23 HAZIRAN 2015 2014 Raporu

Transkript

23 HAZIRAN 2015 2014 Raporu
YILLIK RAPOR
2014
Nu. 14
2015 Priştine
2
Sayın Kadri Veseli
Kosova Cumhuriyeti Meclis Başkanı
Priştine
Sayın Meclis Başkanı,
Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 135. maddesinin 1. fıkrasına ve Halkın Avukatı Kurumu
Yasası’nın 27. maddesinin 1 ve 2. fıkrasına dayanarak Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı
Kurumu’nun on dördüncü Raporunu sunuyorum.
Bununla birlikte bu Raporun Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nin Genel Kurulunda sunuşunun
yapılmasını ve bu rapor hakkında tartışmanın açılmasıyla ilgili talebi kabul etmenizi rica
ediyorum.
Saygılarımla,
Sami Kurteshi (Sami Kurteşi)
Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı
31 Mart 2015, Priştine
3
4
İçindekiler
Halkın Avukatı’nın Sözü ...................................................................................................................... 11
Genel Özet ............................................................................................................................................. 15
a. 2014 yılında insan hakları ve özgürlüklerin durumuna genel bakış ................................. 15
b. Bu Raporun yapısı ve içeriği .................................................................................................. 17
c. Tamamlama yerine.................................................................................................................. 27
Birinci Bölüm......................................................................................................................................... 29
Halkın Avukatı Kurumu ................................................................................................................. 29
1.1.
Halkın Avukatı Kurumu’nun Görev Süresi .............................................................. 29
1.2.
Halkın Avukatı Kurumu’na Erişim ............................................................................ 31
1.3.
Uluslararası anlaşmaların ve belgelerin uygulanması ................................................ 32
İkinci bölüm ........................................................................................................................................... 35
Birinci kısım – İnsanın temel hak ve özgürlükleri ....................................................................... 35
2.1.
Yaşam hakkı ................................................................................................................... 35
2.1.1. Mahkemelerde işlev bozukluğunun, özellikle gecikmelerin sonuçları .............. 35
2.1.2. Soruşturmaların eksiklikleri veya gecikmeleri ....................................................... 36
2.2.
İnsan onuru ve kişisel bütünlük .................................................................................. 37
2.2.1. İnsan onurunun ezilmesi ......................................................................................... 37
2.2.2. Kişisel bütünlük ........................................................................................................ 38
2.3.
Özgürlük ve güvenlik hakkı ......................................................................................... 39
2.4.
İşkencenin durdurulması .............................................................................................. 40
2.4.1. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin kaldıkları yerlerin ziyaretleri
..................................................................................................................................... 40
2.4.2. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin şikâyetleri ........................... 41
2.4.3. Şartlı tahliye ............................................................................................................... 41
2.4.4. Sağlık Hizmetleri....................................................................................................... 42
2.4.5. Aşırı kalabalık ............................................................................................................ 43
2.4.6. Ruh sağlığı kurumları ............................................................................................... 45
2.4.7. İşkenceyi önleme ulusal mekanizma çalışma grubu ............................................ 46
2.5.
Dolaşım Özgürlüğü....................................................................................................... 47
2.5.1. Dolaşım Özgürlüğü Anlaşmasının Uygulanması ................................................. 49
2.5.2. Kuzey Kosova’da Dolaşım Özgürlüğü ................................................................. 49
2.5.3. AB’ne Seyahat ........................................................................................................... 51
2.6.
Mahremiyet Hakkı......................................................................................................... 52
2.6.1. Sağlıklı bir çevre hakkı ve ikamet hakkı ................................................................ 52
2.6.2. İletişim araçlarının kontrolü ve dinlenmesi .......................................................... 53
2.7.
Evlenme ve aile hakkı ................................................................................................... 53
2.7.1. Sosyal çalışma merkezlerinin rolü .......................................................................... 54
5
2.7.2. Nafaka Ödemeleri ile ilgili sorunlar ....................................................................... 55
2.8.
İnanç, vicdan ve din özgürlüğü ................................................................................... 56
2.8.1. Kültürel mirasların ve mezarlıkların korunması ................................................... 57
2.8.2. Kamunun bilgilendirilmesi ve dinler arası işbirlik ............................................... 57
2.8.3. Kosova’da dini toplulukların durumu ................................................................... 57
2.9.
İfade özgürlüğü.............................................................................................................. 59
2.10. Medya özgürlüğü ........................................................................................................... 60
2.11. Örgütlenme özgürlüğü ................................................................................................. 61
2.12. Toplanma özgürlüğü ..................................................................................................... 63
2.12.1.
Rektörlük önünde üniversite öğrencilerinin protestoları (gösterileri) .......... 63
2.12.2.
Kamu kuruluşları eski çalışanlarının protestoları ............................................ 64
2.12.3.
Sivil toplum özrgütlerinin protestoları.............................................................. 64
2.12.4.
Savaş Gazileri Örgütü Protestoları .................................................................... 64
2.13. Oy kullanma hakkı ........................................................................................................ 65
2.13.1.
Kosova Cumhuriyeti’ndeki meclis seçimlerinin gözlemlenmesi ................... 66
2.13.2.
Sakin geçen bildirilmemiş seçim kampanyası .................................................. 66
2.13.3.
Seçimlerin düzenlenmesi .................................................................................... 66
2.13.4.
İhlallerle ilgili kaydedilen somut vakalar ........................................................... 66
2.14. Mülkiyet hakkı................................................................................................................ 68
2.14.1.
Belediyelere karşı şikâyetler ................................................................................ 69
2.14.2.
Kosova Özelleştirme Kurumuna karşı şikâyetler............................................ 69
2.14.3.
Kosova Mülkiyet Kurumu.................................................................................. 72
2.14.4.
Kamu Kurumlarına ve KEDTŞ’e karşı şikâyetler .......................................... 74
2.15. Eğitim Hakkı .................................................................................................................. 75
2.15.1.
Üniversite öncesi eğitim...................................................................................... 75
2.15.2.
Üniversite eğitimi ................................................................................................. 76
2.15.3.
Engelli çocukların eğitim hakkı.......................................................................... 77
2.15.4.
Engelli çocukların eğitimi ile ilgili şikâyetler .................................................... 77
2.15.5.
EBTB’na karşı re’sen vakası ............................................................................... 78
2.15.6.
Aşkali topluluğu temsilcilerinin şikâyeti ........................................................... 79
2.16. Çalışma ve mesleği icra etme hakkı ............................................................................ 80
2.16.1.
HAK tarafından kayıt altına alınmış şikâyetler ................................................ 80
2.16.2.
İşte korunma ve emniyet .................................................................................... 80
2.17. Kamu belgelerine erişim hakkı .................................................................................... 81
2.17.1.
Kamu Belgelere Erişim Yasası’nda eksiklikler................................................. 81
2.17.2.
Sorumlu kurumların yanıtlama süreleri ve gecikmeler ................................... 82
2.17.3.
Mahremiyet ve kişisel bilgilerin korunması ...................................................... 83
2.17.4.
Kamu belgelerine erişim ile ilgili gerekçesiz redler ......................................... 83
2.17.5.
Anayasa tasarısı hazırlık çalışmaları ................................................................... 84
6
2.18. Yaşam ortamı ile ilgili sorumluluk .............................................................................. 85
2.18.1.
Hava kirliliği.......................................................................................................... 86
2.18.2.
Su kirliliği............................................................................................................... 86
2.18.3.
Tarıımsal arazilerin ve ormanların hasarı ve yokoluşları ................................ 87
2.18.4.
Alan planlaması .................................................................................................... 87
2.18.5.
Atık yönetimi sorunları ....................................................................................... 88
2.18.6.
İnsan sağlığı üzerindeki çevre kirliliğinin etkisi ............................................... 88
İkinci kısım - Ayrımcılık .................................................................................................................. 89
2.19. Yasalar önünde eşitlik ................................................................................................... 89
2.19.1.
Yasaların uyguşanabilirliği .................................................................................. 89
2.19.2.
Çalışma hakkı ve yaş ayrımcılığı ......................................................................... 90
2.19.3.
Engelli kişiler (EK) .............................................................................................. 90
2.19.4.
Yasal altyapı ve onun pratikte uygulanması ..................................................... 90
2.19.5.
Kamu okullarında EK eğitim koşulları ............................................................. 92
2.19.6.
EK dolaşımlarının sınırlandırılması ve engellenmesi ...................................... 92
2.19.7.
Eğitim hakkı ......................................................................................................... 92
2.19.8.
Kosova Yargıtay Özel Dairesi (KYÖD) .......................................................... 93
2.19.9.
Barınma sorunu.................................................................................................... 94
2.20. Cinsiyet eşitliği ............................................................................................................... 95
2.20.1.
Çalışma ve karar verme hakkı ............................................................................ 95
2.20.2.
Mülkiyet ve miras hakkı ...................................................................................... 96
2.20.3.
Mülkiyet ve miras hakkına ilişkin şikâyetler ..................................................... 96
2.20.4.
Sağlık hakkı ........................................................................................................... 96
2.20.5.
Aile içi şiddet ........................................................................................................ 97
2.20.6.
Kadınlar ve kızlar, savaş esnasında cinsel şiddet mağdurları ......................... 97
2.21. Çocuk hakları ................................................................................................................. 98
2.21.1.
Ebeveyn görevlerini yerine getirmeyen ebeveyn ile çocuğun iletişimi ......... 98
2.21.2.
Çocukların eğitim hakkı ...................................................................................... 99
2.21.3.
Okullarda şiddet ve güvenlik .............................................................................. 99
2.21.4.
İnsan ticareti – mağdur .çocuklar ....................................................................100
2.22. Sağlık ve sosyal haklar.................................................................................................102
2.22.1.
Eksik sağlık hizmetleri ve suistimal şüpheleri................................................102
2.22.2.
Sağlık alanının genel değerlendirilmesi ...........................................................102
2.22.3.
Sağlık sistemi ile ilgili insanların şikâyetleri ....................................................103
2.22.4.
Sosyal Güvenlik..................................................................................................104
2.22.5.
Sosyal yardımlarla ilgili somut vakalar ............................................................104
2.22.6.
Sosyal barınma ile ilgili talepler ........................................................................105
2.22.7.
ÇSGB bakanının yasalara aykırı kararları .......................................................106
2.23. LGBT toplumunun hakları ........................................................................................107
7
2.24. Dillerin Kullanımı .......................................................................................................109
2.23.1.
Dilin kullanımı ile ilgili sunulan şikâyetler ......................................................109
2.23.2.
Merkezi ve yerel düzeyde dilin kullanımı .......................................................110
2.23.3.
Resmi dillerde tercüme sorunları .....................................................................111
2.23.4.
Kamu yönetimlerinde resmi dillere saygı gösterilmemenin sorunları ve
sebepleri ..............................................................................................................................112
2.23.5.
Belediyelerde farklı dillerdeki elektronik bilgilendirme sorunları ...............112
2.23.6.
İyi örnek – şahsi adın kayıt hakkının uygulanmasının iyileştirilmesi ..........113
2.23.7.
Diller Komiserliği Bürosu ................................................................................113
2.24. Toplulukların ve ona ait olanların hakları ................................................................114
2.24.1.
Mültecilerin ve yerinden edilmişlerin Kosova’ya geri dönüşleri .................115
2.24.2.
Güvenlik durumu ve münferit olaylar ............................................................116
2.24.3.
Azınlık topluluklarına ait olanların eğitimleri.................................................118
2.24.4.
Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumu.........................................120
2.24.5.
İktidarın merkezi ve yerel kurumlarında istihdam temsilciliği ....................121
Üçüncü kısım ..................................................................................................................................122
2.25. Hakların yasal korunması ...........................................................................................122
2.25.1.
Genel anlayışlar ..................................................................................................122
2.25.2.
Mahkemelerle ilgili vatandaşların şikâyetleri ..................................................123
2.25.3.
Dosyaların yerleştirilmesi esnasında yargı süreçlerinde gecikmeler ............123
2.25.4.
Mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının süreaşımları ........................124
2.25.5.
Kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmamaları ..................................124
2.25.6.
Vatandaşların şikâyetleri ile ilgili başka durumlar..........................................125
2.25.7.
Kosova Yargı Kurulu’na karşı şikâyetler ........................................................126
2.25.8.
Mahkeme harçları ile ilgili İşçi Sendikası’nın şikâyetleri ...............................126
2.25.9.
Graçaniça Şubesi Asliye Mahkemesi’nde yargıç eksikliği.............................126
2.25.10. Hakların yargısal korunması ile ilgili Halkın Avukatı’nın tespitleri ............127
2.26. Adil ve tarafsız yargılanma hakkı ..............................................................................128
2.27. Sanığın hakları ..............................................................................................................131
2.28. Hukuki yardım konusunda haklar.............................................................................133
2.28.1.
HAK’na sunulan bireysel vakalar ....................................................................134
2.29. Halkın Avukatı’nın Anayasa Mahkemesi ile ilişkileri .............................................136
2.29.1.
Anayasa Mahkemesi Yasası’nın değişimi – sınırlamanın kaldırılması ........136
2.29.2.
Anayasa Mahkemesi’nde Cumhurbaşkanı Kararname referansı ................137
2.29.3.
Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile ilgili Hazırlık çalışmalarının bulunması....
..............................................................................................................................138
2.29.4.
Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması .........................................139
2.30. Savcılık tarafından HAK’na karşı yapılan yasalara aykırı soruşturmalar .............140
2.30.1.
Soruşturmaların başlatılması ile ilgili açıklamalar – kanıtlar ve vakanın
gerçekleri ..............................................................................................................................140
8
2.30.2.
Yasal dayanak .....................................................................................................142
2.30.3.
İş yerinde ilerlemeler hakkında soruşturma ...................................................143
2.30.4.
HAK’nun tespitleri ............................................................................................144
Üçüncü Bölüm ....................................................................................................................................147
HAK’nun İşbirlikleri ve faaliyetleri..............................................................................................147
3.1.
Yerel kurumlarla işbirlik .............................................................................................147
3.1.1. Yasa taslakları ve yönetmeliklere ilişkin yorumlar ve öneriler .........................148
3.1.2. Sivil toplum ile işbirliği ..........................................................................................150
3.2.
Uluslararası işbirliği .....................................................................................................151
3.2.1. Uluslararası görüşmelere katılım ..........................................................................151
3.2.2. Avrupa işbirliği ........................................................................................................153
3.2.3. Bölgesel işbirlik .......................................................................................................154
3.2.4. Kosova’da faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarla işbirlik ...........................154
3.2.5. Çeşitli uluslararası mekanizmalarla olan ilişkiler ................................................155
3.3.
Medya ile iletişim .........................................................................................................156
3.4.
Çocuk hakları biriminin faaliyetleri ...........................................................................157
3.5.
Ayrımcılığa karşı faaliyetler ........................................................................................162
3.6.
HAK çalışanları ...........................................................................................................164
3.7.
HAK’nun bütçesi ........................................................................................................164
3.7.1. Kosova bütçesinden HAK’nun finansmanı .......................................................165
3.7.2. HAK’nun bütçesinin son şekli ve 2014 yılı giderlerinin gerçekleştirilmesi ....166
Tablo 5: 2014 yılı Bütçe harcamalar........................................................................................166
3.7.3. bağışçılar tarafından yapılan HAK finansmanı ..................................................166
3.7.4. Sonuç ........................................................................................................................166
Dördüncü Bölüm ................................................................................................................................169
HAK’na bildirilen vakalarla ilgili istatiksel özet .........................................................................169
4.1.
HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler ...................................169
4.1.1. Mahkemelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler.....................................171
4.1.2. Bakanlıklara karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler .......................................171
4.1.3. Belediyelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler .......................................172
4.1.4. Yabancı mercilere ve gerçek kişilere karşı şikâyetler .........................................172
4.1.5. Sonuç ........................................................................................................................172
4.2.
2014 yılında vakaların istatiksel sunumu ..................................................................173
4.3.
İstatistiklerin grafiksel sunumu..................................................................................181
Kısaltmalar.......................................................................................................................................186
9
Tablolar Listesi
Tablo 1: HAK’nun yorumlarda ve tavsiyelerde bulunduğu belgelerin listesi ............................................. 149
Tablo 2: Çeşitli uluslararası örgütler tarafından gönderilen raporların listesi ........................................... 155
Tablo 3: İletişim araçlarına göre 2014 yılı esnasında HAK’nun iletişim araçlarına katılımları ............. 157
Tablo 4: Bütçe talebi ve 2014 yılı için onaylanan bütçe .......................................................................... 165
Tablo 5: 2014 Bütçe harcamaları.......................................................................................................... 166
Tablo 6: 2014 yılında vatandaşlar tarafından HAK’na sunulan şikâyetler ........................................... 174
Tablo 7: 2014 yılında HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler ................................. 174
Tablo 8: 2014 yılında HAK nda soruşturması açılan vakalar ............................................................. 175
Tablo 9: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak incelenen vakalar ................................. 176
Tablo 10: 2014 yılında HAK tarafından kapatılan vakaların genel toplamı ........................................ 176
Tablo 11: HAK tarafından soruşturulan bireysel sorumlu yetkililer....................................................... 179
Tablo 12: Sorumlu yetkili mercilerin HAK yazılarına yanıt verme eksiklikleri ..................................... 180
Tablo 13: HAK’nun geçici tedbirleri için öneri içerikli raporlar ve talepler ........................................... 180
Tablo 14: HAK tarafından incelenen vakalarda raporlardaki tavsiyelerin uygulanmaları ...................... 181
Şekiller Listesi
Şekil 1: 2014 yılında HAK’na bildirilen şikâyetlerin İncelenmesi .......................................................... 181
Şekil 2: 2014 yılında HAK’na bildirilen vatandaşların etnik kökenleri ................................................ 182
Şekil 3: 2014 yılında HAK’na bildirilen cinsiyete dayalı vatandaşların şikâyetleri ................................. 182
Şekil 4: 2014 yılında HAK’na bildirilen sorumlu kişilerin şikâyetleri ................................................... 183
Şekil 5: 2014 yılında soruşturma için açılan vakalara göre vatandaşların etnik kökenleri ...................... 183
Şekil 6: HAK tarafından soruşturulan vakalarda sorumlu yetkililer ...................................................... 184
Şekil 7: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak soruşturulan vakalar .............................. 184
Şekil 8: 2014 yılında HAK tarafından kapanan vakalar ..................................................................... 185
Şekil 9: HAK tarafından soruşturulan vakalarda raporlardaki tavsiyelerin
uygulanmaları………………………………………………………………………...... ….. 185
10
Halkın Avukatı’nın Sözü
Halkın Avukatı’nın Anayasal rolü “kamu
otoriteleri tarafından yapılan veya yapılmayan
yasadışı ve düzensiz eylemlerden bireylerin
haklarını korumak ve denetlemektir.”1 Mademki
Halkın Avukatı, inceleme yetki sahibi olan tüm
durumlarda bireyler ve birey grupları tarafından
sunulan şikayetlerin soruşturmasını yapması
sebebiyle O, onların sorunlarını çözmek için
mevcut tüm hukuki yolların tükendiği
durumlarda şikayetçilerin son umudunu temsil
etmektedir.
Bu gerçek Halkın Avukatı’nın kendi yetkilerini
mümkün olan en yüksek seviyedeki bütünlük ve
sorumluluk içinde yapmasını gerekli kılar. O, vatandaşların şikayetlerinin çözümünü
isteyerek, hatta ısrar ederek onları yetkililere iletmesi gerekir, hatta bazı durumlarda
yetkililerin ihlalleri konusunda da kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir. Ancak bağımsız bir
kurum olarak Halkın Avukatı, ayrıca kamu makamları aleyhine yapılan eleştirilerin ve
şikayetlerin asılsız ve hukuki liyakatı olmadığı sonucuna vardığında bu mekamları da korur.
Bununla beraber her ne kadar önemli olsa da Halkın Avukatı Kurumu, diğer kamu
kurumlarıyla işbirliği yapmadan ve bağlantı kurmadan vatandaşların hizmetinde işlerini
gerçekleştiremez, b u da iki sebepten dolayıdır.
Birincisi bireysel vakalarda farklı ihlallerin ele alınması ve çözülmesi Halkın Avukatı’ndan
ziyade daha çok sorumlu kamu makamlarının işidir, çünkü makamların kendileri Kosova
Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilen yasaları uyugulayanlardır ki bunlar temelde
vatandaşların oyları racılığıyla tüm vatandaşların birlikte ve ayrı ayrı belirtilen isteklerini
teşkil ederler.
İkincisi ise tüm geniş faaliyet alanına rağmen Halkın Avukatı için yürütme gücü ve
yaptırımlardan yoksundur. Bu nedenle Halkın Avukatı, kamu makamlarının insan hak ve
özgürlüklerine saygı konusunda bilinçli olmadığı sürece bu makamlardan insan hak ve
özgürlüklerine saygı göstermelerini zorlayamaz. Vatandaşlar ve kamu makamları arasında
arabulucu kurum olarak Halkın Avukatı, kendi yapıcı önerileri ile sadece ahlaki otorite ve
itaat yoluyla olumlu değişiklikler talep eder. Bu rolü Venedik Komisyonu şu sözlerle
1
Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 132. Maddenin 1. Fıkrası.
11
vurgulamıştır: “Ombudsman kurumlarının başarısının anahtarı hukuk ve adalete dayalı
gerekçeye dayanarak ikna gücündedir.”2
Bu sebeptendir ki insan hakları konusunda kamu makamlarının bağlılığı -özellikle de
onların bilgilendirme ve belgeleri temin etme taleplere yanıt vermeleri, aynı zamanda
Halkın Avukatı tarafından yapılan soruşturmalar sonucunda ortaya çıkan önerileri
uygulamaları konusunda hazır olmaları- Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı yapılan
hizmete yönelik Halkın Avukatı Kurumu’nun başarısı için vazgeçilmezdir.
Özellikle bu alanda özellikle de en yüksek düzeydeki kamu makamlarının performansı
arzulanan bir şey olduğu Halkın Avukatı tarafından gözlenmiştir. Kosova Cumhuriyeti
Anayasası “Kosova Cumhuriyeti’nde yasal yetkiye sahip olan her kurum, kuruluş veya
başka makam Halkın Avukatı taleplerine yanıt verme ve onun talep ettiği her bilgi ve
belgeyi ona sunma yükümlülüğü vardır.” sözleriyle çok açık bir şekilde bunu
belirlemektedir. Ancak çok açık olan bu Anayasal yükümlülüğe rağmen Halkın Avukatı bu
yıl süresince işbirliği yapma veya ülke vatandaşları tarafından sunulan meşru sorunlarınının
adreslenmeleri için bir dizi kurumlar tarafından başarısız işbirliği veya reddedilmelerle
karşılaşmıştır. Bu da iyiyye işaret değildir! Burada en yüksek düzeydeki kurumlardan
bahsedilmektedir.
Her nasıl hitap edersek devlet veya kamu yönetimindeki tüm karar verme süreci prensipte
başlı başına olağanüstü çok uzund ve karmaşıktır. Kosova bu konuda bir istisna değildir.
Çoğu durumlarda fonksiyonel bir benzerlik ile veya onsuz çoğu kurumlarda yasaları ve
önerileri uygulama ve kararları alma konusunda yasal sorumluluğu elinde olan açık bir
şekilde yetkili kişilerin belirlenmesi sisifos bir iştir. Bu durumda şahsen idari çalışanlarının
faaliyetleri veya faaliyetsizlikleri konusunda üstün kurumlara karşı hesap vermeleri ve bu
üstün kurumların çokluğu yasal ve ahlaki sorumluluğun belirlenmesini daha da
zorlaştırmaktadır.
Yasal sorumluluğun belirlenmesi zorluğu özellikle idari bir yordam henüz oluşturmayan ve
büyük ölçüde idari bir sistemi ve koordinasyonu olmaması sebebeiyle muzdarip olan
gelişmekte olan ülkelerin bir özelliğidir ve bu yerlerde her zmana kaybeden vatandaşın
kendisi olur. Ancak Kosova’nın da yer aldığı yeni ülkelerdeki bu eksiklik her zaman
Kosova’yı takip edemez. Özellikle de bu eksiklerin tespit edildiklerinde ve onların
düzeltilmesi kolay olduklarında. Biz bir devlet olarak çocukluk dönemini geçtik.
Sorumluluğu bireysel ve kolektif, özel ve kurumsal gibi tüm eylemleri yasal, kişisel ve
kolektif kategoriye sokmamız gerekir. Kosova Cumhuriyeti’nde her zaman olmasa da
devlet yetkilerinin anayasal ayrımı çoğu zaman tüm taraflarca yanlış yorumlanır. Bu
makamların ayrılması ve bağımsızlığı, bireyin gücüne bağlı olarak bazen mutlak ayrılık
olarak yorumlanmıştır veya hala bu şekilde yorumlanmaktadır, bazen de gösteriliş için
ayrılık yapılmaktadır. Ne biri ne de diğeri sonuçları getirmemiştir. Bu ayrılığın ne kendisi
2
CDL-AD 2007 020 – Kazakistan'da halkın Avukatı Kurumu’nda olası reform üzerine düşünceler.
12
için ne de soyut kategori amacı içindir. Bu ayrılığın temelde açık ve belirli amacı vardır:
güçler ayrılığı vatandaşın, egemenliğin, insan hak ve özgürlüklerin işlevinde olmalıdır.
Şu açıktır ki ister yerel düzeyde ister de merkezi düzeyde olsun kamu yönetimi toplumun
talepleriyle, şikayetleriyle ve kaygılarıyla yüzleşendir. Kamu yönetimi toplum ve bireye
ilişkin devletin yüzüdür. Öyle ki ona karşı sadece bir acil talep mevcuttur: onun
vatandaşilara ilşkin faaliyetleri esnasında onun şeffaf, çağdaş, verimli, etkili, samimi, parti
dışı ve genel olması gerekir. Bu anlamda hükümet ve mekanizmaları kamu yönetimi için
elverişli koşulları ve iş motivasyonunu yaratmaları zorunludur.
Kamu yönetimin çalışması sağlıklı ve çağdaş bir yönetim profesyonel etik ile desteklenmesi
gerekir. Çağdaş ve genel kamu yönetiminin profesyonel etiği, kurumun karmaşık karar
almasına ilişkin pratik akıl ve bilgelikle desteklenir. Özellikle bu anlamda kamu
yönetiminin profesyonel etiği tüm devlet otoritesi şekilleri için birincil öneme sahiptir.
Profesyonel bir etiğin eksikliği ve yasal ve ahlaki sorumluluktan kaçma farklı şekilde ortaya
çıkan olağanüstü olumsuz sonuçların onu takip etmesine neden olur. Kamu yönetimi
faaliyetlerinin en olumsuz şekilleri olan yolsuzluk, rüşvet, sorumsuzluk, ihmalkarlık veya
herhangi tür önyargı bir toplumsal örgütlenmenin siyasi çekirdeğini ihlal eder. Kamu
yönetiminde dile getirilen bu fenomenler sağlıklı bir toplumsal topluluğun en büyük
sorununu teşkil eder ve bireylere uygun hizmetlerin sunulmamasına neden olur ya da onun
şeffaf evrensel ölçütlerlei yasallık, ayrımcılık yapmama veya liyakata dayanılıp
değerlendirilmemesine değil de onun siyasi sistemi yozlaştırma gücüne ve becerisine
dayandırılır.
Bir hukuk devleti içinde demokratik kültürlü bir kamu yönetimi ne siyasetin hukuki
etkinliğinden ne de yargının siyasi etkinliğinden muzdarip olmamalıdır. Ayrılık sınırının
istisnasız saygı gösterilmesi gereken demokratik şekilde yasal norm olduğu ve ayrı güçlerin
bu aşırı saldırgan eylemleri, kurumsal ve yasal etkileşim ile bir demokratik kültür içinde
mutlaka eritilmeleri gerekir.
Bu anlamda bireysel veya kolektif istemler neticesinde başlatılmış olan yönetim
faaliyetlerinin kamu süreci olduğu çağdaş devlet yönetiminde, gerekli olması durumunda
adli inceleme tabi tutarak o bu eylemler için düzenlilik ve yasallık güvencesi vererek onu
başlatanlara güvenliği sağlaması zorundadır. Adli incelemenin bir kamu süreci olarak
yönetimin bir parçası olduğu sadece bu tür bir birleşme demokratik bir toplumda sosyal
olarak kabul edilebilmiş ve kurumsal açıdan uygulanabilir adaletli yargınını ve yönetimin
tamamlayıcı veya tamamlanmış rolünü garantiler. Ve sadece kamu yönetiminin adli
incelemesinin kamu yönetimine karışma olarak algılanmadığı, bunun sadece onun ayrılmaz
bir parçası olarak kabul edildiği toplumlarda hukuki güven, yönetim sürecinde insan hak
ve özgürlüklerine saygıdan bahsedebiliriz. Bu amaca ulaşmak için burada yargıya veya birey
olarak yargıçlara herhangi bir şekilde müdahale veya girişimin yapılmaması sadece
istenmemektedir, ayrıca adaletin yargısal bölümünün devlet yönetim faaliyetinin bir
13
devamı olduğuna dair bir anlayış kültürü politikasınınn var olması istenmektedir. Bu bir
parçası olmasını istedğimiz Avrupa tarafından da bugün, yarın ve ileride bizden istenen
yükümlülüktür. Eğer biz Avrupa’nın kurumsal adaletin bir parçası olmasını istiyor isek o
zaman bu aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de istediğidir.
Öyle ki bu Raporun asıl mesajı mutlaka Kosova Cumhuriyeti^ndeki tüm kamu
makamlarının ve kamu yetkisini kullanan kuruluşların Halkın Avukatı’nın taleplerine yanıt
vermeleri ve onun ister bu Raporda, ister de diğer yıllık veya özel raporlarında yer alan
bulgularını ve önerilerini dikkate almaları doğrultusunda Halkın Avukatı’nın telebidir.
Halkın Avukatı Kurumu, Diğer kurumlarının performansının değerlendirmesini de yaptığı
yüksek adalet standardına sadık kalmaya çalışarak demokrasi ve hukukun üstünlüğü
ilkelerine olan bağlılığını sürdürmektedir. Bu Anayasa ve yasa ile belirlenmiş Halkın
Avukatı ile diğer kamu makamları arasında kurumlar arası işbirliği şeklidir.
Aksi takdirde eğer kurumlar arası işbirliği ve yasaya saygı başarısız olursa o zaman sadece
Halkın Avukatı değil tüm sistem güçsüz kalır.
14
Genel Özet
a. 2014 yılında insan hakları ve özgürlüklerin durumuna genel
bakış
Halkın Avukatı bu rapor aracılığıyla Anayasa ile belirlenen yıllık geleneğe uygun olarak,
Kosova Cumhuriyeti Meclisine ve halkın doğrudan temsilcilerine, geçen yıllda insan hakları ve
özgürlüklerinin korunması, saygı gösterilmesi ve geliştirilmesi hakkında bilgi vermektedir, aynı
zamanda bu yıl süresince ve gelecek yıllara ilişkin bu durumların iyileştirilmesi için ilgili
kurumlara öneriler sunmaktadır.
Halkın Avukatı’nın yıllık raporu bütün kamu kurumları için “Kosova Cumhuriyeti’nin
vatandaşlarının ülkesi olduğunu” ve “kendi vatandaşlarının ve sınırları içinde olan tüm
bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı göstererek kendi üstünlüğünü icra eder” (Anayasa,
madde 1, fıkra 2). Diğer bir deyişle insan haklarına saygı göstermek diğerleri arasında günlük
siyasetin ortak çıkarları karşısında feda edilebilen veya gözardı edilebilen basit bir amaç
değildir. Anayasaya göre insan hak ve özgürlüklerine saygı ülkemizin temelini – esasını teşkil
etmektedir.
Eğer bir ülke inşa edildiği temeller üzerinde güçlü değilse o zaman bu ülkenin durumu ciddi
sayılır. Halkın Avukatı yıllık son sözünde Kosova ülkesinin insan hak ve özgürlüklerine saygı
konusunda başarısız olduğu sonucuna varmıştır. Halkın Avukatı Kurumu (HAK)’nun 2014
yılında yapmış olduğu tüm faaliyetleri konusunda genel bir bakış sunan bu rapor aynı zamanda
bu sonuçla ilgili ayrıntılı kanıt da sağlamaktadır.
Tabii ki, hiçbir ülke mükemmel değildir, bu nedenle demokratik ülkeler de bazen insan hakları
alanında hata yapabilirler. Bu ülkelerde anayasal ve yasal yükümlülüklerinin başarısızlık
durumu gerçekten nadir ise o zaman bu küçük siyah noktalar onların en etkili bir biçimde
insan haklarını koruma, saygı gösterme ve geliştirme konusunda temizce ve sürüstçe yapmış
oldukları özverilerine ve isteklerine hiçbir şekilde gölge yaratmaz.
Ne yazık ki Kosova ülke durumu tam terstir. Bu raporda da açıkça kanıtlandığı gibi Kosova
Cumhuriyeti’nde ülke kurumlarının insan hakları ile ilgili kendi yükümlülüklerini yerine getirme
konusunda harekete geçtiği durumlar oldukça nadirdir, oysa bu doğrultuda art arda yapılan
başarısızlıklar kurumsal ihmal ve sorumsuzluk konusunda sonsuz bir mozaiği oluşturmak için
birleşen yüzlerce küçük tabakalar gibidir. Bu Raporun asıl amacı çekincesiz veya yapay
yumuşatma yapmaksızın Kosova’daki insan hakları konusunda ağır duyrumu ortaya koymaktır.
Diğerlerinden izole edilmiş olan başarısızlığı incelemekle ayırt edilemez olan bu durum sadece
bütün başarısızlıklara ve bir dizi ülke kurumlarının insan hak ve özgürlükleri konusunda
tekrarlanan çeşitli ihlal modellerine geniş bir yelpaze çerçevesinde birden bakıldığında açık ve
net bir halde görülür.
Yasama alanında bu Rapor, Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nin başarısızlıkları konusunda
örnekler verir, aynı zamanda Halkın Avukatı’nın insan hak ve özgürlüklerine etki eden yeni
yasaların kabulü veya var olan yasalarda değişikliklerin yapılmasıyla ilgili önerileri içerir. İnsan
haklarıyla ilgili Meclisin bu başarısızlığı geçen yılda Halkın Avukatı’nın raporunun genel
kurulda tartışılmamasına ait durumu göz önünde bulundurursak daha da endişe verici bir hal
alır. Başka bir başarısızlık da Haziran 2014’ten itibaren yeni Halkın Avukatı’nın seçilmemesi
teşkil eder. Tabi ki burada Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun HAK ile işbirliği
konusundaki uğraşılarını vurgulamak kayda değerdir.
15
Şunu da belirtmekte yarar vardır o da bütün bu başarısızlıklar daha önemli olan bir diğer
başarısızlıkla sıkı bağlı olmasıdır: 2014 Haziran seçiminden sonra yeni yasama meclisini
oluşturmadaki başarısızlık. Bu rapor, altı ay süren siyasi çıkmazın siyasetin ve yargının
başarıslığına tanıklık eden sadece gülünç bir durumun olmadığını ortaya koymaktadır. Siyasi
çıkmaz, altı ay boyunca Halkın Avukatı tarafından birkaç yılı sırayla önerilen bir dizi yasal
reformları ve diğer önerileri ele alınmasını bir kenara bırakarak insan hak ve özgürlükler için
de ağır bir darbe tesirindeydi. Yasamanın bir yıllık başarısızlığından sonra Halkın Avukatı, bu
raporda farklı konular altında ele alınan bu önerilen reformların ve yapılan önerilerin yeni
yasama Meclisi tarafından değerlendirilmesini ve gecikmeden uygulanmasını beklemektedir.
Hatta 2014’te daha ciddi bir durum hem ulusal hem de yerel düzeyde yürütme başarısızlığıydı.
Bu rapordaki veriler 2014 yılında olduğu gibi önceki yıllarda da Halkın Avukatı’nın taleplerinin
ve önerilerinin reddedilmeleri veya tam başarıszlık olarak sonuçlanmaları, Cumhurbaşkanın,
eski Başbakanın, şimdiki Başbakanın ve eski ve yeni farklı hükümet Bakanların da dâhil olmak
üzere ülkenin en yüksek mercileri arasında yaygın bir kronik hastalık olmaya devam etmekte
olduğunu kanıtlamaktadır. Halkın Avukatı ile işbirliği yapılmaması veya reddedilmesi Kosova
Cumhuriyeti Anayasası’nın doğrudan ihlalidir, ki bu Anayasada çok açık bir şekilde der ki
“Kosova Cumhuriyeti’nde yasal yetkiye sahip her kurum, kuruluş veya başka merci Halkın
Avukatıi’nin taleplerine yanıt verme zorundadır ve yasalara uygun olarak gerekli olan tüm bilgi
ve belgeleri sunma zorundadır.” (132. madde, 3. fıkra). Ayrıca Halkın Avukatı Yasası’na
istinaden yanıt verme konusunda yapılan başarısızlıklar veya reddedileler onun “işine engel
olma olarak nitelendirilir”. Bu standarda dayanarak Halkın Avukatı tarafından yapılan
soruşturmaların Kosova Cumhuriyeti’nde en yüksek yürütme yetkilileri tarafından
engellenenlerin sayısı demokratik bir toplum için açıklanamaz.
Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı “Kosova halkının birliğini temsil eden ülkenin başı”
(Anayasa’nın 83. maddesi) Halkın Avukatı ile işbirliği yapmayı reddetmiştir ve reddetmektedir,
bu da son derece kaygı verici bir durumdur.
Aynı şekilde şimdiki Başbakanın ve ona bağlı olanların da işbirliği yapmama durumu bir o
kadar hayal kırıklığı yaratmaktadır. Fakat Sayın Mustafa’nın başbakan adayı sıfatıyla yapmış
olduğu açılış konuşmasında “Hükümet, siyasi gündemin üst kısmına insan haklarını
koonumlandıracaktır” ve “Halkın Avukatı’nın önerilerinin yeterince ele alınmasını
sağlayacaktır” sarfettiği sözlerindeki vaatlerin gerçek olup olmadığını göreceğiz.
İnsan hakları konusunda yargının durumu aynı şekilde son derece kaygı verici olmaya devam
etmektedir ve iyileştirilmesi için umut yoktur ve insan hak ve özgürlüklerini savunma
doğrultusundan ihlal edilme doğrultusuna doğru dönüştürülmektedir, bu da hukukun
üstünlüğü olan bir adalet sisteminde vatandaşların güven kaybına neden olmaktadır. Kosova
Cumhuriyeti birçok yargı sorunlarına, ülke genelinde yargının işlevsizliği, medeni ve ceza
davalarının oluşturulmasında gecikmeler, geçmiş yıllara ait görülmeyi bekleyen davaların sayısı,
mahkeme kararlarının infazlarında düşük oran, davaların süreaşımları, yolsuzlukla ilgili
hâkimler aleyhine olan kararlar ve davalar, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin
Korunmasına İlişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) normlarının pratikte
uygulanmaması ve mahkeme kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) göre
yorumlanmaması gibi konular dâhil dir.
Önceki yıllarda da kanıtlanmış olan Yargının bu başarısızlıklarına rağmen 2014
yılında
Uluslararası yargıçların görev sürelerinin uzatılması ile ilgili Cumhurbaşkanı Jahjaga
(Yahyaga)’nın kararnamesine karşı Halkın Avukatı tarafından yönlendirilen davanın
yürütülmesiyle ilgili Kosova Anayasa Mahkemesi (KAM) tarafından yapılan olağandışı bir
başarısızlığı daha da gördük. Bu durumda KAM’nin kararı, onun hukuki geçerliliğinin şimdi
16
itirazlı omasına rağmen resmi belge sahteciliği şüphesi nedeniyle entelektüel, hukuki ve mesleki
asgari standartlarını karşılamamaktadır. Bu 2014 yılında yeni bir gelişmedir ve “Kosova
Cumhuriyeti’nde Anayasanın yorumlanması için nihai yetkili makam” olan (madde 112, fıkra
1) ve Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerini konu eden İkinci bölümünün yorumlanması da
dâhil olmak üzere, Yargı için endişe verici bir durumdur.
Yargı ve yargıçların tüm bu objektif ve sübjektif eksiklikleri insanların kurumsal – yargısal
adalete olan güvenlerini tamamen kaybetmeye neden olmuşlardır ve kendi anlaşmazlıklarını
yargı sistemin dışında çözme amacıyla adaleti eline almışlardır ve bunu sık sık şiddet kullanarak
yapmışlardır. Bu şekilde sivil anlaşmazlıkların cezai anlaşmamazlıklara geçişi meydana
gelmiştir. Biz de bu gibi durumlar için bu raporda somut kanıtlar sunduk. Anayasanın ruhu
içinde yasama ve yürütme gibi diğer iki güçten yargının bağımsızlığı acil bir ihtiyaçtır. Sonuç
olarak objektif tavizleri ve profesyonel sorumsuzlukları af etmeden yargıçların
sorumluluklarının en yüksek düzeye çıkarılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
b. Bu Raporun yapısı ve içeriği
Bu rapor dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Halkın Avukatı’nın yetkileri,
sorumlulukları ve görev süresiyle ilgili bir bilgilendirmeyi içeriri.Aynı şekilde birinci bölüm
BMÖ’nün Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı ve Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşme gibi uluslararası enstrüman listesinde var olan ve Kosova
Cumhuriyeti’nde doğrudan uygulanabilir olan Anayasanın bu üç uluslararası enstrümanını
içerecek şekilde değiştirilmesi için bir tavsiyeyi yinelemektedir. İlk iki enstrüman için tavsiye
Halkın Avukatı tarafından birkaç kez geçmiş yıllarda tekrarlanmıştır. Ancak bunlar Meclis
dâhil olmak üzere Anayasa değişikliği için yetkili makamlarca bugüne dek tamamen göz ardı
edilmişlerdir.
İkinci bölüm Anayasada belirtilen bütün hak ve özgürlüklerle ilgili Halkın Avukatı’nın yapmış
olduğu çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgileri sağlar. Bu bölüm üçe ayrılır. Birinci kısım temel
hak ve özgürlükleri, ikinci ve üçüncü kısım ise özellikle hakların eşit korunma hakkı ve yasal
koruma ile ilgili olan haklar gibi özellikle bu hakların korunması ile ilgili bilgi içerir.
İkinci bölümün birinci kısmı yaşam hakkı ile başlar; Buna saygı gösterilmemesi durumunda
Kosova yargısınınn eksikliklerini ve bazen de bu eksiklikler nedeniyle ağır neticeleri de
gösterir. 2014 yılında Halkın Avukatı bir dizi şikâyet kabul etmiştir. Bunların içinde bir yargı
sürecinin 12 yıl gecikmesi görülür ve bunun neticesinde taraflar arasında sürtüşme yaşanmış ve
olayda bir kişi hayatını kaybetmiş ve birçok kişi de yaralanmış. Aynı şekilde yaşam hakkı ile
ilgili olan cezai davalarda oluşan gecikmeler, etkin ve etkileyici soruşturmaların eksikliği ve
bildirilen vakalarla ilgili yapılması gereken soruşturmalardaki gecikmeler Halkın Avukatı’na ayrı
bir huzursuzluk yaratmaktadır.
Halkın Avukatı Kurumu raporlama dönemi süresince insan onurunun ihlali yapıldığına dair
birçok iddia edici şikâyetleri kabul etmiş ve işlemme sokmuştur. Halkın Avukatı 2014 yılı
süresince nsan onurunun ihlaliyle ilgili daha yaygın şeklinin Kosova'daki özel işgücü
piyasasında olduğunu tespit etmiştir, ki bu konu aşırı durumlarda kölelik özelliklerini
barındırmaktadır. Daha rahatsız edici bir durum ise en kötü ihlal edicilerin başını kamu
kuruluşlarında hizmet sağlayan özel güvenlik ve temizlik şirketleri olmasıdır.
Aynı şekilde Halkın Avukatına göre Kosova'da önemli bir aile kısmının fakirlik (%10'un
üzerinde aşırı yoksul) içinde yaşaması onların onurunu ihlal ettiğnin kanısındadır. Aynı şekilde
17
şunun da belirtilmesi gerekir ki HAK istatstikleri, emekliller, engelliler, ağır ekonomik, sosyal
durumları olan ve fakir kişiler ve aileler, çocuuklar, kadınlar ve aşkali, roman ve mısırlı gibi
azınlık topluluğa ait kişiler nüfusun en savunmasız ve en fakir sınıfı olduğunu ve genellikle
bunların insan onuru ve bütünlüğü ihlal edilen en çok mağdurlar olduğunu göstermektedir.
Özgürlük ve güvenlik hakkı ile ilgili ise en endişe verice durumun kesinleşmiş bir karar
alınıncaya kadar uzun süren süreçlerin yasadışı gecikmesi sebebiyle tutuklama ile ilgili
mahkeme kararlarının bazen yıllarca devam etmesidir. Halkın Avukatı şunu tekrar
vurgulamaktadır ki adaletin verimli yönetimi yetkili makamların yükümlülüğü ve sorumluluğu
altındadır, bu da sanık olan kişilerin tutukluluk sürelerinin süre sınırlarını aşılmamasını temin
edecektir.
İşkencenin, zulmün, insanlık dışı davranışın veya aşağılanmanın durdurulması
konularına gelince Halkın Avukatı, her yıl olduğu gibi 2014 yılında da tüm ıslah ve tutuklama
merkezlerini, aynı zamanda dolaşım özgürlüğü sınırlı olan yerleri düzenli olarak aylık
ziyaretlerde bulunmaktadır. Bu ziyaretler ruh sağlığı ve sosyal bakım kurumlarını ve İltica
Merkezlerini de kapsamıştır. Oysa kabul edilen şikâyetlerin birçoğu mahkeme kararlarına,
Şartlı Tahliye Masası (ŞTM)'na, sağlık tedavisine, hafta sonları bırakılmaları, transferlere,
iadelere vb. karşı yapılmışlardır.
Halkın Avukatı, cezaevlerinde aşırı kalabalığın olması ve yeterli sağlık tedavinin olmamasını,
dolaşım özgürlüğü kısıtlı olduğu ülkelerde ciddi sorunlar yarattığını düşünmektedir. Gerçi yeni
cezaevlerinin açılması diğer ıslah evlerinin aşırı insan kalabalığını azaltmıştır, ancak birçok ıslah
evinde yapılan yenilemeler ve işlerin tamamlanmamaları aşırı insan kalabalığının bu yılki
raporda da endişe unsuru olarak yer almasına neden olmuştur.
Aynı zamanda mahkûmların karşı yapılan sağlık hizmetlerin iyileştirilmesi yönünde Avrupa
Briliği'nin ve yerli kurumların yapmış oldukları tüm çabalarına rağmen HAK 2014 yılında da
ıslah kurumlarında yetersiz sağlık tedavisi, ilaç eksikliği ve diğer sağlık konular hakkında
şikâyetler almaya devam etmiştir. Bununla birlikte her ne kadar genel altyapı düzenlenmesinde
gelişmeler olmuş olsa da ruh sağlığı kurumlarının profesyonel personel eksikliği ve onların
eğitimi ile ilgili sorunlarla karşılaşmaya da devam etmekte oldukları farkedilmiştir. Bu
doğrultuda önemli bir adım Ruh Sağlığı konusunda taslağın kabul edilmesidir. Son olarak bu
yılın Mart ayında Hükümüt bu taslağı kabul etmiştir ve Halkın Avukatı Meclisin bu taslağı bir
an önce kabul etmesini çağrı yapmaktadır.
Hükümet 2014 yılı süresince genel olarak dolaşım özgürlüğüne saygı göstermiştir. Ancak
etnik gerginlikler, tek tük olaylar, kışkırtmalar ve yıldırmalar bu yılki raporlama süreci boyunca
da birkaç yerde Kosova vatandaşlarının dolaşım özgürllüklerini sınırlandırmıştır ve Halkın
Avukatı yetkili kurumlardan bu sorunları çözmek için sürekli bir biçimde etkinliklerde
bulunmalarını talep etmektedir. Kosova'nın Kuzey kısmında dolaşım özgürlüğü bugün bile
sınırlı olma durumunu sürdürmektedir.
Mahremiyet hakkı ile ilgili raporlama döneminde HAK vatandaşların şikâyetlerini kabul
etmiştir ve bu hakkın çiğnenmesi ile ilgili re’sen davalar açmıştır. Bu şikâyetler hem kamu hem
de özel sektörle ilgilidir.
Genellikle bu yasa taslağında mahremiyet hakkını yeterli derecede dâhil etme konusunda
Maclisin isteksizliği yüzünden, telekomunikason ve elektronik aracılığıyla dinleme yapılması
konusunda bir yasa taslağının kabul edilmesi konusu geçen yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da
Meclisin sürekli bir başarısızlığı teşkil etmesini sürdürmüştür. Meclis şu anda bu konuyu içeren
son yasa taslağını incelemektedir. Halkın Avukatı Meclisten daha hızlı davranması çağrısında
bulunmaktadır.
18
HAK'na Evlenme ve aile hakkı ile ilgili bildirilen durumlar, 2014 yılında da bu hakkın
gerçekleştirilmesinin çok arzulanan bir şey olduğunu göstermektedir. Halkın Avukatı bu
raporlama dönemi süresince, bir önceki dönemde olduğu gibi hemen hemen aynı sorunları
içeren bir dizi şikâyetleri kabul etmiştir. Bu sorunları genellikle boşanma süreçlerinin
gecikmeleri, nafaka ödemelerinin kararlarının uygulanmaması, ayrılan ebeveyn tarafından
çocuklarını düzenli olarak görmemeleri ve çocuk velayeti bakımı ve eğitimine ilişkin haklarla
ilgili kararlaştırma süreçlerinin gecikmeleri oluşturmaktadır. Bu nedenle evlenme ve aile
hakkına saygı gösterilmemesi bir daha Kosova yargısının başarısızlığının ağır sonuçlarını
göstermektedir.
İnanç, vicdan ve din özgürlüğü devletin 2014 yılındaki ihmaline delil sunmaktadır. Bu kez
Meclisin Din Özgürlüğü Yasası’ nda değişiklik yapacak olan ve tamamlayacak olan bir yasa
tasarısını kabul etme başarısızlığı söz konusudur. Halkın Avukatı, yeni bir yasa kabul
edilmeden inanç, vicdan ve din özgürlüğünün yeterince korunamayacağı düşüncesindedir. Bu
konunun çözülmesi gerektiği konusunu Halkın Avukatı 2012 ve 2013 yıllık raporlarında da
vurgulamıştır. Meclisin hala bir yasa tasarısını kabul etmediği gerçeği insan hakları
konusundaki sorumsuzluğu bir daha ortaya koymaktadır.
2014 yılı süresince HAK'na ifade özgürlüğünü içeren bir şikâyet sunulmamıştır, ancak bu
Halkın Avukatı'nın ifade özgürlüğü ile ilgili saygı gösterilip gösterilmediği konusunu takip
etmeye bir engel teşkil etmemiştir. Kamuya bildirilen ve ifade özgürlüğü ve kullanılan dil ile
ilgili olan ihlaller, özel bir ilgi ile takip edilmişlerdir. Mademki iletişim araçları (medya), ifade
özgürlüğünün gerçeklerşmesinin işlevinde yer almaktadır, o zaman iletişim araçları da
elektronik iletişim araç platformları ve sosyal ağlar gibi bugün interaktif iletişimin
gerçekleşmesinde önemli rol almaları sebebiyle onlar bilgilendirmenin temel kaynağı olarak
görülmüşlerdir.
İletişim araçlarının özgürlüğü konusunda Halkın Avukatı, 2014 yılında Kosova gazetecilere
yönelik bir dizi baskı oluşturmak için bir dizi tehdit ve girişimlerinin olması son derece rahatsız
edici bir durum olarak nitelendirmektedir. Ekim ayında, çalıştığı yerde görevini yetirirken bşr
gazeteciye saldırıya uğramıştır ve hayatı söz konusu olmuştur. Eylül ayında elektronik portalı
gazetecilerine ve yazılı medyaya karşı yapılan tehditler ya da gazetecilerin çalıştıkları yerlerin
sahipleri tarafından aldıkları gözdağları da ciddi ve kabul edilmez olarak nitelendirilmiştir.
EULEX yetkililerinin yolsuzluğa karıştığı iddiasının raporlanmasının önlenmesi amacıyla
Kosova'daki EULEX misyonu tarafından “Koha Ditore” gazetecisine karşı yapılan baskı da
Kosova'daki iletişim araçlarının özgürlüklerinin çiğnenmesi olarak nitelendirilmektedir.
Aynı şekilde Halkın Avukatı için endişe edici olan bir diğer durum iletişim araçlarındaki ve
özellikle de vergi mükellefleri tarafından finanse edilen bir kamu kurumu olan Kosova Radyo
Televizyonu (KRT)'ndaki gazetecilere ait olan iş sözleşmesi ve sendikal örgütleme serbestliği
gibi konularda İş Yasasına saygı gösterilmemesidir. Bu konu gazetecilerin çalışmalarına
doğrudan baskı olarak nitelendirilmektedir ve kaliteli gazeteciliğin oluşması için daha elverişli
bir ortam yaratmak ve doğru ve tam bilgilendirme işlevinin yapılabilmesi için yetkili
kurumların bu konularda ilgilenmeleri gerekmektedir.
Özgütlenme özgürlüğü konusunda Halkın Avukatı, mevzuatların hazırlanmasında sivil
toplum örgütlerinin katılımının kolaylaştırılması ve onların uygulanmasının denetlenmesi, aynı
zamanda Kosova'da sivil toplumun gelişmesinde Kosova Meclisi'nin desteğini sağlama
amacını taşıyan Meclis ve sivil toplum arasındaki ortaklığın beyanının Meclis tarafından kabul
edilmesini beklemektedir. Aynı zamanda 2014 yılının Eylül ayında Hükümet tarafından, Sivil
Toplum Örgütü (STÖ)'nün işleyişi ve örgütlenmesine ait İdari Yönergenin kabul edilmesi bir
19
olumlu adımdır. Bu yönerge tescil kurallarını ve işlemlerini, Kamu Kayıtlarında verilerin
güncellenmesini, STÖ'lerin sona ermesi ve STÖ'ndeki kaydının silinmesini belirlemektedir.
Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen Halkın Avukatı 2014 yılı esnasında bu hakkın
uygulanması esnasında meydana gelen ihlalleri içeren birkaç şikâyet kabul etmiştir. Bu
şikâyetlerden biri Halkın Avukatı'nın Kamu Yönetimi Bakanlığı (KYB)'ndan şikâyetin
soruşturulması ile ilgili gerekli bilgileri talep etmesi, bir kez daha HAK çalışmalarına hükümet
yetkililerinin göz ardı etmelerini göstermektedir. Bakanlığa ek bilgi talebi 2014 yılının Eyül
ayında gönderilmiştir, ancak altı aydan fazla geçmesine rağmen Halkın Avukatı'na bu konuda
herhangi bir yanıt ulaşmamıştır.
Aynı şekilde HAK 2014 yılı süresince işçi sendikaları örgütleri temsilcilerinden birkaç şikâyet
kabul etmiştir, ki bu şikâyetlerin konusu örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olan işçi sendika
örgütlenmesinin ihlallerini içermektedir. Bu sebepten 2014 yılının Eylül ayında Halkın Avukatı
iletişim araçlarına bir beyanda bulıundu ve bu beyanda belli kurumların bu tür eylemlerinin
durudurulması talep edilmiştir.
Toplanma özgürlüğüne gelince önceki yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da vatandaşlar,
öğrenciler, sivil toplum örgütleri ve çeşitli çıkar grupları tarafından bir dizi halka açık
toplanmalar ve çeşitli protestolar düzenlemiştir. Bu toplanmalar ve protestolar Kosova'nın
farklı şehirlerinde gerçekleşmiştir. Onlar daha çok kamu alanlarında ve özel bazı kurumların
önünde gerçekleşmiştir. HAK görev yetkisi çerçevesinde bu toplanmaları özel ilgiyle takip
etmiştir ve kendi değerlendirmesini bu Raporda sunmaktadır.
Aynı zamanda 2012 ve 2013 yıllık Raporlarda olduğu gibi bu Raporda da Halkın
Avukatı,İnsan Haklarını içeren Uluslararası standartlarla harmonize edilmesi amacıyla Kamu
Toplanmalarını düzeenleyen Yasanın bir kısımını değiştirilmesiyle ilgili talebini yinelemektedir.
Yasama reformu için bu öneri, geçmiş yıllardaki diğer birçok öneri gibi Meclis tarafından göz
ardı edilmiştir.
Oy kullanma hakkına gellince 8 Haziran 2014'te yapılan erken meclis seçimleri, oylama
sürecinin sorunsuz çalışmasını etkilemeyen esasta teknik nitelikli bazı kusurlara rağmen genel
olarak iyi örgütlenmiştir. Genel olarak seçim gününde sakin ve olaysız geçmiştir. Bu seçimlerin
bugüne kadar Kosova Cumhuriyeti'nde yapılan seçimlerden en iyi seçimler olduğu söylenebilir.
Mülkiyet hakkı 2014 yılında HAK'na ulaşan 90 şikâyetin konusu olmuştur, bu da mülkiyet
sorunlarını çözmek için olan kurumsal elemanların bir dizi karmaşık ve hassas sorunların
çözümü için yeterli olmadığını göstermektedir. Şikâyetler Kosova Yargıtay Özel Dairesi dâhil
tüm mahkeme daireleri, belediyeler, Kosova Özelleştirme Kurumu (KÖK), Kosova Mülkiyet
Kurumu (KMK), kamu şirketleri, kamu savcılığı ve Kosova emniyeti aleyhine yapılmıştır. Bu
alandaki sorunların çözülmesi için Halkın Avukatı bu Raporda yetkili kurumlara bir dizi
önerilerde bulunmaktadır.
2014 yılı süresince HAK'na eğitim hakkı ile ilgili gelen şikâyetler ikiye katlanmıştır. Bu
şikâyetler “Hasan Prishtina” Priştine Üniversitesi (PÜ), Belediğe Eğitim Müdürlüğü (BEM),
belediyeler, Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı (EBTB), “Hasan Prishtina” Üniversitesi
Rektörlüğü, İçişleri Bakanlığı (İB), Priştine Üniversite Öğrencileri Merkezi ve Yakova'daki
Eğitim Fakültesi gibi kamu kurumlarının geniş bir kısmına karşı yapılmıştır.
Halkın Avukatı kabul edilen şikâyetlerden en endişe edici olanını geçmiş yıllarda olduğu gibi
2014 yılında da engelli kişilerin önemli engellerinin azalmaması olduğunu düşünmektedir. Bu
öğrencilerin desteklenmesi ve şartlarının iyileştirlmesi, aynı zamanda düzenli eğitim sistemine
engelli çocukların bütünleşmesi için koşulların oluşturulması EBTB'nın ve belediyelerin
öncelikleri olmalıdır.
20
Burada Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO) mensuplarının çocuklarının PÜ'ne kayıtları ile ilgili
EBTB Eski Bakanı Ramë Buja'nın kararıyla ilgili Halkın Avukatı tarafından 2014 yılının
sonunda açılan re’sen vakanın anılması kayda değerdir. Bu kararın yasalara ve anayasaya aykırı
olduğuna dair ve bu kararın yürülüğe girmesi neticesinde PÜ öğrencilerina karşı onarılmaz
zararlar vereceğine dair makul şüphe üzerine Halkın Avukatı, bu kararın derhal askıya
alınmasını talebini ilk olarak eski Başbakan olan Hashim Thaçi'ye ve EBTB Bakanı Ramë
Buja'ja sunmuş daha sonra ise bu talebi Başbakan Mustafa'ya ve EBTB Bakanı Arsim
Bajrami'ye sunmuştur. Bütün bu dört yetkili Halkın Avukatı'nın tavsiyesini göz ardı etmişler ve
bununla yürütmenin en yüksek makamlarının insan hakları konusundaki aşırı
sorumsuzluklarını bir daha teyit etmişlerdir.
Halkın Avukatı bu yılki raporlamasında çalışma ve mesleği icra etme hakkı konusunda bir
dizi çeşitlendirilmiş ihlalleri saptamıştır. Halkın Avukatı bu dönemde kamu sektöründe
özellikle de özel sektörde ayrımcılık dâhil istihdam prosedürleri ihlalleri, yasal aykırı olarak
işine son verilmesi, çalışma saatlerinin uzunluğu ile ilgili ihlaller, fazla mesai için tazminat, yıllık
ve doğum izin hakkının reddi ve maaş hakkının gerçekleşmemesi gibi istihdamdaki çeşitli
hukuk ihlallerini tespit etmiştir.
Her ne kadar işyerinde koruma ve güvenlik yürürlükteki yasalar tarafından güvence altına
alınmış olsa da bu dönem süresince işçilerin ölümleri ve işçilerin iş alanlarında yaralanma
vakalarını kayıt altına alınmıştır. Halkın Avukatı için özellikle işçilerin ve iş yerlerinin
güvensizliği ve mağdurların veya onların çocuklarının felaketten sonra tazminatlarının
verilmemesi gibi işverenlerin cezasız kalmaları gibi Çalışma Müffetişliği ve soruşturma
kuruluşları tarafından vakaların soruştumasıyla ilgili eksiklikler son derece endişe vericidir.
Bu raporlama döneminde de her gün reşit olmayan çocukların onların sağlık ve onuruna zarar
veren işleri yapmakta olduklarını görmek Halkın Avukatı'nı aynı şekilde kaygılandırmaktadır.
Bir önceki yıla nazaran 2014 yılında HAK'na kamu belgelerine erişim hakkı konusunda
sunulan şikâyetlere bakıldığında hafif bir artış gözlenmektedir. Halkın Avukatı, Kamu
Belgelerine Erişim Yasası (KBEY)'nın Halkın Avukatı'na hukuk ihlalleri şikâyetleri üzerinde
yargı yetkisine verir olmasına rağmen, bu yasa kamu belgelere erişim hakkına saygı ve
uygulamak için ihlal ile ilgili sorumlu kurumları yükümlü kılacak diğer kamu kurumlarının
yürütme yetkilerini açıkça belirtmiyor. Bu, kamu kurumlarının şikâyette bulunan tarafların
gerekli belgelere sahip olmaları Halkın Avukatı'nın önerilerini göz ardı ettiklerinde ikayette
bulunanları memnun edici bir sonuçla bırakmaktadır. Örneğin Halkın Avukatı 2014 yılının
Aralık ayında yasanın ihlali yapıldığı tespitinin var olduğunu düşünerek öneriler içeren bir
rapor hazırladı ve kamu belgelere erişim hakkının reddine ilişkin bu raporu Tarım, Ormancılık
ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı (TOKKB)'na sundu. Şimdiye kadar HAK Bakanlıtan herhangi
bir yanıt almamıştır.
Şüphesiz ki kamu belgelerine erişim hakkı ile ilgili olan ve burada söylenmesi gereken en
önemli konulardan biri Halkın Avukatının talebi ve Kosova Cumhuriyeti Anayasasının
hazırlanmasına ilişkin çalışma belgelerinin (travaux preparatoires) bulunması. Bu tariihi ve üstün
hukuki öneme sahip olan bu belgeler Cumhuriyetin ilanından itibaren kamu için ve
Kosova'nın yasal topluluğu için kaybolmuş vaziyetteydiler. Hazırlık çalışmalarının bulunmasını
Halkın Avukatı kamu belgelerine erişim alanında en önemli başarı olarak nitelendirmektedir.
Her ne kadar Anayasa yaşam ortamı ile ilgili sorumluluğu temel hak ve özgürlüklerin II.
Bölümüne listelese de, çevre ve onun korunması hükümetin öncelikleri dışında kalmaya
devam etmiştir, bu en azından bütçenin ayrılmasından bu şekilde görülmektedir. Özellikle
Kosova Hükümeti'nin ilgisizliği kamu sağlığı ve Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının yaşam
21
amaçları konusunda sorunlar yaratmaktadır. Aynı şekilde araçların tescilleri sırasında toplanan
çevre vergileri çevre alanına dâhil edilmektedir. Hatta çevre koruma kurumları arasındaki
işbirlik yavaş adımlarla yürümektedir. Bu haksız ihmal yüzünden çevre kirliliğinin devamı,
kontrolsüz kentsel genişleme, ölçütsüz inşaatlar, düzenleyici planlara ve inşaat normlarına
uyulmaması, tarım arazilerinin yokolmaları, hava ve suyun kirlenmesi, ormanlık alanların imha
edilmeleri, atıkların kötü işletmesi, biyolojik çeşitliliğine zaar ve yok olması, yeterli izleme
sistemlerinin olmaması, gürrültü, temel çevre ilkelerine karşı saygı eksikliği, özellikle de karar
aşamasında halkın bilgilendirilmesi ve katılımı sağlanması gibi sorunlar 2014 yılında da devam
eden sorunlardır.
Yukarıda da belirtildiği gibi bu Raporun İkinci Bölümünün ikinci ve üçüncü kısmı hakların eşit
korunması hakkı ve yargısal koruma hakkı gibi temel hakların korunması ile ilgili olan özel
muamele haklarını içermektedir.
Halkın Avukatı yasalar önünde eşitlikle ilgili olarak ilk başta her ne kadar tamamlama ve
değişme aşamalarından geçmiş olsa da Ayrımcılığa Karşı Yasa hala Kosova Cumhuriyeti
Meclisinde onaylanmamıştır. Halkın Avukatı geçen yıllara ait raporlarında da bu yasada
değişiklik yapılmasını önermiştir. Mevcut deneyimlere dayanarak ve özellikle vurgulanan
eksiklikler yüzünden Ayrımcılığa Karşı Yasa'nın yürürlüğe girmemesine devam edilmektedir.
Şİmdiye dek HAK mahkemelerde ele alınan sadece bir vakanın var olduğunu bilmektedir. Bu
sebeple Halkın Avukatı, Meclise bu konuya daa ciddi yaklaşması için çağrısını yinelemktedir ki
bunu Meclis şimdiye kadar yapmamıştır.
2014 yılının 1 Ocak'ından 11 Aralık'ına kadar HAK Ayrımcılık Karşıtı Dairesi (AKD)
tarafından 61 tane Kosova vatandaşına ait ikayeti kabul edilmiştir. Bu şikâyetlerde yasalar
önünde eşitliğin çiğnendiği iddia edilmeltedir. Şikâyetlerin çoğunluğunu sosyal, sağlık, mülkiyet
ve iş ilişkilerinde ayrımcılık şikâyetleri oluşturmaktadır.
Yaşına göre ayrımcılığa gelince Halkın Avukatı, bir önceki yıl raporunda da raporlandığı gibi
HAK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakablığı (ÇSGB)'nın Kosova Enerji Şirketi (KEŞ) ile
sosyal şemada yer alan 100 işçiinn işe alınmasını içeren sözleşme yaptığını tespit etmiştir. Test
aşamasından ve KEŞ tarafından işçilerin işe alındıklarını bilgilendirme aşamasından sonra,
kendi kurumu ve ÇSGB yapılan sözleşmeye göre onlara yaş ölçütleri yerine getirmedikleri için
işe alınmadıklarına dair yeniden bilgilendirme yapılmıştır.
Bir önceki raporda Halkın Avukatı ÇSGB'na Halkın Avukatı bu konuyla ilgili yazılarına yanıt
vermediğine dair rapor sunmuştu. 27 Şubat 2014'te Halkın Avukatı ÇSGB ait bir öneri ile
raporu yayınlamıştır. Hem anayasal hem de yasal sorumluluğuna rağmen ÇSGB Halkın
Avukatı Raporunda yer alan önerilere hiçbir zaman yanıt vermemiştir.
Halkın Avukatı, engelli kişiler hakkında geçen yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da
çözülmeyen bir dizi sorunu kaydetmiştir. Özel iki sorunu burada anmak değer. Birincisi eğitim
alanındadır o da kamu okullarında engelliler için fiziksel erişim tatmin edici değildir. Örneğin
engelli çocukların okumalarını serbest olarak olanak tanıyan Priştine'de sadece iki okul vardır,
oysa bir diğer okul bunları sadece kısmen yerine getirmektedir. Halkın Avukatı bu başarısızlığı
engelli haklarının ciddi bir ihlali oladuğunu düşünmektedir.
İkincisi ise engelli kişilerin serbest dolaşımı sorunu Kosova Universite Klinik Merkezi
(KÜKM) olduğu gibi hala diğer kamu kurumlarında da sorun olmaya devam etmektedir.
Halkın Avukatı'nın bir Sivil Toplum Örgütü olan “Hendikos” 'tan temin ettiği bilgilere göre
bazen engelli bir kişinin kontrolünü yapmak için doktorun hastane binasının dışına çıkması
gerektiği durumlar da tespi edilmiştir. Priştine Belediyesi serbest ulaşım için altyapıyı
düzeltmek için “Hendikos”'tan dairede yaşayan engellilerin listesini talep etmiştir. Ancak
22
toplumun bu kesiminin durumu geçmişte olduğu gibi kalmıştır, çünkü bugün bile bu konuda
herhangi bir adım atılmamıştır.
Cinsiyet eşitliğine gelince her ne kadar Kosova Cumhuriyeti'nde cinsiyet eşitliği konusunda
ilerleme kaydedilmiş olsa da en savunmasız düzeyde yer alan kadınlar eşit olmayan ve birçok
açıdan ayrımcılık olan birçok deneyim ve muamele ile karşı karşıya kalmaya devam
etmektedirler.HAK'nun birçok yıllık deneyimi göstermektedir ki birçok durumda kadınların iş
hakları, ekonomik statü, sağlığın korunması, miras hakkı ve aile içi şiddet gibi durumlarda
şikâyette bulunmaktadırlar.
Halkın Avukatı, her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Meclisi'nde cinsiyet kotasına göre %30
kadar kadın milletvekili temsilcisi olmasına rağmen, kadınlar için olumsuz bir durum 2014
yılının sonlarında iktidara gelen Kosova Hükümetinde var, öyle ki 21 bakandan sadece 2 tanesi
kadın bakan olduğunu tespit etmiştir. Bu durum siyasi süreçte ve karar vermede erkeğin büyük
bir üstünlüğü olduğunu göstermektedir. Bu sebeptendir ki Halkın Avukatı'na göre cinsiyet
kotaları Kosova mevzuatı bir parçası olarak kadınların liderlik pozisyonlarında katılım kültürü
oluşuncaya kadar belirli bir süre için mevcut olması gerektiğini düşünmektedir.
Aynı şekilde Halkın Avukatı, ciniyet eşitliği ile kadın ve erkekelerin eşit hakları sahip oldukları
ve hayatın her aşamasında aynı sorumluklara sahip bir toplumu kasdedildiğini düşünmektedir.
Buna rağmen kadın hakları hala Kosova toplumunun gelişimi için temel zorluklardan birini
teşkil etmektedir, özellikle onların mal mirası konusu ile ilgili durum.
Aile içi şiddet bizim toplumumuzda belirgin bir sorun olabilir. Sadece aile içi şiddet vakaların
küçük bir kısmı bu konunun işlenmesi için yetkili mercilere bildirilir, ancak gerçekte bu sayının
çok daha büyük olduğu düşünüllür. Özellikle kırsal kesimlerde kadınların toplumsal konumu
erkeklere açıkça boyun eğiyor ve toplum cinsel eşitlik konusunda çok az bilinçlidir. Aynı
şekilde çoğu durumlarda aile içi şiddettin mağdurları çocuklar, kadınlar ve yaşlılardır.
Aile içi şiddetten korunmak için sağlam bir yasal dayanağın olmasına rağmen, Kosova
Cumhuriyeti Anayasasına 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen
kadınlara ve aile içi şiddete karşı mücadele ile ilgili Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin dâhil
edilmesi gerekmektedir. Böyle bir çağrı Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Strateji
tarafından da yapılmaktadır.
Savaş esanasında cinsel şiddet mağdurlarına gelince, ileriye dönük nadir bir adım 2014 yılında
kaydedildi. Halkın Avukatı'nın 2012 ve 2013 yıllık raporlarında Halkın Avukatı, savaş sırasında
cinsel şiddet mağdurlarının durumu ile ilgili yasal bir düzenleme talep etmiştir. O aynı Kosova
Savaşı'nda mağdur olan kadın ve kızlara kurumsal ve yasal dayanak sağlanması gerektiğini talep
etmiştir. Bu toplumumuzun bu kısmı için insan onuru düzeltmesini kolaylaştırmak için ve
onlara karşı olan önyargıların kaldırılması üzerine özel bir odaklanma ile yapılmış bir şeydir.
Kosova Meclisi 20 Mart 2014'te Şehitlerin, Malüllerin, Gazilerin, KKO mensuplarının,
Durumu ve Hakları, Savaşta Cinsel Şiddet Mağdurlarının, Sivil Mağdurlar ve Onların Ailelerini
içeren yasanın değiştirilmesi ve tamamlanmasını ile ilgili yasayı kabul etmiştir. Bu yasa Kosova
savaşı esnasında savaş mağdurlarının rehabilitasyonları ve tazminatlarını düzenleyen yasal
koşulları yaratmaktadır.
Çocuk hakları ile ilgili HAK bu yılda genellikle ebeveynler tarafından sunulan 54 şikâyet
kabul etmiştir. Bu şikâyetlerden bir kez daha Kosova yargısının önemli eksiklikleri
görülmektedir ve bu da mahkemelere karşı büyük ölçüde şikâyetlerin var olmasına neden
olmuştur. Burada, çocuğun temini ile ilgili uzun mahkeme süreçleri, nafaka, kalıcı engelli
bakımında çocuk sahibi aileler için maddi destek hakkının tanınması talebi gibi konulardan söz
edilmektedir. Aynı şekilde ebeveynin çocukla kişisel temasların olmaması, veya özellikle
23
çocuğun babası tarafından nafakanın ödenmemesi gibi konularda alınan kesinleşmiş kararların
uyulmamasına ilişkin şikâyetler olmuştur.
Kosova çocukları için iki diğer sorun mutlaka vurgulanmalıdır. Birincisi Kosova kamu
okullarında şiddet rahatsız edici vaka olarak durmaktadır. EBTB'nın bu alandaki tüm projeleri
sonucunda belli bir ilerleme gözlenmemiştir. Bu yılın başında okullarda ve okullara yakın
yerlerde şiddetyt olayları olmuştur. Bu şidder olaylarından ikisi ölümle sonuçlanmıştır. İkincisi,
yapılan ilerlemelere rağmen çocuk ticaretinin önlenmesi ve çocuk haklarının uygun korunması
Kosova kurumları için bir zorluk teşkil etmeye devam etmektedir. Koso va kurumları
çocukların mağdur olduğu tüm durumlarda, uygun yardım ve korunma için daha büyük
ciddiyet ve sorumluluk içinde eylemlerde bulunması gerekir. Bu Rapor bu doğrultuda birkaç
öneri sunmaktadır.
Sağlık ve sosyal hak ile ilgili bu raporlama yılı geçmiş yıllara ait raporlara bakıldığında
herhangi bir büyük değişiklik içermez. Kosova'da genel sosyo-ekonomik durum, ağır olmaya
devam ediyor. HAK 2014 yılında sağlık kuruluşlarının ihlal ile ilgili olan 4 (dört) vakayı
açmıştır, oysa şikâyetlerin diğer kısmı (60) toplumsal refah alanında hizmet sağlayan
kuruluşlarla ilgilidir. Bu şikâyetler genellikle sosyal yardımları, emekli maaşları ve barınmayla
ilgilidirler.
Kosova Cumhuriyeti'nde sağlık kurumları tarafından sunulan hizmetler bu yılda da tüm
düzeylerde (birincil, ikincil ve üçüncü) eksik olmaya devam etmiştir. Temel liste ilaçların temini
yetersiz olmaya devam etmiştir ve bunun sonucu olarak hastalar özel eczanelerde onları satın
alma zorunda kalmışlardır.
Sağlık sigortasının teminine gelince, 2014 yılının Nisan ayında Sağlık Sigostası Yasası’nın
kabulü bu ağır durumun yumuşatıulması konusunda bir umut olarak bakılmaktadır ve
Kosova'da modern bir sağlık için vatandaşların beklentilerini yükseltti. Fakat mali
yardımlarının temin edilmemesinden ve sağlık sigorta fonunun oluşturulmamasından dolayı
büyük olasılıkla bu yasanın uygulanmasında çok uzun bir zmaan için gecikmeler olacaktır.
Sağlık haklarıyla bağlantılı olan diğer durumların soruşturmasından HAK, iyileşme için hiçbir
umudu olmayan tanısı yapılan hastaların ya uygun olmayan sağlık kurumlarında kalmaktadırlar
ya da Kosova "Palyatif Tıp" olarak bilinen tıbbi disiplin kurulu olmadığı için eve
gönderildikleri tespitinde bulunmuştur. Bu gerçekten yola çıkarak Sağlık Bakanlığı (SB) diğer
sorumlu kurumlarla işbirliği yaparak Kosova vatandaşları için çok gerekli olan bu tıbbi
disiplinin kurulması konusunu başlatmalıdır.
HAK, ÇSGB eski bakanının Sayın Nenad Rashiq kararına ilişkin birkaç şikâyet kabul etmiştir,
ki o bu kararıyla Şehitlerin, Malüllerin, Gazilerin, KKO mensuplarının, Durumu ve Hakları
içeren yasayla kaynaklanan hakların gerçekleşmesi için başvuruları baskıya almıştır. HAK
vakaların yasal soruşturmasını yaptıktan sonra ÇSGB bakanının, yasayı askıya alma veya
reddetme gibi herhangi bir karar vermek için herhangi bir yetkiye sahip olmadığı tespitinde
bulunmuştur. Yapmış olduğu bu değerlendirmeyi Halkın Avukatı eski bakan Rashiq'e ve şu
anki ÇSGB bakanına Arban Abrashi'ye bilgi sunmuştur. Halkın Avukatı tarafından gönderilen
ve yeniden gönderilen hiçbir yazısına yanıt verilmemiştir. Bu durumda Hükümetin susması,
savaştan etkilenen kişileri hakları konusunu ne kadar önemsiz olarak nitelendirdiğini
göstermektedir.
Lezbiyen, Gey, Erdişi ve Cinsiyet Değiştiren (LGBT) Topluluğun Hakları, Hükümet ve
Uluslararası Toplumun desteği ile Kosova’da önemli bir ilerleme olduğu söylenebilen nadir
olgulardan birirdir, ancak hala LGBT mensupları her gün büyük sorunlar yaşamaya devam
etmektedirler.
24
HAK raporlarında daha önce de vurguladığımız gibi LGBT insan hakları ihlalleri, bu ihlallerin
önlenmesinde kamu makamlarını çalışmalarının izlenmesinin yapıldığı önemli etkenlerden
biridir. LGBT toplumunun haklarının çiğnenmesi ile ilgili soruşturmaların genişletilmesi ve bu
hakları çiğneyen kişilerin cezalandırılması gereklidir.
Cinsiyete dayalı ayrımcılık sorunu ile ergen gençler de karşı karşıya gelmektedir. LGBT
örgütleri mensupları öğretmenlerin kendilderinin okullarda başkalarına karşı taciz ve cinsel
yönelim temeline dayalı ayrımcılık yaptıklarına dair örnekler vermektediler.
Bu yılda da bu toplulukların ve onların üyelerinin haklarının durumuyla ilgili önemli
ilerleme olduğu söylenemez. Daha önceki yıllık raporlarda da olduğu gibi bu 2014 yılı
raporunda da Kosova'da çoğunluk olmayan topluluklar, ulusal ve yerel seviyede destek eylemi
belirleyerek toplu (kolektif) ve bireysel hakları güvence altına alan ve son derece olumlu olan
anayasal ve yasal çerçeveye ragmen, bu çerçevenin uygulanması konusuna gelince beklenen
gelişmeler yoktur. Gerçekte bütün olumlu örnekler sadece birkaç bireysel vakalara indirgenir
ve bir bütünü teşkil eden topluluklarda bu görülmemektedir ki budurumun gelecekte
değişmesi gerekmektedir.
Güvenlik durumuna gelince özellikle sırp topluluğüuna bağlı çoğunluk olmayan topluluklara
karşı olaylar var olmaya devam etmektedir. Küçük olaylar dışında, kundaklama, hasarların
oluşmasına sebebiyet verme, özellikle Sırp olmak üzere azınlık toplulukları mensuplarının
evlerine ve mallarına tehdit mesajları yazma, önemli sayıda tarım ve hayvancılık makinelerinin
çalınması ve silahlı fiziksel saldırının yapıldığına dair daha ağır sayılan olaylar da tespit
edilmiştir.
Eğitim alanında da HAK’nun önceki raporlama dönemiyle kıyasla önemli bir ilerleme yoktur.
Hala eğitim alanında iki pararlel sistem vardır, bunlardan biri Kosova Cumhuriyeti Eğitim,
Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın programına, diğeri ise Sırbistan Cumhuriyeti Eğitim
Bakanlığı’nın programına uygun olarak yapılmaktadır.
Raporlama dönemi süresince ilk kez Sırbistan plan ve programına gore çalışan yerel yönetimler
ile eğitim kurumları arasında açık bir işbirliğinin yapılması övülmeye değerdir. Bu da gelecekte
Kosova meşru kurumları ile tam bir işbirliği yapılacağını gösteren ileriye dönük bir adımı
simgelemektedir.
Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına gelince şunun belirtilmesi gerekir ki geçmişteki
raporlama dönemlerinde olduğu gibi bu raporlama döneminde de onların sosyo-ekonomik
bakımından çok ağır bir durumla karşı karşıyadırlar.
Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına ait ülkelerine geri dönenlere gelince, HAK’nun 2013
yılki raporunda yer alanlarla karşılaştırıldığında onların durumlarında olumlu yönde bir ilerleme
kaydedilmediği görülmeketedir. İstihdam olanakları çok azdır ve ülkelerine geri dönenlerin
mesleki eğitimleri ile ilgili herhangi bir program üzerinde çalışılmamıştır, aynı zamanda
ülkelerine geri dönenlerin çocuklarının örgün eğitimine devam etmeleri yönünde herhangi bir
geçici uygun program da mevcut değildir.
Bu raporun ikinci bölümün üçüncü kısmı hakların adli korunmasına odaklıdır. Bu raporlama
yılı süresince da Kosova yargısını oluşturan mahkemeler ve savcılıklar birlikte farklı türdeki
zorluklarla karşı karşıyaydılar ve bu da hukukun üstünlüğü olan bir adalet sisteminde
vatandaşların güven kaybına neden olmaktadır.
Yukarıda da belirtildişği gibi Kosova Cumhuriyeti yargısındaki birçok sorunlar ile, ülke
genelinde yargının işlevsizliği, medeni ve ceza davalarının oluşturulmasında gecikmeler, geçmiş
yıllara ait görülmeyi bekleyen davaların sayısı, mahkeme kararlarının infazlarında düşük oran,
davaların süreaşımları, yolsuzlukla ilgili hâkimler aleyhine olan kararlar ve davalar, İnsan
25
Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
(AİHS) normlarının pratikte uygulanmaması ve mahkeme kararlarının Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM) göre yorumlanmaması gibi konular dâhildir.
Halkın Avukatı bu raporlama yılı süresince Kosova Kosova Yargı Kurulu (KYK)’na karşı olan
şikâyetleri de kabul etti. Vatandaşların şikâyetlerinin soruşturması yapıldıktan sonra birkaç
durumda insan haklarının çiğnendiği saptaması yapılmıştır. Böylece bu ihlallerin ortadan
kaldırılması ve insan hakları alanında mevzuat iyileştirilmesi için Halkın Avukatı KYK’na ilgili
tavsiyelerini sunmuştur. Yürütmenin en yüksek makamları tarafından yapılan göz ardının
aksine bütün bu vakalarla ilgili Halkın Avukatı önerileri makul süreler içinde uygulanmış
olması KYK ile Halkın Avukatı arasında işbirliği açısından iyiye yönelik bir işarettir.
Adli ve tarafsız yargılama konusuyla ilgili ise raporlama dönemi süresince HAK
vatandaşlardan 548 şikâyet kabul etmiştir ve makul bir süre içinde yargılanma hakkı başta
olmak üzere adil yargılanma haklarının ihlal iddiaları içeren 180 vakanın soruşturmasını
açmıştır. Açılan bütün bu vakalar için HAK soruşturmayı başlatmıştır ve insan haklarını
korumak için alınmış eylemleri ile ilgili değişik türdeki mahkemelerden bilgi talebinde
bulunmuştur. Mahkemeler tarafından gönderilen yanıtlara bakıldığında Halkın Avukatı,
Kosova'nın yargısı bekleyen çok sayıdaki davalarla ilgili sorunla karşı karşıya olduğunu
farketmiştir. KYK’nun yıllık raporuna göre 2014 yılında mahkemeleri bekleyen davaların sayısı
yüksektir ve artma eğilimindedir. Aynı şekilde vatandaşlardan kabul edilen şikâyetlerin büyük
bir kısmı Kuzey Mitroviça’daki mahkemelerin işlevsizliği sebebiyle yargılamanın uzunluğuyla
ilişkin adil yargılanma ile ilgili haklarla bağlantılıdır. Bu durum, hukukun üstünlüğünü
sağlamada önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Sanıkların haklarına gelince daha önceki yıllık raporlarda ve özel raporlarda Halkın Avukatı
devamlı olarak bu hakkın ihlali ile ilgili endişelerini dile getirmiştir. Hatta hala tekrarlanmakta
olan bu hakların çiğnenmesi sadece Halkın Avukatı’nın huzursuz etmemektedir, herşeyden
önce insan haklarının ciddi ihlallerini teşkil etmektedir. Bu raporlama dönemi süresince HAK
bu ihlaller için 148 şikâyeti kabul etmiştir. Kabul edilen şikâyetler, uzun süreli ve haksız
tutuklamaların ceza adalet sistemi için bir sorun olmaya devam ettiğine tanıklık etmektedir. Bu
vakaların soruşturulması sonucunda verilen tutuklama kararlarının birçoğu yeterli gerekçeleri
içermektedir ve sanık için kullanılabilir olan alternatif tedbirlerin az veya hiç kullanılmadıkları
farkedilmiştir.
Önceki raporlarda da yer alan ancak hala endişe vermeye devam eden bir diğer konu ise ister
re’sen tayin edilen avukatların veya sanıkların kendilerinin seçtikleri avukatların koruma ile ilgili
sundukları hizmet konusundaki sanıkların memnuniyetsizliklerine ilişkin çok sayıdaki şikâyetin
olmasıdır. Halkın Avukatı, sorumsuz yetkili temsilcilerin ciddi bir şekilde soruşturulmaları,
hukukun önüne getirilmeleri ve hukuku ihlal ettikleri için onun sonuçları ile karşı karşıya
gelmelerine yönelik Kosova Avukatlar Odası (KAO)’nda etkili mekanizmaların temin edilmesi
gerektiğini düşünmektedir.
Hukuki yollar konusundaki haklara gelince 2014 yılı süresince HAK 255 şikâyet kabul
etmiştir. Bu şikâyetlerin çoğunu yargı sistemine, bakanlıklara, belediyelere, Kosova Polisi’ne ve
kamu şirketlerine karşı olanlardır. Şikâyetler hukuki yolların verimsizliğinden, daha doğrusu
öngörülen yasal süre içinde şikâyetlerin soruşturulmaları ve adli ve idari kararların uygulanması
eksikliği sebebiyle yapılmaktadır.
Şikâyetlerin birçoğu yargı kurumlarına, her düzey mahkemelere ve KYÖD’ne yöneliktir.
Vatandaşların şikâyetlerinin konusu, bazen yıllarca süren gecikmeler, mahkeme süreçleri,
kesinleşmiş kararların uygulanmamaları, davanın tesisi ile ilgili yargıç objektifliğine ilişkin
26
şüpheleri içermektedir. Bu talepelere ilişkin yasal yükümlülükleri ve garanti altına alınmış
vatandaşların yargısal koruma altına alınması gibi yasal haklarını yerine getirmeye başaramayan
bir yargı sisteminin ciddi olan durumunun bir göstergesidir.
Bakanblıklara, yönetime ve belediyelere karşı sunulan şikâyetlerin konusu yukarıda
belirtilenlerin dışında vatandaşların onlardan çeşitli alanlarda talep ettiklerine karşı yanıt
alamamalarını - idari sessizlik- da içermektedir.
Kosova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi yukarıda da belirtildiği gibi “Kosova
Cumhuriyeti’nde Anayasanın yorumlanması için nihai yetkili makam” (madde 112, fıkra 1)dır.
Buna ve Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerini konu eden ikinci bölümün yorumlanması da
dâhildir.
Bu 2014 yılında yeni bir gelişmedir ve ve Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerini konu eden
İkinci bölümünün yorumlanması da dâhil olmak üzere, Yargı için endişe verici bir durumdur.
Bu önemli rolü göz önünde bulundurarak Halkın Avukatı, geçen yılki raporunda da Halkın
Avukatı’nın Kosova Anayasa Mahkemesi’nde yasal bir belgeye karşı itirazda bulunabilirliğini
içeren ve Anayasa Mahkemesi Yasası ile tanımlanan 6 aylık dönemi hakkında tartışma açılması
gerektiğini vurgulamıştır. Halkın Avukatı Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nden bu yasal normun,
daha doğrusu Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 30. maddesinin değiştirilmesi talep etmektedir.
Bu şekilde Halkın Avukatı’nın sınırlamaları tamamaıyla ortadan kalkacaktır, çünkü bu süre
sınırlaması Kosova Cumhuriyeti’nde, siyasi-hukuki benzerliği olan bölge ülkelerinde veya
siyasi-hukuki istikrara sahip diğer Avrıupa ülkelerinde bugüne kadar var olan tecrübeye
dayandırılamaz.
Halkın Avukatı bu raporlama yılı süresince Anayasa Mahkemesi ile ilgili diğer iki endişesi
vardı. İlki yukarıda da tartışıldığı gibi Cumhurbaşkanı Jahjaga (Yahyaga)’nın asgari entelektüel,
yasal ve profesyonel stamndartları yerine getirmemeyen kararnamesine karşı Halkın Avukatı
tarafından yönlendirilen davanın yürütülmesiyle ilgili Kosova Anayasa Mahkemesi’nin kararı;
ikincisi ise Halkın Avukatı, Hükümetin ve KÖK’nun, “IMK” Ferizay – Çelik Fabrikası eski
işçişerin tazminatlarıyla ilgili KAM’nin kararının uygulanması yönündeki devamlı başarısızlığı
hakkında endişelerini ileri sürmektedir. 2010 yılının Aralık ayında verilen bu karar hala
uygulanmamıştır. Halkın Avukatı 2013 yılında hükümete ve KÖK’na KAM’nin kararını
uygulaması tavsdiyesinde bulunmuştur, ancak onlar bu konuyla ilgili susumuşlar ve hala
susmaya devam etmektedirler. Bununla da insan hak ve özgürlüklere ilişkin Kosova devletinin
sorumsuzluk ve ihmalkarlığını teyit edilmektedir.
Her hakkın ayrıntılı raporlamasından sonra bu Raporun dördüncü bölümü HAK’nun yerli ve
yabancı kurumlarla olan ilişkileri ve HAK’nun farklı birimleri tarafından yürürtülen
faaliyetlerle ilgili bazı bilgileri içermektedir. Beşinci bölüm HAK’na 2014 yılı süresince sunulan
şikâyetlerin bir istatistik özeti ile sonuçlanmaktadır.
c. Tamamlama yerine
Geçmiş yılda olduğu gibi Halkın Avukatı dairelerinde, her çalışma gününde veya açık olan
günlerde, HAK merkezinde veya bölgesel dairelerde ya da onbların dışında, tüm Kosova
belediyelerinde, fiziki veya elektronik posta ile, vatandaşların yakınları veya yetkili avukatları
ile, telefonla veya diğer şekillerle şikâyetlerin sunulması için tüm olanakları sağlama da dâhil
olmak üzere tüm iletişim biçimlerini kullanarak, herhangi bir zamanda ve herhangi bir
durumda yardıma ihtiyacı olan vatandaşlara kendi hizmetlerini sunmaya devam etmiştir.
27
2014 yılının Ocak ayının 1’inden aynı yılın Aralık 31’ine kadar tavsiye veya hukuki yardım için
Kosova vatandaşları tarafından 2224 şikâyet ve talep sunulmuştur. Bu da 2013 yılına nazaran
%10’luk bir artış olduğunu göstermektedir. Halkın Avukatı veya onun yardımcılarıyla 207
şikâyetçi “açık günlerde” Priştine’de her ay iki defa ve en az ayda bir kez diğer belediyelerde
görüşmüştür. Bu istatistikler Halkın Avukatı tarafından sağlanan hizmetler hakkında
vatandaşların farkındalığını arttığının olumlu bir işaretidir; ama aynı zamanda insan hak ve
özgürlüklerine saygı, onları koruma ve geliştirme konusunda önümüzde olan uzun bir yolun
da kanıtıdır.
HAK’na bildirilen bütün bu vakalara dayanarak, HAK’na bildirilen 3.000 cıvarındaki şikâyet ve
taleplere nazaran HAK Kosova Cumhuriyeti’ndeki farklı kjurumlarına yönelik 141 tavsiyede
bulunmuştur.
Kuruma sunulan %75 veya 1637 şikâyetin kabul edilemez olarak nitelendirilmiştir. Halkın
Avukatı ve ekibi, kurum kapılarından giren bireylerin ellerindeki şikâyetlerin kabul edilemez
olmasına rağmen, çoğu kez Halkın Avukatı’nın onların sorunlarını çözebilecek ve kamu
kurumlarının işlemsizliği sebebiyle memnuniyetsizlikleri sunmak için son çare olarak
gördüklerini farkındadır. Bu nedenle kurumların faaliyette bulunmaları için yetkilerin var
olmadığı durumlarda da, özellikle de bu durumlarda, Halkın Avukatı, kendisini ifade etme ve
sorunlarını bilfdirme ihtiyacı hisseden herkesi herhangi bi,r ayırım yapmadan dinlemektedir.
Herkes kabul edilmekte, dikkatle dinlenmekte ve mümkün olduğu yerlerde yardım
edilmektedir veya gereken yerde bilgilendirilmektedir. Bu konuda HAK Kosova
Cumhuriyetinin en demokrat kurumu olma çabasındadır. Kosova Cumhuriyeti vatandaşı olan
her kişi Halkın Avukatının önceliğidir.
2013 Yılı Raporu'nun yönetici özetinin sonunda Halkın Savukatı demiştir ki:
İnsan temel hak ve özgürlüklerine saygı ve iyi yönetim kamu mercilerinin görevidir. Öyle ki Halkın
Avukatı kamu kurumlarında olan tüm yetkili kişileri vatandaşların şikâyetlerini göz ardı
etmemelerini çağırmaktadır. Aynı şekilde kamu mercilerinin onları ciddiye almalarını ve Halkın
Avukatı’nın tavsiyelerine yapıcı katkı olarak kabul etmeleri çağrısında bulunmaktadır, çünkü
onlar hatalardan ve eksiklerden ders alma yönünde ve dolayısıyla genel olarak kamu yönetiminin
geliştirilmesi için iyi bir olanak sunmaktadırlar,
Ne yazık ki, bu Raporda da yer aldığı üzere kamu kuruluşlarının büyük bir bölümü, özellikle
devletin en yüksek mercileri bu çağrıyı kabul etmemişlerdir. Buna rağmen Halkın Avukatı,
Ülkenin iyiliği için 2014 yılında yasal yükümlülükleri ve anayasal uyarınca sorumluluk gösteren
ve HAK ile işbirliği yapmaya hazır olan o yetkililere candan teşekkür eder. Halkın Avukatı bu
yılda ve gelecek yıllarda bu yetkililerle işbirliğinin sürdürülmesini memnuniyetle karşılar, aynı
zamanda tüm diğer yetkilileri, özellikle de devletin başında olanları, Kosova Cumhuriyeti’nde
insan hakları konusunda daha hızlı ve sürdürülebilir bir ilerlemenin sağlanması için kendi iyi
örneklerini takip etmelerini davet etmektedir.
28
Birinci Bölüm
Halkın Avukatı Kurumu
Kosova Cumhuriyeti Anayasası (132-135. madde) Halkın Avukatı Kurumu’nu anayasal sınıfta
(düzeyde) tanımlar.3 Halkın Avukatı, kamu mercilerinin yasadışı ve düzensiz faaliyet veya
faaliyetsizliklerinden bireylerin hak ve özgürlüklerini denetler,4 fakat aynı zamanda onların
yararına kamu yetkisine sahip diğer kurum ve kuruluşların da.5 Anayasaya göre, Halkın
Avukatı’nın bir veya birkaç yardımcısı vardır.6 HAK yardımcıların ve işçilerin seçiminde etnik
çeşitliliğe ve cinsiyet eşitliliğine özel önem verilir
1.1.
Halkın Avukatı Kurumu’nun Görev Süresi
Halkın Avukatı’nın, Kosova’da kamu mercileri tarafından kendi hak ve özgürlüklerini ihlal
edildiğini iddia eden her Kosova Cumhuriyeti vatandaşı veya vatandaşı olmayan kişinin
şikâyetlerini kabul etmek ve soruşturmasını yapmak için görev süresi Kosova Cumhuriyeti
Anayasası ve Halkın Avukatı Yasası tarafından belirlenmiştir.
HAK kendi çalışmaları tarafsızlık, gizlilik ve profesyonellik ilkeleri tarafından yönlendirilir;
görevlerini yerine getirme esnasında bağımsızdır ve Kosova Cumhuriyeti’nde belli güce sahip
kurum, kuruluşlar veya diğer yetkililer tarafından yapılan herhangi bir talimat veya müdahaleyi
kabul etmez. Kosova Cumhuriyeti yasal yetkiye sahip bütün kurum, kuruluş ve diğer merciler
HAK’nun taleplerine yanıt vermekle ve hukuka uygun olarak gerekli tüm belge ve bilgileri
sağlamakla yükümlüdürler.
Anayasal 7 ve yasal 8 yetkileri kapsamında Halkın Avukatı, herhangi bir gerçek veya tüzel
kişinin anayasa, yasa veya diğer belgelerde yer alan, bunun yanı sıra insan hakları ile ilgili
uluslararası enstrümanlar, özellikle AİHS yer alan hak ve özgürlüklerinin çiğnendiğini iddia
eden şikâyetlerin soruşturmasını yürütür.
Halkın Avukatı, elde edilen delillerin, gerçeklerin, bulguların veya bilgilerin insan haklarının
ihlal edildiğine dair bir temel oluşturması durumunda re’sen soruşturma yürütebilir. Halkın
Avukatı arabulucu ve uzlaşma rolünü üstlenir; bununla birlikte Kosova Cumhuriyeti’nin
dışında bulunan vatandaşlarına da iyi hizmet sağlayabilir.
Halkın Avukatı, mantıksız gecikme veya yönetimin gücünü kötüye kullanması dışında
mahkemelerde sürdürülen vakalara müdahale etmez. O, aynı şekilde bireylerin kendi
aralarındaki anlaşmazlıklar sebebiyle sürdürülen soruşturmalarla da ilgilenmez. Ancak Halkın
3Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 132-135 maddeler
Aynı yerde, 132. medde
503/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 1. madde.
6Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 133. maddenin 2. fıkrası.
7 Aynı yerde, 132. medde
8 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 15. madde
4
29
Avukatı Anayasa Yasası ve Anayasa Mahkemesi Yasası’na uygun olarak KAM’de hususları
başlatabilir.9
Halkın Avukatı’nın önemli yasal sorumlulukları da vardır. Bunlar sadece insan hakları ihlali
iddialarını soruşturmak değil, aynı zamanda onları çözüme kavuşmasını sağlamak; insan
haklarının bilinmesini sağlamak ve insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi ile
ilgili konularda Meclisi, Hükümeti ve Kosova Cumhuriyeti’ndeki yetkili diğer kurumları
bilgilendirmek; kendi bildirilerini, düşüncelerini, tavsiyelerini, önergelerini ve raporlarını
yayınlamak; Meclis’ten yeni yasaların çıkmasını, çıkan yasaların değiştirilmesi ve
tamamlanmasını, aynı zamanda Kosova Cumhuriyeti kurumları tarafından çıkan tüzük ve idari
yönergelerin değiştirilmesi ve tamamlanmasını tavsiyesinde bulunmak; Kosova
Cumhuriyeti’ndeki insan hak ve özgürlükleri durumuyla ilgili yıllık, periyodik ve diğer raporları
düzenlemek; Insan hak ve özgürlükleriyle ilgili iç mevzuatın uluslararası standartlarla
uyumunun sağlanmasını ve onların etkili olarak uygulanmasını tavsiye etmek; yürürlükteki
Anayasa ve mevzuatlara uygun olarak insan hak ve özgürlükleriyle ilgilenen yerli ve uluslararası
kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak 10 gibileri.
Vatandaşlarına karşı hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi ve gelişmeyi etkileyen, verimli ve
etkili, şeffaf, hesap verebilirlik ve kamu yönetiminin sorumluluğu taşıyan, aynı zamanda
profesyonel yönetimin de talep ettiği iyi yönetişim ve yönetim kültürünün yaratılması ve
geliştirilmesi, Halkın Avukatı’nın ana hedeflerindendir. Halkın Avukatı, vatandaşların kamu
yönetimine, yargı sistemine ve diğer kamu mercilerine karşı güvenin artmasında rol alır.
Vatandaşlar kamu yönetimine karşı yapacaklarını şikâyetleri basit ve ücretsiz bir işlemle
yapabilirler. HAK’na sunulan şikâyetler, kamu yönetim tarafından yapılan faaliyetler,
faaliyetsizlikler veya kararlarına karşı yapılabilir ve bunlar şikâyette bulunanlar tarafından
haksız ya da olumsuz olarak nitelenmiş olabilirler. Bu tür şikâyetlerin soruşturulmasında HAK
hukukçuları kamu kuruluşlarından, mahkemelerden ve önemli diğer kurumlardan konuyla ilgili
bilgiler talep edilerek, aynı zamanda idari ve yargı süreçlerini gözlemlemek gibi hukuki
danışmanlıklar sağlanır.
Halkın Avukatı aynı zamanda kamu mercilerini, haksız ve asılsız eleştirilerden, yanlış
bilgilendirmelerden, yasalara aykırı, amaçlı veya amaçsız faaliyetlerden de korur.
Halkın Avukatı, acil eylem gerektiren durumlarda, şikâyette bulunanların veya onların
mallarına gelebilecek ve onarılamaz olan hasarların meydana gelmesini önlemek için, yetkili
idari kurumun özel bir eylemi uygulaması veya askıya alması gibi geçici önlemelerin alınmasına
yönelik taleplerde bulunur.
Eğer müdahale için talepler ve arabuluculuk çabaları başarılı olmazlarsa, bu durumda Halkın
Avukatı soruşturmalar temin ederek ve insan haklarının veya uygulamadaki yasaların ihlali ile
ilgili kamuya açıklama yaparak ihlalleri önlemeğe konusunda kamu kurum için önerilerle
birlikte rapor düzenleyebilir. Raporlar avukatlık kurumu için son araçtır. Raporların kopyası
ihlali yapan merciye, Kosova Meclisine ve diğer ilgili kuruluşlara teslim edilir. Yasaya göre bu
raporlar medyaya da verilebilir.
Kosova'da en savunmasız olarak kabul insanlardan oluşan birkaç grubun haklarını savunmak
için HAK’nda birkaç yıldır: Çocuk Hakları Birimi, Cinsiyet Eşitliği Birimi ve Ayırım
Gözetmeme Grubu görev yapmaktadır.
9Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 113. maddenin 2. fıkrası ve 135. maddenin 4. fıkrası; Halkın Avukatı ile ilgili
03/L-195 sayılı yasa, 115. madde, 7. fıkra; Kosova Anayasa Mahkemesi ile ilgili 03/L-121sayılı yasa, 29.
madde
1003/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 16. madde.
30
Halkın Avukatı yardımcısının seçilmesiyle HAK bünyesinde Halkın Avukatı yardımcısı
tarafından ve belirli alanlara istinaden diğer özel birimler tarafından yönetilen bölümler
oluşturulmuştur.
Ayrımcılığa Karşı Bölüm içinde şu birimler faaliyettedir: çocuk hakları için; cinsel eşitlik için;
insan ticaretine karşı ve şiddete karşı; engelli kişiler için; topluluk hakları için; sosyal konular
için ve LGBT kişilerin hakları için.
Mevzuat (yasal düzenlemeler) Bölümü, Kosova Cumhuriyeti Meclisi ile ilgili çalışmaların
koordinasyonu; KAM’nde konuların ele alınması ile ilgili koordinasyonu; yasaların ve
tüzüklerin uyum değerlendirmesi; kamu belgelere erişim ile ilgili şikâyetlerin soruşturulması ve
yıllık ve periyodik raporlama ile ilgilenir.
Yürütme Bölümü, Cumhurbaşkanı’na ve Hükümete karşı yapılan şikâyetlerin soruşturulması;
bağımsız kuruluşlara karşı yapılan şikâyetlerin soruşturulması, kamu kuruluşlarına karşı yapılan
şikâyetlerin soruşturulması; çevrenin korunması; İşkenceyi Önleme Ulusal Mekanizması
(İÖUM) ve tüketicinin korunması gibi konularla ilgilenir.
Yargı Bölümü, Yargıya, Savcılığa, Kosova Yargı Kurulu (KYK)’na, Kosova Savcılar Kurumu
(KSK)’na, Kosova Yargı Enstitüsü (KYE)’ne ve Kosova Avukatlar Odası (KAO)’na karşı
yapılan şikâyetlerin soruşturulması ile ilgilenir.
Oysa Halkla İlişkiler Bölümü, sivil toplumla işbirlik ile; Kosova’daki yabancı kurumlarla işbirlik
ile; donörler ve kamuyla işbirlik ile; bunlar yanı sıra eğitim konferanslarıyla ilgilenir.
1.2.
Halkın Avukatı Kurumu’na Erişim
HAK her çalışma gününde haklarının ihlal edildiğini iddia eden vatandaşları beklemektedir.
Onlar, vakaları büyük dikkatle, gizlilik ve profesyonellik içinde ele alan HAK yasal
danışmanları tarafından kabul edilirler. Bu danışmanlar büyük dikkatle delilleri, bilgileri,
belgeleri toplar ve bireylerin insan haklarının ihlal ettiği tüm iddiaları not ederler.
HAK’na Kosova vatandaşlarının ulaşımını kolaylaştırmak için Priştine’deki Merkez Bina
dışında HAK’nun Ferizay, Yakova, Gilan, Mitroviça, İpek, Prizren ve Graçaniça’da bölge
daireleri vardır. Aynı şekilde Mitroviça Bölge dairesi bünyesinde onun alt birimi olarak Kuzey
Mitroviça’da da bir daire çalışmaktadır. HAK dairleri halka hizmet eden, yasal yetkiye dayalı
onların talep ve şikâyetleriyle ilgilenen profesyonel çalışanlardan oluşmaktadır. HAK
dairelerinde vatandaşların şikâyetleri her çalışma gününde (Pazartesi’nden Cuma’ya dek) saat
08:30’dan saat 16:00’a kadar kabul edilir. Ancak acil durumlar çalışma saatlerin dışında da
sunulabilir.
Vatandaşların daha kolay ulaşmaları için Halkın Avukatı ve onun yardımcıları tarafından “Açık
Günler” örgütlenir. Bunlar Priştine’de (ayda iki kez) ve Kosova’nın diğer belediyelerinde (ayda
bir kez) örgütlenir. Bölge daireleri açık günleri medya aracılığıyla, HAK’nun internetteki resmi
sayfası aracılığıyla ve bu belediyelerde tarihleri yayınlanması ile ilgili belediyelerin vatandaşlarını
bilgilendirirler.
Diğer erişim türleri, posta, telefon, telefaks ve her geçen gün daha fazla kullanılmakta olan ve
şu anda Kosova’nın dışında yaşayan vatandaşların şikâyetlerini en çok ulaştırıldığı araç olan
elektronik postadır. HAK’nun Priştine’deki merkezi binasında tüm şikâyette bulunanların
bedava kullanabilecekleri bir telefon bağlantısı mevcuttur.
31
HAK yetkilileri Kosova’daki tüm cezaevlerini ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan insanların
tutuldukları yerleri düzenli olarak ziyaret ederler. Tutuklular ile doğrudan iletişimi sağlamak
için Kosova Islah Hizmeti (KIH) ile ve Kosova cezaevleri yetkili sorumluları ile işbirliği
neticesi olarak, HAK 2014 yılından itibaren Kosova Cumhuriyeti’ndeki tüm cezaevlerinin ve
tutuklama merkezlerinin görünen yerlerinde posta kutularını yerleştirmiştir. Bu kutular sadece
HAK temsilcileri tarafından açılırlar. Bu uygulama, cezaevlerinde ya da özgürlükten mahrum
olan kişilerin tutuldukları yerlerde yerleştirilen kutular sayesinde özgürlükten mahrum bırakılan
kişilerin Halkın Avukatı ile birinci elden iletişim kurmalarını sağlamışlardır. Bu tür kutular
Bürolar ve Ruh Sağlığı Merkezlerinde de yerleştirilmişlerdir, bu da hastaların HAK’na erişimini
sağlamaktadır. Bu bürolar ve merkezler HAK temsilcileri tarafından her ay düzenli olarak
ziyaret edilmektedirler.
1.3.
Uluslararası anlaşmaların ve belgelerin uygulanması
İnsan hak ve özgürlüklerin korunması ve saygı gösterilmesi her ülkenin görevidir. Onların
insan hakları konulu uluslararası anlaşmalara ve belgelere uymaları gerekir, aynı zamanda onları
onaylamaları ve uygulamaları gerekir.
Kosova Cumhuriyeti kendi Anayasasında temel insan hak ve özgürlükleri ile ilgili en önemli
olan uluslararası anlaşmaların ve belgelerin birçoğunu dâhil etmiştir ve bunlar Kosova’da
doğrudan uygulanabilir. İhtilaf durumunda onların yasa hükümleri ve Kosova kamu
kurumlarının diğer belgeleri üzerinde önceliğe sahiptirler.
Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nda açıkça şu uluslararası belgelerin doğrudan uygulanmasını
garanti edilir: İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin
Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi ve onun protokolleri, Medeni ve Siyasi Haklara
İlişkin Uluslararası Sözleşme ve onun protokolleri, Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin
Avrupa Konseyi Çerçeve Sözleşmesi, Irk gibi Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi,
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve
İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşme.11
Bu uluslararası enstrümanların Kosova iç mevzuatında ifade eksikliklerin veya boşluklar
olduğunda da doğrudan uygulanabilir olması, insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması
alanında özel önem taşır.
HAK birkaç durumda bu enstrümanların ihlal edildiğini tespit etmiştir. 2014 yılı süresince
HAK’na sunulan şikâyetler genellikle düzgün yargılama süreci ile ilgili olduğunu tanıklık
etmektedir. 12
Mahkemelerin çözülmeyi bekleyen eski davalarla olan aşırı yükü ve yeni dosyaların ele alınması
ile ilgili gecikmeler ve kesinleşmiş kararların uygulamaya sokulmaması, yıllarca Kosova’da
yargının çalışmasını engellemekte ve bununla Kosova vatandaşlarının adil, düzenli, tarafsız ve
makul bir süre içinde yargılanma hakkı ihlal edilmektedir.
Her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Protokolü imzalamamış olsa da, onun doğrudan İşkence ve
Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesini uygulama yönünde
11Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 22. madde.
6. maddenin 1. fıkrası: “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai
alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve
tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak
görülmesini istemek hakkına sahiptir.”
12AİHS,
32
anayasal yükümlülüğü vardır. Halkın Avukatı, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve
Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesinin Ek İhtiyari Protokol hükümlerinin uygulanması
tutuklu ve hükümlü kişilerin tutuldukları kurumların daha kapsamlı, etkin ve etkili izlenme
uygulanmasını sağlayacak olacağına dair düşüncesini yinelemektedir. Bu doğrultuda İşkenceyi
Önleme Ulusal Mekanizması (İÖUM)’nın bir öncüsü olarak görev yapan Çalışma Grubu
tarafından faaliyetler üstlenilmiştir13 ki bu Protokol ile onun yaratılması öngörülmüştür.14
Halkın Avukatı, Birleşmiş Milletler Örgütü (BMÖ)’nün Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Sözleşmesinin ve Kosova Anayasası’nda Avrupa Sosyal Şartı’nın hariç tutulmasına ilişkin
endişesini bir daha yenilemektedir. Uygun barınma hakkı, çalışma hakkı ve bu istihdamdan
kaynaklanan haklar, sağlık sigortası hakkı ve bir dizi diğer sosyal ve ekonomi hakları bu
sözleşmenin içerdiği haklardan sadece bazılarıdır ki bunların Kosova’da hala yeterli yasal
koruması olmayan durumlardır. Bu nedenle Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nda bu
sözleşmenin var olması Kosova vatandaşlarının ek garantisi, özellikle de onların sosyal ve
ekonomik haklarının savunulması için olarak bir gereksinim olduğunu yeniden
tekrarlamaktadır.
Aynı şekilde Halkın Avukatı, Kosova’da doğrudan uygulanabilir olan insan hakları ve temel
özgürlüklere ilişkin uluslararası belgeler çerçevesinde Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi
içermesi gerektiğini yeniden vurgulamaktadır. Her ne kadar bu sözleşmenin normları önemli
ölçüde Kosova Cumhuriyeti’nde uygulanabilir olan diğer uluslararası belgelerde yer almış olsa
da, bu Sözleşmenin özellikle engellilere adanmış (ki bu kategori ülkenin toplam nüfusunun
yaklaşık % 10'unu oluşturmaktadır ve Kosova'daki tüm sosyal, politik ve ekonomik durumun
tam bütünleşmeyi hedefleyen bir kesimdir) insan hakları ile ilgili en kapsamlı uluslararası
enstrüman olmasından dolayı onun dâhil olması büyük önem arz etmektedir.
Öneriler:

Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na BMÖ Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar
Sözleşmesi’nin ve Avrupa Sosyal Şartı^’nın dâhil edilsin.

Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin
dâhil edilsin.

Tüm Kosova Cumhuriyeti kurumlarının Açıkça Kosova Cumhuriyeti Anayasası
tarafından da gerekli görülen uluslararası enstrümanlarının tam ve eksiksiz
uygulanması konusunda girişimde bulunsun.
13HAK’nun
Yerli Sivil Toplum Kuruluşları (İnsan Hakları ve Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Konsey –
İHÖKİK ve İşkence Mağdurları Kosova Rehabilitasyon Merkezi İMKRM) ile işbirliğinin bir sonucu
olarak Mayıs 2011’de Ortak Çalışma Grubu oluşturulmuştur ve bu kuruluşlarla işbirliği sözleşmeleri
imzalanmıştır.
14Halkın Avukatı, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesinin Ek İhtiyari
Protokol, 3. madde “Her Taraf Devlet ulusal düzeyde İşkence ve kötü, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele
ya da cezanın önlenmesi için bir veya birkaç ziyaret kuruluşu tayin eder veya atar.”
33
34
İkinci bölüm
Birinci kısım – İnsanın temel hak ve özgürlükleri
2.1.
Yaşam hakkı
Yaşam hakkı, temel bir hak ve diğer hakların varlığının ilk koşulu olarak Kosova Cumhuriyeti
Anayasası15 ve AİHS16 tarafından garanti edilmektedir.
2014 yılı süresince, yaşama hakkı ile ilgili HAK 7 şikâyet kabul etmiştir.17 Bunlardan 5’i hala
soruşturma aşamasındadır, oysa diğer 2’si yargısı tamamlanmıştır. Diğer 2’si için re’sen
soruşturma başlatılmıştır. Bunlardan birinin konusu cezaevinde bir mahkûmun intiharıdır.18
Böyle bir durumda mahkûmların intiharlarını önlemek için mercilerin ellerindeki mevcut
araçlarla soruşturmayı yapmaları mecburidir.19
2.1.1. Mahkemelerde işlev bozukluğunun, özellikle gecikmelerin sonuçları
Halkın Avukatı’nı rahatsız eden bir diğer olgu mülkiyet anlaşmazlıklarının çözümü ile ilgili adli
gecikmelerdir ki bazı durumlarda yaşam hakkının çiğnenmesi söz konusudur.20 Şikâyette
bulunan 22.04.2002 tarihinde mülkiyet ispatı ve onun Prizren Belediye Mahkemesi’ne (şimdi
Asliye Mahkemesi) iadesi için dava açmış.21 22.07.2014 tarihinde taraf, Nisan 2002’den
HAK’na şikâyetin sunulduğu tarihe kadar22 davanın soruşturulması için süreçte gecikmeler
olması nedeniyle HAK’na şikâyetini sunar ve bu şikâyetinde bu anlaşmazlığın mahkeme
tarafından 12 yıldır çözülmemesi sebebiyle mülkiyet ile ilgili davalı olan taraflar 29.06.2014
tarihinde kendi aralarında tartışırlar ve bunun sonucunda bir kişi öldürülür, diğer kişiler ise
hafif ve ağır yaralar alır.23
15Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 25. madde
2. maddenin 1. fıkrası
17HAK, A. nr. 18/2014, A. nr. 68/2014, A. nr. 154/2014, A. nr. 177/2014, A. nr. 337/2014, A. nr.
420/2014 ve A. nr. 422/2014 vakaları.
18 HAK, re’sen A. nr. 422/2014 vakası
19Islah Kurumlarında mahkûmların Tedavisi için İdari Yönerge, 38.1. madde “Ruh sağlığının yerinde olmayan kişiler
cezaevlerinde tutulmayacaklarıdır, onlar mümkün olan en kısa bir zamanda ilgili sağlık kurumlarıyla
anlaşmaya varılıp ruh hastalıklarına uygun yerlerde yatırılacaklardır”; İnsan Hakları Kılavuzu Nr.8’e bk.
AİHS’nin 2. maddesinin uygulanması için bir yönerge, Douwe Korf, Yaşam Hakkı, s. 19. Keenan’ın
İngiltere Krallığına karşı; burada devlet bir ruh hastası mahkûmun intihar etmesine yeterli derecede engel
olmadığından bahsedilmektedir.
20HAK, A. nr. 337/2014 vakası.
2122.04.2002 tarihinde Prizren Belediye Mahkemesi’nde protokollenmiş dava.
22AİHS, 6. maddenin, 1. fıkrası ki burada şu garanti verilmektedir: “Herkes, (...) davasının makul bir süre
içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” Aynı ilke Medeni Usul
Yasası’nın 10.1 maddesinde vardır, orada der ki: “Mahkemenin, yargılamanın gecikmeden ve en az
harcamalar ile sürdürülmesi konusunda çaba gösterme ve taraflara yasayla temin edilen yargılama hakkının
elinden alınmasını engelleme zorunluluğu vardır.”
23 Tarafların mülkiyet anlaşmazlığı ile ilgili olan Prizren Asliye Mahkemesi’nin P18.07.2014 tarihli Ppr. nr.
133/2014 sayılı kararına bk.
16AİHS,
35
11.08.2014 tarihli vakayla ilgili Halkın Avukatı Prizren Asliye Mahkemesi’ne davanın gecikme
nedenlerini anlamak için bir yazı gönderdi. 21.08.2014 tarihli olan Mahkeme başkanının
cevabında, 06.03.2013 tarihinde dava yargıcı ön duruşma belirlemiştir, ancak o tarihten bugüne
kadar dava yargıcı bu dosyayla ilgili herhangi bir başka eylemde bulunmadığını belirtmiştir..24
2.1.2. Soruşturmaların eksiklikleri veya gecikmeleri
Halkın Avukatı için ayrı bir huzursuz edici durum da ceza davalarının soruşturmalarındaki
gecikmeler ve yaşam hakkının çiğnenmesi ile ilgili bildirilen vakaların yetkili kurumların
soruşturma eksikliği teşkil etmektedir.
HAK bu yılki raporlama döneminde de bu hakkın ihlalini ve soruşturma sürecinin uzunluğu,
faillerin bulunması, ortaya çıkarılması ve belirlenmesi ve onların adalete teslim edilmeleri gibi
sorumlu kurumlar tarafından yapılması gereken soruşturma eksikliği ile ilgili birkaç şikâyet
kabul etmiştir. Yaşam hakkı ihlali ve trafik kazaları,25 cinayet ve yaralama gibi farklı
sebeplerden ötürü ölüm ile sonuçlanan vakalar cezai suçlardır ve genellikle bunları yapanlar
sorumluluktan kaçmayı ve sorumlu merciler tarafından deşifre edilmemeyi başarırlar.
Toplumumuzun karşı karşıya olduğu en büyük güçlüklerden biri geçmişten devralınan, çağdaş
toplum ilkelerine ve hukukun üstünlüğü olan bir ülkeye aykırı bir eylem sayılan ve alışkanlık
olan kan davalarıdır. Bu doğrultuda özellikle de ilgili niteliklere sahip uzman kişileri barındıran,
düzeni korumakla sorumlu olan ve engellere bakılmaksızın hukukun üstünlüğünü uygulayan
kriminal polis, savcılık ve mahkemeler tarafından yasaların uygulanması önemli bir rol alır.
Koşullara, yaşam hakkının ihlal şekline ve durumuna bakılmaksızın, AİHS 2. maddesine göre
yaşam hakkının ihlali olduğu durumlarda mercilerin bağımsız ve etkin bir soruşturmanın
gelişimini sağlaması gibi yasal görevleri olan görevlerden kaçma hakları yoktur. Halkın
Avukatı’na göre etkili cinayet soruşturma ve mahkeme kararı eksiklikleri, mağdurun
yakınlarının tazminatı istemeleri için mahkemelere başvurmalarını engellemektedir. Öyle ki
soruşturmayı yapma, cezai suçu yapanı ortaya çıkarma ve onların adalet önüne çıkarılmalarını
sağlama ile sorumlu olan yetkili kamu kurumlarının başarısızlıkları durumunda vatandaşlara
tazminatlarını gerçekleştirilmeleri için uygun yasal araçlar temin edilmesi görevi mercilere
düşer. Bu tür mekanizmaların oluşumu gerçekleşinceye dek Kosova adalet sistemi etkili
olmamaya devam edecektir.
Öneriler:
Kosova Islah Hizmeti

Cezaevlerinde ruh sağlığı bozulmuş kişileri tutmamaları, ilgili kurumlar ile
anlaşmaya varıp bu kişiler için uygun kurumlara gönderilmeleri.
Kosova Savcılık Kurulu

Savcılık kurumları polis ile sıkı işbirliği içinde yasal süre içinde hızlı, tam
ve açık soruşturmalar yapmaları ve vakaları tam delil ve ispatlarla
mahkemelere sunmaları.
Medeni Usul Yasası, 420. maddenin 2. fıkrası der ki: “Ana duruşma, ön duruşmanın bittiği tarihten itibaren
en geç 30 (otuz) gün içinde yapılması gerekir.”
25 Kosova Polisi
Trafik Şubesi tarafından 04.12.2014’te kabul edilen bilgiler. Kosova’da 01 Ocak – 30
Kasım 2014’e kadar sadece trafik kazalarından 116 ölüm gerçekleşmiştir.
24
36
2.2.
İnsan onuru ve kişisel bütünlük
İnsan onuru ve kişisel bütünlük hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile garanti edilmiştir26 ve
bunlar birbirleriyle bağlıdırlar, çünkü insanın onuru insan şahsiyetinin ve kişiliğinin ayrılmaz
bir parçasıdır.
2.2.1. İnsan onurunun ezilmesi
HAK raporlama dönemi süresince insan onurunun çiğnendiğini iddia eden farklı şikâyetleri
kabul etmiş ve ele almıştır.
HAK’nun soruşturma açtığı şikâyetlerden biri Mitroviça şehrinde bir annenin vakasıdır.
Mitroviça’daki parti şubelerinden biri siyasi amaç için, annenin izni olmadan Facebook sosyal
paylaşım sitesinde çocuğunun fotoğrafının yayınlamış ve böylece bu durumda çocuğun
onurunu ve mahremiyetini zarar vermiş. HAK temsilcileri yazışmalar aracılığıyla sürekli temas
ve iletişim yoluyla Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Kamu Kurumu (KVKYKK)’ndan
yasalara uygun olarak gelecekte bu tür durumların meydana gelmemesi amacıyla bahsi geçen
partinin cezalandırılmasını talep etmiştir. HAK temsilcileri aynı şekilde parti temsilcileri ile
yaptığı iletişimlerde bu fotoğrafın sosyal paylaşım sitesi Facebbok’tan kaldırılmasını talep
etmiştir. Partinin vermiş olduğu yanıttan anlaşılmıştır ki Halkın Avukatı’nın girişiminden ve
talebinden sonra sosyal paylaşım sitesinden fotoğraf kaldırılmıştır.27
İnsan onurunun ihlalinin bir diğer biçimi Kosova'daki özel işgücü piyasasında işçilerin
durumudur ki aşırı durumlarda kölelik özelliğine dönüşmektedir. HAK’nun
soruşturmalarından bir tanesi de Kosova'da özel bir güvenlik şirketi tarafından insan
haklarının bir dizi ihlaller yaptığı tespit edilmiştir. Bu şirkette çalışan işçi 2010 yılından itibaren
haftada 7 gün herhangi bir istirahat günü olmadan gece gündüz vardiyeli olarak çalışmıştı ve
bu şekilde çalışma hakkı, yıllık izin hakkı ve gece vardiyası için ek ödenek hakkına saygı
gösterilmemişti. Bu şirkette 4 yıllık bir çalışma tecrübesinden sonra bu kişi herhangi bir sebep
olmaksızın ve önceden bilgilendirme yapılmadan işten uzaklaştırılmıştı.28
Bu verilere dayanarak ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (İHEB)’nde yer alan “Çalışan herkesin
kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir
yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.”29 sözleriyle bağlantı kurarak Halkın
Avukatı bu durumda çalışma saatlerinin, günlük, haftalık ve yıllık iznin, aynı zamanda mesai
saatleri içinde ve dışında yapılan çalışmalar için ödenecek ücretin belirlendiği Çalışma
Yasası’nın ihlali hariç,30 burada çalışan insanların ve özel şirketlerde çalışan diğer birçok işçinin
Kosova’da yürürlükte olan yasalarca öngörülen temel haklara sahip olmayıp insan onurunun
ihlalinin de söz konusunun olduğunu düşünmektedir. Bu olgu maalesef Kosova'daki özel
ekonomik operatörlerin birçoğunda mevcuttur, böylece bir tarafta en kaba bir şekilde
ekonomik krizden ve büyük sayıdaki işsizlikten, diğer tarafta da Kosova’da çalışma mevzuatına
saygı ve onun uygulanmasını ile ilgilenmesi gereken özellikle Çalışma Müfettişliği gibi sorumlu
26Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 23 ve 26. maddeler.
A. nr. 152/2014 vakası
28HAK, A. nr. 453/2014 vakası
29İHEB, 23. maddenin, 3. fıkrası
3003/L-2012 sayılı Çalışma Yasası, 20, 28, 30 ve 32. maddeler
27HAK,
37
kamu kurumlarının gözardı etmelerinden istifade edilmektedir. HAK temsilcisi Çalışma
Müfettişliği temsilcileriyle yaptığı görüşmede gelecekte bu tür durumların yaşanmaması için
özel şirketlere karşı tedbir alınmasını talep etmiştir.
Halkın Avukatı insan onuru ve haklarının çiğnenmesini önleme amacıyla pratik ve etkin bir
yaklaşım yapması konusunda kararlıdır. Bu nedenle, Kosova’da özgürlüklerinden yoksun
bırakılan kişilerin düzenli ziyaretleri ve Priştine’deki yaşlı ve aile bakımına muhtaç insanların
yaşadığı yerlerin (huzur evlerinin) periyodik ziyaretler onun çalışmalarının ayrılmaz bir
parçasıdır. Bu ziyaretler o yerlerde Kosova’da uygulanmakta olan ve uluslararası standartlara
uygun olan insan onurunun korunması ve saygı gösterilmesine yönelik hizmet etmektedir.
Özel bir kaygıyı ise yoksulluk içinde yaşayan insanların, ailelerin onurunun korunması teşkil
eder. İstatistiklere göre Kosova’da insanların %29,7 genel yoksulluk içinde yaşamaktadırlar,
oysa aşırı yoksulluk içinde yaklaşık %10,2 yaşamaktadır.31 Buna dayanarak zor ekonomik
şartlar altında yaşam Kosova toplumunda bu kategori için onurlu bir yaşam için çok arzulanan
bir şey olarak kalmaktadır.
2.2.2. Kişisel bütünlük
Kişisel Bütünlük hakkına gelince, HAK aynı şekilde konuyla ilgili birkaç şikâyet kabul etmiştir.
Bir bayan şikâyetçinin vakası tipiktir. O Kosova’daki özel hastanelerden birinde sağlık
ziyaretlerinde şüpheli bir durumda kendi arzusu olmadan ameliyat edilmiştir,32 bu şekilde
kendi iradesi dışında tıbbi tedaviye tabi tutulmama hakkının ihlali yapılmıştır.33
Halkın Avukatı, Kosova Cumhuriyeti Anayasasına dayanarak herkesin üreme ilgili kararları,
vücudu üzerinde kontrol sahibi olma, kendi iradesi dışında kendi sağlık muayenesinin
yapılmaması ve kendi rızası olmadan tıbbi veya bilimsel deneylerin bir parçası olmama
hakkının var olduğunu yinelemektedir. AİHM de vurgulamıştır ki kendi rızası olmadan tıbbi
tedavi için bir kişiyi zorlanması onun bütünlüğünü ihlal etmek demektir.34
İnsan onurunun ve bütünlüğü ihlal edilen en sık ve en olası mağdurları
Emekliler, engelliler, ekonomik ve sosyal yönden ağır durumda olan yoksul kişiler ve çocuklar,
çocuklar, bayanlar, azınlık toplumlarına ait kişiler vb. gibiler genellikle nüfusun en savunmasız
sınıflarında yer alan insanlardır.
Halkın Avukatı, daha önceki raporlarda olduğu gibi bu raporlama döneminde de Kosova
emeklilerin özel ilgi durumunun olduğunu yeniden hatırlatır. HAK’na sunulan şikâyetlere
bakıldığında konunun ağır olduğu görülmektedir. Kosova emeklilerinin devletten aldıkları
emeklilik maaşları, onların çalışmaları ve yasalarla düzenlenen haklarından ziyade hala daha
çok bir sosyal yardıma andırmaktadır. Kosova emeklilerin toplum için yıllarca sarf ettikleri
katkılara dönük aldıkları mali ve maddi tazminat, aynı zamanda sosyal yardım alanlar ve
yoksulluk içinde yaşayan çocuklar Kosova'nın bu sınıflar için onurlu bir yaşam
sağlamamaktadır.35
31Kosova
İstatistik Kurumu (KİK), 12.12.2014’te http://esk.rks-gov.net’te yayımlanan 2014 yılı Kosova
Cumhuriyeti İstatistik Yıllığı, 2014.
32HAK, A. nr. 310/2014 vakası
33Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 26. maddenin 3. fıkrası.
34AİHM, Glass v. United Kingdom, Application no. 61827/00, Judgment, 09.03.2004,
http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx?i=001-61663 (09.12.2014) yayınlanmıştır.
35HAK, 2013 Yıllık Rapor, s. 27 ve 110.
38
Aynı şekilde vatandaşların ve Kosova Cumhuriyeti kurumlarının karşılaştıkları zorluklar hala
engelli kişileri insan onurunun korunmasıdır. Daha önceki raporlarda olduğu gibi HAK, bu
raporlama dönemi süresince da Kosova Cumhuriyeti’nde bu sınıfın durumu iyileşmeler
olmadan son derece zor olmaya devam ettiğini hatırlatır ve yineler. Halkın Avukatını özellikle
endişe eden durum birinci amacının bu sınıfta yer alan insanlarının ayrımcılığı hafifletmesi
amacını taşıyan özellikle hukuki altyapının uygulanmayışıdır.36
İnsan hakları ihlali, onur ve kişisel bütünlüğün ihlali kişinin kendi haklarını koruma, talep etme
ve onun için savaşma konusunda güçsüz olduğu durumlardaki gibi daha çok birey için
olumsuz durumlarda meydana gelir.
Halkın Avukatı’na göre Devletin yükümlülüğü yalnızca insan onuru ve onun kişisel bütünlük
dokunulmazlığı anayasa garantisi altına almak olmadığını düşünmektedir. Bu, demokratik bir
toplumda sadece iyi bir girişimdir, ama yeterli değildir. Demek ki devletin yükümlülüğü her tür
araç ve her tür ortamda insan onuruna saygıyı sağlaması ve onu korunmasıdır.
2.3.
Özgürlük ve güvenlik hakkı
Bu hak Kosova Cumhuriyeti Anayasası37 ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşme38 ve AİHS 39 gibi diğer uluslararası belgelerle garanti edilmektedir.
AİHM, AİHS’nin 5. maddesinin önemi ve amacını belirtmiştir.40 AİHM bu maddeyi, belirli
bireyin fiziksel güvenliğini koruyan temel haklardan birinci sıraya koymuştur. Bu mahkemeye
göre bu maddenin esas amacı keyfi ve haksız olarak yapılan özgürlükten yoksun bırakmanın
önlenmesidir.41
Halkın Avukatı’na, bu dönem süresince keyfi ve hukuka aykırı olarak yapılan özgürlükten
yoksun bırakma şikâyetler gelmemiştir. HAK temsilcileri cezaevlerine, tutuklama merkezlerine
ve polis karakollarındaki gözaltı merkezlerinde bir dizi ziyaretler yapmışlardır. Gözaltına alınan
kişilerle yapılan görüşmelerin birkaçında kişiler Tutuklama kararları, kesinleşmiş bir karar
verilinceye kadar yargı davalarının gecikmeleri referans alarak kendi hak ve özgürlüklerinin
çiğnendiği iddialarında bulunmuşlardır.
HAK tarafından soruşturulan ve takip edilen vakalarda referans tutukluluk süreleridir. Bu
durumlarda tutukluluk hali 4 (dört) yıl sürmektedir ve bunlar bu raporlama anına kadar hala
yetkili mahkemelerce ele alınmaktadırlar.42
Halkın Avukatı, adaletin etkin yönetimi görev ve yetkili makamların sorumluluğunda olduğunu
yineler, bu da belli durumlarda sanık olan kişinin tutukluluk halinin yasal süreyi aşmamasını
temin eder. Tutukluluk süresi insan hak ve özgürlüklerini konu eden yerel ve uluslararası
belgelerle tam bir uyum içinde olması gerektiğini yineler.
36Aynı
yerde, s. 27.
Cumhuriyeti Anayasası, 29. madde.
38Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, 9. madde.
39AİHS, 5. madde.
40AİHM, McKAY v. The United Kingdom, Application no. 543/03, Judgment, 3 October 2006,
http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx#{%22dmdocnumber%22:[%22808945%22],%2
2itemid%22:[%22001-77177%22]} (08.12.2014) yayınlanmıştır.
41Aynı yerde.
42HAK, A. nr. 442/2014 ve A. nr. 197/2013 vakaları.
37Kosova
39
Halkın Avukatı tutuklama tedbiri sadece böyle bir şeyin gerekli olduğu durumlarda alınması
gerektiğini, oysa tutuklama kararı açıkça yasal dayanağı olması gerektiğini yinelemektedir;
çünkü bu tür bir gerekçe sanık için önemlidir, öyle ki o bununla hakkı olan alınan karara karşı
gelebilir. Bu talep AİHM kararı ile uyuşmaktadır ki bu kararda denmiştir ki her vakada
tutuklama tedbirirnin verilmesine ilişkin yasal dayanağın açık olması gerektiğini ve
mahkemelerin bu tür tedbiri gerekçelendirmeleri gerektiğini vurgulamaktadır.43
Aynı şekilde, onların sorumluluğu altında olan ve gözaltı, tutuklama ve cezaevlerinde tutulan
kişilerin güvenliğini garanti altına alma sorumluluğu yetkili mercilerindir.
Bu raporlama dönemi süresince Dubrava Islah Merkezi (IM)’nde mahkûm olan bir kişi kaldığı
hücrede tecavüze uğradı.44 Halkın Avukatı yetkili mercileri onların sorumluluğu altında olan
kişilerin güvenliğini garanti altına alma konusunu yineler. Oysa bu durumlarda olayların açığa
kavuşması için etkili ve bağımsız soruşturmaların yapılması mecburidir
Öneriler:

Kosova Yargı Kurulu, tutukluluk gecikmelerinin önlenmesi ve tutukluluk
vakalarının makul bir süre içinde ele alınmasını sağlama amacıyla adaletin
etkin yönetimini sağlamak için gerekli önlemleri alması,

Adalet Bakanlığı, daha doğrusu Kosova Islah Hizmeti (KIH), yasal
yükümlülüklerine dayanarak gözaltı merkezlerinde, tutuklama yerlerinde ve
cezaevlerinde bulunan ve onların sorumluluğu altındaki kişilerin güvenliği
sağlamak için gerekli tüm önlemeleri alması
2.4. İşkencenin durdurulması
2.4.1. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin kaldıkları yerlerin
ziyaretleri
Halkın Avukatı 2014 yılında anayasal ve yasal yetkiler uyarınca işkencenin önlenmesi için,45
tüm ıslah ve tutuklama merkezlerini, aynı zamanda özgürlüğün kısıtlı olduğu yerleri aylık
düzenli ziyaretlerde bulunmuştur
HAK ruh sağlığı ve sosyal bakım kurumlarını, aynı şekilde İltica Merkezi’ni ziyaret etmiştir.46
Bu yerler özgürlükten yoksun bırakılma klasik yerlerini temsil etmemektedirler, ancak HAK bu
yerleri İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesinin
Ek İhtiyari Protokolü (İZİADKS)’nün 3. maddesinin 20. fıkrasından doğan yetkilerine uygun
olarak yapmaktadır.47
43AİHM,
Danalchi v. The Republic of Moldova, Application no. 25664/09, Judgment, 17.12.2013,
http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx?i=001-126353#{%22itemid%22:[%22001126353%22]} (8.12. 2014) yayınlanmıştır.
44HAK, vaka re’sen A. nr. 422/2014.
45Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 27. madde ”Hiçkimse işkenceye, zulme, insanlık dışı muameleye ve
aşağılanmaya tabi olamaz.”
46Halkın Avuukatı Uluslararası Mülteci Günü’nde 20.06.2014 tarihinde İltica ve Mülteci yerini ziyaret
etmiştir. Bu merkezde 9 kişi vardı. Bu merkez sığınmacılar için en yüksek Avrupa standartlarını
karşılamaktadır.
47İZİADKS BM 57. Genel Kurulu’nda 18.10.2002’de A/RES/57/199 yasa tasarısıyla kabul edilmiştir ve
yürürlüğe 22.06.2006 tarihinde girmiştir.
40
Bu kurumlardaki ziyaretler müdürlükler ve çalışanlar işbirliği neticesinde gerçekleşir. Oysa
HAK yetkilileri kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişileri tutuldukları tüm alanlara
herhangi bir erişim engeli yoktu; aynı şekilde temaslarda bulunacak kişileri seçerken tam bir
özgürlüğü vardı.
2.4.2. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin şikâyetleri
HAK 2014 yılı süresince dolaşım özgürlüğü kısıtlı olan cezaevleri, gözaltı ve tutuklama
merkezleri ve diğer kurumlarda toplam 161 izleme ziyareti gerçekleştirmiştir.
Şikâyetler bu merkezlerde yerleştirilen kutulardan, posta, telefon çağrıları, ailelerinden,
avukatlarından veya o kurumlarda çalışan sosyal işçileri aracılığıyla alınmışlardır. Acil nitelikteki
şikâyetler, çoğunlukla posta veya telefon aracılığıyla ya da doğrudan ıslah merkezinin yönetimi
aracılığıyla hemen işleme alınır. Şikâyet kutularının açılmaları bu kurumlarda yapılan düzenli
ziyaretler esnasında olur.
Kabul edilen şikâyetleri çoğu genellikle mahkeme kararlarına, Şartlı Tahliye Masası (ŞTM)’na,
sağlık tedavisine, hafta sonu izinlerinin verilmemesine, nakillere, iadelere yöneliktir
2.4.3. Şartlı tahliye
ŞTM, şartlı tahliye olma hakkını elde eden kişilerin başvurularını ele almaya devam etmiştir.
HAK’nun genel endişesi bu Masanın devamlı üç ve dörtte birinin yedek olmasıyla ilgilidir48 ve
çıkar çatışması nedeniyle bu masanın belli üyelerinin hem yargıç ve hem de savcı dışlanması
gerektiği durumlarla karşı karşıya gelmesinin kaydedilmesinden sonra bu endişenin doğru
olduğu ispatlanmıştır. Bu nedenle çıkar çatışması söz konusu olduğunda pasif denilen başka
üyelerin atanmasına karar verilmiştir.49
ŞTM 34 duruşma yapmıştır ve bu esnada ıslah merkezlerinden gelen listeye göre belirlenmiş
234 vakayı soruşturmuştur. ŞTM tarafından bu dönem süresince 56 kişinin şartlı tahliyesini
gerçekleştirmiştir; oysa Kosova Şartlı Tahliye Hizmeti (KŞTH)’nin gözetimi altında 88 vakanın
cezaevinden şartlı tahliyesi vardı, bunlardan 32 tanesi geçen yıllardan aksamıştır. Bu vakalardan
ikisi kadındı ve bunlardan biri denetimi (bakımı) başarıyla tamamlamıştır, oysa diğeri hala
denetim programındadır.
2014 yılında toplam sayıdan 36 kişi başarıyla gözetimi tamamlamıştır, oysa 50 kişi hala
KŞTH’nın gözetimi altındadır. Raporlama yılı süresince 2 vakada gözetim sorumluluklarını
başarılı bir şekilde uymamışlardır ve bunun için ŞTM şartlı tahliye kararını iptal etmiştir.
Tahliye Sonrası İlgilenme Programı‘nda 38 reşit olmayan kişi yer almıştır. Bunlardan 11’i
48HAK,
2013 Yıllık Rapor.
Şartlı Tahliye Masası’nın örgütlenmeyi ve idaresini düzenleyen 01/39 sayılı Yönetmeliğin 22.
maddesine dayanarak 01/196 sayılı 14.05.2014 tarihli kararıyla yedek yönetimi atamıştır, ancak bu sadece
başkanın duruşmadan uzaklaştırılması durumları içindir. Aynı şekilde KYK Şartlı Tahliye Masası’nın
örgütlenmeyi ve idaresini düzenleyen 01/39 sayılı Yönetmeliğin 22. maddesine dayanarak 129 sayılı
16.09.2014 tarihli kararıyla yedek yönetimi atamıştır, ancak bu sadece iki üyenin duruşmadan
uzaklaştırılması durumları içindir.
49KYK,
41
geçmiş yıllardan gelmiştir. Bu sayıdan 17’si programı başarıyla tamamlamıştır, oysa diğer 21’i
için denetim devam edilmektedir.50
HAK bu yıl süresince çok az salıverme, alınan kararın zamanında bildirilmemesi, kararların
düzenleyişleri, yeterli reddedilme gerekçelerin olmayışı gibi konuları içeren ŞTM kararlarına
karşı yapılan büyük sayıda şikâyetler kabul etmiştir. Tüm bunlar görüldüğü kadarıyla
mahkûmlar arasında hoşnutsuzluklar yaratmıştır ve bu sebeple 93 hükümlü tarafından
imzalanmış dilekçeye istinaden HAK sunulan şikâyeti soruşturulmasını açmıştır. Şikâyetle ilgili
ŞTM’nın gözetimini yapan KYK’na yazılı yönlenmiştir.51
HAK aynı şekilde ŞTM’ye karşı başka 63 hükümlü tarafından imzalanmış dilekçenin de
soruşturmasını açmıştır.52 Hükümlüler, Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası (KCCY)’nun 3.
maddesinde yer alan ve daha elverişli hükümleri içeren haklarının çiğnendiği53 konusunda
şikâyette bulunmaktadır. Şikâyetçiler KCCK’nun 2013’te yürürlüğe girmesinden önce yasalarla
mahkûm edildiklerini iddia etmektedirler,54 bununla onların Masanın şartlı tahliye edilmesi
sırasına girme hakkının çiğnendiği söz konusudur, çünkü onlar cezalarının yarısını zaten
çekmişlerdir ve bu da hüküm giydikleri dönemde bu şekilde öngörülmüştü.55
2.4.4. Sağlık Hizmetleri
AB’nin desteği ile Kosova Adli Psikiyatri Enstitüsü (KAPE)’nün açılışı gerçekleşmiştir.56
Burada farklı cezai suçları işleyen kişiler ve adli – psikiyatrik inceleme dışında bu enstitüde
farklı tedavilere de ihtiyacı olan kişiler tutulacaktır.
Bu enstitü 36 yatak kapasitelidir ve bunlardan 12’si adli – psikiyatrik inceleme içindir, oysa
kalan 24’ü zorunlu tedavi içindir. Burada toplamda 12 kişi yerleştirilmiştir, bunlardan 6’sı
değerlendirme ünitesinde diğer 6’sı ise zorunlu tedavi ünitesindedir.57 Bu Enstitüye
yerleştirilen kişiler mahkeme kararına istinaden gelirler ve ister kendisine, ister de işçilere zarar
verebilecekleri için güvenliği sağlamak için gardiyanlar temin edilmiştir. KAPE şu anda
Üniversite Klinik Hastanesi Hizmeti altında hizmet vermektedir, ancak Enstitünün Sağlık
Bakanlığı bünyesine geçme yönünde çalışmalar sürdürülmektedir.
50HAK
bilgileri KŞTH Tedbirler ve Alternatif Yaptırımların Bölümü yöneticisi Sayın Armend Mustafa’dan
temin etmiştir.
51HAK, A. nr. 443/2014 vakası.
52HAK, A. nr. 553/2014 vakası
5304/L-082 sayılı Kosova Ceza Yasası, 01.01. 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve 3. maddesinin 2. fıkrası der
ki: “eğer yürürlükteki yasa kesinleşmiş karardan önce değişirse, o zaman suçu işleyene karşı daha uygun
olanı uygulanır.”
54Aynı yerde, 94. maddenin 2. fıkrası der ki: “En az 5 (beş) yıl hapis cezası öngörülen cezadan hüküm giymiş
kişi, verilen cezanın üçte ikisini yapmış olması durumunda şartlı tahliye edilebilir […]”.
552003/25 sayılı Kosova Geçici Ceza Yasası, 80. maddenin 2. fıkrası der ki: “Hüküm giymiş ve hapis cezasının
yarısını yapmış olan kişi şartlı tahliye edilebilir ve hapis cezasından serbest kalabilir, ancak kendisi cezanın
bitmesinden önce başka cezai suç işlememsi durumunda geçerlidir.”
5613.05.2014’te KAPE’nin açılışı yapılmıştır, oysa uzman kadornun tamamlanması 04.08.2014’te başlamıştır
ve bu kişiler gerekli tüm eğitimlerini tamamlamışlardır ve çalışmak için hazırdırlar.
5727.10.2014’te Halkın Avukatı KAPE’nü ziyaret etmiştir ve oranın müdürü olan Sayıın Gani Halilaj ile
görüşmüştür. KAPE’nün binası hastaların barınma ve tedavisiyle ilgili en yüksek Avrupa standartlarını
karşılamktadır.
42
Raporlama dönemi süresince Adalet Bakanlığı (AB)’ndan Sağlık Bakanlığı (SB)’na
sorumlulukların devri için anlaşmanın uygulanmasını başlamıştır.58 Cezaevlerinde Sağlık
Hizmetlerinin İşlevi ile ilgili İdari Yönerge çıkmıştır,59 aynı zamanda protokollerin
hazırlanması üzerinde çalışılıyor ki bu da AB2Dan SB’na naklin başarılı bir şekilde
gerçekleşmesi için temel unsurdur. Tutulan yerlerde işkence ve kötü muamelenin engellenmesi
ve belgelenmesi için bir belge olan İstanbul Protokolü Bütünleşmesi, Danimarka (Dignity
Institute) ile KİMRM anlaşma neticesinde İÖUM’nı Enstitülerini gelişmesini sağlamaktadır.60
Raporlamayı kapsayan bu dönem süresince planlanan bütün tedarikler için (ilaç, ofis, temizlik
malzemeleri vb) sözleşmeler tamamlanmıştır. İşçilerin Sağlık Bilgi Sistemi eğitimi
tamamlanmıştır, aynı zamanda gerçekleşen oranda ödenecek olan danışmanlar konusu da
düzenlenmiştir.61 Aynı zamanda 11 sağlık çalışanı (2 doktor, 6 hemşire, 1 psikolog, 1
stomatolog ve yarı gün çalışacak olan 1 psikiyatır) olan Yakova’daki Yüksek Gübvenlikli
Cezaevi YGC) Sağlık Merkezi de işlevselleştirilmiştir. Tüm sağlık enstitüleri zinciri içinde
mahkûm hastalarla çalışılması bBilgi Genelgesi ile düzenlenmiştir.62 Oysa KÜKM’nde güvenli
odaların işlev görmemesi endişe vericidir.
Buna rağmen HAK, ilaç eksikliği, uygun olmayan barınma ve sağlık ile ilgili diğer konularda
şikâyetleri içeren ve ıslah kurumlarında sağlıkla ilgili olan belli sayıda şikâyet kabul etmiştir.
Şikâyetlerin tümüyle ilgili HAK vakalarla ilgili soruşturma başlatmıştır ve sorumlu
kurumlardan yasalara göre gerekli olan ilaçları temin etmesi talebinde bulunmuştur.63
2.4.5. Aşırı kalabalık
Daha önceki yıllık raporlarda da Halkın Avukatı devamlı olarak kişilerin özgürlüklerinden
yoksun tutulduğu merkezlerdeki aşırı kalabalık sorununu ön plana çıkarmıştır ve kurumlardan
önlenmesini talep etmiştir. YGC64 ve KAPE’nin açılması aşırı kalabalığın azalmasına etki
13.06.2013’te SB ile AB arasında, AB’dan SB’na sorumlulukların devri ve ıslah kurumlarında sağlık
hizmetlerinin sağlanmasını kapsayan İşbirliği Sözleşmesi imzalnmıştır.
59 Kosova Cumhuriyeti Hükümeti’nin 201. toplantısında 22.10.2014 tarihli 02/201 sayılı karar ile kabul
edilen 05/2014 sayılı İdari Yönerge.
60“ Danish NPM/Dignity Institute’den olan Jens Modvig ile işbirlik içinde 11.12.2014’te “Cezaevi sağlık
personeli için İstanbul Protokolü bütünleşme” konulu Çalıştayda KİMRM icra müdürü Sayın Feride
Rushiti ile yapılan görüşme.
61 Cezaevleri Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Sayın Milazim Gjocaj ile 11.12.2014’te gerçekleşen görüşme.
62 Kamu sağlık kuruluşlarında mahkûm hastaların tedavisi ile ilgili olan 27.11.2013 tarihli 03/2013 sayılı Bilgi
Genelgesi.
63HAK, vaka A. nr. 420/2014, 16.12.2014 tarihli Dubrava Cezaevine karşı mahkûmun eşi tarafından sunulan
ve eşinin Dubrava Cezaevi’nde gerekli ilaçlarla tedavi edilmediği ve onun hayatının tehlike altında
olduğunu iddiasını taşıyan şikâyet. Mahkûm kalp damar ameliyatı geçirdikten sonra kalp hastasıdır.
17.09.2014’te cezaevi müdürlüğü elmek ve telefon aracılığıyla konuyla ilgili ve mahkûmun eşinin endişesi
konusunda bilgilendirilmiştir. Aynı gün mahkûmun sağlık durumunun kötüleşmesi neticesinde mahkûm
İpek Bölge Hastanesine tedavi için sevk edilmiştir. 19.09.2014’te HAK temsilcileri İpek Hastanesi’nde
olan mahkûmu ziyaret etmişler ve nöbetçi doktor kendilerine mahkûmun sağlık durumunun çok ağır
olduğunu ve uygun bir tedaviye ihtiyaç olduğunu söylemiştir. Bütün bunlar cezaevi müdürlüğüne
aktarılmıştır ve onlar da mahkûmun tedavisi için hastaneye yatırılacağı söz verilmiştir. 25.09.2014’te
HAK’una mahkûmun cezaevi hastanesine yerleştirildiği ve İpek Hastane’si doktorlarının önerilerinin
tatbik edildiği iletilmiştir. 01.10.2014’te HAK temsilcileri mahkûmu cezaevinde ziyaret etmişlerdir ve
mahkûm kendilerine cezaevi sağlık çalışanları tarafından kendisine yapılan muamele konunda memnun
olduğunu söylemiştir.
6418.12.2013’te Poduyeva’ya bağlı Gırdovça’da YGC’nin açılışı yapıldı.
58
43
etmiştir. Buna rağmen birçok ıslah evinde yapılan tadilat çalışmaları ve Priştine’de ve Gilan’da
Tutuklama Merkezlerinindeki (TM) çalışmaların tamamlanmaması aşırı kalabalığın bu yılki
raporlamanın da rahatsız edici unsuru olmasını sağlamıştır.
Raporlama döneminde ıslav merkezlerindeki nüfus durumu şöyleydi:
- Dubrava Islah Merkezi (IM), konaklama için yüksek kapasiteli merkezlerinden biri olarak bu
yıl da aşırı kalabalık sorunuyla karşılaşmıştır. Bunun böyle olmasının sebebi yapılan tadilatlar
ve bazı koğuşlarda, örneğin yüksek tehlikeli kişilerin tutulduğu 8. koğuşta diğer mahkûmların
yerleştirilmeleri mümkün olmamıştır.
- Lipyan IM’nin O koğuşunu tadilattan geçirmektedir ki bu koğuşta daha önce kadınlar
kalmıştır, oysa şimsi ihlal edenlerin koğuşunda kalmaktadırlar. Orada 43 kadın vardır,
bunlardan ikisi yetişkin değildir.65 Diğer koğuşlarda 45 yetişkin olmayan kişi vardır. İhlal
suçlusu olan dokuz kişi çalışmaları için tutulmuşlardır, diğerleri ise diğer merkezlere
nakledilmişlerdir.66
- Yarı açık tipinde olan Smrekoniça’daki IM’nin koğuşlarda 200 kişi, kabul veya öyle denilen
geçiş odalarında 16 kişi kalabilecek kapasitededir. Burada 201 kişi vardır.67
- Gırdovça YGC’nin 390 kişilik kapasitesi vardır ve ilk mahkûm kabulünü 31.05.2014’te
yapmıştır, oysa şu anda 82 mahkûmu vardır.68
- Lipjan’daki TM’nin 170 kişilik kapasitesi vardır. Binanın B ve C tarafları iki aydan fazla
tadilattadır ve bu da 96 kişiden ibaret aşırı kalabalığı olmasına sebebiyet vermiştir.69
- Mitroviça’daki TM’nin 55 kişilik kapasitesi vardır ve burada 39 kişi bulunmaktadır.
- Prizren’deki TM’nin 92 kişilik kapasitesi vardır, şu anda 97 kişi mevcuttur; oysa bazı
tadilatları ve badanayı son zamanlarda tamamlanmıştır.70
- İpek’teki TM’nin 80 kişilik kapasitesi vardır, artı 6 yalnızlık koğuşu vardır. Burada 71
mahkûm yatmaktadır, artı 1 kişi KAPE’ne gönderilmiştir. Bu merkezin banyosunda bazı
çalışmalar yapılmaktadır ki bu çalışmalar merkezin işleyişine engel teşkil etmemektedir, ancak
merkezde kişiler ve çalışanlar için çok az doğal ışık var olduğu için bu merkez şartları yerine
getirmemektedir.71
- Gilan’daki TM’nin 94 kişilik kapasitesi vardır, oysa burada 84 kişi bulunmaktadır. HAK
Gilan’daki TM için yeni bir merkezin inşası gerektiğini sürekli dile getirmiştir. Bu raporlama
yılında bu merkezin kaba inşaatının bitmek üzere olduğu bilgisi ulaştı.72
- Priştine’deki TM’nin 65 kişilik kapasitesi vardır, oysa burada 674 kişi bulunmaktadır. Yeni bir
tutuklama merkezinin inşaatı başlamıştır ve raporlama yılının sonuna kadar kaba inşaatının
tamamlanması beklenilmektedir.73
65Yetişkin
olamayanlar yetişkin olanalarla aynı yerde yerleştirilmişlerdir ki bu da insan hakları ve 04/L-149
sayılı Ceza Yaptırımları Yürütme Yasa’nın ihlalini oluşturmaktadır. Bu yasanın 33. maddesinin 6.
fıkrasında der ki: “yetişkin kişiler ıslak kurumlarına ya da yetişkin olmayanların kaldığı ıslah kurumunun
kısmına yerleştirilemezler.”
66HAK verileri Lipyan’daki IM müdürü Sayın Heset Loku’dan 15.12.2014’te temin etmiştir.
67HAK verileri Smrekoniça’daki IM müdürü Sayın Xhevdet Maçastena’dan 15.12.2014’te temin etmiştir.
68HAK verileri YGC müdürü Sayın Rasim Selmanaj’dan 15.12.2014’te temin etmiştir.
69HAK verileri Lipyan’daki TM müdürü Sayın Arif Beqa’dan 15.12.2014’te temin etmiştir.
70HAK verileri Prizren’deki TM müdürü Sayın Ilir Gutaj’dan 15.12.2014’te temin etmiştir.
71HAK verileri i İpek’teki TM müdürü Sayın Isuf Ibërdemaj’dan 15.12.2014’te temin etmiştir.
72HAK verileri Gilan’daki TM müdürü Sayın Shefik Sylejmani’den 15.12.2014’te temin etmiştir.
73HAK verileri Priştine’deki TM müdürü Sayın Besa Sahiti’den 15.12.2014’te temin etmiştir.
44
Mahkûmların aşırı kalabalıklaşması ve sistmeleşmesi HAK için devamlı endişe yaratmıştır.
Halkın Avukatı Yasası’nın 15. maddesinin 3. fıkrasına istinaden,74 HAK Dubrava Cezaevi’nde
bir intihar ve bir tecavüzün meydana geldiğine dair medyadaki haberlere dayanarak soruşturma
başlatmıştır.75 İntihar vakasıyla ilgili HAK 24.09.2014’te Dubrava Cezaevi’ne bir ziyarette
bulunmuştur ve cezaevi yöneticileriyle görüşmüş ve kaldığı odanın banyosunda 19.09.2014’te
intihar eden kişinin odasında olan mahkûmlarla görüşme yapmıştır. HAK aynı zamanda
mağduru, daha doğrusu odasında olan diğer mahkûmlar tarafından saldırıya uğrayan tecavüz
mağdurunu ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında HAK Dubrava Hastanesi hekimiyle de
görüşmüştür.
HAK’na vakayla ilgili İpek Asliye Savcılığı tarafından soruşturmanın devam ettiği ve vakayla
ilgili adli muayene talep ettiği söylenilmiştir. Aynı şekilde KIH iki özel komisyon kurmuştur ve
onlar vakayla ilgili soruşturmalarını sürdürmektedirler. Soruşturmanın somnuçları ile ilgili
HAK bilgilendirilecektir.76
Islah merkezlerinde mahkûmların yerleştirilmeleri esnasında sistematizasyonların yapılmaması
Halkın Avukatı’nı endişelendirmektedir. Bu durum sadece olumsuz sonuçların doğmasına
neden olmaz, aynı zamanda ülke ve uluslarrası yasalarla temin altına alınmış insan haklarının
çiğnenmesini de teşkil eder, ayrıva HAK tarafından devamlı tekrarlanan önerilerden biridir.
Bahsedile vaka –tecavüz mağduru sadece 20 günlük hapis cezasıyla cezalandırılmış olmasına
rağmen daha çok ceza alan ve uzun zaman yatacakların (3, 6 ve 17 yıl) odasına yerleştirlmiştir.
HAK, sistematikleşme ve mahkûmların yerleştirilmesi ölçütlerine saygı gösterilmemesi Ceza
Yaptırımlar İnfazı Hakkında Yasa ile de öngörülen insan haklarının ihlalini teşkil ettiğini
değerlendirmesinde bulunmaktadır.77
2.4.6. Ruh sağlığı kurumları
Şu anda Kosova’da zihinsel engellilerin yerleşimine yönelik olan 16 kurum mevcuttur. Bu
kurumlarda kronik psikiyatrik hastalar bulunmaktadır.78 Bu kurumlar SB tarafından, zeka
geriliği ya da gelişme gecikmesi olan kişilerin yerleştirilmeleri için tasarlanmış kurumlar ÇSGB
tarafından yönetilir.79 Kişilerin bu kurumlara yerleştirlmeleri konusunu düzenleyen ve bu
74Halkın
Avukatı ile ilgili Nr. 03/L-195 sayılı yasa, 15. maddenin 3. fıkrası der ki: “Halkın Avukatı, eğer
başvurudan ya da başka bir şekilde Kosova kurumları tarafından insan hak ve özgürlüklerini ihlal edildiği
sonuçlarına yönelik değerlendirme, delil veya durumların kazanılmış ise, ister şikâyette bulunana şikâyete
yanbıt vermek için veya kendi öncülüğüyle (re’sen) soruşturma yürütebilir.”
75HAK, vaka re’sen A. nr. 422/2014.
76HAK Cezaevleri Genel Müdürü Sayın Emrush Thaçi ile 16.12.2014’te görüşmüştür.
7704/L-149 sayılı Cezai Yaptırımların Uygulanması için Yasa, 33. maddesinin, 3. Fgıkrası der ki: “Kişilerin özel ıslah
kurumlarına veya ıslah kurumunun özel birimine yerleştirilmeleri esnasında kişinin yaşı, cezanın türü ve ağırlığı, daha
önce ceza alıp almadığı, onun ruh ve fizik sağlığı, özel tedavi talepleri, ailesininikamet ve yerleşim yeri, onun güvenliği,
eğitimine ilişkin nedenler veya toplumsal yendien bütünleşmnesi için öenmli olabilecek işler ve Bakan tarafından çıkarılan
tüzüğklerde belirlenen diğer ölçütler göz önünde bulundurulması gerekir.” 182. maddenin 1. fıkrası der ki: “kabahat
ile ilgili cezalandırılan kişiler ıslah evlerinde tutuklu kişilerden ayrı olarak cezalarını yaparlar.”
78SB tarafından yönetilen kurumlar şunlardır: Ştime’deki Kronik Psikiyatrik Hastaların Bütünleşme ve
Rehabilitasyon Merkezi, Bresye (Kosova Ovası)’deki, Ferizay’daki, Gilan’daki, Mitroviça’daki,
Yakova’daki, İpek’teki ve Prizren’deki Entegre Toplum Evleri (ETE).
79ÇSGB tarafından yönetilen kurumlar şunlardır: Ştime’deki Özel Enstitü, Ştime’deki Zihinsel Engelliler için
Topluluk Evi, Ştime’deki Zihinsel Engelliler için Çocuk Evi, Ferizay’daki, Kameniça’daki, Vıçıtırın’daki,
Deçan’daki ve Graçaniça’daki Topluma Dayalı Evler (TDE), Priştine’deki Yaşlı ve Aile Bakımına Muhtaç
Kişilerin Evi (Huzurev).
45
kişilerin özgürlüğünü kısıtlamanın şartlarını ve ölçütlerini düzenleyen yasa hala yoktur. Oysa
bu sınıfı tanımlayan Ruğ Sağlığı Yasası hala Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul
edilmemeiştir.
Her ne kadar genel olarak altyapı düzenlenmesinde gelişmeler olmuş ise de ruh sağlığı
kurumları, uzman çalışanlar eksikliği ve onların eğitimi eksikliği sorunlarıyla uğraşmaya devam
etmektedir
Ziyaretler esnasında elde edilen bilgilerden ve sonuçlardan yola çıkarak, Halkın Avukatı genel
durumun iyileştirlmesi amacıyla tüm bu kurumlarda, AB, KİH, SB, ÇSGB’na önerilerde
bulunmayı uygun buluyor ki bunlardan bazıları geçen yıllardakilerle aynıdır.
Öneriler:
Sağlık Bakanlığı

Muayenesine ihtiyacı olan mahkûmların yerleşecekleri KÜKM’nde Güvenli
Odaların inşaa edilmesi.
Adalet Bakanlığı

Yetişkin olmayan kızların Lipyan’daki IC yetişkin olan kızlardan ayrı bir yerde
yerleştirlmeleri.

Hükümlü ve gözaltında olan kişilerin eylemin tabiyatına ve tehlikesine göre ve
bu kişilerin yaşına göre sınıflandırılmaları ve yerleştirlmelerini

Gözaltında olan kişilerin kaldıkları kurumlardaki çalışanların (sosyal çalışanlar
ve diğer çalışanlar için) insan hakları konusunda bilgi edilmelerine yönelik
eğitilmeleri.
Kosova Cumhuriyeti Meclisi
 Ruh Sağlığı Yasası’nın bir an önce kabul edilmesi.
ŞTM, KIH ve KŞTH

Daha iyi hizmetler sunabilme amacıyla ŞTM ile KIH ve KŞTH çalaışanları
arasında ortak çalışma örgütlenmelerini yaparak işbirliğinin güçlendirilmesi

Gözaltına alınanlara kendi hak ve görevleri hakkında, aynı zamanda
şikâyetlerini sunma şekli konusunda bilgilendirilsinler.

