PDF halini indirmek için tıklayınız - BİF

Transkript

PDF halini indirmek için tıklayınız - BİF
.883
'å70*398*10
047:2&
)*3*>å2å 51&31&2&8.)
å?2å7'4734;
;&9&7å-8*1
0*392*70*?åå
1
)40:?*>1”1”3å;*78å9*8å
+*3'å1å21*7å*389å9”8”đ*-å7;*'Ž1,*51&31&2&
&3&'å1å2)&1.0*398*1047:2&51&31&2&8.9*?1å
>”08*01å8&38574,7&2.
3
>2NRFW4QLZS&9å1&
&
'TWST[F'JQJIN^J'FĒPFSæ
BİF (Bornova İçin Fikirler) …
Bir kenti tasarlamak, o kent için bir yașam hayal etmek ve bu hayali gerçekleștirmeye çalıșmak, yerel
yönetimlerin en önemli görevleri arasındadır. Bornova Belediyesi olarak, bu görevi yerine getirirken en önem
verdiğimiz unsurlardan bir tanesi ortak akıl ilkesidir. Bizler Bornova’da, Bornova için üretilen tüm fikirleri kentimizde
yer alan tüm yerel inisiyatiflerin ve paydașların katılımı ile ele alıyor ve geliștiriyoruz. Bu sebeple, kentimizde yașayan
tüm paydașlarımızı koordine edip yönlendirmeyi de önemli önceliklerimiz arasında görüyoruz.
Bu doğrultuda hedefimiz tüm paydașlarımızla beraber kent yașamını tasarlamak ve sürdürmektir. Özellikle
üniversitelerle birlikte geliștirdiğimiz ve geliștirmeye devam ettiğimiz projelerle bu hedefimize bir adım daha
yaklaștığımızı düșünmekteyiz.
Göreve geldiğimiz günden itibaren Kentsel Tasarım Müdürlüğümüz koordinasyonunda pek çok üniversite
ile ortak proje üretilmektedir. Üretilen bu projeler, Bornova’nın geleceğinin tasarlanması için ortaya konan fikirler
ve hayallerdir. Bu fikir ve hayallerin tamamını hayata geçirmek belki olanaksızdır ancak, Bornova’nın geleceğinin
tasarlanması noktasında ortaya konan her bir düșünce, her bir fikir, ulașmak istediğimiz hedef için feyz alacağımız
önemli basamak tașlarını olușturmaktadır.
Tüm bu çalıșmalardan seçilen projeleri BİF (Bornova İçin Fikirler) ana bașlığı ile yayımlayarak Bornova’nın
geleceğine dair fikirleri paylașmak istedik.
Sonuç olarak, BİF Yayınlarının bir bașlangıç olması ve yerel yönetimler ile bilginin üretim merkezi
olan üniversitelerimizin iș birliğinin geleneksel hale gelmesini diliyor, ortak projelerde bizlerle birlikte çalıșan
üniversitelerimize, öğretim görevlilerimize ve öğrenci arkadașlarımıza sonsuz teșekkürler ediyoruz.
'å70*398*1047:2&51&31&2&8..
)*3*>å2å å?2å7'4734;&
&
9&7å-8*10*392*70*?åå
Fen Bilimleri Enstitüsü
đeMir [e B®lLe 5lFnlFmF &nFGilim )Flæ
0entsel 0TrZmF 5lFnlFmFsæ 9e_li >üPseP 1isFns 5rTLrFmæ
ƼBå7 0E398E1 047:2& 51&31&2&8. )E3E>å2å
å?2å7 B4734;& 9&7å-8E1 0E39 2E70E?åƽ
574/E >”7”9”(”1E7å
>rI)TŸ)r &^ĒeLül &19.3Ž78 .7&0
0E398E1 047:2& 51&31&2&8. 9E?1å
>”08E0 1å8&38 574,7&2. ŽÔ7E3(å1E7å
-FtiHe EHem )E2å7)E3
)eni_ -E0å24Ô1:
E_Li >ePGZn (E3,å?
5
>WI)TŸ)W&^^ĒJL´Q&19.3Ž78.7&0
0
Tarihsel kültür varlıkları açısından zengin bir ülke olan Türkiye’de koruma konusunda farklı disiplinlerden
uzmanların yetișmesine önemli ölçüde gereksinim bulunmaktadır. Dokuz Eylül Üniveristesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Șehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı bu gereksinim doğrultusunda 2012 yılında Kentsel Koruma Planlaması
Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans Programlarını açmıștır. Kentsel Koruma Planlaması Tezli Yüksek Lisans Programı’nın
temel amacı; “kentsel koruma planlaması sürecinin içerisinde yer alan farklı disiplinlerden gelen öğrencilerin
gerek akademik alanda, gerekse uygulama alanında olmak üzere; kentsel sit ve kentsel arkeolojik sit alanlarında
gerçekleștirilecek koruma planlaması çalıșmalarında bütünleșik koruma ilkeleri doğrultusunda niteliksel ve niceliksel
bilgileri kullanabilme ve kapsamlı araștırmaları disiplinlerarası bir çerçevede tasarlama ve yürütebilme konusunda
bilgi ve beceri düzeylerini geliștirmek“ olarak tarif edilmiștir. Bu program; șehir plancısı, mimar, arkeolog, sanat
tarihçisi ve peyzaj mimarları olmak üzere ülkemiz yasal mevzuatında kentsel ve kentsel arkeolojik sit alanları için tarif
edilen koruma planı ekibi içinde yer alan disiplinleri kapsamaktadır.
Kentsel Koruma Planlaması Tezli Yüksek Lisans Programı’nın Eylül 2014-Ocak 2015 tarihleri arasında
yürütülen ilk koruma planlaması stüdyosu olan CON 5091 Kentsel Koruma Planlaması Stüdyosu’nda çalıșma
alanı olarak İzmir Bornova tarihsel kent merkezi; Bornova Belediyesi yetkililerinin Bornova’nın sorunlarının bilimsel
yaklașımlarla ele alınması amacıyla akademik çalıșmalara konu olması yönündeki davetlerinin etkisiyle belirlenmiștir.
Stüdyo çalıșmaları öncesinde yapılan ön araștırmalar, Bornova’daki mevcut kentsel sit alanı sınırlarının tarihsel
kentsel dokuyu temsil etmedeki yetersizlliklerine ișaret etmiș, Bornova tarihsel kent merkezinin kentsel koruma
planlamasına dair pek çok konu ve sorunun tartıșılmasına olanak tanıyabileceği ve bölgenin doğru koruma
yaklașımlarına gereksinim duyduğu anlașılmıștır. Çalıșmaların pratiğe katkı koyma șansının yüksek olmasının
getirdiği bilinç ve sorumluluk, dönem içindeki tüm stüdyo çalıșmaları süresince hissedilmiș ve olumlu bir motivasyon
yaratmıștır. Özellikle veri toplama ve bilgi üretme sürecinin zorluklarına rağmen düșmeyen motivasyonlarıyla, stüdyo
çalıșmaları boyunca ortaya koydukları yoğun düșünsel ve fiziksel emeklerinden dolayı sevgili öğrencilerime teșekkür
etmek isterim.
Eğitim dönemi süresince üretilen bilgi paftaları, raporlar ve sonuçta ulașılan bu yayın, Bornova kent
merkezi bölgesinde tarihin mekansal izlerini aramaya ve anlamaya dair araștırmalara bir katkı koymayı amaçlamıștır.
Çalıșmanın kendinden sonrakiler için bir kaynak olușturması temennisiyle; gerçekleștirilmesine nazik davetleri ile
vesile olan ve süreç boyunca desteklerini esirgemeyen bașta Belediye Bașkanı Olgun Atilla olmak üzere, tüm ilgili
Bornova Belediyesi yetkililerine teșekkürlerimi sunmak isterim.
6
'å70*398*1047:2&51&31&2&8.)*3*>å2å
å?2å7'4734;&9&7å-8*10*392*70*?å
å*7å0
Ž38Ž?
'Ž1”2
ƼLeŸmiĒi FnlFmFPƽ
B4734;&ƺ3.3 9&7å-8E1 ,E1åđå2 Ž>0”8”
'Ž1”2
ƼLeŸmiĒin i_lerini FrFmFPƽ
B4734;&ƺ)& 9&7å-8E1 0E398E1 )40:3:3 8.3.71&7.3.3
;E ,Eå7)åÔå )EÔåđå21E7å3 9E85å9å
'Ž1”23
ƼGZLünIePi LeŸmiĒƽ
B4734;&ƺ)& 9&7å-8E1 0E398E1 )40:3:3 2E;(:9
):7:2:3:3 å3(E1E2E8å
'Ž1”2
ƼLeŸmiĒin LeleHeÕiƽ
B4734;&ƺ)& 9&7å-8E1 0E398E1 )40:3:3
047:32&8.3& >Ž3E1å0 51&31&2& >&01&đ.21&7.
)*Ô*71*3)å72*
0&>3&0&
*01*7
8
Ž38
8Ž?
Mekan ve zamanı birlikte ele alan “koruma” yaklașımları, geleceği doğru bir yönde tasarlayabilmek adına geçmiși anlamayı
ve gelecek kușaklara da bu olanağı sağlamayı amaçlar. Koruma yaklașımlarının yardımı ile tarihsel mekanı ve değișimini
bir belge gibi okumak toplumsal olguları çözümleme noktasında önem tașır. Koruma çalıșmalarıyla mekan, zaman içinde
incelenerek,șimdiyi anlamak ve geleceği planlamak için yeni perspektifler ve tarihsel bilgi üretim süreçleri yaratılmaya çalıșılır.
Bu yönüyle korumaçalıșmaları, toplumsal olușumları çözümleme/anlama arayıșı ve/veya aracı olarak olasılıklar dünyamızı
genișleterek, sosyal bilimler alanına da yeni açılımlar sunabilecek niteliğe sahiptirler.
Tarihsel kentsel dokular, geçmișin sosyo-ekonomik ve mekansal deneyimlerini bugüne tașıyan kültürel alanlardır. Tarihsel
çevre koruma yaklașımları; hatırlama, anı, bellek, kimlik, bulușma, tarihsel katmanlar, çok kültürlülük vb. kavramların bir
anlamda mekânsal karșılığı olan tarihsel dokuları, günümüz ve gelecek için; çözümleme, koruma ve sürdürmeyi amaçlar.
Koruma yaklașımlarının toplumun tüm katmanlarını kapsayacak șekilde; geçmișin bilgisinin sürekliliğini garanti edecek,
merak uyandıracak, araștırmaya sevk edecek, kent belleği ve kimliğinin olușumuna katkıda bulunacak nitelikte olması
gereklidir. Çalıșmaların amacına ulașabilmesi, doğru koruma müdahalelerinin ortaya konmasının yanı sıra, alanın tüm
toplumsal sınıf ve katmanlar için erișilebilir, ziyaret edilebilir ve kullanılabilir olmasına da bağlıdır. Nitekim Avrupa Konseyi’nin
2005 yılında Faro’da imzaya açtığı “Toplum için Kültürel Mirasın Değeri Çerçeve Sözleșmesi“’nde ifade edildiği gibi; toplumlar
için tarihsel kültürel miras; bir anı, anlayıș, kimlik, birlik ve yaratıcılık kaynağı olarak tarif edilmektedir. Bu bağlamda, geçmișin
deneyimlerden elde edilen bilgilerin tüm toplumsal kesimlere ulașması, toplumsal ve toplumlararası saygı ve anlayıșın tesis
edilmesinde de önemli bir rol oynayacaktır.
Tarihsel mekanın korunması ve sürdürülmesinin önemine karșın, günümüzde egemen olan kapitalist-modernist kentsel
gelișme dinamiklerinin, koruma çalıșmalarının ortaya konmasına kolaylıkla izin vermedikleri görülmektedir. Sanayi devrimi ve
izleyen süreç, kentleri hiç olmadığı kadar hızlı bir yeniden yapılanmanın içerisine sokmuș, bu hızlı yapılanma içerisinde yeni
kentleșme dinamikleri tarihsel olușumlara karșı oldukça yıkıcı davranabilmiștir. Egemen sistem içerisinde kentsel mekan
kapitalist birikim sürecinin rasyonellerine hizmet ettiği sürece “değer”lendirilmektedir. Bu durum tarihsel kent merkezlerinin
korunmasını doğrudan etkilemekte; koruma çalıșmaları piyasa mekanizmalarına rağmen gerçekleștirilmeye çalıșılmaktadır.
Bu nedenle, bilimsel ve toplumcu koruma çalıșmalarının gerçekleșmesi zorlu olmakta, pek çok tarihi kent merkezinde
önemli yıkım ve yitimler yașanmaktadır. Türkiye tarihsel kentsel dokuları da bu egemen süreçlerin etkisi altındadır ve bunlara
rağmen ortaya koyulabilen koruma çabalarıyla yașatılmaya çalıșılmaktadır.
Pek çok tarihsel kültür varlığına ev sahipliği yapan İzmir kentinde de tarihsel dokuların korunmasının önemli bir sorun olarak
kent gündeminde yer aldığı görülmektedir. Günümüzde 3 milyonu așan nüfusu ile Batı Anadolu’nun en büyük, Türkiye’nin
ise 3. büyük kenti olan İzmir, aynı zamanda 8000 yıllık tarihi ile önemli bir tarihsel kentsel bölgedir. Sahip olduğu tarımsal
potansiyel, stratejik coğrafi konumu ve doğal liman niteliği kent ve çevresinin Neolitik Dönemden bu yana neredeyse kesintisiz
olarak iskan edilmesini ve pek çok farklı kültürel katmana ev sahipliği yapmasını sağlamıștır. Buna karșın, kentin zengin
kültürel potansiyelinin hızlı kentleșme süreçleri içerisinde epeyce tahrip olduğu görülmektedir. Kentin Helenistik Smyrna’dan
bu yana aynı alanda bulunan çok katmanlı tarihsel merkezinin korunması konusu sürekli olarak kentin gündeminde yer
almaktadır. Ancak İzmir ölçeğinde koruma sorunları bu alan ile sınırlı değildir. İzmir’in tarihsel kent merkezi dıșında yer alan
pek çok bölgesinde de arkeolojik ve tarihsel kültür katmanları yer almaktadır. Günümüzde İzmir metropolitan alan sınırları
içerisinde bulunan; Buca, Bayraklı, Bornova, Karșıyaka, Gaziemir, Balçova gibi ilçelerin pek çoğunun sınırları içerisinde
arkeolojik ve tarihsel alanlar yer almakta ve tüm bu mevcut yerleșimlerin tarihsel çekirdeğini Bizans ya da Osmanlı köylerinin
olușturduğu anlașılmaktadır. Kentin alt merkezleri niteliğinde olan metropol ilçe merkezlerini olușturan bu tarihsel alanların
da rant baskılarından korunarak yașatılması, İzmir ve çevresinin yașadığı farklı tarihsel dönemleri daha doğru anlayabilmek
adına önem tașımaktadır. Bununla birlikte, merkezi konumları dolayısıyla rant değerleri yüksek olan bu alt merkezlerin
korunması da mevcut kentleșme pratikleri içerisinde zorlu bir olmaktadır.
Bu çalıșma kapsamında günümüzde İzmir Büyükșehir sınırları içerisinde yer alan metropolitan ilçelerden birisi olan
Bornova’nın tarihsel kent merkezinin nasıl korunabileceği tartıșılmıștır. 17. yüzyıla kadar Bornova Ovası’nda yalnızca köy
yerleșmeleri yer alırken, bu dönemden itibaren Bornova, İzmir ve çevresinde artan ticari aktivitenin sonucu olarak İzmir’e
yerleșen Levanten nüfusun yer seçtiği bölgelerden birisi olmuș ve kentin bu çok kültürlü dönemine tanıklık eden, yeni bir
tarihsel karakter kazanmıștır. Cumhuriyet Döneminde Ege Üniversitesi Kampüsü’nün bölgede kurulmasıyla Bornova, İzmir’in
ulașım olanaklarıyla desteklenen bașlıca gelișme alanlarından biri olarak ve hızlı bir büyüme yașamıștır. Nitekim tarihsel
dokunun 1960’lı yıllardan itibaren tahrip edilmeye bașlandığı anlașılmaktadır. Bu kapsamda bu çalıșma, İzmir Bornova
tarihsel kent merkezinin tarihsel dokusunun süreçler içerisindeki korunma/değișme durumunu ve günümüzde sahip olduğu
nitelikleri inceleyerek, bu tarihsel nitelikleri geleceğe tașımak üzere gereken koruma yaklașımlarını önermeyi hedeflemiștir.
Bornova tarihi kent merkezindeki tarihsel dokunun üç ayrı bölgeye parçalanan kentsel sit alanı kararları ile korunmaya çalıșıldığı
görülmüștür. Oysa çalıșma süresince gerçekleștirilen araștırmalar sonucunda, günümüzdeki kentsel sit sınırlarının tarihin
mekanda bıraktığı izleri temsil etmekte yetersiz kaldığı, alanın bütünsel değerlendirilmesine olanak tanımadığı anlașılmıștır.
Özellikle koruma altında olan bölgelerin ağırlıklı olarak üst gelir grubu Levanten ailelerin yașadığı büyük köșklerin yer aldığı
alanlar olduğu, genel olarak bu ailelerin servis gereksinimlerini sağlayan orta ve alt gelir gruplarının yașadığı bölgelerin ve
ticaret alanlarının bir kısmının yer yer sınır dıșı bırakıldığı görülmüștür. Ayrıca incelemeler sonucunda Bornova Çayı etrafında
geliștiği sanılan Bornova’nın ilk yerleșim bölgesinin günümüzde tarihsel karakterini sürdürmesine karșın koruma altına
alınmamıș olduğu ve planlanan yeni ulașım bağlantılarının bu bölgede hızlı bir dönüșüm süreci bașlattığı anlașılmıștır.
Bornova tarihsel kent merkezi kentsel koruma planı çalıșması analitik incelemeler sonucunda ortaya konulan saptamalardan
hareketle, Bornova’da doku ölçeğinde bir koruma ve onarımın nasıl gerçekleștirilebileceğini tartıșmıștır. Bu kapsamda bölge
için; toplumun tüm kesimlerini kapsayan, tarihi anımsatan, tarih konusunda ilgi ve merak uyandıran, geleceği tasarımlarken
ilham veren bir kentsel koruma planlaması yaklașımının nasıl olabileceğini aramıștır. Ancak bu arayıșın; çalıșmanın yaklașık
4 ay gibi bir eğitim dönemi içerisinde tamamlanması gerekliliği ve yalnızca 3 kișilik bir öğrenci grubunun emeğinin söz
konusu olması gibi, süre ve emek gücü kısıtlamalarından dolayı belki de bir bașlangıç niteliğinde görülmesi daha doğru
olacaktır. Çalıșma süresince ülkemizdeki hemen her alanda arșiv, tarihsel envanter ve veri tabanlarının sahip olduğu
olumsuz koșullar nedeniyle tarihsel bilginin elde edilebilmesi çok zor süreç olmuș ve farklı kurumlardan, farklı dillerde alınan
verilerin bir araya ve aynı dile getirilerek yorumlanmasına çok fazla emek ve zaman harcanması gerekmiștir. Nitekim tüm
bu sınırlılıklar alanda kapsamlı bir sosyolojik araștırmanın gerçekleștirilmesi ve Bornova Çayı çevresinde yer alan ilk yerleșim
alanı olduğu düșünülen bölgenin hakkettiği analiz çalıșmalarının yapılmasını engellemiștir. Bununla birlikte çalıșmanın bu
bölgenin tarihselliğini gündeme tașıması, özellikle alandaki dokunun yenilenmeye bașladığı șu günlerde değerli bir çaba
olarak görülebilecektir.
Bu çalıșmanın bir diğer katkısı da, tarihsel dokunun sınırlarının tespitine yönelik geniș kapsamlı bir analiz çalıșılmasını
gerçekleștirmesi olmuștur. Eğitim döneminin belki de yarısından fazla bir bölümünde tarihsel dokunun sınırları araștırılmıș ve
saptanmıștır. Bu saptama sonucunda kentsel sit alanı sınırlarının yenilenmesi gerekliliği ortaya çıkmıștır. Çalıșmanın ortaya
koyduğu bir diğer özgün tartıșma da, yeni yapılașma süreçleriyle yapı nizamı ve TAKS-KAKS değerlerinin değișimi sonucunda
yapı-parsel ilișkisinin tamamen dönüștüğü, ancak yapı adası formu ve sokak dokularının tarihsel niteliklerini koruduğu
alanlarda nasıl bir tavır izleneceğine dair bir sorgulamayı gündeme getirmek olmuștur. “Bu alanlar kaybedilmiș doku olarak
mı kabul edilmelidir, yoksa pafta üzerinde (iki boyutta) izlenebilen tarihsel mekânsal doku halen korunmaya değer nitelikte
midir?” sorgulamaları, çalıșmanın gerçekleștirdiği önemli tartıșmalardan birisi olmuștur. Planlama sürecinde bu bölgelerin
korunması için en uygun çözümün yasal mevzuatımızda yer alan etkileme geçiș alanı olarak ilan edilmeleri olabileceği
düșünülmüștür. Ancak bu kararın da alanların durumunu tam olarak yansıtamayabileceğini ve bu konudaki sorgulamaların;
belki yeni yasal düzenlemeler, notasyonlar ve lejant maddelerini beraberinde getirecek, akademik tartıșmalarla genișletilmesi
gerektiğini ifade etmek mümkündür. Bu kapsamda izleyen süreçte bu planın bașlattığı tartıșmalar ve ana ilkeler temele
alınarak, bölgede detaylı araștırmaların sürdürülmesi önerilmektedir.
Planlama çalıșmasının altyapısını olușturma yönünde geçmiși anlamak amacıyla; hava fotoğrafları, kadastral haritalar,
eski planlar, inșaat ruhsatları incelenmiș, bölgede çalıșmalar yürüten akademisyenlerle ve arazi çalıșmaları sırasında bazı
alan kullanıcılarıyla görüșmeler gerçekleștirilmiș, yapılar fotoğraflanarak bir belgeleme çalıșması yapılmıș, CBS veri tabanı
kullanımı ile mevcut doku analizleri gerçekleștirilmiștir. Bu analiz çalıșmaları sonucunda ulașılan sentezler, plan kararlarına
yön veren saptamaların ortaya çıkmasına olanak tanımıștır.
Çalıșmanın ilk bölümünde, bölgenin geçmișine dair bir araștırma yapılmıș, böylelikle planlama çalıșmasının altyapısını
olușturan bağlam anlașılmaya çalıșılmıștır. 2. Bölüm’de ise, geçmișin mekanda bıraktığı izler aranmıș; tarihsel kentsel
dokunun geçirdiği değișimler ve yayılmıș olduğu alan sınırlarının tespit edilmesine yönelik analizler gerçekleștirilmiștir. Bu
analizlerin yorumlanmasının ardından, 3. Bölüm’de bu kez, tarihsel kentsel dokunun günümüzde sahip olduğu nitelikleri
ortaya çıkarmak üzere bir analitik süreç izlenmiștir. Çalıșmanın 2. ve 3. Bölümleri’nde gerçekleștirilen incelemeler sonucunda,
tarihsel kentsel dokunun izlerinin okunabildiği yeni bir koruma alanı sınırı tarifine ulașılmıștır. 4. Bölüm’de anlatılan kentsel
koruma planlaması yaklașımı bu koruma sınırını kapsamıștır. Gerçekleștirilen analitik incelemeler sonucunda olușturulan
plan ilke ve kararlarının aktarılmasının ardından, bütün sürece dair özel ve genel saptamaların dile getirildiği “son verirken”
bölümüyle çalıșma noktalanmıștır.
'Ž1”2
³JHoPLúLDQODPDN«´
'4734;&ƺ3.39&7å-8*1,*1åđå2Ž>0”8”
9FWNMYJå_RNW[J>FPæSJ[WJXN
İzmir, geçmişten günümüze sahip olduğu doğal
liman niteliği ve art alanına bağlı olarak gelişen ticari kimliğinin
yanı sıra, üzerinde yaşattığı kültürel zenginlikleriyle tarihin her
döneminde Batı Anadolu’nun önemli bir kıyı ve liman kenti
olmuştur.
İzmir kent tarihi ile ilgili arkeolojik incelemeler kentin
geçmişinin M.Ö. 3000’li yıllara uzandığını göstermekte iken,
2005 yılında Doç. Dr. Zafer Derin tarafından Bornova Yeşilova
Höyüğü’nde yapılan araştırma ve kazılardaki buluntular;
kentin tarihinin günümüzden 8500-9000 yıl öncesine denk
düşen neolitik döneme değin ulaştığını tespit etmiştir.
Yeşilova Höyüğü›nün ardından yerleşim gördüğü tespit
edilen Bornova İpeklikuyu ve Yassıtepe Höyükleri de İzmir›in
Kalkolitik ve Tunç Çağlarına ilişkin önemli bilgiler içermektedir.
Bornova ovasındaki İlk İzmirlilerin yolculukları ortaya çıkan
savunma ihtiyacı doğrultusunda; M.Ö. 7. yüzyılda Bayraklı
Höyüğü›nde, M.Ö. 3. yüzyılda Kadifekale’de devam etmiștir
(Derin, 2009, s. 43).
Bayraklı Höyüğü’nde kurulan Smyrna kenti doğal
liman özelliği ve zengin hinterlandı ile Yunan kent devletlerinin
önde gelenlerinden birisi olmuștur. Bayraklı Höyüğü’nün
ardında Yamanlar Dağı’nın bulunması karadan gelebilecek
baskınlara karșı kentin korunmasını sağlamıș, bu nedenle
kent 3000 yıla yakın bir süre bu yarımadada yer almıștır
(Akurgal, 2003, s. 293). Smyrna, MÖ 650–546 tarihleri
arasında Aiolis Bölgesi›nin en büyük yerleşmesi olmuştur
(Akurgal, 2003, s. 293). Smyrna kenti, MÖ 630–580 tarihleri
arasında bașta Kent duvarı, Athena Tapınağı, Anıtsal Çeșme
Binası, Toplantı Megaronu, Çifte Megaron olmak üzere
Doğu Hellen yapı sanatının bugün için en önemli eserlerini
vermiștir. Ayrıca Hellen Dünyasında en eski geometrik dokulu
kent planı ilk kez MÖ 7. yüzyılın 2. yarısında Smyrna’da
uygulanmıștır (Akurgal, 2003, s. 293-296). Meles ırmağı ile
Sipylos (Yamanlar) Dağı’ndan gelen sellerin getirdikleri miller
ile Bornova Ovası’nın bugünkü sınırlarına ulaștığı ve Smyrna
adıyla kurulan ilk șehrin yer aldığı yarımadacığın bir tepe
haline dönüșerek zaman içerisinde liman niteliğini kaybettiği
bilinmektedir (Doğer, 2011, s. 27-35).
Pek çok doğal afet ve istila yașamıș olan Bayraklı
Smyrna kenti, Batı Anadolu’nun önemli uygarlıklarına ev
sahipliği yapmıștır. Luvi, Lelejler, Amazonlar, Aioller, İyonlar,
Lidyalılar, Frikyalılar, Karyalılar, Persler kentte izleri bulunan
uygarlıklardan bazılarıdır. Çeșitli afetler ve olası bir nüfus
patlamasından kaynaklandığı düșünülen nedenlerle kent
ikinci kez, M.Ö.334’te Pagos Dağı (Kadifekale) eteklerinde,
Pausanias’a göre Büyük İskender tarafından kurulmuştur
(Doğer, 2011, s. 91). Yeni kurulduğu bölgede de (Pagos
Dağı’nın kuzeybatısında) korunaklı bir iç limana sahip olan
kent, (Hellenistik dönemde) bugünkü Bahribaba Parkı ile
Melez Çayı arasındadır. Kentin siyasi, dini ve ticari merkezi
olan Agora, limana yakın konumuyla bu dönemde inșa
edilmiștir. Hellen Birliği’nin yıkılmasıyla ise, kent M.Ö 2.
yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiștir.
Roma egemenliğinin ilk yüzyıllarında Smyrna’nın Asya
Eyaleti’nin en önemli kentlerinden birisi olduğu tarihsel
araștırmalarca ortaya konmaktadır.
Smyrna kenti, 178 yılında büyük bir deprem
geçirmiș ve kentin büyük bölümü harabeye dönüșmüștür.
Birçok tapınak, tiyatro vb. gibi kentin önemli yapıları yok
olmuș, iç liman kapanmıș, yangınlar çıkmıș ve çok sayıda
insan ölmüștür. Bu afet sonrasında harap olan kent Roma
İmparatoru Marcus Aurelius tarafından yeniden ayağa
kaldırılmıș ve bu dönemde, Ephesos’un limanın alüvyonlarla
dolması sonucunda liman niteliğini kaybetmesinin de
etkisiyle, bölgenin en önemli kenti haline gelmiştir.
Smyrna kenti Hellenistik Dönemden bu yana aynı bölgede
kesintisiz olarak iskan edilmiştir. Bu nedenle bölgede
Hellenistik Dönemden günümüze ulaşan çok katmanlı bir
tarihsel mekansal yapı bulunmaktadır. Günümüzde Antik
Smyrna kenti sınırları 3. Derece arkeolojik sit alanı olarak,
onun üzerinde yer alan Osmanlı Dönemi kentsel dokusu
da kentsel sit alanı olarak tescillenmiș durumdadır. Antik
Smyrna sınırları Agorası’nda araștırma ve kazılar devam
etmekte olup, Antik Tiyatro bölgesinde de ise yakın bir
dönemde kamulaștırma çalıșmalarının tamamlanmasının
ardından kazı çalışmaları başlatılmıştır. Smyrna kentinde yer
alan Stadion’un yeri bilinmekle birlikte, bu Antik Stadyum
henüz çalıșmalara konu olmamıștır. Diğer kentsel kamusal
unsurlar ve kentsel dokuya ait bilgiler günümüz yapılașması
içerisinde parsel bazında gerçekleștirilen kurtarma kazıları ve
yüzey araștırmalarından edinilmeye çalıșılmaktadır. Ancak
halen pek çok belirsiz nokta mevcut olduğu için kentin tam
bir tasvirini yapmak șimdilik mümkün olamamaktadır.
1071 yılındaki Malazgirt Savașından sonra
Türkmenlerin Anadolu’ya girmeye bașlaması, 10801081 yıllarında Akdeniz’den Marmara’ya kadar kıyılara
hakim olması ile Smyrna ilk kez bir Türk liderin (Çaka Bey)
yönetimine geçmiștir. Ancak 1097 yılında Haçlıların yardımı
ile Bizans’ın yeniden karșı saldırıya geçmesiyle Ephesos,
Sardeis, Smyrna gibi kentler Bizans kuvvetlerince yeniden
alınmıș ve Batı Anadolu kıyılarında Türk egemenliği sona
ermiștir (Doğer, 2011, s. 132).
