Keskinoğlu, Türkiye`de Bir İlke İmza Attı, Üretimini Canlı Yayına Açtı

SAYI: 194 - 12 / 2013
Keskinoğlu, Türkiye’de Bir İlke İmza Attı,
Üretimini Canlı Yayına Açtı
Yarım Asrı
Geride Bırakırken
Bundan 50 yıl önce dedem İsmail Keskinoğlu
tarafından temelleri atılan Keskinoğlu şirketler
grubu, artık yarım asrı geride bırakmış, yeminden gübresine, violünden lojistik altyapısına
kadar bütünüyle entegre bir biçimde Türkiye
ekonomisine hizmet etmekte olan dev bir markadır. Kaliteden taviz vermeden, sektörde yaşanan sıkıntılara rağmen her zaman, tüketicisine
en iyiyi sunmayı amaçlayan şirketimiz, bugün
Türkiye’nin de en büyük 100 sanayi kuruluşu
arasında yer almaktadır.
Varlığımızı sürdürdüğümüz bu 50 yıl boyunca
tüketicilerimize en son teknolojik gelişmelerden
yararlanarak, sektöre dair en güncel yenilikleri ve
iyileştirmeleri sunduk. Bu amaçla ekipmanlarımızı ve tesislerimizi de her geçen gün bu doğrultuda geliştirdik. Sektör bu denli gelişip teknolojiyi
her yönden yakalarken, 7 yıl önce sektörümüz
için son derece önemli bir tehlike gündeme geldi.
Kuş gribi nedeniyle tüketiciler, yeterli derecede
bilgilendirilemedikleri için sektörün çok sayıda
firmasına ve tavuk etine karşı güven kaybı yaşadılar. Tam bu noktada verdiğimiz önemli bir kararla bir ilke imza atarak tesislerimizdeki üretim
aşamalarını ‘Tam İzlenebilirlik’ sistemi ile ‘Piliç
Kimlik Kartı’ adı altında tüketicilerimizin denetimine sunduk. Bu uygulamayla tüketicilerimiz, etiket
üzerinde bulunan ve tam izlenebilirliği sağlayan
18 haneli numara ile birlikte, Keskinoğlu’nun resmi internet sitesinden, satın aldıkları pilicin hangi
çiftlikte yetiştiğini, yetiştiricisinin adını, kontrol
eden veteriner hekimleri, resmi onaylarını, hangi araçlar ile transfer olduğunu, kesim, sevk ve
sağlık raporunu görebilmeye başladılar. Sektörde yaşanan krize ilaç gibi gelen bu uygulama ile
hem tüketiciler tükettikleri ürüne güven duymaya
başladılar, hem de sektörümüz şeffaf üretim sürecine geçerek rahat bir nefes aldı.
2013 yılına gelindiğinde ise sektör, bu sefer de
basında yer alan asılsız iddialar karşında zor
zamanlar geçirmeye başladı. İlklere imza atan
öncü bir firma olarak geçtiğimiz günlerde yine
daha önce yaptığımız gibi, kurduğumuz Keskinoğlu TV’yi tüketicilerimizin kullanımına sunduk.
Tüm Türkiye’deki internet kullanıcıları artık etlik
piliçlerimizin ve organik yumurta tesislerimizin
yaşam şartlarını ve kümese konulduğu ilk günden kesime gideceği güne kadarki süreci 7 gün
24 saat İnternet TV üzerinden izleyerek, piliç eti
hakkındaki doğruları öğrenme şansı buldular.
50. yılımızı geride bırakmak üzere olduğumuz
2013’ün bu son dönemine girerken, Türk tüketicisine böyle bir hizmeti sunmuş olmanın haklı
gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Keskinoğlu
olarak, kurucumuz ve ebedi başkanımız dedem
İsmail Keskinoğlu’nun bize gösterdiği yolda
ilerlemeye devam edecek, Türk tüketicisine her
zaman ilkleri ve kaliteli hizmeti sunmaya gayret
göstereceğiz. En büyük dileğimiz onun Türk tüketicisine ve Türkiye ekonomisine bıraktığı bu
mirası, yine onun izinden yürüyerek nice 50 yıllara taşımaktır.
