UOT 792.03 Rüstem Mürseloğlu Yard. doç. Dr İstanbul Medeniyet

Transkript

UOT 792.03 Rüstem Mürseloğlu Yard. doç. Dr İstanbul Medeniyet
MƏDƏNİYYƏT DÜNYASI
Elmi-nəzəri məcmuə
Azərbaycan Dövlət Mədəniyyət və İncəsənət Universiteti,
XXV buraxılış, Bakı, 2013
МИР КУЛЬТУРЫ
Научно-теоретический сборник
Азербайджанский Государственный Университет Культуры и Искусств,
ХХV выпуск, Баку, 2013
THE WORLD OF CULTURE
Scientific-theoretical bulletin
Azerbaijan State University of Culture and Art, ХХV edition, Baku, 2013
UOT 792.03
Rüstem Mürseloğlu
Yard. doç. Dr
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi,
Sanat Bölümü Başkanı
E-mail: [email protected]
CUMHURİYET DÖNEMİ TİYATRO TARİHİ DEĞERLENDİRMELERİ
ÖZET: Bu makalede Cumhuriyet dönemi tiyatrosu hakkında literatür,
bibliyografyalar, yazarlarca Türk tiyatrosunu dönemlendirme çabaları, Cumhuriyet
tiyatrosunun kültür değişimindeki katkısı, tartışılan tiyatronun ilkeleri, devlet eliyle
kurulan tiyatrolar ve özel tiyatrolara yardımla tiyatroyu teşvik etmesi, tiyatrosunda yerli
ve yabancı yöneticiler, Türk tiyatrosunun Cumhuriyet dönemi “Altın Çağı”, politik
tiyatro, oyun yazarlığı, Cumhuriyet dönemi sahnelenen oyunların listesi, tarihi tiyatroda
Cumhuriyet, gösteri sanatlarında ayrılmaz ikili olarak değerlendirilen müzik ve tiyatro,
tiyatro oyuncuları, problemlerin 2010’lu yıllarda ele alınışı başlıkları altında verilen
bilgilerle Cumhuriyet dönemi tiyatro hakkında yazılan eserleri ve değerlendirmelerin bir
özeti ve derlemesi ele alınmıştır. Cumhuriyet dönemi tiyatro açısından Batı ülkeleriyle
kıyaslandığında çok kısa bir dönemdir. Batı ülkeleri eski Yunan’dan beri tiyatro
geçmişine sahipken, Türklerin modern anlamda tiyatrosu Tanzimat dönemiyle başlar.
Tanzimat dönemiyle başlasa bile tiyatro tarihi konusunun bir makaleye sığacak kadar
kısa olmadığı ortadadır. Metin And gibi pek çok tiyatrocunun yazılarından bunu
anlayabiliriz. Bu yazının tiyatro tarihi konusunu Cumhuriyet dönemi ile sınırladık.Bu
yazı Cumhuriyet dönemi tiyatrosunun genel bir değerlendirmesini yapmayı
amaçlamamaktadır. Cumhuriyet dönemi tiyatro hakkında yazılan eserleri ve
değerlendirmelerin bir özetini ve derlemesini yaparak Cumhuriyet dönemi tiyatro
hakkında bilgi sahibi olmayı, araştırmayı veya ders anlatmayı amaçlayanlara, yazılan
eserleri bilgilendirmek ve değerlendirme yaparken ileri sürülen fikirleri bir araya
getirmeyi amaçlamaktadır.Cumhuriyet dönemi tiyatrosu için yapılan çalışmalar aynı
zaman da yapılacak çalışma konularını da çağrıştırmaktadır. Bu makale, yazı içinde
“tiyatroda müzikaller” konusunun çalışılmadığına yapılan vurgu gibi, yeni araştırılması
gereken konuların da insan zihninde uyanmasını sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: tiyatro, cumhuriyet dönemi, kültür, tarih, sanat.
166
Giriş
Konu Hakkında Literatür: Tiyatro hakkında ilk yazanlardan biri Refik Ahmet
Sevengil’dir (Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu, II Cilt, İstanbul 1934; Türk Tiyatrosu
Tarihi, İstanbul 1969). Ancak buradaki ikinci eser daha çok tiyatronun opera ile ilgili
kısmına odaklanmaktadır. Niyazi Akı’nın Çağdaş Türk Tiyatrosuna Toplu Bakış
(Ankara 1968) 1923-1967 yılları arasını ele alır. Genel bibliyografyaya baktığımızda
aslında iki isim son zamanlarda öne çıkmaktadır: Özdemir Nutku ve Metin And.
Özdemir Nutku, Oyunculuk Tarihi adlı eserinde hem Batı ülkelerinin hem de
Türkiye’nin kısaca tiyatro tarihini vermekle yetinmiştir (eser 2 cilttir ve aynı zamanda
dünya tiyatro tarihidir). Diğer yazar Metin And için, tiyatronun bütün tarihini yazan
adam denilebilir. O Türk tiyatro tarihini Geleneksel Türk tiyatrosu ve Batı etkisindeki
Osmanlı dönemi (Meşrutiyet, Tanzimat dönemleri) ve Cumhuriyet dönemi olarak ele
alan ayrı ayrı ve kapsamlı eserler yazmıştır. Nitekim bu konudaki fikirlerini yine bir
genel Tiyatro tarihinde özetlemiştir (And, Başlangıcından 1983’e Türk Tiyatro Tarihi,
İstanbul 1994). Şüphesiz Dünya Tiyatro tarihiyle ilgili Türkçe yayınlar da yapılmıştır,
ancak makale başlığımızın dışında olan bu konudaki literatüre girmeyeceğiz.
Cumhuriyet dönemi tiyatrosu ayrıca bazı oyun türleri (tarihi oyun, komedi, drama) ile
de inceleyen yazarlar vardır. Tiyatro ile ilgili birkaç sempozyum da yapılmıştır. Bunlara
yeri gelince değineceğiz.
Tiyatro Bibliyografyaları: Araştırmacılar için bibliyografyaların önemi hemen hemen
her araştırma teknikleri veya araştırma kaynakları derslerinde vurgulanmaktadır.
Cumhuriyet Döneminde yazılan iki bibliyografya birbirini tamamlamaktadır. Bunlardan
biri Cumhuriyet döneminin ilk dört yılını da içine alan, harf değişikliğine kadar olan
döneme kadar yani Osmanlı harfleri ile yazılmış tiyatroyu ilgilendiren eserler
bibliyografyası olup Poyraz ve Tuğrul ikilisi tarafından hazırlanmıştır: Türkan Poyraz
ve Nurnisa Tuğrul, Tiyatro Bibliyografyası: 1859-1928 (Ankara 1967). Harf
değişikliğinden 1959 yılına kadar olan sürenin tiyatro bibliyografyasını ise Turan ve
Abacıoğlu ikilisi hazırlamıştır: Semahat Turan (ve Behire Abacıoğlu), Tiyatro
Bibliyografyası: 1928-1959 (Ankara 1961). Şüphesiz Türkiye’de yayınlanan genel
bibliyografyalarda (Türkiye Bibliyografyası; Türkiye Makaleler Bibliyografyası gibi)
tiyatro ile ilgili kısımlarında bibliyografya/ kitap/ makale bilgisine rastlanacağı da
araştırmacılarca unutulmamalıdır. Bununla birlikte bazı özel konulu bibliyografya
çalışmaları da araştırmalar sırasında gözden geçirilmelidir (Uslu’nun Müzikoloji ve
Kaynakları; aynı yazar - Seher Tetik Işık’ın Müzik Bibliyografyası: Yabancı Yayınlar
adlı eserlerindeki tiyatro ile ilgili yazılar gibi). Şüphesiz bu konuda yazılan ansiklopedi
ve sözlükler de araştırmacılara yardımcı olacaktır: Aziz Çalışlar, Gerçekçi Tiyatro
Sözlüğü (İstanbul 1978), M. Nihat Özön-Baha Dürder, Türk Tiyatro Ansiklopedisi
(İstanbul 1967).
