Dunden Bugune Turkiye`de Reklam`in Tarihi

Transkript

Dunden Bugune Turkiye`de Reklam`in Tarihi
Dunden Bugune Turkiye’de Reklam’in Tarihi
Turkiye’de reklamciligin gelisimi, dunyanin diger taraflarindakinden pek farkli olmamis, ekonomik ve ticari
hareketlerin paralelinde reklamcilik ta kendi yolunda ilerleyerek bugunku seviyeye gelmistir.
Ilkel reklamcilik devri bizde de tellallar, cigirtkanlar, isportacilar, tezgahtarlarla normal seyrini surdurmustur.
Sesli reklamcilik devrinde Turk esprisi ve zekasinin eseri sayilabilecek ilginc sloganlar yerlesmis, gunumuze
kadar gelmistir. "Elimi kestim, kan akiyor kan" diyen karpuzcu, "Bal kutusu" benzetmesiyle malim satan
kavuncu, "Ikizlere takke" diye bagirarak tezgahindaki sutyenlere dikkati cekmeye calisan isportaci reklam
edebiyatina eserler katan isimsiz sa-natcilardir. Nane Sekeri keten helva, macun saticilarinin soyledikleri
maniler reklam edebiyati sinirlarim asip folklorumuza kadar girmistir. Gunumuzde bile mahalle aralarinda
zerzevat, balik .boza dolastiran seyyar sa-ticilar yeni yeni esprilerle reklam edebiyatimizi zenginlestirmektedir.
"Turkiye’de reklamcilik Balkan Savasi’ndan once istanbul’da David Samanon tarafindan baslatilmistir. O
donemde isletmelerden alinan reklamlar, bir altin lira karsiligi bir aya yakin sure ile devamli yayinlanirdi.
Reklamlarin olcu kisitlamasi yoktu.
Balkan Savasi’ndan sonra, Kahire’deki unlu Ajans Havas’in yoneticiligini yapan Emest Hoffer, Istanbul’a ge-lir
ve David Samanon ile isbirligine girer. Bu isbirligine 1914 yili l. Dunya Savasi nedeniyle bir sure ara verilir,
1919’da Jak Hulli’nin katilmasiyla Ankara Caddesi Kahramanzade Hani’nda Hoffer Samanon ve Hulli Ilanat
Acentesi adim alarak faaliyet devam eder. Turkiye’nin ilk telefonlarindan 94 ve 95 numaralarina sa-hip olan
bu ajans, sirketin reklam sloganini da bu telefonlara bagli olarak turetmisti.
Reklam verenler, "94 veya 95 no’ya telefon ediniz, rek-lamlariniz istediginiz gazetelerde nesredilsin" seklinde
sesleniyordu.
Hoffer, Samamon ve Hulli îlanat Acentesi ilk olarak sutun-santim kavramim Turk reklam sektorune getirdi.
Buna gore santim fiyatlari 30-50 kurus arasinda bulunuyordu. Ayni zamanda afiscilik isleriyle ilgilenen ajans,
o do-nemde bir baska tur olan ve sonradan belediyenin yasakladigi "Sandvic Adamlar"la da bir cift afiscilik
yapiyordu.
Bu insanlarin sayisi bes ila 10 arasinda degisirken ustlerinde ozel giysiler ve ellerinde rek-lam yapilmak
istenen urunun pankartlari bulunuyordu. Bunlar gunluk para aliyorlar-di ve Istanbul’da ellerinde pankartlarla
sokak sokak dolasmalari gerekiyordu.
Ureticiligi kadar tuketiciligi de zayif ve okuryazarligi henuz yuzde besleri zor bulan bir toplumda reklamcilar,
Avrupa’nin hayli gelismis reklamcilik yontemlerini hemen kullanmak hatasiyla ise baslamadilar. Yaklasik 20 yil
boyunca ilanlarin yuzde 90’a yakinini satilik ev, arsa, araba ve atlarla ilgili olanlar teskil etti. Cerideciler, ayni
zamanda bizde ilk reklam acenteligi gorevini de ustlenen kisiler oldular.
Gazete almak icin para vermeye alismamis yerli halkin, ilan icin para vermesini dusunmek zordur. Olsa olsa
ilan vermenin, okuyucuyu gazete almaya alistiracagini hesaplamislardir. Ceride’deki ilanlarin sadece yuzde
yedisi yabanci kokenliydi. Saat, duvar kagidi, cicek tohumu, cesitli aletler, altin ve gumus esya bu arada
sayilabilir, "ilk resimli ilan" da 1842’de Avrupa mali bir nasir ilaci icin cikmistir. 1860’da ilk ozel fikir gazetesi
olan Tercuman-i Ah-val ile yeni bir donem baslar. Bundan bir yil sonra da Sinasi’nin Tasvir-i Efkar’i ikinci
dogru durust gazete olarak yayin hayatina girmistir. Tercuman-i Ahval 1860-1866’yi kapsayan 6 yil suresince,
1/8
yilda ortalama 130’dan 790 sayi yayinlanmistir. ilan basima alinacak bedeli gazete basliginin altinda
aciklamak geleneklesir. Ancak 1880’e kadar, bu tur gazeteler daha cok kitap ilanlarina yer verirler. Ticari
nitelikte gazetelerde ise dikis makinesi, turlu ilac ve doktor ilanlarinin arttigi gorulur.
