01-02-2016 - GÜL

Transkript

01-02-2016 - GÜL
KAYA
Alüminyum
Demir Doğrama
GÜLNAR YAPI
ISI YALITIM MONTALAMA SİSTEMLERİ
Ahmet KAYA
Kapı - Pencere - Panjur - Daraba
Sineklik - Çatı - Korkuluk ve Ferforje
İşleriniz İsteğinize Göre
İtina ile Yapılır
Gsm: 0535 845 42 41
Küçük Sanayi Sitesi / GÜLNAR
Ramazan Usta
Weber - İzocam
ve Yalıtım Teknolojisi
ile Halkımızın Hizmetindeyiz
YIL: 16
SAYI: 818 01 ŞUBAT 2016 Fiyatı: 25 Krş
100. yılın kalıcı hatırası olsun
Bu yıl Gülnar'ın ilçe olarak kuruluşunun 100.
yıl dönümü. 100. yılı hatırlatacak ve
Gülnar'ın tarihine ışık tutacak bir esere imza
atmak için çalışma yapan Arkeolog Musa
Tombul ve Araştırmacı-Yazar Ramazan Sarıtaş,
Gülnar merkezde bulunan tarihi eser niteliği taşıyan,
kullanılan ve yıkılmaya yüz tutmuş binaları gezerek
çeşitli incelemeler yaptılar.
Arkeolog Musa Tombul ve Araştırmacı-Yazar
Ramazan Sarıtaş, yaptıkları inceleme ve araştırmanın
ardından düzenledikleri basın toplantısında; Gülnar'ın
tarihi ve kültürünü tanıtacak bir eserin olmaması
hepimizin bir ayıbı diyerek söze başlayan Arkeolog
Musa Tombul: “Gülnar merkez'in ilçe oluşunun 100.
yılını kutlamanın büyük sevincini yaşıyoruz. Gülnar
kaymakamı İsmail Pendik başkanlığında oluşturulan
bir komite farkındalık oluşturmak için çalıştığını
görüyorum. Bu komitede çalışıp emek verenler başta
olmak üzere 100. yıl etkinliklerine maddi ve manevi
destek veren her bir Gülnarlıya teşekkür ediyorum.
Ben Gülnar'a her yıl 10 günlüğüne geliyorum.
Çanakkale müze müdürlüğünde çalışıyorum.
Gülnar'daki gelişmeleri yakından takip ediyorum.
Gülnar'a çok büyük hizmetler verdiğini
gördüğüm ve düşündüğüm Ramazan Sarıtaş bu ilçe
için bir kazançtır. Gazetesi ile, kaleme aldığı ve
yayınlanan Gülnar kitapları ile bu ilçenin tarihine ve
kültürüne büyük hizmet veriyor. Bu hizmetlerin
Gülnar için kalıcı bir esere dönüşmesi için en az bir
kültür evine ihtiyaç var. 100. yıl etkinliğini kalıcı bir
eserle taçlandırabiliriz. Ramazan Bey ile beraber
başta Şevkibey konağı olmak üzere ve onun gibi
yıkılmaya yüz tutmuş binaları gezdik ve inceledik.
Bununla beraber vatandaşın kullandığı çok eski ve
güzel evlerde var. Şevkibey konağı Gülnar'ı anlatan
tek yer. Geçen yıl buraya gelmiş ve bu konak ile ilgili
yine Ramazan Bey ile beraber gezip, inceleyip bir
açıklama yapmıştık. Buranın bir an önce restore
edilmesi şart. Biz bunun yanında diğer evleri ve bir
tane işyerini gezdik. Hepsi Gülnar'ın tanıtımı için
restore edilse iyi olur ancak buna maddi imkanlar
elvermez. En az bir tanesini 100. yılın hatırası olarak
alınıp Gülnarlılara hizmet versin. Bunun için başta iş
adamlarımız olmak üzere herkesi bu konuda duyarlı
olmaya davet ediyorum. Bu konuda oluşturulan 100.
yıl komitesi bu işi ele alırsa başarabilir veya
Gsm: 0544 210 2996
Aydıncık Yolu Üzeri Akım Elektrik Yanı / GÜLNAR
Mersin
Şehidini Uğurladı
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör
örgütü PKK'ya yönelik sürdürülen
operasyonlarda çıkan çatışmada
şehit olan Piyade Yüzbaşı Yiğitcan
Çiğa, Mersin'de binlerce kişinin katıldığı
törenle son yolculuğuna uğurlandı.
Cenaze törenine, başta şehidin annesi
Ayla, babası Yaşar, kız kardeşi Anacan Çiğa
ile kucağında 2 aylık kızı Ahsen ile eşi Nadiye
Çiğa olmak üzere Mersin Valisi Özdemir
Çakacak, Adana 6. Mekanize Piyade Tümeni
Komutanı Tümgeneral Şükrü Erbaş, Akdeniz
Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat
Atilla Demirhan, Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Metin Feyzioğlu, Mersin Büyükşehir
Belediye Başkan Vekili Özgür Sanal,
milletvekilleri, protokol üyeleri, askeri erkan
ve binlerce vatandaş katıldı.
başarmalıyız. Bu hepimizin sorumluluğu. Geçmişten
bırakılan mirası talan ettik. Gelecek torunlarımıza
geçmişi hatırlatacak bir miras bırakmalıyız. Sözlerimi
Gülnar'ın 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak
bitiriyorum” dedi.
Gülnar elimizden uçup gidiyor. Böyle giderse
köksüz kalacağız ve torunlarımıza geçmişimizi
hatırlatacak bir şey bırakamayacağız diyerek
sözlerine giriş yapan Araştırmacı-Yazar Ramazan
Sarıtaş: “2000 yılında gazeteciliğe başladığımdan bu
tarafa yazdığım makalelerde, haberlerde ve Gülnar
ile ilgili yaptığım açıklamalarda en çok vurgu yaptığım
konu ilçenin tarihidir. Ayrıca ilçenin 84. 85……99 ve
100. yılına hep vurgu yaptım. Bu kadar geçmişi olan
bir ilçenin her geçen gün eridiğini yazdım durdum.
Gazeteciliğe başladığımda Gülnar'ın nüfusu 44
bindi. Şimdi 26 bin bu bile ilçenin ne halde olduğunu
gösteriyor. Gülnar'ın her geçen gün tarihi mirası talan
ediliyor. Geçmiş yok ediliyor. Geçmişi olmayanın
geleceğinin aydınlık olması çok zordur. Gülnar'ın
yaklaşık ilçe dışında 200 bin insanı var. Bunlardan
ancak 50 bininin ilçe ile ilgili bir bağı var. Geri kalan
150 bin insanımızın ilçe ile artık organik hiçbir bağı
yok. Bu tablo bile nereye doğru gittiğimizi gösteriyor.
100. yıl Gülnar için bir milat olsun. Gülnar’ı
yaşanabilir ve gezilebilir bir ortam oluşturalım. Başta
Belediye olmak üzere, sivil toplum örgütlerine ve
Gülnar halkına görevler düşmektedir. Gülnar'ın tarihi
eski evlerini restore edip turizme açalım.
Potansiyelimiz var. Yatırım yapacak işadamlarına
ihtiyacımız var. Bunları yapacak bir ortam
hazırlayamıyorsak kendimize dönüp bir bakalım.
Nerede hata yapıyoruz. 100. yıl bizim için bir
düşünme ve icraat ortaya
koymak için bir vesile
olsun. En azından bismillah
deyip bir ucundan
başlayalım. Geçmişimizi
geleceğe taşıyacak
Şevkibey konağını restore
edip hizmete açalım. Bunu
yaparsak arkası gelecektir.
Bu hepimizin sorumluluğu.
Bu vesile ile Gülnar'ın ilçe
oluşunun 100. kuruluş
yıldönümünü kutluyorum.
Aydınlık, çağdaş, kökünü
bilen ve bunu gelecek
kuşaklara aktaran güzel
bir Gülnar'da buluşmak
dileği ile herkese sevgi ve
saygılar sunuyorum” dedi.
Şehit Yiğitcan Çiğa'nın tabutunun yan
tarafına oturtulan aileye, askeri ve sağlık
görevlileri tarafından sürekli destek
verilirken, Mersin Valisi Çakacak’da baba
Yaşar Çiğa'nın yanına giderek ailenin acısını
paylaştı. Şehidin eşi Nadiye Çiğa, kucağında
minik kızıyla eşinin Türk Bayrağı'na sarılı
tabutuna bakarak sürekli gözyaşı dökerken,
sağlık görevlileri de sık sık anne Ayla Çiğa'nın
tansiyonunu ölçtü. Kız kardeşi Anacan
Çiğa'nın zaman zaman acıya dayanamayarak
feryat etmesi ise yürekleri dağladı.
