küreselleşme sürecinde kobi yöneticilerinin profili üzerine bir araştırma
Transkript
küreselleşme sürecinde kobi yöneticilerinin profili üzerine bir araştırma
KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE KOBİ YÖNETİCİLERİNİN PROFİLİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Yrd.Doç.Dr. Himmet KARADAL* GİRİŞ Geçmişten bugüne kadar, bütün ülkelerde sanayinin gelişmesine önemli katkılarda bulunan KOBİ'ler, halen bu işlevlerini devam ettirmektedirler. Ancak, KOBİ'lerin halen karşı karşıya bulundukları birtakım sorunlar vardır. Özellikle dünyada son yıllarda önem kazanan küreselleşme, dünyanın tek bir pazara dönüşmesi, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'ne girilmesi gibi önemli gelişmeler (Özgen, 1991:37) ; KOBİ yöneticilerinin nitelik ve davranışlarını daha önemli hale getirmektedir. Günümüzde, bütün kurumlar küresel rekabeti bir stratejik amaç haline getirmelidir. Hiçbir kurum, şirket, üniversite veya hastane dünyanın herhangi bir yerinde kendi konusundaki liderlerin koyduğu standartlara sahip değilse, başarılı olmak bir yana varlığını sürdürmeyi bile ümit edemez (Drucker, 1999:73). KOBİ'ler de stratejilerini bu temele dayandırarak küresel düşünmek ve küresel rekabeti bir stratejik amaç haline getirmek durumundadırlar. Küreselleşen dünyada, işletmelerin de küreselleşmesi kaçınılmazdır. Özellikle yöneticiler olmak üzere, tüm işgörenler bu dönüşümden etkilenmektedir. 21.yüzyılda, dünya düzeninin yeni aktörleri olarak kabul edilen işletmelerin faaliyetlerini planlayan, yürüten ve denetleyen yöneticilerin, çağdaş ihtiyaçlara cevap verebilecek niteliğe sahip olmaları gerekmektedir. Bu çerçevede yöneticiler, küresel düşünmek ve evrensel değerlere uymak durumundadırlar. 1 Küreselleşme sürecinde, KOBİ yöneticilerinin profilini belirlemeyi amaçlayan bu çalışmada, öncelikle küresel yöneticilerin bazı özellikleri teorik olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın yöntemi açıklandıktan sonra, verilerin sağlandığı işletmeler hakkında temel bilgiler ile araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin demografik özellikleri ve yaşantılarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Bu çalışmada, KOBİ yöneticilerinin davranışları yedi değişik boyuttan incelenmiş ve Türkiye'deki 500 büyük sanayi işletmelerinde yapılan bir araştırmanın sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bu yedi değişik boyut: q Yöneticilerin insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeyleri, q Yöneticilerin çalışanlara güven verme düzeyleri, q Yöneticilerin kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri, q Yöneticilerin yönetime katılma konusundaki görüşleri, q Yöneticilerin sabır ve tahammül düzeyleri, q Yöneticilerin cesaret düzeyleri, q Yöneticilerin proaktiflik seviyeleridir. Bu araştırmada ayrıca, yukarıdaki yedi yönetici davranışı ile yöneticinin yaşı ve eğitim düzeyi arasındaki ilişkiler varyans analizi (ANOVA) ile test edilmiştir. KÜRESEL YÖNETİCİ Küresel işletme, çalışanlar arasındaki ilişkileri maksimize etmek için dizayn edilmiştir. Küresel yönetici de çalışanlar için uygun ve ihtiyaç duyulan bilginin paylaşılmasını teşvik etmeli ve kolaylaştırmalıdır. İşletme çalışanları arasındaki ilişkiler işbirliğine dayanmalı ve her işgören bilgiyi paylaşmalıdır. Yöneticinin görevi, iletişim için gerekli ortamı sağlamaktır. Artık yöneticinin rolü kontrol edici olmaktan bağlantı kurma ve kolaylaştırıcı olmaya dönüşmüştür. Ne var ki istisnasız bir şekilde yöneticiler, diğer işgörenlere göre iş çevresindeki değişmeleri ve potansiyel olarak statü kaybını tehdit olarak görüp, değişime daha fazla tepki göstermektedirler. Oysa, küresel yönetici bu değerlerini ve algılarını değiştirmelidir. Küresel işletmede 2 yöneticilerin çalışanlara bağlılığı daha fazladır. Çünkü, işgörenler müşterilerle ve iş partnerleriyle sürekli etkileşim halindedir. Böylece küresel yönetici, işgörenlerin işletmeye bağlılıklarını yükseltmek durumundadır (Daniels ve Daniels, 1994:118-119). Küresel yönetici, işletmenin küresel ölçekte etkinliğinin yükseltilmesi ve rekabet gücü elde edebilmesi için strateji belirleyen, üretim faktörlerini ve yatırımları dünya ölçeğinde bir araya getirme fonksiyonu olan ve koordinasyonu sağlayan kişidir. Küresel yönetici, küresel düşünüp yerel davranmakta, küresel gelişmeleri ve teknolojiyi etkin şekilde izlemektedir (Barlett ve diğerleri, 1992:124-131). Küresel yöneticinin demografik özellikleri arasında eğitim, dil ve tecrübe gibi özellikler sayılabilir. Eğitim bütün faktörlerin önüne geçmekte olup, yapılan işlerde başarının anahtarı konumundadır. Küreselleşme sürecinde, yöneticilerin ilk karşılaştığı güçlük yada sahip olduğu avatajlardan biri de etkileşimde bulunduğu ülkenin konuştuğu “dil” olmakta, yöneticinin bir ya da daha fazla yabancı dil bilme zarureti bulunmaktadır. Yine tecrübeli davranış biçimi, başarıya ulaşmada bir diğer önemli olgudur (Öztürk, 1998:63-64). Bilgi çağında yöneticilerin başarılı olmalarının temelinde fikir üretebilme, bağımsız hareket edebilme, takım oyuncusu olabilme, alışkanlık ve davranışlarını değiştirebilme ve çevre koşullarının gerektirdiği bilgiyi öğrenme vardır (Koçel, 1998, s.33). Bu değerler ve davranışları gösteren yöneticinin istenen sonuçlara ulaşabilme, diğerleriyle etkin şekilde uyumlu çalışabilme, onları etkileme ve grup çalışmalarına katkıda bulunma becerisi gelişmektedir. Günümüz iş dünyasında, dinamik bir çevrede ve küresel bir rekabet ortamında faaliyet gösteren işletme yöneticilerinin nitelik ve davranışlarının belirlenmesine ilişkin çabaların önem kazandığı gözlemlenmektedir. 