Ruh Sağlığı Kurumu’nda uzman çalışanların sayısının artırılması ve gerekli
eğitimlerin sunulması.
2.4.7. İşkenceyi önleme ulusal mekanizma çalışma grubu
Çalışma Grubu80 özgürlüklerden yoksun bırakılan kişilerin bulundukları yerleri birlikte ve
düzenli yapılan ziyaretleri gerçekleştirerek bu yılki raporlama yılında da işbirliğini
sürdürmüştür. Çalışma yöntemi gereğince düzenli ziyaretler esnasında Çalışma Grubu başta
kendi planıyla ilgili özgürlükten yoksun bırakma kurumunun yöneticisini bilgilendirir, oysa
80HAK,
KİMRM ve İHÖKK 10.5.2011’de İşbirliği Sözleşmesini imzalamışlardır. Bu sözleşme ile Çalışma
Grubu’nun oluşması öngörülmüştür ki bu grup İşkenceye Karşı Sözleşmesi İhtiyari Protokolünden
kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirecek ve Kosova’da İşkencenin Önlenmesi Mekanizmasının
oluşması için lobi faaliyetlerini yapacaktır.
46
sonra bu kişilerin tutuldukları yerlerde incelemeler yapar, kayıtların kontrolünü yapar, aynı
zamanda özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişlerle yetkililer olmadan doğruda ve bireysel
görüşmeler gerçekleştirir.
Çalışma Grubu, çalışmaları belirleme amacıyla, fonların temin edilmesi, etkinliklerin
geliştirilmesi, eğitimlerin, seminerlerin ve konferansların yapılması, lobi cilik, savunuculuk vb.
amaçlarla ortak toplantılar gerçekleştirmiştir.
Çalışma Grubu AGİT ve Hollanda Helsinki Komitesi ile işbirliğini sürdürmektedir ki bunlarla
“Cezaevi koşullarının geliştirilmesi ve hükümlü gençlerin bütünleşmesi” projesini
geliştirnektedirler. Proje 2013 yılının sonunda başlamıştır, Kosova, Arnavutluk ve
Makedonya’da geliştirlmektedir ve 2016 yılının başında sonlanacaktır.
Çalışma Grubu, bir kişinin ikamettinde kötü muamele ile ilgili medyada yer alan yayınlardan
sonra 28.05.2014’te Ştime’deki Özel Kurum’a ziyarette bulunmuştur,81 Kurumun müdürü,
medyada yer alan iddialardan sonra kendisinin adli incelemenin yapılmasını ve yetkili savcılık
tarafından soruşturmanın gerçekleştirilmesini talep ettiğini82 ve bu vakanın aydınlığa kavuşma
talebinde83 bulunduğunu belirtmiştir.
HAK vakayla ilgili Ferizay Asliye Mahkemesi’sini belirlemiştir ve kendisine soruşturmanın
açıldığını ve vakanın olağan soruşturma sürecinde olduğu bilgisini almıştır.84
23 ve 24 Haziran 2014’te Çalışma Grubu Dubrava ve Limpayndaki IM’de ikinci ziyaretini
gerçekleştirmiştir, amacının ise geçen yılda sunulan önerilerin takibi ve bunun yanı sıra
özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilere karşı yapılan muamelelerin incelenmesi idi. Rapor
ziyaret edilen sorumlu kuruma ve ilgili bakanlığa yöneltilen önerileri içerir.
26.06.2014’te Çalışma Grubu medyaya bir basın toplantısı düzenledi ve burada raporda da yer
alacak olan sonuçlar açıklandı.
29.10.2014’te Çalışma Grubu, Danimarka Dignity Institute İÖUM ile işbirliği ile KİMRM
tarafından örgütlenen “Işkence ve insanlık dışı eylemlerin belgelenmesi temel ilkeleri” konulu
eğitimi düzenledi- ki bu monitörleri saşlık çalışanları tarafından yapılan ihlallerin
belirlenmesine hizmet eder.
16.12.2014’te Çalışma Grubu 2014 yılına ait son buluşmasını yaptı, amacı ise etkinliklerin ve
gelecek yıl için çalışma planının kordinasyonuydu.85
2.5.
Dolaşım Özgürlüğü
Dolaşım özgürlüğü insanın temel haklarındandır ve kişinin herkesle eşit bir biçimde ülke
sınırları içinde ve dışında serbest ve engelsiz dolaşımı anlamına gelir. Kosova Cumhuriyeti
81“Koha
Ditore” Gazetesi 27.05.2014’te “Ştime’deki Özel Enstitüde’ki hastaların çalışanlar tarafından cinsel
istismar edildikleri, dövüldükleri ve kötü muamele edildikleri şüphelenilmektedir” başlıklı makaleyi
yayınlamıştır. ”.
8228.05.2015’te Kurumun Müdürü Sayın Xhemajl Dugolli ile yapılan görüşme.
8303/L-195 sayılı Halkın Avukatı yasa, 15 maddenin 8. fıkrası der ki: “Halkın Avukatı arabuluculuk ve
uzlaştırma ile de yetkileri kullanır.”
8421.11.2014’te HAK temsilcileri Ferizay Asliye Mahkemesi Başkan Vekili Rasim Maloku ile görüşmüşlerdir.
85Görüşme AGİT desteği ile 16.12.2014’te Priştine’!de gerçekleşmiştir.
47
Anayasası, ülkenin tüm topraklarında. tüm ülke vatandaşlarına herhangi bir sınırlama
olmaksızın ve herkese eşit olarak bu hakkı garanti eder.86
Bu raporlama dönemi içinde ülkenin bazı bölümlerinde (Kuzay Kosova’da) tüm etnik
gerginlikler, tek tük olaylar, kışkırtmaları ve gözdağılar dolaşım özgürlüğü hakkının
çiğnenmesine neden olmasına rağmen dolaşım özgürlüğüne bu raporlama dönemi süresince
genellikle saygı gösterilmiştir. Muştişte ve Yakova’da olduğu gibi Sırpların hala serbest
dolaşamadıkları, kendi mülkiyetlerini ve kutsal yerlerini ziyaret edemedikleri yerler mevcuttur.87
Bu yıl süresince özdellikler Klina ve İstok belediyelerinde geriye dönenlerin mülkiyetlerinin
çalışnamssı ve yanması gibi bir dizi olaylar ve saldırılar olmuştur.88 Aynı şekilde bu yıl
süresince Viti’de se saldırılar ve olaylar olmuştur ki bu olay ve saldırıların bazılarında Sırp
topluluğuna ait kişilerde fiziki yaralanmalar olmuştur. Aynı zamanda Sırp Ortodoks Kilisesi
)(SOK) rahiplerine karşı etnik kökene dayalı sözlü kışkırtmalarda bulunulmuştur..89
Aynı şekilde Rahovaç ve Kosova Ovası’ndaki Sırp toplumuna ait evlerin duvarlarının grafit
yazmalar ile yapılan kışkırtmalar90 ve Deçan’daki Sırp Manastırı’nı ve İpek Patrikhanesi’ni
hedef alan olaylar da endişe yaratmaktadır.91 Bu vakalarda Kosova Polisi müdahalede
bulunmuştur, ancak HAK bunlardan herhangi birinin çözüldüğüne ve bunları yapanların
adalet önüne çıkarıldığı konusunda herhangi bir bilgisi yoktur.92
Belediye yetkililerini teşvik etmek amacıyla Toplum Güvenliği Belediye Meclisleri (TGBM)’nin
düzenli toplantılar yapmalarına rağmen (Kuzey Mitroviça, Leposaviç, Zubin Potok ve Zveçan
hariç) ve Kosova Polisi ve sivil toplumlar ile yerel güvenlik konularında birlikte çalışmalarına
rağmen bu raporlama döneminde de tatmin edici sonuçlar elde edilmemiştir.93
Halkın Avukatı, güvenlik konularında yetkili makamların yeterince tepki göstermediklerini
saptamış ve şimdiye dek daha önce birkaç kez yaptığı gibi bu ve benzer olayların olumsuz
olarak dolaşım özgürlüğüne etki ettiği hatırlatmaktadır. Öyle ki yetkili kurumlar Kosova
genelinde dolaşım özgürlüğü sağlama amacıyla olayları durudurmaları ve önlemeleri, daha hızlı
müdahale etmeleri, onların aydınlığa kavuşması için kararlı ve tutumlu olmaları ve bu tür
eylemleri yapan faillerini cezalandırmaları konusunda daha fazla çaba göstermeleri gerekir.
Kosova’da vatandaşların güvenliği ve hükümet kurumlarına karşı çok ihtiyaç duyulan güveni
bina etme konusunda daha fazla çalışılması mecburidir.
86Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 35.1. maddesi der ki: “Kosova Cumhuriyeti vatandaşları ve Kosova
Cumhuriyeti’nde yasal olarak ikamet eden yabancılar Kosova Cumhuriyetinde dolaşım ve ikamet seçim
özgürlüğüne sahiptirler.”
03/L-034 sayılı Vatandaşlık Yasası, 02/L-121 sayılı Yerleşim ve İkamet Yasası, 03/L-126 sayılı Yabancılar Yasası,
19.06.2008’de 03/L-217 saylı Seyahat Belgeleri Yasası’nın Değişiklik ve Tamamlama Yapılmasına dair değiştirilmiş
haliyle kabul edilen 03/L-037 sayılı Seyahat Belgeleri Yasası.
87TGDB ağ sayfasının Haberler kısmından alınan bilgiler http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,748
(15.12.2014).
88Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,802; http://www.mkk-ks.org/?page=3,12&offset=70
(15.12.2014).
89Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3 ; http://www.mkk-ks.org/?page=3,12&offset (15.12.2014).
90Aynı
yerde,
http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,798;
http://www.mkk-ks.org/?page=3,12&offse
(15.12.2014).
91Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,775 (15.12.2014).
92Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,748 (15.12.2014).
93İdari yönergelerle öngörülen ve İçişleri Baknlığı (İB) ve Yerel Yönetimler İdaresi Bakanlığı (YYİB)
tarafından tarafında kabul edilen danışma kuruluşları.
48
2.5.1. Dolaşım Özgürlüğü Anlaşmasının Uygulanması
Kosova ile Sırbistan arasında yapılan diyalogun sonucunda varılan Serbest Dolaşım Anlaşması
uyarınca, 94 raporun sunulduğu dönem süresince Kosova vatandaşları sadece nüfus
cüzdanlarını kullanarak her iki ülkenin toprakları içinde veya iki ülke toprakları üzerinde
serbestçe seyahat edebilmişlerdir, oysa 16 yaş altı çoıcuklar bunu sadece doğum belgesiyle
yapmışlardır. Kosova vatandaşları hala Ökosova Cumhuriyeti pasaportlarını kullanarak bu
ülkeye seyahat edememektedirler.
Ancak Sözleşmenin yapıldığı günden üç buçuk yıl geçmesine rağmen bu raporun
sonlandırıldığı tarihe kadar vatandaşlar Kosova’dan Sırbistan’a giriş ve tersine durumlarda
araçları için farklı türdeki yüksek miktarda harçlar ödemişleridir. Halkın Avukatı, Kosova ile
Sırbistan arasındaki anlaşmanın sonucu olarak araçları kullanan vatandaşların ödedikleri bu
harçların bir an önce kaldırılması çağrısını yinelemktedir.
2.5.2. Kuzey Kosova’da Dolaşım Özgürlüğü
Daha önceki yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da Kosova’nın Kuzey kısmında özellikle
Arnavut sakinleri için, ancak diğer Sırp olmayan toplumlarına ait kişiler için dolaşım özgürlüğü
ağır ve istikrarsız olmaya devam etmektedir.
Kosova’nın Kuzey kısmında dolaşım özgürlüğü sınırlaması ve kötü güvenlik şartları 15 yıldır
devam etmektedir ve bu da Kosova Cumhuriyeti’nin bu kısmında genel güvenlik istikrarı için
ciddi sonuçlar yaratmaktadır.
2014 yılı süresince Kosova’nın Kuzeyinde dolaşım özgürlüğünü ara sıra olan bazı olaylar da
etkilemiştir. Bu yıl süresince 8 patlama olmuştur (7 tanesi Mitroviça’nın Kuzey kesiminde
askeri amaçlı patlayıcı maddelerle olmuştur, 1 tanesi de Zveçan’daki patlamadır). Bu patlamalar
özel mülkiyetlere, araçlara ve şirketlere maddi hasarlar oyareattı. Aynı şekilde bu yıl süresince
toplamda 5 etnik grup olayı oldu, bunlardan 4’ü Kuzey Mitroviça’da 1’i de Zveçan’daydı.95
Yuykarıda belirtilen olaylar dışında 19.05.2014’te bilinmeyen kişiler tarafından Kuzey
Mitroviça’daki Madenciler Tepesi Mahallesinde bulunan “Aziz Sylejmani” İlköğretim Okulu
sınıflarındaki tahtalara Sırp sembolleri yazarak zarar verilmiştir ve bunun sonucu olarak bu
mahalede kendilerini güvensiz hissettikleri için ebeveynler ve çocuklar öğrenmeye devam etme
yönünde isteksiz davranmışlardır.96 Bahsedilen okul Mitroviça’daki “Aziz Sulejmani”
okulunun pararlel ayrı bir kısmı olarak 1999 yılından itibaren açıktır. Bu okul 2 konteynerden
ibarettir ve birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar öğrenimini sürdüren toplamda 21 Arnavut
öğrencisi vardır.
Aynı şekilde bu yıl süresince kişiler ve örgütlenme grupları tarafından Mitroviça’nın Kuzey
kısmında yer alan ve Arnavutlara ait olan topraklarda Arnavutların evlerişnin yeniden inşaasını
yapmalarına karşı kışkırtmalar ve engellemeler devam etmiştir. Bunlardan biri 02.07.2014
tarihinde gerçekleşmiştir, öyle ki onlarca Sırp kişi Mitroviçanın Kuzeyinde bulunan “Kroi i
Vitakut” Mahallesindeki Arnavutların evlerinin inşaasını engellemişler ve durudurmuşlardır,
94Kosova
ile Sırbistan arasında yapılan Serbest Dolaşım Anlaşması 2011 yılının Temmuz ayında sağlanmıştır.
Mitroviça Bölge Emniyet Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Sayın Besim Hoti’den 10.12.12014’te alınan
bilgiler.
96“Aziz Sulejmani” Ortaokul Müdürü Sayın Flamur Gacaferri ile 20.05.2014’te yapılan görüşme.
95Kuzey
49
öyle ki bu mahalledeki Arnavutların kendi topraklarına dönmelerini ve evlerini inşa etmelerini
imkânsızlaştırmışlardır.
Kosova’nın bu kısmında hala üç barikat mevcuttur ve bunblar dolaşım özgürlüğünü
kısıtlamaktadır. Bunlardan ikisi Mitroviça’nın kuzey ve güney kesimleri birleştiren yoldadırlar
ki bunlardan biri İbre Nehri’nin ana köprüsündedir, diğeri ise Mitroviça’nın kuzey kısmında
bulunan teknik okulun yakınında “Knjaz Millosh” caddesindedir. Bu barikatlar Boşnak
Mahallesi’nden Mütroviça’nın kuzey keısmına doğru olan dolaşımı engellemektedir. Üçüncü
barikat Leposaviç’ten Mitroviça’ya olan çıkış yolunda, Vodiça olarak adlandırılan yerdedir.97
Kosova Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti 2013 yılında Komşuluk İlişkilerinin
Normalleşmesi Anlaşmasını imzalamışlardır,98 bu da tüm barikatların kaldırılması ve dolaşım
özgürlüğünün sağlanması anlamına gelir. 18.06.2014’te Sırp etnik grubuna ait olan bir grup
vatandaş Kuzey Mitroviça’daki İbre Nehri üzerindeki ana köprüdeki barikatı uzaklaştırdılar;
ancak sadece birkaç saat sonra çiçek ve çam ekili olan beton vazolardan oluşan başka bir
barikat kurdular ve adını “Barış Parkı” koydular. Bu eylem Kuzey Mitroviça belediye başkanı
(Kosova Cumhuriyeti kurumları tarafından ilk kez düzenlenen 2013 yılı belediye seçimlerinde
seçildi) Sayın Goran Rakic tarafından örgütlendi ve orada Kosova Sırbistan Cumhuriyeti
temsilcisi Curiç ve belediyenin o kesimine ait vatandaşla da mevcuttu. Onlar aynı şekilde “Car
Lazar” olarak adlandırdıkları kordonu inşaa etmeye başladırlar ve bu vatandaşların dolaşım
özgürlüklerini daha da kısıtladı. Bütün bunlar Kosova Polisi, EULEX mensupları ve diğer
gözlemciler önünde gerçekleşti.
“Barış Parkı”nın ve “Car Lazar” kordonunun inşaatına yönelik isyanın bir işareti olarak 10 ve
11 Temmuz 2014’te Mitroviça şehrinin iki ayrı yerinde “Boşnak Mahallesi”nde ve Suhodol
Köyü’nün girişinde Arnavut vatandaşlar 1,5 metre çağındaki beton vazolar yerleştirerek yolları
kapattılar ve bunlara “Sadem Yasşari” Kordonu ve “UÇK” Kordonu adını verdiler.
Her ne kadar Kosova’da savaşın bitmesinden 15 yıl geçmesine rağmen Leposaviç’e bağlı
Koştova, Çeraye ve Bistriça Köyleri vatandaşları için dolaşım özgürlüğü kısıtlı olmaya devam
etmektedir. Tüm bunlara rağmen olumlu olan ve vurgulanması gereken şeyin bu yıl süresince
herhangi bir olayın gerçekleştiğine dair kayıt yoktur ve bildirilmemiştir. Kosova Polisi’ne göre
bu köylerdeki dolaşım özgürlüğü geçmişe nazaran daha iyidir.99
Genele bakıldığında çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu Zubin Potok, Leposaviç, Zveçan ve
Kuzey Mitroviça gibi Kosova’nın tüm Kuzey kesimlerindeki belediyelerde güvenlik durumu ve
dolaşım özgürlüğü hala iyi değildir ve siyasi durumlara bakılarak bazen de çok tehlikeli
olabiliyor. Arnavut vatandaşlar dolaşım özgürlüğü konusunda hala zorluklar yaşamaktadırlar.
Özellikle de Arnavut dilini kullanan kişiler veya bu kesimlerde RKS veya KS plakalı araçlarını
kullanan kişiler için hala tehlike vardır. Tabi ki Brüksel’deki görüşmelerden sonra durumun az
da olsa iyiye doğru gittiğini gösteren işaretler vardır, ama ne yazık ki, durum hala dengesizdir.
Diğer tarafta araç plakaları ile ilgili yapılan Sözleşme hala Kosova’nın kuzeyinde
uygulanmamaktadır.100
97Kuzey
Mitroviça Bölge Emniyet Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Sayın Besim Hoti’den 10.12.12014’te alınan
bilgiler.
9804/L-199 sayılı Kosova Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti ilişkilerin normalleşmesini düzenleyen İlk Uluslarrası
Sözleşmenin Onaylanması Yasası, 1. madde.
99Kuzey Mitroviça Bölge Emniyet Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Sayın Besim Hoti’den 10.12.12014’te alınan
bilgiler..
100 Dolaşım Özgürlüğü’ne göre RKS veya KS araç plakalarının kullanımı sadece Kosova’da ikamet eden araç
sahiplerine müsaadece edilmektedir. Kosova Cumhuriyeti İB 01.12.2011 tarihinden itibaren KS plakalalı
araçların kayıt edilmesi olanağına müsaadede etmiştir ve 10.06.199 ila 31.10.2011 tarihleri arasında kaydı
50
Bütünleşik Sınır Yönetimi Konulu Anlaşmaya uygun bütünleşik yönetim, geçici altı sınır
kapısında herhangi bir büyük sorun olmadan faaliyettedir.
2.5.3. AB’ne Seyahat
AB üye ülkelerine Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının seyahatlerinden bahsettiğimizde her ne
kadar Kosova Cumhuriyeti 2012 yılından itibaren AB ile vize serbestleştirme sürecinde olmuş
ise de hala vize rejiminin yürürlükte olduğunu belirtmemiz gerekir. Kosova, Avrupa’da
Schengen vize serbestleştirme ve serbest dolaşımı sağlanmamış tek ülkedir. Kosova
vatandaşları için Schengen bölgesinde serbest dolaşımın ne zaman mümkün kılınacağı hala
belli değildir.
Öneriler:

Kosova Hükümeti, sorumlu kurumlarla işbirliği içinde Kosova'da etnik
kaynaklı olayların önlenmesi için her türlü yasal tedbirleri alması, aynı
zamanda bu tür olayların aydınlığa kavuşması için etkili olması ve bunları
yapanları adaletin önüne çıkarması.

Kosova Hükümeti sınır kapılarında araçlar için sigorta muafiyeti sağlaması ve
araçların çifte sigorta ödemelerine yönelik uygun önlemleri alması

Kosova Hükümeti sorumlu kurumları ile işbirliği yaparak İbre Nehri’ndeki
ana köprünün üzerindeki “Barış Parkı” olarak adlandırılan, “Car Lazar”
Kordonu olarak adlandırılan, “Adem Jashari” Kordonu ve “UÇK” Kordonu
olarak adlandırılan yerlerdekiler dâhil yollardaki tüm barikatları ve engelleri
kaldırmaya yönelik yasanın öngördüğü tüm önlemleri almak ve bu şekilde
Kosova’nın Kuzeyinde insan ve malların serbest dolaşımını sağlaması.

Kosova Cumhuriyeti Hükümeti, Kosova Polisi ve diğer sorunmlu kurumlar
tüm Kosova Cumhuriyeti vatandaşları için tüm Kosova Cumhuriyeti
topraklarındaki kamu yaşamını, malını, sağlığını ve güvenliğini garanti altına
almaya yönelik yasal yükümlülükleri altında olan tüm eylemleri alması.
yapılan ve eski YFC veya Sırbistan’a ait olan plakaların kaydı ile ilgili yeni politikayı yürürlüğe koymuştur.
Öyle ki bu araç sahiplerinin araçlarını KS veya RKS olarak kaydetmelerine olanak tanımıştır. Ancak bu
araçların INTERPOL aracılığıyla onaylanması beklenmektedir. Mamafih geçici plakalara süresi uzatılan
onaylamanın tamamlanmasına kadar müsaade edilmektedir. 18.12.2011 İB, vatandaşların 10.06.199 ila
31.10.2011 tarihleri arasında verilen ve YSC/Sırbistan’a ait sürücü belgelerinin Kosova Cumhuriyeti
Sürücü belgesi ile değiştirebileceklerine dair yeni siyasetini uygulamaya koyar. Bu kararla 10.06.1999 ile
31.10.2011 tarihleri arasında Kosova’daki Sırp kurumları tarafından alınmış veya Kosova dışında Sırp
makamları tarafından onaylanmış iseler başvuruda bulunanalara Kosova sürücü belgelerine yeni sınıflar
eklemeye izin verilmektedir. Bu karar bu tür başvuruların yapılması için süresi dolan 31.12.2014 tarihine
kadar geçerlidir.
51
2.6.
Mahremiyet Hakkı
Herkes özel ve aile, ev hayatına ve yazıışmalarına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.
Bunlar kişisel özerkliğin dört boyutudur101 ki bunlar AİHS’nin 8. maddesi ve Kosova
Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesi tarafından korunmaktadır.
Raporlama döneminde HAK vatandaşlardan gelen ve mahremiyetin ihlali olduğu iddialarını
içeren bir dizi şikâyeti kabul etti ve kendi girişimiyle - re’sen soruşturmalar açtı. Bu şikâyetler
hem kamu hem de özel sektör ile ilgilidir.102
Halkın Avukatı, “Dr. Sami Beqiri” Mitroviça Bölge Hastanesi servislerde hastanenin ilan
panosunda 24.10.2014’te haber yayınlayarak çalışanları ve hastalarına ait kişisel verileri
dağıttıldığına dair bilgilerle ilgili endişelerini dile getirmiştir.103
Vurgulanması gerekir ki KVKYKK’nun mahremiyet hakkı ile ilgili yayınlanan kararında, iç
düzenlemelerde eksikliklerin olması, kişisell verilerin sınıflandırılmasının yapılmaması, gizlilik
içeren bilgilerin korunması için alınmaması, kişisel verilerin imhasını önleyememesi ve
dosyaları sağlamaktan sorumlu olan yetkili kişiler tayin edilmemesi sebebiyle “Bahçeci”
Jinekoloji ve Kısırlık Hastanesi’nin Kişisel verilerin işlenmesi geçici olarak yasaklamıştır.104
2.6.1. Sağlıklı bir çevre hakkı ve ikamet hakkı
Sağlıklı bir çevre hakkı ve ikamet hakkı AİHS ve Anayasa hükümlerinde özel bir yer işgal eder.
Halkın Avukatı, yerleşim yerlerinde çevrenin kirletilmesi,105 ve atık suların boşaltılması
hakkında vatanbdaşlardan şikâyetler almıştır ve Re’sen soruşturmalar açmıştır.106 Halkın
Avukatı, çöplerin atılması ve bunun neticesinde iğrenç kokuların oluşması ve içme suyunun
kirlenmesi neticesinde meydana gelen kirlilik yüzünden oluşabilecek hastaların yayılma
tehlikesinin var olması sebebiyle sağlıklı bir çevre hakkında endişelerini dile getirmiştir.
Böylece mahremiyet hakkına da tecavüz edilmiştir 107
Aynı şekilde çökme ve evlerin yıkılmasına sebebiyet verebilecek özel evlerin yakınında
inşaatların birikmesi de mahremiyet hakkına giren ikamet hakkının tecavüze uğraması da
endişe vericidir.108
Bu yıl da vatandaşların evlerine yakın yerlerde yerleştirilen elektrik direkleriyle ilgili
vatandaşlardan şikâyetler gelmiştir. Halkın Avukatı konuyla ilgili endişelerini dile getirmiştir ve
Ivana Rogana, “AİHS’ne göre özel ve aile yaşamına saygı hakkının korunması”, Avrupa Konseyi insan
hakları Kılavuzları, Avrupa Konseyi tarafından Strasburg’da yayınlanmış, 2012, s. 9.
102KVKYKK Kamu Danışmanı Başkanı Sayın Ruzhdi Jashari ile 28.10.2014’te yapılan röportaj.
103HAK’nun Mitroviça Bölge Hastanesi Müdürü Sayın Ixhmet Rexhepi ile 03.11.2014’te yapılan röportaj.
104 26.11.2014 tarihli 83/2014 sayılı karar, KVKYKK’nın ağ sayfası www.amdp-rks.org (27.11.2014).
105HAK, vaka A. nr. 104/2014, yerleşim yerine yakın bulunan cips fabrikasının kontamine atıklarının
önlenmesine ilişkin İpek vatandaşının şikâyeti. HAK mahremiyet hakkının ve sağlıklı bir ortama hakkına
ilişkin ihlalleri olduğunu tespit etmiş. HAK İpek belediyesi belediye yetkilerleriyle bu sorunun çözülmesi
yönünde temasta bulunmuştur. Bu vakayla ilgili süreç devam etmektedir.
106HAK, vakalar A. nr. 161/2014 ve A. nr. 394/2014, şikâyetçilerin yerleşim yerlerinde atık sularlarla
akıtılması .
107HAK, vaka A. nr. 299/2014, yerleşim evlerinin yakınında mezarlıkların olduğu Lipyan’ın bir mahallesinde
meydana gelen içme suyu durumuyla ilgili mahremiyet hakkının ihlali.
108HAK, vaka A. nr. 515/2014.
101
52
vatandaşın arazisinde mahremiyet hakkına tecavüz edildiği sonucuna varmış ve bu hakların
korunması için adımlar atmıştır.109
2.6.2. İletişim araçlarının kontrolü ve dinlenmesi
2014 yılında da telekomunikasyon dinlemelerini düzenleyen yasanın eksikliği işaret
edilmektedir. Bu yasanın eksikliği kötü amaçla kullanma için yeterince alan bırakmaktadır.
Kosova Polisi tarafından elde edilen bilgilere göre mahremiyet hakkı vakaları olarak toplamda
36 vaka kaydedilmiştir. Bunlardan 13’ü yazışma ve bilgisayar esaslı verilerin gizliliği ihlal
vakaları (KCCK’nun 202. maddesi), 4’ü yetkisi olarak dinlenme vakaları (KCCK’nun 204.
maddesi) ve 19’u yetkisiz olarak fotoğraf çekilmesi ve diğer çekimlerle ilgili vakalar
(KCCK’nun 205. maddesi).110
Halkın Avukatı, dinlemeler, telefon iletilerinin yayınlanması, facebook sosyal paylaşım
sitesinde fotoğrafların yayınlanması ve sosyal ağlar üzerinden yapılan tehditler gibi dijital
teknolojinin ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla mahremiyet hakkının ihlali ile ilgili de en
derin endişelerini dile getirmiştir. Bu olgu vatandaşa aile içinde, çalışma yerinde ve yaşadığı
yerde sorunlar yaratmaktadır,111 özellikle de medyada kişisel bilgileri yayınlanması ve
mahremiyete tecavüzler.112
Öneriler:

Kosova Hükümeti telekomunikasyon dinlemelerini düzenleyen yasanın en
kısa zamanda Kosova Cumhuriyeti Meclisinde kabul edilmesini sağlaması.

Sorunlu kurumlarının özellikle çevrenin kirlenmesi ve ruhsatsız inşaatlar
nedeniyle ihlal edilen mahremiyet hakkının korunması ile ilgili eylemlerde
bulunması.
2.7.
Evlenme ve aile hakkı
Evlenme ve aile hakkı temel haklardan biri olarak çok yönlü bir yelpaze haklarını teşkil eder.
O, ilk aşamada eşlerin evlilik ilişkilerini (onların eşitliğini), onların ekonik mülkiyet ilişkilerini
(mülkiyet hakkı) ve ebeveyn ve çocuklar arasındaki ilişkileri (ebeveyn bakımı) düzenler.
HAK’na bu yıl da bildirilen vakalar, Kosova’da demokrat bir toplum olarak bu hakkın
gerçekleştirilmesi çok arzulanan bir şey olduğunu kanıtlar. Halkın Avukatı bu raporlama
dönemi süresince de aile içinde farklı nitelikteki çatışmalar sebebiyle bu hakla ilgili neredeyse
önceki dönemlerde olduğu gibi benzer sorunlar yinelendiğini kanıtlayan bir dizi şikâyet kabul
etmiştir. Çoğu durumlarda bu çatışmaları çözmek için taraflar mahkemelere başvururlar ve
bunlar boşanma davası gecikmeleri, nafaka ödemelerinde kararların uygulanmaması, boşanmış
ebeveynlerin çocukları ile düzenli temaslar gerçekleştirememesi ve çocuğun velayeti ve eğitimi
ile ilgili karar vermeyle ilgili süreçlerin uzunluğu gibi sorunlarla karşılaşırlar.
109HAK,
vakalar A. nr. 68/2014, A. nr. 88/2014 ve A. nr. 362/2014.
HAK’nun 02.12.2014 tarihli talebine istinaden Kosova Polisi Genel Müdürlüğü
Enformasyon Dairesi’nin cevabı.
111HAK, vaka A. nr. 517/2014.
112HAK, vaka A. nr. 475/2014.
110Priştine’deki
53
Her ne kadar mahkemelerde ve sorumlu kurumlarda adli usul gecikmelerin sebepleri birkaç
etkene bağlı ise de, bu etkenlerden hiçbiri bu tür durumlarda bu bağlamda haklı değildir.
Nafaka veya boşanma ile ilgili bir kararın verilmesinin yıllarca beklenmesi, evlilik ve aile
hukuku gerçekleştirilmesi ve uygulanması ile ilgili önemli boşluklar temsil eder.
HAK’na adli usul gecikmesinin tipik bir örneği bildirilmiştir. Bu şikâyetçi 13.10.2010 tarihinde
boşanma ile ilgili dava dilekçesini eski İpek Bölge Mahkemesi’ne başvurmuştu. Gecikme
sebebiyle başvuruda bulunan ancak 2014 yılının Haziran ayında boşanma kararını
alabilmiştir.113 Gerçekte, daha önce İsviçre’de mahkeme tarafından çocukların bakımı, eğitimi
ve barınma sorunu ile, aynı zamanda nafaka ile uygulama yaptığı için Kosova’daki bu yetkili
mahkeme bu konularla hiç ilgilenmemiştir. Diğer tarafta boşanma ile ilgili olan bu yargılama
süreci 4 yıl sürmüştür.
Mahkemenin bu tür bir eylemi AİHS’ne de aykırıdır ki bu sözleşmede şu garanti verilmektedir:
“Herkes, (...) davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini
istemek hakkına sahiptir.” 114 Aynı ilke Medeni Usul Yasası’nda da vardır ve orada der ki:
“Mahkemenin, yargılamanın gecikmeden ve en az harcamalar ile sürdürülmesi konusunda çaba
gösterme ve taraflara yasayla temin edilen yargılama hakkının elinden alınmasını engelleme
zorunluluğu vardır.”115
2.7.1. Sosyal çalışma merkezlerinin rolü
Şu anda vesayet, uyum, ebeveynler ve çocuklar arasındaki temasların gerçekleştirilmesi sağlama
ve anlaşmaları yürütme, mahkemelerin kime vesayet ve eğitim vermesi konusunda önerilerde
bulunma vb çocukların sorunlarıyla ilgili yeterli yetki ve sorumluluğa sahip olan Sosyal Çalışma
Merkezleri (SÇM) de ilgilenmektedirler.
Aile içi şiddetin ve boşanma konusu büyüme eğiliminde olduğu şu günlerde, özellikle de
gerçek boşanmalarda -ki bu boşanmalarda aralarındaki gergin ilişkiler sbebiyle çocuklar bir
ebeveynde kalma zoruna düşer- ebeveynler ebeveyn-çocuk ilişkilerine saygı göstermeksizin
çoğu zaman yasal yükümlüklerden kaçar.
Ön boşanma aşamasında ebeveynin çocuk ile iletişim konusu doğal olarak büyük sorunlarla
karşılaşır; çünkü SÇM, eşlerin bahsedilen konu ile uymaları öecburi olan herhangi bir idari
karar çıkarması konusunda yetkili değildir. Böyle bir karar mahkeme tarafından alınır.
Mahkemelerde boşanma süreçlerinin uzunluğu, nafaka konusu, ebeveynlerin çocuklarla
iletişimi vb, tek sözle evlenme ve aile hukuku gerçekleştirilmesi konuları sorunlu olmaya
devam etmektedirler.
HAK’na sunulan bir vakada şikâyetçinin “beş yılda sade bir kez kendi çocuklarını görme olanağını
yakalamıştır”,116 oysa onların vesayeti halalarındadır.117 Bu endişe etme durumuna tanıklık eder.
Burada her ne kadar husumet aileler söz konusu olsa da annein çocuklarıyla iletişim kurma
olanaksızlığı, trajik kararktere ve iki ailenin husumetine bakılmaksızın gerekçesiz bir durumdur.
Bu vaka ve buna benzer vakalar şikâyetçinin meşru taleplerinin karşılanması ve buna benzer
taleplerin karşılanmasında yetkili kurumların verimsizliği ve güçsüzlüğünü doğrulamaktadır ve
113HAK,
vaka A. nr. 559/2013.
6. maddenin 1. fıkrası.
11503/L-006 sayılı Hukuk Usulü Yasası, 10. madde.
116Drenas’taki SÇM çalışanının 05.12.2014’teki beyanı.
117HAK, vaka A. nr. 116/2014.
114AİHS,
54
tüm bunlar da Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) ile terstir, çünkü ona göre: “Taraf Devletler,
ana–babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı
olmadıkça, anababanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına
saygı gösterirler”118
Ayrıca bu Kosova Aile Yasası’yla da çelişmektedir, ki bununla şu öngörülmektedir: “Çocuklar
ebeveynli aile içinde yaşama hakkına sahiptir. Ebeveynleriyle birlikte yaşamayan çocuklar
düzenli olarak birlikte yaşamadığı ebeveynlerini görme hakkına sahiptirler.”119
SÇM’nin yetkilerinden biri çocukların gözetiminin ve eğitiminin belli ebeveyne verilmesi ile
ilgili öneri verebilmesidir, ki bu önerileri SÇM profesyonel kurumlarının mahkemelere
sunarlar. Bu durumlarda ciddi sorun, boşanmış kişilerin farklı belediyelerden gelmeleri ve faklı
iki belediyeye ait SÇM’nin çocuğun gözetiminin ve eğitiminin kime verilmesiyle ilgili bölgesel
yetkileri yüzünden farklı önerilerde bulunmalarında oluşuyor.120
HAK’na bildirilen vakaların soruşturulması neticesinde bir boşanmada en zor aşama gerçek
boşanmadır; çünkü bu boşanmalarda nafaka konusu, çocuğun bakım konusu çözülmemiş ve
uyuşmaz olarak ortada kalıyor. SÇM tarafından birkaç ön etkinlikler vardır, ki bunlar mahkeme
kararını beklemektedirler. Bu sebepten yargı tarafından oluşan gecikmeler gerçek boşanma
sürecini çok ağırlaştırmaktadır ve bu şekilde SÇM’nin de çalışmalarını da zorlaştırmaktadır.
2.7.2. Nafaka Ödemeleri ile ilgili sorunlar
Mahkeme eşlerin boşanma kararını gönderdiği zaman, o aynı aynı anda nafaka ödeme
yükümlülüğünü de belirler. Ancak çoğu durumlarda mahkeme kararlarında yer alan
yükümlülüklerini gönüllü olarak yerine getirmezler. Bu yüzden nafakanın ödenmesi ve
ebeveynin çocuğu ile iletişiminin gerçekleşmesi için taraflar bu konularla ilgili tekrar
mahkemeye başvurmaları gerekiyor.121
HAK’na bildirilen vakada Prizren, Ferizay ve Priştine Asliye Mahkemelerinin davayla ilgili
sadece yetkinliğin belirlenmesi için altı yıla ihtiyaçları var olduğu görülmüştür.122
Buna rağmen bu doğrultuda cesaretlendirici durumlar da vardır. HAK’na evlilik dışı bir
birlikteliğin bitmesiyle ilişkili bir vaka bildirilmiştir. Bulgulara bakıldığında polis, savcılık, SÇM,
HAK ve mahkeme arasında koordinasyon ve birlikte hareket etme olduğu tespit edilmiştir ve
şikâyetçi ile onun ailesine karşı yapmış olduğu cezai suçtan hüküm giymiş eski eş tarafından
zorla tutulduğu iddiasını içeren evlilik dışı birlikteliğin bitirilmesi başarısı elde edilmiştir.
Mahkeme bu vakada çocuğun bakım ve eğitiminin şikâyetçi bulunana vermiştir. HAK’nun
bulgularına göre bu vakanın iyi yönetildiği ve kısa biir süre içinde sonuçlandığı söylenebilir.123
118Çocuk
Hakları Sözleşmesi, 9. maddenin 3. fıkrası
sayılı Aile Yasası, 125. maddenin, 2. fıkrası.
120 Ferizay’daki SÇM çalışanının 05.111.2014’teki beyanı: “tabi ki bu iki SÇM’nin kararı yetki konusudur ve bu
şekilde de esastır, ancak ebeveynlerin bu hakkı kazanma doğrultusundaki çabaları objektif olmayan kararları veren
SÇM’lerinin çelişkili eylemelerini temsil eder. Oysa mahkemeler çoğu zaman çocukların korunması ve eğitimi ile ilgili
kararlarını bu önerilere bakarak verirler.”
121HAK, vaka A. nr. 471/2014. HAK’na şikâyetçinin nafakanın ödenmesi ile ilgili Priştine Asliye
Mahkemesi’nin duruşmasını üç yıl gecikmeyle belirlediği, dolayısıyla yargısal sürecin gecikmesi sebebiyle
şikâyetçi Priştine Asliye Mahkemesi’ne karşı şikâyette bulunmuştur.
122HAK, vaka A. nr. 522/ 2013.
123HAK, vaka A. nr. 612/ 2013.
11932/2004
55
Çok boyutlu bir sorun olarak boşanma çağdaş hukuk uygulamasının eksik olması ve bu olayın
oldukça geleneksel yaklaşımın varlığı olması gerçeği sebebiyle daha da karmaşık bir hal alır.
Birçok durumda, bu çocukların ebeveynleriyle bir araya gelmelerinde SÇM’nin ortamında bir
araya gelmeleri durumlarında da yansır. HAK tarafından kabul edilen birkaç vakanın
soruşturulmasından bu ortamlar her zaman da olmasa yeterli güvenlik tedbirleriyle yapılır ve
çocuklar için samimidirler.124
Halkın Avukatı için özellikle kaygı verici durum ilgili kurumlar tarafından eşlerin
boşanmalarında uygun yeterli ve zamanıda yapılmayan muamelelerdir. Bu vakalarda genellikle
suçsuz çocuklardır. Onlar suçu olmadan ebeveynlerden biriyle ayrı yaşamak zorunda kalırlar.
Onlar çoğu kez ebeveynlerin negatif elektriklerinin boşanmalarının mağdurlarıdır, ki bunlar
kesinlikle onların gelişimlerine, eğitimlerine ve refahlarına olumsuz olarak etki ederler.125
Bütün bu söylenenelerden yola çıkılırak Halkın Avukatı’na göre Evlenme ve Aile Hakkı
konusunda birçok etkenin ve kurumun önemli rol oynadığı, ancak bu doğrultuda baskın rol
son kararı veren de o olduğu için yargının olduğu düşüncesindedir.
Öneriler

Mahkemeler boşanma davalarında karar verirlerken daha hızlı olmaları ve
boşanma üzerinde anlaşmazlıklar, çocuğun velayeti ve nafaka ile ilgili
davaların sonuçlanmasına öncelik vermeleri.

Mahkeme ile SÇM nafakanın ödenmesi ve ebeveyn-çocuk ietişimlerinin
gerçekleşmesi konulu kararların uygulanması doğrultusunda harekete
geçmeleri.
2.8.
İnanç, vicdan ve din özgürlüğü
İnsan haklarının temellerinden biri olan inanç, vicdan ve din özgürlüğü Kosova Cumhuriyeti
Anaysası ve AİHS ile garanti edilmektedir. Eski 02/L-31 sayılı Din Özgürlüğü Yasası’nın din
ve inanç özgürlüğü konusunu açık bir şekilde belirlemediği için, bu yasa tamamlanma ve
değişme süreci içindedir. Bu konuların çözülmesi ihtiyacı Halkın Avukatı, HAK’nun 2012 ve
2013 Yıllık Raporlarında vurgulamıştır.126
Bu değişikliklerin kabul edilmesiyle tüm dini topluluklarının yasal statüleri daha uygun bir
şekilde düzenlenecektir, dini topluluklarına farklı yaklaşım engellenecektir ve bütün dini
topluluklarının din, itaat ve vicdan özgürlük hakkılarının uygulanmasında eşit olanaklar
sağlanacaktır.
Malların iadesi ile ilgili bir yasanın kabulünün gerekliliği 2014 yılı süresince tüm d,n, topluluklar
temmsilcileri tarafından öne sürülen sorunlardan biridir. Mamafih tüm dini topluluklar
124Aynı
yerde. Şikâyetçi mahkemenin kararının uygulanması ile ilgili yaşadığı sorunları bildirmiştir. Kendisi
çocuğunu babasıyla görüşmek için SÇM’ne göndermiştir ve baabası 22 aylık olan çocuğunu kendi elinden
şiddet kullanarak aldığını ve bunun neticesi olarak çocukta korku sorunları vardır. Bu vakayı şikâyetçi
emniyete de bildirmiştir.
125HAK, vakaA. nr. 128/ 2014. Şikâyetçi kendisinin çocuklarıyla iletişimi ile ilgili kararın doğru olmayan
uygulanmasından başka, eski eşinini çocuklarıyla görüşmesi esnasında çocukların babalarının baskısı
sebebinden ötürü kendisiyle hiç konuşmadıklarını, büyük erkek çocuğunun annesini kabul etmediğini ve
çocukların babaları tarafından manipüle edildikleri için eski eşinden şikâyet etmektedir.
126HAK, 2012 Yılı Yıllık Raporu, s. 40 ve 2013 Yılı Yıllık Raporu, s.63.
56
kişilerin beyanlarına göre,127 İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra onlarca yıllık bir dönemde dini
topluluklara ait mülkler farklı şekillerde kamulaştırılmışlardır, oysa onlar iadeleri konusu
kapsamlı bir şekilde başlatılmamıştır.128
2.8.1. Kültürel mirasların ve mezarlıkların korunması
Kültürel mirasların bakımları 2014 yılında dini cemaatler toplulukları tarafından ortaya koyulan
bir sorundur, çünkü Kosova’da kültürel miras olarak sayılna çok sayıda dini binalar mevcuttur
ve bunlar yokolmalara karşı gerektiği kadar korunmamaktadırlar.129 Kültürel mirasların bakım
sorumluluğu Anayasa ile öngörülmüştür. 130
Kosova’daki mezarlıkların bakımları eski ve etkin olmayanlar gibi etkin olanlar da tüm dini
topluluklar tarafından önem verilen konudur. Dini toplulujkların temsilcileri ilgili bakanlıklara
taleplerini sunmuşlardır ve Kosova’daki tüm belediye kurumlarından mezarlıklar için alanlar
oluşturması talebinde bulunmuşlardır.
2.8.2. Kamunun bilgilendirilmesi ve dinler arası işbirlik
Kamunun yetersiz bilgilendirlmesi ve Kosova yollarında kültürel ve dini miras binalarını
gösteren yeterli sayıda duyuru işaretlerinin olmaması mevcut sorunlardan bir tanesidir, ki bu
kültürel mirasın önemi ile ilgili doğrudan toplum sorumluluğunun ve bilgilendirmesinin
artmasına etki eder ve bu da onlara karşı daha dikkatli olunmasını sağlar.
Kosova’da 2014 yılı süresince dini topluluklar arasındaki işbirlik çok iyiydi. 2014 yılının Mayıs
ayı süresince “Hoşgörü Haftası” yapıldı.131 Dini topluluklar ve kamu arasında işbirliğin artması
konusundaki bir diğer ilerleme Dini Topluluklar Sekreterliği’nin / Konseyi’nin oluşum
duyurusudur. Bu Konseyin işlevi sahada verilerin toplanması ve sistemleşmesi, onların
yayınlanması ve diğer kurumlarla işbirliği olması gerekirdi.
2.8.3. Kosova’da dini toplulukların durumu
2.8.3.1. Kosova İslam Birliği (KİB)
Çözülmesi gereken ana sorun Dinii topluluklarının hukuki durumlarını çözecek olan yasanın
kabul edilmesidir. KİB, Kosoav Meclisi’ne 2014 yılında sundukları ve yasanın çıkmasının
hızlandırılması talebini içeren ortak yazının imzalayan taraftır.132
127HAK
temsilcileri 30.10.2014’te Priştine’de düzenlenen Dinler Arası Diyalog Konferansına katılmışlardır.
Yasası’nın kabulü ile ilgili konu için bu rapordaki mülkiyetin korunması kısmına bakınız.
129Dinler Arası Diyalog Konferansı, 30.10.2014, Priştine.
130Kosova Anayasası, 9. madde.
131Dışişleri Bakanlığı, Haberler „Dinlerarası Konferans, Hoşgörü ve Uzlaşma Haftası’nın başladığını işaret
etmek için küresel din yöneticilerini ve sivil toplum yöneticilerini bir araya getiriyor.” 23.05.2014,
http://www.mfa-ks.net/?page=3,4,2345&offset=82’da (15.12.2014).
132HAK temsilcileri 30.10.2014’te Priştine’de düzenlenen Dinler Arası Diyalog Konferansına katılmışlardır.
128Tazmin
57
Okullarda başörtüsü yasağı yıllardır devam eden bir sorundur. HAK bu konuyla ilgili sürekli
dikkat çekmiştir ve önerilerde bulunmuştur. Buna rağmen konuya ilişkin ortak bir yaklaşım
olmadan konu farklı düzeylerde farklı şekillerde çözülmüştür.
2014 yılının Eylül ayında ülke dışında savaş örgütleme ve savaşa katılma şüphesiyle Kosova
Polisi’nin bir operasyonunda KİB mensupları dâhil birkaç kişi tutuklandı. Bu gibi durumlarda
cezai kovuşturma kurumlarınca yapılacak olan süreçler gereksiz gecikmeksizin olmadan ve
özel dikkatle yapılmalıdırlar.133
2.8.3.2. Kosova Tarikatler Topluluğu
Kosova Tarikatler Topluluğu (Dervişler) temsilcileri HAK’na diğer dini topluluklarla eşit
olmayan muamele yapıldığı, Kosova'da Dini Özgürlükler Yasası’nda Değişiklik Yapılmasına
Dair Yasa Tasarısında onların yer almaması ve bu taslağın hazırlanması öncesinde
tartışmalarda yer almamaları ile ilgili kendi memnuniyetsizliklerini dile getirmişlerdir.134 Bu son
taslakta yapılan değişiklikler düzenlenmiştir. Kosova Tarikatler Topluluğu, uzun bir
tarihsel geleneğe sahiptir, inanaları önemli sayıdadır ve Kosova kültür mirasının bir
parçasını temsil eder.
2.8.3.3. Sırp Ortodoks Kilisesi (SOK)
Hukukun konumunu düzenleyen yasanın eksikliği SOK’un yaşamının çeşitli alanlarında
kendini göstermektedir, oysa daha önce belirtilen sorunlardan biri de yeni dini binaların inşaa
edilmeleridir ve etkin ve eski olan binaların bakımlarıdır.135
SOK’un memnuniyetsiliklerine neden olan ve bu topluluğu huzursuz eden olaylar arasında
Deçan Manastırı’nda yazılan yazılardır.136 Aynı şekilde Suhareka Belediyesine bağlı Muşişt
Köyü’ndeki “Büyük Kadın” bayramı dolayısıyla Sırp inananların mezarlığoı ziyaret etme
teşebbüsleri esnasında meydana gelene olaylar da endişe vericidir.137 Bu olaylar tüm dini
topluluklar tarafından kınanmıştır. Tüm bu vakalarda Kosova Polisi hızlı müdahalelerde
bulunmuştur.
133Kosova
Polisi, Haberler “Kosova Polisi ülke çapında büyük bir polis operasyonu yapmaktadır” 17.09.2014,
http://www.kosovopolice.com/?page=1,26,4476’6 (15.12.2014).
134HAK, vaka A. nr. 189/2014. Şikâyetçi, Kosova Tarikatlar Derneği’nin Kosova'da Dini Özgürlükler Yasa
Tasarısı, Kosova'da Dini Özgürlükler Yasası esnasında eşit olmayan muamele sebebiyle, aynı zamanda
Tasarının hazırlanması öncesinde kendilerinin tartışmalarda yer almama gibi dışlandıklarını içeren
hoşnutsuzluğunu dile getirmiştir.
135HAK temsilcileri 30.10.2014’te Priştine’de düzenlenen Dinler Arası Diyalog Konferansına katılmışlardır.
136Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı, Haberler “Jevtić: Deçandaki yazılar huzursuz edici”,
http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,772 (15.12.2014).
137Aynı yerde, Haberler, “Jevtić: Yerinden edilen Sırpların Muşişte’de ve Yakova’daki kutsal yerleri ziyaret
etmelerinin önlenmesi geri dönüş sürecine karşı yöneltilmiş bir eylemdir”, 28.8.2014, http://www.mkkks.org/?page=3,12,748 (5.12.2014).
58
Kiliselerde ayin işlevleri ve Vıçıtırın ile Ferizay’’daki kilise yaşamları düzenlenmiştir. Ferizay’da
hala dönmüş aileler mevcut değildir, ancak yerel papaz ve ailesi Ferizay’da yaşamaktadırlar ve
kilise işlevdedir.138
2.8.3.4. Diğer dini topluluklar
Katolik dinine mensup olanlar için Kosova’da Dini Özgürlükler Yasası’nın değişikliklerinin
kabul edilmesi daha büyük öenmdendir. Katolik kilisesi Kosova’da 2014 yılı süresince dinler
arası işbirliğinde çok etkin idi.
Kosova’da Protestan Evanjelist Kilisesinin ana sorunu onların topluluğuna ait mezarlık
sorunun çözülmemesidir. Onlar Kosova’daki tüm belediyelerden topluluklarına ait olacak
mezarlıklar inşa alanlarının kabul edilmesi talebinde bulunmuşlardır. Ancak bu konu hala
çözülmüş değildir.
Yahudi Topluluğu Kosova’da dinler arası işbirliğinde her zaman etkindi. 2014 yılı süresince
dinler arası işbirliğinin teşvik edilmesi ile ilgili büyük olaylarda yer aldılar. Din Özgürlükleri
Yasasındaki değişiklikler Yahudi topluluğu tarafından da yakından izlenmiştir.
2.9.
İfade özgürlüğü
Kosova’da ifade özgürlüğü Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 40. maddesinde doğrudan
garanti edilmektedir, ancak o aynı şekilde İHEB’nin 19. maddesiyle ve ülkemizde doğrudan
uygullanan AİHS’nin 10. maddesiyle de koruma altına alınmıştır. İfade özgürlüğü, müdahalesi
olmadan serbest düşünme demektir, aynı zamanda sınırlara bakılmaksızın ve kamu makamı
tarafından müdahale olmaksızın bilgilerin ve fikirlerin alıp verilmesi anlamına gelir.
Buna rağmen ifade özgürlüğü kullanılışı sınırsız değildir. Bir ülke böyle bir şeyi yapması gerekli
olduğu durumlarda ifade özgürlüğünü sınırlama konması konusunda meşru hakka sahiptir:
“İfade özgürlüğüne ırk, ulus, etnik köken veya dini nefret esaslı şiddet ve düşmanlığın kışkırtılmasının
önlenmesi için zorunlu olduğu durumlarda, sınırlama konabilir.”139 AİHS ise şu şekilde açıklık
getirmektedir: “Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir
toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya
kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi,
sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün
üstünlüğünün ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına,
sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir”140
2014 yılı süresince ifade özgürlüğü ile ilgili olan HAK’na herhangi bir şikâyet iletilmemiştir,
ancak bu Halkın Avukatı’nın ifade özgürlüğüne karşı saygının var olup olmadığını takip
etmesine engel teşkil etmemiştir. İfade özgrülüğünün çiğnenemesi ve kullanılan dil ile ilgili
kamuda açık olarak yayınlanan vakalar özel ilgi ile takip edilmişlerdir. Madem ki medyanın
ifade özgürlüğü gerçekleştirmesinde işlevi vardır. Şimdi interaktif iletişimin gerçekleştiği tıpkı
138Aynı
yerde, Haberler, “Jevtić: Uzun yıllar sonra Sırbistan’daki elli Ferizaylının Ferizay’daki tapınakta tekfrar
ayindeler”, 30.8.2014, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,757 (15.12.2014).
139Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 40. maddenin 2. fıkrası.
140AİHM, 10. maddenin 2. fıkrası.
59
elektronik medya platformlarına ve sosyal paylaşım sitelerine bakıldığı gibi onlara da
bilgilendirmenin önemli bir kaynağı olarak bakılmıştır.
İnternetin sunduğu olanaklar ifade özgürlüğüne hizmet etmektedir, fakat aynı zamanda kötü
amaçlı kullanıma da olanak sunmaktadır. Elektronik portalların işleyişi ve yapısı, bilgilerin
güvenilirliği konusunda ve dağıtılmış bilginin sorumluluğunu tanımlama konularında yükselişte
olan bir sorun oluşturmaya devam etmektedir. Bu iletişim alanları çoğu zaman ifade
özgürlüğünün istismar alanları için hizmet etmiştir, bu da bilginin amacını, aynı zamanda
gerçekliği şüphesini yaratmıştır.
Eğer kullanılan dil kabul edilişii veya edilmeyişi bazı göstergeler bazında değerlendirilir:
belirtildiği bağlam, kimin tarafından ve hangi şekilde söylenmektedir, nasıl yaygınlaşmaktadır
ve nefreti teşvik etmek için kullanılan dilin olanakları hangileridir.141 Bu nedenle birçok
durumda kamu söylem iletişimi hoşgörüsüz, tehdit edici ve aşağılayı olmuştur
HAK belli gruplara veya kişilere karşı kullanılan dilin örgütlü bir şekilde yapılabildiğine dair bir
bilgi sahibi değildir; fakat bu nefret, aşağılanma ve mahremiyet söyleminin, aynı zamanda
kişisel verilerin kötü amaçla kullanımı konularının uygun bir şekilde ele alınması gerektiğinin
azaltmaz
2.10. Medya özgürlüğü
Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesinde medya özgürlüğünü ve çoğulculuğunu
garanti eder.142 Aynı bu maddede medya aracılığı ile sunulan bilginin veya fikirlerinin yayılması
ile ilgili sansürlenmeyi ve etki edilmesini yasaklamaktadır. Aynı şekilde AİHS’nin 10.
maddesinin 2. fıkrasında ırksal, ulusal, etnik veya dini temelinde şiddeti tahrikini önlemek için
devletin müdahalesi meşrulaştırılmıştır.143
Medya özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile kaçınılmaz olarak bağlantılıdır. Onlar birlikte demokratik
süreçte vatandaşın kamu hayatındaki etkin rolünü temin etmektedir. Onların önemli rolüne
rağmen 2014 yılı boyyunca bir ksıım gazeteci saldırı ve tehditlerin hedefi olmuşlardır.
Milot Hasimja adlı gazeteci Ekim ayında çalıştığı medya kuruluşu içinde görevini yerine
getirirken saldırıya uğramış ve hayati tehlikesi söz konusu olmuştur. Ekim ayında
“Indeksonline” portalı gazetecisi Artan Haraqia’ya, aynı zamanda “Gazeta Express” gazetecisi
Visar Duriqi’ye ve “Zëri” gazetecisi Liridon Llapashtica’ya karşı tehditlerde bulunulmuştur ve
bunlar ciddi ve kabul edilemez olarak nitelendirilmişlerdir. EULEX yetkililerinin yolsuzluğa
karıştığı iddiasının raporlanmasının önlenmesi amacıyla Kosova'daki EULEX misyonu
tarafından “Koha Ditore” gazetecisi Vehbi Kajtazi’ye karşı yapılan baskı da Kosova'daki
iletişim araçlarının özgürlüklerinin çiğnenmesi olarak nitelendirilmektedir. Aynı şekilde Zekirja
Shabani’nin çalıştığı gazetenin sahibi tarafından tehdit edilmesi de kabul edilemezdir.
Şunun belirtilmesi gerekir ki HAK, medya özgürlüğünün ihlali ile ilgili doğrudan herhangi bir
şikâyet kabul etmemiştir. Öyle ki bu Raporda yer alan bilgiler kamuya yansıtılan bilgilere
141Daha
fazla bilgi için bk. Rabat Plan of Action on the prohibition of advocacy of national, racial or religious hatred that
constitutes incitement to discrimination, hostility or violence, Conclusions and recommendations emanating from
the four regional expert workshops organized by OHCHR, in 2011, and adopted by experts in Rabat,
Morocco on 5 October 2012, http://www.ohchr.org/documents/ issues/opinion/seminarrabat/rabat_
draft_ outcome.pdf (10. 12.2014).
142Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 42. maddenin 1. fıkrası.
143Aynı yerde, 2. fıkra
60
dayanılarak yer almıştır. Daha net olmamız için HAK Kosova Polisi’nden 2014 yılında
gazetecilere karşı yapılan saldırılarla ilgili bilgi vermesi talebinde bulunmuştur. Elmek
aracılığıyla kabul edilmiş olan onların cevabından medya özgürlüğü ile ilgili olan 20 vakanın
rapor edildiği, bunlardan 15’inin tehdit, 2 vakanın bedensel yaralanma, 1 vakanın resmi
görevini yaparken resmi biir kişiye karşı yapılan saldırı ve 1 vakanın da kamu huzurunu vee
düzenin bozma ile ilgili olduğu görülmüştür.144
Halkın Avukatı için İş Yasası’nın göz ardı edilmesi endişe vericidir, özellikle KRT gibi
medyadaki gazetecilerin iş sözleşmelerinin göz ardı edilmeleri. Bu konu gazetecinin işine
doğrudan baskı olarak nitelendirilir ve kaliteli gazetecilik için ve tam ve doğru bilgilerin işlev
görmeleri için daha elverişli bir ortamın yaratılmasına yönelik yetkili kurumların dikkate
almalarını gerektiren önemli bir durumdur.
KRT’nunda yönetim ve bu kamu medyasının Bağımsız Sendikası arasında oluşan durum aynı
şekilde endişe vericidir. Çalışma Müffettişliğinin kararlarına saygı gösterilmemesi özel endişe
edilecek bir durumu teşkil eder Bu endişe verici durumun özellikle öenmli olmasınıın sebebi
KRT’nun bir kamu kuruluşu olması ve bu şekilde yasaların uygulanması konusunda özel
öneme sahip olmasındandır..
Medya özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü koruyan yerli ve uluslarası enstrümanlar, aynı şekilde
kişinin haklarını koruma medya gücünün kötüye kötü amaçla kullanılmaması konusunda
devleti ayrıca mecburi duruma sokar.
Halkın Abukatı, yetkilerine dayanarak etkinlik durumlarında kişilerin onurunu ve
mahremiyetini ihlal edici araçlara başvurmamaları konusunda medyaları olduğu gibi avukatları,
polis ve savcılıkları da uyarmaktadır. Mahremiyet hakkınını böyle bir ihlalinin özür edecek
herhangi bir genel çıkarı olmayan ve medya tarafından veya medya aracılığıyla başlatılan ve
kişilerin özel konularının ele alındığı kamu tartışmalarının yapılması az endişi verici değildir.
Medyaların mali istikrarsızlığı ve mali kaynaklarının medyada yansıtılmamaları, onlar tarafından
dağıtılan bilgilerin güvenilirliğini ciddi sorgulanmasına neden olur, bunnunla birlikte bilginin
amacını da. Aynı şekilde medyanın örgütlenmesini ve işlevini kapsayan bir yasanın eksikliği
özel bir sorun olarak görülmektedir.
2.11. Örgütlenme özgürlüğü
Bir örgütün üyesi olmak ya da olmamak için veya bir örgütün faaliyetlerine katılmak için
herhangi bir izin almaksızın bir kurum/kuruluş kurmak için her vatandaşın hakkı Kosova
Cumhuriyeti Anayasası ile145 ve AİHS146 ile garanti altına alınmıştır. Kosova Cumhuriyeti’nde
örgütlenme özgürlüğü 04/L-57 sayılı Sivil Toplum Örgütü (STÖ)’nde Örgütlenme Özgürlüğü
Yasa’sı ile düzenlenmiştir.
HAK bu yılki raporlama yılı süresince bu hakkın kullanımı kıstlanmış birkaç şikâyet kabul
etmiştir. HAK’nun soruşturma başlattığı vakalardan biri Kosova Mimarlar Derneği’nin
temsilcisinin Kamu Yönetimi Bakanlığı (KYB) çerçevesindeki STÖ Kayıt ve İrtibat
Bölümü’ne karşı şikâyetidir.147 Temsilci şikâyetinde söz konusu bölümün yasal
HAK tarafından 09.01.2015’te saat 14:05’te gönderilen talebe istinaden, Kosova Polisi Bilgi ve Halkla
İlişkiler Bürosu’ndan 09.01.2015’te saat 15:10’da gönderilen yanıt.
145Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 44. madde
146AİHS, 11. madde
147HAK, vaka A. nr. 237/2014, Şikâyet, KYB’nın yasaya saygı göstermemesi sebebiyle sunulmuştur.
144
61
zorunluluklarına rağmen STÖ Şikâyetleri İnceleme Komisyonu’nun derneğin veri
güncellemesi ile ilişkili kesinleşmiş katrara uymadığından şikâyet etmektedir.148
22.09.2014’te HAK, KYB bakanına yazı gönderdi ki bu yazısında bakandan yukarıda
bahsedilen kararın neden uygulanmadığı konusunda gerekçesini bildirmesini istemişitir. Ancak
bu raporun yayınlandığı tarihe kadar HAK KYB bakanından herhangi bir yanıt almamıştır.
Vatandaşlar tarafından Kosova Cumhuriyeti Anayasası tarafından garanti altına alınmış
örgütlenme özgürlüğünün kullanılmasının bir şekli de sendikalleşme özgrülüğüdür.149 HAK
2014 yılı süresince işçi sendika örgütleri temsilcilerinden sendikal örgütlenme hakkının ihlali ile
ilgili olan birkaç şikâyet kabul etmiştir. Sendika örgütlerinin temsilcileri, kendilerinin çalıştıkları
yerlerde işçilere (sendika üyelerine) karşı yapılan haksızlıklara karşı seslerini yükselttikleri için
yasadışı faaliyetler ile ve iş yerlerinden çıkarılma tehditleri ile karşı karşıya kaldıklarını iddia
etmektedirler. Bu sebepten 23.09.2014’te HAK medyaya bir bildiri yayınladı ve bu bildiride
belli kurumlar tarafından bu tür faaliyetlerin durudurulması çağrısında bulunulmuştur.150
Bunna rağmen Kosova’da örgütlenme özgürlüğü hakkının kullanılmasına ilişkin genel ortama
bakıldığında HAK, kamu politikasında ve yasal çerçevelerde karar alma parçası olmak için sivil
toplumun kurumsal bağlılık açısından bazı olumlu gelişmeler olduğunu tespit etmiştir.
03.04.2014’te Kosova Meclisi, Meclis ve sivil toplum arasındaki ortaklık bildirisini onayladı. Bu
bildirinin amacı mevzuatın hazırlanmasında sivil toplum örgütlerinin katılımını kolaylaştırmayı,
sivil toplum örgütlerinin yasaların uygulanması etkinliklerinde yer almayı sağlamak ve
Kosova’da sivil örgütleri sektörünün gelişmesinin Kosova Meclisi tarafından temin edilmesini
rol almayı amaçlamaktadır.151
Aynı şekilde vurgulanması gereken olumlu bir gelişme Kosova Hükümeti tarafından 2014
yılının Eylül ayında STÖ’nin işlev ve örgütlenmeyi düzenleyen idari yönetmeliğin
onaylanmasıdır.152 Bu yönetmelik kayıt kurallarını ve süreçlerini, kamu kayıtlarında verilerin
güncellenmesini, STÖ’ndeki kayıtlardan sivil toplum örgütlerinin sonlandırılması ve kaydının
silinmesini düzenler.
Öneriler:

KYB, STÖ Şikâyetler İnceleme Komisyonu kurulması ve işleyişini
düzenleyen 02/2012 sayılı yönetmeliğe ve 04/L-57 sayılı Sivil Toplum
Örgütlerinde Örgütlenme Özgürlüğü Yasası’na uygun olarak STÖ’ndeki
Şikâyetleri İnceleme Komisyonu’nun kararlarını uygulaması;

KYB, kamu kuruluşlarının Halkın Avukatı’nın yazı ve taleplerine
zamanında yanıtlaması gerektiğini ve onunla gündeme gelen konularda
işbirliği yapması gerektiğini söyleyen 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı
Yasası’na ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na uyması;

Kamu kurumlarının, sendikal örgütlenme de dâhil her vatandaşın
özrgütlenme özgürlüğü hakkına saygı göstermesi.
14802/2012
sayılı STÖ’nün şikâyetlerini İnceleme Komisyonunun kurulması ve işleyişi ilr ilgili Düzenleme, 5. maddenin 4.
fıkrası: “STÖ’nün şikâyetlerini İnceleme Komisyonunun kararı idari usullerde nihaidir. ”
149Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 44. maddenin 2. fıkrası, “Sendikaların kurulması ve çıkarların korunması için
örgütlenmesi garanti altındadır”.
150HAK, Medya bildirisi, http://ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATE-E-AVOKATIT-TEPOPULLIT-LIDHUR-ME-LIRINE-E-MEDIAVE-NE-KOSOVE-1295 (15.12.2014).
151Kosova Cumhuriyeti Meclisi, http://www.kuvendikosoves.org/?cid=1,128,6318 (15.12.2014).
152Kosova Cumhuriyeti Hükümeti, http://www.kryeministri-ks.net/?page=1,9,4437 (15.12.2014).
62
2.12. Toplanma özgürlüğü
2014 yılı süresince HAK toplanma özgürlüğü konsunda herhangi bir şikâyet kabul etmemiştir.
Bu yıl süresince geçen yıllarda olduğu gibi vatandaşlar, öğrenciler, sivil toplum örgütleri ve
çeşitli çıkar grupları tarafından halka açık toplanmalar ve çeşitli bir dizi protesto düzenlemiştir.
Bu toplanmalar ve protestolar Kosova’nın farklı şehirlerinde, Çoğu durumda halka açık
yerlerde ve belli kurumlar önünde düzenlenmişlerdir. Şunun gerçeğin belirtilmesi gerekir ki bu
toplanmaların ve porotestoların birçoğu yerli medyalar tarafındn herhangi bir engel olmadan
takp edilmişlerdir. Kendi yetkileri çerçevesinde HAK bu yıl süresince örgütlenmiş birkaç halk
toplanmasını ve protestosunu yakından takip etmiştir.
2.12.1. Rektörlük önünde üniversite öğrencilerinin protestoları (gösterileri)
5 ila 7 Şubat 2014’te HAK Priştine Üniversitesi (PÜ) tarafından Priştine’deki PÜ Rektörlüğü
önünde düzenlenen protestoları izlemiştir.153 Bu protestolarda üniversite öğrencilerinin
talepleri PÜ Rektörünün derhal istifa etmesi ve PÜ’nde yapılan ihlallerinin hemen
soruşturulmasının başlatılması idi. Öğrencilerin bu talepleri protestolarda da yer alan birkaç
sivil toplum temsilciliği tarafından da destekleniyordu. Bu protestoların yapılan yakından
takibinden Kosova Polisi mensuplarının, protestoları takip eden medya ve KFOR
mensuplarının daha çok oldukları gözlenmiştir.
Öğrencilerin Rektörlük bahçesine girme teşebbüsünde bulunmaları sebebeiyle 07.02.2014’te
protestocular ve polis mensupları arasında durum gergindi ve bu nedenle protestocuları
dağıtmak için polisi göz yaşartıcı gaz ve sprey kullanma mecburiyetinde bırakmıştır.154 Bu
gösteriler boyunca polis birkaç gösterciti göz altına aldı ve bunlar HAK temsilcileri tarafından
ziyaret edilmişlerdir.155
Bu gösterilerin ve göstericiler ile Kosova Polisi arasında meydana gelen olayları büyük dikkatle
izledikten sonra 07.02.2014’te Halkın Avukatı medya aracılığıyla konuyla ilgili şu sözleriyle
açıklamada bulundu: “Oluşturulan durum ve Rektörlük önünde şiddetli çatışma akademik dünyasında
yapılması mecburi olan tartışmanın eksikliğinin bir ürünüdür.” Bununla ilgili Halkın Avukatı şu
talepte bulundu: “Sokaklarda yapılan bu tartışmanın kabul edilebilecek çözüm bulunması için ve
akademik evrensel standartlara uygun olması için üniversite dünyasına geri dönmesi gerekir.” Durumun daha
çok tırmanma eğiliminde olduğunu gören Halkın Avukatı, anayasal ve yasal yetkilerine dayanarak şu sözleri
sarfetti: “eğer her iki taraf da bunu kabul ederlerse HAK öğrenciler ve üniversite yönetimi arasındaki bu
çıkmazı aşmak aracılık etmeye hazırdır. “156
153HAK,
Protesto İzleme Raporu, 05.02.2014.
Protesto İzleme Raporu, 07.02.2014.
155HAK, Protesto İzleme Raporu, 07.02.2014. “Bu protestoda 31 gözaltına alınan protestocu vardı. Gözaltına
alınanalardan bazılarıyla yapılan görüşmelerden anlaşılmıştır ki polisin davranışları olağandı, sağlık yardımı
sunulmuştur ve haklarıyla ilgili bilgilendirilmişlerdi. Yaralanmalar hafif derecedeydi. Bu yaralanmalar
genellikle göz yaşartıcı sprey ve gazdandı.”
156 HAK,
Medya bildirisi 07.02.2014: http://ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATE-EAVOKATIT-TE-POPULLIT-LIDHUR-ME-PROTESTAT-PARA-REKTORATIT-TEUNIVERSITETIT-TE-PRISHTINES-383 (12.12.2014).
154HAK,
63
2.12.2. Kamu kuruluşları eski çalışanlarının protestoları
06.02.2014’te Bağımsız Sendikalar Birliği’nin ve bazı eski kamu kuruluşları çalışanlarının talebi
doğrultusunda, HAK Gilan şehrinin tiyatrosu önünde yapılan gösterileri kaydetti.157
Çalışanların temel talepleri şunlardı: ödenmemiş ücretlerin tazminatı, %20 ödemenin
hızlandırılması, Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından tasfiye fonundan sosyal fonunun
kurulması ve diğer talepler.
Eski kamu kuruluşları işçilerinin benzer taleplerdeki benzer gösterileri 2013 yılında olduğu gibi
diğer önceki yıllarda da sürekli örgütlenmiştirler. Aynı şekilde yukarıda bahsi geçen
kuruluşların işçileri taleplerinin gerçekleşmesi amacıyla geçmiş yıllarda birkaç durumda açlık
grevine girmiş oldukları ve Halkın Avukatı tarafından ziyaret edildikleri vurgulanması
gerekir.158 Bu kuruluşların işçileri 2014 yılı süresince de Priştine’deki Kosova Hükümeti binası
önünde açlık grevine girdiler.
2.12.3. Sivil toplum özrgütlerinin protestoları
HAK, 22.06.2014’te Mitroviçada birkaç STÖ tarafından protestolar düzenlendiği
keydedilmiştir. 159 Protestonun gözlenmesi sırasında Kosova Polisi mensupları dışında birçok
KFOR ve EULEX gücü mensuplarının da varlığı keydedilmiştir. Başta protestolar ssakin
geçiyordu fakat zamanla gerginlik yükseldi ve vatandaşlar polis barikadını aştılar ve şiddetli
davranmaya başladılar. Böylece prostocular taş atmaya, işyeri camlarını kırmaya başladılar ve
Priştine Belediyesine ait otoparkta birkaç aracı ateşe verdiler. Buna karşılık polis mensupları
protestocular doğrultusunda onların dağılmasını sağlama amaçlı göz yaşartıcı gaz püskürtmeye
başladı.160 HAK polis tarafından göz altına alınmalar esnasında aşırı gücün kullanılmadığını
kaydetti.
2.12.4. Savaş Gazileri Örgütü Protestoları
HAK, 04.12.2014’te PÜ Rektörlüğğü önünde yapılan ve Savaş Gazileri Örgütü (SGÖ) ile
Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO) tarafından örgütlenen protestoyu izledi.161 Savaş örgütleri
tarafından yapılan ve eylemlerin yoğunlaşması eğiliminde bulunan gelişmeleri derin kaygıyla
izlerken, özellikle de EBTB Bakanı Sayın Ramë Buja’nın Kararından sonra Halkın Avukatı,
PÜ ile ilgili meydana gelen olayla ilgili re’sen soruşturma başlattığını 03.12.2014 tarihli
157HAK,
Protesto İzleme Raporu, 06.02.2014.
Medya bildirisi, 18.06.2014: http://www.ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/KOMUNIKATELIDHUR-ME-GJENDJEN-SHENDETESORE-TE-GREVISTEVE-NE-GREVEN-E-URISE-NEPRISHTINE-1235 (13.01.2015).
159 HAK, Protesto İzleme Raporu, 22.06.2014.
160HAK, Protesto İzleme Raporu.: Mitroviça Polis Karakolu sözcüsü tarafından sunulan bilgilere göre bu
protestoların sonuçları şu şekildeydi: 13 tutuklu, 6 yakılan araç, 2 gazeteci, 13 polis ve 10 vatandaş yaralı
ve bunlar sağlık yardımı istemişlerdir.
161HAK, Protesto İzleme Raporu, 04.12.2014. “Onların talepleri, savaş gazileri çocuklarının listelerde yer alan
öğrencilerin kayıtlarının yapılmasına yönelik kabul etmemesi sebeviyle PÜ Rektörünün istifa etmesiydi”
158HAK,
64
medyaya verdiği bildirisinde kamuya açıklamada bulunur.162 Aynı zamanda PÜ’nde düzeni
bozacak tüm eylemlerin durudurulması talebi dışında Halkın Avukatı, kendi yasal yetkilerine
dayanarak Eski Başbakan’dan ve Eski EBTB Bakanı’ndan Halkın Avukatı tarafından re’sen
başlatılan ve yapılan soruşturmanın tamamlanmasına kadar EBTB Bakanının kararın
uygulanmasını askıya alması talebinde bulundu.163 Aynı talep yeni Başbakan Sayın Isa
Mustafa’ya ve EBTB Bakanı’na Sayın Arsim Bajrami’ye de yöneltildi. Ne yazıktır ki hiçbir
zaman yasal sürenin sona ermesinden sonra da bu resmi kişiler Halkın Avukatı’nın acil
talebine yaanıt vermemişlerdir.
Bazı özel durumlarda olağanüstü olarak nitelendirilen bu protestolar gergin geçmiştir ve PÜ
Rektörüne karşı protestocular tarafından ağır tehditler barındırmıştır. Bu protestoda tehditler
mevcuttu, ancak ne protestocular ne de polis tarafından şiddet eylemler kullanılmadı.
Sonuç olarak 2012 ve 2013 Yıllık Raporlarında oldupu gibi Halkın Avukatı bu raporunda da
halk toplanmalarını düzenleyen Yasanın bir kısmının, daha doğrusu yetkinin bir kısmını
gösteriyi düzenleyen örgütleyicinin belirleyeci “görevli”ye bazı yetkileri eline veren adı geçen
yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasında yer alanların değiştirilmesi önerisini yinelemektedir, öyle
ki: “(...) halkın gösterisinde yer alan ve düzeni ve sükûneti bozan, silah, tehlikeli veya yasak işaretleri taşıyan
bu katılımcıyı hemen yakalamalı ve polislere teslim etmelidir.” Bu öneri hiçbir zaman uygulanmamıştır.
Geçmişteki raporlarda olduğu gibi Halkın Avukatı bu raporunda da Halk Gösterileri
Yasası’nın 12. maddesinin 3. fıkrasının AİHS’nin 11 maddesinde yer alan ilkelerle ve
AİHM’nin uygulamalarıyla da örtüşmemediğini dikkat çekmeye devam etmektedir. Bununla
ilgili Halkın Avukatı, Avrupa standartlarıyla uygun hale getirlmesi için bu yasanın
tamamlanması ve değiştirlmesi ile ilgili talebini ve önerisini yinelemektedir.
Öneriler

Kamu düzeni ve güvenliğinin korunması için anayasal bir kurum olan Kosova
Polisi, mutlaka kamu toplantıları örgütleyicileri ile kamu güveni amacıyla bilgi
ve ön planlama için temas ve iletişim kurması gerekir.

Gösterilerin tüm örgütleyicileri, yasalara uygun olarak toplanmaların
korunması ile ilgili kamu düzenini sağlayan kurumları haberdar etmesi gerekir

Halk Gösterileri Yasası’nın 12. maddesinin 3. fıkrasının AİHS’nin 11
maddesinde yer alan ilkelerle ve AİHM’nin uygulamalarıyla örtüşmesine
yönelik değiştirlmesi.
2.13. Oy kullanma hakkı
Oyy kullanma hakkı, seçme ve seçilme hakkını içerir ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile164
ve insan hakkıyla ilgili en önemli uluslararası enstrümanlarla165 güvence altına alınan temel
162HAK,
Medya Bildirisi, 03.12.2014: http://www.ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATE-EAVOKATIT-TE-POPULLIT-LIDHUR-ME-REGJISTRIMIN-E-FEMIJEVE-TE-KATEGORIVETE-DALA-NGA-LUFTA-E-UCK-se-NE-UNIVERSITETIN-E-PRISHTINES-1304 (13.01.2015).
163HAK, KKO savaşında savaş gazileri çocuklarının PÜ’ndeki kayıtlarıyla ilgili Halkın Avukatı’nın Bildirisi,
03.12.2014:
http://ombudspersonkosovo.org/repository/docs/K%C3%ABrkesa_drejtuar_ministrit
_Buja_ 651117.pdf, 02.12.2014: http://ombudspersonkosovo.org/ repository/ docs/K%C3%A Brkesa_
drejtuar _Kryeministrit_Tha%C3%A7i_289071.pdf, (02.12.2014).
164Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 45. madde.
65
insan haklarından birini oluşturur. Kosova seçim reformu açısından sınıfta kalmayı devam
etmektedir. 2013 yılı yerel seçimler gibi 08.06.2014’ye yapılan meclis seçimleri de hemen
hemen dört yıl önce süreci biten seçim reformları olmadan yapılmıştır.
2.13.1. Kosova Cumhuriyeti’ndeki meclis seçimlerinin gözlemlenmesi
03/L-073 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimler Yasası’na166 ilgili mevzuata göre
Kosova Cumhuriyeti meclis seçimlerinin yapılması ve yönetilmesi bilinen kaynaklar ve meclis
demokrasileri tarafından kabul edilen taraflarca yapılır.167
Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ndeki milletvekiller 07.05.2014’teki oturumda ülkede erken
meclis seçimlerinin yapılmasını sağlama amacıyla meclisi feshetme kararı almışlardır.168
2.13.2. Sakin geçen bildirilmemiş seçim kampanyası
Siyasi partilerin seçim kampanyaları 28.05.2014 ila 06.06.2014 tarihleri arasında yapıldı.
Genellikle seçim kampanyaları sakin bir ortamda, herhangi bir olay olmadan ve nefret
söymeleri kullanılmadan geçti. Ancak siyasi partiler ne yazıktır ki saçim kampanyası
başlamadan önce bildirilmeyen seçim kampanyaları düzenlediler.
2.13.3. Seçimlerin düzenlenmesi
Erken meclis seçimleri 08.06.2014’te yapıldı. HAK Seçim Günü sürecini 14 hareketli
gözetmen ekip ile Leposaviç ve Zubin Potok (Çabır Köyü hariç) hariç tüm Kosova yerlerinde
takip etti (buraya Kuzey Mitroviça ve Zveçan beleediyeleri ve Zubin Potok’a bağlı Çabır Köyü
de dâhildir), HAK gözetmen ekipleri 38 Kosova belediyesindeki toplam 798 Oylama Merkezi
(OM)’nden ve 2366 Oylama Yeri (OY)’nden 146 OM’ni ve 393 OY’ni ziyaret etti.
08.06.2014’te yapılan erken meclis seçimleri, seçim sürecinin çalışmasını pek etkilemeten
genellikle birkaç teknik kusur hariç genel olarak iyi örgütlenmiştir. Genelde Seçim Günü sakin
ve olaysız geçmiştir. Bu seçimlerin Kosova Cumhuriyeti’nde şimdiye kadar yapılan
seçimlerden en iyisi olduğu söylenebilir.
2.13.4. İhlallerle ilgili kaydedilen somut vakalar
Ştime’deki Ruh Sağlığı Enstitüsü (RSE)’ne yerleştirilen kişiler yaptıkları eylemlerinin farkında
değillerdi, bu yüzden seçim sürecini anlamıyorlardı ve oy pusulalarını doldurma olanağına
165İHEB,
21.3 madde; Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, 25 (b). madde; AİHS’nin 1 numaralı
protokolü, 3. maddesi
166Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimlerle ilgili 03/L-073 sayılı yasanın 2. maddesi
167Kosova Meclisi seçimlerin özgür, genel, eşit, doğrudan ve gizli oylama temelinde bu yasadaki
düzenlemelere ve MSK’nun Düzenlemelerine göre düzenlenir.
168Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimlerle ilgili 03/L-073 sayılı yasaya dayanarak Kosova Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Sayın. Atifete Jahjaga 08.05.2014’te erken meclis seçimlerinin yapılacağını duyurdu.
66
sahip değillerdi. Bununla birlikte onlarsan birçoğu elinde kalemi tutamıyorlardı ve oy
pusulasını onları takip edenin, daha doğrusu bakıcının söylediğine göre dolduruyorlardı. Oy
kullanma hakkına sahip toplam 60 hasta vardı.
2013 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerde olduğu gibi bu yılda düzenleyen meclis
seçimlerinde de her na kadar onların diğer seçim yerlerinde de oy kullandıkları gözlemlenmiş
olsa da “Aşkaliler” için belirlenen Lipyan’daki 1315E/01D sayılı SM’nde bariz ayrımcılık
vakası tekrarlandı. Ancak, etnik gerekçelerle Lipljan Belediyesi vatandaşlarının böyle bir
ayrımcılık bölünmesi kabul edilemez.
HAK’nun hareketli ekiplerinin bu seçimleri takip etmeleri sırasında şunları gözlemlemişlerdir:
● Hemen hemen her OM (yardımcı masalarda) Görme Engelliler Alfabesi (görme
engelliler için) vardı. Ancak HAK’nun hareketli ekipleri bu oy pusulalarının 1512E sayılı
OM’nde (Obiliç Belediyesine bağlı Plementin Köyü’ndeki “Sveti Sava” İlkokulu),
2201X sayılı OM’nde (Ştime’deki “Emin Duraku” İlkokulu), 1311E sayılı OM’nde
(Lipyan’daki “Braça Aksiç” İlkokulu) ve 3016A sayılı OM’nde (Malişeva’daki “Hamdi
Berisha” Lisesi) eksik olduklarını tespit etmiştir.
● Geçen yılki yerel seçimlerden farklı olarak bu yılki meclis seçimlerinde ultraviyole
doğrulama lambaları çalışıyorlardı.
● Bu sefer Oy Pusulaları Sağlayıcıları (Oylama Yerleri Konsey Üyeleri – OYK) –ki bu kişiler
aynı zamanda görünmez mürekkebi parmağa püskürtenlerdir- olası oylama sorunlarını
ortadan kaldırmak için (ki bu geçen seçimlerde eldüvenlerin eksikliği yüzünden
parmakları bu mürekkeple olduüu için daha sonra oy kullanmada sorun yaşamışlardır ve
bu şekilde sorun yaşanmıştır) ilk oy kullananlar onlar olmuşlardır.
● Nihai Seçmen Listesi (NSL) geçen seçimlere oranla daha az olmasına rağmen hala bazı
ölen kişilerin isimleri mevcuttur. Bu tür durumlar tüm şehiirlerde mevcuttur.
● Özürlü kişilerin (tekerlekli sandalyedekiler) bazı durumlarda OM olarak belirlenen
yerlerde ve Omr’nde diğer katlarda oy kullanılacak yerlerde rampaların eksikliği
yüzünden oylama yerlerine erişmeleri esnasında sorun yaşamışlardır.
● OM’nde, özellikle köylerdeki OM’nde nöbetçi olan polisler, başka polislerle
değiştirilmedikleri için (koşullu hariç) oy kullanamamışlardır. Onlar OM’ne erken sabah
saatlerinde gitmişlerdir ve orada oy pusulalarının tamamının sayılmasına kadar
kalmışlardır. Aynı şekilde Lipyan’daki Islah Merkezi çalışanları da tıpkı Gilan’daki
Tutuklama Merkezi’ndeki ıslah yetkilileri ve Yakova’daki “Isa Grezda” Bölge Hastanesi
sağlık personeli gibi sadece koşullu olarak oy kullanabilmişlerdir. Merkez Seçim
Komisyonu (MSK)’nun Seçim Kurallarında bu tür durumlar için herhangi bir çözüm
öngörülmemiştir.
● İstok’taki Dubrava Islah Merkezi’nde NSL’nde 393 kişi yer alıyordu. Seçimler 09:00’da
başladı ve sadece bir kabin bulunuyordu, bu da yetersizdi ve bu nedenle oylama
gecikmeli gerçekleşiyordu. Öyle ki HAK hareketli gözetleme ekibi bir oylama kabininin
temin edilmesi için İstok’taki Belediye Seçim Komisyonu (BSK)’ndan talepte
bulunulması önerisinde bulunmuştur ve bu da saat 13:50’de yerine getirilmiştir.
● Lipyan’daki Islah Evinde 131 tutukludan 45’inin nüfus cüzdanlarının olmaması sebebiyle
NSL’nde isimleri yer almamıştır ve bu şekilde oy hakkını da kullanamamışlardır.
67
● Yakova’daki Bölge Hastanesi’nde oylama süreci gerçekleşmemiştir. BSK’nun hareketli
ekibi eksikliği nedeniyle hastalar ve nöbetçi çalışanlar oy kullanma hakkını
kullanamamışlardır.
HAK’nun hareketli ekiplerinin meclis seçimlerinin izlenmesi sırasında saptadıkları
eksikliklere dayanarak Halkın Avukatı şu önerilerde bulunmaktadır:
Öneriler:

MS, kendilerinin oy kullandıkları OY veya OM’lerinde veya en yakın
OY’ne OYK üyelerinin görevlendirilmesi dair olanakları gözden geçirsin.

Oy Pusulaları Sağlayıcılığı ve seçmenlerin parmaklarının saydam
mürekkeple spreylenmesi yapan OYK üyelerine eldüvenler temin edilsin
öyle ki bunun sonucunda kendi parmaklarının boyanması önlenmiş
olacaktırve bu şekilde onlar da sorunsuzca oy kullanabilecekleridir.

Yasa uygullayıcı kurumlar, oylama sürecini engelleyen ve olaylar çıkaran
tüm kişilere karşı ceza takibatı başlatsınlaar ve onları adalete teslim
etsinler.

MSK, Nihai Seçmen Listelerinden ölen kişilerin isimlerini çıkararak ve 18
yaşını doldurmuş ve oy kullanma hakkına sahip yeni kişileri ekleyip bu
listelerin düzeltmelerini yapsın.

Tüm engelli kişilerin (özellikli tekerlekli sandalyedekilerin) oy
kullandıkları OM’lerinde oy kullanmaları için uygun koşullar temin edilsin.
Bunun yapılması mümkün olmadığı durumlarda veya gerçekleşmesi için
daha çok zamana ihttiyaç olduğu durumlarda, MSK ve BSK’ne bağlı
hareketli ekipler tarafından MSK ile İlgili Seçim Yönergesi’ne uygun olarak
bu kişilerin kendi evlerinde ve dairelerinde oy kullanma olanağı
sunulsun.169

Seçim gününde, daha doğrusu seçim sürecinin devam ettiği zamanda
görevde bulunanların, daha doğrusu nöbetçi olanların oy kullanma hakkını
gerçekleştirmeleri için ilgili yasal hükümler ile düzenlenmeler yapılsın.

