Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar
Transkript
Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar
Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 YANILMIYORSUN HURİYE’CİK HÜZNÜMÜ İÇİME AKITTILAR KİTAPLARIMI YAKTILAR KEYİFLERİNE BAKTILAR Yazan: Mehmet ARSLAN Huriye’nin “Koca Mustafanın Altın Küpü” nü okurken 1970’lere 1980'lere gidip geldim. Aslında Kuyunun Alanında yakılan, ülkemizin, köyümüzün geleceği, benimse geçmişimdi. Gençlik farklı bir şeydir. Ateş gibidir, yıldırım gibidir, yerinde pamuk gibi yumuşak, su gibidir. Adı üstünde delikanlı. Kabına sığmayan genç, deli adam. Korkusuz, adaletli ve namuslu. Bizler de deli ama, namuslu, dürüst, Arhavili İsmail gibi ; “Hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin bir şarkı söyler gibi ölebilir...” dik. Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar 12 Mart 1971 de ülkemizin tepesine inen “BALYOZ HAREKATI”, hallaç pamuğu gibi savurdu o dönemin gençliğini. Kimimiz asıldık, kimimiz kesildik, işten atılıp, hapislere tıkıldık, vatandaşlıktan çıkarıldık, toz bulutları gibi dört bir yana savrulduk. 12 Eylül 1980 Darbesi de 1971’in tecrübelerini de terkisine alarak ülkenin aydınlık insanlarının üstüne karabasan gibi çöktü. Hani tarih kitapları yazar ya, Çanakkale Savaşı Yedek Subay savaşıdır. Tıbbiye Mektebinin, 1/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 İstanbul, Bursa ve diğer Erkek Liselerinin son sınıf öğrencilerinin tümü şehit oldu ve bu okullar o yıl mezun veremediler. Osmanlı’nın bıraktığı %5 okur yazar oranı daha da azaldı, onun için Türkiye yol alamadı dondu kaldı. 12 Mart 1971, Devrimci Gençliği,12 Eylül 1980 darbesi de Ülkücü ve Devrimci Gençliği sildi süpürdü. Geride kimler mi kaldı? O zamanlar “ot” diye tabir edilen türler. Suya sabuna dokunmayan, bu ülkenin geleceği için heyecan duymayan, bir fikirleri olmayan ve sadece çıkarlarını düşünenler… Sonra onlar nerelere getirildi? Merak edenler çok yakın tarihe bakıp öğrenebilir… 12 Eylül’ün Bilançosuna bakar mısınız? · Gözaltına Alınan : 650.000 Kişi/İşkence gören de diyebiliriz.(Bazı Kaynaklarda 1 Milyon) · 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti. · 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. · Fişlenen : 1 milyon 683 bin kişi · 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı. · Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. Liste uzayıp gidiyor. 2/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 Işık Doğudan Yükselir. Bilinen, Dünyanın en eski kütüphanesi, Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından (-25)’te kurulan ve (-2400) lere uzanan Ninova Kütüphanesi ile son yıllarda Irak 'ta yapılan kazılarda Nippur civarında (-3000) lere ait olduğu tahmin edilen bir (BABİL) kütüphanesi. Ninova Kütüphanesi’nden kazılar sonucu çıkan çivi yazılı kil tabletlerden 20.000 kadarı bugün İngiltere'deki British Museum koleksiyonları arasında yer almaktaymış. (Hiç sormaz mısınız Neden İngiltere’de acaba?) Ortaçağ da dünyanın en büyük 2 kütüphanesi varmış. Mısır Hükümdarı S. Ptolemeus tarafından M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi, diğeri Türk Bilgini İbni SİNA’nın’da