İncele
Transkript
İncele
ISSN 1303-2526 Yıl:16 Sayı: 150 Hande Fırat “Çalışma arkadaşlarımızın başarılarını alkışlamalıyız” Türkiye’yi Anlama Kılavuzu, yaşam tarzlarımızı ortaya koydu I psos KMG Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin her iki yılda bir gerçekleştirdiği “Türkiye’yi Anlama Kılavuzu” çalışması kapsamında yapılan “Türkiye’de Yaşam Tarzları ve Trendler” araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye kültür sanatta sınıfta kaldı. Sayfa 2 İş arayanlar, iş güvencesi, kariyer ve emekliliğe önem veriyor 10 Mercedes-Benz Türk’ten Sultan Arslan, “Çat Kapı”ya konuk oldu İçimizden Biri: Otokar’dan Yılmaz İpek 14 12 MESS, Türk Metal Sendikası ve Çelik-İş Sendikası ile yeni döneme ilişkin Grup Toplu İş Sözleşmesi’ni imzaladı 2014-2017 yıllarını kapsayan yeni dönem MESS-Türk Metal Sendikası Grup Toplu İş Sözleşmesi 15 Aralık 2014, MESS-Çelik-İş Sendikası Grup Toplu İş Sözleşmesi ise 17 Aralık 2014 tarihinde imzalandı. T owers Watson’’un 26 ülkeden 32 bin çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiği “Küresel İşgücü Çalışması”na göre Türkiye’de her yaş grubundan çalışanı cezbeden ilk etken iş güvencesi iken, diğer etkenler sırasıyla kariyer fırsatları, emeklilik hakları ve baz maaş oluyor. Sayfa 5 Arçelik Atletizm Takımı, yarışmalardan ödülsüz dönmüyor A rçelik’te 2009 yılında kurulan Atletizm Takımı, katıldığı yarışmalarda elde ettiği başarılarla, hem çalışanların moralini ve motivasyonunu artırıyor hem de şirketin imajını güçlendiriyor. Takımın kaptanı Ergün Kıran, işyerlerinde bu tür oluşumların gerekliliğine inanıyor. Sayfa 8 Bitki çaylarıyla soğuk algınlığı ve gripten korunun! S oğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı bitkisel ürünler koruyucu etkilere sahip. Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, nezle ve grip gibi hastalıların belirtilerini azaltacak bitkisel karışımlardan oluşan basit ama yararlı formüller öneriyor. Sayfa 15 S Türk Metal Sendikası Çelik-İş Sendikası özleşmelerle, 1’inci altı ay için 1 Eylül 2014 tarihinden geçerli olmak üzere altı aylık geçmiş dönem enflasyonu olan yüzde 3,78’e ilaveten yüzde 6 maktu refah payını kapsayan toplamda yüzde 9,78 oranında zam yapılarak, eski-yeni işçi arasındaki ücret farkının dengelenmesi amaçlandı. Sözleşmenin 2’nci, 3’üncü, 4’üncü ve 6’ncı aylarında TÜFE oranında, 5’inci altı ayında ise TÜFE+3,5 oranında ücret zammı yapılması hüküm altına alındı. Buna göre 1 Mart 2015 tarihinde işçilerin saat ücretlerine 1 Eylül 2014-28 Şubat 2015 tarihleri arasındaki TÜFE artış oranı olan yüzde 3,63 oranında ücret zammı yapıldı. Böylece, işçinin iki yıllık sözleşme düzeninde iki kez refah payı alacağı dört yıllık periyotta, imzalanan üç yıllık sözleşmeler ile üç kez refah payı alması sağlandı. Sayfa 2-3 2 HABER ı s a k i d n e S l a Türk Met ı s a k i d n e S ş İ k ve Çeli MESS ile anlaştı Türk Metal Sendikası ile Çelik-İş Sendikası, 2014-2017 yıllarını kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi’ni MESS ile imzaladı. Üç yıllık imzalanan Grup Toplu İş Sözleşmeleri, Türk Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu 123 MESS üyesi işletmede çalışan 98 bin 743 ve Çelik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu beş MESS üyesi işletmede çalışan 2 bin 437 işçiyi kapsıyor. 2 014-2017 yıllarını kapsayan yeni dönem MESS-Türk Metal Sendikası Grup Toplu İş Sözleşmesi 15 Aralık 2014 ve MESS-Çelik-İş Sendikası Grup Toplu İş Sözleşmesi ise 17 Aralık 2014 tarihlerinde imzalandı. Üç yıllık imzalanan Grup Toplu İş Sözleşmeleri, Türk Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu 123 MESS üyesi işletmede çalışan 98 bin 743 ve Çelik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu beş MESS üyesi işletmede çalışan 2 bin 437 işçiyi kapsıyor. Buna göre sözleşmelerle, 1’inci altı ay için 1 Eylül 2014 tarihinden geçerli olmak üzere altı aylık geçmiş dönem enflasyonu olan yüzde 3,78’e ilaveten yüzde 6 maktu refah payını kapsayan toplamda yüzde 9,78 oranında zam yapılarak, eski-yeni işçi arasındaki ücret farkının dengelenmesi amaçlandı. Sözleşmenin 2’nci, 3’üncü, 4’üncü ve 6’ncı aylarında TÜFE oranında, 5’inci altı ayında ise TÜFE+3,5 oranında ücret zammı yapılması hüküm altına alındı. Buna göre 1 Mart 2015 tarihinde işçilerin saat ücretlerine 1 Eylül 2014-28 Şubat 2015 tarihleri arasındaki TÜFE artış oranı olan yüzde 3,63 oranında ücret zammı yapıldı. Böylece, işçinin iki yıllık sözleşme düzeninde iki kez refah payı alacağı dört yıllık periyotta, imzalanan üç yıllık sözleşmeler ile üç kez refah payı alması sağlandı. Grup Toplu İş Sözleşmeleri uyarınca üçlü paket (bayram harçlığı, yıllık ücretli izin yardımı, yakacak yardımı) artış oranları, 1’inci yıl yüzde 15, 2’nci yıl TÜFE ve 3’üncü yıl TÜFE + 3,5 puan şeklinde düzenlendi. Olaya bağlı sosyal yardımlarda ise (doğum, evlenme, ölüm, askerlik, çocuk yardımı, öğrenim yardımı vb.) sözleşmelerin 1’inci yılında yüzde 14 ile yüzde 39 arasında değişen oranlarda artış yapıldı. Bu yardımlar, sözleşmelerin 2’nci yılında TÜFE, 3’üncü yılında TÜFE+3,5 puan artacak. ISSN 1303-2526 İŞÇİ VE İŞVERENİN İLETİŞİM ARACIDIR MESS Adına Sahibi Mehmet C. Betil Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü Av. Hakan Yıldırımoğlu Genel Sekreter e-posta [email protected] BizBize Gazetesi İnternet Adresi www.mess.org.tr Yayın Kurulu Dr. Aykut Engin Av. Erten Cılga Av. Mesut Ulusoy Av. İlhan Doğan Av. Ender Kızılray Dr. Tuba Yaman Aydın Altan Çetinkal Fatih Tokatlı Çisem Kılıç Yayın Türü Yerel süreli yayın. Baskı Tarihi Mart 2015 Yazışma Adresi MESS Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası Merkez Mahallesi Geçit Sokak No: 2 34381 Şişli-İstanbul Tel: 0212 232 01 04 (pbx) Faks: 0212 241 76 19 Yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir. Gazetede bulunan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. BizBize Gazetesi’nin basımında geri dönüşümlü kağıt kullanılmaktadır. ISSN 1303-2526 YAYINA HAZIRLIK Genel Yönetmen Gürhan Demirbaş Genel Yönetmen Yardımcısı Eser Soygüder Yıldız Görsel Yönetmen Hakan Kahveci Editör Seher Karataş Grafik ve Sayfa Tasarım Ozan Öz Fotoğraf Editörü Eren Aktaş Kurumsal Sat›fl Yöneticisi Özlem Adaş Tel: 0212 440 27 65 ‹letiflim Tel: 0212 440 27 63 0212 440 29 68 [email protected] ajansdyayincilik.com Baskı “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar / İstanbul Telefon: 0212 440 24 24 e-posta: [email protected] 3 HABER Üç yıllık Grup Toplu İş Sözleşmesi’nin imzası münasebetiyle MESS tarafından Türk Metal ve Çelik-İş Sendikası üyelerine 2015 Şubat ayı içinde 300 TL tutarında erzak yardımı yapılacağı düzenlendi. MESS’e üye işyerlerinde çalışan taraf işçi sendikaları üyelerinin, bulundukları yere en yakındaki marketten alışveriş yapabilmelerini temin etmek maksadıyla lokasyon bazında üç market ile sözleşme imzalandı. İlgili yardımın dağıtımı çalışma barışının korunduğu işyerlerinde tamamlandı. 