İncele

Transkript

İncele
ISSN 1303-2526
Yıl:16 Sayı: 150
Hande Fırat
“Çalışma arkadaşlarımızın
başarılarını alkışlamalıyız”
Türkiye’yi Anlama
Kılavuzu, yaşam
tarzlarımızı
ortaya koydu
I
psos KMG Araştırma ve
Danışmanlık Şirketi’nin her
iki yılda bir gerçekleştirdiği
“Türkiye’yi Anlama Kılavuzu”
çalışması kapsamında yapılan
“Türkiye’de Yaşam Tarzları
ve Trendler” araştırmasının
sonuçlarına göre, Türkiye kültür
sanatta sınıfta kaldı.
Sayfa 2
İş arayanlar, iş
güvencesi, kariyer
ve emekliliğe
önem veriyor
10
Mercedes-Benz
Türk’ten Sultan
Arslan, “Çat
Kapı”ya konuk
oldu
İçimizden
Biri:
Otokar’dan
Yılmaz İpek
14
12
MESS, Türk Metal Sendikası
ve Çelik-İş Sendikası ile yeni
döneme ilişkin Grup Toplu İş
Sözleşmesi’ni imzaladı
2014-2017 yıllarını
kapsayan yeni dönem
MESS-Türk Metal Sendikası
Grup Toplu İş Sözleşmesi 15
Aralık 2014,
MESS-Çelik-İş Sendikası
Grup Toplu İş Sözleşmesi
ise 17 Aralık 2014 tarihinde
imzalandı.
T
owers Watson’’un 26 ülkeden
32 bin çalışanın katılımıyla
gerçekleştirdiği “Küresel İşgücü
Çalışması”na göre Türkiye’de
her yaş grubundan çalışanı
cezbeden ilk etken iş güvencesi
iken, diğer etkenler sırasıyla
kariyer fırsatları, emeklilik hakları
ve baz maaş oluyor.
Sayfa 5
Arçelik Atletizm
Takımı,
yarışmalardan
ödülsüz dönmüyor
A
rçelik’te 2009 yılında kurulan
Atletizm Takımı, katıldığı
yarışmalarda elde ettiği başarılarla,
hem çalışanların moralini ve
motivasyonunu artırıyor hem
de şirketin imajını güçlendiriyor.
Takımın kaptanı Ergün Kıran,
işyerlerinde bu tür oluşumların
gerekliliğine inanıyor. Sayfa 8
Bitki çaylarıyla
soğuk algınlığı
ve gripten
korunun!
S
oğuk algınlığı ve gribal
enfeksiyonlara karşı bitkisel
ürünler koruyucu etkilere sahip.
Türk Fitoterapi Derneği Başkanı
Prof. Dr. Ekrem Sezik, nezle ve
grip gibi hastalıların belirtilerini
azaltacak bitkisel karışımlardan
oluşan basit ama yararlı
formüller öneriyor. Sayfa 15
S
Türk Metal
Sendikası
Çelik-İş
Sendikası
özleşmelerle, 1’inci altı ay
için 1 Eylül 2014 tarihinden
geçerli olmak üzere altı aylık
geçmiş dönem enflasyonu olan
yüzde 3,78’e ilaveten yüzde 6
maktu refah payını kapsayan toplamda yüzde 9,78 oranında zam
yapılarak, eski-yeni işçi arasındaki ücret farkının dengelenmesi
amaçlandı. Sözleşmenin 2’nci,
3’üncü, 4’üncü ve 6’ncı aylarında
TÜFE oranında, 5’inci altı ayında ise TÜFE+3,5 oranında ücret
zammı yapılması hüküm altına
alındı. Buna göre 1 Mart 2015 tarihinde işçilerin saat ücretlerine 1
Eylül 2014-28 Şubat 2015 tarihleri
arasındaki TÜFE artış oranı olan
yüzde 3,63 oranında ücret zammı
yapıldı. Böylece, işçinin iki yıllık
sözleşme düzeninde iki kez refah
payı alacağı dört yıllık periyotta,
imzalanan üç yıllık sözleşmeler ile
üç kez refah payı alması sağlandı.
Sayfa 2-3
2
HABER
ı
s
a
k
i
d
n
e
S
l
a
Türk Met
ı
s
a
k
i
d
n
e
S
ş
İ
k
ve Çeli
MESS ile anlaştı
Türk Metal Sendikası ile Çelik-İş Sendikası, 2014-2017 yıllarını kapsayan Grup Toplu İş
Sözleşmesi’ni MESS ile imzaladı. Üç yıllık imzalanan Grup Toplu İş Sözleşmeleri, Türk Metal
Sendikası’nın örgütlü olduğu 123 MESS üyesi işletmede çalışan 98 bin 743 ve Çelik-İş
Sendikası’nın örgütlü olduğu beş MESS üyesi işletmede çalışan 2 bin 437 işçiyi kapsıyor.
2
014-2017 yıllarını kapsayan yeni dönem MESS-Türk
Metal Sendikası Grup Toplu İş Sözleşmesi 15 Aralık
2014 ve MESS-Çelik-İş Sendikası Grup Toplu İş Sözleşmesi ise 17 Aralık 2014 tarihlerinde imzalandı.
Üç yıllık imzalanan Grup Toplu İş Sözleşmeleri, Türk
Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu 123 MESS üyesi işletmede çalışan 98 bin 743 ve Çelik-İş Sendikası’nın örgütlü
olduğu beş MESS üyesi işletmede çalışan 2 bin 437 işçiyi
kapsıyor.
Buna göre sözleşmelerle, 1’inci altı ay için 1 Eylül
2014 tarihinden geçerli olmak üzere altı aylık geçmiş
dönem enflasyonu olan yüzde 3,78’e ilaveten yüzde
6 maktu refah payını kapsayan toplamda yüzde 9,78 oranında zam yapılarak, eski-yeni
işçi arasındaki ücret farkının dengelenmesi amaçlandı. Sözleşmenin 2’nci, 3’üncü,
4’üncü ve 6’ncı aylarında TÜFE oranında,
5’inci altı ayında ise TÜFE+3,5 oranında
ücret zammı yapılması hüküm altına alındı. Buna göre 1 Mart 2015 tarihinde işçilerin saat ücretlerine 1 Eylül 2014-28 Şubat
2015 tarihleri arasındaki TÜFE artış oranı
olan yüzde 3,63 oranında ücret zammı
yapıldı. Böylece, işçinin iki yıllık sözleşme
düzeninde iki kez refah payı alacağı dört
yıllık periyotta, imzalanan üç yıllık sözleşmeler ile üç kez refah payı alması sağlandı.
Grup Toplu İş Sözleşmeleri uyarınca üçlü
paket (bayram harçlığı, yıllık ücretli izin yardımı, yakacak yardımı) artış oranları, 1’inci
yıl yüzde 15, 2’nci yıl TÜFE ve 3’üncü yıl
TÜFE + 3,5 puan şeklinde düzenlendi.
Olaya bağlı sosyal yardımlarda ise (doğum, evlenme,
ölüm, askerlik, çocuk yardımı, öğrenim yardımı vb.) sözleşmelerin 1’inci yılında yüzde 14 ile yüzde 39 arasında değişen oranlarda artış yapıldı. Bu yardımlar, sözleşmelerin
2’nci yılında TÜFE, 3’üncü yılında TÜFE+3,5 puan artacak.
ISSN 1303-2526
İŞÇİ VE İŞVERENİN İLETİŞİM ARACIDIR
MESS Adına Sahibi
Mehmet C. Betil
Yönetim Kurulu Başkanı
Yazı İşleri Müdürü
Av. Hakan Yıldırımoğlu
Genel Sekreter
e-posta
[email protected]
BizBize Gazetesi
İnternet Adresi
www.mess.org.tr
Yayın Kurulu
Dr. Aykut Engin
Av. Erten Cılga
Av. Mesut Ulusoy
Av. İlhan Doğan
Av. Ender Kızılray
Dr. Tuba Yaman Aydın
Altan Çetinkal
Fatih Tokatlı
Çisem Kılıç
Yayın Türü
Yerel süreli yayın.
Baskı Tarihi
Mart 2015
Yazışma Adresi
MESS Türkiye Metal Sanayicileri
Sendikası Merkez Mahallesi
Geçit Sokak No: 2 34381
Şişli-İstanbul
Tel: 0212 232 01 04 (pbx)
Faks: 0212 241 76 19
Yazı ve resimler kaynak
gösterilmek suretiyle kullanılabilir.
Gazetede bulunan yazıların
sorumluluğu yazarlara aittir.
BizBize Gazetesi’nin basımında geri
dönüşümlü kağıt kullanılmaktadır.
ISSN 1303-2526
YAYINA HAZIRLIK
Genel Yönetmen
Gürhan Demirbaş
Genel Yönetmen Yardımcısı
Eser Soygüder Yıldız
Görsel Yönetmen
Hakan Kahveci
Editör
Seher Karataş
Grafik ve Sayfa Tasarım
Ozan Öz
Fotoğraf Editörü
Eren Aktaş
Kurumsal Sat›fl Yöneticisi
Özlem Adaş
Tel: 0212 440 27 65
‹letiflim
Tel: 0212 440 27 63
0212 440 29 68
[email protected]
ajansdyayincilik.com
Baskı
“Globus” Dünya Basınevi
100. Yıl Mahallesi 34204
Bağcılar / İstanbul
Telefon: 0212 440 24 24
e-posta: [email protected]
3
HABER
Üç yıllık Grup Toplu İş Sözleşmesi’nin imzası münasebetiyle MESS
tarafından Türk Metal ve Çelik-İş Sendikası üyelerine 2015 Şubat
ayı içinde 300 TL tutarında erzak yardımı yapılacağı düzenlendi.
MESS’e üye işyerlerinde çalışan taraf işçi sendikaları üyelerinin, bulundukları yere en yakındaki marketten alışveriş
yapabilmelerini temin etmek maksadıyla lokasyon
bazında üç market ile sözleşme imzalandı. İlgili
yardımın dağıtımı çalışma barışının korunduğu işyerlerinde tamamlandı.
4
KISA... KISA... KISA...
