azerbaycan - osmanlı ekonomik ilişkileri (1450-1520)

Transkript

azerbaycan - osmanlı ekonomik ilişkileri (1450-1520)
 AZERBAYCAN ‐ OSMANLI EKONOMİK İLİŞKİLERİ (1450‐1520) Bilal Dedeyev Qafqaz Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü Bakü / AZERBAYCAN [email protected] ÖZET XV. yüzyıldan başlayarak Azerbaycan‐Osmanlı ilişkileri büyük ölçüde hız kazanmıştır. Tüm yönüyle devam eden bu yakınlaşma, ekonomik alanda da kendini göstermiştir. Özellikle XV. yüzyılın ikinci yarısında bu iki bölgedeki Türk devletlerinin başarılı çıkışları, Azerbaycan ‐ Osmanlı ekonomik ilişkilerini de olumlu yönde etkilemiştir. Aynı zamanda iki coğrafya arasındaki ticaret yolları, Dünya ticaretini büyük ölçüde belirleyen kervan ve deniz yollarından oluşmakta idi. Bu da bölgeler arasında ekonomik ilişkilerin gelişme‐
siyle sonuçlanmıştır. Netice itibarıyla Azerbaycan tüccarı Bursa ve İstanbul başta olmakla diğer Osmanlı şehirlerinde, Osman‐
lılar ise Tebriz ve Şemahi’de rahatça ticaret faaliyeti yapa bilmişlerdir. Tüccarların alım satımı ile uğraştıkları ürünler ise, genelde ipek, baharat, bitkisel boya, kalay, altın‐gümüş‐diğer maden eşyaları, ayakkabılar, Avrupa yünlü kumaşları ve Hindistan tekstil ürünleri ağırlıklı olmuştur. Anahtar kelimeler: Azerbaycan, Osmanlı, ticaret, ekonomi, ipek THE AZERBAIJAN ‐ OTTOMON ECONOMIC RELATIONS (1450‐1520) ABSTRACT The Azerbaijan and Ottoman relations starting from the XV. Century has increased a lot. This developing relation showed itself also in the area of Economics. Particularly, in the second half of XV. century the succesful rising of the Turkish states in this area influnced the relations positively. The trade roads which consist of Caravan and sealines between two geograpy had also been the roads which influced World Trade in those days. This resulted in the development of economic relations in this area. As a consequence, The Azeri tradesmen had been able to trade in Ottoman cities like Bursa and Istanbul and Ottomans were able to trade in Tebriz and Shemaxi. The tradesmen traded silk, spice, natural paint, gold, silver and other mines, shoes, and Europen wool fabrics and Indian textiles. Key words: Azerbaijan, Ottoman, trade, economics, silk
GİRİŞ Azerbaycan‐Osmanlı arasındaki ekonomik iliş‐
kinin kökleri bu iki ülkede Türk hakimiyeti‐
nin kurulduğu XI‐XIII yüzyıllara kadar git‐
mektedir. Nitekim, XIII. yüzyıl seyyahı Vene‐
dikli Marco Polo’nun eserinde Anadolu gezi‐
lerinden bahsedilirken, Tebriz’i iki ana yolla Number 18, 2006 Anadolu’ya bağlayan ticaret yollarına da yer verilmiştir1. XIII. Yüzyılda Anadolu ile Azer‐
baycan arasındaki ticaret yolları, Doğu ve Batı’nın ekonomik ilişkilerinde birleştirici rol 1
Marco Polo, Seyahatnâme, (Çev. F. Dokuman), C. I, (basım yeri ve tarihi yok), s. 20. 105
Bilal Dedeyev oynamakta idi2. Bu yollar, XIV ve XV. Yüz‐
yıllarda da özelliğini kaybetmemişti. Daha doğrusu XV. yüzyılın ikinci yarısında gerçek‐
leşen Osmanlı Devleti’nin genişleme sürecin‐
de bu ticaret yollarının önemi Müslüman Türk halkının lehine dönmüştür. Çalışma ko‐
nusu olan bu dönemde, Azerbaycan‐Osmanlı ekonomik ilişkileri, bu iki bölge arasında kal‐
mayıp, uluslar arası düzeyde önem arzeden bir özellik taşımıştır. Aşağıda bu ekonomik münasebetler ele alınırken, Osmanlı’yı Azer‐
baycan’a bağlayan ticaret yolları ile ticarî faaliyetler incelenecektir. A. XV. YÜZYILDA AZERBAYCAN – OSMANLI TİCARET YOLLARININ ULUSLARARASI ÖNEMİ XIV. yüzyılda, ipek ticareti için gerekli ham madde, Azerbaycan dahil İran’dan Karadeniz ve Akdeniz limanlarına getirilmekte idi. Bu dönem kervan taşımacılığının Tokat ve Erzu‐