Okuyup yazma bilenlerin azligi ve gazetelerin agdali, tumturakli dilleri nedeniyle tirajlari komik derecede
dusuktu. Mesela William Churchill’in ifadesine gore Ceride-i Havadis’in 3 yil sonunda elde ettigi okuyucu
sayisi sadece 150’dir. Bu arada ilan ve reklam da bahse degmeyecek kadar ender bulunabiliyordu. Butun
bunlara ragmen gerek gazete, gerekse ilan fiyatlari oldukca yuksekli. Mesela Ceride-i Havadis 3,5,
Tercuman-i Ahval 3 kurusa satiliyor, ilan tarifeleri de sa-tiri 3 ile 10 kurus arasinda degisiyordu. 150 tiraja
karsi bu fiyat bugunku olculere vuruldugunda korkunc derecede yuksek gorulmektedir. Bir kiyaslama
yaparsak bu ucret, 150 bin tirajli bir gazetede santimi 100 liraya esit olmakta, altinin o gun 113 kurus simdi
150 lira oldugu da hesaba katilinca l santim ilan 15.000 lirayi gecmektedir.
Gazetelerde ilk rastlanan ilanlar satilik ev, 20 arsa ender olarak kitap bir ikide resmi ilan-dir. O siralarda
Ceride-i Havadis, Avrupa gazetelerinden kopya olarak, olum ilanlarim da moda etmistir.
Ilk ticari ilanlara Tercuman-i Ahval’in 1864 yili kolleksiyonunda rastlanmaktadir. Bunlardan biri, Yenicami
avlusunda tabak canak satan bir magazanin, Ramazan dolayisiyla yeni cesitler ithal ettigini duyurmaktadir, tik
resimli ilanlar olarak da Loton Ciznel muessesesinin pes pese cikardigi iki ilan goze carpiyor. Bu firma zirai
aletler ve demir esya satmaktadir, ilanlarin birinde demirden bir bahce kanepesi, digerinde, zirai bir alet resmi
vardir.
1865-1875 yillari arasinda sayisiz gazete cikti ve batti. Gazeteler hic bir teknik gelisim kaydetmedikleri gibi,
rekabet nedeniyle fiyatlarini da 40, 30, 20 nihayet 10 paraya kadar dusur-mek zorunda kaliyor, buna ragmen
tirajlar hala komik rakamlarda dolasiyordu. Romanlari ve halk dilinde kaleme aldigi yazila-riyla buyuk sempati
toplayan Ahmet Mithat Efendi 1878’de Tercuman-i Hakikat’i yayinlamaya basladi. Boylece bir Gazete
Okuyucusu sinif tesekkulunde ilk adim atilmis ol-du. 1891 de Servet-i Funun, 1896 da Ikdam’in yayma
girisiyle gozle gorulur bir gelisim basladi. Servet-i Funun 5 yil icinde tirajiNI 700 den 1700’e cikarmayi basardi.
O siralarda yayinlanmakta olan ikdam. Tarik. Tercuman, Sabah ve Saadet adli 5 gazetenin toplami tirajlari
8.000 civarinda idi. Servet-i FUnun dergisinde 1896’ya kadar ilan gorul-mez.
Bunlar hep Avrupa kokenlidir. Zaman zaman Amerikan sobasi, sedire alismis topluma sandalye ve kanepe,
tabak ve sofra takimlari, demir kasa onerildigi, hatta yilbasi kutlama gelenegi bulunmayan topluma yilbasi icin
hediyelik esya ilani verildigi goruluyor. Boylece degisme yolunda ilk adimlar ortaya cikiyor. Henuz yerli uretim
icin kampanya yok. Ama sayilari giderek artan Avrupa ilaclarina karsi ilk yerli ilacin tanitimina da rastliyoruz.
"Dut agacinin yapragi biraz kurutularak toz yapilip bir odaya ekildigi halde, orada tahta kehlesi (kurusu) var
ise yok eder. Avrupa’dan gelip burada yuksek fiyatlarla satilmakta olan tahta kurusu ilaci da aslinda bu tozdan
ibarettir."
Boylece yavas yavas yerli urunlerin kendilerini gosterme cabasina giristigim goruyoruz.
Bu arada ilanlarin alinisinin daha sistemlestirildigi de fark ediliyor. Basiret Gazetesi, ilan kac defa
tekrarlanacaksa altina o sayiyi koyuyor ve her kullanista sayiyi azaltarak bire kadar iniyordu.
Gercek ilerleme ise, Abdulhamit’in saltanati sirasinda 1880’de baslamistir. O yil Rafael Cervati’nin fikri ile
gerceklestirilen Osmanli Ticaret ve Sanayi Rehberi, hem Avrupa’dan hem de ulke icinden ilanlar toplayarak
yepyeni bir girisim baslatti. Fransizca olan kitabin yayincisi Cervati Biraderler ve Fatzea firmasi
"komisyonculuk, temsilcilik, ticari istihbarat"in yani sira "yerli ve yabanci ilancilik" islerini de ustlendigin!
aciklamakla, ulkede reklam acenteligi mesleginde ilk sistemli calisan kurum oldu. Isin ilginc yani, her yil
olmasa da sik sik zenginlestirilerek yayinlanan bu rehberde, Sultan’in (ugrasim tasiyan ilanlarin bollugudur.