Sektörde 50. yılını dolduran ve gerçekleştirdiği projelerde her zaman tüketici
yararını gözeten adımlar atarak sektörün
öncülüğünü üstlenen şirketler grubumuz,
kuş gribi döneminde gerçekleştirdiği bilinçlendirme çalışmalarına bir yenisini
daha ekledi. Son günlerde tavuk üretimi
hakkında ortaya atılan iddialar konusunda
halkı doğru bilgilendirmek ve piliç üretim
koşullarını tüketiciye bilimsel gerçeklerle
anlatmak için bir sosyal sorumluluk projesine imza atan şirketimiz Keskinoğlu İnternet TV’yi tüketicilerine açtı.
100 bin dolar yatırımla ve 10 milyonu aşkın internet kullanıcısına ulaşma hedefiyle
kurulan Keskinoğlu Internet TV’de piliçlerin yetiştirme süreçleri an be an görülebiliyor. Etlik ve yumurtacı piliçlerin kümeslerine yerleştirilen kameralarla da piliçlerin
nasıl bir ortamda yetiştiği canlı yayınla izlenebiliyor. Tüm Türkiye’deki internet kullanıcılarının 24 saat boyunca kesintisiz
izleyebileceği İnternet TV’nin Iphone ve
Android yazılımları da hazırlanarak daha
fazla tüketiciye ulaşmak hedefleniyor.
2000’i aşkın pediatrist ve beslenme uzmanını tesislerinde ağırlamaya hazırlanan
şirketimiz yaptığı üretimin her aşamasını
ziyaretçilerin değerlendirmesine sunacak.
Araştırmanın ilk haftası 100’ü aşkın doktor ve pediatristlerin tesislerimizi gezmek
istediğini belirten Keskin Keskinoğlu “Önümüzdeki günlerde 20’şerli gruplar halinde
tesislerimizi doktorlarımızın denetimine
açacağız. Geziler esnasında ziyaretçilerimiz, üretimimizle ilgili tüm bilgileri konunun uzmanlarından alabilecekler” dedi.
Ayrıca Keskinoğlu yaptığı açıklamada
“Bu proje ile halkımızın tavuk eti hakkında
doğru bilgilendirilmeyi amaçladık. Piliç eti
üretimde söylendiği gibi kesinlikle hormon
kullanılmamaktadır. Ayrıca tavuk eti tüketiminin insanlarda kanser riskini arttırdığına
dair hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır.
Halkımız, kurduğumuz Keskinoğlu TV’de
üretimin her aşamasını görebilecek. En
ucuz protein kaynağı olan piliç etini halkımız güvenle tüketebilir” şeklinde konuştu.
Ayrıca, projeyi bir sosyal sorumluluk kampanyası kapsamında değerlendiren şirketler grubumuz, yeni kurduğu Internet
TV’de, Ege İhracatçılar Birliği tarafından
tavukçuluk sektöründe doğru bilgi paylaşımının yapılabilmesi ve tavuk üretimi
konusundaki bilgi kirliliğini gidermek için
kurulan www.sagliklibilgi.org’daki uzman
görüşlerinin linklerini de yayınlıyor.
SEYRELTMENİN BROİLER YETİŞTİRMESİNDE YERİ VE ÖNEMİ
Veteriner Hekim Kerim İZGÜDER
Etlik piliç yetiştirme sürecinde planlanan ana kesim dışında “seyreltme” adı verilen bir kesim uygulaması daha vardır. Seyreltme yapılacak kümesin belirlenmesi, piliçlerden
hangi yaşta seyreltme alınacağı, kesimhaneye nakil yapılacak piliç sayısı, etlik piliç yetiştirme müdürlüğümüzde programlanmaktadır. Metrekareye düşen piliç adedi, seyreltme
yapılacak piliç sayısı ve bu piliçlerin yaşı, gramajları gibi
değişkenler sektördeki işletmelere göre farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılık, işletmelerin pazarlama stratejilerinden
doğmaktadır.
Seyreltme yapılacak kümeste yapılması gereken bazı hazırlıklar vardır. Tıpkı ana kesimde olduğu gibi seyreltme
yapılacak piliçler için de sağlık raporu, veteriner hekim reçetesi, dezenfeksiyon belgesi, aşı kayıtları gibi evraklar hazırlanmaktadır. Yine seyreltme yapılacak piliçlerde de ayrılık
gözetmeksizin rutin olarak “avian influenza” (kuş gribi) testi,
klinik veba tarama çalışmaları yapılmaktadır.
Biyogüvenlik kontrol çalışmalarının temelini bilinçli yapılan
dezenfeksiyon oluşturmaktadır. Bu bağlamda kümeste seyreltme faaliyetlerini gerçekleştirecek ekibi getiren araç ve sarım kamyonları da mutlaka dezenfekte edilmelidir. Kümeste
kalan piliçlerin sağlığı açısından kontaminasyon riskini minimize etmek için dezenfeksiyon çok önemli bir yer tutmaktadır.
