53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında

Transkript

53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında
NİSAN 2010 ÇELEBİ HOLDİNG İÇ YAYIN ORGANIDIR
Çelebi, Hindistan’da
bașarıya doymuyor
53. yılımızı
coșkuyla kutladık
Türkkușu
85 yașında
CELEBOCENISAN.indd 1
4/15/10 2:04:48 PM
06
Çelebi,
Hindistan’da
bașarıya doymuyor
04
“World Entrepreneur Of The Year”
Türkiye birincisi Can Çelebioğlu ve
Canan Çelebioğlu Tokgöz
Çelebi Hava Servisi,
Hindistan’da üst üste elde
ettiği bașarıların gururunu
düzenlediği gala gecesiyle,
resmi Hindistan ziyaretinde
bulunan Cumhurbașkanı
Abdullah Gül ve bakanlarla
paylaștı.
E
“Y
C
Ç
T
Ek
ya
İn
Ç
Ve
To
G
içindekiler
Sinemamızın
“bıçkın” aktörü:
Erkan Can
Telefonu kuș sesleriyle
çalan, sokak köpekleriyle
uyuyacak kadar köpekleri
seven, gemiciliğe tutkun,
doğaya așık bir adam
Erkan Can.
Kendi tabiriyle “bıçkın”
bir adam...
24
CELEBOCENISAN.indd 2
Hindistan’da
Türk izleri
Güney Afrika’ya
yıldız yağacak
Cumhurbașkanı Abdullah
Gül’ün ziyareti ve Çelebi’nin
kazandığı üç ihaleyle,
bugünlerde Türkiye’nin
ekonomi gündeminde sıkça
adı geçen Hindistan, aslında
ülkemize sanıldığından çok
daha yakın.
11 Haziran’da Güney
Afrika ve Meksika arasında,
Johannesburg’da yapılacak
açılıș maçıyla birlikte harika
bir turnuva ve Afrika’ya
daha yakından bakma șansı
bizi bekliyor. İște bu büyük
eğlenceye katılan ülkeler...
30
32
D
a
53. yılımızı
hep birlikte
böyle kutladık
Çelebi Hava Servisi,
53. kuruluș yıldönümünü
tüm istasyonlarında
büyük bir coșku
ve gururla kutladı.
56
4/15/10 2:04:51 PM
H
b
E
iș
b
m
n
e
09
● anayazi
Ekonomist’in
“Yılın Kadın Girișimcisi”
yor
Canan
Çelebioğlu
Tokgöz
Ekonomist dergisinin
yaptığı “Ekonomide Yılın İș
İnsanları” araștırmasında
Çelebi Holding Bașkan
Vekili Canan Çelebioğlu
Tokgöz “Yılın Kadın
Girișimcisi” seçildi.
21
Dans eden
ağaçlar
ü
Her ağacın içinde
binlerce ses gizlidir.
Enstrüman yapımcısının
iși ise iște o sesleri
bulup ortaya çıkarmak;
müzisyenin avucuna,
nefesine teslim
etmektir...
58
CELEBOCENISAN.indd 3
Dünyanın
en büyük arması
Çelebice’nin bu sayısında, yine gurur verici haberlerle
karșınızdayız.
Çelebi Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Can Çelebioğlu ve
Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz’ün,
Ernst&Young’ın düzenlediği “Yılın Girișimcisi” yarıșmasında
birinci seçildiklerini duyurmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Detaylarını iç sayfalarda okuyabileceğiniz
bu önemli ve prestijli yarıșma sonucunda Can ve Canan
Çelebioğlu, bu yaz Monte Carlo’da gerçekleștirilecek olan
“Dünya Yılın Girișimcisi” yarıșmasında Türkiye’yi temsil edecek ve 50 ülkeden gelen diğer adaylarla yarıșacaklar.
2010’u, özellikle girișimcilik alanında elde ettikleri bașarılarla taçlandıran Çelebi ailesine, bu yöndeki bir diğer ödül
de Ekonomist’ten geldi. Ekonomist’in düzenlediği “Yılın İș
İnsanları” yarıșmasında, Canan Çelebioğlu Tokgöz “Yılın
Kadın Girișimcisi” seçildi.
2006 yılından itibaren, özellikle yurtdıșında havacılık alanında gerçekleștirdikleri yatırımlarla dikkatleri çeken Çelebioğlu ve Çelebioğlu Tokgöz, Çelebi Hava Servisi’nin son iki
yıldır Hindistan’da kazandığı ihaleler ve yaptığı yatırımlarla
tüm iș çevrelerinin takdir ve beğenisini toplamaya devam
ediyor. Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbașkanı Abdullah Gül
ve Ulaștırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da kalabalık bir heyetle katıldığı, TOBB/DEİK ișbirliğiyle düzenlenen Hindistan
resmi gezisi sırasında, Yeni Delhi’de gerçekleștirilen ÇelebiGMR ortak basın toplantısı, gerek heyetle birlikte gelen Türk
basınından gerekse Hintli basın mensuplarından büyük ilgi
gördü. Ulaștırma Bakanımızın da katıldığı basın toplantısında konușan Canan Çelebioğlu Tokgöz, Çelebi’nin Delhi ve
Mumbai Uluslararası Havalimanlarındaki faaliyetlerini ve ileriye yönelik projelerini anlattı.
Çelebi Grubu’nda, yurtdıșı yatırımlar son sürat devam ederken yurtiçinde de gelișmeler hız kesmiyor. Yeni hizmetleri,
yeni müșterileri, güçlenen ișbirliklerini, kalite çalıșmalarını
konu alan takdir ve teșekkür mektuplarını sayfalarımıza sığdırmakta zorlanıyoruz.
Tüm bu bașarıların, 10.000’lere varan Çelebi ailesi mensuplarının üstün bağlılık duygusu ve elbirliğiyle çalıșması
sonucunda șekillendiği, kabulü zorunlu olan bir gerçek.
Çelebimiz için daha iyilerini ümit ediyor ve buna yürekten
inanıyoruz. Bir sonraki sayımızda bulușmak üzere.
Resim
tutkunu bir Çelebili
Saygı ve sevgilerimizle.
ÇELEBİCE YAYIN KURULU
Șimdi çilek
zamanı!
Bu yazı; turtadan pastaya,
milk shake’den dondurmaya,
reçelden marmelata, likörden
kompostoya hayatımıza
derin(!) tatlar katan çileğe,
baharın güzel yüzünü
gösterdiği șu günlerde
yașattığı tüm güzel anlar için
metinsel bir saygı durușudur!
10
28
36
38
42
44
46
51
62
64
66
Merhaba...
Haberler
Olsak olsak da,
nasıl bir takım
olsak?..
Türkkușu
85 yașında
Doğa ve tarihin
buluștuğu șehir:
Erzurum
ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş.
Adına Sahibi: Can Çelebioğlu • Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Canan Abdullahoğlu
Bir gece ki,
baștan bașa
İstanbul
Yönetim Yeri: ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş.
Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok Kat: 12 Etiler, Beşiktaş - İstanbul
Tel: (0212) 339 40 39 Faks: (0212) 282 13 83 www.celebi.com
Çalıșanlarımız
“Evet”in gücü
Kardeșim benim!
Yapım: UMAR İletişim Hizmetleri Ltd. Şti.
Harman Sok. No: 31/1 34153 Florya - İstanbul
Tel: (0212) 573 15 65 Faks: (0212) 573 89 09 www.umariletisim.com
Baskı: Özgün Ofset Ltd. Şti.
Yeşilce Mahallesi, Aytekin Sokak No: 21
4.Levent / Sanayi Mah. - İstanbul
Biraz sihir, biraz İtalya:
Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, Nisan 2010
Yayın Türü: 4 aylık, süreli, yaygın
Makarna
Çelebi Holding iç yayın organıdır.
4/15/10 2:05:19 PM
gündem I 04-05
“World Entrepreneur Of The Year”
Türkiye birincisi
Can Çelebioğlu ve
Canan Çelebioğlu Tokgöz
Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve
Yönetim Kurulu Başkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz,
Ernst&Young, Milliyet ve CNN Türk‘ün birlikte düzenledikleri
“World Entrepreneur Of The Year - Dünyada Yılın Girişimcisi”
yarışmasında Türkiye 1.’si oldu.
CELEBOCENISAN.indd 4
4/15/10 2:05:37 PM
Ernst&Young tarafından 1986 yılından bu yana dünya
genelinde düzenlenen ve Türkiye’nin de 2004 yılında dahil
olduğu, “Dünyada Yılın Girișimcisi” yarıșmasının Türkiye
finalisti Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu Tokgöz oldu.
Her sene, o yılın en dinamik ve bașarılı girișimcilerinin
ödüllendirildiği “World Entrepreneur Of The Year”ın Türkiye
ayağında, 2010’un “engel tanımayan girișimcisi” seçilen
Çelebioğlu kardeșler, özellikle yer hizmetleri alanında
dünyaya yayılma hedeflerindeki gerçekleșmeler ve bu
projelere yönelik hızlı yatırım çalıșmalarıyla ödüle layık
görüldüler.
Geçen yıl ekonomiyi olumsuz yönde etkileyen global
krize rağmen büyümeyi bașaran kurulușların cesur ve
kararlı yöneticilerini ödüllendirmek amacıyla düzenlenen
yarıșmada “Yılın Girișimcisi” olmaya aday görülen 5 finalist,
31 Mart 2010’da Four Seasons Otel’de jüri üyelerine
yaptıkları sunumlarla çalıșmalarını anlattı. Hanzade Doğan
Boyner (Jüri Bașkanı), Osman Dincbaș, Suzan Sabancı
Dinçer, Tijen Mergen, Prof. Dr. Eser Borak, Prof. Dr. Özer
Ertuna, Servet Topaloğlu, Murat Sabuncu, Yılmaz Yılmaz,
Gülden Yılmaz, İlhan Parseker, Erkut Yücaoğlu, Ferit
Șahenk ve Güngör Uras’tan olușan jüri heyeti, yaptığı
değerlendirme sonucunda vardığı kararı, 8 Nisan’da Four
Seasons Bosphorus’ta düzenlenen törende ilan etti.
Çelebioğlu kardeșlerin birinciliği ile sonuçlanan yarıșmada
finale kalan diğer adaylar arasında Gürallar Grup Șirketleri
Yönetim Kurulu Üyesi Esin Güral Argat ve Erol Güral, İnci
Deri Mamulleri Yönetim Kurulu Bașkanı Ali Murat Kızıltaș,
Koska Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlamadan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Emin Dindar ve Tekin Acar Büyük
Mağazacılık A.Ș. Yönetim Kurulu Bașkanı Tekin Acar
bulunuyor.
Yarıșmanın dünya finali, Monte Carlo’da
Can ve Canan Çelebioğlu, bu yaz Monte Carlo’da
gerçekleștirilecek olan “Dünyada Yılın Girișimcisi
Yarıșması”nda Türkiye’yi temsil edecek. Bu yıl “Girișimci
engel tanımaz” sloganıyla düzenlenen “Dünyada Yılın
Girișimcisi” yarıșmasının Türkiye 1.’si olan Can&Canan
Çelebioğlu kardeșler, haziran ayında Monte Carlo’da
gerçekleștirilecek olan dünya finalinde bağımsız jüri
önünde yarıșacak. 50’den fazla adayın yarıșacağı tahmin
edilen “World Entrepreneur Of The Year”ın, bu yıl da hayli
heyecanlı ve çekișmeli geçmesi bekleniyor. Türkiyemizi
temsil edecek olan Çelebioğlu kardeșlerin hedefi “World
CELEBOCENISAN.indd 5
Entrepreneur Of The Year”da ülkemizin en iyi șekilde
tanıtımını yapmak ve yurda birincilik ödülüyle dönmek.
Türkiye’de “Yılın Girișimcisi” yarıșması
Ernst&Young’ın dünya çapında 23 yıldır gerçekleștirdiği
“Dünyada Yılın Girișimcisi” yarıșmasının Türkiye ayağı ilk
kez 2004 yılında, Ernst&Young Türkiye ve Milliyet gazetesi
ișbirliğiyle düzenlendi. Yarıșmanın hedefi, girișimcilerin
birbirleriyle yarıșması değil, öne çıkarılması. Türkiye’nin
her köșesinden, alanında söz sahibi olan girișimcilerin
bu yarıșmada elde ettiği bașarılar sadece Türkiye’deki
girișimcilere ve girișimci olmak isteyenlere örnek teșkil
etmiyor. Birinciler Monte Carlo’ya giderek “Dünyada
Yılın Girișimcisi” toplantısında Türkiye’yi temsil ediyor ve
alanlarıyla ilgili, dünyadaki diğer girișimcilere de vizyon
açıyorlar.
4/15/10 2:05:40 PM
gündem I 06-07
Çelebi, Hindistan’da
başarıya doymuyor
Çelebi Hava Servisi, Hindistan’da üst üste elde ettiği bașarıların gururunu düzenlediği
gala gecesiyle, resmi Hindistan ziyaretinde bulunan Cumhurbașkanı Abdullah Gül ve
bakanlarla paylaștı.
Çelebi Hava Servisi, T. C. Cumhurbașkanı Abdullah Gül’ün
7-12 Șubat 2010 tarihleri arasında gerçekleștirdiği resmi
Hindistan ziyaretinin son gününde düzenlenen gala gecesine sponsor oldu. TOBB/DEİK organizasyonunda gerçekleștirilen ve bu ülkede faaliyette olan ya da iș yapmayı
planlayan iș adamlarının da iștirakiyle Delhi’de bașlayan
resmi ziyaret, Cumhurbașkanı Gül ve beraberindeki heyetin, ÇHS’nin sponsorluğunu üstlendiği Mumbai Taj Mahal
Palace Otel’de düzenlenen gala gecesine katılmasıyla noktalandı. Delhi’deki ziyaretlerin ardından Tac Mahal’i gezerek
Mumbai’ye geçen Cumhurbașkanı Gül, Ulaștırma Bakanı
CELEBOCENISAN.indd 6
Binali Yıldırım ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve eșlerinin
de katıldığı görkemli gecede, Hindistan’ın farklı yörelerine
ait yerel halk dansları gösterisi sergilendi. Türk heyetin yanı
sıra Hindistan’daki önemli iș adamlarının da katıldığı geceden konuklar, Çelebi’nin kendilerine armağan ettiği, Türk ve
Hint kültürünü birleștiren filli nazar boncukları ile ayrıldı.
ÇHS’den 100 milyon dolarlık yatırım
Türk heyetinin resmi ziyareti sırasında ÇHS, Hindistan’da
arka arkaya kazandığı bașarıları Delhi’deki ortağı GMR ile
birlikte, her iki ülke ulaștırma bakanlarının da katıldığı bir
4/15/10 2:05:44 PM
● anayazi
basın toplantısıyla duyurdu. Yeni Delhi’deki Delhi Oberoi
Otel’de düzenlenen toplantıya, heyetle birlikte gelen Türk
basınından ve yerel basından katılım büyük oldu. Basın
toplantısında ulaștırma bakanlarının yanı sıra GMR Türkiye CEO’su Cenk Alpsoy ve Çelebi Holding Yönetim Kurulu
Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz de birer konușma
yaptı. Çelebioğlu Tokgöz konușmasında; Çelebi’nin uluslararası yatırımları arasında Hindistan’ın özel bir yeri olduğunu
belirterek, Yeni Delhi Uluslararası Indira Gandhi ile Mumbai
Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda 2009 ve
2010 yıllarında yapılan/yapılacak olan Çelebi yatırımlarının
yaklașık 100 milyon dolara ulașacağını ifade etti. Çelebioğlu
Tokgöz, teknolojinin son ürünü olan ekipmanları, uluslararası kalitedeki hizmetleri ve de özellikle yarattığı pozitif rekabet
ortamı ile Çelebi’nin, Hindistan sivil havacılığına büyük katkıda bulunacağına dikkat çekti. Basın toplantısı sonrasında
Ulaștırma Bakanı Binali Yıldırım ve beraberindeki heyet, Çelebi ailesini bașarılarından dolayı tebrik etti.
lararası Havalimanı’nda Temmuz 2009 itibariyle yer hizmetleri, bașkent Yeni Delhi’deki Delhi Uluslararası Indra Gandhi
Havalimanı’nda da Kasım 2009 itibariyle kargo hizmetleri
vermeye bașladı. 2008 yılı sonunda kazandığı 10 yıllık yer
hizmetleri lisansı ihalesi çerçevesinde kurduğu ve %51’ine
iștirak ettiği șirket aracılığıyla, Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda 1 Temmuz 2009 itibariyle yer hizmeti
sunmaya bașlayan Çelebi-Nas India’nın ilk müșterisi British
Çelebi hız kesmiyor
ÇHS, kazandığı ihale sonrası hazırlık çalıșmalarını büyük bir
hızla tamamlayarak, havacılıkta hızlı bir büyüme kaydeden
dünyanın dev ülkelerinden Hindistan’ın en önemli iki kentinde ve hava trafiği açısından en yoğun iki havalimanında faaliyete geçti. Çelebi, Mumbai’deki Chhatrapati Shivaji Ulus-
CELEBOCENISAN.indd 7
4/15/10 2:05:51 PM
gündem I 08
Airways oldu. Çelebi, 2009 yılının ilk yarısında Yeni Delhi
Uluslararası Havalimanı’nda kazandığı 25 yıllık hava antrepo
ișletmeciliği lisans ihalesi çerçevesinde ise %74’üne iștirak
ettiği Çelebi Delhi Cargo Management’ı kurdu ve faaliyetlerini bașlattı. Yine aynı havalimanında, 2009 yılı Kasım ayında
kazanılan 10 yıllık yer hizmetleri lisans ihalesi çerçevesinde;
buradaki hizmetlerin de kısa sürede bașlaması öngörülüyor.
Çelebi bu gelișmeyle, AB üyesi Macaristan ve Belçika’dan
sonra, havacılık sektörünün hızla geliștiği Hindistan’da da,
ardı ardına üçüncü ihalesini kazanmıș oldu.
Yılda yaklașık 23 milyon yolcuya ve 220 bin uçuș hareketine hizmet veren Delhi Uluslararası İndra Gandhi
Havalimanı’nın, yapılacak altyapı yatırımlarıyla, 2012 yılında
yıllık 37 milyon yolcuya, 2016 yılında 50 milyon yolcuya ve
2021 yılında ise 66 milyon yolcuya hizmet sunması hedefleniyor. Çelebi, Mumbai’yi takiben Delhi’de de yer hizmetleri
vermeye bașladığında, Hindistan uluslararası hava trafiğinin
yüzde 50’sine hizmet veriyor olacak.
Çelebi global oyuncu olma yolunda
Uluslararası pazardaki büyüme stratejisi doğrultusunda
çalışmalarına devam eden Çelebi Hava Servisi, yer hizmetleri verdiği Hindistan’daki Mumbai Chhatrapati Shivaji
Uluslararası Havalimanı’nda iştirak ettiği kargo hizmetleri ihalesinin de sonuçlanmasını bekliyor. ÇHS, kazandığı
ihale doğrultusunda Belçika’nın başkentindeki CharleroiBrüksel Sud Uluslararası Havalimanı’nda sürdürdüğü hazırlık çalışmalarının ardından, en kısa sürede yer hizmetleri faaliyetlerini başlatmayı hedefliyor.
CELEBOCENISAN.indd 8
4/15/10 2:05:57 PM
gündem I 09
Ekonomist dergisinin yaptığı “Ekonomide Yılın İș İnsanları” araștırmasında Çelebi Holding
Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz “Yılın Kadın Girișimcisi” seçildi.
Ekonomist’in “Yılın Kadın Girişimcisi”
Canan Çelebioğlu Tokgöz
● Ekonomist dergisi tarafından bu yıl 19.’su yapılan
“Ekonomide Yılın İș İnsanları” araștırmasının sonuçları
belli oldu. İș dünyasının önde gelen kișileri ve kanaat
önderlerinden olușan 3 bine yakın isme yöneltilen ve
verilen șifre ile sadece söz konusu kișinin yanıtlayabildiği
sorulara verilen cevaplarla belirlenen araștırmada,
Çelebi Holding Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu
Tokgöz, “Yılın Kadın Girișimcisi” seçildi. Bașarılı
iș insanlarına ödülleri, 3 Mart 2010 gecesi
İstanbul Conrad Otel’de gerçekleștirilen ödül
töreniyle takdim edildi. Törende kısa bir konușma
mci
yapan Canan Çelebioğlu Tokgöz, iș insanı ve girișimci
etli
olmanın fedakarlık istediğini belirterek, rahmetli
avit
babası ve Çelebi Holding’in kurucusu Ali Cavit
Çelebioğlu’nu rahmet ve șükranla andı.
ğini
Çelebi’deki görevi nedeniyle ihmal etmiș olabileceğini
eri
düșündüğü annesine, eșine ve çocuklarına destekleri
n
ve hoșgörüleri için teșekkür eden ve Çelebi ailesinin
yaklașık 10 bin kișiyi bulan çalıșanlarının da kendisi
üzerinde büyük bir itici güç olușturduğunu ifade
eden Tokgöz, bu güzel ekiple birlikte 2010 yılında
ve takip eden senelerde daha büyük bașarılara
imza atmayı umduğunu belirtti. Macaristan,
CELEBOCENISAN.indd 9
Hindistan, Belçika, Almanya gibi birçok ülkede havaalanı
yer hizmetleri ve antrepo ișletmeciliği alanlarında faaliyet
gösteren Çelebi Holding’i, ağabeyi Can Çelebioğlu ile
birlikte yöneten Canan Çelebioğlu Tokgöz, yer aldığı
kategorideki oyların yüzde 28.3’ünü aldı.
A
Açılıș konușmasını geleneksel olarak yine
gazeteci-yazar Ertuğrul Özkök’ün yaptığı
törene Doğan Holding Onursal Bașkanı Aydın
D
Doğan’ın yanı sıra iș ve medya dünyasından
çok sayıda kiși katıldı. Son ana kadar büyük bir
çekișm
çekișme yașanan “Yılın İș İnsanı” kategorisinde
birinci
birincilik ödülünü, Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi
ve Pe
Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Bașkanı Ali
Saban
Sabancı kazandı. İș dünyasının önemli isimlerinin
yer al
aldığı toplam 6 kategoriden olușan araștırmada,
birinci olan diğer isimler ise șöyle:
Viapo
Viaport Yönetim Kurulu Bașkanı Coșkun Bayraktar,
“Yılı
“Yılın Erkek Girișimcisi”; Turkcell Genel Müdürü
Süre
Süreyya Ciliv, “Yılın Profesyoneli”; Merkez Bankası
Baș
Bașkanı Durmuș Yılmaz, “Yılın Bürokratı”; TEMA
Vakf
Vakfı Onursal Bașkanı Nihat Gökyiğit “Yılın Sivil
Top
Toplum Önderi”.
4/15/10 2:06:00 PM
gündem II 10-11
00-00
haberler
ÇHS-Lufthansa işbirliği büyüyor
ÇHS, Lufthansa Alman Havayolları ile 1984 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bașlayan ișbirliğini sırasıyla
Türkiye’de İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve Ankara
Esenboğa Havalimanı’nda, daha sonra 2006 yılı itibariyle
Macaristan’da, Budapește Ferihegy Uluslararası Havalimanı ve 2009 yılı itibariyle de Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda her geçen gün daha da
güçlendirerek sürdürüyor. Çeyrek asrı așkın süredir bașarılı
operasyonlarla Lufthansa’ya, Atatürk Havalimanı’nda ramp
hizmeti veren Çelebi, 1 Nisan 2010 itibariyle havayolunun
yolcu hizmetleri ve bilet satıș hizmetlerini de gerçekleștirmeye bașladı. Bașladığı günden bugüne karșılıklı güven ve
anlayıș içerisinde sürdürülen bu anlamlı ișbirliği, Çelebi’nin
Lufthansa’ya sunduğu yer hizmetlerinin kapsamının genișlemesiyle ayrı bir değer ve güç kazandı. İstanbul'a günde
altı uçușu bulunan Lufthansa Alman Havayolları’na sunulacak bu hizmet için Çelebi, yolcu hizmetleri kadrosu-
nu genișleterek eğitimlerine hız verdi. İlk uçușlardaki geleneğini de bozmayan ÇHS İstanbul İstasyonu yönetimi,
kontuarları çiçeklerle süsleyip Lufthansa yolcularına lokum
ikramında bulunarak uçuș ekibine çiçek sundu.
Çelebi Holding, Hindistan Tur
Operatörleri Birliği’ne sponsor oldu
Çelebi Holding, TAAI’nin (Travel Agents Association of India) 19 Mart’ta İstanbul
Hilton Oteli’nde, sektörden geniș katılımla düzenlediği “Hoșgeldiniz” yemeğinin
sponsorluğunu üstlendi. Hindistan’daki seyahat sektörünü düzenlemek, sektördekilerin ve seyahat edenlerin haklarını korumak, sektörün düzenli büyümesini ve
gelișmesini teșvik etmek amacıyla kurulan Hindistan’ın en büyük tur operatörleri
birliği TAAI, düzenli olarak dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleștirdiği yıllık toplantısı için șehir arayıșları içerisinde, kalabalık bir heyetle İstanbul’u da ziyaret etti. Açılıș konușmasını TÜRSAB Bașkanı Bașaran
Ulusoy’un yaptığı organizasyona, Çelebi’den Yeni İș Alanları ve Yatırımlar Bölüm Bașkanı Cemil Erman ile ÇHS Genel Müdürü
Samim Aydın katıldı. Aydın’ın bir “Hoșgeldiniz” konușması yaptığı organizasyon, TAAI Bașkanı Rajinder RAI’ın konușmasının ve
hediye töreninin ardından öğle yemeği ile son buldu.
