yeni nesil sanayi bölgeleri - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Transkript

yeni nesil sanayi bölgeleri - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
K A L K I N M A D A
VERİMLİLİK
T. C . B İ L İ M , S A N A Y İ V E T E K N O L O J İ B A K A N L I Ğ I
Yeni Nesil Sanayiler, Güney Kore Yeşil Büyüme Girişimi ve
Eko-Endüstriyel Park Uygulamaları s. 4
Organize Sanayi Bölgelerinde
Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları s. 12
Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarının Sonuç Odaklı
İzlenmesi ve Değerlendirilmesi s. 16
Teknoloji, Kadın ve Verimlilik s. 29
E Y L Ü L 2 01 5 , Y ı l 27 , S a y ı 3 21
YENİ NESİL SANAYİ
BÖLGELERİ
EMEK - ANKARA - PP - 2
EYLÜL 2015
K A L K I N M A D A
VERİMLİLİK
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN
AYLIK YAYIN ORGANIDIR
EYLÜL 2015 YIL: 27 SAYI: 321
Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.
ISSN: 1300-2414
Yayın Türü: Yerel Süreli
Türkçe - İngilizce
SAHİBİ
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA
GENEL MÜDÜR
Anıl YILMAZ
GENEL KOORDİNATÖR
Dilek BİRBİL
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Cangül TOSUN
YAZI KURULU
Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA
İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU
Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU
WEB SİTESİ SORUMLUSU
Aytunç AYHAN
FOTOĞRAFLAR
Hakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM
DAĞITIM SORUMLUSU
Mehtap EMRE
(312) 467 55 90 / 331
[email protected]
Anahtar dergisinin PDF dosyalarını her ay
düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini
istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp
[email protected] adresine boş bir e-posta
atabilirsiniz.
Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler
yazarlarına aittir.
Bakanlığımız koordinatörlüğünde hazırlanan Türkiye Sanayi Strateji Belgesi
(2015-2018), Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2015-2018) ile 10. Kalkınma Planı
Öncelikli Dönüşüm Eylem Planları gibi üst ölçekli plan ve programlarda Organize
Sanayi Bölgeleri’nin yeni nesil ve sürdürülebilir üretime yönelik yapısal
dönüşümünün sağlanması, teknik ve teknolojik altyapısının yenilenmesi ve kapasite
artırımı konularında eylemler yer almıştır.
Organize Sanayi Bölgelerini altyapısal hizmetler sunmanın ötesine taşıyan yeni bir
bakış açısıyla, çevreye zarar vermeyen, enerjisini kendi üreten, bünyesinde
orta- yüksek ve yüksek teknoloji yatırımların yapıldığı ve lojistik merkez, serbest
bölge, teknopark, uydu kent ile bütünleşik, yeni nesil sanayi ve teknoloji bölgelerine
dönüştürme yaklaşımı ülkemizde de benimsenmeye başlanmıştır. Bu kapsamda
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Dünya Bankası işbirliğinde yeni bir proje
üzerinde çalışma başlattık. Yakın zamanda sonuçlarını almayı planladığımız
Eko-Endüstriyel Parklar/Yeşil Bölgeler projesinin bu alana ilişkin gelecek yıllardaki
uygulamalara yön verecek bir yol haritası oluşturması amaçlanmaktadır.
Sanayi bölgelerinin bu dönüşümünü derinlemesine incelemek amacıyla 'Yeni Nesil
Sanayi Bölgeleri' başlığıyla sizlere sunduğumuz Anahtar dergimizin Eylül sayısında
ülkemizde ve uluslararası alanda son gelişmelere yer vermeye çalıştık.
Eko-Endüstriyel Park Uygulamaları, OSB’lerde Coğrafi Bilgi Sistemleri, OSB
politikalarının değerlendirilmesi ve OSB’lerde devlet destekleri üzerine kapsamlı
makalelerin yer aldığı bu sayıya katkılarından ötürü Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü
Yaşar ÖZTÜRK ve Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünün tüm yönetici ve uzmanlarına
teşekkürlerimizi sunarız.
Anıl YILMAZ
Genel Müdür
YÖNETİM YERİ
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No:5
Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)
Faks: (312) 427 30 22
Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected]
İnternet: http://vgm.sanayi.gov.tr
http://anahtar.sanayi.gov.tr
GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA
www.chesscreative.com
BASKI
KORZA YAYINCILIK
BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
Büyük Sanayi 1. Cad. 95/1 İskitler - ANKARA
Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27
BASILDIĞI TARİH
Anahtar dergisinin EYLÜL 2015 sayısı
04.09.2015 tarihinde basılmıştır.
01
EYLÜL 2015
İÇİNDEKİLER
04
04
Yeni Nesil Sanayiler, Güney Kore Yeşil
Büyüme Girişimi ve Eko-Endüstriyel
Park Uygulamaları
Gözde BOSNALI-Murat EVREN
12
Organize Sanayi Bölgelerinde
Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları
Onur KOLUAÇIK
16
Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarının
Sonuç Odaklı İzlenmesi ve
Değerlendirilmesi / Mahmut AÇIKGÖZ
24
Organize Sanayi Bölgelerine Uygulanan
Devlet Teşviklerinin Gayri Safi Yurtiçi
Hasılanın Artırılmasındaki Rolü
Selim ERDOĞAN
29
Teknoloji, Kadın ve Verimlilik
Nazmiye DEMİR
34
2012 Yılı Bölgesel Verimlilik İstatistikleri
Yayınlandı
Özlem KIRICI-Muhammet Emin DALOĞLU
43
Projeler
46
2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Stericool
110-160 Model Düşük Isı Plazma
Sterilizasyon Cihazlarının
Uluslararası Rekabetinin Sağlanması İçin
Sterilizasyon Verimliliğinin Artırılması
Projesi
47
2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Yeni Nesil
İzolasyonlu Duvar Sistemleri Projesi
16
24
02
EYLÜL 2015
47
2015 Verimlilik Proje Ödülleri: % 90 Yerli
Katkı İle İnce Film Kaplama Sistemi Üretimi
Projesi
48
2015 Verimlilik Proje Ödülleri:Multi
Fonksiyonlu, Tek Gövdeli Baskı Laminasyon
Makinesi Geliştirilmesi Projesi
49
2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Su Altı
Gözlem Aracı (SAGA) Projesi
50
54
58
60
62
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
29
Temiz Üretim (Eko-Verimlilik)
Haber
New Generation Industrial Zones
Sanayi Göstergeleri
Industry Indicators
63
Bilim ve Teknoloji Göstergeleri
Science and Technology Indicators
64
Ulusal ve Uluslararası Verimlilik
İstatistikleri / National and
International Productivity Statistics
34
Ulusal Verimlilik İstatistikleri
National Productivity Statistics
54
03
EYLÜL 2015
MAKALE
YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE
EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI
Gözde BOSNALI / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Murat EVREN / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Bu makale, Dünya Bankası ile Güney Kore
Cumhuriyeti iş birliğinde yürütülen “Yeşil
Büyüme Ortaklık Programı-TürkiyeG. Kore arasında Eko-Endüstriyel Park
Geliştirme Bilgi Değişimi Projesi”
kapsamında, 26-29 Mayıs 2015 tarihleri
arasında Güney Kore'nin Seul, Ulsan ve
Busan şehirlerinde Dünya Bankası
yetkilileri ile Bakanlığımız yönetici ve
uzmanlarından oluşan bir heyet tarafından
eko-endüstriyel parklar teması
çerçevesinde gerçekleştirilen teknik
ziyaret ve toplantılar sonucu elde edilen
gözlemler üzerine hazırlanmıştır.
Makalede, Güney Kore’deki Yeşil Büyüme
hareketinin gelişimi değerlendirilmekte ve
bu hareketin önemli bir parçası olan
eko-endüstriyel parklar ve endüstriyel
Simbiyoz uygulamalarından örnekler
aktarılmaktadır.
Güney Kore’de Yeşil Büyüme
Hareketinin Gelişimi
Son 30 yılda dünyanın en hızlı büyüyen ve
gelişen ekonomileri arasında yer alan
Güney Kore, dünyanın en büyük 15’inci,
Asya’nın ise en büyük dördüncü
ekonomisidir. Yüksek teknolojili
sanayileşmeye dayalı bir ekonomiye sahip
olan ülkede kişi başı milli gelir 35.000
Doların üstündedir.
Bu kalkınma ivmesinin bir sonucu olarak,
ülkedeki sera gazı salımlarında son
yıllarda kaydedilen artış oranı, toplam
salım olarak Çin ve ABD ile
kıyaslandığında fazla olmasa da (2006’da
04
129,6 milyon ton) oldukça yüksektir.
2010 yılında dünyanın 10'uncu en büyük
enerji tüketicisi olan ve ekonomisi % 97
oranında ithal petrol ve kömüre bağımlı
olan Güney Kore’de, 2011 yılında kullanılan
enerjinin % 84’ünün kömür ve petrolden,
% 14’ünün nükleerden ve sadece % 2’sinin
yenilenebilir kaynaklardan elde edildiği
görülmektedir.i
Söz konusu gelişmeler ışığında Güney
Kore’de enerji bağımsızlığını elde etmek ve
iklim değişikliği konusunda sorumluluk
almak üzere çeşitli çalışmalar
yürütülmeye başlanmıştır. Esasında, Güney
Kore için Yeşil Büyüme Girişimi bir
seçenekten ziyade, ülkenin sürdürülebilir
ekonomik büyüme vizyonuna ulaşma
yolunda vazgeçilmez bir yol olarak
belirmiştir.
Bu yöndeki çalışmalar arasında 1995
yılında kabul edilen “Çevre-Dostu Sanayi
Yapısına Geçiş Yasası”, ülkede temiz
üretim teknolojilerine geçiş ve
yaygınlaştırma anlamında atılan ilk
adımlardan biridir. Güney Kore
Cumhuriyeti’nin 60. yıldönümü olan 2008
yılının Ağustos ayında, Seul’un Belediye
Başkanlığı döneminde şehirdeki Han
EYLÜL 2015
Irmağını temizletmesiyle ünlenen Güney
Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-Bak
tarafından ilan edilen “Yeşil Büyüme
Ulusal Vizyonu” uluslararası kamuoyuyla
paylaşılmıştır. Bu vizyonun temelinde,
“geleceğin temiz enerji ve temiz
teknolojilerde olduğu, tüm dünyada
“düşük karbon ekonomisine” geçişin
kaçınılmaz olduğu ve bu geçişte de Güney
Kore’nin öncülük yaparak henüz yeni
şekillenmekte olan bu “Yeşil Pazar”dan en
büyük payı almasının ve bu şekilde de
ülkede milyonlarca yeni iş olanağı
yaratılmasının ülke çıkarları için izlenecek
en uygun yol olduğu” görüşü yatmaktadır.ii
Söz konusu girişimle, Güney Kore
ekonomisinin enerji ve doğal kaynakların
en verimli şekilde kullanıldığı
sürdürülebilir bir ekonomiye
dönüştürülmesi hedeflenmektedir. Bunun
yanında, ekonomik büyüme çok önemli
olmakla birlikte, G. Kore halkının refahı
için tek unsur olarak görülmemekte,
sağlık koşulları ve çevresel kalite gibi
halkın yaşam kalitesini etkileyen
unsurlara da gelir ve refah gibi maddi
koşullar kadar önem atfedilmektedir.
2010 yılı Ocak ayında yürürlüğe giren
“Düşük Karbon ve Yeşil Büyüme Çerçeve
Yasası” ile hükümet tarafından Yeşil
Büyüme Girişimi’nin yasal çerçevesi ortaya
konmuş, özel sektörün de katılımıyla
bakanlıklar arası en yüksek kurum olarak
kurulan “Cumhurbaşkanlığı Yeşil Büyüme
Komitesi” ile yeşil büyüme girişimlerini
sistematik olarak hayata geçirecek
yönetişim yapısı oluşturulmuş ve ardından
bu girişimleri destekleyecek mali
politikalar ve bütçe kaynakları
belirlenmiştir. Bu yasa ile Güney Kore
ekonomisinin gelecek 40 yıl süresince yeşil
olarak büyümesi hedeflenmekte ve Güney
Kore’nin gayri safi milli hâsılasının (GDP)
yüzde ikisi bu amaç doğrultusunda
kullanılmak üzere ayrılmaktadır.
Söz konusu yasa, “Ulusal Yeşil Büyüme
Stratejisi’ne (2009-2050)” dayandırılmış
ve beş yıllık planlar halinde uygulanması
kararlaştırılmıştır. Kore Hükümeti
tarafından, Yeşil Büyüme ulusal vizyonunu
daha etkin uygulamak için “Yeşil Büyüme
İçin Beş Yıllık Plan” (2009-2013)
yürürlüğe konmuştur. Söz konusu plan,
çeşitli toplum örgütleri, sanayi ve sivil
toplum arasındaki ortak çabalar sonucu
oluşturulmuştur. Güney Kore’nin bu yasa
çerçevesinde düşük karbon ekonomisine
geçişi sağlamak için ayırdığı ilk beş
senelik bütçe yaklaşık 92 milyar Dolardır.
Bu rakam, Birleşmiş Milletler Çevre
Örgütü’nün ülkelere önerdiği bütçenin
neredeyse iki katı kadardır. Ulusal Yeşil
Büyüme Stratejisi ile 2020 yılına kadar
toplam sera gazı salımlarının % 30
oranında azaltılması hedeflenmektedir.
G. Kore Düşük Karbon ve Yeşil Büyüme
Girişimi’nin uygulamaya konulduğu
kurumsal çerçeveyi gösteren yapılanma
Şekil 1’de sunulmuştur:
DÜŞÜK KARBON, YEŞİL BÜYÜME ÇERÇEVE YASASI
CUMHURBAŞKANI
YEŞİL BÜYÜME KIDEMLİ BAKANI
CUMHURBAŞKANLIĞI YEŞİL BÜYÜME KOMİTESİ
PLANLAMA, KOORDİNASYON, DEĞERLENDİRME
ULUSAL
YEŞİL
BÜYÜME
STRATEJİSİ
YEREL
HÜKÜMET
Ortalık
YEŞİL
BÜYÜME
BEŞ YILLIK
PLANI
MERKEZİ
HÜKÜMET
YILLIK
EYLEM
PLANI
Ortalık
ÖZEL
SEKTÖR
Şekil 1. G. Kore Yeşil Büyüme Girişimi Kurumsal Çerçevesi iii
05
EYLÜL 2015
MAKALE
YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE
EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI
Güney Kore Beş Yıllık Yeşil Büyüme
Planı’nın İçeriği iv
Beş Yıllık Yeşil Büyüme Planı (5YGGP/Five
Year Plan For Green Growth) bünyesinde
somutlaştırılmış olan Kore Yeşil Büyüme
stratejisi üç temel amaç üzerinde
odaklanmaktadır:
1. Enerji güvencesine sahip, düşük
karbonlu topluma doğru dönüşüm.
2. Ekonomik büyüme için ihtiyaç duyulan
yeni ve “yeşil lokomotifler”in inşası.
3. Gelişmiş yaşam kalitesinde uluslararası
liderlik.
Bir sonraki aşamada bu temel amaçlar,
Güney Kore ekonomisini yeni ve daha
sürdürülebilir bir yöne sürüklemek için
tasarlanmış, hükümet eylemlerinin
detaylandırılmış bir modeli olan ve “Yeşil
Büyüme Ajandası” (GG Agenda) olarak
adlandırılan 10 hedefe dönüştürülmüştür:
1. Düşük karbon tüketimine sahip bir
toplumun inşası: Ulusal sera gazı izleme
sisteminin kurulması ve düşük karbonlu
“Azaltım, Geri dönüşüm ve Geri kullanım”
politikasının (3-Rs/Reduce-RecycleReuse) teşviki.
2. Enerji güvencesinin geliştirilmesi:
2050’ye kadar % 100 enerji bağımsızlığının
elde edilmesi.
3. İklim değişikliğiyle mücadele için alınan
uyarlanabilir önlemlerin güçlendirilmesi:
Gıda ve su güvenliğinin iyileştirilmesi.
4. Yeşil teknolojilerin geliştirilmesi:
2020’de yeşil teknolojinin toplam
Ar-Ge’deki payını % 25’e ulaştırmak için
yeşil teknolojinin (özellikle LED'ler,
elektrikli taşıtlar, yenilenebilir enerjiler
gibi çekirdek yeşil teknolojilerin)
Ar-Ge’sine yatırımlar yapılması.
5. Yeşil sanayilerin teşviki: 2020’ye kadar
yeşil ihracatın ikiye katlanarak % 20
seviyesine ulaştırılması için yeşil
06
kümelenmelerin oluşturulması ve yeni
yeşil ihracat platformlarının kurulması.
6. Yeşil teknoloji ile Akıllı teknolojinin
kaynaştırılması: akıllı şebekelerin (smart
grid) geliştirilmesi.
7. Yeşil ekonomi desteğinin oluşturulması:
Yeşil finans ve karbon pazarı.
8. Yeşil şehirler: Yeşil ulaşım, yeşil binalar,
hızlı tren ve bunlarla birlikte yeşil arazi
yönetimi.
9. Yeşil tüketimin ve yaşam tarzının teşviki:
Eko-etiketleme ve karbon sertifikasyonu.
10. Küresel liderlik için yeni fırsat
arayışları: Küresel ve bölgesel yeşil
iş birliğinin geliştirilip güçlendirilmesi ve
Kore’nin dünya çapında bir “yeşil merkez”e
dönüştürülmesi.
Bahsi geçen iddialı hedeflere ulaşılması
yolunda Güney Kore’nin ihtiyaç duyduğu
adım, birtakım geniş kapsamlı politika
araçlarının oluşturulması ve bunların etkin
olarak kullanılması olmuştur. Kamu ve
eğitim kampanyalarının yanı sıra, yeşil
büyümeye doğru evrimi gerçekleştirmek
için tasarlanmış temel araçlar şunları
içermektedir:
• Altyapı alanında kamu yatırımları - toplu
taşıma sistemlerine, su kalitesinin
iyileştirilmesine, Jeju Adası'nda akıllı
şebeke kurulması için bir pilot proje
fonlamasına yapılan yatırımlar gibi.
• Kamu alımları - çevre dostu ürün ve
hizmetlerin kamu kurumlarında
kullanılmasını zorunlu kılan kamu alım
programları.
• Enerji ve düşük karbon teknolojisi
alanlarında kamu Ar-Ge’si – yeni ve
yenilenebilir enerji teknolojisi alanında
(güneş pilleri, rüzgâr enerjisi, biyoenerji
vb. kapsayan) Ar-Ge giderlerinin yönetimi
amacıyla yeni bir devlet kurumunun
(KETEP/Kore Enerji Teknolojisi
Değerlendirme ve Planlama) kurulması.
• Yönetmelikler ve teşvikler – hem tarife
garantisi hem de yenilenebilir portföy
standartları aracılığıyla, sektör spesifik
karbon emisyonu azaltım hedefleri,
taşıtlar için daha katı sera gazı emisyon
standartları, sıkı kirlilik kontrolleri ve
çevre dostu vergi reformu.
• Pazar düzeltme önlemleri (ekonomideki
dışsallıkları içselleştirmek için) - çevre ve
çevre kirliliği vergilerinin düzenlenmesi ve
taslak halindeki emisyon ticareti programı
gibi.
Makalenin takip eden bölümünde,
G. Kore’de eko-endüstriyel parkların
teşviki ve organizasyonundan sorumlu
Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX)
hakkında bilgiler sunulmuş ve
eko-endüstriyel park gelişimi Ulsan
Eko-Parkı özelinde özetlenmiştir.
Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu
(KICOX)
Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu
(KICOX), Ticaret, Sanayi ve Enerji
Bakanlığı’na (MoTIE) bağlı bir kurum olup
1964’te mevcut beş bölgesel endüstriyel
kompleks yönetiminin birleşmesiyle
endüstriyel kompleks yönetim ve
danışmanlık ajansı olarak kurulmuştur.
Kuruluş o yıllarda yürürlüğe giren milli
kalkınma planına bağlı olarak
gerçekleştirilmiştir.
Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu
tarafından gelişmekte olan endüstriyel
parklara birtakım altyapı desteğinin yanı
sıra bu bölgelerde yer alan firmalara
teknik ve finansal destekler
sağlanmaktadır. Ayrıca kamu-üniversitesanayi iş birliğinin sağlanması ve
rekabetçiliğin artması için de KICOX
önemli rol üstlenmektedir.
Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu’nun
programlarından biri de endüstriyel
parkların yeniden yapılandırılmasıdır.
Eko-dönüşüm kapsamında iki faz
EYLÜL 2015
tamamlanmış olup üçüncü faz devam
etmektedir.
• 1.Faz (2005-2010): 5 Bölge, 5 Kompleks
• 2.Faz (2010-2014): 9 Bölge, 46 Kompleks
• 3.Faz (2014-2019): 12 Bölge, 150
Kompleks
2005-2013 yılları arasında ağırlıklı olarak
merkezi hükümet tarafından ayrıca yerel
hükümetin de katkısıyla, toplam yaklaşık
70 milyon Dolarlık destek sağlanmıştır.
Proje uygulamaları Ticaret, Sanayi ve
Enerji Bakanlığı ve bağımsız
değerlendirme kuruluşu gözetiminde,
KICOX bölgesel ve yerel yönetim ofisleri ve
diğer bölgesel aktörlerin çalışmaları ve
KICOX merkez yönetiminin
koordinasyonuyla yürütülmektedir.
Projeler % 70 oranında merkezi hükümet,
% 20 oranında bölgesel idareler ve % 10
oranında da özel sektör tarafından finanse
edilmektedir.
Başarılı Bir Eko-Endüstriyel Dönüşüm
Örneği: Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı
Ulsan Kore Cumhuriyeti’nin güney
doğusunda, Japon Denizi’nin kıyısında yer
alan, ülkenin yedinci büyük metropolüdür.
Metropol, Kore’nin 100.000’den fazla
kişiye istihdam sağlayan ve 1000’den fazla
şirkete ev sahipliği yapan endüstriyel güç
merkezi olma özelliğine sahiptir. Bu
şirketlerin arasında dünyanın en büyük
otomobil montaj fabrikası (Hyundai Motor
Group), dünyanın en büyük tersanesi
(Hyundai Heavy Industries Group) ve
dünyanın ikinci büyük rafinerisi (SK
Energy) bulunmaktadır.
Ulsan şehri ekonomik büyümeyi
hızlandırmak için ağır sanayinin gelişimini
teşvik etmek amacıyla hazırlanmış ulusal
planın bir parçası olarak 1962’de ihtisas
organize sanayi bölgesi ilan edilmiştir;
fakat ağır sanayi dallarına verilen öncelik
zamanla insan ve çevre üzerindeki
olumsuz etkilerini göstermiştir:
Endüstriyel komplekslerden, tarım ve su
ürünlerine hasara yol açan, büyük
miktarlarda emisyon ve kirletici deşarj
edilmiştir. Bunun doğrudan bir sonucu
olarak, 7.467 haneden oluşan yedi semtin
tahliye edilmesi zorunluluğu doğmuştur ve
kirletme sürecine müdahil olan sanayiler
verdikleri hasar için bölge halkına
tazminat ödemeye zorlanmıştır.
Geçtiğimiz son 20 yılda, Kore Cumhuriyeti
ekonomik politika ve düşünce alanında
büyük bir evrim geçirmiştir. Ülke,
ekonomik modelini döngüsel ekonomi
bakış açısıyla yeniden ele alarak, sanayiye
dayalı bir ekonomiden hizmet odaklı bir
ekonomiye geçiş yapmıştır. Bu kapsamda,
2005’te 15 yıllık üç fazlı “Eko-Endüstriyel
Park Projesi” başlatılmış ve Ulsan
endüstriyel parkı beş pilot bölgeden biri
olarak seçilmiştir. Ulsan şehrinin 2004
yılındaki yeni vizyonunda yer alan
“sürdürülebilir bir ‘ekopolis’ olmak ve
sanayileşmeyle gelen yoğun kirliliği sona
erdirmek” maddesi doğrultusunda,
belediye yönetimi eko-endüstriyel park
projesinin hayata geçirilmesini birinci
önceliği yapmıştır.
Bu proje şirket düzeyinde temiz üretim
uygulamalarının benimsenmesi, sanayi
kümelenmesi düzeyinde endüstriyel
simbiyozun hayata geçirilmesi ve
eko-endüstriyel parkların kurulması ve
bölgesel düzeyde bölgede yer alan
şirketler arasında bir eko-endüstriyel park
ağının kurulmasıyla ilgili girişimleri
kapsamaktadır.
Ulsan’da Ne Yapıldı? v
Politika Girişimi ve Eylem Planı
1990’larda Kore sanayi sektöründe
uygulamada olan prosesler, takip edilen
üretim ve dağıtım zincirleri kapsamlı bir
değişim geçirmiştir. Kore Bilgi Ekonomisi
Bakanlığı’nın 1995 yılında bir “Çevre Dostu
Sanayi Yapısını Teşvik Yasası” yürürlüğe
koyması, ülkedeki mevcut endüstriyel
çevre politikalarında köklü değişikliklere
yol açmıştır. Bu doğrultuda, mevcut destek
sistemlerinin düzene konulması, temiz
üretimin transferi ve yaygınlaştırılması,
çevre sanayisinin teşviki ve çevre
yönetiminin özendirilmesi gibi eylemleri
içeren ilk geniş kapsamlı çevre dostu
endüstriyel kalkınma ana planı
oluşturulmuştur. Ulsan’daki geleneksel
endüstriyel parkların yenilenmesi
sürecinde ileri çevre teknolojilerinin
kullanımı ihtiyacı ortaya çıkmıştır; bunun
yanı sıra küçük ve orta ölçekli şirketlerin
de ilgisini celbeden, endüstriyel simbiyoz
ağı oluşumunun büyük ölçekli endüstrilere
tanıtılması için fırsatlar yaratılması da bir
diğer ihtiyaç olarak doğmuştur. Bu
deneyimler ışığında, ulusal politika olarak
sürdürülebilir bir sanayi stratejisi
oluşturulmasının ve kalkınmanın bu
strateji doğrultusunda sürdürülmesinin,
bu süreçte ne derecede etkili bir yöntem
olduğu görülmüştür.
Kurulum Süreci
Ulsan’da verimli bir eko-endüstriyel
parkın kurulması dört aşamada
gerçekleşmiştir:
1. Kore Cumhuriyeti’ndeki Endüstriyel
Parklar İçin Ana Plan
2005 yılında, Kore Ulusal Temiz Üretim
Merkezi, Bilgi Ekonomisi Bakanlığı’nın
desteğiyle, Ulsan bölgesini de beş hedef
bölgeden biri olarak tayin eden üç fazlı 15
yıllık Eko-Endüstriyel Park Projesi’ni
başlatmıştır. Ulsan parkı, Mipo ve Onsan
adında iki endüstriyel kompleksten
oluşmaktadır. Bölgede bulunan şirketler,
demir dışı metal, çelik ve metal imalatı,
otomobil üretimi, gemi yapımı,
petrokimya, rafineri, atık yakma vb. gibi
çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir.
07
EYLÜL 2015
MAKALE
YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE
EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI
2. Ulsan Girişimi
Geleneksel endüstriyel komplekslerin
eko-endüstriyel parklara dönüştürülmesi,
tek tek şirket bazında gerçekleştirilmek
üzere 1990’lı yılların ortalarında başlamış
bulunmaktaydı. Fakat 2005 yılında
eko-endüstriyel park girişimi başlamadan
önce, büyük miktarda yan ürün ve atık
madde oluşumuna sebep olan değer
zincirleri hâlâ sanayide yer alan ana akım
değer zinciri modelini teşkil etmekteydi.
Eko-Endüstriyel Park Merkezi
Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi, Mipo
ve Onsan endüstriyel komplekslerinin
yenilenmesi ve inovasyonu amacıyla ve
şirketlerin sistematik olarak birbiriyle
bağlanması veya aralarında endüstriyel
simbiyoz kurulması yoluyla kurulmuştur.
Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi üç
temel fonksiyonla görevlendirilmiştir:
a) Veri Toplama
Eko-Endüstriyel Park Merkezi, kaynaklar
için öngörülen arz ve talep dengeleri ile
Mipo ve Onsan endüstriyel
komplekslerinde bulunan bütün
şirketlerden doğabilecek atık paylaşım
fırsatları üzerine veriler toplamıştır.
b) Simbiyoz Tanımlanması ve Fizibilite
Çalışması
Arz ve talep yönünden toplanan verilere
dayanarak, işletmeler arasında
kurulabilecek potansiyel bağlantı
olanakları tespit edilmiştir. Daha sonra
Ulsan Üniversitesi Temiz Teknoloji ve
Kaynak Geri Dönüşüm Merkezi ve
Ulsan’daki diğer Ar-Ge enstitüleri,
işletmeler arasındaki her bir bağlantının
fizibilitesini değerlendirmek için Ar-Ge
desteği sağlamıştır.
c) Simbiyozun Uygulanması
Bu süreç, katılımcı firmalara aralarında
kurulması muhtemel olduğu saptanmış
08
bağlantıları yürütmeleri için destek
sağlanmasını kapsamaktadır.
Eko-Endüstriyel Park Merkezi’nin görevli
kadrosu mevcut bariyerleri ortadan
kaldırmak amacıyla şirket veya ajans
yetkilileri ile müzakerede bulunmuşlardır.
3. Ulsan Eko-Endüstriyel Park Dönüşüm
Sürecinde Endüstriyel İş Birliği
(Simbiyoz) İçin Yol Haritası
Eko-Endüstriyel Park Merkezi üç yıllık bir
zaman aralığı içerisinde (2006-2008)
10 endüstriyel ağ kurmuştur. İlk iki ağın
kurulması sürecinde (birincisi Yoosung
Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası
arasında ve ikincisi Sung-am Belediyesi
atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi
arasında olmak üzere) kazanılan
deneyimlere ve alınan derslere dayanarak
var olan endüstriyel parkları
eko-endüstriyel parklara dönüştürmek
amacıyla Merkez, bölgeye özgü kendi yol
haritasını geliştirmiştir. Bu yol haritası
yapılacak işin nasıl, nerede ve ne zaman
yapılması gerektiğini ayrıntılı bir biçimde
açıklamaktaydı.
4. Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı’nın Evrim
Süreci İçin Ağ Oluşturma
Eko-endüstriyel park bünyesinde faaliyet
gösteren veya gelecekte faaliyet
göstermeyi planlayan muhtelif endüstri
grupları arasında endüstriyel simbiyoz
ağları kurulmuştur. İlgili taraflar şunlardır:
• Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu
(KICOX).
• Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi.
• Ulsan Büyükşehir Yönetimi.
• Mipo-Onsan endüstriyel kompleksleri
bünyesindeki şirketler.
