BiR ÇiFT ÖKSÜZ KIZIL GEYiK YAVRUSU

Transkript

BiR ÇiFT ÖKSÜZ KIZIL GEYiK YAVRUSU
BiR ÇiFT ÖKSÜZ
KIZIL GEYiK YAVRUSU
ÖZET: “Şu an için Fakültemiz hayvan hastanesinin
imkanlarından faydalanarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızda bir çok yaban hayvanını misafir ettik ve etmekteyiz.
Merkezimizin resmi olarak kurulduğu bu günlerde bir çift
öksüz kızıl geyik yavrusu da misafirlerimiz arasında. Kaderleri birbirine benzer, sürülerinden bilinmeyen bir şekilde
kopmuş ya da koparılmış ‘Safinaz’ ile ‘Temel’ bizlerin gözetimi ve desteği ile yaşama birlikte tutunuyorlar. Bugün Safinaz
ve Temel birlikte büyüyorlar. İmkanlarımız ölçüsünde biraz
daha misafir edeceğiz kendilerini. Gönül ister ki kısa bir süre
sonra yeniden yaban hayatlarına dönsünler, sürülerini bulsunlar, büyüyüp, çoğalsınlar... Ancak elde beslenen ve insana alışan yavrular için doğaya yeniden dönmek kolay değil.
İnsanı dost olarak belleyen bu canlıların avcılarla karşılaşma
riski öyle yüksek ki. Safinaz ve Temel’in hikayesi şimdilik bu
kadar. Peki ya gelecekleri?”
ANAHTAR KELİMELER: Kızıl Geyik, doğa, avcı,
Hesna Kandır.
ABSTRACT: “For the moment, using the facilities of
the animal hospital of our faculty in our work we have performed and we have been the guest of many wild animals.
Red fawn that was orphaned a couple of days also formally
established our center among our guests. Their fate similar to
each other, severed or torn in the manner of the flocks with
an unknown ‘Safinaz’ and ‘Temel’ life together with the support and supervision they grab us. Today Safinaz and Temel,
together they grow. The extent of our possibilities we are going to receive a little more to themselves. After a short while
it would be to re-wildlife, go to find, grow, however, the Fed
and the people who had been used to for the cubs to return
to nature it isn’t easy. The risk of encountering predators as
friends of the people who made these creatures is so high.
Safinaz and Temel’s story is now so! What future?”
dır.
KEYWORDS: Red Deer, Nature, Hunter, Hesna Kan-
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 7
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Veteriner Fakültesi olarak doğada zarar görmüş yaban hayvanlarına sahip
çıkıyoruz. Türkiye’de ilk kez Fakültemizde kurulan Yaban Hayatı ve Ekoloji
Anabilim dalının yanı sıra geçtiğimiz
günlerde “Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatı Kurtarma, Rehabilitasyon, Araştırma ve Eğitim Merkezi”
miz de resmi olarak onaylandı. Bugüne dek çeşitli imkansızlıklara rağmen
yürütmeye çalıştığımız yaban hayvanlarının tedavi ve doğaya salım süreçlerinin, yeni merkez ile birlikte daha
başarılı bir şekilde devam edeceğine
inanmaktayız.
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 8
Şu an için Fakültemiz hayvan hastanesinin
imkanlarından faydalanarak
gerçekleştirdiğimiz
çalışmalarımızda bir çok yaban
hayvanını misafir ettik ve
etmekteyiz.
Merkezimizin
resmi olarak kurulduğu bu
günlerde bir çift öksüz kızıl
geyik yavrusu da misafirlerimiz arasında. Kaderleri birbirine benzer, sürülerinden bilinmeyen bir şekilde kopmuş
ya da koparılmış Safinaz ile
Temel (isimlendirme yaban
hayvanları ile gönüllü olarak
ilgilenen öğrencimiz Tuğrul
Çağrı Gül’ e aittir), bizlerin
gözetimi ve desteği ile yaşama birlikte tutunuyorlar.