Kosova dışında olan seçmenlerle iletişim iyileştirilsin, öyle ki MSK ile İlgili
Seçim Yönergesi’ne uygun olarak bu kişilerin oy kullanma hakkını
gerçekleştirebilmeleri için onlara zamanında oy pusulaları temin edilsin,
onlara oy pusulalarını yerlerine koymaları için yeterli zaman temin
edilsin.170
2.14. Mülkiyet hakkı
Kosova’da mülkiyet hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasaı,171 İHEB, 172 ve AİHS ve onun
protokolleri ile173 güvence altındadır. Aynı şekilde Kosova Cumhuriyeti’nde mülkiyet hakları
Kosova Meclisi tarafından kabul edilen birkaç yasayla da düzenlenir.
16904/2013
sayılı Seçim Kuralları Özel ihtiyaçları ve koşullara sahip kişilerin Oylaması, 3. madde.
sayılı Seçim Kuralları Kosova dışında oylama, 3-5. maddeler
171Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 46. madde.
17003/2013
68
31.12.2014 tarihine kadar HAK nülkiyetin korunması ile ilgili 369 şikâyet kabul etmiştir,
bunlardan 69’unu soruşturulması yapılmıştır.
Bu şikâyetler tüm düzeydeki mahkemelere (KYÖD dâhil), belediyelere, KÖK’na, KMK’na,
kamu şirketleri, savcılığa ve Kosova Polisi’ne karşı yapılmıştır.
Raporlama yılı süresince mülkiyet vakalarının mahkeme süreçleriyle ilgili olan ve düzenli
mahkemelere yapılan 21 şikâyetin soruşturulması yapılmıştır. Şikâyetler genellikle yargılama
gecikmeleriyle ilgilidir. Yargılama gecikmeleri ile ilgili daha ayrıntılı olarak hakların yargısal
korunması kısmında bahsedilmektedir. Her nasılsa mülkiyet ile ilgili olan yargısal davaların
çözülmeleri ve mahkemelerce kesinleşmiş kararların yürütülmesi doğrudan vatandaşların
mülkiyet haklarını etkiler.
Mahkemeler tarafından vatandaşların mülkiyet vakalarının çözülmesinde oluşan gecikmeler bir
tarafta doğrudan mülkihyet haklarını etkiler, diğer tarafta ise onların Kosova vatandaşları için
güvenilmez bir duruma sokar. Bununla da sadece adalet tehdit edilmez, aynı zamanda
vatandaşların güvenliği de tehdit altına girer, çünkü böylelikle vatandaşların mülkiyetle ilgili
anlaşmamazlıklarını kendi kendine karar vermeye, yargı sistemi dışında çözmelerine iter. Ne
yazıktır ki bu tür durumlar Kosova’da gerçekleşmektedir.
2.14.1. Belediyelere karşı şikâyetler
Belediyelere karşı yapılan şikâyetlerin konusu yasadışı yapılar, mülkiyet hakkı tescilinin
yapılmaması veya sicil esnasında teknik sorunlar yüzünden belediye kadastrolarına karşı
yapılan şikâyetler, mülkiyetlerde hasarların oluşması, kamulaştırma, tazminat, kamusal alanların
işgalidir.
Soruşturması yapılan ve kapanan çoğu vakalarda şikâyetçilerin tüm yasal yollarını
kullanmadıkları veya onların soruşturması esnasında belediyeler tarafından oluşan gecikmeler
söz konusudur.
HAK, gecikmelerin veya şikâyetlerle ilgili yanıtın olmadığı tüm vakalarda belediyelere
başvurmuştur, oysa şikâyetçiler yasal yolları kullanmaları için mümkün olan ve müsaade edilen
yerlere yönelmeleri konusunda bilgilendirilmişlerdir.
2.14.2. Kosova Özelleştirme Kurumuna karşı şikâyetler
Kosova Özelleştirme Kurumu (KÖK), 2002/12 sayılı UNMIK yönetmeliği ile düzenlenen ve
daha sonra 2005/18, 2008/16 ve 2008/27 UNMIK yönetmelikleriyle değiştirilen ve bu
yönetmeliklere dayanarak kurulan Kosova Güven Kurumu (KGK)’nun devamıdır. Bu
yönetmeliklerden başka UNMIK aynı zamanda ek yardımcı belgeler de çıkarmıştır, ki bunlara
dayanarak KGK kamu işletmelerini, toplum işletelerini ve Kosova toplum mülkiyetlerini
özelleştirmiştir.
Kosova Meclisi 21.05.2008’de 2008/03-L-067 sayılı Kosova Özelleştirme Kurumu Yasası’nı
kabul etmiştir. Bu yasa UNMIK’in 2002/12 sayılı Yönetmeliğini ve onun değikliğini yapan
eklerini iptal etmişti. Kosova Meclisi 31.08.2011 tarihinde Kosova Özelleştirme Kurumu ile
172İHEB,
173AİHS,
17. madde
1. protokol, 1. madde.
69
ilgili 2011/04-L-034 sayılı bir başka yasa da kabul etmiştir, ki bu yasa 2008/03-L-067 sayılı
yasayı yürürlükten kaldırmaktaydı.
HAK’na KÖK’na karşı bildirilen şikâyetlerin konusu şunlardan ibarettir: toplumm
işletmelerinin özelleştirmelerinden elde edilen gelirlerin %20 işçi listesi; geçmişte bireylerin
mülkiyeti olan kamu mallarının özelleştirilmesi; özelleştirilen işletmelerin çalışanlarının %20
ücret ve özelleştirmeden %20 ücret tazminatlarının gecikmeleri; ikamet hakkı olan dairelerin
satın alınmalarına ilişkin taleplerin onaylanması ile ilgili oluşan gecikmeler, ki bu süreç kurum
tarafından yönetilmektedir.174
İlk iki konu yeterince endişe verici durumlardır ve bu yüzden bunların özelleştirme sürecinin
ileri bir aşamada olduğu gerçeği ile bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Bu
değerlendirmenin yapılmasının sebebi bu şikâyetlerle ilgili olan konular ya bitmiştir ya da
onlarla ilgili süreçler KYÖD tarafından hala devam etmektedir.
1. Toplum işletmelerinin özelleştirmelerinden elde edilen gelirlerden %20’lik dilimin
dağıtılması süreci KÖK tarafından 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin 10.4
maddesine “gayrimenkul hakkının sosyal mülkiyette kullanılması hakkına” dayanarak
uygulanmaktadır. Bu yönetmelik UNMIK’in 2004/45 sayılı Yönetmeliğiyle
değişmiştir, öyle ki burada şu denmektedir: “bu maddeye göre toplumsal mülkiyete sahip
olunan veya tasviye sürecinde olan işletmenin bir çalışanı olarak kayıtlı ise veya üç yıldan az
olmamak şartıyla kendisinin işletmeye ait çalışanlar listesinde olması durumunda işçi meşru kabul
edilir. Bu talep işçinin 10.6 maddesine istinaden kendilerine karşı ayrımcılık yapılmasaaydı
kendilerinin de o listelerde kayıtlı olabilecekleri veya çalışabilir durumda olabileceklerini iddia
etmeleri durumunda onların da Özel Daire’ye şikâyet dilekçelerini sunmalarına engel teşkil
etmez.”175
Belirtildiği gibi HAK, özelleştirmeden %20 gelir sağlama hakkına sahip kişilere ait
şikâyetler kabul etmiştir. Bu şikâyetlerden biri NSH “Ramiz Sadiku”’ya karşı ayrımcılık
yapıldığı iddialarını barındıran grup şikâyetidir ve 292 şikâyetçiden ibarettir. Ancak
burada KYÖD tarafından tespi edilen ayrımcılıktan bahsedilmemektedir, burada
şikâyetçilerin iddia ettikleri ayrımcılıktan bahsedilmektedir. Daha doğrusu bu
şikâyetçiler 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmeliği’nin 10.4 maddesine yer alan ve
işletmenin özelleştirildiği veya tasfiye edildiği zamanda çalışanların bu toplumsal
işletmede üç yıldan daha az olmamak şartıyla maaş listelerinde olmaları gerektiği
konusuyla ilgilidir. HAK’na yöneltilen şikâyetlerde emekli olan ya da toplumsal
işletmenin özelleştirilmesi veya tasviye edilişinden önce iş sözleşmeleri biten
çalışanların bu listelere dâhil edilmemeleriyle ilgilidir ve bunları şikâyetçiler ayrımcılık
olarak nitelendirmekteler.
Halkın Avukatı şikâyette bulunanların çok olması ve 2003/13 sayılı UNMIK
Yönetmweliğinde belirtilen ölçütleri göz önünde bulundurarak bu ölçütlerin yeniden
gözden geçirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Durumun daha ağır olmasının sebebi
hala yürürlükte olan ve bu şekliyle anayasaya uygunluk değerlendirmesine tabi olamaz
olan bu 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmeliği’nin Anayasa Mahkemesi Yasası’na
dayanarak Halkın Avukatı için 6 aylık sürenin geçmesinden ötürüdür.
Barınma hakkı olan dairelerin satışı ile ilgili 04/L-061 sayılı yasaya göre KÖK toplumsal mülkiyet sayılan
dairelerin satın alınmasıyla ilgili başvuruları kabul etmektedir.
175KYÖD birkaç şikâyeti incelemesi esnasında çalışanlar listesinin düzenlenmesi esnasında belli çalışan
sınıfının dışlandığını tespit etmiştir.
174
70
2. Özelleştirme zamanında toplumsal mülkiyet olarak değerlendirilen, ancak geçmişte
bireylerin mülkiyetleri olma olasılığı olan mülkiyetlerin özelleştirilmesi ile ilgili de
şikâyetler gelmektedir.176 Bu mülkiyetler 1950-1960 yıllarında kamulaştırma, müsadere,
istimlak ve diğer farklı süreçler vasıtasıyla sahiplerine hehangi bir tazminat ödemeden
sahiplerinden alınmıştır. Ancak özelleştirme durumunda toplumsal mülkiyet olarak
kayıtlıydı ve bu şekilde özelleştirme sürecine dâhil oldular.
Vatandaşların birçoğu özelleştirme sürecinde olan bu mülkiyetlerinin 1950-1960
yıllarında herhangi bir tazminat yapılmadan ellerinden alıdığını iddia etmektedirler, bu
yüzden de bu kişiler mülkiyet hakkını kanıtlamak için KYÖD’ne başvurularda
bulunmuşlardır. Eğer özelleştirilen mülkiyetin aslında bireylere ait olduğu kanıtlanırsa,
bu durumda mülkiyet sahibine iade edilemez, aynı zamanda özelleştirme kararı da iptal
edilmez,177 ancak sahipler, mülkün satışından idari vergiler ve taplumsal işletmenin
çalışanlarına ait olan %20 değer çekildikten sonra, satıştan elde edilen gelirin bir kısmı
alırlar
UNMIK’un mevzuatı KGK’ya verilmişti, oysa Kosova Meclis tarafından kabul edilen
Kosova Mülkiyet Kurumu Yasası bu kurumu ait mercilere özel mülkiyetin toplumsal
mnülkiyete dönüştürülmesi esnasında yapılan daha önceki transfer değerine
bakmaksızın ve bu transferin ayrımcılık içinde yapılıp yapılmadığına bakmaksızın
toplumsal işletmeleri özelleştirme ve tasfiye etme hakkını vermektedir.178
Daha önce sahiplerinin kim olduğu belirlenmeden KYÖD kararı ile ihtilaflı
mülkiyetlerin özelleştirlmeleri, mülkiyetin özelleştirilmsi yasadışı yapılarak mülkiyet
hakkının ihlali olarak da sonuçlanabilir. Halkın Avukatı, toplumsal işletmeler
mülkiyetinin özelleştirilmeleri esnasında oluşan mülkiyet hakkı ihlallerinin meydana
gelmesinin sebebi mülkiyetlerin iade edilmesini düzenleyecek olan ve toplumsal
işletmelerin özelleştirme sürecinin başlamasından önce kabul edilecek olan bir yasanın
eksikliğinden olduğunu düşünmektedir.
3. Özelleştirilen işletmenin çalışanlarının maaşlarının tazminatlarının ve özelleştirme
değerinin %20’sinin tazminatlarının gecikmeleriyle ilgili şikâyetlere gelince HAK, bu
geciknelerin sebeplerini öğrenme amacıyla KMK ile görüşmede bulunmuştur.179
Kurumun yetkilerine göre özelleştirilen işletmelerinin çalışanlarının maaşlarının
ödemeleriyle ilgili oluşan gecikmelerin sebebi Kosova Meclisi tarafından Kosova
Özelleştirme Kurum yönetim kurulunun atanmamasından ileri geldiğini ve ödemelerin
bu yönetim kurulunun oluşmasından sonra yapılacağı söylenmiştir.180 Oysa kurumun
yetkilileri, özelleştirme değerinden %20’nin ödenmesindeki gecikmelerinin
oluşmasının sebebini toplumsal işletmelerinin özelleştirme gelirinden %20 almaya hak
kazanmış çalışanlar listesine karşı KYÖD’ne herhangi bir itirazda bulunulduysa, o
zaman KYÖD bu itirazla ilgili belli bir karar alıncaya kadar bu %20 miktarının belli bir
kısmı beklemeye alınır, diğer taraftan ihtilaflı olmayan diğer kısım proposyenel bir
şekilde diğer çalışanlara dağıtıldığını açıklamıştır. Halkın Avukatı’na göre bu %20
miktarının dağıtılmamasının sebebinin Kosova Özelleştirme Kurumu yönetim
176HAK,
vakalarA. nr. 7/2014, A. nr. 16/2014, A. nr. 46/2014, A. nr. 156/2014.
Bölümü, Hukukun Uygulanması Dairesi, Hukuk Sistemi İzleme Bölümü AGİT Raporu, Kosova’da
özelleştirme: KGK’nun Yargıtay Özel Dairesi tarafından konuların hukuki, Mayıs 2008.
178Property Rights in Kosovo: A Haunting Legacy of a Society in Transition, February 2009, Written by Edward Tawil
for the International Center for Transitional Justice.
179KÖK Hukuk Bölümleri Bölüm Başkanı Sayın Visar Hoxha ile 17.11.2014’teki görüşme.
180HAK, vaka A. nr. 23/2014.
177İzleme
71
kurulunun atanmamasından ileri gelen bu gecikmenin yersiz olduğu ve yasaya göre
çalışanın hakkının ihlalini oluşturduğu düşüncesindedir.
4. Kurum yetkilileriyle yapılan görüşmede ikamet hakkı olan dairelerin satın alınmalarına
ilişkin taleplerin onaylanması ile ilgili oluşan gecikmeler konusu da ele alınmıştır.
Kurum yetkilileri bu gecikmenin de sebebinin Kosova Özelleştirme Kurumu (KÖK)
yönetim kurulunun atanmamasından ileri geldiğini iddia etmişlerdir. KÖK yetkilileri
durumdan istifade ederek HAK yetkililerine demişler ki bu dairelerinin satışları
kurumun en başarılı projelerinden biri olduğunu, öyle ki 1000 başvurudan şimdiye dek
600 tanesinin kabul edildiğini öne sürmüşlerdir.
2.14.3. Kosova Mülkiyet Kurumu
Kosova Mülkiyet Kurumu (KMK), 2006/50 sayılı UNMIK Yönetmeliği Değiştirlmesine dair
ve zirai ve ticari mülkiyet dâhil özel gayrimenkul varlıklarla ilgili taleplerin çözülmesine dair
03/L-079 sayılı yasa ile kurulmuştur ve bu yasa kosova Cumhuriyeti Meclis tarafından kabul
edilmiştir. KMK, hala yerine getirlmemiş olan Konut ve Mülkiyet Konuları Müdürlüğü
(KMKM)’nden bazı yasal yükümlülükleri devralmıştır.
HAK’na KMK’ya karşı devamlı şikâyetler gelmiştir, ancak önceki yıllara göre oldukça düşük
sayıdadır. Bununla beraber KMK’nın KMKM kalan yükümlülüklerle ilgili olan ve geçen yıllara
ait olan şikâyetleri bazıları hala çozülmemiştir. KMK’ya karşı yapılan şikâyetlerin konuları
şunlardır:
1. Mitroviça’nın Kuzey kısmındaki mülkiyetlerle ilgili Mülkiyet ve Konut Talepleri
Komisyonu’nun kesinleşmiş kararların uygulanmaması.181
2. 2000/60 sayılı UNMIK Yönetmeliği 4.5. maddesinde öngörülen ve ayrımcılık
sonucu kaybedilen sosyal konutlardaki daireleri iadesi Komisyonu’nun kesinleşmiş
kararların uygulanmaması.182 Burada 1990 yıllarında işyerinin kaybedilmesiyle geçerli
ikamet hakkı kaybedilmiş olanların bu konutları yeniden geri alma hakkını tanımayı
mümkün olmayan ancak tazminat hakkı tanınmış olan durumlar sözkonusudur.
HAK, yukarıda bahsedilen her iki konu ile ilgili vakaların sayısı konusunda ve bu vakaların
çözüme kavuşturulması için kurumun çabaları konusunda bilgi edinme amacıyla yetkilileriyle
görüşmüştür. KMK, şu şekilde HAK’nu bilgilendirmiştir:183
1. Kurumun, Komisyonun kararlarını yerine getirmekle yükümlüdür. Kurum,
şikâyetlerin başarılı şikâyet talepleriyle birlikte Komisyonun kararlarının yerine
getirilmesi esnasında mülkiyetleri yönetim sürecine sokabilir veya mülkiyetlerin
tahliyelerini yapabilir. Mitroviça’nın Kuzey kısmında mülkiyetleri yönetim sürecine
sokulması veya mülkiyetlerin tahliyelerini yapılması diğer kısımlara göre daha uzun
sürmektedir, çünkü bu kısımda Kurum uzun süre kararların uygulanmasında kolluk
181HAK,
vakalar A. nr. 48/2012, A. nr. 176/2012 ve A. nr. 125/2013.
ve konut talepleri, süreç ve müdürlüğün mülk ve konut konuları ile ilgili delillerin koşulları, aynı
zamnda mülk ve konut talepleri Komisyonu ile ilgili olan, 2000/60 sayılı UNMIK’in Yönetmeliği’nin 4.5
maddesi der ki: “yukarıda belirtilen 4.4. maddesine göre düzenlenen sertifikası olan her kişi sertifikada
belirtilen miktarla eşit gerekçeli tazminat hakkı vardır ve bu ödemeler Kosova Konsolide Bütçesi‘nde
biriken fonlardan veya bu yönetmelikte belirlenen ve bu amaçla kurulmış olan herhangi bir fondan
yapılır.”
183KMK Yürütme Müdürü Vekili Sayın Florije Kika aracılığıyla Sayın Elhame Gorani ile 24, 25 ve 26 Kasım
2014’te elmek aracılığıyla yapılan iletişim.
182Mülkiyet
72
kuvvetleri desteğini alasmamıştır. Ancak bu yılın Mart ayında kolluk kuvvetleri
yetkilileri Kurumu desteklemeye başlamışlardır. HAK’na, Mitroviça’nın Kuzey
kısmında Kurumun yönetimi altında 390 mülkiyet mevcut olduğu ve 27 tahliyenin
gerçekleştiği bilgisi verilmiştir.
2. Ayrımcılık sonucu kaybedilen sosyal konutlardaki daireleri iadesi ile ilgili taleplerle
ilgili Komisyonun toplam 143 kararı vardır ve bunların uygulanması gerekmektedir.
Kararların uygulanması, ayrımcılık sonucu kaybedilen sosyal konutlardaki dairelerin
bireylerine tazminatların yapılması gerektiğidir, ancak bu kararların uygulanması
hala başlamamıştır. Kurum, UNMIK-ut 2000/60 saylı Yöentmeliğinin 4.
maddesine istinaden tazminatların hesaplanması ile ilgili ölçütleri ve gerekli
süreçleri hazırlamıştır, ancak bu kararların uygulanabilmesi için 3,2 milyon Avro
tutarında mali fona ihtiyaç vardır. Kurumun bayan yetkilisinin dediğine göre kurum
bu paraların temin edilmesi için çaba asarfetmektedir.
Mitroviça’nın Kuzey kısmındaki mülkiyetlerle ilgili konuya gelince Halkın Avukatı, Mülkiyet
hakkı sahiplerinin 1989 ve 1999 savaşı nedeniyle kaybettikleri mülkiyetleri gerçek sahipliğini
kazanma olanaksızlığı nedeniyle tüm Kosova Cumhuriyeti topraklarında Kurum tarafından
yönetilen mülkiyetler için geçici bir tedbirin ve gönüllü mülkiyet yönetiminin uygulandığını
düşünmektedir. Bu dolaylı sahip olmanın kurulması ve bireysel çıkarlar (bu durumda bireylerin
mülkiyet hakları) ve genel çıkar (yerinden edilmiş kilşilerin güvenlik sebebiyle mülkiyetlerine
dönemedikleri için onların güvenliği için) arasında bir denge şekli olarak da yorumlanabilir.
Ancak AİHM’nin uygulamalarına bakıldığında Halkın Avukatına göre bu bilanço Mitroviça
kuzey kesiminde, Komisyonun kesinleşmiş kararların ertelenmeleri sahipleri için ek bir yük
teşkil etmekte olduğu için veya bu mülkler üzerinde mülkiyet hakkı taşıyanların 1999 yılında
mülklerinden tahliye edilmiş olmaları ve bu mülklerinin iadesi ile ilgili emin olunmayan bir
durumda bulunmakta oldukları için başarının başvuru sahipleri için ulaşılmış olmadığını
düşüncesindedir.184 Halkın Avukatı, mülkiyetin ister gerçek sahibine doğrudan iade, ister de
kira uygulaması ile dolaylı olarak sahibine iadenin sessizce sahipliğin engellenmesi anlamına
geldiğini ve bu iadelerin bu kadar uzun sürmesinin mülkiyet hakkının ihlali anlamına ggeldiğini
düşünmektedir.
Tazminatla ilgili Komisyonun kesinleşmiş kararlarının gecikmesi ile ilgili ise Halkın Avukatı
raporlama yılı süresince bulgular ve önerilerle olan bir rapor yayınlamıştır.185
Mitroviça’nın kuzey kısımındaki mülkiyetlerloe olduğu gibi tazminatla ilgili de söz konusu olan
Komisyonun kesinleşmiş kararlarının gecikmeleri veya uygulamalarıdır. Somnuç olarak Halkın
Avukatı şunu hatırlatmak ister ki kararların uygulanması “yargılama” sürecinin ayrılmaz bir
parçası olması gerektiği ve kesinleşmiş kararların uygulanması hukukun üstünlüğünü temin
eder.186
Buna rağmen Halkın Avukatı, Mitroviça’nın kuzey kısmındaki mülklerin iadeleriyle ilgili
Komsiyon kararlarının uygulanmaları ile ilgili olarak ilk ihlal Kurum tarafından yapılmadığı,
bunun sebebinin yeterince güvenlik koşullarını oluşturmayan kolluk kuvvetlerinin ve
Hükümetin desteğinin olmaması olduğunu düşünmektedir. Oysa Komisyonun
değerlendirmesine göre yapılan tazminatlara gelince Halkın Avukatına göre ihlalin olmasının
184Immobiliare
Saffi İtalya’ya karşı vakası, Application no. 22774/93, 49-59. par..
A. nr. 171/2013 sayılı Tazminatla ilgili Kosova Mülkiyet Kurumu’nun usul gecikmeleriyle ilgili vaka
için Önerili Rapor, 21.02.2014 tarihlikesinleşmiş karara dayanarak.
186Hornsby, Greqisë karşı Application no. 18357/91, 45. par.
185HAK,
73
sebebi Komisyon kararlarının uygulanması için gereken mali desteğin Hükümet tarafından
sağlanmamasından kaynaklandığını düşünmektedir
HAK beş şikâyetin soruşturmasını yapmıştır. Bunlardan biri onbeş kişiden oluşan bir grubun
şikâyetleridir ve bu şikâyet mülkiyetlerinin korunması konusunda Kosova Polisinin hiçbir
önlem veya yeterli önlem almamasını içerir. Vakaların soruşturmaları yapıldıktan sonra
şikâyetçilerin yetkili kurumlara başvurmaları konusunda bilgilendirilmişlerdir.187
HAK iki savcılık aleyhine yapılan iki şikâyetin soruşturmasını yapmıştır. Bunlardan biri taşınır
malın imhasıyla ilgili süreçle ilgilidir ve Asliye Savcılığı Prizren şubesi aleyhinedirir,188 diğeri ise
taşınır malların imhası ve çalınması ile ilgilidir ve Yakova Asliye Savcılığı aleyhinedir.189
2.14.4. Kamu Kurumlarına ve KEDTŞ’e karşı şikâyetler
HAK bu raporlama yılı süresince kamu kurumlarına karşı yapılan üç şikâyeti soruşturmuştur.
Bunlardan ikisi HAK tarafından açılan soruşturmadan ve takibinden sonra taraflar çıkarına
olumlu sonuçlanmışlardır ve kapanmışlardır.190
KEDTŞ (Kosova Elektrik Dağıtımı ve Temini Şirketi) aleyhine 8 şikâyet bildirilmiştir,
bunlardan 7’sinin soruşturulması yapılmış ve kapanmıştır. KEDTŞ aleyhine yapılan
şikâyetlerin konusun sahibin onayı olmadan özel mülklerde direklerin yerleştirilmesi, ön
bildirilme olmadan KEDTŞ çalışanları tarafından mülklerin kontrolü, elektrik cihazlarının
zarara uğraması, mülkiyetin kullanılmasını engel teşkil eden elektrik iletkenlerinin
yerleştirilmesi, elektrik sayaçlarının montajı ve kaydı esnasında yapılan hatalar ve kişilerin
şikâyetlerine yanıt verilmemesi ile ilgilidir.
HAK, KEDTŞ’nin kişilerin şikâyetlerine yanıt vermediği vakalarda yasalarda belirlenen
yetkilerine dayanarak hareket edip KEDTŞ’nden kişilerin şikâyetlerine yanıt vermelerini
istemiştir, oysa mümkün olan durumlarda kişileri mevcut hukuki yolları kullanmaları
tavsiyesinde bulunmuştur.
Öneriler:
Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne:

UNMIK’in 2004/45 Yönetmeliği ile değiştirilen UNMIK’in 2003/13 sayılı
Gayrimenkul hakkının sosyal mülkiyette kullanılması hakkı” Yönetmeliğini
yürürlükten kaldırsın ve bunun yerine sosyal mülklerin transferini
düzenleyen bir yasa çıkarsın, aynı zamanda sosyal işletmelerin
özelleştirlmesinde olan çalışanların çalışanlar listelerinin doğru ve eşit
ölçütlerin yapılması
187HAK,
A. nr. 343/2014 ve A. nr. 341/2014 vakaları187Immobiliare Saffi İtalya’ya karşı vakası, Application no.
22774/93, 49-59. par..
187HAK, A. nr. 171/2013 sayılı Tazminatla ilgili Kosova Mülkiyet Kurumu’nun usul gecikmeleriyle ilgili vaka
için Önerili Rapor, 21.02.2014 tarihlikesinleşmiş karara dayanarak.
187Hornsby, Greqisë karşı Application no. 18357/91, 45. par..
188HAK, A. nr. 267/2014 vakası
189HAK, A. nr. 269/2014 vakası
190HAK, A. nr. 76/2014 Ferizay Su Şirketi aleyhine ve A. nr. 115/2004 Prizren’deki “Hidro-Regjioni Jugor”
şirketi aleyhine olan vakalar.
74

Çıkar ilişkilerini eşitlenmesini ve bölge ile Avrupa ülkelerinde en iyi
uygulamaları göz önünde bulunduırarak 1950 yıllarında kamulaştırılmış
mülklerin iadesi ile ilgili yasayı çıkarsın ve kabul etsin
Kosova Hükümeti’ne:

1998-1999 savaşının sonucu olarak kaybedilen mülklerin iadeleriyle ilgili
şartları oluştursun ve mülklerin iadeleri ile ilgili kararların uygulanması
için Kosova Mülkiyet Kurumu’na gerekli desteği sunsun.

UNMIK’in 2000/60 sayılı Yönetmeliği’nin 4.5. maddesine dayanarak
belirlenen şartlara göre yapılan tazminatla ilgili kararların uygulanması için
Kosova Mülkiyet Kurumu’na veya onun halefi kurumlarına mali destek
sağlasın.
2.15. Eğitim Hakkı
Anayasa, kamu kurumlerının her kişinin yetenekleri ve ihtiyaçlarına göre her kişiye eşit eğitim
olanağı sağlaması doğrultusunda yükümlülüğü belirler.191 Bunu AİHS de protokünde
garantiler.192
2014 yılı süresince HAK eğitim hakkı ile ilgili toplamda 56 şikâyet kabul etmiştir.193 Bunlardan
26’sının soruşturması yapılmıştır, oysa 30 kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir. 2013 yılı ile
karşılaştırıldığında eğitim alanında yapılan şikâyetlerde bir artış vardır. Soruşturması yapılan
şikâyetler PÜ “Hasan Prishtina”’ya,
2.15.1. Üniversite öncesi eğitim
Kaliteli eğitime çocukları dâhil etme, engelli çocukların eğitime katılımını sağlama, okul
altyapısının iyileştirilmesi, okullarda şiddetin önlenmesi, mücadele ve yönlendirme gibi konular
eğitim alanında en önemli amaçlarından sadece bazılarıdır ve bunların gerçekleşmesi için
Kosova kurumlarının sürekli meşguliyetini gerektirir.
Kurumlar eğitimin kalitesini, çocuk ve gençlerin eğitimini şiddettin, hakaretin veya diğer
ayrımcılık şekillerinin olmadığı güvenli bir ortamda yapmasını sağlamalıdır. Eğitim
kurumlarında daha güvenli ve daha uygun bir ortam sağlamak için ve olumsuz olayları
önlemek için Kosova Cumhuriyeti Hükümeti okullarda şiddet olayların çözülmesi süreçlerini
ve sorumlu olan diğer kurumlara başvuruyu belirleyen bir Yönetmelik çıkarmıştır.194
Halkın Avukatı geçen yılki raporunda bu yönetmeliğin uygulanmasını önermiş olmasına
rağmen, okullarda yapılen birçok ziyaretten ve eğitim alanlarında, onun çevresinde veya
yakınında 2014 yılı süresince meydana gelen şiddet olaylarına bakıldığında bu yönetmeliğin
hala yeterli ölçüde uygulanmadığı görülür.195
191Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 47. maddenin 2. fıkrası.
yerde, 22. maddenin, 2. fıkrası.
1931 Ocak ila 15 Aralık 2014 arası istatistikler.
19421/2013 sayılı Üniversite Öncesi Kurumlarda Şiddetti ve Yöönlendirmeyi Önlen’mesine dair Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti Yönetmeliği.
195Mitroviça’daki öğrenci cinayeti ile ilgili 28.1.2014 tarihli Halkın Avukatı bildirisi.
192Aynı
75
Üniversite öncesi kurumlarda eğitim sürecinin 1 Eylül’de196 başlamasına rağmen geciken
tadilatlar yüzünden bazı okullarda eğitim süreci gecikmeli olarak başladığına tanıklık
etmekteyir. Aynı şekilde yakıt eksikliği veya ısınma malzemesi eksikliği sebebiyle ısınma
dönemi de okul kurumları için sorun olmaya devam etmektedir. Bazı okulda öğrenciler eğitim
süreçlerini düşük sıcaklıklarda yapma mecburiyetinde kalmışlardır, sonuç olarak bazı okullarda
öğrenci ve velilerin protestoları sebebiyle eğitim sürecinin durudurulmasını da olmuştur.
Üniversite öncesi eğitimde reformlar sebebiyle bazı okulların öğretmenlerin işe alımları ile de
sorunlar yaşadılar. Verilen iş ilanları, aynı zamanda işe alım ölçütleri bazı şehirlerde yasalara
aykırıydılar, bazı vakalarda da ölçütler ayrımcıydı.197
2.15.2. Üniversite eğitimi
Bu akademik yılda PÜ’ni büyük zorluklar takip etmiştir. Bu yılın başlangısınca farklı öğrenci
grupları tarafından örgütlenen protestolar akabinde durum rektörün ve bazı yönetim kurulu
üyelerinin istifalarıyla sonuçlandı. Bu gergin durum hemen hemen tüm yıl süresince devam
etti. Üniversite ilgi odağındaydı. Mevcut rektörün seçilmesinden sonra durumun iyileşeceğine
ve PÜ sorunlarının nihayet çözülmeleri için ele alınması başlayacağına dair bir izlenim oluştu
Ancak PÜ’ne adayların kaydının yapılmasının Savaştan Çıkan Dernekleri tarafından gönderilen
listelere göre yapılmasına dair talepten ve bu fderneklerin protestolarından sonra, aynı
zamanda EBTB kararından sonra PÜ tekrar bir dönüm noktasına gelmişti. Eğitim ve bilimde
en yüksek bir kamu kurumu olarak PÜ bağımsızlığının korunması için gereken tüm önlemlerin
alınması herkesin, kamu kurum ve kuruluşların görevidir.
Bu durumda Halkın Avukatı dışarıdan müdahalelerin kesilmesi gerektiğini ve PÜ’nin
bağımsızlığına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu özellikle PÜ bağımsız
yönetim ve gelişmesini etkilemete çalışan Kosova Hükümeti, EBTB, bütün kamu şahısları ve
kurumları, özel ve tüzel kişiler, savaştan çıkan dernekler, öğrenci dernekleri için geçerlidir.
Her ne kadar onların açılmasından uzun bir zaman geçmesine rağmen diğer kamu
üniversitelerinin 198 yönetiminin rektör ve prorektör vekilleri tarafından yapıldığı
görülmektedir ki bu da kamu üniversitelerini olumsuz yönde etkiler.
Öğrenci hizmetlerinin bazı kısımlarının ücretlerinin düşürülmesiyl ilgili olan Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti’nin kararı, öğrenci ve onların aileleri için kolaylıklar sağlamıştır, aynı
zamanda herkes için çalışma konusunda daha iyi fırsatlar yaratmıştır; ancak bunun üniversite
kurumlarında bütçe sorunlarını yaratmaması gerekir. Çünkü ayrı bir alan olan eğitim
Kosova’da yetersiz desteklenmektedir ve şimdi olduğundan çok daha fazla maddi ve mali
desteğe ihtiyacı vardır.
196042/L-032
sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Yüksek Öğrenim Öncesi Yasa, 2. maddenin 1.37. bendi
“Eğitim yılı – başlangıç dönemi bir yılın 1 Eylülümnde başlar ve bir sonraki yılın 31 Ağustos’unda biter”.
197BEM Priştine, 24.9.2014 tarihli iş ilanı, “Aday en fazla üç (3) işyeri için adaylığını koyabilir, Sadece bir iş yeri
için adaylığını koymanız önerilir.”, BEM Gilan, Mülakatı yapılanlara ait Tutanak-II. Kısım, “yerli aday,
okul olduğu yerde ikamet eden aday, 1 puan (bu ölçüt sadace köyler için geçerlidir), ve diğer ölçüt: “Gilan
belediyesi adayı, 5 puan”; MEB, Yıl, Aday Değerlendirme Formu, “yerli aday (okulun bulunduğu yerde
ikamet eden aday 1 puan).
198 http://www.upgj.org/ alınan bilgiler, Gilan’daki “Kadri Zeka” Üniversitesi, http://www.uni-gjk.org/
“Fehmi Agani” Yakova Üniversitesi ve http://www.umib.net/, “Isa Boletini” Mitroviça Üniversitesi
(12.12.2014).
76
PÜ’ndeki durumu en iyi özetleyen EBTB eski Bakanı’nın beyanıdır, ki kendisi görevi teslim
etmeden önce şu sözleri sarfetti: “(...) her ne kadar görev süresi boyunca üç rektör değiştirmesine rağmen
“Hasan Prishtina” PÜ’ndeki durum henüz istikrarlı değildir. (...) bu sıcak patatesin eline bırakıldığı için
görevi devralan bakan için bu konuda üzgünüm. (...)”199
PÜ’ndeki ve onun çevresindeki gelişmeler bu kurumun kamuoyunda ve bazı çevrelerde var
olan ve zaten sarsılmış olan güvenin ve PÜ’nin bölgedeki ve daha geniş alandaki itibarının
daha da sarsılmasına neden olduğuna hiç şüphe yoktur (son uluslarrası sıralamada tüm
dünyadan değerlendirmeye alınan toplam 20.000 üniversiteden PÜ 4937 sıradadır.). Bu
sebepten PÜ’ne kamuoyunun güvenininin dönmesi için idari mercilerin çok güçlü bir şekilde
etkin olmaları gerekir.200
2.15.3. Engelli çocukların eğitim hakkı
Halkın Avukatı daha önceki yıllık raporlarında da aynı şekilde engelli öğrencilerin Kosova
eğitim sürecine dâhil olmaları için mümkün olduğunca daha iyi koşulların sağlanması
önerisinde bulunmuştur. Bu öğrenci sınıfınıın bu haklarını büyük zorluklar altında
gerçekleştirdiklerini hepimiz şahidiz. Okulların uzaklığı sebebiyle her ne kadar belediyeler
ulaşımı sağlamakla yükümlü olsalar bile diğer öğrencilerde olduğu gibi özellikle engelli
öğrencilerin ulaşımlarının teminiyle ilgili sorunlar yaşanmaktadır.201 Bu öğrenciler için
koşulların desteklenmesi ve iyileştirmesi, aynı zamanda bu öğrencilerin düzenli eğitim
sistemine dâhil edilmeleri EBTB’nın ve belediyelerin önceliklerinden olmalıdır.
Ne yazıktır ki Kosova eğitimine engelli öğrencilerin dâhil edilmeleri hala küçük çaptadır.
2013/2014 eğitim-öğretim yılında özel okullarda, birleştirilmiş sınıflara ve yardım edilen
öğrencilerin sayısı toplamda 1.239’dur.202 Kosova’da toplam 6.100 engelli çocuk olduğu tespit
edilmiştir, ancak kayıt edilmedikleri için bu rakamın daha büyük olduğu düşünülmektedir.203
2.15.4. Engelli çocukların eğitimi ile ilgili şikâyetler
Engelli bir öğrencinin ortaokuluna ulaşım eksikliği yüzünden yaptığı şikâyetinden sonra Halkın
Avukatı bu konun çözülmesi için girişimde bulunmuştur. Belediye ve EBTB sorumlulularıyla
yapılan birçok görüşmeden sonra, sorumlu kurumlar ulaşımı temin etmişlerdir ve öğrenci
eğitim sürecine devam etmiştir.204 Böyle bir durumda yürürlükteki yasalara saygı konusunda
belediye düzeyindeki sorumlur kurumlar tarafından ihmaller yapılmaktadır ve bu da eğitim
hakkının ihlal edilmesi olarak değerlendirilir, çünkü yürürlükteki yasaya göre bu engelli
çocukların ulaşımını belediye mercileri tarafından bedava sağlamaları gerekir.205
19910.12.2014
tarihli Basın Toplantısı.
Rektörlük Çalışma Programı, 17.09.2014, s. 1.
201HAK, A. nr. 525/2013 ve A. nr. 528/2014 vakaları; öğrencilerin ulaşımlarının temin edilmemesine yönelik
şikâyet.
202EBTB, Kosova Eğitim İstatistikleri, 2013/2014,: http://www.mashtgov.net/ advCms/documents/
Statistikat_e_arsimit_ne_Kosove_2013_14.pdf s. 43, grafik 25 (09.12.2014).
203EBTB,
engelli çocukların eğitimi için bilinçlendirme kampanyaları başlatıldıları: http://www.mashtgov.net/advCms/channels/news/newsPrint.php?id=1,3009 (09.10.2014).
204HAK, A. nr. 515/2013 vakası
205Kosova Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Öncesi Yasası, 40. maddenin, 4. fıkrası.
200PÜ
77
HAK Boşnak mensubu olan bir aile adına yapılan bir şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyette
Mitroviça’daki “Nëna Terezë” adındaki Kaynak Merkezi’nde engelli olan iki çocuk için
Boşnak dilinde bir sınıfın açılması talep edilmiştir. Uzmanlardan oluşan komisyon çocukların
öğrenme becerileriyle ilgili değerlendirme yapmış ve bu çocukların Mitroviça’daki “Bedri
Gjinaj” Ortaokulu’nda Boşnak dilinde eğitim görebilecekleri sonucuna varmıştır.206 Şikâyet
Halkın Avukatının girişimiyle aile için olumlu olarak sonuçlanmıştır.207 Annenin VII sınıf
öğrencisi olan engelli çocuğunun sınıfının ikinci katta olması sebebiyle ve bu yüzden
çocuğunun eğitimi göremediğine dair 208 yapmış olduğu şikâyetten sonra HAK girişimde
bulunmuş. HAK’nun girişiminden sonra BEM ve okul müdürlüğü tarafından hemen gereken
tedbirler alınmış ve öğrencinin sınıfı ikinci kattan zemin katla değiştirilmiş ve öğrenci okuluna
devam etmiştir.
Kamu kurumları öğrencilerin ihtiyaçlarına göre uygun desteği vermekle yükümlüdürler, oysa
karar aldıkları zaman o her zaman çocuğun yararı ön planda olmalı ve onların ihtiyaçlarını göz
önünde bulundurmalı.209
2.15.5. EBTB’na karşı re’sen vakası
Halkın Avukatı, 178/01B sayılı 13.12.2014 tarihli EBTB Bakanının kararının Anayasa ile
öngörülen insan hakklarına etkileriyle ve üniversite eğitimi alanındaki yasalarla ilgili kendi
öncülüğüyle soruşturma başlatmıştır. Bu karar KKO savaşı çocuklarının “Hasan Prishtina”
PÜ’ne kayıtlarıyla ilgilidir.210 “Hasan Prishtina” PÜ rektörlüğünden sunulan bilgilendirmede
PÜ’nin akademik kadro, laboratuvar ve eğitim ve bilim çalışmaları için gerekli diğer alanların
eksikliği yüzünden öğrenci sayısının artıırılmasına yönelik koşullara sahip olmadığı
belirtilmiştir.211
Konuyla ilişkin askıya alınmayla ilgili esas ölçütlerin yerine getirilmesi sebebiyle, çünkü
“herhangi bir idari kararın uygulanması özel veya tüzel kişiler için onarılmaz sonuçlar doğurabilir”212
olmabileceği için Halkın Avukatı, eski Başbakana ve EBTB eski Bakanına, sırasıyla şimdiki
Başbakan ve EBTB Bakanına, 178/01B sayılı EBTB Bakanının kararının re’sen başlatılan ve
yapılan soruşturma tamamlanıncaya kadar katrarn uygulanmasının askıya alınması talebinde
bulundu. İşbirliği başarısız olduktan sonra ve konunun ciddiyetini gördükten sonra Halkın
Avukatı medya aracılığıyla yaptığı bir bildiri aracılığıyla PÜ ile ilgili son zamanlarda gerginliğin
artması sebebiyle duyduğu endişeyi dile getirmiştir. Halkın Avukatı şunu vurgulamaktadır ki
Aynı yerde, 41. maddenin 3. fıkrası
A. nr. 483/2013 vaka; Mitroviça’daki “Nëna Terezë” adındaki Kaynak Merkezi’nde engelli olan iki
çocuk için Boşnak dilinde bir sınıfın açılması talebi.
208 HAK, A. nr. 2/2014 vakası
209Kosova Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Öncesi Yasası, 40. maddenin, 2.1 ve 2.2. bendi.
210IAP, 518/2014 re’sen vakası. Halkın Avukatı 2015 yılının Şubat ayında taraflar ve sorumlu kurumlara
yönelik önerileri içeren bir rapor düzenlemiştir. Bu rapo sonuçlanıncaya kadar “Hasan Prishtina” PÜ
Rektörlüğü hariç sorumlu kurumların hiçbiri Halkın Avukatı’nın önerilerine yanıt vermemişlerdir. Kosova
Hükümeti ve ilgili bakanlık (EBTB) bu konuyla ilgili Halkın Avukatı ile işbirliği konusunda tamamıyla
başarısız olmuşilardır.
211Hasan Prishtina” PÜ Rektörünün Halkın Avukatı’na gönderilen yazısı. Bu yazıda O, “PÜ’nin akademik
kadro, laboratuvar ve eğitim ve bilim çalışmaları için gerekli diğer alanların eksikliği yüzünden öğrenci sayısının
artıırılmasına eğitim sürecine yük getirecektir.”.
212Halkın Avukatı Yasası, 16 maddenin5. fıkrası.
206
207HAK,
78
eğitim sürecinin işleyişine yapılan herhangi bir yasadışı girişim kesinlikle kabul edilemezdir.213
2.15.6. Aşkali topluluğu temsilcilerinin şikâyeti
Halkın Avukatı “Hasan Prishtina” PÜ Rektöründen şikâyet eden Aşkali topluluğu tarafından
sunulan şikâyeti kabul etmiştir214 Onların iddialarına göre PÜ’nde öğrenci olmak isteyen Aşkali
topluluğuna ait kişiler için 44 yerin ayrılmıştır. Onlara göre bu eğitim-öğretim yılı için
toplamda 12 kişi başvurmuştur, bunlardan ancak 5’i kabul edilmiştir. Onlar, EBTB Bakan
Yardımcısıyla ve PÜ rektörüyle görüştürklerini ancak destek görmediklerini iddia
etmektedirler. Halkın Avukatı’nın 14.12.2014’te Rektörle görüşmesi esnasında Aşkali
topluluğuna ait adayların PÜ’ne kayıtları konusu da gündeme getirilmiştir. Rektörün dediğine
göre azınlık mensuplarının PÜ’nde kayıtları yapabilmeleri için belli kotadan yararlanabilirler.
Ancak asgari ölçütleri yerine getirmeyen, daha doğrusu kabul sınavında %30 sınırı geçemeyen
hiçkimse kaydını yapamaz.
Halkın Avukatı’na göre kabul sınavında başarı sonuçlarına veya becerilerine bakılmaksızın bu
kişilerin kaydının yapılması kabul edilemezdir, çünkü Kosova’da yürürlükte olan anayasa ve
yasalara göre herkes yasalar önünde eşittir. Anayasa, kamu kurumlerının her kişinin yetenekleri
ve ihtiyaçlarına göre her kişiye eşit eğitim olanağını sağlaması doğrultusunda yükümlülüğü
belirler.215 Belli kategoriler için kotaların belirlenmesi, yararlanacak grupların doğrudan kabul
edilecekleri anlamına gelmez, bu birinci derece geçmişte ve şimdi olduğu gibi yaşanan belli
koşullar nedeniyle en savunmasız gruplara mensup olurmaları durumunda bazı sosyal
grupların lehine iyi niyet eylemini oluşturmaktadır
Öneriler:

Sorumlu belediye kurumları, okullarda eğitim-öğretim başlamadan önce
okulların altyapılarının iyileştirilmesi, bakımı ve düzeltilmesi için gerekli olan
tüm tedbirleri almaları.

Belediyeler özürlü öğrencilerin ulaşımları için özel bir bütçe oluşturmaları.

Tüm sorumlu kurumlar Üniversite Öncesi Kurumlarında Şiddeti Önleme ve
Yönlendirme Protokolünü uygulasınlar.

BEM, iş ilanlarını ve ölçütlerini düzenlemesi esnasında yasalar ile çelişmeyen
ölçütleri geliştirsin, öyle ki tüm adaylar yasalar önünde eşit muamele görsün.

EBTB sorumlu diğer kurumlarla işbirliği yaparak Kosova’daki engelli çocuklar
için bir kaydın oluştursun.

Kosova’da yüksek öğrenim yapanlar Rektör ve Prorektör vekili yerine en kısa
zamanda kamu üniversitelerinde rektör ve prorektörü seçsinler.

Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve EBTB yüksek öğrenim yapan kamu
kurumlarının bağımsızlıklarına saygı göstersinler.
213Halkın
Avukatı’nın bildirisi, 03.12.2014: http://www.ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATEE-AVOKATIT-TE-POPULLIT-LIDHUR-ME-REGJISTRIMIN-E-FEMIJEVE-TE-KATEGORIVETE-DALA-NGA-LUFTA-E-UCK-se-NE-UNIVERSITETIN-E-PRISHTINES-1304.
214HAK, A. nr. 522/2014 vakası
215Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 47. maddenin 2. fıkrası; Yükseköğretim Yasası, 2,. maddenin 1.3. bendi.
79
2.16. Çalışma ve mesleği icra etme hakkı
Çalışma ve mesleğini icra etme hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası216 ve Kosova
Cumhuriyetinde uygulanan en önemli uluslararası enstrümanları217 ile güvence altına alınan
insanın temel haklarından biridir.
2.16.1. HAK tarafından kayıt altına alınmış şikâyetler
HAK tarafından kabul edilen ve istihdam hakkının ihlali yapıldığına dair iddiası taşıyan
vatandaşların şikâyetleri 397’dir. Bunlardan 297’si kabul edilemez olarak nitelendirilmiştir, oysa
82’si için soruşturma açılmıştır.
Halkın Avukatı, ister özel sektör olsun ister kamu sektörü aleyhine olsun yapılan şikâyetlerin
konusu, çalışma süreçlerinin çiğnenmesi, hukuk aykırı olarak iş ilişkisinin sona erdirilmesi,
çalışma saatlerinin süresi, çalışma saati dışı tazminat, yıllık iznin veya doğum izninin
kullanılmaması, maaş hakkının gerçekleştirilmemesi ile ilgilidir.
HAK tarafından kabul edilen şikâyetlerden biri BEM tarafından Bişatjim’deki "Hajdar Dushi"
Lisesi’ne Biyoloji öğretmenliği için açılan işe alım ilanıyla ilgili Yakova’daki BEM’lüğü
aleyhinedir.218 Şikâyetçi, EBTB’nın 09/2014 sayılı İdari Yönergesinde yer alan şartların sadece
kendisi tarafından yerine getirildiğini ve BEM tarafından mülakat için asılan listede kasıtlı
olarak isminin yer almadığını ve bu listeye aslında mevcut olmayan adayın isminin
koyulduğunu ve bu şekilde kendisinin mülakatta yer almamasının sağlandığını iddia
etmektedir. BEM’nün bu tür bir yaklaşımı alım sürecinde şüphe uyandırmaktadır.219
HAK tarafından İstok Belediyesi’ne bağlı Gurakoç’taki "Mithat Frashëri" Teknik Ortaokulu
tarafından herhangi bir ön bilgilendirme olmadan iş ilişkisinin sona erdirilmesi sebebeiyle bu
okul aleyhine yapılan bir şikâyet de kaydedilmiştir. Şikâyetçinin dediğine göre kendisi
Gurakoç’taki "Mithat Frashëri" Teknik Ortaokulu’nda ve Dubrava’nın Rudina Köyü’nde
olmak üzere ayrı sınıflarda 2002 yılından ön bilgilendirme olmadan iş ilişkisinin sona erdirildiği
04.09.2014’üne kadar çalıştığı ve iş ilişkisisin bu şekilde sona erdirilmesinin iş ilişkisi yasal
süreçlerle çelişmektedir.220
2.16.2. İşte korunma ve emniyet
Her ne kadar işte, korunma ve güvenlik yürürlükteki İş Yasası221 ve İş Güvenliği ve sağlık
Yasası222 gibi iki yasa ile güvence altına alınmış ise de bu dönem süresince işyerlerinde işçilerin
ölüm ve yaralanma vakaları kaydedilmiştir. Vakaların Çalışma Müffettişliği ve soruşturma
kurumları tarafından soruşturulmanın yapılmaması ve işverenlerin işçi ve işyerlerinin güvenini
216Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 49. madde.
yerde, 22. madde.
218HAK, A.nr. 486/2014 vakası
219EBTB’nın 09/2014 sayılı İdari Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrası: “İş ilanı yasada ve yürürlükteki diğer
belgelerde öngörüldüğü gibi hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm adaylar için eşit olmalı.”
220HAK A. nr. 542/2014 vakası.
22103/L-212 sayılı İş Yasası’nın 42. maddesinin, 1 ve 2. fıkraları.
22204/L-161 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası.
217Aynı
80
sağlamaması sebebiyle cezasız kalmaları Halkın Avukatı için ciddi bir endişe oluşturmaktadır.
Raporlama dönemi süresince Kosova’daki resmi kayıtlara göre işyerinde 8 kişi hayatını
kaybetmiştir, oysa 52 kişi yaralanmıştır.223
Öneriler:
− Çalışma Müffettişleri İş Yasası ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası hükümlerinin
uygulanmasını takip etmesi ve işçilerin sağlık durumlarının korunması için
gerekli tedbirleri alması.
− ÇSGB, Çalışma Müffettişleri ile birlikte çocuk işçiliğinin oluşumunu önleme
yönünde tedbirler alması ve onların düzenli eğitim sürecine dâhil etmek için
somut adımlar atması.
2.17. Kamu belgelerine erişim hakkı
Kosova Cumhuriyeti Anayasası, yasalarla kurulan kısıtlamalar hariç kamu bilgilerine erişim
hakkını güvence altına almıştır;224 oysa Kamu Belgelere Erişim Yasası (KBEY) açıkça kamu
belgelere erişmek için vatandaşların haklarını tanımlar.225
Kamu belgelerine erişim hakkı, kamu mercileri tarafından düzenlenen ve tutulan belgelerine
her kişinin onların içeriğini öğrenme hakkını, aynı zamanda kamu yönetiminin kamuya yönelik
faaliyetlerinin işleyiş ve şefafflık kurallarını belirler ve kararlaştırır.
Serbest bilgi akışı faaliyetlerin şefafflığını oluşturmak için, kamu yönetiminin verimlilik ve
etkinliğini oluşturmak için, kurumlar ve vatandaşlar arası güvenin inşa edilmesi için, yönetim
ve idare tarafından beklenen hizmete karşılık vatandaşların karşılıklı farkındalığını oluşturmak
için, vatandaş hizmetleri sağlamak için onun yükümlülüklerini oluşturmak için iyi bir araçtır
2.17.1. Kamu Belgelere Erişim Yasası’nda eksiklikler
KBEY’nın onun uygulanmasını zorlaştıran eksiklikler içerdiğinin geçen yılki raporda da
vurgulanmıştı. Yasa, kamu belgelerine erişim hakkının inkar eden vakalarını ele almak için
hangi mahkemenin ya da diğer kamu kurumlarının yetkili olduğunu açık bir şekilde
tanımlamamıştır. Kamu kurumllarının yanıt vermemelerinden bahseden Yasanın 10.
maddesinde şu belirtilir: “Başvuru sahibinin reddi ve kamu kurumlarının belli süre içinde yanıt
vermemeleri olumsuz yanıt olarak nitelendirilir ve başvurana HAK’nda, diğer kamu kurumlarında, yetkili
mahkemelerde yürürlükteki yasaya uygun olarak süreci başlatma hakkı tanır.”
Başvuranın “(...)HAK’nda, diğer kamu kurumlarında, yetkili mahkemelerde yürürlükteki yasaya uygun
olarak süreci başlatma” hakkı tanıması dışında,, bu Yasa yürütme gücü olan ve kamu belegelerine
erişim hakkını uygulama ve saygı göstermesi gereken bu kurumların içinde olan zorunlu
sorumluları yapması gereken “diğer kamu kurumları” nın kimler olduğunu açıkça
tanımlamamaktadır.
KBEY’nın 12. maddesinde yer alan belgelere erişim hakkı istisnalar listesi Ayrıca son derece
esnek bir kısıtlama teşkil eder ve bu da ilgili kurumda sorumlu kişinin keyfi yorumlanması için
22312.12.2014’te
Kosova Cumhuriyeti ÇSGB Başmüffettişi Sayın Basri Ibrahimi ile görüşme.
Cumhuriyeti Anayasası, 41. madde.
22503/L-215 sayılı Kamu Belgelerine Erişim Yasasının 4. maddesi.
224Kosova
81
nispeten geniş bir alan bırakır.226 Bu durumda nispeten yorumlama olanağı o kadar geniştir ki
kamu belgeler için herhangi bir talebe bir kısıtlama atfedilebilir. Bu hakkın gerçekleştirilmesine
yönelik sınırlama olumsuz anlamda son derece esnek sınırlamalarla çok somutlaştırılmıştır.
Bu yıllardaki uygulamaya dayanarak yargı süreçlerinin uzaması sebebiyle kamu belgelerine
erişim haklarını gerçekleştirmek için mahkemelere başvuran vatandaşlar için oldukça cesaret
kırıcı olmaya devam ettiği görülüyor. Halkın Avukatı’nın elindeki verilere ve bilgilere
bakıldığında 2014 yılında da kamu belgelerine erişim ile ilgili olan vakalarla ilgili Kosova
Cumhuriyeti’nde herhangi bir mahkeme kararı yoktur.
2.17.2. Sorumlu kurumların yanıtlama süreleri ve gecikmeler
Kamu belgelere erişim reddi ile ilgili 2014 yılında HAK’na sunulan şikâyetlerin sayısı 40’tır.
Şikâyetlerin bu toplam sayısından 28’i için soruşturmalar yapılmıştır, oysa diğerleri daha
soruşturma aşamasında Halkın Avukatı Yasası’na dayanarak kabul edilemez olarak ilan
edilmişlerdir. 2014 yılında HAK’na sunulan şikâyetlerin genel toplamına bakıldığında, bir
önceki yıla kıyasen sayıda artış olduğu görülür.
Halkın Avukatı bu raporlama yılı süresince farketmiştir ki çoğu durumlarda kurumlar yasa ile
belirlenen süre içinde yanıt vermekte gecikmektedirler.227 Çeşitli mesleki tartışmalarında
erişimi istenen belgelere erişimin sağlanması için yedi günlük sürenin çok kısa olduğu
sonucuna varılmıştır. Ancak halkın makul bir süre içinde bilgi edinme hakkı ile ilgili Halkın
Avukatı, AİHM’nin bilginin verilmesinde oluşan gecikmeler bilginin tüm değerini kaçınılmaz
olarak ortadan kaldırılabilir yönündeki görüşü, kaçınılmaz ve belirleyici görüş olduğu
değerlendirmesinde bulunmaktadır;228 “çünkü bir haber hızlı uzaklaşan bir hizmet içerir ve o haberin
yayınlanmasındaki gecikme bir kısa süre için de bu haberlerin tüm değerlerini ve çıkarlarını inkar
edebilir.”229
226Aynı
yerde, “1. Talep eden herkes kamu belgelerine erişme hakkı vardır. Bu hakkın sınırlaması orantılı
olarak yapılabilir ve sadece şu savunma amaçlı icra edilebilir:
1.1. ulusal güvenlik, savunma ve uluslararası ilişkiler;
1.2. kamu güvenliği;
1.3. suç faaliyetlerini önleme, soruşturması ve kovuşturmasında;
1.4. disiplin soruşturmalarında;
1.5. Kamu kurumları tarafından inceleme, kontrol ve denetimlerde;
1.6. özel ve yasal olan mahremiyet ve diğer çıkarlarda;
1.7. ticari ve ekonomik çıkarlarda;
1.8. devletin ekonomik, para ve döviz politikalarında;
1.9. yargısal süreçlerde tarafların eşiitliğinde ve adaletin etkili idaresinde;
1.10. çevrenin veya,
1.11. herhangi bir konunun ilgili kamu kurumlar içinde veya arasındaki tartışmnalarda.
2. “Bir belgedeki bilgiye erişim reddedilebilir eğer ki onların ifşa edilmesi, sadece bu bilgilerin ifşa edilmesi
için kamunun daha üstün bir çıkarı hariç bu maddenin 1. maddesinde yer alan çıkarlardan herhangi birine
zarar verir veya zarar verme olasılı varsa..”
227KBEY’nın 7. maddesinin 8. fıkrası: “Kamu kurumları, talebin kaydının yapıldığı günden itibaren yedi (7) gün içinde
erişimi talep edilen belgeye erişimin izin vermesi ya da tam veya kısmen reddetme ile ilgili yazılı olarak reddetme gerekçesini
sunması ve talep edenin konunun yeniden gözden geçirilmesi sahip olduğu hakla ilgili bilgiler sunması gerekir”.
228The Sunday Times V. The United Kingdom vakası (Application no. 13166/87), 26 Kasım 1991.
229İfade özgürlüğü, AİHM’nin 10. uygulanmasına dair kılavuz, s. 21, paragraf34, The Sunday Times V. The United
Kingdom, (Application no. 13166/87) vakası, 26 Kasım 1991 ve Observer And Guardian V. The United
Kingdom, (Application no. 13585/88) vakası, 26 Kasım1991.
82
2.17.3. Mahremiyet ve kişisel bilgilerin korunması
İstenen belgelerin farklı niteliktedirler. Ülkenin güvenlik unsurları söz konusu olduğunda
şikâyetçilerin / bilgi isteyicilerinin erişimlerini reddetmeleri için yasanın yetkililere reddetme
yetkinlik özellikleri vermesi, diğer taraftan bunun mahremiyet unsurları ve kişisel veriler söz
konusu olduğunda bu kısım son derece tartışmalı olmaya devam etmektedir. Bu iki hakkı
ayıran çok ince bir çizgi vardır ve resmi belgelere erişim hakkını zarar vermeden ve
mahremiyeti koruyup kamu belgelerine erişim taleplerinin muamelesi esnasında vakaların
çözülmesinde onların eşitlenmesi taleplerin muamelesi esnasında sürekli zorluk yaratan bir
şeydir.
Bir STÖ Kosova’daki 7 belediye (Prizren, Lipyan, Ştırpça, Mamuşai, Klokot, Parteş ve Klina)
tarafından verilmeyen yanıt ile ilgili 2014 yılının Mart ayında HAK’na bir şikâyet sundu. Istek,
2012 yılı için emlakla ilgili yıllık faaliyet raporu ve vergi yükünün tahsilat bilgileriyle ilgiliydi ve
kişisel olmayan verilere erişimden ibaretti. Her ne kadar bu STÖ, bazı belediyelerden aldığı
yanıtlarla ilgili HAK’na bilgi vermeyip iyi bir işbirliği içinde olmamış ise de bu talepler belediye
idaresi tarafından vatandaşların kişisel verilerinin korunması ve yasal süre içinde
yanıtlamamaya aykırı olduğunu ortaya koydu. Onların yanıtlarında bu belediyelerden bazıları
herhangi bir kısıtlama yapmadan ad, soyad, adres, görev ve diğer verileri içeren tam listeyi
sundular ki bu açıkça mahremiyet hakkının korunması ve kişisel verilen korunmasına aykırıydı.
2.17.4. Kamu belgelerine erişim ile ilgili gerekçesiz redler
Halkın Avukatı 2014 yılının Aralık ayında yasanın çiğnenmesi olarak nitelendirdiği kamu
belgelerine erişimi iddialarıyla ilgili öneriler içeren bir rapor düzenledi ve bunu Tarım,
Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı (TOKKB)’na sundu. Kamu belgelerine erişim
Yasası’na dayanarak STÖ’lerinden biri “STÖ’lerine bağışlamalar listesini”ne erişim talebiyle
bakanlığa başvuruda bulunmuştur ve talebe istinaden bu listede “bağışlar ne için yapılmıştır,
projenin başlığı, proje kimin tarafından gerçekleşmiştir ve her STÖ için ve her proje için ne kadar para
ayrılmıştır” gibi bilgilerrin yer alması gerekiyordu. Bakanlık bir yazısında talepte bulunan tarafa
“daha önceki STÖ raporlamalarına dayanarak... resmi malzemeleri propaganda ve ticari amaçlarla
kullanmaktadır ...” gerekçe ile talebinin reddedildiği bildirmiştir.
Halkın Avukatı, STÖ’nün talep ettiği bilgilere erişim hakkını görmezden gelmesi, hak
kısıtlamasının özü, kısıtlamanın amacındaki önemi, kısıtlamanın niteliği ve kapsamı, ulaşılması
amaçlanan kısıtlama ile amaç arasındaki bağlılık ve bu amacın daha küçük bir sınırlama ile
gerçekleşmesi için olanağın soruşturma gibi sebeplerden dolayı bakanlığın bu tür bir
gerekçesinin yeterli olmadığı sonucuna varmıştır.
Öneriler içeren bu rapor şimdiye dek bakanlık tarafından göz ardı edilmiştir, bu da Yürütme
yetkisi olan bir kurumun oluşması ve bu kurumun kamu belgelerine erişim hakkını ihlal
edenlerin anayasayı ve yasalara saygı göstermelerini zorlayacak bir kurum olması için yasanın
değiştirilmesi gerektiği çok açık bir şekilde kanıtlamaktadır.
83
2.17.5. Anayasa tasarısı hazırlık çalışmaları
Şüphesiz ki halkın kamu belgelerine erişimi ile ilgili olan ve vurgulanması gerekn en önemli
konulardan biri Halkın Avukatı’nın talebidir ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası için hazırlık
çalışması (travaux preparatoires)230 belgelerinin bulunmasıdır.
Kosova Anayasa Mahkemesi (KAM) kapsamındaki KI47/10, KO98/11 KO103/14 dhe
KO119/14 sayılı davalarda ilgili danışma için bu mahkeme tarafından dört yıldan fazla bir
dönem süresince yapılan sürekli aramalar başarıyla sonuçlanmadı ve bu da bu belgelerin
Hükümete ait bir binada “sahipsiz” olduklarına dair medyadaki habere kadar sürdü.231
Huzursuz eden bu bilginin medya tarafından aydınlanması Halkın Avukatı’nı bu belgelerle
ilgili aşağıdaki beş temel amaçla re’sen soruşturma açmasını itmiştir. (1) bu belgelerin
Hükümete ait bir binada bulundukları ve var olduklarını, daha doğrusu arşivlendiğini
belirlemek için; (2) Devlet iktidarı olan herhangi bir kurum veya kuruluşun Anayasa’nın 41.
maddesinin 2. fıkrasında yer alan hükme (“belgeleri tutan kamu kurumları ve iktidar
kuruluşları onlar kamusaldır.)” ve kamu kurumları ve tarafından korunan belgeler aykırı
davranıp davranmadığını soruşturmak için; (3) bu belgelerin bir an önce KAM’ne
gönderilmelerini temin etmek için ve bunun da bu Mahkemenin devamlı taleplerine uyumlu
olması için; (4) kendi çalışmaları süresince HAK tarafından hazırlık çalışmasına erişim
sağlanabilme olanağı yaratmak için ve (5) bu kurumsal ve Kosova Cumhuriyeti kuruluşuna ait
ister bugünkü vatandaşlar ister de gelecek nesiller için tarihi kanıtı yayınlamak ve korumak için.
Kalıcı araştırmadan ve Meclisteki, Cumhurbaşkanlığındaki, Hükümetteki ve Kosova
Cumhuriyeti Kamu Arşivi’ndeki sorumlu dairelerle başarılı iletişimden sonra Halkın Avukatı
05.12.2014’te resmi yazı aldı. Bu resmi yazıda bütün belgelere sahip olan Başbakanlık Bürosu
(BB)’nun bu belgeleri Kosova Kamu Arşivleri Kurumu (KKAK)’na 24.11.2014’te gönderdiği
yer almaktadır, bu da Halkın Avukatı’nın ilk talebinden on gün sonrasına tekabül eder.
Halkın Avukatı, bu belgelerin varoluşlarını ve korunmalarını ilk elden teyit etme amacıyla
08.12.2014’te Arşivi ziyaret etti. KDAK, Halkın Avukatı Yasası’na ve Kosova Cumhuriyeti
Anayasası’na dayanarak bu belgelerin arşivlenmelerinin yapılmasından sonra birer kopyalarını
HAK’na göndereceklerini ilettiler.
Halkın Avukatı bir basın bildirisi ile bu soruşturmaların başarılı geçtiğini ve Anayasa
Komisyonu olan bu hazırlık çalışma belgelerinin bulunduğunu ve gerekli olan ve güvenli bir
yerde olduğunu halka duyurdu. Aynı şekilde bu bildiri ile Halkın Avukatı “kayıp” nedenlerini
araştırmalarını ve bu belgelerinin bu son altı yılda bulunmamalarını ve bunları halka
açıklamaları konusunda sorumlu tüm kurumlara çağrıda bulundu.
Demokratik bir ülkede bilgilendirmenin önemi AİHM görüşünde vurgulanmaktadır, ki buna
göre “Kamu kurumlarının işleyişi hakkındaki bilgilerden kamuoyunu mahrum bırakmak, demokrasinin
temel hakkını çiğnemek anlamına gelir.”232
230İster
Kosova Cumhuriyeti Anayasası Oluşturma Komisyonu tarafından yapılan Kosova Cumhuriyeti
Anayasası’nın oluşturulması süreci esnasında herhangi bir şekilde kabul edilen, biriktirilen ve korunan tüm
belgeler Travaux preparatoires (Hazılık çalışmaları) sayılır.
231“’sahipsiz’ olan Kosova Hükümeti binasında Anayasa Taslağının Arşivlenmesi, Kosova Press, 1 Ekim 2014,:
http://www.kosovapress.com/sq/nacionale/arkiva-e-draftimit-te-kushtetutes-ne-objekt-te-qeverise-dhepa-pronar-26024/ (15.12.2014).
232Observer And Guardian V. The United Kingdom, (Application no. 13585/88) vakası, Partly Dissenting
Opinion Of Judge Pettiti, Joined By Judge Pinheiro Farinha. “In this respect there was a violation of the
84
Kosova toplumunun hesap verebilir ve saydam yönetime çok büyük ihtiyacından yola çıkarak
Halkın Avukatı birinci sırada Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve Meclisi gibi yetkili kurumlar
aşağıdaki önerilerde bulunmayı gerekli gördü:
Öneriler:
− Medya kampanyaları ile kamu belgelerine erişim hakkı ile ilgili farkındalık
faaliyetlerini artırmayı hedeflemek ki amaç (niyet) için ilk sırada kurumlara ait
sorumlular olacaktı, ancak bu hakla ilgili vatandaşlar da
− Kamu belgelerinin kayıtlarını oluşturabilmeleri ve ele alabilmeleri için,
vatandaşların taleplerine uygun yanıt verebilmeleri için ve hukuk normlarına
saygı gösterebilmeleri için görevlilerin eğitimilerinin sürekli artırılması ve
yoğunlaştırılması.
− Kamu Belgelerine Erişim Yasaının daha net, basit ve uygulanabilir yapmak
için bu yasada Değişiklik Yapılmasına Dair her türlü eylemde bulunmaları.
− Kamu belgelerine erişim ile ilgili olan şikâyetlerin ele alınması için yürütme
gücüne sahip bir mekanizmanın kurulmasını hedeflemek.
2.18. Yaşam ortamı ile ilgili sorumluluk
Her Kosova vatandaşı için sağlıklı, kaliteli ve güvenli bir ortam oluşturulmasıyla ilgili anayasa
sorumluluğu ve Avrupa çevre standartlarına kademeli olarak yaklaşma sorun olmaya devam
etmektedir.
Her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Anayasası, yaşam ortamını korunması ile ilgili herkesi
sorumlu tutumuş ve onu insan hakları grubuna dâhil etmiş olmasına rağmen, ortam ve onun
korunması hükümet programları öncelikleri dışında kalmaya devam etmiştir.
Çevreyi koruma hükümetin önceliklerinden biri olmaması sebebiyle halk sağlığını ve yaşam
kalitesini etkiler.233 Aynı şekilde araçların kayıtları esnasında alınan ekoloji harçlardan biriken
meblağlar çevre alanında kullanılmasına başlanmamıştır ve toplanma amacına aykırı olarak
gelir olarak kalmaya devam etmektedir. Bununla beraber çevre korulumları arasında kurumlar
arası işbirliği yavaş adımlarla ilerlemektedir.234
Bu hakkın önemini ve onun yaşam hakkına, mahremiyet hakkına, aile huzuruna, aile hakkına,
mülkiyet hakkına, halkın sağlığına vb. olan yansıması göz önünde bulundurularak, çevre
mevzuatının ister vatandaşlar ister kurumlar tarafından olsun onun soluk uygulanması endişe
vericidir.
Raporlama yılı boyunca HAK Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 52. maddesinde yer alan
“yaşam ortamı sorumluluğu”235 ihlali ile ilgili 22 şikâyet kabul etmiştir, oysa onlardan 10 tanesi
için soruşturma yapılabileceği değerlendirmesi sonucuna varılmıştır.
right to receive information, which is the second component of Article 10 (art. 10). To deprive the public
of information on the functioning of State organs is to violate a fundamental democratic right”.
233Kosovo Progress Report 2014, pg. 4, “The lack of interest in the environment has become a serious issue for
public health and the quality of life in Kosovo”.
23403/L-025 sayılı Çevre Korunması Yasası, 2.4. maddesi çevre nin korunması ile ilgili ölçütleri yerine getirmek
için ulusal faaliyetlerinin koordinasyonu
235Kosova Cumöhuriyeti Anayasası, 52 maddesi [Yaşam Ortamı Sorumluluğu], 1. Yaşam ortamının doğa ve
biyoçeşitliliği ve ulusal miras herkes için sorumluluktur.
85
Kontrolsüz kentsel genişleme, kötü niyetli girişimler, ölçütsüz inşaatlar, düzenleyici planların
ve inşaat normlarının göz ardı edilmesi, tarım arazilerinin yokolması, hava kirliliği, su kirliliği,
ormanların tahrip edilmeleri, atıkların eksik yönetimi, biyoçeşitliliğine zarar verilmesi ve
yokedilmesi, yeterli izleme sistemlerinin olmaması, gürültü, temel çevre ilkelerine,
bilgilendirme ilkelerine, karar almada halkın katılımı, adalete erişimine eksiklikler 2014 yılında
izlenen çok sayıda çevresel sorunlardandır.
2.18.1. Hava kirliliği
Vatandaşların sağlıklı bir ortam hakkı hava kirliliği, endüstriyel üretkenlik, eski nakliye araçları,
düşük kaliteli yakıtların kullanımı, inşaat alanlarında yol ve bina inşaaları esnasınca
kontrolsüzce kirletme, taş ocakları ve taş ocakçılığı faaliyetleri, anız alanlarının yakılması,
depoların, kentsel ve endüstriyel atıkların doğru yönetilmemesiyle ihlal edilmeye devam
etmiştir
Yetkili mercilerin raporlarına dayanarak Kosova büyük çapta hava kirliliği ile yüzyüzedir.
PM10 ve PM2.5 aşma vardır,236 özellikle ısınma için kışta farklı ısınma maddeleri kullanılması
neticesinde kış mevsiminde durum kötüleşmektedir. Ana kirleticiler, KEŞ, Trepca endüstriyel
kompleki, Feronikel, Sharcem, Yakova ve Mitroviça ısınma emisyonlarıdır. Priştine Isınma
Merkezi, santralden gelen buhar ısıtma sistemi kullanılmasını başladıktan sonra çevre kirliliği
konusunda iyileşme sağlamıştır.
Hava kalitesinin izlenmesi teknik sebeplerden ötürü devamlı yapılamamıştır. Oysa
operatörlerin zararlarını ortaya koyan raporların incelenmesinden memnun edici değildir. Hava
kalitesi konusunda bilgilendirme hala yetersizdir.
2.18.2. Su kirliliği
Vatandaşların kaliteli içme suyu ve su tedarik sistemlerine erişim hakkı, su sıkıntısı
iyileştirilmesi,237 önemli bir gelişme göstermiştir. Kosova’da işlem görmemiş, kanalizasyon,
kimyasal maddeler ve evsel atık ve atıl çöplerin kontrolsüz boşaltılması ile nehirlerin
kirletilmesi devam etmekte ve artmaktadır. Aynı şekilde sorunun kendisini çakıl sömürücülerin
nehir yataklarını imhası oluşturur.
Su kaynaklarının idaresi, yönetimi ve geliştirilmesi araç-gereçlerin eksikliği yüzünden kısmen
memnun değildir. Çevre ve Alan Planlama Bakanlığı (ÇAPB), su kaynaklarının idaresi,
yönetimi ve geliştirilmesi için tasarlanmış, su kullanımı ve onların boşaltılması nedeniyle gerçek
ve tüzel kişilerden tahsil etmesi gereken ödemeleri/birikimleri toplamakta sorun yaşamaya
devam etmiştir.
236ÇAPB,
Çevre Koruma Dairesi (ÇKD), Çevre Durumu Raporu 2011-2012, s. 43.
Bölgesel Çevre Merkezi, Sondaj Somnuçları Raporu Çevre Yerel Eylem Planı ile ilgili Sondaj Sonuçları
Raporu, Çevre sorunlarıyla ilgili vatandaşlar için yapılan anket, “44.15, içme suyuna erişimi ve içme suyunun
tedariğini ana çevre sorunu olarak tanımlamışlardır”.
237REC
86
2.18.3. Tarıımsal arazilerin ve ormanların hasarı ve yokoluşları
İnsan faaliyetleerinden ötürü aynı hızda arazi bozunumları devam etmiştir. Tarımsal arazilerin
parsellenmesi, toprakların kontrolsüzce tarımsal arazilerinden inşaat arazilerine dönüşümleri,
planlamasız inşaatlar, depolama alanlarının yönetilmemesi, ev ve endüstriyel çöplerden oluşan
kaçak depolar, çakıl istismarı, kontrolsüz boşaltmalar bı yılın da başlıcalarıdır. TOKKB
verilerine göre Kosova’da bir yıl içinde 400 hektar tarımsal arazi inşaat arazisine
dönüştürülmektedir.238
04/L-174 saylı Alan Planlaması Yasası parsellerin imarını öngörmüş ise de, yasanın ek
yönetmeliklerle tamamlanmaması ve ruhsatsız inşaatlara yaptırım uygulanmaması ve
engellenmemesi tarımsal arazilerin yükolmasına neden olmuştur.
HAK 15.10.2014’te Obiliç şehri odaklı “Yaşam Ortamı Sorumluluğu” başlıklı bir yuvarlak
masa örgütledi.. Bu örgütlenmenin amacı diğerleri arasında kirlenmeden etkilenen
vatandaşların ve bazı sorumlu kurumlara ait yöneticilerin ortak çerçevede tartışmalarıydı. Bu
ortak masada KEŞ tarafından kirlenen sular, Miraş depolama alanının ve endüstriyel depoların
yönetilmemesi ve toprakların hasarları gibi konular da tartışıldı.
2.18.4. Alan planlaması
Kosova vatandaşları alan planlamasıyla ilgili de hemen hemen aynı sorunlarla yüzleşmeye
devam etmişlerdir. Her ne kadar 04/L-174 sayılı Alan Planlama Yasası 31.07.2013’te kabul
edilmiş ise de, ÇAPB bu yasayı yasa taslaklarıyla tamamlamayı başaramamıştır.239
Kentsel ortam oluşturmak için kurallara uyma ihmali, çevreye olan etkiyi durdurma, kontol
etme ve azaltma gibi konularda yetkili mercilerin başarısızlığı, Kosova’da kaotik, güvensiz ve
doğrudan vatandaşların haklarına etkisi olan bir ortamın oluşmasına neden olmuştur.
04/L-110 sayılı İnşaat Yasası İnşaat için Benzersiz Kodu’n alınmasını zorunlu kılar, ancak iki
yıl beklenmesine rağmen o hala kabul edilmemeiştir. İnsan hakları ihlalleri sağlığın korunması
ve güven ilkelerine aykırı inşaatlar, özellikle yüksek inşaatlar, binalar arasında yeterince boş
alanların olmamaması, düzenleyici çizgilerin ve inşaat hatlarının aşılması, binaların yatay ve
dikey aşılmaları, yetersiz aydınlatma, havalandırma, acil merdivenler, engelliler için alanların,
yangına karşı yaşam ve alan tedbirleri, destek alanların, otoparkların, garajların, özellikle yeşşil
alanların eksikliği ve inşaat ortamına atfedilen diğer eksiklikler yüzünden olmuştur.
Ölçüt olmadan gelişme güvensiz, sağlıksız ve vatandaşların hareket özgürlüğü kısıtlayıcı bir
ortamın oluşmasına neden olmuştur. Bu yıl da vatandaşların engelsiz hareket edebilmeleri için
alanların ve yolların iyileştirilmesinde herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir.
Yayalar için kaldırımların / yolların, özellikle de altyapının eksikliği, engelli kişilerin aşılması
zor olan bir engel sayılan farklı biçimlerde kaldırımların işgal edilmeleri, sakinlerin sayısına
istinaden orantısız kaldırım genişliği, ana trafik yollarına erişim eksikliği, engellerin keyfi
yerleştirilmeleri, inşaa aşamasında olan biinaların güven tedbirleri alınmaması, dükanların
önünde inşaat malzemelerinin yerleştirilmesi, kuyular, logarlarda kapakların eksikliği, kamu
238ÇAPB,
ÇKD Çevre Durumu Raporu 2011-2012, s. 73.
sayılı Çevre Planlama Yasası, 2. madde: “Hükümet ve Bakanlık bu yasa ile talep edilen tüzükleri
çıkarırlar ve mevcut tüzükleri bu yasanın yürürlüğe girmesinden bir (1) yıl içinde uyumlu hale getirir”.
23904/L-174
87
otoparkları eksikliği doğrudan vatandaşların hhakkına etki eden bu yılki sadece birkaç
konudur.
2.18.5. Atık yönetimi sorunları
Sorumsuz vatandaşlar ve farklı şirketler tarafından atılan çöplerle Kosova’da tüm kamu
alanlarını çöplerle kaplanması çok ağır sorunlardan biridir ve devletin acil el koyması gerekir.
Çöplerin yönetilmesi sorununda herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Depo alanlarının
sularının boşaltılması ve bu suların yeraltı ve yerüstü sularla karışması ağır sorunlardan biridir.
Resmi kayıtlara göre 301.118 hekter alan kapsayan 400 cıvarında kaçak atık alanı tespit
edilmiştir.240 Özellikle pasif olarak nehirlere çöplerin atılması başlı başına bir sorundur. Diğer
tarafta ayırma, sınıflama, geri dönüşüm ve yeniden kullanma faaliyetleri için herhangi bir irade
gözlenmemiştir.
2.18.6. İnsan sağlığı üzerindeki çevre kirliliğinin etkisi
Çevreyle ilgili yapılan bir incelemeye göre havanın kirlenmesi 835 erken ölüme, yeni 310
kronik bronşit vakası, 600 hastanede tedavi ve 11.600 acil doktor muayenesi sebebiyet
vermektedir.241 Hava kirliliğinin etkisi ve sigara kullanımı kalp damar, malignan ve solunum
örgütlerine kötü yönde etki etmekte.
Yapılan bir araştırmaya göre Obiliç belediyesinde solunum organları sorunları yaşayan 5
yaşındaki çocukların sayısı İpek’te yaşayan çocuklara nazaran iki kat fazladır. Oysa yapılan 5
yıllık bir araştırmaya göre Priştine’de sigara kullanan kişiler Prizren’dekilerine nazaran
malignan hastalığına iki kat daha fazla yakalanmışlardır.242
Çevre ve teknik altyapı planlanmasına verilen önemin eksikliği ve bunların fiziksel ve eğlence
faaliyetleri için yer sıkıntısı ve yayaların hareket / yürüyüş alanlarının kısıtlanması vatandaşların
saplığına olan etkisi kaygı vericidir.
Halkın Avukatı’nı endişe eden durum yeşil alanların, yürüyüş yollarının, rekreasyon alanlarının
eksikliği ve bunların ailelerin vücuduna ve psikolojisine olan etkileri, özellikle de engelli
kişilerin hareket olanaksızlıklarıdır.
Her ne kadar Kosova Aarhus Sözleşmesi tarafı omamayı devam etse de bilgilendirme ilkesi
çevre mevzuatına entegre edilmiştir. İnşaat halinde olan birçok binada çevre bilgilendirmenin
özel bir biçimi olan bilgilendirme tabelaları eksiktir, özellikle de büyük operatörlerin
boşaltmaları ile ilgili veriler eksiktir. Çevre bilgilerine erişimi zorlayan bir diğer unsur KBEK
tarafından sınırlanan bilgilendirme grubundaki çevresel bilgilerin sınıflandırılmasıdır.243
240ÇAPB,
ÇKD, Rapor “Çöpler ve Kimyasallar”, s. 37.
Country Environmental Analysis Cost Assessment of Environmental Degradation, Institutional Review, and
Public Environmental Expenditure Review, World Bank, January , s 10.
242Dr. Gazmend Zhuri HAK masasında: Obiliç belediyesine özel bir odaklanma ile“Yaşam alanı sorumluluğu”,
15 Ekim 2014.
24303/L-215 sayılı Kamu Belgelerine Erişim Yasası, 12. madde: “Belgelere erişim hakkında istisnalar 1. Talep
eden herkesin kamu belgelerine erişim hakkı vardır. Bu hakkın sınırlandırılması orantılı olarak uygulanır
ve sadece (...) 1.10. çevrenin korunması içindir.”
241241Kosovo
88
Halkın Avukatı, rapor verilerine dayanarak, sürdürülebilir kalkınma kavramına göre, doğal
kaynakların rasyonel kullanımı ve emisyonları sınırlama, çevre kirlilik emisyonları, zararları
engelleme, zarar gören çevrenin rehabilitasyonu ve iyileştirilmesi, ulusal faaliyetlerinin
koordinasyonu, çevrenin korunması ile ilgili halkın bilincini yükseltme ve onların yer almalarını
sağlama, çevresel bilginin önemini teşvik etme gibi Kosova halkı için daha sağlıklı bir ortam
yaratma amacıyla şu önerilerde bulunmaktadır:
Öneriler:

Çevrenin korunması ile ilgili farkındalığı yaratmak amacıyla halkın
bilgilendirilmesi için devamlı kampanyalar düzenlensin;

Sorumsuz kişiler tarafından yasalara aykırı olarak yapılan nehirleri istismarın
önlenmesi için polis, mahkeme ve çevre müüffettişliğinin faaliyetleri kordine
edilsin;

Tarımsal toprakların inşaat topraklarına dönüştürülmesinin önlenmesi için
surumlu kurumlarca gereken tedbirler alınsın.

Ölçütsüz ve ruhsatsız yapılan inşaatlar sebebiyle oluşan sonuçların
düzeltilmesi için gereken tedbirler alınsın.

