OSMMMO Bülten Dergisi 34.Sayı

Transkript

OSMMMO Bülten Dergisi 34.Sayı
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
SMMMO
BÜLTEN
Sayı :34 / Yıl: 13 / Temmuz 2013
Üç yıl üst üste ORDU’nun en
başarılı Meslek Odası
Ordu SMMM Odası
1
2
201
0
201
201
Geleceği bugüne, Birikimimizi geleceğe taşıyoruz...
Miruna Lucia Nachescu
Zeki YUMBUL
SMMM Sinem GÜVENÇ
Romanya Muhasebe Sistemi Üzerine
Uzaklarda Bir Ordulu...
Geçmişten Günümüze Muhasebe
Akademisyen / Romanya Tımışoara Batı Üniversitesi
Trabzon Vergi Dairesi Başkanı
İçimizden Biri
OSMMMO
EDİTÖRDEN
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
SMMM Bahadır BAŞ
Oda Sekreteri
[email protected] / [email protected]
SEÇİMLER ÜZERİNE
En önemli mutluluğu ise
Sayın Genel Başkanımız YMM Nail SANLI
’nın 33 sayı ile ilgili düşünce ve takdirlerini
bizlere şahsen iletmesi ile yaşadık.
MUHASEBE YANGIN YERİ…
34. SAYI…
Muhasebe camiasında adeta yangın
çıkarttı.
Ortada bir yangın var.
Ancak bu yangının ne bürokrasi, ne de
devlet farkında.
BAŞARI
DÜNDEN BUGÜNE BÜLTEN DERGİSİ
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013
1
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ORDU
SERBEST MUHASEBECİ
MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
BÜLTENİ
3 AY SÜREYLE
ÜCRETSİZ YAYINLANIR
OSMMMO
Adına İmtiyaz Sahibi
SMMM Ertuğrul YÜKSEL
Genel Yayın Yönetmeni
SMMM Bahadır BAŞ
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Oktay GÜVEMLİ
Doç. Dr. Volkan DEMİR
Yrd. Doç. Dr. Nedim TÜRKMEN
Yrd. Doç. Baki AKSU
Öğr. Gör. Yaser GÜRSOY
SMMM Mustafa ÇÖRTÜK
SMMM Haluk CİVANBAY
SMMM M.Ender SÖNMEZ
SMMM Ercan KIR
SMMM Turgay ALTUNIŞIK
SMMM Sayit GÜLTEPE
SMMM Sedat ÖZEL
SMMM Tuğrul ODABBAŞ
SMMM Çağla ENGİNYURT
SMMM Emrah KIRAÇ
SMMM Lütfi AYDIN
SMMM Kenan AKAR
Konsept Danışmanları
SMMM Rüstem GÜRLER
K.Coşkun ÇETİNALP
Birol ÖZTÜRK
İdare Merkezi
Yeni Mah. Karadeniz Cad.No:2 Kat:1 ORDU
Tlf.: 0 452 234 68 76
Tlf.: 0 452 234 68 77
www.ordusmmmo.org.tr
Dizgi /Tasarım
Ciğdem Yaman
Baskı
Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın
iade edilemez. Yazıların ve yorumların sorumluluğu
yazarına aittir. Bültendeki yazılar kaynak
gösterilerek alıntı yapılabilir.
2 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel
Akdemir, İstanbul SMMM Oda
Başkanı Yahya Arıkan, Dr.Resul
Kurt, Ordu SMMM Odasını Ziyaret
Etti
Romanya Muhasebe Sistemi
Üzerine Akademisyen Miruna
Lucia Nachescu İle Söyleşi…
Ordu Barosu’ndan “Yeni Ticaret
Hukuku ve Getirilen Yenilikler”
Konulu Konferans Düzenledi
47
33
21.Olağan Genel Kurulunda,
Ertuğrul Yüksel Grubu 209, Bülent
Gencel Grubu 76 Oy Aldı
40
12
Prof. Dr. Oktay Güvemlinin Konferans
Başkanlığını Yaptığı Muhasebe Tarihi
Konferansı Başarı İle Tamamlandı…
“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Mesleği ve
Güncel Sorunları” konulu konferans
yapıldı.
“Vergi Mevzuatı ve Dönem Sonu
İşlemleri” Paneli Gerçekleştirildi
36
24
Ordu SMMM Odası – Samsun ve
Trabzon’da Yapılan Genel Kurul
Toplantılarına Katıldı
43
Vole
8. Türkiye Muhasebe
Forumu Yapıldı
Ordu SMMM Odasından “Yeni TTK’ ya
göre Genel Kurul Toplantılarında
İzlenecek Yol” Semineri Yapıldı
32
48
38
86
Ordu SMMM Odası - Ordu Belediyesi
Konservatuarı Resim Sergisine
Katıldı
44
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013
3
OSMMMO
BAŞKANDAN
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
SMMM Ertuğrul YÜKSEL
Ordu SMMM Oda Başkanı
[email protected]
[email protected]
Değerli Meslektaşlarım
‘NİSBİ
TEMSİL’
bağımsız denetim
Sorunlarımızı ve taleplerimizi bir kere daha özetlersek;
‘Toplumu koruyan, gerçekte o toplumdan bir
beklentisi olan insanlardır. Büyük bir bölümü o toplumdan hiçbir
beklentisi olmayan insanların oluşturduğu bir toplumsal yapı
inşa etmekten daha büyük tehlike olamaz’
4 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013
5
OSMMMO
Uzaklarda
Bir Ordulu
Zeki YUMBUL
Bahadır BAŞ
BÜLTEN ÖZEL
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Trabzon
Vergi Dairesi Başkanı
- Sayın Zeki YUMBUL sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
man geldiniz? Ordu’da(Aybastı’da)
akrabalarınız var mı?
1966 yılında Ordu’nun Aybastı ilçesinde dünyaya geldim. İlk öğrenimimi Aybastı’da, Orta ve lise öğrenimimi Samsun’da, Yüksek öğrenimimi Eskişehir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde
1989 yılında tamamladım. 1990 yılında askerlik görevini yedek subay
olarak yaptım. 1992 yılında Maliye
Bakanlığında Vergi Denetmeni-Vergi
Müfettişi olarak Trabzon’da göreve
başladım. 16.09.2005 tarihinde kurulan Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığında Grup Müdürlüğüne vekaleten
getirildim. 14.07.2006 tarihinde asaleten atamam yapıldı. Bakanlık Makamının 31.1.2011 tarihli oluru ile
Trabzon Vergi Dairesi Başkanı olarak
görevlendirildim.
Aybastı’ya bir ay öncesi gittim.
Aybastı’ya gittiğimde mutlaka Perşembe Yaylasına çıkarım. Yaylaları
çok seviyorum. Aybastı’da annem,
babam var. Şehir merkezinde otururlar.
Evli ve bir çocuk babasıyım.
2 – Memleketinizden uzakta görev
yapmanın zorlukları nelerdir? Memleket hasretini nasıl gideriyorsunuz?
Aslında memleketten çok
uzakta değilim. Çalıştığım il Trabzon memlekete çok yakın. Burasıda sonuçta karadeniz olduğu için ilçemizin bütün özellikleri burada da
var. Trabzon da her şey bulunmakta . Yapmak isteğiniz her şeyi burada yapabiliyorsunuz. Trabzon sevdiğim bir şehir. Şuana kadarda bir zorluk çekmedim.
- Ordu’ya (Aybastı’ya) en son ne za-
6 Temmuz 2013
- Görevinizin zorluklarından bahseder
misiniz?
Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır diyoruz. Görevimiz kutsal bir işi
yapmak. Buda tabi bir ekip işi. Meslektaşlarımızla, farklı meslek guruplarında eşi ender görülen büyük bir
sorumluluk taşıyan bir camiayız. Kamunun finansmanında önemli bir
yer tutan vergi gelirlerinin toplanmasında sorumluluk üstlenmişiz.
Tabi devletin fonksiyonlarını yapabilmesi için gelire ihtiyacı var. Geliri
de vergi idaresi toplamakla yükümlü. Bizler bu işi 76 milyon adına yapıyoruz. Bu çok hassas bir denge. Bir
kuyumcunun altın tartması gibi çok
dengeli olmamız gerekiyor. Kırmadan, dökmeden, inciltmeden, vatandaşı bilgilendirerek, tatlı sözle, güler
yüzle vergi toplamamız gerekmekte.
- Başarınızı Neye Borçlusunuz?
Bence başarının ilk sırrı dürüst
çalışmak. İşim de hoşgörülü, sabırlı
olmaya çalışıyorum. İşimi takip ediyorum.
www.ordusmmmo.org.tr
- Bir Denetimci olarak, MuhasebeciMali Müşavirlerden Meslek Mensuplarından beklentileriniz nelerdir?
Biz başkanlık olarak personelimizi bir yıl içerisinde dört beş ay
eğitime tabi tutuyoruz. Bu meslekte
eğitim şart. Muhasebeci-Mali Müşavirlerin de iyi yetişmiş olması, sık sık
eğitime tabi tutulması gerekir. Her
sene, eğitim görmemiş muhasebeci olmaması gerekir. Muhasebecilerin sadece kayıt tutan kişiler olarak
değil mükellefleri de yönlendirmesi
gerekir.
- Son üç, dört yıldır hep kayıt dışı ile
mücadele yılı ilan ediliyor. Gerçekten
sizce kayıt dışılık ile etkin mücadele
edilebiliyor mu? Sizce kayıt dışılık ile
etkin mücadele nasıl olmalıdır?
Her zaman kayıt dışı ekonomiden söz edilir. Bu son üç, dört yıllık
mesele değildir. Geçmiş dönemlerde de kayıt dışı ile mücadele yılları
ilan edilmiştir. Kayıt dışılıkla mücadele için radikal değişimler gerekir.
Kayıt dışılıkla mücadele sadece maliyecinin işi de değildir. Hepimiz kayıtdışı ekonomiden sorumluyuz. Siyasilere, bizlere, sivil toplum kuruluşlarına, bireylere herkese sorumluluk düşer.
Kayıt dışılıkta etkin mücadelede en önemli şey, sistemin kayıtdışılığı teşvik edecek bir yapıdan çıkartılması lazımdır. Aksi takdirde bu kayıtdışılık devam edecektir. Kayıtdı-
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
şılıkla mücadele zor birşeydir. Toplumsal bir mücadele olması lazımdır.
Hem devlet, hem de vatandaş birlikte çalışarak ancak bunu engelleyebilir. Herkes işini zamanında yaparsa kayıtdışı ekonomiyi büyük ölçüde
azaltabiliriz.
Son yıllarda piyasada bir naylon fatura ile vergi terörü yaşanmaktadır.
Naylon fatura büyük bir sektör
olmuştur. Naylon fatura organizasyonu için her yıl ülkemizde binlerce yeni mükellefiyetler kurulmaktadır. Genellikle paravan isimler kullanılıyor . Perde gerisinde bir organizatör bulunuyor. Deşifre olan firma terkediliyor. Yenileri piyasaya sürülüyor.
Geçmiş dönemde nayloncularla Maliye arasında adeta kovalamaca yaşanmakta idi. Ne yazıktır ki bu kovalamacadan hep nayloncular galip
çıkmakta ve idaremiz naylon belge
kullanımını önlemede başarılı olamamıştı.
Geçtiğimiz aylarda ülkemizde
hastalık gibi yerleşen naylon fatura olgusuna darbe vuracak bir düzenleme getirilmiştir. Sahte faturayı düzenlemeyi alışkanlık haline getiren vergi inceleme raporuyla tespit
edilen mükellefler, yeniden mükellefiyet için teminat yatırması gerekecek. Ayrıca bu kişiler kamuoyuna
duyurulacak. Yine aynı şekilde sahte fatura düzenlediği tespit edilen
ve bu yüzden mükellefiyeti terkin
edilenlere iştirak ettiği ortaya çıkan
mali müşavirler de 3 yıl boyunca geçici olarak mesleki faaliyetten alıkonulacak. 3 yıllık cezadan sonra tekrar faaliyete başlamak isteyen meslek mensuplarından, benzer şekilde teminat istenecek. Aynı suçu işleyen veya iştirak eden serbest muhasebeci veya yeminli mali müşavirlerin meslekten çıkarılma cezası ile cezalandırılması gündeme gelecek. Bu
süreç içerisinde kısa dönemde vergi inceleme elemanlarının bu sektör
üzerinde hızlı çalışabildiği taktirde
başarılı olacaktır.
- Son birkaç yıldır Muhasebeci-Mali
Müşavirlerin iş yükünde önemli artışlar oldu? Bu konuda meslek mensup-
larına ne söylemek istersiniz?
İş yüküyle ilgili TÜRMOB-SMMM
odaları ile idaremiz bilgi paylaşımında bulunmalıdır. Gereksiz, formalite
olan şeyler varsa kaldırmak gerekir.
- Mükellefler de Gerçek Bir Vergi Bilinci Oluşturmak İçin Neler Yapmak Gerekir?
Verginin devletin varlık gereği olduğunu anlatmak, bireylerine bunu inandırmak ve bu konuda
yurttaşını eğitmek bizlerin görevidir.
Öğrencilerin vergi konusunda küçük yaşlardan itibaren bilinçlendirilmesi önemlidir. İlköğretim çağındaki öğrencilerin verginin önemi konusunda edinilen bilgiler, ileride vergiye yaklaşımı daha olumlu kılacaktır.
Bu nedenle küçük yaşlarda çocuklara verginin önemini anlatmamız lazım ki ileride vergi versinler . Bu günün çocukları yarının vergi mükellefidir.
- Bir Ordu’lu olarak ilimizin en çok göç
veren iller arasında yer almasını neye
bağlıyorsuz
Ordu deyince ilk akla gelen fındık, sadece fındığı algılayan bir toplum olmaktan çıkmalıyız. Dağlarımız, yaylalarımız, var. Buralarda hayvancılığın yapılabileceği alanlar var.
Hayvancılık geliştirilip, iyi bir kazanç kapısı haline sokulmalıdır. Fındığa dayalı tarımla
köylerdeki gençleri
Ordu da tutamazsınız. Bu gençler büyük kentlere gitmek
zorunda kalırlar. Bir
taraftan farklı tarım,
hayvancılık, turizm
geliştirirken sanayileşmeyi de başarmalıdır.
şuanda meslektaşımız olan çok iyi
bir başkana sahiptir. Orduspor’a gönül vermiş herkes yönetimi ve takımı desteklemelidir.
- Aşağıdaki kelimeler size ne ifade ediyor? Tek kelime veya cümle ile açıklar
mısınız?
Ekonomi : Üretim-tüketim
Kriz : Korku-panik-fırsat
Vergi : Vazgeçilmez kaynak-hizmet
Makro : Toplama-denge
Nerden Buldun : Zekeriya Temizelmali milat
Sivil Toplum : Teşkilatlanmaörgütlenme
Demokrasi : seçim-kültür, inanç vs
özgürlük
İnternet : bilgi paylaşımı-iletişim
Ordu : Memleketim
Aybastı : Perşembe Yaylası-yeşil
-Son olarak Ordu’lu hemşerilerimize
ne söylemek istersiniz?
Ordu’da, Ordu dışında çeşitli
yerlerde yaşayan, dünya ve ülkemiz
adına bügünü ve yarını için çalışan
tüm Orduluların birlik ve beraberlik
içerisinde olmalarını temenni ederken, tüm Ordu’lu hemşerilerimize
sağlık, mutluluk, huzur ve başarı diliyorum.
- Bize vakit ayırdığınız için teşekkür
ederiz.
- Ordu Spor ile ilgili
görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Ordu’spor şehrin en önemli tanıtım organı ve markasıdır. Geçmiş dönemlerde Orduspor
adından çok söz ettirmiştir. Orduspor,
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013
7
OSMMMO
R Ö P O R TA J
SMMM Ender SÖNMEZ
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
İçimizden
Biri
SMMM Sinan GÜVENÇ
Ender S. : Sinan Güvenç Kimdir?
Tanıyabilirmiyiz?
Sinan G. : 1954 yılında Ordu’da
doğdum. İlkokulu Güzelordu
ilkokul’unda okudum. Ortaokulu
Ticaret Lisesi’nin orta kısmında
okudum. Liseyi de Ordu Lisesi’nde
bitirdikten sonra Ankara Emek
İktisadi ve İdari İlimler Yüksek
Okulu’na kaydoldum. 1976’da
okulu bitirdim. 1979 yılında bir
muhasebe bürosunda çalıştım.
1979’da askere gittim. 1980 yılında
askerden geri döndüm. 1 Kasım
1981 yılında bir fiil büroculuğa
başladım. O yıldan bu yıla
çalışıyorum.
Ender S. : Önce Ticaret Lisesi, Sonra
Düz Liseye gitmişsiniz. Sonra tekrar
mesleğe döndünüz.
Sinan G.
: Evet. Burada
Behide Tezcan vardı. Kimyager
Doktor. Liseye Ticaret Lisesi’ne
kaydımı
yaptırınca
önceden
burada otoparkın olduğu yerde
ortaokul vardı. Babama olmaz
dedi, doğru kaydını Ordu Lisesi’ne
aldır dedi. Oradan Ordu Lisesi’ne
gittim. Ticaret Lisesi’ne de niye
kayıt oldum; Bankaya gittiğimde
banka müdürü Ticaret Lisesi
mezunuydu. Çocuklukta oradan
8 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
aklımda kalmış. Ama lisans eğitimi
çok farklı bir eğitim. Topluma
insan
kazandırmakta,
çabuk
adapte etmekte… Herşeyi bilmek
zorundasınız. Mesela doktor
doktorluğu bilir, hukuku bilmez.
Ama İktisat eğitimi yapan iktisadı
bilir. Hukuku bilir. Her türlü ilişkinin
kanuni dayanağını ortaya çıkartır.
Ender S. : Aslında bizlerde bir nevi
hukukçuyuz.
Sinan G. : Tabiki. Sebebi
şu; İktisatta okutulan Medeni
Hukukla, Ticaret Hukukuyla, Ceza
Hukukuyla bize okutulan hukuk
arasında bir fark yok. Aynılar.
Orada senin kabiliyetine kalmış
yorumlamak. Aynı hukukçusun.
Sadece diploma farkı var.
Ender S. : Zaten mesleğimiz gereği
muhasebe, tek düzen hesap planı;
yorum kabiliyetiniz çok güzel
olması lazım ki bu işleri yürüteceğiz.
Önümüze bir belge geldiği zaman
kaydını doğru yapmak gerekiyor.
Hukuk ta aynı şey. Tamamen
yorum.
Sinan G. : tabiî ki. Zaten hukuk
avukatlığını yapıyorsun zaten.
Herhangi bir uyuşmazlıkta itiraz
yazıyorsun. Avukatın yazdığı farklı
değil.
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ender S. : Sizi mali müşavirlik
mesleğine asıl iten etkenler nelerdir?
Sinan G.: Mali Müşavirlik
mesleğine bilinçli olarak girmedim.
Her insan, fakülte, yüksek okul
bitirdikten sonra; bunun haricinde
tıp mezunu olanlar hariç; bir
boşlukta kaldığın an, insanlar
ister istemez eğitimini aldığı dala
yöneliyorlar. Birde askerliğinizi
yaptıktan sonra; etrafında baskısı
var “ne yapıyorsun” diye. O zaman
kendi kendine soruyorsun; okul
bitti, askerlik bitti, insanlar bana
“ne yapıyorsun” diye soruyor.
“Ben bir şey yapmalıyım demek
ki. Dolayısıyla en iyi anladığın
sermayen yoksa, gücün yoksa,
paran yoksa, kendi mesleğini
yapıyorsun. Ben muhasebeciliği
yapıyorum. Okulun matematik
öğretmeni, memurluk yapmazsa
dershanelere, özel ders veriyor.
Değişen bir şey yok. Mimarlar,
mühendisler
bürolarını
açamıyorlar. Gidiyorlar bir büroda
çalışıyorlar. Hayat hep böyle.
Ender S. : Stajyerler 3 yıl staj
yapıyor. Ondan sonra mali müşavir
kş(.)3n99(v)13(e)3(r)-1sun
TJrsHaya
T*9764(y)13(a)3128(TJ
T*[()39(.)3(u4(y)13(a)3128(g)3(99(vTJ
T*[()3(r)-1(i)3(y)13(o)3(r)56(r )]TJ
0 -1( )-812(O)3(k)13(o)3(r)-1(l)3(o( )-764(
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013
9
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
“Meslek
mensupları
arkadaşlar donanımlı kişilerdir.
Bu donanımlarını hem üniversite
eğitiminden ve hem de mesleki
eğitimlerinden edinmişlerdir.
Her türlü eğitimin kişiye verdiği
performans şüphesiz ilk önceliği
teşkil eder. Bu öncelik olmadan
hizmet verilmez.
Ancak bu öncelik özellikle
vergi
uygulamasında
yeterli
olmaz, vergiciliği bilmek için vergi
uygulamasının içinde olmak, her
türlü yasal ve yönetsel düzenlemeleri
izlemek, çıkan tebliğ, sirküler ve
özelgeleri toplamak, dosyalamak
ve önemli yerlerini çizip not almak
gerekir.
Bunca mevzuatı bellekte
tutmak mümkün değildir, bazen çok
iyi bilindiği sayılan konularda bile
yanılgılar oluyor, hataya düşülüyor.
Her
zaman
vurguladım,
vergicilikte uzmanlık dosyalanan
mevzuatla eş değerdir, mevzuatı
izlemeyenlerin
uzmanlığı
çok
sürmez, üç beş ay da kopukluk
başlar,
zira
durdurmadan
değişiklikler yapılıyor.
Bu konularda sizlere hep
yardımcı olmaya çalıştık ve
çalışmaya devam ediyoruz. “
Bakın ben bunu okumuşum,
önemli yerlerini işaretlemişim.
Aynı konuda hataya düşmüşüm.
ODA ETKİNLİKLERİ
Aynen burada yazıldığı gibi. Onun
için işe başlattığınız mükellefin
dilekçesi vergi dairesine verilir.
Ben iddia ediyorum yinede
kanuna
bakacaksın.
Bunun
anlamı şudur; her yaptığın işi
biliyorum demeyeceksin, kanunda
bulacaksın sonra işlemine devam
edeceksin.
Ender S.: Personel konusunda neler
söylemek istersiniz?
Sinan G. : Birde bizim
meslekte bir büronun en büyük
tezadı,
yanında
çalıştırdığın
personeli sürekli değiştirmektir.
Yanında çalışan Emine Hanım
26 yıldır çalışıyor. 26 yıl önce
bu büroya Arzu Akdeniz ile
beraber geldiler. Yakalıklı ve siyah
önlüğüyle birlikte geldiler. Eleman
sürekli değiştirilmez. Bir eleman
kolay yetişmiyor. Ben büromdaki
arkadaşlarımla
tartıştığım
zamanlar oldu. Ama şimdi farkı fark
ediyorlar. Bana bir şey sordukları
zaman arkadaşlarıma asla cevap
vermemezlik
yapmadım.
Şu
kanunu getir derim. Şu maddeyi
aç derim. Sen oku bana derim.
Kanun kesindir. Kanunu, maddeyi
nereden bakacağını bilsin. Yoksa
kanunları okuyup aklımda tutmam
mümkün değil. Niye okumuşum
Türk Ticaret Kanununu. Nerde neyi
ne zaman bulurum.
Ender S. : Odamızın faaliyetlerine
hep katılıyorsunuz. Nasıl
buluyorsunuz?
Sinan G. : Odayı bir kere
çok başarılı buluyorum. Bir
şeyler yapmak ve vatandaşı
aydınlatmak için, hakikaten iyi
mücadele veriyorlar. Odayı bu
anlamda çok başarılı buluyorum.
Ben odanın kurulduğu yıllarda
yönetim kurulunda bulundum.
Sonrasında zaman açısından
yönetim kurulunda yer almadım
ancak dışarıdan her türlü desteğim
olur. Beni kurul listesine yazmayın
dedim. Ne darılırım ne de kırılırım
ama her türlü desteğimi vermeye
çalıştım. Bir takım aksaklıklar
var ancak bunlar odadan değil.
Meslektaşlar arasında bir takım;
ama bunlar hep tasfiye olacaklar.
Hepsi kalkacak ortadan. O yüzden
çok başarılı buluyorum. Bir
mülkümüz var. Paramız var. Daha
ne olsun.
Ender S.: Son olarak bu
kadar okuyorsunuz, sürekli
araştırıyorsunuz. Hobileriniz veya
yapmak istedikleriniz nelerdir. Ne
kadar zaman ayırabiliyorsunuz.
Sinan G. : Benim yine hobim
mesleğim. Ben mesleğimi çok
seviyorum. Okumayı, doğru
bilgiyi paylaşmayı, söylemeyi
çok
seviyorum.
Hobim
mesleğim. Ben insanların da
kendilerine çok vakit ayırmaları
gerektiğini düşünüyorum. Eşinize,
çocuklarınıza, onlarla daha fazla
vakit geçirin. Çok önemli bu.
Bunu ne zaman fark ediyorsunuz?
Benim gibi altmış yaşına gelince
fark ediyorsunuz. Üste bakıyorum
bir şey yok, alta bakıyorum çok
zaman geçmiş. Vaktinizi ailenize
çok ayırın. Birde meslekte okumak.
Yani Kuran-ı Kerim’in ilk ayeti.
Oku…
Üstad Sinan Güvenç’e bize
ayırdığı değerli zaman için teşekkür
ederiz.
10 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Sen hep gönlümüzde olacaksın!
Sevgili İSMAİL ÇAKMAK
Mekanın Cennet Olsun...
