Yazının Tamamını Oku

Transkript

Yazının Tamamını Oku
PORTRE
Sivil İtaatsizlikle Gelen Bağımsızlık
Hatice Yardım
20 SAYI: 10
M.GANDHI
“Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Alkışlar önüne kansız ellerle çıkınız.”
M.Gandhi
B
irçok uygarlığa beşiklik etmiş Hindistan, “üzerinde güneş batmayan
Britanya İmparatorluğu’nun tacına
mücevher” olduğunda tarihler 1750’yi
gösteriyordu. İlk defa 1612 yılında I.
Elizabeth’in izniyle Hindistan’da ticari
şirket açan İngiltere, Hindistan üzerindeki kontrolünü uzun süre “British East
Company” adını alan bu şirket aracılığıyla
sağladı. Gönderdiği tüccarlar, bürokratlar
ve misyonerlerin faaliyetleriyle bölgedeki
kast sisteminden de faydalanarak imparatorluğa bağlı bir sınıf oluşturdu: Aslen
Hindistanlı olan fakat bir İngiliz gibi
eğitim gören, düşünen, konuşan ve bir
İngiliz’in yaşam tarzına sahip insanlar.
İmparatorluğun sınırları içinde, ulaşımın
da kolaylaşmasıyla birlikte seyahatler sıklaştı. Hindistanlı gençler eğitim amaçlı İngiltere’ye yerleşmeye başladılar. Bu
gençlerden biri de daha sonra “yüce ruh”
anlamına gelen “Mahatma” lakabını alacak ve Hindistan’a, bağımsızlığa giden yolda liderlik edecek Mohandas K. Gandhi
(1869-1948) idi. Gandi 2 Ekim 1869 da
Porbandar’da doğdu. Babası yerel liderin
başveziri, annesi de dindar bir Hindu’ydu.
Gandi doğuştan kast sisteminin “Vaishya”
–çalışanlar- sınıfına mensuptu. Annesinin Gandi’nin manevi dünyası üzerinde
önemli etkileri olmuştur. Onun öğretileri
sayesinde Gandi; etyememezlik, canlılara
zarar vermeme, kişisel arınma için oruç
tutma ve farklı kast üyeleri arasında karşılıklı toleransı benimsemiştir. 13 yaşına
geldiğinde kendisiyle yaşıt olan Kasturba
Makhanji ile evlenmiş ve dört çocukları olmuştur. Ailesinin de isteğiyle hukuk
öğrenimi görmek için İngiltere’ye gitmeye
karar veren Gandhi, kastından kovulmakla tehdit edilmesine rağmen, orada “şaraba, kadına ve ete” el sürmeyeceğine dair
yemin ederek, 4 Eylül 1888’de University
College London’a girmiştir. Gandhi etyememezlik öğretisine körü körüne bağlanmak yerine bu konuyla ilgili yazılar
okuyarak etyememezliği felsefi olarak da
benimsedi.
İngiltere’de kaldığı süre boyunca kendini
bir İngiliz centilmeni olarak yetiştirmeye
çalışan Gandi, eğitimini tamamladıktan
sonra 1893 yılında Londra Barosu’na
bağlı olarak Güney Afrika’ya avukat olarak gitti. Güney Afrika’da geçirdiği yirmi
yılda Gandi’nin düşünceleri siyasal bir
düzleme oturdu. Gandi’nin ilk siyasal ey-
lemi olarak bilinen tren hadisesi de Güney
Afrika’ya geldikten yaklaşık bir hafta sonra
yaşandı. Birinci sınıf kompartıman bileti olmasına rağmen görevlinin onu siyah
olduğu için üçüncü sınıf kompartımana
göndermek istemesine direnen Gandi, ilk
istasyonda trenden atıldı. Yaşanan bu hadiseden sonra Gandi, Hindistan halkının
“British commonwealth” arasındaki yerini
sorgulamaya başladı. Hayatı boyunca barış yanlısı, pozitif mücadele yolunu tercih
eden Gandi, Güney Afrika’da Hintlileri
bir araya getirmek için “Indian Opinian
(Hintlinin Kanısı)” adlı gazeteyi çıkarmaya başladı. Güney Afrika’daki ayrılıkçı
ve kötü yönetime karşı halkı pasif direnişe çağıran Gandi, nüfus cüzdanı yırtma
eylemiyle Britanya hükümetine karşı ilk
zaferini kazanmış oldu. Hindistanlıların
Güney Afrika’da oy kullanma hakkının
engellenmesini protesto etmek için Hintlileri bir araya topladı ve hep birlikte hükümetin onlara verdiği nüfus cüzdanlarını
yırttılar. Her ne kadar yasanın geçmesini
engelleyemeseler de bu eylemle hükümetin dikkatini çekmeyi başardılar. Gandhi
hayatının sonuna kadar sürdüreceği pasif
protesto yöntemini, satyagraha (hakikate
sahip olan), ilk defa Johannesburg’daki
gösteride uygulamaya başladı. 1906’da
Hintli nüfusu zorla kayıt altına almayı emreden bir yasaya karşı düzenlenen gösteride Gandi şiddete başvurmak yerine şiddet
