antika ve sanat eserleri müzayedesi

Transkript

antika ve sanat eserleri müzayedesi
ANTİKA VE SANAT ESERLERİ
MÜZAYEDESİ
15 Kasım 2015
Müzayede ve Sergi Salonu
ANKARA ANTİKACILIK
MÜZAYEDE
15 Kasım 2015 Pazar, Saat 14.00‘ de
müzayede ve sergi salonunda
gerçekleştireceğimiz
“ANTİKA VE SANAT ESERLERİ”
müzayedesini onurlandırmanızı dileriz.
ÖZEL TANITIM GÜNLERİ
Eserler 2 Kasım - 15 Kasım 2015 tarihleri (Pazar hariç) ve saat 10.00 - 18.30 arası
Doğukent Bulvarı Vadi İkizleri Sitesindeki galerimizde ANKASANAT müzayede ve
sergi salonunda sergilenecektir.
Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA
5
8
ANTİKA VE SANAT ESERLERİ
MÜZAYEDESİ
Yöneten
MUHSİN ÖNDER
Satışa sunulan eserler
2 Kasım - 15 Kasım 2015
tarihleri arasında galerimizde sergilenecektir.
Müzayede Yeri
Müzayede ve Sergi Salonu
Müzayede Tarihi
15 Kasım 2015 Pazar 14:00
ANKARA ANTİKACILIK
Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri
Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA
Telefon 0312 442 38 91 (pbx)
Faks 0312 442 38 93
[email protected]
Online Katalog
www.ankaraantikacilik.com
www.ankaramuzayede.com
7
MÜZAYEDE KATILIM KOŞULLARI
1-Şirketimiz, gerçekleştirdiği müzayedelerde satıcı için aracıdır. Arızi olarak kendi finanse ettiği mallarda satıcı
durumundadır.
2- Müzayedemizde satışa sunulan eserlerin tamamı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’na göre Ankara
Etnografya Müzesi uzmanlarınca incelenip gerek görülenlere belge verilmektedir.
3- Müzayedede yer alan eserler, satış öncesi galerimizde iki hafta boyunca teşhir edilecektir. Ayrıca alıcılar, müzayede öncesi,
salonda satışa sunulan eserleri inceleme imkânı bulacaklardır.
4- Müzayede katalogunda yer alan eserlere ait verilen tüm bilgiler, sadece eksperlerin kanaatleridir. Bu bilgiler, taahhüt
niteliğinde olmayıp, genel bilgi niteliğindedir.
Müzayede katalogunda yer alan tüm eserler ‘Haliyle’ satışa sunulmaktadır. Her eserin açıklamasına ‘Haliyle’ yazma şartı
yoktur.
Müzayedede satışa sunulan eserlerin tamir, restorasyon ve bazı bölümlerinin yenilenmesinden dolayı şirketimiz sorumlu
değildir.
5- Müzayedede satışa sunulan eserlerin, beyan edilen vasıflara haiz olmaması, orijin itibari ile beyana uygun olmaması veya
hak sahibinin rızası dışında elden çıkmış olması durumlarında hukuki ve mali sorumluluk eserin satışa arzını talep eden
kişiye aittir. Alıcı eseri teslim aldıktan sonra esere ait bir kusur itirazında bulunamaz.
6- Müzayede açık olarak ve sarih bir şekilde bayrak kaldırmak sureti ile yapılır. Alıcı, bayrak kaldırmak sureti ile yapmış
olduğu teklif ile bağlıdır. Alıcının bayrak kaldırarak müzayedeye katılmış olması, yukarıda belirtilen şartların tümünü kabul
etmiş olduğu anlamına gelir.
Satış anında bayrağın her kaldırılışında uygulanacak olan artırma oranlarını veya miktarlarını belirleme ve bu araları değiştirme
yetkisi, şirketimize dolayısıyla müzayede yöneticisine aittir.
7- Katılımcılar, müzayede giriş salonunda satış öncesi kayıtlarını yaptırıp bayrak numarası almak zorundadırlar.
Bayrak numarası almayan konuklar, müzayedeye katılamayacaklardır.
Müzayedede satışlar, çan çalımı ile birlikte müzayede yöneticisinin “Sattım” sözü ile sonuçlanacaktır ve bundan sonraki
arttırmalar geçerli sayılmayacaktır.
8- Satın alınan eşyaların bedeli, en geç 15 (onbeş) gün içinde peşin olarak ödenecektir.
Alıcı, satış bedelinin üzerine %18 KDV + % 7 Müzayede Komisyonu (+ Komisyon KDV’si )’dan oluşan toplam bedeli
ödedikten sonra satın aldığı eseri teslim alabilecektir.
Müzayede esnasında eser teslimi yapılmayacaktır.
Satın alınan tüm eserler için fatura verilmektedir. Faturalar, bayrak sahibinin verdiği bilgilere göre düzenlenecektir.
9- 15 (onbeş) gün içerisinde ödeme yapılmadığı taktirde, şirketimiz, hukuki yollara başvurarak aylık % 7 Ticari Temerrüt
Faizi talep etme hakkına sahiptir.
Satış bedelinin tamamı, 30 (otuz) gün içerisinde ödenmediği taktirde, şirketimiz bu satış akdini fesih etmeye ve uğradığı tüm
zararlarını fatura kesim tarihi başlangıç olmak üzere tahsile yetkilidir.
10- Müzayedeye katılarak toplam miktarı 20.000 (yirmibin) TL ve daha yüksek bedelli eser satın alan gerçek ve tüzel kişilere
5549 sayılı kanun hükmü gereğince kimlik tespiti yapılacaktır.
11- Müzayede katalogunda satışa sunulan eserlerin katalogda belirtilen değerleri, eserin gerçek değeri değil, müzayede
başlangıç fiyatıdır.
12- Kimlik tespiti yaptırarak bayrak numarası alan ve giriş formunu imzalayan herkes, yukarıdaki şartları okumuş ve peşinen
kabul etmiş sayılırlar.
13- Şirketimiz, hal ve tavrını şüpheli gördüğü kişileri herhangi bir mazeret göstermeksizin, müzayede salonuna kabul
etmemeye veya arttırmaya girmesini herhangi bir yolla engelleme yetkisine sahiptir.
14- Müzayede katalogu basıldıktan sonra çıkabilecek yeni yasalar, yasa değişiklikleri ve vergi oranları ile ilgili değişiklikler
alıcılara yansıtılacak olup, şirketimiz sorumlu tutulmayacaktır.
15- Şirketimiz müzayede katalogunda yer alan herhangi bir eseri, müzayededen çekmek, başka bir eserle birlikte satmak,
birbirinden ayırmak ve satışı reddetmek hakkına sahiptir.
16- Müzayede katılım şartlarından doğan uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.
17- Müzayede katalogunda yer alan fotoğraf ve metinler, Ankara Antikacılık’ın yazılı izni olmaksızın kısmen veya
tamamen yayınlanamaz.
18- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 45. madde ve bu maddeye göre, Bakanlar Kurulunca çıkarılan 27 Eylül 2006
gün ve 2006/10880 sayılı karar dikkate alınarak, müzayedemizde satışı yapılan eserlerden doğacak olan ve hak sahiplerine
ödenmesi gerekli pay için birönceki satış bedelini gösteren belgenin 1 (Bir) ay içinde şirketimize ibrazı halinde, eserin satışını
yapan Ankara Antikacılık İth. İhr. Dek. Mob. Tic. Ltd. Şti.’nin tahsil ve fazlaya ilişkin hakları saklıdır.
8 19- Müzayede satışı Türk Lirası üzerinden yapılacaktır. Katalogda yer alan Euro fiyatları, sadece bilgilendirmek amaçlıdır,
geçerliliği yoktur. Referans kur 3.4 TL/€ olarak alınmıştır.
1 CAM ALTI HAT LEVHA
‘Bismillahirrahmanirrahim’, 20.yy.
13.5 x 41 cm
¨ 250 € 75
9
2 MUSTAFA AYAZ (d.1938)
Soyut figüratif, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı.
30 x 50 cm
¨ 1.500 € 440
3 MUSTAFA AYAZ (d.1938)
Soyut figüratif, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı.
28 x 48 cm
10
¨ 1.500 € 440
4 ADNAN TURANİ (d.1925)
Soyut kompozisyon, karton üzeri suluboya, imzalı, 1999 tarihli.
50 x 70 cm
¨ 3.500 € 1.030
5 ADNAN TURANİ (d.1925)
‘Kemancılar’, karton üzeri yağlıboya-yaldız boya, imzalı, 2011 tarihli.
50 x 70 cm
¨ 2.500 € 735
11
6 BURHAN DOĞANÇAY (1929-2013)
‘Gerçek ve hayal’, özgün baskı, 21/100, imzalı.
78 x 53 cm
¨ 2.000 € 590
7 ERGİN İNAN (d.1943)
‘Mesnevi, Sonsuz ve Ben ve Boş Ev’, Özgün baskı,
141/150, imzalı.
62 x 43 cm
12
¨ 1.250 € 370
8 CİHAT BURAK (1915-1994)
‘Ayasofya’, özgün baskı, E/A, imzalı,
10 Temmuz 1975 ve 18 Mart 1985 tarihli.
52.5 x 54 cm
¨ 2.500 € 735
9 NEJAD MELİH DEVRİM (1923-1995)
Özgün baskı, imzalı, 46/60, 1960 tarihli.
62 x 33 cm
¨ 2.750 € 810
13
10 BEŞ ADET PORSELEN BİBLO
P. Donath Porcelain Factory, Hutschenreuter, Alboth & Kaiser, Goebel ve Gröfenthal porselen yapımcı firma damgalı,
farklı pozisyonlarda betimlenmiş, dal üzerinde tüneyen kuşlardan oluşan biblo grubu. 20.yy.
Yükseklikler 7.5-15 cm arası
¨ 1.200 € 355
11 ÜÇ ADET HEREND PORSELEN BİBLO
Herend porselen yapımcı firma damgalı, doğal ortamında çiçekler içinde betimlenmiş ‘serçe’, ‘kırlangıç’ ve ‘kelebek’
konulu biblolar. 20.yy. başı.
Yükseklikler 7-12.3 cm arası
14
¨ 800 € 235
12 HEREND PORSELEN OBJE GRUBU
Herend porselen yapımcı firma damgalı, pembe renkli Chinese bouquet dekorlu. Şamdan, kaşpo, ajurlu sepet, patik,
farklı form ve boyutta iki adet vazo, yuvarlak kapaklı kutu, iki adet kül tablasından oluşan toplam dokuz parçalık grup.
20.yy.
Kaşpo 20 x 16 cm Vazo yükseklikleri 22-11 cm Sepet 28.5 x 16 x 7.5 cm
¨ 1.800
€ 530
13 HEREND PORSELEN OBJE GRUBU
Herend porselen yapımcı firma damgalı, Queen Victoria Green Border dekorlu. Vazo, kapaklı kutu ve iki adet patikten
oluşan grup. 20.yy.
Vazo yükseklik 15 cm Kutu 11.5 x 9 cm Patik 10.5 x 4 x 5 cm
¨ 1.000 € 295
15
14 İKİ ADET OPALİN OBJE
Fransız, pembe renkli opalinden yapılmış, testi formlu minyon sürahilerin şeffaf kulpları yivlerle hareketlendirilmiş. 20.yy.
başı.
Yükseklikler 13.5-16.5 cm
¨ 250 € 75
15 ÜÇ ADET OPALİN OBJE
Fransız, somon renkli opalinden yapılmış üç adet vazodan oluşan grup. Ağız kenarı inci-kabara dizilerinin yer aldığı zarif
bir bronz bordürle çevrili. 20.yy. başı.
Yükseklik 12-12-15.5 cm
¨ 300 € 90
16 DÖRT ADET OPALİN OBJE
Fransız, beyaz renkli opalinden yapılmış vazoların ağız kenarı inci-kabara dizilerinin yer aldığı zarif bir bronz bordürle
çevrili. 20.yy. başı.
Yükseklikler 12-17.5 cm
16
¨ 400 € 120
17 DOKUZ ADET OPALİN OBJE
Fransız, beyaz renkli opalinden yapılmış, farklı form ve boyutlarda sekiz adet vazo ve bir adet kadehten oluşan grup. 20.yy.
başı.
Yükseklikler 10.5-29 cm
¨ 500 € 145
18 ÜÇ ADET OPALİN OBJE
Fransız, Sevres yapımcı firma damgalı, farklı form ve boyutlardaki beyaz opalin vazoların bir tanesinin ağız kenarı ve
boynu stilize palmet motiflerinin yer aldığı bronz bir frizle hareketlendirilmiş. 20.yy. başı.
Yükseklikler 25 er cm
¨ 900 € 265
17
19 HABİB AYDOĞDU (d.1952)
‘Ana’, mukavva üzeri karışık teknik.
14.5 x 27 cm
¨ 1.000 € 295
20 HABİB AYDOĞDU (d.1952)
‘Dedikodu’, kontrplak üzeri karışık teknik, imzalı, 1984 tarihli.
20 x 30 cm
18
¨ 1.500 € 440
21 AHMET YEŞİL (d.1954)
‘Seni yaşamak gibi sımsıcak’, tuval üzeri
yağlıboya, imzalı, 1993 tarihli.
35 x 27 cm
¨ 1.500 € 440
22 MEHMET UZEL
(d.1927)
İsimsiz, mukavva üzeri
yağlıboya, imzalı.
20 x 30 cm
¨ 500 € 145
19
23 CEZMİ AYDINOĞLU (?-1977)
‘Nehir kıyısı’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
57 x 42 cm
¨ 1.800 € 530
24 CEZMİ AYDINOĞLU (?-1977)
‘Sandal’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1966 tarihli.
36.5 x 57 cm
20
¨ 1.500 € 440
25 MISIRLI HİDAYET (?-1971)
‘Mekke’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
36 x 49 cm
¨ 2.600 € 765
21
26 ÇİFT HEREND PORSELEN BİBLO
Herend porselen imalat damgalı, ‘Kleopatra ve yılan’ konulu, Szilágyi Nagy István sanatçı imzalı. 20.yy.
Yükseklik 25 cm
¨ 1.200 € 355
27 İKİ ADET PORSELEN BİBLO
Wallendorf ve Schaubach Kunst (Alman) porselen yapımcı firma damgalı iki adet biblo. 20.yy.
22
Yatay biblo ölçüsü 23 x 11.5 x 13 cm
Yükseklik 23.5 cm
¨ 1.200 € 355
28 PORSELEN BİBLO GRUBU
Lladro-Daisa porselen yapımcı firma damgalı. Farklı form ve boyutlarda, kaz, kuğu, güvercin ve köpek gibi hayvanlarla
birlikte betimlenmiş altı adet biblodan oluşan grup. 20.yy.
Yükseklikler 16.5 - 24 cm arası
¨ 2.500 € 735
23
29 MEISSEN PORSELEN TEPSİ
Meissen porselen yapımcı firma damgalı, 7186/28 seri numaralı, çift kulplu, kare formlu tepsinin çevresi altın yaldız bir
bordür ve geniş kıvrımlarla hareketlendirilmiş. Dört köşesinde ve kulplarda altın yaldız palmet motifi, alt ve üst kenarda
karşılıklı yerleştirilmiş altın yaldız madalyonların içinde kır çiçekleri çalışılmış. Merkezde mine, şakayık, zambak ve kır
çiçeklerinden oluşan bir buket yer alıyor. 20.yy. başı.
39.6 x 40 cm
24
¨ 1.500 € 440
30 MEISSEN PORSELEN VAZO
Meissen porselen yapımcı firma damgalı, çift kulplu, kupa formlu vazo altın yaldız palmet motifleri ve yivlerle
hareketlendirilmiş pedestal bir kaide üzerinde yükseliyor. Kobalt renkli gövdesi üzerinde yer alan iki madalyonda gül,
şakayık, kasımpatı, zambak, mine ve kır çiçeklerinden oluşan arajmanlar yer alıyor. Gövde, boyun geçişleri ve ağız kenarı
altın yaldız süslemelerle zenginleştirilmiş. Kulpları stilize palmet demetinin içinden çıkan ve bereket boyunuzu şeklinde
kıvrılan ikili yılan formunda tasarlanmış. 20.yy. başı.
Yükseklik 38.5 cm
¨ 3.000 € 880
25
26
31 KAYA ÖZSEZGİN (d.1938)
32 AYHAN TÜRKER (d.1938)
‘Köylüler’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı.
‘Ev’, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1978 tarihli.
43 x 20 cm
24 x 13 cm
¨ 1.500 € 440
¨ 750 € 220
33 EŞREF ÜREN (1897-1984)
‘Louvre dönüşü Pont Neuf ’a doğru’ ve ‘Jardin des Plantes’, karton üzeri pastel, imzalı, arkaları 9 Aralık 1962 ve 1963
tarihli.
15 x 23 cm ve 15.5 x 23 cm
¨ 2.200 € 645
27
34 MEHMET UZEL (d.1927)
Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya.
50 x 70 cm
28
¨ 3.400 € 1.000
35 ASLAN GÜNDAŞ (1914-2000)
Nü, duralit üzeri yağlıboya, imzalı.
96 x 75 cm
¨ 4.000 € 1.175
29
36 ALİ CANDAŞ (d.1940)
Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2002 tarihli.
70 x 73 cm
30
¨ 3.500 € 1.030
37 ZAFER GENÇAYDIN (d.1941)
‘Buz patencisi’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1983 tarihli.
70 x 80 cm
¨ 3.000 € 880
31
38 KRİSTAL KADEH TAKIMI
Fransız, St.Louis yapımcı firma damgalı, Grand Lieu modeli, bordo, yeşil, mavi ve kobalt renkli kadehlerden oluşan altı
kişilik takım. 20.yy. ilk yarısı.
Yükseklik 23 cm
¨ 2.000 € 590
39 KRİSTAL İÇKİ SETİ
Fransız, St.Louis yapımcı firma damgalı, Massenet Gold modeli. 1 adet sürahi, 12 adet viski bardağı, 12 adet kadeh, 12 adet
meşrubat bardağı olmak üzere toplam 37 parçalık takım. Bütün parçaların yüzeyleri altın yaldız işçiliği ile girlandlardan
sarkan palmet ve kır çiçekleri motifleri ile dekorlu. 20.yy. ilk yarısı.
Yükseklikler 8.5-14-16 cm
Sürahi yüksekliği 25 cm
32
¨ 7.000 € 2.060
St.Louis Kristalleri
1586 yılında Fransa’nın kuzeydoğusunda, Lorraine bölgesinde bulunan Saint-Louis-lès-Bitche (Münzthal-Saint Louis)
yerleşimine taşınan Holbach cam fabrikasının yerine, 1767 yılında XV.Louis’nin isteği ile ‘Verrerie Royale de Saint-Louis’
(Saint-Louis Kraliyet Cam Fabrikası) kuruldu. Avrupa’nın ilk cam üretim merkezi olan ancak zamanla sadece kristal
üretimi üzerine yoğunlaşan fabrikanın adı on beş yıl sonra, ‘Cristallerie Royale de Saint-Louis’ (Saint-Louis Kraliyet
Kristal Fabrikası) olarak değiştirildi. 1780’li yıllarda, Avrupa’nın en iyi kristal üreten firmalarından biri haline geldi. 1788
yılında, Baron Coëtlesquet tarafından satın alınan fabrika, 20.yüzyılın sonlarına kadar aynı ailenin yönetiminde kaldı.
1995 yılından beri ise Hermès Group tarafından yönetilmektedir.
Saint-Louis, geleneksel-klasik bezeme üslubu ile yaratıcı ve yenilikçi bezeme tekniklerini birleştirdiği üretimleriyle ön
plana çıkar. Bubbles, Tommy, Excess, Art Nouveau Thistle gibi ünlü bardak ve içki takımı modellerinin yanı sıra dekoratif
aksesuarlar, şamdanlar, vazolar ve gece sürahileri de üretmiştir. Saint-Louis kristallerinin karakteristik özelliği kapsamlı,
zengin ve göz alıcı bezeme örgelerine sahip olmasıdır. Renkli ve saydam cam ürünlerinde kazıma, aside yedirme, kesme,
altın yaldız ile boyama gibi farklı ve karmaşık teknikleri ustalıkla uygulamıştır.
33
40 ÇİFT CHRISTOFLE ŞAMDAN
Christofle yapımcı firma damgalı, Collection Gallia ibareli, üç mumluklu şamdanlar pedestal bir kaide üzerinde yer alıyor.
Gövdeleri sütun formunda tasarlanmış. Kaide ve mumlukların çevresi Perles modeli inci dizileriyle dekorlu. 20.yy. başı.
Yükseklik 23 cm
34
¨ 1.400 € 410
41 CHRISTOFLE ÇATAL-BIÇAK TAKIMI
Christofle yapımcı firma damgalı, Malmaison modeli. 12 adet yemek kaşığı, 12 adet yemek bıçağı, 12 adet yemek çatalı,
12 adet balık bıçağı, 12 adet balık çatalı, 12 adet küçük çatal, 12 adet küçük bıçak, 12 adet küçük kaşık, 12 adet tatlı
kaşığı, 12 adet tatlı çatalı, 3 adet farklı formda servis kaşığı, 2 adet farklı formda servis çatalı, 1 adet çorba kepçesi, 1 adet
pasta servisi olmak üzere toplam 127 parçalık takım. Orijinal siyah deri çekmeceli kutusunda. 20.yy.
¨ 7.000 € 2.060
35
42 YAVUZ TANYELİ (d.1950)
İsimsiz, karton üzeri suluboya, imzalı.
70 x 100 cm
Fikret Otyam (1926-2015)
¨ 2.500 € 735
Ressam kimliğinin yanı sıra fotoğrafçı, gazeteci ve yazar olarak da önemli başarılara imza atmış çok yönlü bir sanatçımızdır.
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde öğrenim gördü. Öğrencilik yıllarında Son Saat
gazetesinde çalışmaya başladı. 1953 yılında akademinin resim bölümünü bitirdiğinde Falih Rıfkı Atay’ın Dünya gazetesinde yazar ve
yazı işleri müdürü Ali İhsan Göğüş’ün yardımcısı olarak görev yapmaktaydı. Gazetecilik mesleğine Ulus ve Cumhuriyet gazetelerinde
devam eden ve ölümünden kısa bir süre öncesine kadar Aydınlık gazetesinde haftalık yazılar yazan sanatçı, 1979 yılında emekli olarak
Antalya’ya yerleşti ve resim çalışmalarına ağırlık verdi.
Resimlerinde Turgut Zaim ve Namık İsmail’in konu ve betimleme anlayışı etkisinde kaldığı ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun
eğitim ve sanat anlayışı izinde olduğu açıkça görülür. Yapıtlarında sık sık Anadolu motifleri kullanıyor olması hocası Bedri Rahmi
Eyüboğlu’nun etkisinin en güzel belirtisidir. Türk geleneksel sanatı ürünlerinden camaltı resimlerinin masalsı sahiciliği Otyam’ın
eserlerinde de görülür. En sık betimlediği figürlerden olan yemenili Anadolu kadınları Şahmeran gibi gözleri ve çiçek gibi rengarenk
giysileri ile hem bir masalın, hem de doğanın parçasıdırlar. Akademi eğitimine karşın, sürekli akademizmden uzak duran ressam,
içtenliğe, inanca ve sevdaya dayalı bir resmin peşindedir. Anadolu’nun çeşitli yerleri, dağlar, kar altındaki köyler, genç kadınlar ile
onların rengarenk kıyafetleri, başlıkları ve soru sorar gibi kocaman bakan gözleri, dağ keçileri, Harran Ovası Fikret Otyam’ın en sık
işlediği konulardır. Lekeci eğiliminde beyaz leke tutkusu hemen her yapıtında beyazın geniş alanlarda değerlendirilmesi ile ortaya
çıkar ve beyaz leke tabloda yoğun bir resimsel öğe haline gelir. Büyük kent insanlarının ve aydınların gözleri önüne serdiği Anadolu
gerçeklerinin dramatik kesitlerini, trajik yönlerini ortaya koyduğu eserleri ile birçok sergi düzenleyen ressam, eserlerinde, popülizme
düşmeden toplumcu-gerçekçi bir dünya görüşünü temel alarak kurduğu estetik ile hümanist ve gerçekçi bir bakış açısı yaratır.
36
43 FİKRET OTYAM
(1926-2015)
Kompozisyon, tuval üzeri
yağlıboya, imzalı, 1984
tarihli.
80 x 45 cm
¨ 9.000
€ 3.845
37
44 ŞEREF BİGALI (1925-2005)
Natürmort, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1997 tarihli.
45 x 38 cm
¨ 7.000 € 2.060
38
Eser, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan ‘Şeref Bigalı’ kitabının 174.sayfasında ve Prof. Dr. Kıymet
Giray tarafından hazırlanan Şeref Bigalı kitabının 84.sayfasında yer almaktadır.
45 SELİM TURAN (1915-1994)
Natürmort, prestuval üzeri yağlıboya, imzalı.
35 x 25 cm
¨ 4.500 € 1.325
39
46 MATHURIN MOREAU (1822-1912)
‘Recompense’ (ödül) konulu tutya heykel,
Mathurin Moreau sanatçı imzalı. Vişne çürüğü
rengi yuvarlak mermer bir kaide üzerine
yerleştirilmiş genç kız figürü, üzerinde kitap
olan stilize bir Dor sütununa dayanmış ve
elinde çelenk tutar halde betimlenmiş. Kaide
üzerindeki plakada ‘par Math. Moreau Hors
Concours’ ibaresi (Math.Moreau’ya ait, yarışma
için yapılmamıştır) yer alıyor.
Yükseklik 72 cm (kaide dahil)
Heykel yüksekliği 62 cm
¨ 3.200 € 940
40
47 TUTYA HEYKEL
‘Le Travail’ (emek) konulu, François Mage
(?-1910) sanatçı imzalı tutya heykelde, Yunan
mitolojisinde madencilik ve ateşler tanrısı olarak
bilinen Hephaistos, bir elinde simgesi olan
çekiç, diğer elinde keski ile kütüğün üzerine
yerleştirilmiş örsün yanında betimlenmiştir.
Kütüğün önünde yine Hephaistos’un
simgelerinden olan miğferi yer alıyor. Kare
formlu ahşap bir kaide üzerine yerleştirilmiş.
Kaide üzerindeki metal plaka ‘Le Travail par
Mage’ ibareli.
Yükseklik 69 cm (kaide dahil)
Heykel yüksekliği 66 cm
¨ 2.000
€ 590
41
48 PORSELEN HEYKEL
Dresden porselen (Coburg) imalat damgalı. ‘Üç güzeller’ konulu, 19.-20.yy.
Yükseklik 50 cm
42
¨ 2.500 € 735
49 PORSELEN ŞÖMİNE SAATİ
E.Jacquemin porselen yapımcı damgalı (1862-1866), kadranı Miller & Sons Paris ibareli. Kıvrımlı üç ayak üzerinde
yükselen saatin yer yer aplike çiçekler serpiştirilmiş ajurlu gövdesi üzerinde farklı pozisyonlarda betimlenmiş üç adet cupid
yer alıyor. Kadran çevresi aplike çiçeklerden oluşan bir girland ile çevrili. Altın yaldız bezemelerle zenginleştirilmiş yan
yüzlerde birer kanat mevcut. Üst kısımda yine bir cupid figürü ile sonlanıyor.
29 x 11 x 49 cm
¨ 5.000 € 1.470
43
50 PERTEV BOYAR (1897-1981)
Peyzaj, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1953 tarihli.
53 x 40 cm
44
¨ 4.000 € 1.175
51 NAZMİ ÇEKLİ (1884-1958)
‘İstanbul’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı.
57 x 65 cm
¨ 11.000 € 3.235
45
52 ADNAN TURANİ (d.1925)
Don Kişot, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 2015 tarihli.
50 x 70 cm
¨ 2.250 € 660
53 ADNAN TURANİ (d.1925)
Kemancı, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 2015 tarihli.
50 x 70 cm
46
¨ 2.250 € 660
54 MUSTAFA AYAZ (d.1938)
Soyut kompozisyon, karton üzeri karışık teknik, imzalı, 2014 tarihli.
70 x 50 cm
¨ 5.000 € 1.470
47
55 SERAMİK BÜST
Lladro (İspanyol) porselen yapımcı firma damgalı, ‘genç kız’ konulu porselen figür dalgın bir ifadeyle yere bakarken
betimlenmiş. Başında saçının ön ve uç kısımlarını açıkta bırakan beyaz bir başlık mevcut. 20.yy.
Yükseklik 34 cm
48
¨ 1.500 € 440
56 ART NOUVEAU BÜST
A.Michelotti imzalı, mermer ve alabaster genç kız figürü başını hafifçe sağa çevirmiş, karşıya bakar şekilde betimlenmiş.
Dönemin modasına uygun kıyafetinin yaka ve kolları bitkisel ve geometrik motiflerle hareketlendirilmiş. Başında saçlarının
yan ve arka kısmını açıkta bırakan bir başörtüsü yer alıyor. 20.yy. başı.
Yükseklik 42.5 cm
¨ 4.500 € 1.325
49
57 ÜÇ ADET ŞAMPANYA SOĞUTUCU
Wiskemann (Brüksel) ve Orfevrerie de France yapımcı firma, PI usta damgalı, bronz/gümüş kaplama, klasik formlu, çift
tutamaklı üç adet şampanya soğutma kovasından oluşan grup. Bir tanesinin gövdesi inisiyalli. 20.yy.
Yükseklikler 19-20.5-21 cm
¨ 1.300 € 380
58 GÜMÜŞ PURO KUTUSU
Alman, 800 gümüş ayar, JVN yapımcı damgalı, N692 numaralı dikdörtgen formlu kutunun iç kapağında 27.9.1941
tarihi yer alıyor. İç kısmı ahşap geçme kutunun kapak yüzeyi TH inisiyalli.
22.5 x 16 x 5 cm Ağırlık 809 g
50
¨ 2.000 € 590
59 GÜMÜŞ KAPLAMA KAHVE TAKIMI
Wiskemann (Belçika) yapımcı firma damgalı, 187895 seri numaralı, bronz/gümüş kaplama. 1 adet tepsi, farklı boyutta 2
adet kahvedan/demlik ve 2 adet sütlükten oluşan takım. 20.yy.
Tepsi 32 x 47 cm Yükseklikler 5-9.5-12-17.5 cm
¨ 1.200 € 355
60 GÜMÜŞ PURO KUTUSU
Rus yapımı, 84 Zolotnik, Moskova(1899-1908) şehir, Aleksandra Zimirovicha Viurzhikovskogo ayarcı damgalı,
Dikdörtgen formlu, sade işçilikli.
21.5 x 13 x 6 cm
Ağırlık 933 g
¨ 2.000 € 590
51
61 EREN EYÜBOĞLU (1907-1988)
İşçiler, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı.
24 x 27.5 cm
¨ 3.000 € 880
Provenans: Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu’nun aile dostu, Türkiye’nin ilk parlamento muhabiri Emin Karakuş
koleksiyonu.
62 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975)
‘Anadolu yaşamı’, karton üzeri yağlıboya-guvaj, imzalı.
21 x 32 cm
¨ 9.000 € 2.645
Provenans: Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu’nun aile dostu, Türkiye’nin ilk parlamento muhabiri Emin Karakuş
koleksiyonu.
52
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU (1911-1975)
Halk sanatının zenginliğini çağdaş tekniklerle yaşatma ve özgün bir Türk resmine ulaşma çabası içinde gerçekleştirdiği
eserleri ile Türk resim sanatı tarihimizde öncü rol oynamış sanatçılardan biridir. Trabzon Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında,
ünlü ressam Zeki Kocamemi’nin öğrencisi olan Bedri Rahmi, onun yönlendirmesi ile resim ve edebiyata yönelmiştir. 1929
yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne girerek burada Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı’nın atölyelerinde çalışan
sanatçı, 1931 yılında Çallı atölyesinden mezun oldu. 1932 yılında Paris’e giderek bir yıl süreyle Lhote’un atölyesinde
