Terimine Farklı Bir Bakış Ve Toplum Destekli Polislik?

Transkript

Terimine Farklı Bir Bakış Ve Toplum Destekli Polislik?
3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu
1-2 Mart 2013 Gaziantep
“POLİSLİK” TERİMİNE FARKLI BİR BAKIŞ VE
“TOPLUM DESTEKLİ POLİSLİK” YÖNTEMLERİNİN
ÖZEL GÜVENLİK FAALİYETLERİNE
UYARLANABİLİRLİĞİ
Güven ŞEKER1, R. Cengiz DERDİMAN2
1
2
Yrd.Doç.Dr., Celal Bayar Üniversitesi, İİBF ([email protected])
Prof.Dr., Uludağ Üniversitesi, İİBF ([email protected])
ÖZET
Bugün kent hayatında vatandaşlara hizmet veren polis, suç ile mücadelede etkili ve
etkin çalışmak için farklı arayışlara girmiştir/girmektedir. Suçun önlenmesinde özellikle
1980’li yıllardan sonra profesyonel polislik yerini, suçla mücadelede pro-aktif-çok
yönlü mücadele yöntemlerine bırakmış olup; suçla çok yönlü mücadele polisliğinin
özgün modellerinden birisini de toplum destekli polislik teşkil etmektedir. Burada,
toplum destekli polisliğin anlamı, kapsamı ve uygulama yöntemlerinin ayrıca
belirlenmesi gereği de, bu çalışmada benimsenecek ölçü bakımından ayrıca önem
taşımaktadır. Dolayısıyla, suçla mücadelede çeşitli faktörlerin ve halkın katılımını esas
alıp toplumla bütünleşmenin katkısıyla suçla mücadele yöntemleri, polislikte olduğu
kadar, özel teşebbüsün yürüttüğü güvenliği sağlama faaliyetlerinde de dikkate alınması
gerekir. Nitekim, suçların önlenmesi için özel teşebbüsün yapmış olduğu farklı
güvenlik faaliyetleri yaşadığımız zamanda hızla artan etki ve etkinliği ile güvenlik
alanında önemli bir yer almaya başlamıştır.
Özel güvenliğin, görev bölgesinde meydana gelecek suçları önlemek açısından, diğer
kolluk makam ve memurlarıyla, halkla ve görev bölgesinde bulunanlarla ilişkileri,
onlarla bütünleşerek çalışmaları; toplum destekli polislik modelinin model tasarımının
özel güvenliğe etkisi bağlamında incelemeye değer bir durum arz etmektedir.
Çalışmada, özellikle 1990’lı yıllardan sonra polisin suç ile mücadelesinde bir yaklaşım
olan toplum destekli polislik faaliyetlerinin özel güvenlik alanı içerisinde kullanımı
konusunda farklı görüşler ele alınacak ve ülkemiz açısından polislik alanındaki fırsatlar
ortaya konacaktır.
Anahtar Kelimeler: Polislik Toplum Destekli Polislik, Özel Güvenlik Faaliyetleri
323
1. GİRİŞ
Batı ülkelerinde hayatın karmaşık bir hal alması sonucunda, kamu hayatı ile ilgili
mesleklerin devletten başka aktörlerin de üstlenmeye başladığı ya da yeni mesleklerin
ortaya çıktığı söylenebilir. Bugün artık daha önceden polis adıyla belirleyebileceğimiz
güvenlik hizmetleri giderek, devletin tekeli altında hizmetler olmaktan çıkmıştır
(Prenzler ve Townsley 1998).
Aralarında diğer konularda çok derin ayrılıklar olmasına rağmen sosyal ve siyasal
felsefenin akımları, devletin temel görevlerinden birinin polisin sağladığı iç güvenlik
hizmeti olduğu görüşünü paylaşmaktadırlar. Bu görüş, her sistemde polisin aynı görev
ve yetkilerle donatıldığı ve aynı şekilde işlediği anlamına gelmemek ile beraber, polis
organizasyonunun toplumların vazgeçilmez bir unsuru olduğunu ifade etmektedir. Bu
arada; polis üzerinde yapılan akademik çalışmalarda, polise yasalar ile fiziksel güç
kullanma yetkisinin verildiği ve bu güç kullanmanın ortak amaçlar için kullanılması
şartının getirildiği bir kamu kuruluşu olduğu da belirlenmelidir (Kavgacı, 1997:10).
Bunun dayanaklarını uluslar arası belgelerde ve Anayasamızda görmek mümkündür:
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi üçüncü maddesinde “herkesin yaşama, özgürlük
ve kişisel güvenlik” haklarına sahip olduğu belirtilmiştir. Anayasamızın 2. Maddesinde
toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde bir devlet olabilmek,
Cumhuriyetimizin nitelikleri içinde yer almıştır (Yılmaz-Derdiman, 2012: 6; Derdiman,
2011: 277).
Buna karşılık bir kısım güvenlik hizmetlerinin, zamanımızda özel güvenlik
teşkilatlanması aracılığıyla yerine getirildiğine tanık olunmaktadır. Kaldı ki kamu
alanında görev yapan polisin değişik eşya ve hizmetlerin koruma-kollanmasında, gizli
izleme, hazırdaki veya gelecekteki mağdur programlarına varıncaya kadar birçok alanda
kendini ortaya koyan suç önleme kavramının da, özellikle mali suçlar ve bilgi güvenliği
gibi bazı polis görev alanlarında artık belirgin şekilde baskın görünürlüğünü yitirdiği
söylenebilir. Bayley ve Shearing (2000), bu durumu “polisliğin çok taraflılaştırılması”
olarak ifade etmektedirler. Bu noktadan bakıldığında karşılaştırmalı güvenlik
sistemlerinde, bu arada ülkemizde güvenlik hizmetlerinin özel teşebbüs tarafından da
yerine getirilmeye başlandığı gözlenmektedir. Nitekim artık ülkemizde devletin idarî
mekanizmalardan 5188 sayılı Kanunun öngördüğü izin alınarak güvenlik hizmetlerinin
yürütülmeye başlandığı görülmektedir (Derdiman, 2010: 17).
Bu doğrultuda, güvenlik hizmetlerinin özel girişim tarafından yerine getirilmesinin
tartışılabileceği açıktır. Bunun yanında zamanımızda artan güvenlik ihtiyacının, kamu
kolluğu tarafından ifa edilen suçla mücadele ve suçu aydınlatma niteliğindeki
dedektiflik hizmetlerinin özel girişimler tarafından da üstlenilmeye sebep olduğu
söylenebilir. Burada sorulacak soru şu olmalıdır: Acaba mevcut imkân ve uygulamalar
ile güvenliği sağlayabilir miyiz? Benzer akıl yürütmelerle, güvenliği sağlayan polisin
yasal zorlayıcı güç kullanma tekeli bakımından değerlendirilecek olursa; bu yetki özel
girişim tarafından kullanılabilecek midir? Halil İ. Bahar (KAVGACI) (1997:11)
“modern demokratik toplumlarda, polise yasal zorlayıcı meşru güç kullanımı hakkı
verilir” şeklinde konuyu değerlendirmiştir. “Polisin yaptığı görevleri yapan, fakat güç
kullanma hakkı olmayan başka organizasyonlar oluşturulabilir mi?”, gibi sorular ile
demokratik düzen içinde farklı güvenlik kuruluşlarının olup olamayacağı ile ilgili
tartışmayı ortaya koymuştur.
324
Çalışma polisin modern hayat ile birlikte farklılaşan rolünü tartışırken, kamu hizmet
alanından özel alana geçiş, bu geçişte ortaya çıkan durumlar, kamu alanında polisin
değişen yüzü, hizmet anlayışı olarak ortaya çıkan toplum destekli polislik ve çalışma
alanı bu alanda görev yapan polisin asıl yapmak istediği faaliyet (toplumun desteği
sağlanarak bilgi toplama faaliyeti), bu yoldan yola çıkılarak özel güvenlik alanındaki
farklı uygulamalar ışığında ülkemizde benzer faaliyettlerin yapılıp yapılamayacağı
tartışılacaktır. Çalışma dünyada güvenlik alanındaki farklı anlamlandırmalar ve
uygulamaları ele alarak ülkedeki uygulamaların yararlı hale getirilebilme çabası ortaya
konulacaktır.
2. POLİSLİK VE GÜVENLİK GÖREV PAYLAŞIMI, SUÇ
ÖNLEME FAALİYETLERİNİN KAMU YÖNETİMİNDEN
ÖZEL HUKUK KİŞİLERİNE GEÇİSİ
Polis adli yönden görevleri itibarıyla devlet tekeli altında bulunuyorsa da bunu aynı
kararlılıkla güvenlik ya da suç önleme alanı için söylemek zor olsa gerektir. Bazıları
bunu pazarın kaybı olarak görse de, polis açısından fazladan faaliyetlerle uğraşmadan
polisin kendi görevini yapması ve diğer görevleri uygun ellere teslim etmesine imkân
veren bu durum bir fırsat olarak değerlendirilebilir (Grabosky, 1996).
Bugün artık genel olarak geniş anlamda “polis” faaliyetleri farklı gruplar tarafından
yerine getirilmektedir. Birçok ülkede toplumun hem yetkili hemde gönüllü toplum
grupları ya da gönüllü kolluk (Derdiman, 2007: 31-32), vatandaşlar, milli yerel
düzenleyici birimler gibi farklı yapılar ve devlet kolluğu anlamında “kamu polisi” nden
bahsetmek mümkündür. (Bayley, Shearing, 2001; Crawford ve ark., 2005). Kısaca çok
farklı şekillerde sunulmaya başlayan “polislik” yani “güvenlik hizmetleri”, kamu
yönetimin “tekelindeki” yapısından sıyrılarak, farklı girişim, kişi veya kesimlerce
verilmeye başlanmıştır. Bunda, kamu polisinin artan suç önleme ve diğer görevlerinden
dolayı, diğer görevlerini tam olarak yerine getiremeyişi de etkili olmaktadır (Derdiman,
2010: 8).
Ayrıca günümüzde “kamu polisi” toplumun güvenlik ihtiyacına tüm boyutlarda cevap
veren daha iyi bir hizmet sunabilmek için farklı arayışlara girmiştir. Polis teşkilâtında
görevlilerin eğitimi, hızlı problem çözme teknikleri gibi konularda bilgilendirilmeleri
üzerinde önemle durulmaktadır. Fakat, her türlü kurumsal değişmede olduğu gibi polis
teşkilatının da yeni durumlara hemen ayak uyduramadığı dikkat çekmektedir. Polisliğin
operasyonel tarafı stratejik düşünceyi dışlayan, yenlikçiliğin uygun şekillerini
destekleyici bir ortam sunmamaktadır (Reiner, 2000). Polisin güvenlik hizmetlerini
toplum desteğiyle yerine getirmesi gayretleri bile bu kurumsal bürokratik durağanlığı
ortadan kaldıramamaktadır.