CELEBOCENISAN.indd 10
4/15/10 2:06:07 PM
Çelebi-Nas India’dan, SriLankan ve Nas
Havayolları’na ilk hizmet
Hindistan’ın en büyük havalimanlarından Mumbai Uluslararası Havalimanı’nda kazandığı 10 yıllık yer hizmetleri
lisansı ihalesi çerçevesinde 1 Temmuz 2009’dan itibaren
yer hizmetleri sunmaya bașlayan Çelebi-Nas India, müșteri
portföyünü genișletmeye devam ediyor. Çelebi-Nas India
personeli, 1 Nisan’da Sirilanka’nın milli havayolu șirketi SriLankan Airlines ile NAS Air’e ilk hizmetini verdi. Bu iki havayoluna verilmeye bașlanan hizmetlerle, Çelebi-Nas’ın anlașmalı müșteri sayısı da 15’e yükselmiș oldu. Mumbai’deki
yer hizmetleri șirketimiz bundan böyle haftada, dıș hatlarda
134 ve iç hatlarda 364 uçușa hizmet veriyor olacak.
Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’na 95
yolcusu ile inen SriLanka Havayolları ile 59 yolcu ile gelen
NAS Air uçakları aynı gün alandan kalkıș yaptı. Tüm ÇelebiNas India üst yönetiminin hazır bulunduğu karșılama sırasında, uçuș ekiplerine çiçek ve çikolata ikramında bulunuldu.
Haftada, günlük periyodlarda 7 sefer gerçekleștirecek olan
SriLanka Havayolları, 120 yolcusu ile alandan ayrılırken,
haftalık dört seferi bulunan NAS Air, dönüș seferinde 124
yolcusu ile kapısını kapattı. Nas Air, özellikle hac döneminde
ilave seferler düzenlemeyi ve yakın zamanda Delhi'ye de
uçmayı planladığını açıkladı.
ÇHS Sabiha Gökçen’de yeni müşteri sevinci
İstanbul Uluslararası Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kurduğu
istasyonla, buradaki müșterilerine bașarılı hizmetler sunan ÇHS,
Belçika orijinli Jetairfly firmasıyla bașlattığı ișbirliğinin sevincini
yașıyor. ÇHS SAW İstasyonu, 4 Nisan’da 185 yolcusuyla gelen
Jetairfly Havayolları’nın yer hizmetlerini bașarılı operasyonla
gerçekleștirdi. Çelebi SAW İstasyonu Nöbetçi Müdürü Suat
Aktaș ve ISG Ticaret Müdürü tarafından karșılanan yolculara
CELEBOCENISAN.indd 11
ve uçuș ekibine çiçekler sunuldu ve lokum ikram edildi. Geldiği
gün 69 yolcusu ile dönen Jetairfly, 30 Ekim 2010’a kadar
salı, perșembe ve pazar günleri olmak üzere Sabiha Gökçen
Havalimanı’na haftada üç uçuș gerçekleștirecek. Geçen yıl
yaz sezonunda Antalya ve Dalaman Havalimanları’na uçuș
gerçekleștiren havayolunun, bu sezon da münferit uçușları
olacağı belirtildi.
4/15/10 2:06:10 PM
haberler I 12-13
ÇHS, Türk turizminin “en kaliteliler”i arasında
ÇHS, turizm Oscar’ları olarak bilinen Skalite ödüllerinde “Havalimanı Hizmetleri” dalında ödüle layık görüldü.
“Skalite 2009-Turizmde Kalite Ödülleri”ni kazananlar, 9
bin turizm profesyoneli ve sektörün tüm branșlarını kucaklayan SKAL International Türkiye üyeleri tarafından
online oylamayla belirlendi. Ödüller “Șeffaf Büyük Jüri”
sistemiyle iki așama sonunda sahiplerini buldu. Birinci
așama “online aday gösterme süreci”ydi. Son derece
çekișmeli geçen süreçte, dev kurulușlar birbirleriyle yarıștı. Bir haftalık sürecin sonunda, tercih edilen adaylar
ve gerekçeleri, "tercih edilme sayıları" ile birlikte Skal
üyeleri tarafından değerlendirmeye alındı. Daha sonra
özel bir web sitesinde, ikinci online oylama bașladı.
Oylama sonucunda, “Skalite 2009-Turizmde Kalite
Ödülleri” 8 ana bașlık ve 27 kategori altında sahiplerini
buldu. Konaklama Grubu, Seyahat Hizmetleri, Turizm
Tașımacılığı, Mekan, Yatırım, Turizm Gelișimine Katkı,
Medya, ve Özel Ödül kategorilerinin yer aldığı değerlendirmede, ÇHS de Havalimanı Hizmetleri dalında
ödül aldı. Ödüller, Çırağan Palace Hotel Kempinski'de
düzenlenen gecede Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay ve diğer konukların huzurunda verildi. ÇHS’nin
ödülünü Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Canan Çelebiğlu Tokgöz’ün aldığı törende, Skalite Özel Ödülü'nü
alan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2009'da
yașanan tüm olumsuzluklara rağmen, turizmde dünyanın önde gelen 10 ülkesi arasında sadece Türkiye'nin
yılı artıyla tamamladığını belirterek, ''Bu nicelik artıșını,
nitelik artıșına çevirmek için, kaliteyi birinci önceliğimiz
yapmamız lazım'' dedi.
Çelebi İthalat Antreposu hizmete girdi
ÇHS’nin Atatürk Havalimanı’ndaki yeni ithalat antreposu hizmete girdi. İki ay gibi kısa bir sürede inșaatı
tamamlanarak operasyona hazır hale getirilen Çelebi
İthalat Antreposu, son teknoloji altyapı ve ekipmanla donatıldı. 750 m2’si ofis katı olmak üzere toplam
3.305 m2 kapalı alan ve 1.600 m2 açık otopark alanı
üzerine inșa edildi. Yurt dıșından gelen kargoların depolandığı geçici bir depolama alanına sahip olan antrepoda; iki soğuk oda, bir dondurucu oda ve bir de
değerli kargo odası var. ÇHS’nin yeni ithalat antreposu,
CELEBOCENISAN.indd 12
42 kameralı ve 45 gün kayıt süreli CCTV sisteminin yanı
sıra Çelebi Güvenlik timi tarafından da 7/24 izleniyor ve
korunuyor. Radyo frekanslı, tam otomasyonlu kargo
operasyon ve depolama sistemine sahip antrepoda;
8 ULD kapasiteli palet çözme, 3 ayarlanabilir yükleme
ve 1 ayarlanabilir ULD yükleme platformunun yanı sıra
1 adet ayarlanabilir palet çözme istasyonu ve 120 ton
kapasiteli sprinkler sistemi bulunuyor. ÇHS’nin yeni
ithalat antreposu, yıllık 35.000 ton elleçleme kapasitesine sahip.
4/15/10 2:06:13 PM
Çe-Tur, “Mükemmellik Yolculuğu”nu anlattı
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) önderliğinde düzenlenen “Mükemmellik Așamaları Programı” çerçevesinde Kararlılık Belgesi alan Çe-Tur, 26 Șubat’ta
“Mükemmellik Așamaları Süreci Deneyim Paylașım
Toplantısı”na sponsor oldu. Green Park Bostancı’da
gerçekleștirilen toplantıya, çeșitli illerden toplam 45
șirket adına 83 katılımcı iștirak etti. Toplantının açılıș
konușmasını yapan KalDer Bașkanı Ali Rıza Kaylan’ın
ardından bir konușma yapan Çe-Tur Genel Müdürü
Suat Sarı, ulaștırma sektörünün genel sorunlarını ve
ulaștırma hizmetlerinde kalitenin önemini dile getirdi. Dinleyicilerin ilgi ile izlediği konușmada Sarı, 2009
Ocak ayında Uluslararası Kalite Hareketi’ne katılmalarıyla bașlayan süreçte, elde ettikleri kazanımlara da
kısaca değindi.
Çe-Tur’un Kalitede Mükemmellik Yolculuğu’nun detayları, Kalite Güvence Müdürü Nedim Yılmaz tarafından anlatıldı. Bir yıl boyunca yapılan çalıșmalara ve
edindikleri deneyimlere değinen Yılmaz, EFQM Temel
Eğitimi’nin ardından kriter gruplarının olușturulması,
özdeğerlendirme süreci, iyileștirme projeleri ve Mü-
kemmellikte Kararlılık Sertifikası’na giden yolu değerlendirdi. Çelebi Holding ve bağlı șirketlerin tanıtım filmi
ile bașlayan ve ödül töreni resimlerinin gösterimi ile son
bulan sunum, toplantı katılımcılarından büyük alkıș topladı. Mükemmellik Așamaları Süreci Deneyim Paylașım
Toplantısı’nın ardından üyelerine bir mesaj gönderen
KalDer yetkilileri, diğer sunumlarla birlikte Çe-Tur tarafından gerçekleștirilen sunumu da web sitelerinde paylașıma açtıklarını belirtti.
ÇHS Denizli’den, AnadoluJet’e hizmet
ÇHS Denizli İstasyonu, AnadoluJet Havayolları’nın Ankara uçușlarına yer hizmeti sunmaya bașladı. AnadoluJet’in yatılı gerçekleștirdiği Ankara-Denizli-Ankara
seferleri, 14 Mart günü saat 23.45’te 14 yolcusu ile Denizli Havaalanı’na inen ilk
uçakla bașladı. ÇHS Denizli personeli, gelen uçuș ekibini çiçekler ve çikolata ile
karșılarken THY Denizli Müdürlüğü de yolculara karanfil takdim etti. 15 Mart sabahı saat 07.30’da, 39 yolcusu ile Denizli’den ayrılan AnadoluJet yetkilileri, verdikleri
bașarılı yer hizmeti dolayısıyla Denizli İstasyonu ekibine teșekkür etti ve bu anlamlı
ișbirliğinin uzun soluklu olmasını temenni ettiler. AnadoluJet’in ANK-DNZ-ANK seferleri yaz sezonunda da haftanın altı günü devam edecek.
CELEBOCENISAN.indd 13
4/15/10 2:06:13 PM
haberler I 14-15
Little Caesars’dan yeni restoranlar
Çelebi Gıda Grubu’nun vazgeçilmez lezzetlerinden Little
Caesars Pizza, kısa aralıklarla Libadiye, Avcılar, Bahçelievler, Çapa ve Pendik restoranlarını pizza severlerin hizmetine sundu. Geniș ürün yelpazesi, kaliteli hizmeti ve güleryüzlü servisi ile müșteri memnuniyetinden ödün vermeyen
Little Caesars, gördüğü yoğun talep nedeniyle birbiri ardına
restoran açmaya devam ediyor. LC’nin Libadiye Caddesi,
Çamlıbel Sokak’ta hizmete giren, 190 m2 alanda faaliyet
gösteren Libadiye Restoranı, 30 kișilik oturma kapasitesine sahip. Restoran; Bulgurlu, Esatpașa, Ünalan ve Atatürk
Mahallesi’ne (Ümraniye) gönderim yapacak. 24 kișilik oturma kapasitesiyle 180 m2 alana sahip Ambarlı Cumhuriyet
Caddesi üzerindeki LC Avcılar Restoranı ise Ambarlı ve
Avcılar’ın yanı sıra Firuzköy’e de hizmet verecek.
Little Caesars’ın yeni adreslerinden bir diğeri ise Çapa Restoranı. Millet Caddesi üzerinde pizza severlerin yeni uğrak
noktası haline gelen LC Çapa Restoranı, 200 m2’lik alana
ve 14 kișlik oturma kapasitesine sahip. Aksaray, Çapa,
Cerrahpașa, Fatih(Merkez), Fındıkzade, Kocamustafapașa, Samatya, Șehremini, Topkapı, Unkapanı, Yedikule ve
Yenikapı sakinleri de bundan böyle Little Caesars lezzetine
bir telefonla ulașabilecek. Çelebi Gıda Grubu, yeni açılan
Bahçelievler restoranı için 19 Mart’ta açılıș gerçekleștirdi.
Etkinlik için özel müzik sistemi kuruldu ve minik pizzalar ikram edildi. Açılıșta Genel Müdürlük çalıșanları da tam kadro yer aldı. Naci Kasım Caddesi üzerinde 140 m2 alana ve
20 kișilik oturma kapasitesine sahip Little Caesars Bahçelievler Restoranı, Bağcılar (Merkez), Bahçelievler (Merkez),
Güngören, Haznedar, Kocasinan, Merter, Șirinevler, Siyavușpașa, Soğanlı, Tozkoparan ve Yayla’ya servis verecek.
Thomson’dan ÇHS Bodrum ve
Dalaman’a ödül
ÇHS istasyonları ödüle doymuyor.
ÇHS Bodrum ve Dalaman istasyonları, Thomson Airways’ten aldıkları “Be
On Track (En İyi Tedarikçi)” ödülü ile
hizmet kalitelerini bir kez daha tescillemiș olmanın haklı gururunu yașadı.
Thomson Havayolları yönetiminden
kendilerine ulașan güzel haberi ÇHS
üst yönetimi ile paylașan istasyon
bașmüdürleri “Thomson Airways’in
sloganı, ‘İșimiz müșterilerin özel
hissetmesini sağlamak.’ Biz de onların bu sloganı gerçekleștirmesi için
elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Havayolunun 2009
yaz sezonu SCM (Supply Chain Management-Tedarik Zinciri
Yönetimi) değerlendirmesinde, %100 bașarı performansıyla
ödüle layık görülen istasyonların yöneticilerine birer elektronik
posta gönderen Thomson Airways yetkilileri, böylece Çelebi
çalıșanlarını bir kez daha tebrik etti.
CELEBOCENISAN.indd 14
Little Caesars Teșvikiye de, 2010 itibariyle tașındığı Nüzhetiye Caddesi 35 numaradaki yeni adresinde, lezzet dağıtmaya devam ediyor. Little Caesars Pendik Restoranı ise çok
kısa bir süre önce Bahçelievler, Aydınlı Yolu 22 numarada
kapılarını pizza severlere açtı. 140 m2 alanıyla, ağırlıklı paket servis ve evlere servis konseptinde hizmet verecek olan
Pendik LC, Pendik Merkez’in yanı sıra Alt Kaynarca, Esenyalı ve Güzelyalı’ya da LC lezzetlerini tașıyacak.
Little Caesars çağrı merkezi açıldı
Little Caesars Call Center (çağrı merkezi), 14 Ocak’tan itibaren pizza tutkunlarına
hizmet vermeye bașladı. Mecidiyeköy’de
hizmete giren LC çağrı merkezi, 300 m2
alana ve 43 kișilik oturma kapasitesine
sahip.
Çağrı merkezi, mevcut durumda İstanbul
Anadolu yakası ile Ankara ve Antalya-Lara
restoranlarının siparișlerine hizmet veriyor.
Önümüzdeki günlerde İstanbul Avrupa
yakası restoranları için de sipariș almaya
bașlayacak olan merkezde, çalıșan sayısının 17’den 23’e çıkartılması hedefleniyor.
LC, çağrı merkezi uygulamasıyla müșterilerini kısa süre içinde tek numarada bulușturarak profesyonel hizmet sunmanın yanı sıra yan ürün satıșlarında da artıș gerçekleștirdi. Çelebi Gıda Grubu üst yönetimi,
yayınladıkları bir mesaj ile çağrı merkezinin hizmete girmesinde
emeği geçen LC Bölge Sorumlusu Varol Güler ve Bilgi Sistemleri ve Raporlama Uzmanı Olcay Șahin’e bu projedeki bașarılı
çalıșmalarından dolayı teșekkür etti.
4/15/10 2:06:19 PM
ÇHS ATA’dan, NATO’ya hizmet
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in bașkanlığında ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün evsahipliğinde
düzenlenen NATO Savunma Bakanları Gayriresmi Toplantısı,
4-5 Șubat’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleștirildi.
ÇHS İstanbul İstasyonu, Atatürk Havalimanı’na inen NATO
Genel Sekreteri Rasmussen ve ABD Savunma Bakanı Robert
Gates’in yanı sıra, aralarında Almanya ve Fransa’nın da bulunduğu çok sayıda ülkenin savunma bakanlarının uçaklarına hizmet verdi. Operasyonları ile göz dolduran ÇHS İstanbul ekibi,
yolcuların takdir ve beğenisini topladı.
ÇHS İstanbul’dan, THY A330-200 F
kargo uçağına hizmet
Airbus firmasına ait MSN001 seri numaralı ilk A330-200 F
kargo uçağı, Singapur Havacılık Fuarı’ndaki ticari sunumunun
ardından Türk Hava Yolları’na teslim edilmek üzere İstanbul’a
getirildi. Singapur’dan kalkan uçak 9 Șubat’ta, Atatürk
Havalimanı’na iniș yaptı. ÇHS İstanbul İstasyonu tarafından
bașarılı bir operasyonla yer hizmetleri gerçekleștirilen A330200 F kargo uçağı, aynı gün Fransa’daki bir fabrikada THY’nin
renklerine boyanmak üzere Toulouse’a hareket etti. ÇHS Operasyon ve Ramp Departmanları’nın katkılarıyla, GAT'ın istikrarlı
ve etkin desteği sayesinde sorunsuz bir hizmet gerçekleștiren
Çelebi İstanbul ekibi, uçuș ekibinden ve diğer THY yetkililerinden tam not aldı.
ÇHS Malatya’dan,
eğitime anlamlı destek
ÇHS Malatya İstasyonu çalıșanları, Ali Seydi Güldaș İlköğretim
Okulu’nun ve öğrencilerinin eksiklerinin giderilmesine yardımcı oldu. Okula bir “Çanakkale Șehitleri köșesi” yaptıran Çelebi
Malatya personeli, düzenlenen “18 Mart Çanakkale Zaferi ve
Çanakkale Șehitlerini Anma Töreni”ne de katıldı. Tören sırasında gerçekleștirilen açılıșta ÇHS Malatya İstasyon Müdürü,
Milli Eğitim Müdürü, Akçadağ Kaymakamı, 7. Ana Jet Üssü
Komutanı ve Okul Müdürü ile birlikte kurdele kesti. Velilerin
de katıldığı törende, “Çanakkale Șehitleri köșesi”nin açılıșının
ardından öğrenciler çeșitli gösteriler gerçekleștirdi. ÇHS Malatya çalıșanları da öğrencilere kırtasiye malzemesi hediye etti.
Ali Seydi Güldaș İlköğretim Okulu Müdürlüğü ise ÇHS Malatya İstasyonu’na bir plaket takdim ederek Çelebi İstasyon
Müdürü’ne ve tüm personele, katkılarından dolayı teșekkür
etti. Teșekkürde, “Türk milli eğitimine ve okulumuza yapmıș
olduğunuz değerli katkılarınızın anısına. Șükranlarımızla” ifadesine yer verildi.
CELEBOCENISAN.indd 15
ÇHS Adana’ya, Öger’den başarı plaketi
2009 yılında, hizmet verirken gösterdiği bașarılı performans
dolayısıyla ÇHS Adana İstasyonu’na Öger Türk Tur tarafından
bir teșekkür plaketi verildi. Bir yıllık değerlendirmelerin yapıldığı, oldukça samimi ve keyifli geçen toplantıda, Öger Türk Tur
yetkilileri, İstasyon Bașmüdürü’ne vekalet eden Apron Hizmetleri Müdürü Çilem Özütok’a bașarı plaketini sunarak, verdikleri
dakik, kaliteli ve bașarılı hizmet dolayısıyla tüm Çelebi Adana
çalıșanlarına teșekkürlerini ilettiler.
4/15/10 2:06:21 PM
haberler I 16-17
ÇHS İstanbul’dan, Grozny-Avia
Havayolları’na ilk hizmet
ÇHS İstanbul İstasyonu, Grozny’den İstanbul’a
ilk seferini gerçekleștiren Grozny-Avia Havayolları’na
bașarıyla hizmet verdi. Çeçenistan’dan kalkan
ADISP9721 sefer sayılı, YK-42 tipi, RA-42379 tescilli
uçak, 112 yolcusu ile İstanbul Atatürk Havalimanı’na
iniș yaptı. Uçuș ekibini çiçekler ve lokumla karșılayan
ÇHS ATA İstasyon yetkilileri, uçakta bulunan Çeçenistan Devlet Çocuk Halk Dansları Topluluğu Daymohk ve
Devlet Halk Dansları Topluluğu Vaynah’ın uçak önünde
gerçekleștirdiği küçük bir gösteriyi de canlı izleme fırsatı
yakaladılar.
Çeçenistan Cumhurbașkanı Yardımcısı Emruddin
Edilgreyev’in yanı sıra Çeçenistan Kültür ve Turizm Bakanı ve Grozny Belediye Bașkanı da uçağın yolcuları
arasındaydı. Karșılamada yer alan VIP ve Olympic Air
Servis yetkilileri, Çelebi İstanbul ekibine gerçekleștirdikleri bu
bașarılı ve sorunsuz operasyon dolayısıyla teșekkürlerini iletti. 119 yolcusuyla İstanbul’dan Grozny’e dönüș için hareket
eden Grozny-Avia Havayolları uçağı, haftalık iki uçușla bașladığı seferlerini, ikinci haftasından itibaren haftalık dört uçuș
olarak sürdürüyor.
LC’ye Uluslararası
Bölge Müdürü’nden tam not
Çe-Tur, Turkish Do&Co ile
sözleşme yeniledi
Türkiye’de gerçekleștirdiği bașarılı ișler ve giderek büyüyen
müșteri kitlesi ile Amerikalı yetkililerin de dikkatini çeken Çelebi
Gıda Grubu’nun bașarılı markası Little Caesars Pizza, ocak ayı
ortasında Uluslararası Bölge Müdürü (International Zone Manager) Jack Veltema’yı ağırladı. Daha önceki ziyaretinden de
olumlu görüșlerle ayrılan Veltema’nın ana geliș nedenlerinden
biri LC’nin genel pazarlama ve operasyon uygulamalarını yerinde görüp incelemek ve İstanbul dıșındaki restoranları ziyaret
etmekti. Bu çerçevede Ankara Little Caesars Restoranı’nı da
gezen LC Uluslararası Bölge Müdürü, İstanbul’da hizmete giren
yeni çağrı merkezine de büyük ilgi gösterdi. Call center’ın ișleyiși
ile ilgili detaylı bilgiler alan Jack Veltema, pazarlama grubu ile
birlikte reklam ajansı toplantılarına da katıldı. Veltema’ya 2010 yılı
pazarlama planının sunumu yapıldı. Türkiye’deki LC faaliyetlerini
yakından takip ettiklerini dile getiren Uluslararası Bölge Müdürü,
ülkeden ayrılıșının ardından gönderdiği raporda elde edilen bașarının ve sunulan hizmet kalitesinin önemini vurgulayarak Çelebi Gıda Grubu’na bir kez daha teșekkürlerini iletti.
Gerçekleștirdiği bașarılı operasyonlarla müșterilerine her geçen gün daha
kaliteli hizmetler sunan Çe-Tur, Turkish
Do&Co tarafından gerçekleștirilen “personel servisi” ihalesinde firmanın İstanbul, Ankara, İzmir, Bodrum ve Dalaman
lokasyonlarında hizmet verme hakkını
kazanarak 2,5 yıllık sözleșme imzaladı.
Turkish Do&Co ile 2006 yılında bașlattıkları ișbirliğini güçlendirerek sürdürmenin mutluluğunu yașayan Çe-Tur, 1800 personelin tașınmasını kapsayan servis
hizmetini, toplamda 50 araç ile gerçekleștirecek.
Çe-Tur Motosiklet Filo Kiralama’da
yeniliklere devam
Motosiklet filo kiralama hizmetine bașladığı günden bu yana,
müșteri portföyünü sürekli genișleten ve hizmet kalitesini her
geçen gün artıran Çe-Tur, bakım-onarım araçlarını ve üniformalarını yeniledi. Gelișim ve yeniliğe yönelik bir anlayıșla, kalitesinden ve müșteri memnuniyetinden ödün vermeden hizmetlerini sürdüren Çe-Tur Motosiklet Teknik Süpervizörlüğü, 2010
itibariyle tüm Motosiklet Filo Kiralama bakım/onarım araçlarını
yenilemenin yanı sıra ekibine de yeni kıyafetler yaptırarak görünümü ile de farkını ortaya koymaya devam ediyor.
CELEBOCENISAN.indd 16
4/15/10 2:06:28 PM
ÇHS Diyarbakır’dan
TEGV’e evsahipliği
ÇHS İzmir’e anlamlı teşekkür
Lezzet Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ș., Haiti’de meydana gelen
deprem sonrasında ülkeye gönderilen 400 MT High Energy
Biscuits’in sevkiyatı sırasında gösterdiği yakın ilgi ve özverili çalıșma için ÇHS İzmir İstasyonu’na bir teșekkür mektubu
gönderdi. Birleșmiș Milletler Dünya Gıda Programı (UN/WFP)
tarafından Haiti’ye gönderilen yardım, Lezzet Gıda tarafından
üretildi. Lezzet Gıda’nın Dıș Ticaret Müdürü Ahmet Toyran imzası ile gelen mektupta, “Firmanızın göstermiș olduğu yakın
ilgi, beceri ve özveri için firmamız adına ÇHS İzmir İstasyonu
çalıșanlarına tüm içtenliğimizle teșekkür eder, bașarılı çalıșmalarının devamını dileriz” ifadesi yer aldı.
