Posterior Sirkülasyon İnfarktında Baziler Arter

Transkript

Posterior Sirkülasyon İnfarktında Baziler Arter
Yeni Tp Dergisi 2010;27: 101-105
Orijinal makale
Posterior Sirkülasyon İnfarktnda Baziler Arter
Dolikoektazisinin MRG ile Değerlendirilmesi
Bahri KEYİK, Gökçen Çoban ŞAHİN, Bahar YANIK, Baki HEKİMOĞLU
Ankara Dşkap Yldrm Beyazt Eğitim ve Araştrma Hastanesi Radyoloji Bölümü, ANKARA
ÖZET
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve difüzyon ağrlkl görüntülemede (DAG) akut ve kronik posterior sirkülasyon infarkt saptanan hastalarn, baziler arterin dolikoektazisi bakmndan değerlendirilmesi amaçlanmştr.
Mart 2008-Mays 2009 tarihleri arasnda hastanemiz
MRG ünitesine iskemik inme ön tans ile gelen 495 hasta
değerlendirildi. 151 hastada posterior sirkülasyon sahas
infarkt tespit edildi. Tansal olarak yeterli görüntüye
sahip 73 hasta çalşmaya dahil edildi. Hastalara 1,5
Tesla MR cihaz ile turbo spin eko (TSE) ve half-fourier
acquisition single-shot turbo spin-echo (HASTE) sekansnda T2 ağrlkl görüntüler (AG) ile inceleme ve DAG
yapld.
Çalşmaya dahil edilen hastalarn 48’inde (%65,75) akutsubakut, 25’inde (%34,25) kronik süreçte posterior
sirkülasyon infarkt tespit edildi. Kontrol grubuna göre
hasta grubunun baziler arter çap değeri istatistiksel
anlaml olarak daha fazla idi (p=0,038). Gruplar arasnda
baziler arterin şekil dağlm yönünden istatistiksel olarak
anlaml farkllk görülmedi (p=0,371). Kontrol grubu ve
hasta gruplar arasnda deviasyon derecesi (p=0,682) ve
elongasyon derecesi (p=0,220) açsndan anlaml farkllk
bulunmad.
Aterosklerotik değişiklikler ile baziler arterin dilatasyonu,
posterior sirkülasyon infarktnda etkili olabilir. Baziler
dolikoektazi kriterlerinden olan dilatasyon, diğer kriterlere göre anlaml bulunmuştur. Baziler dolikoektazinin
patogenezi, klinik önemi ve doğal seyrinin açklanmas
için büyük popülasyonlu prospektif çalşmalara ihtiyaç
duyulmaktadr. Standart radyolojik baziler dolikoektazi
tans için, bilimsel olarak kabul gören MRG kriterlerinin
geliştirilmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: İskemik inme, baziler arter, dolikoektazi,
manyetik rezonans görüntüleme, difüzyon ağrlkl
görüntüleme
ABSTRACT
Evaluation of the dolichoectasia of the basilar
artery in patients with posterior circulation infarcts
The purpose of this study was to evaluate the
dolichoectasia criteria of basilar arteries in patients with
acute and chronic posterior circulation infarcts in
magnetic resonance imaging (MRI) and diffusion
weighted imaging (DWI).
We prospectively evaluated 495 patients with stroke by
MRI between March 2008 and May 2009 in Department
of Radiology of our hospital. Infarction in posterior
circulation was detected in 151 patients. Seventy-three
patients with adequate imaging findings were included in
this study. Turbo spin echo sequence (TSE), T2 weighted
half-fourier acquisition single-shot turbo spin-echo
sequence (HASTE), and DWI were performed by 1.5
Tesla MR scanner.
Forty-eight of the patients (65,75%) had acute-subacute
infarcts, 25 of patients (34,25%) had chronic infarcts
with posterior circulation ischemic stroke. Statistical
analysis showed that diameter of basilar arteries in
patient group were significantly higher than diameter of
basilar arteries in control group (p=0,038). Deformation
of basilar artery showed no significant differences in all
groups (p=0,371). No significant difference was found
between control group and patient group for degree of
deviation (p=0,682) and elongation (p=0,220) of basilar
arteries.
Atherosclerotic changes and dilatation of the basilar
artery might be effective on posterior circulation infarcts.