rum üzerinden Kuzey Anadolu yoluyla veya Karadeniz ve Trabzon üzerinden Tebriz’e gi‐
den değişik yollardan geçtiği söylenebilir. Bu yüzyılın sonlarında Azerbaycan’dan gelen ham ipek İstanbul’a kadar ulaşabiliyordu. Suraiya Faroqhi’nin tespitlerine göre ham ipek, bugün İstanbul’un bir semti olan Pera’‐
daki Ceneviz kolonisine teslim edildikten son‐
ra Bursalı ipek tüccarları gerek doğrudan, ge‐
rekse Cenevizliler aracılığıyla bu malı elde edebiliyorlardı. Ayrıca, Çin’den alınan ipek de kara yoluyla Tebriz üzerinden Akdeniz li‐
manlarına getirilirdi. Bursalı tüccarlar, adı ge‐
çen ipeği Tebriz ve Trabzon’dan da tedarik edebiliyorlardı3. Bu durum XV. yüzyılın ikinci yarısında büyük ölçüde değişmiştir. Önce İs‐
tanbul’un fethi, arkasından 1461’de Trabzon’‐
2
Geniş bilgi için bkz. Elnur Nesirov, XIII. yüzyılın Başlarında Anadolu‐Azerbaycan İlişkileri (Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), Konya 2003, s. 92‐94. 3
Suraiya Faroqhi, Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak, Yaşamak, (Çev. Gül Çağalı Güven, Özgür Türesay), İstanbul, 2003. s. 102. 106 un Osmanlı Devleti’ne ilhakıyla4, Karadeniz ticareti tamamiyle İtalyan tüccarlarından Os‐
manlı Türkleri’nin eline geçmiştir. 1470’lerde Alanya ve civar bölgeleri alındıktan sonra ise5, kuzey ve güneyde uygulanan gümrük vergi‐
leri nedeniyle Doğu ve Batı arasındaki ticareti Osmanlı Devleti yönlendirmiştir. Böylece, 1450 ‐1480 yılları arasındaki Osmanlı Devleti’nin siyasî başarıları, onun ekonomik alanda da büyümesini sağlamış ve Türk tüccarını dünya ticaretinde önemli konuma getirmiştir. XV. yüzyılın ikinci yarısındaki bu ekonomik gelişme, Osmanlı şehirlerinden Bursa’nın uluslar arası ticaretteki rolünü çarpıcı bir şe‐
kilde öne çıkarmıştır. Bursa’yı, Tebriz ve Şam üzerinden Doğu’ya bağlayan ticaret yolları, eskiye nazaran faaliyetini önemli ölçüde hız‐
landırmıştır. Timur’un XV. yüzyıl başlarında Anadolu seferi sonucu aksayan Doğu ticareti, bu dönemde canlanmaya yüz tutmuş ve Çin ipeği tekrar Osmanlı Devleti’nde yerini alma‐
ya başlamıştır. Batı ve Doğu tüccarlarının bu‐
luştuğu önemli ticaret merkezi olan Bursa’da daha çok ipek, baharat, bitkisel boya, kalay, Avrupa yünlü kumaşları ve Hindistan tekstil ürünlerinin alım satımı yapılır hale gelmiştir6. Bu ticarî hayatta, 1460’dan sonra diğer ülkeler arasında Azerbaycan tüccarları da yerini al‐
mıştır7. Araştırma konusu olan dönemde Azerbaycan ‐ Osmanlı arasında başlatılmış iyi ekonomik ilişkiler, Safevî Devleti’nin XVI. Yüzyılın ilk yıllarında kuruluşu ve Çaldıran 4
Geniş bilgi için bkz. Kenan İnan, “Trabzon’un Fethi” Trabzon Tarihi Sempozyumu, 6‐8 Kasım 1998, Trabzon 1999, s.141‐151. 5
Âşık Paşa‐Zâde, Tevârîh‐i Âl‐i Osman, İstanbul, 1332., s.175‐175; Oruç Bey, Tarih, (Haz. Adsız), (basım yeri ve tarihi yok)., s.123; Tursun Bey, Tarih‐i Ebu’l‐Feth, (Haz. Ahmed Tezbaşar), (tarihi ve basım yeri yok), s.132; Mehmed Neşrî, Kitabı Cihan‐Nümâ, C. II, (Haz. Faik Reşit Unat‐Mehmet A. Köymen), Ankara, 1987, s.793‐
797. 6
Faroqhi, a.g.e, s. 102‐103. 7
Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi üzerinde Arşiv Çalışmaları, İncelemeleri, İstanbul, 1996, s. 196‐197. Journal of Qafqaz University Azerbaycan ‐ Osmanlı Ekonomik İlişkileri (1450‐1520) Savaşı esnasında ticaret yollarının kapatılma‐
