T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

Transkript

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
İktisat Bölümü
İkiz Açıklar Hipotezi Türkiye 1980-2009
Semih Barış KARAKUŞ
İZMİR - 2011
İÇERİK
1)Özet
2)Giriş
3)Literatür
3.1) Teorik Altyapı
3.2) Ampirik Literatür
4) Ampirik Analiz
4.1) Verilerin Tanımlanması
4.2) Ekonometrik Model ve Metodoloji
4.3) Testler
4.3.1) Birim Kök Testi (ADF)
4.3.2) Eş Bütünleşme Testi (Engle-Granger Tabanlı)
4.3.3) Granger Nedensellik Testi
5) Sonuç ve Değerlendirme
6) Ekler
Kaynakçalar
Veri Seti
Test Sonuçları Tabloları
1)Özet
Türkiye’de kronik hale geldiğine dair sıkça gündeme gelen cari açıklar ve bütçe
açıkları eşliğinde ikiz açıklar hipotezi bu çalışmada 1980-2009 yılları arasında ampirik
metodoloji yardımıyla analiz edilmiştir. Uygulanan yöntemler, birim kök, eş bütünleşme ve
de Granger nedensellik testleridir. Ampirik bulgulara Türkiye’de bahsi geçen dönemde ikiz
açıklar hipotezi geçerlidir, ayrıca çift yönde de nedensellik ilişkisi söz konusudur.
Anahtar Sözcükler: İkiz Açıklar Hipotezi, Bütçe Açığı, Cari Açık, Birim Kök, EşBütünleşme, Granger
2) Giriş
Bilindiği gibi dünya ölçeğinde 1973 yıllı petrol krizi yaşanmıştı ve bu krizle birlikte
sadece ekonomiler değil aynı zamanda da iktisat öğretisinin bir büyük bakış açısı da
etkilenmişti. 1970’li yıllar boyunca uzanan ekonomik krizlerde devlet etkinliği ve Keynesyen
politikalarla açıklanamayan talep yanlı görüşler sonucu piyasalarda işsizlik ve aynı zamanda
da yüksek enflasyon görülmeye başlanmış, Keynesyen iktisat görüşünün stagflâsyondaki
başarısızlığı, aslında devletin elinde yapılan üretim ve yatırımların verimsizleştiği ve azaldığı
sonucunda da piyasalarda yaşanan krizlerde o devlet müdahaleciliğiyle çözülebilecek
istihdam ve mali politikalarla yön verilebilecek fiyatlar genel düzeyi konularında yetersiz
kalmış, piyasalarda enflasyon artışı ve eşanlı olarak üretimin azalmasından ötürü işsizlik
sorunu ortaya çıkmıştır. Bu süreci takip eden yıllarda da tekrardan devletin piyasalara
etkinliğinin azaltılmasını savunan liberal iktisat temelli görüşler gündeme gelmiştir.
1980’li yıllar dış ticaretin serbestleştiği öte yandan da devlet etkinliğinden onun
piyasaya müdahaleci ekonomik politikalarından vazgeçildiği liberal iktisat öğretisinin tekrar
gündeme geldiği bir dönemdir. Bu dönemde liberal politikalar tek başına değildir onu
destekleyebilecek çok büyük bir güç olan küresel akımlar etkisiyle yoğrulmuştur. Bu süreçte
uluslarası örgütler, devletlerin önüne geçen kendisine büyük pazar arayan çok uluslu şirketler
dış ticaretin serbestleştiği ve sermayenin dolaşım engellerinin kalktığı bu dönemlerin başrol
oyuncuları olmuşlardır. Dünya’da biraz önce yukarıda bahsettiğim stagflasyon gibi ekonomik
sorunlarla mücadelede talep yanlı politikalar yerini arz yanlı politikalara bırakmıştır. Arz
yanlı iktisat görüşü temelinde üretimi arttırışının arza bağlı olduğunu ve bunun için de
ekonomide üretim koşulları üzerinde bulunan verginin önemli bir araç olarak kullanılmasını
ön görür. ABD ekonomisinin bahsi geçen süreçte stagflasyonla mücadelede yaptığı aslında
tam da buna işaret etmektedir. Vergi oranları azaltılmıştır ancak kamu harcamalarının
kısılamaması sonucu aynı zamanda da bütçe dengesi bozulmuş ve çok büyük derece de açık
vermeye başlamıştır. Öte yandan dış ticaretin serbestleşmesine rağmen (GÖK B, 2006:1)
ABD ekonomisi dış ticaretteki ezici üstünlüğünü Japonya, Kore ve Tayvan gibi ülkelerin
rekabetçi güçlerinin artmasıyla kaybetmeye başlamıştır. Dolayısıyla, dış ticaret dengesi
bozulmuş ve açıklar vermeye başlamıştır, bunun sonucunda da cari açıklar verilmeye
başlanmıştır. ABD ekonomisinde meydana gelen bu gelişme sonucu cari açıkların bütçe
açıklarıyla olan ilişkisi, ‘’İkiz açıklar hipotezi’’ olarak iktisat yazınında yer almıştır.