Gelişmiş ülke akademisyenlerinin yaptıkları bilimsel çalışmalarda “polislik” deyimi,
“çoğullaşmış” ya da “ayrılmış” yapılar kavramı olarak anlaşılmaktadır (Jones,
Newburn, 2006: 1). Bir diğer deyişle yeni polislik yaklaşımı özel güvenlik hizmetlerini
ve kamu polisliğini kapsayıcı bir anlamda kullanılmaktadır. Polislik zamanımızda
toplum hayatında görünürlüğü yüksek her konu ile ilgili bir kurum yapısı olarak toplum
hayatını etkilemektedir. Zamanımızda polis hizmetleriyle ilgili olarak toplum ve
vatandaşların sorumluluklarının artması, toplumun algısı ve polislik faaliyetlerinin zor
ve ağır yükümlülükler isteyen faaliyet olarak görülmesi, kamu polislik yapılarının
325
anlaşılmasını zorlaştırarak (Johnston, 1992:9), farklı farklı konularda özel güvenliğin
toplum tarafından kabulünü artırmaktadır. Nitekim önceleri ülkemiz güvenlik
hizmetlerinde daha çok görevlendirilen çarşı ve mahalle bekçilerinin, kamu polisinin
görevlerinin kendine özgü bir paylaşımını göstermektedir. Bu konuda daha ileri fikir ve
görüşler Şeker, (2005) tarafından ileri sürülmüştür.
Günümüzde devletlerin neo-liberal siyaset ve ekonomik rasyonelliğe dönüşüm şeklinde
görev alanında değişen rolleri (Bayley, Shearing 2001, Crawford, Lister, 2004,
Johnston, 2007, Shearing, 2007); artık suç önlemedeki sorumluluğun devletten birey ve
topluluklara dağıtılması seçeneğini gündeme getirmiştir (Garland, 2001; Zedner, 2003).
Farklı bir anlatımla güvenlik hizmetlerinde de çoklu ya da “merkezi” yönetişim (plural
or nodal governance) (Shearing, Wood 2003) doğrultusunda gelecek odaklı risk anlayışı
ile uyumlu hale gelen bir yapılaşma ortaya çıkmıştır (Johnston, 2000).
Büyük alışveriş merkezleri, güzel zaman geçirme yerleri, etrafı çevrilmiş özel alanlar,
havalimanları gibi yerler “büyük özel alan mülkiyet kümeleri” olarak adlandırılarak II.
Dünya savaşı sonrası süreçte gelişmiştir (Shearing, Stenning, 1981). Bu tip yerler
normalde özel fakat kamunun kullanımına açık, hukukta “kamu yararına özel alanlar”
ya da “karma” alan kavramları ile ilgili terminolojik yeni bir tartışma oluşturmuştur
(Gray, Gray, 1999). Bu karma yapılar içinde özel güvenlik sektörü, polislik alanı içinde
kendini öne çıkaran şekilde büyümüştür (Shearing, Stenning, 1981; South, 1988;
Johnston, 1992; Jones, Newburn, 1998; Button, 2002). Aslında özel mülkiyetin bu yeni
yapısal değişimi devletin yürüttüğü güvenliğe de yeni yönelim ve bakış açıları
getirmiştir. Özel teşebbüslerin ortaya koyacağı güvenlik hizmeti kamu alanında veya
özel mülkiyette yeni bir uygulama alanı olarak polislik yapısı içinde ortaya çıkmıştır.
Konu diğer bölümde özel güvenlik kavramına yoğunlaşarak farklı açılardan ele
alınacaktır.
2.1. Özel Güvenlik ve Güvenlik
Özel güvenlik nedir? Ne yapar? Polisin görevinden nasıl ayrılır?, sorularına verilecek
cevapların, bu alandaki görevlilerinin hangi nitelikte olacakları, nasıl çalışacakları,
kamu görevinden ayrılma olup olmadığı gibi konuları da belirleyeceği düşünülmektedir.
Özel güvenliğin kavram olarak tanımlamasında uzlaşılmış bir tanım bulunmamakta,
farklı tanımlamalara göndermeler yapılmaktadır. Genellikle yapılan tanımlarda polis
hizmetlerinin özel sektör tarafından yapılması konusunun belirgin olarak ortaya çıktığı
görülmektedir (Shapland, 1999).
Bazı çalışmalarda özel güvenliğin tanımına esas olmak üzere, görev alanına; koruma
hizmetleri, elektronik güvenlik, hassas tespit ve gizli izleme, istihbarat ve risk yönetim
hizmetleri ya da dedektiflik faaliyetleri dâhil edilmektedir (Thirion, 1998). Özel
güvenliğin temel amacının da (kamu hizmetlerinde amaçlanan kamu yararının tam zıddı
olarak) “kâr sağlama” olduğu üzerinde durulmaktadır (Thirion, 1998; Schreier,
Caparini, 2005:27). Bazı araştırmacılar da özel güvenlik hizmet birimlerini iç güvenlik
ve koruma hizmetleri ile uğraşan kuruluşlar olarak tanımlamaktadır.
326
Özel güvenlik; kâr sağlamak amacı ile devlet dışı organizasyon veya grup
organizasyonu tarafından “polislik” yani (iç) güvenlik hizmetlerini müşterilerine,
devletlere, özel kişilere ve organizasyonlara sağlama faaliyetidir (Schreier, Caparini,
2005). Özel güvenlik görevlerinin kanunla verilmesi çağdaş demokratik prensiplerin
gereğidir. Ülkelerde, kamu kolluğu dışında kalan ve kendisine kanunla verilen görevleri
yerine getirmek üzere özel teşebbüs olarak teşkilatlanıp faaliyette bulunan, devletin
denetim ve gözetiminde kamu kolluğu görevlerini tamamlayıcı fonksiyonu üstlenen
güvenlik teşkilat ve faaliyetleri özel güvenlik olarak düşünülmelidir (Derdiman, 2010).
Son otuz yılda geleneksel kamu kurumlarında köklü değişim ve dönüşümlere paralel
olarak polislik ve polis kavramları da modern sosyal kontrol mekanizmaları olarak ciddi
değişim sürecine girmiştir. Bu değişimlerin ana nedeni batı ülkelerinde özel güvenlik
alanında meydana gelen gelişmelerdir. Bu gelişmeler, beraberinde, güvenlik bakış
açısında özel güvenliğin katettiği mesafeye yeni katkılar sunmaktan ziyade, kamu
güvenliğinin fonksiyonlarında ve güç kullanımında, bireysel hakların garantiye alınması
konusunda ihtiyaçları hissettiren değişimleri getirmiştir. Bu anlamda kolluk
fonksiyonları ve güç kullanma yetkisi, başka güvenlik aktörleri tarafından paylaşılır
olmuştur. Çağdaş toplumlar da polislik risk tabanlı düşüncenin etkisi ile çoklu polislik
yapıları halinde dağılmış yapıda bulunmaktadır (Salinas, 2004).
Yukarıda da belirtildiği gibi, modern toplumlarda bulunan kamu yararına özel alanlarda
sık sık en temel hizmet faaliyetleri ve malların tedarik edilmesi konuları belirgin
faaliyetler olarak artmaktadır. Bu değerlendirmeyi destekleyen birçok özel güvenlik
uygulamaları kamu yararına özel alanlarda varlığını ortaya koymaktadır (Shearing,
Stenning, 1985; Davis, 1990).
Button (2002:96), özel güvenlik endüstrisinin tanımlanması yapılmak istenildiğinde
şekil ve içerikte çözülmemiş bir tartışma olduğunu belirtmiştir. Ancak bunun yanında
ayrı sektörlerin bu “endüstriyi” oluşturmaları konusunda ortak bir görüş olsa da bu
sektörlerin sınıflanması ve herbirinin içerdiği faaliyetlerin ne olduğu ile ilgili tutarlı bir
anlayış bulunmamaktadır (bkz. de Waard, 1999; Button, 2002; Jones, Newburn, 2006).
Bu çok değişik farklı bakış açıları ile güvenlik endüstrisi tekil ya da kısmen ahenkli
fakat daha çok akışkan bir bütün, sık sık birbirinden ayrı endüstrilerdir (Button, 2002:
96-97). Alanda hizmet verenler arasında “daha çok hizmet alanları, çalışmaları,
amaçları birbirleri ile çok az ilişki doğurmaktadır (Zedner, 2006:269).
Özel güvenlik sektörü; koruma, alarm ve diğer tarama araçları izleme, araştırma, değerli
eşya taşımacılığı, güvenlik ürünlerinin üretimi, satışı ve kurulumu, güvenlik
danışmanlığı ve araç güvenliği olarak ele alınır. Bunun yanında pazar ihtiyaçları
doğrultusunda sürekli (batı ülkelerinde) yeni alanlar ortaya çıkmaktadır. Özel güvenlik
şirketleri gelişme hızı yüksek bir sektörde hizmet vermektedir. Dünya çapında ulusal ve
uluslararası asker ve polis görev alanı güvenlik hizmetleri yüz milyar dolardan fazla bir
hacimdedir ve 2010 yılından itibaren en az 202 milyar dolar olacağı düşünülmektedir
(Avant, 2005). Aynı zamanda benzer durum Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de
görülmektedir. 2004 yılı itibari ile özel güvenlik görevlisi sayısı birçok AB ülkesinde
polis sayısını geçmiş durumdadır. Yapılan çalışmalara göre hemen hemen 500 kişiden
bir kişinin özel güvenlik görevlisi işvereni olduğu ortaya konulmuştur (POSI, 2004).
Özel güvenlik daha önce polis sorumluluğunda olan birçok alanı şu an itibari ile
doldurmuş durumdadır; özel dedektiflik, değerli mal sevkiyatında koruma, alış veriş
merkezleri gizli şekilde gözetlenmesi ve koruması, kritik yer görevleri (havaalanı,
nükleer ve askeri tesisler) gibi birçok alanda faaliyet göstermektedir.
327
Avrupa Birliği Avrupa’nın dış politikası açısından özel güvenlik şirketlerinin ülke
güvenlik sisteminin bir parçası olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca özel güvenlik
politikalarının gelişme sürecinde bütünleşme ve dış yardım politikaları ile
yapılandırılması gerekliliği belirtilmiştir (CEC, 2006). Bu çalışmalar sektörün daha
sağlıklı ve akılcı hareket etmesine neden olabilecektir, aksi halde olumsuzluk ve büyük
problemlerde ortaya çıkabilmesi muhtemeldir. Bunların yanında güvenliği özelleştiren
neo-liberal politikalar devleti küçültmek gibi bir hedefi önermekteyse de; özel güvenlik
gibi, “kamu polisliği” dışındaki diğer hizmet katılımcılarının devlet idaresinin
bütünlüğü, devletin temel amaç ve görevlerine uygunluğunu sağlayıcı şekilde denetim
ve gözetimi altında bulunmaları gereklidir (Derdiman, 2010). Türkiye’de özel güvenlik
kanunu ile yapılan düzenlemelerin etkili bir pazar kontrolü sağladığı düşünülmektedir.
Yapılan çalışmalarda AB ülkelerinde özel güvenlik şirketlerinin güvenlik hizmeti
sağlayabilmesinde kalite her geçen gün artmasına karşılık, henüz personel olmayan
eğitim sürecinde güvenlik görevlilerinden kaynaklanan sorunlar, kamu kontrolünde
yetersizlik görüldüğü, aynı zamanda insan hakları ve temel özgürlüklerin tehlikeye
düştüğü belirtilmiştir (PC-PM, 2005). Görülüyor ki; özel güvenlik kavramı herhangi bir
şekilde ele alındığında konu ile ilgili yaşanılan olumsuzluklar üzerinde durma
gerekliliğini ortaya çıkartmaktadır.
