ı. sanayi şurası tekstil sanayii raporu

Transkript

ı. sanayi şurası tekstil sanayii raporu
T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
I. SANAYİ ŞURASI
TEKSTİL SANAYİİ RAPORU
1— 4 EYLÜL 1987
ANKARA
T.C.
SANAYİ VE TİCARET BAKANÜĞI
DOC:
YER:
89-1288
YIL:
CLT:
KSM:
KOP:
DEM:
39-2170
KÜTÜPHANESİ
I.
SANAYİ ŞURASI
TEKSTİL SANAYİİ RAPORU
1 - 4 EYLÜL, 1987
ANKARA
|Sfc5
İ ÇİNDEKÎLER
BÖLÜM I
: TEKSTİL SANAYİ KOMİSYON RAPORU
BÖLÜM II
: PANELİSTLERİN KONUŞMALARI
BÖLÜM III
: OTURUMDA YAPILAN GÖRÜŞMELER
BÖLÜM IV
: NİHAİ RAPOR
T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
BÖLÜM
I
TEKSTİL SANAYİİ
KOMİSYON RAPORU
1 - 4 EYLÜL, 1987
ANKARA
İÇİNDEKİLER
Önsöz
Toplantı Kronolojisi
Tekstil Sanayinin Önemi
Genel Değerlendirme
I.
İplik Sanayi
II. Dokuma Sanayi
III. Konfeksiyon Sanayi
IV. Halı Sanayi ve Diğerleri
Dünyadaki Durunı
Tekstil Sektörünün Sorunları
I.
Yatırım ve Teşvik
II. Tedarik Sorunları
III. İhracat Sorunları
IV. Finansman Sorunları
V. liberasyon Karşısında Sektörün Durumu
VI. A raştırm a Geliştirme
VII Çevre Sorunları
Kamu Kurum ve Kuruluşların Arasındaki Koordinasyon
Görüş ve Öneriler
İplik, Konfeksiyon ve Halı Sanayiinin Kapasite Miktarları
Uzun vadeli sanayi stratejimizi tesbit etmek, sanayi sektörlerimizi yön­
lendirmek ve Eylül İ9 8 7 ’de yapılacak Sanayi Şurası'na esas olmak üzere
13.2.1987 tarihinde Sanayi Ticaret Bakanlığı Toplantı Salonunda Sayın
Bakan Cahit ARAL başkanlığında Tekstil Sanayi konusunda bir çalışma
başlatılmıştır. Bu toplantıda tekstil sanayi;
1 —iplik Sanayi
2 —Dokuma Sanayi
3 —Konfeksiyon Sanayi
4 —Halı Sanayi ve Diğleri.
şeklinde gruplandırılarak, çalışmaların bu plan çerçevesinde yapılması her
grup için ayrı birer raporun düzenlenmesi öngörülmüştür.
13.2.1987 tarihinde Bakanlığımızda Saym Bakan Cahit ARAL başkanlığın­
daki toplantıya katılan firm a ve temsilcileri :
Fatih TOKTAŞ
SÜMERBANK Genel Müdürlüğü
SÜMERBANK Nazilli Basma San. Mües.
Akın KARAPINAR
SÜMENBANK Genel Müdürlüğü
Mesut KÜPÇÜ
ÇEVRE Genel Müdürlüğü
Sami AGIRGUN
Refik Say dan Hıfzısıhha Müd.
Tezer BENAY
İGEME
İskender ŞENGEZER
DPT
Şenay DUMAN
EGE ÜNİVERSİTESİ
Prof. Temel ÇAKALOZ
KULSAN A.Ş.
İsmail KULOGLU
KAYSERİ Tekstil A.Ş.
Orhan ÇANDIR
SEMA A.Ş.
Şener ERDAL
AKKON TEKSTİL
Süleyman Tezcan GÜLERYÜZ
ÖRMEİŞ TEKSTİL San.
Naci ORHON
ÇUKUROVA SAN. işit. T.A.Ş.
TAÇ SANAYİİ A.Ş.
Atilla PAKER
Mustafa BAĞCI
HATEKS A.Ş.
Nazif YAPICI
ŞARK MENSUCAT A.Ş.
Nihat ÇELİK
ŞAL KONFEKSİYON
Haşan VATANSEVER
KAÇIKAÇLAR Koli. Ş ti.
Selman BOYACI
UPMAŞ UŞAK
Çerin KAVUNCUOCLU
ORTA ANADOLU SAN. ve Tic. A.Ş.
M. Ali BABAOCLU
TARİŞ PAMUK TARIM SATIŞ Koop. Bir. Kemal Giiner BATU
-2
Upisaş A.Ş.
Celâl SARAÇOĞULLARI
KÖYTAŞ Tekstil Tic. ve San. A.Ş.
Mecit KANBERTAY
ÖZlPEK HALICILIK A.Ş.
Abdullah SARIMERMER
BERDAN Tekstil San. ve Tic. A.Ş.
Fahri ÖZTÜRK
TAFTEKS HALI San. t.A .Ş.
Haşan ASLAN
TASKOBİRLİK
Haşan GÜRCAN
BOSSA T.A.Ş.
Mustafa KUVVETLİ
ALTIN YILDIZ MENSUCAT VE KON. A .Ş. AB Osman KİLİTÇUOGLU
BİRLİK MENSUCAT
Mustafa ÖZHAMURKAR
YÜNSA A.Ş.
Can PİYALE
SÖKTAŞ A.Ş.
O nur YILMAZ
ELSAN ELYAF SAN. A .Ş.
İrfan ÖCAL
EKİNCİ TEKSTİL A .Ş.
M. Şamil EKİNCİ
GÜMÜŞSÜYÜ HALI SAN. ve Tic. A.Ş.
Bedrettin ÖZDEMİR
YEM SANAYİ TÜRK A .Ş.
İsmet TAN
ÇUKOBİRLİK
özger AYGAR
KONFOR YATAKLARI
Celafettin AYAYNIN
ANTBİRLİK
Oğuz TANSIKULA
KOZABİRLİK
Şehabettin GÖKSELER
DÖRTEL TEKSTİL ÖRME SAN.
Erol TONTU
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAK. İsmet Bora BİNATLI
HAZİNE VE DIŞ TlC. MÜSTEŞARLIĞI
Adile EROL
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAK.
Reyan SARAL
TARIM BAKANLIĞI Koruma ve K ont. G.M. Uğur BÜYÜKBURÇ
TARIM ORMAN VE KÖYİŞLERI BAK.
Zekai VARNACI
TARIM ORMAN VE KÖYİŞLERI BAK
İsmail MERT
Ankara Sanayi Odası
Zahide AZILI
T. ODALAR BİRLİĞİ
Yavuz YONTAR
İSTANBUL SANAYİ ODASI
Engin KOYUNCU
- 3-
A - TEKSTİL SANAYINİN ÖNEMİ :
Tekstil Sanayii ülkemiz ekonomisinde öncü sektörlerden biridir. Sanayileşme
sürecine giren ülkelerin, imalat sanayiinde bir sektörün (ki bu sektör gelişmiş
ülkelerde tekstil sanayii olm uştur) ilk olması ve sürükleyici olması gereklidir.
Türkiye'de de Tekstil Sanayii, bu alandaki katkılarını özellikle son yıllarda
dışa açılma politikalarıyla birlikte başarıyla sürdürmektedir. Tekstil Sanayii­
nin hammadde tedarisi açısından büyük ölçüde tarıma dayalı olması ve üreti­
min bazı aşamalarının emek yoğun olması gerek tarım sektörünün gelişme­
sinde, gerekse istihdam yaratılması açısından büy ük önem taşımaktadır.
Türkiye ekonomisi içinde olduğu gibi, Türk Sanayii içinde de bir çok yön­
den en ağırlıklı payı ve alanı oluşturan Türkiye Tekstil Sanayii, teknik geliş­
meleri, çok yönlü katk ı ve verim imkanları ile sadece yerli payasanıız için
değil, uluslararası piyasalar için de geniş ve anlam kazanmıştır.
1987 yılında 2,2 milyar $'a ulaşması beklenen kapasitesiyle Türkiye'nin to p ­
lam ihracatında en önemli payı olan, toplam imalat sanayindeki istihdam
m iktarında en yüksek katkıyı sağlayan sanayi kolıı tekstil sanayimizdir.
Bu sanayi dalı, Devlet Bütçesine sağlanan gelir kaynakları bakımından, fiskal ve para fiskal alanda yarattığı katkı bakımından Türkiye genelinde önde
gelen yere sahiptir.
Tekstil Sanayinin bilhassa makina ve metal sanayinin gelişmesine olan kat­
kısı üzerinde önemle durulması gereken bir husustur.
Ayrıca tekstil sanayii Türkiye gibi ülkelerde gelişmekte olan sanayilerin iti­
ci gücünü oluşturm aktadır.
- 4 -
B - GENEL DEĞERLENDİ RME
I - İPLİK SANAYİİ
MARMARA BÖLGESİ İTİBARİYLE
a) İplik Sanayinde Kurulu Kapasite (Üretim) D urum u
Tekstil sanayiinin ana ve vc önemli bölümlerinden b irin i oluşturan ipük sa­
nayiini; pamuk ipliği, yün ipliği ve sun'i ve sentetik ip lik olmak üzere üç grup­
ta toplamak mümkündür. Bölgedeki tekstil s a n a y iin e mensup firmaların üre­
tim kapasiteleri bu sınıflamaya bağlı kalınmakla b e ra b e r durumları daha ay­
rıntılı şekilde belirtilmiştir.
— Karde Pamuk ipliği üretim kapasitesi
:
43.698.000. —KG
— Fe-ıye pamuk ipliği üretim kapasitesi
:
2.372.000. —KG
— Open—And pamuk ipliği üretim kapasitesi
:
2.320.000. — KG
-
Kaba strayhgarn iplik üterim kapasitesi
:
3.932.916. — KG
-
İnce strayhgarn iplik üretim kapasitesi
:
3.307.867. - KG
— Kamganı iplik üretim kapasitesi
:
23.124.218. — Kg
-
Yan kamgam iplik üretim kapasitesi
:
6.892.325. — KG
-
Incc kıllardan (tiftik dahil) iplik üretim
.
2.276.628. - KG
kapasitesi
- 5-
Yün ve kıllar (ince veya kaba karde edilmiş)
üretim kapasitesi
2.598.803. - KG
Bükülmüş, çile yapılmış, bobine aktarılmış
iplik üretim kapasitesi
2.496.191. - KG
Tabii ipek ipliği üretim kapasitesi
167.664. - KG
Sun'i ipek ipliği üretim kapasitesi
4.252.000. - KG
Polianıid ipliği üretim kapasitesi
83.274.166. - KG
Tekstüre ve ıııus iplik üretim kapasitesi
12.266.762. - KG
Pamuk, sun'i ve sentetik elyaf karışımı
iplikler üretim kapasitesi
866.400. - KG
Ağ ipliği üretim kapasitesi
190.163. - KG
El örgü iplik (pamuk, yün, suni, sentetik)
üretim kapasitesi
99S.273. - KG
Nakış ipliği üretim kapasitesi
749.300. - KG
Dikiş ipliği üretim kapasitesi
1.070.610. - KG
Kunduracı ipliği üretim kapasitesi
53.084. - KG
Keten ipliği üretim kapasitesi
288.331. - KG
K eten—kenevir ipliği üretim kapasitesi
163.914. - KG
Diğer bitkisel liflerden iplikler üretim
309.000. - KG
kapasitesi
Eski paçavra açmalardan elde edilen ipliklerin
üretim kapasitesi
Diğer iplikler üretim kapasitesi
TOPLAM
..............................................
1 .5 7 7 .7 3 3 .- KG
422.305. - KG
199.668.653. - KG
Bu arada 1985 ve 1986 yıllarında dar kapsamlı yapılan anket çalışmalarında
elde edilen sonuçlar aşağıda açıklanmıştır.
-
DÖNEMİ
6
-
ANKETE KATILAN
İLGİLİ SANAYİ
FİRMA SAYISI
DALININ İSMİ
FİİLİ ÜRETİM (TL)
1985 YILI 143 ADET
İplik-Dokum a San. 482.928.846.000. -
1986 yıü
İplik—Dokuma San. 703.208.207.000. —
114 adet
İplik sanayiinde Marmara Bölgesindeki firmaların sahip oldukları iğ sayılan
aşağıya çıkarılm ıştır.
a — Pamuk İpliği : Pamuk ipliği üretiminde kullanılan iğ sayısı 496.284 adet­
tir.
b — Yün İpliği :
1 — Kamgam ve yan kamgam iplik
289.814. adet/iğ
2 - Strayhgam iplik
9.895 adet/fitil
c —Tekstürize ve mus iplik
16.182 adet/iğ
2) İPLİK SANAYİİNDEKI İHRACAT DURUMU :
1985 yılında tekstil sanayimdeki ihracatla ilgili olarak 220 firma nezdinde
yapılan ankette aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
a) İplik S a n a y i:
151.732.093. - 0
Aynca 1980—1985 dönemindeki Türkiye'nin Tekstil Ürünleri İhracatı aşa­
ğıya çıkarılm ıştır.
1980 yılı
424,1 milyon #
1981 yılı
802,1 milyon %
1982 yılı
1,056,1 milyon %
1983 yılı
1,299,1 milyon #
1984 yılı
1,872,1 milyon %
1985 yılı
1.176,3 milyon $
BURSA BÖLGESİ İTİBARİYLE
İPLİK SANAYİİ
İplik sanayiinde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ııa kapasite raporu hazırlatan
firma sayısı 17'dir. Bunlardan 10 tanesi tabii ipek ipliği imal etm ekte, 7 fir­
ma ise m uhtelif cins diğer iplik imalatuıda bulunm aktadır.
A) SEKTÖRE İLİŞK İN GENEL BİLGİLER
1) Firma Sayısı
17
2) İstihdam
7047
3) Makina Parkı
a) 352 adet mancınık
b )3 adet flatör makinası
c) Pamuk ipliği iğ sayısı
159.500
4) Tüketim kapasitesi
a) Yaş Koza
b) Kuru Koza
c) Pamuk
d) Kaprolatam
1.087.024 kg.
45.144 kg.
6.585 toıı
11.000 ton
-8 1.500 ton
e) Naylon 6 cips
530 ton
f) Naylon 66 cips
21.178 ton
g) Polyester cips
187 ton
h)T i C>2 Şinitzcl
2.250 ton
ı) AH tuzu
i) TPA (Tereftalik Pure Asit)
39.789 ton
j) Mono etilen glikol
19.065 ton
5) Üretim Kapasitesi
139.446 kg.
a) Tabii İpek İpliği
b) Bükümlü tpek İpliği
12.759 kg.
c) İpek Halı İpliği
9.600 kg.
d) Polyamid esaslı naylon 6 cips iplik
7.700 ton
e) Naylon 5 kesik elyap
14.000 ton
f) Polyamit esaslı naylon 66 iplik
g) Polyester iplik
525 ton
49.874 ton
h) Boyalı tekstûre iplik
1.400 ton
ı) Pamuk ve sentetik dikiş ipliği
387.686 kg.
j) Pamuk ipliği
5 3 4 0 ton
k) Pamuk open-end iplik
1.240 ton
6) İthalat miktarı (iplik hammaddesi mamul ve yan mamul)
1985 y ıh
: 18.688.524$
1986 yılı
: 23.042.045$
7) ihracat Miktarı
- 9 1985 S
1986 S
Polyester ipiik
23.642.079
20.405.987
Naylon iplik
10.293.817
6.676.196
Pamuk ipliği
7 .908.433
11.676.623
Akrelik iplik
1.416.164
4.952.846
620.158
632.984
T O P L A M 43.S80.645
44.244.636
Diğer iplik
8) Üretim Çeşitleri:
Tabii ipek ipliği. Bükümlü ipek ipliği. İpek lıaîı ipliği. Polyamid esaslı
naylon 6 cips iplik. Naylon 6 kesik elyaf, Polyamid esaslı naylon 66 iplik
Polyester iplik. Boyalı tekstüre iplik. Pamuk ve Semetik dikiş ipliği,
pamuk ipliği, pamuk open—end iplik.
e g e b ö l g e s i it ib a r îy l e
a) İPLİK SANAYİ
iplik sanayiinden kapasite raporu hazırlatan yalnızca pamuk ipliği üreten
5 firma bulunm akta, toplam 111.953 iğlik kapasitede olan bu firmalarda
2417 kişi istihdam edilmektedir. Ayrıca 10 kadar yünlü tekstil ve 15 ka­
dar kombine tekstil sanayiinde de çeşitli türde iplik üretilmektedir.
Bu firmaların toplam olarak kullandıkları ana hammaddeler ve başlıca
ürünleri aşağıdaki gibidir.
- 10IpEk Sanayii Ana Hammaddeler
Üretim Kapasitesi
Sentetik Elyaf : 5441 ton
Pamuk ipliği
Pamuk
18720 ton
Open—and iplik
638 ton
Yapağı
2184 ton
Penye dikiş ipliği
544 ton
: 10385 ton
Kangam iplik
40 ton
İplik boyama
: 1035 ton
Sentetik iplik
: 1483 ton
Strayhgam iplik
: 1653 ton
Merserize ipfik
40 ton
GAZİANTEP BÖLGESİ İTİBARİYLE
a) iplik Sanayii
KAPASİTE MİKTARI :
— Kilim ipi üretim kapasitesi
42 Ton/Gün (Strayhgam)
(Strayhgam Kili ipi Üretim Kapasitesi)
13.400 Ton/Yd
— Halı (Kamgam) üretim Kapasitesi
8.900 Ton/Yü
— Hah ipi (Kamganı Üretim Kapasitesi)
— Bu sektörde çalışan toplam personel
28 Ton/Göı
25.000 adet
A-PAM UK İPLIGI SANAYİİ
— Toplam Firma Sayısı :
— Toplam İğ Sayısı
19 Adet
459.898 Adet
—Toplam R otor Say» :
15.200 Adet
— Toplam Personel
6.500 Adet
—Toplam Kapasite
82.500 Ton/Yıl
-
n
I I - DOKUM \ S \ N AYİİ
MARMARA BÖLGESİ İTİBARİYLE
Dokuma Sanayimdeki üretim kapasiteleri aşağıda gcsu-nleıı şekilde sınıflan­
dırılmıştır.
— Pamuklu dokuma üretim kapasitesi
: a!
2 S05.924
Kg
bt
2.5S9.2S"
M2
Ci
J5.9iG.200
M.
aı
555.500
bt
6.1 >0.5 13
M.
: aı
5 26.1 "6
M2
bt
H50.6S9
M.
aı
i.5 i 4.123
M.
: aı
5 S.200
Kg
b.t
1 1.103.533
M2
Ci
! 1.“ 06.666
M.
a>
"".300
Kg
bı
1.S 19.1 50
M2
cı
3.645.473
M.
: a)
1.149.000
Kg
b!
4.354.560
M.
Ci
1 5 .5 " '.'2 6
M.
: aı
! .896.960
M2
bi
3"S.5!4
M.
— Kamganı kumaş üretim kapasitesi
— Sîrayngarn kumaş üretim kapasitesi
— Tabii ipekii kumaş üretim kapasitesi
M2
— Suni ipek ipliğinden yapılan kumaşîalann üretim kapasitesi
— Sentetik ipliklerden yapılan kumaşlar
uretim kapasitesi
- Sun'i sentetik iplikten yapılan kumaşlar
üretim kapasitesi
— Karışık kumaşlar üretim kapasitesi
- 12
- Pokum alık kumaş üretim kapasitesi
— Dar dokum a üretim kapasitesi
: a)
51.300
Kg
b)
1.741.000
M2
c)
846.308
M.
: a) 131.401.651
M.
752.717
M2
1.378.407
M2
28.123
M2
: a)
553200
Kg
b)
54.655.832
M2
c)
8.755.960
M.
4.759.724
Ks
93.531.294
M2
220.8125 13
M.
- b)
— ö zel amaçlı kumaşlar (paraşüt
kumaşı gibi) üretim kapasitesi
♦
- Keten dokum a üretim kapasitesi
— Diğer dokumaların (tela, vatka gibi)
üretim kapasitesi
T O P L A M ...........................................
Bu arada 1985 ve 1986 yıllarında dar kapsandı yapılan anket çalışmalarında
elde edilen sonuçlar aşağıda açıklanmıştır.
ANKETE KATILAN
İLGİU SANAYİ
dönem i
f ir m a s a y is i
d a l in in is m i
1985 Yılı
143 Adet
Iplik-Dokuma San.
482.928.847.000.
1986 Yılı
114 Adet
İplik-Dokuma San.
703.208.207.000.
- f i i l i ü r e t i m (t l )
Dokuma sanayimin sahip oldukları tezgah sayısı aşağıya çıkarılmıştır.
a) Pamuklu Dokuma
8594 adet/tezgah
b) Kamgam, y an kamgam, strayhgam dok.
1100 adet/tezgah
-1 3 c) Yuvarlak pamuklu ve sentetik dokuma
d ) Otomatik ve el triko dokuma tezgahı
e) Etiket dokuma
780 adct/makina
239 adet/tezgah
83 adet/tczgah
f) Tül dokuma
239 adet/tezgah
T O P L A M ...................................................................
10.255 adet/'tezgah
780 adet/makina
2 - DOKUMA SANAYİİNDEKİ İHRACAT DURUMU:
1985 yılında tekstil sanayimdeki ihracatla ilgili olarak 220 firma nezdinde
yapılan ankette aşağıdaki sonuçlar elde edilm iştir.
— Dokuma Sanayii :
9S.424.154.— S
Ayrıca 1980—19S5 dönem indeki Türkiye'nin Tekstil Ürünleri İhracatı aşağı­
ya çıkarılmıştır.
1980 yılı
424.1 milyon Ş
1981 yılı
802.1 milyon Ş
1982 yılı
1.056.1 milyon S
1983 yılı
1.299.1 milyon S
1984 yılı
1.872.1 milyon $
1985 yılı
1 ,1 7 6 3 milyon $
BURSA BÖLGESİ İTİBARİYLE
DOKUMA SANAYİİ
Ülkemiz Tekstil Sanayiinde. Bursa'nın üretim hacmi ve istihdam açısından
büyfık önemi vardır. Bugün geniş bir biçimde tekstil hammaddesinden nihai
-14üretime kadar yaygın bir faaliyet alanını kapsayan Bursa tekstil sanayii, ileri
teknolojiye sahip ve yüksek kapasiteli tesislerle ülke ekonomisi açısından bü­
yük bir güç oluşturm aktadır. Bursa'da sun'i ve sentetik iplik ve elyaftan üreti­
len dokuma ürünleri, dokumacılık sektörünün en büyük kısmını oluşturm ak­
tadır. Tekstil endüstrisinin Bursa'da geleneksel sanayii dalım oluşturması ve
bu alanda önemli deneyimlere sahip olması nedeniyle Türkiye genelinde pek
çok yönden ileri bir düzeydedir. Özellikle son yıllarda, büyük bir istihdam
kapasitesi yaratan, teknolojik yönden son derece ileri tesislerin, Bursa'da
faaliyete geçmeleri ile tekstil endüstrisi katma değer ve ihracat açısından yeni
imkanlar kazanmıştır.
'
Dokumacılık Sektöründe Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 'na kapasite raporu
hazırlatan firma sayısı 933 dür. Bu firmalardan 10 tanesi tabii ipekli kum aş­
lar dokumakta, diğer firmalar ise m uhtelif kumaşlar dokumaktadırlar.
I) MUHTELİF DOKUMA
A) SEKTÖRE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER
1) Firma Sayısı
: 933
2) İstihdam
-.8346
3) Makina Parkı
a) Otomatik dokum a tezgahı
b) Jarse kumaş tezgahı
1887 (10 firmada bulunmaktadır.)
113
c) Dar armürlü dokum a tezgahı
5746
d) Dar jakarlı dokuma tezgahı
421
e) Dar düz dokuma tezgahı
120
f) Geniş armürlü dokum a tezg.