Safinaz, Eskişehir, Seyitgazi bölgesinden DKMPGM (Doğa Koruma ve Milli
Parklar Genel Müdürlüğü)
görevlileri tarafından kısa bir
süre önce getirildi. Yaklaşık
1-2 haftalık yaşta olduğunu
tahmin ettiğimiz yavrunun
yapılan muayene sonucu
çene kemiğinde kırık tespit
edildi. Ancak operasyon için
yeterince büyük olmaması
ve kırığın kendiliğinden iyileşme ih-
timali nedeni ile herhangi bir işlem
yapılmadı. Biberon ile günde 3 kez
beslenen Safinaz bugünlerde Temel
ile birlikte olmaktan ayrıca çok mutlu.
Temel, Safinaz’dan biraz daha irice 3-4
haftalık olduğunu tahmin ettiğimiz
erkek bir yavru ve Safinaz’dan yaklaşık 1 hafta sonra hastanemize geldi.
Sinanpaşa ilçesi Hocalar mevkiinde
bir çobanın koyun sürüsüne takılmış
ve 2-3 gün onlardan ayrılmamış. Çobanın DKMPGM görevlilerini araması
üzerine Temel’de bizlere katıldı. Kendi
sürüsünü kaybeden Temel’in herhangi bir travması yoktu. Ancak üzerinde
bol miktarda kene bulunduruyordu
ve oldukça zayıftı. Öncelikle keneleri
temizlendi. Serum, antibiyotik ve vitamin takviyeleri ile kendine getirildi.
Temel’in süte karşı ilgisi yok taze otlarla beslenmeyi tercih ediyor. Safinaz’da
Temel’e bakarak ot yemeyi öğreniyor.
Safinaz’ın çene kırığı iyileşmiş görünüyor. Yakında röntgen çekip kontrol
edeceğiz.
Bugün Safinaz ve Temel birlikte
büyüyorlar. İmkanlarımız ölçüsünde
biraz daha misafir edeceğiz kendilerini. Gönül ister ki kısa bir süre sonra
yeniden yaban hayatlarına dönsünler,
sürülerini bulsunlar, büyüyüp, çoğalsınlar... Ancak elde beslenen ve insana alışan yavrular için doğaya yeniden dönmek kolay değil. İnsanı dost
olarak belleyen bu canlıların avcılarla
karşılaşma riski öyle yüksek ki. Bu sebeple DKMPGM’nün uygun gördüğü
bir geyik üretme istasyonunda hayatlarının kalan kısımlarını geçirecekler.
En azından sınırları olmasına rağmen
yine doğal ortamlarını aratmayacak
bir yerde ve güvende olacaklar. Belki
onların yavruları bir gün doğal yaşam
alanlarına salınır ve sınırsız ortamlarda
yeniden özgürce koşturabilirler.
Safinaz ve Temel’in hikayesi
şimdilik bu kadar. Peki ya gelecekleri?
Üyesi oldukları kızıl geyik türünü tanımak geleceklerinde neler yaşayacaklarını tahmin etmek adına yararlı olabilir.
O halde buyurun kızıl geyikleri yakın-
dan tanıyalım.
Türkiye, gerek coğrafi yapısı
ve konumu gerekse de taşıdığı habitat özellikleri sebebi ile farklı türdeki
memeli hayvanları barındırabilecek
özelliklere sahiptir.1 Kızıl geyik (Cervus
elaphus), Türkiye’de ulusal mevzuat
tarafından korunan türler arasında yer
alan en büyük yabani memeli türüdür.
