iSLAMiYETTE NİÇİN AY TAKViMi KULLANILIR

Transkript

iSLAMiYETTE NİÇİN AY TAKViMi KULLANILIR
İSLAMiYETTENİÇİN AY TAKVİMİ KULLANlLlR?
Prof. Dr. Muhammad HAMİDULLAH
Müslümanlar arasında dini maksatlarla kullanılan Hicri takvim dünyamızın mevsimlerine nazaran daima yerlerini değiştiren aylardan müteşekkil karneri bir takvimdir. Mesela Ramazan ayı bazan yaz mevsimine, bazan da kış mevsimine isabet eder. Zamanın Güneş takvimine göre
hesap edilmesi adet olan hıristiyan memleketlerde bir müslümana-:
- «Ramazan ayı Miladi takvimde hangi aya tekabül eder?>> suali sorulduğunda, «Bu seneden seneye değişir ve asla muayyen bir aya tekabül
etmez.» cevabı alınır ki bu, daima soru sahibinin hayretini mucip olur
ve derhal meçhulü olan böyle bir mevzuda münakaşadan sarfı nazar eder.
Kat'i bir netice almak arzusu ile seneleri aylara, haftalara ve günlere bölmek mecburiyetinde kalırsak hakikati bulmak ve kat'i bir Güneş
(hatta Ay) senesi tesbit etmek imkansız olur. Zira Güneş senelik devrini 365 gün, 6 saat, birkaç dakika, birkaç saniye ve saniyenin küsuru kadar bir zaman zarfında tamamlar (Ay ll gün kadar evvel bu devri bitirir.) Bu küsurat teraküm ettiği zaman zorluklara sebebiyet verir. Böylece Juluis Sezar tarafından tatbikine başlanmış olan Güneş takviminde
1582 senesinde 10 günlük bir fazlalık husule gelmişti ve Papa Gregorius'un takviminde yaptığı isiahat sonunda 15 Ocak, 25 Ocak olarak değişti,
<<Hayatımızdan çalınmış» olan on günlük bu farkın İngiltere, Rusya ve
İsveç tarafından kabulü ancak asırlar sonra olabilmiştir. Fakat takvim
hala dört başı marnur değildir. Her dört senede bir 366 günlük bir artık
sene olduğuna göre, dakika ve saniye küsuratının terakümüne mani olmak için 2000 senesinde daha girift bir metoda başvurmak icap edecektir. Her halde, 1378 Hicri yılı Ramazam 12 Martta başladığına göre, gelecek sene 29 Şubatta, müteakip sene de 18 Şubatta başlıyacak ve bu böylece tevali edecektir. Ramazanın tekrar Mart ayı içine düşmesi de 33 sene
sonra olacaktır. Bu halde de 1411 Hicri senesinde Ramazanın birinci günü ancak 18 Marta, 1412 senesinde 6 Mart 1992 tarihine tekabül edecektir (İlk Hicri yıl 16 Temmuz 622 de başlamıştır ve tekrar başlangıcının
16 Temmuz 1143 tarihine tekabülü için aradan asırlar geçmiştir).
Şurası muhakkaktır ki, tabiatın sebep olduğu karışıklığı hünEjl'li bir
şekilde ortadan kaldıran Güneş yılının kabulü mevsimlere uygun düş­
mektedir: - Şöyle ki, Ekvatorun kuzeyindeki memleketlerde, yani ku-
Muhammed HAMİDULLAH
51
zey yarnnkürede Aralık ayı daima kışa ve Temmuz ayı daima yaza isabet
eder. Şu da muhakkaktır ki, Güneşin batışını müteakip gökkubbede beliren yeni ayın, aylara başlangıç ittihaz edilmesi de kolay bir usuldür. İş­
te bu sebepledir ki eskiler iki sistemi birleştirip bir Güneş- Ay takvimi
kullanmışlardır.
