TEB dergi May-Haz - türk eczacıları birliği

Transkript

TEB dergi May-Haz - türk eczacıları birliği
03
ISSN 1301-5060
Türk Eczac›lar› Birli¤i’nin ‹ki Ayl›k Yay›n Organ› May›s - Haziran 2010
14 MAYIS ECZACILIK GÜNÜ’NDEN RENKL‹ GÖRÜNTÜLER
B‹R‹NC‹ BÖLGELERARASI TOPLANTI
37 YIL SONRA TAKS‹M
ECZACILIK MESLE⁄‹N‹N GELECE⁄‹
‹Ç‹NDEK‹LER
Yay›n Türü: Süreli Yay›n
Bak›fl
3
Ecz. Erdo¤an ÇOLAK / Baflkan
SAH‹B‹
Ecz. Erdo¤an ÇOLAK
Genel Baflkan
4
Diyalog
Ecz. Özgür ÖZEL / Genel Sekreter
TEB Haberler Dergisi Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
SORUMLU YAZI ‹fiLER‹ MÜDÜRÜ
Ecz. Özgür ÖZEL
Genel Sekreter
Eczac›lar Günü’nden Renkli Görüntüler
5
Ayflen YALMAN
MERKEZ HEYET‹
Ecz. Erdo¤an ÇOLAK
Uzm. Ecz.Harun KIZILAY
Eczac›l›k Mesle¤inin Gelece¤i Atölyesi
14
Sahra DAfiDEM‹R
Ecz. Özgür ÖZEL
Ecz. Nevin TAfiLIÇAY
Ecz. Mukaddes HARMANCI
Eczac›l›k Alan›nda Bir Hukuk Zaferi Daha: Asturias Davas› Sonuçland› 16
Ecehan BALTA
Ecz. Hüseyin OLAN
Ecz. M.fierif BOYACI
Ecz. Ali ASLAN
Ecz. Murat YÜRÜR
TEB-Eczac›l›k Akademisi Kurumsal Geliflim Çal›fltay›
18
Serdar KILIÇ
Doç. Dr.Mustafa ASLAN
Ecz. M.Ekrem EfiK‹NAT
37. Dönem 1. Bölgeleraras› Toplant›s› Bal›kesir’de Gerçeklefltirildi
Ecz. Esin ÖNGÜN
YAYIN SEKRETER‹
Ayflen YALMAN
Bizden Haberler
31
Ecz. Esin ÖNGÜN
REDAKS‹YON
Dönsel COfiAR
TEB'de Toplu ‹fl Sözleflmesi ‹mzaland›
35
REKLAM SORUMLUSU
Ayflen YALMAN
TEKB’nin Kurulufl Öyküsü
36
Gaye SARIKAYA
GRAF‹K TASARIM
Linol Tasar›m / www.linol.com.tr
‹stanbul Eczac› Odas› Tiyatro Toplulu¤u
38
Ayflen YALMAN
BASKI
Fersa Ofset Tesisleri
Ostim 36. Sokak No: 5/C-D, Yenimahalle ANKARA
Tel: 0312 386 17 00 (pbx) • www.fersaofset.com
Bask› Tarihi: 05.08.2010
YÖNET‹M YER‹ VE YAZIfiMA
Willy Brandt Sokak No: 9, Çankaya / ANKARA
Giriflimci Kad›nlar Ankara'da Bir Araya Geldi
Aram›za Kat›lan Yeni Odam›z: Ni¤de Eczac› Odas›
Dünyada Ne Var Ne Yok
Sevim ÖZDEM‹R
Tel: 0.312 409 81 00
Ve Taksim...
YAYIN KOfiULLARI
44
Berivan VARGÜN
Dergideki yaz›lar dergi ad› gösterilerek yay›mlanabilir.
yaz›lardaki görüfllerden yazar›n kendisi sorumludur. Dergi
üyelere ücretsiz gönderilir. Yay›nlanmas› istenilen yaz›lar›n,
K›sa K›sa Sa¤l›k
46
bilgisayarda Word program› ile yaz›lmas› ve yaz›lar›n orijinal
ç›kt›s› ile birlikte disketinde gönderilmesi teknik aç›dan
kolayl›k sa¤layacakt›r.
Astroloji
48
Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU
TEB Haberler Dergisi hakk›ndaki flikayetlerinizi,
memnuniyetinizi ve önerilerinizi iletebilmek için;
Günce
51
Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU
Türk Eczac›lar› Birli¤i
Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA adresine,
[email protected] e-posta adresine yazabilir ya da
0312 409 81 09’a faks çekebilirsiniz.
40
Ayflen YALMAN
Bas›nda TEB
Gaye SARIKAYA
56
42
41
20
ve karanlık şiddet ortamında her ne olursa olsun bir arada,
barış içinde yaşamayı ısrarla ve kararlılıkla savunmalıyız.
Benzer bir biçimde sağlık alanında ciddi bir yeniden yapılanma
sürecinden geçiyoruz. Hayat kimseyi beklemeden büyük bir
hızla akıyor. Bu akışın yönünü belirlemede, gidişatını değiştirme
konusunda kendimizi kimi zaman etkisiz hissedebiliyoruz.
Deyim yerindeyse çok büyük prodüksiyonlu bir filmin en
önemsiz oyuncuları gibi görebiliyoruz kendimizi. Hem bireysel
Bak›fl
hayatlarımızda hem de toplumsal hayatın neresinde olursak
olalım sürdürdüğümüz mücadelelerde… Bizler bugün
mesleğimizde yaşanan kimi radikal dönüşümler karşısında
Ecz. Erdo¤an ÇOLAK / Baflkan
kendimizi değişimin birer basit piyonu olarak görüyor olabiliriz.
Ancak hayatta hangi alanda olursa olsun mücadele ederken
en temel prensibin süreklilik olduğunu hiçbir biçimde
unutmamalıyız. Kötümserliğin karanlığından da, mutlak
Yıllardır ülke gündemini olumsuz bir biçimde meşgul eden
iyimserliğin uçuculuğundan da kendimizi uzaklaştırmalıyız.
1 Mayıs ve Taksim alanı tartışmaları sonucunda, bu sene
Büyük düşmanlar yaratmak ve gerçekliği başkalaştırmak
toplumun tüm kesimlerini memnun eden bir 1 Mayıs kutlaması
değil elbette niyetimiz bilakis gerçekçiliğin kendisi bir resmin
gerçekleştirildi. 1 Mayıs bizlere gösterdi ki; çatışma değil
tamamını görmekle anlaşılabilir. Resimde gördüğünüz ne
toplumsal hoşgörü üzerine kurulu bir siyaset üretme biçimi,
büyüklükte bir sorun olursa olsun, kararlılıkla mücadeleyi
tüm yönleriyle olumlu sonuçlar yaratıyor. Bu noktada elbette
sürdürmek zorunda olduğumuzu unutmadan yaşamalı ve
bu mücadeleyi yıllardır kararlı bir biçimde sürdüren emek ve
mücadele etmeliyiz. Yani ortada ne yalnızca karanlık bir tünel
meslek örgütlerinin emeği ve çabası göz ardı edilemez.
ne de yalnızca tünelin sonunda güçlü bir ışık var demek gibi
Ancak diğer yandan da hep birlikte, yaratılmış korkularımızın
bir lüksümüz yok. Bizler önümüzde karanlık bir tünel ve
kimi zaman gerçekliğin kendisini nasıl da tahrif edebildiğine
birlikte ne kadar kararlı ve hızlı yürürsek o kadar kısa zamanda
tanık olduk. Farklı kesimlerden binlerce emekçi ve emeğin
ulaşacağımız bir ışık var diyecek olanlarız.
yanında yer alan binlerce farklı renkteki ve sesteki kişi, farklı
araçlarla, farklı kelimelerle ortak bir gerçeği hep birlikte
Bizler mesleğimizi ilgilendiren konular söz konusu olduğunda
haykırdı: küresel bir köye dönmüş dünyamızda, sermayenin
sıklıkla şunu ifade ettik; içinden geçtiğimiz süreç yalnızca
pervasızca güçlenişine, emeğin değersizleştirilmesine ve
biz eczacıları değil toplumun tüm kesimlerini farklı düzeylerde
sömürüsüne rağmen, tarihte olduğu gibi bugün de, bizler
etkiliyor. Ve bu süreç ülkemizin sınırlarını da aşan bir takım
mücadele etmeye devam edeceğiz.
düzenlemelerin bir parçası. Bunu mücadele ve çözümün
öznelerinin sorumluluklarını azaltmak amacıyla, yani sanal
Örgütlü toplumu her düzeyde güçlendirmek, hayatın neresinde
düşmanlar yaratmak amacıyla söylemiyoruz elbette. Yalnızca
olursak olalım dünya ve tüm insanlık için sorumluluk duymak
sonuçların ötesinde, nedenleri ve süreçleri doğru anlamak,
bizleri gerçek anlamda insanileştiren ve hiçbir biçimde göz
böylelikle doğru çözüm yollarını birlikte yaratmak için ifade
ardı edemeyeceğimiz değerler. Bu değerlerin savunuculuğunu
ediyoruz. Bu amaçla farklı fikirleri dinlemek, farklı projeler
yapmak bugün bir taraf olmak olarak yansıtılıyor. Bana göre
konusunda bilgi sahibi olmak için toplantılar düzenliyoruz.
sözünü ettiğim değerler binlerce yıllık insanlık tarihinin,
Bu çabayı sürdüreceğiz. Yani bugünün elbette ki çok önemli
mücadelelerin, savaşların ve diğer büyük çaplı acıların so-
sorunlarının yanında, hayatın bizlere nasıl bir gelecek
nucunda elde ettiğimiz evrensel normlar. Ancak hayatı bu
hazırladığını bugünden anlamak ve kendi ortak gelecek
de-ğerler üzerinden örmek zorunlu olarak bir tarafgirlik de-
perspektifimizi birlikte yaratmak için çaba harcayacağız.
mek ise, bunu da seve seve kabullenmek gerekiyor. Sonuç-
Yalnızca bugüne sıkışıp kalmak, gelecekte eskimiş olmak
ta hayatı anlama ve anlamlandırma biçimlerimiz, yürüdüğü-
demektir. Hayatta bizi güçlü kılacak olan ise ortak
müz yolu belirliyor. Bizler gerçek anlamda yaşayan bir
değerlerimize sahip çıkarken, geleceği bugünden görecek
demokrasi, yalnızca soyut düzeyde değil gerçek anlamda
bilgi ve iradeye sahip olma konusundaki çabamızdır. Bu
özgürlük ve eşitlik, toplumsal ve ekolojik iyi üzerine dünyamızı
sene gerçekleştireceğimiz 10 uncu Eczacılık Kongresi bu
kuruyoruz. Bugün ne ülkemizde ne de dünyanın genelinde
amaç yönünde önemli bir köşe taşı olacaktır. Orada üretimi
bu ilkelerin tam olarak hayata geçtiğini söyleyemeyiz. Ancak
engelleyen bir kötümserlik ve temelsiz bir iyimserliğin ötesinde;
geçmişte olduğu gibi bugün de hayatı daha yaşanılır kılan
mesleğimiz ve ülkemizin geleceği konusunda gerçekçi bir
kararlılıkla ve inançla bu evrensel değerleri gerçek kılmak
zeminde buluşacağımıza inanıyorum.
için mücadele eden öznelerin varlığıdır. Bizler bugünün sisli
3
Diyalog
Ecz. Özgür ÖZEL / Genel Sekreter
TEB Haberler Dergisi Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Yeni Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
Türk Eczacıları Birliği'nde yürüttüğüm görevin önemli bir parçası
da Birliğimiz bünyesinde hepimiz için çalışan arkadaşlarımızın,
görev ve yetkilerini saptamak, çalışmalarını organize etmek ve
sicillerini düzenlemek. Tahmin edebileceğiniz gibi bu oldukça çift
taraflı bir görev ve önemli bir sorumluluk. Türkiye'de hak arama
mücadelesinin sembolü olmuş bir meslek örgütünün çalışanlarının
hakları konusundaki yaklaşımı ile tüm eczacıların katkısı ile oluşmuş
bir birikimin sorumlu yönetimi konusunda bir denge durumu.
Geçtiğimiz dönemde çalışma arkadaşlarımız DİSK'e bağlı Sosyalİş sendikasına üye olarak örgütlenmişlerdi. Örgütlü mücadelenin
adresi olan Türk Eczacıları Birliği'nin çalışanlarının da örgütlü
mücadeleye bu şekilde inanan insanlar olması bizleri mutlu ediyor.
Eğer çalışma arkadaşlarımız sendikalı olmasalardı, her şeyden önce
30.000 kişilik bu büyük örgüt çatısını koruyan bizlerin, örgütlü
mücadelenin önemini yeterince anlatamadığımızı düşünürdüm. Biz
bir meslek örgütüyüz. Ama sendikalarda çalışanların sendikalı
olmasına itiraz edildiği trajik örnekler de var. Çelişkiler ülkesi
Türkiye'de sendikalı olmak, elbette çalışanlarımızın başarısı, bizlerinse
bu çelişkiye düşmemiş olması bizim için bir gurur vesilesidir.
Merkez Heyeti olarak çalışanlarımızla ikinci dönem toplu iş
sözleşmesini geçtiğimiz günlerde imzaladık. Ancak bu örgütün
çalışanları merkezle sınırlı değil. Eczacı odalarımız ve eczanelerimizde
çalışanların da örgütlülüğü noktasında herkesin üzerine düşeni
yaptığından ve yapacağından şüphemiz yok. Çünkü toplum ne
kadar örgütlü olursa, örgütlerin de o kadar güçlü ve etkin olacağını
biliyoruz, her gün yeniden yaşayarak öğreniyoruz.
Çalışanlarımızın Mesleki Standartları
Biz eczacıların örgütü olarak eczane çalışanlarımızın da etik bir
duruşa sahip olabilen ve bağımsızlığını koruyan tüm örgütsel
yapılanmalarını destekliyoruz. Sadece örgütlenmelerini desteklemekle
de kalmıyor, eczane çalışanlarımızın mesleklerinin bir standarda,
bir tanıma erişmesi için de yine onlarla beraber çalışıyoruz.
Eczanelerimizi bir bütün olarak geleceğe hazır hale getirmeyi
hedefliyoruz.
Mesleki Yeterlilik Kurumu ile imzaladığımız protokol çerçevesinde
eczane çalışanlarımız için hazırladığımız meslek standardı belirli bir
noktaya geldi. Şu sıralarda, tüm tarafların görüşüne açtığımız
4
standart çalışmasına gelen 300'den fazla eleştiri ve öneriyi
değerlendiriyoruz. Bunu, elbette birincisi eczanelerimizin içini
düzenlemek bizim görevimiz olduğu için yapıyoruz. Ama bu alanda
bizim dışımızdaki bazı mercilerin girişimde bulunmaları, süreci bizim
açımızdan hızlandırmış oldu. Eczacılar dışarıda bırakılarak yapılan
önceki standart geliştirme girişimlerinde “majistral ilaç hazırlamak”
gibi ibarelere bile rastlamıştık. Dolayısıyla eczacılık kanununa,
deontolojisine ve gelecek vizyonuna uygun olan bir standartta
eczacıların meslek birliğinin imzası olmalıydı. Meslek standardı
girişimimiz konusunda eczane teknisyeni derneklerinde oluşan
olumlu ve iyimser hava da, ne kadar önemli bir iş yapmakta
olduğumuzun bir başka göstergesi oldu. Eczane teknisyenlerimizin
mücadelesine bir güç katabildiysek ne mutlu bize.
Nevşehir ve Niğde Eczacı Odalarımızla Artık Daha Güçlüyüz.
Bu süre içinde kendi örgütümüz de büyüdü. Nevşehir ve Niğde
Eczacı Odalarımızın da kurulması ile oda sayımız 53'e çıktı. Kurulan
her bir eczacı odamız o bölgede çalışan eczacılarımızın Birliği ile
daha organik, daha güçlü bir ilişki kurmasını sağlıyor. Bu nedenle
de kurulan her bir eczacı odamız, o bölgedeki üyelerimizin örgüte
daha etkin katılımının önünü açıyor. Nevşehir ve Niğde eczacı
odalarımızın yönetim kurullarına başarılar diliyoruz. Oda yöneticiliği
her zaman zordu. Ancak son derece hareketli bir iki yıl geçirdik ve
sular bundan sonra da kolay kolay durulacağa benzemiyor. Sağlık
alanındaki yapısal değişimler sürecek. Bu yüzden de hem eczacıların
haklarının korunması ve hem de demokrasinin geliştirilmesi için
eczacı örgütüne yine çok ihtiyaç duyulacak.
Muvazaa yönetmeliğinin yayınlanması ile birlikte, eczacı odalarımızın
muvazaa kanaatine sahip olup olmadığının belirleyici hale gelmesi
ile, odaların işlevleri de genişlemiş oldu. Tüm eczacı odalarımızın
yöneticileri, büyük bir fedakarlıkla bütün bu görevlerin üstesinden
layıkıyla geliyorlar. Yeni kurulan odalarımızın gönüllü yöneticilerini
de aynı fedakarlıklarla dolu zorlu bir süreç bekliyor. Ama eczacılık
mesleği için bir şey yapmış olmanın verdiği huzur ve kişisel tatmin,
tüm bu yorgunluğu unutturuyor. Hayata başka bir anlam katıyor.
17 Temmuz Yaklaşırken.
Örgütümüz son olarak İlaç Takip Sistemi sınavından geçiyor.
Sistemin bulunduğu noktaya gelmesinde yine başrolü eczacı meslek
örgütü oynadı. Birliğimizin imzaladığı yedi maddelik protokol, bu
süreçte açığa çıkan taleplerimizi tamamen yansıtıyordu. Protokol
tek taraflı olarak iptal edilmiş olmasına karşın, yetkililer eczacılar
sistemi kabul etmeden uygulama şanslarının olmadığını gördüler.
Sistemin birkaç kez ertelenmesinde belirleyici unsur, eczacının
örgütlü gücü oldu. Bu yazıyı kaleme alırken ise meslektaşlarımızı
endişeye sevk eden 17 Temmuz tarihi yaklaşıyor. Herkes eczacının
stok bildirip bildirmeyeceğini merak ediyor. Eczacılar meslek örgütleri
tamam demedikçe stok bildirmeyecek. Çünkü sürekli fiyat
indirimlerinden ve haksız vergi uygulamalarından dolayı stokları
bozulmuş durumda. Stok düzeltme hakkı verilene ve böylece İTS
ile ilgili tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar hep birlikte davranmaya
devam edeceğiz. Bilinmeli ki, stokları bozan biz değildik, aslında
bizler çeşitli hatalı uygulamaları sonucu eczanelerde fiili envanter
ile kaydi envanter arasında fark yaratanlara yapacakları düzenlemeler
ile İTS'yi her yönüyle bir milat olarak başlatabilme fırsatını tanımış
oluyoruz. O yüzden, 17 Temmuz'da İTS'de hiçbir şey değişmeyecek.
Çünkü eczacıların arkasında yine eczacıların örgütlü gücü var.
Sevgi ve saygılarımla,
14 May›s
Ayflen YALMAN
Eczac›lar Günü’nden Renkli Görüntüler
Türk Eczac›lar› Birli¤i, 53 Bölge Eczac› Odas› ve yaklafl›k 30 bin eczac›,
bilimsel eczac›l›¤›n 171 inci y›l›n› tüm ülkede çeflitli etkinliklerle kutlad›.
İnsanlık tarihi kadar eski olan eczacılık mesleği, bilimsel
bu yıl da toplumu çok yakından ilgilendiren, gelecek
eğitimle kurumsallık kazandığı 171 yıldır daha hızlı ve
hedeflerine ışık tutacak önemli bir konu ile etkinlikler
etkili bir biçimde, toplum sağlığını iyileştirmek için
sürdürüldü. “Akılcı İlaç Kullanımı” konusu çerçevesinde,
hizmet sunuyor. Kuşkusuz 171 yılda ilaç ve eczacılık
Türk Eczacıları Birliği ve 53 Bölge Eczacı Odası, çok
hizmeti önemli değişimlere konu oldu ancak; 'Herkes
önemli projelere imza attılar.
İçin Daha Fazla Sağlık', eczacılık mesleğinin temel ilkesi
olarak hep korundu. Tarihi, misyonu ve gelecek hedefleri
Çocuk Tiyatrosu ve Sunum
ile böylesine kutsal bir mesleğin mensubu olan eczacılar
Türk Eczacıları Birliği, 14 Mayıs haftası etkinliklerinin
ise; yüz yılı aşkın bir süredir kutladıkları 14 Mayıs
ilkini 11 Mayıs tarihinde gerçekleştirdi. Milli Eğitim
Eczacılık Günü'nü, 10-16 Mayıs tarihleri arasında
Bakanlığı ile birlikte yürütülen proje çerçevesinde, akılcı
Eczacılık Haftası olarak kutladılar. Her yıl olduğu gibi,
ilaç kullanımı konusunda öğrencilere eğitim verildi,
5
de yapıldı. Eğitim ve öğrenimin çocukluk
çağında başladığı düşüncesinden hareketle
gerçekleştirilen proje, yıl boyunca devam
edecek.
Basın Toplantısı
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, basın
mensuplarıyla bir araya geldi. Sağlık
Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü
Dr. Saim Kerman'ın da bulunduğu basın
toplantısına, çok sayıda gazeteci katıldı.
13 Mayıs'ta gerçekleşen toplantıda
açıklama yapan TEB Başkanı Ecz. Erdoğan
Çolak, eczacıların sorunlarının devam
ettiğini, ancak Eczacılık Günü’nü, sadece
sorunların anlatıldığı bir gün olmaktan öteye
tiyatro gösterileri düzenlendi. Hem çocuklara hem de
taşıyarak, toplumun sağlığını ilgilendiren projelerle
yetişkinlere yönelik afişler hazırlandı, tanıtım filmleri
kutlamak istediklerini belirtti. Çolak daha sonra şöyle
televizyonlarda gösterildi. Hastaların ilaçlarla ilgili doğru
devam etti;
bilgiye ulaşmasını sağlayacak bir hasta portalı olan
www.eczacinizadanisin.info adlı web sayfamız yayına
“Bizler tarihi, misyonu ve gelecek hedefleri ile böylesine
başladı.
kutsal bir mesleğin mensubu olmaktan büyük gurur
duyuyoruz. Bu anlamlı tarih vesilesi ile, 10-16 Mayıs
Bölge Eczacı Odaları, İl Milli Eğitim Müdürlükleri'nin
2010 tarihleri arasında kutlanacak Eczacılık Haftası'nda,
işbirliğiyle hazırlanan akılcı ilaç kullanımı sunumları, aynı
mesleki ve toplumsal sorumluklarımız kapsamında
anda tüm Türkiye'deki ilköğretim sınıfı öğrencilerine
halkımızı ilaç ve eczacılık hizmetinin oldukça önemli bir
yapıldı. Ankara'da Halide Edip Adıvar İlköğretim Okulu
konusu olan “Akılcı İlaç Kullanımı” konusunda çeşitli
öğrencilerine konuyla ilgili bilgi veren TEB Genel
araçlarla bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Sağlık çalışanlarını,
Sekreteri Ecz. Özgür Özel, TEB Saymanı Ecz. Nevin
sağlık hizmet sunucularını ve sağlık hizmetinden
Taşlıçay ve Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel
faydalananları kısacası herkesi; çocuklarımıza daha
Müdür Yardımcısı Dr. Hanefi Özbek, gün boyu
sağlıklı bir gelecek kurmak için birlikte sorumluluklarımızın
öğrencilerle birlikte oldular, öğrencilerin sorularını
farkına varmaya davet ediyoruz.
yanıtladılar. Ayrıca öğrenciler için bir tiyatro gösterisi
Biz eczacılar, uzmanı olduğumuz ilacın kitlesel üretimi
ile birlikte sunduğumuz sağlık hizmetinin de farklılaştığına
tanık olduk. Eğitimden, hizmet sunum alanlarına, hizmet
sunma biçimlerine kadar eczacılık mesleği niceliksel ve
niteliksel olarak değişiyor. Ancak ilacın, üretiminden,
sunumuna ve tüketim sonrası etkilerine kadar uzanan
karmaşık süreçte, tek gerçek uzmanı olan eczacılar, bu
değişimin bugün ve gelecekte bir tek sonuca hizmet
etmesini hedefliyor: ihtiyaç duyan herkesin eşit ve
sorunsuz bir biçimde sağlık ve eczacılık hizmetinden
faydalanması. Evrensel sağlık hakkının her birey için
gerçekleştirilmesi dün olduğu gibi bugün de biz
eczacıların temel önceliğidir.
6
Son olarak, tüm meslektaşlarımızın 14 Mayıs Bilimsel
Eczacılık Günü'nü kutluyoruz. Bizlere her zaman destek
olan ve tüm eczacılık hizmetlerini toplumun gözü kulağı
olarak dikkatle izleyerek toplumu doğru bilgilendirmemize
aracılık eden değerli basın mensuplarına bir kere daha
teşekkür ediyoruz. Siz değerli basın mensuplarına ve tüm
halkımıza sağlıklı günler diliyoruz.”
Açıklamanın ardından Çolak ve Kerman gazetecilerin
sorularını yanıtladılar.
Türk Eczacıları Birliği, kurulduğu 1956 yılından bu yana,
üyesi 30 bin eczacının ve diğer sağlık çalışanlarının
hakkını savunmanın, meslektaşlarının çalışma koşullarını
iyileştirmenin ve mesleğin geleceği için sürdürdüğü
mücadelenin, halk sağlığının ayrılmaz bir parçası olduğu
inancı ile hareket etmektedir. Sağlık politikaları konusunda
ürettiğimiz bilgi ve eylemin temelinde bu gerçek yatmaktadır.
Bugün bir kere daha altını çizerek ifade etmek isteriz ki;
toplumun sağlık hizmetinden faydalanmasını kısıtlayacak
ya da durduracak, doğrudan ya da dolaylı hiçbir düzenleme
eczacılar tarafından desteklenmemiştir, desteklenmeyecektir.
Ödül Töreni ve Resepsiyon
14 Mayıs Eczacılık Haftası kapsamında, 1,5 asrı aşkın bir
süredir eczacıların sürdürdüğü bilimsel bilgiye sahip çıkma
mücadelesinin devamı olarak, eczacılık mesleğine önemli
açılımlar getirmiş olan değerli hocalarımıza, Türk Eczacıları
Birliği Eczacılık Akademisi tarafından Bilim, Hizmet, Teşvik
ve Jüri Özel Ödülü verildi. Bu yıl altıncısı düzenlenen ödül
Sağlık, hepimizin sunulan hizmetten faydalandığı, kamu
ve de sağlık hizmet sunucularından oluşan bir alandır. Bu
alan her bir bileşeni ile bir bütündür. Bu alanda üretilen
hizmetler, ürünler ve hizmetten faydalanma biçimleri diğer
töreninde; Prof. Dr. Sevim Rollas ve Prof. Dr. Sevda Şenel'
Bilim Ödülü, Prof. Dr. Okan Ata'ya Hizmet Ödülü, Doç.
Dr. Hasan Kırmızıbekmez'e Teşvik Ödülü ve Uzm. Ecz.
Ahmet Sami Boşnak'a da Jüri Özel Ödülü verildi.
alanlardan farklıdır. Sağlık alanının nihai amacı kamu yararını
arttırmak ve hasta sağlığını korumaktır; bu çemberin her
bir halkası bu ilke uyarınca hareket etmekle yükümlüdür.
Eczacınız bu ilkeyi somut bir gerçekliğe dönüştürmeyi
Törenin ardından, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin
artık gelenekselleşen Eczacılık Resepsiyonu başladı.
Resepsiyonda, Safa Bolat ve Şenlik Bandosu sahne aldı.
hedeflemekte ve bunun için çaba harcamaktadır.
Sağlıklı nesiller yetiştirmenin, sağlıklı bir toplum yaratmanın
hepimizin sorumluluğu olduğu gerçeğinden hareketle,
doğru ilaca ulaşmanızı sağlayan, en yakın danışmanınız
olarak sizlere kesintisiz sağlık hizmeti sunan eczacınız
olarak diyoruz ki, sağlığınız için, kamuda rasyonel tasarruf
sağlanması için, ilaçların reklamının yapılmasına ve eczane
dışına çıkartılması girişimlerine engel olmak için eczacınıza
güvenin. İlaçlarınızı akılcı kullanın ve bu konuda tek doğru
bilgi kaynağı olan eczacınıza danışın.
7
Odalar›m›zda 14 May›s
14 May›s Eczac›l›k Haftas›, 53 Bölge Eczac› Odas› taraf›ndan da çeflitli etkinliklerle kutland›.
Odalar›m›z›n kutlama etkinliklerinden baz› renkli görüntüler flöyle;
İstanbul Eczacı Odası
8 Mayıs'ta İstanbul Eczacı Odası Tiyatro Topluluğu'nun “Analık Davası” adlı oyununun
gösterilmesiyle başlayan etkinlikler, 9 Mayıs tarihindeki “Mesleğimden Elini Çek” mitingi ile
devam etti. 14 Mayıs'ta Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde bir tören düzenlendi.
