Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni

Transkript

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni
Düşün, düşün…
Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni
(Sayı 3/15, 16
Ocak 2015)
Geçen hafta neler oldu? *** Paris’teki Charlie Hebdo saldırısı ve en önde en üst düzey devlet yetkililerinin yer aldığı 200.000 kişinin kol kola yürüdüğü mitingin yankıları sürüyor. Derginin özel sayısı birçok dile çevrildi ve 4 milyon kopya satıldı. Türkiye’de Hz. Muhammed karikatürü olduğu iddia edilen çizimi içermeyen bir derlemeyi yayımlayan Cumhuriyet gazetesinin basımı polis tarafından saatlerce geciktirildi. Başbakan Davutoğlu gazeteyi “tahrik edici yayın yapmakla” suçladı. Buna misilleme yapar gibi Vakit gazetesine yakın bir Internet sitesi de Atatürk’ü karikatürize eden bir yayın yapınca bu kez ülkücüler Akit gazetesine saldırdı. (Ayrıntılar bültenimizde) *** Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Fransa’da yapılan liderler yürüyüşüne katılmasına tepki gösterdi; “Önce katlettiğiniz yavruların, kadınların hesabını verin” dedi. İsrail Dışişleri Bakanı Liberman Erdoğan’ı “Yahudi Düşmanı zorba” olmakla suçladı. Başbakan Davutoğlu aynı üslüpla yanıt verdi aynaya bakmasını önerdi. *** Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i ağırladı. Her iki lideri karşılama töreninde de yer alan, 16 Türk devletini temsil eden tarihi giysiler içindeki askerler tartışmalara neden oldu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Hamas liderlerine Türkiye’nin kapılarının açık olduğunu içeren sözlerine ABD’den tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki Türkiye ile Hamas arasındaki ilişkilerden endişe duyulduğunu belirtti. Başbakan Davutoğlu, "Bizim için Hamas terör örgütü değildir, hiçbir terör eylemi yapmamıştır" dedi. *** Şırnak'ın Cizre ilçesinde olaylar durulmuyor. 12 yaşındaki Nihat Kazanhan başından vurularak hayatını kaybetti. Kazanhan, günlerdir gerilimin sürdüğü ve ölümlerin yaşandığı Cizre’de yaşamını kaybeden dördüncü çocuk oldu. Başbakan ve İçişleri Bakanı polisin o gün silah ve gaz kullanmadığını iddia ettilerse de Nihat’ı öldüren mühimmatın şimdiye kadar görülmedik bir kurşun olduğu ve bir af tüfeğinden atılamayacağı TV kanallarında görüntülendi. *** Adana’da durdurulan ve durdurulması olay haline gelen MİT’e ait TIR’ların içindeki yükün gıda ve sıhhi yardım değil silah olduğunu gösteren raporlar İnternette yayınladı ve hemen yayın yasağı kondu. (Ayrıntılar Bültenimizde) *** Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC), 2014 yılı Basın Raporu’nda Türkiye’de 10'u gazete dağıtımcısı 32 gazetecinin tutuklu ve hükümlü olarak cezaevinde olduğunu açıkladı. Raporun tam metnine erişim için: http://www.bianet.org/bianet/medya/161450-­‐ogc-­‐2014-­‐te-­‐kurt-­‐basinina-­‐292-­‐5-­‐
yillik-­‐hapis-­‐istendi -­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐ Charlie Hebdo özel sayısı Türkiye’de Cumhuriyet gazetesi, Charlie Hebdo’ya yönelik katliamın ardından derginin 16 sayfa olarak yayımlanan özel sayısındaki karikatürlerden bir seçkiye destek amacıyla yer verdi. Gazetenin dağıtımı, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın polisler tarafından engellendi. Matbaadan çıkan kamyonları durduran Emniyet yetkilileri dağıtıma çıkan gazeteleri kontrol ederken; savcılık, Charlie Hebdo kapak karikatürünün seçkide yer almadığı bilgisi üzerine engeli kaldırdı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gazetenin dağıtımının engellenmesinin sansür girişimi olduğunu belirterek tepki gösterdi. Gazeteye yönelik Twitter'da "#ÜlkemdeCharlieHebdoDağıtılamaz" etiketiyle paylaşılan mesajlarda çok sayıda tehdit ve küfür yer