İslamiyetten evvelki zamanlarda Mekke'de araplar her üç senede bir
kendi tabirleriyle bir boş ay ilavesi suretiyle 13 aylık bir sene teşkilini
adet edinmişlerdi. Ay senesi Güneş senesinden ll gün kadar kısa olduğundan bu ameliye her üç senede bir yapılabiliyordu. Böylece Zil Hicceyi
müteakip Sefer, sonra Muharrem ve tekrar bir Sefer ayı ve Rebiyülevvel
birbirini takibediyordu. Rivayete göre, Yemen'de Kinda Kralı, İslamdan
evvel Mekke şehir devletinde bir «Takvim Nazırlığı>> ihdas etmiş ve bu
irsi nazırlık makamındakiler (ki Basra körfezinde oturan Tamim aşire­
tniden seçilirlerdi) her sene Mekke'de İslam öncesi Hac ziyareti zamanında gerekli tebliğlerde bulunurlardı. Bu hal birkaç yüzyıl devam etmiştir. Kin d anın güneyde, Tamim aşiretinin doğuda olması ve Mekke'nin Arap yarımadasının batısında bulunması hadiselerin sadece Mekke'den değil, her taraftan tetkik edildiğini gösterir.
İLGA:
610 senesinde Peygamber Muhammed (S.A.S.) İslam dinini yaymakla
ve 63'2 senesinde de vefat etti. O sene Ay ve AyGüneş ayları yine birbirine tetabuk etmişti. Bir sene evvelki boş ayın
ilavesi aşağıdaki şekilde yapılmıştı :
vazifelendirilmişti
Normal Ay Takvimi:
Zil Kade
Zil Hicce
Muharrem
Sefer
Rebiyülevvel
Eski Mekke İlaveli Takvimi :
Zil Hicce
Sefer [boş ay]
Muharrem
Sefer
Rebiyülevvel
Zil Hicce
Zil Hicce
...
Yukarıdaki son Zi'l-Hicce ayında Hz. Peygamber (S.A.S.) Veda Haccı
için Mekke'ye gitmiş ve Mekke'nin eteklerinde kurulu olduğu Arafat dağındaki merasirnde şu meşhur hutbeyi irad etmişti:
«Ey insanlar! Hakikat (Allahın sulh ve müsalemet ayları «= eşhuı·'ul­
hurum» ortasına kutsal olmayan bir) ay ilavesi (= nesiy)'de bulunma, küfürde ileri gitmekdir; küfre sapanlar bu ilaveyle sapıtmışlardır : Onlar
bu ayı bir sene helal bir sene haram teH'tkki ederler. Bu, Allahın mukad-
52
İSLAMİYETTE NİÇİN AY TAKVİMİ KULLANILIR?
des (haram) kıldığı (aylarda) gfiya bir uygunluk temin etmek içindir.
Onlar Allahın helal ettiğini haram, haram ettiğini helal ederler. Ve şüp­
hesiz zaman, Allahın gökleri ve yeri yarattığı gündeki haline dönmüştür
(yani katma aylı ve katmasız aylı sene bir mutabakat haline gelmiş vaziyettedir). Ve filhakika Allahın kitabında gökleri ve yeri yarattığı günde, Allah indinde ayların sayısı on ikidir. Bu on iki aydan dördü mukaddesdir (haram aylar = Eşhur'ul-hurum), bunların üçü ard arda biri ayndır yani bu, Z'il-Kade, Zi'l-Hicce, Muharrem ve Şaban ile Cumada arasında bulunan Mudar Oğullarının Receb ayıdır. Tebliğ ettim mi? Şahid
ol ya Rab!»