516
g) Geniş jakarlı dokum a tezg.
460
- 15 h) Geniş düz dokum a tezgahı
:
i) Kadife dokum a tezgahı
: 383
Toplam
9
: 9655
4) Tüketim Kapasitesi
a) Tabii ipek ipliği
b) Sun'i veya sentetik iplikler
170.492 Kg.
18.825 ton
c) Kamgam iplik
1.316 ton
d) Strayhgarn iplik
1.095 ton
5) Üretim Kapasitesi
a) Sun'i veya sentetik kumaşlar
b) Tabii ipekli kumaşlar
c) Jarse kum aşlar
d) Kamgarn kum aşlar
e) Strayhgarn kum aşlar
35.686.697 m. - 61.061.8S9 m2
1.862.711 m . -
1.587.423 m 2
23.040.741 m. - 23.617.422 m 2
2.078.224 m.
526.176 m.
6) İthalat m iktarı
7) İhracat miktarı (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası kanalıyla yapılan ihracat)
M uhtelif Kumaş :
8) Üretim Çeşitleri :
a) Sun'i veya sentetik kumaşlar
b) Tabii ipekli kumaşlar
c) Jarse kumaşlar
1985 (JS)
1986 ($)
32.304.587
26.308.102
-16-
d) Kamgam kumaşlar
e) Strayhgam kumaşlar
II) HAVLU KUMAŞ VE MAMULLERİ
A) SEKTÖRE İLİŞKİN GENEL BİLGİLERİ
1) Firma Sayısı
2) İstihdam
3) Makina Parkı
36
1133
347 adet tezgah
4) Tekerim kapasitesi
a) Pamuk ipliği
2.646 ton
5) Üretim kapasitesi
a) Havlu kumaş
: 1.003.812 m. - 4.619.689 m2
b) Bornoz
: 45.000 adet
c) Plaj elbisesi
: 64.800 adet
6) İthalat Miktarı
: Yoktur
7) İhracat Miktarı
: (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası
kanalıyla)
a) 1985 yılı
: 3346.666 $
b) 1986 yılı
: 5.832.698$
8) Üretim çeşitleri
: Havlu kumaş, bornoz, plaj elbisesi.
EGE BÖLGESİ İTİBARİYLE
DOKUMA SANAYİİ
Dokuma sanayiinde kombine tesislerle birlikte 15 civarında firma faaliyet
göstermektedir. Bu firmalarda toplam 14.419 kişi çalışmaktadır.
- 17 Dokuma Sanayiinde
Kullanılan Ana ham maddeler
Üretim Kapasitesi
Pamuk
:8 0 7 8 ton
Pamuklu dokuma
25.000 toıı
Sentetik elyaf
:3 9 5 9 ton
Yünlü dokuma
40.000 ton
Pamuk ipliği
: 589 to n
Kumaş
7.119.035 metre
Bez merserizasyoıuı
1648 ton
Sasarlama
2S50 ton
Apre
2713 ton
Bez, iplik boyama
S360 ton
Baskı
45.513 km.
Fitfed
750.000 adet
Örgü
504 ton
Dolgu mad.
960 ton
Sentetik iplik
Yapağı
41 ton
410 ton
ESKİŞEHİR b ö l g e s i İ t i b a r î y l e
DOKUMA SANAYİİ
A -G E N E L DEĞERLENDİRME
Fabrikanın kapasitesi
1986
1985
2100 ton pam uk ipliği
2750 ton
17 milyon metre pamukla ham bez
17.5 milyon metre
22.5 milyon metre mamul bez üretimi
21.5 milyon metre
Kuruluş tam kapasite ile çalışmaktadır. Atıl kapasite yoktur.
1985 yılı ihracat miktarı
.-6.108.664 S
1986 yılı ihracat miktarı
.•6.423.909 $
-18GAZÎANTEP BÖLGESİNE GÖRE
DOKUMA, HALI—KİLİM SANAYİİ
GENEL DEĞERLENDİRME (Kapasite Durumu) :
A) HALI - KİLİM VE DOKUMA
— Bu sektörde faaliyet gösteren firma sayısı
600 adet
— Mevcut halı tezgahı sayısı
320 adet
— Mevcut kilim ve battaniye tezgalu
350 adet
— Strayhgam ipliği (Kilim ipi; üretim tesisi
64 adet
— Kamgam iplik (hah ipliği) üretim tesisi
10 adet
— Boyahane sayısı
45 adet
KAPASI HE DURUMU
— Günlük halı üretimi
: 4.500 adet veya 22.500 m^
— Yıllık hah üretimi
: 1350.000 adet veya 6.750.000 m“
— Günlük kilim kapasitesi
: 1.500 adet veya 7.500 nı^
Yıllık kilim kapasitesi
— Günlük Battaniye üretimi
Yıllık battaniye üretimi
: 450.000 adet veya 22.500.000 m~
: 5.000 adet veya 15.000 m^
: 1.500.000 adet veya 4.500.000 m^
İHRACAT DURUMU:
Halı vb. imalatlarda direkt ihracat yapılmamaktadır. Çok az miktarda aracı
firmalara satış yapılmaktadır. Ancak bilhassa Ortadoğu ülkelerinden turist
olarak gelen şahıslara çok miktarda parekende olarak satış yapılmakta ve d ö ­
viz girdisi sağlanm aktadır.
-
19 -
Pamuk ipliğinde ise ihracat büyük bir başarı ile devanı etm ekte olup, odaıııızca yapılan istatistiklere göre:
a)
1985 yılında;
11.855.110.— Kg. Pamuk ipliği ihraç edilerek 29.434.159.— $karşılığı
döviz sağlanm ıştır
b) 1986 yılında;
11.909.290.— Kg. Pamuk ipliği ihraç edilerek 26.277.614.— $ karşılığı
döviz sağlanm ıştır.
c) ithalatla ilgili rakam lar bulunm am aktadır.
III - KONFEKSİYON SANAYİİ
MARMARA BÖLGESİ İTİBARİYLE
GENEL DEĞERLENDİRME
1— Konfeksiyon sanayimdeki üretim kapasiteleri aşağıda gösterilen şekilde
sınıflandırılm ıştır.
— Kadın, erkek ve çocuk iç çamaşırları
üretim kapasitesi
: a) 300.000 kg.
b ) 30.663.375 Adet
— Pijama ve gecelik üretim kapasitesi
10.013.610 Adet
-
-
20
-
Kadın, erkek, çocuk dış giyim eşyası üretim
kapasitesi
: a) 52.007.054 Adet
b)
375.000 Takım
-
Kot pantalon üretim kapasitesi
1.466.000 Adet
-
İş elbisesi üretim kapasitesi
974.250 Adet
-
Askeri eğitim elbisesi üretim kapasitesi
795.000 Adet
-
Çeşitli spor kıyafetleri üretim kapasitesi
-
Çeşitli giyim eşyası üretim kapasitesi
: 11.136.700 Adet
-
Triko konfeksiyon üretim kapasitesi
: a) 1309.050 Kg.
2.045.700 Adet
b) 58.688.847 Adet
TO PLA M ....................................................................
1.609.050 Kg.
375.000
Takım
167.790.536 Adet
Bu arada 1985 ve 1986 yıllarında dar kapsamlı yapılan anket çalışmalarında
elde edilen sonuçlar aşağıda açıklanmıştır.
ANKETE KATILAN
İLGİLİ SANAYİ
dönem i
f ir m a s a y is i
d a l in in is m i
1985 yılı
51 adet
Konfeksiyonsan.
1986 yılı
51 adet
Konfeksiyonsan. 154.260.978.000.—
f u ü ü r e t im
<t d
66.437.524.000.—
Konfeksiyon sanayiinde bölgede mevcut makina parklarında yer alan çeşitli
makinalann toplamı 16.165 adettir.
2 - KONFEKSİYON SANAYİİNDEKİ İHRACAT DURUMU:
1985 yılında tekstil sanayimdeki ihracatla ilgili olarak 220 firma nezdinde
yapılan ankette aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
Ko nf e ks i yo n Sanayii
212.220.216.- S
Ayrıca 19S0—1985 dönemindeki Türkiye'nin Tekstil Ürünleri ihracatı arası­
ya çıkarılm ıştır.
1950 yılı
124.1 milyon S
1 9 5 1 yılı
S02.1 milyon S
1952 yılı
1056.1 milyon S
1983 yılı
1299.1 milyon S
1954 yılı
î -S~2.1 milyon S
1955 yılı
1 î ~6.3 milyon S
BURSA BÖLGESİ İTİBARİYLE
KONFEKSİYON SANAYİİ
Diğer yandan, Bursa'da leksti! sannyiiniıt cn soıı aşaması olan konfeksiyon
sanayiinin, son yıllara kadar etkinliğinden söz etmek mümkün olmamakta
idi. 19S0—19S1 yıllarından itibaren Türkiye'de de üıraeata yönelik sanayi­
leşme stratejisinin uygulanmasıyla birlikte, konfeksiyon ürünlerinde dış
pazar taleplerinin karşılanması konusunda önemli mesafeler katedilmiştir.
Ancak Bursa'da konfeksiyon ürerimi birkaç firma dışında genellikle küçük
atölyelerde yapılmaktadır. Bu küçük atölyeler: finansman, tanıtını, pazarla­
ma gibi konularda pekçok darboğazlarla karşılaşmaktadırlar. Tekstil endüst­
risinin iki önemli alt sektörü olan dokumacılık ve konfeksiyon sanayiileriııin
birbirlerini tam am layın biçimde bir bütünlük arzetmeîeri ile tekstil endüstri­
sinde yaratılan toplam katma değer ve ihracat önemli ölçüde artış göstere­
bilecektir.
-22 Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 'na kapasite raporu hazırlatan firma sayısı 21
dir. Ancak buıılann dışında atölye tipi pek çok konfeksiyon imalatı yapan
işyeri mevcuttur.
A) SEKTÖRE İLİŞKİN GENEL BlLGlLER
1) Firma Sayısı
2) İstihdam
21
: 1288
3) Makina Parkf
a) Dikiş makinalan
: 666 adet
b)Overlok
: 129 adet
c) Nakış makinası
5 adet
d) Pile makinası
3 adet
e) Kumaş kesme makinası
f) Zig-Zag makinası
g) örgü makinası
: 25 adet
9 adet
: 45 adet
4) üretim Kapasitesi
Gravat
Bluz—Gömlek
İş önlüğü
Etek
17.500 adet
227.636 adet
33.750 adet
110.850 adet
Çocuk elbisesi
21.500 adet
Kadın elbisesi
848.788 adet
Gelinlik
Pantolon—Tulum
Tişört
Plaj elbisesi
Şort
9.000 adet
272.700 adet
2.426.800 adet
64.000 adet
102.000 adet
Masa örtüsü
4.950.000 adet
Havlu
53.326 adcı
Bornoz
45.600 jilet
Çocuk ıriko
244.059 adet
Çocuk çamaşır
156.000 ndet
Pijama
] 2.000 adet
Deri pah o
i 0.000 atlet
Vclur ceket
13.600 adet
M ont-Kaba-ı
54.000 adet
Kuş t uyu *cai'cn
4 —.S4fj adeî
Süet pjrdesL
i 0.000 adet
Karyola takımı
6.000 adeî
Nevreşir,'
1.500 adet
540 takını
Erkek e!DİiC5i
1.500 adet
Paito
36.000 adet
Kot elbise
i SO.OOO adet
Ceket
Muh. bayrak
6* İ t h a l a t - n i k t a n
2.400.000 adeî
: Yoktur.
7) İhracat miktarı
Cinsi
Î9S5 yıl (S
19S6 (S t
M asa n r î ’i ü
39.514.109
31."14.210
Y a t a k ö r tü s ü
4.54S.424
16.41 9.0- 4
Kon fek sı >O!'
2.292.24"
5.063.546
- 26 -
Halı sanayii ve diğerlerindeki bölgedeki mevcut tezgah ve tesis sayısı aşağıya
çıkarılmıştır.
a - Makiııa Halısı
74 adet/tezgah
b—El dokuma hah
678 adct/tezgah
c - Non-Women hah
d —Tafting hah
3 adet komple tesis
4 adet/tezgah
2) HALİ SANAYİİ VE DİĞERLERİNDEKİ İHRACAT DURUMU:
1985 yılında tekstil sanayiindeki ihracatla ilgili olarak 220 firma nezdinde
yapılan ankette aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
Hah Sanayii ve Diğerleri
11.015.409.- $
Ayrıca 1980—1985 dönemindeki Türkiye'nin Tekstil Ürünleri İhracatı aşağı­
ya çıkarılmıştır.
1980 yılı
424,1 milyon £
1981 yılı
802,1 milyon S
1982 yıh
1056,1 milyon $
1983 yılı
1299,1 milyon $
1984 yılı
1872,1 milyon S
1985 yılı
1176,3 milyon S
BURSA BÖLGESİ İTİBARİYLE
HAU VE DİĞER (BOYA—APRE-EM PRİM E) SANAYİİ
Buna'da halı imalatı yapan firma sayısı 3 'tür. 105 tane dc kapasite raporu ha­
zırlatan Boya—Apre ve Emprime işlemleri yapan firma vardır.
SEKTÖRE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER (B oya-A pre-E m prim c)
1) Firma savtsı
2 )İşçi sayısı
105
: 7.194
3)Makina parkı
a) Muhtelif boya m akinaa ve kazam
b)H asbel
547
:
388
c) Jiger
112
d) Muhtelif em prim e masası ve baskı makiri3Si
367
e) Muhtelif baskı makinesi
f) Buhar kazanı
g) Baskı makin ası
51
164
8
4) Tüketim kapasitesi
a) Muhtelif boya
3.7S5 ton
b) Asetik asit
1.376 ton
c) Sudkostik
6.9S0 ton
d)T uz
: 12.1S4 ton
e) Muhtelif yakıt
: 24S J 0 3 ton
f) Üre
292 ton
-2 8 S)Üretim Kapasitesi
Muhtelif kumaş ve iplik, boyama, baskı işlemleri
130.688 ton
317.593.207 m.
16.735 j680 m2
25.600 takım
6) İthalat
: Elde edilememiştir.
7) İhracat
1985 $
Yün Halı
Diğer İhracat
Toplam
1986 $
2.260
6.876
139.586
486.878
141.846
493.754
EGE BÖLGESİ İTİBARİYLE
HALI SANAYİİ VE DİĞERLERİ
Halı fabrikaları, branda, çadır, trikotaj ve diğer tekstil ürünlerinde faaliyet
gösteren 9 işyerinde 227 kişi çalışmaktadır. Bu kuruluşların kapasite raporlanndaki rakamlara göre başlıca ana hammaddeleri ve üretim kapasiteleri
aşağıdadır.
Halı Sanayii ve diğerlerinde
Üretim Kapasitesi
Ana hammaddeler
Sentetik elyaf
: 66 ton
Makina halısı
Sentetik hah ipliği
: 80 ton
Ştrayhran iplik
: 54.960 m2
298 ton
- 7 .9 Pamuk iipliği
150 ton
E1 halısı
: 8.100 m2
Yapağı
328 ton
Dokuma
: 2.827.636 metre
Lût ipüği
14 ton
ö rtü , perde
Yön iplik
50 ton
Pamuk
500 ton
750 ton
Çorap
: 58.000 düzine
Telef pamuk
ESKİŞEHİR BÖLGESİ İTİBARİYLE
HALI SANAYİİ VE DİĞERLERİ
GENEL DEĞERLENDİRME
Hah ipliği
2400 ton yıl
Toftm a hali
2.5 milyon m "
Non—woven halı
3.5 milvon m*
1985 yıh ihracatı
1986 yih ihracatı
3 .1 5 7 3 0 0 $
1.800.000 S
1985 y ıh ithalatı
1986 yılı ithalatı
1300.000 Ş
1.564.800 S
PolynopOen elyaf
970 ton yıl
Fiili ire tim : 1985
865 ton yıl
1986
1.429 ton yıl ( Ç f t vardiya»
İthalatı :
19S5 :
3 3 6 3 2 0 S — 161.065 DM
1986 :
2S 6.İ40 S - 1.237.095 DM
14 ton
-3 0 H - DÜNYADAKİ DURUMU
Tekstil sektörü dünyada en yaygın olarak görflen sanayi dalıdır. Dünya ima­
lat sanayii içinde katma değer, istihdam ve dış ticaret açısından önemli bir
yer tutar.
Tekstil sanayiinin temel hammaddesi elyaftır. Son yıllarda suni elyafın yay­
gın kullanımı hammadde yapışım önemli ölçüde değiştirmiştir. Dünya elyaf
piyasasaında gelişmiş ilkelerin paymı arttırmıştır.
1977 yılı itibariyle dünya tekstil hammeddesi ihracatında gelişmiş ilkeler
payı % 57,2 olurken, gelişmekte olan Ökeler payı % 28,7, sosyalist ülkeler
payı % 7,6 olmuştur.
Dünya pamuk ¡keriminde Çin Halk Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği, ABD,
Hindistan gibi büyük arazi sahibi ilkelerin başı çektiği görülmektedir.
1983—1984 yıllan içinde pamuk üretimin de büyük pay sahibi ilkeler ve bun­
ların ekim alanlan şöyledir:
Başlıca Ülkeler
Ekim alam
(200 hektar)
Üretim
(1000 balya)
Dünya toplam
üretimi içindeki
payı %
Çin Halk Cumhuriyeti
5850
17.000
% 25,4
SSCB
3220
14500
% 20,2
ABD
3011
7.550
% 113
Hindistan
8000
6500
% 09,7
Pakistan
2260
3.900
% 05,8
Brezilya
2035
2.750
%04,1
Türkiye
615
2300
% 03,4
31.726
66.692
Dünya Toplamı
Kaynak: Dünya’da ve Türkiye’de Tekstil Sanayii DPT - 1985.
-31
Tablo'da yer alan iretici ökeler dünvn pamuk üretiminin yıizde 68.6'sim
üretmektedirler.
Dünya yön üretimi ise 2.5 milyon tonu aşmakta. Avustralya (750 bin ton).
SSCB (450 bin ton». Yeni Zelanda (312 bin ton). Arjantin (190 bin toni
dünya y ü ı üretiminde başı çekm ektedir.
Kimya sanayiinin hızb gelişimiyle önem kazanan sentetik elyaf üretiminde
ise başüca gelişmiş ülkelerin piyasaya hakini olduğu görülmektedir. Son y ı l ­
larda gelişmekte olan ülkelerde bu alanda önemli bir atılını yaşanmakla bera­
ber, gelişmiş ülkelerin bu piyasada yüzde ~2A gibi bariz bir ağırlığı bulun­
maktadır.
1978 yılında dünya sentetik elyaf üretimi !0 milyon ton civarında gerçek­
leşmiş, bu piyasada ABD rr 32.3. Japonya ~ 14. Batı Almanya *7 7,4 SSCB.
Kore. İtalya ve İngiltere r - 4 civarında pay almıştır.
Tekstil ve konfeksiyon sanayiinin dünya imalat sanayi katma değeri içerisin­
deki payı 1979 yılı için piyasa ekonomisine sahip snnayileşmiş ülkelerde yak­
laşık rc 8 3 olm akta, düşük ve orta gelirli ülkelerde yaklaşık
planla sanayileşmiş ülkelerde ise
12.6 olmaktadır.
17.5. merkezi
C - TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI
Sektör bilindiği gibi iplik, dokuma, konfeksiyon olmak üzere 3 ana bölüm­
den teşekkül etm ektedir. Halı s a n a y i i de aslen dokuma bölümü içinde olmak­
la beraber, ayrı olarak dile getirilebilir. Soruların cevaplarına gelince:
-32Sektörön sorunlan
1—Yatırım ve Teşvik
2—Mevcut Tesisler Teşviği
3—Yeni Yatırımlar Teşviği
1- YATIRIM VE TEŞVIK:
Dünya'da tekstil sektöründe çok hızlı ve gelişmiş yatırımların başlamış oldu­
ğu izlenmektedir, özellikle iplik üretiminde robot kullanımı giderek artmak­
ta, dokuma üretiminde elektronik vc kompitürize olmuş sistemler gelişmek­
te, apre ve boya üretiminde ise kompitür ağırlıklı olarak girmiş bulunmakta­
dır.
Konfeksiyonda da aynı gelişmeler görülmektedir. 1987 Ekiminde Paris'te
açılacak itma fuarında tüm makine üreticileri en ileri teknolojik gelişmelerini
sergileyeceklerdir.
Ülkemiz ihracatı içinde tekstil ihracatının nerelere ulaştığı bilinmektedir.
Tekstil ihracatının arttırılabilmesi için yatırım teşvikleri, yıllık vergi resim
harç muafiyeti, kurumlar vergisi, istisnası gibi teşvikler halen yürürlüktedir.
Doğal olarak ülkemiz sanayiinin vatan sathına yayılması arzu edilmektedir.
Ancak sonuçta almamız gereken karar herhalde tekstilin özellikle konfeksi­
yonun büyük şehir sanayi olduğu kabulüdir.
Yatırım Teşviklerinde iplik fabrikalarının ülkede yaygın şcldlde ve hammad­
desine yakın yerlerde kurulıııaa olayı giderek sürmektedir, özellikle GAP
projesi bunu yoğunlaştıracaktır.
- 33 Ülkemizin tekstilde başanlı olmasının en önemli »edeni tekstilin hammaddes olan pamuk üretiminden kaynaklanm aktadır. Bu ürün kesinlikle desteklenmefidir.
Muhtemelen dokum a hatta önne sanayiinin yayılması da aynı şekilde olacakt r . Temelde konfeksiyon ise ister istemez nüfusu kalabalık şehirlerde gelişe­
cektir. Şu halde teşvikler de bu hususu gözönîsıde bulundurarak gereksiz kıgflamalar yapılmaksızın verilmeye devam edilmelidir.
Ve yateım ctnm şevkini ve heyecanını çoğaltacak yeni teşvikler ile bezenmeSdir.
Tekstfl sanayiinin Türkiye'deki gelişme hızıru idame ettirebilmesi ve Dünya
pazarındaki paym ı arttırabîlmesi için yatm m lann devam etmesi gereklidir.
Ban sektörlerde (yünlü gibi) iç pazardan artan önemli bir kapasite fazlası
yoktur.
Ancak tekstil yatm m lannın devamlıhğmm sağlanması için öncelikle büyük
üniteler şeklinde konfeksiyon yatm m lannın hızlanması gereklidir.
Bugün, m am S bez ve kum aşlar büyük oranda konfeksiyon için ara mamul ka­
ba! edilm ektedir. Konfeksiyon yatm m lannın. dış pazar satış şanslarının art­
ması için büyük üniteler şeklinde planlanması ve teşvik edilmesi gereklidir.
Bunun için de ya tın m aların satış riskini azaltacak bazı teşvik tedbirlerine
ihtiyaç vardır.
ihracat kotalarında önce Ek. kamu grubu ihtiyaçlarda ikmal tercihi gibi teş­
vikler dûşûntlebiHr. Bu w benzeri teşvikler yeni yatırımcıların kapasite bü­
yüdüğü ile orantılı olarak sağlanmalıdır.
-34Konfeksiyon kapasitesinde büyüme, dış pazarlarda tekstil grubunda katma
değeri arttıracak, iç pazarda ise entegre tesislerde entegrasyon ve büyüme
için moral ve güven sağlayacaktır.
Bunun dışında yatırımlarda kurulu iplik tesislerinin entegrasyonuna öncelik
verilmelidir. Yeni iplik yatmm teşvikleri ise ancak iplik üretimi için veril­
melidir. (vasati numara 36-40 gibi)
Bdyiece kotalarla miktar bazmda kısıtlanmış olan ihracatımızı değer bazmda
yükseltmek uzun vadeli bir plan hedefi olmalıdır. Bu dikkate alınırsa bugü-.
nün ince iplik üreticileri, yannın ince (fantazi ve değerli) kumaş üreticileri
olacaktır.