aldı. Başbakan Davutoğlu gazeteyi “tahrik edici yayın yapmakla” suçladı, dini değerleri aşağılamak olarak nitelediği durumun basın özgürlüğü ile bağdaşmayacağını öne sürdü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da gazete hakkında soruşturma başlattı. Diğer yandan Diyarbakır 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi, Av. Ercan Sezgin’in başvurusu üzerine Charlie Hebdo dergisinin özel sayısının kapağındaki karikatürü yayımlayan bazı internet sitelerinin ilgili bölümüne erişimin engellenmesine karar verdi. Milliyet gazetesi ise köşe yazarı Mehveş Evin’in Charlie Hebdo katliamı üzerine kaleme aldığı “Sorun ne Charlie ile başlıyor, ne de bitiyor” başlıklı yazısını sansürledi. Fransız dergisinin karikatürlerinin Cumhuriyet tarafından yayınlanmasına karşı kendisine yakın bir Internet sitesinde Mustafa Kemal Atatürk’ü darp edilmiş olarak tasvir eden bir illüstrasyonu paylaşan Yeni Akit gazetesi yaşanan gerilimi daha da arttırdı. Bu sefer de paylaşılan resme tepki gösteren milliyetçi bir grup gazete binasına saldırdı. İfade özgürlüğü, hakaret ve nefret söylemi ve sınırlarıyla ilgili geniş bir yorumu bültenin sonunda bulacaksınız. MİT tırları için yayın yasağı Suriye’ye silah ve mühimmat taşıyan Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait TIR’ların Adana'da durdurulmasına ilişkin soruşturmanın tutanakları internette yayımlandı. Hemen ardından Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği; olayla ilgili yazılı, görsel ve internet medyasında her türlü yayının yapılmasını yasakladı, belgelere yer veren –Twitter ve Facebook dahil-­‐ tüm internet sitelerine erişim engellenmesi kararı aldı. Twitter tutanakların paylaşıldığı hesabı dondurdu. Birgün gazetesi konuyla ilgili haberi “Bu belgeyi yayımlamak da hassasiyetinizi zedeler mi?” manşetiyle duyurdu. Gazete, haberin içeriğinde “Bu da yayımlanması yasak olan belge! İfade özgürlüğüne baskı, tehdit, sansür, küfür, artık yeter!” diyerek yasak kararlarına tepki gösterdi. Diğer yandan HSYK; TIR’ların 19 Ocak’ta Adana’da durdurulması ve aranmasında görev alan Cumhuriyet savcıları Süleyman Bağrıyanık, Ahmet Karaca, Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Yaşar Kavalcıklıoğlu’nu görevden aldı. AP, Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda uyardı Avrupa Parlamentosu (AP), Aralık ayında medya organlarına yapılan baskın ve gazetecilerin tutuklanmasını kınayarak, Türkiye'yi basın özgürlüğüne saygı göstermeye çağırdı. AP, Genel Kurul’da kabul edilen karar tasarısında Türkiye'den düşünce, ifade ve medya özgürlükleri, hukuk devleti, demokrasi, eşitlik ve insan hakları alanlarında reformlar yapmasını istedi. Avrupa Konseyi’nin “işkence raporu” açıklandı Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, 2013 yılında Türkiye'deki cezaevleri ve karakollara yaptığı ziyaret ile ilgili raporunu yayımlandı. Komite Türkiye’den özellikle toplu gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin kötü muamele yapmaması, gereğinden fazla güç kullanmaması ve bunları yapanların cezalandırılacağı yönünde kararlı bir mesaj verilmesini istedi. Raporda, cezaevi ve karakollardaki fiziki durum ve uygulamalara ilişkin eleştiriler dile getirildi. “Maraş ’78” kitabına soruşturma İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, “Beni Sen Öldür/Maraş 78” kitabının yazarı Aziz Tunç ve kitabın arka kapak yazısını yazan gazeteci Nedim Şener hakkında soruşturma açtı. Soruşturma, Malatya Cezaevi’nde silah kaçakçılığından yatan bir hükümlünün “Bu kitap ülkeyi böler” şikayeti nedeniyle başlarken, kitabı okumadığını söyleyen şikayetçi R.T. dilekçesinde, Tunç hakkında “sözde yazar”, Şener hakkında ise “sözde