Saraya esya ya da hizmet saglayan kisi ya da kurumlara ait bu ilanlar, saltanatin itibarina cok duskun olan
Sultan’in ismi ve armasinin ilanlarda kullanilmasina kar-si cikmadigini gosteriyor. Bu destek sayesinde olmali
2/8
ki, 1907’de bir Fransiz yayini Istanbul’da yayinciligin Av-rupa duzeyine erismis oldugunu ileri surecektir. Mali
kazanc acisindan bu iddia abartili da olsa, sunus ve resim kullanma acisindan hay-li ilerleme kaydedildigi bir
gercektir. 1904’te yeni bir reklam sirketinin belirdigine tanik oluyoruz: "Istanbul Ilan Acentesi ve Komisyon
îdaresi".
Bugun promosyon adiyla andigimiz girisim, ilk kez 1870’de Hadika (Bahce) Dergisi’nin abonelerine cicek
tohumu ve fidan dagitmasiyla baslamistir, ama gercek gelismesine bu yillarda ulasir. Nitekim en cok tu-ketilen
mallardan sigara kagidi tuccarlari da promosyonlu rekabete baslamistir.
Boylece Abdulhamit donemi, reklamciligin mesleklesmesi yonunde ileri adimlar atilirken, ilan-reklam farkinin
da anlasilmaya baslandigi yillar olmustur, îlk kez el ve duvar ilanlari da beliremeye baslar. Yazilar kisalir,
basliklar, hele resim kullanimi artar. Elbiseli ya da haci acik Avrupali kadin resimleri -elle cizim- rahatca
kullanilir. Ilk kez fotograf kullanimina da bu surede rastlanmistir. Cerceve kullanarak. basligi yan koyarak
dikkat cekme cabalari da belirir. Hedef kitleyi ikna acisindan, eskiden hep Avrupali tanik gostermek adet iken,
yerli tanik ve ovgucu kullanmak da bu donemde baslamistir.
Bu gelisme 1908’de ikinci Mesrutiyet’in ilaniyla bir patlama haline gelir. 1909-1911 arasinda uc tane "Reklam
Gazetesi." ciktigina tanik oluyoruz. Cok yasayamamislar, ama bir ihtiyacin belirmis olduguna taniktirlar.
Ayni zamanda sadece reklam acenteligi yapan sirketlerin neredeyse bir duzineye vardigi gorulur. Bir toplum
hem tuketimi hem de uretimi belli bir duzeye varmadikca, reklamciliga boyle bir yogunlukla yonelemez. Her
ne kadar ilan ve iancilik da basliklar icin hattat kullanilmasinin artmasi, basliklarin kisalip vurucu nitelik
kazanmasi ile metinlerin kisalmasi, cerceve ve disi klise bicimleri kullanilmakta ve resmi ticari ilan ayirimi lam
yapilamamakla ise de, arlik 40 yil oncesinden cok farkli bir yerde durulmaktadir.
Donemin mesleki acidan yenilikleri sunlardir:
Basliklar icin hatta kullanilmasinin artmasi, dikkat cekmek icin ilani yan yerlestirmeye cok basvurulmasi.
kurumlarin daha cok ilan kampanyasina basvurmasi. En onemli yenilikler ise, duvar ilani uygulamasinin
yayginlasmaya baslamis elmasi oldu.
Ilancilik meslegi konusunda gazetelerde en cok haber ve makaleye rastlanan 1880-1908 yillarinda. Amerikan
turu sansasyona dayali ilanlara bol bol ovgu vardir. Ama asil onemlisi, eskinin aksine yerli uretim ve hizmet
ilanlarinda buyuk bir artisin gorulmesidir.
1840 yilinda ilk sayisinda "Ilanat" baslikli sutunuyla Ceride-i Havadis Gazetesi yepyeni bir meslegi baslatmis
oldu, ama tellallar araciligiyla surdurulen hem ticari hem de siyasi amacli "sozlu ilan" gelenegi, 20. yuzyilin ilk
ceyreginde de hala devam ediyordu. Turk Basininda ilk resimli ilan 1864 de Tercuman-i Ahval’de iki gun
ustuste yayimlanan Loton Ciznel muessesesine ait demir esya ve makine reklamidir.
MESRUTIYET DEVRI:
1908 Mesrutiyetiyle gelen basin ozgurlugu, hakiki anlamiyla ilanciligin baslangicim sagladi. Bu arada, bu
alanda istikbal goren bir kac mutesebbis faaliyete giristi ve 1909’da Ilancilik Kollektif Sirketi kuruldu. Fakat sik
sik batip cikan gazeteler ve birkac yil sonra patlayan Balkan ve l. ci Dunya Savaslarinin ekonomik hayati felce
ugratmasi basin ozgurlugunu ve Reklamciligi duraklatmis, hatta eskisinden de geriye goturmustur. Bu durum.
Cumhuriyetin ilanina kadar surdu.
CUMHURIYET VE SONRASI:
Donemin en onemli gelismesi. o zamana kadar bu alana tamamen yabanci kalan Ankara’nin ilani kesfetmesi
olmustur. Milli Mucadele’nin merkezi olunca, Ankara’ya gelen Balkanli Bati Anadolulu kadrolarin ihtiyac
duyduklari esyalar ve yasam turu ilana basvurmayi zorunlu kildi.
