23 HAZIRAN 2015 2014 Raporu
Transkript
23 HAZIRAN 2015 2014 Raporu
YILLIK RAPOR 2014 Nu. 14 2015 Priştine 2 Sayın Kadri Veseli Kosova Cumhuriyeti Meclis Başkanı Priştine Sayın Meclis Başkanı, Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 135. maddesinin 1. fıkrasına ve Halkın Avukatı Kurumu Yasası’nın 27. maddesinin 1 ve 2. fıkrasına dayanarak Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı Kurumu’nun on dördüncü Raporunu sunuyorum. Bununla birlikte bu Raporun Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nin Genel Kurulunda sunuşunun yapılmasını ve bu rapor hakkında tartışmanın açılmasıyla ilgili talebi kabul etmenizi rica ediyorum. Saygılarımla, Sami Kurteshi (Sami Kurteşi) Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı 31 Mart 2015, Priştine 3 4 İçindekiler Halkın Avukatı’nın Sözü ...................................................................................................................... 11 Genel Özet ............................................................................................................................................. 15 a. 2014 yılında insan hakları ve özgürlüklerin durumuna genel bakış ................................. 15 b. Bu Raporun yapısı ve içeriği .................................................................................................. 17 c. Tamamlama yerine.................................................................................................................. 27 Birinci Bölüm......................................................................................................................................... 29 Halkın Avukatı Kurumu ................................................................................................................. 29 1.1. Halkın Avukatı Kurumu’nun Görev Süresi .............................................................. 29 1.2. Halkın Avukatı Kurumu’na Erişim ............................................................................ 31 1.3. Uluslararası anlaşmaların ve belgelerin uygulanması ................................................ 32 İkinci bölüm ........................................................................................................................................... 35 Birinci kısım – İnsanın temel hak ve özgürlükleri ....................................................................... 35 2.1. Yaşam hakkı ................................................................................................................... 35 2.1.1. Mahkemelerde işlev bozukluğunun, özellikle gecikmelerin sonuçları .............. 35 2.1.2. Soruşturmaların eksiklikleri veya gecikmeleri ....................................................... 36 2.2. İnsan onuru ve kişisel bütünlük .................................................................................. 37 2.2.1. İnsan onurunun ezilmesi ......................................................................................... 37 2.2.2. Kişisel bütünlük ........................................................................................................ 38 2.3. Özgürlük ve güvenlik hakkı ......................................................................................... 39 2.4. İşkencenin durdurulması .............................................................................................. 40 2.4.1. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin kaldıkları yerlerin ziyaretleri ..................................................................................................................................... 40 2.4.2. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin şikâyetleri ........................... 41 2.4.3. Şartlı tahliye ............................................................................................................... 41 2.4.4. Sağlık Hizmetleri....................................................................................................... 42 2.4.5. Aşırı kalabalık ............................................................................................................ 43 2.4.6. Ruh sağlığı kurumları ............................................................................................... 45 2.4.7. İşkenceyi önleme ulusal mekanizma çalışma grubu ............................................ 46 2.5. Dolaşım Özgürlüğü....................................................................................................... 47 2.5.1. Dolaşım Özgürlüğü Anlaşmasının Uygulanması ................................................. 49 2.5.2. Kuzey Kosova’da Dolaşım Özgürlüğü ................................................................. 49 2.5.3. AB’ne Seyahat ........................................................................................................... 51 2.6. Mahremiyet Hakkı......................................................................................................... 52 2.6.1. Sağlıklı bir çevre hakkı ve ikamet hakkı ................................................................ 52 2.6.2. İletişim araçlarının kontrolü ve dinlenmesi .......................................................... 53 2.7. Evlenme ve aile hakkı ................................................................................................... 53 2.7.1. Sosyal çalışma merkezlerinin rolü .......................................................................... 54 5 2.7.2. Nafaka Ödemeleri ile ilgili sorunlar ....................................................................... 55 2.8. İnanç, vicdan ve din özgürlüğü ................................................................................... 56 2.8.1. Kültürel mirasların ve mezarlıkların korunması ................................................... 57 2.8.2. Kamunun bilgilendirilmesi ve dinler arası işbirlik ............................................... 57 2.8.3. Kosova’da dini toplulukların durumu ................................................................... 57 2.9. İfade özgürlüğü.............................................................................................................. 59 2.10. Medya özgürlüğü ........................................................................................................... 60 2.11. Örgütlenme özgürlüğü ................................................................................................. 61 2.12. Toplanma özgürlüğü ..................................................................................................... 63 2.12.1. Rektörlük önünde üniversite öğrencilerinin protestoları (gösterileri) .......... 63 2.12.2. Kamu kuruluşları eski çalışanlarının protestoları ............................................ 64 2.12.3. Sivil toplum özrgütlerinin protestoları.............................................................. 64 2.12.4. Savaş Gazileri Örgütü Protestoları .................................................................... 64 2.13. Oy kullanma hakkı ........................................................................................................ 65 2.13.1. Kosova Cumhuriyeti’ndeki meclis seçimlerinin gözlemlenmesi ................... 66 2.13.2. Sakin geçen bildirilmemiş seçim kampanyası .................................................. 66 2.13.3. Seçimlerin düzenlenmesi .................................................................................... 66 2.13.4. İhlallerle ilgili kaydedilen somut vakalar ........................................................... 66 2.14. Mülkiyet hakkı................................................................................................................ 68 2.14.1. Belediyelere karşı şikâyetler ................................................................................ 69 2.14.2. Kosova Özelleştirme Kurumuna karşı şikâyetler............................................ 69 2.14.3. Kosova Mülkiyet Kurumu.................................................................................. 72 2.14.4. Kamu Kurumlarına ve KEDTŞ’e karşı şikâyetler .......................................... 74 2.15. Eğitim Hakkı .................................................................................................................. 75 2.15.1. Üniversite öncesi eğitim...................................................................................... 75 2.15.2. Üniversite eğitimi ................................................................................................. 76 2.15.3. Engelli çocukların eğitim hakkı.......................................................................... 77 2.15.4. Engelli çocukların eğitimi ile ilgili şikâyetler .................................................... 77 2.15.5. EBTB’na karşı re’sen vakası ............................................................................... 78 2.15.6. Aşkali topluluğu temsilcilerinin şikâyeti ........................................................... 79 2.16. Çalışma ve mesleği icra etme hakkı ............................................................................ 80 2.16.1. HAK tarafından kayıt altına alınmış şikâyetler ................................................ 80 2.16.2. İşte korunma ve emniyet .................................................................................... 80 2.17. Kamu belgelerine erişim hakkı .................................................................................... 81 2.17.1. Kamu Belgelere Erişim Yasası’nda eksiklikler................................................. 81 2.17.2. Sorumlu kurumların yanıtlama süreleri ve gecikmeler ................................... 82 2.17.3. Mahremiyet ve kişisel bilgilerin korunması ...................................................... 83 2.17.4. Kamu belgelerine erişim ile ilgili gerekçesiz redler ......................................... 83 2.17.5. Anayasa tasarısı hazırlık çalışmaları ................................................................... 84 6 2.18. Yaşam ortamı ile ilgili sorumluluk .............................................................................. 85 2.18.1. Hava kirliliği.......................................................................................................... 86 2.18.2. Su kirliliği............................................................................................................... 86 2.18.3. Tarıımsal arazilerin ve ormanların hasarı ve yokoluşları ................................ 87 2.18.4. Alan planlaması .................................................................................................... 87 2.18.5. Atık yönetimi sorunları ....................................................................................... 88 2.18.6. İnsan sağlığı üzerindeki çevre kirliliğinin etkisi ............................................... 88 İkinci kısım - Ayrımcılık .................................................................................................................. 89 2.19. Yasalar önünde eşitlik ................................................................................................... 89 2.19.1. Yasaların uyguşanabilirliği .................................................................................. 89 2.19.2. Çalışma hakkı ve yaş ayrımcılığı ......................................................................... 90 2.19.3. Engelli kişiler (EK) .............................................................................................. 90 2.19.4. Yasal altyapı ve onun pratikte uygulanması ..................................................... 90 2.19.5. Kamu okullarında EK eğitim koşulları ............................................................. 92 2.19.6. EK dolaşımlarının sınırlandırılması ve engellenmesi ...................................... 92 2.19.7. Eğitim hakkı ......................................................................................................... 92 2.19.8. Kosova Yargıtay Özel Dairesi (KYÖD) .......................................................... 93 2.19.9. Barınma sorunu.................................................................................................... 94 2.20. Cinsiyet eşitliği ............................................................................................................... 95 2.20.1. Çalışma ve karar verme hakkı ............................................................................ 95 2.20.2. Mülkiyet ve miras hakkı ...................................................................................... 96 2.20.3. Mülkiyet ve miras hakkına ilişkin şikâyetler ..................................................... 96 2.20.4. Sağlık hakkı ........................................................................................................... 96 2.20.5. Aile içi şiddet ........................................................................................................ 97 2.20.6. Kadınlar ve kızlar, savaş esnasında cinsel şiddet mağdurları ......................... 97 2.21. Çocuk hakları ................................................................................................................. 98 2.21.1. Ebeveyn görevlerini yerine getirmeyen ebeveyn ile çocuğun iletişimi ......... 98 2.21.2. Çocukların eğitim hakkı ...................................................................................... 99 2.21.3. Okullarda şiddet ve güvenlik .............................................................................. 99 2.21.4. İnsan ticareti – mağdur .çocuklar ....................................................................100 2.22. Sağlık ve sosyal haklar.................................................................................................102 2.22.1. Eksik sağlık hizmetleri ve suistimal şüpheleri................................................102 2.22.2. Sağlık alanının genel değerlendirilmesi ...........................................................102 2.22.3. Sağlık sistemi ile ilgili insanların şikâyetleri ....................................................103 2.22.4. Sosyal Güvenlik..................................................................................................104 2.22.5. Sosyal yardımlarla ilgili somut vakalar ............................................................104 2.22.6. Sosyal barınma ile ilgili talepler ........................................................................105 2.22.7. ÇSGB bakanının yasalara aykırı kararları .......................................................106 2.23. LGBT toplumunun hakları ........................................................................................107 7 2.24. Dillerin Kullanımı .......................................................................................................109 2.23.1. Dilin kullanımı ile ilgili sunulan şikâyetler ......................................................109 2.23.2. Merkezi ve yerel düzeyde dilin kullanımı .......................................................110 2.23.3. Resmi dillerde tercüme sorunları .....................................................................111 2.23.4. Kamu yönetimlerinde resmi dillere saygı gösterilmemenin sorunları ve sebepleri ..............................................................................................................................112 2.23.5. Belediyelerde farklı dillerdeki elektronik bilgilendirme sorunları ...............112 2.23.6. İyi örnek – şahsi adın kayıt hakkının uygulanmasının iyileştirilmesi ..........113 2.23.7. Diller Komiserliği Bürosu ................................................................................113 2.24. Toplulukların ve ona ait olanların hakları ................................................................114 2.24.1. Mültecilerin ve yerinden edilmişlerin Kosova’ya geri dönüşleri .................115 2.24.2. Güvenlik durumu ve münferit olaylar ............................................................116 2.24.3. Azınlık topluluklarına ait olanların eğitimleri.................................................118 2.24.4. Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumu.........................................120 2.24.5. İktidarın merkezi ve yerel kurumlarında istihdam temsilciliği ....................121 Üçüncü kısım ..................................................................................................................................122 2.25. Hakların yasal korunması ...........................................................................................122 2.25.1. Genel anlayışlar ..................................................................................................122 2.25.2. Mahkemelerle ilgili vatandaşların şikâyetleri ..................................................123 2.25.3. Dosyaların yerleştirilmesi esnasında yargı süreçlerinde gecikmeler ............123 2.25.4. Mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının süreaşımları ........................124 2.25.5. Kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmamaları ..................................124 2.25.6. Vatandaşların şikâyetleri ile ilgili başka durumlar..........................................125 2.25.7. Kosova Yargı Kurulu’na karşı şikâyetler ........................................................126 2.25.8. Mahkeme harçları ile ilgili İşçi Sendikası’nın şikâyetleri ...............................126 2.25.9. Graçaniça Şubesi Asliye Mahkemesi’nde yargıç eksikliği.............................126 2.25.10. Hakların yargısal korunması ile ilgili Halkın Avukatı’nın tespitleri ............127 2.26. Adil ve tarafsız yargılanma hakkı ..............................................................................128 2.27. Sanığın hakları ..............................................................................................................131 2.28. Hukuki yardım konusunda haklar.............................................................................133 2.28.1. HAK’na sunulan bireysel vakalar ....................................................................134 2.29. Halkın Avukatı’nın Anayasa Mahkemesi ile ilişkileri .............................................136 2.29.1. Anayasa Mahkemesi Yasası’nın değişimi – sınırlamanın kaldırılması ........136 2.29.2. Anayasa Mahkemesi’nde Cumhurbaşkanı Kararname referansı ................137 2.29.3. Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile ilgili Hazırlık çalışmalarının bulunması.... ..............................................................................................................................138 2.29.4. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması .........................................139 2.30. Savcılık tarafından HAK’na karşı yapılan yasalara aykırı soruşturmalar .............140 2.30.1. Soruşturmaların başlatılması ile ilgili açıklamalar – kanıtlar ve vakanın gerçekleri ..............................................................................................................................140 8 2.30.2. Yasal dayanak .....................................................................................................142 2.30.3. İş yerinde ilerlemeler hakkında soruşturma ...................................................143 2.30.4. HAK’nun tespitleri ............................................................................................144 Üçüncü Bölüm ....................................................................................................................................147 HAK’nun İşbirlikleri ve faaliyetleri..............................................................................................147 3.1. Yerel kurumlarla işbirlik .............................................................................................147 3.1.1. Yasa taslakları ve yönetmeliklere ilişkin yorumlar ve öneriler .........................148 3.1.2. Sivil toplum ile işbirliği ..........................................................................................150 3.2. Uluslararası işbirliği .....................................................................................................151 3.2.1. Uluslararası görüşmelere katılım ..........................................................................151 3.2.2. Avrupa işbirliği ........................................................................................................153 3.2.3. Bölgesel işbirlik .......................................................................................................154 3.2.4. Kosova’da faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarla işbirlik ...........................154 3.2.5. Çeşitli uluslararası mekanizmalarla olan ilişkiler ................................................155 3.3. Medya ile iletişim .........................................................................................................156 3.4. Çocuk hakları biriminin faaliyetleri ...........................................................................157 3.5. Ayrımcılığa karşı faaliyetler ........................................................................................162 3.6. HAK çalışanları ...........................................................................................................164 3.7. HAK’nun bütçesi ........................................................................................................164 3.7.1. Kosova bütçesinden HAK’nun finansmanı .......................................................165 3.7.2. HAK’nun bütçesinin son şekli ve 2014 yılı giderlerinin gerçekleştirilmesi ....166 Tablo 5: 2014 yılı Bütçe harcamalar........................................................................................166 3.7.3. bağışçılar tarafından yapılan HAK finansmanı ..................................................166 3.7.4. Sonuç ........................................................................................................................166 Dördüncü Bölüm ................................................................................................................................169 HAK’na bildirilen vakalarla ilgili istatiksel özet .........................................................................169 4.1. HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler ...................................169 4.1.1. Mahkemelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler.....................................171 4.1.2. Bakanlıklara karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler .......................................171 4.1.3. Belediyelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler .......................................172 4.1.4. Yabancı mercilere ve gerçek kişilere karşı şikâyetler .........................................172 4.1.5. Sonuç ........................................................................................................................172 4.2. 2014 yılında vakaların istatiksel sunumu ..................................................................173 4.3. İstatistiklerin grafiksel sunumu..................................................................................181 Kısaltmalar.......................................................................................................................................186 9 Tablolar Listesi Tablo 1: HAK’nun yorumlarda ve tavsiyelerde bulunduğu belgelerin listesi ............................................. 