gazeteci” ifadesini kullandı, Maraş katliamıyla ilgili kitabın kamu düzenini ve güvenliğini bozduğunu iddia etti. Türküye “hakaret” iddiasıyla soruşturma açıldı Halk müziği sanatçısı Kutsal Evcimen hakkında, Malatya 11. Uluslararası Arguvan Türkü Festivali’nde söylediği “Satın Eşek Sıpaları” adlı türkü ve konuşması nedeniyle dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı. Soruşturma kapsamında ifade veren Evcimen söz konusu türkünün Rıza Karahan tarafından 30 yıl önce bestelendiğini belirterek, “Halk müziğinde teşbih ve mecaz vardır. Kesinlikle şahsi hiçbir söylem yok. Benim söylediğim türkü ve konuşmamda şahıslara hakaret yoktur. AKP iktidarı kendi gibi düşünmeyen herkes üzerinde baskı kuruyor ve yargılıyor” dedi. Mahkeme sloganın “ifade özgürlüğü” olduğuna karar verdi Gaziantep’te, katıldıkları Newroz kutlamalarında PKK lideri Abdullah Öcalan lehine slogan attıkları gerekçesiyle “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 10 sanık beraat etti. Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanıkların attıkları sloganların “şiddet veya tehdit yöntemini teşvik edici olmadığına ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığına” karar verdi. Mahkeme ayrıca Hazine’nin yargılanan sanıklara vekalet ücreti olarak 3’er bin lira ödemesine hükmetti. Güçlükonak katliamı ile ilgili 18 yıldır dava açılmadı 1996 yılında Şırnak Güçlükonak'a bağlı Çevrimli ve Yatağan köylerinden gözaltına alınan ve ardından öldürülen 11 kişinin failleri 18 yıldır bulunamadı. 12 Ocak 1996'da köylere baskın yapan askerler, dağdaki yakınlarına yardım ettikleri iddiasıyla Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç'u gözaltına aldı. Gözaltına alınanların Taşkonak Jandarma Taburu'nda işkence ile öldürülmesinin ardından 15 Ocak'ta jandarma, gözaltına alınanların serbest bırakılacağını açıkladı, köylülerden onları almak için bir minibüs getirilmesini istedi. Gözaltındakileri almak için karakola giden köy korucuları Hamit Yılmaz, Abdülhalim Yılmaz, Mehmet Öner, Lokman Özdemir ve şoför Ramazan Nas da jandarmalar tarafından öldürüldü. 11 kişi aracın koltuklarına bağlanıp başlarına çuval geçirilerek asker kontrolündeki araçla birlikte yola çıkarıldı. Ardından minibüs silahla tarandı ve atılan roketlerle cesetler yakıldı. Katliamın ardından 16 Ocak'ta Genelkurmay Başkanlığı askeri helikopterle gazetecileri Güçlükonak'a götürdü ve katliamı 15 Aralık 1995 tarihinden itibaren tek taraflı ateşkes ilan eden PKK'nin yaptığını açıkladı. Katliamla ilgili dava açılmazken, sorumluların bulunmasını isteyen insan hakları savunucuları yargılandı. Öldürülenlerin yakınlarının Temmuz 1996'da yaptıkları başvuruda ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'yi mahkum etti. Barış için Bir Araya girişiminin “Güçlükonak’ta Ne Oldu?” başlıklı videosu için; http://www.youtube.com/watch?v=-­‐AvlPoZates AYM’den cezasız kalan dosyalar için tarihi adım Anayasa Mahkemesi (AYM), 1992 yılında gözaltında kaybedilen ve soruşturma dosyası zaman aşımından düşürülen Hasan Gülünay’la ilgili başvuruda sivil toplum kuruluşlarının “amicus curie” (Yargının dostları) sıfatıyla hukuki görüş sunmasını kabul etti. Karar üzerine Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, TESEV, TİHV, İHD ve Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin de aralarında bulunduğu kuruluşlar yüksek mahkemeye başvuruda bulunurken; AYM, hak ihlali kararı verirse zaman aşımıyla kapatılan Gülünay dosyası yeniden açılabilecek ve zorla kaybetmeden sorumlu kamu görevlileri daha etkili şekilde soruşturulabilecek. Ayrıca AYM’nin bu adımı, gözaltında zorla kaybedilenlerle ilgili cezasızlık sonucunu değiştirebilecek bir emsal karar niteliği