çalıştı. Yurda döndükten sonra D Grubu’na katıldı ve grubun son sergisine kadar grup üyeliğini sürdürdü. Paris’te tanıştığı
Romanyalı Ernestine (Eren Eyüboğlu) ile 1936 yılında evlenerek İstanbul’a yerleşen sanatçı, 1937 yılında Güzel Sanatlar
Akademisi’nde Resim Bölümü başkanlığına getirilen Léopold Lévy’nin asistanı olarak göreve başladı. Cumhuriyet Halk
Partisi’nin Halkevleri aracılığıyla düzenlediği yurt gezilerine katılarak 1938 yılında Edirne’ye, 1941’de de Çorum’a gitti.
Bu yurt gezilerinin etkisiyle Anadolu insanını konu alan resimler yapmaya başladı.
Sanat hayatı boyunca Anadolu kaynaklı halk sanatı örnekleri üzerinde yoğunlaşan Bedri Rahmi, çalışmalarını tek bir
sanat türüyle sınırlamayarak yağlıboya, gravür (oymabaskı), mozaik ve seramik alanlarında eserler vermiştir. Değişik araçgereç ve farklı tekniklerle oluşturduğu eserlerinde, Batı sanatının zengin birikimleri ile geleneksel sanatımızın ürünleri
arasında kendi sanat anlayışına yaraşır köprüler kurmuştur. Az malzeme ile çok şey anlatma sanatı olarak tanımladığı
halk sanatı, ressamın çoşkulu bir anlatıma sahip olan yapıtlarının temel ilham kaynağıdır. Resim sanatımızda, bu kaynağı
keşfeden ve öğrencilerine özgün sanat üretmenin yolunu öncelikle bu kaynakta ve yaşamın içinde aramak gerektiği ilkesini
aşılayan ilk ressamlardan biridir. Eserlerinde kullandığı renkler seçtiği halk sanatı örneklerinin canlılığını taşır. Ancak tüm
etkilenmelerine karşın, Bedri Rahmi’nin resimlerinde halk örgeleri asla birebir kopya edilmemiş; sanatçının yorumu, renk
ve çizginin soyutlama olanaklarının araştırılmasıyla birlikte gelişerek özgün bir bireşime ulaşılmıştır. Resim dışında, edebiyat alanında da önemli eserler veren Bedri Rahmi, 1933’ten sonra edebiyat dergilerinde şiirler yayınlamış, 1941 yılından
itibaren şiir kitapları yazmıştır. Akıcı, rahat bir dille kaleme aldığı gezi ve deneme yazılarında ise sürekli gündeminde olan
halk kültürü, halk sanatı konularındaki görüşlerini sergilemiştir. Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğretim üyeliği görevini
ölümüne değin sürdüren Bedri Rahmi, çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.
53
63 NEJAD MELİH DEVRİM (1923-1995)
İsimsiz, karton üzeri guvaj, imzalı, 1974 tarihli.
24 x 32 cm
¨ 7.000 € 2.060
64 ABİDİN DİNO (1913-1993)
‘Orman’, karton üzeri suluboya, imzalı.
65 x 44 cm
54
¨ 7.000 € 2.060
55
65 JEAN BAPTISTE LE CHEVALIER, VOYAGE DE LA PROPONTIDE DU PONT-EUXIN, TOME I-II, PARIS,
1800.
Fransız arkeolog J.B.Chevalier’in (1752-1836), 1785-1788 yılları arasında Fransız büyükelçi Choiseul-Goiffeur ile yaptığı
Marmara, Karadeniz ve Rumeli gezilerini anlatan iki ciltlik kitapta katlanır renkli kurşun plaka gravür olarak Çanakkale
Boğazı, Marmara Bölgesi, Bursa, Trakya, Karadeniz Bölgesi ve İstanbul haritaları yer alıyor. Kahverengi deri ciltli. Ön ve
arka iç kapaklarda ebru çalışmaları yer alıyor.
20.5 x 13 cm
56
¨ 2.250 € 660
66 JOHN CAM HOBHOUSE, A JOURNEY THROUGH ALBANIA, AND OTHER PROVINCES OF TURKEY
IN EUROPE AND ASIA TO CONSTANTINOPLE, DURING THE YEARS 1809 AND 1810, LONDON, 1813.
J.C.Hobhouse’un (1786-1869) arkadaşı Lord Byron ile birlikte 1809-1810 yıllarında yaptığı Arnavutluk, Ege Adaları,
Yunanistan ve İstanbul gezilerini anlatan iki ciltlik seyahatnamede, 8 adet renkli kurşun plaka gravür, 1 adet katlanır harita
ve 3 adet İstanbul konulu katlanır büyük, renkli kurşun plaka gravür yer alıyor. Bazı gravürleri eksik. Kahverengi deri cildi
üzerinde ebru çalışmaları mevcut.
28 x 22.5 cm
¨ 3.500 € 1.030
57
67 YÜZÜK
Avrupa yapımı, yuvarlak formlu beyaz altın yüzük toplam 1.00 karat pırlanta taş montürlü. 20.yy.
Parmak ölçüsü 17 Ağırlık 5 g
¨ 2.000 € 590
68 BROŞ
Avrupa yapımı, Art Deco dönemi beyaz altın üzeri yaklaşık 4.30 karat eski kesim yuvarlak ve baget pırlanta taşlar
kullanılarak dönemin üslup özelliklerinde tasarlanmış. 1930’lar.
5.5 x 2.5 cm Ağırlık 12 g
58
¨ 12.000 € 3.530
69 BROŞ
Avrupa yapımı, stilize fiyonk formunda, beyaz atın broş üzerinde yaklaşık 1.00 karat pırlanta ve 0.60 karat safir yer
alıyor. 20.yy. 2. yarısı.
6 x 3.4 cm Ağırlık 9 g
¨ 5.200 € 1.530
70 YÜZÜK
Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada tek inci, kenarlarda pırlanta ve safir taşlarla bezeli. 20.yy.
Parmak ölçüsü 16 Ağırlık 5 g
¨ 3.200 € 940
59
71 İSMET YURTSEVEN (1923-2010)
Kış peyzajı, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
40 x 30 cm
¨ 1.400 € 410
72 İSMET YURTSEVEN (1923-2010)
‘Ankara Kale içi ‘, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
54 x 37 cm
¨ 1.800 € 530
60
73 MELAHAT ÜREN (1918-1969)
‘Vazoda çiçekler’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1960 tarihli.
70 x 46.5 cm
¨ 12.500 € 3.675
61
74 FAHRİ SÜMER (d.1942)
‘Zeytin toplayanlar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
100 x 80 cm
62
¨ 4.000 € 1.175
75 FARUK CİMOK (d.1956)
‘Beyoğlu’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2013 tarihli.
70 x 50 cm
¨ 7.000 € 2.060
63
76 ÇİFT ÇİNİ VAZO
Pottery Rembrandt yapımcı firma ve Delft (Hollanda) yapım yeri damgalı. Havan şamdanı formunda tasarlanmış vazoların
dilimler ile hareketlendirilmiş gövdesi beyaz zemin üzerine sır altı kobalt mavi ile muhtelif bitkisel örgeler ile dekorlu.
20.yy.
Yükseklik 50 cm
64
¨ 1.500 € 440
77 ÇİFT ÇİNİ VAZO VE KAPAKLI KÜP
Royal Sphinks for Boch yapımcı firma ve Delft (Hollanda) yapım yeri damgalı. İki adet konik formlu vazo ve bir adet
kapaklı küpten oluşan grupta yer alan parçaların yüzeyleri beyaz zemin üzerine sır altı kobalt mavi ile muhtelif bitkisel
örgeler ile dekorlu. 20.yy.
Yükseklikler 31 cm ve 35 cm
¨ 1.500 € 440
65
78 MEISSEN PORSELEN ÇAY TAKIMI
Meissen porselen yapımcı firma damgalı, 12 kişilik, 1 adet demlik, 1 adet kapaklı şekerlik, 1 adet sütlük, 1 adet tepsi, 2
adet kase, 12 adet fincan ve tabağı, 12 adet tatlı tabağı olmak üzere toplam 31 parçalık takım. Parçaların yüzeyi kiremit
rengi çiçek buketleri ile dekorlu. 20.yy.
Tepsi 23.5 x 31 cm
66
¨ 5.000 € 1.470
79 HEREND PORSELEN KAHVE/ÇAY TAKIMI
Herend porselen yapımcı firma damgalı, yeşil renkli Chinese bouquet dekorlu. 6 kişilik. 1 adet kahvedan, 1 adet demlik,
1 adet kapaklı şekerlik, 1 adet sütlük, 1 adet kül tablası, 1 adet minyon lokumluk, 6 adet fincan ve tabağı olmak üzere
toplam 21 parça. 20.yy.
Kahvedan yüksekliği 20 cm
¨ 1.800 € 530
67
80 FİKRET MUALLA (1903-1967)
İsimsiz, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı, 1937 tarihli.
41 x 21 cm
81 FİKRET MUALLA (1903-1967)
İsimsiz, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı.
29 x 19.5 cm
68
¨ 6.500 € 1.910
¨ 6.500 € 1.910
82 ABİDİN DİNO (1913-1993)
Köylü, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
29.5 x 23 cm
¨ 2.500 € 734
Provenans : Sanatçının yakın dostu Can Döşemeci
koleksiyonu.
83 ABİDİN DİNO (1913-1993)
‘İbrik serisinden’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
29 x 23 cm
¨ 3.500 € 1.030
Provenans : Sanatçının yakın dostu Can Döşemeci
koleksiyonu.
69
84 FAHİR AKSOY (1917-2008)
Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1995 tarihli.
60 x 80 cm
70
¨ 2.800 € 825
85 HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
‘Balık lokantası’, prestuval üzeri yağlıboya, imzalı.
50 x 35 cm
¨ 6.500 € 1.910
71
86 YÜZÜK
Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada yaklaşık 2.20 karat kabuşon safir , kenarlarda yuvarlak, baget ve
armut kesimli yaklaşık 2.40 karat pırlanta bezeli. 20.yy.
Parmak ölçüsü 17 Ağırlık 11 g
¨ 6.000 € 1.765
87 BROŞ
Avrupa yapımı, platin broşun zarif montürü bitkisel formlar ve boncuk kıvrımlarla tasarlanmış, toplam 0.50 karat pırlanta
taş bezeli. 20.yy. 2. yarısı.
6 x 3.2 cm Ağırlık 13 g
72
¨ 4.500 € 1.325
88 YÜZÜK
Avrupa yapımı, beyaz altın yüzüğün ortasında yer alan yaklaşık 6.00 karat zümrüt kesim mavi topaz taşı dört kenarda
üçerli yerleştirilen yaklaşık toplam 1.80 karat 12 adet pırlanta ile çevrili. 20.yy.
Ölçü 24 Ağırlık 5 g
¨ 4.000 € 1.175
89 BİLEZİK
Altın üzeri yaklaşık 2.80 karat elmas taşlarla bezeli , kelepçe mekanizmalı bileziğin montürü karşılıklı rumi kıvrımlar ve
ortada yanlara doğru küçülen tek sıra taş kullanılarak tasarlanmış. Osmanlı kuyumculuğunun nadir ve zarif bir örneği.
19.yy.
Çap 6.4 cm Ağırlık 24 g
¨ 8.000 € 2.355
73
90 SYRIA, THE HOLY LAND, ASIA
MINOR, ILLUSTRATED BY WILLIAM HENRY BARTLETT, WILLIAM
PURSER, THOMAS ALLOM, WITH
DESCRIPTIONS OF THE PLATES BY
JOHN CARNE, LONDON, 1842.
İngiliz tüccar ve gezgin John Carne’ın (17891844), 1830’lu yıllarda doğuya yaptığı seyahatlerden sonra hazırladığı kitapta T.Allom,
W.H.Bartlett, J.Salmon ve C.Bentley’e ait
toplam 120 kurşun plaka gravür, 1 adet Suriye haritası ve 1 adet Anadolu haritası yer
alıyor. Üç cilt olarak hazırlanan kitap tek
ciltte toplanmış. Koyu yeşil deri ciltli.
28 x 22.5 cm
¨ 2.500 € 735
74
91 ROBERT WALSH-THOMAS ALLOM,
CONSTANTINOPLE AND THE SCENERY
OF THE SEVEN CHURCHES OF ASIA
MINOR, LONDON&PARIS PETER JACKSON, LATE FISHER SON & CO. PUBLISHING, 1838, 2 TOMES.
İstanbul ve Batı Anadolu’daki ibadethaneleri
ve antik merkezleri konu alan iki ciltlik kitapta
Thomas Allom’a ait 94 kurşun plaka gravür yer
alıyor. Koyu yeşil deri ciltli kapağı üzerinde altın
yaldız şemse motifleri ve kazıma tekniğinde bitkisel süslemeler yer alıyor.
28 x 23 cm
¨ 2.500 € 735
75
92 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
‘Mevsimler’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1956 tarihli, Arşiv No 56 GU 002 etiketli.
33 x 27.5 cm
Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
76
¨ 6.000 € 1.765
93 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
Vazoda çiçek, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1960 tarihli.
35 x 24 cm
Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
¨ 7.000 € 2.060
77
94 EŞREF ÜREN (1897-1984)
Peyzaj, duralit üzeri yağlıboya,
imzalı.
31 x 31 cm
¨ 4.000 € 1.175
Eşref ÜREN (1897-1984)
Yaşamının uzun yıllarını Ankara’da geçirmiş olan Eşref Üren, İstanbul doğumlu olmasına rağmen, tam bir Ankara
aşığı, başkentin ve Orta Anadolu bozkırlarının tutkunudur. Bozkırın taşını, toprağını, az bulunur yeşilini ve çiçeğini, en
önemlisi rengini görmüş ve sevmiştir. Ankara’nın çağdaş kentleşme sürecinin önemli bir tanığı olan sanatçı, açık havada
çalışarak gerçekleştirdiği kent peyzajlarıyla başkentin, bozkırın duyarlılığını ve şiirselliğini kendine özgü bir üslup ve duyguyla tuvaline aktarmıştır. Sıhhiye, Cebeci ve özellikle de Kurtuluş Parkı’ndan yaptığı görünümlerle özdeşleşen ressam,
natürmort ve portre çalışmaları da yapmış; Erzurum, Sivas, Yozgat, Ağrı, Van, Karabük ve Safranbolu’ya resim yapmak
için gitmiştir.
Resim eğitimine Sanay-i Nefise Mektebi’nde başladı, fakat yaşı büyük olduğu için resmi öğrenci olarak kayıt yaptıramadı
ve misafir öğrenci olarak derslere katılabildi. 1919-1922 yılları arasında, Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın atölyelerine
misafir öğrenci olarak devam eden sanatçı, buradaki eğitimi tekdüze bulması ve biraz da maddi olanaksızlıklar nedeniyle öğrenimine ara verdi ama resimden kopamadı. İbrahim Çallı, Feyhaman Duran ve Muazzez Bey gibi hocalardan
özel dersler aldı. 1925 yılında akademiye geri dönerek eğitimini tamamladı. Resmi öğrenci olamadığı için sınava girip
devlet bursu alamamasına rağmen, sattığı birkaç tablosundan elde ettiği gelirle Fransa’ya gitti ve diğer arkadaşları gibi
André Lhote’un atölyesinde çalışmaya başladı. İyi bir akademik eğitim almasına rağmen, Eşref Üren hiçbir zaman sadece
akademik olmamış, aldığı eğitimle yetinmeyerek çok çalışıp beklenenin ötesinde kendisini de eğitmiştir. Akademik bir
eğitimden sonra, hatta Lhoté’un ‘rahle-i tedrisinden’ geçtikten sonra bile hem kurallara uymayı, hem de gördüğü ve
hissettiği samimi resmi yapabilmeyi kendisince bağdaştırmıştır. Her zaman ‘önce iyi resim’ anlayışında olmuş, fakat hiçbir
zaman akademizmin katı kurallarına bağlı bir resim anlayışından söz etmemiştir. Eşref Üren’in resmi hiçbir döneminde
Batılı anlamda izlenimcilerin uzantısı da olmamıştır. O, resmine bir Türk resmi damgası vurmayı amaçlamıştır. Güncel akımların hiçbirine bağlı kalmadan içtenliğin sanatını oluşturmanın ancak kendi resmine sahip çıkmakla mümkün
olabileceğini göstermek istemiştir. En büyük tutkusu ve keyfi, açık havada doğanın karşısında çalışmak olan ressam, kendisine “hangi akımdansınız” tarzı sorular sorulduğunda mütevazi bir biçimde “açık hava ressamıyım” diye cevapvermiştir.
78
95 EŞREF ÜREN (1897-1984)
‘Gençlik Parkı-Ankara’, prestuval üzeri yağlıboya, imzalı, arkası ‘13 Ağustos 1973 Ankara’ ibareli.
50 x 61 cm
¨ 10.000 € 2.940
Renk ve biçim düzenlemelerini önceden tasarlamadığını, peşin bir hüküm ve hazırlıkla işe başlamadığını hep vurgulayan sanatçı, renklerini doğadan, çevresinden aldığı esinlerle buluyor ve paletinin üzerinde harmanlayarak kendine mal
ediyordu. Böylece doğayı taklit etmiyor, ancak onun armonisini çözümleyerek kendine göre yeniden yaratıyordu. Gerçekten de, yapıtlarında bazı sanat akımlarının ya da ustaların izleri bulunsa da, Eşref Üren’i herhangi bir akıma mal etmek ya
da bir ustanın takipçisi olarak göstermek mümkün değildir. Bu nedenle de özgündür, kendi resmini yaratmış ve yapmıştır.
Yine kendi ifadesiyle “üslub-u beyan aynıyla Eşref Üren’dir”.
Eşref Üren, bu anlayış içerisinde yüzlerce resim yaptı. Konuları sınırlı olmasına rağmen, kendini tekrar ettiği de
pek söylenemez. Çünkü her seferinde tuvalin başına farklı duygularla geçmiş; iç dünyasının ve yorumlama gücünün
zenginliğini bize göstermiştir. Dünya görüşü, sanat anlayışı ve eserleri ile özgün ve bütünsel bir kişilik olan Eşref Üren,
mütevazi kişiliği nedeniyle, hiçbir zaman öne çıkmak istemese de, Türk resim sanatı içinde her zaman özel bir yere sahip
olmuştur.
79
96 ÇİFT ART NOUVEAU ÇİNİ VAZO
Kupa formlu vazoların yeşil zemini dönemin üslup özelliklerine uygun olarak kabartma bitkisel unsurlarla dekorlu. Ağız
çevresinde ince bir yapraktan oluşan üç adet tutamak yer alıyor. 19.yy. sonu-20.yy. başı.
Yükseklik 41.5 cm
80
¨ 1.400 € 410
97 ÇİFT PORSELEN GAZ LAMBASI
Lempereur & Bernard (Belçika) yapımcı damgalı gaz lambalarının eflatun ve açık mavi porselen gövdesi altın yaldız bordürler, boncuk dizileri ve bitkisel motiflerle dekorlu. Kaidesi, tutamakları, fitik ve hazne bölümleri bronz geçme. Kaide
üzerinde kabartma tekniğinde iri palmetler, tutamaklarda ise kalem işi tekniğinde çizgiler ve floral örgeler çalışılmış. Beyaz
opalin fanusu dalında pembe kır çiçekleri ile bezeli. Şişe üzerinde Belgica D.F damgası mevcut. 19.yy. sonu.
Yükseklik 65 cm
¨ 3.200 € 940
81
98 ÇİFT EDİRNEKARİ SÜTUN
Altın varak işçilikli sütunlar stilize palmet motifleriyle bezeli kare
formlu bir kaide üzerinde yükseliyor. Sütunların boğumlu gövdeleri
yapraklardan oluşan spiral bantlar ile çevrili. Yine stilize palmetlerle
hareketlendirilmiş kare bir kaideye oturtulan üç sıra akanthus (kenger)
yaprağının birleşiminden oluşan oval ve bombeli sütun başlığı ise
altıgen formlu sade bir taçla sonlanıyor. 18-19.yy.
Yükseklik 132 cm
¨ 12.000 € 3.530
Provenans: Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu.
82
99 SİNİ
Osmanlı dönemi Memlük stili bakır sininin üzeri zengin kabartma işçilikli. Yüzey farklı
formlar kullanılarak bölmelenmiş. Bölümler farklı yazı formları, şemseler, rumiler,
lale ve palmet motifleri ile dolgulanmış. Tüm yüzey pirinç ve gümüş kakma işçilikli.
Merkezinde yer alan sekizgen bölmede Neml Suresi 20.ayet: ‘Haza min fadli Rabbi’
(Rabbimin lütfundandır) yazılı. Bu bölmeyi çevreleyen sekiz adet altıgen formlu çerçevede stilize lale, yılan, balık ve şemse formları ile ‘ Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil
aliyyil azîm’ (Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir)
ibaresi, ilaveten sağlıkla, yemekle, şükürle ilgili güzel sözler yer alıyor. Sininin kenarını
oluşturan bant üzerinde çepeçevre stilize lale, palmet formları ile arabesk süslemelerin
arasında El-Adil, El-Cabbar, El-Melik, El -Sultan gibi sininin sahibine atfen yüceltici
sıfatlar yazılmış. 19.yy.
Çap 70 cm
¨ 10.000 € 2.940
Provenans : Sini, Sultan II. Abdülhamid dönemi Beyrut valisi Halil Rıfat Paşa (1891-1896) için özel olarak yapılmıştır,
müzayedemize aile koleksiyonundan gelmiştir.
83
100 YALÇIN GÖKÇEBAĞ (d.1944)
Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2012 tarihli.
60 x 80 cm
84
¨ 16.000 € 4.705
101 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975)
‘Ozan ve dinleyicileri’, kağıt üzeri guvaj-suluboya, imzalı, 1953 tarihli.
49 x 63.5 cm
¨ 14.000 € 4.120
Provenans: Sanatçının yakın dostu Can Döşemeci koleksiyonu.
85
102 GARABET YAZMACIYAN (1868-1929)
‘Üsküdar yangını’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1905 tarihli, altta hafif döküklü.
27 x 40,5 cm
¨ 4.500 € 1.325
Garabet YAZMACIYAN (1868-1929)
Kadıköy’deki Surp Takavor Kilisesi’nin kayıtlarına göre Üsküdar doğumlu olan Garabet Yazmaciyan, iki kardeşi ile birlikte Üsküdar’da büyümüştür. İlk evliliğini Nubar Paşa’nın akrabalarından Deruni Hanım ile yapmıştır. Resim sanatının
haricinde müzikle de ilgilenen ve çok iyi keman çaldığı bilinen sanatçının evi 1900’lü yılların başında çıkan Üsküdar
yangınında tamamen yanmış, tablolarının büyük bir bölümü de tahrip olmuştur. Özellikle İstanbul’ dan çeşitli görünümlerini resmetmeyi seven sanatçının natürmort ve ‘İsa’nın Doğumu’ gibi dini içerikli tabloları da vardır. Yazmaciyan’ın eserleri bugün yurtiçi ve yurtdışındaki özel koleksiyonlarda ve İstanbul’daki bazı kiliselerin koleksiyonunda yer almaktadır.
86
103 ALİ RIZA BEYAZIT (1883-1964)
‘Haliç’te akşam’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı.
40 x 50 cm
¨ 9.000 € 2.645
87
104 ÜÇ ADET KRİSTAL BİBLO
Sabino (Fransız) yapımcı damgalı, ‘kelebek’,
‘serçe’ ve ‘sincap’ konulu üç adet tasarım cam
biblo. 20.yy.
Yükseklikler 4-6.5-7.5 cm
¨ 400 € 120
105 LALIQUE SET
Lalique yapımcı firma damgalı, Tokyo modeli, çakmak ve
kül tablasından oluşan ikili set. Yüzeyleri aside yedirme
tekniği ile daire ve rozetlerle dekorlu. 20.yy.
Çakmak 7 x 10 cm Kül tablası 13.5 x 5 cm
¨ 800 € 240
106 ÜÇ ADET KRİSTAL BİBLO
Lalique (Fransız) yapımcı firma damgalı, farklı pozlarda betimlenmiş üç adet kristal ördek figürü. Orijinal kutusunda ve
sertifikalı. 20.yy.
Yükseklikler 5-7 cm
88
¨ 900 € 265
107 İKİ ADET VİYANA BRONZ BİBLO
Bergmann yapımcı firma damgalı, ‘tilki’ ve ‘keklik’ konulu iki adet biblo. Soğuk boyama tekniği ile renklendirilmiş. Her
ikisi de yeşil oniks mermer, oval kaide üzerine monte edilmiş. Kaide kenarları ufak atıklı. 1900’lerin başı.
Keklik 6 x 4 cm (Kaide 9.5 x 14.3 cm)
Tilki 17 x 7 cm (Kaide 13 x 25 cm)
¨ 2.000 € 590
108 İKİ ADET KRİSTAL KAĞIT AĞIRLIĞI
St.Val Lambert (Belçika) yapımcı firma ve Katherine De Sousa (d.1952) tasarımcı imzalı, yeşil renkli kristalden yapılmış
kurbağa formunda iki adet kağıt ağırlığı. Orijinal kutusunda. 20.yy.
12.5 x 13 x 5 cm
¨ 300 € 90
89
109 İÇKİ SETİ
Fransız, Neo Rönesans stilde tasarlanmış altı adet minyon kadeh ve bir adet karaftan oluşan takım. Metal blanc geçmeli
yağ yeşili camdan yapılmış parçaların kaide ve gövdelerinde kabartma nilüfer çiçeği ve palmet motifleri çalışılmış. 19.yy.
Karaf yüksekliği 30 cm
Kadeh yüksekliği 13 cm
¨ 1.200 € 355
110 SEKİZ ADET KRİSTAL BARDAK
Rene Lalique damgalı, Bristol modeli, sade işçilikli bardakların alt kısımları balık pulu deseni formunda kesmelerle
hareketlendirilmiş. 20.yy. başı.
Yükseklik 13 cm
90
¨ 1.500 € 440
111 CHRISTOFLE ŞAMDAN
Christofle yapımcı firma damgalı, üç mumluklu şamdan sekizgen bir kaide üzerinde yer alıyor. Kaide çevresi kalem işi
tekniğinde nilüfer çiçeği, palmetler ve yivlerle dekorlu. Sütun formlu gövde ve mumluklar üzerinde de bitkisel motifler ve
mitolojik masklar çalışılmış. 20.yy. başı.
Yükseklik 30 cm
¨ 1.600 € 470
112 ÇİFT CHRISTOFLE HARDALLIK
Christofle yapımcı firma damgalı, 692130 ve 696751 seri numaralı hardallıklar kıvrımlı dört ayak üzerinde yükselen
kare bir kaideye yerleştirilmiş. Oval formlu cam gövdeleri yiv ve bitkisel formlarla bezeli tek kulp ve yuvarlak kapakla
tamamlanıyor. Tutamağı papatya formunda. Kürek formlu minyon servis kaşıkları Perles modeli. 20.yy. başı.
Yükseklik 13.5 cm
¨ 1.200 € 355
91
Şeref AKDİK (1889-1972)
Temelde İzlenimcilik akımı doğrultusunda çalışan 1914 kuşağı
ressamlarındandır. Ünlü hattat Kamil Akdik’in oğlu olan Şeref Akdik ilk resim
derslerini babasının desteği ile Hoca Ali Rıza’dan aldı. İlk ve orta öğrenimini
Fatih’te tamamlayan ressam, 1915 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) girdi, bu okulda Warnia Zarzecki, Hikmet Onat,
Ömer Adil ve İbrahim Çallı ile çalıştı. Akademi’de öğrenciyken, 1916 yılından
itibaren Türk Ressamlar Sergisi’ne, ardından da 1921’den başlayarak Galatasaray
Sergileri’ne katılmaya başladı. 1924 yılındaki mezuniyetinden sonra Gazi Osman Paşa Lisesi’nde bir yıl öğretmenlik yapan Şeref Akdik, yurtdışı sınavlarını
kazanınca Mahmut Cûda, Muhittin Sebati, Cevat Dereli ve Refik Epikman ile
birlikte 1925 yılında Paris’e giderek 1926’da Julian Akademisi’nde Albert Laurens (1870-1934) ile çalıştı. 1928 yılında İstanbul’a dönen ressam, çeşitli liselerde resim öğretmeni olarak görev yaptı. 1929 yılında Müstakil Ressamlar ve
Heykeltraşlar Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1951 senesinde atandığı
Güzel Sanatlar Akademisi’nden 1964 yılında emekli oldu.
Şeref Akdik güçlü deseni ile izlenimci-realist çizgide eserler vermiştir. Portre,
natürmort, peyzaj ve figür düzenlemelerinden oluşan büyük boyutlu kompozisyonlar yapmıştır. Anadolu insanının yaşamını konu aldığı figür düzenlemelerinde ve portelerinde akademik- realist anlayışa bağlı kalmış, ancak Anadolu ve
İstanbul’un çeşitli köşelerinden suluboya tekniği ile gerçekleştirdiği peyzajlarında
izlenimci üsluba daha yakın çalışmıştır. İzlenimci akımın renk anlayışı ve ışıkgölge kuramıyla hacimsel arayışlar ve sağlam yapı kaygısını birleştirme eğiliminde
olmuştur. Portre ve figür çalışmalarında yerel giysilerin özellikleriyle birlikte Anadolu insanının iç dünyası da tuvale yansıtılmıştır. 1932’de Ankara Halkevi’nde ilk
kişisel sergisini açan sanatçı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Halkevleri aracılığıyla
yürüttüğü yurt gezileri programlarıyla yaygınlaşan sanatta, yöresel ve ulusal
eğilimin güçlenmesinde de büyük katkıları olan bir ressamdır. Söz konusu program dahilinde 1940 yılında Mersin’e, 1943 yılında da Erzurum’a giden ressam,
bu bölgelerdeki çevre görünümlerini, yerel tipleri ve köylüleri, yer yer belgesel nitelikler de taşıyan akademik-realist bir üslupla tuvaline yansıtmıştır. Resmin yanı
sıra hat alanında da önemli çalışmalar yapan Şeref Akdik, bu tür çalışmalarında
kaligrafik özellikler ve istifleme açısından geleneksel kurallara bağlı kalmıştır
Şeref Akdik 1911 yılında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin çocuklar
için düzenlediği yarışmada "İkincilik" Ödülü, 1939’da San Fransisco Resim
yarışmasında "Madalya", 1945 yılında ise 7. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde
"Küçük Binici" adlı yapıtıyla Birincilik Ödülü almıştır.
113 ŞEREF AKDİK (1889-1972)
‘Kağnı’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1931 tarihli.
46 x 55 cm
¨ 28.000 € 8.235
Eser, Gültekin Elibal’ın kaleme aldığı, eşi Sârâ Akdik’in önsözünü yazdığı, ‘Şeref Akdik-Hayatı-Sanatı-Eserleri’ adlı kitapta
85.sayfada yer almaktadır.
92
93
Avni ARBAŞ (1919-2003)
Herhangi bir akıma bağlı olmadan yaptığı eserleriyle tanınan
Avni Arbaş, lekeci bir teknikle ulaşılan yarı soyut anlatımların
ustası olarak kabul edilir. İlk resim derslerini babası Albay
Mehmet Nuri Bey’den aldı. Galatasaray Lisesi’nde okuduğu
dönemde, asker ressam Mehmet Ali Bey’in yönetimindeki resim
atölyesinde, Cihat Burak ve Selim Turan gibi geleceğin önemli
ressamlarıyla çalışma olanağı buldu. Resim tutkusu ağır basınca