ÇHS Diyarbakır İstasyonu, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) “Kariyer Yolculuğuma Bașlıyorum”
etkinliği kapsamında, Diyarbakır Havaalanı’nı ve Çelebi
İstasyonu’nu ziyaret eden öğrencilere evsahipliği yaptı. 27 çocuk ve 4 etkinlik gönüllüsünün katıldığı gezinin amacı, DHMİ ve Çelebi’de görev alan farklı meslek
gruplarını tanımak ve bu mesleklerin birbirleri ile olan
ilișkileri konusunda farkındalık yaratmaktı. Etkinlik kapsamında çocukların uçaklarla ve havaalanı güvenliğiyle
ilgili merak ettikleri tüm soruları cevaplayan ÇHS Diyarbakır İstasyonu yetkilileri de geziden çocuklar kadar
keyif aldılar. Gezi sonrasında bir teșekkür mektubu gönderen TEGV Eğitim Sorumlusu Rukiye Dağhan Çetin,
“ ‘Kariyer Yolculuğuma Bașlıyorum’ etkinliğimiz kapsamında kurumunuza yaptığımız ziyarette, bizlere destek
olup kendinizi ve mesleğinizi anlattığınız için çocuklarımız adına sizlere tekrar teșekkür ederiz. Tanıtım gezisi
boyunca bizlere eșlik eden emniyet amirine, mesleğini
anlatan Çelebi İstasyon Müdürü Emine Hanım’a ve tüm
Çelebi personeline, THY Muhasebe Sorumlusu Zeynep
Hanım’a, VIP’te görevli polis memuru Hüseyin Bey’e ve
tüm havaalanı çalıșanlarına, çocuklarımız adına teșekkür ederiz” dedi.
Little Caesars’tan yeni lezzet:
Kare Pan Pizza ve dip soslar
Pizza tutkunlarını geniș
ürün yelpazesi ve farklı lezzetleriyle șașırtmaya devam
eden Little Caesars Pizza,
hamur seçeneklerine “Kare
Pan” hamurunu ekledi.
Bundan böyle LC fanatikleri, diledikleri her orta boy
pizzayı kare pan hamurla
birlikte alabilecekler. Little
Caesars, yeni hamurlarını
“5 Malzemeli Karıșık Orta
Boy Kare Pan Pizza + 1
adet Dip Sos’u 11 TL” promosyonuyla lanse etti. Bu
promosyonla, dip soslarını da LC lezzet tutkunlarına tanıtma fırsatı elden eden marka,
Thousand Island (mayonez, ketçap, kornișon, acı sos, sirke),
Farm (yoğurt, mayonez, dereotu, kuru nane, tuz, karabiber) ve
Crazy (domates sosu ve özel baharat karıșımı) soslarını kare
pan pizzasıyla birlikte görücüye çıkardı.
CELEBOCENISAN.indd 17
ÇHS Erzurum,
Rus turistlere hizmet veriyor
Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’nin kayak sezonunu açması ile birlikte Rus turistlerin akınına uğrayan Erzurum
Havalimanı’ndaki ÇHS İstasyonu da yoğun günler geçiriyor.
ÇHS Erzurum çalıșanları, haftanın belirli günlerinde gruplar halinde Palandöken’e gelen turistleri karșılama ve uğurlamanın heyecanını yașıyor. Uğurlama sırasında Çelebi personeli ile turistler
arasında geçen söyleșilerde “Yaz tatillerinde Antalya’nın, kıș tatilinde ise Palandöken’in vazgeçilmez olduğunu” ifade eden yolcular “Türkiye’de Antalya ve Erzurum’u çok seviyoruz. Burada
olmaktan dolayı çok mutluyuz” dedi. Erzurum’da düzenlenecek
2011 Universiade Dünya Üniversiteler Arası Kıș Oyunları’na hazır olduklarını belirten Çelebi Erzurum İstasyonu Șefi Mustafa Nișancı; “Șirketimiz adına 2011 yılına hazır olduğumuzu, tüm yerli
ve yabancı turistlerimizi ülkelerine ve șehirlerine memnun göndermek için gerekeni yapacağımızı belirtmek istiyorum” dedi.
4/15/10 2:06:29 PM
haberler I 18-19
Little Caesars’ta “Çılgın Pazartesi”ler
Çelebi Gıda Grubu’nun
önde gelen markalarından Little Caesars, pizza
severlere her geçen gün
farklı ve yenilikçi kampanyalar sunmaya devam ediyor. Tek seferlik
bir uygulama ile bașlayan
ancak gördüğü yoğun
taleple uzun soluklu bir
kampanyaya dönüștürülen “Little Caesars’ta Çılgın Pazartesi”lerde; “Orta
boy 5 malzemeli karıșık
pizza sadece 6 TL’ye” LC
severlerle bulușuyor. LC
müșterilerinin kampanyaya ilgisi her geçen gün artıyor. Uygulamadan çok memnun kaldıklarını dile getiren Little Caesars
fanatikleri, Çelebi Gıda Grubu’ndan benzer kampanyaları dört
gözle beklediklerini söylediler.
Onur Havayolları yolcusundan ÇHS
İzmir’e teşekkür
ÇHS İzmir İstasyonu, Onur Air’den aldığı teșekkür mektubuyla gururlandı. Onur Air İstasyon Müdürü Figen Kılınç, OHY
1055 seferi ile İzmir’den İstanbul’a seyahat eden Onur Air yolcusu Mehmet Çalıșkan tarafından gönderilen teșekkür yazısını,
kendi teșekkür mesajıyla
birlikte ÇHS İzmir İstasyon
Bașmüdürü Levent Kaylak
ile paylaștı. Çalıșkan, Onur
Air’e gönderdiği teșekkür
mektubunda, “ ...check-in
ișlemlerini yapan arkadașların güleryüzlü tutumları
için çok teșekkür ederim.
Dilara Hanım ve Özgün
Bey’in telașımızı dindirip
bizi uçağa bindirmeleri,
bu yazıyı kaleme almamıza yetti... Bașarılarının devamını dilerim”
ifadesine yer verdi.
Kılınç, mesajında “Ben
de Dilara Ceyhan ve
Özgün Sepin arkadașlarımızı bu güleryüzlü ve
özverili çalıșmalarından
dolayı kutluyorum. Kendilerine teșekkür ediyor
ve aynı performansı devam ettirmelerini diliyorum” dedi.
CELEBOCENISAN.indd 18
Çe-Tur’dan, Garanti Bankası’na
başarılı hizmet
Çe-Tur’un önemli bir ișbirliği içerisinde bulunduğu Garanti
Bankası, 15 Ocak’ta CNR Fuar Merkezi’nde, 2009 yıl sonu
değerlendirme toplantısı yaptı. Garanti Bankası’nın tüm genel
müdürlük ve șube çalıșanlarının katıldığı toplantının transfer
hizmetlerini Çe-Tur sağladı. İstanbul Anadolu ve Avrupa yakasında toplam 70 araçla ulașım hizmeti veren Çe-Tur, gerçekleștirdiği bașarılı ve sorunsuz operasyonla tüm katılımcıların
beğenisini topladı. Tecrübesini, üstün hizmet kalitesiyle birleștiren Çe-Tur çalıșanlarının güleryüzlü, ilgili ve nazik tavırları, katılımcılar tarafından takdirle karșılandı.
Çe-Tur Genel Müdürü’ne, İTO’dan “Kobi
Liderlik” sertifikası
Çe-Tur Genel Müdürü Suat Sarı’nın da aralarında bulunduğu İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Üyeleri’ne, aldıkları
“Kobi Liderlik Eğitimi” sertifikaları 11 Șubat’ta gerçekleștirilen
aylık olağan İTO Meclis Toplantısı’nda verildi. Toplantıda Suat
Sarı da, sertifika alan katılımcılar adına İTO Bașkanı Murat
Yalçıntaș’a bir șükran plaketi sundu. İTO’nun șubat ayı Meclis
Toplantısı’na katılanlar arasında Çalıșma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer de vardı. Dinçer, bașarılı faaliyetlerinden
ötürü Çe-Tur Genel Müdürü’nü tebrik ederek bașarılarının devamını diledi. 30 kișinin katılımı ile gerçekleșen “Kobi Liderlik
Eğitimi”, 26 Ekim-15 Aralık 2009 tarihleri arasında haftada bir
gün olarak gerçeklești.
4/15/10 2:06:32 PM
Little Caesars,
Euroleague’de “En İyi 5”te
Reklam ve tanıtım kampanyalarında hız kesmeyen
Çelebi Gıda Grubu, 22 Șubat-11 Mart tarihleri arasında
SkyTurk televizyonunda bir reklam kampanyası düzenledi. Little Caesars, SkyTurk’te yayınlanan Efes Pilsen
Euroleague basketbol maçlarının “En iyi 5” bölümünün, en iyi beș hareketinin gösterildiği 60 saniyelik
parçalarına, “filler” șeklinde reklam girdi. Little Caesars
logosunun, telefon numarasının ve pizza görselinin yer
aldığı bu reklamla LC, pizzasever basketbol fanatiklerinin de gönlünü fethetti. Lig boyunca devam edecek
olan uygulamada Little Caesars reklamları, gün içinde
off prime time’da, maç zamanı ise maç boyunca prime
time’de gösterilecek.
Çelebi Gıda Grubu’nda
eğitimler hız kesmiyor
ÇHS Dalaman,
sivil havacılık öğrencilerini ağırladı
Muğla Üniversitesi Dalaman Meslek Yüksek Okulu Sivil
Havacılık Bölümü öğrencileri, ÇHS Dalaman İstasyonu’na bir
ziyarette bulundu. SHYO öğrencilerine istasyonu tanıtan Dalaman Bașmüdürü Battal Çoban ve ekibi, daha sonra havacılık
ve yer hizmetleri ile ilgili bilgi verdi. Çelebi Dalaman çalıșanları
bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylașmanın ve gerçekleștirmiș oldukları sektör-okul bulușmasının amacına ulaștığını görmenin mutluluğunu yașadılar.
Çelebi Gıda Grubu Eğitim Müdürlüğü, çalıșmalarını ara
vermeden sürdürüyor. 17-18 Șubat tarihleri arasında, Gıda
Grubu’nun Evkur Plaza’daki genel müdürlük ofisinde gerçekleștirilen Ekip Eğitimcisi Kursu’na 11’i Little Caesars ve 4’ü
Arby’s çalıșanı olmak üzere toplam 15 kiși katıldı.
Eğitimin ilk gününde İletișim Becerileri, Temel İnsan İlișkileri ve
Takip Becerileri hakkında detaylı ve uygulamalı bilgiler verilirken, ikinci gün Eğitim Takımı, Eğitim Materyalleri ve Dört Adımda Eğitim konularına değinildi. Kurs sonunda birinci olan gruba
üzerinde “Farkı yaratan sizsiniz” yazılı, üzerinde toplu halde çekilmiș fotoğraflarının basılı olduğu t-shirtler, en bașarılı “örnek
öğrenci”ye de bir Ipod hediye edildi.
Çelebi Gıda Grubu, gerçekleștirdiği bu eğitimler sonrasında
konunun takibini de elden bırakmıyor. Eğitim Müdürlüğü, kurslarda elde edilen sonuçlar ve o süreç boyunca devam eden
gözlemlerin yanı sıra restoran uygulamalarının da takibini yapıyor. Böylece restoranların eğitim sonrası amaç çalıșmalarına
yönelik planlamalar daha kolay yapılabiliyor. Program kapsamında eğitim uzmanı Aslıhan Altıok koçluğunda Engin Özbek,
Hakan Atıseven ve Sinan Köseibiș tarafından da bir eğitim
verildi. Eğitim Müdürü Erkan Dernek, organizasyona verdikleri
bu olumlu destekten dolayı Özbek, Atıseven ve Köseibiș’e teșekkürlerini iletti.
ÇHS İstanbul’dan, Czech Havayolları İstasyon Müdürü’ne veda
ÇHS İstanbul İstasyonu yetkilileri, Czech Havayolları’nın Türkiye uçușlarını durdurması sebebiyle görevinden ayrılan İstasyon Müdürü Fatoș Kasap Yıldırım için bir veda partisi düzenledi. ÇHS İstasyon yöneticilerinin, uzun süredir birlikte çalıștıkları
Yıldırım için 24 Șubat’ta ÇHS Genel Müdürlük Binası’nda gerçekleștirdikleri veda kokteyli, hüzünlü anlara sahne oldu. Aralarında Satıș Müdürü Bekir Güneș ve CSA Portföy Yöneticisi’nin
de bulunduğu Çelebi İstanbul çalıșanları, Yıldırım için bir pasta yaptırdı. İstanbul İstasyonu Bașmüdürü Murat Nursel de
Yıldırım’a, birlikte çalıștıkları süre boyunca kendilerine gösterdiği yakın ilgi, anlayıș ve ișbirliği için teșekkür ederek bir veda
armağanı sundu.
CELEBOCENISAN.indd 19
4/15/10 2:06:34 PM
haberler I 20
Little Caesars’tan
sevgililere özel menü
Little Caesars, 14 Șubat Sevgililer
Günü’nde de sevenlerini unutmadı. “Hamurunda așk var” konsepti ile sevgililere
özel hazırlanan “Așka geldik!” menüsünü
19,95 TL’den LC tutkunlarına sunan Little
Caesars, bu özel gün için pizzalarını da kalp șeklinde hazırladı. 1 adet Kalp Pizza, elma dilim patates, 5’li nugget,
2 adet sufle ve 1 litre içecekten olușan Sevgililer Günü
özel mönüsü ile Little Caesars, 14 Șubat’ta bir kez daha
așıkların kalbini fethetmeyi bașardı.
Çe-Tur’da eğitimler sürüyor
ÇHS İzmir’den anlamlı veda töreni
Çelebi Hava Servisi ADB İstasyonu, emekli olarak görevinden
ayrılan Lufthansa Havayolları İzmir İstasyon Müdürü Engin
Gürtanyel için bir veda töreni düzenledi. İstasyon çalıșanları,
Lufthansa Havayolları’yla yıllardır sürdürdükleri bașarılı ișbirliği
çerçevesinde, birlikte çalıșma fırsatı elde ettikleri Gürtanyel’e
bir veda plaketi sundu. Çalıșanlar, ÇHS İzmir hizmet binasında
gerçekleștirilen töreni, pasta keserek noktaladılar. Birlikte çalıșmıș olmaktan duydukları mutluluğu dile getiren Çelebi İzmir
İstasyon Bașmüdürü Levent Kaylak da, Gürtanyel’in tecrübelerinden pek çok kez faydalandıklarını ifade ederek, verdiği
destek dolayısıyla tüm ekip adına teșekkürlerini sundu.
Hizmet verdiği sektöre ilișkin eğitimlerine hız kesmeden devam eden Çe-Tur’un, 5 Șubat’ta Avek Otomotiv toplantı salonunda verdiği eğitime; 15’i Çe-Tur personeli ve 10’u kiralık
araç kullanıcısı olmak üzere 25 kiși katıldı. Araç kullanıcılarına
yönelik olarak hazırlanan eğitim, iki bölümde gerçekleștirildi.
Goodyear Satıș Temsilcisi Bora Akgün tarafından verilen araç
lastikleri konulu eğitimde, kullanıcıların lastikler hakkında bilmesi gerekenler ve kıș aylarında araç kullanımı anlatılarak güvenli sürüș konularına değinildi. Eğitimin ikinci bölümünde ise
Çe-Tur Teknik Müdürü Metin Aydın, araç kullanıcılarına kaza
anında sürücülerin sorumlulukları hakkında detaylı bilgiler verdi. Toplantı sonunda tüm katılımcılar eğitimin faydalı geçtiğini
belirterek eğitmenlere teșekkür ettiler.
Little Caesars,
yılbaşının da vazgeçilmezi
Little Caesars, yılbașında da cazip
promosyonlarıyla pizzaseverleri hayal
kırıklığına uğratmadı.
Yılbașına özel 10 kișilik bir parti menüsü
hazırlayan Little Caesars, “2 adet mega
boy pizza, 3 adet litrelik içecek ve 10 adet
sufle”yi kiși bașı 7,50 TL’den satıșa sundu.
“Yılbașı partinize lezzet katan tek adres” sloganıyla herkesi lezzetli, doyurucu pizzalarını ve ev yapımı suflelerini
tatmaya çağıran Little Caesars, yılbașına özel menüsünün dağıtımını da Noel Baba kostümleriyle yaptı.
CELEBOCENISAN.indd 20
ÇHS Adana’dan yolculara
yılbaşı sürprizi
Her 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, hizmet verecekleri
kontuarları günün anlam ve önemi çerçevesinde Türk bayrakları ve kırmızı-beyaz balonlarla süsleyen ÇHS Adana İstasyonu
personeli, yeni yılda da bu anlamlı uygulamayı sürdürdü. Kontuarlarını yılbașı süsleriyle dekore ederek check-in ișlemlerinin
yeni yıl havası altında gerçekleștirilmesini sağlayan ve hem yolculara hem de çalıșanlara keyifli bir ortam yaratan ÇHS Adana
ekibi, bu uygulamasıyla beğeni topladı.
4/15/10 2:06:37 PM
bahar I 21
Şimdi
çilek
zamanı!
Bu yazı turtadan pastaya, milk shake’den dondurmaya, reçelden marmelata, likörden
kompostoya hayatımıza derin(!) tatlar katan çileğe, baharın güzel yüzünü gösterdiği șu günlerde
yașattığı tüm güzel anlar için metinsel bir saygı durușudur!
CELEBOCENISAN.indd 21
4/15/10 2:06:44 PM
bahar I 22-23
● Bazı kelimeler bize mutluluk, coșku, yașam sevinci verir.
Mesela çocuk, bahar, papatya böyle kelimelerdir. Kavramsal olarak zihnimizde hep güzel șeyleri çağrıștırırlar. Tıpkı bu
kelimeler gibi bazı tatlar da yașam sevinci verir bize. Çilek;
kıpkırmızı, sulu sulu, taptatlı ve taze. Görüntüsü dahi içimizdeki coșkuyu ortaya çıkarmaya yetecek bir meyve. Düșünün șimdi! Kocaman bir kase dolusu çilek, üzerinde pudra
șekeri veya krem șanti. Daha özel bir tat almak isteyenler
eritilmiș çikolata döküp dondurduktan sonra dıșı sert ama
içi yumușak ve sulu bir ziyafet verebilirler kendilerine. Bu
yazıyı yazmamızda bahar aylarının gelmesiyle birlikte çileğin
karșı konulmaz lezzetinin tezgahlarda endam etmesinin ve
tabii iștahımızı kabartmasının etkisi büyük...
Zor yetișen nazlı meyve
Rengiyle, kokusuyla, tadıyla ve görüntüsüyle afrodizyak etkisi yaratan çilek hemen hepimizin tadına doyamadığı bir
meyve. İște tam burada bir flashback yapıyor ve 18. yüzyıla
gidiyoruz. Uzağa, çok uzağa,
çileğin anavatanı diyebileceğimiz Șili’ye. Frezier adlı bir Fransız askerin görevli olarak gittiği
Șili’den ülkesine dönerken kasa
kasa çilek götürmesinin sebebi ne bu tadı dünyaya yaymak
ne de ticaret yapmaktı. O da
tıpkı bizim gibi çileğe doyamamıș, bu güzel meyvenin tadına
ülkesinde, ailesiyle birlikte varmak istemiști. Çileğin dünyaya
yayılmasının bu kadar masum
ve bu kadar hedonist bir sebebi
CELEBOCENISAN.indd 22
var. Kısa sürede Fransa’daki aristokrat ve burjuvaların vazgeçilmezi haline gelen çilek, her yerde yetișmediği ve çok
nazlı büyüyen bir meyve olduğu için bugün olduğu gibi o
dönemde de pahalı bir yiyecekti.
Tüm dünyada 600 çeșidi olan çilek esasında gülgiller familyasındaki bir bitkinin meyvesi. Yurdumuzda ise bu türlerden
yalnızca altısı yetișiyor ve en iyi yetiștiği yer de soğuk ve
karla özdeșleștirdiğimiz Bursa. Bursa’nın çileği neredeyse
dünyaca meșhur. Ülkemizde yetiștirilen çileğin yarısından
fazlasını karșılayan Bursa’yı, Marmara ve Karadeniz’in kıyı
kesimlerindeki iller takip ediyor. Marmara ve Karadeniz’in
kıyı kesimlerinde, akarsu vadilerinde, hafif kumlu topraklarda ve ormanda, doğal ortamda yetișen bu türe yaban çileği deniyor. İri meyveli Frenk çileği, turfanda yetiștirilen sera
çileği, aroması yüksek Arnavutköy çileği, genellikle reçel ve
marmelat yapımında kullanılan Ereğli Osmanlı çileği, diğer
çilek türlerimiz. Bir de son yıllarda üretimi oldukça azalan,
Mersin’in Tarsus ilçesinin çilekleri var. Tüm bu çileklerin tadı,
kokusu ve șekli yetiștikleri iklim
șartlarına ve çeșide göre birbirinden farklı. Değișmeyen ortak
nokta ise sağlık açısından sağladıkları faydalar.
Faydaları saymakla bitmiyor
Çileğin faydaları İlkçağ’dan bu
yana, șimdiki kadar olmasa da
biliniyordu. Bu nedenle Șilili yerliler de ilaçtan yemeğe ve cilt
bakımına birçok alanda kullandılar. Modern bilim de çileğin
oldukça faydalı bir meyve ol-
4/15/10 2:06:46 PM
duğunu birçok açıdan ispatlamıș durumda. Bağıșıklığı
güçlendiren, çocuk felci riskini
azaltan, cilt yaraları ve kandaki zararlı
virüslerin giderilmesinde etkili olan çilek, kansere karșı da koruyucu ve önleyici
maddeler içeriyor. Romatizmaya, gut hastalığına, sinir
bozukluğu ve depresyona çok
iyi geliyor. Karaciğerin ișlevini ve
safra salgısını artırıyor. Ateș düșürücü etkiye de sahip olan bu faydalı
meyve, gerçek bir C vitamini deposu. Kalori bakımından oldukça düșük.
B vitamini, kalsiyum, fosfor, demir sodyum ve potasyum. Kremaya batırıp keyifle ağzınıza attığınız bir çilekte
tüm bu saydığımız vitaminler mevcut. İster yiyin, ister suyunu için, isterseniz ezerek püre haline getirip sütle karıștırarak cildinizi temizleyin. Seçim sizin.
Çilek alırken...
Faydalarını saydığımız, bu söyleniși dahi güzel meyveyi satın alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini de söylemeden geçmeyelim. Çileğin rengi mutlaka canlı, üstü
lekesiz olmalı. Paketteyse, mümkünse paketi açın ve
alttakileri de kontrol edin. Hemen tüm sebze ve meyvelerde olduğu gibi çileğin de küçük veya orta boy olanları
büyüklerinden daha lezzetli ve tat olarak daha konsantre.
CELEBOCENISAN.indd 23
Çilek (Fragaria), gülgiller (Rosaceae) familyası
içinde yer alan, sapları yerden fazla yüksek
olmayıp baharda beyaz çiçekler açan bir bitkinin,
önce pembe, geliștikçe de koyu bir renk alan
meyvesi.
Saklarken...
Çilek yetișirken nasıl narinse, dalından koptuktan sonra da o kadar
narin. Toplandıktan sonra en fazla
2 gün içinde tüketilmesi gerekiyor.
Buzdolabında, yıkamadan kuru bir
șekilde ve geniș bir kapta 4-5 gün
saklayabilirsiniz. Kap geniș ve yayvan olmalı. Zira altta kalan çilekler
ezildiği için çok daha kısa ömürlü
oluyor. Çilekleri kaba koyarken ezik
veya çürük olanları da mutlaka ayırın çünkü ezik çilekler sağlamların
da hızla bozulmasına sebep oluyor.
Bahar geldi, dallar çileğe durdu. Seçmesini, saklamasını, yararlarını da öğrendik. Lafı uzatmayalım da bu özel lezzeti damağımızla bulușturalım. Reçel, marmelat, komposto,
tart, pasta, turta, puding, salata, milk shake, șıra, likör...
Tüm bunların tariflerini de ustalarına bırakalım değil mi?
Osmanlı çileğinin yaşamasına destek vermek amacıyla
her yıl 18 Haziran’da Karadeniz Ereğli’de, Osmanlı Çileği
Kültür ve Sanat Festivali adlı uluslararası bir festival
düzenleniyor.
4/15/10 2:06:50 PM
gündem
röportaj I I 24-25
00-00
Sinemamızın
“bıçkın” aktörü:
CELEBOCENISAN.indd 24
4/15/10 2:06:58 PM
Koridorda, kulise doğru
ilerliyoruz. Birden kuș sesleri
duyulmaya bașlıyor. Cik cik
sesleri yankılanıyor sessizlikte...
Șașırıyoruz önce.
Erkan Can ise oldukça sakin.
Elini cebine atıyor ve telefon...
Telefonu kuș sesleriyle çalan,
sokak köpekleriyle uyuyacak
kadar köpekleri seven, gemiciliğe
tutkun, doğaya așık bir adam
Erkan Can.
Kendi tabiriyle “bıçkın” bir adam...
● Bașında kıș geldi mi hiç çıkarmadığı beresi, sakin ha-
vası ve mahallemizin abisi tavrındaki konușmalarıyla daha
ilk dakikada, onu yıllardır tanıyormuș gibi hissediyorsunuz
kendinizi. Gemicilerin arasında büyümüș, sokak köpekleriyle yarenlik etmiș, boyacılıktan kaportacılığa, “sevdiği” her
iși yapmıș, güngörmüș bir oyuncu Erkan Can. “Dar Alanda
Kısa Paslașmalar”daki Torba Suat’a da, “Gemide”ki Kaptan İdris’e de, “Takva”daki Muharrem’e de yabancı değil.