taşıyabilecek. Polis şiddetine cezasızlık Afganistanlı 17 yaşındaki Lütfullah Tacik’in, geçen yıl Van Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’nde dövülerek öldürüldüğü iddiasına ilişkin Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından bir inceleme raporu hazırlandı. Raporda; olayla ilgili soruşturmanın ivedilikle başlatılmayarak şüpheli polisin ifadesinin çok uzun süre alınmamış olmasının, AİHM kararları bağlamında, etkili başvuru hakkının ihlali olduğu tespit edildi. Raporda ayrıca Afgan gencin yaşamını yitirmesine tanık olan arkadaşlarının heyetin ziyaretinden bir gün önce ortadan kaybolmalarının ve bozuk olduğu iddia edilen güvenlik kameralarının kayıt yapmamasının da cezasızlık kültürünün bir yansıması olduğu belirtildi. Diğer yandan İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi Emrah Barlak’ın polis İmran Kahya tarafından öldürülmesine, kardeşi ve iki arkadaşının yaralanmasına ilişkin davanın gerekçeli kararı açıklandı. Mahkeme, olay yerindeki polislerin görmediği uyarı ateşini, sanığın silahındaki mermi sayısından yola çıkarak var kabul etti. Ayrıca mahkeme heyeti, hiçbir tanık tarafından doğrulanmadığı halde Barlak’ın polise bıçakla saldırarak, tahrik ettiğini ileri sürdü. Söz konusu davada sanık Kahya, 28 Kasım’da biten yargılama sonunda “olası kastla cinayet” suçundan sekiz yıl dört ay, üç kişiyi yaraladığı için de dört yıl dört ay 15 gün hapis cezasına mahkum olmuştu. Antalya’nın Alanya İlçesi’nde 26 Haziran 2014’te karıştığı trafik kazası sonrasında gözaltına alınarak götürüldüğü jandarma karakolunda askerlerce darp edilen Ramazan Günevi ile ilgili soruşturmada da savcılık, kaymakamlığın soruşturma izni vermediğini gerekçe göstererek takipsizlik kararı verdi. DÜŞÜNCE SUÇLARI MÜZESİNDE BU HAFTA *** Düşünce Suçları Müzesi’nde bu hafta “Je suis Charlie” pankartını ve TBMM Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun dört bakan hakkında araştırmaya gerek görmeyen ve yolsuzluk kanıtı olan ‘tape’leri yok etmeyi öngören kararını eleştiren “Halının altına süpürme” animasyonu öne çıkıyor. Ayrıca 2. kattaki GIRGIR/JOKE ekranının arkasında sizi “Şarlo” bekliyor. Kim yapmışsa çok ustaca yapmış, mutlaka öneririz. Ayrıntılar için; http://dusuncesuclarimuzesi.net DÜŞÜNCE SUÇU DURUŞMALARI •
Muş’un Korkut İlçesi’ne bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 17 Mayıs 1993’te askerlerin evlerini ateşe verilmesi sonucu yaşamını yitiren 9 kişinin ölümüyle ilgili dönemin bölgede görevli askeri personeli hakkında açılan davaya Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12 Ocak 2015 tarihinde devam edildi. Mahkeme heyeti, olay yerinde keşif yapılmasından “güvenliğin sağlanamadığı” ve davanın en kısa sürede en az maliyetle bitirilmesi gerekçeleriyle vazgeçerek duruşmayı erteledi.
•
24 Nisan 2011’de Batman’ın Kozluk ilçesinde zorunlu askerlik yaparken öldürülen Sevag Balıkçı cinayetiyle ilgili görülen davanın 20. duruşması Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görüldü. Askeri Yargıtay’ın Balıkçı’nın katil zanlısı Kıvanç Ağaoğlu hakkında verilen dört yıl beş ay 10 gün hapis cezasını bozmasının ardından mahkeme heyeti, dosyanın yeniden ele alınmasına karar verdi ve duruşmayı 27 Şubat 2015’e erteledi.
•
Sincan Cezaevi’nde işkenceye maruz kalan 11 çocuk hakkında “mala zarar vermek, memura mukavemet, tehdit ve yaralama” gerekçesiyle açılan dava Sincan Çocuk Mahkemesi’nde 13 Ocak 2015 tarihinde görüldü. Sanıklardan E.T.’nin (17) can güvenliği bulunmaması nedeniyle ifade vermediği duruşmada hâkim, cezaevi kamera kaydı görüntülerinin bilirkişi tarafından izlenmesine karar vererek duruşmayı 30 Nisan 2015’e erteledi. •
Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden kazasını protesto etmek amacıyla Hatay’da bir köprüye pankart asan üç kişinin yargılanmasına 13 Ocak 2015’te başlandı. Hatay Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesi uyarınca yargılanan sanıklar için Adalet Bakanlığı’ndan yargılama izni alınmadığı ortaya çıktı. Sanıkların ifadesini alan hâkim, duruşmayı 26 Mart 2015’e erteledi. •
Gezi Parkı eylemleri döneminde Bursa’da 3 Haziran 2013’te düzenlenen gösteriye katıldıkları gerekçesiyle aralarında sendika ve dernek yöneticilerinin de bulunduğu 33 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet ettikleri” suçlamasıyla dava 13 Ocak 2015’te sonuçlandı. Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tüm sanıklar aklandı. •
Gezi Parkı eylemlerine destek vermek amacıyla Antalya’da 1 Haziran 2013’te ve sonrasında düzenlenen gösterilere katıldıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 13 çocuğun yargılanmasına 13 Ocak 2014 tarihinde devam edildi. Antalya 3. Çocuk Mahkemesi, tüm sanıkları “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet etmek” suçlamasından beraat ettirirken, “Kamu görevlisine direnmek” suçlamasıyla 3 çocuk hakkında 8’er ay 10’ar gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanmasını erteleyen mahkeme, çocuklara 3 yıl süreyle denetimli serbestlik uygulanmasına karar verdi. Ayrıca “kamu malına zarar verdiği” suçlamasıyla da 1 çocuk hakkında 6 ay 20 gün hapis karşılığı 4 bin TL adlî para cezası verildi.
•
Diyarbakır’da 28 Mart 2006’da yapılan bir protesto gösterisinde gaz bombası fişeğiyle yaşamını yitiren Enes Ata’nın (8) ve Mahsum Mızrak’ın (14) ölümüne neden oldukları iddiasıyla Özel Harekât Şubesi’nde görevli polis memurları Bilal Özkara, Hayrettin Akar ve Nuri Özgenç hakkında açılan davaya 14 Ocak 2015’te devam edildi. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya katılan sanık Hayrettin Akar ifadesinde “yasanın kendisine tanıdığı yetkilerini kullandığını” belirtti. Duruşma 24 Mart 2015’e ertelendi. •
Mersin’in Tarsus İlçesi’nde Gezi Parkı eylemlerine destek vermek için düzenlenen gösterilerde Erdoğan aleyhinde atılan sloganlar nedeniyle 37 kişinin “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca yargılandığı davada savunmalar yapıldı, duruşma 21 Nisan 2015’e ertelendi. •
Muş’ta 6-­‐8 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlenen Kobanê’ye destek eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle 5’i tutuklu 10 kişinin “yasadışı örgüt üyesi olmamakla birlikte yasadışı örgüt adına suç işledikleri”, “kamu malına zarar verdikleri” ve “polise direndikleri” suçlamalarıyla yargılanmasına 15 Ocak 2015’te başlandı. Muş Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanıklar tahliye edildi. •
Gezi Parkı protestoları sırasında müzisyen Mustafa Düştegör'ü sopa ve copla dövdüğü ileri sürülen polis memuru A.O.P.'ın “işkence” suçlamasıyla 18 yıl, 1'i amir toplam 5 polis memurunun da “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla 6'şar ay hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması, 16 Ocak 2015 tarihinde Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma 2 Nisan tarihine ertelendi. •
Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesi, 26 Nisan tarihinde katıldıkları bir yürüyüşte attıkları sloganlar nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla yargılanan, aralarında Eğitim-­‐Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç’un da bulunduğu 4 kişi hakkında 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Mahkeme verilen cezaları adli para cezasına çevirerek hükmün açıklanmasını 5 yıl süreyle erteledi. GELECEK HAFTANIN DURUŞMALARI •
