1990-2010 ARASI ALMANCAYA ÇEVRİLEN TÜK EDEBİYATI
Transkript
1990-2010 ARASI ALMANCAYA ÇEVRİLEN TÜK EDEBİYATI
Akdeniz’de çeviri etkinliği 1990-2010 ARASI ALMANCAYA ÇEVRİLEN TÜK EDEBİYATI Akdeniz‟de çeviri etkinliğinin eşleştirilmesi çerçevesinde, 2010 Transeuropéennes ve Anna Lindh Vakfı‟nın ortaklığıyla yürütülen çalışma Veri toplama, analizler ve rapor Hakan Özkan © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 1 Önsöz Bu çalışma Transeuropéennes tarafından, Anna Lindh Vakfı (Akdeniz‟de çeviri etkinliği) ortaklığıyla yürütülmektedir. Akdeniz‟de çeviri etkinliğinin ilk yapılanma bileşeni olan bu çalışma, 2010 yılından bu yana Akdeniz için Birlik ülkelerinden en az on beş örgüt ile işbirliği içinde Transeuropéennes ve Anna Lindh Vakfı (çeviri için Avrupa-Akdeniz programı) tarafından yürütülmektedir. Geniş çaplı ve ortak bir çeviri vizyonunu benimseyerek, AvrupaAkdeniz ilişkilerinde, Dillerin zenginleşmesinde, toplumların gelişiminde , bilgi ve hayallerin sınırsız dolaşımı ve üretiminde merkezi bir rol oynanmasının bilinciyle, bu proje için bir araya gelen ortaklar bu envanter çalışmasını uzun vadeli eylemler gerçekleştirmek için temel olarak almalıdır. Giriş 1. Almanya’da çevrilen Türkçe kitaplar üzerine bir araştırma (1989’dan itibaren) 2. Yayınlama 2.1 1990’dan bu yana yayınlanan kitaplar 2.1.1 Sosyal bilimler alanında başlıca konular 2.1.2 Edebi alanda başlıca yazar ve konular 3. Kitapların dağıtım ve mevcudiyeti 4. Eleştiriler ve Medya 5. Finansman ve Destek 6. Çevirmenler 7. Almanya’da Türkçe öğrenimi Kaynakça © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 2 Giriş Bu çalışma, son 20 yılda Almanya‟da yayınlanan Türkçe kitapların nicel ve nitel yöntemlere başvurulan bir araştırmaya dayanmaktır (1990-2010). İlk olarak bu araştırma yıllara göre sıralanan tamamen nicel bir araştırmaya dayanıyor (eke bakınız). İkinci olarak, çeviri etkinliğindeki eğilimleri araştırmaya ve bu eğilimlerin varsa nedenleri bulmaya çalışıyor. Bu iki ana hedefin yanı sıra bu çalışma, aşağıda yer alan konuları da kapsıyor : çeviri üzerine kitapları yayınlayan yayıncılar, Almanya'da Türk dili öğretimi ve çeviri eğitimi, çevirmenlerin ücretleri ve kanun önündeki statüleri, Türkçeden çevrilen kitaplarda finansman imkanları, eleştiriler ve dağıtım. Bu çalışmada incelenen eserler, edebiyat ve beşeri bilimler alanlarını (tarih, antropoloji, dilbilim, felsefe vb.) kapsıyor. Bu çalışmada edebiyat kavramı, sadece sanatsal anlamda değerlendirebileceğimiz edebiyat, “belles-lettres”i kapsamıyor, geniş anlamda tüm kitap ve yazıları kapsıyor. Bazı iki dilli kitaplar çeviri olarak değil iç içe ya da üst üste yazım ve tercümeleriyle Alman ve Türk yazarların ortaklığıyla tanımlanabilir. Diğer durumlarda ise iki dilli kitaplar, her iki dilde de yetkin Almanya'da yaşayan Türkler tarafından yazılmıştır. Bu çeviriler de Türkiye menşeli Türk kitaplardan yapılan çevrilerden farklıdır. Bu çalışmanın araştırması sırasında şu kaynaklara erişme imkanım oldu: yayıncı ve çevirmen Beatrix Caner ile söyleşi, Yücel Sivri‟nin Transeuropéennes için hazırladığı eski bir çalışma, Türk ve Türk-Alman edebiyatı üzerine belles-lettres başlıkları ve yazarları (Türkischdeutsche Literatur), 1 ile ilgili geniş bilgi içeren kapsamlı bir internet sitesi, Senocak‟ın Almanya‟da Türk edebiyatının tarihi üzerine makalesi,3 2 Zafer ve Karin E. Yeşilada tarafından Türk Alman edebiyatı üzerine bir çalışma. Alman kitap piyasasındaki istatistikler söz konusu olduğundan, Deutsche Nationalbibliothek‟in (www.dnb.de) veri