04/L-188 sayılı Yasadışı Yapıların Ele Alınması Yasası’nın 12. maddesinin 2.
fıkrasını Yetkili merciler özenle uygulasınlar, öyle ki ruhsatsız inşaatların
başlangıç aşamasında yasalarda öngörülen durumlarda Rusat başvurularını
reddetsin.
İkinci kısım - Ayrımcılık
2.19. Yasalar önünde eşitlik
2.19.1. Yasaların uyguşanabilirliği
Kosova Cumhuriyeti Anayasası yasalar önünde eşitliği, insan haklarına saygıyı ve ayrım
gözetmeksizin eşit yasal korunma hakkını güvence altına alır.244
2014 yılının Ocak ayının 1’inden Aralık ayının 31’ine kadar HAK’nun Ayrımcılık Karşıtı
Dairesi (AKD) tarafından ister bireysel olsun ister fre’sen olsun vatandaşların 65 şikâyeti kabul
edilmiştir. Bu şikâyetlerde yasalar önünde eşitlik ile ilgili olan ve Kosova Cumhuriyeti’nde
yürürlükte olan yasalarda yer alan hakların çiğnendiği iddia edilmektedir. Şikâyetlerin büyük bir
bölümü toplumsal, sağlık, mülkiyet, iş ilişkisinde yapılan ayrımcılıklardan oluşur.
Ayrımcılık Karşıtı Yasası, her ne kadar değişme ve tamamlama aşamalarından geçmiş olsa da
hala Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilmemiştir. Halkın Avukatı, daha önceki
yıllık raporlarda da bu yasanın değişmesinin önermiştir.245 Şimdiye kadar elde edilen
deneyimlere dayanarak,özellikle vurgulananların eksikliği yüzünden Ayrımcılığa Karşı Yasa’nın
uygulanmaması devam etmektedir. Şimdiye kadar HAK mahkemeler tarafından ele alınan
sadece bir sadece bir ayrımcılık durumu bildirilmiştir.246
244Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 24. madde.
2011, 2012, 2013 Halkın Avukatı raporlarına bk. – Yasalar Önünde Eşitlik.
246HAK , re’sen A. nr. 170/2010.
2452010,
89
2.19.2. Çalışma hakkı ve yaş ayrımcılığı
Daha önceeki raporda da yer aldığı gibi ÇSGB KEŞ ile sosyal şemada yer alan 100 kişinin işe
alınmalarıyla ilgili bir sözleşme yapmıştır ve bununla ilgili HAK tarafından vakalar
kaydedilmiştir.247 Test aşamasından ve KEŞ tarafından kişilerin işe alındıklarına dair bilgi
verildikten sonra, onlara kendileri ve ÇSGB tarafından yapılan sözleşmeye göre yaş ölçütünü
yerine getirmedikleri için işe alınmadıkları bildirilmiştir.
Halkın Avukatı bir önceki yıldaki yıllık raporunda, ÇSGB’nın bu komnuyla ilgili Halkın
Avukatı’nın yazılarına yanıt vermediği rapor edilmiş, öyle ki 27.02.2014 ‘te Halkın Avukatı
ÇSGB’nın yaşla ilgili ayrımcılığıyla ilgili Rapor yayınlamıştır,248 ancak şimdiye kadar bub
önerilerin uygulanmasıyla ilgili HAK’na herhangi bir yazı ulaşmamıştır.249
Halkın Avukatı re’sen raporu aracılığıyla Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ESK)’nin işleyişini
gündeme getirmiştir ve Sosyal Ekonomik Konseyi Yasası’na istinaden ESK tarafından
yetkilerin uygulanmamasının özel ve kamu alanında çalışanların haklarının gerçekleşmesi için
olumsuz etkileri var olduğunu vurgulamıştır.250 Halkın Avukatı tarafından ilgili bakanlığa
gyönlendirilmiş önerilerden sonra ESK istihdam alanında önemli olan bir belgeyle, Toplu
Sözleşme ile ilgili duruşunu konumlandırmayı başarmıştır.251
“Hakların Konusunda Bilgilen” kampanya çerçevesinde HAK hemen hemen tüm Kosova
belediyelerindeki ilk ve orta öğretim okullarını ziyaret etmiştir. Ziyaretler esnasında ayrımcılık
vakalarına denk gelinmiştir. Bu tür bir ayrımcılık durumu Şipitul Köyü’ndeki ayrı paralel
okulda “Migjeni”de kaydedilmiştir. Her ne kadar İş Yasası’nın 20.2. maddesi tam zaman
çalışma saatinin haftada kırk (40) olduğunu öngörmüş ise de, bu okuldaki teknik çalışan
herhangi bir tazminat olmadan haftada 72 saat çalışmaktadır.
2.19.3. Engelli kişiler (EK)
Her ne kadar engelli kişilerin yaşam için özel ihtiyaçlara gerek duydukları gerçeği varsa da,
onlar hala 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası’na istinaden uygun
olmayan bir maddi tazminatı olan sınıfa dâhil edilmektedirler. Halkın Avukatı daha önceki
yıllık raporlarında engellilik için objektif derecede sınıflandırmayı belirleyecek bir yasanın
çıkmasını önermiştir, ancak bugüne kadar Kosova Hükümeti bu doğrultuda herhangi bir
faaliyette bulunmamıştır.252
2.19.4. Yasal altyapı ve onun pratikte uygulanması
Kosova’nın engelli kişiler (EK) ile ilgili memnun edici bir yasal altyapısı vardır; fakat buna
rağmen bu yasalar uygulanıyor mu ve toplumun bu sınıfının ihtiyaçlarını karşılıyor mu
sorgulanmaktadır.
247HAK,
A. nr. 454/2013, A. nr. 449/2013 ve A. nr. 566/2013 vakaları.
2013 Yıllık Rapor, http://www.ombudspersonkosovo.org
249HAK, A. nr. 454/2013, A. nr. 449/2013 ve A. nr. 566/2013 bvakaları için ÇSGB için Öneriler içeren Rapor.
250HAK, A. nr. 402/2013 re’sen vakası.
251HAK, Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nin yanıtı.
252HAK, 2013 Yılı Yıllık Raporu, s. 112; HAK, 2011 Yılı Yıllık Raporu, s. 22.
248HAK,
90
04/L-092 sayılı Görme Özürlüler Yasası’nın engelli konularını düzenleyen diğer yasalarla
kıyaslandığında bu yasanın daha gelişmiş olduğunu ve EK’in konumlarını düzenleyen diğer
yasalar için örnek olması gerekir. Ancak 2013 yılına ait görme özürlüleriyle ilgili olan geriye
dönük kalan ödemelerin yapılmaması endişe verici bir durumdur. Bu endişe Kosova Görme
Özürlüler ve Görme Bozukluğu Derneği tarafından dile getirilmiştir.
HAK, engelli kişilerin çıkarlarını temsil eden STÖ ile iyi işbirlikler yapmıştır. HAK, engelli
kişilerin çıkarlarını temsil eden bu örgütlerle devamlı bilgi alış verişinde bulunmaktadır. Bu yıl
raporlamas süresince bu örgütler tarafından EK’in kendi sorınlarıyla yüzleştikleri her alanda
endişeler dile getirilmiştir. Bu endişelerden biri de EK maddi desteklenmesini düzenbleyecek
olan mevzuatla ilgili endişedir.
HAK’nun elindeki verilere dayanarak, özellikle bu sınıftaki kişileri ele alan ve onların
uygulanabilirliğini sorgulayan özel yasalar şunlardır: Engellilerin çalışma kabiliyetleri
doğrultusunda onların iş yerlerinin belirlenmesini ve istihdam edilmelerini düzenleyen
09/2010 sayılı İdari Yönerge; 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası,
04/L-110 sayılı İnşaat Yasası ve Engellilerin erişimi için yapıların teknik şartlarını düzenleyen
2007/33 sayılı İdari Yönerge.
Kurumlarda 50 kişiden fazla çalışanın olması durumunda engelliler sınıfına giren bir kişiyi
istihdam etme mecburiyetini getiren Engelli Kişilerin İstihdamı Yasası aslında pratikte
uygulanmamaktadır.
Engelli çocukları olan Ailelerin maddi desteklenmesini düzenleyen 03/L-022 sayılı Yasası, 18
yaş altında olan çocukların 100 Avro değerinde maddi desteklenmesini öngörmektedir. 18
yaştan sonra olan engelli kişiler ise 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası
ile muamele görürler ve bu yasaya göre onlar 75Avro değerinde maddi yardım öngörülür.
Bu durumda her ne kadar EK için maddi ihtiyaç armakta olmasına rağmen maddi destek
miktarı 25Avro için azalmaktadır. Aynı şekilde Kosova Hükümeti, Halkın Avukatı’nın daha
önceki yıllık raporlarında yer alan önerilerine rağmen, 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin
Emeklilikleri Yasası’nıın engellilik için objektif derecede sınıflandırmayı belirleyenmesi
doğrultusunda tamamlanması konusunda herhangi bir faaliyette bulunmamıştır
HAK için engelli kişilerin emeklilik hakkı ile ilgili yeniden değerlendirme durumları da endişe
vericidir. Her ne kadar EK’in aynı tanıları olmalarına rağmen ve uzun zaman bu emekliliklerini
kullanack olmalarına rağmen, doktor heyeti tarafından yapılan yeniden değerlendirmeden
sonra onlar engelli kişilerin emeklilik listesine dâhil olmuyorlar, çünkü doktor heyetinin
değerlendirmesine göre onlar talep edilen ölçütleri yerine getirmemektedirler, bunu da kendi
kararlarını iyi gerekçelendirmeden ve hemen hemen herkes için kullandıkları standart bir form
kullanarak yapmaktadırlar.
“Hendikos” STÖ tarafından temin edilen bilgilere göre şimdiye kadar engelli emeklilikleri
kullanan engelli kişilerin sayısı 27.000’dir, halbuki şimdi bu sayı 17.000’dir. Bu durum engelli
kişilerin bu doktor heyetinin çalışma hassasiyetine şüphe duymasına neden olmaktadır. Aynı
zamanda tetraplejik (her iki ayağı ve kolu felçli olan kimse) ve paraplejik (belden aşağısı felçli
olan kimse) için yasa hala Hükümette bitmemiş vaziyette olması “Hendikos”‘un
endişelerinden bir diğer konudur. Bu endişeleri Halkın Avukatı da önceki yıllık raporlarında
dile getirildi.
91
2.19.5. Kamu okullarında EK eğitim koşulları
Eğitim konusuna gelince bugün de tüm alanlarda dâhil edilme sorunu vardır. EK fiziksel
erişim birçok kamu okullarında mümkün değildir. Priştine’de engelli çocukların engel olmadan
erişimlerini gerçekleştirmelerini sağlayan şartları yerine getiren sadece üç okul kısmen bu
şartları yerine getirmektedir. Halkın Avukatı Priştine’deki “Model” “Asim Vokshi” İlköğretim
Okullarını ziyaret etmiştir. Bu okullar EK için gerekli olan şartları yerine getirmektedirler.
Halkın Avukatı sesli, görüntülü ve yazılı olarak medya aracılığıyla bu konudaki endişesini dile
getirmiş ve engelli çocukların tüm okullarda eğitim görmeleri için şartların oluşturulmasını
talep etmiştir.
Halkın Avukatı, engelli çocukların eğitim gördükleri kaynak merkezlerini de ziyaret etmektedir.
Belli durumlarda eğer ihlaller var ise onların düzeltilmesi konusunda sorumlu kurumlara
önerilerde bulunur. Bu yılki raporlama yılında HAK Bilgilendirmesi Görme Engelliler Alfabesi
ile yayınlanmıştır
2.19.6. EK dolaşımlarının sınırlandırılması ve engellenmesi
Engelli çocukların yğzleştikleri bir diğer sorun da kurumlar tarafıından örgütlenmeyen ulaşım
eksikliğidir ve bu da birçok ailenin çocuklarını maddi olanaksızlar nedeniyle çocuklarını
okullara gönderememelerine neden olmaktadır. Dolayısıyla ilköğrenimin mecburi olması
gerçeğine rağmen, bu sınıf kişiler bu haklarını yerine getirememektedirler.
EK serbest dolaşım konusu KÜKM da dâhil diğer kamu kurumlarında da sorun olmaya
devam etmektedir. HAK’nun “Hendikos” tarafından temin ettiği bilgilere göre hastanın hasta
arabası kullanması sebebiyle ve bunun neticesinde hastanın hastaneye ulaşım sorunu yaşaması
nedeniyle bazı durumlarda hastanın muayenesini yapmak için doktorun dışarıya çıkma
mecburiyetinde kaldığı durumlar da vardır. Bu vaka KÜKM Dermatoloji Kliniği’nde
kaydedilmiştir.
Priştine Belediyesi, serbest erişimin sağlanması için altyapının düzenlenmesi amacıyla
“Hendikos”’tan toplu konutlarda yaşayan engelli kişilerin listesini istemiştir. Fakat bu önceki
gibi kalmıştır, çünkü bu konuda herhangi bir şey yapılmamıştır. Bu tür girişimler siyasetçiler
tarafından çoğu zaman sadece propaganda amaçlı yapılmaktadır, özellikle de seçim
kampanyalarına başlamadan veya seçim kampanyaları esnasında yapılmaktadır:
EK sağlıkta sadece doktor muayenelerinde ödemelerden muaftırlar. İlaçları kendileri temin
etmek mecburiyetindeler. Esas listede bu sınıfa ait kişiler için yeterince ilaç yer almaz.
2.19.7. Eğitim hakkı
PÜ rektörlüğü aleyhine ayrımcılık yapıldığına dair Kosova vatandaşları tarafından şikâyetler
bildirilmiştir. Şikâyette bulunanlar, PÜ’nin üniversiteye aday olan kişilerin daha önceki
jenerasyonlarla eşit derecede muamale görmediklerini iddia etmektedirler.
Kosova eğitiminde yapılan reformlara göre 2014 yılında 13. Sınıf kaldırılmıştır ve bunun
sonucu olarak da 2014 yılında üniversite öncesi öğrenimini bitirenlerin sayısı ikiye katlanmıştır,
çünkü iki jenerasyon aynı zamanda mezun olmaktadırlar, oysa PÜ’nde yeni öğrencilerin kaydı
92
için belirlenen sayı aynı kalmıştır. Bunun sonucu olarak kamu üniversitelerinde kayıt yaptırmak
için aslında iki jenerasyon vardı 12. Ve 13. Sınıflar ve bu da rekabeti daha da fazlalaştırmıştır.
Bir gruppğ öğrencinin şikâyetinden sonra Halkın Avukatı bu konuyu PÜ rektörlüğü ve EBTB
nezdinde gündeme getirmiştir.253
Halkın Avukatı’nın yazısına istinaden PÜ rektörlüğü Tıp Fakültesi’ne kayıt için öğrenci
sayısının artırılması konusunda ortaöğretim mezunlarının taleplerini soruşturmuş. PÜ
rektörlüğü yanıtında PÜ’nde, alanların ve altyapının kapasite dışında olması, aynı zamanda
akademik çalışanlarının azlığı nedeniyle özellikle de Tıp Fakültesi’nde öğrenci sayısının
artırılmasının olanaksız olduğunu belirtmiştir.254 Bu durumla ilgili HAK. EBTB Hukuk
Dairesiyle iletişime geçmiştir ve onlardan bu bakanlığın üniversite öncesi eğitimde yapılan bu
reformdan önce almış olduğu önlemler konusunda bilgi istemiştir.
EBTB tarafından HAK’na verilen bilgide, üniversite öncesi eğitimde yapılan reformlarla ilgili
hemen hemen her Kosova belediyesinde kamu üniversitelerinin açıldığı söylenmiştir. Bu
PÜ’nin kayıt yaptırmayı düşünen adayların aşırı aday yükünden kurtulmasını sağlamaktadır.
EBTB Hukuk Dairesi temsilcilerinin HAK vermiş olduğu yanıtta, PÜ’nde öğrenci sayısının
artması PÜ rektörlüğü tarafından yapılması gerekir, ancak böyle bir şey bu eğitim-öğretim
yılında yapılmadığı bildirilmiştir.
HAK bu raporlama yılında re’sen KKO savaşında yer alan kişilerin çocuklarınıın 2014/2015
eğitim-öğretim yılında “Hasan Prishtina” PÜ’ne kayıtlarıyla ilgili 13.11.2014 tarihli 178/01B
sayılı EBTB Bakanının kararının yasal değerlendirmesinin yapılmasını talep etmiştir. HAK, bu
kurum tarafından yapılan soruşturma tamamlanıncaya dek 13.11.2014 tarihli 178/01B sayılı
kararın yürütülmesine karşı geçici tedbir konulmasını talep etmiştir.255 Halkın Avukatı’nın
yapmış olduğu talep ve önerilerine rağmen bu karar yasal olarak yürürlükte olmaya devam
etmektedir.
2.19.8. Kosova Yargıtay Özel Dairesi (KYÖD)
Kamu işletmelerinde birçok eski çalışanın işsiz kaldığını göz önünde bulundurarak, bu kişilerin
hala yasal veya kurumsal desteklerinin olmaması durumu devam etmektedir. Özelleştirme
konusunun ve KYÖD süreçleri iddia ettiklerine göre kendi haklarının gerçekleşmesi
doğrultusunda kendilerini ayrımcılık durumuna sokmuşştur.
KYÖD tarafından yapılacak olan değerlendirme ile ilgili taleplerini sunmaları durumunda
onlardan mahkeme harçları adına kesilen ücretlerin yüksek olması sebebiyle bu yılki raporlama
yılı süresince HAK’na vatandaşlardan şikâyetler gelmiştir. Şikâyetçilerin iddialarına göre
mahkeme harçları kendileri için altından kalkınmayacak kadar yüksek olduğunu ve eski
çalışanların bu paraları yatıramadıkları için çoğu zaman anayasa ve yasalarla güvence altına
alınan haklarını mahkemeler tarafından elde etmelerini olumsuz etkilemiştir. Her ne kadar
KYK^nun 2008/02 sayılı İdari Yönergesine göre Kosova Cumhuriyeti mahkemelerinde
yargısal süreçler için mahkeme harçları adına belli miktar belirlenmiş olmasına rağmen KYK,
kendisi tarafından çıkarılan 05.03.2014 tarihli 25 numaralı karara göre özelleştirmeden ortaya
253HAK,
A. nr. 383/2014 vakası. HAK tarafından, PÜ Tıp Fakültesine başvuran bir grup üniversite
öğrencisinin şikâyeti kabul edilmiştir. Onlar, bu yıl ortaokullardan mezun olanların iki jenerasyon olması,
kayıt aday sayısının iki misli olması ve Tıp Fakültesine kabul edilecek öğrenci sayısının artırılmamasına
ilişkin yanıt verilmemesi ile ilgili şikâyetlerini PÜ Rektörlüğü aleyhine yapmışlardır.
254HAK, UP Rektörlüğü yanıtı.
255HAK, 518/2014 Re’sen Öneriler içeren Rapor.
93
çıkan işçi hakları konusunda KÖK aleyhine yapılacak herhangi bir dava için çalışandan
mahkeme harcı adına tamı tamına 100 Avro talep etmiştir.256
Bu durumu sorşturma adına HAK, KYK’na iki yazı yazmıştır ve bu yazılarında mahkeme
harçlarının İdari Yönergede olduğu gibi kalmasını talep etmiştir. KYK’nun vermiş olduğu
yanıtta KYÖD mahkeme harçları ile ilgili 05.03.2014 tarihli 25 numaralı kararın gözden
geçirildiğini ve 97/2014 sayılı kararın çıkarıldığını ve bununla mahkeme harçlarında
birleştirmenin yapıldığı belirtilmiştir.257
2.19.9. Barınma sorunu
HAK’nun önceki yıllık raporlarında olduğu gibi barınma yerleri olmayan ailelerinin
soruunların devam etmesi endişe vericidir. Bu kişilerin barınma konusunda çözüm yapmada
olanakları olmadığı için, onlar hala belediyelerden barınma konusunda yardım talebinde
bulunmaktadırlar. Bu yılki raporlama yılı süresince HAK’na barınma ile ilgili gelen şikâyetler
sayısı geçen yıllara oranla daha azdı.
Priştine Belediyesi 2012 yılında kullanmaya verdiği iki toplu binanın inşaası dışında, hakla
inşaası devam etmekte olan iki binası daha var ki bunlar sosyal vakalar için amaçlanmaktadır.
Uzlaşma alanlarında konteynerlerde hala onurlu yaşamla örtüşmeyen şartlarda yaşamaya
devam eden kişilerle doludur. Bu vakaları Halkın Avukatı aynı şekilde daha önceki
raporlarında ve medya aracılığıyal ortaya atmıştır.
Priiştimne Belediyesi bu yılda da vatandaşlara, vergi mükelleflerine kendi özel ve kamu
mülklerinin serbest kullanmalarını güvencesini sağlayamamıştır. HAK, Priştine’nin merkezinde
bulunan “Tregu i Gjelbert” Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlara şikâyetlerini sunmaları için
kapıları açıktır, çünkü bu vaka HAK tarafından özel bir vaka olarak nitelendirilmektedir,
sebebi ise Priştine Belediyesi aleyhine birçok şikâyet ve dilekçe sunulmasına rağmen
belediyeden bu vatandaşlara hiçbir yanıt alınamasındandır.258
Öneriler:

Kosova Hükümeti engellilik için objektif derecede sınıflandırmayı belirlemekle ilgili
2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasasında değişiklikler
yapmasını, öyle ki emekliliği kullananların maddi tazminatları engelli kişilerin
ihtiyaçları ve talepleriyle uygun olsun.

ÇSGB Kosova Cumhuriyeti Anayasasına ve Halkın Avukatı Yasası’na istinaden
Halkın Avukatı’nın önerilerineyanıt versin.

EBTB engelli çocukların eğitimlerine devam etmeleri için olanakları sağlasın.
256HAK,
A. nr. 266/2014, A. nr. 265/2014 ve A. nr. 294/2014 vakalar
yerde.
258HAK, A.nr. 494/2013 vakası. Şikâyette bulunanların iddialarına göre bu mahallede olağan yaşamın
sürdürülebilmesi olanaksız olduğunu, sebebinin ise onların dolaşım özgürlükleri ve mülkiyetlerini
serbestçe kullanmaları zorlaştırılmıştır, bunun sebebi ise özellikle yollarda, mahalleye giriş ve çıkışlarda
gibi kamu alanlarında seyyar satıcıların oluşturdukları kentsel kaosun olmasındandır. Halkın Avukatı,
Priştine Belediye’sine gönderilen yazılar aracılığıyla bu mahhale sakinlerinin şikâyetlerini bu yılki yıllık
raporunda da ele almıştır, aynı zamanda Belediye Müffettiş Müdürlüğü ile görüşmeler yapmıştır. Birinci
yazıya Priştine Belediyesi bu konu hakkında yetkili olmadığı yanıtını vermiştir. Priştine Belediyesi’ne göre
şehir pazarı KÖK’ün yetkileri sınırları içindedir.
257Aynı
94

Kosova Hükümeti ve Çalışma Müffettişliği engelli kişilerin 50*1 kotası ile ilgili
olan İş Yasası’nın uygulanmasını takip etsinler.

Kosova Hükümeti ve belediye mercileri 04/L-110 sayılı yasanın ve Engellilerin
erişimi için yapıların teknik şartlarını düzenleyen 2007/33 sayılı İdari
Yönergenin işleyişini ve uygulanmasını yapsınlar
2.20. Cinsiyet eşitliği
Kosova Cumhuriyeti eşitlik yolunda ilerleme kaydetmiştir olmasına rağmen, savunmasız sınıf
olarak kadınlar birçok zorluklarla ve eşit olmayan ve birçok açıdan ayrımcıluk muameleriyle
karşılaşmaya devam etmektedirler
Cinsiyet temelinde ayrımcılık, muamelede farklılık ve cinsiyet temelinde sınırlama veya
dışlamayı kapsar. Demokratik bir toplumda temel unsur, cinsiyet temelinde eşit olmayan
muameleyi dışlayan yasanın var olmasıdır. Cisiyet Eşitliği Yasası farklı cinsiyetteki bireylerin
eşit olmayab muamele olgusunu ortadan kaldırmaktır. Kosova Cumhuriyeti 2004 yılında buna
benzer bir yasa kabul etmiştir, ancak uygulama esnasında o farklı sorunlarla karşılaşmıştır.
HAK, bu eksiklik ve sorunları daha önceki yıllara ait yıllık raporlarında devamlı olarak göz
önüne koymuştur. Bu yasa belirlenmiş yasa eksikliklerini gidermek için şu sıralarda tamamlama
ve değiştirilme sürecindedir.
HAK’nun çok yıllık deneyimi göstermektedir ki kadınlar çoğu zamanlarda iş hakları, ekonomik
statü, sağlığın korunması, miras hakkı ve aile içi şiddetten şikâyet etmektedirler.
2014 yılı süresince HAK’nda kadınlar tarafından 507 şikâyet bildirilmiştir ve bu sayı HAK’na
bildirilen tüm şikâyetlerin %23’ünü oluşturmaktadır. HAK’na bildirilen tüm şikâyetlerin
gerçekte dörtte birini oluşturmayan bu rakkam bir yenilik değildir. Kadınların HAK’na
bildirilen şikâyetlerdeki bu düşüş trend birkaç yıldır devam etmektedir. hafif bir düşüş katılım
yüzdesi gösteren bu oran her ne kadar bilimsel bir araştırmadan alınmış olmasa da, gerçekte bu
oran doğrudan Kosova'da genel olarak kadınların kamusal yaşama katılımı ile ilişkilidir.
2.20.1. Çalışma ve karar verme hakkı
İş piyasasında kadının rolü cinsiyet eşitliği açısından büyük öneme sahiptir. Onların katılımı
son derece önemlidir ve bir toplumda varılan demokrasi derecesinin bir göstergesidir.
Kadınların genel kamu yaşamına ve özellikle siyasi düzeydeki kamu kurumlarında karar
vermelerde yer almaları yeterli düzeyde değildir.
Her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Meclisi'nde cinsiyet kotasına göre %30 kadar kadın
milletvekili temsilcisi var ise de, kadınlar için olumsuz bir durum Kosova Hükümeti’nde
mevcuttur, öyle ki onun yapısında sadece iki kadın bakan mevcuttur. Bu gerçek
göstermektedir ki kağıtta bir yasal norm olarak cinsiyet temsilciliği iyi olabilmektedir, ancak
siyaset ve karar verme süreçlerinde erkeklerin büyük çapta egemenliği mevcuttur. Bu nüfusa
bakıldığında büyük bir orantısızlıktır. Bu sebepten yasal zorululuk olarak kadın kotası Kosova
mevzuatı bir parçası olarak belirli bir süre için mevcut olmalıdır, bu da akadınların yönetici
pozisyonlarında kadınların yer almaları kültürü oluşuncaya dek devam etmelidir. Cinsiyet
kotası çıkartılabilir ve gerçek rekabet ile değiştirilebilir ve bu da sadece kadının kamu
hayatındaki katılımı, özellikle de kurumlardaki katılımı nüfusun gerçek bileşimi ile orantılı
95
oluncaya kadar devam etmeli. Bu kota, Kosova Cumhuriyeti Hükümeti dâhil tüm kamu
kurumlarında uygulanması gerekir.
2.20.2. Mülkiyet ve miras hakkı
Cinsiyet eşitliği, bir toplum içinde kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu ve yaşamın
her aşamasında aynı sorumlulukları olması anlamına gelir. Ancak kadınların hakları Kosova
toplumunun gelişmesi için en önemli zorluklardan biri olmaya devam etmektedir, özellikle de
onların mülkiyet miras hakları ile ilgili.
Her ne kadar mülkiyet ve miras alanında her iki cinsiyet için eşit hak güvencesini veren iyi bir
yasal altyapı var ise de, pratikte kadınların çok küçük bir yüzdesi taşınır ve taşınmaz mülk
sahibidir. Aynı zamanda kadınlar aile mirası hakkını kullanmak istediklerinde dışlandıklarını ve
damgalandıkları birçok vaka mevcuttur.
2.20.3. Mülkiyet ve miras hakkına ilişkin şikâyetler
HAK’nda kaydedilen vakalardan biri kadın şikâyetçinin mahkemede tarafından babası sağ
olduğu zaman amcası ile aynı arazide inşa ettiği evin amcası tarafından kendisinin sahibi
olmasını engellemesi vakasının ele alınmasını talep etmiştir. Şikâyetçinin iddiasına göre yasal
hakka göre kadınlar miras hakkına sahip olamadıklarını beyan ederek bu şekilde amcası
kendisinin mülkün mirasçısı olamıyacağını beyan ettiğini söylemektedir. Bu nedenle kadın
şikâyetçi mahkemede aile mülküne sahip olma olanaksızlığı nedeniyle amcası aleyhine dava
açmış. Vaka yargı sürecindedir ve HAK vakayıı takip etmektedir.259
Resmi elmek aracılığıyla bildirilen bir diğer vakada kadın şikâyetçinin sadece iki erkek kardeşi
tarafından mirasın paylaşımı yapıldığı kendisinin ise bu paylaşıma dâhil edilmediği için miras ile
ilgili bilgi edinmek istemiştir. Halkın Avukatı vermiş olduğu yanıtta demiştir ki Kosova’daki
2004/26 sayılı Miras Yasasının 3 maddesinde 260 der ki merhumun bütün çocukları aynı
koşullarda mirasçıdırlar. Şikâyetçiye aile mülküyle ilgili mahkeme aracılığıyla miras haklarını
talep etmesi yönünde tavsiye edilmiştir.
2.20.4. Sağlık hakkı
Halkın Avukatı, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllık raporlarında Kosova Meclisi’nden Sağlık
Korunması Yasası’nın kabul edilmesini talep etmiştir ve bu yasa 2014 yılında kabul edilmiştir,
ancak sigorta fonunun işleve sokulmasından sonra bu yasanın uygulanması öngörülmektedir.
Kosova bu yasasının uygulanması olmayan Avrupa’da yegane ülkedir. Sağlığın korunması
Kosova Anayasası ve Kosova’da doğrudan uygulanmakta olan uluslararası enstrümanlar
tarafından da güvence altındadır.
Kosova Hükümeti 31.10.2014 tarihindeki toplantısında 2015 yılı için Kosova Cumhuriyeti
taslak bütçesinin ele alınması sırasında 2015 yılında sağlık sigortası ile ilgili yasanın
259HAK,
260
A. nr. 316/2014 vakası
2004/26 sayılı Miras Yasası, 3.1. madde: ”Her gerçek kişi konusunda eşit koşullar altındadırlar.”
96
uygulanmaına başlanağı vurgulanmıştır. Bu yasanın uygulanması öenmli ölçüde sağlığın
finansmanını, onunla birlikte hizmet kalitesinin düzeltilmesini de temin edecektir.261
Kosova Cumhuriyeti kadınlarının sağlığı ile ilgili önemli bir gelişme Kosova Meclisinin
dördüncü yasama milletvekilleri tarafından finanse edilmiş hareketli mamografi makinesinin
temin edilmesidir. Bu makine SB 31.10.2014’te teslim edilmiştir. Mamografi Kosova köy ve
şehirlerine yönelik ayrım gözetmeksizin tüm kadınlara hizmet verecektir ve göğüs kanserinin
tanısının konulması ve bu hastalığa karşı mücadelenin yapılmasında yardımcı olacaktır.
2.20.5. Aile içi şiddet
Aile içi şiddet toplumumuzda belirgin bi,r sorun olmaya devam etmektedir. Aile içi şiddet
vakalarının sadece küçük bir kısmı ele alınması için yetkili makamlara bildirilmektedir, ancak
bu sayının çok daha büyük olduğu tahmin edilmektedir. Çoğu zaman aile içi şiddete aile içi bir
sorun olarakbakılır. Mağdurlar ve şiddet eylemi yapanlar arasında önemli duygusal bağlılık
nedeniyle, bunları bildiren kadınlar çoğu kez yetkili mahkemelerin koruyu tedbirlerini
istemezler. Özellikle kırsal kesimlerde kadınların toplumsal konumu erkeklere açıkça bağlılık
gösterir ve cinsiyet eşitliği kavramı hakkında çok az bilgi sahibidirler. Aynı şekilde çoğu
vakalarda aile içi şiddette mağdurlar çoğu kez çocuklar, kadınlar ve yaşlılardır.
Aile içi şiddetin kaynağı olmaya devam eden en önemli sebeplerden biri ülkemizde sosyoekonomik durumun kötü olmasıdır. İşsizlik ve yoksulluk aile içi şiddet vakaların artmasına en
çok etki eden etkenlerdir.
Her ne kadar aile içi şiddetten korunma ile ilgili sağlam bir yasal dayanak olmasına rağmen,
Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na aile içi şiddete ve kadınlara yönelik şiddete karşı Avrupa
Konseyi Sözleşmesi’nde, İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alanların dâhil edilmesi
gerekmektedir,262 ki bu 2014 yılının Ağustos ayında yürürlüğe girdi. Buna benzer bir çağrı
Avrupa Komisyonu Genişleme Stratejisi’nde de yapılmaktadır.263
2.20.6. Kadınlar ve kızlar, savaş esnasında cinsel şiddet mağdurları
HAK’nun 2012 ve 2013 yılı Yıllık Raporlarında Halkın Avukatı, savaş boyunca cinsel şiddet
mağdurlarının yasal düzenlemesini talep etmiştir. O aynı zamanda Kosova mağdurları olan
kadınlara ve kızlara kurumsal ve yasal desteğin sağlanması, özellikle de onlara karşı
önyargıların kaldırılması üzerine özel bir odaklanma gerektiğini belirtmiştir, amaç ise
toplumumuzun buı bölüm insanlarının onurunu geri almadır.
Kosova Meclisi 20.03.2014’te 04/l-054 sayılı Yasanın Değiştirilmesi ve Tamamlanması ile ilgili
04/L-172 sayılı Şehitlerin, Engellilerin, Gazilerin, KKO Üyelerinin, Savaşta Cinsel Şiddet
Mağdurlarnın, Sivil Mağdurlar ve Ailelerin Statüsü ve Hakları Yasası’nı kabul etmiştir. Bu yasa
http://www.kryeministri-ks.net/?page=1,9,4499 bk. (31.12.2014).
Kadınlara ve aile içi şiddete karşı mücadele Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi):
http://www.conventions.coe.int/Treaty/Commun/QueVoulezVous.asp?NT=210&CM=8&DF=&CL=
ENG (15.01.2015).
263 Avrupa Komisyonu, Genişleme stratejisi ve ana sorunlar, 08.10.2014, http://ec.europa.eu/enlargement/
pdf/key_documents/2014/20141008-strategy-paper_en.pdf (15.01.2015).
261
262
97
Kosova savaşı esnasında cinsel şiddet mağdrularının rehabilitasyonlarını ve tazminatlarını
düzenlemektedir.
Aynı şekilde 2014 yılının Temmuz ayında “Son Kosova Savaşında Şiddet gören kadınlar için
Uluslararası Hak” adlı dilekçe imzaya açılmıştır ve bunun sonucu olarak Kosova vatandaşları
tarafından 115.759 imza toplanmıştır. Bununla son Kosova savaşında cinsel şiddete tabi olan
tüm kadınlar için uluslararası adeletin temin edilmesi amaçlanmakatdır.
Öneri:

Kosova savaşı esnasında insan onuru geri alma ve onların toplumsal,
manevi ve maddi rehabilitasyonlarının yapılması amacıyla cinsel şiddet
mağduru olan kadınlara ve kızlara kurumsal ve yasal destek sağlansın.
2.21. Çocuk hakları
Kosova Cuumhuriyeti’nde özellikle normatif düzenleme alanında çocuk hakları ile ilgili
durumun iyileştirilmesine dair tüm kamu makamlarrının çabalarına rağmen, bu alanda genel
durum çok arzulanmayı bırakır ve toplumsal ve kurumsal adanmışlıkta kararlılık talep eder.
HAK bu raporlama yılı süresince genellikle çocukların ebeveynleri tarafından sunulan 55
şikâyet kabul etmiştir. Bu rakamdan 26’sı soruşturma için kabul edilmiştir, oysa kalanları
Konuları açısından HAK’nun yargı yetkisi dışında olduğu için, insan hakları ihlali olmadığı için
ya da şikâyetçiler hukuk yollarının kullanma olanakları vardı veya bu olanakları kullanmakta
oldukları için kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir.
2.21.1. Ebeveyn görevlerini yerine getirmeyen ebeveyn ile çocuğun iletişimi
HAK bu dönem süresince de çocuğun velayeti,264 nafaka,265 ve kalıcı engelli çocukları olan
ailelerin maddi destek hakkının tanınması ile bağlantılı266 olan kovuşturmanın gecikmesine
ilişkin mahkemeler aleyhine yapılan belli sayıda şikâyet kabul etmiştir. Aynı şekilde çocuğun
ebeveyniyle iletişimlerinin gerçekleşmemesi ile ilgili olan kesinleşmiş mahkeme kararlarının
uygulanmaması ile ilgili de şikâyetler olmuştur.267 Çocuklarla düzenli iletişimlerin
gerçekleşmemesi veya iletişimlerin gerçekleşmesi için olanağın olmaması sebebiyle HAK
sosyal çalışma merkezleri aleyhine olan şikâyetler de kabul etmiştir.268
Bu durumlarda HAK, çocukların Anayasa, yasa ve Çocuk Haklar Sözleşmesi ile güvence altına
alınmış kendi haklerını gerçekleştirmeleri için gerekli işlemlerin yapılması talebiyle önerilerle
birlikte ilgili kurumlara yönelmiştir.269
264HAK,
A. nr. 385/2014 vakası.
A. nr. 339/2014 vakası.
266HAK, A. nr. 192/214 vakası.
267HAK, A. A.nr. 243/2013 vakası.
268HAK, A. nr. 128/2014, A. nr. 116/2014, A. nr. 535/2014 ve A. nr. 450/2014 vakaları.
269Çocuk Hakları Sözleşmesi, uluslarrası çağta çocuk hakları alanında en önemli enstrümandır ve bu doğruda
Kosova enstrümanları tarafından Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 22. maddesine dayanarak doğrudan
uygulanmaktadır.
265HAK,
98
2.21.2. Çocukların eğitim hakkı
Herkes için kaliteli eğitimin sunulması, engelli çocukların eğitime dâhil edilmeleri, uygun okul
altyapının temin edilmesi ve okullarda şiddetin durdurulması ve ona karşı savaşılması konuları
Kosova Cumhuriyeti kurumlarının devamlı çaba sarfetmeleri gereken amaçlardır. Kabul edilen
şikâyetlerin bazıları çocuk haklarıyla ilgilidir. Bunlardan sekiz tanesi eğitim hakkı ile ilgilidir.
Bunlardan üçünün soruşturmaları bittikten sonra insan hakları ihlalinin olmadığı sonucuna
varılmıştır, oysa diğer şikâyetleri şikâyetçilerin talepleri doğrultusunda çözülmüşlerdir.
Kaabul edilen şikâyetlerden bazıları eğitimin sürdürülebilmesi için Kaçanik ile Ştime
belediyelerine bağlı köylerde ulaşımın temin edilmesiyle ilgilidir.270 Bu belediyelerin yetkili
mercileri bu köylerdeki okulları kapatmışlardı ve çocukların komşu köylerde eğitimlerini
sürdürmelerini karar vermişlerdi. Uygun olmayan ve güvensiz olan yol nedeniyle bu köylerin
çocukları en yakın köylerdeki okullarda eğitimlerine devam etmemişlerdi ve bu şekilde okulu
bırakmışlardı.
Kaçanik şehrindeki vakada HAK’nun yardımıyla çocuklara belediye mercileri tarafından
ulaşım temin edilmişti. Yolun geçiş için tehlikeli ve güvensiz olan kısmı asfaltlanmıştır. Bir
yıllık kesintiden sonra şimdi çocuklar eğitimlerine devam etmektedirler. Oysa Shtime şehri ile
ilgili ise HAK, yetkili belediye mercilerinin bu çocukların herhangi bir engelleri olmadan
eğitimlerine devam etmeleri için olanak tanımaları yçönünde çalışmalarına devam etmektedir.
Eğitimin devamı için ulaşımın temin edilmesi konusuyla ilgili HAK diğerlerinden başka
ortaöğretim okuluna ulaşmasının olanaksızlığı yüzünden ortaöğrenimini bırakma
mecburiyetinde kalan engelli bir çocuğun eğitimine devam etmesi için yardımda
bulunmuştur..271 HAK’nun arabuluculuğuyla ve belediye mercilerinin çabalarıyla bu öğrenciye
ulaşım temin edilmiştir ve böylece çocuk eğitimine devam etmektedir.
Ulaşım eksikliği çocukların, özellikle de engelli çocukların karşılaştıkları yegane engel değildir.
Engelli çocuklar okullarda uygun olmayan altyapı, bireysel asistanların eksikliği, destek
öğretmenlerin eksikliği, çoğu zaman da bireysel eğitim planları eksikliği272 gibi sorunlarla
karşılaşırlar ve bunlar da onların yasalarda öngörülen tam, kaliteli ve kapsamlı eğitim hakkını
sınırlar.
2.21.3. Okullarda şiddet ve güvenlik
Şiddet Kosova’daki kamu okullarında rahatsız edici bir olgu olarak durmaktadır. EBTB’nın bu
alandaki tüm çabalarına rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir..273 Bu yılın başında
270HAK,
A. nr. 528/2014 ve A. nr. 565/2014 vakaları.
A. nr. 513/2013 vakası.
272Okul kurumları temsilcileri ve engelliler alanında çalışan STÖ temsilcileri ile 2014 yılının Kasım ayında
yapılan görüşmeler esnasında temin edilmiş bilgilerdir.
273Çocukların her tür şiddetten korunmaları ile ilgili görevler çerçevesinde EBTB 21/2013 sayılı Üniversite
Öncesi Kurumlarda Şiddettin Durdurulması ve Önlenmesi Anlaşmasının tanıtımını ve koşulların
oluşumunu sağlama amacıyla etkinliklerine devam etmiştir. Bu doğrultuda EBTB belediye eğitim
müdürlükleriyle ve eğitim müffettişliğiyle görüşmeler gerçekleştirmiştir, yuvarlak masa düzenlemiştir,
sorunmlu kurumların temsilcileri için eğitimler düzenlemiştir, aynı zamanda bu sözleşmenin uygulanması
için yönergeler düzenlemiştir.
Üniversite Öncesi Kurumlarda Şiddettin Durdurulması ve Önlenmesi Sözleşmesi Kosova Cumhuriyeti Hükümeti
tarafından 06.09.2013’te kabul edilmiştir. Bu sözleşme ile çocuklara karşı üniversite öncesi kurumlarda yapılan şiddet
271HAK,
99
okul içi ve okul yakınındaki alanlarda farklı olaylar gerçekleşmiştir. Bu olaylardan ikisi trajik
olarak sonuçlanmıştır, iki öğrenci hayatını kaybetmiştir.274
HAK tarafından bu dönem içinde illköğretim ve ortaöğretim okulları öğrencileriyle yapılan
görüşmelerden öğrencilerin bu okullarındaki güvenlik durumu konusunda memnun
olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Birkaç öğrencinin okullarda soğuk silah, hatta ateşli silah
taşıdıkları için ve şiddetin hem okulun içinde hem de çevresinde mevcut olması sebebiyle çoğu
çocuk okulların artık o kadar güvenli olmadıüğını düşünmektedir. Onların dediklerine
başkentteki bazı okullarda alkol ve uyuşturucu maddenin kullanımında artış olmuştur. Üstelik
onlar bir o kadar okula gidişleri ve dönüşleri esnasında yolarda sokak köpeklerinden ve şimdi
park yerine dönüşen kaldırımlarda yürümelerinin olanaksız olması sebebeiyle hareket eden
araçlardan tehlikenin var olmasından endişe duymaktadırlar.
Okullardaki birçok eksiklikten başka onlar temel hijyen koşullarının eksikliği, birçok vardiyalı
öğretim, alıştırma ve oyun için uygun alanların eksikliği, seslerini yeterice duyuramama, bunun
yanı sıra şiddet ve güven ile ilgili olan onların haklarını doğrudan etkileyen konuların ciddi
alınmaması gibi konulardan muzdariptirler.
2.21.4. İnsan ticareti – mağdur .çocuklar
Yapılan ilerlemelere rağmen çocuk ticaretinin durudurulması ve ilgili çocuk haklarının
korunması – insan ticareti- Kosova kurumları için sorun olmaya devam etmektedir.
Bu yıl süresince de Kosova’da insan ticareti mağdurlarının bir kısmı reşit olmayan kişilerdi ve
bunlar cinsel istismar için insan ticaretine maruz kaldılar. HAK bu yıl süresince, kızını farklı
suç eylemlerine teşvik eden gruptan uzaklaştırılması için gerekli eylemlerde bulunmamaaları
sebebiyle Kosova Polisi aleyhine olan bir anne ve reşit olmayan kızı tarafından bir şikâyet
kabul etmiştir.275 Temin edilen bilgilerden ve vakadan yola çıkarak HAK, insan ticareti
mağdurları ve çocukların tanımlanması ve korunması alanında çalışan kurumlardan çocuğa
uygun güvenin ve yardımın sağlanması için gerekli tedbirlerin almalarını talep etmiştir. Yardım
etme yükümlülüğü, daha doğrusu bu vakada gerekli eylemlerin alınması Priştine ve
Ferizay’daki “Çalışma Grubu” görüşmesinde yeniden gündeme getirilmiştir.276
Kosova kurumları çocukların mağdur oldukları tüm vakalarda çocuklara uygun koruma ve
yardım sunmaları için daha büyük ciddiyet ve sorumluluk ile gerekli bütün eylemleri yapmaları
vakalarının durudurulması ve muamelesi ile ilgili eğitim-öğretim kurumlarının ve diğer kurumların rolleri ve
sorumlulukları belirlenmiştir.
274İlk olay Priştine’deki “Emin Duraku” İlköğretim Okulu bahçesinde olmuştur. Bu olayda ateşli silahla bir
öğrenci öldürülmüştür bir diğer öğrenci de yaralanmıştır. Her ikisi de 14 yaşlardındaymış. İkinci olay
Mitroviça’daki “Arkitekt Sinani” Ortaöğretim Okulu’nun iç alanında olmuştur. Bıçakla yaralanmadan
sonra ve iki öğrenci arasında yapılan mücadeleden sonra, öğrencilerden biri şehir hastanesinde vefat
etmiştir.
Bilgiler
Kosova
Polisi’ne
ait
ağ
sayfalarından
temin
edilmiştir:
http://www.kosovopolice.com/?page=1,26,3727&offseti=492
ve
http://www.kosovopolice.com/?page=1,26,3812&offseti=448 (19 Ocak 2015).
275HAK, A. nr. 340/2014 vakası.
276Görev Gücü veya Vakaları Yönetme Masaları, istismar, ihmal, insan ticareti, ekonomik ve cinsel istismar
tehlikesi olan çocukların ve yasalarla sorunu olan çocukların korunması alanında çalışan kurum ve
kuruluşların temsilcileri tarafından oluşmaktadır. Vakaları Yönetme Masalarına çocukların iyi yardım
sunulması ve tehlike altındaki çocukların korunmaları için iyi bir olanakmış gibi bakılabilir.
100
gerekir.277 Bu doğrultuda bu olguyu durdurulması için Halkın Avukatı kurumların daha çok
çaba gösterilmelerini ve eylemde bulunmalarını talep etmektedir.
Çocuk hakları ile ilgili açıklanan durumu göz önünde bulundurarak, bu alanda genel durumun,
özellikle de çocukların korunması ve insan ticaretinin durudurulmasının iyileştirilmesi amacıyla
Halkın Avukatı bu yıl da ilgili kurumlara şu önerilerde bulunumaktadır:
Öneriler:

Çocuklarla ilgili olan veya onların haklarıyla ilgili olan durumlarda onların
sağlıklarının zarar görmemesi veya tehlike altına girmemesi ya da onların
refahlarının ve hayatlarının bozulmaması çin gecikme olmaksızın, belirtilen
yasal süreler içinde gerekli tüm önlemler alınsın.

Çocukların velayeti veya onların ebeveymnleriyle iletişimlerinin olmaması
dâhil yapılan çalışmalar esnasında çocukların en iyi çıkarı öncü olması için
gerekli tüm önlemler alınsın.

Fiziki altyapının iyileştirilmesi ve yapılması içini aynı zamaanda eğitim alanını
düzenleyen mevzuatı uyarınca çocukların ulaşımı ile ilgili özel bir bütçenin
sağlanması için gerekli tüm önlemler alınsın.

Engelli çocuklar için ek öğretmen ve bireysel asistanların sayılarının ertırılması
için gerekli eylemlerde bulunulsun.

Psikologlar ve opedagoglar tüm okullarda okul çalışanlarının parçası olsun.

Okul programlarında nöbetçi saati kesinlikle dâhil edilsin.

Öğrencilerin huzursuzluklarının ve sorunlarının daha iyi adreslenmesi
amacıyla öğretmenler ve ebeveynler arasında iletişim artırılsın.

Okullarda, okullara gidiş ve dönüşlerde güvenin artırırlması için gerekli
eylemlerde bulunulsun.

Öğrenciler alkolün
bilgilendirilsin.

Her vakanın gereksinimleri ve olgularından yola çıkarak reşit olmayan kişilerin
etkili bir biçimde tespit edilmeleri, onlara uygun muamele ve yardım
sağlanılması için ilgili kurumlarda çalışanların sayısı artırılsın

Insan ticareti vakkalarında çalışan çalışanların sorumluluk ve hesap verme için
gerekli eylemlerde bulunulsun.

insan ticareti, olası tehlikeler ve onu anlama şekli, aynı şekilde çocukların
hakları, onların korunması ve yardımcı olunması ile ilgili olan konularla
özellikle çocukları bilgilendirme kampanyalarına devam etsinler.

Insan ticareti mağdurlarının acil gereksininmlerini karşılamak ve onların
topluma yeniden kazandırılmaları konusunda kullanılacak olan özel bütçeleri
oluştursunlar.
277HAK,
ve
uyuşturucu
madelerin
zararları
konusunda
A. nr. 340/2014, A. nr. 450/2014, A. nr. 385/2014, A. nr. 589/2014 ve A. nr. 128/2014 vakaları.
101
2.22. Sağlık ve sosyal haklar
Raporlama yılında sağlık ve sosyal alanında durum geçen yıllarla kıyaslandığında herhangi bir
büyük değişiklik göstermemektedir. Kosova’da genel sosyo-ekonomik büyük çapta işsizlik ve
ekonominin yavaş gelişmesinden dolayı durum ağır olmaya devam etmektedir.
2014 yılı süresince HAK’na sağlık ve sosyal alanla bağlantılı olan bildirilen şikâyetler, sayı, adli
konusu ve sorumlu taraflar açısından geçen yıllara kıyasen hemen hemen aynıdır. HAK, 2014
yılı süresince sağlık kurumları tarafından yapılan hakkın ihlali ile ilgili olan dört (4) şikâyetin
soruşturmasını açmıştır, oysa şikâyetlerin diğerleri (59) sosyal refah alanında hizmetler sunan
kurumlara yöneliktir. Bu şikâyetler genellikle sosyal yardım, emeklilik ve barındırma ile ilgilidir.
2.22.1. Eksik sağlık hizmetleri ve suistimal şüpheleri
Kosova Cumhuriyeti sağlık kurumları tarafından sunulan sağlık hizmetleri bu yıl da her
düzeyde (birincil, ikincil ve üçüncül) eksik olmaya devam etmeiştir. Temel listededen ilaçların
temini yeterli olmamaya devam etmiştir ve bunun neticesi olarak hastaları onları özel
eczanelerden satın alma zorunda kalmışlardır.278 Hastalığın özellikleri sebebeiyle, sağlık
hizmetlerinin ssunulmaması veya diğer sebeplerden dolayı bu yılda da hastaların büyük bir
kısmı ülke dışında tedavi aramaya mecbur kalmışlardır. Sağlık çalışanları özellikle nöbetçi
olduklarında durmaksızın 24 saat çalışarak, onlardan bazıları özellikle cerrahlar daha da fazla
çalışarak aslında İş Yasası’na aykırı çalışmaya devam etmektedirler.
Kosova’da tüm sağlık sistemini rahatsız eden bir başka yara bu bölümde yapılan istismarlar
iddiaları ile birlikte kötü yönetimdir. Sağlık alanında sağlık uzmanları tarafından yapılan
istismar ile ilgili özel Savcılığın soruşturmaları,279 Kosova Cumhuriyeti sağlık kurumlarına olan
güvenin zayıflamasına neden olmuştur. Bilindiği gibi bu soruşturmalar birkaç sağlık
yöneticisinin, hatta SB’nın üst düzey yöneticilerinin de kapsayan tutuklamalarla sonuçlanmıştır.
2.22.2. Sağlık alanının genel değerlendirilmesi
Son istatistiklere göre Kosova’da kanser hastalığı hasta sayısı her gün artmaya devam
etmektedir.280 KÜKM Onkoloji Bölümü’nün düzenli olarak sitostatikler bulundurmaması veya
onların düzenli bakımı yapılmadığı için makinelerin işlev görmemesi sebebiyle radyoterapi
hizmetlerini sunmadığı için sebebeyile bu hastalar tedavinin satın alınması veya ışınlama
yöntemlerinin kullanılması için Kosova’nıın içinde ve dışında tedavi ararken büyük maddi
harcamalarla yüz yüzeler. 04/L-125 sayılı Sağlık Yasası’nın 12. maddesi sorumlu kurumların
tüm tedbirleri ve eylemeleri almaları gerektiğini belirler ve onların “maliny, özellikle de göğüs,
rahim ağzı ve kolorektal kanseri hasttalıklarının durudurulması, erken ortaya çıkarılması ve
tedavi edilmesi” konusunda sorumlu olduğunu söyler (bu maddenin 1.4. fıkrası).
04/L-249 sayılı Sağlık Sigortası Yasası’nın Kumhuriyeti Meclisi tarafından 10.04.2014 tarhinde
kabul edilmesi, bu ağır durumun yumuşatılacağına bir ümit olarak bakılabilir ve Kosova’da
278Kosova
Bütçesi tarafından karşılanan ve her düzey sağlık hizmetleri için satın alınan sağlık ürürnleri listesi
ve sıhhi sarf malzemeleri.
279Savcı tarafından bilgilendirme: http://www.psh-ks.net/?page=1,8,631 (4.11.2014).
280KİK, Seri 5, sağlık İstatistikleri 2013, s. 15, Kasım 2014.
102
çağdaş bir sağlığın var olacağına dair vatandaşların umudunun artırmaktadır. Ama büyük
olasılıkla yasanın uygulanmasında gecikmeler olacaktır.
2.22.3. Sağlık sistemi ile ilgili insanların şikâyetleri
HAK, sağlık kurumları tarafından hastaların sağlığının ihlaline ilişkin şikâyetler almıştır. Bu
kurumların yürürlükteki mevzuata göre herhangi bir ayrımcılık yapmadan tüm vatandaşlara
sağlık yardımı sunma mecburiyetleri vardır. 04/L-125 Sağlık Yasası’nın 4. maddesinde “Bu
yasanın uygulanması insanın onuru, hakkı ve özgürlüğüne saygı göstererek yapılır (...)” normu belirler. Ne
yazıktır ki bu hala sadece güzel fakat objektif olarak değeri olmayan bir dil umudu olmaya
devam etmektedir, çünkü bu yasa hala yürürlüğe girmemeiştir ve onun pratikte kabul edilmesi
uzamaktadır.
HAK’na bildirilen şikâyetlere bakıldığında şikâyetlerin çoğu daha çok sağlık çalışanlarına,
özellikle de doktorlara yönelik olduğu görülmektedir. Şikâyetçilerden biri sağlık çalışanlarının
ihmali yüzünden yeni doğan çocuklarının vefat ettiğini iddia etmektedir..281 Diğer bir şikâyetçi,
hastanın hala iyileşmemesine rağmen anestezistlerin hastayı eve almalarını mecbur
bıraktıklarını ve bu şekilde zaten hayatı tehlikede olan hastanın daha ciddi durumda hayatını
tehlike altına soktukları için ikincil sağlık kurumu çalışanlarından şikâyet etmektedir.282
Sağlık haklarıyla bağlantılı olan diğer vakalara baktığında HAK, hastanın iyileşmesi için umut
olmayan tanısı yapılan hastaların ya uygun olmayan sağlık kurumlarında yatırıldıkları (uzman ve
makine hazırlığı olmayan kurumlar), ya da Kosova’da “Palyatif Tıp” diye bilinen sağlık disiplini
kurulmadığı için evlerine gönderildiklerini tespit etmiştir.283 AB Bakanlar Kurulu üye devletleri
“Yaşlanmaya doğru giden Avrupa toplumlarında ister kanser hastaları için ister kanser hastaları olmayanlar
iiçin 10-15 yıl sonra palyatif bakıma ihtiyaca gerek duyacak %20’lik bir artışın olması beklenmektedir.
Palyatif bakım için yatak ihtiyacının 1 milyon kişi için yaklaşık 50-100 olacağı değerlendirilmektedir”284
sözlerini sarfederk Palyatif Bakım’a yönlendirmektedir. Bu gerçekten yola çıkarak SB sorumlu
diğer kurumlarla işbirliği yaparak, her ne kadar Kosova^ya hitap etmiyor ise de belki de bu
önerinin ciddiyetini daha çok irdelemesi gerekir ve Kosova vatandaşları için de çok gerekli
olan bu tıbbi disiplinin kurulması konusunu başlatması gerekir.
281HAK,
A. nr. 320/2014 vakası, şikâyetçi KÜKM kadın doğum bölümünde sağlık çalaışanlarının ihmali
yüzünden yeni doğan çocuklarının vefat ettiği iddia edilmektedir.
282HAK, A. nr. 87/2014 vakası, şikâyetçi çocuğunun yüksek tansiyondan vurulduğunu
ve
yoğun
bakımda 5 aydır olduğunu, anestezistlerin ondan hastayı (çocuğunu) alıp evine götürmesini istediklerini
iddia etmektedir, ancak o hastanın komada olduğunu ve hala hastane muayenesine ihtiyacı olduğunu, her
gün hastaya endobronşiyal kateter aspire edildiğini, paranteral tedavi yapıldığını ve fizik terapi bölümü
tarafından pasif antremanlar yapıldığını, oysa evde bunlardan hiçbir hizmetin verilemeyeceğini
vurgulamaktadır.
283Palitatif Tıp nispeten yeni bir sağlık disiplindir. Burada tıbbi tedavi genellikle kanserli, AİDS’li veya diğer hastalıklardan
ötürü tedavisi olmayan hastalardırlar ve hayatlarının son günlerini yaşayan hastalardır, hatta onlara ilaçlar bile artık
etkiis yoktur ve bu gibi hastaların, tedavi şekli eğitimini almış ekiplerce özel odalarda yapılmaktadır.
284Öneri Rec (2003) AB Bakanlar Kurulu , Poliatif Bakımı örgütlenmesi ile ilgili üye ülkelersunulmuştur:
http://www.eapcnet.eu/LinkClick.aspx?fileticket=YR9odrODl-s%3D&tabid=1709 (9.12.2014).
103
2.22.4. Sosyal Güvenlik
Düşük ekomik gelişmenin, yüksek işsizliğin, barınma konularınn çözülmemesi sonucu olarak
kötü sosyo-ekonomik durum daha iyi bir yaşam bulacakları umuduyla birçok Kosovalı
vatandaşın batıya göç etmesine neden olmaktadır. Nu ağır durum aynı şekilde HAK’nun
raporlama yılı süresince sosyal refah birçok şikâyet kabul etmesine neden olmuştur ki bunlar
genellikle Kosova Cumhuriyeti’nde sosyal yardım listesinde yer alan ailelerin birçoğunun,
barınma ve sosyal yardım ile her zaman olmasa da çoğu kez bağlantılıdır.
ÇSGB yürürlükteki yasalara istinaden birçok aileyi sosyal yardım listesine almaya çaba
göstermiştir, ancak ülkenin ekonomik durumuna dayanarak sosyal yardıma ihtiyacı olan aile
sayısı çoktur ve bu nedenle aşırı yoksulluk içinde yaşayan bir kısım halkın bu sınıfı için daha
çok bütçeye gerek vardır.
Birçok şikâyetçi HAK’na şikâyetlerini sunmuşlardır, çünkü ÇSM çocuklarının beş yaşını geçtiği
için sosyal yardımlarını kesmiştir. HAK daha önceki raporlarında da bu yaş ölçütünün
kaldırılmasını talep etmiştir, çünkü çocuklar bu yaşa geldikten sonra da ailelerine yardım
edeemezler, tam tersi yardımların miktarlarının artırılmasına ihtiyaç olmaktadır. Bu ölçüt
tamamıyla rastgeledir ve kantitatiftir, aynı zamanda yoksul ailelerin gerçek ihtiyaçlarına karşılık
vermez. Ne yazıktır ki şimdiye kadar bu öneriler sorumlu kurumlar tarafından göz önünde
bulundurulmamıştır.
2.22.5. Sosyal yardımlarla ilgili somut vakalar
HAK bu nitelikteki birkaç şikâyetten sonra birkaç vakanın soruşturmasını açmıştır ve önerili
raporlar sunmuştur.285 HAK yaşa göre emeklilik maaşının kesilmesi ile ilgili şikâyet kabul
etmiştir. Bu şikâyette şikâyetçi emeklilik maaşının kesilmesini herhangi bir yasal dayanak
olmadığını iddia etmektedir. Özellikle yardımların alınması veya onların devam ettirilmesi
zamanlarda yasanın istediği talepleri karşılamada yardımı özürlülük (fiziksel veya ruhsal)
sebebiyle kullanılamaması vakaları çok ağır olabiliyor.286
Ancak vakaların soruşturlması esnasında bu sınıfta yardımları alanlar nüfus cüzdanlarında
doğum yılında yapılan hataları kullanarak ve 65 yaşa varmadan yaşa dayalı şemadan yararlanma
amacıyla emeklilik için başvurmuşlardır gibi bazı durumlarda istismar yaptıklarını öğrendik.
Ancak yeniden başvurular esnasında, özellikle de UNMIK’e ait nüfus cüzdanlarının Kosova
Cumhuriyeti nüfus cüzdanlarıyla değiştirilmesi esnasında emeklilik idaresi yetkilileri bunları
ortaya çıkarmayı başarmışlar ve haksız aldıkları bu maddi araçların yeniden tam iadesini
yapıncaya dek bu kişilere karşı emeklilik maaşlarının durdurulması tedbiri alınmıştır.287
285HAK,
A. nr. 1/2014, A. nr. 4/2014, A. nr. 17/2014, A. nr. 70/2014 ve A. nr. 85/2014 vakaları.
A. nr. 70/2014 vakası. HAK, bir Kosova ailesinin olağanüstü kötü şartlarda yaşadığını ve sosyal
yardım almadığını medya araccılığıyla öğrendiği zaman re’sen soruşturma açmıştır. Bu vakanın
soruşturulması esnasında HAK bu aiilenin ilk başta sosyal yardımı programına dâhil olduğunu, ancak bu
ailenin yardımı yardımın devam edilmesi için gereken başvurunun yapılmaması sebebiyle kesildiğini
öğrenmiştir. Yardımın devam edilmesine dair yapılması gereken başvurunun yapılmaamsının sebebi
yardımdan faydalana kişinin nüfus cüzdanının olmamasıydı ki bu kişinin zihinsel gelişiminde gecikmmeler
vardı. HAK’nun müdahalesinden ve nüfus cüzdanının düzenlenmesinden sonra bu aile yeniden
sosyalyardım alma hakkını kazanmıştır.
287HAK, A. nr. 121/2014 vakası
286HAK,
104
04/L-131 sayılı Devlet Tarafından Finanse Edilen Emeklilik Şeması Yasası’nın 7. maddesi yaşa
dayalı emeklilik hakkının tanınması ile ilgili koşulları ve ölçütleri düzenler ve der ki: “Yaşa
dayalı emeklilik maaşı kimlik belgelerine sahip ve altmış beş (65) yaşını doldurmuş tüm
Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarına ödenecektir”; oysa bu yasaya göre yaşa dayalı emekliliğin
tanınması için gerekli geçerli belgeler ise “Kosova Cumhuriyeti sorumlu meciler tarafından verilen nüfus
cüzdanı ve Sivil Daire tarafından verilen ve belli adreste daimi ikamet ettiğine gösteren dair belge”. Çok açık
görülmektedir ki yasa yapıcı kimlik tespiti belgesinin hatalarla olabileceğini göz önünde
bulundurmamış, bu nedenle bu eksikliği önlemek için tüm Kosova Cumhuriyeti
vatandaşlarının yeni nüfus cüzdanlarıyla tedarik oluncaya kadar ve bu tür taviz vermeler
olmadan ÇSGB bir İdari Yönerge vasıtasıyla nüfus cüzdanı dışında doğum kayıt örneğinin
veya başka bir belgenin istenmesi mümkün kılınabilinir
2.22.6. Sosyal barınma ile ilgili talepler
HAK, sorumlu belediye kurumları tarafından barınmanın temin edilmesini isteyen ve
genellikle sosyal yardım şemasında yer alan aileler tarafından yapılan önemli sayıda olan
şikâyetler kabul etmiştir.
2014 yılının başlarında kendi evlerini yenileyemedikleri için daha önce eski kamu işletmeleri
binalarında barınan Sırp toplıumuna ait 9 aile HAK’na barınma için başvurmuştur. KÖK eski
kamu işletmesini satıncaya dek onların barınma sorunları yoktu. Bu mülkler özel mülk
olduktan sonra, özel sahip üç ay içinde binanın bu kişiler ve eşyalar tarafından boşaltılmasını
istemiştir. Bu ailele çözüm bulamamışlar ve bu nedenle yardım için HAK’na yönelmişler. BU
vakanınsoruşturulmasından sonra HAK önerili rapor düzenlemiştir ve bu rapor aracılığıyla
Gilan Belediyesi’nden “özelleştirilmiş binada geçici olarak barınan bu 9 ailenin barınma
sorununun çözülmesi için gereken tedbirlerin hemen alınmasını (...)”288talebinde bulunmuştur.
Bu sorun bu öneriye ve bu ailelerin ilk başta dairelere yerleştirilmeleri ve dairelerin kiraları
belediye tarafından karşılansın, oysa TGDB dairelerin inşa edileceği yerin belediye tarafından
temin edildikten sonra bu yerinden edilmiş aileler için daireler inşa edecektir içerikli bir
sözleşme imzalayan Gilan Belediyesi ile TGDB’nın işbirliğine teşekkür ederek çözülmüştür.
HAK bu nitelikte başka şikâyetler de kabul etmiştir. Şikâyetçilerden biri Yakova Belediye’si
aleyhine şikâyette bulunmaktadır, çünkü o almış olduğu kararla (Roman, Aşkali ve Mısırrlı
Topluma ait olan) bazı aileleri gaspçı olarak ilan etmiş ve onları konut ihtiyacı olan aile olarak
onları adlandırarak onlardan belediye mülklerinden çıkmalarını istemiş. Bu aileler o yerleşim
yerlerinde kendi konutlarını 40 yıldan önce inşaa ettiklerini beyan etmektedirler. Onlar bu
toprakların belediyeye ait olduklarını kabul ediyorlar, ancak yaşam için maddi olanaklarının
olmayışı, sosyal yardım aldıklarını ve evlerini kendi leri inşaa etmeleri için maddi olanaklarının
olmayışı vurgulamaktadırlar. HAK bu vakaların soruşturmalarını yaptığı esnada belediye
sorumlu mercileri, Sağlık ve Refah Müdürlüğü ve Şehir ve Çevre Koruma Müdürlüğü gibi
sorumlu mercilerin bu ailelerin barınmaları konusunda herhangi bir stratejilerinin olmadığını
ve birbirleriyle işbirliği yapmadıklarını gördü.289
288HAK,
289HAK,
A. nr. 1/2014 vakası.
A. nr. 318/2014 vakası
105
2.22.7. ÇSGB bakanının yasalara aykırı kararları
HAK, ÇSGB Bakanı Sayın Nenad Raşiç’in 09.06.2011 tarihli 171 sayılı kararı ile ilgili olan
birkaç şikâyet kabul etmiştir. O bu kararıyla 04/L-054 sayılı Şehitler, Savaş Malülleri, Gaziler,
KKO Üyelerinin ve Sivil Mağdurların Statüsü ve Hakları Yasası’nda.290 yer alan hakların
gerçekleştirlmesi ile ilgili aldığı bazı başvuruları askıya almıştır.
Bu vakaların soruşturulması esnasında ÇSGB Bakanının bu kararı Uluslararası Para Fonu ile
yaptığı görüşmeden sonra aldığı görülmüştür ve bu kararında Savaş Malülleri ve Gazileri
Çocukları ve Sivil Mağdurlar Dairesi (SMGÇSMD)’nden ”Savaş Değerleri Yasasına göre statüsü
yapılması talep edilen başvuruların sayısı ÇSGB bakanı tarafından yeni bir siyasi karar alınıncaya kadar
31.05.2011 tarihiyle kapansın, öyle ki Savaş Değerleri Yasası’nda belirlenen herhangi bir hakkın tanınması
ve gerçekleşmesi için hiçbir başvurunun kabul edilmemesi” talebinde bulunmaktadır.
06.02.2014 tarihinde HAK temsilcileri kararla ilgili ek bilgi almaları için ÇSGB SMGÇSMD
müdürü ile görüşmüşlerdir. SMGÇSMD müdürü kararın hala yürürlükte olduğunu ve yeni
başvuruların kabul edilmesinin müsaade edilmediğini teyit etmiştir. O devamda, Savaş
Değerleri Yasası önceki şemaya göre toplamda 13.500 kazanan olduğunu ve yapılan bazı
değerlendirmelere göre muhtemelen daha 1000 başvuru sahibi olduğunu, ancak kararın
yürürlükte olması sebebeiyle kabul edilemediklerini söyledi.
Kararın çıktığı tarihte 02/L-02 sayılı 23.02.2006 tarihli Şehitler, Savaş Malülleri, Gaziler, KKO
Üyelerinin ve Sivil Mağdurların Statüsü ve Hakları Yasası yürürlükte idi; oysa 08.12.2011 tarihinde
Mneclis 04/L-054 sayılı Şehitler, Savaş Malülleri, Gaziler, KKO Üyelerinin ve Sivil Mağdurların
Statüsü ve Hakları Yasası’nı kanbul etti ki bu yasa hala yürülüktedir ve 02/L-02 sayılı UNMIK
yönetmeliklerini ve 02/L-02 sayılı yasayı ılga etmektedir. Buna rağmen karar yürülükte olmaya
devam etmiştir ve bu şekilde yasalarla tanınan hakların gerçekleşmesi için başvuruların kabul
edilmemesini devvre dışı bırakmıştır.
HAK, ÇSGB Bakanının 21.01.2013 tarihli 10 sayılı başka bir “kısmi iptal” kararonı çıkardığı
bilincindedir. Kararın iptali sadece 15.01.2013 tarihinde itibaren başvurularını sunmaya
başlayan kaybolanların, şehitlerin çocukları, KKO Savaşı Malülleri, savaş gazileri için geçerlidir
ve bunlar onların statülerinin onaylanması yapıldıktan sonra haklarının gerçekleşmesi için
başvurularda bulunabilirler. Ancak karar sivil mağdurları için geçerlii olmaya devam
etmektedir. Kararın kısmi iptali başvuru sahiplerine karşı yapılan ayrımcılığı sadece
kanıtlamamaktadır, aynı zamanda derinleştirmektedir de. Bu da öncellikle eşit olmayan
muamele belli bir tarihe dayandırılmıştır ve başvuru sahiplerini kararın yürürlüğe girmeden
önce ve yürürlüğe girdikten sonra diye ikiye ayırmıştır ve bunu da kaybolan kişiler, sivil
mağdurlar, savaş gazileri vb. bakılmaksızın ve göz önünde bulundurmadan yapmıştır. Oysa
kararın kısmi iptali kararı sınıflara dayandırılarak seçici olarak yapılmaktadır ve savaş sivil
mağdurları sınıfı için yürürlükte olmaya devam etmektedir.
HAK yasal soruşturmayı yaptıktan sonra ÇSGB bakanının daha önce hiçbir Kosova
Cumhuriyeti bakanının yapmadığı gibi yasanın uygulanmasını iptal edecek veya etki edecek
herhangi bir kararın çıkması için herhangi bir yetkiye başvurmadığı tespitinde bulunmuştur.
Hükümetin hiçbir üyesi bu durumda ÇSGB bakanına da Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının
hak ve özgürlüklerinin sınırlamasını yapma hakkı ne Anayasa ne de yasayla öngörülmemiştir.
Buna benzer her sınırlama Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 55. maddesine dayanarak
çıkarılalıcak olan yasayla yapılabilir. Kosova Hükümetinin bir üyesinin veya Kosova
290HAK,
A. nr. 85/2014, A. nr. 4/2014 ve A. nr. 542/2013 vakaları.
106
Cumhuriyetinde herhangi bir kamu makamının kararı veya herhangi bir başka normatif belgesi
eğer yasaya dayandırılmadıysa veya eğer yasa değilse geçerli değildir.
HAK bahsi geçen vaka için ÇSGB önerili Rapor sunmuştur. Kosova Cumhuriyeti
kurumlarının HAK’nun önerilerine saygı gösterilmesi ve uygulanması zorunluluğuna rağmen
yasal zorunluluklarına rağmen bu öneri ÇSGB tarafından göz ardı edilmiştir. Bu öneriler
Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve ÇSGB ilgili bakanı tarafından bu rapor sonuçlanıncaya dek
uygulanmadan kalmıştır..291
Öneriler:

Kosova Hükümeti kamu sağlığı kurumları sorumlu mekanizmalar aracılığıyla
temel listede yer alan ilaçlarla ve diğer sıhhi malzemelerle tüm zaman boyunca
tedarik yapsın

Sağlık görevlilerinin sağlıkta kalite hizmetler sunmaları için ve onların
hastanın zararına kendi iş yerlerini istismar etmelerini önlemek için her düzey
sağlık kurumlarında kontroller artırılsın.

Kosova Hükümeti Sosyal Yardım Programı Yasasında yapılan değişiklikler ile
5 yaşını doldurmuş çocukların ailelerine yapılan sınırlamanın kaldırsın, çünkü
bu sı ırlama kvalitatif değildir, hiçbir meşru amacı yoktur, proporsyonel
değildir ve Anayasaya aykırıdır.

Belediyeler bütçelerini planladıklarında ihtiyaçlı ailelerin baroınmaları için
bina inşaatlarını yapabilmeleri için bütçe hatlarını öngörüde bulunsunlar.

