Gıda Bülteni Sayı 16 - Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı

Transkript

Gıda Bülteni Sayı 16 - Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı
İKİNCİ ULUSLARARASI BESLENME KONFERANSI (ICN2) BİLDİRİSİ YAYINLANDI
19-21 Kasım 2014 tarihinde FAO (Food and
Agriculture Organization of the United Nations) ve
WHO (World Health Organization) tarafından
Roma’da düzenlenen İkinci Uluslararası Beslenme
Konferansı’nda 170 ülke, yetersiz ve dengesiz
beslenmeyle mücadele politikaları geliştirmek için
taahhütte bulundu. Konferansa katılan üye ülkeler
dengesiz beslenme sorununu farklı açılardan ele
almak ve önümüzdeki yıllarda bu sorunlarla nasıl
mücadele edileceğini belirlemek amacıyla bir araya
geldiler.
Dengesiz beslenmenin sürdürülebilir kalkınma ve sağlığı tehdit eden sorunları;
Yetersiz beslenme, mikrobesin eksiklikleri, kilo fazlalığı ve obezite de dahil olmak üzere dengesiz
beslenmenin tüm şekilleri insanların fiziksel ve bilişsel gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bağışıklık sistemini
tehdit eder. Bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklara yakalanma riskini artırır. İnsanların beceri
potansiyellerini kısıtlayarak ve üretkenliği azaltarak hem insanların sağlığını ve refahını etkiler, hem de
bireyler, aileler, toplumlar ve devletlere olumsuz sosyal ve ekonomik yük teşkil eder.
Yetersiz ve dengesiz beslenmenin asıl nedenleri;




Kırsal ve kentsel alanlarda yoksulluk, azgelişmişlik ve düşük sosyo-ekonomik statü,
Ulusal ve uluslararası yasa ve yükümlülüklere uygun inanç, kültür, gelenekler, beslenme
alışkanlıkları ve bireylerin tercihleri ile uyumlu kalite ve miktardaki gıdaya yeterli oranda
erişimin olmaması,
Bebek ve küçük çocuklara bakımın özensiz olması, temizlik ve hijyen eksikliği, eğitimsizlik,
sağlık hizmetlerinin kalitesi ve temiz içme suyu sorunu, gıda kaynaklı veya parazit
enfeksiyonları ve üretimden tüketime güvenli olmayan gıdaya bağlı olarak gıda
bulaşanlarının zararlı seviyede alınması,
Ebola virüsü gibi salgın hastalıklar
Dünyada yetersiz ve dengesiz beslenme rakamları;







2012-2014 yıllarında tahmini 805 milyon insan kronik açlık çekiyor,
Dengesiz beslenme 2013 yılında beş yaş altındaki 161 milyon çocuğu etkilemiştir,
Aşırı zayıflık beş yaş altındaki 51 milyon çocuğu etkilemiştir,
Yetersiz beslenme, beş yaş altındaki çocuk ölümlerinin başlıca nedenidir ve 2013 yılındaki tüm çocuk
ölümlerinin %45’ine neden olmuştur,
İki milyardan fazla insan özellikle A vitamini, iyot, demir ve çinko olmak üzere mikrobesin eksikliğinden
muzdariptir,
2013 yılında beş yaşın altındaki 42 milyon çocuk kilo fazlalığı sorunuyla, 2010 yılında 500 milyondan fazla
yetişkin obezite sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır,
Yetersiz fiziksel aktivite ve dengesiz beslenmenin neden olduğu risk faktörleri küresel olarak hastalık ve
sakatlık nedenlerinin %10’unu oluşturmaktadır.
Dengesiz beslenmenin tüm şekillerinden kurtulmak için geliştirilmiş küresel eylem ortak vizyonu