Açılış konuşmalarının ardından Prof.Dr.Erdem Yeşilada, 'Piyasadaki Zayıflama Ürünlerinin
Etkinlik Değerlendirmesi' konulu bilimsel bir sunum gerçekleştirdi. Akademik yükselmeler,
Doktora ve Yüksek Lisansını bitirenlere başarı belgelerinin verilmesinin ardından, 50 yıllık
eczacılara plaket töreni, fotoğraf yarışması, basketbol ve bilardo turnuvalarında derece alanlar
için de ödül töreni düzenlendi. Fakülte'deki program öğrenci sanat etkinlikleri ile son buldu.
Ankara Eczacı Odası
Eczacılığın akademik kuruluşunun 171. yılı törenleri dolayısıyla düzenlenen etkinlikler, 12 Mayıs günü “İTS ve TEBEOS Eczane İşletim
Programı'nın Tanıtımı” konulu bilgilendirme toplantısı ile başladı. Toplantıda, Ecz. Savaş Korkmaz İTS hakkında, TEBEOS-TEBRP
Birim Koordinatörü Uzm. Ecz. Esra Yanturalı ve TEB Bilgi İşlem Koordinatörü Emrah Himmet ise TEBEOS hakkında birer sunum
gerçekleştirdiler. 14 Mayıs günü Anıtkabir'i ziyaret ve saygı duruşunun ardından, Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen törende,
onur-başarı belgeleri sunuldu, müzik dinletisi gerçekleştirildi. Ankara Eczacı Odası Fotoğrafçılık Kulübü'nün Fotoğraf Sergisi ve
Geleneksel Eczacılık Balosu yapıldı. 24 Mayıs tarihinde “Ankara Eczacı Odası Türk Halk Müziği Korosu” konseri, 25 Mayıs tarihinde
Bowling Turnuvası, 28-31 Mayıs tarihleri arasında Ankara Eczacı Odası Tiyatro Topluluğu'nun 'Kaç Baba Kaç' isimli tiyatro gösterisi
düzenlendi. Etkinlikler 6 Haziran tarihinde PTT Ahlatlıbel Tesisleri'nde düzenlenen piknik ile son buldu.
İzmir Eczacı Odası
14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından Ege Üniversitesi'nde tören
düzenlendi. Açılış konuşmalarının ardından, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen
'Eczacılık-Tıp: Kadim Birliktelik' konulu konferansa, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları
A.B.D. Başkanı Prof.Dr.Fehmi Akçiçek konuşmacı olarak katıldı. Sonrasında Sanatçı Eczacılar
Resim Sergisi ve Geleneksel Pilav-Döner Partisi düzenlendi. Tören kapsamında, 'Sağlık
Sisteminde Eczacılık Hizmetleri, Beklentiler ve Yeni Hizmet Anlayışı' konulu bir panel düzenlendi.
14 Mayıs günü ise, Sanatçı Eczacılar Gecesi düzenlendi.
Adana Eczacı Odası
İlk olarak 7 Mayıs'ta Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nca Şef Boguslaw Dawidow
yönetiminde düzenlenen programa katılım gerçekleştirildi. 8 Mayıs günü “TEBEOS-Medula
Sistemi-İTS” konulu sunumlar yapıldı. 9 Mayıs günü, brunch düzenlendi. 10 Mayıs günü
ise, Adana Eczacı Odası'nda, TEBEOS &TEBRP Birim Koordinatörü Uzm. Ecz. Esra Yanturalı
ve TEB Bilgi İşlem Koordinatörü Emrah Himmet'in konuşmacı olarak katıldıkları “TEBEOSMedula Sistemi-İTS” konulu bir panel düzenlendi. 11 Mayıs günü 'Klinik Eczacılık', 12 Mayıs'ta
“Neden İlaç Dışı Ürünler”, 15 Mayıs'ta ise 'Eczacı Gündemi' konulu paneller düzenlendi.
Panele konuşmacı olarak, S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr.Saim Kerman, SGK GSS
Genel Müdürü Dr.Hasan Çağıl, AİFD Genel Sekreteri Alp Sevindik ve TEB Başkanı Ecz.
Erdoğan Çolak katıldılar. Geleneksel 14 Mayıs Eczacılık Balosu ile etkinlikler sona erdi.
8
Samsun Eczacı Odası
7 Mayıs'ta “TEBEOS-Medula Sistemi-İTS” konularında yapılan sunumlarla başlayan etkinlikler çerçevesinde, 10 Mayıs'ta 'Farklı
Pencerelerden Mesleğimize Bakış' konulu bir panel düzenlendi. Panele, TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Bursa Ecza Koop. Başkanı
Ecz. Ebubekir Beyri ve İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz konuşmacı olarak katıldılar. 11 Mayıs tarihinde, '3. Sayfadan Kadın
Hikayeleri' konulu bir tiyatro gösterimi gerçekleştirilirken, 14 Mayıs günü ise Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu. 15 Mayıs'ta Geleneksel
Eczacılık Balosu ve 16 Mayıs'ta brunch düzenlendi.
Gaziantep Eczacı Odası
14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından, meslekte
25. yılını tamamlayan eczacılara plaket ve Eczane Teknisyenlerine sertifika verildi. Törenin
ardından, araştırmacı-yazar Mert Sandalcı, ”İstanbul'un Sokak Satıcıları” sunumunu
gerçekleştirdi. 14 Mayıs günü de Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi.
Eskişehir Eczacı Odası
14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında 5 Mayıs günü 'Nerdeydik, Nereye Geldik, Nereye Gidiyoruz' konulu bir panel
düzenlendi. Panele konuşmacı olarak, TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Kütahya Eczacı Odası Başkanı Ecz. Hasan Basri Kale
ve Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Burhanettin Bulut katıldılar. 7 Mayıs günü, Bilecikli eczacılarla düzenlenen kutlama programına
konuşmacı olarak, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı, Bursa Ecza Koop. Başkanı Ecz.Ebubekir Beyri, Eskişehir
Eczacı Odası Başkanı Ecz.Yücel Yenilmez katıldılar. 13 Mayıs günü, Mert Sandalcı 'Eczacılık Tarihimize Bir Bakış' konulu sunum
gerçekleştirdi. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, basın açıklaması düzenlendi. Sonrasında “14 Mayıs
Eczacılık Haftası Kokteyli' gerçekleştirildi. Akşam ise Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi.
Antalya Eczacı Odası
Bilimsel Eczacılığın 171. yılı nedeniyle hazırlanan program, 14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na
çelenk konulması ve ardından Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'e gerçekleştirilen ziyaret ile
başladı. 15 Mayıs günü, Geleneksel Eczacılık Balosu'nda 25 yılını dolduran eczacılara onur
plaketleri verildi. Etkinlikler, 16 Mayıs günü gerçekleştirilen piknik ile son buldu.
Kayseri Eczacı Odası
14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan tören, TEB Merkez Heyeti
Üyesi Ecz. Şerif Boyacı'nın sunumuyla devam etti. Aynı gün, IMS Genel Müdür Yardımcısı
Ayşe Ateş, “Dünyada ve Türkiye'de İlaç Pazarı 2009” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumların ardından meslekte 25. yılını dolduran eczacılara plaketleri verildi ve ardından
bir kokteyl düzenlendi. Aynı günün akşamı ise Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi.
Kahramanmaraş Eczacı Odası
7 Mayıs tarihinde masa tenisi ve tavla turnuvasıyla başlayan etkinlikler, meslekte 25. Yılını
dolduran eczacılara plaket verilmesiyle devam etti. 14 Mayıs Günü, Atatürk Anıtı'na çelenk
koyuldu ve aynı günün akşamı Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi.
9
Isparta Eczacı Odası
Eczacılık Günü etkinlikleri 14 Mayıs günü başladı. Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu, valilik
makamına ziyaret gerçekleştirildi. Aynı gün, eczacılarla bir araya gelindi. Doğa yürüyüşüyle
devam eden etkinlikler, hep birlikte yapılan kahvaltıyla son buldu.
Denizli Eczacı Odası
9 Mayıs'ta hep birlikte yapılan kahvaltıyla başlayan etkinlikler, huzurevi ziyaretiyle sürdü. 12 Mayıs
tarihinde Prof. Dr. Bülent Gümüşel'in konferansının yanı sıra, eczacılar arasında bowling turnuvası
düzenlendi. 14 Mayıs Günü, Atatürk Anıtı'na çelenk koyuldu, aynı günün akşamı ise Geleneksel
Eczacılık Balosu düzenlendi.
Zonguldak Eczacı Odası
14 Mayıs'ta Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan etkinlikler, basın açıklamasıyla
devam etti. Daha sonra üyelerle bir araya gelinerek, güncel konular üzerine bir sohbet
gerçekleştirildi. Aynı günün akşamı ise, Geleneksel Eczacılık Balosu yapıldı.
Tekirdağ Eczacı Odası
Etkinlikler kapsamında, 1-14 Mayıs tarihleri arasında Futbol Turnuvası, 10-14 Mayıs tarihleri
arasında Tavla Turnuvası düzenlendi. 10 Mayıs'ta 'İlaçlar Mikroplara Karşı' konulu bir tiyatro
gösterisi düzenlendi. Aynı günün akşamında Malkara Türk Sanat Müziği Korosu bir konser
verdi. 11 Mayıs tarihinde Tekirdağ Eczacı Odası Futbol Takımı ile Edirne Eczacı Odası Futbol
Takımı arasında Halı Saha Dostluk Maçı düzenlendi. 13 Mayıs'ta 'Aile Hekimliği'nin Mesleğimize
Yansımaları' konulu bir panel düzenlendi. 14 Mayıs günü Atatürk Anıtı'na çelenk konularak
saygı duruşunda bulunuldu. Akşam da Eczacılık Yemeği düzenlendi. Yemekte, mesleğinde
25 yılını dolduran eczacılara plaketleri verildi.
Sakarya Eczacı Odası
Bilimsel Eczacılığın 171 inci yılını hep birlikte kutlayan Sakaryalı eczacılar, Demet Sağıroğlu
ve Barış Kömürcüoğlu'nun şarkılarıyla muhteşem bir gece yaşadılar. Aynı gecede, mesleklerine
verdikleri yılların karşılığını alkışlar arasında plaketlerle alan “Meslekteki En Eskiler”, adeta
yılların yorgunluğunu üzerlerinden attılar.
Aydın Eczacı Odası
13 Mayıs günü, Oda Hizmet Binası’nda bir kokteyl düzenlendi. 14 Mayıs günü de, Atatürk
Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, kahvaltı, akşam ise Gala Yemeği düzenlendi.
10
Malatya Eczacı Odası
İlk olarak “Günümüz Eczacılığına Dermokozmetiğin getirdiği Avantajlar Nelerdir?” başlıklı
bir seminer düzenlendi, ardından “2010 Yılında Eczacılık” konulu bir panel gerçekleştirildi.
Aynı günün akşamı Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi.
Ordu Eczacı Odası
Kutlama etkinlikleri, 14 Mayıs'ta Atatürk Anıtı 'na çelenk konulması ile başlamış, devamında
sohbet toplantısı düzenlenmiştir. Daha sonra bir toplantı gerçekleştirilerek günün önemi
belirtilmiş, günlük sorunlar, özellikle karekodlu ve karekodsuz ürünlerle ilgili konuşma ve
tartışmalar yapılmış, Ordu Belediye Başkanı'nın Oda'yı ziyareti ile devam etmiştir. 15 Mayıs
akşamı ise, Türk Sanat Müziği ve Fasıl Grubu eşliğinde verilen Gala Yemeği ile etkinlikler
sona ermiştir.
Mersin Eczacı Odası
8-9 Mayıs tarihlerinde Ulusal Santranç Turnuvası'yla başlayan etkinlikler, sanatçı eczacıların resim
sergisiyle devam etti. Öte yandan, 12 Mayıs tarihinde Prof. Dr. Levent Üstünes, “Eczacılık Alanındaki
Son Gelişmeler” i anlattığı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından meslekte 25. Ve 30. yılını
dolduran eczacılara plaket verildi. Aynı zamanda, tenis turnuvası düzenlendi. 14 Mayıs günü, Atatürk
Anıtı'na çelenk koyuldu, 16 Mayıs Pazar günü ise Bowling Turnuvası yapıldı.
Şanlıurfa Eczacı Odası
7 Mayıs'taki İTS panelinin ardından, “Başarı Öğrenilebilir” konulu bir sunum gerçekleştirildi.
8 Mayıs'ta resim sergisi ve turnuva finali yapıldı. 9 Mayıs'ta hep birlikte yapılan kahvaltının
ardından, bowling turnuvasıyla etkinlikler devam etti. 14 Mayıs günü ise, Geleneksel Eczacılık
Balosu gerçekleştirildi.
Hatay Eczacı Odası
Bilimsel eczacılığın 171. yılı dolayısıyla düzenlenen program, 10 Mayıs günü İlaç Takip Sistemi
ve Tebeos Programı hakkında yapılan sunumlar ile başladı. 13 Mayıs günü ise 'Hipertansiyon'
hakkında sunum gerçekleştirildi. Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, Antakya
Gazeteciler Cemiyeti'nde basın açıklaması yapıldı. 15 Mayıs günü ise, Antakya Ticaret ve
Sanayi Odası'nda düzenlenen 'Serebral Palsi-Epilepsi-Ateşli Havale-Baş Ağrısı' konulu
seminere konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi Çocuk Nörolojisi Ana Bilim Dalı’ndan
Prof. Dr. Sabiha Aysun ve Prof. Dr. Güzide Turanlı katıldılar. Aynı gün Geleneksel Eczacılık
Balosu gerçekleştirildi.
Manisa Eczacı Odası
Kutlama etkinlikleri, 8 Mayıs'ta gerçekleştirilen İTS-Medula-TEBEOS Teknik Destek Eğitimi
ile başladı. Eğitimin açılış konuşmalarını Oda Başkanı Ecz. Meliha Nalan Can ve TEB Genel
Sekreteri Ecz. Özgür Özel yaptılar. 12 Mayıs günü, 3. ve 4. sınıf öğrencileri için Halil Yurtseven
ve Şehitler İlköğretim Okullarında, 13 Mayıs günü ise, Gazi İlköğretim Okulu'nda 'Akıllı İlaç
Kullanımı' sunumu gerçekleştirildi. Sunumların ardından, Sevgi Evleri çocuklarına 'Çanakkale
Şehitliği' gezisi düzenlendi. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından,
Manisa Valisi ziyaret edildi, 'Fitoterapi'de Son Gelişmeler' konulu panel düzenlendi. Söyleşinin
ardından eczacılık mesleğinde 25 inci, 40 ıncı ve 50 nci yılını dolduran eczacılara plaket
verildi. 15 Mayıs akşamında ise, geleneksel balo yemeği düzenlendi.
11
Kocaeli Eczacı Odası
7 Mayıs'ta, Prof. Dr. Üstün Dökmen'in söyleşisi ve sonrasında kokteyl ile başlayan etkinlikler,
İstanbul'da düzenlenen “Mesleğimden Elini Çek” mitingiyle devam etti. Ardından İzmit Huzurevi
ziyareti ve Atatürk Anıtı'na çelenk koyma töreni gerçekleştirildi. Aynı gün, Geleneksel Eczacılık
Balosu düzenlendi. Kutlamalar piknik ile son buldu.
Muğla Eczacı Odası
Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından, Atatürk Kültür Merkezi önünde okullar arası Eczacılık Koşusu
düzenlendi. Aynı gün İTS ve SUT hakkında TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Aile Hekimliği uygulamaları hakkında ise TEB
Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mukaddes Harmancı birer konuşma yaptılar. 14 Mayıs'ta düzenlenen akşam yemeğinde, meslekte 25. yılını
dolduran eczacılara plaketleri verildi.
Afyonkarahisar Eczacı Odası
14 Mayıs günü Kocatepe Anıtı'na çelenk konuldu. 15 Mayıs günü akşamında ise İkbal Termal
Otel'de Eczacılık Balosu düzenlendi.
Aksaray Eczacı Odası
14 Mayıs etkinlik programı, 9 Mayıs tarihinde düzenlenen piknik ile başladı. 12 Mayıs tarihinde
gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun
Kızılay katıldı. 14 Mayıs tarihinde yapılan basın açıklaması sonrasında, Atatürk Anıtı'na çelenk
konuldu. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Aile Hekimliği hakkında gerçekleştirilen bilgilendirme
toplantısının ardından, akşam fasıl düzenlendi. 16 Mayıs tarihinde brunch ve ardından
Acemhöyük Gezisi düzenlendi.
Sivas Eczacı Odası
14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından basın açıklaması yapıldı.
Gerçekleştirilen Valilik ziyareti sonrasında, Yrd. Doç. Dr. Kutay Demirkan tarafından 'Diyabette
İlaç Kullanımı' konusunda meslek içi eğitim verildi ve akşam yemek düzenlendi. Yemekte
25. yılını dolduran eczacılara plaketleri sunuldu. 15 Mayıs'ta Divriği Ulu Cami Gezisi, 16
Mayıs'ta da Go-Kart yarışması düzenlendi. 17-18-21-24-25 Mayıs tarihlerinde Süleyman
Demirel, 60. Yıl, Kılavuz İMKB, 75. Yıl, Yavuz Sultan Selim ve Kazım Karabekir Paşa İ.Ö.
Okullarında, Akılcı İlaç Kullanımı ile ilgili sunum gerçekleştirildi.
Edirne Eczacı Odası
14 Mayıs etkinlikleri, 9 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen kahvaltı ile başladı. 10 Mayıs tarihinde
İTS ve TEBEOS hakkında bir seminer gerçekleştirildi. 11 Mayıs tarihinde de, Tekirdağ Eczacı
Odası Futbol Takımı ile Edirne Eczacı Odası Futbol Takımı arasında Geleneksel Halı Maçı
düzenlendi. 12 Mayıs günü düzenlenen 'Akıllı İlaç Kullanımı ve Eczacının Rolü' konulu panele
konuşmacı olarak, TTB İlaç Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ersin Yarış, Marmara Üniversitesi
12
Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. Hale Zerrin Toklu, İEİS Genel Sekreter Yrd. Murat Salihoğlu ve TEB
Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel katıldılar. 14 Mayıs günü ise, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından basın
açıklaması yapıldı. Akşam da, Geleneksel Eczacılık Balosu ve Plaket Töreni gerçekleştirildi.
Giresun Eczacı Odası
Eczacılık Bayramı Etkinlikleri, 8 Mayıs tarihinde Fotoğrafçı Orhan Cem Çetin ile fotoğraf üzerine yapılan söyleşiler ile başladı. 12 Mayıs
tarihinde İTS ve Aile Hekimliği hakkında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak TEB Merkez Heyeti Üyesi
Ecz. Mukaddes Harmancı katıldı. 14 Mayıs günü, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından basın açıklaması
düzenlendi. 15 Mayıs günü Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi.
Çorum Eczacı Odası
9 Mayıs'ta düzenlenen Kahvaltı ve Öğle Yemeği Programı'ndan sonra, Boğazkale ve Alacahöyük
Turu, 11 Mayıs'ta Karekod ve İTS bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya konuşmacı
olarak TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak katıldı. 13-14 Mayıs'ta Bowling, Tavla ve Masa
Tenisi Turnuvaları düzenlendi. 14 Mayıs'ta önce Vali ziyaret edildi, ardından Atatürk Anıtı'na
çelenk konuldu. Düzenlenen basın toplantısı sonrasında, Geleneksel Pide-Ayran ikramı yapıldı.
Geleneksel Eczacılık Balosu ile devam eden etkinlikler, 22 Mayıs'taki 'Ağrı Eğitimi' ile son
buldu.
Uşak Eczacı Odası
Etkinlikler, 8 Mayıs'ta 'Obezite Eğitimi' ile başladı. 10-14 Mayıs tarihleri arasında, İlköğretim
Okullarında 'Akıllı İlaç Kullanımı' ve 'Evsel Atık İlaç' konulu paneller düzenlendi. 14 Mayıs
günü ise, Atatürk Anıtı önüne çelenk konulmasının ardından, odada tebrikler kabul edildi.
15 Mayıs günü Geleneksel Eczacılık Balosu düzenlendi.
Osmaniye Eczacı Odası
10-12 Mayıs tarihlerinde, Futbol Turnuvası düzenlendi. 12 Mayıs tarihinde ise, huzurevinin
tadilatı yapılan 4 özel bakım odasının açılışı yapıldı. 13 Mayıs tarihinde, Hatıra Ormanlarına
gezi gerçekleştirildi, Düziçi Temsilciliği tarafından yemek düzenlendi. 14 Mayıs günü, Atatürk
Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, Valilik ve İl Sağlık Müdürlüğü ziyaret edildi. 15 Mayıs
günü ise, Geleneksel Eczacılık Balosu gerçekleştirildi. 16 Mayıs günü piknik; 21-22-23 Mayıs
tarihlerinde ise, Çanakkale gezisi gerçekleştirildi.
Yozgat Eczacı Odası
8-9 Mayıs tarihlerinde “Diyabet Kroner Hastalıkları ve Eczacının Rolü” konulu eğitim semineri
düzenlendi. 10-11-12-13 Mayıs tarihlerinde Atatürk İlk Öğretim Okulu, Celal Atik İlk Öğretim
Okulu ve Sakarya İlk Öğretim Okulları'nda öğrencilere yönelik “Akılcı İlaç Kullanımı ve Eczacı
Danışmanlığının Önemi”, konulu seminer düzenlendi. 14 Mayıs tarihinde, Yozgat Eczacı Odası
Hatıra Ormanı’na ağaç dikildi, basın toplantısı yapıldı ve akşam gala yemeği düzenlendi.
13
Atölye Çal›flmas›
Sahra DAfiDEM‹R
Eczac›l›k Mesle¤inin Gelece¤i Atölyesi
“De¤ifltiremeyece¤imiz bir geçmifl geride dururken flekillendirip sahip olabilece¤imiz bir gelecek bizi bekliyor.”
F.W.Robertson
İki yılda bir gerçekleştirilen Türkiye Eczacılık Kongresi,
bugüne kadar hem mesleki hem de bilimsel düzeylerde
belirli konu başlıkları çerçevesinde düzenlenen çeşitli
oturumlar ile sağlık ve eczacılık alanına ve bu alana hizmet
veren sağlık profesyonellerine önemli katkılar sağlamıştır.
Bu yıl 30 Eylül - 3 Ekim tarihleri arasında onuncusu
düzenlenecek olan Türkiye Eczacılık Kongresi ise ilk kez
ortak bir tema etrafında şekillendirilecek. İlaç ve eczacılık
alanındaki inanılmaz değişim ve dönüşüm düşünüldüğünde,
ister serbest eczanelerde ister sanayi ya da kamu gibi
alanın değişik sektörlerinde topluma hizmet sunsun, tüm
eczacılar için güncel bilimsel tartışmaları takip etmenin
faydası tartışılmaz. Bu nedenle elbette bu sene de çeşitli
konu başlıklarında mesleki ve bilimsel sunumlarla katılımcılar
bilgilendirilecek. Ancak tüm bu katkıların yanında, bu yıl
Eczacılık Kongresi 'gelecek' teması ile gerek meslek, gerek
sağlık, gerek sağlık meslek örgütleri, gerekse ülke gündemini
katılımcıların tartışmalarına açacak.
14
Gelecek elbette bilinemez değildir. Geleceği kuran nüveler
dünde ve bugünde gizlenmiştir. Ancak tarihin ve bugünün,
kimi zaman gizli kimi zaman açıkça ortaya çıkardıkları,
doğrusal bir gelecek tasavvuruna denk düşmez. Toplumsal
anlamda, gerek geleceğin kurulmasında aktif rol alacak
aktörler arası ilişkiler, çelişkiler, gerekse yadsınamaz biçimde
belirleyici konumuna gelmiş olan teknolojik değişim ve
dönüşüm süreci, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda
belirleyici unsurlar olacaktır. Bu bağlamda geleceği tüm
adımları ile bilmek mümkün olmasa da yaşamın potansiyel
ve reel gelişimlerini çok taraflı okuyarak ve yorumlayarak
geleceğe ilişkin gerçekçi öngörülerde bulunmak mümkün
görünmektedir. Geleceğe ilişkin öngörülerde bulunabilme
kapasitesi ise, kişi ve kurumları daha aktif ve yaşamı
değiştirip dönüştürme konusunda daha güçlü kılacaktır.
Bu sayede hem kişisel hem de kurumsal bağlamlarda
yaşamın getirdiklerine seyirci olmaktansa, yaşam içerisinde
yönlendirici ya da değişimin yönünü belirleyici olmak
mümkün olabilecektir. Yani, bugünü anlamak kadar önemli
ve gereklidir geleceği öngörme çabası…
farklı görevler sürdüren bürokratların,
diğer sağlık meslek örgütlerinden,
çeşitli dağıtım kanallarından
temsilcilerin, eczacılık faküllerinden
öğrencilerin, çok değerli öğretim
üyelerinin ve Türk Eczacıları Birliği
çalışanlarının katılımı sağlanmıştır.
Farklı paydaşların bir araya gelmesi
ile oluşturulan onar kişilik çalışma
grupları ile yuvarlak masa düzeninde
tartışmalar sürdürülmüştür. Toplantı
başlangıcında mevcut durumun
anlaşılmasını sağlamak amacıyla
eczacılık alanındaki sorunlar ve
sorunların kaynakları tespit edilmeye
çalışılmış, aşamalı olarak ilerleyen
çalışma süresince çözüm önerileri
daraltılarak, farklı fikirlerin ortaklaştığı
zemin belirginleştirilmiştir.
Eczacılık mesleği yaşamın diğer alanları, yapıları ve meslekleri
gibi değişim ve dönüşüm sürecinin bir parçasıdır. İlaç ve
eczacılık alanındaki çalışmalar insanların yaşamlarını, farklı
düzeylerde değiştirip dönüştürmektedir. Ancak diğer yandan
da, mesleğin kendisi de, kendi iç dinamikleri ve diğer
etmenlerle değişmektedir. Bugün eczacı, ilacı kendi
eczanesinde üreten değil. Bugün eczacı, ilacın doğru ve
etkin kullanımı başta olmak üzere, birey merkezli sağlık
hizmeti ihtiyacını karşılamak üzere farklı toplumsal hizmet
sunma biçimleri yüklenmiş sağlık çalışanı konumundadır.
Yani eczacılık mesleği son elli yılda, niceliksel ve niteliksel
olarak ciddi biçimde değişmiştir. Bugünden yarına eczacılık
mesleği yine değişecektir. Bu nedenle mesleğin hem
eczacılar hem de eczacılık hizmetinden faydalanan tüm
toplumsal kesimler açısından nasıl bir gelecek hazırladığını
bilmek önemlidir.
Eczacılık Kongresi farklı bağlamlarda 'gelecek' tartışmaları
üzerine kurulmuşken, eczacılık mesleğinin geleceğe yönelik
tahayyülünü, bu tahayyülün ne düzeyde ortak olduğunu ve
zihinlerde ne tür projelerin ya da öngörülerin bulunduğunu
ortaya dökmek için 30 Mayıs tarihinde Ankara'da “Eczacılık
Mesleği'nin Geleceği” Atölye Çalışması gerçekleştirilmiştir.
Kendisi de geçmişte eczacılık fakültesinde öğretim üyesi
olan, bu anlamda eczacılık alanına hiç de yabancı olmayan
Prof. Dr. İsmail Üstel'in kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen
çalışma, farklı fikirlerin, farklı hedeflerin, farklı ideallerin,
farklı yol haritalarının masaya yatırılmasına ve farklılıkların
bir araya geldiği bir tartışma zemini oluşmasına vesile
olmuştur.
Eczacılık alanına ilişkin olarak hiç farkında olunmayan
sorunların tespit edildiğini ifade etmek elbette abartılı bir
yaklaşım olacaktır. Ancak özellikle çözüm önerileri 'turu'
oldukça verimli tartışmalara zemin hazırlamıştır. Bugünü
kavrayan ancak aynı zamanda geleceği kucaklamayı
hedefleyen bir yaklaşımla, “ütopik” diye nitelendirilebilecekler
kadar, gerçekçi ve somut çözüm önerileri de masaya
yatırılmıştır. Gündelik sorunların ötesinde, bir adım ötesini
düşünmeye ve planlamaya yönelik söz konusu çalışma,
elbette geliştirilmeye, tekrarlanmaya muhtaçtır. Öncelikle
bir günlük zaman diliminde tüm tartışmaların tüketilmesi
elbette mümkün olmamıştır. Ancak paydaşlar, yargılama
amacı gütmeden ve yargılanma endişesi taşımadan, eczacılık
mesleğinin bugünü ve geleceğine ilişkin 'kendi okumalarını'
özgürce ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda atölye çalışması
eczacılık alanının farklı öznelerinin mesleğe ve kendi
konumlarına ilişkin bir ayna tutmalarına vesile olmuştur.
