borderlıne ergenin tedavisi

Transkript

borderlıne ergenin tedavisi
BORDERLINE ERGENİN TEDAVİSİ
Gelişimsel Bir Yaklaşım
James F. MASTERSON, M.D.
Çeviri: Pınar Üzeltüzenci
Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 73
Borderline Ergenin Tedavisi – Gelişimsel Bir Yaklaşım
James F. MASTERSON, M.D.
Özgün adı: Treatment of the Borderline Adolescent, A
Developmental Approach
Copyright
ISBN 978-605-5548-50-6
Özak Yayınevi (Psikoterapi Enstitüsü)
Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya
kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve
elektronik ortamlarda yayımlanamaz.
Birinci baskı: Nisan 2012
Editör: Tahir Özakkaş
Çevirmen: Pınar Üzeltüzenci
Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur & Menekşe Arık
Baskı: İklim Ofset
Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul
Tel: 0212 577 77 45
www.iklimmatbaa.com
PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK
ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.
Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285
Darıca-İZMİT
Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698
Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL /
TÜRKİYE
Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102
www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com
ii
SUNUŞ
Psikoterapi Enstitüsü olarak, öncelikle ruh sağlığı profesyonellerinin ya da ruh sağlığı ile ilgilenen kişilerin ihtiyaç
duyacağı teorik bilgileri ve pratik/uygulamaya yönelik deneyimleri paylaşan özgün ve çeviri yayınlar ile literatüre
katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Psikoterapi Enstitüsü
Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları
kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları, uluslararası konferanslar ve dünya literatüründen seçkileri içermektedir.
Dr. Masterson, Borderline Ergen ana temalı üçlemesinin
merkezinde yer alan bu kitapta, kişilik bozukluğuna sahip
ergenlerin tedavisinin önündeki engeller ve bu tür hastalara uygulanması gereken terapötik müdahaleler gibi konuları derinlemesine inceler. Burada sunulan çalışma, gelişimsel nesne ilişkileri yaklaşımının temelini oluşturur.
Bu kitabın ve genel olarak üçlemenin sunduğu benzersiz
bir olanak da 30 yıllık klinik araştırmayı bir araya getiriyor
oluşudur.
Konuya ilgi duyan okuyucuların yanı sıra klinisyenler,
psikoterapistler ve araştırmacılar için başvuru kitabı niteliği taşıyan bu yayını sizlerle buluşturmaktan kıvanç duyarız.
Tahir ÖZAKKAŞ
Psikoterapi Enstitüsü Başkanı
iii
iv
“Üzüntü kaderiniz olabilir ama
hayatta kalmak ve gelişmek
kendi başına bir başarıdır.”
R. Coles
Krizin Çocukları
v
“Bu cilt, 1967’den Bir ergenin psikiyatrik çelişkisiyle başlayan ve 1980 yılında Borderline ergenden işlevsel yetişkine
ile biten bir üçlemenin merkez parçasıdır.” –Önsöz Kaynakça içerir.
1.
Borderline kişilik bozukluğu.
2. Ayrılma-bireyleşme.
3. Ergen psikopatolojisi.
Bu kitap, gerçekliğin acı gerçekleriyle, korkak ya da umutsuz bir şekilde değil, daha ziyade psikoterapi - Tanrıların
büyüsü, din adamlarının duaları, sanatçıların becerisi ve
bilim insanlarının mantık ve sağduyusunu birleştiren o
sanat - sayesinde getirebilecekleri değişiklikler konusunda
azimli bir şekilde yüzleşen insan sağlığı öğrencileri için
yazılmıştır.
J. F. M.
vi
1985 Basımının Önsözü
İlk olarak 1972 yılında basılmış olan bu kitap, 1967 yılında
Bir Ergenin Psikiyatrik İkilemi ile başlayan ve 1980 yılındaki Borderline Ergenden İşlevsel Yetişkine: Zamanın Testi ile
biten bir üçlemenin merkez parçasıdır. Üçlemenin ilk cildinde ortaya atılan, kişilik bozukluğuna sahip ergenlerin
neden bunu aşamadıkları ve bu hastaları tedavi etmek
için hangi terapötik müdahalelerin yapılması gerektiği
gibi sorulara cevaplar sunar.