2 - MEVCUT TESİSLER TEŞVİGI:
Mevcut tesislerdeki, teşvike gelince ilkemizde yapılmış yatırımların boyutu
ve eskiliği hızla geişen teknolojiler dolayısıyla değer kaybettiği bilinmekte­
dir. Halen büyflc yatmmlann Ökemizde çok gelişmiş olmaması özellikle
AET ile bütünleşme yeni girişimlerin hi7Jjınma«ma neden olacaktır. Burada
dikkat edilecek husus kesinlikle eski makinalann Türkiye 'ye getirilmemesi,
bu kolaylıkların tekstilde kesinlikle lcullambnamasMİn-
Ucuz eski entegre tesislerin dahi Türkiye'ye getirilmesine karşıyız. Sebebi ise.
Dünya bir teknoloji yanşı içindedir. Dış pazarlarda yer almak ucuz maliyet,
yüksek kalite ancak teknoloji yanşı ile ulaşılacak hususlardır.
Dolayısıyla ucuza alınan eski tesisler teknoloji yanşmda geri kalmamıza ve
dünya pazarlarında kalitesiz mal, ucuz Hat zorunluluğunu getirecektir. Kat­
ma değeri kısıtlı mal satmakla dke ihracatından büyük şeyler beklemenin
yaran olmadığı herkesçe bilinmektedir.
-35 Özellikle mevcut re yeniden küçük boyutlu olarak kurulan tesislerde bu su
m n daima gözönünde bulundurulmabdtr.
3 - YENİ YATIRIMLARIN TEŞV tC İ:
Yeni yatırını teşviklerinde yatırımların en yeni teknoloji olması özendirilme­
lidir. Yeni yatmmiar için bu kaçınılmazdır. Burada optim um büyüklükler,
rantabl çalışma o h ah k ian , yeni teknolojiler ile birlikte Türkiye'ye girmeli,
özellikle yeni yatsım teşviklerinde eğer imkan varsa dış ülkelerin ülkemiz­
deki sanayicilerle ortak yatırımlara özendirilmesi gayretlerinin yoğunlaştırıl­
masında yarar görülmektedir.
4 - TEDARİK SORUNLARI:
a— Yerli Girdiler:
Tedarik sorunları ilkemizde özellikle ihracata yönelik en önemli sorunlardan
biridir. .Ana girdilerimizin kalitesi ve fîatmdaki sorunlar daima gündemdedir,
ülkem izde hala mesela sentetik ipliklerde dûnva kalitesinde çözgülük iplik
yapılamamakta, boyanmış atkılık ipliklerin aynı renklerini bulmak mümkün
olamamakta ve kafite standardizasyonu bakımından büyük sıkuıtılar çekil­
mektedir.
Şu halde ihracat ürünlerini girdilerini üreten müesseselere dünya standart­
larında ve futlarında mal verebilecek hale gelmesini teşvik etmek, destekle­
mek ve kontrol etmek şart olarak gözükmektedir.
b— İthalat, Gümrük vc Fonları:
ithalatta ise. gümrük ve fonların, tekstil dalında, kaldırılması sonucu önemli
değişiklik olmayacaktır. Kalite farkı hariç flatla rekabet yapılabilmektedir.
-36Aynca yerli sanayilerde girdi fiatlanm, dış Hat bilind içinde olduklarından
dolayı atış politikalarını sürdürebilmektedir.
Ana ve ara girdi ithalatında, gümrük ve fonların kaldırılması ihracatçının iç
pazarlarda daha ucuz mal satabilme olanaklarını getirecek, beraberinde yer­
li ürünün kalite ve fiatmda istikran sağlayacaktır. Yeri makina üretiminin
korunması amacıyla ithalatçı firmaların getirdikleri makinalardan alın an
fonlar uygun olmasına karşın, yurt içinde üretimi mümkün olmayan makinalann ithalatında da aynı fonun ödenmesi tekstil üreticisi bazı büyük firm a­
ların yüksek teknolojiyle üretim yapmalarına bir kısıtlama getirmektedir.
III - İHRACAT SORUNLARI
İhracatta teşvikler gereksiz abartılarak gündeme getirilmektedir. Son zaman­
la rd a ' alınan bazı kararların sevindirici olmasına rağmen kısıtlı ihracatın art­
ması için faizsiz kredi yeterli değildir. Bu özendirmenin ihracatçıya eşit şe­
kilde yansıdığını iddia etmek mümkün değildir. Ancak artış teşvik tedbirle­
rini geliştirmenin zamanı gelmiştir.
Türkiye'de tekstil ihracatının büyük kısmı konfeksiyon ürünü olarak gerçek­
leşmektedir. Ancak burada da miktar bazındaki kotalar kısıtlayıcı olmakta­
dır. Bu ise konfeksiyon ve tekstil yatırımlarını yavaşlatmaktadır. Miktar ba­
zındaki kotaları değer bazında yükseltmek için yönlendirme ve düzenlemeler
yapılmalıdır. Bu, kapasite ihtiyacı ve istihdamı arttırırken, döviz gelirlerini
de arttıracaktır. Uygulamada kota önceliği mamul tarifi olarak daha değerli
olan cinslere kaydırılmalıdır. (Karde T —Shirt yerine penye T—shirt gibi)
Ayrıca ihracat teşvikleri, değeri yüksek mamullere doğru yönlenmeli ve
ayrıcalık getirilmelidir. Bunun gerçekleşmesi için kotalardaki aynı grup mamDilerinin cins ve değerlerine göre sınıflandırılması gereklidir. Aynca mini-
-3 7 mum ihracat fiatı gibi parasal ölçüler de kullanılmalıdır,
a - Nakliye:
Nakliyecilere ödenecek teşviklerle uzak ülkelere yapılacak olan mal sevkiyatında kem en veya tam am en bedeli almamaya yönelik bir düşünce tarzını
benimsememiz gereklidir.
Bu yapıldığı takdirde gerek Türk nakliyecileri nefes alacak, gerekse ihracat­
çılar önemli bir sorunlarını halletm iş olacaklardır. Bu husus uçak. «emi. kara­
yolları, demiryollarının tümü için geçerlidir.
1. Karayolu Taşımacılığı
Bazı ilkelere nakliye konusunda araç bulunamaması ihracatçılar açısından
güçlükler yaratm aktadır. Türk TIRTanmn Avrupa ülkelerinden geçiş müsaa­
deleri zaman zaman ihracata tıkanıklıklar yaratm aktadır, ülkelerarası geçiş
belgeleri zaman m dan önce dolm akta ve ihraç konusu mallarımızın yollarda
hapis kalmasına neden olm aktadır, özellikle narenciye ihraç mevsiminde na­
renciye ağırlık verildiğinden diğer maddelerin taşınmasında sıkıntılar çekil­
mektedir. Demiryollarında taşım a maliyetlerinin daha düşük olmasına kar­
şın, yeterince yara rianıla ma m aktadır.
2. Denizyolu Taşımacılığı
Denizyolu taşımacılığında kontevner taşımacılığı gerek ithalat, gerekse
ihracatta büyük önem taşunaktadır. Limanlarımız kontevner taşımacılığı
için yeterli olmadığı gibi, ithalatçı ve ih r a c a t çılanınız da bu konuda yeterli
bilgilere sahip değildir.
- 38 Iskenderun. Mersin, Mudanya vc Gemlik iskelelerinin genişletilmesi, yeterli
araç-gereçle donatılması bölgelerde nakliye sorununu büyük ölçüde hafifle­
tebilecektir.
3. Havayolu Taşımacılığı
Havayolu taşımacılığında ihracatçı yeterli bilgiye salıip değildir.
ihracatımızuı geliştirilmesi ve rakiplerimize karşı avantaj sağlanması için
navlun priminin her türlü taşıyıcı sektöre uygulanması gerekmektedir. Hatta
zamanından önce teslim eden nakliyeci firmaları da ödüllendirilnıelidir. Zira,
günümüzde zamank herşeyden önce gelmektedir.
b - ihracat Sigortası:
ihracat sigortası konusu, çok gecikmiş bir olaydır. Öncelikle ilgili bir banka­
nın kurulması ve buna bağlı bir sigorta şirketinin oluşması işin başlangıcıdır,
işe sektör bazında başlanmalı ve öncclikle tekstil dalında muayyen bir bölü­
münde ele alınmalıdır. Daha sonradan genelleştirmek de mümkün olabilir.
Bu da ihracatçıya büyük nefes aldıracak bir diğer katkı olacaktır.
c - Kota Sorunları:
Kota sorunları ülkemizde tekstilin özellikle gelişmiş ülkelerde verdiği savaşta
kota konulmasına sebebiyet verecek kadar başanh olması ne kadar sevindirici
ise, korumacılık eğilimleri karşısındaki çektiği sıkıntı da o kadar sorun yarat­
maktadır. Kotaların verilen emirlerle değil, ihracatçının kendi içinde çözece­
ği formüllerle bulunmalıdır.
İhracatçı birlikleri örgüt olarak dalın bilinçli, gelişmiş ve alternatif yol üret­
meye yönelik, bilgi birikimleri çoğaltılmış ihtisas örgütleri olarak çalışırlarsa
- 39 kota sorunlan daha rahat çözülebilir.
Dış ticaret şirketlerinin bu yolda ağtrbk koymaları yararlı olmaz. Dış ticaret
şirketleri ihtisaslaşmaü. buna uygun olarak yeni pazarlardan alacakları
siparişleri kendi adlarına ürettirmek yolu ile gerçek görenlerini geliştirebilir­
ler.
Ayrıca, kotaların dağıbmında iretici firmalara öncelik verilmesi firmaların
verimliliğini yükseltici yönde etkiler yapabilecektir.
d - Teşvik Tedbirleri:
Daha önceden belirtildiği gibi ülkemizde sağbkb bir teşvik yoktur.
Teşvik tedbirlerinin tarım ve imalat sahasından başlatılması, küçük ve orîa
imalatçıların öncelikle desteklenmesi ve teşvik edilmesi büyük yarar sağlaya­
caktır.
Banka faizleri küçük, büyük yatırımcı gözetmeden her yatırımcıya uzun iade­
li ve kalıcı olarak uygulanmalı ve kullanılması için özendirilmelidir. Yatırım­
cıyı rahatlatmak için teşvik belgelerinin sûresini bir yı! değil, iki >ıl olarak
verilmelidir. Ondan sonra istenirse ek süre verilmelidir.
Teşvik ve y atırımlar da bölge ayırımı yapılmadan her bölgeye verilmelidir.
19S0 yılından sonra çok büy ük yararlan görülen teşvik tedbirlerinin çoğunda
bazı kısıtlamalarla gidilmesi ve değişen şartlarda ortaya çıkan engellere zama­
nında müdahale edilemeyişi nedeniyle ihracattaki başarı 19S6 yılı başların­
dan itibaren d u r m a y a hatta gerilemeye başlamıştır. Tekstil ürünleri ihracında
vergi iadeleri oranının artırılması ve dış ticaret şirketleri yanında tüm ihracat-
-40çdara vergi iadesinden faydalanma imkanını verilmesi ihracatı olumlu yönde
« r
■
etirileyebflecektir. r. İhracat kredilerinin cazip hale getirilmesi veya kredi kul­
lanmayalar için kaynak kullanımı destekleme priminin tekrar yürürlüğe girme­
si olumlu sonuçlar doğurabilecektir.
Bugün AET Ökeleri ve ABD’de pek çok sektör sübvansiyonla desteklenmek­
tedir. Kaldı ki, dış pazarlara daha yeni ısınan ilkemizde ihracat teşviklerinin
sârekS ve yaygsı olmasında pekçok yararlar vardır.
IV-FİNANSMAN SORUNLARI:
Sanayimiz son dönemde büyük fedakarlıklarla yaşanımı stfcdürmöş ve giderek
kaynaklarım yitirmeye başlamıştır. Yitirilen kaynak yerine alman dış kay­
naklar pahalı finansman yolu ile müesseseleri kemiren, giderek zor dununa
düşüren bir noktaya gelmektedir. Bu husus mutlaka çözüme kavuşturubnab<hr. Bunun çözfimfinde hSrâmetier banıyla ■»■"»«•»ir büyüt krediler özellikle
ihracatçıların finansmanında dünyadaki benzeri fiatlarla kullanılabilecek
krediler haline dönüştürülmek suretiyle yapılacak teşviklerin geçerli ve tutadı
olacağı kanısındayız.
Piyasadaki para kısıntısı dikkate atanarak ra gelişmiş teknolojiye »»hip yatı­
ranlar için Leasing uygulamasına etkinfik
k a T a n t h n h m
A
A
p -
Geçmişte geçirdiğimiz rotatif kredi d&zeninin tekrar ihya edilmesi 1 NİSAN
1981 tarihinde tatbikata konulduktan sonra parasızlıktan dolayı kaldırılan
bu sistemin işletilmesinde fayda vankr.
Aynca; üretimdeki artışa, sayılan çok olmamakla birlikte verimliliği yüksek
bazı fabrikalarda gerçekleştirilen ürünler neden olmaktadır. Bu fab rik alar
teknolojideki Inzh gelişmeler karşısında, sektörün rekabet gücünü koruyabil-
-4 1 -
meâ açmadan. flretim umurlarım denım olarak gefiştinnektedirlcr.
Ancak sermaye yoğunluğandaid artış, sermaye maliyetlerinin yüksekliği
nedeniyle, sektörfR aleyhine bir durum yaratmaktadv.
Sanayici kuBanmuna «erilen kredi faizlerinin makul ölçülere düşürülmesi
maliyetleri öncmE ölçüde düşülecektir. Bu da uluslararası rekabetteki gücü­
müzü büjrâk ölçüde artmcak&r.
V - LİBERASYON KARŞISINDA SEKTÖRÜN DURUMU:
Libensyon karşısında sektörün fazla bir akıntı çekeceğine inanmıyoruz,
rayda modada dahi yerini pekiştiren tekstil sanayimiz art* dış dünya ile
işbirliğine hazır durumdadır.
Tekstilin liberasyon karşısuıda sektör olarak ayakta duracağı samimi kana­
atindeyiz.
AET ile tam üyelik için geri sayma başlamıştır. Zaman değerlendirilmeli ve
hazırlıklar tamamlanmalıdır.
Hedef yerii sanayiciye AET ilkelerindeki çalışma şartlarının sağlanması olmabdu'. Bunun için ilk e ve sektör bazında araştırmalar ve değerlendirmeler
yapılmalıdır. Çok önemli bir eksiğimiz Ortak Pazar'daki rakiplerimiz hakkın­
da ve bu pazarlarla ilgOı bilgi noksanlığıdır. Ortak Pazar Ülkeleri sanayii ve
pazarlan ile ilgili bir bilgi merkezi kurulmabdr ve geliştirilmelidir.
AET ülkelerinde sektör bazındaki direkt ve endirekt devlet sübvansiyonları
izlenmelidir. Yerii sanayiciler üzerindeki endirkt külfetler azaltılmalıdır.
AET ülkelerinde Türk mah kalitesi imajı propaganda, reklam ve ilan gibi
-42araçlar ile yükseltilmeye çalışılmalıdır. Tüketim mallanılın kalite ve dayanık­
lılık bazında smırtandsılmasına ihtiyaç vardır.
İthalatla asgari kalite standartlan belirlenmeli, Türkiye'de üretilen kalite
standartlarının altında ithalat önlenmelidir.
Bunan gerçekleşmesi için aynca yerli tüketici uyarılmalı, ithal malı özen­
inin istismarına fırsat tamıjnamahdır. Bu yolla döşük kaliteli mal üreten
rakiplerimizin yerli sanayiciye karşı haksız rekabetine fırsat verilmemelidir.
Tüketim mah kalite sınıflandırılması uygulaması ve yerli tüketicinin bu yönde
bilinçlendirilmesi ile, ithal mallarının benzer kalitedeki yerli mallarla rekabeti
sağlanabilir.
Doğal AET üyeliği konusunda bundan en hızlı şekilde yararlanacak sektör
tekstil sektörü olacaktır. Serbest bölgeler konusunda tekstil. Dünya tekstil
ihracatı için dahi yerini bu bölgelere girerek pekiştirebiBr.
Aynca serbest bölgelerin, teknolojinin geliştirilmesi ve uluslararası yeni reka­
bet imkanlarının yaratılması açısından önemli faydalan butunaorictır.
Tekstil sanayii açısından serbest bölgelerin bir an evvel altyapı inşaatlarım
bitirerek faaliyete geçirilmelerinin sektöre büyük yararlar sağlayacağı mu­
hakkaktır.
V I- ARAŞTIRMA GELİŞTİRME:
Araştırma—Geliştirme de üniverâte-sanayi işbirliğinin iyi işlediği kanısında
değiliz. Üniversitelerce Dünya’daki gelişmeler sıhhatB olarak tairip edileme­
mektedir. Konunun üniversite-sanayi işbirliği şeklinde değil de sanayi—eği­
-43tim kurumlan işbirliği şekEnde e k ahnman daha gerçekçi ve kalite kontrol
ve standart aR tin tekstilin en Mjrflc soranudur. Dışa açılmış tekstil bu sonınlan yaşayan* bu konuda çok öğrenmiştir. Fabrikalarda giderde %kalite
kontrol «e standart ketim e doğra gidilmiştir. Esasen iç tüketimde de
değişen tekstil gfirtntfisS bu nedenlerden kaynaklanmaktad».
Kafite de eşit&k olmaması sorunları bilhassa fason olarak çalıştırılan konfek­
siyonlarda açık seçik ortaya çıkmaktadv.
^ itiın olayı çok geniş kapsamh olarak görilmektedir. Fabrika için eğitim­
den ziyade, tekstil işçisinin m edeti ve kfltdrel yönden geliştirilmesi yollan o n aranmasTun gerekE okluğuna inanmaktayız. Gelecekte 200-300 bin ki­
şiye iş sahası açacak olan teksti! sanayii, eğitilm iş işçiye ihtiyaç duyacaktır.
İhtisaslaşmış işçi, aranan işçidir. Şu halde tekstilin her bölümüne uygun iş­
çilerin yetiştirilmesi bir işçi kesnrnnm doğmasına sebebiyet verecektir ki,
genel arzn da tm ohnaiıdır.
VH - ÇEVRE SORUNLARI:
a— insan Sağfcgı:
Tekstil sanayiinde boya-aprenin dışmda insan sağhğma zarar veren hiçbir
fiıetim konusu mevcut değildir. Boya apreninde arıtma tesisleri ile çözümü
çok kolay yapiabüeceğinden tekstil sanayiinin çevre kirlenmesinde insan
sağbğma yöneSk sorunu yoktur ve olmayacaktır.
b—IşGârenEği:
İş güvenliği de diğer sanayilere nazaran daha küçük sorunlar yaratmaktadır.
Kaldı ki, eğitilmiş işçinin kullanılması halinde bu tehlike a fıra inebilir.
-44c— İşyeri ve Yerleşim Sorunları:
işyeri ve yerleşim sorunları ise böyle değildir. Kötü bir uygulama daima ser­
gileniniştir. İşyeri olarak tahsis edilen yerlerin etrafı kısa zamanda yerleşim
yeri haline gelmekte daha sonra ortada kalan işyerleri için çalışmalarım durdurmaian istenmektedir.
Bundan böyle yönlendirilecek yeni yatırımlar da işyerlerinin gelişme sahaları
planlanmalı, tampon bölge, yeşil bölgeler yapılmalı ve daha sonra yerleşime
açılmalıdır, önceden detayları belirlenmemiş yeni sahalar, ile pilot bölgelerin
açılmamasına özellikle dikkat edilmelidir.
Aynca bu sektördü devamlı ve bol su ihtiyacı olduğundan sektörün Organize
Saniye Bölgelerinde yer alması gerekmektedir. Halen kurulu olan organize
sanayi bölgelerinin ise hacmi genişletilmelidir.
d— Kamu Kurum ve Kuruluşları Arasmdaki Koordinasyon:
Sektörler geçmişte derdini anlatacak yerler bulamadıklarından kendi soran­
larına kendileri çözüm arıyorlardı. Bu alışkanlık tabiat haline geldiğinde ka­
mu kurandan ile ilişkilerini bir tfrlü kuramamakta ve sonra işlerini tahakkuk
ettiremeyince de kamu kuramlarım kınamaktadırlar. Bu t v davranışlar yan­
lıştır.
Sektörler kendi mesleklerine sahip olarak kamu kurandan içinde yerlerini
almak suretiyle sorunlarını Türk sanayiinin genel sonınlan içinde ayn ayn sa­
vunmak suretiyle anlatabilme noktasına gefebilmeEdir. Bu olmadığı takdirde
geçmişte olan akıntılar devam edecektir.
Buna karşın, Tekstil sanayii mahalli belediyelerin kendilerine özgü davranış­
lın sonucunda yannlara ilişkin tüm çalışma güvencesini kaybetmiş bulun­
maktadır.
-45Yine Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Daircsiııcc firmalara tamnan teşviklerin Merkez Bankanda sonuçlanması sırasında iki kuruluş ara­
sında uyumsuzluk söz konusu olmakta ve firmalar uzun süre beklemek duru­
munda kahnaktadrlar.
GÖROŞ VE ÖNERİLER
Petrol fiyatlarının düşüşü. petrol ihracatçısı flkelerin dünya ticaretindeki
paylarının daralmasına neden olmuştur. Aynca savaş nedeniyle ödeme göç­
tükleri içinde olan Irak dış piyasalarda kredili mal abatlarına yönelmiştir.
Bu gibi olumsuz durumlar ihracatımızda zaman zaman daralmalara neden ol­
maktadır. Aynca doğu blolcu tikeleri ve Çın Te olan ticari ilişkilerimiz ol­
dukça düşük düzeydedir. Gerek Sovyeder Birliği ile yapılan doğal eaz anlaş­
ması çerçevesinde gerekse ikili görüşmelerle ihracat miktarlarımızın artınlmaa mümkün olabilecektir.
ihracatçı sermaye şirketlerinin flke ihracatna bây£k yararlar sağladığı biKnmektedir. Bu şirketlerin dtnyanm her tarafında temsilcilikler açarak mevcut
pazarların korunmasında ve yeni pazadann yaratılmasında büyük katkıları
▼ardff. Fakat dkemizde ihracat konusunda yeterli bibisi olmayan bazı kadro­
ların siparişleri kendi firmalarına kazandmak için bazı pazarlarda Türk ih­
raç ürünlerinin fiyatlarını düşürmeleri, yerine getiremeyecekleri taahhütlerin
atana girmeleri, hem ilkenin döviz kaybına, hem de ticari itibarına zarar
getirmektedir.
Aynca, özellikle elektrik enerjisi fiyatlarının yüesek oluşu mamul maliyetle­
rinin de yaksetmesine neden olmaktadır. Bu konuda enerji ve elektrik birim
fiyatlarının düşörrbnesi veya özel tarife uygulanması sektörün rekabet gücünü
artıracaktır.
. İPLİK. KONFEKSİYON VE HALI SANAYİİNİN
KAPASİTE MİKTARLARI
Kaide Pamuk ipfiği
Bu birimdeki toplam üretim
173.085 ton
Penye Pamuk ipfiği
Ba birimdeki toplam üretim
16360 ton
Öpen—And Pamuk İpfiği
Ba birimdeki toplam âretim
:
13.689 ton
Patiska, hasse, çarşaflık dokuma, mrndiBik bez
Ba İmimdeki toptanı örertim
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birandeki toplam üretim
8.412.827 Kg
2389.287 M2
221.568329 m.
Şile b en , Bontmcnm
231.000 metre
Bu birimdeki toplam üretim
Yân ve Kıllar (İnce veya kaba, kaide edilmiş)
Ba birimdeki toplam «etim
:
3.797.843 Kg
:
4.042.174 Kg.
İnce kıllardan ip Ekler (Tiftik dahil)
Bu İmimdeki toplam ûetim
Kaba kıllardan ve At kılmdan ipfikler
Bu İmimdeki toplam üretim
153.599 Kg.
- ,5 0 Kaba Straylıgam iplikler (Battaniye, Kilim, Kas)
Bu birimdeki toplam Üretim
:
21 3 1 0 .0 6 3 Kg.