Bir yandan Ulsan Eko-Endüstriyel Park
Merkezi fizibilite incelemesi yapmak için
Ar-Ge fonuna destek sağlarken, diğer
yandan her bir endüstriyel simbiyoz ağının
kurulması için yapılan yatırımın mali yükü
iştirak eden şirketler tarafından
paylaşılmıştır ve paylaşılmaya devam
edilmektedir. Ulsan eko-endüstriyel park
girişiminin ilk fazında, Ulsan
Eko-Endüstriyel Park Merkezi araştırma
desteği olarak 6 milyon Dolar temin
etmiştir. Altyapı geliştirilmesine katkı
sağlayan yatırımlarda her bir şirketin
sahip olduğu pay göz önünde
bulundurularak kâr paylaşımı yapılmıştır.
Kore Cumhuriyeti’nde endüstriyel
parkların geliştirilmesinde kullanılmış ve
hem devlet hem de özel sektör tarafından
oluşturulmuş çeşitli finansman kaynakları
ve mekanizmaları mevcuttur. Su Tasarruf
Şirketi (WASCO) ve Enerji Tasarruf Şirketi
(ESCO) gibi devlet kurumları tarafından
finanse edilen birçok teşvik fonu enerji ve
su tasarrufu iyileştirmelerine ve atık geri
dönüşümüne yatırım yapmak için
kullanılabilir. Kuşkusuz özel sektör
yatırımları da çeşitli modeller aracılığıyla
özendirilmektedir: Yap-işlet-devret,
yap-devret-kirala vb.
EYLÜL 2015
Çıktılar ve Başarı Faktörleri
Ekonomik ve Sosyal Faydalar
Genel olarak iştirak eden şirketler
tarafından paylaşılan (yıllık) kârın, altyapı
tasarımı ve inşasına yapılan yatırım
giderlerinden daha büyük olduğu
gözlenmiştir. Örneğin, Sung-am Belediyesi
atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi,
toplamda 4.500.000 Dolarlık bir yatırım
yaptıktan sonra, 6.500.000 Dolarlık geliri
aralarında paylaşmıştır. Benzer biçimde
Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt
Fabrikası, ortaklaşa yaptıkları 800.000
Dolarlık yatırımdan gelen 2.100.000
Dolarlık kârı paylaşmıştır.
Teknolojik düzenlemelerin gerektirdiği
küçük yatırım maliyetlerinin ekonomik
getirileri büyük olabilmektedir. Yoosung
Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası
örneğinde görüldüğü gibi atıklardan
üretilen buharın firmalar arası
alışverişini sağlamayı amaçlayan projenin
yatırım maliyetinin geri ödeme süresi bir
yıldan daha az olmuştur. Benzeri bir örnek
olarak, endüstriyel atık sularda bulunan
mikroorganizmalar için gerekli olan besin
maddelerinin Sunkyuong Watech
Şirketi’yle Te-kwang Sanayi Şirketi
arasında değişimini gerçekleştiren
projenin geri ödeme süresi de yine bir
yıldan az olmuştur.
Şekil 2. Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı’nda Örnek Bir Endüstriyel Simbiyoz Uygulaması vi
09
EYLÜL 2015
MAKALE
YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE
EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI
“Ulsan Girişimi”nin getirileri tek taraflı
olmakla kalmamış, şirketlerin elde ettiği
ekonomik faydaların yanı sıra onların
iş birliğiyle oluşturulan projelerin bölgeye
katkısı, istihdam olanakları ve iyileştirilen
çevre performansına bağlı olarak artan
çalışan ve toplum memnuniyetini de
kapsayan sosyal faydaların elde edilmesi
olmuştur. 140 milyon Dolarlık yatırım
maliyetiyle, fabrikalarından çıkan fazla
buharı değerlendirmek için yeni bir üretim
ünitesi inşa eden ve bu sayede 140 kişiye
daha istihdam fırsatı sağlayan Hyosung
Şirketi’nin bu başarısı bahsi geçen sosyal
faydalara emsal teşkil etmektedir.
Eko-endüstriyel park projeleri bir yandan,
iyi yapılandırılmış bir iş modeliyle, ilgili
paydaşların kendilerine kayda değer
ekonomik kazanımlar sağlayabilecek
altyapılara yatırım yapmaya motive
10
edilebileceklerini gösterirken, diğer
yandan da daha temiz ve daha yeşil bir
çevre için katkıda bulunmalarının mümkün
olduğunu ispatlamaktadır. Ulsan
eko-endüstriyel park girişiminin ilk fazı,
yıllık 50 milyon Dolarlık ekonomik yarar
sağlama potansiyeline sahip olması
itibarıyla özel sektörden 50 milyon Dolarlık
yatırım çekmeyi başarmıştır.
Çevresel Faydalar
Eko-endüstriyel parklar ve endüstriyel
simbiyoz uygulamaları doğrudan enerji, su
ve ham madde ihtiyacında düşüşe sebep
olmuştur. Azalan kaynak tüketimi,
emisyonlar ve atık üretimi bakımından
elde edilen çevresel faydalar kayda
değerdir. Bu iyileştirilmiş uygulamalar;
özellikle atık azaltımı ve geri dönüşüm
uygulamaları, atık su geri dönüşümü ve
enerji kullanımında gözlemlenen düşüşle
ilgilidir; doğal olarak bu durum CO2 ve
diğer kirleticilerin (SOX, NOX, CO, toplam
askıda katı madde ve uçucu organik
bileşikler) salınımında düşüşe sebep
olmuştur. Sung-am Belediyesi atık yakma
tesisi ve Hyosung Şirketi arasında kurulan
endüstriyel simbiyoz ağı sayesinde
ulaşılan enerji talebinde yıllık 18.850 m³
düşüş, CO2 salınımında yıllık 55.500 tonluk
azaltım ve diğer hava kirletici gazların
salınımında yıllık 176,8 tonluk azaltım elde
edilen çevresel faydalara örnek
gösterilebilir.
Rekabet Edebilirliği Artırma Yolunda Stratejiler
Endüstriyel kompleksler eko-endüstriyel
parklar halinde yapılanarak, kiracı
şirketlere daha verimli hale gelme ve
birtakım strateji yardımıyla çevre kirliliğini
azaltma olanağı sağlar. Eko-endüstriyel
parkların şirketlere daha gelişmiş rekabet
EYLÜL 2015
gücü sağlayan özelliklerinden bazıları
şunlardır:
• Endüstriyel kompleksler ve üretim
zincirleri bünyesinde kurulmuş şirketler
arası gelişmiş iş birliği çevre koruması,
toplum yararı ve rekabete açık ihalelerde
sinerji yaratma olanağı sağlar.
• Ortak hizmetler ve tesisler, bireysel
şirketlere ve özellikle de küçük ve orta
ölçekli işletmelere (KOBİ’lere)
maliyetlerini düşürmede yardımcı olur,
makul fiyat karşılığında temin edilebilen
temiz üretim eğitimleri ve danışmanlık
hizmetleri KOBİ’ler için büyük önem arz
etmektedir.
• Şirketler arası materyal, enerji, su ve
hizmet değiş-tokuşu her bir girdi
ünitesinin verimliliğini artırır.
• Kaynak geri kazanım şirketlerinden
meydana gelen bir küme, şirketler arası
materyal değiş tokuşunda kendine yer
bulamayan yan ürünleri kullanır.
• Çevre teknolojileri şirketleri ile hizmet
şirketlerinden oluşmuş bir küme, özellikle
de KOBİ’ler olmak üzere sanayi
kompleksinin bünyesindeki şirketlerin
ürün ve proses tasarımlarını
geliştirmesinde, atık oluşumunun
önlemesinde ve daha yüksek verim elde
edilmesinde yardımcı olur.
• Eko-endüstriyel park bünyesinde yer
alan bir idare birimi şirketlere, yardımcı
tesislere, bölge halkına ve bölgesel ağlara
kaynak yönetimi, altyapı ve bilgi yönetimi
için hizmet sağlar.
• Eko-endüstriyel park sanayiye, ticarete
ve belediyelere bölgesel ölçekte bir
inovasyon ve know-how kaynağı niteliğinde
hizmet sunarak, kaynak verimliliğinin her
alanında bir mükemmellik merkezi olmayı
amaçlar.
Sonuç ve Değerlendirme
G. Kore’deki Yeşil Büyüme hareketi
dikkatle incelendiğinde, Cumhurbaşkanlığı
makamının adanmışlık ve kararlılıkla
harekete geçerek yeşil büyüme
politikasına ve uygulamalarına gösterdiği
sistematik yaklaşımın, bakanlıklar arası
etkili koordinasyonun ve en önemlisi özel
sektörün göz ardı edilmeksizin politika
geliştirme sürecine dâhil edilmesinin,
ulusal yeşil büyüme stratejisini başarıya
götüren temel faktörler olduğu
görülmektedir. Benzer bir yaklaşımın
ülkemiz için de gerekli yasal altyapının ve
somut göstergelerin de oluşturularak
kurulmasının ülkemizdeki yeşil büyüme
yaklaşımının sistematikleşirilmesinde
etkili olacağı değerlendirilmektedir. Ulsan
eko-endüstriyel parkı projesi için
oluşturulmuş politika altyapısı ve
prensiplerin ise Türkiye gibi gelişmekte
olan ülkelerde benimsenme potansiyeli
yadsınamaz, fakat bölgesel koşulların,
hedeflerin, çevre yönetimi
yönetmeliklerinin ve mevcut finans
mekanizmalarının göz önünde
bulundurulması gerekmektedir. Bu da
siyasi hedeflerin ve farklı tarafların iştirak
etme ve yatırım yapmada gösterecekleri
istekliliğin, verimli bir endüstriyel
simbiyoz ortamı geliştirmek için elverişli
olması gerektiği anlamına gelmektedir.
Ulsan örneğinde görüldüğü gibi,
belediyeler simbiyoz potansiyellerinin
belirlenmesi ve en uygun teknik
seçeneklerin tespit edilmesinde kritik olan
liderlik rolünü üstlenebilir. Bu tip
projelerin başarısı, ülke yönetiminin dikey
hiyerarşik yapısı arasındaki koordinasyona
ve bölgesel düzeydeki yatay sektörlerin
uygulama kapasiteleri, becerileri ve
iştiyakına bağlıdır. Gerek mevcut
endüstriyel parkları eko-endüstriyel
parklara dönüştürme gerekse yeni ekoendüstriyel parklar kurma yoluyla olsun,
sanayi kümelerinin eko-verimlilik düzeyini
yükseltmek için pek çok faaliyet alanı
bulunmaktadır. Yerel veya bölgesel
düzeyde atılacak bu tür adımların olumlu
etkisi ekonomik ve ekolojik olarak uzun
süreli olacaktır.
i
Dr. Yasemin Biro: Küresel Çevre Örgütü (GEF), “G. Kore Neden Yeşile Koşuyor”, EKO IQ , Mart 2011, http://ekoiq.com/guney-kore-neden-yesile-kosuyor/ 10.07.2015
Ekaterina Zelenovskaya, Green Growth Policy in Korea: A Case Study, International Center for Climate Governance
http://www.iccgov.org/FilePagineStatiche/Files/Publications/Reflections/08_reflection_june_2012.pdf / 05.07.2015
iii
Sang Dae Choi, “The Green Growth Movement in The Republic of Korea: Option or Necessity?”,
http://www.greengrowthknowledge.org/sites/default/files/kggp_knowledge%20note%20series_01.pdf / 08.07.2015
iv
John A. Mathews, Green growth strategies—Korean initiatives, 2012, Elsevier, sf. 3. (çeviri)
v
Are we building competitive and liveable cities? Guidelines for developing eco-efficient and socially inclusive infrastructure, The Earth Institute, Columbia University, “Ecoindustrial park in Ulsan, Republic of Korea Integrated resource management”, sf. 127-135. (çeviri)
vi
Green Industry Conference 2013, “Technician Session Eco-Industrial Park (EIP) Initiative in Korea”, Professor Hung-Suck Park, University of Ulsan. (çeviri)
ii
11
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE
COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ UYGULAMALARI*
Onur KOLUAÇIK / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)
21. yüzyılla birlikte Sanayi Devrimi’nin
sonlanıp bilgiye erişimde internetin araç
olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte
sanayi toplumundan bilgi toplumuna
dönüşüm gerçekleşmiş ve içinde
bulunduğumuz enformasyon çağı
başlamıştır. Yaşadığımız çağın gözde
terimi bilişim ve bilgi teknolojileri gittikçe
daha fazla günlük hayatımızda yer almaya
ve bütün dünyada bir numaralı gündem
konusu olmaya devam etmektedir. Türk Dil
Kurumu’na (TDK) göre bilgi; “Öğrenme,
araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen
gerçek, malumat, vukuf” olarak ifade
edilmektedir.
İnsanlık tarih boyunca ürettiği bilgileri
kullanarak yaşam süresini uzatmış, daha
rahat bir yaşama geçiş yapmış ve bütün
nimetlerinden faydalanmakta olduğumuz
çağdaş medeniyeti kurabilmiştir. Veriyi
işleyerek bilgi haline getiren insan
olduğundan ve insan da çok yönlü bir
varlık olduğundan bilgi de tek bir çeşitten
oluşmamaktadır. Günümüzde gelişen
teknoloji sayesinde sadece yeryüzünün
değil yeraltının, evrenin, başka
gezegenlerin hatta atom altı parçacıkların
vb. araştırılmasıyla bilgi elde edilmektedir.
1990’lı yıllarla birlikte internetin
kullanımının yaygınlaşmasıyla bilgiye
erişim geniş coğrafyalara yayılabilmiş ve
bilgiye erişebilen insan aynı zamanda
bilginin kendisi de olmuştur. Bu kadar
yoğun ve farklı bilgi, kontrolünün
sağlanmasını gerektirmiş ve bilgi
sistemleri ortaya çıkmıştır.
Bilgi teknolojilerinin bireyler tarafından
kullanılması toplumsal bilinci
oluşturmakta, kamu tarafından
kullanılması ise toplumsal refahı meydana
getirmektedir. Teknoloji zaman, zaman da
para kazandırır. Ülkemiz gibi gelişmekte
olan bir ülkenin kaynakları kısıtlı
olduğundan maliyetlerin toplum yararına
dönük olarak optimum kullanılması
gerekmektedir. Bu sebeplerle teknolojinin
kamusal ve bireysel uygulamalarda
kullanılması mecburiyet halini almıştır.
Bilgi sistemlerinin faydalarının anlaşılması
ve yönetim aracı olarak kullanılmaya
başlanmasıyla birlikte son dönemlerde
bütün dünyada konum verilerine karşı
büyük ilgi uyanmaya başlamıştır.
Gerçekleştirilen uygulamalarda analiz ve
sorgulama işlemlerinin konumsal verilerle
birlikte görüntülenmesi ihtiyacı belirmiştir.
İlk 1960’lı yıllarda adını duyurmaya
başlayan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS),
günümüzde karar destek süreçlerinde en
önemli araç olarak kullanılmaktadır.
Dünyada Coğrafi Bilgi Sistemleri birçok
farklı kullanıcı tarafından kullanılan etkin
bir karar destek aracı olarak, günümüzde
geniş bir uygulama alanına sahiptir. CBS,
gerek özel sektör gerekse akademik
araştırmalarda ve kamu kurumlarında
oldukça popüler olması sebebiyle birçok
farklı alanda CBS uygulamaları
geliştirilmiştir. Önceden tahmin, kaynak
optimizasyonu gibi karar verme
süreçlerinde sağladığı destekle geniş bir
kullanıcı kitlesine sahiptir.
1960 yılında Karayolları Genel
Müdürlüğü’nde bulunan, ülkemizin ilk
kişisel bilgisayarı IBM-650 Data
Processing Machine ile dijital dünyanın
kapılarını açmış olan Türkiye’de artık
günümüzde vatandaşlık numarası
üzerinden bilişim sistemleri kullanılarak
nüfus sayımı, sağlık, adli, eğitim, vergi gibi
devlet uygulamalarını internet üzerinden
yürütülmeye başlanmıştır. 2000’li yıllarla
birlikte dünyadaki gelişmelere paralel
olarak ülkemizde de birçok alanda CBS
projeleri hayata geçirilmiştir. CBS’nin
sahip olduğu yetenekleri ile konum bilgisi
içeren her türlü uygulamanın içerisinde
yer almaktadır. Üretilen toplam verilerin
% 85’ini kapsayan konum verileri CBS’nin
hemen her alanda kullanılmasını
sağlamaktadır. Planlama faaliyetlerinden,
tarıma, askeri uygulamalardan, kadastro
uygulamalarına, sağlık, yol, turizm,
arkeoloji, nüfus, eğitim, jeoloji, çevre gibi
benzeri birçok disiplinde CBS önemli bir
ortak oluşum olarak kullanılmaktadır.
Bilgi teknolojilerinin popülerleşmesiyle
öne çıkan Coğrafi Bilgi Sistemlerinin basit
ve anlaşılabilir bir tanımının yapılması
gerekirse; CBS temel olarak grafik veri ile
grafik olmayan (sözel) öznitelik verilerin
birbirleriyle ilişkilendirilerek bilgisayar
ortamında çalışmasını gerçekleştiren
konuma dayalı bir bilgi sistemidir.
Ancak CBS’nin, konumla ilgilenen farklı
disiplinlere ait farklı uygulamalarının
olması ve her kullanıcının CBS’den
* Bu çalışma, Sanayi ve Teknoloji Uzmanlığı yeterlilik için hazırlanmış “Organize Sanayi Bölgelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları; Anadolu OSB Örneği" adlı tezden
yararlanılarak hazırlanmıştır.
12
EYLÜL 2015
beklentilerinin farklılaşması sebebiyle
standart bir tanımı yapılamamakta olup
çok farklı şekillerde tanımlamaları
bulunmaktadır.
CBS ile ilgili en kapsayıcı tanım
“CBS, yeryüzü referanslı verileri işlemek için
4 yeteneği sağlayan bilgisayar tabanlı bir
sistemdir.”
• Veri girişi
• Veri yönetimi (Depolama ve sorgulama)
• Veri işleme ve analizi
• Veri çıktısı.
Her ne kadar CBS fikrinin ortaya çıkması
1960 yıllar olarak bilinse de belgelenmiş
ilk CBS Fransa’da 1832 yılında Fransız
coğrafyacı Charles Picquet tarafından
Paris’in 48 farklı bölgesinde kolera
epidemiyolojisini (topluluklardaki
hastalıkların sıklığı ve yaygınlığını konu
edinen tıp bilimi) harita üzerinde
noktalayarak gösterimini sunan tematik
harita çalışması sayılabilir. Picquet’in
çalışmasına benzer olarak 1850 yılında
İngiltere Londra’da Soho bölgesinde
Doktor John Snow kolera ölümlerini
incelemiş, her vakayı harita üzerinde
işaretleyerek ölümlerin Broadwick
sokağında yoğunlaştığını fark etmiş ve
ölümlerin sebebinin sokakta yer alan su
pompası olduğuna kanaat getirerek
pompayı mühürletmiş ve kolera salgınını
durdurmayı başarmıştır. Snow’un grafik
veri (harita) ve grafik olmayan (vakalar)
verileri bir arada kullanarak analiz sonucu
başarıya ulaşması CBS’nin anlaşılması,
kullanımı ve başarısına dikkat çekmesi
sebebiyle önemli bir örnektir.
Organize Sanayi Bölgelerinde CBS’nin
Kullanılmasının Önemi
Organize Sanayi Bölgelerinde CBS’nin
kullanılmasının önemi iki ana başlık
olarak ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki
CBS’nin yatırım tanıtımlarında
kullanılması diğeri ise OSB’lerin
yönetiminde CBS’nin kullanılmasıdır.
Ana hedef olarak ülkemizde planlı
sanayileşmenin gerçekleşmesi amacıyla
hayata geçirilen Organize Sanayi Bölgeleri,
sanayi yatırımı yapmak isteyen yatırımcıları
bölgelerine çekmek için yatırımcının
yorumuna ve yönetimine istediği bilgileri
sunmak zorundadır.
Yatırımcılara tanıtımı yapılacak ve
önerilecek alanlar sundukları avantajlar ve
sanayinin planlı büyümesi için öncelikle
Organize Sanayi Bölgeleri olması
gerekmektedir. Ülkemizin kalkınması için
gerekli olan yatırımların ve istihdamın bu
bölgelerde arttırılması gerekmektedir.
Yerli ve yabancı sanayi yatırımcıları
OSB’lere yönlendirerek yatırımın
özendirilmesi için, Organize Sanayi
Bölgelerimize ilişkin verilere sahip olmak,
analizler yapmak ve yönetmek, verilerden
elde edilen bilgilere dayalı stratejiler
oluşturarak hedefler belirlemek ve bu
hedefler doğrultusunda tanıtım faaliyetleri
yürütmek gerekmektedir. Bu sebeplerle
yatırım tanıtım faaliyetlerinde kullanılacak
Coğrafi Bilgi Sistemi’nin OSB’lerde
gerçekleştirilmesi en doğru yöntem
olacaktır.
Günümüz bilgi çağında yatırım
faaliyetlerinin tanıtılmasında CBS’nin
internet tabanlı kullanılmasının
kaçınılmaz olduğu görülmektedir. İnternet
tabanlı CBS’nin tanıtım açısından
yatırımcılar ve yatırımların ülkeye
gelmesini hedefleyen otoriteler tarafından
olmak üzere iki tarafa fayda
sağlamaktadır.
Yatırım yapmayı planlayan bir yatırımcıya
sağladığı avantajlar:
• En doğru bilgilerin en hızlı biçimde
sunulması,
• Yatırımların en başında parametreler
belirlenerek boş parseller, ulaşım ağlarına
yakınlık, altyapı durumu vb. yatırım yeri
seçiminde en uygun alanların seçiminin
sağlanması,
Şekil 1. John Snow’un Orijinal Kolera Haritası (1850).
13
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE
COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ UYGULAMALARI
değil OSB’lerin yönetilmesi, ülke
politikalarının ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın stratejilerinin
belirlenmesinde, hedefler ortaya
konulmasında da bilgilerin güncel bir
şekilde hazır tutularak gerekli izleme ve
analiz işlemlerinin yapılabilmesi için
gerekmektedir.
OSB’lerin imar, parselasyon planları gibi
coğrafi verilerin sözel veriler ile
ilişkilendirilerek oluşturulacak Coğrafi
Bilgi Sistemi; OSB’lerin yönetimi ve karar
verme süreçlerinde araç olarak
kullanılması zaman ve maliyet
tasarruflarında büyük fayda sağlayacaktır.
Şekil 2. Bilgisayar Tabanlı Hazırlanmış Kolera Haritasının İnteraktif Versiyonu.
• Demografik veriler, eğitim durumu,
iş gücü gibi verilerin yatırımcıya
sunulmasıyla, yatırımcının analizler
yapmasına imkân verip yatırım alanlarının
tanıtımında çok önemli zamanlar
kazandırarak, şehirlerin, bölgelerin ya da
ülkelerin yatırımcıyı çekmesinde
rakiplerinden daha avantajlı konumda
bulunmasını sağlamaktadır.
Otoriteler tarafından sağladığı faydalar:
• Tanıtımların istenilen hedeflere
ulaştırılması ve ülkenin tanıtımının
yapılması,
• Veri tabanı yönetimi yapılarak verilerin
güncelliğinin sağlanması ve sürekli güncel
bilginin kurumların elinde bulunması,
• Sorgu yapılan verilerin istatistikleri
tutularak ileride yapılacak planlamaların
yönünün belirlenmesini sağlamaktadır.
14
Karar destek süreçlerinde bir sanayi
yatırımcısı yatırım yapmayı planladığı bir
OSB’de boş parselleri görüntüleyebilir,
sanayi kuruluşlarından hangilerinin
bölgede yer aldığına bakabilir, havaalanı,
şehirlerarası yollar veya limanlara
mesafeleri, doğal gaz olup olmadığı vb.
verileri kullanarak CBS’nin
kabiliyetlerinden faydalanıp, nerede
faaliyete geçebileceğini seçerek
seçenekler içerisinde yer alan en verimli
yatırımı gerçekleştirebilir.
Bu sayede yatırımcıya yatırım için ön
çalışma yaparak zaman ve maliyetten
kazanç sağlaması imkânı sağlanır.
Özellikle küresel rekabetin öne çıktığı
yarışma ortamında gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkeler doğrudan yabancı sermaye
yatırımlarını ülkelerine çekmek için büyük
bir çaba sarf etmektedirler.
Küreselleşmeyle beraber teknoloji,
sermaye, ürün ve insanların ülkeler arası
hareket kabiliyeti artmış ve bu durum
doğrudan yabancı yatırımcı çekmek
konusunda ülkeleri farklı politika araçları
geliştirmek zorunda bırakmıştır. Ülkeler
arası doğrudan yabancı yatırımcının ülkeye
çekilmesi için verilerin güncel ve hızlı bir
şekilde yatırımcıya sunulması rekabette
önemli bir üstünlük sağlayacaktır.
Diğer ana başlık ise OSB’lerin yönetiminde
CBS’nin kullanılmasıdır. Sadece
yatırımcının OSB’ye çekilmesi açısından
Organize Sanayi Bölgeleri sürekli değişen,
güncellenen, büyüyen bölgeler
olduklarından ilk kurulumundan itibaren
coğrafi ve sözel verilerinde de birçok
değişiklikler olmuştur. Coğrafi Bilgi
Sistemleri ile OSB’lere ait imar planları ve
parselasyon planlarında yapılan
değişiklikler en güncel haliyle sistemde
yer alabilecek bu sayede boş-dolu parsel,
tahsis edilen parsellerde gerçekleşen
faaliyetler (tahsis sonrası inşai faaliyetler)
gibi konular rahatlıkla izlenebilecek,
OSB’lerde meydana gelebilecek kaynak
israfı önlenebilecektir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
OSB’ler ile ilgili en güncel verilerle sistem
üzerinden analizler yapabilecek, Türkiye
çapında kurulacak sistem ile harita
üzerinde analizler gerçekleştirilebilecek,
bu sayede otoritelerin politikalar
geliştirmesi daha hızlı ve daha doğru bir
şekilde gerçekleşebilecektir. Sistem aynı
zamanda uydu görüntüleri, uçuş haritaları
gibi altlıkların da kullanılmasıyla
OSB’lerin denetlenmesine de imkân
sağlayacaktır.
Özellikle OSB’lerin ilave alan ya da yer
seçimi işlemlerinde sistemin sağladığı
EYLÜL 2015
saklanmasıyla ölçüldüğü günümüzde bilgi,
ülkelerin öz kaynaklarından biri haline
gelmiştir. Ülkelerin geleceğini etkileyen
politikalar geliştiren kurumlar teknolojiyle
hizmetlerini sistemler aracılılığıyla
sunarak bilginin yayılmasını
sağlamaktadır. Yaşadığımız çağın
gereksinimlerine uygun olarak Coğrafi
Bilgi Sistemleri’nin kullanılması
kurumların etkin ve hızlı ekonomik hizmet
sunmasında vazgeçilmez bir unsur olarak
yerini almaktadır ve artık kurumlar için
karar verme süreçlerinde verdiği destek
ile kaçınılmaz bir yöntem haline gelmiştir.
Eskişehir OSB
analiz gerçekleştirme kabiliyetleri, eşik
analizi gibi haritaların yapılmasında büyük
kolaylık sağlayabilecek, diğer
kurumlardan servis şeklinde alınacak
konumsal veriler (örneğin orman sınırları,
korunacak alanlar gibi) ile yer seçimi
analiz işlemleri çok daha hızlı
yapılabilecektir.
Sonuç olarak; mevcut durumda ülkemiz
sanayileşmesinin Organize Sanayi
Bölgeleri ağı içerisinde yer aldığı, fazla
sayıda ve bütüncül sanayi verilerine
OSB’lerde yer alan müdürlükler
vasıtasıyla sahip olduğumuz düşünülse de
verilerin yönetiminin ortak bir platform
üzerinden gerçekleştirilmemesi sebebiyle
veriler birbirinden farklı standartlarda ve
çeşitlilikte üretilmektedir. Üretilen bu
verilere erişim OSB müdürlükleri
kanalıyla gerçekleşmekte ve güncel
verilere erişim sürekli bir şekilde
sağlanamamaktadır. Birbirinden bağımsız,
belirli bir standardı olmayan sanayi
verilerinin coğrafi bilgi sistemlerinin
sağladığı görüntüleme, analiz gibi
imkânlarının kullanılmaması yatırıma
uygun alanların belirlenmesi, istihdam
verileri gibi önemli verilere en güncel
şekilde ulaşılamamasına neden olmakta,
kaynakların verimsiz kullanılmasına ve
sanayi politikaları geliştirmekte mevcut
potansiyelin kullanılamamasına sebep
olmaktadır. Bu sebeplerle ve ülkemiz
tarafından yürütülmekte olan e-dönüşüm
çalışmaları kapsamında Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı bünyesinde Organize
Sanayi Bölgeleri için Coğrafi Bilgi Sistemi
çalışmalarına başlanılması planlanmıştır.
Kurumlara ait verilerin paylaşılarak
zenginleştiği ve bu yöntemin hem
ekonomik hem de daha sürdürülebilir
olduğu düşünüldüğünde Organize Sanayi
Bölgelerinde kurulacak CBS projesinin
internet tabanlı olması kaçınılmazdır.
Kurulacak CBS’nin hangi amaçla
kullanıldığına göre kullanıcı sayısı yüzler
hatta binlerle ifade edilebilir ve bu
kullanıcılar bilginin paylaşıldığı bu
ortamda koordineli olarak çalışabilir,
kullanıcının mekânından bağımsız olarak
sisteme ara bir yazılım olmadan erişim
sağlayabilir. İnternet tabanlı CBS
sayesinde statik olmayan, OSB’ler
tarafından sürekli olarak güncellenen,
dinamik bir veri tabanına sahip olunabilir.
Kaynakça
• Aranoff S. (1989) Geographic Information
Systems: A Management Perspective,
Ottawa Canada: WDL Publications
• Aydemir C., Arslan İ., Uncu F. (2012).
Doğrudan Yabancı Yatırımların Dünya’daki
ve Türkiye’deki Gelişimi, Kocaeli
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi (23), 69-104
• Kayalıoğlu H. (2010). İzmir Organize
Sanayi Bölgeleri İçin GIS Tabanlı Envanter
Oluşturulması: Aliağa Örneği,
Yayımlanmamış yüksek Lisans Tezi, Dokuz
Eylül Üniversitesi.
• Maguire J., J.D, Rhind D.W., Longley, et
all (2001). Geographic information
Systems and Science, Chicester, England
(John Wiley and Sons Ltd).
• Yomralıoğlu T. (2000) Coğrafi Bilgi
Sistemleri Temel Kavramlar ve
Uygulamalar, (3. Baskı) , İstanbul: Seçil
Ofset.
• Ekin E. (2011). Hizmet Bulut Yönetiminde
Bulut CBS Uygulamaları: Eskişehir Altyapı
Hizmetleri Örneklemi, Yayımlanmamış
yüksek lisans tezi, Anadolu Üniversitesi.