içermeyen eylemlerde bulunulmasını halka anlattı. Yedi yıl boyunca süren protestolarda kayıt altına alınmayı reddetmek,
kartları yakmak, grev yapmak gibi şiddet
içermeyen eylemler gerçekleştiren Hintliler bunun karşılığında tutuklandı hatta öldürüldü. Bu eylemlerin halkta uyandırdığı
tepkilere daha fazla dayanamayan General
Smuts, Gandi ile uzlaşmak zorunda kaldı.
Bu süreçte yaşananlar Gandi’nin satyagraha kavramı üzerindeki fikirlerini daha da
olgunlaştırdı.
Hindistan’a döndüğünde halkını adaletsiz
yönetim altında ağır vergilerle baş etmeye
çalışırken bulan Gandi, onları bu ayrımcılığı protesto etmeye çağırdı. Huzursuzluk
yaratma gerekçesiyle tutuklanan Gandi,
halkın yaptığı geniş kapsamlı eylemler sonucunda salındı. Gandi, Hindistan Ulusal
Kongresi’nin liderliğini üstlendi ve eşit,
adaletli bir yönetim ve ülkesinin bağımsızlığı için mücadele verdi. Halkı yabancı
malların satın alınmaması konusunda teşvik eden ve şiddet içermeyen eylemlerle
Britanya hükümetine karşı ayaklandıran
Gandhi, 1930’da gerçekleştirilen 400 kilometrelik Gandi Tuz Yürüyüşü ile halkın
desteğini kazandı. Yaptığı açlık eylemleri
ile büyük ses getiren Gandi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Hindistan’ın tarafsız
kalmasını sağlayarak bağımsızlık propagandalarını daha da arttırdı. Müslüman
ve Hinduların birlikte yaşayabileceğine
inanan ve bunu savunan Gandi fanatik
Hindu milliyetçilerinin 3 başarısız terör
saldırısına uğradı.
Thoreau’nun sivil itaatsizlik yöntemiyle
eski Hint düşüncesi “ahimsa” (şiddetsilik,
tüm sevgi) yöntemini birleştiren Gandhi,
pasif direniş düşüncesi ile sivil itaatsizliği
uygulamaya geçirmiştir. Satyagraha kavramını kullanan Gandi, insanın mutlak
hakikati bilememesi ve bu yüzden de cezalandırmaya yetkili olamaması dolayısıyla
şiddet kullanmayı dışlamaktadır. Gandhi
bu kavramı sevgi gücü ve ruh gücü olarak
da tanımlamıştır. Gandi kavramın eğitsel
yönünü şu sözleriyle vurgulamıştır:
“Satyagraha en iyi ve en soylu eğitimdir.
Çocuklar için okuma yazmanın öğretildiği eğitimden sonra değil ondan önce gelir.
Bir çocuğun alfabeyi öğrenmesinden ve
kelime bilgisi kazanmasından önce ruhun, gerçeğin, sevginin ve ruhta gizli olan
gücün ne olduğunu öğrenmesi gerektiği
inkâr edilemez. Bir çocuğun gerçek eğitimi, yaşam mücadelesinde sevginin nefreti,
gerçeğin yalanı, nefsine acı çektirmekle
şiddetin alt edileceğini öğrenmesiyle elde
edilmiş olur.”
Gandi’ye göre halk yasalara uymama yoluna başvurma yeterliliğini kazanmadan
önce, onun bütün gereklerini tümüyle
öğrenmelidir. Gandi ne olursa olsun çatışmalarda şiddet kullanılmamasını, şer güçlerle işbirliği yapılmamasını, eylemlerin
hedefe yönelik olmasını ve her eylemin bir
bedeli olduğunun unutulmaması gerektiğini savunmuştur.
Gandi’nin en önemli özelliği şiddet potansiyeli çok yüksek olan milyonlarca insanı
şiddet kullanmadan itaatsizliğe ve eyleme
yönlendirme gücüdür. Eylemlerde disiplinli ve organize olmaya büyük önem veren Gandi, bağımsızlık gibi ileri düzey bir
amacın bile şiddet dışı yollarla mümkün
olabileceğine inanmış ve bunu tüm dünyaya göstermiştir.
tanıkdergisi 21

Benzer belgeler

30 Ocak 2015 Mohandas Karamçand Gandhi

30 Ocak 2015 Mohandas Karamçand Gandhi Mohandas Karamçand Gandhi (Mahatma Gandhi) 30 Ocak 1948’de hayatını kaybetti. Mohandas Karamçand Gandi 2 Ekim 1869 günü Porbandar'da bir Hindu Modh ailesinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Babası K...

Detaylı

Mohandas Karamçand Gandi 2 Ekim 1869 Britanya Hindistanı | 30

Mohandas Karamçand Gandi 2 Ekim 1869 Britanya Hindistanı | 30 2 Ekim 1869'da Hindistan'ın Gujarat eyaletinin Porbandar kasabasında doğan Gandi, üniversiteyi bitirdikte sonra avukatlık eğitimi almak için Londra'ya gitti. 1891 yılında Hindistan'a dönen Mahatma,...

Detaylı