yönettiği Bağdat kütüphanesi. Güneş doğudan yükseliyordu. İkisi de yakıldı. Suçu Müslümanlar Hristiyanlara, Hristiyanlar Müslümanlara attılar. Bu günlerde (1993) Irak’ı işgal eden Emperyalizm, Babil,Türk ve İslam kültürünün on binlerce el yazmasını talan etti,yaktı,çaldı,çırptı. Kitap yakmanın tarihi (-212)’lerde başlıyor. Yakanların bahaneleri hep aynı olmuş ; Din, ahlak, devlet düşmanı, bazen de ırkçılık. Çin İmparatoru Qin Şi Huang. (-212)‘de pek çok felsefe ve tarih kitabını imparatorluk kütüphanesi için birer nüsha ayırdıktan sonra yakmış. Hıristiyanlığın ilk yıllarında Efes'te pek çok kitap "tuhaf ve acayip" olduğu için yakılmış. En ünlü ve tartışmalı yangınlar İskenderiye Kitaplığı'nın M.S. 392’de,Bağdat Kütüphanesinin 13.YY da yakılması. Ardından 5. yüzyılda Etrüsk'lerin dine ilişkin kitaplarının toplanması ve yakılması tarihe geçmiş. 3/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 En çok kitap yakma ortaçağda olmuş. Kilise güçlendikçe dini gerekçelere yakılan kitapların alev ve dumanlarıyla kentler boğulmuş.1492 lerde Endülüs’te/İspanya'da pek çok Arap harfli kitap Granada Patriği'nin emriyle yakılmış. Kilise bazen İncil'in çevirilerine bile tahammül edememiş "Yeni Ahit"in İngilizce çevirileri de bu yüzden ateşi boylamış. Naziler kitapları tören havasında yakmışlar. Özelliklede Yahudi yazarların kitaplarını. En meşhuru ,10 Mayıs 1933'de Berlin'de Opera Meydanı'nda yaktıkları büyük ateş. Almanlar bu utancı karşılamak için kitap yakılan Berlin’deki Bebelplatz meydanının ortasına 20. yüzyılda kitaplardan bir yontu yapmışlar. 1948’de New York Binghamton'da, rahipler, öğretmenler ve ailelerinin gözetimindeki çocuklar yaklaşık 2 bin çizgi romanı dini gerekçelerle yakmışlar. 90'lı yılların ortasında Salman Rüşdi'nin "Şeytan Ayetleri" isimli kitabı İngiltere'deki kızgın kalabalıkların gösterilerinde toplu halde yakıldı. 2001 yılında Mısır Kültür Bakanlığı şair Abu Nuwas'ın "erotik şiirlerini" içeren 6 bin kitabı radikal İslamcılardan gelen tepkilerle yaktı. Türkiye'de de kitap yakma genellikle "Askeri darbelerle" olmuş. Baskı dönemlerinde İnsanlar başları derde girmesin diye kitaplarını yakmışlar. 12 Mart'ta özellikle İstanbul'un "ev ev aranması" sırasında pek çok kitap "suç unsuru" sayılabileceği için sahipleri tarafından sobalarda, bodrumlarda yakılmış. 12 Eylül döneminde MGK tarafından çıkarılan bir yasa ile "müsadere edilen kitapların" imhasına olanak tanınması kitap kıyımını doruğa çıkarmış. On binlerce kitap yakılarak ya da SEKA'ya gönderilerek imha edilmiş. 4/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 Babam Koca Mustafa 75 yaşında kitap yüzünden “Anarşist Koca” ünvanı’na kavuştu. Neyin ne olduğunu bilmeden 28 gün hapis yattı. Bütün belaların kaynağı kitaplardı. Yakmasa onlar yakacaklardı ailemizi, soyumuzu obamızı.Yaktıranlar utansın. Kütüphaneler niye yakılır, yıkılır, talan edilir? Çok basit. Bir toplumun geçmiş hafızasını silerek kültürünün üzerine oturmak, cahil ve yoksul bırakarak, kişiliksizleştirerek köklerinden uzaklaştırmak ve köleleştirmek için. Hadi kitapları anladık. Şairler yazarlar da yakıldı. İki Temmuz 1993’te Sivas’ta Metin Altıok, Ası m Bezirci , Nesimi