Bu insanlar onun hayatındaki insanlar aslında. Günlük yașamında sohbet ediyor, dertleșiyor onlarla. Maceralarını
dinliyor. Ve aldıklarını usta oyunculuğuyla birleștirerek parmak ısırtacak ișlere imza atıyor her seferinde. “Adam rolünü
yașıyor yahu” dedirtiyor herkese. Ve evet, o rolünü gerçekten yașıyor...
CELEBOCENISAN.indd 25
Bursa’da doğmușsunuz, Mesken ilçesinde. İlk
gençliğiniz de bu tarihi șehirde geçmiș. Bursa’da
çocuk olmak, genç olmak nasıl bir șey?
Cin gibi bir çocuktum. Durduğu yerde durmayan, gezen
dolașan... “Sarı” diye çağırırlardı beni. Ummadığın yerde
karșına çıkardım. Bizim zamanımızda teknoloji yoktu.
Oyuncaklarımızı, kızağımızı vs. kendimiz yapardık. Tel
arabalar, otobüsler, çember yapardık. Bursa’da bağ bahçe
içinde, meyva ağaçları arasında doğayla iç içe oynardık.
Hayaliniz gemici olmakmıș doğru mu?
Gemiciliği severim. Mahallede gemici abilerimiz vardı.
Serdümenlik yapan, gittiği yerleri anlatan, dünyayı gezen.
4/15/10 2:07:01 PM
röportaj I 26-27
“Bazen sert, bazen
yumușağım. Deniz gibiyim
yani. Çabuk sinirlenir,
çabuk unuturum. Kimseye
kızamam, laf söyleyemem,
utanırım. Gülmeyi severim.
Elektriğim iyidir.”
Onlara özenirdim. Eskiden, askerlikten önce düșündüğüm
bir yașamdı gemicilik. Tiyatro ona galip geldi. İyi ki de gelmiș.
Gemici olsaydım perișan olurdum. Gemicilik, denizcilik zor
iș çünkü.
Siz de dünyayı gezmek mi istiyordunuz?
Evet, hala istiyorum. Yurtdıșına ilk kez “Gemide” filmiyle
gittim, Cannes’a. Sonraları sinema sayesinde dünyanın
birçok yerini gördüm.
Sinema sizin geminiz oldu diyebiliriz o halde...
Evet aynen öyle. Daha da gideceğiz.
İstanbul Belediye Konservatuvarı’ndan 1990
yılında mezun oldunuz ve 91-92’de Bakırköy
Belediye Tiyatroları’na girdiniz. İlk kimin
karșısına çıktınız “rol kesmek” için?
Ben esasen tiyatroya 16 yașında, Bursa Devlet Tiyatrosu
Feraizcizade Mehmet Șakir Bey Gençlik Tiyatrosu Kursu’yla
bașladım. Öyle bir eğitimi vardı ki, șimdiki konservatuvarların
hepsini bozar. Bursa’da birçok oyunda rol aldım. Tüm Bursa
tanırdı beni. Ünlü olmaya o zamandan alıșığım yani. Büyük
oyuncuların, büyük abilerin önünde oynadık. Herkes sonra
konservatuvara gitti, ben kaldım. 80 öncesiydi, biraz karıșık
dönemlerdi. Liseyi bitiremedim. Akșam sanat okulunu 2.
sınıfta bıraktım. Çünkü akșam lisesiydi ve akșamları oyunum
olduğu için okula hiç gidemiyordum.
Orada hocalarınız kimlerdi?
Yalın Tolga, Sevinç Aktansel Çetinok, Coșkun Orhon, Tayfun
Orhon, Özer Aydın, Yıldıral Akıncı, Ahmet Uğurlu. Mustafa
Uğurlu ve Mutlu Güney de bizim kurstan yetișmedir. O dönem
devlet tiyatrosuna kim geldiyse, bize ders verdi. O zamanlar
Bursa’ya yeni oyun gelirdi. Oyuncular bu vesileyle öyle bir
iki gün değil, neredeyse bir ay Bursa’da kalırlardı. Ankara
Devlet Tiyatrosu’nda o dönem kim varsa hepsi bize hocalık
yapmıștır. Tesadüftür ki Bursa’da da, İstanbul Bakırköy
Belediye Tiyatroları’nda da seçmeler için Kenan Ișık’ın
karșısına çıktım. O dönem Nejat Uygur’un ve Altan Erbulak
ile Erol Günaydın’ın “Yavru ile Katip”teki tiplemelerinin
CELEBOCENISAN.indd 26
Erkan Can, 13 yıl ara verdiği tiyatroya geçen yıl rol aldığı
“Sürmanșet” oyunuyla döndü. Șu sıralar ise “Alevli Günler” adlı
oyunda; kah sert bir polis komiseri, kah nüfus idaresi müdiresi
olarak çıkıyor tiyatroseverlerin karșısına. Erkan Can’ı kadın
kılığında görmek, izleyenleri hem șașırtıyor, hem de gülmekten
kırıp geçiriyor.
taklidini yaptım. Bir de ağır çekim öldüm onlara. O zamanlar
ağır çekimleri sinemalarda yeni görüyorduk. Henüz yok
filmlerde böyle șeyler. Neyse, aldılar beni. Böylece Bakırköy
Belediye Tiyatroları’nın ilk kadrosunun içinde yer aldım.
7 sene orada oynadım. Askerlik dönüșü, eğer tiyatroya
girmeseydim gemici olacaktım. Son anda durumlar değiști.
Benim hayatım hep son tren, son vagondur.
“Gemide” filmindeki “Kaptan İdris” rolüyle
sevenleriniz hem șașırdı hem de sizi takdir
etti. Bu filmde neyi göstermeye çalıștınız?
Ben anlattım, diğer arkadașlar anlattı. Önder Çakar da yazdı.
Senaryo iyiydi. Oyuncular olarak biz de roller, karakterler
üzerinde çok konuștuk, tartıștık. Biz bu filmi dublajlı çektik.
Paramız yoktu bu filmleri yaparken. Hayat aktı, biz
yolumuzu bulduk. Erkeklerin sert dünyasını ve en alttakileri
göstermeye çalıștık filmde. Dibe vuranları. Belli bir
metrekarede kendilerine bir dünya kurmuș, o dünyanın
içinde yașayıp giden, karaya ayak bastıklarında yani dıșarı
çıktıklarında afallayan, ne yapacağını șașıran insanları
anlatmaya çalıștık. Bir yanımızın ne kadar vahși, hiç
doymamıș olduğunu göstermek istedik. Vahși kapitalizmi
anlattık. Böyle bir derdimiz var.
4/15/10 2:07:07 PM
Neyzen Tevfik “Küfür lûgatin tuzu biberidir”
der. Bunun yakıșması olmaz ama, küfrün
ağzınıza çok yakıștığını düșünüyor izleyiciler.
Küfür de o zamanlardan mı kalma?
Sanat toplum içindir diyorsunuz o halde...
Önce kendim için. E ben de toplumun bir parçasıyım.
Yaptıklarımız topluma yansıyor tabii ki. Derdimiz evrenseli,
mükemmeli yakalamak.
“Takva” filminde bunu yakaladığınızı
hissettiniz mi?
Ben bir oyuncu olarak üzerime düșeni yapamaya çalıșırım.
Rolü seçerken tabii ki senaryoyu okuyorum. Hoșuma
giderse, senaryonun son sayfasında zihnimde bir șeyler
canlanıyorsa; dünya için, insanlar için, ülke için yararlı bir
șeyler tașıyorsa oynarım. İșimi yaparım. Ekipteki herkes
ișini yapar. Kendiliğinden bir sinerji, empati olușur. Bu ekip
iși. Tek bașına oyuncu bir șey yapamaz. Sonuçta tüm
organizasyon oyuncuya hizmet ediyor gibi ancak sinema,
puzzle gibi herkesin bir parça koyduğu, herkesin filmin
bütününü düșündüğü bir iștir.
Kaptan İdris, Muharrem, Torba Suat...
Bu adamları hayatınızın bir yerinde görmüș
olmalısınız.
Ben bu adamlarla hayatımın bir yerinde karșılaștım,
konuștum, tanıștım. Bunları bilmesem rolde çuvallayabilirdim
de. Bir oyuncunun en büyük kaynağı gözlemdir. Ben
çevremde herkesle sohbet ederim, adam ayırmam. Her
yere girer çıkarım. Bu çeșitlilikten beslenirim. Bizim dükkan
sırtımızda, oyuncuyuz biz. Rolümü kafamda kurgalayarak,
düșünerek çalıșırım.
Küfür hayatın içinde var. Çocukluğumuzdan beri sağımızdan
solumuzdan duyuyoruz. Duymadıysan, küfür bilmiyorsan
askere gider, kralını öğrenir gelirsin. Gerektiğinde ederim.
Ama her yerde küfür edilmez. Her șeye de edilmez. Bunu
bilmek lazım. Dile tat verecek kadar...
Bu hayat hengamesinde kaçıp sığındığınız,
ruhunuzu dinlendirdiğiniz özel bir yer veya
șey var mı?
Ben her yerde mutlu olurum. Altımda arabam olsun yeter.
Ben arabamın içinde her șeyi düșünür, hallederim. Arabada
her șey aklıma gelir. Ben gezeyim arabamın içinde, benim
için yol olsun yeter. Amerikan arabalarına düșkünüm. Bir
86 model Chevrolet Caprice Classic’im var șimdi, onunla
uğrașıyorum. Bebek gibi ilgileniyorum onunla... Bir de
köpeğim var, Maki. Küçültülmüș bir kurt köpeği düșünün;
kuyruk Kangal gibi, kulaklar dik. Benim köpeğim hep oldu.
Babam köy enstitüsünde öğretmen olduğu için köylerde
büyüdüm ben. Evde mutlaka iki av köpeğimiz olurdu.
Mahallede de bir sürü köpeğim vardı. Dıșarı çıktım mı hepsi
toplanır, dizilirdi karșıma. Akșama kadar birlikte gezer, gece
birlikte uyurduk. Kapıda soyar, öyle içeri alırdı annem beni.
Köpek kokardım çünkü.
Esnaflığa da yabancı olmadığınızı
Kapalıçarșı dizisindeki oyunculuğunuzdan
anlıyoruz.
Yıllarca esnaflık yaptım. Konfeksiyon, parfümeri; parça bașı
mallar sattım Kapalıçarșı’nın girișinde, turșu suyu sattım.
Kaportacıda, ayakkabıcıda çırak olarak çalıștım. Araba
yıkadım. Ben küçükken de evden hiç para almazdım.
Ne yapacağıma kendim karar verirdim. Kaportacıda iș
bulurdum, babama söylerdim. “Tamam” derdi, çalıșırdım.
Köye giderdim hayvan gütmeye. Hiçbirinde de zorlanmadım.
Severek isteyerek yaptım çünkü hepsini. Hele tezgahtarlığım
çok iyidir. Çok güzel ayakkabı satarım, zenne...
CELEBOCENISAN.indd 27
“Benim hayatım hep son tren, son vagondur.”
4/15/10 2:07:14 PM
makale I 28-29
Olsak olsak da,
nasıl bir takım olsak?..
● Çelebice’yi ilgiyle takip edenlerdenim. Yaklașık yirmi yıldır
amatörce yazılar yazarım.
Genellikle; sevindiğim, üzüldüğüm, kızdığım, heyecanlandığım bir haberin ardından bir șeyler yazdım. Bu kez ise, bir
sipariș üzerine yazıyorum. Sevgili Çetin Özbey, telefonda
benden ekip çalıșması hakkında bir șeyler yazmamı isteyince, bu hayırlı siparișe sevindim.
Tam da ben, bu konu hakkında, nasıl daha hızlı yol alırız diye
düșünürken bu talebin gelmesi iyi oldu aslında.
Yöneticilik yașantım boyunca bașka türlüsünü düșünemediğim, iș yașamının “olmazsa olmaz”larından olarak kabul ettiğim ekip çalıșması, özellikle de Çelebi gibi binlerce insanın
bir arada çalıștığı organizmalarda aslında güzel de bir zorunluluktur. Tam da șu sıralarda, hızla büyüyen șirketimizde bu
büyüme aynı hızla organize edilmeye çalıșılıyor. Bu konuda
uzman kurulușların yöneticileri, bizlerle görüșerek bu süreç-
CELEBOCENISAN.indd 28
lerin nasıl daha iyi yönetilmesi gerektiğini yorumlarken, kalite
bölümümüz de hizmet kalitemizi yükseltme çalıșmaları yapıyor, standartları belirliyor.
Çelebi Holding’in; havacılık, denizcilik, gıda, turizm, tașımacılık, güvenlik sektörlerindeki faaliyetleri ve havacılık sektöründe gerçekleștirdiği yurtdıșı projelerinin isimlerini saymak
bile zaman alır. Çelebi çalıșanları Türkiye ve dünyanın çeșitli
bölgelerinde, farklı coğrafi koșullar ve hava șartlarında, belki de daha önce hiç bilmedikleri bir kültürün insanlarıyla bir
arada çalıșıyor, onlara hizmet veriyor. Üç farklı ülkede çalıșan
binlerce kișinin, aynı ülkü ve ekip ruhu ile çalıșmasını hemen
istersek hayalci oluruz. O nedenle de, bence ideale yakını
bunun küçük birimlerde modellenmesi olabilir. Biraz klasik de
olsa tıpkı, “Demokrasi önce, en küçük topluluk olarak bilinen
aileden bașlar” sözündeki gibi. İçini herkesin farklı dolduracağı Çelebi ekip ruhu da, böylece uzun vadede yavaș yavaș
yerine oturur.
4/15/10 2:07:25 PM
Bu ruhun olușması da ancak, diğerlerine önderlik yapabilecek, özenle seçilmiș, sorumluluk alabilen ve yetkisi olan departman liderleri ile mümkün olabilir. Çelebi Holding Yönetim
Kurulu, seçtiği lider özellikli yöneticilerle diğerlerine de șu mesajı veriyor diye düșünüyorum:
“Herbert von Karajan’da bizim istediğimiz özelliklerin birçoğu
var, bu nedenle onu bu pozisyona getirdik. Onu kendinize
örnek alarak çalıșırsanız, bir gün sizin de o pozisyona gelmeniz mümkün olabilir. Herbert Bey, sizden bir isteğimiz de
yerinize sizin gibi değerli bașka insanlar yetiștirmeniz...”
Postabașından, CEO’ya kadar farklı sorumluluk, yetki, güç
ve beceride liderlerimiz var.
Grubun tepesindeki lider, tüm bu senkrondan da sorumludur.
Șimdi sizlere, yöneticilik hayatım boyunca, uyguladığımda iyi
sonuçlar aldığım bazı notları iletmek istiyorum.
Okuyacaklarınızın birçoğu, ya okuduğum bir kitaptan aklımda kaldı, ya da katıldığım bir eğitimde duyup not aldım ama
hepsini bizzat uygulayıp verim aldım.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Bașkasını modellemek yerine kendiniz olmaya çalıșın.
Aksi takdirde, size ait olmayan davranıș ve konușmalar, ilk yağmurda üzerinizden akacaktır.
Çalıșkanlık ve sabırla beslenmemiș hiçbir zekanın önemi yoktur.
Her türlü umarsızlık ve, “sana mı kaldı șimdi bu yani”
bakıșlarından yılmadan proje üretin ve liderinize sunun.
Fikir getirmek, önermek, takımın ișidir. Kararı ise çekici
elinde bulunduran lider verir.
Ancak bu ön hazırlığı yapan, projeleri yarı mamul hale
getirmekten gocunmayanlar bir gün o çekici ellerine
alabilirler.
Hayatta kalmanın yegane yolu, ișimizi iyi yapmaktan,
onunla bütünleșmekten, sürdürülebilir farklılıkları yakalayıp rakiplerden üstün hizmetleri optimum fiyatlarla
üretmekten geçer.
Kendinizi karșınızdakinin yerine koymak, ya da sözün
Yunanca kökeni ile en (iç) pathos (duygu) yani empati
kurmak tabii ki önemli. İğne-çuvaldız örneği de bizim
tarihi empati örneklerimizdendir.
Bunun daha da gelișmiși ise, “Birisiyle konușurken o
görüșmeden sıyrılın ve konuștuğunuz kiși ile kendinizi
üçüncü bir kiși olarak dıșarıdan gözlemleyin, bu size
daha sağlıklı iletișim fırsatları yaratabilir” öğretisidir.
Modern iletișim cihazları ile iletișim becerilerinizi ve haberleșme yetilerinizi geliștirin. Bu size, hem zaman hem
de hız kazandıracaktır.
Merak, araștırma hatta öğrenme açlığı kișiyi düzenli
olarak geliștiren bir duygudur, doymamasında yarar
vardır.
Sizden istenen bir bilgiyi mutlaka isteyen kișiye zamanında bildirin.
Bașarı, tıpkı sevinç gibi paylaștıkça büyüyen bir olgudur.
Birlikte sevinip üzülebilme, takım olmanın gereklerindendir.
Daha önce amatörce de olsa takım sporları yapanlar, iș
hayatına daha rahat uyum sağlarlar.
CELEBOCENISAN.indd 29
•
•
•
•
Takım arkadașı için çabalama, onun hatasını kapatmaya gayret etme, bașarısı için ona yol açma, onun
kaçırdığı bir sayıdan sonra üzüntüsünü paylașma, attığı golde sevincini bölüșme, sakatlıkta veya güçten
düșüldüğü zamanlarda yanında birilerinin olduğunu
hissetme, bir bașkasına arkanı dönebilme rahatlığı,
bașkalarına güvenme duygusu, sporun olduğu gibi iș
hayatının da önemli kriterlerindendir. Bunu iki örnekle
açmak isterim. Konuyu bir dönem Galatasaray ve Türk
Milli Takımı’nın mentorluğunu yapan psikolog Prof. Dr.
Acar Baltaș’tan dinlemiștim. Fenerbahçe ve Beșiktașlılar alınmasın lütfen, benzer örnekler onların takımlarında da yașanmıștır mutlaka. Hakan Șükür’le yapılan bir
röportajda șöyle bir diyalog yașanmıș:
Hakan, o zor kafa golünü nasıl atmıștın sen öyle?
Aslında o pozisyon Taffarel’in çok zor bir topu çıkarmasıyla bașlamıștı, sonra kalecimiz topu Ergün’e uzattı,
Ergün iki kișiyi çalımladıktan sonra güzel bir ara pasıyla
topu Emre’ye kazandırdı, Emre’nin mükemmel ortasından sonra da bana sadece topa kafayla dokunmak
kaldı...
Evet, iște iș hayatı da aynen böyle. Her bașarılı ișten
sonra sadece kendinize pay çıkarmaya çalıșırsanız, bir
gün atacağınız muhtemel bir golün pasını da boșuna
beklersiniz.
Uğruna mücadele etmediğiniz hiç kimse, sizin için severek mücadele etmeyecektir.
Sadece șımarmadan koșan, bașarısını ve bașarısızlığını içtenlikle takım arkadașlarıyla paylașabilen, doğru
kurgulanmıș, çağın getirdiği dinamizme ayak uyduran
takımlar yașamlarını büyüyerek sürdürebilirler.
Bir öykü de Hıncal Uluç’tan... Tarih 18 Aralık 1960. Galatasaray o gün Fenerbahçe’yi 5-0 yenmiș. Maçın dört
golünü atan Metin Oktay, soyunma odasında bașını
önüne eğmiș elleriyle kafasını tutuyor. O yıllarda gazetecilere soyunma odalarının kapıları henüz açık. Genç
muhabir Hıncal Uluç hemen Metin Oktay’ın yanına oturup soruyor. “Ne oldu Metin, nedir senin bu üzüntülü
halin?” O tarihte 24 yașında olan, daha sonra 55 yașında bir trafik kazasında ölen ve centilmenliği ile taraflı
tarafsız herkesin sevdiği Metin Oktay’ın cevabı bir ders
niteliğinde: “Yaa Hıncal, yarın șimdi bütün gazeteler
beni yere göğe sığdıramayacaklar. Ben mesleğime nasıl șımarmadan devam ederim, onu düșünüyordum...”
“Ayinesi (aynası) iștir kișinin” diye bir laf vardır ya hani.
Bence kișinin ayinesi, iș dünyasında takımıdır.
Bu yazı bitmez sandınız ama bitti iște.
Bu da bu yazının son sözü olsun:
Mumbai kargo binasında çalıșan genç bir Hintli takım arkadașımız, aksanlı İngilizcesiyle bir sorana “Bir merdiven beș ișçi”
ile bașlayan șirket öykümüzü gurur duyarak anlattığı gün, ben
global anlamda bir takım olduğumuza inanacağım...
Çelebi Hava Servisi Satıș ve Pazarlama Direktörü
Tunç Müstecaplıoğlu
Șubat-2010
4/15/10 2:07:27 PM
kültür I 30-31
Tac Mahal
Hindistan’da
Türk izleri
Cumhurbașkanı Abdullah Gül’ün ziyareti ve Çelebi’nin kazandığı üç ihaleyle, bugünlerde
Türkiye’nin ekonomi gündeminde sıkça adı geçen Hindistan, aslında ülkemize sanıldığından
çok daha yakın. Bölgede 1800’lere kadar süren Türk etkisi, ardında çok özgün bir mimari ve
pek çok dünya mirası eser bıraktı.
CELEBOCENISAN.indd 30
4/15/10 2:07:28 PM
● Doğu’nun en büyük uygarlıklarından birinin doğup geliștiği Hindistan coğrafyasının
Türklerle ilișkileri çok eski tarihlere dayanıyor.
M.S. 1 ila 6. yy’da bölgede, Türkistan kökenli
Kușanların etkisi açıkça gözüküyor. Döneme
ait heykellerde Türk süvarilere ait elbiseler
ve paralar üzerinde Türkçe “güzel” anlamına
gelen “kucula” gibi sıfatlar göze çarpıyor.
Kușanların ardından bölgeye gelen Akhunlar, Afganistan’ı Hindistan’a bağlayan yol üzerinde bulunan
Gazne șehrinden hareket ederek Orta Asya’dan daha verimli ve daha fazla yağmur alan Pencap bölgesine doğru
akınlar bașlatıyorlar. Akhunların 7. yy bașına kadar bölgede
etkili olduğu biliniyor.
İslamiyet bölgeye, 8. yüzyılın bașlarında Arap tüccarlar aracılığıyla girmiș. İlk olarak Gaznelilerle bașlayan
Türk-İslam Devletleri zinciri Tuğluklular, Lodiler, Delhi Türk
Sultanlığı ve son olarak Babür İmparatorluğu’yla devam ediyor. 15. yy bașında Timur’un Hindistan’ın büyük bir kısmını
topraklarına katmasıyla bölgede “Türk-Hint İmparatorluğu
devri” bașlıyor ve İngilizlerin 1858 yılında Babür devletini
ortadan kaldırmasına kadar devam ediyor. Bu dönem
boyunca bölgeye Türk-İslam mimarisiyle, Budist-Hint mimarisinin etkileșiminden doğan pek çok görkemli yapı
inșa edilmiș. Türkler yapılarda; kubbe, minare ve kemer
gibi mimari unsurlardan ve Hindistan’ın doğal zenginlikleri
olan kırmızı kum tașı, renkli mermer, renkli taș ve tuğla gibi
birçok değerli ve yarı değerli taștan olușan malzemelerden
de yararlanmıșlar.
Bölgedeki, çoğu UNESCO Dünya Miras Listesi’nde
yer alan Türk eserlerinden bazıları:
Tac Mahal: Bu ünlü Babür anıtı, İmparator Șah Cihan’ın karısı Mümtaz Mahal’in anısına yaptırdığı bir anıt mezar. Mümtaz Mahal 1629 yılında, 17 yıl evli kaldığı imparatora 14. çocuğunu doğururken ölür ve Șah Cihan’ı dayanılmaz acılar
içinde bırakır. İmparator, bu acı kayıptan sonra eșine olan
sevgisinin büyüklüğünü bütün dünyaya kanıtlamak için bu
anıt mezarı yaptırmaya karar verir. Mimar Sinan’ın öğren-
cilerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet
İsmail Efendi ile Hattat Serdar Efendi, eserin
yapımı için İstanbul’dan Hindistan’a davet
edildi. 1632’de inșasına bașlanan eser, 20
yıl sonra, 1652’de tamamlandı.1983’ten bu
yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde
yer alan Tac Mahal, kușkusuz Hindistan’ın
en önemli sembollerinden biri.
Agra Kalesi: 1526-1858 yılları arasında hüküm süren Babür
İmparatorluğu’nun yönetim binası olarak kullanılmıș olan
kale “Kızıl Kale” olarak da biliniyor. 1648 yılında Șah Cihan
tarafından tamamlanan kalede, Hindistan-Türk imparatorları; Babür, Hümayun, Akbar, Cihangir ve Aurangzeb yașadı.
Kaleyi tamamlayan Șah Cihan’ın hayatının son günlerinde
oğlu Alemgir tarafından buraya hapsedildiği ve penceresi
Tac Mahal’e bakan bir odada öldüğü biliniyor. Kalenin çevresi iki buçuk kilometre uzunluğunda ve duvarları 20 metre
yüksekliğinde. Kaleye, bir duvarı Yamuna nehrinin kıyısında
bulunduğu için sadece güneyindeki Amar Singh kapısından girilebiliyor. Agra Kalesi geceleri ses ve ıșık gösterileriyle renkleniyor.