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 11
OSMMMO
Akademisyen
Miruna Lucia Nachescu
BÜLTEN ÖZEL
Bahadır BAŞ
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Romanya Muhasebe Sistemi Üzerine
Akademisyen Miruna Lucia
Nachescu İle Söyleşi…
19.06.2013-22.06.2013 tarihleri arasında
İstanbul’da düzenlenen III. Balkanlar ve
Ortadoğu Ülkeleri Muhasebe ve Muhasebe
Tarihi Konferansı ve III. Uluslararası Luca
Pacioli Muhasebe Tarihi Konferansında,
Romanya Tımışoara Batı Üniversitesinde
Finans Departmanında Görevli Miruna Lucia
Nachescu ile Romanya Muhasebe Sistemi
üzerine röportaj gerçekleştirdik.
12 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Konferansın
başlangıcını
değerlendirecek
olursak
bu
konferansı
diğer
uluslararası
konferanslarla karşılaştırdığınızda
neler söyleyebilirsiniz? Sizce bu
konferans hedefine ulaşacak mı?
Tabiiki
bu
konferansın
önceki versiyonlarını tecrübe
etmiş bir kişi olarak konuşabilirim
ancak an itibarı ile çok fazla şey
söyleyemeyeceğim. Şu ana kadar
sadece üç veya dört bildirinin
sunumunu izledim. Ancak şurası
kesindir ki, bu konferansın temel
amacı önemli akademisyenleri ve
profesyonelleri bir araya getirmesi
ve birbirleriyle iletişim kurmalarını
sağlamaktır. Ben aslında işin
muhasebe kısmından çok finans
kısmı ile ilgilenmekteyim. Ancak
benim açımdan dahi insanların
muhasebe
branşına
nasıl
yaklaştıklarını tecrübe etmem
açısından çok faydalı olacaktır.
Mesela şöyle bir şey söyleyeyim. Bu
konferans ilk kez düzenlendiğinde
birbirini burada görmüş ve tanımış
insanların sonradan beraber
çalışmaya başladıklarını gördüm.
Zaten bu tür konferansların
temel amacı da budur. Şu ana
kadar izlediğim bildiri oturumları
oldukça
kaliteliydi.
Bildiri
sunumlarının ardından bildiri
sahiplerinin dinleyicilerle soru
– cevap ilişkisi içerisine girmesi
müthiş bir durum. Hiç kimse
kendisine sorulan soru veya
kendisi ile aynı fikirde olunmaması
sebebiyle agresif bir tutum içine
girmiyor. Kaliteli konferanslarda
olması gereken de bu zaten.
standartlardır. Küçük ve orta
büyüklükteki
şirketlerin
uygulama zorunluluğu olmayan
standartlardır. Ulusal boşluklar
uluslararası finansal raporlama
standartları ile uyumludur. Yine
de bu standartların Romanya’da
tam
olarak
uygulandığını
söyleyemeyiz.
Sadece
düzenlemelerde şart koşulan belirli
kriterleri karşılayan şirketlerin
uygulama zorunluluğunda olduğu
standartlardır.
Ülkenizde
muhasebe
mesleğinin örgütlü yapısı nasıldır?
Türkiye’de mali müşavirlerin bağlı
olduğu bir grup; bir de Kamu
Gözetim
Kurumu
(bağımsız
denetim) varlığını sürdürmektedir.
Türkiye’de Kamu Gözetim Kurumu
mesleği de dizayn etmeye çalışıyor.
Sizin ülkenizde durum nasıldır?
Romanya’da iki büyük mesleki
organ hüküm sürmektedir. Bu
örgütlerden
biri
muhasebe
uzmanlarına yönelik iken diğeri
denetçilere yöneliktir. Bu örgütler
birbirinden ayrı iki farklı kurumdur.
Bu kurumlar birbirleriyle ilişki
içerisinde olması ve beraber
çalışması gereken örgütler değildir.
Yanılmıyorsam 90’ların sonuna
kadar bu örgütlerden sadece birisi
mevcuttu. Sonradan ortaya çıkan
iki örgütün yapması gerekenler
tek çatı altında toplanmış
görünmekteydi. Denetçiler de bu
örgütün kontrolü altındaydı. Daha
sonra, örgütün ikiye ayrılması
gerektiğine karar verildi. Çünkü
yaptığınız bir şeyi kendi kendinize
meşrulaştıramazsınız. Bu sebeple
Romanya’da 90’ların sonundan
itibaren iki örgüt varlığını
sürdürmektedir. Bunlardan birisi
muhasebe uzmanlarından diğeri
de denetçilerden oluşmaktadır.
Romanya’da gerekli ruhsat ve
belgeye sahip bir mali müşavir hem
mali müşavirlik hem de denetçilik
yapabiliyor mu? Yoksa her iki
kurumdan da farklı farklı ruhsat ve
belge alması gerekiyor mu?
Romanya’da bu iki ayrı
mesleği yürütmek için ayrı ayrı
sertifika ve belgelerinizin olması
gerekiyor. Çünkü bu mesleklerin
örgütleri birbirinden bağımsızdır.
Röportajın gerçekleşmesinde
katkısı olan Emrah Güzeldere beye
teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Uluslararası
Finansal
Raporlama Standartları ülkenizde
uygulanıyor mu? Uygulanıyorsa
ne zamandan beri aktif bir şekilde
uygulanıyor?
Uluslararası
Finansal
Raporlama Standartları, belli
bir hacme ulaşmış şirketler ve
borsada işlem gören şirketler
için
uygulanması
zorunlu
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 13
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
MUHASEBE HAFTASI
1 -7 Mart
Muhasebeciler
Haftası Kutlandı
Ticaret Meslek Lisesi Öğrencileri 1-7 Mart Muhasebe
Haftasını Kutladı
Seyit Torun Makamında Ziyaret Edildi
Ordu SMMM Odası Muhasebe Haftası Kapsamında Ziyaretlerine
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası ile Devam Etti
14 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
MUHASEBE HAFTASI
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
1 -7 Mart
Muhasebeciler
Haftası Kutlandı
1- 7 Mart Muhasebe Haftası ve Mesleğinin Sorunları
İdareden
Beklentilerimiz
Taleplerimiz;
ve
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 15
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu SMMM Odası 1-7 Mart Muhasebe Haftası Ziyaretlerine
Esnaf ve Sanatkarlar Odası İle Devam Etti
Ordu SMMM Odası 1 – 7 Mart Muhasebe Haftası Kapsamında
Defterdarlığı ziyaret etti
Ordu SMMM Odası 1-7 Mart
Muhasebe Haftası Kapsamında
SGK İl Müdürlüğünü Ziyaret Etti
16 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
SGK İl Müdürlüğü, Ordu SMMM Odasını 1-7 Mart Muhasebe Haftası nedeniyle
ziyarette bulundu.
Ordu SMMM Odasından Orduspor’a Destek
Ordu SMMM Odası 1-7 Mart
Muhasebe Haftası kapsamında
Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası’nı
Ziyaret Etti
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 17
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu SMMM Odası 1-7 Mart
Muhasebe Haftası Kapsamında
Fatsa Vergi Dairesini Ziyaret Etti
Ordu SMMM Odası 1 – 7 Mart Muhasebe Haftası kapsamında 04.03.2013
tarihinde Fatsa Meslek Yüksek Okulu’nda Muhasebe konulu panel düzenledi
Ordu SMMM Oda Yöneticileri Muhasebe Haftası kapsamında Ordu Ticaret
Meslek Lisesi öğrencilerine “Muhasebecilik, Mali Müşavirlik Mesleği” anlatıldı.
Muhasebeciler Mesleğin Okulunda
Bu ülkenin geleceği sizsiniz.
18 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Muhasebe Mesleğini Tanımak Lazım.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 19
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulunda Muhasebe
Mesleği Anlatıldı
BAHADIR
BAŞ:
Geleceğin Muhasebecisi sizlerden
istenen yetenkeler ise;
ERTUĞRUL YÜKSEL
20 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Merkez İlköğretim Okulunda “Muhasebe” Mesleği Tanıtıldı
1-7 Mart Muhasebe Haftası Kapsamında Ordu’da Yayın Yapan
TV Kanalları Ziyaret Edildi
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 21
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
“TÜRMOB” TBMM Başkanı Sn. Cemil Çiçek’i Makamında Ziyaret Ettiler
2012 Yılının En Başarılı Meslek Odası
Ordu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası
22 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Mali Müşavirlerden İki Günlük Resim ve
Fotoğraf Sergisi
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Serginin açılışını Ordu Belediye
Başkanı Seyit Torun ve Oda Başkanı
Ertuğrul Yüksel yaptı.
SMMM
Rüstem
Gürler’in sergi ile ilgili
açıklamaları:
SMMM
Murat
Başaran
Sağra’nın sergi ile ilgili açıklamaları:
ise
Oda Başkanı Ertuğrul Yüksel
yaptığı
değerlendirmede,
SMMM Özlem Yıldırım’ın sergi
ile ilgili açıklamaları:
SMMM Lütfi Aydın’nın sergi ile
ilgili açıklamaları:
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 23
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu SMMM Odası ve Ordu Rotary Kulüp İşbirliği
İle “Vergi Mevzuatı ve Dönem Sonu İşlemleri”
Paneli Gerçekleştirildi
Kamu
Gözetim Kurumuna verildi. Kamu
Gözetim Kurumu ne yaptı? Kendi işini
yapacağı yerine odaların, meslek
camiasının TÜRMOB’un yerine geçti.
Yeni baştan mesleği dizayn etmeye
çalıştı. Dünyanın hiçbir yerinde
böyle bir şey yok. Kamu Gözetim
Kurumunun görevi ne? Gözetlemek,
hakemlik yapmak. Herkesi kendi
görevine davet ediyoruz. Kesinlikle
TÜRMOB’u, Odaları dışlayarak bir
yere varılamayacağını buradan
sizlere ifade etmek istiyorum.
Ertuğrul
YÜKSEL:
“Kamu
Gözetim Kurumunun görevi ne?
Gözetlemek, hakemlik yapmak.
Herkesi kendi görevine davet
ediyoruz. Kesinlikle TÜRMOB’u,
Odaları
dışlayarak
bir
yere
varılamayacağını buradan sizlere
ifade etmek istiyorum.”
24 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
Tuğrul ODABAŞ: “Meslek
Eğitimleri Kulübümüzün Öncelik
Verdiği Konulardan Birisidir.”
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Panelin İlk konuşmacısı E.Baş
Hesap Uzmanı YMM Mehmet
Altındağ
Panelin ikinci konuşmacısı
Doç.Dr. YMM Uygur Temizer ise
konuşmasına şu şekilde başladı:
”Hepimiz şu anda TÜRMOB çatısının
altındayız. Ayrı bir Yeminli birliği, ayrı
bir SMMM üst birliği tartışmalarını
gereksiz ve yersiz buluyorum.
Hepimiz bu TÜRMOB çatısı altında
çalışmalarımızı
sürdürmeliyiz.”
Yayınlarınızı
takip ediyoruz. O yüzden bu
çalışmalarından dolayı takdir ettiğim
illerden bir tanesi.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 25
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu Mali Müşavirler Odası Oda Meclis
Toplantısına, Uşak Defterdarı Hemşehrimiz
Abdullah Kırım’da Katıldı
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
26 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
YÜKSEL:
ODA ETKİNLİKLERİ
Uşak
Kırım;
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Defterdarı
Abdullah
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 27
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu Barosu, Ordu SMMM Odasına İadeyi
Ziyarette Bulundu
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu SMMM Odası, Ordu Kent Konseyine
Ziyarette Bulundu
28 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TÜRMOB ve SGK “İş Sağlığı ve Güvenliği”
Konusunda Farkındalık Eğitimleri Serisine
Samsun’da Devam Etti
“İş Sağlığı İş Güvenliği
Yasası’nın 7. maddesinde 10 ve altı
işçi çalıştıran müesseselerde iş
sağlığı ve iş güvenliği konularında
devlet desteğinin alındığını kaydeden
Sanlı, “Bu devlet desteği ve devlet
yardımının ne şekilde elde edileceğiyle
ilgili açık bir hüküm yoktur. Biz
biliyoruz ki 400 civarında Türkiye’de
iş güvenliği hizmetleri sunan firmalar
oluştu. TÜRMOB olarak önerimiz, bu
iş sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri
veren müesseseleri ve firmaları siz
takip edin, siz onlarla anlaşmaları
www.ordusmmmo.org.tr
yapın. Size akredite olmuş firmaları
bizim meslektaşlarımız müşterilere
önersinler ve devlet desteği de 10
ve altı eleman çalıştıran firmalarda
devlet desteğinin o firmalar üzerinden
ve sizin kanalınız tarafından geçeceği
bir yöntem oluşturulursa hepimiz
rahatlarız.
Hizmetlerde
bugün
yapılmış olan o sektör tarafındaki
firmalar tarafından müesseselere
verilmiş olur. İş sağlığı ve güvenliği
konusunda
biz
hassasiyetimizi
ortaya koyuyoruz. Ama bu direk bir
mali müşavirin ve muhasebecinin
üstleneceği bir iş değildir. Yol
gösterme ve bu konuyla ilgilenmesi
gerektiği gibi bir hassasiyetimizin de
olduğumuzu da göstermemiz gerekir”
Temmuz 2013 29
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu Defterdarlığı Vergi Haftası kapsamında
Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
“Muhasebe ve Vergi Haftası”
30 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Vergi Haftası Ünye’de Kutlandı
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu SMMM Odası Fatsa Ticaret ve Sanayi
Odası’nı Ziyaret Etti
Fatsa Vergi Dairesi Ziyaret Edildi
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 31
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
Ünye Vergi Dairesinden Vergi Haftası Ziyareti
Ordu SMMM Odasından “Yeni TTK’ ya göre Genel
Kurul Toplantılarında İzlenecek Yol” Semineri
Yapıldı
32 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir, İstanbul
SMMM Oda Başkanı Yahya Arıkan, Dr.Resul Kurt,
Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti
Ordu SMMM Odası “İş Sağlığı İş Güvenliği ve
Güncel Sosyal Güvenlik Mevzuatı Uygulamaları”
Semineri Gerçekleştirdi
Ertuğrul
Yüksel:
İş Dünyası “İş Sağlığı İş
Güvenliği” Konusunda Henüz
Tehlikenin Farkında Değil.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 33
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel
Akdemir: ”İş Sağlığı, İş Güvenliği
konusunu tartışması gereken Mali
Müşavirler değil. İş dünyasının bunu
tartışması gerekiyor.”
34 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Dr.
Resul
Kurt:”
Mali
Müşavirlerin; İş Sağlığı ve İş
Güvenliği konusunda müşterilerini
bilgilendirme
anlamında
bir
sorumluluğu var.”
Yeni Mali Müşavir Olan Meslek
Mensuplarına Ruhsatları Verildi.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 35
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde “Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Mesleği ve Güncel Sorunları” konulu
konferans yapıldı
ERTUĞRUL YÜKSEL “Muhasebe,
çok sayıda yumurtayı kırmadan bir
sepette tutma işidir.”
BAHADIR
BAŞ:
”Muhasebe
mesleği
gelecekte Uluslararası
Muhasebe Standartları,
Uluslararası Denetim
standartları
ve
Uluslararası raporlama
standartlarıyla beraber
geleceğin en önemli en
etkin mesleklerinden
biri olacak.”
yanında bilgiyi yönetme ve analiz
etme yeteneklerine sahip olmak
zorundasınız.
Muhasebeci
bilgiyi üretme yeteneğinin
36 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu SMMM Odası “Son Değişikliklerle TTK ve
Ticaret Sicil İşlemleri Seminerini gerçekleştirdi
Ünye’de Stajyerlerin Fiili Denetimleri Yapıldı
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 37
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
2013 Yönetim Kurulu Toplantıları
Ordu SMMM Odası Yönetim Kurulu Mayıs Ayının Son Toplantısını Gerçekleştirdi
8. Türkiye Muhasebe Forumu Yapıldı
38 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
20.04.2013 Artvin SMMM Odası Açılışı ve
Karadeniz Oda Başkanları Toplantısı
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 39
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası
21.Olağan Genel Kurulunda, Ertuğrul Yüksel
Grubu 209, Bülent Gencel Grubu 76 Oy Aldı
Seçim sonuçlarına göre;
Yönetim Kuruluna
Yüksel Grubundan;
Ertuğrul
Denetleme Kuruluna Ertuğrul
Yüksel Grubundan;
40 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
Disiplin Kuruluna
Yüksel Grubundan;
Ertuğrul
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu SMMM Odası, 21. Olağan (Seçimli) Genel
Kurul Sonrası İlk Toplantılarını Gerçekleştirdi
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
YÖNETİM KURULU
DENETLEME KURULU
DİSİPLİN KURULU
ÜST BİRLİK DELEGELERİ
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 41
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
SGK Haftası Kapsamında SGK İl Müdürlüğü
Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Mali Müşavir Çağla
Enginyurt’un Büro Açılışı
42 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu SMMM Odası – Samsun ve Trabzon’da
Yapılan Genel Kurul Toplantılarına Katıldı
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Trabzon SMMM Odası 21. Olağan
Genel Kurul Toplantısı
Samsum SMMM Odası 21. Olağan
Genel Kurul Toplantısı
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 43
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu SMMM Odası - Ordu Belediyesi
Konservatuarı Resim Sergisine Katıldı
44 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu SMMM Odası TESMER Yönetim Kurulu,
Etik Kurulu, Haksız Rekabet Kurulu, İlk
Toplantılarını 30.05.2013 tarihinde Saat:13.00’da
gerçekleştirdi.
TESMER Yönetim Kurulu
Haksız Rekabet Kurulu
Etik Kurulu
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 45
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, Yeni Seçilen
Ordu SMMM Odası Yönetim Kurulunu Ziyaret Etti
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu SMMM Odası’nı MHP Ordu İl Başkanı
Cemal Enginyurt Ziyaret Etti
46 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu Barosu’ndan “Yeni Ticaret Hukuku ve
Getirilen Yenilikler” Konulu Konferans Düzenledi
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 47
OSMMMO
ODA ETKİNLİKLERİ
Prof. Dr. Oktay Güvemlinin Konferans
Başkanlığını Yaptığı Muhasebe Tarihi Konferansı
Başarı İle Tamamlandı…
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
anısına bir tiyatro oyunu sergilendi.
Luca Pacioliden yaklaşık yüz
yıl önce
Fra Luca Bartolomeo de Pacioli
48 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
ODA ETKİNLİKLERİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 49
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Maddi Duran Varlık Satış KDV’si
Beyanname Üzerinde Nerede
Gösterilir?
Mali Müşavir Dursun GÖKTAŞ
Mersin Oda Başkanı
Demirbaş satışıyla ilgili özellikle
elektronik ortama geçilmiş olması birçok sorununda beraberinde getirdi.
Aslında kanunu incelediğimizde;
:”...Katma Değer Vergisi Kanununun
1/1. maddesine göre, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan tespit ve hizmetler Katma Değer Vergisine tabidir. Aynı
Kanunun 2/1. maddesinde ise teslim,
bir malın tasarruf hakkının devredilmesi olarak tanımlanmıştır.
Katma Değer Vergisi Kanununun
20/1. maddesi uyarınca, teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olup,
bedel deyimi ise, malı teslim alan
veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden
bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca
borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan para ve para ile temsil
edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade etmektedir.
Ayrıca, 24 Sıra Nolu Katma Değer Vergisi Sirkülerinin 2/b bölümünde, katma değer vergisi mükelleflerinin vergiye tabi işlemlere ilişkin bedelleri (Alıcının tevkifat uyguladığı işlemler hariç), vergi oranları itibariyle ayrı
ayrı beyan etmeleri gerektiği belirtilmiştir.
Bu açıklamalar sonucu demirbaş satış
bedelinin de matrah gibi beyannamede gösterilmesi gerektiği sonucu çıkar.
Ancak bu konuda birkaç problem
vardır.
1-) Elde düzenlenen beyanna-
50 Temmuz 2013
melerde demirbaş satışı için bilgi notu
yazılarak vergi dairesine verilebiliyor
böylece gelir tablosu hasılat kalemi ile
beyannamedeki kümüle toplam arasındaki fark için izahat talebine gerek
kalmadan sorun çözülebiliyordu.
2-) Elektronik ortama geçmesi nedeniyle beyannamelerin bu bilgi
notu yazılamadığından dolayı izahata
davet gereksiz zaman kaybına neden
oldu.
3-) İlave edilecek KDV satırına
dâhil edilmiş demirbaş satışları dolayısıyla BS formunda sorun yaşanmasına
neden olmuştur.
4-) Son olarak elektronik ortamda verilmeye başlayan iade taleplerine hâsıl listeler nedeniyle alt firmalar
nezdinde ilave edilecek KDV ye yazılan
demirbaş satışları nedeniyle alt firmalar arasında karışıklığa neden olmuş
ve iade taleplerinde sorun yaşanarak
uzamasına neden olmuştur.
Kanunen bu satışlar matrahta
gösterilmelidir.
Ancak KDV beyannamesi- Gelir tablosu toplamları arasındaki fark
nedeniyle sıkıntı doğacağından dolayı da ilave edilecek KDV daha mantıklı
gibi görünse de aslında değildir.
Hem matraha ilave etmek hem
de ileride izahat inceleme gibi sıkıntılar yaşamamak adına aşağıdaki KDV
Beyannamesi Açısından Satışın Kaydı
Uygulaması doğrudur. Vergi İdaresinin görüşü de aşağıdaki özelgelerden
anlaşılacağı üzere bu yöndedir.
www.ordusmmmo.org.tr
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup
Müdürlüğü
Sayı:
B.07,1.GİB.4.16.16.02300.11.113-43 03.02.2012
Konu: Maddi duran varlık satışlarının KDV beyannamesinde ne şekilde beyan edileceği.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; maddi duran varlık satışlarının (demirbaş ve taşıt) KDV beyannamesinde nasıl beyan edileceği konusunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.
KDV Kanununun 1/1. maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hüküm altına alınmış, Kanunun 2/1.
maddesinde ise teslim, bir malın
tasarruf hakkının devredilmesi olarak tanımlanmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalar gereğince, maddi duran varlık satışları (demirbaş ve taşıt) ticari işlem
kapsamında KDV Kanunun 1/1 ve
2/1. maddeleri gereğince KDV ye
tabi olduğundan, söz konusu satış
hasılatı ilgili dönem KDV Beyannamesinin “Matrah” Bölümünün “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” kısmında beyan edilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
OSMMMO
M A K A L E
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
NORMAL UYGULAMADA YAPILAN KAYIT;
Tek düzen muhasebe sistemi uygulamasına göre
aşağıdaki uygulama doğrudur.
ÖRNEK; Şirketin aktifinde maliyet bedeli 25.000 TL
olan taşıtı 20.000 TL + 3.600 TL KDV bedelini açık hesap
olacak şekilde satmıştır. Birikmiş Amortisman hesabında
15.000 TL.
Buna göre Tek Düzen muhasebe uygulama sistemi gereği;
AÇIKLAMA
BORÇ
ALACAK
120 ALICILAR
23.600
257 B. AMORTİSMAN 15.000
254 TAŞITLAR 25.000
391 HESAPLANAN KDV 3.600
679 OLAĞANDIŞI GELİR 10.000
Demirbaş satış kaydı
Şeklinde kayıt yapılarak 20.000 TL MDV satışı Teslim
ve Hizmet bedeli 3.600 TL KDV de hesaplanan KDV olarak
ilgi ay beyannamesinde beyan edildiği halde Gelir tablosundaki 600- Yurt içi satışlar hesabın tutarı 10.000 TL noksan görüneceğinden izaha davetle karşı karşıya kalınabilecektir.
Aynı şekilde yukarıda tek tek ele aldığımız maddelere istinaden aşağıdaki kaydın yapılması herhangi bir sıkıntıya neden olmayacaktır.
KDV BEYANNAMESİ AÇISINDAN SATIŞIN KAYDI
Vergi idaresinin görüşü dikkate alındığında aşağıdaki kayıt doğrudur.
AÇIKLAMA
BORÇ
ALACAK
120 ALICILAR
23.600
600 YURT İÇİ SATIŞLAR 20.000
391 HESAPLANAN KDV 3.600
Satış Kaydı
GELİR TABLOSU AÇISINDAN MALİYET KAYDI
AÇIKLAMA
BORÇ
ALACAK
623 DİĞER SATIŞLARIN MALİYETİ 20.000
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMAN 15.000
254 TAŞITLAR 25.000
679 OLAĞANDIŞI GELİR
10.000
Satılan Demirbaşın maliyet kaydı
Yukarıdaki kayıtla; GELİR TABLOSUNDA 600’lü hesap
ile KDV beyannamesindeki Teslim ve Hizmet tutarı aynı olacağından İZAHA DAVET gibi bir idari işleme davet çıkaran
FARK ortadan kalkmış olacaktır.
Gelir tablosunda ise: 690- Dönem Kar Zararı hesabın borcuna yazılarak kapatılan 623-Diğer satışların Maliyeti 20.000 TL
ile alacağına yazılarak kapatılan 600-Yurt İçi satışlar 20.000
TL farkı 0.- TL ile 679- OLAĞAN DIŞI GELİR VE KARLAR 10.000
TL olağan dışı kar yer alacağından yine 10.000 TL’lik satış karının yer alacak olması sonuç üzerinde bir değişikliğe neden
olmayacaktır.
T.C.