Kitap, borderline ergenin teşhis ve tedavisi için ayrılmabireyleşme psikodinamiklerinin anlaşılmasının neden gerekli olduğunu ortaya koyar. Ayrılma-bireyleşme teorilerinin borderline sendromunun altında yatan psikodinamik anatomisini nasıl gözler önüne serdiğini gösterir ve
aktarım ve direnç anlayışlarını genişletir ve böylece sadece yoğun psikoterapiyi mümkün kılmakla kalmaz, bu hastaların çoğu için böyle bir terapiyi seçenek olarak sunar.
Eğer hasta bu kitapta özetlenen uygun terapötik desteği
alırsa, engel teşkil eden bağlantıyla alakalı acı veren etkileri derinlemesine çalışması mümkün olacaktır.
Burada sunulan çalışma, gelişimsel nesne ilişkileri yaklaşımının temelini oluşturur. Narsisistik ve Borderline Bozukluklar: Birleştirilmiş bir Gelişimsel Yaklaşım kitabında
sonradan genişçe işlenen etyoloji kavramı istisnası dışında, elde edilen bulgular yıllardır değişmeden kalmıştır.
Kapsamlı incelemeler yapılmış olmasına rağmen ana çekirdek eksiksiz halini korumuştur.
vii
Bu çalışmayı önyargısız bir şekilde yaptık ve klinik kanıtları, nereye götürürlerse onları takip edecek şekilde ele
aldık. Cevapları bulmak adına da gitgide psikanalitik gelişimsel teorinin derinlerine doğru çekildik.
Aynı zamanda, burada detaylı bir şekilde tanımlanan ergenlerle yaptığımız klinik çalışma bize, ergen psikopatolojisinin benzersiz karakteriyle nasıl başa çıkmamız gerektiğini de öğretti - özellikle de eyleme vurma savunma mekanizmasının neredeyse evrensel kullanımı. Savunma
mekanizmalarının bu en zor olanını anlamak ve alt etmek
için mücadele veren klinisyenlerle görüştüğüm geçtiğimiz
senelerde, çoğu zaman keşke bu kitapta tanımlanmış olan
klinik kanıta sahip olsalardı diye düşündüm. Bu cildin
okuyucu için de aşağı yukarı böyle bir deneyim sağlayacağını umuyorum.
Bana kalırsa borderline kişilik bocukluğu üzerinde çalışmaya başlamanın, borderline ergen üzerine çalışmaya
başlamaktan daha iyi bir yolu yok. Borderline ergenin
dramatik, gösterişli savunmaları ve anlayış ve kontrol açısından terapistin üzerinde yarattığı yoğun baskı, ideal bir
öğrenme sınavı yaratıyor. Bunun da ötesinde, üçlemenin
eşsiz bir diğer avantajı da, okuyucuya çalışması dahilinde
rehberlik edecek 30 yıllık klinik araştırmayı bir araya getiriyor oluşu.
J. F. M.
Mart, 1985
viii
Önsöz
2 yaşında bir çocuğun perişan haldeki aşırı ilgili annesi,
pediatristini arayarak, yeni yürümeye başlayan çocuğunun
ev içinde sürekli etrafında dolaştığından ve peşinden ayrılmadığından şikayet ediyor. 15 yaşındaki bir gencin kızgın,
depresif ve korkmuş haldeki annesi de, oğlunun okulu bırakması ve uyuşturucu kullanmasını şikayet için çaresizlik
içinde pediatristini arıyor. Borderline sendromunun farklı
yaşlardaki örnekleri olan bu iki çocuk, aynı gelişimsel bozukluktan mustaripler: ayrılma bireyleşmedeki acizlikten.
Bu kitap, ayrılma-bireyleşme psikodinamiklerini anlamanın
Borderline ergenin hem teşhis hem de tedavisinde neden
hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor. Ayrıca; ayrılma bireyleşme teorisinin Borderline sendromunun psikodinamik
anatomisini nasıl açıkça ortaya çıkardığını ve böylece yoğun
psikoterapiyi sadece mümkün kılmakla kalmayıp birçok
hasta için de bir hak olarak ortaya koyduğunu da gösteriyor.