2.1.1. Özel Güvenlik Sistemi ve Olumsuzluklar
Özel güvenlik sistemi içinde ortaya çıkan birçok olumsuzluk bulunmaktadır. Batı
Avrupa’da olan bazı olaylar:
Bir özel güvenlik şirketi mahkeme ve hapishane arası mahkûmların getirilip
götürülmesinden sorumludur ve cinayet sanığı olan 3 kişi bir hata ile kaçmıştır (2006).
İki bagaj kontrol güvenlik görevlisi bir uluslararası havalimanında çalışma saati
içerisinde alkollü ve uyurken bir gazeteciye yakalanmıştır (2005-2006).
Bir işveren tarafından çok hayati bir konuda görevlilerden birisinin isimsiz mektup
yazmış olabileceği düşüncesiyle araştırmacı görevlendirilmiş, araştırmacı çalışma
yaparken, çalışma başlangıcından iki buçuk saat sonra işverenin pencereden atlamış
olduğu ortaya çıkmıştır. Bu olay intihar mı yoksa değil mi? diye özel güvenlikçiler
sorguya çekilmiştir (2004).
Özel güvenlik görevlileri olumsuz davranışta bulunmaktan dolayı suçlanan bir kişiyi
zor kullanarak bir spor müsabakasının yapıldığı spor salonundan uzaklaştırmıştır. Daha
sonra bu kişi komaya girerek hastaneye kaldırılmış, hastane komanın ciddi bir kafa
yaralanmasından olduğunu belirtmiş ve bahse konu kişi kişi ertesi sabah ölmüştür
[(2006) (Born, Caparini ve Cole, 2006:6)].
Güvenlik olgusu içinde kabul edilemeyecek farklı nedenlerden kaynaklanan olumsuz
olayların ortaya çıktığı görülmektedir. Aynı zamanda özel güvenlik bu gün artık o kadar
boyutlu hizmet alanlarında görev almaktadır ki ulusal olduğu kadar uluslar arası alanda
da kendini olumsuz örnekler ile ortaya koymaktadır. İngiltere de yabancıların (kaçak
göçmenler ve diğerleri) sınır dışı işlerini yapan özel güvenlik şirketi ile ilgili olarak
yapılan şikâyetlerde kazara kesme, çizme, yaralama olayları diye rapor edilen
durumların sınır dışı edilen kişilerin iddialarına göre kafa yaralanması, psikolojik
problemler ve cinsel taciz iddiaları olduğu belirtilmektedir. Polise şikâyet olarak gelen
35 olayın sadece bir tanesi tutuklanma sonucunu ortaya çıkartmış, neredeyse polise
giden olayların 2/3’ ünden fazlasına işlem uygulanmamıştır. Farklı ırklar arasındaki
328
ilişkileri araştıran enstitüye göre bu sınır dışı işlemlerinde 1991 yılından bu güne kadar
bütün Avrupa çapında 11 ölüm olayı meydana gelmiştir. Yapılan araştırmada ayrıca
görevlilerin kimliklerini saklamak için maske ya da kar başlıkları kullandıkları, yüzleri
gizli iken sprey kullandıkları, sınır dışı edilecek kişileri ırksal olarak aşağılayıcı
saldırıda bulundukları, su ve yemek vermedikleri belirtilmiştir. Bazen sınır dışı edilen
kimselere tuvalete gitme hakkı verilmemekte, bunun yerine alt bezi takılmaktadır. İsveç
ürünü olan kişiye özel yatak şeklinde aynı zamanda tuvalet yapmayı da sağlayan, özel
koltuklar kullanılmaktadır. Özel güvenlik görevlilerine aynı zamanda poliste var olan
yetkiler verilmiş, buna göre özel güvenlik görevlilerinin elektro şok silahları, cop,
pranga kullanma yetkileri bulunmaktadır (Taylor, Muir, 2005). Olumsuzluklar var olan
yetki ve sorumlulukların yanlış kullanılması, sınırların aşılmaması, bilgisizlik gibi
nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Özel güvenliğin yetki ve sorumluluk alanlarının
ele alınması konunun yerel ve evrensel boyutlu değerlendirilebilmesini
sağlayabilecektir.
2.1.2. Özel Güvenliğin Yetki ve Sorumlulukları
Özel güvenlik görevlileri; fiziksel araçlar, “üniforma, rozet, silahlar gibi” kişisel araçlar,
“sözlü konuşma kabiliyeti” gibi hukuki araçlar (Stenning, 2000) kullanarak güvenliği
sağlamaya çalışırlar. Bu araçların işlevsel kullanımı Tablo 1 ile ortaya konulmuştur. Bu
araçlar içinde, tüm dünyada geçerli sayılabilecek “evrensel yetkiler” bulunur. Bu
“evrensel yetkiler”; tüm dünyada geçerli olan gözaltına almayı gerektiren bir olay
olduğunda tek çare olarak ve en düşük seviyede makul güç kullanarak (GSCU, 2001:
34), suçun oluşmasını önlemek için gözaltı işlemini yapmak gibi yetkileri ifade eder.
Özel güvenliğin, “seçme yetkileri” denilen, görevlilerinin özel alan koruması ya da
görevli olduğu alana her türlü girişi geri çevirme, arama, içeri girme şartlarını
taşımayan kişiyi alandan uzaklaştırma (Button, 2000) gibi yetkileri bulunur.
Tablo 1 İngiltere ve Galler’de çalışan Özel güvenlik Memurlarının kullandıkları hukuki
araçların yapısı (Button, 2003).
Hukuki Araçlar yapısı
Yakalama
Suça karşı önleme amaçlı makul güç kullanma
Özel mülkiyet girişine engel olma
Özel Mülk alanından uzaklaştırma
Özel Mülk alanında önlemler alma
Giriş durumunda olan kişileri arama
Özel mülk alanından çıkışta kişileri arama
Evrensel yetki
Evrensel yetki
Özel alan
Özel alan
Özel alan ve sözleşmeler
Özel alan ve sözleşmeler
Sözleşmeler
İspanya, özel güvenlik sektörüyle ile ilgili ele alınması gereken ilginç bir örnektir.
Bölgeli devlet olan İspanya’nın anayasası (1979) madde 149/1, bent: 29 ile, kamu
güvenliğinin, bölgelerin değil, devlet yönetiminin bizzat kendisinin üstlendiği
ayrıcalıklı yetki ve sorumluluk olduğunu belirtmiştir. Diğer bir ifadeyle bu ayrıcalık,
İspanya’da merkezi ve bölgesel sorumlulukların paylaşılmasında devletin kamu
güvenliği ile ilgili olarak merkezin ayrıcalık alanını belirtmiştir (Salinas, 2004: 159).
Sözü edilen Anayasanın 149. maddesinin İspanya’da bölgeler ile merkezi devletin
yetkilerinin paylaştırılmasına ilişkin olmasından dolayı, burada verilen bilgiden ve 149.
329
maddenin ilgili hükmüne değinmekten, dolaylı olarak bölgeli devlet sisteminin
önerilmek istendiği gibi bir anlam çıkarılmamalıdır. Burada amaç, güvenlik yetkilerinin
Devletin bizatihi kendisinin üstlendiği işlev olmasını örneklemektir.
Bu ayrıcalıklı alanda Tablo 2’de belirtilen çeşitli sorunlar içinde hizmet vermeye
başlayan özel güvenlik sektörünün İspanya’da hızlı büyümesi sonucunda hukuki bir
izlemenin yokluğundan kaynaklanan sonuçlar ortaya çıkmıştır. Özel güvenlik pazarına
çok sayıda düzensiz iş gören personel ve şirket girmiş, bunun sonucunda güvenlik
alanında düşük kaliteli ürünler yer almış ve profesyonel olmayan personelmiş gibi
görünen faaliyetler sürdürülmüştür. Aynı zamanda, güvenlik görevlileri, güvenlik
kuruluşlarının aralarında birbirlerine nazaran ciddi seviyede farklılıklar ortaya çıkmıştır.
Bunun sebepleri içinde güvenlik görevlilerinin eğitiminin çok az olması ve/veya
yetersizliği durumları belirmiştir. Düşük kalitedeki güvenlik malzemeleri, yetersiz
seviyedeki kurulum ve servis hizmetleri, acil durumlarda görev yapacak olan polisin
görevini yapmasına engel olabilecek durumları da ortaya çıkarmıştır.
Tablo 2. İspanya’da yaşanan özel güvenlik sıkıntıları
Özel Güvenlik Alanında
yaşanılan Sıkıntılar
Personel Sıkıntıları
Kavramın
Yapılanmamış Hali
Eğitim Sıkıntıları
Yetki Boyutlu
Sıkıntılar
Özel güvenlik alanındaki bu eksiklik ve hataların özellikle medyada da dile getirilmesi
ile sektör ciddi anlamda saygınlık kayıp etmiştir. İspanya’da bu duruma “dur” demek ve
kayıp edilen saygınlığı kazanmak amacıyla, büyük güvenlik şirketlerinin siyasi baskı ve
girişimleri ile 1987 de kanun çalışmaları başlamıştır. Batı dünyasındaki en geniş özel
güvenlik kanun düzenlemesi 2001 Ekim ayında çıkarılmıştır. Ortaya çıkan sistem bütün
güvenlik alanını kapladığı gibi bu alanı kamu güvenlik sistemiyle irtibatlandıran bir etki
göstermiştir (Salinas, 2004: 160).
Özel güvenlik faaliyetleri; özel mülk veya alanlar ile ilgili çalışma yapan, bu doğrultuda
sunulan hizmet yolu ile kamusal genel koruma, kollama, suçla mücadele etme ilgisinden
uzaklaşan bir yapıda sürdürülen faaliyettir. Polisin toplum, toplumun gruplaşmış
kesimleri, organizasyonlarını içine alan modern uygulamaları ile toplum destekli
polislik yapılarının tartışılması gerekebilir. Özel güvenlik alanlarında ortaya çıkan veya
şüpheli olan durum, bilgilerinin toplanması gibi toplum hayatı içinden verilerin
toplanması ve iletilmesi yaklaşımlarının geliştirilerek, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi
toplum kurullarına katılım, polisin gözü kulağı olmayı teşvik edici projeler yapılması
uygun olacaktır. Diğer bölümlerde ele alınacak olan İspanya’daki bu koordinasyon
hizmetlerine
benzer
koordinasyon
kurullarının
ülkemizde
oluşturulup
oluşturulamayacağı doğal olarak çalışmamızın düşüncesinin kaydığı konu olmaktadır.
Ülkemizde bu tip faaliyetler yolu ile kamu kolluğunun daha etkin hizmet yürütmesini
sağlayabilecek açılımların sunulabileceği düşünülmektedir. Ayrıca halen 5188 ayılı
330
kanuna göre hizmet veren özel güvenlik kuruluşlarının hizmet kanununun ele alınması
ülke açısından sağlıklı değerlendirmeler yapılabilmesine yardımcı olacaktır.
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun “amaç” kenar başlıklı 1.
maddesinde “Bu Kanunun amacı, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel
güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemektir”
denilerek özel güvenlik hizmeti kamunun ayrılmaz parçası olarak görülmüştür. Aynı
zamanda “ceza uygulaması” kenar başlıklı 23. maddesinde “Özel güvenlik görevlileri,
görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi
cezalandırıl(acağı)” hüküm altına alınmıştır.