İnternet kullanımı
yüzde 50’yi aştı
T
ürkiye İstatistik
Kurumu’nun (TÜİK)
Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması
2014 verilerine göre, 16-74
yaş grubundaki bireylerde bilgisayar kullanımı
yüzde 49,9 düzeyinden
yüzde 53,5’e yükseldi. Aynı
yaş grubunda internet
kullanımı da yüzde 48,9’dan
yüzde 53,8’e yükseldi. İnterneti 2014 yılının ilk üç
ayında hemen her gün
veya haftada en az bir defa
kullanan 16-74 yaş grubu
düzenli internet kullanıcılarının oranı, 2013 yılında
yüzde 39,5 iken, 2014
yılında yüzde 44,9’a çıktı.
Çocuk parklarında
sigara içilmeyecek
HABER
Kadınlar çalışmaya erken başlıyor
erken ayrılıyor
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadın istihdam
verilerini açıklayan Kariyer.net’e göre; kadınlar iş yaşamında
daha uzun süre kalmak için esnek çalışma saatleri, ücretlerde
ve yöneticilik pozisyonlarında erkeklerle fırsat eşitliği istiyor.
S
osyal hayatta ve iş hayatında pekçok sorun yaşayan kadınların mücadele günü
olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm
dünyada ve ülkemizde kutlandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadın istihdamı
verilerini açıklayan Kariyer.net’e göre, iş arayan
kadın ve erkek oranı sırasıyla yüzde 47 ve yüzde 53 ile neredeyse eşit seviyelerde. Kariyer.
net veri tabanında yer alan yaklaşık 21 milyon
özgeçmiş ve 58 binin üzerinde firmanın iş ve
istihdam olanaklarına bakıldığında, yönetici
pozisyonundaki kadınların, erkeklere göre çok
daha az olduğu görülüyor. Yönetici pozisyonlarının sadece yüzde 30’u kadınlardan oluşuyor.
Özellikle kadın çalışan tercih edilen pozisyonlarda ilk üçte sırasıyla satış danışmanı, sekreter ve muhasebe elemanı yer alıyor. Çağrı
merkezi elemanı ve insan kaynakları uzmanı da
ilk 10’un içinde. İlk 10’daki diğer pozisyonlar ise
mağaza veya genel satış alanlarında yoğunlaşıyor.
KADINLAR GENÇ YAŞTA
İŞ HAYATINA ATILIYOR
Anket sonuçlarına göre esnek çalışma saatleri (yüzde 56), daha fazla eğitim ve gelişim fırsatı (yüzde 43) ve daha yüksek ücretler (yüzde
35) daha fazla kadının iş yaşamına katılmasına
katkı sağlayacak ilk üç madde olarak ortaya çıkıyor. Anketi yanıtlayanların yüzde 65’i, kadınların iş dünyasında adaletsizlikle en çok terfilerde
karşılaştığını düşünürken, yüzde 35’ine göre
ücretler konusunda da adaletsizlik var.
Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, erkekler lise ya da yüksekokuldan mezun olur
olmaz askere giderken, kadınların ise öğren-
U
yuşturucu ve sigarayla ilgili
yeni önlemleri açıklayan
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 15-24 yaş arasında uyuşturucu maddeyi en az bir kere
deneme oranının AB ortalamasının yüzde 30, Türkiye’de ise
yüzde 2,7 olduğunu belirterek,
“Yüzde 2 veya 3 gencimizin denemiş olması bile bizde önemli
bir teyakkuz hali” dedi. Bakan
Müezzinoğlu, uyuşturucuyla
mücadele kapsamında çocuk
parklarında sigara
içilmeyeceğini, yetişkin parklarında da parkın bir köşesinde
sigara içme alanı olacağını
açıkladı.
ciyken bile özgeçmişini oluşturup iş gücüne
katılma fırsatlarını değerlendirmek istediğini
söylüyor. Kadınların iş yaşamıyla ilgili yaşadıkları
en önemli sorunların, çocuk ve yaşlı bakımı gibi
sorumluluklardan kaynaklandığını dile getiren
Azoz, kadınların bu sorumluluklar nedeniyle iş
yaşamına ara vermek zorunda kaldığını veya iş
yaşamında daha az sorumluluk gerektiren rollere çekildiğini belirtiyor.
arın ğu
l
n
ı
Kad a oldu
lıkt örler
r
ı
ğ
4
a
sektEkonomi3%2
ns%2
Fina Tekstil %19
im
Eğit a %17
ı
G d k %16
lı
Sağ
Telefonlar güneş
enerjisiyle çalışacak
G
üneş enerjisi alanında çalışma yapan çok sayıda bilim
insanı, fotovoltaikler üzerine
yaptıkları yedi yıllık araştırma
sonucunda, bu yöntemle elde
edilen elektriğin cep telefonu,
dizüstü ve tablet bilgisayarları
çalıştırmak için kullanılabileceğini açıkladı. Projenin uygulayıcılarından Dr. Fiona Scholes, güneş
enerjisiyle çalışan organik güneş
pillerinin, üç boyutlu yazıcıdan
çıkarılıp taşınabilir cihazlar üzerine entegre edilerek cihazların
elektrik ihtiyacını
karşılayabileceğini söyledi.
Kadınlar en çok
sigorta sektöründe
T
owers Watson’ın yaptığı araştırmaya göre, sigorta sektöründeki kadın
istihdam oranı yüzde 55’e ulaştı, sektördeki
kadın yönetici oranı ise yüzde 37 seviyesinde bulunuyor. Araştırmaya göre en yüksek
oranda kadın istihdamı sağlayan iş alanları arasında sigorta sektörünün yanı sıra
holding merkezleri ve profesyonel hizmetler
dikkat çekici oranlara sahip. En yüksek oranda kadın yöneticiye sahip sektörler arasında
ise perakende ilk sırada yer alıyor.
KADIN ISTIHDAMI SAĞLAYAN
ILK 10 SEKTÖR
1- Sigorta (%55)
2- Holding merkezleri (%43)
3- Profesyonel hizmetler (%38)
4- Turizm (%37)
5- BT ve Telekom (%34)
6- Ambalaj (%32)
7- İlaç ve sağlık bilimleri (%32)
8- Hızlı tüketim ürünleri (%31)
9- Perakende (%30)
10- Kimya (%27)
KADIN YÖNETICIYE SAHIP
ILK 10 SEKTÖR
1- Perakende (%42)
2- İlaç ve sağlık bilimleri (%41)
3- Hızlı tüketim ürünleri (%39)
4- Sigorta (%37)
5- BT ve telekomünikasyon (%29)
6- Holding merkezleri (%26)
7- Kimya sanayi (%26)
8- Lojistik (%24)
9- Profesyonel hizmetler (%23)
10- Ambalaj (%21)
5
HABER
KISA... KISA... KISA...
2013’te en çok
kiraya para harcandı
T
N
ÇALIŞA EKİ
ÜND
Ş
Ü
R
Ö
G
İKLER
L
K
İ
Ş
İ
DEĞ
Towers Watson’ın gerçekleştirdiği çalışmalarda 2012’den
2014’e çalışan görüşlerinde oluşan değişimler şöyle:
l Bireysel emeklilik 2012’de 6’ncı sıradayken 2014’te
3’üncü sıraya ilerledi.
l Kariyer gelişim olanaklarının çalışanları çekmesi, 2012’den bu
yana ilk 3’te yer alıyor. Ve bu sıralama giderek yükseliyor.
l Çalışanları elde tutmada zorlayıcı-değişken iş, 2012’de 6’ncı sıradayken 2014’te birinci sıraya ilerledi, baz maaşı daha gerilere itti.
l İş stresi ilk defa çalışanların ayrılma sebepleri arasında ilk beş
etmen arasında yer aldı (4’üncü sırada).
Çalışanlar, iş güvencesi, kariyer
ve emeklilikten etkileniyor
Towers Watson’ın yaptığı 2014 Küresel İşgücü Çalışması ve 2014 Küresel Yetenek ve Ödül Yönetimi Çalışması’na
göre; Türkiye’de iş arayanlar en çok iş güvencesi, kariyer fırsatları ve emeklilik haklarına önem veriyor.
D
ünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Towers Watson,
26 ülkeden 32 bin çalışanın katılımıyla Küresel İşgücü Çalışması ve 31
ülkeden 1637 şirketin katıldığı Küresel
Yetenek ve Ödül Yönetimi Çalışması adı
altında iki araştırma gerçekleştirdi. Türkiye’den büyük ve orta ölçekli firmalardan
825 kişi ile 34 şirketin katıldığı araştırmalar, yetenekli çalışan bulmak, onların
verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak
ve yetenekli çalışanları kaybetmemek
isteyen işverenlere ipuçları veriyor.
Bu çerçevede yapılan araştırmalara
göre, Türkiye’de her yaş grubundan çalışanı cezbeden ilk etken iş güvencesi
iken, dünyada çalışanlar en çok baz maaşları dikkate alıyor. Türkiye’de çalışanların ilgisini çeken diğer etkenler sırasıyla
kariyer fırsatları, emeklilik hakları ve baz
maaş oluyor.
Aynı araştırmanın 2012 sonuçlarına göre, 6’ncı sırada olan emeklilik
haklarının 2014 yılında 3’üncü sıraya
yükselmesi dikkat çekiyor. Çalışanların
gelecekleriyle ilgili kaygılarının artmasıyla birlikte kendilerini güvence altına
almak istemeleri emeklilik hakları ve iş
güvencesi konularının önemini ortaya
çıkarıyor. Çalışanların beklentilerinin
bu yönde olmasına rağmen, işverenler
çalışan bulmak için kariyer fırsatlarını
ve kurumun saygınlığını ön planda tutuyor. Bir başka deyişle, çalışanların bir
kurumda aradığı özelliklerle işverenlerin
vaatleri birbiriyle örtüşmüyor.
TÜRKİYE’DE İKİ
ÇALIŞANDAN BİRİ
KURUMUNA BAĞLI
Araştırma sonuçları, bir diğer çarpıcı
gerçeği daha ortaya koyuyor ve Türkiye’de her iki çalışandan yalnızca birinin
çalıştığı kuruma bağlı olduğunu gösteriyor. Çalışanların kuruma bağlı hissetmelerini sağlayan birincil etken, kurumun saygınlığı iken, bir diğer önemli
faktörün de yönetici etkinliği olduğu
gözleniyor. Araştırmaya göre, Türkiye’de
çalışanların sadece yarısından azı (yüzde 48’i) orta kademeli yöneticilerinin;
yönetim becerileri, iletişim ve problem
çözme gibi konularda iyi olduğunu düşünüyor. Çalışanlar, yöneticilerinin onları motive etmesini bekliyor. Bunu sağlayamayan yöneticilerle çalışan kişilerin
kuruma bağlılıkları ve motivasyonları
azalıyor.
