UNESCO TÜRKİYE MİLLî KOMİSYONU BAŞKANLIĞI`NA ANKARA
Transkript
UNESCO TÜRKİYE MİLLî KOMİSYONU BAŞKANLIĞI`NA ANKARA
UNESCO TÜRKİYE MİLLî KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA ANKARA Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi UNESCO Sözleşmesi’nin kabul edilmesinin beşinci yıldönümü münasebetiyle, uluslararası kapasite geliştirme programı olan “U40-Kültürel Çeşitlilik 2030” bağlamında, 21-24 Ekim 2010 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “U40-Üyeleri Uluslar arası Forumu 2009-2011” toplantısının raporudur. Toplantıda UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Başkan Vekili ve Kültürel İfadelerin Çeşitliliği (KİFAÇ) İhtisas Komitesi Yürütücü Prof. Dr. Öcal Oğuz ve Komite Üyesi Yeliz Özay tarafından temsil edilmiş, Öcal Oğuz açılış oturumuna katılmış, Yeliz Özay ise toplantının tamamını izleyerek bu raporu hazırlamıştır. Toplantının birinci günü, “Uluslararası Kültür Politikası için Manga Karta” üst başlığı altındaki konuşmaları ve değerlendirmeleri içermektedir. Açış konuşmalarını, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhan Ada, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkan Vekili Prof. Dr. Öcal Oğuz, UNESCO Almanya Komisyonu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Christoph Wulf, Kültürel Çeşitlilik Koalisyonu Uluslar arası Federasyonu adına Charles Vallerand yaptılar. Prof. Dr. Öcal Oğuz, Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi’nin Türkiye’de kabul edilme açısından hangi süreçte olduğunu açıklayan bir konuşma yaptı ve bu toplantının önemini vurguladı. Prof. Dr. Christoph Wulf, konuşmasında kültürel çeşitlilikle ilişkili olarak sürdürülebilir kalkınma ve küreselleşme konularına değindi ve bu toplantının Türkiye için de bakış açıları sağlamasını dilediğini belirtti. Charles Vallerd ise Sözleşme’nin asıl odağını oluşturduğunu belirttiği demokrasi, insan hakları ve başkalarını keşfetme kavramlarının önemine değindi. Açış konuşmalarından sonra U40 (yaş olarak 40’ların altı) kapsamında “Kültürel Çeşitlilik 2030’a Öneriler” başlığı altında üç farklı ülkenin deneyimleri sunuldu. Bu çalışmalardan önce UNESCO Almanya Komisyonu U40-Programı Koordinatör’ü Anna Steinkamp söz aldı. Steinkamp, U40 programındaki amaçlarını kısaca açıkladı. Bu amaçlardan asıl öne çıkanların küresel sorunlara karşı disiplinler arası işbirliği yapmak, Sözleşme’nin hedeflerine ilişkin derinlemesine bilgi oluşturmak ve kültürel çeşitliliği teşvik etmek olduğunu belirtti. Steinkamp, ayrıca U40-Programının 2007’de uyguladığı pilot proje, 2008-2010 yılları arasındaki çalışmalar ve 2009’da Paris’te düzenlenen “U40 Dünya Forumu” hakkında bilgi verdi. Ardından, 2007 yılından beri U40 üyesi olan İspanya Katalonya’dan Jordi Balta deneyimlerini aktarmak için söz aldı ve çalışmaların bölgesel ve yerel boyutlarda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Avrupa bağlamında konuyla ilgili sorunların ve ilişkili noktaların tanımlanmasının, yerel bağlamda ise Sözleşme’nin sunduğu fırsatlardan yararlanmanın ve toplum içinde farkındalığı artırmanın önemine değindi. U40-Programı çerçevesinde Latin Amerika ve Karayipler’in değerlendirmesini 2009 yılından beri programın üyesi olan Venezuela’dan Claudia Tommasino Suarez yaptı. Bölgede farklı ekonomik, kültürel ve etnik alt yapıların olduğuna dikkat çeken konuşmacı, U40Programında 2009’dan beri öne çıkan ülkelerin Brezilya, Kolombiya ve Meksika olduğunu belirtti. 