İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın

Transkript

İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ
KRĠZDE ERTELENEN DÜĞÜNLER
2010`DA BEYAZ EġYACININ YÜZÜNÜ
GÜLDÜRDÜ
Türkiye ekonomisinde olumlu gelişmeler
yılbaşından bu yana sanayi üretimindeki ve
ihracat rakamlarında kendini gösteriyor.
Bütçe rakamları ve vergi gelirleri de
büyümeye işaret ediyor. Ticaretteki
canlanma, üretimi olumlu yönde etkiliyor.
Bunlara paralel olarak Türkiye`nin en
önemli sanayi alanlarından beyaz eşya
sektöründe de heyecanlı gelişmeler
gözlemleniyor. Düğün sezonunun açılması
ve yazın gelmesiyle klima satışlarının
artması ve inşaat sektöründeki hareketlilik
sektörün canlanmasına önayak oluyor. Kriz
dönemini geride bırakan beyaz eşya
sektörü, yılbaşından bu yana ulaştığı satış
rakamıyla iyi bir ivme kazanmış durumda.
Ayrıca, en büyük beyaz eşya alıcısı olan
inşaat sektöründeki hareketlilik de üretici
ve satıcı firmaların yüzünü güldürüyor.
Sektör temsilcileri ise yeni kampanyalarla
piyasanın hareketlenmesini sağlıyorlar.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri
Derneği`nin (TÜRKBESD) açıkladığı ocakmayıs verileri de söylemleri kanıtlar
nitelikte. TÜRKBESD verilerine göre, OcakMayıs 2010 döneminde buzdolabı, derin
dondurucu, çamaşır makinesi, kurutucu,
bulaşık makinesi ve fırından oluşan 6 ana
ürün grubunda toplam iç satışlar 2009`un
aynı döneminde gerçekleşen 1.779 bin
adetten bu yılın aynı döneminde yüzde 14
artarak 2 milyon26 bin adete çıktı.
Vestel ġirketler Grubu Ġcra Kurulu
BaĢkanı Ömer Yüngül, yılbaşından
itibaren beyaz eşya alımında bir artış
yaşandığını doğruluyor. „Bunda öncelikli
etken, tüketicilerin, her kriz dönemi
sonrasında olduğu gibi beyaz eşyaya
ilgisinin normal seviyesine yaklaşması oldu.
Düğün sezonunun gelmesi de oldukça
önemli bir faktör. Piyasadaki genel
hareketliliği göz önünde bulunduracak
olursak, kriz sonrası tüketimin artmasının
beyaz eşya alımlarında daha etkili
olduğunu söyleyebiliriz.‟ diyen Yüngül,
Vestel‟in 2009‟da 3,1 milyar dolarlık
konsolide ciro elde ettiğini hatırlattı. Beyaz
12 Temmuz 2010
eşya satışları bu miktarın yüzde 27‟sini
oluşturuyor. Vestel Beyaz Eşya, 2009‟da
elde ettiği 838 milyon dolarlık cironun
yüzde 70‟ini ihracat gelirlerinden sağladı.
Şirket beyaz eşyada, Türkiye‟de yüzde 15
büyüme öngörülen 2010‟da zaman
tasarrufu ve ekstra hijyen gibi dost
teknolojiler içeren, enerji tasarruflu ve su
tasarruflu yeni ürünlerle büyümeyi
hedefliyor.
Electro World Genel Müdürü Bahadır
Özbek, beyaz eşya pazarında, Ocak-Nisan
2010 döneminde, geçen yılın aynı
dönemine göre, türk lirası bazında yüzde
11,3 artış gözlendiğini kaydetti. TÜİK
verilerine göre 2009 yılında ülkemizde
evlenen çift sayısı 600 bin adet civarında.