Güzel Sanatlar Akademisi’nin orta kısmına geçmek için Galatasaray Lisesi’nden ayrıldı. 1940-1946 yılları arasında öğrenim
gördüğü akademide, önce İbrahim Çallı’nın, daha sonra da Leopold Lévy’nin atölyesinde çalıştı. Lévy’nin atölyesinde çalıştığı
yıllarda, aynı atölyeye devam eden Nuri İyem, Selim Turan,
Nejat Devrim, Kemal Sönmezler, Turgut Atalay ve D Grubu
kurucularından Abidin Dino gibi öğrencilerle birlikte Yeniler
Grubu’nu kurdu. Akademiden mezun olduktan sonra, Fransız
hükümetinin bursuyla 1947 yılında Paris’e giden Arbaş, 1970’li
yılların sonuna kadar burada yaşadı.
1977 yılında yurda dönem sanatçı, bu dönemden itibaren
ağırlıklı olarak Mustafa Kemal portreleri, İstanbul ve Boğaz
konulu resimler yapmıştır. Resimlerinde soyutlamalar giderek
artsa da, sanatçının figüratif anlayışa eğilimi her zaman devam etmiştir. Lekesel anlatımlar Arbaş’ın sanat yaşamının temelini renklendiren ve biçimlendiren değerlerdir. Ayrıntıdan
arınmış, seçmeci bir gözlem, değişken renk ve leke dokusuyla
aktarılır ressamın tuvaline. Bu öznel yorum, güçlü yapı dengesi
ve yumuşak duyarlılıkla birleşerek görünümlerden portrelere
ve atlar serisine, ölüdoğalardan deniz insanının yaşamına kadar uzanan konu ayrımlarında bütüncül bir özgünlüğe ulaşır.
1981 yılında Atatürk’ün 100. doğum günü sebebiyle açılan
yarışmada başarı ödülü alan ressam, 1991 yılında da Plastik Sanatlar Derneği’nin onur belgesine layık görülmüştür. Yurtiçinde
İstanbul ve Ankara; yurtdışında da Paris, New York, Ohio’da
olmak üzere toplam 23 kişisel sergi açan Arbaş, yurtiçinde ve
yurtdışında çeşitli karma sergilere de katılmıştır.
114 AVNİ ARBAŞ (1919-2003)
Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
60 x 73 cm
94
¨ 38.000 € 11.175
95
115 İKİ ADET BAHÇE HEYKELİ
Fransız, def ve zil çalıp dans eder pozisyonda betimlenmiş iki adet kanatlı cupidden oluşan tutya heykel grubu. 19.yy.
Yükseklikler 84 cm-86 cm
96
¨ 7.000 € 2.060
116 TUTYA ŞÖMİNE SAATİ
Fransız, kayalık bir zemin üzerinde yer alan dişi ve erkek aslan figüründen oluşan gövdesi A.Barye sanatçı imzalı. Çevresi
bronz kabaralarla çevrili mineli kadranı zarif girlandlarla dekorlu. Dikdörtgen formlu, vişne çürüğü renkli mermer bir
kaide üzerine yerleştirilmiş. 19.yy.
55 x 21 x 44.5 cm
¨ 4.000 € 1.175
97
117 CHRISTOFLE ÇATAL-BIÇAK TAKIMI
Christofle yapımcı firma damgalı, Marly modeli. 12 adet yemek çatalı, 12 adet yemek kaşığı, 12 adet yemek bıçağı, 12
adet balık çatalı, 12 adet balık bıçağı, 12 adet küçük çatal, 12 adet küçük bıçak, 12 adet tatlı kaşığı, 12 tatlı bıçağı, 12 adet
dondurma kaşığı, 4 adet farklı formda servis çatalı, 2 farklı formda servis bıçağı, 1 adet servis kaşığı, 1 adet çorba kepçesi,
1 adet tatlı servisi olmak üzere toplam 129 parça. Orijinal yeşil deri çekmeceli kutusunda. 20.yy.
¨ 9.800 € 2.880
98
118 GÜMÜŞ KAPLAMA SERVİS TAKIMI
Farklı boyutlarda 10 adet yuvarlak formlu, çift kulplu, kapaklı servisten oluşan takım. Parçaların sade işçilikli yüzeyleri
kabartma dilimler, kalem işi bitkisel süslemelerle hareketlendirilmiş. Ayak ve kulplarda kabartma ve kalem işi tekniğinde
muhtelif bitkisel süslemeler yer alıyor. Tutamakları yemiş, ananas, tomurcuk gül formlarında. 20.yy.
Çaplar 18-23.5 cm Yükseklikler 25-36 cm
¨ 4.000 € 1.175
99
119 LEYLA GAMSIZ (1921-2010)
Natürmort, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1977 tarihli.
43 x 45 cm
100
¨ 8.000 € 2.355
120 İBRAHİM BALABAN (d.1921)
Köylü, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2006 tarihli.
50 x 40 cm
¨ 7.000 € 2.060
101
121 FATİH URUNÇ (1966-1912)
İsimsiz, tuval üzeri karışık teknik, imzalı, 2009 ve 2010 tarihli.
Her biri 30 x 34
¨ 800 € 235
122 FATİH URUNÇ (1966-1912)
İsimsiz, tuval üzeri karışık teknik, imzalı, 2011 tarihli
75 x 40 cm
102
¨ 1.800 € 530
123 MUSTAFA AYAZ (d.1938)
Soyut figüratif, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı.
28 x 48 cm
¨ 1.500 € 440
124 ADNAN TURANİ (d.1925)
Don Kişot, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
35 x 50 cm
¨ 1.000 € 295
103
125 KOLYE
Rus yapımı, sarı altın üzeri yaklaşık 0.80 karat elmas taş montürlü kolye damla sallantılı fiyonk olarak
tasarlanmış. Ortada yer alan elmas taş damla formunda. 19.yy.
Uzunluk 4 cm Ağırlık 8 g
¨ 3.500 € 1.030
126 YÜZÜK
Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada
tek inci, kenarlarda altı adet, toplam 0.60 karat pırlanta
bezeli. 20.yy.
Parmak ölçüsü 11
Ağırlık 6 g
¨ 3.500 € 1.030
104
127 KOLYE VE BİLEZİK
Victorian setin kırmızı renkli mercan habbeleri kolyede iki , bilezikte üç sıra kullanılmış. Altın klipslerin ortasına kabuşon
mercanlar montürlenmiş. 19.yy. sonu.
Uzunluk 34 -19 cm
¨ 2.600 € 765
128 BROŞ
Kırmızı altın üzeri yaklaşık 1.20 karat elmas taş bezeli
ay-yıldız montürlü. Yıldızın ortası kök zümrüt aplikeli.
20.yy.
4.2 x 3.5 cm Ağırlık 11 g
¨ 5.500 € 1.620
105
129 BAPTISTIN POUJOULAT, VOYAGE À CONSTANTINOPLE,
DANS L’ASIE MINEURE, EN MÉSOPOTAMIE, Á PALMIRE, EN
SYRIE, EN PALESTINE ET EN EGYPTE, TOME I-II, BRUXELLES,
1841.
Haçlı Seferleri ile ilgili araştırma yapmak için Anadolu’ya gelen B.Poujulat’ın
(1809-1864), kardeşi Joseph Michaud’a yazdığı 35 mektuptan oluşan iki
ciltlik kitap, yazarın Atina’dan yazdığı 12 Kasım 1836 tarihli mektupla
başlayıp Mısır’dan yazdığı 2 Nisan 1838 tarihli mektupla son buluyor.
Mezopotamya, Anadolu, Filistin, Mısır ve İstanbul’u gezen Poujoulat’ın
her bir mektubu gezdiği bölgeyi ayrıntılı olarak anlatan bir seyahatname
niteliğindedir. Lacivert deri cildinde aynı tonda ebru çalışmaları yer alıyor.
Ön ve arka iç kapaklarda da kahverengi ebru çalışmaları mevcut.
22.5 x 15 cm
106
¨ 500
€ 145
130 GEORGE SANDYS, A RELATION OF A JOURNEY BEGUN AN: DOM: 1610. FOUR BOOKS. CONTAINING A DESCRIPTION OF THE TURKISH EMPIRE, OF EGYPT, OF THE HOLY LAND, OF THE REMOTE
PARTS OF ITALY, AND ISLANDS ADJOINING, LONDON, 1673 (7.BASKI).
İngiliz gezgin ve şair George Sandys’in (1578-1644), 1610-1611 yıllarında yaptığı doğu seyahatini anlatan kitapta,
Venedik’ten yola çıkan yazarın Ege Adaları, Yunanistan, Çanakkale, İstanbul, Mısır, Sina Yarımadası, Filistin ve dönüşte
uğradığı Kıbrıs, Sicilya, Napoli, Roma gezileri anlatılıyor. Harita, plan ve çeşitli resimlerden oluşan 50 adet kurşun plaka
gravürle zenginleştirilmiş kitap orijinal kahverengi deri cildinde. Kitap,o güne kadar yazılan en detaylı seyahatname olması
ve antik kentlerle ilgili güvenilir bilgiler vermesiyle ön plana çıkıyor.
32.5 x 20 cm
¨ 2.500 € 735
107
Orhan PEKER (1926-1978)
Türk resim sanatı tarihimizde lekesel lirik soyut anlatımın en güçlü isimlerinden biridir. 1946-1951 yılları arasında İstanbul
Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde öğrenim gördü. O yıllarda Doğu-Batı sentezinin
olanaklarını araştırdı. 1947 yılında atölye arkadaşları Leyla Gamsız, Mehmet Pesen, Fikret Otyam, Hulusi Saptürk, Mustafa Esirkuş,
Nedim Günsür, Fahrünnisa Sönmez, Turan Erol ve Ivy Stangali ile birlikte Onlar Grubu’nu kurdu. Akademiden mezun olduktan
sonra Avusturya’ya giderek Kokoschka’nın Salzburg Yaz Akademisi’nde devam eden sanatçı, bu dönemde Onlar Grubu’nun motifsel
duyarlılığı dışında kalarak lekesel soyut anlatımlara yöneldi. Avusturya, Almanya, Hollanda ve Paris’te çeşitli çalışma ve araştırmalar
yaptıktan sonra 1953 yılında Türkiye’ye döndü.
1950’li yılların başında doğayı açık ve koyu tonlarla oluşturduğu lekeler şeklinde yorumlamaya başlayan ressamın yapıtlarında
1950’lerin ortalarından itibaren biçimin gerisinde anlam ve kavramları çağrıştıran imgeler belirmeye başlamıştır. 1960’tan sonra
çalışmalarını özellikle at başları üzerinde yoğunlaştırmıştır. Tekli, ikili veya üçlü at gruplarını betimlediği bu çalışmalarında figüratifsoyut zıtlığı bağlamında çeşitli çözümler aramaya yönelmiştir. Sanatçının figüratif kökenli, lekeci bir üsluba sahip bu eserlerinde
biçimler rengin ön plana çıkarılması ve çeşitli renk farklılaşmalarıyla oluşturulmuş, objeler lekeci bir yapıya ulaşmıştır. Gerçekleştirdiği
hemen hemen tüm figüratif çalışmalarda lekeci anlayışı üslubunu belirleyen önemli bir unsur olarak kullanan Peker, aynı yıllarda yöresellik anlayışına da benzer bir tavırla yaklaşmış, özellikle Ankara ve çevresinde yaptığı eserlerinde Anadolu bozkırını tüm gerçekliği ile
ancak kendine özgü bir yorumla yansıtmıştır. 1970’li yıllarda Ayvalık’ta bulunan ressam, çalışmalarını uzun süre burada sürdürmüş ve
figürü yitirmeden, simgesel renk lekeleri içinde yansıttığı at, kuş, kedi, horoz gibi çeşitli hayvan figürleri çalışmıştır. Bozkırın hüzünlü
atmosferi ile Akdeniz’in coşkusunu ustalıkla birleştiren renkçi yapıtlar üreten Peker’in yine aynı yıllarda yaptığı güvercinler ve ayçiçeği
tarlaları temalı çalışmaları tasvir ettikleri nesnelerin çizgilerine bağlı olmaktan ziyade anlamlı biçim değiştirmeleri ve anlam incelikleriyle yüklüdür.
1965 yılında Devlet Resim Heykel Sergisi’nde ‘Beyaz Atlar’ adlı eseriyle birincilik ödülüne layık görülen sanatçı, 1966’da Yılın
Ressamı seçilmiş, aynı yıl Madrid’e giderek bir yıl burada çalışmış, çeşitli sanat etkinliklerine katılmıştır. 1970 yılında Osaka Dünya
Sergisi’nde Türk Pavyonu iç düzenleme yarışmasını mimar Ragıp Buluç ile birlikte hazırladığı projeyle kazanmış ve Japonya’ya giderek
düzenlemeyi gerçekleştirmiştir. Sanatçı 1976 yılında Nezihe Meriç’in ‘Alagün Çocukları’ , 1977 yılında Çetin Öner’in ‘ Gülibik’ ve
Metin Eloğlu’nun ‘Rüzgar Ekmek’ isimli kitaplarını resimlemiştir.
108
131 ORHAN PEKER (1926-1978)
‘Tulumbacılar’ (ön yüz), ‘Atlar’ (arka yüz), karton üzeri karışık teknik, imzalı, 1966 tarihli.
56 x 43 cm
¨ 42.000 € 12.355
109
132 KOMET (d.1941)
Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2015 tarihli.
22 x 22 cm
110
¨ 5.200 € 1.530
133 KOMET (d.1941)
İkili portre, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2015 tarihli.
22 x 22 cm
¨ 5.200 € 1.530
111
Cihat BURAK (1915-1994)
1943 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Cihat Burak, uzun
süre mimar olarak çalıştı. Paul Bonatz, Sedat Hakkı Eldem ve Emin Onat gibi ünlü mimarlarla çalışan sanatçı,
Bayındırlık Bakanlığı’nda görev yaptığı dönemde, 1953 yılında Birleşmiş Milletler bursuyla Fransa’ya gönderildi. 1955’te yurda döndükten sonra Proje Tanzim Fen Heyeti’ne müdür olarak atandı. İlk kişisel sergisini
1957 yılında İstanbul’da açan ressam, bu sergide Paris seyahatinde gerçekleştirdiği yapıtlarını sergiledi. 1961
yılında prefabrike inşaat yöntemlerini incelemek üzere yeniden Fransa’ya gönderilen Burak, bursun bitiminde
bakanlıktaki görevinden ayrılarak Paris’te kalmayı tercih etti. Resim çalışmalarına bu yıllarda ağırlık veren
sanatçı, 1965 yılında Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Özel Işık Mimarlık Okulu’nda ve İstanbul Devlet
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda resim dersleri verdi. Yapıtlarında halkın ve bireylerin içinde bulunduğu
çelişkileri yine halka özgü bir espri anlayışıyla, ancak eleştirel bir gözle ele alan Cihat Burak, özellikle 1960’lı
yıllarda toplumsal gerçekçilik, toplumsal psikoloji ve toplumsal eleştiri anlayışını net bir anlatım ve fantastik bir yönelimle tuvale yansıtmıştır. Ele aldığı ölüm, doğa, bitki, hayvan, günlük yaşam kesitleri gibi tüm
konuları kendi iç dünyasından çeşitli ögelerle zenginleştiren sanatçının boya kullanımındaki dokusallık, karşıt
renkler ve duygu onun bir ölçüde Dışavurumcu anlatıma yaklaşmasını da sağlamaktadır. Çizgisel değerleri ön
plana çıkardığı eserlerinde ise tüm unsurlar en ince ayrıntılarına kadar işlenmiştir. Sanatçının ilgilendiği bir
başka konu da Atatürk, Yahya Kemal, Fatih Sultan Mehmet ve Nazım Hikmet gibi ünlü tarihsel kişiliklerdir.
Atatürk ve şehitlerin adlarını ve anılarını yüceleştirmek amacıyla Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs Harekatı ve şehitler
konulu çeşitli eserler gerçekleştiren ressam, simgesel ilişkiler içinde göğsüne bir demet çiçek saplanmış halde
resmettiği ‘Şairin Ölümü’ adlı yapıtında ise Nazım Hikmet’i anlatmaktadır. Resim haricinde mimari bezeme
alanında cam ve porselen işleri, büstler ve çeşitli metal baskı çalışmaları da yapan Cihat Burak, 1982’de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar, 1991 yılında ise Plastik Sanatlar Derneği Onur ödüllerini almış; ayrıca
1964 yılında Paris’te Musee de L’art Moderne’de düzenlenen sergide ‘Deniz Muharebesi/Hayal Donanma’ adlı
yapıtıyla bronz madalya; aynı yıl gerçekleştirilen Utrillo Armağanı Sergisi’nde ise gümüş madalya kazanmıştır.
Yurtiçinde İstanbul, Ankara; Fransa’da Paris, Lille, Cannes; Almanya’da Wessel gibi kentlerde kişisel sergiler
açan sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergiye de katılmıştır.
134 CİHAT BURAK (1915-1994)
Natürmort, sunta üzeri yağlıboya, imzalı, 1969 tarihli.
56 x 31 cm
112
38.000 € 11.175
113
135 DUVAR HALISI
Eski Türkçe Hereke ibareli, ipek, cm²’de 10x10 düğümlü. 20.yy başı.
49 x 77 cm
¨ 2.200 € 645
136 DUVAR HALISI
Eski Türkçe Hereke ibareli, ipek, cm²’de 8x8 düğümlü. 20.yy başı.
68 x 110 cm
114
¨ 4.500 € 1.325
115
Eren EYÜBOĞLU (1912-1988)
Anadolu insanının yaşamını işlediği resimlerle tanınan sanatçı Romanya’da
Yaş Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra, 1929 yılında Paris’e gitti.
Önce Julien Akademisi’nde, daha sonra da Andre Lhote’un atölyesinde dört
yıl resim öğrenimi gördü. 1930 yılında Paris’te tanıştığı ressam Bedri Rahmi
Eyüboğlu ile 1936’da evlenerek İstanbul’a yerleşti ve Ernestine olan adını Eren
olarak değiştirdi. Eşiyle birlikte D Grubu’na katılarak topluluğun çalışmalarında
önemli rol oynadı.
Bedri Rahmi ile beraber Anadolu’ya yaptıkları seyahatlerde sanatçı, Anadolu insanının yaşam biçimini yakından inceleme fırsatı buldu. Eren Eyüboğlu
yapıtlarında folklorik özellikleri plastik değerlerle ustalıkla birleştirmiş, biçim
olgunluğu ve anıtsallığı yeğlerken süslemecilikten kaçınmıştır. Eserlerindeki
yarı-soyut ve Dışavurumcu yaklaşımı, sanat yaşamı süresince çeşitli değişim
ve gelişmeler geçirse de tüm sanat hayatında devam etmiştir. 1950’li yıllarda
ayrıntıdan uzaklaşmış, yalın, çizgisel ve çok renkli bir üsluba yönelmiştir. 1955
yılından sonra bu üslupta lirik soyutlamalar gerçekleştirmiştir. 70’li yıllarda
yapıtlarında eski dönemlerde çalıştığı konularını sanatsal birikimini katarak
yeniden ele alır. Sanatçının bu döneminde figüre daha önem verdiği hissedilir. 1980’e değin yeni renk ve çizgi değerleriyle yeni bir hayat bulan Anadolu
görünümlerinin yanı sıra figür ve portreleri mevcuttur.
Resmin yanı sıra mozaik alanında da eser veren sanatçının bu türdeki en
önemli yapıtları Ankara Etibank’taki mozaik pano (1956), 4.Levent Mahallesi konut duvarları (1956-1957), Ankara Çocuk Hastanesi (Hacettepe-1955),
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (1963-1965), Cerrahpaşa Hastanesi (1978)
ve Haydarpaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi (1979) için yaptığı mozaik
panolardır. Yurt içi ve yurtdışında çok sayıda sergi açan Eyüboğlu, 1973 yılında
Devlet Resim Heykel Sergisi’nde başarı ödülü kazanmıştır.
137 EREN EYÜBOĞLU (1913-1988)
‘Beylerbeyi Camii Avlusu’, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı, 1944 tarihli.
51.5 x 65 cm
116
¨ 60.000 € 17.645
117
138 ADNAN TURANİ (d.1925)
Soyut kompozisyon, karton üzeri suluboya-mürekkep, imzalı, 1985 tarihli.
35 x 45 cm
¨ 1.250 € 355
139 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
Kompozisyon, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 1964 tarihli, Arşiv No 64 KT 001 etiketli.
50 x 27 cm
Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu.
118
¨ 8.000 € 2.355
119
140 FAHRİ SÜMER (d.1942)
‘Evler’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1965 tarihli.
55 x 46 cm
¨ 1.400 € 410
141 NİMET BERDAN (1918-2001)
Natürmort, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1990
tarihli.
65 x 50 cm
120
¨ 2.500 € 735
CİHANNÜMA
Cihannüma adlı eserin yazarı Kâtip Çelebi (1609-1657) Osmanlı Devleti’nde Batı bilimleriyle ilgilenen ve bu bilgileri
Doğu bilimleri ile karşılaştırıp sentezini yapan ilk bilim adamlarından biridir. Coğrafya alanındaki gelişme de kendisinin çalışmaları ile başlamıştır. Asıl adı Mustafa bin Abdullah’tır, ancak ordu kâtipliğinde bulunmasından dolayı ulema
ve halk arasında Kâtip Çelebi lakabı ile tanınmıştır. Hacca gittiği ve uzman memur (halife) olduğu için doğuda ‘Hacı
Halife’, batıda ise ‘Hacı Kalfa’ olarak anılan Kâtip Çelebi, yaşamı boyunca birçok eser yazmıştır. Bu eserlerin bir kısmı
tarihi coğrafya açısından oldukça önemlidir. Doğu ve batıda yazılmış olan coğrafi eserleri ve atlasları titizlikle takip eden
ve coğrafyanın ne kadar önemli bir alan olduğunun bilincine varan Kâtip Çelebi, gidilemeyen yerlerin coğrafya kitapları
aracılığıyla öğrenilebileceğini düşünmektedir. O dönemde yakın ya da uzak ülkelere gitmek güvenlik ve ulaşım ağının
yetersiz olması nedeniyle çok güç olduğu için farklı ülkeler hakkında bilgi edinmek gerçekten de coğrafi eserler aracılığıyla
olmaktaydı. Kâtip Çelebi bu düşüncenin sonucu olarak iki tane Cihannüma adlı coğrafya eseri yazmıştır. 1648 yılında
yazmaya başladığı ilk Cihannüma doğu düşünürlerinin görüşlerine göre yazılmıştır. Ancak birinci Cihannüma’nın batı
dünyasının coğrafi görüşlerine uymadığını gören yazar, bu kitabı yarıda bırakarak 1650-1655 yılları arasında ikinciyi
yazma gereği duymuştur. Dünya coğrafyası özelliğinde olan bu kitabın, sadece metinden oluşmasının yeterli olmayacağını
dikkate alarak metnin arasına Avrupa örneklerinde olduğu gibi, hazırladığı çizimleri ve haritaları da koymuştur. Bu
çizim ve haritalar çok renkli olup üzerinde bazı açıklamaları da bulundurmaktadır. Kâtip Çelebi bu eserinde, yaşadığı
dönemde doğu ve batıda coğrafya alanında var olan yaklaşımları birbiri ile bağdaştırarak yepyeni görüşlere yer vermiştir.
Bu yönüyle eser, Osmanlı coğrafya anlayışına yeni ve bilimsel bir görüş getirmiştir. Daha önce yazılmış İslami eserler ile
birinci Cihannüma’da dünya üzerindeki ülkeler genel olarak yedi iklime ayrılarak anlatılmıştır. İkinci Cihannüma’da ise
ülkeler Asya, Avrupa, Afrika, ve Amerika kıtalarına göre anlatılmış, ayrıca Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu konularına da
yer verilmiştir. Kıtalara ayırma yönteminin ilk kez kullanılması, Osmanlı için döneminin önemli coğrafi yeniliklerinden
biridir. Ayrıca Cihannüma’dan önceki coğrafya kitaplarında sadece tasvire yer verilmiş olup genel ve matematiksel coğrafya
ile bölgesel veya ülkeler coğrafyası arasında senteze dayalı bir bağ olmadığı görülür. Oysa Cihannüma’da bunların arasındaki
ilgiler sentez kurularak birlikte kullanılmış ve bunlara bir de tarihi coğrafya ve genel tarih konuları eklenmiştir. Ancak
kitabın Kâtip Çelebi tarafından yazılmış tam bir nüshası bugüne kadar bulunamamıştır. Bu da, Cihannüma’nın yazarı
tarafından tamamlanamadığını göstermektedir. Buna rağmen, yazıldığı dönemde ve sonrasında, özellikle de basımından
itibaren sadece Osmanlı’da değil, başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede de ilgi görmüştür.
Kâtip Çelebi tarafından el yazması olarak hazırlanan Cihannüma, Osmanlı Devleti’nde basım evi kurup ilk kitap
yayınlayan ve dolayısıyla da Osmanlı yayın hayatının en önemli kilometre taşlarından biri olan İbrahim Müteferrika
(1674-1745) tarafından 1732 yılında basılmıştır (500 adet). Türkiye ve Avrupa’nın ileri gelen pek çok kütüphanesinde
el yazması örneklerinin de olmasına karşın, günümüzde yerli ve yabancı coğrafya, tarihi coğrafya, tarih ve benzeri alanlarda araştırma yapanların çoğunlukla kullandığı Cihannüma bu basımdır. İbrahim Müteferrika kitaba bazı eklemeler de
yapmıştır. Bu eklemeler genel olarak üç ana başlık altında toplanabilir:
1-Coğrafya, geometri, astronomi ve kozmografya
2-Kâtip Çelebi’nin Van bölgesi civarında bıraktığı memleket tasvirlerinin Anadolu’daki Üsküdar sahiline kadar
genişletilmesi
3- Kâtip Çelebi’nin harita ve çizimlerinin tamamlanarak yenilerinin eklenmesi.
121
Müteferrika astronomi ve kozmografyaya ilişkin yaptığı ekte, öncelikle evrenin yapısını betimleyen çeşitli bilim
ve fikir adamlarının düşüncelerini ele almış ve yer veya güneş merkezli bir evren modeli tasarlamanın din/inanç
konularına girmeyip bütünüyle bilimsel bir konu olduğunu vurgulamıştır. Ardından evrenin biçimini açıklayan astronomik kuramların Batlamyus, Kopernik ve Brahe sistemleri olmak üzere üçe ayrıldığını belirtmiş ve bu sistemleri
ayrıntılı biçimde açıklamıştır. Kopernik’in Güneş merkezli kuramını ve buna yöneltilen itirazları değerlendirirken,
Kopernik’i destekleyen Galilei ve Descartes’tan yararlanmıştır. Böylece İbrahim Müteferrika, yaptığı eklerle öncelikle
Kopernik kuramının gerçek anlamda Osmanlı kültüründe tanınmasını sağlamıştır. Ayrıca Galilei’nin yeni fiziğini
ve Descartes’ın evrenin işleyişine ve yapısına mekanik bir açıklama getiren çevrimler kuramını da anlatarak bunların
Osmanlı bilim dünyasında, gecikmeli de olsa öğrenilmesine vesile olmuştur.
Cihannüma’nın ilk dört sayfası önsöz niteliğindedir ve numaralandırılmamıştır. Kâtip Çelebi burada Cihannüma’yı
yazma sebebi hakkında bilgi verir. Bunun devamında yer alan ve numarasız olan 22 sayfalık kısım ise fihrist olarak
adlandırılan içindekiler bölümüdür. Fihristten sonraki sayfalar 1’den 698’e kadar numaralandırılmıştır. İlk sayfada
zengin bir tezhiple süslenmiş çerçeve içinde “Kitab-ı Cihannüma Kâtip Çelebi” ifadesi yer alır. Metin bölümünde önce
Cihannüma’nın yazımı sırasında yararlanılan kaynak eserler tanıtılmış, sonra da coğrafyanın tanımı ve sınıflandırılması
yapılarak amacı ve faydası açıklanmıştır. Bu açıklamaları, batıdaki yeni görüşler doğrultusunda ele alınan matematiksel coğrafya ve kartografya konuları izler. Bu bölüm, metin arasına yerleştirilmiş güneş ve ay tutulması, kuzey ve
güney yarımküreyi gösteren dünya haritaları gibi pek çok çizim ile de desteklenmiştir. Cihannüma’da bazı çizelgeler
de kullanılmıştır. Örneğin, “Cedvel-i Ekalim” adlı çizelgede iklim sayısı ile iklimlerin saat ve dakika, derece ve dakika
olarak konumları yazılmıştır. Memleketler ve şehir adları üzerinde de duran Kâtip Çelebi, batıda coğrafya ve haritacılık
alanında gelişen yeni görüşlerden de bahsettikten sonra yeryüzü, karalar, denizler ve yer küresi ile ilgili genel bilgiler
verir. Bu konularla ilgili bilgiler verildikten sonra, ülkeler hakkındaki açıklamalara Asya’nın doğusundaki adalardan
başlar. “Yaponya, Yeni Gine, Moluk, Mindenao, Cava, Sumatra, Borneo, Seylan, Çin ve Hint Adaları” şeklinde
sıralanan bu adalardan sonra Asya kıtasındaki ülkelere geçilmektedir. Asya kıtasına “Çin-i Maçin ve Hıtay” gibi
Uzakdoğu ülkelerinden başlayan yazar, buradan batıya doğru ilerleyerek Hind, Sind (Batı Pakistan), Kaşmir, Tibet,
Zabulistan (Afganistan),Badahşan, Toharistan ülkelerinden bahseder. Asya’nın güneyindeki bu ülkelerden sonra İran,
Türkistan ve Orta Asya’daki; Sicistan, Sistan, Kirman, Hürmüz, Lâr, Fars, Huzistan, Loristan, Cibal, Irak-ı Acem,
Horasan, Kuhistan, Tabaristan, Mazenderan, Deylem, Ceylan, Harizm, Maveraünnehr, Doğu Türkistan ülkelerini
anlatır. Sırasıyla Azerbaycan, Arran, Mogan, Şirvan, Dağıstan, Gürcistan ülkelerinin ele alınmasını takiben Doğu
Anadolu ve Arabistan Yarımadası üzerinde yer alan Osmanlı topraklarına geçilir. Bu bölgeye ait bilgiler El Cezire,
Irak, Arap Yarımadası, Şam ve Halep olarak başlamakta ve devamında Anadolu topraklarına geçilmektedir. Kâtip
Çelebi kendisinin gezip gördüğü yerleri daha detaylı olarak tasvir etmiştir. Anadolu diğer bölgelere göre daha ayrıntılı
ele alınmıştır. Burada şehir ve kasabalardan, kalelerden, bunların konumlarından ve bulundukları yerin coğrafi özelliklerinden ayrı ayrı söz edilmiştir. Yerleşimler arası mesafeler, ekonomik faaliyetler, bölgedeki ova, dağ, nehir ve göller
hakkında açıklamaların yanı sıra cami, hamam ve çarşıların sayı ve bilgileri de verilmiştir. Her bölümde konuyla