Bu görkemli canlı 1937 yılından beri
avlanma yasağı ile koruma altına alınmış ise de geçmişte yayılış gösterdiği
alanların birçoğunda aşırı avlanma
sonucu yok olmuş, bazılarında ise küçük populasyonlar halinde yaşamına
devam etmektedir. Trakya’da Istranca
ormanlarında, Adapazarı, Bolu, Kastamonu ve Sinop ormanlarında geniş yayılış gösterirler. İç Anadolunun
kuzeyinde Kızılcahamam, Beypazarı,
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 9
Nallıhan, Çerkeş, Ilgaz ormanlarında, Eskişehir, Kütahya çevresindeki ormanlarda, Afyon
civarındaki Akdağ’da, Marmara Bölgesi’nde
Bursa, Bilecik, Balıkesir civarındaki ormanlarda, Manisa, Denizli çevresinde, Torosların Akseki, Beyşehir bölgesinde, Kahramanmaraş’ın
Binboğa dağlarındaki ormanlarda, Doğu Karadeniz’de Artvin ormanlarında, Doğu Anadolu’da Kığı, Hozat, Solhan ormanları ile Cudi
Dağı’nda yayılış gösterirler.2
KIZIL GEYİK HAKKINDA...
Kızıl geyik Artiodactyla takımının Ruminantia alt takımından Cervidae familyasına ait bir türdür. Kızıl geyiğin başı ince yapılı,
boynu orta uzunlukta, vücudu dolgun, omuz
kısmı sağrısından biraz daha yüksek, bacakları
oldukça narin yapılıdır. Sadece erkelerde bulunan boynuz çatallı ve büyüktür. Her yıl Mart
- Nisan aylarında atılan boynuzların yerlerine
yenileri çıkar ve Ağustos ayına kadar gelişir.
Boyları 200-265 cm, omuz yükseklikleri 105150 cm, kuyrukları 22 cm; ağırlıkları 100- 250
kg civarındadır. Renkleri yazın kızıl-kahverengi, kışın ise gri-kahverengidir. Karın kısmı açık
renklidir. Kuyruk sokumu etrafında aşağı doğru inen açık renkli bir ayna bulunur. Çiftleşme
mevsiminde ve kışın erkeklerin boyunlarında
uzun ve koyu renkli kıllardan bir yele oluşur.
Yavrular doğduklarında ve onu izleyen 3-4
hafta süresince beyaz beneklidirler.2-3
SOSYAL YAPILARI
Kızıl geyikler sürü hayvanıdırlar. Yılın
büyük kısmında geyikler küçük veya büyük
sürüler halinde dolaşırlar. Sürü boyutları; cinsiyete, habitat tipi ve kalitesine, geyik yoğunluğuna, yılın zamanına ve hava durumuna
göre değişiklik gösterir. Farklı cinsiyetler yılın
büyük çoğunluğunda ayrı sürüler oluştururken, erkek geyikler çiftleşme döneminde dişilerin bulunduğu alanlara doğru hareket ederler. Erkek geyiklerde doğrusal bir hiyerarşiye
eğilim varken dişi geyiklerde anaerkil hiyerarşi gözlenir. Baskın dişi sürünün liderliğini yapar. Buzağılar 3-4 ay kadar analarına bağımlı
yaşarlar ancak süt emme dönemi daha uzun
da sürebilir. Dişi buzağılar anneleri ve onun
grubu ile kalmaya meyilli olup gruplar yaygın
olarak dişi, buzağı ve bir yaşlı gençlerden oluşur. Genç erkekler bir yıl sonra çevreye dağılırlar veya bekar gruplara katılabilirler.3
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 10
HABİTAT KULLANIMLARI
Yaşam ortamı olarak geniş yapraklı ve karışık ormanları tercih ederler.
İğne yapraklı ormanlarda da yaşarlar
ancak orman içi açıklıklar ve çayırlıkların bol olduğu iğne yapraklı ormanları
severler. Yaz aylarında ormanların üst
sınırına, yaylalara kadar çıkarlar. Bataklıklı ve alt tabakası bitkilerce zengin ormanlar yaşamaları için uygun
alanlardır. Genellikle gece yayılırlar,
akşamın ve sabahın alaca karanlığında
daha hareketlidirler. Gündüzleri kuytu
ve sakin orman köşelerinde yatarak ve
geviş getirerek dinlenirler. Barınak olarak sakin ve uzak mesafeleri rahatlıkla
görebilecekleri açıklık alanları tercih
ederler ve dişi geyikler nadiren bir kaç
kilometre kare mesafelerde yer değişimi yaparlar. Erkek geyikler ise geniş iyi yararlanırlar.3
bir yayılım gösterebilirler bazen yıl boÜREME
yunca 40 km den fazla yayılım göster3
Dişiler
mevsime
bağlı poliöstdikleri olur.