• Burrough, P. A. (1998). Principles of
Geographical Information Systems. Oxford
University Pres, New York.
Ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin bilginin
elde edilmesi, yönetilmesi, paylaşılması ve
15
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ
SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ*
Mahmut AÇIKGÖZ / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)
Giriş
Kamu yönetimi klasik anlayışının
geçerliliğini yitirdiği, hesap verebilirlik ve
saydamlık ilkeleri çerçevesinde
vatandaşların, sivil toplum kuruluşlarının,
faydalanıcıların baskılarının nicelik ve
nitelik olarak arttığı günümüzde
politikacılar, kamu yöneticileri,
uygulayıcılar yürüttükleri kamu
müdahalesinin başarısı hakkında daha
fazla bilgiye gereksinim duymaktadır.
Diğer yandan 1970’li yıllardan beri
yaşanan küresel ekonomik krizlerin çıkış
nedenleri farklı olsa da, krizler
sonucunda, kamu sektöründe kaynakların
etkin ve etkili şekilde kullanılarak tasarruf
sağlanması yönünde sorgulamalar
yapılagelmektedir.
Türkiye’de çeşitli tarihlerde kamuda
reform çalışmaları yapılmıştır. Bunların bir
kısmı başarıyla sonuçlanmış, diğerleri ise
zamanla gündemden çıkmıştır. 2000 ve
2001 ekonomik krizlerinin hemen
ardından, 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol
Kanunu kabul edilerek, ilk kez 2006 bütçe
yılında uygulanan, Türk Kamu Mali
Yönetiminde Performans Esaslı Bütçeleme
sistemine geçilmiştir. Söz konusu Kanun,
performans esaslı bütçelemenin yanında,
stratejik yönetim ve performans programı
mekanizmalarını da getirmektedir. Yeni
sistemle birlikte, maliyetlerden ziyade
çıktı ve sonuçlara odaklanıldığı
vurgulanmaktadır. Sekiz yıldır
uygulanmakta olan 5018 sayılı Kamu Mali
Kontrol Kanunu’nun getirdiği stratejik
plan, performans esaslı bütçeleme ve
performans program gibi mekanizmaların
etkileşimli uygulanmadığı ve
izleme-değerlendirme ayağının zayıf
olduğu vurgulanmaktadır.
Yine bahse konu düzenleme çerçevesinde,
içlerinde OSB projelerinin de yer aldığı
ilgili yılın yatırım programına alınan
yatırım projeleri, Kalkınma Bakanlığı
* Bu çalışma, Sanayi ve Teknoloji Uzmanlığı yeterlilik için hazırlanmış “Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirmenin Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarına Uygulanabilirliği”
adlı tezden yararlanılarak hazırlanmıştır.
16
EYLÜL 2015
tarafından, kalkınma planları, stratejik
plan ve yılın yatırım programı kapsamında
takip edilmektedir. Bunun için merkezi bir
izleme ve değerlendirme sistemi vardır.
Kalkınma Bakanlığı bünyesinde de izleme
ve değerlendirmelerin sonuç odaklı
yaklaşım temelinde yapılandırılması
noktasında çalışmalar devam etmektedir.
Onuncu Kalkınma Planı hazırlık
döneminde buna yönelik çalışmalar
yürütülmüştür. Bu çalışmalarla,
yatırımdan beklenen “sonuç”ların elde
edilip edilmediğinin ortaya çıkarılması
amaçlanmaktadır.
Hükümetler, kamu kurum ve kuruluşları,
uyguladıkları proje, program ve politika
konusunda “yapıldı da ne oldu?”, “gerekli
miydi?”, “sonucunda ne elde edildi?”
sorularına karşılık, gerçek verilerden elde
edilmiş kanıtlı ve ikna edici şekilde
karşılık verme noktasında eskisine
nazaran daha fazla baskı altındadırlar. Bu
baskıların üstesinden gelebilmek için iyi
tasarlanmış, sürdürülebilir, kanıtlı,
sonuçlara odaklanmış izleme ve
değerlendirme (İ&D) sistemi
gerekmektedir.
Sonuç Odaklı Yönetim Yaklaşımı ve
Sonuç Zinciri
Sonuç odaklı İ&D’nin “sonuç odaklı”
olması, onun bir kamu müdahalesinin
girdilerinden ve uygulama sürecinden çok,
sonuç ve etkilerine odaklanması anlamına
gelir. Sonuç odaklı yaklaşımda kamu
müdahalesinden beklenen sonuçlara, daha
yüksek düzeyde yer alan hedefler ve
etkileri elde etmeye odaklanılmaktadır.
=
Toplumda uzun dönemde
ortaya çıkan değişimler
SONUÇ
=
Toplumda ortaya çıkardığı
kısa dönemli değişim
ÇIKTI
=
Üretilen hizmetler ve ürünler
ETKİ
Sonuçlar
FAALİYET
=
Girdileri çıktıları
dönüştürmek kamunun
gerçekleştirdiği görevler
GİRDİ
=
Mali, fiziki ve beşeri
kaynaklar
Şekil 1. Sonuç Zinciri
Bir kamu müdahalesinin süreci mali,
beşeri ve maddi kaynaklarından oluşan
girdi ile başlar. Süreç, müdahalenin
uygulanmasından sorumlu kamu
çalışanları tarafından yerine getirilen
faaliyetlerle devam eder. Bu faaliyetler,
birtakım ürün ve hizmetler açığa çıkarır.
Açığa çıkan ürün ve hizmetlerin toplum ve
çevre üzerinde ortaya çıkardığı değişim,
müdahalenin sonucudur. Kamu yatırım ve
hizmetlerinin izlenmesinden genellikle
bunlara ilişkin süreçlerin izlenmesi akla
gelmektedir. Kamu yöneticileri de yetki ve
sorumluluğu kapsamında rutin
faaliyetlerinin işleyişlerini tamamlayıp
tamamlamadığını izler. Faaliyetlerin
izlenmesi de kuşkusuz önemli ve
vazgeçilmezdir. Ancak faaliyetler tek
başına, bir kamu müdahalesinin başarısını
göstermeye yetmez. Bir kamu
müdahalesinin asıl başarısı, faaliyetlerin
toplumsal ve çevresel alanda ortaya
çıkardığı değişimdir.
Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(Organisation for Economic Cooperation
and Development - OECD) izlemeyi; belirli
göstergeler hakkında sistematik veri
toplamak suretiyle, yönetime ve kalkınma
müdahalesinin ilgili taraflarına,
müdahalenin ilerleyişi, amaçların
başarılması ve ayrılmış fonların kullanımı
hususlarında ne kadar aşama kaydedildiği
ile ilgili bilgiler sağlamak için kullanılan
sürekli bir işlem olarak tanımlamıştır.
Faaliyetler
İzleme ve değerlendirme sürecinde
birbirini tamamlayan, değerlendirme
sonucunda izleme sisteminin iyileştirildiği
döngüsel bir ilişki söz konusudur. İzleme
ve değerlendirme süreçleri, birbirini
tamamlayıcı niteliktedir. Değerlendirme
olmadan, bir izleme sisteminin olması, tek
başına bir şey ifade etmez. Sonuç olarak,
izleme, kamu müdahalesinde alınan
17
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ
SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
mesafeyi diğer bir deyişle, “ne olmuş”u
ortaya koymaya çalışırken; değerlendirme,
alınan mesafenin anatomisine inerek,
“nasıl olmuş”u araştırır. Geleneksel İ&D
ile sonuç odaklı İ&D arasındaki bu
farklılıklar Tablo 1’de özetlenmiştir.
Tablo 1. Geleneksel İ&D ile Sonuç Odaklı İ&D Farklılıkları
Farklılık Konusu
Geleneksel İ&D
Sonuç Odaklı İ&D
Odak noktası
Girdi, faaliyet ve çıktılar
Sonuç ve etkiler
Sorusu
Yapıldı mı? Tamamlandı mı?
Araştırma noktası
Uygulama süreç ve prosedürleri
araştırır.
Sonuçta ne oldu? Ne olmuş
yani?
Uygulama neticesinde ne
elde edildiği.
Başarıyı aradığı
husus
İş süreçlerine ve planlamaya ilişkin
adımlar yerine getirilip
getirilmediğine göre değerlendirir.
Belirlenen, hedeflenen
ulaşmada kaydedilen mesafeyi
analiz eder.
Temel aldığı
değerlendirme kriteri
Etkinlik
Etkinlik
OSB Politikaları İçin Sonuç Odaklı İzleme
ve Değerlendirme Sisteminin Kuruluş
Aşamaları
Kusek ve Rist tarafından hazırlanan
“On Adımda Sonuç Odaklı İzleme ve
Değerlendirme” isimli rehberde izleme ve
değerlendirme 10 aşamada ele
alınmaktadır.
Hazırlık
Değerlendirmesi
1
Sonuçları
İzlemeye
Yönelik Kilit
Göstergelerin
Seçimi
2
İzlenecek ve
Değerlendirilecek
Sonuçlar
Konusunda
Hemfikir Olmak
3
İlerlemenin
Planlanması
Hedeflerinin Seçimi
4
Göstergelere İlişkin
Referans Verileri
Şuan Hangi
Noktadayız?
5
Değerlendirmelerin
Rolü
6
7
Sonuçların
İzlenmesi
Şekil 2. İzleme ve Değerlendirme Kuruluş Aşamaları
18
Bu aşamalar Şekil 2’de gösterilmiştir.
Organize sanayi bölgelerine yönelik
politika ve uygulamaları için sonuç odaklı
izleme ve değerlendirme sisteminin
kurulmasında bu aşamalar dikkate
alınarak, 9 aşamada kurulacak bir sistem
önerilmektedir.
Bulguların
Kullanımı
8
Bulguların Rapor
Edilmesi
9
10
İzleme ve
Değerlendirme
Sisteminin
Kurum İçinde
Sürdürebilirliği
EYLÜL 2015
1. Hazırlık Değerlendirmesi
OSB politikaları için İ&D sistemine olan
ihtiyacı, hangi potansiyel baskılar
şekillendirmektedir? OSB politikaları için
İ&D’ye olan gereksinim nereden
kaynaklanmaktadır? Bu sorularla, nasıl
bir İ&D sistemine ihtiyaç olduğunu ortaya
çıkarmak amaçlanır.
Bu aşamada yapılacak diğer bir faaliyet
ise sonuç odaklı İ&D sistemi için kurumsal
kapasitenin gözden geçirilmesidir.
Sürdürülebilir ve sonuç odaklı bir İ&D
sistemi kurulması için insan kaynağının ve
teknik altyapının güçlendirilmesi
gerekmektedir.
2. İzlenecek ve Değerlendirilecek
Sonuçların Belirlenmesi
Yönetişim, katılımcı yönetim, vatandaş
odaklılık kavramlarının ön planda olduğu
günümüzde, iyi işleyen bir İ&D için
ulaşılmak istenen sonuçlar konusunda
tüm paydaşların ikna olduğundan emin
olmak gerekmektedir. OSB politika ve
uygulamalarından etkilenen grupların
temsilcilerinin (Sanayi Odaları, sanayici
dernekleri, OSB üst kuruluşu, vb.)
belirlenmesi, bu grupların saptanan
beklentilerinin ve sorunlarının taslak
sonuç tanımlarının çıkarılması
gerekmektedir.
3. Performans Göstergelerinin Seçimi
Uygulanan program ve politika gerçekten
başarılı oldu mu? Uygulayıcı kamu idaresi,
belirlenen sonuçlara giden yolun
neresinde? İstenen netice gerçekleşti mi
ve ne kadar gerçekleşti? Özellikle,
karmaşık ilişkilerin hâkim olduğu
ekonomik, sosyal ve kültürel olgular
dünyasında, devlet politika ve
programlarının toplum ve çevre üzerindeki
değişimi ölçecek göstergelerin seçim
süreci, ayrıntılı çalışma gerektirmektedir.
“Tamamlanan OSB altyapı proje sayısı”
göstergesinin OSB politikalarından
beklenen “planlı sanayileşme” sonucunu
temsil etme gücü yeterli midir?
Tablo 3’te ise OSB politikalarının
izlenmesi için 26 adet sonuç
göstergesinden oluşan bir set
önerilmektedir. Bu göstergeler; OSB
politikalarından beklenen sonuçlara göre
beş grupta toplanmaktadır: Planlı sanayi
alanlarının artırılması, sanayinin çevresel
etkilerinin azaltılması, istihdamın
artırılması, üretimin artırılması ve
kümelenme etkisinin artırılması
(iş ağlarının geliştirilmesi).
OSB uygulama ve politikaları için de
niceliksel göstergelerin seçilmesi daha
uygundur. Önemli olan seçilen
göstergenin, elde edilmek istenen sonucu
temsil edebilme gücüdür. Örneğin
Tablo 2. Sorunların Sonuçlara Dönüştürülmesi
Saptanan Sorun
İstenen Sonuç
OSB Bölge Müdürlüklerinin eleman
niteliğinin ve sayısının yeterli olmaması.
OSB Bölge Müdürlüklerinin elemanları
sayılarının ve niteliğinin artırılması.
OSB Bölge Müdürlüklerinin teknolojik
altyapısının yetersiz olması.
OSB Bölge Müdürlüklerinin teknolojik
altyapısının yeterli düzeye çıkarılması.
Aynı OSB içerisinde yer alan
sanayicilerin arasında iletişimin olmaması.
OSB içi sanayici ağlarının
geliştirilmesi, bilgi ve deneyim paylaşım
platformlarının oluşturulması.
OSB’lere kentsel yaşam alanlarına uzak olması
nedeniyle ulaşımın kolay olmaması.
OSB’ler için toplu taşıma araçlarının artırılması.
19
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ
SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Tablo 3. OSB Politikasına İlişkin Sonuç Göstergeleri Seti
Beklenen
Sonuç
Planlı
Sanayi
Alanlarının
Artırılması
Sonuç Gösterge
Açıklama
OSB’lerdeki sanayi işletme sayısının kentsel
yaşam alanındaki sanayi işletme sayısına oranı
Br
%
OSB toplam alan (ha) / kentsel yaşam alanındaki
sanayi alan (ha)
Yeni kurulan işletmelerin OSB’yi tercih
etme yüzdesi
%
%
Çevre yönetim birimi bulunan OSB sayısı
Atık su arıtma tesisi bulunan OSB sayısı
Sanayinin
Çevresel
Etkilerinin
Azaltılması
Tehlikeli katı atık bertaraf etme oranı % 90 ve
üzerinde olan OSB sayısı
Evsel çöplerini güvenli bir şekilde bertaraf eden
OSB sayısı
Atık toplama sistemi bulunan OSB sayısı
OSB’lerin yeşil alan / sanayi oranı
Ağaçlandırma, yeşillendirme vb.
peyzaj uygulamaları tamamlanan
alanlar hesaba katılacaktır
Çevresel kalite ile ilgili bölge halkının
memnuniyet oranı
İstihdamın
Artırılması
%
Hektar başına istihdam sayısı
Toplam OSB sanayi alanı /
OSB’lerdeki istihdam sayısı
Hektar başına kadın istihdam sayısı
Toplam OSB sanayi alanı /
OSB’lerdeki kadın istihdam sayısı
%
Ara eleman teminine yönelik içinde meslek
okulu (ML, EML vb.) bulunan OSB sayısı
İçerisinde kreş bulunan OSB sayısı
Hektar başına üretim değeri
OSB firmalarının toplam üretim /
OSB Alanı
TL
/ ha
OSB’lerdeki firmaların
ortalama üretime geçme oranı
Üretim aşamasındaki parsel sayısı /
Toplam sanayi parsel sayısı
%
OSB’lerdeki firmaların ortalama
üretime geçme süreleri
Firmaya tahsisi tarihinden
üretime geçinceye kadar olan
Ay
OSB’lerdeki firmaların ortalama yaşam süreleri
Üretimin
Artırılması
Kümelenme
Etkisinin
Artırılması
(İş ağlarının
geliştirilmesi)
20
Yıl
Nace Düzey 2'ye göre orta düşük düzeyde
teknolojik ürün üreten firma sayısı
Nace Düzey 2'ye göre orta yüksek düzeyde
teknolojik ürün üreten firma sayısı
OSB’lerde yer alan yabancı yatırımcı oranı
%
Hektar başına ihracat tutarı
TL
OSB içi iş ağlarına yönelik eğitim alan bölge
çalışanlarının yüzdesi
Eğitim alan personel sayısı /
Tüm personel sayısı
OSB içi ağlarına yönelik en az bir platformu
olan OSB sayısı
% 50 ve daha fazla oranda ağırlıklı sektöre sahip
OSB sayısı
Boss club, dernekler,
sektör toplantıları vb.
OSB’lerdeki işletmelerin oluşturduğu
ortak uygulama sayısı
Ortak laboratuvar,
test merkezi, Ar-Ge, İŞGEM vb.
EYLÜL 2015
4. Veri Toplama ve Referans Noktalarının
Tespit Edilmesi
Ulaşılmak istenen sonuçların izleneceği
performans göstergelerinin belirlenmesi
nereye gidilmek istendiğini gösterirken,
referans verisi nerede olunduğunu
gösteren başlangıç verisidir. Politika veya
programın başarısı ise bu ikisi arasındaki
farka bağlıdır. Bir önceki aşamada
belirlenen her performans göstergesi için
referans verisine, diğer bir deyişle rehber
verisine ihtiyaç vardır.
5. Sonuçlara Dair Hedeflerin Seçimi
Hedef, bir örgütün belirli bir zaman dilimi
içerisinde ulaşmak istediği ölçülebilir
gösterge değeri olarak tanımlanmaktadır.
Referans değer ise gerçekleşme değerini
ifade etmektedir. Hedef değer ile referans
değer arasındaki fark başarıyı
gösterecektir. Sonuçlardan,
göstergelerden ve referans noktalarından
hareketle hedefler belirlenir. Nereye
gidilmek istendiği, nerede olunduğuyla
yakından ilgilidir. Sonuçlar için hedef
belirlerken, mevcut duruma ve yakın
geçmiş yılların referans verilerini dikkate
almak gerekir.
OSB’lere ilişkin mevcut veriler, sonuç
odaklı bir yaklaşımla kurulacak sistem
için yeterli olmamakla birlikte, geriye
doğru bir zaman serisi içeren veriler de
oldukça azdır. Dolayısıyla her bir gösterge
için mevcut veriler taranmalı ve eksik olan
verilerin tamamlanması yoluna
gidilmelidir.
6. Sonuçların İzlenmesi
OSB politikaları için oluşturulacak sonuç
zincirinde yer alan girdiler, faaliyetler,
çıktılar, sonuçlar ve etkilerin her biri için
izleme yapılabilir. Bunlardan en önemlisi
uygulamanın toplumsal alanda
oluşturduğu etkinin izlenmesidir. OSB
politikalarına yönelik geleneksel yönetim
yaklaşımında, OSB altyapı inşaatı için
verilen kredi tutarları, hak ediş işlemleri ve
tamamlanan OSB sayısı gibi göstergeler
uygulama düzeyindedir. Ancak, “Nitelikli
İstihdamın Artırılması” ise sonuç
düzeyindedir. Dolayısıyla OSB politika ve
uygulamalarının başarısı bu tür çıktı ve
sonuç düzeyinde gerçekleşmeler
gösterecektir.
7. Değerlendirme Aşaması
Değerlendirme, kamu idareleri tarafından
yürütülen bir proje, program veya
politikanın uygulama öncesinde, sırasında
veya sonrasındaki bir aşamada, etkinliği,
etkililiği, ilgililiği, sürdürülebilirliği gibi
kriterlere göre başarısı hakkında bir kanı
elde etmek için tarafsız ve düzenli olarak
yapılan yönetim süreci olarak
tanımlanabilir.
Değerlendirme, izlemeden sonra gelen bir
süreç olarak algılansa da, bu iki kavram
arasında tamamlayıcılık ilişkisi vardır.
Sonuçları izlemek için gerekli veriler ve
göstergeler olmaksızın değerlendirme
yapılamaz. Diğer yandan, izleme proje,
program veya politikayla ulaşılmak istenen
sonuç yolunda alınan mesafeyi ölçerken,
değerlendirmede alınan mesafeye ilişkin
neden sorusu sorulmaktadır.
Değerlendirmenin; program geliştirme,
sorumluluk ve örgütsel öğrenmeden
oluşan üç temel işlevi vardır.
Değerlendirme, bir proje, program veya
politikadan daha iyi sonuçlar elde etmek
için kullanılan bir yönetim aracıdır.
Tarafsız ve güvenilir bilgilere dayanan bir
değerlendirme, bir kamu müdahalesine
ilişkin karar alıcılara ve uygulayıcılara
önemli geri bildirimler sağlar. Kurumsal
öğrenme, gelişimin sağlanması için en
önemli faktördür. Bilgiye dayanan ve
sonuçlara yönelik değerlendirmeler,
kurumsal öğrenme davranış kalıbının
gelişmesine katkı sağlar.
Değerlendirme kriterleri için de farklı
sorular bulunmaktadır. Her bir soru için
farklı değerlendirme türleri kullanmak
uygun olacaktır. Farklı sorular için
kullanılabilecek ve tüm sorulara cevap
verebilecek tek bir değerlendirme şekli
yoktur. Önemli olan karar vericilerin ve
yöneticilerin ne öğrenmek istedikleridir.
Bir proje, program veya politika hazırlık,
uygulama ve sonuç aşamalarında farklı
değerlendirme bilgisine gereksinim vardır.
Tablo 5. OSB Politikalarına İlişkin Değerlendirme Kriterleri Soruları
Değerlendirme
Kriterleri
İlgili Sorusu
İlgililik Kriteri
OSB uygulamaları paydaşların beklentileri ile uyumlu mu?
OSB politikalarının uygulanmaya başlandıktan sonra koşullar değişti mi?
Bu değişikliğe rağmen politika geçerliliğini sürdürüyor mu?
Diğer politikalarla uyumlu mu?
İçsel tutarlılığı var mı?
Etkililik Kriteri
Hedeflere ulaşılmış mı?
Yararlanıcı ihtiyaçları karşılanmış mı?
Çıktılar sonuca dönüşmüş mü?
Etki Kriteri
OSB politika ve uygulamaları sonucunda ne değişti?
OSB politika ve uygulamalarının net (dışsal faktör etkisinden arındırılmış) etki nedir?
Beklenen ve beklenmeyen sonuçlar nelerdir?
Sürdürülebilirlik
Kriteri
Proje/program/politikanın etkileri uygulama sonrasında ne kadar süre devam etmektedir?
Sürdürülebilirliği sağlamak için politika değişikliğine ihtiyaç var mı?
21
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ
SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
8. Bulguların Rapor Edilmesi ve
Kullanımı
Wholey, Hatry ve Newcomer tarafından
yazılan “Uygulamalı Program
Değerlendirme El Kitabı” isimli eserde,
değerlendirme bulguların raporlamasının
önemini isabetli şekilde şöyle ortaya
koymaktadır. “Bazıları buna (raporlamaya)
iktidarın kulağına doğruyu fısıldamak
adını takmıştır, ancak iktidar dinlemiyorsa
doğruyu söylemenin ne anlamı kalır ki?
Hedef kitlemizin bizi dinlemesine yardımcı
olacak etkili yollar bulamazsak yaptığımız
tüm iyi işler boşa gidecek demektir.
Sonuçları rapor etme biçimimiz genellikle
ufak bir dalga meydana getirmekle
gereken etkiyi yaratma arasındaki farkı
belirleyecektir.”
OSB politika ve uygulamalarına ilişkin
olarak önerilen sonuç odaklı İ&D
sistemiyle elde edilen bulgular şu
hususlarda kullanılabilir:
• Hesap verebilirliğin kanıtlanması
• Kurumsal öğrenme
• Uygulamanın başarı / başarısızlığın
nedenlerine inme
• Güvenirlik
• Motivasyon
• Stratejik yönetim araçlarına destek
• Arşiv ve dokümantasyon
9. İzleme ve Değerlendirme Sisteminin
Sürdürülebilir Kılınması
Bir defalığına uygulanan bir proje,
program veya politika için İ&D sisteminin
sürekli olması gerekmez. Ancak OSB
politikaları başta olmak üzere birçok
kamu müdahalesinin kendisi süreklilik arz
ettiği gibi bunların faydaları, toplum ve
çevre üzerindeki etkileri de süreklilik arz
eder. Diğer yandan, yine OSB
politikalarında da olduğu gibi, bazı kamu
müdahalelerinde, sonuç ve etkiler uzun
dönemde ortaya çıkmaktadır. Faydanın
sürekliliği ve sonuçların uzun dönemde
ortaya çıkması durumlarında, İ&D
22
sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması
gerekmektedir.
Sonuç Yerine
1970’li yıllarda başlayan, 1990’lı yıllarda
bilişim-iletişim teknolojilerindeki
olağanüstü gelişmelerle hızlanan, 2000’li
yıllara gelindiğinde ise baş döndürücü
boyutlara gelen ekonomik, toplumsal ve
siyasal alanlardaki dönüşümlerin zorunlu
sonucu olarak devlet ve onun
yönetimindeki araçlar da dönüşmektedir.
Bu süreçle birlikte yaşanan derin
ekonomik krizler, devletleri,
harcamalarında daha etkin ve etkili olmaya
zorlamaktadır. Ayrıca iletişim
teknolojilerindeki ilerlemeler, politikacıları,
kamu yöneticileri ve hatta uygulayıcıları
şeffaf ve hesap verebilir olmaya doğru
yönlendirmektedir. Bu iki taraflı baskı,
kamu tarafından alınan kararlarda
rasyonel davranma zorunluluğunu
getirmektedir. Kamuoyunun bir kamu
müdahalesine ilişkin “yapıldı da ne oldu?”
sorusuna, kanıtlara dayanan, tatmin edici
cevaplar verilmesi gerekmektedir.
Proje, program veya politikaların yerinde,
etkili, etkin ve en az maliyetle
gerçekleştirme yolunda çeşitli araç ve
yöntemler geliştirilmiş ve geliştirilmeye
devam etmektedir. Amaçlara göre yönetim,
toplam kalite, performans yönetimi,
stratejik yönetim, kıyaslama
(benchmarking), mükemmellik modelleri
gibi birçok yönetim aracı özel sektörden
kamuya uyarlanmaktadır. Bu araçlardan
biri de sonuç odaklı izleme ve
değerlendirmedir. Bu güçlü kamu yönetim
aracı, bir kamu müdahalesinin (hizmetinin
veya yatırımının), uygulama süreçlerinden,
ürünlerinden, hizmetlerinden daha çok,
kamu müdahalesinin uygulanmasıyla elde
edilen sonuçlara ve hatta etkilere
odaklanılması gerektiğini vurgulamaktadır.
1960-2014 yılları arasında OSB’lere, 2013
yılı fiyatlarıyla yaklaşık 2,6 milyar TL
tutarında, piyasaya göre oldukça uygun
şartlarda kredi kullandırılmıştır. Ayrıca,
5084 sayılı Kanunun Geçici 1’inci maddesi
ve 4562 saylı OSB Kanunu Geçici 9’uncu
madde kapsamında, BSTB alacağının bir
kısmından feragat etmek suretiyle de,
OSB’lere sübvansiyon sağlamaktadır. Aynı
şekilde, ilgili kanunlarla OSB tüzel
kişiliğine ve OSB’de yatırım yapanlara
vergi muafiyetleri tanınmaktadır. Bunlarla
birlikte, meri OSB mevzuatı çerçevesinde,
yer seçimi, imar planları, OSB
organlarının seçimi, görevleri, arsa
satışları vb. birçok uygulama ile OSB’ler
düzenlenmektedir. Gerek teşviklerdestekler, gerekse mevzuat düzenlemeleri
belirli bir amacı gerçekleştirmek adına
yapılmaktadır. Bugüne kadar yapılan
faaliyetlerle, bu amacın ne kadarı
gerçekleştirildi. Bu sorunun yanıtı için iyi
bir izleme sisteminin kurulması gerekir.
OSB politikalarının sonuç odaklı yaklaşıma
uygun olarak izlenmesi ve
değerlendirilmesi için geliştirilen öneriler
aşağıda sıralanmıştır.
1. OSB politikaları için kurulması önerilen
sonuç odaklı izleme ve değerlendirme
sisteminde öncelikle beklenen sonuçlar
belirlenmeli, sonuçlar ayrıştırılarak
performans göstergelerine
dönüştürülmeli, belirlenen göstergeye
ilişkin geçmişten bugüne gelişim
eğiliminden hareketle oluşturulan
referans noktaları göz önünde tutularak,
sonuçlara yönelik hedef değerler tespit
etmek gerekir. Bu şekilde kurulan bir
izleme sisteminde elde edilen verilerden,
kanıtlara dayanan bir değerlendirme
yapmak mümkündür.
2. OSB politikaları için sonuç odaklı izleme
ve değerlendirme sistemi kurmada
önerilen aşamalar takip edilmek suretiyle,
BSTB bünyesinde OSB İzleme ve
EYLÜL 2015
Değerlendirme Sistemi Kurma Projesi
başlatılmalıdır. Böylece merkezi izleme ve
değerlendirme sistemleriyle uyumlu,
ancak OSB politikaları özelinde bir izleme
ve değerlendirme sistemine sahip
olunacaktır.
3. OSB politikaları için kurulacak sonuç
odaklı izleme ve değerlendirme sisteminin
başarıyla uygulamaya geçmesi halinde,
kümelenme, sanayi siteleri, endüstri
bölgeleri, teknoloji geliştirme parkları
uygulamalarına da yaygınlaştırılabilir.
4. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin birçoğunda sanayi bölgelerinin
dönüştürülmesi çalışmaları
yürütülmektedir. Yeni nesil sanayi
bölgeleri, sürdürülebilir sanayi bölgeleri,
eko endüstriyel parklar şeklinde yeni
yaklaşımlar geliştirilmektedir. Türkiye’de
bulunan OSB’lerin bu yeni yaklaşımlara
göre dönüştürülmesi gerektiği
düşünülmektedir. Sonuç odaklı izleme ve
değerlendirme sistemiyle, söz konusu
sanayi bölgesi standartlarına ulaşmak için
belirlenecek kriterler, performans
göstergelerine dönüştürülerek izlenebilir.
5. İzleme ve değerlendirme sistemlerinin
en önemli aşaması göstergeler için veri
toplanmasıdır. BSTB tarafından,
OSB’lerden çeşitli amaçlarla, formatlarda
ve içeriklerde periyodik bilgiler, raporlar,
tablolar istenmektedir. Bunların tek bir
bilgi sistemi içeresinde birleştirilmesi
faydalı olacaktır. Bu amaçla geliştirilen
OSB Bilgi Sitesi (OSBBS) Portalı, tüm bu
bilgileri içerecek şekilde düzenlenmelidir.
6. OSB’lerin OSBBS portaline verileri
eksiksiz şekilde girmeleri ve bunları
güncellenmeleri hususunda idari
yaptırımlar getirilmelidir. Yanlış ve hatalı
bilgi girişlerinin de idari yaptırıma tabi
tutulması faydalı olacaktır. BSTB’nin
OSB’lerin bazı işlem süreçlerine, portal
dâhil edilmelidir.