Bu sırada konuşan anne Çiğa, "Çok lafım
var ama demeyeceğim. Sadece askere,
polise sahip çıkın. Başka bir şey
demeyeceğim. Allah yukarıda. Sadece tek
isteğim, dileğim, devlet askerine, polisine
sahip çıksın. Yine bir oğlum olsa bir daha
asker yaparım. Ne mutlu bana. Türkiye'den,
Mersin'den, herkesten Allah razı olsun, şu
çocuğumu şu mertebeye taşıdı ama oğlum
bunu hak etmedi. Sevindirmiyorum kimseyi.
O benim ilk oğlumdu, o benim
gözbebeğimdi. 20 günlük bebeğini bıraktı.
Türkiye, askerine, polisine sahip çıksın.
Herkes yataklarında rahat uyuyorsa,
bunların sayesinde yatıyoruz yataklarımızda"
dedi.
haber / Yalçın Taşlıalan
haber / Yalçın TAŞLIALAN
01 ŞUBAT 2016
Gül-Ay - Sayfa 2
HABERLER
Mersin'deki Kamu Hastaneleri
Yılda 7 Milyon Hastaya Bakıyor
Mersin Kamu Hastaneleri Birliği
Genel Sekreteri
Uzman Dr. Memnune Çamsarı,
745 uzman hekim, 184 pratisyen hekim,
147 diş hekimi ve bin 968 hemşire ile
Mersin genelinde bir yılda
muayene edilen
13 milyon hastadan yaklaşık
7 milyonuna
hizmet verdiklerini belirterek,
"Anamur, Mut ve
Gülnar dışında
hemşire ve doktor
eksiğimiz yok" dedi.
Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel
S e k r e t e r i U z m a n D r. M e m n u n e
Çamsarı, 745 uzman hekim, 184
pratisyen hekim, 147 diş hekimi, ve bin
968 hemşire ile Mersin genelinde bir yılda
muayene edilen 13 milyon hastadan yaklaşık 7
milyonuna hizmet verdiklerini belirterek,
"Anamur, Mut ve Gülnar dışında hemşire ve
doktor eksiğimiz yok" dedi.
Genel Sekreter Memnune Çamsarı, bir basın
toplantısı düzenleyerek, Mersin genelinde hizmet
veren kamuya bağlı sağlık kuruluşları ile 2015
yılında verilen hizmetler, 2016 yılında hizmete
girecek yatırımlar ve planlanan yatırımlar
hakkında bilgi verdi. Suphi Öner
Öğretmenevi'nde düzenlenen
toplantıya Genel Sekreterlik
yöneticileriyle birlikte gelen
Çamsarı, Genel Sekreterliğin, sağlık
sektöründe hizmet veren
hastanelerle Mersin'i kaliteli,
güvenilebilir, ulaşılabilir, güler yüzlü
sağlık hizmetiyle buluşturmak
amacında olduğunu kaydetti.
Mersin Kamu Hastaneleri Birliği
Genel Sekreterliği'ne bağlı 2'si Ağız
ve Diş Sağlığı Merkezi olmak üzere
merkez ve ilçelerde toplam 13
sağlık tesisi bulunduğu bilgisini
veren Çamsarı, bu sağlık
tesislerinde Mersin genelinde
tedavi ve muayene edilen
hastaların yüzde 50'sine
baktıklarını dile getirdi. Çamsarı, "Mersin
genelinde bir yılda muayene edilen 13 milyon
hastanın yaklaşık 7 milyonuna yakını Kamu
Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğimize bağlı
sağlık tesislerimizde hizmet almakta. 150 bin
civarında da yatan hastamız var. Yeterli uzman
hekime sahibiz. Anamur, Mut ve Gülnar dışında
hemşire ve doktor eksiğimiz yok" diye konuştu.
Mersin Devlet, Toros, Tarsus, Erdemli, Silifke,
Anamur, Mut, Gülnar, Bozyazı ve Aydıncık'ta
toplam 2 bin 180 yatak sayısının yanı sıra, Mersin
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde 75 ünit, Tarsus
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde de 28 ünitle
hizmet verdiklerini dile getiren Çamsarı, bu sağlık
kuruluşlarında 745 uzman hekim, 184 pratisyen
hekim, 147 diş hekimi, 40 eczacı, bin 968
hemşire, 951 ebe, bin 88 sağlık memuru, 245
sağlık teknikeri ve 143 biyolog, sosyal çalışmacı
ve diyetisyen olmak üzere toplam 5 bin 511
personel çalıştığı bilgisini verdi.
2015 yılında faaliyete geçirdikleri hizmetleri de
anlatan Çamsarı, bu kapsamda, Toros Devlet
H a s t a n e s i D i ya l i z Ü n i t e s i ' n i n 6 ya t a k l ı
kapasitesiyle Ocak ayında hizmete başladığını,
böylece Mersin genelinde 96 olan diyaliz ünitesi
sayının 104'e çıktığını, toplam takip ettikleri
yaklaşık 400 diyaliz hastası olduğunu ifade etti.
Ayrıca, Mersin Devlet Hastanesi'nde Serebral
Anjiyogram (DSA) beyin anjiyosu çalışmaları
başlatılarak inme hastalarının tanı ve tedavisinde
önemli bir ilerleme kaydedildiğini vurgulayan
Çamsarı, yine Mersin Devlet Hastanesi'nde bir ilk
olarak PET-CT ünitesinin hizmete açıldığını
belirtti.
Tarsus Devlet Hastanesi bünyesinde Palyatif
Bakım Merkezi 17 yatak kapasitesiyle Mayıs ayı
itibariyle hizmet vermeye başladığını aktaran
Çamsarı, bu hizmetin, sağlık hizmeti sunumunun
farklı bir boyutu olduğuna dikkat çekti. Çamsarı,
"Özellikle hastalığı tedavi edici yaklaşımların
tükendiği son dönem hastalara yönelik bir
uygulama. Yaşam süresini uzatmaktan çok, son
dönem hastalarda yaşamın kalitesini artırıcı
çalışmaların yapıldığı bir sağlık hizmeti. Özellikle
bu dönemdeki son dönem hastaları, kanser
hastalarının, yoğun bakım ihtiyaçları ve tedavileri
tamamlanmış hastaların palyatif bakımlarının,
ağrı, buna benzer semptomlar, hastalığın getirdiği
gerek manevi gerek maddi yıkımların en aza
indirilmeye çalışıldığı bir sağlık hizmeti sunumu.
Özellikle hastalara tıbbi, psikolojik, sosyal ve
manevi destek vermek, hasta yakınlarının ve
hastaların yaşam kalitelerini artırmanın
hedeflendiği bir sağlık hizmeti. Erdemli Devlet
Hastanesi bünyesinde de Palyatif Bakım Merkezi
12 yatak kapasitesiyle 15 Ocak 2015 tarihi
itibariyle hizmet vermeye başladı" ifadelerini
kullandı.
Tüm sağlık tesislerinde, Hasta Hizmetleri ve
Sağlık Otelciliği kapsamında ihtiyaç sahibi
hastalara pijama, terlik, diş fırçası ve diş macunu
verildiğinin de altını çizen Çamsarı, Erdemli,
Silifke ve Mut Devlet Hastaneleri'nde 'Anne Oteli'
uygulaması yaptıklarını söyleyerek, şöyle devam
etti: "Özellikle çocukların tedavisi sırasında
çocuklarına refakat eden annelerin ve diğer
kardeşlerin hastanedeki ikametleri sırasında
hastane içerisinde kalabilmelerine olanak
sağlayan bir uygulama. Bu kapsamda, 159 yataklı
Erdemli Devlet Hastanesi'nin 6 yatağı, 142 yataklı
Silifke Devlet Hastanesi'nin 5 yatağı ve 54 yataklı
Mut Devlet Hastanesi'nin 2 yatağı 'Anne Oteli'
kapsamında hizmet vermektedir.”
Tarsus Devlet Hastanesi'nde Türkiye Kamu
Hastaneleri Kurumu bünyesinde ayaktan
AMATEM'lerin ikincisi, ayaktan ÇEMATEM'lerin ilki
olma özelliği taşıyan merkezlerin 28 Aralık 2015
tarihinden itibaren hizmet vermeye başladığını
kaydeden Çamsarı, bu merkezlerin Mersin ve
çevresine çok büyük katkılar sağlayacağına vurgu
yaptı. Çamsarı, Mersin merkezde Yenişehir
Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan
AMATEM binasının da 55 yatak kapasitesiyle
2016'nın ilk aylarında hizmet vermeye
başlayacağını bildirdi.