4 KISA... KISA... KISA... İnternet kullanımı yüzde 50’yi aştı T ürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması 2014 verilerine göre, 16-74 yaş grubundaki bireylerde bilgisayar kullanımı yüzde 49,9 düzeyinden yüzde 53,5’e yükseldi. Aynı yaş grubunda internet kullanımı da yüzde 48,9’dan yüzde 53,8’e yükseldi. İnterneti 2014 yılının ilk üç ayında hemen her gün veya haftada en az bir defa kullanan 16-74 yaş grubu düzenli internet kullanıcılarının oranı, 2013 yılında yüzde 39,5 iken, 2014 yılında yüzde 44,9’a çıktı. Çocuk parklarında sigara içilmeyecek HABER Kadınlar çalışmaya erken başlıyor erken ayrılıyor 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadın istihdam verilerini açıklayan Kariyer.net’e göre; kadınlar iş yaşamında daha uzun süre kalmak için esnek çalışma saatleri, ücretlerde ve yöneticilik pozisyonlarında erkeklerle fırsat eşitliği istiyor. S osyal hayatta ve iş hayatında pekçok sorun yaşayan kadınların mücadele günü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada ve ülkemizde kutlandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadın istihdamı verilerini açıklayan Kariyer.net’e göre, iş arayan kadın ve erkek oranı sırasıyla yüzde 47 ve yüzde 53 ile neredeyse eşit seviyelerde. Kariyer. net veri tabanında yer alan yaklaşık 21 milyon özgeçmiş ve 58 binin üzerinde firmanın iş ve istihdam olanaklarına bakıldığında, yönetici pozisyonundaki kadınların, erkeklere göre çok daha az olduğu görülüyor. Yönetici pozisyonlarının sadece yüzde 30’u kadınlardan oluşuyor. Özellikle kadın çalışan tercih edilen pozisyonlarda ilk üçte sırasıyla satış danışmanı, sekreter ve muhasebe elemanı yer alıyor. Çağrı merkezi elemanı ve insan kaynakları uzmanı da ilk 10’un içinde. İlk 10’daki diğer pozisyonlar ise mağaza veya genel satış alanlarında yoğunlaşıyor. KADINLAR GENÇ YAŞTA İŞ HAYATINA ATILIYOR Anket sonuçlarına göre esnek çalışma saatleri (yüzde 56), daha fazla eğitim ve gelişim fırsatı (yüzde 43) ve daha yüksek ücretler (yüzde 35) daha fazla kadının iş yaşamına katılmasına katkı sağlayacak ilk üç madde olarak ortaya çıkıyor. Anketi yanıtlayanların yüzde 65’i, kadınların iş dünyasında adaletsizlikle en çok terfilerde karşılaştığını düşünürken, yüzde 35’ine göre ücretler konusunda da adaletsizlik var. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, erkekler lise ya da yüksekokuldan mezun olur olmaz askere giderken, kadınların ise öğren- U yuşturucu ve sigarayla ilgili yeni önlemleri açıklayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 15-24 yaş arasında uyuşturucu maddeyi en az bir kere deneme oranının AB ortalamasının yüzde 30, Türkiye’de ise yüzde 2,7 olduğunu belirterek, “Yüzde 2 veya 3 gencimizin denemiş olması bile bizde önemli bir teyakkuz hali” dedi. Bakan Müezzinoğlu, uyuşturucuyla mücadele kapsamında çocuk parklarında sigara içilmeyeceğini, yetişkin parklarında da parkın bir köşesinde sigara içme alanı olacağını açıkladı. ciyken bile özgeçmişini oluşturup iş gücüne katılma fırsatlarını değerlendirmek istediğini söylüyor. Kadınların iş yaşamıyla ilgili yaşadıkları en önemli sorunların, çocuk ve yaşlı bakımı gibi sorumluluklardan kaynaklandığını dile getiren Azoz, kadınların bu sorumluluklar nedeniyle iş yaşamına ara vermek zorunda kaldığını veya iş yaşamında daha az sorumluluk gerektiren rollere çekildiğini belirtiyor. arın ğu l n ı Kad a oldu lıkt örler r ı ğ 4 a sektEkonomi3%2 ns%2 Fina Tekstil %19 im Eğit a %17 ı G d k %16 lı Sağ Telefonlar güneş enerjisiyle çalışacak G üneş enerjisi alanında çalışma yapan çok sayıda bilim insanı, fotovoltaikler üzerine yaptıkları yedi yıllık araştırma sonucunda, bu yöntemle elde edilen elektriğin cep telefonu, dizüstü ve tablet bilgisayarları çalıştırmak için kullanılabileceğini açıkladı. Projenin uygulayıcılarından Dr. Fiona Scholes, güneş enerjisiyle çalışan organik güneş pillerinin, üç boyutlu yazıcıdan çıkarılıp taşınabilir cihazlar üzerine entegre edilerek cihazların elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini söyledi. Kadınlar en çok sigorta sektöründe T owers Watson’ın yaptığı araştırmaya göre, sigorta sektöründeki kadın istihdam oranı yüzde 55’e ulaştı, sektördeki kadın yönetici oranı ise yüzde 37 seviyesinde bulunuyor. Araştırmaya göre en yüksek oranda kadın istihdamı sağlayan iş alanları arasında sigorta sektörünün yanı sıra holding merkezleri ve profesyonel hizmetler dikkat çekici oranlara sahip. En yüksek oranda kadın yöneticiye sahip sektörler arasında ise perakende ilk sırada yer alıyor. KADIN ISTIHDAMI SAĞLAYAN ILK 10 SEKTÖR 1- Sigorta (%55) 2- Holding merkezleri (%43) 3- Profesyonel hizmetler (%38) 4- Turizm (%37) 5- BT ve Telekom (%34) 6- Ambalaj (%32) 7- İlaç ve sağlık bilimleri (%32) 8- Hızlı tüketim ürünleri (%31) 9- Perakende (%30) 10- Kimya (%27) KADIN YÖNETICIYE SAHIP ILK 10 SEKTÖR 1- Perakende (%42) 2- İlaç ve sağlık bilimleri (%41) 3- Hızlı tüketim ürünleri (%39) 4- Sigorta (%37) 5- BT ve telekomünikasyon (%29) 6- Holding merkezleri (%26) 7- Kimya sanayi (%26) 8- Lojistik (%24) 9- Profesyonel hizmetler (%23) 10- Ambalaj (%21) 5 HABER KISA... KISA... KISA... 2013’te en çok kiraya para harcandı T N ÇALIŞA EKİ ÜND Ş Ü R Ö G İKLER L K İ Ş İ DEĞ Towers Watson’ın gerçekleştirdiği çalışmalarda 2012’den 2014’e çalışan görüşlerinde oluşan değişimler şöyle: l Bireysel emeklilik 2012’de 6’ncı sıradayken 2014’te 3’üncü sıraya ilerledi. l Kariyer gelişim olanaklarının çalışanları çekmesi, 2012’den bu yana ilk 3’te yer alıyor. Ve bu sıralama giderek yükseliyor. l Çalışanları elde tutmada zorlayıcı-değişken iş, 2012’de 6’ncı sıradayken 2014’te birinci sıraya ilerledi, baz maaşı daha gerilere itti. l İş stresi ilk defa çalışanların ayrılma sebepleri arasında ilk beş etmen arasında yer aldı (4’üncü sırada). Çalışanlar, iş güvencesi, kariyer ve emeklilikten etkileniyor Towers Watson’ın yaptığı 2014 Küresel İşgücü Çalışması ve 2014 Küresel Yetenek ve Ödül Yönetimi Çalışması’na göre; Türkiye’de iş arayanlar en çok iş güvencesi, kariyer fırsatları ve emeklilik haklarına önem veriyor. D ünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Towers Watson, 26 ülkeden 32 bin çalışanın katılımıyla Küresel İşgücü Çalışması ve 31 ülkeden 1637 şirketin katıldığı Küresel Yetenek ve Ödül Yönetimi Çalışması adı altında iki araştırma gerçekleştirdi. Türkiye’den büyük ve orta ölçekli firmalardan 825 kişi ile 34 şirketin katıldığı araştırmalar, yetenekli çalışan bulmak, onların verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak ve yetenekli çalışanları kaybetmemek isteyen işverenlere ipuçları veriyor. Bu çerçevede yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de her yaş grubundan çalışanı cezbeden ilk etken iş güvencesi iken, dünyada çalışanlar en çok baz maaşları dikkate alıyor. Türkiye’de çalışanların ilgisini çeken diğer etkenler sırasıyla kariyer fırsatları, emeklilik hakları ve baz maaş oluyor. Aynı araştırmanın 2012 sonuçlarına göre, 6’ncı sırada olan emeklilik haklarının 2014 yılında 3’üncü sıraya yükselmesi dikkat çekiyor. Çalışanların gelecekleriyle ilgili kaygılarının artmasıyla birlikte kendilerini güvence altına almak istemeleri emeklilik hakları ve iş güvencesi konularının önemini ortaya çıkarıyor. Çalışanların beklentilerinin bu yönde olmasına rağmen, işverenler çalışan bulmak için kariyer fırsatlarını ve kurumun saygınlığını ön planda tutuyor. Bir başka deyişle, çalışanların bir kurumda aradığı özelliklerle işverenlerin vaatleri birbiriyle örtüşmüyor. TÜRKİYE’DE İKİ ÇALIŞANDAN BİRİ KURUMUNA BAĞLI Araştırma sonuçları, bir diğer çarpıcı gerçeği daha ortaya koyuyor ve Türkiye’de her iki çalışandan yalnızca birinin çalıştığı kuruma bağlı olduğunu gösteriyor. Çalışanların kuruma bağlı hissetmelerini sağlayan birincil etken, kurumun saygınlığı iken, bir diğer önemli faktörün de yönetici etkinliği olduğu gözleniyor. Araştırmaya göre, Türkiye’de çalışanların sadece yarısından azı (yüzde 48’i) orta kademeli yöneticilerinin; yönetim becerileri, iletişim ve problem çözme gibi konularda iyi olduğunu düşünüyor. Çalışanlar, yöneticilerinin onları motive etmesini bekliyor. Bunu sağlayamayan yöneticilerle çalışan kişilerin kuruma bağlılıkları ve motivasyonları azalıyor. Kayıt dışının yüzde 50 or azaltılması hedefleniy Ç alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2014-2023 yıllarını kapsayan Ulusal İstihdam Stratejisi, istihdamın kayıt dışından çıkarılmasına ilişkin umut vaat edici projeler içeriyor. Stratejinin öncelikli hedefleri arasında, turizm, inşaat, finans, bilişim, sağlık, tarım, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde 2023 yılına kadar