Fetihpur Sikri: Agra’nın 40 km kadar batısında kurulmuș olan
Fetihpur Sikri șehri, 1570-1586 yılları arasında, İmparator
Ekber zamanında Babür Hükümdarlığı’nın bașkentiydi.
Daha sonra terk edilen ve mükemmel biçimde korunmuș
olarak günümüze ulașan bu hayalet șehirde, İran mimarisi ve Hint etkilerini harmanlayan ilginç bir mimariye sahip
Cami Mescid, Jodha Bai Sarayı, Șeyh Selim Chisti’nin türbesi gibi pek çok eser bulunuyor.
Kutup Minaresi: 1193’te Delhi Türk Sultanlığı’nın kurulması onuruna inșaatına bașlanan Kutup Minaresi, Kuvvet-ül
İslam Mescidi harabeleri içinde yer alıyor. 72,5 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun minaresi olan eser ancak 1386
yılında tamamlanabilmiș. 2006 yılında Hindistan’ın en çok
ziyaret edilen tarihi eseri olan ve Tac Mahal’den bile fazla turist çeken minare, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde
bulunuyor.
Fetihpur Sikri
CELEBOCENISAN.indd 31
4/15/10 2:07:33 PM
spor I 32-33
“Yarın yine borçlarım olacak
FIFA Dünya Kupası,
ama bu gece kral benim.”
her dört yılda bir yeşil sahalardaki
Napoli taraftarları
harika maçlarla ve saha dışındaki dev şenliklerle, güzel yaz
mevsimini daha da güzel kılıyor. Dünya futbolunun bu en ateşli
buluşması, tarihinde ilk kez Afrika kıtasına gidiyor, bu yıl. Ev sahibi Güney
Afrikalılar, Dünya Kupası’nın, 16 yıl önce ırkçı Apartheid rejiminin sona
ermesinden bu yana yaşayacakları en önemli olay olduğunu düşünüyor. Kazanılacak
başarılar onlar için ikinci planda. Ayrımcı rejimin ardından ulus kimliğini yeni yeni
oluşturabilen Güney Afrika, şampiyonayı kapılarını dünyaya açmak için önemli bir fırsat
olarak değerlendiriyor. Ünlü futbol yazarı Simon Kuper’in bir zamanlar dediği gibi, “Futbol asla
sadece futbol değil” ve Güney Afrika gazetesi Sunday Times’ın bir başyazısı, bu tezi açıkça
kanıtlıyor: “2010, kim olduğumuzu ve kim olmak istediğimizi tanımlayacak.”
Sadece bir ülke için değil, bütün bir kıta için özel anlamlar taşıyor, 2010. Olanaklarının yetersizliği
ve güvenlik sorunları gerekçeleriyle yıllarca kendilerinden esirgenen evsahipliği, tüm Afrika
ülkelerini heyecanlandırıyor. Şampiyonada forma giyecek
farklı ülkelerden Afrikalı oyuncular, “Kendi evimizde
oynamanın avantajını kullanacağız” diyebiliyor, gayri
ihtiyari. Bir turnuva, bir ülkenin kaderini
değiştiremez. Yine de futbol, genç nesillere
hayatın birçok alanında daha iyisini
başarmak için biraz daha cesaret ve
özgüven verebilir; onlara, “Biz de dünyanın
eşit bir parçasıyız” deme fırsatını tanıyabilir.
Açlık, hastalık ve savaş haberleriyle anılmaktan
usanan Afrika ülkeleri, Dünya Kupası ile
bu sorunlarını çözemeyecek fakat
yine de kendilerini pek çok ilginç
öyküyle anlatma şansı buldukları
için mutlular. Afrikalılar,
“Şimdi top bizde” diyor
ve Johan Cruyff’un
söylediği gibi,
“Top onlardayken rakip
gol atamaz”.
CELEBOCENISAN.indd 32
4/15/10 2:07:37 PM
11 Haziran’da Güney Afrika ve Meksika arasında,
Johannesburg’da yapılacak açılış maçıyla birlikte harika bir
turnuva ve Afrika’ya daha yakından bakma şansı bizi bekliyor.
İşte bu büyük eğlenceye katılan ülkeler...
Güney Afrika
Meksika
Uruguay
Fransa
A GRUBU
Evsahibinin grubunda, geleneksel çalgı vuvuzela’nın sinek vızıltısını andıran sesinin maçlara damgasını vuracağı
așikar. Güney Afrika takımı, yani Bafana Bafana, 90 dakikaya yayılan temposuna, Everton’lı oyun kurucu Steven
Pienaar’ın yükselen performansına ve hocaları Carlos
Alberto Parreira’nın tecrübesine güveniyor ancak hiç de
kolay bir grupta değiller. Son yıllarda bașarılı sonuçlar alamayan Fransa, grubun favorisi. Benzema, Thierry Henry
ve Nicolas Anelka’dan olușan ürkütücü bir hücum gücüne
sahip olan Les Bleus, 1998’de kazandığı dünya kupasını
çok özlüyor. Meksika cephesinde ise, 36 yașındaki Cuauhtemoc Blanco’nun takıma dönmesiyle Efrain Juarez,
Andres Guardado ve Giovani dos Santos gibi genç yıldızların da kendilerine güvenlerinin arttığı ortada. Javier Aguirre yönetimindeki takım, kupa öncesinde 12 maç üst üste
kaybetmedi. Tarihinde 2 dünya kupası zaferi bulunan Uruguay, ileri uçta tecrübeli golcü Diego Forlan (tabii iyileșirse)
ve Ajax’ta yıldızı giderek parlayan Luis Suarez ile dikkat
çekiyor. İkili, elemelerde toplam 12 gol buldu. Savunmada
ise tanıdık bir isim, Fenerbahçeli Diego Lugano var.
B GRUBU
Arjantin
Nijerya
Kore Cumhuriyeti
Yunanistan
Dünya kupası, biraz da Maradona demek. B grubu sadece
bu nedenle dahi heyecan verici çünkü Messi, Mascherano,
(Maradona’nın damadı) Aguera gibi yıldızlar; pek çoklarına göre
dünyanın gelmiș geçmiș en iyi futbolcusunun hocalığıyla sahaya
iniyor. Șimdiye dek pek bașarılı bir grafik çizmediler. Ancak kulübenin verdiği ilham dahi onları finale tașıyabilir. Grubun önemli
takımlarından Nijerya, katıldığı her dünya kupasına renk kattı.
Kendi kıtalarında oynanacak ilk turnuva için de Avrupa tecrübeli oyuncuları Martins, Yakubu Aiyegbeni, Peter Odemwingie,
Kanu, Jon Obi Mikel ve Joseph Yobo ile sert fakat hücumcu
bir takım kurdular. En önemli oyuncusu Manchester’lı Ji-Sung
Park olan Kore Cumhuriyeti, elemelerden çok rahat çıkmasıyla
dikkat çekiyor. Oynadıkları savunma futboluyla eleștiriler alan
Yunanistan’da Liverpool’lu Kyrgiakos, İtalya ve Portekiz tecrübeli Karagunis gibi turnuva tecrübeleri yüksek oyuncular var.
Ayrıca, bu turnuvaya Gekas ve Charisteas gibi iki formda golcüyle geliyorlar.
CELEBOCENISAN.indd 33
4/15/10 2:07:58 PM
spor I 34-35
C GRUBU
2008 Avrupa Kupası’na katılamayan İngiltere, Fabio Capello yönetiminde șimdiden final için iddialı bir yapıya büründü. Ancak John Terry önderliğinde güçlü bir savunmaya, Gerrard ve Lampard’ın dinamoluğundaki orta sahaya,
Rooney ve Defoe gibi hücum silahlarına rağmen İngiltere
milli takımı henüz aradığı nokta santraforu bulmuș gibi görünmüyor. ABD, futbolun giderek yükselmekte olduğu bir
ülke ve yıldızları Landon Donovan, formunun zirvesinde.
Everton’un hücumcusuna, tamamı Avrupa’da oynayan
Oguchi Onyewu, Michael Bradley, Tim Howard ve Clint
Dempsey eșlik edecek.
Oyuncularının büyük kısmı Fransa liginde oynayan Cezayir
de, Karim Ziani ve Murat Meghni, kaptan Yezid Mansuri’nin
dağıttığı toplarla önemli tehlikeler yaratıyor. Daha çok takım oyununu tercih eden Slovenya’nın yıldızı ise Köln’ün
golcüsü, Milivoje Novakovic.
D GRUBU
Bir önceki kupanın evsahibi Almanya, grubun tartıșmasız
favorisi. İkinci sıranın en güçlü adayı olan Gana, Michael
Essien, Sulley Muntari ve Stephen Appiah’tan kurulu, oyunu domine etme yeteneğine sahip orta sahasıyla dikkat
çekiyor. Avustralya’da, uluslararası turnuvalarda attığı kritik gollerle bilinen orta saha oyuncusu Tim Cahill, oldukça
formda. Takımda öne çıkan diğer iki oyuncu ise Galatasaraylı Harry Kewell ve Lucas Neill. Guss Hiddink yönetimin-
CELEBOCENISAN.indd 34
Hollanda
Danimarka
Japonya
Kamerun
kurdu. Danimarka’nın pek çok oyuncusu Juventus, Arsenal, Liverpool ve Werder Bremen gibi Avrupa devlerinde
veya Hollanda liginde oynuyor. Tıpkı ABD gibi, Japonya
da futbolun yükselen ülkelerinden. Samuraylar, Espanol’lu
oyun kurucuları Nakamura’nın önünde gol arayacak olan
22 yașındaki yıldız adayları Shinji Okazaki’den çok șey
bekliyor. Biraz șansı yaver giderse, Okazaki’nin șampiyonadan sonra Avrupa’ya transfer olması ișten bile değil.
F GRUBU
Son șampiyon İtalya’nın domine edeceği F Grubu, çetin
bir ikincilik mücadelesine sahne olacak gibi. Gök maviler
kupayı kazanmaları halinde, 5 șampiyonlukla Brezilya’yı
yakalamıș olacaklar. Tarihlerinde dünya kupasını iki kez üst
üste almıșlıkları var (1934 ve 1938). İkinciliğin güçlü adayı Paraguay, turnuvaya kötü bir haberle gidiyor. Golcüleri
Salvador Cabanas, ocak ayında bir eğlence yerinde bașın-
Almanya
Avustralya
Sırbistan
Gana
de 2006’da da Dünya Kupası’na gelmeyi bașaran takım,
Hollandalı hocanın attığı temel üzerine kurulu. Bugünkü
hocaları da Hiddink’in yardımcılığını yapan Pim Verbeek.
Annesi ve babası Alman olan kaleci Swartzer, Avustralya
formasıyla ilginç bir Almanya maçına çıkacak! Manchester
United ile çok önemli maçlara çıkan Vidiç, 1998’den bu
yana uluslararası turnuvalarda oynayan Stankoviç, yenilenen Sırbistan kadrosunun tecrübeli oyuncuları.
E GRUBU
Favori Hollanda, harika bașladığı 2008 Avrupa Kupası’nı
hayal kırıklığı ile sonlandırmıștı. Buradan aldıkları dersler, Liverpool’lu Dirk Kuyt’ın inanılmaz formu ve Arjen
Robben’in nihayet sakat olmaması, Hollanda’yı șanslı kılıyor. Kamerun, kendi kıtasında, Samuel Eto’o, Alexandre
Song ve belki de Trabzonsporlu Rigobert Song gibi lejyoner oyuncularıyla bir üst turu zorlayacak. Hocaları Le
Guen, șimdiden Kamerunlulara hayaller kurduran bir takım
İngiltere
ABD
Cezayir
Slovenya
İtalya
Paraguay
Yeni Zelanda
Slovakya
dan vurularak ağır yaralandı. Roque Santa Cruz, takımın
en önemli gol silahı. Slovakya takımının iskeletini defansta
Liverpool’lu Skrtel, orta sahada Napoli’li Hamsik ve ileride
Bochum’lu Sestak olușturuyor. Grubun zayıf halkası Yeni
Zelanda, Güney Afrika’ya gelmeyi büyük bir bașarı olarak
değerlendiriyor.
4/15/10 2:08:29 PM
G GRUBU
2010 Dünya Kupası’nda eğer bir “ölüm grubu” varsa, burası olsa gerek. Otoriteler, favori
Brezilya’nın dahi, özellikle savunma zaafları
nedeniyle, bir üst tura çıkamama olasılığı olduğunu belirtiyor. Fildiși Sahili, gerek son dünya
kupasında oynadığı hırslı ve yaratıcı futbolla,
gerekse Chelsea’li Drogba ve Salomon Kalou, Sevilla’lı Didier Zokora, Barcelona’lı Yaya
Toure, Marsilyalı Bakary Kone, Manchester’lı
Emmanuel Eboue, Arsenal’li Kolo Toure ve
Brezilya
Kuzey Kore
Fildiși Sahili
Portekiz
Stuttgart’lı Arthur Boka’nın dahil olduğu parıltılı
kadrosuyla, grup birinciliği iddiasında. Gruplara kritik bir play-off maçıyla kalabilen Portekiz
ise, turnuvalar ilerledikçe performansı yükselen takımlardan. Yıldızları Cristiano Ronaldo’ya
çalıșkanlıklarıyla Jose Bosingwa ve Ricardo
Carvalho, tekniğiyle de Deco eșlik edecek
gibi görünüyor. Demokratik Kore Cumhuriyeti,
maalesef en çok bașarılı kalecileri Ri MyongGuk’a güveniyor.
H GRUBU
İkinciliğin aslanın ağzında olduğu bir grup
daha! Kaleci Casillas’tan santrafor Torres’e
kadar tam bir yıldızlar karması olan İspanya,
hızlı ve topa hakim oyunuyla final adaylarından. Vicente del Bosque’nin takımı, 2008’de
Avrupa șampiyonu olan Aragones’in takımından pek de farklı bir oyun oynamıyor.
Zorlu grubundan ikinci olarak çıkan Șili,
İspanya
İsviçre
Honduras
Șili
özellikle kendi liginde oynayan yıldızlarıyla ön plana çıkıyor. İkinciliğin diğer adayı
İsviçre’nin en önemli silahı, Basel’li golcü
Alexander Frei. Șansı pek yüksek olmayan
Honduras takımında 36 yașındaki golcü
Carlos Pavon, parlak kariyerine dünya kupası hatıraları eklemek için biraz da șansa
ihtiyaç duyuyor gibi.
CAPE TOWN
Güney Afrika’nın göz bebeği Cape Town,
dünya kupasının önemli maçlarına evsahipliği yapacak. İsmini masa gibi dümdüz
zirvesinden alan Masa Dağı’nın etekleriyle okyanus arasında kurulu kent, eşsiz
doğal güzelliklere sahip. Cape Town, bu
güzellikleri, gelişmiş altyapısı ve turistik
olanaklarıyla Afrika’nın geri kalanından
oldukça farklı.
Kolonyal dönemden kalma Hollanda mimarisi, halen şehir merkezine hakim.
Merkezdeki Long Street, ülkenin çok
kültürlü yapısının küçük bir maketi adeta: Afrikalılar, İngilizler, Hintliler... Kentin
eğlence yaşamı da bu bölgede odaklanı-
CELEBOCENISAN.indd 35
yor. Teleferikle çıkılan Masa Dağı, kent
ve okyanusun güzelliğinin tadına varmak için harika bir nokta.
Merkezdeki buharlı trenle yapılan liman
turu oldukça keyifli. Ne de olsa 1488’de,
Portekizli Bartelemeu tarafından keşfedilen, önce Hollandalı Boer ailesinin, ardından İngilizlerin hakimiyet altına aldığı
Cape Town, 1652’den bu yana önemli bir
liman kenti olarak işlev görüyor.
Kent yakınlarındaki Fok Adası’nda fok
balıklarını izlemek, Ümit Burnu yakınlarındaki Boulders sahilinde ise penguenlerle beraber yüzmek mümkün. Geziye
açık olan Ümit Burnu’ndan görünen de-
niz feneri, sözün gerçek anlamıyla “dünyanın öbür ucu”.
Cape Town’a gelen turistler, daha fazla
sayıda canlıyla yakından temas etmek
ve ülkenin tabiatını keşfetmek için günübirlik safari turlarını tercih ediyor. Böyle
bir gezide, son yıllarda tüm dünyada
yaygınlaşan Güney Afrika şaraplarının
üretildiği bağları da görmeniz mümkün.
Genellikle Fransız göçmenlere ait olan
bağ evleri, hemen dikkatinizi çekecektir. Cömert okyanusun sunduğu deniz
ürünleri, Avrupa ve Afrika kültürlerinden
beslenen Güney Afrika mutfağını daha
da zenginleştiriyor.
4/15/10 2:08:38 PM
sivil havacılık I 36-37
Havacılık coșkusunun beșiği
Türkkușu 85 yașında
Türkiyemizin masmavi göklerini emanet ettiğimiz Türkkușu 85. yılını, “İstikbal göklerdedir”
anlayıșıyla vatanına hizmet etmenin gururuyla kutladı.
CELEBOCENISAN.indd 36
4/15/10 2:08:46 PM
nda
● 1935 yılından bu yana 5500 pilot yetiștirdi Türkkușu Uçuș
Eğitim Okulu. İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen dahil birçok
önemli havacımız bu okulda öğrenim gördü. Atatürk’ün emriyle kurulan ve gençlerimizi yetiștirerek tüm dünyada geçerli
bir meslek sahibi yapan Türkkușu, bağlı bulunduğu Türk
Hava Kurumu ile birlikte 15-21 Șubat haftasında bir dizi etkinlikle, kurulușunun 85. yılını kutladı. Türkiye’nin en tecrübeli
uçuș okulu olan Türkkușu, 85. yıl kutlamaları kapsamında,
Etimesgut’taki tesislerinde gerçekleștirdiği “Halk Uçușu” ile
gazileri ve bağıșçılarını gökyüzünün büyüleyici dünyasıyla
tanıștırdı. Basın mensupları için “Gökyüzünden Ankara
Turu” adlı bir dizi uçuș yapıldı. Oldukça renkli etkinliklere sahne olan kutlama haftasında hem karada hem de havada
gösteriler düzenlendi. Müzik dinletisinden bale gösterisine,
halk oyunlarından halk uçușlarına, gerçekleștirilen bir dizi
etkinliğin yanı sıra kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak
adına Anıtkabir ziyareti de yapıldı. Türk Hava Kurumu yetkilileri tarafından tüm yurttaki Atatürk anıtlarına çelenk bırakıldı.
Uçuș tutkusunun ve yurdumuzun birbirinden güzel köșelerinin
fotoğraflara yansıdığı “Gökyüzünden Türkiye Manzaraları” sergisi de 24 Șubat’a kadar ANKAmall Alıșveriș Merkezi’nde, uçuș
tutkunlarıyla fotoğraf tutkunlarını aynı mekanda bulușturacak.
Amaç havacılığın gelișmesi
Türkiye’nin önemli ve köklü kurulușlarından biri olan Türkkușu, 85 yıldır kuruluș amacı doğrultusunda, bilimsel ve çağdaș
bir eğitim vermenin haklı gururunu yașıyor. Kurum; havacılığın
önemini anlatmak, askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın
gelișmesini sağlamak, bunlar için gerekli araç gereci hazırlamak ve personeli yetiștirmek, uçan bir Türk gençliği olușturmak misyonuyla eğitim veriyor. Gençlere havacılığı sevdiriyor.
Gönüllülerin bağıșları ve kurban derilerinden elde edilen gelirle
yetenekli gençlerimize ücretsiz uçuș eğitimi veriyor. Türk havacılığına yetenekli gençler, gençlere de hayat boyu gururla tașıyacakları bir unvan ve meslek kazandırıyor. Oldukça hevesli
çalıyor gençler Türkkușu’nun kapısını. Testleri bașarıyla geçip
eğitime bașladıklarında, yerden yüzlerce metre yüksekte, kendilerini kușlar gibi hür hissedecekleri, tutku dolu bir mesleğe
sahip olacakları için kendilerini șanslı hissediyorlar. Dünyada
ve Türkiye’de havacılığın gelișmesi ve her geçen gün pilot
ihtiyacının daha çok artması, uçmaya gönül veren gençlerin
heveslerine karșılık geliyor. Yurtiçi ve yurtdıșı yolcu ve kargo
tașımacılığı, havayoluyla ambulans hizmetleri, uçak kiralama
hizmetleri ve turistik gezi uçușları arttıkça, havacılık eğitimi almıș kișilere duyulan ihtiyaç da o kadar artıyor. Yalnızca tașımacılık ve turizmde değil; havadan fotoğraf ve film çekimi, döviz
atıșı, parașütçü atma, tarımsal ilaçlama ve gübreleme, orman
yangını söndürme ve arama-kurtarma gibi alanlarda da pilot
ihtiyacı gün be gün artıyor.
Pilot olmak hayal değil
İște bu ihtiyacın yıllar önce, 1935 yılında görülmesiyle kuruldu Türkkușu Uçuș Eğitim Okulu. Kurulduğu günden bu yana
sivil havacılığın yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri için birçok pilot yetiștirdi. Türkkușu bugün, Etimesgut tesisleri ile İnönü ve
Selçuk`taki hava eğitim merkezlerinde AB ve dünya standartlarına uygun olarak çalıșmalarını sürdürüyor. Pilotluk alanında
150 kișilik öğrenci kapasitesi olan okul, bu yıl bu sayıyı 150`den
CELEBOCENISAN.indd 37
300`e çıkartmayı planlıyor. Türkkușu’ndan pilotluk sertifikası
alan gençler, yukarıda saydığımız tüm alanlarda hizmet verebilecek yetkinliğe sahip oluyor.
Türkiye Cumhuriyeti vatandașı, 17 yașını doldurmuș, 35 yașından gün almamıș, en az lise mezunu, orta derecede İngilizce
bilen, herhangi bir sağlık sorunu olmayan ve eğitimini tamamlayarak sınavlarda bașarılı olan herkes tüm dünyada geçerliliği
olan pilotluk belgesini alıp pilot olabiliyor. Yaklașık 15 ay süren
eğitimlerde pilot adaylarına hava hukuku, uçak genel bilgisi,
uçuș performansı ve planlama, insan performansı ve limitleri,
meteoroloji, seyrüsefer, ișletme prosedürleri, uçuș prensipleri,
haberleșme usulleri gibi bașlıklarda dersler veriliyor.
Parașüt ve planörlük için Türkkușu pilotaj eğitiminin yanı sıra,
bünyesindeki Çok Hafif Hava Araçları Okulu ile sportif havacılık yani yamaç parașütü, yelkenkanat, balon ve mikrolayt
(motorlu yamaç parașütü, motorlu yelkenkanat ve ultralight)
dallarında da eğitim veriyor. Parașüt bașlangıç eğitiminin ücretsiz olarak verildiği kurumda, 5 gün süren eğitimin yemek ve
barınma dahil tüm masrafları milli bütçeden pay almadan faaliyetlerini sürdüren Türk Hava Kurumu tarafından karșılanıyor.
Böylece göklere gönül vermiș herkes Türkkușu’nun deneyimli
kadrosundan eğitim alarak parașüt bașlangıç sertifikası, atlayıș kartı ve parașüt bașlangıç brövesine sahip olabiliyor.
Bugüne kadar toplam 195 bin gencimize, 2009 yılında ise
yaklașık 40 bin gence model uçak, parașüt, yamaç parașütü, yelkenkanat ve planör dallarında ücretsiz havacılık eğitimi verdi Türkkușu. Ayrıca kurum; halk uçușları, milli günlerde
merasim uçușları, personel ve malzeme nakli uçușları, uçak
tecrübe uçușları ve afet dönemi uçușlarını ücretsiz gerçekleștirerek yurdumuza önemli hizmetlerde bulunuyor. Türkiye’ye
ve mavi göklere gönül vermiș Türkkușu’nun kapısı, havacılığa
ilgisi olan herkese açık.
www.thk.org.tr
4/15/10 2:08:55 PM
sergi I 38-39
Dünya ve Türkiye denizcilik tarihinin en
büyük arması, tarihi değiștiren, geçmișimize
tanıklık eden birçok önemli eserle birlikte
Beșiktaș’taki İstanbul Deniz Müzesi’nde!
CELEBOCENISAN.indd 38
4/15/10 2:09:00 PM
Orhaniye Fırkateyni’nin 14,5 m
uzunluğundaki, 24 ayar altın
varaklı baș arması
● Ömrünü vermiștir usta bu ișe; sabrını, tutkusunu ve
tırnaklarını vermiștir. Kesildiğinde ölen ağaç, hayat bulur, dirilir onun ellerinde. Tüm motif aklındadır aslında,
çentik çentik, figür figür. Yalnızca kesmek, oymak değildir yaptığı. Ruhundan ona ruh üflemektir. Ve bu ince
oyma iși kimi zaman, dünyaya acemi bir insana beșik,
kimi zamansa vaktini doldurmușlara üstü kapalı döșek
olur. Uysaldır ahșap. Kolayca șekil alır, ustanın ellerine
bırakır kendini. Abanoz, ceviz, elma, armut, sedir, gül
ağacı, çam vb. ağaçlar; oyma, kakma, boyama, çatma
(kündekari) ve çakma (kafisi iși) gibi zengin tekniklerle
süslenir. Ve ortaya öyle güzel eserler çıkar ki, güzel kelimesi sıradanlașır...