Seyreltme yapılacak kümesteki piliçlerin, alınacak adede
göre bölme yardımıyla ayrılması seyreltme işlemini hızlandırmaktadır. Kümesten seyreltme alınmayacak olsa dahi
kapasiteye göre yapılacak bölmeler ile piliçlerin kümeste homojen dağılımında fayda sağlanmaktadır. Bölme yapılmasının yararı özellikle yaz aylarında önem kazanmaktadır. Bu
sayede piliçlerin soğutma petlerine doğru sıkışma yaratacak
tarzdaki hareketlenmeleri nispeten önlenmiş olacaktır.
Seyreltme bittikten sonra kümes şartları mutlaka kontrol edilmelidir. Işıklandırma, havalandırma, kümes ısısı, yemlik ve
içme suyu sistemleri gözden geçirilmelidir. Bu kritik noktalardan birinin aksaması geri dönüşü olmayan zararlara neden
olabilir.
Seyreltme amacıyla ayrılmış bölgedeki ışıklandırmanın azaltılması da piliçlerdeki stresi azaltabilir
Seyreltmenin başlayacağı saate göre kesime girecek piliçler, ortalama 8 saat süre ile aç bırakılmalıdır. Kesime gidecek piliçler uygun sürede aç bırakılmazlar ise, hem yolda
Sındırgı’da bulunan 100 bin kapasiteli
çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın
başarılı üreticileri arasında yer aldı.
Kendilerini tebrik eder, başarılarının
devamını dileriz.
Kadir Açıl
kasa ölümü olabilmekte hem de dolu kursak ve bağırsak ile
kesimhaneye geldiklerinden tüm kesim hattını kontamine
etmektedirler. Bu kontaminasyon ile beraber ürün raf ömrü
kısalmakta veya ürün tüketime hiç sunulamamaktadır. Her
iki durumda da üretici ve işletme büyük zarar görmektedir.
Seyreltmede kesime gönderilecek piliçlerin olduğu bölme,
yemlik kazanlarının olduğu tarafta ise, o bölmedeki yemliklere poşet geçirilerek yem tüketiminin engellenmesi ile kursak
doluluğu hakkında sıkıntı yaşanma riski azalmış olacak, ayrıca yemlikler kaldırılmadığı için diğer bölmedeki ana kesime
kadar kümeste kalacak piliçler de yem tüketimine ve gramaj
alışlarına devam edeceklerdir. Seyreltmede kesime gönderilecek piliçlerin olduğu bölme yemlik kazanlarının ters tarafında ise; yemlik tabaklarına poşet geçirilmeden, seyreltme
yapılacak bölmeye kadar yem çektirilerek hem seyreltme
alınmayacak bölme yemsiz kalmamakta hem de seyreltme
alınacak bölmeye yem verilmediği için kesimhanede sorun
yaşanmadan kesim gerçekleştirilmiş olacaktır.
Şayet kümeste ara bölmeler yoksa yem kesme işlemi tüm
kümeste yapılmak zorunda olduğu için ve seyreltmeden
sonra kümeste kalacak olan piliçler de aç kalacağı için yarım
yada bir günlük gramaj kaybı ve stres meydana gelecektir.
Bu nedenle kümeste bölme uygulaması yapılarak, yem kesme işleminin yapılması daha doğru bir uygulama olacaktır.
Sarım faaliyetleri sırasında havalandırma şartları sürekli
kontrol edilmeli, kümes içi mutlaka gezilerek sıkışma ve yığılma olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Savaştepe’de bulunan 50 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın
başarılı üreticileri arasında yer aldı.
Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının
devamını dileriz.
Mahir Aykan
T.C. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kurucumuzun Anısına
Yapılan RAVİKA Köyü’nü Ziyaret Etti
Manisa Şehir Hastanesi’nin temel atma töreni için Manisa’da bulunan
T.C. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, beraberindeki heyetle birlikte kurucumuz İsmail Keskinoğlu’nun anısına yapılan ve grubumuzun
zeytinyağı markasıyla da aynı adı taşıyan Ravika Köyü’nü ziyaret etti.
