gündem - orhanagirdag.com
Transkript
gündem - orhanagirdag.com
10 Eylül 2014 www.binfikir.be GÜNDEM “Belçika’da 15 senedir süren asimilasyonist eğitim politikalarının bilimsel temeli yok” Amsterdam Üniversitesi’nde eğitim bilimi profesörü olan Sosyolog Orhan Ağırdağ, Gent Üniversitesi Profesörü Mieke Van Houtte ve Leuven Üniversitesi Araştırmacılarından Kathelijne Jordens ile birlikte yaptığı oratk araştırma; Belçikalı öğretmenlerin Türkçe konuşulması hakkında çok olumsuz görüşlere sahip olduğunu ve anadili kullanımının öğrencilerin akademik başarıları için zararlı olduğuna inanıldığını ortaya koydu. Karma bir yönetmle yapılan araştırma; bu olumsuz öğretmen inançlarının sadece Belçika’daki asimilasyoncu politika bağlamında şekillenmekle kalmayıp, Belçikalı öğretmenlerin orta sınıf Türklerle etkileşimlerinin olumsuz düşüncelerini güçlendirdiği de tespit ediliyor. Bununla birlikte, 48 okulda 435 Türk öğrenci velisi ile yapılan nicel analizler ise evde veya okulda Türkçe konuşulmasının öğrencilerin akademik başarılarına hiçbir şekilde zarar getirmediğini ortaya koyuyor. Ancak, Türkçe konuşulması hakkındaki olumsuz okul kültürünün Türk öğrencilerinde reddedilme duygusunu uyandırdığı ve bu bağlamda okulda daha sık Türkçe konuşan öğrencilerin okula aidiyet duygusunun azaldığı ortaya çıkıyor. Dil ve sosyal sorunlar nendeniyle eğitimde başarı düzeyi düşen yabancı gençlerle özel olarak da Türkçe dili ve Türk kökneli çocuklarla ülgili bu yeni araştırmanın sonuçları hakkında Profesör Orhan Ağırdağ ile söyleştik. Öğretmenlerin okulda Türkçe konuşulmasına son derece negatif yaklaştığını tespit eden akademik bir çalışma yayınladınız. Araştırmanızda evde veya okulda Türkçe konuşulmasının, öğretmenlerinin inancının tersine akademik başarıyı engellemediğini de açıklıyorsunuz. Öncelikle araştırmanız tüm Belçika’yı mı kapsıyor? Yani Flaman, Brüksel ve Valon Bölgesi ve neden böyle bir araştırma yapma gereği duydunuz? Yapmış olduğumuz araştırma Flaman Bölgesi’ndeki ilkokulları kapsıyor. Araştırmamıza Flaman Bölgesini temsilen 68 okul ve 2845 öğrenci katılmıştır. Bu öğrencilerden 435’i Türktü. Bu araştırmayı yapma gereği duymamızın bir kaç nedeni var. Ama en önemlisi Belçika eğitim politikasındaki göçmen dillerine karşı varolan olumsuz tutumun temelini araştırmaktı. Yani iddia edildiği gibi evde veya okulda Türkçe konuşan çocuklar okulda daha mı başarısız oluyorlardı? Veya öğrencilerin anadilini konuşması başka ne gibi sonuçlar doğruyordu? Bu soruları araştırdık. Araştırmanızın Türk toplumu açısından önemli olan sonuçlarını kısaca okuyucularımız için anlatır mısınız? Serpil Aygün Araştırmamız birçok okulda Türkçenin yasaklandığını ve bazen Türkçe konuşan öğrencilerin cezalandırıldığını ortaya koymuştur. Hatta öğretmenlerin velilere ‘evde de Türkçe konuşmayın’ uyarısı yaptıklarını farkettik. Buna karşılık, bizim yapmış olduğumuz araştırmalar, evde veya okulda daha fazla Türkçe konuşan öğrencilerin akademik başarılarının zarar görmediğini gösteriyor. Yani Belçika’da 15 senedir süren asimilasyonist eğitim politikalarının aslında bilimsel bir zemini olmadığını ortaya koymuş olduk. Türk toplumu ve aileler bu konuda nasıl davranmalı? Öncelikle Belçika siyasetinde sadece ‘anadili’ eğitimi değil, ‘anadilinde’ eğitimi konuşmak ve masaya yatırmak