İște bugünlerde Orhaniye Fırkateyni’nin dev arması da,
ustasının el maharetini kanıtlarcasına duruyor İstanbul
Deniz Müzesi’nde. 1878 yılında Osmanlı-Rus savașında
Akdeniz filosunda görev alan, ölümlere ve zaferlere tanıklık eden zırhlı fırkateynin “dünyanın en büyük ahșap
oyma, kabartma arması” olma özelliğini tașıyan 14,5 m
uzunluğundaki, 24 ayar altın varaklı baș arması bir asır
sonra, ‘’Osmanlı Bahriyesinde Ahșap Sanatı’’ sergisiyle
gün ıșığına çıktı. Gemi baș figürlerinden, gemilerde ve
karargahlarda kullanılan tuğralara, isim plaketlerinden
armalara birçok eserin yer aldığı sergi, ahșabın görkeminin ve bugün unutulmuș, ustaları parmakla sayılacak kadar azalmıș ahșap oymacılığının kültürümüzde
ne kadar gelișkin olduğunun ihtișamlı bir göstergesi.
Aziziye Fırkateyni’ne ait 8 metre boyundaki, dünyanın
ikinci en büyük ahșap oyma kabartma baș arması ve
Osmanlı ve cumhuriyet tarihinde önemli bir yere sahip
olan, 1903 yılında padișah yatı olarak İngiltere’ye si-
CELEBOCENISAN.indd 39
pariș edilen ve 1926 yılına kadar donanma kadrosunda hizmet verdikten sonra cumhuriyetin ilanıyla cumhurbașkanlığı yatı olarak kullanılan Ertuğrul Yatı’na ait
gemi modeli, kıç arması ve yağlı boya tablo da sergide
yer alan önemli eserler arasında.
“Tersane halkı”nın eserleri
7 gemi baș figürü, 23 tuğra, 27 gemi isim levhası, 22
arma ve 45 muhtelif ahșap süslemenin yanı sıra, çeșitli tablo ve gemi modellerinden olușan toplam 142
4/15/10 2:09:02 PM
sergi I 40-41
Aziziye Fırkateyni’ne ait baș
armasından bir detay
adet eserin yer aldığı sergi, Osmanlı döneminin ahșap
sanatının merkezine, Tersane-i Amire’ye ișaret ediyor.
Tersane-i Amire, İstanbul’un fethinden sonra kurulmuș, Osmanlı bahriyesinin idari merkezi ve gemi inșa
faaliyetlerinin sürdürüldüğü yer. Marangoz, kumbaracı,
kalafatçı, burgucu ve oymacı gibi burada çalıșan ve
“tersane halkı” diye tabir edilen ustalar, bugün Deniz
Müzesi’nde sergilenen ahșap eserlerin yaratıcısı. Tersanedeki tavșan, oymacı ve burgucu mağazası denen
atölyelerde ince ince, iğne oyası gibi ișlenmiș olan
eserler, yüzyıllar sonra coșkulu ve masalsı bir yolculuğa çıkarıyor müzeye gelen ziyaretçileri.
Dönemin denizcilik ve gemiciliğiyle ilgili de önemli
ipuçları veren sergi, Osmanlı armalarının en karakteristik özelliği olan militarist yaklașımı da ortaya koyuyor.
18. yüzyıla kadar armalar, padișah tuğralarından yapılıyordu. Ancak bu armaların Batılılar tarafından anlașılamayacak öğeler içermesi nedeniyle, yeni bir tarz geliș-
CELEBOCENISAN.indd 40
tirildi. Birçok silah ve güçle ilgili simgenin bir arada bulunduğu bu yeni armalar, Osmanlı İmparatorluğu’nun
ne kadar güçlü ve büyük bir orduya sahip olduğunu
betimliyordu. Bu armalar da tıpkı öncekiler gibi devletin simgesi olarak saltanat kayıklarından harp gemilerine, devlet dairelerine ve devleti temsil eden birçok yapı
üzerinde süsleme olarak kullanıldılar.
Görkemli padişah tuğraları
“Osmanlı Bahriyesinde Ahșap Sanatı” sergisinin en ilgi
çeken bölümlerinden biri de, 18. yüzyıla kadar armalarda kullanılan ve padișahın imzası sayıldığı için bulunduğu yerde padișahı ve Osmanlı Devleti’ni temsil
eden tuğraların sergilendiği bölüm. Özellikle 16. yüzyıla kadar üzerinde padișah ve babasının ismi bulunan
tuğralar zamanla değișerek uluslararası simgelerle bezenmeye bașlandı. 17. yüzyıla gelindiğinde, tuğraların
4/15/10 2:09:05 PM
sağ taraflarına bayrak ve çiçek gibi uluslararası alanda
da anlașılabilecek simgeler yerleștiriliyordu. Özellikle
son dönem padișahların ahșap oyma tuğralarının yer
aldığı sergide III. Selim, II. Mahmut, Abdülmecit, Abdülaziz ve II. Abdülhamit’in tuğralarını yakından görmek
mümkün. Kadırga (kürekli) ve kalyon (yelkenli) döneminde gemileri reislerin adıyla anan Osmanlılar, 18.
yüzyıldan itibaren gemileri üzerindeki figürlerle adlandırmaya ve daha sonra bugün de bilinen isimleri vermeye bașladılar. Osmanlı donanmasına hizmet etmiș
gemilerin isimlerinin yazılı olduğu ahșap isim levhaları
da sergi kapsamında görebileceğiniz eserler arasında.
İstanbul Deniz Müzesi
Türkiye’nin denizcilik alanındaki en büyük müzesi olan
İstanbul Deniz Müzesi, koleksiyon çeşitliliği yönünden
de dünyadaki sayılı müzeler arasında yer alıyor. Yaklaşık 20.000 eseri koleksiyonunda bulunduran müze,
Türkiye’nin ilk askeri müzesi unvanını da taşıyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan İstanbul Deniz Müzesi’nin temeli 1897 yılında Tersane-i Amire’de
(Kasımpaşa’da), küçük bir binada “Müze ve Kütüphane
İdaresi”nin kurulmasıyla atıldı. 1914 yılında Bahriye Nezareti tarafından müzede bir reform yapması için göreve
Mavi sulardaki güç sembolleri
Sivil gemilerin heybetine heybet, askeri zırhlılarınsa
dev cüssesine ürkütücülük katan gemi baș figürleri
de oldukça dikkat çekici. Yabancı gemilerde görülen
kadın ve erkek formunda gemi figürleri İslamiyet’te
insan figürü kullanılması yasak olduğundan Osmanlılarda yerini çeșitli hayvan figürlerine bırakmıș. Baș figür olarak çoğunlukla kuș, aslan, kaplan, at ve ejder
gibi güçlü, yırtıcı ve düșmanda korku uyandırması
beklenen hayvanlar kullanılmıș. Tümü ahșap oyma ve
altın varakla kaplı olan eserler, 18. ve 19. yüzyıla ait.
Denizcilik tarihimize ıșık tutan bu önemli serginin bir
diğer özelliği ise sürekli güncellenecek olması. Müzenin deposunda buılunan eserler restore edilerek
tek tek sergideki yerini alacak. Böylece sergi kapanıș tarihi olan 7 Temmuz’a kadar sürekli yenilenecek.
İki yıllık özenli bir restorasyon çalıșması sonucunda
açılan ‘’Osmanlı Bahriyesinde Ahșap Sanatı’’ sergisi,
pazartesi ve salı günleri hariç her gün Beșiktaș’taki
İstanbul Deniz Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor.
CELEBOCENISAN.indd 41
getirilen Deniz Yüzbaşı Ressam Ali Sami Boyar, Türk gemilerinin tam ve yarım modellerinin yapılması için “gemi
model atelyesi” ve mankenlerin yapıldığı “mulaj-manken
atelyesi”ni kurdu ve müzeciliğin geliştirilmesine, bugünkü halini almasına temel oluşturdu. II.Dünya Savaşı’nın
başlamasıyla, korunmak amacıyla Anadolu’ya nakledilen eserler 1946’da İstanbul’a getirilerek önce Dolmabahçe Camii Külliyesi’ne taşındı. 1961 yılından bu yana
ise bugünkü yerinde yani Beşiktaş İskele Meydanı’nda,
Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın
anıtı ve türbesi yanında yer alıyor. Müzede Osmanlı’dan
bugüne Türk denizciliğinde kullanılan saltanat kayıkları,
bahriyeli kıyafetleri, el yazmaları, gemi modelleri, sancaklar, haritalar ve portolanlar, tablolar, tuğralar ve armalar, kadırgalar, seyir aletleri, gemi baş figürleri ve silahlar
sergileniyor.
4/15/10 2:09:08 PM
söyleși I 42-43
Resim Tutkunu
Bir Çelebili
CELEBOCENISAN.indd 42
4/15/10 2:09:11 PM
● Çelebi Güvenlik Sistemleri ve Danıșmanlık A.Ș.’de
idari ișler memuru olarak çalıșan Sevilay Yiğitbaș aynı
zamanda bir resim tutkunu. İlkokulda aldığı derslerle
resme küçük yașlarda bașlayan ve sonraki yıllarda kendi
çabasıyla yeteneğini ilerleten Yiğitbaș, iș arkadașlarının
da beğeni ve takdirini toplamıș. Yiğitbaș’la hem resimden hem de Çelebi’deki yașamından konuștuk.
Çelebi’de çalıșmaya nasıl bașladınız?
İstanbul Üniversitesi Muhasebe Meslek Yüksek
Okulu’nun sekiz haftalık zorunlu staj programı vardı.
Nerede staj yapsam diye araștırırken Çelebi’nin ilanını
gördüm. Temmuz 2008’de Çelebi Güvenlik’e muhasebe stajyeri olarak girdim. Müdürüm ve iș arkadașlarımla
uyumlu bir șekilde çalıșıyorduk. Stajım bittiğinde çalıșmaya devam etmemi istediler. Ben de devam ettim.
2008’in Eylül ayında kadroya alındım, șimdi idari ișler
memuru olarak çalıșıyorum.
Bir gününüz nasıl geçiyor Çelebi Güvenlik’te?
Çok hızlı geçiyor. Sabah gelir gelmez, personelin bir ihtiyacı varsa önce onu karșılıyoruz. Örneğin yağmurlu bir
havaysa ve yağmurluk yoksa çok hızlı bir șekilde onlara
yağmurluk temin ediyoruz. İlk ișimiz personelle ilgilenmek
oluyor, sabah çay bile içmeden. Akșama kadar idareyle
ilgili diğer günlük ișleri yapıyoruz. Gün çok yoğun geçiyor, masamızdan kalkamıyoruz. Genel Müdürlük kadrosu müdürlerimizle beraber dört kișiden olușuyor. Küçük
bir ekibimiz var. Günde 10 saat bir arada çalıșıyoruz.
Çelebi’de kariyer anlamında bir hedefiniz var mı,
ilerisi için?
Ben șu anda Açıköğretim Fakültesi’nde ișletme okuyorum, dördüncü sınıftayım. Mali müșavirlik hedefim var,
staj yapmayı düșünüyorum. Olur mu, olmaz mı bilemiyorum ama Çelebi Güvenlik’i çok sevdiğimden buradan
ayrılmak istemiyorum. İșimi de, İșletme Müdürümüzü
de çok seviyorum. Ekibimizde görev yapan arkadașlar
gerçekten çok cana yakın. Hiyerarși bizde pek yok. Aile
gibiyiz. Ayrıca yaptığım iște her gün yeni bir șeyler öğreniyorum, kendimi geliștiriyorum.
İki senedir burada çalıșıyorsunuz. Çelebi’de olmak
nasıl bir șey, Çelebi’yi anlatmak isteseniz nasıl
anlatırsınız?
Kesinlikle bir aile ortamı var. Ben Çelebi’nin içinde kötü
bir insan görmedim. İnsan Kaynakları departmanı ger-
CELEBOCENISAN.indd 43
çekten güzel çalıșıyor. Hem ișe uygun hem karakteri
düzgün insanları seçiyorlar. Yöneticilerimiz de çok düșünceli. Mesela Dünya Kadınlar Günü’nde Can Bey ve
Canan Hanım bütün bayan çalıșanlara çiçek gönderdi.
Bu kadar da ince insanlar. Güvenilir, kurumsal bir șirket
Çelebi Holding.
Resimle nasıl ilgilenmeye bașladınız?
İlkokuldayken seçmeli derslerim arasında resim de vardı.
Resim hocamız bir gün, -çok severdim kendisini- “Haydi
çocuklar size kurs açalım” dedi. Bir sene boyunca hafta
sonları bize ücretsiz ders verdi. Karakalem, yağlı boya
çalıșmaları yaptık. Dekupaj teknikleriyle çalıștık, tahta
boyama yaptık. Daha sonra bazı nedenlerden dolayı
kursu bırakmak zorunda kaldım. Karakalemi bıraktım
ama yağlı boyaya devam ettim.
Daha sonra nasıl geliștirdiniz yeteneğinizi?
Ben kurallara bağlı kalmayı fazla sevmiyorum, hayal gücümü kullanmayı tercih ediyorum. Bir süre ara verdikten
sonra, 7-8 ay önce bir gün artık hobime vakit ayırma
kararı aldım ve elime kağıdı alıp karalamaya bașladım.
Ayrıca yaklașık iki senedir dijital boyama yapıyorum. Bilgisayar ortamında kullanılan bir yağlı boya çalıșma programı var. Ekranı tuval gibi kullanıyorsunuz, mouse’unuz
fırçanız oluyor. Bu șekilde dijital resimler yapıyorsunuz.
Neler hissediyorsunuz resim yaparken?
Resim yapmak beni rahatlatıyor. Günün tüm yorgunluğunu resim yaparken atıyorum. Özellikle dijital resim
yapmak çok hoșuma gidiyor. Resmi bitirip baktığımda,
kendimi oradaymıș gibi hissediyorum. Kesinlikle sessiz
sakin bir ortamda resim yapamam. Tam bir müzik tutkunuyum. Özellikle Türk sanat müziği söylemeyi çok seviyorum. Resim çizerken de müziksiz yapamıyorum. Hayal gücümü çalıștırmak içinse klasik müzik dinliyorum.
Bu alanda eğitim almayı düșünüyor musunuz?
Benim için öncelikli olan mesleki eğitim. Belki kurslarla
yan bir eğitim olabilir ama çok emin değilim vakit ayırabileceğimden. Bazen bir kilitlenme noktasına gelip
resimle ilgilenemez hale geliyorum. O zaman hayatımda tamamen iș oluyor. Akșam eve geldiğimde, ertesi
gün iște neler yapacağımı düșünüyorum. İș düșünmeyi
bırakmak, zihnimi dinlendirmek istediğimdeyse resme
dönüyorum. Resim benim için günlük hayatın sıkıntılarından bir kurtuluș yolu.
4/15/10 2:09:21 PM
gezi I 44-45
Doğa ve tarihin buluștuğu șehir:
Erzurum
bitve çașır
r
lo
iș
rm
e
dir.
şır: Göğ
lezzetleri
lor ve ça
meșhur
n
e
ek
p
e
i
d
Göğermiş
n
i
elk
nileri
rum’un b
emli çeș
n
ö
ir.
n
d
e
te
u
kisi Erzu
ın b
tmek
mutfağın
rde tüke
le
m
n
ru
ü
u
ğ
e
ö
rz
m
E
eçil ztün
rinin vazg
rumlu bü
u
le
e
rz
c
E
e
g
k
o
ç
zun kıș
zellikle u
Bunlar ö
ir.
lerindend
CELEBOCENISAN.indd 44
Cağ keba
bı: Cağ k
ebabı Erz
önceden
urum’a ö
terbiye e
zel bir ke
dilmiș da
etinin ya
baptır,
n
a, oğlak
tık bir șiș
ve kara
üzerinde
șirilmesiy
k
oyun
,
k
ö
mür ateș
le hazırla
i eșliğind
nır. Cağ
rak serv
e piadı verile
is yapıld
n șișler k
ığından b
yöreye ö
ullanılau adı alm
zgü lava
ıș
tır. Servis
ș
ekmeği ile
yerde, y
, yine
anlıș ola
beraber
rak “çağ
yapılır. B
edilmekte
irçok
kebabı”
dir. Hazır
șeklinde
lanması
meye so
telaffuz
ustalık g
ğan, kara
erektirir.
biber ve
odun ate
Malzekekik ek
șinde piș
le
nir. Malz
ir
ili
r.
kesilip ız
D
ö
e
n
meler
e
r
bıçağı ile
gara üze
rine alınır
birer pors
Genellikle
.
B
iyon
u
ra
da biraz
yöresel a
daha piș
yran ya d
irilir.
a șalgam
la yenilir.
4/15/10 2:09:34 PM
Doğu Anadolu’daki en eski yerleșim yerlerinden biri olan Erzurum; tarihi, kültürü, mimarisi
ve doğasıyla Türkiye coğrafyasında eșsiz bir yere sahip. 2011 yılında Universiade Kıș
Oyunları’nı ağırlayacak olan kıș sporlarının gözde mekanı Palandöken Kayak Merkezi de
Erzurum deyince ilk akla gelen yerlerden. Çelebi Hava Servisi Yolcu Hizmetleri Memuru
Berat Gürler șehrinin güzelliklerini sizler için yazdı.
● Doğu Anadolu’da Erzurum’un otantik atmosferi içinde
yükselen Palandöken Dağı, kayakseverlerin en gözde
mekanlarından biri.
Dağ, kayak için oldukça ideal kar kalitesine ve farklı zorluk derecesinde birçok piste sahip. Erzurum’da, kayak heyecanını Palandöken’in muhteșem manzarasıyla
birleștiren unutulmaz bir tatil geçirmek mümkün.
Palandöken Kayak Merkezi’ndeki pistler dünyanın en uzun
ve dik pistleri arasında yer alıyor. Merkezin en uzun pisti 12
km, pistlerin toplam uzunluğu ise 28 km’yi buluyor. Yüksek
irtifası, kar kalitesi ve uzun süren kıșıyla Palandöken, kayakçılara keyifli bir ortam sunuyor. Kayak mevsiminin kasımdan
mayısa kadar, altı ay sürdüğü bölgede kar kalınlığı, normal
kıș șartlarında iki ya da üç metreyi buluyor.
Palandöken Kayak Merkezi, 3125 metrelik, Türkiye’nin en
yüksek rakımlı pistine sahip. Pistte 3125 metreden 2100
metreye hiç durmadan kayarak inmek mümkün. Merkezde
yer alan 22 pistten ikisi, Uluslararası Kayak Federasyonu
tarafından olimpik pist ilan edildi. Erzurum tüm bu zenginlikleriyle 2011’de, Universiade Kıș Oyunları’na evsahipliği
yapacak.
Erzurum deyince akla sadece kar ve kayak gelmiyor elbette. Tarihi eserlerden doğal güzelliklere, yeraltı zenginliklerinden eșsiz lezzetlere Erzurum çok özel bir kültüre sahip. İște
Erzurum’u Erzurum yapan zenginlikler...
Çifte Minareli Medrese: Erzurum’un simgelerinden Çifte Minareli Medrese’nin kitabesi olmadığından,
gerçek adı ile ne zaman yapıldığı kesin
olarak bilinmemektedir. 13. yy sonlarına
doğru Selçuklu döneminde yapıldığı tahmin edilen açık avlulu ve iki katlı Çifte Minareli Medrese, Anadolu’nun en büyük
medresesidir. Taș oyma, kabartma ve
çini süslemeleri ile muhteșem bir eserdir.
Tortum Şelalesi: Tortum Gölü ve Tortum
Șelalesi eșsiz doğal güzelliği ile yerli ve
yabancı turistlerin uğrak yeridir. Șelalenin aktığı yerde çok güzel piknik alanları
bulunmaktadır. Yazın Erzurumlular serinlemek ve piknik yapmak için buraya gelirler. Șelalenin aktığı yerden dipteki Dev
Kazanı’na uzun taș merdivenlerle inip
Tortum Çayı’nı ahșap köprüden geçerek
serinleyebilirsiniz. Tortum Șelalesi güzelliğiyle insanın düș gücünü zorlar. Özellikle
CELEBOCENISAN.indd 45
ilkbahar aylarında manzarası bir film karesi gibi eșsizdir.
Erzurum Kalesi: Kale, Erzurum’a 79 km uzaklıktaki tarihi
İpek Yolu üzerinde yer alıyor. İlk inșa tarihi kesin olarak
bilinmeyen Erzurum Kalesi’nin M.S. 5. yüzyılın ilk yarısında Bizanslılar tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor.
Kalenin son zamanlara kadar Türkler tarafından kıșla olarak kullanıldığı biliniyor. Kale mescidi ve saat kulesi Türk
mimarisinin ilk örnekleri olmaları bakımından önemli.
Oltu taşı tespih ve aksesuarları: Oltu tașı, Erzurum’un Oltu
ilçesinin kuzeydoğu kesiminden çıkarılmakta olan yarı değerli bir taștır. Oltu tașının diğer bir adı da kara kehribardır.
Oltu tașı siyah, koyu kahve, sarı, nadiren de gri-yeșilimsi
olabilir. Siyah renkli bu maden esasında bir karbon bileșenidir. Kolay ișlenebilir, bu nedenle de takı ve ziynet eșyası
yapımında kullanılır. Genelde bayan takıları ve tespih üretiminde önemli bir yere sahiptir. Yüzyıllardan beri yörede genellikle tek kișilik ve babadan oğula geçen ev-atölyelerde
fazla bir değișikliğe uğramadan üretilmektedir. 3213 sayılı
Maden Kanunu’nda kıymetli tașlar arasında olduğunun
tescili dahi yapılmıștır.
Kadayıf dolması: Erzurum’da kadayıf denince, akla ilk olarak Ramazan ayı gelmektedir. Kadayıf dolmasız bir
iftar düșünülemez. Ramazan ayı boyunca hemen hemen
her iftarın tatlısı kadayıf dolmasıdır. İftar vakti yaklașınca
Erzurum’da ev hanımları iftar hazırlıklarına girișirler. Bir taraftan et yemekleri,
bir taraftan çorbalar, bir taraftan da
kadayıf dolması hazırlanır. Ramazan
ayında olduğu kadar olmasa da kadayıf dolmasının tüketimi yılın diğer aylarında da oldukça sık görülmektedir.
Erzurum kesme (kıtlama) şekeri: Erzurum denildiği zaman akla hemen çay
tüketimi ve beraberinde kıtlama șekeri gelir. Kıtlama șekeri kare șeklinde büyük bir kesme șekerdir. Evlere
ve ișyerlerine alınan kıtlama șekerleri
tüketilmeden önce șeker makası ile
küçük parçalara ayrılır. Șeker sert olmalıdır ki, çayı içerken ağızda erken
eriyip yok olmasın. Bunun için Erzurum kıtlama șekeri hem sert hem de
dayanıklıdır.
4/15/10 2:09:38 PM
șehir I 46-47
N
A
T
Ş
A
B
,
İ
K
E
C
E
G
İR
B
Günün hayhuyu, karmașası,
stresi, güneșin bu devasa
kentin sokaklarından yavaș
yavaș çekilmesiyle, yerini
kocaman bir sessizliğe
bırakır. Zengin fakir, genç
yașlı, günahkar masum, iyi
ve kötü... Karanlıkta herkes
eșittir. Ve herkes biraz güzel.
Karanlık bu yașlı șehrin tüm
çizgilerini, tüm çirkinliklerini
gizler. Kablolar, tabelalar,
antenler, her șey silinir.
Zarif ve esrarengiz bir siluet
kalır gözlerin seyrine...
CELEBOCENISAN.indd 46
Tüm çocuklarını koynunda uyutan
bir anne gibidir İstanbul geceleyin. Karanlık
çökmeye bașladığında, göğün yıldızlı büyük
atlası yere serilir sanki. Dersaadet’in tüm
tepeleri bir yıldız öbeğine dönüșür. Ve on
altı milyonluk bu ülke șehir, boynunda
çift sıra gerdanlıkla, güzel bir kadın misali
uyumaktadır șimdi.
Sessiz ama gürültülü, kalabalık ama
ıssız, bizim ama ulașılmaz...
4/15/10 2:09:41 PM
AN
L
U
B
N
A
T
S
İ
BAŞA
CELEBOCENISAN.indd 47
4/15/10 2:09:44 PM
șehir
I 48-49
gündem
I 00-00
Gökdelenlere, tanrılar
için inșa edilmiș gibi
görünen, gökleri
delen bu yapılara bir
kutsallık katar gece.
Gündüz șehrin orta
yerine saplanmıș
kılıçlar misali duran
bu insanlık eseri taș
yapılar, karanlık çöküp
de ıșıkları yanınca
güzelleșir, șehrin
ortasına bırakılmıș
büyük fenerlere
dönüșür.
Bu güçlü ve yenilmez,
ıșıktan askerler, tüm
gece ayakta nöbet
tutarlar sanki.
Ve “Biziz” derler,
“Biziz bu șehrin
hakimleri!”
CELEBOCENISAN.indd 48
4/15/10 2:09:48 PM
Ișıklar yanar önce,
akșamın ilk demidir bu.
Ardından insanlar evlerine,
yerlerine yurtlarına çekilir.
Ancak hiç uyumayan
semtleri vardır İstanbul’un.
Mesela Beyoğlu...
Gündüz milyonlarca
insanın kaldırımlarını
adımladığı bu hummalı semt,
gece; yalnızları, sarhoșları,
evsizleri ve dudak dudağa
çiftleriyle koca bir panayır
gibidir. Mutluluk ve
kederin dip dibe masalarda
bir tabak çerez misali
hızlıca tüketildiği Cadde-i
Kebir, yani İstiklal
Caddesi’nde hareket
hiç durmaz.