sıyla çok büyük ölçüde gerileme yaşamıştır8. B. OSMANLI ‐ AZERBAYCAN TİCARET YOLLARI XV. yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan’daki ticarî faaliyetler ve dış ülkelerle olan ticaret bağlantıları esasen iki önemli ticaret merkezi durumunda bulunan Şemahi ve Tebriz üze‐
rinde yoğunlaştı. Coğrafî mevkiinden dolayı dört bir tarafla ticaret yapma fırsatı olan Azer‐
baycan, özellikle Batı ülkeleriyle üç esas tica‐
ret yoluyla ekonomik ilişki kurdu. Ticarî öne‐
minden dolayı Avrupalılar, Akkoyunlu ve Safevî devletleriyle birtakım siyasî müna‐
sebetler de gerçekleştirdiler. Azerbaycan’ı Avrupa’ya bağlayan bu ticaret yollarından bi‐
rincisi hem kara, hem de kuzey ve güneyden deniz yolu olarak Osmanlı Devleti üzerinden geçmekte idi. Bir diğer yol, Kızıl Deniz‐
Arabistan veya Akdeniz’den Şam‐Halep üze‐
rinden Tebriz’e ulaşmakta idi. Ticaret yolu‐
nun biri de kuzey bölgesinden Rusya üzerin‐
den Ejderhan‐Derbent‐Bakü‐Reşt deniz yolu ve Derbent‐Şemahi‐Erdebil kara yolu aracılı‐
ğıyla Tebriz’de son buluyordu9. Doğal olarak bu ticaret yollarının Tebriz’den İran’ın içleri‐
ne, oradan da Doğu ülkelerine doğru ilerleme imkânı vardı. Bu durumda, şüphesiz Doğu ve Batı tüccarlarının öncelik verdiği ticaret yolu‐
nun ucuz, güvenilir ve kolay gidilebilecek Osmanlı‐Azerbaycan kervan yolları olduğu söylenebilir. Nitekim, iki ülke arasında siyasî gerginlik yaşandığı zaman, kuzey ve güney yolları tercih edilmiştir. Akkoyunlu‐Avrupa ilişkilerinden bildiğimiz üzere, bu yolların çok uzun ve zaman alması nedeniyle sıkıntılar çekiliyordu. Demek ki, İpek Yolu’nun tam or‐
tasında yer alan Osmanlı‐Azerbaycan arasında‐
ki ticaret yolları, uluslar arası ticaret açısından XV. yüzyılda önemli bir fonksiyona sahip idi. XV. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Dev‐
leti’yle Azerbaycan arasında İstanbul ve Bursa merkezli iki esas yol kullanılmakta idi. Bur‐
sa’yı Azerbaycan’a bağlayan kervan yolların‐
dan birincisi, Bursa‐Bolu‐Tokat‐Sivas ve Er‐
zincan; diğeri ise Orta Anadolu’dan geçmekte ve Bursa‐Kütahya‐Konya‐Kayseri‐Sivas ve Erzincan’a ulaşmakta idi. Çaldıran Savaşı’na kadar Erzincan, Azerbaycan’ın Osmanlı’ya sı‐
nır olan önemli şehirlerinden biri durumunda idi. Buraya gelen kervanlar, Azerbaycan’ın içlerine doğru Tebriz’e, oradan da Erdebil üzerinden başka bir gelişmiş Azerbaycan tica‐
ret şehiri olan Şemahi’ye gidiyordu10. 8
Yusuf Küçükdağ, “Osmanlı Devleti’nin Şah İsmail’in Anadolu’yu Şiîleştirme Çalışmalarını Engellemeye Yönelik Önlemleri”, Osmanlı, I, Ankara, 1999, s. 276. 9
Seyidağa Onullahi, XIII‐XVII. Asırlarda Tebriz Şehrinin Tarihi, Bakü, 1982. s. 69. Number 18, 2006 Tüccarların Azerbaycan’dan İstanbul’a hem kara, hem de deniz yoluyla ulaşması müm‐
kün idi. Deniz yolu, İstanbul‐Sinop‐Trabzon üzerinden Erzincan yoluyla Azerbaycan’a ulaşmakta idi. Kervan yolu ise kuzey taraftan Tebriz ‐ Erzincan ‐ Sivas ‐ Tokat ‐ Bolu ‐ İzmit’‐
ten İstanbul’a varmakta idi. Ayrıca, Azerbay‐
can kervanları Sivas‐Konya‐Isparta‐Antalya üzerinden Akdeniz sahillerine de ulaşmakta idiler. Osmanlı‐Azerbaycan arasında faaliyet göste‐
ren kervanların dağılma merkezi ise Tokat ve Sivas üzerinde toplanmıştı. Kuzey yolunu ter‐
cih eden tüccarlar, Tokat’ı, aşağı yol diyebile‐
ceğimiz Anadolu’nun ortasından geçen ker‐
vanlar ise Sivas’ı kullanmak zorunda kalmış‐
lardır11. Özellikle XVI. yüzyılın başlarında Sivas’ın rolü daha fazla göze çarpmaktadır. Çünkü, Safevî Tarikatı mensupları, propagan‐
da faaliyetlerini genelde tüccar kılığında yap‐
ma yönüne gitmişlerdir. Sivas, bu yüzden onlar için güvenli bir şehir durumunda ol‐