Eğer hasta, bu kitapta ana hatlarıyla gösterildiği şekilde
uygun terapötik desteği görürse, bu bağla ilgisi olan çoğu acı
veren duygulanımı derinlemesine çalışabilir ve çalışacaktır.
Borderline sendromundaki temel sorun, çocuğun bireyleşme
ve ayrılmaya karşı içsel gelişim dürtüsüyle, bu hareketin
ihtiyaç duyduğu gerekli anne desteklerinin geri çekilmesi
arasındadır. Çocuk büyürse, anne de desteğini kesecektir ama büyümek zorundadır da. Böylece bu düğüm, normal bir
gelişim deneyimini yoğun terk edilme duygularıyla yüklü
tehlikeli bir yolculuğa dönüştürür; öyle ki çocuk bunu ölümle yapılan gerçek bir randevu gibi tecrübe eder. Bu duygulara
karşı savunma yapmak için annesine yapışır ve böylece bireyleşme ayrılma safhasından bağımsızlık safhasına geçmede
ix
başarısız olur. Aradaki düğümü gevşetemez. Büyüme ve
destek arasındaki bu çelişki borderline sendromunun iki
önemli tanısal karakteristiğini ortaya çıkarır, bunlar da, terk
depresyonu ve narsisistik, oral açıdan bağımlı ego yapısıdır.
Burada sunulan fikirler, psikoza neden olmaktan korkulduğu
için insanın çekirdek savunmalarını borderline hastasına
çevirmemesi gerektiği geleneksel bakış açısıyla çelişiyor.
Kitap, sadece bu savunmalar –terk depresyonuna karşı olan
savunmalar - derinlemesine çalışıldığı takdirde mümkün
olan belirli ve tanımsal bir terapiyi savunuyor. Terapinin
amacına, yani ayrılma bireyleşmeden bağımsızlık safhasına
doğru gelişmeye - bu sürece aşılanmış terk depresyonundan
kurtulmadıkça ulaşılamaz. Aksi takdirde terapi sadece destek ve hafifletici bir etken olma görevi görebilir. Bozukluğun
özüne dokunulmamış ve hastanın uyum kapasitesi de hasar
görmüş halde kalır.
Terapi, ilki hastanede yatılı tedavi ve ikincisi de dışarıdan
takip tedavisi olmak üzere iki bölüm halinde sürdürülecek
şekilde hem yoğun hem de uzun süreli olmalıdır.
Kitapta sunulan veriler, bu bozuklukla son 10 yılı aşkın bir
süredir devam ettiğim şahsi klinik araştırmalarımdan alınmıştır. Bu çalışmalar sonucu ortaya atılan hipotezler son beş
yıl içerisinde çeşitli klinik testlere tabi tutulmuş ve sonuçları
da burada paylaşılmıştır.
Kitabın iskeleti, George ve Anne isimli iki ergenin tedavi
hikayeleri üzerine yapılandırılmıştır. Birtakım başka ergen
hastaların hikayelerinden bölümler de, asıl temayı geniş
çapta incelemeye yardımcı olmaları açısından kullanılmıştır.
JAMES F. MASTERSON
New York, New York
Kasım, 1971
x
TEŞEKKÜRLER
İlk ve en çok olarak, Ergen Programının aşağıda listelenen ekibine,
bu çalışma için sanal bir klinik laboratuar yaratan yüksek standartta performansları için teşekkür etmek istiyorum.