Basilar dilatation which is a criteria for dolichoectasia has
been found to be more significant when compared with
other criteria. Prospective large population studies are
needed to elucidate the natural history of basilar
dolichoectasia and further delineate its clinical
significance and underlying pathogenesis. There is need
to develop and scientifically validate MRI criteria for the
radiological diagnosis of basilar dolicoectasy in order to
standardise the diagnosis.
Key Words: Ischemic stroke, basilar artery, dolichoectasia,
magnetic resonance imaging, diffusion weighted imaging
GİRİŞ
Anterior ve posterior sirkülasyon iskemik inmesinin başlca risk faktorleri genetik faktörler, hipertansiyon, diyabet, kalp hastalğ ve obezitedir.
Posterior sirkülasyon iskemik inmelerinde %60
beyin sap ve %40 serebellum etkilenmektedir.
Neden olarak %50’den fazla oranda baziler ve/veya
vertebral arter kaynakldr. En sk neden baziler
arterin ateroksklerotik stenozu ya da oklüzyonu-
dur. Baziler arterin proksimal ve orta segmentleri
daha sk rastlanan oklüzyon bölümleridir1,2.
Dolikoektazi, genişlemiş, büküntülü ve uzamş
arterleri tanmlar. Dilatasyon en önemli özelliğidir,
bu nedenle dilatetif arteryopati olarak adlandrlmaktadr. Dilatetif arteryopati en çok intrakraniyal
vertebral ve baziler arterleri etkiler. Dilate arterlerdeki azalmş antegrat kan akm kann durağanlaşmasna ve tromboz oluşumuna zemin hazrla101
101
Yeni Tp Dergisi 2010;27: 101-105
B. Keyik ve ark.
maktadr. Böylece persistan ya da geçici beyin
iskemisi oluşmaktadr3,4 .
Önceki klinik çalşmalarda baziler arter dolikoektazisinin posterior sirkülasyon iskemik inmesindeki
etiyolojik rolü tartşmaldr. Bu çalşmalarda dolikoektazik baziler arter ile posterior sirkülasyon
iskemik inmesi arasnda bir ilişki olup olmadğ
araştrlmştr4-6. Ancak manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yöntemi ile posterior sirkülasyon
enfakt saptanan olgularda dolikoektazinin etiyolojideki yeri tartşlmamştr.
Bu çalşmada, MRG ve DAG (difüzyon ağrlkl
görüntüleme) incelemesinde posterior sirkülasyon
infarkt saptanan olgularn baziler arter çap,
deviasyonu ve elongasyonu gibi morfolojik özellikleri değerlendirilerek, dolikoektazinin etiyolojideki
rolü tartşlmştr.
MATERYAL VE METOT
Mart 2008-Mays 2009 tarihleri arasnda MRG ünitesine iskemik inme ön tans ile gelen 495 hasta
değerlendirilmiştir. Hastalara turbo spin eko (SE)
ve half-fourier acquisition single-shot turbo spinecho (HASTE) sekansnda T2 ağrlkl görüntüler
(AG) ve diffüzyon ağrlkl görüntüleme (DAG) yapld. Bunlarn 151’inde posterior sirkülasyon sahas
infarkt tespit edildi. Bu hastalardan 73’ünün görüntüleri tansal yönden yeterliydi. Kontrol grubu
olarak yaş yönünden hasta grubuyla benzer özellikler taşyan, infarkt ve nörovasküler kompresyon bulgusu olmayan 63 kişi seçildi. Çalşma için
hastane etik kurulu onay alnd.
Tüm olgular 1,5 Tesla süperiletken tipte, 25 mT/m
maksimum gradient gücünde ve ‘rise time’ 600 µs
olan (Magnetom Vision Plus, Siemens, Erlangen,
Almanya) MRG cihaznda incelendi. Çalşmada
standart kafa sargs kullanld. Tüm hastalara
baziler arterin seyrine paralel koronal düzlemde T2
ağrlkl turbo SE (TR:5340, TE:119, FOV: 175x
200, kesit kalnlğ 3 mm, inceleme süresi 58 saniye),
HASTE sekans (TR: 11,9, TE:95, FOV: 175x200,
kesit kalnlğ 3mm, inceleme süresi 30 saniye),
aksiyel düzlemde T2 ağrlkl turbo SE (TR:3840,
TE:99, FOV:200x200, kesit kalnlğ 5 mm, inceleme süresi 68 saniye) sekans alnd. Daha sonra
izotropik DAG (TR: 5700, TE:139, kesit kalnlğ 5 mm,
FOV: 220x220, inceleme süresi 22 saniye) ve otomatik olarak ADC haritalamas yapld.