Yönetim kurulu üyelerimizin ev sahipliği yaptığı ziyaret sırasında Ravika Köyü’nü gezerek kurucumuz İsmail Keskinoğlu’nun 101 yıllık yaşamı hakkında bilgi alan Mehmet Müezzinoğlu’na şirketin 50 yıllık öyküsü ise köy müzelerinde sergilenen tarihin canlı kanıtlarıyla anlatıldı.
Ziyaretle ilgili değerlendirme yapan Fevzi Keskinoğlu: “Bugün Sayın
Sağlık Bakanı’mız Mehmet Müezzinoğlu ve beraberlerindeki değerli
misafirlerimizi babam İsmail Keskinoğlu’nun anısına kurduğumuz Ravika Köyü’müzde ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Onun hatıralarını yaşatmak için gösterdiğimiz özeni, onun izinden ilerleyerek bugün
üretimimizin her aşamasına da dahil ediyoruz. Ondan bize kalan “Çocuklarınıza yedirmeyeceğiniz hiçbir ürünü, tüketicinize de yedirmeyin”
felsefesine bağlı kalarak hem Türk tüketicisine hem de dünyaya en
sağlıklı ürünleri sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Köyü gezen T.C. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise: “Keskinoğlu Şirketler Grubu bugün, Akhisar ve Ege Bölgesi’nin gurur kaynağı
olan bir kuruluş halini almıştır. Atalarına ve kurucularına duydukları
saygının bir göstergesi olarak oluşturdukları bu köy, aynı zamanda
geçmişten geleceğe uzanan bir eser olmuştur. Kurucularına ve aile
büyüklerine gösterdikleri saygıyı ve özeni, sektördeki üretimlerine ve
tüketicilerine de gösterdikleri için kendilerini tebrik ediyorum. Global
bir marka olarak Ege yöresini tüm dünyada başarı ile temsil edeceklerine inanıyorum” dedi.
Şirketler grubumuzun zeytinyağı, yumurta ve piliç eti ürünlerinin de
tadımlardan tam not aldığı ziyarete Sağlık Bakanı Mehmet Müezzi-
noğlu, Manisa Valisi Abdurrahman Savaş, Ak Parti Manisa Milletvekili
Uğur Aydemir, Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Manisa İl Özel
İdaresi çalışanları ve Akhisar Belediye Meclis Üyeleri katıldı.
Ravika Köyü’nde Geleneksel Hasat Şenliği Heyecanı
Şirketler grubumuz bu yıl Ukrayna ve Tayvan’dan gelen iş ortakları için
düzenlediği zeytin hasat günleri etkinliğini Ravika Köyü’nde gerçekleştirdi. Zeytin hasat şenliğini geleneksel hale getiren şirketler grubumuz,
etkinliğe katılan katılımcılar için birbirinden ilginç aktiviteler düzenledi.
İlk olarak kendi isimlerine özel olarak hazırlanan zeytin fidanlarını toprakla buluşturan katılımcılar, daha sonra yaptıkları zeytin hasadı ile de
keyifli anlar yaşadılar. Zeytin hasadının ardından ise toplanan zeytinler,
Drama Yağhanesi’nde bulunan 1856 yılına ait taş baskı soğuk sıkım
makinelerinde işlenirken, sıkım sonrası elde edilen ilk zeytinyağı katılımcılardan tam not aldı. Tam olgunlaşmamış zeytinlerden soğuk sıkım
yöntemi ile üretilen; içeriğinde yüksek oranda antioksidan madde bulunduran erken hasat zeytinyağı, yoğun aromasıyla dikkat çekti.
Etkinlik hakkında değerlendirme yapan Esin Keskinoğlu “Geleneksel
hale getirdiğimiz zeytin hasat günleri yurt dışından gelen misafirlerimizden yoğun talep görüyor. Yapılan bu aktivite ile zeytinin hangi aşamalardan geçerek sofralara ulaştığını birebir görme fırsatı buluyorlar.
Ayrıca misafirlerimize Ege Bölgemizin tarihi ve doğal güzelliklerini
gösterirken, gelenek ve göreneklerimiz hakkında da bilgiler veriyoruz”
dedi.
Zeytin hasat şenliği kapsamında yapılan etkinlikte folklör grubunun
oynadığı ve balkan yöresine ait olan danslar da ziyaretçilerin büyük
beğenisini kazandı.