Hutbenin bu kısmını izah etmek için kısa bir açıklama yapmak icap
eder. Arabistanda İslamiyetten evvelki devirlerde bazı ayların kutsal sayılması dolayısiyle o aylarda kan dökmek günah addedilirdi. Biribirini
takip eden üç mukaddes ay dan sonra gelen «boş ay» ile dinsiz haydutlar
yolcuları insafsızca soymaya başlar, hacca gidenlere işitilmedik eziyetler ederlerdi. Böylece ay ilaveleri anarşi içindeki memlekette yeni birçok kargaşalıkların kaynağı haline gelmişti. Ayrıca kuzey ve batı Arabistan'daki Mudar kabilesince Recep ayı haram ay olarak tanınmış öte
taraftan doğu Arabistan'daki Rabi'a aşireti Ramazan ayını kutsal kabul
etmişti. (Bu kutsallıktan gaye yıllık pazar ve panayırların emniyetini
temin di.)
Takvim Reformunun Sebepleri :
Hz. Peygamberin hutbesinden alınan yukarıdaki kısım gösteriyor ki
kendisi astronomi matematiğinin karışık neticelerinden malumattardı ve
bu usulü bilhassa Hicri onuncu yılda ilga etti. Zira, o sene bütün Arabistan
müslümanlığı kabul etmiş, memlekette yol kesme adeti ve haydutluk da
ortadan kalkmıştı.
Öyleyse karneri takvimin vaz'ına ne lüzum vardı?
Bu suale karşılık çeşitli cevaplar akla gelebilir :
1 - Peygamber zirai vergilerle ticaret ve sair mevzulardaki vergileri birbirinden ayırmıştı. Bu «reform» memleketin mali işleriyle alakası olanlar tarafından bugün tamamen benimsenmiş iyi karşılanmıştır :
- Hükumetierin mali yıl sonuna doğru çektikleri sıkıntılar, vergi toplanıncaya kadar bütçedeki açıkları kapayabilmek için kısa vadeli krediler, sık sık başvurulan geçici tedbirler gibi çareler aranır. Mamafih islam
memleketlerinde devlet, zirai vergileri, gelir, ticaret, sanayi ve hayvan
vergilerinden zaman itibariyle ayrı olarak toplar. Bu vergiler muayyen
bir sene ayni zamana düşseler bile bu hal mütebaki senelerde tekrar zuhur etmez.
Muhammed HAMiDULLAH
53
2 -·Ay ve Güneş takvimlerinin günlük ibadet vakitlerine hiçbir
tesirleri yoktur. Fakat vergi ödeme zamanına müessir olur. Peygamberin
söylediğine göre müslümanlıkta verginin gayesi,
parayı zenginlerden
toplamak ve fakiriere dağıtrnaktı. Zengin, yıllık vergisini verme hususunda 354 gün ile 365 gün arasında bir fark gözetmez: Bunu katiyen düşünrnez bile. Zaten ay takviminin bir neticesi olarak evvelce verilen vergilerden çıkan netice şudur ki, her 33 senede bir, mükellef, normal 33
senelik vergiye ilave olarak bir senelik vergi daha ödüyordu. Ateist Rusyada olsun, dine inanan Arnerikada olsun hiçbir maliye vekili hazinenin
gelirini arttırmak için halk tarafından farkına vanlmadan ihtiyaçları karşılıyan böyle bir yolu muhakkak ki ihmal etmez. Daha fazla mali imkanlar daha çok ihtiyacı giderrnek demektir.
3 - Oruca gelince, bunda Ay takviminin direkt tesirleri vardır. Bir
an için Güneş takviminin kabul edildiğini farzedelim : Mevsimlerin birisine daima Ramazan ayı isabet etsin. Ekvatorun kuzeyindekiler için kış
dernek, güneyindekiler için yaz demektir. Yine farzedelim ki Peygamber
«Oruç kışın sonundadır.» demiş olsun. Bu takdirde Fransa'da halk Şu­
batta, Arjantin'de ise Ağustosta oruç· tutacaktır. Bütün ay oruç tutmuş
bir Fransız müslüman mesela Şubatın 27 sinde bir uçağa atlayıp Boenes
Aires'e gitse kutlıyacağı bir Şeker Bayramı bularnıyacaktır. İşte bu halde, cernaatin birliği parçalanmış olacaktır. Bazı vicdansız rnürailerin ekvatorun bir tarafından diğer tarafına geçerek ömürleri boyunca asla oruç
tutrnıyacakları da düşünülebilir.