Kayıt dışının yüzde 50
or
azaltılması hedefleniy
Ç
alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından
hazırlanan ve 2014-2023 yıllarını kapsayan
Ulusal İstihdam Stratejisi, istihdamın kayıt dışından
çıkarılmasına ilişkin umut vaat edici projeler içeriyor. Stratejinin öncelikli hedefleri arasında, turizm,
inşaat, finans, bilişim, sağlık, tarım, tekstil ve hazır
giyim sektörlerinde 2023 yılına kadar istihdamın
artırılarak, kayıt dışı çalışmanın yüzde 50 oranında
azaltılması yer alıyor. Her türlü girişimciliğin desteklenmesi, eğitim-istihdam ilişkisinin yönetilmesi ve
işyerinde güvenlik-denetim mekanizmasına ağırlık
verilmesi ise istihdam stratejisinin ana başlıkları
arasında. İnsan kaynakları sitelerinden Eleman.
net’in Genel Müdürü Özlem Demirci Duyarlar da son
yıllarda çalışma hayatında denetimlerin artması ile
birlikte kayıtsız çalıştırılan eleman sayısının giderek
düştüğünü söylüyor. Duyarlar, çalışanların işverenleri tarafından sigorta primlerinin yatırılıp yatırılmadığını kontrol etmelerinin, kayıt dışını önlemek
açısından önemli olduğunu dile getiriyor.
ürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2013 yılına ilişkin ‘”Hanehalkı Tüketim
Harcaması” araştırmasının
sonuçlarına göre, Türkiye genelinde geçen yıl hanehalkları, toplam harcamalarının
yüzde 2,1’ini sağlık, yüzde
2,4’ünü ise eğitim hizmetlerine ayırdı. Hanehalklarının
tüketim amaçlı yaptığı
harcamalar içinde en yüksek
payı yüzde 25 ile konut ve
kira harcamaları alırken,
harcamaların yüzde 19,9’u
gıda ve alkolsüz içeceklerden oluştu.
Türkiye’de 614 bin
kişi stent kullanıyor
Ç
alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,
2007 yılından itibaren tutulan verilere göre, Türkiye’de
stent kullanan kişi sayısının
613 bin 677, stent sayısının
da 639 bin 332 adet olduğunu açıkladı. CHP Genel
Başkan Yardımcısı Sezgin
Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Çalışma
Bakanı Çelik, vücutta eriyen
stentlerin SGK tarafından
karşılanmasına ilişkin talebin bilimsel komisyonun
kararı doğrultusunda uygun
bulunmadığını ve stentlerin ilaçlı ve ilaçsız olarak
ayrışımının yapılamadığını
söyledi.
Ailelere göre en iyi
yatırım, eğitim
H
SCB tarafından Ipsos
MORI’ye hazırlatılan “Eğitimin Değeri: Başarıya Giden
Yol” raporuna göre, dünyanın
dört bir yanında ebeveynlerin
yarısından fazlası (yüzde 58)
çocuğunun eğitimine para
harcamanın yapılabilecek en
iyi yatırım olduğuna inanıyor.
Bu inancın en yüksek olduğu
ülkeler arasındaki Türkiye’de de
dört aileden üçüne göre en iyi
yatırım eğitim harcaması. Bu
inanışta olan ilk dört ülke sırasıyla, Brezilya (yüzde 79), Çin
(yüzde 77), Endonezya (yüzde
75) ve Türkiye (yüzde 75).
6
ÜYELERİMİZDEN
Arçelik, “engelleri kaldırmaya”
çalışıyor
Otokar çalışanları
Sapanca Gölü
kıyısını temizledi
B
inlerce gönüllünün 100’den fazla ülkede eş zamanlı olarak kıyı temizliği
gerçekleştirdiği Kıyı Temizlik Günü (ICC International Coastal Clean up), Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar’ın gönüllü
çalışanları, aileleri ve TURMEPA gönüllüleri, Sapanca Gölü’nde “Kıyı Temizleme
Hareketi”nde bir araya geldi. Topluluk
bünyesinde yer alan sivil toplum kuruluşu TURMEPA-DenizTemiz Derneği’nin
ön ayak olduğu proje kapsamında çevre
duyarlılığı konusunda hassas olan Otokar
çalışanları ve aileleri, TURMEPA gönüllüleri ile birlikte Kıyı Temizlik Günü’nde
Sapanca Gölü kıyısının temizlenmesinde
mesai harcadı.
Genel bir bilgilendirme ile başlayan
etkinlikte temizleme çalışmaları Sapanca
Gölü kıyısında takımlar halinde sürdürüldü. “Kıyı Temizleme Hareketi”nde Otokar çalışanları hem topladıkları atıkların
doğada çözülme süreleri ile ilgili bilgi
aldı hem de takım ruhunu güçlendirdi.
Toplam 185 kg atığın toplandığı etkinlik,
temizlik çalışmasında yer alan takımların
ödüllendirilmesi ile son buldu.
Arçelik A.Ş., Koç
Holding’in “Ülkem İçin
Engel Tanımıyorum”
Projesi’ne, bedensel
engellilere yönelik
düzenlediği
fotoğrafçılık eğitiminin
ardından, “Türk
İşaret Dili Öğretmeni
Yetiştirme Yönetimi”
projesi ile destek verdi.
A
rçelik A.Ş., Koç Holding’in “Ülkem
İçin Engel Tanımıyorum” projesine
farklı çalışmalarla desteğini sürdürüyor. Bugüne kadar proje kapsamında Alternatif Yaşam Derneği’nin (AYDER)
desteğiyle “Gönüllü Eğitmen Eğitimlerini”
tamamlayan Arçelik A.Ş. çalışanları, yaklaşık 14 bin çalışana “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” seminerleri verdi.
Çalışanların görme engellilere yönelik
sesli kütüphaneye kitap okuyarak destek
vermesinin ardından şirket, bedensel engelli bireylerin özel bir ilgi alanı oluşturmasına katkı sağlamak üzere “Bedensel
Engelli Bireylere Yönelik Fotoğrafçılık Eğitimi” düzenledi. Arçelik proje kapsamında
son olarak, Türkiye’de çok kısıtlı sayıda
olan işaret dili eğitmeni sayısını artırmak
üzere gerçekleştirilen “Türk İşaret Dili Öğretmeni Yetiştirme Yönetimi” projesine de
destek verdi. Arçelik A.Ş.’nin işitme engelli
iki çalışanı da zor bir sınavdan başarıyla
geçerek bu kursa katılmaya hak kazandı.
ENGELLİ ÇALIŞANLAR
UNUTULMADI
Bu arada, 3 Aralık Dünya Engelliler
günü vesilesiyle Arçelik’in engelli çalışanları ile yöneticileri, düzenlenen kahvaltıda
bir araya geldi. 26 engelli çalışanın, yöneticileriyle yaptığı kahvaltı sırasında, Gökhan Özgürel ve Mehmet Savaş’ın yaptığı
konuşmayı, çalışanlardan Altan Alter, engelli arkadaşları için işaret dili ile aktardı.
Bosch’un “Be-Fit” projesi büyük ilgi gördü
B
osch’un 2013 yılının Ocak ayından bu
yana “Sadece 5 dakikanı ayır Be-Fit molasına sende katıl” sloganı ile başlattığı “Be-Fit”
projesi tüm çalışanlar tarafından çok büyük
ilgi gördü. Proje kapsamında Bosch çalışanları, profesyonel bir fizyoterapist eşliğinde
üretim alanlarında ve ofislerde, her gün
tekrarladıkları hareketlerle, sürekli kullanılan
kasları gevşetici egzersizler yaptı. Bu hareketler önce, üretimdeki ilk amirlere ve ofislerdeki gönüllü çalışanlara öğretildi ve grup içinde
yaptırılmaya başlandı.
Her gün beş dakikasını formda kalmak ve
sağlıklı olmak için Be-Fit egzersizlerine ayıran
tüm Bosch çalışanları, Be-Fit çalışmalarına;
l Vücutlarına mutluluk hormonu
salgılatmak,
l Enerjisini-çevikliğini artırmak,
l Vücut direncini artırmak,
l Esnek olabilmek,
l Hareket kabiliyetini artırmak,
l Stresini azaltmak,
l Hastalıklardan uzak kalmak,
l Sürekli kullandığı kasları rahatlatmak,
l Daha sağlıklı bir yaşama birlikte adım atmak için başladı ve devam ediyor.
7
ÜYELERİMİZDEN
Ford Otosan, engelleri
ortadan kaldırdı
Prysmian Group
Türkiye, 50’nci yılını
çalışanlarıyla kutladı
T
Ford Otosan’ın,
2014 yılı Mayıs
ayında kapılarını
üretime açtığı
Yeniköy Fabrikası,
hem çevreci hem de
Türkiye’de ilk olarak
down sendromlu ve
tekerlekli sandalyeli
çalışanları istihdam
edecek.
T
ürkiye’de ilk olarak down sendromlu ve
tekerlekli sandalyeli çalışanların istihdam
edilebileceği şekilde tasarlanan Ford Otosan Yeniköy Fabrikası’nın içinde ve dışında bulunan tüm alan ve ekipmanlar, işçi sağlığını destekleyecek şekilde ergonomik olarak düzenlenirken,
engelli çalışanlar ya da ziyaretçilerin fabrikanın
tamamını yardım almadan dolaşmalarına imkan
sağlanıyor. Görme engelliler için özel altyapı sistemine sahip Yeniköy Fabrikası’nda engelli dostu
soyunma odaları, kafeterya, atölyeler ile mevcutken tüm atölye ve ofislerde engellilere uygun
tuvaletler bulunuyor. Fabrika içinde engellilerin
ulaşımını kolaylaştırmak için modifiye edilmiş
mekik araç hizmet verirken, ikinci kattaki boyahaneye çıkış için engellilere özel bir asansör de
unutulmadı. Ayrıca, görme engelliler için Braille
alfabesi ile hazırlanmış işaret levhaları, down sendorumu ve fiziksel engelli bireylere uygun montaj final ve trim hatları, ortopedik engellilere özel
güvenlik ayakkabıları bulunuyor.
SPOR ŞENLİĞİ SONA ERDİ
16
Ford Otosan İnönü Fabrikası Spor Şenliği,
i.