13. yüzyıldaki Smyrna için, Lembos ve çevresindeki
bazı manastırların ekonomik güç odakları haline gelmesi ile
bölgedeki birçok tașınmazın kaydedildiği tapu kayıt defterleri
önemli bir bilgi kaynağı olușturmaktadır (Doğer, 2011, s.
138). İzmir’in uzun Bizans Egemenliği döneminin ardından
1317 yılında Aydınoğulları Beyliği’nin yönetimi altına girdiği;
ancak bu dönemde, iç liman çevresinin Aydınoğulları’nca
alınamaması nedeniyle așağı-yukarı ya da Müslüman İzmirGavur İzmir olarak ikiye bölündüğü anlașılmaktadır. Bu
nedenle kent 14. yüzyıl boyunca Türkler ile Liman Kalesi
ve așağı kente hakim Latinler arasında mücadeleye sahne
olmuș; 1402 yılında Timur’un Liman kalesini eline geçirmesi
ile Türklerin eline geçmiștir (Goffman, 2000, s. 3-4).
1420’li yıllarda Osmanlıların hakimiyetine geçen İzmir,
17. yüzyıla kadar büyük bir kasaba biçiminde devam etmiș
ve ticaret canlanmamıștır. Ancak Avrupa’nın, hammadde
ihtiyacını karșılamada İzmir limanını tercih etmesi ve
Osmanlı’nın Avrupalılar’a sağladığı vergi avantajları, İzmir’in
bir Liman kenti olarak 17. yüzyıldan itibaren ticari merkez
olmasına neden olmuștur. İzmir›in satılabilir nitelik kazanan
mallar açısından zengin art bölgesi, Atlantik kıyısındaki ticaret
kumpanyalarını kendine çekmiştir. Kentin bir ticaret odağı
haline gelmesinde kervan yollarının yeniden düzenlenmesi
de büyük rol oynamıștır. Batılı tüccarların ilgisinin yerli
ürünlere; özellikle de pamuk, yün vb. olması, iç ticareti de
oldukça etkilemiș, bu dönemde kentin toplumsal yapısı ve
tarımsal düzenini değiștirmiștir (Goffman, 2000). İzmir’in 17.
yüzyıldaki ticari gelișiminde bu ranttan yararlanmak isteyen
Arap, Ermeni, Rum, Yahudi ve Türkler kente akın etmeye
ve deneyimli oldukları ticari etkinliklerde yerlerini almaya
bașlamıșlardır. Bu yüzyılda, tanınan ticari ayrıcalıklarla
yabancılar kıyı kesiminde düzgün yollar üzerinde yer alan
ticarethane ve konutlarıyla Frenk mahallesini olușturmuștur
(Goffman, 2000, s. 46-48). Batılı șirketlerin ve Levanten
aile ișletmelerinin ilgi odağı haline gelmeye bașlayan İzmirli
yabancı tüccar aileler, bulașıcı hastalıklar, özellikle “kara
ölüm” olarak adlandırılan vebanın, 18. ve 19. yüzyıllarda
birçok kez tekrar ederek, on binlerce kișinin ölümüne yol
açması nedeniyle Frenk Mahallesi’nden Bornova ve Buca’ya
doğru kaymıștır.
Levantenlerin imtiyazlarla birlikte ithalat-ihracat
konusunda oldukça zenginleșerek, buraya yerleșmeleri;
kentin art bölgesinden mal akımını kolaylaștırmak için 1857
yılında ülkenin ilk demiryolu olan İzmir-Aydın Demiryolu’nun
yapılmasını ve beraberinde yılın önemli bir kısmını İzmir’de
geçiren Levanten ailelerin artık kendi yașam tarzlarını ve
kültürlerini yansıttıkları bahçeli köșkler ve kiliseler inșa
etmelerini sağlamıștır. Bu dönemde İzmir, kozmopolit ve
hareketli kültürel yașamı ile diğer liman kentleri içerisinde de
önemli bir yere sahip olmuștur.
1863’te İzmir-Manisa Demiryolu ve Basmane
İstasyonu’nun yapılması, kentin gelișmesinde önemli rol
oynamıș ve bu hattın Alsancak’a kadar getirilmesiyle kent
bu yöne doğru yayılmıștır. Kentin ticari yapısındaki değișim,
rıhtımın yapılmasının yanı sıra aynı yıllarda Kordonyolu’nun
olușumunu da sağlamıștır. İç limanın zaman içinde dolması
sonucu 18 yy.’ın bașında Konak Meydanı olușmuștur. 19.
yy.’ın bașında Sarıkıșla’nın yapımı ile meydan aynı zamanda
kamusal bir alan özelliği kazanmıștır. 1867’de Hükümet
Konağı’nın yapılması, 1886’da Konak’ın bitişiğinde İdadi
Binası’nın yapımı ile Konak Meydanı olușumunu temel olarak
tamamlamıștır.
19. yüzyılın sonlarına doğru İzmir limanı, Osmanlı’nın
en büyük ihracat limanı, İstanbul’dan sonra da ikinci büyük
ithalat limanı konumuna gelmiștir (Beyru,2000). Öyle ki
Osmanlı’nın çöküș sürecine girdiği bu yıllar, İzmir için ticari
aktivitenin yoğunlaștığı yıllar olmuștur. 19. yüzyıldan sonra
demiryolu, liman gibi yatırımların gündeme gelmesi ile
demiryolu ve liman birbirini tamamlayan ulașım sistemleri
olarak gelișim göstermiștir. Bu ekonomik yașam yabancıların
kendi ticaret ișleri için servis verebilecek posta bürosu, banka,
borsa, sigorta șirketi gibi kurumların olușmasına ve hanların
fonksiyonel değișimine neden olmuștur. Bu yıllardaki Thomas
Graves’in (1836-1837) haritasına göre; kent, güneyde
Eșrefpașa Parkı (Cici Park) ile Türk-Yahudi Mezarlığı’na (Bahri
Baba Parkı) kadar, güneydoğuda ise Kadifekale eteklerinde
bulunan Türk mezarlığından bașlayıp, Melez Çayı yakınındaki
Türk mezarlığına kadar uzanmaktadır (Beyru,2000).
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküș sürecinde
Kurtuluș mücadelesine sahne olan İzmir kenti 1922
yangınından büyük ölçüde etkilenmiștir. Yangın sonrası
kentin merkezi bölgelerindeki pek çok yapı ve sokağın
yok olduğu bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulușu
ile birlikte kentte savașın ve yangının izlerini onarmak ve
dönemin toplumsal kurgusuna uyumlu modern bir kent
yaratmak üzere planlı dönem bașlamıș, kentin gelișme yönü
imar planlarıyla belirlenmeye çalıșılmıștır. 1925 ve 1955
planlarında öngörülen Alsancak Limanı’nın büyük bir ticaret
limanına dönüșmesi kararı ile birlikte Halkapınar ve Salhane
yönündeki gelișmeler desteklenmiștir. 20. yüzyıl bașlarından
itibaren Alsancak Limanı arkasında Salhane, Bayraklı,
Turan bölgelerinde depolama ve sanayi ișlevleri gelișmiștir.
1960’lardan sonra hızlanan göç dalgasıyla birlikte kentte
gecekondu alanları olușmaya bașlamıș, Gümrük, Basmane
ve Cumhuriyet Meydanı çevresi merkezi iș alanı olurken, genel
bir tanımlamayla; Alsancak, Göztepe, Güzelyalı ve Karșıyaka
kıyıları üst gelir grubunun yerleșim alanı, Karșıyaka’nın eski
yerleșim yeri ile Hatay orta gelir grubunun yerleșim alanı,
zamanla sosyal dönüșüm yașayan tarihi kent merkezinin
konut bölgesi ve imarlı alanların hemen çeperinde gelișen
gecekondu bölgeleri ise ağırlıklı olarak düșük gelir gruplarının
yerleșim alanı olmuștur. Bu yıllarda dünyada gelișen koruma
kavramı yaklașımları doğrultusunda Gayrimenkul Eski Eserler
Anıtlar Yüksek Kurulu’nun ve sonrasında kurulan Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları’nın; Cami, Havra
ve Kiliselere, tarihsel kentsel dokulara ve arkeolojik varlıklara
yönelik tespit ve tescil çalıșmaları yürüttüğü görülmektedir.
Daha sonraki yıllarda kentin çeșitli ilçelerinde tescillenen
tarihsel kentsel dokular için koruma amaçlı imar planlarının
hazırlanmıș olduğu; ancak bu çalıșmaların hızlı kentleşme
süreçleri karşısında bu alanların tarihsel sosyo-mekansal
niteliklerini sürdürme anlamında her zaman yeterli olamadığı
ifade edilebilecektir. Türkiye’de koruma anlayıșının hala
gelișmekte olan bir kavram olması nedeniyle, ve modernistliberal süreçlerin tetiklediği hızlı ve rant odaklı kentleșme
yaklașımları sonucunda, İzmir’de de pek çok tarihsel
değerin kaybedilmiș olduğu görülmektedir. Buna karșın
kentin 8000 yıllık tarihsel potansiyelinin azımsanmayacak
bir bölümü halen doğru koruma politikalarının uygulanması
ile yașatılabilecek niteliktedir. Bu bağlamda kentte koruma
çalıșmalarının yoğunlașarak sürdürülmesine gereksinim
bulunduğunu belirtmek mümkündür.
9FWNMåŸNSIJBornova
Neolitik Çağ insanoğlunun yerleșik yașama
geçtiği, insanlık için devrim niteliği tașıyan bir dönemdir.
Bu dönemde ılımanlașan iklim koșulları tarım yapılmasına
olanak tanımıș; insan toplulukları verimli tarım alanlarına
yerleșmeye bașlamıștır. İzmir’in Bornova Ovası da akarsuları
ve verimli alüvyonal toprakları sayesinde Neolitik Dönem’de
insan yerleșmelerine konu olan bölgelerden birisidir.
Bornova Yeșilova Höyüğü’nde yer alan neolitik yerleșmenin,
döneminin nitelikli yerleșmelerinden birisi olduğu, arkeolojik
araștırmalarca ortaya konmaktadır. 2005 yılından itibaren
Bornova Yeșilova Höyüğü’nde çalıșmalar yürüten Doç. Dr.
3
Zafer Derin tarafından, Bornova Yeșilova’da elde edilen
bulguların İzmir’in ilk toplumunun iyi organize olmuș bir
halk topluluğu olduğundan söz edilmekte, ancak çeșitli
doğal afetlerden kaynaklı olarak insanların Yeșilova dahil bu
bölgedeki birçok alanı sonradan terk ettiği düșünülmektedir
(Derin, 2009, s. 42). İzleyen dönemlerde Yeșilova’nın
alüvyonlarla dolması nedeniyle insan toplulukları, höyüğün
kuzeydoğusundaki Yassıtepe ve İpeklikuyu Höyüklerine
yerleșmiștir (Derin, 2009, s. 43).
arazisinin sadece Ayasofya Kilisesi’ne ait olmadığını, bölgede
aynı zamanda imparatorların da özel mülkleri olan arazilarin
bulunduğunu göstermektedir ( Doğer, 2011, s. 138-140).
Bornova adının Prinobaris adından bozularak
geldiğiyle ilgili birçok birbiriyle örtüșen bilgi mevcuttur.
Prinobaris adının anlamı, komșusu Baris’in (Bayraklı) adıyla
ilișkili olarak ele alınmalıdır. Baris, Bari gibi yer adları eski
Hellen yer isimleri içinde çok sık kullanılmaktadır. Sözcük
eski Hellence’ye Mısır dilinden geçmiș olup, bu dilde bir
tür gemi için kullanılmaktaydı. Daha geç dönemlerde ise
sözcüğün Hellen dilinde yeni bir anlam kazanmıș olduğu
görülmektedir. Ayrıca önce açıklanan anlamlarının yanı sıra
kule veya büyük, geniș konut anlamında da kullanıldığı
görülen Baris adının; yer aldıkları arazi içinde kayık, tekne
gibi unsurlara benzeyen bir fiziki özellikten dolayı verilmiș
olabileceği de dönlPeNWedir. %Dris DdÕnÕn oDõrÕöWÕrdÕõÕ
bX ¿]iNi ö]elliõin (sNi 6P\rnD isNDnÕnÕn \er DldÕõÕ
7eSeNXle +ö\g¾nn IRrPXnXn ND\ÕõD ben]ePesi\le
DoÕNlDnDbileFeõi DrNeRlRglDrFD dönlPeNWedir (Doğer,
2011).
Prinos eski Hellen dilinde meșe demek olup, Baris’in
ùHNLO%RUQRYDYHoHYUHVLQGHEXOXQDQHQHVNL\HUOHúLP komșusu üzeri meșelik kaplı veya kayık benzeri bir coğrafi
özelliği ya da meșelik bir alanda bir kule veya geniș bir evi
E|OJHOHUL
tanımlamıș olması mümkündür. Gerçekten de özellikle
Bornova’nın üzerindeki Eğridere ve Çamiçi köyleri arasında
Ișıkkent Eğitim Kampüsü’nün doğusunda, Bornova hala mevcut yabani bodur meșeliklerden olușan dokunun,
Anadolu Lisesi’nin güneybatısında, Manda Çayı kıyısında kentleșmenin bu denli yoğun olmadığı dönemlerde bölgenin
yer alan ve Ege Bölgesi’nin en eski prehistorik yerleșimi hakim florası olma ihtimali göz önüne alındığında adın
olan Yeșilova Höyüğü, Forum Bornova’nın güneyinde yer nereden geldiğini anlamak kolaylașmaktadır (Doğer, 2011).
alan Yassıtepe Höyüğü ve bugünkü Bornova Anadolu Lisesi
sınırları içerisinde kalan İpeklikuyu Höyüğü’nün yaklașık 1
13. yüzyılın Bizans yerleșimi Prinobaris’in 16. yüzyılda
km’lik bir çap içerisinde olması Bornova’daki ilk yerleșimlerin
Burunova’ya,
daha sonra Burunabad’a ve en sonunda
oRN geniö bir DlDnÕnD \D\ÕldÕNlDrÕnÕ gösWerPeNWedir.
Cumhuriyet döneminde Bornova’ya nasıl dönüștüğü
konusundaki tek kanıt Prof. Dr. Mübahat S. Kütükoğlu’nun
İzmir kent tarihine ilișkin araștırmaların 8500-9000 15. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlıca belgenin birinde
yıl kadar geriye gitmesini sağlayan Yeșilova Höyüğü’ne iskanın adını Burunvari olarak okumuș olmasıdır. Bornova
ilișkin araștırmalar Bornova’nın önemini öne çıkarmaktadır. kelimesinin 16. yüzyılda Birunabad, Burunabad, Burunova
Ancak izleyen süreçlerde savunma gerksinimleri dolayısıyla kelimelerinin evrilmesiyle meydana geldiği sanılmakta ve
Bornova Ovası’ndaki ilk İzmirliler’in M.Ö 7. yüzyılda Bayraklı bölgenin Bornova adını Cumhuriyet’in ilanından sonra aldığı
Höyüğü’ne yerleștikleri bilinmektedir. Bayraklı Höyüğü ve bilinmektedir.
sonrasında Pagos eteklerindeki Smyrna’nın (MÖ 3. yy.)
Batı Anadolu’nun en gözde yerleșmelerinden birisi olduğu
Bilindiği üzere 11. yüzyılda Çaka Bey’in bölgeye
dönemlerde Bornova Ovası’ndaki yerleșmelerin önce küçük
egemen
olması ile İzmir Türk egemenliğiyle tanıșmıștır
tarımsal yerleșmeler șeklinde, ardından Roma Dönemi’nde
ancak
bu
beyliğin hakimiyeti çok uzun sürmemiștir (Günay,
Roma Çiftlik evleri biçiminde devam ettiği Derin (2009)
2008,
s.
185).
İzmir ve çevresinde Türk hakimiyeti dönemi
tarafından aktarılmaktadır.
14. yüzyıl bașlarında Aydınoğulları Beyliği’nin egemenliği ile
bașlayacaktır (Günay, 2008, s. 185). Aydınoğlulları Beyliği’nin
Doğer (Mart 2015, sözlü görüșme) Bornova isminin egemenliği döneminde bölgede yerleșik Rum nüfusun yanısıra
ilk kez 9. yüzyıl eski Lembos Manastırı kayıtlarında küçük Türklerin de iskan ettiği bir bölge olan Bornova, İzmir’in
bir Bizans köyü olarak geçtiği bilgisini aktarmaktadır. Söz ticaret șehri haline gelmesi ile gayrimüslimler ve Levantenler
konusu kayıtlarda İznik-Bizans Devleti Smyma’nın en önemli tarafından da yerleșilen bir yöre olmuș ve Bornova tarihi bu
idari birimlerinden birinin adını Prinobaris (Bornova) olarak dönemin görkemli fiziki mirasının da etkisiyle, daha ağırlıklı
vermektedir. Komșusu Baris (Bayraklı) ile birlikte bir “enoria” olarak bu dönemle anılmaya bașlanmıștır.
(Bizans döneminde nahiye veya kaza anlamına gelen bir
idari birim) olușturmakta olduğu anlașılmaktadır. Prinobaris
Osmanlı döneminde ilk olarak Bornova’daki yerleșim
köyünün arazilerinin bir kısmının 13. Yüzyılda İstanbul’daki
kendi
ihtiyaçlarını
karșılaması amacıyla kurulan arasta (çarșı)
Ayasofya Kilisesi’ne ait olduğu bilinmektedir (Doğer, 2011, s.
bölgesinin
kuzeyinde
küçük bir Osmanlı köyünden ibarettir
138). Ancak Atatürk Mahallesi’nin yer aldığı yamaçların Laka
Köyü’ne yakın kesiminde bulunan bir sınır tașı; Prinobaris (Günay, 2008, 188-189). Ergene mahallesinde Osmanlı
Dönemi arasta örneğinin yașamasına olanak veren Büyük
Çarșı içerisinde yer alan Bornova Merkez Hüseyin İsa Bey
Cami, Levantenlerin Bornova’da yașamaya bașlamasının
öncesine dair ilk bilgileri vermektedir.
camide Diana banyolarından geldiği söylenen eski Yunanca
yazılı mermer bir sütun bulunduğunu kaydetmiștir (Arıcan,
2003, s. 21). Slaars (1932) bu yazıtı; “Her bir çeșit kötülüğü,
salgını / Yok eden kurtarıcım, Meles’in tanrısına / Sundum
saygılarımı” șeklinde tercüme etmiștir. Bu yazıtın tarihi olarak
166-173 yılları arasında Roma ve İzmir’de dahil olmak üzere
bir çok ilde yașanan veba salgınÕnÕ DnlDWPDNWD olabileceği
ileri sürülmüștür (Slaars ve İkonomos, çev. Cevdet, 1932).
)RWR÷UDI$UDVWD%|OJHVL
Tarihsel kaynaklarda “Büyük Çay” ve “Küçük Çay”
olmak üzere iki adet ilk yerleșim alanı bulunduğundan sözü
edilen Bornova’nın tarihsel kent merkezinde yer alan tarihi
camiler de “Büyük Cami” ve “Küçük Cami” olarak adlandırılıp,
çevresindeki mahallelere adlarını vermiștir. (Günay, 2008, s.
188). Günay’a (2008) göre, 19. yüzyılda ‘Büyük’ ve ‘Küçük’
olarak isimlendirilen iki ana çarșısı bulunan Bornova’da bu
adlandırma geleneği sürmüș ve mahalle, cami, çarșı hatta
günümüzde ilçenin simgeleri olan parkların isimlerinde de
belirleyici olmuștur.
)RWR÷UDI.oN&DPL
Bölgede Beylikler Dönemine aimt bir diğer anıtsal
yapı olan Küçük Cami ise Erzene Mahallesinde yer almaktadır
ve Osmanlı Döneminde Sultan Mahmut Han tarafından
yaptırılan, mimarı bilinmeyen fakat Hicri takvime göre 1330
tarihinde yapıldığı tahmin edilen; ahșap yapılı, kargir çatılı, tek
minareli bir camidir.
17. yüzyıla gelindiğinde İzmir’in, hareketlenen ticari
yașam sayesinde kasabadan kente dönüșmeye bașladığını
görmekteyiz. 16. yüzyıl gezginlerinin hiç bahsetmediği
İzmir kentinden 17. yüzyıldan itibaren tarihsel kaynaklarda
bahsedilmeye bașlanmaktadır. Bu dönemde kentte yașanan
ticari canlanma, küçük bir köy olan Bornova’nın da kimliğini
ve yapısını önemli ölçüde değiștirecek gelișmeleri beraberinde
getirmiștir.
)RWR÷UDI%\N&DPL
óloenin önePli DnÕWsDl WDriKsel \DSÕlDrÕndDn birisi
RlDn %\N &DPi¾nin +se\in ósD %e\ &DPi ne ]DPDn
\DSÕlPÕö RldXõXnD dDir neW bir bilgi edinilePePiö RlXS
SlDn öePDsÕ nedeni\le $nDdRlX7rN PiPDrisinin erNen
oDõlDrÕnD DiW RldXõX Ye NXbbe Ye reYDN \DSÕsÕndDn
dRlD\Õ dD $\dÕnRõXllDrÕ %e\liõi dönePinde \DSÕldÕõÕ
dönlPeNWedir (Günay, 2008, s. 191). 19. yüzyıl bașlarında
İzmir’e gelen Fransız gezin Joseph Michaud eserinde, bu
alanda ‘antik yapı ve kalıntıların bulunmadığını’ sadece eski bir
İzmir’in 17. yüzyıl ticari gelișmesi, Akdeniz
devletlerini ve Atlantik kıyısının yeni șirketlerinin temsilcilerini
kente çekmeye bașlamıș ve denizin hemen kıyısındaki
Frenk mahallesine yerleșmelerini sağlamıștır. Osmanlı
devletinin yașadığı ekonomik dönüșüm ve tarımsal
bölgelerle kopan bağlar, İzmir gibi kendiliğinden merkeze
dönüșen bir kentin daha da gelișmesine ve bu gelișmeden
Fransızlar ile Venediklilerin yararlanmasına imkan tanımıștır
(1604-1624). İzmir limanındaki ticari faaliyetlerin bașında
Venedik ve Cenevizliler görülürken, 17. yüzyılda Osmanlı
İmaparatorluğu’nun iyileștirmelerle Batı Anadolu’nun
ana limanı haline getirdiği anlașılmaktadır. Bu süreçte
Sakız’ın (Chios) önem kaybetmesi, İzmir’de konsolosluklar
kurulması ve ticari anlașmaların gerçekleștirilmesi ile İzmir’de
Hollandalılar, İngilizler, Fransızlar ve diğer Avrupalılar da
görülmeye bașlamıștır. Bu halklar süreç içerisnde Bornova’ya
5
da yerleșerek Bornova’ya yeni bir kimlik kazandıracaktır.
İzmir’in Bornova gibi pek çok bölgesine bir dönem
damgasını vuran Levantenleri Eldem’in tarif ettiği gibi;
Avrupalılar olarak, yani “Osmanlı topraklarında yașayan tüm
Avrupalılar” olarak tanımlamak mümkündür (Eldem, 2006,
s. 11-12). Fransızca “Lever” kelimesinin (kalkmak, doğmak)
anlamlarından türeyen Levant, genel olarak Doğu’ya ait,
Doğu’da yașayan anlamına gelmektedir (Eldem, 2006, s. 1113). Batının merkez kabul edildiği düșünülürse, Avrupa’nın
doğusu ifade edilmekte olup, Yakın Doğu ile Akdeniz’in
doğusundan bahsedilmektedir. Bu durumda Levantenler,
“Doğu’da Batılı olarak, Batı’da Doğulu “ olarak anıldıkları
bir dönem yașamıștır. Osmanlı’da yașayan tüm Hristiyanlar
Frenk olarak anılmakta iken, dönem dönem Levanten ile Frenk
tanımalarının birbirine yakınlaștığından da bahsedilmektedir
(Beyru, 2000, s. 13). Osmanlılar’da yarı Batılı yarı Doğulu
görünen insanlara “tatlı su frenki” de denilmektedir (Baltazzi,
2009, s. 355).
Levantenlerin İzmir tercihinin ortak paydası olarak
Osmanlı Devleti’nin, özellikle İzmir’in sunduğu benzersiz
özgürlükten yararlanmak olduğundan bahsedilmektedir.
İzmir limanının özelliği ve etkinliği, gümrük gelirlerinin artırma
düșüncesiyle yerel yöneticilerin toleranslı yaklașımları sonuç
itibariyle İzmir’i batılı göçmenlerin ve tüccarların ilk tercihi
haline getirmiștir. Ancak Daniel Goffman’a (2000) göre;
imtiyazların nedeni olarak devlet yapısındaki otoritesizlik
sebep olarak gösterilirken, bu alandaki diğer çalıșmalara
bakıldığında devletin ticari hayatı canlandırma ve gelirleri
artırma düșüncesi ön planda olmaktadır.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmıș olan İzmir’de,
özellikle 17-19. yüzyıllarda Levanten etkisi yoğun bir biçimde
görülmüștür. Bu nedenle de İzmir’e gelen birçok gezgin, gezi
notlarında İzmir’den; “Levant’ın incisi”, “Levant’ın en parlak
ticaret șehri”, “Levant’ın en önemli ticaret merkezi” olarak
bahsetmektedir. Levantenler İzmir’de yașadıkları sürece
dinlerini, dillerini ve Avrupa’da benimsedikleri yașamlarını
korumuș, ancak Osmanlı’ya ve İzmir’e bağlılıklarını
sürdürmüșlerdir (Baltazzi, 2009, s. 353).
İzmir’in büyük dönüșüm geçirdiği 19. yüzyılın
bașlarından itibaren Fransızlar’Õn ó]Pir /eYDnWen WDriKindeNi
\eri dDKD neW bioiPde RrWD\D oÕNPÕöWÕr. %X eWNinin WePelini
RlXöWXrDn )rDnsÕ] Dileler ö]elliNle WiFDreW DlDnÕndD oRN
ileri d]e\lere gelPiöler sRnrDsÕndD ise öeKrin oeöiWli
NXrXPlDrÕndD önePli PDNDPlDrdD \öneWiFiliN SR]is\RnXndD
bXlXnPXölDrdÕr. +DWWD öeKrin \öneWiPinde dDKi si\Dsi bir
DNWör KDline gelPiölerdir. %XnlDrÕn en öne oÕNDnlDrÕ %RrnRYD
WDriKinde de i]ler bÕrDNPÕö RlDn /D )RnWDine :KiWKDll
Ye *irDXd Dileleridir. \ÕlÕndD ó]Pir¶e geliS \erleöen
*irDXd Dilesi önFeleri :KiWWDller ile oDlÕöWÕNWDn sRnrD WeNsWil
seNWörnde Nendi \DWÕrÕPlDrÕnÕ geroeNleöWirPiölerdir \ÕlÕndD ó]Pir <n 0ensXFDW Ye \ÕlÕndD ó]Pir 3DPXN
0ensXFDW, Giraud ailesi tarafından kurulmuștur (Baltazzi,
2009, s. 357).
Ticaret yapmak amacıyla İzmir ‘e gelerek yerleșen
Avrupalıların, ogünkü adı Frenk Mahallesi olan, Alsancak
ve çevresinde yașadıkları, yazlarını ise sayfiye yerleri olan
Bornova, Buca ve Seydiköy’de (Gaziemir) geçirdikleri
bilinmeketedir. Bu süreçte ó]Pir¶in bir oeYre Nö\nden
/eYDnWen \D]lÕN \erleöiP bölgesine dönöen %RrnRYD .
\]\ÕlÕn XlDöÕP NRöXllDrÕnD göre ó]Pir¾e \DNlDöÕN iNi sDDW
X]DNlÕNWD bXlXnPDNWD\dÕ. %RrnRYD¾\D biri NDrD\RlX ile
.erYDnlDr .öSrs¾nden diõeri ise deni]\RlX\lD %RrnRYD
ósNelesi¾nden RlPDN ]ere iNi D\rÕ \RldDn XlDöÕlPDNWDdÕr.
. \]\ÕlÕn iNinFi \DrÕsÕndD %RrnRYDó]Pir DrDsÕndD iNi
XlDöÕP KDWWÕ dDKD DoÕlPÕöWÕr. %XnlDrdDn biri \ÕlÕndD
DFÕlDn dÕnDrlÕ FreWli NDrD\RlX diõeri ise 1865 yılında
hizmete giren İzmir-Kasaba (Turgutlu) Demiryolu’dur. 1865
yılında hizmete giren bu İzmir-Kasaba Demiryolu hattı,
Bornova’nın kentsel gelișiminde önemli bir dönüm noktası
olacak; bu hattın bir kolu olarak Basmane’den kalkan trenler
buraya uğrayacaktır. Demiryolu sayesinde kentle birleșen
Bornova, Levantenler için bir sayfiye yeri olmaktan çıkacak
ve sürekli yașayacakları bir merkez konumuna dönüșecektir.
Birçok Levanten aile bu hattın yapımının ardından Bornova’da
sürekli ikamet etmek üzere Frenk Mahallesindeki evlerini
terketmiștir. Bugün Peterson Köșkü’nün yer aldığı bölge,
Bornova’nın tercih edilen semti durumundayken, demiryolu
bağlantısından sonra istasyon ve civarının önem kazanarak
gelișmeye bașladığı görülmektedir. Bu hat ilçenin kimliğini ve
kaderini değiștirecektir.
Bornova’da günümüzde de önemli bir kısmı
korunan Levanten köșklerinde yașayan ailelerin günümüz
Fevzi Çakmak Caddesi, dönemin “Macropodora Bulvarı”
(İstasyon Caddesi / Bornova Bulvarı) üzerine yerleștiği ve
bu nedenle bu bölgenin dönemin en prestijli alanlarından biri
olduğu görülmektedir (Akkurt, 2004, s. 91). Bugünkü Kazım
Karabekir Caddesi, dönemin “dioeN 6RNDõÕªnÕn, Levanten
konut yapıları ile çevrelendiği, ancak 1970’lerde imar
hareketleri, yol çalıșmaları, kat artıșları ile dokunun neredeyse
tamamen yok olduğu gözlenmektedir (Akkurt, 2004, s. 91).
Bornova’nın halen prestijli akslarından biri olarak tanımlanan
dönemin “Merkez Bulvarı”, günümüz Gençlik Caddesi
üzerinde yer alan konut kullanıcılarının sosyal statüleri ve
İzmir toplumsal yașamı içindeki konumlarına bakıldığında
en prestijli bölge olarak tanımlanması normal olmaktadır
(Akkurt, 2004, s. 93). Söz konusu cadde üzerinde yer
alan yapıların büyük çoğunluğu günümüzde de varlığını
sürdürmektedir. Bunun en önemli nedeni konut sahiplerinin
çeșitli nedenlerle yapılarını terk etmelerinin ardından, yapıların
kamu kullanımına geçmesi ve hala aktif olarak kullanılması
olarak aktarılabilecektir.