HEMŞİRELİK
BAŞ HEMŞİRE: Barbara Nissley
ASİSTAN HASTA BAKICI: Linnea Hammersten
GENEL PERSONEL HEMŞİRELERİ: Paula Workman, Susan
Reycraft, Angie Kulishek, Lorraine Helms, Lynn Ostrow, Andrew
Leon
HEMŞİRE YARDIMCILARI: Corrine Davis, Garret Binneweg,
Lettie Scurry, Irene Townsend, Elzia Lake
MESLEKİ TERAPİ
Francine Herbitter
YARATICI TERAPİ
Grace Newburg - Osborne Walsh
OKUL
William Good, Julius Schmidt, Julius Rich
SOSYAL ÇALIŞMA
Grace Hyslop, Barbara Gall
PSİKOLOJİ
Edna Lerner
Psikoterapi, benim süpervizörlüğüm altındaki birkaç hastane
hekimi tarafından yapıldı. Dr. Robert MacMurray, Mary DiGangi
ve Almore Rigamer’e kitabın büyük bir bölümünü kaplayan tedavi
çabaları dolayısıyla ve Dr. Suzanne Draghi, Douglas Elliott ve Anna
Zagoloff’a özellikle müteşşekirim. Hastaları tedavi eden Bayan
Barbara Gall da, kitaba dahil edebileyim diye elindeki veriyi düzenlediği için büyük teşekkürü hak ediyor. Personelden iki meslektaşım, Dr. William Lulow ve Dr. Thomas Henley’e de, bu metni
okuyup, görüş bildirdikleri için teşekkürlerimi sunuyorum.
xi
Illinois, Şikago’dan, karakter bozuklukları alanında tanınmış bir
uzman olan, Dr. Peter Giovacchini’ye de, metni dikkatli ve detaylı
okumak için büyük zamanını ayırdığı ve hem içerik hem de stil
konusundaki önerileriyle çalışmayı geliştirdiği için özellikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Kendisinin teorik alandaki uzmanlığı,
katkılarından sadece birkaç tanesi olan aşağıdaki konulara özellikle yardımcı oldu: gelişimsel bakış açısı, ego bağımlılığının seviyesi
ve ego gelişiminin libidinal gelişimle olan ilişkisi.
Ayrıca Kansan, Topeka’dan Dr. Donald Rinsley’e de fazlasıyla
minnettarım. Basılı çalışmaları bana çok fazla şey öğretti. Aynı
zamanda geniş bilgi dağarcığını kendi rızasıyla ve olabildiğince
cömert bir şekilde benimle paylaştı ve düşüncelerimi berraklaştıran birçok önemli soruyu da gündeme getirdi.
Metin konusundaki mükemmel eleştirel görüşleri için de Buenos
Aires, Arjantin’den Dr. Eduardo Kalina’ya da teşekkürlerini sunuyorum.
Bu çalışma, Cornell Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Psikiyatri Bölüm
başkanı ve kurul yöneticisi Dr. William T. Lhamon’un sürekli idari
desteği olmadan mümkün kılınamazdı.
Bu süreç içindeki baş hekimlerim Rudolf Ehrensing, Robert
MacMurray, Frank Hamilton ve John Ives da, en az iki eski arkadaşım ve meslektaşım doktorlar Willard Hendrickson ve Daniel Offer
kadar dolaylı yoldan katkıda bulundular.
Neroloji Bölümü’nde araştırma asistanlığı yapan Bayan Helen
Goodell’e, bir yazarın mücedeleleri karşısında böylesine sabırlı,
yorulmak bilmeyen bir içerik yardımcısı olduğu için ne kadar
teşekkür etsem azdır. Sekreterim bayan Taube Honigstock’a da, iki
sıcak yaz mevsimi boyu süren zor günlerimde, yeniden yeniden
dizin yaparak verdiği hizmetleri karşısında minnetlerimi sunuyorum.
Son olarak, karım Pat ve üç çocuğum J.F, Richard ve Nancy’e, yazıyla uğraşan bir adamın zaman ihtiyacı karşısında gösterdikleri
anlayış için teşekkür etmek istiyorum.