ÇORUM VALİLİĞİ
Defterdarlık Çorum Vergi Dairesi Müdürlüğü
Sayı: B.07,4.def.4.19.00.30.00-11/ 15.12.2010
Konu: Demirbaş Satışları
Bilindiği üzere 3065 sayılı KDVK’ unun 53. No.lu Sirküleri ile iade talepleri elektronik olarak alınmakta ve iadeye konu
belgelerin analiz ve değerlemeye tabi tutulması neticesinde alınan “KDV İade Kontrol Raporu’nda, bazı mükellefler ile 1. veya 2.
kademedeki alt mükelleflerin beyan ve bildirimlerinde tutarsızlıklar tespit edildiği, bu tutarsızlıkların ise genelde demirbaş ve
araç satışları ile ilgili KDV’nin “ilave edilecek KDV” sütununda beyan edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Konu ile ilgili olarak görüş istenilmiş olup, Bakanlığımız
Gelir İdaresi Başkanlığının 01.12.2010 tarihli 106824 sayılı yazılarında :”...Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1. maddesine göre,
ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan tespit ve hizmetler Katma Değer Vergisine tabidir. Aynı
Kanunun 2/1. maddesinde ise teslim, bir malın tasarruf hakkının
devredilmesi olarak tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanununun 20/1.
maddesi uyarınca, teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olup, bedel deyimi ise, malı
teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına
hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan para ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade etmektedir.
Ayrıca, 24 Sıra Nolu Katma Değer Vergisi Sirkülerinin 2/b
bölümünde, katma değer vergisi mükelleflerinin vergiye tabi işlemlere ilişkin bedelleri (Alıcının tevkifat uyguladığı işlemler hariç), vergi oranları itibariyle ayrı ayrı beyan etmeleri gerektiği belirtilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalar gereğince mükelleflerin işletmelerinde kayıtlı araç veya demirbaş satış işlemi mutat ve sürekli
faaliyet konusunu oluşturmamakla birlikte katma değer vergisi
uygulaması bakımından ticari nitelik taşıyan bir teslimdir.
Dolayısıyla, söz konusu işleme ait hasılatın ilgili dönem katma
değer vergisi beyannamesinde teslim ve hizmet işlemlerinin
karşılığını oluşturan bedel olarak matraha dâhil edilmesi gerekmektedir...” denilmektedir.
Bilgilerinize rica ederim.
M. Zeki ÇEVİK
Vergi Dairesi Müdürü
Gördüğünüz gibi Mali müşavirlerin işinin ne kadar zor olduğu açıkça görülmektedir. Tek düzen muhasebe uygulaması
başka, Maliye Bakanlığı uygulaması başka doğru bir olmalıdır.
Türkiye’me has manzaralar. Allah yardımcımız olsun sağlıcakla
kalınız.
www.ordusmmmo.org.tr
Dursun GÖKTAŞ
Mali Müşavir
Temmuz 2013 51
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Büyükşehir’ de Emlak Değeri ve
Konut’ta Katma Değer Vergisi
Konut Teslimlerinde/Satışlarında Uygulanan Katma Değer Vergisi Oranı Değişti
SMMM Mustafa Bahadır ALTAŞ
TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi
[email protected]
TBMM’de 25.10.1984 tarihinde kabul edilen 2.11.1984 tarih ve 18563 sayılı resmi gazetede yayınlanan 3065 sayılı “Katma Değer Vergisi Kanunu” ile ülkemizde mal ve hizmetler üzerinden alınan harcama vergileri sistemini oluşturan yürürlükteki vergiler kaldırılarak vergi sistemimizde milad sayılabilen bir değişikle yeni bir vergilendirme sistemine geçilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Kanunun oran
başlıklı 28. maddesine göre; “Katma Değer Vergisi
oranı, vergiye tabi her bir işlem için % 10’dur. Bakanlar Kurulu bu oranı, dört katına kadar artırmaya, % 1’e kadar indirmeye, bu oranlar dâhilinde
muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir.” Şeklinde bir düzenleme uygulanmakta iken geçtiğimiz aylarda TBMM, kabul edilen 6322 sayılı kanunun 22. maddesi ile bu maddeye perakende safhasından gelmek üzere “inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri
ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için
farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir” şeklinde bir düzenleme eklenmiştir.
Bilindiği gibi; 6322 sayılı kanunla değişiklik yapılmadan önceki katma değer vergisi oranlarının düzenlendiği I sayılı listenin 11 fıkrasında
göre uygulama, “Net alanı 150 m2’ye kadar konut teslimleri ile belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların % 51 veya
daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut
yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal tesisler için ayrılan bölümler dâhil) net alanı
150 m2’nin altındaki konutlara isabet eden kısmı,”
yüzde bir oranında katma değer vergisine tabi
52 Temmuz 2013
şeklindeydi.
6322 sayılı kanunla yapılan düzenleme
sonrasında 01.01.2013 tarihinden geçerli olmak
üzere yayınlanan2012/4116 sayılı Kararname ile
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 1. maddesine eklenen 6. fıkra ile “I sayılı listenin 11. sırasında yer alan net alanı 150 m2’ye kadar konutlardan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunu
kapsamındaki Büyükşehirlerde (16.5.2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkında kanun kapsamında rezerv
yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile
riskli yapıların bulunduğu yerler hariç), lüks veya
birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi
hali de dâhil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı
tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29’uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri;
•Beşyüz Türk Lirası ile Bin Türk Lirası (Bin
Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen vergi oranı (Yüzde sekiz),
www.ordusmmmo.org.tr
• Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların
tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı (yüzde on sekiz) uygulanır, şeklinde bir düzenleme yapılmıştır.
Yapılan bu düzenleme ile mevcut 16 büyükşehirde 01.01.2013 tarihinden geçerli olmak
üzere yeni büyükşehir statüsü kazan on üç ilde ve
yeni Büyükşehir olan ordu ilinde 2014 Yılında yapılacak olan Yerel seçimler sonrasında yapı ruhsatı
alınan konut inşaat projeleri, kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi
bu tarihten itibaren yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine uygulanmak üzere üç farklı oranda katma değer vergisi uygulamasında geçilmiştir.
Emlak Vergisine Esas Oluşturacak Arsa ve
Arazinin Birim Metrekare Bedelleri 2013 Yılında
Yeniden Belirlenecek
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun konuya ilişkin maddelerinde (9/b-19/b), bina ve
arazi vergisi mükellefiyetinin, dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır. Bu konuda, arsa ve
arazi metrekare birim değer takdirleri 2009 yılında yapıldığından, yasa gereğince dört yılda bir yenilenen emlak vergilerine esas oluşturacak arsa
ve arazinin birim metrekare bedelleri 2013 yılında
yeniden belirlenecek. 2014–2017 yılları arasında
geçerli olacak yeni arsa ve arazinin birim metrekare bedellerinin rayiçlerin artması binanın tapudaki değerini de artıracak. Yeni değerlere göre Belediyelerin Emlak Vergisi gelirleri devletinde tapu
harçları tahsilâtı artırılmış olacak. Bu uygulamaya göre Emlak Vergisi oranlarının yeniden belir-
M A K A L E
lenmesi için Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından
05.03.2013 tarihinde yayınlanan 2013/1 Emlak
Vergisi Kanunu İç Genelgesi yayınlanmıştır. Bu iç
genelge kapsamda takdir komisyonu toplantılarına mayıs ayında başlayarak temmuz ayının sonuna kadar tamamlanacak. Yapılan yeni değer tespitleri ile ilgili itiraz ve yargı süreçlerinin ardından
(Önceki dönemde kişilerin emlak vergi değerine
itiraz hakları yoktu. Anayasa mahkemesinin,13
Ekim 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanan kararına göre “Vergi Usul Kanunu’nun 49. maddesindeki hükmünü, iptal etti. Bu karar sonrasında
vatandaşın emlak vergi değerine karşı itiraz hakkı
ve yargı yolu açılmış oldu.)
1 Ocak 2014’ten itibaren dört yıllık emlak vergisi değerleri tespit edilmiş olacak. İzleyen
üç yıllık sürede(2015-2016-2017) ise vergi değeri, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunacaktır.
Katma Değer Vergisinde Yapılan Bu Düzenleme İle Konut Teslimlerinde Uygulanacak Katma
Değer Vergisi Oranlarında Artış Arsa Emlak Vergisi
Değerine Bağlı Olarak Değişiyor
Dört yılda bir sistematik bir şekilde uygulanmakta olan bu sistem peki bu yıl neden bu
kadar önemli hale geldi. Konunun özü, yukarda
özetlemeye çalıştığım 5216 sayılı kanun ile Büyükşehir statüsünde bulunan Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır,
Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin Kahramanmaraş, Muğla, Ordu Samsun, Sakarya, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van illerinin yer aldığı Büyükşehir belediye sınırları içinde gerçekleştirilecek olan konut teslimlerine ilişkin 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanacak
olan Katma Değer Vergisi oranlarındaki artıştır.
(Katma Değer Vergisi Kanunda yapılan yasa deşikliği 29 Büyükşehir Belediyesi sınırları için geçerli olup bu düzenleme kapsamı dışında kalan 52
ilde daha önce uygulanmakta olan Katma Değer
Vergisi hükümleri uygulanmaya devam edecektir.)
Bu konuda yapılan düzeleme ile 1 Ocak
2013 tarihinden itibaren alınacak yapı ruhsatlarda geçerli olmak üzere net alanı 150 metrekarenin altındaki konutların tesliminde/satışında,
- Arsa metrekare birim fiyatı beş yüz liraya
kadar olanlar için yüzde bir. (%1)
- Arsa metrekare birim fiyatı beş yüz lira ile
bin lira arasında olanlar için yüzde sekiz.(%8)
- Arsa metrekare birim fiyatı bin Türk Lira-
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
sı ve üzerinde olan konutların tesliminde ise yüzde on sekiz (%18) Katma Değer Vergisi uygulanacak.
Net alanı 150 metrekarenin üzerindeki
konutlarda arsa metrekare birim fiyatı ne kadar
olursa olsun bu konutların teslimlerinde ve işyerlerinde eskiden olduğu gibi yüzde on sekiz (%18)
oranında Katma değer vergisi uygulamasına devam edilecektir.
Yapılan düzenlemede “lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de
dâhil olmak üzere” ibaresi ile yeni ruhsat alacak
inşaatlara uygulanacak KDV’nın bu yönü ile de
değerlendirilmesi gündeme gelmektedir. Kanun
koyucu vergi otoritesinin bu konudaki lüks algısının, konut alanından çok konutun niteliği ve özelliğine göre değerlendirildiği görülmektedir. Özellikle İstanbul, Ankara İzmir gibi Büyükşehirlerde
yeni bir yaşam biçimi olarak 110-120 m² stüdyo
daireler ve rezidanslar yer almaktadır. Bundan 2530 yıl önce lüks kabul edilen birçok şeyin bugün,
normal hayat standardı olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle Maliye Bakanlığının Katma Değer
Vergisi oranına emsal teşkil edecek lüks ve 1. Sınıf
inşaatın ne olduğu konusunda bir açıklama yapması gerekmektedir.
Ayrıca 3065 sayılı Katma Değer Kanunun
kapsam başlıklı 1.maddesinde “Türkiye’de yapılan
aşağıdaki işlemler Katma Değer Vergisine tabidir
hükmünden hareketlere “Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler” kapsamında değerlendirilmeyen 2.el konut teslimlerine katma değer vergisi uygulanmayacaktır. (Bu faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu
hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde ise Türk Ticaret Kanunu
ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve
tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.)
Diğer taraftan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde
olsa bile 6306 sayılı Kanun kapsamındaki rezerv
yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile
riskli yapıların bulunduğu yerlerde yapılan konutlar bu karar kapsamına girmemektedir. Bir başka
ifade ile kentsel dönüşüm projeleri kapsamında
yapılan konutlar yapılan yeni Katma Değer Vergisi
düzenlemesi dışında bırakılarak bu bölgelere vergisel bir teşvik sağlanmıştır.
Bu Konuda Alınacak Yanlış Bir Karar İleride
Telafisi Mümkün Olmayan Sonuçlar Yaratabilir.
Yaklaşık otuz yıldan beri uygulanmakta
olan konutun metrekaresi yerine konutun üzerine
inşa edilen arsanın metrekare birim fiyatının ko-
www.ordusmmmo.org.tr
nuta ilişkin Katma Değer Vergisi oranı belirleyecek
olması ile konutta KDV uygulamasında bir devir
kapanmış oldu. Konutta Katma değer vergisi oranında yapılan bu düzenleme yeni ev satın alacakları etkileyeceği gibi aynı şekilde arsa sahiplerini
de etkileyecektir. Çünkü inşaat firmaları yeni yapacakları projeler için arsa sahipleriyle yapacakları anlaşmalarda, KDV oranlarını da dikkate alacaklardır.
Bu nedenle 2013 yılında Büyükşehir il sınırları genelinde yapılacak olan arsa ve arazi emlak değerininmetrekare birim fiyatının tespitinde
takdir komisyonlarında görev alacak kişilerin seçiminin özen ile yapılması bu değer tespitleri yapılmadan önce bu konuda şehrin geçmiş ve gelecek değişim ve gelişimi dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Takdir komisyonlarınca belirlenecek olan rayiçler çok önemli çünkü KDV oranı rayiçlere göre belirlendiği için rayiçlerin gerçekçi, gerçek fiyatlara yakın olması gerekir.
Şehir merkezinde bulunan bir inşaat ile kenar semtler olarak kabul ettiğimiz mahallelerde
yer alan bir inşaatın arsa bedelleri ne kadar farklı
olursa olsun, KDV oranının farklı olması gerekiyor
çünkü kentin çevresinin gelişmesi şehir için kazanımdır.
Ayrıca bundan sonraki süreçte projelerin belki birçoğu afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi yasasından (6306 sayılı yasa) faydalanarak yapılacaktır. Şehir merkezinde çok fazla nitelikli arsa kalmadığı dikkate alındığında yeni
projelerinde, önemli bir bölümünün şehir merkezin dışında yer alıyor olması merkez ile çevre yerleşim alanları arasındaki fiyatın buralardaki gelişim ve değişim ile birlikte şehirlerdeki çarpık
kentleşme sorunu da dikkate alınarak belirlenmesini zorunlu kılacaktır.
Belediyeler emlak vergisi gelirlerini artırmak/Maliye bu satışından elde edeceği Katma
Değer Vergisi gelirini artırmak amacı ile hareket
edebilirler. Bu nedenle farkında olmadan yapılacak yanlış değer tespitlerinde gerçeğe uygun olmayan değer tespitlerinin oluşmasına ve buna
bağlı olarak bu bölgelerde yer alan konutların
teslimlerinde yüksek oranlı katma değer vergisinin uygulanmasına neden olacaktır.
Büyükşehir statüsünde bulunan illerde olmak üzere bu konuda öncelikli olarak Büyükşehir
belediyelerine, İlçe belediye başkanlıklarına, Başta Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere ilgili meslek kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarına çok
büyük görev düşmektedir. Kısadan hisse “Kaş Yapalım derken Göz Çıkarmayalım.” Bu konuda alınacak yanlış bir karar ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratabilir.
Temmuz 2013 53
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Siyasal İktidarın Elinde Vergiden
Sonra Yeni Bir Silah:
“Bağımsız Denetim”
Doç. Dr. Korkut ÖZKORKUT
Ankara Üniversitesi
Ruhları rahatsız edince “bak işte Kararname” dediler ve Bakanlar Kurulu Kararını hemen çıkarıverdiler. Kısa sayılabilecek bir Kararname. Ancak öyle iki liste eklenmiş ki, kimler bağımsız denetim kapsamına giriyor, kimler girmiyor anlayabilmek
için çok dikkatli ve ağır ağır okunması gerekiyor. Ya hazırlayanların kafası çok karışık
ya da bizlerin henüz tam bilemediği bir hedefe odaklanmışlar. Birileri varlık nedenleriyle o hedefi örtüştürmek için büyük çaba
harcamışlar.
2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararına baktığımızda, ilk olarak, Maliye
Bakanlığı’nın 29 Kasım 2012 tarihli yazısı
üzerine “Bağımsız Denetime Tabi Olacak
Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar”ın yürürlüğe konulmasının Bakanlar Kurulu’nca
19 Aralık 2012 tarihinde kararlaştırıldığını
görüyoruz. Aslında Kararname tarihi bu.
Ancak aradan tam 34 gün geçiyor ve internetteki taslağa göre çeşitli değişiklikler geçirmiş olduğu anlaşılan Kararname
eki Karar 23 Ocak 2013 tarihinde, 01 Ocak
2013 tarihinden geçerli olmak üzere Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor.
Peki bu 34 güne neler sığdı? Film şeridini
hızla daha da geriye sarıp bir bakalım.
Olay sanki Veliefendi’de geçiyor. 660 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 02
Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe girmesiyle
birlikte büyük bir yarış başlıyor. İşin içinde
Bakanlıklar bile var.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KAMUDESK),
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunundan
(TTK) ve 660 sayılı KHK’dan aldığı yetki ile
Türkiye’de bağımsız denetim alanında tek
ve en büyük otorite olduğunu tescil ettirmek üzere kendinden emin, büyük bir hızla rüzgar gibi koşuyor, Maliye Bakanlığı ile
ilişkilendirilmesi onu daha da gururlandırmış görünüyor. Buna bir kısım Yeminli
Mali Müşavirler Odaları da o sıralar nedense çok seviniyor. Uzun süre açık ara farkla koşup tam yarışı kopardım derken, 06
54 Temmuz 2013
Aralık 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde kabul edilmiş olan Sermaye Piyasası Kanunu (SerPK) ile bağımsız denetim yetkilerini geri almak üzere atağa geçmiş Sermaye Piyasası Kurulu’nu (SPK) ve
biraz isteksiz de olsa neredeyse yanında
koşan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) arkasından gelmekte olduğunu görüyor. Onların nefeslerini ensesinde hisseden KAMUDESK Jokeyi, biraz da telaşa kapılıp hızlanıyor ve sonunda bir boy farkla muvaffak olup “Bağımsız Denetim Yönetmeliği”ni 26 Aralık
2012 tarihinde çıkartıyor. Finish’i geçince
Jokeyi düşse de SPK ve onu takiben BDDK
KAMUDESK’in hemen adından, 30 Aralık
2012 tarihinde yürürlüğe giren SerPK ile
yarışta diğer dereceleri paylaşıyorlar.
Yarış bitmiş gibi görünse de KAMUDESK henüz çıkmamış olan Bakanlar Kurulu Karar taslağına kendi yetki kapsamına
girecek şirketleri belirlemek açısından sürekli müdahale ediyor, hatta sonunda dayanamayıp tamamını herhalde kendi hazırlıyor. Çünkü bir daha yarışa girerse nefesinin yetip yetmeyeceğinden pek emin değil. Çünkü elinde, Türkiye Muhasebe Standartları Kurumu’ndan (TMSK) sınavla gelen uzmanlar dışında, (tabii şoförü, çaycısı, odacısı, güvenlikçisi dışında) bağımsız
denetimin gözetimini ve denetimini yapacak neredeyse uzman yok. Kendisine
TTK’ya göre tüm sermaye şirketlerinin denetimi görevi verilmişken, KAMUDESK Maliye Bakanlığı’nın himayesine grip, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) istek
ve desteğiyle TTK’da yapılan 6335 sayılı Kanun değişikliği sayesinde bu yükten kurtulacak olmanın rahatlığını yaşıyor. Bakanlar
Kurulu Kararına öyle ölçekler koyduruyor
ki, artık sadece TTK’ya tabi olacak sermaye şirketlerinde bağımsız denetim yapmak
mümkün olmaktan çıkıyor.
Küçük ve orta büyüklükte işletmelere
(KOBİ) ilişkin Yönetmelik değiştiriliyor, yıllık ortalama 250 çalışan sayısı ile net satış
www.ordusmmmo.org.tr
hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri için 40 milyon TL’lik üst sınır konuluyor. Ancak bu sınırlar Kararnamenin, aktif toplamı için getirilen 150 milyon TL, yıllık net satış hasılatı için getirilen 200 milyon TL ve çalışan sayısı için öngörülen 500
sayısına oldukça uzak. TTK’ya tabi anonim ve limited şirketler için KOBİ ölçeğini
aşıp büyük ölçekli sermaye şirketi sayılsalar da Kararnamedeki limitlere ulaşmadıkça artık bağımsız denetim yok. KAMUDESK
kendi internet sitesine koyduğu duyuru ile
KOBİ Yönetmeliği kriterlerine göre büyük
ölçekli şirket sayısının 7300 civarında olduğunu, bunlardan sadece 2500 şirketin bağımsız denetime tabi olacağını, bağlı ortaklıklar ve iştiraklerle bu sayının bir miktar daha artabileceğini söyleyerek bu tespitimizi doğruluyor. Ancak KAMUDESK’in,
iki ölçek arasında neden fark yaratılmış olduğunu açıklamasa da duyuruda ilginç bir
tespiti var:“Denetim kapsamına alınan şirketlerin ekonomik büyüklüğü …, aktif toplamları dikkate alındığında, denetime tabi
olacak şirketlerin aktif toplamı, KOBİ’den
büyük şirketlerin toplamının % 88 ini, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin aktif toplamının ise % 68 ini oluşturmaktadır.” Bu tespitin anlamı, TTK’ya göre büyük ölçekli diğer şirketlerin aktif büyüklüklerinin finansal raporlama, bağımsız denetim (ve internet sitesi uygulaması) bakımından pek de
dikkate değer bulunmadıkları yönünde.
Sonuçta bu Kararname ile Türkiye’de
denetimsiz sermaye şirketleri dönemine
giriş adeta tescil ediliyor. Hatta, yakın bir
tarihte, TTK Geçici m.6 gereğince 31 Mart
2013’te (eski) organ denetçinin görevinin
de sona ermesiyle birlikte sermaye şirketlerindeki denetimsizliği daha da güçlü hissedeceğiz.
Maalesef finansal raporlama ve bağımsız denetimin faydalarını tanıtması gereken TOBB Yönetimi TTK’yı değiştirip iş
çevrelerini 4,5 milyar TL’lik bağımsız denetim maliyetinden nasıl kurtarmış oldu-
M A K A L E
ğunu göğsünü gere gere her yerde anlatmakta. TÜSİAD ise bu konuda sessiz.
Bakanlar Kurulu Kararındaki çok yüksek ölçekleri bir yana bırakacak olursak,
Türkiye’de bağımsız denetime tabi sadece
iki grup kalıyor. Kararnamenin eki liste (I)
ve (II)’dekiler. (II) sayılı listede farklı sıralarda beş farklı ölçek göze çarpıyor. Sanki her
sıra için kim bağımsız denetime tabi olsun
kim olmasın tek tek, şirket şirket düşünülerek özenle tespit edilmiş. Herhalde birilerinin ellerinde denetime tabi olacak şirketlerin isim isim listeleri mevcut gibi.
Herhalde bağımsız denetimi TOBB
gibi salt maliyet gören bu Kararname kulakları sağır edercesine Türkiye’deki büyük
şirketlere bağırıyor: “Ey Türkiye’deki şirketler, büyümek neyinize, hepiniz küçülün!”
diye. İstanbul Finans Merkezi gibi dev projelere imza atan 2023’te en az 1000 borsa
şirketine ulaşma hedefi bulunan Siyasal İktidarın şimdi bu görüşün arkasında duruyor şekilde gösterilmesi oldukça can sıkıcı.
Lafı daha fazla uzatmadan buraya kadarki tespitlerimizin dışında şu Kararnameye bir de farklı bir gözle bakalım.
Önceki yazımızda aslında çok da kötü
fal bakmamışız. Kararnamede “sermayesinin en az % 50’si ve daha fazlası Devlete,
il özel idarelerine, kanunla kurulmuş vakıflara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
ait olan şirketler” bu Kararın dışında tutulmuşlar. Bunlar niye çıkarıldı sorusu halen
cevaba muhtaç.
Belediye şirketleri ise tam olarak kendilerini Kararnameden kurtaramamışlar.
Sermayesinin en az % 50’si belediyelere ait
olan şirketler, (II) sayılı listenin 7. sırasındaki ölçekleri aşıyorlarsa bağımsız denetime
tabi olacaklar.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve
bağlı ortaklıkları da Kararnamedeki yerlerini almış. Ancak Kararnamenin gerçekten en ilginç yönlerinden biri de bu KİT’ler.
KİT’lerin, (II) sayılı listenin 7. sırasındaki ölçekleri aşıyorlarsa bağımsız denetime tabi
olacakları Kararnamede düzenlenmiş. Esasen, 233 sayılı KHK’da düzenlenmiş olan
KİT’ler, bağlı ortaklıkları bir yana TTK’ya
göre şirket şeklinde kurulmak zorunda değil. 233 sayılı KHK’nın 3. maddesi gereğince sadece iktisadi devlet teşekkülü (İDT)
olan KİT’ler anonim şirket şeklinde kurulabiliyorlar. İDT’lerin anonim şirket şeklinde kurulmaları halinde de TTK’ya göre genel kurul ve denetçilerinin bulunmayacağı 233 sayılı KHK’da hükme bağlanmış. Diğer grup KİT olan kamu iktisadi kuruluşlarında (KİK) ise bu ihtimal de söz konusu
değil. KİT’lerden anonim şirket olanlar için
TTK kapsamında bağımsız denetim olup
olmayacağı da ayrı değerlendirmeye muhtaç. Zira, TTK’nın 330. maddesi gereğince
özel kanuna tabi anonim şirketler için özel
hükümlerin uygulanacağı hükme bağlan-
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
mış. Özel düzenleme niteliğindeki 233 sayılı KHK açısından da anonim şirket olarak
kurulabilecek İDT’ler de dahil olmak üzere KİT’ler 6085 sayılı Sayıştay Kanunu gereğince Sayıştay denetimine tabi. Sonuç
olarak, özellikle anonim şirket olmayan
KİT’lerin TTK kapsamında bağımsız denetime tabi olmasından bahsetmek söz konusu değil. Bakanlar Kurulu Kararının kapsamına TTK’ya göre bağımsız denetime tabi
olacak şirketler giriyorsa KİT’lerin bu Kararnamede yer almasını hukuken izah etmek
oldukça zor.