149 Tablo 2: Çeşitli uluslararası örgütler tarafından gönderilen raporların listesi ........................................... 155 Tablo 3: İletişim araçlarına göre 2014 yılı esnasında HAK’nun iletişim araçlarına katılımları ............. 157 Tablo 4: Bütçe talebi ve 2014 yılı için onaylanan bütçe .......................................................................... 165 Tablo 5: 2014 Bütçe harcamaları.......................................................................................................... 166 Tablo 6: 2014 yılında vatandaşlar tarafından HAK’na sunulan şikâyetler ........................................... 174 Tablo 7: 2014 yılında HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler ................................. 174 Tablo 8: 2014 yılında HAK nda soruşturması açılan vakalar ............................................................. 175 Tablo 9: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak incelenen vakalar ................................. 176 Tablo 10: 2014 yılında HAK tarafından kapatılan vakaların genel toplamı ........................................ 176 Tablo 11: HAK tarafından soruşturulan bireysel sorumlu yetkililer....................................................... 179 Tablo 12: Sorumlu yetkili mercilerin HAK yazılarına yanıt verme eksiklikleri ..................................... 180 Tablo 13: HAK’nun geçici tedbirleri için öneri içerikli raporlar ve talepler ........................................... 180 Tablo 14: HAK tarafından incelenen vakalarda raporlardaki tavsiyelerin uygulanmaları ...................... 181 Şekiller Listesi Şekil 1: 2014 yılında HAK’na bildirilen şikâyetlerin İncelenmesi .......................................................... 181 Şekil 2: 2014 yılında HAK’na bildirilen vatandaşların etnik kökenleri ................................................ 182 Şekil 3: 2014 yılında HAK’na bildirilen cinsiyete dayalı vatandaşların şikâyetleri ................................. 182 Şekil 4: 2014 yılında HAK’na bildirilen sorumlu kişilerin şikâyetleri ................................................... 183 Şekil 5: 2014 yılında soruşturma için açılan vakalara göre vatandaşların etnik kökenleri ...................... 183 Şekil 6: HAK tarafından soruşturulan vakalarda sorumlu yetkililer ...................................................... 184 Şekil 7: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak soruşturulan vakalar .............................. 184 Şekil 8: 2014 yılında HAK tarafından kapanan vakalar ..................................................................... 185 Şekil 9: HAK tarafından soruşturulan vakalarda raporlardaki tavsiyelerin uygulanmaları………………………………………………………………………...... ….. 185 10 Halkın Avukatı’nın Sözü Halkın Avukatı’nın Anayasal rolü “kamu otoriteleri tarafından yapılan veya yapılmayan yasadışı ve düzensiz eylemlerden bireylerin haklarını korumak ve denetlemektir.”1 Mademki Halkın Avukatı, inceleme yetki sahibi olan tüm durumlarda bireyler ve birey grupları tarafından sunulan şikayetlerin soruşturmasını yapması sebebiyle O, onların sorunlarını çözmek için mevcut tüm hukuki yolların tükendiği durumlarda şikayetçilerin son umudunu temsil etmektedir. Bu gerçek Halkın Avukatı’nın kendi yetkilerini mümkün olan en yüksek seviyedeki bütünlük ve sorumluluk içinde yapmasını gerekli kılar. O, vatandaşların şikayetlerinin çözümünü isteyerek, hatta ısrar ederek onları yetkililere iletmesi gerekir, hatta bazı durumlarda yetkililerin ihlalleri konusunda da kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir. Ancak bağımsız bir kurum olarak Halkın Avukatı, ayrıca kamu makamları aleyhine yapılan eleştirilerin ve şikayetlerin asılsız ve hukuki liyakatı olmadığı sonucuna vardığında bu mekamları da korur. Bununla beraber her ne kadar önemli olsa da Halkın Avukatı Kurumu, diğer kamu kurumlarıyla işbirliği yapmadan ve bağlantı kurmadan vatandaşların hizmetinde işlerini gerçekleştiremez, b u da iki sebepten dolayıdır. Birincisi bireysel vakalarda farklı ihlallerin ele alınması ve çözülmesi Halkın Avukatı’ndan ziyade daha çok sorumlu kamu makamlarının işidir, çünkü makamların kendileri Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilen yasaları uyugulayanlardır ki bunlar temelde vatandaşların oyları racılığıyla tüm vatandaşların birlikte ve ayrı ayrı belirtilen isteklerini teşkil ederler. İkincisi ise tüm geniş faaliyet alanına rağmen Halkın Avukatı için yürütme gücü ve yaptırımlardan yoksundur. Bu nedenle Halkın Avukatı, kamu makamlarının insan hak ve özgürlüklerine saygı konusunda bilinçli olmadığı sürece bu makamlardan insan hak ve özgürlüklerine saygı göstermelerini zorlayamaz. Vatandaşlar ve kamu makamları arasında arabulucu kurum olarak Halkın Avukatı, kendi yapıcı önerileri ile sadece ahlaki otorite ve itaat yoluyla olumlu değişiklikler talep eder. Bu rolü Venedik Komisyonu şu sözlerle 1 Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 132. Maddenin 1. Fıkrası. 11 vurgulamıştır: “Ombudsman kurumlarının başarısının anahtarı hukuk ve adalete dayalı gerekçeye dayanarak ikna gücündedir.”2 Bu sebeptendir ki insan hakları konusunda kamu makamlarının bağlılığı -özellikle de onların bilgilendirme ve belgeleri temin etme taleplere yanıt vermeleri, aynı zamanda Halkın Avukatı tarafından yapılan soruşturmalar sonucunda ortaya çıkan önerileri uygulamaları konusunda hazır olmaları- Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı yapılan hizmete yönelik Halkın Avukatı Kurumu’nun başarısı için vazgeçilmezdir. Özellikle bu alanda özellikle de en yüksek düzeydeki kamu makamlarının performansı arzulanan bir şey olduğu Halkın Avukatı tarafından gözlenmiştir. Kosova Cumhuriyeti Anayasası “Kosova Cumhuriyeti’nde yasal yetkiye sahip olan her kurum, kuruluş veya başka makam Halkın Avukatı taleplerine yanıt verme ve onun talep ettiği her bilgi ve belgeyi ona sunma yükümlülüğü vardır.” sözleriyle çok açık bir şekilde bunu belirlemektedir. Ancak çok açık olan bu Anayasal yükümlülüğe rağmen Halkın Avukatı bu yıl süresince işbirliği yapma veya ülke vatandaşları tarafından sunulan meşru sorunlarınının adreslenmeleri için bir dizi kurumlar tarafından başarısız işbirliği veya reddedilmelerle karşılaşmıştır. Bu da iyiyye işaret değildir! Burada en yüksek düzeydeki kurumlardan bahsedilmektedir. Her nasıl hitap edersek devlet veya kamu yönetimindeki tüm karar verme süreci prensipte başlı başına olağanüstü çok uzund ve karmaşıktır. Kosova bu konuda bir istisna değildir. Çoğu durumlarda fonksiyonel bir benzerlik ile veya onsuz çoğu kurumlarda yasaları ve önerileri uygulama ve kararları alma konusunda yasal sorumluluğu elinde olan açık bir şekilde yetkili kişilerin belirlenmesi sisifos bir iştir. Bu durumda şahsen idari çalışanlarının faaliyetleri veya faaliyetsizlikleri konusunda üstün kurumlara karşı hesap vermeleri ve bu üstün kurumların çokluğu yasal ve ahlaki sorumluluğun belirlenmesini daha da zorlaştırmaktadır. Yasal sorumluluğun belirlenmesi zorluğu özellikle idari bir yordam henüz oluşturmayan ve büyük ölçüde idari bir sistemi ve koordinasyonu olmaması sebebeiyle muzdarip olan gelişmekte olan ülkelerin bir özelliğidir ve bu yerlerde her zmana kaybeden vatandaşın kendisi olur. Ancak Kosova’nın da yer aldığı yeni ülkelerdeki bu eksiklik her zaman Kosova’yı takip edemez. Özellikle de bu eksiklerin tespit edildiklerinde ve onların düzeltilmesi kolay olduklarında. Biz bir devlet olarak çocukluk dönemini geçtik. Sorumluluğu bireysel ve kolektif, özel ve kurumsal gibi tüm eylemleri yasal, kişisel ve kolektif kategoriye sokmamız gerekir. Kosova Cumhuriyeti’nde her zaman olmasa da devlet yetkilerinin anayasal ayrımı çoğu zaman tüm taraflarca yanlış yorumlanır. Bu makamların ayrılması ve bağımsızlığı, bireyin gücüne bağlı olarak bazen mutlak ayrılık olarak yorumlanmıştır veya hala bu şekilde yorumlanmaktadır, bazen de gösteriliş için ayrılık yapılmaktadır. Ne biri ne de diğeri sonuçları getirmemiştir. Bu ayrılığın ne kendisi 2 CDL-AD 2007 020 – Kazakistan'da halkın Avukatı Kurumu’nda olası reform üzerine düşünceler. 12 için ne de soyut kategori amacı içindir. Bu ayrılığın temelde açık ve belirli amacı vardır: güçler ayrılığı vatandaşın, egemenliğin, insan hak ve özgürlüklerin işlevinde olmalıdır. Şu açıktır ki ister yerel düzeyde ister de merkezi düzeyde olsun kamu yönetimi toplumun talepleriyle, şikayetleriyle ve kaygılarıyla yüzleşendir. Kamu yönetimi toplum ve bireye ilişkin devletin yüzüdür. Öyle ki ona karşı sadece bir acil talep mevcuttur: onun vatandaşilara ilşkin faaliyetleri esnasında onun şeffaf, çağdaş, verimli, etkili, samimi, parti dışı ve genel olması gerekir. Bu anlamda hükümet ve mekanizmaları kamu yönetimi için elverişli koşulları ve iş motivasyonunu yaratmaları zorunludur. Kamu yönetimin çalışması sağlıklı ve çağdaş bir yönetim profesyonel etik ile desteklenmesi gerekir. Çağdaş ve genel kamu yönetiminin profesyonel etiği, kurumun karmaşık karar almasına ilişkin pratik akıl ve bilgelikle desteklenir. Özellikle bu anlamda kamu yönetiminin profesyonel etiği tüm devlet otoritesi şekilleri için birincil öneme sahiptir. Profesyonel bir etiğin eksikliği ve yasal ve ahlaki sorumluluktan kaçma farklı şekilde ortaya çıkan olağanüstü olumsuz sonuçların onu takip etmesine neden olur. Kamu yönetimi faaliyetlerinin en olumsuz şekilleri olan yolsuzluk, rüşvet, sorumsuzluk, ihmalkarlık veya herhangi tür önyargı bir toplumsal örgütlenmenin siyasi çekirdeğini ihlal eder. Kamu yönetiminde dile getirilen bu fenomenler sağlıklı bir toplumsal topluluğun en büyük sorununu teşkil eder ve bireylere uygun hizmetlerin sunulmamasına neden olur ya da onun şeffaf evrensel ölçütlerlei yasallık, ayrımcılık yapmama veya liyakata dayanılıp değerlendirilmemesine değil de onun siyasi sistemi yozlaştırma gücüne ve becerisine dayandırılır. Bir hukuk devleti içinde demokratik kültürlü bir kamu yönetimi ne siyasetin hukuki etkinliğinden ne de yargının siyasi etkinliğinden muzdarip olmamalıdır. Ayrılık sınırının istisnasız saygı gösterilmesi gereken demokratik şekilde yasal norm olduğu ve ayrı güçlerin bu aşırı saldırgan eylemleri, kurumsal ve yasal etkileşim ile bir demokratik kültür içinde mutlaka eritilmeleri gerekir. Bu anlamda bireysel veya kolektif istemler neticesinde başlatılmış olan yönetim faaliyetlerinin kamu süreci olduğu çağdaş devlet yönetiminde, gerekli olması durumunda adli inceleme tabi tutarak o bu eylemler için düzenlilik ve yasallık güvencesi vererek onu başlatanlara güvenliği sağlaması zorundadır. Adli incelemenin bir kamu süreci olarak yönetimin bir parçası olduğu sadece bu tür bir birleşme demokratik bir toplumda sosyal olarak kabul edilebilmiş ve kurumsal açıdan uygulanabilir adaletli yargınını ve yönetimin tamamlayıcı veya tamamlanmış rolünü garantiler. Ve sadece kamu yönetiminin adli incelemesinin kamu yönetimine karışma olarak algılanmadığı, bunun sadece onun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edildiği toplumlarda hukuki güven, yönetim sürecinde insan hak ve özgürlüklerine saygıdan bahsedebiliriz. Bu amaca ulaşmak için burada yargıya veya birey olarak yargıçlara herhangi bir şekilde müdahale veya girişimin yapılmaması sadece istenmemektedir, ayrıca adaletin yargısal bölümünün devlet yönetim faaliyetinin bir 13 devamı olduğuna dair bir anlayış kültürü politikasınınn var olması istenmektedir. Bu bir parçası olmasını istedğimiz Avrupa tarafından da bugün, yarın ve ileride bizden istenen yükümlülüktür. Eğer biz Avrupa’nın kurumsal adaletin bir parçası olmasını istiyor isek o zaman bu aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de istediğidir. Öyle ki bu Raporun asıl mesajı mutlaka Kosova Cumhuriyeti^ndeki tüm kamu makamlarının ve kamu yetkisini kullanan kuruluşların Halkın Avukatı’nın taleplerine yanıt vermeleri ve onun ister bu Raporda, ister de diğer yıllık veya özel raporlarında yer alan bulgularını ve önerilerini dikkate almaları doğrultusunda Halkın Avukatı’nın telebidir. Halkın Avukatı Kurumu, Diğer kurumlarının performansının değerlendirmesini de yaptığı yüksek adalet standardına sadık kalmaya çalışarak demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine olan bağlılığını sürdürmektedir. Bu Anayasa ve yasa ile belirlenmiş Halkın Avukatı ile diğer kamu makamları arasında kurumlar arası işbirliği şeklidir. Aksi takdirde eğer kurumlar arası işbirliği ve yasaya saygı başarısız olursa o zaman sadece Halkın Avukatı değil tüm sistem güçsüz kalır. 14 Genel Özet a. 2014 yılında insan hakları ve özgürlüklerin durumuna genel bakış Halkın Avukatı bu rapor aracılığıyla Anayasa ile belirlenen yıllık geleneğe uygun olarak, Kosova Cumhuriyeti Meclisine ve halkın doğrudan temsilcilerine, geçen yıllda insan hakları ve özgürlüklerinin korunması, saygı gösterilmesi ve geliştirilmesi hakkında bilgi vermektedir, aynı zamanda bu yıl süresince ve gelecek yıllara ilişkin bu durumların iyileştirilmesi için ilgili kurumlara öneriler sunmaktadır. Halkın Avukatı’nın yıllık raporu bütün kamu kurumları için “Kosova Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının ülkesi olduğunu” ve “kendi vatandaşlarının ve sınırları içinde olan tüm bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı göstererek kendi üstünlüğünü icra eder” (Anayasa, madde 1, fıkra 2). Diğer bir deyişle insan haklarına saygı göstermek diğerleri arasında günlük siyasetin ortak çıkarları karşısında feda edilebilen veya gözardı edilebilen basit bir amaç değildir. Anayasaya göre insan hak ve özgürlüklerine saygı ülkemizin temelini – esasını teşkil etmektedir. Eğer bir ülke inşa edildiği temeller üzerinde güçlü değilse o zaman bu ülkenin durumu ciddi sayılır. Halkın Avukatı yıllık son sözünde Kosova ülkesinin insan hak ve özgürlüklerine saygı konusunda başarısız olduğu sonucuna varmıştır. Halkın Avukatı Kurumu (HAK)’nun 2014 yılında yapmış olduğu tüm faaliyetleri konusunda genel bir bakış sunan bu rapor aynı zamanda bu sonuçla ilgili ayrıntılı kanıt da sağlamaktadır. Tabii ki, hiçbir ülke mükemmel değildir, bu nedenle demokratik ülkeler de bazen insan hakları alanında hata yapabilirler. Bu ülkelerde anayasal ve yasal yükümlülüklerinin başarısızlık durumu gerçekten nadir ise o zaman bu küçük siyah noktalar onların en etkili bir biçimde insan haklarını koruma, saygı gösterme ve geliştirme konusunda temizce ve sürüstçe yapmış oldukları özverilerine ve isteklerine hiçbir şekilde gölge yaratmaz. Ne yazık ki Kosova ülke durumu tam terstir. Bu raporda da açıkça kanıtlandığı gibi Kosova Cumhuriyeti’nde ülke kurumlarının insan hakları ile ilgili kendi yükümlülüklerini yerine getirme konusunda harekete geçtiği durumlar oldukça nadirdir, oysa bu doğrultuda art arda yapılan başarısızlıklar kurumsal ihmal ve sorumsuzluk konusunda sonsuz bir mozaiği oluşturmak için birleşen yüzlerce küçük tabakalar gibidir. Bu Raporun asıl amacı çekincesiz veya yapay yumuşatma yapmaksızın Kosova’daki insan hakları konusunda ağır duyrumu ortaya koymaktır. Diğerlerinden izole edilmiş olan başarısızlığı incelemekle ayırt edilemez olan bu durum sadece bütün başarısızlıklara ve bir dizi ülke kurumlarının insan hak ve özgürlükleri konusunda tekrarlanan çeşitli ihlal modellerine geniş bir yelpaze çerçevesinde birden bakıldığında açık ve net bir halde görülür. Yasama alanında bu Rapor, Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nin başarısızlıkları konusunda örnekler verir, aynı zamanda Halkın Avukatı’nın insan hak ve özgürlüklerine etki eden yeni yasaların kabulü veya var olan yasalarda değişikliklerin yapılmasıyla ilgili önerileri içerir. İnsan haklarıyla ilgili Meclisin bu başarısızlığı geçen yılda Halkın Avukatı’nın raporunun genel kurulda tartışılmamasına ait durumu göz önünde bulundurursak daha da endişe verici bir hal alır. Başka bir başarısızlık da Haziran 2014’ten itibaren yeni Halkın Avukatı’nın seçilmemesi teşkil eder. Tabi ki burada Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun HAK ile işbirliği konusundaki uğraşılarını vurgulamak kayda değerdir. 15 Şunu da belirtmekte yarar vardır o da bütün bu başarısızlıklar daha önemli olan bir diğer başarısızlıkla sıkı bağlı olmasıdır: 2014 Haziran seçiminden sonra yeni yasama meclisini oluşturmadaki başarısızlık. Bu rapor, altı ay süren siyasi çıkmazın siyasetin ve yargının başarıslığına tanıklık eden sadece gülünç bir durumun olmadığını ortaya koymaktadır. Siyasi çıkmaz, altı ay boyunca Halkın Avukatı tarafından birkaç yılı sırayla önerilen bir dizi yasal reformları ve diğer önerileri ele alınmasını bir kenara bırakarak insan hak ve özgürlükler için de ağır bir darbe tesirindeydi. Yasamanın bir yıllık başarısızlığından sonra Halkın Avukatı, bu raporda farklı konular altında ele alınan bu önerilen reformların ve yapılan önerilerin yeni yasama Meclisi tarafından değerlendirilmesini ve gecikmeden uygulanmasını beklemektedir. Hatta 2014’te daha ciddi bir durum hem ulusal hem de yerel düzeyde yürütme başarısızlığıydı. Bu rapordaki veriler 2014 yılında olduğu gibi önceki yıllarda da Halkın Avukatı’nın taleplerinin ve önerilerinin reddedilmeleri veya tam başarıszlık olarak sonuçlanmaları, Cumhurbaşkanın, eski Başbakanın, şimdiki Başbakanın ve eski ve yeni farklı hükümet Bakanların da dâhil olmak üzere ülkenin en yüksek mercileri arasında yaygın bir kronik hastalık olmaya devam etmekte olduğunu kanıtlamaktadır. Halkın Avukatı ile işbirliği yapılmaması veya reddedilmesi Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın doğrudan ihlalidir, ki bu Anayasada çok açık bir şekilde der ki “Kosova Cumhuriyeti’nde yasal yetkiye sahip her kurum, kuruluş veya başka merci Halkın Avukatıi’nin taleplerine yanıt verme zorundadır ve yasalara uygun olarak gerekli olan tüm bilgi ve belgeleri sunma zorundadır.” (132. madde, 3. fıkra). Ayrıca Halkın Avukatı Yasası’na istinaden yanıt verme konusunda yapılan başarısızlıklar veya reddedileler onun “işine engel olma olarak nitelendirilir”. Bu standarda dayanarak Halkın Avukatı tarafından yapılan soruşturmaların Kosova Cumhuriyeti’nde en yüksek yürütme yetkilileri tarafından engellenenlerin sayısı demokratik bir toplum için açıklanamaz. Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı “Kosova halkının birliğini temsil eden ülkenin başı” (Anayasa’nın 83. maddesi) Halkın Avukatı ile işbirliği yapmayı reddetmiştir ve reddetmektedir, bu da son derece kaygı verici bir durumdur. Aynı şekilde şimdiki Başbakanın ve ona bağlı olanların da işbirliği yapmama durumu bir o kadar hayal kırıklığı yaratmaktadır. Fakat Sayın Mustafa’nın başbakan adayı sıfatıyla yapmış olduğu açılış konuşmasında “Hükümet, siyasi gündemin üst kısmına insan haklarını koonumlandıracaktır” ve “Halkın Avukatı’nın önerilerinin yeterince ele alınmasını sağlayacaktır” sarfettiği sözlerindeki vaatlerin gerçek olup olmadığını göreceğiz. İnsan hakları konusunda yargının durumu aynı şekilde son derece kaygı verici olmaya devam etmektedir ve iyileştirilmesi için umut yoktur ve insan hak ve özgürlüklerini savunma doğrultusundan ihlal edilme doğrultusuna doğru dönüştürülmektedir, bu da hukukun üstünlüğü olan bir adalet sisteminde vatandaşların güven kaybına neden olmaktadır. Kosova Cumhuriyeti birçok yargı sorunlarına, ülke genelinde yargının işlevsizliği, medeni ve ceza davalarının oluşturulmasında gecikmeler, geçmiş yıllara ait görülmeyi bekleyen davaların sayısı, mahkeme kararlarının infazlarında düşük oran, davaların süreaşımları, yolsuzlukla ilgili hâkimler aleyhine olan kararlar ve davalar, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) normlarının pratikte uygulanmaması ve mahkeme kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) göre yorumlanmaması gibi konular dâhil dir. Önceki yıllarda da kanıtlanmış olan Yargının bu başarısızlıklarına rağmen 2014 yılında Uluslararası yargıçların görev sürelerinin uzatılması ile ilgili Cumhurbaşkanı Jahjaga (Yahyaga)’nın kararnamesine karşı Halkın Avukatı tarafından yönlendirilen davanın yürütülmesiyle ilgili Kosova Anayasa Mahkemesi (KAM) tarafından yapılan olağandışı bir başarısızlığı daha da gördük. Bu durumda KAM’nin kararı, onun hukuki geçerliliğinin şimdi 16 itirazlı omasına rağmen resmi belge sahteciliği şüphesi nedeniyle entelektüel, hukuki ve mesleki asgari standartlarını karşılamamaktadır. Bu 2014 yılında yeni bir gelişmedir ve “Kosova Cumhuriyeti’nde Anayasanın yorumlanması için nihai yetkili makam” olan (madde 112, fıkra 1) ve Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerini konu eden İkinci bölümünün yorumlanması da dâhil olmak üzere, Yargı için endişe verici bir durumdur. Yargı ve yargıçların tüm bu objektif ve sübjektif eksiklikleri insanların kurumsal – yargısal adalete olan güvenlerini tamamen kaybetmeye neden olmuşlardır ve kendi anlaşmazlıklarını yargı sistemin dışında çözme amacıyla adaleti eline almışlardır ve bunu sık sık şiddet kullanarak yapmışlardır. Bu şekilde sivil anlaşmazlıkların cezai anlaşmamazlıklara geçişi meydana gelmiştir. Biz de bu gibi durumlar için bu raporda somut kanıtlar sunduk. Anayasanın ruhu içinde yasama ve yürütme gibi diğer iki güçten yargının bağımsızlığı acil bir ihtiyaçtır. Sonuç olarak objektif tavizleri ve profesyonel sorumsuzlukları af etmeden yargıçların sorumluluklarının en yüksek düzeye çıkarılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. b. Bu Raporun yapısı ve içeriği Bu rapor dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Halkın Avukatı’nın yetkileri, sorumlulukları ve görev süresiyle ilgili bir bilgilendirmeyi içeriri.Aynı şekilde birinci bölüm BMÖ’nün Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı ve Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme gibi uluslararası enstrüman listesinde var olan ve Kosova Cumhuriyeti’nde doğrudan uygulanabilir olan Anayasanın bu üç uluslararası enstrümanını içerecek şekilde değiştirilmesi için bir tavsiyeyi yinelemektedir. İlk iki enstrüman için tavsiye Halkın Avukatı tarafından birkaç kez geçmiş yıllarda tekrarlanmıştır. Ancak bunlar Meclis dâhil olmak üzere Anayasa değişikliği için yetkili makamlarca bugüne dek tamamen göz ardı edilmişlerdir. İkinci bölüm Anayasada belirtilen bütün hak ve özgürlüklerle ilgili Halkın Avukatı’nın yapmış olduğu çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgileri sağlar. Bu bölüm üçe ayrılır. Birinci kısım temel hak ve özgürlükleri, ikinci ve üçüncü kısım ise özellikle hakların eşit korunma hakkı ve yasal koruma ile ilgili olan haklar gibi özellikle bu hakların korunması ile ilgili bilgi içerir. İkinci bölümün birinci kısmı yaşam hakkı ile başlar; Buna saygı gösterilmemesi durumunda Kosova yargısınınn eksikliklerini ve bazen de bu eksiklikler nedeniyle ağır neticeleri de gösterir. 