J. F. M.
xii
İçindekiler
BİRİNCİ BÖLÜM Borderline Ergen
1. Terapi İhtiyacı ................................................................ 5
2. Gelişimsel Teori: Ayrılma-bireyleşme Başarısızlığı ........ 28
3. Klinik Görünüm ........................................................... 61
4. Terk Edilme Duyguları – Mahşerin Altı Atlısı ............... 99
5. Ebeveynler - Genel Bir Bakış ....................................... 129
6. Ebeveynler: Düğüm Halindeki Bağ - Yapışma............... 157
İKİNCİ BÖLÜM
Terapötik Süreç: Hastanede Yatılı Tedavi
7. Sürecin Teorisi ........................................................... 179
8. 1. Safha: Test Etme ...................................................... 192
9. 2. Safha: Derinlemesine Çalışma ................................... 215
10. Ebeveynlerin Vaka Terapisi ........................................ 247
11. 2. Safha: Ortak Görüşmeler ......................................... 275
12. 3. Safha: Ayrılma ........................................................ 301
13. Sonuçlar: Devamlılık ve Değişiklik ..............................314
xiii
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Terapötik Süreç: Ayakta Tedavi
14. Nancy: Klinik Geçmişi, Hastane Tedavisi ve
İlk Hastane Dışı Kriz ....................................................... 333
15. Nancy: İkinci Kriz - Terapiyi Sonlandırma .................. 364
16. Bill, Helen ve Grace: Takip Tedavisi Özetleri .............. 390
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Diğer Terapötik Etkenler
17. Ayırıcı Teşhis, Belirtiler ve Çelişkiler: Karşı Aktarım .. 405
18. Ayakta Tedavi ............................................................ 421
19. Ergenliğin Psikiyatrik İkilemine Yeniden Bakış ...........445
Sonsöz *.......................................................................... 453
EK .................................................................................. 455
KAYNAKÇA .................................................................... 455
xiv
BİR BORDERLINE ERGENİN TEDAVİSİ:
GELİŞİMSEL BİR YAKLAŞIM
Öndeyiş *
Diriliş (yazar: L. C. M.)
Gerçek bildiğim şeyden utandım, kendime ait bir
dünya kurdum..
zapt edilemez; yavaş yavaş çöken şatodan bihaberdim oysa,
her bir ani fırtınayla sulara çekilen bir yerdi orası.
Şatonun etrafına kumdan bir duvar ördüm,
Onun içine de sağlam meşeden bir duvar.
Kumdan duvarı sağlamlaştırdım nefret taneleriyle
Yine de bilmiyordum kör eden gözyaşı fırtınalarının
Nemlendireceğini kumu, çürüteceğini ağacı,
Ta ki birden, bir şimşek ya da yıldırımda,
Dünyayı vuran ve parçalayan o kükremede,
Ben, nefretimle dolu bir halde, yıkmaya kalkışana dek
onu,
Yardım diye bağıran sessiz haykırışlarımın sonuçlarından habersiz,
Yoluma çıkan her yardım elini bilerek reddedip.
1
Rüya şatomdan kaçtım, kaçmaya çalıştım Çaresizliğin kükreyişi ve kendine acıma rüzgarı
Beni silip süpürdü ve duvara doğru koştum... tırmanmaya
çalışarak,
Düştüm gerisin geri, tükenmiş, bitkin...
Parmaklarım tutunamıyordu çünkü
Ve kayıp düştüm kuma, inliyor ve ağlıyordum
Uluyan rüzgarda, kendi sonumu beklemek için bir
köşeye emekliyordum.
Artık ne kendimi, ne dünyamı, ne de içindekileri
umursamıyordum...
Kirli havanın, beni sarmalayan fırıl fırıl sisin içinden
Bir figür yaklaşıyordu. Çağırmıyor ama bekliyordu beni...
Zorlamadı, seçim benimdi.
Ve ben, gözlerimde kendime olan nefretim ve ciğerlerimde
zehir, beynimde karmaşa,
Ne kadar dirensem de ele geçiremedim onu ve yenildim, teslim ettim zihnimi.
Teslim olmak yetmedi ona - ilgisizlik değildi cevap.
Çatlamış dudaklarım arasından, iletişimsizlikle kavrularak, en sonunda yüksek sesle sordum, yavaş yavaş ve anlamlı... “Nedir?”,
Çünkü elimi tutmuş, kendi yarattığım dünyaya geri
götürüyordu beni,
Ve ben, bir kaçak, korkuyordum dönmeye.
* Şiirin ilk bölümü 15 yaşında bir genç kızın Borderline
sendromu tedavisini tanımlıyor; şiirin geri kalanı sonsözde yer alıyor.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
Borderline Ergen
1.