Bu tuhaflık bir yana, Kararname ne
olur ne olmaz diye kapsama girecek belediye şirketleriyle KİT ve bağlı ortaklıklarını
Geçici 1. maddesiyle 01 Ocak 2015 tarihine kadar bağımsız denetimden bağışık tutuyor. Bu hüküm de can sıkıcı. Sanki bu Kararname ile Siyasal İktidar, önümüzdeki seçimlere kadar denetimden ortaya çıkabilecek bir pürüzü önünde görmek ve bunun
kamuoyuyla paylaşılmasını istemiyor diye
gösterilmek isteniyor.
Kararnamede ilgi çekici bir başka
yön, ulusal karasal, uydu ve kablolu televizyon sahibi medya hizmet sağlayıcı şirketlerin, hiçbir ölçek aranmaksızın bağımsız denetime tabi olmalarının yanı sıra, (II)
sayılı listenin 2. sırasında sayılan ölçütleri aşan yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan şirketlerin de bağımsız denetim kapsamına alınmış olmasıdır. Bu şekilde medya kuruluşlarıyla gazete yayımlayan şirketlerin bu Kararname kapsamına
alınmış olması ile birlikte, bağımsız denetimin, Siyasal İktidarın eline vergiden sonra yeni bir silah olarak tutuşturulmaya çalışıldığı intibaı bizde uyanmaktadır. KAMUDESK de burada tetik görevi görmeyi arzular görünmektedir.
Bağımsız denetim korkulacak değil, finansal raporlama ile birlikte şirketler,
pay sahipleri (shareholders), menfaat sahipleri (stakeholders) ve yerli ve özellikle
yabancı yatırımcılar için güvenilir olduğu
takdirde ancak yararlanılabilecek bir araçtır. Fakat, bugün yaratılmak istenen hava,
bir kavramda “denetim” kelimesi geçiyorsa
korkulması gerektiği yönündedir. KAMUDESK maalesef bu Kararname ile bağımsız denetimin gözetimi ve özellikle denetimi dolayısıyla piyasalara benden korkun
demektedir. Aslında ya bağımsız denetimden böyle bir silah yaratmaya çalışanlar bağımsız denetimden bihaberdir ya da
bizler gerçekten bu düzenlemeyi yapanların muhteşem dehalarını anlayamıyoruz.
Herşey bir yana, şu anda KAMUDESK
açısından yeni SerPK gerçekten can sıkıcıdır. Yeni SerPK ile SPK ve BDDK bağımsız denetim alanında eski yetkilerine büyük ölçüde kavuşmuş bulunmaktadır. Bağımsız Denetim Yönetmeliği atağıyla KAMUDESK, yarışı kazanmış görünse de, SPK
www.ordusmmmo.org.tr
ve BDDK’nın bağımsız denetim yetki alanı içinde bağımsız denetim kuruluşları ile
bağımsız denetçilerin yetkilendirilmesinde bir ilk derece kuruluşu olmanın ötesine
geçememenin burukluğu içindedir. TTK’ya
göre bağımsız denetim yoksa o zaman,
KAMUDESK gibi bir Kurum’a da ihtiyaç
olup olmadığı sorusu ciddi şekilde gündemimizdedir.
Ancak, Türkiye’de bağımsız denetimin, bu Kararname ile kapsamı genişlememiş olsa da halen devam ettiği unutulmamalıdır. KAMUDESK artık diğer Kurumlardan yetki kapma yarışını bir yana
bırakıp, varlık nedenini korumak istiyorsa,
TÜRMOB ve meslek mensuplarıyla da uğraşmanın ötesinde, dünyadaki örneklerine
çok uygun olmasa da, diğer görevlerine,
Türkiye’de uygulanacak finansal raporlama standartlarıyla bağımsız denetim standartlarını belirlemeye odaklanmalıdır. Zira
şu anda Uluslararası Finansal Raporlama
Standartlarının (UFRS) tamamı Türkiye’de
çevrilip yayınlanmış mıdır? Yani Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) UFRS’yle
uyumlu mudur? Mesela borsa şirketleri finansal tablolarını mevcut yayımlanmış
TMS’ye göre mi yoksa güncel UFRS’ye göre
mi hazırlayıp yayınlayacaktır? Peki Bağımsız Denetim Standartlarında durum nedir? KAMUDESK tarafından Bağımsız Denetim Standartlarının son hali tamamen
çevrilmiş midir? En azından SPK’nın Seri:X
No:22 sayılı Tebliği ile düzenlenmiş bulunan Bağımsız Denetim Standartları yürürlükte midir? Bağımsız Denetim Yönetmeliği ile 660 sayılı KHK’nın Geçici 1.maddesi gereğince bu Tebliğin bağımsız denetim
kuruluşlarıyla denetçilerin yetkilendirilmesine ilişkin kısmının yürürlükten kalktığını
düşünen KAMUDESK, bağımsız denetim
standartları hakkında ne düşünmektedir?
KAMUDESK Bağımsız Denetim Standartları olmadan bağımsız denetim yapılabileceğini mi öngörmektedir?
Anlaşılacağı üzere bu Kararname ile
KAMUDESK, Siyasal İktidarın elinde yeni
bir enstrüman olarak kendisini lanse etme
arayışındadır. Ancak unutulmaması gereken KAMUDESK’in bir Siyasal İktidar enstrümanı değil, bir Devlet Kurumu olduğudur. KAMUDESK bu beyhude arayışına hemen bir son vermelidir. “Finansal raporlama” ve “bağımsız denetim”in Türkiye’de
yerleşmesi ve yaygınlaşması misyonu verilmiş olan KAMUDESK’in, Maliye’nin denetim anlayışıyla karıştırmaksızın, bağımsız
denetim kavramının ne olduğunu anlaması ve bu kavramla barışık hale gelmesi gerekmektedir. Yoksa KAMUDESK ya bu deveyi doğru şekilde gütmeyi öğrenecek ya
da öyle veya böyle bu diyardan silinip gidecektir.
Temmuz 2013 55
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Geçmiş Dönem Karlarının Tamamı
Sermayeye İlave Edilebilir mi?
Ekrem ÖNCÜ
YMM-DKR Denetim&Danışmanlık
www.dkrdenetim.com
Yeni TTK’nın 519’uncu maddesine
göre zorunlu olarak, yıllık kârın yüzde
beşi, ödenmiş sermayenin yüzde
yirmisine ulaşıncaya kadar genel
kanuni yedek akçeye ayrılır. Üçüncü
fıkra uyarınca da, genel kanuni yedek
akçe sermayenin veya çıkarılmış
sermayenin yarısını aşmadığı takdirde,
sadece zararların kapatılmasına, işlerin
iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi
devam ettirmeye veya işsizliğin önüne
geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye
elverişli önlemler alınması için
kullanılabilir.
Eski TTK’nın 466’ncı maddesinde
Yeni TTK düzenlemesinden farklı
olarak “safi kar” kavramı yerine
“yıllık kar” kullanılmıştır. Yeni TTK’nın
508’inci maddesine göre yıllık kar,
yıllık bilançoya göre belirlenecektir.
Eski TTK’nın 457’nci maddesi uyarınca
da, safi kazanç, yıllık bilançoya göre
hesap ve tesbit olunmakta idi. Yeni
TTK’da “yıllık kar”ın ne anlama geldiği
açıklanmış değildir.
Yıllık kar, vergi öncesi kar mıdır,
yoksa vergi sonrası kar mıdır?
Bu konu yoruma açık bir konudur.
Bazıları yıllık karın vergi öncesi kar
olması gerektiğini iddia ederken
bazıları da vergi sonrası kar olduğunu
iddia edebilir. Benim kanaatim vergi
sonrası kar olduğu yönündedir.
Aşağıya almış olduğum “Kar Payı
Avansı Dağıtımı Tebliği” ile “Kar Dağıtım
Tablosu” sıralaması da bu görüşümüzü
desteklemektedir.
56 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
KAR PAYI AVANSI DAĞITIMI
TEBLİĞİ SIRALAMASI;
Ara Dönem Karı
Varsa Geçmiş Yıl Zararları (-)
Kurumlar Vergisi (-)
Gelir Vergisi Kesintileri (-)
Diğer Vergi ve Benzerleri (-)
1. Tertip Kanuni Yedek Akçeler (-)
KAR DAĞITIM TABLOSU
SIRALAMASI;
Dönem Karı
Ödenecek Vergi ve Yasal
Yükümlülükler (-)
Kurumlar Vergisi (Gelir Vergisi)
Gelir Vergisi Kesintisi
Diğer Vergi ve Yasal Yükümlülükler
Net Dönem Karı
Geçmiş Dönemler Zararı (-)
1. Tertip Yasal Yedek Akçe (-)
Geçmiş yıl zararları kanuni yedek
akçenin
ayrılmasında
dikkate
alınacak mıdır?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi
“yıllık kar” üzerinden genel kanuni
yedek akçe ayrılacağı düzenlenmiş,
ancak, “yıllık kar”ın ne olduğu Yeni
TTK’da açıklanmamıştır. Aşağıda
belirteceğim gerekçelerle geçmiş
yıl zararları düşüldükten sonraki kar
üzerinden kanuni yedek akçe (1. Tertip
yasal yedek akçe) ayrılmalıdır.
-Yeni
TTK’nın
519/3’üncü
maddesi uyarınca ayrılan kanuni
yedek akçe zararların kapatılması
M A K A L E
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
için kullanılabilecektir. Dolayısıyla
bu halde, bir zarar mevcut ise, bu
zararın kapatılmasında ayrılan yedek
akçenin kullanılması mümkün iken,
geçmiş yıl zararlarını düşülmeden
yedek akçe ayrılması şirketin mali
açıdan faydasına olmayacaktır.
-Yukarıda yer alan kar payı
avansı dağıtımı tebliği ve kar dağıtım
tablosu hesaplama sıralaması da,
geçmiş yıllar zararlarının mahsup
edilmesini gerektirmektedir.
Sermayeye eklenmesi gereken kar
tutarı nasıl hesaplanacaktır?
Yukarıda açıkladığımız üzere
vergisel yükümlülükler ve geçmiş
yıl zararları düşüldükten sonraki
tutar üzerinden kanuni yedek
akçe ayrılacaktır. Sermayeye ilave
edilebilecek kar tutarı ise, kanuni
yedek akçe ayrıldıktan sonraki tutar
olabilecektir.
Burada
akıllara
kanuni
yedek akçenin kara ilave edilip
edilemeyeceği sorusu gelebilecektir.
Yeni TTK’nın 519’uncu maddesinin
3’üncü fıkrası uyarınca, genel
kanuni yedek akçe sermayenin
veya çıkarılmış sermayenin yarısını
aşmadığı takdirde, sadece zararların
kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği
zamanlarda
işletmeyi
devam
ettirmeye veya işsizliğin önüne
geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye
elverişli önlemler alınması için
kullanılabilir.
Dolayısıyla, yasal yedek akçe
tutarı esas sermayenin yarısını
aşmadığı sürece “bağlı yedek
akçe” niteliğinde olacak ve bu
tutar, zararların kapatılması, veya
işlerin iyi gitmediği zamanlarda
işletmeyi devam ettirmeye, işsizliğin
önüne geçmeye ve sonuçlarını
hafifletmeye önlemlerin alınması
için kullanılabilecektir.
www.ordusmmmo.org.tr
Bu durumda, kanuni yedek
akçelerin, şirket esas sermayesinin
yarısına
kadar
olan
kısmı
yukarıda saydığımız amaçlar için
kullanılabilecektir. Yasal yedek
akçenin esas sermayenin yarısını
aşan kısmı ise “serbest yedek
akçe” niteliğinde olduğundan
istenmesi halinde sermayeye ilave
etmek için kullanılabilecektir.
Yeni
TTK’nın
519/4’üncü
fıkrası uyarınca 3’üncü fıkradaki
sınırlama, başlıca amacı başka
işletmelere
katılmaktan
ibaret
olan holding şirketler hakkında
uygulanmayacaktır.
Dolayısıyla şirketler kar dağıtımı
yapmayacak ve karı sermayeye
ekleyecekler ise de I. Tertip yasal
yedek akçeyi ayırmak zorundadırlar.
Kar dağıtımı kararının etkisi ihtiyari
yedeklere (Yeni TTK 521 II. Tertip
yasal yedekler, yine Yeni TTK’nın 520,
522 maddeleri) yöneliktir. Yani kar
dağıtımı yapılmayacak ise ihtiyari
yedekler ayrılmayacaktır.
Sonuç
olarak
karın
dağıtılmayıp
sermayeye
eklenmesine
karar
verilmesi
halinde geçmiş yıl zararları ile
kanunen ayrılması mecburi olan
I. Tertip yedek akçe ayrıldıktan
sonra kalan tutarın sermayeye
ilavesi mümkün olacaktır. Aksi
türlü karın tamamının sermayeye
eklenmesi halinde yapılan işlem
hatalı olacaktır. Nitekim, böyle
durumlarda özellikle Sermaye
Piyasası Kurulu yapılan işlemi kabul
etmemektedir. Böyle bir durumda,
yanlış rakamın sermayeye ilave
edilmesi halinde yapılan işlem
geçersiz olacaktır.
Temmuz 2013 57
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Konsinye Satışlar, İhracat ve
Muhasebe İşlemleri
Öğr. Gör. Yaser GÜRSOY
T.C. Uludağ Üniversitesi
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu.
Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Bölüm Başkanı
[email protected]
Konsinye; bir malın alıcıya mülkiyeti devir edilmeksizin, tanıtılarak satışının yapılması amacıyla
gönderilmesidir. Alıcı malı kabul etmesi (benimsemesi) halinde malın alıcıya kesin satışı yapılır.
Yurt içi ve yurt dışı mal satış işlemlerinde uygulanan satış ve ödeme yöntemidir.
Özellikle ihracatçı işletmelerimizin, malı yurt
dışına gönderdikten sonra konsinyatör aracılığı ile
alıcı (ithalatçı) firmaya tanıtması, kullandırması
ve satılması işlemine dayanan satış ve uluslararası
ödeme şeklidir. Genelde yeni üretilen ve tanıtım ihtiyacı duyulan ürünlerin dış pazarlarda satışına imkan veren ihracat, satış ve ödeme yöntemi özelliği
taşır.
Ülkemizde konsinye satış ve ihracat konusunda mükelleflerimiz yeterli bilgiye sahip değildir.
Gelişmiş ülkelerin ihracat tutarları içinde konsinye
ihracatın payı oldukça yüksektir. Vergi yasalarımız,
gümrük mevzuatı ve belge düzeni yönünde gerekli itina ve özen arz eden bu satış ve ticaret işleminin
yaygınlaştırılmasında yarar vardır.
Aşağıda yurtiçi, yurtdışı konsinye satış, belge
düzeni, vergi ve gümrük mevzuatı açısından açıklamalara yer verilmiş olup, ayrıca örmek muhasebe
uygulaması yapılmıştır.
a) Yurtiçi Konsinye Satış,
Belge Düzeni ve KDV;
Yurt içinde konsinye satış işleminde, malın komisyoncuya ya da diğer aracılara gönderilmesi halinde gönderen tarafından irsaliyeye bağlanması, irsaliye üzerine malın konsinye satış şeklinde gönderildiğine ilişkin şerh-in yazılması gerekir.
(V.U.K.230-5)
Yurt içi konsinye satışta bu aşamada malın satışı yapılmış değildir. Bu bir sevktir. Mal konsinyatör (aracı) tarafından teslim alındıktan sonra alıcıya satışı halinde satış gerçekleşmiş olur. Kesin sa-
58 Temmuz 2013
tış faturası bu aşamada düzenlenir. Şayet teslim bu
aşamada irsaliye ile yapılıyor ise konsinye satış faturasının yedi (7) gün içinde düzenlenmesi gerekir.
(V.U.K.231)
Malın alıcıya teslimi ile satış faturası düzenlenir.
Mal ve hizmetin teslimi halinde katma değer vergisi (KDV) doğar. (KDV. Kn. Md. 1) Fakat konsinye teslimde mal önce sevk edilerek, aracıya (konsinyatöre) teslim edilmekte ve alıcıya satışı daha sonra yapılmaktadır. Bu nedenle komisyoncular vasıtasıyla
veya konsinye suretiyle yapılan satışlarda malın alıcıya teslimi halinde kesin satış faturası düzenlenir
ve KDV bu aşamada doğar. (KDV. Kn. Md. 10-d) KDV
beyanı; kesin satış tesliminin yapıldığı, irsaliye ya da
faturanın düzenlendiği aydaki KDV dönemi beyannamesinde yapılır. İrsaliye düzenlendikten sonraki
yedi (7) gün içinde faturanın düzenlenme tarihi devam eden aya sarkması halinde irsaliyenin düzenlendiği KDV dönemi esas alınır.
b) Yurtdışı Konsinye Satış, İhracat,
Belge Düzeni ve KDV;
Konsinye ihracat, malın kesin satışı daha sonra
yapılmak üzere yurt dışındaki alıcılara, komisyonculara, ihracatçının yurt dışındaki şube veya temsilciliklerine gönderilmesidir. İhracatçı konsinye satış
için bağlı bulunduğu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinden izin alır. (İhr. Ynt. Md. 4)
İhracatçı tarafından konsinye satış faturası düzenlenir. Bu fatura kesin satış faturası değildir. Fatura üzerine ödeme şekli “Konsinye İhracattır” yazılır.
Gümrük Beyannamesine ödeme şekli mal mukabili işlenir. Yine gümrük beyannamesinin 44 no’lu kutucuğuna “Konsinye İhracattır” ibaresi yazılır. Gümrük beyannamesi tescil için İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği onayına gönderilir. Birlik tarafından
gümrük beyannamesi üzerine “Konsinye İhracat”
şerh-i işlenir. Gümrük beyannamesi otuz (30) gün
içinde gümrük idaresine sunulur. Gümrük müşaviri
www.ordusmmmo.org.tr
tarafından gümrük işlemleri tamamlanır. Mal yurt
dışı edilir. Bu aşamada mal yurt dışı edilmiş olmakla birlikte ihracat gerçekleşmiş değildir. Mal yurt dışına konsinye satış için sevk edilmiştir. Mal yurt dışında konsinyatör (aracı) tarafından yurt dışı alıcıya satışı yapıldığında kesin satış faturası düzenlenir.
İhracat bu aşamada gerçekleşmiş olur. Bu kesin satış faturasının bir örneği ve diğer belgeler otuz (30)
gün içinde İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine
ve aracı bankaya ibraz edilir. (İhr. Ynt. Md. 9)
Konsinye olarak yurt dışına gönderilen (sevk
edilen) malların bir (1) yıl içinde satışının yapılması
gerekir. Bir yıl içinde satılamayan ya da kalan konsinye mallar yurda geri getirilir. Bir yıllık süre İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine ibraz edilecek
mücbir sebeplere dayanarak iki (2) yıl daha uzatılabilir.
İhracat amacıyla mal teslimleri KDV den istisnadır. (KDV Kn. Md. 11-a)
Konsinye satış ve ödeme şekli ile ihracatta da
KDV istisnası geçerlidir.
Teslimin ihracat sayılması için yurt dışı alıcıya
yapılması gerekir. (KDV Kn. Md. 12-a)
Konsinye satış şekliyle ihracatta mal yurt dışı
edildiğinde konsinyatöre (aracıya) sevk edilmiştir.
Bu aşamada ihracat gerçekleşmemiş olup, konsinye mal alıcıya teslim edildiğinde ve kesin fatura düzenlendiğinde fiili ihracat gerçekleşmektedir.
KDV beyanı kesin faturanın düzenlendiği aya ait
KDV döneminde yapılır. KDV iade talebi söz konusu olması halinde ise malın yurt dışı edildiği dönem
değil, kesin konsinye satış faturasının düzenlendiği
KDV döneminde iade talep edilir.
c) Konsinye Mal Satışı Örnek Uygulama;
ÖRNEK: Dolap imalatı ve ticareti ile uğraşan Ege
Anonim Şirketi konsinye ihracat ile ilgili tüm yasal
işlemleri tamamlamış, konsinye ihracat yapma izni-
OSMMMO
M A K A L E
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ni almıştır.
Maliyeti 650.- lira, satış fiyatı 1.000.- lira olan 100 adet dolaplar, yurt dışında satılmak kaydıyla, yurtdışında yerleşik konsinyatör Expo Almanya firmasına
01.08.201x tarihinde gönderilmiştir.
Konsinyatör Expo Almanya firması 19.08.201x tarihinde dolaplardan 20
adedini alıcı Magnum Almanya firmasına satıldığını ihracatçı Ege Anonim Şirketine bildirmiştir.
d) Konsinye Malın Yurt Dışına Sevk Edilişi;
Konsinye satışta malın mülkiyeti, nihai alıcı tarafından satın alınana kadar
satıcının üzerinde kalır. Burada satıcının emtiaya ait mülkiyeti devam etse bile,
mal fiziken satıcının stoklarında yer almaz. Bu nedenle konsinye olarak gönderilen malların, stoktaki diğer stoklardan ayrılması gerekir.
Konsinyatöre sevk edilen stok, 152. Mamüller veya 153. Ticari Mallar hesabı altında açılacak bir alt hesapta izlenebir.
Satıcı Ege Anonim Şirketi tarafından malların, konsinyatöre (Expo – Almanya) sevk edilmesi işlemi aşağıdaki şekilde kaydedilir.
52
01.08.201x BORÇ
ALACAK
152 . MAMULLER HS. 65.000.152.10.09.Yurt Dışına Konsinye Gön. Mamuller
Expo -Almanya (100. Adet x 650.-)
152.MAMÜLLER HS.
152.10.01.Stoktaki Mamuller Dolap
İ.Birlikleri izni ile konsinyatöre sevk edilen konsinye
mallarının kaydı. İ. Dos. No: 065
%
65.000.-
e) Konsinye Satış Yapılan Malların Satışı Kaydı;
Malların konsinyatör tarafından nihai alıcıya (Magnum – Almanya) satışı
gerçekleştiğinde ihracatçı Ege A. Ş. malın kesin satış faturasını düzenler. Konsinye ihracatta satış faturası tarihi aynı zamanda fiili ihracat tarihidir.
Satışın düzenlendiği tarihteki T.C Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınarak yevmiye kaydı yapılır.
Örneğimizde konsinye mallar 19.08.200x tarihinde satılmıştır. Satış tarihindeki T.C Merkez Bankası döviz alış kuru 1 Euro-€ = 2,5000 liradır.
Konsinye malların satışı aşağıdaki şekilde kaydedilir.
19.08.201x BORÇ
ALACAK
120.A L I C I L A R HS.
20.000.120.02.02.08.Konsinye –Magnum Almanya
(8.000.-Euro x 2,5000) veya (20.Adet x 1.000.-) 601. YURTDIŞI SATIŞLAR HS.
601.04.01. Konsinye Mal Satışı
Yurt Dışı Edilen Konsinye Mallardan 20 adedinin
Satış Kaydı. İhracat Dos. No: 065
%
Kaynak; Gürsoy Yaser; “Dış Ticaret Muhasebesi” 9.Baskı. 2012 Ekin Yayınevi.
www.lebibyalkın.com.tr.
www.gib.gov.tr
f) İhraç Edilen (Satılan) Malın Stok Hesaplarından Çıkarılması;
Konsinyatör tarafından satılan mamuller (ticari mallar) maliyet hesabına
devir edilerek, Yurt Dışı Konsinyatöre Gönderilen Mamuller hesabından çıkarılır.
Böylece konsinye satış stoklarında kalan mallar kolayca takip edilir.
Satılan konsinye malların, Satılan Mamuller Maliyetine devri aşağıdaki şekilde kaydedilir.
54
20.000.-
19.08.201x BORÇ
620.SAT. MAMÜLLER MALİYETİ HS.
ALACAK
13.000.-
620.10.01. Sat.Y. Dışı Konsinye Mamul Maliyeti
152. MAMULLER HS.
152.10.02.Y.Dışı. Kons.Gön. Mamuler Expo Almanya
(20. Adet x 650.-)
Satılan Konsinye mamullerin, S. Mamuller maliyeti
hesaplarına devri kaydı. İhr. Dosya No: 065 %
13.000.-
g) Konsinyatörden İhracat Bedelinin Tahsil Edilmesi,
Konsinye ihracat mal bedeli 30.09.201x tarihinde banka hesabına geldiğinde aşağıdaki şekilde kaydedilir. İşlem günü 1 €= 2,6000 liradır.
55 NOT:
Bu kayıt yurt içi konsinye satışlar için de geçerlidir. Üretim işletmesi olması halinde 152 Mamuller hesabı, ticaret işletmesi olması halinde ise 153 Ticari Mallar hesabı tercih edilebilir.
53
NOT:
Bu kayıt yurt içi konsinye satış olması halinde 601 Yurt Dışı Satışlar Hesabı yerine, 600 Yurt İçi Satışlar hesabı tercih edilebilir.
30.09.201x 102.B A N K A L A R HS.
102.02.02.02. Xx. Bnk. Euro Hs.
(8.000.-Euro x 2,6000)
BORÇ
ALACAK
20.800.-
120.A L I C I L A R HS.
120.02.02.08.Konsinye Magnum - Almanya
(8.000.-€ x 2,5000) veya (20. Adet x 1000.-)
601. YURT DIŞI SATIŞLAR HS.
601.09.02.01. İhracat Kur Farkı Gelirleri
[(8.000.-Euro) x (2,6000 – 2,5000 )
Konsinye ihracat bedelinin tahsili ve banka
hesabına kaydı. İhr. Dos.No: 065
%
20.000.800.-
NOT:
İhracat bedeli cari dönem içinde tahsil edilirse olumlu kur farkı 601 Yurt Dışı Satışlar hesabına alacak, olumsuz kur farkı 612 Diğer İndirimler (-) hesabına borç
işlenir.
Cari dönem içindeki değerleme işlemleri için de aynı hesaplar geçerlidir.