8 Temmuz 2013'te Gezi Parkına girmek istedikleri için gözaltına alınan ve haklarında "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten haklarında dava açılan ve aralarında Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Ayşe Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası eski Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu gibi isimlerin olduğu davanın 3. duruşması İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde, 20 Ocak 2015 tarihinde görülecek.
•
Eskişehir'de Gezi olayları sırasında Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesiyle ilgili Kayseri 3. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görülen 1’i polis olan 5’i tutuklu, 3’ü tutuksuz polis olan toplam 8 sanığın yargılandığı
davanın 7. duruşması 21 Ocak 2015 tarihinde yapılacak. •
Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili Yargıtay’ın bozma kararından sonra İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanan davada bir sonraki duruşması 23 Ocak 2015 tarihinde yapılacak.
İfade özgürlüğü ile ilgili olaylara ilişkin haberleri ( http://www.antenna-­‐
tr.org/sites.aspx?SiteID=21&mod=cat&ID=705 ) takip edebilir ve haftalık bültene ulaşabilirsiniz. YORUM İfade özgürlüğü, hakaret ve nefret söylemi. Hudutları nerede? İki şeyi ifade özgürlüğü olarak kabul etmiyoruz: Nefret söylemi ve hakaret. Ne var ki zaman zaman bu kavramlar arasındaki çizgi çok incelebiliyor. Bu somut olayda Hz. Muhammed’i eleştiren karikatürlerin ona saygı duyan milyonlarca insanı rencide edeceği açık. Biz ne onu ne başka birini aşağılayarak güldürü sağlayan bir mizah unsuruna sitelerimizde ve sayfalarımızda yer vermiyoruz, vermeyeceğiz. İşte tam burada başka bir soru gündeme geliyor. Peki, bu karikatürde Hz. Muhammed çizilseydi ama aşağılayıcı bir şey olmasaydı, hatta tam tersine İslam’ı öven bir içerik olsaydı ne olurdu? Korkarız sonuç aynı olurdu. İslam dininde, değil karikatür, resim ve heykel de yasak. Putlaştırmayı önlemek için alınmış bir önlem diye yorumlanıyor. Ama uygulama tam ters bir putlaştırma olmuyor mu? Bir adım daha ötesi: İslam’da veya Yahudilikte (İkincisi hem ırk, hem din içiçe) kadınların erkeklerle eşit olmayışını eleştirince gene aynı tepkiler doğuyor: Ne cesaretle yüce dinimize dil uzatıyorsun? Sonuç: Dini eleştirmek yasak. Aynen Atatürk’ün bir tutumunu veya sözünü eleştirdiğinizde gösterilen Kemalist tepkiler gibi. Bu tabii ki kabul edilemez, hakaret etmeden eleştirmek tabii ki tamamen ifade özgürlüğüdür. Peki, şu görüşe ne demeli? Bir kişiye hakaret edince suç, bir dine (veya 301. Maddedeki gibi Türklüğe) hakaret etmek suç olamayacak, hiç öyle şey olur mu? Çok yaygın bir yanlış, yanıtı da çok net olmalı: Bir minik çocuk size küfretse, kafasını kırmakta haklı olur musunuz? Bir bireyin devlete veya dine küfretmesinin bu durumdan ne farkı var? Bu koskoca kurumlara küfretseniz ne olur, kılı bile kıpırdamaz. Bu tür bir hakaretin “Nefret Suçu” oluşturması, o ülkedeki bir azınlığa karşı yapıldığında ve bir tehdit oluştuğunda söz konusudur. Örneğin “Ermeni dölü” sözü Tiflis’te söylense, olsa olsa söyleyenin başına dert açabilir Ama aynı sözü Türkiye’de, üstelik bir bakan söylerse, işte o zaman “Nefret Suçu” oluşturur. Böyle bir saygısızlığın cezası, olsa olsa, ciddiye alınmamak, gülüp geçilmek olabilir. Hiçbir zaman yargılanmak, hapsedilmek filan değil. Bu tepkileri gösteren bir devlet aslında kendini küçültmüş oluyor. Eleştirilerden neden korktuğunun açıklamasını da yapmak zorunda. Yoksa gizlemek istediği kabahatleri mi var? Bir devlet için doğru olan bu yorum, bir tek devletten çok daha fazla -­‐milyonlarca-­‐ insanı etkileyen dinler için de geçerli. Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim 