Tiyatroyu Dönemlendirme: Cumhuriyet dönemi tiyatronun Darülbedayi ile başladığı
konusunda hemen hemen bütün tiyatro tarihçilerinin ortak görüşüdür (And, Cumhuriyet,
1983, s. 7; Konur, s. 308). Ancak Darülbedayi’den sonraki süreci Prof. Dr. Olcay
Önertoy, 1950, 1970 ve 1970 sonrası olarak gruplandırırken, Metin And’ın “Geleneksel
Türk Tiyatrosu’nun belirli bir tarih evresi ile sınırlandırılamayacağını, “önsüz ve sonsuz
bir evre” olarak düşünülmesi gerektiğine; hemen ardından Batı örneğinde Türk tiyatrosu
evresinin geldiğine dikkat çeker. Batı örneğinde Türk tiyatrosu evresini de Tanzimat,
Meşrutiyet ve Cumhuriyet olarak dönemlendirir (And, Cumhuriyet, 1983, s. 1,
Önertoy’un fikrini de Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi yayını olan
“Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Tiyatro”adlı eserinden M. And
aktarmaktadır).And, bu dönemlendirme konusundaki fikrine uygun olarak tiyatro tarihi
167
eserlerini yayınlamıştır, genel durumu ise Başlangıcından 1983’e Türk Tiyatro Tarihi
(İstanbul 1994) adlı eserinde dönemlendirme görüşüne uygun olarak özetlemiştir.
Oysa Cumhuriyet sonrası tiyatro tarihinin en önemli olaylarından biri Tiyatro’nun
Yüksek Öğrenim Kurumuna bağlandığı 1981 yılına kadar geçen süreyi bir bütün olarak
görenler de vardır (Konur, s. 355). Darülbedayi’nin yerine kurulan ve zaman zaman
farklı adlarla yapılaşmaların devamında 1981 yılı aynı zamanda devletin özel tiyatrolara
yardım etme kararı almasıyla da farklı bir uygulamanın olduğu tarihtir (Konur, s.
340).Nitekim Metin And, kimlik konulu yazısında 1981 yılına kadar olan tiyatroyu bir
bütün olarak eleştirmiştir (And, “Cumhuriyetin 70. Yıldönümünde Kimliğini”, 1993, s.
1). Bu durum aslında Cumhuriyet dönemi tiyatro tarihini 1981 yılına kadar bir bütün
olarak görülebileceğini de düşündürmektedir. Nitekim 1985’ten itibaren yüksek lisans
ve doktora olmak üzere akademik çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Bu ilklerden biri
Ayşe Selen’dir.
Nitekim Metin And, Cumhuriyetin 50. Yılı için50. Yılın Türk Tiyatrosu (1973), 60. Yılı
için Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu(1983) adlı eserlerini kaleme almış, 70. Yılı
olan 1993 için “Cumhuriyetin 70. Yıldönümünde Kimliğini Bulamamış Türk Tiyatrosu
ve Kültür Bakanlığı” (Tiyatro Araştırmaları Dergisi, sy. 10, 1993, s. 1-21) başlıklı bir
makale yazmıştı. Bu makalesinde başlıkta görüldüğü üzere “kimlik” konusuyla
tiyatroyu değerlendirerek Türk tiyatrosunu “sanat olamamış, evrensel boyutları
yakalayamamış” diyerek eleştirmektedir (And, “Cumhuriyetin 70. Yıldönümünde
Kimliğini”, s. 1).
Tiyatro ve Kültür Değişimi: Metin And, Atatürk’ün tiyatroya yüklediği kültür
değişimi programını öncelikle eski kültürün oturmuşluğunu sağlayan inanç,
alışkanlıklar, gelenek ve görenekler arasındaki dengeyi bozmak; hurafeleri ortaya
çıkarmak ve yerine yeni kültürü yerleştirmek, bozulan dengeyi yeniden kurmak olarak
özetler (And, Cumhuriyet, 1983: 2). Yeni kültür değişimi, kurduğu temel kurumlarla
desteklemeye, aydınların yetişmesini sağlamaya çalışmıştır. Türk ulusunun erdemleri ve
değerleri eski tarihten alıntılarla Mete, Özyurt, Attila, Akın adlı oyunlarda; yeni kültür
devrimlerinin övgüsü Cumhuriyet Çocukları, Ceza Hakimi, On İnkılap, On Yılın
Destanı, Bay Önder adlı oyunlarda öne çıkarılmaya çalışılmıştır. Tiyatroya fırsat
buldukça giden Atatürk, tiyatro sanatçılarını teşvik edilmiş, Türk kadını sahneye
çıkmadıkça Türk tiyatrosunun gelişemeyeceğini belirtmiştir. Darülbedayi’nin oyunlarını
Ankara’da seyreden Atatürk onların oyun metinlerine “dramaturg”luk da yapmış, tiyatro
oyun yazarlığını teşvik etmiş, tiyatronun yeni kültür değişiminde önemli bir görevinin
olduğunu belirtmiştir. Metin And, Atatürk’ün dramaturgluğunu “yeni dil, yeni edebiyat,
yeni düşünce” olmak üzere üç konuda özetlemiştir (And, Cumhuriyet, 1983: 9).Metin
And, tek partili siyasi dönemi Atatürk döneminin bir devamı olarak değerlendirir. 19451950 arasını tek partinin yerini çok partili döneme bırakma süreci, 1950-60 dönemini
genel seçimle gelen iktidar dönemini tiyatro kurumunu benimsemiş ama geliştirmek
için çaba sarfetmemiş olarak değerlendirir (And, Cumhuriyet, 1983: 25). Genel seçimle
gelen iktidara karşı yapılan 1960 devriminin ardından 1961 Anayasasının “tiyatro
yazarlığının gelişmesinde” önemli bir katkısı olduğu, özel tiyatroların bu dönemde
geliştiği inancındadır (And, Cumhuriyet, 1983: 26).
Kültür değişiminin en önemli tarafı olan yeni rejimin faziletleri, milli mücadelenin
zorlukları tiyatro oyunlarında işlenmiştir (Şengül, Tarihi Tiyatro, 205 vd.). Kültürün
temellerinden olan dil birliği, Türkçenin doğru kullanımı, değişen dilin doğrusunu
oyunlarda yansıtmak tiyatro oyun yazarlığının en güç tarafı olduğu kabul edilmektedir.
And, Cumhuriyet döneminin ikinci yarısında oyun dilinde dikkate değer bir gelişmenin
olduğunu düşünmekte, oyun yazarlığında doğru Türkçenin aktarılabilmesini yazarın
168
yeteneğinde aramaktadır (And, Cumhuriyet, 1983, s. 459, 461). Nüvit Özdoğru ise
tiyatro oyununda kişilerin kendi günlük ve eğitimlerini yansıtan tarzı yansıtmaları, yazı
dilindeki gibi uzun cümleler yerine kısa cümlelerle yazılması gerektiği üzerinde ısrarla
durmaktadır (Cumhuriyet gazetesi, İstanbul 23 Eylül 1971).