3 Evrensel özellik taşıyan bu nitelik ve davranış biçimlerinin başlıcaları: İnsanları tanımak ve farklı değer ölçülerini anlayabilmek, kolay ve etkin iletişim kurabilmek, çalışanlara güven verebilmek, dürüst, tutarlı ve kararlı olmak, tarafsız ve adil olmak, gerektiğinde görüş değiştirebilmek, katılımcı olmak, sabırlı ve tahammüllü olmak, iradeli olmak, cesur davranmak, misyon sahibi olmak, proaktif olmak ve kendini geliştirmektir (Coleman ve Barrie 2000:17; Kellaway, 1995:37-44; Öztürk, 1998:65-73; Şener, 1994:287). Küresel yöneticinin en önemli özelliklerinden birisi; insanları tanımak ve farklı değer ölçülerini anlayabilmektir. İnsanlar, bir değer ölçüsüne göre tutum ve davranış göstermektedirler. Dolayısıyla değer ölçüsü, kişinin inandığı, tutum ve davranışlarına esas kabul ettiği değerlerdir. Böylece, insanlar arasında farklı değer ölçülerinin ortaya koyduğu farklı hayat tarzları, sosyal kimlik ve kültür ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, toplumları birbirlerinin kopyası kabul edip, aynı davranışları göstermek, aynı metod ve araçları kullanarak davranış ve tutum değişikliğine götürmek, onların davranışlarını zorlamak olacağından, istenilen sonuç elde edilmeyecektir (Şener, 1994:41). Yönetici, esas itibariyle, örgüt üyelerinin belirli amaçlar doğrultusunda davranmalarını sağlayan bir kişidir. Yöneticinin başarısı, bunu sağlama derecesine bağlıdır. Bu ise, yöneticinin önce kendisini tanıması, daha sonra da içinde bulunduğu ortamı ve bu ortamın özelliklerini tanıması ile mümkündür (Koçel, 1998:334). Küresel yönetici, etkileşimde bulunduğu insanları tanımak ve farklı değer ölçülerini anlamak durumundadır. İnsanlar genellikle önce anlaşılmak isterler. Çoğu insan karşısındakini anlamak amacıyla değil, yanıtlamak amacıyla dinler. Ya konuşurlar ya da konuşmaya hazırlanırlar. Her şeyi kendi paradigmalarının eleğinden süzüp başkalarının yaşamlarını kendi öz yaşamlarıyla özdeşleştirirler (Covey, 1998:252-254). İşletme yöneticisi, başkalarına iş yaptırmak suretiyle amaca ulaşmaya çalışan kişi olduğuna göre; iletişim süreci, onun başarısı ve 4 içinde faaliyet gösterdiği örgütün etkinliği üzerinde rol oynayan en önemli etkenlerden biridir (Şimşek, 2001:184) . Bu süreç olmadan organizasyonların varlığı düşünülemez. Bütün yönetim faaliyeti, sonunda iletişim sürecinin etkin işlemesine dayanmaktadır. Yönetim ile ilgili olarak verilen bütün kararlar, ulaşılan sonuçlar, gelişmeler vs. organizasyondaki ilgili kişi ve gruplara aktarılmadıkça bir şey ifade etmezler. Yönetici, dünyanın en iyi planını yapabilir veya kararını verebilir. Ancak, bu uygulamaya aktarılmadığı sürece anlamsızdır. Uygulamaya aktarmanın ilk şartı ise, etkin bir iletişimdir (Koçel, 199:355). Küresel yöneticinin özelliklerinden biri de, işletmede güvenilir bir çalışma ortamı oluşturmak veya çalışanlara güven vermektir. Güven olmaksızın, çağdaş yönetim modellerinin (sıfır hiyerarşi, kendi kendini yöneten takımlar, katılımcı karar sistemi, personeli güçlendirme-empowerment vs.) uygulanması mümkün değildir. Güven, entegre devreler veya fiber optik kabloların içinde değildir. Bilgi alışverişi içermesine karşın, güven yalnızca bilgiye indirgenemez. Günümüzün “sanal” firması, tedarikçileri ve dışarıya iş yaptırdığı şirketler hakkında, ağlar (network) aracılığıyla kendisine akan birçok bilgiye sahiptir. Fakat, dışarıdaki şirketlerin tamamının güvenilir olmaması halinde; bu şirketlerle iş yapmak için karmaşık sözleşmeler ve bunların uygulanmasına zorlamak gibi zaman alıcı formaliteler ağırlık kazanır. Bu durumda sanallık, maliyeti yüksek bir süreç haline gelir. Güven olmadığında, eski hiyerarşiyi tekrar kurma eğilimi çok güçlü olacaktır (Fukuyama, 1998:36-37). Küresel yönetici, tutarlı ve kararlı olmalıdır. Tutarlı olmak, kişinin amaca dönük tüm davranışlarında değer ölçüleri içerisinde davranmasını sağlar. Kararlılık ise, kişinin sonuca kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde ulaşmasını sağlayan davranış biçimidir (Öztürk, 1998:68) . Bu çerçevede, belirli bir amacı birden fazla kişi ile ve farklı sosyo-kültürel çevrede gerçekleştirerek, rakiplerine karşı rekabet üstünlüğü sağlamaya çalışan küresel yöneticinin tutarlı ve kararlı bir davranış sergilemesi gerekmektedir. 5 Küresel yönetici, evrensel değerlerden sayılan tarafsızlık ve adil olmak; gelişmelere ve yeni fikirlere açık olmayı ifade eden gerektiğinde görüş değiştirebilmek (esnek olmak) durumundadır. Bu yöneticiler, insanları doğru yargılayabilmektedirler. Personel seçiminde, yenilikçi işgörenleri işe almayı tercih ederler. Genellikle, insanların yetenekleri ve kabiliyetleri ile ilgilenirler. İş ile insanların ihtiyaçları arasında iyi bir denge kurarlar. Yaptıkları iş ve yaşantılarından tatmindirler. Onların tatmin edici davranışları, işgörenler üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir (Human Synergistics, 1989:61). Objektif, adil ve gelişmeler karşısında esnek olabilen küresel yönetici, kendini ispatlamış kişidir. Maslow'a göre, kendini gerçekleştirmiş insanlar (Atkinson ve diğ., 1995:545): 1- Gerçeği etkin şekilde algılayabilirler ve belirsizliğe tahammül edebilirler, 2- Kendilerini ve başkalarını gerçekte oldukları gibi algılayabilirler, 3- Genellikle, düşünce ve davranışları içtendir, 4- Kendi sorunlarından ziyade, gerçek sorun üzerinde yoğunlaşırlar, 5- İyi bir mizah anlayışları vardır, 6- Sezgileri güçlüdür; Genellikle yenilikleri başlatırlar, 7- İnsanlığın mutluluğuyla ilgilenirler, 8- Çok az insanla fakat derin ve tatmin edici ilişkiler kurarlar, 9- Hayata objektif bir açıdan bakabilirler. Küresel yöneticinin özelliklerinden biri de, katılımcı olmaktır. Ülkemizde zaman zaman yaygın bir şekilde tartışılan “Yönetime Katılma”, organizasyonun çeşitli kademelerindeki personelin doğrudan kişi olarak, veya temsilcileri kanalıyla karar verme sürecinin çeşitli safhalarına katılmalarını ifade etmektedir. Hiç katılmanın olmadığı durumlarda yönetici, karar vererek çalışandan bunun uygulamasını ister. Katılımın en yüksek olduğu durumda ise, çalışanlar sorunları tarif etmekte veya amaçları belirlemektedir. Katılımın artması ile çalışanların motivasyonu, işe karşı