Türkiye’de 1980 sonrası dönem önemli bir dönüm noktası olarak hem tarihte hem de
literatürde kendisine geniş bir yer bulmuştur. Bu dönemde liberal politikaların yükselişi,
küreselleşme akım etkilerinin artışı, uluslarası piyasalarla eklemlenme hareketleri aynı
zamanda piyasa ekonomisi tipinde yeni yapılanmalar, devletin etkinliğinin giderek azalması
bu dönemin başlıca özellikleridir. Türkiye’de bu dönemlerde uygulanan politikalar sonucunda,
kamu harcamalarının kamu gelirlerinden fazla arttığı, diğer bir ifadeyle bütçe dengesinde
sürekli kötüleşme gözlemlenmiştir, bu iddiayı çalışmada kullanılan verilerle de aşağıda ki
şekle bakarak destekleyebiliriz.
ORANBA
1980
1982
1984
1986
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
2008
-.14
-.12
-.10
-.08
-.06
-.04
-.02
.00
Yukarıdaki şekilde ülkemizde 1980 sonrası bütçe açıklarının alansal ifadeyle nasıl
değiştiğini göstermektedir. 1980’lerin başında bütçe dengesinde çok önemli bir açığı olmayan
Türkiye’yi, zamanla veriler eşliğinde nasıl bütçe açığı verdiği resmedilmektedir. Bunun
arkasında da ‘’özel sektörü teşvik etmeye yönelik maliye politikaları, KİT ve sosyal güvenlik
kuruluşları gibi kamusal birimlerin politize olmasına bağlı olarak aşırı istihdam ve artan
finansman gereksinimleri, bütçe dengesinin kötüleşmesinde etkili olmuşlardır. Bütçe
açıklarındaki bu artış yüksek miktarda iç ve dış borçlanmayı artırmıştır. Ancak faiz
oranlarındaki yüksek artış, yurtiçi yatırım ve büyümeyi baskı altına almıştır. bu durum, vergi
gelirlerindeki
artışı
sınırlayarak
bütçe
açığını
daha
fazla
artırmıştır.
‘’(Altıntaş
veTaban,2008:1705)
Türkiye’de bütçe açıklarının artmasına bağlı olarak yurtdışı piyasalara göre reel faiz
oranlarının oldukça yüksek olması, kısa vadeli sermaye girişlerini uyararak TL’nin aşırı
değerlenmesini sağlamıştır. Faiz arbitrajı, aşırı değerli TL ve kısa vadeli sermaye
girişlerindeki artış, ithalat ve tüketimi özendirmiş ve ihracat ve sabit sermaye yatırımları
üzerinde caydırıcı etki yaratmıştır. İthalatın ihracat karşısında daha fazla artması, hem cari
işlemler ve dış ticaret açığının kriz dönemi sonrasında da sürekli artmasına neden olmuştur
(Altıntaş, 2008). Sonuçta artan bütçe ve cari işlemler dengesi açıklarının sürdürülemez
boyutlara ulaştığı dönemlerde, kısa vadeli sermaye girişleri yerini sermaye çıkışlarına
bırakarak krizlere zemin hazırlamıştır (Orhangazi, 2002:339; Ongun, 2002:54).
1980 sonrası dönemi, ikiz açıklar hipotezi çerçevesinde bütçe açığı ve cari açık
verilerinin GSYH oranları aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Şekilden de görüldüğü gibi, cari açıklar ile bütçe açıkları verileri zaman içinde birlikte
hareket etmektedirler, ancak bazı istisnalar da vardır, örneğin kriz dönemleri bu
genellemelerin dışındadır. İkiz açıklar hipotezinin, yani bütçe açığı ve cari açıkların birlikte
hareket ettiğini öne süren hipotezin Türkiye’de 1980-2009 döneminde geçerli olup olmadığı,
çalışmanın ilerleyen kısımlarında ampirik metodolojilerle sınanacaktır.
3) Literatür
Çalışmanın literatür kısmı iki temel kısımda incelenmiştir, ilk kısımda ikiz açıkar
hipotezi söz konusu olunca net bir çizgiyle ayrılan iki ayrı iktisadi görüş yer alırken, ikinci
kısımda da bu ilişkilere dair ampirik çalışmalara yer verilmiştir.
3.1) Teorik İlişki
Çalışmanın bu kısmında öncelikle ikiz açıklar kavramına kısaca yer verilecek, daha
sonra da iktisadi görüşlerden Keynesyen Geleneksel Yaklaşım ve Ricardo’cu Denklik
Yaklaşımlarının ikiz açıklar ile olan teorik ilişkisine yer verilecektir.
İlk olarak ikiz açıklar hipotezinin arkasındaki teorik ilişkiye değinelim, buna dış ticaret
yapan bir ekonomideki basit ilişki aşağıdaki denklemdeki gibi olacaktır .
Y=C+I+G+(Ex-Im)
Burada, Y ulusal gelir, C tüketim harcamaları, I yatırım ve G kamu harcamalarıdır. Ex,
ihracat ve de Im, ithalat bu iki değişken arasındaki fark da dış ticaret dengesini vermektedir.
Öte yandan ulusal gelir bir başka bir denklem yardımıyla da ifade edilebilmektedir;
C+S+T=C+I+G+(Ex-Im)
Yukarıdaki ilişkiyi toparlanırsa;
(Im-Ex)= (I-S)+(G-T)
Bu eşitliğin ifade ettiği ilişki, dış ticaret açığı, özel tasarruf ve yatırım dengesiyle bütçe
dengesinin eklenmesiyle elde edildiğinin göstergesidir. Ceteris-Paribus, tasarruf-yatırım
dengesi olursa, dış ticaret ile bütçe dengesi arasındaki temel ilişki ortaya çıkacaktır.