Tiyatronun İlkeleri: Bu başlık aslında Yıldırım Keskin’in bir eserinin adıdır. Fakat
başlık bir tiyatro yazısı için önemli olduğu için biz de bu konuya yer verdik.
Cumhuriyet döneminde tiyatronun ilkeleri tespit edilirken zaman zaman tiyatrocuların
farklı görüşleri olduğunu Metin And’ın tiyatro tarihinde özellikle giriş kısmında “tiyatro
anlayışı” bölümünde gözler önüne serer (And, Cumhuriyet, 1983, s. 43 vd). Yıldırım
Keskin Tiyatro ilkelerini “tiyatro”dan ne anlaşılması gerektiği konusuyla başlar ve
“yazar, oyuncu, oynamak, yönetmek” başlıklarıyla inceler. Tiyatro ilkelerinden
sahnelemek için Türkçe’ye çevrilen PatricePavis’in Sahneleme: Kültürler Kavşağında
Tiyatro(çev. Sibel Kamber, Ankara 1999), Yalçın Alemdar’ın Tiyatro ve Canlandırma
(Ankara 2005) adlı eserleri yararlı olacaktır.
Devlet Tiyatroları: Tiyatronun bir kamu hizmeti olduğu ve kamu eliyle korunması
gerektiği fikri Cumhuriyetin ilk yıllarında belirginleşmişti. 1924 yılında kurulup eğitime
başlayan Musiki Muallim Mektebi (1924),Sanayi-i Nefise Encümeni (1927), Türk
Sanayi-i Nefise Birliği (1927), İlmi Tiyatro Mektebi Talimatnamesi (1929), Türk
Tiyatrosunu Himayet Cemiyeti (1340), Milli Musiki ve Temsil Akademisi (1934) Türk
tiyatrosunu geliştirmek için yeni kurulan kurum, dernek ve yasa girişimleriydi (And,
Cumhuriyet, 1983: 13). Atatürk’ün de Ankara’da oyunlarını seyrettiği Darülbedayi,
İstanbul Şehzadebaşı Ferah Tiyatrosunda gösteriler yaparken, 1934 yılında İstanbul
Belediyesine bağlanarak İstanbul Şehir Tiyatrosu (Tepebaşında faaliyet gösteriyordu)
adını aldı.1936’da kurulan Devlet Konservatuvarı yerine 1940’da kurulan Tiyatro ve
Opera Tatbikat Sahnesi,Carl Ebert tarafından yönetildi; Carl Ebert ayrılınca yerine
Muhsin Ertuğrul getirildi. 1949’de Devlet Tiyatro ve Operasıadını aldığı zaman, aynı yıl
Ankara’da Küçük Tiyatro ve Büyük Tiyatro; 1956’da Ankara Oda Tiyatrosu, 1957’de
İzmir Konak Sahnesi ve Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu;1960’da Sakarya Yeni
Sahne; 1964’de Ankara Altındağ Tiyatrosu; 1966’da Adana Devlet Tiyatrosu, 1969’da
İstanbul Kültür Sarayı tiyatrosu; 1970’de adı değiştirilerek Atatürk Kültür Merkezi Oda
Tiyatrosu; 1971’de Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kuruldu, aynı yıl hem Bursa
hem de İzmir Devlet Tiyatroları açıldı. 1974’de Milli Eğitim Bakanlığından alınıp
Kültür Bakanlığına bağlandı. 1978’de İstanbul Devlet Tiyatrosu kuruldu, 1981’de
kurulan Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlandı. 1983’de İstanbul Taksim Sahnesi,
1984’de Çorum Devlet Tiyatrosu, 1985’de Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü,
1986’da İzmir Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi, 1987’de Trabzon Devlet Tiyatrosu,
1988 Diyarbakır Devlet Tiyatrosu, 1990’da Ankara İrfan Şahinbaş Sahnesi, 1997’de
Sivas, Van, Erzurum ve Konya Devlet Tiyatroları açıldı. Yukardaki kısa kronoloji
devletin tiyatroları sürekli destekleyip ihmal etmediğini gözler önüne sermektedir.
Bununla birlikte kurulması özel tiyatronun gelişmesi için önerilen “Bölge Tiyatroları”
1673’den beri kurulamamıştır.
Özel Tiyatrolar ve Devlet Yardımı: 1923’den öncesinde de varlığı bilinen özel tiyatro
toplulukları Cumhuriyetin ilanından sonra da varlıklarını devam ettirmeğe çalıştılar.
Benliyan Operet Kumpanyası, İstanbul Operet Heyeti, İstanbul Şehir Opereti, Cemal
Sahir, Muhlis Sabahattin Yeni Operet Heyeti, Hale Opereti gibi topluluklar
Meşrutiyetten beri İstanbul’da müzikli oyunlar sergiliyorlardı. Şadi Bey ve Arkadaşları
İzmir’den yola çıkıp Ankara’yı kendilerine merkez yaparak turnelere çıkıyorlardı. Raşid
Rıza, Türk Tiyatrosu adıyla İstanbul Tepebaşı’nda faaliyet gösteriyordu. Şehbal Opereti,
Naşit’in Topluluğu, Ferah Tiyatrosu, Milli Sahne (Şadi Fikret’in), Şark Tiyatrosu (Kel
169
Hasan’ın), Sahir Opereti, İsmail Efendi’nin Topluluğu (İsmail Dümbüllü’nün), Odeon
Tiyatrosu, Asri Operet Heyeti 1923-1927 yıllarında faaliyet gösteren belli başlı özel
tiyatro topluluklarıydı. Bu topluluklardan bir kısmı Anadolu turnesine çıkıyor, hatta
yurtdışında gösteriler yapıyorlardı (Mısır, Kıbrıs, Rusya gibi). 1928’in yeni kuruluşu
olarak Ankara Opereti, Şark Operet Heyeti, Cumhuriyet Opereti, Süreyya Opereti
(1935’de adını Halk Opereti olarak değiştirdi) isimli toplulukların faaliyetleriyle öne
çıktıkları görülmektedir. 1929’da Ankara Güneşi Temsil Heyeti topluluğu, 1930’da
Türk Akademi Tiyatrosu (aynı zamanda TAT adını taşıyan bir dergi çıkarıyordu), İzmir
Şehir Tiyatrosu kurulmuştu.
1935’te Halide ve Arkadaşları (Halide Pişkin’in) topluluğu, Halk Opereti topluluğu,
Turan Tiyatrosu, Halk Tiyatrosu topluluklarının kuruldukları görülmektedir. 1936 Özel
tiyatrolara Belediye tarafından yardımların düşünüldüğü ilk defa görülen bir yıldır
(And, Cumhuriyet, 1983, s. 205). 1939’da Ege Tiyatrosu, İstanbul Halk Tiyatrosu,
Ankara Tiyatrosu (Zeki Alpan ve arkadaşları), Türk Revü Opereti ilk defa adları anılan
tiyatro topluluklarıdır. 1942’de Ses Tiyatrosu Operet topluluğu (Avni Dilligil’in)
kuruldu. 1948’de kurulan Yeni Ses Opereti vodville, müzik ve dans karışımı müzikaller
sahneliyordu; 1953’te bu operetten ayrılanlar İstanbul Opereti ve Şen Ses Opereti
topluluklarını kurdular.