tutumları, başarma anlayışı ve işin anlamı olumlu yönde değişmektedir (Koçel, 6 1998:61,299). Şirket kararlarına giderek daha geniş biçimde katılma konusu, şimdikine oranla daha ayrıntılı bir düşünmeyi gerektirmektedir (Toffler, 1989:190). Küresel yöneticinin özelliklerinden bir diğeri de sabırlı ve tahammüllü olmaktır. Napoleon HILL, Amerika'da en başarılı 500'den fazla kişinin yaşamlarını inceleyerek yazdığı, “Zengin Düşünün, Zengin Olun” isimli kitabında; Tüm insanların hayatında ortak olarak varolan tek vazgeçilmez etmenin sebat olduğunu belirtmektedir. Bu kişiler, defalarca yenilgiye düştükleri halde denemeye devam etmişlerdir. Başarılı olmaya çalışırken, sebatın önemi asla hafife alınmamalıdır. Bu, cesaretsizliğin üstesinden gelebilmek için öğrenilmesi gereken erdemlerden biridir (Maxwell ve Dornan, 1995:36-37). Bir engelle bir fırsat arasındaki temel fark, kişinin ona karşı olan tutumudur (Karadal, 1999:61). Pek çok kişi tarafından Amerikan tarihinin en başarılı başkanı olduğu düşünülen Abraham Lincoln, “Başarı, şevkinizi kaybetmeden bir başarısızlıktan diğerine gitmektir” diyerek, kararlılık, sabır ve tahammülün önemini vurgulamaktadır. Küresel yöneticinin özelliklerinden biri de cesur davranmaktır. Başarısızlık dışsaldır ve belli bir hedefe ulaşamamaktır. Cesaret kaybı ise, içsel nitelikte olup zihinsel bir tutumdur ve zihinsel tutumlar denetlenebilir. Her insanın yaşamına dikilmiş cesaretsizlik tohumları bulunmaktadır. Önemli olan, onlara ne yaptığımızdır. Bu cesaretsizlik tohumlarını sulayıp besleyerek, büyüyüp sonunda bizi boğmalarına olanak verecek miyiz? Yoksa, onları sulamayıp, gelişmelerine ve bize zarar vermelerine fırsat bırakmayacak mıyız? İnsanların cesaretlerini kaybetmelerinde en yaygın dört neden vardır: Birincisi, dikkatini kendi üzerinde toplamaktır (bencillik). Bir insan dikkatini kendisi üzerinde topladığında ve günlük olayların her birini sadece kendisine olan yararları açısından değerlendirdiğinde, cesaretsizlik tohumlarını sulamış olmaktadır. İkincisi; fırsatın kaçmış olduğu inancıdır. Bir insanı, fırsatı kaçırmış olduğuna inanmak kadar cesaretsizliğe sürükleyebilecek çok az şey vardır. Fırsat giderken, daima gelirken göründüğünden daha büyük görünür. Pek çok kişi için kaçırdıkları bir fırsatı görmek çok kolaydır. Oysa, gelen fırsatları kolayca göremeyip cesaret kaybetmek daha olasıdır. İnsanların cesaretlerini kaybetmelerinde en yaygın 7 nedenlerden üçüncüsü; başarının hemen olması gerektiği inancıdır. Dördüncü neden ise; hedef ve plan eksikliğidir. Edison, cesaretsizliğe düşmeyi reddeden bir insandı. Bir yangında, içindeki her şeyle beraber laboratuarı yanıp kül olduğunda dahi vazgeçmeyi aklından geçirmedi. Bunu sadece, onu yeniden inşa edebilmek ve eskisinden daha iyisini gerçekleştirebilmek için bir fırsat olarak görmüştür (Maxwell ve Dornan, 1995:29-34). Küresel yöneticinin en önemli özelliklerinden biri de proaktif davranmaktır. Proaktif yönetim tarzı, problem ortaya çıkmadan harekete geçme ve önlem almayı ifade etmektedir. Oysa bunun tersi olan günlük yaşamak ve fiilen karşılaşılan sorunlara çözüm aramak şeklindeki bir çalışma ve yönetim tarzı ise, reaktif yönetim olarak adlandırılır. Reaktif yönetici, geleceğe bakmamakta, günlük yaşamda karşısına ne çıkarsa onunla yetinmekte veya onu aşmaya çalışmaktadır (Koçel, 1998:74). 500 Büyük Sanayi İşletmesinde yapılan bir araştırmaya göre, Türk işletme yöneticilerinin geleceğin trendleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıkları sonucu elde edilmiştir. Reaktif yöneticilerin, gelecek ve geleceğin trendleriyle yeterince ilgili olmadıklarından dolayı, yeni krizlerle karşılaşmaları muhtemeldir (Karadal ve Savaş, 2001:13). YÖNTEM Veri toplama aracı olarak, bir soru formu geliştirilmiştir. Üç bölümden oluşan anketin birinci bölümünde, işletmeye ilişkin 11 soru, ikinci bölümde; yöneticilerin bazı özellikleri, yaşantıları ve bazı konulardaki görüşlerine ilişkin 20 soru bulunmaktadır. Anketin üçüncü bölümünde ise; yöneticilerin insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme, işletme çalışanlarına güven verme, kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri, yönetime katılma konusundaki görüşleri, sabır-tahammül, cesaret ve proaktiflik düzeylerini belirlemek üzere Ataol (1992) ve Öztürk'ün (1998) çalışmasından uyarlanan 7 soru olmak üzere toplam 38 soru bulunmaktadır. Üçüncü bölümdeki sorular için, “Tamamen Katılıyorum” ve “Kesinlikle Katılmıyorum” arasında 5'li Likert ölçeği kullanılmıştır. Geliştirilen anket, algılama farklılıklarını gidermek amacıyla 40 kişilik bir örnek grup üzerinde test edilmiştir. Ana kütle olarak, Türkiye'de faaliyet gösteren KOBİ'ler alınmıştır. Ana kütle 8 içerisinden "Kararsal Örnekleme Metodu" ile 1200 işletme seçilmiştir. Araştırma kapsamına sadece belirli bir sektörde faaliyet gösteren işletmeler yerine tüm sektörlerin kapsama alınmasına özen gösterilmiştir. Veriler, Ağustos ve Eylül 2000 tarihinde sağlanmıştır. 1200 işletmenin üst ve orta düzey yöneticisi veya sahibine, posta ve anketörler aracılığıyla gönderilen soru formunun 300 tanesi geri dönmüş olup, 285 adet anket analize alınmıştır (%23.7). Elde edilen veriler, "SPSS 9.0 for Windows" bilgisayar programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu araştırmada istatistiksel yöntem olarak, Descriptive ve Inferential yöntemler ile Tek Yönlü Varyans Analizi Metodu kullanılmıştır. Bilgisayara girilen ham veriler yeniden kodlama işlemine tabi tutulmuş olup; Tek Yönlü Varyans Analizi Metodu yardımıyla, bağımlı ve bağımsız iki değişken arasında farklılık olup olmadığı kontrol edilmiştir. Farklılık olanlar arasından, bir değişken içindeki guruplardan hangisinin diğerlerinden ne yönde farklı uygulanmıştır. 