tabanına erişebilmem araştırma için uygun bir araçtı. Yayınlanmış başlıkların (Bu çalışmanın ekine bknz) kaynakçası için Deutsche Nationalbibliothek ve Unesco‟nun Translationum Fihristindeki verilerinden yararlandım. Ayrıca, www.amazon.de, www.abebooks.de, www.buecher.de gibi online-kitapevlerinin verilerilerdeki girişleri inceledim ve bunları yukarıda adı geçen kaynaklarla karşılaştırdım. Listelenen başlıkların yeni baskılarını saymadım ve eğer 1990'lı yıllarda yayınlanan çevrilmiş bir başlık daha önceden hazırlanan bir çevirinin yeni baskısı ise bunu belirtmedim. 1 http://www.tuerkischdeutsche-literatur.de http://www.tuerkischdeutsche-literatur.de 3 http://www.tuerkischdeutsche-literatur.de/terra-incognita-tuerkische-literatur-indeutschland/articles/terra-incognita-tuerkische-literatur-in-deutschland.html 2 © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 3 1. Almaya da çevrilen Türkçe kitaplar üzerine araştırma (1989’dan itibaren) 19. yüzyılın sonlarında ve 20. Yüzyılın başlarında Türk edebiyatının Almancaya akademik boyuttaki çeviri geleneğini bir yana bırakırsak, Türk edebiyatının asıl İkinci Dünya Savaşından sonra Alman kitap piyasasında yerini aldığını görüyoruz. Bölünmüş Almanya'da Türk edebiyatı daha farklı algılanıyordu. Alman Demokratik Cumhuriyeti‟ndeki Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Nazım Hikmet gibi şairler, Federal Cumhuriyeti‟nde ün kazandılar. Cornelius Bischoff, Helga DağyeliBohne ve Yıldırım Dağyeli‟nin çevirileriyle Yasar Kemal‟in romanları başı çekiyordu. Bu çevirilerin çoğu, 1970 ve 1980'lerde yayınlandı. Bu çeviriler ne popülariteleri açısından ne de eleştirmenlerin yorumları açısında Türk kitap piyasasını temsil etmiyor. Orhan Kemal ve Yaşar Kemal gibi gerçekçi yazarlar ve Anadolu‟daki kırsal hayat üzerine yazdıklarım kitap piyasasında tercih edildi. Tam tersine, kozmopolit şehir olarak İstanbul üzerine yazılarıyla, Sait Faik Abasıyanık ancak 1990'ların başında Alman piyasasında yerini alabildi. Habib Bektaş, Fakir Baykurt gibi yazarlar, ve Aras Ören ya da Yüksel Pazarkaya gibi şairler Almanya kitap piyasasında yer alan, göç edebiyatı şeklinde adlandırılan düz yazı yazarlarıdır. Bu yazarlar sadece Türkçe değil aynı zaman da Almanca da yazmışlardır. Göç edebiyatı, elbette Almanya'da olduğu kadar Türkiye'deki edebiyat dünyasında aynı derecede ilgi görmedi. Almanya'daki tercüme evrimine değinen Karin E. Yeşilada, bugüne kadar Almanya‟da bilinmeyen Türk edebiyatını 1980‟lerde tanıtan Literaturca (Frankfurt), Ararat (Stuttgart, Berlin), Express Edition (Berlin), Dagyeli (Berlin), Rotbuch (Hamburg) gibi küçük yayıncılar olduğunu belirtiyor. Sadece son 10 yıl içinde bu yayınevleri bir çok çeviri yayınladı : 19. Yüzyılda 130 kitap tercüme edildi 4 . Bu küçük yayıncıların verimli çalışmaları, bir çoğunun 1990‟lı yıllarda kapanmasıyla (“Verlagssterben”- yayıncılığın ölümü) günümüzde yavaşlamaya başladı. Özetlemek gerekirse, Kökleri Osmanlı ve Batı edebiyatına dayanan çeşitli ve zenginliğiyle ünlü Türk edebiyatına Almanya‟da 20. yüzyıl boyunca önem verildiği kadar önceden önem verilmemesinin bir önemi olduğunu açıkça söyleyebiliriz. Eserlerin çoğu halen çevrilmeyi bekliyor. 2. Yayınlama 2.1 1990’dan bu yana yayınlanan kitaplar Türkçe kitapların Almancaya ilk çevirilerinden sonra basılan 260 eserin yanı sıra 1990 ve 2010 arasındaki dönemde 750 kitap Türkçeden Almancaya çevrilmiştir. Bu 750 kitabın 201‟i 4 Karin E. Yesilada, ibid. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 4 Sosyal Bilimler ve 549‟u belles-lettres alanlarındadır. Belles-lettres çocuk edebiyatı, 228 başlıkla ilk sırada yer alırken (549 başlığın % 41‟i), romanlar 216 başlıkla (%39) çocuk edebiyatını takip ediyor. Dini konuları ele alan Sosyal Bilimler kitaplarını ise (201 başlıktan 80‟i, 40%) 21 başlıkla Sosyoloji kitapları izliyor (201 eserin % 10‟u). Literaturca yayınevinden Beatrix Caner, Elif Şafak gibi ünlü yazarların romanları için 2,000 - 5,000 kopya basılırken bilinmeyen yazarlar için kopya sayısı 1,000 olarak belirtiyor. 1990‟larda: Son yirmi yılda Türkçeden yapılan çevirilerin gelişimini belirleyen bir çok faktör bulunuyor. 1990‟ların ikinci yarısında bir çok küçük yayınevi, finansal sebeplerden dolayı işlerini sona erdirmek zorunda kaldı. Sonuç olarak, 1990‟larda sadece130 kitap (750 kitabın %17‟si) yayınlandı. 2000‟lerde: 2000‟lerin ikinci yarısından sonra çevrilmeye başlanan çok sayıda Türkçe kitabın yayınlanması en önemli 3 faktörle açıklanabilir: 1. 2005‟den bu yana Türkçe Çeviri Projesi‟yle(TEDA) 162 kitap (750 kitabın % 22‟si) Almancaya çevrildi. 2. 2006 da Orhan Pamuk‟un Nobel ödülü alması 3. Türkiye‟nin 2008 de Frankfurt Kitap Fuarında onur konuğu olması. 2006 dan 2010‟a kadar yayınlanmış kitap sayısına baktığımızda, yukarıdaki faktörlerin doğru olduğu anlaşılıyor: 2006-2010 arasında toplam 750 kitabın 389‟u (52%) yayınlandı. 139 yayınla (750 kitabın %19‟u), Türkçe kitapların en çok yayınlandığı yıl ise 2008 (Türkiye‟nin Frankfurt Kitap Fuarında onur konuğu olduğu yıl). Son yirmi yılda çevirilerin artmasının başka nedenleri de var: 1990‟ların sonlarından bu yana Türkiye, Avrupa Birliği‟ne aday ülkedir. Türkiye ve Avrupa arasındaki bağlar da, halklar arasındaki ilişkiler de hızla ilerlemekte ve gelişmektedir. 2000‟lerin başından bu yana AB‟nin ERASMUS programı sayesinde bir çok öğrencinin Türkiye‟de okuma fırsatı bulduğu gibi, Türk öğrenciler de AB ülkelerinde okuma fırsatı buluyor. Ayrıca, Alman hükümeti, Eyaletler ve sivil toplum örgütleri daha aktif bir toplum, halk sağlığını, entegrasyonu, gençleri, kültürü, sanatı, eğitimi, iki uluslu ilişkileri teşvik ederek Türk-Alman ortak projelerini destekliyorlar. Bu nedenle 2000'li yıllarda Sosyal Bilimler alanında 156 eserler basılırken 1990'lı yıllarda 45 kitap basılmıştır ( 201 kitabın % 78‟i). 2000 yılların ikinci yarısından sonra Türk göçmenlerin kimlik ve entegrasyonunu hedef alan sert eleştirileri dile getiren Ulusal Bankası yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin Türkiye tarihi, din ve kültürel konulara da değinmiştir. Robert-Bosch-Stiftung, başlıca edebi eserlerin sayısını artırmak için “Türkische Bibliothek” kütüphanesine fon sağlamıştır. 5 Robert-Bosch-Stiftung 5 http://www.bosch-stiftung.de/content/language1/html/966.asp © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 5 adına, Zürich‟teki yayıncı Unionsverlag Basım kalitesi standartlarını belirleyen 20 kitap basmıştır. 2010‟da bu vakıf diğer sponsorların işbirliğiyle çeviri ödülü geleneğini (Tarabya Übersetzerpreis) başlatmıştır. İlginçtir ki, Literaturca yayınevinden Beatrix Caner Türk edebiyatına duyulan ilginin 2008-2011 yılları arasında azaldığını belirtiyor. Buna şöyle bir örnek verebiliriz : Hanser gibi yayıncılar Ahmet Hamdi Tanpınar gibi Klasik edebi yazarın tüm kitaplarını basma izni almış olsalar da, 2008 yılından bu yana kitapları basılmamıştır. Sardes gibi küçük yayın evleri ise 2008‟den bu yana basım faaliyetini durdurmak zorunda kalmıştır. 