Açlık, yetersiz beslenme ve 5 yaşın altındaki
çocukların yetersiz veya fazla ağırlıkta olması gibi
kötü beslenmenin tüm türlerinin ve kadınlar ve
çocuklarda anemi ve diğer mikrobesin
eksikliklerinin ortadan kaldırılması, kilo fazlalığı ve
obezite yönündeki artan eğilimlerin tersine
çevrilmesi ve tüm yaş gruplarında diyete ilişkin
bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünün azaltılması;
Olağanüstü durumlar dahil olmak üzere insanların
diyet ve beslenmesini iyileştirecek etkili müdahale
ve faaliyetler için yatırımları arttırmak;
İnsanların beslenme ihtiyaçlarını karşılayan
gıdalara yıl boyu erişim sağlamak. Güvenli ve
çeşitli sağlıklı diyetleri teşvik etmek için üretimden
tüketime ilgili sektörlerin tamamında, uyumlu
kamu politikaları geliştirerek sürdürülebilir gıda
sistemlerini iyileştirmek;
Uygun ulusal stratejiler, politikalar, faaliyet planları
ve programlar dahilinde beslenme profilini
yükseltmek ve ulusal kaynakları buna göre
düzenlemek;
Uygun bilimsel ve sosyo-ekonomik araştırma ve
geliştirme, yenilik ve uygun teknolojilerin
aktarılması karşılıklı anlaşılan hükümler ve koşullar
yoluyla kötü beslenmenin her şeklini ele almak için
insan kapasitelerini ve kurumsal kapasiteleri
güçlendirerek beslenmeyi geliştirmek;




Ülkeler arasındaki işbirliğini teşvik etmek için
tüm paydaşlar tarafından yapılan katkıları ve
faaliyetleri güçlendirmek ve kolaylaştırmak;
Yetişkin hayatın ilk aşamalarından
başlayarak, özel beslenme gereksinimleri
olan insanlar dahil, hamilelik öncesi ve
sonrasında, özellikle ilk 1.000 gün boyunca
sağlıklı beslenmeyi sağlamak. İlk 6 ay
boyunca yalnızca anne sütüyle beslenmeyi
ve 2 yaşa kadar ve sonrasında tamamlayıcı
beslemeyle birlikte anne sütü verilmesini,
ailelerin sağlıklı yemesini ve çocukluk
boyunca okulda sağlıklı yemeyi korumak ve
desteklemek için politikalar, programlar ve
girişimler geliştirmek;
Gelişmiş sağlık ve beslenme bilgisi ve eğitimi
yoluyla sağlıklı besinsel uygulamalar ve
uygun bebek ve genç çocuk besleme
uygulamalarına yönelik bilinçli gıda ürünü
tercihleri yapmak için insanları donanımlı
hale getirmek ve olanak tanıyan bir ortam
yaratmak;
Bu açıklamadaki taahhütleri, aynı zamanda
küresel beslenme hedeflerindeki
izlenebilirliği sağlamaya ve ilerlemeye katkı
sağlayacak Faaliyet Çerçevesi yoluyla
uygulamak;

Olası bir ilgili küresel hedef dahil olmak üzere 2015 sonrası gelişim gündem sürecinde bu açıklamadaki
vizyon ve taahhütleri entegre etmeye gereken önemi vermek;
Roma deklarasyonu göz önüne alındığında Türkiye’de de yetersiz ve dengesiz beslenme
oranları çok farklı değildir. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na (2010) göre;