Çalşmaya dahil edilen 73 olgunun; 28’i (%38,4)
bayan, 45’i (%61,6) erkekti, yaş ortalamalar 64,5’tu.
Kontrol grubunda 63 olgunun; 22’si (65,1) bayan,
42’i (34,9) erkekti, yaş ortalamalar 60,9’du.
Tüm hastalarn semptom başlangcndan en erken
6. saatte, en geç 7. günde DAG ve T2AG’ler alnd.
Çoğu hastada inme başlangç zaman tespit edilememiştir. Akut ve kronik infarkt saptanan 73 olgu102
102
nun baziler arter bölümlerinin değerlendirilmesinde, oklüzyon bulgusu saptanmad. Hastalar, dolikoektazinin kompresyon semptomlar bakmndan
sorgulanmad.
Koronal düzlemde T2 ağrlkl hzl SE ve HASTE
sekanslarnda; baziler arter çap ve şekli (normal
(N),C,S,J) değerlendirildi. Baziler arterin çap
T2AG’lerde, en geniş yerinden ölçüldü. Bu ölçümler için koronal düzlem kullanld. Ayrca Smoker
ve ark’.nn yapmş olduğu çalşma temel alnd7.
Çalşmaya dahil edilmiş olan hastalar, baziler
bifürkasyon yüksekliği (elongasyon) (Tablo 1) ve
transvers pozisyonu (deviasyon) (Tablo 2) açsndan gruplandrld.
Tablo 1. Baziler arter yükseklik kriterleri
1. Grup : Suprasellar sistern seviyesinde
2. Grup : III. Ventrikül taban seviyesinde
3. Grup : III. Ventrikül tabanna indentasyon veya
elongasyon halinde
Tablo 2. Baziler arter deviasyon kriterleri
1. Grup. Klivus veya dorsum sellann medial-lateral
snrlar arasnda olmas
2. Grup. Klivus veya dorsum sellann medial-lateral
snrlar arasnda olmas
3. Grup. Serebellopontin köşe sisterninde olmas
Posterior sirkülasyon infarkt lokalizasyonu, Voetsch
ve ark’.nn yapmş olduğu çalşma temel alnarak,
baziler arterin proksimal, orta ve distal olarak 3
bölüme ayrlmasyla belirlendi8 (Şekil 1).
PCA
DİSTAL
SCACA
PONS ORTA
AICAC
MEDULLA PICAA
PROKSİMAL
SEREBELLUM
ASA
Şekil 1: Beyin sapnn ventral görüntüsünde, vertebral ve baziler arter dallar,
vertebrobaziler
sirkülasyonun
proksimal,
orta ve distal bölümleri
( PCA; Posterior
Şekil 1.
Beyin sapnn
ventral
görüntüsünde,
vertebral
serebral
arter, dallar,
SCA: Süperior
serebellar arter,
AICA: Anterior inferior
serebellar arter,
ve baziler
arter
posterior
sirkülasyonun
proksiPICA;
Posterior
inferior
serebellar arter,
ASA: Anterior
spinal arter)
mal, orta
ve
distal
bölümleri
(PCA;
Posterior
serebral
arter, SCA: Süperior serebellar arter, AICA: Anterior inferior
serebellar arter, PICA; Posterior inferior serebellar arter,
ASA: Anterior spinal arter)
Yeni Tp Dergisi 2010;27:
B. Keyik101-105
ve ark.
İstatistiksel Analiz
Verilerin analizi SPSS for Windows 11.5 paket
programnda yapld. Sürekli değişkenlerin dağlmnn normale uygun olup olmadğ Shapiro Wilk
testi ile araştrld. Tanmlayc istatistikler yaş için
ortalama±standart sapma şeklinde, çap, deviasyon ve elongasyon derecesi için ortanca (minimum
-maksimum) olarak, cinsiyet, eşlik eden hipertansiyon ve şekil için ise olgu says ve (%) olarak
gösterildi.