Öte yandan, 75 yataklı Mut Devlet
Hastanesi'nin 17 milyon 400 bin TL yatırım bedeli
ile 30 yataklı Gülnar Devlet Hastanesi'nin de 10
milyon 593 bin TL yatırım bedeli ile
tamamlandığını ve her iki hastanenin önümüzdeki
günlerde hizmete gireceğini belirten Çamsarı,
yapımı devam eden yatırımlar hakkında da bilgi
verdi.
Merkez Toroslar ilçesi Korukent Mahallesi'nde
inşasına başlanan bin 250 yataklı MersinToroslar
Entegre Sağlık Kampüsü'nün yapımının devam
ettiğini dile getiren Çamsarı, 650 milyon TL yatırım
bedeli olan şehir hastanesinin yüzde 72'sinin
tamamlandığını söyledi. Hastanede 544 tek kişilik,
252 çift kişilik oda bulunduğunu ifade eden
Çamsarı, "Bunların 16'sı palyatif oda olacak.
Hastanede 53 ameliyathane, 30 diyaliz ünitesi, 10
yanık merkezi ve oldukça fazla yoğun bakım
ünitesi yer alacak.
Hastanemiz bir ana bina ile 450
yataklı Onkoloji, 450 yataklı KVC
artı Psikiyatri ve 350 yataklı Kadın
Doğum ve Çocuk Hastanesi olmak
üzere 3 ek binadan oluşuyor. Şu
anda hastane inşaatında 4 bin 500
işçi çalışıyor" şeklinde konuştu.
150 Yataklı Anamur Devlet
Hastanesi'nin de 33 milyon 200 bin
TL yatırım bedeli ile yapımının
devam ettiğini anlatan Çamsarı,
Erdemli Devlet Hastanesi Acil
Servisi'nin tadilat projesi ile Tarsus
Devlet Hastanesi genel
i k l i m l e n d i r m e p ro j e s i n i n i s e
tamamlanarak ihale sürecinin
başladığını bildirdi.
Önümüzdeki süreçte yapımı
planlanan yatırımlar hakkında da bilgi veren
Çamsarı, bunlar arasında yer alan 150 Yataklı
Mezitli Devlet Hastanesi için yeni arsa tahsisinin
yapıldığını ve kamulaştırma çalışmalarının devam
ettiğini belirtti. Ayrıca, aynı arsa üzerine 50 Ünitlik
Ağız Diş Sağlığı Merkezi yapılması için de karar
alındığını kaydeden Çamsarı, Mersin Devlet
Hastanesi'nin şehir hastanesinin
tamamlanmasının ardından buraya taşınacağını,
hastanenin mevcut arsası üzerine ise 300 yataklı
revize ek blok olarak yeni bir hastane yapılmasının
planlandığını dile getirdi. Çamsarı, Tarsus'a da 600
yataklı yeni bir devlet hastanesi yapılacağını,
arsasının hazır olduğunu ve ihale sürecinin devam
ettiğini sözlerine ekledi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
01 ŞUBAT 2016
GÜLNARLIM
Hepiniz bir gülsünüz
Hepiniz burda bir nar
Hep böyle olursanız
O zaman güler Gülnar.
Tarihi kültürüyle
Ad vermiş nar gülüyle
Doğasıyla yeliyle
Hakikaten sert Gülnar.
Bütünlüğe dikkat çek
Bayrağın göndere çek
Gülnar'ın çocukları
Gülnar'ını göğe çek.
Aşığın var sazın var
Geleceğe sözün var
Oğul, çocuk, kızın var
Önce vatan de Gülnar.
Çatı su alır oldu
Kalpler acıyla doldu
Türklüğüne ne oldu
Haykır Türküm ey Gülnar!
Siyaset yapma derler
Yazmasın mı kalemler?
Gelirleri çok düşük
Soran var mı ne yerler?
Ben canımı adadım
Gülnara geleceğe
Gülnar çok geri kaldı
Karşı gelin feleğe.
Köylüsü, şehirlisi
Evsiz ile evlisi
Her bir Gülnarlı için
Aynı bayrak sevgisi.
Ay yıldızın gölgesi
Bize yeterde artar
Adam olan, olmayanı
Terazi güzel tartar.
Gülnar'ın çocukları:
Ülkemizin tuğlası
Her biri vatansever
Kalıp, insan tuğrası.
Gülnarımın her ferdi
Ülke,mutluluk derdi
Aşığın şiirleriyle
Gülnar murada erdi.
Erdi mi?
GÜLNAR'IN AŞIĞI
BİLAL ŞAN
Gül-Ay - Sayfa 3
HABERLER
HABERLER
Hayali cihan değen, anılar vardır.
Anarsın donarsın, anar yanarsın
Ne kadar da çabuk geçmiş seneler
Anılara vursan bin yıl sanırsın.
GÜL'e Doğru
Ahmet SARI
Eğitim Uzmanı
“Her kim ilim öğrenmek için evinden çıkarsa yerde ve denizde olan
tüm mahlûkat onun için istiğfar ederler.” Hadis-i Şerif
Gülnar Lisesinin ortaokul
kısmına kayıt olmuştu. O
yıllarda ortaokul ve lise
öğrencileri Bakımcı (Orman
Muhafaza Memuru, yine o yıllarda
vatandaşın tanıdığı tek üniformalı
memur.) şapkasına benzer bir şapka
giyerlerdi. Ancak, henüz okul kıyafeti
tam alamadığından başı açık şekilde
okula gidip geliyordu. Şapkası olmayan
birkaç öğrenci daha vardı. Okul yeni
açıldığı için bir şey dedikleri yoktu.
Okullar başlayalı bir hafta olmuştu.
Derste kapı çaldı. Gelen nöbetçi
öğrenciydi. Öğretmenden izin alarak,
bir numara okudu ve o numaralı
öğrencinin bu sınıfta olup olmadığını
s o r d u . O k u n a n n u m a ra , k e n d i
numarası idi. Ayağa kalktı “benim”
dedi. Nöbetçi öğrenci “Öğretmenim,
müdür bey acele bu arkadaşı çağırıyor”
dedi. Öğretmen başı ile çık işareti
yaptı. Herkesin kendisine baktığını
hisseti. Endişe içerisinde çıktı.
Müdürün odasına vardılar. Müdür, uzun
boylu, çatık kaşlı birisi idi. Adımı ve
köyümü sordu. “Aksu Öğretmen
Okulunu kazanmışsın seni onun için
çağırdım” dedi. Bir zarf uzatarak;
“yapmanız gerekenler zarfın içinde
yazıyor on gün vaktiniz var, babanı
çağır hemen evrakları tamamlayıp
gidin” deyince “benim babam yok” diye
cevap verdi. “Öyleyse anneni çağır,
seni tebrik ederim.” diyerek gönderdi.
Eşyalarını almak için sınıfa gitti.
Öğretmenin sorusu üzerine “Öğretmen
Okulunu kazanmışım, ben gideceğim”
deyince, öğretmen zarfı aldı, “Aferin
hem de asıldan kazanmışsın, seni
kutluyorum dedi. Sınıfta bir hayret
uğultusu oldu. Sıradan kitaplarını
toplarken içini bir hüzün kapladı. Bir
haftalık da olsa arkadaşlardan
ayrılması zoruna gidiyordu. Kapıdan
çıkarken, öğrencilerden birisinin
“Kimden torpilli kim bilir. Torpili
olmayanlar kazanamaz” dediğini
duydu. Bir anda içindeki ayrılış
üzüntüsü yok oldu. “Ne torpili…” dedi
içinden. Koşarak annesine gitti.
Annesi ve tüm ailesi çok sevindiler.
Nüfus idaresinden falan işlemler
tamamlandı. İstenen “mandolin”
Mersin'den getirtildi. Böyle bir müzik
aletini ilk defa görüyordu. Ancak.
Noterden tasdikli kefalet senedine kefil
olacak bir memur olmadığı için
yapılamıyordu. Sülalelerinde hiç
memur yoktu. Nüfus müdürü kendi
köylüleri idi. Durumu bildiği halde “ben
olayım” demediğinden, annesi de O'na
“olur musun?” dememişti. İki gün
kimse bulunamamıştı. Annesi çılgına
dönmüştü.
Nerdeyse bunalım geçirecekti.
Durumu öğrenen, liseden ağabeyinin
bir öğretmeni, “Ben olurum” diyerek
gelmiş kefalet senedini imzalamış ve
mesele çözülmüştü. Şimdi adını bile
hatırlayamadığı bu güzel insana, hep
dualar ediyordu.