ştirild
ekle
gerç
nda
Eylül-7 Kasım tarihleri arası
l,
etbo
bask
,
ybol
vole
ol,
futb
Şenlikte, halı saha
abayüzme ve 35 yaş üstü salon futbolu müs
naları
abak
kaları yapıldı. Halı saha futbol müs
lda
etbo
bask
,
takım
5
da 11 takım, voleybolda
takım,
5 takım, 35 yaş üstü salon futbolunda 2
mda
topla
cu,
spor
18
nda
aları
abak
müs
yüzme
228 sporcu mücadele etti.
“Her Kızımız Bir Yıldız’’ projesi 10 yaşında
M
ürkiye’deki 50 yılını çalışanlarından
aldığı güçle dolduran ve başarılarını
her zaman daha da ileriye taşıyan Prysmian Group Türkiye, büyük bir aile olduğunu 7 Eylül tarihinde düzenlediği “50.
Yıl Kutlaması” ile bir kez daha gösterdi.
Sunuculuğunu Ali Tınaz’ın üstlendiği
“Açık Kapı Organizasyonu”nda konuklar
Şevval Sam’ın birbirinden hareketli şarkılarıyla eğlenceli dakikalar yaşadı. Büyük
bir karnaval havasında geçen “50. Yıl
Kutlaması”, konuklar tarafından büyük
ilgi gördü. Büyük ve geniş bir aile olan
Prysmian Group Türkiye, ailenin en eski
üyelerini de unutmadı. Prysmian Group
Türkiye CEO’su Hans Hoegstedt, Prysmian Group Türkiye Fabrika Direktörü Halil Kongur, Prysmian Group Türkiye’nin
en kıdemli çalışanlarından Levent Kurt,
Köksal Ergin, Nuricihan Kırtepe, Bülent
Akın ve Esat Baykal ile birlikte 50. yıl pastasını kesti.
ercedes-Benz Türk’ün toplumda kadının her alanda hak ettiği
güce kavuşması, kadınlara sosyal ve
ekonomik hayatta fırsat eşitliği tanınması hedefiyle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile birlikte
hayata geçirdiği “Her Kızımız Bir Yıldız” projesi bu yıl 10 yaşına bastı. Mercedes-Benz Türk projesi kapsamında,
Kasım 2004’ten itibaren bu güne 56
ilde 3155 kız öğrenciye eğitim desteği verdi. Proje kapsamında 1200 öğrenciye burs vermeye devam eden
Mercedes-Benz Türk, projenin desteğiyle eğitimini başarıyla tamamlayan
kızlara istihdam olanakları da sunuyor. Halen şirket bünyesinde 20 “Yıldız Kız” çalışıyor. Maddi desteğin yanı
sıra kızların yıldızlaşmasında ilginin,
ekip ruhunun, cesaretin ve özgüvenin de çok büyük rolü olduğunun
bilincini taşıyan Mercedes-Benz Türk,
2013 yılından beri her ay bir ili ziyaret
ederek, bir uzmanın verdiği eğitimlerle Yıldız Kızların kişisel gelişimlerine de katkıda bulunuluyor.
TürkTraktör
Akademi, kapılarını
üçüncü kez açtı
T
ürkiye tarım sektörünün önde gelen firmalarından TürkTraktör, bayi
ve satış sonrası ağı çalışanlarının kişisel
gelişimine katkı sağlamak için kurduğu
akademiyi, üçüncü kez yoğun katılımla
gerçekleştirdi. TürkTraktör Akademi Bayi
Kampı Eğitim Programı, geniş traktör
ve ekipman ürün yelpazesi ile katılımcılardan tam not aldı. Bayi Kampı eğitim
programıyla, bayi satış personellerine,
ürünlerini tarla koşullarında ve değişik
ekipmanlarla kullanma fırsatı sunan şirket, akademideki dört farklı eğitimde
tüm ürün gamı hakkında bilgi verdi.
8
“Koşu,
özgür
olduğumuz
tek spordur”
A
tletizm dışında
yağlı boya resim ve
koleksiyonculukla da
ilgilenen Ergün Kıran,
takımda da puzzle
yapan, pul koleksiyonu
olan ve fotoğrafçılık
ile uğraşan arkadaşları
olduğunu söylüyor.
Kıran, “Atletizmin
bilinçli olarak yapıldığında fiziksel ve ruhsal
sağlığımız açısından
faydalı, düşük maliyetli
bir terapi olarak tanımlayabiliriz. Bana göre,
koşma eylemi, özgür
olduğunuz tek spor
dalıdır. Antrenman ve
organizasyonlardan
artan zamanlarımızda
koşma dışında takım
arkadaşlarımızla birlikte yüzüyor, bisiklete
biniyor ve kürek çekiyoruz” diyor.
HOBİ
Ergün Kıran
tarafından birkaç
arkadaşıyla
birlikte 2009
yılında temeli
atılan Arçelik
Atletizm
Takımı, bugüne
kadar pek çok
yarışmada
başarılı oldu,
şampiyonluk aldı.
Halen takımın
kaptanlığını
yürüten Ergün
Kıran, işyerinde
moral ve
motivasyon,
işin kalitesi ve
çalışanların
tatmini için bu
tür oluşumların
gerekliliğine
inanıyor.
a
b
,
ı
m
ı
k
a
T
m
z
i
t
e
l
t
A
k
i
l
e
ç
r
A
B
ünyesinde kapalı spor salonu, masa tenisi, squash, fitnes salonu,
mini futbol sahası, tenis kortu bulunduran Arçelik A.Ş., tüm bunların yanı sıra çalışanlarını yelken, kano, resim, fotoğrafçılık, koro gibi
diğer spor ve sosyal aktiviteler için de teşvik ediyor. Verdiği bu destek ve
teşviğin karşılığını fazlasıyla alan Arçelik’te 2009 yılında kurulan atletizm
takımı, katıldığı yarışmalarda elde ettiği başarılarla, hem çalışanların moral
ve motivasyonunu artırıyor hem de şirketin imajını güçlendiriyor. Takım
olarak düzenledikleri ve katıldıkları organizasyonların karşılığını yüksek
motivasyon olarak aldıklarını dile getiren
Arçelik Atletizm Takımı Kaptanı Ergün Kıran’la bugüne kadar yakaladıkları başarıları,
bu tip oluşumların çalışanlar üzerindeki etkisini ve daha pek çok şeyi konuştuk.
Arçelik Atletizm Takımı ne zaman
kim tarafından kuruldu, amacı ve
hedefleri neler?
Sağlık ve kişisel gelişim açısından büyük faydaları olduğunu düşündüğüm ve
çok severek yaptığım koşu sporu ile ilgili
farkındalık yaratmak, bu sporu etrafıma yaymak istedim. Birkaç arkadaşımı bu süreçte
yanımda tutmayı başardım ve 2009 yılında Arçelik Koşu Grubu adı altında
faaliyetlerimize başladık. Sonrasında Arçelik Atletizm ve Koşu Grubu, daha
sonra Arçelik Atletizm Koşu ve Spor Grubu olarak isimlendirdik kendimizi.
Bugün ise Arçelik Atletizm Spor Kulübü ve Koşu Grubu olarak iki ayrı oluşumumuz var.
Arçelik Koşu Grubu, Arçelik lokasyonlarının tamamında spor yapmaya
engel teşkil edecek sağlık problemi olmayan dileyen her çalışanın katılımına açık. Bu gruptaki üyelerle sağlıklı yaşam yürüyüşleri, yol, yarı maraton
ve maraton koşuları gibi etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Atletizm takımımızın altyapısı koşu grubu üyelerinden oluşuyor. İçinde olabilmek için belli
kriterlerin olduğu atletizm takımımızda, kadın ve erkek toplam 30 kişi var.
Arçelik Atletizm Takımı’na katılabilmek için tek yapılması gereken ise ekibin ortalama sürelerini yakalamak ve Arçelik markasını en güzel şekilde
temsil etmek.
Siz ne zaman takımın kaptanı oldunuz? Sizden sonra takımda
ne tür değişiklikler yaşandı?
En başından itibaren hedeflerimiz doğrultusunda oluşumun kurucusu
olarak takımın doğal kaptanı oldum. En büyük hayalim, Arçelik olarak hedeflerimize ulaştıktan sonra, bu oluşumun benden sonra daha da büyük
hedefler ile devam etmesidir. Takım olarak “iletişim ve sinerji” alanında sosyal başarı, “farkındalık” alanında da sportif başarı elde ettik.
9
HOBİ
Arçelik hep
şampiyon
oldu!
2
r
o
y
u
ş
o
k
a
y
ı
r
a
ş
a
b
n
a
d
ı
r
a
ş
a
014 yılında çok sayıda
başarıya imza atan
Arçelik Atletizm Takımı,
2013 sezonunu şampiyon
olarak kapattığı şirketler
arası yarışlardan Vodafone İstanbul Champions
Running yarışlarına yine
şampiyonluk iddiası
ile hazırlandı ve 2014
sezonunu da şampiyon
olarak tamamladı. 4-5
Ekim tarihlerinde düzenlenen Bükreş Uluslararası
Maratonun’da Romanya, İtalya, Fransa’daki
çalışanlarla bir araya
gelerek Beko için ter
döktü. “Koşu Sporu ve
Sağlıklı Yaşam Buluşmaları” başlığı altında
diğer işletmelerdeki koşu
gönüllüleriyle buluşarak
daha fazla çalışana yerinde ulaşmayı hedefledi ve
bunu ilk olarak 25 Ekim
2014’te Arçelik Eskişehir
işletmesinde hayata
geçirdi. Ayrıca, Koç Holding’in “Ülkem için Engel
Tanımıyorum” sosyal
sorumluluk projelerine
Arçelik A.Ş. olarak destek
vermeye devam ediyor.
“Bu tarz
hobiler çok
önemli”
Bugüne kadar katıldığınız yarışmalar, aldığınız
dereceler hangileri?
Takım olarak bugüne kadar birçok başarıya imza attık. 2013 yılında
Koç Olimpiyatları’nda erkeklerde üçüncü, kadınlarda ikinci olarak çifte
kupa aldık. İlki 2013 yılında düzenlenen “Vodafone İstanbul Cup” kurumsal yarışlarının 2013 ve 2014 sezonunu şampiyon olarak tamamladık. Bu sene İstanbul’da düzenlenen Cumhuriyet Koşusu’nun şirketler
kategorisinde ikincilik kupasının sahibi olduk. Son olarak ekim ayında
Bükreş’te düzenlenen uluslararası maratonda Beko adına “Türkler”de
birincilik elde ettik.