3/8
Bu olusumun onemi, Ankara’nin Baskent olusundan ve Cumhuriyet’in ilanindan sonra, ulkenin yoneliminde
alacagi etkenlige bu alanda da hazirlanmis olmasindandir. Zaferden sonra yabanci kokenliler cekilirken yerli
reklamcilarin meslegi devam ettirecek bir duzeye erismis olmasi. ozellikle 192S sonlarinda yeni Turk
harflerine gecilmesinden sonraki acilis-ta aksamamanin saglanmasina yardimci olmustur.
Ayni donemde dunya ekonomik krizin bilmesi ile devletci ekonomi politikalarina girilince, yogun bir yerli mali
kampanyasi belir-di. Ayni zamanda Hancilik-tan reklamciliga gecisin mi-mari unlu grafikci Ihap Hulusi Gorey,
eserleriyle yepyeni bir doneni haslatti. unun, ya/isi son derece a/, agirligi cizimlerin olusturdu-gu eserleri bir
okul yaratmis-tir.
O doneme kadar reklam yazari yetislinnemis olan bu meslek, boylece uluslararasi capla bir sanatciya
kavusa-rak -Ihap Hulusi’nin Av rupa’da da yayinlanmis pek cok eseri vardir- asil hedefi olan reklamciliga
gecmis ol du. Bi/deki reklamciligin lam meslek haline gelmesi ikinci Dunya Savasi’ndan sonradir.
Gazetecilik ve Ilancilik 1924’den itibaren tekrar gelisme yoluna girdi. Ford ve Bayer’in programli ve surekli
reklamlari hamlelere yol acmis, bunlardan ornek alan yerli firmalarin da reklama onem vermesi basin
mensuplarinin yuzunu guldurmustur. 1928’deki harf devrimi kisa bir duraklamaya sebebiyet vermisse de
alisma devresinden sonraki ileri hareket basdondurucu suratte olmustur.
1928’de 50 bini bulmayan gunluk tiraj 1936’da 150 bine erismistir. 1938’de ilanin santimi 20-30 kurustur, yilda
300 bin liralik ticari, 200 bin liralik resmi ilan yapilmakta, 30 bin basan en yuksek tirajli gazeteler ayda
ortalama 3.000 liralik reklam geliri sagla-maktadir. ikinci Dunya Savacinin baslama-siyla yilda 200 bin liraya
dusen reklam harca-malari 1942’den sonra suratle yukselmistir. 1943’de 500 bin lira iken, 1946’da 800 bin
li-raya cikmis, 1948’de 1.5 milyon, 1951’de 3, 1953’de 5, 1955’de 8.5 milyon liralik, hem de sadece ticari ilan
yapilmistir. Bunlara resmi ilanlar da katilinca artisin ne derece hizli ol-dugu ortaya cikar. Artisin nedenleri,
butun dunyadaki gibi, ekonomik gelisimin yani sira gazetelerin teknik yonden duzelmesi ve tiraj-larin
yukselmesidir. Nitekim 1945’de gunde 150 bin olan tiraj, 1955’de yarim milyonu gecmistir. Ayni zamanda
artisi degerlendirirken para degerindeki dususu de hesaba katmak dogru olur. Bu durumda hareket artisinin,
harcama aritisina oranla daha az oldugu go-rulecektir. Reklam harcamalari 1957’10, 1959’da 18 milyona
ulasmistir. 1981’de 200milyon yakin bir tutardir. 1955’in yarim milyon tirajina karsin 80’yillarda tek .asina
yarim milyona yaklasan hatta gecer gazete tirajlari mevcuttu.
Birinci Dunya Savasi yil-larindaki durgunlugun ardindan 1919’da yeniden canlan-ma goruldu. Bu donemde,
ozellikle hem acentelik artisina hem de sunusta yeniliklere rastliyoruz. Karikaturist ve mizahci olmasinin
avan-tajiyla. Sedat Simavi grafikerlige yeni bir ufuk acti.
Her ilani degisik bir cer-ceve icine yerlestirmenin ya-ni sira, kadin resmim bolca kullanmakla da dikkatleri
cekmeye calisti. Baslik ve metinlerde de vurucu olmaya ozel dikkat gosterdi. "Sinirli hanimlarin nazar-i
dikkatine" baslikli ilan ilginc bir or-nek olusturuyor, hem metni hem de resmiyle: "Mutehassis Doktor Rustu
Recep tedavihanesinde, sinir /.aati, yuksek yurek carpintisi, uykusuzluk, inalci ba^ agrilari vesair her nevi
agrilar, felc-ler, mide ve bagirsak tembelliginden dogan hay.imsizlik, inatci kabi/, elektrik uygulamasi, elektrik
duslari, elektrikle mesaj vesaire ile tedavi ediliyor."
Bu devrede 1957 ile 1961 arasinin reklamcilar icin en karanlik yillar olduguna da deginmek gerekir.