Kosova Hükümeti, hükümet içinde makamları da dâhil olmak üzere sorumlu
kurumlardan HAK’nun önerilerinin saygı duyulmasını ve uyguçlanmasını
istesin.
2.23. LGBT toplumunun hakları
LGBT kişilerinin bireysel haklarının ihlallerin bildirilme sorunları ile yüz yüze gelmesinin hala
devam ettiği bir toplum olan LGBT ile ilgili HAK diğer yıllarda olduğu gibi Kosova’daki
LGBT toplumunun yaşam konuları ve zorlukları konularına önem vermiştir. HAK’nun önceki
yıllara ait raporlarında da brlitildiği gibi LGBT toplumunun haklarının çiğnenmesinin
bildirilmesi, bu tür ihlallerin durudurulması konusunda devlet makamlarınıın çalışmalarının
izlenmesi için en önemli etkenlerden biridir.292 Bu topluma karşı yapılan ihlal vakalarının
yetkili makamlara bildirilmesi ve bu şekilde bu hakları ihlal eden kişilere karşı soruşturmaların
başlayabilmesi için ve ceza alabilmeleri için LGBT toplumunun haklarının ihlallerinin ortaya
çıkması gereklidir.
Kosova’da LGBT toplumunun hakları Anayasa ve yasa ile gayet iyi korunmuştur,293 ancak
pratikte LGBT toplumuna ait kişilerin her gün karşılaştıkları sorunlar vardır. Buna rağmen
2014 yılı süresince Kosova’da LGNT toplumunun tanıtılması ile ilgili gözle görülebilir
geliimelerin var olduğu söylenebilir.
291HAK,
Önerili Rapor, A. nr. 542/2013, A. nr. 4/2014 ve A. nr. 85/2014 vakaları.
2013 Yolı Yıllık Raporu, s. 34.
293Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 24. madde
292HAK,
107
Özellikle gözle görülebilir bir gelişme homofobi ve trasfobiye karşı bir günün
düzenlenmesidir.294 Birleşik Devletler Ululararası Kalkınma Dairesi (metnin devamında
USAID)’nin desteği ile Toplumun Özgürleşmesi Merkezi (TÖM) kampanyayı birçok
etkinlikler yaparak başarıyla tamamladığını söyleyebiliriz. Daha doğrusu bu, Kosova’da LGBT
toplumuna destek kapasitesi inşaasına yardım ve LGBT toplumunun dâhil edilmesi için
toplumun biliçlendirilmesi amaçlarını taşıyan TÖM’nin USAID ile işbirliği içerisinde
uyguladığı daha büyük projenin bir kısmıdır. Bu olayı takip eden etkinlikler herhangi bir olay
olmadan sonuçlanmıştır.
Başbakanlık Bürosu İyi Yönetişim Dairesi (İYD) tarafından örgütlenen bir koordinasyon
görüşmesi sırasında LGBT toplumu üyeleri Kosova Polisi’ne iyi örgütleme yaptığı için ve
desteklediği için teşekkürllerini sundu. Özellikle ilerleme Kosova’daki Finlanda Büyükelçiliği
tarafından maddi desteği ile yapılan LGBT toplumunun haklarının korunması ile ilgili polis
eğitimlerinnin yapılmasıdır.
Bu yıl da LGBT toplumuna bu yıl da büyük destek Uluslararası temsilcileri ve Hükümet /
Başbakanlık Bürosu tarafından sağlanmıştır. Bu büro tarafından yapılan örgütlenme ile
LGBT toplumunun haklarının korunması ile ilgilenen örgüt üyelerinin, bakanlıkların, polisin,
büyükelçiliklerin ve LGBT toplumunun haklarının korunması ve tanıtılması için önemli olan
diğer örgütlerin temsilcileri arasında bu yıl düzenli koordinasyon görüşmelerinin yapılması
başlamıştır.
Aynı şekilde Kosova’da LGBT toplumunun haklarının korunmasına katkı sağlayacak yasa
uyumlaştırılması ve diğer etkinlikler için önerilerin sunulması için yardımın sunulması amacını
taşıyan halk sağlığı ve sosyal bakım için Avusturya ile Finlaanda enstitüleri tarafından
desteklenen295 “homofobi ve transfobiye karşı savaş” eşleştirme projesinin başlatılması da
önemlidir
Kosova’da LGBT toplumunun en sık karşılaştıkları sorunlar, oldukça farklılıkları kabul etmeye
yeterli hazır olmayan toplum algılarının değiştirilmesi ve bu farklılıkların aşılması amacı ile bu
yıl mevcut farklılıkları azaltmak için yöntemleri bulmaya ve vatandaşların bilincini etkilemeye
adanılmıştır. Özel bir vurgu LGBT toplumunun eğitim sistemine dâhil edilmesi, daha doğrusu
LGBT toplumuna karşı eğitimdeki sayrımcılığın durdurulmasıdır.
Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık özellikle gençler arasında mevcuttur. LGBT toplumu üyeleri,
öğretmenlerinin kendilerinin okullarda cinsel yönelim temelinde taciz ve ayrımcılık yaptıkları
örnekler vermektedir. Bu sorunun aşılması amacıyla bu tür ayrımcılığın durudurulmasına.
Özellikle de LGBT toplumuna yaklaşımı nasıl etki edebileceklerine dair okul müdürleri için
kılavuzlar hazırlanmaktadır.
Akranlar tarafından yapılan şiddet ve ayrımcılık özel bir sorunu teşkil etmektedir ve bu
doğrultuda iletişimin düzeltilmesi, aynı zamanda çocukları bu konu üzerinde bilgilendirmek
için eğitim kadrosunun hazırlanması doğrultusunda çalışılması gerekir. LGBT sorununa
yaklaşım, genel olarak mevcut önyargılarla yüzleşme, bu sorunları olan çocukları tanımak ve
294USAID,
haberler ‚‚Kosovo is Ready Project’’: http://www.usaid.gov/news-information/factsheets/kosovo-ready-project (15.10.2014).
295Kosova’da Finlanda Büyükelçiliği, Haberler, ‘“Finland supports sexual minorities in Kosovo’’, 20 Mayıs
2014, http://www.finlandkosovo.org/public/ default.aspx?contentid=306474&nodeid =42593&
contentlan= 2&culture=en-US (20.11.2014).
108
okul içeriği ile tüm bunlara nasıl bir farklı yaklaşım sunabiliriz diye bu alanda açık destek
öğretim tolerans programı aracılığıyla USAID tarafından yapılmıştır. 296
Öneri:

Kosova Hükümeti eğitim programına LGBT toplumunun hakları ile ilgili
bilgileri dâhil etsin.
2.24. Dillerin Kullanımı
Kosova’nın yasal çerçevesi dil haklarını korur ve Kosova’da azınlık topluluklarının dillerinin ve
remi yazılarının eşit kullanımına saygı gösterilmesi amacıyla koruyucu mekanizmaları belirler
Kosova dil haklarının anayasal ve yasal korumaları vardır,297 amacı ise çoğunluk olmayan
topluluklarının kimliğinin korunması ve muhafa edilmesidir ki bu da bir dizi yasa ve
yönetmeliklerle düzenlenmiştir ve bunlara dayanarak onlara mensup olanlar kanbul edilen
haklarını gerçekleştirmesi durdurulamaz. Kosova’nın yasal düzenlemesinde dillerin resmi
kullanımı uluslararası standartlara uygun olarak düzenlenmiştir.298
Kosova Cumhuriyeti Anayasası, Dillerin Kullanımı Yasası,299 topluluklar ve onlara mensup
olanların Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Yasası300, aynı zamanda Yerel Yönetimler
Özerklik Yasası,301 tüm kamu kurumlarını ve hizmetlerini sunanları Arnavutça ve Sırpça olan
iki resmi dilin ve belediyeler düzeyinde kullanımda olan diğer dillerin eşit kullanımı yükümlü
kılar. Türkçe, Boşnakça ve Romca gibi olan diğer toplulukların dilleri belirlenen hukuk
normları temelinde belediyeler düzeyinde kullanımdadır.
Yerel ve merkezi düzeyde şimdiye kadar olan pratikler incelendiğinde her ne kadar Dillerin
Kullanımı Yasası’nın kabul edilmesinden yedi yıl geçmiş olmasına rağmen onların
uygulanmasının karmaşık olduğu görülür ki o kurumsal ve yasal dayanakların yanında onun
gerçekleşmesi için dil haklarınınn toplumsal bilinci, fırsat eşitliği politikasının uygulanması ve
axaletin dağıtımında adil olması gereken çok kültürlü politikanın uygulanması gibi koşulların
da iyileştirilmesini istemiş ve istemektedir.
2.23.1. Dilin kullanımı ile ilgili sunulan şikâyetler
Halkın Avukatı 2014 yılı boyunca dillerin resmi kullanımı ile ilgili olan azınlık topluluklarına ait
kişilerden üç şikâyet kabul etmiştir. Bunlar Kosova yargı sisteminde bu hakların gerçekleşmesi
aşamasında meydana gelen sorunları gösterir. Şikâyetler, yargı kararlarının kişinin kendi dilinde
296Kosova’da
Finlanda Büyükelçiliği, Haberler, ‘“Finland supports sexual minorities in Kosovo’’, 20 Mayıs
2014,http://www.finlandkosovo.org/public/default.aspx?contentid=306474&nodeid=42593&contentla
n=2&culture=en-US (20.11.2014).
297Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 5, 57, 58 ve 59. maddeler
298Ulusal Azınlıkların Korunması için Avrupa Konseyi Çerçeve Sözleşmesi, Bölgesel veya Azınlık Dilleri
Avrupa Şartı, AİHS ve onun Protokolleri, Kendi Dillerini Kullanma, Ulusal Azınlıkların Hakkı için Öneri
(Oslo, 1996) ve eğitime ulusal azınlıkların hakları konusunda Lahey Önerileri.
29902/L37 sayılı Dillerin Kullanımı Yasası.
30003/L-047 sayıılı Taplulukların ve Mensuplarının Haklarının Korunması ve Teşvik Edilmesi Yasası.
30103/L-040 sayılı Yerel Yönetim Yasası.
109
şikâyetçilere teslim edilmesi konusunda Priştine ile Prizren Asliye Mahkemelerinin
başarısızlıklarını gösterir..
Sunulan şikâyetlerle ilişkin Halkın Avukatı gerçek durumun tam belirlenmesi için
soruşturmalar başlatmıştır ve sorumlu taraf olarak Priştine ile Prizren Asliye Mahkemelerinden
şikâyette yer alan iddilar hakkında beyanda bulunmalarını istemiştir. Halkın Avukatı
soruşturma sürecinde şikâyetçilerin kendi davalarıyla ilgili olan kararlarının tercümesi için 6 ila
22 ay beklediklerini teyit etmiştir. Şikâyetçiler Halkın Avukatına gönderdikleri beyanlarında,
kendi davalarıyla ilgili olan kararlarının tercümesinin gecikmesini sorumlu taraflar,
mahkeemelerde yetersiz sayıda tercümanın olması ve tercümeleri yapılan belgelerin çok olması
olarak gerekçelendirdiklerini söylemişler. Soruşturmanın başlamasından sonra ve Halkın
Avukatı’nın faaliyetlerinden sonra yukarıda bahsi geçen şikâyetler ile ilgili sorumlu taraflar bu
vakalarda en kısa zamanda süreçte olan bireylerin kendi dillerinde kararları tercüme ettirmişler
ve onları bireylere düzenli bir şekilde teslim etmişler.
Halkın Avukatı, bu vakalarda teyit edilen gerçekleri ve bu durumlarda yasal hükümleri
değerlendirirken mahkemelrin her yargı sürecinde resmi dillerde eşitliği temin etmeleri
gerektiği ve süreçlerle ilgili olan tüm süreçlerin, belgelerin, bildirilerin ve belgelerin AİHS’nin
6. maddesi bağlamında makul bir sürede, o süreç için302 seçilmiş olan resmi dilde (dillerde)
temin etmek için ve yargı süreçlerinde gereksiz gecikmeleri engellemek için gerekli sayıda
tercümanları istihdam etmeleri gerektiğini düşünmektedir.303
Devletin, kanıtlanmış son teslim tarihinin ihlalini içeren sistematik sorunları çözme
doğrultıusunda genel yükümlülüğü vardır.304 Son teslim tarihi süresi sebeplendirilebilir mi
değerlendirmesinde şu göstergeler göz önünde bulundurulur: dosyanın karmaşıklığı,
şiayetçinin davranışları, yargı ve idari makamlarının davranışları ve dosyanınn kendisinde
şikâyetçinin hangi hakkının tehlike altına girdiği gerçeği.305 Öyle ki süreçte rolü olan herkesin
gereksiz gecikmelerden kaçınmak için elinden gelen her şeyi yapmalarını temin etmek için yerli
yargıya özel sorumluluk düşer.306
Vurgulanmış ölçüde yargı kararlarının tercümelerinde aşırı gecikmeler sebebiyle şikâyette
bulunanların hem kendi dillerinde kararın içeriği hakkında bilgilenmeleri olanaksız hale
gelmiştir hem de osova Anayasası’nın 32. maddesiyle ve AİHS 13. maddesinde güvence altına
alınan hukuki yolların kullanımı hakkı da ihlal edilmiştir.307
2.23.2. Merkezi ve yerel düzeyde dilin kullanımı
HAK şikâyetleri ele almadan mada raporlama dönemi süresince toplulukların merkezi ve yerel
düzeyde dil haklarınınn durumu, uygulanması ve saygı gösterilmesini takip etmiştir. Bunun
30202/L37
sayılı Yargı Süreçlerinde Dillerin Kullanımı Yasası, 12-14. maddeler.
Stögmüller v. Austria vakası, 10.11.1969, s. 5. makul süre güvencesinin amacınınn “yargı süreçlerinde
tüm yer alanların ... sürecin aşırı gecikmelerinden korunması” olduğunu vurgulamıştır.
304Aynı yerde.
305AİHM, Buchholz v. the Federal Republic of Germany vakası, 06.05.1981, s. 49.
306AİHM, Guincho v. Portugal vakası, 10.07.1984.
307AİHS’nin 13. maddesi korunan herhangi bir hakkın ihlali durumunda ulusal makamlar önünde etkili bir
hukuk yolu sağlar. 13. maddede korunan haklar süreçle ilgilidir. İnsan haklarının ihlalleri ile ilgili etkili yerli
hukuk yardımlarının kullanılabilirliğini ister ve ulusal mercilere seslenir, çünkü onlar insan haklarının ihlal
edildiğini iddia aden vakalarının soruşturmasını yapma yükümlülükleri vardır ve bu nedenle yerli adalet
sisteminde özel önemi vardır.
303AİHM,
110
neticesinde HAK’nun temsilcileri dil haklarının uygulanması ve gerçekleşmesi ile ilgili genel
durumu görme amacıyla devlet ve yerl düzeyde sorumlu mercilerin, mahkemelerin, azınlık
toplulukların temsilcileriyle vb. görüşmüşlerdir.
Resmi dillerin merkezi ve yerel düzeyde kullanımı ile ilgili pratikleri ve toplanan verileri
incelerken geçen raporlama dönemlerle karşılaştırıldığında önemli bir ilerlemenin olmadığı ve
Kosova^da azınlık topluluklarının resmi dillerinin eşit kullanımı tamamıyla temin edilmediği
kesindir ki bu da hala dil haklarının gerçekleşmesi için yasal ve toplumsal eşitsizliğe neden
olmaktadır.
Tüm Kosova Cumhuriyeti topraklarında Arnavutça ve Sırpça Anayasa ve yasaların, meclisin,
yargıların, yürütme gücünün, devlet idaresinin, diğer kamu kurum ve kuruluşların, eğitim ve
öğretim sisteminin, kamu işletmelerinin, kurumların, yerel özyönetimlerin, devlet idaresinin
vatandaşlarla iletişiminin ve kitle iletişim araçlarının dilleridir. Onlar hükümet makamlarının ve
kamu idaresinin, diğer kamu makamlarının, kamu işletmelerinin, kurumların ve yerel öz
yönetim makamlarının isimlendirilmesinde, Anayasa’nın, yasaların ve diğer normatif hukuki
belgelerin hazırlanması ve yayınlanmasında, her düzeyde bütün seçim süreçlerinde, devlet
iktidarı makamlarının karşılklı ilişkileerinde, diğer devlet makamlarıyla ve yerel öz yönetim
makamlarıyla, ve vatandaşlarla olan ilişkilerde, coğrafi adlandırmaların, trafik işaretlerinin,
yazıtların ve duyuruların yazılışlarında, Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarına tüm resmi
belgelerin verilişlerinde, devlet akreditesi olan kamu mkurumlarında verilen belgelerin
veilişlerinde, tüm eğitim ve öğretim kamu kurumlarında vb. gereklidir.
Kosova’daki tüm belediyeler dillerin kullanımıyla ilgili düzenlemeleri kabul etmişler. Türk Dili
şu anda Prizren ve Mamuşa’da resmi dildir. 2007 ve 2008 yılında Gilan, Mitroviça, Priştine ve
Vıçkıtırın belediyeleri Tüürk Dilini resmi kullanımda olan bir dil olarak kabul etmişlerdir.
Boşnak Dili Prizren, Dragaş ve İpek’te resmi dildir, oysa İstok’ta resmi kullanımda olan bir
dildi. Graçaniça Belediyesi 10.10.2014 tarihli kararında Rom Dilinin Dillerin Kullanımı
Yasası’nın 2.4. maddesinde yer alan ve kullanımda olan dil ölçütlerini yerine getirdiği için bu
dili kullanımda olan bir dil olarak kabul etmiştir.
2.23.3. Resmi dillerde tercüme sorunları
Kosova kurumlarını merkezi ve yerel düzeye çıkaran yasaların ve taslakların Sırp Dilinde
tercümesinin amacı ile ilgili sorunlar ve belgelerin Türk ile Boşnak Dillerinde tercümesinin
amacı ile ilgili sorunlar hala aşılmamıştır ki bu diller Kosova’nın birçok belediyesinde resmi
kullanımdadır. Saynı şekilde Türk ve Boşnak Dillerinde terücüman eksikliği, bu topluluklara ait
kişilerin devlet makamlarının süreçlerinde kendi dillerini kullanmalarını olanaksız hale
getirmektedir, öyle ki onlar devlet kurumlarındaki iletişimlerinde hem merkezi hem de yerel
düzeyde Arnavut ve Sırp Dillerini kullanmaktadırlar ve uzzun süreçlerden kaçmak için
belgelerini bu iki dilden birinden almaktadırlar.308
Aynı şekilde her düzey belediye ve mahkemelerde insan ve mali kaynaklar, ofisler için uygun
alanlar ve sözlükler, otomatik olarak yazım denetimini yapan bilgisayar programları veya kayıt
araçları gibi sözlü ve yazılı tercüme yapan tercümanlar için temel teknik araçlar yetersizdir.
Çoğu kez tercümanalrın gerekli niteliklere ve tecrübeye sahip değiller; öyle ki onların
mecburen profesyonel eğitimlere ihtiyaçları vardır. Bütün bunlar azınlık toplulukların kaamu
hizmetlerine ulaşmalarını ve kamu yaşamında yer almalarını zorlaştırmaktadır.
308AİHS,
13. madde.
111
Çoğu belediyelerin belediye içinde ve dışında yazıtları yerleştirme ve ilan tablolarındaki
bilgilendirmeleri tüm remi dillerde yerleştirme yükümlülüklerini hala yerine getirmedikleri teyit
edilmiştir. Bu yükümlülük birincil basamak olan sağlık merkezlerinde de uygulanmamaktadır.
Bireylere yazılı belgeler genellikle çoğunluk dilinde verilir, oysa onların tercümeleri için uzun
zaman beklenir ve onlar genellikle bireyin isteği üzerine tercüme edilir. Bunların sebebi geçmiş
yıllardakilerle aynıdır, tercüman azlığı, tercüme ve finans araçlar için niteliklerin eksikliği vb.
2.23.4. Kamu yönetimlerinde resmi dillere saygı gösterilmemenin sorunları ve
sebepleri
Aynı şekilde hizmetlerde azınlık topluluklarına ait kişilerle her gün iletişim kurmakta olan ve
kamu idaresindeki yeni memurlar çoğu kez Sırp Dilini konuşmadıkları (kadastro, vergi, sivil
sicil vb dairelerinde) için belediyelerde topluluk ofislerinde bazı yetkililer ve bazı Sırp kişiler
devamlı olarak belediye makamlarıyla yaşadıkları iletişim sorunlarını vurgulamaktadırlar.
Arnavutlar çoğunluğu Sırpların oluşturduğu Kosova’nın kuzeyinde yer alan belediylerde birkaç
yıldır buna benzer sorunlar yaşamaktadırlar. Oysa Kosova’nın merkez bölgesinde Sırp
topluluğunun çoğunlukta oldduğu bazı belediyelerde bazı Arnavut belediye memurların
istihdamına bakılmaksızın onların Sırp çalışanlarına Arnavut dilini genellikle kötü bildikleri için
Sırpça konuşma mecburiyetinde kaldıkları durumlar mevcuttur.
Bütün bunların sebebi resmi dilleri iyi bilen kamu yönetimi çalışanlarının eksikliği ve çalışanlar
için dil yönünden uygun eğitim eksikliği, özellikle de belediyelerde tercüman eksikliği, onların
dili öğrenme ve geliştirme yönünde ilgisizlikleri ve kamu iaderlerinde bazı toplulukları
temsiliğinin düşük düzeyde olmasıdır.
Halkın Avukatı, Kosova Hükümeti’nin bu raporlama dönemi içinde de Halkın Avukatı’nın
daha önceki iki yıllık raporda Dillerin Kullanımı Yasası’nın uygulanması ile ilgili olan önerileri
konusunda gereken çabayı sarfetmediğini gözlemledi.
2.23.5. Belediyelerde farklı dillerdeki elektronik bilgilendirme sorunları
Aynı şekilde Halkınn Avukatı, bazı belediyelerde kamu belgelerin resmi dillerde
yayınlanmaması sebebiyle belediyelerin kendi resmi internet sayfalarında resmi dillerin
kullanımı ile ilgili Halkın Avukatı’nın önerilerini yerine getirmedikleri görülmektedir309
İnternet sayfalarının takibi ve incelemesi neticesinde her ne kadar tercüme bazen gecikiyor
olsa da bunlardan sadece yedisinin diller ile ilgili yönetmelikle uyumlu halde olduğu
gözlemlenmiştir.310 Mamuşa Belediyesi kendi resmi internet sayfasın Türk Dilinde örneği
vardır, ancak bilgiler resmi dille tamamıyla eşit değil. Prizren Belediyesi’nin sayfasında
Boşnakça şekli yoktur ve Sırp Dilinde olan sayfasını düzenli güncellememektedir, oysa Türk
Dilindeki şekliyle bağlantı kurulmıyor. Dragaş Belediyesi’nin tıpkı İpek Belediyesi’nin olduğu
gibi Boşnak Dilinde sayfası yoktur. İpek Belediyesi resmi sitesinde Sırp Dilinde de yoktur.
Diğer belediyelerde internet sayfaları her ne kadar teknik bakımından resmi dilde olsa da tek
309HAK,
275/2012 re’sen vakası.
hukuk danışmanı tarafından yürütülen 01.10.2014 tarihli yoruma göre Graçaniça, Kameniça,
Klokot, Novobırda, Ranilug, İştip ve Vıçıtırın belediyelerinin ağ adresleri.
310HAK
112
dilde olmaları, seyrek güncellemeler, tercüme kalitesinin düşüklüğü veya tamamlanmayan
kategorilerden oluşmaları sebebiyle genellikle yasal müfredatla uyumlu değildirler.311
Yürülükteki mevzuata uygun olarak Belediyenin kendi resmi internet sitesinde belediyenin her
iki resmi dilinde eşit şekilde aynı bilgileri temin etmesi ve yayınlama yükümlülüğü vardır.
2.23.6. İyi örnek – şahsi adın kayıt hakkının uygulanmasının iyileştirilmesi
Halkın Avukatı, raporlama dönemi süresince onların konuşma ve yazı dillerine göre azınlık
topluluklarına ait kişilerin adlarının kaydı esnasında iyileşmeler olduğunu gözlemlemiştir. Aynı
şekilde ana kütüklerde azınlık topluluklarının adlarının kaydıyla ilgili uygulama değişmiştir.
Bu doğrultuda 2013 yılının Aralık ayında İB nüfus kaydı belgesiyle ilgili 25/2013 sayılı yeni
İdari Yönergeyi kabul etmiştir ve bunnun uygulanması 2014 yılında başlamıştır. Bu İdari
Yönerge türleri, şekilleri, içerik bileşenlerini, bakım şeklini, sivil hizmetleri kurallarına göre
korunan ve verilen belgelerin geçerlik sürelerini312 aynı zamanda Dillerin Kullanımı Yasası’na
dayanarak kişiye ait belgelerin kişinin mensup olduğu topluluğun dilinde verilmesine dair
başvurusu doğrultusunda verilir gibi konuları düzenler.313
2.23.7. Diller Komiserliği Bürosu
Halkın Avukatı dil haklarının gerçekleşmesini incelemesi esnasında Diller Komiserliği Bürosu
(DKB)’nun raporlama dönemi süresince DKB’nun, resmi dillerinin ve yazılarının tam
kullanımı ile Yasaya uygun olacaklarına dair verilen görev süresini gerçekleştirme ve iyi pratiğin
yerleştirme etkinliğini ve kararlığını gösteren sistematik düzeyde birçok başarılı etkinliklerde
bulunduğunu gözlemlemiştir.
DKB kendi resmi sitesini beş dilde (Arnavutça,, Sırpça, Türkçe, Boşnakça ve İngilizce)
yapmıştır, ayrıca şikâyetler için elmek şeklini hazırlamış ve uzlaşma yoluyla şikâyetleri
çözmüştür.
Büronun güçlendirilmesi ve tanıtımının yapılmasıyla DKB’na sunulan şikâyetlerde günden
güne artışın olduğu gözlemlenmektedir.314 Cesaret verici olan şey de her ne kadar şimdiye dek
onların sistematik değil sadece bireysel çözümler olmasına rağmen, çözülme sürecinde olan
bazı şikâyetler dışında vaatandaşların tüm şikâyetleri her zmaan şikâyetçinin lehine
çözülmüşlerdir.315
Öneriler:
 Kosova Yargı Konseyi tüm mahkemelerde resmi dillerin eşitliğini temin etsin,
öyle ki süreçle şlgili olan tüm süreçler, belgeler, bilgilendirmeler ve belgeler
kişilerin dillerinde makul sürede verilsin.
311Kosova
belediyelerinde diller haklarına saygı konusunda AGİT Raporu, Haziran 2014. s.19-20.
sayılı Sivil Durumun Belgeleri ile ilgili İdari Yönerge, 1. madde.
313Aynı yerde, 8. maddenin 1-2 fıkraları.
3142014 yılında bu ofise dillerin kullanımı hakkının ihlali ile ilgili 50’nin üzerinde şikâyet sunulmuştur.
315HAK temsilcileriyle Kosova Hükümeti binasında 10.11.2014’te yapılan görüşme esnasında Diller
Komiseri tarafından verilen bilgiler.
31225/2013
113
 Kosova Hükümeti merkezi ve yerel düzeyde olan tüm kurumlara bu dillerde
tercüme kalitesinin iyileşmesi için Kosova’daki resmi diller için uzamn
tercümanları istihdam etsin.
 Kamu İdaresi Bakanlığı, belediyelerle işbirliği neticesinde belediyelerin resmi
internet sitelerinin Dillerin Kullanımı Yasası’na istinaden tüm dillerde bilgileri
içermesini temin takip etsin.
 Yerel Yönetimler İdaresi Bakanlığı belediyelere aynı sstatüüyü desteklemesi
için ve çalışmalarında resmi dilleri eşit kullanmaları doğrultusunda kendi
görevleri ile ilgili öneri ve yönergeler sunsun
 Dil Komisyonu Bürosu Kosova kurumlarının Dillerin Kullanımı Yasası’nda
öngörülen dil yükümlülüklerini takip etsin ve Kosova vatandaşların kendi dil
hakları konusunda bilinçlenmelerinin artırılması için tedbirleri almaya devam
etsin
2.24. Toplulukların ve ona ait olanların hakları
HAK’nınn kendi görevine istinaden bu rapor yılında da Kosova’daki azınlık topluluklarının
haklarına, insan ve azınlık haklarının etkin gerçekleşmesine ve raporlama dönemi süresince
azınlık topluluklarının karşılaştıkları sorun ve güçlüklere ilişkin özel ilgi göstermektedir.
Özel haklar için mevzuat ve toplulukların sayısı sebebiyle bir rapor sadece HAK tarafından ele
alınan bireysel şikâyetlerin soruşturulması yoluyla yapılamaz, fakat bu herşeyden mada biriken
veriler aracılığıyla, alınan bilgilere ve özellikle de azınlık topluluklarıyla iletişimi olan farklı
kurumların çalışmalarının incelenmesi ile ve azınlık topluluklarının haklarına saygı gösterilmesi
veya çiğnenmesinin incelenmesiyle yapılır.
Aynı şekilde bu konunun işlenmesi için HAK yetkililerinin, sahada farklı durumlarla ve
çoğunluk olmayan kişilerin kendi haklarını gerçekleştirme esnasında karşılaştıkları engellerle
ilgili bilgi toplanması amacıyla doğrudan ve hemen görüştükleri vatandaşların da büyük önemi
vardır.
Genel bir değerlendirme yapılırsa söylenebilir ki daha önceki yıllık raporlarda olduğu gibi
toplulukların haklarını ve merkezi ve yerel düzeyde olumlu eylemlerini koruyan olağanüstü
mevzuata rağmen onlara hükümetin her kademesinde bazı yasal yükümlülükleri ve anayasal
hukuka saygı geldiğinde Kosova’daki azınlık topluluklar marjinalize edillmişlerdri. Gerçekte
bütün olumlu örnekler sadece tümüyle azınlık topluluklarda olmamakla birlikte birkaç bireysel
örnekle sınırlanmaktadır ki bunun gelecekte mutlaka değişmesi gerekir.
Kosova’da bazı toplulukların yaşadıkları sorunlara ilgili ileride bulguların, gözlemlerin ve
sorunların sunulduğu özel kısımlarda tartışılacaktır. Bu aşamada azınlık toplulukların haklarını
koruyan genel yasal çerçevenin hatırlatılması değerlidir ki bunlar: Koosova Cumhuriyeti
Anayasası,316 Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi,317 ve Toplulukların
ve Üyelerinin Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Hakkında Yasa.318
316Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 59, 60, 61 ve 62. maddeler.
Cumhuriyeti Anayasası, 22 (4). maddesi ki bu madde toplulukların ekonomi, toplumsal, politik ve
kültür gibi yaşamın her alanında genel ve etkili eşitliği geliştirmeyi amaçlamaktadır.
31803/L-47 sayılı Toplulukların ve Mensuplarının Haklarını Teşvik Etme ve Koruma Yasası, 13.03.2008.
317Kosova
114
Halkın Avukatı’na göre bu raporlama döneminde azınlık toplulukların bulunduğu durumla
ilgili gelişme ve durumlarının iyileşmesi konusunda gözle görülebilir bir durum olmadığını
düşünmektedir.
2.24.1. Mültecilerin ve yerinden edilmişlerin Kosova’ya geri dönüşleri
Mültecilerin ve yerinden edilmişlerin Kosova’ya geri dönüşleri ile ilgili olan Rapor HAK
tarafından 2014 yılı süresince topladığı verilere dayanmaktadır ki bunlar da yerinden edilmiş
kişilerle ilgili UNHCR’e ait istatistik verilerle ve merkezi ile yerel kurumlarının temsilcilerinden
temin edilmiş verilerle desteklenmişlerdir.319
UNHCR ait istatistiki veriler incelendiğinde320 yerinden edilen kişilerin ve azınlık toplulukları
na ait kişilerin dönüişlerinin günden güne azaldığını görürüz. 2014 yılı süresince azınlık
topluluğa ait toplam 407 kişi dönmüş. Bu da ne yazıktır ki 2013 yılında dönen kişiler sayısına
bakıldığında hemen hemen yarısını oluşturmaktadır. Şimdiye kadar olan sürece bakılırsa onun
verimliliği ve sürdürülebilirliği eksik olmuştur, sebebi ise temelde geriye dönenlere gıdada
periyodik yardımdan sonra onların herhangi bir yardım kuruluşu olmadan kendi başlarına
yaşamlarını idame edecek somut programların ve projelerin eksikliğidir. Sorun şu gerçekte
yatmaktadır o da yaşta eski nüfusun geri dönüşe ilişkin kararı vermeleridir, oysa yeni
jenerasyonlar güvenlik açısından bireysel algı nedeniyle, aynı zamanda istihdam edilmelerinin
yetersiz olması ve genel ekonomik durumu nedeniyle istekleri olmasa da bu karara
uymaktadırlar. Sırp topluluğuna ait yeni nüfusun geri dönüşü okul, istihdam ve sağlık
hizmetleri diğer yerlere göre büyük ölçüde daha iyi olan yerlerde, yani Sırp nüfusunun
çoğunlukta olduğu yerlerde olduğu görünmektedir. Bununla ilgili kentsel yerlere sadece
bireylerin yani yaşlıların dönmeleri şaşırtıcı değildir. Örneğin Prizren’de Sırp topluluğuna ait
sadece birkaç kişi dönmüştür, bunlardan tüm Prizren Belediye’sinde dönenlerin sadece 5’i
çocuktur,321 İpek’e ise sadece 9 Sırp dönmüştür ki bunlar orada yaşamaktadırlar. İpek
belediyesine bağlı Belopoye Köyü’nde döneneler için inşa edilen 100 ev için sadece 10 aile
dönmüştür (diğerleri yazın periyodik olarak veya mülklerini ziyaret etmek için gelmekteler).322
Kosova’da Boşnak topluluğuna ait iş yapan topluluklar büroları, bu toplumun genç nüfusun
göç sorununu vurgulamaktadır, bunun nedenini ise durumun çok zor olması ve istihdam
sorunun olması, aynı zamanda Bosna Hersekte’ki eğitim merkezlerinde yüksek öğrenimlerini
sürdürebilme açısından daha çok olanaklara sahip olduklarını vurgulamaktadır.323
319HAK
temsilcileri ve İpek, Graçaniça, Prizren, Rahoveç ve Klina Topluluklar ve Geri Dönüş ofisleri
başkanları ile 2014 yılının Ekim ve Kasım aylarında yapılan toplantılar, aynı zamanda TGDB’nın resmi
internet sitesinden alınan ve kamuya açık olan bildirileri.
320Priştine’deki UNHCR
misyonu şefinin ofisi, 2014 Ekim sonunda güncellenmiş istatistiki verilera bakış.
UNHCR’den alınan verilere dayanarak 2014 yılının Ocak-Ekim dönemiinde 238 Sırp, 22 Roman, 121
Aşkali ve Mısırlı, 9 Boşnak, 16 Goran ve 1. Karadağlı Kosova’ya dönmüştür.
321Prizren’de 20.11.2014’te Topluluklar ve Geri Dönüş Bürosu (TGDB)’ndan alınan bilgiler; Prizren’deki
Bogoslav binasında bir çocuk tek öğrenci olarak eğitimini yapmakta ve orada kalmaktadır, oysa diğer 4
çocuk aileleriyle birlikte Novak Köyü’nde yaşamaktadırlar.
322İpek’te TGDB şefi ile 21.11.2014’te yapılan toplantıda alınan bilgiler.
323Prizeen, Dragaş ve İpek’teki TGDB şefleri ile 14 Ekim ve 20 ile 21 Kasım 2014’te yapılan görüşmeler
115
2.24.2. Güvenlik durumu ve münferit olaylar
Yerinden edilenlerin ve dönenlerin mülk ve barınma hakkının korunması ve iyileştirilmesi ile
ilgili olan güvenlik konusu geri dönüş sürecine olumsuz yönde etkilemeyi devam etmektedir.
Güven söz konusu olduğunda geri dönüşün yapıldığı bölgelerdeki azınlık topluluğu
mensuplarına, özellikle de Sırplara karşı yapılan münferit olayların kaydedilmeleri devam
etmektedir. Küçük olaylar dışında önemli sayıda yangın endüksiyon, hasar oluşturma,
genellikle Sırplara ait evlerin duvarlarında ve mülkerinde tehdit mesajları yazma gibi ağır
olaylar da kaydedilmektedir. Aynı zamanda tarım ve orman makinelerinin çalınmaları ve silahlı
saldırı da kaydedilmiştir. Birkaç belediyede saldırıda bulunanlar Polis tarafından
bulunamamışlardır, bazen de bu tür olaylar tekrarlanmıştır.
Bu bağlamda belirtilmesi gerekir ki olayların büyük bir bölümü Klina belediyesi sınırları içinde
(Dırsnik, Grapça, Klinaç ve Drenoça köylerdinde ve aynı şekilde Klina’da), Kosova Ovası’nda,
Orahovaç’ta, İpek’e bağlı Levoş Köyü’nde, İstok’a bağlı Jaç, Gurrakoça ve Şal köylerinde,
Viti’de ve Gilan’da gerçekleşmiştir.324 Bugüne kadar Kosova Polisi tarafından hırsızlık
olaylarından sadece iki tanesi çözülmüştür o da Klina belediyesinde hayvan hırsızlığıdır, oysa
fiziki veya silahlı saldırılar gibi diğer olaylar çözülmemiştir veya hala soruşturmaları
sürmektedir.325
Bütün bu ve buna benzer olaylar büyük ölçüde sürdürülebilir geri dönüşü engellemektedir ve
aynı zamanda da dönmeyi düşünenleri de vazgeçtirmektedir, özellikle de Kosova Polisi’nin
olaylarla yeterince ilgilenmemesi ve bu olayları gerçekleştiren kişileri bulamadıkları için bu
durum böyledir.
Kosova dışına yerinden edilenlerden başka Kosova’da hala yerinden edişlen kişilere dair toplu
merkezleri hala işlevdedir ve bunlar hakkında HAK daha önceki raporlarında da uyarılarda
bulunmuştur. Ne yazık ki ülke içinde yerinde edilmiş kişiler genellikle Kosova’nın kuzeyinde
ve Graçaniça ile Ştırpçe belediyelerinde 36 toplu merkezde ağırlanmaktadırlar,326 ki bu kişiler
çok ağır şartlarda yaşamaktadırlar. TGDB kendi raporlarında ve bültenlerinde bu kalan toplu
merkezlerini bir an önce kapatmayı planladığını anlaşılmaktadır, ancak bunlarla ilgili etkinlikler
hala sadece planlama aşamasında olduğu görülmektedir. Burada topluluklar ve geri dönüş için
yeni Stratejiyi (2014-2018) ve TGDB’nın düzenlediği ve Kosova'ya yerinden edilmiş kişilerin
sürdürülebilir geri dönüş için stratejik hedefleri ve sürdürülebilirliğini yansıtan Eylem Planını
anmak gerekir.327
Yerinden edilmiş kişilerin zenginlik ve mülkiyet haklarının korunması konusu hala büyük
sorunlar oluşturur ve bu da sürdürülebilir bir geri dönüşün anahtar etkenini oluşturur. Her ne
kadar KMK teslim edilen vakaların %96’sını çözmüş olsa da,328 buna rağmen bazı durumlarda
yerinden edilen kişilerin taşlınmaz malların yasadışı sakinlerinin ve işgalcilerin sürülmesi
yapılmış ise de bazen onların tekrar işgal edildiği durumlar da vardır.
Mülk sahiplerinin bildirdikleri vakaların KMK tarafından çözülmelerine ilişkin birkaç yıllık
bekleme, aynı zamanda KMK tarafından yasal olmayan barınanlara karşı alınan kararların
uygulşmasındaki gecikmeler göç eden nüfusun mülklerini kendi adına çevirmelerini ve onları
324http://www.mkk-ks.org/?page=3,12
bk. (8.12.2014).
yerde, Klina’daki TGDB şefi ile 11.12.2014’te telefon aracılığıyla yapılan görüşme ki bu görüşmede
kendisi Klina’ya dönenlere karşı yapılan saldırılar bilgisini onaylamıştır.
326http://www.mkk-ks.org/?page=3,12 bk. (8.12.2014).
327TGDB, Eylem Planında Topluluklar ve Geri Dönüş Stratejisi ve Eylem Planı (2014-2018), Ocak 2014.
328KMK, http://www.kpaonline.org/sr/default.asp ‘nda (1.12.2014).
325Aynı
116
serbestçe ve pürüzsüz kullanmalarını engellemektedir, bu da Mülkiyet Hakkının ihlalini
oluşturmaktadır.329 Bundan başka tüm belgelerin ve HAK’nun kararının teslim edilmesinden
sonra kadastroda mülklerini kaydetme ve mülkiyet belgelerini (tapuları) yasal sahipler adına
düzenleme ile ilgili bazı yerel yönetimlerin gecikme veya reddetmeleri sıkça görülen
durumnlardır. Bu sebepten vatandaşkar Priştine Asliye Mahkemesi’ne başvurmaları zorunlu
hale gelmektedir ve bu da onların şimdi yerel makamlarca bu vakaların çözülmesi için
tekrardan yıllarca beklemeleri zorunlu hale geliyor.330 Vurgulana bilgiler HAK’nun yasal
yetkilileri tarafından belgelenmektedir ki onlar mülkiyet hakkı konularla ilgili olan şikâyetleri
kabul ederler, kaydederler ve onlar üzerinde çalışırlar.331
Özellikle dikkat edilmelidir ki Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklara ait olanların 1999
savaşından önce genellikle resmileleşmeyen mahallelerde yaşamışlardır ve bu sebeptendir ki
onlar şimdi mülk ve barınmalarını belgelemekle ilgili sorunlar yaşamaktadırlar. Kosova’nın
içinde yerinden edilenlerle ilgili sorunun ciddiyetini Birleşmiş Milletler Özel Raportörü de
Kosova’daki ziyareti sonucunda 05.06.2014 tarihli Raporunda raporlamıştır.332
Öneriler:

Kosova Mülkiyet Kurumu, Kosova Polisi ve yargı ile daha iyi bir irtibat
gerektiren mülkiyetin yasal olmayan ve yeniden yapılan işgal ile ilgili daha
etkili yanıt verilebilmesi için yasal yetkililik çerçevesinde yürütme gücüyle
işbirliğine ilavelerde bulunsun ve onu iyileştirsin

Kosova Polisi güvenliği garanti etsin ve azınlık topluluklara karşı yapılan
saldırıları gerçekleştirenlerin ifşa edilmeleri ve yakalanmaları için etkili bir
biçimde çalışmalarda bulunsun ve topluluklara ait olanların mülklerini
korusun.

TGDB dönüş stratejisi kapsamına sürdürülebilir geri dönüşü içeren projeleri
de dâhil etsin, bunu da küçük ekonomilerin kalkınmasını ve dönenlerin kırsal
alanlarda tarımın stimüle edilmesi, öyle ki dönen kişiler iş imkânları olsun ve
bunun sonucu olarak onların dönüşleri de daha sürdürebilir olsun.

Yerel yönetişim, TGDB ile koordinasyon ve işbirliği neticesinde kendi
planlarına 1999 dsavaşı öncesi resmileleşmetewn mahallelerde yaşamış olan
geri dönenlerin ve ülkelerine geri dönenlerin daire ihtiyaçlarını dâhil etsin,
öyleki Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına ait kişilerin tekrar yerinden
gitmemeleri sağlansın.
329AİHS,
1. madde, 1. Protokol Kosova’da doğrudan uygulanabilir olan yasal bir enstrümandır.
A. nr. 552/2014, A. nr. 262/2014, A. nr. 414/2014, A. nr. 546/2014 ve A. nr. 339/2013 vakaları.
331HAK A. nr. 56/2014, A. nr. 234/2014, A. nr. 226/2012, A. nr. 181/2013 si ve A. nr. 435/13 vakaları.
Bu vakada bayan şikâyetçi Kosova’da mevcut tüm yasal süreçlerden geçmiştir, hatta KAM 2014 yılının
ortalarında şikâyetçiye mülkiyetinin iadesi yapılsın diye onun yararına karar çıkarmış, ancak o bu raporun
sonuçlanmasına kadar herhangi bir engel olmadan mülkiyetini korumayı gerçekleştirememiştir.
332BMÖ Genel Kurulu: "ülkeleri içinde yerinden edilen kişilerin insani hakları ile ilişkin raporcunun Raporu”,
05.06.2014: “Her ne kadar Romanların, Aşkalilerin ve Mısırlıların birçoğunun daha önce evlerinin
olmasına rağmen, onların barınma ve arazi hakları kayıt edilmemiştir ve onların kendi evleri konusunda
ellerinde belgeleri yoktur. Geri dönenlerin büyük çoğunluğu Rom, Aşkali ve Mısırlı’dır ve onlar evlerin
yeniden inşaa projesine dâhil olamayacaklarını düşünmektedirler ve bunun neticesi olarak onlar yeniden
yerinden edilmektedirler.”
330HAK,
117
2.24.3. Azınlık topluluklarına ait olanların eğitimleri
Eğitim alanında HAK’nun daha önceki raporlama dönemlerine kıyasen önemli bir ilerleme
yoktur. Eğitimde hala iki paralel sistem mevcuttur, bunlardan biri Kosova Cumhuriyeti
EBTB’nın eğitim plan ve programına göre yapılanı, diğeri ise Kosova Cumhuriyeti
topraklarında Sırbistan Cummhuriyeti tarafından mali desteklenen Sırbistan Cumhuriyeti
programına uygun yapılandır ve bunlar birbirinden bağımsızdır.
Raporlama dönemi süresince övgüye değer olan şey 2014 yılından itibaren ilk defa Sırbistan
plan ve programına göre çalışan (bu söyleneneler Kosova’nın kuzeyindeki eğitim krumları için
geçerli değildir) eğitim kurumları, Kosova belediye eğitim müdürlükleri ile yerel yönetim
eğitim kurumları arasında açık bir işbirliği sağlandı, bu da Kosova’nın yasal kurumlarıyla tam
bütünleşme için bir adım öneyi simgelemektedir. Şimdiye kadar olan işbirlik kış için ısınma,
okulun idare edilmesi için gereken ofis malzemelerinin tedarikleri ve benzer öğrenciler için
ulaşımın örgütlenmesi gibi yerli yönetim eğitim kurumlarının yardımı ile olmuştur.
Bir diğer sorun fakültelerde, yüksekokullarda ve Sırbistan eğitim sistemine göre çalışan
Mitroviça’nın kuzeyindeki üniversitenin gibi yüksek eğitim diplomalarının tanınmasıdır.
Brüksel’de karşılıklı olarak diplomaların tanınması ile ilgili Sırbistan ile Kosova arasında varılan
anlaşmalara rağmen anlaşmaların uygulanmaması sebebiyle bu konu hala çözülmemiş olarak
kalmıştır.
Daha önce olduğu gibi Türk, Boşnak ve Aşkali ile Mısırlı toplulukların büyük çoğunluğu,
Roman topluluğunun ise az bir kısmı derslerini EBTB’nın eğitim plan ve programına göre
yapmaktadırlar. Sırp, Hırvat,333 Karadağlı, Goran (Dragaş belediyesi) ve Roman topluluüunun
daha büyük bir kısmı topluluğu mensupları eğitimlerini Sırp dilinde Sırbistan plan ve
programına göre yapmaktadırlar
Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluğu mensuplarının çocuklarının küçük bir kısmının okullarda
derlerini görmeleri sorunu hala devam etmektedir. Daha sık durumlarda bu topluluğa aitlerin
çocukları ilköğretimini bitirdikten sonra eğitimlerine devam etmemektedirler. Bu gerçek
Norveç Krallığı büyükelçiliğinin bu topluluklara yardım etme ve Rom, Aşkali ve Mısırlı
çocukların zor durumlara bakılmaksızın ortaeğitimlerine devam etmeleri konusunda teşvik
etmek için onlara 2014 yılının Ekim ayında 500 burs vermeye teşvik etti. HAK, Norveç
Krallığı Büyükelçiliği’nin bu tür yardımlarını selamlar ve Kosova Cumhuriyeti’nde diğer
diplomatik temsilciliklerini, aynı zamanda diğer uluslararası örgütlerinin de tüm Kosova
topraklarında bu tür projeleri desteklemelerini teşvik eder.
Sırbistan plan ve programına göre yapılan eğitim daha önceden yapıldığı gibi Goran
topluluğuyla olan Dragaş belediyesinde de deavm etmektedir, oysa bu belediyede Boşnak
topluluğu mensupları EBTB’nın eğitim plan ve programına göre eğitimlerini
sürdürmektedirler.334
Çocuklarının eğitimlerinin Sırbistan eğitim plan ve programına göre sürdürmeleri kararı
sebebiyle ebeveynlerinin kararı sebebiyle Goran topluluğuna ait öğrencileri Kruşeva ve Dragaş
belediyelerinde bulunan iki ilköğretim okulu ve Dragaş belediyesinde bulunan bir ortaöğretim
okulu alanlarını kullanma hakkından mahrum edilmeye devam edilmektedirler. Öyle ki bu
öğrenciler eğitimlerinin Kruşeva ve Dragaş’ın dışında bulunan köylerdeki okullarda
333Lipyan’a
bağlı Yanyeva Köyü’ndeki “Shtjefën Gjeçovi” İlköğretim Okulu.
belediyesinde hem Kosova Cumhuriyeti eğitim sitemine hem de Sırbistan Cumhuriyeti eğitim
sistemine göre eğitim yapan 6 ilköğretim ve 2 ortaöğretim okulu bulunmaktadır. .
334Dragaş
118
sürdürmeleri için yolculuk etmeleri zorundadırlar.335 HAK’nun raporuna göre, Goran
topluluğu mensuplarının Kosova eğitim sistemine entegre edilmeleri ve onların yerel
okullarına dönmeleri konusunda olan sorunun çözülmesi için son üç yılda AGİT’in katkıları
mevcuttur, ancak raporlama döneminin sonuna kadar bu konu çözülmemiştir.
İpek, Prizren ve Dragaş bölgesinde yaşayan Boşnak topluluğu mensupları derslerini EBTB’nın
programına göre kendi ana dillerinde yapmaktadırlar. Bu topluluğa ait olanlar, okullar ve
fakültelerde Boşnak dilinde okul metinlerinin eksikliği sorununun çözülmediğini
söylemektedirler ve zaten var olan ilköğretim okulu metinlerinin tercümelerinin çok kötü
olduğunu, aynı zamanda 10. Ve 11. sınıflara ait Ana Dili, Tarih, Coğrafya ve Müzik Bilgisi
dersleri metinlerinin eksik olduğunu iddia etmektedirler.336
Bu sorunu HAK daha önceki raporlarında da dile getirmiştir, ancak sorun çözülmüş değildir.
Topluluklar bürolarının söylediklerine göre Boşnakların yaşadıkları belediylerde ortaöğretim
okulları için metinlerin eksikliği Bosna Hersek’ten ve Sırbistan’dan alınan kitapların tedariki ile
kapatılmaktadır. Aynı şekilde topluluklar ve geri dönüş belediye bürosunun ve MEB‘nin
girişimi ile 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren Dragaş’ta tıp ortaöğretim okulunun
açılmasının olumlu bir gelişme olarak vurgulanması gerekir.337
Boşnak topluluğuna mensup öğrenciler ortaöğretimlerini bitirdikten sonra “Ukshin Hoti”
Prizren Üniversitesi(Eğitim Fakültesi ve Bilgisayar ve Telekomünikasyon Teknolojisi
Fakültesi)’nde ve bu yıldan itibaren yüksek lisans öğrencilerinin kaydını yapmaya başlayan
“Haxhi Zeka” İpek Üniversitesi’nde (İş Uygulamalı Bilimler Fakültesi)’nde eğitimlerini devam
etme olanakları vardır.
Prizren belediyesine ait Muşnikova, Lubijde ve Gırnçar köylerindeki Boşnaklar daha kolay
bütünleşmenin ve ileri eğitimleri konusunda daha iyi olanakların olması, aynı zamanda şartların
da daha iyi olması sebebiyle günden güne daha çok Arnavut dilinde eğitim yapılan sınıflara
çocuklarını yazdırmaktadırlar.338
Türk topluluğuna gelince biriktirilen bilgilere göre ister ağitim alanında, ister de diğer alanlarda
ve günlük yaşamda Kosova toplumuna en iyi entegre olduğu söylenebilir. Türk toplumu
mensupları Türk dilinde olan okul metinlerinin kaliteleri ve az olduğu zaman Türkiye’den
tedarik etmeleri sebebiyle onların sayısı konussunda memnun değiller.
Öneriler:

Kosova Hükümeti diplomaların karşılıklı tanınması için azami çabalar
sarfetsin ve bu şekilde toplulukların haklarının iyileşmesi için bu şekilde
yardım etsin.

EBTB 2015-2016 eğitim-öğretim yılı için Türk ve Boşnak dillerindeki
metinlerin kalitesinin artması konusunda özel önem sağlasın, aynı zamanda
bu dillerde eksik olan meinleri temin etsin, öyle ki Türk ve Boşnak toplulukları
mensuplarının Türkiye ve Bosna Hersek’ten bunları isteme mecburiyetinde
kalmasınlar.

Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve yerel yönetimler Roman, Aşkali ve Mısırlı
topluluklarına ait olanların eğitimlerini devam etmeleri için özel ilgi göstersin.
Dragaş belediyesindeki eğitimle ilgili European Centre for Minority Issues Kosovo (ECMI)’nin “Dragaş
bölgesindeki okullara dönüş” başlıklı 08.11.2014 tarihli Raporu.
336Prizren’deki TGDB şefi ile 20.11.2014’te yapılan görüşmeden temin edilen bilgiler.
337Dragaş’taki TGDB şefi ile 14.10.2014’te yapılan görüşmeden temin edilen bilgiler.
338Prizren’deki TGDB şefi ile 20.11.2014’te yapılan görüşmeden temin edilen bilgiler.
335
119

Kosova Hükümeti yerel yönetimlerle işbirliği yaparak yukarıda bahsi geçen
topluluklarına mensup olanların okullarını bırakmamaları konusunda
ebeveynlerin ve çocukların bilinçlerinin artması konusunda kesin planlar
geliştirsin.
2.24.4. Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumu
Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensupları sosyo-ekonomi, eğitim, yaşadıkları barınma
koşulları ve topluma daha iyi bütünleşme konuları açısından çok zor bir durumla karşı
karşıyalar.
2008 yılında kabul edilen Kosova’da Roman, Aşkali ve Mısırlı Topluluklarının Bütünleşme
Stratejisi’nden ve onun Uygulama Eylem Planı’ndan (2009’dan itibaren) bahsedilirken, Roman,
Aşkali ve Mısırlı mensuplarının ekonomi, siyasi ve eğitim alanlarında çok şeyler yapılmamıştır.
Eylem planında öngörülen birçok faaliyetler çok az ugulandığı veya hiç uygulanmadığı
düşünülmektedir, öyle ki Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumlarında gözle görülür
bir ilerlemeden bahsedilemez. 339
Stratejinin uygulanmasının olumlu örnekleri sadece kültür ve eğitim (okul kitapları ve öğrenci
malzemeleri) alanında yapılan belli belediylerde görülebilir ki bunlar da yabancı bağışlarla
olmuştur, oysa yerel yönetim tarafından doğrudan destekleme hemen hemen hiç olmamıştır.
Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının sosyo-ekonomik durumlarının kötü olması, bunların
son birkaç ayda Kosova’dan büyük ölçüde göç etmelerine neden olmuştur, bu da azınlık
topluluklarıyla ilgilenen sivil toplum örgütlernin raporlarından da gözlenebilir. 340
HAK tarafından biriktirilen bilgilere göre 2014 yılının Aralık ayının başlarına kadar Kosova’yı
bırakan (ister bireysel, ister aileyle birlikte) Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensupları
sayısı 1700-200 cıvarındadır ve en çok da Ferizay’dan, Prizren’den, Kosova Ovası’ndan ve
Obiliç’ten göç etmişlerdir.341
Arasında bu topluluklara ait 3000-4000 kişinin de olduğu Kosovadan uzaklaşan kişiler –ki
onbinlerce Kosova vatandaşının olduğu bahsedilmektedir- geneikle Batı Avrupa ülkelerine
yasal olmayan yollarla göç etmektedirler, oysa Kosova’dan ayrılma sebepleri olarak onların
sosyo-ekonomik durunmları olduğunu söylemektedirler.
Mantıksal ve kaçınılmaz sonuç olarak Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının
kitlesel göçlerinin olması endişe verisidir ve hükümetin ilgili topluluk mensuplarının
sorunlarının çözümüne özel önem vermesinin tam zamanıdır, bu da Roman, Aşkali ve Mısırlı
topluluklarının durumlarının iyileştirilmesi ve tüm azınlıkların haklarının korunması ile
ilgilenen önemli sivil toplum örgütleri tarafından 06.11.2014 tarihli açık mektupta diğerleri
arasında Kosova Hükümeti’nden talep edilmiştir.342
339Sivil
toplum örgütleri temsilcilerinden, özellikle de Graçaniça’daki Voice of Roma, Ashkali and Egyptians“
(Roman, Aşkali ve Mısırlıların Sesi) adlı STÖ’nden temin edilen bilgiler.
340“Kosova’nın bütünleşmesi yolu çabalarındaki zorluklar: Roman, Aşkali ve Mısırlıların büyük göçleri” başlıklı
03.12.2014 tarihli ECMI Raporu.
341Sivil toplum örgütleri temsilcilerinden, özellikle de Graçaniça’daki Voice of Roma, Ashkali and Egyptians“
(Roman, Aşkali ve Mısırlıların Sesi) adlı STÖ’nden temin edilen bilgiler.
342Roman, Aşkali ve Mısırlı topluljuklarla çalışan STÖ Platformu yöneticisinin açık metubu (8.12.2014):
http://www.ecmikosovo.org/?p=5808.
120
Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının ülkesine geri dönüş konusuna gelince,
HAK’nun 2013 raporuna kıyasla onların durumları olumlu yönde ilerlememiştir. Onların
durumları iyileşmememiştir, aynı zamanda ülkeye dönen kişiler eğitimleri için uzmansal
program yoktur, istihdam olasılıkları düşüktür, bununla beraber geri dönenlerin çocuklarının
düzenli eğitimlerine devam etmeden önce onlar için geçici ve uygun olan bir eğitim programı
da yoktur. Yukarıda belirtilenleri ülkeye geri dönenlerin kamu hizmetlerine ve dairelerine
erişimlerini de zorlaştırmaktadır.
Öneri:

Merkezi ve yerel kurumlar Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının sosyoekonomik durumlarının iyileştirilmesi ve özellikle de bu topluluklara mensup
çocuklarının eğitimlerini teşvik etmek için Bütünleşme Stratejisi’nin
uygulanması konusunda daha fazla çaba sarfetmeleri gerekir.
2.24.5. İktidarın merkezi ve yerel kurumlarında istihdam temsilciliği
Daha önceki raporlama dönemlerinde HAK bu konuya özellikel dikkat etmiştir ve bu
sebeptendir ki 2014 yılı boyunca azınlık topluluklarına mensup kişilerin iktidarın merkezi ve
yerel kurumlarında istihdamlarına ilişkin durumu takip etmiştir. Azınlık mensupları kamu
idarelerinde hala az yüzdelikle temsil edilmektedirler.
Kurumlarda azınlık toplulukların katılımı incelendiğinde onların sadece topluluklarla ilgilenen
belli bakanlıklarda ve başlarında azınlık topluluklarına ait temsilcilerin bulunduğu TGDB,
YYİB ve ÇSGB gibi bakanlıklarda temsil edildiği açıktır (2014 yılının Aralık ayının başlarına
kadar).
Halkın Avukatı, bu alandaki yasal hükümlerinin öngörüldüğü gibi yorumlanmasını
istemektedir; bu da demektir ki temsilin ayrı ayrı her bakanlıkta uygun olmalı, öyle ki merkezi
düzeyde toplulukların nispi temsilinden bahsedilebilsin. Bunun yanı sıra Halkın Avukatı,
Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının iktidarın merkezi ve yerel kurumlarının
tümünde daha az sayıda temsil edilen ve bu şekilde kurumsal temsilciliğinde yetersiz olduğu
gerçeğini vurgulamaktadır.
Aynı şekilde vurgulanması gerekir ki azınlık topluluğu mesuplarının kamu işletmelerinde hala
az sayıda (%2,5 cıvarında) oldumasıdır, bu da HAK’nun bir önceki raporuyla
karşılaşştırıldığında herhangi bir ilerlemenin olmadığını göstermektedir.
Öneri:

Yasanın talebine istinaden istihdamda tüm toplulukların eşit temsilini
sağlansın; oysa kamu işletmelerinde azınlık toplulukları, özellikle Roman,
Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının istihdamları mutlaka
istenilsim.
121
Üçüncü kısım
2.25. Hakların yasal korunması
2.25.1. Genel anlayışlar
Adalet alanında insan hak ve özgürlükleri yasasının uygulanması ve saygı eksikliği, Halkın
Avukatı için olağanüstü endişe vericidir ve Kosova Cumhuriyeti için açık yaralar
oluşturmaktadır
Bu yıla ait raporlama dönemi süresince de mahkemeleri ve savcılıkları farklı konuda zorluklar
izlemiştir. Ülkenin genelinde yargının işlev bozukluğu, hukuk veya ceza dosyalarının
dağıtımındaki gecikmeler, geçmiş yıllara ait çözülmemiş dosyalar, mahkeme kararlarının düşük
uygulanma oranı, yargı dosyalarının öngörüleri, yolsuzluk yapan yargıçlara karşı kararlar ve
işlemler, AİHM’nin normlarının pratikte uygulanmaması, Kosova yargı kararlarının
AİHM’sine göre yorumlanmaması gibi şeyler vatandaşların hukukun üstünlüğü olan adalet
sistemine güvenini kaybetmesi oluşmuştur.
Mahkemelerin çalışmaları ile ilgili şikâyetlerin ele alınmasına ilişkin ve şikâyet dilekçe sayısının
yüksek olmasına rağmen Halkın Avukatı’nın yetkileri sınırlıdır. Halkın Avukatı’nın Yasası’na
göre Halkın Avukatı sadece “yargısal süreçlerin gerekçesiz gecikmeleri veya yönetim gücünün
açık istismarı” gibi konularını içeren şikâyetlerin soruşturmasını yapabilir.”343
Her ne kadar Anayasa yargı yetkisini ülkenn her bölümünde güvence altına almış olsa da bu yıl
da Kosova Cumhuriyeti kurumları ve EULEX tarafından ülkenin kuzey kesiminde yargı
yetkisinin genişletilmesi yapılamamıştır.344 Kosova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ilan edildikten
beri, 2008 yılından itibaren mahkemeler Mitroviça’nın kuzeyinde, Zubin Potok’ta ve
Leposaviç’te işlev görmektedir.
Yargı sistemi ve Kosova savcılığı hukun üsütünlüğü alanında Kosova ile AB arasındaki
Uluslararası Anlaşmanın Onaylanması Hakkında Yasanın temelinde EULEX tarafından
desteklenmeye devam edilmektedir.345 EULEX yargıç ve savcıları Bağımsız yargı sisteminin
geliştirilmesi ve güçlendirilmesi yönünde yerli yargı mercilerine yardım etmeye devam
edecektir.
Davaş suçları, soykırım, terorizm, örgütlü suç, yolsuzluk, etnik suçlar, ağır cinayetler, ekonomi
ve diğer ağır suçlar, aynı zamanda Yetki Yasası’na istinaden her türde sivil davaların
yargılanması gibi soruşturma ve yargılama alanlarında yargıçlar yerli yargıçlarla karışık
panellerde birlikte hareket etmektedirler.346 Oysa KYK’nun EULEX yargıçları ve savcıları
üzerinde hiçbir yetkiye sahip değildir, çünkü onlar sadece EULEX Adalet Bileşenine karşı
sorumludurlar.
34303/L-195
sayılı Halkın Avukatı Yasası, 15. maddenin, 6. fııkrası.
Cumhuriyeti Anayasası, 102. maddenin 2. fıkrası: “Yargı yetkisi tek, bağımsız, doğru, siyasetten ayrı ve
tarafsız olup, mahkemelere eşit erişimi sağlar.”
34504/L-274 sayılı AB misyonunun Kosova Hukukun Üstünlüğünü Sağlaması ile ilgili Kosova Cumhuriyeti ile Avrupa
Birliği arasında Uluslararası Sözleşme'nin Onayı Yasası.
34603L 053 sayılı Kosova'daki EULEX Yargıçlarının ve Savcılarının Yetkileri, Dosyaların Seçimi ve Dosyaların
Belirlenmesi ile ilgili Yasa, 5. maddenin 1. fıkrası.
344Kosova
122
2.25.2. Mahkemelerle ilgili vatandaşların şikâyetleri
Aslında 2014 yılında HAK’na sunulan şikâyetlerin büyük çoğunluğunu yargıya aittir.
Vatandaşlar sorumlu merci olarak mahkemeler aleyhine 665 şikâyette bulunmuşlar, oysa bir
önceki yıl 2013’nde bu rakam 557 idi. Gerçekte 2013 yılına kıyasan yargıya karşı yapılan 88
şikâyet veya %15 gibi bir artış var.
Kabul edilen şikâyetlerin toplam sayısından 470’i Halkın Avukatı Yasası’nın 19.1.3 maddesine
dayanarak kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir,347 oysa 195 şikâyetin sorulşturması
açılmıştır.
Şikâyetlerin büyük bir kısmı Priştine Asliye Mahkemesi aleyhinedir, toplam 172 şikâyet,
Temyiz Mahkemesi aleyhine 125 şikâyet ve KYÖD aleyhine 66 şikâyet. Şikâyetlerin çok küçük
bir kısmı Kosova’daki diğer mahkemeler ve KYM aleyhinedir. Tabi ki Priştine Asliye
Mahkemesi Kosova’nın genelinde vakaların büyük sayısı ile karşı karşıyadır.
Vatanbdaşların dilek ve şikâyetleri Halkın Avukatı yetkileri ile uyumlu olmadığı tüm
durumlarda, hukuki hizmet alamaları amacıyla taraflar Hukuki Yardım Dairesi ve STÖ gibi
vatandaşalara hukuki alanda bedava hizmet veren uzman ve yetkili kurumlara
yönledirilmişlerdir.
Soruşturması yapılan şikâyetlerin içeriği incelendiğinde şikâyetlerin birçoğunun konusunun
yargısal süreçlerin bazen birkaç yıl bile olabilen gecikmeler, yargı davalarının süre aşımı,
kesinleşmiş mahkeme kararlarının infazı, davalların yerleştirilmesinde yargıcın tarafsızlık
üzerinde şüpheler, savunma avukatının iyi olmayan temsilciliği ile ilgili olduğu tespit edilmiştir.
Bu, vatandaşların yargısal korunması ile ilgili taleplere yanıt verme ve vatandaşların hakları
konusunda yasal görevlerini hala yerine getiremeyen yargı sisteminin ağır durumunu
yansıtmaktadır.
2.25.3. Dosyaların yerleştirilmesi esnasında yargı süreçlerinde gecikmeler
Yargı eleyhine sunulan bütün şikâyetlerden büyük çoğunluğu dosyaların mahkemelerde
dosyaların yerleştirilmeleri esnasında yargı süreçlerinin gecikmesiyle ilgilidir ki bunlar
herşeyden önce farklı alanlarda sivil, aynın zamanda suç niteliklidirler. Yargısal süreçlerin
gecikmelerinin sebebi herşeyden önce geçmiş yıllardan kalan büyük sayıdaki dosyalardır, aybı
zamanda farklı alanlarda yeni dosyaların birikmesidir.
Her ne kadar yargıç sayısı artırılmış ise de -ki şu anda onların sayısı 335^tir- ve 1437 olan
çalışan sivil destek perrsoneli var ise de,348 yargı dosyalarının gecikmesiyle ilgiili önemli
herhangi bir ilerleme görülmemektedir. KYK’nin 2014 yıl ına ait ilk altı aylık raporuna göre
çözülmeyen yargı dosya sayısı 463.301’dir. 349
34703/L-195
sayılı Halkın Avukatı Yasası, 19. maddenin 1.3. fıkrası: “bu Yasa’ya öre Halkın Avukatı’nın yetkisi
dışında olması; şikâyetin, bu Yasa ile öngörülen son başvuru tarihinden sonra sunulmuş olması; şikâyetin
anonim (sahibinin bilinmemiş) olması; şikâyetin, şikâyet hakkının kötüye kullanılmış olması; şikâyette
bulunan kişi, Halkın Avukatı tarafından talep edilen verileri sağlayamamış olması.”
348KYK 2014 yılının ik altı aylık raporu, Düzenli Mahkemelerin İstatistikler: www.kgjk-ks.org (11.12.2014), s.
3.
349Aynı yerde, s. 3.
123
Raporun istatiksel kayıtlarına göre ilk altı aylık dönemde mahkemelerin 230.674 dosyayı
çözdükleri görülemeketdir, oysa vatandaşların mahkemelere sundukları dosya sayısı
238.276’dır. Buna bakılarak yargıcın çözebilecek sayıdan daha çok dosya kabul ettişi sonucuna
varılabilir. BU gerçekten yola çıkarak Halkın Avukatı KYK’ndan ve diğer sorumlu
kurumlardan yasal bir çözüm bulmalarını talep etmektedir.
Mahkemeler tarafından yapılan, yargısal süreçlerin gecikmesiyle ilgili olan ve HAK yetki
sınırları içinde olan tüm şikâyetlerl ilgili Halkın Avukatı soruşturmaları yürütmüş ve ister yazılı
olarak ister asliye mahkemesi yargıçlarıyla doğrudan yaptığı görüşmelerle bu sonuca varmıştır.
Çoğu vakalarda Kosova Cumhuriyeti üst yönetici yetkilileri aksine Halkın Avukatı
şikâyetçilerin şikâyetlerinin çözümü için mahkemelerdeki sorumlu kişilerle işbirliği yapmış ve
çoğu zaman da mahkeme duruşmalarını belirlemiştir.
Sorumlu kişilerle yapılan iyi işbirliği çerçevesinde Halkın Avukatı, vatandaşların yılllardır
kararları bekleme zorunda kaldıkları durumlarda mülkiyet anlaşmazlıkları ile ilgili yargılamanın
gecikme için hiçbir gerekçe bulunmamaktadır.
2.25.4. Mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının süreaşımları
KYK’nun 2014 yılının ilk altı aylık raporunda mahkeme süreaşımları ile ilgili veriler sunmaması
gerçeklerine rağmen, bu yılki raporlama dönemi süresince HAK’na mahkemelerce yapılan
mahkeme dosyalarının üsreaşımlarıyla ilgili şikâyetler gelmiştir.
Mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının süreaşımları mahkeme dosyalarından olan
yoğunluktan ve süre içinde karar verme olanaksızlığından kaynaklanabilir. Aynı şekilde yargıda
yapılan sürekli reformlardan da olabilir. Ancak yargıçların ihmalleri veya görevi kötüye
kullanma sebebiyle de oluşan süreaşım durumlar da var. Halkın Avukatı için süreaşımları
Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan vatandaşların hak ve özgürlüklerin
ağır ihlali olarak nitelendirilir.350
KYK Disiplin Savcısı Bürosu (DSB) bütün mahkeme dosyalarının süreaşımı vakalarında,
dosyaların süreaşımı sebeplerini ayrıntılı bir şekilde incelemesi gerekir ve her durumda
istisnasız olarak adaletin paylaşımını yapan ve sorumsuzca davranan sorumlu olanlar hakkında
yasal işlem başlatması ve onları adaletin önüne çıkarması gerekir
Halkın Avukatı mahkeme dosyalarının süreaşımlarıyla ilgili vatandaşalardan gelen şikâyetlere
dayanarak mahkeme davaların süreaşımları olmadan onları geciktirmemeleri yönünde KYK’na
Kosova Cumhuriyeti’nde yürürlükteki mevzuatın sıkı uygulanması için tüm önlemleri almasını
önermektedir.
2.25.5. Kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmamaları
Halkın Avukatı bu yıl süresince asliye mahkemeleri tarafından verilen kesinleşmiş kararların
uygulanmaması sebebeiyle vatandaşlar tarafından aynı şekilde birçok şikâyet kabul etmiştir.
Tüm bu vakalarda hayal kırıklığına uğrayan vatandaşlar tarafından mahkeme kararlarının
uygulanması konusunda Halkın Avukatı’ndan yardım ve konuyu ele alması istenilmiş.
350Kosova
Cumhuriyeti Aanayasası, 54. madde: “Herkesin, bu anayasa ve yasayla güvenceye bağlanmış hakların ihlali
veya yok sayılması durumunda yargı yoluyla koruma ve böyle bir hakkın ihlali tespit edildiği durumda etkin yasal araçlara
başvurma hakkı vardır.”
124
Ülke çağpında mahkeme kararlarının uygulanmaları yeterince düşüktür. KYK’nun 2014 yılına
ait ilk altı aylık raporuna göre,351 icra belgesine göre kararın infazı %63’tür, oysa ekonomik
anlaşmamazlıkların uygulanması %50,20’dir. Kesinleşmiş kararların düşük çaptaki
uygulanmasına etki eden nedenler KYK’na göre uygulanma için çalışanların azlığı ve
Kosova’da tam adreslerin eksikliğidir.
HAK yetkileri dâhilinde olan tüm şikâyet vakaları için Halkın Avukatı soruşturmalar yapmıştır
ve mektuplarla ve sorumlu mahkeme yetkilileriyle yaptığı doğrudan görüşemelerle mahkeme
kararlarının uygulanması talebinde bulunmuş ve bu gecikmeleri gerekçelendirmelerini talep
etmiştir. Halkın Avukatı tüm talepleriyle ilgili resmi açıklamalar almıştır ve mahkemeler
mahkeme kararlarının uygulanması yönünde faaliyetlerde bulunmuşlardır.
2.25.6. Vatandaşların şikâyetleri ile ilgili başka durumlar
HAK’na sunulan ve azınlık topluluğuna mensup vatandaşların şikâyetlerinin bir bölümü
yargısal süreçler esnasında onların ana dilinde tercümenin temin edilmemesiyle veya
tercümenin kötü olması sebebiyle onların vaakaları ile ilgili yargısal süreçleri takip edemedikleri
ve net olarak anlayamadıkları konusuyla ilgilidir. Aynı şekilde şikâyetlerin bir kısmı
mahkemelerin zamanında tercümelerini temin etmemeleri ve kişilerin yasalarla öngörülen süre
içinde kararlara karşı etkili bir hukuk yolu izleyememeleri ile ilgilidir. Halkın Avukatı tüm
şikâyet vakalarında dillerin kullanımıyla ilgili yasa uyarınca kişilerin kendi dillerinde
bilgilendirme hakkına saygı gösterilmesini talep etmiştir.
Aynı şekilde şikâyetlerin bir kısmı birinci derece mahkeme kararlarına olduğu gibi tüm temyiz
araçlarının tükendiği mahkemelerin kesinleşmiş kararlarına da başvururlar. Halkın Avukatı bu
durumlarda şikâyetçileri yargısal süreç ve karar aşamasında onların hala haklarının ihlal edildiği
sürdüğünü düşünüyorlarsa, o zaman yasal süre içinde en yüksek yargı mercilerine düzenli ve
yasal olağandışı araçları kullanarak temyiz etme haklarının olduğu konusunda
bilgilendirilmişlerdir.
HAK’na sunulan şikâyetler, yasal süre içinde mahkeme kararlarının gönderilmemeleri
yüzünden ve kişilerin kendi dosyalarıyla ilgili mahkemelerde ulaşma olanaksızlığı yüzünden
mahkeme idaresi tarafından yapılan gecikmeler sebebiyle de şikâyetler gelmiştir. Halkın
Avukatı tüm bu türdeki tüm şikâyet vakalarında mahkeme yetkilileriyle iletişime geçmiş ve
mahkemelerle yapılan işbirliği neticesinde kişilerin şikâyetlerini çözmüştür. Kişilere mahkeme
kararları teslim edilmiş veya onlara mahkemelerdeki dosyaları hakkında bilgi verilmiştir.
Şikâyetlerin bir kısmı şikâyetçilerin savunmasını yapan ve barodan temin edilen avukatlarının
kendilerini iyi temsil etmemeleri sebebini taşımaktadır. Tüm bu durumlarda kişilere
avukatlarının değiştirlmesine dair talepte bulunabilecek hakları ve durumları hakkında KAO’na
şikâyetleri sunmaları konusunda bilgi verilmiş
Çoğu zaman vatandaşaların Halkın Avukatına sundukları şikâyetlerinde mahkemelerde
vakalarının takip edilmesini talep etmektedirler, ancak bazı durumlarda da çeşitli başvuruların
düzenlenmesi ve onların farklı mahkeme düzeylerinde temsil edilmelerini talep etmektedirler.
Ancak HAK’ndan her ne kadar HAK’nun bir vakayı KAM’ne sevk etme diye bir yetkisinin
olmamasına rağmen ondan insan hak ve özgürlüklerinin ihlali sebebiyle kendi konularının
KAM’ne sevk edilmesi talepler de mevcutttur. Bazı durunlarda Anayasa gibi tüm temyiz
351KYK
2014 yılının ik altı aylık raporu, Düzenli Mahkemelerin İstatistikler: www.kgjk-ks.org (11.12.2014).
125
süreçlerinin türkendiği mahkemenin kesinleşmiş kararlarına karşı da şikâyetler gelmiştir.
HAK’ndan konularının Strasburg’daki AİHM’ne gönderilmesi istenilmektedir.
İlk başta bu Halkın Avukatı aracılığıyla KAM’ne başvurabilecekleri vakalarla ilgili vatandaşın
HAK’nun misyonu ve yetkileri konusunda, aynı zamanda konuların Strasburg’daki AİHM’ne
sevkedilme ile ilgili şu anki durumda mümkün olmaması ile ilgili bilgilendirilmemenin
sonucudur. Aynı şekilde bu genel adalet yargısına olan güvenin kaybolamasına da tannıklık
eder. Bu durumların birçoğunda onlar sadece HAK’na inandıklarının söylemektedirler ve bu
nedenle HAK’ndan yardım talep etmektedirler, ancak Halkın Avukatı hiçbir mahkeme önünde
savunma avukatını değiştiremez.
2.25.7. Kosova Yargı Kurulu’na karşı şikâyetler
Halkın Avukatı bu yılki raporlama dönemi süresince KYK’na karşı olan şikâyetler de kabul
etmiştir. Vatandaşlara ait olan şikâyetlerin incelenmesinden sonra bazı vakalarda insan
haklarının ihlali olduğu sonucuna varmıştır ve KYK’ndan bu ihlallerin ortadan kaldırılması bve
insan hakları alanında mevzuatın iyileştirilmesi talebimnde bulunmuştur. Tüm bu durumlarda
Halkın Avukatının talepleri dikkate alınmıştır ve makul süreler içinde uygulanmışlardır.
2.25.8. Mahkeme harçları ile ilgili İşçi Sendikası’nın şikâyetleri
Halkın Avukatı 05.06.2014 tarihinde, KYÖD mahkeme harçlarını planın kabul edilmesiyle
ilgili olan KYK’nun 05.03.2014 tarihli 25 sayılı kararına karşı yapılan eski bir kamu işletmesi
olan “Ingeniering” Sendika başkanının 24 çalışan adına yapeılan şikâyetini ve tasfiye sürecinde
olan ve Malişeva’da bulunan ve eski bir kamu işletmesi olan “Mirusha” Sendika başkanının
120 çalışan adına yapılan şikâyeti kabul etmiştir. KYK bu kararına göre özelleştirme
sürecinden doğan çalışanların hakları ile ilgili KÖK aleyhine açılacak olan herhangi bir daba
için çalışanlardan mahkeme harçları adına 100’er Avro yatırmaları talep edilmiştir.352
Halkın Avukatı 18.06.2014te KYK’bne yazısını sundu ki bu yazısında Kosova
Cumhuriyeti’ndeki yargı süreçleri için 2008/02 sayılı İdari Yönerge ile mahkeme harçlarının
belirlendiğini hatırlatmıştır ve yeni harçların özelleştirme sürecine dâhil olan çalaışanalrın
haklarını yerine getirmelerini engellediğini söylemiştir. KYK 13.08.2014 tarihli yazısında
ihtilaflı olan mahkeme harçları kararının değiştiğini ve çalışanların özelleştirme süreci
esnasında mahkeme ile ilgili ek harçları ödemekten serbest kaldıklarına dair Halkın Avukatı’nı
bilgilendirmiştir.
2.25.9. Graçaniça Şubesi Asliye Mahkemesi’nde yargıç eksikliği
Halkın Avukatı 25.06.2014’te Halkın Avukatı Yasası’nın 15.1 maddesine istinaden re’sen
soruşturma yapmıştır ve bunun sonucu olarak Priştine Asliye Mahkemesi Graçaniça Şubesi,353
01.02.2014 tarihinden itibaren bu mahkemede hiçbir yargıcın yer almadığını ve bu şekilde yasal
352HAK,
353HAK,
A. nr. 265/2014 ve 266/2014 vakaları
A. nr. 284/2014 re’sen vakası.
126
olmayan gecikmelere sebebiyet vermiştir ve vatandaşların doğru ve makul süre içinde
yargılanma hakları ihlal edilmiştir
Re2sen yapılan soruşturmaların tamamalanmasından sonra Halkın Avukatı 11.07.2014’te
gerekli ve mecburi tedbirler alınmasını ve mahkemenin Graçaniça Şubesi’nde var olan 1000
cıvarındaki dosyaların süreci işlenmesi için derhal Priştine Asliye Mahkemesi Graçaniça
Şubesi’ne bir yargıcın gönderilmesini yer alan KYK’ne öneri mektubunu gönderdi
17.07.2014’te KYK yanıtını gönderdi ve bu yazısında Halkın Avukatının yukarıdaki önerisine
katıldığını ve KYK 01.08.2014 tarihinden itibaren Priştine Aslliye Mahkemesi Graçaniça
Şube’sine bir sivil yargı hakiminin atanmasına dair karar alındığını ve bu kişinin aynı gün işine
başladığına dair bilgilendirdi.
2.25.10.
Hakların yargısal korunması ile ilgili Halkın Avukatı’nın tespitleri
Vatandaşların adalet önünde yargısal haklarını gerçekleştirmedeki zorluklar, vatandaşlarda
mevcut çok yargı dosyaların tamamlanması konusunda yargının işleyişi hakkında şüphe algısı
oluşturuldu. Kararaların kesinleşmiş hal almalarına kadar geçen yıllar boyunca süreçlerin
gecikmeleri vatandaşların adaleet kurumların, özellikle de mahkemeler karşı güveninin
kaybıolmasına neden olmaktadır.
Ülkenin kuzey kesiminde yargı sisteminin işleyiş görmemesi sebebiyle vatandaşların Anyasa
ilee güvence altına alınan hak ve özgürlükleri, özellikle de yargısal korunma hakkı çiğnenmiştir.
Bu sebeptendir ki orada bulunan yargı dosyalarının büyük bir bölümü ele alınamamıştır ve
süreaşımına uğrayabilirler.
Ülke vatandaşların endişelenmelerine yol açan diğer bir sorun yerli yargı tarafından ihlal
edildiği zaman makul sürede yargı hakkını koruyan bir yasal mekanizmanın var olmamasıdır.
Bu yasal mekanizma demokratik ülkelerde olduğu gibi maddi zararın oluşması ve yargı
süreçlerinin gecikmesi durumlarında tazminatları ö ngörmektedir.
Yargı kararlarının alınması ile ilgili sivil ve diğer süreçlerin mahkemelerde yıllarca uzamaları
mahkemelerce insan haklarınının yargısal korunması hala zorlaştırılmış erişimlerle
sonuçlanmaktadır. Bu yıl yargı dosyalarında mahkemerin kesinleşmiş kararlarında süreaşımları
ve gecikmeler vardı. Halkın Avukatı için Anayasa ile güvence altına alınan vatandaşalrın hak ve
özgürlüklerin ihlali anlamına gelir.
Bu yıl adaletin paylaşılmasında objektifliğe karşı şüphenin var olması sebebiyle mahkeme
kararları konusunda memnuniyetsizlikleri bildiren başvurularda artış gözlenmektedir ve Halkın
Avukatı’ndan bu konuda tedbirler alması istenilmektedir. Diğer taraftan suç ve sivil
süreçlerinde mahkeme duruşmaların takip edilmesi talepleri önemli ölçüde sayısı artmıştır. Bu
Halkın Avukatı için, mahkemelerce yapılan adalete olan güvensizliği ve yargı kontrol sistemine
tamamen güvensizliğin var olduğunu ayırt edici net işaretlerdir. Sonuç olarak bu KYK veya
uluslararası yargı örneklerinde vakaların takip edilmesi ile ilgili de artan sayıyla takşip
edilmektedir.
Mahkemelerde az sayıdaki insan kaynakları, yargıç, uzman iştirakçiler ve diğer yardımcı
çalışanlar konusunda kısıtlı insan kaynaklarıyla faaaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu özellikle
Priştine ve Mitroviça Asliye Mahkemelerinde ve KYÖD söz konusudur. Bu eksiklik ve
engeller bu mahkemenin etkinliğine ve onun çalışmasına etki etmektedir, bu da vatandaşın
güveninin kaybolmasına yol açmaktadır. Tabi ki bunlar genel olarak Kosova yargısının
bulunduğu durumun bir tek etkenleri değillerdir, aynı zamanda ana etkenler de değildirler
127
Öneriler:
Kosova Cumhuriyeti Meclisi, Hükümet ve Kosova Yargı Kurulu

Mitroviça’nın kuzey kısmı, Leposaviç, Zubin Potok ve Zveçan da dâhil
ülkenin tüm topraklarına Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nda da
öngörüldüğü yargısal güç genişletilsin.
Kosova Yargı Kurulu ve Adalet Bakanlığı

Mahkeme dosyalarının süreaşımlarıyla ve mahkeme süreçlerinin
gerekçesiz gecikmelerle ilişkin şikâyetlerle ilgili tazminat aracılığıyla
durdurulma şeklinde hafifliği temin eden AİHS’nin 13. maddesine
istinaden etkili bir aracı oluşturacak yasal bir enstrümanın oluşumunu
başlatsınlar.

Vatandaşların farklı anlaşmamazlıkları çözmek için yargıya yönelmeleri
hakkının reddinin bir sonucu olarak Kosova Cumhuriyeti’nde mahkeme
dosyalarının süreaşımların durudurlmasına ilişkin geçici bir kararın
çıkması için girişimlerde bulunulsun
Kosova Yargı Kurulu

Priştine ve Mitroviça Asliye Mahkemelerinde ve KYÖD’nde yargıç ve
uzman iştirakçilerin sayısını artırsın, öyle ki bütün dosyalar makul süreler
içinde ele alınsınlar ve gerekçesiz gecikmeler olmasın.

Disiplin savcısı Dairesi vatandaşların süreaşımla ilgili olan tüm
şikâyetlerini soruştursun ve görevi kötüye kullanma durumlarında yasayı
ihlal etmiş olan yargıç ve savcılara karşı yasal işlem yapılmasını önersin.
Mahkemeler ve KYK

Her suç, sivil ve idari mahkeme anlaşmamazlıklarında azınlık topluluklara
mensup olanlara keni dillerinde uzman tercümanları temin etsin

Mahkeme kararı yasal süre içinde çıksın ve zamanında, idare tarafından
tercümenin ulaştırılmasında herhangi bir gecikme olmadan tercümeler
kendi dillerinde kişilere ulaştırılssın

Kesinleşmiş mahkeme kararlarının yasal süre içinde tamamlansın ve
uygulansın.

Yasaya göre yapılan mahkemelerin reformundan ve dosyaların yasal
yetkiye transferlerinden sonra şeffaflık artırılsın ve istemeleri durumunda
tüm kişilerin kendi dosyaları konusunda bilgilendirilsinler.
2.26. Adil ve tarafsız yargılanma hakkı
İnsan hakları alanında adil ve tarafsız yargılama hakkı, diğer haklara saygı ve onların korunması
için gerekli olan bir ön koşuldur, ancak mahkemelerde çözülmeyi bekleyen ve davamlı
artmakta olan dosyaların çokluğu nedeniyle bu hak Kosova toplumunda çok tartışmalıdır. Adli
ve tarafsız yargılanma hakkı, yargı ve devlet mercileri önünde eşit muamele görme hakkı,
sadece yasalarda öngörülen durumlarda ınırlanabilen kamuya açık bir duruşmanın olması
hakkı, makul bir süre içinde yargılanma hakkı, masumiyet karinesi hakkı, bedava temin
128
edilecek olan yasal temsilci ve hukuki yardım hakkı vb. gibi konuları içeren güçlü bir normatif
tabana sahiptir. Daha önceki raporlarda olduğu gibi Halkın Avukatı, bu dönem raporlama
süresince de durum hiç de memnun edici olmadığını yeniden hatırlatır.
Halkın Avukatı raporlama dönemi süresince vatandaşlardan 547 şikâyet kabul etmiştir ve
bunlardan düzenli yargı süreci hakkının, özellikle de makul bir süre içinde yargılanma hakkının
ihlal edildiği iddiasını içeren 180’inin soruşturmasını açmıştır.
Açılan tüm vakalarda HAK soruşturmayı başlatmış ve farklı düzeylerdeki mahkemelerden
insan hakları konusunda almış oldukları eylemler hakkında açıklamalar talep etmiştir.
Kosova’nın farklı mahkemelerinden kabul edilen yanıtlara bakıldığında Halkın Avukatı,
Kosova’nın yargısı çok büyük sayıdaki çözülmeyen vakalarla karşı karşıya olduğunu
görmüştür. 2014 yılı mahkemelerin çalışmalarını içeren KYK’nin yıllık raporıuna göre
çözülmeyen vakaların sayısı yüksektir ve hala artmaya devam etme olasılığı vardır.
Adil bir yargılanma hakkı ilgili olan ve kabul edilen şikâyetlere bakıldığında onların bir
kısmının yargı kararlarının süresi ve onların uygulanmaması ile ilgili olduğu görülür, özellikle
de yıllarca biriken mülkiyet anlaşmamazlıklarla ilgili olanlar ve onların büyük bir kısmı uzun bir
süre hala beklemededir ve çözülmemiştir.
Adil ve tarafsız yargılanma hakkının ihlali ile ilgili ele alınanlar, acil ele alınma anlamında ve bu
vakalar hakkında karar verilme esnasında yasal sürelere itat edilmediği gibi yasanın
uygulanması sorununu vurguladılar. Bu bağlamda yukarıda belirtilen eylemlerin yapılmasını
isteyen iş uyuşmazlıklarıyla bağlantılı olan soruna dikkat etmek önemlidir. İş ve mesleğini icra
etme hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile, uluslararası insan hakları ve istihdamdan
kaynaklanan hak ve yükümlülükleri belirleyen temel yasalarla güvence altına alınmıştır.
HAK’nda iş ilişkileri alanında mahkemelerde ssüreçle ilgili gecikme vakaları kaydedilmiştir ki
bunlar birkaç yıl geçmesine rağmen hala incelenmemişlerdir.
HAK’nda kaydedilen şikâyetlerden biri iş anlaşmamazlığı ile ilgiliydi. Bu vakada şikâyetçi
işveren tarafından iş ilişkisinin yasalara aykırı olarak sona erdirilmesi sebebiyle İpek Asliye
Mahkemesi’ne 2011 yılında başvurmuştur. Vaka asliye mahkemelerinin hiçbirine verilmemiş ve
Kosova yargısının yeniden örgütlenmesinden sonra vaka Temyiz Mahkemesi’ne nakledilmiştir,
ancak şimdiy kadar bu vaka ele alınmamıştır. Halkın Avukatı şikâyetçinin durumuyla ilgili
soruşturmayı başlattı ve sorunun çözümü amacıyla mahkemeden yapılan faaliyetlerle ilgili bilgi
istenilmiştir. Kabul edilen yanıttan Halkın Avukatı’nın yorumuna göre sorun yukarıda adı
geçen mahkemelerde dosyaların çokluğu nedeniyle gecikmenin olduğu sonucuna vardı. Bu
vaka şunu göstermektedir ki yargılama sürecinin gecikmesi ağır insan hakları ihlali ile
sonuçlanmaktadır.
Aynı şekilde vatandaşlardan kabul edilen şikâyetlerin bir kısmı adil yargılama süreci hakkı ile
bağlantılıdır ki bunlar Mitroviça’nın kuzeyinde mahkemelerin çalışmamaları sebebiyle
yargılama sürecinin uzunluğuyla ilşkilidir. Bu gerçek hukukun üstünlüğünü sağlamada önemli
bir sorun olmaya devam etmektedir.
Mahkemelerle ilgili olan yeni yasaya göre Yargıtayın yargı yetkisi azaltılmıştır ve bu sebepten
bu mahkeme daha az dosyalarla yüklüdür, özellikle de bu mahkeme 2013 yılına nazaran 2014
yılında %83,3 daha az vaka kabul etmiştir ve istatisikler de bu mahkemenin iş etkinliğinin
%100 olduğunu göstermektedir.
Mahkemelerin iş istatistiksel raporların analizine dayanarak Halkın Avukatı, KÖK aleyhine
yapılan şikâyetler hakkında ve kamu işletmelere karşı yapılan talepler konusunda yasalar
temelinde karar veren ve KYÖD aleyhinde olan ve 2014 yılı süresince çözülmeyen vakaların
artışının olması sebebeiyle endişesini dile getirmektedir. KYK’nun resmi bilgilerine göre
129
mahkemelerin çalışmalarını gösteren istatistikler KYÖD’nde 17.077 çözülmeyen vaka
olduğunu göstermektedir, oysa 2013 yılının sonunda bu rakam 16.424 idi. Bu mahkemenin
etkinliği %29,9 olarak değerlendirilmiş.
Bu bağlamda raporlama döneminde HAK, KYÖD sürecinin gecikmesi ile bağlantılı olan
şikâyetlerin önemli bir kısmını gözden geçirmiştir. 2011 yılı vakalarının gerekir, öyle ki
şikâyetçiler bu mahkemeye sorunlarını dile getirmelerine rağmen şikâyetçikerin konuları
hakkında bu mahkeme bugüne kadar şikâyetçilerin konuları hakkında karar vermemiştir, hiçbir
mahkeme duruşması belirlenmemiştir ve yukarıda belirtilen vakalar konusunda herhangi bir
bilgi sahibi olmamaıştırlar. Halkın Avukatı tarafından görevini yerini getirdikten sonra,
mahkemeden vakaların süreci devam etmekte olduğu, bu vakaların birçoğunda yargıçların
değiştiği gibi sabit yanıt almıştır ve yanıtının sonunda söz konusu olan vakaları haangi yargıcın
baktığına dair bir liste sunulmuştur. Aynı zamanda mahkemenin yanıtında mahkeme
tarafından kabul edilen dosyaların çokluğu yüzünden bahsi geçen vakaların çok kısa bir sürede
ele alınacağı belirtilmiştir. Halkın Avukatı bu vakalarda süreçlere devam etmektedir, çünkü
HAK tarafından sonuçlanan soruşturmalara dayanarak Kosova yargısının, özellikle de
KYÖD’nin vatandaşlara adil ve tarafsız bir yargılanmayı temin etme konusunda hazır olmadığı
açıkça görülmektedir.
Halmkın Avukatı 2014 yılında da mahkeme kararının her ne kadara Kosova Cumhuriyeti
Anayasası bunu güvence altına almış ise de vatandaşların kendi dillerinde alınması yönünde
oluşan gecikmeler ile ilgili onlardan gelen şikâyetleri kabul etmiştir. Her ne kadar onlar daha
bütük bir sayıda mahkeme mütercümi ve tercümanı temin etme gereksinimi olsa da bu
bağlamda yargı kurumları önemli bir gelişme sağlamışlardır. Başarısız oldukları teyit edilen
önceki girişimlere rağmen, bu konu gerektiği şekilde hala çözülmüş değildir.
KYÖD’nin Halkıın Avukatı ile Halkın Avukatının girişiminden sonra şikâyetçilerin sunulan
şikâyetlerinin kısa bir zaman dilminde ele alınmaları ile ilgili usul faaliyetleri üstlenme
konusunda yapmış olduğu doğru işbirliğinin vurgulanması gerekir.354
Halkın Avukat, yargılama sürecinin makul olup olmadığı mahkemelere sunulan dosyalarla bağlı
olan özel durumlarda açısından değerlendirilmesinin yapılması gerektiği düşüncesindedir. Buna
rağmen yargıçların az sayıda olmaları ve Kosova mahkemelerince kabul edilen davaların
çoklupu sebebiyle mahkeme tarafından kabul edilen dosyalarla karşılaştırıldığında üzerinde
çalışılmış vakaların küçük bir kısmı işlenilmiş olması bu sorunun çözülmesine katkı
sağlamayacaktır. Bu sorun sadece yasal çerçevesinde ele alınmakla çözüme kavuşmaz, onların
uygulanması için daha iyi politikaların da geliştirilmesi gerekir. Eğer en kısa zamanda yargıç ve
işbirlikçi sayısının ve mahkemelerin etkinliğinin artırılması gibi gereken tedbirler alınmaz ise bu
şekilde devam ederse çözüme kavuşmamış vakaalrın da sayısı artacağı düşünülmektedir.
Bu durumu ve dava dilekçesinin sunulmasından sonra sürecin uzadığını göz önünde
bulundurarak Halkın Avukatı, her ne kadar birçok proje, plan, strateji ve Halkın Avukatı
tarafından geçen döneme ait yıllık raporunda birçok öneriler sunmuş olmasına rağmen yetkili
kurumlarının insan haklarının korunması için Anayasa ve uluslararası belgelerde öngörüldüğü
354HAK,
A.nr. 570/2013 vakası. Şikâyet, şikâyetçinin 2008 yılında mahkemeye sunduğu arazinin geri iadesiyle
ilgilidir. 2011 yılında gerçekleşen ön duruşma dışında mahkeme şikâyetçinin davasıyla ilgili herhangi başka
bir faaliyette bulunmamıştır. Halkın Avukatı yapmış olduğu soruşturmalardan sonra yukarıda bahsi geçen
konuyla ilgili bilgi istedikten sonra kısa bir süre sonra dosyanın sürece tabi olunacağı yanıtını aldı ve bunu
şikâyetçiye gerekli sürede bildirdi. Şikâyetçinin durumuyla ilgili yargıç bir emir almıştır ki bu emirde,
mahkeme tarafından sebepsiz yere davanın gecikmesinden dolayı her iki davacının ölmeleri sebebinden
dolayı şikâyetçiden yapılacak olan ilk duruşmada davanın düzeltilmesi istenilmiştir. Şikâyetçi mahkemenin
emrine uymuş ve bir sonraki duruşmada konuyla ilgili karar alınmıştır.
130
gibi makul bir süre içinde bir yargı srecini temin etme ve gerekli tedbirleri almadıkları
sonucuna varmaktadır.
Öneriler:
Kosova Yargı Kurulu:

Adil ve tarafsız yargılanma hakkının sadece formal karakterde olması değil
onun pratikte de uygulanabilir olması için mahkemenin etkinliğinin
artırırlması amacıyla uygun ve etkili olan yasal eylemeler/girişimler
yapılsın
Yürülükteki düzenlemelerin uygulanması için gerekli tedbirler alınsı, öyle
ki daha sonra süreaşımlarıyla sonuçlanan dosyaların mahkeme
süreçlerinde gecikmelerinden uzaklaşsın.