Bu hanelerde oluşan beyaz eşya ihtiyacı
ise bu büyümenin başlıca sebeplerinden
biri. Özbek, „Electro World olarak, geçen
senenin ocak-mayıs dönemine göre beyaz
eşya satışlarımızda yüzde 150`lik bir artış
gerçekleştirdik. Bu artış ile beyaz eşya
kategorisinin toplam ciromuz içindeki
payını 2 katına çıkarırken, aynı zamanda
sektördeki pazar payımızı da iki katına
çıkardık.‟‟dedi.
Bosch Beyaz EĢya Ev Aletleri
Pazarlama Müdürü Neylan Süer, şirket
olarak, 2009 yılını çok iyi geçirdiklerini,
yeni konjonktüre uygun olarak yapılan
satış uygulamaları ile bu grafiği tersine
çevirdiklerini aktardı. „Başarılı satış ve
pazarlama dönemlerimizden birini
yakalamış olduk.‟ diye konuştu.
„Yazın gelmesiyle düğün sezonunun
açılması, ayrıca konutlardaki yenileme ve
tadilat çalışmaları beyaz eşya ürünlerinin
daha çok rağbet görmesine neden oluyor.‟
diyen Teknosa Genel Müdürü Mehmet
Nane, talebe rağmen fiyat artışı
yapılmadığını belirtti ve ekledi: „Aksine, kriz
öncesine kıyasla çok daha avantajlı fiyatlar
sunuyoruz. Örnek vermek gerekirse 1300
TL fiyata sahip ürünleri bugün 900 TL‟ye
satın almak mümkün olabiliyor. Teknosa
adına geçen senenin aynı dönemine
kıyasla bu kategoride satış
BEYSAD 1
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ
performansımızda çok ciddi bir artış söz
konusu.‟‟
Sektörün yüzde 3-4 gibi büyüyeceğini
öngören Siemens Genel Müdürü Haluk
Çelebioğlu, 2009‟daki satışların bir önceki
seneye göre yüzde 20‟nin üzerine çıktığını
söyledi. Çelebioğlu sözlerini şöyle
sürdürdü: „İç piyasadaki pazar payımızı da
yüzde 6,8‟den yüzde 8‟lere çıkarmayı
başardık. 2009‟un ilk 5 ayındaki
performansımızı bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 8 üstünde bitirdik.
Krizden çok fazla etkilenmedik. Çünkü Türk
tüketicisi ihtiyacını ertelemiyor.‟
Profilo Dayanıklı Ev Aletleri SatıĢ
Direktörü Semir Kuseyri ise sektörde
cazip kampanyalar ile uygulanan satış
fiyatlarının, özellikle tüketicinin alım
gücüyle doğru orantılı gerçekleştiğini ifade
etti.
KOSGEB YENĠ DÖNEM DESTEKLERĠNĠ
KOBĠ‟LERLE PAYLAġTI
Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler,
Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler
Vakfı (TOSYÖV) tarafından 8 Temmuz‟da
düzenlenen panelde KOSGEB‟in yeni
destek programları anlatıldı. KOSGEB
Genel Müdürü Mustafa Kaplan, KOBİ‟lere
sağladıkları destek programlarını KOBİ
Proje, İşbirliği-Güçbirliği, Tematik Proje,
Girişimcilik, Ar-Ge – İnnovasyon –
Endüstriyel Uygulama Uygulama ve Genel
destek programları olarak 6 başlıkta
yenilediklerini belirtti. Hizmet ve ticaret
sektörlerinin KOBİ‟lerinin de destek
programlarına dahil olmasının KOSGEB‟in
kuruluşu kadar önemli olduğunu dile
getiren Kaplan, yardım konusunda kendi
kurallarını dayatmadıklarını, her firmanın
ihtiyaçlarına göre proje geliştirdiklerini
söyledi. Kaplan amaçlarının katma değer
yaratan her işletmeyi desteklemek
olduğunu sözlerine ekledi.
TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın
Sönmez de 2010 toparlanma yılının krizden
çıkış yılı olduğunu ve burada kaldıraç
rolünün KOBİ‟ler üzerinde olduğunu
kaydetti. Sönmez sözlerine şöyle devam
etti: “Krizden çıkış sürecinde KOBİ‟lerin
kamu desteği ihtiyacı artmıştır. KOBİ‟ye
12 Temmuz 2010
verilen destek tekrar ekonomiye döner.
Finansal desteğin en önemli boyutu KOBİ
kredileridir. KOBİ bankacılığı kavramı
Türkiye‟de bankacılık literatürüne son
yıllarda girdi. Son yıllarda da hızla gelişti
ama yeterli düzeyde değil. Bankalar
bilançolarını iyileştirmiş KOBİ‟leri bekliyor
ancak birçoğunun durumu iyi değil.
Bankalar sadece onlara değil umut vaat
edenlere de gitmelidir. KOBİ‟lerin kredilere
ulaşamamasının bir sebebi de kayıt dışıdır.
Devlet sopa göstermek yerine kayıt içini
özendirmeli.”
İkitelli OSB Başkan Vekili Nuri Konak da
KOBİ‟lerin gelişmesi için kredilerin
artırılması ve maliyetlerinin düşmesi
gerektiğini ifade etti. Banka
komisyonlarının çok yüksek olduğunu ve
kesinlikle düşmesi gerektiğini aktaran
Konak, projelerin de teminat olarak kabul
edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Girişimciliğin geliştirilmesi için sadece
mevcut işletmelere değil yeni kurulacak
işletmeler için de uygun kredi olanakları
yaratılması gerektiğini bildiren Konak,
“Teknoparklar işlerlik kazanmalı. KOBİ‟ler
danışmanlık sisteminden yararlanmaları
konusunda teşvik edilmeli. İhracat kredileri
fonu kurulmalı” dedi.
KOBĠ‟LERE 500 MĠLYON DOLAR
„CANSUYUNA‟ ONAY
Dünya Bankası‟ndan, Türkiye Kalkınma
Bankası, Ziraat Bankası ve Vakıfbank‟a
“İkinci Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin
(KOBİ) Finansmana Erişimi Projesi“ için
500 milyon dolar tutarında kredi sağlandı.
Hazine Müsteşarlığı‟ndan yapılan
açıklamaya göre, Hazine geri ödeme
garantisi altındaki kredi 15 Haziran‟da
Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu
tarafından onaylandı.
Kredi ve garanti anlaşmaları dün
imzalandı. Kredi kapsamında, Türkiye
Kalkınma Bankası 100 milyon dolar, Ziraat
Bankası ve Vakıfbank 200‟er milyon dolar
tutarında krediyi KOBİ‟lere, yatırım ve
işletme sermayesi ile finansal kiralama
ihtiyaçlarının finansmanı için kullandıracak.
Kredinin en az yüzde 25‟i de kalkınmada
öncellikli yörelerde kullandırılacak.
BEYSAD 2
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ
RÖPORTAJ: ĠTALYA‟DAN EGE‟YE
YATIRIM GELĠR AMA...
(Dilek Gappi Derin‟in haberi…Milliyet Ege)
Ġtalya‟daki tesislerinin bir bölümünü
daha Türkiye‟ye taĢımaya hazırlanan
Bitron Grubu‟nun genç CEO‟su
Pierluigi Picco, 100‟ü aĢkın Ġtalyan
sanayicinin de yatırımlarını özellikle
Ege‟ye kaydırmak istediğini söylüyor,
“Ama” diyor ve ekliyor: “Bürokrasiniz
çok ağır ve gelmeyi düĢünenler
ürküyor”
Pierluigi Picco, yaklaşık dört yıldır
Türkiye‟de karşılaştıklarını, yaşadıklarını
tipik bir İtalyan edasıyla, hızlı ve heyecanlı
anlatıyor. Bianco Ailesi‟nin kurduğu Bitron
Grubu, dünya genelinde 13 fabrikada
üretimini sürdürürken, beyaz eşya ve
otomotiv için elektromekanik component
üretimini gerçekleştiriyor.