5188 sayılı Kanun “Özel güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla suç
işleyenler kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.” diyerek, özel güvenlik
görevlilerine karşı, görevleriyle ilgili, bir anlamda kamu sorumluluğu görevleri ile
bağlantılı olarak işlenen suçlardan dolayı faillere normal vatandaştan daha ağır cezalar
verilebileceğini de belirtilmiştir.
5188 sayılı kanun, özel güvenliği kamunun güvenliğini sağlama kapsamında görev
alması gerekebilecek teşkilat olarak gördüğünden, “ek önlemler” başlıklı 6/1.
maddesinde koyduğu “Mülki idare amirleri havalimanı, liman, gümrük, gar ve istasyon
gibi yerler ile spor müsabakalarının, sahne gösterilerinin ve benzeri etkinliklerin
yapıldığı yerlerdeki özel güvenlik tedbirlerini denetlemeye ve kamu güvenliğinin
gerektirdiği hallerde ek önlemler aldırmaya yetkilidir.” hükmüyle, alınan güvenlik
önlemlerinde payı olabilecek olan özel güvenliğin, tüm kamu güvenlik
değerlendirmelerin bir parçası olduğunu kabul etmiş, özel güvenliğin bu açıdan sevk ve
idaresinde ilin mülkî amirine sorumluluk yüklenmiştir.
Kamu güvenliğinin sağlanması yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile vali ve
kaymakamlara verilen yetkiler saklıdır. Bu yetkilerin kullanılması durumunda özel
güvenlik birimi ve özel güvenlik personeli mülki idare amirinin ve genel kolluk
amirinin emirlerini yerine getirmek zorundadır.
5188 sayılı Kanun “Özel Güvenlik Görevlileri Özel Güvenlik Görevlilerinin Yetkileri”
başlıklı 7. maddesiyle, özel güvenliğe; güvenlik araçları kullanarak tespit ve arama, özel
durum yakalaması (CMK m. 90), yakalama emri ve mahkûmiyet kararı uygulama, tabii
afet durumlarında mesken ve iş yerlerine yardım istenmesi durumunda girme, toplu
taşıma alan girişlerinde kimlik sorma, delil veya tehlike doğurabilecek eşyanın emanete
alınması (bildirim şartı), kişiyi korumak için yakalama, olay yeri koruması (CMK m.
168 yakalama), özel hallerde zor kullanma yetkileri vermiştir.
Türkiye’de 5188 sayılı Kanun, “Suçlar ve Cezalar” başlıklı 19 ve 20. maddeleri ile özel
güvenlik teşkilatlanma ve faaliyetlerine ilişkin olarak koyduğu yasaklara aykırı hareket
edenlere karşı uygulanacak adli ve idari cezaları düzenlemiştir. Kanun; özellikle özel
güvenlik iznini almadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden kişiler veya kuruluşlar,
faaliyet iznini almadan özel güvenlik faaliyetinde bulunan şirketlerin kurucu ve
yöneticileri izin almadan özel güvenlik birimi oluşturan ve eğitimi veren kurum ve
kuruluşların yöneticilerine, hapis ve para cezaları verileceğini belirtilmiştir.
Çalışma izni verilmeyen kişileri özel güvenlik görevlisi olarak istihdam eden kişi,
kurum, kuruluş veya şirketlerin yetkililerinin karşılaşacağı hapis ve para cezaları ortaya
konmuştur.
331
Kanun ayrıca faaliyet iznini almadan özel güvenlik hizmeti veya özel güvenlik eğitimi
verdiğini ilân eden veya reklam yapan kişi; kurum, kuruluş veya şirketlerin
yöneticilerine verilecek cezaları düzenlemiştir. Görüldüğü gibi yapılan Özel güvenlik
kanunu ile aslında çalışan, çalıştıran ve piyasa için ciddi düzenleyici, caydırıcı cezalar
verilerek kurumsallaşmaya çalışılmıştır.
Kanunun uygulaması ile ilgili olarak “Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun
Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” Üçüncü Bölümündeki “Özel Güvenlikle İlgili
İzinlerin Verilmesi” başlığı altında 7. maddede “Kanun kapsamında özel güvenlik,
kişiler tarafından özel güvenlik görevlisi istihdam edilerek; kurum veya kuruluş
bünyesinde özel güvenlik birimi kurularak veya özel güvenlik şirketlerinden hizmet
satın alınmak suretiyle sağlanabilir. Özel güvenlik hizmetinin ne şekilde sağlanacağı
kişi veya kuruluşlar tarafından belirlenir” denilerek müteşebbislere uygun olarak geniş
düzenleme yapılmıştır.
Yönetmelik, “Mülki İdare Amirlerinin Yetkisi” başlığı altında, madde 13’de mülki idare
amirlerinin özel güvenlik görevlilerinin üzerinde her türlü kontrol ve denetim yetkileri
ortaya konmuştur. Ayrıca “Kanun ve bu Yönetmelik kapsamı dışında, her ne ad altında
olursa olsun can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla denetim, gözetim ve kontrol
hizmeti verilemez” denilerek, özel güvenlik hizmetlerinin farklı yapılaşmalarla
verilmesinin önüne geçilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler, yukarıda da bahsedildiği gibi, Ülkemizde, özel güvenliğin kamu
kolluğuna yardımcı ve onu tamamlayan, idarenin denetim ve gözetiminde
teşkilatlandırılmanın amaçlandığını göstermektedir. Dolayısı ile aslında var olan 5188
sayılı kanuna göre hizmet veren teşkilat idare ile birlikte hareket kabiliyetini
sağlayabilecek hukuki zeminin var olduğu görülmektedir. Özel güvenliğin kamu
kolluğunun işine yarayabilecek bilgi, bulgu ve delilleri, hukuka uygun çeşitli
yöntemlerle toplum hayatı içinden toplayabilmesi bakımından, literatürde, “toplum
destekli polislik” modeli gibi bir “toplum destekli özel güvenlik” modelinden bahsedilip
bahsedilemeyeceği incelenmesi gereken konu olmaktadır.
3. “TOPLUM DESTEKLİ POLİSLİK” KAVRAMI
Skogan, Hartnett (1997:5), toplum destekli polisliği “organizasyonel yerinden yönetim,
kamu ve polis arasında iki yönlü iletişim ile düzenlenmiş devriye hizmetlerinin yeniden
düzenlenmesine dayandığını” belirtmiş, bu felsefenin “problem tabanlı polislik”
anlayışına dayalı olarak vatandaşın ihtiyacı olduğunda, yerel problemleri kendileri için
öncelikli olarak gören polis teşkilatının hizmet vermesi durumu olduğunu belirtmiştir.
Toplumu merkeze alarak yapılacak tanımlamada “toplum destekli polislik” kavramını,
“komşuların, suç problemini toplum organizasyonları ve suç önleme faaliyetlerinin
gerektirdiği yollarla, polisten alınacak yardımla kendi başlarına çözmeleri” şeklinde
belirtmiştir.
İngiliz İçişleri Bakanlığı Sekreteri Sir Robert Peel’ in 1800’ li yıllarda ortaya koyduğu
“Peel Prensipleri” diye adlandırılan prensipler İngiltere, İngiliz Milletler Topluluğu ve
Kanada’da genel hukuk değerlendirmelerinde kullanılmaktadır. Barışın korunması için
ülke içi silahlı güçler yerine ondan daha etkili olan sosyal kontrol mekanizmaları
prensiplere uygun olarak adli kolluk tarafından suçu önlemek amacı ile kullanılmıştır.
Prensipler polis ve kamu işbirliğini görevin yerine getirilmesinde temel almaktadır. Bu
işbirliği ve güven, verilen hizmetin tüm parçaları ve kamu tarafından karşılıklı olarak
332
oluşturulmakta; “kamu (toplum) polistir, poliste kamudur (toplumdur) geleneksel olarak
tarihte var olan gerçekliktir” (Marin, 1997) sloganını “Peel’in prensipleri”nden biri
haline getirmektedir. Bu anlayış “toplum destekli polislik” olarak ifade edilen,
İngiltere’de sivil polislik hizmetlerin de polis ile ilgili konulara “toplumun müdahil
olması” kavramıyla açıklanmış olmaktadır (Reiner, 2000).
Robert Trojanowicz ve Bonnie Bucqueroux, (1990), tarafından toplum destekli polisliği
tanımlamak için tespit edilen 10 prensip şöyle özetlenebilir:
- Toplum destekli polislik; suç ile ilgili olan problemi örgütsel ve felsefi strateji olarak,
polis ve bölge sakinlerine yakın ve birlikte çözmek; suç korkusu, fiziksel ve sosyal
düzensizlikler, mahallede yaşanabilecek bozulmayı önlemek için yeni yollar bulmak
üzere çalışır.
- Toplum destekli polisliğin örgütsel stratejisi, bürodaki herkesin hep birlikte (sivil ve
diğer memurların) felsefeyi soruşturarak uygun yolu bulup bunun uygulamaya
dönüştürmesidir.
- Toplum destekli polisliğin uygulanabilmesi polis birimlerinin polis ve toplum arasında
doğrudan bağlantı oluşturacak ön uygulama memurlarını yetiştirmeleri ve bulmaları
bunları toplum destekli polis olarak istihdam etmelerini ifade eder.
- Toplum destekli polisliğin geniş rolü ve olumlu sonuçları devamlılığa bağlıdır.
Toplumda hukuka bağlı insanlarla sürdürülebilir ilişki kurmak, böylelikle suç,
düzensizlik ve bozulmaya karşı mücadele ile ilgili, parasız olarak gönüllü vatandaşlar
yardımı ile yerel düşüncelerin geliştirilmesi ve birlikte yeniden varolmanın
araştırılmasıdır.
- Polisin hizmet ettiği toplum ile arasında yeni bir anlaşma oluşturulur. Bu yapı,
düzensizlik ile birlikte onun üstesinden gelmeyi amaçlar; bunun sonucunda polisin bir
olay sonrasında kamu düzenini sağlamaya yönelik hizmet vermesini sağlar.
- “Toplum destekli polislik” geleneksel polisin suçla mücadelede tepkisel rolüne toptan
geniş yelpazeye yayılan çok yönlü mücadele edici suç önleme (pro-aktif) polis
hizmetini eklemiştir.
- Toplum destekli polislik (gençler, ihtiyarlar, azınlıklar, fakirler, sakat ve evsizler gibi)
hassas grupları koruma ve hayat kalitelerini arttırmak için yeni yollar bulmak amacı ile
gayret gösterir.
- Toplum destekli polislik teknolojik aygıtların kullanımını desteklerken insan tabiatına
uygun olan konuşma, birlikte çalışma yollarını kullanılarak görevin en iyi şekilde
başarılabileceğini ortaya koyar.
- “Toplum destekli polislik” yönelimi hizmet edilen halk ile polis arasında bulunan
boşluğu kaldırmak için birimde bulunan herkesi sistemle bütünleştirmek için uzman
yetiştirme yönelimindedir.
- “Toplum destekli polislik”te sistem dışarıdan topluma, polis eli ile bir emir dayatmaz.
İnsanlar cesaretlendirilerek polis görevi ile ilgili düşünerek, onu bir kaynak olarak
görüp emek harcayarak, o kaynağın nasıl çağdaş toplumu ilgilendiren sorunlarını
çözebilecek hale getirmede yardım edilebileceği üzerine yoğunlaşılır (Trojanowicz,
Bucqueroux 1990: xiii–xv).