Cari dönemden (31.12.201x tarihinden) sonra tahsil edilmesi ve değerleme yapılması halinde olumlu kur farkları 646 Kambiyo Karları hesabına alacak, olumsuz kur farkları ise 656 Kambiyo Zararları (-) hesabına borç kaydedilmek suretiyle kambiyo hesaplarında izlenir. (T.M.S.21)
İhracattan doğan kur farklarında KDV istisnası vardır.
ŞAYET;
Yurt içi konsinye satış nedeniyle oluşan cari hesap bedelinin (tutarının) tahsil
edildiği tarihte; kur farkı, vade farkı ya da fiyat farkı oluşması halinde, fark tutarına KDV uygulanır. (KDV Kn. Md. 24-c)
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 59
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Sağlıkta Püf Noktaları
Dr. Resul KURT
[email protected]
Önceki gün “Sağlıkta “Otomatik”
ayar!” başlıklı yazımızdan sonra çok
sayıda okur yorumu geldi. Umarız
yazdığımız haksız uygulamalar SGK
yönetimi tarafından değerlendirilir
ve kaldırılır. Bazı okurlarımız işsizler,
sigortalının eşi ve kız çocuklarının
sağlık yardımını soruyor.
SPAS programı ile otomatik olarak T.C. Kimlik numarası ile provizyon sorgulaması yapıldığından, bazı
durumlarda maalesef sistem provizyon vermediği için manuel olarak
işlem yapmak gerekebilmektedir.
SPAS programı öncelikle nüfus kayıt
kütüğüne gidilerek kişinin doğum,
evlenme, boşanma ve ölüm vb. tüm
nüfus bilgileri kontrol edilmektedir.
Sigortalının ölümü halinde provizyon otomatik olarak sonlandırılmakta olup, evlenme ve boşanma hallerinde provizyon durumu sigortalının son durumuna uygun meri mevzuata göre güncellendiğinden ayrıca SGK’nda işlem yapılmasına gerek
kalmamaktadır. Genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin yeni doğan çocuklarının provizyonları nüfus kütüğüne kayıt tarihi itibariyle
otomatik olarak açılmaktadır.
Dolayısıyla hak sahibi olmasına
rağmen bazen sistemde faydalandırılmayan kişiler için de SGK personeli tarafından işlem yapılmaktadır.
60 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
***
Çocuklar prim ödeyecek mi?
Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü olduğu eş ve 18 yaşından küçük çocukları, 01.10.2008
tarihinden önce sağlık hak sahipliği
oluşturulan 18 yaşından büyük tüm
kız çocukları ile 4/c kapsamında bulunan sigortaların 25 yaş altı erkek
çocuklarının provizyonları SPAS tarafından otomatik olarak açılmaktadır. Ancak; genel sağlık sigortalısı ve eşinin her ikisinin de aynı anda
genel sağlık sigortalısı olması durumunda, 18 yaşından küçük çocukların aktivasyon ve provizyonları öncelikle baba üzerinden açılmaktadır.
Başvuru olması halinde ancak anne
üzerinden aktivasyon ve provizyon
açma işlemi manuel olarak yapılmaktadır.
1 Ekim 2008 tarihinden önce bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olan kız çocukları evli olmadıkları, çalışmadıkları sürece sağlık yardımından yararlanabiliyor. Bu
kız çocuklarının işe girmesi ve evlenmesi nedeniyle sağlık yardımlarından faydalandırılmamakla birlikte,
kız çocuklarının işten çıkma ve boşanma nedeniyle durum değişikliğinin sona ermesi halinde anne veya
babası üzerinden sağlık yardımlarından yararlandırılmaktadır. Sağlık ak-
M A K A L E
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
tivasyon ve provizyon işlemleri sistem tarafından otomatik olarak gerçekleştirilmektedir.
Bu kişilerin ilgili kanunlarına göre
devir tarihinden önce anne veya babası üzerinden bakmakla yükümlü
olunan kişi olmasına rağmen aktivasyon ve provizyon işlemi yapılmayan kız çocukları ve durum değişikliğinden sonra çeşitli nedenlerle aktivasyonu otomatik açılmayan boşanmış kız çocukları ve dul eşler için genel sağlık sigortalısı veya bakmakla
yükümlü olunan kişilerin Sağlık Yardımı Talep ve Taahhüt Formu veya
anılan formdaki bilgileri taşıyan dilekçesi ile SGK’na başvurmaları halinde provizyon verilmektedir.
Sağlıktan yararlanma hakkı olmayan kız ve erkek çocuklarının mutlaka gelir testine girmeleri ve sonucuna göre prim ödeyerek veya primleri devlet tarafından ödenerek sağlıktan yararlanması gerekmektedir.
***
İşsizler 100 gün sağlıktan yararlanabilir
SGK uygulamalarında işten ayrılanlar on gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanabiliyor. Siwww.ordusmmmo.org.tr
gortalının son bir yılda 90 gün prim
ödeme gün sayısı bulunması halinde ayrılış tarihinden itibaren 10+90
gün; 90 gün bulunmaması halinde
ise 10 gün daha provizyon verilerek
sağlık hizmetlerinden faydalandırılmaları sağlanmaktadır.
Ancak işten ayrılanların sağlık yardımlarından yararlanmasında zaman zaman çeşitli sorunlar yaşanıyor. Özellikle işsizlik sigortasından yararlananların, bu sürede sağlık yardımlarından yararlanabilmesi
için otomatik aktivasyon yapılmadığından dolayı mağduriyetler söz konusu olabiliyor. Türkiye İş Kurumundan işsizlik ödeneği alanlar için SGK
halen otomatik aktivasyon yapamıyor. Aynı durum önceki gönde yazdığımız üzere öğrenciler için geçerlidir.
Mutlaka İş-Kur kayıtları esas alınarak
işsizlik ödeneği alanların ve yurtiçinde öğrenci olduğu MEB veya YÖK
kayıtlarından görülebilecek kişiler
için otomatik aktivasyon yapılması
yönünde değişiklik olmalıdır. Böylece hem SGK personeli üzerindeki iş
yükü azaltılabilecek, hem de vatandaşa zorluk çıkartılmayacaktır.
Temmuz 2013 61
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
Yeni TTK’da Azınlığın Finansal Tablo
Görüşmelerini Ertelemesi
SMMM Sedat ÖZEL
Etik Kurulu Başkanı
Yeni
TTK,
genel
kurul
toplantısının ertelenmesine ilişkin
olarak,gerekçeli kararda da belirtildiği
gibi eski TTK’nın 377/6.maddesindeki
ilkeleri korumuştur.Halka açık anonim
şirketlerde sermayenin %5’ine,halka
açık olmayan anonim şirketlerde
ise sermayenin
%10’una sahip
olan pay sahipleri tarafından talep
edilmesi halinde,finansal tabloların
müzakeresi ve buna bağlı konular
(yönetim kurulu,denetçilerin ibrası
gibi ), toplantı başkanın kararıyla 1 ay
sonraya bırakılacaktır.Bu konuda genel
kurulun her hangi bir karar almasına
gerek yoktur.Daha açık değimle
genel kurulda toplantı ertelensin mi
?,ertelenmesin mi ? şeklinde bir oylama
yapılamaz. Burada Yeni TTK md.420/F.1
göre “toplantı başkanının” kararını
öngörmektedir. Toplantı başkanına
verilen bu karar yetkisi,aslında biraz
tartışmalı gibi gözükmekle beraber;
başkanın toplantının ertelenmesi
isteğinin tutanağa geçirmesi açısından
yasanın emredici yada yol gösterici
maddesidir.Toplantı başkanı,finansal
62 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
tabloların ve buna bağlı gündem
maddelerini görüşmeyi en az bir ay
sonraya ertelemesi ile birlikte,azlığın
hangi konularda çekincesi olduğunu
da sorgulayıp tutanağa geçirmesi
gerekmektedir.Ertelenen genel kurul
5 gün içinde Şirketin var ise İnternet
Sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil
Gazetesinde yayınlanması gerekir.
Ayrıca pay sahiplerine iadeli taahhütlü
mektup ile durum bildirilecektir.
Azlığın isteği ile bir defa ertelenen
finansal tabloların müzakeresi ve
tasdikinin tekrar ertelenmesi isteği;
finansal tabloların itiraza uğrayan ve
önceki erteleme sonucu tutanağa
geçilen noktalarının; ilgililer tarafından
“dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri
uyarınca cevap verilmemiş olması
şarttır”. denilmektedir. Burada hemen
dürüst hesap verme ilkesi nedir sorusu
akla gelmektedir, yasa maddesinin
(YTTK.Md.420/F.2) bu fıkrası da
tartışmalıdır. Ruhsat almış meslek
mensuplarınca
finansal tabloların
denetimi yapılıp, raporun genel kurula
M A K A L E
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
sunulması kanımca yeterli olacaktır.
Finansal tabloların müzakeresi
ile buna bağlı konuların ertelendiği
hususu, şirketin internet sitesinde
ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde
yayımlanacaktır. Ayrıca, pay defterinde
yazılı
paysahipleriyle,
önceden
şirkete pay senedi veya paysahipliğini
ispatlayıcı belge vererek adreslerini
bildiren paysahiplerine, iadeli taahhütlü
mektupla bildirilecektir. Ertelenen
hususların görüşüleceği genel kurula
ilişkin çağrı ve toplantı gündemi de,
aynı usulle, toplantı tarihinden en az iki
hafta önce paysahiplerine bildirilecektir
(YTTK md. 420/f.1, md. 414/f.2).
Sonuç olarak bu konudaki
haritamızı belirlersek;
yol
1) Gündemin Finansal tabloların
müzakeresinin
görüşmesine
başlamadan önce; (sermayenin onda
birine,halka açık şirketlerde yirmide
birine sahip) azlık pay sahiplerinin
erteleme talebi gelir ise;
2) Toplantı başkanı bu talebi
dikkate alarak, toplantının en az bir ay
olmak üzere ertelenmesini ve finansal
tabloların itiraza uğrayan kısımlarının
da tutanağa geçirilmesini sağlamak
durumundadır. Burada 1 aylık süre
asgari olup daha uzun bir sürede veya
azlık isterse daha az bir sürede (15 gün
gibi) belirlenebilir.
3)Şirket yetkilileri 5 işgünü içinde
ertelemeyi
şirket İnternet sitesinde
ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde
yayınlamak ve pay sahiplerine İadeli
mektup ile bildirmek zorundadırlar.
4) Şirket yetkilileri ,itiraza uğrayan
hususları; “dürüst hesap verme ilkeleri
uyarınca cevap verecek şekilde” denetim
yaptırıp,rapora bağlayıp yeni yapılacak
genel kurula sunması gerekecektir.
5) İzleyen toplantı için genel
kurul kanunda öngörülen usule uygun
toplantı
çağrısı
yaparak,toplantı
gündemine kalınan yerden devam eder.
İtiraza uğrayan hususlar müzakere edilir.
6)
Toplantının
2.kez
geri
bırakılmasının
istenebilmesi
için;
finansal tabloların itiraza uğrayan ve
tutanağa geçmiş bulunan noktaları
hakkında,ilgililer tarafından “dürüst
hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca
cevap verilmemiş” olması gerekir.
7) Gündemdeki tüm maddeler
görüşülüp,oylamalar yapılır,genel kurul
usulüne uygun olarak kapatılır.
8) Azlık Pay sahibi,taleplerinin
geriye bırakılan 2. toplantıda da
karşılanmadığını düşünüyor ise ilgili
maddelerin görüşmeleri sırasında itirazı
şerhlerini mutlaka koymaları gerekir.
Genel Kurulun iptali davasında bu şerh
gereklidir.
Esasen yeni TTK 420. maddesinin
1.fıkrasındaki “Toplantı başkanının
“Toplantının 1 Ay sonraya bırakılması
kararı” yetkisinin ve 2. fıkrasındaki
“dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri
uyarınca cevap verilmemiş olmasından”
ne kastedildiği açıklığa kavuşturulması
gerekmektedir.
Azınlığa bilanço görüşmelerini
erteletme hakkı verilmesi amacına aykırı
olarak kullanılmakta olup, kendisinden
beklenenleri de vermediğinden Yeni
TTK’ya alınmaması gerekirdi görüşü de
çokça dile getirilmektedir.
Kanaatimce yeni TKK açısından
böyle bir gereklilik bulunmamaktadır.
Yeni TTK’da pay sahiplerine ;Bilgi alma
ve inceleme hakkı (m. 437) ve özel
denetim isteme hakkı (m. 438) gibi
oldukça ayrıntılı haklar yanında azınlığa
Yeni TTK m. 411 uyarınca genel kurulu
toplantıya çağırma ve gündeme madde
eklettirme hakları düzenlenmiş olup,
anonim şirketler de denetim de baştan
aşağı yeniden düzenlenerek, kontrole
elverişli ve şeffaf hale getirilmiştir.
Bu hakların varlığı karşısında
azınlığın,
bilanço
görüşmelerini
erteletme hakkını adeta gereksiz
kılmaktadır.
*Yararlanılan Kaynaklar: 1)Türmob,Son değişiklikleriyle Türk Ticaret kanunu.2)Soner Atlaş,Yaklaşım Mart
2012 sayısı,3) Doç.Dr.Savaş Bozbel,Azlığın Bilanço görüşmelerini Erteleme.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 63
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
M A K A L E
KOOPERATİFLER
Birlikten Kuvvet Doğar
SMMM Saynur TORUNOĞLU
Türk Kooperatifçilik Kurumu
Büyük Önder Atatürk’ün direktifleri üzerine 20 Mayıs 1931 tarihinde
İstanbul’da “Türk Kooperatifçilik Cemiyeti” adıyla kurulmuştur.
KOOPERATİFİN FAYDALARI
- Kooperatifçilik “Birlikten kuvvet doğar. Bir elin nesi var, iki elin sesi var”
atasözümüz de belirtildiği gibi bir
güç odağı ve iktisadi faaliyetler için
bir baskı aracıdır.
- Kooperatif, fertlerin tek tek altından kalkamayacakları işleri gerçekleştiren mükemmel bir dayanışma
kuruluşudur.
- Kooperatifçilik gelir dağılımından
zarar görenlerin, bu zararlarını etkisiz hale getirmede (dağıtımda) denge oluşturan bir teşekküldür.
- Kooperatifçilikle, maddi ve manevi ihtiyaçların en az gider ve maliyetle ortakların ayağında giderilmesi mümkün olabilmektedir. Diğer bir
ifadeyle üretici ile tüketici arasındaki
kademeler kooperatifler vasıtasıyla
ya tamamen kalkmakta veya en aza
inmektedir.
- Kooperatifçilikle, emek ve ürünün
gerçek değerini bulması sağlanabilir. Diğer bir ifadeyle kooperatifler fiyatın oluşmasında üreticinin zararlarının bertaraf edilmesinde bir sigorta görevi ifa eder.
- Kooperatifler bencilliği (egoizm)
önler. Kendi çıkarlarını hesaba katmadan başkaları lehine karşılıklı olarak çaba harcanmasına hizmet eder.
64 Temmuz 2013
Bu fonksiyonlarıyla kooperatifler insani ve ahlaki kuruluşlardır.
- Kooperatifleşmeyle israf önlenir.
Maliyet düşer, üretim artar ve verimlilik yükselir.
- Kooperatifler birer demokrasi okuludur. Seçimle göreve gelip, seçimle
görevden ayrılma sayesinde toplum
ihtiyaçlarına daha kısa sürede cevap
verme, insana hizmet konusunda en
güzel fırsatları veren kurumlardır.
- İstihdam sağlanmasında kooperatifler büyük rol oynayabilir. Bütün ülkeyi kaplayacak tesisleri, fabrikaları,
emtia depoları, satış mağazaları ve
eğitim kurumları ile kooperatifler işsizliğe karşı düşünülecek çarelerin
birisi, belki de en etkilisidir.
www.ordusmmmo.org.tr
KOOPERATİFÇİLİK İLKELERİ
NELERDİR?
Milletlerarası Kooperatifler Birliğince (İ.C.A) 1937 yılında kabul edilen kooperatifçilik ilkeleri şunlardır:
1 . Herkese açık üyelik (Serbest girişçıkış ilkesi)
2. Demokratik yönetim
3. Risturn (İşletme fazlasının ortaklara alışverişiyle orantılı olarak dağıtılması ilkesi)
4.Sermayeye sınırlı faiz ödenmesi
5.Siyasi ve dini tarafsızlık
6. Peşin satış
7. Eğitimin geliştirilmesi
ORTAKLARIN HAKLARI
NELERDİR?
Kooperatif ortaklarının hakları şunlardır:
- Genel kurul toplantılarına katılmak,
- Genel kurul toplantılarından önce
bilanço, gelir-gider farkı hesapları,
yıllık çalışma raporu ve kooperatifin
bir yıl sonra yapacağı çalışmaya ait iş
programlarını incelemek denetçilerin yaptığı denetimlere ait sonuçları yazılı olarak istemek.
- Gerektiğinde ilgili makamlara baş
vurarak görev ve hakları ile ilgili konularda yardımcı olunmasını istemek,
- Kanun ve anasözleşmede yazılı her
türlü haklardan faydalanmak,
- Gerektiğinde yönetim kurulunun
kararlarına karşı denetçilere genel
M A K A L E
kurul kararlarına karşı da yargı organlarına itiraz hakkını kullanmaktadır.
KOOPERATİF ORTAKLARININ
SORUMLULUKLARI NELERDİR?
Kooperatif ortaklarının sorumluluğu yüklenmiş oldukları sermaye
payları ve ek ödeme yükümleri ile sınırlıdır (Anasözleşmelerle sorumluluk sınırları yükseltilebilir).
Kooperatifin durumunu bilerek yeni giren ortak, girişinden önce
doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur.
Kooperatifin dağılması halinde,
ortaklar ek ödemelerle birlikte sorumlu olur.
- Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözeşme ile
kurulur Kooperatiflere gerçek kişilerin dışında tüzel kişilerde ortak olabilir.
- Özel idareler, belediyeler, köyler
gibi kamu tüzel kişileri ile cemiyetler
ve dernekler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kooperatifler, amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflerin kuruluşlarına yardımcı olur, önderlik eder ve ortak olabilirler.
Kooperatif Organları;
- Genel Kurul,
- Yönetim Kurulu,
- Denetçiler
- Kooperatif yönetim kurulu en az
üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Kooperatif yönetim kurulu üyelerinde aşağıdaki şartlar aranır.
1- Türk vatandaşı olmak
2- Aynı türde başka bir kooperatifin
yönetim kurulu üyesi olmamak.
3- Türk ceza kanununun zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, görevi suistimal,
sahtekarlık, hırsızlık, dolandırıcılık,
hileli iflas, emniyeti suistimal ve devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlara ilişkin hükümlerine veya bu kanuna göre mahkum olmamak.
4- Yönetim Kurulu üyeleri en çok 4
yıl için seçilebilirler. Ana sözleşmede
aksine hüküm yoksa tekrar seçilmeleri caizdir.
5- Kooperatif Denetçileri, genel ku-
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
rul, denetleme organı olarak en az
bir yıl için bir veya daha çok denetçi seçer. Genel kurul yedek denetçiler de seçebilir. Denetçilerin ve yedeklerinin kooperatif ortaklarından
olması şart değildir.
KOOPERATİF ORTAKLIĞI NASIL
SONA ERER?
- Anasözleşmede yazılı ortaklığa girme şartlarının sonradan yitirilmesi,
- Ortağın çıkma isteğinin kabulü,
- Ortağın ölümü,
- Ortaklığın devri,
Ortaklıktan çıkarılma kararının verilmesi, hallerinde kooperatif ortaklığı
sona erer.
KOOPERATİFLERİN DAĞILMASI
1- Anasözleşme gereğince,
2- Genel kurul kararı ile,
3- İflasın açılmasıyla,
4- Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden
alacağı karar üzerine
5- Diğer bir kooperatifle birleşmesi
veya devralınması suretiyle,
6- Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde,
7- Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla, dağılır.
KOOPERATİF ORTAKLARININ
SORUMLULUKLARI NELERDİR?
Kooperatif ortaklarının sorumluluğu
yüklenmiş oldukları sermaye payları
ve ek ödeme yükümleri ile sınırlıdır
(Anasözleşmelerle sorumluluk sınırları yükseltilebilir).
Kooperatifin durumunu bilerek yeni
giren ortak, girişinden önce doğmuş
olan borçlardan diğer ortaklar gibi
sorumlu olur.
Kooperatifin dağılması halinde, ortaklar ek ödemelerle birlikte sorumlu olur.
KOOPERATİFLERİN TUTMAK
ZORUNDA OLDUKLARI DEFTER
VE BELGELER İLE TASTİK
ZAMANLARI
Kooperatifler ve bunların üst kuruluşları aşağıda belirtilen defterleri tutarlar:
www.ordusmmmo.org.tr
a) Kanuni Defterler:
- Yevmiye Defteri
- Defteri Kebir
- Envanter ve Bilanço Defteri
- Karar Defterleri
- Genel Kurul Karar Defteri
- Yönetim Kurulu Karar Defteri
- Ortaklar Defter
KOOPERATİFLER
Her Yıl Açılış Tasdiki Yapılacak
Defterler
1-Yevmiye Defteri
2-Defter-i Kebir
3-Envanter Defteri
4-Yönetim Kurulu Karar Defteri
Açılış Tasdiki Yaptırılması Her Yıl
Gerekmeyen Defterler
1-Pay Defteri
2-Genel Kurul Toplantı ve Müzakere
Defteri
Kapanış Tasdiki Yapılması Gereken Defterler
1-Yevmiye Defteri
2-Yönetim Kurulu Karar Defteri
KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN
GENEL KURUL BAŞVURULARINDA
İSTENEN BELGELER
1. Sanayi ve Ticaret İI Müdürlüklerine
hitaben yazılan dilekçe
2. Genel Kurul Gündemi.
3. Yönetim Kurulu karar örneği.
4. Temsilci ücretinin yatırıldığını gösteren maliye veznesi alındı belgesi.
KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN
GENEL KURULLARI SONRASINDA
VERİLECEK BELGELER
1. Sanayi ve Ticaret İI Müdürlüğüne
hitaben yazılan dilekçe
2. Genel Kurul tutanağı.
3. Adresli ortaklar listesi (Haziran
Cetveli.) 4. Yönetim ve denetim kurulu raporları.
5. Bilanço ( Damga Vergisi alındısı )
6. Gelir Gider ( Damga Vergisi Alındısı)
7. Genel kurul toplantısı için ortaklara yapılan duyuru listesi.
8. Kooperatif ve üst kuruluşları genel
durum bildirimi formu
Temmuz 2013 65
OSMMMO
U L U S A L
B A S I N
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
U L U S A L
Hasan Pulur
Yazar
14 YIL ÖNCEKİ VERGİ TASLAĞI
Şükrü Kızılot eski dostumuzdur, sanıyoruz
kendisine “Vergi Profesörü” lakabını takan
da biziz, belki bir başkası, yanılmış olabiliriz.
Gerektiğinde kendisiyle telefonla görüşürüz, hele günün konusu vergi olunca...
***
Bir mektup yazmış, bize 14 yıl öncesini hatırlatmış...
Evet, 14 yıl önce de yine aynı vergiyi tartışmıştık, yazardan, çizerden, sanatçıdan, bilim ve kültür adamından alınan vergiyi...
Hayır, yanlış anlamayın “Vergi vermesinler”
demiyorduk, “Alın ama bizi ‘vergi levhası’
asmaya zorlamayın” diyorduk.
Sayın Prof. Kızılot mektubuna 14 yıl öncesini hatırlatarak “Temizel kafası yine gelir”
diye başlamış...
Çok iyi hatırlıyoruz, 14 yıl önce tepkiler öyle
büyüdü ki, Ecevit hükümetinin Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Kızılot’tan
bu konuda bir tebliğ taslağı hazırlamasını
istemiş, bu tebliğ de yasalaşmıştı.
***
Peki, şimdi durum nedir?
Kızılot anlatıyor:
“. Borsada milyonlarca kazananlar, bu kazançları nedeniyle sıfır vergi ödeyecekler!
* Hazine bonosu ve devlet tahvili alıp, yüz
binlerce veya milyonlarca lira faiz geliri
elde edenler,sadece yüzde 10 vergi ödeyecekler.
* Banka mevduat faizi, repo, döviz tevdiat hesabı, A tipi fon, B tipi fon vb. enstrümanlardan yüz binlerce lira hatta milyonlarca lira geliri olanlar, yüzde 10-15 civarında vergi ödeyecekler.
66 Temmuz 2013
Olaylar ve
İnsanlar
www.ordusmmmo.org.tr
* Tezek, gübre, odun, kömür, bardak, tabak, çanak, dolmuş ve otobüs bileti, yüzde 18 KDV’ye tabi iken; pırlanta, elmas, yakut, inci yüzde sıfır KDV’ye tabi. Yeni tasarıyla buna da dokunulmuyor!
* Yurtdışında kayıtdışı milyonlarca doları, hatta on milyonlarca, yüz milyonlarca
doları olan zenginler, sadece yüzde 2 vergi ödeyip, bu parayı yasallaştıracaklar. Bu
para nedeniyle, haklarında ‘vergi incelemesi’ yapılmayacak. Bununla ilgili Varlık
Barışı Yasası yürürlüğe girdi bile!..
Liste uzayıp gidiyor..
Açıklanan vergi tasarısına göre; ressam,
heykeltıraş, bestekâr, mucit ve yazarlar, gelirleri belli tutarı aştığında, ‘yüzde 35 vergi’
ödeyecekler!
Şu anda, milyarlarca lira kazanan bankalar
ve büyük şirketler, bu kazançları nedeniyle
net gelirleri üzerinden yüzde 20 kurumlar
vergisi ödüyorlar.