Annesi davarlardan birini sattı.
“Haydi oğlum üstüne başına bir şeyler
alalım” dedi. Pantolon, gömlek ve
ceketi aldıktan sonra, “Babanın
alışveriş yaptığı Kunduracı İbrahim'den
de ayakkabını alalım” diyerek bir
ayakkabıcı dükkânına girdiler. Annesi
“Dora” olsun dedi. Ayağına göre bir
“Dora” ayakkabı aldılar. İyi sevindi.
Ayağında ayakkabı olduğunu
hissediyordu. Sanki boyu uzamıştı.
Kenarları daha kalın ve daha sertti.
Topuklarına biraz sürtüyordu ama alışır
diye düşündü.
Her şey tamamdı. Bu sefer de,
Antalya'ya götürüp okula
kaydettirecek bir büyük adam
bulunamıyordu. Askerden yeni gelmiş
eniştesi vardı ama o da ikircikli
davranıyor, “götürürüm” demiyordu.
Annesi yine bunalmıştı. “Sahipsizliğin
gözü kör olsun” diyordu. Annesine,
“Ben kendim giderim anne” dedi.
Annesi, küçücük omuzlarından
tutarak, “Gidebilir misin oğlum” dedi
bir ümitle. “Giderim anne, imtihana
gittiğimiz okul, ben oraya kendim
giderim” dedi. Annesi rahatlamıştı. O
da, büyük bir adam gibi hisseti kendini.
Annesi kucakladı, öptü, hıçkıra hıçkıra
ağladı. Dualar etti. Varır varmaz
mektup yazmasını tembih etti. İçinden
ağlamak geliyordu ama, ağlarsa
annesi daha çok ağlardı. Hem de
büyük adam olmuştu. Ağlamadı.
Annesi, Anamur minibüsünün sahibine
“Anamur'a varınca bu çocuğu Antalya
otobüsüne bindiriver” diye adeta
yalvararak yolcu etti. Minibüs hareket
edince annesine gülerek el salladı ama
annesi görünmez olunca kendini
tutamadı, başladı ağlamaya. Ağladı,
ağladı, ağladı. Yolcular teselli etmeye,
moral vermeye çalıştılarsa da O, uzun
“DORA”
süre ağladı. Kocaman bir valizi vardı.
Mandolin valize sığmadığından bez bir
kılıfın içinde elindeydi.
Antalya'da otobüsten indiğinde,
mandolini, Anamur' da otobüs
beklediği yerde unuttuğunu fark etti.
Kayıtta istenen bir şart olduğundan,
vitrinlere baka baka mandolin satan bir
yer buldu. Durumu anlattı. Mandolinin
fiyatını sordu. “Yirmi lira amma, sana
on yedi olsun” dedi adam. Mandolini
verirken adamın ayaklarına bakışı
dikkatini çekti. Ayağındaki “Dora”nın
fark edilmesi hoşuna gitmişti.
Aksu minibüslerine binerek okula
geldi. Kayıt yaptırışını bir başka yazıda
anlatalım inşallah. Biz “Dora”nın
hikâyesine geçelim. Kaydı yaptırdıktan
sonra okulun bahçesine çıktı. Gözlerine
inanamadı.
Bütün öğrencilerin ayağında
kundura ayakkabı vardı. “Bunların
hepsi zengin miymiş” diye geçirdi
içinden. Kiminle tanışsa, önce ayağına
bakıyorlardı. Koca okulda lastik
ayakkabı giyen bir tek kendisiydi.
İhtiyaç olmadan okul bahçesine
çıkmaz oldu. Sınıfta ayaklarını sıranın
içinden çıkarmamaya dikkat ediyordu.
Ayakkabısı yeni olanlar ayaklarını,
neredeyse koridora uzatıyorlardı.
Zaten “Dora”nın kenarları topuklarını
yara etmişti. Ökçesinin al tına,
ayakkabının içine, karton koyup
ayaklarını yükselterek topuklarını
korumaya çalışıyordu. Mandolin satan
adamın, ayaklarına niye dikkatli
baktığının anlamını şimdi daha iyi
anlıyordu.
Okul başlayalı yaklaşık bir ay kadar
olmuştu. Müdür Yardımcısı olarak
kendisini okula kayıt yapan ve Sosyal
Bilgiler dersine giren Oktay ERTEKİN,
“ G e l b e n i m l e ” d i ye re k , o k u l u n
kunduracılarının olduğu atölyeye
götürdü. Okulun kadrolu kundura
ustaları vardı ve öğrencilerin
ayakkabılarını onlar dikerdi. “Hazırdaki
ayakkabılardan şu yiğide bir ayakkabı
verin bakalım” dedi. “Yiğit” demesi
hoşuma gitmişti. Zaten Oktay Bey
Hocam hep güzel sözler söylerdi.
Ayağına göre bir ayakkabı giyerken
ustaların sorularına göre kendisini
tanıttı. Ustanın biri “Hocam bu
öğrenciye, herkese verilirken bir daha
verelim, benden olsun” dedi. Oktay
Hoca, “Tamam” dedi. “Oğlum artık bu
ayakkabıyı giy, lastik ayakkabıyı
dolabına koy, gittiğinde köyde
giyersin” diyerek Onu yatakhaneye
gönderdi. S evinçten uçuyordu.
Koşarak yatakhaneye vardı. İlk işi
elindeki “Dora”yı çöp kutusuna atmak
oldu… “Meğer senin değerin
köydeymiş…”
Selam ve dua ile……
01 ŞUBAT 2016
HABERLER
HABERLER
Gül-Ay - Sayfa 4
Almanya Ekonomik İşbirliği ve
Çukurova Kalkınma Ajansı
Kalkınma Bakanı Müller, Mersin'de
Bozyazı'da
A l m a nya E ko n o m i k İ ş b i r l i ğ i v e
Kalkınma Bakanı Gerd Müller'in
konuşması Mersin Valisi Özdemir
Çakacak'ın konuşması Genel görüntü
Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı
Gerd Müller, Suriye'deki iç savaşla ilgili, "Kadınlar,
çocuklar kaçış yolu ararken, botlara binmiş halde
denizlerde boğulmamalı. Bu facianın sona ermesi
gerekiyor. İnsanların yaşamları için, daha iyi bir
hayat, yeni imkanlar sunulması gerekiyor. Bunun
için de tabi ilk başta savaşın bitmesi gerekiyor"
dedi.
Çeşitli programlara katılmak üzere
Mersin'e gelen Müller, beraberindeki UNICEF
Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle ve Milli
Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük
ile kentteki Suriyeli çocuklar için açılan geçici
eğitim merkezlerini gezdi.
Daha sonra Vali Özdemir Çakacak'ı
makamında ziyaret eden Müller, yaptığı
konuşmada, Türkiye ile Almanya arasında çok
derin dostluk bağlarının olduğunu, geçtiğimiz
günlerde de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
ülkesinde çeşitli ziyaretlerde bulunduğunu
anımsatarak, ziyarette bundan sonraki ilişkilere
dair görüşmeler yapıldığını aktardı.
İki ülke arasındaki ekonomik
ilişkileri daha da geliştirmeyi ve
derinleştirmeyi arzu ettiklerini anlatan
Müller, Mersin'in de ekonomik anlamda bu iş
birliğinde önemli bir yer tutacağını söyledi.
Müller, bugün, Suriye'de yaşanan savaş
nedeniyle oluşan mül teci sorununu
konuşmak ve değerlendirmek için kente
geldiğini, Mersin'in ve Türkiye'nin de
Suriyelileri sahiplendiğini ifade etti.
Çocukların bir bedel ödememesini istediklerinin
altını çizen Müller, "Bu vesileyle Türk hükümetine
yaptıkları katkılardan, üstlendikleri görevlerden
dolayı teşekkür ediyorum. UNICEF'e de teşekkür
ediyorum. Amacımız burada bütün çocukların
okulda eğitim imkanını bulmasını sağlamak.
Ağırlıklı olarak da bu konudaki iş birliğini bu
ziyaret vesilesiyle değerlendirmeyi amaçlıyorum"
dedi.
M ü l l e r, U N I C E F ' i n v e r i l e r i n e g ö r e ,
Türkiye'de 350 bin civarındaki Suriyeli çocuğun
henüz okula gidemediğini kaydederek, okul ve
eğitim imkanı sağlamanın çok önemli bir görev
olduğunu, bu konuda Türkiye'yi tek başına
bırakmak istemediklerini, destek vererek, bu
çocukların da eğitim almasını sağlamayı
amaçladıkları dile getirdi.