Gruplar arasnda ortalamalar yönünden farkn
önemliliği bağmsz Student’s t testi ile ortanca
değerler yönünden farkn önemliliği Mann Whitney
U testi ile araştrld. Kategorik değişkenler
Pearson’un Ki-Kare veya Fisher’in Kesin Sonuçlu
Ki-Kare testi ile değerlendirildi. p<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlaml kabul edildi.
BULGULAR
Hasta grubu yaş ortalamas 64,5±12,5, kontrol
grubu yaş ortalamas 60,9±12,9’di. Kontrol grubu
ile hasta grubu arasnda yaş ortalamalar yönünden istatistiksel olarak anlaml fark yok idi (p=0,104).
Hasta grubundaki hastalarn 45 tanesi (%61,6)
erkek, 28 tanesi (%38,4) kadnd. Kontrol grubundaki bireylerin 41 tanesi (%65,1) erkek, 22 tanesi
(%34,9) kadnd. Gruplar arasnda kadn ve erkeklerin dağlm istatistiksel olarak benzer idi (p=0,679).
Hasta grubunda saptanan infarktlarn 48’i (%65,75)
akut, 25’i (%34,25) kronik infarktt. Akut infarkt
saptanan 48 hastann infarkt lokalizasyonlar; 17’si
(%35,41) orta, 17’si (%35,41) distal, 10’u (%18,75)
proksimal, 2’si (%4,08) orta-distal, 3’ü (%6,24)
orta-proksimal perfüzyon sahasndayd (Tablo 3).
Tablo 3. Hasta grubunda saptanan akut infarktlarn dağlm
Değişken
Proksimal
Orta
Distal
Orta-distal
Orta-proksimal
Akut infarkt (n=48)
%18,75
%35,41
%35,41
%4,08
%6,24
Hasta grubundaki hastalarn 38 tanesinde (%52,1),
kontrol grubundaki bireylerin 14 tanesinde (%22,2)
HT birlikteliği söz konusuydu. Hasta grubunda
eşlik eden HT sklğ kontrol grubuna göre anlaml
olarak daha fazla oranda idi (p<0,001). Hasta
grubunda baziler arter çap değerleri 1,5 ile 7,5
mm arasnda değişmekte olup ortalama değeri 3,0
mm bulunmuştur. Kontrol grubunda baziler arter
çap değerleri 1,2 ile 6,0 mm arasnda değişmekte
olup ortalama 2,5 mm olarak saptanmştr (Resim
1). Kontrol grubuna göre hasta grubunun baziler
arter çap değeri istatistiksel anlaml olarak daha
fazla idi (p=0,038) (Tablo 4).
Resim 1. Koronal düzlemde T2 ağrlkl görüntülerde
baziler arter dolikoektazisi (beyaz ok) ve akut sol serebellar infarkt görülmektedir. İzotropik DAG ve ADC haritasnda akut infarkta (siyah ok) bağl difüzyon kstlamas görülmektedir.
Tablo 4. Hasta-kontrol grubunda hipertansiyon
sklğ ve baziler arter çap değerleri
Değişken
HT
Çap
1
Kontrol
(n=63)
14 (%22,2)
2,5 (1,2-6,0)
Pearson’un Ki-Kare testi
2
Hasta grubu
(n=73)
38 (%52,1)
3,0 (1,5-7,5)
P
<0,0011
0,0382
Mann Whitney U testi
İnfarkt pozitif hastalarn 27 tanesi (%37) normal
(N), 5 tanesi (%6,8) C şeklinde, 31 tanesi (%42,5) J
şeklinde, 9 tanesi (%12,3) S şeklinde, 1 tanesi
(%1,4) J-S şeklinde baziler arter görülmüştür.
Kontrol grubundaki bireylerin 26 tanesi (%41,3)
normal, 2 tanesi (%3,2) C şeklinde, 22 tanesi
(%34,9) J şeklinde, 13 tanesi (%20,6) S şeklinde
baziler arter gözlenmiştir. J-S şeklinde baziler arter
kontrol grubunda saptanmamştr. Gruplar arasnda şekil dağlm yönünden istatistiksel olarak
anlaml farkllk görülmedi (p=0,371) (Tablo 5).