Levantenlerin yașantısı Bornova’nın çehresini
değiștirmiș ve yeni bir yașam kültürü olușturmuștur.
Günümüze ulașan Bornova’daki Levanten Köșklerinin,
genelde yüksek duvarlarla çevrilmiș geniș bahçeler içinde yer
aldıkları, yanyana konumlandırılmıș olan bu bahçelerin dar
sokaklara sınır olușturdukları görülmektedir. Yüksek bahçe
kapıları, çoğunlukla dekoratif dökme demir parmaklıklara
sahiptir. Bu bahçelerin önemli unsurlarının bașında gelen
çeșitli çiçekler ve bitkilerin tohumları ve soğanlarının da
Avrupa’dan ithal edildiği bilinmektedir (Ersoy, 2007, s. 353).
Bahçelerdeki ağaçlar ve havuzlar da bahçe düzenlemesine
verilen önemin göstergesi olarak dikkati çekmektedir. Rodos
iși olarak bilinen ve siyah-beyaz dere tașlarından yapılmıș
geometrik ve bitkisel motiflerden olușan yer döșemeleri de
köșklerin bahçeleri ve girișlerini süsleyen unsurlardandır
6
(Ersoy, 2007, s. 354-356). Levanten konutlarından günümüze
ulașanlar, ó]Pir¶in önePli bir WDriKsel dönePini siPgele\en
NlWr YDrlÕNlDrÕ RlDrak korunmaya çalıșılmaktadır.
Köșklerin plan tasarımlarÕ ile PiPDri be]ePe
ö]elliNleri
benzerlikler
göstermekle
birlikte,
dıș
görünümlerinde çarpıcı farklılıklar sunmaktadırlar (Ersoy,
2007,s. 354-356). Bu farklılașmanın, dıș cephelerde ortaya
çıkması yapıların bireysellik kazanması ile ilișkilidir. Konutları
yaptıran ailelerin kimlikleri, kültürel düzeyleri, ekonomik
güçleri yapıların dıș cephelerine yansımıștır.
Birçoğu Bornova kentsel sit alanı içerisinde yer alan
Levanten kültürel mirasına ilișkin köșkler ôeNil .; Büyük Ev
(C. Whittall), Bari, Balliani (C.J.Giraud), R.Whittall, Wilkinson,
Edwards, La Fontaine, Belhomme (Wolf), Peterson ve
Aliberti (Wolf) Köșkleri olarak sayılabilmektedir.
kullanılan Levanten evidir. Charlton Whittall (1791-1867)
henüz 18 yașındayken, Liverpool’dan Breed & Co.’nin
temsilcisi olarak 1809 yılında İzmir’e gelir. İki yıl sonra
1811 yılında C.Whittall & Company’yi kurar. C.Whittall
& Co. bir yıl sonra, İngiltere’nin en önemli ve büyük doğu
ticaret firmalarından Levant Company’nin üyesi olarak ticari
faaliyetlere devam edecektir (Narin, 2012, s. 103).
Edward Whittall’un torunu Ray Turrell’e göre “...
Bina ilk olarak Hollandalılar tarafından alındığında, uzunca,
tek katlı, alçak, sağlam ve sade bir yapıydı.” (Sönmez, 2010,
s. 32). 1836’da evi alan Charlton Whittall üzerine birinci katı
ekler. Ray Turrell, Charlton çiftinin yatak odasının, zemin katta
kuzey batı köșesinde (bugün Strateji Planlama Ofisi), misafir
salonu ve oturma odalarının ise birinci katta olduğunu belirtir
(Sönmez, 2010, s. 32). Charlton birinci katı eklerken, binanın
etrafındaki toprak, gerek bahçe düzleme çalıșmalarından ve
gerekse öne eklenecek büyük giriș merdiveninden dolayı
doldurulmuș; böylelikle bahçe zemininin yükseltilmesiyle,
zemin kat 20-70 cm. așağıya çekilerek, öne eklenecek
merdivenin yüksekliği ve dolayısıyla eğimi azaltÕlPÕöWÕr
6önPe] s. .
Charlton Whittall’in sıradaki varisi James, 1883
yılındaki ölümüne kadar 17 yıl boyunca burada yașamıș
ve evin alt katlarını genișletmiș, ayrıca yapıyas ikinci katı
eklemiștir. 1959 yılında kamulaștırılan bina Ege Üniversitesi
Rektörlüğü olarak kullanılmaya bașlamıștır. Binanın iki yanına
1960’lı yıllarda Genel Sekreterlik ve Personel Daire Bașkanlığı
ekleri yapılarak, eski özgün yapının boyu ön cephede 21
metreden, 38 metreye çıkarılmıștır (Sönmez, 2010, s. 33).
ùHNLO%|OJHGH<HU$ODQ/HYDQWHQ'|QHPLQH$LW
.|úNOHUYH'LQL<DSÕODU
Bu dönemde kent bütününde kurulan üç Protestan
kilisesinden birinin Bornova’da olması, bu yerleșimin önemini
kanıtlamakta ve buradaki Anglikan toplumun gücünü
göstermektedir. Bornova’da ilk Anglikan Kilisesi St. Maria
Magdalena, Charlton Whittall tarafından 1837’de yaptırılmıș
ve Whitall ailesinin özel aile kilisesi olarak hizmete bașlamıștır.
B´^´P*v*LJ”nNvJrXNYJXN7JPY®rQ´Õ´
)RWR÷UDI$QJOLNDQ.LOLVHVL6W0DULD0DJGDOHQDùHNLO
¶GHJ|VWHULOHQQXPDUDOÕ\DSÕ
)RWR÷UDI%\N(Y
Bornova’da Levantenlere ait en eski yapı, 19.
yüzyılda “Büyük Ev” olarak anılan, Whitall ailesine ait olan
ve günümüzde Ege Üniversitesi Rektörlük Binası olarak
Dönemin padișahı Abdülmecit’in Whitall Ailesinin
daveti üzerine Bornova’ya yaptığı ziyarette bu kilise padișah
tarafından da ziyaret edilmiștir. Daha sonra Bornova
Protestan camiasına hediye edilmiștir (Beyru, 2000, s.174).
3<NQPNnXon0®ĒP´*LJ”nNvJrXNYJXN5>æQ0®ĒP´
Yapının özgün peyzajında, özel giriș aksını çift sıra
servilerin tanımladığı, arka bahçenin yol çeperinde müștemilat
yapısı ve kuyunun var olduğu ve halen izlenebilen Osmanlı
hamamının yer aldığı belirlenmektedir. Ancak, Levanten
köșk yapılanmalarının hiç birinde Osmanlı hamamına
rastlanmaması, bunun ötesinde hamamın ana yapı ile fiziksel
bağı olmamasına rağmen oldukça yakın konumlanması ve iki
yapının sistem ve malzeme farklılığı, bu yapının geç dönem
eki olarak inșa edildiğini düșündürmektedir (Akkurt, 2004, s.
148).
)RWR÷UDI:LONLQVRQ.|úN
James Whithall tarafından Selanik, Malaga ve
Manial Konsolosu Richard Wilkonson ile evlenen kızı Jane
için 1865 yılında yaptırılmıștır. 1857 yılında açılan St. Mary
Magdalene Anglikan Kilisesi ile Büyük Ev arasında yer alan at
haralarının yıkılması sonucu köșkün yapımı gerçekleșmiștir.
Wilkinson ailesinin 1985 yılına kadar kullandığı köșk, 1988
yılında ailenin elinden çıkmıș, 1997 yılında Ege Üniversitesi
kullanımı için kamulaștırılmıștır.
*I\arIX0®ĒP´2ZraY0®ĒP´BJQJIN^J
)RWR÷UDI(GZDUGV.|úN+DPDP<DSÕVÕ
Köșk, 1980 yılında kamulaștırılarak Korumaya
Muhtaç Çocukları Koruma Birliği’ne geçmiștir. Günümüzde
ise belediye tarafından projelendirileceği belirtilmiștir.
50Z^ZQZ*vånLNQN_0ZQ´G´
)RWR÷UDI(GZDUGV.|úN0XUDW.|úN
óngili] (dZDrds Dilesi WDrDIÕndDn ¶de inöD
eWWirilen NRnXWXn sreo ioinde %Dri Ye 0XrDW Dileleri
WDrDIÕndDn NXllDnÕldÕõÕ bilinPeNWedir &DlFDs s..
<DSÕnın, yerleșimin iki önemli aksı olan Merkez Bulvarı ve
Çiçek Caddesi’nin birleștiği köșede ve İngiliz cemaatinin dini
merkezi olan Protestan Kilisesi’nin karșısında konumlanması
nedeniyle doku bütününde prestijli bir yere sahip olduğu
söylenebilmektedir (Akkurt, 2004, s. 144). Edwards Ailesi
1830 yılından itibaren İzmir ve İstanbul basın hayatında
önemli bir yer almıș, İzmir- Turgutlu Demiryolu yapımı ve İzmir
Gaz Șirketi’nin kurulması gibi önemli alanlarda șehre katkıda
bulunmușlardır.
)RWR÷UDI.X\XOX(YøQJLOL].XOE
Kuyulu evin sahibi James Whithall’in torunu olan
James La Fontaine’dir. Kuyulu Ev’in önünde bulunan meydan
eski Bornova’da 19 ve 20. yyda Bornova sosyal yașamın
önemli bir bulușma noktası niteliğindedir. İngiliz ailelerinin
buluștuğu sosyal amaçlı bir merkez olarak kullanılmıș,
yapının yanında yer alan sarnıçtan dolayı adı “Kuyulu ev”
olarak anılmaktadır.
8
6BaQQNanN,NraZI0®ĒP´BornovaBJQJIN^JXN
)RWR÷UDI%DOOÕDQL*LUDXG.|úN
19.yüzyılın ikinci yarısında yapılan Giraud Köșkü olarak bilinen
köșkün en eski sahibi Balliani Ailesi’dir (Calcas, 1983, s.53).
Akkurt (2004), yapılan tapu kayıt incelemelerinin sonucunda
yapının; 1948’de Wilkinson, 1957’de tarihinde Giraud ailesi
tarafından satın alındığını, 1970’de de kamulaștırılarak Maliye
Hazinesi’ne geçtiğini aktarmaktadır. Köșk günümüzde, Kağıt
ve Kitap M]esi RlDrDN Ki]PeW YerPeNWedir.
Peterson Köșkü, John Bortwick Peterson tarafından
1860 yılında yaptırılmıștır; Bornova Levanten Köșkleri
arasında, içinde bulunduğu arazi açısından en büyük olma
özelliği tașıyan tek örnektir. Gösterișli mimarisi, 38 odalı bu
köșkte ikisi balo salonunda diğerleri ise diğer odalara dağılmıș
toplam 7 adet çok değerli piyano bulunduğu söylenmektedir.
Peterson ailesinin, müziğe meraklı olduğu gibi atlara da
meraklı olduğu bilinmektedir. Köșkün batısında hala duran
at haralarında yarıș atları beslendiği söylenmektedir (Akkurt,
2006, s. 37-39). Peterson ailesinin 1960’larda kenti terk
etmesinin ardından NATO kuvvetleri ofis ve lojman binası,
Süsler Halı fabrikası olarak kullanılan köșk, 1986 tarihinde
gerçekleșen yangın sonucunda büyük ölçüde yok olmuștur
(Akkurt, 2004, s. 166-167). Yangın sonrasında 1992 tarihinde
bașlatılan restorasyon çalıșmaları teknik ve ekonomik
problemler nedeniyle durdurulmuștur. Günümüzde kurumlar
arası anlașmazlıklar nedeniyle restorasyon sürecinin halen
tamamlanamadığı görülmektedir. Köșk, günümüzde sık
sık çıkan yangınlar ve yağmalar sonucu ișlevsiz ve metruk
halde durmasına rağmen döneminin görkemini yansıtmayı
sürdürmeyi bașaran önemli bir yapıdır.
85aXVZaQæ0®ĒP´
5JYJrXon0®ĒP´
)RWR÷UDI3DVTXDOÕ.|úN
)RWR÷UDI3HWHUVRQ.|úN*HoPLú
)RWR÷UDI3HWHUVRQ.|úN*QP]
Günümüzde Ege Üniversitesi Lokali olarak kullanılan
Barry Köșkü’nün Giuseppe Pasquali tarafından 1835-1840
yılları arasında yapılmıș olduğu düșünülmektedir. Köșk;
Bari (İtalyan), Pasquali (İtalyan) ve Lawson (İngiliz) ailelerinin
mülkiyetinde konut kullanımını sürdürmüș, 1948’de Maliye
Hazinesi’ne geçmiștir (Calcas, 1983, s.57).
8NrPJManJBaQPanQarvJ&naIoQZ,N^XNQJrN2´_JXN 1a+onYaænJ0®ĒP´
*YnoLraK^a2´_JXN
)RWR÷UDI/D)RQWDÕQH.|úN
)RWR÷UDI6LUNHKDQH
Günümüzde müze olarak kullanılan Sirkehane’nin
19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyılan bașları arasında bir tarihte bir
Rum ailesi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. 1960’lı yıllarda
yapının bir bölümü Ziraat Fakültesi Gıda ve Fermantasyon
Teknolojisi Kürsüsü tarafından sirke ve turșu üretim yeri
olarak, ön kısmı da lojman olarak kullanılmıștır. Günümüzde
ise Ege Üniversitesi tarafından Etnografya Müzesi olarak
kullanılmaktadır.
Günümüzde Ege Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi idari binası olarak kullanılan yapının, 20. yüzyılın
ilk çeyreğinden itibaren La Fontaine ailesinin (İsviçre asıllı bir
İngiliz aile) mülkiyetinde olduğu bilinmektedir (Akkurt, 2004,
s. 150). Köșk, Bornova Levanten yerleșiminin ana aksları
olan Çiçek Caddesi ve Merkez Bulvarı’nın kesiștiği köșede
konumlanmaktadır.
BJQMoRRJ<oQK0®ĒP´
7NHMarI<MæYaQQ0®ĒP´
)RWR÷UDI5LFKDUG:KÕWDOO.|úN
Whittall ailesinin bir diğer ferdi olan Richard Whittall
tarafından yaptırılmıș olduğu bilinmektedir (Ersoy, 2002,
s.76). 19. yüzyılın ortasında inșa edilen ve Cumhuriyet’in
ilanını takiben Balliani ailesinin kullanımına, 1949 tarihinde
ise Maliye Hazinesi mülkiyetine geçen yapı, günümüzde Milli
Eğitim Bakanlığı kontrolünde, Bornova Suphi Koyuncuoğlu
İlkokulu’nun bahçesinde bulunmakta, ancak restorasyon
süreci geçirmediğinden dolayı son süreçte aktif olarak
kullanılamamaktadır.
)RWR÷UDI%HOKRPPH:ROI.|úN
1880’li yıllarda inșa edilen ve Belhomme Köșkü
olarak bilinen yapının İngiliz tüccar Wolf kardeșler tarafından
yaptırıldığı, daha sonra Xenopolou (Yunan) ve Belhomme
(İngiliz) ailelerinin mülkiyetine geçtiği belirtilmektedir (Calcas,
1983 s.36,37). Köșk, tren istasyonunu yerleșim merkezine
bağlaması nedeniyle önemli bir aks olan Bornova Bulvarı
üzerinde konumlanmıștır (Akkurt, 2004, s. 154). 1998 yılından
itibaren ise Atatürk Kitaplığı olarak kullanılmaya bașlanmıștır.
3&QNGJrYN0®ĒP´
8anYa2arNa0aYoQNP0NQNXJXN
)RWR÷UDI6DQWD0DULD.DWROLN.LOLVHVL
)RWR÷UDI$OLEHUWL:ROI.|úN
Aliberti Köșkü olarak bilinen yapının özgün
kullanıcısına ilișkin net bir bilgiye ulașılamamıștır. Akkurt’un
2004) ifade ettiği gibi; 1950’lerin sonunda İtalyan Aliberti
ailesinin kullanımına geçtiği bilinen yapı, günümüzde Daphne
Aliberti kullanımında konut ișlevini sürdürmektedir. Yerleșimin
kuzeydoğu çeperinde, ana akslardan birisi olan Çiçek
Caddesi üzerinde konumlanmaktadır.
Bornova’da Withall ailesinin bașlangıçta özel
ibadethaneleri olarak inșa ettirdikleri kilise dıșında iki
adet daha kilise bulunduğu bilinmektedir. Bunlardan
biri
gümüzde
Hükümet
Konağı’nın
bulunduğu
meydanda yer alan Santa Maria Katolik Kilisesi, diğeri
ise günümüzde Kars Halil Atilla İlköğretim Okulu’nun ve
parkın bulunduğu yerde olan ve 1922 yılında yıktırılmıș
olan Panagia (Meryem Ana) Ortodoks Rum Kilisesidir.
Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda Kars Halil Atilla
İlköğretim Okulu yanındaki kilisenin yapım tarihi 1797’dir.
Franciscan Mezhebince inșa edilen yapı, Bizans tarzındadır
ve halen misyonunu sürdürmektedir. Bu kilise Bornova
yașayan genelde Katolik mezhebine üye Levantenler ve
bir kısım Katolik Rum ve Ermeniler’e hizmet etmekteydi
(levantineheritage.com, erișim tarihi Nisan 2015). Ayrıca
bahçesinde Bornova tarihine ıșık tutan çok sayıda mezar
bulunmaktadır.
55anaLNa2Jr^JR&na4rYoIoPX7ZR0NQNXJXN
6)raRaQæQar0®ĒP´Bornova0JnY&rĒNvNvJ2´_JXN
)RWR÷UDI'UDPDOÕODU.|úN
)RWR÷UDI3DQDJLD0HU\HP$QD
2UWRGRNV5XP.LOLVHVL
Meryem Ana Kilisesi, 1772 yılında Bornova’nın Rum
halkı tarafından toplanan paralar ile inșa edilmiștir. Ancak
1839-1840 arasında bu kilise yıkılarak aynı yere daha büyük
bir kilise yapılmıș ve bu kilisenin çan kulesi ise 1883 yılında,
Theodoro Mantzouranis tarafından ünlü mimar Rocco
Vitali’ye yaptırılmıștır. 25 metre uzunluğunda kırmızı taștan ve
7 çanlı bu kilise, Bornova’nın en yüksek yapılarından biri idi
(levantineheritage.com, erișim tarihi Nisan, 2015). O zamanki
Rum Bornovalılar bu kiliseleri ile gurur duyuyordu. İçinde bir
çok değerli ikonın bulunduğu kilise, 1922’de yıktırılmıștır.
Șu anda yerinde Kars Halil Atilla ólNöõreWiP Okulu ve park
bulunmaktadır.
Günümüzde kentsel sit alanı olarak belirlenmiș olan
yukarıda aktarılan Levanten köșklerinin yoğun bulunduğu
bölgenin dıșında, izleyen aktarımlarda tartıșılacağı üzere,
tarihsel dokunun tahribata uğramıș olduğu Hükümet Konağı
ve Küçük Cami çevresinde yalnız bașına yer alan Dramalılar
Bornovası’ndan
Dramalı Ailesi’nin
Dramalılar
yy’
sonlarında inșa edildiği düșünülmekle birlikte, köșkü kimin
yaptırdığı bilinmemektedir. 2010 yılında köșkün restorasyonu
gerçekleștirilerek, Bornova Kent Arșivi ve Müzesi olarak
kullanılmaya bașlanmıștır.
Bu bilgilerin dıșında, Bornova’nın Kazım Dirik
Mahallesi’nde yer alan Büyük Park’Õn bir NÕsPÕnÕn en esNi Ye
en b\N %RrnRYD 0e]DrlÕõÕ RldXõX bilgisine XlDöÕlPÕöWÕr
(Günay, 2008, s. 202). İzmir’deki birçok mezarlık alanında
olduğu gibi İzmir Valisi Rahmi Bey’in valiliği döneminde bu
mezarlık da boșaltılmıștır. 1928 yılında gömüye kapatılarak,
boșaltılan alan imara açılmıștır. Alanın bir kısmının Büyük Park
olarak düzenlenmesi Vali Rahmi Bey tarafından bașlatılmıș,
Kazım Dirik döneminde tamamlanmıștır (Günay, 2008, s.
203).
BŽ1”
”2
³JHoPLúLQL]OHULQLDUDPDN´
B4734;&ƺ)&9&7å-8*10*398*1)40:3:38.3.71&7.3.3
;*,*å7)åÔå)*Ôåđå21*7å3;*9*85å9å
3
Rum, Türk ve Levanten ailelerin; kimi zaman birlikte,
kimi zaman kesișen, kimi zamansa birbirine paralel yașamları
Bornova’nın tarihine ve kentsel biçimlenișine önemli katkılar
yapmıș, mekansal izler bırakmıștır. Bölüm 1 kapsamında, bu
mekansal izlerin önde gelenleri tarihsel öykü çerçevesinde
aktarılmıștır. Ancak gnP]e XlDöDn NlWr YDrlÕNlDrÕnÕn
birbiri\le iliöNisi WDriKsel dönePler DrDsÕndD \DöDnDn
deõiöiPlerden eWNileniöleri Ye YDrlÕNlDrÕnÕ bRrolX RldXNlDrÕ
bDõlDPÕ RlXöWXrDn ³NenWsel dRNX´ ö]elliNleri anlașılmaksızın,
doğru bir tarih okuması gerçekleștirmek mümkün
olamayacaktır. Bu kapsamda bu bölümde, geçmișin sosyoekonomik ilișkilerinin mekanda bıraktığı izlerin ve süreçler
içerisinde bu izlere neler olduğunun kentsel doku üzerinde
araștırılması gerçekleștirilmiștir. Ülkemizin, geçmișimiz
ve tarihsel kültürel varlıklarla ilgili arșiv ve envanterleme
konusundaki eksiklikleri nedeniyle; geçmișin izlerinin takip
edilmesi çok da kolay bir süreç olmamıștır. Araștırmaya veri
sunabilecek geçmișe dair; hava fotoğrafı, kadastral harita,
eski planlar, ruhsat süreçleri gibi bilgilerin ilgili kurumlardan
tek tek elde edilmesi, birleștirilmesi ve yorumlanması
gerekmiștir. Bu verilerin herbiri farklı kurumların veya aynı
kurumun içerisinde farklı birimlerin arșivlerinde yer almakta,
dilleri, veri tabanları, ölçekleri vb. niteilkleri birbiriyle farklı
olmaktadır. İște bu nedenle; bu çalıșmanın belki de en çok
emek isteyen bölümü “geçmișin izlerini aramak” süreci
olmuștur. Tüm ilgili verileri toplamak, düzenlemek, dil birliğini
sağlamak, oDNÕöWÕrPDN yorumlamak çalıșmanın en uzun
soluklu ve zorlu bölümü olsa da; sonuçta üretilen bilginin
Bornova için bir “tarihsel kentsel doku yayılım ve değișim
süreci belgelemesi” niteliğini tașıması belki de aynı zamanda
en değerli așama kılmıștır.
,JŸRNĒYJnL´n´R´_JIJÕNĒNRNn®^P´X´
ùHNLO\ÕOÕQDDLWKDYDIRWR÷UDIÕ
1950 yılına ait hava fotoğrafları üzerinde olușturulan
çizimlerle yapı adası düzeni ve sokak dokularının durumu
incelendiğinde; ilçenin kuzey kesiminde geleneksel,
organik bir kentsel dokuya sahip bir bölgenin olduğu
görülmektedir. Kızılay Mahallesi sınırlarına giren bu bölgenin
Bornova ilçesinin ilk yerleșim alanı olduğu; incelenen tarihi
kaynaklar ve arkeolog Prof. Dr. Ersin Doğer ve mimar Doç
Dr. Hümeyra Birol Akkurt gibi bölgede oDlÕöPDlDr \rWen
uzmanlarla yapılan görüșmeler ile de desteklenmiș, günümüz
Bornova’sının öncü yerleșimi olan Bizans köyünün burada
Bornova Çayı etrafında kurulmuș olmasının yüksek bir
olasılık olduğu bilgisine ulașılmıștır. 1950 hava fotoğrafı aynı
zamanda bu dönemlerde Bornova Büyük Park’Õn ioinde \Rl
d]enlePesinin de geroeNleöPiö RldXõXnX gösWeren bir
belge niWeliõindedir.
Bornova’da tarihin mekanda bıraktığı izleri aramak
üzere; geçmișten günümüze kent merkezinin geçirmiș olduğu
değișimlerin bir süreçsel incelemesi gerçekleștirilmiștir. Bu
bağlamda; geçmișe ait hava fotoğrafları, mülkiyet haritaları,
eski planlar, yapı inșaat ruhsatlarının tarihsel dökümü ve
sözlü ve yazılı her türlü kaynağın, dokunun geçirmiș olduğu
değișimleri anlamada yardımcı olacağı düșünülmüștür. Bu
çerçevede bu bölümde, tarihsel dokudaki süreçsel değișimi
ve dokunun sınırlarını anlamak üzere incelenecek verilerin
değerlendirilmesi gerçekleștirilecektir.
9arNMXJQ0JnYXJQ)oPZnZn8ænærQaræ3JrJIJ$
gnFeliNle geoPiöe DiW KDYD IRWRõrDÀDrÕnD XlDöÕlDrDN
bX IRWRõrDÀDr ]erinde yapı adası ve sakak dokuları
incelenmiștir. Bu amaçla ulașılabilen en eski, hava fotoğrafı
olan 1950 tarihlilerden bașlanarak, sÕrDsÕ\lD elde edilen
Ye \ÕllDrÕnD DiW KDYD IRWRõrDÀDrÕ D\nÕ
\önWePle deõiöiPleri i]lePeN ]ere deõerlendirilPiöWir.
ùHNLO\ÕOÕQDDLWKDYDIRWR÷UDIÕ
1963 yılı ile birlikte günümüz kentsel sit alanı
içinde ana yol bağlantılarının yanı sıra ikinci derece yol
bağlantılarının da oluștuğu görülmektedir. Bu dönemde aynı
zamanda Bornova’yı çevre ilçelere bağlayan ana ulașım
bağlantıları da kuvvetlenmiș, 1950 yılına ait hava fotoğrafında
gösterilen ana ulașım aksları korunarak geliștirilmiștir.1963
yılın ait hava fotoğrafına bakıldığında; tarihi yerleșim bölgesi
olduğu düșünülen alanın kuzey bölümünde kentsel gelișme
uygulamalarınÕn bașladığı görülmektedir. Kızılay Mahallesi
sınırlarındaki yol bağlantılarında gözlenen çözülmeler, bu
bölgelerdeki organik dokunun yavaș yavaș bozulduğunu
düșündürmektedir. 1963 yılına ait hava fotoğrafı yerleșik
dokunun Büyük Park’a doğru kaydığını da göstermektedir.
Bornova’nın Büyük Park çevresindeki ilk planlı yerleșim
izlerinin de bu dönemde oluștuğu tespit edilebilecektir.
Nitekim söz konusu yeni kentsel doku 1964 İmar Planı’nda
ayrıntılı olarak görülecektir.
ùHNLO\ÕOÕQDDLWKDYDIRWR÷UDIÕ
1996 yılına ait hava fotoğrafı incelendiğinde;
Bornova’nın plan kararları ile geliștiği bu dönemlerde
yeni, planlı ulașım șemasının alanın bütününü kapsadığı
görülmektedir. Bornova’da yürürlüğe konan imar planlarıyla
birlikte alanın bütnnde \DSÕlDöPDnÕn WDPDPlDnPÕö
ve ilçenin kuzeybatısında $öÕN 9e\sel 5eNreDs\Rn $lDnÕ
olușturulmaya bașlanmıștır. 1996 yılı hava fotoğrafının
verdiği bir diğer önemli bilgi de; İzmir-Ankara otoyolunun
bağlantısının olușumudur.
yer alan Kızılay Mahallesi’nde ve Bornova deresinin her
iki yönünde tespit edilen geleneksel yol düzenlemesi ise
oö]lPe\e Ye ND\bedilPe\e bDölDnmıștır. Alanın batısında
yer alan Peterson .ööN¶nn SDrselinin diõer \ÕllDrD
DiW KDYD IRWRõrDÀDrÕ\lD NDröÕlDöWÕrÕldÕõÕndD Noldõ
görlPeNWedir. %X KDYD IRWRõrDIÕnÕn inFelenPesi D\nÕ
]DPDndD %RrnRYD .enWsel 6iW DlDnÕnÕn bDWÕ Ye dRõXsXndD
\eni \erleöiP DlDnlDrÕnÕn DoÕldÕõÕnÕ dD gösWerPeNWedir.
ùHNLO<D]ÕOÕYHV|]OND\QDNODUYHKDYDIRWR÷UDÀDUÕQÕQ
LQFHOHQPHVL VRQXFXQGD EHOLUOHQHQ WDULKVHO NHQWVHO
GRNXQXQL]OHULQLQRNXQDELOGL÷LVÕQÕUODU±ELU³DUDúWÕUPD
DODQÕVÕQÕUÕ´
Bornova tarihi kent merkezinde tarihsel süreçlerin mekana
bıraktığın izlerin hangi sınırlara ulaștığı, elde edilebilen en eski
tarihli hava fotoğraflarının incelenmesi ve gerçekleștirilen
yazılı ve sözlü tarihsel kaynak araștırmalarının sonuçları
çerçevesinde belirlenmiștir. Böylece günümüzde mevcut
olan kentsel sit alanı sınırlarına ek olarak, tarihsel niteliğe
sahip oldukları belirlenen Bornova Çayı çevresi, Cumhuriyet
Meydanı, Büyük Çarșı ve çevresi, Peterson .ööN Ye oeYresi
ve bu alanların arasında kalan bölgelerin bütünleștirilmesiyle,
tarihin mekanda bıraktığı izleri kapsayabilen bir araștırma
alanı sınırı elde edilmiștir. dDlÕöPDnÕn ilerle\en DöDPDlDrÕndD
Warihin mekansal dokudaki izlerini anlayamaya yönelik
analiz çalıșmalarında, bu sınır temel alınarak dokunun
korunmușluk/değișmișlik
durumu
incelenecek,
aynı
zamanda bu sınırın doğru temsil yeteneği de mekansal
analizlerin sonuçları çerçevesinde test edilmiș olacaktır.
2´QPN^JY>aUæXænæn0orZnRa)JÕNĒRJ)ZrZRZ
Bir sonraki analitik çalıșmaya, tarihsel dokunun korunma/
değișme/bozulma durumu hakkında bilgi verebilecek
bir diğer önePli veri kümesi olan kadastral haritaların
incelenmesi ve günümüz mülkiyet yapısı ile çakıștırılması
ile bașlanmıștır. Alandaki mülkiyet dokusunun değișimine
dair bilgiler; bize tarihsel parsel düzeninin korunmușluk ve
değișmișlik durumuna ilișkin önemli açılımlar sunmuștur.