3. İzmir Uluslararası Yemek Yarışması’na Sponsor Olduk
Türkiye Aşçılar Federasyonu ve İzmir Aşçılar Derneği’nin düzenlediği, şirketler grubumuzun da sponsor olarak destek verdiği 3. İzmir
Uluslararası Yemek Yarışması İzmir’de gerçekleştirdi. 5 kategoride
düzenlenen ve büyük çekişme içerisinde geçen yarışmada aşçılar
hünerlerini sergilerken, etkinliğe katılan katılımcılar ise şirketler grubumuzun açtığı stantta birbirinden lezzetli ürünlerimizi tatma fırsatı
buldular. Dünyanın dört bir yanından gelen misafir aşçılara da şirketler grubumuzun yetkilileri tarafından ürünlerimizle ilgili detaylı bilgiler
verildi.
Etkinlikle ilgili konuşan yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu:
“Aşçılık mesleğinin desteklenmesini Türk mutfak kültürü için son derece önemli buluyorum. Bugün burada destek verdiğimiz aşçılarımız
alanlarında hatırı sayılır bir birikime sahipler ve ülkemize ait mutfak
kültürünü en iyi şekilde temsil edip gelişimine katkıda bulunuyorlar.
Biz de Keskinoğlu olarak onlara destek vermekten mutluluk duyuyoruz “ dedi.
Gastronomi alanında kendini yetiştirmiş kalifiye personelin destek-
lenmesi ve yemek sanatının geliştirilmesi amacıyla, 2010 yılından
bu yana gerçekleştirilen uluslararası yarışma, Türkiye’nin yanı sıra
Avrupa’nın birçok ülkesinden profesyonel aşçıları da bir araya getiriyor.
Körili Bezelyeli
Havuç Çorbası
Limonlu Zencefilli Tavuk
Malzemeler
4
5 bardak tavuk suyu
1 su bardağı haşlanmış bezelye
5 adet orta boy havuç
½ adet kuru soğan
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı toz köri
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
4 yemek kaşığı Ravika Naturel Sızma
zeytinyağı
Malzemeler
4
1 adet Keskinoğlu Bütün Piliç
10 diş sarımsak
2 adet limon suyu
3 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı salça
1 yemek kaşığı kekik
1 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı toz zencefil
2 çorba kaşığı yoğurt
Tuz
Karabiber
Hazırlanışı:
Hazırlanışı:
Soğan, havuç ve sarımsakları soyun ve yemeklik doğrayın.
Bir tencerede tüm malzemeleri zeytinyağında kavurun.
Kavurma işlemi bittikten sonra tavuk suyunu ve baharatları ekleyip kaynayıncaya kadar pişirin. Daha sonra
hazırladığınız çorbayı blendardan geçirip
süzün. Son olarak bezelyeleri ekleyip sıcak
olarak servis yapın.
Bütün pilici derisiyle beraber yıkayıp kurulayın. Bir kabın
içinde zencefil tozunu ve sarımsaklarla ezin. Üzerine tereyağını, salçayı, yoğurdu, limon suyunu, şekeri ve baharatları ekleyip karıştırın. Bu karışımı da tavuğun üzerine
bolca sürüp fırın tepsisine yerleştirin ve 180 derecede 1
saat kadar pişirin. Kızaran tavuğu servis tabaklarına alıp
isteğinize göre yanında kestaneli pilav ya da sebze garnitürleri ile servis edin.
Yumurtalı Ege Otları
Kavurması
Ricotta Kek
Malzemeler
4
3 adet Keskinoğlu yumurta
½ demet cibes otu
½ demet ısırgan otu
4 – 5 dal taze sarımsak
4 – 5 taze soğan (yeşil kısımları)
5 – 6 dal arapsaçı
5 – 6 dal turp otu
Tuz, karabiber
2 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı
Malzemeler
8
3 adet Keskinoğlu Yumurta sarısı
3 adet Keskinoğlu Yumurta beyazı
250 g ricotta peynir
180 g toz şeker
135 g un
½ su bardağı Ravika Zeytinyağı
5 g kabartma tozu
1 adet limon rendesi
Hazırlanışı:
Hazırlanışı:
Otları ayıklayın, yıkayın ve kurulayın. Taze sarımsak, taze
soğanın yeşil kısımlarını ve tüm otları doğrayın. Yumurtaları bir kasenin içinde çırpın. Tavaya zeytinyağını koyun ve
doğramış olduğunuz otları kavurun. Taze sarımsak ve taze
soğanı ekleyin. Çırpılmış yumurtayı da ekleyerek karıştırın. Son olarak tuz ve karabiber ilave edin ve servis edin.