Bu tip oluşumlar, çalışanların motivasyonu, işin kalitesi,
işverenin imajı açısından ne tür avantajlar, faydalar sağlar?
Moral ve motivasyon, işin kalitesi ve çalışanların tatmini için bu tür
oluşumların gerekliliğine inanıyoruz. Takım olarak bu tür oluşumların
içinde yer almak ekip arkadaşlarımızın sorumluluk almalarını sağlamak
açısından da son derece önemli. Biz düzenlediğimiz ve katıldığımız
organizasyonların karşılığını yüksek motivasyon olarak alıyoruz. En son
düzenlenen 36. Vodafone İstanbul Maratonu halk yürüyüşünü, 500’ün
üzerinde arkadaşımızın katılımı ile en eğlenceli grup olarak, Arçelik
yürüyüşüne çevirdik. Kanaatimce bir markanın reklamını en iyi yine o
markanın mutlu çalışanları yapar.
Takım olarak bundan sonraki hedefleriniz, yapacağınız
yeni çalışmalar neler?
Önceliğimiz üst yönetimimizin desteğini de alarak her işletmemize yılda
en az bir kez “Koşu Sporu ve Sağlıklı Yaşam Buluşmaları” başlığı altında etkinlik düzenleyerek ekip olarak yakaladığımız iletişim ve takımdaşlık ruhunu
tüm işletmelerimize yaymak. Her zamanki gibi aramıza yeni çalışma arkadaşlarımızı katarak büyümeye devam edeceğiz. Beko, Grundig, Blomberg, Altus
gibi diğer markalarımızı da etkinliklerimize dahil etmeyi istiyoruz. 2015 yılı
için Runtalya Maratonu ve İznik Ultra Maratonu hedefimiz var. İki senedir ertelenen Likya Ultra Maratonu takım yarışları da programımızda. Orada da yer
almak istiyoruz. Global bir şirketiz ve fabrikalarımızın bulunduğu yurt dışı lokasyonlarımızdaki maratonlarda koşmayı amaçlıyoruz. Bizler her sene 25-30
koşuya katılmayı başarabiliyoruz, bu geleneğimize devam edeceğiz.
Arçelik, size ve diğer arkadaşlarınıza bu tür uğraşlar edinmek,
aktivitelere katılmak konusunda ne tür destekler, teşvikler sunuyor?
Arçelik bünyesinde kapalı spor salonu, masa tenisi, squash, fitnes salonu,
mini futbol sahası, tenis kortu barındırarak beklentilerimizin üzerinde bir teşvik ve imkan sunuyor. Tüm bunların yanı sıra yelken, kano, resim, fotoğrafçılık,
koro gibi diğer spor ve sosyal aktiviteler için de teşvikleri bulunuyor. Bizler
çok şanslıyız ve tek yapmamız gereken bu imkanları Arçelik ve kendimiz için
faydaya dönüştürmek.
G
ünümüzün yoğun
yaşam ve iş temposunda teknolojinin
de getirdiği kolaylıklar
sayesinde insanlar
hayatlarını daha az
hareketli ve spordan
daha uzak geçirdiğini
söyleyen Kıran, “Bu
yüzden fiziksel ve
psikolojik rahatsızlıklar da artış gösteriyor.
Bu da motivasyon ve
performans düşüklüğüne sebep oluyor.
İnsanların öncelikle
yaşadıkları hayattan
neler beklediklerini
belirlemeleri ve bunları önceliklendirmeleri gerekiyor. “Önce
sağlık” sözünü lafta
bırakmayın” diyor.
10
RÖPORTAJ
CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat:
Gazetecilikte
başarılı olmanın
sırları nelerdir? B
enim mesleğimde başarılı olmak için önce çok
çalışmak, çok okumak gerekiyor.
Güne çok erken başlıyorum,
Türkiye’deki tüm gazeteleri,
ardından internet medyasını, yabancı bazı gazeteleri okuyorum.
Disiplinli bir biçimde sürekli
gelişmeleri takip ediyorum.
Bununla bitmiyor, kitap da okumak gerekiyor. Gündemi takip
etmek çok okumayı gerektiriyor.
Ama bu tek başına yeterli değil,
gazetecilikte başarılı olmak için
aynı zamanda insan ilişkilerinizin
çok iyi olması şart. Dürüst ve
güvenilir olursanız haberi alırsınız. Tabii aldığınız haberi en iyi
şekilde ekrana yansıtmak için de
gerekli altyapıya sahip olmanız
lazım. Sadece haber açısından
değil, röportajlarda da doğru
soruyu sormak için gelişmeleri
takip etmeniz gerekiyor.
“Çalışma
arkadaşlarımızın
başarılarını
alkışlamalıyız”
Üniversitedeyken iş hayatına atılan, medya
sektöründe kariyer basamaklarını hızla tırmanan
ve ardından CNN Türk Ankara Temsilcisi olan
Hande Fırat’a göre gazetecilikte doğru haberi
ilk veren başarılı olur. “Benim için en büyük
başarı, güvendiğim bir ofise, başarılı çalışma
arkadaşlarına sahip olmaktır” diyen Fırat,
rekabette ahlaklı olmayı önemsiyor.
11
RÖPORTAJ
A
nkara İletişim Fakültesi Radyo Sinema
Televizyon Bölüm’ünü bitirdikten sonra
kariyerindeki basamakları hızla tırmanan Hande Fırat, 2010 yılında rahmetli Mehmet
Ali Brand tarafından atandığı CNN Türk Ankara
Temsilciliği görevini layıkıyla sürdürüyor. Erkeklerin yönetici olarak ağırlıkta olduğu bir sektörde
rakiplerinin önüne geçmek için çok çalıştığını
ve çok okuduğunu söyleyen Fırat’la mesleğinin
zorluklarını, iş hayatında başarılı olmak için dikkat edilmesi gerekenleri ve gelecekle ilgili hayallerini konuştuk.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
10 Eylül 1974 Ankara doğumluyum. Doğma büyüme Ankaralıyım. Tevfik Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema
Televizyon Bölümü’nü bitirdim. Okurken çalışmaya başladım, üniversite ikinci sınıftan beri
çalışıyorum. Bugün çok yoğun bir iş hayatım
var ama dokuz yaşındaki kızım Nehir, hayatımın
odağında bulunuyor.
Gazetecilik hayatına ne zaman başladınız?
Üniversite ikinci sınıfta stajyer olarak Kanal D’de
başladım. Kanal D’nin Ankara Haber Müdürü o
dönem Murat Yetkin’di. Üniversitemize konferansa gelmişti. Sonrasında Kanal D’de staj yaptım. Ardından NTV’de çalışmaya başladım. Sonra
BRT’de bir yıl çalıştım. 1999 yılında CNN Türk’e
geçtim. 2005 yılına kadar CNN Türk’ün başbakanlık muhabiriydim, sonra editör, ardından
haber müdürü oldum. 2010 yılında ise rahmetli
Mehmet Ali Birand beni, Ankara temsilcisi olarak
atadı. O tarihten beri CNN Türk’ün Ankara Temsilcisi’yim.
Çalıştığınız sektör hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Hem çok keyifli ve heyecanlı hem de çok zor bir
sektör. Bir yandan tarihe tanıklık edip, bir yandan
tarihi yaşıyoruz, bu çok heyecan verici. Sevmeden yapılacak bir meslek değil. Hatta çok fazla
sevmek gerekiyor. Bazen işiniz çocuğunuzun,
kendinizin, hayatınızın önüne geçebiliyor. Siz
milyonlarca insanın gözü, kulağı ve bazen dili
oluyorsunuz. Sürekli ince bir ipin üzerinde yürümeniz gerekiyor.
Sizin için başarı ne demek?
Ben bir yandan gazetecilik yaparken bir yandan
da temsilcilik görevim sebebiyle yöneticilik de
yapıyorum. Dolayısıyla benim için en büyük
başarı; güvendiğim bir ofise, başarılı çalışma arkadaşlarına sahip olmak. CNN Türk Ankara Ofisi,
tüm arkadaşlarımla tam da tarif ettiğim gibi bir
yer. Gazetecilik açısından başarı, doğru haberi ilk
veren olmak ama ille de doğru haber vermek.
Verdiğiniz haber ilk de olsa, yanlış olduktan sonra ortada bir başarı yoktur.
Rekabet size neyi ifade ediyor?
Çok çalışmayı ve ahlaklı olmayı ifade ediyor. Rekabet edebilmek için tecrübeli olmalı, çok çalışmalı, işinizin ehli olmalısınız.
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz
ve ilkeleriniz neler?
Ahlak, doğruluk ve dürüstlük, takdir edebilmek,
çalıştığım arkadaşlarımın başarılarını alkışlamak,
çalıştığım kurumun prestijini korumak ve iyi
temsil edebilmek.
En büyük idealiniz nedir?
Kızıma, güzel ve onurlu bir geleceğe sahip olacağı bir eğitimi, kültürü ve insanlığı verebilmek
en büyük idealim. İş hayatıma gelince, sanırım
bir gün anılarımı yazmak.
Yağlı boya
resim yapıyor
Yağlı boya resim yapan Hande
Fırat, bir gün sergi açmayı
hedefliyor. Fırat ayrıca, başta
pilates ve boks olmak üzere
spor da yapıyor.
Katı prensipleriniz var mı?
Asla ve asla dedikleriniz neler?
Ahlaksızlık ve yalan. İş hayatında her ikisinin de
çok ama çok önemli olduğuna inanırım.
Gelecekte kendinizi ve Türk medyasını
görmek istediğiniz yer neresi?
Mesleğimi seviyorum, yıllarca muhabirlik yaptım. Gece muhabirliği, yaşam, sağlık, polis-adliye alanlarına baktım, sonrasında da yıllarca
Başbakanlık muhabirliği yaptım. Sayısız zirve,
olay izledim. Heyecandan nefessiz kaldığım,
soluk soluğa yayın yaptığım zamanlar oldu. O
yüzden kendimi mümkün olduğunca gelecekte
de haberin içinde görmek isterim. Çünkü tarihe
tanıklık etmek çok güzel ve çok keyifli. Türk medyasına gelince, tabii ki her açıdan standartlarının
yükselmesini isterim. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, çalışma koşulları açısından ideal olanını
yakalamasını isterim.
İş yaşamında vizyon ve amaç
belirlemek neden önemli?
Nereye ne için ve nasıl gideceğinizi bilirsiniz.
