Surveys on Urbanization and Rural Settlements in Rough

Transkript

Surveys on Urbanization and Rural Settlements in Rough
ANMED
ANADOLU AKDENİZİ
Arkeoloji Haberleri
2013-11
News of Archaeology from
ANATOLIA’S MEDITERRANEAN AREAS
(Ayrıbasım/Offprint)
Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü
Suna & İnan Kıraç Research Institute on Mediterranean Civilizations
Dağlık Kilikia’da Kentleşme ve Kırsal Yerleşimler
Araştırması 2012
Surveys on Urbanization and Rural Settlements in
Rough Cilicia 2012
Ümit AYDINOĞLU
Dağlık Kilikia Bölgesi’nin doğusunda sürdürdüğümüz
yüzey araştırmalarında, çok sayıda kırsal yerleşimin varlığı tespit edilmiştir. Araştırma alanı Kalykadnos (Göksu)
ve Lamos (Limonlu) nehirleri arasında yer almaktadır ve
bugün Mersin ili Erdemli ve Silifke ilçeleri arasında kalmaktadır. Hellenistik Dönem’de bu alanda bir tapınak
devlet egemenliğinin olduğu ve bu bölgenin Olba
Teritoryumu olarak adlandırıldığı, Diocletianus dönemiyle birlikte Isauria Eyaleti sınırları içinde kaldığı bilinmektedir. Hellenistik Dönem’den başlayan ve Bizans
Dönemi’nin içlerine kadar giden kırsal yerleşimlerde
sürdürülen araştırmalar, bu yerleşimlerin sahip oldukları
farklılıkları ve benzerlikleri ortaya çıkarmayı, dönemler
arasındaki yerleşim düzenlemesindeki gelişimi tespit
etmeye yöneliktir.
Bu kapsamda, Silifke’ye bağlı Kümbetbeleni mevkisinde
bulunan Antik Dönem yerleşiminde kapsamlı inceleme
ve belgeleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Res.1). Bu
yerleşimin doğusunda ve kuzeyindeki alanlarda bulunan
mezarlar ve mezar anıtları incelenerek belgelenmiş;
tespit edilen 32 mezarın serbest duran lahitler, kaya
lahitleri ve khamosorionlardan oluştuğu anlaşılmıştır.
Ayrıca çok sayıda anıt mezarın varlığı da tespit edilmiştir. Belgelenen büyük boyutlu bir ev ve etrafındaki yapılanmaların yanı sıra, çok sayıda zeytinyağı işlikleri ve
geniş tarım terasları, burasının kırsal yerleşim karakterine işaret etmektedir. Sonraki bir kullanım evresinde inşa
edildiği anlaşılan bir kilise de tespit edilmiştir.
Silifke’ye bağlı Karaböcülü Köyü içerisinde bulunan
antik yerleşimde de kapsamlı incelemeler gerçekleştirilmiştir. Yerleşimin batı, doğu ve kuzey yamaçlarının
nekropolis olarak kullanıldığı, mezarlar arasında çok
sayıda khamasorion, kaya lahdi, kaya mezarları ve tapınak tipli mezar anıtları gibi bölgede görülen tüm mezar
Our surveys in the eastern part of Rough Cilicia led to
the identification of numerous rural settlements. The
survey area is bounded by the Kalykadnos (Göksu) and
Lamos (Limonlu) rivers and lies between Erdemli and
Silifke, districts of Mersin province. It is known that
this area was within the territory of Olba ruled by a
priest-dynasty during the Hellenistic period and
became part of the province of Isauria during the reign
of Diocletian. The surveys of the rural settlements from
the Hellenistic through Byzantine periods aimed at
identifying similarities and differences among these
settlements and the evolution of a settlement pattern
through time.
Within the frame of the project the ancient settlement at
Kümbetbeleni mevkisi of Silifke was surveyed in detail
and documented (Fig. 1). Tombs and monumental tombs
east and north of this settlement were surveyed and
documented. The 32 tombs studied comprise free-standing sarcophagi, rock-cut sarcophagi and chamosoria. In
addition, numerous monumental tombs were identified.
A very large house and surrounding buildings were
documented; numerous olive oil workshops and wide
agricultural terraces point to the rural settlement character of this area. There exists also a church built at a later
phase of use.
