4. Çeviri metnini indirmek için tıklayınız.

Transkript

4. Çeviri metnini indirmek için tıklayınız.
AROUND THE WORLD
IN A PAPER PLANE!
Deep in the Mojave Desert, Jeana Yeager, a schoolteacher's daughter from Texas, is ready to
make her dream come true - to fly around the world in a paper plane without stopping.
Deep: Derin, iç
Desert: Çöl
Schoolteacher: Öğretmen Daughter: Kızı
Ready: Hazır
Make: Yapmak
Dream: Rüya, hayal Come true: Gerçekleştirmek
Fly around: Çevresinde uçmak/dolaşmak World: Dünya
Paper plane: Kağıt uçak
Without: -siz/sız
Stop: Durmak
Teksas’tan bir öğretmenin kızı olan Jeane Yeager, Mojave Çölü’nün derinlerinde –dünya
çevresinde bir kağıt(tan) uçakla hiç durmadan uçma- rüyasını gerçeğe dönüştürmek için (artık)
hazırdır.
It has taken £4 million and five years of effort to realise this dream.
Take: Almak Year: Yıl
Effort: Efor, güç, çaba
Realise: Gerçekleştirmek
Bu rüyayı hayata geçirmek 4 milyon sterlin ve beş yıllarını almıştır.
Some time in the next nine months she and co-pilot Richard Rutan will climb aboard a paper
plane called The Voyager and in 13 days and nights they will go around the world without
touching Earth.
Next: Sıradaki, takip eden
Month: Ay
Co-pilot: Yardımcı pilot
Climb aboard: Çıkmak, tırmanmak, binmek
Called: Adında olmak
Days and nights: Günler ve geceler boyunca
Touch: Dokunmak
the Earth: Dünya
Go around the World: Dünya çevresinde dolaşmak
Takip eden 9 ay içindeki bir zamanda o ve yardımcı pilot Richard Rutan The Voyager’a binecek
ve 13 gece ve gündüz boyunca yere inmeden/dokunmadan dünya çevresinde dolaşacaklardır.
Can it really be done? “We believe so. All the results from the test flights indicate it is possible,”
said 33-year-old Jeana, who holds four world flying records and is a skilled engineer.
Really: Gerçekten
Done (Do’nun 3. Hali): Yapmak
Believe: İnanmak
So: Bunu, buna
Result: Sonuç
Test flight: Test uçuşu
Indicate: Göstermek, işaret etmek, ortaya koymak
Possible: Olası, mümkün
Hold: Tutmak, sahibi olmak World flying records: Dünya uçuş rekorları
Skilled: Becerikli, beceri sahibi
Engineer: Mühendis
Bu gerçekten yapılabilir mi? Dört dünya uçuş rekoru sahibi ve becerikli bir mühendis olan 33
yaşındaki Jeana, “Biz buna inanıyoruz. Test uçuşlarına dair tüm sonuçlar bunun mümkün
olduğunu göstermektedir.” demiştir.
The Voyager will follow the most suitable winds of the upper atmosphere and the flight will be
mostly over water.
Follow: İzlemek, takip etmek
Most: En çok
Suitable: Uygun
Wind: Rüzgar
1
Upper atmosphere: Atmosferin yüksek/üst kısımları
Over water: Su/deniz üzerinde
Mostly: Çoğunlukla
Voyager atmosferin üst kısımlarındaki en uygun rüzgârları izleyecek ve uçuş çoğunlukla deniz
üzerinde yapılacaktır.
If anything goes wrong, they will be able to make an emergency landing on the sea.
Anything: Herhangi bir şey Go wrong: Yanlış giderse
Emergency landing: Acil iniş
Eğer herhangi bir şey olumsuz giderse, deniz üzerine acil iniş yapabileceklerdir.
Jeana and Rutan hope to do 25,000 miles in the remarkable Voyager so they used a kind of paper
much stronger than ordinary paper in the construction of their plane. It is made with reinforced
paper.
Hope: Ummak
Remarkable: Olağanüstü, muhteşem
Use: Kullanmak
A kind of: Bir tür
Strong: Güçlü
Ordinary: Olağan, sıradan
Construction: İnşa
Reinforced: Güçlendirilmiş
Jeana ve Rutan büyük/muhteşem Voyager ile 25,000 mil yapmayı ummaktadırlar bunun için
uçağın yapımında sıradan kâğıttan daha güçlü bir türde kâğıt kullanmışlardır. O güçlendirilmiş
bir kâğıtla yapılmıştır.
The Voyager is quite big - its wings are longer than a Boeing 727's.
Quite: Epey, oldukça
Big: Büyük
Wings: Kanatlar
Longer: Daha uzun
Voyager oldukça büyüktür – kanatları Boeing 727’den daha uzundur.
Although it weighs less than the average car, it can carry a large amount of fuel (approximately
1489 gallons).
Altough: -e Rağmen
Weigh: Ağırlığında olmak, çekmek
Less: Daha az
Average: Ortalama
Car: Araba, otomobil