Yargı kararlarının kişilere gerekli ve yasal süre içinde ve Resmi Dillerin
Kullanımı Yasasına ve Kosova Cıumhuriyeti Anayasası’na istinaden kendi
dillerinde teslim edilsin.
2.27. Sanığın hakları
Cezai suçla suçlanan herkes Anayasa’da,355 Kosova Cumhuriyeti Ceza Muhakemeleri
Yasası’nda356 ve Kosova Cumhuriyeti’nde doğrudan uygulanan uluslarası enstrümanlardaki357
belirlenen haklara sahiptir.
Bu raporlama döneminde HAK, sanığın hakkının çiğnendiği iddiasını içeren 151 şikâyet kabul
etmiştir. Bu şikâyetler arasında birbirleriyle sık sık ilişkili olna adil ve tarafsız yargılama dâhil
değildir. Bunlardan 34’ü için soruşturma açılmıştır, oysa kalan 117 şikâyet kabul edilemez
olarak nitelendirilmişlerdir.
Halkın Avukatı diğer raporlarında da sanığın hakkının çiğnenmesi ile ilgili endişelerini dile
getirmiştir. Daha önceki yıllık ve özel raporlarda Halkın Avukatı, bu hakkın ihlali ile ilgili
devamlı endişelerini dile getirmiştir. Hatta tekrarlan
an bu hakkın çiğnenmesi sadece
Halkın Avukatı için endişe verici değildir, bu aynı zamanda insan hakkının ağır ihlali de anlama
gelir.
Uzun süreli haksız tutuklama cezai suç adalet sistemine zorluklar yaratmaya devam etmektedir.
Yerli yargının tutuklamanın yasal süre içinde tamamlayamadığı için EULEX üç vakayı üzerine
aldı.358
HAK’na raporlama dönemi süresince bildirilen vakalardan biri kişinin, Anayasa’nın 30.
maddesinde ve AİHS’nin 5. maddesinde yer alan hakkın ihlal edildiği iddiasıdır. O tutuklama
süresinin devam etmesinden şikâyetçidir. O, onun aleyhinde yapılan yargı sürecinde sanık
olarak onun haklarını ihlal edildiği söylemektedir. O, 25.08.2010 tarihinden itibaren tutukludur
ve 4 yıl geçmiştir.359 Tutuklama süresi ile ilgili şikâyetçinin hakları KCCMY’nın 190.
355Kosova
Cumhuriyeti Anayasası, 30. madde
Nu. 04/L-123.
357Aynı yerde, 22. madde.
358Kosovo Progress Report 2014, pg.2, “Unjustified prolonged detention continues to be a challenge for the
criminal justice system. EULEX took over three cases as the local judiciary did not finalise proceeding
within the legal time frame for detention”.
359HAK, A. nr. 442/2014 vakası.
356KCCMY,
131
maddesinin 4. maddesinde belirlenmiştir ve bu süre sorunun çözümüne kadar 18 aydır ve bu
onun bu hakkına mahkeme tarafından saygı gösterilmemiştir, çünkü şikâyetçinin tutukluluk
halinin herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan 4 yıldır devam etmektedir. Halkın
Avukatı’na göre bu vakada Anayasa e uluslararası enstrümanlarla garanti altına alınan bu
hakkın ihlalinin söz konusu olduğunu düşümnmektedir.
KCCMY’nın 5. maddesinin 1. fıkrasında., “Cezai suç nedeniyle şüpheli veya sanık olan her kişi makul
bir süre içinde tarafsız bir yargı sürecini isteme hakkına sahiptir.” şeklinde belirlemede bulunur; oysa
aynı meddenin 2. fıkrasında, “... yargı sürecinin herhangi bir gecikme olmadan ve süreçte yer alanların
haklarının kötüye kullanılmasını engellesin” sbir tek amaç için “Özgürlükten mahrum bırakılan,
özellikle de cezai yargılamada tutukluluk halinin süresi en makul süreye azaltılması gerekir.” (aynı
maddenin 3. fıkrası) cümleleriyle mahkemenin görevini belirler.
HAK, birçok durumda tutuklama kararının birçoğunda yeterince gerekçeler verilmediği
tespitinde bulunmuştur. Çoğu durumda mahkemeler somut konularda iddia ve tutuklama
arasında nedensel ilişkiyi yapmakta başarısızlardı. Bu AİHM’nin hukuk ilmi açısından
değerlendirmenin önemli bir unsurunu teşkil eder. Bu tür durumlar AİHS’nin 5. maddesinin 1.
fıkrasında yer alan talepelre aykırıdır. Aynı şekilde aynı maddeye göre hukuki temeli olmayan
tutuklama kararları durumlarında da keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamak için başarısızdır.
HAK, yargılamanın gecikmesinin var olup olmadığını konusunu değerlendirmek için
mahkemeler bunu soyut bir konu olarak ele alamazlar, onlar her özel vakada durumun
sebeplerinin ve istisnasız her durumda uygulanabilecek sabit bir dönemin var olmadığını
bilmesi gerektiği düşüncesindedir. Buna benzer bir değerlendirme her gerçek için referanslar
barındırması gerekir ve kişinin tutukluluk halini gerekçelendirmek için onun özel durumlarını
göz önünde bulundurması gerekir.
Bizim suç sistemimizde önemli olan bir diğer konu alternatif tedbirlerin uygulanmasıdır ki
bunların şimdiye kadar geniş uygulanması yapılmamıştır. AİHM’nin hukuk ilmi
vurgulamaktadır ki mahkemeler kişinin serbest bırakılması veya tutuklanması konusunda karar
verdiklerinde kişinin yargılamaya katılmalarını temin etmek için yetkililer alternatif önlemleri
dikkate almakla yükümlüdürler.360
Tutukklu olan kişi serbest bırakıldığında ve suçsuz olduğu ilan edildiği yasal olmayan
tutuklamalarda, özgürlükten yoksun bırakılma nedeniyle yasaya göre tazminat isteme hakkı
vardır. KYK Sektreteriğinin “sebepsiz cezalandırılan veya tutuklanan kişiler için tazminat
ölçütleri” konulu 25.08.2008 tarihli kararına istinaden tazminat derecesi aylık sabit miktarı
içerir. Halkın Avukatı, AİHS’nin 5. maddesinin 5. fıkrasında tazminat için sabit bir bedel
öngörülmediği tespitinde bulunmuştur. AİHM’nin hukuk ilmi, ihmal edilebilir olan ve eşit
olmayan tazminatın ihlalin ciddiyeti AİHS’nin 5. maddesinin 5. fıkrasında yer alan taleplerle
uyumlu olmadığı tespitinde bulunmuştur.361
Halkın Avukatı, tazminatla ilgili bu yasal esas 25.08.2008 tarihinden itibaren yürürlükte
olduğunu, o zmaandan itibaren bugüne kadar herhangi bir değişikliğin olmadığı ve yukarıdaki
esaslara göre hiçbir zaman yeniden değerlendirilmediğini bu nedenle yeniden değerlendirilmesi
gerektiği ve AİHS’nin 5. maddesinin 5. fıkrasında yer alan standartlara uyarlanması gerektiği
konusunda mercilerin dikkatini çekmetedir.
Geçmiş raporlarda da gündeme gelen konular ve hala endişe vermeye devam eden şey ise
özellikle re’sen görevlendirilen avukatların, fakat kendilerinin seçtikleri avukatların da
360Khudoyorov
v. Russia, § 183; Lelièvre v. Belgium, § 97; Shabani v. Switzerland, § 62. [lirimi mahkeme önüne
çıkması garantisi ile koşullandırılabilir.
361Cumber v. the United Kingdom, Commission decision; Attard v. Malta.
132
sundukları savunmaları ile ilgili hoşnutsuzlukları içeren şikâyetlerdir.362 Halkın Avukatı,
sorumsuz olan yasal temsilcilerin (avukatların) ciddi soruşturmalarının yapılması, adaletin
önüne çıkarılmalar ve yasaları çiğnemeleri sebebiyle sonuçlarla karşı karşıya gelmeleri için
HAO’nda etkili mekanizmaların oluşturulması gerektiği düşüncesindedir. Bu mekanizmanın
etkin işleyişi avukatıların disiplinine ve onların mesleki sorumluluğunu yükseltmeye katkıda
bulunacaktır.
İnsanın haklarını korunması sistemi AİHM’nin yargı pratiğinin uygulanması için acil ihtiyacı
vurgulamış, ki Kosova Cumhuriyeti Anayasası da bu şekilde belirlemiştir (52. madde).
Kosova’da suç mahkemeleri kendi kararlarında bunu ve bu anayasal yükümlülüğü göz ardı
etmiş oldukları gerçeği tüm yargı sistemi için endişe vericidir. Bu durum mahkemelerin
uluslararası standartlara ve anayasal yükümlülüklere yaklaşımları konusunda radikal reform
çağrısı yapmaktadır. Halkın Avukatı, KYK ve KYE de dâhil yetkili mercilerin İnsan haklarının
korunması sistemini güçlendirmeye yönelik hemen avukatların uygun eğitimlerinin ve uygun
reformların yapılması gerektiği düşüncesindedir.
Öneriler:

Mahkemeler alternatiff önlemler alsın, oysa sanığın edilmeai için bir araç
olarak sadece mecburi durumlarda ve yasaya dayanarak tutuklama kararı
verilsin.

Öahkemeler tutuklama kararlarıyla ilgili gerekli gerekçeleri yapsın.

KYK yasal olmayan tutuklamalar durumunda tazminatlarla ilgili ücretlerin
yeniden değerlendirmesini yapsın.

Kosova Avukatlar Odası, yasal yardımın daha kaliteli olmasını temin etsin ve
Avukatlık Yasası ve Mesleki Etik Kuralları Yasası’nı ihlal eden avukatlara karşı
disiplin cezası versin.
2.28. Hukuki yardım konusunda haklar
Vatandaşaların haklarını ve çıkarlarını ihhlala eden mahkeme ve idari kararları hakkında hukuki
yardım hakkı, Anayasa ile363 ve Kosova Cumhuriyeti’nde uygulanmakta olan uluslararası
enstrümanlarla güvence altına alınan haklardan biridir.
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 2. maddesinin 3 fıkrasında “kişinin bu
Sözleşmede yer alan hak ve özgürlükleri ihlal edildiği zaman ve kendi resmi görevlerini yerine getirirken
kişiler tarafından işlenen ihlal edildiği zaman da dâhil her kişiye etkili bir hukuki yardım temin edilsin”
cümlesiyle taraf devleti yükümlü kılar.
Cezai yargı sürecinde hukuki yardımlar ve tutuklamanın belirlenmesi veya devam edilmesi,
mahkeme katrarlarına itiraz ve olağanüstü hukuki yardımların kullanılması durumlarda
şikâyetlerin kullanılması ile lgili olan süreler Yasa’yla düzenlenmiş ve belirlenmişlerdir.364
362HAK,
2014 yılı süresince KAO tarafından bilgilendirilmiştir. Soruşturma Disiplin Komisyonu 72 şikâyet
kabul ettiğini; bunlardan üçü süreaşımından dolayı reddedilmiştir, 2’si kişiler çekildikleriiçin reddeilmiştir,
10’u karar aşamasındadır, 15’i soruşturma aşamasındadır, 42’si ise reddedilmiştir.
363Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 32. madde ” Her kişi, yasayla belirlenen hak ve çıkarlarına tecavüz eden
mahkeme ve yönetim kararlarına karşı hukuki araçlara başvurma hakkına sahiptir.”
36404/L-123 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası, 13.12.2012’de Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul
edilmniştir..
133
Tutuklamanın itirazı ile ilgili olan hukuki yardımlar uluslararası enstrümanlarla da
belirlenmişlerdir.365 Aynı şekilde makul bir süre içinde yargılanma hakkı ilgili ulusal mevzuat
tarafından366 ve AİHS367 ile güvence altına alınmıştır.
Sürecin uygulanması ve idari durumlarda kararların çıkması için süre İdari Usul Yasası’yla
belirlenmiştir.368
2.28.1. HAK’na sunulan bireysel vakalar
2014 yılı süresince HAK hukuki yardım hakkının ihlal edildiği iddiasının taşıyan 263 şikâyeti
kabul etmiştir. Bunlardan 52 vaka için soruşturma açılmıştır, oysa diğerleri kabul edilemez
olarak nitelendirilmişlerdir. HAK’na bildirilen şikâyetlerin en yaygın nedeni şahsi haklarının
ihlal edildiğidir ve mahkemelere, bakanlıklara, belediyelere, Kosova Polisine ve kamu
işletmeleri aleyhinedirler. Şikâyetlerin sunulma nedenleri yasal süre içinde şikâyetlerin ele
alınmaması ve mahkeme ile idari kararların uygulanmamasıyla ilgilidirler.
HAK’na raprolama dönemi süresince bildirilen vakaların birinde kişi, Bağımsız Medya
Komisyonu (BMK) üyesi pozisyonu için rekabet yarışından diskalifiye edilmesi ve ona
rekabetten neden uzaklaştırıldığına dair herhangi bir net yasal açıklama yapılmadan onun etkili
hukuki yardım hakkının ele alınmasından dolayı Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nden şikâyet
etmektedir.369
Halkın Avukatı 22.04.2014 tarihinde resmi bir yazı vasıtasıyla Meslis sekreterinden ve ad hoc
Komisyonu başkanından, şikâyetçilere yasal süre içinde yanıtın verilemsi ile ilgili yapılan veya
365AİHS,
5. maddenin 4. fıkrası: “Yakalama veya tutulma nedeniyle özgürlüðünden yoksun kýlýnan herkes,
özgürlük kýsýtlamasýnýn yasaya uygunluðu hakkýnda kýsa bir süre içinde karar vermesi ve yasaya aykýrý
görülmesi halinde, kendisini serbest býrakmasý için bir mahkemeye baþvurma hakkýna sahiptir.”.
36603/L006 sayılı İhtilaf Dava Usulü Yasası, 10.1 madde:” Mahkemenin görevi, sürecin ertelenmeden ve az
masrafla gelişmesine çaba sarfetmek ve aynı zamanda işbu Yasayla davacılara düşen işlemsel hakların
kötüye kullanılmasını olanaksız kılmasıdır.”
367AİHS, 6. maddenin 1. fıkrası: ” Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai
alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve
tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak
görülmesini isteme hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel
ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel
hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar
verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince
tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.”
36802/L-28 sayılı İdari Usuller Yasası, 130. maddenin 1. fıkrası der ki ”itiraz bildirinin alımndığı günden itibaren
30 gün içinde yapılır.”. 130. maddenin 2. fıkrası xder ki: ” Idarenin çalısma içerisinde bulunmaması
halinde (düzenlemeyi çıkartmaması veya tam sessizlik içerisinde olması halinde), idari itiraz idari usulün
baslatılması ile ilgili talebin teslim edildigi günden sonraki 60 gün içerisinde yapılır.”.
369HAK, A. nr. 155/2014 vakası. Şikâyetçi iddia eder ki 28.02.2014’te resmi elmek ile 04.03.2014’te Kosova
Cumhuriyeti Meclis Bürolarında BMK üyesi için mülakat düzenleneceği ad hoc Meclis Komisyonu
tarafından bilgilendirilmiştir. Kendisi de bu pozisyon için başvurmuştur. 04.03.2014 mülakatın
başlamasına az saat kala “eğer başvuran seçilmeyi başarırsa ve bu iki pozisyonu yapmaya devam ederse
04/L-051 sayılı Kamu Görevlerini Yapmakla İlgili Çatışmayı Önleme Yasnın” 16. maddesinin 1. fıkrasına
istinaden uyumsuz ve tutarsız olarak kabul edilir.” şeklindeki YMD’nin yasal bir düşüncesi sebebiyle
mülakata katılamayacağına dair telefonla bilgilendirilmiştir. 05.03.2014’te Kosova Cumhuriyeti Meclis
Başkanı’na ve ad hoc Komisyon Başkanına BMK üyesi yarışmalarından kendisinin diskalifiye edilmesi
nedenlerinin bilgilendirilmesiyle ilgili yazılı bir açıklamanın verilmesine dair yazılı bir dilekçe sundu, ancak
hiçbir zaman herhangi bir yanıt almamıştır.
134
yapılacak olan faaliyetler konusunda kendisini bilgilendirmesini istemiştir. Bu yazıda Halkın
Avukatı diğerleri arasında şunu söyledi: “Yolsuzlukla Mücadele Dairesi (YMD)’nin yasal
düşüncesi ile ilgili içerikten yola çıkarak başvuranın hangi pozisyona tayin edileceği konusunda
beyan bildirmesine fırsat vermeden rekabetten diskalifiye edilmesi YMD’nin yasal isteğine
aykırıdır.” 21.05.2014’te Meclis sekreteri resmi yazısı aracılığıyla ad hoc Komisyonunun
adayların BMK üyesinin seçilmesine ilişkin sürecinin yürütülmesi hakkında Halkın Avukatı’na
bilgi verdi, ancak Halkın Avukatı’nın ana talebi olan yaroştan çıkarılması sebebei konusunda
ek açıklamalar verilmedi.
Halkın Avukatı yasal ilcelemelere dayanarak şikâyetçinin aleyhine insan haklarının çiğnendiği
sonucuna vardığında önerili Raporu düzenlendi ve bu rapordu şu önerilerde bulundu: (a)
Meclis,
Yetkili kuruluşlar tarafından verilen düşüncelere -bu durumda YMD yasal düşüncelere saygı
göstersin ve bunları göz önünde bulundursun, özellikle de bu tür düşünceleri kendisi
istediğinde; (b) Bu makama itirazlarını bildiren vatandaşlara yasal süre içinde bir yanıt
verilsin,370 öyle ki bu yüzden onun kararlarına karşı etkili başvuru yollarını kullanma hakkından
mahrum edilmesin, çünkü bu tür şeyler vatandaşlara Anayasa ile güvence altına alınmıştır; (c)
Meclis Sekreterliği Insan haklarını göz önünde bulunduracak ve vatandaşların taleplerine /
şikâyetlerine zamanında ve yürürlükteki mevzuata uygun olarak yanıt verecek olan ilgili
komnisyonları oluştursun.
Hakların yargısal korunması hakkına ilişkin şikâyetler KYK’na, tüm düzeydeki mahkemelere
ve KYÖD aleyhinedir.
Bakanlıklara, idarelere ve belediyeler aleyhinde olan vatandaşların şikâyetleri genellikle onların
taleplerine yanıt verilmemelerle ilgilidir – idari susma – ki bunlar iş ilişkisi, mülkiyet konusu,
barınma, kamu belgelerine erişim gibi farklı alandaki konuları içermektedir
Halkın Avukatı anayasal ve yasal yetkilerine dayanarak hukuki yardım hakkının ihlali ile ilgili
iddialar hakkında soruşturma başlatmıştır ve yetkili mercilerle doğrudan yapılan yazışmalar ve
görüşmeler neticesinde, aynı zamanda hukuki yardım konusunda ihlalin var olduğu
düşüncesine vardığında, anayasa ve yasyla güvence altına alınan insan haklarının ihlallerinin
ortadan kaldırılması amacıyla verilen önerilerin uygulanmasını talep etmiştir.
Öneri:

Her düzey Kosova Cumhuriyeti kurumları, idari makamlar ve mahkemeler
hukuki yardım hakkına saygı göstersinler, öyle ki vatandaşlar bu haklarını
yasalara göre kullansınlar.
37002/L-28
sayılı İdari Usul Yasası, 109. madde: Asagıdaki durumları ortaya çıkaran idari düzenlemelerin hepsi
hakkında ilgili taraflar bilgilendirilmeleri gereklidir: a). onların iddiaları ile ilgili kararlar alan; b). zorunluluk
ve ceza belirleyen veya zarar ortaya çıkaran; c). ilgili taraf yasal çıkarlarını veya haklarını ortaya çıkaran,
sona erdiren, genisleten veya sınırlandıran veya herhangi bir sekilde bunlardan yararlanma sartlarını
engelleyen.” Aynı yasanın 112. maddesi: “Idari düzenlemeler, yasa ile diger zaman süreleri öngörülmüs
durumlar hariç, çıkartılmıs günden sonraki sekiz gün içerisinde teblig edilir.”
135
2.29. Halkın Avukatı’nın Anayasa Mahkemesi ile ilişkileri
Anayasa Mahkemesi Kosova Cumhuriyeti’nde Anayasa’nın yorumlanması ve yasaların
Anayasayla uyumluluğu konusunda nihai mercidir ve onun kararları yargı ve tüm Kosova
Cumhuriyeti kurumları için bağlayıcıdır.
Halkın Avukatı, daimi özelliği sahip bir yasal norm çıkarılması esnasında insan hak cve
özgürlüklerinin ihlal edildiği veya azldığını düşündüğü zaman KAM’ne başvurabilecek bir taraf
olarak Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile yetkilidir. Halkın Avukatı devamlı olarak Anayasa
mahkemesinin çalışmalarını ve AİHM’nin uygulamalarını takip eder ve birçok durumda bu iki
mahkemenin önerilerini ve görüşlerini göz önünde bulundurur.
Şunun tekrar vurgulanması önemlidir ki Halkın Avukatı Yasaların, Cumhurbaşkanı veya
Başbakan kararnamelerinin ve Hükümet düzenlemelerinin uyumsuzluğunu, aynı zamanda
Belediye Statüsünün Anayasa ile uyumsuzluğu konularını Anayasa’nın 1113. maddesinin 2.
fıkrasına dayanarak KAM’nde konuları gündeme getirmeye yetkili taraftır.
2.29.1. Anayasa Mahkemesi Yasası’nın değişimi – sınırlamanın kaldırılması
Halkın Avukatı, geçen yılki raporunda da Halkın Avukatı’nın Kosova Anayasa Mahkemesi’nde
yasal bir belgeye karşı itirazda bulunabilirliğini içeren ve Anayasa Mahkemesi Yasası ile
tanımlanan 6 aylık dönemi hakkında tartışma açılması gerektiğini vurgulamıştır. Halkın
Avuukatı’na göre bu sınırlama “(...) itirazın (6) ay yürürlüğe girmesinden sonra” orantısıszdır.
Bu süre sınırlaması bugüne kadar Kosova Cumhuriyeti’nde ve siyasi-hukuki açısından benzer
olan ülkelerinde, aynı zamanda siyasi ve ekonomik istikrara sahip diğer Avrupa ülkelerinde
şimdiye kadar olan deneyimlerle desteklenemez. Dolayısıyla Halkın Avukatı, Kosova
Cumhuriyeti Meclisi’nden bu yasal normun, daha doğrusu Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 30.
maddesinin değiştirilmesini, öyle ki Halkın Avukatı için olan sınırlamanın tamamen
kaldırılmasını önermekte ve talep etmektedir.
Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı ilgili yasaların anayasayla uyumluluğunu denetebilen bir
tek siyasi kurum olmayan ve bağımsız olan bir kişidir. Yasaların ve diğer normatif belgelerin
Anayasayla olan uyumluluğunu göz önüne atma durumu olduğunda Kosova Cumhuriyeti
Anayasası maddi anlamda Halkın Avukatı’nı sınırlamaz. Ancak Anayasa Mahkemesi Yasası,
vakaların anayasayla uyumluluk durumunu açılması ile ilgili süre sınırlaması yapmakla, aslında
gereksiz ve sert bir usul sınırlaması yapmaktadır. Bununla ilgiş, Halkın Avukatı önerili bir
rapor aracılığıyla Kosova Meclisi’nden bahsi geçen yasanın değiştirilmesi için faaliyetlerde
bulunmasını istemiştir.371
Yasaların ve diğer normatif belgelerin anayasayla uyumluluğu konusunda durumların ortaya
atılması, özellikle de bunların temel hak ve özgürlüklere etkisi olması durumlarda süre ile
kısıtlanazam olduğunu düşünmekteyiz.
371HAK,
re’sen önerili Rapor A. nr. 171/2014.
136
2.29.2. Anayasa Mahkemesi’nde Cumhurbaşkanı Kararname referansı
10.10.2014’te Halkın Avukatı, Cumhurbaşkanı’nın DKGJK-001–2014 sayılı 31.08.2014 tarihli
Kararnamesiyle Kosova Meclisi’nden öneri almayarak uluslararası yargıçlarının KAM’de görev
sürelerini uzatmakla Anayasayı ihlal ettiğini düşünmektedir ve Mahkemeden bu kararnameyi
Anayasaya aykırı olduğunu ilan ederek iptal etmesini istemiştir. Geniş ve derin bir soruşturma
sonrasında Halkın Avukatı ayrıntılı olarak kendi duruşunu sergiledi, öyle ki ona göre KAM
yargıçlarının atama yetkinlik heyeti, onların öneri yetkinlik heyetinin anlamına gelmesi olarak
yorumlanamaz.372 Bunlar iki ayrı yetkidir ve önerinin açık yetkinin eksikliği durumunda
Kosova ile AB arasında yapılan Anlaşma ile açık yetki eksikliği var olmasından ötürü bu yetki
Meclise kalır. Üç uluslararası yargıcın Meclis tarafından önerilmemesi ve onların
Cumhurbaşkanı Jahjaga tarafından görev sürelerinin uzatılmasını Anayasaya aykırı olduğu için
iptal edilmesi gerekir. Halkın Avukatı’naa göre Cumhurbaşkanını’nın bu kadar basit bir
eylemiyle Anayasa çiğnenemez.
Her nasılsa Halkın Avukatı, 13.11.2014’te KAM tarafından gönderilen ve uluslararası
yargıçlarının KAM’de görev sürelerini uzatılmasını içeren Cumhurbaşkanı’nın DKGJK-001–
2014 sayılı 31.08.2014 tarihli Kararnamesi ile ilgili olan ve Halkın Avukatı’nın başvurusunun
kabul edilmediğini içeren kararı kabul etti. KAM’nin bu kararı yasal hiyerarşi açısından son söz
olarak kabul edilecektir.
Bu durumla ilgili KAM’sinin Kararının küçük bir incelemesi yapıldığında hukuki-profesyonel
boşluklar ve bu Kararda akıl yürütme neredeyse mümkün değildir. maddi anlamda gerekçenin
eksikliğinin görüldüğü en iyi örnek Cumhurbeşkan’ın Kararnamesinin uluslararası sözleşmede
istenilen şeyle bir çizgide olmasıyla ilgili Mahkemenin iddiasında yer alır. Mahkemenin bu
ididiası herhangi bir gerekçeyle, iddiasını temel aldığı sözleşemenin herhangi bir hükmünün
alıntısı verilmeden, aynı zamanda bu nokta hakkında Halkın Avukatı tarafından sunulan
nokatalardan hiçbiri ile ilgili argüman verilmemektedir.
Halkın Avukatı tarafından KAM’sine gönderilen başvuruda, eğer ilgili anayasal hükümlerinden
Cumhurbaşkanı Kararnamesinde sapma var, ancak bu Kararaname uluslararası anlaşmasının
içeriğinde istenenler ile gerçektem de aynı çizgide mi özellikle de bu soruyu oluşturuyordu.
Halkın Avukatı talebinde bu noktayı uzun ve ayrıntılı bir hukuki gerekçe ile itiraz etti.
Mahkemenin bir duruma ait esas soruyu sadece kısa bir paragrafını ele alıp karar vermesi
gerçeği, ayrıca soru hakkında gerekçe sunmaması, kaynak gösterilmemesi ve bununla ilgili
başvurann argümanına herhangi bir yanıt vermemesi aslında yasal ayrıntının endişe verici
yoksulluğunu ve adil ve tarafsız yargılama standartlarının ihmal ediliğinin göstermektedir.
Halkın Avukatı’nın KAM’sine başvurusunu sunduktan kısa süre sonra “Jeta në Kosovë”
(Kosova’da Hayat) adlı programda bir EULEX hukuk danışmanı tarafından yazılmış ve
Misyon Başkanına hitap eden EULEX’in bir iç muhtırası yayınlandı. Bu muhtıraya göre KAM
başkanı bu durumla ilgili yönleltileen soru ile ilgiili EULEX ‘le danışmıştı ve düşüncelerini
ifade ederken demiş ki üç uluslararası yargıcın atanması süreci esnasında Meclisin baypas
edilmesi anayasal bir ihlali teşkil etmez. Oysa 10.11.2014’te “Prishtina Insight” dergisinde
muhtıranın tam bir nüshası yayımlandı ve burada açıkça belirtilmektedir ki: “Anayasa
Mahkemesi Başkanı gayri resmi olarak bu süreçle ilgili mutabık kaldı (üç uluslararası yargıcın atanması) ve
Meclis’in etkin hale gelmesine gerek yoktur dedi(.)”373
372Halkın
Avukatının KAM’ne yapmış olduğu başvuruyu www.ombudspersonkosovo.org bulabilirsiniz.
Insight. Issue No. 143, October 10 - 23.
373Prishtina
137
Şunun vurgulanması gerekir her ne kadar EULEX’in muhtırası KAM Başkanı Sayın Enver
Hasani Meclisin baypas edilmesi konusunda sadece “gayri resmi”göstermiş olsa da, bu muhtıra
aynı şekilde göstermektedir ki Sayın Enver Hasani sadece kendi profesyonel görüşü olarak
değil de Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatıyla tam istişarede bulunduğunu göstermektedir.
Onun muhtırada ne şekilde tepit edildiği onun resmi işleyişine “Anayasa Mahkemesi Başkanı”
dayanmasıdır. Demek ki o EULEX tarafından sadece o amaçla danışmıştır ve kendi
düşüncelerini KAM başkanı olarak vermiştir. Somnuçolarak Sayın Enver Hasani bu yargıçların
atanması ile ilgili sürecin onaylanmasında etkin rol oynadığı ortaya çıkmaktadır ve şu açıktır ki
Halkın Avukatı tarafından itiraz edilen sürecin anayasanın değerlendirilmesinde onun taraf
turtması soru işaretleri oluşturmaktadır. Fakat KO155/14 vakası sürecinde katılımında tarafsız
olması gerekmesine rağmen o kendisini bu vakayla ilgili değerlendirme heyetinin bir parçası
olarak belirlemişti.374
Kararların gerekçelendirilmesinde yasal, fikri ve kurumsal zorunluluk kapsamında KAM de
doğrulanabilir standartlarla ilişkilidir. Mahkemenin bu yükümlülüğü başvuru sahibinin konuyla
ilgili düşüncelerini dile getirmesi hakkına tekabül eder. Halkın Avukatı bu süreçte başvuran
taraf olarak Mahkemeden sadece gerekçeli karar alması değil aynı şekilde kararın
gerkçelendirmesinde demokratik şekilde yasal normativ metne uymasını istemesi konusunda
subjektif hakka sahiptir. Bu tür bir Karar karşısında Halkın Avukatı, kamuoyunun dikkatini
çekmek ve ülkenin en yüksek mahkemesinin Cumhurbaşkanının Kararnamesi ile ilgili yasal ve
mesleki açıdan kötü performansının kamuoyu tarafından tartışılmasını açmak sadece hakkı
değil aynı zamanda görevidir.
2.29.3. Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile ilgili Hazırlık çalışmalarının bulunması
Halkın Avukatı için endişe verici olan bir diğer durum Kosova Anayasası’nın hazırlık
çalışmalarının (travaux preparatoires) bulunmamasıydı ki yeri doldurulamayan olaraj da
nitelendirilebilen bu belgeler Anayasa metni üzerinde iki görüşün çözülmesinde ve onu
yapanların amaçlarını öğrenebilmekte yardımcı olabilecek. KAM’sinin dört yıldan fazla bir
dönem içinde onları bulma ve kullanıma sokma çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu
belgeleri süreçlerinde kullanan sorumlu kurumlar, bilinmeyen sebeplerden dolayı bu belgeleri
kamuoyundan ve ilgili kurumlardan gizlemişlerdir. Yanıt bvermeme, hatta onların gizlenmesi
diyelim, Kosova Cumhuriyeti Kamu belgelerine en açık bir şekilde erişim reddini oluşturur.
Medya tarafından bu belgelerin Kosova Cumhuriyeti Hükümetine ait bir binada arşivlenmiş ve
“sahipsiz” olarak bulunduklarına dair haberi yayınlamanmış. Onlar onlar istişare için bile
sunulmamış idiler, hatta “sahipleri” olan Kosova Cumhuriyeti KAM tarafından da.375
Endişe verici olan bu haberin medyada aydınlanması ve soruştuma vakaları için bu belgelere
başvurmalarında KAM’nin başarısız aramaları da Halkın Avukatı’nı bu belgelerle ilgili
aşağıdaki beş temel amaçla re’sen soruşturma açmasını itmiştir. (1) bu belgelerin Hükümete ait
bir binada bulundukları ve var olduklarını, daha doğrusu arşivlendiğini belirlemek için; (2)
Devlet iktidarı olan herhangi bir kurum veya kuruluşun Anayasa’nın 41. maddesinin 2.
fıkrasında yer alan hükme (“belgeleri tutan kamu kurumları ve iktidar kuruluşları onlar
kamusaldır.)” ve kamu kurumları ve tarafından korunan belgeler aykırı davranıp
374http://www.gjk-ks.org/repository/docs/KO155-14_SHQ.pdf
bk. (29.12.2014).
Hükümet binasında Anayasanın Hazırlanma Arşivi” Kosova Press, 01.10.2014
(http://www.kosovapress.com/sq/nacionale/arkiva-e-draftimit-te-kushtetutes-ne-objekt-te-qeverisedhe-pa-pronar-26024/).
375“‘sahipsiz,’
138
davranmadığını soruşturmak için; (3) bu belgelerin bir an önce KAM’ne gönderilmelerini
temin etmek için ve bunun da bu Mahkemenin devamlı taleplerine uyumlu olması için; (4)
kendi çalışmaları süresince HAK tarafından hazırlık çalışmasına erişim sağlanabilme olanağı
yaratmak için ve (5) bu kurumsal ve Kosova Cumhuriyeti kuruluşuna ait ister bugünkü
vatandaşlar ister de gelecek nesiller için tarihi kanıtı yayınlamak ve korumak için.
Kalıcı araştırmadan ve Meclisteki, Cumhurbaşkanlığındaki, Hükümetteki ve Kosova
Cumhuriyeti Kamu Arşivi’ndeki sorumlu dairelerle başarılı iletişimden sonra Halkın Avukatı
05.12.2014’te resmi yazı aldı. Bu resmi yazıda bütün belgelere sahip olan Başbakanlık Bürosu
(BB)’nun bu belgeleri Kosova Kamu Arşivleri Kurumu (KKAK)’na 24.11.2014’te gönderdiği
yer almaktadır, bu da Halkın Avukatı’nın ilk talebinden on gün sonrasına tekabül eder.
Tabi ki hiç kimse şimdiye kadar “kayıp”, “mülkiyet” konusunda veya bu belgelerin kurumlara
verilmemesi konusunda yasal sorumluluğu almamıştır, bunlardan ilkini de KAM oluşturur; her
ne kadar onlar farklı durumlarda istenilmiş olmasına rağmen. Bu da Kosova Cumhuriyeti
devlet hiyerarşisiniin yüksek zümresinin sorumsuzluğunu bir daha göstermektedir.
2.29.4. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması
Halkın Avukatı’nın, KAM’nin “IMK Ferizay” Çelik Fabrikası eski çalışanlarının tazminatlarıyla
ilgili olan 07.10.2010 tarihli REF.: AGJ 75/10 sayılı kararının uygulanmasına ilişkin Kosova
Cumhuriyeti Hükümetine ve KÖK’ne 2013’te sunduğu önerisi ile birlikte KAM’nin kararı da
uygulanmamaktadır. İster Kosova Cumhuriyeti Hükümetine ister de KÖK bu konu ile ilgili
susumaya devam etmektedirler.
Halkın Avukatı, her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Anayasası kurumları Halkın Avukatının
taleplerine yanıt vermelerini ve onun önerilerini uygulamalarını yüükümlü kılsa da bu durumla
ilgli ne hükümetten de de adı geçen kurumdan herhangi bir yanıt almadı. Kurumlar tarafından
mahkeme kararlarını uygulamamaları ve Kosova Cumhuriyeti yetkili makamların mahkeme
kararlarının gereksiz gecikme olmadan etkili bir şekilde uygulanmaları için etkili mekanizmaları
temin etmemesi insan hakları ihlalini oluşturur ve adaletin uygulanması ve hukukun üstünlü
konusunda vatandaşların güvenini sarsar.
Öneriler:

03/L-121 sayılı Anayasa Mahkemesi Yasası, özellikle de bu yasanın 30.
maddesi değiştirilsin ve tamamlansın, öyle ki Halkın Avukatı’nın Anayasa
Mahkemesine sunduğu başvurularla ilgili süre kısıtlaması tamamıyla
kaldırılsın.

Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve Kosova Özelleştirme Kurumu, KI 08/09
vakasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin Ref. nr. AGJ 75/10 sayılı kararının
uygulanması için herhangi bir gecikme yapılmadan hemen gereken tedbirleri
alsın.
139
2.30. Savcılık tarafından HAK’na karşı yapılan yasalara aykırı
soruşturmalar
Priştine Asliye Savcılığı, HAK ile ilgili bir isimsiz ihbara dayanarak yaklaşık 30 aydır
soruşturmalar açmıştır. HAK’na savcılık tarafından soruşturmaların açıldığına ilişkin herhangi
bir resmi yazı almadığı için bu soruşturmaların açılmasının kesin tarihi bilinmemektedir.
Bununla ilgili, Belediye Savcılığı (şimdi Priştine Aliye Savcılığı) tarafından 04.07.2012 tarihli
2302/2-2012 sayılı yazısına göre Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma
Dairesi’ne vermiş olduğu soruşturmalar faaliyetleri yapabilme yetki yazısını soruşturma
polisinin HAK’nun merkez binasına gelip resmi belgeleri istediğinde HAK ilk kez bilgi sahibi
oldu.
HAK, tüm kamu makamları tarafından yasayı uygulama Anayasal görevlendirmeye dayanarak
asoruşturma polisi tarafından istenen bütün belgeleri onlara vererek, onların yetkilerine saygı
göstererek, her zaman şüpheli mali istismarın soruşturmalarının yapılması ve bu soruşturmanın
bir an bitmesi amacıyla soruşturma polisiyle işbirliği yapmıştır.
HAK’nun, mali istismar iddiasını taşıyan isimsiz ihbarın soruşturulmasında soruşturma
makamlarına yardımcı olma ve işbirliği çabası ve isteğine rağmen, açılan soruşturma hala resmi
olarak kapanmamıştır.
Savcılık tarafından soruşturmaların 30 aydır uzaması, mali soruşturmadan istihdam
soruşturmasına geçilmesi, soruşturmaların başladığına dair HAK’nun bilgilendirilmemesi,
şüpheli eylemler ve kişiler, soruşturmanın başlatılmasına dair Savcılık kararının eksikliği bu
soruşturmaların amacı, soruşturmayı başlatan / soruşturmanın yasallığı ile ilgili şüphe
uyandırmaktadır, ki bu soruşturma da HAK zararına açık olarak KCCMY’sını ihlal etmektedir.
Bu soruşturmalar anayasal açısından bağımsız olan HAK’nun insan hak ve özgürlüklerinin
korunması görevlerini yerine getirmesinde açık ve doğrudan baskı yapmaktadır.
2.30.1. Soruşturmaların başlatılması ile ilgili açıklamalar – kanıtlar ve vakanın
gerçekleri
HAK, 04.07.2012 tarihli PN.nr.2302/2012 sayılı yetkiye dayanarak Priştine Belediye Savcılığı
(şimdi Asliye Savcılığı) tarafından HAK aleyhine soruşturmaların açıldığını öğrennmiştir.
İsimsiz ihbar üzerine yapılan soruşturmalar HAK’nda olası ihlaller ve mali istismar ile
ilgilidir ve bunlar kimlerin şüpheli olduğu belirtilmeden yappılmıştır.376
Soruşturma yetkililerinin bu talebine istinaden HAK, denetim raporları, maaş listeleri, istihdam
kararları, farklı giderlere ait faturalar vb. gibi istenilen tüm belgeleri teslim etmiştir.
İlk talepten sonra 11.02.2013 tarihli ikinci bir yazısında Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi
- Mali Suçlar Araştırma Dairesi HAK’ndan 2011 yılına ait Bağımsız Denetleme Kurulu
Raporları, 2010 yakıt temini için ihale, 2010 yılına ait cep telefonu temini için sözleşmeler,
2010 yılına ait bilgi teknolojisi hizmetleri için sözleşmeler, 2010 yılına ait için otel hizmetleri
için sözleşmeler, HAK 10. Yıldönümü Uluslararası Konferansı’na ilişkin içecekler temini için
376Kosova
Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi, 30.10.2012 tarihli
DHKEK/P/122/12, Referans NDH-06/1-02/1-2/391-2012.
140
ihalenin bir kopyası ve bu konferansla ilgili tüm harcama sözleşmeleri gibi ek belgeleri de
istemektedir.377 Tüm bu belgeler zamanında teslim edilmişlerdir.
Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi bu soruşturmalarla ilgili
2013 yılında telefon aracılığıyla 3 görevliyi mülakat için çağrılmıştır, oysa 2014 yılında bazen 23 defa olmak üzere HAK’nun 8 görevlisini Priştine’deki Polis İstasyonu’nda mülakata
çağırmıştır.
HAK bu görevlerinin ifade vermek için hangi amaçla çağrıldıklarına dair bilgi edinmemiştir,
çünkü hiçbir resmi yazılı davetiye bunlar için yoktu. Aynı şekilde HAK’nun, davet edilen bu
kişilerin mali istismar açısından şüpheli sıfatıyla mı, tanık sıfatıyla mı, yoksa sadece belgele
açıklıyıcıları olarak mı davet edildikleri konusunda bir bilgisi yoktur.
15.11.2013’te Devlet Savcısı Sayın Merrushe Llugiqi’nin soruşturmanın kapsamının
genişletildiği bildiren bir emirname düzenler ve bu vakayla ilgilenen polis görevlilerine HAK
tarafından HAK kurumunda çalışan 12 görevlinin dosyasının kopyasını verilmesini ister, amaç
ise onların istihdam şüphesinin ve HAK’nda onların ilerlerlemelerinin incelenmesidir.378
Savcılık 17 ay soruşturmasını yaptığı mali istismar soruşturmasından, istihdam ve
ilerleme soruşturmasına geçer ve soruşturmaların bir alandan diğer alana geçmesi ile ilgili
HAK şimdiye kadar herhangi bir bilgilendirme ve karar yazısı almamıştır.379
İstenilen belgelerin içinde HAK’nda 2000 yılından itibaren, daha doğrusu HAK’nun AGİT
tarafından kurulmasından ve bu kurumun AGİT tarafından idare edildiğinden itibaren bu
kurumda çalışan görevliler de var. Bu görevlilerin HAK’nda 13 yıllık iş tecrübeleri var, oysa
şimdi 2013 yılında savcılık onların işe alınmalarını soruşturmaktadır. Bunun neticesinde
sorumlu kimdir ve AGİT tarafından yapılan istihdam şekli için sorumluluk talep edilebilir mi?
gibi kafada ikilemleri oluşur.
Aynı şekilde dosyaları istenen çalışanlar arasında Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından
atanan kişiler de var. Onların dokunulmazlık konuları açıklanmadan bu kişileri Kosova
Meclisi’ne haber verilmeden soruşturmaları yapılabilir mi?380
HAK, Priştine Asliye Savcılığı tarafından soruşturmanın genişletildiğine dair kararı almadığına
göre, dosyaları istenen görevlilerin ağır suçlar konusunda şüpheli olu olmadıkları konusunda
emin değildir.
09.12.2013 yapılan toplantıda Halkın Avukatı başlatılan soruşturmalar konusunda Devlet
Başsavcısı’nı bilgilendirdi, HAK’na karşı yapılan soruşturmalar konusunda bilgilendirilmesini
istedi ve Savcılık tarafından HAK aleyhine yapılan hukuki hatalar konusunda bilgilendirdi ve
onşşarın ortadan kaldırılmasını istedi.381
377Kosova
Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi 11.2.2013 tarihli
DHKEK/P/122/12, Referens NDH-06/1-02/1-2/42-2012.
37801.11.2013 tarihli PPN.I.nr .2302/2012 sayılı Emirname, Priştine Asliye Mahkemesi Aır Suçlar Dairesi ,
AGİT istihdamları soruşturmaları.
379Aynı yerde.
380Aynı yerde.
381Halkın Avukatı’nın Devlet Başsavcısı Sayın İsmet Kabashi ve Priştine Asliye Savcılığı Başsavcısı Sayın
İmer Beka ile 09.12.2013’teki görüşmesi. Başsavcı Kabashi, konun ne olduğuna ilişkin pek bilgisi
olmadığını söylemiştir, ancak dosyanın rakamına bakıldığında vakanın açık olmadığı, burada yapılan ihbar
üzerine olası istismar ile ilgili bilgilerin toplandığı bir ön soruşturma olduğu görülmektedir. Bu (anonim)
vakaları savcılığın kendisinin de çekincelerle yaklaştığını, fakat buna rağmen yasa gereğince eylemler
yapma mecburiitetindeyiz. Halkın Avukatı Başsavcıya soruşturmanın sonuçları konusunda ilgilendiğini ve
onların yasanın öngördüğüne göre sonuçlanmasını istediğini belirtti, aksi takdirde yasal süreler dışında
141
04.07.2014’te Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi
tarafıından telefon aracılığıyla HAK Genel Müdürü görüşme-mülakata davet edildi. Yukarıda
bahsi geçen görüşmede herhangi bir resmi belge sunulmadan sadece sözlü olarak HAK’na
karşı yürütülen soruşturmalarda resmi görevi veya yetkiyi kötüye kullanma cezai suçundan
dolayı HAK Genel Müdürü’nün şüpheli kişi olduğu kendisine bildirilmiştir. Bu görüşmede
HAK görevlileriden hehangi bir başka kişinin ismi geçmemiştir.
Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi’nin bu sözlü
bilgilendirmesinden sonra, HAK, kurum hukuk müşavirlerinin etkin hale gelmesinin çıkarların
çatışmasına yol açabileceğini düşünerek süreçleri takip etme ve cezai konularda HAK’nun
çıkarlarını korumak için savunma avukatını görevlendirmeye karar verdi.
25.07.2014’te HAK tarafından görevlendirilen savunma avukatı bir yazı aracılığıyla Priştine
Asliye Mahkemesi – Ağır Suçlar Dairesi’nden, daha doğrusu bu savcılığın Başsavcısı olan Sayın
İmer Beka’dan ve dosyaya bakan savcı Sayın Merrushe Llugiqi’den “soruşturma hangi aşamadadır
ve eğer bu yasanın 157. maddesinde belirtilen süre geçmiş ise soruşturmanın durdurulması kararının
alınmasını talep ediyoruz.” istemiştir.
26.12.2014’te Halkın Avukatı yıl sonunda düzenlenen basın toplantısında Priştine Asliye
Savcılığı Başsavcısı İmer Beka’dan 30 ay önce HAK’na karşı başlatılan soruşturmayı açıklığa
kavuşturmasını kamuoyuna açık bir şekilde istemiştir.382 Aynı gün Başsavcı Sayın İmer Beka,
KALLXO.COM portalı tarafından Priştine Asliye tarafından HAK’na karşı yürütülen gizli
soruşturmalar hakkında sorulan soruya şu yanıtı verdi: “Dosya soruşturma aşamasındadır ve o
Kurumun içindeki Halkın Avukatı da dâhil kişilerle ilgilidir.”383 O günden itibaren HAK konuyla
ilgili Savcılık tarafından herhangi bir bilgi, belge veya resmi bilgilendirme almadı.
Soruşturmanın başlamasından 30 ay geçmiş olmasına rağmen HAK soruşturmasında HAK
görevlileri tarafından yapılan cezai suç veya diğer hyasalara aykırı başka bir eylemle ilgili
bulgular konusunda savcılıktan herhangi bir resmi bilgi gelmemiştir.
2.30.2. Yasal dayanak
HAK’na karşı Devlet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar 04/L-123 sayılı Kosova
Cumhuriyeti Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 103 ve 104. maddelerine uygun olarak
yapılmamışlardır.
103. maddenin 4. fıkrası şunları belirler:
3. Devlet savcısının suç eyleminde bulunduğu yönünde makul şüphesinin olduğu her kişi,
soruşturmanın başlamasına ilişkin mahkeme kararında sanık olarak belirtilmelidir. Kararda
belirtilen he sanık, işbu Kanun ile sanığa tanınan tüm haklara sahiptir.
4. Devlet savcısı, soruşturma boyunca işlenen bir diğer suç işlemi ya da bir diğer şüpheli hakkında
bilgi sahibi olması durumunda, devlet savcısı suç işlemi ya da şüpheli hakkında yeni bir soruşturma
açılan soruşturmalar HAK görevlilerine veHAK’nun çalışmalarına sürekli yapılan bir baskıdır, amaç ise
siyasi amaçla korkutma ve santajdır. Aynı şekilde Başsavcıdan soruşturmanın sonuna kadar aydınlığa
kavuşması istenilmiştir.
382http://www.telegrafi.com/lajme/sami-kurteshi-thote-se-kosova-ka-deshtuar-me-2014-qeni-i-keq-ta-bjenujkun-ne-torishte-2-56010.html bk. ve http://kosovaonline.info/?page=1,3,56355 bk. (30.12.2014).
383http://live.kallxo.com/sq/MTL/Avokati-i-Popullit-Kerkon-Ta-Dije-Pse-Po-Hetohet-3877
bk.
(30.12.2014).
142
başlatabilir veya mevcut soruşturmayı genişletebilir. Devlet savcısı, yeni ya da değiştirilen mahkeme
kararları hakkında ön duruşma hakimini bilgilendirir.
104. maddenin 1 ve 5. fıkraları şunları belirler:
1. Soruşturma devlet savcısı kararıyla başlar. Karar, soruşturmanın aleyhine gerçekleşeceği kişiyi,
soruşturmanın başlama zamanını, suç işlemi unsurlarını gösteren suçun tanımlamasını, suç işleminin
hukuki adlandırmasını, suç işlemine dair makul şüpheleri haklı çıkaran durum ve olguları, takip
ve soruşturma gizli ve teknik önlemlerinin yetkilendirilip yetkilendirilmediğini ve o ana kadar
toplanmış kanıt ve bilgileri belirtir. Soruşturma iddianamesinin bir kopyası gecikmede bulunmadan
ön duruşma hakimine gönderilir.
5. Soruşturma, sadece suç işlemi ve soruşturmanın başlamasına ilişkin kararda veya değiştirilen
kararda belirlenen sanıkla ilgili olarak gerçekleştirilir.
2.30.3. İş yerinde ilerlemeler hakkında soruşturma
Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası (KCCY) 221, 222 ve 223. maddelerinde iş istihdamı
haklarına karşı cezai suçlar, hiçbir yasal hükümde işyerlerinde ilerlemelerin cezai suç olduğunu
öngörmez.
Aynı şekilde HAK’nda işe alınmalar Sivil Hizmetler Yasası’na uygun olarak yapılır ve yönetici
pozisyonları için her işe alınma durumlarında Kosova Bağımsız Denetleme Kurulu (KBDK)
yetkilileri yer almışlardır. İşe alınmaların herbirinde Sivil Hizmetler Yasası’na ve
düzenlemelerine dayanarak KBDK’nun gözlemci görevi vardır ve 03/L-192 sayılı Yasanın 10.
maddesi ise Kurulun işlevini belirler ve der ki:
1.2. şef ve amir düzeyindeki yönetici personelin Kosova Cumhuriyeti’nde Kamu Görevlileri
Hizmeti ile ilgili Kanun sayesiyle belirlenen hüküm ve düzenlemeler ile belirlenen tüm kural ve
ilkeler göz önünde bulundurularak atanıp atanmadığı konusunda karar alır;
1.3. kamu hizmetler – devlet memuriyeti ile ilgili hüküm ve kuralların işlemesi ve uygulanması
ile ilgili denetimleri yerine getirir.
Ekonomik ve mali kontrolün en yüksek anayasal kurumu olan Kosova Cumhuriyeti Genel
Denetçisi, her yıl HAK denetler ve mali sonuçları kendi raporunda yayınlar.384 Genel denetçi
hiçbir zaman cezai soruşturmada kullanılabilecek olan HAK’nun mali açıdan istismarını tespit
etmemiştir. Mali denetim dışında Genel denetçi her yıl denetim yılı için yeni işe alınmaları da
denetler. Onun raporuna göre O, HAK’nda hiçbir zaman istihdamla ilgli yasal süreçleri ihlal
etme saptamamıştır.
384http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit__IAP__2010_Shqip_636893.pdfbk
http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit_IAP_2011_Shqip_872837.pdf
http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit_IAP_2012_Shqip_306104.pdf
http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit_IAP_2013_Shqip_512034.pdf
bk.(25.12.2014).
143
bk.;
bk.;
bk.;
2.30.4. HAK’nun tespitleri
Yukarıdaki açıklamadan da görüldüğü gibi HAK, soruşturmanın her aşamasında onlara
istedikleri belgeleri vererek ve mülakat için telefon aracılığıyla çağrılan tüm görevlilerinin
iştirak etmesiyle soruşturma görevlileriyle ve savcılıkla işbirliği yapmıştır.
Halkın Avukatı’na göre, HAK’nın kurumdaki istismar şüphelerinin açıya kavuşturulmalarına
yönelik ilgilenmiş ise de 30 gün önce başlayan soruşturmalar sebepsiz olarak geceiktirmişlerdir
ve hiç tamamlanmamışlardır. Soruşturmalarla ilgili şeffaflığın, sonuçların ve bilgilerin eksikliği
Priştine Asliye Savcılığı, daha doğrusu Başsavcı Sayın İmer Beka tarafından yapılan klasik yasal
istismardır.
HAK’na göre soruşturmaların yapılabilmesine ilişkin savcılık kararının eksikliği ve polisin ilk
yazısına göre anonim olarak ifade edilip kimin tarafından cezai suçlama yapıldığına dair
eksiklik ile polis görevlileri ve Priştine Asliye Savcılığı tarafından soruşturmanın gelişme amacı
gizlenmektedir. Aynı şekilde soruşturmaların hangi HAK görevlilerine karşşı yürürtüldüğü,
eğer onlar kamu tarafından seçilmiş ise veya memur ise bu sanıklar kimlerdir, hangi cezai suç
için, daha doğrusu istismar için soruşturmaların yapıldığına dair bilgi eksikliği, cezai suçun
yasal adlandırma eksikliği, sorulturmanın başlatıldığı tarihi gösteren bir belgenin eksikliği gibi
bilgilerin eksikliğinin tümü Devlet Savcılığı Başsavcısı Sayın İsmat Kabashi’nin nilgisi dâhilinde
Priştine Asliye Savcılığı Başsavcısının resmi görevini kötüye kullandığı şüphesini artıran
unsurlardır.
Mali usulsüzlük iddiaları nedeniyle soruşturmanın 17 ay sonrasında istihdam / ilerleme gibi
yeni bir cezai suçla ilgili soruşturmaların genişletilmesine yönelik bir kararın eksikliği şu sonuca
vardırır ki mali usulsüzlük soruşturmasından ihlal olduğuna dair gerçekler ve deliller
bulunmadıktan sonrasında HAK^nda mutlaka yapılan bir ihlal aranmaktadır, buna istihdam ve
ilerleme de dâhildir ki Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası’na göre bunun soruşturlması herhangi
bir şekilde savcılığın görevi değildir.
İstihdam ve ilerlemeler bağımsız kurumlar olan Kosova Bağımsız Gözetim Kurulu ve Genel
Denetçi tarafından yapılır. İlerlemenin cezai suç olmadığı bilinmesine rağmen Halkın
Avukatı’na gelince bu genel soruşturmada objektif ve hukuki amaçlarda makul şüphe için yer
vardır. Halkın Avukatı Priştine Asliye Mahkemesi tarafından açoılan soruşturmalar için HAK
resmi olarak bilgilendirilmemiştir, soruşturmaların açıldığına dair karar almamıştır ve
soruşturmaların kapsamının genişletilmesi için karar yoktur. Bu eylemler Nr. 04/L-123 sayılı
KCCMY’nın 10. maddesine aykırıdır.
Halkın Avukatına göre anonim şekilde başlatılan ve daha sonra polis soruşturmacıları ve
savcılık tarafından birçok, çeşitli ve farklı dönemlere ait belge talebi ile devam eden ve içinde
çok sayıda mülakata alınanları dâhil eden (polis görevlileri tarafından sadece 12 mülakat için
HAK çalışanlar tarafından bilgilendirilmiştir, resmi değil), aralarında yasal danışmanları da
olduğu çok sayıda çalışanın dosyasının istenmesi (on üç) gibiler burada asıl amacın Halkın
Avukatı’nın çalışmalarını engellemek ve her konuda soruşturma açarak onu korkutmak ve
şantaj yapma, herhangi bir zaman kısıtlaması olmadan sadece şantaj yapmak ve onu bu şekilde
suçlu şühesine koyarak baskıda tutması amaçlanan ve bu şekilde sipariş edilen
soruşturmalardan söz edildiği şüphesini azaltmaz.
Daha da fazlası Priştine Asliye Savcılığı Başsavıcısı Sayın İmer Beka’nın kendisinin veermiş
olduğu beyanda “Dosya soruşturma aşamasındadır ve o Kurumun içindeki Halkın Avukatı da dâhil
144
kişilerle ilgilidir”,385 söylemesi ve bu şekilde Halkın Avukatı’nın kendisine karşı da ‘soruşturmaları
genişletilmesi”, Kosova devleti Priştine Asliye Savcılığı Başsavıcısı Halkın Avukatı’na karşı cezai
suçlar inşa ederek siyasi amacın var olduğuna tanıklık etmektedir. Bu KCCY’sına göre cezai
suça tabidir.
Öneriler:
Priştine Asliye Savcılığına

Yanlış suçlamalarda bulunması sebebiyle bu başlatısı, özel veya tüzel kişinin
kimliğini HAK’na bildirsin cezai kovuşturmasının yapılması. Soruşturuma
sona erdirilsin ve Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 159. maddesinin 1. fıkrasına
göre süre aşımı olduğu için PPN.nr.2302/2012 şifreli cezai suç için açılan
dosyanın kapandığını gösteren karar gönderilsin
Devlet Savcısına