333
3.1.Toplum Destekli Polisliğin Gelişimi ve Geleceği
Polislik 80’li yıllar sonrası değişim ve dönüşüm içinde sürekli yapısını yenilemektedir
(Bayley, Shearing 1996, 2001). Özel güvenliğin fonksiyonel büyümesi ve yayılması,
gönüllü vatandaş tabanlı polislik (TDP) insiyatifi ile birlikte devlet adli güçleri ve
düzenleyici dairelerinin geniş alanda polislikten farklı olarak büyümesi konuları birlikte
ele alındığında “polisliğin yeni yapısının” oluşturulduğu söylenir (Bayley, Shearing,
2001).
Anılan profesyonel polislik, modern polisliğin gerekleri yönünde “toplum destekli
polislik” modeline dönüşmüştür. Profesyonel polislik modeli, özellikle, polisin manevra
yeteneğini yükseltebilmek ve etkin hizmet görebilmek için, iletişim ile ilgili olan yeni
teknolojilerin desteğine ihtiyaç duyar. Profesyonel model kurumsallığın getirdiği
sakıncalardan sıyrılmıştır. Bu yapı, devriye hizmetleri ile, hizmet çağrılarına seri şekilde
müdahaleye imkân verebilir. Profesyonel model, polisi profesyonel kapasitesi ile suç ile
mücadele etmesini öngörür. Bu model
“düzenin korunması” yerine “suç ile
mücadele”yi ve “polislik” yerine “adli polisliği” tercih etmektedir”. Toplum destekli
polislik, aslında özel güvenliği de kapsayıcı şekilde kullanılan “polislik” kavramıyla bir
anlam ifade edebilir. Suç önleme insiyatifi ise, olay sonrasında tepkisel cevap ve
araştırmalara daha az önem veren bir sosyal iş olarak görülmüştür (Marin, 1997;
Griffiths, Whitelaw ve Parent, 1999).
Çalışmanın başında da ortaya konulduğu gibi polislik kavramı; ülkelerde meydana
gelen değişimler ile birlikte içeriği artık sadece kamunun polisi olarak ortaya
anlaşılamayacak ve ifade edilemeyecek kadar geniş bir bakış açısı ile algılanmaktadır
(Johnston, 2000; Button, 2002; Newburn, 2007).
Geniş anlamda, kapsayıcı “polisliğin yeni yapısı” (Bayley, Shearing, 2001),
tedarikçilerin çokluğu, kendi başlarına hizmet vermeleri sebepleri polis ile tedarikçiler
arasında hizmette verimi artıracak bir rekabet içinde çalışmayı sağlamaktadır
(Crawford, Lister, 2006). Çok aktörlü “güvenlik yönetişiminin birbirleri ile ilişkili
yapısı” (Bayley, Shearing 2001; Johnston, Shearing, 2003; Shearing, Wood, 2003;
Lister, 2006; Rowe, 2008), polisliğin hizmet alanında sunumu ve toplum tarafından
kabulü, konuyu “çok taraflı” (Bayley, Shearing, 2001), “parçalara ayrılmış”
(Johnston,1999; Crawford, Lister, 2006), “metalaşmış bir yapı” (Loader, 1999; Loader,
Walker, 2001; Newburn, 2001; Williams, 2005) haline getirmiştir. Bu kavram ile sadece
kendi görev alanı ile ilgilenen, başka konulara bakmayan bir yapı modeli ifade
edilmektedir. Çok aktörün suçla mücadeleyi üstlenebileceği “çoğulcu polislik” terimi;
(Jones, Newburn, 2006) suçla mücadelede farklı yaklaşımlardan hangisinin en etkili
olduğunu belirlemeye imkân verir ve bu yöntemle farklı mevcut güvenlik girişimleri, bu
rekabet içinde anlam kazanarak varlığını sürdürmüş olur (Crawford, Lister 2005).
“Toplum destekli polislik” konusunun geleceği İngiliz ve Amerikan polisliğinde
yenileşme kavramı doğrultusunda ele alınmaktadır. İngiltere’de toplum destekli polislik
faaliyeti normal göreve ek olarak yapılmakta, ücret de göreve özgü olarak belirlenerek
ödenmektedir. Ayrıca pek çok polis memuru kendi sorumlulukları yanında “toplum
destekli polislik” sorumluluğu alarak fazladan ödenek almaktadırlar. Polis memurları
“mahalle yönetim sistemi”, “polis yerel komiteleri” gibi faaliyetlerde üç yıl anlaşma
imzalarlar ve birlikte çalışmaya yönlendirilirler. Bu işin sonucunda memurlar “kariyer
ödülü” diye isimlendirilen hızlı şekilde rütbe alabilimektedirler (Donnelly, 2007: 22).
334
Bugün artık toplum destekli polislik Birleşik Devletler de yaygınlaşarak uluslararası
alanda da modern polislik uygulamasının bir paradigması olmuştur (Oliver, 2000). Bu
paradigmanın temelinde toplum destekli polisliğin geleceğinde etkili olacak, seçilmiş
üyeler, kamu alanında gönüllü ve özel girişimler ile çalışmak bulunmaktadır. Eğer
kaynaklar yeterli, politik sürüdürlebilirlik ve örgütsel destek olmazsa, toplum destekli
polislik kaderine terk edilmiş olacaktır (Donnelly, 2007:21). Kavrama farklı açılardan
yaklaşarak toplum hayatı içinde görünürlüğünü arttırmak gerekmektedir. Nitekim
toplum destekli polislik literatürde farklı çalışmalarda (Donnelly, 2007; Goldstein,
1990; Bayley, Shearing, 2001) ele alınırken toplum tabanlı polislik, problem tabanlı
polislik kavramları ile de açıklanır. Bu kavramların ele alınması toplum destekli polislik
konusunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
3.2. Toplum Destekli Polislikle Yakın ve İlişkili Kavram: “Toplum
ve Problem Tabanlı Polislik”
Modern polislik reformu olarak adlandırılabilecek toplum destekli polislikle ilişkili
olarak terminolojide farklı kavramlar da bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi “toplum
tabanlı polislik”tir (community-oriented policing). Bu yaklaşım, polis ile toplum
arasında yakın ilişki kurulmasını ifade eder. Bu ilişki, daha güvenli çevrenin polis ve
toplum arasındaki ilişki ve işbirliğinin kurulmasıyla oluşacağını belirler. Polis
hizmetinin yerinde, yerel bölgede alt polis karakolları yardımı ile yerine getirilmesi
buna örnek olarak verilebilir. Düzenli yaya devriyelerin belirlenmesi; düzenli sosyal
gruplara giriş (mahalle izlemesi, suç önleme programlarının toplum bireyleri ile birlikte
yerine getirilmesi) gibi olgular da bu kapsamda örnekler olarak verilebilir (Donnelly,
2007: 17).
Toplum destekli polislikle ilişkili diğer bir kavram ise, “problem tabanlı polislik”tir. Bu
yaklaşıma göre, vatandaşların yardım isteme amacı ile düzenli şekilde başvurduğu
polisin, problemlerin altını çizerek belirlemesi, sorun olarak görülen konularda çözüm
üretici davranması, problem tabanlı polislik olarak ifade edilebilir (Goldstein, 1990). Bu
modelde polis, sürekli yapılan şikâyetlerle ilgilenmek yerine; önüne gelen problemi
çözmeye çalışır, çözüme odaklanır. “Polis” hizmetlerine halkın katılımıyla, güvenlik
konusunda toplumun ilgi ve sorun alanlarına dönük çalışmalarla daha rasyonel
çözümler öngörülmüş olur.
“Toplum tabanlı model”de vatandaşın “polis” görevlerini yerine getirmesinde polis
otoritesi ve kabullenme konusunda sorunlar ortaya çıkarken, “problem tabanlı model”de
polis toplum içinde “eşitler arasında öncelikli ortak” olduğundan dolayı taraflar
meşruluk sorunu ile karşılaşmadan görev yapmış olurlar (Donnelly, 2007: 19). “Polisin”
halkla kurulan sağlam bağları sayesinde, görevlerini yerine getirirken vatandaştan polise
doğru bilgi akışı olur. Hem problem tabanlı hem de toplum tabanlı polislik, polise bilgi
akışı için bir imkân sağlamış olur. Bu zeminden gelen bilginin iyi anlaşılması konunun
ele alınmasında farklı fırsatlar sunacaktır.
335
3.3. Toplum Destekli Polislik Faaliyeti İle Polise Bilgi Akışı
Toplum destekli polislikte vatandaş-polis birlikte çalışmasının gerekçelerinden birisi de
“suç önleme odaklı” bilgi alınması, paylaşılması faaliyetleridir. Ericson, Haggerty
(1997: 430), risk toplumunun polisiye olması isimli modellerinde, polisin bilgi yayılım
merkezi olarak diğer kurumlara insanların ve alanların düzenlenmesi ve yönetişilmesi
amacı ile bilgi sağlamasını içeren modelini ortaya koymuşlardır. Polisin, risk bilgilerini
toplayan bilgi işçileri olarak bir “orkestra şefi” gibi, bu bilgileri olgunlaştırarak kendi
dışındaki kurumları yönlendirmesi gerektiğine dikkat çekmişlerdir. Bu çerçevede polis,
suç ile mücadelede araştırma ihtiyaçları için iletişim imkânlarıyla bilgi sağlamaya
çalışmaktadır. Polise yönelik olarak ortaya konabilecek riskler konusunda verilecek
bilgiler, aslında kişi ve kurumların karşılaştıkları risklere karşı polisin daha iyi
mücadele etmesini sağlayabilecektir.
“Toplum destekli polislik”, kişisel koruma programları, aile içi şiddeti raporlamayı,
söylemeyi cesaretlendiren yeni politikalar bu bilgilendimeye konu teşkil edebilirler.
Tabii bu, araştırma faaliyetinin ölçüsü, “özel hayatın gizliliğinin gereklerine uymak” ile
sınırlandırılmıştır (Ericson, Haggerty, 1997: 437). Bu metodolojiyle, “özel güvenlik
sektörünün” “hesap verilebilirliği”nde ve kontrolünde önemli bir mesafe katedilmiş
olacaktır.
Bu arada toplumun içinde var olan bilgilerin toplum tarafından kendi içinden derlenerek
ortaya konabilmesini sağlayabilecek “mahalle polisliği” gibi yapıların oluşturulması
önemlidir. Topluma bağlı ve onunla birlikte olmanın toplum destekli polisliğinin en
önemli ve vazgeçilmez yönü olduğu birçok kez dile getirilmiştir (Lowe, Innes, 2012:
295-316). “Mahalle polisliği kavramı”, prensipte; 1.İstihbarat, işlenmiş suç ya da suçun
işlenmeden önlenmesi için çevrenin katkı sağladığı bilgiler; 2.Suç önleme ya da
işlenmiş suçun etkili takibatında toplum ile birlikte hareket; 3.Suçla, problem çözme
teknikleriyle ve diğer tarafların katılımıyla, birlikte mücadele; 4.Problemlerin çözümü
ve suçla etkili mücadelede, çevreden toplanan, bilgiye odaklanarak bu bilginin
kullanılması diye ifade edilebilir.