Türkiye genelinde 0-5 yaş grubunda yer alan her 5 çocuktan biri (%20,5) şişmandır (%14,6’sı kilolu/hafif
şişman, %5,9’u şişman/obez).
Çocukların %17’si ise zayıftır (%4,1’i çok zayıf/düşük kilolu, %13’ü zayıf).
Erkeklerde hafif şişmanlık/obezite görülme sıklığı, kızlara göre daha yüksektir.
Çok zayıf olanların kırsalda (%5,9), şişman/obez olanların ise kentlerde (%6,5) daha yüksek düzeyde
olduğu saptanmıştır.
0-5 yaş grubundaki çocuklardan %11,5’inde, kronik ve uzun dönem beslenme yetersizliğinin bir göstergesi
ve ileriki yaşlarda şişmanlık sorunu için önemli bir risk etmeni olan bodurluk gözlenmiştir. Bodurluk,
kırsalda (%17) kente göre (%9) daha yüksek düzeydedir.
6-10 yaş grubundaki çocuklardan %17,3’ü şişman (%12,5’i kilolu/hafif şişman, %4,8’i şişman), %20,7’si
zayıftır (%3,8 düşük kilolu/çok zayıf, %16,9’u zayıf). Erkeklerde kilolu-obez olanların oranı (%20,8) kızlara
(%13,3) kıyasla daha yüksektir. Zayıf olanların oranı kırsalda %22,7 (kentsel %14,4), kilolu olma durumu ise
kentsel yerleşimde %14,3 (kırsal %8,1) daha yüksek oranlardadır.
Kronik ve uzun dönem beslenme yetersizliğinin bir göstergesi, ileriki yaşlarda şişmanlık sorunu için önemli
bir risk etmeni olan bodurluk (çok kısa boy) 6-18 yaş grubundaki çocukların %6,8’inde görülmüş;
erkeklerde (%7,7) kızlardan (%5,9) daha yüksek sıklıkta bulunmuştur. Bodurluk görülme sıklığı, yaş
büyüdükçe azalmaktadır.
Yetişkin (19 yaş ve üzeri) bireylerin Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalaması erkeklerde 26.4, kadınlarda 28.9
olmak üzere, her iki grupta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sınıflamasına göre (BKİ: 25.0-29.9) hafif şişmanlık
düzeyindedir.
Tüm yetişkin bireylerde obezite görülme sıklığı %30,3; hafif şişmanlık görülme sıklığı %34,6’dır. Morbid
obezite görülme sıklığı ise %2,9’dur.
Türkiye genelinde zayıf olan bireylerin yüzdesi ise (Toplam %2,2, E: %1,8, K: %2,7) düşüktür. Bu değer,
ülkemizde kronik enerji yetersizliği olmadığının bir göstergesidir.
Türkiye’de yapılan bir diğer çalışma ise 2012-2013
yılları arasında yürütülen, ilkokulların 2. sınıf
öğrencilerini (7-8 yaş) kapsayan COSI (WHO European
Chilhood Obesity Surveillance Initiative) çalışmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi tarafından üye
ülkelerde çocukluk döneminde şişmanlık sıklığını
belirlemek ve izlemek amacıyla geliştirilen Dünya
Sağlık Örgütü Avrupa Çocukluk Çağı Şişmanlık
Sürveyans Girişimi (WHO European Chilhood Obesity
Surveillance Initiative –COSI) ilk olarak 2007-2008
öğrenim yılında 13 ülkenin (Belçika, Bulgaristan,
Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, İtalya, Litvanya,
Malta, Letonya, Norveç, Portekiz, Slovenya, İsveç)
katılımıyla uygulandı.
İkinci Aşama 2009-2010 öğretim yılında 17 ülkede
(yeni üyeler Yunanistan, Macaristan, İspanya,
Makedonya), Üçüncü Aşama 2012-2013 öğretim
yılında 21 ülke (yeni üyeler Arnavutluk, Moldova,
Romanya ve Türkiye) ile uygulandı.
Bu araştırma sırasında DSÖ Avrupa Çocukluk Çağı
Şişmanlık Çalışması protokolü kullanıldı. Çalışma T.C.
Sağlık Bakanlığı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve
Hacettepe Üniversitesi işbirliği ile yürütüldü.
Araştırmada okullarda toplam 4.958 çocuğun
antropometrik ölçümü yapıldı.
Araştırmaya göre;