lazım. Sayısı 150’nin üzerinde araştırma iki dilde eğitim veren okulların, tek dilde eğitim veren okullardan daha başarılı olduğunu gösteriyor. İki dilde eğitim bugün Türkiye’de bile tabu olmaktan çıktı. Limburg Bölgesi’nde neden Türkçe-Hollandaca eğitim veren okullarımız olmasın? Brüksel’de neden FransızcaTürkçe ders veren okullarımız olmasın? Türkçe dilinin Avrupa ekonomisindeki yeri gün geçtikçe büyüyor. Belçika siyaseti ve Türk toplumunun bu realiteyi artık görmesi lazım. Anadili iyi olanların ikinci dili daha iyi öğrendiğine dair uluslararası araştrmalar var ancak Belçika’da bununla ilgili bir çalışma yapılmadığını duydum. Siz bu konuda bir çalışma yaptınız mı ve bu tespite katılıyor musunuz? 2010 senesinde Gent şehrinde anaokulunu yeni bitirmiş öğrencilerle yapmış olduğumuz küçük çaplı bir araştırma aynen bu sonucu öne çıkarmıştı. Yine bu araştırmada inanılanın aksine bu öğrencilerin Türkçesinin kötü olmadığını anlamıştık. Ama ne yazık ki okulda Türkçe’ye yer verilmemesi sonucu Türkçe’nin akademik manada ilerlemediği bir gerçektir. Bu nedenledir ki Belçika’da Türkçeyi iyi konuşan elit kesim, Türk toplumunun çoğunluğunun konuştuğu dili zaman zaman hor görmüş. Hâlbuki genç yastaki öğrencilerimizin iyi bir Türkçe zemini var, ama buna yatırım yok. Öğretmenlerin Türkçe’ye negatif yaklaşımının Türkçe konuşan çocuklarda okula aidiyet duygusunu azalttığını belirlemişsiniz. Bu durum okul yaşamını olasılıkla olumsuz etkiler. Buradan öğretmenlerin bu yaklaşımının okul başarısını negatif etkilediği sonucunu çıkarabilir miyiz? Bu yaklaşımı değiştirmek için neler yapılabilir? Kesinlikle. Öncelikle bazı Türk ailelerde Türk öğrencilerinin sayısı fazla olduğu okullara karşı olumsuz bir tutumun olduğunu biliyoruz. Bu velilerin çocuklarını bu okullara yazdırmamasının en önemli sebebi ise çocuklarının, okulda daha fazla Türkçe konuşursa, daha başarısız olacağına inanmasıdır. Ama bu inancın yanlış olduğunu gördük. Bu yanlış düşüncenin getirdiği vahim bir sonuç ise okullarda asimilasyonu körüklemesidir. Okulda Türkçe konuşulmasını yasaklayan öğretmenler, bunu Türk velilerin kendilerinin istediğini öne sürüyor. Yanı kısacası Belçikalı Türk toplumu kendi evlatlarının okuduğu okullardan uzak durmaya çalışırsa ve ana diline sahip çıkmazsa, yerli Belçikalılardan da Türkçe’ye saygı duymasını bekleyemez. Okullara ve öğretmenlere ne gibi tavsiyeleriniz var? Türkçede ‘bir lisan bir insan’ diye bir deyim vardı ya, onu Hollandaca ve Fransızcaya çevirmek lazım. Bir dili yasaklamak veya cezalandırmak 21. yüzyılda olmaması gereken şeyler. Bunu yapmak sadece pedagojik manada sıkıntılı sonuçlar yaratmaz, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır, yani bir insan hakkının da ihlali sayılır. 270 Belçikalı IŞID üyesi Haber Merkezi Belçika’dan Suriye’ye savaşmak üzere giden toplam 385 Belçikalı’dan 270’inin Irak Şam İslam Devleti –IŞİD üyesi olduğu kaydedildi. Suriye Uzmanı Pieter Van Ostaeyen’ın Het laatste Nieuws Gazetesi’ne yaptığı açıklamaya göre, Belçika’dan Suriye’ye savaşmak üzere giden Belçikalı gençlerin %70’i IŞİD’a üye. Van Ostaeyen yaptığı açıklamada Suriye’den Belçika’ya geri dönen bu gençlerin, özellikle şiddet dolu geçmişleri gözönünde bulundurularak çok ciddi bir şekilde kontrol altında tutulması gerektiğini vurguladı.