10
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi (TSMA) No. E 5465. XVI. yüzyıla ait olan bu Osmanlı belgesinde Erzincan’dan Tebriz’e kadar varan önemli menzillerin ismi, Erzincan‐Erzurum‐Yeganpaşa‐Hoy‐Merend ve Tebriz olarak kaydedilmiştir. 11
Geniş bilgi için bkz. Ismail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara, 1984, s. 247. 107
Bilal Dedeyev muştur. Bu nedenle Safevîler’in Anadolu’da en çok müridi bu bölgede toplanmıştır. Nite‐
kim, II. Bayezid (1481‐1512) döneminde ya‐
saklanma hükümlerinin birçoğunun buraya gönderildiği12, Çaldıran Savaşı’na gidilirken Osmanlı’nın 40 bin askerini güvenlik için bu bölgede bıraktığı13, böylece Safevî müritleri‐
nin etkisiz hale getirilmeye çalışıldığı bilin‐
mektedir. C. AZERBAYCAN ‐ OSMANLI TİCARET FAALİYETLERİ XIV. yüzyılın sonları ve XV. yüzyılın birinci yarısında siyasî gerginliğin artmasıyla, savaş meydanına dönen Azerbaycan’da ekonomik canlanma görülmemektedir. Bu yüzden uluslar arası ticaret yolları tehlikeli duruma düşmüş; Azerbaycan’da ticaret ve zanaatkâr alanını kötü yönde etkilemiştir. Bu durum Tebriz, Nahcıvan, Merend, Serab gibi Azerbaycan şehirlerinin eko‐
nomik yönden gerilemesine sebep olmuştur. XV. yüzylın ikinci yarısında ise nisbeten siyasî istikrarın hüküm sürmesi, Azerbaycan ekono‐
misinde gelişmeye neden olmuştur. Tebriz, Gence, Erdebil ve Şemahi bölgeleri ipek üre‐
timi ve ticaretinde dış ülkelerle ilişkilerini artırmıştır. Özellikle, Gence ahalisinin ipek kozası yetiştirmede ve ipeğin hazırlanmasın‐
da uzman hale geldikleri bilinmektedir14. Azerbaycan’da ekonomik gelişme sadece ipekçiliğe bağlı olmamıştır. Bunun yanında başta halı olmak üzere dokumacılık, inşaat işleri ve doğal boya üretimi de artmıştır. Bu gelişmenin başlıca nedenlerinden biri, İlhan‐
lılar devrinde İran, Çin, Anadolu ve Suriye’‐
den binlerce sanatkârın başkent Tebriz’e gö‐
çürülmüş olmasıdır. Yerli sanatkârlarla bu sa‐
12
II. Bayezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, (Haz. İlhan Şahin‐Feridun Emecen), İstanbul, 1994.s. 8, 92. 13
Feridun Bey, Münşeatü’s‐Selatin, C. I, İstanbul, 1274, s. 357‐358. 14
Mikail Haydarov‐ Şahin Farzalibeyli, “Şehirler, Sanat‐
karlık ve Ticaret. Pul Devriyyesi”, Azerbaycan Tarihi, C. III, Bakü, 1999, s. 114. 108 nat erbabının birleşmesi, XV. yüzyılda üretim‐
de etkisini bariz bir şekilde göstermiştir. Sonuç itibariyle, Azerbaycan’da üretilen mal‐
lar yurt dışında, hatta Batı ülkelerinde bile tutulmuştur15. Osmanlı ekonomi araştırmacı‐
ları, yanlışlıkla Azerbaycan ipeğine İran ipeği demekte; ipek tüccarlarından ise İran veya Acem tüccarları olarak bahsetmektedirler16. Oysa, aşağıda bilgi verileceği üzere, Azer‐
baycan ‐ Osmanlı ticaret ilişkilerini önemli ölçüde yönlendirenler Azerbaycanlı tacirler olmuştur. Araştırma konusu olan dönemde Osmanlı‐
Azerbaycan ticarî ilişkilerinin II. Murad (1421‐
1451) döneminde başladığı görülmektedir. Karakoyunlu‐Osmanlı siyasî münasebetleri‐
nin iyi yönde olması, iki ülke arasında eko‐
nomik gelişmeleri de beraberinde getirdi. El‐
de bulunan bir veriye göre II. Murad zama‐
nında karşılıklı ticaret faaliyetleri sonucu Osmanlı paralarının Azerbaycan’da tedavül‐
de olduğu bilinmektedir17. Demek ki Osmanlı tüccarları, bu dönemde rahatça mal alım sa‐
tımı için kendi paralarını kullanabilmişlerdir. Bu konuda Karakoyunlu Devleti de tavizkâr davranmıştır. Abdürrezzak Semerkandî, Cihan‐
şah (1438‐1467) devrinde Azerbaycan’ın kal‐