Kısacası, bütçe dengesinin bozukluğu, dış ticaret açığını arttıracaktır. Ödemeler bilançosunu
kısaca hatırlarsak dış ticaret kaleminin cari açık hesabına ait olduğunu dolayısıyla bütçe
dengesinin bozuluşunun cari açığı tetiklediğine dair bir ilişkiyi denklemler yardımıyla elde
etmiş oluruz.
Keynesyen görüş (geleneksel görüş) bütçe açığı ile cari açık arasında kuvvetli bir ilişki
olduğunu söylemektedir. Bu ilişkiyi iki şekilde ifade eder, (Dibooğlu: 1994, s.3-4).bunlardan
birincisi, Keynesyen gelir-harcama yaklaşımıdır, yukarıdaki denklemde de yer alan vergi
geliri bozuluşu ve kamu harcamalarındaki artış sonucu cari açıklar artmaktadır. Bu
mekanizma Akbostancı ve Tunç’un (2001) , çalışmasında şu şekilde ifade edilmiştir, bütçe
dengesinin vergi ve kamu harcamalarıyla bozulması sonucu, ulusal gelir artışı olacak ve
bununla beraber de yabancı mallara olan talep artacaktır. Bunun sonucunda da ithalat
uyarılacak dış ticaret dengesini bozacak ve sonuç olarak cari işlemler dengesinde açık
verilmesine
neden
olacaktır.
Öte
yandan
diğer
ifade,
Mundell-Fleming
modeliyle
oluşturulmaktadır. Bu model temel olarak bütçe açıkları cari işlemler dengesinde açıklar
verilmesine neden olmaktadır, kamu harcamalarının artması ya da vergi geliri azalışı sonucu
bütçe dengesi bozulmaktadır,’’ bununla birlikte toplam talep artar ve faiz oranları
yükselir’’(Yücel, Ata,2003:5), bu yükseliş sermaye hareketliğini uyarır, bunun sonucunda
sermaye girişiyle yurt içi para değerlenir, böylece ithalat ucuzlayıp artar, ihracat azalır, çünkü
artık yabancı mallar yerli mallara göre daha ucuz hale gelmiştir. Sonuç olarak, dış ticaret
dengesinin bozulmasına yol açar ve cari işlem dengesi hesabında açık verilmesine neden
olur. Son olarak, bir literatür kısmında da yer verilen ülkemizden bir çalışma ile aslında
geleneksel görüşteki aktarım mekanizmasına bakılabilinir;
Şekilde de görüldüğü gibi, vergi gelirleri azalışı ya da kamu harcamaları artışı ile,
kısacası kamu harcamalarının gelirlerinden fazlalaşması ile bütçe dengesi bozulmaktadır.
Bunun mekanizmadaki yansıması ise, faiz oranları artışı yabancı sermaye girişi, ulusal para
değer kazanışı ve dış ticaret dengesinin bozularak, cari açıklara neden olmasıdır.
Diğer yandan Ricardo’cu Denklik Yaklaşımı ikiz açıklar hipotezine ait diğer bir
yaklaşımdır. Buna göre, ikiz açıklarda bahsi geçen, bütçe açığı ve cari açık arasında bir
ilişkisinin var olmadığını öne sürmektedir. Bunun arkasında yatan mantık da şu şekilde
kurulmaktadır, ‘’tüketiciler rasyonel beklentileri olan ve bugünkü vergi gelirlerindeki azalışları
gelecekteki vergi artışlarıyla telafi edebileceklerdir. Dolayısıyla bugünkü bir vergi indiriminden
kaynaklanan harcanabilir gelirdeki artış, tüketimdeki bir artış ile sonuçlanmayacaktır. Çünkü
rasyonel beklentilere sahip birey, bugünkü harcanabilir gelirdeki artısı gelecekte vergilerde
oluşacak artışı telafi etmek için tasarruf edecektir. Böylece vergi gelirindeki azalmadan
kaynaklanan bütçe açıkları ile cari açıklar arasında bir bağlantı yoktur. Fakat bu yaklaşım
vergi gelirindeki değişmeye karsın kamu harcamalarının değişmediği varsayımı ile geçerli
olmaktadır.’’ (Zengin, 2000, s.40)
Varsayımdan hareketle, devletin kamu harcamalarını sabit tutup, vergiyi oranlarını
düşürmesi (tam tersi durum da geçerlidir) bütçe dengesinde açık verilmesine neden
olacaktır. Devlet bu durumu finanse ederken borçlanma ve vergilere başvurur. Devlet finanse
için tahvil satar ancak bireyler devletin bu girişimini gelirlerinde bir artış olarak görmezler.
‘’Kamu, borçlanmayı tercih etse dahi bireyler bu sefer de, bugünkü borçlanmanın yarın
vergilerde bir artış ile sonuçlanacağını tahmin ederler. Böylece, devlet harcamalarının
değişmediği varsayımı altında devlet borçlanmaları yada bütçe açıkları özel tüketim davranışı
üzerinde bir etkiye sahip değildir ‘’(Bilgili ve Bilgili: 1998, s.9).