:
4.802.912 Kg.
:
119.439 Kg.
:
11.404.661 Kg.
:
27.248.532 Kg.
:
:
553.509 M2
9.383.484 m etre
:
:
526.176 M2
877.802 m etre
:
167.664 Kg.
:
1.314.123 m etre
İnce Strayhgam iplikler (Trikotaj ipliği dahil)
Bu birimdeki toplam ibretim
Vigona iplik (Strayhgam telef ipliği)
Bu birimdeki toplam betim
!l
Yan Kamgam iplik
Bu birimdeki toplam üretim
Kamgam iplik
Bu birimdeki toplam üretim
Kamgarn Kumaşlar
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Strayhgam Kumaşlar
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Tabii İpek ipliği
Bu birimdeki toplanı üretim
Tabii İpekli Kumaşlar
Bu birimdeki toplam üretim
I,
-5 1 -
*{
ff
Devamlı ve Devamsız S entetik iplikler, Poliaıni
99.234.443 Kg.
Bu birim deki toplam üretim
Devamlı ve Devamsız Suni (Sellülozik) iplikler
Bu birim deki toplam üretim
:
6.965.244 Kg.
:
4.252.000 Kg.
:
12.266.762 Kg.
Suni İpek ipliği ankolajı
iu birim deki toplanı üretim
Teksture ve Mus iplikler
Bu birim deki toplam üretim
Suni ipek ipliğinden yapılm ış kumaşlar
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
58.200 Kg.
11.103.533 M2
18.406.563 metre
Sentetik İpliklerden yapılm ış kumaşlar (Kapıt)
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
615.300 Kg.
1.819.150 m2
9.712.400 metre
Suni ve Sentetik ipliklerden yapılmış kumaşlar
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
1.149.000 Kg.
5.823J 6 0 metre
Pamuk, Yün, Suni ve Sentetik İpliklerden ve Bun...
Bu birimdeki toplam üretim
32.400 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
, Bu birimdeki toplam üretim .
"52: 8.045.489 m2
: 1.671.239 m etre
Pamuk, Yün, Sani ve Sentetik ipliklerden ye bun.
.. Bu birimdeki toplam üretim.
Bu birimdeki toplam üretim
:
:
689.722 Kg.
19.6 4 9 3 7 8 m etre
Pamuk, Suni ve Sentetik ipliklerden ve bunları
Bu birimdeki toplam üretim '
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
557.233 Kg.
7.537.746 m2
6.734.086 m etre
Pamuk, Yün, Suni ve Senytetik Elyaj ve Diğer Kıl
Bu birimdeki toplam üretim
2.512.921 Kg.
Pamuk, Suni ve Sentetik Elyaj karışımlarından
Bu birimdeki toplam üretim
:
4 .4 1 9 5 0 0 Kg.
:
:
1.896.960 m2
1.945.234 m etre
Kan şık kumaşlar
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Pamuk, Suni ve Sentetik iplik ve kanşınılan
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
122.400 Kg.
929.071 nı2
4.670.964 m etre
Pamuk, Yün ve Suni sentetik elyaftan velur
Bu birimdeki toplam üretim
320.300 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
:
531.741.000
m2
1.483.258 metre
Ş erit, Ekstrafor, Fermuar şeridi, Etiket
371.120 Kg.
155.520 M2
111.233.956 m.
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Grogren ve Kordela
18.662 Kg.
16.339.920 metre
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Fisto ve Danteller
Bu birimdeki toplam üretim
:
35.201 Kg.
Lamba fitli, Kayış bezi
15.643.113 adet
6.575 Kg.
3.299.440 metre
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Ayakkabı bağı. Ütü kordonu
Bu birimdeki toplam üretim
:
171.448 Kg.
Perde saçak. Püskü ve Kordonları, Kaytanlar
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
59.694 Kg.
21.276.815 metre
El örgü iplikleri (Pamuk, Yün, Suni ve Sentetik)
Bu birimdeki toplam üretim
999.144.823 Kg.
-54Nakış ipliği
Bu birimdeki toplam üretim
7 4 9 3 0 0 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
1.070.610 Kg.
Dikiş ipliği
Keten ipliği (Rami dahil)
:
288.331 Kg.
:
599.914 Kg.
:
53.084 Kg.
:
309.000 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
:
4.662.733 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
:
255.504 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
Kendir—Kenevir ipliği
Bu birimdeki toplam üretim
Kunduracı ipliği
Bu birimdeki toplam üretim
Diğer Bitkisel liflerden iplikler
Bu birimdeki toplam üretim
Eski Paçavra açmalardan elde edilen iplikler
Ağ ipliği
Bükülmüş, Çile yapılmış. Bobine aktarılmış çeşitler
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
0
4.933.799 Kg.
- 55 Kot kumaşı
Bu birim deki toplanı üretim
Bu birim deki toplam üretim
1.296.000 Kg.
1.516.320 metre
Bu
Bu
Bu
Bu
0
Koıd bezi
birim deki
birim deki
birim deki
birim deki
toplam
toplam
toplam
toplam
üretim
üretim
üretim
üretim
8.909.000 Kg.
597.197 m 2
744.090 metre
Keten ve Rami dokum a
Bu birim deki toplam üretim
28.123 m2
Hanı bez, Bombelik bez
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
0
778.250 Kg.
45.961.333 metre
Tela ve Vatkalar
Bu birim deki
Bu birim deki
Bu birim deki
Bu birim deki
toplam
toplam
toplanı
toplam
üretim
üretim
üretim
üretim
0
677.231 Kg.
54.569.816 m2
9.515.160 metre
Cam ipliğinden yapılm ış dokum alar
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplam üretim
Bu birim deki toplanı üretim
13.24S Kg.
86.016 m2
6.221 metre
-5 6 özel amaçlı kumaşlar (Paraşüt kumaşı, Mans)
Bu birimdeid toplam üretim
:
1378.407 m2
:
1.095.600 adet
Yükleme sapanı (Sinğ) ve Sapan kolonu
Bu birimdeki toplam üretim
Kadın örme giyim eşyası
0
394.530 adet
123350 Kg.
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Erkek örme giyim eşyası
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
157.500 adet
8.450 Kg.
Kadın ve Erkek; örme bluz ve giyim eşyası
Bu birimdeki toplara üretim
Bu birimdeid toplam üretim
:
69.131.069 adet
600.000 Kg.
:
:
1.928.700 adet
596.250 Kg.
:
663.618 m2
Bebek ve çocuk örme giyim eşyası
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Halı (El dokusu)
Bu birimdeki toplam üretim
Hah (Makina Dokusu)
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
0
194.007
adet
-5 7 Bu bnimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
5.579.562 m2
7.035 nietre
Tufting halı
Bu birimdeki toplam «etim
Bu birimdeki toplam ftetim
:
6.097.480 m2
1.512.000 mette
:
184 J 20 m2
(Compact halı
Bu birimdeki toplam üretim
Non—Woven halı
Bu imimdeki toplam üretim
4.981.000 m2
Bu birimdeki toplara «etim
Bu birimdeki toplam netim
21.600 m2
1.008.571 metre
Flok haiı
Kadm iç çamaşırları
Bu birimdeki toplam öetim
Bu birimdeki toplam üretim
:
22.641.723 adet
362.000 Kg.
Erkek iç çamaşırları
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
14.405.256 adet
32.000 Kg.
Bebek w Çocuk iç çamaşırları
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
1.249.825 adet
33.000 Ka.
-
58 -
Pijama ve Gecclik
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Kadın dış giyim
e ş y a
:
:
0
11328.771 adet
:
:
0
36¿>69.577 adet
s ı
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Erkek dış giyim eşyası
0
40.978Ü72 adet
557.120 takım
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
Bebek ve Çocuk dış giyim eşyası
Bu birimdeki toplam üretim
Bu birimdeki toplam üretim
:
:
0
3.064.556 adet
:
2.657358 adet
:
6.205.200 adet
Kot pantolon
Bu birimdeki toplam ire tim
Erkek şapka, Bere, Şapka taslağı. Kasket
Bu birimdeki toplam üretim
Kadın şapkası. Bere
Bu birimdeki toplam üretim
18.000 adet
Kravat, Eşarp, Kaşkol, Mendil
Bu birimdeki toplam üretim
0
-5 9 Bu birimdeki topbm «etim
1.989J 0 0 adet
İş elbisesi (her çeşit)
Bu birimdeki toplam öretim
Bu birimdeki toplam öreüm
3.782.628 adet
28.800 takım
Askeri eğitim elbisesi
Bu birimdeki toplam ¿retim
1.175.000 adet
Çeşitli spor kıyafetleri (forma, eşofman, şort)
Bu birimdeki topbm üretim
Bu birimdeki toplam üretim
0
2J 6 6 .6 19 adet
Çeşitli givim eşyası (okul önlüğü)
Bu imimdeki toplam iretim
Kaynak:
7.281308 adet
Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları vc Ticaret Borsalan Birliği
BOLUM II
PANELİST KONUŞMALARI
PANELİSTLER
Doç.Dr.Kcraal VAROL
Atanytldtz Mensucat A.Ş.
Genel Mâdârö
Dr.Atilla ALPTEKİN
Mensa Holding
Genel Koordinatörü
Sunar AKKAN
Sümerbank Genel Müdür Muavini
Munip YÜCEL
Edip İplik San. vc Tic. A.Ş.
Yönetim Kurulu üyesi
Hacı SABANCI
Bossa Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
-6 5 KEMAL VAROL (Altınyıldız Mensucat Sanayi A .Ş. Genel Müdür) - Sayuı
Bakanım, sa y a dnetüier, hokeyden önce böyle bir şura toplantısını tertiple(fiğmiz için tekstfl sanayicileri, olarak teşekkürümüzü sunarız.
Türk ekonomisinin çok önde gelen bir sektörü olarak m ili gelirlerimizin tak­
riben ytzde 7 .S—8*1111 karşılayan ihracat sefirlerimizin yüzde 3 0 'una yaknuıu
karşılayan ve geniş bir istihdam potansiyeli olan bu sektöre ne kadar öncin
verilirse gerçekten veridir. Gelişmekte olan butun ülkelerde özellikle işçi yo­
ğun w yatınım nispeten daha kolay olan bu sektör genelde lokomotif bir
sektör olarak ele alın maktada-. Tekstfl sanayii dc özellikle 197011 yıllanıl
başından bu yana ekonomimizin gelişmesinde kendine düşeni yerine getirme­
ye çalışmaktadır.
Tabii ki, bu sektörün kendine göre şu anda ve «ekrcekte bir çok sorunları da
butunmaktadar. Bunlan iy i teşhis etmek ve ileride de bu problemleri kolayca
atfaahilmemb. için gerekE önlemleri şimdiden almak gerekmektedir.
önce şu anda tekstil sanayimizin yapsuıt « ekonomik kapasitesini kısaca
özetlemek isterim. Pamukta sanayinden başlarsak takriben yılda 50 bin ton
pamuk «eten, ilkem iz mevcut karala 4 milyon iğin biraz altında bulunan
kapasitesiyle 300—330 bin ton dvannda pamuk ipliği üretmektedir. Şayet
3 bin tonluk kapasiteyi bir ekonomik kapasite olarak kabul edersek ülkemiz­
de ortalama 100 dvannda tesisin bulunması lazım. Mevcut 90 ayarındaki
ta iıi gözönüne alırsak, gerçekten komin kapasite ekonomik boyutla* içeri­
sinde kurulmuştur. Normalin özerinde dc, 100 bin iğe varan tesislerimizde
vardır; buna karşıhk ortalamanın altsıda olan tesislerimizde vardır: ama ge­
nelde kapasiteyi ekonomik boyutta değerlendirebiliriz.
Ürettiğimiz 300 bin tonun üzerindeki pamuk ipliğinden, takriben 185—190
bin ton ehramda pamuk ipliğini kendimiz kullanmaktayız, bunu dokumaya
çevirmekteyiz. Dokuma ûriiniere imalatımız 1 milyar metrekarenin üzerinde­
-6 6 dir. Bunun içinde ekonomik kapasiteyi 2500 ton olarak tarif ettiğimiz tak­
dirde, mevcut 45 bfiyflc kuruluşu gözönfine aldığımızda oldukça iyi durum­
dayız. Organize olmamış sanayinin mevcut kapasite içindeki payı yüzde 20
civarındadır.
Yünü kamgam imaiadna geSnce, kapasite t ü t f t n 400 bin iğ dramdadır.
Dittim 28 bin ton dotaynda ve biz takriben 90 00 e Un ton anamdaki kapasiteyi ekonom9c kapasite olarak değeriendirebSriz ve bu noktada da oldukça
iyi dorumdayız. Mamafih yflzde 25 kadar kapasite organize ofcnaıraş büyük
sanayi korafaştan <hşndalti kurnteşkm efindetfir.
Yfinlâ dokumaya geSnce, bn 28 bin ton cıvamdaki yflolB Üretiminin, yönlü
ipHk üretiminin td s ib a 18 bin tona doknnaa tflrf ipHctir.
Pikemizde sentetik elyaf ârctiırande de hatan sayıfcr bâr seviyede bulunmak­
tayız. özeB d e ı b t t ^ ıft ve polyester fiğ in d e dinya ölçeklerinde ve mo­
dem tekaolojqre sahip yflcsek kaparitrdr trıiılrrimir mercuttm . Batan sentetflc elyaf iterimi takriben 300 bin ton chranadadr. Ancak, Bkemizdc halen
sentetik elyaf tflkethniam toplun tfltttkn içimMâ paymm Avrupa ortalamasımıt fevkalade atanda ohnaana rağmen, sentetik d y ıf sanayii bir gelişme
göstermiştir. Avrupa ortalanası takriben sentetiklerin toplam üretim içindeki
payı yüzde 50 iken, bizde açde 1 seviyesindedir.
Boyama ve basma tesislerine gefince; takriben 8 5 -9 0 bin ton civarında bir
boyama kapasitemiz varda-. Bunda da ekonomik kapasiteyi 3 bin ton civarın­
da kabul etmek gerekirse, 30 kadar tesis olması lazımken, takriben 70 1 ya­
kın yaygın küçük boyutlu tesislerimiz mevcuttur. Ekonomik kapasiteyi haiz
tesislerimiz yanında, fevkalade ekonomik olmayan tesislerimiz de mevcuttur.
Kısaca tekstil sanayimizin genel yapısı ve kapasiteleri hakkında genel bilgi
-verdikten sonra, bir nebze de sorunları halckmHa görüşümü arz etmek istiyo­
rum.
-6 7 -
Gene! Sonrabuı:
Tefcnofopk seviye, kapasite kullanıra. ekonomik, fabrika kapasitelerinin gcnişletilnMsi zarureti, işçi prodüktivitesi. daha iyi makina prodüktiritesi.
cnoji tasarrufu, kaliteyi ıslah, ihracat ve dış ticaretin liberalleştirilmesi,
pazar mekanizmasının etkin iğ i. eğitim ve teknik beceri olarak sıraladığumz
takdirde, ve bunları sektör sektör incelediğimizde, şöyle bîr manzara ortaya
çıkmaktadır.
Pamuklu ipfik sektöründe; en acil çözülmesi lazım gelen problem olarak,
mevcut kapasitenin daha iyi bir şekilde değerlendirilmesini görmekteyiz.
Ülkemizde biliyorsunuz yılda 280 gün çalışma prensibi genelde yaygındır.
Oysa birçok ökelerde, başta Kore, Pakistan, Bangladeş, yani bizim AET'de
rekabet ettiğim iz ülkeler de bu çalışma saatleri 5600, bizim öncemizde olan
sayı gibi değil. 7000, 7200, hatta 8000 saate kadar varan ülkeler vardır.
Oldukça pahalı bir yatsım ı gerektiren bu sektörde, pazar mesaileri ve bay­
ram tatilleri de dahil olmak üzere, çalışma süreleri uzatıldığı takdirde, kapa­
site kuüararramn maliyet üzerindeki etkisi fevkalcde b iy ft olmaktadır ve re­
kabet göçü artmaktadır.
İkinci önemli sorun olarak pamuk ipliğinde, karşımıza işçi prodüktivitesi gel­
mektedir. Her ne kadar işçi ücretleri ülkemizde düşükse, yeterli eğitim, yeter­
siz eğitim sonucu prodüktivite halen rekabet ettiğimiz AET standartlarının
oldukça altındadır. Bazı AET'de rekabet etmekte olan diğer ülkelere göre
ıfaha ivi olmakla beraber konuya eğitim meselesiyle beraber değinmekte fay­
da vardır. Buna geçmeden önce, pamuklu dokuma sanayiine dönmek istiyo­
rum. Pamuklu dokuma sanayiinin en önemli soruna, yeni teknoloji meselesi­
dir. Şu anda, kurulu kapasitenin ortalama yaşı 15İn üzerindedir. Hatta 25.
30 vaşm üzerinde olan makinalar da faal dunımdada-. Son 10—IS sene içeri­
sinde hemeıı hemen önemli sayılacak hiçbir dokuma tesisinin kurulmadığını.
-63-
kapasitenin ilave edilmediğini gözönüne alırsak, makina parkımız gittikçe
yaşlanmaktadır. AET standartlarının dışında üretim yapmaktadır, öze Dikle
en meselesi dolayisiyle, 160 santimetrenin üstü kapasite fevkalade -toplam
kapasite içind e- az yer almaktads. Oysa, ihraç edilecek ürünler 160 santi­
min üstünde Örfinler olmaktadır. Dofaymyle yapılacak teşviklerde pamuklu
dokuma sanayiinde geniş tezgah ve hızlı devirli tezgahlara acilen önem ver­
mek gerekmektedk.
Yapılan bir etüte göre, şu andaki makina parkımızı modern hızlı, mekiksiz
tezgahlarla yenilediğimiz takdirde, kapasiteyi 2800 yeni tezgahla değiştir­
mek mümkün ve Türkiye'nin ihracatta önemli payım koruyabilmesi için,
daha doğrusu alabilmesi için bir müddet bunu devam ettirebilmesi için 1200
daha yeni yatırım yapılması lazım, yani 4 bin adet modem hızh mekiksiz
tezgah acilen ithal edilmesi gerekir görülmektedir.
Kumaş, apre meselesine geldiğimiz takdirde, burada da çok ciddi problemle­
rimiz vardır, özellikle kurulmuş olan kapasiteler ekonomik kapasite değfl,
tam rantabi çalıştırılmamaktadır. Genelde küçük tesislere entegre edilmiştir.
Söz gelişi üç vardiya dokuma tesisi çalışıyorsa, ancak boya apre tesislerimiz
bizim bir vardiyasıyla bunu karşılayabilmektedir. Dolayısıyla geriye knlan iki
vardiyası boş yatmaktadır. Bunun çözümü için han kurulacak yani modern­
leşecek dokuma kapasitesine paralel genişlikte, geniş ende yeni apre tesisleri
söz konuşa olmaktadır. Ancak bunlarda daha çok merkezi yerlerde, yani
dokuma tesislerinin yaygın olduğu yerlerde ve ekonomik kapasitelerde ku­
rulması gerekir. Kesinlikle küçük dokuma ve iplik kapasitelerini entegre edil­
mesine müsaade edilmemesi lazım.
Diğer önemli mesele, kumaş apre ve boyamasında, diğer en önemli problemi­
miz kalite meselesidir. Kalitenin ıslahı büyük önem kazanmaktadır.
-
69
~
Aynı durumda sentetik elyafa geldiğimiz takdirde: sentetik el>atta çok
önemli bir problemimiz görülmemektedir. Ancak, zannederecn 15-20 seneye
varan geçmişi büyük sentetik elyaf tesislerimiziıı artık dış ticarctc u m anını,
serbest rekabet şartlarına tamamen uyum içerisine girmesi gerekir. Bununla
da şunu kastetmek istiyorum: gümrüklerin ve foniann daha makul seviyeye
getirilmesi için gerekli önlemler alınması lazımdır.
Yünlü sanayimize gelindiği takdirde: biliyorsunuz yünlünün ilk basamağı
tops tesisleridir. Türkiye'de ekonomik boyutta tops tesisi Sumerbank’ııv
Merinos'taki tesisi dışuıda mevcut değildir. Genellikle küçük ölçeklidir.
Sümcrbank'ın kapasitesi 6 bin ton dolayındadır. Halbuki ekonomik kapasite­
ler 10—15 bin tonun üzerindedir. 6 bin tona rağmen, ikind büyük, kapasitede
gelecek tesislerin kapasiteleri 1500 ton ve daha altıdır. Dolayısıyla belki de
en makul çözüm, tops ithalatının serbestleştirilmesi, veyahut da kurulacak
tops tesislerinin 10—15 bin ton kapasitenin altında olmaması için ön şart
getirilmesi gerekmektedir. Katma değeri fevkalade düşük olan bu sanayide,
en önemli mesele, sanayicinin ihtiyacı olan çeşit ve özellikte topsun kısa sü­
rede kendisine teminidir. Dolayısıyla kurulan tesis daha çok fasorJyer olarak
değil de. bunun gerçekten imalatını ve ticaretini yapan bir hüviyet kazanması
gerekir.
Yünlü iplik sanayiine gelindiğinde, burada da mesele yine pamuk ipliğinde
olduğu gibi, kapasitenin daha iyi kullanılması en başta gelen problemdir. Ta­
bii ki yünlü sanayiinde de eğitim meselesi çok büyük önem arzetıııektcdir.
Buna bütün sektörün problemi olan buna ayrıca aynca değinmek istiyorum.
Yünlü kum aş sanayiinde; şu anda yine problem , dış rekabet açısından kalite­
nin ıslahı gelm ektedir. Bunun için gerekirse yabancı ülkelerle yahu! da büyük
ihtisas kazanm ış başka firmalarla know how anlaşm ası \3parak bir takım iş­
birliğine 2İtmek önem kazanm aktadır.
-7 0 BOtOn bu alt sektörlerin müşterek bir problemi eğitim meselesidir. Türkiye'de
bu
faaliyet gösteren üniversitelerimiz ve meslek liselerimiz mevcuttur,
ancak bunlar gerçekten sanayuden kopuk, sanayii de bunludan kopuk. Sana­
yii günübirlik kendi problemlerini çözme çabası içerisinde, uzun vadefi düşönememekte, üniversiteler de gerek! maddi ve manevi destekten mahrum
bulunmaktadır. Sanayimizin çok büyük, önemli bir kromu teşkil eden teks­
til sanayiinin geleceği önlem alınmadığı takdirde, gerçekten karanlıktır. Geç­
mişte Sümerbank yurt dışına çok sayıda öğrenci göndermekte ve bunlar yur­
da dönüşlerinde kimileri sümerbankta çalışmakta kimileri ise özel sektöre
geçmekteydi ve bu kaynak bir müddet tekstil sanayimizin bugünkü seviyeye
gelmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, anladığıma göre 1978’
den bu yana Sümerbank’da tamamen diğer devlet kuruluşları gibi yurt dışma
öğrenci göndermeyi tamamen durdurmuştur, özel sektör zaten öteden beri
bu yönde hiçbir şekilde bir tedbir almamıştır.