Ressam, bestekâr, heykeltıraş, mucit ve yazarlar, brüt gelirleri üzerinden yüzde 17
vergi ödüyorlar. Yeni yasa ile “Bu az, yüzde
35’e kadar vergi ödeyeceksin” deniliyor.
Bunların ayrıca varsa, o gelirleri için de yüzde 35’i bulabilen gelir vergisi ödemeleri isteniyor.
Ücret dışında başka gelirleri olanların ise,
(ücret + telif + kira) toplam gelirleri belli bir
tutarı (yılda 160 bin lirayı) aşmışsa, ücretleri için de yüzde 35 vergi ödemeleri isteniyor.
Bu mudur sanatçıya ve yazara bakış?
Sevgi ve saygılar..”
***
Sayın Kızılot, ne bekliyordunuz?..
Kaynak: http://gundem.milliyet.com.tr/14-yil-onceki-vergi-taslagi/
gundem/ydetay/1720710/default.htm
OSMMMO
B A S I N
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
‘Zekât için çalışanlar’
ya da hukuk ve ahlak
Faruk Beşer
Yazar
Kuranı Kerim’de namaz için hep ‘dosdoğru kılma’
ifadesi geçtiği gibi, zekât için de hep ‘zekât verme / îta’
ifadesi geçer.
Bir Müslüman zekât vermekten kurtulmak
istemez, aksine zekât vermek ister, ‘zekât için çalışır’.
Bir ayeti kerimede ikisi için de farklı birer
niteleme kullanılır ve ‘kurtuluşa erecek müminlerin
namazı huşû ile kılanlar ve zekât için çalışanlar’ olduğu
söylenir. Bunun anlamı şu olmalıdır:
Allah Rasulü’nün namaz için ‘dinin direğidir’,
dediğini biliyoruz. Zekât için de ‘İslam’ın köprüsüdür’
diye bir söz vardır (ez-Zekâtü kantaratü’l-İslam). Bu söz
hadis diye nakledilir ama muhtemelen hadis değildir,
sonradan anlamına bakarak Müslümanların zekâtı
tanımlamalarıdır. En iyi değerlendirme ile zayıf bir
hadistir. Ama her ne olursa olsun anlamlı bir sözdür.
Namazın ‘dosdoğru kılınması’ ancak huşû ile
olabilir.
Zekâtın hakkıyla verilmiş olması da zekât için
çalışmakla olabilir.
Huşû, insanın hem kalbi hem de kalıbı ile Allah’ın
huzurunda tezellül etmesi, yani tevazu ile eğilmesidir.
Bunlardan biri eksik olursa huşû olmaz, dolayısıyla
namaz ‘dosdoğru’ kılınmış olmaz.
Zekât vermenin kemal noktası da zekât için
çalışmadır. Zekât için çalışma iki anlama gelebilir:
1.İslam’ın beş şartından biri olan zekâtı
verebilmek için servet edinmeye ve zengin olup zekât
vermeye çalışma, kazanmayı bunun için isteme.
2.Elinde mevcut servetine göre bir açıdan
bakıldığında zekât mükellefi olmazken, diğer açıdan
bakıldığında zekât mükellefi olabiliyorsa, bu diğer
açıdan bakıp zekât vermeye çalışmak. Yani zekât
vermemenin değil, vermenin yollarını aramak.
Böylece namazın zirve noktası huşu olduğu gibi
zekâtın zirve noktası da ‘zekât için çalışmak’ olmuş
olur.
Vatandaş soruyor: ‘150 gram kadar altınım var,
bunun yarısını gelinime versem zekât vermekten
kurtulmuş olur muyum?’.
Eğer altınları tamamen onun mülküne vermişse,
başka da zekâta tabi malı yoksa fıkıh/hukuk açısından
zekât vermekten kurtulur, ama ahlaken/diyaneten
kötü bir iş yapmış olur. Üstelik bu insan ‘zekât için
çalışanlardan’değil, zekât vermemek için çalışanlardan
sayılır. Bu durum hukuk ve ahlak ayırımının açık bir
örneğidir.
DİNİN DİREĞİ VE DİNİN KÖPRÜSÜ
Namazın ‘Dinin direği’ benzetmesinin ne anlama
geldiğini başka zaman anlatacağız. Peki, zekâtın
İslam’ın köprüsü benzetmesi ne anlama gelir?
Bilindiği gibi köprü iki yakayı birbirine bağlar. O
zaman da bu iki yaka nedir, diye sorulur.
Dünya ve cennet olabilir. Buna göre zekât,
müminin dünyadan cennete geçmesini sağlar demek
olur.
Zenginle fakiri birbirine bağlaması olabilir. Bu
sayede bir İslam toplumunda burjuva ve proletarya
gibi sınıflar olmaz, olmamıştır. Sınıf, insanları üstün
olan ve olmayan diye ayırır. Kast sistemi böyle bir
şeydir. Eğer zekâtın köprü olması bu ise o zaman
zekât toplumda sınıf ve kast ayırımını yıkmış olur. Bu
mana zekât için çok uygundur.
Benzetmede bunu destekleyen bir yön daha
vardır: Bilindiği gibi köprünün iki ayağı da aynı
seviyede olmalıdır. Buna göre zekât zenginle fakiri
birbirine bağlarken, aslında seviye olarak farklı
kesimleri değil, aynı seviyedeki insanları birbirine
bağlamış olur. Zengin insan, üstün insan değildir.
Fakir psikolojisi doğal olarak zengine karşı tavırlı
olabilir. Burukluk hatta kin ve nefret duyabilir. İşte
zekât onları birbirine bağlamak suretiyle bu kin ve
nefreti adeta topraklar ve zararsız hale getirir. Böylece
de tam bir köprü vazifesi görmüş olur.
Kaynak: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Faruk_Beser/zek%C3%A2t-icin-calisanlar-ya-da-hukuk-ve-ahlak/38347
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 67
OSMMMO
HUKUK
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
YA R G I K A R A L A R I
SMMM Hasan ARICA
Mesleki Araştırma ve Mevzuat
Komisyonu Üyesi
[email protected]
Danıştay Kararı Kanuni Temsilcileri ve Ortakları Hakkında da
İhtiyati Haciz Kararı
T.C. D A N I Ş T A Y
Dördüncü Daire
Esas No : 2008/3635 Karar No : 2011/7432
Özeti: Kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla, kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi şartıyla, sadece asıl borçlu veya sorumlu hakkında değil,
bunların kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında da ihtiyati haciz kararı alınabileceği hakkında.
Temyiz Eden : Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av.…
İstemin Özeti : … Taşımacılık Gümrükleme İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi borçlarını güvence altına alınması amacıyla şirket müdürü olan davacının banka hesabına 30.6.2006 günlü ve 27907 sayılı haciz bildirisi üzerine tesis edilen ihtiyati haczin iptali istemiyle dava
açılmıştır. İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 6.2.2007 günlü
ve E:2006/1842, K:2007/207 sayılı kararıyla; davacının ortağı olduğu … Taşımacılık Gümrükleme İnşaat Sanayi ve
Ticaret Limited Şirketi’ndeki hisselerini 8.10.1999 tarihinde
noter satış sözleşmesiyle devretmesine karşın davacı adına
30.6.2006 tarihinde ihtiyati haczin tesis edildiği, hisselerini devrettiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin vergi borçları için davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uyarlık
görülmediği gerekçesiyle dava konusu ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, davacının sorumluluğunun devam ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Yavuz Şen’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde
öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu’nun Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede
yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi
ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
68 Temmuz 2013
… Taşımacılık Gümrükleme İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi borçlarını güvence altına alınması amacıyla şirket müdürü olan davacının banka hesabına 30.6.2006 günlü ve 27907 sayılı haciz bildirisi üzerine tesis edilen ihtiyati haczin iptaline karar veren Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 511 inci maddesinde, ortaklar ve müdürlerin ad, soyad ve ikametgahları
ile tabiiyetleri; esas sermaye ile ortakların koymayı taahhüt
ettikleri sermaye miktarları; şirketin ne suretle temsil edileceği limited şirketlerde tescil ve ilan olunacak hususlar arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun, ticaret sicili ve tescilin düzenlendiği ikinci faslında yer alan 33 üncü maddesinde, tescil edilmiş hususlarda vukubulacak her türlü değişikliklerin
de tescil olunacağı, 38 inci maddesinde de, ticaret sicili kayıtlarının üçüncü kişiler yönünden ancak gazetede ilan edilmesinden sonra hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.
borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade edeceği belirtilmiş, aynı Kanunun 13 üncü maddesinde
de, ihtiyati haciz sebepleri yedi bent halinde sayılmış, bu
hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti halinde de hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahallin en büyük memurun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı açıklanmıştır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden;
kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla söz konusu tedbirin, kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi şartıyla sadece asıl borçlu mükellef veya sorumlu hakkında değil, bunların kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında
da uygulanmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticaret siciline tescil
ve ticaret sicili gazetesinde ilan edilmeyen hisse devri konusunda vergi dairesi de üçüncü kişi durumundadır. Ticaret sicili gazetesinde ilan edilme zorunluluğunun amacı, şirkette
meydana gelen ve daha önce tescil ve ilan edilen hususlardaki değişikliklerden üçüncü kişileri haberdar ederek, menfaatlerinin korunmasını sağlamaktır. Bu kapsamda, vergi
alacağının tahsilini sağlamakla görevli olan vergi dairesinin
menfaatinin, daha geniş anlamda, kamu yararının korunması ve Anayasal yükümlülük olan vergi ödevinin tam olarak gerçekleştirilmesinin temini bakımından da hisse devrinden vergi dairesinin bilgilendirilmesi, bu yolla kamu alacağının tahsilinde muhatabın kim olduğunun belirlenmesi
gerekmektedir. Bu husus ise, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği tescil ve ilanla, hisse devrinin doğrudan ilgili kişiler tarafından vergi dairesine yazılı olarak bildirilmesi veya
vergi dairelerince herhangi bir yolla hisse devrinden haberdar olunmasıyla gerçekleşebilir.
İncelenen dosyada, adı geçen şirketin beyan ettiği
matrahlar üzerinden tahakkuk eden vergilerin ödenmemesi nedeniyle ilgili dönem olan 2000 yılı için şirket müdürü
olarak sorumluluğun devam ettiği anlaşılan davacı hakkında 6183 sayılı Yasa’nın 13/ 3 üncü maddesi uyarınca ihtiyati haciz işlemi tesis edildiği anlaşılmakta ise de; davalı İdare
tarafından borçlu şirketin ve şirket müdürünün takibi hakkında yapılan işlemlere ilişkin hiç bir bilgi ve belge dosyaya eklenmediği gibi, davacının kaçması, mallarını kaçırması veya hileli yollara sapması hususlarında bir tespit de bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı adına tesis edilen dava
konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden Mahkeme kararı sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunmuştur.
Davacı, 8.10.1999 tarihli hisse devir sözleşmesi ile
şirketteki hisselerini devretmiş ise de, devre ilişkin işlemler
Ticaret Sicili Gazetesinde 31.10.2006 tarihinde ilan edildiği
ve bu tarihten önce vergi dairesinin hisse devrinden haberdar olmadığı anlaşıldığından davacının şirket müdürü sıfatının ve bundan dolayı da şirket borçlarından sorumluluğunun ilan tarihine kadar devam edeceği açıktır.
KARŞI OY
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 3 üncü maddesinde, amme borçlusu veya
www.ordusmmmo.org.tr
Açıklanan nedenlerle davalı İdarenin temyiz isteminin reddine, İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 6.2.2007
günlü ve E:2006/1842, K:2007/207 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla 13.10.2011 gününde karar verildi.
Davalı İdarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü
iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler
karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının aynı neden ve gerekçelerle onanması gerekeceği oyu ile karara karşıyım.
Kaynak: http://www.danistay.gov.tr/dergiler/129.pdf
OSMMMO
H U K U K
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[229-231-2012/9]-477 16/08/2012
Konu : Özel Eğitim Kurumlarında ücretin taksitle alınması halinde belge düzeni ve KDV ile KV.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile Milli Eğitim Müdürlüğünün
denetiminde OKS-ÖSS hazırlık kursları düzenlediğiniz, hazırlık kurslarının
süresinin 10 ay sürdüğü, alınan kurs ücretlerinin bazen peşin, bazen çek
yada senetle toplu olarak, bazen de kredi kartı ile yapıldığı belirtilerek
belge düzeninin ne şekilde olacağı, faturanın tamamının mı yoksa 10 eşit
miktarda mı kesileceği ile kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve vergi
usul yönünden konu hakkında bilgi verilmesi istenilmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ VE VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde “Fatura,
satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı
göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” denilmektedir.
Aynı Kanunun 231 inci maddesinin beşinci fıkrasında, “Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde
düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 10 uncu maddesinin (a)
bendine göre; vergiyi doğuran olay, malın teslimi ve hizmetin yapılması ile meydana gelmektedir. Aynı maddenin (b) bendinde ise; malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler
verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle, (c) bendinde de; kısım
kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutat olan veya bu hususlarda
mutabık kalınan hallerde her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin
yapılması anında meydana geleceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümler çerçevesinde, özel okullarda ve özel dershanelerde
verilecek hizmetlerde hizmet bedelinin tamamının veya bir kısmının hizmet ifa edilmeden önce tahsil edilmesi halinde, fatura ve benzeri belge
düzenlenmemiş olması koşuluyla katma değer vergisi doğmamaktadır.
Öte yandan, bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin taksitlere bağlanması halinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir vergilendirme dönemi itibariyle katma değer vergisinin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık ödeme tutarı
belirtilerek tanzim edilmesi gerekmektedir. Belli bir vergilendirme döneminde beyan edilecek katma değer vergisinin matrahının ise bir öğretim
yılı için belirlenen hizmet bedelinin hizmetin ifa edileceği aylık sürelere
bölünmesi suretiyle tespiti mümkün bulunmaktadır.
Verilen hizmet bedeli karşılığında kredi kartı ile yapılan ödemelerde, POS makinesi tarafından ilk anda düzenlenen ve hizmet bedelinin tümünü kapsayan taksit planını gösteren belge, ayrıca fatura veya benzeri
belge düzenlenmemiş olması şartıyla katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmeyecektir.
Ancak, verilen hizmetler karşılığında kredi kartı ile yapılan ödemelerde katma değer vergisinin, aylık taksit miktarının şirketinizin banka
hesabına geçtiği tarihte değil de, yukarıda bahsedilen şekilde, bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetler için takvim yılının her
ayından ibaret olan vergilendirme dönemleri itibariyle hesaplanması ve
beyan edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, peşin olarak yapılan ödemeler için fatura düzenlenmesi
halinde, Katma Değer Vergisi Kanununun 10/b maddesi gereğince toplam bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp beyan edilecektir.
Öte yandan, toplam hizmet bedeli eğitim döneminin bitişinde
alınsa dahi, hizmet ifasının gerçekleştiği vergilendirme dönemlerine isabet eden tutarın ilgili olduğu dönemde beyan edilmesi gerekmekte olup,
hizmet bedelinin tamamının eğitim dönemi sonunda beyan edilmesi
mümkün bulunmamaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi
kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir.Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya
giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya
gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, bu işlemin miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının
da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Dönemsellik, tahakkuk etmiş bir gelir için söz konusudur. Bu esaslar dikkate alındığında, bir
gelir unsurunun, özel bir düzenleme olmadığı sürece mahiyet veya tutar
itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Eğitim hizmetleri genellikle bir eğitim döneminde tamamlanmaktadır. Eğitim dönemi başlamadan önce peşin olarak alınan eğitim
ücreti avans niteliğindedir. Bu nedenle fatura düzenlenmek suretiyle peşin alınan eğitim ücretinin dönemsellik ilkesi gereği ilgili olduğu hesap
döneminde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Vergilendirilme
dönemleri itibari ile geçici vergiye tabi kazançların belirlenmesinde de
aynı esaslar cari olup dönemsellik ilkesine uyulması gerekmektedir.
Buna göre, kayıt yaptıran öğrencilerden peşin olarak alınan eğitim
ücreti, faaliyette bulunulan eğitim döneminde aylara bölünmek suretiyle
ilgili olduğu hesap dönemlerinde gelir kaydedilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme
faizi hesaplanmayacaktır.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 69
OSMMMO
S T A J E R
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
S T A J E R
İrfan MAKSUTOĞLU
SMMM Stajeri
[email protected]
2013 Yılı Sınav Takvimi
Sınav Adı
70 Temmuz 2013
Sınav Tarihi
İlk kez (Dosya) Sınava
Katılacaklar için Son
Başvuru Tarihi
İkinci (Tekrar)ve Sonraki
Sınava Katılacaklar için
Son Başvuru Tarihi
www.ordusmmmo.org.tr
Başvuru Yerleri
OSMMMO
S T A J E R
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Staj Döneminde Odaya Yapılması Gereken Bildirimler
Konusunda Mesleki Özen ve Titizlik
Kanunun öngördüğü şartları taşıyıp SMMM staja
başlama sınavında başarılı olan aday meslek mensubu
“mesleği ifa için mesleğe hazırlayıcı temel bilgileri edinmek üzere bir meslek mensubu yanında veya denetim
ve gözetiminde çalışmaya başlar.”bu süreçte aday meslek mensubuna stajını başarıyla tamamlayabilmesi için
görev ve sorumluluklar yüklenmiştir.3568 sayılı meslek kanununda ve ilgili yönetmeliklerle meslek mensubu hakkında düzenlenmiş olan disiplin esasları stajyerle
içinde geçerlidir.
Staj süresinin sorunsuz tamamlanabilmesi için stajyer staj dönemi boyunca evraklarını düzenli olarak bağlı bulunduğu Odaya vermesi gerekmektedir. işyeri değişikliği , adres değişikliği, askere gidiş vb. değişikliklerin
bildirim süresi 15 gündür.
Gözetim altında stajını yapanlar (Bürolarda) S.G.K
aylık hizmet dökümü listelerini, denetim altında ki stajyerler ise S.G.K listelerine ek olarak meslek mensubunun
ilgili aylara ait düzenlemiş olduklaı fatura veya serbest
meslek makbuzunun okunaklı fotokopilerini bağlı bulundukları SMMM Odasına düzenli olarak teslim etmeleri gerekmektedir. Ayrıca stajın 1.yılı sonunda Meslek
Mensubu Değerlendirme Formu meslek mensubu tarafından doldurulmuş, kaşeli,imzalı olarak kapalı zarf içinde staj dosyasına konulmak üzere SMMM Odasına verilir. Staj sürecinde meslek mensubu değiştiren stajyer stajına onay veren meslek mensubunun yanındaki staj süresi 3 aydan fazla ise yine Meslek Mensubu Değerlendirme formu alması gerekir.
Birlik ve Odalar ile Tesmer staj işlemlerinin yürütülmesini staj yerinde denetleyebilir.
Tesmer tarafından yürütülen SMMM staj yönetmeliğinin 10. maddesi gereğince aday meslek mensu-
bu uzaktan zorunlu eğitime tabidir. Bu eğitim programı
kapsamında mesleki dersler konu anlatımlı olarak adaya verilerek bölümlerin sonunda aday sınava tabi tutulmaktadır. Sınav başarı notu 60 olup stajyer 9 adet sınavın tamamından başarılı olmak zorundadır. Aksi takdirde
3 yıllık staj süresini tamamlasa dahi stajını tamamlamış
sayılmamaktadır. Aday meslek mensubu bu sınavlardan
başarılı olana kadar girme hakkına sahiptir.
Mesleğe ilk adım olan staj döneminde aday meslek mensubu mali müşavirliğin tanımlanmış standartlarından olan mesleki özen ve titizliğe bildirimlerini süresinde yaparak, evraklarını ilgili SMMM Odasına düzenli
olarak teslim ederek üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmiş olacaktır.
Stajınızın sorunsuz geçmesi, staj
süresince düzenli verilmesi
gereken evrakları vermenizle
mümkün olacaktır. Stajınızın
takipsiz kalması veya staj
evraklarının zamanında
verilmemesi v.b. nedenler staj
iptalini gerektirmektedir.
Her türlü değişikliğin (işyeri,
askere gidiş, adres ..v.b) 15 gün
içerisinde Odamıza bildirilmesi
gerekmektedir.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 71
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
72 Temmuz 2013
BASINDA ODAMIZ
www.ordusmmmo.org.tr
v
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Odamız internet
sitesi, her zaman
siz meslek
mensuplarının
hizmetinde
Odamızda
düzenlenen
etkinlikler ve
eğitimler
sitemizden günlük
olarak haberleştirilip
yayınlanmaktadır.
Mevzuat
değişiklikleri ve
tebliğler günlük
olarak sitemiz
“Duyurular”
bölümünde
yayınlanmakta
ve siz meslek
mensuplarının
e-posta adreslerine
iletilmektedir.
www.ordusmmmo.org.tr
ORDU
SERBEST
MUHASEBECİ
MALİ MÜŞAVİRLER
ODASI
Yeni Mah. Karadeniz Cad.
No:2 Kat:1 ORDU
Tlf.: 0 452 234 68 76
Tlf.: 0 452 234 68 77
www.ordusmmmo.org.tr
“İnternet Şubesi”
ölümünden siz
meslek mensupları
Belge Talep,
Müşteri Bildirim
Listeleri,
İletişim Adresleri,
Broç Bilgisi v.b.
işlemleri size özel
bölümden
gerçekleştirilebilmektedir.
İhtiyaç duyacağınız “Form ve
Dilekçeler”e
kolaylıkla
ulaşılabilmektedir.
AMACIMIZ:
Günümüz
teknolojilerine
ayak uyduran,
yenilikçi bir anlayışla
elektronik ortamda
bilgiyi paylaşmak.
Temmuz 2013 73
OSMMMO
TEKNOLOJİ
Hazırlayan:
Serdar DURU / Oda Personeli
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TEKNOLOJİ
Tatilde Şarjınız
Hiç Bitmesin
Yeni üretim teknolojileri sayesinde yarıiletken dünyası her geçen
gündaha az güç tüketen çipler sunuyor olsa bile, elektronik cihazlar
malesef istediğimiz düzeyde pil ömrü sunmaktan çok uzaklar.
Gelişen teknoloji aynı zamanda kullanıcı beklentilerini de arttırdığı
için, daha düşük güç tüketen işlemcilerden beklediğimiz tasarruf,
artan bellek kapasitesi ve/veya büyüyen ekran boyutlarına bağlı
olarak avantajını kaybediyor. Bu ve buna benzer nedenlerden ötürü
endüstri dünyası pil teknolojilerinde yeni keşifler bekleyedursun,
kullanıcıların ihtiyaçlarını dolaylı yoldan da olsa gidermek isteyen
firmalar, alternatif çözümleri sunuyorlar.
74 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
TEKNOLOJİ
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Energizer XP8000 Universal Mobil Şarj Adaptörü
UYUMLULUK Netbook,Cep Telefonu, Smartphone, BlackBerry, iPhone,Mp3 Çalar, iPod, Bluetooth, Gps, Oyun Konsolu
KOLAY KULLANIM Kutusunda şarj edilmiş olarak bulunur, ön şarj gerektirmez
ŞARJ KORUMA İçerisindeki şarjı 1 yıl koruyabilir
LED IŞIK GÖSTERGESİ Pil durumunu ve şarj miktarını gösterir
ÇİFT YÖNLÜ KULLANIM Şarj olurken aynı anda kullanıldığı cihazı da şarj edebilir
DESTEKLENEN CİHAZLAR E-kitap, Dijital Çerçeve, Pocket Pc, Umpc, Mid ... Vb
PİL YAPISI Lithium Polymer
KAPASİTE 8000 mAh @ 5V
GİRİŞ DC 19V, Max 3500 mA
ÇIKIŞ 1 USB-DC 5V, Max 1000 mA
ÇIKIŞ 2 POWER 1-DC 9V-12V, Max 2000mA
ÇIKIŞ 3 POWER 2-DC 15V-20V, Max 2000mA
ŞARJ SÜRESİ Ortalama 4 Saat
BOYUT 109,00 (L) x 73,66 (W) x 23,00 (H) mm
AĞIRLIK 220 gr
Taşınabilir Harici Şarj Güç Bankası 5000mAh
2 Çift USB
Cihaz:Taşınabilir Harici Şarj Güç Bankası 5000mAh 2 Çift USB 2A
Kullanımı: 2 cihaza aynı anda şarj yapabilir
Aparat:6 adet aparat
Uyumlu Marka: HTC, Apple iPhone, Samsung, Motorola, Toshiba, Panasonic, Blackberry, Nokia, Sony-Ericsson, LG, Palm
Renk:Siyah ve beyaz
Sony Mini Şarj Aleti CP-ELS
Hareket halindeyken 1 kereye kadar tam akıllı telefon şarjı
sunar. Tüm akıllı telefonlara uyumlu, pil kapasitesi 2000 mAh
(Lityum İyon Pil), USB üzerinden şarj etme özellikli kompakt
çubuk şarj modülü
Bu ürünler her ne kadar cihazlarını şarj etmeyi unutanlar veya
uzun yolculuklar yapıp cihazlarını şarj edemeyen kullanıcılara
hitap etse de, bu bataryaların da şarja ihtiyacı olduğu gerçeği bir
paradoks gibi görünüyor. Yinede siz siz olun cihazınızı şar etmeyi
unutmayın…
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 75
OSMMMO
S AĞ L I K
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
SAĞLIK
ABD’de bulunan Harvard Üniversitesi
kalp krizini azaltacak
dokuz yiyeceği açıkladı
Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı bölümü başkanı Doktor Arthur Agatston
işleme tabi tutulan yiyeceklerin tüketimi azaltıldığı takdirde kalp krizi
oranının düşeceğini söyledi. Sağlıklı bir beslenme tarzının ilaçlardan çok
daha fazla etkili olacağını söyleyen Agatson, portakal, bitter çikolata, kırmızı
şarap, lahana, sarımsak, sardalya, mercimek, nar ve bademin kalp krizi riskini
azaltmada en etkili yiyecekler olduğunu söyledi. Harvard Üniversitesi’nin
yaptığı çalışmalar, kalp krizi riskinin doğru bir beslenme tarzıyla yüzde 70
oranında azaltılabildiğini gösteriyor. Beslenme kürsüsü başkanı Doktor
Walter Willet, kalp ilaçlarının kalp krizi riskini yalnızca yüzde 25-30 azalttığını
en önemli etkenin doğru beslenme olduğunu dile getiriyor.