Bir karıştırma kabında yumurta sarısını ve toz şekeri iyice
çırpın ve karışıma Ravika Zeytinyağını ilave edin. Daha
sonra rendelenmiş limon kabuğu ve ricotta peynirini de
ekleyip karıştırmaya devam edin. Un ve kabartma tozunu
da ilave ettikten sonra pürüzsüz bir kıvam alana kadar
karıştırın. Başka bir kapta yumurta beyazını
çırpın ve diğer karışıma yedirin.
Ayrı bir yerde kek kalıbının her tarafını yağlayın ve karışımı kek kalıbına dökün. 180 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Servis edin.
Olcay Kaygusuz
Executive Chef
1996 yılında cafelerde çalışmaya başlayarak aşçılık mesleğine ilk
adımını atan Olcay Kaygusuz, bugün Double Tree By Hilton
Oteli’nde Executive Cheff olarak görev yapıyor. Kendisiyle
mesleğinin sırlarını ve bu yoldaki serüvenini detaylarını içeren
sizlerin de keyifle okuyacağı bir sohbet gerçekleştirdik.
kariyer sahibi olma düşüncesi kafamda şekillenmeye başladı. Hayatımın önemli virajlarından biriydi bu.
Mesleği artık iyice benimsediğim dönem olan 1998
yılında, kurumsal bir otel zinciri olan Anemon Hotel’i
tercih edip Soğuk Şefi olarak burada göreve başladım. 2001’de mutfak Sous Cheff olarak terfi aldım.
Görevde olan Executive Chef ayrılınca 2003 yılında
mutfak Executive Cheff olarak uygun görüldüm ve
bu göreve getirildim. Sürekli yazılı ve görsel basın
aracılığı ile mesleğimi üst düzeye taşıyabilme çabası
içinde oldum. Mümkün olduğu kadar uluslararası yarışmalara katıldım ve çoğundan ödülle ayrıldım. Aynı
anda 20 otelin a la carte ve banket koordinatörlüğünü
yaptım. 2003’ten beri profosyonel olarak Executive
Chef’liğimi sürdürüyorum. Şu an Double Tree By Hilton çatısı altında görev yapmaya devam ediyorum ve
burada olmaktan mutluluk duyuyorum.
Mutfağınızda neler yaşıyorsunuz biraz anlatabilir
misiniz?
Heyecanla a la carte saatini bekleyip gelen siparişleri alışılmışın dışında bir tarzla müşteriye sunmayı
hedefliyorum ve bu yaratıcılığı ekip arkadaşlarıma da
aşılıyorum. Ekip olarak uyumlu bir şekilde çalışıyoruz.
Son yıllarda büyük otellerin mutfağında Türk şeflerin görev yaptığını görmekteyiz. Bu konudaki
düşünceleriniz nelerdir?
Son yıllarda ülkemizde yetişen Executive Cheff’lere
verilen değer arttığından dolayı bu kişilerin saygınlıklarının artmasını ve önemli görevlere gelmelerini
Mesleğe başlama hikâyenizi bize anlatabilir misi- normal karşılamak gerekir.
niz?
1996 yılında cafelerde mesleği tanımaya ve her ge- Sizce aşçılık mesleğinde akademik eğitimin öneçen gün sevmeye başladım. Daha sonra bu mesleğin mi nedir?
gelecek vadettiğine inandım ve kendimi geliştirme ve Kişinin aldığı akademik eğitimin sadece kendisini
Ürünlerini kesinlikle başarılı
ve lezzetli buluyorum, ayrıca
pek çoğunu da mutfağımda
tercih ediyorum.
ve kuruluşlarımızın sponsorluğu ile temasa geçmesi
gerektiğine inanıyorum.
Dünya mutfakları arasında yapmaktan ve yemekten en çok keyif aldığınız yemek nedir?
Pizza, acılı etli sıcak salata, kıtır kabak tatlısı yapmayı ve yemeyi sevdiğim lezzetler.
Son olarak, sizin gibi başarılı bir şef olmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?
bağlamadığını düşünüyorum. Yetiştirecek olduğu Dürüst, önemseyici, çalışkan bir kişilikle yola çıkmak,
yeni nesillere de bu noktada faydası büyük olacaktır. işine düşkün olmak en önemli noktalar diye düşünüSon zamanlarda akademik eğitimin değeri bu neden- yorum.
le artmıştır.
Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz?
Sizce Türk insanının beslenme şekli nasıl, daha Ürünlerini kesinlikle başarılı ve lezzetli buluyorum,
ayrıca pek çoğunu da mutfağımda tercih ediyorum.