ilgili harita ve çizimler de mevcuttur. Kâtip Çelebi’nin en önemli yanlarından biri de döneminde ortaya çıkan yeni
gelişmelere bakarak coğrafyanın ve coğrafi eserlerin haritasız olamayacağını kavramış olmasıdır. Bu sebeple yazdığı
ikinci Cihannüma’ya birçok çizim ve harita eklemek istemiş, fakat istediği miktarda çizim ve haritayı koyacak fırsatı
ve ömrü olmamıştır. Ancak yaklaşık 100 yıl kadar sonra, İbrahim Müteferrika Cihannüma’ya birçok çizim ve harita
ekleyip basarak Kâtip Çelebi’nin arzusunu bir ölçüde yerine getirmiştir.
Müteferrika matbaasında basılan kitaplar Füyûzât-ı Mıknatisiye ve Cihannüma hariç, çoğunlukla siyasi tarihle
ilgilidir. Bu durumda bilim alanında seçilmiş kitaplar olarak sadece Füyûzât-ı Mıknatisiye ve Cihannüma karşımıza
çıkmaktadır. Ancak Füyûzât-ı Mıknatisiye içerdiği bilgiler açısından geçerliliğini yitirmiş, yararsız bir çalışmadır.
Böylece Cihannüma, nitelik, bilimsellik ve yayınlandığı dönem için en güncel bilgileri kapsaması açısından
matbaanın bastığı en önemli kitap olarak değerlendirilmektedir. Basımından sonra yurtiçinde ve yurtdışında yaygın
olarak tanınan ve kullanılmaya başlanan Cihannüma, Avrupa’da birçok dile çevrilmiştir. Bilim adamları dışında,
XIX.yüzyılda Anadolu’yu gezen Avrupalı seyyahlar tarafından da önemli bir bilgi kaynağı ve yol kılavuzu olarak
kullanılmıştır. Kâtip Çelebi’nin bu eseri, döneminde olduğu gibi günümüze kadar da coğrafya alanında çalışan birçok
kişi için temel kaynaklardan biri olmuştur.
122
142 KÂTİP ÇELEBİ, HACI HALİFE
MUSTAFA BİN ABDULLAH, ‘KİTÂB-I
CİHANNÜMÂ LÎ KÂTİP ÇELEBİ’,
İBRAHİM MÜTEFERRİKA BASIMI, 1732
Kâtip Çelebi tarafından 1650-1655 yılları
arasında yazılan, coğrafya ve tarihi coğrafya
alanlarında temel başvuru kitaplarından biri olan
Cihannüma’nın İbrahim Müteferrika tarafından
basılan 3 Temmuz 1732 (H.10 Muharrem 1145)
tarihli baskısı. Müteferrika matbaasında basılan
11.kitap olan Cihannüma sadece 500 adet
basılmıştır. Kitapta 25 tanesi harita, 11 tanesi
matematiksel coğrafya konularıyla ilgili çizim
ve 2 tanesi çizelge olmak üzere toplam 38 adet
kurşun plaka gravür yer alıyor. Toplam 762 sayfa olan kitabın başlangıcındaki önsöz ve fihrist
bölümleri numaralandırılmamıştır. Sadece 698
sayfalık asıl metin kısmı numaralandırılmıştır.
Eserde, İbrahim Müteferrika tarafından yapılan
eklemeler mevcuttur. Orijinal deri cildinde.
Ciltte ve sayfalarda yaşına bağlı yıpranmalar
mevcut.
29 x 19 cm
¨ 40.000 € 11.765
123
143 FAHRETTİN BAYKAL (1948-2005)
‘Oyun’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1991 tarihli.
70 x 50 cm
124
¨ 4.000 € 1.175
144 ÖMER ULUÇ (1931-2010)
Soyut figüratif, karton üzeri yağlıboya, imzalı.
65 x 50 cm
¨ 28.000 € 8.235
125
145 ALİ KOTAN (d.1959)
İsimsiz, duralit üzeri yağlıboya, imzalı,
1984 tarihli.
50 x 52 cm
¨ 800
146 HASAN PEKMEZCİ
(d.1945)
‘İnsanlarımız’, tuval üzeri yağlıboya,
imzalı, 1985 tarihli.
51 x 55 cm
¨ 800
126
€ 235
€ 235
147 HABİB AYDOĞDU (d.1952)
‘Tarlabaşı’nın gülleri’, mukavva üzeri karışık teknik, imzalı.
42 x 50 cm
¨ 4.500 € 1.325
148 CEMİL EREN (d.1927)
‘Değirmen’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1980 tarihli.
34 x 24 cm
¨ 800 € 235
127
149 PORSELEN CENTERPIECE
Fransız, Ribes-Limoges porselen yapımcı firma damgalı, çorbalık ve tepsisinden oluşan takım. Çorbalık, kapak ve tepsinin kenarları altın yaldız ve bordo bordürle çevrili. Altın yaldız bitkisel kıvrımlar ile çevrelenmiş beyaz zeminler üzerinde
dalında gül, zambak, kasımpatı ve kır çiçekleri ile dekorlu. Çorbalığın dört ayağı ve çift kulbu kabartma altın yaldız
yapraklarla hareketlendirilmiş. Tutamağı iri yaprakların arasına yerleştirilmiş balkabağı formunda tasarlanmış. 20.yy.
Tepsi 32.5 x 48 cm
Yükseklik 28 cm
128
¨ 2.000 € 590
150 HEREND PORSELEN YEMEK TAKIMI
Herend porselen yapımcı firma damgalı, Queen Victoria Green Border dekorlu. 12 adet düz yemek tabağı, 12 adet çukur
tabak, 12 adet tatlı tabağı, 12 adet pasta tabağı, 8 adet yarım ay formlu servis tabağı, 3 adet farklı boylarda çukur servis,
1 adet büyük sosluk, 3 adet kayık servis tabağı, 1 adet kare servis tabağı, 1 adet kapaklı sebzelik, 1 adet kapaklı çorbalık
ve 1 adet yuvarlak servis tabağı olmak üzere toplam 69 parçalık takım. Çorbalık ve sebzelik tutamakları kesilmiş limon
formunda. 20.yy.
¨ 13.600 € 4.000
129
151 MİĞFER
İran yapımı bronz miğferin yüzeyi kabartma ve kalem işi tekniğinde av, eğlence ve günlük
yaşamdan kesitler içeren sahnelerle bezeli. Aralarda yer alan stilize palmet ve şemse fomlu
bezemelerin yüzeyleri altın yaldız bitkisel dolgularla zenginleştirilmiş. Alem biçiminde
sivri bir tepelik ile sonlanıyor. Önde yuvasına yerleştirilmiş bronz sorgucu ve iki sorguç
yuvası mevcut. 18.-19.yy.
Yükseklik 25.5 cm Çap 19.5 cm
¨ 4.000 € 1.175
152 GÜMÜŞ KAMA
Kırım gümüş işçiliğinin nadir, büyük boyutlu ve çok iyi korunmuş örneklerinden. Usta
bir gümüş işçiliğinin ürünü olan kamanın kabzası ve kınının gümüş üzeri altın kakma
yüzeyi kabartma rumi ve rozetler, zengin güherse ve zarif savat işçilikli. Kın arka yüzü
savat işçilikli yıldız ve farklı bitkisel formlarla dekorlu. Kesici gövde düz formlu, sivri uçlu
ve merkezi kan oluklu. 19.yy.
Uzunluk 57.5 cm
Provenans : Kırım göçmeni Kurt Atay aile koleksiyonu.
130
¨ 3.500 € 1.030
153 TOMBAK KAPAKLI SAHAN
Osmanlı, yuvarlak formlu sahanın kubbe biçimli kapağının yüzeyinde kalem işi tekniği ile şemse motifleri ve çeşitli bitkisel süsleme örgeleri çalışılmış. Tutamağı tokmak formunda. Tombağı iyi durumda. 18.-19.yy.
Yükseklik 12.2 cm Çap 16.2 cm
¨ 10.000 € 2.940
Provenans : Sultan II. Abdülhamid dönemi Beyrut valisi Halil Rıfat Paşa (1891-1896) aile koleksiyonu.
131
154 ŞÜKRİYE DİKMEN (1918-2000)
‘Testi’, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı.
40 x 25 cm
132
¨ 8.200 € 2.410
155 NURİ İYEM (1915-2005)
‘Köylü kadın’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı.
35 x 43 cm
¨ 32.000 € 9.410
133
156 MUSTAFA AYAZ (d.1938)
Soyut figüratif, karton üzeri yağlıboya, imzalı.
32.5 x 34.5 cm
134
¨ 3.000 € 880
157 ADNAN TURANİ (d.1925)
Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
50 x 50 cm
¨ 5.500 € 1.620
135
158 İKİ ADET AHŞAP HEYKEL
Afrika yapımı, kabile maskesi ve maymun formlu iki adet heykelden oluşan grup. 19.-20.yy.
Yükseklikler 46.5 cm-54 cm
136
¨ 1.300 € 380
159 BURHAN ALKAR (d.1928)
‘Hasat sonu’, bronz heykel, 165/8, imzalı.
34 x 25 x 36.5 cm (kaide dahil)
¨ 2.000 € 590
Eser, sanatçının Ankara Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü’nün açtığı yarışma için hazırladığı ve birincilik
ödülü (1989) kazandığı anıtsal heykelin modelidir. Heykelin anıtsal versiyonu, Ankara Toprak Mahsulleri Ofisi Genel
Müdürlüğü’nün bahçesinde yer almaktadır.
137
160 CHARLES THOMAS NEWTON, TRAVELS AND DISCOVERIES IN LEVANT, VOL.1-2, LONDON
DAY&SON LIMITED, 1865.
İngiliz arkeolog C.T.Newton’ın (1816-1894), 1852-1859 yılları arasında Ege kıyılarında yaptığı gezi ve araştırmaları anlatan iki ciltlik kitapta 33 adet gravür haricinde katlanır Rodos, Midilli ve Karia kıyıları (Güneybatı Anadolu) haritaları ve
katlanır Rodos, Mausoleum ve Amazon frizi planları da yer alıyor. Gravürler W.F.Alais ve W.Severn imzalı.
26 x 17 cm
138
¨ 1.500 € 440
161 JULIA PARDOE-WILLIAM H.BARTLETT, THE BEAUTIES OF THE BOSPHORUS, VIEWS OF CONSTANTINOPLE AND ITS ENVIRONS, LONDON GEORGE VIRTUE PUBLISHING, 1839.
Miss Julia Pardoe’nun 1835 İstanbul izlenimleri ve William Bartlett’in gravürlerinin yer aldığı kitap, 80 adet kurşun plaka
gravür (79 İstanbul görünümü ve 1 Boğaz haritası) içeriyor. Bordo deri ciltli kapağı üzerinde altın yaldız bitkisel süslemeler yer alıyor.
28 x 22.7 cm
¨ 2.200 € 645
139
162 FİKRET MUALLA (1903-1967)
‘Sohbet’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1953 tarihli.
21 x 26.5 cm
140
¨ 7.500 € 2.205
163 FİKRET MUALLA (1903-1967)
‘Barda oturanlar’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1952 tarihli.
26 x 21 cm
¨ 9.500 € 2.915
141
164 MEHMET PESEN (1923-2012)
‘Köy düğünü’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı, 1990 tarihli.
19 x 25.5 cm
142
¨ 5.500 € 1.620
165 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
Kompozisyon, kağıt üzeri karışık teknik, imzalı, 1962 tarihli, Arşiv No 62 ES 002 etiketli.
17 x 30 cm
Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu.
¨ 12.000 € 3.530
143
166 KRİSTAL PARFÜM ŞİŞESİ
Lalique (Fransa) yapımcı firma damgalı, matara formunda tasarlanmış şişenin yüzeyi stilize ay çiçeği biçiminde kabartma
ve boyama süslemelerle dekorlu. 20.yy.
Çap 14 cm Yükseklik 18 cm
¨ 1.500 € 440
167 KRİSTAL BİBLO
Lalique (Fransa) yapımcı firma damgalı, ‘keklik’ konulu biblonun tüy detayları kazıma tekniği ile ayrıntılı olarak verilmiş.
20.yy.
Yükseklik 17.5 cm
¨ 1.500 € 440
168 KRİSTAL BİBLO
Lalique (Fransa) yapımcı firma damgalı, ‘papağan’ konulu biblo. Bir tümsek üzerinde ve kanatlarını açıp uçmaya hazır
halde betimlenmiş papağanın gövde ve ibiğindeki tüy detayları kabartma tekniği ile verilmiş. 20.yy.
Genişlik 23 cm
144
Yükseklik 30 cm
¨ 2.800 € 825
Lalique
Markanın kurucusu olan René Lalique (1860-1945), hem malzeme
hem biçim açısından geleneksel tasarım anlayışının sınırını aşan üretimleri ile cam alanında yeni bir çığır açmış; Art Nouveau ve Art Deco
akımlarının önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Sanat eğitimine 1872’de
Collége Turgot’da başlayan René Lalique, 1874-1876 yılları arasında Ecole
des arts décoratifs’in akşam sınıfına devam etmiş, daha sonra da Londra’ya
giderek iki yıl Crystal Palace School of Art Sydenham’da öğrenim görmüştür.
İngiltere’den döndükten sonra bir süre bağımsız çalışmış; Cartier ve Boucheron gibi önemli firmalar için mücevher tasarımları yapmıştır. 1885 yılında kendi atölyesini kurmuştur. İlk kez 1894 yılındaki Paris Salon Sergisi’nde dikkati
çeken Lalique, başarıları sayesinde 1897’de Légion d’Honneur nişanıyla Calouste
Gulbenkian, Kont Robert de Montesqiou gibi müşteriler kazandırmıştır. 1902
yılında Clairefontaine’de açtığı küçük atölyesinde Coty parfümlerinin şişesini
yaparak ününü arttırmıştır.
Camdan seri üretim tekniklerini ilk kullananlardan biri olan
sanatçı, 1912 yılında mücevher tasarımını bırakarak objeye yönelmiştir.
1910’lu yıllarda ortaya çıkan Art Deco akımının da öncülüğünü yapan firma, bu dönemde ürettiği çeşitli cam objeleri büyük başarı
kazanmıştır. Objelerin form ve dekorlarında Art Deco üslubuna
uygun bir yalınlık göze çarpar. Geometrik şekiller, zigzaglar, balık,
kuş ve benzeri hayvanlar, geometrik formlu bazı çiçek desenleri bu dönemde sıklıkla kullanılan süsleme örgeleridir. Üretilen
obje türleri ise vazo, kase, şişe, bardak, şamdan, parfüm şişesi,
muhtelif biblolar, lamba, plafonyer, aplik, pano, sofra
aksesuarları gibi ürünlerdir. Lalique tasarımı objeler Paris’teki
teşhir salonlarında sürekli olarak sergilenmiştir. Ayrıca firma
1905 yılında Place Vandome’da kendi teşhir mağazasını
açmıştır. R.Lalique ikinci büyük başarısını 1925 yılında
Paris Exhibition of Decorative and Industrial Arts’da elde
etmiştir. Sevres firması için özel olarak tasarladığı yemek odası
dekorasyonu konsepti içinde yer alan cam masa, abajur ve sofra
aksesuarları büyük beğeni kazanmıştır. Ayrıca bu sergide firmaya
ait diğer pek çok üretim de Lalique standında sergilenmiştir. Firma 1930’lu yıllarda, pahalı ve görkemli arabaların görünümlerini daha da güzelleştirmek amacıyla araba maskotlarının üretimine başlamıştır. Rolls-Royce, Citroen, Volsin, Bentley gibi büyük
firmaların özel siparişi ile 1930-1935 yılları arasında 27 modelin tasarımı gerçekleşmiştir. Bu dönemde ayrıca, Champs-Elysées
kavşağında bulunan çeşmeler (1932), Jersey’deki Saint Hélier Kilisesi’nin sunağı, Normandia ve France transatlantiklerinin
aydınlatma armatürleri ve sofra takımları (1936) gibi başarılı iç dekorasyon çalışmaları da yapılmıştır. Bu dönem üretimlerinde
“R.Lalique-France” imzası yer alır. Firmanın ilk üretmiş olduğu 1000 modelde imzanın yanısıra model numarası da vardır.
Objelerin numaralandırılması 1930 yılına doğru sona ermiştir. II.Dünya Savaşı yıllarında firma üretime ara vermiştir. Réne
Lalique’in 1945 yılında 85 yaşında ölümünden sonra ise firmanın yönetimini oğlu Marc Lalique (1900-1977) devralmıştır.
Bu dönemde daha önceki üretimlere benzer objelerin üretildiği bilinir. Genel olarak renksiz cam kullanılmıştır. 1970 yılından
itibaren tekrar renkli cam kullanımı başlamıştır. Yeni üretimlerde imza olarak sadece “Lalique-France” ibaresi görülür. 1977
yılında Marc Lalique’in ölümüyle firmanın idaresini yine başarılı bir cam tasarımcısı olan kızı Marie Claude (1936-2003)
devralmıştır. Yenilikçi ve yaratıcı bir güce sahip olan M.Claude döneminde doğadan ilham alınan figürlerle zenginleştirilen,
renkli cam objeler ve mücevherlerin üretimi devam etmiş; ayrıca 1992 yılında şişesi bizzat M.Calude tarafından tasarlanan Lalique de Lalique adlı parfüm satışa çıkarılmıştır. M.Claude’un firmayı 1994 yılında Poche’a satmasıyla firma ilk kez aile bireyleri
dışında birinin idaresine geçmiştir. 2008 yılında ise yönetimi İsviçre kökenli Art et Fragrance devralmıştır.
Lalique firması, özellikle de Réne Lalique, tasarımları ile hem çağdaşlarını, hem de kendisinden sonraki sanatçıları etkilemiştir.
Lucien Gaillard ile Paul ve Henri Vever kardeşler Lalique’ten en çok etkilenen kuyumculardır. Dekorasyon alanında ise Lalique’e
öykünenler arasında Sabino, Hunebelle ve Verlys sayılabilir.
145
Erol AKYAVAŞ (1932-1999)
Resim çalışmalarına Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne devam ettiği dönemde, 1948 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinde misafir öğrenci olarak başlayan Erol Akyavaş, ertesi yıl fakülteyi yarım
bırakarak İtalya’ya gitti. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne giren sanatçı, 19501953 yılları arasında burada eğitim gördü. Daha sonra ise Paris’e geçerek André Lhote ve Fernand
Léger’in atölyelerinde eğitimine devam etti. Sanatçının bu dönemki eserleri geometrik-soyutlama
kapsamında değerlendirilir. 1951 senesinde Amerika’ya giden Akyavaş, resim çalışmalarını burada
sürdürdü ve 1965 yılında bu ülkeye yerleşti. Illionis Teknoloji Enstitüsü’ne girerek mimarlık eğitimi de
alan ressam, enstitüde Mies van der Rohe, Frank Lloyd Wright ve Eero Saarinen gibi önemli hocalarla
çalışma imkanı buldu. İlk kişisel resim sergisini Cleveland’da 1954 yılında açtı. 1950’li yıllarda giderek geometrik-soyutlamadan uzaklaşarak gerçeküstü anlayışa yöneldi. 1960’lı yılların sonunda yaptığı
‘Yaşasın Vietnam’, ‘Yaşasın Seksapelliler’, ‘Yaşasın Profumo’ gibi güncel olayları eleştirdiği yapıtları
bu anlayışı yansıtır. 1970’li yıllarda Türk minyatür sanatına ilgi duymaya başlayan sanatçı; piramitler,
kilitler, tabutlar, demir parmaklıklar, işkence ve ölüme ait simgelerle donattığı ve kalın duvarlarla
çevrelediği, akıl dışı perspektif düzenleri uyguladığı kent resimleri yapmıştır. Bu resimlerin ardından
kimilerinin tepesi kesilmiş olan piramitleri, küpleri, konileri ve tuhaf geometrik biçimleri düz veya
tuğra örgülü masaların üzerine yerleştirdiği bir dizi tuval gerçekleştirmiştir. Sanatçı, 1980’li yılların
başında yaptığı ‘Çarpışmanın Sonu’ ve ‘Zaferin Şerefi’ gibi dizilerinde bu imge dağarcığını daha da
genişleterek yetkinleştirmiştir. 1980’li yılların ortalarında hat sanatıyla da ilgilenmeye başlamış, bu
ilgisi ‘Kimya-i Saadet’ adlı dizisiyle görsellik kazanmıştır. 1980’lerin sonuna doğru tasavvuf felsefesine
yönelen ressam, evrensel düzlemde insanlığı birleştirmeyi ve yan yana durmayı öneren din ve kültür
felsefesini benimsemiş; çok katmanlı ve derinlikli bir sanat anlayışı geliştirmiştir. 1988 yılında ürettiği
‘Hallac-ı Mansur’ serisi ile ‘Mihracname’ adlı taş baskıları bu anlayışın ürünüdür. Sanatçı, bu anlayışla
gerçekleştirdiği yapıtlarıyla hem sanatına Doğu-İslam sanatı zenginliği kazandırmış, hem de evrensel
din ve mistisizm kültürü bağlamında yepyeni bir görsel, ruhsal ve düşünsel sentez oluşturmuştur.
1980’lerin sonundan vefat ettiği 1999 yılına kadar minyatür, hat ve ebru gibi geleneksel sanatlardan
aldığı imgeleri soyut bir anlatımla yorumladığı çalışmalar gerçekleştiren sanatçı, ilk kez 1990 yılında
St.Petersburg’daki Benois Sarayı’nda sergilediği ‘İkonaklastlar için İkonalar’ adlı serisini, 1993 yılında
Bosna-Hersek’teki savaşa duyduğu tepkiyi yansıttığı eserleriyle birlikte İstanbul’da da sergilemiş, 1996
yılında Jackson Pollack Ödülü’ne layık görülmüştür. 1989’da 2. Uluslararası İstanbul Bienali çerçevesinde Aya İrini için gerçekleştirdiği ‘Fihi Ma Fih’ (İçindeki İçindedir) adlı yerleştirmesinde İslam,
Hıristiyanlık ve Musevilik’e özgü simgeleri bir arada kullanarak inanç birliğini vurgulamıştır. Yurtiçi ve
yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açan ve çeşitli karma sergilere katılan Akyavaş’ın eserleri yurtiçinde
İstanbul ve Ankara Devlet Resim Heykel Müzeleri’nde, yurtdışında ise New York Modern Sanatlar
Müzesi, Berlin Sanat Müzesi ve Stuttgart Sanat Müzesi Koleksiyonları’nda yer almaktadır.
169 EROL AKYAVAŞ (1932-1999)
Soyut kompozisyon, karton üzeri yağlıboya, imzalı.
77 x 56 cm
146
¨ 48.000 € 14.120
147
Mehmet GÜLERYÜZ (d.1938)
Toplumsal eleştirinin ön plana çıktığı dışavurumcu eserleri ile tanınan sanatçı,
1958-1966 yılları arasında Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde öğrenim
gördü. 1970 yılında devlet bursu ile Paris’e giderek taş baskı alanında uzmanlık
eğitimi aldı. 1975 yılında yurda döndükten sonra akademide Neşet Günal’ın atölyesine öğretim üyesi olarak atandı ve bu görevini 1980 yılına kadar sürdürdü. 1980
yılında tekrar yurtdışına çıkarak beş yıl boyunca New York ve Brüksel’de kaldı. 1992
yılında Bilkent Üniversitesi’nde, 2003-2005 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Birleşik Sanatlar Programı’nda konuk öğretim üyesi olarak ders verdi.
Öğrencilik yıllarında amatör olarak tiyatroyla da ilgilenen Güleryüz’ün resim
anlayışını bu tiyatro çalışmaları da etkilemiştir. Önceki soyut çalışmalar bir süre sonra yerini figüratif anlatıma bırakır. Yapıtlarında konu olarak çağdaş insanı işleyen ressam, insan psikolojisi ve davranışlarına getirdiği eleştiriyi ön plana çıkarmış, 1970’li
yıllar boyunca bilinçli olarak çirkin ya da hayvanı anımsatan insanları, hatta insan
yerine koyduğu maymun, köpek veya kurdu çarpıtılmış bedenleri ile vermiş, tüketim
toplumunun sevgisizliğini, bencilliğini, içten olmayan tutumunu yer yer mizah öğesi
de katarak işlemiştir. Resimlerindeki çirkin insan yüzleri duyarsızlığı simgelerken
hayvanı anımsatan insan ve insan yerine koyduğu biçimi bozduğu hayvan figürleri ile
de toplumdaki çarpıklık ve dejenerasyonu vurgulamıştır. 1987 yılındaki Uluslararası
İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri (Uluslararası İstanbul Bienali) çerçevesinde Ayasofya
Hamamı’nda yaptığı Diptik II ve Portre gibi resimleriyle büyük boyutlu tuvaller
üretmeye başlamıştır. 1990’lı yılların başından itibaren ise tuvallerinde son derece
hareketli ve dokulu bir yüzey yaratmış, yakından bakıldığında zeminden ayırt edilemeyen ancak resimden uzaklaştıkça yavaş yavaş ortaya çıkan imgeyi vurgulamıştır.
1979 yılında Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü’nü İsmail Türemen ile paylaşan
ressam, aynı yıl İstanbul Sanat Bayramı Yeni Eğilimler Sergisi’nde altın madalya
kazanmıştır. 2005 yılında Beijing’te gerçekleşen 16.IAA Dünya Genel Kurulu’na
ve 2.Beijing Bienali’ne IAA Türkiye temsilcisi olarak katılmıştır. 2009 yılında
Mardin Güncel Sanat Sergisi’ne, 9.Contemporary Shangay Art Fair’e ve İstanbul
Contempo’09’a ikişer yapıtıyla katılan Güleryüz, sanat çalışmalarının yanı sıra 1999
yılından beri Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü ve Yönetimi Sertifika Programı’nda
da ders vermektedir.
170 MEHMET GÜLERYÜZ (d.1938)
‘Güverte’ , tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1986 tarihli.
100 x 100 cm
148
¨ 125.000 € 36.765
149
171 YALÇIN GÖKÇEBAĞ (d.1944)
‘Portakal toplayanlar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1995 tarihli.
60 x 80 cm
¨ 17.500 € 5.145
172 ŞEREF BİGALI (1925-2005)
‘Deve güreşi’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1992 tarihli.
80 x 100 cm
¨ 25.000 € 7.355
Eser, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan ‘Şeref Bigalı’ kitabının 123.sayfasında yer almaktadır.
150
Şeref BİGALI (1925-2005)
1950 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olan Şeref Bigalı, bir süre İzmir Eğitim Enstitüsü’nde
öğretmenlik yaptıktan sonra, 1962-1963 yılları arasında Paris’e giderek Fontainebleau, Henri Goetz Atölyesi ve Forochot
Akademisi’nde çalıştı. Yurda döndükten sonra Afyon ve İzmir’deki çeşitli okullarda ve enstitülerde resim öğretmeni olarak
görev yaptı. 1986 yılında Devlet Resim Heykel Sergisi’nde resim dalında ödül alan sanatçı, 1996’da Türkiye İş Bankası
Büyük Resim Ödülü’nü kazandı.
Dönemin moda akımlarına itibar etmeyen ve yaşadığı topraklardaki yerel değerleri anlatımcı bir üslupla yapıtlarına
yansıtan Bigalı, konu olarak ise Paris kahvelerini, kalabalık kent sokaklarını, parkları, şemsiyeleriyle yağmur altında
koşturan insanları, Anadolu’nun çeşitli yörelerinden köy peyzajlarını ve köylüleri tercih etmiştir. Yağlıboyada olduğu kadar
suluboya ve desende de usta olan ressamın ‘Kuşlar Serisi’ gibi soyut anlayışa yaklaştığı yapıtları da mevcuttur.
151
173 HALİT DORAL (1906 - 1976)
Vazoda çiçekler, duralit üzeri yağlıboya, imzalı,
1952 tarihli.
44 x 36.5 cm
174 TURGUT ATALAY
(1918-2004)
Natürmort, duraite marufle tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1986
tarihli.
35 x 46 cm
152
¨ 1.200 € 355
¨ 3.500 € 1.030
175 HÜSEYİN YÜCE (1928-2015)
Köy peyzajı, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı.
45 x 100 cm
¨ 4.000 € 1.175
176 MUSTAFA ATA (d.1945)
Soyut figüratif, kağıt üzeri pastel, imzalı, 1994 tarihli.
50 x 70 cm
¨ 5.500 € 1.620
153
177 YÜZÜK
Avrupa yapımı, sarı altın üzeri toplam 0.50 karat pırlanta taş montürlü. 20.yy.
Parmak ölçüsü 17
Ağırlık 14 g
¨ 3.500 € 1.030
178 BROŞ
Osmanlı dönemi, dalda çiçek formunda altın ve elmas taşlarla süslenmiş broşun montürü zarif mine işçilikli. 19.yy.
7 x 4.5 cm Ağırlık 15 g
154
¨ 3.500 € 1.030
179 YÜZÜK
Victorian, mekik formlu altın ve yaklaşık 0.40 karat elmas taşlı yüzüğün ortasında natürel barok inci yer alıyor. 19.yy.
Parmak ölçüsü
11 Ağırlık 5 g
¨ 1.500 € 440
180 YÜZÜK
Avrupa yapımı beyaz altın yüzüğün montürü, ortada yaklaşık 3.50 karat oval safir , kenarlarda iki sıra, yaklaşık 1.80 karat
pırlanta bezeli. 20.yy.
Parmak ölçüsü 14
Ağırlık 8 g
¨ 4.500 € 1.325
155
181 AHMET YEŞİL (d.1954)
İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2010 tarihli.
81 x 65.5 cm
156
¨ 5.500 € 1.620
182 KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)
Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1993 tarihli. Arkası sanatçının el yazısı ile ithaflı ve 1 Ekim 2009 tarihli.
100 x 100 cm
¨ 12.000 € 3.530
157
183 ORYANTALİST TABLO
‘Şehzade Camii’, tuval üzeri yağlıboya, arkası
kurşun kalemle Almanca Şehzade Camii
ibareli. 19.yy.
72 x 98 cm
¨ 65.000 € 19.120
158
159
184 İKİ ADET RETRO TASARIM CAM VAZO
Bir tanesi küp, diğeri koni formlu iki adet vazodan oluşan grup. Küp şeklinde tasarlanmış vazonun yüzeyi gümüş sıvama
(overlay) tekniğinde dalında çiçek ve yemişler arasında sincap ve kuş motifleri ile süslenmiş. Diğer vazonun ön yüzünde
aynı teknikle bitkisel bezemeler çalışılmış. 20.yy.
Yükseklikler 26-31 cm
¨ 900 € 265
185 KRİSTAL MÜCEVHER KUTUSU
Fransız, dikdörtgen formlu kristal kutunun kapak yüzeyi ile ön-arka kenarları altın yaldız bitkisel örgelerle dekorlu.
19.yy.
16 x 11 x 8 cm
160
¨ 900 € 265
186 KRİSTAL ARABA
Daum (Fransa) yapımcı firma damgalı, Xavier Froissart tasarımı, Cadillac Eldorado modeli araba. 20.yy.
