Kıdem tazminatı - Proleter Devrimci Duruş
Transkript
Kıdem tazminatı - Proleter Devrimci Duruş
İşçi-emekçi arkadaş! Kıdem, verilmeyen maaşımızın sonradan verilmek üzere kesintilerden oluşan birikimidir. “13. Aylığımız”dır, kısmen iş ve emeklilik güvencemizdir. Bu hakkı kazanmak için, bizden önceki kuşaklar nice mücadeleler vermiş, bedeller ödemişlerdir. Onun gaspedilmesine izin vermeyelim! Bu sadece kendimize değil, çocuklarımıza, torunlarımıza karşı da sorumluluğumuzdur. Kıdem tazminatı, tüm işçi ve emekçileri ilgilendiriyor. Dolayısıyla birlikte mücadele etmenin zeminini fazlasıyla sunuyor. İşçi-memur el ele verip ortak mücadeleyi yükseltmeyi daha da güçlendiriyor. Sendikalar, kıdem tazminatının gaspını, “genel grev nedeni sayacaklarını” söylemişlerdi. Fakat bugüne dek birleşik ve güçlü bir karşı koyuş gerçekleşemedi. Bazı sendikaların yaptığı eylemler, sınırlı ve yetersiz kaldı. Buna karşın, işçi ve emekçilerin, kıdem gaspına karşı öfkesi ve tepkisi oldukça büyük. Hükümet, sınırlı da kalsa yükselen tepkiler üzerine, kıdem gaspı yasa taslağını şimdilik geri çekti. Ancak bu, zamana yayma taktiğidir. Bir süre sonra, büyük olasılık seçimlerin ardından, yeniden saldırıya geçeceklerdir. Geçtiğimiz yıllarda da hükümet, kıdem gaspını gündeme almış, tepkiler üzerine geri çekmişti. Ancak fırsatını bulduğu an, yeniden ısıtıp önümüze getirdi. Bu kez de öyle olacaktır. Ve son darbeyi indirmek için vargüçleriyle yükleneceklerdir! Bu manevralarını boşa çıkartalım! Kıdem gaspını bir daha önümüze getiremeyecekleri şekilde püskürtelim! Bunun da tek yolu, patronların ve hükümetin karşısına daha örgütlü ve birleşik bir güçle çıkmaktır! Artık savunmadan çıkıp saldırıya geçme zamanıdır! Temel taleplerimizi elde edene dek, mücadeleyi kesintisiz sürdürme kararlılığıyla harekete geçme zamanıdır! Bütün işçi ve emekçilerin kıdem hakkının verilmesi, ödenmeyen kıdemlerin devlet tarafından karşılanması, taşerona, esnek çalışmaya son verilmesi, işçi cinayetlerinin durdurulması, insanca yaşayacak asgari ücret vb. taleplerimizi haykırmalı, gerçekleşmediği taktirde “genel grev” silahını kullanmalıyız! Kıdem tazminatı gaspı dahil, işçi ve emekçilere dönük saldırıları durdurmanın tek yolu budur! Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni! İşçi-Memur Elele Genel Greve! İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek! 30 Kasım 2013 DSB Devrimci Sendikal Birlik KIDEM TAZMİNATININ GASPINA İZİN VERMEYELİM! Burjuvazi, azami kara doymak bilmiyor. Esnek çalışma, taşeronlaştırma saldırıları dolu-dizgin sürerken, şimdi de kıdem tazminatını gaspetmek istiyorlar. Bunun adı da “fon” oluyor! Ve sanki işçilerin çıkarını düşünüyorlarmış gibi, peş peşe demagojik yalanları sıralıyorlar. Başta taşeron işçiler olmak üzere, işçilerin çoğunun kıdemi alamadığını söylüyorlar mesela. Evet, işçilerin çoğu kıdemini alamıyor; özellikle de sendikasız çalışanlar!.. Peki hükümetin görevi, kıdem primini ödemeyen patronlardan bunu almak değil mi? Patronlardan pirimi almak için kılını kıpırdatmıyan devlet; işçi ve emekçiler, verilmeyen kıdemlerini istediklerinde, niye karşılaşılarına polisi dikiyor? Copuyla-gazıyla işçi ve emekçilere vahşice saldırıyor! Amaç, kıdem tazminatını gaspetmektir Açık ki amaç, kıdem tazminatını herkesin alması değil, aksine varolan durumu daha da kötüleştirip, gaspetmektir. Yürürlükteki yasalara göre, bir yıl çalışan işçi, kıdem tazminatını hak etmekte, yıl sonunda bir aylık ücreti tutarında kıdemini almaktadır. Bu, iş güvencesinin olmadığı ülkemizde, kısmen de olsa patronların işçi kıyımını frenlemektedir. Kıdemin fona devrilmesi durumunda ise, patronlar attıkları işçiye doğrudan kıdem ödeme yükümlülüğünden kurtulacaklar, bu da, daha rahat işçi atmalarına yol açacaktır. Mevcut durumda, işten atılma ve ayrılmada, veya askere gidildiğinde, kadın işçiler evlendiğinde, kıdem tazminatı alınabiliyor. Fona devri durumunda ise, bunların hepsi elimizden alınacak. Ayrıca alacağımız tazminat miktarı da düşecek. 30 gün tutarında ödenen prim, 15 güne düşürülüyor. 30 günlük kıdem tazminatı, şu anda brüt ücretimizin yüzde 8,3’üne denk gelirken, otomotikman yüzde 4’lere düşüyor! Dahası, işten çıktığımızda veya işten atıldığımızda, bu kuşa çevrilen kıdemi de alamıyoruz. Alabilmek için 10 yıl çalışma şartı getiriliyor. İşten atmaların bu denli kolaylaştırıldığı, esnek çalışmanın oldukça yaygınlaştığı, ‘girdi-çıktı’ların rahatlıkla yapıldığı koşullarda, 10 yılı kaç işçi doldurabiliyor? Diyelim ki, doldurduk, kıdemin hepsini yine alamıyoruz. Mevcut sistemde bile, patronlar doğru-dürüst prim ödemezlerken, fona prim ödeyeceklerinin garantisi var mıdır? Kaldı ki biz “fon”ları çok iyi biliriz! Daha önce kurulan “fon”larda biriken paralarımızın nasıl iç edildiğini hep birlikte gördük. “İşsizlik fonu”nun hali ortada! Bu fondan işşizlerin çoğu faydalanamazken, hükümet istediği şekilde kullanmaya devam ediyor.