3.2) Ampirik Literatür
Çalışmanın bu kısmında daha önceden yapılan ve iktisat yazınında yer bulan yerli ve
yabancı çalışmalara yer verilecektir. Ampirik temelli bu çalışmalar, yılları, yöntemleri ve de
sonuçlarıyla aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Ampirik literatürü iki kısımda incelemekte yarar vardır, aşağıdaki tabloda Keynesyen
yanlı sonuçlar elde eden çalışmalar yer almaktayken bir sonraki kısım Ricardo’cu denklik
yaklaşımına göre sonuç bulan çalışmalara yer verecektir.
Söz konusu ikiz açıklar olunca bilindik çalışmalardan biri de Feldstein’ın 1992 yılında
ABD ekonomisini inceleyen zaman serileri çalışmasıdır. Çalışmanın sonucuna göre,
Feldstein ülkelerin gelişmişlik düzeylerine farklı sonuçlar elde ettiği için, uzun dönemde cari
açıkla bütçe açığı bir arada hareket ederken, kısa dönemde bu ilişki saptayamamıştır. Hem
ülkemizdeki Keynesyen geleneksel görüşlü çalışmalar hem de yurtdışı çalışmalar aşağıdaki
tabloda özetlenmiştir.
Çalışma Sahibi ve
Yılı
(Konum)
VAMVOUKAS 1994
(Yunanistan)
Zaman
Aralığı
Kullanılan Yöntem
Sonuç
19481994
Eş Bütünleşme
Hata Düzeltme Mekanizması,
Nedensellik Analizi
VYSHNYAK
1994
(Ukrayna)
1995:1
1999:4
Regresyon Analizi
Granger Nedensellik
Hem uzun dönemli hem de
kısa dönemli bütçe açığı dış
ticaret açığını etkilemektedir.
İkiz açıklar hipotezi
geçerlidir.İki açığında artışının
arkasında döviz kuru vardır.
AKBOSTANCI &
TUNÇ
2002
(Türkiye)
1987Eş Bütünleşme
2001
Ve
(çeyrekli Hata Düzeltme Mekanizması
veri)
YÜCEL& ATA
19752002
2002
(Türkiye)
Eş Bütünleşme
Hata Düzeltme Mekanizması,
Nedensellik Analizi
Uzun dönemli bütçe açığı ve
dış ticaret açığı ilişkisi
mevcuttur, kısa dönemde
nedenselliliğin yönü bütçe
açığından dış ticaret açığına
doğrudur.
Bütçe ve cari açık arasında
uzun
dönemli
bir
ilişki
mevcuttur, nedensellik yönü
bütçe açığından cari açığa
doğrudur.
UTKULU 2003
(Türkiye)
KESKİN&YILMAZ
2006
(Türkiye)
19502000
Eş Bütünleşme
Hata Düzeltme Mekanizması,
Nedensellik Analizi
Eş Bütünleşme
Hata Düzeltme Mekanizması,
Granger Nedensellik Analizi
19602004
Cari açık ve bütçe açığı
arasında uzun dönemli bir ilişki
mevcuttur ve ayrıca çift yönde
de
nedensellik
ilişkisi
bulunmaktadır.
Uzun dönemde de bütçe açığı
ve dış ticaret açıkları arasında
ilişki vardır, çift yönlü
nedensellik ilişkisi mevcuttur.
Ricardo’cu denklik yaklaşımıyla uygun sonuçlar veren çalışmalardan bazıları da şu
şekilde özetlenebilir;
Çalışma Sahibi ve
Yılı
(Konum)
EVANS 1988
(ABD)
Zaman
Aralığı
Kullanılan Yöntem
Sonuç
19851987
Regresyon Analizi
İkiz açıklar hipotezi geçerli
değildir.
DARRAT 1988
(ABD)
1960:11984-4
Nedensellik Sınaması
Hem cari açık bütçe açığını,
hem de bütçe açığı cari açığı
etkilemektedir.
ENDERS & LEE
1990
(ABD)
DEWALD
&MİCHAEL&ULAN
1990
(ABD)
KAUFMANN&
SCHARLER&
WINCLER
1999
(Avusturya)
19471987
VAR (Vektör Otoregresyonu)
Bütçe açıkları cari açığı
etkilemektedir.
19541987
Granger Nedensellik Testi
İkiz açıklar hipotezinde
nedensellik ilişkisi yoktur.
VAR
Etki-Tepki Analizi
Bütçe açıkları cari işlemler
açıklarını etkilememektedir.
BİLGİLİ&BİLGİLİ
(1999)
(Singapur-Türkiye)
AKSU&BAŞAR
2005
(Türkiye)
Öte
yandan
19761998
Nedensellik ilişkisi yoktur.