ùHNLO\ÕOÕQDDLWKDYDIRWR÷UDIÕ
2014 yılına ait hava fotoğrafının incelenmesi
sonucunda; 1996 yılına ait hava fotoğrafında görülen
Cumhuriyet Meydanı çevresindeki yapı adalarının servis
yolları ile bölündüğü ve adaların küçüldüğü görülmektedir.
Büyük Park içinde yaya yolu düzenlemesi ve Așık Veysel
Rekreasyon Alanı yol düzenlemelerinin de 1996-2014 arası
dönemde tamamlandığı anlașılmaktadır. Alanın kuzeyinde
5
5QanQaRa8´rJHNnNn9arNMXJQ)oPZ^a*YPNQJrN
Tarih boyunca mülkiyet dokusundaki değișimler
değerlendirildiğinde plan kararlarıyla kentsel dokuya önemli
müdahalelerde bulunulduğu anlașılmıștır. Bu durumda
Bornova tarihsel merkezinin kentsel dokusunun korunmușluk
ve değișmișlik durumunun incelenmesinde değerlendirmeye
alınacak bir diğer veri kümesi de; imar planlarının bölgedeki
özgün geleneksel doku üzerine getirmiș olduğu kararlar
olacaktır. Bu oeroeYede bölge\i eWNile\en SlDnlDPD sreFi
WDriKsel bir SersSeNWiIWe irdelenPiöWir.
ùHNLO0ONL\HW'RNXVX
Ulașılan kadastral haritalar ile günümüzdeki mülkiyet
dokusunun çakıștırılması sonucunda mülkiyet dokusundaki
değișimler, nedenleriyle beraber saptanmaya çalıșılmıștır.
Değișimlerin tarih boyunca yapılan çeșitli müdahalelere
dayandığı anlașılmaktadır. Var olan geleneksel organik
kentsel dokunun yeni kentsel gelișme taleplerine sunacak
yeterli ulașım bağlantılarının olmaması, șehirdeki nüfus
artıșı ile daha yüksek yoğunluklu yapılașma isteği, alanın
zaman içinde önemli bir çekim merkezi haline gelmesi gibi
nedenler dokuda değișimlere yol açmıștır. Alanın zaman
içinde bölgedeki eğitim, ticaret ve kamu sektörlerinin merkezi
konumuna dönüșmesiyle birlikte nüfusunun hızla arttığı
ve bunun sonucunda olușan yeni yapılașma taleplerinin,
mülkiyet dokusunda kimi büyük parsellerde ifraz, küçük
parsellerdeyse tevhid uygulamalarının gerçekleștirilmesine
yol
açtığı
anlașılmaktadır.
Mülkiyet
dokusundaki
müdahalelerin incelenmesi, alandaki en büyük değișimin
gnP]de &XPKXri\eW 0e\dDnÕ¶nÕn \er DldÕõÕ bölge
Ye oeYresinde \DöDnPÕö RldXõXnX RrWD\D NR\PDNWDdÕr.
'eõiöiPler önFesinde Pe\dDn ]erinde \DSÕ DdDlDrÕnÕn
RldXõX görlPeNWedir. *nP] &XPKXri\eW 0e\dDnÕ ve
çevresi için geliștirilmiș olan plan kararı, beraberinde mülkiyet
deseninde köklü bir değișim getirmiștir Bununla birlikte
alanda mülkiyet dokusunun değișime uğramadığı bölgeler
de söz konusudur. Alandaki tescilli parsellerde kadastral yapı
korunmuștur. Yine Atrium Planlarına konu olan bölgelerde
de kadastral dokunun son süreçlere kadar büyük ölçüde
korunmuș olduğu anlașılmaktadır (bkz. Atrium Planları).
Tescil kaydı bulunan parsellerin bir kısmında malikleri
yașamayı sürdürmüș, bir kısmı ise Ege Üniversitesi ve belediye
mülkiyetine geçerek restore edilmiș ve farklı arazi kullanım
biçimlerine dönüșmüștür. Yapıların bir șekilde kullanılmaya
devam etmesi dokunun korunmasını sağlamıștır. Ancak kimi
durumlarda plan kararları ile getirilen ulașım bağlantılarının
geniș parsellere sahip olan Levanten köșklerinin parsellerinin
bir bölümü veya tamamının kamulaștırılmasına da yol açmıș
olduğu görlPeNWedir.
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL1D]ÕPøPDU3ODQÕ
Bornova için ulașılabilen en eski plan; 1964 İmar
Planı olmuștur. Bu plan ile bölgenin mülkiyet dokusunu büyük
ölçüde göz önünde bulundurmayan biçimde büyük yapı
adalarının yaratılmıș olduğu görlPeNWedir. (ge hniYersiWesi
Kampüs Alanı, bölge içinde en büyük mülkiyete sahip
alandır. Kentin ticaret aksı geleneksel ticaret bölgesi (arasta)
olarak sürdürülmektedir. Planda ayrıca Peterson .ööN
idDri Wesis DlDnÕ RlDrDN D\rÕlmıș, Kars Halil Atilla İlköğretim
Okulu parselinin yanında da sinema alanı belirlenmiștir. Plan
dahilinde ada bazında yapılașma koșulları bulunmamaktadır.
Organik ada formları arasında yeșil alanlar önerilmektedir,
geometrik ada formları(güneybatıda yer alan, Büyük Park
ve çevresi) ise yeni yapılașmaya açılmıș planlı gelișen alanlar
olmaktadır. Ada bazında yapılașma koșullarını belirtilmeyen
plan, yalnızca 9 ve 12 metre arasında olmak üzere h
maksimum vermektedir.
6
ùHNLO\ÕOÕQDDLWgOoHNOLøPDU3ODQÕ
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL1D]ÕPøPDU3ODQÕ
1979 yılında yapılan 1/5000 ölçekli Nazım İmar
Planı ile Bornova’da “Sit Alanı” sınırlarının Șekil 2.8’ de
gösterildiği üzere kırmızı taramalı adalar șeklinde belirlenmiș
olduğu görülmektedir. Bu sınırların günümüz kentsel sit alanı
sınırlarından farklı olarak; daha geniș bir alanı kapsadığı,
daha bütüncül bir çerçeveye sahip olduğu anlașılmaktadır.
Bu plan mevcut geleneksel dokunun değișmeye bașladığı
alanlar olan, sit alanının (kırmızı ile taralı bölge) sağ ve sol
tarafında kalan yapı adaları için “İ” koșullu ( yapı yoğunluğu
ve düzeni ıslah edilecek alanlar) ada düzenini getirmiștir.
Planla birlikte ayrıca; meslek okulları, üniversite ve lise alanları
gibi sosyal donatıların da önerilmiș olduğu anlașılmaktadır.
Ancak bu planda; 1950 hava fotoğraflarında görülmekte
olan ve bölgedeki bazı yapıların kapı alınlıklarında belirtildiği
üzere 19.yy’a ait binaların da içerisinde yer aldığı, bölgenin ilk
yerleșim alanı olduğu düșünülen Bornova Çayı kuzeyindeki
dokunun yok sayılarak; gelișme konut alanı olarak belirlenmesi
șașırtıcı bir durumdur.
1981 yılı İmar Planı incelendiğine, planın kentsel
dokuyu koruma kaygısından ziyade yüksek yoğunluklu bir
yerleșim bölgesi yaratma amacını tașıdığının ifade edilmesi
olanaklıdır. Plan günümüzde kentsel sit alanı olarak belirlenmiș
olan alanların hemen çeperinde bitișik ve blok yapı nizam
kararlarıyla yüksek katlı, yüksek yoğunluklu yapılașmanın
önünü açmıștır. Geleneksel çarșı dokusu ve çevresine de aynı
șekilde yüksek yoğunluklu ticari fonksiyon kararı getirildiği
görülmektedir. Bu planda 1979 Nazım Planında gelișme
konut bölgesi olarak belirlenen Bornova Çayı’nın kuzeyi için
karar geliștirmemiștir. Plan merkezde Bornova Çayı ve Ege
Üniversitesi arasında kalan Büyük Çarșı ve köșkler bölgesini
kapsamaktadır. İzmir–Ankara otoyolu kavșak bağlantısı da
bu planda önerilmektedir.
1981 planının bir diğer özelliği de AT(Atrium)
nizamının ilk kez bu planda uygulanmıș olmasıdır. Yapılan
araștırmalar sonucunda Bornova merkez bölgesinin Bornova
Çayı etrafında kurulan ilk yerleșim alanı olduğu düșünülen ve
günümüzde Kızılay, Ergene ve Erzene Mahallesi sınırlarına
giren organik geleneksel dokunun bulunduğu alan için
getirilen AT nizamı, bu bölgenin geleneksel dokusunu ve
düșük yoğunluklu yapısını korumaya yönelik; yan avlulu, iki
katlı yapılașma deseni önermektedir.
ólN Ne] 1981 yılında planlanan Atrium Nizamlı adalarla
ilgili olarak 1983 yılında özel bir Atrium Planı’nın üretildiği
görülmektedir. Bu planlarda mevcut kadastro parseli imar
parseli olarak belirlenmiștir. Atrium nizam; yan avlulu ev
düzeninde olup en çok iki katlı ve çatı katı bulunmayan bir
düzen önerirken, esasen alanda bulunan mevcut geleneksel
dokunun niteliklerini sürdürmeye yönelik plan kararları
getirmektedir. Mevcut yapı-parsel ilișkisinin irdelenmesi
sonucunda üretilmiș olduğu anlașılan Atrium nizamına göre;
her bir parsel alanın %25’i avlu kullanımına ayrılmıștır ve bu
dikdörtgen formlu avlunun kenarları 2/3 oranına sahip olacak,
daha küçük olamayacaktır. Ayrıca; binalar parsel kenarına
bitișik olacak, çatı eğimi meyilli olup, %33’ü geçmeyecek,
eğim istikameti avluya doğru olacak, komșu parsellere ve
yola meyil verilemeyecek gibi koșullar önerilmiștir. 1983 yılı
Atrium Planı Kızılay, Erzene ve Ergene Mahallelerinin büyük
bir kısmını kapsamaktadır. Bu plan ile bölgedeki geleneksel
ada formlarının korunması amaçlanmıștır.
1990 yılına gelindiğinde Atrium Planlarda önemli bir
revizyon gerçekleștirilmiștir. Bu revizyon sonucunda 1981
ve 1983’de AT nizamlı olarak belirlenen adaların büyük
bir bölümü AT nizamdan çıkarılmıș, buna karșın; Bornova
çayının kuzeyinde 1979 Nazım planıyla gelișme konut alanı
olarak belirlenen, ancak esasen geleneksel dokunun devamı
niteliği tașıyan komșu alan için Atrium nizamı getirilmiștir
(bkz. Șekil 2.10 ve Șekil 2.11). Bu revizyonun ardından,
alanda karșılașılan bir takım uygulama problemlerini
așmak üzere 2008 tarihli bir revizyonun daha aynı bölgede
geliștirildiği görülmektedir. 1990 yılı revizyonunun, merkezi
konumu nedeniyle rant değeri yüksek olan alanları, \NseN
\RõXnlXNlX \DSÕlDöPD\D DoPD DPDFÕnÕ WDöÕdÕõÕnÕ iIDde
eWPeN PPNndr.
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL$WULXP3ODQÕ
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL.RUXPD$PDoOÕ
øPDU3ODQÕ
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL$WULXP3ODQÕ
Bornova’nın günümüzdeki Kentsel Sit Alanı
sınırlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı Tașınmaz Kültür ve
Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 02.07.1987 tarihli ve
3456 Sayılı Kararı ile belirlendiği görülmektedir. Kentsel Sit
Alanı Sınırlarının ağırlıklı olarak 18, 19 ve 20. y]\ÕlD DiW
/eYDnWen .ööN \DSÕlDrÕnÕ NDSsD\DFDN bioiPde geoirildiõi
DnlDöÕlPDNWDdÕr. %X WDriKWen \Õl NDdDr sRnrD \ÕlÕndD
öloeNli .RrXPD $PDolÕ óPDr 3lDnÕ ilgili idDreFe
RnD\lDnDrDN \rrlõe girPiöWir. .RrXPD DPDolÕ iPDr SlDnÕ
D\nÕ ]DPDndD %\N 3DrN¶ÕndD ioinde RldXõX 'RõDl 6iW
$lDnÕnÕ dD NDSsDPDNWDdÕr. $\rÕFD ö]gn Se\]DM ö]elliNleri
dRlD\ÕsÕ\lD bazı Levanten köșklerinin bahçelerinin de doğal
sit alanı olarak da tescil edilmiș olduğu görülmektedir.
Arasta bölgesini kapsayan alan da kentsel sit alanı olarak
belirlenmiștir. Arasta bölgesi için Levanten Köșklerini
kapsayan koruma planından bağımsız bir plan çalıșması
yapıldığı görülmektedir ôeNil ..
1990 \ÕlÕndD \DSÕlDn .RrXPD 3lDnlDrÕnÕn 1979
yılına ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında yer alan bütüncül
sit alanı sınırları ile bağdașmayan, birbirinden kopuk olarak
belirlenen kentsel sit alanlarını kapsamıș olduğu görülmektedir.
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL$WULXP3ODQÕ
8
ùHNLO\ÕOÕQDDLW|OoHNOL.RUXPD$PDoOÕ
øPDU3ODQÕ$UDVWD%|OJHVL
>JnN>aUæQaĒRaQar3J?aRan3JrJQJrIJ,JrŸJPQJĒRNĒ$
Bornova tarihi kent merkezindeki geçmișten günümüze
değișimi anlamak üzere bașvurulacak bir diğer veri kaynağı da
yapı inșaat ruhsatlarının hangi tarihlerde alınmıș olduklarının
incelenmesi olacaktır. Bu kapsamda; bölgedeki yeni
yapılașmaların tarihlerinin öğrenilmesi ve yapılașan alanların
tarihsel bir bölgelemesinin çıkarılabilmesi amacıyla, yapıların
inșaat ruhsatı alım tarihlerinin dökümü gerçekleștirilmiștir.
ùHNLO5XKVDW'XUXPXøQFHOHPHVL
Bu inceleme sonucu alanın kuzeyinde tespit tescil
çalıșması yapılması önerilen alan sınırına en yakın bölgede
1960 yılında yapılașmanın bașladığı, ardındansa kentsel sit
alanının kuzeyinin dönüșmeye bașladığı tespit edilmiștir. Șekil
2.16’da görüldüğü gibi; 1970’lerde yapılașan alan tarihsel
niteliğini bu dönemde kaybettiği için Atrium planı sınır dıșında
bırakılmıștır (bkz. Atrium Planları). Zaman içerisinde imar planı
kararlarının ve hızlı kentleșmenin getirdiği rant beklentisiyle
alandaki yapılașma baskısının arttığı görülmüștür. Koruma
yaklașımlarının yalnızca kentsel sit alanı olarak belirlenmiș
alanda tescilli yapılarda sürdürülebildiği, fakat doku
korumasının gerçekleșmediği görülmektedir.
8onZŸoQaraP “araștırma alanı sınırı”ndan yola çıkarak yeni bir
“koruma alanı sınırı” önerisine ulașmak..
Bornova tarihsel merkezinde geçmișin kentsel doku
üzerindeki izleri ve bu izlerin süreç içerisinde geçirmiș olduğu
değișimlerin incelenmesi sonucunda; daha doğru bir tarihsel
kentsel doku sınırına duyulan gereksinim anlașılmıștır.
ùHNLO5XKVDW'XUXPX
Gerçekleștirilen analizler tarihsel kentsel dokunun izlerinin
halen okunabildiği bölgenin sınırlarının ôeNil 2.17’da mahalle
sınırları ile birlikte gösterildiği öeNilde belirlenebilFeõini
ortaya koymuștur. Bu bağlamda, tarihin kentsel mekanda
bıraktığı izleri korumak ve sürdürmek amacını tașıyan bir
çalıșmanın “çalıșma alanı sınırı”nın da bu șekilde tarif edilmesi
mümkün olacaktır. Analizlerin sonuçları; bu sınırın esasen
Șekil 2.25’de çizilen araștırma alanı sınırıyla da örWöWõn
dRõrXlDPDNWDdÕr.
ùHNLO7DULKVHONHQWVHOGRNXQLWHOL÷LQLVUGUHQE|OJH
VÕQÕUODUÕ
33 adet mahallesi bulunan Bornova ilçesinin 4
mahallesinde tarihsel niteliğin izlerinin okunabildiği bölgeler
olduğu görülmüștür. Bu mahalleler Bornova’nın en eski
mahalleleri de olan; Erzene, Ergene, Kazım Dirik ve Kızılay
Mahalleleri’dir. İlçenin önemli yönetim binaları (Bornova
Belediyesi ve Hükümet Konağı gibi), eğitim yapıları (EÜ.
Rektörlüğü), sosyo-kültürel merkezleri, rekreasyon alanları
ve ticaret alanları bu dinamik merkezi alanın içerisinde yer
almaktadır.
3
BŽ1”
”23
³EXJQGHNLJHoPLú´
B4734;&ƺ)&9&7å-8*10*398*1)40:3:3
2*;(:9):7:2:3:3å3(*1*2*8å
3
Bir önceki bölüm kapsamında gerçekleștirilen
analizler sonucunda tarihsel kentsel dokunun izlerinin
okunabildiği bir alan sınırı tarifine ulașılmıștır. Bu bölüm
kapsamında ise; belirlenen koruma alanı sÕnÕrlDrÕ ioerisinde
DrDöWÕrPDlDr geroeNleöWirilereN tarihsel mekansal izlerin
günümüzdeki durumunun tespit edilmesi amaçlanmıștır. Bu
kapsamda mevcut durum tespitine yönelik olarak, doku ve
tek yapı ölçeğinde analiz çalıșmaları yapılmıștır. Bu analizler
aynı zamanda, geçmiș ve bugünün sosyo-mekansal
yapısÕnÕn irdelenPesine de olanak tanımıștır.
Alanda doku ve tek yapı ölçeğinde gerçekleștirilen
analizlerde coğrafi bilgi sistemlerinin kullanımı ile veri
tabanları ve envanterler olușturulmuștur. Geçmișin șimdideki
durumunu ortaya koymak amacıyla yapılan araștırmalarÕn
sRnXolDrÕ DöDõÕdD DNWDrÕlPDNWDdÕr.
2JvHZY5QanQaRa0ararQarænænånHJQJnRJXN
ùHNLOø]PLU%\NúHKLU%WQ|OoHNOLdHYUH
']HQL3ODQÕ
ó]Pir %\NöeKir %eledi\esinFe ..
WDriKinde RnD\lDnDn . öloeNli ó]Pir %\NöeKir
%Wn deYre ']eni Planı’nda bölge yine aynı șekilde
üniversite ve meskun yerleșim alanı olarak belirlenmiștir.
ùHNLO ø]PLU0DQLVD 3ODQODPD %|OJHVL dHYUH ']HQL
3ODQÕ
gnFeliNle bölgenin bXgnN SlDn NDrDrlDrÕndDNi \erinin
inFelenPesi geroeNleöWirilPiöWir. dalıșma alanı, 23.06.2014
tarih, 9948 sayılı Bakanlık oluru ile onaylanan 1/100.000
ölçekli ó]PLU0DQLVD 3ODQODPD %|OJHVL dHYUH ']HQL
3ODQÕ¶QGD hniYersiWe $lDnÕ Ye .RnXW $lDnÕ olarak
belirlenmiștir.
ùHNLO%RUQRYD|OoHNOL1D]ÕPøPDU3ODQÕ
dDlÕöPD DlDnÕ ó]Pir %\NöeKir %eledi\esi
WDrDIÕndDn RnD\lDnDn 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında
meskun konut alanı ve üniversite alanında yer almaktadır. Bu
durumda Ege Üniversitesi Kampüsü’nün etkisiyle Bornova
ve çevresinin DõÕrlÕNlÕ RlDrDN genç ve dinamik bir nüfusa
sahip olduğu ifade edilebilir. Alanın üniversite kampüsünü
içermesi sağlık ile eğitim gibi önemli sosyal kullanımlarının
bölgenin karakteristiğini belirlediğini göstermektedir.
3
ùHNLO%RUQRYD|OoHNOL8\JXODPDøPDU3ODQÕ
Yürürlükteki Bornova 1/1000 ölçekli Uygulama
İmar Planı 2010 yılında onaylanmıștır. Ancak bu plan
1981 yılına ait 1/1000 ölçekli İmar Plan kararlarının büyük bir
kısmını aynen sürdürmekte, yeni kararlar geliștirmemektedir.
1981 yılına ait imar planıyla belirlenen yüksek yoğunluklu,
bitișik ve blok nizamda gelișen kent düzeni devam
ettirilmektedir. 1981 yılına ait planda AT nizama sahip
adalar BölP ¶de \er DlDn Atrium Planlarına göre 1983,
1990 yıllarında değișim göstermiș, Erzene Mahallesinde
yer alan AT nizamlı adalar plan kapsamından çıkarılmıștır.
Yürürlükteki imar planında, 1981 imar planında AT nizama
sahip olan adalarÕn yeniden değerlendirilerek, yeni yapılașma
koșulları ile yüksek yoğunluklu olarak yenilenmelerinin
önünün açÕldÕõÕ DnlDöÕlPDNWDdÕr. Kentsel sit alanlarında ise
1990 \ÕlÕnD ait Koruma Amaçlı İmar Planı halen geçerlidir.
GnP]de uygulamada olan 1/1000 ölçekli uygulama imar
planı ve koruma amaçlı imar planlarının gereksinimlere cevap
vermede yetersiz kaldıkları, revizyonlarının gündeme geldiği
bilinmektedir. Edinilen bilgilere göre bölgede yeni bir 1/ 1000
ölçekli uyguma imar planı yapım çalıșmalarına bașlanmıștır
ve plan çalÕöPDsÕ ioin gereNli DrD]i etütleri tamamlanmak
üzeredir.
2JvHZY8NY0ararQarænænårIJQJnRJXN
1987 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Tașınmaz Kültür
ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nca belirlenmiș olan
Bornova Kentsel Sit Alanı Sınırları’nın; 17, 18 ve 19. yüzyıl
Levanten köșklerinin yer aldığı Gençlik Caddesi, Kazım Dirik
Caddesive ve Fevzi Çakmak Caddeleriyle çevrelenen bölge,
yine aynı döneme ait tekil bir yapı olan Peterson .ööN
Ye 2sPDnlÕ dönePi DrDsWDsÕ niWeliõini WDöÕ\Dn tarihi oDröÕ
bölgesi RlPDN ]ere D\rÕ DlDn WDriI eWWiõi DnlDöÕlPDNWDdÕr.
ùHNLO0HYFXW.HQWVHO6LW6ÕQÕUODUÕ
Bornova ilçesi merkezinde aynı bölgede yer alan ve
birbiriyle bütünleșme eğilimi gösteren 3 kentsel sit alanını șu
șekilde tariflemek PPNndr
%
Büyük Park ve çevresi (Șekil 3.5’de mavi renk ile
tanımlanan alan) ile Gençlik Caddesi’nin kuzey
ve güneyini içeren ve Küçük Park’a uzanan (Șekil
3.5’de mor renk ile tanımlanan alan) kentsel sit
alanı,
%
Peterson .ööN¶n Ye ]erinde inöDDW KDlinde bir
\DSÕnÕn bXlunduğu parselini ioeren ôeNil 3.5’de
pembe renk ile tanımlanan alan) kentsel sit alanı,
%
Büyük Çarșı ve çevresini kapsayan (Șekil 3.5’de
turuncu renk ile tanımlanan alan) kentsel sit alanı.
Mevcut kentsel sit alanı sınırları nitelik bakımından
incelediğinde ise dörW IDrNlÕ niWelikte bölge ile karșılașılmaktadır.
Bu niteliksel bölgeler șu șekilde tanımlanabilir;
%
Gençlik Caddesi ve çevresinde Levanten köșklerinin
yer aldığı, Levant dönePinde ³3resWiM %ölgesi´
RlDrDN DdlDndÕrÕlDn Ye bXgn b\N RrDndD (ge
hniYersitesi mülkiyetinde olan Șekil 3.5’de mor renk
ile gösterilen bölge,
%
Büyük Park’ın ve çevresinin yer aldığı Șekil 3.5’de
mavi olarak gösterilen bölge,
%
Levanten döneminin en gösterișli köșklerinden biri
olan Peterson .ööN¶nn \er DldÕõÕ Ye kadastral
verilerden alanın bütün olarak bu köșke ait olduğu
bilinen, günümüzde inșaat halinde bir yapının
bulunduğu yerde ise tarihi yazılı kaynaklarda bir
șapelin olduğu tespit edilen Șekli 3.5’de pembe
olarak gösterilen bölge,
33
%
Osmanlı döneminin arasta(çarșı) yapısını yansıtan ve
büyük ölçüde niteliğini korumakta olan, ayrıca farklı
dönemleri içeren Büyük Cami’nin de bulunduğu
ve Bornova Belediyesi tarafından yayalaștırma
projesi tamamlanmıș olan Șekli 3.5’de turuncu
olarak gösterilen bölge olarak sıralanmaktadır.
Birinci kat ve üzeri arazi kullanım kararlarına
bakıldığında, kamu kurumları, eğitim kurumları hariç alan
genelinde ağırlıklı konut kullanımının olduğu görülmektedir.
Ticari kullanımların zemin katta yer aldıkları belirlenmiștir.
2JvHZY2JPanXaQ)oPZŽ_JQQNPQJrNnNnånHJQJnRJXN
Tarihsel dokunun mevcut durumunu kavramaya yönelik
olarak ilk oDlÕöPD DrD]i NXllDnÕP dXrXPXnXn inFelenPesi
RlPXöWXr
.
ùHNLO.DWDGHWOHUL
Arazi kullanım durumunun ardından, alandaki üç
boyutlu etkiyi kavrayabilmek için kat adetleri analizi yapılmıștır.
Çalıșma alanı içinde bulunan tescilli yapıların kat adetlerinin
genel olarak 1 ve 2 olduğu, ana arterler üzerindeki ticaret
akslarında 7, 8 ve 9 katlı yüksek yoğunluklu yapılașmaların
görüldüğü, ticaret akslarının ardındaki konut adalarındaysa 4
ve 5 katlı yapılașmaların yer aldığı tespit edilmiștir. Günümüzde
geçerli olan kentsel sit alanı sınırlarının çevresinde ise; 2, 3 ve
4 katlı yapılașmaların daha yoğun olduğu anlașılmaktadır.
ùHNLO$UD]LNXODQÕPGXUXPX
Bir kentsel alanı tanımaya bașlamak için yapılacak
olan ilk analiz; arazi kullanım türlerinin mekansal dağılımını
değerlendirmektir. Bu kapsamda öncelikle, bölgenin zemin
kat arazi kullanım durumuna bakılmıștır. Tarihsel bölgenin
Bornova’nın bugünkü merkezi konumunda olması alanın
ticaret fonksiyonunun yoğun olduğu bir bölge olmasını da
beraberinde getirmektedir. Özellikle Kazım Karabekir, Mustafa
Kemal ve Fevzi Çakmak Caddelerine bakan cephelerde
ticaret kullanımının, kentsel sit alanı içerisinde köșklerin
bulunduğu alanlarda konut kullanımının yoğunlaștığı
belirlenmiștir. Ayrıca alanda ilçenin önemli yönetim merkezleri
olan Hükümet Konağı, Bornova İlçe Belediyesi gibi resmi
tesis alanlarının ve ilçenin büyük kentsel yeșil alanı olan,
aynı zamanda Bornova’nın önemli nirengi noktalarından da
birisi sayılabilen Büyük Park’ın da burada bulunması; bölgenin
Bornova, hatta İzmir ölçeğinde bir çekim merkezi olduğunu
göstermektedir. Alanda çeșitli kademelerde eğitim tesisleri
ve sosyo-kültürel tesis alanlarının da azımsanmayacak
bir oranda bulunduğu tespit edilmiștir. Askeri misafirhane
ve Ege Üniversitesi Lokali de çalıșma alanı içinde yer olan
tesislerdendir. Alanın Ege Üniversitesi’ne komșu konumu,
bölgeyi İzmir’in en dinamik noktalarından birisi yapmaktadır.
Bu analiz doğrultusunda önemli ticaret akslarının
(konut altı ticaret) çevresinde yüksek katlı yapıların
yoğunlaștığı belirtilebilir. Kentsel Sit Alanı’nın çevresinin de
yüksek katlı yapılarla çevrelenmiș olması tarihsel dokunun
algılanabilirliğini azaltmaktadır.
3
ùHNLO*HOHQHNVHO'RNXg÷HOHUL
Kentsel sit sınırı içindeki ve çevresindeki yapı
özelliklerini tanımak, yapılara kimlik katan nitelikleri ve yapı
elemanlarını belirlemek ve yapıların parsel içine yerleșme
biçimlerini anlamak suretiyle bölge\e NiPliN ND]DndÕrDn
NenWsel XnsXrlDrÕn belirlenPesi DPDFÕ\lD WDriKsel NenWsel
dRNX DnDli]i \DSÕlPÕöWÕr. 7esFilli SDrselleri diõerlerinden
D\ÕrDn \DSÕSDrsel iliöNisi PiPDri niWeliNler Ye Se\]DM
öõelerinin inFelenPesi geroeNleöWirilPiöWir. %X inFelePeler
sRnXFXndD NööN bDKoelerinin Se\]DM d]enlePelerinin
Ye bDKoe dXYDrlDrÕnÕn DlDnÕn WePel NDrDNWerisWiNleri
RldXõX görlPöWr. $rD]i oDlÕöPDlDrÕ sresinFe \ÕNÕN
Ye\D NRrXnPXö KDlleri\le bDKoe dXYDrlDrÕnÕn i]lenPesi ile
WDriKsel dRNXnXn sDNlÕ i]lerine XlDöÕlPÕö Ye bX WDö dXYDrlDrÕn
i]leri WDriKsel dRNXnXn sÕnÕrlDrÕnÕn doğrulanmasında önemli
rol üstlenmiștir. Yapıların sahip oldukları taș duvarların yer yer
döNPe dePir bDKoe NRrNXlXNlDrÕ ile kesilmiș olduğu yerlerde
bu demir korkulukların zamanla peyzaj öğeleriyle kaplanarak
sokaklara farklı bir karakter kattıkları görülmüștür. Alanda
tipik yüksek taș bahçe duvarlarının gözlendiği; özellikle 78,
81 ve 82 sokaklarda bahçe duvarlarının yarı kamusal olarak
nitelendirebileceğimiz geçiș alanları yarattığı anlașılmıștır.
Doku analizi kapsamında sokak döșemelerinin incelenmesi
de gerçekleștirilmiș ve kentsel sit alanları içerisinde yer alan
yer alan 77 ve 83 sokakların özgün yer döșemesine yakın
olarak nitelendirilebilecek kesme taș ile kaplı olduğu tespit
edilmiștir.