Sıraladığım problemlerin hemen hepsinin altında iyi yetişmiş eleman mesele­
si yatmaktadır, işçi prodüktivitesi diyoruz, işçimizin ücreti düşüktür, ama
prodüktivitesi de aynı zamanda düşüktür; dolayısıyla işçiliğin maliyeti yine
önemlidir, diyoruz. Bunun bir sebebi işçi değildir. İşçiye hakikaten gelişmiş
ilkelerde yahut teknolojisi yüksek ilkelerde, yüklenen iş yükü ile bizim ülke­
mizde yüklenen iş yükü sasında dağlar kadar fark vardır. Bir misalle bunu
müşahhas duruma getirmek istiyorum. 1000 iğ saatte kopuşu 100 olan bir
fabrika düşünün, burada 2 vardiya bir işçi veriy ot uz, buna karşılık 1000 iğ
saatte kopuşu 10 olan bir ilkeyi düşünün, burada da 4 vardiya bir işçi
veriyorsunuz. Sonunda mukayese edildiği takdirde, Türkiye'de yaptığımız
ashnda işçiyi kaldırabileceği yflcün iki misB ile yüklüyoruz. Ondan sonra da
işçi prodüktivitesi düşüktür, diyoruz. Sorun hakikaten bu kadar kopuşa
neden olan A'sından Zisine kadar bütün kademelerde elyafın görmüş olduğu
fiziki ve kimyasal tahribata, makina ayarlamasına, makinalann bakımına
önem vermeyen teknik kadronun yetersizliğidir. Dolayısıyla bu teknik kadro
-71 iyi eğitildiği takdirde, gpıefcfi ortam hazırlandığı takdirde, işçimize gefişmeş
Ökelerdeki kadar
y S
k
yflüemediğimiz halde, çok daha fazla prodüktivite
artışı sağlamamız mümkün olacaktır. Bunun için hakikaten gerek ilgili bakan­
lıklarımızın gerek üniversitelerimizin ve berşeyin başında gerek sanayicileri­
mizin tamamen bu konuyu bugüne kadar ihmal eden sanayicimizin çok bü­
yük sorumlulukları vanbr. önlem alınmam lazım, gerçekten büyük kanama
söz konusu. Tedbir alınmadığı takdirde, çok yakuı gelecekte, 5 bilemediniz
10 sene içerisinde Tvkiye'de yetişmiş tekstilci de kalmayacaktır. Konuyu
tabii bir mühendislik seviyesinde de görmemek lazım, usta, ustabaşı seviye­
sinde de aynı sorunlarla karşı karşıyayız. Bugün eğitmek isteseniz dahi, kini
eğitecektir sorusu ile karşı karşıyayız. Buna ciddi tedbirler almak lazımdır.
Üniversitelerimizin durumuna baktığemz zaman bugün üniversiteler 50 yaşı
üzerindeki öğretim görevlileriyle durumunu devam ettirmektedir. Genç kad­
ro üniversitede kalmamaktad». özel sektör kapmaktadır. Yen! mezun olmuş
bv mühendisin 125 bin üra ile üniversitede uzun yıllar asistanlık yapacağını
düşünmek hakikaten çok iyimserlik olur. Birkaç sene sonra, masterini, dok­
torasını aldıktan sonra özel sektöre transfer olmakta ve yardımcı doçent,
doçent seviyesinde elemanlarda büyük bir boşluk meydana gelmektedir.
Teklifim sanayiciler bir araya gelmeli, her sektördeki durum ayrı ayrı değer­
lendirilmeli, kendi başlarının çarelerine bakmalılar. Bu öğretim kadrosu şöy­
le veya böyle mutlaka takviye edilmeli, yetişmiş elemanların üniversiteden
kaçışı önlenmeli ve dışarıda yerleşmiş olan öğretim üyefiği yapacak eleman­
ların da yurda getirilerek bunların maddi ve manevi yönden desteklenmesi
elzemdir.
Bunun başka da bir alternatifi, 1980 öncesinde olduğu gibi, yine çok sayıda
kamu kuruluşları yurt dışına eleman göndermek ve dolayısıyla bunlarla
sanayii beslemek alternatifi vardır ki bu cidden çok pahalı bir yoldur. Bunu
seçeceğimize üniversitelerimize birazcık yardımcı olabilirsek, onların dertle­
-72riyle kendi dertlerimiz gibi dcrttenebüiısek problemi kısa şikede çözmek
mümkün olabilecektir.
Mesele yalnızca işçinin eğitimi değil, onlara beceri kazandırmak değildir.
Hakikaten işçilerimizde dddi bir uyumluluk söz konusu. Yani bunu hiçbir
zaman inkar edemeyiz, işçinin prodüktivite eksikliğini işçimize yoramayız.
Bu tamamen orta yönetim kademesinin boşluğundan, yetersizliğinden gel­
mektedir. Bunu çözmek önemli sorundur.
Beni bu kadar uzun süre dinlediğiniz için, teşekkür ederim.
BAŞKAN —Teşekkür ederim, Kemal Bey.
ATİLLA ALPTEKİN (Mensa Holding Genel Koordinatörü)
Saym Bakanım, sanayi şurasının değerli üyeleri, izleyicileri; panelist olarak
katılma’ya davet edilen bizler, daha önce aramızda takdim edeceğimiz konu­
lar arasında bir koordinasyon yapma şansını bulamadık. Ben göz ocuyla
kopya çektiğim de, arkadaşlarımın neler söylemeye hazırlandığım görüyo­
rum. Onun için tekrar etmemeye ve onların rüzgarını almamaya çalışacağım.
Bir başka, değişik bir konuya değinmek istiyorum. Benden önce konuşan
arkadaşım, Türk tekstil sanayiinin boyutlarım bu kısa sûrede oldukça ayrın­
tılı olarak ifade e tti. Tekstil sanayiinde hepinizin ilgili dolayısıyla bildiğiniz
gibi, iplik eğirmede iğ sayısı dokumada, dokuma tezgahı sayısı gibi rakamlar
kullanılıyor. Ama bunların toplanıp derlenip genel bir fikir vermesi büyüklük
hakkında, oldukça zor. Çok güvenilir olmamakla beraber, genelde kullanıla­
bilecek bir kıstas elyaf işleme kapasitesi olabilir.
- 73 Türkiye'de çeşitli şekillerde işlenen elyafın, teleften ari teini/, elyafın 650
bin ton mertebesinde okluğu tahmin ediliyor. Bunu 2 başka büyüklükle
kıyaslamak istiyorum. Birisi dünyada tüketilen elyaf. İkincisi Türkiye'den
ihraç edilen çeşitE kademelerde iplik, ham bez. mamul kumaş ve tekstilden
mamul konfeksiyonun ağalığı, ikinci rakam, yani Türkiye'den çeşitli şekil­
de flıraç edilen, çeşitli evrelerde ihraç edilen tekstil ürünlerinin ağırlığı, geç­
tiğimiz yd 300 bin tona yakın, resmi istatistiklere göre 2S9-291 bin ton.
işlenen elyafın 640 bin ton mertebesinde olduğuna dikkat edersek, tekstil
sektörümüzün en
b eü m n vasfının hemen hemen dünyaya açılan, en önde
gelen sektörümüz olduğu. Aşağıda yukarı dönen İter iki iğden bir tanesi,
ya H ansa ya Saddam’a veya dışarıda birine bağh olarak çalışıyor.
tkindsi. dünyada işlenen elyafın 30 milyon ton mertebesinde olduğu tahmin
ediliyor. Böyle de baktığımız zaman, dünya tekstil sanayiinin yüzde 2’si ile
3'ü gibi bir bölümünü alıyoruz.
Küçük gibi görünmekle beraber, ihmal edilmemesi gereken bir büyüklük. Dün­
ya tekstil ticaretine dikkat ettiğimizde, bugün AET içi ticareti ayrı tutarsak.
80 milyar dolar mertebesinde. Biz bu ticaretten bu vıl 2.5 milyar pay almaya
hazırlanıyoruz. Bunun içerisinde hemen hemen hiç ithalat olmadığım da dik­
kate alırsak, buradan da yüzde 3 'ün üzerinde bir pay aldığımız görülüyor. He­
le hele dünyadaki büyük tekstil ihracatçısı ilkelerin, mesela ilk 10 tekstil ih­
racatçısı ökenin, avnı zamanda ilk 10 tekstil ithalatçısı ülke, en azından 8 ’
inin ilk 10 tekstil ithalatçısının girdiğini düşünürsek, tekstil ticaretindeki net
ihracatçüan sıraladığımızda. Türkiye'nin rahatlıkla ilk 10 'a girdiği. 5 ile 7
arasında bir yer aldığımızı görüyoruz.
Bütün bu açıklamalarım niye?
Türk tekstil sanayii dünyaya o denli açılmıştır ki. bizim tekstil sanayimizin
bugününü ve yan::::!!, sorunların vc vaatlerini dünyadaki gelişmelerden ba-
-74 ^
7 olarak, dünyadaki gelişmelere gözümüzü kapayarak değerlendirilmemiz
imkansız. Çünkü, bu oyuna dünya Bginde oynuyoruz ve öyle dc oynamaya
mevtanız. Zira, eğer ihracatta herhangi bir tıkanma olursa, demin ifade etti­
ğim rakamı hatırlarsanız, yansı dünyaya çalışan, yurt dışma çalışan bir sana­
yi kolunda, Hışanriaki bflyOc boyutlu bir tıkanmayı yurt içinde massetmeye
im k a n
olmayacak, bu sanayi tümüyle çökecek demektir. Dolayısıyle dünya­
dan bağımsız düşünmemize imkan yok.
Onun için, izin verirseniz ben sözlerimle başkalarının sözlerine ortak olma­
mak için, çok ana hatlanyla 2000 yılma girerken dünyadaki genel eğilimleri
satırbaşlanyla arz edip, bunlar karşısında bizim ne yapmamız gerektiği ko­
nusundaki naçizane düşüncelerimi sermek istiyorum.
Bir kere dünya elyaf tüketimindeki artış, yavaşlamıştır. O hızla yavaşlamıştır
ki, 1950 ile 70 arasında yüzde 10—11—12 gibi artan bu elyaf tOcetimi, 1970'
den sonra gelişmiş olan ülkelerde yüzde l-l^ 'a;geS şm ik te olan Ökelerde de
yüzde 2,7 gibi bir rakama düşmüştür.
Bir genelde bir dünyada tekstile olan talep artışında daralma var. İkincisi
talep özellikle bizim geleneksel pazar olarak seçtiğimiz Ökelerde daha da
hızla daralıyor. Talebin arttığı yerler ise, ya parası olmayan, yahut da tekstile
bizimle beraber soyunan ülkeler. Dolayısıyla giderek daha sıkı bir rekabetle
karşılaşma durumunda kalacağımız. Tabiatıyla aramızda ymdı ve haşarılı
olan birkaç müessese Amerika'ya, Kanada'ya zengin Ökelerde yeni pazarlar
tanımlıyor olabilir; ama burada Ske genelini tartışıyoruz.
İkincisi, dünyada tekstil ve giyim eşyası ticaret hacmindeki artış da tüketim
paralelinde yavaşlamıştır. Dünya tekstil ticareti de yine 1980Jere kadar,
19701er boyunca artmasına devam etmiş, duralamış, 1981—82 —83'te kü­
çük artışlar göstermiştir. Kişisel harcamalara uaKtığımızda aynı eğilimleri gö-
-75 itiyoruz. 1970*G ydarda yâzde 5 gibi bir hızla artmakta olan kişisel tekstil
harcamabn. 1980*8 yıBann başında yüzde lln başma duşmuş -gelişmiş
tikelerden bahsediyorum- 1 9 8 2 -8 3 -8 4 -8 5 'tc yüzde l»5'a çıkmış. Ancak
ba çıkıştaki çok büyük etken. Amerika Birleşik Devletlerindeki hızlı artış.
Ki. onun da geçici olduğu söyleniyor. Dolayısıyla:
1—Tekstil sanayimiz ve ticaretimizde ihracatı unutmamıza imkan yok veya
sadece yurt için pazarı dnşöm tk bir strateji çizmemize inıkan yok.
2 — İhracatta bugüne kadar ki başarılarımızın bundan sonra aynı stratejilerle
devam etmeyeceğini bu genel temayüUer göstermekte. Demin arz ettiğim
gibi, dünyadaki tekstil, gefişmiş ilkeler, hala net tekstil ihracatçısı olma­
ya devam ediyorlar. Gefişmiş tikeler olarak kimlerin gruplandınlacağı
pek kesin bir çizgisi yok. Ama. bu istatistiğe aldığım GAT istatistikleri­
nin gruplamasına göre, gefişmiş olan öfkelerin tekstil ihracattan 19701i
yılların sonunda, 2 milyar dolar iken, —net ihracattan— 1981 de 6 milyar
dolara kadar çıkmış ve bu 1985 yıhna kadar devamlı bir düşüş göstermiş.
Ama, hala gefişmiş Ik d er net tekstil ihracatçısı. Mesela bir Almanya,
bizden aldığını iç pazarda kullanırsa, iç pazara tahsis etmediği kapasiteyi
ihracata yöneltmiş veya gelişmekte olan ülkelerden aldığı inalı, daha ileri
evrelerde pazarlayarak satmış, bu Batı Almanya'yı çok çarpıcı bir misal­
dir, dünyanın en büyüt ihracatçısı hem de en büyük tekstil ithalatçısı
h
a
lin
e
koymuş. Tabiatıyla burada, bizim ümit var olacağımız bir konu
var geEşmekte olan üke, —gefişmiş ülkeler bu stratejiyi seçtikleri için
belli katma değerin altındaki «ünleri bizden almaya gayret edcceklcr.
Ama bu bizim stratejimize ters düşüyor, çünkü biz de belli katma değe­
rin üstündeki ürünleri satmak durumundayız. Ancak hazır giyime baktı­
ğımız zaman, durumun böyle olmadığım görüyoruz. Gelişmiş ülkeler.
19701er boyunca, net ithalatçı konumlarım kazanmışlar, 1978 yılında
12 milyar dolar net ithalatçı —hazırgiyimde—vc bu giderek artmış. 1984
-76rakamlan, 21 milyar dolar. 1984 ve 1985’te de bu rakamların 23 ile 26
milyar dolar arasında bir yere geldiği tahmin ediliyor. Fakat görünüş şu
ki, gelişmekte olan ülkeler, tekstil ürünlerinde hala net ihracatçı iken,
hazır giyim eşyasında giderek artan oranda net ithalatçı oluyorlar ve bu
ithalatlarını artırmaktadırlar.
Şimdi, bunlar ışığında bir sonuç çıkarmadan önce, izin verirseniz, çok ktsa
olarak dünya tekstil sanayimdeki gelişmeleride derleyebildiğim kadarıyla ak­
tarmak istiyorum. Bir defa, dünyadaki tekstil işletmeleri ve tekstildeki sayı­
sal gelişmelerde bir duralama hatta gerileme var. Hür dünyada, yani sosya­
list ülkeler Çin, haricinde dünyadaki pamuk ipliği eğirme kapasitesi, hafif
bir gerileme veya sabit durma noktasında, 108—110 milyon iğ mertebesinde.
Bu böyle olurken, gelişmekte olan ülkelerdeki iğ sayısı hızla artıyor, gelişmiş
ülkelerin iğ sayısı hızla azalıyor. Ancak gelişmiş ülkelerin bu azalma ile m u­
kayese edilmeyecek, bu azalmaya karşı üstün teknolojileri seçmek suretiyle
sayısal azalma kadar bir kapasite kaybetmediklerini görüyoruz ve kendi prodaktif durumlarını koruyorlar.
Keza, dokum a kapasitesine baktığmızda, dünyadaki toplam tezgah sayısını
yine sosyalist ülkeler hariç, takriben 2 milyon tezgahtan, 1,8 milyon tezgalıa
düştüğünü, ancak bu düşerken istihsalin düşmediğini, gelişmekte olan ülkele­
rin payının arttığını, gelişmiş ilkelerin paymın azaldığım, takriben 1 milyon
tezgahtan gelişmiş ökeler 650 bin tezgaha düşerken, yüzde 35, bin tezgah
sayısında artış yaparken, prodüktivite paylarındaki azalışın yüzde 3 5 in üçte
1 ’i mertebesinde olduğunu görüyoruz. Bu da gösteriyor ki, gelişmiş ülkeler
sanayiinin kaynağına doğru çekilmekteler ve kendilerim buna uvarlanıaktalar. Bunun tabii bir sonucu olarak, tekstil sanayiinin söylene gelen işçi yoğun
bir sanayii olması, özelliğini büyük ölçüde yitirmiş ve ucuz işçilik artık eski
önemini yitirm iştir, en hafif deyimiyle. Bunun dışında, sanayileşmiş ülke­
-11
-
ler. teknolojik geişmeieri de. özellikle enerji tasarrufunda, enerji kullanımın­
da yaptıkları aühmbrla bâyok bir tasarruf sağlamış görünüyorlar. 75'ten.
85’e eümdeki istatistikler Almanya'nın istatistikleri, 1 kilo tekstil ırünti üret­
mek için kuUanddcbn enerji miktannı 56 julden. 2.7 megajüle düşürmeye
başarma yerfumfabr. Bizim derleyebildiğimiz rakamlar, şu anda Türkiye'deki
ortalama rakamların 75 seviyesinin de üstünde olduğunu görmekteyiz.
Bir üçüncü noktada, gefişmekte olan öfkeler bütün bu avantajlarına rağmen,
buraya soyunmuş olmalarına rağmen, bir de tekstil ticaretini serbest ticaret
olmaktan çıkartıp regüe edilen
malarla gerekse Odfi
r e
g e r e k
tek tek ülkeler olarak aldıkları kısıtla­
çok taraflı antaşmalarla beynelmilel örgütleri kulla­
narak. FMA, AET jM uluslararası ticareti dizmlediklerini görüyoruz.
Tekstil sanayiimizi düşünikfcen,
1— Dünyadan kopanuyacağmuzı
2— Dünyadaki gelişmelerin de böyle olduğunu, pek pembe haberler olma­
dığını bitmemiz gerekiyor.
Bir kere dünya ile boğuşmak durumunda olduğumuza göre girdi maliyetleri­
mizin dûnva şartlarında olması lazrnı. Eğer bu girdi maliyetleri ülkenin bazı
özel koşullan doiavsıyla aleyhimize tecelli ediyorsa, bu kesime bir istisna
getirilmesi Lazım. Çünkü bu kesim bu oyunu bu ülkede değil, dünyada oynu­
yor. Bunun başında fitıans sorunumuz gefiyor. Mutbka söz edilecektir, ben
ona değinmeyeceğim.
İkinci konumuz eneıjidir. Bugün biz Türkiye’de enerji olarak gerek elektrik,
gerek fuel oil dünya fiyatlarının çok üstünde kullanıyoruz, özellikle elektri­
ğe, sanayi elektriğine ödediğimiz fiyat dûıya enerji ajansının rakamlarına
-7 8 gfre Japonya'dan sonra bizi ikinci sıraya koyuyor. Ülkenin eneği politikası
yönünden gerek Ur politika olabifir; ama dünyada rekabet etmek isteyen ve
buna mecbur olan bir sektör için doğru değildir. Bu sektör bu koşullar al­
tında, Türkiye'de enerji sektörünü sübvanse edemez. Ama bu sektör dünyada
oyun oynadığı sürece enerjiyi en arından dünya şartlarında almalıdır.
Şu problemimiz, özellikle Türkiye'nin bazı bölgelerinde, İstanbul'da büyük
bir sorun. İstanbul dışında sn temin etmek için yapılan girişimlerde bazı ya­
sal düzenlemeler gerektiği kanaatindeyiz. Atık suların antıhnasmdaki yasal
düzenlemenin pratik işledik kazandırılması ve bunun uygulanabilir, altından
%
kalkınabilir bir yük haline getirilmesi çok önemli. Bu ana girdilerin dışında
herkesin iyi bir ham madde ve işçffik sorunlarımız var.
İşçilik, eğitim konusuna arkadaşlarım değindiler. Hammadde konusunda
uzun yıllardır söylenilegelen ve bizim tekstile bu denli ağırlıkla girmemizin
nedenlerinin başında pamuğun Türkiye'de bol ve ucuz olduğu inanadır,
doğrudur. Ancak daha uzun süreli daha istikrarlı bir pamuk politikasına
ihtiyacımız var. Devletin taban fiyatı politikası, destekleme politikası, pamuk
ihracatına ilişkin politikaların birleştirilmesi ve bir sürek lilik kazandırılması
gerekmektedir. Bu çok önemlidir.
Son olarak benim üzerinde durmak istediğim konu, deminki izahatımda da
arz ettiğim veçhile dünyada daha rahat pazar, konfeksiyon pazarı gibi
görünüyor. Ülkemiz ihracat rakamlarına baktığınız zamanda bunu g ö rü y o ru z .
2 Milyar lirayı aşan tekstil ve tekstilden mamul konfeksiyon ihracatımızın
1 milyar dolarlık kadar kısmı tekstil ürünleri daha büyük kısmı konfeksiyon
ürünleri. Ülkemizde de bu temayüle bir ayak uydurma var. Bunda sonra da
bunun hızla gelişeceği görünüyor, ö te yandan tekstil ihracatında daha büyük
bir rekabetle karşılaşacağız. Bu nedenle konfeksyon sanayiinin öze biçimde
özendirilmesi hem ülke yararınadır, hem de ana tekstil sanayinin yararınadır.
-79 Zka biz Iwtimimi« btjrft ölçflde atabilmeyi. flke konfeksiyon ihracatının
yişın B iflc bftjrflc ölç#de btğtgBıflfotıız.
«
* -*
■'S.
*' ■'•
SAzfcrinıb« kadar efieadtaı.
dAk a h
- i f y w y cncııın-
Bir tonı soobfir m iyu, gerçi M k uygun değil son.
Oflaya ticaretinde teksti! talebi, genel tekstil ticaretinde bir azalma oidnğunn
ifade rflim r, TekstSm dtayadaki genel talebi 1980Vrdea en d 10,11 ra*
ir—ı « ı « a n , aaıfaa sonra bir k i d m d a kftçflk bir n k sn b böyle bir
boa değiştiğipi «Sf lndMr. bmmm aml «ebet»ini ta pit edrbilftmir mi? Ona
doğana sebep nedir? HaıtaMr nedir? Bann biraz daba açab&ıseniz memnun
oAnom.
ATİLLA ALPTEK İN -Efendin, teşekk* ederim ilginiz için.
h d B B b S oB ! an a o konnda b e n n u m
«ı— «ı«^—
B
k
teşefaMtfe
raten komıyn ıııBİ
«yııyîmîfiİHi ihı^ı ılmpg flncSfaMUfal dAsyxSski ^cfişoıdcrc sfctvmAİc
uuetıyie ç bbk ji bitaz i w l a l t Bandan öte (Utayadakı genel gfİşinden
tefsir edecek ölçgde bir ekonoank b^gidağarağma sahip değürnı. Ama buna
lagmen 1970*1 yA rd a, bü y o n a tm , bir petrol b iz i dânya ekonomilerini
ak fist etti. 1950’den sonra, (İkinci Diaya Harbinden son a) dünyadaki genel
bir kere harp yıBarmdan sonra iştiyakla tekstilde bflyflt bir gelişme oldu.
Teksti maddeleri jddayftzde 10 b z ile artmaya başladı Zaten bunan devam
etmesi beklenemezdi. Bu yavaş yavaş azaldı, 19791 yılardaki petrol krizinin
şoku etkm jle ve bunun yarattığı ekonomik zorluklarla 1970'den sonra geri­
ledi. 1980'deki iksiri gerilemenin ne olduğuna niçin olduğuna pek bir cevap
veıenleyeceğini- Ancak 1983—1984 gefişmiş ilkelerdeki tuzlanmanın büyük
birleşiği Amerika Birieşâ Devletlerindeki artıştan kaynaklaıuyor.
-80 Tabiatıyla bir de dfeıyada gelişmiş ¡Eklerdeki nüfus artış hm hemen hemen
«fır. Gefişmekte olan (Hederde elyaf artışı yfede 2,7 gibidir, bu artış o ülke­
lerin nüfus artış hızma yakm bir hız. Bana mnkabfl gefişmiş ob a S k eb d e
nüfus artış lwm« «on derece de azalttı. Banlar sorunuzu cevaplandsmak
için teşebbüs ama, tam cevap vermeye muktedir değffim efendim.
BAKAN - Teşekkür ederim.
Ben geçende bir mecmuada okudum, onu da bu arada söyleyeyim, doğra
mu, yanhş mı yine siz anafiz yapm. Biliyorsunuz, dünyada, TUdye'de kesin­
likle refahınız ve ihtiyaçtannızm Ok kısacağı
ir .
ihtiyaç giyim eşyamzdır.