7. OSB politikaları için kurulacak izleme
ve değerlendirme sisteminden elde edilen
veriler, bundan sonra hazırlanacak
Kalkınma Planı, BSTB Stratejik Plan,
Türkiye Sanayi Stratejisi gibi politika
belgelerinde OSB politikalarına ilişkin
amaç, hedef ve performans göstergelerinin
belirlenmesinde kullanılması faydalı
olacaktır. Böylece merkezi izleme ve
değerlendirme sistemlerine de katkı
sağlanmış olur.
8. Sonuç odaklı yaklaşım temelli izleme ve
değerlendirme sistemiyle, elde edilen
performans göstergelerinden hareketle,
OSB’lerin performanslarının ölçülmesi için
ayrı bir endeks oluşturulabilir. Oluşturulan
endekse göre, belirli periyotlarda
OSB’lerin sıralaması yapılır ve BSTB
internet sitesinde ilan edilebilir.
Yararlanılan Kaynaklar
• European Commission. (1999). Evaluating
Socio-economic Programmes: Glossary
F300 Concepts And Technical Terms.
Means Collection: 6. Luxembourg, Office
For Official Publications Of The
Europeancommunities.
• Geng, Y. Zhang, P. Cote, R.p. And Qi, Y.
(2008). Evaluating The Applicability Of The
Chinese Eco-industrial Park Standard In
Two İndustrial Zones. International Journal
Of Sustainable Development, 15 (6),
543-552.
• Gothmann, Katrin. (2013). Development
of GIZ Guiding Principles for Eco Industrial
Parks. International Conference on Green
Enterprises and Green Industrial Parks.
October 7-8, 2013; New Delhi.
• Görgens, M. and Kusek, J. Z. (2009).
Making Monitoring and Evaluation Systems
Work, Washington, D.C.: The World Bank.
• Hatry, H. P. (1999). Performance
Measurement: Getting Results.
Washington, D.C.: The Urban Institute
Press.
• Kusek, J. and Rist, R. (2010). On Adımda
Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme
Sistemi. (Çev: C. ŞİMŞEK), Ankara: Dünya
Bankası Yayını.
• Mackay, K. (2007). How to Build M&E
Systems To Support Better Government.
Washington D.C.: World Bank Independent
Evaluation Group (IEG).
• OECD DAC. (2008). Değerlendirme ve
Sonuç Odaklı Yönetimde Anahtar Terimler
Sözlüğü. (Çev: TİKA, 2008). Ankara : TİKA
Yayınları.
• Ömürgönülşen, U. (2003). Kamu
Sektörünün Yönetimi Sorununa Yeni Bir
Yaklaşım: Yeni Kamu İşletmeciliği. Acar, M.
ve Özgür, H. (derl.), Çağdaş Kamu
Yönetimi, Konular, Kuramlar, Kavramlar.
(3-43). Ankara: Nobel Yayınları.
• Türk, E. (2006). An Evaluation of
Industrial Park Policy of Turkey: İzmir as a
Case Study. XLII. IsoCaRP Congress. 14-18
September 2006. İstanbul.
• UNDP. (2009). Handbook on Monitoring
and Evaluating for Results. New York:
UNDP Evaluation Office.
• Uzunkaya, Z. C. (2013). Karşı Olgusal Etki
Analizi- OSB Etki Analizi Eğitimi,
ANKÜSEM.
• Wholey, J.S. Hatry H. and Newcomer, K.
(1994). Handbook of Practical Program
Evaluation. San Francisco: Jossey-Bass
Publishers (Aktaran: Türk, Ersin. “An
Evaluation of Industrial Park.
23
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE UYGULANAN DEVLET TEŞVİKLERİNİN
GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ARTIRILMASINDAKİ ROLÜ*
Selim ERDOĞAN / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre sanayi,
ham maddeleri işlemek, enerji
kaynaklarını yaratmak için kullanılan
yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim,
uran, endüstri şeklinde tanımlanmıştır.
Sanayileşmek ise üretimde makine,
tezgâh gibi maddi üretim araçlarına
giderek daha çok önem vermek olarak
tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu [TDK],
2014). Sanayileşme kısaca, üretimde
makine kullanımının artışı şeklinde üretim
tekniğinde bir değişme ve bunun sonucu
olarak da verimliliğin artışıdır (Özer, 2002).
Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni
buluşların üretime olan etkisi ve buhar
gücüyle çalışan makinaların makineleşmiş
endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de
Avrupa’daki sermaye birikimini artırması
sonucu gerçekleşen Sanayi Devrimi
sonucu büyük sanayi kuruluşları ve
fabrikalar kurulmaya başlamıştır. Sanayi
Devrimi ve kurulan fabrikalar iş gücüne
olan ihtiyacı artırmış ve bu ihtiyaç büyük
ölçüde kırsal kesimden gelen göçlerle
karşılanmıştır. Bu göçler ve kent
merkezlerinde kurulan fabrikalar ile
birlikte yoğunluk artmıştır. Zamanla,
büyük sanayi kuruluşları kentten uzakta
kurulmaya başlamış fakat küçük sanayi
kuruluşları kentte kalmışlardır.
Başlangıçta yeni bir istihdam olanağı ve
zenginlik kapısı olarak görülen
sanayileşme, şehir merkezindeki
fabrikaların ortaya çıkardıkları
düzensizlikler ve çevre sorunlarına altyapı
ve diğer sorunlar da eklenince olumsuz
bir bakış açısıyla karşı karşıya kalmıştır
(Özer, 2002).
Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan hızlı
sanayileşme ve bunun beraberinde
getirdiği, yukarıda bahsedilen
olumsuzluklar karşısında, Organize Sanayi
Bölgeleri önem kazanmaya başlamıştır.
Dünyada OSB uygulamasına ilk kez,
19. yüzyılın ilk yarısında ABD’de
kendiliğinden ortaya çıkan bir uygulamayla
rastlanılmıştır. Gelişme kendiliğinden
oluşmuş ve tekstil imalathaneleri fiziksel
yerleşmelerle bir araya toplanmıştır.
Kendiliğinden ortaya çıkmış olan bu
uygulamanın dışında, ABD’de 1885 yılında
hazırlanan bir raporda ise ekonominin
geliştirilmesiyle bağlantılı olarak “Sanayi
Bölgesi” fikri ortaya atılmıştır. Raporda,
sanayi bölgelerinin oluşturulmasının
sanayinin geliştirilmesi için önemli bir
araç olacağına dikkat çekilmektedir.
Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili ilk
bilinçli uygulama ise 1896 yılında
İngiltere’nin Manchester kenti
yakınlarında kurulan “Trafford Park”
uygulaması olmuştur. Organize Sanayi
Bölgesi düşüncesinin ilk ortaya atıldığı
ABD’deki ilk uygulamalara ise 1899 yılında
rastlanılmaktadır (Çam, 2011’den aktaran
Çerçel, 2013: 29).
OSB’ler, ilk etapta planlı şehirleşme ve
sanayi işletmelerini aynı alanda toplama
* Bu makale, tarafımca hazırlanan “Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Artırılmasında Organize Sanayi Bölgelerine Uygulanan Devlet Teşviklerinin Rolü” konulu Uzmanlık Tezinden
yararlanılarak oluşturulmuştur.
24
EYLÜL 2015
gayesiyle uygulanmıştır. İleriki aşamalarda
bu amacının yanına, aynı sektör grubunda
yer alan firmaların ya da birbirini
destekler nitelikteki sektörlerde faaliyet
gösteren firmaların bulunduğu sanayi
bölgeleri oluşturularak pozitif
dışsallıklardan yararlanma amacı da
eklenmiştir. Ayrıca, bölgeler arası
gelişmişlik farklarını azaltarak dengeli
kalkınmanın sağlanması, istihdamın
artırılması, işletmelerin çevreye zararının
azaltılması amaçları da bulunmaktadır.
Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri
kavramı ilk defa 1961 yılında kullanılmaya
başlanmıştır. Birinci Kalkınma Planı
döneminden itibaren kalkınma plan ve
programlarında sürekli olarak, sanayinin
geliştirilmesine ve bölgesel kalkınmanın
gerçekleştirilmesine yönelik özendirici
tedbirler arasında yer almıştır (Alpat,
2000:3).
1960 yılında başlayan planlı kalkınma
döneminde ise sanayinin “lokomotif”
sektör olduğu açıklıkla belirtilmiş,
ekonomik dengenin kurulması, ekonomik
ve toplumsal kalkınmanın birlikte
gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme
ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi
uzun vadeli hedefler belirlenmiştir.
Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede
sanayinin geliştirilmesi amacıyla
uygulamaya konulan pek çok teşvik
tedbirlerinden biri olan OSB
uygulamalarına, ilk olarak 1962 yılında
Bursa'da bir OSB kurulmasıyla
başlanmıştır (Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı [BSTB], 2014).
Bugün gelinen noktada OSB’lerin sayısal
durumu Tablo 1'de gösterilmektedir.
Tablo 1. Organize Sanayi Bölgelerinin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı1
2013 SONU İTİBARIYLA BİTENLER
COĞRAFİ BÖLGE ADI
ADET
ALAN (Ha)
HEKTAR BAZINDA
DAĞILIM YÜZDESİ
MARMARA (11 İL)
22
5.438
19,05
EGE (8 İL)
22
4.290
15,03
AKDENİZ (8 İL)
16
3.456
12,11
İÇ ANADOLU (13 İL)
29
5.531
19,38
KARADENİZ (18 İL)
32
3.242
11,36
DOĞU ANADOLU (14 İL)
17
2.358
8,26
G.DOĞU ANADOLU (9 İL)
17
4.224
14,8
TÜRKİYE TOPLAMI (81 İL)
155
28.539
100
4562 sayılı OSB Kanunu’nda OSB’ler;
“sanayinin uygun görülen alanlarda
yapılanmasını sağlamak, çarpık
sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek,
kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları
rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim
teknolojilerinden yararlanmak, sanayi
türlerinin belirli bir plan dâhilinde
yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla;
sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının
imar planlarındaki oranlar dâhilinde
gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı
alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret,
eğitim ve sağlık alanları, teknoloji
geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir
şekilde ve belirli sistemler dâhilinde
sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan
ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen
mal ve hizmet üretim bölgeleri” olarak
tanımlanmaktadır.
Teşvik, çok genel olarak, devletin
işletmelere sağladığı kolaylıklar olarak
tanımlanabilir (Topal, 2006: 3). Diğer bir
tanıma göre teşvikler, belirli ekonomik
faaliyetlerin diğerlerine oranla daha fazla
ve hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla,
kamu tarafından çeşitli yöntemlerle
verilen maddi veya gayri maddi destek,
yardım ve özendirmelerdir (Duran
2006’dan aktaran Horoz, 2006:6). Devlet
yardımlarını, “belirli ekonomik hedeflere
ulaşabilmek amacıyla kamu kaynaklarının
özel sektöre transferi” (Pınar, 2006: 211)
olarak tanımlayan tanımdan hareketle
devlet yardımları ile devlet teşviki
kavramlarının aynı anlama geldiği
söylenebilir. OECD’nin yapmış olduğu
tanıma göre ise yatırım teşviki; bir
yatırımın maliyetini veya potansiyel kârını
etkileyerek veya yatırımla ilgili risklerini
¹ (Yol, içme suyu, pis su, yağmur suyu, elektrik vs altyapı işleri tamamlanan 155 adet OSB bazında).
(Kaynak: BSTB, 2014).
25
EYLÜL 2015
MAKALE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE UYGULANAN DEVLET TEŞVİKLERİNİN
GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ARTIRILMASINDAKİ ROLÜ
değiştirerek yatırımın büyüklüğünü,
bölgesini ve sektörünü etkilemek için
hazırlanan hükümet önlemleridir. Devlet
yardımları ya da teşviklerle; bölgelerarası
gelişmişlik farklarının giderilmesi, belirli
sektörlerin desteklenmesi, istihdamın
artırılması, yerli üretimin artırılması, cari
açığın azaltılması, ekonomik kalkınmanın
hızlandırılması gibi çok çeşitli hedefler
belirlenebilir.
Uygulanan ekonomik modele göre şekli
değişmekle birlikte teşvik tedbirleri
hemen hemen her ülkede
uygulanmaktadır. Teşvik uygulamalarının
temel hedefi ise genel anlamda ülkenin
genel refah düzeyinin artırılmasıdır (Topal,
2006: 4). Teşvik uygulamaları için öne
26
sürülen gerekçeler, ülkelerin gelişmişlik
düzeylerine ve benimsenen ekonomi
politikalarına göre değişebilmektedir
(Horoz, 2006: 9).
Devlet teşviklerinin, değişik boyutlarda ve
niteliklerde olmakla birlikte, hemen
hemen her ülkede uygulanıyor olmasının
yanında, uygulamadaki tartışmalar teşvik
politikalarının etkinliği ve doğaları gereği
istismara açık bir kamu politikası aracı
olmasından kaynaklanmaktadır. Teşvik
politikaları, kamunun serbest piyasa
mekanizmasına müdahalede bulunduğu en
etkili araçlarındandır.
Devlet yardımları, görev alanı olan
konularda izlenilen ana politikaları
destekleyen ve bu politikaların olumlu
etkilerini artıran uygulamalardır.
Dolayısıyla ekonomik ve sosyal istikrarın
sağlanmasına yönelik politikaların
tümüyle “devlet yardımları” üzerine
kurulması bu alanda yapılacak en önemli
hatadır. Devlet yardımları sadece
konjonktürel dalgalanmaların ve
istikrarsızlığın yaşandığı dönemlerde
ortaya çıkan dalgalanmaların boyutunu ve
süresini kısaltabilecek uygulamalardır.
Kısaca teşviklerin, sadece ekonomik ve
sosyal sorunların tahribatını azaltabileceği
ama asla sorunları tek başına ortadan
kaldıramayacağı düşünülmektedir
(Horoz, 2006: 11).
EYLÜL 2015
Ekonomik büyüme, bir ülkenin milli
gelirinde meydana gelen artış olarak
tanımlanmaktadır. Bununla birlikte,
günümüzde ekonomik büyümenin
hesaplanmasında milli gelir yerine GSYH
(Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) daha yaygın
olarak kullanılmaktadır (Pınar, 2006: 177).
Reel büyümenin (mal ve hizmet oranındaki
artışın) hesaplanabilmesi için ise parasal
gelirin fiyat artışlarından arındırılması
gerekmektedir. Çünkü gerçek anlamda
büyüme, bir ülkede belirli bir dönemde
üretilen mal ve hizmet miktarında bir
önceki döneme nispeten meydana gelen
artıştır. Bunu hesaplayabilmek için yurt içi
hasılanın, belirli bir dönemin fiyatları baz
alınarak (sabit fiyatlarla), reel büyüme oranı
hesaplanır (Pınar, 2006:178).
Nominal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla
(Nominal GSYH), bir ülkenin sınırları
içinde belirli bir yılda üretilen nihai
malların ve hizmetlerin, üretildikleri yılın
piyasa fiyatları üzerinden değeridir. Bir
ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda
üretilen nihai malların temel bir yılın piyasa
fiyatları üzerinden değerine, reel gayri safi
yurt içi hasıla denir (Ünsal, 2009: 5,10).
Reel GSYH hesaplanırken temel bir yılın
fiyatları üzerinden hesaplama yapılması,
GSYH’deki artışın mal ve hizmetlerin
fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan kısmını
bertaraf edeceğinden, bu durumda
meydana gelen GSYH artışı üretilen
malların ve hizmetlerin miktarındaki bir
artışı yansıtacaktır. Bu sebeple reel GSYH,
hasıla-çıktı veya üretim diye de
nitelendirilir (Ünsal, 2009: 11).
“Bir ekonomide bir yılda üretilen nihai
malların piyasa değerini temsil eden
GSYH, her şeyden üretilen malların piyasa
değeri hesaplanmak suretiyle dolaysız bir
biçimde ölçülebilir. Ayrıca bir ekonomide
bir yılda üretilen nihai malların piyasa
değeri, hem alıcıların bu malları satın
almak için ödedikleri para miktarına
(toplam harcamaya) hem de üretim
faktörlerinin elde ettikleri gelirlerin
toplamına (toplam gelire) eşittir. Dolayısıyla
bir ekonomide bir yılda üretilen nihai
malların piyasa değerini, toplam harcamayı
veya toplam geliri hesaplamak suretiyle
dolaylı bir biçimde ölçmek mümkündür.
İktisatçılar söz konusu alternatif GSYH
ölçme yöntemlerini sırasıyla toplam üretim
yaklaşımı, toplam harcama yaklaşımı ve
toplam gelir yaklaşımı diye nitelendirirler”
(Ünsal, 2009: 43).
Toplam Harcama Yaklaşımı: Bir ülkede
belirli bir yılda üretilen nihai mallar
tüketiciler, firmalar, hükümet ve yabancı
ülkeler tarafından satın alınır. Ayrıca bir
ülkede belirli bir yılda üretilen nihai
malların cari yıl fiyatları üzerinden piyasa
değeri (nominal GSYH), bu malları satın
almak için o yıl yapılan harcamaların
toplamına daima eşittir. Toplam harcama
yaklaşımında bu iki noktadan hareket
edilerek, bir ülkede belirli bir yılda üretilen
nihai malları satın almak için o yıl yapılan
harcamalar, tüketim (C), brüt yatırım (I),
hükümet alımları (G) ve net ihracat (XN)
toplamı ile ölçülür (Ünsal, 2009: 44):
Katma Değer Vergisi Muafiyeti: (3065 sayılı
KDV Kanunu’nun 17’nci maddesinin
4’üncü fıkrasının (k) bendi)
Kurumlar Vergisi Muafiyeti: (5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4’üncü
maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi),
Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni
Harcı Muafiyeti: (Belediye Gelirleri
Kanunu’nun 80’inci maddesi),
Tevhit ve İfraz İşlem Harcı Muafiyeti: (492
sayılı Harçlar Kanunu’nun 59’uncu
maddesinin (n) bendi).
OSB’lerdeki Yatırımcılara Uygulanan
Teşvikler:
Bedelsiz veya İndirimli Parsel Tahsisi:
(06/02/2004-06/02/2010 tarihleri arasında
5084 sayılı Kanun’un geçici birinci
maddesi, 12/04/2011 tarihinden itibaren
4562 sayılı OSB Kanunu’nun geçici 9’uncu
maddesi)
Emlak Vergisi Muafiyeti: (1319 sayılı
Emlak Vergisi Kanunu’nun beşinci
maddesinin (f) bendi)
Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni
Harcı Muafiyeti: (Belediye Gelirleri
Kanunu’nun 80’inci maddesi)
Tevhit ve İfraz İşlem Harcı Muafiyeti: (492
sayılı Harçlar Kanunu’nun 59’uncu
maddesinin (n) bendi)
Bir Alt Bölge Desteğinden Yararlanma:
(19/06/2012 tarihli “Yatırımlarda Devlet
Yardımları Hakkında Karar”).
Nominal GSYH = C + I + G + XN
OSB’lere uygulanan devlet teşvikleri; “OSB
tüzel kişiliğine uygulanan teşvikler” ve
“OSB’deki yatırımcılara uygulanan
teşvikler” şeklinde iki kısımda
incelenecektir.
OSB Tüzel Kişiliğine Uygulanan Teşvikler:
OSB Altyapısının Kredilendirilmesi
Emlak Vergisi Muafiyeti: (1319 sayılı Emlak
Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin (f)
bendi),
Bahse konu teşviklere bakıldığında
yatırımcılar açısından katma değeri en
yüksek teşviklerin bedelsiz/indirimli arsa
tahsisi ve OSB’lerin altyapısının
kredilendirilmesi olduğu görülmekte olup
bunlardan birincisi yatırımcılara doğrudan
destek sağlamakta, ikincisi ise dolaylı bir
destek sağlamaktadır. Bunların yanı sıra
OSB’lerde yapılan teşvik belgeli
yatırımların bir alt bölge desteğinden
yararlanması da önemli bir teşvik
konumundadır. Bunların dışında kalan
27
EYLÜL 2015
MAKALE
OSB teşviklerine bakıldığında, bunların
vergisel teşvikler olduğu görülmektedir.
GSYH’nin artırılması bakımından
değerlendirildiğinde ise yatırımcılara
gerek yatırım döneminde ve gerekse
işletme döneminde bir menfaat
sağladığından yatırım kararını olumlu
yönde etkileyeceği ve dolayısıyla da
GSYH’nin artırılmasında katkısı olduğu
söylenebilir.
OSB’lere kullandırılan kredi, Normal ve
Gelişmiş İllerdeki OSB’lere altyapı ile
genel idare giderleri kredisi; Kalkınmada
Öncelikli Yörelerdeki OSB’lere ve yüksek
teknoloji gerektiren ihtisas OSB’lere
altyapı ve genel idare giderleri kredisinin
yanı sıra arsa kredisi şeklinde olmaktadır.
Bu destek, kredi şeklinde olmakla birlikte,
piyasa faiz oranlarının çok altında faiz
oranlarına sahip olması, başlangıçta
ödemesiz döneminin olması ve uzun vadeli
olması sebebiyle devlet teşviki
mahiyetinde değerlendirilmektedir.
OSB’lere kullandırılan kredinin GSYH’nin
artırılmasına katkısı değerlendirildiğinde
iki durum karşımıza çıkmaktadır. Birinci
durum, devletin kredi desteğiyle yapılan
OSB altyapısı, bina dışı inşaat olarak
yatırım kapsamında değerlendirilmekte ve
dolayısıyla GSYH içerisinde yer almaktadır.
Bu doğrudan ve kısa vadeli artışın yanı
sıra yapılan altyapı yatırımının orta ve
uzun vadede çıkması beklenen ve asıl
önemli olan, dolaylı bir etkisi
bulunmaktadır. Bu ise yatırım yapmak
isteyen kişilere altyapısı, enerji nakil
hatları ve ulaşım imkânı hazır bir yatırım
alanı sunulmasıdır. Özel sektörün kendi
imkânlarıyla altından kalkamayacağı
altyapı imkânının devlet desteğiyle
yapılması, yatırımcıların yatırım yapma ve
yatırım yeri kararı üzerinde etkili olacağı
düşünülmektedir.
28
Bedelsiz/indirimli arsa tahsisi; farklı
mevzuat maddeleri ile farklı zamanlarda
sağlanmış olan, OSB’lerde bedelsiz ya da
indirimli arsa tahsisi desteği ayni bir teşvik
konumundadır. İlgili mevzuat metinlerine
bakıldığında, yatırımların az gelişmiş
bölgeler lehine daha çok artırılarak
bölgesel dengesizliklerin azaltılmasının
amaçlandığı görülmektedir. Yatırımların
OSB’lerde yapılmasının amaçlanması da
diğer bir husustur. Yatırım yapmak isteyen
kişilerin, yatırımlarının başlangıç
döneminde katlanmak zorunda oldukları
arsa, bina ve makine-teçhizat gibi önemli
maliyet kalemleri bulunmaktadır.
Bunlardan biri olan arsanın bedelsiz ya da
indirimli olarak sağlanması, yatırımcıların
başlangıç maliyetlerini büyük ölçüde
azaltmakta ve doğal olarak da yatırım
kararlarını olumlu yönde etkilemektedir.
Sonuç olarak, OSB'lere uygulanan devlet
teşviklerinin GSYH'nin artırılmasına
olumlu katkısı olduğu düşünülmekle
birlikte, uygulanan teşviklerde; teknoloji
düzeyinin (hem üretim teknolojisi
bakımından hem de üretilen ürünler
bakımından) artırılmasının, ülke ekonomisi
açısından öncelikli ve sürdürülebilir
kalkınmayı destekleyici sektörlerin teşvik
edilmesinin ön plana alınmasının faydalı
olacağı mütalaa edilmektedir.
Kaynakça
• Pınar, A. (2006). Maliye Politikası
(2. baskı). Ankara: Naturel Yayınları.
• Ünsal, E.M. (2009). Makro İktisat
(8. baskı). Ankara: İmaj Yayıncılık.
• Özer, Y. E. (2002). Organize Sanayi
Bölgeleri ve Kentsel Gelişmeye Etkileri
(Manisa Organize Sanayi Bölgesi Örneği).
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Dokuz
Eylül Üniversitesi.
• Çerçel, S. (2013). Organize Sanayi
Bölgelerinde Dış Ticaret Sorunları: Mersin
Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde Bir
Uygulama. Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi. Çağ Üniversitesi.
• Alpat, H. A. (2000). Organize Sanayi
Bölgeleri ve Tokat Organize Sanayi Bölgesi
Uygulaması. Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi.
• Topal, M.H. (2006). Uluslararası
Kuruluşların Teşviklere Yaklaşımı ve Türk
Teşvik Sisteminin Bu Çerçevede Analizi.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi.
• Horoz, Y. (2006). İhracata Yönelik Vergi
Teşvikleri ve Türkiye Uygulaması.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Uludağ
Üniversitesi.
• BSTB (2014). Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Veritabanı. Mart 2014.
http://kss.sanayi.gov.tr/ServiceDetails.asp
x?dataID=180.
• Türk Dil Kurumu. (2014). Büyük Türkçe
Sözlük.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=co
m_bts. Nisan 2014.
EYLÜL 2015
MAKALE
TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK
Nazmiye DEMİR / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
21. yüzyıl, kadınların daha parlak bir
geleceğe sahip olacakları yüzyıl olarak
görülmektedir. Bunda kadının çalışma
hayatında yer almasını kolaylaştıran dört
temel değişim olan; teknolojik gelişmeler,
sektörel değişim, hukuki ve sosyokültürel
değişimlerin rolü olduğu kadar üretim
tarzının yenilenmesi de etkili olmuştur.
Yeni üretim tarzında, fiziksel güç önemini
yitirmekte, estetik ve duygusal zekâ önem
kazanmakta olduğundan kadınlar
dezavantajlı konumdan avantajlı konuma
gelmektedir (1).
Sürdürülebilir kalkınmanın öznesi
konumunda olan kadınların
güçlendirilmesinde önemli bir boyutun,
kadınların istihdama katılımının
artırılması, girişimciliğin desteklenmesi
ve kadın yoksulluğu ile mücadele olduğu
gerçeği karşımıza çıkmaktadır.
Bu gerçekten hareketle, kadınların aile ve
toplumdaki rollerinin, ekonomik, kamusal
ve siyasal yaşama katılmalarının önünde
engel oluşturmayacak şekilde
dönüştürülmesi için kalkınma planları ve
hükümet programlarında yer alan
tedbirler çerçevesinde, ülkemizin de
öncelikleri ve hedefleri incelendiğinde,
iş gücü piyasasında kadınların
güçlendirilmesi, kadınların çalışma
hayatına katılımlarının artırılması gibi
konulara kalkınma planları ve hükümet
programlarında yer verildiği
görülmektedir.
Nitekim ülkemizin en üst politika
dokümanı olan Onuncu Kalkınma
Planı’nda (2014-2018) kadınların hem iş
gücüne katılım hem de istihdam
oranlarına ilişkin somut hedeflere yer
verilmiş, “İş Gücü Piyasasının
Etkinleştirilmesi Programı” kapsamında
kadınlara yönelik istihdam teşviklerinin
etkinleştirilmesi, kadın istihdamındaki
engellerden en önemlisi olan çocuk bakımı
hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kadın
girişimcilere özel bütüncül bir destek
programının uygulanması bileşenleri yer
almıştır.
ve yaşlı aile fertlerinin bakımından
sorumlu tutulmaktadır. Yemek pişirme,
temizlik yapma, bulaşık yıkama, ütü
yapma gibi işleri kadınlar yapmakta,
erkekler ancak özel durumlarda bunları
eşi ile paylaşmaktadır. Bu durumda ise
eşler bu işleri yardım etmek adına
yapmaktadır.
Görüldüğü gibi, kadınların sosyoekonomik
koşullarının iyileştirilmesi, hükümetler
nezdinde plan ve programlarla
desteklenmektedir. Bu itibarla, çalışmada
kadın konusu, teknolojik değişim ve
verimlilik boyutları ile inceleme konusu
yapılmaktadır.
Günümüzde teknoloji kullanımı hayatın
her alanına girmiş ve bir ayrıcalık
olmaktan çok zorunluluk haline gelmiştir.
Teknolojik araçların yaygın olarak
kullanılması bir taraftan insan hayatını
kolaylaştırıp katkıda bulunurken, diğer
taraftan zaman kazandıran önemli
unsurlardan biri olarak görülebilir (2).
Kadınlar, yalnızca az gelişmiş ya da
gelişmekte olan ülkelerde değil,
sanayileşmiş ülkelerde de ev işleri, çocuk
29
EYLÜL 2015
MAKALE
TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK
Yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve
yayılması süreci; çalışma yaşamında
kullanılması, ev işlerine ayrılan zamanı
azaltarak kadının iş gücüne katılım oranını
artırıcı etkide bulunmaktadır.
Teknolojinin tek bir hedefi var; hayatımızı
daha yaşanabilir ve rahat hale getirmek.
Bulaşık ve çamaşır makineleri, akıllı
fırınlar, buzdolapları gibi evimizin
vazgeçilmez beyaz eşyaları olarak anılan
ve hatta yeni teknoloji olarak bile
görmediğimiz cihazlar aslında hayatımızı
kolaylaştırıyor.
Kadınlar için ise teknoloji, ev işlerinin daha
kısa süre ve daha kolay yapılması için uygun
araçlar sağlamaktadır.
Bu bağlamda, kadınlar, artık ev işlerine
daha az zaman ayırmaktadırlar.
Sözgelimi, iyi bir buharlı ütü zaman kazandıran
aletler arasındadır:
• Ütü masası ütüyü kolay yapmayı sağlar.
• Elektrikli süpürge kullanıldığında; ahşaplar,
duvarlar, mobilyalar, lamba içleri, resimler için
toz alma fırçasını kullanmak daha uzun süre
temiz kalmalarını sağlar.
• Süpürgenin uzantılarıyla yüksek
pencerelerin, kapıların tozu alınabilir.
• Kenarları lastikli çarşaflar yatak düzeltme
zamanını oldukça azaltabilir(2).
Nitekim ABD’de Arnold Halk Sağlığı
Enstitüsü tarafından 19-65 yaş arasındaki
55 bin kadın üzerinde yapılan araştırma,
kadınların 1965 ve 2010 yılları arasındaki
45 yılda yaşam alışkanlıklarındaki
değişimleri ortaya koymuş ve araştırma
sonuçlarına göre kadınlar, 45 yıl içinde
artık yemek, temizlik, çamaşır gibi ev
işlerine yüzde 50'den fazla oranda daha az
vakit ayırıp daha çok TV izleyip, bilgisayar
başında vakit geçirmişlerdir.
30
Buna göre kadınlar, 1965'te haftada
ortalama 26 saatlerini ev işlerine
harcarken, bu süre 2010 yılında yüzde
50 azalarak 13 saate gerilemiştir. Ev
işlerine harcanan zamandaki bu hızlı
düşüşle birlikte özellikle çalışmayan
kadınların haftada ev işleri için
harcadıkları enerjide de 2 bin 500
kaloriden fazla gerileme olmuştur.