Tarihsel dokunun analizi sürecinde ulașım ve teknik
altyapıya ilișkin bilgiler de toplanmıștır. Nitekim; Bornova’da
Kentsel Sit Alanlarının içerisinde ve çevresinde otopark ve
özellikle ticaret akslarının yer aldığı bölgelerde yoğun trafik
problemlerinin yașandığı görülmüștür.
ùHNLO7HVFLO'XUXPX
Bölgede T.C. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulları’nca kültür varlığı olarak tescil edilmiș olan
anıtsal yapı ve sivil mimarlık örneklerinin bir dökümü
yapılmıștır. Bu süreçte İzmir 1 nolu .lWr 9DrlÕNlDrÕnÕ
.RrXPD %ölge .XrXlX¶ndDn DlÕnDn WesFil ¿öleri ile %RrnRYD
%eledi\esi¶nden DlÕnDn WesFil ¿öleri NDröÕlDöWÕrÕlDrDN en
dRõrX sRnXFD XlDöÕlPD\D oDlÕöÕlPÕöWÕr. dDlÕöPD DlDnÕndD
\er DlDn Peterson .ööN bDöWD RlPDN ]ere g]el <öre
(yayalaștırma bölgesi) Kentsel Sit Alanında 47 adet, Bornova
Kentsel Sit Alanında 61 adet, Kentsel Sit Alanları dıșında
ise 65 adet olmak üzere toplamda 174 adet tescilli yapının
bulunduğu tespit edilmiștir. Mevcut kentsel sit alanları dıșında
da oldukça fazla sayıda tescilli yapı olduğu görülmüștür.
Bu durum; mevcut kentsel sit alanı sınırlarının, alanın
tașıdığı tarihsel bilginin parçalı ve eksik değerlendirilmesine
yol açtığını ve bu sınırların birbirleriyle bütünleșme eğilimi
içerisinde olduklarını kanıtlayan unsurlardan biri olarak
yorumlanabilecektir. Birbirinden kopuk bir șekilde parçacı
bir yaklașımla belirlenen kentsel sit alanı sınırlarının, bu
sınırlar dıșında kalan tescilli yapıları da içine alacak șekilde
genișlemesi gerektiği tescilli yapıların dağılım analizi ve
gerçekleștirilen doku analizi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Bir diğer anlatımla bu veriler, Bölüm 2’de tespit edildiği üzere
mevcut kentsel sit alanı sınırlarının tarihsel kentsel dokuyu
temsil etmedeki yetersizliklerini ortaya koymaktadır.
Bornova Çayı çevresinde kalan (paftalarda gri
renk ile temsil edilen), öncü tartıșmalarda Bornova merkez
bölgesinin ilk yerleșimi olduğu düșünülen alanda 19. yüzyıla
ait yapıların yer aldığı, yapıların kapıları üzerinde yazan
tarihlere dayanarak belirtilebilecektir. Ayrıca 1950 yılından
bu yana hava fotoğrafları ve kadastral yapının incelenmesi
sonucunda bu alanın geleneksel dokusunu sürdürdüğü
de anlașılmaktadır. Bu bölgenin koruma altına alınmamıș
olmasına karșın, Atrium planları dolayısıyla günümüze değin
tarihsel niteliğini tașımıș olduğu görülmektedir. Burada
dokunun devamlılığına dair izler, yapılan arazi çalıșmalarıyla
kayda geçirilmiștir. Ancak günümüzde bu bölge yoğun bir
rant baskısı altında kentsel yenileme süreçlerine konu olmaya
35
bașlamıș durumdadır. Bu nedenle bölge için acilen “tespit ve
tescil” çalıșması yapılması, koruma yasalarımızda yer alan
19. yüzyıla ait yapıların tescillenmesi șartı çerçevesinde aynı
zamanda hukuki bir zorunluluk da olmaktadır (Fotoõraf 3.1,
3.2, 3.3).
Bornova merkezin öncü yerleșimi olduğu düșünülen
Bornova Çayı çevresindeki bölgeden inșa yılının 19.yüzyıl
olduğu kapılarında belirtilen yapı örnekleri:”tarihin bıraktığı
kanıtlar”
Bu çalıșmanÕn sre Ye ePeN gF sÕnÕrlÕlÕNlDrÕ
nedeniyle, daha önce yetkili kurumlarca tespit ve tescil
çalıșmasının yapılmadığı bu geleneksel dokuda detaylı
analizler gerçekleștirilememiș, ancak bölgenin acilen
uzmanlarca ele alınması ve tespit ve tescil çalıșmalarının
bașlatılması gerektiğinin altı, çalıșmanın farklı așamalarında
yinelenerek çizilmeye çalıșılmıștır.
)RWR÷UDI
ùHNLO7HVFLOOL3DUVHO9HdHYUHVLQLQøQFHOHQPHVL
)RWR÷UDI
)RWR÷UDI
2863 sayılı Kültür ve tabiat Varlıklarını Koruma
Kanunu bașta olmak üzere, ilgili tüm kanun ve yönetmelikler
ile ilke kararları doğrultusunda; tescilli yapının bitișiği- karșısıçaprazı parsellerin aralarından yol geçse bile tescilli parselin
koruma alanı sınırı içinde kalacağı ifade edilmektedir. Bu
düzenlemenin hedefi tescilli yapının çevresiyle bir bütün
olarak algılanmasını sağlamaktır. Esasen bu yaklașım; kentsel
sit alanları dıșında kalan tescilli yapıların yalnızlașmadan,
bağlamı içerisinde korunması amacıyla kentsel dokunun
izlerinin anımsatÕlPDsÕdÕr. dDlÕöPD DlDnÕndD \er DlDn WesFilli
\DSÕlDrÕn NRrXPD DlDnlDrÕ ile birliNWe deõerlendirilPesi
sRnXFXndD gnP]deNi PeYFXW NenWsel siW DlDnlDrÕ
ile WesSiW Ye WesFil oDlÕöPDsÕnÕn \DSÕlPDsÕnÕn önerildiõi
DlDnÕn birleöPe eõiliPi gösWerdiõi DoÕN bir öeNilde RrWD\D
oÕNPDNWDdÕr. %X DnDli] sRnXFXndD gnP]de birbirinden
kopuk durumda olan kentse sit alanları ve bu alanların
dÕöÕndD kDlan tescilli yapıların koruma alanları ile birlikte
değerlendirildiğinde, daha bütünsel bir kompozisyona
ulașıldığını ifade etmek olanaklıdır.
36
ùHNLO<DSÕ3DUVHOøOLúNLVL
ùHNLO'RNX\D8\XPOXOXN
Tarihin günümüze yansımalarını inceleme sürecinde;
tarihsel dokunun izlerinin tespit edildiği bölge sınırları
içerisinde gelișen yeni yapılașmanın tarihsel kentsel dokunun
izlerine ne kadar saygılı olduğu ve/veya bu izleri ne kadar
tașımakta olduğuna dair bir değerlendirme yapılmıștır. Bu
değerlendirme sonucunda çalıșma alanının içinde gelișen
yeni yapıların genelinin doku ile bir bütünlük olușturmadığı,
yüksek yoğunluklu yapılașmanın alanın tarihsel özelliklerini
sürdüremediği ve kaybedilmesine yol açtığı gözlenmiștir.
Tescilli Levanten köșklerinin yoğun olarak yer aldığı
Gençlik Caddesi üzerinin tarihsel doku niteliğini en çok
koruyan bölge olduğu, Hükümet Konağı’nın kuzeyinde
yer alan bölgelerde ise yeni yapılașmanın tarihsel dokuyu
neredeyse tamamen yok ettiği görülmüștür.
Yapı parsel ilișkisi özellikle Bornova’nın Levanten
Dönemi yașam biçiminin karakteristiklerini en iyi șekilde
yansıtan göstergelerden birisi olmaktadır. Geniș bahçeler
içinde yer alan büyük ve gösterișli köșkler kentsel sit alanı
içinde sınırlı bir bölgede yer alsa da; yapı yoğunluğunu
düșürmekte ve alan genelinde konut-yeșil alan dengesini
sağlayıcı bir etki yaratmaktadır. Köșklerin kendilerine özgü
bahçe düzenlemeleri ve yapılarının genelde bu bahçelerin
ortasında yer alması alana ayrı bir kimlik kazandırmaktadır.
Bu özellik bir yönüyle de Levanten Köșklerinin doğrudan
sokak ile bağlantısını koparmakta; böylece kapalı ve özel
kullanım alanları yaratılmaktadır. Levant ailelerinin yerel
halktan izole yașam tarzlarını yansıtan; korunaklı, uzaktabüyük-farklı ve sınırlar koyan yașam tercihlerini ortaya
koyan bir yerleșme biçimini sergilemektedir. Öte yandan
Bornova’nın ilk tarihi yerleșim alanı olduğu düșünüldüğü
belirtilen alanlarda yer alan orta ve küçük ölçekli yapıların
da küçük bir avlu kullanımına sahip oldukları, bu yapıların
sokak- avlu- yapı sisteminin de (bu sistem Atrium Planlarında
“atrium nizamı” olarak adlandırılmıștır, bkz Atrium Planlar)
ö]el bir kDrDkWerisWik oluöWurduõu görlPöWr. *eleneksel
oDröÕ bölgesinde 2sPDnlÕ dönePi i]leri WDöÕ\Dn dDr
FepKeli kok pDrsellerin \er DldÕõÕ Ye pDrselin WPne
oWurDn \DpÕlDrdDn oluöDn bir WiFDreW bölgesi d]eni ile
kDröÕlDöÕlPDkWDdÕr. .enWsel siW DlDnlDrÕnÕn dÕöÕnD oÕkÕldÕõÕndD
ise \DpÕ \oõunluõunun DrWWÕõÕ pDrsel d]eni korunsD dD
konuWlDrÕn bDKoe Ye DYlu kullDnÕPÕnÕn orWDdDn kDlkWÕõÕ
Ye pDrselin WPne oWurDn \ksek kDWlÕ \DpÕlDöPDnÕn
geliöWiõi DnlDöÕlPDkWDdÕr. %unD kDröÕn pDIWD ]erinden
geroekleöWirileFek iki boyutlu bir okumayla, bu bölgelerde de
tarihsel ada düzeni ve sokak dokusunun, yapı-parsel ilișkisi
ve TAKS-KAKS oranının (3. boyut olarak adlandıracağımız
yükseklik ve kültle ilișkisi) değișmesine karșın, korunmakta
olduğu görülmektedir. Bu korunmuș ada düzeninin nasıl
değerlendirileceği ise planlama çalıșmasının yanıt arayacağı
önemli sorulardan birisi olmuștur.
Yapı-parsel ilișkisine dair incelemelerin sunduğu
bir diğer bilgi de, araștırma alanı sınırları içerisinde büyük
köșkler dıșında, sokak ve yapının doğrudan ilișki kurduğu
bir düzenin de varlığı olmuștur. Bu düzende yapılar sokaktan
birkaç merdiven ile yükseltilmiș ve yapı girișleri yarı kamusal
bir nitelik kazanmıștır.
3
ùHNLO3DUVHOgOoH÷LQGH7$.6'H÷HUOHUL
ùHNLO3DUVHO%\NONOHUL
Alandaki parsel büyüklüklerinin incelenmesi; yapıparsel ilișkisi ve kat adetleri analizlerinin sunduğu verilere
paralel sonuçlar ortaya koymuștur. Parsel büyüklükleri genel
olarak Levanten köșklerinin yoğun olduğu güney bölüme
gittikçe büyümekte ve çarșı bölümüne doğru ilerledikçe
küçülmektedir. Parsel büyüklüklerindeki bu değișimin
Bornova tarihinde birçok tarihsel dönemin birbiri ardına
yașanması sonucu geliștiği ifade edilebilir. Alanın içerdiği
farklı büyüklüklerdeki parseller, farklı sosyo-ekonomik
yapıların yansÕPDlDrÕ olDrDk okunDbileFekWir. Alandaki yapıparsel ilișkisinin diğer yazılı, sözlü kaynaklar ve analizlerle
birlikte yorumlanması; tarihsel doku içerisinde yașamıș olan
farklı toplumsal grupların yașam tarzları ve bölgedeki sosyal
katmanlașma hakkında da bilgi edinilmesini sağlamıștır
Tarihsel doku içerisinde farklı niteliklere sahip
olan bölgelerde parsel b\klklerinde IDrklÕlÕklDr olduõu
görlPöWr. Tarihsel özgün niteliklere sahip olduğu halde
tespit-tescil çalıșması dıșı bırakılmıș olduğu anlașılan Bornova
Çayı çevresindeki bölgenin (tespit-tescil çalıșması yapılması
önerilen alan) parsel büyüklüklerinin daha küçük olduğu ve
bitișik nizamlı yapıların ağırlıkta olduğu görlPöWr. %ölgede
WesFile konu olDn pDrseller genelde sW sÕnÕI /eYDnWen
Dilelere DiW olDn ayrık nizamlı büyük parseller olmuștur. Bu
ailelere hizmet sağlayan orta ve alt gelir gruplarına ait daha
küçük konut ve parsel gruplarıysa tescil dıșı bırakılmıștır.
ùHNLO3DUVHOgOoH÷LQGH.$.6'H÷HUOHUL
Tarihsel dokunun izlerinin tespit edildiği bölgede
yer alan yapılar için gerçekleștirilen TAKS ve KAKS analizleri
geniș parsellerde yapılașma oranının daha düșük olduğunu
göstermektedir. Parsellerin daha küçük olduğu Çarșı Bölgesi
Ye +kPeW .onDõÕ Ye oeYresinde ise, genellikle yapıların
parselin tamamına oturduğu tespit edilmiștir. Çalıșma
alanındaki toplam inșaat alanı oranlarına bakıldığında, en
yüksek oranlı yapılașmanın ticaret ve yönetim merkezi
çevresinde olduğu görülmektedir Șekil 3.14 ve Șekil 3.15).
38
ADA FORMLARI VE SOKAK DÜZENİ
ôekil . Meydan-Kavșak Düzenlemeleri
Gerçekleștirilen doku analizleri sonucunda araștırma
alanı içerisinde parsel düzeni ve yapı-parsel ilișkisinin
değișmiș olduğu bölgelerin olmasına karșın, ada düzeni
ve sokak dokularının korunmuș olduğu pek çok alanın da
bulunduğu tespitine ulașılmıștır. Bu kapsamda ada düzeni ve
sokak olușumlarının tarihsel niteliklerini sürdürme durumuna
ilișkin olarak bir analitik inceleme yapılmıștır. Bu inceleme
bizi, Bornova tarihsel kentsel dokusunun sahip olduğu
karakteristik bir küçük meydan ve kavșaklar sisteminin
varlığına götürmüștür. Alanın özgün niteliği olduğu görülen
bu meydan ve kavșak noktaları yeni yapılașmalarda da ada
ve sokak formları korunmuș olduğu için günümüze değin
ulașabilmiștir. g]ellikle Erzene Mahallesi’nde tescilli yapılar
olmamasına karșın ada formu ve bu adaların bir araya
gelme düzenin yaratmıș olduğu tarihsel doku izlerinin devam
ettiği, karakteristik meydancıkların okunabildiği görülmüștür.
Alanda yer alan bu meydancıklardan bazılarının sosyal
anlamda da karșılașma ve komșuluk üzerine tarihsel kültürel
izleri sürdürme durumlarını devam ettirdikleri gözlenmiștir. Bu
gözlem ile üçüncü boyutta izleri kaybedilmiș olsa da, ada
formları ve yerleșim d]eni dokusunun deYDP eWmesiyle
tarihin günümüze yansımalarının hala okunabildiği alanların
varlığı ortaya koyulmuștur.
ôekil . Meydan Düzenlemeleri
Bornova tarihi kent merkezinin ada düzeni-sokak
olușumu ilișkisi kapsamında sahip olduğu meydancık
ve kavșak formlarının tekrar edenleri Șekil 3.17’de
gösterilmektedir.
9JP>aUæŽQŸJÕNnIJånHJQJRJQJr
Yapılan mimari ölçekteki analizlerle tescilli yapıların
sahip olduğu, doku ölçeğiyle ilișkilenebilecek temel mimari
nitelikler belirlenmeye çalıșılmıștır. Bu bilgilerin yorumlanması
ile kentsel koruma planı çalıșması için bir mimari zemin
olușturulması amaçlanmıștır. Kentsel sit alanları içinde
kalan-kalacak olan yeni yapıların yapılașma koșulları, kat
yükseklikleri, yapı nizamları, yapı parsel ilișkileri ve cephe
niteliklerine, bu analizler sonucunda elde edilen bilgiler
doğrultusunda karar verilmesi planlanmıștır.
Bölgede yer alan tescilli yapılar incelendiğinde,
özellikle her bir Levanten köșkünün sahibi olan ailenin
kültürünü ve yașam pratiğini yansıtmakta olduğu görülmüștür.
Fransız balkon, cumba, kapalı ve açık çıkma, pencere ve
kapı ölçü ve boyutları, bu pencere ve kapıların yapım teknik
ve malzemeleri standart olmamakta, her bir köșk için özgün
bir nitelik tașımaktadır. Bu köșklerin ortak noktaları oldukça
gösterișli, geniș bahçelere sahip olmaları ve bu bahçeler
içinde yașayan kișilerin zevk ve kültürlerine ait peyzaj
öğeleriyle donatılmıș olmalarıdır. Köșklerin bahçelerinin çeșitli
ülkelerden ithal edilen ağaç ve bitkilere donatılması yapıların
estetik değerini arttıran unsurlar arasındadır.
3
)RWR÷UDI%HOKRPH.|úN&HSKH*|UQú
ùHNLO/D)RQWDLQH.|úN&HSKHdL]LPL
ùHNLO5LFKDUG:KÕWDOO.|úN&HSKHdL]LPL
)RWR÷UDI/D)RQWDLQH.|úN&HSKH*|UQWV
Gerçekleștirilen mimari analizler sonucunda cepheleri
belgelenebilen tescilli Levanten köșklerinin ortak noktaları
sokak ve bahçeye açılan çok sayıda kapı ve pencerelerinin
olmasıdır. Köșklerin zevkli bahçelere sahip olması bu yapıların
cephe açıklıklarının fazla olmasıyla paralellik tașımaktadır.
Zemin kattaki pencereler ya ahșap kepenklerle örtülmüș ya
da dökme demir parmaklıklarla güvenliği sağlanmaktadır.
Yapıların cephelerinde var olan Fransız balkonlar dökme
demir ya da ahșap payandalarla desteklenerek, yapıya aynı
zamanda görsel bir zenginlik kazandırmaktadır. Cephede yer
alan her pencere ve kapıda çeșitli kalınlıkta ve süslemelere
sahip söveler kullanılmıștır. Kullanılan söveler yapıya nitelik
kazandırmakta ve farklı renklere boyanmalarıyla yapı
cepheleri hareketlendirilmektedir.
ùHNLO%HOKRPH.|úN&HSKHdL]LPL
)RWR÷UDI5LFKDUG:KÕWDOO.|úN
Cepheleri analiz edilen yapıların sadece pencere, kapı
ve söveleri farklılık göstermemektedir. Örneğin günümüzde
Atatürk Kitaplığı olarak kullanılan yapÕdD óyon tarzı sütun
bașlıkları ve alınlıklı farklı bir tarz olușturulduğu görülmektedir.
Yapının birinci katına yapı dıșından merdivenlerle ulașılmakta
ve bu merdiven korkulukları dökme demir ferforjelerden
olușmaktadır. Levanten köșklerinin içindeki estetik kaygılar
yapıların cephelerine de yansımıștır. Sade bir cephe
düzenlemesi balkon korkulukları ile hareketlendirilmiștir.
ôekil .’deki görülen tek katlı, günümüzde ticari
faaliyet gösteren, fakat geçmiște konut olarak kullanılan
bu yapı, cephesinin taș malzeme ile kaplanmıș olması ile
dikkat çekmektedir. Yola cepheli olan yapıların taș duvarlarla
örülmüș arka bahçelerinin olduğu bilinmektedir.
ùHNLO/HYDQWHQ.|úNgQ&HSKHdL]LPL
ùHNLO7LFDUL<DSÕ&HSKHdL]LPL
)RWR÷UDI/HYDQWHQ.|úN&HSKH*|UQWV
dDlÕöPD DlDnÕ ioerisinde FuPbD\D sDKip olDn Wek
\DpÕ gnP]de kullDnÕlPDPDkWDdÕr. ónFelenen \DpÕlDrÕn
sDKip olduklDrÕ bDFDlDrÕn dD olDrDk IDrklÕlÕk gösWerdikleri
DnlDöÕlPDkWDdÕr. .ööklerin IDrklÕ PiPDri niWelikler WDöÕPDsÕ
bDFD WDsDrÕPlDrÕnÕ dD IDrklÕlDöWÕrPÕöWÕr.
)RWR÷UDI7LFDUL<DSÕ&HSKH*|UQWV
ùHNLO/HYDQWHQ.|úN&HSKHdL]LPL
)RWR÷UDI/HYDQWHQ.|úN&HSKH*|UQWV
dDlÕöPD DlDnÕndD \er DlDn geleneksel WiFDreW
\DpÕlDrÕnÕn dD kendilerine ö]g \DpÕP WDr]Õ Ye ss
deWD\lDrÕ bulunPDkWDdÕr. 7ek kDWlÕ olDrDk inöD edilPiö
olDn WiFDreW \DpÕlDrÕ geniö DoÕklÕklDrD sDKipWir. 'Dr FepKeli
biWiöik ni]DPdD Wek kDWlÕ olDn WiFDreW \DpÕlDrÕ oldukoD ssl
FepKelere sDKipWir. .enWsel siW DlDnÕndD \er DlDn WiFDreW
\DpÕlDrÕnÕn kDpÕ Ye penFereleri ]erindeki DoÕklÕklDr \DrÕP
dDire geoiölere sDKipWirler. <DrÕP dDire öeklinde geçilen
açıklıklar hem süsleme amaçlı hem de güneș ıșığından
daha fazla yararlanma amaçlı tasarlanmıștır. Bu yarım daire
geçișleri yapı cephesine hareket katarak, görsel ]enginlik
kD]DndÕrPÕöWÕr.
ùHNLO7LFDUL<DSÕgQ&HSKHdL]LPL
ùHNLOdHYUHVHOøOLúNLOHU$ODQYHdHYUHVLQGHNL(VWHWLN
*|UVHO'H÷HUOHUYH6RV\DO.XOODQÕP$ODQODUÕ
)RWR÷UDI7LFDUL<DSÕ&HSKH*|UQWV
JvrJXJQåQNĒPNQJr;J8oX^aQ0ZQQanæR&QanQaræ
Araștırma alanının yakın çevre ilișkilerinin çözümlenmesi
ve bölgenin çevresiyle birlikte kullanıcılarına sunduğu sosyomekansal olanaklarının anlașılması amacıyla; çevresel ilișkiler,
estetik-görsel değerler ve sosyal kullanım alanlarına yönelik
bir analiz çalıșması gerçekleștirilmiștir.
Bölgede kent ölçeğinde meydanlar, parklar,
yönetim tesisleri ve Ege Üniversitesi’nin etkisiyle pek çok
sosyal aktivite alanının yer aldığı görülmektedir. Ayrıca bu
fonksiyonlar arasında yaya dolașımına olanak tanıyan akslar
da mevcuttur. Alan aynı zamanda sahip olduğu yönetim ve
ticaret merkezi niteliği dolayısıyla tüm yaș, eğitim ve gelir
düzeylerinden vatandașlar tarafından kullanılmaktadır. Bu
durum tarihsel dokunun sürdürülmesi için bir fırsat olarak
görülebilecektir.
YapÕlan gözlemler sonucunda bölgede Ege
Üniversitesi Kampüsü’ne komșu olması dolayısıyla, 18-25
yaș aralığında oldukça yoğun bir kullanıcı grubunun varlığı
anlașılmıștır. Gerçekleștirilen gözlemler sonucunda tespit
edilen yaș gruplarının ön plana çıkan alan kullanımları,
genellemeci bir yaklașımla șu șekilde tarif edilebilir:
%
15 -18 yaș aralığında olan liseli gençler
grubunun, alanın ticaret ve eğitim aksı olarak
belirtilebilecek Gençlik Caddesi, Süvari Caddesi
ve Fevzi Çakmak Caddesi civarını daha yoğun
kullandığı,
%
19-25 yaș aralığında olan grubun, alanın giriș
kısmı olarak nitelendirilebilecek Küçük Park ile
Büyük Park ve çevresini daha etkin kullandığı,
%
g]ellikle Ye sW \Dö DrDlÕõÕndD olDn bir
DnlDPdD eski %ornoYDlÕlDr¶dDn oluöDn grubun
DlDnÕn geleneksel dokusu ile gnP] WiFDri
DkWiYiWelerinin kesiöWiõi .Dzım Karabekir
Caddesi üzerini, Tarihi Çarșı’yı ve Mustafa
Kemal Caddesi üzerini daha yoğun kullandığı
gözlemlenmiștir.
MEKANSAL DOKU ANALİZLERİNİN ORTAYA
KOYDUĞU SOSYOMEKANSAL BAĞLAM:
Tüm mekansal analitik incelemeler ve yazılı ve
sözlü kaynakların birlikte değerlendirilmesi, 19. y]\Õl
%ornoYDsÕ¶nÕn sos\Dl \DpÕsÕnD iliökin olDrDk birtakım
tespitleri ortaya çıkarmıștır. Bunun sonucunda Șekil 3.26’da
aktarılan bölgelemeye ulașılmıștır.
Alanın geneli incelendiğinde; gösterișli, büyük parsel
içerisinde yer alan, büyük bahçe ve ek yapılara sahip Levanten
köșklerinin kamulaștırılarak veya maliklerince kullanımını
devam ettirilerek korunduğu görülmektedir. Cumhuriyet
Meydanı ve çevresindeki nitelikli yapılar zamanla yok olmuș,
ancak meydana yakın bir noktada yer alan Dramalılar
<ƂƔŬƺ yakın zamanda restore edilerek kurtarılabilmiștir.
Bölgede koruma kararlarının yapıların prestijlerine bakılarak
geliștirildiğini anlamaktayız. Varlıklı hayatı yansıtan, üst sınıfa
ait kentsel dokunun daha fazla korunduğu hissedilirken,
orta sınıfa ait ve orta ve üst sınıflara servis sağlayan ailelerin
yerleștiği konut dokusunun korunma sürecinde göz ardı
edildiği, yalnızca Atrium Planları ile bu bölgelerin hızla
dönüșmesinin engellendiği gözlemlenmiștir.
ANALİZ ÇALIȘMALARI SONUCUNDA ULAȘILAN
SENTEZLER:
ôekil 3.26 19. yy gnFesi sos\Dl sÕnÕI Ye kDWPDnlDöPD
Genel bir ifadeyle; Cumhuriyet Meydanı’nın
güneyinde üst sınıf Levanten konutlarının, merkezin
doğusunda Rum yerleșiminin, bu alanın batısında Müslüman
Türk, kuzeyinde Musevi ve Ermeni, güneyinde ise Levanten
ailelerin yașadıkları bölgelerin olduğu gerçekleștirilen doku
analizlerinin yazılı ve sözlü kaynaklarla birlikte ele alınması
sonucunda anlașılmaktadır. Levanten ailelerinin alana ilk
yerleștikleri bölgenin, gezginlerin notlarında bahsedilen
günümüzde Peterson <ƂƔŬƺ͛ŶƺŶ ĚĞ LJĞƌ ĂůĚŦŒŦ ďĂƚŦ ŵĂŚĂůůĞƐŝ
ŽůĚƵŒƵ ĚƺƔƺŶƺůŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ ĞŵŝƌLJŽůƵŶƵŶ ďƂůŐĞLJĞ ŐĞůŵĞƐŝ͕
ŽƌŶŽǀĂͲ 7njŵŝƌ <arayolunun yapımı ile birlikte Levanten
yerleșiminin Gençlik Caddesi ve çevresine doğru yönelim
göstermiș olduğu anlașılmaktadır. Bununla beraber tarihsel
sosyo-mekansal yapıya dair bĞŬŝů 3.26’da gösterilen sınırlar
elbette ki bu kadar net ve katı olamayacaktır. Bu sınırların
genel bir soyutlama olarak kabul edilmesi gerektiği ve
esasen daha esnek ve geçirgen olduklarınŦŶ ĚƺƔƺŶƺůĚƺŒƺ
ďĞůŝƌƚŝůŵĞůŝĚŝƌ͘ EŝƚĞŬŝŵ ,ƺŬƺŵĞƚ <ŽŶĂŒŦ LJĂŬŦŶůĂƌŦŶĚĂŬŝ ďƺLJƺŬ
Dramalılar <ƂƔŬƺ͛ŶƺŶ ǀĂƌůŦŒŦ, ƐŦŶŦƌůĂƌ ĂƌĂƐŦŶĚĂŬŝ ŐĞĕŝƌŐĞŶůŝŬůĞƌŝ
ŽƌƚĂLJĂ ŬŽLJĂŶ ŬĂŶŦƚůĂƌĚĂŶ ďŝƌŝƐŝ ŽůĂƌĂŬ ŐƂƌƺůĞďŝůĞĐĞŬƚŝƌ͘
Levanten köșklerinin yer aldığı prestij aksının
çeperlerinde ticari merkeze doğru konumlanan bölgede,
perakende ticareti yürüten esnaf ve memur kesiminin
olușturduğu orta sınıf Levantenler ve varlıklı Rum halkının
yerleștiği alanların yer aldığı anlașılmaktadır. Günümüz
Bornova Çayı’nın kuzeyi ve çevresinde ise ağırlıklı olarak Türk
ve Rum halkın yașadığı düșünülen daha mütevazı, küçük
ölçekli, tekil, sıra evler șeklinde bir yerleșim söz konusudur.
Bu bölge ve çevresi alanın kullanıcılarının bölgeden yeni
yerleșim alanlarına tașınmalarının ardından, bir süre Roman
vatandașların yașadığı bir bölge olmuștur.
%
Alanda
gerçekleștirilen
analitik
incelemeler
sonucunda birbirinden farklı özellikler tașıyan alt
bölgelerin varlığı ortaya çıkmaktadır. Bu alanlar
kabaca; kentsel sit alanının büyük bir kısmını
olușturan Köșkler Bölgesi, Büyük Park, Cumhuriyet
Meydanı ve çevresini kapsayan plan kararları
ile gelișen doku, Erzene Mahallesinde yer alan
Hükümet Konağı’nın kuzey bölgesini kapsayan
geleneksel doku ve bu alana komșu olan, ada
formları-sokak yapısını koruyarak geleneksel doku
özelliklerini sürdüren bölge olarak tarif edilebilir.