40 x 15.5 x 11.5 cm
Daum Nancy Cam Fabrikası
¨ 3.700 € 1.085
Aslında avukat olan Daum ailesinin cam işçiliği ile olan ilgisi, Jean Daum’un 1878 yılında, Nancy yakınlarındaki bir cam atölyesini kendisine olan bir borcun karşılığı olarak devralmasıyla başlamıştır. Jean Daum’un ölümünden sonra atölyenin idaresini
oğulları Auguste ve Antonin Daum üstlenmiştir. Daum kardeşlerin yönetiminde kısa sürede gelişen atölye, dönemin en önemli cam
fabrikalarından biri haline gelmiştir ve tasarımlarının bir bölümünü 1889 yılındaki Paris Sergisi’nde sergilemiştir. Bu sergide ünlü
Fransız tasarımcı Emile Galle’nin yapıtlarından etkilenen Daum kardeşler, Art Nouveau stilinde mine ve kazıma işçilikli tasarım vazolar üretmeye başlamıştır. Kısa zamanda en önemli Art Nouveau cam obje tasarımcılarından biri haline gelerek Galle’ye rakip olan
Daum Cam Fabrikası, Galle’nin 1904 yılındaki ölümünden sonra da bu alanda lider olmuştur.
Fabrikanın bu tarihten sonraki üretimleri Art Nouveau; Art Deco; kristaller ve pate-de-verre tekniği ile üretilen cam objeler olmak üzere dört ana başlık altında incelenebilir. 1891 yılı civarında mine ve oyma tekniğini uygulamaya başlayan firma, Art Nouveau
stilinde vazoların üretimine de yaklaşık olarak aynı dönemde geçmiştir. Bu alanda kendilerini çok geliştiren Daum kardeşler, cameo,
aside yedirme ve mine gibi farklı teknikleri bir arada kullanarak çok sayıda Art Nouveau obje üretmiştir. Bu dönemde pate-de-verre
tekniği de ustalıkla uygulanmıştır. Erimiş renkli cam bileşimini kap yüzeyine yayarak sıcakken şekil verip, soğuduktan sonra da oyma
veya aside yedirme yöntemleriyle son düzenlemeleri yapan fabrika, böylece çarpıcı görünümlü pek çok eser gerçekleştirmiştir. I. Dünya
Savaşı süresince üretime ara veren firma, 1918 yılında yeniden açılmıştır. Bu tarihten sonra Art Nouveau stili objelerin yapımı bir süre
daha devam etmiş, ancak Art Deco tarzının popüler olmasıyla birlikte Daum Nancy Cam Fabrikası da bu stili benimsemiştir. Auguste
Daum’un oğlu Paul Daum tarafından üretilmeye başlanan Art Deco vazo ve kaselerde kalın, transparan ve tek renkli camın yüzeyi
geometrik bezemelerle süslenmiştir. Bu ürünlerde genellikle aside yedirme yöntemi kullanılmış, cila veya oyma aracılığıyla alternatif
bantlar oluşturulmuştur. II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945 yılı, Daum Cam Fabrikası için Art Deco stilinin de son bulduğu yıldır.
Firma bu tarihten itibaren ağır ve renksiz kristalden vazolar ve figürler üretmeye başlamıştır. Bu eserlerin yapımında kullanılan kurşun
kristal cam çok kalitelidir ve ürünler cam sanatı açısından pürüzsüz camın akıcı niteliklerini vurgular. Yüzey dekorasyonunda kesme,
oyma veya benzeri tekniklerin bir arada kullanıldığı ise genellikle pek görülmez. Bu tarz cam eserlerin popülaritesi yaklaşık olarak
1970’li yıllara kadar sürmüştür. Fabrikanın idaresini 1965 yılında Daum ailesinin yeni kuşağı üstlenmiştir. 1970 yılında pate-de-verre
tekniğinin uygulamasına yeniden başlayan firma, çok sayıda heykeltıraş, tasarımcı ve cam ustasını fabrika bünyesinde toplayarak sınırlı
sayıda özel tasarım ürünler gerçekleştirmiştir. Daum Nancy Fabrikası 1962 yılından itibaren Cristallerie Daum adıyla üretime devam
etmekte ve çeşitli kristaller, pate-de-verre tekniğinde cam figürler ve sofra takımları üretmektedir.
Xavier FROISSART
1975 yılında Ecole Nationale Supérieure des Art Décoratifs’ten (Paris) mezun oldu. Kariyerinin ilk yıllarında resim alanındaki
çalışmalarına ağırlık veren sanatçı, 1976 yılında Société des Artistes Français tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. 1981-1985
yılları arasında yayınlanan pek çok sanat kitabına makale ve çizimleri ile katkıda bulundu. 1982-1983 yıllarında, genç seyirciler için
hazırlanan bir sanat programı olan ve FR3 kanalında yayınlanan ‘Formes et Couleurs’ın animasyonu ve prodüksiyonunda görev aldı.
1983 yılında Daum kristal fabrikası ile anlaşarak 1989 yılına kadar firma için çeşitli kristal objeler ve ünlü araba serisini tasarladı.
Dünyaca ünlü pek çok firmada tasarımcı olarak görev yapan sanatçının çalıştığı firmalar arasında Christofle (1988-1990), Christalleries Royales de Champagne ve Saint Louis (1989-1999) sayılabilir. 1995 yılında Denon Museum’da (Chalon-sur-Saone, Fransa) resimleri ve kristal tasarımlarından oluşan kapsamlı bir sergi düzenledi. 2002-2008 yılları arasında pişmiş toprak tabak tasarımları üzerinde
çalıştı. Son yıllarda Babil efsanesi ile ilgili tablolar yapan sanatçının eserleri pek çok özel koleksiyonda yer almaktadır.
161
187 İNCİ KOLYE VE KÜPE SETİ
Schoeffel ( Alman) yapımı, 11-13.7 mm çaplı tek sıra beyaz inci (Southsea) kolye. Sarı altın klipsi pırlanta taşlarla bezeli.
Küpeleri, sarı altın üzerine toplam 0.40 karat tek taş pırlanta ve 1.1 mm beyaz inci (Southsea) montürlü.
Kolye 44.5 cm Küpe 1.3 cm
162
¨ 28.000 € 8.235
188 KOL SAATİ
Franck Muller, Master of Complications King Conquistador Cortez modeli. Model
numarası 10000 CC. Pembe renkli altın kasası ve kayış tokası pırlanta taşlarla bezeli.
Otomatik saat siyah renkli kare kadranlı, kronometre ve takvim fonksiyonlu. Firma
damgalı kayışı koyu kahve renkli timsah derisi. Mükemmel durumda. 2000’li yıllar.
Kasası 5.5 x 4 cm
¨ 76.000 € 22.355
163
Fikret MUALLA (1903-1967)
Tam adı Fikret Mualla Saygı olan ressam, kendine özgü renkçi ve lirik bir Dışavurumcu anlayışla gerçekleştirdiği yapıtları ve çalkantılı
yaşamıyla tanınır. Galatasaray lisesinde yatılı okuduğu yıllarda, bir futbol maçında kırılan ayağının sakat kalması, hırçın ve içine
kapanık bir kişilik kazanmasına neden olur. Okuldan kaptığı İspanyol gribinin annesine bulaşması sonucu annesinin genç yaşta vefat
etmesi de sanatçıyı derinden etkiler. Annesinin ölümüne neden olduğu düşüncesi ve suçluluk duygusuna babasının hemen evlenmesinin de eklenmesi yaşamı boyunca taşıyacağı ruhsal sıkıntıların temelini oluşturur. Fikret Mualla’nın heyecanlı kişiliğinin ve çalkantılı
iç dünyasının yansımaları resimlerinde belirgin olarak görülür. Mutlu olabilmek ve her şeyi unutmak amacıyla resim yapan sanatçı,
sanat dünyasındaki çeşitli akımlardan birebir etkilenmemiş, bunların kendince bir sentezini yaparak resimlerini yaparken sezgilerini ve
duygularını ön plana çıkarmış ve kendi tarzını yaratmıştır.
17 yaşında iken Galatarasay Lisesi'ndeki öğrenimini yarıda bırakıp mühendislik okuması için Almanya’ya gönderildi. Zamanla
resmin mühendislikten daha fazla ilgisini çektiğini fark eden Fikret Mualla, dönemin konsolosu Rıza Bey desteği ile Münih Güzel
Sanatlar Akademisi'nde afiş ve desinatörlük, ardından Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim eğitimi aldı. 1929 yılında Paris’e
giderek Montparnasse ve Saint Germain gibi önemli sanat çevrelerine girdi. 1930 yılında Türkiye'ye döndüğünde, mezun olduğu
Galatasaray Lisesi'nde ve Ayvalık Ortaokulu'nda kısa bir dönem resim dersleri veren Fikret Mualla, daha sonra İstanbul’a yerleşerek
Şehir Tiyatroları’nda oynanan ‘Lüküs Hayat’, ‘Deli Dolu’, ‘Saz Caz’ gibi dönemin ünlü operetleri için kostümler çizdi. İsmail Hakkı
Baltacıoğlu'nun çıkardığı Yeni Adam Dergisi için desenler hazırladı. Bunlar dergide belli metinleri resimlediği gibi, tek başına sanatçı
desenleri ve karikatürleri olarak da yayınlandı. Nazım Hikmet’in ‘Varan 3’ adlı şiir kitabını ve ‘Benerci Kendini Nasıl Öldürdü?’ adlı
piyesini resimledi. Aynı dönemde sanatsever Salah Cimcoz’un Moda'daki konağına yerleşerek Cimcoz'un üç çocuğuna resim dersi
vermeye başladı. 1939 yılında New York Dünya Sergisi’nde açılan Türk Pavyonu’nda sergilenmek üzere Eyüp, Çamlıca, Üsküdar, Sultanahmet gibi İstanbul’un çeşitli köşelerinden 30 kadar resim yaptı. Aynı yıl bir daha dönmemek üzere Türkiye’den ayrılarak Paris’e
yerleşti ve ölümüne değin burada yaşadı. Alkol sorunu, polis fobisi, yurt özlemi nedeniyle yaşadığı sıkıntılar sanatçının, İstanbul’da
olduğu gibi Paris’te de bir kaç kez hastanede tedavi görmesini gerektirdi ve yaşamı çeşitli sanatseverlerin koruması altında devam etti.
1954 yılında Paris’te ilk kişisel sergisini açan Fikret Mualla, bu sergi sayesinde Paris sanat çevrelerinde kısa sürede adını duyurdu ve
Picasso gibi dönemin önemli sanatçılarıyla tanışma fırsatı buldu. İkinci sergisini ise iki yıl sonra açan ressam sergiden sonra tekrar akıl
hastanesine yatırıldı. 1950’li yılların sonuna doğru Madam Angles ile tanışarak onun himayesine girdi ve 1967 yılındaki ölümüne
kadar Madam Angles’in koruması altında yaşadı, onun için eser üretti.
Renklerle oynamayı seven sanatçının, Henri Matisse'in renk kullanımından çok etkilendiği bilinir. Resimlerini genellikle renkli fon
kâğıtları üzerine guvaj boya ile yapan sanatçı, suluboya ve pastel malzemelerini de resimlerinde sıkça kullanmıştır. Yaşamak için resim
yapan bir ressam olarak durmaksızın üretmiştir. Zor bir yaşamın acıları onun paletinde rahat resimlere dönüşür. Yaşamındaki dengesizlikler, ruhsal yapısındaki sarsıntılar sanatçı yaratıcılığını besler. Bu sarsıntılardan ancak resim yaparken kurtulabilmesi ise çalışma temposunu arttırmaktadır. Fikret Mualla, Alman Ekspresyonizminin güçlü etkileri kadar Kübik bir biçim dilinin de yansımalarını taşıyan
çeşitli konuları ele alır. İşçiler, köylüler, mahkumlar, yoksullar, kadınlar, bürokratlar, denizciler, sanatçılar, konserler, briç oynayanlar, tımarhaneler, sokaklar ve çocuklar…Sanatçının çizimlerinde Ekspresyonizm’den Kübizm’e, Konstrüktivizm’den Fovizm’e, Alman
baskı sanatından Japon baskılarına, Ernst Ludwig Kirschner’den (1880-1938) Emil Nolde’ye (1867-1956) değişen ve çeşitlenen bir
çizgi kalitesi görülür. Karikatürlerinde yalnızca akımlar bazında bir bilgilenme ve etkilenmesinin ötesine geçtiğini, sanatsal/kültürel
çeşitliliğini özümseyerek dilediğince kullandığını duyumsarız. 1930-1940’lı yıllarda tablolarında yoğunlaştığı konu tarihi, coğrafyası,
iklimi ve insanı ile İstanbul kentidir. Özellikle Ayasofya kendisi için ayrı bir yer tutar. Öte yandan Fikret Mualla resimlerinde Eyüp
Sultan’ı, Balık Pazarı’nı, Karacaahmet’i ve İstanbul’un daha birçok önemli yerini dolaşmıştır. 1939 yılında Paris’e yerleşince bu kent
ile de benzer bir ilişki kurmuştur. Paris sokakları, çarşısı, pazarı, hastaneleri, otelleri, en şık ve en berbat semtleri, kahveleri ve barları
onun resimlerinde renk renk yeniden canlanır. Kadınlar, erkekler, çocuklar, köpekler, satıcılar ve baloncular ressamın sokak tasvirlerinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu sokaklarda kimi zaman İstanbul’dan çalınmış bir balıkçı tezgahı ile de karşılaştığımız olur. Ressamın
ölüdoğaları onun çevresiyle ve kendisiyle kurduğu ilişkilerin simgeleri gibidirler. Yaşantısında büyük yer tutan barların, lokantaların ve
içki masalarının birer ayrıntısı niteliğinde olan bu ölüdoğalarda meyvalar, çiçekler, şişeler, sepet içinde şarap şişeleri gibi nesneler tek
başına önemsenerek büyütülür. Ölümünden sonra Paris'te açık artırmaya çıkarılan resimleri Türk devleti tarafından satın alınmış ve
Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde bir Fikret Mualla Salonu oluşturulmuştur
189 FİKRET MUALLA (1903-1967)
‘Sandalyeli natürmort’, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1956 tarihli.
63 x 50 cm
164
¨ 60.000 € 17.645
165
190 HABİB AYDOĞDU (d.1952)
Natürmort, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
40 x 28 cm
191 ŞAHİN PAKSOY (d.1952)
Soyut portre, tuval üzeri yağlıboya,
imzalı, 2008 tarihli.
30 x 40 cm
¨ 2.000 € 590
166
¨ 2.000 € 590
192 FAHİR AKSOY (1917-2008)
‘Esnaflar’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı.
50 x 65 cm
¨ 3.500 € 1.030
167
193 HEREND PORSELEN KONSOME TAKIMI
Herend porselen damgalı (1915-1930), altı adet kapaklı kase ve tabaktan oluşan takım Rotschild deseni ile dekorlu.
Kaselerin tutamağı dalında sarı ve pembe gül formunda.
Toplam yükseklik 10.5 cm Tabak çapı 15.6 cm
168
¨ 2.800 € 825
194 HEREND PORSELEN KAHVE/TATLI TAKIMI
Herend porselen yapımcı firma damgalı, pembe renkli Chinese bouquet dekorlu. 12 kişilik. 1 adet kahvedan, 1 adet
sütlük, 1 adet kapaklı şekerlik, 1 adet toplam kalp formlu kapaklı lokumluk, 1 adet kukilik, 12 adet tatlı tabağı, 12 adet
kahve fincanı ve tabağı olmak üzere toplam 44 parça. Tutamakları gül formunda. 20.yy.
Kahvedan yüksekliği 22 cm
¨ 3.600 € 1.060
169
195 BRONZ ŞÖMİNE SAATİ
Fransız, III.Napoleon dönemi (1852-1870). Rokoko stilde tasarlanmış bronz/altın vermeille
saat oval formlu ahşap bir kaide üzerine yerleştirilmiş. Gövdesi bitkisel ve C formlu kıvrımlar,
bronz kabaralar ve yapraklarla hareketlendirilmiş. Saatin ön yüzünde Sevres stili oval bir
porselen plaka ve çiçekler aplike edilmiş. Çiçeklerde eksikler mevcut. Çevresi iri bronz kabaralarla çevrili mineli kadranı eski Türkçe rakamlı. Döneminin nadir tasarım örneklerinden.
50 x 28 x 68 cm
170
¨ 10.000 € 2.940
171
196 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
‘Denizli’den sokak’, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1946 tarihli.
36.5 x 44 cm
¨ 20.000 € 5.880
Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
197 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
Portre, duralit üzeri yağlıboya, imzalı.
60 x 50 cm
Provenans : Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
172
¨ 15.000 € 4.410
173
Hasan Vecih BEREKETOĞLU
(1895- 1971)
Türk İzlenimcileri olarak tanınan
1914
Kuşağı
ressamlarındandır.
İstanbul’da Hukuk Fakültesi’nde
öğrenim gören sanatçı, resim sanatına
olan ilgisi sonucu Galatasaray
Sergileri’ne de eser vermeye başlamış
ve bu sergilerde Halil Paşa’nın ilgisini
çekerek ilk resim derslerini 1916- 1920
yılları arasında Halil Paşa’dan almıştır.
1922 yılında Paris’e giderek Julian
Akademisi’ne devam etmiştir. İstanbul’a
döndükten sonra bir süre Halkevleri
Güzel Sanatlar Bölümü başkanlığı
görevini yürüten Bereketoğlu, eşinin
1943 yılındaki ölümünden sonra
Ankara’ya yerleşerek 1943-1950 yılları
arasında Cumhurbaşkanlığı Dairesi
müdürlüğü yapmıştır. 1950 yılında
tekrar İstanbul’a dönen sanatçı, burada 1968 yılına kadar Güzel Sanatlar
Birliği yöneticisi olarak çalışmıştır.
İstanbul’a döndükten sonra kendini bütünüyle resim çalışmalarına
veren
Bereketoğlu’nun
eserleri
arasında, 1914 kuşağı sanatçılarının
resimleri için en önemli konulardan
biri olan Kurbağalıdere peyzajları
ayrı bir yer tutar. Öyle ki; Prof.Dr.
Kıymet Giray bu durumu “Vecih
Bereketoğlu’nu Kurbağalıdere ressamı
olarak tanımlamak hiç de yanıltıcı
olmayacaktır. Bir başka söylemle
Bereketoğlu imzası sanat çevrelerinde derhal Kurbağalıdere
resimlerini çağrıştırır da diyebiliriz.
Kurbağalıdere’ye olan ilgisinin kaynağı
yaşadığı dönem, resim dersleri aldığı
usta ressam Hikmet Onat olmalıdır” sözleriyle açıklamaktadır. Manzara resimlerinde Hikmet Onat’ın izinden giden
sanatçı, Boğaziçi, Salacak kıyıları ve Kurbağalıdere’yi işlediği eserlerinde sandalların sudaki akisleri gibi ayrıntılara önem
vermiştir. Yapıtlarında diğer 1914 Kuşağı sanatçılarına nazaran daha soluk renkleri tercih etmiş, özellikle bej ve gri tonlarını
sıklıkla kullanmıştır. Bereketoğlu’nun bugün İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde bulunan ‘Kurbağalıdere’ ve ‘Salacak’ta
Sabah’ gibi izlenimci üslupla yaptığı manzara resimlerinin yanı sıra, kendisini veya yakın çevresini resmettiği portreleri de
mevcuttur. İlk sergisini 1922 yılında Rodos’ta açan ressam, daha sonra Ankara ve İstanbul’daki çok sayıda karma sergiye
katılmıştır. Sanatçının evinin bulunduğu Caddebostan Yıldız Sokağı’nın ismi ölümünden sonra H. V. Bereketoğlu olarak
değiştirilmiştir.
174
198 HASAN VECİH BEREKETOĞLU (1895-1971)
‘Kurbağalıdere’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
38 x 60 cm
¨ 28.000 € 8.235
175
199 NEVZAT AKORAL (d.1926)
‘Gelincikler’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2000 tarihli.
40 x 50 cm
176
¨ 3.000 € 880
200 NEVZAT AKORAL (d.1926)
Çamlarda Kış, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1991 tarihli.
50 x 40
¨ 2.000 € 580
177
178
201 İŞLEME BOHÇA
Osmanlı dönemi saray işi , kenarları katlanan dikdörtgen formlu, dış yüzü bej iç yüzü tül aplike pembe renkli atlas kumaş.
Köşeler aplike çiçek formlarının yer aldığı altın tel ile tığ işi bir bordürle çevrelenmiş. Bohçanın dış yüzü stilize bitki ve hilal formlarının kullanıldığı yoğun altın tel işlemeli. Köşelerde yine altın tel kullanılarak çiçek buketi formlu tutamaklar aplike edilmiş. İşleme bölümleri yoğun Hicaz incileri ile tamamlanmış. Bohçanın iç yüzüne aynı tarz işlemeler uygulanmış.
Osmanlı saray işçiliğinin benzersiz, müzelik değerde bir örneği. Bohça kondüsyonu ile de göz dolduruyor. 19.yy.
43 x 43 cm (kapalı halde)
¨ 10.000
€ 2.940
Provenans : Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi
koleksiyonu.
179
202 HEREND PORSELEN CENTERPIECE
Herend porselen yapımcı firma damgalı, pembe renkli Chinese bouquet dekorlu. Dört adet yemişlikten oluşan kare
formlu centerpiece’in kenarları dilimler ve altın yaldız bordürle hareketlendirilmiş. Tutamağı balık formunda. 20.yy.
51 x 51 x 25 cm
180
¨ 3.600 € 1.060
Jacob Petit
Meslek yaşamına Sévres porselen fabrikasında ressam olarak başlayan Jacob Petit (1796-1868), 1830 yılında Belleville’de
kendi porselen atölyesini kurmuştur. Kısa sürede büyük başarı ve üne kavuşan sanatçı, 1833 yılında Baruch Weil’ın
Fontainebleau’daki porselen fabrikasını satın almıştır. İlerleyen yıllarda Paris’e yerleşerek üretime burada devam etmiştir.
1846 yılında ortağı Nicolas Moriot ile birlikte Sevres kentinde bir fabrika açan Jacob Petit, Fontainebleau’daki fabrikayı
önce Avon’a taşımış, daha sonra da çalışanı Etienne Jacquemin’e devretmiştir. Jacob Petit fabrikasının en ünlü ve üretken
olduğu dönem 1830-1860 arasıdır. Bu dönemden sonra üretim azalmaya başlamış; sadece parfüm şişesi, kağıt ağırlığı,
ufak biblolar, vazo, buhurdan, saat, şamdan gibi dekoratif objeler üretilmiştir. Jacob Petit porselenleri, sanatçıların hayalgücü, fantezi ve egzotizm açısından en ileride oldukları Romantik Dönem’in kusursuz bir yansıması niteliğindedir.
Form olarak Louis-Philippe Dönemi’nde (1830-1848) görülen Yeni-Rokoko stiline özgü, 18. yüzyılın popüler rocaille
tarzının çeşitlemelerinin kullanıldığı bu porselenlerde renk olarak genelde açık pembe, leylak rengi, açık yeşil, siyah ve
altın rengi tonları tercih edilmiştir. Yüksek kabartmalar, yaprak formlu kıvrımlar, kuş, çiçek ve yemiş aplikelerinden
oluşan bu kompozisyonlar, klasik sanatın durağan süslemelerinden tamamen farklı yeni bir stilin öncüsüdür. Üretimlerde
Çin ve Saksonya etkisi de görülür. Oryantalist tarzda yapıtlar da üreten Jacob Petit, Osmanlı İmparatorluğu için özel
tasarımlar da gerçekleştirmiştir. Bu fabrikada üretilen sert hamurlu, yüksek kaliteli porselenlerin Limoges’da fırınlandığı
düşünülmektedir. Fabrikanın üretimlerinde damga olarak baskı veya mavi boya ile yapılmış JP harfleri yer alır.
203 PORSELEN HOKKA
Jacob Petit (Fransız) yapımcı firma damgalı (1830-1862), dikdörtgen formlu, üç mürekkep hazneli, dört kalemlikli
hokkanın kenarları kıvrımlar, altın yaldız bitkisel süslemeler ve pembe gül motifleri ile hareketlendirilmiş. Turkuaz rengi
yüzeyi üzerinde altın yaldız girlandlar ve serpme çiçeklerle ile çevrelenmiş dört madalyonda gül, papatya, kasımpatı,
sümbül, menekşe ve çeşitli kır çiçeklerinden oluşan arajmanlar çalışılmış. Mürekkepliklerin kapakları palmet formunda.
19.yy. Avrupa porselenleri için nadir bir örnek.
34 x 19 x 9 cm
¨ 6.000 € 1.765
181
Komet (d.1941)
Dışavurumcu anlayışla ürettiği figüratif eserleriyle tanınan
ressamın asıl adı Gürkan Coşkun’dur. "Kuyruklu yıldız" anlamına
da gelen Komet adını, bir müzik grubundan esinlenerek alan
ressam, daha çok bu isimle anılır. 1960- 1967 yılları arasında,
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Zeki Faik
İzer ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde çalıştı. 1971'de devlet bursuyla gittiği Paris’te Vincennas Üniversitesi Plastik Sanatlar
Bölümü'nde eğitim gören sanatçı, ilk sergisini de 1974 yılında
Fransa'nın Rouen şehrinde açtı.
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğrencilik yıllarında
yaptığı resimlerde 1960’lı yıllardaki Türk toplumundan çeşitli insan manzaralarını kalabalık gruplar halinde, eleştirel, toplumsal
ve psikolojik bir anlatımla resmetmiştir. Bu resimlerinde ölüm ve
acı teması ağır basmaktadır. 1970’li yılların ortalarında psikolojik
yönü ağır basan eserlerinde Türk tipi yerine, Batılı tipler kullanmaya başlamış, düzensiz kalabalık grupların yerini tek figür veya
ikili, üçlü figür grupları almıştır. 1973 yılından 1981’e kadar
sırasıyla, Yeni-Romantik, Yeni-Dışavurumcu ve Post-Modern
akımların hakim olduğu resimler yapmış, bu tarihten sonra ise
tamamen bağımsız bir anlatıma ulaşmıştır. Komet’in resimlerinde
fantazi ile gerçek, düş ile yaşanmışlık iç içedir. Halen yaşamını
İstanbul ve Paris'te sürdüren ressam, 1974 yılından itibaren
Türkiye'de on beş, Paris'te dokuz, Viyana, Salzburg, Lozan ve
Brüksel'de ise birer kişisel sergi açmış, ayrıca pek çok uluslararası
sergiye de katılmıştır. Şair kimliği ile de tanınan sanatçının önceki yıllarda çeşitli dergilerde yer almış şiirleri, 2007 yılında kitap
olarak yayınlanmıştır.
204 KOMET (d.1941)
İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
74 x 92 cm
182
¨ 50.000 € 14.705
183
205 MUSTAFA TURGUT TOKAT (1901-1988)
‘Kasımpatıları ve elmalar’, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı, 1940 tarihli.
73 x 61 cm
184
¨ 8.000 € 2.355
206 İBRAHİM SAFİ (1899-1983)
‘Vazoda sarı kasımpatıları’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
65 x 50 cm
¨ 22.000
€ 6.470
185
207 LİKÖR TAKIMI
Fransız, dört adet karaf ve on dört adet likör kadehinden oluşan takımın yüzeyi altın yaldız yıldız ve bordürlerle dekorlu.
Orijinal ahşap, kilitli kutusunda. 19.yy.
Kadeh yüksekliği 7 cm
Karaf yüksekliği 19 cm
186
¨ 2.500
€ 735
208 AHŞAP DUVAR SAATİ
Alman yapımı,ahşap guguklu saat İsviçre müzik
mekanizması ile “Holzhackerbub’n Marsch” adlı
şarkıyı çalacak biçimde düzenlenmiş. Dikdörtgen formlu saatin yüzeyinde kabartma ve oyma
teknikleri ile tavşan, çavuş kuşu, keklik gibi
av hayvanları ve iri yaprak motifleri çalışılmış.
Çatı formlu üst bölümü çapraz iki tüfek üzerine
yerleştirilmiş büyük bir geyik başı ile sonlanıyor.
Saatin arkasında yer alan etikette ‘Holzhackerbub’n
Marsch, Bayrischer Ländler, CUENDET 269294, Swiss Musical Movement’ ibaresi yer alıyor.
20.yy.
67 x 28 x 146 cm
¨ 8.000 € 2.355
187
209 İKİ ADET SÜNNET YASTIĞI
Osmanlı dönemi, koyu pembe renkli atlas ve yünlü iki kat kumaş üzerine gümüş tel kırma tekniği ile sepet, dalga ve
farklı bitki formları çalışılmış. Yastıklar üzerinde yer yer eski Türkçe ‘Maşallah’ ibareleri işlenmiş. 19yy.
82 x 48 cm
¨ 4.000 € 1.175
Provenans : Hicaz Umumi Valisi Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi koleksiyonu.
188
210 GÜMÜŞ KEMER TOKASI VE TEPELİK
Osmanlı, bir adet kubbe formlu gümüş tepelik ve iki parçalı gümüş kemer tokasından oluşan takım. Kabartma ve
telkâri işçilikli parçaların yüzeyi iri mercan taşlarla süslenmiş. Tepelik çevresi Osmanlı ve bir adet Rus madeni parası asılı
sallantılarla çevrili. 19.yy.
Kemer 20 x 11.5 cm
Tepelik çapı 11 cm
¨ 8.000 € 2.355
189
211 TURGUT ATALAY (1918-2004)
‘Dansçılar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
100 x 80 cm
190
¨ 6.000 € 1.765
212 ŞEMSETTİN AREL (1906-1982)
‘Üçgenler’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
82 x 65 cm
¨ 14.000 € 4.120
191
213 TURGUT ATALAY (1918-2004)
‘Ankara Bentderesi’, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı.
50 x 60 cm
¨ 8.000 € 2.355
214 MUSTAFA PİLEVNELİ (d.1940)
‘Harran’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2008 tarihli.
80 x 110 cm
192
¨ 25.000 € 7.355
Mustafa PİLEVNELİ (d.1940)