Böylesi faaliyetlerin artarak, zenginleşerek, süreklilik arz
etmesi temennisi ile…
Atölye çalışmasının amacı, bildik gerçeklerin tekrarından
öte, farklı pozisyonlarda duran ya da durduğu düşünülen
fikirleri aynı zemine taşımak olarak belirlendiği için; çalışma
farklı paydaşların katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla
atölyeye, eczacı örgütlerindeki yöneticilerin, sağlık alanında
15
Hukuk Karar›
Ecehan BALTA
Eczac›l›k Alan›nda Bir Hukuk Zaferi Daha:
Asturias Davas› Sonuçland›
Avrupa Adalet Divan› Eczane Açmada Nüfus ve Mesafe S›n›rlamalar›n›
Hukuka Uygun Buldu
İspanya'da, ulusal yasama örgütü yeni bir
eczane açılmadan önce idari bir izin alınması
gerekliliğini uygulamaya sokmuştur. Bu karar,
yeni eczanelere izin vermek için spesifik kriterler
belirleyen Özerk Topluluklar tarafından
uygulanmaktadır.
Avrupa Adalet Divanı Asturias Özerk Topluluğu'nda (İspanya)
2800 kişiye bir eczane düşecek ve eczaneler arasında 250
metre mesafe olacak şekilde Kararname ile yapılan sınırlamanın
rekabeti engellemeyen, aksine halk sağlığını korumak yönünde
bir tedbir olduğu şeklinde karar aldı.
AVRUPA ADALET DİVANI BASIN AÇIKLAMASI
NO 49/10
LÜKSEMBURG, 1 HAZİRAN 2010C-570/07 AND
C-571/07 NUMARALI DAVALARA YÖNELİK KARAR
Asturias (İspanya) Yasama Organı tarafından kabul edilen, yeni
eczane açılmasına yönelik demografik ve coğrafi sınırlama
uygulaması; işletme kurma özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Yine
de, bu uygulama özgün demografik özellikleri olan yerlerde,
gerekli eczane hizmetlerini karşılayabilmek için yeteri kadar
eczane açılabilmesini önlememek kaydıyla Avrupa Birliği
hukukuyla uyumludur.
16
2002 yılında, The Asturias Özerk Bölgesi
(İspanya) yeni eczane ruhsatlarını değerlendirme
amacıyla, başvuru çağrısı başlatma kararı
almıştır. Bu karar, Asturias Eczaneleri ve Eczane Hizmetlerini Düzenleme Hakkında
Kararnamesi’ne bağlı olarak çıkarılmıştır. Karar
ile birlikte kurulan ruhsatlandırma sistemi,
eczane açılması için demografik bir sınırlandırma
getirmiştir. Her 2800 kişi için sadece bir eczane
kurulmasını öngören karara göre, 2800 nüfusun
üzerine 2000'den daha fazla nüfus eşiği
geçilmediği sürece yeni eczane açılmasını
kısıtlamaktadır.
Bununla birlikte, sistem 250 metre içinde birden fazla eczane
açılmasını yasaklamaktadır. Son olarak, bu sistem ile yeni
eczane açmak için gerekli ruhsat için başvuran eczacıların
seçiminde mesleki deneyimlerine ve öğretme deneyimlerine
bağlı olarak aldıkları ödüllerin belirleyici ölçüt olacağı karara
bağlanmıştır.
Her ikisi de vasıflı/yetkin (qualified) eczacı olan José Manuel
Blanco Pérez ve María del Pilar Chao Gómez, Asturias'ta;
Asturias Kararnamesi uyarınca belirlenen bölgesel planlama
kurallarına uygun olmayan bir biçimde yeni bir eczane açmak
istemektedirler. Netice itibariyle Asturias tarafından yapılan
başvuru çağrılarına ve kararnameye karşı bir dava açmışlardır.
Kararnamenin, Avrupa Birliği Antlaşması tarafından belirlenmiş
işletme kurma serbestîsi kuralına uygun olup olmadığının
muğlâk olması nedeniyle, Asturias Yargıtay'ı konuyu Avrupa
Adalet Divanı'na taşımıştır.
Nüfus Yoğunluğuna bağlı kriterler ve eczaneler arası
minimum uzaklık
Avrupa Adalet Divanı, bugünkü kararında, Asturias Kararnamesi
uyarınca belirlenen nüfus yoğunluğuna bağlı kriterler ve eczaneler
arası minimum uzaklık (yani en az 2800 kişiye bir eczane veya
yeni eczane açılması için artı 2000 kişi) prensibini işletme
açılma özgürlüğü önünde bir kısıtlama olarak değerlendirmiştir.
Fakat, Divan bu tür tedbirlerin eğer dört kıstas yerine getirilirse
meşrulaştırılabileceğini savunmaktadır:
• Tedbirler ayrımcılık yapılmadan uygulanmalıdır,
• Tedbirler genel çıkarın önceliği ile ilişkilendirilecek sebepler
ile meşrulaştırılmalıdır,
• Tedbirler hedeflenen amaca uygun bir şekilde icra edilmelidir,
• Tedbirler hedeflenen amacın yerine getirilmesinin ötesine
geçmemelidir.
1. Divan, bölgede uygulanan nüfus yoğunluğuna göre
kriterlerinin ve eczaneler arası minimum uzaklık uygulamasının
ulusallık temellinde ayrımcılık olmadan uygulandığı kararına
varmıştır.
2. Divan, Asturias Kararnamesi uyarınca belirlenen nüfus
yoğunluğuna bağlı kriterlerin ve eczaneler arası minimum
uzaklık prensibinin amacının tıbbi ürünlerin kamuya güvenli ve
iyi kalitede ulaştırılmasını amaçladığını kabul etmiştir. Benzer
bir şekilde, bu amacın genel çıkar ile ilişkilendirilecek baskın
sebeplerden olduğunu kabul etmiştir ve ulusal uygulamanın
meşruiyeti için yeterli olduğu görüşündedir.
3. Divan Asturias'taki uygulamanın yukarıdaki amaca yönelik
bir uygulama olduğuna kanaat getirmiştir. Divan, bu alan eğer
düzenlenmeden bırakılırsa eczacıların daha cazip yerlerde
yoğunlaşacağının ve diğer bölgelerin ilaç hizmetlerinin kamuya
güvenilir ve kaliteli bir şekilde sunulması anlamında yeterli
eczacı sayısına sahip olamayacağının tasavvur edilemez
olmadığını düşünmektedir.
4. Yine de Divan, Asturias'taki yasal uygulamanın tutarlığını,
tıbbi ürünlerin kamuya güvenli ve kaliteli bir şekilde sunulması
amacı ışığında incelemiştir. Bu anlamda, Divan, “2.800
yerleşimci” ve “250 metre” kriterlerinin yeknesak bir şekilde
uygulanmasının bazı demografik özelliklere sahip bölgelerde
ilaç hizmetlerine eşit erişimin sağlanmasında başarısız
olabileceğini düşünmektedir.
a. Eğer '2.800 yerleşimci' kuralı nüfusun dağınık ve az olduğu
kırsal bölgelerde esnek biçimde uygulanmazsa, bazı
yerleşimciler eczaneye ulaşmak konusunda rasyonel bir uzaklığa
sahip olmayabilirler ve bu nedenle ilaç hizmetlerinden yeteri
kadar faydalanamayabilirler.
b. Çok yoğun nüfusun olduğu bölgelerde ise katı bir “250
metre” mesafe uygulaması 2.800 yerleşimciden fazla bir
nüfusun, “2.800 yerleşimci için bir eczane” uygulamasının
kısıtlamalarına tabi olacağı bir durumun ortaya çıkmasına sebep
olabilir.
Bu şekilde düşünerek, Divan, Asturias Kararnamesi’nin ulusal
yasal uygulama çerçevesine uygun olduğuna karar vermiştir.
Divan, ulusal yasal çerçevenin “2.800 yerleşimci” kuralının
uygulanmasından doğacak sonuçların esnetilmesi için bazı
uyum sağlayıcı tedbirlerin alınmasına olanak tanıdığının altını
çizmiştir. Ulusal yasal çerçeve altında, Özerk Topluluklar; bir
eczaneye 2.800'in altında nüfusun düştüğü bölgelerde, bölgenin
demografik koşullarına uygun bir şekilde yeni bir nüfus oranı
belirleyebilir ve böylelikle yerel nüfusun eczaneye erişimini
kolaylaştırabilir. Yine, ulusal yasal çerçeve altında, Özerk
Topluluklar, nüfus yoğunluğuna bağlı olarak 250 metre mesafe
sınırlandırmasını azaltabilir ve böylelikle yoğun nüfusu olan
bölgelerde eczane sayısını artırabilir. Bu koşullarda Divan, ulusal
yasal çerçevenin uygulanması hususunda uzman otoritelerin
kullandığı gücün ilgili mahkemece belirlenmesi gerektiğini
düşünmektedir.
Son olarak Divan, Asturias'taki uygulamanın tıbbi ürünlerin
kamuya güvenli ve iyi kalitede ulaştırılmasını amacının ötesine
geçmediğine karar vermiştir.
Divan şu sonuca varmıştır: Asturias Kararnamesi uyarınca
belirlenen nüfus yoğunluğuna bağlı kriterler ve eczaneler arası
minimum uzaklık prensibi işletme kurma serbestîsini ihlal eden
bir düzenleme değildir. '2.800 yerleşimci' ve '250 metre'
kurallarının, kendine özgü demografik koşulları olan bölgelerde
eczaneye hizmetlerini yeteri kadar sunabilmek adına yeni
eczane açılmasını engelleyip engellenmediği ayrıca ulusal
mahkemelerce belirlenmelidir.
Asturias Kararnamesi uyarınca yeni eczane açılması
için alınacak ruhsatlar için seçme kriteri
Başlangıç olarak Divan, bu tür bir seçme kriterinin ayrımcı
olmaması gerektiği konusuna vurgu yapmaktadır.
Bu hususta Divan, Asturias Kararnamesi'nde, profesyonel
nitelik şartlarını yerine getirenler için profesyonel deneyime
%20 fazla eklendiğini gözlemlemiştir. Daha da ötesinde, bu
Kararname'de birkaç adayın aynı puana sahip olması
durumunda ruhsatlar öncelik verilen belirli kategorilerde
profesyonel niteliğe sahip olanlara verilmektedir. Bu kategoriler
arasında üçüncü sırada “Asturias Özerk Topluluğu'nda
profesyonel faaliyet yürütmüş olmak” yer almaktadır. Oysa
Mahkeme, bu iki kriterin ilgili Üye ülkeden eczacılar tarafından
daha kolay karşılanacağını, diğer üye ülkelerden eczacılar
tarafından aynı kolaylıkla karşılanamayacağını değerlendirmektedir. Sonuç olarak Mahkeme, bu iki seçim kriterinin
ayrımcı olduğunu ve bu nedenle işletme kurma özgürlüğüne
aykırı olduğunu ilan eder.
17
Eczac›l›k Akademisi
Serdar KILIÇ
TEB-Eczac›l›k Akademisi Kurumsal Geliflim Çal›fltay›
17 Haziran 2010 tarihinde TEB - Eczac›l›k Akademisi'nin Kurumsal Geliflimi’ne katk›
sa¤lanmas› amac›yla; TEB Merkez Heyeti Üyeleri, TEB Akademi Yönetim Kurulu
Üyeleri, TEB Akademi Dan›flma Kurulu Üyeleri, Serbest ve Kamu Eczac›lar›, Eczac›l›k
Fakültesi ö¤rencileri, TEB Akademi, AR-GE ve Koordinasyon birimi çal›flanlar›n›n
kat›l›m›yla bir “Kurumsal Geliflim Çal›fltay›” düzenlenmifltir.
Çalıştayın temel amacı; “katılımcılık - etkileşme - paylaşma”
esasına dayalı bir ortamda örgütün / sektörün / mesleğin
gelişimine katkıda bulunmaktır. Bu toplantıda 21. yüzyıl’ın,
eczacılık mesleği’ne yönelik beklentileri, eczacıların “Yetkinlik
Karması”nın sürekli yenilenmesi zorunluluğu değerlendirilmiştir.
Çalıştay’da, mesleki sürekli eğitim konusunda mevcut durum;
“gelişime açık alanlar” bakımından sorgulanmış, sürekli gelişim
çizgisinin “kurumsal, stratejik ve bütünsel bakışla” kurgulanması
çabalarına katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Katılımcılar, 7-8 kişilik etkileşimli gruplara ayrılarak beyin fırtınası
şeklinde çalışmalarını sürdürmüş ve uygulamaları “ortak akıl
paydası” oluşturacak uzlaşmacı yaklaşımlarla yürütmüşlerdir.
Her ortak akıl grubunda paydaş kişi - kurum katılımcılarına yer
verilmiştir (karma grup).
18
Tartışılan Konu Başlıkları:
1. Niçin buradayız ?
2. Sürekli eğitim olmazsa ne olur ?
3. Sürekli eğitim eksenli “iyi ki’ler” ve “Ah keşke’ler”
4. Kurumsallaşma ne demektir ?
5. 21. yüzyıl eczacısı yetkinlik karması
6. Mükemmel akademi deyince akla gelenler
7. Peki, neyimiz eksik ?
8. Bu “ortak aklı” nasıl sürekli kılabiliriz ?
Bu konu başlıkları üzerinden gruplar görüşlerini bildirmiş ve
gelen öneriler değerlendirilmiştir.
ÖNERİLER
• TEB-Eczacılık Akademisi’nin Etkililik, Verimlilik, Kurumsallaşma
ve Sürdürülebilirlik eksenlerinde değerlendirildiği ve gerçekçi
önerilerin geliştirildiği bir raporun hazırlanmasının mevcut yapıyı
ve işleyişi güçlendirmenin başlangıç noktasını oluşturacağı,
• Meslekî sürekli eğitimin “Meslek Dalında İlerleme” felsefesiyle
ele alınması, bu bağlamda konu gruplarının Temel Düzey ve
İlerleme Düzeyi sıralı akışı biçiminde işlenmesinin gerekliliği,
• “Yaşam Becerileri” yelpazesi kazandırılması, (Duygusal zekâ,
içsel motivasyon, liderlik, iletişim, uzlaşma, takım çalışması,
sorun çözme, karar verme, yaratıcı düşünce… gibi)
• ‘İdeal Durum’ ile ‘Yaşanan Durum’ arasındaki farkların belirlenip
giderilmesi; bu bağlamda, “Hizmet Kalitesi Modeli” satır başları
üzerinden gidilmesi,
• Bu konularda yapılan iyileştirme girişimlerinin sürekliliğinin
sağlanması,
• “Sürekli Eğitim” konu başlıklarının gelen talepler doğrultusunda
belirlenmesi,
• Sürekli Eğitim “Hedef Grupları”nın belirlenmesi,
• Eczacıların, Eczacılık Meslek Kültürü’nün gerektirdiği
profesyonel ve kişisel davranışları; kararlılıkla, tutarlılıkla ve
süreklilikle sergileyecek biçimde donatılması,
• 21. Yüzyıl Eczacısı’nın; ‘İlaç’ odaklı (ör. İlaç etkileşmeleri,
yaşlılıkta ilaç kullanımı), ‘İnsan’ odaklı (ör. empati, beden dilini
çözme), ‘İlişki’ odaklı (ör. Etkin dinleme, ikna etme), ‘İyileştirme’
odaklı (ör. uyunç yönetimi, izleme yönetimi), ‘İşletmecilik’ odaklı
(ör. Stok yönetimi, finansal okuryazarlık) olması,
• Eczacıların, Eczacılık Mesleği’nin “imaj-itibar büyükelçisi”
olduğu, bu konuda ‘ideal çerçeve’nin çizilmesi gerektiği,
‘mevcut durum’un gözden geçirilerek, aradaki açığın eğitimlerle
kapatılmasının zorunluluğu,
• “Eğiticilerin Eğitimi” yaklaşımıyla, sürekli eğitimde eğiticilerin
sayısının artırılması,
• Dış çevre unsurlarına uyum sağlayan; dinamik ve esnek bir
“Yapılanma ve İşleyiş Örgüsü” gerçekleştirilmesi,
• Eğitim hizmetleri için; TEB tarafından “Kredilendirme” yapılması,
• Eczacı dışındaki sağlık profesyonellerine “İlaç Yönetimi”
kapsamında seçilmiş konularda eğitimler düzenlenmesi,
• İlaç endüstrisi profesyonellerine (yöneticilere ve diğer rollere)
“İlaç Yönetimi” açılımlı eğitimler planlanması,
• “İlaç Yönetimi” alanında ‘makro’ ölçekte, ‘mikro’ düzeyde
araştırma ve danışmanlık hizmetleri projelendirilmesi,
• Hedeflerin ve süreçlerin belirlenmesi,
• İzleme - değerlendirme sisteminin oluşturulması,
• “Uzaktan Eğitim”, “Çapraz Eğitim” (Eczacı dışındaki sağlık
profesyonellerinden öğrenmek, diğer mesleklerden (ör. İşletme
Yönetimi, Ekonomi, Psikoloji, Sosyoloji, Sosyal Antropoloji,
İletişim, Halkla İlişkiler, Bilişim, Endüstri Mühendisliği birikimli
profesyonellerden) öğrenmek yoluyla eğitim kanallarının
zenginleştirilmesi,
• Sürekli eğitimin değerlendirilmesinde, “Eğitim Sonu
Anketleri”nin ötesine geçilmesi, bu bağlamda farklı
değerlendirme tekniklerinin esas alınması,
• Sürekli gelişim bakışının zenginleştirilmesi için stratejik
planlama, eğitim yönetimi, iş planı - pazarlama planı, süreç
yönetimi, kalite yönetimi… vb uzmanlık alanlarından
faydalanılması,
Hususlarında önerilerde bulunulmuştur. Bu çalıştay sonrasında
yeni bir komisyon oluşturularak, önerilerin değerlendirilmesi
hususunda gerekli çalışmalar başlatılmıştır.
19
Toplant›
Ecz. Esin ÖNGÜN
37. Dönem 1. Bölgeleraras› Toplant›s›
Bal›kesir’de Gerçeklefltirildi
Türk Eczac›lar› Birli¤i 37. Dönem Merkez Heyeti 1. Bölgeleraras› Toplant›s›, 10-12 Haziran 2010 tarihleri
aras›nda Bal›kesir'de yap›ld›. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel “Çal›flma
Raporu” sunumunu, TEB Sayman› Ecz. Nevin Tafll›çay “Saymanl›k Raporu” sunumunu, TEB Denetleme
Kurulu Baflkan› Ecz. Sertaç Özmen ise “Denetleme Kurulu Raporu” sunumunu gerçeklefltirdi.
ECZ. ERDO⁄AN ÇOLAK (TEB Genel Baflkan›)
ciddi yansımaları olacak. Tek kurumun dezavantajları ile birlikte
avantajları da mevcuttu. Tamamlayıcı sigorta sistemlerinin
devreye girmesiyle birlikte, yeniden çok sayıda kurumla anlaşma
yapmak, yeniden kuralsızlık, yeniden deontolojik bozulma
gündemimize girebilir. Bu konuda şimdiden düşünmeye ve
çalışmaya başlamalıyız. Çünkü bütün bunlar, sadece vatandaşın
sağlık hakkını elinden almıyor, aynı zamanda mesleğimizi de
sermayenin müdahalesine karşı kırılgan hale getiriyor.
Bu noktada, bizler önümüze başta hasta hakları dernekleri
olmak üzere, sivil toplumun içinde daha fazla çalışmayı
koymalıyız. Biz eczacıların hastalarla aynı kaderi paylaştığımızı
anlatmamız gerekiyor.
Bölge Eczacı Odalarımızın Değerli Başkan ve Yöneticileri,
Değerli Meslektaşlarım;
İşsizliğin yüzde 20'lerin üzerine çıktığı ülkemizde, nüfusun
yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Güvenceler
azaltılıyor, iş yaşamı esnekleştiriliyor, kıdem tazminatlarına el
konuluyor, vergiler, dolaylı vergiler artırılıyor, birinci basamak
sağlık hizmetleri dahil olmak üzere, muayene ücreti, katılım
payı, ilaç fiyat farkı derken, ilaç bedellerinin yarısı hastanın
cebinden çıkıyor.
Bir yanda tüm nüfusu şemsiye altına almak, diğer yanda
tamamlayıcı sigorta ve cepten ödemeleri artırarak sağlık bütçesini
azaltmak. Genel Sağlık Sigorta sistemi, tüm nüfusa sağlık
güvencesi sağlayacağı için bizim tarafımızdan da takdirle
karşılandı. Elbette eleştirilerimizle birlikte. Ancak gelinen noktada,
sağlık harcamalarının azaltılması gerekçesiyle, genel sağlık
sigortasının bir temel sigorta paketine dönüştürülmesi, ancak
bazı temel hastalıkların sigortalanması, geri kalan tedaviler için
tamamlayıcı sigortaların gündeme gelmesi söz konusu. Hastalar
için büyük tehlikesinin yanı sıra, bunun eczacılık mesleğine de
20
Öte taraftan, tamamlayıcı sigortaya karşı bilimin araçları ile de
mücadele etmeliyiz. Bunların başında ise farmakoekonomi
geliyor. Önümüzdeki dönem, farmakoekonominin vazgeçilmez
biçimde hayatımıza girmesini gerektiriyor. Eczacı meslek örgütleri,
bununla ilgili de önüne sistemli bir çalışma planı koymak zorunda.
Dünyada ilaç fiyatları düşüyor. Son olarak bir iki gün önce
referans ülkelerimizden biri olan İtalya'da fiyatlar düşürüldü.
Bunun da bir yansıması olacak.
Değerli Meslektaşlarım;
Ne yazık ki, sivil toplumla birlikte çalışma vaadi ile iktidara gelen
hükümet, bir süre sonra sivil toplum örgütlerine aynı yaklaşımı
göstermemeye başladı. Sivil toplum örgütlerine yönelik suçlayıcı,
dışlayıcı tutumlardan kimse yarar sağlamaz. Bizim yapmamız
gereken, kendi sivil toplumumuza sahip çıkmak, onun gelişmesi
için önlemler almaktır.
Biz, eşitlik olmadan özgürlük olmayacağına inanan insanlar
olarak, herkesin eşit ve sağlıklı yaşam hakkını, herkesin eşit
birer birey olarak doğduğu ve hayatını sürdürdüğü bir yaşam
hakkını savunmak durumundayız. Devlet, sağlık, eğitim, sosyal
güvenlik alanından çekilemez. Devlet, rekabete değil eşitliğe
dayalı bir toplumsal sözleşmedir arkadaşlar. Devlet sosyal
güvenliği, sağlığı, eğitimi kişilerin kendi problemi olarak göremez.
Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak
gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi
sağlamakla yükümlü devlet demektir.
hükmetme mantığını anlamak çok güç. Bu hastaların günahı
ne? Bu eczacıların günahı ne? Böyle bir eziyeti çektirmek
insancıl mıdır? Haklı mıdır? Yasal mıdır? Meşru mudur? Doğru
mudur?
Değerli Meslektaşlarım;
Biz 21 Aralık ile başlayan süreci bir uzun dalga olarak
değerlendiriyoruz. Elbette bu dalganın kendi içinde inişli çıkışlı
olması beklenmelidir, öyle de olmaktadır. Ancak 4 Aralık, bu
dalganın yükseldiği anlardan bir tanesidir. Eczacıların birbirine
kenetlendiği anlardan bir tanesidir. Çeşitli açılımlardan sonra
bu kez de “baskı ve sindirme açılımı” başlığı altında, en yetkili
ağızdan yapılan “market açılımı” bizi korkutmamış, SGK
tarafından yapılan “bedava, yorulmadan sözleşme açılımı” tek
bir eczacıyı düşündürmeye bile yetmemiştir.
Değerli meslektaşlarım;
Yönümüz yolumuz bin bir zorlukla, bin bir sıkıntıyla, bin bir
mutlulukla ama mutlaka gururla mesleğini icra eden, bu ülkenin
değerli sağlık çalışanları olan eczacılardadır. Çünkü bizce yönetici
olmak, lider olmak kendini güçlendirmek değil, kendisine karşı
sorumlu olduğun kişileri güçlendirmek için çabalamaktır. Burada
toplum yararı, halk sağlığı, demokratik ve barış içinde bir ülke
ve dünya, daha etkin, daha donanımlı, daha güçlü ve daha
mutlu eczacılar için yan yana geldik. Bu yolda önümüzde birçok
bataklık olduğunu, yolun çamurlu olduğunu biliyorum. Ama
bugün yola koyacağımız bir taş, arkamızdan geleceklerin yolunu
açacaktır. Eleştirmek, özeleştiri vermek, güvenmek, düşünmek,
tartışmak ve üretmek için… Hepiniz hoş geldiniz.
Değerli Meslektaşlarım;
Bu dönem tam bir umutsuzluk dönemi değildir. Biz geçtiğimiz
dönemde göreli olarak eczacıların konumunu korumayı başardık.
İlaç geri ödeme koşullarında sağladığımız iyileşmelerin eczane
ekonomisine katkısı SGK'nın ifadesi ile 495 milyon TL'dir. İlaç
alım koşulları konusunda verdiğimiz ortak mücadele ise 270
milyon TL civarında bir katkı sağlamıştır. Bu da Rekabet
Kurumu'nun rakamıdır. Aynı zamanda belirli kademelerdeki
karlılığın yüzde 25'e çıkmasıyla da eczane ekonomilerine 110
milyon TL civarında bir tutar kazandırılmıştır. Bu noktada bizim
esas sorunumuz, eczacılara meslek hakkı verilmesidir.
ECZ. SEM‹H GÜNGÖR (‹stanbul Eczac› Odas› Baflkan›)
Bizim yapmamız gereken, bir yandan akılcı olmayan tasarruf
tedbirleri ile mücadele ederken, diğer yandan eczane açılmasına
sınırlama getirmek, eczacı meslektaşlarımızın iyi koşullarda
çalışacağı başka alanlar bulmaktır.
Bizler süreci etik eczacılık modeli ile ticari eczacılık modeli
arasında bir halat yarışı olarak okuyoruz. Bir yanda hükümet
ve sermaye, eczacılık sektörünün piyasalaştırılması, rekabet
kurallarına teslim edilmesi için kararlı adımlar atıyor, söylemler
geliştiriyor. Diğer yandan eczacı örgütleri, tüm dünyada ve
ülkemizde eczanelerin gerçek sahibi olan eczacılara bırakılması
için mücadele ediyor. Bu konuda geçtiğimiz dönem bir hukuk
zaferi kazanılmış, Avrupa Adalet Divanı “eczanenin sahibi eczacı
olmalıdır demişti. Bundan on gün önce yine sevindirici bir karar
aldık: Eczane sınırlamasının rekabete aykırı olmadığı, sağlığı
korumak için önemli olduğu yönünde. Bu konuda AB
müktesebatını gerekçe gösterenlerin oyuncakları da ellerinden
alınmış oldu.
Değerli Meslektaşlarım;
Çok zorlu, gündelik uğraşlar içinde boğulduğumuz bir dönem
geçirdik. 2010'un ilk altı ayını hepimiz İlaç Takip Sistemi ile
hatırlayacağız. Biliyorsunuz, 1 Ocak'tan itibaren İTS gündemde,
en azından gündeme gelmesi gündemde. Bu süre içinde çeşitli
defalar ertelemeler aldık. 7 maddelik bir protokol yaptık ve bu
maddeler hayata geçmeden hiçbir adım atılmayacak dedik.
Ancak Danıştay kararları uygulanmadığı gibi, protokol de
uygulanmadı. Stok zararlarımız, vergi konuları gibi konular
çözülmeden İTS'yi uygulamaya geçirmeye çalıştılar. Her zaman
olduğu gibi, MEDULA'da olduğu gibi, “biz yaptık oldu”cu bakış
açısıyla bazı düzenlemeler yaptılar. Bunu anlamak çok güç. Bu
Eczaneler can çekişiyor dediler. Evet, can çekişiyordu, süreci
hatırlayın. O can çekişme bizi 6 Aralık'ta bir günlük eczane
kapatmaya götürdü. Niye kapatmıştık eczanelerimizi? Ne
olmuştu da Türkiye'de eczacılar o kadar kısa bir dönemde
eczanelerini kapattılar? Ne sözler verildi o zaman? Bizler de
aynı sözleri kendilerine vermedik mi? Buradaki oda başkanlarım
gidip illerinde aynı sözleri vermediler mi? Kamu kurum iskontaları
eczacının sırtından kalkmayacak mıydı? Eczanelerdeki raf
zararlarının tamamı kuruşu kuruşuna tahsil edilmeyecek miydi?