Tablo 5. Baziler arterin gruplardaki şekil dağlm
Değişken
Şekil
Normal
C
J
S
J-S
Kontrol
(n=63)
26
2
22
13
(%41,3)
(%3,2)
(%34,9)
(%20,6)
-
Hasta
(n=73)
P
27 (%37,0)
5 (%6,8)
31 (%42,5)
9 (%12,3)
1 (%1,4)
0,371*
* Pearson’un Ki-Kare testi.
Hasta grubu ve kontrol grubunda deviasyon açsndan ortanca değer olarak 1. grup (klivus veya
dorsum sellann medial-lateral snrlar arasnda
olmas) bulunmuştur. Kontrol grubu ve hasta grubu
arasnda deviasyon derecesi açsndan benzer bulun103
103
Yeni Tp Dergisi 2010;27: 101-105
B. Keyik ve ark.
du (p=0,682). Hasta grubu ve kontrol grubunda
elongasyon açsndan ortanca değer olarak 1. grup
(suprasellar sistern seviyesinde) bulunmuştur.
Kontrol grubu ve hasta grubu arasnda elongasyon
derecesi açsndan benzerlik bulundu (p=0,220)
(Tablo 6).
Tablo 6. Kontrol-hasta grubu deviasyon ve elongasyon derecesi
Değişken
Deviasyon
Elongasyon
*
Kontrol
(n=63)
1 (1-3)
1 (1-3)
Hasta
(n=73)
1 (1-3)
1 (1-3)
P
0,682*
0,220*
Mann Whitney U testi.
TARTIŞMA
Baziler arter dolikoektazisi, nadir ve iyi tanmlanmş bir vasküler anomalidir. İlk iskemik inme atağ
geçiren hastalarda kesitsel radyolojik görüntülemedeki sklğ %3,1 olarak bulunmuştur9. Baziler
arterlerin elongasyonu, tortüyozitesi ve dilatasyonu anlamna gelmektedir. Dilatasyon en önemli
bileşenidir. Bu nedenle dilatetif arteriyopati de
denilmektedir. Dolikoektazinin damar duvarnda
aterosklerotik dejenerasyon sonucu oluştuğu,
arteriyel hipertansiyonun birlikte ya da tek başna
tetikleyici patogenetik faktör olduğu öne sürülmektedir. Baz yazarlar da konjenital anomali
olduğunu, histopatolojik olarak damar duvarnda
düz kaslarda atrofi, internal elastik membranda
defekt olduğunu göstermiştir. Diğer serebral
damarlardaki dilatasyon ve aorta anevrizmasyla
birlikteliği difüz arteryel defekt olaslğn güçlendirmektedir. Hipertansiyon ve ateromatöz süreç
dolikoektazik hastalarda iskemi oluşumunda önemli
rol oynamaktadr. Baziler arter dolikoektazisi ile
serebrovasküler olaylar arasndaki ilişki tam olarak
açklanamamştr. Çoğunlukla olgu olarak bildirilmiş
çalşmalar vardr. Dolikoektazik hastalarda yaplan
çalşmalarda, etiyoloji ve mekanizma açklanmaya
çalşlmştr. Distal bölgelerdeki infarktlar arterden
artere emboliye, beyin sap ve baz serebellar
infarktlar ise baziler arterin atherotrombotik oklüzyonuna bağlanmştr3-6.
Ubogu ve ark.nn yaptğ kohort çalşmasnda
vertebrobaziler arterin çapnn 4,5 cm’den fazla
olmas, 10 mm’den fazla deviasyon ve uzunluğunu
29,5 mm’den fazla olmas geçici ya da kalc
posterior sirkülasyon defisitleri için bağmsz risk
faktörleri olarak bulunmuştur10. Smoker ve ark.
yaptğ çalşmalarda BT’de yar kantitatif değerlendirmeyle dolikoektazi kriterlerini belirlemişlerdir6.
MRG ve MRA incelemesinde standart ve kabul
gören dolikoektazi kriteri bulunmamaktadr. Bu
durum önemli olan bu vaskülopatinin MRG raporlamasnda sorun teşkil etmektedir.
104
104
Hastalarmzda baziler arter çap ortalama 3,0 mm
olup önceki çalşmalara göre incedir, ancak kontrol
grubuna göre istatistiksel olarak anlaml bulundu.
Onbeş olguda baziler arter çap 4,5 mm ve
üstünde ölçülmüştür (%20,54). Diğer bileşenler
olan elongasyon ve tortüyozite bakmndan kontrol
grubuyla arasnda fark bulunmamştr.