Grup yaklaşık 25 yıl önce Türkiye ile
Arçelik‟e mal temin ederek tanışmış.
Yatırım kararında ise, bir başka beyaz eşya
devi olan Vestel ile ilişkilerin gelişmesi etkili
olmuş. Türkiye‟de 2005 yılında yatırım
kararı alan, 2007‟de Manisa‟daki
fabrikalarında üretime başlayan İtalyan
Bitron Grubu bugün Türkiye‟nin devleri
Vestel, Arçelik Tofaş ve Toyota için
component üretimini sürdürüyor. Bitron
Türkiye CEO‟su Pierluigi Picco, Vestel‟e de
mal üretme fırsatı doğduğunda, yatırım
yaptıkları Türkiye‟ye bu yıl İtalya‟daki bazı
üretim hatlarını da taşıyacaklarını söylüyor.
Aslında Picco‟nun anlattıkları, Türkiye ve
Ege açısından çok önemli. „Neler anlatıyor,
ne kadar sert konuşuyor‟ diyorsunuz ama
bu uyarılarının arasında, özünde umutlu bir
yön de var. İtalya‟da Avrupa Birliği‟nin
koşullarından sıkıntı duyan birçok üreticinin
Türkiye‟ye gelmeyi düşündüğünü, buna sık
tanık olduğunu söylüyor. Yine de
“Aramızda kalsın, Türkiye hiç de öyle
yatırım cenneti bir ülke değil”
diyerek yapılması gerekenleri lafı eğip
bükmeden açıkça dile getiriyor.
12 Temmuz 2010
Ayrıca Picco‟ya göre şu an Ege Bölgesi ve
İzmir‟in Avrupa‟da kendini daha iyi
tanıtması için ideal zaman. Hükümet de
yatırım politikasını gözden geçirmeli. Birkaç
ciddi teşvik, yüzlerce İtalyan üreticiyi
Türkiye‟ye getirebilir. Kısacası yabancı
sermaye Türkiye‟ye istemekle, beklemekle
gelmiyor, olaylara bir de onların
cephesinden bakmak gerekiyor...
Yatırım yaptınız ve bir süre sonra
global kriz baĢladı, hedefleriniz
değiĢti mi?
Kriz, Bitron‟a dünya genelinde şüphesiz
büyük problemler yaşattı. Çünkü hep
dünyanın önde gelen firmalarıyla
çalışıyoruz ve onların kapasiteleri ciddi
şekilde daraldı. 2007‟de 630 milyon Euro
üretim yapan grubumuzun cirosu 2008‟de
488 milyon Euroya kadar düştü. Bitron
Grubu‟nun yatırım yaptığı ülkeler içinde en
çok etkilenen ülkeler İtalya, İspanya ve
Polonya olurken, en az Türkiye ve Çin
etkilendi. Türkiye‟de bu süreci şanslı
geçirdik.
ġanslı?
Elbette Türkiye de yaşanan daralmalardan
etkilendi ama tahminlerimiz kadar değil.
Hedeflerimizde yaklaşık yüzde 20‟lik bir
düşüş yaşasak da Bitron Türkiye olarak
2009‟da 7.8 milyon Euroluk bir ciroya
ulaştık. Dünya genelinde Bitron yatay
büyüme politikası izlemeyi tercih ederken,
biz bu yıl 10 milyon Euro bütçe hedefi
koyduk ve en önemlisi İtalya‟daki bazı
tesislerimizi de buraya taşıma kararı aldık.
Bu, önümüzdeki yıllarda ciddi cirosal
büyüme anlamına gelecek.
Türkiye‟ye ne kadarlık bir yatırım
daha getireceksiniz?
Üç yıl içinde 25 milyon Euro ciroyu
yakalamak gibi zorunlu bir hedefimiz var.
Bunun için en az 7 milyon Euroluk bir
yatırımı daha getireceğiz. Tüm bunlara ek
olarak çok yeni almış olduğumuz yatırım
kararı çerçevesinde 5 milyon Euroluk
Bitron standartlarında daha etkin üretim
yapabileceğimiz ek tesis inşaatımıza
başlıyoruz.