Bu bilgi toplama ve çevreyle birlikte problem çözümlü geniş anlamda “polislik” usûl ve
oluşumu “milli bilgi” modeli olarak adlandırılabilir. Bu “polislik” kavramı, toplanan
bilgi mahiyetindeki “istihbarat”, “sistematik, amaçsal suçlamaya yarayan, sınıflanmış,
geri dönüşebilir, analiz edilmiş, bilginin yorumlanması ve korunması” olarak ifade
edilir (Sheptycki, 2003). İstihbarat, toplanmış, doğrulanmış, rafine edilmiş, operasyonel
amaçlar için faydalı şekilde işlem görmüş ürün olarak belirtilir (Ratcliffe, 2008). İşte
yukarıda belirtildiği gibi istihbarat; polis hizmeti ile kamunun üyeleri arasında meydana
gelen ilişkilerden üretilen bilgiler olarak ifade edilebilir. Bu bilginin ne kadar geniş
alanı ifade edebileceğini tahmin etmek kolaydır, resmi olmayan ilişkiler, şikâyet
mektupları, sistematik olarak yapılan toplantı tutanakları, gibi. Tabii ki istihbarat süreci
sadece bilginin üretilmesi değil bilginin nasıl rafine edildiği ve kullanıma uygun hale
getirildiğini de kapsamaktadır (Bullock, 2010: 1-11).
336
Görüldüğü üzere, toplum destekli “polislik” bilgi toplayarak toplum alanında dirlik ve
düzenin sağlanmasını amaçlar. Buradaki polislik kavramı fonksiyon olarak özel
güvenliğin emniyet ve asayiş faaliyetlerine ilişkin tüm faaliyetlerini de kapsamaktadır.
Bu noktada özel güvenlik görevlilerinin iki yönü itibarıyla bilgi akışına ve güvenlik
hizmetlerine katkıda bulunacağı ortaya çıkmaktadır:
-1. Genel kolluk olan polis ve jandarmanın görevleri dolayısıyla bulundukları yerlerden
tayin edilmelerine karşılık, özel güvenlik görevlisi, yüklendiği güvenlik misyon ve
vizyonu gereği, uzun zaman boyunca ikâmet ettiği yöre ile bütünleşerek, genel bilgi
akışı ve girişimlerle toplumsal huzurun sağlanmasına katkıda bulanacaktır.
-2. Özel güvenlik görevlisi görev yaptığı mahalde, görevlilerinin sağlayacağı verinin
suç ile mücadelede ne denli önemli olduğu görülebilecektir.
Yukarıda geniş anlamı verilen “kapsayıcı” toplum destekli polislik terörle mücadelede
bilgi toplama konularında da yaralı olabilecek içerik taşıyacağı muhakkaktır. Nitekim
literatürde toplum destekli polislik, toplumda güvene dayalı faaliyet ve bilgi toplama
imkânı verdiğinden terörle mücadeleye etkin katkı sunacağı ortaya konmuştur (Demos,
2007; Virta, 2008). “Bilgi tabanlı polis”e yardım merkezleri olan toplum destekli
polislik uygulamaları farklı ülkelerde farklı şekillerde hizmet veren yapılar olarak
görevlerinin yürütmektedirler. Bu yapılar örnek alınarak, aynı zamanda özel alanda
görev yapan özel güvenlik birimlerinin işleride zenginleştirilebilecektir.
4. BİLGİ PAYLAŞIMI ÖRNEĞİNDE TOPLUM DESTEKLİ
POLİSLİĞİN ÖZEL GÜVENLİĞE UYARLANMASI:
“TOPLUM DESTEKLİ ÖZEL GÜVENLİK” DÜŞÜNCESİ
Konuya bir anekdot ile başlamak yararlı olacaktır: İngiltere’de Royal Sigortacılık
(Royal Insurance) 1989 yılında mülk işaretleme seti kullanılması için 100.000 İngiliz
Paundu parayı “mahalleli izleme programı”na bağışlamıştır. 1988 yılında yine suç ile
ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından finansal destek sağlanmıştır. Yapılan tüm bu
destekler, toplumda en iyi bir şekilde “milli suç önlem e girişimi” nin başlatılabilmesi
için yapılmıştır. “Öneri Kurulu” tarafından yürütülen bu projeye polis, yerel idare, iş
dünyası, ticari birlikler, siyasi partiler, gönüllü sektörler, adliye ve kilise birimleri olmak
üzere farklı toplum oluşumları/grupları katılmıştır (Johnston, 1992: 138). Halk ve
kamunun birlikteliğinde ortaya çıkartılan proje dikkate değer bir güvenlik projesi olarak
sonuçlandırılmıştır. Kamu yönetiminin yerine getirdiği bu faaliyetler, aslında ilgili idari
birimler tarafından daha kaliteli güvenliğe yatırım yapılması anlamına da gelir.
Yukarıda değinilen İspanyol sisteminde, kamu kolluğu, özel güvenlik gibi kuruluşların
faaliyetleri ve edindikleri birliklerin toplanıp değerlendirildiği “koordinasyon odası” adı
altında bir sistem uygulanmış; bu yöntemle, suçla mücadelede kullanılabilecek bilgileri,
kamu yönetimi birimleri ile özel güvenlik ve girişimlerinin ortaklaşa toplaması
hedeflenmiştir. Bu “görev odası” ülke topraklarında özel güvenlik memurları,
sorumluları ya da yöneticilerinin bildiği suç, olay gibi verilerden oluşan bilginin
toplanması, analiz edilmesi ve koordine edilerek ilgili güvenlik birimine aktarılması
şeklinde ortaya çıkacaktır. Aslında bu faaliyet akılcı bir hareket ile polis tarafından
yerine getirilen sokakların korunması amacı ile ortaya konulan faaliyetlerin içerisine
özel güvenliğin ustaca çekilmesi eylemidir. Kaldı ki, zamanımızda ilgi odağı olmaktan
uzaklaşan çarşı ve mahalle bekçiliği yerine özel güvenliğin belli mahallerde
görevlendirilmesi (Şeker-Derdiman, 2010: 451), kamu kolluğu olan polis ve jandarmaya
337
yararlı bilgilerin daha iyi toplanmasına vesile olacaktır. Bu işlem, kamu polisi ve özel
güvenliğin karşılıklı olarak suçla daha etkin mücadele edebilmelerini sağlayacaktır. Bu
İspanyol sistemi faaliyeti içinde polis tarafından en çok istenilen hizmetler;
-Şüpheli araç plaka kontrolü (genelde %70 ‘den fazlası )
-Polis tarafından aranan şüpheliler
-İşçiler ile ilgili çatışmalar (grev, gösteri gibi..)
-Çalıntı araçların bulunması
-Özel güvenlik personeli ile ilgili bilgi ve yardım gereklilikleri
-Özel güvenlik personelinin yardıma ihtiyaç duyması durumunda yardım etme.
Özel güvenlik personeli tarafından istenilen hizmetler;
-Farklı alanlarda suç değerlendirilmesi
-Organize suç grupları ile ilgili izlenilmesi gereken yol
-En çok aranan teröristlerin fotoğrafları
-İlgi alanındaki diğer bilgiler (yeni hukuki düzenlemeler gibi..)
Bu koordinasyon birimi özel güvenlik ihtiyaçlarını hızlı, belirli ve koordineli bir şekilde
yerine getirmeye yardımcı olmaktadır. Tabi bu sistemde etkinlik için, faydalı
operasyonel bilgi sağlama sürecinin, zor da olsa sürekli canlı tutulması, çok önemlidir
(Salinas, 2004: 158–174).
Hollanda “Gece Korunma Projesi”; mahallelinin 1990’lı yıllarda Hollanda Hauge
Schilderswijk’de bir araya gelerek oluşturdukları birlikteliktir. Kentin yenilenmesi,
etnik azınlıkların bir anda mahallenin demografik yapısını değiştirmesi, mahalleli
arasındaki komşuluk ilişkilerinin çözülmeye başlaması, mahallenin sosyal yapısı ve
kültürün de bozulmaya neden olmuştur. Uyuşturucu satışı, hırsızlık, yankesicilik,
mağduriyet, kamu sıkıntıları gibi çok geneli ilgilendiren durumlar ortaya çıkmıştır.
Birçok mahalleli bu gibi sebeplerle mahalleden taşındığından, bunların yerlerine yeni
gelen etnik azınlıklar mülkleri ucuz şekilde kiralayarak taşınmışlardır. Mahalle polisi
suçlar ve suçlular ile ilgilense de hukuki eksiklikler, dellilendirme, gibi nedenlerle
yakaladıkları şahıslar kısa bir zaman sonra tekrar sokaklara geri dönmüştür.
Mahalledeki bu problemleri yöneticilerde kabullenmek istemiyordu. Bu durum, ikamet
sahiplerinin kendilerini yöneticler tarafından terk edilmiş ve sahipsiz hissetmelerine
neden olmuştur. Janny isimli eski bir mahalleli “siyah kitap” isimli bir kitap ile
mahallelinin yaşamış olduğu fiziksel, sosyal bozulma konularını yazmıştır. Bunları
çoğaltıp dağıtmak istemişse de toplam 1000 kopya yapma imkânını mali yetersizlik
sebebiyle bulamamıştır. Ancak bu insiyatif ona vatandaşlık faaliyetini yapabilme
fırsatını sağlamıştır. Janny mahalle polisi ile yapılan mahalleli toplantısında konuşmuş,
“görünmez olma” kavramını tartışmış ve diğer ikamet sahiplerinin de ona katılarak
sokaklarda ne olduğuna aynen polisin devriye gezmesi gibi gezerek vâkıf olmalarını
istemiştir. Bu âni gelişen insiyatif “Gece Korunma Projesi” olarak adlandırılmış ve
polisin “göz ve kulakları” olmuşlardır. Aynı zamanda kent yönetimi ile bağlantılı olarak
bu faaliyetlerini yürütmüşlerdir. 2001 yılında bu proje ülkedeki suç önleme
konusundaki en başarılı yeniliki proje olarak ulusal ödül almıştır. Kent meclisi raporuna
göre bu projenin sonucunda sokak suçluluğunda ve sosyal çöküşte azalma ortaya
çıkmıştır (Wagenaar, 2007:19).
338
Toplum destekli polislik ve yerel suç önleme faaliyetleri polisin sokakta yaya devriyeler
yolu ile daha çok görünür olmasını sağlayacağından toplumun büyük kesimi de sokakta
polisi görecektir. Bu faaliyetler bireyler, bireylerin oluşturduğu gruplar, yerel belediye
meclisi üyelerine dönük fazladan polisiye hizmet sunumunu sağlamaktadır. Polis
hukuku konularına uygun olarak bu hizmetlerin topluma var olan polis görevlerine ek
olarak verilmesinin teklif edilmesidir. Farklı bir ifade ile ticari hizmetler fazladan
ihtiyaç duyulduğunda maddi karşılık ile yapılan hizmetlerdir, toplumun zenginlik olarak
karşılayamayacağı bedel sonuçları olan kesimince tercih edilemezler, oysaki toplum
destekli polislik hizmeti devlet tarafından karşılanan normal hizmetlerden kesilerek bir
hizmet sunumu değildir, aksine fazladan yerine getirilmesi teklif edilen hizmettir
(Johnston, 1992: 68). Toplum destekli polisliğin vatandaşa fazladan maaliyeti yoktur,
ancak özel güvenliğin tercih edilmesi durumundan vatandaş bütçelerinden fazladan bir
bedel ödemek ile karşı karşıya kalabilecektir.