19751993
Regresyon Analizi
19892003
VAR
keynesyen
Bütçe açıkları dış ticaret
açıklarını etkilerken, dış
ticaret açıkları bütçe açıkları
üzerinde gecikmeli olarak
etkili olmaktadır.
ve
Ricardo’cu
yaklaşımları
desteklemeyen
çalışmalardan bazıları da şunlardır;’’ Anoruo ve Ramchander (1998) ve Alkswani
(2000)
çalışmalarında
hem
Keynesyen
hem
de
Ricardocu
görüşleri
reddetmemişlerdir. Diğerlerinden farklı bir sonuca ulaşmış olmalarının nedeni olarak,
seçtikleri ülke gruplarının ekonomik karakterlerinin diğerlerinden farklı olmasını
göstermişlerdir. Bunlardan başka Baharumshah ve Lau (2007) ikiz aç_klar hipotezini,
Endonezya, Kore, Malezya, Filipinler ve Tayland verilerine eş-bütünleşme testleri
yaparak incelemi_lerdir. Malezya, Filipinler ve Tayland için Keynesyen görüşün
uygun olduğu görülmüş ve çalışmada, ikiz açik olgusunun evrensel olarak kabul
edilmediği ve ülkelere özel olduğu sonucuna ulaşılmıştır.’’(Çelik 2006,:4)
4) Ampirik Analiz
4.1) Verilerin Tanımlanması
Çalışmada kullanılan veriler sırasıyla bütçe ve cari işlemler hesabına ait verilerdir. Her
biri yıllık olarak elde edilmiştir.
Bütçe açığına ilişkin veriler konsolide bütçe verilerinden ve merkezi bütçeden
oluşturulmuş ve de Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı’ndan elde edilmiştir. 1980-2005
yılları arasındaki yıllık veriler konsolide bütçe verileri, daha sonraki yılların verileri ise
merkezi yönetim bütçesine ait yıllık verilerdir.
Cari işlemler hesabında açığın göstergesi 1980-2009 yılları arasındaki veriler yıllık
veri olup Türkiye İstatistik Kurumundan alınmıştır.
Her iki veri seti de TL cinsinden alınmıştır, değişken fiyatlar olduklarından ötürü
TUIK tarafından yayımlanan 1923-2009 İstatistikî Göstergeler raporundan alınan GSYH
deflâtörüyle reel hale getirilmişlerdir.
Tüm verilere ilişkin erişim adresleri ayrıntılı olarak çalışmanın sonunda yer alan ekler
kısmında yer almaktadır.
4.2) Ekonometrik Model ve Metodoloji
Çalışmanın bu kısmında ekonometrik analize yer verilecektir. Cari açık ve Bütçe açığı
arasındaki ilişkiyi analiz etmek üzere aşağıdaki model kurulmuştur.
CA= β1 + β2BA+ ut
Yukarıda yer alan ekonometrik model en yalın ifadesiyle bütçe açığının cari açıkla
olan ilişkisini analiz edebilmek adına kurulmuştur. CA, olarak GSYH içinde cari açık payı, BA,
aynı şekilde olarak GSYH içinde bütçe açığı payıdır. β 1 ,β2 katsayılar, u harfi de hata
terimlerini göstermektedir.
Çalışmada kullanılan metodoloji analizdeki datalar zaman serileri olunca oldukça
yaygın testlerden olan birim kök testleri, eş bütünleşme testleri ve son olarak nedensellik
ilişkisini göstermek üzere kullanılan Granger Nedensellik testi yer alacaktır.
4.3) Testler
Çalışmanın bu kısmında zaman serileriyle yapılan analiz göz önünde bulundurularak
akademik çalışmalarda sık sık başvurulan durağanlık sınamalarına uygulanacaktır.
Regresyona katılan serinin durağan olup olmaması en açık diliyle kurulan ilişkinin gerçek
olup olmama sınaması olup, bu bağlamda ilk önce genişletilmiş birim kök sınaması
yapılacaktır. Eğer seriler aynı derecede durağan hale gelmekteyse ya da kendi hallerinde
durağanlarsa, eş bütünleşme testi yardımıyla da bu seriler arasında uzun dönem ilişkisi olup
olmadığına
bakılmaktadır.
Son
olarak
nedensellik
sınamasıyla
ilişkinin
yönü
belirlenebilmektedir.
Birim kök testinden önce modelin tahminine yer verilerek niçin bu yöntemlerin
kullanıldığını daha net anlaşılabilinir. (Bu testin sonucu ekler kısmında Ek.1’de yer
almaktadır)
CA=-2.66+0.584BA
(0.22)
(0.00)
Model tahmin sonuçlarına göre parantez içindeki değerler, hesaplanan olasılık
değerleridir. Modelin açıklayabilirlik derecesi yüzde 96’tır. Kısaca modele bakarsak, %5 kritik
olasılık değerine göre, sabit katsayı Ho: β1=0 hipotezi eşliğinde kabul edilmektedir, çünkü
0.22 değeri> %5’tir. Kısaca, sabit katsayı istatiksel olarak sıfırdan farksızdır ve anlamsızdır.
Ancak, Ho: β2=0 hipotezi ile, %5 ile kıyaslarsak, bütçe açığının olasılık değeri kritik değerin
altındadır, bu durumda istatiksel olarak anlamlıdır ve Ho hipotezi reddedilir. Katsayısının
işareti pozitif oluşu cari açık ile bütçe açığı arasında ki korelasyonun pozitif olduğunu
göstermektedir. Buna göre ,bütçe açığındaki 1 birimlik bir artış cari açığı 0.58 oranında
arttırmaktadır. Bu modelle elde edilen sonuçların sağlıklı olup olmadığı aşağıdaki yöntemlerle
sınanacaktır.