2014 yılında Halkın Avukatı bir dizi şikâyet kabul etmiştir. Bunların içinde bir yargı sürecinin 12 yıl gecikmesi görülür ve bunun neticesinde taraflar arasında sürtüşme yaşanmış ve olayda bir kişi hayatını kaybetmiş ve birçok kişi de yaralanmış. Aynı şekilde yaşam hakkı ile ilgili olan cezai davalarda oluşan gecikmeler, etkin ve etkileyici soruşturmaların eksikliği ve bildirilen vakalarla ilgili yapılması gereken soruşturmalardaki gecikmeler Halkın Avukatı’na ayrı bir huzursuzluk yaratmaktadır. Halkın Avukatı Kurumu raporlama dönemi süresince insan onurunun ihlali yapıldığına dair birçok iddia edici şikâyetleri kabul etmiş ve işlemme sokmuştur. Halkın Avukatı 2014 yılı süresince nsan onurunun ihlaliyle ilgili daha yaygın şeklinin Kosova'daki özel işgücü piyasasında olduğunu tespit etmiştir, ki bu konu aşırı durumlarda kölelik özelliklerini barındırmaktadır. Daha rahatsız edici bir durum ise en kötü ihlal edicilerin başını kamu kuruluşlarında hizmet sağlayan özel güvenlik ve temizlik şirketleri olmasıdır. Aynı şekilde Halkın Avukatına göre Kosova'da önemli bir aile kısmının fakirlik (%10'un üzerinde aşırı yoksul) içinde yaşaması onların onurunu ihlal ettiğnin kanısındadır. Aynı şekilde 17 şunun da belirtilmesi gerekir ki HAK istatstikleri, emekliller, engelliler, ağır ekonomik, sosyal durumları olan ve fakir kişiler ve aileler, çocuuklar, kadınlar ve aşkali, roman ve mısırlı gibi azınlık topluluğa ait kişiler nüfusun en savunmasız ve en fakir sınıfı olduğunu ve genellikle bunların insan onuru ve bütünlüğü ihlal edilen en çok mağdurlar olduğunu göstermektedir. Özgürlük ve güvenlik hakkı ile ilgili ise en endişe verice durumun kesinleşmiş bir karar alınıncaya kadar uzun süren süreçlerin yasadışı gecikmesi sebebiyle tutuklama ile ilgili mahkeme kararlarının bazen yıllarca devam etmesidir. Halkın Avukatı şunu tekrar vurgulamaktadır ki adaletin verimli yönetimi yetkili makamların yükümlülüğü ve sorumluluğu altındadır, bu da sanık olan kişilerin tutukluluk sürelerinin süre sınırlarını aşılmamasını temin edecektir. İşkencenin, zulmün, insanlık dışı davranışın veya aşağılanmanın durdurulması konularına gelince Halkın Avukatı, her yıl olduğu gibi 2014 yılında da tüm ıslah ve tutuklama merkezlerini, aynı zamanda dolaşım özgürlüğü sınırlı olan yerleri düzenli olarak aylık ziyaretlerde bulunmaktadır. Bu ziyaretler ruh sağlığı ve sosyal bakım kurumlarını ve İltica Merkezlerini de kapsamıştır. Oysa kabul edilen şikâyetlerin birçoğu mahkeme kararlarına, Şartlı Tahliye Masası (ŞTM)'na, sağlık tedavisine, hafta sonları bırakılmaları, transferlere, iadelere vb. karşı yapılmışlardır. Halkın Avukatı, cezaevlerinde aşırı kalabalığın olması ve yeterli sağlık tedavinin olmamasını, dolaşım özgürlüğü kısıtlı olduğu ülkelerde ciddi sorunlar yarattığını düşünmektedir. Gerçi yeni cezaevlerinin açılması diğer ıslah evlerinin aşırı insan kalabalığını azaltmıştır, ancak birçok ıslah evinde yapılan yenilemeler ve işlerin tamamlanmamaları aşırı insan kalabalığının bu yılki raporda da endişe unsuru olarak yer almasına neden olmuştur. Aynı zamanda mahkûmların karşı yapılan sağlık hizmetlerin iyileştirilmesi yönünde Avrupa Briliği'nin ve yerli kurumların yapmış oldukları tüm çabalarına rağmen HAK 2014 yılında da ıslah kurumlarında yetersiz sağlık tedavisi, ilaç eksikliği ve diğer sağlık konular hakkında şikâyetler almaya devam etmiştir. Bununla birlikte her ne kadar genel altyapı düzenlenmesinde gelişmeler olmuş olsa da ruh sağlığı kurumlarının profesyonel personel eksikliği ve onların eğitimi ile ilgili sorunlarla karşılaşmaya da devam etmekte oldukları farkedilmiştir. Bu doğrultuda önemli bir adım Ruh Sağlığı konusunda taslağın kabul edilmesidir. Son olarak bu yılın Mart ayında Hükümüt bu taslağı kabul etmiştir ve Halkın Avukatı Meclisin bu taslağı bir an önce kabul etmesini çağrı yapmaktadır. Hükümet 2014 yılı süresince genel olarak dolaşım özgürlüğüne saygı göstermiştir. Ancak etnik gerginlikler, tek tük olaylar, kışkırtmalar ve yıldırmalar bu yılki raporlama süreci boyunca da birkaç yerde Kosova vatandaşlarının dolaşım özgürllüklerini sınırlandırmıştır ve Halkın Avukatı yetkili kurumlardan bu sorunları çözmek için sürekli bir biçimde etkinliklerde bulunmalarını talep etmektedir. Kosova'nın Kuzey kısmında dolaşım özgürlüğü bugün bile sınırlı olma durumunu sürdürmektedir. Mahremiyet hakkı ile ilgili raporlama döneminde HAK vatandaşların şikâyetlerini kabul etmiştir ve bu hakkın çiğnenmesi ile ilgili re’sen davalar açmıştır. Bu şikâyetler hem kamu hem de özel sektörle ilgilidir. Genellikle bu yasa taslağında mahremiyet hakkını yeterli derecede dâhil etme konusunda Maclisin isteksizliği yüzünden, telekomunikason ve elektronik aracılığıyla dinleme yapılması konusunda bir yasa taslağının kabul edilmesi konusu geçen yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da Meclisin sürekli bir başarısızlığı teşkil etmesini sürdürmüştür. Meclis şu anda bu konuyu içeren son yasa taslağını incelemektedir. Halkın Avukatı Meclisten daha hızlı davranması çağrısında bulunmaktadır. 18 HAK'na Evlenme ve aile hakkı ile ilgili bildirilen durumlar, 2014 yılında da bu hakkın gerçekleştirilmesinin çok arzulanan bir şey olduğunu göstermektedir. Halkın Avukatı bu raporlama dönemi süresince, bir önceki dönemde olduğu gibi hemen hemen aynı sorunları içeren bir dizi şikâyetleri kabul etmiştir. Bu sorunları genellikle boşanma süreçlerinin gecikmeleri, nafaka ödemelerinin kararlarının uygulanmaması, ayrılan ebeveyn tarafından çocuklarını düzenli olarak görmemeleri ve çocuk velayeti bakımı ve eğitimine ilişkin haklarla ilgili kararlaştırma süreçlerinin gecikmeleri oluşturmaktadır. Bu nedenle evlenme ve aile hakkına saygı gösterilmemesi bir daha Kosova yargısının başarısızlığının ağır sonuçlarını göstermektedir. İnanç, vicdan ve din özgürlüğü devletin 2014 yılındaki ihmaline delil sunmaktadır. Bu kez Meclisin Din Özgürlüğü Yasası’ nda değişiklik yapacak olan ve tamamlayacak olan bir yasa tasarısını kabul etme başarısızlığı söz konusudur. Halkın Avukatı, yeni bir yasa kabul edilmeden inanç, vicdan ve din özgürlüğünün yeterince korunamayacağı düşüncesindedir. Bu konunun çözülmesi gerektiği konusunu Halkın Avukatı 2012 ve 2013 yıllık raporlarında da vurgulamıştır. Meclisin hala bir yasa tasarısını kabul etmediği gerçeği insan hakları konusundaki sorumsuzluğu bir daha ortaya koymaktadır. 2014 yılı süresince HAK'na ifade özgürlüğünü içeren bir şikâyet sunulmamıştır, ancak bu Halkın Avukatı'nın ifade özgürlüğü ile ilgili saygı gösterilip gösterilmediği konusunu takip etmeye bir engel teşkil etmemiştir. Kamuya bildirilen ve ifade özgürlüğü ve kullanılan dil ile ilgili olan ihlaller, özel bir ilgi ile takip edilmişlerdir. Mademki iletişim araçları (medya), ifade özgürlüğünün gerçeklerşmesinin işlevinde yer almaktadır, o zaman iletişim araçları da elektronik iletişim araç platformları ve sosyal ağlar gibi bugün interaktif iletişimin gerçekleşmesinde önemli rol almaları sebebiyle onlar bilgilendirmenin temel kaynağı olarak görülmüşlerdir. İletişim araçlarının özgürlüğü konusunda Halkın Avukatı, 2014 yılında Kosova gazetecilere yönelik bir dizi baskı oluşturmak için bir dizi tehdit ve girişimlerinin olması son derece rahatsız edici bir durum olarak nitelendirmektedir. Ekim ayında, çalıştığı yerde görevini yetirirken bşr gazeteciye saldırıya uğramıştır ve hayatı söz konusu olmuştur. Eylül ayında elektronik portalı gazetecilerine ve yazılı medyaya karşı yapılan tehditler ya da gazetecilerin çalıştıkları yerlerin sahipleri tarafından aldıkları gözdağları da ciddi ve kabul edilmez olarak nitelendirilmiştir. EULEX yetkililerinin yolsuzluğa karıştığı iddiasının raporlanmasının önlenmesi amacıyla Kosova'daki EULEX misyonu tarafından “Koha Ditore” gazetecisine karşı yapılan baskı da Kosova'daki iletişim araçlarının özgürlüklerinin çiğnenmesi olarak nitelendirilmektedir. Aynı şekilde Halkın Avukatı için endişe edici olan bir diğer durum iletişim araçlarındaki ve özellikle de vergi mükellefleri tarafından finanse edilen bir kamu kurumu olan Kosova Radyo Televizyonu (KRT)'ndaki gazetecilere ait olan iş sözleşmesi ve sendikal örgütleme serbestliği gibi konularda İş Yasasına saygı gösterilmemesidir. Bu konu gazetecilerin çalışmalarına doğrudan baskı olarak nitelendirilmektedir ve kaliteli gazeteciliğin oluşması için daha elverişli bir ortam yaratmak ve doğru ve tam bilgilendirme işlevinin yapılabilmesi için yetkili kurumların bu konularda ilgilenmeleri gerekmektedir. Özgütlenme özgürlüğü konusunda Halkın Avukatı, mevzuatların hazırlanmasında sivil toplum örgütlerinin katılımının kolaylaştırılması ve onların uygulanmasının denetlenmesi, aynı zamanda Kosova'da sivil toplumun gelişmesinde Kosova Meclisi'nin desteğini sağlama amacını taşıyan Meclis ve sivil toplum arasındaki ortaklığın beyanının Meclis tarafından kabul edilmesini beklemektedir. Aynı zamanda 2014 yılının Eylül ayında Hükümet tarafından, Sivil Toplum Örgütü (STÖ)'nün işleyişi ve örgütlenmesine ait İdari Yönergenin kabul edilmesi bir 19 olumlu adımdır. Bu yönerge tescil kurallarını ve işlemlerini, Kamu Kayıtlarında verilerin güncellenmesini, STÖ'lerin sona ermesi ve STÖ'ndeki kaydının silinmesini belirlemektedir. Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen Halkın Avukatı 2014 yılı esnasında bu hakkın uygulanması esnasında meydana gelen ihlalleri içeren birkaç şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyetlerden biri Halkın Avukatı'nın Kamu Yönetimi Bakanlığı (KYB)'ndan şikâyetin soruşturulması ile ilgili gerekli bilgileri talep etmesi, bir kez daha HAK çalışmalarına hükümet yetkililerinin göz ardı etmelerini göstermektedir. Bakanlığa ek bilgi talebi 2014 yılının Eyül ayında gönderilmiştir, ancak altı aydan fazla geçmesine rağmen Halkın Avukatı'na bu konuda herhangi bir yanıt ulaşmamıştır. Aynı şekilde HAK 2014 yılı süresince işçi sendikaları örgütleri temsilcilerinden birkaç şikâyet kabul etmiştir, ki bu şikâyetlerin konusu örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olan işçi sendika örgütlenmesinin ihlallerini içermektedir. Bu sebepten 2014 yılının Eylül ayında Halkın Avukatı iletişim araçlarına bir beyanda bulıundu ve bu beyanda belli kurumların bu tür eylemlerinin durudurulması talep edilmiştir. Toplanma özgürlüğüne gelince önceki yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da vatandaşlar, öğrenciler, sivil toplum örgütleri ve çeşitli çıkar grupları tarafından bir dizi halka açık toplanmalar ve çeşitli protestolar düzenlemiştir. Bu toplanmalar ve protestolar Kosova'nın farklı şehirlerinde gerçekleşmiştir. Onlar daha çok kamu alanlarında ve özel bazı kurumların önünde gerçekleşmiştir. HAK görev yetkisi çerçevesinde bu toplanmaları özel ilgiyle takip etmiştir ve kendi değerlendirmesini bu Raporda sunmaktadır. Aynı zamanda 2012 ve 2013 yıllık Raporlarda olduğu gibi bu Raporda da Halkın Avukatı,İnsan Haklarını içeren Uluslararası standartlarla harmonize edilmesi amacıyla Kamu Toplanmalarını düzeenleyen Yasanın bir kısımını değiştirilmesiyle ilgili talebini yinelemektedir. Yasama reformu için bu öneri, geçmiş yıllardaki diğer birçok öneri gibi Meclis tarafından göz ardı edilmiştir. Oy kullanma hakkına gellince 8 Haziran 2014'te yapılan erken meclis seçimleri, oylama sürecinin sorunsuz çalışmasını etkilemeyen esasta teknik nitelikli bazı kusurlara rağmen genel olarak iyi örgütlenmiştir. Genel olarak seçim gününde sakin ve olaysız geçmiştir. Bu seçimlerin bugüne kadar Kosova Cumhuriyeti'nde yapılan seçimlerden en iyi seçimler olduğu söylenebilir. Mülkiyet hakkı 2014 yılında HAK'na ulaşan 90 şikâyetin konusu olmuştur, bu da mülkiyet sorunlarını çözmek için olan kurumsal elemanların bir dizi karmaşık ve hassas sorunların çözümü için yeterli olmadığını göstermektedir. Şikâyetler Kosova Yargıtay Özel Dairesi dâhil tüm mahkeme daireleri, belediyeler, Kosova Özelleştirme Kurumu (KÖK), Kosova Mülkiyet Kurumu (KMK), kamu şirketleri, kamu savcılığı ve Kosova emniyeti aleyhine yapılmıştır. Bu alandaki sorunların çözülmesi için Halkın Avukatı bu Raporda yetkili kurumlara bir dizi önerilerde bulunmaktadır. 2014 yılı süresince HAK'na eğitim hakkı ile ilgili gelen şikâyetler ikiye katlanmıştır. Bu şikâyetler “Hasan Prishtina” Priştine Üniversitesi (PÜ), Belediğe Eğitim Müdürlüğü (BEM), belediyeler, Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı (EBTB), “Hasan Prishtina” Üniversitesi Rektörlüğü, İçişleri Bakanlığı (İB), Priştine Üniversite Öğrencileri Merkezi ve Yakova'daki Eğitim Fakültesi gibi kamu kurumlarının geniş bir kısmına karşı yapılmıştır. Halkın Avukatı kabul edilen şikâyetlerden en endişe edici olanını geçmiş yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da engelli kişilerin önemli engellerinin azalmaması olduğunu düşünmektedir. Bu öğrencilerin desteklenmesi ve şartlarının iyileştirlmesi, aynı zamanda düzenli eğitim sistemine engelli çocukların bütünleşmesi için koşulların oluşturulması EBTB'nın ve belediyelerin öncelikleri olmalıdır. 20 Burada Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO) mensuplarının çocuklarının PÜ'ne kayıtları ile ilgili EBTB Eski Bakanı Ramë Buja'nın kararıyla ilgili Halkın Avukatı tarafından 2014 yılının sonunda açılan re’sen vakanın anılması kayda değerdir. Bu kararın yasalara ve anayasaya aykırı olduğuna dair ve bu kararın yürülüğe girmesi neticesinde PÜ öğrencilerina karşı onarılmaz zararlar vereceğine dair makul şüphe üzerine Halkın Avukatı, bu kararın derhal askıya alınmasını talebini ilk olarak eski Başbakan olan Hashim Thaçi'ye ve EBTB Bakanı Ramë Buja'ja sunmuş daha sonra ise bu talebi Başbakan Mustafa'ya ve EBTB Bakanı Arsim Bajrami'ye sunmuştur. Bütün bu dört yetkili Halkın Avukatı'nın tavsiyesini göz ardı etmişler ve bununla yürütmenin en yüksek makamlarının insan hakları konusundaki aşırı sorumsuzluklarını bir daha teyit etmişlerdir. Halkın Avukatı bu yılki raporlamasında çalışma ve mesleği icra etme hakkı konusunda bir dizi çeşitlendirilmiş ihlalleri saptamıştır. Halkın Avukatı bu dönemde kamu sektöründe özellikle de özel sektörde ayrımcılık dâhil istihdam prosedürleri ihlalleri, yasal aykırı olarak işine son verilmesi, çalışma saatlerinin uzunluğu ile ilgili ihlaller, fazla mesai için tazminat, yıllık ve doğum izin hakkının reddi ve maaş hakkının gerçekleşmemesi gibi istihdamdaki çeşitli hukuk ihlallerini tespit etmiştir. Her ne kadar işyerinde koruma ve güvenlik yürürlükteki yasalar tarafından güvence altına alınmış olsa da bu dönem süresince işçilerin ölümleri ve işçilerin iş alanlarında yaralanma vakalarını kayıt altına alınmıştır. Halkın Avukatı için özellikle işçilerin ve iş yerlerinin güvensizliği ve mağdurların veya onların çocuklarının felaketten sonra tazminatlarının verilmemesi gibi işverenlerin cezasız kalmaları gibi Çalışma Müffetişliği ve soruşturma kuruluşları tarafından vakaların soruştumasıyla ilgili eksiklikler son derece endişe vericidir. Bu raporlama döneminde de her gün reşit olmayan çocukların onların sağlık ve onuruna zarar veren işleri yapmakta olduklarını görmek Halkın Avukatı'nı aynı şekilde kaygılandırmaktadır. Bir önceki yıla nazaran 2014 yılında HAK'na kamu belgelerine erişim hakkı konusunda sunulan şikâyetlere bakıldığında hafif bir artış gözlenmektedir. Halkın Avukatı, Kamu Belgelerine Erişim Yasası (KBEY)'nın Halkın Avukatı'na hukuk ihlalleri şikâyetleri üzerinde yargı yetkisine verir olmasına rağmen, bu yasa kamu belgelere erişim hakkına saygı ve uygulamak için ihlal ile ilgili sorumlu kurumları yükümlü kılacak diğer kamu kurumlarının yürütme yetkilerini açıkça belirtmiyor. Bu, kamu kurumlarının şikâyette bulunan tarafların gerekli belgelere sahip olmaları Halkın Avukatı'nın önerilerini göz ardı ettiklerinde ikayette bulunanları memnun edici bir sonuçla bırakmaktadır. Örneğin Halkın Avukatı 2014 yılının Aralık ayında yasanın ihlali yapıldığı tespitinin var olduğunu düşünerek öneriler içeren bir rapor hazırladı ve kamu belgelere erişim hakkının reddine ilişkin bu raporu Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı (TOKKB)'na sundu. Şimdiye kadar HAK Bakanlıtan herhangi bir yanıt almamıştır. Şüphesiz ki kamu belgelerine erişim hakkı ile ilgili olan ve burada söylenmesi gereken en önemli konulardan biri Halkın Avukatının talebi ve Kosova Cumhuriyeti Anayasasının hazırlanmasına ilişkin çalışma belgelerinin (travaux preparatoires) bulunması. Bu tariihi ve üstün hukuki öneme sahip olan bu belgeler Cumhuriyetin ilanından itibaren kamu için ve Kosova'nın yasal topluluğu için kaybolmuş vaziyetteydiler. Hazırlık çalışmalarının bulunmasını Halkın Avukatı kamu belgelerine erişim alanında en önemli başarı olarak nitelendirmektedir. Her ne kadar Anayasa yaşam ortamı ile ilgili sorumluluğu temel hak ve özgürlüklerin II. Bölümüne listelese de, çevre ve onun korunması hükümetin öncelikleri dışında kalmaya devam etmiştir, bu en azından bütçenin ayrılmasından bu şekilde görülmektedir. Özellikle Kosova Hükümeti'nin ilgisizliği kamu sağlığı ve Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının yaşam 21 amaçları konusunda sorunlar yaratmaktadır. Aynı şekilde araçların tescilleri sırasında toplanan çevre vergileri çevre alanına dâhil edilmektedir. Hatta çevre koruma kurumları arasındaki işbirlik yavaş adımlarla yürümektedir. Bu haksız ihmal yüzünden çevre kirliliğinin devamı, kontrolsüz kentsel genişleme, ölçütsüz inşaatlar, düzenleyici planlara ve inşaat normlarına uyulmaması, tarım arazilerinin yokolmaları, hava ve suyun kirlenmesi, ormanlık alanların imha edilmeleri, atıkların kötü işletmesi, biyolojik çeşitliliğine zaar ve yok olması, yeterli izleme sistemlerinin olmaması, gürrültü, temel çevre ilkelerine karşı saygı eksikliği, özellikle de karar aşamasında halkın bilgilendirilmesi ve katılımı sağlanması gibi sorunlar 2014 yılında da devam eden sorunlardır. Yukarıda da belirtildiği gibi bu Raporun İkinci Bölümünün ikinci ve üçüncü kısmı hakların eşit korunması hakkı ve yargısal koruma hakkı gibi temel hakların korunması ile ilgili olan özel muamele haklarını içermektedir. Halkın Avukatı yasalar önünde eşitlikle ilgili olarak ilk başta her ne kadar tamamlama ve değişme aşamalarından geçmiş olsa da Ayrımcılığa Karşı Yasa hala Kosova Cumhuriyeti Meclisinde onaylanmamıştır. Halkın Avukatı geçen yıllara ait raporlarında da bu yasada değişiklik yapılmasını önermiştir. Mevcut deneyimlere dayanarak ve özellikle vurgulanan eksiklikler yüzünden Ayrımcılığa Karşı Yasa'nın yürürlüğe girmemesine devam edilmektedir. Şİmdiye dek HAK mahkemelerde ele alınan sadece bir vakanın var olduğunu bilmektedir. Bu sebeple Halkın Avukatı, Meclise bu konuya daa ciddi yaklaşması için çağrısını yinelemktedir ki bunu Meclis şimdiye kadar yapmamıştır. 2014 yılının 1 Ocak'ından 11 Aralık'ına kadar HAK Ayrımcılık Karşıtı Dairesi (AKD) tarafından 61 tane Kosova vatandaşına ait ikayeti kabul edilmiştir. Bu şikâyetlerde yasalar önünde eşitliğin çiğnendiği iddia edilmeltedir. Şikâyetlerin çoğunluğunu sosyal, sağlık, mülkiyet ve iş ilişkilerinde ayrımcılık şikâyetleri oluşturmaktadır. Yaşına göre ayrımcılığa gelince Halkın Avukatı, bir önceki yıl raporunda da raporlandığı gibi HAK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakablığı (ÇSGB)'nın Kosova Enerji Şirketi (KEŞ) ile sosyal şemada yer alan 100 işçiinn işe alınmasını içeren sözleşme yaptığını tespit etmiştir. Test aşamasından ve KEŞ tarafından işçilerin işe alındıklarını bilgilendirme aşamasından sonra, kendi kurumu ve ÇSGB yapılan sözleşmeye göre onlara yaş ölçütleri yerine getirmedikleri için işe alınmadıklarına dair yeniden bilgilendirme yapılmıştır. Bir önceki raporda Halkın Avukatı ÇSGB'na Halkın Avukatı bu konuyla ilgili yazılarına yanıt vermediğine dair rapor sunmuştu. 27 Şubat 2014'te Halkın Avukatı ÇSGB ait bir öneri ile raporu yayınlamıştır. Hem anayasal hem de yasal sorumluluğuna rağmen ÇSGB Halkın Avukatı Raporunda yer alan önerilere hiçbir zaman yanıt vermemiştir. Halkın Avukatı, engelli kişiler hakkında geçen yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da çözülmeyen bir dizi sorunu kaydetmiştir. Özel iki sorunu burada anmak değer. Birincisi eğitim alanındadır o da kamu okullarında engelliler için fiziksel erişim tatmin edici değildir. Örneğin engelli çocukların okumalarını serbest olarak olanak tanıyan Priştine'de sadece iki okul vardır, oysa bir diğer okul bunları sadece kısmen yerine getirmektedir. Halkın Avukatı bu başarısızlığı engelli haklarının ciddi bir ihlali oladuğunu düşünmektedir. İkincisi ise engelli kişilerin serbest dolaşımı sorunu Kosova Universite Klinik Merkezi (KÜKM) olduğu gibi hala diğer kamu kurumlarında da sorun olmaya devam etmektedir. Halkın Avukatı'nın bir Sivil Toplum Örgütü olan “Hendikos” 'tan temin ettiği bilgilere göre bazen engelli bir kişinin kontrolünü yapmak için doktorun hastane binasının dışına çıkması gerektiği durumlar da tespi edilmiştir. Priştine Belediyesi serbest ulaşım için altyapıyı düzeltmek için “Hendikos”'tan dairede yaşayan engellilerin listesini talep etmiştir. Ancak 22 toplumun bu kesiminin durumu geçmişte olduğu gibi kalmıştır, çünkü bugün bile bu konuda herhangi bir adım atılmamıştır. Cinsiyet eşitliğine gelince her ne kadar Kosova Cumhuriyeti'nde cinsiyet eşitliği konusunda ilerleme kaydedilmiş olsa da en savunmasız düzeyde yer alan kadınlar eşit olmayan ve birçok açıdan ayrımcılık olan birçok deneyim ve muamele ile karşı karşıya kalmaya devam etmektedirler.HAK'nun birçok yıllık deneyimi göstermektedir ki birçok durumda kadınların iş hakları, ekonomik statü, sağlığın korunması, miras hakkı ve aile içi şiddet gibi durumlarda şikâyette bulunmaktadırlar. Halkın Avukatı, her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Meclisi'nde cinsiyet kotasına göre %30 kadar kadın milletvekili temsilcisi olmasına rağmen, kadınlar için olumsuz bir durum 2014 yılının sonlarında iktidara gelen Kosova Hükümetinde var, öyle ki 21 bakandan sadece 2 tanesi kadın bakan olduğunu tespit etmiştir. Bu durum siyasi süreçte ve karar vermede erkeğin büyük bir üstünlüğü olduğunu göstermektedir. Bu sebeptendir ki Halkın Avukatı'na göre cinsiyet kotaları Kosova mevzuatı bir parçası olarak kadınların liderlik pozisyonlarında katılım kültürü oluşuncaya kadar belirli bir süre için mevcut olması gerektiğini düşünmektedir. Aynı şekilde Halkın Avukatı, ciniyet eşitliği ile kadın ve erkekelerin eşit hakları sahip oldukları ve hayatın her aşamasında aynı sorumluklara sahip bir toplumu kasdedildiğini düşünmektedir. Buna rağmen kadın hakları hala Kosova toplumunun gelişimi için temel zorluklardan birini teşkil etmektedir, özellikle onların mal mirası konusu ile ilgili durum. Aile içi şiddet bizim toplumumuzda belirgin bir sorun olabilir. Sadece aile içi şiddet vakaların küçük bir kısmı bu konunun işlenmesi için yetkili mercilere bildirilir, ancak gerçekte bu sayının çok daha büyük olduğu düşünüllür. Özellikle kırsal kesimlerde kadınların toplumsal konumu erkeklere açıkça boyun eğiyor ve toplum cinsel eşitlik konusunda çok az bilinçlidir. Aynı şekilde çoğu durumlarda aile içi şiddettin mağdurları çocuklar, kadınlar ve yaşlılardır. Aile içi şiddetten korunmak için sağlam bir yasal dayanağın olmasına rağmen, Kosova Cumhuriyeti Anayasasına 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen kadınlara ve aile içi şiddete karşı mücadele ile ilgili Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin dâhil edilmesi gerekmektedir. Böyle bir çağrı Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Strateji tarafından da yapılmaktadır. Savaş esanasında cinsel şiddet mağdurlarına gelince, ileriye dönük nadir bir adım 2014 yılında kaydedildi. Halkın Avukatı'nın 2012 ve 2013 yıllık raporlarında Halkın Avukatı, savaş sırasında cinsel şiddet mağdurlarının durumu ile ilgili yasal bir düzenleme talep etmiştir. O aynı Kosova Savaşı'nda mağdur olan kadın ve kızlara kurumsal ve yasal dayanak sağlanması