istihdamın artırılarak, kayıt dışı çalışmanın yüzde 50 oranında azaltılması yer alıyor. Her türlü girişimciliğin desteklenmesi, eğitim-istihdam ilişkisinin yönetilmesi ve işyerinde güvenlik-denetim mekanizmasına ağırlık verilmesi ise istihdam stratejisinin ana başlıkları arasında. İnsan kaynakları sitelerinden Eleman. net’in Genel Müdürü Özlem Demirci Duyarlar da son yıllarda çalışma hayatında denetimlerin artması ile birlikte kayıtsız çalıştırılan eleman sayısının giderek düştüğünü söylüyor. Duyarlar, çalışanların işverenleri tarafından sigorta primlerinin yatırılıp yatırılmadığını kontrol etmelerinin, kayıt dışını önlemek açısından önemli olduğunu dile getiriyor. ürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2013 yılına ilişkin ‘”Hanehalkı Tüketim Harcaması” araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye genelinde geçen yıl hanehalkları, toplam harcamalarının yüzde 2,1’ini sağlık, yüzde 2,4’ünü ise eğitim hizmetlerine ayırdı. Hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 25 ile konut ve kira harcamaları alırken, harcamaların yüzde 19,9’u gıda ve alkolsüz içeceklerden oluştu. Türkiye’de 614 bin kişi stent kullanıyor Ç alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 2007 yılından itibaren tutulan verilere göre, Türkiye’de stent kullanan kişi sayısının 613 bin 677, stent sayısının da 639 bin 332 adet olduğunu açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Çalışma Bakanı Çelik, vücutta eriyen stentlerin SGK tarafından karşılanmasına ilişkin talebin bilimsel komisyonun kararı doğrultusunda uygun bulunmadığını ve stentlerin ilaçlı ve ilaçsız olarak ayrışımının yapılamadığını söyledi. Ailelere göre en iyi yatırım, eğitim H SCB tarafından Ipsos MORI’ye hazırlatılan “Eğitimin Değeri: Başarıya Giden Yol” raporuna göre, dünyanın dört bir yanında ebeveynlerin yarısından fazlası (yüzde 58) çocuğunun eğitimine para harcamanın yapılabilecek en iyi yatırım olduğuna inanıyor. Bu inancın en yüksek olduğu ülkeler arasındaki Türkiye’de de dört aileden üçüne göre en iyi yatırım eğitim harcaması. Bu inanışta olan ilk dört ülke sırasıyla, Brezilya (yüzde 79), Çin (yüzde 77), Endonezya (yüzde 75) ve Türkiye (yüzde 75). 6 ÜYELERİMİZDEN Arçelik, “engelleri kaldırmaya” çalışıyor Otokar çalışanları Sapanca Gölü kıyısını temizledi B inlerce gönüllünün 100’den fazla ülkede eş zamanlı olarak kıyı temizliği gerçekleştirdiği Kıyı Temizlik Günü (ICC International Coastal Clean up), Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar’ın gönüllü çalışanları, aileleri ve TURMEPA gönüllüleri, Sapanca Gölü’nde “Kıyı Temizleme Hareketi”nde bir araya geldi. Topluluk bünyesinde yer alan sivil toplum kuruluşu TURMEPA-DenizTemiz Derneği’nin ön ayak olduğu proje kapsamında çevre duyarlılığı konusunda hassas olan Otokar çalışanları ve aileleri, TURMEPA gönüllüleri ile birlikte Kıyı Temizlik Günü’nde Sapanca Gölü kıyısının temizlenmesinde mesai harcadı. Genel bir bilgilendirme ile başlayan etkinlikte temizleme çalışmaları Sapanca Gölü kıyısında takımlar halinde sürdürüldü. “Kıyı Temizleme Hareketi”nde Otokar çalışanları hem topladıkları atıkların doğada çözülme süreleri ile ilgili bilgi aldı hem de takım ruhunu güçlendirdi. Toplam 185 kg atığın toplandığı etkinlik, temizlik çalışmasında yer alan takımların ödüllendirilmesi ile son buldu. Arçelik A.Ş., Koç Holding’in “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” Projesi’ne, bedensel engellilere yönelik düzenlediği fotoğrafçılık eğitiminin ardından, “Türk İşaret Dili Öğretmeni Yetiştirme Yönetimi” projesi ile destek verdi. A rçelik A.Ş., Koç Holding’in “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesine farklı çalışmalarla desteğini sürdürüyor. Bugüne kadar proje kapsamında Alternatif Yaşam Derneği’nin (AYDER) desteğiyle “Gönüllü Eğitmen Eğitimlerini” tamamlayan Arçelik A.Ş. çalışanları, yaklaşık 14 bin çalışana “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” seminerleri verdi. Çalışanların görme engellilere yönelik sesli kütüphaneye kitap okuyarak destek vermesinin ardından şirket, bedensel engelli bireylerin özel bir ilgi alanı oluşturmasına katkı sağlamak üzere “Bedensel Engelli Bireylere Yönelik Fotoğrafçılık Eğitimi” düzenledi. Arçelik proje kapsamında son olarak, Türkiye’de çok kısıtlı sayıda olan işaret dili eğitmeni sayısını artırmak üzere gerçekleştirilen “Türk İşaret Dili Öğretmeni Yetiştirme Yönetimi” projesine de destek verdi. Arçelik A.Ş.’nin işitme engelli iki çalışanı da zor bir sınavdan başarıyla geçerek bu kursa katılmaya hak kazandı. ENGELLİ ÇALIŞANLAR UNUTULMADI Bu arada, 3 Aralık Dünya Engelliler günü vesilesiyle Arçelik’in engelli çalışanları ile yöneticileri, düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. 26 engelli çalışanın, yöneticileriyle yaptığı kahvaltı sırasında, Gökhan Özgürel ve Mehmet Savaş’ın yaptığı konuşmayı, çalışanlardan Altan Alter, engelli arkadaşları için işaret dili ile aktardı. Bosch’un “Be-Fit” projesi büyük ilgi gördü B osch’un 2013 yılının Ocak ayından bu yana “Sadece 5 dakikanı ayır Be-Fit molasına sende katıl” sloganı ile başlattığı “Be-Fit” projesi tüm çalışanlar tarafından çok büyük ilgi gördü. Proje kapsamında Bosch çalışanları, profesyonel bir fizyoterapist eşliğinde üretim alanlarında ve ofislerde, her gün tekrarladıkları hareketlerle, sürekli kullanılan kasları gevşetici egzersizler yaptı. Bu hareketler önce, üretimdeki ilk amirlere ve ofislerdeki gönüllü çalışanlara öğretildi ve grup içinde yaptırılmaya başlandı. Her gün beş dakikasını formda kalmak ve sağlıklı olmak için Be-Fit egzersizlerine ayıran tüm Bosch çalışanları, Be-Fit çalışmalarına; l Vücutlarına mutluluk hormonu salgılatmak, l Enerjisini-çevikliğini artırmak, l Vücut direncini artırmak, l Esnek olabilmek, l Hareket kabiliyetini artırmak, l Stresini azaltmak, l Hastalıklardan uzak kalmak, l Sürekli kullandığı kasları rahatlatmak, l Daha sağlıklı bir yaşama birlikte adım atmak için başladı ve devam ediyor. 7 ÜYELERİMİZDEN Ford Otosan, engelleri ortadan kaldırdı Prysmian Group Türkiye, 50’nci yılını çalışanlarıyla kutladı T Ford Otosan’ın, 2014 yılı Mayıs ayında kapılarını üretime açtığı Yeniköy Fabrikası, hem çevreci hem de Türkiye’de ilk olarak down sendromlu ve tekerlekli sandalyeli çalışanları istihdam edecek. T ürkiye’de ilk olarak down sendromlu ve tekerlekli sandalyeli çalışanların istihdam edilebileceği şekilde tasarlanan Ford Otosan Yeniköy Fabrikası’nın içinde ve dışında bulunan tüm alan ve ekipmanlar, işçi sağlığını destekleyecek şekilde ergonomik olarak düzenlenirken, engelli çalışanlar ya da ziyaretçilerin fabrikanın tamamını yardım almadan dolaşmalarına imkan sağlanıyor. Görme engelliler için özel altyapı sistemine sahip Yeniköy Fabrikası’nda engelli dostu soyunma odaları, kafeterya, atölyeler ile mevcutken tüm atölye ve ofislerde engellilere uygun tuvaletler bulunuyor. Fabrika içinde engellilerin ulaşımını kolaylaştırmak için modifiye edilmiş mekik araç hizmet verirken, ikinci kattaki boyahaneye çıkış için engellilere özel bir asansör de unutulmadı. Ayrıca, görme engelliler için Braille alfabesi ile hazırlanmış işaret levhaları, down sendorumu ve fiziksel engelli bireylere uygun montaj final ve trim hatları, ortopedik engellilere özel güvenlik ayakkabıları bulunuyor. SPOR ŞENLİĞİ SONA ERDİ 16 Ford Otosan İnönü Fabrikası Spor Şenliği, i. ştirild ekle gerç nda Eylül-7 Kasım tarihleri arası l, etbo bask , ybol vole ol, futb Şenlikte, halı saha abayüzme ve 35 yaş üstü salon futbolu müs naları abak kaları yapıldı. Halı saha futbol müs lda etbo bask , takım 5 da 11 takım, voleybolda takım, 5 takım, 35 yaş üstü salon futbolunda 2 mda topla cu, spor 18 nda aları abak müs yüzme 228 sporcu mücadele etti. “Her Kızımız Bir Yıldız’’ projesi 