2.1.1 Sosyal bilimler alanında başlıca konular Sosyal Bilimler alanında başı çeken dini kitaplar baskıların %40‟ını oluşturuyor (201 kitabın 80‟ini oluşturuyor). Bu kitaplar genel olarak temel dini eserleri, ilmihal, dini kılavuzları ve çok sayıda Fethullah Gülen hareketine dayanan dini edebiyat eserlerini kapsıyor. Bu su fi eğilimli İslami hareket güçlü bir misyoner hareketi barındırıyor. Yukarıda belirtilen örneğe göre, Gülen hareketinin, Almancaya çevrilen eser sayısını arttırdığı görülüyor. Bunun en önemli nedeni ise Almanya‟da Almanca konuşan Türk kökenli büyük bir topluluğun yaşamasıdır. Bu bağlamda, pek çok eserin göçmen kökenli çocuk ve gençlerin dini eğitimini hedef almasına şaşırmamak gerekir. Bu tür kitaplar genellikle www.bukhara versand.de gibi internet sitelerinde ve Almanya‟daki kitap satış ağları üzerinden satışa sunuluyor. Bu kitapların çevirileri genellikle Achmed Schmiede gibi Alman bir çevirmen tarafından yapılıyor. Gülen hareketinin yanı sıra, T.C. Diyanet İşleri Bakanlığı da Almanya‟da yaşayan Türk kökenli gençler için dini eserlerin çevirilerini yayınlıyor (bu kitapların dağıtımı T.C. Diyanet İşleri Bakanlığı‟na ya da özel İslami örgütlere bağlı camiler tarafından yapılıyor). Yaşar Nuri Öztürk‟ün eserleri gibi İslam‟a yönelik eleştirel ve reformist konuları ele alan çok az kitap Almancaya çevriliyor. Nitekim bu konu Türkiye‟de eleştirel bir biçimde sıkça tartışılıyor. En çok basılan kitapların arasında Almanya‟da yaşayan Türk kökenli toplumun hayatını konu alan eserler yer alıyor. Bu iki dilli kitaplar bazen bir çok temayı kapsıyor: emekliler için kılavuz, sağlık bilgileri, Almanya'da günlük yaşam üzerine kitaplar, gençler ve yetişkinlerin entegrasyonu ve sosyal hayatı, karma kimlikler üzerine kitapları (Almanca ve Türkçe), ilk nesil göçmenlerle 2 ve 3. nesil çocukların çatışması. Yukarıda sıraladığım bu iki grubun dışında aşağıda yer alan temaları da sıralayabiliriz: mimarlık, fotoğrafçılık, resim vb. (20 başlık), © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 6 politika (18 başlık), seyahat (9 başlık), tarih (8 başlıklar), hukuk (8 başlıklar),edebiyat (6 başlık), ekonomi (6 şampiyonluk), eğitim (6başlık), Türkiye arkeolojisi (5 başlık), yemek (3 başlıkları), sağlık (3 eser), biyografi (2 başlık), moda (2 başlık) felsefe (1 başlık), biyoloji (1 başlık), kültür (1 başlık). Sosyal Bilimler alanındaki kitapların bazıları iki dilli olarak da mevcuttur. Özellikle ekonomi, Türk göçmenler için kılavuzlar ve yazılı bilgiler, iki uluslu işbirliği alanlarında, (istihdam, sosyal güvenlik, yönetim, emeklilik, sağlık sorunları vb.) ve sanat sergileri, konferanslar ve sempozyumlarla ilgili elkitapları dilli olarak iki mevcuttur. Ayrıca eğitim alanındaki kitaplar ve edebi kitaplar dil öğretme amacıyla Almanca açıklama ve dipnotlarla basılmaktadır. 2.1.2 belles-lettres alanında başlıca yazar ve konular Son yirmi yılda özellikle aşağıdaki yayıncılar tarafından çocuk edebiyatı alanında bir çok kitap basılmıştır; Anadolu, Önel, Zwiebelzwerg, Talisa, Nord-Süd Verlag, Edition Orient. Tek dilli Türkçe okul kitapları ve diğer eğitim kitaplarının yanı sıra iki yayınevi, Önel ve Anadolu Verlag, Alman piyasasındaki bir çok çocuk edebiyatı kitaplarının basımında bulundu. Her iki yayınevi de her geçen gün iki dilli çocuk edebiyatına ilişkin kitap basımlarını sürdürüyor (yaklaşık 3 milyon). Bu kitaplar özellikle Almanya‟daki Türk-Alman toplumunu hedef alıyor. Özellikle Türk hükümeti tarafından finanse edilen Türkçe Tercüme projesinden elde edilen fonla, TEDA, çocuk edebiyatı eserlerinin çevirisi Son 5 yılda (228 başlığın 192‟si, % 84‟ü) önemli derecede artış gösterdi.