Terapi İhtiyacı
GEÇMİŞ
İki tarihi psikiyatrik günah keçisi - Ergen ve Borderline
sendromu - bu kitapta bir araya getiriliyor. Bu durumların
ayrı gelişim süreçleri, merak uyandıran paralellikler gösteriyor.
Aşağı yukarı 15 sene öncesinde, ergenler ve borderline
sendromu hakkındaki bilgilerimiz büyük ölçüde karmaşıktı. En az sayısız semptomatolojisinin bir ergenin karakterine kargaşa kattığına dair o geleneksel inanç kadar ergen gencin kronolojik yaşı da, durumu anlamaya karşı
korkutucu engeller oluşturmuştu (85, 86). Benzer şekilde,
tanımlayıcı semptomatoloji üzerine bir önceki odaklanış
ve Ödipal çelişkiler üzerindeki psikodinamik odaklanış da
borderline sendromunun belirsiz ve yetersiz tanımlanmasına katkıda bulunmuştu. O zamanlar, geçerli nedenler
yüzünden, ne ergen ne de borderline sendromu psikiyatrik tekstlerde fazla dikkat çekmedi. Kaçınılmaz olarak da
bu durum devamlı bir hayal kırıklığının yanında yetersiz
terapötik sonuçlara yol açtı.
Aradaki yıllarda görünüm giderek berraklaştı. Ergen döneme yaklaşan ve yaşamış olan genç hastalarla ilgili uzun
süreli psikiyatrik takip tedavileri, bu tip psikopatolojik
unsurların netleştirilmesine yardımcı oldu ve sırasıyla daha tanımsal terapiye doğru yön verdiler (82, 86). Benzer
şekilde,
borderline
sendromunun
uzun
süreli
psikoanalitik incelemesi, bu bozukluğun özünün esas olarak ne diagnostik açıdan tanımsal semptomalojide, ne de
psikodinamik olarak gelişimin ödipal safhasındaki çelişkilerde yatmadığını ortaya koydu. Burada ve birkaç sayfada
(87 - 89) sunulan çalışma, bu iki gelişime bağlı kaldı. Hem
ergen hem de borderline sendromu artık psikiyatrik günah keçileri olarak kullanılmıyor.
Ergenliğin psikiyatrik ikilemine bakış
Ergenlerle ilgili yapılan takip çalışmalarının kısa bir tanımı, borderline ergenle ilgili şu anki incelemenin nereden
geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
1950’li yılların başlarında, ergenlik döneminin, hastanın
tedavi gerektiren psikiyatrik bir hastalığa mı sahip olduğuna yoksa gelişimi ilerledikçe zayıflayacak normal bir
ergenlik çalkantısı mı olup olmadığına karar vermekte
zorlandığı bir kavram olduğu düşüncesi yaygındı. APA El
Kitabında, “ergenliğin uyum reaksiyonu” şeklinde
diyagnostik kategoride yer alan bu bakış açısı, hastanın
sorunlarının o anki gelişim safhasıyla alakalı olduğu ve
zamanla kaybolabileceği düşüncesiyle, tedavisinin ertele6
BORDERLINE ERGENİN TEDAVİSİ
nebileceği hatta belki de gerekli bile olmadığı şeklinde
potansiyel tehlikeli bir imayı da beraberinde taşıyordu.
Duruma tarafsız bir açıdan bakabilmek için, 5 yıl boyunca
78 ergen hastayı takip ettim ve bu inanışın tersine, gelişimleri süresince bu zorluklardan kurtulmadıklarını gördüm. Zaman onların lehine işlemiyordu. Hastaların büyük
bölümü, özellikle de kişilik bozukluklarına sahip olanlar,
işlevsel bir düzeltme yapmakta dahi zorlanıyorlardı ve
hem açık semptomlar hem de işlev konusunda zayıflık
ortaya koyuyorlardı. Kişilik bozukluğu olanların az bir
bölümü ve karakter nevrozu ya da psikonevrozuna sahip
olanların çoğu sorunlarını düzenlemek adına işlevsel düzeltmeler yapmakta başarılı olsa bile, bu sorunları çözmek
yerine, onlarla başa çıkma konusunda ıslah etmeye yönelik daha iyi yollar buluyorlardı. Sonuç olarak hala için için
yanan, hiçbir sonuca ulaştırılmamış sorunları yüzünden
bu hastalar stres karşısında zayıflıklarını koruyorlardı.