çok neleri tercih ediyorlar?
Genelde standartın dışına çıkma eğilimi görülmemekte. Türk kahvaltısı, öğle ve akşam yemeklerinde ızgara ve et türü beslenmenin tercih edilmesi biz
aşçılara mutfakta yaratıcılık kullanılırken ne yazık ki
gurme niteliklerine uygun yaratıcı ve özel yemekler
hazırlama konusunda pek de imkan vermemekte.
Genelde toplumun belli kesimlerinde bu yenilikçi lezzetlere ilgi gözlemlemekteyiz.
Mutfak kültürü nasıl edinilir?
Burada kilit noktanın mutfağı bir sanat olarak algılayıp merak etmek olduğunu düşünüyorum.
Mutfağınızda olmazsa olmaz dediğiniz malzemeler var mı?
Ana malzemeler haricinde -ki bunlar et, tavuk, balık,
sebze gibi çeşitler- baharatlarımız olmazsa olmazımız. Muskat cevizi, kereviz kurusu, zerdaçal, anason,
ardıç tohumu, kişniş ve Madagaskar sayabileceğim
diğer öncelikli malzemelerimden.
Türk mutfağı dünyada ne kadar tanınıyor? Bu konudaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maalesef mutfağımız uluslararası seviyede yeterince
tanınmıyor aslında. Tanıtım için çalışmaları çok da
yeterli bulmuyorum. Şeflerimizin de Avrupa ve tüm
dünyayla gerek sosyal medya gerekse büyük şirket
Dr. Bülent KARALAR
Alerjik Bronşit Nedir?
Alerjik bronşit, tıp dilinde alerjik bünyesi olan kişilerde görülen soluk borusu aşırı duyarlılığı durumuna halk arasında
verilen isimdir. Ağızdan solunan havanın içindeki oksijeni
akciğerin hava keseciklerine ulaştıran soluk boruları özel
bir döşeme ile kaplıdır. Bu döşeme tabakası(mukoza) bir
gün içinde defalarca dış ortamdaki mikroplar, tozlar ve vücut için yabancı olabilecek maddeler ile temas etmektedir.
Adeta ülkelerin hudutları gibi, vücut için zararlıları tanıma,
bildirme ve temizleme görevleri vardır. Bazı bireylerde doğuştan, genetik bir özellik olarak soluk borusu dışarıdan
gelen yabancılara karşı gereğinden fazla cevap verir. Bu
aşırı cevap sırasında soluk borusu kasları kasılır, salgılar
artar, damarlar sıvı sızdırarak dokuyu şişirir ve neticede
hava yolu daralarak nefes almayı zorlaştırır. Solunumun
zorlaşması havadaki ani sıcaklık, nem değişiklikleri, sis,
hava kirliliği, sigara dumanı, egzersiz ile uyarılabildiği gibi
alerjik olan bireylerde alerjenler ile de tetiklenebilir.
Alerjik Bronşitin Belirtileri
Soluk borularının kasılması, şişmesi ve içinin bol miktarda
çok yapışkan salgı ile dolması havanın geçmesini zorlaştırdığı için nefes darlığı, sık soluma, ağız etrafının morarması, hırıltılı solunum, bazen de karın ağrısına neden olur. Bu
belirtiler viral bir solunum enfeksiyonu sırasında veya efor
harcanması ile de ortaya çıkabilir.
Çocuklarda Alerjik Bronşit
Çocuklarda alerjik özellikler aileden geçen genler ile belirlenip erken belirti verir. Okul öncesi çağlarda sık üst solunum
yolu veya kulak enfeksiyonu, grip ve nezlenin göğse inmesi, koşunca, gülünce, ağlayınca öksürük tutması, geceleri
öksürük nöbeti ile sabaha karşı uyanma ve hatta balgam
kusma belirtileri aileyi uyarmalıdır.
Bebeklerde Alerjik Bronşit
Süt çocuklarında, bir kaç aylık bebeklerde bile bronşit belirtileri görülebilmektedir. Ancak doğumda veya ilk 28 gün
içinde ortaya çıkan solunum sıkıntısı, hırıltı, öksürük ve morarma varlığında mutlaka doğuştan gelen hastalıklardan birinin araştırılması gerekir. İki aylıktan sonra sık tekrar eden
“Bronşiolit” , “Krup” “Zatürre başlangıcı” tanımlamaları allerjik bir bünye özelliğini akla getirmelidir.