İki dilli versiyonlarıyla basılan diğer kitap türleri arasında şunları sıralayabiliriz : örneğin Hasan Yılmaz „ın Liebe fließt (Love Flows) gibi şiir türü, kısa öykü antolojileri ya da Deutsche Taschenbuchverlag (dtv) tarafından yayınlanan Hoş Geldin: Die Türkei in kleinen Geschichten (Merhaba: kısa hikayelerle Türkiye) gibi iki dilli roman eserleri vb. En çok basımı yapılan türlerin arasında romanlar toplam 549 başlığın 216‟sıyla (%39‟u) diğer kitap türlerini takip ediyor. Yukarıda belirtildiği üzere, Yaşar Kemal en çok çevirisi yapılan yazar olduğu anlaşılıyor: 1970‟lerde ve 1980‟lerde bir çok romanı Almancaya çevrildi ve 1990‟larda yeniden basımları gerçekleşti. Günümüzde Yaşar Kemal‟in 24 eseri Alman kitap piyasasında satışa sunulmaktadır. Türkçe yazıp Türkiye‟de tanındığından daha çok Almanya‟da ün kazanan yazarların arasında Aras Ören, Habib Bektaş, ve Fakir Baykurt yer alıyor. Günümüzde Aras Ören‟in 25 kitabı , Habib Bektaş‟ın 13 kitabı ve Fakir Baykurt‟un 8 kitabı Alman kitap piyasasında satışa sunulmaktadır. Bu kitapların bazıları 1980‟lerde yapılan çevirilerin yeniden basımıdır. Orhan Pamuk 10 eseriyle piyasada satışa sunulmaktadır. 2000‟lerin ikinci yarısından bu yana Orhan Pamuk eserlerinin bir çoğu Hanser Publishing House- Yayın Evi tarafından basılmaktadır. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 7 2000‟lerde çevrilen Türk edebiyatı, sadece yukarıda belirtilen Almanya‟da ünlü olan yazarlara göre farklılık göstermiyor aynı zamanla farklı türlerde kitaplar bulunmasına da dayanıyor: Örneğin polisiye romanlar (Ahmet Ümit, Esmahan Aykol, Mehmet Murat Somer, Celil Oker), “trash literature” türü (Metin Kacan) ve siyasi ya da tarihi eserler (Murat Uyurkulak). Daha az tanınan yazarların kitaplarını Alman piyasasında satışa sunan Literaturca, Manzara ve Dağyeli gibi yayıncılardır. Ancak bu yazarlar Türk edebiyatını gerçek anlamda betimlerken, Yaşar Kemal gibi bir yazar Türkiye‟de ulaştığı ünü yurtdışında yakalayamamıştır. Bu durum şiir türünde ise daha da göze çarpıyor. Nazım Hikmet büyük bir üne sahip olurken diğer popüler şairler tanınmıyor. Ancak yukarıda belirtilen yayıncılar, 1990‟larda yaşanan zor döneme rağmen, Erendiz Atasu, Pınar Kür, Küçük İskender, Aslı Erdoğan, Orhan Veli, Cemil Kavukçu, Bilge Karasu ve Namık Kemal gibi tanınmayan ama önemli yazarların eserlerini yayınlamaya devam ederek kararlılıklarını kanıtlamışlardır. Yaşar Kemal‟in romanlarını yayınlamasıyla bilinen, Zürich‟te bulunan ve Türk edebiyatı üzerine özel bölümü olan büyük yayıncılardan, Unionsverlag, Robert-Bosch-Stiftung adına Alman okurların 20. yüzyıl Türk edebiyatının eserlerine dikkat çekmeyi amaçlayan seminer çalışmaları ışığında Türkische Bibliothek – kütüphanesi için 20 eser yayınlamıştır. Robert-Bosch-Stiftung tarafından finanse edilen bu kitap serilerinin dışında, aynı yayıncı bilinmeyen fakat kuvvetli yazarları (örneğin ; Murat Uyurkulak Tol) Almanca konuşan okurlarla tanıştırmıştır. Kapaklar Oryantalist eğilimli orijinal sanat çalışmaları ve fotoğrafları olarak çeşitlilik gösterir. Unionsverlag, yayınladığı eserler için genellikle orijinal sanat çalışmalarını kapak olarak kullanmayı tercih ediyor. Örnek olarak Ahmet Ümit‟in romanı Gece ve Sis‟i verebiliriz: "Avrupa‟nın en "cool" başkenti" (Newsweek) görüşünü genellikle birçok eser başlığında açıkça hissediyoruz. Eğer eserin orijinalindeki başlığında İstanbul kelimesi geçmiyorsa, kitabın © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 8 Almanca