Bilmek, o yolu takip etmek her zaman sonuç
getirmeyebilir, bazen şans da önemlidir. Ama
elinizde bir yol haritanız olursa işiniz daha kolay
olur. İnsan ne istediğini bilmeli. İstediğini elde
etmek için de doğru yolda yürümeli. İşinde başarılı olmak isteyen herkes gerekli altyapıyı da
kendinde oluşturmalı.
Günün stresini ve
yorgunluğunu
nasıl atıyorsunuz?
G
ünün ya da işin stresini
kızımla atıyorum diyebilirim… Eve gidip onun yüzünü
görünce tüm stresim gidiyor.
Ona sarılmak ve onun kokusunu içime çekmek bana “işte
hayat” dedirtiyor, şükrettiriyor…
Eve gittiğimde önce Nehir’in
ödevlerini yapıyoruz ya da o
yapmışsa ben kontrol ediyorum.
Sonra o uyuyana kadar birlikte
vakit geçiriyoruz. En sevdiğim
ve beni stresten uzaklaştıran
anlar Nehir ve köpeğimiz Badi
ile kucak kucağa oturduğumuz
anlardır.
12
İÇİMİZDEN BİRİ
“Gençler
gelişime açık
olmalı”
G
enç çalışma arkadaşlarına
iş hayatıyla ilgili önerilerde bulunan İpek, şunları
söylüyor: “Gençler gelişime
açık, bununla ilgili fırsatları
değerlendirsin. Yaptıkları
işi sahiplensin, çalıştıkları
kurumun en önemli parçası
olarak, üretimi gerçekleştiren
esas kahramanlar olduklarını unutmasınlar ve işlerine
saygıyla bağlansın. Hiçbir işin
küçük görülmemesi, yapılan işin bir üst basamak için
hazırlık olduğunu unutmamak gerekiyor. Başarılı olmak
için çok çalışmaları, disiplinli
olmaları ve yaptıkları işe saygı
duymaları çok önemli.”
“Otokar’da emeğimin olmasından
büyük gurur duyuyorum”
Yaklaşık 24 yıldır Otokar’da çalışan Yılmaz İpek, “Hiç
kaybetmediği büyüme trendi, ürün çeşitliliği, hem ticari hem
de askeri araçlarda elde ettiği başarılar, Otokar’a olan inancımı
ve sevgimi günden güne artırdı” diyor.
G
azetemizin bu sayısındaki “İçimizden Biri” sayfasına Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi
A.Ş.’de çalışan Yılmaz İpek’i konuk ettik. 1990
yılının Mart ayında çalışmaya başladığı Otokar’da bugün Üretim Direktörlüğü Askeri Araçlar Üretim Birimi’nde Zırh Sacı İzlenebilirlik Takip Operatörü olarak görev
yapan İpek, burada geçirdiği 24 yıl boyunca, şirketine
olan inancının ve sevgisinin hiç kaybolmadığını, aksine
günden güne arttığını dile getiriyor. Kişisel gelişimine
katkı sağlayan Otokar gibi bir şirkette uzun yıllar çalışabilmek için, sürekli gelişime açık olmak gerektiğini vurgulayan İpek, Otokar’daki iş hayatına, Sac Parça Hazırlık
Birimi’nde atılıyor.
“O dönem yeni bir işe başlamanın heyecanının yanında, Otokar gibi kurumsal bir firmanın çatısı altında
çalışmaya başlamanın da heyecanı içindeydim” diyen
İpek, Otokar gibi bir şirkette çalışmanın nasıl bir duygu
olduğunu şöyle anlatıyor: “Çalışma ortamındaki sıcak
dostluk ilişkileri, çalışanların her yeni araç ile yeni bilgi ve yetkinlikler kazanması ve şirkete bağlılığının çok
güçlü olması, benim Otokar’ı tercih etmeme sebep
oldu. Otokar’ın toplu taşıma araçlar ve askeri araçlar
üretmesi de beni çok heyecanlandırdı. Yüzde 100 milli
sermayeli bir firmada, Koç Topluluğu’nun ve Türkiye’nin
hem yurtiçi hem de yurtdışında göğsünü kabartan
Otokar markalı araçların üretiminde emeğimin olması,
benim için hep bir gurur kaynağı oldu. Otokar’ın hiç
kaybetmediği büyüme trendi, ürün çeşitliliği ve hem
ticari hem de askeri araçlarda elde ettiği başarılar, şirketime olan inancımı ve sevgimi günden güne artırdı.”
“COBRA’NIN TESTİNDE BULUNMA
ŞANSI YAKALADIM”
Üretim Direktörlüğü Sac Parça Hazırlık
Bölümü’nde başladığı Otokar’daki görevini;
Land Rover Montaj, Minibüs Montaj, Otobüs Montaj hatlarında devam ettiren
İpek, buradaki görevini 1992’den itibaren CNC Lazer Tezgahı Operatörü
olarak sürdürüyor. 2011 yılında Zırh
Sacı İzlenebilirlik Takip Operatörü
olan İpek, bu görevi hakkında şu
bilgileri veriyor: “Zırhlı Araçlar Üretim Birimi’nde şu an, zırhlı araçlarda kullanılan sacların penetrasyon
kontrolü, zırh sacı takip edilebilirliği
için föylerin doldurulması ve organizasyonundan sorumluyum. Otokar olarak kaliteli
araç üretimi yanında bu araçların izlenebilirliğini
kalite dökümanları vasıtası ile sağlamak da hizmet felsefemizin ayrılmaz bir parçası. Bu noktada
devreye girerek, yaptığım işle şirketime ve ülkeme katkıda bulunabilmek beni çok mutlu ediyor.”
İş hayatıyla ilgili bir anısını da bizimle paylaşan İpek, “Üretim hattından ilk çıkan Cobra araçla yapılan yüzde 60 eğimli tepeye çıkış testinde
bulunma şansını yakaladım. Bu benim için, ileride
torunlarıma anlatabileceğim en gurur verici, unutamadığım ve hatırlayınca heyecanladığım bir andır” diyor.
Otokar Veteran Futbol
Takımı’nda uzun yıllardır
oynayan İpek: “Otokar,
çalışanlarının sosyal
ve sportif faaliyetlerini
destekliyor” diyor.
“Otokar
bizim için
bir okul”
İ
pek: “Tüm Otokar
markalı araçlar, sıfırdan
başlayarak yüzde 100
Türk mühendislerin ve
Türk işçilerin emekleriyle hayat buluyor. Bizim
için her araç yeni bir öğrenme, yeni bir dünyayı
keşfetme şansı demek.
Durum böyle olunca
Otokar gibi bir şirkette
uzun yıllar çalışabilmek
için, sürekli gelişime açık
olmak gerekir. Bu yapıda
bir şirket, kişisel gelişimimizi de sağlıyor.”
13
BULMACA
Türkiye’de de ömür
uzamaya başladı
ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (TNSA-2013)
göre, toplam nüfusun yüzde 26’sının 15 yaşın altında
olduğu Türkiye’de, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı
ilk kez yüzde 8’e ulaştı. Söz konusu oran yaşlanan
Avrupa ülkelerinde çok daha yüksek.
T
ÜİK’e göre 2013 yılı sonunda nüfusu
76 milyon 667 bin olan Türkiye’de
65 yaş ve üzeri nüfusun oranı artıyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü öncülüğünde, Kalkınma Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliğiyle
hazırlanan 2013 Türkiye Nüfus ve
Sağlık Araştırması’nın (TNSA2013) sonuçlarına göre, Türkiye halen genç bir nüfus
yapısına sahip ve ülkedeki
nüfusun yarısı 30 yaşın altında bulunuyor. Toplam
nüfusun yüzde 26’sının
15 yaşın altında olduğu
Türkiye’de 65 yaş ve üzeri
nüfusun oranı ilk kez yüzde
8’e ulaştı. Son 20 yılda Türkiye’deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 4,5
kişiden 3,6 kişiye düştü. Türkiye’deki hanehalklarının yarısı dört ya da daha fazla kişiden, hanelerin yüzde dokuzu ise tek kişiden oluştu. Temel insan haklarından birisi
olarak kabul edilen çocukların doğumdan
sonra nüfusa kayıt edilmesi konusunda
Türkiye’de önemli iyileşme yaşandı. Nüfus
ve sağlık araştırmalarının sonuçlarına göre,
son 20 yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan
beş yaş altı çocukların oranı yüzde 26’dan
yüzde 1’e geriledi. TNSA-2013 sonuçları
altı yaşın üzerindeki nüfus içinde kadınların yüzde 28’inin, erkeklerin ise yüzde 16’sı-
ANAHTAR SÖZCÜK
1
2
3
4
5
6
Yapılacak çekilişle üç kişiye Arçelik, Bosch ve Profilo marka
çay makinesi hediye ediyoruz.
Gazetemizin 149. sayısının talihlisi Mercedes-Benz Türk A.Ş.’den
Mübeccel Kılıç, MAN Türkiye A.Ş.’den Musa Çucha ve
Ege Çelik End. San. ve Tic. A.Ş.’den İlker Bülent İlhan oldu.
Okurlarımızın dikkatine
“Ödüllü Çengel Bulmaca” çekilişimize katılabilmeniz için, bulmacanın tam
çözümünü, adınızı, görevinizi ve işyerinizin unvanını belirterek, en geç
30 Nisan 2015 tarihine kadar MESS’e göndermeniz veya aşağıdaki faks
numarasına iletmeniz gerekmektedir. İletişim Adresi: Merkez Mah. Geçit
Sk. No:2, 34381 Şişli / İstanbul Faks: 0212 241 76 19
149’uncu sayıya ait anahtar sözcük: VATAN
nın ya hiç okula gitmediğini ya da ilkokulu
bitirmediğini gösterdi. Eğitimde cinsiyet
farklılığı genç kuşakta ve ilkokul-ortaokul
eğitim düzeylerinde azalırken, lise ve üzeri
eğitimde özellikle kırsal yerleşim yerlerinde dezavantaj devam etti.
KADINLARDA
EVLENME YAŞI 21
Türkiye’de 25-49 yaş
grubundaki kadınlar
için ilk evlenme yaşı
son beş yıl içinde değişmeyerek 21 oldu.
Bebek ölüm oranı azalırken, son 5 yılda doğan
her bin bebekten 13’ünün
bir yaşına gelmeden öldüğü
belirlendi. Türkiye’de doğurganlık
düzeyi kadın başına ortalama 2,26 çocuk
seviyesinde yer aldı. Türkiye genelinde evli
ve doğurgan çağdaki kadınların yüzde
75’inin gebeliği önleyici yöntem kullandığı belirlendi. Son beş yıldaki doğumların
yüzde 97’si bir sağlık kuruluşunda gerçekleşti. Doğumların neredeyse yarısı (yüzde
48) sezaryen yöntemiyle gerçekleştirildi.