The ancient settlement in Karaböcülü Köyü of Silifke
was extensively surveyed. The western, northern and
eastern slopes of the settlement served as a necropolis
containing all tomb types known in the region such as
monumental tombs, chamosoria, rock-cut tombs, rock
tombs and temple-type tombs. Some of the houses with
a peristyle are well preserved and are of importance for
the region. Olive oil workshops also provide detailed
information on the rural character of the region (Fig. 2).
204
YÜZEY ARAŞTIRMA RAPORLARI
SURVEY REPORTS
Res. 1 Kümbetbeleni yerleşimi
Fig. 1 Settlement, Kümbetbeleni
Res. 2 Karaböcülü iyi durumda korunmuş ev
Fig. 2 Well-preserved house, Karaböcülü
tiplerinin varlığı saptanmıştır. Bazıları iyi korunmuş
durumdaki evler ve peristylli avluları bunları bölge için
önemli kılmaktadır. Yerleşimde çok sayıda zeytin­yağı
atölyesinin de tespit edilmesi burasının kırsal karakteri
hakkında ayrıntılı bilgi sağlamaktadır. Yerleşimde çok
sayıda ev de tespit edilmiştir (Fig. 2). Bunların bazılarının iyi korunmuş durumları ve peristylli avluları bunları
bölge için önemli kılmaktadır. Ayrıca, evlerden birinin
sahip olduğu Hellenistik Dönem kökeni ve Roma
Dönemi’nde devam eden kullanımı, bu tip evlerin
dönemler içindeki formları hakkında da ayrıntılı bilgi
vermesi açısından önem taşımaktadır. Yerleşimde bir de
kilise tespit edilmiştir ve bunun apsisi ve bazı duvar parçalarının korunmuş olduğu görülür.
One house goes back to the Hellenistic period and
remained in use through Roman Imperial period, and
thus provides information on the forms of such houses
through time. The settlement also has a church whose
apse and some wall fragments have survived.
Imbriogon Kome’de (Demircili) sürdürülen çalışmalarda, bugüne kadar sahip olduğu Roma Dönemi tapınak
mezarlarıyla öne çıkan yerleşimin, diğer kalıntılarıyla da
bölgenin önemli kırsal yerleşimlerden biri olduğu anlaşılmıştır. Akropol ve yamaçlarındaki çok sayıda kalıntı
arasında peristyl avlulu bir ev belgelenmiş (Res. 3), evin
hemen dışında bir zeytinyağı işliği tespit edilmiştir.
Elde edilen ilk sonuçlar bölgede farklı dönemlerde
kurulmuş kırsal yerleşimlerin varlığına işaret etmektedir.
Bazıları Hellenistik Dönem’de başlayan ve Bizans
Dönemi’nde de devam eden bir süreklilik gösterir. Bir
akropolün üzerinde yer almaları, antik yol rotaları üzerindeki konumları, surlarla çevrelenmeleri ve kulelere
sahip olmaları gibi ortak özellikleriyle, savunma (garnizon) amaçlı yapılar oldukları anlaşılmaktadır. Bölgede
Roma İmparatorluk Dönemi ile birlikte farklı bir yerleşim
düzenlemesi sürecinin başladığı görülmektedir. Bu
süreçte, Hellenistik Dönem kaleleri savunma işlevlerini
kaybetmekle birlikte kırsal yerleşimlerin çoğaldıkları
görülmektedir. Hellenistik Dönem yerleşimlerinin de
kırsal yerleşimler olarak iskan görmeye devam ettikleri
Surveys in Imbriogon Kome (Demircili) have shown that
the settlement, which is known above all for its tombs,
is one of the important rural settlements of the region
due to its other remains. Among the numerous remains
on the acropolis and slopes is a house with a peristyle
courtyard (Fig. 3) and an olive oil workshop next to the
house.
Preliminary results from the surveys point to the presence of rural settlements established in various periods.
Some display continuity starting from the Hellenistic
period and going into the Byzantine period. Their location within an acropolis on an ancient route as well as
their fortifications and towers indicate their defensive
(garrison) purpose. It is also seen that a new settlement
pattern emerges with the Roman Imperial period. As the