2009 ve 2010’da Latin Amerika ülkelerinde Sözleşme’ye aktif katılımı sağlamak için farkındalığı artıracak çeşitli etkinliklerin yapıldığına, konferansların düzenlendiğine, çocuklar için filmlerin yapıldığına, Sözleşme’ye ilişkin makalelerin yayınlandığına değindi. Konuşmacı ayrıca U40 üyesi olarak yeni teknolojiyle ve birlikte çalışmanın, yeni fikirler ve çözümlerin entegre edilmesinin ve uzmanların görüşlerinden yararlanmanın önemini tecrübe ettiklerini de ekledi. 2009 yılından beri U40 üyesi olan Aimee Fullman ise toplantıya Amerika Birleşik Devletleri’nden katıldı ve Sözleşme’ye taraf olmayan bir ülkenin üyesi olarak deneyimlerini aktardı. Fullman, Amerika’da bir grup öğrenciye uyguladıkları Sözleşme’nin 20. maddesi, kültürel çeşitlilik ve kültür politikalarına ilişkin bir eğitim projesinin süreçlerini aktardı ve sonucunu değerlendirdi. İkinci oturumda “Politikadan Uygulamaya, Uygulamadan Politikaya Kültürel Çeşitlilik Sözleşmesi” başlığı altında ilk sözü UNESCO Almanya Komisyonu’ndan Christine M. Merkel aldı. Merkel, Sözleşme’nin uluslararası gündeminden söz ettiği konuşmasında öncelikle bu toplantıda iki Komisyonun işbirliği içinde olmasından duyduğu mutluluğu belirtti. Sözleşme’ye taraf olan ülkelerin git gide büyüyen bir iletişim ağı içinde olduğunu belirten Merkel, içinde yaşadığımız dünyanın çeşitliliğini görmemiz gerektiğine, kültür ve ticaret alanlarında yeni dengelere ihtiyacımız olduğuna dikkat çekti. 2009’da Paris’te yapılan toplantıya da değinen konuşmacı, Sözleşme’nin ruhu ve zamanının uygunluğu açısından akademi ve kurumlarla çoklu çalışmanın önemini vurguladı. Merkel, 5 yıl önce Sözleşme’yle ilgili ciddi kaygıları olan ülkelerin detaylı bilgi sahibi olup uygulamaları gördükten sonra Sözleşme’ye taraf olduklarını belirtti. Merkel, ayrıca Aralık 2010’a ilişkin Komite’nin görevlerine de değinerek projelerin uluslararası fondan ödeneceğini, özellikle 9. ve 19. maddeler konusunda bilgi alışverişi yapılacağını, bilgilendirmelerin sürdürüleceğini ve kültür toplumu için sürdürülebilir kalkınmanın öneminin vurgulanacağını belirtti. Bir sonraki konuşmada Charles Vallerand, sivil toplum hareketinin Sözleşme’nin uygulanabilmesi için önemine değindi. Son olarak Doç. Dr. Serhan Ada, kültür politikaları, kültürel çeşitlilik ve uluslar arası çalışmaların önemini vurgulayan ve Türkiye’de kültürel çeşitliliğe dair söylem ve uygulamalardan söz ettiği konuşmasını yaptı. Toplantının ikinci günü “UNESCO Kültürel İfadelerin Çeşitliliği Sözleşmesi’nin Görünürlüğü” üst başlığına sahipti. Bu başlık altında ilk olarak “bölgesel ve bölgelerarası öğrenme”ye yer verildi. Afrika, Avrupa, Avrupa-Akdeniz, Arap, Amerika ve Asya bölgelerinden deneyimler aktarıldı. Asya-Avrupa Kıtası Kuruluşu’ndan (ASEF) Anupama Sekhar ve UNESCO Alman Komisyonu’ndan Anna Steinkamp; UNESCO Alman Komisyonu, ASEF ve U40 ağının yayını olan “Kültürel Çeşitliliğin Haritası: Dünyadan En