Halsizliğinizin Nedeni Susuzluk
Olabilir
Bugünlerde sağlık için yapılması gereken en önemli şey su içmek!
Artan sıvı kaybının halsizlik,
baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü,
böbrek yetmezliği hatta bilinç kaybı
bile yapabileceğini söyleyen Liv
Hospital Nefroloji ve Hipertansiyon
Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat
“Özellikle kalp, böbrek veya
karaciğer gibi sıvı dengesinin
belirli bir dengede olması gereken
hastalar kendilerine çok dikkat
etmeli, almaları gereken sıvı
miktarını doktorlarına sormalıdır.
Sağlıklı kişiler eğer aşırı miktarda su
kaybetmiyorsa genellikle günde 2-3
litre sıvı almalıdır” diyor…
Yaşlılar ve çocuklar dikkat!
Yaşam için vazgeçilmez bir
madde olan suyun vücudumuzdaki
dengesi böbrekler başta olmak
üzere birçok organ tarafından
sağlanır. İdrar, dışkı, ter ve solunum
yolu ile kaybettiğimiz suyu yediğimiz
yemekler, içtiğimiz su/sıvılar ile
yerine koyar, vücut için gereken
dengeyi farkında olmadan sağlarız.
76 Temmuz 2013
Yaz günleri gibi havanın sıcak olduğu
zamanlarda özellikle terleme ile
daha fazla sıvı kaybederiz. Sıvı kaybı
özellikle yaşlılarda ve bebeklerde
daha belirgin olur. Sokakta oynayan
çocuklar da farkında olmadan sıvı
kaybedebilirler. İshal, kusma gibi
olağan dışı sıvı kayıpları yaşlı ve
çocuklarda dramatik sorunlara yol
açabilir.
Sıvı Kaybı Böbrek Yetmezliği,
Bilinç Kaybı Bile Yapabilir
Su kaybının en sık belirtisi
susuzluk hissi ve halsizliktir, ağız
kurur. Halsiz kalan kişi kendini
kötü hisseder, canı bir şey yapmak
istemez. Sıvı kaybı artınca baş
dönmesi,
tansiyon
düşüklüğü
ortaya çıkar. İleri sıvı kayıplarında
tansiyon düşer, nabız artar, kas
krampları oluşur, böbrek yetmezliği
ortaya çıkar ve bilinç kaybı olabilir.
Aşırı sıvı kayıplarına bağlı ortaya
çıkan sorunlar kalp, beyin, böbrek,
karaciğer gibi organlarda ilave
www.ordusmmmo.org.tr
bozukluklara yol açar. Sağlıklı kişiler
eğer aşırı miktarda su kaybetmiyorsa
genellikle günde 2-3 litre sıvı
almaları yeterlidir.
Su İçemiyorsanız Sulu Meyveler
Tüketin
Su içemeyen veya içmeyi
sevmeyenler
alternatif
sıvıları
tercih edebilirler. Meyve suları, çay,
kompostolar, ayran, süt, limonata,
taze meyve suları, karpuz, kavun
gibi meyveler iyi seçeneklerdir.
Meyve suları şeker hastalarında veya
çocuklarda problem yaratabilir. Tuzlu
ayran da kalp veya yüksek tansiyon
hastalarında sorun yaratabilir.
OSMMMO
GIDA
G I D A
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
ORDU
TOSTU
Ordu Tostu; ekmeği ve
içindeki sucuğuyla çok
özel…
Ordu Tostu konusunda görüşlerine başvurduğumuz Şirin
Tost Evinin sahibi Ferdi Gürsu şu açıklamalarda bulundu. “Ordu
tostunun içindeki sucuk öyle bildiğiniz dilim sucuk değil. Tostun
içine baharatlı, çemensi bir sucuk hazırlayrak onu koyuyoruz. Bu
tat ise sizi mest ediyor. Tost ekmeğinin içine sucuk öyle dilim dilim
değil, sürülerek konuluyor. Böylece sucuk pişerken ekmeğin her
yanını kaplıyor. Tostu börek gibi dilim dilim kesip üzerine ketçap,
mayonez döküp yiyebiliyorsunuz.
Eğer Ordu’ya gelip de size içinde dilim sucuk olan tost
getirirlerse bunun bizim meşhur tostumuz olmadığını bilin.
Ferdi Gürsu; Ordu tostunun diğer tostlardan farkını şu sözlerle
ifade etti.” Ordu tostunun ekmeği öyle marketlerde satılan küçük
tost ekmeklerinden değil. Ordu’daki taş fırınlarda özel olarak, daha
büyük boyutlarda üretiliyor. Ordu Tostuna özgü olan tost ekmeği
hazırlanıyor. Ordu Tostu’nu Ordu Tostu yapan asıl unsur ise içine
konulan sucuk. özel baharatlarla hazırlanan ezme sucuk ekmeğin
içine koyuluyor. Ve birazda kaşar peyniri ekleniyor. Sıra tostun
pişmesinde. Tost makinesi mutlaka tüple çalışması gerekiyor.
Çünkü elektrikli makinede aynı tadı vermiyor. Tüplü makinede bir
süre pişen tost yemeye hazır hale geliyor” dedi.
Ordu Tostu malzemesi olan sucuk ; “Erkek sığırın antrikot,
kaburga ve omuzbaşı bölgelerindeki etten kıyma yapıyoruz. İçine
ayrıca yağ ilave etmiyoruz, kendi yağı yeterli oluyor. Bu kıymanın
içine özel karışım bir baharat katıp iyice yoğuruyoruz. Bunlardan
bazıları yenibahar, çemen, kimyon, karabiber, acı ve tatlı pul biber,
karabiber, nane ve kekik.” koyarak oluşturuluyor. Bu konuda her Tost
Evinin kendine özgü bir sucuk yapma tarifi var.
www.ordusmmmo.org.tr
“Eski Kültür ve
Turizm Bakanımız
Sayın Ertuğrul
Günay ‘da Ordu
tostunu
beğenenlerden ve
Ordu’ya geldikçe
bu lezzeti
tatmadan
gitmeyenlerdendir.”
Ordu Tostu’nun lezzeti ile
beraber onunla
özdeşleşmiş Ordu’ya özel
Ufuk gazozu veya tavşan
kanı bir çay nefis olur…
Ordu’ya tost ziyafetine
bekleriz….
Temmuz 2013 77
OSMMMO
TURİZM
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TURİZM
COTYORA
Mayıs 2013
Ayşe Ünal Sevim
KOTYORA’YA KSENOFON’UN PENCERESİNDEN GENEL BİR BAKIŞ
İstanbul Üniversitesinin Arkeoloji bölümüne başladığım yıllarda iki klasik dilden birini öğrenmek zorundaydık ve ben antik Grekçeyi seçmek zorunda kalmıştım. Eski Grek alfabesindeki harfleri
sesleriyle öğrendikten sonra ilk okuma metnimiz Xsenophon’un(Ksenofon) “Anabasis”inden bir bölümdü.(1)
kerler ve kafiledeki diğer kişilerle konuşmalarına sıkça yer veriyor, özgün metin uzadıkça uzuyordu.
Okuduğumuz paragraf Anadolu’da M.Ö.400 yıllarında yollarını kaybetmiş paralı Yunan askerlerinin Trabzon yakınında denizi görüp ülkelerine vardıklarını sanarak sevinçle “talassa talassa” (deniz
deniz) diye bağırıp şenlikler yapmasını anlatıyordu. Biz okul bitene kadar kitabın Ordu’yu anlatan bölümüne gelememiştik. Çünkü asıl metin oldukça ayrıntılıydı. Askerlere komutanlık yapmak zorunda
kalan ve günlük tutarak geçtikleri yerleri anlatan Ksenofon (D.-M.Ö.431-Ö.-M.Ö.355.), aslında tarihçi
ve yazardı. Aynı zamanda felsefe eğitimi de almış, ünlü düşünür Sokrates’e öğrenci olmuştu. Yolculuklarının seyrini anlatırken, geri dönüşler de yaparak yaşanılmış olayları ayrıntılarıyla açıklıyor, as-
Ksenofon, Mezopotamya’dan Yunanistan’a dönüş yolculuğunu anlatırken bazen geçtiği yerleri karıştırmış, bazen zamanı tam verememiş, bazen olayları abartmış olabilir ama yaklaşık 2500 yıl
önce değindiği öyle noktalar var ki günümüzde hala izlerini bulabilmek olası.
(1) M.Ö.401 yılında, Pers Krallığındaki iki kardeşin
taht savaşına Yunanistan’dan on bin paralı asker de katılır. Paralarını peşin almışlardır. Aralarında tarihçi ve yazar olarak macerayı seven Ksenofon dışında, din adamları, sporcular, biliciler/falcılar, kadınlar da olan kafile
Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesini karadan
kat ederek Dicle ve Fırat nehrinin birbirine yakın olduğu
yerdeki savaş alanı Kunaksa’ya gelirler. Artakserkses ve
Kyros arasındaki savaşta, hiç ummadıkları biçimde yanlarında savaştıkları Kyros yenilir ve paralı askerlerin komutanları öldürülür. Bir şaşkınlık ve bocalama evresi geçiren on bin askerden geri kalanların tek istekleri ve seçenekleri vardır, ülkelerine geri dönmek. Komuta deneyimi olmamasına rağmen akıllı ve sağduyulu buldukları
Ksenofon’u kendilerine komutan seçerler. Ancak dönüşte yollarını şaşırırlar ve Fırat nehrini takip ederek geçtikleri Anadolu’ya bu sefer Dicle nehrini takip ederek dönerler. Trabzon’a kadar dağların arasındaki geçitleri kullanarak, nehirleri takip ederek, ormanlık alanlarda
ağaçları keserek kendilerine yol açan ve güçlükle yürüyen kafile Trabzon’dan sonra kıyı boyunca ilerler. Ksenofon büyük bir sorumluluk almış olmasına karşın günlük
tutarak, geçtikleri yerleri ve yaşadıkları olayları yazmayı
ihmal etmez. Başka kitapları da olan yazar ülkesine
döndükten sonra notlarını kitap haline getirir.”Anabasis”
adını verdiği kitap sonradan Batı dillerine “Onbinlerin
Dönüşü” olarak çevrilmiştir.
Yazar, vardıkları her yerleşim yerinin adını ve hangi kavmin yaşadığı bölgede olduğunu belirtmiş ki bu
bilgiler çok önemli. Özellikle M.Ö.4.y.yılda Anadolu’da
hangi kavimlerin yaşadığını, hangi koloni kentlerinin
bulunduğunu ondan öğreniyoruz.
78 Temmuz 2013
İlginç bir rastlantı, okulu bitirdikten sonra Trabzon müzesinde göreve başladım. Batı dillerine çevirisi
çok önce yapılmış olan Anabasis’in sadeleştirilmiş Türkçe çevirileri de yayınlandı. Bölgeyi, ili anlatan
ilk yazılı belge olması nedeniyle kitaplığımızın en önemli eseri oldu.
Ordu yakınında M.Ö.7.yüzyılda kurulan koloni kenti Kotyora’nın adından ilk kez Ksenofon söz
etmiş. On bin civarındaki askerin uzun, yorucu ve serüven dolu kara yolculukları Kotyora ‘da son bularak, burada uzunca bir süre burada konaklamışlar.( Bazı çevirilere göre 45 gün)
Kotyora’da uzunca bir süre kaldıkları halde kente
ilişkin somut tanımlardan ziyade insan ilişkilerini anlatmış Ksenofon uzun uzun. Ordu’ya varış, metinde şöyle
anlatılmış: “Helenler, Khaliblerden sonra Tibarenlerin
olduğu yere geldiler. Bu memleket daha düzlüktü ve deniz kenarında birkaç küçük ev vardı …Dost sıfatıyla iki
gün bu memleket geçildikten sonra Kotyora’ya varıldı.
Burası bir Helen (Yunan) kenti ve Sinope’nin Tibarenler(2) memleketindeki kolonisiydi…”
Onbinler vardıkları yerleşim yerlerinde ya da yakınında sığırlar(kurban) keserek, onların iç organlarından
falcılar aracılığıyla anlamlar çıkarıp yapacakları işlere ya
da saldırılara öyle karar veriyorlar. Ordu yakınında da bu
böyle oluyor. Hayvanların iç organları, Tibarenlar ile bir
savaşın uygun olmadığı işaretini veriyor. Ancak kıyıdaki
koloni kenti Kotyora, kentin kapılarını askerlere açmıyor
ve onlar için pazar da kurmuyor. Bunun üzerine kente
bağlı olan arazileri yağmalıyor ve zorla kente girerek kafiledeki hasta ve yaralıları boş evlere yerleştiriyorlar.
Kotyora’dan giden haberciler aracılığıyla bağlı oldukları
ana kent Sinop’un yöneticisi (metinde vali olarak geçiyor) durumdan haberdar oluyor ve bir elçiler heyeti gönderiyor. Elçilerin başı onlara hitaben bir konuşma yapıyor, hatta gözdağı veriyor:”…Kotyora bizim kolonimizdir. Barbarlardan (Ordu civarında daha çok dağlık alanda yaşayan yerli halktan böyle söz ediyor) almış olduğumuz bu araziyi Kotyoralılara biz verdik . Onlar bize vergi
ödüyorlar. Bu nedenle onlara yapılmış fenalığı Sinop
kenti kendine yapılmış sayar…” Göçebe Yunanlılarla kolonist Yunanlılar arasında neredeyse savaş nedeni olacak bir gerginlik oluşuyor. Bunun üzerine Ksenofon’un
savunma amacıyla elçilere verdiği karşılık özetle şöyle :
www.ordusmmmo.org.tr
“…Kotyora’yı talan ettikse kabahat onlardadır. Çünkü
bize karşı dost muamelesi göstermediler… Biz onlardan hastalarımızı içeri almalarını rica ettik. Ancak kapılarını açmadıklarını görünce, girilebilecek bir yer bularak içeri girdik. Ama kimseye bir şey yapmadık. Hastalarımız şimdi evlerdedir ve kendi mallarıyla geçiniyorlar… Biz de gördüğün gibi açık havada konaklıyoruz ve
bize iyilik edenlere iyilikle karşılık verip, kötülük etmek
isteyenlere karşı da kendimizi savunuyoruz…” Bu konuşma sonucu iş tatlıya bağlanıyor ve Kotyoralılar onlar
için (yiyecek ve diğer gereksinim maddelerini karşılamak üzere) pazar açıyor.
(2) Tibarenlerin Orta Karadeniz’e Mezopotamya’dan
geldikleri görüşü ağırlık kazanmaktadır. Madencilikte,
özellikle demir işleme sanatında usta oldukları bilinir.
Ordu civarındaki dağlık arazide zaman zaman işlenmiş
demir artıkları bulunmaktadır. Zaten Karadeniz’in Egelilere çekici gelmesinin; zengin balık çeşidi, kerestelik
ağaçlarının bolluğu yanında en önemli nedeni değerli
madenleri ve beceri sahibi madencileriydi.
Kolonilerin kurulmasına karar verilmesi aynı zamanda yerli halkın denizden gelenler için kurduğu pazarlardaki malın kalitesiyle de ilintiliydi.
Yukarıdaki ifadelerden şu sonuca varıyoruz:
Ksenofon’un Karadeniz kıyılarından geçmesinden çok
önce (M.Ö.8-7.yy.lar) Ege kıyılarından gelenlerce Karadeniz kıyılarında büyüklü küçüklü koloni kentleri oluşturulmuş. Bunlar için iskele kurmaya ve pazar yeri açmaya elverişli noktalar seçilmiş. Kent kurulacak alanlar
yerli halktan (ücret karşılığında?) alınarak etrafı surlarla
çevrilmiş. Her kente bir yönetici atanmış. Böylelikle mal
TURİZM
değişimlerinin yapıldığı ilk pazar yerleri sonradan devamlılık kazanarak bazıları deniz ticaretinde önemli
noktalara dönüşmüş. Egeden gelenlerin ilk kurduğu Sinop, Koloni kentlerinin en kapsamlısı. Bu nedenle başkent konumunda. Diğer kentler (deniz ticaretinden) ona
vergi ödüyorlar. Bunun karşılığında Sinop kentinin yöneticisi de onların haklarını korumakla yükümlü.
Onbinler, vardıkları her yerleşim yerinde olduğu
gibi Kotyora’da da önce-başta Zeus olmak üzere- tanrılarına kurbanlar kesiyor sonra da boylara ayrılarak spor
yarışmaları düzenliyorlar.
On bin kişiye yakın bir topluluğun spor şenlikleri
yapabilmeleri için Kotyora’nın yeterinca düz bir araziye
sahip olması gerekir(3). Hatta Ksenofon, bir bölümü işlenmiş arazilerinin güzelliğine kapılıp burada yeni bir
kent kurmayı bile düşünüyor. Bunun için askerlere konuyu açmadan önce baş biliciden yardım istiyor. Bilici
biran önce ülkesine dönmek istediğinden baktığı falın
olumlu olmadığını söylüyor. Aynı zamanda kafileyi de
Kotyora’da kalmamaları için kışkırtıyor. Askerlerden gelen itirazlar karşısında Ksenofon fikrinden vazgeçmek
zorunda kalıyor ama falcıya da fena halde içerliyor.
Kotyora’da bulundukları uzun süre içinde yiyeceklerini pazardan satın alanların yanında, geceleri batıdaki komşu arazileri yağmalayanlar da oluyor.
Ksenofon’dan habersiz yapılan bu baskınlar kafilenin
geçiş güzergâhındaki kabileler arasında düşman kazanmalarına neden oluyor.
Onbinler Ordu’da, ülkelerine artık kara yoluyla mı
deniz yoluyla mı dönmelerinin daha uygun olabileceğini düşünüyorlar. Sinop’dan gelen elçiler, kara yolunun
çok zor ve tehlikeli olduğunu belirterek denizden gitmelerini öneriyorlar. Batıya karadan ilerlerlerse, iki yüksek
dağ zirvesinin arasından giden bir geçitten (Koçboynuzu olmalı ) başka yol olmadığını, düşmanlarının onları
burada sıkıştırırsa hiçbir kurtuluşlarının bulunmadığını
söylüyorlar. Denizden gitme fikri çoğunluğa daha akla
yakın geliyor. Uzun tartışmalardan sonra deniz yoluyla
gitmeye karar veriyorlar. Ancak Kotyora’da onların hepsini taşıyacak yeterli deniz taşıtı yok.( Yolculuk boyunca
Ksenofon kafilenin ayrılmadan her zaman birlikte hareket etmelerini istiyor. Bunun nedeni bir tehlikeyle karşılaşırlarsa birlikte savuşturmalarının daha kolay oluşu).
Yine Sinopluların önerisiyle Sinop’tan ve
Herakleia’dan(Karadeniz Ereğlisi) gemiler isteniyor ve
gemilerin gelmesini bekliyorlar.
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
(3) Kotyora’nın yeri için bazı yazarlarca Bozukkale
gösterilmektedir. Ancak bunun yanlış bir saptama olduğunu sanmaktayız. Karadeniz kıyılarındaki koloni kentlerinden hiçbir kalıntı günümüze ulaşamamıştır. Bu nedenle Kotyora’yı ,iskele kurmaya elverişli kıyısı
olan,daha düz bir alanda aramak daha mantıklıdır.(Kotyora adının Grekçede herhangi bir karşılığı/anlamı bulunamamıştır.Bazı antik yazarlar Kytoros olarak da söz etmekteler.Batı Karadeniz’de Cide yakınında ayrıca adı
Kytoros olan bir yerleşim yeri bulunmakta ve “Altın Post”
efsanesinde adı geçen kral Phrixos’un oğlu Kytoros’dan
geldiği savlanmakta. Kotyora için de aynı kaynaktan
geldiğini söylemek pek doğru olmasa gerek.
Onbinler uğradıkları yerlerin halkıyla anlaşmazlığa düştükleri gibi zaman zaman kendi aralarında da anlaşmazlığa düşüyorlar. Kotyora’da kalınan sürenin uzun
oluşu, kafilenin yolculuğun başından itibaren yaşadıkları olumsuzlukları dile getirmeye, bir nevi hesaplaşmaya
girişmelerine de fırsat veriyor. Bir ara askerlerin bir kısmı
Ksenofon’un komutanlıktan çekilmesini bile istiyor.
Onun kendilerine yaptığı kötü davranışları hatırlatıyorlar. Ksenofon onların suçlamaları karşısında neyi neden
yaptığını tek tek açıklıyor ve sonunda şöyle diyor (ki insanoğlunun binlerce yıl değişmeyen özelliğini çok iyi
dile getirmiş):”…Şaşırdığım bir şey var. O da kimi kendime düşman ettimse onun bunu unutmaması ve söylemesi. Buna karşın kimini soğuktan, kimini düşmandan
kurtardıklarımdan; kimine hastalandığında, kimine
muhtaç olduğunda yardım ettiklerimden hiç birinin
bunları hatırlayamamasıdır. Benim şerefli bir iş yapanı
nasıl takdir ettiğimi veya bir yiğidi nasıl ödüllendirdiğimi de artık hatırlayanınız yok. Kötülükten ziyade iyiliği
hatırlamak daha güzel, adilane ve namuslu bir harekettir…”
Onbinler Ordu’dan ayrılmadan önce Sinop kentinin de içinde bulunduğu Paflagonya (4) bölgesi yöneticilerinden birinin hediyeleriyle büyük bir ziyafet vere-
www.ordusmmmo.org.tr
rek, flütler eşliğinde çeşitli dans gösterileri düzenlerler.
Metinde ziyafet için geçen ifadeler şöyle: “…Yapraklardan yapılmış yataklara uzanarak akşam yemeği yediler
ve bölgede kullanılan boynuz kupalarla içkilerini içtiler…”
Danslardan biri; iki kişi arasında hançerle oynanır
ve birbirlerini sözde yaralamayla ,öldürmeyle sonuçlanır. Oyuncular öyle gerçekçi hançer sallar ki seyirciler
gerçekten birinin öldüğünü sanır ve heyecanlanırlar.
(Buna benzer bir halk oyunu Karadeniz’de hala oynanmaktadır.)
Kalkanlarla oynanan başka bir danstan da söz
ediyor Ksenofon: “…sonunda kalkanları birbirine vurarak bir asker Pers dansı oynadı; çömeliyor, doğruluyor ve
tüm bu hareketler flütün sesine uyularak yapılıyordu…” (Kalkan oyunu da bize yabancı değil.)
Ayrıca çiftçi ve haydutların karşılaşmalarını anlatan bir pantomim gösterisi ve süslenmiş bir kadının tek
başına dansı da ziyafete renk katıyor. Paflagonyalıların
da izlediği tüm dans ve gösteriler müzik eşliğinde ve silahlı olarak yapılıyor. (Bu ziyafetin tam yeri konusunda
metinde net ifade yok.)
Onbinler, Sinop ve Ereğli’den yeterli gemilerin
gelmesiyle, ziyafetin ertesi günü Kotyora’dan ayrılmayı
kararlaştırıyorlar. Elverişli rüzgârı yakaladıklarında da
ülkelerine dönmek üzere denize açılarak uzun Kotyora
konukluğunu noktalıyorlar. Serüven severliliği, yöneticiliğe yatkınlığı yanında ün kazanma hevesi de olan
Ksenofon’un, çok etkilendiği Ordu’da kurmak istediği
kentin hayallerinin de bir süre ona eşlik ettiğinden kuşkumuz yok.
(4) Antik dönemlerde Anadolu farklı adlarla anılan
birçok coğrafi ve idari bölgeye ayrılmıştı. Kotyora, Pontos adı verilen bölgede kalıyordu ve batısında kalan bölgeye Paflagonya deniliyordu.
Temmuz 2013 79
OSMMMO
TURİZM
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
TURİZM
SMMM Rüstem GÜRLER
[email protected]
Hırçın Karadenizin Sakin Limanı
SLOW HARBOR OF TEMPESTUOUS BLACKSEA
a
Von
PERŞEMBE
Geçmişte “Vona” adıyla bilinen Perşembe, Doğu
Karadeniz’e yolculuk edenlerin Karadeniz otoyolu yapılıncaya kadar binbir meşakkatle geçtiği bir yolun sonundaydı. Giresun’a, Trabzon’a, Artvin’e gidenler,
Bolaman’dan sonra başlayan ve bir yanı yeşil yamaçlarla, diğer yanı masmavi denizle buluşan virajları ile ünlü
bu yolun tadını çıkaramazdı. Perşembe ilçe tabelası görününce rahat bir nefes alınır ve gaza yüklenilir, kent bir
solukta geçilirdi.
Artık öyle olmayacak! Perşembe, Karadeniz
Bölgesi’nin biricik “Sakin Şehir”i; uluslararası tanımlamayla “Cittaslow”u oldu. Bu ne mi demek? Uluslararası
bir denetimle sürdürülen, doğayla barışık bir yaşam demek öncelikle. Organik tarım demek, tarihsel dokunun
korunması demek; insan emeğinin değer bulması; görüntü kirliliğinin en aza indirilmesi, çevrenin özenle korunması demek. Dahası, modern yaşamın dezavantajlarının azalması demek. Örneğin, motorlu taşıtların her
caddeye, sokağa arsızca giremediği bir kent demek.
Özetle; sakin, huzurlu, gerçek anlamda uygar bir kent
demek “Cittaslow.”