Muayene ücretleri artık eczacının tahsildarcı konumunu ortadan
kaldırıp, sırtımızdan alınmayacak mıydı? İlaç fiyat kararnamesi
değiştirilerek, eczacı kârlılıkları artırılmayacak mıydı? Daha da
önemlisi, Türk Eczacıları Birliği'nin ağzından hiç eksik etmediği
bir meslek hakkını artık almayacak mıydık? Bütün bunlar için
biz 1 günlük eylem yapıp, eczanelerimizi kapatarak ilk uyarıyı
yapmadık mı?
O zaman Türk Eczacıları Birliği'nin benim de arkasında durduğum
bir sloganı vardı, “Feda edecek tek bir eczanemiz yok” diyordu.
Sadece son 2 ayda İstanbul'da 100 eczane kapandı. Onlara
ne söyleyeceğiz?
21
ECZ. O⁄UZ EK‹NC‹O⁄LU (Ankara Eczac› Odas› Baflkan›)
görüşlerinin alınması bir kenara, onların her geçen gün yeni
kayıplara uğradığı bir süreç devam edebiliyor. Ne zamana
kadar? IMF'nin bildirdiği, Dünya Bankası'nın bildirdiği projenin
bitiş tarihine kadar. Peki bu süreçte, hani dedim ki, duygusal
mı bakıyoruz, gerçekten bizim dışımızda bu kadar ciddi kayıp
yaşayan bir meslek grubu var mı? Yok arkadaşlar.
Bu kayıpla ilgili tabii mücadele verilmesi gerekiyor, ama önce
karşımızdaki siyasi güce bir bakmamız, otoriteye bir bakmamız,
bunun bir röntgenini çekmemiz gerekiyor. Nasıl bir siyasi anlayış
var karşımızda? Hani uzlaşılabilir, örgütlü yapıların taleplerine
saygı gösteren, masada birtakım çözümler arayan bir yapı mı?
Hayır.
Bundan iki hafta önce Ankara'da Türk Eczacıları Birliği Merkez
Heyeti'nin önderliğinde bir çalıştay yapıldı. Bu çalıştayı son
derece olumlu buluyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık
Bakanlığı yetkililerinin de bu çalıştayın içinde olmasını doğru
bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ancak doğru buluyoruz,
ama yeterli bulmuyoruz. Çünkü bir ülkenin ilaç ve eczacılık
politikası sadece ve sadece kurumların ayrı ayrı hareketleriyle
mümkün olamayacaktır. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun İlaç Takip Sistemi konusunda birbiriyle nasıl
çeliştiğini ve nasıl bir çatışma halinde olduğunu hep birlikte
üzülerek izlemekteyiz. Şu anda İlaç Takip Sistemi hangi kuruma
ait olduğu belirsiz bir şekilde yürütülmeye çalışılıyor.
Eczanesindeki eczacı mutsuz. Geleceğe güvenle bakmak istiyor,
ancak emeğinin karşılığını da almak istiyor. Şunu istemiyor
eczacı, çok net söyleyeyim; artık ülkede yaşanan tabloyu görüp,
ülkedeki yoksulluğu gördükten sonra, çok yüksek servet sahibi
olmak gibi hiç kimsenin bir beklentisi yok. Herkes aldığı eğitimin
ve verdiği emeğin karşılığını istiyor. Bununla da ilgili örgütlü bir
gücü olduğuna, bu mücadelenin verilip, alınabileceğine hâlâ
inanıyor.
ECZ. BURHANETT‹N BULUT (Adana Eczac› Odas› Baflkan›)
Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı, Rekabet Kurumu,
hatta Yüksek Öğrenim Kurumu'nun koordineli bir biçimde ilaç
ve eczacılık politikasının yürütülme sürecine dahil edilmesi
gerektiğini ve aynı yönde hareket etmeleri gerektiğini
düşünüyoruz.
ECZ. TUNCAY SAYILKAN (‹zmir Eczac› Odas› Baflkan›)
Bugün bütün bu yaşadıklarımız spontane gelişmiş olaylar değil.
Bunların hepsi yaklaşık 5 yılı aşkın bir süredir sağlıkta dönüşüm
adı altında bu ülkede sağlık çalışanlarına dayatılan, sağlık
çalışanlarının adeta ezildiği, sağlık hizmetlerinin adım adım paralı
hale geldiği herkes tarafından kabul edilen bir süreç yaşanıyor
ve bu süreçle ilgili sağlık çalışanlarının, sağlık emekçilerinin
22
İlaç, eskiden havan döneminden başlayarak ifade etmek
gerekirse, eczacıyla bütünleşen bir malzemeydi, eczacı
yapıyordu. Daha sonra yine etkinliği vardı, majistrallerle. Ama
şimdi ilaçla ilgili eczacının hiçbir şeyi kalmadı, bağı kalmadı. Bu
bağı devam ettirmeyi istemek, talep etmek bizi hiçbir yere
götürmez. Hani hep söylüyoruz ya, eczacı ilacın üretiminden
tüketimine kadar vardır diye. Ama eczacının bir kısmı branşlaşma
dediğimiz tarafta üretimde olacak. Eczacı ilacın danışmanlığında
olacak. Eczacı sakız gibi, cam bardak gibi üretilen ilaçta değil,
ilacın sunumunda olacak. Yani bizim ilaç ekonomisiyle ilgili kısmı
bir tarafa bırakıp, eczacının danışman kısmını daha öne almamız
gerekiyor. Dinamik bir mesleğimiz var. Bu dinamik meslekte
hepimize ayrı ayrı görev düşüyor.
ECZ. KIVANÇ ATMACA (Bursa Eczac› Odas› Baflkan›)
ECZ. AHMET ÖZÇAVUfiO⁄LU (Kayseri Eczac› Odas› Baflkan›)
Hayata geçmesi için önüne koyduğumuz 7 tane kırmızı çizgimiz
olan, hatta ardından bir de protokol yapıp, asla bunlar
gerçekleşmeden uygulanamaz dediğimiz şu İlaç Takip Sistemi
kimin projesi arkadaşlar? Ben ve meslektaşlarım, İlaç Takip
Sistemi'nin kendi hayatlarına olumlu ne gibi bir katkı yaptığını
hâlâ anlayabilmiş değiliz. Oysa bizleri ne büyük dertlere
sürüklediğini her gün yaşayarak görüyoruz. Üstelik de henüz
tam anlamıyla hayata bile geçmiş değilken.
Siyasi iradenin popülist yaklaşımları doğrultusunda sürekli açılan
eczacılık fakültelerinin mesleğimizdeki erozyonun en önemli
aktörü olduğundan hareketle, bir an önce bu mezunların istihdam
sorununu çözüme kavuşturmak zorundayız. Eczaneler arasındaki
mesafe gibi, aile eczacılığı gibi, serbest eczane açabilmek için
mezuniyet sonrası sınav gibi çözümler bir an önce üretilmelidir.
Benim meslektaşlarım 1 Temmuz'da başlarına ne geleceğini
bugünden bilmek istiyor. Bizler İlaç Takip Sistemi'nin şu anki
sorunlarının sadece buzdağının görünen yüzü olduğunu,
arkasından çok daha büyük değişimleri hayatımıza getireceğini;
örneğin reçeteli-reçetesiz ilaç kavramını yaşama geçirmek için
ve reçetesiz ilacın eczane dışına çıkışı için çok önemli bir adım
olduğunu düşünmekteyiz.
Son günlerde uydudan yayın yapan televizyonlardaki bitkisel
ürünlerle ilgili katliamdan da bahsetmek istiyorum. İnsan sağlığını
tehdit eden bu çılgınlığa hep birlikte zaman geçirmeden dur
demek zorundayız.
ECZ. ÖZEN EK‹Z (Denizli Eczac› Odas› Baflkan›)
ECZ. S‹NAN ÖZÇEL‹K (Diyarbak›r Eczac› Odas› Baflkan›)
İlaç Takip Sistemi yeni bir olay değil, yani hemen gelmiş, acil
önlem alınacak bir olay değil. 3 yıldır İlaç Takip Sistemi'nin
geleceği ortada. Ama biz 3 yıldır elimizi kolumuzu bağladık,
hiçbir şey yapmıyoruz.
Değerli meslektaşlarım;
Keşke Türkiye'nin ekonomik sorunları sadece eczacı üzerinde
düzeltilebilse, o zaman benim eczanem feda olsun derim. Ama
maalesef, sağlıktaki değişim ve dönüşüm programı adı altında
her nedense sürekli eczacı hedef alınmaktadır. Geçenlerde
ismini çok kullandığımız bir kurumda aynen şunu bana söylediler:
“Şu kadar ilaç gideri var. Biz bunu yarı yarıya indirirsek, devlet
için iyi bir şey yapmış oluruz.” Hepiniz biliyorsunuz ki, ilaç
kavramı öyle bir şey ki, ne tür hastalıklar çıkacak o ülkede, ne
tür ilaçlar kullanılacak, sağlık bütçesini hesaplamak mümkün
değilken, ilaca sadece bütçeden 10 çıkıyor, biz 5 çıkartacağız
mantığı herhalde sosyal bir devlette olmaması gereken bir şey.
Sektörün diğer paydaşları sıkıntı çekmiyor arkadaşlar, hastayla
her gün karşı karşıya olan bizleriz. İlaç Takip Sistemi'nin yarattığı
sıkıntının altında eczacı şimdiden kalmaya başladı. Ben İlaç
Takip Sistemi'ne karşı değilim. Yıllar önce İlaç Takip Sistemi'nin
iyi bir şey olduğunu savunan insanlardan biriyim, hâlâ da bunu
savunuyorum. Ama İlaç Takip Sistemi eczacı takip sistemi
olmamalı. Ama şu andaki haliyle hızla bu yöne doğru gidiyor.
23
ECZ. SEMA KARAGÜLLE (Zonguldak Eczac› Odas› Baflkan›)
ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Çünkü, insanlığın en temel
ihtiyacı güvenliktir. Devlet kavramı da bu ihtiyaçtan, güvenlik
ihtiyacından doğmuştur. Ne yazık ki; tarihin her döneminde
devletin, var oluş gerekçesi ile çelişerek, zaman zaman
zorbalaştığı görülmüştür. Aynı şimdi olduğu gibi. Bu zorbalık
karşısında bizler de, tüm evrendeki insanlık gibi biteviye bir
uysallık ya da kaos tercihi arasında sıkışıp kalmaya zorlanıyoruz.
Ama artık tahammülümüz kalmamıştır. Bu baskıya karşı
koymamız direnmemiz gerekmektedir. Direnmeyi sadece kavga
olarak algılayamayız. Bizim bu noktada yapmamız gereken;
kanunsuz işlemlere karşı yapılan direnmedir ki evrensel hukukta
buna “nefsi müdafaa” denilmektedir.
Unutmayalım ki; Ağacı yaralayan baltanın sapı da ağaçtandır
ama ağaç düşerken son bir hamle ile yine bir başka ağaca
yaslanır.
16 Mayıs'ta uygulama başladı ve devlet eliyle hastaların ilaca
ulaşımı engellendi. 4 Aralık'ta hastanın ilaca ulaşımını engellediniz
diye sözleşmeleri fesheden SGK bu sefer kendisi, dünyaya
öncülük etme adına, hastanın ilaca ulaşımını engelliyordu. O
gün hiçbir hasta ilacını alamadı veya yine bazı fedakâr eczacılar
sayesinde o andaki ihtiyaç bir şekilde karşılandı.
Demek ki bizim içimizde, bizim dışımızda bizim bizden başka
dostumuz yoktur.
ECZ. ORHAN YONTAR (Sakarya Eczac› Odas› Baflkan›)
G2D etiketleri ile karekodlanan ilaçların miadlarının 1 Ocak
2011 tarihinde dolacak olması ayrı bir sorun. O tarihte eczanenin
elinde kalan ilaçlar da kusurlu olacak, gerçek miadları dolmadığı
halde.
Sonuç olarak, ölü doğan bir uygulama ile bizleri meşgul ederek,
esas dertlerimizi bizlere unutturmaya çalışıyorlar. Hâlâ ilaç fiyat
düşüşlerinden kayıplarımız devam ediyor. Kamu kurum iskontosu
zararlarımız iskontonun artması ile ikiye katlandı. Muayene
ücretleri hala başımıza bela. İlacın markete çıkması için gizli
çalışmalar hâlâ devam ediyor. Özelleşecek hastanelerin
eczanelerinin ilk eczane zincirini oluşturacağı acı bir gerçek
olarak karşımızda. İlaçta reklam her şeye rağmen başladı. Bu
arada da bizler artık para kazanamıyoruz, ancak günü
kurtarıyoruz.
ECZ. SAB‹H TEK‹N ÇA⁄LAR (Trabzon Eczac› Odas› Baflkan›)
Değerli meslektaşlarım;
Hiç kimse eczacılara lütufta bulunmak için SSK hastanelerini
kapatmadı, eczacılar para kazansın diye yeşil kartı icat etmedi.
Tüm bu gelişmeler devletin var oluş nedeni ile insanlığın
24
Sağlıkta 2005 yılından beri yaşanan dönüşüm temel olarak
eczanede hayat bulmakta ve sağlıkta yapılan tasarrufun da
doğrudan birebir yansıdığı kesim biz eczacılar olmaktayız. Her
şeyden önce sağlık alanı bir yap-boz tahtasına dönmüştür. Bu
nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sağlık uygulama tebliği
ve ilaç ödeme mevzuatını sık sık değiştirmesi, ilaç firmalarının
yine sık sık ilaç fiyatlarını düşürmeleri ve kamu kurum iskontalarını
artırmaları, İlaç Takip Sistemi, Medula ve Provizyon Sistemi'nin
hemen hemen her gün çalışmaması nedeniyle reçete
karşılanamaması, muayene katılım ücretlerinin eczaneler
üzerinden alınması ve bu yüzden hasta ve hasta yakınları ile
istenmeyen diyalogların yaşanması, halkın ve devlet görevlilerinin
gözünde eczacının esnaf, tacir olarak görülmesi, Sosyal Güvenlik
Kurumu'nun ve ilgili bakanlığın keyfi uygulamaları ve pazar
payının eczane başına düşen miktarının eczanelerin cirolarını
yansıtmaması dolayısıyla zor durumda eczane yokmuş gibi bir
görüntünün olması -aynı zamanda da ilgililer böyle algılıyorlar,
eczacıların sorunları yok diyorlar- eczanelerin önemli bölümünün
iflasla karşı karşıya kalmasına ve etik bozulmanın artmasına
sebep olmaktadır.
ECZ. SAL‹H KOZALI (Ayd›n Eczac› Odas› Baflkan›)
10 Haziran 2010 tarihinde Sağlık Bakanlığı İlaç Takip Sistemi'yle
ilgili yayınladığı genelgeyle Danıştay kararını ortadan kaldırdı.
1 Temmuz'a ya da 30 Haziran'a uzatılmasının sebebi, bizim
girişimlerimiz değil, yayınladıkları genelge yönetmeliğe aykırı
olduğu için yeni bir yönetmelik yayınlayabilecek kadar bir vakit
kazanma ihtiyacıydı.
Yeni yayınlanan ilaç fiyat kararnamesinde yapılan değişikliklerle
artık ilaç fiyatlarındaki değişiklikler otomatik ve günlük olarak
yansıyacak. Bizim o 4 Aralık'ta eczanelerimizi kapatıp, eriyoruz,
bitiyoruz, öldük dediğimiz ve ilaç fiyatlarını almamız gerekir
dediğimiz şeyler artık belki de günlük olarak uygulanmaya
başlayacak.
Değerli meslektaşlarım;
Bizler bir meseleye kapılıp, diğer sorunları unutuyoruz. Aylardır
İTS gündemimizi işgal ediyor. Halbuki uzunca bir süredir rafa
kaldırdığımız 6197 sayılı Yasa bizler için hayati önem taşıyor.
Nüfusa göre eczane sınırlaması, ciroya göre ikinci eczacı
çalıştırma şartı, meslek içi eğitim zorunluluğu ve meslek hakkı
gibi konular mutlaka yasada yer almalıdır.
Türk Eczacıları Birliği'nin projelerinin içinde “atık ilacı” gördüm.
Güzel bir proje, başarılı bir proje. Ama biz miadı geçen ilaçları
imha edecek yer bulamıyoruz, teslim edecek yer bulamıyoruz,
alacak merci bulamıyoruz. Eskiden vergi daireleri bunların
imhalarından sonra, yani imhalarını belediyeler vasıtasıyla
yapıyorlar. Şimdi de imha tutanağını getirin ki, vergiden düşelim
diyorlar. Bu atık ilaç projesi içerisinde bugün adı geçen ilaçların
da değerlendirilmesi, onlara da bir yöntem bulunması gerekir.
Ayrıca OTC yasası da bir an önce çıkarılmalı ve bu ürünlerin
sadece eczanelerde satılması sağlanmalıdır.
ECZ. YAVUZ TATAR (Elaz›¤ Eczac› Odas› Baflkan›)
Plansız bir şekilde açılan eczacılık fakülteleri ayrı bir sıkıntı
kaynağıdır. Her yıl yaklaşık 1200 kişi mezun olmakta ve maalesef
bunların yüzde 80'i serbest eczane açmaktadır. Öncelikle yeni
okullar açılması önlenmeli ve var olanların kontenjanları
düşürülmelidir. Ayrıca kamuda ve sanayide eczacı istihdamı
sağlanmalıdır. Üniversitelerde klinik eczacılık teşvik edilmelidir.
Aile hekimliği birçok ilde hayata geçti. İlimizde de 13 Aralık'ta
başlatılacak. Aile hekimliği gibi, aile eczacılığı da ciddi şekilde
düşünülmelidir. Bilhassa düşük cirolu eczaneler için aile
eczacılığının çok önemli bir çıkış yolu olduğunu düşünüyorum.
ECZ. BÜLENT KÖSE (Malatya Eczac› Odas› Baflkan›)
TC kimlik numarasıyla ilaç alınmasından dolayı eczacı hiçbir
şekilde karşısındaki insana ne bir kimlik sorabiliyor, ne imza
sirküsüne bakabiliyor, ne de başka bir şey sorgulayabiliyor.
Reçeteyi verip, isim, soy isim, imzasını alıp gönderiyorlar. Fakat
daha sonra yapılan denetimlerde hastalarda farklı şekilde
yönlendirilerek, o ilaçları almadıkları konusunda ikna edilip, bu
işler yargıya taşınıyor. Burada ilaç ve reçete konusunda eczacının
bir an önce üzerindeki sorumluluk atılmalı ve eczacının yargı
önündeki suçluluk, daha doğrusu yargının düşündüğü eczacı
bir tek yolsuzluk yapıyor düşüncesini bir an önce kaldırmamız
gerekiyor. Bu sanırım diğer illerde de yavaş yavaş moda haline
gelecek ve bu tür uygulamalar olacak.
25
ECZ. HÜSEY‹N fi‹MfiEK (Mersin Eczac› Odas› Baflkan›)
Bugün eczacının en önemli gündemİ İlaç Takip Sistemi'dir. Şu
anda gerçek anlamda bir İlaç Takip Sistemi uygulanmadığı için
henüz sorunları bütün olarak bilemiyoruz. Karekod sonlandırmayı
yaptığımız, daha doğrusu yapamadığımız 17 Mayıs gününü
yaşayacaklarımızın bir göstergesi olarak kabul edersek, işimiz
çok zor.
ECZ. MEL‹HA NALAN CAN (Manisa Eczac› Odas› Baflkan›)
Son 6 ayın belki de en çok konuştuğumuz konusu İTS. Ocak
ayının sonunda tek taraflı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından bir İTS süreci ilan edildi ve 30 günde para ödeme
polemiği yaşadık.
İTS ile ilgili bilinmezlikler ise hâlâ devam ediyor. Barkodlar ne
olacak belli değil. 1 Temmuz sorununun yükü nasıl aşılacak
belli değil. Stok bildirimi ne oldu? 1 Temmuz itibariyle stok
bildirimi yapacağız. Stok affı ne oldu hâlâ belli değil.
Geçtiğimiz dönemde sevgili dostumuzu, Mersin Eczacı Odası'nın
Genel Sekreterini, değerli arkadaşımızı, sevgili Umut'u kaybettik.
Umut bu savaş sırasında hayatını kaybetti. O günlerde bizleri
arayarak, yanımıza gelerek değer veren, yanımızda duran ve
bizlere destek veren başta Türk Eczacıları Birliği Başkanımız
ve Yönetim Kurulu'ndaki arkadaşlarımız ve diğer oda
başkanlarımıza, sevgili meslektaşlarımıza bir kez daha teşekkür
etmek istiyorum. Çünkü bizim birbirimize gerçekten zor günlerde
de ihtiyacımız var, birbirimizin yanında olmak zorundayız. Biz
güçlü bir örgütüz.
Ben 1981'den beri eczane sahibiyim. O günlerde sıkıntılarımızın
kooperatifler vasıtasıyla giderildiğini yaşamış bir eczacıyım.
Bugün kooperatiflerimizin pazardaki payının yüzde 18 olması
beni hakikaten çok üzdü. Kooperatifleri olmayan bölgelerin de
bunda önemli bir faktör olduğu tabii ki gerçek. Ama bizlerin de
kooperatiflerimize sahip çıkmamız, üyelerimize kooperatifleri
anlatmamız çok önemli. Bugünlere nereden geldiğimizi
göstermeliyiz, çünkü eczacılık mesleğinde sıkıntılı olduğumuz
zincir eczanelerin, marketlerin gündeme geldiği bu günlerde
gene bizim eczacılıkla ilgili sorunları aşmamızda kooperatiflerin
büyük rolü olacağına inanıyorum.
Ben Türk Eczacıları Birliğ’ininve odalar olarak da bizim bu
konuda çaba içinde olmamız, kooperatiflerimize destek vermemiz
gerektiğine inanıyorum.
ECZ. ÜMRAN PELENKO⁄LU
(Kastamonu Eczac› Odas› Baflkan›)
ECZ. AD‹L TOSUNER (Bal›kesir Eczac› Odas› Baflkan›)
Ülkemizdeki kanunlar çerçevesinde ilaç ve eczacılıkla ilgili her
türlü tasarruf Sağlık Bakanlığı yetkisindedir ve doğru olan da
budur zaten. Ama son günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, sanırım parasal kaynağın sahibi olmasından kaynaklı
olsa gerek, Sağlık Bakanlığı'nın sorumluluğunda olan ilaç ve
eczacılık alanına müdahale etmeye başlamıştır ve bütün yetki
kendisindeymiş gibi bir tavır sergilemektedir.
26
Değerli meslektaşlarım;
Türk Eczacıları Birliği'nin ve eczacı odaları olarak bizlerin amacı,
eczacının çıkarlarını ülke ve halkın çıkarlarıyla birleştirmektir.
Eczacılık mesleği adına alınan her kararda mutlaka eczacının
onayı olması gerekir. İlgili bakanlıkların “biz yaptık oldu” anlayışıyla
mesleğimizin geleceği yok edilmek isteniyor. Bizler bunlara
seyirci kalamayız.
ECZ. CENK KES (Edirne Eczac› Odas› Baflkan›)
Her gün yeni bir sorunla mesleğini yapamayacak hale gelen
biz eczacılar, bu durumdan haklı olarak şikayetçiyiz. Eczacıya
ekonomik yük getiren her türlü yaptırıma karşıyız. Çalışmayan
Provizyon Sistemi'ne karşıyız. İlaç Takip Sistemi adı altında
yapılan zulme karşıyız. Her gün düşen ilaç fiyatlarından
mağduruz. Ama mağrur olarak mücadelemiz devam edecek,
sesimizi, iyi niyetimizi duymak istemeyenlere 4 Aralık'ta olduğu
gibi duyurmaya da hazırız.
ECZ. ÜZEY‹R KORKMAZ (Kocaeli Eczac› Odas› Baflkan›)
Eczacılığın geleceğinden bahsediyoruz. Bir atölye çalışmasında
konu başlığı ‘eczacılığın geleceği’ydi. Ama orada konuşmalar
devam etti, eczane eczacılığının geleceğine geldi veya biz öyle
düşünüyoruz. Evet, kendi mecrasına oturdu, çünkü eczacılığın
geleceğini biz tartışmıyoruz, o bir bilimdir. Biz eczane eczacılığını
tartışıyoruz.
İTS, Medula, muayene ücreti tahsili ve buna benzer birçok kafa
karıştırıcı ve adapte olmakta zorlandığımız kavramlarla ve
uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Ama bunların hiçbiri bu
mesleğin bir parçası değil. Sadece ilacı hastaya ulaştırmak için
kullandığımız ya da kullandırıldığımız bürokratik ve provizyonel
işlemler. İşte eczacılık mesleğini buralara indirgersek ve gerçek
gündemimiz ve sorunlarımız sadece bunlarmış gibi davranırsak,
büyük bir yanılgı içine girmiş sayılırız.
Eczacılık Kongresi'nin ana temasının “gelecek” olarak
belirlenmesi ve buna yönelik atölye çalışmalarının hayata
geçirilmesi mesleğimiz adına atılmış önemli adımlardan bir
tanesidir. Bu nedenle Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'ni
kutluyorum. Katılımcı profilini de doğru tespit ettiklerini
düşünüyorum. Eğer geleceğimizi kendimiz belirliyor olabilseydik,
50 yıl boyunca toplantılar neticesinde bir sonuca varırdık, hatta
ülke yönetiminde söz sahibi bir konuma gelirdik. Ama bu
mesleğin kurallarını sadece bizler belirleyemiyoruz. Bizim
dışımızda da birçok aktör var ve onların görüşleri bizim gelecek
projeksiyonumuz için önemli. Olumlu ya da olumsuz bu görüşler
ışığında yeni bir politika oluşturabiliriz.
ECZ. EM‹N BEYAZ (Batman Eczac› Odas› Baflkan›)
Eczacılık, ilaç satıcılığı şeklinde dayatılıyor veya ekranlara o
şekliyle konuluyor. Peki, biz kendimize soruyor muyuz? Bu
sağlıkta dönüşüm programının biz neredesindeyiz, biz kabul
ettik mi? Ret mi ettik? Tartıştık mı arkadaşlar, örgüt düzeyinde
tartıştık mı? Hani altı kaval, üstü şişhane bir şeyimiz oluyor.
Sağlık paralı oluyor, paran kadar sağlık oluyor. Pankartlarımıza
bunları asıyoruz. Peki, biz neyin peşinde koşuyoruz? Kendi
kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Sosyal devleti tartışıyor
muyuz? Biz eczacılığın hakları için mi bu kadar uğraşıyoruz
veya bize yakışır mı bu? O parası kadar sağlık alacak yurttaşın
hakkını savunmak bizim boynumuzun borcu değil mi?
Büyük devletler, dünyanın dört bir yanındaki çokça sorunla
ilgilenen devletlerdir. Kendi içine kapanmış, hiçbir ülkenin
sorunuyla ilgilenmeyen devletler, küçük devlet kategorisine
girer. Bunlar örgütlere de indirgenebilir. Birer sivil toplum
oluşumları, birer örgütlenmelerdir. Örgütümüz de meselelerle
27
yaygın bir şekilde uğraştığı süreç içerisinde büyür. Bunların
içerisinde halka inme, sosyal projeler üretme, medyada sıkça
yer alma, nerede kimin ne sıkıntısı varsa dile getirme, ülkenin
gündemini yakalama, gündemdeki tartışma konularına atıfta
bulunma, analiz etme; yapıldığı süreç içerisinde bu şekilde
yürünürse, tabii ki güçlü bir örgütlenme olarak karşısına çıkarız
bu halkın.
Bölge Aksaray Eczacı Odası'na bağlı temsilcilik iken, 24 Mart'taki
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin almış olduğu karar ile
eczacı odası hüviyetimizi aldık. Bizler yaklaşık 2 yıl önce örgütlü
güce inanan eczacılar olarak, ilimizdeki eczacıların sorunlarına
ve mesleğimizin geleceğine yön verebilmenin sorumluluğunda
yerinde hizmet anlayışı içerisinde yola çıktık. Yorucu, meşakkatli,
dikenli yollardan geçerek, bugünlere geldik. Bugünlere
gelmemizde emeğini ve desteğini esirgemeyen herkese teşekkür
ediyorum.
ECZ. ZEK‹ ÖZGEN (Osmaniye Eczac› Odas› Baflkan›)
ECZ. ABDULLAH ÖZY‹⁄‹T (TEKB Yönetim Kurulu Baflkan›)
Osmaniye Eczacı Odası olarak İTS'yle ilgili bu süreçte depoların
sanayiden aldığı ilaçların, İTS bildirme işlemi yapıldıktan sonra
eczaneye satışını yapmasıyla ilgili mücadelenin devam etmesini,
Türk Eczacıları Birliği'nin bu konuda kararlılığını sonuna kadar
göstermesini istiyoruz.