versiyonunda beliriyor : örneğin Zülfü Livaneli‟nin Engereğin gözündeki kamaşma (The Blinded Eye of the Viper) Almancada Konstantinapol‟ün haremağası (The Eunuch of Constantinople) olarak çevriliyor. Bir başka örnek ise, Esmahan Aykol‟ un Savurulanlar (The Scattered) romanı Almancaya çevrisinde başlığı Goodbye İstanbul (Güle güle İstanbul) olarak beliriyor. Ancak, her iki basımda da dağınık saçlı kadın resmiyle aynı kapak kullanılıyor: Türkçe: Almanca: 3. Dağıtım ve mevcudiyet Türk edebiyatının Alman kitap piyasasındaki Dağıtım ve mevcudiyeti yazarın popülaritesine bağlıdır. Orhan Pamuk ve Elif Şafak kitapları Almanya'daki kitapçıların çoğunda bulunmaktadır. Bu yazarların yeni kitapları promosyonlara tabi tutuluyor ya da vitrinlerde özel bir gösterime sunulabiliyor. Daha az bilinen yazarların kitaplarını raflarda bulmak daha zor oluyor. Ancak, Almanya‟da, bir çok küçük kitapçının uzmanlaştıkları alanlar olabiliyor. Buna Almanca çevirilerde uluslararası literatür alanını örnek verebiliriz. Bu kitapçıların raflarında Türk edebiyatının tanınmayan bir çok eseri bulunabiliyor. İstenilen Türkçe kitaplar kitapçılar aracılığıyla toptancılardan da sipariş edilebiliyor. Genellikle kitapçılar, müşteri tarafından talep edildiği kitabı bulmak için İnternetten genel bir kitap fihristinde (VLB, Verzeichnis Lieferbarer Bücher) araştırıyorlar. Bu endekste, KNV, Libri ve Umbreit gibi toptancılar söz konusu kitabın bulunabilirliği ve teslim koşullarını gösteriyor. VLB listeleri büyük ve küçük yayıncılara ait yaklaşık 1,4 milyon kitabı listeleyebildiği için Türk edebiyatına ulaşılabilir olduğu açıkça görülüyor. Bu tabii ki bizi bir başka konuya yöneltiyor: yukarıda belirtildiği gibi kitapların satışları toptancılar aracılığıyla gerçekleşirken, Kitapları basan ancak faaliyetlerini durduran küçük yayıncılar toptancılara istenilen kitapları yeniden basıma sokamıyor ya da satışa sunamıyor. Bir başka kısır döngü ise, küçük yayıncıların kitapları kısıtlı sayıda basabildiğidir. TEDA desteğiyle basılan kitaplar 500 kopyayı geçmiyor. Bunun sebebi ise TEDA‟nın basılan nüsha sayısı söz konusu olduğunda asgari şartlar uygulamamasından kaynaklanıyor. Sonuç olarak stokların sınırlı olması sebebiyle yayıncılar istediklerinden daha fazla kopyayı satışa sunamıyor. Bu durumda yeniden basımlar tek çare gibi görünüyor. Almanya‟da kitapçıların yanı sıra, online kitap satışı da günümüzde sıkça kullanılıyor. (2010‟da kitap © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 9 satışlarının %13,8‟i). 6 Kitapçılarda bulunmayan kitaplara, internet üzerinden kullandıkları ağ sayesinde ikinci el satan kitapçılardan artık kolaylıkla ulaşılabiliyor. Müşteri aynı zamanda www.zvab.de www.amazon.de ya da www.abebooks.de gibi internet üzerinden kitap satışçılarına kitap siparişi verebiliyor, kitapların mevcudiyetini öğrenebiliyor ve uygun fiyatlara satın alabiliyor. Stoklarda bulunmayan bir çok Türkçe kitaba Üniversite kütüphaneleri ve milli kütüphanelerde ulaşılabiliyor. Alman Milli Kütüphanesi (www.dnb.de) Türkçe kitapları arama olanağı sunuyor. Bir diğer kullanışlı arama olanağı olan, Karlsruher Virtueller Katalog 7 kullanıcıya kapsamlı üniversite kütüphaneleri, milli kütüphaneler ve amazon.de, abebooks.de, libri.de gibi ticari tedarikçilerin vb. (toplam 500 milyon kitap) veri tabanlarında arama yapmayı sağlıyor. 