Diyelim İd ben şu kadar Ücret alıyorum, çocuğum hasta masraf yaptunsam
yemeğimden kesemem, şunu yapamam, o ay ben bir gömlek alacaksam al­
mam. Kravat alacaksam almam. Ük defa kesüebflecek ve ksdabSecek. Bir
memleketin kesn ekonomik gelişmesinin, konjonktürü doğrudan doğruya
direkt olarak tekstil endüstrisine bağlıdır. Yani tekstil endüstrisi aynadır.
Tekstil endüstrisinde bir artma vana, ekonomik satmahna gflcfl vardır, demek
ki herkesin eline geçen para da tekstile tahsis edebileceği bir fon yaratılmış­
tır. Yoksa benim bankada param duruyor, ben tekstil alayım, sonradan daha
pahalı abrım değil. Bütün mesele denge. Burada dfayada entresan okuduğum
mecmuada diyor İti, gayet tabii bir mini modası çıkıyor, bir maksi modası
çıkıyor. Modann değişmesi normal olarak tekstil BaooDeriııde ton özerin­
den hesap ettiğimiz takdirde modann tesiri aitndadv.
Bir de Amerika ve diğer ileri memleketlerde maajrsrf botncin m odas, iyi
giyinmeme, yani daha doğrusu söfü, kötfi görünme veya başka tSrii rahat
yaşama faktörü ile zengin veya w lık h görünmeme yönânde demek ki bu da
bir moda. İyi görünmeme de bir modada-, Bfadnle işi idare ediyor. Halbuki
şimdi alıyor, bey de giyiyor, hanım da giyiyor, vaziyeti idare ediyor. Halbuki
normal olarak blucin moda olarak kalksa tekstil endüstrisinde fevkalade bir
-81
-
patlam a ve ilerleme olacaktır diyor, oradaki yazıda.
Ben eski bir tekstilci olmam dolayısıyla okuduğumda bunların hepsine aklını
yattı. Bunu doğuran ana sebep midir, değil midir tabi he|»si satmalına gücü
ile ilgilidir. Kesinlikle moda ile ilgilidir. Eğer moda kötü giyinmek marifetse
onu artık önleyemezsiniz. Çok zengin bir ailenin çocuğunu çok sûflü kıya­
fetle gezdiğini kendimiz yakından içimizde görüyoruz. Niçin öyle, moda
im iş. Moda da böyle berbat giyme. Acayip bir kıyafet. Buuu da muhafaza
ediyor, gidip güzel kıyafetler de giymiyor. Demek ki modanın da burada rolü
olacak. Bunu panelist arkadaşlarıma söylemiyorum. Yalnız edindiğim bilgiyi
burada aktarm ış oluyorum.
Başka sebepler varsa yine diğer arkadaşlarımız sıralan geldiği zaman söyler­
lerse memnun oluruz. Çünkü dünya ticaretindeki tekstilin trendi bizim
kaderimize müessir olan ve buna da doğru teşhis koymak mecburiyetinde ol­
duğum uz bir toplantıyı yapıyoruz. Ona doğru teşhis edersek madem ki
ihracata biraz önce sizin verdiğiniz rakamda yüzde ellisinden daha fazlasını
ihraç ediyorsak bu elyafın, şu halde kaderimiz dışa bağlı oiuyur. Ona da
doğru teşhis koymak yönünden arkadaştan nıızın bu husustaki fikirlerini dc
bundan sonraki konuşmacılardan yine rica edeceğim.
SUNAR AKAN (Siimcrbank Genel Müdür Muavini)
Savuı Bakanını, değerli misafirler, programın takdiminde ve geneldeki sayın
konuşm acılar heıneıı hemen tekstildeki not alnuş olduğum bütün sorunları
dile getirdiler. Türkiye'de 18 pamuklu işletmesi ve 7 yünlü işletm esine sahip
olan Süıııerbank, pamuklu da yüzde 15 gibi bir payı, yünlü de yüzde 9 gibi
bir payı işgal etm ektedir. Dolayısıyla Türkiye tekstil sanayim deki sorunların
tamamını Sümerbaıık’ta karşı karşıya bulunmaktadır.
Burada not ettiği ve bahsetm ek düşüncesinde olduğum sorunlar ham m adde,
eneıji, teknolojik gelişmemiştik, yetişm iş eleman eksikliği, ihracatım ızdaki
sorunlar finansman
maliyetlerinin yüksekliği bütün bunlar daha önce
dile getirildi. Ancak bir iki konuda da ben müsaadenizle görüşlerimi birkaç
cümle ile de olsa arz etm ek istiyorum . Bilhassa yeni teknolojinin getirilm esi­
ne sanıyorum ki memleketimizin büyük ihtiyacı vardır. Hem dokum ada, hem
de hazır giyimde işçi hatalarına yer vermeyen teknolojinin ülkemize getiril­
mesinde büyük yararlar olduğu kanaatindeyim. Dolayısıyla bu takdirde ka­
liteli ve dış pazarlarda a h a bulabilecek standart üretimler yapm ak mümkün
olabilecektir ve standardın devamı sağlanabilecektir.
Bilhassa Süm erbank'ta çok eski teknolojilerle çalışılmakdır. Bunun karşılı­
ğında da dış pazarlarda satım zorluğu çekilmektedir, sanıyorum diğer Tür­
kiye'deki tekstil sanayiinde de aynı zorluklar bulunm aktadır. Bugün Süm er­
bank'ta 50 yıllık dokum a tezgahı bile çalışmasına devanı etm ektedir. Bilhas­
sa dokum ada 160—180 cnin üzerindeki enler dış piyasalarda büyük alıcı b u l­
m aktadır. Bu genişlikteki bezleri dokuyacak kapasite Süm erbank'ta yüzde 10
m ertebesindedir. Belki Türkiye genelinde bu yüzde 10 ları aşm aktadır ama.
gene de dış piyasalara kaliteli bez üretecek geniş ve hızlı tezgah vjyısı çok az­
dır. Bunun teşvik edilerek bir an önce çok az hata yapacak, işçinin d o k u ­
macının hata yapmasına müsaade etm eyecek tezgahlanıl T ürkiye'ce cetiril-
- 83 mesi ve çalıştırılması gerekmektedir.
Y etişm iş eleman ihtiyacı hepimizin sıkıntısı. Sümerbank artık eleman y etiş­
tirm edeki görevini bitirm iş olm aktadır. Bizim şu anda fabrikalarımızda y etiş­
miş elem anım ız fazlaayla azdır. Dolayısıyla daha önce çok geniş eleman po­
tansiyeli ile çalışan Süm erbank’m artık özel sektörümüze bu konuda yardım ­
cı olması pek mümkün görülm emektedir.
.Ancak yetişm iş elemaran hepimizin ihtiyacı olduğu da büyük bir gerçektir.
Her ne kadar sözleşmeli personel tatbikatını yapıyorsak da Sümerbank olarak
özel sektörden bu konuda çok daha büyük durum lara sahip olduğum uz da
bir gerçektir. Y etişm iş elemanın mutlaka çeşitli şekillerde yetiştirilerek,
te şv ik edilerek tekstil sanayine kazandırılması gerektiği kanaatindeyim .
Son olarak da diğer fazla tekrara meydan vermemek için yatırım larım ız k at­
ma değeri yüksek, nihai mam ule yönelik konfeksiyon bazında ağırlık kazanm aa gerektiğine inanıyorum . D olaysıyle gene konfeksiyonda da işçi hatala­
rına yer verm eyecek yeni teknolojilerin getirilerek katm a değeri yüksek m a­
mulleri dış piyasalara ve zevki yükselen iç piyasaya satış imkanı sağlanması
gerekeceği kanaatindeyim .
Diğer söyleyeceklerim tekrardan ibaret olacak, onun için konuşm am ı burada
kesiyorum . İleride yeni durum larda söz almak ihtiyacı hasıl olursa ricam
olacak.
Saygılar sunuyorum , teşe k k ir ederim efendim.
-8 4 MÜNlP YÜCEL - Edip tp ik San. ve Tıc. A .Ş. Genel Müdürü.
Saym Baltan, Sayaı Bakanlık mensuplan, Saym şa n âyeleri;
Önce
solduğunuz saaie cevap vermek suretiyle konuşmama başlamak
istiyorum. Dünya elyaf t&etimi 1982 ıe 1986 veriler eBmde aeMozik esaslı
elyaflarda yüzde bâr artış, elyaf demiyeyim de, ipBk ve füamentlerinde yüzde
bfr artış, h a f if e topsda eksi 2£ekahne var. SeHoz dışı elyaflarda, polyes­
ter, akrijjk
n
t .
g B
d
ipfik ve fîfaunentte yüzde
2
jS
artış, elyaf ta da yüzde 6 a tış
Toplam inşan yapm etrafta dünya topianundaki artış ağvhklı ortalama
33* Toplam elyaf tüketiminin bu miktar yftde 46!sm teşvik etmekte. Yani
tabii elyaflarla ipşan yapn elyafların toplamının
y ü
z d
e
46'stnı bu şekilde
sarfedümektedir.
Pamukta artış yâzde 3,4. Ytade yüzde 0,5. İpekte ise stfirdv. Toplam elyaf
tüketimi 35 raSyon ton dvarmdad». Boran yâzde 54’finfi pamuk, yû ı ve
ipe* teşkfl etmekte«fir. Y tede45 M diğerleri teykO etmektedir.
Sunulan raporda istihdanmı önümüzdeki yıBarda 1 mityon gün görünmesi öngOrdmOş. Eğer böyle dfişfinflürse bunda bir hatanın şimdiden yapılması telaB
d
çok büyük k a y ıla n sebebiyet verecektit. Onun için şöyle takanları ver­
mek istiyorum. Gegşmiş gibi görttaen tekstfl sektörümüzün en önemli sorunu
teknolojinin de dışa bağmhhğmıızdnr. Teknolopk açıdan ve tamamen dışa
bağımblığımızm endişe veren tek tarafı kalkınmış Ökelerin otomasyonla
tnükte tekstil sanayinde tekrar yatinma geçmeleridir. 1900lerin başmda
Avrupa 'da tarımda çahşan kesim yüzde 70 iken, bugfrı tanında çalışan kesim
Avrupa'da yüzde 3 tür ve üretim de artmıştır. Aym durumda endüstride ola­
cak. Eğer biz de AET*ye girmek için bk iyelik hazırlığı döneminde isek,
bu gerçekleri görmekten kaçamayız. Bugün genelde nüfusun yüzde 25 (Avru­
pa dahil) endüstride çalışmakta, oysa çok yafan gelecekte bunun yüzde 10 ve-
- 85 ya ytzde 51exe dişmesi beklenilmekledir. Artık ucuz *eya pahalı işçilik diye
bkşejrsöz k o n » ofcnayacaktar. Meselenin de esas temeli İmi olacaktır. Bugün
tekstil ihracatımız içinde en bfiyflc paya sahip flkekrden satmaidığınuz bu
teknolopecle kendi pazarlarında kendi makinalanyla naal rekabet edebile­
ceğimizi şimdiden düjiımnHiz lazandar.
Hele bir de girdilerimizdeki farkhhk g n M n e afanırsa problemin kısa vadede
çözfimâ teknoloji transferi ile ki, İm teknoloji transferleri çok kontroBfi ol­
malı kısa vadelerde orta «e ozon «adede de yeterli düzeyde araştırma w geiştk ıne merkezlerimizin knrulmaMyla ancak banım çözülebileceği inanandayan.
Modem otomasyona bağlı tekstil teknolopsinin gereksinimi olan kombine
teknfle eleman ihtiyacı brçfin şimdiden kendirine gösterm iştir. Bunun kısa
vadede çözâmö mevcut eğitim sistemimizin teknoloji. yüksek, ileri teknoloji
uygulayan Ökelerde gdti tc e t eğitiaılrılr mflmkfia olacaktır. Bu kısa vadede
ne eğitim sistemimizde teform sağlayacak değişikSkterje tikemizde aynı
geiyede eğitim vamemiz için yeterli tedbirlerin vakit geçirilmeden ahnmas Qe sağlanabilecektir.
500 yd önce matbaa katı ne ise. bogAa çağanızın bilgisayarı o durumdadır.
Matbaada 200 ydhk bir gecikme 3e giriş sağlanmışta-. Şayet bilgisayarda da
bir gecikme mevzubahis olacak otarsa burada tekstil sanayi gerçekten bâyâk
tehSkeier içine girecektir. Diaya ekonomisi artık ağa* sanayiden yüksek tekaohpjfe doğra bir dönâş yapmışta-. Hatta bil^sayar teknolojisine dayah
endistri de devrimin bundan sonraki aşamasma yaklaşılmaktadır.
Ontm için top!umumuzda da kökü bir eğitim reformuna girmek zorunda ka­
hyanız. Böylelikle zihni potansiyelini icat yeteneğini ve yaratıcılık yete­
neğini geliştirmek zorundayız.
-8 6 Ipfik sektörünü en fazla igfendirat 2yı«an beri bir pamuk mevzuu v*dır. Bu
da hep kapasiteden "kaynaklanmaktadır. 1985 yıfcnda pamuk ipliği kapasitesi
4S0 bin ton. 1986 503 bin ton, artış yüzde 1183'dir. Oysa 1987 mart veri­
lerine göreTürkiye'de şu anda içinde bulunduğumuz yd içinde kapasite 537
bin tondur. 1988 sonulda bu kapasitenin 537 bin tona nlaşacağ» reaSze
edilmiş akreditifler Oe birlikte öngörülmektedir.
Bu verilerde de kolayca görtifeceği gibi, Türkiye'de pamuk üretim miktarı ar­
tık sektör ihtiyacına cevap veremeyecek durama gelmiştir. D olayıyla sektö­
rün imalatı otan ortalama 20 ntimara zihniyeti de nraklaşmamc gerekmektedir. Hatta öyle ki bu sektöre cevap veremeyecek pamnk miktarının yeterli
durama gelebilmesi atatacak tedbirlere de bağhchr. Sektörü ince numaralara
da, imalata iterek pamuk ithalatında önemli bir önlem almmış olunabilir.
Son İki yıldın beri Türk sanayicileri olarak $ totodan ayn ayn pamnk ithal
etmekteyiz ve kullanmaktayız. Bu pamnk tedariki ile birlikte edindiğimiz in­
tiba Türkiye’deki pamnk atandariHzasyommun yeteniz ve verimsiz olduğu­
dur. Çok fasa zamanda bni$e el atrimabdv.
Orta Vadede de dış simim devam edeceği göribnektedir. Bal böyle olunca
Türkiye'deki pamuk borsalanmum, "fotine market"* göre satış yapabilen
Dünya boısalan hafine gelmesi kaçmıtaıaz şartlardan biridir. Bn iş ivedifikle
ele almmah ve lasa zamanda da fayda yaratacaktır.
Pazar durumuna geince, Tekstil sektörünün performansında kapasite iç tü­
ketimin çok üzerinde olduğundan dış ticaretin önemi hepimizce bffinmektedir. Ancak bir gerçek varfd,sektör kotah maDar dışında ilave bir talep yarat­
ması büyük zorlamalara girmektedir. Bugün pamuk ipliğinde kısa dönem için
fazla kapisete ortaya çıkmıştır. Bn fazla kapasiteye dış talep yaratıbmadığı
takdirde önümüzdeki yıllarda kısa vadede geçici de oba ihraç sorunu ile kar­
şılaşma problemi vardır. Bunun için kota dışı m ailsin ve kotaaz ülkelere ya­
pılacak ihracatm özel olarak teşvik edilmesi gereğine inanmaktayız. Aksi hal-
-87 dc pbn hedeflerine ;â ıt 1989 yılında beklenen ihracat hedeflerine sektör ba­
zında erişememe endişesi mevcuttur.
işte bu nedenle yeni pazarlar yaratılması, ihracat miktarlarımızın artırılması
bakımından ihracatçı Sermaye Şirketlerinin önemini daha çok ortaya koy­
muştur. Bu şirketlerin desteklenmesi, dûnva pazarlarında organize olmaları
için teşvik edilmeleri, gereğine inanıyoruz. Zira uluslararası sitstcnıin eşit
bir parçası haline gefanenaz şarttır.
Bu tabii ki koby olmayacak. Ancak bilgisayar teknolojisini iyi kullanmak su­
retiyle 5eEşmişIct seviyesine erişmenin mümkün olacağı ihtimali gün geçtik­
çe kuvvetlenmektedir. Çağdaş olmak istiyorsak rekabeti göze almak zorun­
dayız. bu rekabetin anahtarı ise bugâı ve yann bilgisayar teknolojisinden yeterince istifade edebilme beccrisine sahip kişilerle olacaktır.
Koflanmak için gjnfiğimİT. bfijrSt haratrhrdc başanh ofanaımz ancak yaratı­
lacak çağı uygun enfonnasoyn toplana ile mümkün olacağı görülmektedir.
Bunun için gerekiyorsa elektronik bakanhğmm Türkiye'de kurulması şarttır.
1990Tı yılların en önemfi probkmi bizkr için otomasyonla dengeyi kurmak
olacaktır. Sektörümüzde en fada gelişmeye müsait istihdam
a ğ ırlık lı
ve ihra­
catta şansı görülen, iplik vc dokumadaki birikimlere talep yaratma şansını
arUran sektör h a y giyim sanayidir. Buradaki istihdam oldukça önemli. An­
cak henüz sektörün tam oıganize olmayışı, küçük işletmelere bölünmüş olma­
sı kalitede istenileni verememesi giln nedenler sekimden istenilen seviyeye
gelmesine mani olmuştur, önümüzdeki dönemde bu sektöre gerekli önemin
verileceği ümidindeyiz. Bu sektörün bugün en büyük sorunu lıcr sektörde ol­
duğu gibi yetenekli eleman sorunudur.
Maruzatım bu kadar efendini, teşekkür ederini.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
-
;>(S
HACI SABANCI
BASSI San. vc Tic. A .Ş. / Yönetim Ktırııl» Başkam
Sayın Bakanım. Sayın Müsteşarım, şuranın değerli üyeleri: Her şeye rağm en,
tekstil sektörü ülkemiz için önemli bir sektördür. Her ne kadar geçtiğimiz d ö ­
nem lerde, çeşitli zorluklar, petrol krizinin getirdiği şeyler, dünya nüfus artı­
şı, diînya tekstil tüketimi gibi konulara bakarsak dahi, özellikle rapordada
ifade edildiği gibi, bu yıl 2,5 milyar dolar seviyesinde geleceğini tahmin e tti­
ğim iz tekstil, bir evvelki konuşm alarım ız ile ters düşmektedir.
Deınekki üretimde, tüketimde dünya dengeleri şöyle böyle derkeu. biz de­
vamlı grafiğin yukarısına doğru merdivenin basamaklah gibi çıkma istidadı
gösterdik. Yine ileride AETVe girdiğimiz zamandaki kota durumları veya
bugün için kota dışı ülkeler, kota içindeki paylarımızın artırılıp artırılmaması
gibi konulan dikkate aldığımız zaman daha Türk testkilinin benim kanaatime
göre bir hayli mesafe kaydetmesi lazım. Bu sektör diğer sektörler gibi büyük
teknolojik gelişmeler getirmiş olmasına rağmen yine sektörler içindeki dağı*
bma bakarsak', özellikle katma değeri yüksek emtiaya doğru gittikçe yine is­
tihdam gücü isteyen bir işkoludur.
Bulunduğumuz yıl sonunda ihracatta 2,5 milyar dolar civarına ulaşacağını
beklediğimiz tekstilin içerisinde gene ciddi bir yeri iplik tutuyor. Artık pa­
m uk satamıyacağımız kanaatindeyim. Aslında bu pamuk üretiminin içinde
dışanya pamuk satacak halde değiliz, ama satabm . alalım, spor yapalım, ti­
carette bereket var dersek ayn bir meseledir. -
Ş im d i bizim bu testil konusunda katm a değere doğru hızlı süratte kaym am ız
gerekiyor. Elim izde daha önce bir arkadaşım ızın ifade ettiği gibi güçlü güzel
tesislerim iz var. İrili ufaklı bunlar, T ürkiye'nin çeşitli bölgelerine de bunlar
dağılm ış. Ö yle müessese feri m iz o lu şm u ştu r ki, artık yaşlan 20'yi geçm iş
- Ş9 -
30'a varm ış, bîr teknolojik gelişmeler var. Bu fabrikalarımızı m utlaka ınoılcrııizc etm em iz lazım. Mutlaka tevsii vc darboğaz giderici yatırım lara götürme­
miz lazım geliyor.
Dışardaki teknolojik gelişmelere göre bu iş için yatırım yapar isek, çok yük­
sek finansm an girdisi ile yatın ın yapacağız, dünya kriterlerine göre düşük üc­
reti tasarruf etm ek için. Halbuki dışardaki rekabet ettiğim iz ülkelerde özel­
likle ilerlem iş ülkelerde yeniden tekstil yatarım lar! başlam ıştır, durm uş ikeıı.
Çok düşük finansm an girdisi ile çok yüksek ücreti yok etm ek için yatırım ya­
pıyor. ISO derece ters bir tenaküz var. onlaria bizim aram ızda. Onlar yeni
teknolojinin icaplarını çok daha seri şekilde uygulayabilirler ve fizibil olabi­
lir. ama biz finansm ana bir kolaybk. ciddi bir kolaylık bulmadığımız sürece
aynı yenilem eleri yaptığm ız da bizim için çok pahalı j ir vol olacaktır. Ay­
nı zam anda yine bu sektörde ciddi yatırım lar yaptığım ız zaman yatırımların
da boyutları ç o k büyük rakam lara ulaştığı bir vakıadır.
Biz altyapı olan iplik yatırım larında Türkiye çok büyük bir noktaya yeteri
kadar bugünkü pam uk, eîyaf dengesine bakarsak, ivi bir noktaya gelmiştir.
Tem el iş yapılm ıştır. Çok istisnai iplikler fantazi iplikler gibi katm a değeri
vüksek birk aç tesis yapılabilir. Ama genelde yeniden iplik v. »ınmlanna bü­
yük bir teşvik olup olmaması o kadar mühim değildir, ama o kurulm uş iplik
tesislerim izin arkasındaki entegrasyonlara hızb şekilde gitm em iz geliyor.
Konfeksiyon gibi bir müessesenin m utlaka çok hızlı Türkiye'de gelişmesi
laım. özellikle prim mi vereceğiz, ne vereceksek vermeliyiz bunu daha hızlı
şekilde kalkm dırm alıyız.
Burada bizimle ileri m em leketlerle yeteri kadar rekabet edemez. Hem istih­
damı yaratacağız, hem katm a değeri çok yüksek düzeylere getireceğiz. Tabii
tekstil ihraç edeceğiz deyince ille ham bez ihraç edeccği?. ille m etre kumaş
-9 0 ihraç edeceğiz değil, konfeksiyon hafinde ihraç etsek o da tekstil ihracatı demetir. Bu sektörde konuyu dünden daha sıcak yaklaşımı içinde olmalıyız.
Teşvikler, ihracattaki teşvikler belli noktadan belli bir yere kadar iniş göster­
miştir. Daha fazla iniş trentine gitmeye durumu müsait değildir.
Hatta mümkün ise katma değeri yükseğe doğru giden elde ilave yeni teşvikler
getirme arayışı içinde olalım.