Yine bu bağlamda stok düzeltme hakkı talebimiz kabul edilecek
mi? İTS ve karekod uygulama sürecinde depolar, sanayi üzerine
düşen sorumluluğu tam anlamıyla yerine getirmediler. Ecza
depoları, karekodların fiyat farklarını sanayiden en kısa sürede
aldılar. Sanayi ve depo biz eczacılara aynı duyarlılığı göstermedi.
Avrupa Adalet Divanı eczane açmada nüfusa ve mesafe
sınırlandırılmasını hukuka uygun buldu. En büyük sorunlarımızdan
biri olan eczane sayısının sürekli olarak artmasıdır. Eczacı
istihdamının eczane dışına yönlendirilmesi için 6197 sayılı
Yasanın olağanüstü bir güç, çalışma ve özveriyle bir an önce
Türk Eczacıları Birliği'nin öncülüğünde, istediği doğrultuda
yenilenmesinin mücadelesini vermeliyiz.
ECZ. TANSU DÖRTKOL (Nevflehir Eczac› Odas› Baflkan›)
34.
28
70'li yıllarda, iyi koşullarda ilaç temini olarak kurulan
kooperatiflerimizin sorumluluğu değişmiştir. Depoculuk hizmeti
rutin faaliyet olarak yerini korurken, geleceğin eczanelerini
hazırlamak, her durumda mesleğin bağımsız eczacı sermayesiyle
varlığını sürdürmesini sağlamak en önemli görevdir. Bunu
yaparken, işbirliklerine, birlikte davranmaya ihtiyacımız vardır
ve buradaki en önemli ortağımız eczacı odaları ve Türk Eczacıları
Birliği'dir.
Değerli meslektaşlarım;
Son dönemde kooperatiflerimiz çok ilginç durumlarla
karşılaşmaktadır. Bunu sizlerle paylaşmak isterim; 30 yıllık
geçmişimizde kooperatifler vergi muafiyeti olan Sanayi Ticaret
Bakanlığı'nın temin, dağıtım kooperatifi olarak vergiden muaf
kooperatifler kapsamında yer alan yapılar olarak seçilirken
Maliye Bakanlığı denetmenleri bizden beyanname vermemizi
istemektedirler. Öte yandan kooperatifler konusunda TBMM'de
değişiklik yapılırken son hafta verilen bir önerge ile ilgili Bakanlığın
belirlediği bir denetmenin isterse Kooperatif Yönetim Kurulu,
Denetim Kurulu ve üst düzey yöneticileri görevden alabilmelerine
olanak sağlanıyor.
Bu konuda, Cumhurbaşkanlığı makamına mektup yazarak
yasanın onaylanmamasını, meclise iade edilmesini talep ettik.
TEKB internet sayfamızda hazır bir metin vardır ve bu metnin
Cumhurbaşkanı’na ulaştırılması önemli bir destek sağlayacaktır.
Bu kanun, son derece hukuksuz keyfi uygulamalara açık, telafi
edilemeyecek sonuçlar doğurmaya müsait bir kanundur ve bu
konuda mücadelemiz gerekirse Anayasa Mahkemesi'nde devam
edecektir.
ECZ. ERDO⁄AN ÇOLAK (TEB Genel Baflkan›)
Değerli Arkadaşlarım;
“İlaç fiyat düşüşlerine karşıyım” diyen bir yönetici olamaz diye
düşünüyorum. Bir eczacı ilaç fiyat düşüşüne karşı olabilir, ama
eczacı örgütünde yönetici olmak sorumluluk gerektirir. Siz sağlık
elemanısınız. Pahalı ilacı savunabilme ilkesi olabilir mi yönetici
insanlarda? Bunu, yaşamını idame ettiremedikleri için eczacılar
günlük yaşamı içerisinde söyleyebilirler, ama sizin bir farklılığınız
olması lazım. Siz duruşunuzu buradan farklı bir biçimde dile
getirirseniz, yönetici sıfatınız sorgulanmaya başlanır. Bu örgütün
56 yıllık kültüründe ilaç fiyatlarına karşı olmak vardır. Bunun için
dava açmıştır, Danıştay'a başvurmuştur, yönetmelikleri değiştirmiştir.
Değerli meslektaşlarım;
Biz bu örgütte herkese eşit mesafedeyiz ve herkesle beraber
çalışmak istiyoruz. Kimse bizi taraflaştırmaya çalışmasın, bir tarafın
da sözcüsü ilan etmesin ve aşiret kültürüyle de bağdaştırmasın.
Sanal taraflar yaratıp, kendisi de onlardan biri olmaya soyunmasın.
Eczacının ihtiyacı olan şey bu değil. Eczacının ihtiyacı olan şey
birliktir, dayanışmadır, bir arada olmadır. Eczacı bunu istiyor ve
bunu yaşadığı anda da ne kadar güçlü olduğunu kendi kendine
defalarca da deklare ediyor.
Değerli arkadaşlarım;
4 Aralık eyleminden önce birçok toplantı yaptık. 14 tane başkanlar
danışma toplantısı yaptık geçtiğimiz dönemde. Bu 14 başkanlar
danışma toplantısında hangi konu gündeme gelirse gelsin mutlaka
çok sayıda oda başkanımız eczane kapatmayı, sözleşme feshini
ya da çeşitli eylem biçimlerini ortaya koydular. En hafifi buydu. Biz
bir sorunu tartışıyoruz, mutlaka bir kapatma eylemi, mutlaka bir
sözleşme feshiyle o toplantıları tıkayan oda başkanlarımız olmuştu.
Şimdi 7 Ekimde 13. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı yapmışız.
Burada da iki seçenek önümüze gelmiş. Biri fesih, biri kapatma.
Biz feshe şiddetle karşı olduğumuzu hem orada, hem kongrede
söyledik. Hepiniz oradaydınız ve katıldınız. Çünkü fesih bizim işimiz
değil arkadaşlar, fesih Sosyal Güvenlik Kurumu'nun işi. 4 Aralık'a
giden sürecin nasıl geliştiğini kongrede de uzun uzun aktarmaya
çalıştım. O zaman 4 Aralık süreciyle ilgili bugün eleştiride bulunan
oda başkanları o gün cılız, sessiz, hatta üstü kapalı, eleştiri
mahiyetinde çok sayılmayacak yaklaşımlarda bulundular. Ama
bugün 4 Aralık eleştiriliyor. Neden? Çünkü 4 Aralık, 5 Aralık'ta
sonuç almadı ve eczacının tabanında şöyle bir his yarattı: “Ne
oldu eylem yaptık da, ne oldu”. Şimdi o hissi örgütleyerek örgütün
üzerine yıkmaya çalışıyoruz; bu doğru bir yaklaşım değil.
18 Eylül kararları alınmış, ilaç fiyat kararnamesi değişmiş, eczacının
büyük bir çoğunluğu için önümüzdeki süreçte yaşama şansı
ortadan kaldırılmış, böyle bir süreçte meslektaşlarımızla toplantı
yapıyoruz. İki olasılık var, biri fesih, biri kapatma. Biz fesihe karşı
çıkıyoruz ve görüşme trafiğimiz başlıyor. Herkesle konuşuyoruz,
görüşüyoruz ve bize dillendirdiğiniz meslek hakkı olgusunda bir
yaklaşım sağlayacaklarını söylüyorlar. İlaç fiyat düşüşlerine karşı
olmak değil doğru politika. Doğru politika, eczacının yaşaması
için, eczacıyı korumak için ona verilmesi gereken meslek hakkıdır.
İşte Türk Eczacıları Birliği de bunu dillendirmiştir, bunu gündeme
getirmiştir.
Son geldiğimiz 24 Kasım günü Müsteşar, “Biz size bir meslek
hakkı verecektik, ama ilaç sanayiyle uzlaşmayı doğru bulduk, onun
için size verecek 1 liramız yok” dedi. Bunu da sizlerle paylaştım.
Yeniden başkanları çağırıp, bir daha mı tartışalım bu işi, ne kadar
farklı bir şeyi tartışacağız, bunu hayata geçirmemiz lazım dedik.
O gün bize telefon açan oda başkanları oldu, karar aldığımız için,
“sakın vazgeçmeyin, çünkü eczacı sizden eylem bekliyor” diyen
oda başkanları oldu arkadaşlar. Şimdi o arkadaşlar burada “niye
4 Aralık'ta bunu yaptınız, niye sonuç almadınız?” diyor.
Değerli arkadaşlarım;
Bu örgütte her şey onlarca yıl konuşulur. Bu örgütte katılım paylarına
ilişkin deontolojik ihlaller 10 yıl konuşuldu bu kürsülerden. Ondan
sonra geldi bir yere oturdu ve hayata geçti. Bugün söyledik, yarın
olacak; olmadı, gelin görevi size verelim, 6 ay bunu yapın, biz de
görelim, bu işler 6 ayda mı yapılıyor, yoksa önümüzdeki süreci
görerek mi yapılıyor? Biz 10 yıllık bir süreç görmüyoruz önümüze,
ama biz bunu dillendirdik, biz eczacının bilimselliğini,
vazgeçilmezliğini, eczacının farmasötik bakım, evde bakım
konularında gelişmesini, kronik hastalıklar konusunda bir danışmanlık
hizmeti vermesi gerektiğini söylemeye çalışıyoruz. Onun için
Eczacılık Akademimizle birlikte bir arama konferansı yapıyoruz,
“Nasıl bu akademiyi daha verimli, daha rasyonel, daha etkin bir
hale getirebiliriz, nasıl eczacı buraya daha çok katılabilir, bu sayılar
3 binden, 4 binden, on binlere, on beş binlere çıkabilir? İşte o gün
vazgeçilmez, eczacı meslek hakkını istediğinde hiçbir yetkilinin
bununla ilgili farklı bir sonuç ortaya çıkaramaz” diye bunu yapmaya
çalışıyoruz.
Bir başka konu daha var arkadaşlar. Ben 16 Ocakta fesihe karşı
alınan yürütmeyi durdurma kararının kendi kendimize vurulmuş
bir darbe olduğunu düşünüyorum. İçerik olarak sahiplendik, ama
sonuç olarak eylemin önünü kesmedi mi arkadaşlar? Biz onun
öncesinde defalarca görüşme yaptık, Sosyal Güvenlik Kurumu
da bizimle sözleşme yapmak için bizi davet etti. Bizi Sosyal Güvenlik
Kurumu Başkanı davet etti, beş tane şartımız var dedi. Sizinle
paylaşmadık mı onu? “Bizim de şartlarımız var, bizim de 12 şartımız
var” dedik. Cumhurbaşkanı'nı ziyarete gittik. Basın teyakkuzda,
iki gün sonra ne olacak diye, bütün Türkiye ayağa kalkmış vaziyette.
Ama o gün yürütmeyi durdurma kararı çıktı.
Değerli arkadaşlarım;
İlaç Takip Sistemi konusunda İstanbul Eczacı Odası çok sayıda
komplo teorisine sahip. Ancak bunların hiçbiri henüz ispatlanamadı.
Diğer yandan dünyanın pek çok yerinde ilaç takip ediliyor arkadaşlar,
hatta hasta aşamasında bile takip ediliyor ve üyesi olduğumuz
tüm uluslararası örgütler de bunu destekliyor. İlaçta sahteciliğin
önlenmesi de eczacı sorumluluğunda değil mi? Biz yaşadıklarımızla
biliyoruz ki, ilacın sahteciliğinden olmasa bile, ilacın kupür
29
sahteciliğinden dolayı meslektaşlarımızın sözleşmeleri feshedildi
ve ceza aldılar. Zorlukları var, esiklikleri var, yanlışlıkları var, söz
verdiler, protokol yaptık, uygulamadılar, alelacele geçtiler; tüm
bunları konuşabiliriz, bunda bir beis yok. Bunlara karşı ortak
reaksiyon geliştirmekte de bir beis yok. Ama önce doğru stratejiyi
koyacağız arkadaşlar. Onun için “İlaç Takip Sistemi olacaksa,
doğru biçimde oturacaksa şu 7 maddenin hayata geçmesi
gerekiyor” dedik. Ama siz karşı çıktınız. Karşı çıktınız, o zaman
karşı reaksiyonu örgütleyin arkadaşlar, yani eczacılarınızı bildirin
ve karekodlu ürün alınmıyorsa almayın ya da başka bir şey yapmanız
gerekiyorsa karşılık adına, onu yapın. Onu da yapmıyorsunuz.
Karşıyız, bir şey yapmayız. Böyle nasıl yol alınır ya da nasıl örgütler
böyle bir yere doğru sürüklenebilir; onu anlamakta güçlük çekiyorum.
Genel bir değerlendirme yaparsak, üç temel sorunlu yaklaşım
görüyorum ben konuşmalarda. Birincisi, 6197 konusundaki tüm
örgüt hafızasını yeni bir teklif olarak sunmak. İkincisi; sadece
eleştirmek, ama hiçbir öneri getirmemek. Üçüncüsü; dünya
üzerinde olması olası bütün eylem biçimlerini saymak ve
saymadığınız yapılınca da ben onu saymamışım, saydıklarınızdan
birisi yapılınca da onu zaten ben söylemiştim diye eleştirmek.
Değerli arkadaşlarım;
Üslup konusunda gerçekten büyük sorunlarımız var. Ama şu an
üsluptan daha büyük sorunlarımız var. İTS Temmuz'da yürürlüğe
girecek. Bu gerçekten büyük bir sorun. Elbette ki karekodlu
ürünleri, karekodsuz ürünleri nasıl iade edeceğiz, bunlarla ilgili
sanayicilerle bir toplantı yaptık, depolarla yaptık, Sağlık Bakanlığı'yla
yaptık, Çalışma Bakanlığı'yla yaptık, onlar bizi çağırdı, tüm sektör
olarak gittik, konuştuk ve biz şunu söyledik arkadaşlar: “İlaç Takip
Sistemi karekodlu ürünler üzerinden yürüsün, karekodsuz ürünler
de yılbaşına kadar eczanelerden verilsin.” Akılcı olan bu, ortak akıl
30
bunu söylüyor. Bunu herkes söylüyor. Bunu Sağlık Bakanlığı da
söylüyor, Ama bir taraf söylemiyor. Kim o? Çalışma Bakanlığı ve
Sosyal Güvenlik Kurumu. İlaç Takip Sistemi'nin ana belirleyicisi
Sağlık Bakanlığı'ndan Çalışma Bakanlığı'na geçti ve Sosyal Güvenlik
Kurumu'na geçti. Sonuçta o da diyor ki, “Hayır arkadaş, bu böyle
olacak.” O zaman biz de depoları sıkıştırmak noktasında çaba
sarf ediyoruz. Daha önce yaptığımız gibi, bir merkezi bildirim
sistemi kurmak istiyoruz. Bunun için arkadaşlarımız çalışıyor.
Değerli meslektaşlarım;
Bizler geçtiğimiz 6 aylık dönemi bir birikim dönemi olarak kullandık.
İlaç Takip Sistemi, Medula, TEBEOS gibi büyük sorunlarla da rutin
olarak uğraştık. Ama bunun yanında farmasötik bakım programlarını
şekillendirdik. Bu noktada görünmez emekler verdiğimizi biliyoruz, görüyoruz. Buna devam etmek zorundayız. Çünkü eczacılık
mesleğinin geleceği, eczacının kendi işlevini yeniden tanımlanmasına, eczane ürünlerinin çeşitliliğine ve elbette ekonomik
açılımlara bağlı. Bu süreçte 6197 çerçevesinde ileri sürdüğümüz
talepler ortak taleplerimiz. Bu talepleri zenginleştirmek, ama
eczacılık mesleğinde bir model tartışması da yapmak durumundayız. Bizler bunun için önümüzü açacak zeminler yaratmaya devam edeceğiz. Bu ilk toplantımız değil. Son toplantımız da
olmayacak. Bundan sonra değişik toplantılar da yapacağız, yine
birlikte bu konuları tartışacağız.
Biz, Türk Eczacıları Birliği'nin en büyük organı olan genel kurulunun
seçtiği yönetimiz. Biz bir tek şey için, gerçekten geleceğe bir şey
bırakmak için, “Umut” gibi olmak için burada görev yapıyoruz.
Gelin, hep beraber eczacılık mesleğini kalkındırmak, ileriye taşımak ve gerçekten bir gelecek yaratmak için mücadele edelim.
Ben sizi bu mücadeleye çağırıyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Bizden Haberler
Birli¤imiz ile T.C Ziraat Bankas› A.fi.
Aras›nda ‹lk Defa Bir Eczane Sözleflmesi
‹mzaland›
18.12.2009 tarih ve 27436 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan Kamu Personelinin Genel Sağlık Sigortası
Kapsamına Alınması Hakkında Tebliğ ile, Ziraat
Bankası A.Ş. çalışanları ve bakmakla yükümlü
oldukları kişilerin sağlık hizmetlerinin 15/01/2010
tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumuna
devredilmiş olması nedeniyle, Sosyal Güvenlik Kurumu
ile anlaşmalı olmayan özel hastane ve merkezler ile
angajman/özel doktorlar tarafından düzenlenmiş
reçete muhteviyatı ilaçların temin edilmesi ile ilgili
olarak eczanelerle yapılacak sözleşmeye ilişkin usul
ve esaslar ile karşılıklı hak ve yükümlülüklerin
belirlenmesi amacıyla, T.C Ziraat Bankası A.Ş ile Türk
Eczacıları Birliği arasında 21.04.2010 tarihinde bir
Protokol imzalandı ve bu tarih itibariyle yürürlüğe
girdi.
Ak›lc› ‹laç Tan›t›m Filmi
Ecz. Esin ÖNGÜN
Eczac›l›k Akademisi 2010 Y›l› Bilim, Hizmet
ve Teflvik Ödülleri Töreni ve Eczac›l›k Günü
Resepsiyonu
Eczacılık mesleğine katkısı olan bilim insanlarına Türk
Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi tarafından her
yıl verilen Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri, 13.05.2010
tarihinde törenle sahiplerine takdim edildi.
Reçete Girifl ve ‹laç Takip Sistemine Bildirim
‹fllemlerini Örnekleyen K›sa Filmler Web
Sayfam›zda Yay›na Al›nd›
Reçetelerin sisteme girişi ve İlaç Takip Sistemine
bildirim işlemlerinde meslektaşlarımıza yardımcı olmak
amacıyla, çeşitli reçete ve satış tiplerini örnekleyen
görsel sunumlar kısa filmler halinde hazırlanarak
www.teb.org.tr adresinde yayına alındı.
Giriflimlerimiz Üzerine Vodafone, Reklam
Filmini De¤ifltirdi
28.05.2010 Cuma Gününden itibaren GSM operatörü
Vodafone reklamlarında bir ecza deposu kurucusunun
ağzından, “eczacıların telefonla kendilerini çaldırıp
kapattığı ve sonrasında depo olarak eczacıları
kendilerinin aradığı” şeklinde meslektaşlarımızı rencide
eden ifadeler kullanılması üzerine, Birliğimiz tarafından
yapılan sözlü görüşmeler ve resmi başvurularda söz
konusu reklam filmiyle ilgili olarak duyduğumuz
rahatsızlık ifade edilmiş ve bu durumun en kısa sürede
düzeltilmesi talep edilmiştir.
10-16 Mayıs Akılcı İlaç Kullanımı temalı Eczacılık
Haftası etkinlikleri çerçevesinde üretilmiş olan tanıtım
filmi www.teb.org.tr adresinde yayına alındı.
Konuyla ilgili olarak, Vodafone Telekomünikasyon A.Ş
tarafından söz konusu reklam filminde şikayetimize
sebebiyet veren ifadeler çıkartılmış, 31.05.2010 tarihi
itibariyle yeni reklam filmi yayınlanmaya başlamıştır.
31
Sa¤l›k Uygulama Tebli¤inde De¤ifliklik
Yap›lmas›na Dair Tebli¤ Yay›mland›
03.06.2010 tarih 27600 Sayılı Resmi Gazete'de
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayımlandı.
Yeflil Kartl› Hastalar›n Reçete Girifl
‹fllemleri 07.06.2010 Tarihinden ‹tibaren
Medula Reçete Provizyon Sisteminden
Yap›lmaya Baflland›
Yüksek Ö¤retim Kurulu'na Gönderilen
09.04.2010 Tarihli ‹htarname ile 54 Kiflinin
Denklik Belgesinin ‹ptali Sa¤land›
Yurt dışındaki eczacılık fakültelerinden mezun olan
kişilere denklik verilebilmesi ve bu kişilerin Türkiye'de
eczacılık yapabilmeleri için, 08.09.2008 tarihinde
Yüksek Öğretim Kurulu tarafından yaptırılan sınavın
iptali için açılan davada, 09.03.2009 tarihinde, T.C.
Ankara 11.İdare Mahkemesi tarafından, dava konusu
işlemin yürütülmesinin durdurulmasına oy birliğiyle
karar verilmişti.
Yapılan yargılama sonucunda, T.C.Ankara 11.İdare
Mahkemesi davamızı haklı bularak, Yurtdışı
Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği
hükümleri uyarınca dava konusu sınavın hukuka ve
mevzuata uygun bulunmaması gerekçesiyle iptaline
20.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar vermişti.
Yeşil kartlı hastalara ait bilgilerin MEDULA Reçete
Provizyon Sistemine aktarım işlemlerinin tamamlanması üzerine 07.06.2010 tarihinden itibaren, yeşil
kartlı hastalara ait reçete girişleri MEDULA Provizyon
Sistemi üzerinden yapılmaya başlandı.
Bu işlem yeşil kartlı hastaların Sosyal Güvenlik
Kurumu'na devrolduğu anlamına gelmeyip, yeşil kartlı
hastaların reçete teslim işlemleri ile tedavi ve sağlık
yardımları mevcut uygulama ile devam etmektedir.
Befleri T›bbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme
Yönetmeli¤inde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair
Yönetmelik 10.06.2010 Tarih 27607 Say›l›
Resmi Gazete'de Yay›mland›
Yüksek Öğretim Kurulu ve Sağlık Bakanlığına yapılan
resmi başvurulara rağmen ilgili Kurumlar tarafından
gerekli işlemlerin başlatılmaması üzerine, Birliğimiz
tarafından Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'na söz
konusu mahkeme kararının bir an evvel uygulanması
için 09.04.2010 tarihinde ihtarname çekilerek yargı
kararına uyulmaması halinde sorumlular hakkında
yasal işlem yapılacağı bildirildi.
İhtarname üzerine, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı
tarafından 13.05.2010 tarihinde söz konusu yargı
kararları gereğince 08.09.2008 tarihinde Hacettepe
Üniversitesi'nde yapılan eczacılık alanında seviye
tespit sınavında başarılı olmaları nedeniyle ek listede
isimleri belirtilen ilgililer adına 10.09.2008 tarihli
Yürütme Kurulu kararı ile eczacılık alanında
düzenlenen diploma denklik belgelerinin iptali ile ilgili
olarak Kurullarınca ve ilgili Kurumlar nezdinde gerekli
işlemlerin başlatıldığı bildirildi.
32
10 Haziran 2010 tarih 27607 sayılı Resmi Gazete'de
yayınlanan BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNLER AMBALAJ VE
ETİKETLEME YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK ile
“GEÇİCİ MADDE 2 - Karekod, ilaç ambalajlarında
hem izleme hem de geri ödeme amacıyla kullanı-
lacağından, karekod ifadesi bu Yönetmelik ve bu
Yönetmeliğe atıf yapan diğer mevzuatta yer alan
'kupür' ya da 'kupür ve barkod' ifadelerini de karşılar.
1/1/2010 tarihinden itibaren üretilen tüm ürünlere
ruhsat/izin sahipleri tarafından karekod konulur. Bu
tarihten önce karekodsuz üretilerek piyasaya
sunulmuş ürünlerin satışına 1/7/2010 tarihine kadar
izin verilir.
Piyasada bulunan kupürlü ürünler üzerine, ruhsat/izin
sahipleri tarafından etiket veya benzeri bir yöntemle,
karekod konulabilir. Bu işlem, firmanın kontrolü altında
olmak üzere, ürünün bulunduğu yere göre ecza
depolarında ve eczanelerde de yapılabilir.
Tıbbi mamalar ve enteral beslenme ürünleri hariç
olmak üzere serumlar, radyofarmasötikler, sekiz
santigrat dereceden daha soğuk ortamlarda
bekletilmesi zorunlu olan soğuk zincir ürünleri ile
kişiye özel üretilmiş ilaçlar 1/1/2012 tarihine kadar
karekod uygulamasının kapsamı dışındadır.”
Şeklinde düzenlendi.
Sa¤l›k Bakanl›¤› ‹laç ve Eczac›l›k Genel
Müdürlü¤ü Taraf›ndan Geçici Karekodlu
‹laçlar Hakk›nda 2010/39 Say›l› Genelge
Yay›mland›
T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel
Müdürlüğü resmi internet sitesinde 10.06.2010
tarihinde geçici karekodlu ilaçlarla ilgili 2010/39 sayılı
Genelge yayımlanarak, daha önce aynı konuda
yayınlanmış olan 2010/12 ve 2010/24 sayılı
Genelgeler yürürlükten kaldırıldı.
53. Bölge Ni¤de Eczac› Odam›z Kuruldu
Niğde ili ve ilçelerindeki eczacıların, eczacı odası
kurulması talebi Kayseri Eczacı Odası Yönetim Kurulu
Başkanlığı tarafından Birliğimize yazılı olarak
sunulmuş; Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin
13.05.2010 tarihli toplantısında aldığı karar ile, 152
(yüzelliki) adet eczacı bulunan Niğde ilinde 53.Bölge
Eczacı Odası kurulması talebi kabul edilmiştir.
53.Bölge Niğde Eczacı Odası'nın kuruluş işlemlerinin
başlatılması için, 29.04.2010 tarihinde Merkez
Heyetimiz Niğde ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren
eczacılarımız ile bir toplantı gerçekleştirmiş; bu toplantı
sonrasında 53.Bölge Niğde Eczacı Odası'nın Kurucu
Yönetim Kurulu olarak 15.06.2010 tarihinden itibaren
geçerli olmak üzere; Ecz.Nihat Öztürk, Ecz.Uğur
Arısoy, Ecz. Derya Kocaman Tolu, Ecz.Figen Eriş,
Ecz. Aylin Atabek'in atanmasına karar vermiştir.
Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakk›nda
Yönetmelikte De¤ifliklik Yap›ld›
23.06.2010 tarih 27620 Sayılı Resmi Gazetede
yayınlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında
Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
ile, eczane açılışlarında istenen belgeler arasında yer
alan “Eczanenin muvazaalı olup olmadığı hususunda
Bölge Eczacı Odasınca verilmiş değerlendirme
raporu”nun tanımı aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlendi;
“h) Eczanenin muvazaalı olup olmadığı hususunda
Bölge Eczacı Odasınca verilmiş değerlendirme raporu;
bu rapor Eczacı Odası yetkililerince 20 iş günü
içerisinde ispatlayıcı belgelerle birlikte İl Sağlık
Müdürlüğüne verilir. Belirtilen süre sonunda rapor
verilmediği takdirde muvazaa konusunda İl Sağlık
Müdürlüğü yetkililerince 10 iş günü içerisinde karar
verilir. Bölge Eczacı Odasının verdiği rapor ile İl Sağlık
Müdürlüğünün görüşlerinin birbiri ile örtüşmediği
durumlarda muvazaa konusu, İl Sağlık Müdürünün
başkanlığında, il sağlık müdürlüğü ve eczacı odası
tarafından görevlendirilen yetkililerden oluşan Muvazaa
Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilir.
Bu Komisyonda muvazaa konusunda mutabakata
varılamaması durumunda, dosya belgeleriyle birlikte
ivedilikle Bakanlığa gönderilir. Bakanlıkça, Türk
Eczacıları Birliğinin uygun göreceği temsilcilerin de
yer alacağı bir komisyon tarafından değerlendirme
yapılarak muvazaaya ilişkin karar İl Sağlık
Müdürlüğüne bildirilir.”
Yapılan Yönetmelik değişikliği ile, muvazaa
değerlendirme komisyonunun yeniden işlev
kazanması sağlandı. Bu düzenleme, muvazaa ile
mücadele alanında Türk Eczacıları Birliği ve Bölge
Eczacı Odalarının Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık
Müdürlükleri ile eşgüdümlü olarak çalışmasına olanak
vermekte, muvazaalı eczane açma girişimlerinin
tamamına yakınını engelleyen oluşumu yeniden hayata
geçirmektedir.
33
Aile Hekimli¤i Muayenelerinde 2 Tl Kat›l›m
yürürlüğe giren Yönetmelik'te “Madde 21-(6) Bina
Pay› Al›nmas› Uygulamas› Hakk›nda
ve müştemilatında eczane bulunan yerlerde aile
Dan›fltay 10.Dairesinin Alm›fl Oldu¤u
sağlığı merkezi açılamaz.” hükmü şeklinde yer
Yürütmeyi Durdurma Karar›
aldı.