Bunu sağlamak için okul binaları inşa
edilmesi, öğretmenlerin eğitilmesi gibi katkılarla
Türkiye'nin yanında yer almak istediklerini
bildiren Müller, Suriyelilere yönelik mesleki eğitim
alanında da iş birliğini sürdürmeyi hedeflediklerini
belirtti.
Müller, bu konuların, Türk ve Alman
hükümetlerinin geçtiğimiz günlerde Berlin'de
yaptığı görüşmelerde de değerlendirildiğini
hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Kadınlar, çocuklar kaçış yolu ararken,
botlara binmiş halde denizlerde boğulmamalı. Bu
facianın sona ermesi gerekiyor. İnsanların
yaşamları için, daha iyi bir hayat, yeni imkanlar
sunulması gerekiyor. Bunun için de tabi ilk başta
savaşın bitmesi gerekiyor. O savaşı bitirmeliyiz.
Burada Avrupa topluluğuna, dünya topluluğuna
büyük görevler düşüyor. Türkiye'ye gelmeden
önce Ürdün'ü ziyaret ettim. Lübnan'daki şartlar
da farklı değil. Yarın da Irak'a geçeceğim. Orada
da milyonlarca insan savaştan kaçmış durumda,
feci şartlarda yaşama imkanı içerisinde. Tüm bu
insanlara yardım etmeliyiz. Tabi ilk olarak
silahların susması gerekiyor. Silahlar susmadığı
takdirde bu insanlara ülkelerine dönme ve kendi
ülkelerinde yaşamlarını tekrar kurma imkanı
vermemiz çok zor. Biliyorum Türkiye ve Mersin bu
insanları kucakladı. Türk insanı da burada Türk
devletinin yanında yer aldı. Bu yüzden Almanya
olarak da gösterilen ilgiden dolayı Türk tarafın bir
kez daha teşekkür ederiz.”
Londra'da önümüzdeki hafta mültecilerle
ilgili taraf olanların katılacağı bir toplantı
düzenleneceğini kaydeden Müller, "Bütün bu
katılımcıların toplantı sırasında Türkiye'nin
yanında olduğunu ifade etmelerini biz Almanya
olarak bekliyoruz çünkü bu insani sorumluluğu
herkesin üstlenmesi gerekiyor. Yoksa başka bir
şekilde bununla baş edilmesi mümkün değil"
dedi.
Vali Özdemir Çakacak ise Suriye olayının
bütün Avrupa'nın, dünyanın hatta tüm insanlığın
konusu olduğunu vurgulayarak, iç savaş
nedeniyle milyonlarca kişinin komşu ülkelere göç
ettiğini, Türkiye'nin de 2,5 milyon civarında
Suriyeli'ye ev sahipliği yaptığını anlattı.
Türk halkının 2,5 milyon kişiye kapılarını
açtığını dile getiren Çakacak, "Biz evlerimizi
açtığımız misafirlerimize aynı zamanda
kardeşimiz de diyoruz. Biz misafir kelimesini
kullanıyoruz çünkü misafirin bizim kültürümüzde
çok ayrı bir yeri vardır. En fakir köyümüzde, en
fakir aileye bir misafir gittiği zaman, kapıyı çalıp
'Ben tanrı misafiriyim' dediğinde o ev sahibi
önündeki yemeği misafirine ikram eder. Biz bu
a n l ay ı ş l a s a h i p l e n d i k S u r i ye l i l e r i " d i ye
konuştu.Çakacak, Mersin'de de 155 bin kayıtlı
Suriyeli olduğunu, tüm ihtiyaçlarının karşılanması
için çaba sarf edildiğini ve tüm çocukların da
eğitime alınmasını istediklerini bildirdi.
Suriye'nin tüm dünyanın konusu olduğunu
aktaran Çakacak, "Biz Türkiye olarak 5 yıldır bu
sorunla karşı karşıyayız. Ama tabi bazı devletler
belki Avrupa'ya mülteci akını dolayısıyla bu
sorunu yeni görmüş de olabilir" ifadesini kullandı.
Çakacak, savaşın bir an önce bitip, insanların
ülkelerine dönmelerini arzu ettiklerini sözlerine
ekledi.
Haber / Ayşe AY
2016 Desteklerini Anlattı
Mersin'in Bozyazı ilçesinde Çukurova
Kalkınma Ajansı (ÇKA) uzmanları, 2016 Mali
Destek Programları hakkında bilgilendirme
toplantısı yaptı.
Bozyazı Müftülüğü Konferans Salonu'nda ÇKA
uzmanları Türker Dölekoğlu ve Dilşad Türtük Yünsel
tarafından gerçekleştirilen toplantıya, Bozyazı
Kaymakamı Suat Yıldız, Bozyazı Esnaf ve Sanatkarlar
Odası Başkanı Alattin Yaşar, kurum amirleri, siyasi
parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Slayt gösterisi eşliğinde sunum yapan ÇKA
Uzmanı Türker Dölekoğlu, Mikro İşletmelerde
Kurumsallaşma ve Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Mali
Destek Programı'nın amacının, bölgedeki mikro ölçekli
işletmelerin kurumsallaşma, ürün geliştirme ve
çeşitlendirme yoluyla rekabet gücünün arttırılması
olduğunu söyledi.
Dölekoğlu, amaç doğrultusunda mikro
işletmelerin kurumsallaşma düzeyi, ihracat,
pazarlama, kalite standartlarının arttırılması ve mikro
işletmelerin ürün, süreç ya da pazarlama yeniliği, ürün
geliştirme, ürün çeşitlendirme olanaklarının artırılması
amacıyla öncelik alanlarında hazırlanan projelere
toplam 7 milyon TL hibe verileceğini ifade etti.
Bu program kapsamında gıda, içecek, kimya,
plastik, tekstil, hazır giyim, makine metal işleri, metalik
olmayan mineral ürünler, ayakkabıcılık, materyallerin
geri kazanımı, mobilya imalatı, lojistik, turizm amaçlı
asli konaklama tesisleri ve bilişim sektörlerinin
destekleneceğini dile getiren Dölekoğlu, bu sektörlerin
öncelik alanlarını da 2 kısma ayırdıklarını anlattı.
Dölekoğlu, birinci öncelikli alanın mikro işletmelerin
kurumsallaşma düzeyi, ihracat, pazarlama ve kalite
standartlarının arttırılması, ikinci öncelikli alanın ise
mikro işletmelerin ürün, süreç ya da pazarlama
yeniliği, ürün geliştirme, ürün çeşitlendirme
olanaklarının artırılması olarak belirlendiğini kaydetti.
Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması
amacıyla proje değerlendirme sürecinde ikinci
derecede gelişmiş ilçelerde uygulanacak projelere artı
3 puan, üçüncü ve dördündü derece gelişmiş ilçelerde
uygulanacak projelere artı 6 puan verileceğini bildiren
Dölekoğlu, Bozyazı ilçesindeki projelere de artı 6 puan
verileceğini söyledi.
ÇKA tarafından projelere verilecek desteklerin
asgari 25 bin lira, azami 250 bin lira olacağını, 10
kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış
hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir
milyon lirayı aşmayan işletmelerin 'Mikro İşletme'
olduğunu belirten Dölekoğlu, "2016 Yılı Proje Teklif
Çağrısı 13 Ocak 2016 tarihinde başladı. Elektronik
ortamda son başvuru tarihi 8 Nisan 2016, evrak teslim
tarihi ise 15 Nisan 2016'dır. Bu tarihten sonra yapılacak
hiçbir başvuru kabul edilmeyecektir. Proje Hazırlama
Eğitimleri de 4-19 Şubat 2016 tarihleri arasında
yapılacaktır. Herkes katılabilir" diye konuştu.
Daha sonra uzmanlar katılımcıların sorularını
yanıtladı. Kaymakam Yıldız, toplantı sonrası
bilgilendirmeden dolayı ÇKA uzmanlarına teşekkür
etti.
Haber / Ayşe AY
01 ŞUBAT 2016
Resmi İlanlar www.bik.gov.tr.’de
Gül-Ay Sayfa 5
HABERLER
HABERLER
Matbaamız Maliye Anlaşmalı
Tek Matbaadır.
niz
e
ş
a
ır.
z
a
H
K İşi
a
d im
a
ik Biz
k
a şe
D
Ka
10
z
i
m
01 ŞUBAT 2016
HABERLER
HABERLER
Strese ve Kas Yorgunluğuna Karşı Kestane
Kestanenin insan
sağlığı için birçok
faydası olduğunu
anlatan Beslenme ve
Diyet Uzmanı Esra
Kula, strese ve kas
yorgunluğuna karşı kestane
tüketilmesini önerdi.