9 olduğunu tespit etmek amacıyla Waller-Duncan test BULGULAR Araştırma Kapsamına Alınan İşletmeler Hakkında Temel Bilgiler Tablo 1'de görüldüğü gibi, araştırmanın yapıldığı işletmeler, çeşitli sektörlerde faaliyet göstermekte; personel sayısı itibarıyla, 11-50 kişi arasında personelin görev yaptığı işletmeler çoğunluktadır (%40,5). Tablo 1: Araştırmanın Yapıldığı İşletmeler Hakkında Bazı Bilgiler Sektör Gıda Tekstil-Konfeksiyon Finans/Sigorta İnşaat Pazarlama Madeni Eşya-Metal Elektrik/Elektronik Otomotiv Diğer Personel Sayısı 10'dan az 11-50 51-100 101-200 201-250 Faaliyet Süresi 5 yıl ve daha az 6-15 16-25 25 yıldan fazla Veri Toplanan Bölge Marmara Bölgesi İç Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Diğer bölgelerde Veri Toplanan İller İstanbul Ankara Adana Bolu İzmir Diğer % 5,6 10,6 6,3 12 8 8,5 11,6 7 30,4 % 29,5 40,5 15,5 8,5 6,0 % 21 41 23 15 % 57 25 8 10 % 50,9 22,8 6 4,2 2,8 13,3 2000 yılı itibarıyla, Personel Sayısı Artmış Aynı kalmış Azalmıştır Bir Sonraki Yıl için Planları Yeni Pazarlara Girmek Ürün Çeşitlendirme Stratejik Ortaklık Yeni Şirket Almak Diğer Üst Düzey Yöneticiler İşletme Sahibi veya Ortağı Profesyonel Yöneticidir En Çok Tercih Ettikleri Kuruluş Ticaret ve Sanayi Odası Esnaf ve Sanatkarlar Odası Üniversiteler Türk Standartları Enstitüsü Halk Bankası KOSGEB Diğer Web Sitesi Var Yok Planlıyor Faaliyette Bulunduğu Pazar Alanı Türkiye Geneli Bölge Pazarı Uluslar arası Pazar Hukuki Yapı Anonim Şirket Limited Şitket Kollektif/Komandit % 50 31 19 % 48 29 6 4 14 % 71 29 % 42 11 8,5 8 6 3,5 20 % 44 33 23 % 43 41 16 % 33 55 12 Verilerin sağlandığı işletmelerin yaklaşık %57'i Marmara, %25'i İç Anadolu, %8'i 10 Karadeniz Bölgesi ve %10'si diğer bölgelerde faaliyet göstermekte; İşletme yöneticilerinin ikamet ettikleri iller sırasıyla: İstanbul (%50,9) , Ankara (%22,8), Adana (%6,0), Bolu (%4,2), İzmir (%2,8) ve diğer illerden (%13,3) oluşmaktadır. Faaliyet sürelerine göre, 6-15 yıl arasında faaliyet gösteren işletmelerin oranı yaklaşık %41, 25 yıldan fazla faaliyet gösteren işletmelerin oranı ise, sadece %15'dir. Araştırmanın yapıldığı işletmelerin %33'ü Anonim Şirket; %55'i Limited Şitket ve %12'si ise, Kollektif Şirket veya Komandit Şirkettir. 2000 yılı itibarıyla, bir önceki yıla göre araştırmanın yapıldığı işletmelerin %50'sinde personel sayısı artmış, %31'inde aynı kalmış, %19'unda ise personel sayısı azalmıştır. Bu işletmelerin bir sonraki yıl için planı; Yeni pazarlara girmek (%48) , ürün çeşitlendirme (%29), stratejik ortaklık (%6), yeni şirket satın almak (%4) ve diğer faaliyetlerden (%14) oluşmaktadır. Araştırma kapsamındaki işletmelerin üst düzey yöneticilerinden %71'i işletme sahibi veya ortağı iken, %29'u profesyonel yöneticidir. Sorunlarının çözümünde en çok hangi kuruluşu tercih ettikleri sorulmuş ve şu cevaplar elde edilmiştir: Ticaret ve Sanayi Odası (%42) , Esnaf ve Sanatkarlar Odası (%11) , Üniversiteler (%8,5) , Türk Standartları Enstitüsü (%8), Halk Bankası (%6), KOSGEB (%3,5), Diğer (%20). Araştırma kapsamındaki işletmelerin %44'ünde Web Sitesi bulunmakta, %23'ü de Web Sitesi oluşturmayı planlamaktadır. Araştırmanın yapıldığı işletmelerin 2000 yılı itibariyla faaliyette bulunduğu pazarların dağılımı: Türkiye geneli (%43) , bölge pazarı (%41) , uluslar arası pazar (%16) şeklindedir. Araştırmaya Katılan İşletme Sahip veya Yöneticilerinin Demografik Özellikleri ve Yaşantılarına İlişkin Bilgiler Tablo 2'de incelendiğinde görüleceği gibi, araştırmaya katılan yöneticilerin yaklaşık %25'i Genel Müdür, %22'si işletme sahibi (Yönetim Kurulu Başkanı veya Üyesi) olmak üzere yaklaşık yarısı stratejik pozisyondadır. %50'si ise, Pazarlama, Muhasebe, Üretim ve İnsan Kaynakları Müdürü gibi orta kademedeki yöneticilerdir. 11 Medeni durumlarına göre yöneticilerin; %81'i evli, %15'i bekar, %4'ü boşanmış durumdadır. Araştırmaya katılan yöneticilerin cinsiyetlerine göre dağılımlarına bakıldığında, %84.5'i erkektir. Araştırmaya katılan yöneticilerin %36'sı 30-39 yaş arası; %31'i 40-49 yaş arası; %22'si 20-29 yaş arası; %11'i ise 50 yaşından fazladır. Görüldüğü gibi, yöneticilerin %67'si 30-49 yaş arasındadır (Tablo 2). Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin eğitim durumları: %38'i Fakülte, %28'i Lise, %23'ü Yüksekokul, %7'si Lisansüstü eğitim almıştır. Sadece %4'ü ilk/orta öğretim mezunudur. Fakülte mezunlarının %44'ü işletme-iktisat, %18'i mühendislik, %38'i hukuk ve eğitim olmak üzere diğer alanlarda eğitim almıştır. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin %56'sı 3-10 yıl arasında yöneticilik tecrübesine sahiptir. 2 yıldan az ve 11-15 yıl arasında yöneticilik tecrübesi bulunanların oranı yaklaşık %10 iken, 15 yıldan fazla yöneticilik tecrübesi bulunanların oranı ise %24'tür. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin %30.5'i hiçbir yabancı dil bilmediğini belirtmektedir. Deneklerin %51.2'si İngilizce bildiğini; %7.4'ü ise, iki yabancı dil bildiğini belirtmektedir. Deneklerin sadece %10.9'u başta Almanca ve Fransızca olmak üzere diğer yabancı dillerden birini dil bildiğini belirtmektedir. Sosyal amaçlı kurumlara üyelik açısından; araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin %31.5'inin hiçbir sosyal amaçlı kuruma üyeliği bulunmamaktadır. Yöneticilerin %23.7'si Dernek/Vakıfa, %22,6'sı Meslek Odasına, %11,5'i Spor Klübüne, %9,3'ü Siyasal Partiye ve %1,4'ü ise Diğer sosyal amaçlı kurumlara üyedir. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin %55'i bir yılda hiç yurtdışı seyehat yapmamıştır. En çok seyehat edilen ülkeler ise, Avrupa Birliği ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri'dir. Yurtdışı seyehatlerinin temel nedeni; iş gezisi (%63,9), tatil (%21,5) ve kongre-seminerdir (%5,6). 12 “Türkiye Sosyo-Ekonomik İlişkilerini Hangi Ülkeyle Geliştirmelidir?” sorusuna: Avrupa Birliği ülkeleri (%69), Türk Cumhuriyetleri (%18), ABD (%5,6), Japonya (%3,2), Orta Doğu Ülkeleri (%3,2) ve Uzak Doğu Ülkeleri (%1,1) şeklinde cevap alınmıştır. Nitekim, bu çalımadan elde edilen bir diğer bulguya göre; araştırma kapsamındaki işletmelerden ihracat yapanların %54'ü Avrupa Birliği ülkelerine, %17'si de Doğu Avrupa ülkelerine ihracat yapmaktadır. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin %72'si interneti sırasıyla bilgi, sosyal ve satış amaçlı kullanmaktadır. Deneklerin %41,4'ü E-posta kullanmamaktadır. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticileri işde zamanlarını en çok; iş görüşmesi (%41,4), telefon görüşmesi (%25,6), personelin denetimi ve ziyaretçilerle görüşmek (%11,6) için kullanmaktadır. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticileri, iş dışındaki boş zamanlarını ailesiyle birlikte ve dinlenerek (%59,2), sinema ve tiyatroya gidip eğlenerek (%10,9) spor yaparak (%9,9) geçirirken; Yöneticilerin sadece %6'sı iş dışındaki boş zamanlarında kitap okumaktadır. Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerine, en çok önem verdiklerinin ne olduğu sorulduğunda; ailem (%53,7), sağlığım ve huzurum (%12,3), işim (%11,6), kariyer/statü (%8,4), başarım (%7), ülkeme hizmet (%4,9) ve para (%2,1) şeklinde cevap alınmıştır. 13 Tablo 2: Araştırmaya Katılan İşletme Sahip ve/veya Yöneticilerinin Demografik Özellikleri, Yaşantıları ve Görüşlerine İlişkin Bilgiler İşletmedeki Pozisyon (Ünvan) %25'i Genel Müdür %21'i Yön.Kur.Bşk/Üye (İşl.Sahibi) %54'ü Orta Kademe Yönetici 14 Bir Yıldaki Yurtdışı Seyahati: %45 En Çok Seyehat Edilen Ülkeler Avrupa Birliği Ülkeleri Türk Cumhuriyetleri Medeni Durum %81'i Evli %15'i Bekar %4'ü Boşanmış Cinsiyet: %84.5'i Erkek Yaş %36'sı 30-39 Yaş Arası %31'i 40-49 Yaş Arası %22'si 20-29 Yaş Arası %11'i Ise 50 Yaşından Fazladır Eğitim Durumları %38'i Fakülte %23'ü Yüksekokul %28'i Lise %7'si Lisansüstü %4'ü İlk-Orta Öğretim Mezunudur Mezun Olduğu Eğitim Alanı %44'ü İşletme-İktisat %18'i Mühendislik %38'i Diğer (Hukuk ve Eğitim Vd.) Yöneticilik Tecrübesi %10'u 2 Yıldan Az %56'sı 3-10 Yıl Arası %10'u 11-15 Yıl Arası %24'ü 15 Yıldan Fazla Yabancı Dil Bilgisi %30.5'i Hiç Yabancı Dil Bilmiyor %51.2'si İngilizce %7.4'ü İki Yabancı Dil %10.9'u Diğer (Almanca, Fransızca ve diğerleri) Sosyal Amaçlı Kurumlara Üyelik %31.5'inin Hiçbir Üyeliği Yoktur %24'ü Dernek/Vakıf Üyesi %23'ü Meslek Odasına Üye %11,5'i Spor Klübüne Üye %9'u Siyasal Partiye Üye %1'i Diğer Kurumlara Üyedir Yurtdışı Seyahatlerinin Temel Nedeni İş Gezisi (%63,9), Tatil (%21,5) Kongre-Seminer (%5,6). Ekonomik Ve Sosyal İlişkiler En Çok Hangi Ülkeyle Geliştirilmelidir? Avrupa Birliği Ülkeleri (%69), Türk Cumhuriyetleri (%18), ABD (%5,6), Japonya (%3,2), Orta Doğu Ülkeleri (%3,1) Uzak Doğu Ülkeleri (%1,1) Internet Kullanma Durumu ve Amacı İnternet Kullanmıyor (%28), Bilgi (%43), Sosyal Amaçlı 11,5) Satış Amaçlı (%8,6) Reklam Amaçlı (%6,8) Satınalma için (%2,2) E-Posta Kullanma Oranı: %58.6 İşde Zamanlarını En Çok: İş Görüşmesi (%42), Telefon Görüşmesi (%26), Personelin Denetimi (%20) Ziyaretçilerle Görüşmek (%12) İş Dışındaki Boş Zamanlarını: Ailesiyle birlikte ve Dinlenerek (%59,2) Eğlenerek (%10,9), Spor Yaparak (%9,9), Kitap Okuma (%6). En Çok Değer Verdiğiniz Nedir Sorusuna: Ailem (%53,7), Sağlığım ve Huzurum (%12,3), İşim (%11,6), Kariyer/Statü (%8,4), Başarım (%7), Ülkeme Hizmet (%4,9) Para (%2,1) Tablo 2'nin Devamı: Kendini Geliştirme Amaçlı Faaliyetler Hiçbir Faaliyette Bulunmayanlar (%16,8) Seminer Ve Kongrelere Katılmak (%37,5), Bilgisayar Öğrenmek (%21,4), Yabancı Dil Öğrenmek (%8,8) 15 Diğer Faaliyetlerdir (%15,4). Yayın Takip Etme Durumları Hiçbir Yayın Takip Etmemekte (%2) Günlük Gazete (%48), Yurtiçi Mesleki Yayınlar (%21), Ekonomi İçerikli Dergiler (%21) Yurtdışı Mesleki Yayınlardır (%9). En Çok Dikkat Ettikleri Davranış Biçimi İşleri Tam Ve Zamanında Yapmak (%51,6), Daima Saygılı Olmak (%15,8), Daima Doğru Söylemek (%15,4), Giyim-Kuşam (%11,6) İşçilere Güvenmek (%3,5) Diğer Faaliyetlerdir (%2,1). Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin %16,8'i, kendilerini geliştirmek amacıyla hiçbir faaliyette bulunmazken; Kendini geliştirenlerin uğraşıları ise; Seminer ve kongrelere katılmak (%37,5), Bilgisayar öğrenmek (%21,4), Yabancı Dil öğrenmek (%8,8) ve diğer faaliyetlerdir (%15,4). Araştırmaya katılan yöneticilerin %2'si hiçbir yayın takip etmezken; en çok takip ettikleri yayın türü: günlük gazete (%48), yurtiçi mesleki yayınlar (%21), ekonomi içerikli dergiler (%21) ve yurtdışı mesleki yayınlardır (%9). Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin en çok dikkat ettikleri davranış biçimi; İşleri tam ve zamanında yapmak (%51,6), daima saygılı olmak (%15,8), daima doğru söylemek (%15,4), giyim-kuşam (%11,6) işçilere güvenmek (%3,5) ve diğer faaliyetlerdir (%2,1). KOBİ Yöneticilerinin Davranışlarının Yedi Değişik Boyuttan İncelenmesi KOBİ yöneticilerinin; insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme, işletme çalışanlarına güven verme, esneklik, yönetime katılma, sabır ve tahammül, cesaret ve proaktiflik davranışlarını ölçmek amacıyla kullanılan ifadelere verdikleri cevaplar Tablo 3'de sunulmuştur. Bu çalışmanın amacı, KOBİ yöneticilerinin profilini ortaya koymaktır. Bu çerçevede, araştırmaya katılan yöneticilerin davranış biçimleri, ankette yer alan sorularla ölçülerek aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir (Tablo 3 ve 16 Tablo 4). Bu çalışmada kullanılan yedi ayrı boyutun gerçekten de “yöneticilerin davranış biçimlerini” ölçüp ölçmediğini test etmek amcıyla güvenirlik testi (Reliability Analysis- Cronbach's Alpha) uygulanmıştır. Bu testin sonucu a =0,71 olarak bulunmuştur. Bu çalışmanın keşifsel (exploratory) nitelikte olduğu gözönünde bulundurulursa bulunan sonucun kabul edilebilir olacağı ortaya çıkacaktır (Malhotra, 1999:282; Özdamar, 1999:522; Hair ve diğ., 1998:88). Yöneticilerin İnsanları Tanıma ve Farklı Değer Ölçülerini Anlayabilme (Kabiliyet) Düzeyleri: Yöneticilerin insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeylerini belirlemek amacıyla, yöneticilere “personelin değer