gerektiğini talep etmiştir. Bu toplumumuzun bu kısmı için insan onuru düzeltmesini kolaylaştırmak için ve onlara karşı olan önyargıların kaldırılması üzerine özel bir odaklanma ile yapılmış bir şeydir. Kosova Meclisi 20 Mart 2014'te Şehitlerin, Malüllerin, Gazilerin, KKO mensuplarının, Durumu ve Hakları, Savaşta Cinsel Şiddet Mağdurlarının, Sivil Mağdurlar ve Onların Ailelerini içeren yasanın değiştirilmesi ve tamamlanmasını ile ilgili yasayı kabul etmiştir. Bu yasa Kosova savaşı esnasında savaş mağdurlarının rehabilitasyonları ve tazminatlarını düzenleyen yasal koşulları yaratmaktadır. Çocuk hakları ile ilgili HAK bu yılda genellikle ebeveynler tarafından sunulan 54 şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyetlerden bir kez daha Kosova yargısının önemli eksiklikleri görülmektedir ve bu da mahkemelere karşı büyük ölçüde şikâyetlerin var olmasına neden olmuştur. Burada, çocuğun temini ile ilgili uzun mahkeme süreçleri, nafaka, kalıcı engelli bakımında çocuk sahibi aileler için maddi destek hakkının tanınması talebi gibi konulardan söz edilmektedir. Aynı şekilde ebeveynin çocukla kişisel temasların olmaması, veya özellikle 23 çocuğun babası tarafından nafakanın ödenmemesi gibi konularda alınan kesinleşmiş kararların uyulmamasına ilişkin şikâyetler olmuştur. Kosova çocukları için iki diğer sorun mutlaka vurgulanmalıdır. Birincisi Kosova kamu okullarında şiddet rahatsız edici vaka olarak durmaktadır. EBTB'nın bu alandaki tüm projeleri sonucunda belli bir ilerleme gözlenmemiştir. Bu yılın başında okullarda ve okullara yakın yerlerde şiddetyt olayları olmuştur. Bu şidder olaylarından ikisi ölümle sonuçlanmıştır. İkincisi, yapılan ilerlemelere rağmen çocuk ticaretinin önlenmesi ve çocuk haklarının uygun korunması Kosova kurumları için bir zorluk teşkil etmeye devam etmektedir. Koso va kurumları çocukların mağdur olduğu tüm durumlarda, uygun yardım ve korunma için daha büyük ciddiyet ve sorumluluk içinde eylemlerde bulunması gerekir. Bu Rapor bu doğrultuda birkaç öneri sunmaktadır. Sağlık ve sosyal hak ile ilgili bu raporlama yılı geçmiş yıllara ait raporlara bakıldığında herhangi bir büyük değişiklik içermez. Kosova'da genel sosyo-ekonomik durum, ağır olmaya devam ediyor. HAK 2014 yılında sağlık kuruluşlarının ihlal ile ilgili olan 4 (dört) vakayı açmıştır, oysa şikâyetlerin diğer kısmı (60) toplumsal refah alanında hizmet sağlayan kuruluşlarla ilgilidir. Bu şikâyetler genellikle sosyal yardımları, emekli maaşları ve barınmayla ilgilidirler. Kosova Cumhuriyeti'nde sağlık kurumları tarafından sunulan hizmetler bu yılda da tüm düzeylerde (birincil, ikincil ve üçüncü) eksik olmaya devam etmiştir. Temel liste ilaçların temini yetersiz olmaya devam etmiştir ve bunun sonucu olarak hastalar özel eczanelerde onları satın alma zorunda kalmışlardır. Sağlık sigortasının teminine gelince, 2014 yılının Nisan ayında Sağlık Sigostası Yasası’nın kabulü bu ağır durumun yumuşatıulması konusunda bir umut olarak bakılmaktadır ve Kosova'da modern bir sağlık için vatandaşların beklentilerini yükseltti. Fakat mali yardımlarının temin edilmemesinden ve sağlık sigorta fonunun oluşturulmamasından dolayı büyük olasılıkla bu yasanın uygulanmasında çok uzun bir zmaan için gecikmeler olacaktır. Sağlık haklarıyla bağlantılı olan diğer durumların soruşturmasından HAK, iyileşme için hiçbir umudu olmayan tanısı yapılan hastaların ya uygun olmayan sağlık kurumlarında kalmaktadırlar ya da Kosova "Palyatif Tıp" olarak bilinen tıbbi disiplin kurulu olmadığı için eve gönderildikleri tespitinde bulunmuştur. Bu gerçekten yola çıkarak Sağlık Bakanlığı (SB) diğer sorumlu kurumlarla işbirliği yaparak Kosova vatandaşları için çok gerekli olan bu tıbbi disiplinin kurulması konusunu başlatmalıdır. HAK, ÇSGB eski bakanının Sayın Nenad Rashiq kararına ilişkin birkaç şikâyet kabul etmiştir, ki o bu kararıyla Şehitlerin, Malüllerin, Gazilerin, KKO mensuplarının, Durumu ve Hakları içeren yasayla kaynaklanan hakların gerçekleşmesi için başvuruları baskıya almıştır. HAK vakaların yasal soruşturmasını yaptıktan sonra ÇSGB bakanının, yasayı askıya alma veya reddetme gibi herhangi bir karar vermek için herhangi bir yetkiye sahip olmadığı tespitinde bulunmuştur. Yapmış olduğu bu değerlendirmeyi Halkın Avukatı eski bakan Rashiq'e ve şu anki ÇSGB bakanına Arban Abrashi'ye bilgi sunmuştur. Halkın Avukatı tarafından gönderilen ve yeniden gönderilen hiçbir yazısına yanıt verilmemiştir. Bu durumda Hükümetin susması, savaştan etkilenen kişileri hakları konusunu ne kadar önemsiz olarak nitelendirdiğini göstermektedir. Lezbiyen, Gey, Erdişi ve Cinsiyet Değiştiren (LGBT) Topluluğun Hakları, Hükümet ve Uluslararası Toplumun desteği ile Kosova’da önemli bir ilerleme olduğu söylenebilen nadir olgulardan birirdir, ancak hala LGBT mensupları her gün büyük sorunlar yaşamaya devam etmektedirler. 24 HAK raporlarında daha önce de vurguladığımız gibi LGBT insan hakları ihlalleri, bu ihlallerin önlenmesinde kamu makamlarını çalışmalarının izlenmesinin yapıldığı önemli etkenlerden biridir. LGBT toplumunun haklarının çiğnenmesi ile ilgili soruşturmaların genişletilmesi ve bu hakları çiğneyen kişilerin cezalandırılması gereklidir. Cinsiyete dayalı ayrımcılık sorunu ile ergen gençler de karşı karşıya gelmektedir. LGBT örgütleri mensupları öğretmenlerin kendilderinin okullarda başkalarına karşı taciz ve cinsel yönelim temeline dayalı ayrımcılık yaptıklarına dair örnekler vermektediler. Bu yılda da bu toplulukların ve onların üyelerinin haklarının durumuyla ilgili önemli ilerleme olduğu söylenemez. Daha önceki yıllık raporlarda da olduğu gibi bu 2014 yılı raporunda da Kosova'da çoğunluk olmayan topluluklar, ulusal ve yerel seviyede destek eylemi belirleyerek toplu (kolektif) ve bireysel hakları güvence altına alan ve son derece olumlu olan anayasal ve yasal çerçeveye ragmen, bu çerçevenin uygulanması konusuna gelince beklenen gelişmeler yoktur. Gerçekte bütün olumlu örnekler sadece birkaç bireysel vakalara indirgenir ve bir bütünü teşkil eden topluluklarda bu görülmemektedir ki budurumun gelecekte değişmesi gerekmektedir. Güvenlik durumuna gelince özellikle sırp topluluğüuna bağlı çoğunluk olmayan topluluklara karşı olaylar var olmaya devam etmektedir. Küçük olaylar dışında, kundaklama, hasarların oluşmasına sebebiyet verme, özellikle Sırp olmak üzere azınlık toplulukları mensuplarının evlerine ve mallarına tehdit mesajları yazma, önemli sayıda tarım ve hayvancılık makinelerinin çalınması ve silahlı fiziksel saldırının yapıldığına dair daha ağır sayılan olaylar da tespit edilmiştir. Eğitim alanında da HAK’nun önceki raporlama dönemiyle kıyasla önemli bir ilerleme yoktur. Hala eğitim alanında iki pararlel sistem vardır, bunlardan biri Kosova Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın programına, diğeri ise Sırbistan Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı’nın programına uygun olarak yapılmaktadır. Raporlama dönemi süresince ilk kez Sırbistan plan ve programına gore çalışan yerel yönetimler ile eğitim kurumları arasında açık bir işbirliğinin yapılması övülmeye değerdir. Bu da gelecekte Kosova meşru kurumları ile tam bir işbirliği yapılacağını gösteren ileriye dönük bir adımı simgelemektedir. Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına gelince şunun belirtilmesi gerekir ki geçmişteki raporlama dönemlerinde olduğu gibi bu raporlama döneminde de onların sosyo-ekonomik bakımından çok ağır bir durumla karşı karşıyadırlar. Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına ait ülkelerine geri dönenlere gelince, HAK’nun 2013 yılki raporunda yer alanlarla karşılaştırıldığında onların durumlarında olumlu yönde bir ilerleme kaydedilmediği görülmeketedir. İstihdam olanakları çok azdır ve ülkelerine geri dönenlerin mesleki eğitimleri ile ilgili herhangi bir program üzerinde çalışılmamıştır, aynı zamanda ülkelerine geri dönenlerin çocuklarının örgün eğitimine devam etmeleri yönünde herhangi bir geçici uygun program da mevcut değildir. Bu raporun ikinci bölümün üçüncü kısmı hakların adli korunmasına odaklıdır. Bu raporlama yılı süresince da Kosova yargısını oluşturan mahkemeler ve savcılıklar birlikte farklı türdeki zorluklarla karşı karşıyaydılar ve bu da hukukun üstünlüğü olan bir adalet sisteminde vatandaşların güven kaybına neden olmaktadır. Yukarıda da belirtildişği gibi Kosova Cumhuriyeti yargısındaki birçok sorunlar ile, ülke genelinde yargının işlevsizliği, medeni ve ceza davalarının oluşturulmasında gecikmeler, geçmiş yıllara ait görülmeyi bekleyen davaların sayısı, mahkeme kararlarının infazlarında düşük oran, davaların süreaşımları, yolsuzlukla ilgili hâkimler aleyhine olan kararlar ve davalar, İnsan 25 Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) normlarının pratikte uygulanmaması ve mahkeme kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) göre yorumlanmaması gibi konular dâhildir. Halkın Avukatı bu raporlama yılı süresince Kosova Kosova Yargı Kurulu (KYK)’na karşı olan şikâyetleri de kabul etti. Vatandaşların şikâyetlerinin soruşturması yapıldıktan sonra birkaç durumda insan haklarının çiğnendiği saptaması yapılmıştır. Böylece bu ihlallerin ortadan kaldırılması ve insan hakları alanında mevzuat iyileştirilmesi için Halkın Avukatı KYK’na ilgili tavsiyelerini sunmuştur. Yürütmenin en yüksek makamları tarafından yapılan göz ardının aksine bütün bu vakalarla ilgili Halkın Avukatı önerileri makul süreler içinde uygulanmış olması KYK ile Halkın Avukatı arasında işbirliği açısından iyiye yönelik bir işarettir. Adli ve tarafsız yargılama konusuyla ilgili ise raporlama dönemi süresince HAK vatandaşlardan 548 şikâyet kabul etmiştir ve makul bir süre içinde yargılanma hakkı başta olmak üzere adil yargılanma haklarının ihlal iddiaları içeren 180 vakanın soruşturmasını açmıştır. Açılan bütün bu vakalar için HAK soruşturmayı başlatmıştır ve insan haklarını korumak için alınmış eylemleri ile ilgili değişik türdeki mahkemelerden bilgi talebinde bulunmuştur. Mahkemeler tarafından gönderilen yanıtlara bakıldığında Halkın Avukatı, Kosova'nın yargısı bekleyen çok sayıdaki davalarla ilgili sorunla karşı karşıya olduğunu farketmiştir. KYK’nun yıllık raporuna göre 2014 yılında mahkemeleri bekleyen davaların sayısı yüksektir ve artma eğilimindedir. Aynı şekilde vatandaşlardan kabul edilen şikâyetlerin büyük bir kısmı Kuzey Mitroviça’daki mahkemelerin işlevsizliği sebebiyle yargılamanın uzunluğuyla ilişkin adil yargılanma ile ilgili haklarla bağlantılıdır. Bu durum, hukukun üstünlüğünü sağlamada önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Sanıkların haklarına gelince daha önceki yıllık raporlarda ve özel raporlarda Halkın Avukatı devamlı olarak bu hakkın ihlali ile ilgili endişelerini dile getirmiştir. Hatta hala tekrarlanmakta olan bu hakların çiğnenmesi sadece Halkın Avukatı’nın huzursuz etmemektedir, herşeyden önce insan haklarının ciddi ihlallerini teşkil etmektedir. Bu raporlama dönemi süresince HAK bu ihlaller için 148 şikâyeti kabul etmiştir. Kabul edilen şikâyetler, uzun süreli ve haksız tutuklamaların ceza adalet sistemi için bir sorun olmaya devam ettiğine tanıklık etmektedir. Bu vakaların soruşturulması sonucunda verilen tutuklama kararlarının birçoğu yeterli gerekçeleri içermektedir ve sanık için kullanılabilir olan alternatif tedbirlerin az veya hiç kullanılmadıkları farkedilmiştir. Önceki raporlarda da yer alan ancak hala endişe vermeye devam eden bir diğer konu ise ister re’sen tayin edilen avukatların veya sanıkların kendilerinin seçtikleri avukatların koruma ile ilgili sundukları hizmet konusundaki sanıkların memnuniyetsizliklerine ilişkin çok sayıdaki şikâyetin olmasıdır. Halkın Avukatı, sorumsuz yetkili temsilcilerin ciddi bir şekilde soruşturulmaları, hukukun önüne getirilmeleri ve hukuku ihlal ettikleri için onun sonuçları ile karşı karşıya gelmelerine yönelik Kosova Avukatlar Odası (KAO)’nda etkili mekanizmaların temin edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Hukuki yollar konusundaki haklara gelince 2014 yılı süresince HAK 255 şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyetlerin çoğunu yargı sistemine, bakanlıklara, belediyelere, Kosova Polisi’ne ve kamu şirketlerine karşı olanlardır. Şikâyetler hukuki yolların verimsizliğinden, daha doğrusu öngörülen yasal süre içinde şikâyetlerin soruşturulmaları ve adli ve idari kararların uygulanması eksikliği sebebiyle yapılmaktadır. Şikâyetlerin birçoğu yargı kurumlarına, her düzey mahkemelere ve KYÖD’ne yöneliktir. Vatandaşların şikâyetlerinin konusu, bazen yıllarca süren gecikmeler, mahkeme süreçleri, kesinleşmiş kararların uygulanmamaları, davanın tesisi ile ilgili yargıç objektifliğine ilişkin 26 şüpheleri içermektedir. Bu talepelere ilişkin yasal yükümlülükleri ve garanti altına alınmış vatandaşların yargısal koruma altına alınması gibi yasal haklarını yerine getirmeye başaramayan bir yargı sisteminin ciddi olan durumunun bir göstergesidir. Bakanblıklara, yönetime ve belediyelere karşı sunulan şikâyetlerin konusu yukarıda belirtilenlerin dışında vatandaşların onlardan çeşitli alanlarda talep ettiklerine karşı yanıt alamamalarını - idari sessizlik- da içermektedir. Kosova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi yukarıda da belirtildiği gibi “Kosova Cumhuriyeti’nde Anayasanın yorumlanması için nihai yetkili makam” (madde 112, fıkra 1)dır. Buna ve Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerini konu eden ikinci bölümün yorumlanması da dâhildir. Bu 2014 yılında yeni bir gelişmedir ve ve Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerini konu eden İkinci bölümünün yorumlanması da dâhil olmak üzere, Yargı için endişe verici bir durumdur. Bu önemli rolü göz önünde bulundurarak Halkın Avukatı, geçen yılki raporunda da Halkın Avukatı’nın Kosova Anayasa Mahkemesi’nde yasal bir belgeye karşı itirazda bulunabilirliğini içeren ve Anayasa Mahkemesi Yasası ile tanımlanan 6 aylık dönemi hakkında tartışma açılması gerektiğini vurgulamıştır. Halkın Avukatı Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nden bu yasal normun, daha doğrusu Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 30. maddesinin değiştirilmesi talep etmektedir. Bu şekilde Halkın Avukatı’nın sınırlamaları tamamaıyla ortadan kalkacaktır, çünkü bu süre sınırlaması Kosova Cumhuriyeti’nde, siyasi-hukuki benzerliği olan bölge ülkelerinde veya siyasi-hukuki istikrara sahip diğer Avrıupa ülkelerinde bugüne kadar var olan tecrübeye dayandırılamaz. Halkın Avukatı bu raporlama yılı süresince Anayasa Mahkemesi ile ilgili diğer iki endişesi vardı. İlki yukarıda da tartışıldığı gibi Cumhurbaşkanı Jahjaga (Yahyaga)’nın asgari entelektüel, yasal ve profesyonel stamndartları yerine getirmemeyen kararnamesine karşı Halkın Avukatı tarafından yönlendirilen davanın yürütülmesiyle ilgili Kosova Anayasa Mahkemesi’nin kararı; ikincisi ise Halkın Avukatı, Hükümetin ve KÖK’nun, “IMK” Ferizay – Çelik Fabrikası eski işçişerin tazminatlarıyla ilgili KAM’nin kararının uygulanması yönündeki devamlı başarısızlığı hakkında endişelerini ileri sürmektedir. 2010 yılının Aralık ayında verilen bu karar hala uygulanmamıştır. Halkın Avukatı 2013 yılında hükümete ve KÖK’na KAM’nin kararını uygulaması tavsdiyesinde bulunmuştur, ancak onlar bu konuyla ilgili susumuşlar ve hala susmaya devam etmektedirler. Bununla da insan hak ve özgürlüklere ilişkin Kosova devletinin sorumsuzluk ve ihmalkarlığını teyit edilmektedir. Her hakkın ayrıntılı raporlamasından sonra bu Raporun dördüncü bölümü HAK’nun yerli ve yabancı kurumlarla olan ilişkileri ve HAK’nun farklı birimleri tarafından yürürtülen faaliyetlerle ilgili bazı bilgileri içermektedir. Beşinci bölüm HAK’na 2014 yılı süresince sunulan şikâyetlerin bir istatistik özeti ile sonuçlanmaktadır. c. Tamamlama yerine Geçmiş yılda olduğu gibi Halkın Avukatı dairelerinde, her çalışma gününde veya açık olan günlerde, HAK merkezinde veya bölgesel dairelerde ya da onbların dışında, tüm Kosova belediyelerinde, fiziki veya elektronik posta ile, vatandaşların yakınları veya yetkili avukatları ile, telefonla veya diğer şekillerle şikâyetlerin sunulması için tüm olanakları sağlama da dâhil olmak üzere tüm iletişim biçimlerini kullanarak, herhangi bir zamanda ve herhangi bir durumda yardıma ihtiyacı olan vatandaşlara kendi hizmetlerini sunmaya devam etmiştir. 27 2014 yılının Ocak ayının 1’inden aynı yılın Aralık 31’ine kadar tavsiye veya hukuki yardım için Kosova vatandaşları tarafından 2224 şikâyet ve talep sunulmuştur. Bu da 2013 yılına nazaran %10’luk bir artış olduğunu göstermektedir. Halkın Avukatı veya onun yardımcılarıyla 207 şikâyetçi “açık günlerde” Priştine’de her ay iki defa ve en az ayda bir kez diğer belediyelerde görüşmüştür. Bu istatistikler Halkın Avukatı tarafından sağlanan hizmetler hakkında vatandaşların farkındalığını arttığının olumlu bir işaretidir; ama aynı zamanda insan hak ve özgürlüklerine saygı, onları koruma ve geliştirme konusunda önümüzde olan uzun bir yolun da kanıtıdır. HAK’na bildirilen bütün bu vakalara dayanarak, HAK’na bildirilen 3.000 cıvarındaki şikâyet ve taleplere nazaran HAK Kosova Cumhuriyeti’ndeki farklı kjurumlarına yönelik 141 tavsiyede bulunmuştur. Kuruma sunulan %75 veya 1637 şikâyetin kabul edilemez olarak nitelendirilmiştir. Halkın Avukatı ve ekibi, kurum kapılarından giren bireylerin ellerindeki şikâyetlerin kabul edilemez olmasına rağmen, çoğu kez Halkın Avukatı’nın onların sorunlarını çözebilecek ve kamu kurumlarının işlemsizliği sebebiyle memnuniyetsizlikleri sunmak için son çare olarak gördüklerini farkındadır. Bu nedenle kurumların faaliyette bulunmaları için yetkilerin var olmadığı durumlarda da, özellikle de bu durumlarda, Halkın Avukatı, kendisini ifade etme ve sorunlarını bilfdirme ihtiyacı hisseden herkesi herhangi bi,r ayırım yapmadan dinlemektedir. Herkes kabul edilmekte, dikkatle dinlenmekte ve mümkün olduğu yerlerde yardım edilmektedir veya gereken yerde bilgilendirilmektedir. Bu konuda HAK Kosova Cumhuriyetinin en demokrat kurumu olma çabasındadır. Kosova Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi Halkın Avukatının önceliğidir. 2013 Yılı Raporu'nun yönetici özetinin sonunda Halkın Savukatı demiştir ki: İnsan temel hak ve özgürlüklerine saygı ve iyi yönetim kamu mercilerinin görevidir. Öyle ki Halkın Avukatı kamu kurumlarında olan tüm yetkili kişileri vatandaşların şikâyetlerini göz ardı etmemelerini çağırmaktadır. Aynı şekilde kamu mercilerinin onları ciddiye almalarını ve Halkın Avukatı’nın tavsiyelerine yapıcı katkı olarak kabul etmeleri çağrısında bulunmaktadır, çünkü onlar hatalardan ve eksiklerden ders alma yönünde ve dolayısıyla genel olarak kamu yönetiminin geliştirilmesi için iyi bir olanak sunmaktadırlar, Ne yazık ki, bu Raporda da yer aldığı üzere kamu kuruluşlarının büyük bir bölümü, özellikle devletin en yüksek mercileri bu çağrıyı kabul etmemişlerdir. Buna rağmen Halkın Avukatı, Ülkenin iyiliği için 2014 yılında yasal yükümlülükleri ve anayasal uyarınca sorumluluk gösteren ve HAK ile işbirliği yapmaya hazır olan o yetkililere candan teşekkür eder. Halkın Avukatı bu yılda ve gelecek yıllarda bu yetkililerle işbirliğinin sürdürülmesini memnuniyetle karşılar, aynı zamanda tüm diğer yetkilileri, özellikle de devletin başında olanları, Kosova Cumhuriyeti’nde insan hakları konusunda daha hızlı ve sürdürülebilir bir ilerlemenin sağlanması için kendi iyi örneklerini takip etmelerini davet etmektedir. 28 Birinci Bölüm Halkın Avukatı Kurumu Kosova Cumhuriyeti Anayasası (132-135. madde) Halkın Avukatı Kurumu’nu anayasal sınıfta (düzeyde) tanımlar.3 Halkın Avukatı, kamu mercilerinin yasadışı ve düzensiz faaliyet veya faaliyetsizliklerinden bireylerin hak ve özgürlüklerini denetler,4 fakat aynı zamanda onların yararına kamu yetkisine sahip diğer kurum ve kuruluşların da.5 Anayasaya göre, Halkın Avukatı’nın bir veya birkaç yardımcısı vardır.6 HAK yardımcıların ve işçilerin seçiminde etnik çeşitliliğe ve cinsiyet eşitliliğine özel önem verilir 1.1. Halkın Avukatı Kurumu’nun Görev Süresi Halkın Avukatı’nın, Kosova’da kamu mercileri tarafından kendi hak ve özgürlüklerini ihlal edildiğini iddia eden her Kosova Cumhuriyeti vatandaşı veya vatandaşı olmayan kişinin şikâyetlerini kabul etmek ve soruşturmasını yapmak için görev süresi Kosova Cumhuriyeti Anayasası ve Halkın Avukatı Yasası tarafından belirlenmiştir. HAK kendi çalışmaları tarafsızlık, gizlilik ve profesyonellik ilkeleri tarafından yönlendirilir; görevlerini yerine getirme esnasında bağımsızdır ve Kosova Cumhuriyeti’nde belli güce sahip kurum, kuruluşlar veya diğer yetkililer tarafından yapılan herhangi bir talimat veya müdahaleyi kabul etmez. Kosova Cumhuriyeti yasal yetkiye sahip bütün kurum, kuruluş ve diğer merciler HAK’nun taleplerine yanıt vermekle ve hukuka uygun olarak gerekli tüm belge ve bilgileri sağlamakla yükümlüdürler. Anayasal 7 ve yasal 8 yetkileri kapsamında Halkın Avukatı, herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin anayasa, yasa veya diğer belgelerde yer alan, bunun yanı sıra insan hakları ile ilgili uluslararası enstrümanlar, özellikle AİHS yer alan hak ve özgürlüklerinin çiğnendiğini iddia eden şikâyetlerin soruşturmasını yürütür. Halkın Avukatı, elde edilen delillerin, gerçeklerin, bulguların veya bilgilerin insan haklarının ihlal edildiğine dair bir temel oluşturması durumunda re’sen soruşturma yürütebilir. Halkın Avukatı arabulucu ve uzlaşma rolünü üstlenir; bununla birlikte Kosova Cumhuriyeti’nin dışında bulunan vatandaşlarına da iyi hizmet sağlayabilir. Halkın Avukatı, mantıksız gecikme veya yönetimin gücünü kötüye kullanması dışında mahkemelerde sürdürülen vakalara müdahale etmez. O, aynı şekilde bireylerin kendi aralarındaki anlaşmazlıklar sebebiyle sürdürülen soruşturmalarla da ilgilenmez. Ancak Halkın 3Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 132-135 maddeler Aynı yerde, 132. medde 503/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 1. madde. 6Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 133. maddenin 2. fıkrası. 