rik özellik gösterirler. İlk siklusta gebe
kalmaz ise düzenli olarak siklus kendiBESLENME
Öncelikle otçuldurlar ancak ne ni tekrarlar. Geyikler 1,5 yaşlarına gelyiyeceklerini seçebilirler. Tek tip ve yo- diklerinde çiftleşme kabiliyetini elde
ğun orman örtüsü yerine odunsu ve ederler. Geyikte böğürme dönemi
otsu bitki çeşitliliğinin yüksek olduğu olarak adlandırılan çiftleşme dönemi,
açıklıklı orman habitatlarını yaşama ve boynuzların gelişip vücudun semizlebeslenme alanı olarak tercih ederler.1 diği Eylül ayı sonlarından başlayarak
Otlamak için açık alanları tercih etse- Ekim ayının ilk yarısında en yüksek
ler de zamanlarının çoğunu ormanlık noktasına erişir. Bu dönemde güçlü eralanda geçirirler. Erkek geyikler dişile- kekler sürüden tek tek ayrılıp böğürere göre düşük kaliteli otlaklardan daha rek dişileri etraflarında toplarlar. Bunu
takiben çiftleşebilmek için aralarında
şiddetli kavgalar meydana gelir. Kavga
sonunda galip gelen erkek geyik dişi
sürüsünün liderliğini alarak sürüyü
sevk eder, 3-10 dişiden oluşan ve harem diye adlandırılan sürüdeki dişiler
tek tek lider erkek tarafından döllenirler. Bazı kondisyonu düşük dişiler gebe
kalmayabilirler. Yaklaşık 33-34 haftalık
gebelik süresi sonucunda, Mayıs sonu
Haziran başında dişi genellikle 1 nadiren 2 yavru doğurur. Çiftleşmeyi takip
eden Doğum sonu yavrular anneleri
tarafından bir hafta – on gün boyunca kuytu yerlerde saklanıp, daha sonra
sürüye katılırlar.2-3
NESİLLERİ TEHLİKE ALTINDA MI?
IUCN Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi
(“IUCN Kırmızı Listesi”) ve bitki ve hayvan türlerinin dünyadaki en kapsamlı
Küresel Koruma durumu envanteridir.
IUCN Kırmızı Listesi Uluslararası Doğal
Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma
Birliği tarafından sürdürülmektedir.
Kızıl geyikler Kırmızı listede Asgari Endişe (LC: LeastConcern) kategorisinde yer almaktadır.4 Avlanması yasak
olan kızıl geyikler, Orman ve Su İşleri
Bakanlığının kontrolünde ihale usulü
ile zaman zaman yaşlı erkek geyikler
avlattırılmaktadır. Geyik eti ülkemizde
çok tüketilmemekle birlikte gösterişli
trofelerinden (çatallı boynuzlar) dolayı
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 11
av hayvanı olarak, yurt içi ve yurt dışından avcılar tarafından yüksek meblağlarda rağbet görmektedir.
Avrupa’da bir çok ülkenin doğal ortamlarında geyik kalmamasına
rağmen biz hala şanslıyız. Şu an net
olmamakla birlikte yaklaşık 1500 adet
kızıl geyiğin ülkemizde yaşadığı düşünülmektedir. Sayılarını artırmak amacı ile ilk geyik üretme istasyonu 1959
yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü tarafından İstanbul Belgrad Ormanları içerisinde kurulmuştur.
Bugün Bahçeköy ve Polonezköy Geyik Üretme İstasyonlarında üretime
devam edilmektedir. Ayrıca Samsun
Kunduz ve Eskişehir bölgelerinde de
geyik üretim İstasyonları faaliyettedir.
Üreme istasyonlarında çoğalan geyikler için yeni yerleştirme alanları belirlenmekte ve tabiata salım yapılarak sayılarının arttırılmasına çalışılmaktadır.