1949’da Vahi Öz Opereti; 1950’de Saat 6 Tiyatrosu, 1954’te İstanbul Opereti (adı
1960’da İstanbul Tiyatrosu oldu), 1955’te Karaca Tiyatro, 1956’da Dormen Tiyatrosu
(1972’de kapandı), 1957’de Oda Tiyatrosu (1959’da kapandı) ve Ankara Beşinci
Tiyatro, 1959’da Kent Oyuncuları, Kadıköy Tiyatrosu, Üsküdar Tiyatrosu, Fatih
Tiyatrosu, Zeytinburnu Tiyatrosu, Oraloğlu Tiyatrosu (Lale Oraloğlu ve Arkadaşları);
1961’de Ankara Meydan Sahnesi; 1962’de Arena Tiyatrosu ve Gülriz Sururi-Engin
Cezzar topluluğu, Ulvi Uraz Dost Oyuncular, Azak Tiyatrosu, Gong Tiyatrosu, Aksaray
Bulvar Tiyatrosu; 1963’de Ankara Sanat Tiyatrosu; 1966’da Başkent Tiyatrosu, Tevhit
Bilge-Necdet Tosun Topluluğu, Nejat Uygur ve Arkadaşları Topluluğu; 1967’de
Devekuşu Kabare Tiyatrosu, Tiyatrom Tiyatro Topluluğu; 1968’de Yenişehir
Tiyatrosu;1969’da Bizim Tiyatro (Münir Özkul’un), Dostlar Tiyatrosu, Gönül ÜlküGazanfer Özcan Topluluğu, Ümit Tiyatrosukuruldu.1969-1970 yılını özel tiyatroların
“mantar gibi özel tiyatro bitiyor” manşeti ile birden çoğaldığını görebiliyoruz (And,
Cumhuriyet, 1983, s. 242).
1970’de 23 adet özel tiyatroya Ocak tiyatrosu, Çağ Tiyatrosu topluluğu, Bakırköy
Halkevi Tiyatrosu, Yıldırım Önal Tiyatrosu ilave edilmişti. 1971’de İstanbul Ses
Opereti, Kardeş Oyuncular, Grup Oyuncuları, Beş Basamak Tiyatrosu, Nisa SerezliTolga Aşkıner Topluluğu, Üsküdar Oyuncuları, Tevfik Gelenbe Topluluğu, Ankara
Birliği Sahnesi tiyatro toplulukları kuruldu. 1972’de Çevre Tiyatrosu Topluluğu, Türk
Yazarları Tiyatrosu; 1973’de Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu Topluluğu, Gazete Tiyatrosu
Topluluğu, Kocamustafapaşa Küçük Komedi Tiyatrosu, Bakırköy Ali Baba Tiyatrosu,
Asuman Arsan ve Arkadaşları Topluluğu;1974’te Dönem Oyuncuları ve Oyuncular
Birliği, Devrimci Ankara Sanat Tiyatrosu, Bakırköy Halk Sahnesi Oyuncuları; 1975’de
Suzan Ustan-Pekcan Koşar Tiyatrosu; 1976’da Halk Sahnesi Oyuncuları, Birlik
Sahnesi, Ayfer Feray ve Arkadaşları; 1977’de Çağdaş Sahne, Öncü Sahne, Çatı
Tiyatrosu, Tef Kabare Tiyatrosu; 1979’da Miyatro Vatandaş MiyatroTiyatrosu; 1980’de
Çevre Tiyatrosu (Sadri Alışık’ın); 1981’de Ortaoyuncular, Ali Poyrazoğlu-Korhan
Abay Tiyatrosu, Hodri Meydan Kültür Merkezi, Tuncay Özinel Tiyatrosu kuruldu. Bu
tiyatroların bazıları kısa ömürlü bazıları ise yirmi yıl süreyle hizmet vermeye devam
ettiler. Dağılmalar, yeni oluşumlar veya bir topluluktan ayrılıp yeni bir tiyatro topluluğu
170
kurdular. Bütün bu özel tiyatro topluluklarında yer alan oyuncuları Metin And
listelemiştir (And, Cumhuriyet, 1983, s. 186-257).
1960’lı yıllarda özel tiyatrolar zaman zaman kanun, yönetmelik veya devlet yardımı
konusuyla gündeme gelmekteydiler (Konur, s. 337). 1981’e gelindiğinde özel tiyatrolara
sansür konusu bile tartışılmış ama yürütmeye konulmamıştı. 1981’de özel tiyatrolara
devlet yardımı yapılacağı kararlaştırılmış ve 1982’de 17 özel tiyatroya devlet yardımı
yapılmıştı (Konur, s. 340, 343).
Tiyatroda Yabancı ve Yerli Yöneticiler: Ankara konservatuvarına Carl Ebert 1936’da
getirilmiştir, 1947’de ayrılmıştır; 1952’de İstanbul Şehir Tiyatrolarına Alman asıllı
MaxMeinecke başyönetmen olarak Viyana’dan davet edildi; Devlet tiyatrolarına atanan
genel müdürlere göre yedi döneme damgasını vuran Muhsin Ertuğrul (1949-51, istifa
ederek ayrıldığı 1951-1954 arasında Küçük Sahne’nin başına getirildi, 1954-58), Cevat
Memduh Altar (1951-1954), Cüneyt Gökçer (1958-78, 1980-83), Ergin Orbey (197880), Turgut Özakman’ın (And, Cumhuriyet, 1983, s. 212; Konur, s. 329) dönemleri
tiyatro eleştirmenlerince özetle olumlu ama yetersiz olduğu konusunda hemfikirdirler.
İlk dönem seyirci problemi ile verilen uğraş, ikinci dönemden sonra seyirci tiyatroya
alışmış,üçüncü dönemdetiyatro sayısı arttırılmış, dördüncü dönemde sanat düzeyi olgun
temsiller yurtiçi turneler dışında Paris, Atina, Venedik, Yugoslavya’da da
sahnelenmiştir. Bu dönem Broadway Müzikalleri gibi “öz açısından hafif”, görsel
açıdan zengin müzikaller sık sık sahnelenmiştir. Beşinci dönemde kuramcı
BertoldBrecht’in eserleri ilk defa sahnelenmiş, yerli yapıtların da ilk defa sahnelenmesi
sağlanmıştır (Yaşar Kemal’in Teneke’si; Orhan Kemal’in Murtaza’sı gibi). Altıncı
dönemde Anadolu turne sayısında artış, merkezi temsillerde ise niteliğin azaldığı
gözlenmiş olduğu söylenir (And, Cumhuriyet, 1983, s. 213; Konur, s. 331). Sonunda
yapıldığı ileri sürülen haksızlıklar bu dönemin görevden ayrılması ve 1983’de Turgut
Özakman’ın atanması ile sonuçlanmıştır. Turgut Özakman biriken sorunların kaynağı
olarak altyapı ve yasaların yetersizliğine bağladığı bir yazı yayınlamıştır (maddeler
halinde bk. Konur, s. 331-332).
Tiyatronun Altın Çağı: 1959-1966 yıllarında Muhsin Ertuğrul’un başyönetmen olduğu
yıllar “Tiyatronun Altın Çağı” olarak Özdemir Nutku tarafından verilmiş bir
adlandırmadır. Yeni sanatçıların yetişmesinde sağlanan imkanlar, yerli ve yabancı
yazarların oyunlarında gösterilen titizlik, oyun ve oyuncu arasındaki özen, sahneleme
tekniklerindeki doyurucu özelliklerden dolayı bu ad verilmişti. Ancak sadece Muhsin
Ertuğrul değil, ona danışmanlık yapan oyun yazarı Güngör Dilmen Kalyoncu’nun da bu
döneme önemli katkısı olduğunu Metin And özellikle belirtir. Özdemir Nutku’nun bu
adlandırışı hem And, hem de Konur tarafından benimsenmiştir (Nutku, Darülbedayi’nin
50 Yılı, Ankara 1969, s. 77; And, Cumhuriyet, 1983, s. 226; Konur, s. 315).Muhsin
Ertuğrul, 1966 yılında tiyatrodan uzaklaştırılmıştır (And, Cumhuriyet, 1983, s. 227).