10 yaşında M ürkiye’deki 50 yılını çalışanlarından aldığı güçle dolduran ve başarılarını her zaman daha da ileriye taşıyan Prysmian Group Türkiye, büyük bir aile olduğunu 7 Eylül tarihinde düzenlediği “50. Yıl Kutlaması” ile bir kez daha gösterdi. Sunuculuğunu Ali Tınaz’ın üstlendiği “Açık Kapı Organizasyonu”nda konuklar Şevval Sam’ın birbirinden hareketli şarkılarıyla eğlenceli dakikalar yaşadı. Büyük bir karnaval havasında geçen “50. Yıl Kutlaması”, konuklar tarafından büyük ilgi gördü. Büyük ve geniş bir aile olan Prysmian Group Türkiye, ailenin en eski üyelerini de unutmadı. Prysmian Group Türkiye CEO’su Hans Hoegstedt, Prysmian Group Türkiye Fabrika Direktörü Halil Kongur, Prysmian Group Türkiye’nin en kıdemli çalışanlarından Levent Kurt, Köksal Ergin, Nuricihan Kırtepe, Bülent Akın ve Esat Baykal ile birlikte 50. yıl pastasını kesti. ercedes-Benz Türk’ün toplumda kadının her alanda hak ettiği güce kavuşması, kadınlara sosyal ve ekonomik hayatta fırsat eşitliği tanınması hedefiyle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile birlikte hayata geçirdiği “Her Kızımız Bir Yıldız” projesi bu yıl 10 yaşına bastı. Mercedes-Benz Türk projesi kapsamında, Kasım 2004’ten itibaren bu güne 56 ilde 3155 kız öğrenciye eğitim desteği verdi. Proje kapsamında 1200 öğrenciye burs vermeye devam eden Mercedes-Benz Türk, projenin desteğiyle eğitimini başarıyla tamamlayan kızlara istihdam olanakları da sunuyor. Halen şirket bünyesinde 20 “Yıldız Kız” çalışıyor. Maddi desteğin yanı sıra kızların yıldızlaşmasında ilginin, ekip ruhunun, cesaretin ve özgüvenin de çok büyük rolü olduğunun bilincini taşıyan Mercedes-Benz Türk, 2013 yılından beri her ay bir ili ziyaret ederek, bir uzmanın verdiği eğitimlerle Yıldız Kızların kişisel gelişimlerine de katkıda bulunuluyor. TürkTraktör Akademi, kapılarını üçüncü kez açtı T ürkiye tarım sektörünün önde gelen firmalarından TürkTraktör, bayi ve satış sonrası ağı çalışanlarının kişisel gelişimine katkı sağlamak için kurduğu akademiyi, üçüncü kez yoğun katılımla gerçekleştirdi. TürkTraktör Akademi Bayi Kampı Eğitim Programı, geniş traktör ve ekipman ürün yelpazesi ile katılımcılardan tam not aldı. Bayi Kampı eğitim programıyla, bayi satış personellerine, ürünlerini tarla koşullarında ve değişik ekipmanlarla kullanma fırsatı sunan şirket, akademideki dört farklı eğitimde tüm ürün gamı hakkında bilgi verdi. 8 “Koşu, özgür olduğumuz tek spordur” A tletizm dışında yağlı boya resim ve koleksiyonculukla da ilgilenen Ergün Kıran, takımda da puzzle yapan, pul koleksiyonu olan ve fotoğrafçılık ile uğraşan arkadaşları olduğunu söylüyor. Kıran, “Atletizmin bilinçli olarak yapıldığında fiziksel ve ruhsal sağlığımız açısından faydalı, düşük maliyetli bir terapi olarak tanımlayabiliriz. Bana göre, koşma eylemi, özgür olduğunuz tek spor dalıdır. Antrenman ve organizasyonlardan artan zamanlarımızda koşma dışında takım arkadaşlarımızla birlikte yüzüyor, bisiklete biniyor ve kürek çekiyoruz” diyor. HOBİ Ergün Kıran tarafından birkaç arkadaşıyla birlikte 2009 yılında temeli atılan Arçelik Atletizm Takımı, bugüne kadar pek çok yarışmada başarılı oldu, şampiyonluk aldı. Halen takımın kaptanlığını yürüten Ergün Kıran, işyerinde moral ve motivasyon, işin kalitesi ve çalışanların tatmini için bu tür oluşumların gerekliliğine inanıyor. a b , ı m ı k a T m z i t e l t A k i l e ç r A B ünyesinde kapalı spor salonu, masa tenisi, squash, fitnes salonu, mini futbol sahası, tenis kortu bulunduran Arçelik A.Ş., tüm bunların yanı sıra çalışanlarını yelken, kano, resim, fotoğrafçılık, koro gibi diğer spor ve sosyal aktiviteler için de teşvik ediyor. Verdiği bu destek ve teşviğin karşılığını fazlasıyla alan Arçelik’te 2009 yılında kurulan atletizm takımı, katıldığı yarışmalarda elde ettiği başarılarla, hem çalışanların moral ve motivasyonunu artırıyor hem de şirketin imajını güçlendiriyor. Takım olarak düzenledikleri ve katıldıkları organizasyonların karşılığını yüksek motivasyon olarak aldıklarını dile getiren Arçelik Atletizm Takımı Kaptanı Ergün Kıran’la bugüne kadar yakaladıkları başarıları, bu tip oluşumların çalışanlar üzerindeki etkisini ve daha pek çok şeyi konuştuk. Arçelik Atletizm Takımı ne zaman kim tarafından kuruldu, amacı ve hedefleri neler? Sağlık ve kişisel gelişim açısından büyük faydaları olduğunu düşündüğüm ve çok severek yaptığım koşu sporu ile ilgili farkındalık yaratmak, bu sporu etrafıma yaymak istedim. Birkaç arkadaşımı bu süreçte yanımda tutmayı başardım ve 2009 yılında Arçelik Koşu Grubu adı altında faaliyetlerimize başladık. Sonrasında Arçelik Atletizm ve Koşu Grubu, daha sonra Arçelik Atletizm Koşu ve Spor Grubu olarak isimlendirdik kendimizi. Bugün ise Arçelik Atletizm Spor Kulübü ve Koşu Grubu olarak iki ayrı oluşumumuz var. Arçelik Koşu Grubu, Arçelik lokasyonlarının tamamında spor yapmaya engel teşkil edecek sağlık problemi olmayan dileyen her çalışanın katılımına açık. Bu gruptaki üyelerle sağlıklı yaşam yürüyüşleri, yol, yarı maraton ve maraton koşuları gibi etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Atletizm takımımızın altyapısı koşu grubu üyelerinden oluşuyor. İçinde olabilmek için belli kriterlerin olduğu atletizm takımımızda, kadın ve erkek toplam 30 kişi var. Arçelik Atletizm Takımı’na katılabilmek için tek yapılması gereken ise ekibin ortalama sürelerini yakalamak ve Arçelik markasını en güzel şekilde temsil etmek. Siz ne zaman takımın kaptanı oldunuz? Sizden sonra takımda ne tür değişiklikler yaşandı? En başından itibaren hedeflerimiz doğrultusunda oluşumun kurucusu olarak takımın doğal kaptanı oldum. En büyük hayalim, Arçelik olarak hedeflerimize ulaştıktan sonra, bu oluşumun benden sonra daha da büyük hedefler ile devam etmesidir. Takım olarak “iletişim ve sinerji” alanında sosyal başarı, “farkındalık” alanında da sportif başarı elde ettik. 9 HOBİ Arçelik hep şampiyon oldu! 2 r o y u ş o k a y ı r a ş a b n a d ı r a ş a 014 yılında çok sayıda başarıya imza atan Arçelik Atletizm Takımı, 2013 sezonunu şampiyon olarak kapattığı şirketler arası yarışlardan Vodafone İstanbul Champions Running yarışlarına yine şampiyonluk iddiası ile hazırlandı ve 2014 sezonunu da şampiyon olarak tamamladı. 4-5 Ekim tarihlerinde düzenlenen Bükreş Uluslararası Maratonun’da Romanya, İtalya, Fransa’daki çalışanlarla bir araya gelerek Beko için ter döktü. “Koşu Sporu ve Sağlıklı Yaşam Buluşmaları” başlığı altında diğer işletmelerdeki koşu gönüllüleriyle buluşarak daha fazla çalışana yerinde ulaşmayı hedefledi ve bunu ilk olarak 25 Ekim 2014’te Arçelik Eskişehir işletmesinde hayata geçirdi. Ayrıca, Koç Holding’in “Ülkem için Engel Tanımıyorum” sosyal sorumluluk projelerine Arçelik A.Ş. olarak destek vermeye devam ediyor. “Bu tarz hobiler çok önemli” Bugüne kadar katıldığınız yarışmalar, aldığınız dereceler hangileri? Takım olarak bugüne kadar birçok başarıya imza attık. 2013 yılında Koç Olimpiyatları’nda erkeklerde üçüncü, kadınlarda ikinci olarak çifte kupa aldık. İlki 2013 yılında düzenlenen “Vodafone İstanbul Cup” kurumsal yarışlarının 2013 ve 2014 sezonunu şampiyon olarak tamamladık. Bu sene İstanbul’da düzenlenen Cumhuriyet Koşusu’nun şirketler kategorisinde ikincilik kupasının sahibi olduk. Son olarak ekim ayında Bükreş’te düzenlenen uluslararası maratonda Beko adına “Türkler”de birincilik elde ettik. Bu tip oluşumlar, çalışanların motivasyonu, işin kalitesi, işverenin imajı açısından ne tür avantajlar, faydalar sağlar? Moral ve motivasyon, işin kalitesi ve çalışanların tatmini için bu tür oluşumların gerekliliğine inanıyoruz. Takım olarak bu tür oluşumların içinde yer almak ekip arkadaşlarımızın sorumluluk almalarını sağlamak açısından da son derece önemli. Biz düzenlediğimiz ve katıldığımız organizasyonların karşılığını yüksek motivasyon olarak alıyoruz. En son düzenlenen 36. Vodafone İstanbul Maratonu halk yürüyüşünü, 500’ün üzerinde arkadaşımızın katılımı ile en eğlenceli grup olarak, Arçelik yürüyüşüne çevirdik. Kanaatimce bir markanın reklamını en iyi yine o markanın mutlu çalışanları yapar. Takım olarak bundan sonraki hedefleriniz, yapacağınız yeni çalışmalar neler? Önceliğimiz üst yönetimimizin desteğini de alarak her işletmemize yılda en az bir kez “Koşu Sporu ve Sağlıklı Yaşam Buluşmaları” başlığı altında etkinlik düzenleyerek ekip olarak yakaladığımız iletişim ve takımdaşlık ruhunu tüm işletmelerimize yaymak. Her zamanki gibi aramıza yeni çalışma arkadaşlarımızı katarak büyümeye devam edeceğiz. Beko, Grundig, Blomberg, Altus gibi diğer markalarımızı da etkinliklerimize dahil etmeyi istiyoruz. 