385
Kosova Cumhuriyeti Ceza Muhakemeler Yasası’nın 103, 104. maddenin 9.
fıkrasının 1, 2, 3 bentleri ihlal edilip Halkın Avukatı Kurumu aleyhine yapılan
soruşturmalardan ötürü bu konuda yer alan soruşturma memurlarını /
savcılarını incelesin ve kişisel ve resmi sorumluluk düzeylerine bakılmaksızın
onlara karşı yasal tedbirler alsın ve bu görevden alınıncaya kadar sürdürülsün.
http://live.kallxo.com/sq/MTL/Avokati-i-Popullit-Kerkon-Ta-Dije-Pse-Po-Hetohet-3877
(30.12.2014).
145
bk.
146
Üçüncü Bölüm
HAK’nun İşbirlikleri ve faaliyetleri
3.1.
Yerel kurumlarla işbirlik
Kosova’da insan temel hak ve özgürlüklerini korumak ve iyileştirmek için yapılan sürekli
etkinlik çerçevesinde Halkın Avukatı, insan temel hak ve özgürlüklerinin teşviki ve saygı
duyması konusunda faaliyetlerde bulunan yerli kurumlarla, sivil örgütlerle ve uluslararası
kurumlarla işbirliği yapar.
HAK 2014 yılı süresince de Kosova Cumhuriyeti Meclisi, Kosova Cumhuriyeti Hükümeti,
farklı bakanlıklar, belediyeler, bağımısı kurum ve kuruluşlar ve mahkemeler gibi yerli
kurumlarla işbirliği yapmıştır.
Yılın ilk kısımında, daha doğrusu erken meclis seçimlerinin yapıldığı Haziran 2014’e kadar,
yerli kurumlar işbirlik sürükli devam etmiştir. Ancak, KAM’nin kararlarıından sonra oluşan
siyasi çıkmazdan sonra ve Meclisin oluşumu engelleri ve aşltı aylık bir süreden fazla hükümetin
oluşmaması sebebiyle yerli kurumlar ile HAK arasında işbirliği konusunda farklı engeller
oluşmuştur. HAK engellerle birlikte Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ile de işbirliğine devam
etmiştir, ancak 2014 yılı süresince kurumların işleyişinin engellenmiş olması vatandaşların
davranışlarına da yansımıştır, çünkü vatandaşların HAK’na bildirdikleri ve kamu kurumlarına
karşı şikâyetlerinde bir düşüş yaşanmıştır.
Kurumların olumlu işleyişi döneminde Kosova Cumhuriyeti Meclisi’yle birçok görüşme
gerçekleşmiştir; aynı şekilde önerili raporlar gönderilmiştir. HAK’nun İnsan Hakları, Cinsel
Eşitlik, Kayıp Kişiler ve Dilekçeler Meclis Komisyonu ile olan işbirliği özellikle vurgulanması
gereken şeydir.
İnsan Hakları, Cinsel Eşitlik, Kayıp Kişiler ve Dilekçeler Meclis Komisyonu, HAK’nun 2013
yıllık raporunu, HAK’nun işleyişini ve yıllık raporun sistematik çalışması ve yasayla öngörülen
sürede meclise gönderilmesini incelerken onları çok iyi dereceyle değerlendirmiştir.
Kosova Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yetkisi altında hareket eden ve bütün topluluklarının
temsil edildiği, diğerleri arasında toplum dernekleri temsilcilerinden oluşan Topluluklar
Danışma Kurulu’na, konuların ele alınmaları ve toplulukların toplumumuz içinde durumu ile
ilgili bilgilerin bir araya gelmesinde HAK da katkıda bulunmuştur.
HAK, Roman, Aşkali ve Mısırlı Bütünleşmesi için 2009-2015 orta vadeli stratejinin
gerçekleşmesine ilişkin gözlemci olarak Roman, Aşkali ve Mısırlı Bütünleşmesi için
Kurumlararası Yönlendirme Komitesi’nin bir parçasıdır.
HAK Çocuk Hakları Grubu (ÇHG), çocukların haklarının teşviki ve korunması, aynı zamanda
uzman kapasitelerinin artırılması yönünde Çocukların Haklarını Koruma Kurulu (ÇHKK)’yla
da işbirliği yapmıştır,386 ki o diğerleri arasında çocuklar için adalet ve koruma ile ilgili durumun
386Bahsi
geçen Konsey 25.08.2011’de Kosova Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kurulmuştur. Konseyin
görevi diğerleri dışında çocukların korunması ve hakları ile ilgili durumun iyileştirilmesi amacıyla
önceliklerin ve gerekli tedbirlerin belirlenmesini yapmasıdır. HAK gözlemci olarak Konseyin üyedsidir.
147
iyileştirilmesi amacıyla alınması gereken önceliklerin ve tedbirlerin belirlenmesiyle
ilgilenmektedir.
ÇHG, 05.05.2014 tarihinde Kosova’daki UNICEF ve AB işbirliği ile İyi Yönetişim Bürosu
(İYB) ve Başbakanlık Bürosu (BB) tarafından örgütlenen “Çocuklar için Adalet Reformları”
adındaki yuvarlak masada yer aldı. Bu yuvarlak masada “”Çocuklar için Adaleti Gösterenler”
tanıtıldı, ki bunun düzenlenme amacı çocuklara ait adalet sistemi için kararların alınması,
siyaset-alım sürecin merkezinde kanıt sunma ve ilgili standartların yerine getirilmesi ve saygı
gösterilmesi ile ilgili bilgilerin sunulmasıydı.
HAK ayrıca Dillerin Kullanımı Yasası’na saygıyı kontrol yetkisi olan BB Dil Komiserliği ile de
işbirliği yapmaktadır.
LGBT hakları için HAK grubu temsilcileri aynı şekilde LGBT hakları için ulusal düzeydeki
Kosova Cumhuriyeti Koordinasyon ve Danışma Grubu’nun bir parçasıdır. Yapılan grup
toplantılaroına etkin katılımı ile toplum içinde ayrımcılıktan LGNT toplumu mensuplarının
korunması için en iyi şekillerin bulunmasına katkı sağlamaktadırlar.
HAK, tüm seviyelerle işbirliğine devam etmiştir ve yasal girişimlere, taslaklara ve tavsiye karar
taslaklarına kendi katkısını sağlamıştır.
Halkın Avukatı 2013 yılınıda Ferizay ve Yakova’da iki bölgesel ofisini açarak, vatandaşların
haklarının korunması için onlara daha da yakınlaşmıştır.
HAK’nun istatistiklerine göre 2014 yılı boyunca da vatandaşlardan gelen şikâyetlerin büyük bir
kısmı yargıya yöneliktir, ancak vatandaşların şikâyetlerinin ele alınması ile ilgili işbirlik geçen
yıllara oranla işbirlik bu yıl önemli ölçüde daha iyiydi. HAK temsilcileri görevi doğrultusunda
şikâyetçilerin ihityaçları ve taleplerine göre taraflarca bildirilen mahkeme duruşmalarını takip
etmişlerdir.
HAK, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin şikâyetlerinin soruşturma ile ilgili.Kosova
Polis Müfettişliği (KPM), Kosova Polisi, KIH ve onun Müffettişliğiyle de iyi işbirliği vardı.
HAK, yönetişimin iyileştirilmesi, insan haklarının ihlallerini durudurma ve yasanın
uygulanması amacıyla ileride de kurumlarla işbirliğini güçlendirmeyi düşünmektedir.
3.1.1.
Yasa taslakları ve yönetmeliklere ilişkin yorumlar ve öneriler
03/L-195 sayılı Halkın Avukatı yasasında belirlenen Halkın Avukatı’nın sorumlukları
çerçevesinde “Mecliste yeni yasaların çıkarılmasını, Kosova Cumhuriyeti kurumlarından
yürürlükte olan yasaların değiştirilmesini ya da yönetmeliklerin veya dari işlemlerin
çıkarılmasını veya değiştirilmesini önermek.”387 de vardır.
2014 yılı süresince HAK, Hükümetten ve bakanlıklardan bir dizi yasa taslağı ve idari karar
taslağı kabul etmiştir ve HAK kabul edilen bütün belgeler için yasal yorumlarda bulunmuştur.
09/2011 sayılı Kosova Cumhuriyeti Hükümeti İçtüzüğüne göre ilgili bakanlıklar hariç yasa
taslağı ve tüzükleri öneren makamın onların “... insan hak ve özgürlükleri için kabul edilen
uluslararası standartlar...”388 ile uyumu konusunda HAK’yla da danışması gerekmektedir.
Yorumların iletilmesi süresi 15 gündür.389
38703/L-195
sayılı Halkın Avukatı Yasası, 16 maddenin 1. fıkrasının, 1.6. bendi.
Cumhuriyeti Hükümeti İçtüzüğü, 7 maddenin 2. fıkrası.
389Aynı yerde, 7 maddenin 3. fıkrası.
388Kosova
148
Aynı şekilde HAK insan haklarının temel yasaları paketi için de yasal değerlendirmelerde
bulunmuştur (. 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası’nı tamamlayan Yasa Tasarısı,
Ayrımcılıktan Koruma Yasa Tasarısı ve Toplumda Cinsel Eşitlik Yasa Tasarısı). Halkın
Avukatı başka yasa taslakları ve tüzük taslakları hakkında da yorumlarda bulunmuştur ki onları
alt tabloda vermekteyiz:
Nu.
Yasa tasarısı veya iç tüzük tasarısı
Yasa tasarısının / iç
tüzük tasarısının
destekleyicisi
1
03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Kurumu Yasası’nda
değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair Yasa Tasarısı
Adalet Bakanlığı
2
Ayrımcılığa karşı koruma konusunda Yasa Tasarısı
Kosova Hükümeti
3
Toplumda cinsiyet eşitliği konusunda Yasa Tasarısı
Kosova Hükümeti
4
5
6
7
8
03/L-073 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimler
Yasası’nda değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair
YasaTasarısı
03/L-172 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Yasası’nda
değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair Yasa Tasarısı
Mahkûmların çalışma esnasında sakatlanmaları durumunda
çalışma koşullarını ve tazminatlarını düzenleyen
Yönetmelik Tasarısı
Şartlı tahliye süreci ile ilgili İdari Yönerge Tasarısı
Cezaevi sağlık hizmetlerinin işleyişi ile ilgili İdari Yönerge
Tasarısı
Kosova Cumhuriyeti
Meclisi
Kosova Hükümeti
Adalet Bakanlığı
Adalet Bakanlığı
Kosova Hükümeti
9
Islak Merkezinde düzen ile ilgili Yönetmelik Tasarısı
Adalet Bakanlığı
10
02/L-31 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Din Özgürlüğü
Yasası’nda değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair Yasa
Tasarısı
Kosova Hükümeti
11
Genel İdari Usul Yasa Tasarısı
Kamu Yönetimi
Bakanlığı
Tablo 1: HAK’nun yorumlarda ve tavsiyelerde bulunduğu belgelerin listesi
Aynı şekilde Halkın Avukatı Meclis Başkanlığı’na ve Mevzuat, Görev Süresi, Dokunulmazlık
ve İçtüzük Meclis ve Yolsuzlukla Mücadele Dairesi’nin Denetimi Komisyonu’na . 03/L-121
sayılı Kosova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 30. maddesinin
değiştirilmesi ve tamamlanmasına ilişkin öneri göndermiştir.
Halkın Avukatı, HAK ile danışmak için yasa taslaklarının, idari karar taslaklarının ve diğer
taslakların Kosova Cumhuriyeti devlet kurumlarından gönderilmesi pratiğini selamlamaktadır
HAK için bunun mesleki ve zaman açısından önemli bir yük oluşturmasına rağmen, Halkın
Avukatı HAK tarafından profesyonel desteğin ve yardımın verilmesi yönünde hazır olduğunu
beyan eder ve ülkenin diğer kurumlarına HAK’na insan hakları konusunda olan normatif
belgeleri danışma ve yorumlama için göndermelerini önermektedir.
149
3.1.2.
Sivil toplum ile işbirliği
Sivil örgütlerle işbirlik, insan haklarında ilerleme, tanıtma ve korunması amacıyla HAK
görevlerinin bir kısmıdır. Bundan yola çıkarak 2014 yıloı süresince de HAK STÖ’lerle iyi
işbirlik içindeydi.
Raporlama döneminde HAK, İÖUM kurulması için Çalışma Grubu olarak İHÖKK ve
KİMRM işbirliği ile Dubrava IE ve Lipyan’daki IE ve TM kontrol etmiştir. Bu kontrol ile ilgili
2014 yılının Eylül ayında “Işkenceyi önlemek için ulusal mekanizma - zorluklar, fırsatlar ve
ileri yapım aşamaları” konulu yuvarlak masa gerçekleşmiştir, bunun odak noktasında ise bu
merkezlerin kontrolünden elde edilen İÖUM için yayınlanan raporlardı ve Ocak-Aralık
2014’te uygulanan faaliyetlerdi.
HAK temsilcileri kendi katılımlarıyla yerli ve uluslararası STÖ ile birlikte projelerin
gerçekleşmelerine katkıda bulunmuşlardır. HAK temsilcileri UNICEF ile işbirliği içerisinde
“Know Your Rights” (Kendi Haklarınızı Tanıyın) platformunun gerçekleşmesi için farklı
belediylerdeki okullarda düzenlenen buluşmalara katılmışlardır. Bu platformun amacı 16-29
yaş grubunun kendi hakları konusunda daha çok bilgi sahibi olmaları, şikâyetler sistemi
hakkında bilgilere erişmelerini, yasal yardım istemelerini ve kendi haklarının ihlallerini HAK’na
internet üzerinden göndermelerini sağlamaktı.
Ekim ayı süresince Gilan, Yakova, Mitroviça ve Prizren bölgesi HAK temsilcileri STÖ’nün
“Innovations Lab Kosovo” proje çerçevesinde UNICEF ile işbirliği çerçevesinde “Know
Your Right” adlı platformun gerçekleşmesinde okullardaki örgütlemelere katıldılar. Bu
toplantılarda çocuk hakları ile ilgili olan HAK’na ait broşürlet dağıtıldı.
HAK temsilcileri, “Syri i Vizionit” (Göz Vizyonu) adlı İpek STÖ uygulanan ve “Save the
Children” STÖ tarafından desteklenen, amacının ise okullarda öğrencilerin güvenin artırmak
olan Ferizay’daki “Tefik Çanga” ve “Jeronim de Rada”, Mitroviça’daki “Andon Zako Çajupi”
ve “Bedri Gjinaj” “Together 4 children rights - Child Protection” (Çocukların hakları için
beraber olalım – çocukların korunması) çerçevesinde okul öğrencileri tarafından düzenlenen
toplantılara aktif katıldılar.
HAK’nun diğer STÖ ile de işbirliği olmuştur: “Smile” ile birlikte insan hakları ile ilgili farklı
alanlarda belgeseller hazırlanmıştır. HAK Graçaniça bölge ofisi, Graçaniça’daki “Roman,
Aşkali ve Mısırlıların Sesi” adlı STÖ ile ve “Toplumsal Gelişme ve Sivillerin Hakları için
İletişim” adlı STÖ ile işbirliği gerçekleşmiştir.
Anamorava Surpları STÖ’leri ağının kurulmasından sonra (ECMI desteğiyle) Ağın Sekreterliği
ile işbirliği kurulması amacıyla 19.05.2014’te Anamorava Sırpları STÖ’leri ağpının genel
başkanı Sayın Aleksandar Stojkoviç ile Gilan bölgesine ait Parteş’te bir görüşme örgütlenmiştir
ve bu görüşmede HAK’nun Anamorava Sırpları yerel STÖ’yle işbirliği konusunda
görüşülmüştür, amaç ise insan hak ve özgürlükleri konusunda vatandaşalrın bilinçlenmesiydi.
26.05.2014’te Dragaş’ta aynı şekilde Goran Topluluğu STÖ Ağı Genel sekreteri Sayın Veis
Sherifi ile ve Sekreterlik Üyesi ve Cumhurbaşkanı bünyesinde Topluluklar Danışma Konseyi
üyesi Sayın Fergap Zaimi ile görüşülmüştür.
Goran topluluğuna ait STÖ temsilcileri HAK’nun işbirliğinin artırılması isteğini olumlu
değerlendirdiler ve vatandaşların insan hakaları ve HAK misyonu konusunda bilgilenmeleri
hakkında iti bir olanak olduğu değerlendirmesinde bulundurlar
150
HAK, LGBT toplumuyla da iyi bir işbirliği inşaa etmiştir. Bununla ilgili HAK, LGBT
topluluğunun hakalarını koruyan “Gül” STÖ, “ISDY” (Institute for Sustainability and
Development of Youth- Sürdürülebilirlik ve Gençlik Geliştirme Enstitüsü) STÖ gibi STÖ’leri
ile işbirliği yapmaktadır.
LGBT hakları için Danışma ve Koordinasyon Grubu 26.06.2014’te yerli kurumların,
Kosova’da LGBT çıkarlarını koruyan STÖ, Kosova’daki uluslararası temsilcilerinin yer aldığı
olağan toplantısını gerçekleştirmiştir.
3.2.
Uluslararası işbirliği
HAK’nun genel etkinlik içinde özel bir önem alanlardan biri uluslararası işbirliğidir. Öyle ki
HAK bu yıl boyunca ister dünya çağında, aynı şekilde Avrupa ve bölge çapında da bu işbirliğe
özel önem atamıştır. Bu doğrultuda Kosova’da faaliyet gösteren diğer ülkelerin ulusal ve
uluslararası kuruluşlarla olan işbirliğinin vurgulanması gerekir.
3.2.1.
Uluslararası görüşmelere katılım
Dünyada insan hakları alanında bilgi ve uygulamaların en iyi şeklinin değişiminin yapılması
amacıyla HAK birçok tek taraflı ve çok taraflı uluslararası toplantılara katılmıştır ki bunlar
işbirliğinin pekiştirlmesine de hizmet etmiştir.
HAK, 12-14 Mart 2014’te Cenevre’de yapılan Ulusal İnsan Hakları Kurumları Uluslararası
Koordinasyon Komitesi (ICC- eng. International Coordinating Committee for National
Human Rights Institutions),390 toplantısına katılmıştır. Toplantıda ele alına konular şunlardı: yıl
süresince yapılan etkinlikler, mali koonular ve üye kurumların üyelik ödemeleri, akreditasyon
istekleri konusu, Akreditasyon Alt Komitesi toplantısı raporu ve ICC Statüsünün 38.
maddesine istinaden BM üye olmayan ülkelerin kurumlarının akreditasyon taleplerinin ele
alınması,391 burada aynı zamanda Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı’nın talebi de dâhildir.392
ICC Bürosu Akreditasyon Alt Komitesi’nin raporunu inceledikten sonra HAK’nun A
Statüsü’nü ve ICC’de eşit üye başvurusunu Kosova’nın BMÖ’nün üyesi olmaması ve BMÖ
tarafından tanınmadığı için profesyonel, kalitatif veya yasal sebeplerden değil de formal ve
siyasi sebeplerden ötürü reddetmiştir.
390Ulusal
Kurumların Uluslararası Koordinasyon Komitesi (ICC), kurumların insan haklarıyle ilgilenen
uluslararası bir örgüttür. O Paris İlkelerine uyum sağlamaları amacıyla bu kurumları güçlendirir ve tanıtır.,
aynı zamanda tanıtımın ve insan haklarının korunmasında lideri olarak faaliyette bulunur.
http://nhri.ohchr.org/EN/Pages/default.aspx (17.12.2014).
391 Ulusal Kurumların Uluslararası Koordinasyon Komitesi (ICC) Statüsü, daha doğrusu onun 38. maddesi
der ki: “ICC başkanı diğer üyelerle yaptığı danışmalardan sonra, ICC çalışmalarını gözlemci olarak takip
etmesi için herhangi bir kurumu bu çalışmalarda yer alması için davet edebilir.
http://nhri.ohchr.org/EN/AboutUs/Governance/Statute/ICC%20Statute%20as%20amended%20at%20I
CC%2025.pdf (17.12.2014).
392Gana’da Kasım 2013’te düzenlenen ICC Akreditasyon Alt Komitesi raporunun 2. Belgesi:
http://nhri.ohchr.org/EN/ICC/BureauMeeting/112013/_layouts/WordViewer.aspx?id=/EN/ICC/Bu
reauMeeting/112013/Adoption%20of%20the%20draft%20agenda%20for%20the%20ICC%20Bureau%
20me/SCA%20Chairperson%20report%20to%20ICC%20Bureau%20%20Ghana%20Nov%202013.doc
x&Source=http%3A%2F%2Fnhri.ohchr.org%2FEN%2FICC%2FBureauMeeting%2F112013%2FPages
%2Fdefault.aspx&DefaultItemOpen=1&DefaultItemOpen=1 (17.12.2014).
151
Bu Alt Komitenin bulguları ve önerilerinin sunumun ardından tartışma oturumunda Kosova
Cumhuriyeti halkın Avukatı Sayın Kurteshi Akreditasyon Alt Komitesi’nin önerilerini karşı
savundu ve HAK’nun ICC’ye akreditasyon talebini yineledi ve daha sonra bu süreçte sorumlu
tüm kişilere posta yoluyla bu konuşma gönderildi. Orada ICC siyasi duvarlasr önünde insan
haklarına karşı öncülüğü olması yönünde açıkça talep edildi, çünkü zaten bu, bu
örgütlenmemnin de zaten öncü misyonudur. Aynı şekilde Halkın Avukatı, HAK’nun üyeliğiyle
ilgili durumun nasıl aşılabileceğine dair ICC’e somut önerilerde bulundu.
Bundan başka toplantının ikinci gününde HAK’nun ICC akreditasyonu ile ilgili tartışmanın
yapılması amacıyla Halkın Avukatı’nın Kanada İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sayın David
Langtry ve Akreditasyon Alt Komitesinin Savrupa Grubu temsilcisi olan Fransa İnsan Hakları
Komisyonu’ndan Michel Frost gibi Akreditasyon Alt Komitesi’nin önemli kişileriyle
görüşmeler yaptı. Her ikisiyle de HAK’nun ICC’ya üyeliği ile ilgili Akreditasyon Alt
Komitesinin kararı hakkında ve bu karar hakkında HAK’nun aynı fikire sahip olmadığı
Bu toplantının diğer günlerinde aşağıdaki konular üzerinde durulan önemli bazı paneller de
vardı: Evrensel Periyodik İnceleme, İnsan Haklarını Koruma Ulusal Kuruluş (İHKUK)
Meclisi üyeleriyle işbirliği, Kadın Hakları ve İnsan Hakları için Ulusal Planlar. Bu panellerde
önemli tartışmalar ve insan haklarına birçok kurum tarafından takip edilebilir iyi uygulamalar
ortaya çıktı.
Estonya’nın Talin şehrinde 17-19 Eylül 2014’te düzenlenen Uluslararası Ombdusmanlar
Enstitüsü Yıllık Genel Kurulu (IOI)'nda temsil edildi,393 Konferansın ikinci bölümünde
aşağıdaki özel konular üzerinde, çalışmalar dört çalışma grubu üzerinde duruldu:
 Halkın Avukatı yasal reformları teşvik etmeli mi?
 Uluslararası ve Avrupa normlarının, önerilerinin ve standartlarının Halkın Avukatı’nın
çalışmalarına etkisi.
 Halkın Avukatı devlet hükümeti yargı bölümüne rakip midir?
 Devlet İstihbarat Örgütlerinin kontrolünde Halkın Avukatı’nın rolü
İlk çalışma grubunda meclisin ve devlet yöneyiminin demokratik kontrolünün gözü ve kulağı
olması gerektiği vurgulandı. Yıllık rapor meclisteki insan hakları ile ilgili bulguların
sunulmasının en iyi yoludur. Ancak bu sürecin iyi işlev görmesi için Halkın Avukatı ve Meclis
arasında yapılacak işbirlik temel önemi teşkil eder.
İkinci çalışma grubunda insan hakları normları ve standartları konusunda bazı kurumların
deneyimleri sunuldu. Klasik HAK’larının İHKUK istikametinde kavram değişikliğinin
yapılmasına yönelik eğilimler ve gereksinimler vurgulandı ve hemen hemen tüm katılımcıuların
da düşünceleri bu yöndeydi.
Üçüncü çalışma grubunda mahkemeleri,n ve Halkın Avukatlarının farklı yasal yetki ve görevlere
sahip oldukları vurgulandı. Halkın Avukatı kendi uygulamaları için yasal dayanağı olmadığı
sürece yargısal savunmayı temin edemez, bu güce ancak yargı sahiptir. Buna rağmen bir tarafta
mahkeme diğer tarafta da Halkın Avukatı insan haklarınınn korunması alanındaki birçok
konuda işbirliği yapabilir.
Üçüncü çalışma grubunda birkaç ülkenin özel tecrübeleri ve Devlet İstihbarat Örgütlerinin
kontrolünde Halkın Avukatı’nın rolü ortaya konuldu. Bu yolda iyi bir uygulamayı Finlandiya
Halkın Avukatı ortaya koydu ve bu konunun yasal yollarla düzenlendiğini söyledi.
393HAK
Ulıuslararası Omdusman Enstitüsü (IOI) kurumsal üyesidir Daha fazla bilgi için bk. www.theioi.org
152
HAK’nun bir delegasyonu 27-30 Kasım 2014’te Marokonun Marakeş şehrinde düzenlenen
Dünya İnsan Hakları Forumu’na katıldı. Foruma 100 ülkeden 6.000 kişiden fazla kişi katıldı.
Forumun amacı hükümetler, insan hakları için ulusal kurumlar ve sivil toplum örgütleri
arasında saygı, onur, eşitlik ve adalet konularında standart bir platformu oluşturmaktı.
Forum süresince büyük ölçüde çalışmalar, konferanslar, eğitimler ve çinsiyet eşitliği,
engellikişilerin hakları, adalete yaklaşım, BM mekanizmalarıyla ulusal kurumların insan hakları
konusunda etkileşimi, yasama süreci ve insan hakları gibi insan hakları konularını içeren farklı
temalarda özel başka olaylar da yapıldı.
Daha fazla uluslararası işbirliğini ilerletmek için ve kurumun diğer meslektaşlar ile bağını
oluşturmak için HAK çok önemli olan diğer iki derneğe de üyelik için başvuruda
bulunmuştur. Bunlardan birincisi Akdeniz Ombudsmanları Birliği (AOB) ve ikincisi de
Frankofon Ombudsmanlar Birliği’dir.
HAK 26-27 Haziran 2014’te Tiran’da düzenlenen ve konusun “Demograsinin güçlenmesi –
Halkın Savukatının ortakları kimlerdir” konulu sekizinci AOB toplantısına da katıldı
3.2.2.
Avrupa işbirliği
Uluslararası işbirliği çerçevesinde HAK’nun merkezi Brüksel’de olan İnsan Hakları Ulusal
Kurumları Avrupa Ağı (ENNHRI) ile çok iyidir ve bu kurumun 2013 yılının Aralık ayından
itibaren üyesidir. ENNHRI misyonu Paris İlkeleri’ne uygun olarak kurumlara insan hakları
konusunda destek vermesi ve onları güçlendirmesidir.394
Bu ağın etkinlikleri çerçevesinde 2014 yılının Haziran ayında ilk kez Ulusal İnsan Hakları
Kurumları Akademisi395 düzenlendi ve buraya tüm Avrupa’dan 34 insan hakları kurumu
katıldı. Bu Akademi, insan hakları kurumlarının karşılaştığı belirli zorlukları nasıl acdreslenmesi
gerektiği ve etkin bir şekilde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için uygulama
çalışması konularında uygulamalı eğitime odaklanmıştır. Bu aynı şekilde katılımcılar arasında iyi
uygulamaların değiş tokuşu için ve bu kurumların kendi çalışmalarında ortak çıkar
doğrultusunda birbirlerine nasıl yardımcı olabilirler tartışma platformunu oluşturmuştur.
Bu akademinin esas amacı 4 alanda üyelerin kapasitelerini güçlendirmektir: 1) Kuurmların
çalışma bağımsızlığı ile ilgili Paris İlkelerine uyum için bu kurumları bir adım daha
yaklaştırmak; 2) Cinsiyet perspektifinin bütünleşmesi; 3) Ekonomi ve sosyal haklar da dâhil
insan haklarını izleme; 4) İnsan hakları ile ilgili uluslararası standartlarını ulusal düyde
uygulanmasını sağlama amacıyla Birleşmiş Milletler mekanizmalarıyla daha etkin etkileşim
yapma.
HAK Avrupa Ombudsman Enstitüsü (EOI)’de kurumsal üyesidir396 ki bunlardan Avrupa’nın
farklı mekanizmalarında gelişen etkinlikler hakkında faklı türdeki bilgileri kabul eder, fakat aynı
zamanda tüm üyelerin yer aldığı etkinliklere, görüşmelere ve konferanslara katılır.
Çocuklar için Ombudsman Avrupa Ağı (ENOC)’na gözlemci statüsüne göre üyelik için şartın
ülkenin Avrupa Konseyine üyeliği ise de HAK’nun bu ağ ile çok iyi işbirlikleri vardır ve bu ağ
394Ulusal
İnsan Hakları Kurumları Paris İlkeleri hakkında bk. http://www2.ohchr.org
/english/law/parisprinciples.htm (17.12.2014).
395Ulusal İnsan Hakları Kurumları Akademisi hakkında bk.: http://www.spp.ceu.hu/ sites/spp
.ceu.hu/files/attachment/article/718/nhriacademy-program-june2014-onlineversion.pdf (17.12.2014).
396Avrupa Opmdusmanlar Enmstitüsü (EOI): www.eoi.at
153
tarafından çörgütlenen tüm etkinliklerde yer alır. Bu yılın Ekim ayının 22-24’ünde İskoçya’nın
Edinburgh şehrinde bu ağın on sekizinci konferansı düzenlendi, konusu ise “Çocukların ve
gençlerin haklarının gerçekleştirilmesinde yoksulluk ve devlet kısıtlamalarının etkisi” idi.
Konferans şu konuları ele almıştır: savunmasız çocuklar, çocuk haklarının tanıtılması, refah,
sağlık, aile ve alternatif bakım ve şiddet.
3.2.3.
Bölgesel işbirlik
Bölgesel düzeyde işbirlik, özellikle karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi yoluyla iyi uygulamaların
alışverişi ile ilgili tüm halkın avukatı kurumları için gerekli ve çok yararlı olarak kabul edilmiştir
Bu nedenle 18.05.2010’da ortak bir toplantıda bölge ülkeleri işbirliği resmileştirilmesinde ve
halkın avukatları kurumlarının faaliyetleri konusunda bir adım daha gerçekleştirilir ve
Makedonya, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan ve Voyvodina gibi bölge yerleri
tarafından Saraybosna İşbirliği Bildirisi imzalanır. Bu girişim ışığında 10 ve 11 Şubat 2014’te bir
diğer toplanto Slovenya’da örgütlendi ve burada HAK temsilcileri de yer aldı. Bu toplantının
amacı öncelikler ve işbirliği modelleri tanımıyla ilgili açık bir tartışma açmak, olası zorluklar ve
diğer önemli sayılabilecek diğer konuların açılmasıydı. Bu toplantıdan sonra 04.04.2014’te
Kosova HAK da Saraybosna İşbirliği Beyanını imzaladı. Gelecekte bu doğrultuda bölgesel
ülkelerin sık ortak aktivitelerde bulunmaları beklenmektedir.
HAK, Güneydoğu Avrupa Çocuklar Omdusmanlar Ağı (CRONSEE)’nın tüm etkinliklerine
katılmaktadır ki 2009 yılından itibaren buranın üyesidir. Bu ağ, çocuk haklarının korunması
için ortak çalışmalar yürütmektedir. Bu ağ tarafından “çevrimiçi saygı - Internet üzerinde
çocukların bütünlüğünü korumak” konulu toplantı 05.12.2014’te Belgrad’da düzenlenmiştir.
Bu toplantıdan katılımcıların ortak bir bildirisi çıktı, ki bu bildiride internet üzerinde çocukların
artan şiddet ve istismar konusunda derin endişeler vurgulanmaktadır.
Öte yandan insan hakları konusunda bölgesel kurumlar arasında işbirliğinin artması yönünde
önemli bir rolü raporlama döneminde birkaç konferans düzenleyen TEIEX yapmıştır.
Bunlardan biri 25-26 Eylül’de Arnavutluk’ta gerçekleşti, konusu ise “Avrupa bütünleşme
sürecinde halkın avukatları kurumlarının rolü” idi, oysa bir diğeri 20-21 Ekim’^de
Makedonya’da gerçekleşti, konusu ise “İşkence ve kötü muameleden korunma amacıyla
psikiyatri enstitülerinin denetimi”.
3.2.4.
Kosova’da faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarla işbirlik
Kosova’da faaliyet gösteren birçok uluslararası örgütler mevcuttur ve bunlarla HAK
mükemmele işbirliği vardır. Onlardan bazıları kapasitelerin artırılması, tanıtım ve diğer
şekillerde farklı projelerde HAK’nu desteklemişlerdir.
Bu yıl AGİT, tüm personel için ayrımcılığa karşı davaların soruşturma ile ilgili eğitim
örgütlenmesinde HAK’nu destekledi, aynı zamanda bir TV reklam aracılığıyla HAK’nun
ayrımcılığa karşı görevinin tanıtımında da destekledi ki bu reklam farklı zamanlarda devlet
televizyonunda iki haftada iki defa yayınlandı.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) da HAK’nu devlet televizyonunda başka bir
kampanyada destekledi. Bu kampanya ile halka Kosova’da insan haklarının korunması ve
tanıtımında HAK’nun rolü ve görevi ayrıntılı bir şekilde anlatıldı.
154
Avrupa Konseyi, HAK için olağanüstü önemli bir ortak olmaya devam etmektedir. Bu yıl
süresince Konsey ile işbirliği içerisinde HAK ortak bazı faaliyetlerde bulundu. Bu yıl HAK
temsilcisi AB Ortak Program Yönetim Konseyi’nin ve “Eğitim ve kültürlerarası anlayış
desteğine erişim” konulu Avrupa Konseyi’nin bir parçasıydı. Gelecek yıl çok yararlı olan ve
yargısal ve yarı-yargısal destek olarak uygulanacak olan başka bir projede işbirliği yapılması
beklenmektedir.
Bu yıl ortak girişim ortaklarının HAK, UNICEF, İnovasyon Laboratuvarı ve Akran
Eğitimciler Ağı olduğu “Kendi haklarını tanı” konulu çok başarılı bir başka bir kampanya
gerçekleşti. Kampanya çocukların kendi haklarının bilincinin artırılmasına odaklıydı, öyle ki
etkinlikler içinde doğrudan ziyaret, yuvarlak masa ve diğer tanıtım etkinlikleri vardı.397
HAK’nun bir başka verimli işbirliğini bu yıl boyuncxa Kosova’daki Fransa Büyükelçiliğiyle
gerçekleştirdi. Onlar HAK Fransız Dilindeki bir kursun örgütlenmesinde ve ayrımcılığa karşı
vakaların tanıtılmasıyla ilgili destek verdiler
HAK, Türkiye, Norveç ve Belçika Büyükelçiliklerine de sonsuz teşekkürlerini sunar. Onların
yapmış oldukları bağışlarla kurumumuz geçmiş yıllarda birkaç etkinliğini gerçekleştirdi.
3.2.5.
Çeşitli uluslararası mekanizmalarla olan ilişkiler
HAK her yıl uluslararası kuruluşlardan çeşitli konulu anketler alır ve bunlar aracılığıyla
Kosova’da insan haklarının durumu raporlanır. Bu yıl da birkaç anket gönderilmiştir ve bunlar
alt tabloda listelenmişlerdir.
Raporun konusu
Raporun gönderildiği kurumlar /
kuruluşlar
30 Haziran
2014
İnsan hakları ve çevresi ile ilişkili iyi
uygulamalarla ilgili anket
İnsan Hakları ve Çevre konusunda
Bağımsız Uzman, Sürdürülebilir
İnsani Kalkınma Sektörü,
Birleşmiş Milletler'in Özel Usuller
Bölümü
28 Ağustos
2014
Çalışma Grubunun Kosova’da
İşkenceyi Önleme ile ilgili
çalışmaları ve elde ettikleri bulgular
ABD Dışişleri Bakanlığı / Dünyada
insan hakları konusunda Amerikan
Elçiliği raporu
8 Eylül
2014
Bilgi Komiserliği ile ilgili
Uluslararası anket
Bilgilenme Özgürlüğü Merkezi
9 Aralık
2014
Re’sen şikâyetlerin soruşturulması
Ulıuslararası Halkın Avukatı
Enstitüsü
9
Aralık2014
İnsan hakları konusunda Ulusal
Kurumların işleyişini
sürdürebilmesi için yeterince
kaynak ayrılması
İnsan Hakları Ulusal Kurumlar ile
ilgili Avrupa grubu
Tarih
Tablo 2: Çeşitli uluslararası örgütler tarafından gönderilen raporların listesi
397Daha
fazla bilgi için bu raporda yer alan Çocuk Hakları Birimi Faaliyetleri bk.
155
3.3.
Medya ile iletişim
Ülkede işlev bozukluğu ve kurumsal istikrarın iyi olmaması 2014 yılı süresince kamuoyu
tartışmasını ve Kosova'da genel olarak toplumsal ilgiyi dikte etmişlerdir. Bu yıl HAK’nun
medyaya aracılığıyla konuların gündeme getirlmesi genellikle yayınlanan bildirilerle ve
raporlarla olmuştur ve bunlara eşlik eden dağıtılan malzemel olmuştur. Dağıtılan
Dağıtılan malzemelerin sorumluluklar, yetkiler ve farklı kurumların işlevi gibi çok boyutlu
konuları ele alması gerçeği, oonların farklı açılardan medya tarafından ele alınmalarını
sağlamıştır ve bu sadece sunulduğu anda olmamıştır.
Aynı şekilde halk, kurumlarla ve medya aracılığıyla yapılan iletişim HAK ilk plana: HAK’nun
misyonunun çekirdeği olarak insan haklarının korunması ve tanıtımı, insan hakları koruyucusu
ve savunucusu olarak HAK’nun rolünün ve görüntüsünün kamuda güçlendirilmesi, HAK’nun
yetkileri, sorunmlulukları ve çalışması konularında, aynı zamanda kamunun tartışması için
önemli olduğu düşünülen konuların medyaya açılması gibi gerekli bilgilerin sunulması
olmuştur.
2014 yılı süresince HAK’nun ağ sayfasında ve medyaya 30 basın bülteni, duyuru, rapor vb.
sunulmuştur (aşağıdaki tabloya bk.). Aynı şekilde bu yıl süresince HAK Yıllık Raporu, 2 bülten
yayınlamıştır. Bu bültenlerden biri kurumun 2013 Yıllık Raporunda yer alan çalışmaların,
istatistiklerin ve işleyiş yapısının yönetici özetidir, diğer ise HAK’nun 2013 yılı süresince genel
önerilerini içermektedir. Aynı şekilde HAK, HAK’nun işi ve misyonunu ele alan genel bilgi
özetinin Braile (Görme özürlüler) Alfabesiyle yayınlamıştır.
Ayrıca, AGİT ile işbirliği içinde ayrımcılığa karşı bir kampanya yapılmıştır ve bunun içinde bir
dizi etkinlikler gerçekleşmiştir. Oysa BMKP ile işbirliği çerçevesinde insan hakları ve
HAK’nun iş ve misyonu konusunda farkındalık kampanyasının bir parçası olarak bir belgesel
hazırlanmıştır
2014 yılında medya ve yazılı basın (röportajlar, açıklama, vatandaşların sorularına açık olan
programlar, tartışma vb.) aracılığıyla 90 kamu sunumu yapılmıştır. Bu medya sunumu sayısı
elektronik portallar veya diğer yazılı veya elektronik medya aracılığıyla yapılan dağıtımlar veya
tekrar izlemeler dâhil değildir. Aynı şekilde HAK’nun görüşü veya tutumu için gerekli olmayan
ancak HAK’na ait bildiri, tepki veya bilgilendirmelere dayanarak medya tarafından başlatılan
konular buraya dâhil değildir.
Tüketicinin hakaları, düzenli bir seçim sürecinin gerekliliği ve çevre korunması konulu
Medyaya üç yuvarlak masa tartışması da açıktı.
ALSAT
1
BIRN / Jeta në Kosovë
7
Epoka e Re
1
Bota sot
1
Drejtësia në Kosovë
1
Radio Evropa e Lirë
5
Gazeta Lajm
1
Infodirekt
1
156
inLajm
1
KLAN Kosova
6
Koha Ditore
3
Kosova Sot
4
Kosova Press
4
KTV
8
Lajm.info
1
Lajmi.net
1
Ora News (Balkan Magazine)
1
Radio Dukagjini
3
Radio Kosova (Arnavutça program)
8
Radio Kosova (Sırpça program)
1
Radio Romano Avazo Prizren
1
RTK 1
12
RTK 2
6
RTV 21
3
Media Nacionale Suedeze
1
TV BESA (Prizren)
1
TV Rrokum
3
ZËRI
3
Tablo 3: İletişim araçlarına göre 2014 yılı esnasında HAK’nun i
letişim araçlarına katılımları
3.4.
Çocuk hakları biriminin faaliyetleri
HAK bünyesindeki Çocuk Hakları Grubu (ÇHG) Kosova'da kamu makamları tarafından
çocuk hakları ihlallerini dikkatle ayırmak denetlemek, korumak ve araştırmak amacıyla
kurulmuştur.
ÇHG 2014 yılı süresince HAK’na bildirilen şikâyetleri soruşturması yanında çocuk haklarınınn
tanıtımı ve korunması, aynı zamanda profesyonel kapasitelerin artırılması yönünde başka
etkinlikler de düzenlemiştir.
11 Mart 2014’te ÇHG, Çocukların Haklarını Koruma Kurulu (ÇHKK) toplantısında yer
aldı,398 ki burada çocuklar için Adalet sisteminin izlenmesi ve raporlanması ile ilgili
gereksininmlerin ortaya çıkarılması ve gerekli desteğin susunulması amacıyla üniversite öncesi
398ÇHKK
Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından 25.08.2011’de kurulmuştur. ÇHKK görevi diğerleri
dışında çocukların korunması ve hakları ile ilgili durumun iyileştirilmesi amacıyla önceliklerin ve gerekli
tedbirlerin belirlenmesini yapmasıdır. O çocuk hakları alanında çalışan hükümet ve sisvil toplum
üyelerinden oluşmaktadır. HAK gözlemci olarak Konseyin üyedsidir.
157
eğitimde şiddetin önlenmesi ve sevkinin durudurulması Protokolünün uygulanması için
konular tartışıldı. Burada çocuklar için adalet göstergeleri ile ilgili düzenlenen belge ile ilgili de
tartışıldı.
05 Mayıs 2014’te ÇHG, UNICEF ve Kosova’daki AB tarafından desteklenmiş BB / İYB
tarafından örgütlenen yuvarlak masada “Çocuk adalet reformları) proje çerçevesinde yer aldı.
Bu yuvarlak masada siyasi-oluşturma sürecinin merkezinde en iyi delilleri sunarak ve ilgili
standartların yerine getirilmesi ve saygı gösterilmesi ile ilgili bilgilerin sunulması yapılarak iyi
bilgiler esasında çocuklar için adalet sisteminde hükümet kurumlarınına kararları almaları
aşamalarında yardımcı olma amacıyla geliştirilmiş ve tasarlanmış olan “Çocuklar için adalet
göstergeleri” tanıtıldı.
21 Mayıs .2014’te Priştine’de Save the Children tarafından örgütlenmesi yapılmış “Genç
Roman Liderler Eylemde – LYRA” projesinin bir parçası olarak “Etkin katılımcı araştırma”
raporunun tanıtılması için konferans düzenlendi399 ki bunlar Prizren ile Yakova belediylerinin
araştırılmasının bir parçasıymı ve okulun bırakılması, erken evlilikler, öğretmenler tarafından
Roman, Aşkali ve Mısırlı ailelerinine karşı ayrımcılığın yapılması ve bu belediyelerde engelli
çocukların eğitim sistemine dâhil edilmeleri ile ilgili araştırmanın sonuçları da sunuldu.
Yukarıda sözü edilen her konu için özel önerilere ek olarak, genç liderler, hükemet
kurumlarına konuları gündeme sokulması gerekli olduğunu vurguladırla.
1 Haziran 2014 Çocuk Bayramı vesilesiyle Priştine, Graçaniça, Mitroviça, Prizren, Gilan ve
Yakova HAK temsilcileri bu yerlerdeki kordonlara yerleştirilen çadırlar altında çocuklarla
çocuk hakları ve insan haklarının, özellikle çocukların korunması ve tanıtılmasında HAK rolü
konusunda konuşmuşlardır
Aynı günde “Priştine okuyor” projesi çerçevesinde Save the Children ile ortak etkinlikler
çerçevesinde Priştine’nin ana kordonunda HAK temsilcisi Çocuk hakları Sözleşmesi’nin
maddeleri okudu ve tartışıldı, oysa Halkın Avukatı, gün boyunca şikâyet kurusunda biriken ve
birkaç çocuğa ait olan yazıları kabul etti. Şikâyet kutusu çocukların yazılı olarak düşünme, istek
veya endişelerini bildirme olanağını yaratmak için Save the Children tarafından yerleştirilmişti.
02 Haziran 2014’te HAK temsilcisi TV21 sabah programına katıldı ve burada Kosova’da
çocuk haklarının korunması ve tanıtılması ile ilgili ÇHG çalışmaları hakkında konuşuldu.
“Araştırma, Dokümantasyon ve Yayın Merkezi” STÖ tarafından örgütlenen 02.06.2014 tarihli
toplantıda, bu örgüt tarafından gerçekleştirilen okul ortamlarında şiddet ve öğrencilerin
korunması ile ilgili incelemenin bulguları sunuldu. Bu toplantıda katılanlar, eğitim kurumları
temsilcileri, HAK dâhil sivil toplum örgütleri tarafından belli adrese yönelik görüş ve öneriler
sunulmuştur, aynı zamanda Kosova'daki okullarda şiddetin önlenmesi olgusununun
durudurlması tartışılmıştır.
20 Haziran 2014’te HAK ile UNICEF Çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek olan “Haklarını bil”
projesi işbirliği sözleşmesini imzaladılar400 ki bu gençlere (16-29 yaş) kendi hakları ile ilgili,
Kosova'da hukuk sisteminin işleyişi ile ilgili ve insan haklarının ihlal edilmesi ile ilgili
şikâyetlerin adreslenmesi konusunda daha fazla bilgi edinmelerini olanak sağlayacaktır.
399LYRA
Projesi (Leaders - young Roma in Action), ABD dairesi tarafından finanse edilen ve Arnavut,
Bosna Hersek ve Kosova gibi üç ülkede uygulanan bölgesel bir projedir. Bu proje Roman olan ve
olmayan 60 genci içine alır. Amacı Roman ve Roman olmayan, aynı zamanda Batı Balkanlar'da eylemci
genç liderlerin (18- 26 vjeç) kapasitelerini ve yetkilerini güçlendirmek ve geliştirmektir ki onlar bu şekilde
Romanların sosyalleşmesini sağlama ve koruma ve onlara karşuı yapılan ayrımcılıkları önlemelerini
geliştirmek için yerel, ulusal ve bölgesel düzeyde adımlar atabilsinler.
400Bk.: http://www.knowyourrightsks.org
158
26 Haziran 2014’te Poduyeva’da etkin hukuk üstünlüğü programı çerçevesinde KYK işbirliği
ile USAID tarafından örgütlenen ve ÇHG’nın da yer aldığı “Çocuk haklarının korunmasında
mahkemelerin rolü” konulu yuvarlak masa düzenlendi. Bu yuvarlak masada katılanlar arasında
mahkemeler tarafından çocuk haklarınnın daha iyi korunması ile ilgili ihtiyaç tartışıldı.
HAK temsilcisi, 01.07.2014 Priştine’de Çocukların Korunması STÖ Koalisyonunun
örgütlediği “Kosova’da 0-3 yaşlarında bırakılan çocukların araştırması” konusunda yorum
yapmak için yuvarlak masaya katıldı.
21 Temmuz 2014’te HAK ÇHG, 2013 yılı için Kosova Cumhuriyeti BB tarafından yayınlanan
Kosova'da çocuk hakları Stratejisi ve Ulusal Eylem planının değerlendirilmesi ile ilgili
Dördüncü Raporu Açılış Konferansına katıldı. Konferans panelinin tarafı olarak HAK
temsilcisi “Çocuğun yüksek yararını teşvik ve sağlamada Halkın Avukatı Kurumu’nun
çabaları” konusunun sunumunu yaptı.
27 Ağustos 2014’te Priştine’de bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi ki buraya UNICEF
tarafından hazırlanmış “Kosova'da Çocuk Adalet Kodu uygulanmasındaki zorluklarına yargı
uygulamasından bakış ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile karşılaştırıldığında çocuk hakları
ile ilgili değerlendirme bulguları mevzuat raporu sonuçları” konusuyla ÇHG yer aldı. Yuvarlak
masa katılımcıları Çocuk Adalet Yasası’nın uygulamasınmda karşılaşılan zorluklar ve faaliyetler
hakkında katılımcıları bilgilendirdi, tartışıldı
HAK temsilcisi İpek’teki “Vizyonun Gözü” STÖ ile işbirliği içerisinde “Child Protection and
Child Rights Governance” proje kapsamında 2014 yılının Eylül ayında Priştine’deki “Naim
Frashëri” ve “Ismail Qemali” ilköğretim okulu öğrencileriyle bir araya gelmişlerdir. Bu
toplantıda çocukları hakları, çocuk haklarının ihlali durumunda şikâyet süreci ve HAK’nun
insan hak ve özgürlüklerinin korunmasında ve tanıtılmasındaki rolü hakkında da tartışılmıştır.
“Genç Roman Liderler Eylemde – LYRA” projesi kapsamında genç liderler Save the Children
tarafından 18.11.2014’te örgütlenmiş toplantıda HAK temsilcisi tarafından insan haklarının
korunması ve tanıtılmasında HAK misyonu, şikâyetler süreci ve ÇHG çalışmaları hakkında
bilgiler sunulmuştur.
Vizyonun Gözü STÖ ve Save the Children tarafından 19.10.2014 tarihimnde örgütlenen
“Çocuklara karşı şiddet haftası” çerçevesinde Kosovanın farklı şehirlerinden gelen bir grup
çocuk Halkın Avukatı0 ile bir araya gelmişler. Tartışmalarda çocuklar okullarında ve okul
yollarındaki güven / güvensizlik durumu hakkında endişelerini dile getirdiler.
18-19 Eylül 2014’te Belgrad (Sırbistan)’da düzenlenen dokuzuncu yıllık konferansta
“Ekonomik kriz, çocuklara yönelik hizmetler hayatta değiller. Ne yapmamız gerekir?”
CRONSEE’nin tartışma konusuydu401 Halkın avukatı temsilcileri ve CRONSEE üyeleri
konferansta, ekonomik krizler dönemlerinde bile özellikle eğitim, sağlık korunma, sosyal
korunma ve şiddetten korunma alanlarında çocuk haklarının korunmasında uygun önlemlerin
alınmasının öneminin vurguladılar.
30 Eylül – 01 Ekim 2014’te HAK temsilcileri Polonya Dışişleri Bakanlığı tarafından ve bu
ülkenin halkın avukatı tarafından örgütlenen seminerde yer aldılar ve Varşava (Polonya)’da bir
çalışma ziyareti gerçekleştirdiler. Vişegrad Grubu devletlerinin (Polonya, Çek, Slovenya ve
Macaristan), Balkan ülkelerinin ve Türkiye’nin deneyim alışverişi çerçevesinde yapılan
401CRONSEE
Güneydoğu Avrupa ülkelerindeki çocuk haklarının korunmasında, tanıtımında ve en iyi
uygulamalaarın paylaşılması işşbirliği amacı ile 2006 yılında kurulmuştur. HAK 2009 yılınsdan itibaren bu
ağın üyesidir.
159
seminerin konusu çocuk haklarının geliştirilmesinde Halkın Avukatının etksi üzerine özel bir
vurgu ile “Çocuk haklarının korunması” idi.
22-24 Ekim 2014’te İskoçya’nın Edinburg şehrinde Çocuklar için Avrupa Kamu Denetçileri
Ağı (ENOC)402 Konferansı düzenlendi ki burada HAK temsilcileri de yer aldılar. Konferansın
konusu “Çocukların ve gençlerin haklarının gerçekleştirilmesi yoksulluk ve devlet
kısıtlamalarının etkisi” idi ki buna “savunmasız çocuklar, çocuk haklarının tanıtımı, çocuk
katılımı, refah, sağlık, şiddet, aile ve alternatif bakım” konulu çalıştay çalışmaları da dâhildir.
Çalışmalrın sonunda verilen ENOC üyelerinin bildirisinde çocukların ve gençlerin haklarının
gerçekleştirilmesinde kısıtlayıcı önlemlerin etkisi ve yoksulluk durumuna ilişkin derin
kaygılarını dile getirdiler. Onlar dediler ki mali ve ekonomik krizler ve devletlerin onlara olan
reaksiyonları çocuk yoksul sayısının artmasına ve bazı Avrupa ülkelerinde onların toplumsal
dışlanmasına sebep olmuştur. Bildiriler ilgili ülkelerin meclislerine şu önerilerle birlikte
ileceklerdir:
 Tüm Avrupa ülkeleri çocuk yoksulluğunu ve onların toplumndan dışlanmalarını
önlemek için kapsamlı stratejik planlar hazırlasınlar ve kabul etsinler, ki bunlar çocuk
hakalrı için ulusal eylem planlarının bir parçası olacaklar.
 Tüm Avrupa ülkeleri çocuklar için bütçe oluşturmaları gerekir, ki ulusal bütçelerin
çocuklar için kaynakların belirlenmesi ve analiz gerektirir.
 Tüm Avrupa ülkeleri onların tüm politikalarının, yasalarının ve uygulamalarının
çocukların korunması için ilgili araçların, özellikle de Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle
uyumlu olmasını temin etsinler.
 Tüm ulusal kamu harcamaları ve kaynaklara karar veren harcamalar, çocukların,
özellikle de toplumsal dışlanmayı yaşayan veya yaşama tahlikesi taşıyan çocukların
ihitiyaçlarına, haklarına ve çıkarlarına en iyi şekilde öncülük tanımalı.
2 Kasım 2014’te HAK daha doğrusu ÇHG “Kosova'da Çocuk Hakları için Yasal Çerçeve,
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye uyum” açılış konferansı raporunda yer aldı ki burada çocuk
haklarına değinen ve yürürlükte olan mevzuatın Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin ve ilgili
bölgesel ve uluslararası normlar açısından incelenmesinde elde edilenler tanıtıldı.
5 Kasım 2014’te Save the Children tarafından örgütlenen ve ÇHG’nun da yer aldığı toplantıda
çocuk koruma alanında çalışan kurumların temsilcileri tarafından Kosova’daki çocukların
bedensel cezalandırmalarda yasal durum ve ev, okul, alternatif bakım enstitüleri, günlük bakım
ve ceza kurumları da dâhil tüm ortamlarda bedensel cezalandırmanın tüm biçimlerinin
önlenmesi ve giderilmesi tartışıldı
Tanıtım etkinlikleri kapsamında 3-30 Kasım 2014 günlerinde Kosova’da insan haklarının
koruynması ve tanıtılması ile ilgili HAK’nun rolü konusunda HAK ilk ve ortaöğretim
öğrencilerin bilgilendirme kampanyasını gerçekleştirmiştir. Bu etkinlik ile Dünyada çocuk
haklarının korunması için en kapsamlı belgelerden biri olan Çocuk Haklarına Dair
Sözleşme'nin 25. Yıldönümü de kutlanmıştır.
Kampanyanın yapılmasının esas amacı çocukların, insan haklarınınn korunması ve
tanıtılmasında HAK’nun rolü ve yaşadıkları ortam konusunda bilgilendirilmeleridir, öyle ki
insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak HAK’na yönelsinler.
402ENOC
çocuk haklarıyla ilgilenen 34 ülkeden bağımsız 42 kurum tarafından 1997 yılında kurulmuştur.
ENOC’un kurulma amacı Çocuk Hakları Sözleşmesinin tam uygulanmasını, bilgi, yaklaşım ve stratejilerin
değiş tokuş edilmesini ve çocuk hakları kurumlarının gelişmesini sağlamaktır.
160
Kampanyanın bir diğer amacı ise çocukların HAK temsilcileri tarafından dinlenmelerinin
sağlanmasıydı. Bu şekilde onlar düşüncelerini, duruşlarını, endişelerini, onların sadece
okullarda değil yollarda da her gün yüzleştikleri sorunları dile getirebileceklerdi.
Bu kampanya esnasında Priştine, İpek, Gilan, Viti, Kameniça, Yunik, Deçan, Klina, Yakova,
Malişeva, Orahovaç, Vıçıtırın, Skenderay, Prizren, Suhareka, Drenas, Lipyan, Obiliç ve
Graçaniça gibi Kosova’nın birçok şehir ve köylerindeki birçok okul ziyareti gerçekleşmiştir.
Kosova İnovasyon Laboratuvarı – UNICEF temsilcileri işbirliği ile “Haklarını Bil” projesi
çerçevesinde HAK temsilcileri 2014 yılının Ekim ve Kasım aylarında Priştine, Mitroviça, İpek,
Yakova, Gilan, Prizren, Ferizay ve Graniça gençleriyle bir araya gelmişlerdir. Bu görüşmelerde
gençler diğerleri dışında grup çalışmalarında çalışma yoluyla insan hakları, insan hakları
ihlallerini tespiti ve insan haklarının korunması ve tanıtılmasında HAK’nun rolü konusunda
bilgilendirilmişler ve tartışmışlar.
17 Kasım 2014’te HAK temsilcisi TV21 sabah programına katıldı ve burada Kaçanik
belediyesine bağlı Semaye Köyü çocuklarının eğitim hakkı ile ilgili tartışiıldı.
20 Kasım 2014’te Evrensel Çocuk Günü vesilesiyle Priştine belediyesi ilköğretim öğrencileri
HAK’nun merkez binasını ziyaret ettiler. Halkın Avukatı ile yapılan tartışmada öğrenciler
çocukların durumları ve onların aile, okul ve toplum içinde olan hakları konusunda görüşlerini
ve endişelerini dile getirmişler.
“Öncelikli olarak çocuklar: Çocuklar ve aileler için daha iyi sonuçlar elde etmek için daha iyi
bir kamu harcaması” 26-28 Kasım 2014’te Bükreş (Romanya)’te “Eurochild”403 ağı tarafından
düzenlenen ve ÇHG’nun da yer aldığı Konferansın konusuydu.
Çocuk ve aile, yatırımların sosyal getirisi ve kamu-özel ortaklığı ilişkin esas ve uygulamalı
kayıtlarıyla ilgili Avrupa’da neler oluyor keşfinde kullanılan yöntemler Konferans esnasında
yapılan sunumların ve tartışmaların odak noktasıydı.
“Çevrimiçin itibar (ün) – internette çocuğun bütünlüğünü korumak” 05.12.2014’te Belgrad’da
düzenlenen ve HAK temsilcilerinin yer aldığı tematik toplantınınn CRONSEE tartışmasının
konusuydu. Bu vesileyle katılımcılar internette çocukların artan istismar ve kötü muamele
durumlarıyla ilgili derin kaygılarını dile getirdiler. Çocuklar aynı şekilde internet kullanımı
sırasında çeşitli şiddet türleri, istismar, sömürü, insan onurunun ve mahremiyetinin
çiğnenmesi, aynı zamanda onların büyğümelerine ve gelişmelerine bazen de yaşam
tehlikelerine de maruz kaldıklarını vurguladılar.
Onlar bununla ilgili olarak bölgesel, ulusal ve yerel planlar dâhilinde aşağıdaki önlemlerin ve
önerilerin kabul edilmesi, uygulanması ve desteklenmesi gerektiği somnucuna vardılar:
 Kamu mercileri internet servis sağlayıcıları ile işbirliği yaparak çocukların internet
üzerinde şiddet, istismar ve sömürüden korunmaları, aynı zamanda onları zararlı
içeriklerden korumaları için strateji ve planları tanımlamaları gerekir. Bu belgelere
elektronik şiddete karşı “sıfır tölerans” tanımalı ve sanal ortamda çocuğa karşı
yapılan her şidddet ve istismar türünü etkin ve zamanında durduracak net olarak
faaliyetleri tanımlamalı, bunu yapanı adalet önüne getirmeli, aynı zmanda mağdur
için rehabilitasyon tedbirleri almalı. Stratejiler ve planlar, çocukların büyümesine,
gelişmesine ve refahına olumsuz etkileyen internetteki içeriklerden çocukların
korumak için kapsamlı önlemler de sağlamalı.
403Eurochild,
Avrupa’da çocukların ve geçlerin haklarınınn korunması ve tanıtılması üzreinde çalışan
kurumların ve bireylerin ağıdır. Onların çalışmaları Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle desteklenir.
161
 Kamu mercileri, internet hizmetleri veren internet kafelerde, oyun yerlerinde ve diğer
ortamlarda çocukların yaklaşımı ile ilgili özel hükümler kabul etsin, öyle ki çocukları
tehlikelerden ve uygun olmayan internet kullanımından korunsun. Bu bağlamda özel
filtreler, süre sınırlamaları, gece yarısından sonra gençlerin girmelerini yasaklama gibi
uygun denetim olarak tanımlanan ölçütlere uygun, çocuk dostu ortamlar sağlamak
için ölçütleri koymak gerekir
 İnternet üzerinde yapılan ihlalleri rapor ve şikâyet etmek için çocukların ve gençlerin
kullanabileceği etkin mekanizmanın kurulması gerekir. Çocukların internette şiddet
durumlarında veya onların haklarınınnçiğnenmesi durumunda onların nasıl
davranmaları gerektiğini desteklemek ve onlara tavsiyelerde bulunmak için onların
danışmanlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır.
 Çocukların ve gençlerin katılımıyla kamu mercileri, kamu bilincini, özellikle de
çocukların, gençlerin, velilerin ve çocuklarla çalışan uzmanların internet üzerindeki
şiddet tehlikeleri ve korunma tedbirleri konusunda bilincini artırmak için kamu
kampanyaları planlasınlar ve düzenlesinler
 Kamu mercileri, çocuklarla, gençlerle, uzmanlarle ve internet ve iletişim hizmetlerini
sunan kişilerle internet alanının kullanılması, özellikle de sosyal ağlar, çevrimiçi
şöhretin önemi ve korunmanın şekli, korunma ve özkorunma mekanizmalar ile ilgili
çocuklar için eğitim programları geliştirsinler
 Kamu mercileri, çocukların mahremiyetinin ele alınması ve korunması için yeni
araçların geliştirilmesinde teşvikte bulunsunlar ve yer alsınlar, aynı zamanda zararlı
içerik taşıyan bilgileri filtrelesinler ve durudursunlar.
Bu etkinlikler, çocuklara bilgi sağlama ilkesini ve serbest bilgi akışı ilkesi göz önünde
bulunduruarak çocukların ve gençlerin tam katılımıyla yapılmaları gerekir
21 Kasım 2014’te, 26 Kasım 2014’te ve 09 Aralık 2014’te Save the Children işbirliği ile
“Vizyonun Gözü” STÖ örgütlemesi ile “Birlikte çocukların hakları ve korunmaları için”
programı çerçevesinde Yakova’da, Mitroviça’da ve Priştine’de ortak yuvarlak masalar
yapılmıştır. Bu yuvarlak masada hükümet kurumları, sivil toplum, medya ve HAK temsilcileri
yer almıştır. Bu yuvarlak masanın düzenlenme amacı mevzuat açısından çocuk haklarınınn
durumunu inceleme ve yasaların düzenlenmesi veya çocuk haklarının korunması ve
Kosova’daki çocuk haklarının iyileştirilmesi ile ilgili yeni yasaların hazırlanması için ihtiyacı
belirlemek idi.
9 Aralık 2014’te “Haklarını bil” proje kapsamında yürütülen faaliyetler kapsamında HAK
temsilcileri yuvarlak masada yer aldılar. Burada diğerlerinin yanı sıra çocuk hakları ile ilgili
yapılan yarışmada kazanan 3 eseri tanıtıldı ve tartışıldı. Yarışma “Haklarını bil” çevrimiçi
platformu üzerinden düzenlendi.
3.5.
Ayrımcılığa karşı faaliyetler
Ayrımcılık Karşıtı Dairesi (AKD) bu yıl süresince de engelli kişilerin çıkarlarını temsil eden
STÖ’lerine ziyaretlerde bulunmuştur ki bunlardan HAK onların kamu kurumlarına serbest
dolaşım koşulları ile ilgili ve engelliler için mezuatla ilgili şikâyetleeri kabul etmiştir.
Geçen yıllarda olduiu gibi HAK temsikcileri hastaneleri, STÖ’lerini, toplulukların yaşadıkları
yerleşim yerlerini, yaşlılar evlerini ve bakım evlerini ziyaret etmişlerdir. BB Dil Komiseri ile
162
görüşmeler yapılmıştır. HAK temsilcileri kamu tartışmalarında, koonferanslarda ve farklı
eğitimlerde de yer almışlardır. Aynı şekilde onlar “Haklarınızı bilin” kampanyası çerçevesinde
Kosova şehirlerindeki okullar ziyaret edilmiştir, aynı zamanda HAK ve ayrımcılık konusunda
dersler yapılmıştır.
Raporlama yılı süresince İYB, yerel ve merkezi düzeyde insan hakları koordinatörlerle ile
görüşmeler gerçekleşmiştir, aynı zamanda Ayrımcılığa Karşı Yasa Tasarısının tamamlanmassı
veya değiştirilmesi ile ilgili kamu tartışmasında yer alınmıştır.
Yaşlı evlererine (huzur evlerine) ve bakım kurumlarına yerleştirilen kişilerin ve insan haklarının
gözetilmesi izlenmesi amacıyla bu yıl birkaç kez Priştine’deki yaşlılar evi, Ştime’deki Özel
Kurum, KÜKM’nde Psikiatri Kliniği ziyaret edilmiştir. Bu ziyaretler esnasında orada
yaşayanların yaşama şartlarının, odalardaki alanlarının ve bu kurumlarda çalışanların çalışma
koşullarının izlenme odaklıydı.
Raporlama yılı süresince HAK temsilcileri yerli sesli-görüntülü medyada kamu tartışmalarında
yer almışlardır ve bu tartışmalarda engellikişilerin hakları ele alınmıştır.
19 Şubat 2014’te HAK temsilcisi Kosova’da emeklilik planına ilişkin NORMA Hukukçular
Derneği tarafından örgütlenen yuvarlak masada yer almışlardır.
5 Şubat 2014’te HAK temsilcisi, Kosova Bağımsız Sendikalar Birliği (KBSB) ile işbirliği
içerisinde Kadın Milletvekili Grubu tarafından düzenlenen “İş Yasası ve bu Yasanın
uygulanması düzeyi” konulu yuvarlak masasında yer almıştır ve katkılarını summuştur.
10-12 Şubat 2014’te Priştine’de Proje temelinde HAK temsilcisi özgürlüğünden yoksun
bırakılan kişilerin alıkonulma mekanlarının izlenmesine ilişkin AB ile Avrupa Konseyi
tarafından birlikte yapılan eğitime katıldı.
17 Mart 2014’te HAK temsilcisi, Roman, Aşkali ve Mısırlı Bütünleşmesi Kosova Eylem
Planının ve Stratejisinin uygulanmasına ilişkin Kurumlararası Yönlendirme Komitesi
tarafından Kosova Hükümeti için önceliklerin onayı ile ilgili BB İYB tarafından düzenlenen
Teknik Çalışma Grubunda yer almıştır ve katkılarını summuştur.
5 Mayıs ve 26 Haziran 2014’te HAK temsilcisi, LGBT toplumunun hakları konusunda
Kosova Cumhuriyeti Ulusal Düzeyde Danışma ve Koordinasyon Grubu’nda yer almıştır ve
katkılarını summuştur.
14 Mayıs 2014’te HAK temsilcisi, Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen sürdürülemez
ekonomik çizgiler sübvansesine ilişkin 13/2013 sayılı Taslak İdari Yönerge ile ilgili kamu
tartışmasında yer almıştır ve katkılarını summuştur.
30 Mayıs 2014’te HAK temsilcisi, Graçaniça’da Kalkınma ve Savunma Kosova Ajansı
tarafından düzenlenen ve “Dönenlerin izlenmesi - Gönüllü dönüş değerlendirilmesi” konulu
olan yuvarlak masaya katkıda bulunmuştur.
25 Temmuz 2014’te HAK temsilcisi, şu anda Graçaniça belediyesine ait olan ancak 1992-1998
döneminde sahiplerine iade edilen tarım arazilerinin kaydına yönelik taleplerin çözülmesi
doğrultusunda oluşturulan yuvarlak masada yer almıştır ve katkılarını summuştur. Bu yuvarlak
masa AGİT ve Graçaniça Belediyesi Kentsel Planlama, Topografya ve Mekansal Planlama
Bölümü tarafından örgütlenmiştir.
18 ve 19 Eylül 2014’te HAK temsilcisi Belgrad (Sırbistan)’da düzenlenen “Ekonomik kriz,
çocuklar için hizmetler – hayatta kalabilir veya kalmayabilirler. Ne yapmamız gerekir?” konulu
çocuklar için halkın avukatlarının Yıllık Konferasında yer almıştır ve katkılarını summuştur
163
13 Kasım 2014’te HAK temsilcileri engelli kişilerin Kosova’daki durumuyla bilgi edinmeleri
için “Hendikosit” müdürüyle görüşmüşlerdir.
17 ve 26 Kasım 2014’te HAK temsilcileri Priştine’deki “Përparimi” kaynak Merkezi’ni ziyaret
etmişleridir. Burada okul öğrencileri ve çalışanlarıyla insan hakları, özellikle de çocuk hakları
konusunda konuşmuşlardır.
2014 yılının Kasım ve Aralık ayları süresince azınlıklar ile olan şehirler de dâhil Priştine’deki ve
diğer şehirlerdeki ilköğretim ve ortaöğretim okullarında önemli bir dizi ziyaretler yapılmıştır ve
bu ziyaretler esnasında kamu kuruluşlarında engelli öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmeleri
için koşullar hakkında konuşulmuştur.
3.6.
HAK çalışanları
İnsan kaynakları HAK’nun anayasal görevlerini karşılamak için önemli bir etkeni temsil eder.
2014 raporlama yılında çalışan sayısı 54’tür ve bu sayı, yıllık ödenek temelinde belirlenmiştir.
63 çalışanı tarafından benimsenen pozisyon sayısı görevlilerinin sınıflandırılmasına göre şu
şekildedir: Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından seçilmiş altı (6) kamu görevlisi ve elli yedi
(57) görevli – sivil çalışan.
2014 yılı süresince dört (4) yeni çalışan istihdam edilmiştir, bunlardan biri azınlık, daha
doğrusu Aşkali topluluğuna aittir. Ancak şu gerçeğin vurgulanması gerekir ki tüm çabalara
rağmen HAK, şu andaki kiralık binada alan – ofis eksikliği sebebiyle hala engellilerin istihdamı
için 50+1 ilkesine göre yasal ihtiyacı karşılayamamıştır.
Bahsedilmesi değer olan bir gerçek de 2014 yılında diğer yıllara oranla çalışanlarımızda ayrılma
eğilimi hiç yoktu. Ancak 2014 yılı boyunca da çalışanlarda hareketlilik ve gönüllü olarak işi
bırakmalar olmuştur, daha doğrusu iki (2) çalışan işini bırakmıştır. HAK’nda uzun vadeli
mesleki eğitimden sonra istihdamın gönüllü olarak bırakmanın başlıca nedenleri HAK’na
nazaran daha yüksek gelir ve daha iyi olanaklar sebebiyle diğer iş yerlerine gitme veya
profesyonel uyarlanmadır.
2014 yılı için HAK bütçesi kabul edilen pozisyonlar için yeterli idi. HAK hala tüm istihdam
yerlerini doldurmamıştır, sebebi ise özel şahsa ait olan binada bu görevlilerin yerleşecekleri
yeterli alanların olmaması ve uygun olmayan çalışma koşullarının olması.
HAK, insan hakları yasaları paketinin içinde Halkın Avukatı Yasası’nda ve diğer yasalarda
değişiklik yapılmasını beklemektedir ki bunlardan HAK için ek yasal yetkiler kaynaklanır. Bu
nedenle yeni yetkilerin uygulanması amacıyla, yeni alan temin edilmes, daha doğrusu kamuya
ait yeni bina dışında, şimdiki pozisyonların doldurulması ve yeni yetkilere göre çalışanlar
sayısının artırılması gerekir.
3.7.
HAK’nun bütçesi
HAK Kosova Cumhuriyeti bütçesinden finanse edilen bağımsız bir kurumdur. Halkın Avukatı
Yasası’na göre “Halkın Avukatı Kurumu, kendi yıllık bütçe önergesini hazırlar ve onaylanması
164
için Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne gönderir.”404 Aynı şekilde bu yasal hükme göre, HAK’na
gerekli bütçe temin edilir: “Diğer yasaların hükümlerine bakılmaksızın,”.405
3.7.1.
Kosova bütçesinden HAK’nun finansmanı
Düzenli bütçe talebinin hazırlanması ve sunulması için yasal sürece dayanarak Halkın Avukatı
Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne 2014 yılı için kendi bütçe talebini sunmuştur.
2014 yılı için Halkın Avukatı bütçe talebi çalışma planına ve HAK’nun yapmaya planladığı
etkinliklere dayalıdır, oysa karar alan makamlar tarafından 2014 yılı için kabul edilen bütçe,
bütçe talebine göre tahsişs edilmiştir.
D2014 yılı için HAK durumun yansıması ve bütçenin akışı şeması aşağıdaki tabloda
sunulmuştur. Oysa HAK bütçesi bünyesinde tüm akışların raporu ve ayrıntılı şekli, birleşik
formun içeriğine göre Bütçe ve Finans Meclis Komisyonu Finansal raporlama Kosova
Cumhuriyeti Meclisi’ne gönderilir.406
Nu.
1.
Ekonomik
sınıflar
Maaşlar
ve
gündelik
ücretler
2014 yılı için
ayrılan bütçe
2014 yılı
bütçesi
2013 yılı
bütçesi
596.371.00
596.371.00
596.371.00
513.050.00
459.239.00
459.239.00
390.353.15
302.239.00
2.
Mallar
hizmetler
3.
Kamu Giderleri
30.000.00
30.000.00
25.500.00
23.000.00
4.
Sermaye
Giderleri
10.000.00
10.000.00
10.000.00
52.000.00
1.095.610.00
1.095.610.00
1.022.224.15
890.289.00
Toplam
ve
2014 yılı için
bütçe talebi
Tablo 4: Bütçe talebi ve 2014 yılı için onaylanan bütçe
Planlama ve bütçe harcamaları ihtiyaçlara göre ve HAK’nun çalışmaları ve işleyişi için belli
hedeflere yönelik gerçekleşmiştir, oysa bütçenin kullanımı ile ilgili iç izleme eksik olmamıştır.
10.03.20114 tarihli 01/176 sayılı kararla Kosova Cumhuriyeti Hükümeti bu kararın amacı olan
memurlara % 25 oranında maaş artışı için ve mal ve hizmett sınıfı için 68.885.85 € ve belediye
hizmetleri için 4.500.00 € bütçe sınıflarına göre 73,385.85 € oranında HAK’na bütçe
sınırlamaları yapılmıştır
40403/L-195
sayılı Halkın Avukatı Yasası, 34. maddenin 2. fıkrası.
yerde.
406HAK bütçesi için ayrıntılı mali rapor, finansal raporlar için benzersiz forma göre Kosova Cumhuriyeti
Meclisi’ne gönderilecektir.
405Aynı
165
31 Aralık 2014 tarihine kadar harcanması planlanan HAK bütçenin durumunun mali
incelemesinden sonra 2014 mali yıl sonu vesilesiyle bütçe tasarrufunu tespit etmiş ve
değerlendirmesini yapmıştır.
5 Aralık 2014’te HAK, 128,000.00 Avro değerinde bütçe fonlarının Kosova Bütçesine iadesi
için Maliye Bakanlığına yazılı bildirmiştir, ancak bu bakanlık HAK bütçesinden iade için
bildirilen bu bütçe paraları çekmemiştir.
3.7.2.
HAK’nun bütçesinin son şekli ve 2014 yılı giderlerinin
gerçekleştirilmesi
Sıradaki tabloda 2014 yılı için bütçe giderleri ile ilgili olarak nihai bütçe durumu sunuyoruz. Bu
tablo yüzde olarak ifade edilen harcama bazında ekonomi sınıfı ile ilgili verilerin özet şeklini
verir
Nu.
1.
İktisadi
2014
yılı Kullanılan
Serbest
Gerçekle
Silinmemiş
sınıflar
bütçesi
bütçe
araçlar
şen (%)
Maaşlar ve
gündelik
596.371.00
542.558.37
0.00 53.812.63
90.98 %
ücretler
2.
Mallar
ve
hizmetler
3.
4.
390.353.15
252.779.03
61.983.60
75.590.52
64.76 %
Kamu
Giderleri
25.500.00
14.724.05
1.891.03
8.884.92
57.74 %
Sermaye
Giderleri
10.000.00
9.145.00
855.00
0.00
91.45 %
1.022.224.15
819.206.45
64.729.63
Toplam
138.288.07
80.14 %
Tablo 5: 2014 yılı Bütçe harcamalar
3.7.3.
bağışçılar tarafından yapılan HAK finansmanı
2014 yılı süresince Avrupa Konseyi, OSBE, UNDP, Fransa Büyükelçiliği vb. gibi Kosova'da
faaliyet gösteren bazı uluslararası kuruluşlar HAK’nu personel gelişimi için çeşitli etkinlikler
için ve yurt dışında çalışma ziyaretleri için desteklediler. Bağışçıların bu desteği kendileri
tarafından finanse edilmiş ve şahsen onlar tarafından yönetilmiştir.
3.7.4.
Sonuç
Kosova Cumhuriyeti tarafından istenen ve kabul edilen 2014 yılı için HAK bütçesi yeterliydi.
Meclis tarafından bu doğrultuda herhangi bir engel veya sınırlama olmamıştır.
166
2015, Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilmesi beklenen Kosova'da, insan
hakları ile ilgili yasaların yasama paketine bağlı olarak ki bunların arasında Halkın Avukatı
Yasası, Ayrımcılığa Karşı Yasa ve Cinsel Eşitlik Yasası gibi HAK üç yeni yetkiyle tahsil
edilecektir.
Ayrımcılığa Karşı Yasa’ya göre HAK şimdiden itibaren Eşitlik ve Anti-Ayrımcılık Ulusal
Kurumu role sahip olacaktır. Cinsel Eşitlik Yasası’na göre HAK Cinsiyet Eşitliği uygulanması
için Ulusal Kurumu gücü ile tahsil edilecektir. Oysa HAK için yeni bir yetki ise İşkencenin
Önlenmesi Ulusal Mekanizması (İÖUM) rolü olacaktır.
Bütün bu yetkileri ek faaliyetler takip edecektir ki bunlar 2015 yılının sonuna kadar eğitilmeleri
gereken ek çalışanlara ve bununla beraber ek mali desteğe ihtiyacı getirecektir. Tabi ki HAK
yönetimi bu ek yasal talepleri göz önünde bulundurarak 2015 ve 2016 yılları için gereken bütçe
planlamasını zamanında hazırlayacaktır ve HAK Anayasal ve yasal görevlerini ve misyonunu
yerine getirmek için yeterli araçların ayrılması ile ilgili bütçe talebi için önerisini Kosova
Cumhuriyeti Meclisi’ne zamanında teslim edecektir.
167
168
Dördüncü Bölüm
HAK’na bildirilen vakalarla ilgili istatiksel özet
Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarından 1 Ocak 2014’ten 31 Ocak 2014’e kadar Priştine’deki
HAK merkezine ve bölgesel şubelerine tavsiye veya hukuki yardım konusunda 2224 şikâyet ve
talep bildirlmiştir. Halkın Avukatı veya onun yardımcılarıyla Priştine’de ayda iki kez “Açık
Günlerde” ve en az bir ke diğer belediyelerde şahsen 207 şikâyetçi görüşmüştür.
Raporlama dönemi süresince HAK tarafından soruşturması en çok açılan vakaların konuları
genellikle doğru ve tarafsız yargılama, mülkiyetin korunması, çalışma ve masleği icra etme
hakkı, sağlık ve sosyal koruma, hukuki yardım hakkı vb. Ile ilgiliydi.
4.1.
HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler
Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarından 2014 yılı süresince HAK’na tavsiye veya hukuki yardım
konusunda 2224 şikâyet ve talep bildirlmiştir. Onların inlenmesinden sonra 587 şikâyet ile ilgili
soruşturma açılmıştır, oysa 1637 tanesi ise HAK yetkilerine dayanarak kabul edilmeyen
şikâyetler olarak nitelendirilmişlerdir.407 2013 yılıyla karşılaştırıldığında kabul edilmeyen
şikâyetlerin sayısı 177 kadar veya %9 daha fazladır.
Halkın Avukatı Yasa’sına dayanarak HAK tarafından kabul edilmez olarak ilan edilen
şikâyetler rakamlarla ve yüzdeliklerle gösterilmişlerdir

20. madde, 1.1. bent 408 – İhlal, kötü yönetim yok – 487 şikâyet veya %30

20. madde, 1.4. bent 409 – Hukuki yolların kullanılmaması – 468 şikâyet veya %28

20. madde, 1.3. bent 410 – Hukuki yolların kullanımında– 338 şikâyet veya %21

19. madde, 1.3.1. bent411 – HAK’nun yargılama yetkisi dışında – 270 şikyet veya %16

20. madde, 1.2. bent 412 – İlgisizlik, tarafın başarısızlığı – 43 şikâyet veya %3

19. madde, 1.3.2. bent 413 – Yasal süreden sonra sunulmuş – 31 şikâyet veya %2
407Sunulan
şikâyetler Halkın Avukatı Yasası’nın 19 ve 20. maddelerinde yer alanve HAK’nun yetki sınırlarını
belirleyen ve buna dayanarak HAK tarafından açılamayan soruşturmalardır.
408 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasas’nın 20. maddesinin 1.1 bendi: “sunulanlardan ve vakanın koşullarından
insan hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmediği ortaya çıkarsa veya hernagi bir kötü idare gerçekleşmediyse.”
409Aynı yerde, 20. maddenin 1.4 bendi: “olağan ve olağandışı tüm hukuki yolların tükenmediği, burada
sadece onun sürecin başlatılması veya devam edilmesi için şikâyetin faydasız olacağını düşündüğü veya
bireylerin ciddi zarar gördükleri veya onarılmaz zarara görebileceklerini düşündüğü zaman dışında.”
410Aynı yerde, 20. maddenin 1.3 bendi: “Bu yasada belirtilen durumlar hariç bir dosyanın yargı veya diğer
yetkili kurumlarca yürütülüyorsa.”
411Aynı yerde, 19. maddenin 1.3.1 paragrafı: “Bu yasaya göre yetkili Halkın Avukatı yetkilerine girmez.”
412Aynı yerde, 20. maddenin 1.2 bendi: “talebin eksik olması ve Halkın Avukatı’nın talebine rağmen
tamamlanmamışsa.”
413Aynı yerde, 20 maddenin 19. fıkrasının, 1.3.2. paragrafı: “Şikâyet bu yasada öngörülen süreden sonra
sunulmuştur.”
169
Şikâyetçilerin iddialarına göre Kosova Anayasası ile garanti altına alınmış ancak ihlal edilmiş
olan haklardan sadece HAK tarafından kabul edilemez olarak ilan edilen şikâyetlerin
rakamlarla ve yüzdeliklerle gösterilmişlerdir (bir şikâyet garanti edilmiş haklardan birden fazla
ihlali içerebilir):
 Sağlık ve sosyal koruma – 374 şikâyet veya %20
 Doğru ve tarafsız yargılanma hakkı – 367 şikâyet veya %19
 Çalışma ve mesleği icra etme hakkı – 297 şikâyet veya %15
 Mülkiyetin korunması – 274 şikâyet veya %14
 Hukuki yardım hakkı – 211 şikâyet veya %11
 Sanık hakları – 117 şikâyet veya %6
 Yasalar önünde eşitlik – 39 şikâyet veya %2
 Evlenme ve aile hakkı – 35 şikâyet veya %2
 Eğitim hakkı – 30 şikâyet veya %2
 Çocuk hakları – 29 şikâyet veya %2
 İşkencenin, zulmün, insanlık dışı davranışın veya aşağılanmanın durdurulması – 20 şikâyet veya
%1
 Dolaşım özgürlüğü – 17 şikâyet veya %1
 Diğer – 96 şikâyet veya %5
Şikâyetçilerin iddialarına göre kendi haklarının kamu sorumlu makamlarınca ihlal edildiğini
iddia ettikleri ve sadece HAK tarafından kabul edilemez olarak ilan edilen şikâyetlerin
rakamlarla ve yüzdeliklerle gösterilmişlerdir (bir şikâyet garanti edilmiş haklardan birden fazla
ihlali içerebilir):
 Mahkemeler – 470 şikâyet veya %28
 Bakanlıklar – 336 şikâyet veya %20
 Belediyeler – 254 şikâyet veya %15
 Gerçek kişiler – 90 şikâyet veya %6
 Polis – 85 şikâyet veya %5
 Yabancı makamlar – 84 şikâyet veya %5
 Özel şirketler – 64 şikâyet veya %4
 KÖK – 64 şikâyet veya %4
 Kamu işletmeleri - 43 şikâyet veya % 3
 Savcılıklar– 31 şikâyet veya %2
 Diğer – 128 şikâyet veya %8
170
en çok şikâyet edilen kamu makamlarına ve şikâyetçiler tarafından bildirilen sorunlara göre
sıralaması yapılan HAK tarafından kabul edilmeyen şikâyetlerin soruşturulmasıyla önemli
sonuçlar elde edilebilir, öyle ki bunlar yasal yükümlüklere göre HAK tarafından kabul edilemez
olarak nitelenen ancak insan hakları konusunda objektif mevcut davaların açısından bizlere
tam bilgi vermektedirler.
4.1.1.
Mahkemelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler
2014 yılı süresince mahkemelere karşı yapılan ve HAK tarafından kabul edilemez olarak
nitelendirilen 470 şikâyet mevcuttur. Kabul edilmeyen şikâyetlere bakıldığında onların büyük
çoğunluğunun yargılamanın gecikmesi ile ilgili şikâyetçilerin iddialarını yer aldığı
görülmektedir. Şikâyetlerin diğerleri, mahkeme kurumlarının kararlarıyla ilgili
memnuniyetsizlikler, avukat tutmak için maddi olanaksızlıklar, şikâyetlerin derlenme şekli,
mahkeme kararlarının uygulanmaması, hukuki yardım talepleri vb. gibi konularla ilgilidir.
Bu şikâyetlerin büyük bir kısmının kabul edilemez olarak ilan edilmelerinin sebepleri,
şikâyetçilerin iddialarına ve sunulan delillere bakıldığında kişilerin hukuki yolları
tüketmediklerini veya onları kullanmakta olduklarındandır. Şikâyetlerin diğer kısmının
reddedilme sebepleri İlgili şikâyetlerde herhangi bir ihlal ya da kötü idarenin olmaması,
HAK’nun yetkisi dışında olmaları veya şikâyetçilerin ilgisizliğindendir.
Tüm bu durumlarda şikâyetçiler genellikle süreçlerin uzaması ile ilgili yer alan iddialar
konusunda (gecikme var veya yok) bilgilendirilmişlerdir veya onlara tavsiyelerde
bulunulmuştur, kullanabilecekleri hukuki yollar konusunda ve şikâyetlerini Ücretsiz Hukuki
Yardım aracılığıyla ücretsiz olarak düzenleyebilecekleri konularında bilgilendirilmişlerdir. Aynı
şekilde onlar, HAK’nun yasal yetkileri konusunda ve eğer hukuki yolları kullanmalarına
rağmen durumun hala değişmemesi veya yetkili kurumların faaliyetsiliği yüzünden sürelerin
geçmesi durumunda onların tekrar şikâyetlerini sunabilecekleri konusunda da
bilgilendirilmişlerdir
4.1.2.
Bakanlıklara karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler
Raporlama dönemi süresince bakanlıklara karşı yapılan ve HAK tarafından kabul edilemez
olarak nitelendirilen 336 şikâyet mevcuttur. Bu şikâyetlerin büyük bir kısmı ÇSGB’na, daha
doğrusu Kosova Emeklilik İdaresi Bölümü (KEİB) ve Sosyal Çalışma Merkezi (SÇM)’ne
yöneliktir. Şikâyetlerin büyük çoğunluğunu farklı sınıf emeklilik başvuranları taleplerinin
reddilmesi, sosyal yardım veya onların kesilmesi oluşturmaktadır.
2014 yılı süresince KEİB’ne karşı sunulan ancak kabul edilmeyen şikâyetler sayısında ikim
misli bir artış var. Şikâyetlerin büyük bir kısımını bakanlıkların kararlarına (özellikle iş
uyuşmazlıklarına ilişkin) karşı yapılanlar, vatandaşların şikâyetleri konusunda hükümet
yetkililerinin sessizlikleri, yetersiz tıbbi tedavi vb. oluşturur.
Yukarıda belirtilen şikâyetlerin hemen hemen yarısının kabuledilemez olarak ilan edilmelerinin
nedeni tarafların mevcut yasal yollarını kullanmamalarıdır. Şikâyetlerin diğer kısmının
reddedilme sebepleri ise ilgili şikâyetlerde herhangi bir ihlal ya da kötü idarenin olmaması ve
HAK’nun yetkisi dışında olmalarındandır.
171
4.1.3.
Belediyelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler
Raporlama dönemi süresince vatandaşların belediyelere karşı yaptıkları ve HAK tarafından
kabul edilemez olarak nitelendirilen 254 şikâyet mevcuttur. Bu şikâyetlerin büyük bir kısmı
barınma sorunu, çalışma uyuşmazlıkları, mülkiyet hakkı, yapılan işle ilgili tazminat başarısızlığı,
maddi sorunlu vatandaşların belediyelerce maddi olarak desteklenmemeleri vb. oluşturur.
Bu şikâyetlerin yaklaşık %40’ı HAK tarafından reddedilmemelerinin sebebi ihlal veya kötü
idarenin varolmamasıdır, oysa şikâyetlerin diğer kısım için yetkili belediyelere konuları
adreslemeleriyle ilgili hukuki yollar konusunda taraflar bilgilendirilmiş ve tavsiyelerde
bulunulmuştur
4.1.4.
Yabancı mercilere ve gerçek kişilere karşı şikâyetler
Kabull edilmemez olarak ilan edilen şikâyetlerrin önemli bir kısmını (174 şikâyet) özel ve
yabancı ptpr,teere karşı yapılan şikâyetler oluşturur.
Gerçek kişilere aleyhine yapılan şikâyetlerin geneli mülkiyetin korunması, farklı
anlaşmamazlıklar, evlenme hakları vb. oluşturur. Oysa yabancı ototritelere karşı yapılan
şikâyetlerin başlıcasını Sırbistan tarafından emekli maaşlarının ödenmemesi ve emekli maaşları
ile ilgili talepler esnasında şikâyetçilerin karşılaştıkları güçlükler veya yabancı bir ülke ile ilgili
diğer konular oluşturur.
Bu durumlarda HAK’unun anayasal ve yasal yetkileri konularındda şikâyetçilerin bilgisizliği
görülmektedir. Buna rağmen bu durumların birçoğıunda taraflar HAK’nun yetkileri
konusunda bilgilendirilmelerinden başka onlara takip edecekleri adımlar konusunda ve bu
sorunlarla ilgili olan sorumlu kurumların kimler olduğu konusunda bilgiler sunulmaktadır.
4.1.5.
Sonuç
Sunulan verilere bakıldığında 2014 yılı süresince HAK’na sunulan şikâyetlerin büyük bir
çoğunluğunun (%74’ünün) incelenmesinin hemen akabinde HAK’nun yetkilerine
bakıldığından kabul edilemez ilan edildikleri görülmektedir. Kabul edilemez ilan edilen bu
şikâyetlerin hemen hemen yarısını reddedilmelerinin sebepleri şikâyette bulunanaların tüm
hukuki yolları kullanmamaları veya hala hukuki yolları kullanmakta olmalarındendır.
Hukuki yolların kullanılmaması durumlarda şikâyetçiler ellerinde olan kendi haklarının etkili
bir biçimde savunulması ile ilgili bilgi edinmeleri konusunda HAK’nu ziyaret etmişlerdir.
Taraflar hukuki yolları kullanmakta olduklarda durumlarda ise onların konularını çözme ile
ilgili olan yetkili kurumlara karşı olan güvensizlik çok açık bir şekilde görülmektedir. Bu
durumların birçoğunda tarafların HAK’nu ziyaret etmelerinin sebepleri konularının n kısa
zamanda ve en doğru bir şekilde çözülmesi talepleriyle veya HAK avukatlık rolünü almakla
ilgilidir. Bu her ne kadar Halkın Avukatı’nın bu tür rolleri üstlenme yetkisine sahip
olmamasına rağmen ve bunuun hiçbir zaman yapmamasına rağmen, bu durum HAK’na
güvenin artmasının açık bir göstergesidir
Yukarıda söylenenler ışığında, kamu mercilerine güvenin kaybolmasının, dosyaların ele
alınması konusunda yetkili kurumlardan daha çok etkin olması talebinin dışında ve
vatandaşların talepleri dışında bir tarafta vatandaşların kendi hakları ile ilgili hukuki yollar
172
konusunda bilgilendirilmelerinde eksiklik görülmekle birlikte diğer tarafta da HAK’nun yasal
yetkileri ile ilgili bilgisizlik görülemktedir.
Öneri

Vatandaşların hakları ve yükümlülükleri konusunda, aynı zamanda
HAK’nun misyon u ve yetkileri ile ilgili bir farkındalık ve bilgilendirme
kampanyasımnın yapılması mecburidir, ki bu vatandaşların elletinde olan
yasal etkili araçlar konusunda bilgi sahipleri olmalarını ve HAK tarafından
kabul edilmeyen şikâyetlerde zalamaya sebep olacaktır.
4.2.
2014 yılında vakaların istatiksel sunumu
Aşağıdaki tablolarda 2014 yılı süresince HAK’na sunulan toplam şikâyetler ayrıntılı bir şekilde
verilmiştir. Bu tablolarda tüm faaliyetlerin ve vakaların her türleri mutlak rakamlarla
sunulmuşlardır. Aynı şekilde burada HAK tarafından çözülen vakalar, soruşturma aşamasıyla
ilgili raporlar ve raporlardan çıkarılan öneriler, aynı zamanda HAK’nun yazılarına yetkili
mercilerin yanıt verme konusunda başarısızlıkları da yer almaktadır.
HAK’na bildirilen şikâyetlerin genel toplamı
2224
Şikâyetlerde yer alan kişilerin toplamı414
2956
Şikâyetçilerin etnik kökenleri
Arnavut
1938
Sırp
145
Boşnak
34
Roman
33
Aşkali
22
Türk
21
Mısırlı
18
Diğerleri
13
HAK’na bildirilen şikâyetçilerin cinsiyeti
Erkek
1717
Kadın
507
Şikâyetlerin yöneltildiği sorumlu merciler (Bir şikâyette birden fazla sorumlu taraf olabilir)
414Bir
Mahkemeler
665
Bakanlıklar
474
Belediyeler
400
şikâyette haklarının kamu mercileri tarafından ihlal edildiğini iddia eden birkaç şikâyetçi olabilir.
173
Emniyet
125
Gderçek Kişiler
91
Yabancı yetkililer
87
Kosova Özelleştirme Kurumu
76
Özel şirketler
70
Kamu işletmeleri
53
Savcılıklar
42
Diğerleri
183
Tablo 6: 2014 yılında vatandaşlar tarafından HAK’na sunulan şikâyetler
Kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetlerin toplamı
1637
Halkın Avukatı Kurumu Yasası’na dayanarak şikâyetlerin kabul edilemeyişlerinin
yasal dayanakları
İhlal, kötü yönetim yok – 20. madde, 1.1. bent
487
Hukuki yolların kullanılmaması - 20. madde, 1.4. bent
468
Hukuki yolların kullanımında - 20. madde, 1.3. bent
338
HAK’nun yargılama yetkisi dışında - 19. madde, 1.3.1. bent
270
ilgisizlik, tarafın başarısızlığı - 20. madde, 1.2. bent
43
Yasal süreden sonra sunulmuş - 19. madde, 1.3.2. bent
31
Tablo 7: 2014 yılında HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler
Vatandaşların şikâyetleri
vakaların toplamı
üzerine
soruşturması
açılan
587
Re’sen soruşturması açılan vakalar (ex officio)
15
Soruşturması yapılan vakalarla ilgili vatandaşların etnik kökenleri
Arnavut
470
Sırp
73
Roman
12
Boşnak
10
Türk
8
Diğerleri
14
174
Soruşturması yapılan vakalarla ilgili HAK’na bildirilen şikâyetçilerin cinsiyetleri
Erkek
450
Kadın
137
HAK tarafından soruşturulan vakalarda sorumlu yetkililer (Bir vakada birden fazla
sorumlu taraf olabilir)
Mahkemeler
195
Belediyeler
147
Bakanlıklar
139
Emniyet
40
Savcılıklar
12
Kosova Özelleştirme Kurumu
11
Kamu işletmeleri
10
Özel şirketler
6
Diğerleri
59
Tablo 8: 2014 yılında HAK’nda soruşturması açılan vakalar
Adil ve tarafsız yargılanma hakkı
180
Mülkiyetin korunması
95
Çalışma ve mesleği icra etme hakkı
82
Sağlık ve Sosyal haklar
63
Hukuki yollar hakkı
52
İşkencenin, zulmün, insanlık dışı davranışın veya aşağılanmanın
39
durdurulması
Sanık hakları
34
Kamu belgelerine erişim hakkı
28
Çocuk hakları
26
Eğitim hakkı
26
Yasalar önünde eşitlik
26
Hakların yargısal korunması
18
Yaşam çevresiyle ilgili sorumluluk
10
175
Mahremiyet hakkı
8
Yaşam hakkı
8
Dolaşım özgürlüğü
7
Evlenme ve aile hakkı
7
İnsanlık onuru
7
Arabuluculuk vakaları
6
Özgürlük ve güvenlik hakkı
4
Seçme ve seçilme hakkı
4
Kişisel bütünlük hakkı
2
Dini mezhepler
1
Örgütlenme özgürlüğü
1
Tablo 9: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak soruşturulan vakalar
(güvence altına alınan bir vaka birden fazla haklardan birden fazlasını içerebilir)
Kapatılan vakaların genel toplamı
534
Halkın Avukatı Kurumu Yasası’na dayanarak vakaların kapanmalarının yasal
dayanakları
Şikâyette bulunanın oluruna dayanarak olumlu sonuçlanmış – 19.
madde, 1.5. bent
296
Kabul edilemez; hukuki yolların kullanımı Hukuki yolların kullanımı
- 20. madde, 1.3. bent
81
Kabul edilemez; ihlal, kötü yönetim yok – 20. madde, 1.1. bent
81
Kabul edilemez; hukuki yolların kullanılmaması - 20. madde, 1.4.
bent
40
Tarafın ilgisizliği, başarısızlığı yüzünden kapanmış - 20. madde, 1.2.
bent
22
Raporlu kapanma
12
Kabul edilemez; yargılama yetkisi dışında - 19. madde, 1.3.1. bent
1
Kabul edilemez; isimsiz şikâyet - 19. madde, 1.3.3. bent
1
Tablo 10: 2014 yılında HAK tarafından kapatılan vakaların genel toplamı
(sadece 2014 yılına ait vakalar değil, daha önce kaydedilen ancak bu yıl içerisinde kapanan vakalar da
dâhil)
176
YARGILAMA VE KOVUŞTURMA SİSTEMİ
Priştine Asliye Mahkemesi
52
Priştine Temyiz Mahkemesi
32
Gilan Asliye Mahkemesi
18
Kosova Yargıtayı Özel Dairesi
17
Prizren Asliye Mahkemesi
17
İpek Asliye Mahkemesi
14
Yakova Asliye Mahkemesi
13
Kosova Yargı Kurulu
9
Mitroviça Asliye Mahkemesi
9
Ferizay Asliye Mahkemesi
8
Kosova Yargıtayı
4
Priştine Asliye Savcılığı
3
Yakova Asliye Savcılığı
3
Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile)
8
HÜKÜMET OTORİTELER
Kosova Islah Hizmeti
51
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
35
İçişleri Bakanlığı
15
Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı
7
Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı
4
Sağlık Bakanlığı
3
Çevre ve Alan Planlama Bakanlığı
3
Kosova Hükümeti
3
Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı
3
Dışişleri Bakanlığı
3
Altyapı Bakanlığı
2
Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile)
10
YEREL YÖNETİMLER
177
Ferizay Belediyesi
22
Prizren Belediyesi
18
Yakova Belediyesi
16
Priştine Belediyesi
14
Lipyan Belediyesi
9
Gilan Belediyesi
8
Mitroviça Belediyesi
7
Parteş Belediyesi
6
İpek Belediyesi
4
Malişeva Belediyesi
4
Vıçıtırın Belediyesi
4
Leposaviç Belediyesi
4
Obiliç Belediyesi
4
Kameniça Belediyesi
2
Klina Belediyesi
2
Graçaniça Belediyesi
2
Drenas Belediyesi
2
Ştırpçe Belediyesi
2
Kosova Ovası Belediyesi
2
Deçan Belediyesi
2
Viti Belediyesi
2
İstok Belediyesi
2
Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile)
9
SORUMLU DİĞER TARAFLAR
Kosova Polisi
40
Priştine Üniversitesi
14
KEDS
12
Kosova Özelleştirme Kurumu
11
Kosova Mülkiyet Kurumu
3
178
Yabancı Merciler
3
Kosova Cumhurbaşkanlığı
3
Merkez Seçim Komisyonu
3
Kosova Meclisi
3
Kosova Enerji Şirketi
3
Kosova Üniversite Klinik Merkezi
2
Priştine Su Şirketi
2
Kosova Gümrüğü
2
Kosova Radyo Televizyonu
2
Ulusal Üniversitesi Kütüphanesi
2
Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile)
14
Gderçek kişi
7
Tablo 11: HAK tarafından soruşturulan bireysel sorumlu yetkililer
(bir vaka birden fazla sorumlu tarafı içerebilir)
Cevapsız
kalan yazı
sayısı
HAK tarafından
gönderilen yazı sayısı
Sorumlu Merci
YARGILAMA VE KOVUŞTURMA SİSTEMİ
Priştine Asliye Mahkemesi
52
11
Yargıtay Özel Dairesi
24
4
Kosova Yargı Kurulu
9
2
İpek Asliye Mahkemesi
4
1
Mitroviça Asliye Savcılığı
1
1
Kosova Anayasa Mahkemesi
1
1
EULEX Misyonu
1
1
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
7
5
Dışişleri Bakanlığı
3
3
Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı
3
3
HÜKÜMET OTORİTELER
179
Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı
3
3
Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı
3
2
Adli Tıp Enstitüsü
2
2
Kamu Yönetimi Bakanlığı
1
1
Prizren Belediyesi
7
4
Priştine Belediyesi
9
5
Graçaniça Belediyesi
3
2
İpek Belediyesi
3
2
Mitroviça Belediyesi
3
2
Klokot Belediyesi
2
2
Drenas Belediyesi
2
2
Leposaviç Belediyesi
2
2
Priştine Üniversitesi
8
3
Kosova Cumhurbaşkanlığı
6
2
Kosova Polisi
6
2
YEREL YÖNETİMLER
DİĞER KAMU KURUM VE KURULUŞLAR
Tablo 12: Sorumlu yetkili mercilerin HAK yazılarına yanıt verme eksiklikleri
İncelene vakalarla ilgili raporlar (vatandaşların şikâyetlerinden)
10
Re’sen soruşturulması yapılan raporlar
3
Soruşturulması yapılan raporlara ilişkin öneriler
28
Geçici tedbir talebi
2
Tablo 13: HAK’nun geçici tedbirleri için öneri içerikli raporlar ve talepler
Uygulanan
öneriler
Sorumlu Merciler
Kosova Meclisi
Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma
Bakanlığı
180
Uygulanmayan
öneriler
Uygulanmayı
bekleyenler
1
7
3
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
1
3
Altyapı Bakanlığı
2
1
İçişleri Bakanlığı
2
Kosova Hükümeti
2
Dışişleri Bakanlığı
1
Kosova Özelleştirme Kurumu
1
Gilan Belediyesi
1
Kosova Mülkiyet Kurumu
1
Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı
1
Kosova Yargı Kurulu
1
Toplam
5
13
10
Tablo 14: HAK tarafından soruşturulan vakalarda raporlardaki tavsiyelerin
uygulanmları
4.3.
İstatistiklerin grafiksel sunumu
Şekil 1: 2014 yılında HAK’na bildirilen şikâyetlerin İncelenmesi
181
Şekil 2: 2014 yılında HAK’na bildirilen vatandaşların etnik kökenleri
Şekil 3: 2014 yılında HAK’na bildirilen cinsiyete dayalı vatandaşların şikâyetleri
182
Şekil 4: 2014 yılında HAK’na bildirilen sorumlu kişilerin şikâyetleri
Şekil 5: 2014 yılında soruşturma için açılan vakalara göre vatandaşların etnik kökenleri
183
Şekil 6: HAK tarafından soruşturulan vakalarda sorumlu yetkililer
Şekil 7: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak soruşturulan vakalar
184
Şekil 8: 2014 yılında HAK tarafından kapanan vakalar
(sadece 2014 yılına ait vakalar değil, daha önce kaydedilen ancak bu yıl içerisinde kapanan vakalar da
dâhil)
Şekil 9: HAK tarafından soruşturulan vakalarda raporlardaki tavsiyelerin
uygulanmaları
185
Kısaltmalar
KÖK
KMK
YMK
ÇKK
AOM
KİK
KKAK
KVKYKK
AB
KİB
YGC
KBSB
CRONSEE
KEİD
İŞBKM
SMGÇSMD
BEM
AKD
İHEB
KYÖD
ECMI
ENOC
EOI
EULEX
ÇHG
AİHM
KAM
HAK
ICC
KYE
IOI
KAPE
KPM
İHKUK
Kosova Özelleştirme Kurumu
Kosova Mülkiyet Kurumu
Yolsuzlukla Mücadele Kurumu
Çevre Koruma Kurumu
Akdeniz Ombudsmanları Birliği
Kosova İstatistik Kurumu
Kosova Kamu Arşivleri Kurumu
Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Kamu Kurumu
Avrupa Birliği
Kosova İslam Birliği
Yüksek Güvenlikli Cezaevi
Kosova Bağımsız Sendikalar Birliği
Güneydoğu Avrupa Çocuklar Omdusmanlar Ağı
Kosova Emeklilik İdaresi Dairesi
İşletme ve Barınma Konuları Müdürlüğü
Savaş Malülleri ve Gazileri Çocukları ve Sivil Mağdurlar Dairesi
Belediğe Eğitim Müdürlüğü
Ayrımcılık Karşıtı Dairesi
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi
Kosova Yargıtayı Özel Dairesi
Azınlık Sorunlarıyla ilgili Avrupa Merkezi
Çocuklar için Ombudsman Avrupa Ağı
Avrupa Omdusman Enstitüsü
Avrupa Birliği Hukukun Üstünlüğü Misyonu
Çocuk Hakları Grubu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Kosova Anayasa Mahkemesi
Halkın Avukatı Kurumu
Ulusal Kurumların Uluslararası Koordinasyon Komitesi
Kosova Yargı Enstitüsü
Ulıuslararası Omdusman Enstitüsü
Kosova Adli Psikiyatri Enstitüsü
Kosova Polis Müfettişliği
İnsan Haklarını Koruma Ulusal Kuruluş
186
RSE
AİHS
KEŞ
KEDTŞ
ESK
KYK
BM
TGBM
BSK
İHÖKK
ÇHKK
ÇHSTÖK
SOK
KBGK
KSK
BMK
KCCY
KCCMY
MSK
YK
NSL
KBEY
LGBT
KYB
YYİB
EBTB
TOKKB
AB
TGDB
İÖUM
ÇAPB
İB
ÇSGB
SB
KAO
OHCHR
Ruh Sağlığı Enstitüsü
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
Kosova Enerji Şirketi
Kosova Elektrik Dağıtımı ve Temini Şirketi
Ekonomi ve Sosyal Kurulu
Kosova Yargı Kurulu
Belediye Meclisi
Topluluk Güvenliği için Belediye Kurulu
Belediye Seçim Komisyonu
İnsan Hakları ve Özgürlüklerin Korunması Kurulu
Çocukların Haklarını Koruma Kurulu
Çocukların Hakları için Sivil Toplum Örgütü Koalisyonu
Sırp Ortodoks Kilises
Kosova Bağımsız Gözetim Kurulu
Kosova Savcılar Kurulu
Bağımsız Medya Kurulu
Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası
Kosova Cumhuriyeti Ceza Usulü Yasası
Merkez Seçim Komisyonu
Yoklama Kurulu
Nihai Seçmen Listesi
Kamu Belgelere Erişim Yasası
Lesbian, Gey, Bisexual and Transgender
(Lezbiyen, Gey, Erdişi ve Cinsiyet Değiştiren)
Kamu Yönetimi Bakanlığı
Yerel Yönetimler İdaresi Bakanlığ
Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı
Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı
Adalet Bakanlığı
Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı
İşkenceyi Önleme Ulusal Mekanizma
Çevre ve Alan Planlama Bakanlığı
İçişleri Bakanlığı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Kosova Avukatlar Odası
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Bürosu
187
STÖ
BMÖ
AGİT
SGÖ
EK
ŞTM
IM
KİMRM
KÜKM
TM
SÇM
OM
KRT
KIH
KŞTH
KKO
UNDP
UNICEF
UNHCR
PÜ
USAID
OY
DKB
TGDB
BB
DSB
İYB
Sivil Toplum Örgütü
Birleşmiş Milletler Örgütü
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
Savaş Gazileri Örgütü
Engelli Kişiler
Şartlı Tahliye Masası
Islah Merkezi
Kosova İşkence Mağdurları Rehabilitasyon Merkezi
Kosova Universite Klinik Merkezi
Tutuklama Merkezi
Sosyal Çalışma Merkezi
Oylama Merkezi
Kosova Radyo Televizyonu
Kosova Islah Hizmeti
Kosova Şartlı Tahliye Hizmet
Kosova Kurtuluş Ordusu
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği
Priştine Üniversitesi
Birleşik Devletler Ululararası Kalkınma Daires
Oylama Yeri
Diller Komiserliği Bürosu
Topluluklar ve Geri Dönüş Bürosu
Başbakanlık Bürosu
Disiplin Savcısı Bürosu
İyi Yönetişim Bürosu
188

Benzer belgeler