4. Eleştiriler ve Medya Türkçeden çevrilen Almanca kitaplar Almanya, İsviçre ve Avusturya‟daki günlük gazetelerinde eleştirel yorumlarla yer alıyorlar. Bu gazetelerden bir kaç örnek vermek gerekirse Die Zeit, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Neue Züricher Zeitung‟u sayabiliriz. Kitapların eleştirilmesi yayıncının pazarlamacısı ve halkla ilişkiler uzmanına da bağlı oluyor. Buna göre Hanser, Piper, ya da Unionsverlag gibi büyük yayın evlerininin kitapları daha çok eleştirilebilirken, Literaturca ya da Dagyeli küçük yayınevlerinin yayınladığı kitapların eleştirilme olasılığı daha az olabiliyor. Perlentaucher.de gibi internet siteleri Alman kitap piyasasındaki kitap eleştirilerinin bulunduğu, kolay erişilebilir ve kullanışlı bir veri tabanı sunuyor. Bu internet sitelerinde gazetelerde yer alan ve özetlenen eleştiriler bulunuyor. Ahmet Hamdi Tanpınar‟ın Saatler Ayarlama Enstitüsü üzerine yazılan eleştiriye bir göz atalım: Perlentaucher.de sitesinde özetler ve beş gazetenin linkini sunuluyor (Die Zeit, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Sueddeutsche Zeitung, Frankfurter Rundschau, ve Neue Zürcher Zeitung). Aynı sayfada kullanıcılar kitapları satın alabilecekleri internet sitesine yönlendiriliyorlar. Yeni bir kitaba ulaşmak istiyorlarsa buecher.de sitesine, kullanılmış ya da yeni kitap isteyenler ise abebooks.de.8 sitesine yönlendiriliyor. Özellikle buecher.de sitesi kitabın tanıtıldığı sayfada tüm eleştirileri gösteriyor ve yazar, yayıncı ve kitap hakkında bir çok bilgiye yer veriyor.9 Almanca çevirinin kalitesi ve yazım stili de bazen eleştirmen tarafından yorumlanıyor. Belles-lettres çevirilerini hedef alan ve günlük 6 http://www.boersenverein.de/de/158446/Wirtschaftszahlen/158286, 12 Eylül 2011‟de erişildi. Ekonomik veriler: Börsenverein des deutschen Buchhandels. 7 http://www.ubka.uni-karlsruhe.de/kvk.html, 19 Eylül 2011‟de erişildi. 8 http://www.perlentaucher.de/buch/30432.html, 9 Ekim 2011‟de erişildi. 9 http://www.buecher.de/shop/buecher/das-uhrenstellinstitut/tanpinar-ahmet-h/products_products/content/prod_id/23798032/, 12 Ekim 2011‟de erişildi. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 10 gazetelerde yayınlanan eleştirilerin yanı sıra, diğer yazı türlerini hedef alan uzman enstitülerin kaleme aldığı eleştiriler de bulunmaktadır. Örneğin Eğitim ve Bilim Birliği, 2008 yılında, Julim dergisinde Türk-Alman iki dilli çocuk edebiyatı ile ilgili eleştiriler yayınlamıştır10. 5. Finansman ve Destek Ernst Reuter‟ın Kültürlerarası Diyalog girişimi çerçevesinde Alman Dışişleri Bakanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Goethe Kültür Enstitüsü, S.Fischer-Stiftung, ve RobertBosch-Stiftung ortak projeyle Türkçeden Almancaya yapılan başarılı tercümeleri iki büyük ödülle ödüllendiriyor : büyük ödül 7,500 € (avro) olarak belirlenirken, en iyi çıkış yapan çeviriye ise 5,000 € (avro) para ödülü belirlenmiştir. 2005 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından finanse edilen Türkçe Çeviri Projesi, TEDA Türkçe eserlerin diğer dillere çevirilerini sübvanse etmektedir. Bu yardımların büyük bir kısmı Almanca çevirilere ayrılmaktadır (162 kitap), Almancayı Bulgarca (108) ve Arapça (79) takip etmektedir. Türkçeden Almancaya çeviriler ayrıca AB Eğitim, Görsel-İşitsel ve Kültür Yürütme Ajansı tarafından da finanse edilebiliyor. 