Carry: Taşımak
Large: Geniş
Amount: Miktar
Fuel: Benzin
Approximately: Yaklaşık olarak
Ortalama bir arabadan daha hafif olmasına rağmen, büyük miktarda benzin taşıyabilmektedir
(1489 galon civarında)
In a test run over the Rocky Mountains, Jeana was air sick for the first time in her life.
Mountain: Dağ
Air sick: Uçak tutması
First time: İlk zaman
Life: Yaşam
Rocky Dağları üzerindeki bir test sürüşünde, Jeana’yı hayatında ilk defa uçak tutmuştur.
"The Voyager is very light - it easily moves with the wind. It was like being on board a small yacht
in a rough sea. We seemed to be going up and down like in waves," she said.
Light: Hafif
Easily: Kolayca
Move: Hareket etmek
Like: gibi
2
On board: Üzerinde
Seem: Görünmek
Yacht: Tekne
Rough: Dalgalı, sert, fırtınalı
Go up and down: Çıkıp inmek
Wave: Dalga
“Voyager çok hafiftir- rüzgârla kolayca hareket eder. O (bu deneyim), fırtınalı bir denizde küçük
bir teknede olmak gibiydi. Dalgalarda bir yukarı bir aşağı inip çıkıyor gibiydik.” dedi.
During the flight the turbulence, i.e. strong wild movement of air, forced them to fly very high almost on the edge of the atmosphere.
During: Sırasında
Turbulance: Türbülans
i.e.: Yani
Strong: Güçlü
Wild: Vahşi, çılgın
Movement: Hareket
Air: Hava
Force: Zorlamak
Fly: Uçmak
High: Yüksek
Almost: Neredeyse
On the edge: Kenarında, sınırında
Uçuş sırasında türbülans, yani havanın güçlü ve çılgın hareketi, onları gayet yükseklerde uçmaya
zorladı – neredeyse atmosferin sınırlarında.
Flying that high was not included in their flight plan and Jeana and Richard had some difficult
moments until they managed to get out of the turbulence.
Include: İçermek
Difficult: Zor(lu)
Moment: An, zaman
Manage: İdare etmek, başarmak
Get out of: Dışına çıkmak
Until: -e kadar
O yükseklikte uçmak planlarında yoktu ve Jeana ile Richard türbülanstan çıkmayı başarıncaya
dek hayli zorlu anlar yaşadılar.
Jeana and Richard are very excited about their project.
Excited: Heyecanlı
About: Hakkında, ilgili
Project: Proje
Jeana ve Richard projeleriyle ilgili çok heyecanlıydılar.
It was nearly a quarter of a century ago that a B-52H jet bomber flew from Japan to Spain, a
distance of 12,532 miles, without stopping.
Nearly: Yaklaşık olarak, neredeyse
Quarter: Çeyrek
Century: Yüzyıl
Ago: Önce
Jet bomber: Jet bombardıman uçağı
Distance: Uzaklık, mesafe
Miles: Mil
Bir B-52H jet bombardıman uçağının Japonya’dan İspanya’ya 12,532 millik bir mesafeyi hiç
durmadan uçması neredeyse çeyrek asır önceydi.
That was the world record for an unrefuelled flight.
World record: Dünya rekoru
Unrefuelled: Yakıt ikmali yapmadan
Bu, yakıt ikmali yapılmadan gerçekleştirilen bir uçuş için bir dünya rekoruydu.
3
The project was born as a result of a conversation between Richard and his aircraft designer
brother Burt.
To be born: Doğmak
Result: Sonuç
Conversation: Konuşma
Between: Arasında
Aircraft designer: Uçak tasarımcısı
Brother: Erkek kardeş
Proje, Richard ve uçağının tasarımcısı kardeşi Burt arasındaki bir konuşmanın sonucu olarak
ortaya çıkmıştı.
Richard asked him if it was possible to fly round the world without refuelling. After some careful
thinking, Burt said "I think so".
Ask: Sormak
Possible: Olanaklı, mümkün
Careful: Dikkatli, özenli
Think: Düşünmek
Richard ona dünya çevresinde yakıt ikmâli yapmadan uçmanın mümkün olup olmadığını sordu.
Titizce düşünmesinin ardından, Burt “sanırım olabilir” dedi.
But Jeana and Richard are the ones who will find out.
But: Fakat
Find out: Bulmak, öğrenmek, çözmek
Fakat Jeana ve Richard, bunu çözecek olanlardı.
4

Benzer belgeler

CX C-SERIES HYDRAULIC EXCAVATORS CX250C I CX250C

CX C-SERIES HYDRAULIC EXCAVATORS CX250C I CX250C The Japanese-built Case excavators boast an enviable reputation for reliability and durability, which looks set to continue with the new C Series of CX class crawler excavators.

Detaylı

pistonlu vana

pistonlu vana • Kendi, kendini temizleyen, birikintilere karşı dirençli bir yapıya sahiptir.

Detaylı