Atatürk’ün tiyatro alanında açtığı yeni dönem Metin And’a göre tiyatro adamlarınca
tamamlanabilirdi, oysa 50 yıl Muhsin Ertuğrul “tek adam” olarak tiyatro adamının
eksikliğini Türk Tiyatrosuna duyurmuştur (And, Cumhuriyet, 1983: 16). Oysa
Cumhuriyet döneminin kıymeti bilinmeyen tiyatro adamı İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu’dur
(1886-1978; And, Cumhuriyet, 1983: 23).
Politika ve Tiyatro: Tiyatroların desteklenmesi aslında bir politika gereğidir. Kültür
politikası, ülkenin eğitim seviyesini yükseltmek istemesini gerekli kılar. Nitekim pek
çok yazar gibi Naşit bu konuya net cevap verir “Tiyatronun yükselmesi için evvela
hükümetin azami yardımının gerekli” olduğunu belirtir. Politikanın tiyatroyu
desteklemesi sonucu birçok tiyatro toplulukları kurulmuş, sanatçılar, oyun yazarları
yetişmiştir. Ancak uzun vadeli ülke politikasını sarsan girişimler de yine politikadan
171
kaynaklanmıştır. Politikanın tiyatroya bir başka olumsuz etkisi ise yazarlar üzerindedir.
Bunlardan bir örnek olmak üzere bir yarışmanın sonucunda kazanan oyun yazarını
gösterebiliriz. 1946’da düzenlenen tiyatro oyun yazarlığı yarışmasında Necip Fazıl
Kısakürek’in Sabırtaşı adlı oyunu ödüle layık görülmüştü. 1946’da yarışmayı
düzenleyen zamanın siyasi gücü Cumhuriyet Halk Partisi birinciliği alan bu eseri
duyurmaktan çekinmiş ve hem oyunun hem de yazarın gölgede kalmasını sağlamıştı
(Varlık dergisi, sy. 32, 1 Nisan 1947; And, Cumhuriyet, 1983, s. 392).
1961 Anayasasının ardından, özellikle 1670’li yıllarda siyasi akımların etkisinde
çoğalan tiyatro toplulukları görülür. Özel tiyatrolar bu siyasi dalgalanmanın etkisinde
oyunlarını pervasızca sergilerlerken, siyasi guruplardan zaman zaman olumsuz tepkiler
meydana geliyordu. Siyasi liderlerin ağzından gazetelerde yer alan olumsuz ifadeler,
sergilenen oyunlara karşı tepkilerle gösteriliyordu. Metin And, tiyatrolarda “ilerici,
devrimci” adı altında görülen “politik tiyatro”yu, savunduğu fikirlerde seyirciyi
soğukkanlılıkla kendi yargılamasıyla başbaşa bırakmamakla eleştirmektedir(And,
Cumhuriyet, 1983: 28).
Oyun Yazarlığı ve Yazarlar: Aşağıdaki bilgiler Metin And’ın Cumhuriyet Dönemi
Türk Tiyatrosu adlı eserinde gayet güzel listelendiği için, özetlenecektir. Cumhuriyet
dönemine girişte, Meşrutiyet dönemi yazarlarının oyun yazarı olarak devam ettiklerin,
görüyoruz: Halit Fahri Ozansoy, Ahmet Nuri Sekizinci, Reşat Nuri Güntekin,
Musahipzade Celal, Hüseyin Cahit Yalçın, Mahmut Yesari, Yusuf Ziya Ortaç, Celal
Esat Arseven, Abdülhak Hamit Tarhan, Aka Gündüz, Halide Edip Adıvar, Hüseyin
Rahmi Gürpınar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu.
Oyun yazarlığına Cumhuriyet döneminde başlayanlar Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip
Fazıl Kısakürek, Vedat Nedim Tör, Nazım Hikmet, Cevdet Kudret, Cevat Fehmi
Başkurt, Ahmet Muhip Dranas, İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, Ekrem Reşit Rey (Kardeşi
Cemal Reşit Rey’le birlikte).
Genç Kuşak yazarlar olarak adlandırılan oyun yazarları: Haldun Taner, Orhan Asena,
Turgut Özakman, Refik Erduran, Çetin Altan, Necati Cumali, Sabahattin Kudret Aksal,
Güngör Dilmen, Nazım Kurşunlu, Aziz Nesin, Turan Oflazoğlu, Orhan Kemal, Recep
Bilginer, Adalet Ağaoğlu, Melih Cevdet Anday, Sedat Veyis Örnek, Aydın Arıt, Nezihe
Araz, Muzaffer İzgü, Ferhan Şensoy, Melih Vassaf, Rıfat Ilgaz, M. Necati Sepetçioğlu,
Erol Toy, Sabahattin Engin.
Bunlar dışında tek tek oyunlarıyla dikkat çeken oyun yazarları da vardır. Sermet Çağan,
Sabahattin Ali, Fikret Otyam vs. gibi. Sürekli olarak uyarlama yapan oyun yazarları
içinde Yusuf Sururi, Refik Kordağ, Sadık Şendil, S. Nahit Bilga, Fazıl H. Çorbacıoğlu,
Süavi Sualp, Necabetin Bal adları öne çıkmış isimlerdir. Cumhuriyetin ilk yıllarında sık
sık başvurulan bir yöntem olarak çeviri veya uyarlama yapmanın güçlüğü, pek çok
tiyatro yazarı dışında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan Theodore
Savory’nin Tercüme Sanatı (Ankara 1961) adlı eserinde ortaya koymuştur.
Kadın oyun yazarlarından Adalet Ağaoğlu, Sevgi Batur Sanlı, Nezihe Meriç, Nihal
Karamağralı, Perihan Zorlu, Aysel Kılıç, Seniha Kanbay, Sevgi Soysal oyunları
sahnelenenlerden bir kısmıdır.
Cumhuriyet döneminin başlangıcında tiyatro eleştirmenleri “yeterli sayıda tiyatro oyun
yazarımız yok” diye yakınırlarken (Darülbedayi dergisi, sy. 3, 15 Mart 1930’den M.
And aktarmaktadır), 1970’lere gelindiğinde yabancı yazarların oyunları yanında yalnız
Şehir Tiyatrolarında yılda ortalama 80-90 yerli oyun gösterilmekte idi.