Passero ve ark.’nn yaptğ çalşmalarda, supratentoryal posterior sirkülasyon infarktlar (distal)
daha çok bulunmuştur. Ciddi dilatasyon ve elongasyonu bulunanlarda, posterior serebral arter
(distalde) infarktlar görülmüştür. Çalşmamzda
ise dilatasyonu fazla olan hastalarda (4,5 mm ve
üstü) distal ve orta perfüzyon sahasndaki infarktlar fazlayd. Passero ve ark.’nn çalşmasnda
infratentoriyal infarkt olan olgularda ise baziler
arterin büküntü yaptğ yerin karş tarafnda infarkt
saptanmştr. Bunun da baziler arterin dallarnn
gerilmesi ya da yer değiştirmesine bağl olduğu
söylenmiştir. Bu çalşmada iskemik semptomlarn
oluşmasnda başka mekanizmalar (trombüs, akm
hznda azalma, arterden artere emboli ve aterom
ile tkanma) öne sürülmüştür5. Elongasyon ve
tortüyozite, özelikle pons seviyesindeki perforan
arter dallarnda, gerilme ve yer değiştirmeye yol
açmaktadr. Bizim çalşmamzda ponsta infarkt
olan olgu says 17 (%35,4), baziler arterin orta
bölümünün perfüzyon sahasndaki akut infarkt
says 22 idi (%45,8). Bu grupta baziler arterin
çap ortalamas 2,9 mm, elongasyon derecesi ortalama 1.41, tortuöz derecesi 1,61 olarak bulunmuştur. Baziler arter şekli ağrlkl olarak J şeklindeydi (%45,5) ve dilatasyon, elongasyon ve tortüozite yönünden diğer akut infarkt grublarna
göre anlaml fark saptanmad. Bu durum önceki
çalşmalarla uyumsuz olarak, perforan dallarndaki
gerilme olmakszn aterotrombotik tkanmayla
açklanabilir.
Hastalarn ortalama yaş 64,5, kontrol grubunun
ortalama yaş 60,9 olup, istatistiksel fark saptanmad. Her iki grubta hipertansiyon, DM öyküsü
fazla saydayd. Hasta ve kontrol grubunda güvenilir olarak sadece hipertansif etiyolojisi sorgulanabildi. Hasta grubunda hipertansif olgu says 38
idi. Hasta ve kontrol grubu arasnda hipertansif
oran yönünde istatistiksel olarak anlaml fark vard
(p<0,001). Hasta grubunda hipertansif olgu fazlayd (%52,1).
Posterior sirkülasyon infarktlarnda klinik semptomlar değişkendir. Hasta şuursuz ya da inceleme
için koopere olmayabilir. Bu hastalarda iskemik
inme inceleme protokolü hzl sonuç vermelidir.
DAG, akut posterior sirkülasyon infarktlarn hzl
ve çok erken göstermektedir. Rutin MRG’de akut
infarktlar en erken 24-48 saatte saptanabilirken,
DAG’de yarm saat ile 6 saat arasnda akut infarkt
Yeni Tp Dergisi 2010;27:
B. Keyik101-105
ve ark.
görülmüştür. İnceleme süresi çok ksadr, ortalama 20-30 saniye sürmektedir11-13.
Çalşmamzdaki infarktlarn yarsndan fazlasnn
(%65,75) akut-subakut süreçte olup, tamam DAG
ile gösterilmiştir. Bildiğimiz kadaryla çalşmamz,
posterior sirkulasyon akut-subakut infarktnda,
patensi ya da darlk dşnda, baziler arterin dolikoektazik yönünden morfolojik değerlendirmesinin
yapldğ ilk çalşmadr.
Baziler arteri rutin MRG incelemesinde görüntülemek zordur. Pulsasyon ve BOS dolaşm hareketi
artefakta yol açar, snrlar belirsizdir. Ayrca görüntülerde hasta hareketine bağl hareket artefakt
oluşabilir14. Çalşmamzda önceleri hzl T2 ağrlkl
görüntüler kullanld. Hareket artefaktnn fazla
olmas sebebiyle HASTE sekans kullanld. HASTE
sekans, baziler arterin koronal düzlemde hareket
artefaktndan bağmsz görüntülenmesini sağla-
mştr. Ancak bu sekansn kesit kalnlğ fazladr (3
mm) ve uzaysal çözünürlüğü azdr.