7 Aynı yerde, 132. medde 8 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 15. madde 4 29 Avukatı Anayasa Yasası ve Anayasa Mahkemesi Yasası’na uygun olarak KAM’de hususları başlatabilir.9 Halkın Avukatı’nın önemli yasal sorumlulukları da vardır. Bunlar sadece insan hakları ihlali iddialarını soruşturmak değil, aynı zamanda onları çözüme kavuşmasını sağlamak; insan haklarının bilinmesini sağlamak ve insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili konularda Meclisi, Hükümeti ve Kosova Cumhuriyeti’ndeki yetkili diğer kurumları bilgilendirmek; kendi bildirilerini, düşüncelerini, tavsiyelerini, önergelerini ve raporlarını yayınlamak; Meclis’ten yeni yasaların çıkmasını, çıkan yasaların değiştirilmesi ve tamamlanmasını, aynı zamanda Kosova Cumhuriyeti kurumları tarafından çıkan tüzük ve idari yönergelerin değiştirilmesi ve tamamlanmasını tavsiyesinde bulunmak; Kosova Cumhuriyeti’ndeki insan hak ve özgürlükleri durumuyla ilgili yıllık, periyodik ve diğer raporları düzenlemek; Insan hak ve özgürlükleriyle ilgili iç mevzuatın uluslararası standartlarla uyumunun sağlanmasını ve onların etkili olarak uygulanmasını tavsiye etmek; yürürlükteki Anayasa ve mevzuatlara uygun olarak insan hak ve özgürlükleriyle ilgilenen yerli ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak 10 gibileri. Vatandaşlarına karşı hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi ve gelişmeyi etkileyen, verimli ve etkili, şeffaf, hesap verebilirlik ve kamu yönetiminin sorumluluğu taşıyan, aynı zamanda profesyonel yönetimin de talep ettiği iyi yönetişim ve yönetim kültürünün yaratılması ve geliştirilmesi, Halkın Avukatı’nın ana hedeflerindendir. Halkın Avukatı, vatandaşların kamu yönetimine, yargı sistemine ve diğer kamu mercilerine karşı güvenin artmasında rol alır. Vatandaşlar kamu yönetimine karşı yapacaklarını şikâyetleri basit ve ücretsiz bir işlemle yapabilirler. HAK’na sunulan şikâyetler, kamu yönetim tarafından yapılan faaliyetler, faaliyetsizlikler veya kararlarına karşı yapılabilir ve bunlar şikâyette bulunanlar tarafından haksız ya da olumsuz olarak nitelenmiş olabilirler. Bu tür şikâyetlerin soruşturulmasında HAK hukukçuları kamu kuruluşlarından, mahkemelerden ve önemli diğer kurumlardan konuyla ilgili bilgiler talep edilerek, aynı zamanda idari ve yargı süreçlerini gözlemlemek gibi hukuki danışmanlıklar sağlanır. Halkın Avukatı aynı zamanda kamu mercilerini, haksız ve asılsız eleştirilerden, yanlış bilgilendirmelerden, yasalara aykırı, amaçlı veya amaçsız faaliyetlerden de korur. Halkın Avukatı, acil eylem gerektiren durumlarda, şikâyette bulunanların veya onların mallarına gelebilecek ve onarılamaz olan hasarların meydana gelmesini önlemek için, yetkili idari kurumun özel bir eylemi uygulaması veya askıya alması gibi geçici önlemelerin alınmasına yönelik taleplerde bulunur. Eğer müdahale için talepler ve arabuluculuk çabaları başarılı olmazlarsa, bu durumda Halkın Avukatı soruşturmalar temin ederek ve insan haklarının veya uygulamadaki yasaların ihlali ile ilgili kamuya açıklama yaparak ihlalleri önlemeğe konusunda kamu kurum için önerilerle birlikte rapor düzenleyebilir. Raporlar avukatlık kurumu için son araçtır. Raporların kopyası ihlali yapan merciye, Kosova Meclisine ve diğer ilgili kuruluşlara teslim edilir. Yasaya göre bu raporlar medyaya da verilebilir. Kosova'da en savunmasız olarak kabul insanlardan oluşan birkaç grubun haklarını savunmak için HAK’nda birkaç yıldır: Çocuk Hakları Birimi, Cinsiyet Eşitliği Birimi ve Ayırım Gözetmeme Grubu görev yapmaktadır. 9Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 113. maddenin 2. fıkrası ve 135. maddenin 4. fıkrası; Halkın Avukatı ile ilgili 03/L-195 sayılı yasa, 115. madde, 7. fıkra; Kosova Anayasa Mahkemesi ile ilgili 03/L-121sayılı yasa, 29. madde 1003/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 16. madde. 30 Halkın Avukatı yardımcısının seçilmesiyle HAK bünyesinde Halkın Avukatı yardımcısı tarafından ve belirli alanlara istinaden diğer özel birimler tarafından yönetilen bölümler oluşturulmuştur. Ayrımcılığa Karşı Bölüm içinde şu birimler faaliyettedir: çocuk hakları için; cinsel eşitlik için; insan ticaretine karşı ve şiddete karşı; engelli kişiler için; topluluk hakları için; sosyal konular için ve LGBT kişilerin hakları için. Mevzuat (yasal düzenlemeler) Bölümü, Kosova Cumhuriyeti Meclisi ile ilgili çalışmaların koordinasyonu; KAM’nde konuların ele alınması ile ilgili koordinasyonu; yasaların ve tüzüklerin uyum değerlendirmesi; kamu belgelere erişim ile ilgili şikâyetlerin soruşturulması ve yıllık ve periyodik raporlama ile ilgilenir. Yürütme Bölümü, Cumhurbaşkanı’na ve Hükümete karşı yapılan şikâyetlerin soruşturulması; bağımsız kuruluşlara karşı yapılan şikâyetlerin soruşturulması, kamu kuruluşlarına karşı yapılan şikâyetlerin soruşturulması; çevrenin korunması; İşkenceyi Önleme Ulusal Mekanizması (İÖUM) ve tüketicinin korunması gibi konularla ilgilenir. Yargı Bölümü, Yargıya, Savcılığa, Kosova Yargı Kurulu (KYK)’na, Kosova Savcılar Kurumu (KSK)’na, Kosova Yargı Enstitüsü (KYE)’ne ve Kosova Avukatlar Odası (KAO)’na karşı yapılan şikâyetlerin soruşturulması ile ilgilenir. Oysa Halkla İlişkiler Bölümü, sivil toplumla işbirlik ile; Kosova’daki yabancı kurumlarla işbirlik ile; donörler ve kamuyla işbirlik ile; bunlar yanı sıra eğitim konferanslarıyla ilgilenir. 1.2. Halkın Avukatı Kurumu’na Erişim HAK her çalışma gününde haklarının ihlal edildiğini iddia eden vatandaşları beklemektedir. Onlar, vakaları büyük dikkatle, gizlilik ve profesyonellik içinde ele alan HAK yasal danışmanları tarafından kabul edilirler. Bu danışmanlar büyük dikkatle delilleri, bilgileri, belgeleri toplar ve bireylerin insan haklarının ihlal ettiği tüm iddiaları not ederler. HAK’na Kosova vatandaşlarının ulaşımını kolaylaştırmak için Priştine’deki Merkez Bina dışında HAK’nun Ferizay, Yakova, Gilan, Mitroviça, İpek, Prizren ve Graçaniça’da bölge daireleri vardır. Aynı şekilde Mitroviça Bölge dairesi bünyesinde onun alt birimi olarak Kuzey Mitroviça’da da bir daire çalışmaktadır. HAK dairleri halka hizmet eden, yasal yetkiye dayalı onların talep ve şikâyetleriyle ilgilenen profesyonel çalışanlardan oluşmaktadır. HAK dairelerinde vatandaşların şikâyetleri her çalışma gününde (Pazartesi’nden Cuma’ya dek) saat 08:30’dan saat 16:00’a kadar kabul edilir. Ancak acil durumlar çalışma saatlerin dışında da sunulabilir. Vatandaşların daha kolay ulaşmaları için Halkın Avukatı ve onun yardımcıları tarafından “Açık Günler” örgütlenir. Bunlar Priştine’de (ayda iki kez) ve Kosova’nın diğer belediyelerinde (ayda bir kez) örgütlenir. Bölge daireleri açık günleri medya aracılığıyla, HAK’nun internetteki resmi sayfası aracılığıyla ve bu belediyelerde tarihleri yayınlanması ile ilgili belediyelerin vatandaşlarını bilgilendirirler. Diğer erişim türleri, posta, telefon, telefaks ve her geçen gün daha fazla kullanılmakta olan ve şu anda Kosova’nın dışında yaşayan vatandaşların şikâyetlerini en çok ulaştırıldığı araç olan elektronik postadır. HAK’nun Priştine’deki merkezi binasında tüm şikâyette bulunanların bedava kullanabilecekleri bir telefon bağlantısı mevcuttur. 31 HAK yetkilileri Kosova’daki tüm cezaevlerini ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan insanların tutuldukları yerleri düzenli olarak ziyaret ederler. Tutuklular ile doğrudan iletişimi sağlamak için Kosova Islah Hizmeti (KIH) ile ve Kosova cezaevleri yetkili sorumluları ile işbirliği neticesi olarak, HAK 2014 yılından itibaren Kosova Cumhuriyeti’ndeki tüm cezaevlerinin ve tutuklama merkezlerinin görünen yerlerinde posta kutularını yerleştirmiştir. Bu kutular sadece HAK temsilcileri tarafından açılırlar. Bu uygulama, cezaevlerinde ya da özgürlükten mahrum olan kişilerin tutuldukları yerlerde yerleştirilen kutular sayesinde özgürlükten mahrum bırakılan kişilerin Halkın Avukatı ile birinci elden iletişim kurmalarını sağlamışlardır. Bu tür kutular Bürolar ve Ruh Sağlığı Merkezlerinde de yerleştirilmişlerdir, bu da hastaların HAK’na erişimini sağlamaktadır. Bu bürolar ve merkezler HAK temsilcileri tarafından her ay düzenli olarak ziyaret edilmektedirler. 1.3. Uluslararası anlaşmaların ve belgelerin uygulanması İnsan hak ve özgürlüklerin korunması ve saygı gösterilmesi her ülkenin görevidir. Onların insan hakları konulu uluslararası anlaşmalara ve belgelere uymaları gerekir, aynı zamanda onları onaylamaları ve uygulamaları gerekir. Kosova Cumhuriyeti kendi Anayasasında temel insan hak ve özgürlükleri ile ilgili en önemli olan uluslararası anlaşmaların ve belgelerin birçoğunu dâhil etmiştir ve bunlar Kosova’da doğrudan uygulanabilir. İhtilaf durumunda onların yasa hükümleri ve Kosova kamu kurumlarının diğer belgeleri üzerinde önceliğe sahiptirler. Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nda açıkça şu uluslararası belgelerin doğrudan uygulanmasını garanti edilir: İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi ve onun protokolleri, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve onun protokolleri, Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Çerçeve Sözleşmesi, Irk gibi Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşme.11 Bu uluslararası enstrümanların Kosova iç mevzuatında ifade eksikliklerin veya boşluklar olduğunda da doğrudan uygulanabilir olması, insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması alanında özel önem taşır. HAK birkaç durumda bu enstrümanların ihlal edildiğini tespit etmiştir. 2014 yılı süresince HAK’na sunulan şikâyetler genellikle düzgün yargılama süreci ile ilgili olduğunu tanıklık etmektedir. 12 Mahkemelerin çözülmeyi bekleyen eski davalarla olan aşırı yükü ve yeni dosyaların ele alınması ile ilgili gecikmeler ve kesinleşmiş kararların uygulamaya sokulmaması, yıllarca Kosova’da yargının çalışmasını engellemekte ve bununla Kosova vatandaşlarının adil, düzenli, tarafsız ve makul bir süre içinde yargılanma hakkı ihlal edilmektedir. Her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Protokolü imzalamamış olsa da, onun doğrudan İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesini uygulama yönünde 11Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 22. madde. 6. maddenin 1. fıkrası: “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” 12AİHS, 32 anayasal yükümlülüğü vardır. Halkın Avukatı, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesinin Ek İhtiyari Protokol hükümlerinin uygulanması tutuklu ve hükümlü kişilerin tutuldukları kurumların daha kapsamlı, etkin ve etkili izlenme uygulanmasını sağlayacak olacağına dair düşüncesini yinelemektedir. Bu doğrultuda İşkenceyi Önleme Ulusal Mekanizması (İÖUM)’nın bir öncüsü olarak görev yapan Çalışma Grubu tarafından faaliyetler üstlenilmiştir13 ki bu Protokol ile onun yaratılması öngörülmüştür.14 Halkın Avukatı, Birleşmiş Milletler Örgütü (BMÖ)’nün Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Sözleşmesinin ve Kosova Anayasası’nda Avrupa Sosyal Şartı’nın hariç tutulmasına ilişkin endişesini bir daha yenilemektedir. Uygun barınma hakkı, çalışma hakkı ve bu istihdamdan kaynaklanan haklar, sağlık sigortası hakkı ve bir dizi diğer sosyal ve ekonomi hakları bu sözleşmenin içerdiği haklardan sadece bazılarıdır ki bunların Kosova’da hala yeterli yasal koruması olmayan durumlardır. Bu nedenle Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nda bu sözleşmenin var olması Kosova vatandaşlarının ek garantisi, özellikle de onların sosyal ve ekonomik haklarının savunulması için olarak bir gereksinim olduğunu yeniden tekrarlamaktadır. Aynı şekilde Halkın Avukatı, Kosova’da doğrudan uygulanabilir olan insan hakları ve temel özgürlüklere ilişkin uluslararası belgeler çerçevesinde Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi içermesi gerektiğini yeniden vurgulamaktadır. Her ne kadar bu sözleşmenin normları önemli ölçüde Kosova Cumhuriyeti’nde uygulanabilir olan diğer uluslararası belgelerde yer almış olsa da, bu Sözleşmenin özellikle engellilere adanmış (ki bu kategori ülkenin toplam nüfusunun yaklaşık % 10'unu oluşturmaktadır ve Kosova'daki tüm sosyal, politik ve ekonomik durumun tam bütünleşmeyi hedefleyen bir kesimdir) insan hakları ile ilgili en kapsamlı uluslararası enstrüman olmasından dolayı onun dâhil olması büyük önem arz etmektedir. Öneriler: Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na BMÖ Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin ve Avrupa Sosyal Şartı^’nın dâhil edilsin. Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin dâhil edilsin. Tüm Kosova Cumhuriyeti kurumlarının Açıkça Kosova Cumhuriyeti Anayasası tarafından da gerekli görülen uluslararası enstrümanlarının tam ve eksiksiz uygulanması konusunda girişimde bulunsun. 13HAK’nun Yerli Sivil Toplum Kuruluşları (İnsan Hakları ve Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Konsey – İHÖKİK ve İşkence Mağdurları Kosova Rehabilitasyon Merkezi İMKRM) ile işbirliğinin bir sonucu olarak Mayıs 2011’de Ortak Çalışma Grubu oluşturulmuştur ve bu kuruluşlarla işbirliği sözleşmeleri imzalanmıştır. 14Halkın Avukatı, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesinin Ek İhtiyari Protokol, 3. madde “Her Taraf Devlet ulusal düzeyde İşkence ve kötü, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da cezanın önlenmesi için bir veya birkaç ziyaret kuruluşu tayin eder veya atar.” 33 34 İkinci bölüm Birinci kısım – İnsanın temel hak ve özgürlükleri 2.1. Yaşam hakkı Yaşam hakkı, temel bir hak ve diğer hakların varlığının ilk koşulu olarak Kosova Cumhuriyeti Anayasası15 ve AİHS16 tarafından garanti edilmektedir. 2014 yılı süresince, yaşama hakkı ile ilgili HAK 7 şikâyet kabul etmiştir.17 Bunlardan 5’i hala soruşturma aşamasındadır, oysa diğer 2’si yargısı tamamlanmıştır. Diğer 2’si için re’sen soruşturma başlatılmıştır. Bunlardan birinin konusu cezaevinde bir mahkûmun intiharıdır.18 Böyle bir durumda mahkûmların intiharlarını önlemek için mercilerin ellerindeki mevcut araçlarla soruşturmayı yapmaları mecburidir.19 2.1.1. Mahkemelerde işlev bozukluğunun, özellikle gecikmelerin sonuçları Halkın Avukatı’nı rahatsız eden bir diğer olgu mülkiyet anlaşmazlıklarının çözümü ile ilgili adli gecikmelerdir ki bazı durumlarda yaşam hakkının çiğnenmesi söz konusudur.20 Şikâyette bulunan 22.04.2002 tarihinde mülkiyet ispatı ve onun Prizren Belediye Mahkemesi’ne (şimdi Asliye Mahkemesi) iadesi için dava açmış.21 22.07.2014 tarihinde taraf, Nisan 2002’den HAK’na şikâyetin sunulduğu tarihe kadar22 davanın soruşturulması için süreçte gecikmeler olması nedeniyle HAK’na şikâyetini sunar ve bu şikâyetinde bu anlaşmazlığın mahkeme tarafından 12 yıldır çözülmemesi sebebiyle mülkiyet ile ilgili davalı olan taraflar 29.06.2014 tarihinde kendi aralarında tartışırlar ve bunun sonucunda bir kişi öldürülür, diğer kişiler ise hafif ve ağır yaralar alır.23 15Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 25. madde 2. maddenin 1. fıkrası 17HAK, A. nr. 18/2014, A. nr. 68/2014, A. nr. 154/2014, A. nr. 177/2014, A. nr. 337/2014, A. nr. 420/2014 ve A. nr. 422/2014 vakaları. 18 HAK, re’sen A. nr. 422/2014 vakası 19Islah Kurumlarında mahkûmların Tedavisi için İdari Yönerge, 38.1. madde “Ruh sağlığının yerinde olmayan kişiler cezaevlerinde tutulmayacaklarıdır, onlar mümkün olan en kısa bir zamanda ilgili sağlık kurumlarıyla anlaşmaya varılıp ruh hastalıklarına uygun yerlerde yatırılacaklardır”; İnsan Hakları Kılavuzu Nr.8’e bk. AİHS’nin 2. maddesinin uygulanması için bir yönerge, Douwe Korf, Yaşam Hakkı, s. 19. Keenan’ın İngiltere Krallığına karşı; burada devlet bir ruh hastası mahkûmun intihar etmesine yeterli derecede engel olmadığından bahsedilmektedir. 20HAK, A. nr. 337/2014 vakası. 2122.04.2002 tarihinde Prizren Belediye Mahkemesi’nde protokollenmiş dava. 22AİHS, 6. maddenin, 1. fıkrası ki burada şu garanti verilmektedir: “Herkes, (...) davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” Aynı ilke Medeni Usul Yasası’nın 10.1 maddesinde vardır, orada der ki: “Mahkemenin, yargılamanın gecikmeden ve en az harcamalar ile sürdürülmesi konusunda çaba gösterme ve taraflara yasayla temin edilen yargılama hakkının elinden alınmasını engelleme zorunluluğu vardır.” 23 Tarafların mülkiyet anlaşmazlığı ile ilgili olan Prizren Asliye Mahkemesi’nin P18.07.2014 tarihli Ppr. nr. 133/2014 sayılı kararına bk. 16AİHS, 35 11.08.2014 tarihli vakayla ilgili Halkın Avukatı Prizren Asliye Mahkemesi’ne davanın gecikme nedenlerini anlamak için bir yazı gönderdi. 21.08.2014 tarihli olan Mahkeme başkanının cevabında, 06.03.2013 tarihinde dava yargıcı ön duruşma belirlemiştir, ancak o tarihten bugüne kadar dava yargıcı bu dosyayla ilgili herhangi bir başka eylemde bulunmadığını belirtmiştir..24 2.1.2. Soruşturmaların eksiklikleri veya gecikmeleri Halkın Avukatı için ayrı bir huzursuz edici durum da ceza davalarının soruşturmalarındaki gecikmeler ve yaşam hakkının çiğnenmesi ile ilgili bildirilen vakaların yetkili kurumların soruşturma eksikliği teşkil etmektedir. HAK bu yılki raporlama döneminde de bu hakkın ihlalini ve soruşturma sürecinin uzunluğu, faillerin bulunması, ortaya çıkarılması ve belirlenmesi ve onların adalete teslim edilmeleri gibi sorumlu kurumlar tarafından yapılması gereken soruşturma eksikliği ile ilgili birkaç şikâyet kabul etmiştir. Yaşam hakkı ihlali ve trafik kazaları,25 cinayet ve yaralama gibi farklı sebeplerden ötürü ölüm ile sonuçlanan vakalar cezai suçlardır ve genellikle bunları yapanlar sorumluluktan kaçmayı ve sorumlu merciler tarafından deşifre edilmemeyi başarırlar. Toplumumuzun karşı karşıya olduğu en büyük güçlüklerden biri geçmişten devralınan, çağdaş toplum ilkelerine ve hukukun üstünlüğü olan bir ülkeye aykırı bir eylem sayılan ve alışkanlık olan kan davalarıdır. Bu doğrultuda özellikle de ilgili niteliklere sahip uzman kişileri barındıran, düzeni korumakla sorumlu olan ve engellere bakılmaksızın hukukun üstünlüğünü uygulayan kriminal polis, savcılık ve mahkemeler tarafından yasaların uygulanması önemli bir rol alır. Koşullara, yaşam hakkının ihlal şekline ve durumuna bakılmaksızın, AİHS 2. maddesine göre yaşam hakkının ihlali olduğu durumlarda mercilerin bağımsız ve etkin bir soruşturmanın gelişimini sağlaması gibi yasal görevleri olan görevlerden kaçma hakları yoktur. Halkın Avukatı’na göre etkili cinayet soruşturma ve mahkeme kararı eksiklikleri, mağdurun yakınlarının tazminatı istemeleri için mahkemelere başvurmalarını engellemektedir. Öyle ki soruşturmayı yapma, cezai suçu yapanı ortaya çıkarma ve onların adalet önüne çıkarılmalarını sağlama ile sorumlu olan yetkili kamu kurumlarının başarısızlıkları durumunda vatandaşlara tazminatlarını gerçekleştirilmeleri için uygun yasal araçlar temin edilmesi görevi mercilere düşer. Bu tür mekanizmaların oluşumu gerçekleşinceye dek Kosova adalet sistemi etkili olmamaya devam edecektir. Öneriler: Kosova Islah Hizmeti Cezaevlerinde ruh sağlığı bozulmuş kişileri tutmamaları, ilgili kurumlar ile anlaşmaya varıp bu kişiler için uygun kurumlara gönderilmeleri. Kosova Savcılık Kurulu Savcılık kurumları polis ile sıkı işbirliği içinde yasal süre içinde hızlı, tam ve açık soruşturmalar yapmaları ve vakaları tam delil ve ispatlarla mahkemelere sunmaları. Medeni Usul Yasası, 420. maddenin 2. fıkrası der ki: “Ana duruşma, ön duruşmanın bittiği tarihten itibaren en geç 30 (otuz) gün içinde yapılması gerekir.” 25 Kosova Polisi Trafik Şubesi tarafından 04.12.2014’te kabul edilen bilgiler. Kosova’da 01 Ocak – 30 Kasım 2014’e kadar sadece trafik kazalarından 116 ölüm gerçekleşmiştir. 24 36 2.2. İnsan onuru ve kişisel bütünlük İnsan onuru ve kişisel bütünlük hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile garanti edilmiştir26 ve bunlar birbirleriyle bağlıdırlar, çünkü insanın onuru insan şahsiyetinin ve kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. 2.2.1. İnsan onurunun ezilmesi HAK raporlama dönemi süresince insan onurunun çiğnendiğini iddia eden farklı şikâyetleri kabul etmiş ve ele almıştır. HAK’nun soruşturma açtığı şikâyetlerden biri Mitroviça şehrinde bir annenin vakasıdır. Mitroviça’daki parti şubelerinden biri siyasi amaç için, annenin izni olmadan Facebook sosyal paylaşım sitesinde çocuğunun fotoğrafının yayınlamış ve böylece bu durumda çocuğun onurunu ve mahremiyetini zarar vermiş. HAK temsilcileri yazışmalar aracılığıyla sürekli temas ve iletişim yoluyla Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Kamu Kurumu (KVKYKK)’ndan yasalara uygun olarak gelecekte bu tür durumların meydana gelmemesi amacıyla bahsi geçen partinin cezalandırılmasını talep etmiştir. HAK temsilcileri aynı şekilde parti temsilcileri ile yaptığı iletişimlerde bu fotoğrafın sosyal paylaşım sitesi Facebbok’tan kaldırılmasını talep etmiştir. Partinin vermiş olduğu yanıttan anlaşılmıştır ki Halkın Avukatı’nın girişiminden ve talebinden sonra sosyal paylaşım sitesinden fotoğraf kaldırılmıştır.27 İnsan onurunun ihlalinin bir diğer biçimi Kosova'daki özel işgücü piyasasında işçilerin durumudur ki aşırı durumlarda kölelik özelliğine dönüşmektedir. HAK’nun soruşturmalarından bir tanesi de Kosova'da özel bir güvenlik şirketi tarafından insan haklarının bir dizi ihlaller yaptığı tespit edilmiştir. Bu şirkette çalışan işçi 2010 yılından itibaren haftada 7 gün herhangi bir istirahat günü olmadan gece gündüz vardiyeli olarak çalışmıştı ve bu şekilde çalışma hakkı, yıllık izin hakkı ve gece vardiyası için ek ödenek hakkına saygı gösterilmemişti. Bu şirkette 4 yıllık bir çalışma tecrübesinden sonra bu kişi herhangi bir sebep olmaksızın ve önceden bilgilendirme yapılmadan işten uzaklaştırılmıştı.28 Bu verilere dayanarak ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (İHEB)’nde yer alan “Çalışan herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.”29 sözleriyle bağlantı kurarak Halkın Avukatı bu durumda çalışma saatlerinin, günlük, haftalık ve yıllık iznin, aynı zamanda mesai saatleri içinde ve dışında yapılan çalışmalar için ödenecek ücretin belirlendiği Çalışma Yasası’nın ihlali hariç,30 burada çalışan insanların ve özel şirketlerde çalışan diğer birçok işçinin Kosova’da yürürlükte olan yasalarca öngörülen temel haklara sahip olmayıp insan onurunun ihlalinin de söz konusunun olduğunu düşünmektedir. Bu olgu maalesef Kosova'daki özel ekonomik operatörlerin birçoğunda mevcuttur, böylece bir tarafta en kaba bir şekilde ekonomik krizden ve büyük sayıdaki işsizlikten, diğer tarafta da Kosova’da çalışma mevzuatına saygı ve onun uygulanmasını ile ilgilenmesi gereken özellikle Çalışma Müfettişliği gibi sorumlu 26Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 23 ve 26. maddeler. A. nr. 152/2014 vakası 28HAK, A. nr. 453/2014 vakası 29İHEB, 23. maddenin, 3. fıkrası 3003/L-2012 sayılı Çalışma Yasası, 20, 28, 30 ve 32. maddeler 27HAK, 37 kamu kurumlarının gözardı etmelerinden istifade edilmektedir. HAK temsilcisi Çalışma Müfettişliği temsilcileriyle yaptığı görüşmede gelecekte bu tür durumların yaşanmaması için özel şirketlere karşı tedbir alınmasını talep etmiştir. Halkın Avukatı insan onuru ve haklarının çiğnenmesini önleme amacıyla pratik ve etkin bir yaklaşım yapması konusunda kararlıdır. Bu nedenle, Kosova’da özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin düzenli ziyaretleri ve Priştine’deki yaşlı ve aile bakımına muhtaç insanların yaşadığı yerlerin (huzur evlerinin) periyodik ziyaretler onun çalışmalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu ziyaretler o yerlerde Kosova’da uygulanmakta olan ve uluslararası standartlara uygun olan insan onurunun korunması ve saygı gösterilmesine yönelik hizmet etmektedir. Özel bir kaygıyı ise yoksulluk içinde yaşayan insanların, ailelerin onurunun korunması teşkil eder. İstatistiklere göre Kosova’da insanların %29,7 genel yoksulluk içinde yaşamaktadırlar, oysa aşırı yoksulluk içinde yaklaşık %10,2 yaşamaktadır.31 Buna dayanarak zor ekonomik şartlar altında yaşam Kosova toplumunda bu kategori için onurlu bir yaşam için çok arzulanan bir şey olarak kalmaktadır. 