ölçülerindeki farklılık, yöneticinin faaliyetini etkilemez. Yönetici, faaliyetlerinde çalışanları tanımak durumunda değildir” görüşüne ne derece katıldıkları sorulmuştur. Verilen cevapların dağılımı Tablo 3'de sunulmuştur. Görüldüğü gibi, KOBİ yöneticilerinin %59'u bu görüşe katılmadığını belirterek, insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilmenin önemini vurgulamaktadırlar. Yöneticilerin yaklaşık %23'ü, bu anlayıştan yoksun olup; %18'i kararsızdır. Öztürk (1998) tarafından yapılan çalışmaya göre, 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerinde bu oran oldukça yüksektir (Tablo 4). KOBİ yöneticilerinin insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeyleri, 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerine göre oldukça düşüktür. Fakat, yapılan Varyans analizi sonucunda, büyüklük (işletmedeki personel sayısı) ile KOBİ yöneticilerinin insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeyleri bulunmamıştır (F=.922; P=.452). 17 arasında anlamlı bir farklılık Tablo 3: KOBİ Yöneticilerinin Davranış Biçimlerine İlişkin Algılamaları Tama men katılı yorum Katıl ıyor um 1. Personelin değer ölçülerindeki farklılık, yöneticinin faaliyetini etkilemez. Yönetici, faaliyetlerinde çalışanları tanımak durumunda değildir. 2. Yöneticiyle çalışanlar arasındaki ilişkiler resmi olmalıdır. Çalışanlar kendilerini her zaman güvende hissetmemelidir. 3. Yönetici faaliyet sürecinde, her ne durumda olursa olsun görüş değiştirmemelidir. 31 % 11.2 4. Çalışanların örgüt politikası ve yönetimi konusundaki kararlara katılmaları, yönetimin etkinliğini ve verimliliğini düşürür. 5. Yönetici, acele etmesini gerektiren bir durum olmasa da her zaman acele içinde olmalıdır. 6. İyi bir yöneticinin kafasında iki soru vardır: “Şayet ve Acaba? Böylece, yönetici fırsatları en iyi şekilde izlemiş olur. 7.Günümüzde yönetici, tepkici olmakla yetinmelidir. Çünkü, çok hızlı gelişmeler yaşanıyor ve olayların gelişimini önceden kestirmek çok zor. İFADELER Yöneticilerin İşletme Kara rsızı m Katıl mıyor um 32 % 11.5 51 % 18.3 85 % 30.6 Kesi nlikl e kat ılmı yoru m 79 % 28.4 52 % 18.6 49 % 17.5 63 % 22.5 69 % 24.6 47 % 16.8 29 % 10,4 41 % 14,6 58 % 20,7 101 % 36,1 51 % 18.2 18 % 6.5 57 % 20.5 44 % 15.8 110 % 39,6 49 % 17,6 12 % 4.3 39 % 14.1 59 % 21.3 106 % 38.3 61 % 22.0 35 % 12.6 87 % 31.4 71 % 25.6 54 % 19.5 30 % 10.8 28 % 10.3 70 % 25.8 82 % 30.3 56 % 20.7 35 % 12.9 Çalışanlarına Güven Verme Durumları: KOBİ yöneticilerinin işletme çalışanlarına güven verme düzeylerini tespit etmek amacıyla; yöneticilere, “Yöneticiyle çalışanlar arasındaki ilişkiler resmi olmalıdır. Çalışanlar kendilerini her zaman güvende hissetmemelidir” görüşüne ne derece katıldıkları sorulmuştur. Elde edilen bulgulara göre (Tablo 3); KOBİ yöneticilerinin%41.4'ü, bu ifadeye katılmamakta; %36.1'i katıldığını belirtirken; %22.5'i kararsızdır. Buna göre, 18 kararsızlar dahil olmak üzere, KOBİ yöneticilerinin %58.6'sı çalışanlarına güvenmemektedir. Oysa, 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerinin çoğunluğu (%93.6), işyerinde karşılıklı güven ve işbirliğini vurgulamaktadır (Öztürk, 1998:101). Yöneticilerin Kararları ve Görüşleri Konusundaki Esneklik Düzeyleri: KOBİ yöneticilerinin kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeylerini tespit etmek amacıyla, “Yönetici, faaliyet sürecinde, her ne durumda olursa olsun görüş değiştirmemelidir” ifadesine ne derece katıldıkları sorulmuştur. Elde edilen bulgulara göre (Tablo 3); KOBİ yöneticilerinin %54'ü bu ifadeye katılmamakta; kararsızlar dahil %46'sı ise bu görüşe katıldıklarını belirterek, kararlarında ve davranışlarında katı olduklarını ortaya koymaktadırlar. Öztürk'ün (1998:102) çalışmasına göre, 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerinin çoğunluğu (%77.7), kararlarında ve davranışlarında her türlü değişime ve yeni fikirlere açık olduklarını, gerektiğinde görüşlerini değiştirebileceklerini belirtmişlerdir. Yapılan Tek Yönlü Varyans analizi sonucunda, büyüklük (işletmedeki personel sayısı) ile KOBİ yöneticilerinin kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur (F=3.046; P=.018). Yöneticilerin Yönetime Katılma Konusundaki Görüşleri: KOBİ yöneticilerinin yönetime katılma konusuna ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmak amacıyla, yöneticilerin “Çalışanların örgüt politikası ve yönetimi konusundaki kararlara katılmaları, yönetimin etkinliğini ve verimliliğini düşürür” ifadesine yönelik tutumları sorulmuştur (Tablo 3) . Buna göre, yöneticilerin %57'si bu görüşe katılmadığını, %27'si ise katıldığını belirtmektedir. Kararsızlar dahil %43'ü yönetime katılımdan yana değildir. Nitekim, 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerinin de “yönetime katılma” konusunda bazı tereddütlerinin olduğu tespit edilmiştir (Öztürk, 1998:103). Buna göre, Türk yöneticilerinin yönetime katılma gerçeğinin yeterince farkında olmadıkları bu küresel özellikten yoksun oldukları ileri sürülebilir. Yöneticilerin Sabır ve Tahammül Düzeyleri: Araştırmaya katılan KOBİ yöneticilerinin sabır ve tahammül düzeylerini ölçmek amacıyla, yöneticilerin 19 “Yönetici, acele etmesini gerektiren bir durum olmasa da her zaman acele içinde olmalıdır” görüşüne katılıp katılmadıkları sorulmuştur. Elde edilen bulgulara göre (Tablo 3), yöneticilerin %18.4'ü her zaman aceleci olmayı tercih ederken; %21.3'ü kararsız; %60.3'ü ise, faaliyet sürecinde sabırlı davranmayı tercih etmektedir. Yöneticilerin Cesaret Düzeyleri: KOBİ yöneticilerinin cesaret düzeylerini tespit etmek amacıyla, yöneticilere, “İyi bir yöneticinin kafasında iki soru vardır: “Şayet ve Acaba? Böylece, yönetici fırsatları en iyi şekilde izlemiş olur” ifadesine hangi düzeyde katıldıkları sorulmuştur. Verilen cevapların dağılımı Tablo 3'de sunulmuştur. Görüldüğü gibi, KOBİ yöneticilerinin sadece %30.3'ü bu görüşe katılmadığını belirtmektedir. Oysa, %25.6 