Tüm olgularda baziler arterin tüm bölümleri görülmüştür. Baziler arter dolikoektazisin görüntülenmesinde diğer spin eko sekanslarna seçenek olabilir.
Sonuç olarak çalşmamzda, posterior sirkülasyon
infarktnda, baziler arterin dolikoektazi bileşenlerinden olan dilatasyon, kontrol grubuna göre
anlaml geniş bulundu. Hasta grubunda predispozan faktörlerden hipertansiyon anlamlyd.
Dolikoektazinin patogenezi, doğal seyri, posterior
sirkülasyon infarkt etiyolojisindeki önemi açsndan daha geniş serili çalşmalara ihtiyaç vardr.
Rutin MRG ve anjiyografi raporlamada kullanlabilecek standart dolikoektazi kriterleri belirlenmelidir.
REFERANSLAR
1. Bamford J, Sandercock P, Dennis M, Burn J, Warlow C.
Classification and natural history of
clinically identifiable subtypes of
cerebral infarction. Lancet 1991;337: 1521-6.
2. Bogousslavsky J, Regli F, Maeder P, Meuli R, Nader J. The etiology
of posterior circulation infarcts: A prospective study using magnetic
resonance imaging and magnetic resonance angiography. Neurology 1993;
43: 1528-33.
3. Pico F, Labreuche J, Cohen A, Touboul PJ, Amarenco P. GENIC
investigators. Intracranial arterial dolichoectasia is associated with enlarged
descending thoracic aorta. Neurology 2004;63: 2016-21.
4. Pico F, Labreuche J, Touboul PJ, Amarenco P. GENIC Investigators.
Intracranial arterial dolichoectasia and its relation with atherosclerosis and
stroke subtype. Neurology 2003;61: 1736-42.
5. Passero S, Fillosomi G. Posterior circulation infarcts in patient with
vertebrobasilar dolichoechtasia. Stroke 1998;29: 653-9.
6. Kumral R, Ksabay A, Atac C, Kaya C, Call C. The mechanism of
ischemic stroke in patients with dolichoectatic basilary artery. Eur J Neurol
2005;12: 437-44.
7. Smoker WRK, Price MJ, Keyes WD, Corbett JJ, Gentry LR. Highresolution computed tomography of the basilar artery, 1: Normal size and
position. AJNR Am J Neuroradiol 1986;7: 55-60.
8. Voetsch B, DeWitt D, Pessin MS, Caplan LR. Basilar artery
occlusive disease in the new england medical center posterior circulation
registry Arch Neurol 2004;61: 496-504.
9. İnce B, Petty GW, Brown RD Jr, Chu CP, Sicks JD, Whisnant JP.
Dolichoectasia of the intracranial arteries in patients with first ischemic
stroke. A population based study. Neurology 1998;50: 1694-8.
10. Ubogu EE, Zaidat O. Vertebrobasilar dolichoectasia diagnosed by
magnetic resonance angiography and risk of stroke and death: a cohort
study J Neurol Neurosurg Psychiatry 2004;75: 22–6.
11. Schlaug G. Siewert B. Benfield A. Edelman RR. Warach S. Time
course of the apparent diffusion coefficient (ADC) abnormality in human
stroke. Neurology 1997;49: 113-9.
12. Provenzale JM, Sorensen G. Diffusion weighted MR imaging in
acute stroke: Theoretic considerations and clinical applications. AJR 1999;
173: 1459-67.
13. Linfante I, Llinas RH, Schlang G, Chaves C, Warach S, Caplan LR.
Diffusion-weighted imaging and national institutes of health stroke scale in
the acute phase of posterior-circulation stroke. Arch Neurol 2001;58: 621-8.
14. Freund W, Kassubek J, Aschoff A, Huber R. MRI-based separation
of congenital and acquired vertebrobasilar artery anomalies in ischemic
stroke of the posterior circulation Stroke 2008;39: 2382-84.
Yazşma adresi:
Dr. Bahri KEYİK
Dşkap Eğitim ve Araştrma Hastanesi, Radyoloji Bölümü, Ankara
e-mail: [email protected]
Yaznn geldiği tarih
: 11.01.2010
Yayna kabul tarihi
: 02.04.2010
105
105

Benzer belgeler