Bu hastalar daha sonra, sağlıklı ergenlerden oluşan bir
kontrol grubuyla karşılaştırıldılar ve iki grup arasında
semptomlar, işlev şekilleri ve aile ilişkileri açısından
önemli farklılıklar ortaya çıktı. Sağlıklı ergenlerde ergen
çalkantısı, psikiyatrik açıdan hasta olarak görünmelerine
yetecek kadar semptom göstermedi. Bu bulgular daha
sonra Offer (93) tarafından da onaylanmıştı.
Bulgular, ergen çalkantısının psikiyatrik önemine yeterli
değer verilmediğini ortaya koyuyordu; hastalığın başlangıcında, seyrinde ve sonucunda çok az etkisi olan tesadüfi
bir psikodinamik etken olduğu gibi. Gerçekte ise çocuk-
Terapi İhtiyacı
7
lukta başlayan ve kendi çetin seyrini izleyen psikiyatrik
bir hastalıktı; sadece geçici bir süre ergenliğin gelişim safhasına dahil oluyordu. Ergen çalkantısı etkisini, asıl olarak
önceden var olan patolojiyi renklendirip şiddetlendirmek
suretiyle gösteriyordu.
Teorinin yeniden gözden geçirilmiş bir hali de şu şekilde
ortaya konmuştu: ergen çalkantısının psikiyatrik etkileri,
ergen gencin kişilik yapısı ve ergen çalkantısı arasındaki
etkileşimin bir ürünü olarak görülebilir. Hatırı sayılır birleştirme ve esnekliğin ergen travmasının saldırısına dayanmaya yeterli olduğu sağlıklı kişide, izleyen çalkantı en
fazla subklinikal derecede anksiyete ve depresyona yol
açar. Kişilikleri sert bir şekilde düzenlenmiş ve esnek olmayan karakteristik patolojiye sahip hastalarda ise bu,
çoğu zaman psikodinamik semptomlarla birlikte, hasta
büyüdükçe hafifleyebilecek ama genellikle arkasında patolojik karakter özellikleri bırakan, şiddetli klinik krizi
tetikliyor. Ergen çalkantısı en karmaşık etkisini, şizofreni
ve, ego yapısından yoksunluk ve strese karşı uyum sağlamaktan acizlikle karakterize edilen, ileri seviyede kişilik
bozukluğuna sahip ergenlerde gösteriyor. Bu yüzden yetişkin kişilikler de bu tip erken dönem rahatsızlıkları yansıtıyorlar.
Kişilik Bozukluğunun Teşhisi
Kişilik bozukluğunun APA el kitabındaki diyagnostik kategorisi son derece yetersiz kalıyordu. Ergen hastanın temel sıkıntısının çocukluğun ilk dönemlerinde başlayan ve
semptomlardan ziyade davranışlarla kendisini belli eden
8
BORDERLINE ERGENİN TEDAVİSİ

Benzer belgeler

BORDERLINE YETİŞKİNLERDE PSİKOTERAPİ James F

BORDERLINE YETİŞKİNLERDE PSİKOTERAPİ James F saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Birinci baskı: Temmuz 2014 Editör: Tahir Özakkaş Çeviri: Çe...

Detaylı

karşı aktarım ve psikoterapötik teknik

karşı aktarım ve psikoterapötik teknik Birinci baskı: Nisan 2012 Editör: Tahir Özakkaş Çevirmen: Pınar Üzeltüzenci Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur & Menekşe Arık Baskı: İklim Ofset Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanb...

Detaylı

borderlıne hastalar için destekleyici terapi

borderlıne hastalar için destekleyici terapi PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285 Darıca-İZMİT Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698 ...

Detaylı