2015 yılı için Runtalya Maratonu ve İznik Ultra Maratonu hedefimiz var. İki senedir ertelenen Likya Ultra Maratonu takım yarışları da programımızda. Orada da yer almak istiyoruz. Global bir şirketiz ve fabrikalarımızın bulunduğu yurt dışı lokasyonlarımızdaki maratonlarda koşmayı amaçlıyoruz. Bizler her sene 25-30 koşuya katılmayı başarabiliyoruz, bu geleneğimize devam edeceğiz. Arçelik, size ve diğer arkadaşlarınıza bu tür uğraşlar edinmek, aktivitelere katılmak konusunda ne tür destekler, teşvikler sunuyor? Arçelik bünyesinde kapalı spor salonu, masa tenisi, squash, fitnes salonu, mini futbol sahası, tenis kortu barındırarak beklentilerimizin üzerinde bir teşvik ve imkan sunuyor. Tüm bunların yanı sıra yelken, kano, resim, fotoğrafçılık, koro gibi diğer spor ve sosyal aktiviteler için de teşvikleri bulunuyor. Bizler çok şanslıyız ve tek yapmamız gereken bu imkanları Arçelik ve kendimiz için faydaya dönüştürmek. G ünümüzün yoğun yaşam ve iş temposunda teknolojinin de getirdiği kolaylıklar sayesinde insanlar hayatlarını daha az hareketli ve spordan daha uzak geçirdiğini söyleyen Kıran, “Bu yüzden fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar da artış gösteriyor. Bu da motivasyon ve performans düşüklüğüne sebep oluyor. İnsanların öncelikle yaşadıkları hayattan neler beklediklerini belirlemeleri ve bunları önceliklendirmeleri gerekiyor. “Önce sağlık” sözünü lafta bırakmayın” diyor. 10 RÖPORTAJ CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat: Gazetecilikte başarılı olmanın sırları nelerdir? B enim mesleğimde başarılı olmak için önce çok çalışmak, çok okumak gerekiyor. Güne çok erken başlıyorum, Türkiye’deki tüm gazeteleri, ardından internet medyasını, yabancı bazı gazeteleri okuyorum. Disiplinli bir biçimde sürekli gelişmeleri takip ediyorum. Bununla bitmiyor, kitap da okumak gerekiyor. Gündemi takip etmek çok okumayı gerektiriyor. Ama bu tek başına yeterli değil, gazetecilikte başarılı olmak için aynı zamanda insan ilişkilerinizin çok iyi olması şart. Dürüst ve güvenilir olursanız haberi alırsınız. Tabii aldığınız haberi en iyi şekilde ekrana yansıtmak için de gerekli altyapıya sahip olmanız lazım. Sadece haber açısından değil, röportajlarda da doğru soruyu sormak için gelişmeleri takip etmeniz gerekiyor. “Çalışma arkadaşlarımızın başarılarını alkışlamalıyız” Üniversitedeyken iş hayatına atılan, medya sektöründe kariyer basamaklarını hızla tırmanan ve ardından CNN Türk Ankara Temsilcisi olan Hande Fırat’a göre gazetecilikte doğru haberi ilk veren başarılı olur. “Benim için en büyük başarı, güvendiğim bir ofise, başarılı çalışma arkadaşlarına sahip olmaktır” diyen Fırat, rekabette ahlaklı olmayı önemsiyor. 11 RÖPORTAJ A nkara İletişim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon Bölüm’ünü bitirdikten sonra kariyerindeki basamakları hızla tırmanan Hande Fırat, 2010 yılında rahmetli Mehmet Ali Brand tarafından atandığı CNN Türk Ankara Temsilciliği görevini layıkıyla sürdürüyor. Erkeklerin yönetici olarak ağırlıkta olduğu bir sektörde rakiplerinin önüne geçmek için çok çalıştığını ve çok okuduğunu söyleyen Fırat’la mesleğinin zorluklarını, iş hayatında başarılı olmak için dikkat edilmesi gerekenleri ve gelecekle ilgili hayallerini konuştuk. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 10 Eylül 1974 Ankara doğumluyum. Doğma büyüme Ankaralıyım. Tevfik Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon Bölümü’nü bitirdim. Okurken çalışmaya başladım, üniversite ikinci sınıftan beri çalışıyorum. Bugün çok yoğun bir iş hayatım var ama dokuz yaşındaki kızım Nehir, hayatımın odağında bulunuyor. Gazetecilik hayatına ne zaman başladınız? Üniversite ikinci sınıfta stajyer olarak Kanal D’de başladım. Kanal D’nin Ankara Haber Müdürü o dönem Murat Yetkin’di. Üniversitemize konferansa gelmişti. Sonrasında Kanal D’de staj yaptım. Ardından NTV’de çalışmaya başladım. Sonra BRT’de bir yıl çalıştım. 1999 yılında CNN Türk’e geçtim. 2005 yılına kadar CNN Türk’ün başbakanlık muhabiriydim, sonra editör, ardından haber müdürü oldum. 2010 yılında ise rahmetli Mehmet Ali Birand beni, Ankara temsilcisi olarak atadı. O tarihten beri CNN Türk’ün Ankara Temsilcisi’yim. Çalıştığınız sektör hakkında ne düşünüyorsunuz? Hem çok keyifli ve heyecanlı hem de çok zor bir sektör. Bir yandan tarihe tanıklık edip, bir yandan tarihi yaşıyoruz, bu çok heyecan verici. Sevmeden yapılacak bir meslek değil. Hatta çok fazla sevmek gerekiyor. Bazen işiniz çocuğunuzun, kendinizin, hayatınızın önüne geçebiliyor. Siz milyonlarca insanın gözü, kulağı ve bazen dili oluyorsunuz. Sürekli ince bir ipin üzerinde yürümeniz gerekiyor. Sizin için başarı ne demek? Ben bir yandan gazetecilik yaparken bir yandan da temsilcilik görevim sebebiyle yöneticilik de yapıyorum. Dolayısıyla benim için en büyük başarı; güvendiğim bir ofise, başarılı çalışma arkadaşlarına sahip olmak. CNN Türk Ankara Ofisi, tüm arkadaşlarımla tam da tarif ettiğim gibi bir yer. Gazetecilik açısından başarı, doğru haberi ilk veren olmak ama ille de doğru haber vermek. Verdiğiniz haber ilk de olsa, yanlış olduktan sonra ortada bir başarı yoktur. Rekabet size neyi ifade ediyor? Çok çalışmayı ve ahlaklı olmayı ifade ediyor. Rekabet edebilmek için tecrübeli olmalı, çok çalışmalı, işinizin ehli olmalısınız. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Ahlak, doğruluk ve dürüstlük, takdir edebilmek, çalıştığım arkadaşlarımın başarılarını alkışlamak, çalıştığım kurumun prestijini korumak ve iyi temsil edebilmek. En büyük idealiniz nedir? Kızıma, güzel ve onurlu bir geleceğe sahip olacağı bir eğitimi, kültürü ve insanlığı verebilmek en büyük idealim. İş hayatıma gelince, sanırım bir gün anılarımı yazmak. Yağlı boya resim yapıyor Yağlı boya resim yapan Hande Fırat, bir gün sergi açmayı hedefliyor. Fırat ayrıca, başta pilates ve boks olmak üzere spor da yapıyor. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz neler? Ahlaksızlık ve yalan. İş hayatında her ikisinin de çok ama çok önemli olduğuna inanırım. Gelecekte kendinizi ve Türk medyasını görmek istediğiniz yer neresi? Mesleğimi seviyorum, yıllarca muhabirlik yaptım. Gece muhabirliği, yaşam, sağlık, polis-adliye alanlarına baktım, sonrasında da yıllarca Başbakanlık muhabirliği yaptım. Sayısız zirve, olay izledim. Heyecandan nefessiz kaldığım, soluk soluğa yayın yaptığım zamanlar oldu. O yüzden kendimi mümkün olduğunca gelecekte de haberin içinde görmek isterim. Çünkü tarihe tanıklık etmek çok güzel ve çok keyifli. Türk medyasına gelince, tabii ki her açıdan standartlarının yükselmesini isterim. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, çalışma koşulları açısından ideal olanını yakalamasını isterim. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemek neden önemli? Nereye ne için ve nasıl gideceğinizi bilirsiniz. Bilmek, o yolu takip etmek her zaman sonuç getirmeyebilir, bazen şans da önemlidir. Ama elinizde bir yol haritanız olursa işiniz daha kolay olur. İnsan ne istediğini bilmeli. İstediğini elde etmek için de doğru yolda yürümeli. İşinde başarılı olmak isteyen herkes gerekli altyapıyı da kendinde oluşturmalı. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? G ünün ya da işin stresini kızımla atıyorum diyebilirim… Eve gidip onun yüzünü görünce tüm stresim gidiyor. Ona sarılmak ve onun kokusunu içime çekmek bana “işte hayat” dedirtiyor, şükrettiriyor… Eve gittiğimde önce Nehir’in ödevlerini yapıyoruz ya da o yapmışsa ben kontrol ediyorum. Sonra o uyuyana kadar birlikte vakit geçiriyoruz. En sevdiğim ve beni stresten uzaklaştıran anlar Nehir ve köpeğimiz Badi ile kucak kucağa oturduğumuz anlardır. 12 İÇİMİZDEN BİRİ “Gençler gelişime açık olmalı” G enç çalışma arkadaşlarına iş hayatıyla ilgili önerilerde bulunan İpek, şunları söylüyor: “Gençler gelişime açık, bununla ilgili fırsatları değerlendirsin. Yaptıkları işi sahiplensin, çalıştıkları kurumun en önemli parçası olarak, üretimi gerçekleştiren esas kahramanlar olduklarını unutmasınlar ve işlerine saygıyla bağlansın. Hiçbir işin küçük görülmemesi, yapılan işin bir üst basamak için hazırlık olduğunu unutmamak gerekiyor. Başarılı olmak için çok çalışmaları, disiplinli olmaları ve yaptıkları işe saygı duymaları çok önemli.” “Otokar’da emeğimin olmasından büyük gurur duyuyorum” Yaklaşık 24 yıldır Otokar’da çalışan Yılmaz İpek, “Hiç kaybetmediği büyüme trendi, ürün çeşitliliği, hem ticari hem de askeri araçlarda elde ettiği başarılar, Otokar’a olan inancımı ve sevgimi günden güne artırdı” diyor. G azetemizin bu sayısındaki “İçimizden Biri” sayfasına Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş.’de çalışan Yılmaz İpek’i konuk ettik. 1990 yılının Mart ayında çalışmaya başladığı Otokar’da bugün Üretim Direktörlüğü Askeri Araçlar Üretim Birimi’nde Zırh Sacı İzlenebilirlik Takip Operatörü olarak görev yapan İpek, burada geçirdiği 24 yıl boyunca, şirketine olan inancının ve sevgisinin hiç kaybolmadığını, aksine günden güne arttığını dile getiriyor. Kişisel gelişimine katkı sağlayan Otokar gibi bir şirkette uzun yıllar çalışabilmek için, sürekli gelişime açık olmak gerektiğini vurgulayan İpek, Otokar’daki iş hayatına, Sac Parça Hazırlık Birimi’nde atılıyor. “O dönem yeni bir işe başlamanın heyecanının yanında, Otokar gibi kurumsal bir firmanın çatısı altında çalışmaya başlamanın da heyecanı içindeydim” diyen İpek, Otokar gibi bir şirkette çalışmanın nasıl bir duygu olduğunu şöyle anlatıyor: “Çalışma ortamındaki sıcak dostluk ilişkileri, çalışanların her yeni araç ile yeni bilgi ve yetkinlikler kazanması ve şirkete bağlılığının çok güçlü olması, benim Otokar’ı tercih etmeme sebep oldu. Otokar’ın toplu taşıma araçlar ve askeri araçlar üretmesi de beni çok heyecanlandırdı. Yüzde 100 milli sermayeli bir firmada, Koç Topluluğu’nun ve Türkiye’nin hem yurtiçi hem de yurtdışında göğsünü kabartan Otokar markalı araçların üretiminde emeğimin olması, benim için hep bir gurur kaynağı oldu. Otokar’ın hiç kaybetmediği büyüme trendi, ürün çeşitliliği ve hem ticari hem de askeri araçlarda elde ettiği başarılar, şirketime olan inancımı ve sevgimi günden güne artırdı.” “COBRA’NIN TESTİNDE BULUNMA ŞANSI YAKALADIM” Üretim Direktörlüğü Sac Parça Hazırlık Bölümü’nde başladığı Otokar’daki görevini; Land Rover Montaj, Minibüs Montaj, Otobüs Montaj hatlarında devam ettiren İpek, buradaki görevini 1992’den itibaren CNC Lazer Tezgahı Operatörü olarak sürdürüyor. 2011 yılında Zırh Sacı İzlenebilirlik Takip Operatörü olan İpek, bu görevi hakkında şu bilgileri veriyor: “Zırhlı Araçlar Üretim Birimi’nde şu an, zırhlı araçlarda kullanılan sacların penetrasyon kontrolü, zırh sacı takip edilebilirliği için föylerin doldurulması ve organizasyonundan sorumluyum. Otokar olarak kaliteli araç üretimi yanında bu araçların izlenebilirliğini kalite dökümanları vasıtası ile sağlamak da hizmet felsefemizin ayrılmaz bir parçası. Bu noktada devreye girerek, yaptığım işle şirketime ve ülkeme katkıda bulunabilmek beni çok mutlu ediyor.” İş hayatıyla ilgili bir anısını da bizimle paylaşan İpek, “Üretim hattından ilk çıkan Cobra araçla yapılan yüzde 60 eğimli tepeye çıkış testinde bulunma şansını yakaladım. Bu benim için, ileride torunlarıma anlatabileceğim en gurur verici, unutamadığım ve hatırlayınca heyecanladığım bir andır” diyor. Otokar Veteran Futbol Takımı’nda uzun yıllardır oynayan İpek: “Otokar, çalışanlarının sosyal ve sportif faaliyetlerini destekliyor” diyor. “Otokar bizim için bir okul” İ pek: “Tüm Otokar markalı araçlar, sıfırdan başlayarak yüzde 100 Türk mühendislerin ve Türk işçilerin emekleriyle hayat buluyor. Bizim için her araç yeni bir öğrenme, yeni bir dünyayı keşfetme şansı demek. Durum böyle olunca Otokar gibi bir şirkette uzun yıllar çalışabilmek için, sürekli gelişime açık olmak gerekir. Bu yapıda bir şirket, kişisel gelişimimizi de sağlıyor.” 13 BULMACA Türkiye’de de ömür uzamaya başladı ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (TNSA-2013) göre, toplam nüfusun yüzde 26’sının 15 yaşın altında olduğu Türkiye’de, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı ilk kez yüzde 8’e ulaştı. Söz konusu oran yaşlanan Avrupa ülkelerinde çok daha yüksek. T ÜİK’e göre 2013 yılı sonunda nüfusu 76 milyon 667 bin olan Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı artıyor. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü öncülüğünde, Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliğiyle hazırlanan 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’nın (TNSA2013) sonuçlarına göre, Türkiye halen genç bir nüfus yapısına sahip ve ülkedeki nüfusun yarısı 30 yaşın altında bulunuyor. Toplam nüfusun yüzde 26’sının 15 yaşın altında olduğu Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı ilk kez yüzde 8’e ulaştı. Son 20 yılda Türkiye’deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 4,5 kişiden 3,6 kişiye düştü. Türkiye’deki hanehalklarının yarısı dört ya da daha fazla kişiden, hanelerin yüzde dokuzu ise tek kişiden oluştu. Temel insan haklarından birisi olarak kabul edilen çocukların doğumdan sonra nüfusa kayıt edilmesi konusunda Türkiye’de önemli iyileşme yaşandı. Nüfus ve sağlık araştırmalarının sonuçlarına göre, son 20 yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan beş yaş altı çocukların oranı yüzde 26’dan yüzde 1’e geriledi. TNSA-2013 sonuçları altı yaşın üzerindeki nüfus içinde kadınların yüzde 28’inin, erkeklerin ise yüzde 16’sı- ANAHTAR SÖZCÜK 1 2 3 4 5 6 Yapılacak çekilişle üç kişiye Arçelik, Bosch ve Profilo marka çay makinesi hediye ediyoruz. Gazetemizin 149. sayısının talihlisi Mercedes-Benz Türk A.Ş.’den Mübeccel Kılıç, MAN Türkiye A.Ş.’den Musa Çucha ve Ege Çelik End. San. ve Tic. A.