27.11.1957 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Gazete ve Dergilere ilan verme hakki sadece Resmi
ilanlar Sirketi’ne ta-niniyor, boylece ajanslar ve produktorlerin yayin organlariyla dogrudan dogruya temas
imkani kalkmis oluyordu. Bunda o gunku hukumetin, dustugu politik buhran icinde, ozgur basini maddi
zorlamalarla kontrolun» alma amaci acikca gorulmektedir. Neyse ki bu durum uzun surmedi 1960 devrimi
ertesinde 7.1.1961 tarihinde yururluge giren 195 sayili kanunla Basin ilan Kurumu teskil edil-di ve sadece
"Resmi ilanlar ve yabanci mense’li reklamlar bu kurum kanaliyla yayinlanabilir" sani ile butun ilan ve reklamlar
serbest birakildi.
REKLAM AJANSLARI:
4/8
Sezgisel reklamcilik devresinde bir kac sanatci, kisisel kabiliyet ve gayretleriyle reklam dunyasinin aranan
isimleri olmuslardir. Bunlar arasinda basta thap Hulusi Gorey olmak uzere Mesut ManIoglu, Atif Tuna, Namik
Bayik, Salih Acar, Bedri Kokten vb. sayila-bilir.
Ancak, basin hayatindaki gelismenin parale-linde reklamcilik da gunden gune ilerlemis, bu alana atilan
kisilerin cabalari ve bilimsel calismalari ile gunumuzun modern reklam ajanslari dogmustur,
Ekonomik alanda kipirdanmalarin basladi-gi, 2 nci Dunya Savasimn bitimine yakingunlerde Eli Aciman, Vitali
Hakko ve Began adinda uc mutesebbis bir araya gelerek Faal Reklam Acentesi adiyla bir ortaklik kurdu-lar.
Yil 1944... Eli Aciman, Saint Joseph lise-sindeki tahsilin! yarida birakip Fransa’ya git-mis, 8 ay gazetecilik
kursu gordukten sonra yurda donusunde baba meslegi olan iplikcili-ge ragbet etmeyerek, ileri bir gorusle
reklam-cilik alanindaki ilk bilincli adimi atmisii. Bu tesebbusune, o zaman Mahmutpasa’da Sap-kacilik yapan,
halen Vakko muesseselerinin sahibi VitalI Hakko ile Koc sirketinde calisan B. Began da istirak etmis, ancak
isler umul-dugu gibi yurumeyince Vitali Hakko kendi islerine bakmak, Began da Amerika’ya git-mek
bahanesiyle ortakliktan ayrilniislardi.
1946’da Vehbi Koc’la tanisan Eli Aciman, o siralarda Koc-Ankara. Koc-Fermeneciler, Koc-Beyoglu ve
Koc-Lastik subeleriyle faaliyette bulunan KOC sirkelinin reklam Islerini aldi. Boylece birdenbire genis is
imkanina kavusanAcentesi,Faal kadrosunu genisletmek uzere tesebbuse giristi ve part-time calismak uzere
yabanci dil bilen reklam yazan olarak Afif Erdemir’i ise aldi. Bu sirada firmanin resim islerine Nesim Natan,
muhasebesine Benjamin Pinhas bakiyor, firma bu kucucuk kadrosu ile yilda 100 Bin lira ciro yapiyordu.
1949-1951 yillarinda Afif Erdemir askerlik gorevini yaparken, o devrin en buyuk reklam yaptincilanndan Necip
Akar da Faal Acentesinin musterileri arasina girdi. Gunden gune gelisen firma, 1957’de Eli Aciman, Afif
Erdemir ve Nesim Natan’in 50’ser bin lira sermaye ile ve musavi sartlarla istirak ettigi bir sirket haline
donuserek Faal Ajans adini aldi. Ayni yil Eli Aciman 3 yil kalmak uzere Amerika’ya gitti. 1960’da donusunu
Izleyen 5 yil icinde cig gibi buyuyen Ajans zengin bir musteri lislesine sahip oldu, 1965 yilinda cok genisleyen
is hacminin gerektirdigi bazi zor-lamalar sonunda ortaklar dostca ayrildilar ve Eli Aciman MANAJANS, Afif
Erdemir de YENI AJANS adiyla iki ayri sirket tesis etli-ler, Ayrilis sirasinda musterilerim de taksim eden bu iki
Ajans, her gecen yil biraz daha gelisip portfoylerine yeni musteriler katmak sureliyle bugun, memlekelimizin
en basta ge-len iki dev reklamcilik kurulusu haline gelmislerdir.
Ucuncu buyuk ajans olarak 1952’de Memduh Moran’in 5 kisilik kadroyla kurdugu Reklam Moran’i sayabiliriz.
1953’de 100 bin lira sermaye ile Anonim Sirket haline donu-sen Reklam Moran, o yil 556 bin lira ciro
yapmisiir.
Ajans, bastaYapi ve Kredi Bankasi olmak uzere icinde Unilever’in bir kisim mamulleri ve Singer’in de
bulundugu zengin bir musteri listesIne sahiptir. 1957’de degisen Ticaret Ka-nununun yeni hukumlerine gore
sermayesi musait olmadigindan 1958’de Limited Sirket haline gecmis, 18 yil boyunca geliserek kad-rosunu
55 kisiye, cirosunu 30 milyona cikar-mayi basarmistir.