Soğuk kış günlerinin
vazgeçilmez yemişlerinden biri
hiç kuşkusuz kestane. Kestane
genelde haşlanarak ya da
mangalda ya da soba üzerinde
pişirilerek tüketiliyor. Kestanenin
lezzetli olduğu kadar potasyum,
magnezyum gibi önemli minerallerle birlikte
vitamin içeriği de zengin olduğu ve sağlığa
birçok faydası olduğu belirtildi.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Kula,
kestanenin faydaları hakkında bilgi verdi.
Kestanenin stresin zararlı etkilerini azalttığına
işaret eden Esra Kula, kestanenin yararlarını
şöyle anlattı: "Yeşil salataların içine 100 gram
haşlanmış kestane ilave edin. Yeşilliklerden
gelen C vitamini kestaneden gelen potasyum
ve nişasta ile birleşerek, stresin vücutta neden
olduğu zararlı etkileri gideriyor ve zindelik
veriyor. 100 gramında 1 orta boy Anamur
muzundan daha fazla potasyum içeriyor.
Kestanenin içeriğinde bulunan potasyum
tansiyon üzerinde de düşürücü etki sağlıyor ve
kas yorgunluğunu gideriyor. 1 fincan hatmi
çiçeği ile birlikte 1 avuç kestane yiyerek
tansiyonunuzu düşürmeye yardımcı
olabilirsiniz. Hatmi çiçeğinin idrar söktürücü
özelliği bulunuyor ve kestane de potasyum
içeriği sayesinde tansiyon düşürmeye veya
dengelemeye yardımcı olabiliyor. Kestane
sağlıklı içeriği ile tercih edebileceğiniz
atıştırmalıklar arasında yer alıyor. Yağlı, şekerli,
unlu atıştırmalıklar yerine 3 -4 orta boy kestane
yanında 1 fincan elma tarçın çayı ile tok tutan
düşük kalorili ve lifli bir ara öğün tercih
edebilirsiniz. Özellikle fazla enerji harcayanlar ya
da spor yapanlar için kestane önerilen yiyecekler
arasında yer alıyor. Kestanenin çok düşük yağ
içeriğine rağmen nişasta içeriği yüksek. Spor
sonrası 1 bardak süt veya yoğurtla beraber
yiyeceğiniz 100 gram kestane kas yorgunluğunuzu
alıyor ve enerji veriyor.”
Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Kula,
kestanenin çocuklara enerji verdiğini anlatarak,
"Çocuklarınıza sağlıklı bir öğün alternatifi sunmak
istiyorsanız kestane tercih edebileceğiniz
alternatifler arasında yer alıyor. Kahvaltıda ya da
ara öğünlerde balla kestane, süt ve balı karıştırarak
hem lezzetli hem de sağlıklı bir menü
hazırlayabilirsiniz. Bu yiyecek çocuğunuza enerji,
vitamin ve mineral sağlıyor. Kestane, liften zengin
yapısı sayesinde ishal ve kabızlık gibi bağırsak
d ü ze n s i z l i k l e r i n i ö n l ü yo r ve b a ğ ı ş ı k l ı ğ ı n
kuvvetlenmesini destekliyor. Günde 1 bardak
kefirle birlikte yiyeceğiniz 1 avuç kestane bağırsak
florasının düzenlenmesine yardımcı oluyor." dedi.
" Ke s t a n e e n e r j i d e ğ e r i o l d u k ç a y ü k s e k
yiyeceklerden biri" diyen Esra Kula, şu uyarıda
bulundu: "Öyle ki 100 gramı yaklaşık 3 dilim
ekmeğe eş değer. Dolayısıyla kilo fazlalığı olanların
ve diyabet hastalarının kestane tüketirken dikkatli
olmaları gerekiyor. Ayrıca yüksek potasyum içeriği
nedeniyle böbrek hastaları kestane tüketmemeli."
Haber / Ayşe AY
Gül-Ay - Sayfa 6
Kültür haftası hazırlıklarına devam
Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut,
Uluslararası Kültür Haftası'nı bu yıl 20-26
Mayıs tarihleri arasında kutlamayı
planladıklarını söyledi.
Turgut, bu yıl 43'üncüsü gerçekleştirilecek olan
Uluslararası Silifke Kültür Haftası'yla ilgili düzenlediği
basın toplantısıanda, festivalin daha geniş kapsamlı
olması için her kesimden vatandaşın görüş ve
fikirlerinin alınarak değerlendirileceğini kaydetti.
Yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Turgut,
şöyle konuştu:"Kültür haftamızı bu yıl yine 20-26 Mayıs
tarihleri arasında kutlamayı planlıyoruz. Fakat
önümüzdeki yıl öğrencilerin ve yazlıkçıların tatillerini de
göz önünde bulundurursak bu tarihlerin değiştirilerek
ileriye alınması ve festival isminin 'Müzik ve Folklor
Festivali' olarak yeniden değiştirilmesi için çalışmak
lazım. Bunun yanında festival kapsamında kurulan
çadırlarla ilgili düzenlemeler getirdik. Kıl çadırların
yöremize özgü eşyalarla kurulmasını talep edeceğiz.
Çadırlarımızda ki müzik konusunda yöremizin kullandığı
müzik aletleri kullanılıp, açıkta hiçbir içecek
satılamayacak ve yöremizin dışındaki hiçbir meyve ve
sebze satışına izin verilmeyecek.”
Kortej geçişlerini Göksu Parkı Meydanı'nda yapmayı
düşündüklerini vurgulayan Turgut, festival haftasına
kadar taş heykel sempozyumu yapmayı planladıklarını
aktardı. Turgut, hafta boyunca devam edecek olan
etkinliklerle ilgili hazırlıkların sürdüğünü sözlerine
ekledi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Türkeş'ten "Asrın Projesi" Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul
Türkeş, Asrın Projesi olarak
nitelendirilen KKTC Su Temin Projesi
kapsamında İsrail'e su transferi
konusundaki sözlerinin kimi medya kuruluşlarınca
saptırılarak olduğundan farklı bir şekilde
kamuoyuna aksettirildiğini açıkladı.
17 Ekim 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep
Ta y y i p E r d o ğ a n v e B a ş b a k a n A h m e t
Davutoğlu'nun katılımıyla açılışı yapılan KKTC Su
Temin Projesine ilişkin yazılı açıklama
yaptı. Başbakan Yardımcısı Türkeş,
Kıbrıs konusundaki gelişmelerin ele
alındığı 8. Büyükelçiler Konferansında
yaptığı konuşmayı hatırlattı.
T ü r ke ş , 1 3 O c a k ' t a ya p t ı ğ ı
konuşmada, Kıbrıs Türklerinin
refahına yönelik Türkiye'nin iyi
niyetle, büyük bir fedakarlıkla
yürüttüğü çalışmalara ilişkin
eleştirilere verdiği yanıtın kimi medya
kuruluşlarınca saptırılarak,
o l d u ğ u n d a n fa r k l ı b i r ş e k i l d e
kamuoyuna aksettirildiğini belirtti.
Bugüne kadar Türkiye'nin
imkanlarıyla finanse edilerek 1,6 milyar TL kaynak
aktarılan projeyle KKTC'nin 50 yıllık su ihtiyacının
karşılanmasının yanı sıra yılda 75 milyon metreküp
suyun KKTC'ye ulaştırılmasının planlandığını
vurgulayan Türkeş, "Su Temin Projesi, Ada'da
siyasi, ekonomik ve sosyal izolasyonlara maruz
kalan Kıbrıs Türklerinin refahı, su ve elektrik
ihtiyacının karşılanması için ülkemizin
hassasiyetinin önemli bir göstergesidir" dedi.
KKTC dışında bir yere su verilmesine yönelik bir
hazırlık veya çalışmanın bulunmadığını hatırlatan
Türkeş, şunları kaydetti:
" A n ı l a n k o n f e ra n s s o n ra s ı n d a , b a s ı n
mensuplarının İsrail'e su transferi konusundaki
soruları karşısında konuya açıklık getirerek, suyun
Kıbrıs Türklerine verileceğini, bu konuda KKTC
dışında bir talep vuku bulursa bunun
görüşülebileceğini, Kıbrıs'tan İsrail'e boru hattı
döşenmesinin düşünülmüş ve planlanmış bir
çalışma olmadığını, bu konuda
iletilmiş bir talebin söz konusu
olmadığını ifade etmeme rağmen,
kimi yayın organları konferanstaki
ifadelerimi saptırmaya
çalışmaktadır. Gerek dışarıdan
gerek içeriden sürdürülen
engelleme çabaları ve aleyhte
propagandalara karşın bahse konu
proje planlandığı şekilde devam
etmekte ve KKTC vatandaşlarının
refahı için her türlü destek ve katkı
sağlanmaya devam edilmektedir.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
01 ŞUBAT 2016
Gül-Ay - Sayfa 7
HABERLER
HABERLER
Mezitli'de Jacaranda Korulukları Artıyor
Mezitli Belediyesi, ilçeyi jacaranda
ağaçlarıyla bezeme yolunda bir adım
daha attı. Belediye ve Mersin Orta
Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
Mezunları Derneği, jacaranda ağaçlarından
oluşan bir koruluk oluşturdu. Koruluğa, Ankara
katliamında yaşamını yitiren 103 kişi anısına
bir Barış Anıtı da dikildi.