Tıpkı kalp gibi...
CELEBOCENISAN.indd 49
Boș caddeler,
parklar, alıșveriș
merkezleri, meydanlar,
otobüs durakları...
Gececilerin, evsizlerin
ve köpeklerin
hükümranlığı
bașlamıștır artık
kentte. Ve ıșıkların...
Karanlık, usta bir
fotoğrafçı gibi ıșıkla
yeniden çizer kenti.
Kendinden arta kalan
tüm alanları bir düğün
yeri gibi donatır. Allar
morlar birbirine karıșır.
Bu șatafatlı haliyle
meydanlar kalma,
otobanlar gitme isteği
uyandırır geceleyin.
4/15/10 2:09:55 PM
șehir I 50
Yorgun șehrin yorgun
insanları, hafta sonu
eğlence mekanlarında alır
soluğu. Müzik, dans ve
içki, hayatın tüm zorluklarını
birkaç saatliğine de olsa
unutmanın esrik bir yoludur.
Ve bu esrikliği yașamak
isteyen herkesin yolu
mutlaka Beyoğlu’ndan
geçer. Asmalımescit,
Nevizade ve Kuledibi’nde
jazz’dan blues’a, punk’tan
metal’e her tür müzikle
sokakları çınlatan mekanlar,
müdavimlerinden
“ayda yılda bir”cilerine
tüm misafirlerini, notaların
evrensel diliyle bütünleștirir.
Senaryosu olmayan,
doğaçlama bir oyundadır
bu șehrin insanları. Suretini
takınır ve sessizce katılır
oyuna. Yapması gerekeni
yapar. Herkes bilir bir
oyunda olduğunu ama kimse
söylemez. Yazısız kuralları,
dillendirilmemiș usulleri vardır.
Sahneyle kulisin birbirine
karıștığı dev bir tiyatrodur
İstanbul. Dekoru, replikleri,
oyunları ve yönetmeni sürekli
değișen dev bir tiyatro
sahnesi. Ve gece, tüm
ıșıklarıyla gösteriye hazırdır.
Herkesin alacağı bir șey
vardır bu “Hisseli Harikalar
Kumpanyası”ndan...
CELEBOCENISAN.indd 50
4/15/10 2:10:03 PM
çalıșanlarımız I 51
ÇHS Hatay İstasyonu, “güleryüzlü personel”ini seçti. Yolcu Hizmetleri Memurları arasından seçilen Derya Güçlü’yü
bu bașarısı ve her daim gülen yüzü dolayısıyla tebrik eden çalıșma arkadașları, Güçlü için samimi bir kutlama
gerçekleștirdi. Derya Güçlü’ye sertifikası takdim edilirken, Hatay Çelebi çalıșanları da pasta keserek tatlı bașlayan günü
tatlı bitirdi.
ÇHS Malatya İstasyonu çalıșanları, 24 Șubat’ta düzenledikleri çiğköfte partisi ile moral buldu. Yoğun geçen operasyonlarını Çelebi’nin kalite anlayıșıyla, bașarıyla sürdüren ve müșterilerden tam not alan Çelebi Malatya ekibi, artık gelenekselleștirdiği bu lezzetli ve bir o kadar da keyifli aktivitede, köftelerin
acısını sohbetin tadıyla dengeledi.
Kargo Direktörlüğü çalıșanları, 26 Șubat Cuma akșamı Bahçeșehir Ardıç Cafe’de, hayli eğlenceli bir “Kargo Gecesi” gerçekleștirdi. Farklı operasyon noktalarında görev yapan ve uzun
zamandır bir araya gelme imkanı bulamayan Kargo personeli,
gümrük mevzuatı değișikliği nedeniyle yașanan yoğun ve yorucu süreç sonrasında, hem keyifli bir mola verdi hem de yeni
antrepolarının açılıșını hep birlikte kutladı.
2006’dan bu yana üstlenmiș olduğu ÇHS Antalya
İstasyon Bașmüdürlüğü görevini bașarıyla sürdüren ve Ocak
2010 itibarı ile görevini Hindistan Yeni Delhi’deki yer hizmetleri firmamız Çelebi Delhi Ground Handling’te sürdürecek olan
H. Taner Sarı için, Yoma Restaurant’ta gerçekleștirilen veda
yemeğinde tüm Antalya personeli bir araya geldi. Neșe kadar
burukluğun da hissedildiği gecede personeli ile vedalașan
Sarı, ÇHS Antalya çalıșanlarının hazırlattığı hatıra plaketini,
Harekat Müdürü Onur Gemicioğlu ve Ramp Müdür Kürșat
Ulutaș’ın elinden aldı. Oldukça duygusal anlar yașanan yemekte Taner Sarı, birlikte geride bıraktıkları dört yıl için çalıșanlarına teșekkür etti.
CELEBOCENISAN.indd 51
4/15/10 2:10:10 PM
çalıșanlarımız I 52-53
ÇHS Adana İstasyonu’nun evsahipliği yaptığı mangalda sucuk
partisine, Havaș çalıșanlarının yanı sıra Onur Air temsilcisi Alper
Gergin, AtlasJet temsilcisi Özkan Meriç, SunExpress temsilcisi
Yılmaz Özyüksel, Pegasus Havayolları’ndan İsmail Alibay, DHMİ
Müdür Yardımcısı Adnan Șimșek ve Apron Șefi Murat İșçan da
katıldı. Çelebi ve Havaș personelinin leziz sucuk ekmekler eșliğinde
geçirdiği keyifli saatler, her iki șirket çalıșanlarının kaynașması adına
faydalı ve bir o kadar da eğlenceli bir organizasyona dönüștü.
Çelebi Hava Servisi Kayseri İstasyonu, 2009 yılının
“gülümseyen yüzü”nü seçti. “Gülümseyen Personel” seçilen yolcu hizmetleri memuru Buket Özdoğan’a ödülünü, İstasyon Șefi
Sevgi Tataroğlu takdim etti. Diğer Çelebi Kayseri çalıșanlarının
da katılımıyla gerçekleștirilen samimi törende kısa bir konușma
yapan Tataroğlu, gelecek yıllar için de güleryüzlü ve kaliteli
hizmet dileğinde bulundu.
ÇHS İstanbul ATA İstasyonu 2010’a, düzenlediği keyifli bir
yılbașı partisi ile “merhaba” dedi. Teknik atölyede gerçekleștirilen parti için alanı süsleyen ATA Çelebi çalıșanları; Çelebi
Holding Onursal Bașkanı Engin Çelebioğlu, Yönetim Kurulu
Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz, Çe-Tur Çelebi Turizm
Genel Müdürü Suat Sarı ve diğer yöneticilerin de katıldığı organizasyonla yeni yılı birlikte, neșe içerisinde karșıladılar.
ÇHS İzmir İstasyonu’ndaki yeni yıl sevinci, hizmet binasında gerçekleștirilen sıcak bir “hoșgeldin partisi” ile kutlandı.
Acısıyla tatlısıyla 2009’a veda eden İzmir Çelebi personeli, daha nice kutlamalarda bir arada olmayı dileyerek 2010 yılının
sağlık, mutluluk, huzur ve bașarı getirmesi temennileriyle pasta kestiler.
CELEBOCENISAN.indd 52
4/15/10 2:10:18 PM
ÇHS Antalya İstasyonu’nda geleneksel hale gelen
personel doğum günü kutlamaları, geçtiğimiz dönemde
de tüm coșkusuyla devam etti. Sürpriz bir partiyle doğum günü kutlanan Çelebi AYT Ramp Müdürü Kürșat
Ulutaș’ın yanı sıra Muhasebe Șefi Okan Gürsoy, Muhasebe Memuru Tayfun Dinç ve Ofisboy Mehmet Aydın da
yeni yașlarını iș arkadașlarıyla birlikte doyasıya eğlenerek
kutladılar. Doğum günü sahipleri, pastalarındaki mumları
üflerken dilek tutmayı da ihmal etmediler.
Çe-Tur Çelebi Turizm çalıșanları, 5 Mart’ta vizyonun merakla
beklenen filmlerinden Veda’yı hep birlikte izledi. Zülfü Livaneli’nin
yazıp yönettiği, Atatürk’ün hayatına farklı bir pencereden bakan filmi, Evkur ofis yakınındaki bir alıșveriș merkezinde izleyen
toplam 20 Çe-Tur personeli ve Çelebi Holding İnsan Kaynakları
çalıșanı, salondan duygu yüklü anılarla ayrılırken benzeri organizasyonları daha sık tekrarlamak üzere sözleștiler.
ÇHS Bodrum İstasyonu, Milas Gençlik Spor Kulübü’nün
gerçekleștirdiği 4. Geleneksel Futbol Turnuvası’nda “En Centilmen Takım” seçildi. Çelebi Hava Servisi’nin kuruluș yıldönümü olan 1 Șubat’ta düzenlenen ödül töreniyle madalyalarına
kavușan Bodrum Çelebi çalıșanları, böylece bu anlamlı günde
iki kutlamayı bir arada yaptı. Futbol turnuvası gala gecesinde
dereceye giren takımlara ödülleri dağıtılırken, madalyalar da
sahiplerini buldu. İstasyon çalıșanları, turnuvada önemli bir bașarıya imza atan BJV futbol takımını ve emeği geçen herkesi,
yașatmıș oldukları gurur sebebiyle bir kez daha kutlayarak bașarılarının devamını dilediler.
İșbirliği içerisinde olduğu kurumlarla arasındaki bağları ve iletișimi güçlendirmek için faaliyetlerini sürdüren ÇHS Dalaman
İstasyonu, Dalaman Kaymakamlığı’nın düzenlediği voleybol
turnuvasına yoğun bir katılım ve ilgi gösterdi. Farklılıklarını spor
alanında da ortaya koyan Dalaman personeli, bu aktivitelerdeki
paylașımlarıyla iș yașamındaki üretkenliklerini birleștirerek daha
verimli çalıșmalar ortaya çıkardıklarına ve var olan birlik ve beraberliklerini daha da pekiștirdiklerine inandıklarını dile getirdiler.
ÇHS Erzurum İstasyonu, Yolcu Hizmetleri Memuru Hüseyin Nișancı’yı “Gülümseyen personel” seçerek ödüle layık gördü.
Nișancı’ya ödülünü takdim eden İstasyon Müdürü Demet Kahveci,
“Çelebi, hizmet verdiği alanlarda bașarılarla yoluna devam ederken sürekli üzerinde durmak istediği bazı hassasiyetleri mevcuttur. Bildiğiniz
gibi ‘Bireye Saygı ve Güleryüzlü Olma’ vazgeçilmezlerimiz arasındadır”
dedi. Kahveci, müșteri memnuniyetinin güleryüzlü olmakla eșdeğer
olduğunu ve bunun ihmal edilmemesi gerektiğini ifade ederek; Çelebi
çatısı altında çalıșan herkesin güleryüzlü olmayı kendine șiar edinmesi
ve bunu da her zaman yolculara yansıtması gerektiğini belirtti.
CELEBOCENISAN.indd 53
4/15/10 2:10:27 PM
çalıșanlarımız I 54-55
ÇHS Antalya İstasyonu’nun eğlenceli motivasyon
geceleri, personelin yoğun geçen turizm sezonuna kısa
da olsa keyifli bir mola vermesini sağlıyor. Son olarak
Antalya Kalamıș Restaurant’ta bir araya gelen Yolcu Hizmetleri, Harekat ve Ramp Departmanı çalıșanları, istasyon personeli olarak eğlenme ve birbirini daha yakından
tanıma fırsatı buldu. Çelebi Antalya ekibinin bu bol neșeli
gecesinde, Hürriyet Akdeniz Gazetesi muhabirleri de
onların mutluluğuna ortak oldu. Sezonun yorgunluğunu
keyifli sohbetler ve hareketli danslarla üzerlerinden atan
istasyon çalıșanları, bu ve benzeri gecelerle birlik ve beraberliklerinin daha da kuvvetlendiğini ifade ettiler.
Hizmet vermeye bașladığı günden bu yana,
Çelebi kalitesiyle operasyonlarını bașarılı bir
șekilde sürdüren ÇHS
Erzincan İstasyonu,
gülümseyen personelini seçti. “Gülümseyen
Hizmet” projesi kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucu
birinciliğe layık görülen
Yolcu Hizmetleri Memuru Murat Eğribaș’a sertifikası ve
ödülü, istasyonda pasta kesilerek gerçekleștirilen samimi bir kutlama eșliğinde takdim edildi.
ÇHS Dalaman İstasyonu, evlilik nedeniyle Antalya
İstasyonu’na atanan arkadașları Yolcu Hizmetleri Memuru
Ümmühan Soykan Bulanık için fasıl eșliğinde güzel bir veda
yemeği düzenlendi. Dalaman personeli, ekip arkadașlarının bu
özel gününde yanında olmanın mutluluğuyla, ondan ayrılmanın
burukluğunu bir arada yașadılar. Arkadașlarına mutlu bir evlilik
dileyen Çelebi Dalaman ekibi, yeni iș ortamında da bașarı temennisinde bulundular.
CELEBOCENISAN.indd 54
ÇHS Ankara İstasyonu çalıșanları, Teknik Lojistik Müdürü Gökhan Kılınç için bir veda yemeği düzenledi. Çelebi çatısı altında bașarıyla sürdürdüğü görevine, İstanbul
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki
Çelebi İstasyonu’nda devam edecek olan Kılınç, onuruna düzenlenen gecede duygu dolu anlar
yașadı. Yoğun mesai saatlerini
birlikte geçirdiği ekip arkadașları
tarafından Gökhan Kılınç’a bir de
veda hediyesi sunuldu.
2010 yılından itibaren çalıșanların doğum günlerini aylık düzenlediği samimi partilerle kutlayan ÇHS Kahramanmaraș
İstasyonu, Ocak ve Șubat ayı kutlamalarını gerçekleștirdi. Yolcu ve Apron Hizmetleri ile idari kadrodan; Hasan Koyun, Mevlüt Ceyhan, Mehtap Doğrugörür, Yașar Balseven ve Zübeyde Taraman, kendileri için hazırlanan partilerde doğum günü
pastalarını çalıșma arkadașları ile birlikte üflediler. Operasyon
sonrasında organize edilen toplantılar, Çelebi Kahramanmaraș
çalıșanları için de keyifli bir mola niteliğinde oldu.
4/15/10 2:10:32 PM
Baharın ilk günlerini yașayan ÇHS Dalaman İstasyonu, yoğun
yaz sezonu öncesi gerçekleștirdiği çeșitli etkinliklerle moral buldu. Tarihin ve doğanın eșsiz cazibesini bir arada barındıran tatil
ve kültür merkezi Antalya’da oldukça eğlenceli ve öğretici bir
hafta sonu geçiren Çelebi Dalaman çalıșanları, mavinin ve yeșilin buluștuğu bu güzel șehirden, biraz buruk, biraz yorgun ama
hayli keyifli anılarla döndü. İstasyon çalıșanları yazdan kalma
günlerin yașandığı dönemde bir de Göcek gezisi gerçekleștirdi.
Doğası ile insanı büyüleyen Göcek’te bir balık avı organizasyonu
düzenleyerek moral ve enerji depolayan Dalaman ekibi, birbirinden güzel balıkları izleyip yakalayarak eğlenceli bir gün geçirdi.
Ekip üyeleri, aileleriyle birlikte güneșin ve mangalın keyfine varırken günü Göcek Limanı’ndaki bir çay bahçesinde verdikleri
molayla noktaladı.
2009’un yorgunluğunu atıp, 2010’a daha güzel bir bașlangıç
yapmak için yeni yıl akșamı tüm personelin katılımı ile bir araya
gelen ÇHS Malatya İstasyonu ekibi, gönüllerince eğlendi. Hareketli müzikler ve lezzetli yemekler eșliğinde, felekten bir gece
çalan ve yeni yılı birlikte karșılamanın mutluluğunu yașayan Çelebi Malatya çalıșanları 2010 için birbirine sağlık, mutluluk, huzur ve
bașarı temennilerinde bulunmayı da ihmal etmedi.
CELEBOCENISAN.indd 55
ÇHS Hatay İstasyonu, șubat ayında düzenlediği bir akșam
yemeği ile hem yoğun iș temposuna keyifli bir mola verme fırsatı buldu hem de ișbirliği içerisinde olduğu kurum ve kurulușlarla farklı bir ortamda bir araya geldi. Hatay DHMİ Meydan
Müdürü’nün yanı sıra Türk Hava Yolları yetkilileri ve personelinin
de katıldığı organizasyonda herkes, neșesi ve sohbeti bol bir
akșam geçirdi.
4/15/10 2:10:42 PM
kutlama I 56-57
53. yılımızı hep birlikte
böyle kutladık
ADAN
ANTAL
HATAY
Çelebi Hava Servisi, 53. kuruluș yıldönümünü tüm istasyonlarında büyük bir coșku ve gururla kutladı. ÇHS’nin 1 Șubat’ta
53 yașına basması onuruna, Çelebi ailesinin tüm fertlerinin katıldığı etkinlikler düzenlendi. Çelebi Holding’i tanıtan filmler
izlendi, müzik eșliğinde Çelebi logolu pastalar kesildi, gün için özel olarak hazırlanan yemek menüsü eșliğinde yemekler
yendi, sohbetler edildi; tüm istasyon çalıșanları bir araya gelerek eğlenceli kutlamalar yaptı. Gündüz çalıșan Çelebililer
de bu özel günü tavuklu, köfteli, sucuklu
mangal partileri yaparak ve pasta kese-
rek hep birlikte kutladılar. Çelebi’nin 53. yıl
mutluluğuna ve gururuna katılanlar arasında çeșitli illerin Emniyet Șube Müdürlükleri
ve havayollarının çalıșanları da vardı. Gün
boyu süren kutlamalarda Can Çelebioğlu, Canan Çelebioğlu Tokgöz ve Samim
Aydın’ın mesajları da Çelebi çalıșanlarıyla
paylașıldı. Çelebi’nin kurucusu Ali Cavit
Çelebioğlu da fikirleri, görüșleri ve ilkeleri
dile getirilerek minnet ve șükranla anıldı.
Birlik ve beraberlik duygusunun yürekten
yașandığı bu önemli günün ortak temennisi ise yeni ve daha büyük bașarılara imza
atmak oldu.
KAYSE
SAMS
Daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü!
ÇELEBI HA VA
V
CELEBOCENISAN.indd 56
4/15/10 2:10:52 PM
ADANA
ANKARA
ANTALYA
BODRUM
ERZİNCAN
HATAY
İZMİR
KAHRAMANMARAȘ
KAYSERİ
MALATYA
POLAT
SAMSUN
TRABZON
VAN
Hep birlikte el ele, nice yildönümlerine…
HA
A VA SERVISI
CELEBOCENISAN.indd 57
4/15/10 2:11:09 PM
zanaat I 58-59
Her ağacın içinde binlerce ses gizlidir.
Enstrüman yapımcısının iși ise iște
o sesleri bulup ortaya çıkarmak;
müzisyenin avucuna,
nefesine teslim etmektir...
CELEBOCENISAN.indd 58
4/15/10 2:11:41 PM
● anayazi
“Ölüler dans edebilir.” Avustralyalı dünya müziği
topluluğu Dead Can Dance’in adını Türkçeye bu șekilde çevirebiliriz. Grup, bu isimle tüm enstrümanların, hatta ses çıkaran her șeyin bir zamanlar canlı
olduğunu hatırlatıyor. Ve müziği, bu enstrümanların,
yani “ölülerin dans etmesi” olarak adlandırıyor.
Evet, ölüler de dans edebilir ama bunun için bir
ustaya ihtiyaçları vardır.
Müziğin kendisi kadar eski bir zanaat enstrüman
yapımı. Ve bugün, teknolojinin sağladığı tüm olanaklara rağmen halen yoğun bir insan emeğiyle
gerçekleștiriliyor.
İște buna șahit olmak için 4C’deyiz. 4C, yurtdıșından enstrüman getiren, getirdiği enstrümanların
bakımını sağlayan, ayrıca kendi atölyesinde enstrümanlar üreten, keyifli mi keyifli bir “müzik” șirketi.
İstanbul’daki enstrüman dükkanlarının öbeklendiği,
Tünel’e çok yakın bir yerdeler.
Burada bizi, hem onarım hem de yapım ustası olan
Sibel Çamalan bekliyor. Sibel’den bu ișin bir okulu
olduğunu öğreniyoruz: Konservatuvar.
Türkiye’deki çok sayıda enstrüman yapımcısı bu
okuldan mezun.
Okulda pek çok pratik ve teknik bilgi ediniyor, bu
nadir mesleğin erbapları. Ancak takdir edersiniz ki
yaptıkları iș son derece tatbiki. Yani ürettikçe tecrübe kazanıyor ve gelișiyorlar.
mini keskiler, törpüler, mengeneler, tornavidalar,
çekiçler, rendeler, kalemtırașlar...
Birazdan hepsinin ne ișe yaradığını öğreneceğiz.
Bir keman, üç ağaç
Mini mini bir atölye
Biraz atölyeden söz edersek, enstrüman yapımı iși zihnimizde daha net canlanabilir. Lilliput
ülkesini duymușsunuzdur. Hani șu Gulliver’in
Seyahatleri’ndeki cüceler ülkesi. Bu atölyeye bir
isim verecek olsak adı herhalde Lilliput olurdu. Büyük bir marangozhane düșünün. Șimdi de, marangozhanede bulunan tüm araç-gereci küçültün. Biraz daha küçültün. İnsanın avucuna ancak sığacak
hale gelene kadar küçültün. İște size atölye. Mini
CELEBOCENISAN.indd 59
Akçaağaç, yaylı sazlarda çok sık kullanılıyor. Üzerindeki kurșun kalem ișaretleri ağacın nereden kesileceğini gösteriyor. Küçük bir hızardan geçtikten
sonra enstrümanın ana gövdesi olușuyor. Sibel’in
“kapak” tabir ettiği bölüm ikinci bir ağaçtan, sap
ise üçüncü bir ağaçtan yapılacak. Yani enstrüman
yapımcısı, bașka bașka ağaçları birlikte dans ettiriyor!
Ülkemizden tedarik edilebilen ağaçlarla birlikte,
yurtdıșından da önemli miktarda ağaç ithal ediliyor.
4/15/10 2:11:46 PM
zanaat I 60-61
Ladin, gül ağacı ve abanoz. Farklı enstrümanlara
hayat veren, değerli ağaçlar.
Ağacın cinsi kadar, doğru mevsimde kesilmiș olması ve doğru koșullarda saklanması da büyük
önem tașıyor. Çünkü bu faktörler ağacın nem oranını doğrudan etkiliyor.
İlk kesim ișleminin ardından kullanılacak aletler
giderek küçülecek. İș detaylandıkça daha “ince”
çalıșılacak. Atölyedeki araçların neredeyse tamamı ithal. Almanya, Japonya, Çin, İtalya, ABD gibi
enstrüman yapımında ileri ülkeler, araç-gereç üretiminde de diğerlerinden ileri. Yine de enstrüman yapımcısı, kendi ihtiyaçlarına bağlı olarak yeni araçlar
üretiyor. Masanın üzerinde duran, bir çubuğa bağlı
ince zımpara da bunlardan biri. Hatta, ihtiyaç halinde bazı “alternatif” malzemeler de kullanıyorlar.
Mesela cilada ihtiyaç halinde oje kullanıldığı aklınıza gelir mi?
Yapım ișlemlerinde tahmin ettiğimizin aksine, çok
özel kimyasallardan olușan çok az miktarda yapıștırıcı kullanılıyor.
Özel siparișler
Enstrüman yapımı, müzisyenle zanaatçı arasında bir
CELEBOCENISAN.indd 60
iletișimi zorunlu kılıyor. Bir müzik aletinin tamamlanması așamasında, seslerin doğruluğunu onaylamak
için, müzisyenlerden de destek alınıyor. Üstelik, burada yapılan enstrümanların pek çoğu, müzisyenlerin özel talepleri üzerine hazırlanıyor ve sipariși veren kișinin talepleri doğrultusunda, klasik tasarımlar
üzerinde değișiklikler yapılıyor. Değișiklikler ya ses
ya da ergonomi ile ilgili ihtiyaçlar üzerine doğuyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi, müzisyenler genellikle
enstrümanlarının rengi konusunda da çok hassas.
Görselliğin bu ișitsel ziyafete eșlik etmesinden keyif
alıyorlar. Bu nedenle bazen istenen renge ulașılana
kadar epey deneme yapılıyor.
Türk sazları gelișiyor
Sibel, klasik batı sazlarında standartların daha
belirgin olduğunu, Türk sazlarının “kurallarının” ise
henüz bu kadar katı biçimde belirlenmediğini söylüyor. Yüzlerce yıldır kullanılan Türk sazları halen nihai
kalıplarını arıyor.
4C’de yeni enstrümanlarla birlikte, tamir ișleri de
yapılıyor. Bazen küçük bir cila çatlağı, bazen de kocaman bir yarayla geliyor enstrümanlar, atölyelere.
Tıpkı, hastaneye getirilen bir bebek gibi davranılıyor
4/15/10 2:11:52 PM
Nigo Usta’nın öyküsü
onlara. Önce teșhis, ardından tedavi. Yanlıș bir müdahale sonucu enstrüman masada kalabilir! O yüzden küçük ve dikkatli adımlarla ilerleniyor.