1957-1961 yılları arasında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nun Dekoratif Resim Bölümü’nde öğrenim gören
Mustafa Pilevneli, mezun olduktan sonra aynı bölümde asistan olarak göreve başlamıştır. 1963 yılında Federal Almanya’nın DAAD
(Alman Akademik Değişim Programı) bursunu kazanarak Stuttgart’a giden sanatçı, buradaki akademide bir yıl boyunca Baumeister’in
atölyesinde duvar resmi çalışmıştır. Bu dönemde Stuttgart kenti sanatçıları teşvik yarışmasında ikincilik ödülü alan ressam, Türkiye’ye
döndükten sonra da Atatürk Kültür Merkezi, Büyük Ankara Oteli, Tarabya Oteli’nin düzenlediği yarışmalarda (1965) resim ve duvar resmi ödüllerini almış, duvar resmi çalışmaları bu yapılara uygulanmıştır. 1970 yılında Salzburg Yaz Akademisi’ne çağrılı olarak
gitmiş, aynı yıl iki gravürü Washington’da Smithsonian Institute’e kabul edilmiş ve gravürleri ABD’yi doğudan batıya dolaşan sergide
sergilenerek sanatçıya onur belgesi verilmiştir. Duvar ve tuval resminin yanı sıra özgün baskı, vitray, seramik, heykel gibi sanatın
farklı dallarında da çalışan Mustafa Pilevneli’nin öğrencilik yıllarında yaptığı yağlıboya tablolarında dışavurumcu bir anlatım egemendir. ‘Fenerbahçe’ (1959) ve ‘Marmara Adası’nda Kış’ (1960) gibi yapıtları sanatçının bu üslupla yaptığı çalışmalardır. 1970’li
yıllardan itibaren suluboyaya yönelen ressam, geleneksel Türk sanatını çağdaş bir üslupla yorumladığı illustrasyon nitelikli yapıtlar
gerçekleştirmeye başlamıştır. 1970’lerde çıktığı Anadolu gezilerindeki gözlemlerine dayanarak yaptığı bu eserlerinde doğa görünümlerini, deniz kıyısını, insanları, ağaçları ve balıkları büyük bir canlılık içinde betimlemiş, ışık, hareket ve renk değişimlerini çok güzel yansıtmıştır. Sanatın diğer dallarındaki çalışmalarına da devam eden sanatçı, 1975 yılında Orhan Peker ile birlikte Japonya’daki
Ertuğrul Şehitleri Müzesi’nin seramik ve vitray çalışmalarını gerçekleştirmiş, Wakayama’da gravür, Negoya’da seramik sergisi açmıştır.
1989’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü Işık Duvarı için 33m²’lik bir vitray çalışması yapan Pilevneli, 1992 yılında Hollanda Rotterdam
Unilever Merkez Binası’ndaki seramik duvar resmini oğlu Yavuz Pilevneli ile birlikte uygulamıştır. Sanatçının bu alandaki diğer önemli
yapıtları ise Michigan University Atatürk Kitaplığı’ndaki duvar resmi (1995), Antalya Dış Hatlar Terminali’ndeki 300m²’lik sanat eseri, İstanbul Ticaret Odası yeni binası için yapılan çeşitli sanat eserleri (2000) ve on iki radar kulesi için porselen rölyef uygulamalarıdır
(2002, Yavuz Pilevneli ile). Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açan ve çeşitli karma sergilere katılan sanatçı, 1973 yılında
Cumhuriyet’in 50.Yılı Kültür Bakanlığı Resim Ödülü ile Uluslar arası İskenderiye Bienali’nde grafik dalında ikincilik ödülü; 1975’te
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Açıkhava Sergisi’nde resim dalında birincilik ödülü; 1984 Çin Halk Cumhuriyeti Özgün Baskı Bienali’nde
onur belgesi ve 1985 yılında DYO Ödüllü Resim Yarışması’nda başarı ödülü almıştır. Sanatçı Marmara Üniversitesi’ndeki öğretim
üyeliği görevini halen sürdürmektedir.
193
215 GÜMÜŞ ÇAY TAKIMI
Rus gümüş, 84 Zolotnik ayar, St.Petersburg şehir ve Ivan Vonifatiyevich (1870-1894) ayarcı damgalı. Çaydanlık, sütlük
ve şekerlik olmak üzere üç parçadan oluşuyor. Sade işçilikli takımın ağız kenarı, kaide ve tutamaklar zarif inci kabara dizileriyle çevrili.
Yükseklikler 20 cm-17.5 cm-11 cm
Toplam ağırlık 1340 g
¨ 5.000 € 1.470
Provenans : Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi) Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım ailesi
koleksiyonu.
194
216 TEPSİ
Sheffield yapımcı firma ve BP usta damgalı, bronz/gümüş kaplama. Dikdörtgen formlu, çift kulplu tepsinin yüzeyi kalem
işi tekniği ile bitkisel süslemelerle dekorlu ve D inisiyalli. Ajur işçilikli kenarları kabartma asma yaprakları ve üzüm salkımı
ile çevrili. Kulplar üzerinde kabartma iri yaprak formları çalışılmış. 20.yy.
43.5 x 67 cm
¨ 1.800 € 530
195
217 GÜMÜŞ ÇANTA
Rus gümüş ve EM usta damgalı, hasır biçimli örgü gümüş çantanın ağız
çevresi ve alt kısmı gümüş çubuk sallantılarla hareketlendirilmiş. Ağız
kenarının her iki yanında çift sıra zincir mevcut. 20.yy başı.
Ağırlık 334 g 14 x 17.5 cm (Zinciriyle birlikte 14 x 37 cm)
¨ 600 € 175
218 GÜMÜŞ KAPAKLI KUPA
Alman gümüş, 800 ayar damgalı, silindirik formlu kupanın gövdesi üzerinde 1800’lü yıllarda hüküm sürmüş kral ve çeşitli yerel yöneticilere ait
30 farklı sikke yer alıyor. Sikkelerin çevresi kalemişi tekniği kullanılarak
bitkisel formlarla zenginleştirilmiş. Repousse (kabartma) yöntemi ile
yapılmış lotus çiçeği ve kıvrımlı dallardan oluşan kaidesi kartal pençesi
formlu dört ayakla sonlanıyor. Taç formundaki tutamağında yer alan
panellerde haç ve Alman arması motifleri dönüşümlü olarak kullanılmış.
19.yy.
Yükseklik 42.6 cm
Ağırlık 1.600 g
¨ 5.000 € 1.470
Provenans : Espinoza ailesi koleksiyonu
196
219 CHRİSTOFLE BUZ KOVASI
Christofle yapımcı firma damgalı, çift halka
kulplu kovanın gövdesi alt ve üstte dörderli kabartma bordürle hareketlendirilmiş.
20.yy.
Yükseklik 21 cm Çap 19 cm
¨ 900 € 265
220 KRİSTAL KARAF
Rus yapımı, minyon armudi formlu kristal minyon karafın
yüzeyi geometrik kesmelerle hareketlendirilmiş. Metal
geçme bölümler gümüş kaplama, kalem işi bitkisel ve
geometrik motiflerle bezeli. 19.yy.
Yükseklik 21 cm
¨ 1.800 € 530
Provenans : Hicaz Umumi Valisi (II.Abdülhamid dönemi)
Müşir Ahmet Ratip Paşa’nın kızı Melek Ahmet hanım
ailesi koleksiyonu.
197
221 ALP TAMER ULUKILIÇ (d.1957)
‘Kadıköy’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1991 tarihli.
95 x 75 cm
198
¨ 5.400 € 1.590
222 SERAP DEMİRAĞ (d.1951)
Soyut figüratif, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1995 tarihli.
100 x 80 cm
¨ 4.200 € 1.235
Eser, Prof.Dr. Ayla Ersoy’a ait ‘500 Türk Sanatçısı’ adlı kitabın 163.sayfasında yer almaktadır.
199
223 ERTUĞRUL ATEŞ (d.1954)
İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, New York 1992 tarihli.
125 x 125 cm
200
¨ 9.200 € 2.705
224 BEDRİ BAYKAM (d.1957)
‘Cumhuriyet’, fotopentür, imzalı, 1994 tarihli.
70 x 100 cm
¨ 8.000 € 2.355
201
(Müşir) Arif Paşa (1807-1865)
202
Kapı Çuhadarı (Kapu Kâhyası) İrfanzâde İsmâil Rıfat Efendi’nin oğlu olan Arif Paşa, Fatih Medresesi’nde birkaç yıl
eğitim aldıktan sonra henüz 14 yaşındayken önce defterdarlık kaleminde çalışmaya başlamış, daha sonra Yeniçeri Ocağı’nın
kaldırılmasından birkaç gün önce ocağın acemi oğlanlar sınıfına katılmıştır. Vaka-i Hayriye’den (Yeniçeri Ocağı’nın
kaldırılması) yeni kurulan Nizam-ı Cedid ordusunda katip olarak göreve başlamıştır. Rumeli’de ve İstanbul’da bir süre masa
başı görevler yaptıktan sonra nefer olarak piyade sınıfına yazılmıştır. Makedonya’daki karışıklıklar nedeniyle Sadrazam
Reşit Paşa’nın maiyetinde Üsküp ve Kosova’ya gitmiştir. Makedonya’daki tahkikatın ardından İstanbul’a dönen Arif Paşa,
Mısır valisi (Kavalalı) Mehmed Ali Paşa’nın çıkardığı isyan ile ilgili olarak Suriye’ye, Humus’a gönderilmiştir. Çalışkanlığı,
dürüstlüğü, sorun çözmedeki başarısı ve bunları canlı bir üslûpla kaleme alarak raporlaştırabilmesi gibi özellikleri sayesinde
kariyerindeki yükselişini hep sürdürmüş; 1851’de Zaptiye Nâzırı, 1853’de Şam valisi, Zaptiye Müşiri Kaymakamı ve nihayet 1854’de de Arabistan Ordusu komutanı (müşir/mareşal) olan Arif Paşa, kariyerinin ve devlet hizmetinin devamında
Harput (1856), Erzurum (1857), Silistre (1861) ve Edirne (1865) valiliklerinde bulunmuştur. Erlikten başladığı askerlik
kariyerinde müşirlik (mareşallik) mevkiine kadar yükselerek Osmanlı İmparatorluğu’nda bunu başaran çok az sayıdaki
kişiden biri olan Arif Paşa memur, asker, komutan ve devlet adamı olarak hizmet verdiği 40 yıl boyunca, özel hayatına ait
bütün şahsi zamanlarını büyük bir tutkuyla Türk tarihinin ve kültürünün askeri ve idari alanlarına dair olan olgularını
araştırmaya adamıştır. Paşanın, bitmek tükenmek bilmeyen bir sabır ve merakla yürüttüğü bu hobisi; Osmanlı Ordusunun / yeniçerilerin çeşitli makamlarının tip ve kıyafetlerini, Osmanlı padişahlarını, Osmanlı devlet mekanizmasındaki
çeşitli makamların tip ve kıyafetlerini araştırmaya, bunlara dair resimleri (minyatür ve gravürler), vesikaları, kitapları,
tanıklıkları toplamaya ve bunları esas alarak desenler çizmeye dayanıyordu. Hayatını adadığı bu tutkusunu, vefatından
2 yıl önce yayınlatmayı başardığı “Mecmua’i Tesavir-i Osmaniyye” adlı albüm kitabıyla ölümsüzleştirmeyi başaran Arif
Paşa, bu albüme yazdığı önsözüne ‘Mecmu’a-i Tesavir-i Osmaniye, sene 1279, Eser-i Arif Paşa’ diye başlar. Paşa, 15 cilt
olarak tasarladığı kitabının ilk 3 cildini tamamlamış, ancak sadece ilk cildini bastırabilmiştir. Medeniyet, kültür ve askeri tarihimiz bakımından çok önemli bir belge niteliğindeki bu çalışmanın yazımı tamamlanmıştır, ancak basılamamış
diğer 2 cildiyle, taslak halindeki 12 cildi ise ne yazık ki kayıptır. Arif Paşa, Fransızca basımda ‘yazar’ ve ‘derleyen’ olarak,
Türkçe basımda ise ‘yazar’ ve ‘ressam’ olarak geçmektedir. Arif Paşa’nın asker, devlet adamı ve sanatkâr olarak yaptığı
hizmetlerin yanı sıra, Ahmet Fethi Paşa (1801 -1857) tarafından Aya İrini’de açılan ilk müzenin tesisine verdiği katkılar
da gerçekten kayda değerdir. Arif Paşa’nın çok uzun bir zamandır yeniçeri kıyafetleri ve Osmanlı devlet ricaline dahil
çeşitli makamların üzerinde çalıştığını; üstüne üstlük bir de bunlara dair çok sayıda vesikayı ve büyük kısmını bizzat
çizdiği illüstrasyonu/deseni içeren bir arşive sahip olduğunu öğrenen Ahmet Fethi Paşa, bunları bir müzenin bünyesinde
ölümsüzleştirmeyi kafasına koymuştur. Söz konusu müze, bu desenlere göre dikilmiş otantik kıyafetleri ve aslına uygun
olarak imal edilmiş silahları taşıyan mankenlerden oluşacaktır. Arif Paşa, müzede kullanılacak mankenleri yaptırmak için
Ahmet Fethi Paşa tarafından Viyana’ya gönderilmiş, bu gezi sırasında elindeki resimlerle müzelerde sergilenen malzemeyi
kıyaslama olanağı da bulmuştur. Arif Paşa’nın mankenleri yaptırarak İstanbul’a dönmesinden sonra, 1846’da ilk Osmanlı
müzesi Abdülmecid’in katılımıyla açılmıştır.
225
LES ANCIENS COSTUMES DE L’EMPIRE OTTOMAN DEPUIS L’ORIGINE DE LA MONARCHIE
JUSQU’A LA REFORME DU SULTAN MAHMOUD/MECMUA-İ TESAVİR-İ OSMANİYYE, PARİS: LEMERCIER, 1863.
Müşir Arif Paşa (1807-1865) tarafından hazırlanan ve “Mecmua-i Tesavir-i Osmaniyye” olarak adlandırılan albüm, Osman Bey ile başlamakta ve Sultan II.Mahmud ile devam etmektedir. Başlık sayfasında Arif Paşa’nın portresi, diğer 16
renkli taş baskıda ise devlet katında önemli görevlerde bulunmuş kişilerin giysilerinin betimlendiği 80 adet figür yer alır.
47 sayfa metnin yer aldığı albüm orijinal cildindedir. Albümdeki Osmanlıca alt yazılar görev tanımını, Fransızca olanlar ise görevin açıklamasını içerir. Sayfa numaraları Osmanlıca, Latince ve Romen rakamlarıyla belirtilmiştir. Fransızca
metin ve taş baskılar Paris’te, Türkçe metin bölümü ise İstanbul’da Tasvir-i Efkâr Matbaası’nda basılmıştır. Arif Paşa,
kendi yazdığı önsözünde amacının Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan bu yana giyilen kıyafetleri tarih sırasına
göre sınıflandırma olanağı olmadığı için, Nizam-ı Cedid öncesi, kendi tanıdığı kıyafetleri gelecekteki araştırmacılar için
belgelemek olduğunu belirtir. Albüm, devlet görevlilerinin hangi mevkide bulunduklarını ve ne gibi giysiler giydiklerini
göstermesi açısından önemli bir belge özelliği taşımaktadır ve nadir bulunan bir yapıttır.
54 x 37.5 cm
203
Ercüment KALMIK (1908-1971)
Büyük boyutlu figüratif soyutlamaları ile tanınan sanatçı, sanat yaşamına ortaokul yıllarında arkadaşlarının
ve hocalarının karikatür nitelikli portreleriyle başlamıştır. Sırasıyla önce Nazmi Ziya Güran’ın, sonra da İbrahim
Çallı’nın öğrencisi olduğu Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra 1939 yılında kendi olanaklarıyla
Paris’e giderek Andre Lhote’un atölyesinde çalıştı ve Sorbonne Üniversitesi’nde sanat tarihi derslerine devam
etti. 1930’ların sonu ve 1940’ların başında, Paris ve Lyon’da gerçekleştirdiği portre ve nü çalışmalarında modelin özelliklerini gerçekçi ama duygusal bir anlatımla yansıtan Kalmık, aynı dönemde suluboya ya da yağlıboya
kent görünümlerinde de aynı duygusal ifadeyi İzlenimcilik akımının ışıltılı renkleriyle birleştirmiştir. 1940’ların
ortasında gerçekleştirdiği figür, nü ve iç mekan görünümlerinde bezemesel öğelerden yararlanarak çizgisel nitelikli bir üslup geliştirdiği görülür. İlk soyutlamacı eserlerine ise, İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Mimaride Renk,
Şekil ve Kompozisyon Kürsüsü’nü kurduğu 1950’li yıllarda başlamıştır. Paris’teki eğitimi doğrultusunda, Kübist
etkilerin öne çıktığı bu resimlerinde doğadan hareketle biçim ve rengi öne çıkaran ama öz ve içeriği göz ardı etmeyen bir anlatım geliştirmiştir. 1960’lı yıllarda ise Kübizm’in parçalanmış düzlem anlayışını korumakla birlikte,
serbest fırça vuruşlarıyla geniş renk lekeleri uyguladığı tuvaller üreterek daha lirik bir anlatıma ulaşmıştır. Deniz
ve denizle ilgili her şeye büyük ilgi duyan ressamın bu dönemde en çok işlediği konular yelkenliler, balıklar ve
martılardır. Ağaçlar, çiçekler, martılar ve kent görünümleri lekeler ve motiflerin başat olduğu, soyut bir manzara
fonu önünde kübik arayışlarla resimlenir. Sanatçının 1960’lı yılların sonlarındaki eserlerinde soyut anlatım egemendir. Artık martılar, yelkenliler, limanlar, balıklar göreceli renkler ve geometrik katmanların egemen olduğu
resimler olarak karşımıza çıkar. Bu eserler, çoğu zaman döngüsel ya da kare formlu lekelerin kendi içlerinde
çoğalan katmanları ile, bazen de koyu konturların dikey hareketleri ile farklı katmanlara ayrılan yumuşak armonilerdir.
1940 yılında Fransa’dan döndükten sonra, beş yıl boyunca İstanbul ve Ankara’daki çeşitli liselerde öğretmenlik
yapan Kalmık, 1947 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde resim öğretmeni olarak göreve başladı. 1950 senesinde
Mimaride Renk, Şekil ve Kompozisyon Kürsüsü’nü kurarak uzun yıllar burada ders verdi ve kürsü başkanlığı
görevini yürüttü. Sanatçı kimliği kadar eğitimci yönüyle de tanınan ressam, 1967-1968’de Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde konuk öğretim üyeliği yaptı, 1965-1966’da Kadıköy Özel Mimarlık ve Mühendislik Yüksekokulu’nda temel sanat eğitimi programını başlattı ve 1969-1970’te Güzel Sanatlar Akademisi’nde
Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü’nü kurdu. ‘Renklerin Armoni Sitemleri’ ve ‘Tabiatta ve Sanatta Doku’ adlı kitapları
1950’li yıllarda İTÜ tarafından yayınlandı. Sanatçının İstanbul-Gümüşsuyu’ndaki evi 1997 yılında müzeye
dönüştürüldü.
226 ERCÜMENT KALMIK (1909-1971)
‘Martılı kompozisyon’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1960 tarihli.
100 x 70 cm
204
¨ 28.000 € 8.235
205
Abidin ELDEROĞLU (1901-1974)
Türkiye’de 1950’li yıllarda belirgin bir çizgi oluşturmaya başlayan soyut eğilimin 1960’lı yıllardaki önemli temsilcileri
arasında yer alan Abidin Elderoğlu, yenilikçi ve özgün sanat anlayışı ile Türk resim sanatı tarihimizde ayrı bir yere sahiptir.
‘Yenilik sanatın öz sorunudur’ ilkesi doğrultusunda, tüm yaşamını üretken, yaratıcı ve her daim bir arayış içinde sanatına adayarak geçirmiş ve bu bağlamda hem teknik, hem anlatım açısından çağdaş resim sanatına özgün katkılar sağlamıştır. Öyle ki;
öğrencisi Şeref Bigalı’nın oğlu Ahmet Bigalı, babasının Abidin Elderoğlu için “Onun gibi bir yetenek dünyaya 100 yılda bir
gelir” dediğini ifade etmiştir.
1926 yılında İstanbul Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra, 1930’da Türk Maarif Cemiyeti’nden aldığı burs ile
Paris’e giderek burada Tours Güzel Sanatlar Akademisi’nin derslerini takip etti. Julian Akademi’de Paul Albert Laurens ve Andre Lhote’un atölyesinde çalıştı. 1932 yılında Türkiye’ye döndü. İzmir Öğretmen Okulu’na öğretmen olarak atanan Elderoğlu,
bunu izleyen yaklaşık 30 yıllık süre zarfında öğretmenlik görevi ile sanat yaşamını bir arada sürdürdü. 1942 yılında CHP’nin
Halkevleri aracılığıyla düzenlediği yurt gezileri kapsamında Muş’a giderek buradan çeşitli manzara resimleri yaptı. 1963 yılında
San Paulo Bienali Şeref Ödülü’ne, 1966 Tahran Bienali İran Şahı Büyük Ödülü’ne ve 1972 yılında da Fransa’da Cagnes-sur-Mer
Bienali Ulusal Ödülü’ne layık görüldü.
Sanatçının ilk dönem çalışmalarında yarı-Kübist bir anlayış hakimdir. Daha sonra Barok kıvrımları anımsatan bir biçim
anlayışına yönelen ressam, 1940’lı yıllardan itibaren ise renk lekelerinin egemen olduğu figüratif soyutlamalar gerçekleştirmiştir.
1960’tan sonra kaligrafik çizgilerden yararlandığı soyut yapıtlarını üretmeye başlamış, 1960’ların sonunda da yine kaligrafik çizgilerden hareketle ama çizgisellikten lekeciliğe yönelen bir soyutlama anlayışına geçerek düşsel biçimler oluşturmuştur. Doğadaki
biçimleri ayıklayarak soyuta ulaşan ve oradan geleneksel hat sanatına gönderme yapan bu eserlerinde; Doğu sanatlarının çizgisel
değerleri, Uzakdoğu’nun fırça ustalığı ve esnekliği ile Batı resminin öğelerini birleştirerek ritmik, dinamik, soyut bir biçime
ulaşmıştır. Böylece Türk resmi içinde gelenekle çağdaş yorumun başarılı birleşimini gerçekleştiren özgün sanatçılardan biri
olmuştur. Resim çalışmalarının yanı sıra Türk resmiyle ilgili çeşitli makaleler de yazan ressam, ölümünden bir yıl önce hem
meslektaşlarını, hem de aralarında Şadi Çalık ve Şeref Bigalı gibi önemli isimlerin de bulunduğu pek çok öğrencisini etkileyen
‘Benim Sanatım’ başlıklı manifestoyu yayınlamıştır:
“Benim sanatım, resim sanatının soyutluğunu sağlamak amacıyla, müzikteki seslerin, işlevlerine göre uyumlanmasına koşut
olarak renk, biçim, açık-koyu ve yarım koyuluk gibi plastik öğelerin etkinliklerine dayatılmış ve böylece oluşmuştur. Resimlerim neden ve konu aramaya kapılmadan gözle dinlemek içindir. Sorun, konudan sıyrılmak, konusuz plastik bir müzikalite
sağlamaktır. Amaç bir kaos yaratmaktır. Buysa, eşyayı bu yolda uygulamak, örgütlemek, onlara bir görev vermek ya da bu görevlere uygun etkin plastik elemanlar yetiştirmektir. Günümüze kadar, konu ile oluşmuş ve gelişmiş bir sanat dünyası bulunuyordu
ve biz onlara hayranlığımızı beslemişsek de, bu duygusal değer salt konuya dayanmış değildir. Konu, gerçek sanat duygusunu
ve anlayışını zayıf düşürüyor. Sanatın kendine özgü saf duygusallığı özgür kalamıyor. Gövdenin ağırlığı daha yükseklere uçmaya
engel oluyor. Ben bunu böyle gördüm ve öyle anladığım için bu yolda çabalamayı inançla sürdürdüm. Güzellik ve sanat duygusunun arı ve özgün anlamı doğadan, insan varlığından ve ruhsal yasalardan kaynaklanmaktadır. Konudan sıyrılarak soyut bir
sonuca varmak için de bu temelden ayrılmak mümkün değildir. Doğadan ve ruhsal yasalardan bilinçaltında beslenerek gelen
niteliklerin kuramlarla bilinçli olarak yansıtılabilmesi yaşadığım çılgın sanat dünyasında açıklığa kavuşmuştur. Bugün sanatçı
her öğeden yararlanıp yepyeni bir kaos yaratabilir. Yeter ki kuramlar iyi kavranabilsin, yol iyi seçilsin. Sanatım, Uzakdoğu’ya
kadar uzanan Asya sanatının teknik ve becerisi temeline oturmaktadır. Fırça vuruşumda ise Avrupa sanatının canlılık, kıvraklık,
duygululuk ve zenginliğinden esinlendim”.
Bu manifesto Elderoğlu’nun modern resim anlayışına getirdiği özgün yaklaşımın özellikle genç kuşaklara aktarılması
bakımından büyük önem taşımaktadır.
227 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
‘Yazı kompozisyon’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1967 tarihli.
81 x 65 cm
Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
206
¨ 65.000 € 19.120
207
228 NURULLAH BERK (1906-1982)
Soyut kompozisyon, renkli karton üzeri yağlıboya, imzalı, 1981 tarihli.
50 x 50 cm
¨ 8.400 € 2.470
229 İSMAİL ACAR (d.1971)
‘Gül’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2004 tarihli.
71 x 110 cm
208
¨ 7.200 € 2.120
Lot no: 229 İsmail Acar
Nurullah BERK (1906-1982)
Türk resminde Kübist ve geometrik figüratif bir anlayışın ilk temsilcilerinden biri olması ile ayrı bir yere sahiptir. 19201924 yılları arasında Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde öğrenim gördü. 1924-1928
yılları arasında Paris’te Ernest Laurent, 1932-1933 tarihlerinde de Lhote ve Leger’in atölyelerine devam etti. 1933 yılında
Türkiye’ye döndükten sonra, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Cemal Tollu, Abidin Dino, Zühtü Müridoğlu ile D grubunu kuran
sanatçı, grubun 1947’deki dağılışına dek çalışmalarını sürdürdü; gerek sergilere katılarak, gerek gazete ve dergilerde grubu
tanıtıcı yazılar yazıp konferanslar vererek D grubunun bir nevi sanat kuramcısı olarak görev yaptı. 1939’da Levy’nin isteği
ile Güzel Sanatlar Fakültesi’nde göreve başlayan Berk, 29 yıl boyunca bu kurumda öğretim üyesi olarak çalıştı.
1930’lu yılların başında, Paris’te Lhote ve Leger’in atölyelerine devam ederken, bu sanatçıların resimde savundukları
desen, kütle ve hacim yaratma anlayışlarını benimseyerek Türkiye’de Çallı kuşağının resimde yok ettiğini düşündüğü bu
anlayışları yeniden kazandırmayı planlamıştır. Bu amaçla kurulmasına öncülük ettiği D grubu dönemindeki ilk resimlerinde (1933-1935) bireşimsel Kübizm’e yakınlığı göze çarpar. 1947 yılında grubun dağılmasından sonra yeniden Paris’e
Lhote’un atölyesine giden Berk, 1933 yılındaki gidişinde Lhote’u anlamamış olduğunu fark ettiğini belirtmiştir. Sanatçının
1950’li yıllardaki resimlerinde tamamen çizgisel ve iki boyutlu bir yapı hakimdir. 1950’li yılların sonunda ise Türk resminde
bir Doğu-Batı sentezi gerekliliğini savunmaya başlayan ressam, Türk sanatına özgü örgeleri araştırmaya yönelmiştir. Yazma
ve minyatür eserleri inceleyerek bunları Batılı teknikler ile biçimlendirme yoluna gitmiştir. Bu yıllardan itibaren ürettiği
eserlerde geleneksel nakış sanatımızı, resmin tüm yüzeyine devingen bir geometrik sistemler ağı ören arabesk, sonsuzluğu
çağrıştıran bir çizgisel yapıyla anlatır. Bu düzen içinde hedeflenen resim dili, sert konturlarla yüzeysel bir anlatıma itilen
kunt figürler ve yerel fiziksel özelliklerin motifsel yorumu ve soyut anlatımlarıdır. 1960’lı yılların sonlarına doğru ise
sanatçı yeni bir arayışa geçmiş ve tuvallerini yalnızca motifsel bulutlarla doldurmuştur. Böylece Türkiye’de geometrikfigüratif yapımcılığın öncülerinden olmuştur. Kurucularından olduğu grup aracılığıyla çağdaş anlayışların tanıtılması ve
tartışılmasına yardımcı olmuş, geleneksel örgelerden yararlanarak ulusal resim araştırmalarını güçlendirmiştir.
209
230 CELAL TUTANT (1908-1990)
‘Model’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
60 x 50 cm
210
¨ 3.800 € 1.120
231 AVNİ ARBAŞ (1919-2003)
‘Gemi’, karton üzeri yağlıboya, imzalı.
63 x 49 cm
¨ 20.000 € 5.880
211
Yakup CEM
1949 yılında iran'ın Tebriz kentinde doğdu. Çocukluğundan beri resme olan büyük tutkusu, daha sonra ünlü bir
sanatçı ve hoca olan Hacı islamiyan'ın yanında pekişti. Daha sonra büyük beğeni toplayan tezhip, minyatür, oryantal
resim çalışmalarıyla; ingiltere'de Oxford, Paris'te Osmanlı'nın Kuruluşunun 700. Yılı etkinlikleri kapsamında, Los Angeles Fullerton'da (California State Art University) ve New York'da sergiler açtı. Pek çok karma sergide eserleri sergilendi.
Sanatçının eserlerinde, sabırla işlenen üst düzey detayların yanısıra, derin bir edebi altyapının da izleri göze çarpar. Minyatür ve resimlerindeki yetkinliğin altında yatan sırlardan biri, kullandığı fırçaların ve diğer malzemenin özgünlüğüdür.
Kedinin boynundan aldığı kılları güvercin teleğinden geçirerek hazırladığı fırçaları kullanarak, gene kendi yaptığı büyüteç
altında çalışmalarını gerçekleştirmektedir.
Sanatçı, özellikle yağlıboyada özel bir teknik geliştirmiş, altın uygulama ve kabartma metodlarını son derece ustaca