1970’lere doğru tiyatro oyun yazarlığını genel bir değerlendirme yapan eleştirmen
birkaç kişinin görüşleri dikkat çekicidir: Ömer Attila Sav(Türk Dili dergisi, sy. 198,
1968), Zihni Küçümen (Türk Tiyatrosu dergisi, Ocak 1962), Aziz Nesin (Yeni Gazete,
172
23 Kasım 1970), Metin And (Cumhuriyet, 1983, s. 385-389 bütün bu yazarların
görüşlerini de aktarmaktadır). Bu yazarların yaptıkları oyun yazarlığı genel
değerlendirmesinin üzerine ayrıca Metin And, 1980’leri de değerlendirmiştir. Metin
And, 1970’lere doğru Ömer Atila Sav’ın oyun yazarlığında Avrupa’daki gibi bir “ulusal
deyiş” özelliği gelişmediği yolundaki görüşlerine katılsa da, bunun aslında ulusal deyiş
ve ulusal eserin tanımındaki güçlükten kaynaklandığını da belirtir (And, Cumhuriyet,
1983, s. 386). Aziz Nesin’in “ulusal tiyatro”dan beklentisi on yılda eskimeyen, Türk
ulusunun ortak davranış ve karakterini yansıtan oyundur. Belirli bölgelerde yaşayan
insanları yansıtan eserler ulusal eserler olamazlar” şeklindeki fikirlerine Zihni
Küçümen, oyun yazarlarını insana hangi gözlükle baktığını bilmemekle, çıkış noktaları
olmamakla, yığınların inançlarını desteklemekle, ucuz başarı peşinde koşmakla, Pazar
günü yazarı olmakla suçlamaktadır. Diğer taraftan Cevat Fehmi Başkut, tiyatro
yazarlığının güç bir iş, tiyatro yazarlığının Türk edebiyatında yeni bir tür olduğunu
unutmayıp çok fazla bir beklenti içinde olunmaması gerektiğini, eleştiride ölçüyü
kaçırmamak gerektiğini vurgular. Cevat Fehmi Başkut, Türk tiyatro yazarlarının Batı
tiyatro yazarlığı ile arasındaki mesafeyi kapatmak için kendisinden beklenenden çok
gayret göstermekte ve başarılı olduklarını düşünmektedir (Cumhuriyet gazetesi, 13
Şubat 1962; And, Cumhuriyet, 1983, s. 385-389).
Sevda Şener, Metin And, Tahsin Konur gibi tiyatro yazarları, tiyatro yazarlığını dikkate
alarak Cumhuriyet dönemini 1983’e kadar beş döneme ayırmaktadırlar (Şener,
“Cumhuriyet Döneminde Tiyatro Yazarlığı” yazısından And, Cumhuriyet, 1983, s. 483,
490; Konur, s. 329). And, 1950’lerden sonra tiyatro yazarlığında ilk kımıltıların
1970’lerde olgunluğa ulaştığı kanaatindedir (And, Cumhuriyet, 1983, s. 490).
Tiyatro yazarlığı hakkında eğitici fikirler ve değerlendirmelere de rastlamak
mümkündür. Bunlardan biri Yıldırım Keskin tarafından dile getirilir. Oyun yazarlığının
güçlüğünden başlayarak, özgün olması için baskılardan etkilenmemesi gerektiğini
vurgular (Keskin, s. 71-72).
Oyunların Listesi: Cumhuriyet döneminde sahnelenen oyunların zaman zaman listeleri
yapılmıştır (And, Cumhuriyet, 1983, s. 621-695). Metin And 1982 senesine kadar bu
listesinde hangi oyunun hangi yılda hangi tiyatroda sahnelendiğini de belirtmiştir.
Ayrıca kısa tanıtım ve değerlendirmelerini de yine ayni kitabın içinde bulabiliriz (And,
Cumhuriyet, 1983, s. 493-605).Aziz Çalışlar ise Tiyatro Oyunları Sözlüğü (İstanbul
1994, 1. Cilt Dünya tiyatrosu, 2. Cilt Türk tiyatrosu oyunları) adlı eserinde 1992 yılına
kadar tiyatro oyunlarını listelemektedir. Ayşe Selen Tiyatro Oyunları Sözlüğü’nün 3.
Cildinde 154 yabancı oyunun listesi ve değerlendirmesi vardır. Behçet Necatigil,
Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (İstanbul 1971) adlı eserinde de tiyatro oyunları
hakkında bilgiler bulunmaktadır.
Tarihi Tiyatro: Cumhuriyet döneminde tiyatroda sahneye konulan tarihi oyunları
inceleyen Abdullah Şengül’dür. Metin And da tarihi oyunlar için kısa bir bölüm
ayırmıştır (And, Başlangıcından 1983’e, s. 145-147). Şengül, Cumhuriyet Dönemi
Tarihi Tiyatro (Ankara 2008) eserinde sahnelenen tarihi tiyatro oyunlarını mitoloji, halk
hikayeleri, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet dönemi olayları başlıklarını öne çıkardığını
görüyoruz. Bizi ilgilendiren Cumhuriyet dönemini anlatan tiyatroları “Atatürk, Milli
Mücadele, Cumhuriyet’in faziletleri ve olayları”nı konu alan oyunlar kısmıdır.
Tiyatro ve Müzik: Tiyatronun etkili olmasını sağlayan üç şeyden birinin müzik olduğu
Aristo tarafından belirtilmiştir (Şener, Dünden Bugüne, s. 41). Örneğin; Oscar G.
Brockett’in Tiyatro Tarihi adlı eserinde eski Yunandan başlayıp “Uzak Doğu ve
Afrika”yı da içeren dünya tiyatro tarihinde müzik başlığına sık sık yer verilmiştir
(İstanbul 2000, s. 38, 81, 122, 157, 190). Günümüz tiyatro yazarlarından Yılmaz
173
Arıkan, A’dan Z’ye Tiyatro Kılavuzu (İstanbul 2006), adlı eserinde “müzik” terimini
tamamlayan “müzikal komedi ve müzikal tiyatro” terimlerinde yine “opera” terimine de
işaret eder. Aziz Çalışlar,Tiyatro Ansiklopedisi’nde müzikal (Ankara 1995, s. 447)
kelimesini “müzikal komedi” kelimesiyle eş değer olduğuna işaret ederek “müzikli
komedi” terimi açıklamasında türün operet ve operalardan geliştiğine değinir. Ayrıca
meyhane türkü/ şarkılarından “Müzikhol” (Çalışlar, a.e.,s. 447) türüne bir başlık
açmıştır. Buradaki açıklamalarında “Varyete” (Çalışlar, a.e.,s. 665), Varyeteden “Revü”
(Çalışlar, a.e., s. 522) maddelerine atıflar yapar. Atıf yapılmamış Vodvil (Çalışlar,
a.e.,s. 679) gibi maddeler müziğin ağırlıklı olduğu geleneksel Türk oyunlarını da içeren
bir araştırmaya ihtiyaç hissettirmektedir. Bu açıdan bakıldığında Özdemir Nutku’nun
Gösterim Terimleri Sözlüğü (İstanbul 1998) ve her ne kadar kendilerine araştırma alanı
yaratmak gibi bir amaçla da olsa antropoloji bakış açısıyla hazırlanmış E. Barba-Nicola
Savarese’nin Oyuncunun Gizli Sanatı: Tiyatro Antropolojisi Sözlüğü(çev. Ayşın
Candan, İstanbul 2002) bu açıdan yararlanılacak disiplinlerarası çalışmalardan biridir.
Müzik ve tiyatroilişkisi, Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosu örnekleri aslında
Musahipzade Celal, Celal E. Arseven, Cemal Reşit Rey’in oyunları gibi daha birçok
müzikal tiyatro oyununda görülür. Cumhuriyet dönemi “müzikal”lerini başlığa taşımış
henüz bir araştırma yapılmamıştır. Metin And, Cumhuriyet Dönemi Tiyatro Tarihi’nde
zaman zaman müzikal oyunlar hakkında bilgiler verir (And, Cumhuriyet, 1983, s. 502,
509). Recep Uslu’nun Türkiye’nin ilk “müzikoloji” başlığını taşıyan veİstanbul Teknik
Üniversitesi tarafından yayınlanan kitabında müziğin tiyatro ile ilişkisine değinerek kısa
bir tiyatro-müzik-operet/ opera bibliyografyası yapmıştır (Uslu, s. 116). Müzikaller
değilse bile Opera için daha geniş bir araştırmayı Cevat Memduh Altar’ın Opera Tarihi
(4 cilt, Ankara 1982), HrantPapazyan’ın100 Yılda Türk Opereti: 1872-1972(İstanbul
1975), Jak Deleon’un Düşten Düşünceye (İstanbul 1985) adlı eserlerinde görebilirsiniz.