Bunların da ötesinde akıllı ev sistemleriyle,
günlük ev uğraşıları insanların, özellikle
de kadınların neredeyse hiç zamanlarını
almayacaktır. Günümüzde henüz
yaygınlaşmamış olmakla birlikte, akıllı ev
teknolojileri bilim kurgu filmlerinin konusu
olmaktan çıkmış olup günlük hayatın bir
parçası olma yolundadır.
Ülkemizde, toplam iş gücü içinde kadının
payı 2004 yılında yüzde 25.7 düzeyinde iken
(iş gücündeki nüfus içinde her dört kişiden
yalnızca biri kadındır), 2013’te ise bu
oranın yüzde 30.7’ye yükseldiği
görülmektedir.
Kadınların ve erkeklerin istihdamlarının
sektörel dağılımlarına bakıldığında, tarım
sektöründe kadın ve erkek istihdamının
düştüğünü, buna karşın hizmetler
sektöründe özellikle kadınlar için
istihdamın arttığı görülmektedir. 2013 yılı
itibarıyla kadınların hizmet sektöründeki
istihdamı % 48 olmuştur. Aynı sektör için
erkek istihdamı ise % 51 düzeyinde
gerçekleşmiştir (3).
Türkiye genelinde kadınların ve erkeklerin
kamu veya özel sektör işletmesinde
çalışması oransal olarak birbirine yakındır.
Ancak kentte kadınların kamuda çalışması
erkeklerinkinden 5 puan yüksektir. Bu
durum, kadınların yukarıda görüldüğü
üzere profesyonel, yarı profesyonel ve idari
hizmetlerde yüksek oranda yer alışlarıyla
bağlantılandırılmaktadır (3).
Kadınların, bir yandan eğitim aldıkları alanda
kariyerlerini sürdürürken diğer yandan
ailelerine kaliteli zaman ayırmaları imkânı
yine teknoloji ile sağlanabilmektedir.
Teknolojinin yaşamı kolaylaştırması ve ev
işlerinde kazandırdığı kolaylıklara ilişkin
örnekler ve diğer mobil iletişim
projelerinin sağladığı zaman tasarrufu ve
iş verimliliği, kadınlara ve dolayısıyla
ailelere aile kurumu üzerine çok olumlu
katkılar getirmektedir.
Ancak günümüzde teknoloji bu işlevinin
daha ötesine gitmiş ve teknoloji dünyasında
erkek egemenliği görülse de, kadınların
sektördeki ağırlığı gün geçtikçe artış
göstermektedir.
Teknoloji, yalnızca ev işlerinde değil, çalışma
hayatında da önemli kazanımlar
sağlamaktadır.
Söz gelimi, teknoloji ile iletişimde
sağlanan verimliliğin, yöneticilerin
hayatını kolaylaştırdığı görüşü
yaygınlaşmaktadır. Yapılan araştırmalarda,
katılımcıların % 58'i, teknoloji sayesinde
yöneticilerin ekipleri ile daha hızlı ve
esnek bir şekilde iletişim kurabildiği
görüşünü taşımaktadır (4).
Bilgi Teknolojileri (BT) ve Kadın
Kadınların, yazılımdan donanıma kadar
teknolojinin hemen her alanında varlığını
gösterdiği belirtilmektedir
(5).
Kadınların bilişim teknolojileri alanında
yer etmeleri, bu teknolojilerden
yararlanmaları ve daha da önemlisi bu
sektörde üst düzey yönetimde yer
almalarına kadar varmıştır.
Bunun yanında, Kadınlar Günü’ne özel
hazırlanan ve 30 ülkede 3 bin 600 çalışanın
EYLÜL 2015
katılımıyla gerçekleştirilen araştırma,
kadınların iş hayatında yöneticilik ve
teknoloji konuları ile daha fazla anılacağı
ve önümüzdeki yıllarda özellikle teknoloji
yöneticiliği konusunda daha fazla söz
sahibi olacağı yönündeki görüşleri
desteklemektedir. Bu kapsamda, hayatın
her alanında olduğu gibi çalışma
ortamında da kadın ve erkek için
fırsatların eşit olduğu bir ortam
oluşturulmasının çok önemli olduğu
belirtilmektedir (4).
Kadınların teknoloji sektöründe erkek
egemenliğini etkilediğine işaret edilen bu
çalışmalarda, kadınların teknoloji
sektöründeki erkek egemenliğini bitirmek
üzere olduğu ve Lenovo, Teradata, Casper,
Eset gibi teknoloji devlerini yöneten
kadınların duygusal zekâları ve
beyinlerindeki sol lobun daha aktif
olmasından dolayı fark yarattıklarını
belirttikleri vurgulanmaktadır
(5).
Buna göre, Yahoo, Intel, Vodafone,
Lenovo, Nokia, Teradata ve Eset gibi
dünyanın en büyük markaların artık
gücünü kadınlardan aldığı, Türkiye’de de
durumun gelişmiş ülkelerdekine paralellik
gösterdiği vurgulanmakta olup hatta artık
uluslararası teknoloji markalarının üst
yönetimlerinde Türk kadınlarının da
görüldüğü belirtilmektedir.
Bununla birlikte günümüzde, müşteriyle
yüz yüze nitelik taşıyan yani ilişkisel işler
daha çok kadınlar tarafından
yürütülmekte, mühendislik, montaj hattı
üretimi ile ilgili işler de erkek işleri olarak
kalmaya devam etmektedir.
Kadınların BT ile ilgili işlerde yeterince
temsil edilemeyişleri ve daha düşük
seviyelerdeki işlerde çalışmalarının
nedenlerini sorgulayan çalışmalarda,
kültürel ve toplumsal altyapının belirleyici
olduğu ve ilgili eğitim süreçlerine
kadınların katılımının da bunlardan
etkilendiği sonucuna varılmaktadır.
Sözgelimi ABD’de bilgisayar ve BT
programlarının lisans düzeyinden mezun
olan kadınların oranı % 21 iken,
mühendislik ve mühendislik lisansı
alanında bu oran % 16,5’dir (6).
Sözgelimi, Malezya ve Hindistan gibi
gelişmekte olan bazı Asya ülkelerinde
yürütülmüş araştırma sonuçlarına göre
bilgisayar programcılarının % 20’sini
oluşturan kadınların daha az beceri
gerektiren, daha az katma değerli ve daha
çok veri işleme rollerinin olduğu
taşeronlaştırılmış işlerde çalıştığı
sonucuna ulaşmıştır. Elektronik yayıncılık,
web site tasarımı ve yönetimi, araştırma
ve teknik yazım gibi özel uzmanlık ve
yönetsel yetki gerektiren BT işleri ise
erkek baskın işler olarak ayrışmaktadır
(6).
31
EYLÜL 2015
MAKALE
TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK
Oysa ki kadınlar yenilikçilik süreçlerine
farklı bir yaklaşım getirirler. Bu durum,
yeniliğin içinde çeşitlilik olmasını diğer
deyişle daha çeşitli ürün ve hizmet
olmasına yol açar. Bu nedenle, BT ile
ilişkili mesleklerde kadın çalışanların
azlığı kadının potansiyelinin
değerlendirilememesi bakımından
yetenek ve yaratıcılık kaybı olarak
nitelendirilmektedir (Aksoy, 2012).
İnternet Kullanımı ve Kadın
Günümüzde dünya ile iletişim
kurabilmenin en önemli aracı olan
internet dünyasında kadınlar, yalnızca BT
sektöründe erkeklerin gerisinde
bulunmayıp, internet kullanımında da
geride kalmıştır.
Türkiye'de bilgisayar ve internet kullanım
oranları 2014 yılında yüzde 50 düzeyini
aşmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK)
Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım
Araştırması 2015 verilerine göre, 16-74
yaş grubundaki bireylerde sırasıyla %54,8
ve %55,9, aynı yaş grubunda internet
kullanımı da % 48.9'dan % 53.8'e çıkmıştır.
Bu oranlar, 2015 yılında erkeklerde %64 ve
%65,8 iken, kadınlarda %45,6 ve %46,1'dir.
TÜİK verilerine göre, genç kadınların
interneti daha çok kullandığı
görülmektedir (7). Buna göre, kadınlarda
internetin en çok kullanıldığı yaş aralığı
16-24’tür. Bu gruptaki kadınların internet
kullanımı % 50 dolayındadır. Bu grubu, 2534 yaş aralığı izlemekte olup bu yaş
aralığında internet kullanım oranı % 40
dolayında bulunmaktadır.
Bireylerin internet kullanım yerleri kadın
ve erkek ayrımında incelendiğinde, 2010
yılında internet kullanımı için genelde en
32
çok tercih edilen yerlerin sırasıyla ev,
iş yeri ve internet kafe olduğu
belirlenmiştir (8).
Kadınların ise internet kullanımının en çok
evde gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır
(% 70,8). Teknolojinin özellikle evde verimi
artırdığından kadınların çalışma hayatına
katılımını dolayısıyla istihdama
katılmalarını da artırmakta olduğuna
değinilmişti, teknoloji kadınların yalnızca iş
hayatında daha çok varlık göstermelerini
etkilemeyip onların her iki alanda da
verimliliklerini artırmaktadır.
Kadın, Teknoloji ve Verimlilik
Yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve
yayılması süreci; çalışma yaşamında
kullanılması, ev işlerine ayrılan zamanı
azaltarak kadının iş gücüne katılım oranını
artırıcı etkide bulunmakta, boş zaman
kullanımı, yeni teknoloji ürünlerinin
standartlarının belirlenmesi gibi pek çok
alanda yeni oluşumları da gündeme
taşımaktadır. Özellikle küreselleşmeyle
birlikte Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT)
yaygınlaşması “teknoloji ve kadın”
çalışmalarının da pozitif ayrımcılık
kapsamında BİT’in kullanılmasından daha
çok, BİT’in geliştirilmesi ile ilgili alanlarda
yoğunlaştığı görülmektedir. BİT’in
kullanım alanları ve kadının toplumsal ve
ekonomik hayata katılımı ile ilgili olarak
yapılan çalışmalar “kadınların BİT
kullanımı” konusunun bilgi toplumuna
ulaşmada önemli bir adım olduğunu
göstermektedir (9).
Kadına Yönelik Mobil İletişim ve Bilişim
Teknolojileri (BİT) Projeleri
BİT’in ve özellikle bunun en somut
görünümü olan internetin yayılma hızı ve
artan kullanıcı sayıları, bu alanda mikro
kredi destekleri ile gelir elde edebilen
kadınlara kısacası girişimci kadınlara
yönelik projelerin sayıca çokluğu ve olumlu
sonuçları konuyu incelemeye değer
kılmaktadır. Ayrıca, kadın ve teknoloji
konusuna paralel olarak özellikle
kadınların sosyalleşmesi, toplumsal ve
demokratik hayata katılmaları konusunda
BİT’in yeni ve etkin bir araç olarak
kullanılabilmesi söz konusu olmaktadır.
Mobil iletişim şirketleri, kadınların mobil
teknolojiyi kullanmaları karşısındaki
engelleri daha iyi anlamak amacıyla,
hükümetler ve sivil toplum kuruluşları
nezdinde iş ortaklarıyla beraber hareket
etmektedir. Mobil teknolojinin, yeni iş
imkânları, üretkenlik ve verimlilik artışı
sağlayarak ekonomik kalkınmayı
desteklemesinden hareketle, önde gelen
mobil iletişim şirketlerinden biri
tarafından, mobil teknoloji ve kadınların
güçlenmesi kapsamında; kadınların
% 90’ının bir mobil cihaz ile kendilerini
daha güçlü hissettiği olgusuna dayanarak
başlatılan programla, dünya genelinde
85 bin kadına ulaşılmıştır.
Bu doğrultuda hazırlanan “Önce Kadın
Raporu”; şirketin, sağlık, eğitim, çalışma,
güvenlik, yaşlılıkta yalnızlık ve erişim
temaları çerçevesinde geliştirdiği mobil
iletişim çözümlerinin, kadınlara sağladığı
sosyal ve ekonomik katkıları, somut bir
biçimde ortaya koymaktadır.
Önce Kadın Programı kapsamında,
Mersin’de kendi yaptığı el emeği ürünleri
Önce Kadın İlan Servisi aracılığıyla
internet üzerinden satışa sunan ve
kazancını yaklaşık % 500 oranında artıran
Muazzez Özer, bu örnek girişimiyle, Önce
Kadın Raporu’nda bir kişisel başarı
hikâyesi olarak yer almıştır (10).
Buna ek olarak, kadın perakendecilerin
verimliliğinin ve yaşam kalitelerinin
artırılması için mobil çözüm olarak
uzaktan sipariş verme olanağı sağlayan
SMS Platformu’nun ulaşım zamanını
EYLÜL 2015
azalttığı ve verimliliği artırdığı
belirtilmektedir. Ayrıca, stok seviyelerinin
gerçek zamanlı olarak takip edilmesini de
sağladığı ortaya konulmaktadır.
Örneğin, Hindistan’ın Gujarat bölgesindeki
Kırsal Dağıtım Ağları (Rural Distribution
Network-RUDI) 1,1 milyon haneye
ulaşmakta ve 3.000 kadın için gelir imkânı
sağlamaktadır. RUDIben olarak bilinen bu
kadın girişimciler, bu ağ aracılığıyla tarım
ürünleri satın almakta ve bunları, RUDI
markası ile yerel toplulukları içerisindeki
müşterilere satmaktadır.
Eskiden RUDIben’lerin, sipariş vermek ve
malları merkezi depodan almak için
genellikle çok uzun yolculuklar yapmak
zorunda oldukları ve depoya vardıklarında
sipariş edilen tüm ürünler mevcut
olmadığı için genellikle boşu boşuna
seyahat etmiş oldukları belirtilmektedir.
Ancak anılan platformun oluşumundan
sonra, kadınların artık, RUDI Sandesha
Vyavhar (RSV) platformunu kullanarak
basit bir cep telefonundan SMS ile sipariş
verebildikleri belirtilmektedir. Bu yolla,
kadınların, siparişlerinin stokta bulunduğu
ve ürünün kendilerine gönderildiğinden
emin oldukları ve böylece ulaşım için
harcadıkları zamanın büyük oranda
azaldığı bildirilmektedir.
Yazılım, işlemleri kaydederek kadınların
satışları takip etmesini ve evrak işlerinin
azaltılmasını sağlamaktadır. Sistem
ayrıca, RUDI organizasyonunun stok
seviyelerini gerçek zamanlı olarak takip
etmesini ve yönetmesini sağlayarak daha
önce gelirin % 20’sine eşdeğer satış
kaybına sebep olan verimsizlikleri
azalttığını ortaya koymaktadır (10) .
Görüldüğü gibi, SMS tabanlı platform
sayesinde girişimci kadınlar, ulaşım
süresini büyük oranda azaltabiliyor,
cirolarını, gelirlerini ve hayat kalitelerini
artırabiliyorlar.
Kadınlar bu alanlarda yalnızca verimliliklerini
artırmıyor, başarılı kariyerler de yapıyorlar:
“Teknolojide Kadın Devrimi” başlıklı
haberde (11) teknoloji ve bilim
dünyasındaki kadınlardan ilham alınarak,
dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinin
üst düzey Türk kadın yöneticileri
tanıtılmaktadır. Bu kapsamda; özellikle
kadın istihdamının gerilerde seyrettiği ve
kadın-erkek eşitsizliğinin damga vurduğu
ülkemizde onların, başarılı kariyerleriyle
ilham verdiği ve toplumdaki algının aksine
kadınların bu sektörde erkekleri geride
bırakıp nasıl yükselebileceğini gösterdiğine
değinilmektedir.
6.Aksoy, Beyhan., “ Bilgi Teknolojileri ve
Yeni Çalışma İlişkileri Information
Technologies and New Labour Relations”,
EGE AKADEMİK BAKIŞ / EGE ACADEMIC
REVIEW, Cilt: 12 • Sayı: 3 • Temmuz 2012,
ss. 401-414
7-8. www.tuik.gov.tr
9.http://www.yeniekonomi.com/kadinlarin
-bilisim-iletisim-teknolojisi-kullanimi/
erişim 16.06.15
10.http://www.turkiyevodafonevakfi.org.tr/
VF_WomensReport_V13_Turkish19.pdf
erişim 16.06.15
11.http://www.gazetevatan.com/teknolojid
e-kadin-devrimi-718313-makaron/ erişim
15.06.2015,
Ayrıca yeni teknolojiler sayesinde kadınlar (ve
erkekler de) ofise bağımlı kalmadan esnek
çalışma yöntemleriyle (evden çalışma, esnek
saatlerde çalışma gibi) çalışma hayatlarını
sürdürebilmektedirler.
Bu yeni çalışma düzeni ile verimlilik
ilişkisinin ayrıca incelenmesinin, günümüz
çalışma hayatına ışık tutması bakımından
yararlı çalışmalar arasında olacağı
önerilmektedir.
Kaynakça
1.http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sosyoeko
nomi/article/view/5000080568/5000074608
, erişim 24.06.15.
2.Anahtar Dergisi, “Kadınlar İçin İş
Kolaylaştırma Ve Zaman Yönetimi” Aralık
2011 Sayı: 276
3.http://kadininstatusu.aile.gov.tr
4.http://www.milliyet.com.tr/kadinlargunune-ozel-rapor-pembenar-detayyasam-2023384/ erişim: 24.06.15.
5.http://www.bugun.com.tr/ekonomi/tekno
lojinin-sultanlari-haberi/1118063 erişim:
17.06.15
33
EYLÜL 2015
BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ
2012 YILI BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ YAYINLANDI
Özlem KIRICI – Muhammet Emin DALOĞLU / Sanayi ve Teknoloji Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
Resmi İstatistik Programı kapsamında
hesaplanan ve yayımlanan Bölgesel
Verimlilik İstatistikleri kamuoyuyla
paylaşılmıştır.
Bölgesel istatistikler “Sanayi ve Hizmet
Sektörlerini” kapsayacak şekilde
2003-2008 yılları için Avrupa
Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin
İstatistiki Sınıflaması Nace Rev.1.1’e göre
13 ana faaliyet kısmı bazında; 2009 yılı ve
sonrası için Avrupa Topluluğu’nda
Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki
Sınıflaması Nace Rev.2’ye göre 16 ana
faaliyet kısmı bazında, İstatistiki Bölge
Birimleri Sınıflaması (IBBS) TR düzey 2’ye
göre 26 bölge için hesaplanmaktadır. TR
düzey 2 bölge sınıflaması ve bağlı iller
Tablo 1'de görülmektedir.
2012 yılı için sektörel kısımlara ilişkin elde
edilen sonuçlar Tablo 2 ve Tablo 3’te
görülmektedir (Parasal değerler 1000 ile
sadeleştirilerek ifade edilmiştir).
2012 yılı için çalışan kişi başına ciro
verileri ana sektörler bakımından
incelendiğinde (Tablo 2); sektörler
toplamında en yüksek değer 179,76 TL
olarak TR42 bölgesinde gerçekleşmiştir.
Alt sektörlere bakıldığında en yüksek
değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı"
sektöründe 234,25 TL olarak TR51
bölgesinde, "İmalat" sektöründe
253,97 TL olarak TR42 bölgesinde,
"Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme
üretimi ve dağıtımı" sektöründe 1839,73
TL olarak TR21 bölgesinde, "Su temini;
34
Tablo 1. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (IBBS) TR Düzey 2
TR
TR10
Türkiye
TR71
Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir
TR21
Tekirdağ, Edirne, Kırklareli
TR72
Kayseri, Sivas, Yozgat
TR22
Balıkesir, Çanakkale
TR81
Zonguldak, Karabük, Bartın
TR31
İzmir
TR82
Kastamonu, Çankırı, Sinop
TR32
Aydın, Denizli, Muğla
TR83
Samsun, Tokat, Çorum, Amasya
TR33
Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak
TR90
Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin,
Gümüşhane
TR41
Bursa, Eskişehir, Bilecik
TRA1
Erzurum, Erzincan, Bayburt
TR42
Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova TRA2
Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan
TR51
Ankara
TRB1
Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
TR52
Konya, Karaman
TRB2
Van, Muş, Bitlis, Hakkari
TR61
Antalya, Isparta, Burdur
TRC1
Gaziantep, Adıyaman, Kilis
TR62
Adana, Mersin
TRC2
Şanlıurfa, Diyarbakır
TR63
Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye TRC3
İstanbul
kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme
faaliyetleri" sektöründe 272,47 TL olarak
TR31 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe
104,74 TL olarak TRB2 bölgesinde,
"Toptan ve perakende ticaret; motorlu
kara taşıtlarının ve motosikletlerin
onarımı" sektöründe 315,17 TL olarak
TR10 bölgesinde, "Ulaştırma ve
depolama" sektöründe 290,63 TL olarak
TR51 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri" sektöründe 45,84 TL
olarak TR61 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim"
sektöründe 790,12 TL olarak TR90
bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri"
sektöründe 363,9 TL olarak TR41
bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik
faaliyetler" sektöründe 83,19 TL olarak
TR10 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet
faaliyetleri" sektöründe 97,25 TL olarak
Mardin, Batman, Şırnak, Siirt
TR61 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe
31,81 TL olarak TR10 bölgesinde, "İnsan
sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri"
sektöründe 50,61 TL olarak TR10
bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence,
dinlence ve spor" sektöründe 93,04 TL
olarak TR90 bölgesinde, "Diğer hizmet
faaliyetleri" sektöründe 27,93 TL olarak
TR10 bölgesinde gerçekleşmiştir.
2012 yılı için çalışan kişi başına ciro verileri
ana sektörler bakımından incelendiğinde
(Tablo 2); sektörler toplamında en düşük
değer 60,77 TL olarak TRA2 bölgesinde
gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında
en düşük değerler; "Madencilik ve taş
ocakçılığı" sektöründe 16,63 TL olarak
TR81 bölgesinde, "İmalat" sektöründe
49,93 TL olarak TRA2 bölgesinde,
EYLÜL 2015
"Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme
üretimi ve dağıtımı" sektöründe 274,89 TL
olarak TR72 bölgesinde, "Su temini;
kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme
faaliyetleri" sektöründe 21,61 TL olarak
TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe
46,52 TL olarak TR71 bölgesinde, "Toptan
ve perakende ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"
sektöründe 91,91 TL olarak TRA2
bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama"
sektöründe 24,38 TL olarak TRC2
bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri" sektöründe 11,19 TL
olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve
iletişim" sektöründe 42,78 TL olarak TR22
bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri"
sektöründe 15,48 TL olarak TR83
bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik
faaliyetler" sektöründe 19,57 TL olarak
TR21 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet
faaliyetleri" sektöründe 10,39 TL olarak
TR90 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe
8,55 TL olarak TRB2 bölgesinde, "İnsan
sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri"
sektöründe 25,18 TL olarak TR71
bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence,
dinlence ve spor" sektöründe 11,92 TL
olarak TRB2 bölgesinde, "Diğer hizmet
faaliyetleri" sektöründe 4,74 TL olarak
TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir.
35
36
Toplam
132,56
157,30
137,58
108,29
147,32
86,84
101,03
129,60
179,76
152,20
101,42
97,22
129,66
135,33
95,73
98,04
124,12
73,20
106,73
88,28
89,31
60,77
78,74
86,56
114,73
94,64
103,23
BÖLGE
KODU
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
İmalat
Madencilik ve
taş ocakçılığı
58,70
50,50
24,19
176,84
65,29
Elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı
294,69
475,31
642,18
274,89
716,13
305,13
381,88
407,51
Su temini; kanalizasyon,
atık yönetimi ve
iyileştirme faaliyetleri
234,25
41,14
43,77
65,96
48,04
62,72
60,83
16,63
97,28
64,40
163,15
209,60
İnşaat
855,78
752,20
1281,90
651,94
335,97
754,86
Toptan ve perakende
ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve
motosikletlerin onarımı
480,53
Ulaştırma ve
depolama
29,67
125,62
129,83
63,50
85,61
117,97
Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri
J
214,39
297,70
71,97
42,78
84,19
69,06
70,35
121,10
95,39
143,23
60,80
152,96
84,44
84,34
129,34
65,01
133,32
112,90
273,90
790,12
151,40
301,29
99,72
259,01
77,73
62,59
51,85
Bilgi ve iletişim
I
30,09
36,58
17,12
18,89
27,08
27,10
17,93
24,78
25,93
31,56
15,40
45,84
25,02
21,84
18,93
23,02
17,76
16,23
13,99
15,49
18,18
11,19
16,24
24,03
22,01
22,54
16,13
17,75
64,84
209,69
15,48
L
86,86
56,33
278,16
18,05
118,15
32,43
182,91
363,90
160,86
39,65
197,13
31,36
106,59
239,81
16,07
Gayrimenkul
faaliyetleri
H
91,67
132,91
48,78
45,54
69,80
32,01
32,13
74,01
67,70
290,63
51,84
74,75
93,32
38,77
29,43
59,12
25,08
27,46
38,49
26,96
30,32
30,59
25,22
27,37
47,29
24,38
49,36
M
51,89
83,19
19,57
22,16
26,99
25,06
20,35
37,90
28,68
40,17
25,89
28,27
26,80
21,50
24,04
24,02
21,55
23,55
26,66
33,58
27,36
29,10
24,18
43,03
31,22
28,08
49,46
Mesleki, bilimsel ve teknik
faaliyetler
G
225,73
315,17
200,21
132,34
245,02
147,67
152,95
205,47
249,15
225,10
164,03
176,30
225,47
184,90
160,53
154,56
167,81
112,52
187,25
150,57
184,26
91,91
140,59
137,71
182,09
182,55
180,94
N
30,23
39,01
13,53
13,29
22,45
39,92
18,00
19,27
15,65
26,87
13,75
97,25
13,89
16,18
17,73
13,75
13,55
43,82
15,98
10,39
11,75
13,60
13,52
14,64
16,12
13,20
13,47
İdari ve destek hizmet
faaliyetleri
F
80,99
104,61
60,40
52,96
63,97
54,50
55,65
78,95
71,56
104,25
57,61
54,45
62,93
75,94
46,52
64,33
65,23
86,24
65,69
62,50
61,93
75,33
67,61
104,74
57,87
75,97
61,64
P
20,52
31,81
12,30
11,51
20,91
10,20
10,86
16,30
13,87
24,58
11,30
12,03
13,71
10,31
10,14
12,70
11,21
10,74
10,30
10,00
11,28
9,72
11,19
8,55
20,45
11,99
11,43
Eğitim
E
104,29
83,93
86,21
80,73
272,47
65,07
42,40
63,62
217,17
88,01
51,13
168,52
124,44
191,10
78,88
118,29
44,06
69,54
78,28
70,90
62,59
48,77
80,78
33,05
196,54
53,76
21,61
Q
41,31
50,61
28,35
29,74
36,11
31,54
31,54
38,90
38,69
43,37
34,11
41,23
41,34
31,82
25,18
37,71
31,86
28,40
38,21
30,30
28,45
27,59
33,63
33,89
38,72
33,65
33,96
İnsan sağlığı ve
sosyal hizmet faaliyetleri
D
797,18
1236,11
1839,73
668,05
61,55
23,42
38,84
93,04
20,93
24,48
32,63
11,92
59,75
25,54
35,34
32,50
40,85
29,28
34,18
19,19
25,67
29,80
35,46
R
55,14
84,34
Kültür, sanat, eğlence,
dinlence ve spor
C
142,76
125,15
157,85
190,33
193,78
101,99
120,88
142,10
253,97
128,39
117,76
90,53
144,90
187,21
115,78
103,35
212,65
71,17
93,25
84,31
74,13
49,93
73,54
67,84
124,48
121,32
247,24
7,22
4,87
5,08
4,74
9,32
12,12
5,81
8,75
11,08
10,55
12,79
7,46
11,84
8,80
13,84
7,98
13,65
5,94
S
14,01
27,93
6,01
7,54
9,82
9,58
6,20
Diğer hizmet
faaliyetleri
B
84,26
Ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına ciro 2012
(Nace Rev. 2) (1000 TL)
Tablo 2. 2012 Yılı İçin Çalışan Kişi Başına Ciro (1000 TL)
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
BÖLGE
KODU
EYLÜL 2015
2012 yılı için çalışan kişi başına ciro
endeksi bir önceki yıla göre değişimi
verileri ana faaliyet kısımları itibarıyla
incelendiğinde (Tablo 3); sektörler
toplamında en yüksek değer % 9,49
olarak TRB1 bölgesinde gerçekleşmiştir.
Alt sektörlere bakıldığında en yüksek
değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı"
sektöründe % 67,28 olarak TR90
bölgesinde, "İmalat" sektöründe % 31,57
olarak TRC3 bölgesinde, "Elektrik, gaz,
buhar ve iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı" sektöründe % 66,01 olarak TR52
bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık
yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri"
sektöründe % 183,72 olarak TR61
bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % 46,25
olarak TR63 bölgesinde, "Toptan ve
perakende ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"
sektöründe % 31,8 olarak TRA1
bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama"
sektöründe % 62,62 olarak TR72
bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri" sektöründe % 52,51
olarak TR63 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim"
sektöründe % 781,96 olarak TRB2
bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri"
sektöründe % 634,01 olarak TRB2
bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik
faaliyetler" sektöründe % 77,7 olarak
TRC3 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet
faaliyetleri" sektöründe % 293,77 olarak
TR82 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe
% 35,12 olarak TRC3 bölgesinde, "İnsan
sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri"
sektöründe % 26,91 olarak TR62
bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence,
dinlence ve spor" sektöründe % 213,21
olarak TR90 bölgesinde, "Diğer hizmet
faaliyetleri" sektöründe % 203,06 olarak
TR63 bölgesinde gerçekleşmiştir.
2012 yılı için çalışan kişi başına ciro
endeksi bir önceki yıla göre değişimi
verileri ana faaliyet kısımları itibarıyla
incelendiğinde (Tablo 3); sektörler
toplamında en düşük değer % -23,01
olarak TR71 bölgesinde gerçekleşmiştir.
Alt sektörlere bakıldığında en düşük
değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı"
sektöründe % -63,18 olarak TRB2
bölgesinde, "İmalat" sektöründe % -49,44
olarak TR71 bölgesinde, "Elektrik, gaz,
buhar ve iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı" sektöründe % -37,9 olarak TR61
bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık
yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri"
sektöründe % -61,59 olarak TRC3
bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % -44,29
olarak TRC3 bölgesinde, "Toptan ve
perakende ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"
sektöründe % -27,6 olarak TRB2
bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama"
sektöründe % -53,65 olarak TR32
bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri" sektöründe % -23,82
olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve
iletişim" sektöründe % -68,04 olarak
TR63 bölgesinde, "Gayrimenkul
faaliyetleri" sektöründe % -4,54 olarak
TR10 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve
teknik faaliyetler" sektöründe % -38,71
olarak TR61 bölgesinde, "İdari ve destek
hizmet faaliyetleri" sektöründe % -53,03
olarak TR32 bölgesinde, "Eğitim"
sektöründe % -27,22 olarak TR61
bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal
hizmet faaliyetleri" sektöründe % -18,03
olarak TR31 bölgesinde, "Kültür, sanat,
eğlence, dinlence ve spor" sektöründe %
-80,92 olarak TR62 bölgesinde, "Diğer
hizmet faaliyetleri" sektöründe % -23,2
olarak TR83 bölgesinde gerçekleşmiştir.