1909’da kurulmasi nedeniyle en eski reklam-cilik kurulusu olan ilimcilik Kollektif Sirketi buyuk cirosuna
ragmen bir Reklam Ajansindan ziyade ilan komisyoncusu gorunusundedir. Ayni usullerle calisan Reklamcilik
Sirke-ti ve yukarida bahsettigimiz 3 ajansla birlikte Turkiye’nin en ciro yonunden basta gelen 5 reklam
firmasinini teskil eder.
Avrupa’dan gelen malla-rin, baslica giyim, ev esyala-ri, guzellik urunleri, makine-lerin ilanlari artarken yani
gunluk yasamimizda kullan-digimiz esyalarla giderek Batililara benzerken, uretim-de ve ticarette onlar gibi
ol-ma egliminin de giderek arttigina bol bol ornek buluyo-ruz. Baker, Kariman, Istayn gibi buyuk magazalar
yarim hatta tam sayfa ilanlar verir-ken, Kani ipekci’nin Husnu intihab Magazasi’nin da aralarina katildigi
goruluyor, îc camasirdan sofra takimina, abajurlu lambadan saate kadar her seyi satan magazasiyla rekabete
girismis. Bu kurumlarin surekli kampan-ya surdurmesi diger urunleri de etkilemistir.
5/8
Ilancilik Koli. Sti. 1970’de buyuk bir asama yaparak cogu eski ortaklarin ogul-lari olan genc bir idareci grubunu
is basina gecirmistir. Bu genclerin modern anlayisi ve ileri gorusu ile Ilancilik Koli. Sti.’nin de ko-misyonculugu
ikinci plana birakarak modern bir reklam ajansi olma yolunda olumlu adimlar atmistir.
Dikkate deger ve koklu bir ajans olarak Grafika’dan da bahsetmek gerekir. En eski rek-lamcilik
kuruluslarindan biri olan Grafika, G. Scialom ve Martin Borman adinda iki ortagin matbaacilikla ise baslayip
reklamcilik yonunde gelistirdigi modern bir ajanstir. Kaliteli bir fotograf studyosu da bulunan Grafika,basta
Unilever olmak uzere bircok musteriye sahiptir. 70’lerin sonununda film subesini, Sintel Film’in ortaklarindan
Mehmet Muhtar’i kadrosuna alarak gelistiren Grafika, boylece sinemayi da onem verdigi mecralar arasina
almistir.
Donemin modern anlayistaki kuruluslarinin icinde goze batanlardan biri de Ankara Reklam Ajansidir. 1962
yilinda Ankara Makarna Fabrikasinin Satis Muduru olan Sadettin Agirnas, radyoda bir program kiralayarak
reklamciliga atilmistir. Yillarca makarna fabrikasinda satis islerini idare etmis olmasi nedeniyle gida maddeleri
pazarini ve dagitim kanallarini yakindan tanimasi, reklamciligi pazarlama acisindan ele almasina yol acmis-tir.
Nitekim bunyesinde ilk arastirma subesi kuran ajans Ankara Reklamdir. Sadettin Agirnas reklamciliga bir bilim
olarak bak-mis, 1965’den itibaren de bu yonde orgutlenmeye calismistir. Arastirma, satis tesviki subeleri ve
satis elemanlari egitimi yapabilecek nitelikteki kadrosu ile musterilerine reklam-ciligin yani sira pazarlama
hizmetleri de vermistir. Reklamciligin bilimsel tarafina agirlik verirken bir ajansin can damarini ya-ratici
yonunun teskil ettigini de akildan ci-karmayan Sadettin Agirnas, 1967’de Sintel Film’in sahibi Yuksel Unsal da
dahil olmak uzere butun personeli ve techizatiyla birlikte Ankara Reklam bunyesine alarak bu kanadini da
takviye etmistir.
Ankara Reklam; 1970’de Amerika’dan danisman olarak gelen eski AAAA baskanlarindan 45 yillik reklam-ci
Harold L. Mc Clinton’un yeni organizasy-onu ve personeli egitmesi ile caga ayak uydurmaya cabalamistir.
Ciro bakimindan basta gelen ajanslara erisememekle beraber yetismis elemanlar ve kalabalik kadro
yonunden goze batmakatadir. Musteri baki-mindan fazla zengin olamamasi, modern pa-zarlama anlayisina
sahip firmalar aramasi, bunun disindakilerle calismaktan kacinmasi prensiplerine baglanabilir.
Pazarlama ve reklamcilik alanlarinda bilimsel devrenin geldigini gorup piyasa etut ve arastirmalarinin onem
kazandigini dikkate alan bazi kisiler de bu isi konu edinen firmalar kurmuslardir. Bunlarin en eski ve en
taninmisi, isletme Fakultesi ogretim uyelerinden Dr. Nezihi Neyzi’nin kurdugu PEVA, gerek is adamlari ve
firmalar, gerekse reklam ajanslarina, istedikleri konularda piyasa etut ve arastirmalari sunmustur.
70’lerin sonu ve 80’lerde dikkate deger bir husus da batidaki birlesme ve orgutlenmeye karsi, bizde dagilma
ve kisisellesmenin daha cok gorulmesidir. Faal Ajansin ikiye bolunmesi gibi, bu yillarda kurulan yeni reklam
ajanslarinin cogu da buyuk firmalarda yetisen ve sivrilen kisilerin ayrilarak kendi baslarina is kurmalariyla
olusmustur.. Bu durum, bazi kisilerin, buyuk bir ajansin calismasina guc katmaktansa, ku-cuk de olsa kendi
baslarina bir kurulusun patronu olmayi tercih etmelerinin sonucudur.