kullanmıştır. Uzun yıllar Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapan sanatçı, halen New
York'ta çalışmalarını sürdürmektedir.
212
232 YAKUP CEM (d.1949)
‘Haremde cariye’, mukavva üzeri
yağlıboya, imzalı.
28 x 38 cm
¨ 10.000 € 2.940
233 YAKUP CEM (d.1949)
‘İstanbul’, tuval üzeri yağlıboya,
imzalı.
55 x 25 cm
¨ 11.000 € 3.235
213
234 AUSTEN HENRY LAYARD, NINEVEH AND ITS REMAINS, GEORGE P. PUTNAM, NEW YORK, 1849
İngiliz arkeolog Austen Henry Layard’ın (1817-1894), Musul yakınlarında yer alan antik Asur kentleri Ninova (Koyuncuk) ve Nimrud’ta yaptığı kazı çalışmalarını anlatan iki ciltlik kitapta katlanır paftalar halinde 4 adet kent planı, 1 adet
Mezopotamya haritası ve Nimrud sarayında bulunan kabartma levhanın çizimleri yer alıyor. Kitaplarda ayrıca her iki kent
ve ele geçen buluntularla ilgili 3 adet kurşun plaka gravür çok sayıda resim, çizim de mevcut.
22.5 x 15 cm
¨ 1.000 € 295
235 HAT LEVHA
Mehmet Şefik , Hicri 1268 (M.1851) tarihli, siyah mürekkep ile Celi sülüs ‘Tevekkeltu alallah’ (Allah’a tevekkül ederim).
Klasik tarzda tezhipli .
28 x 39 cm
214
¨ 4.000 € 1.175
Mehmed Şefik Bey (1819-1880)
19.yüzyılın en önemli hattatlarındandır. Babası Divan-ı Hümayûn dairesinde tahvil memuru olan Süleyman Mahir
Bey’dir. Rüştiye tahsilini tamamladıktan sonra, babasının çalıştığı dairede memuriyete başladı. Ancak memurluktan kısa
sürede sıkılarak, hat sanatına yöneldi. İlk yazı hocası hattat Laz Ömer Efendi’nin yetiştirdiği Ali Vasfi Efendi’dir. Ali Vasfi
Efendi’den sülüs ve nesih yazıları öğrendi, ancak hocası vefat edince teyzesinin eşi olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi ile
hat çalışmalarına devam etti. 1835 yılında icazet aldı. İcazet aldıktan sonra üstadı ile bağını koparmayan Şefik Bey, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin en değer verdiği öğrencilerinden biridir. Hattat Ali Haydar Bey’den talik yazıyı öğrendi.
1845 yılında Muzika-i Humayûn ve saray yazı hocalığına getirildi. Otuz dört yıl hocalık yaptıktan sonra ölümünden kısa
bir süre önce emekliye ayrıldı. Sülüs, nesih, celî divanî, Rika ve talik gibi farklı yazı çeşitlerindeki yetkinliği ile 19.yüzyıl
hattatları arasında ayrı bir yere sahip olan Mehmed Şefik Bey çok sayıda öğrenci de yetiştirdi. En önemli öğrencileri
arasında Çırçırlı Ali Efendi, Hasan Rıza Efendi ve Alaaddin Bey sayılabilir.
Hattatın en ünlü eserlerinden biri Bursa Ulu Camii’ndedir. Camii, 1855 yılında Bursa’da meydana gelen depremde
hasar görünce, Sultan Abdülmecid tarafından görevlendirilerek Abdülfettah Efendi ile birlikte Bursa’ya gönderilen Şefik
Bey, hem camii içindeki yazıları tamir etti, hem de yeni levhalar yazdı. Ayrıca padişahın Sakız Adası’nda yaptırdığı camiinin yazıları da Şefik Bey’e aittir. Ayasofya’nın mihrap içinde hakkedilmiş ayet-i kerime, Kudüs’te Kubbetü’s Sahra’nın çini
üzerine işlenmiş Yasin Suresi, Sultan Abdülmecid Türbesi’nin kuşak yazıları, İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’taki merkez
binası üzerindeki ‘Dairei Umuru Askeriye’ yazısı ve iki tarafında bulunan Fetih Suresi de onun yazılarıdır. İki Kuran-ı
Kerim, sekiz Delâil-i Hayrat, murakkalar, kıtalar ve hat levhalar yazan Şefik Bey’in H.1260 tarihli Kuran-ı Kerim’i Türk
İslam Eserleri Müzesi’ndedir. 1880 yılında vefat eden hattatın mezarı Beşiktaş’ta Yahya Efendi Türbesi yakınlarındadır.
215
236 MEHMET PESEN (1923-2012)
‘Kalamış köhne’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1993 tarihli.
35 x 50 cm
216
¨ 24.000 € 7.060
237 BURHAN DOĞANÇAY (1929-2013)
Yırtık, kağıt üzeri guvaj, imzalı, 1981 tarihli.
28 x 38 cm
¨ 18.000 € 5.295
217
238 EKREM KAHRAMAN (d.1948)
Soyut kompozisyon, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2003 tarihli.
100 x 140 cm
218
¨ 9.200 € 2.705
239 EKREM KAHRAMAN (d.1948)
Soyut kompozisyon, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1990 tarihli.
115 x 115 cm
¨ 7.200 € 2.120
219
240 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975)
‘Ana’, konulu üç adet siyah kumaş üzerine baskı perde imzalı.
100 x 225 cm
220
¨ 3.000 € 880
241 JALE ERZEN (d.1943)
‘Toroslar’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
120 x 300 cm
¨ 25.000 € 7.355
221
242 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
Nü, kağıt üzeri füzen, imzalı, 1931 tarihli, Arşiv No 31 FÜ 001 etiketli.
44 x 30 cm
Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
222
¨ 7.000 € 2.060
243 NURİ İYEM (1915-2005)
Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1989 tarihli.
33 x 35 cm
¨ 20.000 € 5.880
223
244 SABRİ AKÇA (d.1936)
Kış peyzajı, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2001 tarihli.
40 x 45 cm
¨ 2.500 € 735
245 ORHAN ÇETİNKAYA (d.1927)
Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
34 x 49 cm
224
¨ 1.000 € 295
246 ABİDİN ELDEROĞLU (1901-1974)
Lake pano, imzalı, 1960 tarihli.
31 x 100 cm
¨ 20.000
€ 5.880
Provenans: Kızı Bilge Elderoğlu Payza koleksiyonu
225
247 ÜÇ ADET OPALİN OBJE
Fransız, mavi renkli opalinden yapılmış, bir tanesi tek kuplu sürahi, diğer ikisi çift kulplu testi formunda vazolardan oluşan
grup. Yüzeyleri kabartma rozet, daire, baklava ve kıskaç motifleri ile bezeli. Şeffaf kulpları yivlerle hareketlendirilmiş. 20.yy
başı.
Yükseklikler 26.5-28.5--30 cm
¨ 900 € 265
248 ALTI ADET OPALİN OBJE
Fransız, mavi renkli opalinden yapılmış, farklı form ve boyutlarda vazolardan oluşan grup. 20.yy başı.
Yükseklikler 16.5-32.5 cm
226
¨ 400 € 120
249 TASARIM CAM ŞAMDAN
Murano (İtalya) yapımı, 19.yüzyıla özgü giysiler içinde, tek dizi üzerine çökmüş halde tasarlanmış zenci hizmetkar tarafından taşınan iki
adet mumluktan oluşan şamdan. Figürün pembe elbisesi altın yaldız
serpmeler ve kıvrımlarla zenginleştirilmiş. 1950’ler.
Yükseklik 31 cm
¨ 1.200 € 355
250 İKİ ADET TASARIM CAM BİBLO
Murano (İtalya) yapımı, 19.yüzyıla özgü giysiler içinde betimlenmiş
kadın ve erkek figüründen oluşan grup. Figürlerin kobalt rengi
kıyafetler, yer yer altın yaldız boyamalar ve pilelerle hareketlendirilmiş.
1950’ler.
Yükseklikler 20.5-22 cm
¨ 900 € 265
251 OPALİN PARFÜM SETİ
Fransız, mavi renkli opalin iki adet kapaklı ve bir
adet püskürtme mekanizmalı şişeden oluşan takım.
Şişelerin boyun çevresi palmet dekorlu zarif bronz
geçmelerle dekorlu. 19.-20.yy.
Yükseklikler 14-18 cm
¨ 350 € 105
227
252 SITKI OLÇAR (1948-2010)
Sanatçı imzalı, yunus figürü. Dış yüzü stilize karanfillerle çok renkli dekorlu. Kutusunda.
Uzunluk 26 cm
¨ 700 € 205
253 SITKI OLÇAR (1948-2010)
Sanatçı imzalı, iki adet güvercin biblo.
Uzunluk 21 cm Yükseklik 15 cm
¨ 1.000 € 295
254 HEREND PORSELEN BİBLO
Herend porselen yapımcı firma damgalı, birbirine sokulmuş halde betimlenmiş iki beyaz ördekten oluşan grup. 20.yy.
39 x 26 x 21.5 cm
228
¨ 1.400 € 410
255 PORSELEN MEYVALIK
Dresden porselen imalat damgalı, oval hareketli formlu, kıvrımlı dört ayaklı, dış yüzü aplike girlandlar, iç ve dış yüzü çok
renkli boyama çiçek arajmanlarıyla dekorlu. Yer yer altın yaldız kontürlerle zenginleştirilmiş. 20.yy ilk yarısı.
19 x 31 x 13 cm
¨ 800 € 235
256 ÇİFT GÜMÜŞ FİNCAN ZARFI VE FİNCANI
Osmanlı, Sultan II.Abdülhamid tuğralı (1876-1909), 900 ayar (sah) damgalı zarfların yüzeyi kalem işi tekniğinde tavus
kuşları ve bitkisel motiflerle dekorlu. Zarf içleri altın vermeille. Fincanlar Kuznetsov yapımcı firma damgalı. Ağız kenarları
altın yaldız ve bordo bordürle çevrili. Orijinal bordo kadife kutusunda.
Zarf ağırlığı toplam 49 g
Toplam yükseklik 6 cm
¨ 1.000 € 295
229
257 VAHAP TAŞKINSOY (d.1937)
‘Galata Kulesi’ ve ‘Kız Kulesi’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
50 x 35 cm
¨ 750 € 220
258 VAHAP TAŞKINSOY (d.1937)
‘Laleli Külliyesi’ ve ‘III.Ahmet Çeşmesi’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
50 x 35 cm
230
¨ 850 € 250
259 HASAN SAİM (19.yy-20.yy)
‘Dükkan’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
32 x 22 cm
¨ 2.200 € 645
260 HASAN SAİM (19.yy-20.yy)
‘Sokak’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
32 x 22 cm
¨ 2.200 € 645
231
261 İSMAİL ALTINOK (1920-2002)
Peyzaj, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı, 1951 tarihli.
40 x 50 cm
¨ 5.000 € 1.470
262 SALİH ACAR (1927-2001)
‘Kuşlar’, kağıt üzeri suluboya, imzalı.
29 x 42 cm
¨ 1.800 € 530
232
263 AHMET UZELLİ (1904-1978)
İstanbul’dan eski sokak, duralit üzeri yağlıboya, imzalı.
37.5 x 52.5 cm
¨ 3.000 € 880
Provenans : Op.Dr.İ.Memduh Çapar (Baltalimanı Hastanesi başhekimi) eski koleksiyonu.
233
264 HAYATİ MİSMAN (d.1945)
Özgün baskı, 5/30, imzalı, 1984 tarihli.
51 x 53.5 cm
¨ 1.800 € 530
265 THOMAS ALLOM (1804-1872)
‘Arzuhalci’, gravür, Fisher&Son, London&Paris basımı.
32 x 41 cm
234
¨ 650 € 190
266 ANGE JACQUES SUPPARO (1870-1948)
Boğaz’dan görünüm, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı.
52 x 62 cm
¨ 3.000 € 880
267 TRISTAM ELLIS (1844-1922)
‘İstanbul-Boğaziçi’, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1910 tarihli.
16.5 x 37.5 cm
¨ 3.500 € 1.030
Eser, Bonhams Müzayede Evi’nin (Londra) 12 Aralık 2007 tarihli müzayedesinden satın alınmış. (Lot no 169)
235
268 ÇİFT OPALİN LAMBA
Fransız, Neo Rönesans stilde tasarlanmış yeşil renkli opalin lambalar metal blanc pedestal bir kaide üzerine yerleştirilmiş
pençe formlu dört ayak üzerinde yer alıyor. Gövde üzerindeki metal geçmelerde girlandlar, Yunan şarap tanrısı Bacchus
portreleri ve bitkisel süslemeler çalışılmış. 19.yy.
Yükseklik 73 cm
236
¨ 3.500 € 1.030
269 OPALİN LALEDAN
İngiliz yapımı, pembe-beyaz renkli opalin haznesi ve laledan kenarları drapeli. Yanlarda yer alan sepet formlu sallantılar
cam aplikelerle hareketlendirilmiş, şeffaf burgu dolamalara asılmış 19.yy.
Yükseklik 77 cm
¨ 3.500 € 1.030
237
270 HALE NUROL (d.1958)
Peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı,
2006 tarihli.
50 x 70 cm
¨ 1.000 € 295
271 GÜLTEKİN SERBEST (d.1955)
Kız Kulesi, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 2007 tarihli.
100 x 50 cm
238
¨ 1.500 € 440
272 HASAN DEMİR (d.1971)
‘Göksu’da sabah’, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
80 x 105 cm
¨ 5.000 € 1.470
239
273 DAKTİLO
Adler (Alman) marka, model no 7, 1900’lerin başı.
34.5 x 37 x 14 cm
¨ 1.200 € 355
274 DAKTİLO
Remington (USA) marka, model no 11,
RK80799 seri numaralı. 1920’ler.
40 x 28.5 x 20 cm
¨ 1.400 € 410
240
275 OPALİN VAZO
Fransız, beyaz renkli taş opalinden yapılmış klasik formlu vazo. 20.yy
başı.
Yükseklik 39.6 cm
¨ 500 € 145
276 OPALİN LEĞEN İBRİK
Fransız, beyaz renkli opalin leğen-ibriğin ağız kenarı kalın altın yaldız bordürle çevrili. İbrik yüzeyi altın yaldız girlandlar
ve dalında pembe kır çiçekleri ile dekorlu. Leğenin iç kısmında ağız kenarında da benzer bitkisel süslemeler yer alıyor.
19.yy.
Toplam yükseklik 28 cm Çap 31 cm
¨ 1.300 € 380
241
277 HAKAN KAMIŞOĞLU (d.1963)
Fantastik kompozisyon, tuval üzeri akrilik, imzalı.
150 x 100 cm
242
¨ 6.000 € 1.765
278 HAKAN KAMIŞOĞLU (d.1963)
Fantastik kompozisyon, tuval üzeri akrilik, mzalı.
150 x 100 cm
¨ 6.000 € 1.765
243
279 TANJU DEMİRCİ (d.1961)
Soyut kompozisyon, tuval üzeri akrilik, lmzalı.
150 x150 cm
244
¨ 3.200 € 940
280 İBRAHİM TAYFUR (d.1971)
Soyut kompozisyon, tuval üzeri akrilik, imzalı.
100 x 100 cm
¨ 2.400 € 705
245
281 KAHVE MAKİNASI
S.G.D.G Peugeot Freres Brevetes (Fransız) yapımcı
firma damgalı, model no A2, demir döküm kahve
makinesi. Dörtgen formlu ahşap bir kaide üzerine
yerleştirilmiş. Bu model firma tarafından 1879-1909
yılları arası üretilmiştir.
Makine ölçüleri 22 x 20.5 x 47 cm
Kaide ölçüsü 29.5 x 32.5 x 33.5 x 32 cm
¨ 1.100 € 325
282 HESAP MAKİNESİ
Brunsviga (Alman) marka, model no 13 RK,
1950’ler.
22 x 29 x 16 cm
¨ 700 € 205
246
283 DUVAR TELEFONU
L.M. Ericsson & Co. (Stockholm/İsveç) marka, AB 520 modeli, 1905
yapımı ceviz kabin içine yerleştirilmiş duvar telefonu. Çalışır durumda.
24 x 70 cm
¨ 2.200 € 645
284 ART DECO RADYO
Philips (Eindhoven/Hollanda) marka, model
no 834A, 1933 yapımı bakalit radyo.
20 x 41 x 49 cm
¨ 1.800 € 530
247
285 GÜMÜŞ TABAKA
Rus gümüş, 84 ayar, Moskova şehir damgalı. Dikdörtgen formlu kutunun ön
yüzünde savat işçiliği ile atlı araba konulu çalışma yeralıyor. Arka yüzde aynı
teknikle spiral formunda birbirine geçmiş kıvrımlı dallar ve merkezde kalem işi
tekniğinde bir madalyon mevcut. 19.yy.
Ağırlık 119 g Ölçüler 6 x 10.3 cm
¨ 600 € 175
286 DÖRT ADET GÜMÜŞ KUTU
a)Rus gümüş, 84 ayar, Moskova şehir ve AЛ usta damgalı. Dikdörtgen formlu
kutunun ön yüzü kalem işi tekniği ile bitkisel ve geometrik motiflerle dekorlu.
Arka yüzünde ithaf ve 1913 tarihi yer alıyor.
Ağırlık 55 g Ölçüler 5 x 6 cm
b)İngiliz, Birmingham şehir, John Gilbert usta ve 1898 tarih damgalı.
Dikdörtgen formlu kutunun ön ve arka yüzü kalem işi tekniğinde kıvrımlı
kenger yaprakları, boru çiçekleri ve yoncalarla bezeli.
Ağırlık 63 g Ölçüler 6 x 8 cm
c)İngiliz, CWS yapımcı firma damgalı(Cooperative Wholesale Society Ltd ,
1932 sonrası). Dikdörtgen formlu kutunun ön yüzü kalem işi tekniğinde girlandlar ve çiçek buketleri ile dekorlu. Arka yüzü ise aznavur işçilikli.
Ağırlık 96 g Ölçüler 4 x 9 cm
d)Alman gümüş, 800 ayar, Lutz & Weiss Pforzheim yapımcı firma damgalı
(1900’lerin başı). Dikdörtgen formlu, sade işçilikli kutunun ithaflı ön yüzü
iki küçük taş ve zarif bitkisel kıvrımla bezeli.
Ağırlık 48 g Ölçüler 4.3 x 8.5 cm
¨ 900 € 265
287 ÜÇ ADET GÜMÜŞ KUTU
a)Webster Company (Amerika) yapımcı firma damgalı, yukarı doğru
daralan dikdörtgen formlu kutu bozuk para cüzdanı olarak tasarlanmış.
Sade işçilikli cüzdanın ön yüzü kalem işi tekniğinde ışınsal çizgilerle
hareketlendirilmiş. Kenarları nilüfer çiçeği-palmet motifleriyle çevrili.
Kalın örgülü, zincir formunda bir askısı mevcut. 20.yy başı.
Ağırlık 67 g Ölçüler 5 x 7 cm (Zincirle birlikte 5 x 21 cm)
b) F & B (Theodore W.Forster & Bro.) yapımcı firma damgalı, dikdörtgen
formlu kutu bozuk para cüzdanı olarak tasarlanmış. Kapak yüzeyi MH
inisiyalli. Zincir formunda bir askısı mevcut. 20.yy başı.
Ağırlık 126 g Ölçüler 6 x 9 cm (Zincirle birlikte 6 x 20.5 cm)
c)935 gümüş ayar ve M.K. usta damgalı, yuvarlak formlu ilaç kutusunun
yüzeyi eflatun tonlarında aznavur işçilikli. Kapak üzerinde eflatun zemin
üzerine altın yaldız çizgiler ile arma motifi işlenmiş. 20.yy başı.
Ağırlık 26 g Çap 4.5 cm
¨ 600 € 175
248
DİZİN
SANATÇILAR
ACAR, İsmail
ACAR, Salih
AKÇA, Sabri
AKDİK, Şeref
AKORAL, Nevzat
AKSOY, Fahir
AKYAVAŞ, Erol
ALLOM, Thomas
ALTINOK, İsmail
ANONİM
ARBAŞ,Avni
AREL, Şemsettin
ATA, Mustafa
ATALAY, Turgut
ATEŞ, Ertuğrul
AYAZ, Mustafa
AYDINOĞLU,Cezmi
AYDOĞDU, Habip
BALABAN, İbrahim
BAYKAL, Fahrettin
BAYKAM, Bedri
BERDAN, Nimet
BEREKETOĞLU, Hasan Vecih
BERK, Nurullah
BEYAZIT, Ali Rıza
BİGALI, Şeref
BİLİŞİK, Hüseyin
BOYAR,Pertev
BURAK, Cihat
CANDAŞ, Ali
CEM, Yakup
CİMOK,Faruk
ÇEKLİ, Nazmi
ÇETİNKAYA, Orhan
DEMİR,Hasan
DEMİRAĞ, Serap
DEMİRCİ, Tanju
DEVRİM, Nejad Melih
DİKMEN, Şükriye
DİNO,Abidin
DOĞANÇAY, Burhan
DORAL, Halit
ELDEROĞLU, Abidin
ELLİS, Tristam
EREN,Cemil
ERZEN, Jale Erzen
EYÜBOĞLU,Bedri Rahmi
EYÜBOĞLU,Eren
Lot No
229
262
244
113
199,200
84,192
169
265
261
183
114,231
212
176
174,211,213
223
2,3,54 ,123,156
23,24
19,20,147,190
120
143
224
141
198
228
103
44,172
85
50
8,134
36
232,233
75
51
245
272
222
279
9,63
154
64,82,83
6,237
173
92,93,139,165,196,197,227,242,246
267
148
241
62,101,240
61,137
Lot No
İNAN, Ergin
İYEM, Nuri
7
155,243
GAMSIZ, Leyla
GENÇAYDIN, Zafer
GÜLERYÜZ, Mehmet
GÜNDAŞ, Aslan
GÖKÇEBAĞ, Yalçın
119
37
170
35
100,171
KAHRAMAN,Ekrem
KALMIK, Ercüment
KAMIŞOĞLU, Hakan
KESKİNOK,Kayıhan
KOMET
KOTAN, Ali
238,239
226
277,278
182
132,133,204
145
MISIRLI,Hidayet
MİSMAN,Hayati
MUALLA,Fikret
NUROL, Hale
OLÇAR,Sıtkı
OTYAM,Fikret
ÖZSEZGİN, Kaya
25
264
80,81,162,163,189
271
252,253
43
31
PAKSOY, Şahin
PESEN, Mehmet
PEKER,Orhan
PEKMEZCİ, Hasan
PİLEVNELİ, Mustafa
191
164,236
131
146
214
SAFİ, İbrahim
SAİM, Hasan
SERBEST, Gültekin
SUPPARO, Ange Jacqoues
SÜMER, Fahri
206
259,260
271
266
74,140
TANYELİ, Yavuz
TAŞKINSOY,Vahap
TAYFUR, İbrahim
TOKAT, Mustafa Turgut
TURAN,Selim
TURANİ,Adnan
TUTANT, Celal
TÜRKER, Ayhan
ULUÇ, Ömer
ULUKILIÇ, Alp Tamer
URUNÇ,Fatih
UZEL,Mehmet
UZELLİ, Ahmet
ÜREN, Eşref
ÜREN, Melahat
YAZMACIYAN, Garabet
YURTSEVEN, İsmet
YEŞİL, Ahmet
YÜCE, Hüseyin
42
257,258
280
205
45
4,5,52,53,124,138,157
230
32
144
221
121,122
22,34
263
33,94,95
73
102
71,72
21,181
175
249
KAYNAKÇA
-ANNELIES, Alberse-Krekel, Art Nouveau and Art Deco Silver, Abrams, 1989.
-ARSEVEN, Celâl Esad, Sanat Ansiklopedisi, Maarif Matbaası, 1966.
-ARTUN Ali - DOSTOĞLU Haldun ‘1950-2000 Türkiye’de Çağdaş Sanat Müze Kitap’ Mas A.Ş. ,1999.
-ATAÖV, Türkkaya, Prof.Dr, “Eşref Üren ve Doğa”, Ankara Sanat Dergisi, Sayı 182, Haziran 1981, s.12-15.
-AZAK, Gürbüz, 3000 Türk Motifi, Azak Yayınları, 1993.
-BARIŞTA, H. Örcün, Prof.Dr, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Türk İşlemeleri, T.C.Kültür Bakanlığı Yayınları, 1999.
-BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU-EREN EYÜBOĞLU, Dirim Art, İstanbul, Şubat 2007.
-BEDRİ RAHMİ 100 YILA DOĞRU, Artium, İstanbul, Mart 2009.
-BENEZIT, E. 1999.
-BERK, Nurullah - ÖZSEZGİN Kaya, Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi, İş Bankası Yayınları, 1983.
-BODUR, Fulya, Türk Maden Sanatı, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Sanat Yayınları, 1987.
-ÇAKALOZ, Zeki O., “Çağrışımlarda Eşref Üren”, Sanat Çevresi Dergisi, Sayı 22, Ağustos 1980.
-DERMAN, Uğur, Sabancı Üniversitesi-Sakıp Sabancı Müzesi Hat Koleksiyonundan Seçmeler, İstanbul, 2002.
-ECZACIBAŞI SANAT ANSİKLOPEDİSİ, Yem Yayınevi, 1997.
-ELİBAL, Gültekin, Atatürk ve Resim-Heykel, İş Bankası Yayınları, 1973.
-ELİBAL, Gültekin, Şeref Akdik, Hayatı, Sanatı, Eserleri, İstanbul, 1974.
-ELİBAL, Gültekin, Günümüz Elli Üç Türk Sanatçısı, AR Ajans, 1980.
-ELİBÜYÜK, Mesut, Yrd.Doç.Dr, ‘Tarihi Coğrafya Bakımından Önemli Bir Kaynak: Cihannüma’, Coğrafi Bilimler Dergisi, Sayı 7,
2009, sf.93-109.
-ELLIS, Marienne-WEARDEN Jennifer, Ottoman Embroidery, V&A Publications, London, 2001.
-EROL, Turan, Yurt Gezileri ve Yurt Resimler (1938-1943), Milli Reasürans Sanat Galerisi Yayını, İstanbul, 1998.
-ERSOY, Ayla, 500 Türk Sanatçısı, Altın Kitaplar, 2004.
-GARNER Philippe, Phaidon Encyclopedia Of Decorative Arts 1890-1940, Phaidon Publications, 1978.
-GİRAY, Kıymet, Prof.Dr, Nuri İyem, İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1998.
-GİRAY, Kıymet, Prof.Dr, Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu, 2000.
-GİRAY, Kıymet, Prof.Dr, Şeref Bigalı, Nisan 2007.
-GÖNENÇ, Turgay, “Eşref Üren’de Ustalık ve İçtenliğin Birleşimi”, Sanat Çevresi Dergisi, Sayı 78, Nisan 1985, s.74-75.
-GÖREN, Kamil A., 50.Yılında Akbank Resim Koleksiyonu, Akbank Kültür ve Sanat Kitapları, İstanbul, 1998.
-GÜRSU, Nevber, Türk Dokumacılık Sanatı, Redhouse Yayınevi, 1988.
-HARAN, Jim-Susan, Meissen Porcelain Identification and Value Guide, 2005.
-İNAL, İbnülemin Mahmut Kemal, Son Hattatlar, İstanbul, 1970.
-İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, TDY Yayınları, Cilt 12, İstanbul, 1995.
-KALAYCIOĞULLARI, İnan, Yrd.Doç.Dr, Kâtip Çelebi’nin Cihânnüma Adllı Eserine İbrahim Müteferrika’nın Yaptığı Eklemeler
Doğrultusunda Çağdaş Bilimlerin Türkiye’ye Girişi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe (Bilim Tarihi) Anabilim
Dalı, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi, 2003.
-KALAYCIOĞULLARI, İnan-ALTAYLI, Yasemin, ‘İbrahim Müteferrika’, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, Ağustos, 2010, sf.115-133.
-KOVEL’S NEW DICTIONARY OF MARKS-POETRY & PORCELAIN-1850 TO PRESENT, Ralph & Terry Kovel, Crown
Publishers, 1985.
-KOVEL’S NEW DICTIONARY OF MARKS-POETRY & PORCELAIN-1650 TO 1850, Ralph & Terry Kovel, Crown Publishers, 1985.
-KÜRKMAN, Garo, Ottoman Silver Marks, Mathusalem Publications, İstanbul, 1996.
-MENGÜÇ, Aslan, Turgut Atalay, Bilim ve Sanat Galerisi Yayınları, İstanbul, Aralık, 2001.
-ÖZCAN, Ümit Niyazi, “Heykeltıraş Burhan Alkar’ın Anıt Eserlerinin Tasarımı ve Kamusal Alan İle İlişkileri”, Journal of History
School, Mart 2015, Sayı XXI, sf.398-434.
-ÖZSEZGİN, Kaya, “Eşref Üren”, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı 248, Ekim 1977, s.27-28.
-ÖZSEZGİN, Kaya, “Ankara Doğası ve Eşref Üren”, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı 4, Mayıs 1980, s.27.
-ÖZSEZGİN, Kaya, “1940 Sonrası Türk Resmi”, Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat Yayınları, İstanbul, 1982.
-ÖZSEZGİN, Kaya, Türk Plastik Sanatçıları, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1994.
-RADO, Şevket, Türk Hattatları, Yayın Matbaacılık, İstanbul, 1984.
-RENDA,Günsel, Prof.Dr - EROL,Turan, Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat Basımevi, 1980.
-SERİN, Muhittin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, 2003.
-SÜRÜR, Ayten, Türk İşleme Sanatı, Apa Ofset, 1976.
-ŞEREF BİGALI KİTABI, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2006.
-TANSUĞ, Sezer, “Eşref Üren İçin”, Sanat Çevresi Dergisi, Sayı 22, Ağustos 1980.
-TIRRI, C. Anthony, Islamic Weapons Maghrib To Moghul, Indigo Publishing, USA, 2003.
-TOPDEMİR, Hüseyin Gazi, Prof.Dr, İbrahim Müteferrika ve Türk Matbaacılığı, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002.
-TOPDEMİR, Hüseyin Gazi, Prof.Dr, ‘Kültür Dünyasında Çığır Açtı: İbrahim Müteferrika’, Dil ve Edebiyat Dergisi, Aralık 2009, sf.16-33.
-TOPUZ, Hıfzı, Fikret Moualla Anatomie d’une Boheme (1903-1967), İstanbul, 2009.
-URAL, Murat, Eşref Üren: Fırçam Hala Kurumadı, Milli Reasürans T.A.Ş. Yayınları, İstanbul, 1997.
-ÜLKER, Muammer, Başlangıçtan Günümüze Türk Hat Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1987.
-VAKIFBANK SANAT GALERİSİ, ‘Nakkaş; Fikret Mualla’ Sergi Kataloğu, 1995.
-VINCENDEAU, Christine, Les Opalines, les Éditions de l’Amateur, 1998.
250 -ZİRAAT BANKASI RESİM KOLEKSİYONU, Ankara, 1992.
MÜZAYEDE GÜNÜ
SALONDA BULUNAMAYACAKSANIZ...
Müzayede öncesi satın almak istediğiniz eserleri bize bildirmeniz yeterlidir.
İlgilendiğiniz eserlerle ilgili arka sayfada yer alan
“Müzayede Sipariş Formu”nu doldurarak rezerv fiyat
bırakabilir ya da müzayedeye telefonla katılabilirsiniz.
Müzayede esnasında ilgilendiğiniz eserlere sıra geldiğinde görevli personel sizi
arayarak müzayedeye katılımınızı sağlayacaktır.
MÜZAYEDE ÖNCESİ VE MÜZAYEDE GÜNÜ
Telefon: 312 442 38 91
312 442 38 92
532 424 87 34
535 434 79 50
554 824 41 55
Faks: 312 442 38 93
Numaralı fax ve telefonlardan siparişlerinizi bize ulaştırabilrisiniz.
251
15 Kasım 2015 Müzayede Sipariş Formu
Müzayedeye katılamayacak olan alıcılar için düzenlenmiş bu formu doldurarak almak istediğiniz eserler için fiyat limiti verebilirsiniz.
Formda yazılı bilgiler tamamen gizli tutulacaktır.
Almak istediğiniz eserin lot numarasını, eserin tanımını ve kaç liraya kadar almak istediğinizi aşağıdaki form ile belirtiniz. Eksik
doldurulan veya limitsiz bırakılan fiyatlar kabul edilmeyecektir. Bu form sadece satış için geçerlidir. Belirtilen limit içinde salondaki
teklifin bir üzerine sizin adınıza fiyat arttırılacaktır. Salonda verilen teklif ile sipariş formundaki limit aynı olursa salondaki teklif
öncelik kazanacaktır. Siparişlerde aynı limit söz konusu olduğunda firmamıza ilk olaşan form dikkate alınacaktır.
Bu formu doldurarak limit veren alıcılar, müzayede kataloğunda belirtilen Müzayede Katılım Koşullarını peşinen kabul etmiş
sayılır.
Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA
252
Genel Koordinatör
FULYA AKYILDIZ
Müzayede Yönetici Asistanı
FATİH ÖNDER
Grafik Tasarım
FATİH ÖNDER
Metin Araştırmaları ve Yurtdışı İlişkiler
DENİZ ÇANTAY
Fotoğraflar
MUHSİN ÖNDER
Baskı
ARKADAŞ BASIM SANAYİİ
Hukuk İşleri
ERBİL HUKUK BÜROSU
Mali Müşavir
AHMET KAYA
Katkıda Bulunanlar
SERCAN BEK
AYŞİN AKIN
ARKIN AKIN
HAMZA KORKMAZ
HASAN ŞENOL
253
254
255
Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450. Cadde Vadi İkizleri Sitesi No: 3/A Çankaya ANKARA