Sezaryen doğumlarda 5 sene öncesine
göre yüzde 11’lik artış gözlendi. Her yüz
gebelikten 5’i isteyerek düşük (kürtaj) ile
sonlandı. Bu oran 5 yıl öncesine göre yarı
yarıya azaldı.
Aileler küçülüyor, yalnızlar artıyor
T
ürkiye istatistik Kurumu’nun
(TÜİK) verileri, aile kurumunun
toplumsal yapıda giderek zayıfladığını, ailelerin giderek küçüldüğünü, yalnız yaşayanların arttığını ve
ailelerin çocuk yapmaktan kaçınmaya başladığını ortaya koyuyor.
TÜİK’in verilerine göre, ülkemizde
2007 yılında 17,34 milyon olan
hane sayısı, 3,14 milyon artarak
20,48 milyona ulaştı. Toplam hane
sayısı altı yılda yüzde 18,1 arttı. Altı
yılda en yüksek artış yüzde 96,2 ile
tek yaşayanlarda oldu. Bunu yüzde
47,3 ile iki kişilik haneler izliyor. Sayısı azalanlar ise beş ve daha fazla
kişinin yaşadığı haneler oldu. Dört
ve daha az kişinin yaşadığı hane-
lerin sayısı yüzde 29 artarken, beş
ve daha fazla kişinin yaşadığı hane
sayısı yüzde 7,3 azaldı.
Çocuksuz çiftlerden oluşan haneler altı yılda yüzde 51,4 arttı. Buna
karşın üç ve daha fazla çocuklu ailelerin sayısı altı yıl öncesine göre
yüzde 4,5 azaldı. Toplam hane sayısı yüzde 18,1 artarken, üç ve daha
fazla çocuklu aile sayısı azaldı.
Çocuksuz çiftlerin toplam haneler
içindeki payı yüzde 12,7’den yüzde
16,3’e çıkarken, üç ve daha fazla çocuğu olanların payı yüzde 15,6’dan
yüzde 12,6’ya indi. Çocuksuz çiftlerin toplam içindeki payı 3,6 puan
artarken, üç ve daha fazla çocuklu
ailelerin payı 3 puan azaldı.
14
ÇAT KAPI
“Teorik
bilgilerimizi
uyguluyoruz”
Yaklaşık 11 yıldır
Mercedes-Benz
Türk ailesinin
bir ferdi olan
ve Boyahane
Bölümü’nde farklı
süreçlerde görev
alan Sultan Arslan,
iş hayatında
bugüne kadar
kendisinde
gördüğü
en büyük
değişimin,
kazandığı
özgüven duygusu
olduğunu
anlatıyor.
Okulda öğrendiği
teorik bilgileri MercedesBenz Türk’te uygulamalı
olarak gördüklerini,
bunun da gelişimi
açısından çok faydalı
olduğunu ifade eden
Sultan Arslan, “Arkanda
yaptığın işi senden
daha iyi bilen bir uzman
çalışan kadronun olması,
karar verme sürecimde
her zaman oturmuş
bir güven duygusu
ile hareket etmemi
sağlamıştır. Biliyorum ki,
hata yaptığımda, hatamı
görebilecek ve gerekli
düzeltmeyi yapabilecek
etkinlikte arkadaşlarım
var” diye konuşuyor.
“Mercedes-Benz Türk ailesinin
aktif bir ferdiyim”
M
“Verimlilik
eşittir mutlu
çalışan”
İşyerinde verimliliği
artırmanın önemine
de değinen Sultan
Arslan, “Bana göre
‘verimlilik eşittir mutlu
çalışandır’. Hali hazırda
var olan eğitimlerin
ve sosyal etkinliklerin
biraz daha artırılması
ve üst yönetimin de bu
etkinliklere daha fazla
zaman ayırabilmesi,
verimliliği daha üst
seviyelere taşıyacaktır.
Bence ast üst ilişkilerinin
de verimlilikteki etkisi
yüksek. İşyerlerinde
çalışanlar arasındaki
empatinin arttığı ölçüde
verimliliğin olumlu
yönde gelişeceğini
düşünüyorum” diyor.
ercedes-Benz Türk’ün Boyahane Bölümü’nde Son Kat Boyahane Kalite Kontrol Teknisyeni olarak çalışan Sultan
Arslan’ı bu sayımızdaki “Çat Kapı” bölümüne konuk ettik. Mercedes-Benz Türk’te bugüne kadar
kat etmiş olduğu yolu, yaptığı işleri ve kendini
anlatan Arslan, 11 yıldır çalıştığı ve çeşitli alanlarda görevler üstlendiği Boyahane Bölümü’nde, gözle ve çeşitli yüzey ölçüm cihazlarından
faydalanılarak son kat boyası atılan araçların
yüzey kontrollerini yapıyor.
27 yaşındaki Sultan Arslan, “11 yıllık süreçte
kendimde gördüğüm en büyük değişim, kazandığım özgüven duygusudur” diyerek, Mercedes-Benz Türk’ün ona kattığı en önemli şeyin
altını çiziyor. İşyerinde de ilk işe başladığı yıllardan bugüne kadar çeşitli değişiklikler yaşandığını söyleyen Arslan, Mercedes-Benz Türk’ün
özellikle teknolojiyi yakından takip eden ve
gelişmeleri iş süreçlerine yansıtan bir şirket olduğunu dile getiriyor.
“ÖNERİ SİSTEMİNİ
AKTİF KULLANIYORUM”
Bugüne kadar hem işyerinde hem de dışarda verilen çeşitli eğitimlere katılan Arslan,
Mercedes-Benz Türk’te mesleki gelişim amaçlı çeşitli branş ve konularda eğitim olanakları
sunulduğuna da dikkat çekiyor. Arslan, ihtiyaç
durumunda bu eğitimlere katılmanın mümkün
olduğunu, şirketin kişisel, mesleki ve kültürel
gelişim için tam kadro ve tesis ile çalışanın arkasında durduğunu söylüyor.
“Mercedes-Benz Türk, çalışanına önem ve-
ren, çalışanlarının gelişimi için fırsatlar sunan ve
bu fırsatların kullanımını teşvik eden bir şirket.
Şirketimizdeki tüm çalışmalarımız bir ekip çalışmasıdır. Şayet ekip çalışması olmaz ise bireysel
katkının da hiç anlamı kalmaz” diyen Arslan,
Mercedes-Benz Türk’te uygulanan “öneri sistemi” hakkında da bilgi veriyor. Arslan, bu konuda
şunları söylüyor: “Şirketimizde uygulanan öneri
sistemi aktif olarak kullanılıyor. Benim de parasal getirisi olan önerilerim var. Mercedes-Benz
Türk, adıyla ve sektöründeki duruşuyla tüm
dünya tarafından kabul edilen ve tanınan bir
şirket. Şirketimin en önemli özelliği tüm müşterilerine aynı kalitede, aynı bakış açısıyla, aynı
hassaslıkla ürün yapmasıdır.”
“VERİMLİ ÇALIŞAN
ŞİRKETİ ZİRVEYE TAŞIR”
Kendisini öncelikle Mercedes-Benz Türk
Ailesi’nin kuvvetli bir ferdi olarak gören Sultan
Arslan, bu özgüveni şirketinin kendisine verdiği
değerden aldığını belirtiyor. “Hızlı ve doğru karar veririm, insanlarla etkili iletişim kurarım” diye
konuşan Arslan’a göre kişisel ve kurumsal başarının anahtarı, üst düzey motivasyon.
Motivasyonu yüksek olan kişilerin, verimli
çalıştığını, verimli çalışanı olan şirketin de tıpkı
Mercedes-Benz Türk gibi sürekli zirveye oynadığını düşünen Arslan, şirketin kendilerine çok
sayıda sosyal aktivite imkanı sunduğunu, ayrıca
tam donanımlı spor salonunun yanı sıra isteğe
bağlı sosyal kulüpler ile tüm güncel ve klasik
eserleri temin edebilecekleri geniş bir kütüphanelerinin olduğunu dile getiriyor.
Sultan Arslan: “İş
yerinde her sabah
kartımı bastıktan
sonra ortamın
huzurundan
dolayı yüzümde
güller açmaya
başlıyor.”
15
SAĞLIK
Bitki çaylarıyla
direncinizi
artırın
Kış aylarından kalan ve baharla birlikte artan soğuk
algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı bitkisel ürünler
koruyucu etkilere sahip. Türk Fitoterapi Derneği Başkanı
Prof. Dr. Ekrem Sezik, kışın hastalıkların ve rahatsızlıkların
belirtilerini azaltacak bitkisel karışımlardan oluşan basit
ama yararlı formüller öneriyor.
S
oğuk ayların mevsimi olan kışı
geride bıraktığımız şu günlerde, bitki çayları sayesinde
hava değişiminden kaynaklı nezle
ve grip gibi hastalıklara yakalanma
riskiniz azalır, vücudunuzu tehdit
eden ve hastalıklara sebep olan
bakteri ve virüslere karşı dayanıklılığınız artar. Kış hastalıklarından
etkili bir şekilde korunmanın doğal
yolu olan bitki çayları, vücudunuzda antibakteriyel etki göstererek, kış
mevsimini daha sağlıklı bir şekilde
geçirmemize yardımcı olur.
Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, çeşitli
nedenlerle yaşanan rahatsızlıkların
belirtilerini azaltmaya yardımcı olacak öneriler sunuyor. Sezik, “ev ilacı”
olarak adlandırdığı basit ama yararlı
tariflerle ilgili şu bilgileri veriyor:
“Nezle, soğuk algınlığı, organik bir
sebebe dayanmayan uykusuzluk,
yemek sonrası rahatlama isteği her
zaman karşılaşılan rahatsızlıklardır.
Bu gibi durumlarda belirtileri azaltıp kişileri rahatlatacak basit bitkisel
formüllere ben ‘ev ilacı’ diyorum.”