2.2.2. Kişisel bütünlük Kişisel Bütünlük hakkına gelince, HAK aynı şekilde konuyla ilgili birkaç şikâyet kabul etmiştir. Bir bayan şikâyetçinin vakası tipiktir. O Kosova’daki özel hastanelerden birinde sağlık ziyaretlerinde şüpheli bir durumda kendi arzusu olmadan ameliyat edilmiştir,32 bu şekilde kendi iradesi dışında tıbbi tedaviye tabi tutulmama hakkının ihlali yapılmıştır.33 Halkın Avukatı, Kosova Cumhuriyeti Anayasasına dayanarak herkesin üreme ilgili kararları, vücudu üzerinde kontrol sahibi olma, kendi iradesi dışında kendi sağlık muayenesinin yapılmaması ve kendi rızası olmadan tıbbi veya bilimsel deneylerin bir parçası olmama hakkının var olduğunu yinelemektedir. AİHM de vurgulamıştır ki kendi rızası olmadan tıbbi tedavi için bir kişiyi zorlanması onun bütünlüğünü ihlal etmek demektir.34 İnsan onurunun ve bütünlüğü ihlal edilen en sık ve en olası mağdurları Emekliler, engelliler, ekonomik ve sosyal yönden ağır durumda olan yoksul kişiler ve çocuklar, çocuklar, bayanlar, azınlık toplumlarına ait kişiler vb. gibiler genellikle nüfusun en savunmasız sınıflarında yer alan insanlardır. Halkın Avukatı, daha önceki raporlarda olduğu gibi bu raporlama döneminde de Kosova emeklilerin özel ilgi durumunun olduğunu yeniden hatırlatır. HAK’na sunulan şikâyetlere bakıldığında konunun ağır olduğu görülmektedir. Kosova emeklilerinin devletten aldıkları emeklilik maaşları, onların çalışmaları ve yasalarla düzenlenen haklarından ziyade hala daha çok bir sosyal yardıma andırmaktadır. Kosova emeklilerin toplum için yıllarca sarf ettikleri katkılara dönük aldıkları mali ve maddi tazminat, aynı zamanda sosyal yardım alanlar ve yoksulluk içinde yaşayan çocuklar Kosova'nın bu sınıflar için onurlu bir yaşam sağlamamaktadır.35 31Kosova İstatistik Kurumu (KİK), 12.12.2014’te http://esk.rks-gov.net’te yayımlanan 2014 yılı Kosova Cumhuriyeti İstatistik Yıllığı, 2014. 32HAK, A. nr. 310/2014 vakası 33Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 26. maddenin 3. fıkrası. 34AİHM, Glass v. United Kingdom, Application no. 61827/00, Judgment, 09.03.2004, http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx?i=001-61663 (09.12.2014) yayınlanmıştır. 35HAK, 2013 Yıllık Rapor, s. 27 ve 110. 38 Aynı şekilde vatandaşların ve Kosova Cumhuriyeti kurumlarının karşılaştıkları zorluklar hala engelli kişileri insan onurunun korunmasıdır. Daha önceki raporlarda olduğu gibi HAK, bu raporlama dönemi süresince da Kosova Cumhuriyeti’nde bu sınıfın durumu iyileşmeler olmadan son derece zor olmaya devam ettiğini hatırlatır ve yineler. Halkın Avukatını özellikle endişe eden durum birinci amacının bu sınıfta yer alan insanlarının ayrımcılığı hafifletmesi amacını taşıyan özellikle hukuki altyapının uygulanmayışıdır.36 İnsan hakları ihlali, onur ve kişisel bütünlüğün ihlali kişinin kendi haklarını koruma, talep etme ve onun için savaşma konusunda güçsüz olduğu durumlardaki gibi daha çok birey için olumsuz durumlarda meydana gelir. Halkın Avukatı’na göre Devletin yükümlülüğü yalnızca insan onuru ve onun kişisel bütünlük dokunulmazlığı anayasa garantisi altına almak olmadığını düşünmektedir. Bu, demokratik bir toplumda sadece iyi bir girişimdir, ama yeterli değildir. Demek ki devletin yükümlülüğü her tür araç ve her tür ortamda insan onuruna saygıyı sağlaması ve onu korunmasıdır. 2.3. Özgürlük ve güvenlik hakkı Bu hak Kosova Cumhuriyeti Anayasası37 ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme38 ve AİHS 39 gibi diğer uluslararası belgelerle garanti edilmektedir. AİHM, AİHS’nin 5. maddesinin önemi ve amacını belirtmiştir.40 AİHM bu maddeyi, belirli bireyin fiziksel güvenliğini koruyan temel haklardan birinci sıraya koymuştur. Bu mahkemeye göre bu maddenin esas amacı keyfi ve haksız olarak yapılan özgürlükten yoksun bırakmanın önlenmesidir.41 Halkın Avukatı’na, bu dönem süresince keyfi ve hukuka aykırı olarak yapılan özgürlükten yoksun bırakma şikâyetler gelmemiştir. HAK temsilcileri cezaevlerine, tutuklama merkezlerine ve polis karakollarındaki gözaltı merkezlerinde bir dizi ziyaretler yapmışlardır. Gözaltına alınan kişilerle yapılan görüşmelerin birkaçında kişiler Tutuklama kararları, kesinleşmiş bir karar verilinceye kadar yargı davalarının gecikmeleri referans alarak kendi hak ve özgürlüklerinin çiğnendiği iddialarında bulunmuşlardır. HAK tarafından soruşturulan ve takip edilen vakalarda referans tutukluluk süreleridir. Bu durumlarda tutukluluk hali 4 (dört) yıl sürmektedir ve bunlar bu raporlama anına kadar hala yetkili mahkemelerce ele alınmaktadırlar.42 Halkın Avukatı, adaletin etkin yönetimi görev ve yetkili makamların sorumluluğunda olduğunu yineler, bu da belli durumlarda sanık olan kişinin tutukluluk halinin yasal süreyi aşmamasını temin eder. Tutukluluk süresi insan hak ve özgürlüklerini konu eden yerel ve uluslararası belgelerle tam bir uyum içinde olması gerektiğini yineler. 36Aynı yerde, s. 27. Cumhuriyeti Anayasası, 29. madde. 38Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, 9. madde. 39AİHS, 5. madde. 40AİHM, McKAY v. The United Kingdom, Application no. 543/03, Judgment, 3 October 2006, http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx#{%22dmdocnumber%22:[%22808945%22],%2 2itemid%22:[%22001-77177%22]} (08.12.2014) yayınlanmıştır. 41Aynı yerde. 42HAK, A. nr. 442/2014 ve A. nr. 197/2013 vakaları. 37Kosova 39 Halkın Avukatı tutuklama tedbiri sadece böyle bir şeyin gerekli olduğu durumlarda alınması gerektiğini, oysa tutuklama kararı açıkça yasal dayanağı olması gerektiğini yinelemektedir; çünkü bu tür bir gerekçe sanık için önemlidir, öyle ki o bununla hakkı olan alınan karara karşı gelebilir. Bu talep AİHM kararı ile uyuşmaktadır ki bu kararda denmiştir ki her vakada tutuklama tedbirirnin verilmesine ilişkin yasal dayanağın açık olması gerektiğini ve mahkemelerin bu tür tedbiri gerekçelendirmeleri gerektiğini vurgulamaktadır.43 Aynı şekilde, onların sorumluluğu altında olan ve gözaltı, tutuklama ve cezaevlerinde tutulan kişilerin güvenliğini garanti altına alma sorumluluğu yetkili mercilerindir. Bu raporlama dönemi süresince Dubrava Islah Merkezi (IM)’nde mahkûm olan bir kişi kaldığı hücrede tecavüze uğradı.44 Halkın Avukatı yetkili mercileri onların sorumluluğu altında olan kişilerin güvenliğini garanti altına alma konusunu yineler. Oysa bu durumlarda olayların açığa kavuşması için etkili ve bağımsız soruşturmaların yapılması mecburidir Öneriler: Kosova Yargı Kurulu, tutukluluk gecikmelerinin önlenmesi ve tutukluluk vakalarının makul bir süre içinde ele alınmasını sağlama amacıyla adaletin etkin yönetimini sağlamak için gerekli önlemleri alması, Adalet Bakanlığı, daha doğrusu Kosova Islah Hizmeti (KIH), yasal yükümlülüklerine dayanarak gözaltı merkezlerinde, tutuklama yerlerinde ve cezaevlerinde bulunan ve onların sorumluluğu altındaki kişilerin güvenliği sağlamak için gerekli tüm önlemeleri alması 2.4. İşkencenin durdurulması 2.4.1. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin kaldıkları yerlerin ziyaretleri Halkın Avukatı 2014 yılında anayasal ve yasal yetkiler uyarınca işkencenin önlenmesi için,45 tüm ıslah ve tutuklama merkezlerini, aynı zamanda özgürlüğün kısıtlı olduğu yerleri aylık düzenli ziyaretlerde bulunmuştur HAK ruh sağlığı ve sosyal bakım kurumlarını, aynı şekilde İltica Merkezi’ni ziyaret etmiştir.46 Bu yerler özgürlükten yoksun bırakılma klasik yerlerini temsil etmemektedirler, ancak HAK bu yerleri İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Durumlara Karşı Sözleşmesinin Ek İhtiyari Protokolü (İZİADKS)’nün 3. maddesinin 20. fıkrasından doğan yetkilerine uygun olarak yapmaktadır.47 43AİHM, Danalchi v. The Republic of Moldova, Application no. 25664/09, Judgment, 17.12.2013, http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx?i=001-126353#{%22itemid%22:[%22001126353%22]} (8.12. 2014) yayınlanmıştır. 44HAK, vaka re’sen A. nr. 422/2014. 45Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 27. madde ”Hiçkimse işkenceye, zulme, insanlık dışı muameleye ve aşağılanmaya tabi olamaz.” 46Halkın Avuukatı Uluslararası Mülteci Günü’nde 20.06.2014 tarihinde İltica ve Mülteci yerini ziyaret etmiştir. Bu merkezde 9 kişi vardı. Bu merkez sığınmacılar için en yüksek Avrupa standartlarını karşılamaktadır. 47İZİADKS BM 57. Genel Kurulu’nda 18.10.2002’de A/RES/57/199 yasa tasarısıyla kabul edilmiştir ve yürürlüğe 22.06.2006 tarihinde girmiştir. 40 Bu kurumlardaki ziyaretler müdürlükler ve çalışanlar işbirliği neticesinde gerçekleşir. Oysa HAK yetkilileri kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişileri tutuldukları tüm alanlara herhangi bir erişim engeli yoktu; aynı şekilde temaslarda bulunacak kişileri seçerken tam bir özgürlüğü vardı. 2.4.2. Kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin şikâyetleri HAK 2014 yılı süresince dolaşım özgürlüğü kısıtlı olan cezaevleri, gözaltı ve tutuklama merkezleri ve diğer kurumlarda toplam 161 izleme ziyareti gerçekleştirmiştir. Şikâyetler bu merkezlerde yerleştirilen kutulardan, posta, telefon çağrıları, ailelerinden, avukatlarından veya o kurumlarda çalışan sosyal işçileri aracılığıyla alınmışlardır. Acil nitelikteki şikâyetler, çoğunlukla posta veya telefon aracılığıyla ya da doğrudan ıslah merkezinin yönetimi aracılığıyla hemen işleme alınır. Şikâyet kutularının açılmaları bu kurumlarda yapılan düzenli ziyaretler esnasında olur. Kabul edilen şikâyetleri çoğu genellikle mahkeme kararlarına, Şartlı Tahliye Masası (ŞTM)’na, sağlık tedavisine, hafta sonu izinlerinin verilmemesine, nakillere, iadelere yöneliktir 2.4.3. Şartlı tahliye ŞTM, şartlı tahliye olma hakkını elde eden kişilerin başvurularını ele almaya devam etmiştir. HAK’nun genel endişesi bu Masanın devamlı üç ve dörtte birinin yedek olmasıyla ilgilidir48 ve çıkar çatışması nedeniyle bu masanın belli üyelerinin hem yargıç ve hem de savcı dışlanması gerektiği durumlarla karşı karşıya gelmesinin kaydedilmesinden sonra bu endişenin doğru olduğu ispatlanmıştır. Bu nedenle çıkar çatışması söz konusu olduğunda pasif denilen başka üyelerin atanmasına karar verilmiştir.49 ŞTM 34 duruşma yapmıştır ve bu esnada ıslah merkezlerinden gelen listeye göre belirlenmiş 234 vakayı soruşturmuştur. ŞTM tarafından bu dönem süresince 56 kişinin şartlı tahliyesini gerçekleştirmiştir; oysa Kosova Şartlı Tahliye Hizmeti (KŞTH)’nin gözetimi altında 88 vakanın cezaevinden şartlı tahliyesi vardı, bunlardan 32 tanesi geçen yıllardan aksamıştır. Bu vakalardan ikisi kadındı ve bunlardan biri denetimi (bakımı) başarıyla tamamlamıştır, oysa diğeri hala denetim programındadır. 2014 yılında toplam sayıdan 36 kişi başarıyla gözetimi tamamlamıştır, oysa 50 kişi hala KŞTH’nın gözetimi altındadır. Raporlama yılı süresince 2 vakada gözetim sorumluluklarını başarılı bir şekilde uymamışlardır ve bunun için ŞTM şartlı tahliye kararını iptal etmiştir. Tahliye Sonrası İlgilenme Programı‘nda 38 reşit olmayan kişi yer almıştır. Bunlardan 11’i 48HAK, 2013 Yıllık Rapor. Şartlı Tahliye Masası’nın örgütlenmeyi ve idaresini düzenleyen 01/39 sayılı Yönetmeliğin 22. maddesine dayanarak 01/196 sayılı 14.05.2014 tarihli kararıyla yedek yönetimi atamıştır, ancak bu sadece başkanın duruşmadan uzaklaştırılması durumları içindir. Aynı şekilde KYK Şartlı Tahliye Masası’nın örgütlenmeyi ve idaresini düzenleyen 01/39 sayılı Yönetmeliğin 22. maddesine dayanarak 129 sayılı 16.09.2014 tarihli kararıyla yedek yönetimi atamıştır, ancak bu sadece iki üyenin duruşmadan uzaklaştırılması durumları içindir. 49KYK, 41 geçmiş yıllardan gelmiştir. Bu sayıdan 17’si programı başarıyla tamamlamıştır, oysa diğer 21’i için denetim devam edilmektedir.50 HAK bu yıl süresince çok az salıverme, alınan kararın zamanında bildirilmemesi, kararların düzenleyişleri, yeterli reddedilme gerekçelerin olmayışı gibi konuları içeren ŞTM kararlarına karşı yapılan büyük sayıda şikâyetler kabul etmiştir. Tüm bunlar görüldüğü kadarıyla mahkûmlar arasında hoşnutsuzluklar yaratmıştır ve bu sebeple 93 hükümlü tarafından imzalanmış dilekçeye istinaden HAK sunulan şikâyeti soruşturulmasını açmıştır. Şikâyetle ilgili ŞTM’nın gözetimini yapan KYK’na yazılı yönlenmiştir.51 HAK aynı şekilde ŞTM’ye karşı başka 63 hükümlü tarafından imzalanmış dilekçenin de soruşturmasını açmıştır.52 Hükümlüler, Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası (KCCY)’nun 3. maddesinde yer alan ve daha elverişli hükümleri içeren haklarının çiğnendiği53 konusunda şikâyette bulunmaktadır. Şikâyetçiler KCCK’nun 2013’te yürürlüğe girmesinden önce yasalarla mahkûm edildiklerini iddia etmektedirler,54 bununla onların Masanın şartlı tahliye edilmesi sırasına girme hakkının çiğnendiği söz konusudur, çünkü onlar cezalarının yarısını zaten çekmişlerdir ve bu da hüküm giydikleri dönemde bu şekilde öngörülmüştü.55 2.4.4. Sağlık Hizmetleri AB’nin desteği ile Kosova Adli Psikiyatri Enstitüsü (KAPE)’nün açılışı gerçekleşmiştir.56 Burada farklı cezai suçları işleyen kişiler ve adli – psikiyatrik inceleme dışında bu enstitüde farklı tedavilere de ihtiyacı olan kişiler tutulacaktır. Bu enstitü 36 yatak kapasitelidir ve bunlardan 12’si adli – psikiyatrik inceleme içindir, oysa kalan 24’ü zorunlu tedavi içindir. Burada toplamda 12 kişi yerleştirilmiştir, bunlardan 6’sı değerlendirme ünitesinde diğer 6’sı ise zorunlu tedavi ünitesindedir.57 Bu Enstitüye yerleştirilen kişiler mahkeme kararına istinaden gelirler ve ister kendisine, ister de işçilere zarar verebilecekleri için güvenliği sağlamak için gardiyanlar temin edilmiştir. KAPE şu anda Üniversite Klinik Hastanesi Hizmeti altında hizmet vermektedir, ancak Enstitünün Sağlık Bakanlığı bünyesine geçme yönünde çalışmalar sürdürülmektedir. 50HAK bilgileri KŞTH Tedbirler ve Alternatif Yaptırımların Bölümü yöneticisi Sayın Armend Mustafa’dan temin etmiştir. 51HAK, A. nr. 443/2014 vakası. 52HAK, A. nr. 553/2014 vakası 5304/L-082 sayılı Kosova Ceza Yasası, 01.01. 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve 3. maddesinin 2. fıkrası der ki: “eğer yürürlükteki yasa kesinleşmiş karardan önce değişirse, o zaman suçu işleyene karşı daha uygun olanı uygulanır.” 54Aynı yerde, 94. maddenin 2. fıkrası der ki: “En az 5 (beş) yıl hapis cezası öngörülen cezadan hüküm giymiş kişi, verilen cezanın üçte ikisini yapmış olması durumunda şartlı tahliye edilebilir […]”. 552003/25 sayılı Kosova Geçici Ceza Yasası, 80. maddenin 2. fıkrası der ki: “Hüküm giymiş ve hapis cezasının yarısını yapmış olan kişi şartlı tahliye edilebilir ve hapis cezasından serbest kalabilir, ancak kendisi cezanın bitmesinden önce başka cezai suç işlememsi durumunda geçerlidir.” 5613.05.2014’te KAPE’nin açılışı yapılmıştır, oysa uzman kadornun tamamlanması 04.08.2014’te başlamıştır ve bu kişiler gerekli tüm eğitimlerini tamamlamışlardır ve çalışmak için hazırdırlar. 5727.10.2014’te Halkın Avukatı KAPE’nü ziyaret etmiştir ve oranın müdürü olan Sayıın Gani Halilaj ile görüşmüştür. KAPE’nün binası hastaların barınma ve tedavisiyle ilgili en yüksek Avrupa standartlarını karşılamktadır. 42 Raporlama dönemi süresince Adalet Bakanlığı (AB)’ndan Sağlık Bakanlığı (SB)’na sorumlulukların devri için anlaşmanın uygulanmasını başlamıştır.58 Cezaevlerinde Sağlık Hizmetlerinin İşlevi ile ilgili İdari Yönerge çıkmıştır,59 aynı zamanda protokollerin hazırlanması üzerinde çalışılıyor ki bu da AB2Dan SB’na naklin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için temel unsurdur. Tutulan yerlerde işkence ve kötü muamelenin engellenmesi ve belgelenmesi için bir belge olan İstanbul Protokolü Bütünleşmesi, Danimarka (Dignity Institute) ile KİMRM anlaşma neticesinde İÖUM’nı Enstitülerini gelişmesini sağlamaktadır.60 Raporlamayı kapsayan bu dönem süresince planlanan bütün tedarikler için (ilaç, ofis, temizlik malzemeleri vb) sözleşmeler tamamlanmıştır. İşçilerin Sağlık Bilgi Sistemi eğitimi tamamlanmıştır, aynı zamanda gerçekleşen oranda ödenecek olan danışmanlar konusu da düzenlenmiştir.61 Aynı zamanda 11 sağlık çalışanı (2 doktor, 6 hemşire, 1 psikolog, 1 stomatolog ve yarı gün çalışacak olan 1 psikiyatır) olan Yakova’daki Yüksek Gübvenlikli Cezaevi YGC) Sağlık Merkezi de işlevselleştirilmiştir. Tüm sağlık enstitüleri zinciri içinde mahkûm hastalarla çalışılması bBilgi Genelgesi ile düzenlenmiştir.62 Oysa KÜKM’nde güvenli odaların işlev görmemesi endişe vericidir. Buna rağmen HAK, ilaç eksikliği, uygun olmayan barınma ve sağlık ile ilgili diğer konularda şikâyetleri içeren ve ıslah kurumlarında sağlıkla ilgili olan belli sayıda şikâyet kabul etmiştir. Şikâyetlerin tümüyle ilgili HAK vakalarla ilgili soruşturma başlatmıştır ve sorumlu kurumlardan yasalara göre gerekli olan ilaçları temin etmesi talebinde bulunmuştur.63 2.4.5. Aşırı kalabalık Daha önceki yıllık raporlarda da Halkın Avukatı devamlı olarak kişilerin özgürlüklerinden yoksun tutulduğu merkezlerdeki aşırı kalabalık sorununu ön plana çıkarmıştır ve kurumlardan önlenmesini talep etmiştir. YGC64 ve KAPE’nin açılması aşırı kalabalığın azalmasına etki 13.06.2013’te SB ile AB arasında, AB’dan SB’na sorumlulukların devri ve ıslah kurumlarında sağlık hizmetlerinin sağlanmasını kapsayan İşbirliği Sözleşmesi imzalnmıştır. 59 Kosova Cumhuriyeti Hükümeti’nin 201. toplantısında 22.10.2014 tarihli 02/201 sayılı karar ile kabul edilen 05/2014 sayılı İdari Yönerge. 60“ Danish NPM/Dignity Institute’den olan Jens Modvig ile işbirlik içinde 11.12.2014’te “Cezaevi sağlık personeli için İstanbul Protokolü bütünleşme” konulu Çalıştayda KİMRM icra müdürü Sayın Feride Rushiti ile yapılan görüşme. 61 Cezaevleri Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Sayın Milazim Gjocaj ile 11.12.2014’te gerçekleşen görüşme. 62 Kamu sağlık kuruluşlarında mahkûm hastaların tedavisi ile ilgili olan 27.11.2013 tarihli 03/2013 sayılı Bilgi Genelgesi. 63HAK, vaka A. nr. 420/2014, 16.12.2014 tarihli Dubrava Cezaevine karşı mahkûmun eşi tarafından sunulan ve eşinin Dubrava Cezaevi’nde gerekli ilaçlarla tedavi edilmediği ve onun hayatının tehlike altında olduğunu iddiasını taşıyan şikâyet. Mahkûm kalp damar ameliyatı geçirdikten sonra kalp hastasıdır. 17.09.2014’te cezaevi müdürlüğü elmek ve telefon aracılığıyla konuyla ilgili ve mahkûmun eşinin endişesi konusunda bilgilendirilmiştir. Aynı gün mahkûmun sağlık durumunun kötüleşmesi neticesinde mahkûm İpek Bölge Hastanesine tedavi için sevk edilmiştir. 19.09.2014’te HAK temsilcileri İpek Hastanesi’nde olan mahkûmu ziyaret etmişler ve nöbetçi doktor kendilerine mahkûmun sağlık durumunun çok ağır olduğunu ve uygun bir tedaviye ihtiyaç olduğunu söylemiştir. Bütün bunlar cezaevi müdürlüğüne aktarılmıştır ve onlar da mahkûmun tedavisi için hastaneye yatırılacağı söz verilmiştir. 25.09.2014’te HAK’una mahkûmun cezaevi hastanesine yerleştirildiği ve İpek Hastane’si doktorlarının önerilerinin tatbik edildiği iletilmiştir. 01.10.2014’te HAK temsilcileri mahkûmu cezaevinde ziyaret etmişlerdir ve mahkûm kendilerine cezaevi sağlık çalışanları tarafından kendisine yapılan muamele konunda memnun olduğunu söylemiştir. 6418.12.2013’te Poduyeva’ya bağlı Gırdovça’da YGC’nin açılışı yapıldı. 58 43 etmiştir. Buna rağmen birçok ıslah evinde yapılan tadilat çalışmaları ve Priştine’de ve Gilan’da Tutuklama Merkezlerinindeki (TM) çalışmaların tamamlanmaması aşırı kalabalığın bu yılki raporlamanın da rahatsız edici unsuru olmasını sağlamıştır. Raporlama döneminde ıslav merkezlerindeki nüfus durumu şöyleydi: - Dubrava Islah Merkezi (IM), konaklama için yüksek kapasiteli merkezlerinden biri olarak bu yıl da aşırı kalabalık sorunuyla karşılaşmıştır. Bunun böyle olmasının sebebi yapılan tadilatlar ve bazı koğuşlarda, örneğin yüksek tehlikeli kişilerin tutulduğu 8. koğuşta diğer mahkûmların yerleştirilmeleri mümkün olmamıştır. - Lipyan IM’nin O koğuşunu tadilattan geçirmektedir ki bu koğuşta daha önce kadınlar kalmıştır, oysa şimsi ihlal edenlerin koğuşunda kalmaktadırlar. Orada 43 kadın vardır, bunlardan ikisi yetişkin değildir.65 Diğer koğuşlarda 45 yetişkin olmayan kişi vardır. İhlal suçlusu olan dokuz kişi çalışmaları için tutulmuşlardır, diğerleri ise diğer merkezlere nakledilmişlerdir.66 - Yarı açık tipinde olan Smrekoniça’daki IM’nin koğuşlarda 200 kişi, kabul veya öyle denilen geçiş odalarında 16 kişi kalabilecek kapasitededir. Burada 201 kişi vardır.67 - Gırdovça YGC’nin 390 kişilik kapasitesi vardır ve ilk mahkûm kabulünü 31.05.2014’te yapmıştır, oysa şu anda 82 mahkûmu vardır.68 - Lipjan’daki TM’nin 170 kişilik kapasitesi vardır. Binanın B ve C tarafları iki aydan fazla tadilattadır ve bu da 96 kişiden ibaret aşırı kalabalığı olmasına sebebiyet vermiştir.69 - Mitroviça’daki TM’nin 55 kişilik kapasitesi vardır ve burada 39 kişi bulunmaktadır. - Prizren’deki TM’nin 92 kişilik kapasitesi vardır, şu anda 97 kişi mevcuttur; oysa bazı tadilatları ve badanayı son zamanlarda tamamlanmıştır.70 - İpek’teki TM’nin 80 kişilik kapasitesi vardır, artı 6 yalnızlık koğuşu vardır. Burada 71 mahkûm yatmaktadır, artı 1 kişi KAPE’ne gönderilmiştir. Bu merkezin banyosunda bazı çalışmalar yapılmaktadır ki bu çalışmalar merkezin işleyişine engel teşkil etmemektedir, ancak merkezde kişiler ve çalışanlar için çok az doğal ışık var olduğu için bu merkez şartları yerine getirmemektedir.71 - Gilan’daki TM’nin 94 kişilik kapasitesi vardır, oysa burada 84 kişi bulunmaktadır. HAK Gilan’daki TM için yeni bir merkezin inşası gerektiğini sürekli dile getirmiştir. Bu raporlama yılında bu merkezin kaba inşaatının bitmek üzere olduğu bilgisi ulaştı.72 - Priştine’deki TM’nin 65 kişilik kapasitesi vardır, oysa burada 674 kişi bulunmaktadır. Yeni bir tutuklama merkezinin inşaatı başlamıştır ve raporlama yılının sonuna kadar kaba inşaatının tamamlanması beklenilmektedir.73 65Yetişkin olamayanlar yetişkin olanalarla aynı yerde yerleştirilmişlerdir ki bu da insan hakları ve 04/L-149 sayılı Ceza Yaptırımları Yürütme Yasa’nın ihlalini oluşturmaktadır. Bu yasanın 33. maddesinin 6. fıkrasında der ki: “yetişkin kişiler ıslak kurumlarına ya da yetişkin olmayanların kaldığı ıslah kurumunun kısmına yerleştirilemezler.” 66HAK verileri Lipyan’daki IM müdürü Sayın Heset Loku’dan 15.12.2014’te temin etmiştir. 67HAK verileri Smrekoniça’daki IM müdürü Sayın Xhevdet Maçastena’dan 15.12.2014’te temin etmiştir. 68HAK verileri YGC müdürü Sayın Rasim Selmanaj’dan 15.12.2014’te temin etmiştir. 69HAK verileri Lipyan’daki TM müdürü Sayın Arif Beqa’dan 15.12.2014’te temin etmiştir. 70HAK verileri Prizren’deki TM müdürü Sayın Ilir Gutaj’dan 15.12.2014’te temin etmiştir. 71HAK verileri i İpek’teki TM müdürü Sayın Isuf Ibërdemaj’dan 15.12.2014’te temin etmiştir. 72HAK verileri Gilan’daki TM müdürü Sayın Shefik Sylejmani’den 15.12.2014’te temin etmiştir. 73HAK verileri Priştine’deki TM müdürü Sayın Besa Sahiti’den 15.12.2014’te temin etmiştir. 44 Mahkûmların aşırı kalabalıklaşması ve sistmeleşmesi HAK için devamlı endişe yaratmıştır. Halkın Avukatı Yasası’nın 15. maddesinin 3. fıkrasına istinaden,74 HAK Dubrava Cezaevi’nde bir intihar ve bir tecavüzün meydana geldiğine dair medyadaki haberlere dayanarak soruşturma başlatmıştır.75 İntihar vakasıyla ilgili HAK 24.09.2014’te Dubrava Cezaevi’ne bir ziyarette bulunmuştur ve cezaevi yöneticileriyle görüşmüş ve kaldığı odanın banyosunda 19.09.2014’te intihar eden kişinin odasında olan mahkûmlarla görüşme yapmıştır. HAK aynı zamanda mağduru, daha doğrusu odasında olan diğer mahkûmlar tarafından saldırıya uğrayan tecavüz mağdurunu ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında HAK Dubrava Hastanesi hekimiyle de görüşmüştür. HAK’na vakayla ilgili İpek Asliye Savcılığı tarafından soruşturmanın devam ettiği ve vakayla ilgili adli muayene talep ettiği söylenilmiştir. Aynı şekilde KIH iki özel komisyon kurmuştur ve onlar vakayla ilgili soruşturmalarını sürdürmektedirler. Soruşturmanın somnuçları ile ilgili HAK bilgilendirilecektir.76 Islah merkezlerinde mahkûmların yerleştirilmeleri esnasında sistematizasyonların yapılmaması Halkın Avukatı’nı endişelendirmektedir. Bu durum sadece olumsuz sonuçların doğmasına neden olmaz, aynı zamanda ülke ve uluslarrası yasalarla temin altına alınmış insan haklarının çiğnenmesini de teşkil eder, ayrıva HAK tarafından devamlı tekrarlanan önerilerden biridir. Bahsedile vaka –tecavüz mağduru sadece 20 günlük hapis cezasıyla cezalandırılmış olmasına rağmen daha çok ceza alan ve uzun zaman yatacakların (3, 6 ve 17 yıl) odasına yerleştirlmiştir. HAK, sistematikleşme ve mahkûmların yerleştirilmesi ölçütlerine saygı gösterilmemesi Ceza Yaptırımlar İnfazı Hakkında Yasa ile de öngörülen insan haklarının ihlalini teşkil ettiğini değerlendirmesinde bulunmaktadır.77 2.4.6. Ruh sağlığı kurumları Şu anda Kosova’da zihinsel engellilerin yerleşimine yönelik olan 16 kurum mevcuttur. Bu kurumlarda kronik psikiyatrik hastalar bulunmaktadır.78 Bu kurumlar SB tarafından, zeka geriliği ya da gelişme gecikmesi olan kişilerin yerleştirilmeleri için tasarlanmış kurumlar ÇSGB tarafından yönetilir.79 Kişilerin bu kurumlara yerleştirlmeleri konusunu düzenleyen ve bu 74Halkın Avukatı ile ilgili Nr. 03/L-195 sayılı yasa, 15. maddenin 3. fıkrası der ki: “Halkın Avukatı, eğer başvurudan ya da başka bir şekilde Kosova kurumları tarafından insan hak ve özgürlüklerini ihlal edildiği sonuçlarına yönelik değerlendirme, delil veya durumların kazanılmış ise, ister şikâyette bulunana şikâyete yanbıt vermek için veya kendi öncülüğüyle (re’sen) soruşturma yürütebilir.” 