Boy uzunluğunda her 100 çocuktan 95’i normal sınırlarda, ikisi çok kısadır. Toplamda ciddi bodur %0,1,
bodur %2,3 ve %2,2’si ise uzun ve çok uzun boyludur.
Erkek çocuklar arasında kilolu ve şişmanlık yüzdesi %23,3 ve kız çocuklarda %21,6’dır. Erkek çocuklarda
zayıflık %2,2 iken kız çocuklarda %1,9’dur. Toplamda şişmanlık yüzdesi %8,3 fazla kilolu %14,2’dir.
Kentsel kesimde erkek ve kız çocuklar arasında uzun boylu ve şişman olma yüzdesi, kırsal kesimde ise kısa
boylu ve zayıf olma yüzdesi daha yüksektir.
Kaynaklar;
1.Second International Conference on Nutrition; Rome, 19-21 November, 2014. Conference Outcome Document: Rome Declaration on Nutrition. Daha fazla bilgi için;
http://www.fao.org/3/a-ml542e.pdf
2. Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ankara Numune Eğitim ve
Araştırma Hastanesi. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010: Beslenme Durumu ve Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi Sonuç Raporu. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 931,
Ankara 2014. Daha fazla bilgi için; http://www.sagem.gov.tr/TBSA_Beslenme_Yayini.pdf
3.Türkiye Çocukluk Çağı (7-8 yaş) Şişmanlık Araştırması (COSI-TUR), 2013. Daha fazla bilgi için; http://www.halksagligiens.hacettepe.edu.tr/cosi_tr-2014.pdf
GİZLİ AÇLIK TEHDİDİ STUTTGART’DA TARTIŞILACAK
Prof. Dr. Med. Hans Konrad Biesalski ile "gizli açlık"
röportajı
Uluslararası Yeşil Hafta ve Küresel Gıda ve Tarım
Forumu (GFFA) dünyada gıda güvenliğiyle ilgili
kaygıları ortaya serdi. Gittikçe artan bir sorun: “Gizli
Açlık”. Konu ile ilgili kitabın yazarı ve Hohenheim
Üniversitesi'nde Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölümü
Başkanı olan Prof. Dr. Med. Hans Konrad Biesalski aynı
zamanda 2015 Stuttgart, Almanya’da gerçekleşecek
olan 2. Uluslararası Gizli Açlık Kongresi’nin de
başkanıdır. (https://hiddenhunger.uni-hohenheim.de)
Küçük çiftçilerin hayat koşullarını iyileştirmek veya
'eski ürün çeşitlerini' güçlendirmek gibi çözüme
yönelik yaklaşımları var; ancak bunlar gerçekten
uygulanıyor mu?
Yeteri kadar uygulanmıyor. Bu soruna sürekli dikkat
çekmekten hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz.
Almanya'nın desteklediği Birleşmiş Milletler 2015
Sonrası gündemi ve Federal Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Bakanlığı'nın (BMZ) "Açlığın Olmadığı bir
Dünya" başlığı altında yürüttüğü çalışmalar bu yönde
atılan önemli adımlardır. Yapılması gereken,
güçlerimizi birleştirmek ve hep beraber yoksulluğun
Gizli açlık nedir?
ve kötü beslenmenin nedenleriyle sürekli mücadele
etmek ve galip gelmek. Beslenme, tarım ve ekonomi
Gizli açlık, yoksulluk ve dengesiz beslenmeden
alanında çalışan bilim insanlarının, bu karmaşık
kaynaklanan bir beslenme bozukluğudur. Dünya
zorluğun üstesinden gelmek için birlikte çalışması
nüfusunun üçte biri ucuz ve doyurucu olan pirinç,
mısır, buğday gibi nişastalı gıdalarla besleniyor. Ancak gerektiği anlamına gelir. BMZ ve Alman Akademik
sadece karın doyurmak yeterli değildir. Kötü beslenen Değişim Servisi (DAAAD) tarafından finanse edilen
bireylerde vitamin, demir, çinko, iyot, selenyum, eser Hohenheim Üniversitesi Gıda Güvenliği Merkezi de
tam olarak bu yaklaşımı benimsemiştir.
elementler ve diğer çok önemli mikro besinlerin
eksikliği de söz konusudur.
Kimler gizli açlık çeker?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), BM Gıda ve Tarım Örgütü
(FAO) ve diğer gözlemciler bir milyar kadar insanın
yetersiz beslendiğini, iki milyar insanda da demir veya
çinko eksikliği olduğunu tahmin ediyor. Bu bireylerin