“Ev ilaçlarının” formüllerini tarif
ederken, eczacılıkta ilaç yaparken
kullanılan ölçüleri değil, tane, tutam, poşet, kaşık vb. ölçülerden söz
ettiğini belirten Ekrem Sezik sözlerine şöyle devam ediyor: “Kullanacağınız bitkilerin hijyenik şartlarda
hazırlanmış, çuvallarda saklanmayan, kaç yıllık olduğu belli ürünler
olduğuna dikkat etmelisiniz. Burada aktarları kastediyorum. Sağlığınız için kullandığınız bitki zararlı
olabilir. Dolayısıyla, öncelikle bilinen
firmaların, gerekli analizleri yapılmış
poşet çaylarını kullanmanızı tavsiye
ediyorum.” Prof. Sezik’in, evde kolayca hazırlanabilecek birkaç ‘ev ilacı’ tarifini sayfamızda bulabilirsiniz.
KOAH’ı sigara artırıyor
T
ürkiye’de yaklaşık 5 milyon KOAH hastası bulunduğunu belirten Memorial Ataşehir Hastanesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskine, “KOAH’ın başlıca nedenlerinden biri sigaradır.
Sigara içen kişilerde, içmeyenlere göre KOAH riski
30 kat daha artmaktadır” dedi. Dr. Keskine, “Nefes
darlığı, öksürük gibi yakınmalarda göğüs hastalıkları
uzmanına başvurulması
gerekiyor” diye uyarıda bulundu.
Gargara
P
orselen bir kupaya 1 poşet adaçayı
(çok iyi kaliteli bitkiden hatta kendi
topladığınız da olabilir) koyunuz.
Üzerine kaynar su ilâve edip 10 dakika
kadar bekletiniz, adaçayını çıkarıp
Kış Çayı
I
hlamur (1 poşet), papatya (1 poşet),
adaçayı (1 poşet), karanfil (4-5 adet),
tane karabiber (4-5 adet), zencefil (2-3
ince dilim), bir tutam kekik ve orta boy
bir elmanın kalın soyulmuş kabuğunu
en az yarım litre sıvı alabilecek bir cam
Buğu
K
üçük bir tencereye kaynar su koyup, üzerine 1 çay kaşığı okaliptus,
1 çay kaşığı da kekik yağı ilâve ediniz.
Başınızın üzerini hemen büyükçe bir
havlu ile kapatıp, 5 dakika kadar ağız ve
bu sıvı ile gargara yapınız. Gargara
yaptıktan sonra en az 1 saat herhangi
bir şey yiyip içmeyiniz. Aynı şekilde
taze hazırlanmış sıvı ile günde 5-6 defa
gargara yapabilirsiniz. Boğaz ağrı ve
yanmasına iyi geldiğini göreceksiniz.
Çünkü adaçayının antimikrobiyal ve
antiviral etkisi var.
kaba veya porselen demliğe koyunuz.
İyi kalite tarçın varsa, küçük bir kabuk
parçası da ilâve edilebilir. Üzerine 5 su
bardağı kaynar su ilâve edip 15-20 dakika kadar çay gibi demleyiniz. Süzüp
içiniz. Tatlandırıcı olarak fincanınıza
1-2 kaşık bal ilâve edebilirsiniz. Bu çayı,
göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü
ve rahatlatıcı olarak kullanabilirsiniz.
burundan nefes alınız. Günde 2-3 defa
yapabilirsiniz. Hem buharın hem de
uçucu yağların etkisiyle daha rahat nefes alacaksınız. Yağların kaliteli olmasına
dikkat ediniz. Eğer uçucu yağ yoksa
kaynar suyun üzerine nane yaprağı,
kekik atıp çıkan kokulu buharlardan
benzer şekilde yararlanabilirsiniz.
Türkler yılda sekiz kez doktora gidiyor
F
orbes dergisi ile Sağlık Bakanlığı
verilerine göre dünyada en sık doktora giden ülkelerin başında Japonya
geliyor. Japonlar yılda 13 kez doktora
giderken onu, yılda 9.7 kez doktora
giden Almanlar, 8 kez doktora giden
Türkler takip ediyor. Kanadalılar 7.4 kez,
Fransızlar 6.8 kez, Avustralyalılar 6.7 kez,
İngilizler 5 kez ve ABD’liler ise 4.1 kez
doktora gidiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 2013 yılında 628
milyon muayene gerçekleştirildi. Muayenelerin 218 milyonu aile hekimlikleri
gibi birinci basamak sağlık merkezlerinde yapıldı. 2010 yılında muayene sayısı
539 milyon 85 bin iken bu rakam 2011
yılında 611 milyon 236 bine yükseldi,
2012’de 621 milyon 786 bine ulaştı.
2013 yılında muayene rakamları arttı ve
76 milyon kişi 628 milyon kez muayene
olmak için hastanelere gitti.
ISSN 1303-2526
İŞÇİ VE İŞVERENİN İLETİŞİM ARACIDIR
Türkiye
organik tarım
alanlarını
artırmayı
hedefliyor
Dünya genelinde organik tarım yapılan alanlar, toplam tarım
alanlarının yüzde 0,9’unu oluşturuyor. Türkiye’de organik tarıma
ayrılan alan, toplam tarım alanlarının yüzde 2’sini kapsıyor. Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hedefi, 2023’te organik tarım
alanının toplam tarım alanı içindeki payının yüzde 5’e çıkarılması.
D
Her yıl 10 tür koruma altına alınacak
D
oğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü, 2013 yılında başlattığı Tür
Koruma Eylem Planları kapsamında,
geçen yıl ve bu yıl 10’ar türü koruma altına aldı. Bu çerçevede, 2023’e kadar her yıl
yaklaşık 10 türün Tür
Koruma Eylem
Planları’na dahil
edilmesi hedefleniyor.
Orman ve Su
İşleri Bakanlığı tarafından 2013’te 10 tür için hazırlanan
eylem planında koruma altına alınan türler
arasında; kırmızı orman karıncası, kabamayasıl, sığırkuyruğu, piyan, alageyik, denizalası,
dağ horozu, saz kedisi, sümbül, Malatya kantaronu yer alıyor.
Tür koruma stratejisinin
hedefleri arasında bulunan ve 2014 yılında
hayata geçirilen eylem
planları kapsamında
yer alan türler arasında
ise; Van kertenkelesi, çizgili
sırtlan, melez kertenkele, siraz
balığı, Akdeniz foku, sultan pelemiri, Beypazarı geveni, akzambak,
adaçayı ve it dolanbacı bulunuyor.
Tarım, şehirleri ele geçiriyor
2
050 yılında 9 milyara ulaşması tahmin edilen
dünya nüfusunu doyurma ve çevreyi koruma
ihtiyacı, tarımın şehirlere taşınmasına neden oluyor.
Uzmanlara göre, nüfusun yüzde 70’inin şehirlerde
yaşayacağı 2050 yılında, gıda üretiminin artması
ve atık yönetiminin iyileştirilmesi şart. Bunun için
de üç girişim ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi
“Yeşil Kemer”, ikincisi “Paylaşılan Bahçe”, üçüncüsü
ise “Tavanlar ve Duvarlar” girişimi. İngiltere’de 2010
yılında tarım ürünlerinin yüzde 14’ü Yeşil Kemer’lerden elde edildi. İlk Paylaşılan Bahçe, 1997 yılında
yaratıldı ve bugün Paris’te 80, Paris etrafında ise 130
Paylaşılan Bahçe bulunuyor. 2009 yılında Motreal’de
kurulan Lula çiftliğinin, ofislerden oluşan büyük bir
binanın tavanına kurulduğu belirtiliyor.
AB, çöpte geri
dönüşüm yapacak
A
B Komisyonu’nun ekim ayında karara bağladığı “sıfır atık”
programı, AB genelinde döngüsel
ekonominin uygulanmaya konması
için yasal çerçeve oluşturuyor. Karar
kapsamında üye ülkeler 2030’a kadar belediye çöplerinde yüzde 70,
ambalaj atıklarında ise yüzde 80 seviyesinde geri dönüşüm sağlayacak.
Komisyona göre döngüsel ekonomi,
AB iş dünyasının 600 milyar euro tasarruf yapmasını sağlayacak. Komisyon tarafından alınan karar gereği,
kağıt ve kartonda 2025 sonunda
yüzde 90, 2030 sonunda ise plastikte
yüzde 60, ahşapta yüzde 80, demirli
metaller, alüminyum ve camda yüzde 90 geri dönüştürme seviyesine
ulaşılması hedefleniyor. Gıda atıklarında 2025 itibariyle yüzde 30’luk
düşüş sağlanması hedefler arasında.
ünyanın en büyük organik tarım kongresi
olan 18. IFOAM Dünya Organik Kongresi’nde konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt
Gümüş, küresel iklim değişikliği ve doğal kaynaklarda yaşanan azalmanın tarım sektörünü yakından etkilediğine dikkat çekti. Türkiye’nin tarımsal
ekonomik büyüklükte Avrupa’da birinci, dünyada
yedinci sırada olduğunu söyleyen Gümüş, “Türkiye’nin tarımsal milli geliri 61 milyar dolara ulaşmış
durumda” dedi.
Organik tarımın, tarım sektöründe çok önemli
bir yere sahip olduğunu dile getiren Gümüş, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’de organik
tarımın gelişmesi ile birlikte, organik hayvancılık
ve organik arıcılık da gelişmeye başladı. 1985’te
organik tarımda ürün çeşidi sekiz iken, 2013’te 213
ürün çeşidine ulaştık. 2013 sonu itibarıyla 61 bin
çiftçi, 769 bin hektar toprakta organik tarım gerçekleştiriyor. Bu süreçte organik hayvansal üretim
de gelişme gösterdi. 2013 itibarıyla 3 bin 270 çiftçi,
100 bin büyük baş, 175 bin küçükbaş hayvan ile
organik üretim gerçekleştiriyor.”
TARIM ALANLARININ
YÜZDE 2’Sİ ORGANİK
Dünya genelinde 164 ülkede organik tarım
yapılıyor. Türkiye 524 bin hektarlık kültür yetiştiriciliği ile 15’inci sırada yer alıyor. Türkiye aynı zamanda, ilk organik tarım mevzuatı yayınlayan ülkeler
arasında. Dünya genelinde organik tarım yapılan
alanların toplam tarım alanlarının yüzde 0,9’unu
oluşturduğunu söyleyen Mevlüt Gümüş, Türkiye’de organik tarıma ayrılan alanların yüzde 2 seviyesinde olduğunu belirterek, “Hedefimiz 2023’te
organik tarım alanının toplam tarım alanı içindeki
payının yüzde 5’e çıkması” diye konuştu.

Benzer belgeler