Bununla birlikte tiyatroda oynanan müzikli oyunlardan Metin Andgenel tiyatro
tarihinde ara sıra söz etmektedir (And, Başlangıçtan 1983’e, 1994, s. 152, 170). Lüküs
Hayat ve Keşanlı Ali Destanı bu türler içinde ismi en çok bilinenler arasında yer
almaktadır denebilir.
Tiyatro Oyuncuları: Cumhuriyet dönemi tiyatro tarihinde Metin And, tiyatro
oyuncularını büyük bir ciddiyetle özellikle tiyatro toplulukları kısmında sıralar (Burada
dikkati çekmek istediğim bir konu genellikle tiyatro icrası yapanlar “sanatçı”
denmesinden ise “oyuncu” denilmesini tercih ederler, terim olarak biz de sanatçı yerine
“oyuncu” kelimesini başlığa taşıdık). Ancak onların ansiklopedik bilgileri için bazı
eserler de yazılmıştır. Bu eserler doğrudan tiyatro oyuncuları ile ilgili olduğu kadar,
şairler, yazar ve ses sanatçılarıyla da ilgilidir: A. Madat, Sahnemizin Değerleri (I-II c.,
İstanbul 1944-54), Şükran Kurdakul, Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (Ankara 1973),
Behçet Necatigil, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (İstanbul 1970), Behçet Necatigil,
Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (İstanbul 1971), Selami İzzet Sedes, Ses Sanatçıları
Ansiklopedisi (İstanbul 1970). Son zamanlarda yayınlanan Aziz Çalışlar’ın Tiyatro
Adamları Sözlüğü (İstanbul 1993) içinde hem yerli hem de yabancı tiyatro oyun
yazarları, tiyatro bilimcileri, yönetmenler (Metin And bu terim yerine “sahneyekor”
terimini kullanır), sahne tasarımcıları, tiyatro mimarları yer alır. Çalışır, eserinde
yabancı tiyatro adamlarına The Cambridge Guide toTeatre (1992) adlı eseri kullandığını
belirtir. Yine bu konuda bilgi bulunabilecek Çalışlar’ın Tiyatro Ansiklopedisi (Ankara
1995) Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. Vedat Demirci’nin Alnında Işığı İlk
Hisseden Tiyatro Sanatçılarımız (İstanbul 1999) adlı eserinde Türk tiyatro
oyuncularının sosyolojik ve psikolojik çözümlemelerini yapacak bilgileri kendi
174
ağızlarından duyar gibi oluruz, bu eser sözlü tarih metoduyla çalışma yapacaklara
kaynak olabilir.
Tiyatro Problemleri: Tiyatronun problemleri finansal destek, oyuncu, sahneleme,
yazarlık, seyirci, eser, toplumsal değerler, siyaset baskısı gibi çok çeşitlilik
göstermektedir. Metin And, sansür veya aşırı denetimin tiyatro oyuncuları ve eserlerinin
başına getirdiği olumsuzluklara eserinde zaman zaman değinmiştir (And, Cumhuriyet,
1983). Zaman zaman bu konuları işleyen müstakil eserler de yazılmıştır: Suat Taşer,
Tiyatro Meseleleri (Ankara 1953);Sevda Şener, Çağdaş Türk Tiyatrosunda Ahlak,
Ekonomi, Kültür Sorunları: 1923-1970 (Ankara 1971). Bunların yanı sıra müstakil
sempozyumlar da düzenlenmektedir: Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği 15-30 Mayıs
2009 (İstanbul 2010); İstanbul 2010 Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği Uluslararası
Tiyatro Eğitimi Buluşması Sempozyum Bildirileri (İstanbul 2010).Aslında pek çok
problem yanında Geleneksel ve Batı etkisindeki Türk tiyatrosunun, Dünya tiyatro
tarihleri (örneğin Oscar G. Brockett’in Tiyatro Tarihi (İstanbul 2000) adlı eseri
tiyatroyu 1990’lara kadar izlemesi ve doğu kültürlerine de yer vermesiyle editör
tarafından övülmüştür) içinde niçin yeterince yer almadığı sorusu da Cumhuriyet
dönemi tiyatrosunun problemlerinden biri değil midir?
SONUÇ
Bu makalede Cumhuriyet dönemi tiyatrosu çalışmak isteyenler veya ders anlatmak
isteyenler için bir kılavuz niteliği taşıyacak değerlendirme ve kaynaklara kısaca işaret
edildi. Aslında diğer taraftan bir tiyatro tarihi yazmanın veya araştırma yapmanın o
kadar da kolay olmadığı gösterilmeye çalışıldı. Tiyatro tarihi çalışmanın akademik
anlamda yeni araştırmacılarca önemli bir alan olduğu gösterildi. Yazı konu hakkında
literatür, bibliyografyalar, yazarlarca Türk tiyatrosunu dönemlendirme çabaları,
Cumhuriyet tiyatrosunun kültür değişimindeki katkısı, tartışılan tiyatronun ilkeleri,
devlet eliyle kurulan tiyatrolar ve özel tiyatrolara yardımla tiyatroyu teşvik etmesi,
tiyatrosunda yerli ve yabancı yöneticiler, Türk tiyatrosunun Cumhuriyet dönemi “Altın
Çağı”, politik tiyatro, oyun yazarlığı, Cumhuriyet dönemi sahnelenen oyunların listesi,
tarihi tiyatroda Cumhuriyet, gösteri sanatlarında ayrılmaz ikili olarak değerlendirilen
müzik ve tiyatro, tiyatro oyuncuları, problemlerin 2010’lu yıllarda ele alınışı başlıkları
altında verilen bilgilerle girişte belirtildiği gibi, Cumhuriyet dönemi tiyatro hakkında
yazılan eserleri ve değerlendirmelerin bir özeti ve derlemesi verilmiştir. Böylece
Cumhuriyet dönemi tiyatro hakkında bilgi sahibi olmayı, araştırmayı veya ders
anlatmayı amaçlayanlara, yazılan eserleri bilgilendirmek ve değerlendirme yaparken
ileri sürülen fikirleri bir araya getirmekle yazı amacına ulaşmış sayılmaktadır.
Cumhuriyet dönemi tiyatrosu için yapılan çalışmalar aynı zaman da yapılacak çalışma
konularını da çağrıştırmaktadır. Bu makale, yazı içinde “tiyatroda müzikaller”
konusunun çalışılmadığına yapılan vurgu gibi, yeni araştırılması gereken konuların da
insan zihninde uyanmasını sağlayacaktır. Cumhuriyet dönemi tiyatrosunun ulusal
kimlik probleminin devam ettiğini de söylenebilir. Tiyatronun edebiyat, felsefe ve siyasi
akımlardan etkilenmediği düşünülemez. Bu açıdan da araştırmacılar tiyatroya yardımcı
diğer disiplinlerden de yararlanmalıdır.