75HAK, vaka re’sen A. nr. 422/2014. 76HAK Cezaevleri Genel Müdürü Sayın Emrush Thaçi ile 16.12.2014’te görüşmüştür. 7704/L-149 sayılı Cezai Yaptırımların Uygulanması için Yasa, 33. maddesinin, 3. Fgıkrası der ki: “Kişilerin özel ıslah kurumlarına veya ıslah kurumunun özel birimine yerleştirilmeleri esnasında kişinin yaşı, cezanın türü ve ağırlığı, daha önce ceza alıp almadığı, onun ruh ve fizik sağlığı, özel tedavi talepleri, ailesininikamet ve yerleşim yeri, onun güvenliği, eğitimine ilişkin nedenler veya toplumsal yendien bütünleşmnesi için öenmli olabilecek işler ve Bakan tarafından çıkarılan tüzüğklerde belirlenen diğer ölçütler göz önünde bulundurulması gerekir.” 182. maddenin 1. fıkrası der ki: “kabahat ile ilgili cezalandırılan kişiler ıslah evlerinde tutuklu kişilerden ayrı olarak cezalarını yaparlar.” 78SB tarafından yönetilen kurumlar şunlardır: Ştime’deki Kronik Psikiyatrik Hastaların Bütünleşme ve Rehabilitasyon Merkezi, Bresye (Kosova Ovası)’deki, Ferizay’daki, Gilan’daki, Mitroviça’daki, Yakova’daki, İpek’teki ve Prizren’deki Entegre Toplum Evleri (ETE). 79ÇSGB tarafından yönetilen kurumlar şunlardır: Ştime’deki Özel Enstitü, Ştime’deki Zihinsel Engelliler için Topluluk Evi, Ştime’deki Zihinsel Engelliler için Çocuk Evi, Ferizay’daki, Kameniça’daki, Vıçıtırın’daki, Deçan’daki ve Graçaniça’daki Topluma Dayalı Evler (TDE), Priştine’deki Yaşlı ve Aile Bakımına Muhtaç Kişilerin Evi (Huzurev). 45 kişilerin özgürlüğünü kısıtlamanın şartlarını ve ölçütlerini düzenleyen yasa hala yoktur. Oysa bu sınıfı tanımlayan Ruğ Sağlığı Yasası hala Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilmemeiştir. Her ne kadar genel olarak altyapı düzenlenmesinde gelişmeler olmuş ise de ruh sağlığı kurumları, uzman çalışanlar eksikliği ve onların eğitimi eksikliği sorunlarıyla uğraşmaya devam etmektedir Ziyaretler esnasında elde edilen bilgilerden ve sonuçlardan yola çıkarak, Halkın Avukatı genel durumun iyileştirlmesi amacıyla tüm bu kurumlarda, AB, KİH, SB, ÇSGB’na önerilerde bulunmayı uygun buluyor ki bunlardan bazıları geçen yıllardakilerle aynıdır. Öneriler: Sağlık Bakanlığı Muayenesine ihtiyacı olan mahkûmların yerleşecekleri KÜKM’nde Güvenli Odaların inşaa edilmesi. Adalet Bakanlığı Yetişkin olmayan kızların Lipyan’daki IC yetişkin olan kızlardan ayrı bir yerde yerleştirlmeleri. Hükümlü ve gözaltında olan kişilerin eylemin tabiyatına ve tehlikesine göre ve bu kişilerin yaşına göre sınıflandırılmaları ve yerleştirlmelerini Gözaltında olan kişilerin kaldıkları kurumlardaki çalışanların (sosyal çalışanlar ve diğer çalışanlar için) insan hakları konusunda bilgi edilmelerine yönelik eğitilmeleri. Kosova Cumhuriyeti Meclisi Ruh Sağlığı Yasası’nın bir an önce kabul edilmesi. ŞTM, KIH ve KŞTH Daha iyi hizmetler sunabilme amacıyla ŞTM ile KIH ve KŞTH çalaışanları arasında ortak çalışma örgütlenmelerini yaparak işbirliğinin güçlendirilmesi Gözaltına alınanlara kendi hak ve görevleri hakkında, aynı zamanda şikâyetlerini sunma şekli konusunda bilgilendirilsinler. Ruh Sağlığı Kurumu’nda uzman çalışanların sayısının artırılması ve gerekli eğitimlerin sunulması. 2.4.7. İşkenceyi önleme ulusal mekanizma çalışma grubu Çalışma Grubu80 özgürlüklerden yoksun bırakılan kişilerin bulundukları yerleri birlikte ve düzenli yapılan ziyaretleri gerçekleştirerek bu yılki raporlama yılında da işbirliğini sürdürmüştür. Çalışma yöntemi gereğince düzenli ziyaretler esnasında Çalışma Grubu başta kendi planıyla ilgili özgürlükten yoksun bırakma kurumunun yöneticisini bilgilendirir, oysa 80HAK, KİMRM ve İHÖKK 10.5.2011’de İşbirliği Sözleşmesini imzalamışlardır. Bu sözleşme ile Çalışma Grubu’nun oluşması öngörülmüştür ki bu grup İşkenceye Karşı Sözleşmesi İhtiyari Protokolünden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirecek ve Kosova’da İşkencenin Önlenmesi Mekanizmasının oluşması için lobi faaliyetlerini yapacaktır. 46 sonra bu kişilerin tutuldukları yerlerde incelemeler yapar, kayıtların kontrolünü yapar, aynı zamanda özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişlerle yetkililer olmadan doğruda ve bireysel görüşmeler gerçekleştirir. Çalışma Grubu, çalışmaları belirleme amacıyla, fonların temin edilmesi, etkinliklerin geliştirilmesi, eğitimlerin, seminerlerin ve konferansların yapılması, lobi cilik, savunuculuk vb. amaçlarla ortak toplantılar gerçekleştirmiştir. Çalışma Grubu AGİT ve Hollanda Helsinki Komitesi ile işbirliğini sürdürmektedir ki bunlarla “Cezaevi koşullarının geliştirilmesi ve hükümlü gençlerin bütünleşmesi” projesini geliştirnektedirler. Proje 2013 yılının sonunda başlamıştır, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya’da geliştirlmektedir ve 2016 yılının başında sonlanacaktır. Çalışma Grubu, bir kişinin ikamettinde kötü muamele ile ilgili medyada yer alan yayınlardan sonra 28.05.2014’te Ştime’deki Özel Kurum’a ziyarette bulunmuştur,81 Kurumun müdürü, medyada yer alan iddialardan sonra kendisinin adli incelemenin yapılmasını ve yetkili savcılık tarafından soruşturmanın gerçekleştirilmesini talep ettiğini82 ve bu vakanın aydınlığa kavuşma talebinde83 bulunduğunu belirtmiştir. HAK vakayla ilgili Ferizay Asliye Mahkemesi’sini belirlemiştir ve kendisine soruşturmanın açıldığını ve vakanın olağan soruşturma sürecinde olduğu bilgisini almıştır.84 23 ve 24 Haziran 2014’te Çalışma Grubu Dubrava ve Limpayndaki IM’de ikinci ziyaretini gerçekleştirmiştir, amacının ise geçen yılda sunulan önerilerin takibi ve bunun yanı sıra özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilere karşı yapılan muamelelerin incelenmesi idi. Rapor ziyaret edilen sorumlu kuruma ve ilgili bakanlığa yöneltilen önerileri içerir. 26.06.2014’te Çalışma Grubu medyaya bir basın toplantısı düzenledi ve burada raporda da yer alacak olan sonuçlar açıklandı. 29.10.2014’te Çalışma Grubu, Danimarka Dignity Institute İÖUM ile işbirliği ile KİMRM tarafından örgütlenen “Işkence ve insanlık dışı eylemlerin belgelenmesi temel ilkeleri” konulu eğitimi düzenledi- ki bu monitörleri saşlık çalışanları tarafından yapılan ihlallerin belirlenmesine hizmet eder. 16.12.2014’te Çalışma Grubu 2014 yılına ait son buluşmasını yaptı, amacı ise etkinliklerin ve gelecek yıl için çalışma planının kordinasyonuydu.85 2.5. Dolaşım Özgürlüğü Dolaşım özgürlüğü insanın temel haklarındandır ve kişinin herkesle eşit bir biçimde ülke sınırları içinde ve dışında serbest ve engelsiz dolaşımı anlamına gelir. Kosova Cumhuriyeti 81“Koha Ditore” Gazetesi 27.05.2014’te “Ştime’deki Özel Enstitüde’ki hastaların çalışanlar tarafından cinsel istismar edildikleri, dövüldükleri ve kötü muamele edildikleri şüphelenilmektedir” başlıklı makaleyi yayınlamıştır. ”. 8228.05.2015’te Kurumun Müdürü Sayın Xhemajl Dugolli ile yapılan görüşme. 8303/L-195 sayılı Halkın Avukatı yasa, 15 maddenin 8. fıkrası der ki: “Halkın Avukatı arabuluculuk ve uzlaştırma ile de yetkileri kullanır.” 8421.11.2014’te HAK temsilcileri Ferizay Asliye Mahkemesi Başkan Vekili Rasim Maloku ile görüşmüşlerdir. 85Görüşme AGİT desteği ile 16.12.2014’te Priştine’!de gerçekleşmiştir. 47 Anayasası, ülkenin tüm topraklarında. tüm ülke vatandaşlarına herhangi bir sınırlama olmaksızın ve herkese eşit olarak bu hakkı garanti eder.86 Bu raporlama dönemi içinde ülkenin bazı bölümlerinde (Kuzay Kosova’da) tüm etnik gerginlikler, tek tük olaylar, kışkırtmaları ve gözdağılar dolaşım özgürlüğü hakkının çiğnenmesine neden olmasına rağmen dolaşım özgürlüğüne bu raporlama dönemi süresince genellikle saygı gösterilmiştir. Muştişte ve Yakova’da olduğu gibi Sırpların hala serbest dolaşamadıkları, kendi mülkiyetlerini ve kutsal yerlerini ziyaret edemedikleri yerler mevcuttur.87 Bu yıl süresince özdellikler Klina ve İstok belediyelerinde geriye dönenlerin mülkiyetlerinin çalışnamssı ve yanması gibi bir dizi olaylar ve saldırılar olmuştur.88 Aynı şekilde bu yıl süresince Viti’de se saldırılar ve olaylar olmuştur ki bu olay ve saldırıların bazılarında Sırp topluluğuna ait kişilerde fiziki yaralanmalar olmuştur. Aynı zamanda Sırp Ortodoks Kilisesi )(SOK) rahiplerine karşı etnik kökene dayalı sözlü kışkırtmalarda bulunulmuştur..89 Aynı şekilde Rahovaç ve Kosova Ovası’ndaki Sırp toplumuna ait evlerin duvarlarının grafit yazmalar ile yapılan kışkırtmalar90 ve Deçan’daki Sırp Manastırı’nı ve İpek Patrikhanesi’ni hedef alan olaylar da endişe yaratmaktadır.91 Bu vakalarda Kosova Polisi müdahalede bulunmuştur, ancak HAK bunlardan herhangi birinin çözüldüğüne ve bunları yapanların adalet önüne çıkarıldığı konusunda herhangi bir bilgisi yoktur.92 Belediye yetkililerini teşvik etmek amacıyla Toplum Güvenliği Belediye Meclisleri (TGBM)’nin düzenli toplantılar yapmalarına rağmen (Kuzey Mitroviça, Leposaviç, Zubin Potok ve Zveçan hariç) ve Kosova Polisi ve sivil toplumlar ile yerel güvenlik konularında birlikte çalışmalarına rağmen bu raporlama döneminde de tatmin edici sonuçlar elde edilmemiştir.93 Halkın Avukatı, güvenlik konularında yetkili makamların yeterince tepki göstermediklerini saptamış ve şimdiye dek daha önce birkaç kez yaptığı gibi bu ve benzer olayların olumsuz olarak dolaşım özgürlüğüne etki ettiği hatırlatmaktadır. Öyle ki yetkili kurumlar Kosova genelinde dolaşım özgürlüğü sağlama amacıyla olayları durudurmaları ve önlemeleri, daha hızlı müdahale etmeleri, onların aydınlığa kavuşması için kararlı ve tutumlu olmaları ve bu tür eylemleri yapan faillerini cezalandırmaları konusunda daha fazla çaba göstermeleri gerekir. Kosova’da vatandaşların güvenliği ve hükümet kurumlarına karşı çok ihtiyaç duyulan güveni bina etme konusunda daha fazla çalışılması mecburidir. 86Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 35.1. maddesi der ki: “Kosova Cumhuriyeti vatandaşları ve Kosova Cumhuriyeti’nde yasal olarak ikamet eden yabancılar Kosova Cumhuriyetinde dolaşım ve ikamet seçim özgürlüğüne sahiptirler.” 03/L-034 sayılı Vatandaşlık Yasası, 02/L-121 sayılı Yerleşim ve İkamet Yasası, 03/L-126 sayılı Yabancılar Yasası, 19.06.2008’de 03/L-217 saylı Seyahat Belgeleri Yasası’nın Değişiklik ve Tamamlama Yapılmasına dair değiştirilmiş haliyle kabul edilen 03/L-037 sayılı Seyahat Belgeleri Yasası. 87TGDB ağ sayfasının Haberler kısmından alınan bilgiler http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,748 (15.12.2014). 88Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,802; http://www.mkk-ks.org/?page=3,12&offset=70 (15.12.2014). 89Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3 ; http://www.mkk-ks.org/?page=3,12&offset (15.12.2014). 90Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,798; http://www.mkk-ks.org/?page=3,12&offse (15.12.2014). 91Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,775 (15.12.2014). 92Aynı yerde, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,748 (15.12.2014). 93İdari yönergelerle öngörülen ve İçişleri Baknlığı (İB) ve Yerel Yönetimler İdaresi Bakanlığı (YYİB) tarafından tarafında kabul edilen danışma kuruluşları. 48 2.5.1. Dolaşım Özgürlüğü Anlaşmasının Uygulanması Kosova ile Sırbistan arasında yapılan diyalogun sonucunda varılan Serbest Dolaşım Anlaşması uyarınca, 94 raporun sunulduğu dönem süresince Kosova vatandaşları sadece nüfus cüzdanlarını kullanarak her iki ülkenin toprakları içinde veya iki ülke toprakları üzerinde serbestçe seyahat edebilmişlerdir, oysa 16 yaş altı çoıcuklar bunu sadece doğum belgesiyle yapmışlardır. Kosova vatandaşları hala Ökosova Cumhuriyeti pasaportlarını kullanarak bu ülkeye seyahat edememektedirler. Ancak Sözleşmenin yapıldığı günden üç buçuk yıl geçmesine rağmen bu raporun sonlandırıldığı tarihe kadar vatandaşlar Kosova’dan Sırbistan’a giriş ve tersine durumlarda araçları için farklı türdeki yüksek miktarda harçlar ödemişleridir. Halkın Avukatı, Kosova ile Sırbistan arasındaki anlaşmanın sonucu olarak araçları kullanan vatandaşların ödedikleri bu harçların bir an önce kaldırılması çağrısını yinelemktedir. 2.5.2. Kuzey Kosova’da Dolaşım Özgürlüğü Daha önceki yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da Kosova’nın Kuzey kısmında özellikle Arnavut sakinleri için, ancak diğer Sırp olmayan toplumlarına ait kişiler için dolaşım özgürlüğü ağır ve istikrarsız olmaya devam etmektedir. Kosova’nın Kuzey kısmında dolaşım özgürlüğü sınırlaması ve kötü güvenlik şartları 15 yıldır devam etmektedir ve bu da Kosova Cumhuriyeti’nin bu kısmında genel güvenlik istikrarı için ciddi sonuçlar yaratmaktadır. 2014 yılı süresince Kosova’nın Kuzeyinde dolaşım özgürlüğünü ara sıra olan bazı olaylar da etkilemiştir. Bu yıl süresince 8 patlama olmuştur (7 tanesi Mitroviça’nın Kuzey kesiminde askeri amaçlı patlayıcı maddelerle olmuştur, 1 tanesi de Zveçan’daki patlamadır). Bu patlamalar özel mülkiyetlere, araçlara ve şirketlere maddi hasarlar oyareattı. Aynı şekilde bu yıl süresince toplamda 5 etnik grup olayı oldu, bunlardan 4’ü Kuzey Mitroviça’da 1’i de Zveçan’daydı.95 Yuykarıda belirtilen olaylar dışında 19.05.2014’te bilinmeyen kişiler tarafından Kuzey Mitroviça’daki Madenciler Tepesi Mahallesinde bulunan “Aziz Sylejmani” İlköğretim Okulu sınıflarındaki tahtalara Sırp sembolleri yazarak zarar verilmiştir ve bunun sonucu olarak bu mahalede kendilerini güvensiz hissettikleri için ebeveynler ve çocuklar öğrenmeye devam etme yönünde isteksiz davranmışlardır.96 Bahsedilen okul Mitroviça’daki “Aziz Sulejmani” okulunun pararlel ayrı bir kısmı olarak 1999 yılından itibaren açıktır. Bu okul 2 konteynerden ibarettir ve birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar öğrenimini sürdüren toplamda 21 Arnavut öğrencisi vardır. Aynı şekilde bu yıl süresince kişiler ve örgütlenme grupları tarafından Mitroviça’nın Kuzey kısmında yer alan ve Arnavutlara ait olan topraklarda Arnavutların evlerişnin yeniden inşaasını yapmalarına karşı kışkırtmalar ve engellemeler devam etmiştir. Bunlardan biri 02.07.2014 tarihinde gerçekleşmiştir, öyle ki onlarca Sırp kişi Mitroviçanın Kuzeyinde bulunan “Kroi i Vitakut” Mahallesindeki Arnavutların evlerinin inşaasını engellemişler ve durudurmuşlardır, 94Kosova ile Sırbistan arasında yapılan Serbest Dolaşım Anlaşması 2011 yılının Temmuz ayında sağlanmıştır. Mitroviça Bölge Emniyet Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Sayın Besim Hoti’den 10.12.12014’te alınan bilgiler. 96“Aziz Sulejmani” Ortaokul Müdürü Sayın Flamur Gacaferri ile 20.05.2014’te yapılan görüşme. 95Kuzey 49 öyle ki bu mahalledeki Arnavutların kendi topraklarına dönmelerini ve evlerini inşa etmelerini imkânsızlaştırmışlardır. Kosova’nın bu kısmında hala üç barikat mevcuttur ve bunblar dolaşım özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Bunlardan ikisi Mitroviça’nın kuzey ve güney kesimleri birleştiren yoldadırlar ki bunlardan biri İbre Nehri’nin ana köprüsündedir, diğeri ise Mitroviça’nın kuzey kısmında bulunan teknik okulun yakınında “Knjaz Millosh” caddesindedir. Bu barikatlar Boşnak Mahallesi’nden Mütroviça’nın kuzey keısmına doğru olan dolaşımı engellemektedir. Üçüncü barikat Leposaviç’ten Mitroviça’ya olan çıkış yolunda, Vodiça olarak adlandırılan yerdedir.97 Kosova Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti 2013 yılında Komşuluk İlişkilerinin Normalleşmesi Anlaşmasını imzalamışlardır,98 bu da tüm barikatların kaldırılması ve dolaşım özgürlüğünün sağlanması anlamına gelir. 18.06.2014’te Sırp etnik grubuna ait olan bir grup vatandaş Kuzey Mitroviça’daki İbre Nehri üzerindeki ana köprüdeki barikatı uzaklaştırdılar; ancak sadece birkaç saat sonra çiçek ve çam ekili olan beton vazolardan oluşan başka bir barikat kurdular ve adını “Barış Parkı” koydular. Bu eylem Kuzey Mitroviça belediye başkanı (Kosova Cumhuriyeti kurumları tarafından ilk kez düzenlenen 2013 yılı belediye seçimlerinde seçildi) Sayın Goran Rakic tarafından örgütlendi ve orada Kosova Sırbistan Cumhuriyeti temsilcisi Curiç ve belediyenin o kesimine ait vatandaşla da mevcuttu. Onlar aynı şekilde “Car Lazar” olarak adlandırdıkları kordonu inşaa etmeye başladırlar ve bu vatandaşların dolaşım özgürlüklerini daha da kısıtladı. Bütün bunlar Kosova Polisi, EULEX mensupları ve diğer gözlemciler önünde gerçekleşti. “Barış Parkı”nın ve “Car Lazar” kordonunun inşaatına yönelik isyanın bir işareti olarak 10 ve 11 Temmuz 2014’te Mitroviça şehrinin iki ayrı yerinde “Boşnak Mahallesi”nde ve Suhodol Köyü’nün girişinde Arnavut vatandaşlar 1,5 metre çağındaki beton vazolar yerleştirerek yolları kapattılar ve bunlara “Sadem Yasşari” Kordonu ve “UÇK” Kordonu adını verdiler. Her ne kadar Kosova’da savaşın bitmesinden 15 yıl geçmesine rağmen Leposaviç’e bağlı Koştova, Çeraye ve Bistriça Köyleri vatandaşları için dolaşım özgürlüğü kısıtlı olmaya devam etmektedir. Tüm bunlara rağmen olumlu olan ve vurgulanması gereken şeyin bu yıl süresince herhangi bir olayın gerçekleştiğine dair kayıt yoktur ve bildirilmemiştir. Kosova Polisi’ne göre bu köylerdeki dolaşım özgürlüğü geçmişe nazaran daha iyidir.99 Genele bakıldığında çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu Zubin Potok, Leposaviç, Zveçan ve Kuzey Mitroviça gibi Kosova’nın tüm Kuzey kesimlerindeki belediyelerde güvenlik durumu ve dolaşım özgürlüğü hala iyi değildir ve siyasi durumlara bakılarak bazen de çok tehlikeli olabiliyor. Arnavut vatandaşlar dolaşım özgürlüğü konusunda hala zorluklar yaşamaktadırlar. Özellikle de Arnavut dilini kullanan kişiler veya bu kesimlerde RKS veya KS plakalı araçlarını kullanan kişiler için hala tehlike vardır. Tabi ki Brüksel’deki görüşmelerden sonra durumun az da olsa iyiye doğru gittiğini gösteren işaretler vardır, ama ne yazık ki, durum hala dengesizdir. Diğer tarafta araç plakaları ile ilgili yapılan Sözleşme hala Kosova’nın kuzeyinde uygulanmamaktadır.100 97Kuzey Mitroviça Bölge Emniyet Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Sayın Besim Hoti’den 10.12.12014’te alınan bilgiler. 9804/L-199 sayılı Kosova Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti ilişkilerin normalleşmesini düzenleyen İlk Uluslarrası Sözleşmenin Onaylanması Yasası, 1. madde. 99Kuzey Mitroviça Bölge Emniyet Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Sayın Besim Hoti’den 10.12.12014’te alınan bilgiler.. 100 Dolaşım Özgürlüğü’ne göre RKS veya KS araç plakalarının kullanımı sadece Kosova’da ikamet eden araç sahiplerine müsaadece edilmektedir. Kosova Cumhuriyeti İB 01.12.2011 tarihinden itibaren KS plakalalı araçların kayıt edilmesi olanağına müsaadede etmiştir ve 10.06.199 ila 31.10.2011 tarihleri arasında kaydı 50 Bütünleşik Sınır Yönetimi Konulu Anlaşmaya uygun bütünleşik yönetim, geçici altı sınır kapısında herhangi bir büyük sorun olmadan faaliyettedir. 2.5.3. AB’ne Seyahat AB üye ülkelerine Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının seyahatlerinden bahsettiğimizde her ne kadar Kosova Cumhuriyeti 2012 yılından itibaren AB ile vize serbestleştirme sürecinde olmuş ise de hala vize rejiminin yürürlükte olduğunu belirtmemiz gerekir. Kosova, Avrupa’da Schengen vize serbestleştirme ve serbest dolaşımı sağlanmamış tek ülkedir. Kosova vatandaşları için Schengen bölgesinde serbest dolaşımın ne zaman mümkün kılınacağı hala belli değildir. Öneriler: Kosova Hükümeti, sorumlu kurumlarla işbirliği içinde Kosova'da etnik kaynaklı olayların önlenmesi için her türlü yasal tedbirleri alması, aynı zamanda bu tür olayların aydınlığa kavuşması için etkili olması ve bunları yapanları adaletin önüne çıkarması. Kosova Hükümeti sınır kapılarında araçlar için sigorta muafiyeti sağlaması ve araçların çifte sigorta ödemelerine yönelik uygun önlemleri alması Kosova Hükümeti sorumlu kurumları ile işbirliği yaparak İbre Nehri’ndeki ana köprünün üzerindeki “Barış Parkı” olarak adlandırılan, “Car Lazar” Kordonu olarak adlandırılan, “Adem Jashari” Kordonu ve “UÇK” Kordonu olarak adlandırılan yerlerdekiler dâhil yollardaki tüm barikatları ve engelleri kaldırmaya yönelik yasanın öngördüğü tüm önlemleri almak ve bu şekilde Kosova’nın Kuzeyinde insan ve malların serbest dolaşımını sağlaması. Kosova Cumhuriyeti Hükümeti, Kosova Polisi ve diğer sorunmlu kurumlar tüm Kosova Cumhuriyeti vatandaşları için tüm Kosova Cumhuriyeti topraklarındaki kamu yaşamını, malını, sağlığını ve güvenliğini garanti altına almaya yönelik yasal yükümlülükleri altında olan tüm eylemleri alması. yapılan ve eski YFC veya Sırbistan’a ait olan plakaların kaydı ile ilgili yeni politikayı yürürlüğe koymuştur. Öyle ki bu araç sahiplerinin araçlarını KS veya RKS olarak kaydetmelerine olanak tanımıştır. Ancak bu araçların INTERPOL aracılığıyla onaylanması beklenmektedir. Mamafih geçici plakalara süresi uzatılan onaylamanın tamamlanmasına kadar müsaade edilmektedir. 18.12.2011 İB, vatandaşların 10.06.199 ila 31.10.2011 tarihleri arasında verilen ve YSC/Sırbistan’a ait sürücü belgelerinin Kosova Cumhuriyeti Sürücü belgesi ile değiştirebileceklerine dair yeni siyasetini uygulamaya koyar. Bu kararla 10.06.1999 ile 31.10.2011 tarihleri arasında Kosova’daki Sırp kurumları tarafından alınmış veya Kosova dışında Sırp makamları tarafından onaylanmış iseler başvuruda bulunanalara Kosova sürücü belgelerine yeni sınıflar eklemeye izin verilmektedir. Bu karar bu tür başvuruların yapılması için süresi dolan 31.12.2014 tarihine kadar geçerlidir. 