Birliğimiz tarafından, 18.09.2009 tarih ve 27353
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2008 Yılı Sosyal
Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde
Befleri ‹laçlar›n Fiyatland›r›lmas› Hakk›nda
Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin muayene
Tebli¤de De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Tebli¤
katılım paylarını düzenleyen 1,2,3 üncü mad-
11.06.2010 Tarih 27608 Say›l› Resmi
delerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması
Gazete'de Yay›mland›
istemiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve
Sağlık Bakanlığı'na açılan davada
Danıştay
11.06.2010 tarih 27608 sayılı Resmi Gazetede
Onuncu Daire tarafından 20.04.2010 tarih Esas
Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde
No: 2010/1063 sayılı karar ile, “Tebliğin dava
Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayımlandı.
konusu 1. ve 2.maddelerinin aile hekimliği
muayenelerinden alınacak katılım payı tutarının 2
TL olarak belirlenmesine ve bu tutarın ilgililerden
tahsil edilmesine ilişkin kısımlarının yürütülmesinin
Sa¤l›k Bakanl›¤› Taraf›ndan “Diyaliz
durdurulmasına” karar verilmiştir.
Merkezleri Hakk›nda Yönetmelik”
Yay›mland›
18 Haziran 2010 tarih 27615 sayılı Resmi
Gazete'de Sağlık Bakanlığı tarafından Diyaliz
Sa¤l›k Bakanl›¤› Taraf›ndan Yay›mlanan
Merkezleri Hakkında Yönetmelik yayımlandı.
"Aile Hekimli¤i Uygulama Yönetmeli¤i"
Hakk›nda
Uzun Süredir Talep Ettiğimiz Madde Aile Hekimliği
Sa¤l›k Bakanl›¤› ‹laç Ve Eczac›l›k Genel
Uygulama Yönetmeliği'nde Yer Aldı.
Müdürlü¤ü Taraf›ndan 2009/79 Say›l›
Genelgeyi Yürürlükten Kald›ran 2010/47
Sağlık Bakanlığı tarafından 25 Mayıs 2010 tarihli
Say›l› Genelge Yay›mland›
27591 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "AİLE
HEKİMLİĞİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ" ile 6
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü
Temmuz 2005 tarihli ve 25867 sayılı Resmi
tarafından yayımlanan 2010/47 sayılı Genelge ile,
Gazete'de yayımlanan “AİLE HEKİMLİĞİ PİLOT
2009/79 sayılı Genelge yürürlükten kaldırılarak,
UYGULAMASI HAKKINDA YÖNETMELİK”
eczane açılışlarında istenen belgeler arasında yer
yürürlükten kaldırılmıştır.
alan “Eczanenin muvazaalı olup olmadığı
hususunda Bölge Eczacı Odasınca verilmiş
Birliğimizin 13.03.2008 tarih ve 36.B.01.02.001016
değerlendirme raporu;”nun tanımı 23.06.2010
sayılı yazısı ile Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik
Genel Müdürlüğü'nden talep ettiği eczane bulunan
değişikliğine uygun şekilde yeniden düzenlendi.
bina ve müştemilatta aile sağlığı merkezi
açılamayacağı ile ilgili düzenleme, yayımı tarihinde
34
Sendika
TEB'de Toplu ‹fl Sözleflmesi
‹mzaland›
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile DİSK'e bağlı Sosyal İş Sendikası arasında imzalı bulunan Toplu İş Sözleşmesi
1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek ve 24 ay geçerli olmak üzere 17.06.2010 tarihinde yenilendi.
TİS'in imzalanmasından önce, çalışanlar kendi aralarında iş yeri temsilcisini seçmek için sandık başına gitti. Oyların
büyük bir çoğunluğunu alan Ecz.Neşe Kılınç Mercan Sendika Baş Temsilcisi seçilirken, Ecz.Begüm Erkol ise
Sendika Temsilcisi olarak seçildi. Mesai arkadaşlarının güvenini toplayan Temsilciler, sendika yönetimiyle birlikte
sözleşme görüşmelerini yürüttüler. Her iki tarafın da iyi niyeti ve ortak kararıyla yeni sözleşme imzalandı.
35
Kooperatiflerimiz
Gaye SARIKAYA
TEKB’nin Kurulufl Öyküsü
Bu say›m›zda Tüm Eczac› Kooperatifleri Birli¤i'nin (TEKB) tarihçesini ve baflar›larla dolu
21 y›ll›k serüvenini sizler için araflt›rd›k. TEKB Yönetim Kurulu Baflkan› Ecz. Abdullah
Özyi¤it, TEKB ile ilgili tüm ayr›nt›lar› TEB HABERLER'e anlatt›.
Misyonunuz neler?
Üyelerimizin birincil gereksinimi olan ilaç temin ve tedarik
hizmetine çağdaş bir nitelik kazandırmayı kendimize misyon
edindik. Bu doğrultuda yeni hizmet projeleri yapmak,
üyelerimize yeni hizmetler kazandırarak verimliliklerini artırmak
ve bu yolla yaratılan yeni kaynakları, yine üyelerimiz için yatırıma
yönlendirmek de kendimize yüklediğimiz diğer bir misyon.
Bunların dışında ise; nihai tüketicinin, kooperatif üyesi eczaneleri
tercih edecek niteliğe gelmesini sağlamak, kaynak kayıplarına
yol açan yapıları kaynak yaratan yapılara dönüştürmek, elde
edilen ek kaynakları, teknolojik, mali, organizasyonel ve yönetsel
düzenlemelerle, yeni hizmet tasarımlarının hayata geçirilmesine
yönelik projelere tahsis etmektir.
TEKB'nin hizmetleri ve yürüttüğü projeler nelerdir?
Öncelikle şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz projelerimizden
Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ne zaman
bahsetmek istiyorum. Örneğin Pharma; eczacılara, mesleki
kuruldu?
bilgilerinin yanı sıra ihtiyaçları olan işletme bilgileri açısından
da yardımcı olmak için oluşturulmuş bir programdır. Bu
Birliğimiz 26 Ocak 1989 tarihinde kuruldu. Yani tam olarak
program, TEKB üyesi eczacıların, eczanelerini daha etkin
21 yıldır eczacılara hizmet veren bir kooperatifiz.
yönetebilmelerini, kendilerini ve birlikte çalıştıkları kişileri
geliştirmelerini hedefler; eczacılara, işleriyle özdeşleş-
TEKB'nin kuruluş amacı nedir?
tirebilecekleri ve pratik bir şekilde uygulayabilecekleri, kolay
anlaşılır ve sürükleyici bilgilerin yanı sıra kaliteli ve çağdaş
TEKB, dünyada ve Türkiye'de sektöre yönelik tüm hareket
hizmet sunmalarına yardımcı olacak yetenekler de kazandırır.
ve gelişmeleri takip ederek ortak kooperatiflerin ve üye
Bu programla, Türkiye'de ilk kez bir meslek birliği, üyelerinin
tabanlarının gelişmesini özendirici önlemler almayı; ilaç ve
bilgi birikimini artırmak amacıyla İnternet üzerinden eğitim
eczacılık konularında çeşitli proje ve etkinlikler gerçekleştirerek
olanağı sunmaktadır. e-pharma; temel işletmecilik ve hasta
ilaç ve sağlık sektörüne yeni hizmetler kazandırmayı
odaklı eczacılık konularını kapsayan, eczanelere yönelik özel
amaçlamaktadır. Üyeleri ile birlikte büyümeyi ilke edinen TEKB,
uygulama ve örneklerin yer aldığı şu modüllerden oluşuyor:
stratejik fonksiyonları merkezileştirirken, uygulamayı işletmelere
Check-up modülü, Finans Modülü, Ticari Uygulamalar, Hasta
bırakmakta ve eczacı kooperatifçiliğinin güçlendirilmesi yönünde
Odaklı Eczacılık ve İleri Uygulamalar.
çaba harcayarak politikalar üretmektedir.
36
Diğer bir hizmetimiz ise Farmaofis hizmetidir. Bu hizmet, Tüm
Kaç eczacıya hizmet verilmektedir?
Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ve üye eczacı kooperatiflerin,
kendi üyesi eczacıların işyerleri ile ilgili her tür ekipman ihtiyacını
Son verilerimize göre şu anda toplam 11.483 eczacıya hizmet
karşılamak üzere sunduğu ürünlerden oluşur. Bu hizmet
vermekteyiz.
sayesinde eczacılar, mesleklerini yerine getirirken yaşadıkları
yoğunluğu azaltıp işlerini kolaylaştıracak ofis malzemelerine
Kooperatiflerimizin önemi hakkında neler söylemek
kolaylıkla sahip olabilirler.
istersiniz?
• Farmaofis hizmeti, kooperatif üyesi eczanelerin kurumsal
Kooperatif, küçük sermayeli insanların bu sermayelerini bilgi
imajını güçlendirerek onları farklı kılmayı hedefler.
ve becerilerini birleştirdiği ve büyük sermaye grupları karşısında
• Farmaofis hizmetiyle, bir eczane için gerekli tüm ofis
var olmayı sağladığı kurumlardır.
ekipmanları tek merkezden sunulur.
• Fiyatı ve kalitesi kooperatifler tarafından denetlenmiş
Kooperatiflerin gerekliliği bulunulan konuma, zamana göre
ürünlerden oluşan Farmaofis hizmeti, ihtiyaçların güvenle ve
değerlendirilmektedir. Örneğin; Eczacı Kooperatifleri kurulduğu
kooperatif garantisiyle karşılanmasını sağlar.
dönemde ilaca ulaşmakta yaşanan güçlükleri aşmak, eczacının
• Farmaofis'ten sipariş edilen ürünler belirtilen adrese teslim
karşı karşıya kaldığı sömürü ve aşağılamaya karşı kuruldu.
edildiğinden, alışverişler gönül rahatlığıyla yapılıp ana işe
Zaman içinde eczane ekonomisine büyük katkılar sundu.
odaklanmak mümkün olur. Böylece, ofis ihtiyaçlarının nasıl
Rekabeti eczacı lehine çevirip eczane sermayesine katkı
giderileceğini düşünmek yerine, “danışman eczacı” kimliğiyle
sağladı. Günümüzde kooperatifler neden gereklidir diye
daha kaliteli hizmet verilebilir.
baktığımızda ise artık görev ve sorumluluk değişmiştir. Küresel
• Farmaofis'teki tüm ürünler, % 100 iade garantisiyle ve faturalı
liberal ekonomilerin eczacı karşısında oluşturduğu riskler
olarak sunulur.
nedeniyle eczanenin her hal ve koşulda Bağımsız Eczacı
Sermayesi ile yönetilmesini ve son tüketicinin tercih edeceği
TEKB, dünyada ve Türkiye'de sektöre yönelik tüm hareket
kalitede olmasını sağlamaktır.
ve gelişmelerin eczacılar tarafından takip edilmesine yardımcı
olmak, ilaç ve eczacılık konularındaki yeni ürün, proje ve
Bunun yanı sıra, eczacı karlılıklarının karşı karşıya olduğu
etkinlikleri sektörün tüm bileşenleri ile buluşturmak, ortak
büyük baskı karşısında yeni alternatifler sağlamak ecza
kooperatiflerinin üye tabanlarının gelişmesine katkıda bulunmak
kooperatiflerinin görevidir. İlaç dışı alanda yenilikler ve ticari
amacıyla her yıl eczacılık fuarı düzenliyor. 2002 yılında, TEKB'nin
organizasyonlarla da eczane ekonomisine katkı sunmalıdır.
önderliğinde başlayan ve gelişen Farmavizyon Eczacılık Fuarı,
2007 yılından itibaren TEB'in de katılımıyla daha da güçlü bir
Kooperatifler sadece ekonomik kuruluşlar değildir. Kooperatifler
şekilde eczacılar ile buluşmaktadır. TEB ve TEKB; eczacıların
ekonomiye, demokrasiye ve sosyal sorumluluk konularına
ekonomik örgütleri olan Eczacı Kooperatifleri ile mesleki
katkı sunan burada sorumluluk taşıyan kurumlardır.
örgütleri Eczacı Odalarının desteği ile sadece ticari bir fuar
düzenlemeyi değil, içinde yer aldığı sağlık alanının etik
Kooperatifleri yaşatmak için ne gibi önlemler alınmalıdır,
değerlerine sahip çıkan, bu değerleri önde tutan katılımcıları
neler yapılmalıdır?
bir araya getirmek ve meslektaşlarına tanıtabilmeyi
amaçlamaktadır.
Her kurum kendi gerekliliğini kendisi ortaya koymak
durumundadır. Kooperatifler de kendi değerini kendisi
Farmayakıt hizmetimize gelince; bu hizmet eczacı koope-
yaratmıştır ve devam ettirecektir. İçinde bulunulan koşullar
ratiflerinin tüketimden gelen güçlerini birleştirerek, üyelerinin
kooperatiflerin gerekliliğini şart koşuyor. Bu şartı çok iyi anlatmak
akaryakıt ihtiyacını daha avantajlı tedarik etmelerini
gerekiyor, herkese sorumluluklarını hatırlatmak gerekiyor, iyi
sağlamaktadır. BP Taşıtmatik, Farmayakıt hizmeti ile çok özel
yöneterek sağlandığı koşullarla faydasını ortaya koyup örnek
avantajlarla kooperatif üyesi eczacıların kullanımına sunuluyor.
oluşturmak gerekiyor. Çünkü kooperatifler içinde bulunulan
Farmayakıt, TEKB ile BP arasında yapılan anlaşma sayesinde
ekonomik durumda ayakta durabileceğimiz tek ekonomik
sadece kooperatif üyesi eczacılara sunulan özel bir hizmettir.
modeldir. Demokrasinin, olmazsa olmaz unsurlarındandır.
Dünyada yaşanan büyük ekonomik krizde kooperatiflerin
Son dönemde üzerinde çalıştığımız projelerimiz ise, “İletişim
gerekliliği bir kez daha netlikle anlaşılmıştır. Temel görev bu
Projesi” ve “Enerji Elektrik Tasarruf Projesi” dir.
gerçekleri bıkmadan usanmadan toplumun bütün kesimlerine
aktarmaktır.
37
Sanatç› Eczac›lar›m›z
Ayflen YALMAN
‹stanbul Eczac› Odas› Tiyatro Toplulu¤u
11 önce kurulan ‹stanbul Eczac› Odas› Tiyatro Kulubü, “Her 14 May›s'a 1 Oyun” slogan›yla
yola ç›kt›; 11 Y›lda 11 farkl› oyun sahneye koydu. Öykülerini grubu kuran dönemin Genel
Sekreteri Ecz. Avni Kurtuldu ve Sayman› Ecz. ‹smail Mürtezao¤lu'ndan dinliyoruz;
“1999 yılında, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Erkan
sahneye koyarken her işi kendimiz yapıyoruz. Örneğin
Önsel, Genel Sekreteri Ecz. Avni Kurtuldu ve Saymanı
oyunun sahneleneceği sahnenin ışık ve müziklerinin
Ecz. İsmail Mürtezaoğlu olarak üçümüz, bu topluluğu
oyuna uyarlaması işini Ecz. Birsen Kurtuldu ve Ecz. Ufuk
kurmaya karar verdik ve kurduk. Topluluk eczacı ve
Bozkurt yapıyor. Yine bugüne değin sahnelediğimiz tüm
eczacı yakınlarından oluşuyor. Grubun yönetmenliğini
oyunlarımızın müzik ve koreograflarını Ecz. Avni Kurtuldu
ise çok uzun yıllardır meslek örgütümüze adeta
ve Ecz. Birsen Kurtuldu'nun kızları ve aynı zamanda
kenetlenmiş Ülkü Ayvaz yapıyor.
kuruluşumuzdan beri oyuncumuz olan sevgili Funda
Kurtuldu yapıyor. Görüldüğü gibi herkes müthiş bir
Dönemin yöneticileri Tiyatro Topluluğu ile birlikte, resim
özveriyle çalışıyor.
kursları, fotoğrafçılık kursları, felsefe seminerleri de
düzenlediler. Bunlardan yalnızca bizim topluluğumuz
Meslek örgütümüze tiyatro kurmamızın yegane
halen faaliyetlerine devam ediyor. Bizler, tiyatro eserini
amaçlarından birisi, özellikle de son zamanlarda,
38
sahneledik. Turgut Özakman'ın
“Fehim Paşa Konağı”adlı oyunu ise
Çorlu, Kayseri, Alanya ve İstanbul'da
ç o k k e z s a h n e l e n d i . Tu r g u t
Özakman, Müjdat Gezen, Kandemir
Konduk ve Yılmaz Erdoğan'ın
oyunlarından oluşan kolaj şeklindeki
bir eser olan “Al Gözüm Seyreyle”
7 kez sahnelendi. Ve yine Haldun
Dormen'in “Hisseli Harikalar
Kumpanyası” müzikali, Kırklareli ve
İstanbul'da 6 kez sahnelenmiş ve
son olarak Mehmet Akan'ın “Breht'in
Tebeşir Dairesi” adlı oyunundan
uyarladığı “Feleknaz Hatun ile Gülizar Kızın Analık Davası”adlı oyunu
İstanbul'da 5 kez sahneye konulmuştur.
Eczacı aslında sanata yakın ve
yatkındır; elleri marifetlidir, havanda
ilaç hazırlar, müthiş gözlemleme
yeteneği
v a r d ı r.
Semtinde,
eczanesinde adeta delirmiş durumdaki meslektaşlarımızı,
mahallesinde, bölgesinde, güvenli ve güvenilir birisidir.
tiyatro gibi hayatın gerçekten de kendisi olan, sanatla
Kız isterken bile ona danışılır. Kısacası sosyal biridir. Bu
buluşturmaktı. Mesleğimiz üzerine oynanmakta olan ve
nedenlerledir ki, bundan böyle oyunlarımızı, salonları
oynanacak olan oyunlar konusunda sahnelenen oyun
hınca hınç doldurarak izlemelidir. Tüm meslektaşlarımızı
içerisinden, onlara gerekli mesajları verebilmek ve yeni
adeta bir kurum haline gelmiş İstanbul Eczacı Odası
kuşak meslektaşlarımıza da tiyatroyu sevdirebilmek
Tiyatro Topluluğu’nu izlemeye, desteklemeye çağırıyorum.
hedeflediğimiz sonuçlardı.
Topluluk olarak yapmak istediğimiz en önemli şeylerden
“GÖZLERİMİ KAPATIRIM VAZİFEMİ YAPARIM”
birisi de, mesleğimizle ilgili bir oyun sahnelemektir. Bunun
Topluluğumuz ilk oyununu, Haldun Taner'in son yüzyılın
için de sevgili meslektaşlarımızın, eczanelerinde olan
oyunu seçilen “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”
ilginç olayları, İstanbul Eczacı Odası'nın web sitesi
gibi büyük bir oyunu seçerek iddiasını ortaya koymuş
aracılığı ile bizlere ulaştırmasını rica ediyoruz. Sonra
ve bu oyunu İzmir ve Samsun Eczacı Odaları'nın sponsor-
bunları derleyip güzel bir oyun vücuda getirebileceğimizi
luğunda olmak üzere, toplam 7 kez sahneleyerek büyük
düşünüyoruz.
bir takdir toplamış, ciddi eleştirmenlerden de ciddi
puanlar almıştır.
“HER 14 MAYIS'A BİR OYUN”
Tiyatro topluluğumuz her 14 Mayıs Eczacılık Günü’ne
yeni bir oyun sloganıyla, daha sonra Yılmaz Erdoğan'ın
”Kadınlık Bizde Kalsın” oyununu yine 7 kez, Kandemir
Konduk ile Müjdat Gezen'in birlikte yazdıkları “Artiz
Mektebi” oyununu 5 kez, Turgut Özakman'ın “Deliler”
adlı oyununu 6 hafta peşpeşe olmak üzere İstanbul
Muammer Karaca T iyatrosu'nda sahnelemiştir.
Yönetmenimiz Ülkü Ayvaz'ın uyarladığı “Türk Usulü
Evlenme” adlı oyununu, değişik sahnelerde defalarca
39
Toplant›
Ayflen YALMAN
Giriflimci Kad›nlar Ankara'da Bir Araya Geldi
eczacılar yalnızca bir işletmeyi sürdürmek anlamında değil, ideal
olarak eczacılığın hasta ve ilaç danışmanlığı misyonunu
güçlendirmek için daha fazla çaba harcıyorlar. Ancak tüm bunlara
rağmen mesleğin geleceğini etkileyecek alanlarda ve yapılarda
kadınlar çok daha az yer alıyor. Diyebiliriz ki, kadınlar sabırla
mesleklerini icra ediyorlar ancak karar verici pozisyonlarda yer
almıyorlar.
Ben bugün Türk Eczacıları Birliği'nde seçilmiş bir yönetici olarak,
daha fazla kadın meslektaşımı meslek örgütlerine çekme
gayretindeyim. Bu anlamda kadın dayanışmasının önemli olduğunun
da farkındayım. Farklı alanlardan gelen deneyimlerimizi paylaşarak,
kadınların ekonomik, sosyal ve politik anlamda güçlendirilmesi için
daha hızlı yol alacağımıza inanıyorum.
Kadınların toplum ve iş hayatına katılımlarını artırmak için yapılan
teşvik ve çalışmalar sayesinde, bugün özellikle özel sektörde kadın
girişimcilerin isimleri sıkça anılıyor. Ankara Girişimci İş Kadınları ve
Destekleme Derneği'nin (ANGİKAD) buna hizmet etmek amacıyla
düzenlediği toplantıya, Dünyadan ve Türkiye'den çok sayıda
girişimci kadın katıldı. 5 Haziran 2010 tarihinde Ankara'da
düzenlenen çalışma toplantısına, Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı
Odası yönetiminde söz sahibi olan eczacılar da katıldılar.
Toplantıya katılarak bir konuşma yapan TEB Saymanı Ecz. Nevin
Taşlıçay, Türk Eczacıları Birliği'nin örgüt yapısından ve yönetim
organlarında görev alan eczacı profilinden bahsetti. Taşlıçay daha
sonra konuşmasında özetle şunları söyledi; “Kadınların toplumda
var oluşu, toplumsal yaşamda etkinliği ve baskılanmadan kendini
gerçekleştirme şansı yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada sorunlu
bir konu. Bu konuda hala kat etmemiz gereken çok yol var. Çünkü
genel olarak kadınlar dünyanın hemen hemen her yerinde yalnızca
kadın oldukları için toplumsal kaynaklara eşit bir biçimde
ulaşamıyorlar. Sağlık alanından başlayarak neredeyse doğuştan
itibaren, kadınlar eşitsiz biçimde atılıyorlar hayata. İş hayatına
katılım içerisinde; genel olarak kadınların belli mesleklerde
yoğunlaştığını görüyoruz. Kadınların iş hayatına katılımında, işin
kadınlar için uygun olup olmadığı her zaman önemli bir kriter olarak
önümüzde duruyor. Ancak bunun karar vericisi de genellikle
toplumdaki genel kabuller oluyor. Zaman içerisinde toplumsal algı
değişime uğrasa da meslek seçiminde, özellikle kadınlar açısından,
toplumsal uygunluk yani 'kadına uygun' işlerde çalışma halen
önemli bir kriter. Özel olarak eczacılık mesleğine baktığımızda,
eczacıların yarıdan fazlasının kadın olduğunu görüyoruz. Kadın
40
Öte yandan, toplantının açılış törenine, TBMM Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, Uganda Ulusal Sanayi
ve Ticaret Odaları Yönetim Kurulu Başkanı Olive. Z. Kigongo,
Yukarı Avusturya Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ulrike RabmerKoller, Bulgaristan Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi
Radka Tzvetkova Stamenova, ÇESAV Başkanı Dr. İmren Aykut,
Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Özlem Yemişçi de katılarak,
birer konuşma yaptılar.
“1/2'den 1 Olmaz”
Ülkemizde iş hayatında ve sosyal hayatta kadınlara fırsat eşitliği
yaratarak yönetim erki içerisinde kadının etkinliğinin ve payının
arttırılmasına destek olmak, ulusal ve uluslar arası düzeyde yasal
düzenlemeleri incelemek ve başarı hikayelerini paylaşmak amacıyla
gerçekleştirilen toplantının birinci bölümünde, Türkiye'deki mevcut
durum, idari altyapının analizi ve yapılan çalışmalara değinildi.
Ayrıca toplantıya katılan yabancı kadın konuklar, diğer ülkelerdeki
yasal mevzuatlar ve işleyişle ve bu ülkelerdeki başarı hikayeleriyle
ilgili deneyimlerini paylaştılar.
Toplantının 2. bölümündeki panelde Türkiye'de İş ve Meslek
Örgütlerinde yönetici olan kadınlar, kendi organizasyonları içindeki
durumu ve yapılması gereken çalışmaları aktardılar. Öğleden
sonraki 3. bölümde ise, eş zamanlı çalışma toplantıları ile birlik
temsilcileri, kendi meslek grubundaki girişimcilerle bir araya gelerek
kendi alanlarındaki sorunları tartıştılar.
Çalışma toplantısının üçüncü bölümünde düzenlenen “Eczacılar
ve Yönetim” konulu panele katılan Ankara Eczacı Odası Saymanı
Ecz. Füsun Akmangit, Samsun Eczacı Odası Genel Sekreteri Ecz.
Serap Genç ve Kastamonu Eczacı Odası Saymanı Ecz. Zuhal
Keskin birer konuşma yaptılar.
Odalar›m›z
Aram›za Kat›lan Yeni Odam›z: Ni¤de Eczac› Odas›
Eczac› meslektafllar›m›za hizmet verecek yeni bir odam›z daha aram›za kat›ld›.
Türk Eczac›lar› Birli¤i olarak Oda yöneticileri ve çal›flanlar›na baflar›lar diliyor,
Oda'n›n kurulufl öyküsünü Baflkan›m›z Ecz. Nihat Öztürk'ten dinliyoruz:
“53. Bölge Niğde Eczacı Odası zor ama bir o kadar da tatlı
TEB 37. Olağan Büyük Kongresi'ne Niğde'den bir ekiple
bir çaba, heyecan ve destekle kurulmuştur. Oda olmanın
katıldık. Oda olma isteğimizi ve heyecanımızı TEB Genel
sorumluluğunu alacak, emeğini esirgemeyen meslektaş-
Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, TEB Genel Sekreteri Ecz.
larımla beraber çalışmak, bu süreçte zor olan işleri bile
Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyeleri ile paylaştık. Diğer
kolaylaştırmıştır.
Eczacı Oda'larından da güzel tepkiler aldık. Büyük Kongre
dönüşünde de bu sürecin tamamlanması için çalışmalarımıza
Kayseri Eczacı Odası önceki dönem Eczacı Odası Başkanı
hiç ara vermeden devam ettik.
Ecz. Bülent Ünsal ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile yeni dönem
Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet Özçavuşoğlu ve Yönetim
Örgütlü bir güce inanan biz Niğde eczacıları Türk Eczacıları
Kurulu Üyeleri ile yaptığımız görüşmelerde oda olma isteğimizi
Birliği'nin yeni bir kolu olarak, bu gücün daha da arttığına
kendilerine belirtmiştik. Her iki dönem Eczacı Odası Başkanı
inanıyoruz. 53. Bölge Niğde Eczacı Odası olmaktan dolayı
ve Yönetim Kurulu Üyeleri bu isteğimizde desteklerini bizden
mutlu ve gururluyuz.
esirgemediler. Aldığımız bu güzel destekle de hazırlıklarımızı
tamamlayarak oda olmak için gerekli başvuruyu yaptık.
TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, TEB Genel Sekreteri
Kayseri Eczacı Odası, 06.11.2009 tarih ve 09/0174 sayılı
Ecz. Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyeleri başta olmak
yazı ile bu talebimizi TEB Merkez Heyeti'ne bildirmiş olup,
üzere, Kayseri Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet
TEB Merkez Heyeti de, 08.12.2009'da bu talebi
Özçavuşoğlu'na ve şu anda Niğde Eczacı Odası Yönetim
değerlendirerek oda olabileceğimizi bize müjdelediler.
Kurulu Üyeleri olarak atanmış ve ayrıca yanımızda olan tüm
meslektaşlarıma da bu süreçte verdikleri destekten dolayı
teşekkür ederim.”
41
Dünyada Ne Var Ne Yok
Estonya Baflar›s›z Olundu¤u ‹çin Elektronik
Reçeteleme Sistemi’ni Erteledi
Bu yılın başında uygulamaya konulan elektronik
reçeteleme sisteminde meydana gelen bir çok
hatadan dolayı Estonya hükümeti, doktorlara
geçici bir süre için tekrar kağıt reçetelere dönmelerini önerdi.
Eczacıların hem elektronik hem yazılı reçete kabul
ettiği geçiş döneminin ardından 1 Mayıs itibariyle
kağıt reçetelerin kullanımdan kaldırılması planlanmıştı. Başbakan Andrus Ansip Parlamento'da
elektronik reçeteleme sisteminin işleme koyması
gereken bilgi miktarının çok büyük olduğunu ve
bu nedenle de sistemin defalarca çöktüğünü
söyledi.