İyi Örnekler”in amacı ve işlevlerine ilişkin görüşlerini sundular. Yayın, Sözleşme’ye ilişkin genç uzmanların yaratıcı ve sürdürülebilir projelerini içeriyor. Kültürün sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunma rolünü ortaya çıkaran ve Sözleşme’nin amaçlarına hizmet eden uygulama ve politikaları içeren projeler karşılaştırmalı bakış açılarına sunuluyor. Kültürel Çeşitlilik Kanada Koalisyonu’ndan Amelie Vaillancourt, Mayıs 2010’da Montreal’da düzenlenen “U40-Amerika Toplantısı”nda Sözleşme’nin etkin olarak uygulanabilmesi için üç temel konuya odaklanıldığına değindi: kültürü sürdürülebilir kalkınmaya entegre etmek, diğer toplantılarda da Sözleşme’nin ilke ve amaçlarının tanıtımını yapmak, dijital alana da kültür politikası modellerini adapte etmek. Katalan U40-grubundan Laura Gomez Bustos ve Marti Petit, “Anna Lindh Forumu 2010’daki U40-Semineri” hakkında izlenimlerini aktardılar. Konuşmacılar, Kültürel İfadelerin Çeşitliliği Sözleşmesi’nin Avrupa-Akdeniz bölgesindeki sorunları üzerine yoğunlaşan tartışmalarda, Akdeniz bölgesinden kültür çalışanlarının Avrupa’nın kültürel geleceğine Avrupa-Akdeniz perspektifinden yaklaştıklarını belirttiler. Katılımcıların ayrıca Avrupa imajı geliştirme konusunda sembollerin önemine, Avrupa-Akdeniz kültür ilişkilerinde sınırların rolüne ve kriz döneminde ekonomiye katkı açısından alternatif olarak kültürün işlevine vurgu yaptıklarını eklediler. Bir sonraki oturumda, Hükümetlerarası Komite tarafından Aralık 2009’da karalaştırılan “Sözleşme’nin görünürlüğünü geliştirme ve onaylamaları (ratifikasyon) teşvik etme stratejileri” başlığı altında katılımcılar, gruplara ayrılarak strateji oluşturma çalışması yaptılar. Her grup kendi içinde yaptığı tartışma ve bilgi alışverişinden sonra strateji önerilerini açıkladı. Bu öneriler şu başlıkları içerdi: 1. Amblem oluşturmak, 2. İnsan Hakları vurgusunu artırmak, 3. Uluslararası işbirliğini güçlendirmek, 4. Kültür endüstrisini güçlendirmek için yerel ve ulusal politikalar oluşturmak, 5. Ülkelerin kendi topraklarında Sözleşme’yi benimseyişlerinde egemen güç olmaları, 6. Medyanın çeşitli alanlarında yayılma, 7. Sözcülerin olması, ulusal komitelerin bu rolü üstlenmesi, 8. Kamusal ve özel finansmanların olması, 9. Sözleşme adına iletişim stratejileri geliştirmek, 10. Politika üreten, karar sahibi olan liderleri bilgilendirmek ve harekete geçirmek, 11. Bölgesel ve uluslar arası alanda bilgi aktarımı ve alışverişini güçlendirmek, 12. Sivil toplum örgütleri ile seminerler, atölye çalışmaları ve forumlar düzenlemek, 13. Genç insanlarda farkındalığı artırmak için eğitim kurumlarında sunumlar yapmak. Toplantının üçüncü gününde “Kültürel İfadelerin Çeşitliliği UNESCO Sözleşmesi’nin Yürürlüğe Girmesi” başlığı altında Sözleşme’nin 9. ve 19. maddeleri yani bilgi akışı ve bilgi alışverişi konuları tartışıldı. Christine M. Merkel, konuşmasında dünya kültürlerinin ve yaratım biçimlerinin küreselleşme ve dijital bilgiden etkilendiğine değinip yeni bölgesel ve uluslararası iletişim ağlarının oluşmaya başladığını belirtti. Yeni bir yasal sistem olarak da 2005 Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi UNESCO Sözleşmesi’nin 9. ve 