özendirelim, bu yolda yatırımlara arkadaşlarımızı teşvik etmiş olalım. Hü­
kümetimizin teşvikkar politikası, sektör içinde çalışan arkadaşlarımızın dina­
mik faaliyetleri bizi nereden nereye getirdi. 10 sene, 15 sene evvel herhangi
bir arkadaş duşünebiliyormuydu tekstil ihracatımızın 2,5 milyar dolara gele­
ceğini? 20 sene evvel Avrupa'ya gidiyorduk, bavul elimizde kimi anyacağınuzı bilmiyorduk. (Cime gideceğiz. Tekstil satacağız ama kime satacağız. Kır­
dık, döktük, zayiat verdik, fire verdik, ama bir şeyler öğrendik. Artık bundan
sonraki aşamalarımız pazarlamada dünden daha kolaydır. Rüştümüzü ispat
ettik orada. Çok suallerle karşılaştık. Gelecek mal bozuk olacak, kötü ola­
cak diye, işçilerimiz de beDi bir düzeye kadar geldi. Her sektörde olduğu gi­
bi bu sektörde de elimizdeki yetişmiş elemanımızın fevkalade bir değeri var­
dır. Gene memnuniyetle müşahade etmek lazımdır ki, adım adını boroda
müspet çalışmalar devam etmektedir. Teknik okullarla sanayi işbirliği bir
balangıçtır. Almanya bizden çok önce başlamıştır. Bu başlamaları gerçekten
sanayici olarak samimiyetfe benimsemeliyiz. Yalnız görevin h a k a n lık la ra ait,
hükümete, devlete ait değil, bu bizi de buluyor deyip elbirliği içinde bu so­
runlarımızı çözmeye birlikte, dayanışma içinde giderek daha hi7h netice al­
ma yarışı içinde olmalıyız.
Sektörde bana göre, benim tecrübe birikimime göre korkulacak hiçbir şev
yoktur. Her bakımdan Türkiye'nin şartlarına uymaktadır. Her bakımdan
şartlan ülkemize uyuyorsa, biz bunu çok canlı hoplatmalıyız. zıpbtınalıyız.
-91 coşturmaiıyız. Ama başanya varmalıyız. Elbette daha çok çalışacağız. El­
bette varırsak 20 nam sa klasik 10 numarada kotalan dolduruyoruz, varma­
yalım bu numaraya kardeşini 40 numaraya. 30 numaraya varalım. En yükse­
ğe varalım. Varmaydım pamukluya, karışımlara varalım, kota dışında mal­
lar var bugün. Kota dışı ülkeler var. Adan adun gelişiyor, özellikle tekrar edi­
yorum. konfeksiyon gibi en güzel rekabet etme şansımız vardır.
Özellikle benim söylemek istediğim, gözümüzde meseleyi büyütmeyelim. He­
pimiz işin içindeyiz, yaşantımız, çeşitli tecrübelerimiz var. Çeşitli zorlukla­
rımız var. Dön de vardı, bugün de var, yarında olacaktır, yaşam devanı ettik­
çe bunlar olacakta. Ama üstüste şanslı bir sektördü-. AET'ye de girsek, en
güzel döğnşebiieceğimiz sektörlerden birisi bodur. Başka sektörlerde belki
mücadele etmekte zorluk çekebiliriz. Ama burada rahatkkla bu mücadeleyi
verebiliriz.
Ben rakamlara pamuk sayısı tüketim değerli arkadaşlarımız bunların çoğuna
değindiler, bunlara değinmeyeceğim. Konular hepinizin malumudur. Ben
beOd bir kısmı tekrar oldu ama. kusura bakmayınız, benim söylemek istedi­
ğim özü bu idi.
Teşekkür ediyorum.
BÖLÜM HI
I. SA N A Y İ ŞURASI
t e k s t i l s a n a y ii
OTURUMUNDA YAPILAN GÖRÜŞMELER
-9 5 I. SANAYİ ŞURASI
TEKSTİL SANAYİ! PANELİNDEN SONRAKİ OTURUMDA YAPILAN
GÖRÜŞMELER
BAKAN — Ben panelde konuşan arkadaşlarınım konuşmalarından çıkardı­
ğım ve raportörlerin kaydetmesi gereken hedefleri tespit ettiğim yani, daha
önce arkadaşımızın okuduğu hususlar olanlar dışında tespit ettiklerimi tek­
rarlıyorum.
Bugün bu şekilde ifade edilmedi ama, ben İfade etmeye çalışacağını. Pamuk
ipfik kapasite, iplik fabrikalanuaı kapasite kuflzmmı 280 gün. bunun 4 ekip.
3 vardiya şeklinde çalışma formSûnün işlettik kazandırılması. Zaten Türki­
ye’de bir tatbikat var, o da Maraş'ta, Saym Sabancıların fabrikası bu m etotb
çalışmaktır. Fevkalade rantabi yflesektir. Ekip 3 vkudiya pazar da dalıil,
bayram tatilleri de dahil fabrikalar çalıştmlabiiyor. Bu . İstemin geliştiril­
mesi
v e
işlerlik kazandsıbnası meselesi tavsiye ediyoruz.
Pamukla dokuma makmalarının yenflmmesi ve bunda da en az 160 santim
ve geniş tezgah ile hızlı mekikâz tezgahların ithalatı hedef alınmalıdır. Me­
kikti tezgahlar değil, meldksiz. Boya aprede kalitenin tslalıı öne kazanmakta­
dır. Bu hususta Knovr—HowTa beraber bu ancak geliştirilebilir. Sentetik
elyaf için fon ve gümrük vergisi sevkiyesmin aşağıya düşürülmesi ve ayarlan­
masında ihracatla Türkiye içindeki durumun hassasiyetle takip edilmesi tav­
siye edilmiştir.
Tops tesislerinin maıjinal rakamın üzerinde olanlar için teşvik edilmesi, aksi
halde teşvik edilmemesi öngörülmüştür. Tops kalitesinin ıslahı yününden tek­
noloji transferi yapılar bu kalitenin ıslahı da hedef alınmalıdır. Tekstilde eği­
timin. şimdiki okullarla eğitimin fabrikalarla beraber iç içe olacak tarzda
-9 6 okuUarca yeni hazırlanacak programla tatbik edilmesi sağlanmalıdır.
Dış eğitim teşvik edilmelidir, dendi. Türkiye'deki meseleyi çözmede de fay­
da vardır. Dış eğitim üniversiteler dışarıya göndersinler. Doktora yapan ar­
kadaşları göndersinler. Törkiyenin daha önce, biliyotsunuz Sümerbank, Teks­
til endüstrimizin ana kaynağı, tevlit edici ana kaynağı Sümenbank'tır. Oradan
neşet etmiştir. Bu bakımdan artık o görevi ikmal etmiştir. Çünkü özel sektör
birçok noktalarda fevkalade hızla Sümerbank*ın yaptığı görevin önüne geç­
miştir. Yalnız tabii Sümerbank'in da bu arada yine fevkalade ilerlemede raüşahadc ediyoruz, onu burada söyleyeyim. Ben Genel Müdür muavini arkada­
şımız müteessir olmasınlar funda gördüm, gayet güzel mamulleri var. Bir sene
zarfında değişme orada müşahade ediliyor.
Bilhassa üniversitelerin, doçent, asistan ve profesörlerin yani üniversitede bu
saha ile meşgul olan değil, bütün üniversitelerin bir cazibe merkezi haline so­
kulması için gayret sarfedilmeSdir. Aksi halde asistan, doçent gitmiyor, ta­
biatıyla üniversite kalitesi düşünce, onun da öğrenci kafilesi o nispette düşe­
cektir. Bu tavsiye edilmiştir.
Tekstil endüstrisinde elektirk, su, fucl oO gibi devletin elinde olan konuların
bu endüstriyi dış mücadele koruyacak seviyede olmalıdır. Bu tavsiye edil­
miştir.
İleri konfeksiyon sanayinin özel bir şekilde özenlendirilmesi hedef alınmalı­
dır. İşçi hatasına yer vermeyen makiııalarla tekstil endüstrimizin teçhiz edil­
mesi tavsiye edilmiştir.
Uzun vadeli tedbirlerle köklü eğitim, hatta kompütür de dahil olmak üzere
bir eğitim sistemin uygulanması tavsiye edilmiştir.
-9 7 Bogflnloi şartlar içerisinde pamuk miktarının ancak yeni panıuk sahalarımız
den eye girinceye kadar kifayet edeceği nazan itibare alınarak, bu hususta
tam belirtmedi arkadaşlarımız, onu da ilave ediyorum. Pamuk tohumlarının
ciddi manada ıslahı île. dejenere olmuş tohumların kaldırılması ve daha iyi
bir standardizasyon pamuk standardizasyonunun uygulanması hedef alınmaU r . Aym zamanda diğer önemli bir husus pamuk borsalanmızm aynen
dünya pamuk boncalan gibi işler durama getirilmesi maksadıyb değişiklik
yapılmalıdır.
Dış ilkelerde tekstilden vazgeçmiş olan Ocderin bugünkü dönüş sebebi olan
ucuz faiz üe ileri teknolojili yatmmlann yüksek ücreti Bolansa eden tarzdaki
teşvik tedbirlerinin de Türkiye'de uygulanması düşûnâbnefidir. Katma değeri
fa fa olan tekstil yatsından özeBikk özenkodirilmeBdir, diye ben not ettim.
Bu hususları komisyon raporuna dere etmiş olacaklar.
Panel bitti, özetini de sunduk.
Şimdi bu konuda soru soracak arkadaşlarımız lütfen isimlerini bildirsinler.
İbrahim ö zle. Şahap Kocatopçu, Selçuk Ergin. Fikri özm en.
-9 8 ŞAHAP KOCATOPÇU- Sayın Uakamm, dört gündür devamlı bir şekilde ya­
pılan bu çalışmaların Türkiye'nin sanayileşmesinin geleceğine çok büyük ışık
tuttuğunu belirterek, evvela size teşekkürlerimi sunmak istiyorum, bu kat­
kınızdan ve birinci şurayı toplamanızdan dolayı.
Paneldeki arkadaşlarım çok güzel noktalara değindiler. Ancak ben Ok rapo­
run son cümlesinde ve Saym DrA lp tekin in endişelerinde bir çelişki gördüm.
O çelişkiyi ben de paylaşıyorum. Bir soru olarak, konunun aydınlanmasında
büyük yarar görüyorum.
Genel raporumuzun son cümlelerinde, hepimizin özlediği bir temenni vardı.
2 binli yıllarda en büyük hatta tek tekstil ihracatçısı olacağız, olmak amacını
taşıyoruz şeklinde. Bugün dünyadaki değişim devamlı gelişme yüksek tekno­
lojinin sanayileşmiş ülkelere oturması ve onların tedricen bazı sanayilerden
uzaklaşmak zorunda olmaları, bizim o sanayilerden bir kısmını kendi ülkemi­
ze aktarma çabalan yanısıra bizim dc bu sanayileşmiş tikeler araşma girme­
miz halinde, aşağıdan yükselmekte olan az gelişmiş ülkelerin de sanayileşme­
lerinde bizim bazı sanayilerimize el atmalamün kaçınılmaz ofenasmı
düşünmemiz gerekecektir. Bunu kıskanmamamız hatta benimsememiz gere­
kecektir. Dünyada yalnız biz gelişmeyeceğiz. Biz sanayileşmiş ifflce seviyesine
gelirken, az gelişmiş ülkelerin de sanayileşmekte olan ülke seviyesine gelirken
en başta tekstil sanayinden bu kademelere ulaşmalarının tabii bir sonuç ol­
duğunu beklememiz gerekecek. O takdirde ileride tekstil sanayimizin yavaş
yavaş bu yücel üstünlüğünü aşağıdan gelen başka ülkelere devretmek zorunluğunu içimize sindirmemiz lazım gelecek kanısındayım. Ama bu 15—20
sene içerisinde olacak değil. Biz bugün hangi vadede bu konuyu görüşüyoruz,
onu düşünmemiz lazım. Ama ilerisi için bu konuya değinmekte fayda müta­
laa ettim.
İkinci nokta, Türkiye'de sanayileşmenin gelişmesinde bir taraftan yüksek ba­
zı teknolojik yatırımları yapıyoruz, bir taraftan da işçiliğin düşük olduğu
-9 9 sektörlerde geüşnıeyi kendimize tabi obrak benimsemiş olacak durumdayız.
Ancak AET ilkelerine intibak etmek karannı verdiğimiz bugünlerde 10-15
sene sonra yepyeni bir soranla karşılaşacağımızı unutmamak tazım. O da.
Türkiye'de bugün yaşama şartlarının düşük ücretli olmasında cn büyük etken,
şahsi kanım gıda maddelerinin Avrupa'ya nazaran çok dfişflk olması. Oradaki
ekmek fiyatmın Türkiye'de mukayesesi, bizdeki meyvelerin ora ile mukaye­
sesi. et ve diğer gıda maddelerini ölçütüğümüz zaman büyük bir fiyat ayrılığı
vardır. Bu fiyat ajmhğaun AET "ye girmek çabalanyla beraber ortadan kalk­
mak mecburiyeti olacak ve biz. çalışanlarımıza yaşamlarında yeni bir artış
getirmeden bir ücret artışıyla İra gıda maddelerinin fiyat farkım telafi etmek
mecburiyetinde kalacağız. Bunun da ücretlere yapacağı bir etki olacaktır.
Bunun da gözönünde tutulmasını, ilerideki uzun vadeli projeksiyonlarımızda
gözönünde tutmamızın gereğini arz etmek istiyordum. Bana zaman lütfetti­
niz çok teşekkür ederim.
BAKAN — Teşekkür ederiz Saym Bakanrm. tavsiyelerinizi not ettik ve bir
hususu ben müsaade buyurursanız tenvire çalışayım.
2 bin yılmda dünyanın en büyük pamuk üreten Ökelerinden biri olacağız.
Çünkü GAP Ta behaber Adana dahil. Şimdi elimizde hammaddesi kesin kendi
elimizde olan, bugün yabana devletlerin kendi zira ürünlerine uyguladığı giz­
li, açık sübvansiyon var. Almanya'da görüyoruz, sütte, inekte.
Onlar her türlü hayvansal ve zirai ürünlere Fransa'da dahil çok yüksek sübvan­
siyon uyguluyor. Neticede tekstil endüstrisinde, yani pamukta. Türkiye'de
ekilen o saltada pamuktan vazgeçmemiz mümkün ise. o zaman kendi avantajı­
mızı kesinlikle kaybetm iş oluruz. Ama öyle zannediyorum ki, oradaki avan­
tajımız bu endüstrinin benzer ülkelerdeki kaderiyle tam paralel değil, elbette
trentte zatıalinizin dediği gibi kesin şu olacaktır. Ona rağmen, büyük bir teh­
likeyi ben gözlemiyorum. Hem yakın gelecekte sizin de işaret buyurduğunuz
-
100
-
gibi olacağını sanmıyorum. İlerisi için de yine o hammaddenin 20 sene
içerisinde pamuğun yerine başka bir elyaf bulunur da başka bir ikame bitkisi
tespit edilirse, çünkü suni elyafta malum statik elektriklenme birçok bakım ­
dan yaşamımız için birçok mahzurları tespit edilmemiş olmasına rağm en, ile­
ride bazı mahsurlar doğurduğu ve doğuracağı da tespit edilecektir. Pamuk
kadar- sıhhi olmadığı ifade ediliyor, ö te taraftan kendi kendimize de giyini­
yoruz, pamuk yerine de kullanıyoruz. Eğer pamuk elimizde ise, beniın bu
endişede olan arkadaşlarım için çok büyük bir tehlike değil, yine o zaman
hükümetlerin, aldığı özel tedbirlerle pamuğu korumak maksadıyla o suretle
kendi tekstil endüstrisini, bugün Avrupa gibi, Fransa, Belçika, İngiltere onlar
gibi değil, biraz daha avantajlı durumda olacağımızı ifade etm ek isterim.
-
101
-
İBRAHİM ÖZLÜ —(Buna Dokumacılar Derneği Başkanı) —Sayın Bakanım.
Sayın Başkanlık Dhranı, Birinci Sanayi Şurasının değerli mensuplan, hepini­
ze Bursa Dokumacılar Derneği ad m a sonsuz şü k ran larım ı arz ederim.
Ben birkaç konuyu arz etmek istiyorum. Buısa*da yaşayan merkezde yaşa­
yan vatandaşlarımızın Bursa üniversitesi ile yapmış olduğumuz anket netice­
sinde yaşayanların yâzde 62,2'si gerek direkt veya endirekt olarak tekstille
ilgilenmektedir. Tekstil deyince Bursa aklımıza gelmelidir yurdumuzda.
Buna göre küçük esnaf ve sanatkarımız el tezgahlan, küçük a te İyeler daha zi­
yade ekseriyettedir. Teknolojiye dön ilmesi için dışarıdan makina ithal
edilmesi müsaade edilmemelidir. Biz daha evvel Üçüncü Tekstil Sempozyu­
m unda söyledik. Makina Kimya Endüstrisi ile özel sektörün işbirliği yaparak
y o rt ekonomisine uygun olacak tarzda makina imal edilmelidir.
Bu makinalar küçük esnafın alabileceği kapasitede, flatta yapılmalıdır.
Bunu da Halk Bankasının desteğiyle uzun vadefi olmalıdır.
Bugün temel gıda maddelerinde TSE getiriyoruz, kalite kontrolü getiriyoruz,
birtakım kontroller var. Bu küçük atefyelerde üretilen kumaşların, birtakım
mamullerin kalite kontrolü yok. Bundan evvel İran'a mal ihraç edildi, 70
gram istendi, isteniyor diye 40 grama kadar düşüldü. Buna standardizasyon
getirilmiş olsaydı, devlet bunu kontrol etm iş olsaydı, bu imkanlar olmaya­
caktı. Dış pazarlara devlet kontrolünden sonra ihraç edilmesini istiyoruz.
Ç ûıkü bir sanayicinin yapmış olduğu hata Türkiye Cumhuriyetine mal edil­
mektedir. Gidecek ihraç mallarının da kalite kontori vazifesini hükümet veya
devlet almalıdır.
Küçük atelyeler daima büyük fabrikalara işçi eğitmektedir. 3308 sayılı
G rakhk Kalfalık Yasası tahmin ediyorum ki. Türkiye'de temel işsizlik sigor­
tası kanununun başlangıcı oluyor. 507 sayılı kamu kuruluşu olan bir dersek
-
102
—
olmamıza rağmen, tabii ki mali imkanlardan yoksunuz. Çünkü bir fason çalı­
şan esnaf kesimiyiz, 4500 üyemiz var. Demeğimize bağlı olan, kayıtlı olaıı
35 bin civarında tezgahımız vardır. Raporda dikkat ettim . Bursa Sanayi ve
Ticaret Odasının vermiş olduğu 9655 rakamı geçmektedir. Böyle bilgilerin
alınması bakımından derneğimize de lütfedip danışılsaydı, yanmış olduğu­
muz anket neticesinde bazı bilgileri de aktarabilirdik. Bun lan da aktarmada
fayda görüyorum.
Beceri kazandırma kursları istihdamı çok geniş bir işkoludur, ilkokulu bitir­
dikten sonra, ortaokulda okuma şansı olmamış, ailesinin desteği olmamış
çocuk, beceri kazandırma kurslarıyla kısa sürelerle eğitimle işyerlerine yer­
leştirmek mümkün.
Beceri kazandırma kurslarında bir atelye gerekir. Makina edavatı gerekir, ti­
caret ve sanayi odasına mensup işverenlerimiz makinalannı alsın, fakat eği­
ticileri de bizim esnaftan olsun. Çünkü uzun yılların yermiş, emekli olmuş,
bugün okullardan gelme, üniversitemizde tekstil mühendisliği bölümüyle iş­
birliği yaptık, fakat onların vereceği dersler bize yeterli değildir.
Bugün teşvik belgeleri veriliyor. Bizim işkoDanmızda da aynen geçerlidir.
4500 tane, 35 bin tane tezgah var. İplik fabrikası kuracağım. Kimin namına
alındı bu? 4500 tane esnafın adı ve şu kadar tezgah var, iç piyasadaki tüke­
time şu kadar iplik verilecek, dışarıya da şunu yapacağım. Raporlar hazır­
lanacak gelecek buraya siz tasdik edeceksiniz, iplik almaya gittiğim zaman,
küçük esnaf ve sanatkara iplik yok, olmaz böyle şey. Bu saçmalık.
Dün söyledim, burada notlara geçmesi için söylüyorum. Halk Bankası Genel
Müdür Yardımcımız vardı, bugün 2,5 saat bizi bekletti, netice alamadık. Ona
özel olarak da söyleyeceğim.
- 103 Sistemin durumlarına göre kafamızı değiştirmek mecburiyetindeyiz. Bu iki
kere iki dört. Kim geline gelsin hizmet edecek kişi. Türkiye Cumhuriyetine
hizmet edecektir. Ahmet'in kaşma, Mehmet'in Fiziki yapısına göre karar
verilmemesinin önlenmesi lazım.
Sömerbank'ta yapılan ihaleler var. Sümerbank'ın kapılarını çok aşındırdık:
fakat netice alamadık. Şöyle ki, benim 4500 dokumacı esnafını. Sümerbank
ihaleler açar, kim alır banlan? Böyûk işverenlerimiz alsın, küçük dunu büyü­
ğün örend içinde yaşamaktandı- biz daima özenç içinde yaşıyoruz. Fakat
bu buyâk efleıe verilirken bizim de kurmuş olduğumuz kooperatiflerimiz
var. Kooperatifinize verilirse, verilmesi sağlanmalıdır. Her türlü yükümlülüğü
-alıyoruz. Zaran karşılamak için gözönüne alıyoruz. Yapılacak olan imalat
ucuza mal olacaktır, ucuza mal olan mamul vatandaşımız tarafından ucuza
tüketilecektir. Bunlar büyük işverenlere veriliyor, birkaç tane takipçisi bu
işi yaptırmak suretiyle birkaç elden sonra ne fatura var, ne bir şey var, yine
tabandaki fason dokumacıya dönüyor.
Yedek parça, ham mamul imkanı sağlanmalıdır. Tekstil sanayi de dünya ile
rekabet edecekse, tekstilde hakikaten elektrik, küçük sanayicinin bûvde
sanayici ile aynı şortlarla yanşamamak tadır. Haksız rekabet haksız kazançlar
var burada. Çünkü organize sanayi bünyesinde kullanılan elektriğin kilovatı
56 liradır. Bugün Buısa merkezinde 24 tane m ah alley e serpiştirilmiş küçük
atelyeler miktan 35 irin tezgah, 4500 tane esnaf olduğuna göre, bize kayıtlı
olmayan ticaret ve sanayi odasına mensup, birtakım kayıt olmayan yerlerde
var. Böyle olduğuna göre bizim 86 liraya elektrik kullanmamız acaba bir
haksızlık olmuyor mu?
Küçük sanayi bölgesi aynlması için Savın Belediye Başkamnuzla uzun mü­
cadelelerle yerimizi ayırttık, küçük sanayinin temelinin atılması ve bütün
dokumacı esnafın bir araya toplanmasını bekliyoruz.
104Beni dinlediğiniz için sonsuz sevgi ve saygılarımı, şükranlarımı arz ederim.
Sağolun.
BAKAN — Şimde ben İbrahim Beyin dokunduğu konulara temas etm ek is­
tiyorum. Türkiye'ye gelecek olan makinalann ithalatını yasaklamamız doğru
olmaz. Ancak güzel bir teklifi var, Halk Bankasının kredisinden istifade
ederek makina kimya endüstrisinin tezgah yapanından istifade ederek, kendi
bugünkü uydurma tezgahlarım tazelenmesini istiyor. Bu mümkündür. Zanne­
diyorum Makina Kimya Endüstrisi Donyer, memiksize yeni başladılar. Bir
tane mekiksiz tezgahınız var, sizin dizaynınızda*. Bu dediğiniz fikir geçerlidir.