kınması ve Tebriz’in gelişmesi için bir takım faaliyetlerin yapıldığını, bu nedenle dış tica‐
rete çok önem verildiğini belirtmektedir. Bu dönemde Osmanlı tüccarlarının işleri kolay‐
laştırılarak ticaretin gelişmesine katkıda bulu‐
nulmuştur. Şu örnek bu hususu açık bir bi‐
çimde yansıtmaktadır. Bursa’dan Ahmed ibn Musa isminde bir tüccar, geldiği Tebriz şeh‐
rinde vefat etmiş; devlet memurları bunu 15
Örneğin, Haydarov‐Farzalibeyli’nin tespitlerine göre 1472 yapımlı Hollanda ressamı Hans Menlingin “Meryem Ana ve Çocukları” adlı eserinde Kuba ve Şirvan motifli Azerbaycan halısının tasvirine yer verilmiştir. A.g.y. 16
İnalcık, a.g.e, s. 196‐198; Faroqhi, a.g.y. 17
Azerbaycan Bilimler Akademisi, Azerbaycan Tarihi Müzesi, Azerbaycan’da Bulunan ve Kullanılan Yabancı Ülke Sikkeleri. (XII.‐XIX. Yüzyıllar), No: 19, (II. Murad dönemi gümüş akçe). Journal of Qafqaz University Azerbaycan ‐ Osmanlı Ekonomik İlişkileri (1450‐1520) fırsat bilip tüccarın 8 halvar ipeğini saklamış‐
lardır. Olayı öğrenen Osmanlı hükümdarı Sultan Fatih (1451‐1481), Cihanşah’a mektup yazarak durumun araştırılması ve malların vefat edenin varisi olan oğlu Şeyh Mehmed’e verilmesini istemiştir. Cihanşah, Tebriz tüc‐
carlanının reisi Meliküttüccar Hacı Şemsed‐
din’i bu işin araştırılması için görevlendirmiş, olayın doğru olduğu kanıtlanınca, gasbedilen malların, ölen tüccarın Varislerine geri veril‐
mesini temin etmiştir18. Bu dönemde Azerbaycan mallarıyla yüklü kervanlar, Tokat üzerinden Bursa ve İstanbul pazarlarına muntazam olarak taşımacılık yap‐
makta, Bursa ve İstanbul ipekli sanayinin ge‐
lişmesine katkıda bulunmakta idi. Azerbay‐
can ipekleri, Avrupa sanayiini de beslediğin‐
den İtalyan, Floransa ve Cenevizli tacirler bu malları almak için âdeta rekabet halinde idi‐
ler. Bu nedenle, Azerbaycan tüccarının Os‐
manlı’ya daha çok gelmesi icap ediyordu. Halil İnalcık’ın, Ağustos 1467‐Temmuz 1469 tarihli Bursa Tereke Defteri’nde tespit ettiği bazı yabancı tüccarlar arasında Azerbaycan tüccarının bulunması dikkati çekmektedir. Burada tüccarların menşei, getirdikleri malla‐
rın nev’i ve miktarlarını bulmak mümkündür. Defterde yer alan Azerbaycanlı tüccarlar hak‐
kındaki bilgiler şu şekildedir: Hoca Abrdürrahim b. Şeyh Bayezid eş‐Şama‐
kavî, Sultan Hanı’nda ölmüş, ipek taciri, te‐
rekesi 227347 akçe; Kıyaseddin b. Hayreddin, varissiz, vilâyet‐i Şemahi, terekesi 5182 akçe (ibrişim 3000 akçe); el‐Hâc Muhammedi b. el‐
Hâc Ahmed el‐Gilanî, Murad Beğ Hanı’nda ölmüş, eşyasının mühim kısmını Bursa kadife ve kemahalarıyla, Şâmî alaca kumaş teşkil etmekte olup,terekesi 17269; Derviş Mahmud‐
ı Gilanî, terekesi 575 akçe; Acem Şücaeddin, terekesi 15833 akçe. 1488 tarihli Tereke Defteri’nde hakkında bilgi verilen 3 kişiden ikisinin Azerbaycanlı tüccar olduğu görülmektedir: Hacı Ahmed Bıçakcı b. Şeyh Muhammed el‐Gilanî, Mahmud Çelebi Hanı’nda ölmüş, terekesi 6523 akçe; Süleyman el‐Acem, Horasan vilâyetinden, Hacı İvaz Paşa Hanı’nda ölmüş, terekesi 215 akçe. Buraya gelen Azerbaycanlı tüccarlarının, ge‐
tirdikleri ipeği Avrupa yünlü kumaşlarıyla değiştirdiği; geri dönerken buradan Bursa’nın ipekli kumaşları ve Frenk çuhaları ile altın, gümüş veya bakır götürdükleri de bilinmek‐
tedir19. Ayrıca, yukarıdaki listeden Osmanlı Devleti’ne ihraç olunan malların Şirvan ve Gi‐
lan ipeği olduğu anlaşılmaktadır. Bu Tereke Defterleri’ndeki Azerbaycanlı tüc‐
carların ekonomik durumunu tahlil edince, büyük miktarda ipek getirildiği görülmekte‐
dir. Bu dönem Bursa’da ev fiyatlarının 2000‐