Benzer belgeler

Düşün, düşün… Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni

Düşün, düşün… Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni Festivali’nde  söylediği  “Satın  Eşek  Sıpaları”  adlı  türkü  ve  konuşması  nedeniyle  dönemin   Başbakan’ı  Recep  Tayyip  Erdoğan’a  hakaret  ettiği  gerekçes...

Detaylı

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni Festivali’nde  söylediği  “Satın  Eşek  Sıpaları”  adlı  türkü  ve  konuşması  nedeniyle  dönemin   Başbakan’ı  Recep  Tayyip  Erdoğan’a  hakaret  ettiği  gerekçes...

Detaylı

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 10/16, 4 Mart 2016)

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 10/16, 4 Mart 2016) Festivali’nde  söylediği  “Satın  Eşek  Sıpaları”  adlı  türkü  ve  konuşması  nedeniyle  dönemin   Başbakan’ı  Recep  Tayyip  Erdoğan’a  hakaret  ettiği  gerekçes...

Detaylı

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 24/16, 10 Haziran 2016)

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 24/16, 10 Haziran 2016) Gaziantep’te,   katıldıkları   Newroz   kutlamalarında   PKK   lideri   Abdullah   Öcalan   lehine   slogan  attıkları  gerekçesiyle  “terör  örgütü  propagandası  yap...

Detaylı

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 20/16, 13 Mayıs 2016)

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 20/16, 13 Mayıs 2016) Festivali’nde  söylediği  “Satın  Eşek  Sıpaları”  adlı  türkü  ve  konuşması  nedeniyle  dönemin   Başbakan’ı  Recep  Tayyip  Erdoğan’a  hakaret  ettiği  gerekçes...

Detaylı

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 26/16, 24 Haziran 2016)

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 26/16, 24 Haziran 2016) Festivali’nde  söylediği  “Satın  Eşek  Sıpaları”  adlı  türkü  ve  konuşması  nedeniyle  dönemin   Başbakan’ı  Recep  Tayyip  Erdoğan’a  hakaret  ettiği  gerekçes...

Detaylı

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni

Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni Öte   yandan   Adana   ve   Hatay'da   Suriye’ye   askeri   mühimmat   taşıyan   MİT'e   ait   TIR'ların   durdurulup   aranması   ile   ilgili   operasyonlarda   ...

Detaylı