37
38
Toplam
-2,16
-3,80
8,76
0,26
-2,40
-6,11
-7,72
-1,65
-2,93
1,67
-7,17
3,41
-0,23
-0,08
-23,01
3,07
-0,57
-7,68
3,33
8,53
2,16
3,79
9,49
-19,87
0,52
4,60
-2,44
BÖLGE
KODU
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
İmalat
Madencilik ve
taş ocakçılığı
16,19
-63,18
-47,07
-6,52
Elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı
-28,16
-15,72
-29,60
6,04
Su temini; kanalizasyon, atık
yönetimi ve iyileştirme
faaliyetleri
-61,59
-12,14
31,27
-3,05
17,97
-15,16
-51,96
71,51
18,38
183,72
-27,60
113,89
64,17
107,79
5,30
İnşaat
3,13
-25,42
-15,45
15,92
26,76
55,11
-16,19
-13,16
0,17
20,99
67,28
64,03
Toptan ve perakende ticaret;
motorlu kara taşıtlarının ve
motosikletlerin onarımı
-13,69
-31,48
48,71
66,01
-37,90
-12,54
Ulaştırma ve
depolama
-43,07
5,00
21,65
-31,06
-12,24
17,69
Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri
J
-2,31
-15,59
-13,51
-39,98
-39,99
-19,48
0,65
27,72
-21,16
-7,80
-38,81
33,44
4,28
-68,04
139,26
-29,86
50,58
83,11
205,61
777,95
40,43
524,94
121,52
781,96
46,54
-36,29
5,07
Bilgi ve iletişim
I
-3,52
-8,57
7,05
-13,11
7,94
-6,95
9,04
4,45
7,45
-12,54
-15,91
-6,09
28,51
52,51
-0,45
-1,84
8,89
0,63
-16,94
15,07
-2,76
-23,82
15,27
17,18
24,48
-16,89
-20,42
634,01
131,25
436,06
30,81
100,76
-0,56
98,90
73,82
37,87
L
12,44
-4,54
26,50
11,42
52,19
Gayrimenkul
faaliyetleri
H
0,45
2,85
1,68
15,17
-0,05
-53,65
-14,64
15,51
1,59
-3,87
1,01
-1,48
43,17
-36,56
-14,52
62,62
-28,01
0,03
4,36
0,74
31,53
-3,85
-7,25
-43,89
22,36
-8,22
-19,93
M
-12,20
-11,48
-8,24
-26,67
-14,85
-7,48
-22,27
32,89
-30,06
-25,67
-5,72
-38,71
18,75
-27,88
33,09
-16,56
2,15
1,83
-7,74
58,55
70,22
5,09
-4,09
-28,48
-18,25
-6,31
77,70
Mesleki, bilimsel ve teknik
faaliyetler
G
1,07
-2,18
12,93
-2,29
-2,47
3,73
0,63
8,58
3,57
-7,38
-3,19
8,62
1,28
18,47
-3,18
4,24
9,17
-6,44
9,25
5,80
31,80
2,02
12,13
-27,60
13,65
2,66
18,53
N
-1,64
-6,49
5,44
-17,66
9,60
-53,03
23,95
31,52
7,39
30,02
2,54
-6,07
-18,08
-18,32
17,44
-15,71
12,52
293,77
13,94
-8,83
-24,83
18,43
-9,28
10,52
5,09
13,48
-9,72
İdari ve destek hizmet
faaliyetleri
F
-5,73
-3,30
-11,67
-9,34
2,81
-3,81
-2,05
8,53
-9,04
-7,62
-32,99
-11,44
9,30
46,25
-27,59
-20,35
-23,51
6,35
-7,35
26,70
-16,40
28,56
25,00
-9,82
-20,47
8,52
-44,29
P
-0,66
3,50
16,87
-15,40
0,80
-20,94
-2,17
-0,93
-0,82
-8,34
-17,93
-27,22
-8,55
-2,24
9,22
-11,76
-1,76
-8,01
8,05
1,70
2,47
-11,61
16,95
-5,85
31,00
1,40
35,12
Eğitim
E
16,55
6,19
-7,36
46,93
32,28
9,34
11,79
-18,97
109,71
Q
1,92
6,56
-11,26
-3,62
-18,03
-14,20
0,60
-15,66
9,56
7,04
8,50
1,29
26,91
-7,73
0,66
-10,90
-5,52
6,41
-1,53
2,83
15,01
-12,26
14,91
-2,19
-1,61
-0,78
-1,27
İnsan sağlığı ve
sosyal hizmet faaliyetleri
D
7,58
3,64
36,91
-8,23
-65,65
-52,31
-24,95
57,14
213,21
117,92
171,58
35,52
22,65
-80,92
-54,21
11,97
R
-34,69
-26,05
Kültür, sanat, eğlence,
dinlence ve spor
C
-4,93
-7,17
13,09
4,91
2,13
-1,13
-4,51
-8,93
-6,12
-3,48
0,13
14,52
-4,97
-11,93
-49,44
-1,05
-5,81
8,65
-7,03
-11,26
-21,15
-23,90
4,38
-1,25
-8,00
-5,72
31,57
-23,20
-10,37
-12,67
-17,20
68,39
46,44
-8,29
-7,53
-3,97
14,03
-12,73
-14,26
2,35
-10,46
203,06
-20,67
30,80
26,37
S
37,92
113,04
1,96
-10,91
-2,49
7,22
32,24
Diğer hizmet
faaliyetleri
B
-6,93
Ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına ciro endeksi önceki yıla göre değişim (%)
2012 (Nace Rev.2)
Tablo 3. 2012 Yılı İçin Çalışan Kişi Başına Ciro Endeksi Bir Önceki Yıla Göre Değişimi (%)
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
BÖLGE
KODU
EYLÜL 2015
sektöründe 20,66 TL olarak TRC2
bölgesinde, "Ulaştırma, depolama ve
haberleşme" sektöründe 27,79 TL olarak
TR51 bölgesinde, "Gayrimenkul kiralama
ve iş faaliyetleri" sektöründe 37,66 TL
olarak TR33 bölgesinde, "Eğitim"
sektöründe 1,43 TL olarak TR83
bölgesinde, "Sağlık işleri ve sosyal
hizmetler" sektöründe 28,74 TL olarak
TRC2 bölgesinde, "Diğer sosyal,
toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri"
sektöründe 48,37 TL olarak TRB2
bölgesinde gerçekleşmiştir.
Bölgesel düzeyde ekonomik faaliyetlere
göre çalışan başına cironun yıllık ortalama
büyüme (% değişim) değerlerine ilişkin
elde edilen sonuçlar 2003-2008 ve
2009-2012 olarak iki kısımda Tablo 4 ve
Tablo 5’te görülmektedir.
2003-2008 yılları için ekonomik faaliyet
kısımlarına göre çalışan başına cironun
yıllık ortalama büyüme değerleri ana
faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde
(Tablo 4.); sektörler toplamında en yüksek
değer 12,41 TL olarak TRB2 bölgesinde
gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında
en yüksek değerler; "Madencilik ve
taşocakçılığı" sektöründe 28,61 TL olarak
TRC2 bölgesinde, "İmalat" sektöründe
10,33 TL olarak TR22 bölgesinde,
"Elektrik, Gaz ve Su" sektöründe 21,09 TL
olarak TR52 bölgesinde, "İnşaat"
sektöründe 6,51 TL olarak TRB2
bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret"
sektöründe 19,13 TL olarak TRB2
bölgesinde, "Otel, lokanta ve kahvehane"
2003-2008 yılları için ekonomik faaliyet
kısımlarına göre çalışan başına cironun
yıllık ortalama büyüme değerleri ana
faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde
(Tablo 4); sektörler toplamında en düşük
değer -7,67 TL olarak TR82 bölgesinde
gerçekleşmiştir. Alt sektörlere
bakıldığında en düşük değerler;
"Madencilik ve taşocakçılığı" sektöründe
-22,03 TL olarak TRA1 bölgesinde,
"İmalat" sektöründe -8,3 TL olarak TRB1
bölgesinde, "Elektrik, Gaz ve Su"
sektöründe -8,31 TL olarak TRC2
bölgesinde, "İnşaat" sektöründe -13,3 TL
olarak TR22 bölgesinde, "Toptan ve
perakende ticaret" sektöründe -9,78 TL
olarak TR82 bölgesinde, "Otel, lokanta ve
kahvehane" sektöründe -8,56 TL olarak
TR10 bölgesinde, "Ulaştırma, depolama
ve haberleşme" sektöründe -20,46 TL
olarak TR21 bölgesinde, "Gayrimenkul
kiralama ve iş faaliyetleri" sektöründe
-9,85 TL olarak TR62 bölgesinde, "Eğitim"
sektöründe -11,73 TL olarak TR72
bölgesinde, "Sağlık işleri ve sosyal
hizmetler" sektöründe -6,42 TL olarak
TRA1 bölgesinde, "Diğer sosyal,
toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri"
sektöründe -7,89 TL olarak TR82
bölgesinde gerçekleşmiştir.
39
40
Toplam
0,08
-0,78
-3,96
1,70
1,34
-1,54
-1,23
-2,21
2,05
1,87
-1,61
0,49
2,14
2,96
-3,13
-2,01
4,17
-7,67
-2,67
-0,21
0,84
-4,75
-4,38
12,41
-1,19
-2,51
-3,57
BÖLGE
KODU
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
Madencilik ve
taşocakçılığı
Balıkçılık
28,61
-0,94
3,16
-22,03
5,28
8,80
4,37
-6,14
-8,04
9,74
3,64
İmalat
7,12
Elektrik, gaz ve su
4,19
8,70
0,72
21,09
8,66
7,98
15,00
10,49
11,73
9,99
7,71
16,19
14,66
11,07
7,32
11,84
5,95
16,29
-8,31
19,22
12,01
İnşaat
18,77
Toptan ve perakende
ticaret
20,60
2,94
Otel, lokanta ve
kahvehane
H
-3,32
-8,56
-3,31
5,27
-0,30
-8,53
1,03
-1,63
-6,34
-6,26
-1,87
1,27
-3,46
9,33
-0,17
3,28
2,10
-2,99
-4,39
-5,44
-4,51
2,83
0,60
-3,54
-3,01
20,66
-2,14
I
1,38
-1,94
-20,46
-6,76
-6,91
-1,72
8,45
-6,19
7,14
27,79
-13,67
2,27
3,73
-5,08
7,86
-6,74
6,26
-14,29
-15,16
3,00
-13,40
8,55
5,80
0,29
0,18
-20,02
6,66
Ulaştırma, depolama ve
haberleşme
G
0,82
-1,38
-3,83
-2,49
3,75
-3,09
-3,98
-3,04
11,86
1,59
-1,44
0,48
5,03
2,36
-4,63
-2,47
2,25
-9,78
-2,34
2,70
5,88
-8,58
-4,47
19,13
-3,37
3,14
-8,07
J
Mali aracı kuruluşların
faaliyetleri
F
-1,49
-2,27
-4,32
-13,30
0,46
-5,60
-11,59
4,87
-5,53
3,66
-2,88
4,01
1,32
-11,44
-4,93
-11,38
2,75
5,20
-1,67
-1,95
3,59
2,00
-7,89
6,51
-4,18
2,04
-1,83
K
3,06
3,03
5,01
23,81
0,99
-5,43
37,66
-1,33
-0,82
1,08
-2,92
0,83
-9,85
7,59
-1,55
2,18
-0,66
3,91
-5,68
-0,39
2,82
13,38
3,85
4,49
2,93
-3,77
6,52
Gayrimenkul kiralama
ve iş faaliyetleri
E
-3,11
-7,79
-2,18
-8,89
-11,66
-5,58
1,43
-11,73
-6,10
-8,17
-4,37
-5,84
-3,35
M
Eğitim
D
0,88
0,97
-2,83
10,33
2,11
2,20
0,53
-0,89
-2,27
1,75
1,06
1,67
0,74
6,87
-2,09
0,67
4,13
-2,84
3,38
-5,58
0,40
-3,26
-8,30
-5,88
3,16
-2,36
6,27
22,64
1,43
28,74
16,45
9,05
0,32
-0,84
9,95
-2,51
-3,45
19,49
16,04
12,34
19,29
8,97
16,43
10,77
-6,42
N
2,80
-0,19
12,88
6,08
3,49
8,66
Sağlık işleri ve sosyal
hizmetler
C
3,92
48,37
4,80
-3,23
33,94
2,57
-7,89
8,88
18,03
13,51
3,23
7,29
-0,25
7,74
4,39
13,96
0,55
-1,57
O
6,37
3,72
Diğer sosyal, toplumsal
ve kişisel hizmet
faaliyetleri
B
Ekonomik Faaliyet Kısımlarına Göre Çalışan Başına Ciro Ortalama Büyüme (%) 2003-2008 (Nace Rev.1.1)
Tablo 4. Ekonomik Faaliyet Kısımlarına Göre Çalışan Başına Ciro Ortalama Büyüme
(% Değişim) 2003-2008 (Nace Rev.1.1)
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
BÖLGE
KODU
EYLÜL 2015
hizmet faaliyetleri" sektöründe % 35,59
olarak TR63 bölgesinde gerçekleşmiştir.
2009-2012 yılları için ekonomik faaliyet
kısımlarına göre çalışan başına cironun
yıllık ortalama büyüme değerleri ana
faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde
(Tablo 5.); sektörler toplamında en yüksek
değer % 13,03 olarak TRA2 bölgesinde
gerçekleşmiştir. Alt sektörlere
bakıldığında en yüksek değerler;
"Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe
% 83,46 olarak TRA1 bölgesinde, "İmalat"
sektöründe % 21,82 olarak TRC3
bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretimi ve dağıtımı"
sektöründe % 29,01 olarak TRB2
bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık
yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri"
sektöründe % 64,32 olarak TR63
bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % 21,44
olarak TR82 bölgesinde, "Toptan ve
perakende ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"
sektöründe % 13,94 olarak TRA2
bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama"
sektöründe % 33,66 olarak TRA2
bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri" sektöründe % 26,24
olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve
iletişim" sektöründe % 174,58 olarak
TR90 bölgesinde, "Gayrimenkul
faaliyetleri" sektöründe % 297,59 olarak
TR82 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve
teknik faaliyetler" sektöründe % 34,32
olarak TRC3 bölgesinde, "İdari ve destek
hizmet faaliyetleri" sektöründe % 60,81
olarak TR82 bölgesinde, "Eğitim"
sektöründe % 14,31 olarak TRC1
bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal
hizmet faaliyetleri" sektöründe % 13,6
olarak TR90 bölgesinde, "Kültür, sanat,
eğlence, dinlence ve spor" sektöründe
% 73,59 olarak TRA2 bölgesinde, "Diğer
2009-2012 yılları için ekonomik faaliyet
kısımlarına göre çalışan başına cironun
yıllık ortalama büyüme değerleri ana
faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde
(Tablo 5.); sektörler toplamında en düşük
değer % -2,06 olarak TR61 bölgesinde
gerçekleşmiştir. Alt sektörlere
bakıldığında en düşük değerler;
"Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe
% -25,4 olarak TR63 bölgesinde, "İmalat"
sektöründe % -2,45 olarak TR10
bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretimi ve dağıtımı"
sektöründe % -16,97 olarak TR42
bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık
yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri"
sektöründe % -18,67 olarak TRC3
bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % -23,73
olarak TRC3 bölgesinde, "Toptan ve
perakende ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"
sektöründe % -9,4 olarak TR22
bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama"
sektöründe % -21,43 olarak TRA1
bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri" sektöründe % -12,55
olarak TRC3 bölgesinde, "Bilgi ve
iletişim" sektöründe % -61,71 olarak
TRC3 bölgesinde, "Gayrimenkul
faaliyetleri" sektöründe % 3,15 olarak
TR21 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve
teknik faaliyetler" sektöründe % -17,79
olarak TRC1 bölgesinde, "İdari ve destek
hizmet faaliyetleri" sektöründe % -26,51
olarak TR32 bölgesinde, "Eğitim"
sektöründe % -12,99 olarak TR61
bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal
hizmet faaliyetleri" sektöründe % -11,64
olarak TRB1 bölgesinde, "Kültür, sanat,
eğlence, dinlence ve spor" sektöründe
% -11,36 olarak TRA1 bölgesinde, "Diğer
hizmet faaliyetleri" sektöründe % -26,53
olarak TRA1 bölgesinde gerçekleşmiştir.
41
42
Toplam
1,89
0,90
3,08
-1,57
4,11
1,26
1,00
3,28
3,01
1,48
-1,37
-2,06
3,33
5,68
4,41
1,49
10,39
4,70
6,93
3,42
4,91
13,03
3,67
11,39
1,69
6,72
0,34
BÖLGE
KODU
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
İmalat
Madencilik ve taş
ocakçılığı
-3,43
-23,56
-24,43
-4,94
Elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı
0,73
29,01
18,73
-8,29
14,69
-12,96
Su temini; kanalizasyon,
atık yönetimi ve
iyileştirme faaliyetleri
23,13
-6,20
-7,73
-3,20
-25,40
7,31
-15,45
0,93
29,55
-2,48
-0,84
83,46
-18,67
3,71
23,34
-1,02
64,32
18,42
30,52
1,29
7,62
-7,66
9,29
4,23
22,76
7,93
-8,53
26,99
İnşaat
-0,36
-16,97
7,21
3,12
-16,86
1,42
Toptan ve perakende
ticaret; motorlu kara
taşıtlarının ve
motosikletlerin onarımı
6,38
Ulaştırma ve depolama
-23,29
8,59
-6,55
-5,90
4,29
8,63
Konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri
J
3,80
-5,04
-5,30
-14,80
13,18
7,77
0,24
24,52
8,36
10,87
4,24
41,64
21,12
21,40
41,08
4,48
20,88
22,63
73,84
174,58
52,55
93,74
31,94
100,21
15,44
50,15
-61,71
Bilgi ve iletişim
I
2,29
-1,87
0,15
-0,57
6,16
0,73
11,36
0,92
10,70
0,24
-4,39
1,81
14,42
20,29
13,48
-0,85
9,75
19,62
7,82
14,74
12,08
26,24
13,10
9,89
20,23
17,34
-12,55
73,23
48,96
297,59
8,01
45,88
36,52
26,69
9,19
23,48
33,69
33,08
L
21,64
8,43
3,15
8,48
45,80
28,35
Gayrimenkul faaliyetleri
H
5,93
7,22
-16,40
5,92
1,36
-0,80
-10,06
6,37
5,95
13,19
-10,81
-7,43
17,70
-8,76
4,36
16,37
4,06
-2,54
-7,82
7,09
-21,43
33,66
1,59
4,56
11,57
8,35
9,83
M
-7,53
-10,05
2,37
-8,29
-1,40
7,98
-6,20
-9,74
0,86
-2,16
6,23
0,27
4,14
-0,57
4,46
8,06
0,28
4,34
1,96
8,89
19,34
4,22
18,72
7,86
-17,79
-13,50
34,32
Mesl eki, bilimsel ve
teknik faaliyetler
G
2,59
3,54
9,29
-9,40
1,58
2,48
2,92
2,81
1,08
-2,62
-0,21
0,14
5,65
3,05
1,47
3,69
8,30
0,05
7,35
1,49
10,05
13,94
0,71
10,54
0,98
5,26
8,76
N
0,95
-1,08
-1,24
2,99
5,70
-26,51
16,19
-11,26
3,22
11,04
-7,16
15,74
-9,92
-1,51
-5,56
-3,76
11,11
60,81
10,67
-6,58
-4,88
9,79
7,89
1,28
4,84
0,77
-2,19
İdari ve destek hizmet
faaliyetleri
F
-9,61
-11,90
-10,35
3,86
-6,52
-6,49
-1,56
-5,79
-0,62
-7,25
-5,58
-21,89
-5,50
3,09
-13,75
-13,88
-5,01
21,44
2,54
-4,85
-4,34
-9,70
-1,15
-3,65
-18,19
-1,85
-23,73
P
-3,42
-2,13
-2,91
-5,88
1,14
-8,84
-5,50
-7,58
-4,11
-0,71
-2,01
-12,99
-10,22
-4,35
-5,05
-9,59
-4,89
-0,18
-1,67
-4,57
-4,09
-2,70
0,54
-4,60
14,31
-0,47
-3,75
Eğitim
E
12,04
7,04
19,83
12,72
33,61
8,17
-9,08
-13,17
36,08
Q
1,07
1,35
1,89
1,95
-1,71
5,00
4,99
-2,59
11,88
0,41
0,49
-2,37
8,30
2,52
-0,79
-1,11
9,77
3,44
13,39
13,60
-1,08
1,90
-11,64
8,91
2,20
-1,27
-2,57
İnsan sağlığı ve sosyal
hizmet faaliyetleri
D
6,91
17,49
11,71
5,25
39,14
55,19
29,06
-11,36
73,59
49,14
1,88
37,96
37,06
0,49
-0,79
45,77
-2,78
7,44
15,54
R
-0,48
1,03
Kültür, sanat, eğlence,
dinlence ve spor
C
1,85
-2,45
1,79
3,21
4,74
5,32
-1,04
3,43
4,09
0,89
3,06
3,16
-1,29
6,56
14,38
0,00
9,91
1,31
6,79
2,45
14,21
9,24
6,16
9,98
4,31
7,74
21,82
-5,44
-21,34
-26,53
-18,38
10,97
20,99
-9,29
-0,05
10,30
-0,99
5,47
-10,60
-6,39
10,72
35,59
-0,44
-4,30
2,75
S
6,24
16,33
0,02
-6,46
-5,26
10,40
14,60
Diğer hizmet faaliyetleri
B
2,88
Ekonomik Faaliyet Kısımlarına Göre Çalışan Başına Ciro Ortalama Büyüme (%) 2009-2012 (Nace Rev.2)
Tablo 5. Ekonomik Faaliyet Kısımlarına Göre Çalışan Başına Ciro Ortalama Büyüme
(% Değişim) 2009-2012 (Nace Rev.2)
TR
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
BÖLGE
KODU
EYLÜL 2015
PROJELER
ELAZIĞ’IN PROJE PINARI FIRAT TEKNOKENT
Elazığlı bir işadamının yaptığı 280 m²'lik prefabrik bina bağışıyla yola koyulan Elazığ Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi
aslında azimle çalışıldığında hayallerin nasıl gerçeğe dönüşebileceğinin canlı örneği gibi duruyor.
Başlangıçta kâğıt üzerinde bir teknopark
ve üniversitede görevli akademisyenler
tarafından kurulan beş firma ile işe
başlayan Fırat Teknokent Teknoloji
Geliştirme Bölgesi, kısa sürede büyüdü.
Kendi inşa ettikleri binanın ardından
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın
Rekabetçi Sektörler Programı’nın
desteklediği Girişimci İşgücünü
Çevreleyen Fırat Gökkuşağı Projesi
(FIRASET) ile 10.000 m² kapalı alana sahip
ve tüm altyapılarıyla ikinci binayı inşa
ettiler. Fırat Teknokent Teknoloji
Geliştirme Bölgesi, yeni çalışma ortamları
ve verilen teknik desteklerle şimdilerde
yazılım, bilişim, elektronik, mekatronik,
biyomalzeme, enerji ve enformasyon
üzerine çalışan 50’ye yakın Ar-Ge
firmasını barındıran bir teknoloji üssüne
dönüşmüş durumda.
Fırat Teknokent’in kuruluşundaki 400 bin
Liralık sermayenin bugüne kadar yapılan
yatırımlarla 30 milyon Liralık bir değere
ulaşması kat edilen mesafeyi gözler önüne
seriyor.
Teknokent, birbirinden ilginç projeler ve
özel üretimlere ev sahipliği yapıyor; sağlık
sektöründe aile hekimleri yazılımı,
hayvancılık sektörü için hayvan takip
sistemi, coğrafi bilgi sistemleri yazılımı,
internet üzerinden TV yayını yapan sistem,
insan elinin ulaşamadığı, zorluk derecesi
yüksek ve tehlikeli yerlerde boyama ya da
kritik işlemleri yapabilen quadcopter, yeni
dökülen betonun iki saat içinde kalitesini
ve mukavemetini ölçen cihaz, engelliler
için sesli komutlarla hareket eden, telefon
araması ve mesajlaşma gerçekleştirebilen
internete erişim sağlayan tekerlekli
sandalye, fizik tedavi hastalarına evlerinde
egzersiz yaptıran ve yaptıkları hareketlerin
doktorlar tarafından izlenmesine olanak
sağlayan aygıt...
Fırat Teknokent bünyesinde açılan Türk
Patent Enstitüsü Bilgi ve Doküman Birimi
de; firma sahipleri, akademisyenler ve
girişimcilerin ürettiği ürün veya bilgiyle
ilgili ihtiyaç duyabilecekleri marka, patent,
faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi
işaretler, entegre devre belgeleri gibi
konularda uzman kişilerden bilgi
alabilmelerine olanak sağlıyor.
Proje Künyesi
Proje Adı
Girişimci İşgücünü Çevreleyen Fırat Gökkuşağı Projesi (FIRASET)
Yürütücü Kurum
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı – Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü
Bütçe
6.768.686 Avro
Hedef
Araştırma ve teknolojik geliştirme ile inovasyon girişimini desteklemek
için Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin fiziksel altyapısını oluşturarak Elazığ
Teknopark Bölgesel İnovasyon Merkezi’nin kurulması.
43
EYLÜL 2015
PROJELER
Prof. Dr. Erhan Akın
Fırat Teknokent Genel Müdürü
“2008 yılında Sanayi Bakanlığı’nın Ar-Ge
Genel Müdürü bizi Ankara’da bir toplantıya
davet etti. 13 tane teknopark gelmişti
değişik illerden, genellikle Türkiye’nin
cazibe merkezi olarak bilinen illerdi.
Rekabetçi Sektörler Programlarını ve
verilen destekleri anlattılar bize. Mevcut
imkânları anlattılar ve Avrupa Birliği’yle
ortak, ilinizde bu konuyu desteklemek
istiyoruz dediler. Sonraki aşamalarında
bizden istenenlerin hepsini yerine
getirmeye başladık. Bir sonraki toplantıda
sayı altıya düşmüştü. Üçüncü toplantıya
geldiğimizde dört civarındaydı iller. Daha
sonrasında sürecin ilerleyen kısmında,
özellikle Türkiye’deki Avrupa Birliği
Türkiye Delegasyonu ile müzakereler oldu.
Bu proje bu ilde yürütülebilir mi konusu
gündeme geldi. Ondan sonra AB’den,
Brüksel’den, bir yönetici geldi. Onun
huzurunda tekrar bir değerlendirme
toplantısı yapıldı. Bu arada sayımız üçe
düştü: Gaziantep, Kayseri ve Elazığ.
Özellikle Bakanlığın IPA biriminin
44
desteğini alarak hazırlıklarımızı
sürdürdük. Bu noktanın altını çizmek lazım
çünkü bu uygulama hem Bakanlık
tarafında yeniydi hem de bizler detaylarını
bilemiyorduk. Dolayısıyla bizim elimizden
tuttu Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nda görevli arkadaşlar. Bu
projenin gerçekleşmesini biz çok
istiyorduk, onlar da çok istiyordu. Ama bu
üç teknopark içinde en ilginç konumda
olan bizdik. Çünkü şirket yapılanmamız
yoktu. Yani fiili bir teknoparkımız yoktu. Biz
o zaman Elazığ ilindeki yöneticilerin
uyumuyla projelerimizi, şirket olmadan
inisiyatif alınarak çizdirdik. İmar planımızı
yaptırdık, bina projelerini yaptırdık, şirket
kurulduktan sonra ödemelerini yapmak
üzere. Bu bizi hazır kıldı. Biz bir proje
yapacağız, bu kadar yatırım gelecek
Elazığ’a dediğimizde gülümseyenler
oluyordu. Buradan çok iyi işler çıkacak
dediğimde hiç inanan görmedim şu güne
kadar. En temel zorluk oydu çünkü süreç
uzundu. Yeterli hazırlık yoktu, sonradan
daha organize olduk, deneyimli hale
geldik. Elazığ’da teknopark olmaz
düşüncesi vardı. Biz o algıyı da bir şekilde
olur şeklinde değiştirdik. O süreç
içerisinde biz bir taraftan projeyi
yürütürken projeden dolayı binamız olacak
diye düşünüp diğer parametreleri hiç devre
dışı bırakmadık. Ve yapılabilecek bütün
işleri Bakanlık imkânlarıyla yaptık.
Dolayısıyla şu an geldiğimiz noktadan
baktığımızda Fırat Teknokent beklenmedik
bir gelişme gösterdi. Yeni binamıza kadar
olan bütün binalar şu anda yüzde 100
dolulukla çalışıyor.
Teknoparkı 400 bin TL nakdi sermaye ile
kurduk. Bugüne kadar yaptığımız
yatırımlarla 25-30 milyon TL kadar bir
değere ulaştık. Dolayısıyla bizlere ortak
olanların payları değerlendi. Haliyle de
Elazığ’a büyük bir değer sağlandı. Fiziksel
olarak en iyi teknoparklardan bir tanesiyiz.
Bu da Rekabetçi Sektörler Programı’ndan
aldığımız destek sayesinde ortaya çıktı.
Başlangıçta girişimcilere ihtiyacımız vardı,
beş firmayı kendi yakın arkadaşlarımdan
ve öğrencilerimin kurduğu şirketlerden
oluşturduk. Dolayısıyla bir adım atınca
arkasının gelmesi gayet kolay oldu.
Bunların içerisinde çok güçlü olanlar da
vardı. Dolayısıyla nüveyi doğru
oluşturduğumuzu düşünüyoruz. İlk beş
firmanın arkasından onlara bakıp gelen
özellikle akademisyen ağırlıklı ve proje
alan arkadaşlar oldu. Bu da zaten
başkalarının uzaktan göremediği ama
bizim içerden gördüğümüz karttı.
Dışardan bakıldığı zaman Elazığ’ın
sanayisi zayıf olduğu için burada bu
kapasite oluşmaz diye düşünülüyordu,
oysaki ben Elazığ’daki üniversitenin, Fırat
Üniversitesi’nin, gücünün farkındaydım.