Yerel kaynakların tahminine göre, Nisan ayının
ortasından bu yana 1,4 milyon elektronik reçete
işleme konuldu ancak bunların yalnızca 830.000'i
karşılanabildi.
Sevim ÖZDEM‹R
zorunlu süre içerisinde rapor edilmemesi ve
Pfizer'in halihazırda piyasada bulunan ürünlerinin
ciddi ve beklenmedik etkilerini doğru biçimde
araştırmaması somut örneklerle ortaya konuldu.
Pfizer'in bu durumu kısmen çalışanların bu raporları
hazırlayacak kadar bilgisayarlı yeni sistemi
kullanmak için eğitilmemiş olmalarına bağladığı
belirtildi. Fakat Pfizer Eylül 2009'da verdiği yanıtta,
çalışanlara ek eğitim vereceğini ifade etmişse de
mektupta düzeltici faaliyetlerin “yeterli” olmadığı
söylendi.
FDA'nın mektubunda ayrıca reçeteli ilaç örneklerine
ilişkin soruna da değinildi. Pfizer'in, bazısı çalınmış
dahi olabilecek kayıp ilaç örneklerini Daire'ye
bildirmediği belirtildi. FDA New York Ofisi Direktörü Ronald Pace, mektupta Pfizer'in dile getirilen
ihlalleri düzeltmek için acil tedbirler alması
gerektiğini ifade etti. Pace, aksi takdirde FDA'nın söz konusu sorunlara ilişkin olarak Pfizer'e
bildirmeksizin yasal yollara başvurabileceğini ve
Pfizer'in beklemede olan ürünlerini onaylamayı
erteleyebileceğini söyledi.
PGEU Nisan Ayı Raporu
FDA, Advers ‹laç Etkilerini Çok Geç Bildirdi¤i
‹çin Pfizer'i Uyard›
http://www.scripnews.com/home/FDA-warnsPfizer-over-late-reporting-of-adverse-drug-events297428
16.06.2010
Avrupa Komisyonu ‹spanya, Slovakya ve
Danimarka'da Hasta Haklar›n› Korumak ‹çin
Harekete Geçti
Nancy Faigen
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) Pfizer'e, kanunun
gerektirdiği üzere, ilaçlar piyasaya sunulduktan
sonra ortaya çıkan advers etkileri zamanında rapor
etmediği gerekçesiyle bir uyarı mektubu gönderdi.
12 sayfalık uzun mektupta, etkilerin geç rapor
edilmesi, ciddi ve beklenmedik etkilerin 15 günlük
42
Avrupa Komisyonu, diğer üye devletlerde yapılan
sağlık harcamalarının geri ödenmesine ilişkin
uygulamaları nedeniyle İspanya'yı Adalet Mahke-
mesi'ne sevk etmeye, Slovakya'ya ise resmi talep
[formal request] göndermeye karar verdi. İspanya
ve Slovakya, yurttaşlarının AB içerisinde başka
bir ülkede gördükleri tıbbi tedavilerin geri
ödenmesine ilişkin taleplerini, AB yasalarına aykırı
bir biçimde reddediyor. Dolayısıyla hastalar, AB'ye
üye olan kendi ülkelerince ödenmesi gereken
sağlık gideri faturalarıyla karşı karşıya kalıyorlar.
Ayrıca, İsveç veya Finlandiya dışındaki üye
devletlerdeki doktorların yazdığı tıbbi reçeteleri
kabul etmeyen Danimarka'ya da, konuya ilişkin
bir resmi talep gönderilecek. Komisyon'un
Slovakya ve Danimarka'ya gönderdiği talepler AB
ihlal prosedürlerine göre gerekçeli görüş biçimini
almaktadır.
eritilmesini engelleyen bifosfonat gibi yaygın
osteoporoz tedavilerinde karşılaşılan bilindik bir
sorun olan uzun erimli uyum sorununu büyük
oranda gidereceği tahmin edilmektedir. Amgen
Avustralya'nın üst düzey medikal danışmanı Dr.
Tolman, bifosfonatın karın açken alınması ve kişinin
belli bir süre dik pozisyonda kalması gibi gerekliliklerin ilaç etkililiğini etkilediğini ve azalttığını
belirtti.
PGEU Mayıs Raporu
‹talya ‹laç Fiyatlar›nda ‹ndirim Uygulamas›na
Bafllayacak ve Yeni Bir ‹hale Yöntemine
Geçecek
Osteoporoz Tedavisi ‹çin Yeni Bir ‹laç
Francesca Bruce
http://www.pharmacynews.com.au/article/newarrival-for-osteoporosis-treatment/518615.aspx
09.06.2010
İtalya Hükümeti, ilaç giderlerini yaklaşık 1.2 milyar
Euro azaltmak için yapılacak bir ihaleyle patentsiz
ilaçlarda fiyat indirimine gidecek. Patentsiz ve
jenerik ilaçları etkileyecek bir ihale sistemini
uygulamaya koyacak. İtalya'nın ilaç sanayi birliği
olan Farmindustria ise yeni bir ihale sisteminin
Avrupa farmasötik üretimini tehlikeye sokabileceğini söylüyor.
Jennifer Joseph
Yılda iki kez uygulanan ve omurga kırığı riskini
önemli ölçüde azalttığı ve tedaviye uyumu
güçlendirdiği ispatlanmış olan bir osteoporoz
tedavisi (Prolia -denosumab-), Terapötik Ürünler
Dairesi (TGA) kayıtlarına girdi. Aynı zamanda
ABD'de FDA ve Avrupa'da EMEA'nın da onaylamış
olduğu Prolia (denosumab), kemikleri parçalayan
osteoklastların gerekli bir düzenleyicisi olan RANK
ligand sistemini hedef alan tek terapi olarak
piyasaya sunuluyor.
Avustralya'da Osteoporozlu kadın hasta sayısının 510.000 olduğu düşünüldüğünde, yılda iki kez
Prolia enjekte edilmesinin, kemiğin osteoklastlarca
Hükümet, kamu harcamalarını kısmaya yönelik
daha kapsamlı bir kemer sıkma planının bir parçası
olarak, yeni geliştirilmiş ilaçlarla patentli ilaçları
büyük oranda birbirinden ayıran önlemler aldı.
Daha önce, giderlerini 2,2 milyar Euro düşürerek
ilaç harcamalarını azaltmak istediğini belirtmişti.
Buna karşın, Farmindustria Başkanı Sergio Dompé,
patentsiz ve jenerik ilaçları etkileyen bir uygulamanın, bir teröpatik gruptaki ilaçlardan yalnızca
ucuz olanlarının yazılmasına yol açacağı endişesini
taşıdıklarını belirtti. Dompé, böylesi bir uygulamanın
“diğer bütün ilaçları sağlık sisteminde bulunamaz”
hale getirecek bir ihale sistemi ortaya çıkaracağını
ifade etti.
h t t p : / / w w w. s c r i p n e w s . c o m / h o m e / I t a l y - t o introduce-price-cuts-and-tendering-296876
04.06.2010
43
Güncel
Berivan VARGÜN
Ve Taksim...
1 May›s 1977'de otuz dört kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i, onlarcas›n›n yaraland›¤› Taksim Meydan› y›llarca
birçok tart›flman›n, uzlaflmazl›¤›n merkezinde olmufltu, 32 y›l aradan sonra Taksim'de olman›n coflkusu
yafland› 2010’un 1 May›s'›nda…
6 iflçi ve memur konfederasyonu taraf›ndan, ifl güvencesi, insanca ve özgürce bir yaflam için, eflitlik, adalet
ve demokrasi için alanlarda olma karar› al›nd›… 6 konfederasyona üye iflçiler, kamu çal›flanlar›, siyasi
partiler ve sivil toplum örgütleri 32 y›l aradan sonra 1 May›s'ta Taksim'de olman›n coflkusunu yaflad›lar.
Taksim'de 1 May›s 1977'de ç›kan olaylarda yaflam›n› yitirenler, Kazanc› Yokuflu'nun bafl›ndaki 1 May›s
An›t›'na karanfiller konularak an›ld›.
Taksim en son 1978'de yasal olarak kutlanan 1 May›s alan› olmufltu, daha önce de dedi¤imiz gibi tam 32
y›l önce… Bu tarihten sonra soka¤a ç›kma yasaklar›n›n ilan edildi¤i (1979), 1 May›s'›n resmi tatil olmaktan
ç›kar›ld›¤› (1981), insanlar›n yaflamlar›n› yitirdi¤i (1996), ço¤u zaman haf›zalardan silinmeyen olaylar
yafland›; kay›plar›n verildi¤i, sonras›nda yaralar›n sar›lmaya çal›fl›ld›¤›, sar›lmaya çal›fl›lan o yaralar›n
alt›nda derin izlerin süre geldi¤i günler gördü Türkiye…
44
2008 Nisan'ında 1 Mayıs'ın “Emek ve Dayanışma Günü”
yaşamının kuralsızlaştırılmasına yönelik çalışmaların
olarak kutlanması kabul edildi. 22 Nisan 2009'da Türkiye
yapıldığı bir dünyadan bahsediyoruz.
Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen yasa ile 1 Mayıs
resmi tatil ilan edildi ve nihayet 2010 Mayıs'ı, üzerinden
Bugün yasal sınırlar içerisinde çalışma sürelerinin
32 yıl geçtikten sonra “işçi sınıfının birlik ve mücadele
düzenlendiği, fazla mesailerin gerçek değerleri üzerinden
günü” ilk kez kitlesel olarak Taksim Meydan'ında kutlandı.
ödendiği işyerlerinin, olması gerekeni uygulamayan
işyerlerinden çok daha az olduğu bilinmektedir. İşçilerin
Kutlamalarda “güvenceli iş, insanca yaşam” talebinin
daha uzun sürelerle çalışmaya zorlanması işçi sağlığının
sıklıkla yinelenmesi özellikle Tekel İşçileri'nin yaşadığı
bozulmasına, yaşam kalitesinin olumsuz yönde
sıkıntılar ve zorlukları dile getiren, ayrıca sağlık
etkilenmesine, normal çalışma sürelerinin üzerinde yapılan
çalışanlarının durumlarını da ifade eden simgesel bir
mesailerin iş kazası ve meslek hastalığı riskinin artma-
söylem olmuştur. Tabi ki bu söylem sadece onlarla sınırlı
sına neden olduğu bilinmektedir.
değildir. Bugün biliyoruz ki emekçilerin yarısı kayıt dışı
çalışmaktadır.
Çalışma sürelerinin sınırlandırılması, en azından yasal
düzenlemelere göre gerçekleştirilmesi, işçi sağlığının
Kuralsız, güvencesiz çalışmaların, sendikasızlaştırmanın
korunmasına yönelik konularda önlemlerin alınması,
yaygınlaştığı, sendikal örgütlenmenin önüne engellerin
çalışma yaşamının kuralsızlaştırılmaması, kayıt dışı işçi
çıkarıldığı bir dünya ile karşı karşıyayız. İş kazalarının
çalıştırılmaması, gün geçtikçe artan işsizlik ve yoksul-
adını dikkatsizliğin aldığı, fiili çalışma sürelerinin üstü
luğun önüne geçilmesi için önlemlerin alınması ge-
kapalı yollarla artırıldığı, artırılan sürelere ilişkin emeğin
rekmektedir. Umuyoruz ki 1 Mayıs'ı kutlarken yinelenen
karşılığının ödenmediği, taşeronlaştırma uygulamalarının
“insanca çalışmak ve insanca yaşamak için gerekli
alıp başını yürüdüğü, özel sektörde iş kanunu ve yasal
görülen düzenlemeler” ve dile getirilen talepler bir an
çalışma sürelerinin dışına çıkılarak o iş yerine özel
önce gerçekleştirilir ve uygulamaya konulur.
kuralların oluşturulduğu ya da başka bir ifadeyle çalışma
45
K›sa K›sa Sa¤l›k
Diflçi Korkusuna Son Verecek Cihaz Bulundu
ABD'li neuro teknoloji üzerinde çalışan bilim adamları
dişçi korkusuna son veren bir cihaz geliştirildi. Diş
hastalarının dişçi korkularını yenmelerine yardım
edecek, beyne doğrudan ses gönderen ve hastanın
rahatlamasını sağlayan cihazın yüksek bir sinir
gerginliğini bertaraf edecek öğelere sahip olduğu
belirtildi.
Ast›ma Kök Hücreli Çözüm
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ve Dokuz
Eylül Üniversitesi'nden (DEÜ) bilim adamları, kök
hücreyle bronşiyal astım hastalığına çözüm
bulduklarını belirttiler.
Böbrek Tümörlerine “Ak›ll› Bomba”
Yumurtal›k Kanserinde Ömrü Uzatan Bulufl
Göğüs ve bağırsak kanseri tedavisinde kullanılan
Avastin isimli ilacın, ileri safhadaki yumurtalık kanseri
vakalarında hastanın ömrünü uzattığı kanıtlandı.
Akıllı Bomba olarak adlandırılan hedefe yönelik tedavi
seçeneği, özellikle daha önce tedavi olan ve tedaviden
başarılı sonuç elde edilemeyen metastatik böbrek
tümörü hastaları için umut oldu.
Türk Doktordan K›s›rl›¤a Darbe
Türk Doktordan Yapay Karaci¤er
ABD'de Türk bilim adamı devrim niteliğinde bir
çalışmaya imza attı. Laboratuvar ortamında kök
hücreden karaciğer yapıldı. Doktor Korkut Uygun'un
liderlik ettiği heyet, farenin hayatını yapay karaciğerle
sürdürdüğünü açıkladı. Uygun, 5 yıl içinde laboratuvar
ortamında karaciğer üretilerek nakil yapılabileceğini,
ileriki aşamada ise diğer organlar üzerinde çalışılacağını açıkladı.
Kanser Hücrelerinin Akl›n› Alacak
Kısırlığa umut, bir Türk bilim adamından geldi. Yale
Üniversitesi Kısırlık ve Donör Ünitesi Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Emre Seli, kadınlarda üremeyi kontrol eden
proteini buldu. Seli, üreme ve embriyo üzerine yaptığı
çalışmalarıyla ABD'nin “En İyi Araştırmacı Ödülü”nü
kucakladı.
46
ABD'de kanser hastalığı konusunda araştırmalar
yürüten Dr. Cem Cüneyt Elbi, hastalığın tedavisinde
çığır açacak bir yöntem üzerinde çalışıyor. Dr. Elbi'nin
kullandığı yöntemle kanser hücreleri yenilenmeyi
unutarak kendi kendilerini yok edecek.
Türk Cerrahlar›n Baflar›s›na Büyük Ödül
Amerikan Kolon-Rektum Cerrahisi Derneği tarafından
verilen ve tıp dünyasında en seçkin ödüller arasında
yer alan “En İyi Video” ödülü Türk hekimlere verildi.
Türk hekimlerinin halk arasında kalın bağırsak kanseri
olarak bilinen rektum kanserindeki ameliyat tekniğini,
cerrahlara öğretmek için hazırladıkları video eğitim
seti alanındaki en saygın ödüllerden biri olarak kabul
edilen “En İyi Video Ödülü”nü, Türkiye'ye getirdi.
Yeni Kanser ‹lac›na Türk Bilim Adamlar›ndan
Katk›
Türk Bilim Adamları, kanser tedavisinde dünya
çapında bir başarıya imza attı. Ankara Üniversitesi
öğretim üyelerinin de yer aldığı uluslararası çalışma
sonucunda, kanser tedavisinde kullanılacak yeni bir
ilaç formülü Almanya'da patent aldı.
Akci¤er Ameliyat›nda ‹lk Kez Robotik Cerrahi
Cerrahpafla'da Kanser ‹lac› Üretildi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Türkiye'de ilk kez
nöroendokrin kanseri için radyonüklit bir ilaç üretildi.
Ticari satışı yapılmayan bu ilacı dünyada yalnızca 67 merkez üretiyor. Şimdi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Nükleer Tıp Anabilim Dalı, Eczacılık Fakültesi
Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı ile birlikte bu ilacı
üreterek hastalara uygulamaya başladı.
Temre (Vitiligo) ‹çin Kapari Yapra¤›ndan ‹laç
Kalp ve üroloji ameliyatlarında yaygınlığı her geçen
gün artan Da Vinci Robotu, ilk kez bir akciğer
ameliyatında kullanıldı. Prof. Dr. Şükrü Dilege'nin 60
yaşında bir kadın hastaya yaptığı ameliyat, son
derece başarılı geçti. Prof. Dr. Dilege, gelecekte
göğüs cerrahisi ameliyatlarının yüzde 60'ının robotik
sisteme döneceğine inandığını söyledi.
Kök Hücre ‹le Körlük Bitti
Kezzap gibi yakıcı kimyasallara maruz kalarak tek
gözü kör olan ya da hasara uğrayan kişilere müjde.
Araştırma yapan İtalyan doktorlar, bu tür kazalara
uğrayarak görme yetilerini kaybeden 107 kişiden
82'sini kök hücre yöntemiyle tamamen sağlıklarına
kavuşturdu.
Kanamay› Durduran Mucize
İngiliz Tıp Dergisi The Lancet'te yayımlanan bir
araştırmaya göre, traneksamik asit isimli madde,
kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kanamadan
kaynaklanan ölüm riskini yüzde 15 azaltıyor.
Halk arasında “temre” olarak bilinen, derinin renk
kaybına uğramasıyla oluşan vücudun herhangi bir
yerini tutan ve beyaz plaklarla seyreden bir hastalık
olan “vitiligo”, Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu
Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu'nun kapari bitkisinden
yaptığı ilaçla tedavi edilebilecek.
Diyabet Körlü¤üne Karfl› ‹laç Devrimi
Diyabet körlüğüne karşı geliştirilen ilaç görmeyi
sağladı. Türkiye'de de bulunan ilaç, hastaların yeniden
iki satıra kadar okuyabildiğini kanıtladı.
47
Astroloji
Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU
KOÇ BURCU VE AfiK
Koç; komplimanları, özgür ve canlı insanları sever. Dışadönük ve aktiftir. Bir Koç ile beraber olmak için,
enerji ve aşk heyecanı ile dolu olduğunu göz önünde tutarak, onunla birlikte geç saatlere kadar uykusuz
kalmayı göze almak gerekir. Entellektüel kapasitesi de son derece gelişkin olan Koç'un dikkatini bu
alanlardaki farklılıklar çeker. Atak ve ihtiraslı bir yapısı vardır. Ayrıca Koç aşkta kıskanç olabileceği için,
tamamen olmasa bile, partnerinin vaktinin büyük bir kısmını kendisine ayırmasını ister. Koç kendinden
bir şeyler istenmesinden, birlikte olduğu insana rehberlik etmekten, yön göstermekten ve akıl vermekten
hoşlanır. Genellikle tavsiyeleri ve fikirleri son derece açık, hiç şüpheye yer bırakmayan bir tarzdadır.
Oldukça dürüst ve açık kalpli olduğu için, duygularını, fikirlerini eşiyle rahatlıkla ve samimiyetle paylaşır.
Bağımsız bir ruh olan Koçlar aslında oldukça güvenilir, sevince sadık kalabilen ve heyecan veren eşlerdir.
BO⁄A BURCU VE AfiK
Boğa, ilgi duysa bile karşısındaki insana bunu belli etmesi oldukça uzun zaman alabilir. Boğalar oldukça
sabırlı insanlardır. Onunla beraber olmak için, sabırlı ve sakin olmayı öğrenmek gerekir. Boğa ile ilişkide
genellikle inisiyatif kullanacak olan "karşı taraf" olmalıdır. Bir Boğa birlikteliği başlatabilmek için,
karşısındaki insanın açıkça onunla birlikte olmaktan zevk aldığını ifade etmesini bekler. Bir restoranda
verilen randevu, ortamın ve yemeklerin hoş olması, ilk aşamanın kolay ve olumlu geçmesinde önemli
rol oynar. Evdeki buluşmalarda, güzel yemekler, değerli objeler, çiçekler ve mumlar, bir de romantik
müzik, Boğa'nın derinden etkilenmesini sağlayacaktır. Kuvvetli iradesi ve saklı kalmış espri yeteneği
ile Boğa'nın insana huzur veren bir yapısı vardır. Ancak belirsizlikler ve ani değişiklikler ilişkinin yara
almasına neden olur. Boğa bağlılığından ve sadakatinden hiç şüphe duyulmayacak bir partnerdir. Birlikte
olduğu insanı her an her yerde kalbinden ve aklından çıkarmayan, aşkını ilk günkü kadar taze tutabilen
nadir burçlardan birisidir Boğa.
‹K‹ZLER BURCU VE AfiK
İkizler burcu insanlarının çift karakterli olduğunu her zaman akılda tutmak gerekir. İkizler'in bir yanı aşka
ve güvenliğe ihtiyaç duyarken, diğer tarafı da kuvvetli bir şekilde yeniliğe ve değişikliğe ihtiyaç duyar.
İkizler ile bir ilişki yürütebilmek için, onun duygusal, mental ve cinsel ihtiyaçlarını tam anlamıyla tatmin
etmek gerekir. Gülmeyi, eğlenmeyi, yolculuk yapmayı ve yeni şeyleri denemeyi çok sever. Pek çok şey
hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen, yeni konular hakkında bilgi edinmek ilgisini her zaman çeker.
Bir İkizler'in dikkatini çekmek için, her hangi bir konuda derin bir tartışmaya girmek akılcı bir yöntem
olabilir. İkizler dürüstlüğe ve samimiyete çok değer verir. Dolayısıyla, karşısındaki kişi aynı görüşte
olmasa bile, kendi gerçek fikirlerini söyleyen kişileri beğenir ve takdir eder. Ayrıca tek bir konuya
bağlanmamak, enteresan yeni konular bulmak da, İkizler'in beğenisini kazanmakta faydalı bir yöntem
olarak kullanılabilir. Son derece sosyal ve enerjik olan İkizler, zaman zaman sert bir dil kullanmaktan
da çekinmez. İkizler kelimeleri silah gibi kullandığı için, aşırı duygusal insanlarla anlaşmakta zaman
zaman problemler yaşayabilir.
YENGEÇ BURCU VE AfiK
Bir ilişkinin başlangıcında Yengeç'ten, ilk adımın gelmesini ya da beğendiği insana açıkça duygularını
belli etmesini asla beklememek gerekir. Romantik ve nostaljik yapıdaki Yengeç'le, geçmiş hakkında
konuşmak, onun kişiliği ve yaşantısı hakkında da bilgi edinme fırsatı sağlayabilir. Yengeç takdir edildiğini
ve değer verildiğini her fırsatta görmek ve hissetmek ister. Komplimanlar, ilişkide ilerlemeye yardım
eder. Partnerinin farklı konularda fikirlerini sorması, tavsiye istemesi de, Yengeç için değer verildiğinin
göstergesidir. Yengeç reddedilmekten nefret eder ve korkar. Yengeç'in mükemmel bir hafızası vardır
ve oldukça kıskançtır. Kolaylıkla unutmayacağı için, samimi ve dürüst olmayan yaklaşımlar ilişkinin
48
kolayca bozulması riskini de taşır. Affetmesi ve unutması çok zordur. Duygusal olarak bir kez yaralandığı
zaman, ilişki içindeki davranışlarını ve beklentilerini de değiştirebilir. İlişkide duygusal ve finansal güvence
en büyük ihtiyacıdır. Eşinin verdiği güven ve ilginin karşılığında, beklenenden çok daha yoğun bir sevgi,
şefkat ve bağlılık ile besler. Koruma ve şefkat duygusu çok gelişkin olan Yengeç, çocuklar için mükemmel
bir ebeveyndir.
ASLAN BURCU VE AfiK
Aslan, komplimanları ve takdir edilmeyi sever. Bir Aslan'ı kazanmak için en uygun yöntem onun üstün
yanlarını yine ona anlatmaktır. Yüzeyde görünen bu gururlu kişiliğin altında, oldukça hassas ve kolayca
etkilenebilir bir yapı vardır. İlk buluşmada Aslan'ın güvenini ve beğenisini kazanmak için, mutlaka her
şeyin en iyisi ve güzeli olmasına dikkat etmek gereklidir. En iyiye layık olduğunu düşünen Aslan, sıradan
hiç bir şeyle mutlu olamaz. Entellektüel konularda tartışmalara girebilen, zeki, yaratıcı insanlar Aslan'ı
etkiler. Ama Aslan'ın fikirlerini paylaşmaktan hoşlandığını ancak kolayca kendi fikirlerinden
vazgeçmeyeceğini de hep hatırlamak gerekir. Aslan liderlik rolünü üstlenmeyi sever. Yoğun ve heyecanlı
bir ilişki için ideal bir eştir. Sadakate önem verdiği için, kıskanç ve tamamıyla sahip olmak isteyen bir
tavrı da vardır. Gerçek bir Aslan ilişkide sadık kalır ama her zaman yeni macera arayışı için özgürlüğe
de ihtiyacı vardır. Aslan bonkörlüğü, yaratıcılığı ve sosyalliği ile karşı cinse çok çekici gelir. Fakat onun
ormanlar kralı olduğunu ve hakimiyet kurmak isteyeceğini asla unutmamak gereklidir. Gereken şartlar
sağlandığında, partneri için her şeyi yapabilen, sevgisini göstermekten çekinmeyen, sadık bir eşle bir
ömür boyu mutlu bir yaşam sürmek çok keyiflidir.
BAfiAK BURCU VE AfiK
Başak burcunun üyeleri iyi konuşma yeteneğine sahip insanları sever. Başak iletişim kurmayı, etrafında
zeki, entellektüel ve sakin insanların olmasını ister. İlerleyebilecek bir beraberliğin temelini atabilmek
için, Başak ile sakin ve kaliteli bir yerde buluşmayı tercih etmek gerekir. Başak'ın seçiciliğini göz önüne
alarak, sağlıklı yiyeceklerin, sessiz, sakin ve romantik müziğin olduğu bir restoran oldukça uygundur.
Birliktelikte Başak'ın ilk günden itibaren takdir etmesi ya da yüceltmesi mümkün değildir. Eleştiriye
yatkın olan yapısı, ancak gerçeklerden emin olduktan, ölçüp biçtikten ve sıkı bir değerlendirmeden
geçirdikten sonra tatmin olabilir. Başak oldukça dikkatli planlar yapar. Finansal güvence ve kişisel
gelişim, yaşamında önemli bir yer tutar. Aşırı harcamalar gibi, hemen başlayan ve hızla gelişen ilişkiler
de onları rahatsız eder. Genellikle pratik ve ulaşılabilir amaçları olan eşler seçmeye özen gösterirler.
Başak insanı yaşamını paylaşmaya değeceğine inandığı insanı bir kez bulduğunda, ona her zaman
sadık olmaya çalışarak, onu mutlu etmek isteyecektir. Dışarıdan kolayca anlaşılmasa bile, Başak oldukça
sıcak, samimi ve dürüst bir yapıya sahiptir.
TERAZ‹ BURCU VE AfiK
Terazi sevmeyi ve sevilmeyi istediği için sürekli, kendini tamamlayacak bir eş arayışındadır. Doğuştan
mükemmel bir romantik olan Terazi, duygusal ilişkilerde oldukça başarılıdır. Doğal zarafeti, cana yakınlığı
ve nezaketi sayesinde bir Terazi ile birlikte olurken, zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. Tiyatro, antikalar,
dekorasyon, sanat gibi pek çok farklı zevki vardır Terazi'nin. Güzel konuşma sanatı bir Terazi'nin en
önemli yetenekleri arasındadır. Terazi'nin aşkını ve ilgisini kazanmanın ilk ve en etkin yolu ona komplimanlar
yapmaktır. Eğer bu komplimanların samimiyetine ikna olursa, ilk adım olumlu atıldı demektir. Gidilecek
yerin, zamanın gözde mekanlarından, lüks ve iyi yemekleriyle ünlü bir yer olması da temelin sağlam
atılmasında önemlidir. Lüks ve estetik merakı, Terazi'nin yaşamının her alanında kendini gösterir. Kolay
idare edilebilen bir yapısı olan Terazi, herkes tarafından kolayca sevilir. Ancak Terazi'nin kendisini
anlayacak, takdir edecek ve belki de idol haline getirecek bir eşe ihtiyacı vardır. Terazi sosyal olarak
dışadönük ve sevgi dolu bir partnerdir. Toplantılara, partilere gitmeyi çok seven Terazi, sosyal yaşamda
kolayca fark edilir.