4.3.1) ADF Birim Kök Testleri
Bilindiği gibi birim kök sınaması Dickey ve Fuller tarafından (1979) geliştirilen ve
zaman serilerine uygulanan serilerin durağanlık sınamasıdır, testin sınadığı aslında yıllık
verilerle elde edilen sonuçların sağlıklı olup olmamasıdır. Zaman serileriyle yapılan bu
çalışmada da bu sınama kullanılacaktır. Bu kısımdaki tüm testler için öncelikle bir hipotez
belirmekte fayda vardır:
Ho: İlgili Seride Birim Kök Vardır
Ha: İlgili Seride Birim Kök Yoktur
Hipotez diliyle ifade ettiğimizde Ho hipotezinin geçerli olduğu durumda, seride birim
kök sorunu geçerlidir ve seri durağan bir seri değildir şeklinde basitçe ifade edilebilir.
Hipoteze karar vermede kullanılan yöntem ise, Tau İstatistiği ile MacKinnon kritik değerini
karşılaştırmaktır. Buna göre en sade ifadesiyle, eğer Tau istatistiği, MacKinnon kritik
değerinden yukardaysa, yani daha büyükse bu durumda seri de birim kök sorunu
olmamaktadır. Yani Ho hipotezi reddedilir, seri durağan bir seridir. Öte yandan kritik değer
Tau değerinden büyükse, seride birim kök sorunu olup Ho hipotezi kabul edilmektedir.
Aşağıdaki tabloda modele konu olan değişkenlere ait birim kök testleri yer almaktadır.
Yukarıdaki tablo sonuçlarına göre, değişkenlerin hesaplanan tao değerleri kendi
düzey hallerinde MacKinnon %5 kritik değerlerinin hem sabit, hem de sabit ve trendli
halleriyle mutlak değerce bakıldıklarında aşmaktadır. Bu durumda düzey hallerinde cari açık
ve bütçe açığı serisinde de birim kök sorunu bulunmamaktadır ve seriler durağandırlar.
4.3.2) Eş Bütünleşme Testi
Çalışmanın bu kısmında ise aynı dereceden durağan olan serilerle kurulan ilişkide
uzun dönemli ilişki olup olmadığını anlayabilmek için Eş Bütünleşme sınaması, bahsi geçen
serilerle oluşturulacak regresyonun hata terimleri alarak yapılabilmektedir. Bu hata terimleri
bize
işte
bu
ilişkinin
varlığından
uzun
dönemde
bahsedip
bahsedemeyeceğimizi
söylemektedir. Buna ulaşmak için de hata terimlerinden oluşturulan seride birim köke sahip
olup olmadığını ADF testiyle test edilir ve de birim köke sahip olmayan hata terimi serisi var
ise bu bize uzun dönemde bir ilişkinin varlığını göstermektedir. Ancak burada vurgulamamız
gereken nokta bunu yaparken kullanılacak değerlerin MacKinnon eşik değerlerinden ziyade
Engle- Granger tarafından hesaplanan eşik değerleri olmasıdır.
Aslında daha açık bir dille söylemek gerekirse, ‘’kendi başlarına birinci farkı
alındığında durağan hale gelen seriler ya da aynı derecede zaten durağan olan seriler,
regresyona alınsaydı ve de bu seriden hata terimleri ayıklanıp tekrar birim kök sınamasına
tabi tutulsaydı, ve bunu yaparken Engle-Granger tarafından hesaplanan % 5 eşik 3.34 değeri
ile tau istatistiğine bakılsaydı sonuç ne olurdu; eğer sonuçta çıkan seri durağan ve de birim
köke sahip değilse bu seri eş bütünleşik bir seridir denilmektedir. ‘’(Gujarati ,2009: 726-727)
Kısaca bu seride uzun dönemli bir ilişkiden bahsedilebilinmektedir.
Hipotez Ho: Ayıklanan hata terimi serisinde birim kök vardır ifadesini savunur, buna
karar vermek için %5 Engle-Granger kritik değeri 3.34’e göre hesaplanan tau istatistiğini
karşılaştırılması gerekmektedir. Bu testin sonucuna göre, hesaplanan istatistik -5.04’tür.
Mutlak değerce 3.34 değerinin üzerindedir, bu durumda Ho hipotezi reddedilir. Bu seride
birim kök sorunu bulunmamaktadır ve ayrıca seriler eş bütünleşiktir. Bu durumda, cari açık
ve bütçe açığı arasında uzun dönemli bir ilişki mevcuttur şeklinde yorumlanmaktadır.( EK.3)
4.3.4) Granger Nedensellik Sınaması
Birim kök ve eş bütünleşme analizlerinden sonraki sınama, Granger tarafından
geliştirilen nedensellik testidir. Bu test uygulanırken gecikme sayıların belirlenmesi
gerekmektedir, buna göre Akaike değerleri kullanılarak her iki seri için de bu değer 3 olarak
öngörülmüştür. Granger serilere ilişkin nedensellik ararken, aslında gecikmeli değerlerin ne
kadar diğer değişkeni etkilediğini göstermektedir, bu ilişki aşağıdaki denklemlerle
betimlenebilinir.
Yukarıdaki denklem ilişkisine göre basitçe hipotez kurulursa,
ilk denklem için
nedensellik ilişkisinin olmaması koşulu Ho: bj=0’ın kabul edilmesine bağlıdır, yani cari açıktan
bütçe açığına doğru nedensellik ilişkisi olmadığını ifade eder aynı şekilde ikinci denklemdeki
Ho:aj=0 hipotezinin kabulü ile de bütçe açığından cari açığa nedensellik olmadığını gösterir.