%
Yapılan çalıșmalar sonucunda Bornova’da kentsel
sit alanlarının sınırları çizilirken korunma önceliğinin;
doku ve yapıların sahip oldukları prestij, yapım
malzemesi, estetik nitelikler, büyüklük, konum
gibi kriterlerin belirleyiciliğinde geliștiği sonucuna
ulașılmıștır. Prestijli, büyük ölçekli ve üst gelir
grubuna ait olan Levanten yapıları korunmaya
değer görülmüștür. Eski çarșıyı olușturan ticari
bölge ve alanın dıșında kalan ve tek bașına olsa da
döneminin görkemli yașantısını yansıtan Peterson
<ƂƔŬƺ ĚĞ ŬŽƌƵŵĂ ĂůƚŦŶĂ ĂůŦŶŵŦƔƚŦƌ͘ ŶĐĂŬ bu alanlar
dıșındaki dokular korunmaya değer görülmemiș
ve kaybedilme korkusu duyulmamıștır. Koruma
çalıșmalarının geçmișin ve bugünün tüm tarihsel
ve sosyal katmanlarını kapsayacak nitelikte olması
gerekmektedir. Bu nedenle, koruma alanı sınırlarının
tarihsel izlerin okunabildiği diğer bölgeleri de
kapsayacak șekilde yeniden düzenlenmesi yerinde
bir yaklașım olacaktır.
%
Bornova merkez bölgenin ilk köy yerleșimi olarak
Bizans, Beylikler ve Osmanlı Dönemlerine dair
en eski izleri tașıdığı düșünülen Bornova deresi
ve çevresinde yerleșmiș olan doku günümüzde
tamamen kaybedilmenin eșiğine gelmiștir. Yüzbașı
İbrahim Hakkı Caddesi’ni Manisa yoluna bağlayacak
olan 25 m. geniƔůŝŒŝŶĚĞŬŝ ϱϳ͘dŽƉĕƵ dƵŐĂLJŦ zŽůƵ͛ŶƵŶ
ĂĕŦůŵĂƐŦnın etkisiyle artan rant baskısının en çok
hissedildiği bölge olarak tanımlanabileceğimiz bu
bölge, sahip olduğu tek ve iki katlı, bitișik nizamlı,
avlu bahçeli (bkz. Atrium Planlı bölgeler) yapılardan
vazgeçerek, yüksek katlı apartmanlașmaya geçme
eğilimindedir. Erzene mahallesi 2, 13, 24, 26 ve 27
sokaklarda yapılan arazi çalıșmasında karșılașılan
sokak dokusu aslında bu bölgenin tescillenmeye ve
3
korunmaya değer bir tarihsel kentsel dokusu ve yapı
stoğu olduğunu göstermiștir.
%
Ticari aktivitelerin devam ettiği ve geçmișin
alıșkanlıkların bir sonucu olarak kahvehane
kültürünün süregeldiği Geleneksel Çarșı Bölgesi de
kentsel sit kararı ile korunan alanlar içerisindedir.
Bu tarihi çarșıda yer alan yapılarının hemen hepsi
tescillenmiștir. Bu ďƂůŐĞ ŝĕŝŶ ƐŽŬƐĂŬ ƐĂŒůŦŬůĂƔƚŦƌŵĂ
ƉƌŽũĞůĞƌŝŶŝŶ 2012-2013 yıllarında uygulanmıș olması
bir avantaj olarak değerlendirilebilecektir.
Sonuç olarak kentsel sit alanlarının parçalı ele alınması
ve yapılan tespit-tescil çalıșmalarının yalnızca belirli bir
dönem ve sosyal katmana ait olan prestijli yapıları kapsaması
dolayısıyla tarihsel kentsel dokunun günümüze kadar
bütünsel anlamda korunmasının bașarılamadığını ifade etmek
olanaklıdır. Bu durum, yeni bir kentsel koruma alanı sınırının
ve bu sınır içerisinde farklılașan nitelikler çerçevesinde uygun
koruma statülerinin belirlenmesine olan gereksinimi ortaya
çıkarmaktadır.
Bornova kent merkezinin bulunduğu bölgede
tarihsel süreçlerin mekanda bıraktığı izlerin araștırılması üzere
Bölüm 2’de gerçekleștirilen mekansal analizler ve yazılı ve
sözlü kaynak araștırmaları bizi tarihin mekanda bıraktığı izlerin
okunabildiği araștırma sınırına ulaștırmıștır. Bu sınırlar ile
Bornova’da mevcut durumda tescil edilmiș olan kentsel
sit alanı sınırlarının birlikte irdelenmesi gerçekleștirildiğinde,
mevcut kentsel sit alanlarının tarihin mekana bıraktığı izleri
temsil etme konusundaki yetersizliği ortaya çıkmaktadır.
Mevcut kentsel sit alanı sınırlarının tarihin ancak belli
dönemlerini ve sosyo-mekansal gerçekliklerini temsil
edebildiği anlașılmaktadır. Bu bağlamda yeni bir kentsel
koruma alanı sınırı tarifine gereksinim olduğu açıktır. Bu
koruma sınırının esasen araștırma alanı sınırı ile çakıșması
gerektiği yapılan analizlerce ortaya konmuștur.
Bölüm 3’de mevcut durumun analiz edilmesiyle
tarihsel izlerin korunmușluk- değișmișlik durumu ve nitelikleri
ortaya koyulmuștur. Bu kapsamda Bölüm 2’de belirlenen
araștırma alanı içerisinde Bölüm 3’de gerçekleștirilen
analizlerin verdiği sonuçlar doğrultusunda koruma statülerine
dair bölgelemeler yapılması olanaklıdır. Plan kararları arifesinde
olușturulan bu bölgelemeler așağıda aktarılmaktadır;
Analitik ĕĂůŦƔŵĂůĂƌ ƐŽŶƵĐƵŶĚĂ ĞůĚĞ ĞĚŝůĞŶ korunmuș
yapı adası formları ve sokak dokuları, tescilli yapılar ve henüz
tescil edilmemiș ancak 19. yüzyıla tarihlendiği anlașılan
nitelikli tarihsel yapı ve doku ve özgün cephe ve duvarlar gibi
tarihsel izlerin gözlenebildiği sınırların olușturduğu yeni bir
kentsel sit alanı sınırı önerilmiștir. Böylece Bornova’nın tarihi
dönemleri arasındaki ilișkilerin bütünsel olarak okunabileceği
bütüncül, eșitlikçi ve geçirmiș olduğu tarihsel sosyomekansal süreçlerin tümünü kapsayan daha doğru bir sınır
tarifi ortaya konabilecektir. Șekil 3.28’de gösterilen sınırların
içerisinde kalan bölgeler mekan üzerinde bıraktıkları iki ve üç
boyutlu izler, bozulmușluk/korunmușluk ve sürdürülebilirlik
düzeyi çerçevesinde değerlendirilerek; kimi bölgeler kentsel
sit alanına dahil edilmiș, kimi bölgelerse koruma mevzuatımız
doğrultusunda etkileme geçiș alanı olarak belirlenmiștir.
“ .. araștırma sınırından…kentsel koruma alanı
ƐŦŶŦƌŦŶĂ..”
“..kentsel koruma alanı sınırından…yeni bir kentsel
sit ve etkileme geçiș alanı sınırı ƂŶĞƌŝƐŝŶĞ͘͘”
bĞŬŝů 3.28 Mevcut kentsel sit sınırları (açık gri olarak
gösterilmektedir) ve sit sınırı içine dahil edilmesi gereken
alanlar ( koyu gri olarak gösterilmektedir).
Kentsel sit alanı sınırlarına dahil edilerek mevcut
sınırların birbiriyle bütünselleșmesini sağlayacak olan alanlar
ve diğer tarihsel karakter bölgeleri ise așağıda aktarılmaktadır:
bĞŬŝů 3. 27 Yeni Bir Kentsel Sit Alanı Sınırının Gerekliliğine Dair
Gerekçeler
bĞŬŝů 3.29 Kentsel sit alanına dahil edilen alanın irdelenmesi
bĞŬŝů 3.30 Kentsel sit alanına dahil edilen alanın irdelenmesi
Kazım Karabekir Caddesi, Fevzi Çakmak Caddesi
ve 83 Sokak Arasında Kalan bölgedir (Șekil 3.29’ da
ŬŦƌŵŦnjŦ olarak gösterilen ). Bu bölge kentsel sit alanı dıșında
tescilli yapıların en yoğun olduğu alandır. Aynı zamanda bu
alanın1979 tarihli nazım imar planında da kentsel sit alanı
olarak belirlenmiș olduğu görülmektedir. Bölge 1990 yılında
gerçekleștirilen koruma amaçlı imar planında sit alanı dıșında
bırakılmıștır. Ancak alanda tespit edilen tarihsel mekansal
dokunun büyük ölçüde korunmuș olması ve tescilli yapıların
yoğun olarak bulunması (24 adet tescilli yapı) kapsamında bu
bölgenin kentsel sit alanı içine alınması gerekmektedir.
Mevcut plan kararlarında Özel Proje Alanı olarak
belirlenmiș olan bu alanda ;bĞŬŝů ϯ͘ϯϬͥĚĂ ŬŦƌŵŦnjŦ ŽůĂƌĂŬ
ŐƂƐƚĞƌŝůĞŶͿ oldukça LJƺŬƐĞŬ yoğunluklu bir doku mevcuttur.
Ancak bu yapı yoğunluğu arasında tescilli ve nitelikli tarihsel
yapıların da var olduğu tespit edilmiștir. Gerçekleștirilen
analitik incelemeler ve araștırmalar, bu bölgenin tarihi
Osmanlı çarsı dokusunun bir devamı niteliğinde olduğunu
düșündürmektedir. Küçük Cami’nin alandaki varlığı da
bu tespiti destekler niteliktedir. Bu nedenlerden dolayı söz
konusu alanın kentsel sit alanı içine dahil edilmesinin doğru
bir yaklașım olacağı düșünülmektedir.
5
bĞŬŝů 3.31 Kentsel sit alanına dahil edilen alanın irdelenmesi
bĞŬŝů 3.32 Kentsel sit alanına dahil edilen alanın irdelenmesi
Tașıdığı tarihsel verilerin yoğunluğundan dolayı
kentsel sit alanı sınırlarına dahil edilmesi önerilen bu alan
(Șekil 3.31’de kırmızı olarak gösterilen ) günümüzde yerinde
Kars Halil Atilla İlköğretim Okulu’nun bulunduğu Levanten
dönemi dini yapısı olan Santa Maria Katolik Kilise’sinin
bulunduğu alandır. Bölge aynı zamanda ayakta olduğu
dönemde Bornova’nın bir nirengi noktası olan gösterișli
Panagia Kilisesi’ne de tanıklık etmiș ve ilçenin günümüzdeki
en önemli kamusal alanlarından birisi olan Cumhuriyet
Meydanı’nı da kapsayan alandır. Bu bölgenin diğer bir diğer
önemli tarihsel niteliği de; Levanten yașantısını yansıtan bölge
ile Osmanlı döneminin izlerinin okunduğu bölgenin kesișim
noktası olmasıdır. Bu nitelikleri dolayısıyla alanın kentsel sit
alanı içine alınması önerilmektedir.
Kentsel sit alanı içine dahil edilmesi önerilen bu
bölge (Șekil 3.32’de kırmızı olarak gösterilen ), orta sınıf
Levantenlerin yașadıkları bölge olduğu öngörülen; tarihi
dokunun izlenebildiği ve yer yer tescilli yapıların bulunduğu
bölgedir. Gerçekleștirilen analitik araștırmalar Gençlik
Caddesi ve çevresinde yoğunlașmak üzere Levantenlere ait
büyük köșk yapılarının, bir diğer deyișle en üst gelir grubu
Levanten ailelerin yașadıkları konutların; ölçeğinin büyüklüğü
ve yüksek estetik nitelikleri kapsamında tescil edilmiș ve
kentsel sit alanına dahil edilmiș olduğu görülmektedir.
Oysa tarihte her toplumsal sınıf ve katmanın bıraktığı izlerin
önemli bir bilgi potansiyeli olarak korunması ve sürdürülmesi
gerekmektedir. Bu nedenle Bornova’da üst gelir grubunun
bıraktığı miras kadar orta ve alt gelir gruplarının daha yoğun
yașadığı bölgelerin de koruma altına alınması, daha doğru bir
tarihsel okuma açısından kritik bir noktadır. Bu kapsamda
söz konusu bölgenin kentsel sit alanına dahil edilmesi
önerilmektedir.
Levanten döneminin servis sağlayan
bölgesi olarak bir farklı boyutunu yansıtan bu alan aynı
zamanda Osmanlı dönemini yansıtan bölge ile de bir geçiș
alanı - köprü niteliğindedir. Bu bağlamda bütünsel koruma
yaklașımı açısından belgelenerek koruma altına alınması
gerekmektedir.
6
bĞŬŝů 3.33 Kentsel sit alanına dahil edilen alanın irdelenmesi
bĞŬŝů 3.34 Kentsel sit alanına dahil edilen alanın irdelenmesi
Gerçekleștirilen analizler sonucunda mevcut kentsel
sit alanı sınırlarının aynı zamanda ada ve mülkiyet-parsel
düzeni dikkate alınmadan belirlenmiș olduğu görülmüștür.
Özellikle Gençlik Caddesi’nin güneyinde kalan bölgelerde
kentsel sit alanı sınırının mülkiyetleri parçalayarak geçirilmiș
olduğu anlașılmaktadır. Bu durumun da bütüncül koruma
yaklașımlarının; parsel, mülkiyet yapısı ve ada formunu birlikte
ele alma ilkesine aykırı olduğu göz önünde bulundurularak,
sit alanı sınırının parselin veya mülkiyetin tümünü kapsayacak
șekilde (Șekil 3.33’de kırmızı olarak gösterilen) yeniden
düzenlenmesi önerilmektedir.
Günümüzde kentsel sit alanı sınırları dıșında
bırakılmıș olan Kızılay Mahallesi sınırlarŦ ŝĕŝŶĚĞ LJĞƌ ĂůĂŶ ďƂůŐĞ
;bĞŬŝů ϯ͘ϯϰ’de kırmızı olarak gösterilen) gerçekleștirilen tarihsel
mekansal analizler sonucunda Bornova’nın ilk yerleșim
alanı olarak tespit edilmektedir. Bu bölge Bornova’nın,
Bornova Çayı etrafında bir Bizans veya Rum köyü olarak
ilk kurulduğu bölge olduğu düșünülen alandır. Șekil 3.32’de
ŝƔĂƌĞƚ ĞĚŝůĞŶ ďƂůŐĞŶŝŶ ĚĞǀĂŵŦ ŶŝƚĞůŝŒŝŶĚĞ ƺƐƚ ŐĞůŝƌ ŐƌƵďƵ
>ĞǀĂŶƚĞŶ ŬƂƔŬůĞƌŝŶŝŶ ƐĞƌǀŝƐ ŐĞƌĞŬƐŝŶŝŵůĞƌŝŶŝ ƐĂŒůĂLJĂŶ ŶƺĨƵƐƵŶ
LJŽŒƵŶůƵŬůĂ ďƵůƵŶĚƵŒƵ ĂůĂŶ ŽůĚƵŒƵ ĚƺƔƺŶƺůŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ ůĂŶĚĂŬŝ
ƚĂƌŝŚŝ ƐŽŬĂŬ ĚŽŬƵůĂƌŦŶŦŶ ďƺLJƺŬ ƂůĕƺĚĞ ŬŽƌƵŶŵƵƔ ŽůĚƵŒƵ ǀĞ ƉĞŬ
ĕŽŬ ŶŝƚĞůŝŬůŝ LJĂƉŦŶŦŶ LJĞƌ ĂůĚŦŒŦ ŐƂnjůĞŵůĞŶŵŝƔƚŝƌ͘ ĂŚĂ ƂŶĐĞ ĚĞ
ďĞůŝƌƚŝůĚŝŒŝ Őŝďŝ ďƵ LJĂƉŦůĂƌĚĂŶ ďĂnjŦůĂƌŦŶŦŶ ŬĂƉŦůĂƌŦŶŦŶ ƺnjĞƌŝŶĚĞ
ϭϵ͘LJLJ LJĂƉŦƐŦ ŽůĚƵŬůĂƌŦŶŦŶ ƚĂƌŝŚůĞŶŵŝƔ ŽůŵĂƐŦŶĂ ŬĂƌƔŦŶ͕ ŚĞŶƺnj
ƚĞƐĐŝů ŝƔůĞŵůĞƌŝŶŝŶ LJĂƉŦůŵĂŵŦƔ ŽůĚƵŒƵ ĂŶůĂƔŦůŵĂŬƚĂĚŦƌ͘ ƂůŐĞĚĞ
ŽůĚƵŬĕĂ ŶŝƚĞůŝŬůŝ ƚĂƌŝŚƐĞů ďŝƌĕŽŬ ƐŽŬĂŬ ĚŽŬƵƐƵ ;Ϯϰ͕ Ϯϲ, 2, 13 ve
27 sokaklar vb.) korunmuș durumda göze çarpmaktadır.
Bu bölgede gerçekleștirilmesi planlanan Yüzbașı İbrahim
Hakkı Caddesi’ni Manisa yoluna bağlayacak olan 25 m.
genișliğindeki 57.Topçu Tugayı yolu önemli ölçüde rant
baskısı yaratmaktadır. Alan günümüzde kentsel yenileme
senaryolarına konu olmaya bașlamıștır ve parsel ölçeğinde
dönüșümler yașanmaktadır. Bir an önce tespit ve tescil
çalıșmalarının yapılması gereken bu bölgede, koruma
açısından biraz daha geç kalınırsa Bornova tarihine ilișkin çok
önemli veriler sunan bir bölge kaybedilecektir. Bu kapsamda
bu bölgenin acilen koruma altına alınması önerilmektedir.
Acilen tespit-tecil çalıșması yapılması önerilen
bölgeden (kırmızı ile ișaretli alan) tescili gecikmiș olduğu
anlașılan yapı ve doku örnekleri:
Fotoğraf 3.11
Fotoğraf 3.14
Fotoğraf 3.12
Fotoğraf 5.15
Fotoğraf 3.13
8
Nitelikli Sokaklar
Fotoğraf 3.19
Fotoğraf 3.16
Fotoğraf 3.17
Fotoğraf 3.20
Fotoğraf 3.18
Fotoğraf 3.21
açısından mevzuatımızda belirtilen etkileme geçiș
alanlarında kalması doğru bir yaklașım olabilecektir.
Etkileme geçiș alanları olarak belirlenebileceği
düșünülen bu alanlar aynı zamanda kentsel sit alanı üzerindeki
baskıların azaltılmasını ve sit alanın algılanabilirliğinin
arttırılmasını da sağlayabilecektir. Bu anlamda etkileme geçiș
alanlarının șu parametreler çerçevesinde önerilebileceği
tasarlanmıștır;
%
Kadastral verilerin incelenmesi sonucu elde edilen
sokak dokusunun ve bu sokakların olușturduğu
tarihsel kavșak ve meydancıkların günümüzde
devam ettiği alanlar,
%
Bölgeler içinde tekil durumda kalmıș olan tescilli
yapıların varlığı,
%
Tekil durumda kalmıș olan tescilli yapıların koruma
alanlarının olușturulma potansiyeli.
Fotoğraf 3.22
bĞŬŝů 3.34 Yeni Öneri Kentsel Sit Sınırları (gri renkle gösterilen
alan) ve Etkileme Geçiș Alanları (yeșil renkle gösterilen alanlar)
bĞŬŝů ϯ͘ϯϰ͛ĚĞ LJĞƔŝů ƌĞŶŬ ŝůĞ ifade edilmiș olan bölgeler
ise, tarihsel dokunun ada formu, sokak dokusu ve meydankavșak niteliklerinin sürdüğü bölgelerdir. Bununla birlikte
bu alanlarda yapı-parsel ilișkisi ve kütle etkisinin yüksek
katlı, bitișik nizamlı apartman yapılașmalarıyla tamamen
değiștiği anlașılmaktadır. Ancak ada düzeni, kavșak/meydan
sistemi ve sokak dokusunun korunmuș olduğunun göz
ardı edilmemesi gereklidir. Çünkü bu unsurlar dokunun
önemli tarihsel nitelikleri arasındadır ve gelecek nesillere
aktarılması gereken bilgiler tașımaktadırlar. Koruma
kararı getirilmediği durumlarda bu alanların tarihsel doku
düzeninin herhangi bir yenileme senaryosu içerisinde
tamamen yok edilmesi riskine karșı korunma altına
alınması gerekmektedir. Bu bağlamda bu bölgelerdeki ada
düzeni, kavșak sistemi ve sokak dokusunun korunmasınŦŶ
sağlanması yönünde plan kararları geliștirilebileceği
ƂŶŐƂƌƺůŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ Bu alanların tarihsel niteliklerini sürdürme
5
GZFT ANALİZİ
Planlama ĂƔĂŵĂƐŦŶĂ ŐĞĕilmezden önce, bölgenin
potansiyel ve sorunlarını daha iyi tarif edebilmek üzere
araștırma sınırlarını kapsayan bir GZFT (Güçlü-Zayıf Yönler,
Fırsatlar ve Tehditler) analizi çalıșması yapılmıștır.
G3 Bornova Belediyesi’nin ve Hükümet Konağı’nın alanda
yer alması bölgenin tüm toplumsal kesimlerce kullanılmasını
ve sıklıkla ziyaret edilmesini sağlamaktadır.
G4 Bölgede yer alan tarihsel nitelikli yapı ve dokular için
geliștirilen sokak sağlıklaștırma projeleri ve restorasyon
çalıșmaları yapıların kazanılmasını sağlamakta ve koruma
çalıșmaları için yönlendirici olmaktadır.
G5 Tarihsel kentsel dokuya ait ada düzeni, soksak dokusu
ve meydan-kavșak olușumlarının alan genelinde korunmuș
olması önemli bir mekansal zenginliktir.
G6 Geleneksel arastanın (Büyük Çarșı) günümüze kadar
ticari aktivitenin sürdüğü bir alan olması, burada küçük
esnafın ticari yașamını sürdürmesi alanın geçmișten geleceğe
tașınacak niteliklerinden birisidir.
G7 Geleneksel arastanın (Büyük Çarșı) yer aldığı
bölgede yapılan sokak sağlıklaștırma çalıșmalarının
bölgeyi canlandırmıș olması diğer alanlar için de örnek
olușturabilecektir.
G8 Kentsel sit alanı içinde yer alan tescilli yapıların
(köșklerin) kamulaștırılmıș olanlarının müze veya sosyal tesis
olarak ișlevlendirilmiș olması bir kültürel zenginlik olarak
görülebilecektir.
bĞŬŝů ϯ͘ϯϱ GZFT analizi
Zayıf Yönler:
Güçlü Yönler:
Bornova’nın neolitik döneme uzanan zengin tarihinin
son süreçte keșfedilmesiyle beraber ilçede gelișen tarihi
çevre bilinci koruma çalıșmaları açısından güçlü bir altyapı
olușturmaktadır. Ege Üniversitesi’nin bölgede yer alması
da alanın kültürel niteliğini güçlendiren bir parametredir.
1987 yılından itibaren bölge için kentsel sit alanlarına ilișkin
kararların alınmıș ve 1990 yılından bu yana da koruma amaçlı
imar planının yapılmıș olması, her ne kadar önceki bölümlerde
tartıșılan problemlere sahip olsalar da bir kazanım olarak kabul
edilebilir. Ayrıca alanda çok sayıda tescilli yapının bulunması
da koruma çalıșmalarını yönlendirmek için güçlü bir yön
olarak okunabilecektir. bĞŬŝů ϯ͘ϯϱ ƺnjĞƌŝŶĚĞ gösterilmekte olan
güçlü yönlerse șunlardır;
G1 BƺLJƺŬ WĂƌŬ͛ŦŶ ďƂůŐĞĚĞ LJĞƌ ĂůŵĂƐŦ alanın rekreatif niteliğini
ve yaya erișimini arttırmaktadır.
G2 Hükümet Konağı önünde yer alan Cumhuriyet Meydanı
Cumhuriyet Dönemi öncesi tarihsel dokusunu kaybetmiș olsa
da, Cumhuriyet sonrası süreçlerin modernist kent meydanı
tasarım yaklașımı çerçevesinde yine bir tarihsel süreci temsil
etmektedir. Günümüzde meydanın kamusal niteliğinin ve
sunduğu geniș açık alanın tasarım ve bölgesel bağlantıları
sağlama açısından bir avantaj olarak okunması mümkündür.
Kentsel sit alanlarının parçacı bir yaklașımla belirlenmiș
olması ve yalnızca prestijli konut bölgesi ve arasta alanının
kentsel sit alanı ilan edilmiș olması olumsuz bir durumdur. Bu
durum diğer bölgelerdeki tarihsel dokunun tahrip edilmesine
yol açmıștŦƌ͘ Atrium planları bu dokuları kısmen korumayı
bașarmıș olsa da, gerçekleștirilen revizyonlarla atrium plan
kararlarının kaldırılması dokuların sürdürülebilirliğini sağlama
açısından olumsuz bir durum yaratmıștır. Aynı zamanda
kentsel sit alanlarının aralarında kalan bölgelerde yüksek
katlı yapılașmanın görülmesi de tarihsel dokuyu bozmuș
ve algılanabilirliğini olumsuz etkilemiștir. Ayrıca kentsel sit
alanı içinde, ŬƂƔŬůĞƌŝŶ ǀĞ mekansal yapının tarihini tanımlayıcı
bilgilendirme panosu, tabelası vb. unsurların bulunmaması
da alanın tanınması ĂĕŦƐŦŶĚĂŶ ŽůƵŵƐƵnj ďŝƌ ĚƵƌƵŵĚƵƌ͘ bĞŬŝů ϯ͘ϯϱ
ƺnjĞƌŝŶĚĞ gösterilmekte olan zayıf yönlerse șunlardır;
Z1 Alandaki önde gelen tarihsel yapılardan birisi olan Peterson
<ƂƔŬƺ͛ŶƺŶ ƌĞƐƚŽƌĂƐLJŽŶ ƉƌŽũĞƐŝŶŝŶ LJŦůůĂƌĚĂŶ ďƵ yana yașanan
kurumlararası anlașmazlıklar dolayısıyla yapılamamıș olması
ve yapının metruk ve terk edilmiș hale gelmesi olumsuz bir
durumdur. Köșkün bugünkü durumu bölgede can ve mal
güvenliği açısından tehlike yaratan sahipsiz bir alan olarak
algılanmasına neden olmaktadır. Yapı giderek eskimekte ve
tarihsel niteliklerigni kaybetmekle yüz yüze kalmaktadır.
5
Z2 Kentsel sit alanı içinde yer alan tescilli yapıların (köșklerin)
halen Levanten maliklere sahip olanlarının pek çoğunun
yüksek bahçe duvarlarının ve kilitli kapıların ardında, hiç
kimsenin, resmi kurumların dahi girmesine izin verilmeyen,
Bornova kent yașamından kopuk ve otonom niteliği; tarihsel
özelliklerinin algılanması ve kente entegrasyon konusunda
sorun yaratmaktadır.
Z3 Bölgedeki yeni yapılașmalarda tescilli yapıların koruma
alanına dair ilke kararının (664 Sayılı Sit Alanları Dıșındaki
Üzerinde Korunması Gerekli Tașınmaz Kültür Varlığı Bulunan
Parsellerin Koruma Alanı İlke Kararı) gözetilmemiș olması
olumsuz bir durumdur.
Z4 Kentsel sit alanı dıșındaki yüksek katlı konut alanlarındaki
yapıların mimari niteliklerinin zayıf olması, alandaki tarihsel
mimari karakterin sürdürülememiș olması bir sorundur.
Fırsatlar:
Mevcut kentsel sit alanlarının birbirlerine olan yakınlığı
gelecekte bütünleșme eğilimini destekler niteliktedir. 5226
Sayılı yasa ile koruma çalıșmaları için destek fonlarının ayrılmıș
olması ve Bornova’da tarihi çevre bilincinin güçlendirilmesine
yönelik çalıșmaların son süreçte artması (Yeșilova Höyüğü
Müzesi, Dramalılar Köșkü restorasyonu vb.) da bir fırsat
olarak okunabilecektir. Șekil 3.35 üzerinde gösterilmekte
olan fırsatlar ise șunlardır;
F1 Ege Üniversitesi’ne olan komșuluğu alanın gençler
tarafından kullanımını ve canlılığını gelecekte de
destekleyecektir.
F2 Kentsel sit alanı içinde yer alan tescili köșklerin
pek çoğunda yașamın devam ediyor olması yapıların
yıpranmalarının önünde engel olușturmaktadır.
F3 Bölgenin içerisinde bir mevcutta bir yayalaștırma projesinin
olması yeni yaya yolu güzergahlarının tanımlanması için de
fırsat ve olanak yaratmaktadır.
F4 Peterson <öƔŬƺ͛ŶƺŶ ƌĞƐƚŽƌĞ ĞĚŝůĞƌĞŬ͕ ișlevlendirilmesi ile
bu alan yeni bir çekim noktası haline getirilebilecektir.
F5 Tespit-Tescil çalıșması yapılacak alanda mimari karakteri
korunmuș pek çok yapının bulunması bu alanı gerekli
koruma çalıșmalarının ardından kamusal bir çekim noktası
haline getirilebilir.
Tehditler:
Bornova’da yerleșilebilecek alan kalmamasından
dolayı tespit tescil çalıșması yapılması önerilen düșük
yoğunluklu alanın yüksek yoğunluklu yapıya dönüștürülme
baskısı bölgedeki en önemli tehdit olarak kabul edilebilecektir.
Ayrıca alanın merkezi konumu rantı arttırmakta ve koruma
çalıșmalarını zorlaștırmaktadır. Tek yapı ölçeğinde tespit
tescil çalıșmalarının tamamlanmamıș olması da geleceğe
ilișkin önemli bir tehdittir. Yine nitelikli tarihsel yapıların
korunmasına yönelik müdahalelerin zorlu bir bürokratik
süreç ve maliyet gerektirmesi de, alanın tarihsel niteliğinin
korunmasının önünde tehdit olușturmaktadır. Șekil 3.35
üzerinde gösterilmekte olan tehditler ise șunlardır;
T1 Kavșak düzenlemelerinde yaya geçitlerinin ve yeterli trafik
ișaretlerinin olmaması can ve mal güvenliği açısından tehlike
olușturmaktadır.
T2 Tescilli parsellerin yakınlarında yapılașmıș olan yüksek
katlı yapılar, tescilli yapılar üzerinde baskı olușturmaktadır.
T3 Tespit-tescil çalıșması yapılacak olan alanda bașlamıș
olan yap-satçı yenileme yaklașımları alanın özelliğinin
kaybedilmesi ve dokunun yok olması tehlikesini ortaya
çıkarmaktadır.
5
BŽ1”
”2
³JHoPLúLQJHOHFH÷L´
B4734;&ƺ)&9&7å-8*10*398*1)40:3:3
047:32&8.3&>Ž3*1å051&31&2&>&01&đ.21&7.