BEYSAD 3
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ
Avrupa sanayisinden iyi sinyaller
almaya baĢladınız mı?
Her ne kadar iyileşme sinyallerini alsak da
politikacıların söylediği kadar güvenilir ve
sağlam işaretler değil. Görünen o ki 2010
geçiş yılı olacaktır. Özellikle AB‟nin
uygulayacağı ekonomik politikalar bu
aylarda son derece kritik önem
taşıyacaktır. Türkiye‟nin de dış ticareti
büyük oranda AB‟ye endeksli o yüzden iç
pazarı canlandıracak destekleri gündemde
tutmanız gerekiyor. Türkiye‟de ise pazarın
birkaç yıl büyümeyeceğine, ancak bizim
pastadan alacağımız payın artacağına
inanıyoruz. İtalya‟daki bazı tesislerimizi bu
nedenle Türkiye‟ye kaydırma kararı
aldık. Bunun için hemen beş milyon
euroluk yatırıma başlıyoruz. İç pazarın
vazgeçilmez tedarikçilerinden olmak
ve daha iyi hizmet sunmak için yatırım
yapmaya mecburuz.
Pierluigi Picco, 1995‟te Politechnico Torino
Üniversitesi‟nden mühendislik alanında
mezun olmuş. Daha bitirme projesini
hazırladığı dönemde tanışmış Bitron
Grubuyla. İspanya‟da kalite mühendisi
olarak çalışmaya başlayan Picco, burada iki
yıllık deneyiminden sonra Bitron Şirketler
Grubu‟nun ana şirketi sayılan Elbi
İnternational‟da dokuz yıl boyunca çeşitli
görevlerde çalışmış. 2005‟te Bitron Türkiye
Projesi‟nin başına getirilen Picco bir süre
sonra ailesini de buraya getirmiş. Eşinin ve
çocuklarının Türkiye‟yi çok sevdiğini
özelikle Çeşme ve Bodrum‟un müdavimleri
arasında olduklarını anlatıyor. Bu arada
yatırım yapmadan önce de araştırmalar
için sık geldiği Türkiye ve İzmir‟e hayli
alıştığını belirten Picco, “İzmir bence
Avrupa şehri gibi, hiç farkı yok ve
sürprizleri olan kent. O kadar çok sevdim
ki, kişisel olarak orta vadede Türkiye‟de
kalma planlarım var” diyor.
Türkiye‟nin dev firmalarıyla
çalıĢıyorsunuz...
Evet, Arçelik, Vestel ve Tofaş‟ın
büyümemizde etkisi yüksek oldu.
Piyasaya yeni sürülen yeni Doblo ve
Fiorino modellerindeki görünür tüm sviçler
12 Temmuz 2010
tamamen Bitron ürünüdür. Ayrıca Vestel
de bizim için güçlü bir müşteri haline geldi.
Toplamda yılda 3 milyon adet, yalnızca
Vestel için 1.5 milyon adet komponent
üretiyoruz. Yüzde 35 otomotiv, yüzde 65
beyaz eşyaya çalışıyoruz. Ancak görünen o
ki yeni projelerle önümüzdeki yıllarda bu
oran yüzde 50, yüzde 50 olacaktır.
Türk firmalarıyla ticari iliĢkilerinize
güvenerek yatırım yaptınız, kriz
döneminde sipariĢler azalır kaygısı
yaĢamadınız mı?
Vestel ve Arçelik sipariş miktarlarını global
kriz nedeniyle sadece minumum
seviyelerde azalttı. Zaten onlarla görüşerek
yatırımımızı yapmıştık. Başlangıçtan
itibaren dizayn çalışmalarını üretim
yaptığımız kuruluşlarla ortak yürütüyoruz.
Eğer siparişlerde daha büyük bir azalma
olsaydı onlar için de büyük kayıp olurdu.