Ek.4 kısmında yer alan hipotezler sırasıyla, cari açıktan bütçe açığına nedensellik ilişkisi
yoktur, ikinci hipotez ise bütçe açığından cari açığa nedensellik ilişkisi bulunmamaktadır’ı
savunur. Testin sonuca göre, 1980-2009 yılları arasında cari açıkla ile bütçe açığı arasında
çift yönlü nedensellik mevcuttur. Çünkü hesaplanan p değerleri %5’ten düşüktür. Bu
durumda hipotezler reddedilir ve iki yönde de nedensellik ilişkisi mevcuttur şeklinde
yorumlanmaktadır.
5)Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye’de 1980-2009 dönemi arasında, ikiz açıklar hipotezi yani bütçe dengesi
açıkları ve cari işlemler hesabındaki açıklar ampirik yollarla analiz edilmiştir. Ampirik bulguları
kısaca hatırlarsak, model kısmında yer alan tahmin sonucu bütçe açığından cari açığa olan
ilişkiyi göstermektedir. Ayrıca, ADF birim kök testleri sonucunda seriler kendi hallerinde
(düzey) durağan çıkmışlardır, daha sonra Engle-Granger eş bütünleşme testiyle de uzun
dönemli ilişki aranmış ve sonucunda da bütçe açığı ve cari açık arasında uzun dönemli ilişki
kabul edilmiştir. Nedenselliğin yönünü belirlemek amacıyla da, Granger nedensellik testi
uygulanmıştır, bunun sonucunda da iki yönlü nedensellik bulunmuştur, bu durumda hem cari
açık bütçe açığına neden olurken, hem de bütçe açığı cari açıkların artışına neden
olmaktadır şeklinde yorumlanmaktadır.
İkiz açıklar hipotezi, ampirik bulgular sonucu Türkiye’de bahsi geçen dönemde
geçerlidir. Bu durumda literatür kısmındaki teorik ilişkilerden Keynesyen yani geleneksel
görüş bu çalışmanın sonucuyla örtüşmektedir. Geleneksel yaklaşım bütçe açığı ve cari açık
arasında güçlü bir ilişkiden bahseder, ülkemizde sınanan periyotta bu ilişki geçerlidir. Ancak
ilişkinin kuvveti, daha başka yöntemlerle daha net bir şekilde sınanabilir.
Öte yandan, bu çalışmanın sonucuyla aynı sonuçları elde eden çoğunda da aynı
metotların kullanıldığı ampirik çalışmalar da mevcuttur. Bunlardan bazıları, Akbostancı ve
Tunç(2002), uzun dönemli bir ikiz açık hipotezi saptamış ve çift yönlü nedensellik sonucuna
ulaşmıştır. Yücel ve Ata (2002) tarafından Türkiye ‘de yapılan çalışmada ikiz açıklar hipotezi
geçerlidir ve uzun dönemli ilişki mevcuttur ancak nedenselliğin yönü bütçe açığından cari
açığa doğrudur. Utkulu (2003) Türkiye de 1950-2000 zaman aralığında aynı sonucu
bulmuştur. Ukrayna ekonomisini kapsayan çalışmasında Vyshnyak , ikiz açıklar hipotezini
incelerken çalışmasına reel döviz kurunu da eklemiştir, sonucunda da reel döviz kurundan
çift yönlü nedensellik ilişkisi bulmuştur.
Sonuç olarak, bu çalışma uzun dönemli bir ilişki bulsa da, literatürde bu sonuçların
netliğine ilişkin kesin ve ortak sonuçlar yoktur.
KAYNAKÇALAR
ANORUO, E ve RAMCHANDER, S (1998); “Current Account and Fiscal
Deficits: Evidence from developing Economies of Asia”, Journal of Asian
Economics, S.9, n.3, s.487-501.
AKBOSTANCI,E VE TUNÇ,G.I(2002). Turkish Twin Deficits:An Error
Correction Model of Trade Balance, Economic Research Center Working
Papers in Economics, 01/06.1-18
ALTINTAŞ H, SABAN S (2009) ‘’Türkiye’de İkiz Açık Sorunu Ve FeldsteinHorioka Hipotezi: ARDL Yaklaşımı Ve Nedensellik Araştırması (1974-2007)‘’
AKSU H, BAŞAR S, (2009)’’Türkiye’de İkiz Açıklar Hipotezi’nin Tahmini:
Bir Sınır Testi Yaklaşımı ‘’, Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İİBF İktisat
Bölümü
BİLGİLİ,F VE BİLGİLİ,E.(1998). Bütçe Açıgının Cari Islemler Üzerindeki
Etkileri: Teori ve Uygulama, Iktisat, Isletme ve Finans Dergisi,Y.13, S.146, 416.
ÇELİK S,DENİZ P,EKEN S,(2008), Eşbütünleşme Analizi İle Altı Gelişmekte
Olan Ülke İçin İkiz Açıklar Hipotezi, 2. Ulusal İktisat Kongresi / 20-22 Şubat
2008 / DEÜ İİBF İktisat Bölümü /
İzmir –Türkiye
DARRAT, ALİ F (1988). Have Large Budget Deficits Caused Rising Trade
Deficits?, Southern Economic Journal, Vol.54,No.4, 879-887.