oranında kararsızlar dahil olmak üzere, yöneticilerin %59.7'lik kesimi işletme faaliyetlerinde cesur davranmak istememektedir. Nitekim, 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerinin de cesaret düzeylerinin düşük olduğu tespit edilmiştir (Öztürk, 1998:105). Buna göre, Türk yöneticilerinin işletme faaliyetlerinde cesur davranmak istemedikleri anlaşılmaktadır. Bu sonuç, krizlerin ve belirsizliğin hakim olduğu ülkemiz açısından bir sürpriz değildir. Dolayısıyla, muhtemelen içinde bulunulan çevre koşulları, yöneticilerin cesur davranmalarına engel olmaktadır. Yöneticilerin Proaktiflik Seviyeleri: KOBİ yöneticilerinin proaktiflik seviyelerini ölçmek amacıyla, yöneticilere, “Günümüzde yönetici, tepkici olmakla yetinmelidir. Çünkü, çok hızlı gelişmeler yaşanıyor ve olayların gelişimini önceden kestirmek çok zor” ifadesine hangi düzeyde katıldıkları sorulmuştur. Verilen cevapların dağılımı Tablo 3'de sunulmuştur. Görüldüğü gibi, KOBİ yöneticilerinin çoğunluğu (%30.3) kararsızdır. KOBİ yöneticilerinin sadece %33.6'sının “proaktif” davranabildikleri anlaşılmaktadır. Buna karşılık, Öztürk tarafından yapılan çalışmaya göre (1998:106), 500 büyük sanayi kuruluşu yöneticilerinin çoğunluğunun (%76.5) “proaktif” davranabildikleri anlaşılmaktadır. Tablo 4; Tablo 3'ün daha anlaşılabilir hale getirilmesi ve 500 Büyük Sanayi işletmesinde yapılan bir araştırmanın sonuçları ile (Öztürk, 1998) karşılaştırma 20 yapmak amacıyla düzenlenmiştir. Bu nedenle, Tablo 3'deki ifadelerin yerine, onu temsil eden davranış biçimi konulmuştur. Ayrıca, ifadelere verilen cevaplar da yeniden düzenlenerek kodlanmıştır: “Tamamen Katılıyorum ve Katılıyorum” toplamı “Düşük”, “Kararsızım” yerine “Orta”, “Katılmıyorum ve Kesinlikle Katılmıyorum” toplamı ise “Yüksek” olarak yeniden düzenlenmiştir. Tablo 4: 500 Büyük Sanayi İşletmesi Yöneticileri ile KOBİ Yöneticilerinin Davranış Biçimlerinin Karşılaştırılması KOBİ 500 Büyük Davranış Biçimleri 1. İnsanları Tanıma ve Farklı Değer Ölçülerini Anlayabilme 2. Güven Verme 3. Esneklik 4. Yönetime Katılma 5. Sabır ve Tahammül 6. Cesaret 7. Proaktiflik Düşük Orta Yüksek Yüksek 3,54 %22.7 %18.3 %59 %99 3,04 3,37 3,41 3,60 2,84 3,00 %36.1 %25 %27 %18.4 %44 %36.1 %22.5 %20,7 %15.8 %21.3 %25.6 %30.3 %41.4 %54.3 %57.2 %60.3 %30.3 %33.6 %93 %77.7 %65.9 %76.6 %46.7 %76.5 Tablo 4 incelendiğinde, 500 büyük sanayi işletmesi yöneticilerine göre KOBİ yöneticilerinin davranışsal özelliklerinin daha düşük düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. KOBİ Yöneticilerinin Davranışları İle Yöneticinin Yaşı, ve Eğitim Düzeyi Arasındaki İlişkinin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi sonucunda (%95 güven aralığında), yöneticilerin yaşları ile insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeyi, çalışanlara güven verme durumları, kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri, yönetime katılma konusundaki görüşleri, sabır ve tahammül düzeyleri, cesaret düzeyleri ve proaktiflik seviyeleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) sonucunda (%95 güven aralığında), yöneticilerin eğitim düzeyi ile insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeyi, çalışanlara güven verme durumları, kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri, yönetime katılma konusundaki görüşleri, sabır ve tahammül düzeyleri, cesaret düzeyleri ve proaktiflik seviyeleri arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. Buna göre, yöneticilerin 21 eğitim düzeyleri ile çalışanlara güven verme, cesaret ve proaktiflik düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Yapılan Waller-Duncan Test sonucunda, eğitim düzeyi yüksek olan yöneticilerin çalışanlara güven verme, cesaret ve proaktiflik düzeyleri eğitim düzeyi düşük olan yöneticilerden daha yüksektir. SONUÇ VE ÖNERİLER Küreselleşme sürecinde, KOBİ yöneticilerinin profilini belirlemeyi amaçlayan bu çalışmadan elde edilen sonuçlar ve geliştirilen öneriler aşağıda sunulmuştur. 1 . Araştırma kapsamındaki KOBİ'lerin üst yönetiminde, profesyonel yöneticilerin oranı %29 düzeyindedir. Daha önceki çalışmalar da bu sonucu destekler niteliktedir (Özgen ve Doğan, 1997:78). 2 . 2000 yılı itibariyla, KOBİ'lerin sadece %16'sının uluslararası pazarlarda faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. 3 . Web sitesi bulunan işletmelerin oranı %44'dür. Avrupa ülkelerindeki KOBİ'lerde ortalama olarak bu oran aynı (%44) düzeydedir. Ancak, İsveç, Danimarka, İngiltere ve Polonya'da ise bu oran %55'in üzerindedir (Thornton, 2000:14-15). 4 . Araştırma kapsamındaki KOBİ'lerden sadece %8.5'i sorunlarının çözümünde üniversiteleri tercih etmektedir. Bununla birlikte, TSE, MPM ve KOSGEB gibi kuruluşların tercih edilme düzeyleri de oldukça düşüktür. 5 . KOBİ'lerin gelecek dönemler için en önemli planları, yeni pazarlara girmektir. Stratejik işbirliğini planlayan işletmelerin oranı sadece %6'dır. 1KOBİ'lerin üst yönetiminde profesyonel yönetici istihdam etme ve uluslararası pazarlarda faaliyet gösterme düzeylerinin düşük olması, bu işletmelerin henüz küresel işletme özelliklerine sahip olmadıkları şeklinde yorumlanabilir. 2İşletmelerin, sorunlarının çözümünde üniversiteleri, TSE, MPM ve KOSGEB gibi kuruluşları tercih etme düzeylerinin düşük olması; hem bu işletmelerin işbirliğine uzak durmalarının nedenleri hem de ilgili kuruluşların etkinliği açısından detaylı olarak 22 araştırılması gereken bir konudur. Nitekim, KOBİ'lerin geleceğe ilişkin planları arasında, stratejik işbirliği yapmak oldukça düşük düzeydedir. 1 . Araştırma kapsamındaki KOBİ'lerde internetin reklam, satış ve satınalma amacıyla kullanımı, Avrupa'daki KOBİ'lere göre çok düşüktür. Avrupa Ticaret Araştırması sonuçlarına göre (Thornton, 2000:16); internetten satın alma ve satış yapan KOBİ'lerin oranı Norveç'de en yüksek; Türkiye, Finlandiya ve Portekiz'de ise en düşük düzeydedir. Ülkemizde, internetin daha çok bilgi amaçlı kullanımı yanında sosyal amaçlı olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Oysa, küresel bir işletmede internet, tüm işletme faaliyetlerinde yaygın şekilde kullanılır. 