Yetişkinlerde Alerjik Bronşit
Yetişkinlerde aşırı duyarlı soluk borusu hastalığı genellikle
astım olarak tanımlanır. Belirtileri tedavi etmedikçe kendiliğinden geçmez ve hastalık kalıcı olabilir.
Alerjik Bronşit Tedavisi
Tedavi seçenekleri hastalığın sıklığı ve şiddeti ile değişmektedir. Genellikle nefes açıcı ani rahatlatıcı ile devamlı kullanımda soluk borusundaki aşırı duyarlılığı ortadan
kaldıran ilaçlar verilir. Rahatlatıcı ilaç devamlı kullanılmaz,
çok sık ihtiyaç duyulması kontrolü sağlayan asıl tedavinin
yetersizliğine delalet eder. İlaçların solunum yolundan kullanılanları tercih edilir. Ağız yolundan alınan ilaçların bütün
vücuda yayılması neticesinde başka organlarda istenmeyen etkileri olabilir. Solunum yolundan alınan ilaçların etki
süresi daha kısadır.
GÜVENMEDİĞİM İÇİN AFFET
Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon
vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir
sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de
pahalıya almamıştı.
Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile
geldi ve kadına şöyle dedi;
“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.”
Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!
Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.
“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr
geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:
“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.
Ama usta sadece gülümsedi. “Daha değil!” diye cevapladı beni.
“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm,
döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:
“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”
Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
“Henüz değil!”
“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi
fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan
şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”
Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:
“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”
“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve “Daha
değil!” diyordu.
“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne
koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.
“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda
geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.
“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim. Onun cevabı ise aynıydı:
“Henüz değil!”
“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan
ölecektim. “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.
Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm.
Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu.
Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.
“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım,
hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu
ve usta şöyle dedi:
“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”
Ona “Evet” dedim.
Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.”
“Evet bu sensin!” dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler
sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.
Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:
“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm.
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.
Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür
ederim.
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acıda ki hikmeti görelim.
Önemli olan “Kahrın da hoş, lûtfun da hoş” demesini öğrenebilmek.
Kaynak: İnternet
ORADA BURADA
Düğün/Dernek
Yönetmen:
Selçuk Aydemir
Birini döven adam hakimin karşısına çıkarılmış, hakim sorOyuncular:
muş:
Ahmet Kural
-Nerede yaşıyorsun?
Murat Cemcir
-Orada burada.
Rasim Öztekin
-Ne iş yaparsın?
Devrim Yakut
-Onu bunu
Barış Yıldız
-Yolda dövdüğün adamı önceden tanıyor musun?
Tür:
-Şöyle böyle
Komedi
-Ne demek yani nerden tanıyorsun?
Süre:
-Oradan buradan.
106 dk
Hakim sonunda dayanamamış:
Yapım:
-Anlaşıldı, götürün bu adamı tıkın içeri.
2013
2 jandarma adamın koluna girmiş götürürlerken adam hakime seslenmiş:
-Heeeey bir dakika! Ne zaman çıkacağım ben buradan?
Sivas’ın Esenyurt köyünde yaşayan İsmail’in oğlu Tarık
Hakim de ona seslenmiş:
bir gün yurt dışından çıkagelir. Önce her zamanki gibi bir
-Bugün yarın.
memleket hasreti gibi görünse de bu ziyaretin altındaki
esas neden çabuk ortaya çıkar: Tarık görevli olarak çalıştığı
Letonya’da Monica adlı bir kızla beraberdir ve aynı ülkede
çalışmak için tek yol evlenmeleridir. Kendisinin olurunu almaya gelen oğlunu düğünsüz evlendirmemeye kararlı olan
İsmail, Tüpçü Fikret’i, Çetin’i ve köyün öğretmeni Saffet’i
seferber ederek elde avuçta para yokken 10 gün içerisinde
sazlı-sözlü bir düğün hazırlığı içerisine girer.
Beyoğlu’nun
En Güzel
Abisi
Yazar
Ahmet Ümit
Sayfa Sayısı
418
Basım Yeri
İstanbul
Yayın yılı
2013
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet. Tarlabaşı’nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en
yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş
erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu
insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul’un en gözde yeri olan
Beyoğlu’nun hazin hikâyesi.
Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor
Aralık Bülteni Çocuk Ekidir.
Üye Sayımız: 25,902
Yumurtam.com
Oyun Bahçesi’nde sınırsız oyun,
sınırsız eğlence sürüyor!
194