53
Alana ilișkin olarak gerçekleștirilen tüm tarihsel
süreçsel analizlerin, yazılı ve sözlü kaynak araștırmalarının
temel hedefi “geçmișin geleceğini” doğru bir yaklașımla
planlamaya çalıșmak olmuștur. Bu kapsamda çalıșmanın
bu bölümünde, Bornova için geliștirilen kentsel koruma
planlaması yaklașımÕnÕn aktarımı gerçekleștirilecektir. 1/1000
ve 1/500 ölçeklerde geliștirilmiș olan Bornova Kentsel Sit
Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı Çalıșması’nın temelinde,
gerçekleștirilen analiz ve alan çalıșmaları sonucunda
yetersiz kaldığı görülen mevcut kentsel sit alanı sınırlarının
genișletilmesi ve etkileme geçiș alanlarının belirlenmesi kararı
yer almaktadır.
1/1000 Ölçekli Bornova Tarihsel Doku –Kentsel Sit
Alanı ve Etkileme Geçiș Alanları-Koruma Amaçlı İmar
Planı:
Planın kapsadığı alanın büyüklüğü 8.13 ha.’dır. Tespit ve
tescil çalıșması yapılacak alan da 1.94 ha. olarak ölçülmüștür.
Tarihsel çevre koruma çalıöPDlDrÕnÕn gerçekleștirileceği alan
yaklașık 10 ha’lık bir bölge olmaktadır.
Analitik süreçlerin tamamlanmasının ardından
planlama așamasına geçiș sürecinde belirlenmiș olan temel
planlama ilkeleri șu șekilde aktarılabilecektir;
%
%
Günümüze ulașmıș tarihsel
devamlılığının sağlanması,
izlerin
korunarak
Yapı ve doku ölçeğinde olmak üzere tarihsel bölgenin
temsil ettiği mekânsal bilgiden toplumun tüm kesim
ve katmanlarınca yararlanmasını sağlayacak koruma
ve restorasyon süreçlerinin önerilmesi,
%
Tarihsel ve mekansal araștırmalarda elde edilen bilgiler
ıșığında günümüzde yerinde olmadığı saptanan
yapıların izlerinin ve anılarının yașatılmasıyla, kentin
belleğinden silinmelerinin önlenmesi,
%
Bölgede olușan yüksek yoğunluklu kentsel
gelișmenin tarihsel kentsel doku ve tescilli yapılar
üzerindeki baskısının azaltılması,
%
Yukarıdaki ilkeleri desteklemek üzere; alandaki
teknik ve sosyal altyapı ve ulașım olanaklarının
iyileștirilmesiyle, bölgede toplumun tüm katman ve
kesimlerinin yararlanabileceği sosyal donatı alanları
olușturulması ve yaya akslarıyla alandaki dolașımın
ve tarihsel mekan algısının güçlendirilmesi olarak
sıralanabilir.
ôekil .11/1000 ölçekli Bornova Tarihsel Doku –Kentsel Sit
Alanı ve Etkileme Geçiș Alanları- Koruma Amaçlı İmar Planı
1/1000 Ölçekli Bornova Koruma Amaçlı İmar Planı
ile kentsel sit alanı sınırları, çalıșmanın sentez sürecinde
anlatıldığı biçimde genișletilmiștir. Kentsel koruma planının
temel amacı; alanın tarihsel niteliğinin sürdürülmesinin
yanında, tarihsel dokunun algılanabilirliği ve toplumun
tüm kesimlerince erișilebilirliğinin sağlanması olmuștur.
Bu plan 1/500 Ölçekli çalıșmanın bir nazım planı niteliğinde;
temel arazi kullanım, ulașım ve yapılașma kararlarını tarif
etmektedir. Plan bölgeyi doku ve donatı özelliklerini temele
alarak üç ana alt bölgeye ayırarak ele almaktadır. Bu bölgeler
sentez çalıșmalarında elde edilen bölgelemelerin temele
alınmasıyla olușturulmuștur. I No’lu Plan Alt Bölgesi Levanten
köșklerinin bulunduğu Gençlik Caddesi, Kazım Dirik Caddesi
ve Fevzi Çakmak Caddesi ile çevrelenen alan, II No’lu Plan
Alt Bölgesi Ankara Caddesi ile bașlayan Fevzi Çakmak
Caddesi ile devam eden ve Gençlik Caddesi üzerinden
Mustafa Kemal Caddesi’ne bağlanan alan, III No’lu Plan Alt
Bölgesi ise Bornova ilçe merkezi olarak nitelendirilebilecek
Cumhuriyet Meydanı ve çevresi ile Büyük Çarșı’yı kapsayan
alan olarak tarif edilebilir. Bu bölgeler için geliștirlen plan
kararları ayrıntılı olarak 1/500 Ölçekli Kentsel Koruma
Planı’nda aktarılmaktadır.
Bornova Çayı çevresinde yer alan, Bornova merkez
bölgedeki ilk köy yerleșimi olduğu düșünülen, henüz tespittescil çalıșmalarının gerçekleștirilmemiș olduğu bölge bu
planın kapsamı dıșında bırakılmıș, ancak tarihsel dokunun
sınırlarının bu alanla bütünleșmekte olduğunun belirtilmesi
amacıyla paftalara “tespit ve tescil çalıșması yapılacak alan”
olarak ișlenmiștir. Yine gerçekleștirilen sentez çalıșmaları
sonucunda belirlenmiș olan etkileme geçiș alanları için
geliștirilen plan kararları da; 1/500 Ölçekli Planın anlatım
sürecinde ayrıntılı olarak aktarılacaktır.
Plan kararları kapsamında yapılacak olan
uygulamalarda 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
5
Koruma Kanunu’nda (3386 Sayılı ve 5226 Sayılı Kanunlarla
değișik) yer alan hükümler, Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma <ksek .urulu ólke .DrDrlDrÕ 3194 Sayılı İmar
Kanunu, 5216 Sayılı Büyükșehir Belediyesi Kanunu ve 5393
Sayılı Belediye Kanunu’nun ilgili hükümleri geçerli olacaktır.
iölePinin dÕöÕndD iIrD] Ye tevhid yapılmayacaktır. Ancak
ortaya çıkan çok zorunlu durumlarda İlçe Belediyesi ve
Koruma Bölge Kurulu’nun görüșü alınarak yapılabilir.
Plan kapsamında ise yalnızca 1/500 ölçekli planda
gösterilen özel bir takım tasarım gerektiren adalarda
tevhid ve ifraz ișlemi gerçekleștirilmiștir.
Temel planlama kararları șu șekilde özetlenebilecektir:
%
%
%
%
Planın en önemli kararlarÕndan birisi; Cumhuriyet
Meydanı önündeki kavșağın tamamen kaldırılması
ve bölgenin yayalaștırılmasıyla bu bölgedeki meydan
etkisinin güçlendirilmesidir. Bölgenin gne\den %\k
3Drk¶WDn gelen \D\D dolDöÕPÕnD eklePlenPesi\le,
günümüzde tașıt yoları ile parçalanmıș olan meydanın
kuzey ve güney bölgesindeki tarihsel dokunun; bir
anlamda üst gelir grubunun yașam alanı ile onlara servis
sağlayan düșük gelirli sosyal grupların yașam alanları
yeniden bütünleștirilmiștir.
Bir diğer stratejik karar ise; sit alanı içinde yayaların
dolașımına olanak tanımak üzere, yaya güzergahının
yeniden ele alınmasıdır. Yaya dolașım ağı; Büyük Çarșı
– Cumhuriyet Meydanı – Gençlik Caddesi’ni birbirine
bağlayacak, böylelikle Levanten Köșklerinin yer aldığı
bölgelerin erișilebilirliği artacaktır. Ayrıca önerilen
yaya aksı ticaret fonksiyonları ve alanın merkezi niteliği
dolayısıyla sahip olduğu sosyal ve resmi tesisler ile
desteklenecektir. Alanda yaya ve ticaret akslarının birlikte
devam ettiği koridorlar yaratılmıștır.
Plan kentsel tasarım yaklașımları desteğiyle, hassas
bir planlama süreci gerektiren bazı Özel Proje Alanları
(ÖPA) önermektedir. ÖPA olarak önerilen bölgelerde,
alanın tarihsel karakteri ile uyumlu düzenlemeler
gerçekleștirilerek, mekansal niteliklerin yükseltilmesi
ve bö\lelikle bölgedeki kDPusDl DlDnlDrÕn kullDnÕP
eWkinliõinin ve erișilebilirliğin arttırılması hedeflenmektedir.
Planın belirlediği arazi kullanım biçimleri ve yapılașma
koșulları geliștirilen șu notasyonlar çerçevesinde
ișlenmiștir:
%
Plan sınırları içerisinde, planda koruma kararı getirilmiș
özgün sokak döșemesinin bulunduğu yerlerde var
olan sokak döșemesinin korunması zorunludur. Bunlar
dıșında kalan mevcut ve yeni açılacak tüm sokaklarda
sokak döșemeleri, Belediyesince hazırlanacak veya
hazırlatılacak yol uygulama projeleri ya da sokak
sağlıklaștırma projelerinde belirlenecek ve Koruma Bölge
Kurulu’nca alınacak karara göre uygulama yapılacaktır.
%
Plan sınırları içindeki yetișkin ağaçlar kesilmeyecektir.
Kamuya açık yeșil alanlar, meydan vb. uygulama
yapılırken mevcut ağaçlar kesilmeden bırakılacak, yalnız
zemin düzenlemeleri yapılacaktır. Ağaç varlığı dolayısıyla
tretuvar, otopark çizgileri değișebilir, tretuvar genișletilip
daraltılabilir. Alanda tarihsel önemi tespit edilmiș olan
Meșe ağaçlarının, peyzaj ve meydan düzenlemelerinde
kullanılmasına öncelik tanınacaktır.
%
Kentsel Sit Alanı içerisinde temel kazıları sÕrDsÕndD
KerKDngi bir klWr YDrlÕõÕnD rDsWlDnÕlPDsÕ duruPundD
u\gulDPD durdurulDrDk .oruPD %ölge .urulu¾nD
ileWileFek Ye sondDM kD]ÕsÕ \DpÕlDrak bu sondaj kazısı
sonucuna göre değerlendirilecektir.
%
Planda imar hattı korunacak cephe olarak belirlenen
parsellerde yer alan ruhsatlı yapıların cephe hattının
aynen korunması koșuluyla, uygulama planları ile
kadastral durum arasındaki 3 m.’ye kadar olan kaymalar
tecvizi hataya girer ve uygulamada kadastral durum
esas alınır. Ancak, tescilli parsellerde yapı kitlesi esas
olacaktır.
%
Plan çalıșması, temele tarihsel kentsel dokunun
onarımı ve korunması meselesini almakta olduğundan,
așağıdan yukarıya bir planlama süreci izlemektedir. Bu
süreçte yoğunluk kakarları tarihsel doku özelliklerini
yansıtacak biçimde önerilmektedir. Nitekim tarihsel
dokunun niteliklerini sürdürmek ve algılanabilirliği
arttırmak adına alandaki yapı yükseklikleri sınırlanmakta
olduğundan nüfus yoğunluğu da azalmakta ve plan
kararlarıyla donatı alanları güçlendirilerek, bölgenin
yașam kalitesi arttırılmaktadır. Çalıșma alanı sınırı 8.13
ha, tespit ve tescil çalıșması yapılacak alan sınırı 1.94
ha olmak üzere, toplam koruma alanı yaklașık 10 ha’lık
bir bölgedir. Plan sınırı içerisinde kaba bir yaklașımla
hane halkıNLöLRODUDNkabul edilerek bir nüfus tespiti
yapılırsa, alanda yașayacak toplam nüfusun yaklașÕN
12.000 kiși, brüt nüfus yoğunluğunun ise yaklașık %15
olacağı |Qgörülmektedir.
%
Koruma planı doğası gereği parselden-bölgeye yani,
așağıdan-yukarıya bir tavır sergilemek durumunda olsa
da, önemli ulașım ve kentsel yoğunluk kararlarının üst
ölçekli planlara uyumunun sağlanması üzere, üst ölçekli
planlarda gerekli revizyonlar yapılmalıdır.
K : konut kullanım koșullu adalar,
K-T
:zemin katta ticaret kullanımının zorunlu
olduğu; ticaret kullanımının teșvik edileceği konut
alanlarıdır.
G
: geleneksel ticaretin teșvik edileceği alanlardır.
B : butik otel kullanımının teșvik edileceği alanlardır.
K, K-T, G ve B koșullu yapÕ DdDlDrÕn \DpÕ ni]DPlDrÕ
\DpÕlDöPD koșulları, yapı yüksekliklerinin detayları, tescilli
bitișiği olan yapılara dair koșullar, geleneksel nitelik tașıyan
ticaret alanları, ulașım bağlantıları, yol kaplamaları, eğitim,
sosyo-kültürel ve sosyal tesislere dair koșullar vb. 1/500
ölçekli Bornova Kentsel Koruma Planı’nda detaylandırılmıștır.
%
Plan kararları gereğince geleneksel dokuyu olușturan
parsellerde kadastral dokunun değiștirilmeden korunması
esastır. Planda öngörülen sınırlı sayıdaki ifraz ve tevhid
55
1/500 Ölçekli Bornova Tarihsel Doku -Kentsel Sit Alanı
ve Etkileme Geçiș Alanları- Kentsel Koruma Planı:
1/500 ölçekli Bornova Kentsel Sit Alanı Kentsel
Koruma Planı Çalıșması, doku ölçeğinde bir onarım
gerçekleștirmeyi ve tarihten kalan izleri yașatarak sürdürmeyi
amaçlamaktadır. Bu plan 1/1000 ölçekli plandaki alt bölge
kararlarını uygulamaya aktaran bir nitelik tașımaktadır.
56
I No’lu Plan Alt Bölgesi, tescilli Levanten
yapılarının yoğun olarak yer aldığı Gençlik Caddesi’nin kuzey
ve güneyini içine alan bölgeyi kapsamaktadır. Bu alanda yer
alan tescilli yapıların mülkiyetinin büyük çoğunluğunun Ege
Üniversitesi’ne geçmiș olduğu; yapıların onarım geçirdikleri
ve resmi veya sosyal tesis kullanımına tahsis edildikleri
görülmüștür. Gençlik Caddesi’nin kuzey ve güneyini içine
alan bölgeden kopuk gibi görünse de, temel nitelikleriyle
benzerlik gösteren Peterson .öök Ye oeYresi de No’lu
Plan Alt Bölgesi içerisinde ele alınmıștır.
II No’lu Plan Alt Bölgesi, bölgenin merkezi
konumundadır. Ticari fonksiyonların yoğun olması dolayısıyla
alanın en dinamik bölgesi olarak nitelendirilebilir. Büyük
Park’ın yer aldığı, Ege Üniversitesi ile komșu olan bu bölge aynı
zamanda Bornova tarihinin tüm katmanlarının izlerini tașıyan,
neredeyse tarihteki sosyo-mekansal süreçlerin izlerinin
yer aldığı bir bölgedir. Plan kapsamında bölgede yer alan
geçmișin önemli yaya akslarının yeniden canlandırılmasına
yönelik kararlar geliștirilmiștir.
ùHNLO,1R¶OX3ODQ$OW%|OJHVL
%
%
%
Bu bölgede Üniversite ve kamu mülkiyetine
geçmemiș, halen özel mülkiyete konu olan köșklerin
konut arazi kullanımına devam etmesi yönünde
karar alınmıștır. Günümüzde kullanılmayan ve atıl
durumda olduğu görülen bir kaç köșk yapısınınsa
alan genelinde eksik olduğu tespit edilen
konaklama amaçlı turizm tesisine tercihli olmak
üzere dönüștürülebileceği belirtilmiștir.
Alan dahilinde tescilli parsellerin dıșında kalan
parseller için yeni yapılașma koșulları ve saptanan
gereksinimler doğrultusunda donatı kararları
getirilmiștir. Yeni yapılașma koșullarında gabarilerin
kentsel sit alanı içindeki en yüksek tescilli köșk
yapısının \ksekliõini geoemeyeceği belirtilmiștir.
Bu karar, tarihsel dokunun sürekliliğinin ve tescilli
yapıların algılanabilirliğinin sağlanması amacıyla
geliöWirilPiöWir. <eni \DpÕlDöPDlDrda, alanın tarihsel
niteliğinde egemen olan ayrık yapı düzeninin devam
etmesi öngörülmüștür.
Peterson .öök¶nn pDrselinin Ye \DpÕnÕn DnD
kWlesinin korunPuö olPDsÕ bir DYDnWDM olDrDk
görlerek \DpÕnÕn sosyo-kültürel aktivitelerin
gerçekleștirilmesi amacıyla restore edilmesi kararı
alınmıștır. Çalıșma alanı içinde yapılan tarihsel
araștırmalar sonucunda Peterson .öök¶nn
bDWÕsÕndD kDlDn DlDnÕn .öök¶n bDKoesinin bir
pDroDsÕ olduõu bilgisine ulDöÕlPÕö Ye bDKoesinde
bir öDpelin bulunduõu bilgisi edinilPiöWir. ôDpel
\DpÕsÕnÕn kDlÕnWÕlDrÕnÕn i]lenebilPesi DPDFÕ\lD
Köșkün bahçesinde kurtarma kazı çalıșmaları
yapılabilmesi amacıyla bu alan aynı zamanda
3.Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak da ilan
edilmiștir.
ùHNLO,,1R¶OX3ODQ$OW%|OJHV
%
Bornova ilçesi için önemli bir nirengi noktası olan
Büyük Park için alınan kararlar ile; Park içindeki yaya
yolları yeniden düzenlenerek burada yer alan donatılara
erișim kolaylaștırılmıș ve Park’ta yer alan sosyo klWrel
\DpÕlDrÕn korunPDsÕ sDõlDnPÕöWÕr.
%
Bornova Belediyesi’nin kuzeyinde yer alan bölgenin
idari merkez olması dolayısıyla otopark ihtiyacının
bulunduğu tespit edilerek, günümüzde PTT binasının
bulunduğu alanÕn otopark olarak düzenlenmesi kararı
alınmıștır.
%
Bölgede 78, 80, 82, 85 sokaklar ve Fevzi Çakmak
Caddeleri için yayalaștırma çalıșmaları önerilmiștir.
Böylelikle Levanten Köșkleri’nin bulunduğu sokaklara
yaya erișimi sağlanmıștır.
%
Mevcut Levanten Köșklerin korunmasının yanı sıra,
bölgedeki yeni yapılașmaların I No’lu Plan Alt Bölge’de
olduğu gibi ayrık düzende gelișmesine ve yine yapı
gabarilerinin alandaki en yüksek tescilli yapı yüksekliğini
geçmemesine karar verilmiștir. Fevzi Çakmak Caddesi
dıșındaki Levanten Köșklerinin oeYresinde \er DlDn
\DpÕlDrÕn konuW kullDnÕPÕnÕ srdrPelerine karar
verilmiștir. Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde yer alan
bitișik düzenli yapılarınsa; ticaret veya alt katı ticaret üst
katı konut olarak kullanımını sürdürmesi önerilmiștir.
Böylece yayalaștırılan aks boyunca ticaret aktivitelerinin
de devam etmesi ve kuzeye doğru ilerlemesiyle
geleneksel çarșı bölgesiyle bütünleșen bir ticaret aksı
sağlanmıș olacaktır.
%
Yayalaștırılan Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde g3$
olarak belirlenen alanda eski kayıtlara göre Hayat
Sineması bulunmaktadır. Bu alanın planlaması ve
tasarımına dair açıklamalar ÖPA alanları incelenirken
5
aktarılacaktır.
%
%
meydana cephe veren kısımlarında yer alan yüksek katlı
yapıların, çarșının tarihsel niteliğinin algılanmasına engel
oldukları görülmektedir. Bu nedenle söz konusu yapılar
için kat sınırlaması getirilmesi ve yeni yapı düzeninin de
geleneksel çarșının yapı düzenine uygun olarak yeniden
geliștirilmesine \önelik kDrDrlDr önerilPiöWir. %u iöleP
ioin \ksek kDWlÕ \DpÕlDrÕn olduõu pDrsellerde iIrD]
Ye tevhid iölePi \DpÕlPası gerekmiștir. óIrD] iölePi
+kPeW .onDõÕ kDröÕsÕndD Ye 0usWDID .ePDl
&Dddesinde \er Dlan yapı adasına uygulanmıștır.
Bu ișlem; %\k dDröÕ¶dD \er DlDn pDrsel ve yapı
b\klklerine uymayan, adanın 17, 18, 19 ve 20 no’lu
parsellerinde uygulanmıștır.
II No’lu Alt Bölgede, trafik yoğunluğu ve otopark sorunu
bölgedeki önemli bir problemlerdir. Alandaki otopark
sorunu Fevzi Çakmak Caddesi sonunda, Ankara
Caddesi üzerinde yer alan benzin istasyonunun, ana
arter üzerinde trafik sorunu yaratması ve Akaryakıt
Yönetmeliği kapsamında standartlara uymaması
nedenleriyle kaldırılarak, yerine alanın ihtiyaçları
doğrultusunda bölgesel bir katlı otopark alanı
olarak önerilmesiyle çözülmeye çalıșılmıștır.
II Nol’u Plan Alt Bölgesi’nde bașlatılan yaya dolașım
sisteminin, III No’lu Bölge’ye kadar devam etmesi
ve burada Cumhuriyet Meydanı ve çevresini de
kapsayarak, +kPeW .onDõÕ¶nÕn \er DldÕõÕ alana
ve oradan Küçük Cami’ye kadar uzanacak șekilde
tasarlanarak, tarihsel bölgelerin geçmiște sahip olduğu
yaya yolu baõlDnWÕlDrÕnın yeniden canlandırılması
planlanmıștır. Bölgedeki tașıt ulașımÕ ise ôekil .¶te
gösterildiği üzere 83 sokak üzerinden sağlanarak, trafik
akșının aksamayacağı biçimde yeniden düzenlenmiștir.
III No’lu Plan Alt Bölgesi, alanın ticaret merkezi
konumundadır. Bu bölge sınırları dahilinde geleneksel
çarșı bölgesi (Büyük Çarșı), Cumhuriyet Meydanı,
Hükümet Konağı, Santa Maria Katolik Kilisesi, Küçük
Cami ve çevresi (eski Küçük Çarșı) yer almaktadır.
%
dDröÕnÕn ioinde \er DlDn \D\D DksÕ korunDrDk, bir yeșil
alan ile sonlandırılması sağlanmıș ve tașıt bağlantısı
sınırlandırılmıștır.
%
Cumhuriyet Meydanı’nda yaya ve tașıt trafiği tümüyle
yeniden düzenlenmiștir. Meydana cephe veren kavșak
düzenlemesi tehlike arz etmesi ve yaya bağlantılarının
kurulmasının önünde engel olușturması nedeniyle iptal
edilmiș, yeni bir tașıt trafiği düzenlemesi önerilmiștir.
Böylece diğer plan alt bölgelerinde olușturulan
yaya aksları, yeni düzenlemeyle birlikte Cumhuriyet
Meydanı’nda toplanmıș ve alanın güneyinin geleneksel
oDröÕların olduğu bölgelerle bağlantısı güçlendirilmiștir.
%
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan yeni düzenlemelerle
birlikte, Hüseyin İsa Bey Camii ile bașlayan, Santa Maria
Katolik Kilisesi’nin önünden geçen ve Kazım Karabekir
Caddesi üzerinden Gençlik Cadde’sine bağlanan, eski
adıyla Çiçek Sokak tarihi aksı yayalaștırılmıș ve önerilen
kenWsel WDsDrÕP d]enlePeleri\le WDriKin i]leri kenWin
geleFeõine tașınmıștır.
%
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleștirilen bir diğer
önemli düzenleme de Kars Halil Atilla İlköõreWiP 2kulu
çevresinde yaratılan yeșil kușak olmuștur. Bu yeșil
kușağın meydanda yer alma sebebi, tarihsel araștırmalar
sonucunda bu alanda Bornova’nın nirengi noktası olarak
nitelendirilebilecek Panagia Meryem Ana Kilisesi’nin yer
aldığının anımsatılmaya çalıșılması olmuștur. Önerilen
yeșil kușağın sınırları kilisenin oturmuș olduğu taban
alanınÕn i]lerini WePsil eWPekWe Ye yapıyı hatırlatarak,
yeniden kentin belleğine tașımayı hedeflemektedir. g3$
olarak belirlenen bu alanla ilgili detaylı açıklamalar
izleyen bölümlerde aktarılacaktır.
%
Kazım Karabekir Caddesi üzerinde konumlanan,
geleneksel ticaret yapılarının bitișik düzende yer aldığı
bölge, g3$ alanı olarak ilan edilmiștir. Alan ile ilgili
detaylı açıklamalar ö]el proMe DlDnlDrÕnÕn anlatıldığı
bölümde ayrıntılandırılmıștır.
%
g3$ bölgesi\le bDölD\Dn sokDk \D\DlDöWÕrÕlDrDk
bu bölgenin WiFDri DkWiYiWelerin \oõunlDöWÕõÕ bir
oekiP Perke]i duruPunD gelPesi KedeÀenPiöWir.
*nP]de WesFilli \DpÕlDrÕn resWore edilerek ö]ellikle
niYersiWeli genolere Ki]PeW Yeren kDIe bDr resWoran
olarak kullanıldığı bölgede bu mevcut eğilimin devam
etmesinin desteklenmesi öngörülmektedir.
%
Hükümet Konağı ve çevresinde yapılan çalıșmalar
doğrultusunda
ÖPA-2’deki
yerleșim
düzeninin
Küçük Cami ve çevresinde de benzer bir biçimde
ùHNLO,,,1R¶OX3ODQ$OW%|OJHVL
%
Bir Osmanlı DönePi geleneksel oDröÕ bölgesi DrDsWD
niteliği tașıyan %\k dDröÕ¶dD \er DlDn \DpÕlDr
WesFillenPiö duruPdDdÕr. Bornova Belediyesi Büyük
Çarșı Sokak Sağlıklaștırma ve Çevre Düzenleme
çalıșmasını 2012 ve 2013 yılları arasında tamamlamıș ve
uygulamaları gerçekleștirmiștir. Ancak Büyük Çarșı’nın
58
yinelendiği anlașılmıștır. Küçük Cami çevresinde var
olan tescilli yapıların restore edilerek yeniden ticari
yapılara dönüștürülmesi ve böylece “Küçük Çarșı”
niteliğini tekrardan kazanması hedeflenmiștir. Böylece
Bornova’nın önemli tarihsel alanları olan Büyük Çarșı
– Hüseyin İsa Bey Camii ile Küçük Çarșı – Küçük
Camii’nin yeniden yașaması ve birbiriyle bağlantısının
kurulması sağlanmıștır. İki çarșının arasındaki bağlantı,
alan genelinde olușturulan yaya akslarının bu alanlara da
ulaștırılması ile güçlendirilmiștir.
%
%
III No’lu Alt Bölgede, Hükümet Konağı arkasında ve
Küçük Cami karșısında yer alan ve bölgede \DlnÕ]lDöDrDk
Wekil KDlde kalmıș olan 59 pafta, 167 ada, 2 parselde
kayıtlı tescilli yapının geçmiște ikiz nizam olarak yapılmıș
olduğu anlașıldığından, bitișiğindeki yapı ile birlikte
kamulaștırılarak bir sosyal tesis alanı haline getirilmesi
ve alan kullanıcıları tarafından kullanımının sağlanması
kararı alınmıștır. Yine bu bölgede yer alan restorasyonu
tamamlanmıș Dramalılar Köșkü’nün de P]e olDrDk
mevcut kullanımını devam ettirmesi öngörülmüștür.
III No’lu alt bölgede yer alan mevcut konut bölgesinin
ada formları ve sokak düzeni haricinde tarihsel niteliğini
yitirmiö olDn bölgeleri, etkileme geçiș alanıyla da
bWnlk oluöWurDFDk öekilde yeniden düzenlenecektir.
Bu alanlarda tarihsel dokuyla uyum yakalanabilmesi
amacıyla bazı ifraz ve tevhid ișlemlerinin yapılması gerekli
görülmüștür. Dramalılar Köșkü’nün kuzeyinde yer alan 4,
5,6 ve 22, 23, 24 no’lu parseller, alan genelindeki yapÕ
ni]DP Ye pDrsel b\klkleri\le uyumlu olacak șekilde,
gerekli görülen ifraz ve tevhid uygulamalarıyla yeniden
düzenlenmiștir. Yeni yapılașmalarda yapı gabarileri 3
kat ile sınırlı kalacak ve böylece alanın tarihsel niteliğinin
algılanabilirliği arttırılacaktır.
1987 yılında “anıtsal yapı” olarak tescillenen
Cumhuriyet Anıtı ve çevresinde kalan alanda yeniden bir
park ve meydan düzenlenmesi, Kars Halil Atilla İlköõreWiP
2kulu ve güneyinde yer aldığı bilinen Panagia (Meryem
Ana) Ortodoks Rum Kilisesinin tarihsel izlerini yansıtacak
biçimde gerçekleștirilecektir. 1772 yılında Bornova’nın Rum
halkı tarafından toplanan paralar ile yapılan ve 1922 yılında
yıkıldığı bilinen Panagia Meryem Ana Kilisesi’nin hikayesinin
Bornovalılar’a anımsatılması ve kentin belleğine yeniden
kazandırılması amaçlanmaktadır. 25 metre uzunluğunda
kırmızı taștan yapılan, 7 çanlı bu kilisenin Bornova’nın
en yüksek yapılarından biri olduğu tarihe geçmiștir. Çan
kulesinin kırmızı taștan yapılmıș olduğu bilgisinden yola
çıkılarak, kilisenin izlerini ifade etmek üzere önerilen yeșil
kușağın etrafının kırmızı taș ile kaplanması düșünülmüștür.
Bu bölgenin tarihsel niteliğini ön plana çıkaracak,
kamusal kullanımını destekleyecek ve estetik değerini
yükseltecek nitelikte bir Kentsel Tasarım Projesinin 1/200,
1/100 ve 1/50 ölçeklerde gerçekleștirilmesi önerilmektedir.
Ayrıca bölgede yer altında büyük ölçekli bir Zemin Altı
Otopark düzenlenmesinin Meydanın kuzeybatısından geçen
Hafif Raylı Sistem hattına yasa gereği 15 metre mesafe
bırakılarak tasarlanması planlanmıștır. Alan için ortaya
konacak projenin bu otopark düzenlemesini de kapsaması
beklenmektedir. Söz konusu zemin altı otopark sayesinde
alanın İzmir genelinde erișimi sağlanacak ve trafik problemi
ortadan kaldırılabilecektir.
Santa Maria Katolik Kilisesi’nin Kazım Karabekir
Caddesi’ne bakan yönündeki niteliksiz küçük ölçekli ticari
birimlerin kaldırılması ve bu sayede kilise yapısının ortaya
çıkarÕlPDsÕ dD projenin hedefleri arasında yer alacaktır.