Bu gücün doğru yönlendirilmesiyle çok
yüksek bir profil çıkacağını düşünüyordum
ve hâlâ düşünüyorum. Biz bunun çok az
bir kısmını kullanabildik. Çünkü burada
yaklaşık 40 yılı aşkın bir üniversite birikimi
var. Çok renkli bir birikim olarak gelişmiş.
Bunu girişimciliğe yönlendirdiğimiz zaman
da sonuç veriyor. Bu sonucu şuradan da
gözleyebiliyoruz; Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın programı olan Tekno Girişim
Sermaye Desteğinde Türkiye’deki en iyi 8.
üniversiteyiz. Elazığ ilinin girişimcilik
profili de Türkiye ortalamasının çok
üzerinde bir yerde. Buna rağmen Elazığ’ın
nitelikli göç verdiğini de söylemek lazım,
altını çizmek lazım. Teknoparkın daha da
büyümesi, Elazığ’ın verdiği bu nitelikli
göçün engellenmesi anlamına gelecek.
Ab’den çok özel destek bulduğumuzu
söyleyeyim. Bu benim çok keyifle
söyleyeceğim bir şey. Çünkü projemiz
Türkiye’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler
Programı kapsamında desteklediği
EYLÜL 2015
projeler arasında ilk
gerçekleştirilenlerden biri. Ve neredeyse
en sorunsuz, en fazla verim alacak şekilde
gerçekleştirdik. Bu şekilde
oluşturduğumuz algı AB Delegasyonu’nda
ve Bakanlık tarafında fevkalade pozitif
algılanıyor. Bizi deneyim paylaşmak için
sık sık davet ediyorlar.”
haklarıyla ilgili olan modül. Özellikle sahibi
hoca olanların firmaları çok yoğun. Ama
biz istiyoruz ki bunların arasında hem bir
fikir alışverişi olsun hem iş bazında
paslaşma olsun. Bizim bu kapsamda
yaptığımız bir şey var: Mümkün olduğu
kadar tüm aktörler için kaynaştırma partisi
düzenliyoruz.
talepler alıyoruz. Yani sadece yereldeki
akademisyen firmalarımız yok.
Hatta geniş alan isteyen firmalar da
oluyor, böyle giderse bu binanın da çabuk
dolacağını düşünüyorum.”
Bu anlamda birbirleriyle bir sinerji
oluştursunlar istiyoruz. Metrekare başına
ortalama 11 Lira artı KDV kira alıyoruz.
Eğer tekno girişim üzerine destek alan bir
firmamız varsa ona da kendimiz ayrıca
destek veriyoruz. Kabaca 30 m²’lik bir
işletme aylık 390 Lira gibi bir kira ödüyor.
Sema Akın / Makine Mühendisi
Fırat Teknokent Teknoloji Transfer Ofisi
Yöneticisi
”Ben teknokentin kurulduğu yıldan beri bu
işin içindeyim. Teknokentin artık
neredeyse bütün işleriyle ilgileniyorum;
kiralama, girişimcilik eğitimi, idari işler…
Firmaların sorunlarıyla da ilgileniyorum.
En uygun çözümü bulmaya çalışıyorum.
Ama asıl şu anda hedeflediğimiz nokta
teknoloji transfer ofisinde benim sorumlu
olduğum modül fikri. Bu sınai mülkiyet
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın
tanıdığı muafiyetler sayesinde, eğer bir
firmamız yazılım üretiyorsa, o firmamız,
çalışan yazılımcılarının SGK’sı için de
destek alıyor ve yazılımın ilk sürümünü
satarken, lisansını satarken Kurumlar
Vergisi ve Gelir Vergisi’nden de KDV’den de
muaf oluyor. Dolayısıyla teknoparktaki bir
yazılım üreticisi, KDV’den muaf olduğu için
kamu ihalelerinde bir adım öne çıkmış
oluyor. Diğer taraftan
Ar-Ge yapan firmalarımız, ilk örneği
yapmaları durumunda onlar da bu
istisnalardan yararlanıyorlar. Bu da çok
ciddi bir avantaj. Bence bu bilinenlerin
yanında esas avantaj şimdi devletin
sağlamış olduğu teknolojik yatırım desteği,
teknoparklardaki üretim desteği gibi
destekler. Desteğin limiti neredeyse yok.
İlk yapılandığımız binada zaten işlikler
tamamen dolu olarak başladık. Orayı bir
iş adamımız hibe olarak yapmıştı. Talep
fazla olunca Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler
Programı desteğiyle iki katlı betonarme
bina yaptırıldı. Yani ihtiyaç oldukça büyüdü.
Bir talep daha olsun, bütçe bulup yeni
binamızı yapalım. Burada şöyle bir
avantajımız var artık hatta il dışından da
45
EYLÜL 2015
2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ
STERICOOL 110-160 MODEL DÜŞÜK ISI PLAZMA STERİLİZASYON CİHAZLARININ
ULUSLARARASI REKABETİNİN SAĞLANMASI İÇİN STERİLİZASYON VERİMLİLİĞİNİN
ARTIRILMASI PROJESİ (GOA TEKNOLOJİ DANIŞMANLIK A.Ş.)
2015 Verimlilik Proje Ödülleri
“Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi”
Birincilik Ödülü
GOA Teknoloji A.Ş. beş yılı aşkın bir
süredir hastanelerin merkezi
sterilizasyonlarda enfeksiyon kontrolünün
artırılması ve enfeksiyonun azaltılmasına
büyük katkısı olan düşük ısı hidrojen
peroksit (H2O2) plazma sterilizatörlerini
üretmektedir. Üretilen bu sterilizatörler
hastanelerde ısı ve neme karşı hassas
cerrahi aletlerin sterilizasyonunu bir
saatten kısa bir sürede
tamamlayabilmektedir.
Düşük ısı H2O2 Plazma sterilizasyonu
piyasanın lideri konumundaki ABD
menşeili Johnson&Johnson firması ASP
(2013 satışları 2.500 ünite ve yaklaşık 500
milyon Dolar ciro ile) pazarda egemen
durumdadır ve en ileri cihazı olan Sterrad
100NX de gerek esnek endoskopları
(flexible endoscope) gerek rijid lümenler
dünyada en hızlı bir şekilde sterilize
edebilmektedir. Bu cihazın fiyatı 100.000
Dolar üzerindedir ve her döngü için
yaklaşık 14 Dolar tutarında hidrojen
peroksit solüsyon sarfı kullanmaktadır.
Ar-Ge projelerine ara vermeyen GOA
Teknoloji A.Ş. yakın zamanda plazma
sterilizatör teknolojisinde önemli bir dizi
buluş yapmıştır. USA patentleriyle koruma
altına alınan bu buluşlar GOA Teknoloji
A.Ş. Stericool marka cihazlarının
sterilizasyon süresini ve verimliliğini
Sterrad 100NX’in daha üstüne çıkarma
olanağı vermiştir. İlaveten bu buluşlar
46
Ödülü, GOA Teknoloji Danışmanlık A.Ş. Ana Hissedarı Dr. Yavuz AHISKA aldı.
şirketimize endüstrinin en gelişmiş
Sterrad 100NX ve Sterrad 100S
modellerinin özelliklerini tek bir makinada
toplama imkânı yaratmıştır.
GOA Teknoloji A.Ş. son 18 ayda bu
buluşlarını alt modüller halinde daha da
geliştirerek başarıyla sterilizator
teknolojisine 93/42/EEC Medical Devices
standartlarına uyumlu olarak entegre
etmeyi başarmıştır. Üretilen prototipin
sterilizasyon etkinliği, Almanya’da
EN ISO 17025 akrediteli büyük bir
laboratuvar tarafından, tıbbi cihazları
simule eden lümenli cihazları üzerinde
ISO 14937 uyumlu validasyon testleri
yapılarak doğrulanmıştır.
2014 yılının son çeyreğinde GOA bu yeni
teknolojisini Stericool Plus 110A ve 160A
markaları altında piyasaya sürmüş ve
büyük bir ilgi görmüştür. Proje başında
aylık üretim 2-3 ünite iken son Kasım ve
Aralık aylarında aylık üretilen cihaz sayısı
7'ye yükselmiştir. Stericool Plus serisi şu
anda dünyada esnek lümenleri 39
dakikada sterilize edebilen en gelişmiş
cihazdır ve TÜRKAK onaylı bağımsız
Avrupa Laboratuvarı tarafından
sterilizasyon etkinlik testleri
gerçekleştirilmiştir.
EYLÜL 2015
YENİ NESİL İZOLASYONLU DUVAR SİSTEMLERİ PROJESİ
(GREENBLOK YEŞİL EKOBLOK LTD. ŞTİ.)
2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” İkincilik Ödülü
Projenin amacı; ısı, ses, yangın, su
yalıtımlarını içerisinde barındırarak, enerji
verimliliği sağlamak, gereksiz malzeme
masraflarından, işçiliklerinden ve
zamandan tasarruf etmektir. Yine bu
duvarlardan yapılarda, insanların oturum
sonrası ısınma ve klima masrafları
minimum düzeylere inmektedir. Binalara
hafiflik sağlayarak depreme daha
dayanıklı hale getirir ve nefes alması
özelliği ile daha sağlıklı yaşam alanları
oluşturmaktadır.
Elde edilen, TSE’nin resmi testlerine göre
tam değerler aşağıdaki gibidir.
- Yangın sınıfı: A1 Yanmaz sınıfıdır.
- Ses yalıtımı: 10 cm de 37 db’dir.
- Basınç Dayanımı: 4.6 N/mm
Isı iletkenli değeri: 0.088 W/mk
m³ Ağırlık: 550 kg
Neme ve suya dayanıklıdır. Yağmurlu ve
nemli bölgelerde güvenle kullanılır.
Ortamdaki nem fazlasını çeker, nem
dengeleyicidir.
- Antibakteriyeldir.
% 90 YERLİ KATKI İLE İNCE FİLM KAPLAMA SİSTEMİ ÜRETİMİ PROJESİ
(VAKSİS AR-GE VE MÜHENDİSLİK LTD. ŞTİ.)
2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Üçüncülük Ödülü
Türkiye’de ileri teknoloji cihazların
kullanım alanları yaygın olarak
üniversiteler, enstitüler ve Ar-Ge
merkezleridir. Bu nedenle Vaksis vakum
kaplama sistemlerinin en önemli
müşterileri ilgili proje yürütücülükleri olan
akademisyenlerdir. Bu projeler
Bakanlıklar, TÜBİTAK ve Kalkınma
Ajansları gibi kurumlarca
desteklenmektedir. Destek kapsamında
cihaz alımları için proje bütçesinde
ayrılabilecek miktar bellidir ve bu miktar
çoğu projede düşüktür.
Birçok malzeme ile çalışma yapmaya
olanak sağlaması ve kullanımının kolay
olması nedeniyle termal buharlaştırma
kaynağı içeren sistemler öncelikli talep
edilen cihazlardır. Bu kapsamda daha
önce üretimi yapılmış ve satışı
gerçekleşmiş olan “PVD-handy/2T sm”
sistemini optimize ederek, yabancı katkı
oranını azaltarak ve tedarikçilerden temin
edilen bazı sistem bileşenlerinin
firmamızca üretimini gerçekleştirerek ilk
amaç olarak ürün maliyetini düşürmek
hedeflenmiştir. Burada asıl önemli olan
nokta ürün maliyetini düşürürken sistemin
kalitesinden ödün vermemek ve kullanıcı
dostu olma özelliğini artırabilmektir. Bu
nedenle bir diğer amaç olarak ürünün
standardını yükseltmek hedeflenmiştir.
“PVD-handy/2T sm” sistemi ilk
tasarlandığı anda yabancı katkı oranı
% 28,2’dir. Proje esnasında; % 100 yerli
Vaksis vakum vanaları, Vaksis difüzyon
pompası ve Vaksis su soğutma grubu
(chiller) tasarlanıp üretilmiş, bu yeni
sistem alt bileşenleri yeni tasarlanan
“PVD-handy/2T sm” sistemine entegre
edilmiştir. Ayrıca sisteme PLC kontrol
ekleme çalışmaları başarılı sonuç
vermiştir.
Yaklaşık yedi aylık bir çalışma sonucunda
geliştirilen difüzyon pompası, vakum
vanaları ve su soğutma grubu ile üretim
maliyetleri düşürülmüş, daha hızlı ve etkin
teknik servis avantajı elde edilmiştir.
Manuel kullanım yerine; PLC ve bilgisayar
ile yarı manuel kullanım yardımıyla
sistemin kullanıcı dostu olma özelliği
artırılmıştır. Sistemdeki yabancı katkı
oranı % 9,3’e düşürülmüştür. Cihaz,
üretilen Vaksis sistemleri arasında en
düşük yabancı katkı oranına sahip
sistemdir. Sistem başarıyla üretilmiş ve iki
adet satış gerçekleştirilmiştir.
47
EYLÜL 2015
2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ
MULTİ FONKSİYONLU, TEK GÖVDELİ BASKI LAMİNASYON MAKİNESİ
GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ (NET PAK AMBALAJ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.)
2015 Verimlilik Proje Ödülleri
“Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi”
Teşvik Ödülü
Torba (poşet) ambalaj sektöründe son
yıllarda oldukça önemli gelişmeler
yaşanmaktadır. Çevresel şartlara
uygunluk ve doğanın korunması amaçlı
çalışmaların hız kazanması sonucu torba
ambalaj üreticileri de ürünlerini bu
doğrultuda piyasaya çıkartmak için gerekli
Ar-Ge çalışmalarını yapmaktadırlar.
Netpak Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti. doğa
dostu bez poşet üretiminde ultrasonik
kaynak sistemi kullanarak seri üretim
yapmaktadır. Firmamızın ürettiği ürünler
ve üretimde kullanılan makinalarla ilgili
olarak beş adet incelemeli patent olmak
üzere 13 adet patenti bulunmaktadır.
Firmamızın ürettiği bez torba, çanta vb.
gibi ürünlerde reklam ve görsellik
sağlayarak müşteriyi çekmesi ve
mağazanın hizmet kalitesini de yansıtması
açısından kaliteli baskı ve laminasyona
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda faaliyet
gösteren firmalar ise nonwoven üzerine
gelişigüzel olarak baskı-laminasyon
uygulamaları yapmaktadır. Diğer yandan
baskı ve laminasyon ayrı yer ve zamanda
yapılmaktadır ve üretim zamanı ve maliyet
açısından üreticilere büyük yükler
getirerek küresel pazarda rekabet etme
şansının düşmesine sebep olmaktadır.
Firmamız proje kapsamında nonwoven
kumaş üzerine baskı ve laminasyonu tek
seferde uygulayabilecek, hızlı, ekonomik
ve verimli olarak çalışabilecek bir
makinenin olmadığını ayrıca makine
endüstrisinin de gelişmekte olan bir
48
Ödülü, NETPAK Ambalaj Genel Müdürü Ali AVCI aldı.
sektör olması nedeniyle son teknolojilerin
ithal edildiğini ve milli kaynak kaybına
sebebiyet veriliyor olması nedeniyle bu
projeyi başlatmıştır. Proje kapsamında
firmamız multi-fonksiyonlu tek gövdeli
baskı-laminasyon makinesinin her türlü
nonwoven kumaş üzerine baskı ve
laminasyon işlemini çok çeşitli baskı ve
laminasyon teknikleri ve ham maddeleri
kullanarak gerçekleştirebilecek tam
otomasyona dayalı, hızlı, verimli,
ekonomik, hassas ve güvenilir işleme
özelliklerine sahip bir makine projesini
tamamlamıştır. Dolayısıyla firmamızın
gelecek hedefi olan doğa dostu teknik
tekstil kumaşlardan çanta imalatı
konusunda ülkemizi pazar haline getirerek
sektörümüzün gelişmesini sağlamak hem
de ülkemizin cari açığını azaltmakla
amacımıza yaklaşmış olacağımıza
inanmaktayız.
EYLÜL 2015
SU ALTI GÖZLEM ARACI (SAGA) PROJESİ
(DESİSTEK ROBOTİK LTD. ŞTİ.)
2015 Verimlilik Proje Ödülleri
“Mikro Ölçekli İşletme Kategorisi”
Birincilik Ödülü
Ödülü, DESİSTEK Ar-Ge Müdürü Emre EGE aldı.
Geliştirilen projenin amacı; su altında 250
metreye kadar dalabilen, taşınabilir ve
kullanımı kolay bir insansız su altı aracı
geliştirmektir. Bu cihazın kullanım amacı
özellikle kurtarma dalgıçlarının (AFAD,
Jandarma) su altında kanıt arama, ceset
arama gibi faaliyetlerini gerçekleştirirken
onlara kolaylık sağlamaktır. Özellikle
soğuk sular, kötü hava koşulları, kötü dalış
koşulları vb. dalgıçların da dalış yaparken
hayati risklerinin bulunduğu koşullarda
cihazın kullanımı sayesinde arama tarama
faaliyetleri gerçekleştirilebilecektir.
SAGA projesi geliştirilirken göz önünde
bulundurulan en önemli etkenler cihazın
taşınabilir ve kolay kullanılabilir olmasıdır.
SAGA’nın kullanım alanları genelde zor
arazi şartları olacağından sistemin
dayanıklı olması gerekmektedir.
Bu amaçla sistem üç adet dayanıklı ve
tekerlekli çanta içerisinde taşınmaktadır.
1. su altı aracı taşıma çantası, 2. operatör
konsolu çantası ve 3. kablo çantasıdır.
Cihazın enerjisi elektirikle sağlandığından
dolayı elektiriğin olmadığı yerlerde dahi
küçük bir jeneratör vasıtasıyla, sürekli
arama yapabilmek mümkündür.
SAGA’nın üzerinde kamera, ışıklandırma,
derinlik ölçer, sıcaklık ölçer, pusula, vb.
sensörler bulunmaktadır. Bunlar
yardımıyla su altında arama yapmak
mümkün olmaktadır. Sistemin bir başka
önemli özelliği ise üzerinde bulunan sonar
cihazı sayesinde görüşün sıfır olduğu
yerlerde dahi (baraj, göl vb.) tespit
yapılabilmesidir.
Proje sonucunda ortaya çıkan ürünle, su
altı olaylarında, hava ve su koşullarından
bağımsız ve süre sınırlaması olmaksızın
arama-tarama faaliyetlerini
gerçekleştirecek robotik bir ürün ortaya
çıkmıştır. Bu sayede dalgıçların arama
faaliyetlerinde ön araştırmayı bu cihaz ile
yaparak zamandan tasarruf etmeleri
sağlanmıştır.
49
EYLÜL 2015
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BİLİM, SANAYİ, VE TEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER*
yüksekliği zaman zaman 3 bin 500
metreye varan genç dağ oluşumları göze
çarpıyor. Uzmanlar normalde Güneş
Sistemi’nin 4 milyar 560 milyon yıl önce
oluşmasına rağmen Plüton’daki dağların
100 milyon yıldan önce oluştuğuna dikkati
çekiyor.
Nurol, Romanya'da Askeri Araç
Üretecek
Körfez ülkelerinde askeri araç üretimi
gerçekleştiren Nurol, şimdi de Avrupa'da
faaliyete başlayacak. Şirket, Romanya'da
askeri araç üretmeyi planlıyor. ABD'den
Malezya'ya dünyanın hemen hemen her
bölgesine 1,7 milyar Dolarlık ihracat yapan
Türk savunma sanayisi, yurt dışında
üretim coğrafyasını genişletiyor. Körfez
ülkelerinde hızla genişleyen sektör
yatırımlarının yeni hedefi ise Avrupa
oluyor. Türkiye'nin en büyük savunma
sanayisi şirketlerini bünyesinde barındıran
Nurol Holding, Avrupa Birliği'ne ilk
adımını Romanya'dan atmak için kolları
sıvadı.
Romanya Ekonomi Bakanlığı ile
görüşmelere başlayan Nurol Holding'e
bağlı Nurol Makina, askeri araç üretmek
istiyor. Nurol, görüşmeler olumlu
seyrederse Romanya'da zırhlı ve zırhsız
olmak üzere 4x4 askeri araç üretimi için
bir tesis kurmayı planlıyor. Savunma
sanayisinde iki farklı şirketle faaliyet
gösteren holdinge ait Nurol Makine, Ejder,
Ilgaz gibi araçlar üretiyor. 1976'da kurulan
şirket, 1992'de Ankara'nın Sincan
ilçesindeki 1'inci Ankara Organize Sanayi
Bölgesi'nde 67 bin m²’lik alanda üretim
yapıyor. Tesiste 226 kişi çalışıyor
(http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2015/0
7/31/nurol-romanyada-askeri-aracuretecek).
Plüton Yüzeyinde Genç Dağ
Oluşumları
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA,
heyecanla beklenen Plüton gezegeninden
alınan yakın çekim yeni fotoğrafları
yayınladı. Ayrıca Plüton’un uyduları Hydra
ve Charon’dan da ayrıntılı fotoğraflara yer
verildi. Plüton’un ekvator bölgesinde,
* Avrupa Birliği Uzmanları Cenk Ufuk Yıldıran, Tuba Demir Doğan, G. Benan Akbaş,
Rümeysa Zeynep Sümer ve Zafer Uygun tarafından hazırlanmıştır.
50
Fotoğraflar NASA’nın New Horizons (Yeni
Ufuklar) adlı araştırma uydusundan
çekildi. İnsansız uzay aracı, 10 yıla yakın
süren yolculuğunda 4 milyar 800 milyon
kilometre kat ederek Plüton’un yakınından
geçti. Bu sırada çekilen detay
fotoğraflarda ilk kez Plüton’un yüzeyinde
dağlara rastlandı. Dağları gezegenin
yüzeyini oluşturan buz kütlelerinin
şekillendirdiği düşünülüyor. Ancak daha
şaşırtıcı yanı, Plüton’un yüzeyinde kratere
rastlanmamış olmasıdır. Bu da gezegenin
halen jeolojik olarak aktif olduğuna,
yüzeyini diğer gökcisimlerinin değil iç
ısısının şekillendirdiğine işaret ediyor
(http://www.amerikanınsesi.com/).
EYLÜL 2015
Projede sıvı güneş panelleri
kullanılıyor
Google Bilim Fuarı 2015'te
Türkiye'den 5 Finalist Proje Yer
Alıyor!
Dünyanın dört bir yanındaki parlak
beyinleri dünyayı değiştirecek fikirlerini
paylaşmaya davet eden Google Bilim Fuarı
2015’te aylar süren titiz
değerlendirmelerin ardından bu yılın 90
bölgesel finalisti belli oldu. Finale kalan
bu projeler bilimsel ruh, yaratıcılık ve
küresel yaklaşımlarıyla diğerleri
arasından sıyrılmayı başardı. Bu yılın
bölgesel finalist olarak seçilen projeleri
arasında Türkiye’den de beş finalist proje
yer alıyor:
• TED Ankara Koleji - Sema Akkurt'Kaçınılamaz Atıkların Doğal
Antianjiojenik’lere Dönüştürülmesi.
• TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi Cem Buğra Kabaoğlu- 'Yaraları İyileştiren
Sprey' - Yaraların İyileştirilmesinde
Mezenkimal Kök Hücre ve Epitel Doku
Hücrelerinin Kullanımı.
• TED Antalya Koleji - Gaye Satılmış Alper Yılmaz- Elektrospinning Yöntemi İle
Üretilen Nanomanyetit Katkılı Nanolif İle
Elektromanyetik Dalgalardan Korunma
Kalkanı.
• Özel Ege Lisesi - Berker Alpöz, Mustafa
Emin Tos- Görme Engelliler İçin
Tasarlanmış Pasif RFID Tabanlı Akıllı
Sinyalizasyon ve Navigasyon Sistemi.
• Özyeğin Üniversitesi - Metehan Emlik Küresel Olmayan Astronomik Cisimler İçin
İniş Sistemi Tasarımı Projesi.
Bölgesel finale kalan 90 genç bilim insanı
21 Eylül’de Mountain View Kaliforniya’da
düzenlenecek ödül törenine katılacak. 20
Global Finalist arasında yer almak için
yarışacak.
Ödüller arasında Scientific American ve
Google’dan 100 bin Dolarlık burs ve sınıf
yardımı, Galapagos Adaları’na National
Geographic Gezisi, Danimarka’daki
merkezinde LEGO tasarımcılarını ziyaret
etme fırsatı ve Virgin Galactic’in Mojave
Havacılık ve Uzay Merkezi’ndeki yeni uzay
gemisi turu yer alıyor. Bu yıl ayrıca İlham
Veren Eğitimci Ödülü’nün yanı sıra çevre
veya sağlık sorunlarına yönelik bir proje
için Toplumsal Etki Ödülü de verilecek
(http://www.teknolojigundem.com/bilimhaberleri/google-bilim-fuari_na-turkdamgasi-697597.htm#ixzz3hvJCdI61).
Sıvı Güneş Panelleri Geliyor
Bir dönem sularımızı ısıtmak için
hazırlanan sistemler ile hatırladığımız
güneş enerjisi, son yıllarda alternatif enerji
kaynağı olarak önem kazanmaya başladı
ve ülkeler bu alana ciddi yatırımlar yapıyor.
Bir şehrin ihtiyacını karşılayacak kadar
enerji elde etmek için devasa güneş paneli
tarlaları kurmak gerekiyor. Ancak bunun
için yeterli alan yok ve yeşil alanların işgal
edilmesi problemi doğmaya başlıyor. Bir
Amerikan firması olan "Solar Windows"
enerji üretimi için camlarımızı kullanmayı
planlıyor.
Uzun süredir çalışmalar yapan firmanın
projesi Solar Window adını taşıyor. Projede
sıvı güneş panelleri kullanılıyor. Karbon ve
hidrojen polimerlerden üretilen paneller
ince bir film olarak camlara
uygulandığında güneş ışığı ve hatta yapay
ışıktan dahi elektrik üretebiliyor. Panele
ışık kaynağı geldiği anda elektronlar
harekete geçiyor ve bu hareketlilik enerji
üretimini sağlıyor.
Binaların camlarına uygulanabiliyor
Halen test sürecinde olan teknolojiyle bir
gökdeleni kaplayarak devasa bir jeneratör
elde etmek mümkün. Ayrıca sade bir
vatandaş bile evinin camlarını bu panel ile
döşediğinde elektrik masrafından da
tasarruf edebiliyor. Sadece cam değil
plastik yüzeyler üzerine de
uygulanabiliyor. 2009 yılında geliştirilen ilk
prototip bir pirinç tanesi büyüklüğündeydi.
Ancak daha sonra 30x30 cm büyüklüğüne
kadar ulaşıldı. Birkaç gökdelene sıvı
paneller uygulandığında 50 katlı bir
binanın enerji ihtiyacı karşılanabiliyor.
Normal paneller kullanılsaydı bunun için
6-8 dönümlük bir alana kurulması
gerekiyordu. Sıvı panellerin kablolaması
standart sistemler ile aynı olacak. Ancak
bu kez kabloların çok görünmeyeceği
belirtiliyor. Sistemin en önemli avantajı
test süreci bittikten sonra hemen satışa
sunulabilecek olması. Solar Window
sadece satış değil lisanslama ve
tecrübesini aktarma işlemlerini de
yapmak istiyor. Bu sayede alternatif enerji
kaynaklarının kullanımı konusunda ciddi
adımlar atılacak ve isteyen herkes bu
teknolojiyi cüzi fiyatlara mal edebilecek
(http://www.enerjicihaber.com/news.php?i
d=776).
51
EYLÜL 2015
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ
Ağaçları Taklit Eden Sistem
Karbondioksiti Yakıta Çeviriyor
Kanadalı bilim insanları endüstriyel
karbondioksit dönüştürme tesisi
geliştiriyor. Bu tesis atmosferdeki
karbondioksiti çekip sıfır-karbon dizel
yakıta çeviriyor. Teknoloji girişimcisi
Carbon Engineering firması tarafından
geliştirilen sistem, kısmen Bill Gates
tarafından da destekleniyor. Sistem temel
olarak ağaçların yaptığını taklit ediyor.
Ancak ağaçların yetişemeyeceği buzlu
alanlar ya da çöllerde de kullanılabiliyor.
Depremleri Tespit Eden Yazılım
Geliştirilecek
NASA tarafından başlatılan 'Quest for
Quakes' adı verilen yarışma, depremlerin
önceden tespit edilmesini öngörüyor.
Yarışmada depremlerin işaretini veren
elektromanyetik sinyalleri (EMP) tespit
edecek algoritmalar geliştirilmesi
amaçlanıyor. Depremi fark edecek en iyi
yazılım 25 bin Dolar ödül alacak.
Bilim insanları depremlerin izini taşıdığı
düşünülen EMP'lerin haftalar öncesinden
tespit edilebileceğini ve depremin
şiddetinin anlaşılabileceğini düşünüyor.
Projede yer alan NASA'dan Craig Dobson,
'en büyük zorluğun yerkabuğunda
meydana gelen çatlaklardan oluşan
elektrik yükünün manyetik alanda yaptığı
değişimle, insan ve doğa tarafından oluşan
elektromanyetik gürültünün birbirinden
ayırt edilmesi' olarak belirtti. NASA
depremle bağlantılı ve bağlantılı olmayan
EMP'lerin tespit edilmesini sağlayacak
yazılımın geliştirilmesi için yarışan
52
ekiplere üç aylık veri sağlayacak. Dünyanın
farklı bölgelerindeki alıcılardan toplanan
sinyallerin yanı sıra depremlere ait veriler
de sunulacak. California'daki 125 alıcı ile
uluslararası alandaki 40 alıcıdan toplanan
65 TB veri ile yapılacak analizler sayesinde,
depremleri haftalar öncesinden fark
edecek yazılımın geliştirilmesi ümit
ediliyor (http://www.aljazeera.com.tr/).
Karbondioksit dönüşüm tesisi,
karbondioksiti sudan ayrılan hidrojenle
birleştirerek hidrokarbon yakıtını
oluşturuyor. Bu yeni teknoloji, yenilenebilir
enerjiye tamamlayıcı çevre dostu yakıt
üretme hedefiyle geliştiriliyor. Carbon
Engineering İş Geliştirme Yöneticisi Geoff
Holmes, The Guardian’a verdiği demeçte
“Ucuz güneş ve rüzgâr, elektrikten
kaynaklanan emisyonu azaltma işinde
harikalar yaratıyor. Geriye ulaşım sektörü
kalıyor” diyor ve bu açığın da geliştirilen
yeni sistemle kapatılabileceğini ima ediyor.
İklim değişikliğine karşı yapılan güzel
girişimin benzerleri; New York merkezli
Global Thermostat ve İsveç merkezli
EYLÜL 2015
Climeworks tarafından yapılıyor. Ancak bu
sistemin ekonomik olarak nasıl yapılacağı
hâlâ soru işareti. Sorunlardan biri
karbondioksiti 400 ºC’ye kadar ısıtmanın
yüksek maliyeti. Bir diğer sorun ise
projelerin fizibilite raporları hazırlanıncaya
kadar çok az sayıda şirketin mali destek
sağlaması.