AKREP BURCU VE AfiK
Akrep, karşısındakini ilk karşılaştığı andan itibaren, dayanılmaz bir şekilde etki alanına alır. Akrep'in
oldukça çekici ve gizemli bir yapısı vardır. Aslında yüzeyde görünenler sadece karşı tarafın görmesini
arzuladıklarıdır. Biraz zorlayıcı görünebilir, fakat altta oldukça kırılgan ve hassastır. Akrep insanı aşkı
çok ciddiye alır ve birlikte olduğu insanın kendini sevmesini, takdir etmesini bekler. Akrep için ilk
buluşmada birlikte denize gitmek, sosyal bir faaliyet ya da insanların bir araya geldikleri ortamları
49
seçmek olumlu bir adım olabilir. Akrep kendini dinleyen ve anlamaya çalışan insanları sever. Karşısındaki
insanın, dikkatini tam anlamıyla kendine vermesini ister. Aslında Akrep insanlarıyla tartışmaya girmek
çok zor olmasına karşın, eğer karşısındaki saygısızlık ederse ya da duyarsız davranırsa, kolayca
saldırgan olabilir. Ayrıca garanti bir eş olarak görülmekten de nefret eder. Akrep'in yaşamını geçirmek
için seçtiği insana karşı oldukça kıskanç ve koruyucu bir tavır aldığını asla unutmamak gerekir. Yaşamı
boyunca sevgi verebilecek, zengin yürekli ve aradığı emniyeti sağlayabilecek bir eş arar.
YAY BURCU VE AfiK
Yaşamı bir eğlence gibi algılayan Yay, aşkı ve hayal kurmayı da çok sever. En önemli özelliklerinden
bir tanesi espri yeteneğidir. Daima yeni fikirlerle doludur ve yaşama karşı hevesli bir yaklaşımı vardır.
Yay'ın özgürlük tutkusu, bonkörlük ve macera arayışı da diğer önemli özellikleridir. Yay burcu insanı
pek çok konuya derinden ilgi duyduğu için, partnerinin de entellektüel olarak zengin olmasını ister.
Yaylar entellektüel olarak gelişkin ve konuşmasıyla zevk veren insanlardır. Genellikle karşısındakinin
ne hissedeceğini ya da düşüneceğini pek önemsemeden, içindekini dışarı aktarabilir. Aslında burada
doğal olmak isteğinden başka, kötü bir niyet söz konusu değildir. Yay'ın ilişkideki temel amacı, eşine
sadık kalabilmektir. Ancak evine aşırı düşkün, dışarı çıkmak istemeyen bir insanla ya da çok kıskanç
bir eşle birlikte olabilmek Yay için mümkün değildir. İlişkinin gerektirdiği özgürlükten vazgeçme durumu,
Yay'ın kendini tuzağa kapılmış hissetmesine neden olur.
O⁄LAK BURCU VE AfiK
İlk karşılaşmada soğuk bir intiba yaratan Oğlak insanı, aslında bunu ihtiyatlı olmak arzusuyla geliştirdiği
bir savunma mekanizması olarak kullanır. Kariyer yaşantısı hayatının en önemli ilgi alanı olmasına
rağmen, tiyatro, müzik ve diğer sanat dallarını da sever. Genellikle entellektüel kapasitesi yüksek,
yaşamsal amaçları kendilerininkine benzeyen insanlarla beraber olmayı tercih eder. Oğlak, ciddi
konularda tartışmayı sever, ufak tefek problemlerde bile karşısındakine mutlaka yardımcı olmaya çalışır.
Dominant bir karaktere sahip Oğlak'ın aşkını kazanmak çok kolay değildir. Genellikle ikna eden değil
ikna edilen olmayı bekler. Beraberliğin başında, karşı tarafın ciddiyetine inanması temel gereksinimdir.
Sürekli fikir değiştiren, söyledikleriyle yaptıkları arasında farklılıklar olan insanlara karşı, Oğlak'ın toleransı
oldukça düşüktür. Zira Oğlak kontrolü, soğukkanlılığı ve mesafeli davranış biçimini bir meziyet olarak
kabul eder. Birlikte olduğu insan gururunu okşar, neşelenmesini sağlar ve sevgisine inandırabilirse,
Oğlak çok ihtiraslı, sevecen ve esirgeyici bir aşık olabilir.
KOVA BURCU VE AfiK
Kova her zaman karşı cinse çekici, esprili, farklı ve zeki gelir. Kova insanı, yaşamını kendine göre
düzenler ve başka insanlara delice gelebilen fikirleri hiç çekinmeden uygulayabilir. Zaman zaman soğuk,
mesafeli ve kendini beğenmiş dursa bile, aslında diğer insanlara değer veren, onları düşünebilen ve
kimi zaman da bağlanabilen bir yapıdadır. İyimserlik yaşamında temel ilkedir. Flört etmeyi ve dostluk
kurmayı çok sever. Kova'nın dikkati en çok entellektüel anlamda uyaranlara açıktır. Oldukça açık fikirli
olan Kova insanı, eleştirileri rahatlıkla karşılar ve diğer insanların fikirlerine saygı duyar. Savunmaya
geçerken her zaman düşünen Kova insanı, asla çok kıskanç ve aşırı duygusal olmaz. Kova'nın ilişkiye
başlayabilmesi ve yürütebilmesi için belirgin bir yönteme ihtiyacı yoktur. Ancak enteresan deneyimler,
farklı ortamlar, değişiklik, partnerine daha yakınlaşmasında önemli ve etkili role sahiptir. Yanlışları
durmadan dile getiren bir partner, Kova'nın kendisini mutsuz hissederek, uzaklaşmasına yol açar. Her
ilişkide olduğu gibi aşkta da Kova insanının tam anlamıyla kendini teslim etmesi, kişiliğini olduğu gibi
ortaya koyması çok güçtür. Kova, yaşamı paylaşabileceği, beraber gelişebileceği, yeni deneyimlere
beraber atılabileceği, akılcı ve akıllı bir eş arayışındadır.
BALIK BURCU VE AfiK
Genellikle çok kibar ve yumuşacık bir tarzı vardır Balık insanının. Hassas, gizemli özelliklerinin yanında,
psişik yetenekleri de yaşamında önemli rol oynar. Kolayca sevmeye ve aşık olmaya yatkın bir yapısı
vardır. Balık doğru insanı buluncaya kadar, pek çok aşk ilişkisi yaşayabilir. Eğer Balık'a yeterince
düşünceli, nazik, sevgi gösterebilen tavırlarla yaklaşılırsa, karşılığında inanılmaz bir sevgi ve sadakat
verecektir. Eğer Balık ilişkide eleştirel yaklaşımlar ve sadakatsizlik görürse, tolerans gösteremeyip,
incinip, yıkılan özelliktedir. Balık insanı sevdiği için her şeyi yapabilecek ve göze alabilecek kapasitededir.
Balık sanata ve karşılıklı iletişim kurmaya bayılır. Mistisizm, doğaüstü olaylar, deniz ve güzel sanatlar
ilgisini çeken konular arasındadır. Bu hassas burcun üyeleri, reddedilmeyi ya da tamamıyla göz ardı
edilmeyi hiç sevmezler.
50
Günce
Ecz. Meriç KALAYCIO⁄LU
1 May›s 2010-Cumartesi
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Çanakkale'de düzenlenen Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu Toplantısı’na katıldı.
Toplantıda, İTS'ye geçiş, 2010 SUT ve bölgesel sorunlar değerlendirildi.
4 May›s 2010-Sal›
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay ve TEB Saymanı Ecz. Nevin Taşlıçay, TBMM Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl'ün başkanlığında, İlaç Takip Sistemi uygulamalarında yer
alacak tarafların temsilcileri ile yapılan toplantıya katılım gerçekleştirdiler. Merkez Heyeti toplantıda, başlayacak uygulamada
karşılaşılması olası sorunlar hakkında Türk Eczacıları Birliği'nin öngörülerini ve çözüm önerilerini dile getirdi.
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, Isparta Eczacı Odası tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılarak, eczacılık
alanında yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği 'Neredeyiz, Neden Buradayız' konulu bir sunum gerçekleştirdi.
5 May›s 2010-Çarflamba
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Eskişehir Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında
düzenlenen, 'Nerdeydik, Nereye Geldik, Nereye Gidiyoruz' konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
7 May›s 2010-Cuma
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı, Şanlıurfa Eczacı Odası'nın
bilgilendirme toplantısına katıldılar. Bu toplantıda Uzm. Ecz. Harun Kızılay, İTS ve TEBEOS Sistemi hakkında, Ecz. Mukaddes
Harmancı ise Aile Hekimliği hakkında birer sunum gerçekleştirdiler.
8 May›s 2010-Cumartesi
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında Manisa Eczacı Odası'nın düzenlemiş olduğu İTS Medula - TEBEOS Teknik Destek Eğitimi'nin açılış konuşmasını Oda Başkanı Ecz. Meliha Nalan Can ile birlikte gerçekleştirdi.
10 May›s 2010-Pazartesi
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Samsun Eczacı Odası'nın 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında düzenlemiş
olduğu 'Farklı Pencerelerden Mesleğimize Bakış' konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Konya Ticaret Odası Toplantı Salonu'nda düzenlenen Eczane Teknisyenleri Sertifika
Töreni’ne katılım gerçekleştirdi.
51
11 May›s 2010-Sal›
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Sayman Ecz. Nevin Taşlıçay, Eczacılık Haftası kapsamında sürdürülen kampanyanın
ana teması olarak belirlenen, “Akılcı İlaç Kullanımı” konusunda Halide Edip Adıvar İlköğretim Okulu'nda bir sunum gerçekleştirdiler.
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Çorum Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında düzenlenen Karekod ve
İTS bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak katıldı.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nde
düzenlenen Reklam Kurulu Toplantısı’na katıldı.
12 May›s 2010-Çarflamba
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Murat Yürür, Kastamonu Eczacı Odası tarafından düzenlenen
'Eczacılıktaki Yeni Gündemler' konulu toplantıya katılım gerçekleştirdiler.
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, Edirne Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Akıllı İlaç
Kullanımı ve Eczacının Rolü' konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
Aksaray Eczacı Odası'nda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay
katıldı.
Giresun Eczacı Odası tarafından düzenlenen, İTS ve Aile Hekimliği uygulamaları hakkındaki bilgilendirme toplantısına konuşmacı
olarak, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı katıldı.
13 May›s 2010-Perflembe
14 Mayıs Eczacılık Günü nedeniyle, TEB Merkez Heyeti ile S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, basın
mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelerek ortak basın toplantısı düzenlediler. Yaklaşık 30 gazetecinin katıldığı kahvaltılı basın
toplantısında, “Akılcı İlaç Kullanımı” ile ilgili projelerin yanında, İlaç Takip Sistemi konuşuldu.
Aynı gün TEB Merkez Heyeti, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile bir görüşme yaparak, İTS ve Karekod sistemi hakkında
yaşanması muhtemel sorunları dile getirdiler.
Türk Eczacıları Birliği'nin ev sahipliğinde TEB Dora Otel'de 14 Mayıs Eczacılık Günü Resepsiyonu gerçekleştirildi. TEB Eczacılık
Akademisi ödül töreninin de düzenlendiği resepsiyonda Bilim, Hizmet, Teşvik ve Jüri Özel Ödülleri sahiplerini buldu.
14 May›s 2010-Cuma
Muğla Eczacı Odası'nın 14 Mayıs etkinliklerinde, İTS ve SUT hakkında TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Aile Hekimliği
uygulamaları hakkında ise TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı, birer sunum gerçekleştirdiler.
15 May›s 2010-Cumartesi
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında Adana Eczacı Odası tarafından düzenlenen 'Eczacı
Gündemi' konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Erzurum Eczacı Odası tarafından Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen
İlaç Takip Sistemi konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
52
17 May›s 2010-Pazartesi
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, İlaç Takip Sistemi'ne geçiş sonrasında, Medula Sistemi'nde yaşanan sıkıntıları ve çözüm
önerilerini aktarmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile bir görüşme gerçekleştirdiler.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, SGK Kurum Başkan Yrd. Hüseyin Rahmi Çetin ile İlaç Takip Sistemi ve Medula
Sistemi'nde yaşanan sorunlar hakkında bir görüşme gerçekleştirdiler.
20 May›s 2010-Perflembe
İlaç Takip Sistemi'nin işleyişi ile ilgili değerlendirme yapmak ve karekodsuz ilaçların durumunu değerlendirmek üzere uygulamanın
ilgili tarafları olan Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu, sanayiciler, depocular ve
Birliğimizin katılımı ile Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ başkanlığında bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya Birliğimizi
temsilen Başkan Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay katıldılar.
21 May›s 2010-Cuma
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen ve eczacılık fakültesi öğrencilerinin
katılımı ile gerçekleştirilen “3. Her Yönüyle Eczacılık Sempozyumu”na katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, SGK GSS Genel Müdürlüğü İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı Ali Edizer ile bir görüşme
gerçekleştirdi.
22 May›s 2010-Cumartesi
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, 14 Mayıs etkinlikleri kapsamında Gaziantep Eczacı Odası'nın düzenlemiş olduğu “Eczacının
Gündemi” konulu toplantıya katılım gerçekleştirdi.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 65. Genel Kurul Toplantısı'na katılım gerçekleştirdi.
25 May›s 2010-Sal›
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yrd. Dr. Ekrem Atbakan ile bir görüşme gerçekleştirdi.
26 May›s 2010-Çarflamba
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Şerif Boyacı, Sağlık Bakanı
Prof. Dr. Recep Akdağ'ı makamında ziyaret ettiler. Ziyarette İTS ile ilgili yaşanan süreç hakkında görüşme gerçekleştirilerek,
karekodsuz ürünlerin 1 Haziran'dan sonra da eczanelerden verilebilmesine imkan tanınması talep edildi.
31 May›s 2010-Pazartesi
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı BUMKO Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı Önder İnce'yi ziyaret
ederek, Sosyal Güvenlik Kurumu dışındaki kurumların İTS'ye geçiş süreçleri hakkında bir görüşme gerçekleştirdi.
Birliğimiz tarafından düzenlenen “Eczacılık Mesleği'nin Geleceği Atölyesi”, “Meslek İçi” ve “Meslek Dışı” paydaşların katılımı
ile Gölbaşı'nda gerçekleştirildi.
53
3 Haziran 2010-Perflembe
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'ı ziyaret ederek,
karekodsuz ürünler hakkında bir kez daha görüşme gerçekleştirdiler.
4 Haziran 2010-Cuma
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay, İlaç Takip Sistemi uygulamalarını ve karekodsuz
ilaçların durumunu değerlendirmek üzere konunun tarafı olan sanayicilerle bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıya, AİFD, İEİS
ve TİSD'den temsilciler katıldılar.
5 Haziran 2010-Cumartesi
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Nevşehir Eczacı Odası 1. Olağan Genel Kurulu'na katıldı.
7 Haziran 2010-Pazartesi
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter Ecz. Özgür Özel, İlaç Takip Sistemi uygulamalarını ve karekodsuz ilaçların
durumunu değerlendirmek üzere konunun tarafı olan ecza depoları ve kooperatif temsilcileri ile birlikte bir toplantı gerçekleştirdiler.
8 Haziran 2010-Sal›
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı.
9 Haziran 2010-Çarflamba
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, EDAK Ecza Koop.'un yeni hizmet binasının açılış törenine katıldı.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi tarafından 9-12 Haziran 2010 tarihlerinde
İstanbul'da düzenlenen 3. Uluslararası Eczacılık ve Eczacılık Bilimleri Kongresi'ne konuşmacı olarak katıldı.
10-13 Haziran 2010-Perflembe-Pazar
Mesleki sorunları konuşmak ve Merkez Heyeti'nin geçmiş altı ayını değerlendirmek üzere, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti,
52 Bölge Eczacı Odası'nın Başkan ve yöneticileri ile delegeler ve üyelerinin katılımı ile Balıkesir Eczacı Odası'nın ev sahipliğinde
37. Dönem 1. Bölgelerarası Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, 1 Temmuz 2010'da yürürlüğe girecek olan İlaç Takip Sistemi
başta olmak üzere, 18 Eylül kararnamelerinin ve diğer tedbirlerin eczacılar ve eczaneler üzerindeki ekonomik ve bürokratik
yükü artırmasına karşı çözüm önerileri tartışıldı.
15 Haziran 2010-Sal›
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nde
düzenlenen Reklam Kurulu Toplantısı’na katıldı.
54
17 Haziran 2010-Perflembe
Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi çalışmalarının değerlendirilmesi ve önümüzdeki dönemde yapılacak faaliyetlerin
belirlenmesi amacıyla TEB Dora Otel'de Eczacılık Akademisi Çalıştayı (Arama Konferansı) düzenlendi.
18 Haziran 2010-Cuma
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, SGK Strateji Geliştirme Başkanı Ahmet Açıkgöz'ü ziyaret ederek, katılım payı
ödemelerinden kesilen 2007 yılına ait muayene ücretleri ve eczacıların almış oldukları ödemelerin ayrıntılarını Medula ekranında
görememeleri hakkında bir görüşme gerçekleştirdi.
19 Haziran 2010-Cumartesi
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter Ecz. Özgür Özel, Bursa Ecza Kooperatifi'nin 31. Olağan Genel Kurul
Toplantısı'na katılım gerçekleştirdiler.
25 Haziran 2010-Cuma
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, SGK GSS Genel Müdürlüğü İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı Ali Edizer ile bir görüşme
gerçekleştirdi.
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Türk Tabipleri Birliği 59. Büyük Kongresi'nin açılışına katıldı.
28 Haziran 2010-Pazartesi
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz. Harun Kızılay, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde düzenlenen
mezuniyet törenine katılım gerçekleştirdiler.
TEB 2. Başkanı Uzm. Ecz. Harun Kızılay, tüm antibiyotiklerin kullanım koşullarının yeniden değerlendirilmesi ve mevcut reçeteleme
kurallarının düzenlenmesi amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu'nda gerçekleştirilen SUT çalışma toplantısına katıldı.
29 Haziran 2010-Sal›
TEB Merkez Heyeti, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir ziyaret gerçekleştirerek, son dönemde eczacılık alanında
yaşanan sorunlar konusunda kendisine bilgi verdiler.
TEB Merkez Heyeti, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile yapılan görüşmede, eczanelerde bulunan karekodsuz ilaçlarla
ilgili yaşanan sorunları aktardılar ve sorunların tamamen aşılması için, bu ilaçların mevcut haliyle satışı için sene sonuna kadar
süre tanınması gerektiğini ifade ettiler.
30 Haziran 2010-Çarflamba
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, TEKB 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katılım gerçekleştirdi.
55
Bas›nda TEB
Gaye SARIKAYA
NTV “ÖĞLE BÜLTENİ” 11.05.2010
BLOOMBERG “EKONOMİ SORUYOR” 14.05.2010
Canlı yayına konuğu olan TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel,
bu sene 14 Mayıs haftasını “Akılcı İlaç Kullanımı”na ayırdıklarını
belirterek, “Bu bir slogan değil, eğitim meselesidir ve bu eğitimin
de ilköğretimden başlaması gerekiyor. TEB olarak öğrencilere bir
tiyatro gösterimiz ve akılcı ilaç kullanımı ile ilgili bir sunumuz olacak.
Bizim bu yaptığımız sunumdan sonra bölge eczacı odalarımız,
bir yıl boyunca ulaşabildikleri tüm ilköğretim okullarında doğru
ilaç kullanımıyla ilgili çocuklarımıza bilgi verecekler“ dedi.
Programa telefon bağlantısıyla katılan TEB Genel Başkanı Ecz.
Erdoğan Çolak, Türkiye'de yüzde 60 oranında karekodsuz ürün
olduğunu açıklayarak, “Bu ürünlerin ilaç üreticileri tarafından 1
Haziran'a kadar karekodlanması gerekiyor. Sistemin devreye
girdiği gün, yeni bir kaos vatandaş ve eczanelerin gündeminde
olacağını bekliyoruz. Yetkililer olmayacak diyor. Biz de olacağını
söylüyoruz. İnşallah olmaz” dedi.
CNBC-E “FİNANS CAFE” 14.05.2010
ULUSAL “ANA HABER” 11.05.2010
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, doğru ilaç kullanımının bir
bilinç meselesi olduğunu ve bu nedenle de 14 Mayıs etkinliklerini
bir ilköğretim okulunda başlattıklarını belirtti. Özel şunları kaydetti:
“Akılcı İlaç Kullanımı temasıyla doğru ilacın, doğru dozda, doğru
zamanda ve doğru şekilde kullanılması gerektiğini belirtiyoruz.
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye bilinçsiz ilaç kullanımı konusunda
başı çekiyor. TEB olarak, 1 yıl sürecek bir çalışma başlatıyoruz.
Bundan sonra bu konuda çalışmalarımız devam edecek.”
Programa telefon bağlantısıyla katılan TEB Genel Başkanı Ecz.
Erdoğan Çolak, Avrupa'da eczane sayısı en çok olan ülkenin
Türkiye olduğunu ifade ederek, “Dolayısıyla serbest rekabet ortamı
içinde düşünürsek eczane sayısı oldukça fazla. Bunun nüfusa
hatta mesafeye göre sınırlandırılması lazım. Gerekli önlemlerle
serbest eczacıların daha rahat nefes alması sağlanabilir. Bu arada
16 Mayıs'ta karekod sisteminin yürürlüğe girmesiyle ilgili hepimizin
büyük kaygıları var. Hastalar ilaç alma konusunda büyük bir sıkıntı
yaşayacak düşüncesindeyiz” dedi.
TRT 1 “HABERLER” 13.05.2010
TRT HABER “HABERLER” 14.05.2010
TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, eczanelerdeki ilaçların
yüzde 70'inin karekodsuz olduğunu ifade ederek, ellerindeki
ilaçların kendilerine verilen süre içinde karekodlu hale
getirilemeyeceğini açıkladı.
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, ilaçların yüzde 70'inin
karekodsuz olduğunu açıklayarak, ilaçların kendilerine verilen süre
içerisinde karekodlu hale getirilemeyeceğini vurguladı.
NTV “HABERLER'' 16.05.2010
KANAL B “ANA HABER” 13.05.2010
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, eczacıların karekod sistemiyle
ilgili sorunlarının devam ettiğini belirterek, uygulamanın birçok
aksaklığı da beraberinde getireceğinin altını çizdi.
KANAL A “ANA HABER” 13.05.2010
TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, “Türkiye'de 60 bine yakın
eczane karekod okuyucusu aldı. 4000'e yakın eczane ise piyasada
bulunmadığı için karekod okuyucusu alamadı. 1 Haziran günü
eczanelerde yüksek miktarda karekodsuz ürün olursa, eczacılar
bunları hastaya veremeyecekler. Bizler, Sağlık Bakanlığı'na
karekodsuz ürünlerin satışının yıl sonuna kadar devam etmesini
öneriyoruz.
56
TEB Saymanı Ecz. Nevin Taşlıçay, İlaç Takip Sistemi'ne genel
anlamda karşı olmadıklarını belirterek, “Sadece sürece geçişte
bütün tarafların hazır olması tercihimizdi. Çünkü hastalarımızın
mağdur olmalarını istemiyoruz. TEB olarak kademeli olarak bir
geçiş yapılmasını istiyoruz. Biz eczacılar üzerimize düşen tüm
hazırlıkları yaparak kendimizi hazırladık. Bugün sistemin ilk günü
ve sadece nöbetçi eczaneler çalışıyor. Dolayısıyla yoğunluk
olmadığı için şimdilik bir sorun yok. Ancak yarın 24 bin eczane
sisteme giriş yapacak. Yarını merakla bekliyoruz” diye konuştu.
YENİ ASIR TV “HABERLER” 18.05.2010
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, TEB Başkanı
Ecz. Erdoğan Çolak ve beraberindeki heyeti makamında
ağırlayarak, karekod uygulamasında yaşanan sorunları görüştü.
SKY TÜRK “BUGÜN” 18.05.2010
CNBC-E “GERİ SAYIM” 01.06.2010
TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, programa telefonla
bağlantısıyla katıldı. Çolak, “Sisteme 24 bin eczane ve binlerce
hasta aynı anda girmeye çalışınca ortaya sıkıntılar çıktı. Zaten
bizim beklentimiz de bu yöndeydi. Karekod sistemi eczaneleri
kilitledi. 1 Haziran'da sistem çalışsa bile karekodsuz ilaçlar
verilemeyeceği için asıl büyük kaos 1 Haziran'da ortaya çıkacak.
En doğru yöntem; karekodlu ürünlerin sisteme bildirilmesi,
karekodsuz ürünlerin ise yıl sonuna kadar yapıştırılarak bu sürencin
geçiş süreciyle sonlandırılmasıdır. Bu durum hem eczacıların hem
de hastaların mağdur olmaması açısından gereklidir” dedi.
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların satışı
için 30 gün ek süre verildiğini açıkladı. Buna göre, haziran ayı
boyunca karekodsuz ilaçların küpür ve barkodu kesilerek
verilmesine devam edilecek.
SKY TÜRK “HABERLER” 19.05.2010
TRT HABER “HABERLER” 01.06.2010
Karekod uygulaması yine sorunlarla karşılaştı. TEB, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile sistemdeki sorunları
görüşecek.
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, haziran ayı boyunca
karekodsuz ilaçların barkotları kesilerek satılmasına devam
edeceğini belirtti.
HABER TÜRK “HABER SAHASI” 28.05.2010
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, canlı yayın konuğu oldu.
Özel, şunları kaydetti:“Aslında bir hukuk devletiysek 1 Haziran'da
hiçbir sorun yok. Çünkü Danıştay bu konuda yapılan başvuruyu
değerlendirdi ve karekodsuz ürünlerin 1 ocak 2011 e kadar geçiş
süreci içinde satılabileceğine ilişkin düzenlemeyi bozan kararı iptal
etti. Danıştay'ın kararına uyulduğu takdirde 6 ay geçiş süreci
olacağı için bir sorun yok. Ancak yetkililer, bu kararı yok
saymadıklarını fakat SGK'nın karekodsuz ilaçları kusursuz ilaç
kabul ederek satın almasını yapmayacağını söylüyor. Bu da bir
Haziran'da büyük bir ilaç kaosunun tekrar gündeme taşınması
demek. Çünkü eczanelerde ilaçların yarısı karekodsuz ve bunların
kusurlu kabul edilip geri alınmaması büyük milli servet kaybıdır.
Yapılacak şey çok basit; yargı kararına uyulacak ve 6 aylık geçiş
süreci tamamlanacak.“
KANAL 24 “MODERATÖR” 01.06.2010
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların satışı
için 30 günlük ek süre verildiğini açıkladı.
KANAL B “GÜNE BAKIŞ” 02.06.2010
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların haziran
ayı sonuna kadar satılabileceğini ifade etti.
ULUSAL KANAL “ANA HABER” 05.06.2010
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekod uygulamasının yıl
sonuna kadar ertelenmesi gerektiğini açıkladı.
BLOOMBERG “ANA HABER” 23.06.2010
Kiralık diplomayla eczane açma devri kapanıyor. Binlerce eczacıyı
ilgilendiren değişiklikle ruhsat aşamasında eczacılar devreye
girecek ve komisyonda eczacıların olması sebebiyle de kiralık
diplomayla eczane açmanın önüne daha kolay geçilebilecek.
HALK TV “AYRINTI” 28.05.2010
ULUSAL KANAL “ANA HABER” 26.06.2010
TEB Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, canlı yayınlanan
programda İlaç Takip Sistemi'nde yaşanan sıkıntıları anlattı. Çolak,
ayrıca eczacıların sorunlarına değinerek, çözüm önerilerini paylaştı.
CNN TÜRK “GÜNE MERHABA” 01.06.2010
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, karekodsuz ilaçların haziran
ayı sonuna kadar küpür ve barkodu kesilerek verilmesinin devam
edeceğini söyledi.
Eczacı örgütleri, kiralık diploma yöntemiyle açılan eczanelere karşı
yürüttükleri mücadelede bir başarı daha kazandı. TEB'in yaptığı
açıklamada şöyle denildi: “Kiralık eczane diplomasıyla eczane
açanlar, hastaları birer müşteri olarak görüyor ve kamuyu
dolandırmak için her türlü sahteciliği yapıyor. Artık yönetmelikten
aldığımız yetki ile aramıza girmek isteyen bu sahtecilere önce
bizler geçit veremeyeceğiz.
SKY TÜRK “HABERLER” 30.06.2010
BLOOMBERG “İLK SÖZ” 01.06.2010
TEB karekodsuz ilaçların satışı için 30 gün ek süre verildiğini
açıkladı. Buna göre haziran ayı boyunca karekodsuz ilaçların
küpür ve barkodu kesilerek verilmesine devam edilecek. TEB
Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, taleplerinin 1 Ocak 2011 tarihine
kadar satılabilmesi olup, verilen ek sürenin yeterli olmadığını
açıkladı.
İlaç Takip Sistemi kapsamında mayıs ayı içerisinde başlatılan
karekod uygulaması gereği firmalara karekodsuz ilaçları 1
Temmuz'a kadar değiştirmeleri için tanınan süre bugün sona
eriyor.
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67

Benzer belgeler