10000 akçe arasında değiştiği20 esas alınırsa, Şemahili Abdürrahim’in yanında günümüz şartlarına göre 22 tane lüks daire alabilecek değerde mala sahip olduğu görülür. Ölmüş olan bu tüccarların terekelerinin ayrı ayrı kadı tarafından kaydedildiğine bakılırsa, Osmanlı Devleti varislerine bu malları teslim etmiştir. Halil İnalcık’ın Bursa Kadı Sicilleri’nden edin‐
diği bilgilere göre, Azerbaycan’dan gelen tüc‐
carların önemli bir kısmı Tebriz ve Çukur Sad yani şimdiki Erivan bölgesinden gelmişlerdir. Ayrıca, bu tüccarlar Bursa’ya indiklerinde Acem Hanı adı verilen ticaret merkezinde kal‐
mışlardır. XV. yüzyılın sonlarına ait Siciller’de yer alan Acem Reis Mahallesi ise bazı Azer‐
baycan kökenli tüccarın Bursa’ya yerleştiğini ve şehrin gelişiminde etkili olduğunu ortaya koymaktadır21. Azerbaycan’dan Osmanlı Devleti’ne ihraç edilen bir diğer ürün ayakkabıdır. Daha çok Şirvan’dan getirildiği tespit edilen ayakkabı‐
ların, II. Bayezid ve Sultan Selim (1512‐1520) dönemlerinde “Şirvan başmağı” diye ün ka‐
zandığı belgelerden anlaşılmaktadır. II. Bayezid devrinde hem Anadolu, hem de Rumeli İnalcık, a.g.e, s. 196‐197. A.g.e., s. 193. 21 A.g.e., s. 198. 19
18
Abdürrezzak Semerkandî’den naklen Onullahi, a.g.e., s. 68. Number 18, 2006 20
109
Bilal Dedeyev taraflarında satılan Şirvan ayakkabılarının iki modeli mevcut olup, bunlara “Şirvanî sahtiyan başmak” (tabaklanmış cilalı deriden burnu siv‐
ri model) ve “Şirvanî sağri başmak” (hayvanın beliyle kuyruğu arasındaki kalın deriden yapılan) denirdi. Bursa pazarlarında satılan Şirvanî sahtiyan başmağın büyük numarası (ulu ayak) 21, biraz küçük numara (Ulu orta) 18, küçük numara ise (orta ayak) 15 akçe idi. Diğer model olan Şirvanî sağri başmaklar ise büyük ve orta ayak olup 27 ve 22 akçeden satılıyordu22. Bu ayakkabıların İstanbul’daki satış şekli ve fiyatı bıraz farklı olmuştur. Burada satış fiyatları ayak numarasına göre değil, kalitesine göre belirlenmiştir. Sahtiyan modelinin, birinci kalitesi (a’lası) 20, ikinci kalitesi (evsafı) 18, üçüncü kalitesi ise (ednası) 15 akçeden satılırken, sağri modeli ise 27‐28, 25‐26, ve 23‐24 akçe arası fiyatla müşteri bulmuştur23. İstanbul dışında bulunan diğer Rumeli mıntıkalarında birinci modelin kalite sırasıyla fiyatları 20, 18 ve 15 akçe iken, ikinci model ayakkabılar 22, 21 ve 20 akçeden sa‐
tılmıştır24. Burada sağri başmak modelinin Bursa ve İstanbul’a nazaran ucuz olması hak‐
kında kanunnâmede hiçbir bilgi verilmemek‐
tedir. Sultan Selim devrinde getirilen Şirvan ayak‐
kabıları da sahtiyan ve sağri “Şirvanî başmak” adıyla satılmıştır. Sahtiyan model başmak‐
ların kalite sıralamasıyla fiyatı, 20, 18 ve 16, sağri başmaklar ise 23, 22 ve 21 akçe olarak belirlenmiştir25. XVI. yüzyılın başlarında Safevî Devleti’nin kuruluşu esnasında, Anadolu’dan Azerbay‐
can’a giden göçler yüzünden Osmanlı Devleti, sınır bölgelerindeki konrolü artırarak bazı yasaklar uygulamaya koymuştur. Bu durum, tabiî ki Azerbaycan‐Osmanlı ekonomik ilişki‐
lerini de önemli ölçüde etkilemiştir. Buna rağ‐
men bazı belgelerdeki bilgiler, esasen ticarî fa‐
aliyetin devam ettiğini göstermektedir. Hoca Şeyh Ali isminde Gilanlı bir tüccar, Osmanlı Devleti’ne ticaret yapmak üzere geldikten sonra, malum yasaklardan dolayı yakalanarak geri dönmesi istenmiş; o da durumu padişaha bir hediye yakut ile birlikte arz etmiştir. Tacir olduğu kanıtlanınca, II. Bayezid tarafından Temmuz 1501 tarihli hüküm gereğince, Os‐