Bu arada sözkonusu süreçte Türkiye
pazarında ÖTV teşviği gerçekten işe
yaradı. Bana göre Türkiye, İtalya‟daki
teşviklerden daha başarılı oldu. Her ne
kadar birinci çeyrekte hem otomotiv hem
beyaz eşya sektörlerinde bir düzelme
görülse de hâlâ 2010‟un ikinci yarısı için
endişe duymaktayız. Bunun en önemli
nedeni AB bölgesinde Yunanistan ve
İspanya‟nın içinde bulunduğu ekonomik
durum. Bugünlerde karşılaştığımız en
önemli sıkıntı ise Euro‟da yaşanan değer
kaybı.
Türkiye‟de nasıl bir ortamla
karĢılaĢtınız, yabancılar açısından
yatırım cenneti sayılır mıyız?
Herşeyden önce Türkiye‟nin daha rekabetçi
olması gerekiyor. Doğru, özellikle kaliteli
işgücünde Türkiye ucuz bir ülke. Ancak
Türkiye‟nin yabancı yatırım çekmekte
şansının azaldığını da söylemeliyim. Çünkü
hizmet ile maliyet arasında güzel bir denge
olmasına karşın ülkenizde yabancı
yatırımcının işi zor.
Neden?
Türkiye‟de ekonomiye güven duyulamıyor.
Dalgalı kur politikasından tedirginiz. Ayrıca
Türkiye ortaya koyduğu ekonomik
BEYSAD 4
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ
hedeflerin garantisini verebilmeli. Kredi
faizleri hâlâ çok yüksek. Türk bankalarıyla
çalışmamıza imkan yok. Birkaç teşvik var
görünüyor ama alabilmek zor. Gerçek
anlamda teşvik yok. Gümrük bürokrasiniz
ağır. Yüksek KKDF oranı maliyetimizi
doğrudan yüzde 3 artırıyor.
Bu saydıklarınızı anlatırsanız, yabancı
yatırımcı zor gelir (gülüĢüyoruz)…
Hayır özellikle söylüyorum ki, bu eksikler
giderilsin. Türkiye‟nin elindeki bir fırsatı da
kaçırmasını istemiyorum. Ayrıca dünyada
zaten daralan yabancı yatırımcıyı
Türkiye‟ye çekmek için Hükümet‟in net bir
planı olmalı. Romanya, Bulgaristan ve
özellikle Polonya‟da yatırımcıya ücretsiz
fabrika arazisi veriliyor. Üzerine 10 yıllık
vergi avantajı alıyorsunuz. Türkiye hazır
işgücü avantajına sahipken diğer teşvikleri
de getirebilmeli. Eskisi kadar rekabetçi
değilsiniz. Oysa şu anda Türkiye doğru bir
yabancı yatırımcı teşviği uygulayabilse,
Avrupa‟dan ve özellikle İtalya‟dan çok
sayıda yatırımcının geleceğine inanıyorum.
Türkiye‟de yatırım düĢünen ve size
tecrübenizi soran yabancı sanayici
var mı?
Evet, özellikle otomotiv ve beyaz eşya
sektörlerinden kayış olacağını
düşünüyorum. Avrupalı sanayici kriz geçer
diye bekliyor ama aynı zamanda ciddi
arayışları var. Oradaki maliyetlerle
başetmesi zor. Şu an 100‟ü aşkın orta ve
büyük ölçekli firma kriz dönemini taşınmak
için fırsat olarak görüyor. Türkiye ve Ege
Bölgesi‟ni de özellikle düşünüyorlar.
Sanırım beyaz eşya ve otomotiv yan
sanayiinde biz de onlara iyi bir örnek
olduk. Türkiye gerçekten de gerekli know how‟a, teknolojiye ve kaliteli iş gücüne
sahip bir ülke. Ancak kendinizi iyi
anlatmıyorsunuz. Avrupa‟nın bazı
bölgelerini tanıtım bombardımanına
tutmanız lazım.
