RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTMAK (1) 29.6.2014 Pazar
Transkript
RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTMAK (1) 29.6.2014 Pazar
RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTMAK (1) 29.6.2014 Pazar-Yüreğir/ADANA ORUÇ KELİMESİ; Farsçadan Türkçeye geçmiş bir kelimedir.( İslâm Ansiklopedisi - İst: 1964, M.E.B. Yayını, C: 9, Sh: 408.) Kelimenin aslı "Roze"dir. Bu kelime Türkçeye önceleri "Oruze" (Günlük) olarak geçmiş, daha sonra "Oruç" halinde kullanılmaya başlanılmıştır. Arapça karşılığı Savm veya Siyam'dır. "Savm" kelimesinin lügat manası: Yeyip-içmekten kendini tutmak, imsak, hareketsiz kalmak ve her şeyden el-etek çekmektir.( İbn-i Abidin Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar - İst: 1983, C: 4, Sh: 228. Ayrıca Molla Hüsrev Dürerû'l Hükkam fi şerhû Gureri'l Ahkâm - İst: 1307 C: 1, Sh: 196, İslâm Ansiklopedisi "Oruç" maddesi, C: 9, Sh: 408) İslâmî ıstılahta "ikinci fecirden (Fecr-i sadıktan) itibaren güneşin gurubuna kadar; yemekten, içmekten, cinsi münasebetten ve orucu bozan diğer şeylerden, Allahu Teâlâ (cc)'ya kulluk niyeti ile nefsi men etmeye"(Şeyh Nizamüddin ve bir heyet - El Feteva-ı Hindiyye - Beyrut: 1400, C: 1, Sh: 194.) verilen isimdir. Malum olduğu üzere, oruç; yalnız bedenle yapılan ibadetler cümlesindendir. Dolayısıyla her mükellefin nefsi için "farz-ı Ayn" dır. Resûl-i Ekrem (sav): "Bir kimse, başka bir mükellefin yerine oruç tutamaz. Yine bir kimse, başka bir mükellefin yerine namaz kılamaz"(İbn-i Hümam - Fethû'l Kadir - Beyrut : 1315 D. Sadr Mtb. C: 2, Sh: 85) hükmünü beyan buyurmuştur. Zira oruçta; sürekli olarak kötülüğü emreden "Nefs-i Emmare'yi" kahretme söz konusudur. Öncesini bilmem ama 1965’ten bu yana Ramazan ayı geldiğinde Oruçla yakından uzaktan ilgisi olmayan kimseler Oruç hakkında bilir-bilmez görüşler ortaya atarak Müslümanların zihnini karıştırıp dururlar. Hâlbuki bunların sanıldığı gibi dini bilgileri de yoktur. Ve bunların çoğunun ilgi alanı Tefsir-Hadis değil. Bunların büyük çoğunluğu ilahiyat fakültelerinde öğretim üyeliği yaptıkları için milletimiz bunları İlahiyatçı olarak bilir. Ramazan ayı geldiğinde Orucun başlama Vakti İmsak ile Ramazan ayında kılınan Teravih namazı üzerinde en çok spekülasyon yapılır. Bilhassa Ramazan orucu yaz aylarına geldiğinde imsak’le ilgili olarak çok uzun süre oruç tuttuğumuzu söyleyip dururlar. İmsak kelimesinin tarifini yukarıya yazdım. Bir de buraya daha değişik bir tarifini tekrar yazayım. İşte İMSAKIN bir başka tarifi şöyle yapılmıştır: İmsak: Sözlük anlamı, tutmaktır. Yemek yemenin yasaklandığı, orucun başlama zamanına imsak vakti denir. Sabah şafak sökmeden önceki vakit olan imsak vakti, aynı zamanda sabah namazının başlangıcıdır. İmsak vaktinin başlamasından itibaren orucu bozacak davranışlardan sakınmak gerekir. Orucun vakti akşam gün batıncaya kadar devam eder. 1/3 RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTMAK (1) 29.6.2014 Pazar-Yüreğir/ADANA İmsaki böyle tarif ettikten sonra şimdi bir de İFTARI tarif edeyim. İşte İFTARIN tarifi; “İftar: Orucun sona erdiği vakit olan güneşin battığı ve akşam namazının vaktinin girdiği zamana denir. İftar yemeğini yiyerek o günkü orucumuzu tamamlamış oluruz. Sahurun Vakti Kur’an-ı Kerimde Orucun başlama ve bitişini anlatan ayetteki SİYAH VE BEYAZ İPLİĞİN BİRBİRİNDEN AYRILMASINA KADAR yemek yemeye devam edileceğinin zikredilmesi bizim bildiğimiz ve günlük hayatta kullandığımız Siyah-Beyaz iplik olmadığı bizzat Peygamberimiz tarafından izah edilmiştir. Şöyle ki: Semûre b. Cündüb (r.a.) cemaate hitap ederken, "Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu" demiştir: "Bîlâlin ezanı da, etrafa genişlemesine yayılmadıkça ufkun şu şekildeki beyazlığı da sizi sahur yemeği yemekten alıkoymasın."( Buhârî, ezan 13, savm 17; Müslim, Sıyâm 39, 41, 43; İbn Mâce, ,Sıyâm 23; Tirmizî, savm 15; Ahmed b. Hanbel, I, 386, 392, 435; Dârekutnî, Sünen, II, 166. Sünen-i Ebu Davud Tercüme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 9/180.) HADİS ÂLİMLERİ BU HADİSTEN ŞU HÜKÜMLERİ ÇIKARMIŞLARDIR Hadîs-i şeriften anladığımıza göre; Hz. Peygamber Müslümanlara, Bilâl ezan okudu diye veya fecr-i kâzib denilen, yukarıdan aşağıya doğru inen aydınlık ufukta görüldü diye yemeyi içmeyi kesmemelerini, sahur vaktinin fecir yayılıncaya kadar devam ettiğini bildirmiştir. Çünkü Hz. Bilâl geceyi ibadetle geçirenlerin istirahata çekilmelerini, uyumakta olanların da ibadete kalkmalarını temin için erkence ezan okurdu. Rasûlullah (s.a.)'ın "ufkun şöyle olan beyazlığı" sözü, fecr-i kâzibî tarif etmektedir. "Ufuk yayılıncaya kadar" sözünden maksad da fecr-i sâdıktır. Nitekim Müslim'in ve Nesâî'nin çeşitli rivayetlerinde ve Ebû Davud'un bundan sonra gelecek olan rivayetinde râviler bu 2/3 RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTMAK (1) 29.6.2014 Pazar-Yüreğir/ADANA durumu elleri ile tarif etmişlerdir. Dârekutnî'nin ashab-ı kiramdan Abdurrahman b. Âişe'den yaptığı rivayette, fecr-i sâdık ve fecr-i kâzib şu şekilde tarif edilmiştir(DEVAMI VAR) 3/3