BİBLİYOGRAFİYA:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Akı, Niyazi. Çağdaş Türk Tiyatrosuna Toplu Bakış, Ankara 1968
Alemdar, Yalçın. Tiyatro ve Canlandırma, Ankara 2005
Altar, Cevat Memduh. Opera Tarihi, 4 cilt, Ankara 1982
And, Metin, Başlangıcından. 1983’e Türk Tiyatro Tarihi, İstanbul 1994
And, Metin. 50. Yılın Türk Tiyatrosu, İstanbul 1973
And, Metin. Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu, Ankara 1983
175
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
And, Metin. “Cumhuriyetin 70. Yılında Kimliğini Bulamamış Tiyatromuz ve Kültür Bakanlığı”
yazısı, Tiyatro Araştırmaları Dergisi, sy. 10, 1993, s. 1-21
Arıkan, Yılmaz. A’dan Z’ye Tiyatro Kılavuzu, İstanbul 2006
Barba, Eugenio –Nicola Savarese. Oyuncunun Gizli Sanatı: Tiyatro Antropolojisi Sözlüğü(çev.
Ayşın Candan), İstanbul 2002
Brockett, Oscar G.,Tiyatro Tarihi, İstanbul 2000
Çalışlar, Aziz. Tiyatro Adamları Sözlüğü, İstanbul 1993
Çalışlar, Aziz. Tiyatro Ansiklopedisi, Ankara 1995, Kültür Bakanlığı yayını.
Çalışlar, Aziz. Tiyatro Oyunları Sözlüğü, İstanbul 1994, 1-2 cilt.
Deleon, Jak. Düşten Düşünceye, İstanbul 1985
Demirci, Vedat. Alnında Işığı İlk Hisseden Tiyatro Sanatçılarımız, İstanbul 1999
İstanbul 2010 Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği Uluslar arası Tiyatro Eğitimi Buluşması
Sempozyum Bildirileri, İstanbul 2010
Keskin, Yıldırım. Tiyatronun İlkeleri, İstanbul 2008
Konur, Tahsin. “Cumhuriyet Döneminde Devlet Tiyatro ilişkisi”, Ankara Üniv. Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi Dergisi, cilt 31, sy. 1-2, 1987, s. 307-359 (http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/
26/1029/12457.pdf, online erişim tarihi: 02.02.2012)
Kurdakul, Şükran. Şairler ve Yazarlar Sözlüğü, Ankara 1973
Necatigil, Behçet. Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü, İstanbul 1971
Nutku, Özdemir. Darülbedayi’nin 50 Yılı, Ankara 1969
Nutku, Özdemir. Gösterim Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1998
Nutku, Özdemi. Oyunculuk Tarihi, Ankara 2002, 2 cilt.
Özdoğru, Nüvit. Cumhuriyet gazetesi, 23 Eylül 1971
Papazyan, Hrant. 100 Yılda Türk Opereti: 1872-1972, İstanbul 1975
Pavis, Patrice. Sahneleme: Kültürler Kavşağında Tiyatro(çev. Sibel Kamber), Ankara 1999
Savory, Theodore. Tercüme Sanatı, Ankara 1961
Sevengil,Refik Ahmet.Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu, II Cilt, İstanbul 1934
Sevengil, Refik Ahmet.Türk Tiyatrosu Tarihi, İstanbul 1969
Şener, Sevda. Çağdaş Türk Tiyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunları: 1923-1970, Ankara
1971
Şener, Sevda. Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi, Ankara 2003
Şengül, Abdullah. Cumhuriyet Dönemi Tarihi Tiyatro, Ankara 2008
Tetik-Işık, Seher – Recep Uslu. Müzik Bibliyografyası: Yabancı Yayınlar, İstanbul 2013
Turan, Semahat - Behire Abacıoğlu. Tiyatro Bibliyografyası: 1928-1959, Ankara 1961
Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği 15-30 Mayıs 2009, İstanbul 2010
Uslu, Recep. Müzikoloji Kaynakları, İstanbul 2006
Рустам Мурсалоглы
Турецкий театр периода Республики
Резюме
В данной статье рассмотрены следующие темы и вопросы: литература о турецком театре
периода Республики; библиография; попытки периодизации турецкого театра; вклад театра периода
Республики в культурные изменения данного периода; основные принципы обсуждаемого театра;
театры, открытые на государственной основе, поддержка и поощрение, оказанные ими частным
театрам; турецкие и иностранные руководители театра периода Республики; театр периода
Республики как «золотой век» турецкого театра; политический театр; драматургия; список
театральных постановок периода Республики; республика в отражении исторического театра; музыка
и театр как неотделимые компоненты изобразительного искусства; актёры театра; произведения на
тему театра периода Республики и их оценка в свете данных трактовки проблем в 2010 - 2013 годы.
Период Республики в истории турецкого театра в сравнении с театрами западных стран был довольно
коротким. Западные страны знакомы с театральным искусством со времён древнего Рима, в Турции же
театр в современном понятии возникает в период Танзимат. Но несмотря на это, очевидно, что тему
истории турецкого театра невозможно вместить в рамки одной статьи. Это видно и из работ многих
исследователей театра, таких, к примеру, как Метин Анд. Поэтому в данной статье мы ограничились
только историей турецкого театра периода Республики.
Целью данного исследования не является общая оценка театра периода Республики. Данная
работа содержит краткий обзор и компиляцию произведений на тему турецкого театра периода
Республики, которые помогут тем, кто желает иметь общее понятие об этом театре, заняться более
глубоким исследованием данной темы, либо проводить занятия на эту тему. Предоставление
176
информации о литературе по истории театра данного периода и оценка выводов, сделанных на эту
тему также являются целями данного исследования.
Исследования, проведённые на тему театра периода Республики в тоже время станут
источником для будущих исследований. Кроме того, упоминание в данной работе таких мало
исследованных тем в истории турецкого театра, как, к примеру, тема театральных мюзиклов, станет
источником идей и стимулом для последующих исследований в этой области.
Ключевые слова: Театр, период Республики, Культура, История, Искусство.
Rustam Mursaloqlu
Assesments about History of Republic Era Theatre
Summary
In this article, a summary and a collection of the papers and assessments written about theatre in
the Republic era are made with the information given under these titles; the literature and the bibliographies
about Republican era theatre, the efforts of the authors for periodization of Turkish theatre, their contribution
to cultural change of Republican era theatre, the principals of the theatre discussed, government promotion to
national and special theatres, local and foreign managers in Turkish theatre, Republican era called “Golden
age” of Turkish theatre, political theatre, playwriting, the list of the plays performed in the Republican period,
the Republic era in historical theatre, music and theatre considered inseparable duo of performance art,
dealing with the problems in 2010s.
The Republican era is a very short period in terms of theatre compared with Western countries.
When Western countries have had a theatre history since ancient Greek, modern Turkish theatre starts with
Tanzimat period. Although it starts with Tanzimat period, it is clear that it is not short enough to fit in an
article. We can understand this from the writings of many theatre researchers like Metin And. We limited the
topic about the theatre history with the Republican era.
The article aims to make a general assessment of the Republican era theatre. It also aims to make a
summary and an anthology of the works and assessments about the Republican era theatre, and to gather the
ideas about it for the people who want to have information, to search for it or to give lessons about it.
The works for the Republican era theatre are reminiscent of the subject matters to be studied. The
article will make the issues needed to be studied wake up in the human mind as it is highlighted that the issue
of “musicals in theatre” isn’t studied in the text.
Keywords: theater, the republican period, culture, history, art.
Məqalənin redaksiyaya daxil olma tarixi: 24.05.2013
Məqalənin təkrar işlənməyə göndərilmə: 01.06.2013
Məqalənin çapa qəbul olunma tarixi 07.06.2013
Məqaləni çapa tövsiyə edən sahə redaktorunun (və ya üzvünün) adı: sənətşünaslıq üzrə fəlsəfə doktoru
Şəhla Əliyeva
ADMİU-nun Elmi Şurasının 08 iyul 2013-cü il, 09 saylı qərarı ilə çap olunur.
177

Benzer belgeler