Perşembe, artık kentin girişinde görebileceğiniz
salyangoz simgesiyle tanımlanan “Cittaslow” olmayı aslında çok önceden hak eden bir yer. Antik döneme uzanan tarihi, Karadeniz’in bütün özelliklerini taşıyan tipik
doğası ve deniz ürünlerinin çeşitliliği ile öne çıkan bir
yerleşim birimi. Ordu’nun bu ilçesi, Homeros’un Odysseia adlı eserinde maceralarını anlattığı Argonotların altın
postu bulma serüveninin bir bölümüne ev sahipliği yapıyor. Kentin on beş kilometre batısındaki yarımada
“Yason Burnu” adını taşır. Bu, sonradan verilmiş bir ad
değildir; Yunanlı tarihçi Ksenefon, Anabasis adlı yapıtında buradan söz eder. Denebilir ki dünyaca ünlü altın
80 Temmuz 2013
post efsanesinin adını taşıyan tek yer burasıdır. Yason
Burnu, batık balık havuzları, denizcilere adanmış eski
kilisesi, su altındaki olağanüstü canlı çeşitliliği ile tarih,
doğa ve kültür turizmi için eşsiz bir yer konumundadır.
BALIKÇI TEKNELERİNİ YÖNETEN KADIN KAPTANLAR
Antik dönemin yerli Anadolu devletlerinden biri
de Pontus Krallığı. Roma İmparatorluğu’nun
Anadolu’daki yayılmacılığına dur diyen ünlü Pontus
Kralı VI. Mithridates (Eupator), bu devletin unutulmaz
yöneticisi. Roma’ya karşı Doğu Karadeniz’de yaptırdığı
onlarca savunma kalesini birbirine bağlayan antik yollardan biri de Perşembe ilçesinin sınırlarının içinden,
kenti güneyden bir yay gibi çevirerek geçer. Ordu’nun ilk
yerleşim yeri olan antik Kotyora’ya, oradan da bir başka
kale Kurul’a varır. Sonraki yüzyıllarda Koçboynuzu Yolu
olarak adlandırılan bu güzergah, antik dönemin izlerini
taşıyor. Ayrıca derin ve yeşil vadilerin arasından, çağıldayan derelerin içinden, dorukları bulutlarla kaplanmış
tepelerin üzerinden geçerek bu yolu tercih eden turistlere olağanüstü bir yolculuk vaat ediyor. Eğer antik bir
yolun size sunacağı heyecanları değil de şimdi Karadeniz otoyolunun bütün yükü almasıyla bir gezinti yoluna
dönüşen Perşembe sahil yolunu yeğleyecekseniz; heyecan verici güzelliklere hazır olmalısınız.
Medreseönü, küçük bir balıkçı kasabası. Mendireğinden “vira bismillah” diye açılan balıkçı teknelerini
yöneten kadın kaptanları görmek olası. Onların dönüşünü bekleyip canlı balık satın almak ve belki hemen
oracıkta ızgara yapıp yemek bir şölene dönüşebilir. Çünkü biraz ileride Vonalı Celal’in binbir sebze ve meyveden
yaptığı turşular masanıza apayrı bir lezzet katacaktır.
Yeşille mavinin arasında döne kıvrıla giden ve türlü
meyvelerin, elbette en çok fındığın yetiştirildiği köylewww.ordusmmmo.org.tr
rin, beldelerin içinden geçen yolun bir yerinde sizi
“Uzun Saçlı Nusret” karşılar. “Uzun Saçlının Yeri” tabelası, Türkiye’nin hemen hiçbir yerinde içemeyeceğiniz lezzette bir bardak çayın adresidir. Beline kadar inen saçlarını bir alametifarika olarak herkesin bildiği Nusret’in
külde demlenmiş çayı, unutulmaz bir damak tadına dönüşür.
Perşembe’nin merkezi de gezginlere, yolculara
huzurlu, sakin birkaç gün vaat ediyor. Kent merkezindeki tarihsel yapıları, pazarı, balıkhanesini gezebilir, köylü
kadınlardan doğal koşullarda yetiştirilmiş sebze ve
meyveleri ya da el ürünlerini alabilir, çay bahçelerinde
soluklanabilirsiniz.
Belediye Başkanı Selami Çarkçı, Doğu Karadeniz’e
gidenleri ve ülkenin dört bir yanından, huzurlu, sakin
bir tatili özleyenleri hırçın Karadeniz’in sakin şehrine çağırıyor: “Tarihin doğayla buluştuğu Perşembe’yi tanımaktan; konuğumuz olmaktan, huzurlu bir kentin güzelliklerini keşfetmekten heyecan ve mutluluk duyacaksınız.”
Kır lokantalarının plajından denize girin
Perşembe, aynı zamanda Ordu’nun deniz turizmi
merkezi. Uzun ve tertemiz plajıyla Çaka, şehrin hemen
kıyısındaki Aktaş Plajı, Ordu ile Perşembe arasındaki
Efirli kamp yeri ve plajı gezginleri denizle buluşturan
yerler. İlçenin çevresine serpiştirilmiş kır lokantalarının
kendilerine ait küçük plajları da hizmete açık. Yörenin
ünlü pidesini, köftesini sözgelimi Sera Kafe’de, Saklı
Bahçe’de yiyip aynı zamanda denize girebilirsiniz. Eğer
plajlardan denize girmeyi sevmiyorsanız, denize dik
inen dağların uzantısı kayalıklardan denize dalabilirsiniz.
OSMMMO
TURİZM
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Ordu’nun Perşembe ilçesi Doğu Karadeniz’de
doğa, tarih ve kültür değerleriyle dikkat çekiyor.
‘Sakin Şehir’ unvanı ile artık ziyaretçilerine
çevreyle barışık, geleneksel yapının korunduğu,
huzurlu bir tatil vaat ediyor…
Cittaslow
İtalyanca Citta (Şehir) ve İngilizce Slow (Yavaş) kelimelerinden
oluşan Cittaslow kelimesi, Sakin Şehir anlamında
kullanılmaktadır. Cittaslow Ağı, küreselleşmenin şehirlerin
dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını
ve yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için
Slow Food hareketinden ortaya çıkmış bir kentler birliğidir.
Küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak
istemeyen, yerel kimliğini ve özelliklerini koruyarak dünya
sahnesinde yer almak isteyen kasabaların ve kentlerin katıldığı
bir birliktir.
Cittaslow: Yaşamın Kolay Olduğu Kentlerin Uluslararası Ağı
Sakin Şehir
Cittaslow, nüfusu 50.000’nin altındaki kentlerin üye olabildiği,
kentlerin kendi gelenek, göreneklerini, yemeklerini, tarihsel
kimliklerini korumalarını öngören bir birliktir. Cittaslow felsefesi
kentlerin hangi alanlarda güçlü ve zayıf olduklarını analiz
etmelerini ve sahip oldukları şartlar çerçevesinde bir strateji
geliştirmelerini teşvik etmektedir.
Bir şehrin Cittaslow olması demek o şehrin dokusunun,
renginin, müziğinin ve hikayesinin uyum içinde, şehir
sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda
yaşanması demektir. Yerel zanaatları, tatları ve sanatları sadece
eskilerin hatırlayabildiği kavramlar olmaktan çıkarmak için
bunları çocuklarımızla ve misafirlerimizle paylaşmaktır.
Bu hayatın tek amacının bir yerlere yetişmek olmadığını,
içinde bulunan andan zevk alınması gerektiğini insanlara
hatırlatmaktır.
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 81
OSMMMO
E D E B İ Y A T
BİR YAZAR
BiR KİTAP
Hikmet PALA
BİR KENTİN TARİHİ ORDU
ÖNSÖZ
Hikmet PALA
Hazırlayan:
SMMM Semanur VARLIK
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
1972 yılında Ordu Delikkaya Köyünde doğan Hikmet PALA, İlk ve Orta eğitimini Ordu’da aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi’ne girdi. Gazi Üniversitesi’nde
Yüksek Lisans eğitimi aldı ve Ordu Halkevi üzerine
master tezini yazdı.
2006 yılından itibaren Ordu Yerel Tarihi konularında
çeşitli gazete ve dergilerde yazıyor.
Pir Sultan Abdal üzerine yazdığı “Kalsın Benim Davam” adlı inceleme ile “Bir Kentin Tarihi ORDU” adlı
kitapları bulunan Hikmet Pala, Çaka-Çaytepe İlk
Okulu’nda öğretmenlik yapmaktadır.
82 Temmuz 2013
Konumuz Tarih. Ancak Türkiye tarihinin özellikle Ordu kentine ait kısımlarından başlayarak yola çıkıyoruz. Yerel tarih araştırmaları son zamanlarda
Türkiye’de önemli adımlar atmaktadır. Ordu bu konuda geri değil, ancak yapılacak çok iş var.
Neden Tarih ve neden Ordu Tarihi? Tarihsiz bir kent olur mu? Olur, ama
içerik ve estetikten yoksun caddelerinde gündelik hayatın koşturmacasına kapılmış insanların kenti olur ancak.
Kurul Kalesi, Yason Kilisesi, tiyatro binası olan eski Rum Kilisesi, Taşbaşı Rum Kilisesi, Kaya Mezarları, Melet Kalesi, Fatsa Cıngırt Kale, eski konaklar
ve evler, gücü yeten bir zorba gelip yerle bir edene kadar bizlerle kalacaklar. Bizden öncekileri yol ettikleri gibi, bizlerin ardından da mendil sallayacaklar.
Çocuklarımız bu tarihsel yapıların salonlarında koşacak, merdivenlerinden düşecek. Dünya tarihinin yaşadığı en büyük yok etme harekelerinden
Moğol akınları ve Haçlı Seferleri tekrar yapılan dek.
Ben tarihsiz kentleri içerikten yoksun, kalabalık ama boş buluyorum.
Yürüdüğün yolun, fındığın, Ordu’ya gelişimizin bir tarihi var.
Uygarlık bir tarih süreci sonucunda elde edilmiş. Ordu kenti bu zamana gelene dek hangi aşamalardan geçmiş, ben kendi adıma bilmek isterim.
Bu bilme ve keşfetme isteğinin sonucu olarak “Bir Kentin Tarihi ORDU”
çıktı ortaya.
Bu çalışmada yer alan yazılarım çoğunlukla Ordu Olay Gazetesi’nde
2012 ve 2013 yıllarında yayınlanmış yazılardır. Daha önce de Ordu Kent
Gazetesi’nde yayınlanan bazı yazılarıma bu çalışmamda yer verdim. Ordu Kent
benim okuyucuyla buluştuğum ilk gazetedir.
2007 yılından beri Ordu tarihi hakkında okuduklarımı ve öğrendiklerimi çeşitli gazete ve dergilerde yayınladım.
Tarih yazılarının güzel bir özelliği “eskimiyor” olmalarıdır. Çünkü kaleme aldığımız konular zaten çok üzün zaman öncesine aitlerdir. Bu nedenle güncelliğini kaybetmek gibi bir dertleri yoktur. İşte yaklaşık altı yıldır yazdığım ve
güncelliğini değil tarihselliğini koruyan bu yazılarımı, “genel istek üzerine” bir
kitapta topladım.
Uzun yılların birikimi olan bu yazıları bir araya toplanıp kitaplaştırılmasında emeği geçen tüm dostlarıma teşekkür ederim.
Uygar ve bilimsel düşünen insan paylaşan insandır. Bulduklarımızı
sıkı sıkıya dosyalarımızda saklamak, benden başkası bilmesin anlayışıdır. Eski
dinsel inanışlarda izlerine rastlıyoruz, okuma yazma öğrenmenin bile suç sayıldığı inanışları biliyoruz. Halk sırrımızı çözerse inanmaktan vazgeçer, ya da otoritemiz sarsılır diye düşünmüş ruhbanlar.
Çağımızda inançlar bilgiyle sağlamlaşıyor. Bilgi ise sistemli ve disiplinli çalışma sonucunda elde ediliyor. Bilge bir yazar şöyle demiş, sanıyorum
Balzac olacak; “Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir.”
Kutsanmış kölelik ve bilgi için haydi okumaya, merak duymaya, yürürken çevremizdeki tarihsel kalıntılara bakmaya, insanlarla iletişim kurmaya
ve dayanışmaya!
www.ordusmmmo.org.tr
OSMMMO
E D E B İ Y A T
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Osman CANİK
Hazırlayan:
SMMM Rüstem GÜRLER
BİR ŞAiR
BiR ŞiiR
Fotoğraf: Osman CANİK
sevdin mi
kirin beyazı sevdiği gibi seveceksin
arsız bir iştahla sarılıp hayata
sevdiğine sineceksin
en cömert tabiat kulakkaya yaylası...sarı ve mor ağu...sarı ağu bana
göre yerkürenin en özgün kokusu...haaa alt taraf ne göl ne de deniz sadece bulut küme si...
i
e taflanın dib
d
n
si
e
lk
ü
z
a
ir
K
asına daha var
taflanın kızarm
kladığımız
ra kutusunda sa
gönlümüzün ka
haber yâr
sevdamızdan bi
ri metal çağında
şu teknolojik ile
ki hâlâ
şükürler olsun
framızdan
eksik olmuyor so
rakıyla kirazlar
netekim
beslemeyeceksek
kazığa da oturtacak değiliz hani
voyvoda mıyız ki
italyan dostlardan alınan
kara metinlere bakarız
olmadı
âdi tıpta kemik testi yaparız
sonra kitabına uydurur
usulünce asarız
haa unutmadan
bolşevik komşumuzun ihtilâl ayıydı
ekim
eylül’de yaptık darbeyi
o yüzden netekim
12 Eylül döneminin yarattığı toplumsal travmayı, bireyin ezilmişliğini, ertelediği tepkisini, hayal kırıklığını şiirlerinde konu edinen şair, yaşanmışlığın ve tanıklığın verdiği güç ile yaşamın içinden haykırır 12 Eylül’e.
Osman CANİK, Yaşadığını “Yaşadığı gibi” anlatır. Şeref BİRSEL’in dediği gibi.
Teknolojinin yıkıcı etkisine inat, yöresel değerler, varlığını sürdüren doğa,
yaşama sevincidir şairin.
Rakı, kiraz, taflan..
Salep ve uykusuz yüz,
İncir ve dardanel,
Soluk düş, güneş, yağmur,
Arkadaş ıslıkları,
İhanet, kaypaklık, kahramanlık,
Günlük yaşamın savaşan insanları,
Makber, Aşk, Dede metaforları şairin temasal kaynaklarıdır.
Şair ilk ve orta öğrenimini doğduğu Giresun’da, yüksek öğrenimini
İstanbul’da yapar. İlk kitabı “Yalınım Yalnızım Yanlışım” 1992 yılında yayımlanır.
Son kitabı; “Suretim inceden güldü” Çiviyazıları Yayınevi’nde yayımlandı.
kaçak
âşık yüreğine yenilen kişidir
sevda yürekte başka bir yürek işidir
aksiydi
karışıktı
buz gibi âşıktı
ağırdı
âsiydi
çarparak kendi ciddiyetine
kulak vermedi yüreğinin sesine
karşılıksız sevdalar karşılığı
bir yalnızlık alışığı
korkularına yenildi
çekti gitti
edim
öyleyem
s
iç
h
i
iç m
tuttum
diğimi h
seni sev mda hep saklı
asa
gönül k ylül zulmünden
n
ie
bir onik i reddetmende
n
e
b
bir de
um
ok korkt
ç
u
m
k
ço
itiraf
www.ordusmmmo.org.tr
makbe
r
en garb
ınd
makber a yazılmış bile o
ölümsüz
lsa şarkın
or
ıkınıp sık
ınıp süzü ient bir şarkıdır
lm
kızmayın
ağlak çığ elerine
ıranların
makber
rövanşı
olm
ve ağla ayan hayata bir
dıkça h
sitem
akik
feryâd û
figânıdır ati algılamanın
makber
oturaklı
ala
ve ıslak turka mağrûr b
kad
ir
kuruyan ehlerin kör kuy şarkıdır
ularında
yaşlı akş
am
yaşayan
sofra aşk cıların
ıdır
Temmuz 2013 83
YAŞAL658( )2792(D141(
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
84 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
“On çocuğu olduğu halde hiç birini
öpmediğini söyleyen Akra bin Habis adlı zata
hayretle bakıp:
“Merhamet etmeyene merhamet
edilmez.” buyurmuştu.
(Buhari, edep 18, müslim, fezail 56)
Hz. Muhammed SAV.
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
“Hiç ellerin taşı bana değmez,
ille dostun gülü yaralar
beni.”
(Pir Sultan Abdal)
“Kendisinin dahil olduğu
her şey güzel, dahil
olmadığı her şey kötü diyen
YAŞAMA DAİR
YA Ş A M A D A İ R
insan bencil ve ahmaktır.”
Feyzullah Topçu İZMİR SMMMO Başkanı
“Gönlüm Dilime Dargın, Dilim
Gönlüme...
Gönlüm Duygularını
Anlatamadığı için Kızarken
Dilime...
‘Düşüncenin üstesinden
gelemeyen,
Düşünenin
üstesinden
gelmeye çalışır.’’
Dilim anlatamayacağı
şeyleri Düşündüğü İçin
Kızıyor Gönlüme......”
Paul Valéry
Hz. Mevlana...
“İnsan, gerçek anlamıyla insan olmak ve insan
kalmak istiyorsa, kimi kez ne kadar güçlüklerle
dolu olsa, özveriler gerektirse bile, insanlığı
oluşturan en temel değerlerle tutarlı kalmalıdır.
Sıkıntılar, güçlükler gelip geçer.
Aşılmaz görülen engeller aşılır.
Gerçeklik, onu örten yalanlardan, pisliklerden
arınıp gün gibi ışıldar.
Bu hep böyle olmuştur ve böyle olacaktır.
Tersi, insanın ve insanlığın sonu demektir.
Gelecek; ihanetin karanlık, korkak, ilkesiz, kötü
kokulu çukurlarında değil; cesaretin,
dürüstlüğün, özverinin, temiz havayla dolu,
aydınlık doruklarında biçimleniyor...”
ATAOL BEHRAMOĞLU -06.08.2011
Cumhuriyet Gazetesi
“Muhasebecinin çok doğru, itimat edilir, iyi ve
dürüst olması lazım.
Gözü tok, tavır ve karakteri güvenilir olmalı.
Akıllı olmasının yanında haya sahibi
bulunmalı.
Her türlü işlem kağıda geçirilmeli, akla
güvenilmemeli, kayda geçirilmeli”
Kutadgu Bilig-Yusuf Has Hacib
“İnsanları inandıkları şeylerden
vazgeçirmek bir şeye
inandırmaktan daha zordur.
“Ernest Renan
www.ordusmmmo.org.tr
Temmuz 2013 85
OSMMMO
V O L E
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
”Vay Hocam Yengeden Gizli
Yabancı Misafirlere Mesaj
Atıyorsun Ha…”
”Ben Sol Elimi Kaldırırsam
Arkadaşlar Bilir Bu Fazla
Yemek Yemeyin Demektir”
”Asiye Hanım Bak Bu
Telefona Tam İki Bin
Lira Verdim. Gözüm Gibi
Bakıyorum”
86 Temmuz 2013
VOLE
”Derdim Çoktur
Hangisini
Anlatayım…”
”Ben Biraz
Fazla Yedim
Ama Anlaşılmaz
İnşallah”
”Ben Yahya Arıkan
Olsun Dedim Ama
Başkan Bunlar
Kabul Etmedi.”
www.ordusmmmo.org.tr
”Başkanım
Nasılsınız?
”Ne Çekiyorsun Kardeşim
Yediğimiz Bir Kuru Pasta
İçtiğimiz Bir Kutu Meyve
Suyu”
”Ertuğrul Demek
Salonun Adını
Masum Türker
Verdiniz Ha”
VOLE
“Sekreterim İle
Üç Beşiktaşlıyı
(Ertuğrul,Orhan,Doğan
Abiye) Nasılda Sarı
Lacivertli Yaptık Ama”
”İki Çocuk Yeterli”
”Ercan böyle milletin
içinde liste yapılmaz
ki kardeşim.”
OSMMMO
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
”Ben Konferansa Hazırlanıyorum.
İşim Var Diyorum.Adamlar
Antalya’da Buldular Beni Ordu spor
Forması Giydiriyorlar.
İster misin Ordu sporun Son
Transferi Diye Çıksın Haber….”
”Abi soran olursa bu
hafta halı sahada
oynayacakları
yazıyoruz deriz.”
”Arkadaşlar
Samimi Olun
Ben mi Daha
Yakışıklıyım
Gürel mi?
”Arkadaş Moda Oldu
Basın Yalan Yazıyor.
Ben Vefat Haberini
Diyorum Ya…”
www.ordusmmmo.org.tr
”Bekir Abi Boşuna
Okuma Basın
Yalan Yazıyor.Ben
İnanmıyorum.”
Temmuz 2013 87
V O L E
Geleceğin
Muhasebecisi Ahmet
Özcan’nın Yanında
Stajda...
OSMMMO
Hazırlayan:
SMMM M.Ender SÖNMEZ
MİZAH
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS
Düşmanları affetmek…
MİZAH
Pazar ayininin sonunda rahip haftalık vaazını
şöyle bitirdi.
“Demek ki, Tanrı adına ne yapmamız lazım?
Düşmanlarımızı affetmemiz lazım. Şimdi,
bu sohbetimizden sonra, aranızdan kaçı
düşmanlarını affetti?”
Cemaatin yarıdan fazlası elini kaldırdı.
Rahip sorusunu yineledi...
Bu kez hepsinin elleri havadaydı, önlerindeki
yaşlı teyze hariç...
Rahip sordu:
“Bayan Neely? Hayırdır? Düşmanlarınızı
affetmek size bu kadar mı zor geliyor?”
“Düşmanım yok ki!” dedi Bayan Neely, o titrek ve
Umut…
PERS Sultanı iki adamı ölüme mahkum
etmiş. Sultanın atını ne kadar sevdiğini bilen
mahkumlardan bir tanesi hayatını bağışlarsa,
bir yıl içinde ata uçmayı öğretebileceğini
söylemiş. Kendini dünyadaki tek uçan ata
binerken hayal eden Sultan bunu kabul etmiş.
Diğer mahkum inanmayan gözlerle arkadaşına
bakmış ve;
“Atların uçamadığını biliyorsun. Nasıl olup
Düştük be ya…
Kadının evinde cam kırılmıştı, camcıyı
aradı ve siparişi verdi. Yarım saat sonra
zil çaldı. Kadın seslendi; ,
-”Kim o?”
-”Camcı be ya...”
Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı
yeri gösterdi, beş dakika sonra yine zil
çaldı.
“Kim o?”
“Camcı be ya...”
Kadın; “Yanlışlık var, az önce bir camcı
gelmişti?...”
“Düştük be ya...”
son derece şeker haliyle!..
Cemaatten uğultular, şaşkınlık nidaları yükseldi,
rahip devam etti...
“Oooo! Bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey! Kaç
yaşındasınız Bayan Neely?”
“98!”
Cemaat ayağa kalkıp gözyaşları içinde
alkışlamaya başladı...
“Bayan Neely, lütfen, şöyle yanıma gelir misiniz?
Yavaş yavaş. Aman dikkat... Hah! Tamammmmm.
Lütfen buradan müminlerimize bu işin sırrını
söyler misiniz? Nasıl oluyor da insanın 98 yıl gibi
uzun bir ömür zarfında hiç düşmanı olmuyor?..”
Yaşlı kadın, küçük ve titrek adımlarla rahibe
sırtını dönüp, cemaate baktı...
“Hepsi öldü şerefsizlerin...
da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya?
Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar.”
“Pek değil” demiş birinci mahkum.
“Kendime dört özgürlük şansı veriyorum;
Birincisi: Sultan bu yıl ölebilir.
İkincisi: Ben ölebilirim.
Üçüncüsü: At ölebilir.
Dördüncüsü... Belki ata uçmayı öğretebilirim.”
Kız Arkadaşla Kamyon Tamiri
20 yaşlarında bir delikanlı, kız arkadaşı ile gidecek yer
bulamamanın sıkıntısı içinde kıvranırken, sokağın ıssız
yerine park edilen bir kamyonu fark etmiş. İçinde de
kimsenin olmadığını görünce, kamyonun altına girmişler.
Birkaç dakika gibi gelen birkaç saat geçtikten sonra,
delikanlı bekçinin cop ile dürtmesiyle, toparlanmış.
Bekçi, sert bir ses tonuyla sormuş:
- Delikanlı, ne yapıyorsun burada?
- Ne yapacağım, kamyonu tamir ediyorum.
- Bak delikanlı, bu dediğin üç nedenle doğru değil...
Birincisi, kamyon tamir edilirken, sırtüstü yatılır. Sen,
yüzüstü uzanmışsın. İkincisi, kamyon tamir edilirken,
pantolon çıkarılmaz. Üçüncüsüne gelince.. kamyon gideli
tam bir saat oldu!
KAYSERİLİNİN ÖLÜM İLANI...
Kayserilinin eşi ölmüş, Gazeteye gitmiş. En ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.
Önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:
“Ayşe’yi kaybettim.Üzgünüm”
İlan görevlisi ilanı görünce uyarmış,
“İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz. Üç kelime daha hakkınız var”
Kayserili “Aynı paraya mı?” demiş. Görevli “Evet aynı paraya” diyince
Kayserili üç kelime daha eklemiş:
“Satılık Toyota var” .
88 Temmuz 2013
www.ordusmmmo.org.tr
GÜR
m
e
üs t a le
R
K
MM ıngırt
M
S
C
LE R
SMM
M Mu
rat BA
ŞA
Çay te
p e -S a R AN SAĞR
k lıb ah
A
çe
SMMM
Lütfi AY
DIN / Y
a lıköy

Benzer belgeler