DEWALD,WİLLİAM.G VE ULAN, MİCHAEL(1990). The Twin Deficit
Illusion,CatoJournal,Vol.9.,No:3,689-707,
Erişim Adresi:(http://www.cato.org/pubs/journal/cj9n3/cj9n3-9.pdf )
ERDİNÇ Z, (2008) ‘’İkiz Açıklar Hipotezinin Türkiye’de 1950-2005 Yılları
Arasında Eşbütünleşme Analizi Ve Granger Nedensellik Testi İle İncelenmesi,
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’’, Cilt/Vol.:8- Sayı/No: 1 : 209–
222 (2008)
FELDSTEIN, M. ve P. BACCHETTA; (1989), “National Savings and
International Investment”, NBER Working Paper, No:3164
GÖK B, (2006), İkili Açık Hipotezini ve Türkiye Uygulaması, Ege Üniversitesi
İktisat Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi
KAUFMANN S, SCHARLER J, ve WİNCKLER G.(1999). The Austrian
Current Account Deficit: Driven by Twin Deficits or by Intertemporal
Expenditure Allocation?, Emprical Economics, Vol.27, No:3,529-542
KARATAY P,(Mayıs 2008) ,İkiz Açıklar Hipotezi Ve Türkiye Uygulaması
(1990-2006), Yüksek Lisans Tezi, İktisat Ana Bilim Dalı
KESKİN,N. ,YILMAZ,T (2006). İkiz Açıklar Hipotezi: Koentegrasyon ve
Nedensellik Analizi Bağlamında Türkiye Örneği, Muğla Üniversitesi I.I.B.F.
Tartışma Tebliğleri No:III-2006/02,1-25
ONGUN, T.; (2002), “Türkiye‟ de Cari Açıklar ve Ekonomik Krizler”, Kriz ve
IMF Politikaları, Ed., Ö. F. ÇOLAK, Aklim Yayınevi, ss. 39-93.
ORHANGAZİ, Ö.; (2002), “Turkey: Bankrupcy of Neoliberal Policies and the
Possibility of Alternatives”, Reviev of Radical Political Economics, 34(3),
pp.335-341.
PEKER O, HOTUNLUOĞLU H (2009), Türkiye’de Cari Açığın Nedenlerinin
Ekonometrik Analiz, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi,
Cilt: 23, Sayı: 3, 2009
UTKULU, U (2003), Türkiye’de Bütçe Açıkları ve Dıs Ticaret Açıkları
Gerçekten Ikiz mi? Koentegrasyon ve Nedensellik Bulguları, Dokuz Eylül
Üniversitesi, IIBF Dergisi. C.18,S.1,47
ŞEN E (2007), İKİZ AÇIKLAR İLİŞKİSİ (TÜRKİYE ANALİZİ: 1983-2005
DÖNEMİ), Yüksek Lisans Tezi, İktisat Ana Bilim Dalı Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Kocaeli Üniversitesi
TARI, R.(2005) Ekonometri. Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 3. Baskı.
Avcı Ofset. İstanbul
VAMVOUKAS, G. A.(1999) ‘’ The Twin Deficits Phonemon: Evidence From
Greece ‘’. Applied Economics. Vol. 31
VYSHNYAK, O. (2000) ‘’ Twin Deficit Hypothesis: The Case Of Ukraine
‘’National
University.‘’Kyiv-Mohyla
Academy’’
2000.
Erişim:http://eerc.org/research/matheses/2000/Vyshnyak_Olga/body.pdf
YANIK Y,(December 2006)The Twin Deficits Hypothesis:An Empırical
Investıgation, A Thesıs Submitted To The Graduate School Of Socıal Sciences
Of Mıddle East Technical University
YÜCEL F, ATA Y A, (2003) Eş-Bütünleşme ve Nedensellik Testleri Altında İkiz
Açıklar Hipotezi: Türkiye Uygulaması, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
cilt:12 Sayı:12
ZENGİN A, (2000) ,İkiz Açıklar Hipotezi (Türkiye Uygulaması), Ekonomik
Yaklaşım, Gazi Üniversitesi, C.2.S.35.
VERİ ERİŞİM ADRESLERİ
T.C Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü
i)Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya İlişkin İnternet Erişim Adresi (GSYH)
Ekonomik Göstergeler (1950-2011)
http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849
816B2EFB856E08843ECBADB
ii) Bütçe Açığına İlişkin Veriler
1) http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFA79D
6F5E6C1B43FF6CB60B44B4D43F98
2) http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6
AA849816B2EF270AD3B9EFAB8C39
Not: 2005 yılına kadar konsolide bütçe verileri, yukarıdaki 1.linkte yer alan Cumhuriyetten
Günümüze Konsolide Bütçe verilerinde alınmıştır, 2005 yılı sonrası ise 2.linkte yer alan
Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi (Dönüşüm Tablosu 2000-2011) ‘den derlenmiştir.
iii) Deflatör Verilerine İlişkin Kaynak ve İnternet Adresi
Türkiye İstatistik Kurumu’nca yayımlanan 1923-2009 İstatistiki Göstergeler Raporundan
Alınmıştır.
http://www.tuik.gov.tr/yillik/Ist_gostergeler.pdf

Benzer belgeler

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 16, Sayı 2

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 16, Sayı 2 krizin tetiklediği Euro Bölgesi borç krizi, Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya başta olmak üzere Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin geniş çaplı ve gittikçe büyüyen bütçe ve cari işlem açıkları i...

Detaylı