4 - Farzedelim ki Peygamber : -- Şubat ayında oruç tutunuz deolsun. Bu, Finlandiya ve Kazan (ki buraları çok soğuk bölgelerdir)
rnüslürnanlarına, Şili (ki bu ayda müthiş sıcaktır) müslümaniarına bir
zulmet olur. Bir ömür boyunca her sene ayni eza ... Ancak Ekvator civarında yaşıyan halk memnun olacaktır.
Fakat dinciaşlar arasında böyle
bir tefrik doğru olur mu? İslamiyet kürenin rnuayyen bir bölgesinde tatbik edilsin diye ortaya atılrnarnış ve fakat her şeyin üstünde rnukadder
kılınmış, herşeyin eşitliğini kabul etmiş, ırk, dil, renk ve mekan farkı
miş
tanımamış tır.
5 - Oruç dini bir veeibe olduğu kadar, bir disiplindir ve rneşakkate
katlanmak hususunda bir tecrübedir. Dünyevi cephesini nazarı itibara
alırsak Ramazanın mevsimden mevsirne değişmesi, ferdi her mevsim şart­
ları altında bu disipline alıştırır. Fert sıcak yaz mevsiminde olduğu gibi
soğuk kış günlerinde de mahrumiyete katlanır. Bu devamlı değişme, ferdin sıhhati üzerinde rnüsbet tesir icra eder ve günde birkaç öğün yemeğimizi durmadan hazrnetrnekle vazifelendirilrniş rniğdernizin senelik
<<tatilini» yapmasına imkan verir. Oruçtan alınan sayısız manevi faydalar
bir yana, Allah rızası için, müslüman askerlerin harp ve muhasara za-
İSLAMİYETTE NİÇİN AY TAKVİMİ KULLANILIR?
54
manlarında yiyecek' ve içeceğe karşı olan dayanıklıkları ve az bir gıdaya
mukabil
düşmana karşı
gösterdikleri
şiddetli
mukavemet tarihen sabittir.
6 - Ayni hal Hac için de varittir. Hac Mekke'den daima ayni mevsime düşse idi, bu mevsim dünyanın diğer yarımküresindeki dindaşların
dini vazifelerini ifa etmelerinde bir kolay lık sağlamazdı. Mesela ben
Fransa'da tatilimi yaz aylarında yaparım. Mali durumumu sarsınadan
başka bir zaman Hacca gitmem mümkün olmıyabilir.
(Aynı zamanda
Kur'ancia şu da vardır : - Ulu Tanrı, diğer dünyada olduğu gibi bu dünyada da bize iyiyi ver.) Ay takvimi dolayısiyle Haccın tatilimi geçirdiğim bir mevsime düşmesini intizar edebilirim.
Buna mukabil, mesela
sıhhatim dolayısiyle yazın çok sıcak olan Mekke'ye yaz tatilim esnasında
gitmem mümkün olmıyabilir. Bu takdirde birkaç sene bekliyebilirim.
HüH'isa:
Hangi yönden bakılırsa bakılsın, Hz. Peygamber tarafından ortaya atı­
lan ve yapılan takvim reformu beşer karakterine gayet güzel uymuş ve
sadece bir bölge camiasının değil,~fakat bütün dünya camiasının alaka
ve ruhuna tetabuk etmiştir. Dedelerimizin gayretlerini şükranla karşılı­
yalım:
Şimdi Finlandiya'dan Ümit Burnu'na,
Kanada'dan Arjantin'e,
Mekke'den Çin'e, Amerika'ya, Avrupa'ya, Afrika'ya ve yine Mekke'ye
kadar vüsatimiz var.
Allahım, bu kulunu koru, bütün milletleri himaye et. Allahumme
salli Ala Muhammed.