12 Temmuz 2010
Ġġ DÜNYASI „YERLĠ ÜRETĠME
ÖNCELĠK‟ ĠSTEDĠ, BAKANLIK
ÇALIġMA BAġLATTI
Elektrik ve elektronik sanayinin 4 yıllık
stratejisini oluşturmak üzere bir araya
gelen sektör temsilcileri yerli ürün
kullanımındaki yetersizlikten yakındı. Kamu
kurumlarındaki yabancı marka kullanımına
işaret eden Zorlu Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, “Ankara‟da
bütün devlet kurumlarında yabancı marka
televizyonları görüyorum. Çok zoruma
gidiyor” ifadelerini kullanırken, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yerli ürün
kullanımının teşviki konusunda bazı
çalışmalar yaptıklarını açıkladı. Türkiye‟nin
sanayi stratejisi çerçevesinde Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı tarafından tüm ilgili
kesimlerin katkılarıyla oluşturulan Elektrik
ve Elektronik Sanayi stratejisi 6
Temmuz‟da İstanbul‟da düzenlenen basın
toplantısı ile şekillendirildi. Sektörün önde
gelen temsilcilerinin katıldığı toplantıda
rekabet şartlarını baltalayan noktalara
dikkat çeken iş adamları, yerli üretimin iç
piyasada çok fazla itibar görmemesinden
yakındı. Toplantıda konuşan Nazif Zorlu,
Türkiye‟nin öncelikle kendi ürettiği ürünleri
tüketmesi gerektiğine işaret ederek
“Ankara‟da bütün devlet kurumlarında
yabancı marka televizyonları görüyorum.
Çok zoruma gidiyor. Biz önce kendimiz,
Türk işçisinin Türk sanayinin ürettiğini,
önce kendimiz tüketmeyi öğrenmeliyiz.
Bizim 1980‟li yıllarda dövizimiz yoktu.
Makine almaya giderdik, adamlar bizi 4-5
saat kapıda bekletirdi. Ama çok şükür o
insanlar şimdi bizi ziyarete geliyor bizim
yüzümüzü görüyorlar. Bizim 500 milyar
dolar ihracat hedefi için sanayi ve devlet
işbirliklerini muhakkak yapmamız gerekir.
Bu işsizlik sorununu nasıl çözeceğiz, buna
bakmamız gerekir” dedi.
“Milliyetçilik sadece slogan değil”
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yerli
ürün kullanımının teşviki konusunda bazı
çalışmalar yaptıklarını açıklayarak,
“Özellikle elektrik üretim ve dağıtım başta
olmak üzere tüm sektörlerde, Türkiye‟de
üretilen ürünlerin kullanımının teşviki
BEYSAD 5
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ
konusunda, ilgili diğer kurumlarla işbirliği
içinde bir çalışma yürütüyoruz. Kamu
alımlarında Türkiye‟de üretilen ürünlerin
alınmasında ve kullanılmasına özel önem
vermeliyiz. Ayrıca bireysel ürün
kullanımında da buna önem vermeliyiz.
„Milliyetçilik‟ dediğimiz şey sadece slogan
değil ki, milli ürünlerin kullanılmasında aynı
hassasiyetleri göstermiyorsak bu laflar boş
laflardır” ifadelerini kullandı.
ÖNEMLE ELE ALINMASI GEREKEN
ÖNERĠ
(Osman Arolat‟ın köĢesinden)
Elektrik elektronik sektör temsilcilerinin
Sanayi Bakanı'nın katılımıyla önceki gün
yaptığı toplantıda Zorlu Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu,
"Ankara'da bütün devlet kurumlarında
yabancı marka televizyonları görüyorum.