Çimen , Muhlis Akarsu , Hasret Gültekin ve Behçet Aysan gibi şairler, yazarlar, ozanlar, aydınlar, 36 can yakıldı. Aziz Nesin yakılmak istendi. Karnı büyük koca dünya Keder dolu acı dünya Ne gül koydun ne de gonca Yedin yine doymadın mı? Diyen Muhlis AKARSU’yu; 5/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 Dolaştım yıllardır şurda burda Ucuz otellerde kaldım. İğne iplik taşıdım yanımda Bir düzen tutturamadım. Kadınlar da oldu elbet yaşamımda Biri hariç hepsini bağışladım. Sınadım kendimi karşılıklı acıyla Ben hep ölüme ve aşka inandım. Bir şey var dokunur bana Yüzüme uymayan iğreti adım. 6/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 Diyen Metin ALTIOK’u dinleyip, okuyup hüzünleniyoruz, yakan ve hayatta kalanlar olarak. İnsanoğlu işte böyle garip, karmaşık ve anlaşılmaz bir yaratık. Öldürür, yakar, yıkar. Yıllar sonra Türküsünü söyler, heykelini dikip bakar, bir de arlanmadan sahiplenmeye kalkar. “Bir yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.” 01.08.2009 Yöneticinin notu: Mehmet Arslan bu yazısında bir dönemin gerçeklerini kendi yaşadıklarıya birleştirerek yazmış. Belli ki yakılan kitaplarını hala özlüyor. Bir bakıma hepimiz adına geçmişle ve gerçeklerimizle yüzleşiyor. Bunları bizimle açık yüreklilikle paylaşmış. Yaşananlardan şöyle bir sonuç çıkardım: Evet, bir dönem bu ülkenin çocuklarını birbirleriyle vuruşturdular. Ama birbirlerine düşürenler hep keyiflerine baktılar. Üstelik bunu her zaman ve şimdi de yapılabilirler. Bu ülkenin sağdaki soldaki bütün çocuklarının ülkelerini daha çok sevmekten başka suçları olamaz. Geriye dönüp bakalım hiçbir kesimden hain çıkmadı. Demek ki söylenenler hep yalandı ve hepsinin yüreği yurt sevgisiyle atıyordu. Hatalar, yanlışlar yapılmadı mı? Elbette yapıldı. Genç adam hata da yapar; ama hata yapa yapa da öğrenir. İşte o dönemlere bakarak bugünü daha iyi anlayabiliyoruz. Mehmet Arslan doğru söylüyor: Birbirlerini vursunlar diye ellerine silah verilip birbirine düşürülen gençler çok büyük eziyetler çekti; ama iki tarafa da silah verenler bu işlerden hiç zarar görmedi. Diğer yandan gençliğin en bilinçli, en dinamik ve en yurtsever bölümü kırımdan geçirilerek meydan başkalarına bırakıldı. Üstelik bir tarafın önüne dikenli teller döşenirken, zindanlar kurulurken diğer tarafa kırmızı halılar serilerek onlara neler ikram edildi, 7/8 Kitap Yazanlar ve Kitap Yakanlar Salı, 25 Ağustos 2009 13:21 ne makamlar sunuldu ve daha sonra nerelere geldik? Tarih baba bunları bir gün elbette doğru şekilde yazacaktır. Sonunda öğrendik ki eğer ülkenizi, insanlarınızı çok seviyorsanız, onlarla ilgileniyorsanız hele hele birilerinin çıkarına çomak sokuyorsanız bunun bedelini size ödetiyorlar. Bizim kuşak işte bu bedeli ödedi. Siz hiç, bu bedeli ödeyip de "pişmanım" diyeni duydunuz mu? Ama bir şey var: O kuşağın bilgisinden, birikiminden ve heyecanından yararlanamadığı için Türkiye, belki de birgün pişman olacaktır. Tarihte iki çeşit insan hep var olmuş: Kitap yazanlar ve kitap yakanlar. Bizler kitap yazanlar ya da kitapları yakılanlardanız. Unutmayalım ki dünyamızda kitap yakanları kimse hatırlamaz; ama kitap yazanlar sonsuza kadar yaşarlar. 8/8