Ş.’den İlker Bülent İlhan oldu. Okurlarımızın dikkatine “Ödüllü Çengel Bulmaca” çekilişimize katılabilmeniz için, bulmacanın tam çözümünü, adınızı, görevinizi ve işyerinizin unvanını belirterek, en geç 30 Nisan 2015 tarihine kadar MESS’e göndermeniz veya aşağıdaki faks numarasına iletmeniz gerekmektedir. İletişim Adresi: Merkez Mah. Geçit Sk. No:2, 34381 Şişli / İstanbul Faks: 0212 241 76 19 149’uncu sayıya ait anahtar sözcük: VATAN nın ya hiç okula gitmediğini ya da ilkokulu bitirmediğini gösterdi. Eğitimde cinsiyet farklılığı genç kuşakta ve ilkokul-ortaokul eğitim düzeylerinde azalırken, lise ve üzeri eğitimde özellikle kırsal yerleşim yerlerinde dezavantaj devam etti. KADINLARDA EVLENME YAŞI 21 Türkiye’de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ilk evlenme yaşı son beş yıl içinde değişmeyerek 21 oldu. Bebek ölüm oranı azalırken, son 5 yılda doğan her bin bebekten 13’ünün bir yaşına gelmeden öldüğü belirlendi. Türkiye’de doğurganlık düzeyi kadın başına ortalama 2,26 çocuk seviyesinde yer aldı. Türkiye genelinde evli ve doğurgan çağdaki kadınların yüzde 75’inin gebeliği önleyici yöntem kullandığı belirlendi. Son beş yıldaki doğumların yüzde 97’si bir sağlık kuruluşunda gerçekleşti. Doğumların neredeyse yarısı (yüzde 48) sezaryen yöntemiyle gerçekleştirildi. Sezaryen doğumlarda 5 sene öncesine göre yüzde 11’lik artış gözlendi. Her yüz gebelikten 5’i isteyerek düşük (kürtaj) ile sonlandı. Bu oran 5 yıl öncesine göre yarı yarıya azaldı. Aileler küçülüyor, yalnızlar artıyor T ürkiye istatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, aile kurumunun toplumsal yapıda giderek zayıfladığını, ailelerin giderek küçüldüğünü, yalnız yaşayanların arttığını ve ailelerin çocuk yapmaktan kaçınmaya başladığını ortaya koyuyor. TÜİK’in verilerine göre, ülkemizde 2007 yılında 17,34 milyon olan hane sayısı, 3,14 milyon artarak 20,48 milyona ulaştı. Toplam hane sayısı altı yılda yüzde 18,1 arttı. Altı yılda en yüksek artış yüzde 96,2 ile tek yaşayanlarda oldu. Bunu yüzde 47,3 ile iki kişilik haneler izliyor. Sayısı azalanlar ise beş ve daha fazla kişinin yaşadığı haneler oldu. Dört ve daha az kişinin yaşadığı hane- lerin sayısı yüzde 29 artarken, beş ve daha fazla kişinin yaşadığı hane sayısı yüzde 7,3 azaldı. Çocuksuz çiftlerden oluşan haneler altı yılda yüzde 51,4 arttı. Buna karşın üç ve daha fazla çocuklu ailelerin sayısı altı yıl öncesine göre yüzde 4,5 azaldı. Toplam hane sayısı yüzde 18,1 artarken, üç ve daha fazla çocuklu aile sayısı azaldı. Çocuksuz çiftlerin toplam haneler içindeki payı yüzde 12,7’den yüzde 16,3’e çıkarken, üç ve daha fazla çocuğu olanların payı yüzde 15,6’dan yüzde 12,6’ya indi. Çocuksuz çiftlerin toplam içindeki payı 3,6 puan artarken, üç ve daha fazla çocuklu ailelerin payı 3 puan azaldı. 14 ÇAT KAPI “Teorik bilgilerimizi uyguluyoruz” Yaklaşık 11 yıldır Mercedes-Benz Türk ailesinin bir ferdi olan ve Boyahane Bölümü’nde farklı süreçlerde görev alan Sultan Arslan, iş hayatında bugüne kadar kendisinde gördüğü en büyük değişimin, kazandığı özgüven duygusu olduğunu anlatıyor. Okulda öğrendiği teorik bilgileri MercedesBenz Türk’te uygulamalı olarak gördüklerini, bunun da gelişimi açısından çok faydalı olduğunu ifade eden Sultan Arslan, “Arkanda yaptığın işi senden daha iyi bilen bir uzman çalışan kadronun olması, karar verme sürecimde her zaman oturmuş bir güven duygusu ile hareket etmemi sağlamıştır. Biliyorum ki, hata yaptığımda, hatamı görebilecek ve gerekli düzeltmeyi yapabilecek etkinlikte arkadaşlarım var” diye konuşuyor. “Mercedes-Benz Türk ailesinin aktif bir ferdiyim” M “Verimlilik eşittir mutlu çalışan” İşyerinde verimliliği artırmanın önemine de değinen Sultan Arslan, “Bana göre ‘verimlilik eşittir mutlu çalışandır’. Hali hazırda var olan eğitimlerin ve sosyal etkinliklerin biraz daha artırılması ve üst yönetimin de bu etkinliklere daha fazla zaman ayırabilmesi, verimliliği daha üst seviyelere taşıyacaktır. Bence ast üst ilişkilerinin de verimlilikteki etkisi yüksek. İşyerlerinde çalışanlar arasındaki empatinin arttığı ölçüde verimliliğin olumlu yönde gelişeceğini düşünüyorum” diyor. ercedes-Benz Türk’ün Boyahane Bölümü’nde Son Kat Boyahane Kalite Kontrol Teknisyeni olarak çalışan Sultan Arslan’ı bu sayımızdaki “Çat Kapı” bölümüne konuk ettik. Mercedes-Benz Türk’te bugüne kadar kat etmiş olduğu yolu, yaptığı işleri ve kendini anlatan Arslan, 11 yıldır çalıştığı ve çeşitli alanlarda görevler üstlendiği Boyahane Bölümü’nde, gözle ve çeşitli yüzey ölçüm cihazlarından faydalanılarak son kat boyası atılan araçların yüzey kontrollerini yapıyor. 27 yaşındaki Sultan Arslan, “11 yıllık süreçte kendimde gördüğüm en büyük değişim, kazandığım özgüven duygusudur” diyerek, Mercedes-Benz Türk’ün ona kattığı en önemli şeyin altını çiziyor. İşyerinde de ilk işe başladığı yıllardan bugüne kadar çeşitli değişiklikler yaşandığını söyleyen Arslan, Mercedes-Benz Türk’ün özellikle teknolojiyi yakından takip eden ve gelişmeleri iş süreçlerine yansıtan bir şirket olduğunu dile getiriyor. “ÖNERİ SİSTEMİNİ AKTİF KULLANIYORUM” Bugüne kadar hem işyerinde hem de dışarda verilen çeşitli eğitimlere katılan Arslan, Mercedes-Benz Türk’te mesleki gelişim amaçlı çeşitli branş ve konularda eğitim olanakları sunulduğuna da dikkat çekiyor. Arslan, ihtiyaç durumunda bu eğitimlere katılmanın mümkün olduğunu, şirketin kişisel, mesleki ve kültürel gelişim için tam kadro ve tesis ile çalışanın arkasında durduğunu söylüyor. “Mercedes-Benz Türk, çalışanına önem ve- ren, çalışanlarının gelişimi için fırsatlar sunan ve bu fırsatların kullanımını teşvik eden bir şirket. Şirketimizdeki tüm çalışmalarımız bir ekip çalışmasıdır. Şayet ekip çalışması olmaz ise bireysel katkının da hiç anlamı kalmaz” diyen Arslan, Mercedes-Benz Türk’te uygulanan “öneri sistemi” hakkında da bilgi veriyor. Arslan, bu konuda şunları söylüyor: “Şirketimizde uygulanan öneri sistemi aktif olarak kullanılıyor. Benim de parasal getirisi olan önerilerim var. Mercedes-Benz Türk, adıyla ve sektöründeki duruşuyla tüm dünya tarafından kabul edilen ve tanınan bir şirket. Şirketimin en önemli özelliği tüm müşterilerine aynı kalitede, aynı bakış açısıyla, aynı hassaslıkla ürün yapmasıdır.” “VERİMLİ ÇALIŞAN ŞİRKETİ ZİRVEYE TAŞIR” Kendisini öncelikle Mercedes-Benz Türk Ailesi’nin kuvvetli bir ferdi olarak gören Sultan Arslan, bu özgüveni şirketinin kendisine verdiği değerden aldığını belirtiyor. “Hızlı ve doğru karar veririm, insanlarla etkili iletişim kurarım” diye konuşan Arslan’a göre kişisel ve kurumsal başarının anahtarı, üst düzey motivasyon. Motivasyonu yüksek olan kişilerin, verimli çalıştığını, verimli çalışanı olan şirketin de tıpkı Mercedes-Benz Türk gibi sürekli zirveye oynadığını düşünen Arslan, şirketin kendilerine çok sayıda sosyal aktivite imkanı sunduğunu, ayrıca tam donanımlı spor salonunun yanı sıra isteğe bağlı sosyal kulüpler ile tüm güncel ve klasik eserleri temin edebilecekleri geniş bir kütüphanelerinin olduğunu dile getiriyor. Sultan Arslan: “İş yerinde her sabah kartımı bastıktan sonra ortamın huzurundan dolayı yüzümde güller açmaya başlıyor.” 15 SAĞLIK Bitki çaylarıyla direncinizi artırın Kış aylarından kalan ve baharla birlikte artan soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı bitkisel ürünler koruyucu etkilere sahip. Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, kışın hastalıkların ve rahatsızlıkların belirtilerini azaltacak bitkisel karışımlardan oluşan basit ama yararlı formüller öneriyor. S oğuk ayların mevsimi olan kışı geride bıraktığımız şu günlerde, bitki çayları sayesinde hava değişiminden kaynaklı nezle ve grip gibi hastalıklara yakalanma riskiniz azalır, vücudunuzu tehdit eden ve hastalıklara sebep olan bakteri ve virüslere karşı dayanıklılığınız artar. Kış hastalıklarından etkili bir şekilde korunmanın doğal yolu olan bitki çayları, vücudunuzda antibakteriyel etki göstererek, kış mevsimini daha sağlıklı bir şekilde geçirmemize yardımcı olur. Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, çeşitli nedenlerle yaşanan rahatsızlıkların belirtilerini azaltmaya yardımcı olacak öneriler sunuyor. Sezik, “ev ilacı” olarak adlandırdığı basit ama yararlı tariflerle ilgili şu bilgileri veriyor: “Nezle, soğuk algınlığı, organik bir sebebe dayanmayan uykusuzluk, yemek sonrası rahatlama isteği her zaman karşılaşılan rahatsızlıklardır. Bu gibi durumlarda belirtileri azaltıp kişileri rahatlatacak basit bitkisel formüllere ben ‘ev ilacı’ diyorum.” “Ev ilaçlarının” formüllerini tarif ederken, eczacılıkta ilaç yaparken kullanılan ölçüleri değil, tane, tutam, poşet, kaşık vb. ölçülerden söz ettiğini belirten Ekrem Sezik sözlerine şöyle devam ediyor: “Kullanacağınız bitkilerin hijyenik şartlarda hazırlanmış, çuvallarda saklanmayan, kaç yıllık olduğu belli ürünler olduğuna dikkat etmelisiniz. Burada aktarları kastediyorum. Sağlığınız için kullandığınız bitki zararlı olabilir. Dolayısıyla, öncelikle bilinen firmaların, gerekli analizleri yapılmış poşet çaylarını kullanmanızı tavsiye ediyorum.” Prof. Sezik’in, evde kolayca hazırlanabilecek birkaç ‘ev ilacı’ tarifini sayfamızda bulabilirsiniz. KOAH’ı sigara artırıyor T ürkiye’de yaklaşık 5 milyon KOAH hastası bulunduğunu belirten Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskine, “KOAH’ın başlıca nedenlerinden biri sigaradır. Sigara içen kişilerde, içmeyenlere göre KOAH riski 30 kat daha artmaktadır” dedi. Dr. Keskine, “Nefes darlığı, öksürük gibi yakınmalarda göğüs hastalıkları uzmanına başvurulması gerekiyor” diye uyarıda bulundu. Gargara P orselen bir kupaya 1 poşet adaçayı (çok iyi kaliteli bitkiden hatta kendi topladığınız da olabilir) koyunuz. Üzerine kaynar su ilâve edip 10 dakika kadar bekletiniz, adaçayını çıkarıp Kış Çayı I hlamur (1 poşet), papatya (1 poşet), adaçayı (1 poşet), karanfil (4-5 adet), tane karabiber (4-5 adet), zencefil (2-3 ince dilim), bir tutam kekik ve orta boy bir elmanın kalın soyulmuş kabuğunu en az yarım litre sıvı alabilecek bir cam Buğu K üçük bir tencereye kaynar su koyup, üzerine 1 çay kaşığı okaliptus, 1 çay kaşığı da kekik yağı ilâve ediniz. Başınızın üzerini hemen büyükçe bir havlu ile kapatıp, 5 dakika kadar ağız ve bu sıvı ile gargara yapınız. Gargara yaptıktan sonra en az 1 saat herhangi bir şey yiyip içmeyiniz. Aynı şekilde taze hazırlanmış sıvı ile günde 5-6 defa gargara yapabilirsiniz. Boğaz ağrı ve yanmasına iyi geldiğini göreceksiniz. Çünkü adaçayının antimikrobiyal ve antiviral etkisi var. kaba veya porselen demliğe koyunuz. İyi kalite tarçın varsa, küçük bir kabuk parçası da ilâve edilebilir. Üzerine 5 su bardağı kaynar su ilâve edip 15-20 dakika kadar çay gibi demleyiniz. Süzüp içiniz. Tatlandırıcı olarak fincanınıza 1-2 kaşık bal ilâve edebilirsiniz. Bu çayı, göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü ve rahatlatıcı olarak kullanabilirsiniz. burundan nefes alınız. Günde 2-3 defa yapabilirsiniz. Hem buharın hem de uçucu yağların etkisiyle daha rahat nefes alacaksınız. Yağların kaliteli olmasına dikkat ediniz. Eğer uçucu yağ yoksa kaynar suyun üzerine nane yaprağı, kekik atıp çıkan kokulu buharlardan benzer şekilde yararlanabilirsiniz. Türkler yılda sekiz kez doktora gidiyor F orbes dergisi ile Sağlık Bakanlığı verilerine göre dünyada en sık doktora giden ülkelerin başında Japonya geliyor. Japonlar yılda 13 kez doktora giderken onu, yılda 9.7 kez doktora giden Almanlar, 8 kez doktora giden Türkler takip ediyor. Kanadalılar 7.4 kez, Fransızlar 6.8 kez, Avustralyalılar 6.7 kez, İngilizler 5 kez ve ABD’liler ise 4.1 kez doktora gidiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 2013 yılında 628 milyon muayene gerçekleştirildi. Muayenelerin 218 milyonu aile hekimlikleri gibi birinci basamak sağlık merkezlerinde yapıldı. 2010 yılında muayene sayısı 539 milyon 85 bin iken bu rakam 2011 yılında 611 milyon 236 bine yükseldi, 2012’de 621 milyon 786 bine ulaştı. 2013 yılında muayene rakamları arttı ve 76 milyon kişi 628 milyon kez muayene olmak için hastanelere gitti. ISSN 1303-2526 İŞÇİ VE İŞVERENİN İLETİŞİM ARACIDIR Türkiye organik tarım alanlarını artırmayı hedefliyor Dünya genelinde organik tarım yapılan alanlar, toplam tarım alanlarının yüzde 0,9’unu oluşturuyor. Türkiye’de organik tarıma ayrılan alan, toplam tarım alanlarının yüzde 2’sini kapsıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hedefi, 2023’te organik tarım alanının toplam tarım alanı içindeki payının yüzde 5’e çıkarılması. D Her yıl 10 tür koruma altına alınacak D oğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2013 yılında başlattığı Tür Koruma Eylem Planları kapsamında, geçen yıl ve bu yıl 10’ar türü koruma altına aldı. Bu çerçevede, 2023’e kadar her yıl yaklaşık 10 türün Tür Koruma Eylem Planları’na dahil edilmesi hedefleniyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 2013’te 10 tür için hazırlanan eylem planında koruma altına alınan türler arasında; kırmızı orman karıncası, kabamayasıl, sığırkuyruğu, piyan, alageyik, denizalası, dağ horozu, saz kedisi, sümbül, Malatya kantaronu yer alıyor. Tür koruma stratejisinin hedefleri arasında bulunan ve 2014 yılında hayata geçirilen eylem planları kapsamında yer alan türler arasında ise; Van kertenkelesi, çizgili sırtlan, melez kertenkele, siraz balığı, Akdeniz foku, sultan pelemiri, Beypazarı geveni, akzambak, adaçayı ve it dolanbacı bulunuyor. Tarım, şehirleri ele geçiriyor 2 050 yılında 9 milyara ulaşması tahmin edilen dünya nüfusunu doyurma ve çevreyi koruma ihtiyacı, tarımın şehirlere taşınmasına neden oluyor. Uzmanlara göre, nüfusun yüzde 70’inin şehirlerde yaşayacağı 2050 yılında, gıda üretiminin artması ve atık yönetiminin iyileştirilmesi şart. Bunun için de üç girişim ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi “Yeşil Kemer”, ikincisi “Paylaşılan Bahçe”, üçüncüsü ise “Tavanlar ve Duvarlar” girişimi. İngiltere’de 2010 yılında tarım ürünlerinin yüzde 14’ü Yeşil Kemer’lerden elde edildi. İlk Paylaşılan Bahçe, 1997 yılında yaratıldı ve bugün Paris’te 80, Paris etrafında ise 130 Paylaşılan Bahçe bulunuyor. 2009 yılında Motreal’de kurulan Lula çiftliğinin, ofislerden oluşan büyük bir binanın tavanına kurulduğu belirtiliyor. AB, çöpte geri dönüşüm yapacak A B Komisyonu’nun ekim ayında karara bağladığı “sıfır atık” programı, AB genelinde döngüsel ekonominin uygulanmaya konması için yasal çerçeve oluşturuyor. Karar kapsamında üye ülkeler 2030’a kadar belediye çöplerinde yüzde 70, ambalaj atıklarında ise yüzde 80 seviyesinde geri dönüşüm sağlayacak. Komisyona göre döngüsel ekonomi, AB iş dünyasının 600 milyar euro tasarruf yapmasını sağlayacak. Komisyon tarafından alınan karar gereği, kağıt ve kartonda 2025 sonunda yüzde 90, 2030 sonunda ise plastikte yüzde 60, ahşapta yüzde 80, demirli metaller, alüminyum ve camda yüzde 90 geri dönüştürme seviyesine ulaşılması hedefleniyor. Gıda atıklarında 2025 itibariyle yüzde 30’luk düşüş sağlanması hedefler arasında. ünyanın en büyük organik tarım kongresi olan 18. IFOAM Dünya Organik Kongresi’nde konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş, küresel iklim değişikliği ve doğal kaynaklarda yaşanan azalmanın tarım sektörünü yakından etkilediğine dikkat çekti. Türkiye’nin tarımsal ekonomik büyüklükte Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada olduğunu söyleyen Gümüş, “Türkiye’nin tarımsal milli geliri 61 milyar dolara ulaşmış durumda” dedi. Organik tarımın, tarım sektöründe çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Gümüş, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’de organik tarımın gelişmesi ile birlikte, organik hayvancılık ve organik arıcılık da gelişmeye başladı. 1985’te organik tarımda ürün çeşidi sekiz iken, 2013’te 213 ürün çeşidine ulaştık. 2013 sonu itibarıyla 61 bin çiftçi, 769 bin hektar toprakta organik tarım gerçekleştiriyor. Bu süreçte organik hayvansal üretim de gelişme gösterdi. 2013 itibarıyla 3 bin 270 çiftçi, 100 bin büyük baş, 175 bin küçükbaş hayvan ile organik üretim gerçekleştiriyor.” TARIM ALANLARININ YÜZDE 2’Sİ ORGANİK Dünya genelinde 164 ülkede organik tarım yapılıyor. Türkiye 524 bin hektarlık kültür yetiştiriciliği ile 15’inci sırada yer alıyor. Türkiye aynı zamanda, ilk organik tarım mevzuatı yayınlayan ülkeler arasında. Dünya genelinde organik tarım yapılan alanların toplam tarım alanlarının yüzde 0,9’unu oluşturduğunu söyleyen Mevlüt Gümüş, Türkiye’de organik tarıma ayrılan alanların yüzde 2 seviyesinde olduğunu belirterek, “Hedefimiz 2023’te organik tarım alanının toplam tarım alanı içindeki payının yüzde 5’e çıkması” diye konuştu.