TURKIYE’DE RADYO:
Turkiye’de ilk radyo istasyonu, 1927 yilinda yeni postanenin ust kalinda kurulan kucuk bir verici postadir.
Bunu birkac yil sonra Ankara’daki diger bir kucuk vericinin yayma gi-risi izlemistir. Gelirlerim abonelerden
aldiklari ucretlerle saglayan bu ozel kurumlar, Han konusundaki cok seyrek istekleri de cevaplandiriyorlardi.
Ancak yayin alanlarinin darligi ve abone sayisinin azligi radyo reklamciliginin gelismesin! engelliyordu.
1938’de radyo kurma ve isletme yetkisi, cika-rilan kanunla Munakalat Vekaletine veril-mis, hemen arkasindan
Ankara Radyosu isletmeye acilmistir. Boylece Devlet yontemine giren radyoculukta Ilan ve reklama yer
verilmiyordu. 1939’da Matbuat Umum Mudurlugune baglanan radyolarin kurulus kanunu 1949’da yeniden
degistirilmis, Basin Yayin ve Turizm Genel Mudurlugune bagli bir Daire Mudurlugu ile yonetilen radyolarda
bazi resmi bildiriler Disinda, reklamlara yine izin verilmemistir.
6/8
1949’da kurulan ve oldukca genis bir yayin alanina sahip olan Istanbul Radyosu, 1950’den sonra suratle
gelisen ekonomik du-zen icinde, devamli olarak ilan ve reklam taleplerine hedef olmustur. Nihayet, cesitli
zorlamalar karsisinda 3/12/402 sayi ve 27.1.1951 tarihli Bakanlar Kurulu Kararna-mesiyle radyolar reklama
acilmistir. Bu, yurdumuzda duzenli radyo reklamciliginin bas-lama tarihidir,
Bu kararname, 26.2.1962’de kaldirilarak ek-sik yonleri tamamlanip islemeyen taraflari duzeltilmis olarak 6/233
sayili kararname yururluge girmistir. Bu degisiklik de pek ya-rarli olamamis, nihayet 1.5.1964 tarihinde kabul
edilen 359 sayili kanunla radyolarin idaresi TRT- Turkiye Radyo Televizyon Kurumuna birakilmistir.
RADYO reklamciligi:
Radyolarin reklama acildigi 1951 yilindan itibaren ilk reklam saatleri bankalar, resmi, yari resmi kuruluslar ve
buyuk firmalar tarafindan ozel program yapmak uzere kiralan-di. Sonralari ileri goruslu bazi kisiler, kollektif
reklam programlari duzenlemek suretiyle profesyonel radyo reklamciligim baslattilar.
Amerika’da Wayne Couuty Universty’de bir somestr reklamcilik ve muhasebe tahsil ettik-ten sonra yurda
donen Faruk Deniz, 1956 yilinda 5.000 lira sermaye ile Televizyon reklam’i kurarak radyo reklamciligina
basladi. Yine bu siralarda Sedef Reklam adi altinda ayni alana atilan. Turkan Sedefoglu hem ilk radyo
reklamcilarindan biri, hem de ilk ka-din reklamci sayilabilir.
Istanbul Radyosundaki bu tesebbuslerin paralelinde, Ankara’da da Can Okan. Teleradyo adindaki firmasiyla
radyo reklamciliginin oncusu oldu.
Hareket suratle gelisti, 1957-1959 arasinda Radar Reklam, Ses Reklam, Melodi Reklam, Anten Reklam gibi
kuruluslar birbirini izle-di. Genellikle Turkiye radyolarinda spiker ve teknisyen olarak calismis olanlar, konuyu
yakindan tanimalari nedeniyle radyo reklamciliginin basarili kisileri oldular. Bunlar ara-sinda Tank
Gurcan-Farek Yener ikilisinin kurdugu Anten Reklam, Maarifi Orhon’un Orhon Reklam’i, Turkan
Poyrazoglu’nun Poyraz Reklam’i, Alkan Soykok’un Tunc. Altin Soylu’nun Altin Reklamlari sayilabilir.
TURKIYE’DE REKLAM FILMLERI:
Baslangicta bazi is adamla-ri kendi istek ve tesebbusleriyle, film pro-duksiyon firnmalarina bir takim basit
filmler yaptirarak reklamciligin sinema mecrasina girmesine on ayak olmuslardir. Bunlar ara-sinda Guven
Sigorta, Cemil Akar (Radyolin), Krem Pertev ve Ridvan Umay sayilabilir.
Bu konuyu ciddi olarak ele alip reklam filmi alaninin acilmasinda oncu olanlarin ba-sinda Guzel Sanatlar
Akademisi Profesorlerinden Vedat Ar’i goruyoruz. Vedat Ar, Filmar adindaki firmasinda hazirladigi esprili
calismalariyla halka reklam filmlerim sevdirip kabul ettirmekte bas rolu oynamistir. Amerika’da ihtisas yapmis
olan taninmis fo-tografci ve film kameramani Kemal Baysal da titiz calismasiyla hazirladigi reklam film-leriyle
bu alanda kaliteli eserler vermistir.