"Daha Yeşil Mezitli" yapmak adına
oluşturulan koruluklara bir yenisi daha eklendi.
ODTÜ Mezunlar Derneği üyeleri, Mezitli
Belediyesi'nin tahsis ettiği alana jacaranda
ağaçlarından koruluk oluşturdu. Koruluğun
açılışı, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan,
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Mersin
ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Kadriye Girgeç ve dernek üyelerinin
katılımıyla yapıldı.
Açılışta konuşan Milletvekili Atıcı, Mezitli
Belediyesi'nin yaptığı bu çalışmaların Mezitli'ye
kimlik kazandırdığını belirtti. Doğayla
koruluklarla Mezitli'ye bir kimlik
kazandırıldığını vurgulayan Atıcı, "Mezitlililer,
Mezitlili olma duygusunu, aidiyet duygusunu
yaşıyorlar. Bunun için çok mutluyum. Ben de
Mezitli'de yaşıyorum. Kendimi mutlu
hissediyorum. Burası, insanların kardeşçe kol
kola yaşadığı, yeşerdiği bir yer. Doğanın
yeşermesine destek veren tüm sivil toplum
örgütleri burada diyorlar ki, 'Ne olursa olsun,
biz insanlığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ankara
Garı önünde sadece barış istedikleri için,
sadece daha fazla özgürlük istedikleri için
katledilen canlarımıza da sahip çıkacağız.
Onlar bizim onurumuzdur'. Benim bu törenden
anladığım bu" dedi.
Başkan Tarhan ise ODTÜ Mezunları
Derneği'nin yaptırdığı bu koruluğun çocuklara
daha yeşil bir Mezitli bırakmak adına önemli
olduğunu söyledi. Jacaranda Koruluğu
projesinin uzun süredir devam ettiğini dile
getiren Tarhan, "Her boş bulduğumuz yeşil alana
kurumlar ve kişilerin jacaranda ağacı dikmesi
için yer temin ediyorduk. O alanlardan birisi de
burası. Daha önce burayı İçel Soroptimist
Kulübü, Lionslar, Mersin Barosu, bölüm bölüm
ağaçlandırdı. Son olarak ODTÜ Mezunları
Derneği'yle burayı doldurmuş oluyoruz. Her
sonbahar ve ilkbaharda burası mor çiçek açan bir
alan olacak. Daha sonra gezinti yollarını, oturma
alanlarını da yapacağız. ODTÜ'lü arkadaşlarımız
Ankara'da barış adına hiçbir suçu olmadan
katledilen 102 kişinin adına buraya bir Barış Anıtı'
da dikti. Onların da simgesi olacak burada, onları
her zaman anacağız" diye konuştu.
Yakın bir zamanda Belediye Meclisi'nde
alacakları kararla bir parka İnsan Hakları Parkı
adını vereceklerini bildiren Tarhan,"ODTÜ'lüler
bilimsel anlamda yaptıkları başarılarına, burada
koru açılışıyla da yenisini eklediler, bize destek
oldular. Böylesine bir anıt yaptırmak son derece
anlamlı" ifadelerini kullandı.
Dernek Başkanı Girgeç de derneklerinin
60. yıl kutlamaları çerçevesinde Mezitli'de
yapılan bu koruluğu oluşturduklarını kaydetti.
Girgeç, "60. yıl koruluğumuzun açılış günü aynı
zamanda ülkemizin en verimli ve güçlü
kalemlerinden Uğur Mumcu'nun katledilişinin
yıldönümüne denk geliyor. Büyük ustayı sevgi ve
saygıyla anıyoruz. Bizler ODTÜ'lüyüz. ODTÜ'lü
hiçbir sınırı, sınırlamayı kabul etmez. Özgür
düşünür, düşüncelerini özgürce ifade eder. Bizi
ODTÜ'lü yapan ODTÜ'nün başarma ve fark
yaratma kültürüdür. ODTÜ'lü ülkenin ve
dünyanın sorunları ile ilgilenir, çözüm arar. İşte
ODTÜ ruhu budur" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından beyaz güvercinler
uçurularak koruluğun açılışı gerçekleştirildi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Erdemli'de narenciye
bahçeleri dondu
Erdemli İlçesi'nde geçen hafta meydana
gelen dolu yağışı ve soğuk hava narenciye
bahçelerinde zarara neden oldu.
Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği
(MERTUB) Başkanı Ahmet Dursen Şahin, Tarım
Sigortaları Havuzu (TARSİM) görevlileri ile birlikte
narenciye bahçelerinde inceleme yaptı. Çeşmeli,
Arpaç ve Tömük mahallelerinde yapılan
incelemelerde dolu ve soğuk hava nedeniyle yüzde 30
oranında zarar meydana geldiği belirlendi.
Bir açıklama yapan MERDUB Başkanı Şahin,
çiftçilerin çoğunun sigortası olmaması nedeni ile güç
durumda kaldığını söyledi. Sigortası olanların da prim
ödemesine rağmen zararının karşılanmadığından
yakındığını anlatan Şahin şunları söyledi:
“Bahçelerde belirlenen zararın tümünü TARSİM
ödemiyor. Belirli bir miktarını ödüyor. Ama biz
TARSİM'e ödenmesi gereken primin hepsini
ödüyoruz. 'Prim ödenirken hepsini öde ama
sigortadan para almak için bir kısmını versinler' Bu
böyle olmamalıdır. Bu düzenlemeler artık bir an önce
değişmeli. Çiftçinin zararının hepsinin karşılanması
gerekmektedir. Zararlar tam karşılanırsa çiftçi de
kendini güvende hissederek sigortasını yapar."
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Zayii
Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Eğitim Yüksekokulundan
9062 okul no ile 16/09/1987 tarihinde almış olduğum diplomamı
kaybettim. Hükümsüzdür.
Mehmet ATEŞ
KONGRE İLANI
Aydıncık Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneğinin 2014-2015 yılı olağan genel kurul
toplantısı 29/02/2016 günü saat: 14:00'da dernek binasında aşağıdaki gündem maddeleri
görüşülmek üzere toplanacaktır. Şayet çoğunluk sağlanamadığı taktirde 18/03/2016 günü aynı yer
ve saatte genel kurul toplantısı yapılacaktır.
GÜNDEM
1- Açılış ve yoklama
2-Divan Teşekkülü ( 1 Dv. Bşk. 1Dv. Bşk. yar. 2 Katip)
3-Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunması
4-Yönetim ve Denetim kurulu yıllık faaliyet raporunun okunması ve ayrı ayrı ibrası
5-2014 -2015 yılı kesin hesap özetinin okunması ve ibrası
6-2016-2017 yılı tahmini bütçenin okunması ve ibrası
7-Yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin başkan adaylarının liste hazırlaması şeklinde
yapılması ve bu şekilde seçim yapılmasının oylanması
8-Dilek ve temenniler
9-Kapanış
Gazetemizi internetten takip edin.
www.gulaygazetesi.com
siyasi gazete”
“Haftalık tarafsız
HAFTALIK TARAFSIZ SİYASÎ GAZETE
Kuruluş Tarihi: 01/06/2000 Yıl:16 Sayı: 818 01 ŞUBAT 2016
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
İmtiyaz Sahibi
Ramazan SARITAŞ
Yazı İşleri Müdürü
Yalçın TAŞLIALAN
(0555 837 45 25)
Editör
Güldane SARITAŞ
Resmi İlan cm’si: 9.65 TL + KDV
Zayii : 20.00 TL + KDV
Teşekkür - Taziye İlanı: 60.00 TL + KDV
Kongre İlanı cm’si: 9.65 TL + KDV
Dizgi, Montaj, Ofset Hazırlık: Sarıtaş Ofset Matbaa
Baskı
Sarıtaş Ofset Matbaa
TELEFONLARIMIZ
(0324) 751 75 93 GSM: 0532 375 60 88
İdari Yönetim Adresi: Hacıpınar Mah. Atatürk Cad. No:5/A GÜLNAR
Fiyatı: 25 Krş
GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir.
Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.
MANOLYA PASTANESİ
İrfan OTURMUŞ
0535 821 6493
Gülnar
Aydıncık
Mustafa OTURMUŞ
0535 889 4124
Yaş Pasta
Kuru Pasta
Baklava
Tereyağlı ve Antep
Fıstıklı Kadayıf
Dondurma
ine
rler ır
e
y
ıl
İş
ve yap
Ev ervis
s
Salonumuz Klimalıdır
Tel: 0324 751 34 40 Öğretmenevi Karşısı / GÜLNAR
”
z siyasi gazete
“Haftalık tarafsı
YIL: 16 SAYI: 818 01 ŞUBAT 2016
BAYRAMOĞLU
PASTANESİ
Baklava
Tereyağlı ve Antep
Fıstıklı Kadayıf
Özel
Dondurma
Günlerinizde
Yaş Pasta
Hizmetinizdeyiz
Kuru Pasta
Osman KARA
Tel : 0324 751 7100 Gsm: 0553 235 89 35
Atatürk Caddesi Öğretmenevi Yanı - GÜLNAR
Mersin Tarım Gıda ve Hayvancılık Fuarı'na Yoğun İlgi
Bu yıl 11'incisi düzenlenen Mersin Tarım
Gıda ve Hayvancılık Fuarı büyük ilgi
gördü. CNR Expo Fuar Merkezi'nde
düzenlenen ve 31 Ocak Pazar günü sona
eren fuar, bu yıl 5 bin 800 metrekare alan üzerine
kuruldu. 3 holde 90 katılımcı firmanın 150 markası
sektör temsilcileriyle buluşurken Polonya
Büyükelçiliği de fuarda stant açarak ülkelerinin
tarımsal potansiyelini anlattı.
Fuara Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk
Göçer, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet
Özgür Sanal, Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim
Genç, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim
Kurulu (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Polonya
Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Konrad Zablockı,
Mersin İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kadir
Çiftepala ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
Fuarın açılışında konuşma yapan Polonya
Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Konrad Zablockı,
Türkiye ve Polonya ilişkilerinin hem ticaret hem de
politik anlamda her geçen gün geliştiğini söyledi.
İki yıl içinde ticaretin yaklaşık 1 milyar dolarlık artış
gösterdiğine değinen Zablockı, bu artışın tek yönlü
olmadığını, iki ülke arasındaki ithalatın da ihracatın
da benzer oranlarda gelişme gösterdiğini söyledi.
Mersin'deki meyve sebze potansiyelini çok
önemsediklerini vurgulayan Zablockı, bu ürünlerin
Polonya'ya ihracatına da önem verdiklerini dile
getirdi. Zablockı, "Ayrıca Polonya da jeopolitik
konumuyla tüm kapılarını Türkiye'ye açmıştır ve
her alanda bu tutumunu sürdürmeye devam
edecektir." dedi.
Dünya ekonomisinin ciddi anlamda değişim
yaşadığına değinen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Şerafettin Aşut ise bu değişimin tarım, gıda ve
hayvancılık sektörlerini ulusal güvenlik meselesi
haline getirdiğini söyledi. Bu alandaki gelişimin tüm
dünyada üç payandası bulunduğunu kaydeden Aşut,
bunlardan birinin kamu ayağı, diğerinin üretici ve son
ayağının da yerel yönetimler olduğunu, bir ayağın
dahi eksik olması halinde yeterli gelişimin
beklenemeyeceğini dile getirdi.
Tarım gıdada ihracatın ve katma değerin
artmasının nedenlerinin iyi anlaşılması gerektiğini
vurgulayan Şerafettin Aşut, yükselen pazarlara
neden ulaşılamadığının iyi sorgulanması gerektiğini
söyledi. Özel sektör anlamında ise üreticilerin yeni
üretim sistemlerini uygulamalarının çok önemli
olduğunu dile getiren Aşut, "Ancak bundan daha
önemli olan şey ise tarım, gıda ve hayvancılık
sektöründeki girişimcilerimizin bu dönüşüme ayak
uydurabilecek bir mantaliteye yükseltilmesidir." dedi.
Sektörün artık yeni bir girişimci profiline ihtiyacı
bulunduğuna işaret eden Aşut, bunun da çözümünün
eğitimde olduğunu anlattı. Aşut, ayrıca kamu teşvik
ve desteklerinin yeni tarım girişimcisini ortaya
çıkartmak anlamında kullanılması halinde daha
verimli bir sonuç alınabileceğine değindi.
Üçüncü payandanın ise yerel yönetimler
olduğunu ve yerel yönetimlerin ekonomiye tam
olarak entegre olmamasının sıkıntısının yaşandığını
anlatan Şerafettin Aşut, şunları söyledi: "En azından
Mersin özelinde, değişen Büyükşehir Yasası'yla,
Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet alanının kırsalı da
kapsaması ve Büyükşehir yönetiminin ekonomik
konulara olan duyarlılığı, bu anlamda bize yeniden
umut vermiştir. İşte bu kamu, üretici ve yerel
yönetimler sac ayağı uyumlu işlerse, tam anlamıyla
ortak bir vizyonla hareket ederse, işte o zaman gerçek
bir ekonomiden bahsedebiliriz.”
Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer de
fuarların asıl amacının üretici ve tüketiciyi bir araya
getirmek olduğunu söyledi. Yurt dışına gitmekte
zorlanan üreticilerin fuarlar aracılığıyla gelişmeleri,
teknolojiyi takip etme fırsatı yakalayabildiğini
kaydeden Göçer, "Bu fuar da Mersin için bir şans,
gelişerek devam ettirilmesini umut ediyoruz."
değerlendirmesini yaptı. Gülnar ziraat odası her
köyden bazı çiftçileri tarım fuarına götürdüler ve
gelişen teknolojiyi yakından görme fırsatı buldular.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Yedi yatırlar için EMITT-2016 Fuarına
restorasyon çalışması
Gülnar’da katıldı
Taşoluk Güneşli mahallesinde bulunan yedi
yatırlar türbesi için restorasyon ilk çalışması
başladı. Adana Kültür Varlıklarını Koruma
Kurumu Müdürü Hasan Batum ve Kurul
üyeleri ile beraber Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik,
Garnizon Komutanı Özkan Çömez, Belediye Başkan
Yardımcısı Alpaslan Ünüvar, Muhtarlık İşleri Daire
Başkanı Erkan Arıcı, MHP İlçe Başkanı Nebi Ulupınar
ile beraber Taşoluk Mahallesinde bulunan 7 Yatırlar
Türbesinde inceleme yaptılar.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Dünya turizm sektörüne yön veren
20'nci Uluslar Arası Doğu Akdeniz
Turizm ve Seyahat Fuarı'nın (EMITT2016) açılış töreni, İstanbul TÜYAP
Beylikdüzü'nde yaklaşık 70 ülkeden,
4 bin 500'ü aşkın firma, kurum, kuruluş, il ve
beldenin katılımıyla gerçekleştirildi.
Dünyanın 5'inci büyük turizm fuarının açılış
törenine, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın
yanı sıra, Valiler ve Büyükşehir Belediye
Başkanları, katılımcı ülkelerin yetkilileri ve çok
sayıda turizmci katıldı.
Açılış seremonisi ve protokol konuşmalarının
ardından Çukurova Kalkınma Ajansı tarafından
oluşturulan, Mersin'in turizmi başta olmak
üzere, tarihinin ve kültürel eserlerinin tanıtıldığı
Mersin-Adana standını ziyaret eden Bakan Ünal,
Mersin standında sergilenen yöresel elişi ürünlerini
büyük bir beğeniyle inceleyerek ürünler hakkında
bilgi aldı.
Gülnar Belediyesi, fuara katılarak ilçenin
tanıtımını yaptılar. Gülnar Belediye Başkanı Ahmet
Günel, EMITT fuarına katılarak Gülnar'ın deniz ve
yayla turizmi için ideal bir yer olduğunu anlatıyoruz.
dedi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN

Benzer belgeler

13-04-2015 - GÜL

13-04-2015 - GÜL Alüminyum Demir Doğrama Ahmet KAYA

Detaylı

16.06.2014 - GÜL

16.06.2014 - GÜL Kapı - Pencere - Panjur - Daraba Ahmet KAYA Sineklik - Çatı - Korkuluk ve Ferforje İşleriniz İsteğinize Göre İtina ile Yapılır Gsm: 0535 845 42 41 Küçük Sanayi Sitesi / GÜLNAR

Detaylı