Benzer belgeler

antika ve sanat eserleri müzayedesi

antika ve sanat eserleri müzayedesi 18- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 45. madde ve bu maddeye göre, Bakanlar Kurulunca çıkarılan 27 Eylül 2006 gün ve 2006/10880 sayılı karar dikkate alınarak, müzayedemizde satışı yapıla...

Detaylı

antika ve sanat eserleri müzayedesi

antika ve sanat eserleri müzayedesi 18- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 45. madde ve bu maddeye göre, Bakanlar Kurulunca çıkarılan 27 Eylül 2006 gün ve 2006/10880 sayılı karar dikkate alınarak, müzayedemizde satışı yapıla...

Detaylı

müzayedesi - Ankara Antikacılık

müzayedesi - Ankara Antikacılık 9- 15 (onbeş) gün içerisinde ödeme yapılmadığı taktirde, şirketimiz, hukuki yollara başvurarak aylık % 7 Ticari Temerrüt Faizi talep etme hakkına sahiptir. Satış bedelinin tamamı, 30 (otuz) gün içe...

Detaylı

antika ve sanat eserleri müzayedesi

antika ve sanat eserleri müzayedesi 18- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 45. madde ve bu maddeye göre, Bakanlar Kurulunca çıkarılan 27 Eylül 2006 gün ve 2006/10880 sayılı karar dikkate alınarak, müzayedemizde satışı yapıla...

Detaylı

m ü zayede - ART Point

m ü zayede - ART Point İsimsiz, karton üzeri suluboya, imzalı. 70 x 100 cm Fikret Otyam (1926-2015)

Detaylı

Untitled - Galeri Espas

Untitled - Galeri Espas Müzayedede yer alan eserler satış öncesinde teşhir edilmektedir. Bu nedenle müzayedeye katılanların, eserleri önceden görmüş ve incelemiş oldukları kabul edilir. Müzayede kataloğunda yer alanların ...

Detaylı

Müzayedeye sunulan eserleri yeni adresimizde görebilirsiniz

Müzayedeye sunulan eserleri yeni adresimizde görebilirsiniz olduğu teklif ile bağlıdır. Alıcının bayrak kaldırarak müzayedeye katılmış olması, yukarıda belirtilen şartların tümünü kabul etmiş olduğu anlamına gelir. Satış anında bayrağın her kaldırılışında u...

Detaylı