The Guardian gazetesinin haberine göre
hükümetler çevre için ne kadar faydalı
olursa olsun, sadece çevredeki
karbondioksiti emen bir sisteme mali
destek sağlamak istemiyor. Ayrıca birinin
bu desteği sağlamayı istemesi durumunda
ise, dünya ikliminde fark edilebilir bir
fayda sağlayabilir bir sistemin kurulması
için milyarlarca Doları gözden çıkarması
gerekiyor. Ayrıca bu geliştiricilerin,
yatırımcılara karşılık olarak kıymetli bir
değer önermesi gerekiyor ki bu da yakıt.
Hâlihazırda Carbon Engineering’in sistemi
yılda sadece 450 ton karbondioksit
yakalayabiliyor. Bu da ortalama
Kanadalıların karbon emisyonunun
% 33’üne karşılık geliyor. Ancak bu
sistemin daha pratik olması açısından
20 bin kat büyütülebileceği de ilave
ediliyor.
Girişimcilerin havadan karbondioksit çekip
yakıt yapması ne zaman günlük hayata
geçer henüz belirsiz, ancak haberi bile
oldukça heyecan verici (Science Alert).
Almanya’da Güneş ve Rüzgâr
Enerjisi, Nükleeri Solladı
Almanya’da temiz enerjiye geçiş hızla
devam ederken, bu alanda aldığı son
veriler yenilenebilir enerji alanında
heyecan yarattı. Nükleer santralleriyle
tanınan Almanya’da güneş ve rüzgâr
enerjisinden üretilen enerji, nükleerden
üretilen enerjiyi solladı.
Almanya’nın enerji dönüşümü hedefi
konusunda tarihi bir başarıya ulaşıldığı
açıklandı. Alman Fraunhofer Enstitüsü
tarafından açıklanan verilere göre,
ülkedeki rüzgâr ve güneş enerjisi
santralleri toplamda 11,7 Terawatt saatlik
elektrik üretimi gerçekleştirdi. Bu üretimin
5 bin 183 Terawatt saatlik bölümü güneş
enerjisi ile sağlanırken, nükleer enerji
santrallerinde üretilen elektrik 5 bin 183
Teravat saatlik bir seviyede kaldı.
Güneşten elde edilen enerjinin nükleer
enerjiye kıyasla daha fazla olmasının
sebepleri, ülkedeki Grafenrheinheld
Nükleer Enerji Santrali’nin kapatılması ve
Grundremmingen-C, Isar II ve
Philippsburg-2 santrallerinin yıllık bakıma
girmesi olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz yıl
Aralık ayında Almanya’nın en büyük
elektrik şirketi E.On, kömür, gaz ve nükleer
enerjiden çıkacağını, buradaki payını
yenilenebilir enerjiye aktaracağını
açıklamıştı. 2015’in ilk aylarında da Alman
hükümeti Angela Merkel öncülüğünde fosil
yakıtların ve nükleer enerjideki payın
azaltılarak yenilenebilir enerjiye geçişin
hızlanacağının sinyallerini vermişti
(http://keytoenergy.net/.
Dünyanın En Büyük Güneş Enerjili
Stadyum Projesi
Antalyaspor yeni sezonda maçlarını
oynayacağı Antalya Stadı’nda Türkiye’nin
en büyük 1.4 MW kapasiteye sahip çatı
üzeri GES’ini (Güneş Enerjili Stadyum)
hayata geçirecek.
2013 yılının Haziran ayında temeli atılan
Antalya Stadı 33 bin kişilik seyirci
kapasiteli, 136 dönüm arazi üzerine inşa
edilen, 10 bin kişilik seyirci kapasiteli spor
salonu ve 3 bin kişilik yüzme havuzuyla
tam daire şekliyle antik kentlerdeki arena
görünümünü kazanacak. Türkiye’nin en
modern statlarından biri olacak.
Türkiye’nin 1,4 MWp kapasiteye sahip en
büyük çatı üzeri güneş enerjisi sistemi
yeni Antalya Stadı’nda hayata geçirilecek.
Sistem Seiso tarafından anahtar teslim
olarak kurulacak. Silindirik biçimde inşa
edilen stadın 10.200 m²’lik çatısına
uygulama yapılacak. Yaklaşık 6.000 adet
fotovoltaik güneş paneli ve 60 adet
inverter ünitesine sahip olacak sistem,
Türkiye’de bu ölçekte ilk uygulama olma
özelliğini taşırken, dünyada bu kapasitede
güneş enerjisine sahip ilk spor kompleksi
unvanını kazanmış olacak.
Yeni Antalya Stadı, aynı zamanda dünyada
bir ilke imza atacak. Antalya Stadı,
kurulacak güneş enerjisi sistemi ile
1 MWp güce sahip Tayvan Kaohsiung
National Stadium ve 1,3 MWp kurulu güce
sahip İsviçre Stade de Suisse tesislerinin
rekorunu kırarak dünyanın en büyük
güneş enerjili stadyumu unvanını alacak
(http://keytoenergy.net/gunes/).
53
EYLÜL 2015
TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)
ULUSAL TEMİZ ÜRETİM MERKEZLERİ PROGRAMI’NIN 20 YILLIK GEÇMİŞE
YÖNELİK DEĞERLENDİRMESİ*
1995’te ortak küresel “Temiz Üretim
Programı” çerçevesinde, Birleşmiş
Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO)
ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(UNEP) ilk sekiz Ulusal Temiz Üretim
Merkezi’ni resmi olarak kurmuştur. 2015
yılına gelindiğinde ise 56 ülkede faaliyet
gösteren 58 merkez mevcut
bulunmaktadır. 1995 ve 2011 yılları
arasında kurulmuş olan 50 merkezden
41’i tarafından 2014 yılında başarıyla
tamamlanmış bir yapılandırılmış anket
sonuçlarına dayanan bu çalışma, söz
konusu merkezlerin, resmi başlangıcından
20 yıl sonra dünya çapında uygulanmakta
olan bir programdan beklentilerin ne
şekilde neticelendiğini sunan bir rapordur.
Söz konusu programın gelecek 20 yıl için
belirlenmiş beklentilerinin çoğunun yerine
getirilmesine karşın bazı beklentiler
karşılanamamıştır ve programın
uygulanması esnasında gerçekleştirilen
birtakım öngörülmemiş faaliyetlerin
çoğunluğu da programı iyi yönde
etkilemiştir.
Rapor sonuçları, UNIDO ve UNEP
tarafından programa dâhil olmayan ve
önemli sınai sektörlere sahip olan
ülkelerde temel hizmetlerin ademi
merkezileştirilmesi, imalat faaliyetlerinin
daha yeşil hale gelmesi için stratejik
danışmanlık sağlanması ve küresel RECP
ağına üyeliğin yaygınlaştırılması için
Ulusal Temiz Üretim Merkezleri
kurulmasının kolaylaştırlmasına ihtiyaç
duyulduğunu önermektedir.
Yeni ülkelere ulaşmanın potansiyel bir
yolu, Ekvador ve Dominik
Cumhuriyetlerinde yapıldığı gibi, bu
ülkelerde yeniden temiz üretim projeleri
başlatmaktır. Ademi merkezileştirme (ve
bu yolla işletmelere hizmet götürme
maliyetlerini düşürmek için) potansiyel bir
yöntem ise temiz üretimin etkili ve etkin
şekilde uygulanması için yeni ortakların
ulusal bir ağ içinde dâhil edilmesi yönünde
merkezleri teşvik etmektir. Bu ortaklar
hem yerel yönetimler hem de sanayi
sektörü araştırma enstitüleri olabilir. Bu
* A 20-year retrospective of the National Cleaner Production Centres programme, Journal of Cleaner Production, 27 July 2015, Ralph A. Luken, Rene Van Berkel, Heinz
Leuenberger, Petra Schwager.
54
EYLÜL 2015
yönde bir çaba sarfederken, Çin Ulusal
Temiz Üretim Merkezi ile 15 yerel TÜ
merkezi arasındaki ortaklıktan oluşan Çin
Temiz Üretim Birliği deneyiminden
faydalanılabilir. Çin modeli üstüne
temellendirilen böyle bir birliğin temel
işlevleri şunlar olacaktır: 1) Bilgi
sisteminin kurulması, 2) TÜ bilgi dağıtımı
& uygulamaların tanıtımı, 3) TÜ haber
bülteni, 4) Ulusal ve yerel hükümetler
arasında iletişim platformu, 5) Kitle
medyasıyla etkileşim ve 6) Çevreye uyumlu
ileri teknolojilere erişim. Sektörel düzeyde
etkinin artırılması için potansiyel bir yol
ise merkezleri, işletme içi TÜ
değerlendirmelerin, eğitim ve politika
tavsiyelerinin ötesine geçmeye
cesaretlendirerek sanayi stratejisinin
ulusal ölçekte önemli ve kaynak verimli
şekilde yeşil dönüşümüne dâhil
edilmeleridir.
Son olarak, RECPnet’in güçlendirilmesi
için daha fazla çaba sarfedilmesine ihtiyaç
vardır. En acil alınabilecek önlem ise
RECPnet üye sayısının artırılmasıdır. Bu
ise var olan RECP hizmet sağlayıcılarının
envanterinin çıkarılarak onları üye olmaya
ikna etmeyi gerektirecektir.
Raporda söz edilen beklentiler ve
karşılanma düzeyleri aşağıda
özetlenmiştir:
a) Yerine getirilen ve sonraki aşamalarda
daha iyi sonuçlar elde edilen iki beklenti:
(1) Merkezlerin faaliyet gösterdiği
ülkelerin ekonomilerinin hacmi, dünyada
gelişmekte olan ekonomilerin ve geçiş
ekonomilerinin toplam hacminin imalat
katma değerinin % 80’inden biraz
fazlasına tekabül etmiştir ve
(2) Merkezler dört temel hizmet
sağlamıştır (bilginin yayılımı, eğitim
faaliyetleri, teknik yardım / fabrika içi
değerlendirmeler ve politika tavsiyesi).
b) Yerine getirilen beş beklenti:
(1) Gelirler temiz üretim temel
hizmetlerinin sağlanmasında yeterli
olmuştur.
(2) Birçok temiz üretim önlemlerinin
uygulanması önemli miktarda mali
tasarruf sağlamıştır.
(3) Temiz üretim tedbirlerinin uygulanması,
endüstriyel kirleticilerin ve atıkların
miktarında önemli bir azalma meydana
getirmiştir.
(4) Merkezler bulunduğu ülkelerde temiz
üretim uzmanlığının liderleri
konumundadır.
(5) Temel temiz üretim hizmetleri
sağlamak amacıyla yapılan kapasite
geliştirme çalışmalarıyla merkezler
kurumsal ve mali olarak sürdürülebilir
hale getirilmiştir.
c) Kısmen yerine getirilen üç beklenti:
(1) Merkezlere ev sahipliği yapan
kuruluşlar çoğunlukla sanayi sektörüyle
ilgili kuruluşlar olmuştur.
(2) Bazı merkezler temel temiz üretim
hizmetleri üzerinde sahip oldukları
merkezi yetkilerini eyalet hükümetlerine
ve araştırma enstitülerine dağıtmışlardır.
(3) Bazı işletmeler merkezlerin desteğiyle
daha yeşil ve büyük işletmeler olarak
yeniden yapılandırılmıştır.
sektörleri üzerindeki etkisini
derinleştirmesini ve fabrika içi temiz
üretim değerlendirmesi yapılması, eğitim
verilmesi ve politika tavsiyesinde
bulunulması gibi klasik yöntemin ötesine
geçerek sanayinin “çevreci hale
getirilmesi” için ulusal bir strateji
planında sürükleyici bir rol üstlenilmesini
gerektirmektedir. Böyle bir strateji planı,
sanayi sektöründe kaynak verimliliği ve
çevre yönetimi amacıyla oluşturulmuş
kapsamlı bir stratejinin bünyesinde yeni ve
önemli bir bileşen olarak yer alabilecektir.
Dolayısıyla temiz üretim merkezlerine
düşmekte olan sorumluluk, ekonomik
kalkınmanın çevrenin degradasyonundan
ve doğal kaynakların tüketilmesinden
önemli düzeyde ayrıştırılmasına katkı
sağlayacak biçimde, başarılarını ve
faaliyetlerini çeşitlendirilerek çoğaltmaları
olacaktır. Merkezlerin sanayinin kaynak
verimli hale getirilmesi için ulusal önem
taşıyan stratejilerde, sanayinin gündemine
temiz üretim ve kaynak verimliliğini
getirmeyi amaçlayan kamu yararına
hizmet sunumu ile şirketlerin kendi
çıkarlarını gözeten şirkete özel hizmet
sunumu arasında var olan denge noktasını
bulabilecek bir rol üstlenmeleri
gerekmektedir.
d) Yerine getirilemeyen iki beklenti:
(1) Temiz üretim hizmetlerinin sağlanması
tüm sanayi sektörlerinin çevreci hale
getirmemiştir.
(2) Temiz üretim seçenekleri ile birlikte
kirlilik kontrol teknolojisinin uygulanması
çevre kalitesinde ölçülebilir gelişmelerin
gözlenmesinde başarı sağlayamamıştır.
Merkezlerin gelecek planı, yerine
getirilemeyen söz konusu iki beklentinin
karşılanması için gereken çabanın
gösterilmesi yönünde olacaktır. Bu
sorunun aşılması, merkezlerin tüm sanayi
55
EYLÜL 2015
TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)
“YEŞİL İŞ 2015" EKİM AYINDA GERÇEKLEŞTİRİLECEK
“Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi”nin
yedincisi Değişimin Yeni Paradigmaları
temasıyla 8-9 Ekim tarihlerinde
İstanbul’da gerçekleştirilecek. Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik
Genel Müdürü Anıl Yılmaz’ın, Kalkınma
Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve
çok sayıda üniversite ve sivil toplum
kurumu temsilcisiyle birlikte danışma
kurulunda yer aldığı Zirve’de, değişen iş
dünyası ve yeni ekonomi ile sürdürülebilir
iş modelleri gündeme getirilecek.
Sürdürülebilir İş Zirvesi’nde döngüsel
ekonomiye geçişten su ve karbon yönetimi
ile değişen iş modellerine, Endüstri
4.0’dan sürdürülebilir iş modellerinde
inovasyon ve teknolojik gelişmelerin
önemine, enerji ve enerji yönetim
sistemlerinden yeşil hastaneler, tesisler,
oteller ve konutlar gibi yeni nesil binalara,
sürdürülebilirlik ölçümlerinin
geleceğinden kurumsal sürdürülebilirlik
performans kriterlerine, KOBİ’lerin
dönüşümü ve geleceğinden sürdürülebilir
belediyeler ve iş dünyası iş birliğine yeni
ve çarpıcı bakış açıları getirilerek çözüm
önerileri ve küresel yaklaşımlar
tartışılacak.
56
Farklı sektörlerden paydaşları bir araya
getiren Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş
Zirvesi’nde iş dünyasından temsilciler,
sürdürülebilir büyüme uzmanları, özel
sektör, kamu sektörü ve sivil toplum
kuruluşları temsilcileri ve akademi
dünyası, sürdürülebilir dönüşümü
sağlamak için değişimin yeni
paradigmalarını değerlendirecekler.
Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi yeni
iş birliği modellerinin geliştirildiği, iyi
uygulama örneklerinin paylaşıldığı ve
etkileşim ağlarının kurulmasına olanak
sağlayan bir platform olarak öne
çıkmaktadır.
Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi
Konu Başlıkları
• Paris İklim Değişikliği Konferansına
Doğru İş Dünyası
• Döngüsel Ekonomiye Doğru
• Geleceğin Enerjisi ve Enerji Yönetim
Sistemleri
• Akıllı Yeni Dünya: Endüstri 4.0 ve
Sürdürülebilirlik
• İnovasyon ve Teknoloji ile Değişimi
Yönetmek
• Dijital Dönüşüm ile Geleceğin İş
Modelleri
• Kurumsal Sürdürülebilirlik Performans
Kriterleri ve Hisse Değerine Etkileri
• Kredi Değerlemede Yeni Sınırlar ve
Sürdürülebilirlik Parametrelerinin
Geleceği
• Yeni Nesil Binalar: Yeşil Hastaneler,
Tesisler, Oteller ve Konutlar
• Sürdürülebilir Ürünler ve Geleceğin
Malzemeleri
• KOBİ’lerin Dönüşümü ve Geleceğin KOBİ
Modelleri
• Triloji: Sürdürülebilir Şehirler,
Belediyeler ve İş Dünyası
• Su ve Karbon Yönetimi ile Değişen İş
Modelleri
• Sürdürülebilirlik ve Kadının
Güçlendirilmesi
• Sürdürülebilirlik Raporları ve Şeffaf
Paydaş Diyalogları.
Detaylı Bilgi İçin:
http://yesiliskonferansi.com/2015/
EYLÜL 2015
III. SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM SEMPOZYUMU “SANAYİDE
SU VERİMLİLİĞİ” TEMASIYLA İZMİR’DE GERÇEKLEŞTİRİLECEK
sempozyumda Sektörlerin Sürdürülebilir
Üretime Bakış Açısı ve Sektörel
Uygulamalar, Firmalarda Sürdürülebilir
Üretim Uygulamaları ve Temiz Üretim ve
Enerji Verimliliği Destekleri başlıklı
oturumlar düzenlenmiştir.
Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu’nun
ikincisi ise geçen yıl Verimlilik Genel
Müdürlüğü ile Boğaziçi Üniversitesi
Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim
Uygulama ve Araştırma Merkezi
iş birliğinde “Sanayide Dönüşüm için
Yaşam Döngüsü Analizi ve Enerji
Verimliliği” temasıyla Boğaziçi
Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir.
Sempozyum’da kaynak verimliliği ve
sürdürülebilir üretimin önemli
araçlarından biri olan yaşam döngüsü
analizi ve enerji verimliliği alanlarındaki iyi
uygulamaların paylaşıldığı oturumlar
düzenlenmiştir.
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından her
yıl düzenlenen Sürdürülebilir Üretim
Sempozyumu’nun üçüncüsü Aralık ayında
“Sanayide Su Verimliliği” temasıyla
İzmir’de gerçekleştirilecek.
azaltılması ve bu etkilere uyum süreci de
sürdürülebilir üretim uygulamaları ve
enerji, su, malzeme ve kimyasalları içeren
doğal kaynakların verimli kullanılmasıyla
başlamaktadır.
Sürdürülebilir üretim uygulamaları, hızla
gelişen ve rekabet koşulları giderek
zorlaşan sanayide rekabet gücünü artırma
ve kaynakları etkin şekilde kullanarak
çevresel ve ekonomik kazanç sağlamaya
katkıda bulunması açısından son derece
önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır.
Endüstriyel iklim değişikliği etkilerinin
Bu doğrultuda Verimlilik Genel Müdürlüğü
tarafından Sürdürülebilir Üretim
Sempozyumun ilki 2013 yılında Ankara’da
Hacettepe Üniversitesi Çevre Uygulama ve
Araştırma Merkezi iş birliğinde “Türk
Sanayicisi Geleceği Planlıyor: Temiz
Üretim ile Sürdürülebilir Sanayiye Doğru”
temasıyla gerçekleştirilmiş ve
Her yıl farklı bir temayla ve üniversitelerin
iş birliğiyle gerçekleştirilen Sempozyumun
bu yılki teması “Sanayide Su Verimliliği”
olarak belirlenmiş ve bu kapsamda gıda ve
tekstil sektörleri de öncelikler arasına
alınmıştır. Daha önce Ankara ve
İstanbul’da düzenlenen etkinlik bu yıl
Aralık ayında İzmir’de
gerçekleştirilecektir. Organizasyona ilişkin
detaylar http://temizuretim.gov.tr
adresinden takip edilebilir.
57
EYLÜL 2015
HABER
13. ULUSLARARASI VERİ ZARFLAMA ANALİZİ KONFERANSI (DEA2015)
ALMANYA’DA YAPILDI
Pek çok alanda yaygın şekilde kullanılan
bir etkinlik ve verimlilik ölçüm yöntemi
olan veri zarflama analizinin hem
metodolojisi ve teorisi, hem de kamu ve
özel sektördeki uygulamalarıyla ilgilenen
uluslararası düzeydeki pek çok saygın
akademisyeni ve araştırmacıları bir araya
getiren Uluslararası Veri Zarflama Analizi
Konferansı’nın 13’üncüsü, Uluslararası
Veri Zarflama Analizi Topluluğu’nun
(iDEAs) organizasyonu ve Braunschweig
Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde
24-27 Ağustos 2015 tarihlerinde
Almanya’nın Braunschweig kentinde
düzenlendi. Regülasyon konusunun tema
olarak seçildiği konferansın bilimsel
programında, veri zarflama analizinin
teori ve modellemesinin konu olduğu
oturumların yanında; sanayi sektörü,
enerji, çevre, bölgesel çalışmalar, tarım,
58
sağlık, eğitim, ulaştırma, vb. pek çok
alanla ilgili uygulama örnekleri ve
yaklaşımları dört gün boyunca
katılımcılarla paylaşıldı.
Pek çok paralel oturum ve panel şeklinde
düzenlenen etkinliğe, Verimlilik Genel
Müdürlüğü Sanayi ve Teknoloji Uzmanı
Dr. Yücel Özkara, Regional Opportunity Costs
of Environmental Regulations in Turkish
Manufacturing Industry (Türk İmalat
Sanayinde Çevresel Düzenlemelerin Bölgesel
Fırsat Maliyetleri) başlıklı bildiri ile katıldı.
Çevre oturumunda sunulan bu bildiri,
Türk imalat sanayinde emisyon vergisi ya
da emisyon kısıtlaması gibi bağlayıcı bir
çevresel düzenleme olması durumunda
İBBS Düzey 2 bölgeleri seviyesinde olası
bu düzenlemelerin 2003-2012 dönemi için
üretim değerlerinde hangi oranda ve
miktarda kayba yol açacağına ilişkin
analizler katılımcılara sunuldu.
Bu alanda dünyanın önde gelen
akademisyenlerinin yer aldığı panel
oturumlarında ise, veri zarflama analizinin
gerek teorisi gerekse uygulamasına ilişkin
mevcut durum ve geleceği ile
regülasyonların değerlendirilmesi
konusunda veri zarflama analizinin
sağladığı imkanlar ve yeni metodolojik
gelişmeler tartışıldı. Konferans
kapsamında ayrıca yarım günlük bir teknik
gezi ile Wolfsburg kentindeki Volkswagen
firmasına ait otomotiv fabrikası ziyaret
edildi. Avrupa’nın en büyük otomotiv
üretim tesisi olan bu fabrikaya ilişkin,
firma yetkililerince üretim sistemi ve
teknolojisi hakkında tanıtım yapıldı.
EYLÜL 2015
KOSGEB DESTEKLERİ KATLANARAK BÜYÜYOR
KOSGEB tarafından geçen yıl 22 bin 867 işletmeye 164
milyon 465 bin Lira kaynak aktarıldı. Bu yıl Ağustos ayı
itibarıyla ise 27 bin 645 işletmeye toplam 202 milyon 449
bin Lira destek sağlandı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık, Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı
(KOSGEB) tarafından geçen yıl 22 bin 867
işletmeye 164 milyon 465 bin 277 Lira
kaynak aktarıldığını belirterek, bu yıl
Ağustos ayı itibarıyla ise 27 bin 645
işletmeye toplam 202 milyon 449 bin 728
Lira destek sağlandığını bildirdi. Işık,
geçen yılın aynı dönemine oranla destek
alan işletme sayısının yüzde 21, söz
konusu dönemde kullandırılan destek
tutarının ise yüzde 23,1 arttığını kaydetti.
Işık, Türkiye'de işletmelerin yüzde
99,85'ini, istihdamın yüzde 76'sını,
ihracatın yüzde 59,2'sini, katma değerin
yüzde 53,3'ünü ve toplam satışların yüzde
63'ünü oluşturan KOBİ'lerin ülke
ekonomisi için çok önemli olduğunu
söyledi. KOBİ'lerin sadece Türkiye'de değil
dünyada da ekonomilerin dinamoları
olduğunun altını çizen Işık, bu sebeple
Bakanlık olarak KOBİ'lere çok önemli
destekler sunduklarını anlattı.
Ekonomik ve sosyal ihtiyaçların
karşılanmasında küçük ve orta
büyüklükteki işletmelerin payını artırmak,
rekabet güçlerini ve düzeylerini
yükseltmek, sanayide entegrasyonu
ekonomik gelişmelere uygun biçimde
gerçekleştirmek amacıyla kurulan
KOSGEB'in bu kapsamda KOBİ'lere
sağladığı teşviklere dikkati çeken Bakan
Işık, desteklerinin artarak devam ettiğini
belirtti.
çalışmaya destek verdik, vermeye de
devam edeceğiz. KOBİ'lerin üzerine düşen
de bu destekleri sonuna kadar etkin
şekilde kullanarak, ülke büyümesine katkı
sağlamak” değerlendirmesinde bulundu.
KOBİ'lere “Markalaşma ve
Kurumsallaşma” Çağrısı
Işık, KOSGEB'in kuruluşunun 25. yılında
yeni destek programları hazırladığına da
değindi. KOBİ'lerin sağlıklı büyümesi,
kurumsallaşması, ulusal ve uluslararası
pazarlarda rekabet edebilmesi ve
markalaşmaları için bu yıl içinde
"markalaşma ve kurumsallaşma" destek
programı için 100 milyon liralık çağrıya
çıkıldığını anımsatan Işık, "215 projeye
toplam 45,4 milyon lira destek sağlandı.
Kalan bütçenin faydalandırılması için de en
kısa sürede yeniden çağrıya çıkılacak"
dedi.
En hızlı büyüyen 100 şirketin 82'sinin
KOSGEB veri tabanına kayıtlı olduğunu ve
bunların 43'ünün KOSGEB destek
programlarından yararlandığına dikkati
çeken Bakan Işık, “KOBİ'ler Türkiye'nin
geleceği, bu sebeple ülkenin değişmez
gündemlerinden biri olmalı. Hükümet
olarak KOBİ'lerin önünü açacak her
59
EYLÜL 2015
SUMMARY
NEW GENERATION INDUSTRIAL ZONES
New Generation Industries: South
Korea Green Growth Initiative and
Eco-Industrial Park Practices
This article evaluates development of
green growth movement in South Korea
and it mentions eco-industrial park and
industrial symbiosis practices, which are
an important part of this movement, and it
involves observations from study visits and
meetings. Representatives from World
Bank and executives and experts from
Ministry of Science, Industry and
Technology made study visits and attended
meetings concerning eco-industrial parks
in cities of Seoul, Ulsan and Bussan in
South Korea between the dates of May,
26-29 2015. This study visit and meetings
were organized within the scope of
‘Green-Growth Partnership ProgrammeEco-Industrial Park Development
Information Exchange Project between
Turkey and South Korea’ that is carried
out by cooperation of World Bank and
South Korea.
Geographic Information System
Practices in Organized Industrial
Zones
Development levels of countries are
measured with information production,
information management and share and
information storage capacities. The
organizations that shape future policies of
the countries present their services and
technology through information systems.
Use of geographical information systems
is essential in fast and economic service
delivery of the organizations and it
became an indispensable method by its
great contribution in decision making
60
mechanism of the institutions.
Geographic information system is defined
as a computer based system that provides
four skills for terrain referenced data
processing. These skills are data entry,
data administration (storage and
examination), data processing and
analysis, and data output. The importance
of geographic information system use in
organized industrial zones has two
aspects. One of them is using geographic
information systems in promotion of
investments and the other one is using
geographic information systems in
administration of organized industrial
zones.
Result-oriented Monitoring and
Evaluation of Organized Industrial
Zone Policies
Result-oriented monitoring and evaluation
is a strong public administration
instrument that emphasizes outcomes and
impacts of government intervention
practices rather than focusing on
implementation process, products and
services of government intervention.
Government intervention process starts
with an input concerning financial, social
and physical resources. The process
continues with activities of the public
employees responsible from government
intervention implementation. These
activities expose a set of products and
services. To what extent that these
products and services create a change in
society and environment is the result of
this government intervention.
Monitoring and evaluation of public
investments and services generally
associate with monitoring regarding
processes. Public employees monitor and
evaluate the routine activities in the
processes. Monitoring and evaluation of
the activities is essential. However,
activities solely are not sufficient to show
the achievement of government
intervention. What really matters is the
change that government interventions
introduce in social and environmental
areas.
The Impact of Government
Incentives Implementation in
Organized Industrial Zones on
Increasing Gross Domestic
Product
Government incentives in organized
industrial zones make contribution in
increasing gross domestic product in two
situations. In the first instance, since
infrastructure of organized industrial zone
which has been built by government
incentive is evaluated within the scope of
investment as outdoor construction, it
takes part in gross domestic product.
Secondly, this direct and short term
increase in gross domestic product has a
more important indirect effect that is
expected to come into the picture over the
long term. This effect is submitting an
investment environment to interested
parties which has been completed in
terms of infrastructure, power line and
transportation facilities.
EYLÜL 2015
It is expected that infrastructure facilities
completed by government would
encourage private sector to make
investment decisions in this region
avoiding high infrastructural costs.
Consequently, in addition to positive
impact of government incentives
implementation in organized industrial
zones on increasing gross domestic
product, increasing technology level is
taken into account with regard to products
and production technology. It is indicated
that sectors that support sustainable
development in Turkish economy should
be taken into consideration in terms of
government incentives.
underwater vehicle that can dive in 250
meters. The aim of this vehicle is to
provide convenience to search and rescue
underwater divers in their jobs. Search and
rescue facilities can be carried out with
these underwater observation vehicles in
life-threatening and risky situations
involving cold water, bad weather
conditions and dangerous dive conditions.
2015 Productivity Project Awards
New Generation Wall Systems
Isolation Project (Greenblok Yeşil
Ekoblok Ltd. Şti.)
The aim of this project is to provide energy
efficiency with heat, sound, fire and water
isolations and to save on material costs,
labour costs and time. In these buildings
that have new generation wall systems
isolation, heating and air-conditioning
costs are at minimum level. With these
wall systems the buildings are lighter and
have inhalation feature and this brings
safety and durability in case of
earthquakes.
2015 Productivity Project Awards
Underwater Observation Vehicle
Project ‘SAGA’ (Desistek Robotik
Ltd. Şti.)
The purpose of this project is development
of an ergonomic and portable unmanned
61
EYLÜL 2015
SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS
Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)
Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)
Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)
62
Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey
EYLÜL 2015
BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS
OECD Ülkelerinde Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2013)
R&D Expenditures as a Percentage of GDP in OECD Countries (2013)
Kaynak: OECD, MSTI - Source: OECD, MSTI
Türkiye’de Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2000 – 2013)
R&D Expenditures as a Percentage of GDP in Turkey (2000 – 2013)
Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat
63
EYLÜL 2015
ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ
NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler
Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta s kleri ve EUROSTAT - Source: Na onal Produc vity Sta s cs of Turkey and EUROSTAT
Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları /
Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta s kleri ve EUROSTAT - Source: Na onal Produc vity Sta s cs of Turkey and EUROSTAT
64
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS

Benzer belgeler