manlı Devleti’nde kalması veya hangi tarafa varmak istiyorsa gitmesine izin verilmiştir26. Bu olay, Safevî müridi olmayanlara ticarî ya‐
sağın uygulanmadığını göstermektedir. Dola‐
yısıyla siyasî gerginliğin ticarî faaliyeti tama‐
mıyla engellediği söylenemez. Safevî Devleti’nin kurulmasından sonra kıs‐
men normalleşen siyasî ortam, ticaretin tekrar canlanmasına neden olmuştur. Suraiye Faroq‐
hi’nin tespitlerine bakılırsa, Şah İsmail (1501‐
1524)’in özel temsilcileri bile Bursa’da ticarî faaliyet göstermişlerdir. Osmanlı uyruklu olan bu temsilciler, şah adına ham ipek sa‐
tışıyla uğraşmışlardır27. Nitekim, Şah İsmail, Osmanlı Devleti’yle olan ticaret ilişkilerine çok önem veriyordu. Bir bakıma yeni kur‐
duğu devletin buna ihtiyacı var idi. Çünkü, gelişmekte olan Safevî Devleti, gerekli maden eşyalarını bu ülkeden temin etmekte idi. Ayrıca, bu dönem Azerbaycan tüccarlarının büyük çoğunluğunun devlet destekli Safevî propagandası yapmakla görevli kişiler olması da dikkat çekicidir. Tüccar kılıklı Safevî mü‐
ritleri, geri dönüşlerinde Safevî Devleti için gerek duyulan madenlerin götürülmesini ih‐
mal etmemişlerdir28. Şah tarafından gelip Safevî Devleti’ne dönenlerce götürülen ma‐
denlerden gümüş, para basımında, bakır ve demir ise silah mühümmatı imalâtında kul‐
lanılmıştır. 22
Ahmed Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hu‐
kuki Tahlilleri, II, (II. Bayezid Devri Kanunnâme‐
leri), İstanbul, 1990, s. 206. 23
A.g.e., s, 289‐290. A.g.e., s. 388‐389. 26
II Bayezid Dönemine Ait Ahkâm Defteri, s. 99. 27
Faroqhi, a.g.e., s. 104. I. Selim Kanunnâmeleri (1512‐1520), (Haz. Yesar Yücel‐
Selami Pulaha), Ankara, 1995, s. 198. 28
Hoca Sadeddin, Tâcü’t‐Tevârih, (Haz. İsmet Parmak‐
sızoğlu), C. IV, İstanbul, 1979. s. 214‐215. 24
25
110 Journal of Qafqaz University Azerbaycan ‐ Osmanlı Ekonomik İlişkileri (1450‐1520) 1514 Çaldıran Savaşı arefesinde Sultan Selim, Azerbaycan’la ticareti engelleyerek yolları ka‐
pamış29, 17 Mayıs 1518’de ise özel bir buy‐
rukla resmen yasaklama getirmiştir30. Bu du‐
rum, Kızılbaş davası yüzünden Kanunî Sultan Süleyman (1520‐1566) devrinde de devam edince Azeri Müslüman tüccarlar, ticareti Azerbaycan ve İran’daki Ermeniler’e kaptır‐
mışlardır31. XV. yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan‐Osmanlı ticarî faaliyetinde sayı‐
larının az olduğu görülen Ermeniler32, Sultan Selim zamanında ellerine geçirdikleri bu avantajı çok iyi kullanmış; Osmanlı Devleti’‐
nin sonuna kadar hiç bırakmamışlardır. Gü‐
nümüze kadar da bunun etkisi sürmüş; güçlü bir zengin tüccar lobisinin desteğini almış Ermeni millîyetçiliği İran’da sürekli etkili ol‐
muştur33. XV. yüzyılın ikinci yarısı ve XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde Azerbaycan‐Osmanlı ekonomik ilişkileri, iki ülke arasındaki siyasî ve sosyal faaliyetlerden ciddî bir şekilde etkilenmiştir. Özellikle Osmanlı Devleti’nden Azerbaycan’a göçler nedeniyle yıllara göre buğday ve ko‐
yun fiyatlarının değişmesi söz konusu olmuş‐
tur: Yıl Buğday fiyatı (Akçe) Koyun fiyatı
(Akçe) 1460 3‐4 15‐20 1490 3‐4 20‐25 1500 4‐5 25‐30 1520 6‐7 30‐3534 29
Ahmed Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, III, (Yavuz Sultan Selim Devri Kanunnameleri), İstanbul, 1991, s. 167‐171. 30
Faroqhi, a.g.y. 31
Faroqhi, a.g.e., s. 105. 32
1482 tarihli II. Bayezid Kanunnâmesi’nde sadece Tebrizli oğlu Ermeni Yakup’un ticaret yaptığı görül‐
mektedir. Bununla birlikte yasaklamadan sonra sayı‐
larının arttığı anlaşılmaktadır. Akgündüz, II. Bayezid Devri Kanunnâmeleri, s. 278.