Ve burada șahit oluyoruz ki tamir, gerçekten bir tutku iși. Tüm enstrüman yapımcılarının uzmanlaștığı
belirli enstrümanlar var. Ama hepsi, yeni bir hastalıkla tanıșmak, yeni bir hastayı tedavi etmek için
can atıyor. Böylelikle bilgi ve tecrübelerine yenilerini ekliyorlar. Kendilerinin tamir ettiği bir enstrüman
gündelik hayata geri döndüğünde, yani bir ustanın
ellerinde yeniden dans etmeye bașladığında, gözle
görülür biçimde mutlu oluyorlar.
Ne diyelim, ellerine sağlık...
CELEBOCENISAN.indd 61
Enstrüman yapımı, İstanbul’da çok eski bir gelenek.
Örneğin, Ziljiyan zillerinin Samatya’da başlayan, buradan New York’a uzanan, bugün pek çok popüler müzik
grubunun davullarında devam eden öyküsünü işitmişsinizdir. Özellikle 1800’lü yıllarda İstanbul’da o kadar çok
enstrüman yapımcısı, yani “lütiye” varmış ki... Sibel de
bize kendi branşıyla ilgili ilginç bir öykü anlatıyor; 1910
yılında, İstanbul’da doğan Vahakn Nigogosyan, yani Nigo
Usta’nın öyküsünü. Çocukluk yıllarından itibaren enstrüman yapımına ilgi duyan ve işe çıraklıkla başlayan Nigo
Usta’nın yaşamı, ustasından aldığı “Stradivarius’un Hayatı” kitabıyla değişmiş. Yıllar süren çabaların ardından,
biraz da talihinin yardımıyla Fransa’da büyük ustaların
yanında çalışmaya başlamış. Ancak mesleğini, doğup büyüdüğü şehirde icra etmek istemiş ve 40’lı yıllarda, Tünel
Meydanı’nda bir dükkan açmış. Ünü öylesine yayılmış ki
İstanbul’da bir referans kişisi haline gelmiş. Buna karşın
konservatuvarda görev almayı bir türlü başaramamış.
Yaşadığı çeşitli zorluklardan ve 6-7 Eylül olaylarından
sonra New York’a göç ederek Sacconi isimli İtalyan bir
başustanın yanında, iş hayatına sıfırdan başlamış. Öyle
ki ilk yıllarında değerli kemanlara dokunmasına dahi izin
verilmemiş.
Bu zor koşullar altında, Rembert Wurlitzer’in yaptığı bir
viyolonselin eşiğinin aynısını yapmış ve bunu çok özel bir
enstrümanda kullanmış. Patronu üzerinde niye şirketin
damgasının bulunmadığını sorduğunda, eşiği kendisinin
yaptığını ve önce onay istediğini söylemiş. Wurlitzer bu
ustalığı görerek “Sen de Sacconi’ye yetiştin” demiş. Bundan sonra işleri çok iyi gitmiş ve 1969’da Carnegie Hall’un
karşısında bir Stradivarius atölyesi açmayı başarmış.
Milyonlarca dolarlık Stradivarius çalgılarını tamir etmiş,
sahipleri adına alıp satmış. 1973’te, Amerikan Keman
Derneği’nin kurucuları arasında yer almış. İstanbul’u, Türk
kahvesini, Türk yemeklerini, Türk rakısını hiç unutmamış.
“Çıraklarına bildiğin her şeyi öğretme” gibi klişeleri ise
hiç aklında tutmamış ve sayısız keman yapımcısı ve tamircisi yetiştirmiş…
4/15/10 2:11:57 PM
kișisel g
gelișim
ș I 62-63
CELEBOCENISAN.indd 62
4/15/10 2:12:03 PM
Hepimizin bildiği sihirli bir kelime var. Onunla çevrenizdeki insanların yüzünü güldürebilir,
yeni dostluklar kurabilir, iç huzura erișebilir ve hayal bile edemediğiniz kapıları açabilirsiniz.
Yazıyı okumaya ne dersiniz? “Evet” mi?
● Si, da, yes, ja, han, hai; yani evet, evet evet, evet.
Bugüne kadar size bu konuda söylenen her șeyi aklınızdan
çıkarın. Ne gibi mi? “Kolay kabul etme, hayır de.” “Kișiliğini
ortaya koy.” “Kolay biri olmadığını göster.” “Hayır de, kendini
ezdirme.” “Hemen evet dersen seni kolay biri sanırlar.” “Silik
olma.” “Evet diyerek sürünün peșinden gitme.” “Bașkasının
düșüncesine prim yaptırma.”
Nietzsche ünlü eseri “Böyle Buyurdu Zerdüșt”te, insanlașma yolunda 3 basamak așmamız gerektiğini söylüyor ve
her bir așamayı simgelerle özdeșleștiriyor. Bu așamaların
ilki deve. Deve, hayatı boyunca yük tașıyan hamal bir hayvan. İnsan da deve gibi hayatının ilk basamağında bașkalarının yüklerini sırtında tașır. Bu yükler toplumdan kendisine
miras kalan șeylerdir; korkular, önyargılar, kurallar, kalıplar
vs. İnsan bu așamada çok bilgili ve deneyimli olmadığı için
yönlendirilmeye hazırdır. Kendini çok güçlü hissetmediği,
söyleyecek çok fazla șeyi, karșı çıkacak cesareti ve bilgisi olmadığı için her șeye “evet” der. Bu noktadaki “evet”;
düșünmeden, sorgulamadan itaat anlamı tașır. Yașamak
için bașkasına ihtiyaç duyan insanların teslimiyet kelimesidir. İkinci așamada, yük tașıyan deve deneyim, bilgi ve
görgüyle aslana dönüșür. Aslan, toplumun baskıcı kuralları
karșısında, kendini gerçekleștirmiș, geliștirmiș olan insanın
isyanının simgesidir ve “hayır” der. Gerçekten karșı olsun
olmasın insan, “aslan” döneminde, doğru bildiği șeylere bile “hayır” diyebilir. Bu, insanın rüștünü ispatı ve yașı
büyüdükçe büyüyen egosunu doyurma çabasıdır. Bu așamada insanlar her ne sebeple olursa olsun baskı altında
kalamazlar. İçlerindeki gücün farkına varmıșlardır. Bu güç,
insanları eleștirel, isyankar ve agresif yapar. Ve son așama:
Çocukluk. İnsanlar yașları ilerledikçe, öğrendikçe, bildikçe,
tecrübe ettikçe daha yumușak bașlı ve daha uzlașmacı
olurlar. Tevekkül ederler. Anlayıșlı, sevecen ve sakindirler.
Ve tıpkı çocuk gibi “evet” derler. Yalnız bu “evet” ilk așamadaki “evet”ten oldukça farklı ve gelișkindir. Bu olgunlașmıș
insanın “evet”idir artık. İtaat değil, anlayıș ve bilgelik içerir.
Hayatın içinde, tecrübeyle pișen insanın sihirli kelimesidir.
Tüm bu saydığımız așamalardan geçmiș olan insan sihirli
sözün “evet” olduğunu bulmuș, huzur içinde zevkli bir oyun
oynamaktadır. İkinci așamada bir savaș olarak gördüğü
hayat artık bir oyun gibi gelmektedir. Ve bu güzel oyunun
sihirli kelimesidir “evet”. Defalarca oynamıștır bu oyunu ve
her seferinde de mutlu, alı al, moru mor bir sonuca ulașmıștır. “Evet” ona açamayacağı nice kapıları, kazanamayacağı
nice kalpleri açmıștır...
bularından ve önyargılarından kendini sıyıran insan, aslında
en büyük iyiliği kendine yapıyordu. Aklındaki tortuları atıyor
ve bu kötü duyguların yerine iyilerini koyarak kendini iyinin
ve güzelin uçsuz bucaksız vahasına bırakıyordu. Tüm olumsuz düșünceler akıl ve yürek için bir prangaydı ve anahtar
sözcük “evet” bu prangaları insanın aklından çıkarıp atıyordu. “Evet”in olumlu gücüyle kötü düșüncelerden sıyrılan insan, bu alanı yaratıcı düșünce ve ilerleme için kullanabilirdi.
Böylece hem kendisine hem de çevresine pozitif elektrik
vererek, tüm insanlık için yararlı olacak daha üst düzeyde
sanatsal yaratımlara girișebilirdi.
Evet, sürpriz demektir...
Șimdi yazıyı okumayı bırakıp bugüne kadar nelere “evet”
nelere “hayır” dediğinizi bir düșünün. Hayır dediğiniz șeyleri
yapsaydınız ne kaybederdiniz, ne kazanırdınız? Hayatınız
ne yönde değișirdi? Bazen bazı “evet”ler de bize çok șey
kaybettirebilir ama ya “hayır”lar yani bilmeye, denemeye,
yapmaya bile lüzum görmediklerimiz... “Evet”lerin sonunda
kaybetsek bile kaybettiğimiz șeyi biliyoruz. Ya “hayır”larda...
Hiçbir zaman bilemeyeceğimiz muammalardır “hayır”larımız.
Üretken, heyecanlı ve yeni değildir. “Hayır” eskinin devamı,
iletișime, yeniliklere ve gelișmeye kapalı olmanın ifadesidir.
Kötü sonuçlar doğuracağına emin olduğunuz șeyler dıșında
cevabınız “evet” olursa, hayatın size ne gibi sürprizler hazırladığını ve bu dört harfli kelimenin hangi kapıları açabildiğini
göreceksiniz. “Evet”ler kısa vadede size birçok arkadaș ve
gülücük kazandıracak, buna emin olun. Çevrenize bir göz
atın. Hemen șimdi ilk “evet”inizi söyleyip etkilerini görün.
“Pardon, șu dosyayı bulmamda bana yardım
eder misiniz?”
“Evet, tabii ki!”
Sihir gibi değil mi?..
Evet ilham verir
Yașadığı dönemde yani 18. yy’da “deli” olarak adlandırılan
Nietzsche için, “insan-ı kamil” yani “üstün insan”, “erdemli
insan” olmanın en önemli koșulu ve belirtisiydi “evet”. Bu,
insanın ne kadar bilge olduğunun göstergesiydi. “Evet”in
gücüyle tüm negatif duygulardan; toplumların, geleneklerin
ve üzerinde yașadığı coğrafyanın olumsuz yönlerinden, ta-
CELEBOCENISAN.indd 63
4/15/10 2:12:15 PM
çocuk I 64-65
Kardeșlik ilișkisi, söz konusu anne babanın gözüne girmek, takdirini almak
olunca, rekabeti de barındıran bir ilișkiye dönüșüyor. İtișmeler, bağrıșmalar,
kötü sözler... Endișe etmeyin, onlar birbirlerini seviyorlar.
Sizin rehberliğinizde içlerindeki sevgiyi göstermeleri ișten bile değil...
CELEBOCENISAN.indd 64
4/15/10 2:12:18 PM
● Önce birdi, birken iki, ikiyken üç oldular. Ne kadar da
güzeller. Baktığınızda bazen size bazen eșinize benzettiğiniz
simaları, hayata acemi soruları, size “Vay canına” dedirten
fikirleriyle hayatı onlarla yeniden yașıyor, öğreniyorsunuz.
Birkaç cümlenizden biri onlarla ilgili. Çocuklarım da
çocuklarım. Onlar sizin her șeyiniz. Ebeveyn, arkadaș,
sırdaș, öğretmen, rehber vs. birçok sosyal rolü dengede
tutmaya çalıșıyorsunuz. Yeni bir insanla tüm hayatı yeniden
deneyimlemek zevkli, farklı ve bir o kadar da yorucu. Peki
ya onlar için? Küçük yașlarına rağmen onların da birçok
sosyal rolü var aslında. Anne-babasının çocuğu, dedeninenin torunu, yașıtlarının arkadașı, okulun öğrencisi ve
belki de en çok zorlandıkları sosyal rol; büyüğünün kardeși
veya küçüğünün ağabeyi veya ablası olmak. Özellikle
“ağabey”, “abla”, “kardeș” kelimeleri insanlara bir anda
ne kadar çok sorumluluk yüklüyor, değil mi? Büyüksen
kardeșine göz kulak olacaksın, küçüksen büyüğünün
sözünü dinleyeceksin vs... Kıskançlıklar, paylașamamalar,
özenmeler de cabası... Herkes kardeșini sever ancak
çekișmeden de edemez. Belki de kardeșliğin doğasında
vardır bu çekișme.
Her çocuk diğerinden farklıdır
Her çocuğun duygularını gösterme dili farklıdır. Ve buna göre
de kardeși veya kardeșleriyle iletișimi değișir. Kimi çok duygusal ve dıșa dönüktür. Sevgisini göstermeyi ve sevilmeyi
ister. Kimi içine kapanıktır, içten içe sever ama belli etmez.
Yalnızca küçük ayrıntılara dikkat ederseniz fark edersiniz
sevgisini. Kimi kendini tutamaz, așırı sever kardeșini. Tüm
sevgiler gibi kardeș sevgisi de içinde her zaman kıskançlık
barındırır. Bunu çocuklarınızın hareketlerini gözlemleyerek
rahatça anlayabilirsiniz. Kardeșini kucağına alıp bırakırken
sertçe hareket etmeler, yanağını sıkarken canını acıtmalar
vs... Büyük çocuk, kardeși olduktan sonra genellikle iki tür
ruh hali içine girer. Birincisi çocuk gibi davranmaktır. Çocuk,
bebeklik dönemini çoktan geçmiș olmasına rağmen altını
ıslatır, parmak emer, sütü biberondan içmek ister. Bunları
yapınca annenin tıpkı kardeșine gösterdiği gibi kendisine
de sevgi göstereceğini, ilgileneceğini düșünür. Ama sonuç
tabii ki böyle olmaz. Ebeveyninden bu șekilde yaklașım ve
takdir göremeyen çocuk ya daha da hırçınlașır ve öfkesini
küçük kardeșine yöneltir ya da hiçbir șey yapmaz, küser
ve içine kapanır. Böyle bir durumda anne babanın yapması
gereken șey baskı yapmadan, kınamadan, çocuğun hislerini rahatça yansıtmasına izin vermektir. Bu dönemde yapılacak her türlü telkin ters tepki yaratacağından, çocuğu
anlayıșla karșılamak ve kendi haline bırakıp, sevgi vererek
beklemek en doğrusudur.
Önemli olduklarını hissettirin
Çocuklar ayırt edilmeksizin eșit sevildiklerini anladıklarında
bu tür sorunlar da ortadan kalkacaktır. Kardeșlerin arasında kıskançlık ve çekișme olmaması adına en büyük görev
anne-babaya düșer. Diğer çocuklarının yanında özellikle bir
çocuğunu seven ve takdir eden ebeveyn, kardeș kavgalarının zeminini hazırlıyor demektir. Eğer kardeșlerden biri
çok küçükse ve bakım istiyorsa anne onunla ilgilenip uyuttuktan sonra diğer çocuklarıyla da vakit geçirebilir. Ayrıca
CELEBOCENISAN.indd 65
annenin bebekle ilgilendiği zamanlarda baba diğer çocuklarla oynayarak, onun yokluğunu hissettirmez. Kardeșlerin iyi geçinmesini istiyorsanız birine diğerinden daha çok
değer verdiğinizi zannetmelerine sebep olacak hiçbir șey
yapmayın. Ev ișlerini ve eğer yașları büyükse ev dıșındaki
ișleri beraber halletmeleri için onlara görevler verin. Birlikte bir ișin üstesinden gelmek, sorumluluk almak ve bașarmak onları yakınlaștıracaktır. İșlerini bitirdiklerinde sizlerden
görecekleri takdir de onları, birlikte daha iyi ișler yapabilecekleri konusunda teșvik edecektir. “Zorluğu ve bașarıyı
paylașmak” gibi güçlü duygular, çatıșmaların yerini anlayıșın
ve yardımlașmanın almasını sağlayacak. Göreceksiniz çocuklar büyüdükçe kıskançlıklar ve çatıșmalar, yerini güzel
paylașımlara ve șefkate bırakacak.
Faydalı birkaç öneri
Çocuğun kişilik gelişimi ve psikolojisinin sağlıklı olmasında
kardeşleriyle ilişkilerinin önemi oldukça yüksek. Evet, her
ailede kardeşler arasında çatışmalar olur ancak bunun
geleceğe taşınacak daha büyük sonuçlar doğurmaması sizin elinizde. Tüm bunların yaşanmaması yapacağınız birkaç
küçük harekete bağlı.
★ Çocuklarınız birbirleriyle iyi geçindiklerinde bu hallerini
öven, onları takdir ettiğinizi belirten şeyler söyleyin.
★ Özellikle onların yanında üçüncü kişilerle ilişkilerinize,
konuşmanıza, tavırlarınıza dikkat edin. Güleryüzlü ve
iletişime açık bir tavır sergileyin. Çocuklar her zaman
ebeveynlerinin davranışlarını örnek alır.
★ Çocuklarınızın birlikte vakit geçirdikleri zamanlarda
onlara katılmak yerine uzaktan gözlemlemeyi deneyin.
İlişkileri nasıl, kim nerede ne tepki veriyor, rahatlıkla
görebilir ve yaklaşımlarınızı buna göre ayarlayabilirsiniz.
★ Çocuklarınıza, her birinin duygu ve düşüncelerinin sizin
için ne kadar önemli olduğunu hissettirin. Böylece onlar da
iletişim halinde oldukları kişilerin, en başta da kardeşlerinin
duygularına önem vererek empati kurmayı öğreneceklerdir.
★ Tüm çocuklarınıza eşit mesafede olun. Hiçbiri diğerinden
daha ayrıcalıklı olduğunu düşünmemeli. “Yaramaz”,
“huysuz”, “uslu çocuk” etiketlerini kullanarak çocuklarınızı
kategorize etmeyin.
★ Çocuklarınız arasında gerginlik olduğunda büyük
boyutlarda değilse karışmayın, bırakın problemi kendileri
halletsinler. Sorun büyüyecek gibi görünüyorsa müdahale
edin ve dikkatlerini başka yöne çekerek yatışmalarını
sağlayacak bir şeyler yapın.
4/15/10 2:12:25 PM
lezzet I 66-67
Biraz sihir, biraz İtalya...
Makarna hazırlamak kolay. İtalyanlara göre su kaynatabilen herkes yapabilir.
Eliniz biraz yatkınsa sosların da pek zor olduğu söylenemez.
Zor olan tek șey, ikinci tabağa hayır demek!
CELEBOCENISAN.indd 66
4/15/10 2:12:33 PM
● İtalya’nın ruhunu filme çekmeye ant içmiș yönetmen
Federico Fellini, “Hayat, sihir ve makarnanın karıșımıdır”
diyor. Damağına düșkünlüğüyle de tanınan Fellini’nin
sihirden kastı, İtalya’nın meșhur makarna sosları olsa
gerek... Aslında hayat, İtalyanlar için biraz da makarna ile
makarna soslarının müthiș bir karıșımı...
Erișteden makarnaya
Bugün İtalyan mutfağının gözdelerinden olan makarnanın
yolculuğu Uzakdoğu’dan bașlıyor. Gastronomi tarihçileri,
Kașif Marco Polo’nun Çin’den getirdiği noodle’ın, yani eriștenin makarnaya ilham verdiğini söylüyor. Öte yandan, kimileri Marco Polo’nun yeni bir șey getirmediğini, 2000 yıl önce
de kullanılan kurutulmuș irmik buğdayını İtalyanlara yeniden
hatırlattığını düșünüyor. Rotası ne olursa olsun, makarnanın
yüzyıllar içerisinde uğradığı her limanda lezzetini artırdığı ve
bugün bașlı bașına bir yemek kültürü inșa ettiği așikâr.
Su kaynatabilen herkes...
Bugün tüm dünyanın en popüler lezzetlerinden biri makarna. Bunun sebebi ise, așçıya sınırsız özgürlük tanıyor olması. Durum buğdayından üretilen, kimi zaman üretim așamasında da çeșitli aromalarla zenginleștirilen bu evrensel
lezzet; ana yemek, ikinci yemek ya da salata olarak servis
edilebiliyor. Bu yönüyle de her sofrada kendisine yer buluyor. Hazırlanıșının bu kadar kolay olması da makarnanın popülerleșmesine yardımcı oluyor. İtalyanlar, “Su kaynatmayı
becerebilen herkes makarna pișirebilir” diyor. İșin maharet
kısmı, makarna piștikten sonra, yani soslarda bașlıyor.
Hangi sosla hangi makarna?
Makarna sosları, makarna biçimlerinden bile daha çeșitli.
İșin püf noktası, doğru makarna biçimiyle doğru sosu eșlemekte. Bu uyumu yakalamak için de bazı genel geçer doğrular var. Spagetti gibi uzun yapılı makarnalarla salçalı, domatesli ve sıvı yağlı soslar bașarılı sonuçlar veriyor. Sıvı soslarla, burgu makarna gibi emici özelliği daha fazla olan türler
tercih edilmeli. Șekilli ve boșluklu makarnalar, etli ve kıymalı
soslarla uyumlu. Makarna salataları da boșluklu makarnalarla yapılabilir. Yassı yapılı makarnalar ise peynir, krema gibi
malzemelerle yapılan yoğun sosları daha iyi tașıyor.
CELEBOCENISAN.indd 67
Domatesin egemenliği
Domates, İtalyan makarna soslarının baskın öğesi. Fakat
makarna ile macerası, ancak 19. yüzyılın ortalarında, domatesin Avrupa’ya getirilmesiyle bașlıyor. Bu harika birleșimden cesaret bulan İtalyanların bu tarihten itibaren daha
çok makarna tükettiğini biliyoruz. 19. yüzyıl, sanayi devriminden de ilham alan makarna üreticilerinin ilk makarna
fabrikalarını kurduğu dönem.
Diğer makarna soslarına çeșitli kaynaklardan ulașmak
mümkün. Kabaktan deniz ürünlerine, dana etinden patlıcana, pek çok malzemeyle makarnalara lezzet ve görsellik
4/15/10 2:12:40 PM
lezzet I 68
katan soslar var. Sosların bir kısmı kullanılan
malzemeye, bir kısmı
malzemenin ișleniș biçimine göre adlandırılırken
Milanez, Bolonez, Napoliten gibi soslar, isimlerini
anayurtlarından alıyor.
Tariflere sadık kalmak
șefler için çok önemli.
Ancak makarna sosuyla
ilgili en keyifli șey kendi
formülünüzü yaratmak.
Birkaç denemeyle olgunlaștırabileceğiniz
soslar zamanla, size özel
bir tarife dönüșebilir.
Denemekten çekinmeyin. Makarna o kadar açık görüșlü bir malzeme ki pek çok
uçuk fikrinize sıcak yaklașacaktır. Küçük bir not: Sosları
önceden ve birkaç kullanımlık hazırlayıp soğutucuda saklamak iyi bir fikir olabilir. Böylelikle, acil durumlarda, birkaç
dakika emek harcayarak harika bir sofra hazırlayabilirsiniz.
Sosunuzun nefasetini yitirmesinden çekinmeyin. Özellikle
zeytinyağlı soslar, bir süre buzdolabında beklediklerinde
çok daha iyi sonuçlar veriyor.
Sophia Loren tavsiye
ediyor!
Gelelim sağlık konusuna. Tüm lezzetli yiyeceklerin sağlık için zararlı olduğunu düșünme
eğilimindeyiz. Belki sırf
bu nedenle, makarnanın
sağlıksız olduğu yönünde yaygın bir yanlıș inanıș var. Ancak bilimciler,
makarnanın yararlarını
çeșitli vesilelerle açıklıyor. Ölçülü tüketildiğinde faydalı bir seçenek
olan makarna, önemli
bir enerji kaynağı.
Kompleks karbonhidrat
grubundan olan makarna metabolizmada hızla parçalanarak enerjiye dönüșüyor. Bu nedenle de kolay hazmediliyor.
Makarnanın sağladığı yararlar, kullanılan sosa ve yağa bağlı
olarak çeșitleniyor. Güzelliği dillere destan İtalyan oyuncu
Sophia Loren de makarnanın yararları ile ilgili olarak, gıda
uzmanlarından çok daha etkileyici bir bilgi veriyor. Yönetmeni Fellini’yi destekleyen Loren, güzelliğinin sırrını soranlara “Gördüğünüz her șeyi makarnaya borçluyum” diyor.
Makarna pişirme sırları:
✘ Suyun mutlaka iyi kaynamış olması gerekir.
✘ Makarnanın yapışmasını engellemek için mutlaka bol su
kullanmalısınız. Uzmanlar, her yüz gram makarna için 1
litre su gerektiğini belirtiyor.
✘ Kaynayan suya az miktarda yağ eklemek, makarnanın
yapışmasını engellemekte çok da etkili değil.
Malum, yağ suya karışmıyor, yüzeyde kalıyor.
Ancak yine de yağın bir işlevi var: Köpürmeyi azaltıyor.
✘ Haşlanmış makarnayı yıkamamalısınız. Yıkama işlemi
değerli minerallerle birlikte makarnanın aromasının da
uçup gitmesine neden olur.
✘ Kaynama suyu mutlaka iyi tuzlanmalı. Sonradan
eklediğiniz tuz, aynı lezzeti vermeyecektir.
✘ Su kaynadıktan sonra makarnayı tencereye boşaltmak
için acele etmeyin. Pişme işlemi, suyun ikinci kez
kaynamasıyla başlıyor.
✘ Makarna paketlerinin üzerinde yazan pişirme süreleri
sadece birer ipucu. İstediğiniz kıvamı yakalamak için
doğru süreyi kendiniz bulmalısınız. Bunun için de
pişmekte olan makarnayı tatmakta hiçbir sakınca yok.
İnanın, büyük aşçılar bile makarna pişerken tadıyor!
CELEBOCENISAN.indd 68
4/15/10 2:12:46 PM