19. maddelerinin önerdiği ağa değindi. Merkel, Kültürel Çeşitlilik Sözleşmesi’ne ilişkin bilgi aktarımı ve paylaşımını sağlayan çalışmaları özetledikten sonra özellikle uluslararası bilgilerin toplandığı ve paylaşıldığı organizasyonların dışarıda neler olduğunu öğrenmek böylece kendi ülkemizde de neyin olup olmadığını karşılaştırmalı değerlendirmek açısından önemini vurguladı. Avrupa Kültür Vakfı’ndan Tsveta Andreeva ise konuşmasında “bilgiyi biriktirme”, “bilgiyi geliştirme” ve “bilgiyi paylaşma” olmak üzere üç temel yaklaşımın önemine değindi. Konuşmacı bilgi biriktirmede, bilginin toplanması ve veritabanlarının oluşturulması, uygulamaların biraraya getirilmesi ve uzman görüşünü devreye sokmanın gerekliliğine; bilgi geliştirmede ise, özellikle eğitimde kapasite geliştirilmesine, uzmanların iletişim ağına ve araştırmalara gerek duyulduğuna; bilgi paylaşımında ise farkındalık artırma ve fikrin savunucusu olma, bilgi yayılımı ve internet üzerinden bilgi alışverişine katılımı sağlamanın gerekliliğine değindi. Toplantının bir sonraki bölümünde “U40’nin tanımlanması” konusu tartışmaya açıldı. Katılımcılar U40’nin bilgi biriktirmek, kapasite geliştirmek ve paylaşımı sağlamak için çevrimdışı bir platformunun olduğunu; ancak bilgi paylaşımı için çevrimiçi araçların geliştirilmesine de ihtiyaç duyulduğu görüşünü paylaştılar. Bunun yanında, görünürlüğü artırmak ve bilgi paylaşımını üçlendirmek için ilgili internet sitesinin kültür politikaları ve çeşitlilikle ilgili diğer iletişim ağlarına da bağlanmasını önerdiler. Toplantının son günü, UNESCO Almanya Komisyonu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Christoph Wulf’un “Kültürlerarası Eğitim Olarak Eğitim: Bir Küresel Sorun” başlıklı konuşmasıyla başladı. Prof. Wulf, konuşmasında insanlığın kendine benzemeyeni kabul etmekte zorlanabildiğine hatta bundan rahatsızlık bile duyabildiğine işaret ettikten sonra kültüre bakışta genellemelerden yola çıkılamayacağına, her olay ve durum için ayrı ayrı çözümler düşünülmesi gerektiğine değindi. Özellikle eğitimde hâlâ 19. yüzyıldan kalan ulusçuluk anlayışının yer aldığını belirten konuşmacı, bu anlayışa daha eleştirel yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Bir sonraki konuşmada U40-Brezilya grubu, “Brezilya Öğrenim Süreci” başlığı altında kendi bölgelerinde programa ilişkin planladıkları etkinlikleri paylaştılar ve Kasım 2011’de düzenleyecekleri konferans hakkında bilgi verdiler. Bunun yanında Mayıs 2011’de Meksika’da düzenlenecek olan “Amerikan Ülkeleri Kültürel Çeşitlilik Toplantısı”nın da duyurusu yapıldı ve içeriği ile katılımcılar hakkında bilgi verildi. Toplantının bir sonraki bölümünde “İletişim Ağı Etkin: Buradan Nereye Gidiyoruz?” başlığı altında üyeler “en iyi uygulamalar”, “bilgi akışı ve paylaşımı”, “Sözleşme’nin görünürlüğü” ve “özel konulara özel dikkat göstermeye” ilişkin görüşlerini, bu bölüme kadar yapılan tartışmaları özetler biçimde sundular. Toplantının kapanış konuşmacıları olarak söz alan Charles Vallerand, Prof. Dr. Christoph Wulf ve Dr. Serhan Ada “barışın korunması”, “sürdürülebilir kalkınma” ve “insan hakları”na vurgu yaptılar. 31 Ekim 2010 Yeliz ÖZAY UTMK KİFAÇ Komitesi Üyesi