2 . Araştırmaya katılan işletme sahip veya yöneticilerinin yarıdan daha azı (%45) Fakülte veya Yüksek Lisans eğitimi almış olup, yine bunların yarıdan daha azı (%44) işletme ya da iktisat eğitimi almıştır. Yöneticilerin 1/3'ünün hiç yabancı dil bilmediği ve yurt dışı mesleki yayın takip edenlerin sadece %9 oranında olduğu tespit edilmiştir. Yöneticilerin %66'sının yöneticilik tecrübesi 10 yıldan azdır. 3 . Araştırma kapsamındaki KOBİ sahip veya yöneticilerinin %32'sinin hiçbir sosyal amaçlı kuruluş ile bağlantısı bulunmamakta; sadece %9'unun bir siyasal partiye üyeliği bulunmaktadır. Yaklaşık %60'ı, iş dışındaki boş zamanlarını ailesiyle veya dinlenerek harcamaktadır. Yöneticilere, en çok değer verdiklerinin ne olduğu sorulduğunda; yarıdan fazlası “ailem” şeklinde cevap vermiştir. Ülkeme hizmet diyenlerin oranı ise, %5 düzeyindedir. 4 . KOBİ yöneticilerinin davranışları yedi değişik boyuttan incelendiğinde: Yöneticilerin; insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme (%59), işletme çalışanlarına güven verme (%41), esneklik (%54) , yönetime katılma (%57) , sabır ve tahammül (%60) , cesaret (%30) ve proaktiflik (%34) davranışlarının düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Özellikle işletme çalışanlarına güven verme, cesaret ve proaktiflik davranışlarının diğer davranış biçimlerinden daha düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. 5 . Yedi değişik boyuttan, 500 büyük sanayi işletmesinde yapılan bir araştırmanın 23 sonuçları (Öztürk, 1998) ile bu çalışmadan elde edilen sonuçlar karşılaştırıldığında; KOBİ yöneticilerinin davranışları genel olarak düşük seviyededir. Ancak, işletme büyüklüğü (işletmedeki personel sayısı) ile yedi yönetici davranışı arasındaki ilişkinin analiz edilmesi (ANOVA) sonucunda: işletme büyüklüğü ile sadece yöneticinin kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. 6 . Yöneticilerin yaşları ve eğitim düzeyleri ile insanları tanıma ve farklı değer ölçülerini anlayabilme düzeyi, çalışanlara güven verme durumları, kararları ve görüşleri konusundaki esneklik düzeyleri, yönetime katılma konusundaki görüşleri, sabır ve tahammül düzeyleri, cesaret düzeyleri ve proaktiflik seviyeleri arasındaki ilişkiler Tek Yönlü Varyans Analizi Metodu ile test edilmiştir. Buna göre, yöneticilerin yaşları ile davranış biçimleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ancak, eğitim düzeyi ile yöneticilerin çalışanlara güven verme, cesaret ve proaktiflik düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. YARARLANILAN KAYNAKLAR Ataol, A., vd. (1992), Türk Özel Sektör Endüstrisinde Yönetici Profili, TOBB Yayın No: 235, Ankara. Atkinson, Rita, R. C. Atkinson ve E. R. Hilgard (1995), Psikolojiye Giriş, (Çev. K. Atakay, M . Atakay ve A. Yavuz), Sosyal Yayınları, İstanbul. Barlett, C.A. ve diğerleri (1992), “What is a Global Manager?,” Harward Business Review, Volume:70, Number:5, ss.123-133. Coleman, R. ve G. Barrie (2000) , Yöneticinin Klavuzu, (Çev.: M .Harmancı), 5.Basım, Remzi Kitabevi, İstanbul. Covey, Stephan R. (1998), Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı (6.Basım), (Çev. G. Suveren ve O. Deniztekin), Varlık Yayınları, İstanbul. Daniels, John L. ve Daniels, N. C. (1994), Global Vision: Building New Models For the Corporation of the Future, McGraw-Hill International Edition. Drucker, Peter F. (1999) , 21. Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları, (Çev.:İ. Bahçıvangil ve G. Gorbon), Epsilon Yayıncılık, İstanbul. Fukuyama, Francis (1998), Güven: Sosyal Erdemler ve Refahın Yaratılması, (A.Buğdaycı), İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara. Hair J. F.; Anderson R. E.; Tatham, R. L. ve Black W. C. (1998), Multivariate Data Analysis, 5.ed., Upper Saddle River, Prentice Hall, New Jersey. Human Synergistics (1980), Life Style Inventory 1: Self-Development Guide, Michigan: Human Synergistics Inc. Karadal, Himmet (1999), “Kariyerde Başarı İçin Stratejiler,” Mühür, Halk Bankası A.Ş. Müfettişleri Birleşme ve Dayanışma Derneği Yayın Organı, Sayı: 5, 24 ss.58-66, Ankara Karadal, Himmet ve Savaş, O. (2001), “Appropriateness Of Strategical Evaluations to the Millennium Trends: A Research in 500 Large Turkish Firms,” European Trade Study Group: Third Annual Conference, (www.etsg.org), Universite Libre de Bruxelles, 14-16 September, Brüksel. Koçel, Tamer (1998), İşletme Yöneticiliği, (Yenilenmiş 6. Baskı), Beta Basım. Kellaway, L.(1995) , “Seven Efficent Steps to Heaven,” Financial Times, May-1995, USA. Malhotra, N. K. (1999), Marketing Research, 3.edition., Upper Saddle River, Prentice Hall, New Jersey. Maxwell, John C. ve Dornan, J. (1995), Başarı İçin Stratejiler, (Çev.: İ.Güpgüpoğlu; Editör: D. Cüceloğlu), Sistem Yayıncılık, İstanbul. Özdamar, Kazım (1999) , Paket Programlar ile İstatistiksel Veri Analizi, 2.Baskı, Kaan Kitabevi, Eskişehir. Özgen, Hüseyin (1991) , “Küçük İşletmelerin Kuruluşunda İzlenecek Yaklaşım,” Adana Ticaret Odası Dergisi, Sayı: 3, Eylül-Ekim. Özgen, Hüseyin ve S. Doğan (1997), Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Uluslararası Pazarlara Açılmada Karşılaştıkları Yönetim Sorunları ve Çözüm Önerileri, KOSGEB, Ankara. Öztürk, Azim (1998), Küreselleşen Dünya'da Yöneticilik, Adana Nobel Kitab. Şener, S. (1994), Başarı Yolunda 70 Kural, Timaş Yayınları:185, İstanbul. Şimşek, M .Şerif (2001), Yönetim ve Organizasyon, (Yenilenmiş 6.Basım), Günay Ofset, Konya. Thornton, Grant (2000), Avrupa Ticaret Araştırması, (Çev.: E. Tüzgiray), Capital Dergisi Ek'i, (Ergin Uluslararası Denetim ve Yeminli Mali Müş.). Toffler, Alvin (1989), Uyumlu Şirket: Dünyanın En Büyük Şirketi Çağa Uyum Sağlamak İçin Nasıl Değişti?, (Çev.:Y.Güneri), İlgi Yayınları, İst. 25