Hellenistic fortresses lose their defensive function, rural
settlements increase. It is known that Hellenistic settlements continued to be inhabited as rural settlements.
Archaeological evidence – numerous farmsteads, workshops, villages and tombs within – shows that such settlements increased in number rapidly beginning in the
2nd century A.D.
As the rural settlements retained their existence through
the Early Byzantine period, earlier remains were damaged and thus the settlements are taken into account
with their latest phase of use. It must be also kept in
mind that numerous new settlements were established.
With the spread of Christianity beginning in the last
quarter of the 4th century A.D., existing sarcophagi
were reused with the addition of a cross motif or an
205
YÜZEY ARAŞTIRMA RAPORLARI
SURVEY REPORTS
bilinir. Özellikle İ.S. 2. yy.’dan itibaren bu yerleşimlerin
sayılarının hızla arttığını, çok sayıda çiftlik, atölye, köy
ve içlerinde barındırdıkları mezar gibi arkeolojik kanıtların varlığı göstermektedir.
Res. 3
Imbriogon
Kome
(Demircili)
peristylli ev
Fig. 3
House with
peristyle
courtyard,
Imbriogon
Kome
(Demircili)
Bölgedeki kırsal yerleşimlerin varlıklarını Erken Bizans
Dönemi’nde de sürdürmesi önceki dönem kalıntılarının
tahrip edilmesine ve yerleşimlerin sadece son kullanım
evreleriyle değerlendirilmesine neden olmuştur. Birçok
yeni yerleşimin kurulmuş olduğu da unutulmamalıdır.
Hıristiyanlık dininin yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte
İ.S. 4. yy.’ın son çeyreğinden itibaren, önceki dönemlerde yapılan lahitlerin üzerlerine haç motifleri ya da bir
yazıt eklenerek yeniden kullanıldıkları gözlenmektedir
ve bu durum Roma İmparatorluk Dönemi kırsal yerleşimlerinin Erken Bizans Dönemi’ndeki kullanımlarını
kanıtlamaktadır.
Bölgedeki kırsal yerleşimlerin sahip olduğu coğrafi şartların yerleşim düzenlemesinin şekillenmesinde ve yerleşimin kırsal bir karakter kazanmasında rol oynadığı
anlaşılmaktadır. Sahil ve iç bölgeler arasında ulaşıma
imkan tanıyan vadilerin varlığı Hellenistik Dönem sonrasında da yerleşim düzenlemelerini etkilemiştir. Bu
vadilerin dönemler boyunca yol olarak kullanıldığına
dair çok sayıda arkeolojik ve epigrafik kanıt tespit edilmiştir. Kırsal yerleşimler bu yolların etrafında gelişerek iç
bölgelerdeki ürünleri sahile taşımak için bu avantajı
kullanmışlardır. Tespit edilen kırsal yerleşimler, bölgenin Antik Dönem ekonomisinde tarımsal üretimin önemli bir rol oynadığını ve sahildeki antik kentlerle arka
alanlarındaki kırsal yerleşimlerin bölgesel bir yerleşim
modeli oluşturduklarını göstermektedir.
inscription. And this evinces the Early Byzantine period
use of Roman Imperial-period rural settlements.
It is understood that geographic conditions of the rural
settlements in the region naturally influenced the shaping of the settlement and ascribed a rural character to it.
Valleys communicating between the littoral and inner
areas influenced the settlement patterns after the
Hellenistic period as well. Numerous epigraphic and
archaeological evidences prove that these valleys served
as roads through the ages. Thus rural settlements developed near these roads and made use of them for the
transportation of the produce to the coastline. The rural
settlements that were identified show that agricultural
production had an important part in the economy of
antiquity and that cities on the coast and rural settlements in their hinterland constitute a regional settlement
model.
206

Benzer belgeler

Phaselis ve Teritoryumu Yüzey Araştırması 2012

Phaselis ve Teritoryumu Yüzey Araştırması 2012 ANMED ANADOLU AKDENİZİ Arkeoloji Haberleri

Detaylı