6. Çevirmenler Almanya‟da özel kanunlar ve yargı sayesinde çevirmenler Türkiye‟ye kıyasla çok daha iyi korunurken ve güvence altına alınırken, yayıncılar, Alman Federal Yargıtay (BGH) tarafından belirlenen ücretleri reddetme konusunda daha yaratıcı yollara başvuruyor ve bağlayıcı yasayı ihlal ediyorlar. Almanca Çevirmenler Derneği‟nin (VdÜ) bu uygulamalara karşı bir çok dava açmasına rağmen hakkettikleri başarıyı elde edememişlerdir. Çevirmenin bakış açısıyla bu durum aslında hiç de şaşırtıcı değil (örneğin Literaturca yeterli sayıda iyi çevirmen olmadığını iddia ediyor). En büyük sorun ise, adil ücret temelini ihlal eden çevirmen sayısının artmasıdır. Yayıncılar arasında profesyonelce bir davranış olarak görülmeyen bir başka konu ise, çevirinin kalitesini değerlendirecek editörlerin olmayışıdır. Çoğu zaman hedef dil sadece estetik kriterlerine göre değerlendiriliyor. 7. Almanya’da Türkçe öğrenimi Hiç şüphesiz Almanya Türkçe öğrenimi konusunda en çeşitli eğitim programını sunan ülkedir. Almanya‟daki iki üniversite (Bonn ve Mainz) Türkçeden Almancaya çeviri üzerine yüksek lisans derecesi sunuyor. Diğer ülkelerde benzer bir program sunulmuyor. 11 200810 http://www.ajum.de/html/j-j/pdf/0302_eur_tuerkei2.pdf Mainz University: http://www.uni-mainz.de/presse/28169.php ve Bonn Üniversitesi: http://www.ioa.uni-bonn.de/abteilungen/orientalische-und-asiatische-sprachen, 11 Ekim 2011‟de erişildi. 11 © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 11 2009 yıllarında başlayan Mainz Üniversitesindeki yüksek lisans programı çeviri alanında verilen eğitimin en kapsamlı olanıdır. Günümüzde Türk dili ve edebiyatı üzerine ilk ve ortaöğretim alanında eğitim programı sunan üç üniversite bulunuyor: Bunlar Essen, Hamburg, ve Münih Üniversiteleri. Bu özel programlar dışında Doğu çalışmaları bölümü olan bütün üniversitelerde Türkçe dersleri veriliyor (Johannes-Guttenber Üniversitesi-Mainz, Hamburg Üniversitesi, Johann-Wolfgang Goethe- Üniversitesi-Frankfurt am Main, Freie Üniversitesi-Berlin, Otto-Friedrich Üniversitesi-Bamberg, Georg-August Üniversitesi-Göttingen, Justus-Liebig Üniversitesi Gießen, Wien Üniversitesi). AB‟nin ERASMUS programı binlerce öğrencinin Türkiye‟ye eğitim amacıyla gelip Türkçe öğrenmesini sağlıyor. Doğrudan çeviriye etkisi olmasa da uzun vadede ERASMUS programının ne denli etkili bir program olduğu gözden kaçırılmamalıdır. İlk ve ortaöğretimde Türkçe eğitim programı, Almanya‟da yaşayan Türkler için anadilin öğrenimine (Muttersprachlicher Ergänzungsunterricht) destek olan bir program olarak da görülüyor. Bazı bölgelerde, İspanyolca, Portekizce, İngilizce gibi Türkçe de ikinci yabancı dil gibi öğretiliyor 12 . 2008 Şubatta T.C. başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya‟da Türk okullarının açıklaması gerektiğine dikkat çektiğinde, Alman meclisinin üyelerinden biri, sadece Türklere değil aynı zamanda anadili Almanca olan öğrencilere de yönelik olarak Türkçe derslerinin yabancı dil öğretimi şeklide ders programlarına ilave edilmesi önerisinde bulunmuştu. Almanya‟da her eyalette sertifika programları sunan ve Türkçe çevirmenlere sınav hazırlayan enstitüler bulunuyor (Staatliches Prüfungsamt). Belediyeye ait ve özel enstitülerde ise her seviyede Türkçe dersler veriliyor. 12 http://www.kmk.org/dokumentation/veroeffentlichungen-beschluesse/bildung-schule/allgemeinebildung.html, 11 Ekim 2011‟de erişildi © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 12 Kaynakça Zafer Şenocak http://www.tuerkischdeutsche-literatur.de/terra-incognitatuerkische-literatur-in-deutschland/articles/terra-incognita-tuerkische-literatur-indeutschland.html. 13 Eylül 2011‟de erişildi Karin E. Yeşilada (2011) http://www.tuerkischdeutscheliteratur.de/tuerkischdeutsche-literatur/articles/tuerkischdeutsche-literatur.html. 14 Eylül 2011‟de erişildi © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandrie - 2011 13