ÖPA – 2 (Geleneksel Avlu Düzenli Ticaret Alanı)
Ž_JQ5roOJ&QanQaræ
ÖPA – 1(Cumhuriyet Anıtı Çevresi Ve Meydan
Düzenlemesi)
ùHNLOg3$
ùHNLOg3$
ÖPA -2 olarak belirlenen geleneksel avlu düzenine
sahip ticaret alanı; Kazım Karabekir Caddesi’ne cepheli
olması ve Cumhuriyet Meydanı’na olan yakınlığı nedeniyle
alanın vitrini konumundadır. Bu alanın fiziksel ve ișlevsel
anlamda tarihsel özgün niteliğinin geri kazandırılması
bölgenin tarihsel dokusunun algılanmasını sağlama
noktasında önem tașımaktadır. ÖPA -2 alanı, alanın merkezi
ile tescilli yapıların yer aldığı bölgeyle olan ilișkisi nedeniyle
de stratejik bir noktada yer almaktadır. Bu nedenle, bu
5
bölgenin diğer alanlarla etkileșim içerisinde planlanması
gerekmektedir.
Osmanlı dönemi geleneksel çarșı dokusunun
izlerini tașımakta olduğu tarihi duvar kalıntıları ve kadastral
haritaların incelenmesi sonucunda ortaya çıkan, avlulu
düzenli geleneksel ticaret birimlerinin yer aldığı bu bölgenin,
olumsuz dönem eklerinden ayıklanarak, yeniden geleneksel
biçiminde düzenlenmesi ve avlu kullanımının ortaya
çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu alanda yeni yapılașma
koșulları tescilli yapıların cephe özellikleri ve TAKS-KAKS
oranları dikkate alınarak belirlenecektir. Avlulu ticaret
alanlarında avlu kullanımı esas olup, avlularda sergileme,
yeme-içme ve satıș mekanları vb. üniteler yer alacaktır.
ÖPA-3 (Açık Hava Sineması Ve Çevresi)
1860 yılında yaptırılan Peterson Köșkü, Bornova
Levanten Köșklerinin içerisinde en büyük araziye sahip
olanıdır. 38 odalı, oldukça geniș hacimli bir ana yapı ve
bu ana yapıya servis sağlayan çeșitli hizmet binaları ile
domuz ve at ahırlarından olușan köșkün, büyük bir bölümü
1979 yılında çıkan bir yangınla yok olmuștur. Günümüzde
metruk durumda olan yapıda sıklıkla yangınlar çıktığı ve
yağmalamalar sonucu köșkün fazlasıyla tahrip olduğu/
olmayı sürdürdüğü görülmektedir.
Kadastral verilerin sunduğu bilgiler çerçevesinde,
Peterson Köșkü’nün yer aldığı parselin güneybatısında
kalan parsel ile bir bütün olduğu, sonradan parçalandığı
anlașılmaktadır. Bu iki parselin yeniden bütünleșmesini
sağlayacak tevhid ișlemi uygulandıktan sonra, köșkün
restorasyon projesi hazırlanacaktır. Bahse konu
güneybatıda kalan parselin çevresinde yer alan tarihi
duvarların ve tarihsel incelemelerde tespit edilen eski
Șapelin varlığı nedeniyle bu alanın aynı zamanda 3.Derece
Arkeolojik Sit Alanı olarak da ilan edilmesine karar
verilmiștir. Peterson Köșkü’nün toplumun tüm kesimlerince
yararlanılabilecek bir sosyo-kültürel tesis alanı olarak
değerlendirilmesi öngörülmektedir.
ùHNLOg3$
Eski hava fotoğrafları ve kadastral haritaların
incelenmesi doğrultusunda tespit edilmiș olan Açıkhava
Sinemasının (Eski Hayat Açıkhava Sineması) olduğu bölgenin
yeniden canlandırılması kararı alınmıștır. Bornova’nın
geçmiș sosyal yașamının önemli bir odağı olan bu alanda
yeni bir çevre düzenlemesi projesi belirlenen hmax=8.50m
ve TAKS=1.00 yapılașma değerlerine uyacak biçimde
gerçekleștirilmelidir. Bu alanın aynı zamanda yayalaștırılan
Fevzi Çakmak Caddesi’nin bașlangıç noktası olması da
önemli bir fırsat niteliğindedir. Tarihsel bellekte önemli bir yeri
olan sinemayı günümüzde yeniden canlandırma kararıyla
tarihin mekanda bıraktığı izlerin yeniden yașamasının
sağlanması amaçlanmıștır.
ùHNLOgOoHNOL%RUQRYD7DULKVHO.HQWVHO'RNX
.HQWVHO6LW$ODQÕYH(WNLOHPH*HoLú$ODQODUÕ.RUXPD
3ODQÕ
Temel Planlama Kararları:
ÖPA-4 (Peterson Köșkü ve Çevresi)
Bornova, tarımsal potansiyeli ve elverișli coğrafi
nitelikleri dolayısıyla zengin bir geçmișe sahiptir. Bu geçmișin
izlerini yașatabilmek adına, tarihsel kentsel bölge bütününde
önerilen planlama kararlarından bașlıcaları ƔƵ ƔĞŬŝůĚĞ
önjĞƚůĞŶebilecektir:
%
ùHNLOg3$
Alanda belirlenen Özel Proje Alanları dıșında kalan konut
alanlarında tescilli binaların yoğunlukta olduğu adalar için
-K- notasyonu geliștirilmiștir. K notasyonlu yapı adalarında
yer alan tescilli parsellerdeki parsel formları ve ana
yapıların yanı sıra, dokunun parçası niteliği gösteren ve
özgün konumlarını koruyan diğer yapılar (müștemilat, ek
yapı vb.) ile peyzaj öğeleri (kuyu, havuz, bahçe duvarı vb.)
plan kararlarıyla koruma altına alınmıștır. Tescili yapıların
röleve, restitüsyon, restorasyon projelerinin hazırlanması
6
ve ilgili kurumlarca onaylanmasının sağlanması yönünde
teșvik mekanizmalarının ortaya konması önerilmektedir.
Yeni yapılar için önerilen yapı nizamı ve yükseklikleri alt
bölgelerle ilgili kararların açıklamalarında belirtilmiștir.
Koruma Bölge Kurulları’nca onaylanmasının ardından
konaklama tesisi olarak kullanılabileceklerdir.
%
%
%
%
Bu alanların dıșında kalan ve kentsel sit alanı ilanı
öncesinde alınan plan kararları doğrultusunda uygulama
görerek, özgün mülkiyet düzeni ve parsel dokusunu
tamamen yitirmiș olan, geleneksel doku izlerinin
kaybedilmiș olduğu adalarda yeni yapılașmaların; kat
yüksekliği bölgedeki en yüksek köșk gabarisi olan 12
m.’yi ĂƔŵĂLJĂĐĂŬ ƔĞŬŝůĚĞ͕ LJĞƌ ĂůĚŦŒŦ ďöůŐĞŶŝŶ önjĞůůŝŬůĞƌŝŶĞ
ŐöƌĞ Ŭŝŵŝ ďöůŐĞůĞƌĚĞ ĂLJƌŦŬ͕ Ŭŝŵŝ ĂůĂŶůĂƌĚĂ ďŝƚŝƔŝŬ ŶŝnjĂŵůŦ
ǀĞ 0.80 taks değerini geçmeyecek șekilde olabileceği
belirlenmiștir. Bu nitelikteki yapı adaların bazılarında yer
alan parsellerde, parsel cephe genișliklerinin ve üzerindeki
yapılașmanın tarihsel doku ile uyumunun yakalanabilmesi
adına zorunlu tevhid ve ifrazlar önerilmiștir. (Plan alt
bölgelerinde ifraz ve tevhid uygulaması yapılan parseller
açıklanmıștır.)
Planda yer alan K-T notasyonlu yapı adalarında
tescilli parsellerin korunması üzere röleve, restitüsyon,
restorasyon çalıșmalarının yapılması, tescilli olmayan
parsellerde yer alan yapılarınsa tescilli parsel koruma
alanı (664 No’lu Sit Alanları Dıșındaki Üzerinde Korunması
Gerekli Tașınmaz Kültür Varlığı Bulunan Parsellerin
Koruma Alanı ilke kararı) ĕĞƌĕĞǀĞƐŝŶĚĞ ĚĞŒĞƌůĞŶĚŝƌŝůŵĞůĞƌŝ
ǀĞ ŽůƵƔĂĐĂŬ LJĞŶŝ LJĂƉŦůĂƔŵĂůĂƌŦŶ ĚŽŬƵLJĂ ƵLJƵŵůƵ ďŝĕŝŵĚĞ
geliștirilmesi önerilmiștir. Bu alan içinde yer alan ve
dokuya aykırı olduğu tespit edilen yapıların yerini alacak
yeni yapıların konum ve yükseklikleri 1/500 ölçekli planın
alt bölge kararları açıklamalarında belirtilmiștir.
K-T notasyonlu yapı adalarının, zemin katlarında
ticaret arazi kullanımının yer alması zorunludur.
Arka cephelerinde de ticaret kullanımı devam eden
parsellerde, yapının zemin ve bodrum katlarının parselin
tamamına oturabileceği belirlenmiștir. Arka cephede
konut kullanımının bulunması durumunda, yapının zemin
katında arka bahçe mesafesinin bırakılması zorunludur.
Bu bölgelerdeki yapıların üst katları, konut ya da ticaret
tercihli arazi kullanımına ayrılmıștır.
%
Alanda özgün sokak döșemelerinin bulunduğu sokaklar
tespit edilerek planda gösterilmiș ve bu sokaklarda
sokak döșemelerinin korunması kararı alınmıștır.
%
Yayalaștırma kararı alınan sokaklarda servis amaçlı tașıt
trafiği, yalnızca günün belirlenecek olan sabah ve akșam
saat aralıklarında izin verilmek üzere düzenlenecektir.
%
Planlama alanı genelinde konaklama fonksiyonuna
gereksinim olduğu tespit edilmiștir. Bölgede kültür turizmi
aktivitesini desteklemek üzere konaklama fonksiyonu
B notasyonlu adalarda önerilmiștir. B notasyonlu
alanlarda tercihli konut veya turizm tesisi kullanımı
gerçekleștirilebilecektir. Bu adalarda yer alan tescilli köșk
yapıları röleve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin ilgili
Alan kullanıcılarının, Bornovalılar ve İzmirliler’in bölgenin
tarihsel değerleri konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla
eğitimsel ve kültürel aktivitelerin gerçekleştirilmesi
önerilmektedir.
Etkileme geçiș alanları:
dDlÕöPD bo\unFD derlenen WüP Yeriler sonuFundD
çi]ilen \eni öneri kenWsel siW sÕnÕrÕ içinde bir kentsel koruma
planı çDlÕöPDsÕ gerçekleöWirilPiöWir. $nFDk çDlÕöPDnÕn
senWe]lerin DnlDWÕldÕõÕ bölüPünde DçÕklDndÕõÕ gibi bu
belirlenen sit alanı çevresinde tarihsel dokunun ada formu,
sokak düzeni ve meydancıklar olmak üzere karakteristiklerini
sürdüren alanlar olduğu görülmüștür. Yapı-parsel ilișkisi ve
TAKS-KAKS oranlarının değișimi ile 3. boyutta geleneksel
niteliğini tamamen kaybetmiș olan, ancak 2 boyutlu
düzlemde tarihsel izlerini sürdüren bu alanların etkileme
geçiș alanı olarak önerilmesi ve halen sahip oldukları tarihsel
bilginin böylelikle koruma altına alınmasına karar verilmiștir.
Böylece tarihin mekanda bıraktığı izlerin sınırları “kentsel sit
alanı + etkileme geçiș alanı sınırları” olarak tarif edilebilecektir.
Etkileme geçiș alanı olarak belirlenen sit alanının batı ve doğu
bölgeleri aynı zamanda;
%
Kentsel sit alanı üzerindeki yapılașma baskısını
azaltacak,
%
Kentsel sit alanının algılanmasını sağlayacak,
%
Kentsel sit alanı ile entegre olacak,
%
Kentsel sit alanının ada ve parsel benzerliğini
devam ettirecektir.
Etkileme geçiș alanına kademeli bir kat artıșı ön
görülPüöWür. Bu alanlarda yapılacak yeni yapılar da mevcut
ada ve parsel düzenine uyulacak ve mevcut kavșak-meydan
sistemleri korunacaktır. Bu meydanlarda kentsel sit alanı
içinde kullanılan meydan fonksiyonlarına uygun olarak
(oturma alanları, toplanma alanları, küçük ticaret birimleri
vb.) değerlendirilmeye devam edecek ve bu alanlar peyzaj
öõreleri ile desteklenecektir.
Etkileme geçiș alanlarının kentsel sit alanı ile
büWünleștiği bölgeler için kentsel sit içindeki en yüksek köșkün
yüksekliğini (12 m.) așmayacak șekilde bir kat yüksekliği
belirlenmiștir. Bu bölgelere cepheli olan adalara ise kademeli
kat artıșını sağlaması amacıyla 3 ve 4 katlı yapılașma hakkı
verilmiștir. Bu alanlar içinde yer alan tescilli yapılar ve bu
yapıların koruma alanları bu hakka sahip değillerdir. Tescilli
yapılar ve koruma alanları, tescilli yapının yüksekliği ve yapıparsel ilișkisi niteliklerini temel alarak tasarlanacaktır. Bu
alanlarda ilgili Koruma Kurulları yetkili olacaktır. dDlÕöPD
sÕnÕrÕnÕ çeYrele\en Ye koruPD DlDnÕ dÕöÕndD kDlDn DdDlDrD
maksimum 5 katlı (19 m.) yapılașma hakkı uygun görülmüștür.
6
6
)*Ô*71**3)å72*
63
Tarihsel külWür YDrlÕklDrÕnÕn ortak evrensel değerler olarak
korunması konusunda dünya genelinde bir mutabakat olușmuș
durumdadır. Tarihsel çevreler toplum ve kentlerin belleğinin ve
kimliğinin olușumunda rol oynayan önemli bölgelerdir. Buna
karșın liberal ve neoliberal kentleșme süreçleri tarihsel çevreler
üzerinde önem tehditler olușturmakta ve mevcut sistem
koșulları içerisinde koruma çalıșmalarının gerçekleștirilmesi
kolay olmamaktadır. Bornova’nın da yașamıș olduğu rant odaklı
kentleșme süreçlerinin alanın tarihsel kentsel dokusunu tahrip
etmiș olduğu anlașılmıștır. Tarihsel dokunun daha fazla tahrip
olmasını önlemeyi ve tarihsel değerleri algılanabilir ve erișilebilir
kılmayı hedefleyen bu çalıșma sürecinde, genel olarak ülkemiz
koruma pratiğine ve özelde Bornova’ya dair pek çok tartıșma ve
saptamalar yapılması mümkün olmuștur. Bu çalıșma sırasında
elde edilen deneyimler ve saptamalar, bu bölümde bir kez daha
kısaca yinelenerek, değerlendirilmek istenmektedir.
Koruma çalıșmalarının belki de en kritik așamalarından
birisinin “tarihsel doku nitelikleri ve sınırlarına dair belgeleme”
çalıșması olduğu, planlama süresince bir kez daha anlașılmıștır.
Bu yönde analitik çalıșmalar olmaksızın bir koruma planı
yapılabilmesi mümkün olmayacaktır. hlkePi]de belgelePe
envanterleme, arșivcilik konusundaki eksiklikler dolayısıyla,
çalıșma bu așamaları kendisi gerçekleștirmek ve planlama
çDlÕöPDlDrÕ için DlWlÕk oluöWurDFDk veri tabanlarını ve envanter
sistemini olușturmak durumunda kalmıștır. Verilerin farklı
kurumlardan toplanarak, aynı dile getirilmesine dayanan bu
süreç, çalıșmanın en zorlu ve uzun kısmını olușturmuștur. Bu
durum planlama așamasına ayrılan sürenin kısıtlanmasını
beraberinde getirmiștir.
dDlÕöPDnÕn kDnÕPÕ]FD literatüre en büyük katkısı
gerçekleștirilen belgeleme, analiz ve sentez çDlÕöPDlDrÕ
paralelinde ortaya konulmuș olan, Bornova tarihsel kent
merkezi için yeni bir koruma alanı sınırı önermesi olmuștur.
Eğitim döneminin büyük bir bölümü, mevcut kentsel sit alanı
sınırlarının yetersizliğinin görülmesi nedeniyle, doğru bir sÕnÕrÕn
DrD\ÕöÕ\lD geçPiö sonuç olDrDk WDriKsel PekDnsDl i]lerin
okunDbildiõi koruPD DlDnÕ sÕnÕrÕ, uzun süren detaylı analizler
sonucunda belirlenmiștir. Bu sınırlar dahilinde kalan alanlar
koruma mevzuatımız doğrulusunda niteliklerine göre kentsel sit
alanı ve etkileme geçiș alanı olarak tarif edilmiștir. Sonuç olarak
mevcut kentsel sit alanı sınırları bütünleștirilerek genișletilmiștir.
Bölgede ağırlıklı olarak Levanten DönePinin üsW gelir
grubunD DiW yapılarının korunduğu, diğer toplumsal kesimlerin
daha gösterișsiz yapılarının korunmaya değer görülmediği
anlașılmıștır. Bu durum, tarihin yanlıș bir perspektiften
değerlendirilmesine yol açacaktır. Koruma çalıșmalarının tüm
toplumsal kesimlerin tarihsel izlerine eöiW bir WDYÕr sergilenmesi
ilkesel gerekliliğine uymamaktadır. Bu bağlamda çalıșmada
önerilen yeni koruma alanı sınırlarının tüm toplumsal kesimlerin
kültürel izlerini temsil eder nitelikte olduğunu ifade etmek
olanaklıdır.
dDlÕöPDnÕn süre Ye ePek güFü kÕsÕWlÕlÕõÕ sÕnÕr
belirlePe DrD\ÕölDrÕ sonuFundD dönePin DnFDk orWDsÕndD
keöIedilebilen %ornoYD dD\Õ eWrDIÕndDki, bölgenin ilk \erleöiP
DlDnÕ olduõu düöünülen bölgede detaylı çalıșmalar yapılmasına
olanak tanımamıștır. Ancak analitik incelemeleri yetersiz olsa
da, alanda arazi çalıșması yapılmıș ve fotoğrafla belgeleme
ișlemi gerçekleștirilmiștir. 19.yüzyıla tarihlendiği anlașılan nitelikli
yapı ve sokak dokuları tespit edilmiș ve kentsel sit sınırının bu
bölgeyi içine alacak șekilde genișletilmesi yönünde tespit ve
tescil çalıșmalarının bașlatılması önerilmiștir. Bu bölgede hızla
yenileme süreçleri yașandığı anlașılmıștır, bu nedenle alanda
tespit çalıșmalarının ivedilikle yapılması gereklidir. Aksi halde bu
bölge önümüzdeki birkaç yıl içerisinde tamamen kaybedilecektir.
Ekler bölümünde bu alanın haritaları ve mekana referanslı olarak
fotoğrafları yer almaktadır.
Planlama süresince tartıșılan bir diğer önemli konu da,
yapı-parsel ilișkisi tamamıyla değișmiș, ancak ada formu ve
sokak dokusu tarihsel niteliğini sürdüren alanlarda nasıl bir tutum
izlenmesi gerektiği olmuștur. Bu alanlar 3 boyutlu algıda tarihsel
niteliğini yitirmiș olarak görülmelerine karșın, iki boyutlu paftalar
ve haritalar üzerinde izlenen ada formları ve sokaklar tarihsel
bilgiyi korur niteliktedir. Eğer bu bilgi kayıt altına alınmazsa,
alanın bir kez daha kentsel yenileme süreci geçirmesiyle bu
tarihsel izler tamamen kaybedilebilecek ve tarihsel bilgi yine
yok olacaktır. Bu çalıșma sonuç olarak, bu bölgelerin bilgisini
yașatmak adına etkileme geçiș alanı olarak ilan edilmelerini
seçmiștir. Ancak ülkemizin pek çok kentinde benzer durumun
var olmasından dolayı, bu sorunun daha ayrıntılı tartıșılarak, bu
bölgeler için belki de daha ö]el birWDkÕP plDnlDPD kDrDrlDrÕnÕn
geliöWirilPesine gereksiniP bulunduõu düöünülPekWedir.
Planlama yaklașımı geçmișin ilișkileri ve bağlantılarına
dair doku ölçeğinde hatırlatmalar yapmayı amaçlamıștır. Bu
kapsamda örneğin; Büyük Çarșı-Küçük Çarșı tarihsel iliökisi
\eniden kurulPDkWD Ye bu çarșılar canlandırılmakta, Cumhuriyet
Meydanı’nda yer alan tarihsel izler ortaya çıkarılmaya (Panagia
Kilisesi), tarihi diçek 6okDk \D\DlDöWÕrÕlDrDk DlDndD oluöWurulDn
\D\D sisWePine bDõlDnPDkWD Hayat Sineması yeniden
canlandırılmakta, tarihsel bölgenin çeYresel algılanabilirliğinin
artması için \DpÕ gDbDrileri düzenlenmekte ve yaya ve tașıt
ulașım sistemi güçlendirilip, otopark sorununun çö]ülmesiyle
alanın erișilebilirliği artırılmaktadır. Alanın ö]gün peyzaj
niteliklerinin de korunması ve yașatılması planlama çalıșmalarının
amaçladığı unsurlardan birisi olmaktadır.
Planlama çDlÕöPDsÕ doğası gereği așağıdan yukarıya
bir süreç izleyerek, parsel ölçeğinde veri toplamasına karșın;
süre kısıtlılığından dolayı yalnızca 1/1000 ve 1/500 ölçekli
temel planlama kararlarını önerebilmiș, detaya inememiștir. Bu
sebeple bu plan çalıșmasının bir bașlangıç olarak görülerek,
temel kararlarından yola çıkan detay projelerin hazırlanmasına
gereksinim bulunmaktadır. Yine süre ve emek gücü kısıtlılığı
sosyal yapıya yönelik daha geniș kapsamlı araștırmalarının
yapılmasına engel olmuștur. Bütünleșik koruma yaklașımları
korumanın sosyal bağlam olmadan gerçekleșemeyeceğini
belirtmektedir, bu kapsamda izleyen süreçlerde bölgede
sosyolojik analizlerin ve sözlü tarih çalıșmalarının yapılması ve
çıkarımlarının plan kararlarına yansıtılması önerilPekWedir.
Planın yașama geçmesi koruma konusunda bilincin
olușumuna doğrudan bağlıdır. Bu doğrultuda koruma
çalıșmalarının önFelikle alan kullanıcılarını bilinçlendirmeye
yönelik stratejiler içermesi gereklidir. Bornova’nın Ege Üniversitesi
ile birlikte kazandığı Üniversite kimliğinin bu bilinçlendirmenin
sağlanmasında ve alanın dinamizminin her daim korunmasında
olumlu rol oynayacağı düșünülmektedir.
Koruma çalıșmalarında bir diğer önemli nokta da; tarihsel
alanın bilgisinden toplumun tüm kesimlerinin yararlanmasının
sağlanmasıdır.
Bu
nedenle
alanda
ișlevlendirmeler
gerçekleștirilirken ekonomik yönden ziyade sosyal bağlam
düșünülmüș ve tüm toplumsal sınıfları ve katmanları kapsayan
öneriler ortaya konmaya çDlÕöÕlPÕöWÕr.
Aktarımlarımızı; sunduğu birtakım derlenmiș ve
yorumlanmıș veriler ve içerdiği tartıșmalar temelinde bu
çalıșmanın, tarihin bir kesitine bizler tarafından düșülmüș
saptama ve notlar olarak değerlendirilmesi umudu ile
sonlandırmak olanaklıdır.
6
0&>3
3&0&
65
Akurgal, E. (2003). Anadolu Uygarlıkları, İstanbul: Net Turistik
Yayınlar.
Goffman, D. (2000). ó]Pir Ye /eYDnWen 'ün\D. ósWDnbul 7DriK
9DkIÕ <urW <D\ÕnlDrÕ.
Akkurt, B. (2004). Batılı Kültürün 19. yüzyıl İzmir’inde Mekansal
Temsili Bornova ve Buca Levanten Konutları (ss. 4-9). İzmir:
Ege Mimarlık.
Güner, D. (2005). ó]Pir¶in .enWsel 7DriKi ó]Pir 0iPDrlÕk
5eKberi .ósWDnbul 0Ds 0DWbDDsÕ.
Günay, V. (2008). Bornova Merkez Hüseyin İsa Bey Camii ve
Kitabeleri, Tarih İncelemeleri Dergisi (sayı 2), (ss. 185-226).
Akkurt, B. (2004). 19. yüzyıl Batılılașma Kesitinde, Bornova
ve Buca Levanten Köșkleri Mekansal Kimliğinin İrdelenmesi.
İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Anabilim Dalı
Restorasyon Programı Doktora Tezi.
Harrıs, W. (Çev.: Ertürk, E.) (2005). Levant, Bir Kültürler Mozaiği,
İstanbul: Literatür Yayınları.
Akkurt Birol, H. (2006). Bir Yok Olușun Öyküsü; Peterson
Konutu, İzmir: Ege Mimarlık (2006/4-59), (ss. 36-39).
ó]Pir 7iFDreW 2dDsÕ . Geçmișten Günümüze Levantenler.
ó]Pir.
Alkır, Y.,ôenWürk, P., Taș, B. (2005). Doğu ile Batı, gitmek ile
kalmak arasında kalan, Osmanlı’nın Türkiye Cumhuriyeti’ne
emaneti Levantenler..., (ss. 3-20).
Karadağ, A. (2000). Kentsel Gelișim Süreci, Çevresel Etkileri
ve Sorunları ile İzmir.İzmir: Titizler Grafik Baskı Hizmetleri.
Arıcan, H. (2009). Bornova Tarihinden Yapraklar, İzmir:
Tepekule Kitaplığı Yayınları.
Baltazzi, A.(2009). ó]Pirli 2lPDk 6ePpo]\uP bildirileri
/eYDnWenlerin ó]Pirin Tarihine ve Kültürüne Katkıları. Ankara:
BMS Matbaacılık.
Beyru, R. (2011). 19. Yüzyılda İzmir Kenti, İstanbul: Literatür
Yayıncılık.
Böke, P. (2006). Avrupalı mı, Levanten mi, “İzmir Felaketi”ne
dair..., İstanbul: Bağlam Yayıncılık.
Canpolat, E. (1992). Kurulușundan Bizans Dönemi Sonuna
Kadar İzmir, Üç İzmir (ss. 11-32). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
dDkÕFÕoõlu Oban, R. (2007). Levanten kavramı ve Levantenler
üzerine bir inceleme, Türkiyat Araștırmaları Dergisi, (ss.337356).
Derin, Z. (2009). ó]Pirli 2lPDk 6ePpo]\uP bildirileri, Tarih
Öncesi Dönemde İzmir.Ankara: BMS Matbaacılık.
Doğer, E. (2011). İzmir’in Smyrna’sı. ósWDnbulóleWiöiP <D\ÕnlDrÕ.
Doger, E. (2009). ó]Pirli 2lPDk 6ePpo]\uP bildirileri
$nWik dDõdD ó]Pirliler 1e\le gYünü\orlDrdÕ. Ankara:BMS
Matbaacılık.
Kütükoğlu, M. (2000). ó]Pir 7DriKinden .esiWler. İzmir: İzmir
Büyükșehir Belediyesi Yayını.
Narin, S. (2012). ó]Pir /eYDnWenleri Ye .ülWürel (Wkileri, Dicle
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Ana
Bilim Dalı Dinler Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Oikonomos, K.,Slaars, B. F., (deY: Umar, B.). (2001). Destanlar
Çağından 19. Yüzyıl’a İzmir, İstanbul: İletișim Yayınları.
Parlak, T. (2000). ó]Pir¶in . <ÕlÕ ss. 9-141).Egeli Sabah
Dergisi.
ôenoFDk %. . Levant’ın <ÕldÕ]Õ ó]Pir /eYDnWenler
5uPlDr (rPeniler Ye <DKudiler, İzmir: Șenocak Kültür Yayınları.
Serçe, E. (2000). ó]Pir 0DKDlleleri, İzmir Kent Kültürü Dergisi,
Sayı 1, (ss. 162–176), İzmir.
Soyșekerci, H. (2011). Bornova’dan Gün Rengi Sayfalar,
ó]PiriP Kitap Dizisi. İzmir: Heyamola Yayınları.
Sönmez, N. (2010). Ege Üniversitesi Levanten Köșkleri
Sergisi, Ege Üniversitesi Rektörlüğü Sağlık, Kültür ve Spor Daire
Bașkanlığı Yayını.
Sönmez, N. (2010). Ege UniversityRectorate “TheBig House”,
Egeden Dergisi. (ss. 30-37).
Eldem, E., (2006). Avrupalı mı, Levanten mi, “Levanten”
kelimesi üzerine, İstanbul: Bağlam Yayıncılık.
Tekeli, İ. (1992). Ege Bölgesinde Yerleșme Sisteminin 19.
Yüzyıldaki Dönüșümü, Üç İzmir. (ss. 125-141). İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları.
Erpi, F. (1975). ó]Pir¶de /eYDnWen 0iPDrisi, Mimarlık Dergisi,
(ss. 15-18).
hlker 1. . XVII. Ve XVIII. Yüzyıllarda İzmir Șehri Tarihi I,
Ticaret Tarihi Araștırmaları, İzmir: Akademi Kitabevi.
Ersoy Kuyulu, İ. (2003). Bornova Levanten Köșklerine Mimari
Açıdan Bir Bakıș, Bornova Köșkleri Gezginler ve Anılar(Yay.
H.Arıcan), (ss. 37-47). İzmir: Tepekule Kitaplığı Yay.
Yatağan N., Özcan N. ve Alkan S., (2009). İzmirli olmak
sempozyum bildirileri, Kaybolan Frenk sokağının izleri
üzerine...,Ankara:BMS Matbaacılık.
Ersoy Kuyulu, İ. (2007). Bornova Yerleșiminde Farklı Bir Üslup:
Levanten Köșkleri,Yeni ópek\olu Konya Ticaret Odası Dergisi
Konya Kitabı X: Konya Ticaret Odası’nın Kurulușu’nun125. Yıl
Dönümüne ArmağanÖzel Sayı, Konya Ticaret Odası.
Yıldız, M. (2012). ó]Pir /eYDnWenleri h]erine %ir ónFelePe,
Turan Stratejik Araștırmalar Merkezi Dergisi, sayı 13. (ss. 36-54).
Ersoy, B. (1988). ó]Pir +DnlDrÕ h]erine %D]Õ 7espiW Ye
ónFelePeler, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi
Dergisi, XXXII,(1 - 2), (ss. 95-103).
Goffman, D. (1992). 17. Yüzyıl Öncesi İzmir, Üç İzmir, (ss. 7183). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
http://www.levantineheritage.com
66
*011*7
6
68
6
3
5
6
8
8
8
8
83
8
85
86
8
88
8

Benzer belgeler