Kalite kontrolde işte 60 gramdan 40 grama kadar indi, tabii piyasa alt üst o l­
du dendi. Şimdi benim bildiğim herhangi bir kazaya sebebiyet vermemesi
için, herhangi bir dokumada atkı sıklığı, çözgü sıklığı verilir, atkı numarası,
çözgü numarası verilir, bir de eni verilir, hatta icab ederse tarak eni de verilir,
bir de metrekare gramajı verilir. Bunlar verilmiş ise, rakamlar a h a tarafından
verilmişse artık onun değiştirilmesi mümkün değildir. Atkı sıklığı 35 olacak,
siz 32 yapaısanız, kabule şayan değildir. Çözgü sıkhğı 38 ise, â z onu 30 ya­
parsanız yine kabul etmez karşı taraf. Tabii orada çalınınca gramajı düşecek­
tir. Numarası diyelim İngiliz numarası olarak birisi 30, ötekisi de 24 olsun,
oradan çalınırsa, yine gramaj değişir, demek ki numarası beDi ise, İran'da
bahsettiğiniz meselede bizden alıcının fevkalade fahiş açık bir şeyi vardır.
Tam bilen bir insan olsa şimdi benim değindiğim konulan verir, şu ra k a m la r
içerisinde de yüzde bir toleransla bu mal çıkar.
Boyanın da cinsini yazarsınız, basarsınız altına imzayı, artık o malın bütün
tekstilci arkadaşlarımız hep aynı çıkar. Demek ki 60 gram mal 30'a veya
40 grama inmiş verilmişse burada gidecek olan devletin bizzat kontrolünü
yapacak olan insan, elinde o done yoksa, o 40 gramı kabul etmiş olacaktır.
- 105 Kalite kontrolü karşı taraf istediği takdirde yüzde yüz yapıhr. Türkiye'de
genelde giden matm yüzde sekseninde kalite kontrol, hele gıda maddelerinde
yüzde yüz var. ötekilerde de birçok kontroDer var. Çünkü onlann gözetme
şirketleri aracılığıyla tanzim edilen raporları mevcut. Yani demek oluyor ki.
aslında Türkiye'de katiyen kontrolsüzlük yok değil, biraz talebe bağlı bir
de mecburi olanlar vardır. Gıda maddelerinde genelde kesinlikle mecburidir.
Birçok kontrol vardır, hatta gıda maddesinde bir tek değil, birkaç tane var­
dır.
Bütün Bursa'mn yaptığı malın ithalinde kontrol gelsin, tabii kontrol bürokra­
siyi artıran, hatta rüşveti artıran, hatta sahtekarlığı artıran, hatta kötü yollar­
dır. ne kadar kontroü azaltır, ekonomik tedbirlerle daha serbest bırakırsak,
karşı taraf aldanmaması lazım. Esas donelerini koyması lazım.
Siz de mal yapıyorsanız siz de demeniz lazım bu tarif noksan, şeker karde­
şim sen atkıyı verdin, çözgüyü verdin, sıklığı verdin numarayı vermedin. Met­
rekare ağırlığını da vermedin, sen bir hata yapıyorsun, benim yarime başka­
sından alsan olmaz. O zaman sen imal ediyorsan, demek ki başkasının sana
yanlış olmaması için bizzat doneyi dokum aa olduğunuza göre kendiniz
doneyi doğru istemeniz lazım.
Orada da bir hata var. Aslında iki türlü hata, birinde ihmal diğerinde kesinlik­
le bilm iyor karşı taraf.
Beceri kazanm a kursu için derhal ben söyleyeyim . Beceri kazanma kursu
açılsın. Bunun da faydasını müşahade etm iş olm anızdan dolayı ben memnuyetim i ifade ediyorum . Çünkü bunu hakikaten yüzde 6 0 —70 civarında beccri
kazanına kursuna girenlere iş bulduk. Beceri kazanm a kursu sırasında işi ha­
zırdır. M emleket ekonom isine sakatlanm adan, kaza yapm adan kısa zamanda
da daha az. oııuıı da bir m aliyeti var. asgari m aliyetle hizm ete girmiş oluyor.
- 106
Kadrolarda yönetici noksanı vardır. Maalesef bugün mevcut geçen gün Adalet
Bakanım söyledi, 2100 tane hakim noksanımız var. 2100 ile nasıl bir memle­
kette n a s ıl bir adalet tevzi edilecektir. Demek ki hakikaten arkadaşımızın de­
diği doğrudur. Kadroların devlet kademesindeki her kadronun mutlaka
doldurulmasında zaruret vardır.
Sümerbank ihalesine uygunluk, şimdi benim anladığım kadarıyla Sayın Genel
Müdür Muavini buradalar, ona da söz veririm;ama ben bakan olarak meseleyi
nasıl baktığım ı, Sümerbank'a bana bağlı değil; ama şimdi ihale ihaledir. İha­
lede şartnam eler var. diyelim ki, o şartnamelere sizin durumunuz uygunsa,
eğer Sümerbank almıyorsa. Ticaret Bakara olarak müracaat edersiniz, dersiniz
ki, Sümerbank bizi ihaleye almadı, bizim onların şartlarına uygun durumu­
muz var. O zaman tabii bakan olarak —onlara bakmıyorum— ama soranın,
niçin siz bunu ihaleye almıyorsunuz, şarta uygun olduğu halde. Tabii onu
sormamız mümkündür. Temin etmemiz m üm kündü; ama sizin ihale şartna­
mesine uygun olmayan, ihaleye girmişseniz şartlar yönünden onu kabul e t­
memişlerse, biliniyorum, Sümerbank Genel Müdür muavinine soracağım, bu
konunun bir kısmım devlet olarak bizi ilgilendiriyor, yani biz senin ihade
şartnamesine uygun olmadan zorla girmeni sağlama gücüne sahip değiEz,
o mümkün değil. O yönden bunu belirteyim. Ondan sonra da sayın genel
müdür muavini bey, cevap versin, ne olduğunu bilemiyorum.
SUNAR AKKAN (Sümerbank Genel Müdür Yardımcısı) —Efendim, sizin de
buyurduğunuz gibi butun ihalelerimiz yönetmeliklere uygun olarak yapıl­
maktadır. Kalite, m iktar, teminat olarak herkes ihalemize iştirak edebilmek­
tedir.
BAKAN - Orada bir pürüz varsa bana bildirin. Buranın konusu olmuyor
- 107 Yedek parça hammadde, evet onu yine bize özel olarak bildirebilirsiniz. Şim ­
di 56 lira kilovat saati organize sanayi bölgesinde. 86 liraya şehirde yakıyo­
ruz diyorsun. Şimdi bunun hikmetini sen izah etm iş oluyorsun. Şehrin için­
de m uhtelif yerlerdesiniz. Biz işte organize sanayi bölgesini cazip duruma
sokmak ve vatandaşın oraya gitmesini, hizmetin orada toplanmasını, şehrin
bir taraftan kirlenmemesini, yani çevre sorunlarım ortadan kaldırmak, aynı
zamanda o şehrin daha güzel olmasıra sağlamak için bunu yapıyoruz. Bu ta­
bii bir nevi ceza oluyor. Ne günahımız var. İşte organize sanayii diye bölgeye
gidersen, o avantajın v ar. Biz orada bunu teşvik maksadıyla kullanıyoruz.
Tabii kusur olarak ifade ettiniz böyle bakarsak böyle görünür. Küçük sanayi
sitesi istiyorsunuz. Bu makul, genel müdür arkada şamız burada. Gerekli tet­
kiki yaptırayım .
Teşekkür ederim.
- 108SELÇUK ERGİN - Sayın Bakanım, Sayı» Müsteşarım;
Bendeniz Aksa Akrilik Kimya Sanayii A.Ş.'nin Genel Müdürüyüm.
Efendim, malumunuz biz 1971'de kurulduk. O zaman 3500 tonluk bir k u ru ­
luş kapasitemiz vardır. Şimde 125 bin tona inutim yapıyoruz. Kıymetli m es­
lektaşlarımızın değindikleri sentetik elyaf sektörünün bir kuruluşu olarak ş u ­
na işaret etmek istiyorum.
Siz emir buyurdunuz rapora bizim ürünlerimizle ilgili fon tedbirlerinin k a ld ı­
rılmasını dere edeceksiniz, tavsiye' üzerine. Şuna işaret edeceğim. H am m ad­
demizi PETKİM'den alıyoruz. 1971 senesinden beri PETKİMIn ak ro n itril
yapmasını bekledik.
Geçen sene yaptılar. Dünkü kimya toplantısında da anladığımız kadarıyla
kapasitelerini tam olarak kullanamıyorlar. 70 bin kurulu kapasiteleri var.
geçen sene 40 bin ton ancak üretim yaptılar. Darboğaz genişletmesi ya da
propilen problemini hallederlerse 90 bin ton yapacaklar. Biz tek başım ıza
110 bin ton talep yapıyoruz.
Şimdi akronitrile fon konuyor femdim, bizim hammaddemiz bize pahalıya
veriliyor. Nedeni de PETKİM (Petkimiıı kendi işleme problemleri) bizim
istediğimiz dünya fiyatlarıyla alalım, mamulümüzü de dimya fiyatlarıyla her
isteyene verelim, nitekim bunu Hilen yapıyoruz. Türkiye'ye ithalat olarak
neye geliyorsa biz de o fiyattan satış yapıyoruz. Hammaddemizdeki fonla­
rın kaldırılması şartıyla Türkiye’ye giren elyaftaki fonun kalkmasından ya­
nayız. Ne korunm ak istiyoruz ne de zayıf iyi çalışmayan müesseseleriıı k o ­
runmasına destek olmak ve onların zarar faturalarını ödemek mevkiine sokul­
mak istemiyoruz.
-
109
-
Bugün ham m addem izde 70 dolara varan bir fon koruması v.ır. Milimimi/
ham m addeyi disıva fiyatlarına göre 70 dolar fazla para vcrınck /orunda kalı­
yoruz. .Mamulümüzde de 35 doladık bir fon konuyor. Biz istemiyoruz bu
fonu koymasınlar.
Ham maddemize dc koymasınlar. Arzumuz btıdıır efen ­
dim . eğer rapora girecekse. 9eııte(ik elyaf sektörünün hamm addelerindeki bü­
tün korum a tedbirleri de kaldırılm alıdır. Dünyaya açılm ak bizim anlayışımıza
göre budur. Mamulümüzde istem iyoruz, ham m addem izde dc islem iyoruz.
fk in d arzum su ile ilgilidir. Bugün tekstil sektörü de, kim ya sekiorü de büyük
su kullanıcısı. Sayın Bakaram hatırlayacaklar. İstanbul'daki kom ite toplantı­
sında da bcıı arz etm iştim . Bugün suyun Tûrkiyemizin su kaynaklanılın kulla­
nımı düzenleyen yasa, büyük A tatürk'ün çıkarttığı 1932 senesine ait bir yasa­
dır. O günden bugüne üç defa anayasa değişti m em lekette, teknik içerik ta ­
şıyan böyle bir yasa zam anında sanayi olmayan m em leketin çıkarttığı suyu
kullanm akla ilgili yasaya bir virgül konm adı Sayın Bakanım.
Teknoloji gelişiyor, sanayi olm ayan m em leket sanayi m em leket sanayi m em ­
leketi hüviyetine giriyor. Sayın Başbakanımızın da ifade ettiği gibi ihracatı­
nın yüzde 70 sanayi ürünleri haline geliyor. 50 seneEk yasada bir virgül oyna­
tılm adı. Bugiaı özel sektörü su ihtiyacını gidrcmek için hiç kimsenin el a t­
m adığı bir akarsu üzerine u fa a k bir dere üzerine bir duvar örme hakkına sa­
hip değil. Parasını vermek şartıylc ve sanayi kullanımına açm ak düşüncesiyle.
Nereye itiliyoruz, yeraltı su kaynaklarına. Bugün AKSA saatte 500 fon su
tüketiyor. Ama herhangi bir tekstil saate 5 0 .4 0 , 100 ton, 150 ton su tüketir.
Bu suyu toprağın altından alacaksınız. Alıyorsunuz, belediye geliyor, tabiri
m azur görün, haraç alıyor. Anayasa Mahkemesi nitekim iptal eni. Bu suyu
Devlet Su işleri bize \ermek istem iyor, diyor ki bu su >ert sudur. bunu z.irant
kullansın. Sanayi bunu kullanmak için tasfiye etmek zorunda. Kalitesini yük­
seltm ek zorunda. Girdi maliyeti ekstradan yükseliyor. Ver üst« sularını, kul­
lanılmayan kaynaklan kullanmaya yöneldiğiniz, zaman bir kanın kuruluşu
- 110 iseniz, Petkim, Aliağa'da olduğu gibi özel yasa çıkartmak zorunda kalınıyor.
Baraj kurma izni vermek üzere. Biz diyoruz ki, su kullanımı ile ilgili kanun
güncelleştirilsin. Teknik kanunlan devamlı rcvize ediyor, ekmek kavgasını
bıraktık, laf ebefiği ile meşgulüz efendim, buna hiç kimse eğilmiyor.
Arz ederim.
F İK R İ Ö Z M E N —
Saym Bakanım, özellikle sizin de üzerinde durduğunuz
bu te k n ik e r eğitimi ile ilgili ve özellikle Dünya Bankası ile YÖK. arasında im­
zalanmış bulunan 8 milyon doladık bir kredi projesi ile gerçekleştirmeye
çalıştığımız meslek y ü k s e k okulları projesi ve eğitimi ile ilgili sizi aydınlatıcı,
bazı bilgiler vermeye çalışacağım, şuranızı aydınlatıcı.
Efendim, proje. Dünya Bankası ik YÖK projesi işyerinde yapılacak endüstri
eğitimleri veya başka bir değişme eğitimimiz uygulama ağırlıklı olarak ger­
çekleşiyor. Öğrencilerimiz meslekdersknııde almış oldukları bilgileri görerek
uygulama yapmaları kendi eksikliklerim tamamlamalarını, kabiliyetleri ve
becerilerinin geliştirmeleri, üretim metodlan işyerlerindeki üretim metotlan,
makma, donanım hakkında bilgi almalan, teknolojik genellikleri öğrenmele­
ri bakımından özetle gerçek iş hayatında çalışmak, işyerlerinin üretim, yö­
netim, işçi-memur, işveren ilişkileri, işgüvenliği gibi konulan iş hayatına ger­
çek olarak hazırlamak üzere işyerinde bazı uygulamalar yapıyoruz.
Dünya Bankası projesine göçe öğrenim süremiz 3 sömestri olmaktadır. Birinci
ve ikinci sömestri okulda ve yine bazı hallerde uygulama ağırlıklı şeklinde
sürdürülmektedir. Üçüncü sömestri işyerlerinde yapılacak endüstri eğitim im
ayrılmıştır. Bu eğitim süresi 13 hafta veya 65 iş günü diğer bir deyişle üç aya
yakm bir süreyi kapsamaktadır. Bu eğitim öğretim elemanlarımızın deneti­
minde olmakta, işyerinde işverenin üretimini aksatmamak, üretime katkılar­
da bulunmak üzere kontrol ve yönlendirilmektedir. Öğrencilerimiz işyerle­
rinde işçi statüsü şeklinde çalışmakta ve iş akımına yardıma olmaktadır.
-
III
-
Bu şekilde hah etmeye çakştığmı eğiliminii/in bazı problemleri ortaya çık*
maktada-.
Biz bu yıl 1986—1987 öğretim yılı için 200 öğrend iniz bu proje kapsamında
re bu öğreadkrimizin son sömestri, yani endüstride geçirecekleri eğitim için
3d böiâme ayvdric biz. Yananı kamu kuruluşlarında yananı da özel sektörde
yapmayı düşfluttfc. K â n bildiğimiz klasik stajerfik kanamı dışmda çıkmak
Szerc işçi gibi yjlışuuLuım da istedik. Tabii bu işçi gibi çalışmalan söz ko­
nusu olunca, bir iş kazası dolayısıyla bir sigorta konusu ortaya çıktı. Ancak
bu kamu kurutuşlarında mahalli kuruluş yöneticileri vc gerekli sözü verme­
lerine rağmen. 1960 yândan beri geçerli olan staj yönetmeliğine güre bir üc­
ret vermeleri söz konusu olamadı. Dolayısıyla 1986-1987 yılı için bu eğiti­
mi kamu kuruluşlarında yapma olanağı bulamadık. Bunu özel kuruluşlarda
keza asgari ücret, sigortalı olarak yaptırdık.
Projemiz gerçekten özel kuruluşlarca benimsendi, öğrc.ıciSerimiz meslek lise6 ağrrükh olduğu için üretimlerine katkıda da bulundular ve öğrencilerimizin
bfiyâc bir kısmı da ileride mezun olanca hemen işe ahnmax üzere de seçilmiş
oldular.
Şim di size arz etmek istediğim, kamu sektöründe biz bu öğrencilerimizi de
eğitim ini sürdürmek mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 1987—1988 yılı için
bu miktar 400 öğrenci civarında bütününü özel sektöre verme olanağımız ci­
hetteki göç oldu. Sizden istediğimiz bu kamu kunduşlannda da bu öğrenci­
lerimizin eğitiminde sigortah ve ücretli olmalarının temini. Çünkü 3308 sayılı
yasaya göre teknik liseli öğrenciler ücretli ve sigortah olarak çalışmaktadır.
Şimdi efendim, bir staj yönetmeliği var. bu staj yönetmeliğine göre. Sadece
meslek liseleri kapsamaktadır, üniversiteleri kapsamamaktadır. Biliyorsunuz
bizim meslek
y ü
k s e k
okulları üniversiteye bağlı iki yıllık okullardır, tekniker
olarak yetişmektedirler.
- 112 Arz edeceğim bu kadar, teşekkür ederim.
BAKAN — Anladım. Çift eğitim sistemi kullanan üniversitelerimizde de ve
yüksek okullarda çalışma müddeti zarfında ücret ve sigorta priminin öden­
mesi için formül, bulunması ve gerçekleştirilmesi.
Doç.Dr. İNCİ TEZCAN — Söz verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sayın
Bakaıum, Sayın Sanayiciler, bütün panel konuşmacıları tekstil sanayinde eği­
timin son derece eksik, geri kalmış ve düzeltilmesi gereğine değindiler, vur­
guladılar. Şuranın gayesi üretim sektörün problemlerini dile getirmektir.
Yalnız unutmamak gerekir İd, üretimin yarısı da hizmet sektörünün görevi­
dir. Burada hizmet sektörünün, yani eğitim kanadının problemleri görüşül­
medi Sayın Bakanım. Tekstil eğitiminin problemleri hepinizin bildiğinden
çok daha vahimdir. Türkiye'de tekstil eğitimi 36 tane öğretim üyesi vardır.
23'nün akademik unvanı yoktur. Meslek Liselerini, çıraklık yasası ile ilgili ça­
lışmaları, meslek yüksek okullarını ve sanayide problemleri ele alırken bütün
bu orta öğretimi hocası olacak kişileri yetiştiren, sanayiye ister mühendis,
ister ara kademe elemanı olarak hizmet sektöründe problemlerini son derece
derin olduğunu ve tekrar tekrar vurgulamak istiyorum, belki bu şuranın
ikinci bir çalışması olarak sanayicilerle birlikte, hizmet sektörü temsilcileriy­
le birlikte ikinci bir toplantıda ele alınmasını rica ediyorum.
Hep konuşuluyor Saym Bakanım, hep dile getiriliyor, eksikler ama, esas
noktaya parmak basılmıyor. Gerçekten bu ele alınmazsa birkaç sene sonra
meslek yüksek okullarını lütfen kapatalım. Teknik liselere dışardan öğretmen
bulalım. Fabrikalara da mühendis ve ara kademe elemanı zaten hiç yetişmi­
yor. Bunu da temin etmeyi unutahm. Gerçekten çok vahimdir durum. Ben
ilzam etmiyorum. Gerçekten çok vahimdir. Sanayinin problemlerini eğildi­
ğiniz kadar saym sanayiciler. Lütfen hizmet sektörünün tekstil eğitiminin de
problemlerine eğiliniz. İkinci bir şura çalışması olarak Saym Sanayicilerle
birlikte, eğitimcilerle birlikte bu problemi ele alabiliriz.
- 113 Çok teşekkür ederim.
BAICAN — Beıı de teşekkir ederini In d Hanım.
tn d Hanımın rahatlaması için söyleyeyim. Bugün dördüncü gün 8 oturuın
yaptık. Bu oturumlarda bütününde en büyük sorun sektöründen bütün pro­
fesörler bu konuyu dile getirdiler. Orada da konuştuk. Dört gündür bu
mesele üzerinde görüşüyoruz. O bakımdan fevkalade önemli olduğunu da
biliyoruz. Çünkü orası kurutsa zaten her şev kurmuş olur. Bu bakımdan
diğer raporlarda da özel dikkat sarfedildi. buna ait olan maddelere eklendi.
Bizim şuradan sonra ben ayrıca bir mektup yazacağım, gerek YÖK BAŞ­
KASINA, gerekse Milli Eğitim Bakanımıza, onun için müsterih olun. Çünkü
hakikaten bütün ark adaş lanınız sanayi dile getirdi. Diğer hocalarımız ondan
cesaret aldı konuştular. Meseleyi tamamen burada teşhir etmiş durumdayız.
Çok teşekkür ederini.
B O L Ü M IV
I. SANAYİ ŞURASI
TEKSTİL SANAYİ
NİHAİ RAPORU
- 117 4.9.1987 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Cahit ARAL Başkanlığın­
da yapılan I -Sanayi Şuraanda TEKSTİL SANAYİ oturumunda yapılan pa­
nel ve tartışmalar neticesinde aşağıdaki hususların 2000 yılma yönelik strate­
ji teshirinde önem taşıdığı ortaya çıkmıştır.
Şuranın yüce divanına arz olunur.
1. Pamuk ipEk kapasite kullanımı 4 ekipfi 3 vardiya şeklinde çalışma for­
mda işlerlik kazambrümah. Bu sistemin geliştirilmesi sağlanmalıdır,
2. Pamukla Dokuma Makadamım yenüenmesi en az 160.çzn. ¿¡çniş.tczgah
3c Inzh mekduiz te/gahlar ithal etfihnefidir.
3 Boya ve aprede kurutu kapasiteler ekonomik değildir. Kalitenin ısiaftı. hc■_ ■ ---- g f
det
ammatKur.
4 . Sentetik elyafta hammadde ve mamul maddedeki fon ve korumalar tama­
men kaldırılmalıdır.
5. Tops tesislerinin marjinal rakamın özerinde olanlar teşvik edilmelidir.
Marjinal rakamın altında olanlar teşvik edilmemelidir.
6 . Tops tesislerinde teknolojik transferi yapılmalıdır.
7. Tekstilde eğitimin okullarla fabrikalar arasında koordineli çalışması
sağlanmalıdır.
8. Dış eğitim için üniversiteler başarılı öğrencileri dışarı göndermelidir.
9. Üniversitelerdeki öğretim elemanlığı, cazip lüle getirilmelidir.
- 118 10. Demetin kontrolünde bulanan eneıjî, su, fuel-ofl, sanayiciyi dış rekabete
karşı korumak için gerekli önlemler alınmalıdır.
il.ileri konfeksiyon sanayi özendirilmelidir. İşçi hatasına yer vermeyen
tekstil endüstrisi teşvik edilmelidir.
12. Uzan vadeli eğitim sistemi ite köklü eğitim tavsiye edilmiştir.
13. Bugünkü ş a t t e içerisinde pamuk tohumiarinm ıslahı ile dejenere olmuş
tobomknn kafcbrdmaa ve pamuk standardizasyonunun uygulanması
.5 ; .
t.
* V*-r •- -
■’
14. Pamuk borsalannnz dünya borsalan gibi çalışar şekilde oıganize edflme&&rv
- .
’
15. Katma Değeri yüksek olan tekstil yaünmlan özendirilmelidir.
16. Yeraltı solan ile ilgili mevzuatın gözden geçirilmesi gerekmektedir.
17. Çift eğitim sistemi kullanan üniversite ve yüksek okullarda eğitim gören
öğrencilerin özel sektörde olduğu gibi kamu sektöründe de eğitim görme­
leri sağlanmak ve bu çalışmalar sûresi içinde ücret ve sigorta primim
ödenmesi için formül bulunması ve geliştirilmesine çalışılmalıdır.

Benzer belgeler