Bu doğrultuda ülkemizde suç önlemenin hukukî boyutları içinde mahalle muhtarlarının
ve ihtiyar heyetlerinin, çarşı ve mahalle bekçiliğinin üstlendiği görev ve yetkilerin
(Derdiman, 2010a: 66) yeniden hayata geçirilmesi gereken bilgi verme ve suç önleme
için işbirliği yapma görev ve yetkileri ele alınmaya değer görülmektedir.
5. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Türkiye’de özel güvenlik alanında çok farklı hizmetleri gören 1479 şirket bulunurken
aynı zamanda 67.415 yer için özel güvenlik izni alınmıştır. Alanda çalışan 459.811 kişi
bulunsa da sertifika alan 972.588, bunlardan kimlik alarak çalışmaya hazır olan 654.765
özel güvenlik görevlisi bulunmaktadır. Aslında sayısı bir milyona dayanmış olan
güvenlik eğitimi almış dev bir insan topluluğu kamu adına görev beklemektedir.
Ülkemizde de özellikle İç İşleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü veya başka
insiyatiflere bağlı halihazırdaki görevliler tarafından gönüllü, düşük ücretli,
ödüllendirmeli veya farklı yol ve yöntemler ile toplum destekli polislik metotları
kullanılmak sureti ile projeler geliştirilmelidir. Bazı büyük marketler tarafından
geliştirilen alınan ürünlerden memnuniyeti gösteren yeşil, kırmızı etiketler bulunmakta
memnuniyeti belirleyen müşterilere de yaptıkları alışverişlerde düşük oranda indirimler
faturaya yansıtılmaktadır. Benzer şekilde serbest piyasa şartları göz önüne alınarak ufak
ödüllendirmeler yolu ile güvenlik maliyetinide azaltarak daha büyük fayda elde etmeye
dönük yeni bakışve yönelimlerin geliştirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Güvenlik
kavramına kamu yerine özel teşebbüs bakış açısı kazandırma yolları araştırılmalı
böylelikle polisin görev alanında etkin suç ile mücadelesi için gerekli bilgi yapısını
organize etmesi beklenilmektedir.
İspanya’ da oluşturulan koordinasyon birimi merkezi özel güvenlik ihtiyaçlarını hızlı,
belirli ve koordineli yardım foonksiyonunu yerine getirmektedir. Bu sistemin faydalı
operasyonel bilgi sürecini sağlayan canlı kalabilen sistemlere ihtiyacı bulunmaktadır ve
bunu sağlamakta gerçekten zordur (Salinas, 2004: 158–174). Ayrıca İspanya’da olduğu
gibi yarı kamu örgütleri olan özel güvenlik birimlerinin kamunun işlerine dolaylı olarak
bilgi paylaşımı, kamu adına görev verilmesi gibi boyutları ile kamu güvenliği alanına
etkinlik ve etkililik için çekilmeleri gerekmektedir. Özel güvenlik görevlileri aslında
ciddi anlamda bilgi toplanması bunları veri olarak sunulması bağlamlarında destek
mekanizması olabilir. Tablo 3 ‘deki yapı sistem içinde yapısal bir zemine oturtulursa
339
suç önleme ve suçla mücadele etme anlamında bunun ülke adına faydalı sonuçlar
doğurabileceği düşünülmektedir. Bunun tersi bakış açısı ile zaten kanuna dayalı olarak,
idarenin denetim ve gözetimi altında kamu hizmeti yürüten özel güvenlik teşkilatı ile
kamu güvenliği örgütlenmelerinin bilgi paylaşması (aranan şahıslar bilgisi, kayıp
şahıslar bilgisi, araç plaka bilgileri vb.) kadar doğal bir şey yoktur. Ancak ülkemizde
özellikle kamu bürokrasisinin en yoğun uygulandığı emniyet teşkilatından özel
güvenliğe doğru bilgi akışının pek de mümkün olamayacağı gözlenmektedir.
Polislik görevi ağır ve risk içeren bir görevdir ancak görev alanı içinde özellikle destek
birimlerinde iş görenlerin sivilleşmesi gibi bir yönelim bulunmaktadır. Bu sivilleşme
istekliliği bazen sözleşmeli personel alımı, bazen dışarıdan anlaşmalı şirketlere iş
yaptırma gibi yollar ile yerine getirilmektedir. Bu konuda Amerika’da sivilleşme ile
ilgili akademik çalışmalar bulunmaktadır. Amerika ‘da yapılan polis görevi içindeki
sivilleşme ile ilgili çalışmalarda ortaya çıkan sonuca göre sivilleşmenin bedeli her
zaman ucuz değildir, ayrıca polisin koruma görevinin ucuza gelmesini sağlamayabilir
(Johnston, 1992: 57). Polis görevi dışındaki genel polislik çatısı altındaki konularda özel
güvenlikten faydalanmanın faydaları olduğu da düşünülmektedir. Nitekim güvenlik
alanında özelleşmenin ana nedeni tekelleşmeyi önlemek ve rekabeti cesaretlendirmektir.
Rekabet başarılamaz ise tarihsel fırsat kayıp edilecektir (Moore 1983: 92). Aynı
zamanda polis kendisi ile en ilgili olan suç araştırması, suçların önlenmesi, suçluların
tespiti ve yakalanması konularına daha çok eğilemeyecektir.
Güvenlik sektörünün daha ileriye gitmesi ve polislik çatısı altında daha ileri seviyeli
uygulamaları başarabilmesi için sektör etik kuralları, profesyonel çalışma standartları ve
ayrıca yeni üyelere çalışma ölçütleri öğretilmelidir. Aynı zamanda özel güvenlik
yöneticilerine yönelik de benzer etik kurallar ortaya konmalıdır (Born, Caparini ve
Cole, 2006:34). Bu konuda 2006 yılı yazında Bosna ve Hersek Devleti’nin himayesinde
gerçekleştirilen toplantı sonucunda Saraybosna (Sarayevo) Özel Güvenlik Şirketleri İçin
Davranış Kuralı ve Saraybosna Müşteri Kılavuzu uluslararası katılımcıların da katılımı
ile de ortaya çıkarılmıştır. Aynı zamanda birçok alanı kapsayan bu çalışmanın amacı
özel güvenlik sektörü hizmet sunumunda temel standart ve profesyonelliğin
yükseltilmesini sağlamaktır. Çalışmada;
— Çalışanların seçimi ve görevlendirilmesi,
— Özel güvenlik görevlilerinin eğitim standartları kuvvet ve silah kullanma konuları,
— Özel güvenlik, işveren diğer firma ve diğer aktör (politik partiler ve suç örgütleri
gibi…) ilişkileri insan hakları ve güvenlik görevlilerine saygı konuları ele alınmıştır
(Richards vd., 2007:8).
Güvenlik toplum yaşamında önemli ve hassas alanlardan biridir, bu alanda hizmet
verenlerin yeterliliği ve güvenilirliği önemlidir. Aynı zamanda güvenlik sağlama olgusu
kamu adına yapılan bir uygulama olma durumundan çıkarak özel girişimin ilgi ve güç
alanına girmiş olması nedeni ile artık özel bir durumu ortaya koymaktadır. Güvenliğin
özelleştirilmesi yararlı mı yoksa zararlı mıdır? Buna şöyle cevap verilebilir; bu üç tane
H’ ye bağlıdır: 1. Hizmet verenlere, 2. Hizmet verenlerin hareketlerine, 3. Hesap
verebilir yapılanmalarına.
340
Fakat aslında başlı başına çalışmada da ortaya konmaya çalışıldığı kadarı ile yapı olarak
içeriğinde dikotomik bir güvenlik yapısı barındırır, eğer doğru ellerde hizmet
verilmez/verilemez ise ciddi tehlikeler ortaya koyabilecek bir hizmeti ifade eder. Aynı
zamanda bu yapı içinde parası olanlar ve olmayanlara verilecek güvenlik hizmetini
tartışılır hale getirmekte, parası olmayanlara kendi güvenliklerini kendilerinin (zaten
devlet bu işten el çekmeye çalıştığından) sağlamaları amacı ile zorunlu bir
yönlendirmeye neden olmaktadır. Güvenlik hizmeti doğru şekilde yerine getirilebilir ise
geleceğe dönük çoğulcu, modern yeni uygulamalar da ortaya konulabilecektir.
Toplum destekli polislik, aslında özel güvenliği de kapsayıcı şekilde kullanılan
“polislik” kavramıyla bir anlam ifade edebilir. Üst yapı olarak polislik kavramı içinde
ele alınan özel güvenlik, toplum destekli polislik, konuları birlikte ele alınabilir olduğu
yapılan çalışmada ortaya konmuş ayrıca hukuki olarak uygun alt yapı bulunmasına
rağmen ülkemizde bu konuda devlet tarafından aktif bir ilgi olmadığından sadece özel
girişimin faaliyetlerini kontrol ve denetleme odaklı konu ele alınırken, bu alanın
güvenlik politika geliştirilmesi ve uygulama alanlarında dikkate değer bir fayda amacı
ile kullanılmadığı gözlenmektedir.
Çalışmada “Toplum destekli polislik” konusunun geleceği ne olacak? diye yaklaşım
ortaya konulmuş ve konunun İngiliz ve Amerikan polisliğinde yenileşme kavramı
doğrultusunda ele alındığı belirtilmiştir. Bu açıdan aslında yapılan faaliyet yeniliğe açık
farklı uygulamaları bünyesine alarak büyümeye elverişli bir polislik uygulaması olduğu
ortaya konulmuştur. Özel güvenlik kavramı yapısal olarak özel alanlar ile ilgili koruma
ve kollama faaliyetleri olsada temelde suç önleme faaliyeti olması açısından toplum
destekli polislik ile bir kesişim noktasında bulunmaktadır. Suç önleme taktikleri
geliştirilirken kamu tarafından özel güvenlik görev ve görevlileri dikkate alınarak
modern, kaynakların en verimli şekilde kullanılacağı sistemler tasarlanmalıdır.
Zaten artık literatürde polis terimi tüm suçla mücadele faktörlerini içerir bir şekilde
kullanılmaya başlanmış ve kamu polisi dışındaki güvenlik görevlilerinin de katılımıyla
oluşacak bilgi ve koordinasyon merkezinin tüm güvenlik faaliyetleri için harekete
geçirilerek suçla daha etkin mücadele edilebileceği düşüncesidir. Ülkemizdede bu
düşünce doğrultusunda toplum destekli polislik yöntemlerinin özel güvenlik alanında
etkili olarak düzenlemeler yapması modern polislik açısındanda beklenir bir durumu
ifade etmektedir.
KAYNAKÇA
Avant, D., (2005). The Market for Force: The Consequence of Privatizing Security.
New York: Cambridge University Press.
Bayley, D., Shearing, C., (1996). “The future of policing”. Law and Society Review,
30: 585-606.
Bayley, D., Shearing, C., (2001). The New Structure of Policing: Description,
Conceptualization and Research Agenda. Washington: National Institute of Justice.
Born, H., Caparini, M. and Cole, E. (2006). “Regulating Private Security Companies in
Europe: Status and Prospects”. Geneva Centre For The Democratic Control Of
341
Armed Forces (Draft). European Committee On Crime Problems, Strasbourg, 11
September, Council for Police Matters.