yaklaşık yüzde 95'i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
Hamile kadınlar, emziren anneler ve çocuklar bu
durumdan en kötü şekilde etkilenenler arasında.
WHO'ya göre her yıl beş yaşın altında yedi milyon
kadar çocuk doğrudan veya dolaylı olarak kötü
beslenme nedeniyle hayatını kaybediyor.
Kaynak:
https://www.deutschland.de/en/topic/life/lifestylecuisine/hidden-hunger
Prof. Dr. Med. Hans Biesalski
Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölümü Başkanı.
1985 yılında yardımcı doçent, 1993’te profesör olan Biesalski, özellikle D vitamini ve
antioksidanlar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Çok sayıda bilimsel kitabın
editörü ve önemli dergilerin yazarıdır.
SABRİ ÜLKER BİLİM ÖDÜLÜ BAŞVURULARI BAŞLADI
Sabri Ülker Bilim Ödülü yarışması da Sabri Ülker Gıda
Araştırmaları Enstitüsü Vakfı’nın yol haritasında yer
alan “Gıda ve beslenmeye ilişkin araştırma, eğitim
programları ve diğer girişimleri destekleme” hedefi
doğrultusunda düzenlendi.
Sabri Ülker Bilim Ödülü’nün amacı akademi, endüstri
ve araştırma enstitülerindeki bilimsel araştırıcıları
teşvik etmek ve bilimsel araştırmaların
yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak; gıda,
beslenme ve sağlık alanındaki bilimsel çalışmaları
desteklemek; bilimsel araştırmaların toplum
faydasına sunulmasına katkı sağlamak; toplumun
gıda, beslenme ve sağlık konularında bilinçlenmesine
ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının geliştirilmesine
katkıda bulunmak ve beslenme ve sağlıklı yaşam
biçimlerini teşvik eden, uygulanabilir projelerin
hayata geçmesini desteklemek şeklinde tanımlanıyor.
Sabri Ülker Bilim Ödülü, Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı tarafından gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam
konularında örnek çalışmalar yürüten, bağımsız ve üstün başarılar sağlamış kişiye verilir. Yapılan projeler
sonuçlanmış olmalı, ticarileşmiş olmamalıdır. Yarışmaya T.C ve yabancı uyruklu kişiler başvuruda bulunabilirler.
Sizin de özgün, yenilikçi ve bilimsel araştırma niteliği taşıyan projeleriniz varsa Sabri Ülker Bilim Ödülü Başvuru
Formu ve ayrıntılı bilgi için tıklayınız; http://www.sabriulkerbilimodulu.org
YEMEKTE DENGE EĞİTİM PROJESİ 2014-2015 EĞİTİM YILINDA DA DEVAM EDİYOR
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı ve Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü işbirliğiyle
yürütülen ve 2011-2012 eğitim öğretim yılında başlayan Yemekte Denge Eğitim Projesi, 2014-2015 eğitim
öğretim yılında da 10 ilde 500 okulda beslenme eğitimi projesine devam ediyor. Projenin amacı; temel eğitim
çağındaki çocukların fizyolojik ve psikolojik açıdan kaliteli ve uzun bir yaşam sürdürmeleri için yeterli ve dengeli
beslenme alışkanlığı geliştirmelerine katkı sağlamaktır.
İstanbul, İzmir, Gaziantep, Trabzon, Kayseri, Sinop, Erzurum, Antalya, Aydın ve Kahramanmaraş illeri projenin
pilot şehirleridir. Bu illerdeki rehber öğretmen ve sınıf öğretmenlerine Yemekte Denge Projesi ve sağlıklı
beslenme ile ilgili eğitimler verildi. Eğitimlere Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı yetkilileri ile il
koordinatörleri ve şube müdürlerinin yanı sıra bazı illerde İl Milli Eğitim Müdürleri de katıldı. Eğitimlerde
öğretmenlere Yemekte Denge eğitim materyalleri kullanılarak öğrencilere verilecek eğitimler konuşuldu.
Yemekte Denge projesi ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için www. yemektedenge.org ve
www.yemektedenge.com sitelerini ziyaret edebilirsiniz

Benzer belgeler