Amerikan Haberler Burosunun destegi ile dokumanter ve aktualite filmleri hazirlamak uzere Ilhan Arakon,
Haluk Durukal, Galip San uclusunun kurdugu ADS ajansi, sonra-lari reklam filmi calismalarim da konulari
arasina almistir, 1949’da AND Film’de canli resim calismalarina baslayarak Turkiye’de bu teknigi ilk
gerceklestiren kisi olan Yuksel Unsal, 1960’da Vedat Ar ile birlikte Vog-Bali firmasi icin hazirladigi bir seri filmi
animasyonun reklam alanina girmesini saglamistir.
1961’de Yuksel Unsal-Mehmet Muhtar-Kemal Baysal ortakligi, ilk renkli reklam filmlerini yapmaya basliyordu.
O siralarda memleketimizde renkli filmlerin banyo ve kopya islemleri yapilamadigindan, isin en guc yonunu bu
filmlerin laboratuar islemleri icin iki defa yurt disina gidip gelmesi teskil ediyordu. Her ne kadar Almanya’daki
Arnold Richter ile Ingiltere’deki Arthur Rank studyolari ile anlasmalar yapilmissa da yi-kanmamis filmin yurt
disina cikisi, her seferinde Bakanlar Kurulu musaadesini gerektirmesi nedeniyle buyuk bir problem oluyordu.
Butun gucluklere ragmen bir yil icinde cesitli bankalar ve firmalara basarili renkli reklam filmleri yapildi.
7/8
1962’de Mehmet Muhtar ile Yuksel Unsal, Kemal Baysal’dan ayrilarak Sintel Film’i kurdular. Basta Unilever
ve Turk Ticaret Bankasi olmak uzere cesitli isletmeye renkli, siyah-beyaz, normal ve animasyon turunde
filmler hazirlandilar.
Ancak sezgisel reklamciligin yerini yavas yavas bilimsel reklamciligin aldigini ve modern reklamcilik anlayisi
icinde bir produksiyon firmasinin tek basma basari saglayamayacagim, bir ajans calismasi gerektirdigini
hisse-den ortaklar 1967’de Sintel Film’i kapattilar ve Mehmet Muhtar Grafika Reklam Ajansi-nin Film
departmanina, Yuksel Unsal da An-kara Reklam Ajansinin Yaratici Daire Baskanligina gectiler.
1964-1965 yillari film reklamciliginin en hareketli devreleridir. Gerek basinda gerekse AND Film’in canli resim
calismalarinda basari gostermis karikaturistler reklam filmi yapiminda cesitli faaliyetlerde bulunmuslardir. Ali
Ulvi Ersoy-Bedri Koraman-Yalcin Tuzecan’in bir araya gelerek kurdugu Karikatur Reklam, uc sanatcinin es
degerde olmasi ve yardimci kadronun yetersizligi nedeniyle uzun omurlu olamamistir. Bu arada Ferruh
Dogan, Yalcin Cetin, Eflatun Nuri, Tonguc gibi sanatcilar da cesitli adlarda cesitli firma-lar kurup dagilarak
bircok animasyon calismalari yapmislardir. Reklam filmlerini bambaska acidan ele alan Istan-bul Reklam,
kollektif radyo reklamciliginin bir benzerini sinemada uygulamistir. Ancak cogu 5-6 metrelik siyah-beyaz ve
basit animas-yon calismalarindan ibaret bu filmler yapimcisina buyuk yarar saglamissa da film reklamciligina
yarardan ziyade zarar vermis, halkin tepkilerine hedef olmustur. Zaman zaman Altan Erbulak, Oguz Aral gibi
kari-katur alaninda hakli un yapmis sanatcilarla calismasi dahi istanbul Reklam’in olumsuz sonuclara gidisini
onleyememistir.
Kaynak Site: Ismail KIRBAS ile Web Sitesi Tasarimi http://www.kirbas.com
Belge Adresi: www.kirbas.com/index.php?id=98
8/8

Benzer belgeler

PDF ( 9 )

PDF ( 9 ) gozlenebilir her durumunu kaydeden ve aktarabilen bir sanat olarakta olanaklarmi alaoildigine genisletrnistir. Belgesel film, tiyatro ve romanla yakm kosutluklari olan ve bilinen olaylan, oykuleri ...

Detaylı

Reklamin Tarihi - İsmail Kırbaş İle Web Sitesi Tasarımı

Reklamin Tarihi - İsmail Kırbaş İle Web Sitesi Tasarımı Amerika'da basin ilanciligi biraz gec basladi ama bas dondurucu bir suratle ilerledi; 24 Nisan 1704 de Boston News Letter gazetesinde ilk ilanin cikmasindan sonra, 1820 de Amerika'da 532 gazete 9.6...

Detaylı

PDF ( 15 )

PDF ( 15 ) (fiziksel gercekten) uzaklasma anti-smemasal bulmaktadir. Kracauer, deneysel film, haber film ve belgesel film yarunda yer alan bir tur gelistirdi. Bu tur "sanat filmi"dir. Kracauer, nitelik olarak...

Detaylı