Ancak tüm çabalara rağmen geyik sayısında istenilen düzeye ulaşılamamış,
sayısal azalma devam etmektedir.
Maalesef insanoğlunun kendi çıkarları doğrultusunda doğanın
dengesine müdahale etmeye başladığından beri, bazı yaban hayvanlarının doğal ortamlarındaki sayıları hızla
azalmış, bazılarının nesli neredeyse
tükenme noktasına yaklaşmış ve bazı
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 12
türler ise yok olmaya başlamışlardır.
Özellikle üreme kapasitesi sınırlı olan
ve insanlar için uygun av niteliği taşıyan büyük memeli hayvanlar bu durumdan daha fazla etkilenmektedirler.
Kızıl geyikler de onlardan biridir.5
Kızıl geyik toplumda ulu geyik
olarak da bilinmektedir. Sadece kaçak
avcılık değil, orman yangınları, orman
alanlarının daralarak tarım arazilerine
dönüştürülmesi ile yaşam alanlarının
tahribi bu canlılar için neslin azalması
ve yok olması anlamına gelmektedir.
Dünya üzerindeki doğal varlıkların ve
bu varlıklar içerisinde yer alan yaban
hayvanlarının korunması ve sürdürülebilirlikleri ancak onların yaşam alanlarının korunması ve toplumun bu konuya olan duyarlılığının artırılması ile
mümkündür. Bu maksatla yaban hayvanlarının korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması
için; toplumların eğitilmesi, belirgin
bir kamuoyunun oluşturulması, korunan alanlarda yerel halk ağırlıklı koruma çalışmalarının yapılması elzemdir.6
Dileriz bizden sonra da güzel bir gelecekleri olur Safinaz ve Temel’in. Belki bir gün doğada Safinaz
ve Temel’e benzeyen bir kızıl geyiğe
rastlarsınız, okuduklarınız gelir aklınıza, elinizde tüfek yerine sadece bir
fotoğraf makinası olur, görkemli var-
lıkları içinizi ısıtır, yaşamaları için katkı
sağlarsınız... Kim bilir...
KAYNAKLAR
1. Deniz Mengüllüoğlu, C. Can Bilgin: Ankara
Civarında Bir Kızıl Geyik Cervus Elaphus L. Populasyonunun Mevsimlere Göre Günlük Aktivitesi
ve Predatör ve Evcil Sürülerle İlişkisi
h t t p s : / / w w w. r e s e a r c h g a t e . n e t / p r o f i le/Deniz_Menguellueoglu/publication/232069123_Seasonal_daily_activity_patterns_of_a_Red_deer_Cervus_elaphus_population_near_A nkara_and_its_relations_to_predators_and_domestic_livestock/
links/56a643e008aebf168e322e2a.pdf?origin=publication_list
2. Kızıl Geyik (Cervus elaphus),
http://genetik.milliparklar.gov.tr/genetik/Files/
Kizil%20Geyik%20(Cervus%20elaphus).pdf,
Erişim tarihi: 03.07.2016
3. Species ecology, Red Deer, http://www.thedeerinitiative.co.uk/uploads/guides/168.pdf, Erişim tarihi: 03.07.2016
4. IUCN RED LİST. http://www.iucnredlist.org/details/41785/0, Erişim tarihi: 03.07.2016
5. Sevil Birecikligil, Fadime Çelekli, Abuzer Çelekli, Erdoğan Çiçek, “Karagöl Mevkiinde (Nurdağı,
Gaziantep) Doğaya Salınan Kızıl Geyik (Cervus
elaphus)’ların İzleme Programı” Nevşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Cilt 2(1)
26-33, https://www.researchgate.net/publication/285176357
6. Nuri Kaan Özkazanç (2012): Sökü Yaban Hayatı Koruma Alanı’nda tespit edilen büyük memeli hayvanlar, http://bof.bartin.edu.tr/journal/1302-0943/2012/Cilt14/Sayi21/2012-11.
p0df