Bu çok zoruma gidiyor. Biz önce Türk
işçisinin, Türk sanayicisinin ürettiği ürünleri
tüketmeyi öğrenmeliyiz" diyerek "yerli
ürün" tartışmasını bir kez daha gündeme
getirdi. Bundan bir süre önce de Türk
makine sanayicileri, ünlü işadamlarının
katılımıyla hazırladıkları, "Tıkır tıkır"
televizyon reklamlarıyla yine "yerli ürün"
kampanyası yapmışlardı. TOBB
önderliğinde STK'lar da birkaç ay önce
"Türkiye menşeili üretim kullanımı"
konusunda önerilerde bulunmuşlardı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün,
sektörün daha iyi şartlarda yoluna devam
etmesi için, "Elektrik ve Elektronik Sanayi
Strateji Belgesi"ne son şeklin verilmekte
olduğunu belirterek, "Şikayet konusu olan
yerli ürün kullanımını teşvik için de bazı
çalışmalar yaptıklarını, tüm sektörlerde
Türkiye'de üretilen ürünlerin teşviki
konusunda diğer kurumlarla işbirliği içinde
olduklarını sonuç alacaklarına inandığını"
açıkladı.
Bu konuyu ele alırken, bakanlığın öncelikle
kamu alımlarıyla ilgili düzenlemeyi diğer
bakanlıklarla birlikte hazırlayıp bir an önce
ihale kanunundaki düzenlemelerle ortaya
koymaları gerekir.
12 Temmuz 2010
Bunun uluslararası rekabet kurallarına
aykırı olduğunu iddia edenler
bulunmaktadır. Ama hemen her ülkede, en
gelişmiş olan ekonomilerde bile özellikle
son kriz sonrası bu tür önlemlerin
artırıldığının birçok örneği biliniyor.
Dünya mermer ve taş rezervinin yüzde
35'ine sahip olan Türkiye'de kamu
kurumları ve belediyeler kendi kurum
binalarında Çin'den satın alınan mermer ve
granitleri kulanmakta, belediyeler cadde
döşemeleri için taş ithal etmekteler. Bu tür
ithalatın ihale şartlarıyla ortadan kaldırılıp
yerli ürünlere yöneltilmesi kolaylıkla
sağlanabilir.
Bunun gibi makine alımlarından, otomotiv
alımlarına birçok alanda yerli üretime
öncelik tanıyan şartlar ortaya konulabilir.
Türkiye bazı sektörlerde kriz dönemlerinde
tedariklerini ithal hammadde ve ara malı
kullanmaya yönelen firmaların, uzun süreli
yerli tedarikçilerinden alımdan
vazgeçmeleri KOBİ nitelikli birçok firmanın
batmasına sistem dışına çıkmasına yol açtı.
Kalkınmanın ve büyümenin en önemli
ayağı "üretmektir". Üretmek için ülkenin
kendi hammaddesini, insan kaynağını en
iyi şekilde değerlendirmesi gerekir.
Yönetenlerin bu alandaki görevi ise ülkenin
insan sermaye ve hammadde kaynaklarını
en verimli kullanacak ortamı yaratmak
olmalıdır. Doğal olarak bütün içerisinde
yerli üretimin korunması da yer alır. Bu
dönemde yerli üretim sadece bizim
sermayedarımızın üretimi değildir. Bizim
sınırlarımız içinde üretim yapan farklı
menşeili bütün üretim yapan firmaların
üretimidir.
Olaya bu bütünsellikte bakmak gerekir.
"Yerli üretim" konusu bugün bütün
dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemle
ele alınması, üzerinde hassasiyetle
durulması gereken konudur. Önemli olanın
üretime dayalı kalkınma ve büyüme olduğu
bunun için ülke kaynaklarının en verimli
şekilde kullanılıp kullanılmadığının
değerlendirilmesi gerekir.
BEYSAD 6

Benzer belgeler

İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın

İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın dönemini geride bırakan beyaz eşya sektörü, yılbaşından bu yana ulaştığı satış rakamıyla iyi bir ivme kazanmış durumda. Ayrıca, en büyük beyaz eşya alıcısı olan inşaat sektöründeki hareketlilik de ...

Detaylı