Bullock, K., (2010). “Generating And Using Community Intelligence: The Case Of
Neighbourhood Policing”. International Journal of Police Science and Management.
12(1): 1–11. DOI: 10.1350/ijps.2010.12.1.153.
Button, M., (2002). Private policing. Devon: Willan.
Button, M., (2003). “Private security and the policing of quasi-public space”.
International Journal of the Sociology of Law. 31:227–237
Button, M., (2000). “The legal powers of private security officers in England and
Wales: new models for analysis”. Paper Presented to the British Criminology
Conference, Leicester, 5 July 2000.
Button, M., (2002). Private Policing. Cullompton: Willan Publishing.
CEC (2006). “Communication from the Commission to the Council and the European
Parliament: A concept for European Community Support for Security Sector Reform”.
Commission of the European Communities, Brussels, 24 May 2006, COM, 253 final.
PC-PM, (2005), “Council for Police Matters (PC-PM) relating to the regulation of
private security services”, CM 924th Meeting of Deputies, 21-22 April 2005, Council
of Europe, Strasbourg.
Crawford, A., Lister, S., (2004). The extended policing family: visible patrols in
residential areas. York: Joseph Rowntree Foundation.
Crawford, A., Lister, S., (2005). Plural policing: the mixed economy of visible
patrols in England and Wales. Bristol: Policy Press.
Crawford, A., Lister, S., (2006). “Additional security patrols in residential areas: notes
form the market place”. Policing and Society, 16 (2): 164-188.
Crawford, A., Lister, S., Blackburn, S. and Burnett, J. (2005). Plural Policing: The
Mixed Economy of Visible Patrols in England and Wales, Bristol: Policy Press.
Davis, M., (1990). City of Quartz. London: Quartz.
Demos, (2007). The Activist Police Force. London: Demos.
Derdiman, R.C. (2007). Polis Yönetimi ve Hukuku, Mevzuattaki Son Değişikliklere
Göre Yeniden Yazılmış 3. Baskı, Ankara: Nobel Yayınları.
Derdiman, R. Cengiz (2010). Tüm Yönleriyle Özel Güvenlik Hukuku ve Kişi
Hakları, Bursa: Alfa-Aktüel Yayınları.
Derdiman, R.Cengiz (2010a). “Kentleşmenin Suça Etkisi ve Kentlilerin Suçla
Mücadelesinin Sosyal ve Hukukî Boyutları”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,
Temmuz 2010, 19(3):49-73.
342
Derdiman, R.Cengiz (2011). Anayasa Hukuku, Yeni Düzenlemelere
Güncellenerek Yazılmış 2. Baskı, Bursa: Alfa-Aktüel yayınları.
Göre
deWaard, J., (1999). “The private security industry in international perspective”.
European Journal on Criminal Policy and Research, 1 (2):143-174.
Donnelly, D. (2007). “Community Policing” (pp.15-22). In World Encyclopedia of
Police Forces and Correctional Systems (2nd ed.). Ed. George Thomas Kurian.
Detroit:Thomson Gale.
Ericson, E., Haggerty, K. (1997), Policing the Risk Society, Oxford: Clarendon.
Garland, D., (2001). The culture of control: crime and social order in contemporary
society. Oxford: Oxford University Press.
GSCU, (2001). “Gemeinsame Strategie von CoESS und UNI-Europa zur Angleichung
der gesetzlichen Rahmenregelungen Brüssel 12/13“. Dezember 2001, Dritte
Europæische Konferenz für private Sicherheitsdienste, Arbeitspapier für
Gemeinsame Konferenz von CoESS und UNI Europa.
Goldstein, H., (1990). Problem-Oriented Policing. Philadelphia, PA: Temple
University Press. Grabosky, P.N. (1996). The Future of Crime Control’ Trends and
Issues in Crime and Criminal Justice No. 63. Canberra: Australian Institute of
Criminology.
Gray, K., Gray, S.F., (1999). “Civil rights, civil wrongs and quasi-public space”.
European Human Rights Law Review. 1: 46–102.
Griffiths, C.T., Whitelaw, B. and Parent. R. B.(1999). Canadian Police Work.
Toronto: ITP Nelson.
Johnston, L., (1992). The Rebirth of Private Policing. London & New
York:Routledge,.
Johnston, L., (1999). “Private policing in context”. European Journal on Criminal
Policy and Research. 7 (2): 175-196.
Johnston, L., (2000). Policing Britain: risk, security and governance. London:
Longman.
Johnston, L., (2007). “The trajectory of private policing” (pp.25-49). In: A. Henry and
D.J. Smith (Eds.). Transformations of Policing. Aldershot: Ashgate.
Johnston, L., Shearing, C., (2003). Governing security: explorations in policing and
justice. London: Routledge.
Jones, T., Newburn, T., (1998). Private Security and Public Policing. Oxford:
Clarendon Press.
Jones, T., Newburn, T., (2006). Plural policing. Oxon: Routledge.
343
Jones, T., Newburn, T. (eds.) (2006), Plural Policing: A comparative perspective.
London/New York: Routledge.
Kavgacı, H. İ., (1997). Demokratik Polislik Temel Yaklaşımlar. Ankara: Maset
Maatbacılık.
Lister, S., (2006). “Painting the town blue: the pluralisation of policing”. Criminal
Justice Matters, 63 (Spring): 22-23.
Loader, I., (1999). “Consumer culture and the commodification of policing and
security”. Sociology, 33 (2): 373-392.
Loader, I., Walker, N., (2001). “Policing as a public good: reconstituting the
connections between policing and the state”. Theoretical Criminology:5 (1):9-35.
Lowe, T., Innes, M.(2012), “Can we speak in confidence? Community intelligence and
neighbourhood policing v2.0”. Policing and Society: An International Journal of
Research and Policy. 22(3): 295-316.
Marin, R. J., (1997). Policing in Canada: Issues for the 21st Century. Aurora, ON:
Canada Law Book.
Moore, J., (1983). ‘Why privatize?’ (pp.78–93). in J.Kay, C.Mayer, and D.Thompson
(eds) Privatization and Regulation: the UK Experience, (published 1986). Oxford:
Clarendon Press. Morris, N. (Eds.), Crime and Justice An Annual Review of
Research, Vol. 3. University of Chicago: Chicago Press.
Newburn, T., (2001). “The commodification of policing: security networks in the late
modern city”. Urban Studies. 38 (5-6):829-848.
Newburn, T., (2007). “The future of policing in Britain”. (pp.225-247). In: A. Henry
and D.J. Smith (eds).Transformations of policing. ldershot: Ashgate.
Oliver, W. M. (2000). “The third generation of community policing: Moving through
innovation, diffusion, and institutionalization”. Police Quarterly. 3: 367– 388.
POSI (2004). “Panoramic Overview of Security Industry in the 25 Member States of the
European Union”. CoESS and UNI-Europa, Chapter Conclusions, erişim:
03.10.2012,
www.coess.org. Prenzler, T., ve Townsley, M., (1998). “The Prospects for Burglary
Prevention in Australia”. Current Issues in Crimninal Justice, 9 (3):294-311.
Ratcliffe, J., (2008). Intelligence-led Policing. Cullompton: Willan Publishing.
Reiner, R., (2000). The Politics of Police. Oxford: Oxford University Press.
Richards, A., Smith H., (2007). “Addressing the role of private security companies
within security sector reform programmes”. Journal of Security Sector Management,
5 (1) - May.
344
Robertson, N., (2012). “Policing: Fundamental principles in a Canadian context”.
Canadian Public Administration. 55(3) (September): 343–363.
Salinas, A. G., (2004). “New Approaches Regarding Private/Public Security”. Policing
& Society. June, 14( 2): 158–174.
Sheptycki, J. (2003). Review of the Influence of Strategic Intelligence on Organised
Crime Practice and Policy. London: Home Office, Policing and Reducing Crime Unit.
South, N., (1988). Policing for Profit. London: Sage.
Rowe, M., (2008), Introduction to policing. London: Sage.
Schreier, F., Caparini, M. (2005) ‘Privatising Security: Law, Practice and Governance
of Private Military and Security Companies’. Geneva Centre for the Democratic
Control of Armed Forces (DCAF), Occasional Paper No. 6, March.
Shapland, J., (1999). 'Private worlds: social control and security in Britain' In:
J.Shapland and L. van Outrive (Eds.). Police et Securité: Contrôle Social et
Interaction Public/privé - Social Control and Policing: The Public Private
Divide.Paris: GERN/Harmattan.
Shearing, C., (2007). “Policing our future” (pp.249-272). In: A. Henry and D.J. Smith,
eds. Transformations of policing. Aldershot: Ashgate.
Shearing, C.D., Stenning, P.C., (1985). “From the panopticon to Disney world: the
development of discipline” (pp.335-349). In: Doob, A., Greenspan, E. (Eds.).
Perspectives in Criminal Law. Ontario: Canada Law Books Inc..
Stenning, P.C., (2000). “Powers and accountability of the private police”. European
Journal on Criminal “Policy and Research. 8:325–352.
Shearing, C. and Wood, J., (2003). “Nodal governance, democracy and the new
‘denizens’”. Journal of Law and Society. 30 (30):400-419.
Skogan, W. G., Hartnett, S. M. (1997). Community Policing Chicago Style. Oxford:
Oxford University Press.
Şeker, G. (2005), “Kent Güvenliği Örgütlenmesinde Mahalle ve Çarşı ve Mahalle
Bekçileri”, Polis Bilimleri Dergisi. 7(4): 59-90.
Şeker, G., Derdiman, R.C. (2010). “Kentlerde Suçların Önlenmesine İlişkin
Yaklaşımlar ve Bu Doğrultuda “Mahalle Ölçeğinde” Toplum Destekli Polislik
Uygulaması”. E. Karakurt-Tosun, (Ed.), Mekân, Kültür ve Yönetim Perspektifinde
21. Yüzyıl Kentleri içinde. (ss.415-463). Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları.
Taylor, D., Muir, H. (2005). “Security Firms In Deportations Row”. The Guardian.
Saturday April 9.
Trojanowicz, R. C., Bucqueroux, B. (1990). Community Policing.
Anderson Publishing Company.
345
Cincinnati:
Thirion, C.J. B., (1998). The privatization of security: A blessing or a menace?.
Pretoria: South African Defence College.
Virta, Sirpa. 2008. “Community Policing Meets New Challenges.” In Policing Meets
New Challenges:Preventing Radicalization and Recruitment. (pp.15-41), edited by
Sirpa Virta. Finland: University of Tampere Department of Management Studies,
CEPOL..
Wagenaar, H., (2007). “Governance, Complexity, and Democratic Participation How
Citizens and Public Officials Harness the Complexities of Neighborhood Decline”. The
American Review of Public Administration. March, 37 (1):17-50.
Williams, J., (2005). “Governability matters: the private policing of economic crime and
the challenge of democratic governance”. Policing and Society. 15 (2):187-211.
Williams, C. A. (2008). “Constables for hire: the history of private ‘public’ policing in
the UK”. Policing and Society: An International Journal of Research and
Policy.18(2):190-205.
Zedner, L., (2003). “Too much security?”. International Journal of the Sociology of
Law. 31: 155-184.
Zedner, L., (2006). “Liquid security: managing the market for crime control”.
Criminology and Criminal Justice. 6 (3):267-288.
346

Benzer belgeler