33
Seyidağa Onullahi, Ermeni Millîyetçileri ve İran, Bakü, 2002, s. 80‐81. 34
Necdet Sevinç, Osmanlı’nın Yükselişi ve Çöküşü, İstanbul, 1999,, s. 345. Number 18, 2006 Yukarıdaki istatistik rakamlardan görüldüğü kadarıyla buğday fiyatlarındaki artış, Safevi devletinin kuruluşundan, kısmen de, Şah Kulu (1510‐1511) ve Nur Ali Halife (1512‐
1513) isyanında vuku bulan tahribattan sonra olmuştur. Koyun fiyatları ise Şeyh Cüneyd (1447‐1461) harekatından başlayarak Azerbay‐
can’a göçlerin devam etmesi sonucu sürekli zamlanmıştır. Diğer bir istatistiki bilgi ise, Azerbaycan tüc‐
carının yoğun olduğu Bursa Galle Pazarı’nın yıllara göre gelirinin arttığını göstermektedir; Yıllar Gelirler (Akçe) Yıllar Gelirler (Akçe) 1489 63400 1502 140000 1492 103340 1505 1 500000 1498 140000 1515 166000 1500 133340 1517 15000035 1505 tarihindeki muazzam gelir artışı, muh‐
temelen Osmanlı‐Safevî ekonomik ilişkilerin‐
de ticaretin yüksek seviyede olmasındandır. Azerbaycan ekonomisinin etkilenme şekli ise Osmanlı‐Safevî sınırlarının kapanması sonu‐
cu, Azerbaycan’ın ticaret ekonomisi büyük bir altın, ya da gümüş külçe darlığına düşmesi şeklinde olmuştur36. Netice itibariyle, XV.yüzyılda söz konusu bu iki coğrafyada Türk devletlerinin başarılı çı‐
kışları Dünya ekonomisindeki dengeleri de‐
ğiştirerek Türklerin ön plana çıkmasını sağ‐
lamıştır. 1450‐1520 yılları arasındaki Azerbay‐
can‐Osmanlı ekonomik ilişkileri de bu geliş‐
menin esasını oluşturmuştur. Bazen, bu iyi ekonomik ilişkiler siyasi olayların etkisinde kalarak, gerileme yaşamıştır. Buna rağmen, Safevi‐Osmanlı siyasi münasebetlerinin pek iyi olmadığı dönemlerde bile, ticari faaliyet‐
lerin kısmen devam ettiği görülmüştür. Ay‐
rıca, Azerbaycan‐Osmanlı ekonomik ilişkileri‐
nin iyi yönde olması, bu iki bölge arasındaki sosyo‐kültürel münasebetlerin daha da geliş‐
mesine neden olmuştur. 35
Sevinç, a.g.e., s. 346. 36
Faroqhi, a.g.e., s. 104. 111
Bilal Dedeyev Kaynaklar ƒ
Sevinç,Necdet, Osmanlı’nın Yükselişi ve Çöküşü, İstanbul, 1999. ƒ
TSMA, No. E 5465 ƒ
ƒ
Akgündüz, Ahmed,Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, III, (Yavuz Sultan Selim Devri Kanunnameleri), İstanbul, 1991. Tursun Bey, Tarih‐i Ebu’l‐Feth, (Haz. Ahmed Tezbaşar), (tarihi ve basım yeri yok). ƒ
Uzunçarşılı,İsmail Hakkı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara, 1984. ƒ
Akgündüz,Ahmed, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, II, (II. Bayezid Devri Kanunnâmeleri), İstanbul, 1990. ƒ
Âşık Paşa‐Zâde, Tevârîh‐i Âl‐i Osman, İstanbul, 1332. ƒ
Azerbaycan Bilimler Akademisi, Azerbaycan Tarihi Müzesi, Azerbaycan’da Bulunan ve Kullanılan Yabancı Ülke Sikkeleri. (XII.‐XIX. Yüzyıllar), No: 19, (II. Murad dönemi gümüş akçe). ƒ
Faroqhi,Suraiya, Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak, Yaşamak, (Çev. Gül Çağalı Güven, Özgür Türesay), İstanbul, 2003. ƒ
Feridun Bey, Münşeatü’s‐Selatin, C. I, İstanbul, 1274. ƒ
Haydarov,Mikail‐Farzalibeyli,Şahin, “Şehirler, Sanatkarlık ve Ticaret. Pul Devriyyesi”, Azerbaycan Tarihi, C. III, Bakü, 1999. ƒ
Hoca Sadeddin, Tâcü’t‐Tevârih, (Haz. Parmaksızoğlu), C. IV, İstanbul, 1979. ƒ
I. Selim Kanunnâmeleri (1512‐1520),(Haz. Yesar Yücel‐
Selami Pulaha),Ankara, 1995. ƒ
II. Bayezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, (Haz. İlhan Şahin‐Feridun Emecen), İstanbul, 1994. ƒ
İnalcık,Halil, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi üzerinde Arşiv Çalışmaları, İncelemeleri, İstanbul, 1996. ƒ
İnan,Kenan, “Trabzon’un Fethi” Trabzon Tarihi Sempozyumu, 6‐8 Kasım 1998, Trabzon 1999, s.141‐
151. ƒ
Küçükdağ,Yusuf, “Osmanlı Devleti’nin Şah İsmail’in Anadolu’yu Şiîleştirme Çalışmalarını Engellemeye Yönelik Önlemleri”, Osmanlı, I, Ankara, 1999,s.269‐
281. ƒ
Marco Polo, Seyahatnâme, (Çev. F. Dokuman), C. I, (basım yeri ve tarihi yok). ƒ
Mehmed Neşrî, Kitabı Cihan‐Nümâ, C. II, (Haz. Faik Reşit Unat‐Mehmet A. Köymen), Ankara, 1987. ƒ
Nesirov,Elnur, XIII. yüzyılın Başlarında Anadolu‐
Azerbaycan İlişkileri (Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), Konya 2003. ƒ
Onullahi,Seyidağa, Ermeni Millîyetçileri ve İran, Bakü, 2002. ƒ
Onullahi,Seyidağa,XIII‐XVII. Asırlarda Tebriz Şehri‐
nin Tarihi, Bakü, 1982. ƒ
Oruç Bey, Tarih, (Haz. Adsız), (basım yeri ve tarihi yok). 112 İsmet Journal of Qafqaz University