51 2.6. Mahremiyet Hakkı Herkes özel ve aile, ev hayatına ve yazıışmalarına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Bunlar kişisel özerkliğin dört boyutudur101 ki bunlar AİHS’nin 8. maddesi ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesi tarafından korunmaktadır. Raporlama döneminde HAK vatandaşlardan gelen ve mahremiyetin ihlali olduğu iddialarını içeren bir dizi şikâyeti kabul etti ve kendi girişimiyle - re’sen soruşturmalar açtı. Bu şikâyetler hem kamu hem de özel sektör ile ilgilidir.102 Halkın Avukatı, “Dr. Sami Beqiri” Mitroviça Bölge Hastanesi servislerde hastanenin ilan panosunda 24.10.2014’te haber yayınlayarak çalışanları ve hastalarına ait kişisel verileri dağıttıldığına dair bilgilerle ilgili endişelerini dile getirmiştir.103 Vurgulanması gerekir ki KVKYKK’nun mahremiyet hakkı ile ilgili yayınlanan kararında, iç düzenlemelerde eksikliklerin olması, kişisell verilerin sınıflandırılmasının yapılmaması, gizlilik içeren bilgilerin korunması için alınmaması, kişisel verilerin imhasını önleyememesi ve dosyaları sağlamaktan sorumlu olan yetkili kişiler tayin edilmemesi sebebiyle “Bahçeci” Jinekoloji ve Kısırlık Hastanesi’nin Kişisel verilerin işlenmesi geçici olarak yasaklamıştır.104 2.6.1. Sağlıklı bir çevre hakkı ve ikamet hakkı Sağlıklı bir çevre hakkı ve ikamet hakkı AİHS ve Anayasa hükümlerinde özel bir yer işgal eder. Halkın Avukatı, yerleşim yerlerinde çevrenin kirletilmesi,105 ve atık suların boşaltılması hakkında vatanbdaşlardan şikâyetler almıştır ve Re’sen soruşturmalar açmıştır.106 Halkın Avukatı, çöplerin atılması ve bunun neticesinde iğrenç kokuların oluşması ve içme suyunun kirlenmesi neticesinde meydana gelen kirlilik yüzünden oluşabilecek hastaların yayılma tehlikesinin var olması sebebiyle sağlıklı bir çevre hakkında endişelerini dile getirmiştir. Böylece mahremiyet hakkına da tecavüz edilmiştir 107 Aynı şekilde çökme ve evlerin yıkılmasına sebebiyet verebilecek özel evlerin yakınında inşaatların birikmesi de mahremiyet hakkına giren ikamet hakkının tecavüze uğraması da endişe vericidir.108 Bu yıl da vatandaşların evlerine yakın yerlerde yerleştirilen elektrik direkleriyle ilgili vatandaşlardan şikâyetler gelmiştir. Halkın Avukatı konuyla ilgili endişelerini dile getirmiştir ve Ivana Rogana, “AİHS’ne göre özel ve aile yaşamına saygı hakkının korunması”, Avrupa Konseyi insan hakları Kılavuzları, Avrupa Konseyi tarafından Strasburg’da yayınlanmış, 2012, s. 9. 102KVKYKK Kamu Danışmanı Başkanı Sayın Ruzhdi Jashari ile 28.10.2014’te yapılan röportaj. 103HAK’nun Mitroviça Bölge Hastanesi Müdürü Sayın Ixhmet Rexhepi ile 03.11.2014’te yapılan röportaj. 104 26.11.2014 tarihli 83/2014 sayılı karar, KVKYKK’nın ağ sayfası www.amdp-rks.org (27.11.2014). 105HAK, vaka A. nr. 104/2014, yerleşim yerine yakın bulunan cips fabrikasının kontamine atıklarının önlenmesine ilişkin İpek vatandaşının şikâyeti. HAK mahremiyet hakkının ve sağlıklı bir ortama hakkına ilişkin ihlalleri olduğunu tespit etmiş. HAK İpek belediyesi belediye yetkilerleriyle bu sorunun çözülmesi yönünde temasta bulunmuştur. Bu vakayla ilgili süreç devam etmektedir. 106HAK, vakalar A. nr. 161/2014 ve A. nr. 394/2014, şikâyetçilerin yerleşim yerlerinde atık sularlarla akıtılması . 107HAK, vaka A. nr. 299/2014, yerleşim evlerinin yakınında mezarlıkların olduğu Lipyan’ın bir mahallesinde meydana gelen içme suyu durumuyla ilgili mahremiyet hakkının ihlali. 108HAK, vaka A. nr. 515/2014. 101 52 vatandaşın arazisinde mahremiyet hakkına tecavüz edildiği sonucuna varmış ve bu hakların korunması için adımlar atmıştır.109 2.6.2. İletişim araçlarının kontrolü ve dinlenmesi 2014 yılında da telekomunikasyon dinlemelerini düzenleyen yasanın eksikliği işaret edilmektedir. Bu yasanın eksikliği kötü amaçla kullanma için yeterince alan bırakmaktadır. Kosova Polisi tarafından elde edilen bilgilere göre mahremiyet hakkı vakaları olarak toplamda 36 vaka kaydedilmiştir. Bunlardan 13’ü yazışma ve bilgisayar esaslı verilerin gizliliği ihlal vakaları (KCCK’nun 202. maddesi), 4’ü yetkisi olarak dinlenme vakaları (KCCK’nun 204. maddesi) ve 19’u yetkisiz olarak fotoğraf çekilmesi ve diğer çekimlerle ilgili vakalar (KCCK’nun 205. maddesi).110 Halkın Avukatı, dinlemeler, telefon iletilerinin yayınlanması, facebook sosyal paylaşım sitesinde fotoğrafların yayınlanması ve sosyal ağlar üzerinden yapılan tehditler gibi dijital teknolojinin ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla mahremiyet hakkının ihlali ile ilgili de en derin endişelerini dile getirmiştir. Bu olgu vatandaşa aile içinde, çalışma yerinde ve yaşadığı yerde sorunlar yaratmaktadır,111 özellikle de medyada kişisel bilgileri yayınlanması ve mahremiyete tecavüzler.112 Öneriler: Kosova Hükümeti telekomunikasyon dinlemelerini düzenleyen yasanın en kısa zamanda Kosova Cumhuriyeti Meclisinde kabul edilmesini sağlaması. Sorunlu kurumlarının özellikle çevrenin kirlenmesi ve ruhsatsız inşaatlar nedeniyle ihlal edilen mahremiyet hakkının korunması ile ilgili eylemlerde bulunması. 2.7. Evlenme ve aile hakkı Evlenme ve aile hakkı temel haklardan biri olarak çok yönlü bir yelpaze haklarını teşkil eder. O, ilk aşamada eşlerin evlilik ilişkilerini (onların eşitliğini), onların ekonik mülkiyet ilişkilerini (mülkiyet hakkı) ve ebeveyn ve çocuklar arasındaki ilişkileri (ebeveyn bakımı) düzenler. HAK’na bu yıl da bildirilen vakalar, Kosova’da demokrat bir toplum olarak bu hakkın gerçekleştirilmesi çok arzulanan bir şey olduğunu kanıtlar. Halkın Avukatı bu raporlama dönemi süresince de aile içinde farklı nitelikteki çatışmalar sebebiyle bu hakla ilgili neredeyse önceki dönemlerde olduğu gibi benzer sorunlar yinelendiğini kanıtlayan bir dizi şikâyet kabul etmiştir. Çoğu durumlarda bu çatışmaları çözmek için taraflar mahkemelere başvururlar ve bunlar boşanma davası gecikmeleri, nafaka ödemelerinde kararların uygulanmaması, boşanmış ebeveynlerin çocukları ile düzenli temaslar gerçekleştirememesi ve çocuğun velayeti ve eğitimi ile ilgili karar vermeyle ilgili süreçlerin uzunluğu gibi sorunlarla karşılaşırlar. 109HAK, vakalar A. nr. 68/2014, A. nr. 88/2014 ve A. nr. 362/2014. HAK’nun 02.12.2014 tarihli talebine istinaden Kosova Polisi Genel Müdürlüğü Enformasyon Dairesi’nin cevabı. 111HAK, vaka A. nr. 517/2014. 112HAK, vaka A. nr. 475/2014. 110Priştine’deki 53 Her ne kadar mahkemelerde ve sorumlu kurumlarda adli usul gecikmelerin sebepleri birkaç etkene bağlı ise de, bu etkenlerden hiçbiri bu tür durumlarda bu bağlamda haklı değildir. Nafaka veya boşanma ile ilgili bir kararın verilmesinin yıllarca beklenmesi, evlilik ve aile hukuku gerçekleştirilmesi ve uygulanması ile ilgili önemli boşluklar temsil eder. HAK’na adli usul gecikmesinin tipik bir örneği bildirilmiştir. Bu şikâyetçi 13.10.2010 tarihinde boşanma ile ilgili dava dilekçesini eski İpek Bölge Mahkemesi’ne başvurmuştu. Gecikme sebebiyle başvuruda bulunan ancak 2014 yılının Haziran ayında boşanma kararını alabilmiştir.113 Gerçekte, daha önce İsviçre’de mahkeme tarafından çocukların bakımı, eğitimi ve barınma sorunu ile, aynı zamanda nafaka ile uygulama yaptığı için Kosova’daki bu yetkili mahkeme bu konularla hiç ilgilenmemiştir. Diğer tarafta boşanma ile ilgili olan bu yargılama süreci 4 yıl sürmüştür. Mahkemenin bu tür bir eylemi AİHS’ne de aykırıdır ki bu sözleşmede şu garanti verilmektedir: “Herkes, (...) davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” 114 Aynı ilke Medeni Usul Yasası’nda da vardır ve orada der ki: “Mahkemenin, yargılamanın gecikmeden ve en az harcamalar ile sürdürülmesi konusunda çaba gösterme ve taraflara yasayla temin edilen yargılama hakkının elinden alınmasını engelleme zorunluluğu vardır.”115 2.7.1. Sosyal çalışma merkezlerinin rolü Şu anda vesayet, uyum, ebeveynler ve çocuklar arasındaki temasların gerçekleştirilmesi sağlama ve anlaşmaları yürütme, mahkemelerin kime vesayet ve eğitim vermesi konusunda önerilerde bulunma vb çocukların sorunlarıyla ilgili yeterli yetki ve sorumluluğa sahip olan Sosyal Çalışma Merkezleri (SÇM) de ilgilenmektedirler. Aile içi şiddetin ve boşanma konusu büyüme eğiliminde olduğu şu günlerde, özellikle de gerçek boşanmalarda -ki bu boşanmalarda aralarındaki gergin ilişkiler sbebiyle çocuklar bir ebeveynde kalma zoruna düşer- ebeveynler ebeveyn-çocuk ilişkilerine saygı göstermeksizin çoğu zaman yasal yükümlüklerden kaçar. Ön boşanma aşamasında ebeveynin çocuk ile iletişim konusu doğal olarak büyük sorunlarla karşılaşır; çünkü SÇM, eşlerin bahsedilen konu ile uymaları öecburi olan herhangi bir idari karar çıkarması konusunda yetkili değildir. Böyle bir karar mahkeme tarafından alınır. Mahkemelerde boşanma süreçlerinin uzunluğu, nafaka konusu, ebeveynlerin çocuklarla iletişimi vb, tek sözle evlenme ve aile hukuku gerçekleştirilmesi konuları sorunlu olmaya devam etmektedirler. HAK’na sunulan bir vakada şikâyetçinin “beş yılda sade bir kez kendi çocuklarını görme olanağını yakalamıştır”,116 oysa onların vesayeti halalarındadır.117 Bu endişe etme durumuna tanıklık eder. Burada her ne kadar husumet aileler söz konusu olsa da annein çocuklarıyla iletişim kurma olanaksızlığı, trajik kararktere ve iki ailenin husumetine bakılmaksızın gerekçesiz bir durumdur. Bu vaka ve buna benzer vakalar şikâyetçinin meşru taleplerinin karşılanması ve buna benzer taleplerin karşılanmasında yetkili kurumların verimsizliği ve güçsüzlüğünü doğrulamaktadır ve 113HAK, vaka A. nr. 559/2013. 6. maddenin 1. fıkrası. 11503/L-006 sayılı Hukuk Usulü Yasası, 10. madde. 116Drenas’taki SÇM çalışanının 05.12.2014’teki beyanı. 117HAK, vaka A. nr. 116/2014. 114AİHS, 54 tüm bunlar da Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) ile terstir, çünkü ona göre: “Taraf Devletler, ana–babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça, anababanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı gösterirler”118 Ayrıca bu Kosova Aile Yasası’yla da çelişmektedir, ki bununla şu öngörülmektedir: “Çocuklar ebeveynli aile içinde yaşama hakkına sahiptir. Ebeveynleriyle birlikte yaşamayan çocuklar düzenli olarak birlikte yaşamadığı ebeveynlerini görme hakkına sahiptirler.”119 SÇM’nin yetkilerinden biri çocukların gözetiminin ve eğitiminin belli ebeveyne verilmesi ile ilgili öneri verebilmesidir, ki bu önerileri SÇM profesyonel kurumlarının mahkemelere sunarlar. Bu durumlarda ciddi sorun, boşanmış kişilerin farklı belediyelerden gelmeleri ve faklı iki belediyeye ait SÇM’nin çocuğun gözetiminin ve eğitiminin kime verilmesiyle ilgili bölgesel yetkileri yüzünden farklı önerilerde bulunmalarında oluşuyor.120 HAK’na bildirilen vakaların soruşturulması neticesinde bir boşanmada en zor aşama gerçek boşanmadır; çünkü bu boşanmalarda nafaka konusu, çocuğun bakım konusu çözülmemiş ve uyuşmaz olarak ortada kalıyor. SÇM tarafından birkaç ön etkinlikler vardır, ki bunlar mahkeme kararını beklemektedirler. Bu sebepten yargı tarafından oluşan gecikmeler gerçek boşanma sürecini çok ağırlaştırmaktadır ve bu şekilde SÇM’nin de çalışmalarını da zorlaştırmaktadır. 2.7.2. Nafaka Ödemeleri ile ilgili sorunlar Mahkeme eşlerin boşanma kararını gönderdiği zaman, o aynı aynı anda nafaka ödeme yükümlülüğünü de belirler. Ancak çoğu durumlarda mahkeme kararlarında yer alan yükümlülüklerini gönüllü olarak yerine getirmezler. Bu yüzden nafakanın ödenmesi ve ebeveynin çocuğu ile iletişiminin gerçekleşmesi için taraflar bu konularla ilgili tekrar mahkemeye başvurmaları gerekiyor.121 HAK’na bildirilen vakada Prizren, Ferizay ve Priştine Asliye Mahkemelerinin davayla ilgili sadece yetkinliğin belirlenmesi için altı yıla ihtiyaçları var olduğu görülmüştür.122 Buna rağmen bu doğrultuda cesaretlendirici durumlar da vardır. HAK’na evlilik dışı bir birlikteliğin bitmesiyle ilişkili bir vaka bildirilmiştir. Bulgulara bakıldığında polis, savcılık, SÇM, HAK ve mahkeme arasında koordinasyon ve birlikte hareket etme olduğu tespit edilmiştir ve şikâyetçi ile onun ailesine karşı yapmış olduğu cezai suçtan hüküm giymiş eski eş tarafından zorla tutulduğu iddiasını içeren evlilik dışı birlikteliğin bitirilmesi başarısı elde edilmiştir. Mahkeme bu vakada çocuğun bakım ve eğitiminin şikâyetçi bulunana vermiştir. HAK’nun bulgularına göre bu vakanın iyi yönetildiği ve kısa biir süre içinde sonuçlandığı söylenebilir.123 118Çocuk Hakları Sözleşmesi, 9. maddenin 3. fıkrası sayılı Aile Yasası, 125. maddenin, 2. fıkrası. 120 Ferizay’daki SÇM çalışanının 05.111.2014’teki beyanı: “tabi ki bu iki SÇM’nin kararı yetki konusudur ve bu şekilde de esastır, ancak ebeveynlerin bu hakkı kazanma doğrultusundaki çabaları objektif olmayan kararları veren SÇM’lerinin çelişkili eylemelerini temsil eder. Oysa mahkemeler çoğu zaman çocukların korunması ve eğitimi ile ilgili kararlarını bu önerilere bakarak verirler.” 121HAK, vaka A. nr. 471/2014. HAK’na şikâyetçinin nafakanın ödenmesi ile ilgili Priştine Asliye Mahkemesi’nin duruşmasını üç yıl gecikmeyle belirlediği, dolayısıyla yargısal sürecin gecikmesi sebebiyle şikâyetçi Priştine Asliye Mahkemesi’ne karşı şikâyette bulunmuştur. 122HAK, vaka A. nr. 522/ 2013. 123HAK, vaka A. nr. 612/ 2013. 11932/2004 55 Çok boyutlu bir sorun olarak boşanma çağdaş hukuk uygulamasının eksik olması ve bu olayın oldukça geleneksel yaklaşımın varlığı olması gerçeği sebebiyle daha da karmaşık bir hal alır. Birçok durumda, bu çocukların ebeveynleriyle bir araya gelmelerinde SÇM’nin ortamında bir araya gelmeleri durumlarında da yansır. HAK tarafından kabul edilen birkaç vakanın soruşturulmasından bu ortamlar her zaman da olmasa yeterli güvenlik tedbirleriyle yapılır ve çocuklar için samimidirler.124 Halkın Avukatı için özellikle kaygı verici durum ilgili kurumlar tarafından eşlerin boşanmalarında uygun yeterli ve zamanıda yapılmayan muamelelerdir. Bu vakalarda genellikle suçsuz çocuklardır. Onlar suçu olmadan ebeveynlerden biriyle ayrı yaşamak zorunda kalırlar. Onlar çoğu kez ebeveynlerin negatif elektriklerinin boşanmalarının mağdurlarıdır, ki bunlar kesinlikle onların gelişimlerine, eğitimlerine ve refahlarına olumsuz olarak etki ederler.125 Bütün bu söylenenelerden yola çıkılırak Halkın Avukatı’na göre Evlenme ve Aile Hakkı konusunda birçok etkenin ve kurumun önemli rol oynadığı, ancak bu doğrultuda baskın rol son kararı veren de o olduğu için yargının olduğu düşüncesindedir. Öneriler Mahkemeler boşanma davalarında karar verirlerken daha hızlı olmaları ve boşanma üzerinde anlaşmazlıklar, çocuğun velayeti ve nafaka ile ilgili davaların sonuçlanmasına öncelik vermeleri. Mahkeme ile SÇM nafakanın ödenmesi ve ebeveyn-çocuk ietişimlerinin gerçekleşmesi konulu kararların uygulanması doğrultusunda harekete geçmeleri. 2.8. İnanç, vicdan ve din özgürlüğü İnsan haklarının temellerinden biri olan inanç, vicdan ve din özgürlüğü Kosova Cumhuriyeti Anaysası ve AİHS ile garanti edilmektedir. Eski 02/L-31 sayılı Din Özgürlüğü Yasası’nın din ve inanç özgürlüğü konusunu açık bir şekilde belirlemediği için, bu yasa tamamlanma ve değişme süreci içindedir. Bu konuların çözülmesi ihtiyacı Halkın Avukatı, HAK’nun 2012 ve 2013 Yıllık Raporlarında vurgulamıştır.126 Bu değişikliklerin kabul edilmesiyle tüm dini topluluklarının yasal statüleri daha uygun bir şekilde düzenlenecektir, dini topluluklarına farklı yaklaşım engellenecektir ve bütün dini topluluklarının din, itaat ve vicdan özgürlük hakkılarının uygulanmasında eşit olanaklar sağlanacaktır. Malların iadesi ile ilgili bir yasanın kabulünün gerekliliği 2014 yılı süresince tüm d,n, topluluklar temmsilcileri tarafından öne sürülen sorunlardan biridir. Mamafih tüm dini topluluklar 124Aynı yerde. Şikâyetçi mahkemenin kararının uygulanması ile ilgili yaşadığı sorunları bildirmiştir. Kendisi çocuğunu babasıyla görüşmek için SÇM’ne göndermiştir ve baabası 22 aylık olan çocuğunu kendi elinden şiddet kullanarak aldığını ve bunun neticesi olarak çocukta korku sorunları vardır. Bu vakayı şikâyetçi emniyete de bildirmiştir. 125HAK, vakaA. nr. 128/ 2014. Şikâyetçi kendisinin çocuklarıyla iletişimi ile ilgili kararın doğru olmayan uygulanmasından başka, eski eşinini çocuklarıyla görüşmesi esnasında çocukların babalarının baskısı sebebinden ötürü kendisiyle hiç konuşmadıklarını, büyük erkek çocuğunun annesini kabul etmediğini ve çocukların babaları tarafından manipüle edildikleri için eski eşinden şikâyet etmektedir. 126HAK, 2012 Yılı Yıllık Raporu, s. 40 ve 2013 Yılı Yıllık Raporu, s.63. 56 kişilerin beyanlarına göre,127 İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra onlarca yıllık bir dönemde dini topluluklara ait mülkler farklı şekillerde kamulaştırılmışlardır, oysa onlar iadeleri konusu kapsamlı bir şekilde başlatılmamıştır.128 2.8.1. Kültürel mirasların ve mezarlıkların korunması Kültürel mirasların bakımları 2014 yılında dini cemaatler toplulukları tarafından ortaya koyulan bir sorundur, çünkü Kosova’da kültürel miras olarak sayılna çok sayıda dini binalar mevcuttur ve bunlar yokolmalara karşı gerektiği kadar korunmamaktadırlar.129 Kültürel mirasların bakım sorumluluğu Anayasa ile öngörülmüştür. 130 Kosova’daki mezarlıkların bakımları eski ve etkin olmayanlar gibi etkin olanlar da tüm dini topluluklar tarafından önem verilen konudur. Dini toplulujkların temsilcileri ilgili bakanlıklara taleplerini sunmuşlardır ve Kosova’daki tüm belediye kurumlarından mezarlıklar için alanlar oluşturması talebinde bulunmuşlardır. 2.8.2. Kamunun bilgilendirilmesi ve dinler arası işbirlik Kamunun yetersiz bilgilendirlmesi ve Kosova yollarında kültürel ve dini miras binalarını gösteren yeterli sayıda duyuru işaretlerinin olmaması mevcut sorunlardan bir tanesidir, ki bu kültürel mirasın önemi ile ilgili doğrudan toplum sorumluluğunun ve bilgilendirmesinin artmasına etki eder ve bu da onlara karşı daha dikkatli olunmasını sağlar. Kosova’da 2014 yılı süresince dini topluluklar arasındaki işbirlik çok iyiydi. 2014 yılının Mayıs ayı süresince “Hoşgörü Haftası” yapıldı.131 Dini topluluklar ve kamu arasında işbirliğin artması konusundaki bir diğer ilerleme Dini Topluluklar Sekreterliği’nin / Konseyi’nin oluşum duyurusudur. Bu Konseyin işlevi sahada verilerin toplanması ve sistemleşmesi, onların yayınlanması ve diğer kurumlarla işbirliği olması gerekirdi. 2.8.3. Kosova’da dini toplulukların durumu 2.8.3.1. Kosova İslam Birliği (KİB) Çözülmesi gereken ana sorun Dinii topluluklarının hukuki durumlarını çözecek olan yasanın kabul edilmesidir. KİB, Kosoav Meclisi’ne 2014 yılında sundukları ve yasanın çıkmasının hızlandırılması talebini içeren ortak yazının imzalayan taraftır.132 127HAK temsilcileri 30.10.2014’te Priştine’de düzenlenen Dinler Arası Diyalog Konferansına katılmışlardır. Yasası’nın kabulü ile ilgili konu için bu rapordaki mülkiyetin korunması kısmına bakınız. 129Dinler Arası Diyalog Konferansı, 30.10.2014, Priştine. 130Kosova Anayasası, 9. madde. 131Dışişleri Bakanlığı, Haberler „Dinlerarası Konferans, Hoşgörü ve Uzlaşma Haftası’nın başladığını işaret etmek için küresel din yöneticilerini ve sivil toplum yöneticilerini bir araya getiriyor.” 23.05.2014, http://www.mfa-ks.net/?page=3,4,2345&offset=82’da (15.12.2014). 132HAK temsilcileri 30.10.2014’te Priştine’de düzenlenen Dinler Arası Diyalog Konferansına katılmışlardır. 128Tazmin 57 Okullarda başörtüsü yasağı yıllardır devam eden bir sorundur. HAK bu konuyla ilgili sürekli dikkat çekmiştir ve önerilerde bulunmuştur. Buna rağmen konuya ilişkin ortak bir yaklaşım olmadan konu farklı düzeylerde farklı şekillerde çözülmüştür. 2014 yılının Eylül ayında ülke dışında savaş örgütleme ve savaşa katılma şüphesiyle Kosova Polisi’nin bir operasyonunda KİB mensupları dâhil birkaç kişi tutuklandı. Bu gibi durumlarda cezai kovuşturma kurumlarınca yapılacak olan süreçler gereksiz gecikmeksizin olmadan ve özel dikkatle yapılmalıdırlar.133 2.8.3.2. Kosova Tarikatler Topluluğu Kosova Tarikatler Topluluğu (Dervişler) temsilcileri HAK’na diğer dini topluluklarla eşit olmayan muamele yapıldığı, Kosova'da Dini Özgürlükler Yasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısında onların yer almaması ve bu taslağın hazırlanması öncesinde tartışmalarda yer almamaları ile ilgili kendi memnuniyetsizliklerini dile getirmişlerdir.134 Bu son taslakta yapılan değişiklikler düzenlenmiştir. Kosova Tarikatler Topluluğu, uzun bir tarihsel geleneğe sahiptir, inanaları önemli sayıdadır ve Kosova kültür mirasının bir parçasını temsil eder. 2.8.3.3. Sırp Ortodoks Kilisesi (SOK) Hukukun konumunu düzenleyen yasanın eksikliği SOK’un yaşamının çeşitli alanlarında kendini göstermektedir, oysa daha önce belirtilen sorunlardan biri de yeni dini binaların inşaa edilmeleridir ve etkin ve eski olan binaların bakımlarıdır.135 SOK’un memnuniyetsiliklerine neden olan ve bu topluluğu huzursuz eden olaylar arasında Deçan Manastırı’nda yazılan yazılardır.136 Aynı şekilde Suhareka Belediyesine bağlı Muşişt Köyü’ndeki “Büyük Kadın” bayramı dolayısıyla Sırp inananların mezarlığoı ziyaret etme teşebbüsleri esnasında meydana gelene olaylar da endişe vericidir.137 Bu olaylar tüm dini topluluklar tarafından kınanmıştır. Tüm bu vakalarda Kosova Polisi hızlı müdahalelerde bulunmuştur. 133Kosova Polisi, Haberler “Kosova Polisi ülke çapında büyük bir polis operasyonu yapmaktadır” 17.09.2014, http://www.kosovopolice.com/?page=1,26,4476’6 (15.12.2014). 134HAK, vaka A. nr. 189/2014. Şikâyetçi, Kosova Tarikatlar Derneği’nin Kosova'da Dini Özgürlükler Yasa Tasarısı, Kosova'da Dini Özgürlükler Yasası esnasında eşit olmayan muamele sebebiyle, aynı zamanda Tasarının hazırlanması öncesinde kendilerinin tartışmalarda yer almama gibi dışlandıklarını içeren hoşnutsuzluğunu dile getirmiştir. 135HAK temsilcileri 30.10.2014’te Priştine’de düzenlenen Dinler Arası Diyalog Konferansına katılmışlardır. 136Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı, Haberler “Jevtić: Deçandaki yazılar huzursuz edici”, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,772 (15.12.2014). 137Aynı yerde, Haberler, “Jevtić: Yerinden edilen Sırpların Muşişte’de ve Yakova’daki kutsal yerleri ziyaret etmelerinin önlenmesi geri dönüş sürecine karşı yöneltilmiş bir eylemdir”, 28.8.2014, http://www.mkkks.org/?page=3,12,748 (5.12.2014). 58 Kiliselerde ayin işlevleri ve Vıçıtırın ile Ferizay’’daki kilise yaşamları düzenlenmiştir. Ferizay’da hala dönmüş aileler mevcut değildir, ancak yerel papaz ve ailesi Ferizay’da yaşamaktadırlar ve kilise işlevdedir.138 2.8.3.4. Diğer dini topluluklar Katolik dinine mensup olanlar için Kosova’da Dini Özgürlükler Yasası’nın değişikliklerinin kabul edilmesi daha büyük öenmdendir. Katolik kilisesi Kosova’da 2014 yılı süresince dinler arası işbirliğinde çok etkin idi. Kosova’da Protestan Evanjelist Kilisesinin ana sorunu onların topluluğuna ait mezarlık sorunun çözülmemesidir. Onlar Kosova’daki tüm belediyelerden topluluklarına ait olacak mezarlıklar inşa alanlarının kabul edilmesi talebinde bulunmuşlardır. Ancak bu konu hala çözülmüş değildir. Yahudi Topluluğu Kosova’da dinler arası işbirliğinde her zaman etkindi. 2014 yılı süresince dinler arası işbirliğinin teşvik edilmesi ile ilgili büyük olaylarda yer aldılar. Din Özgürlükleri Yasasındaki değişiklikler Yahudi topluluğu tarafından da yakından izlenmiştir. 2.9. İfade özgürlüğü Kosova’da ifade özgürlüğü Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 40. maddesinde doğrudan garanti edilmektedir, ancak o aynı şekilde İHEB’nin 19. maddesiyle ve ülkemizde doğrudan uygullanan AİHS’nin 10. maddesiyle de koruma altına alınmıştır. İfade özgürlüğü, müdahalesi olmadan serbest düşünme demektir, aynı zamanda sınırlara bakılmaksızın ve kamu makamı tarafından müdahale olmaksızın bilgilerin ve fikirlerin alıp verilmesi anlamına gelir. Buna rağmen ifade özgürlüğü kullanılışı sınırsız değildir. Bir ülke böyle bir şeyi yapması gerekli olduğu durumlarda ifade özgürlüğünü sınırlama konması konusunda meşru hakka sahiptir: “İfade özgürlüğüne ırk, ulus, etnik köken veya dini nefret esaslı şiddet ve düşmanlığın kışkırtılmasının önlenmesi için zorunlu olduğu durumlarda, sınırlama konabilir.”139 AİHS ise şu şekilde açıklık getirmektedir: “Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün üstünlüğünün ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir”140 2014 yılı süresince ifade özgürlüğü ile ilgili olan HAK’na herhangi bir şikâyet iletilmemiştir, ancak bu Halkın Avukatı’nın ifade özgürlüğüne karşı saygının var olup olmadığını takip etmesine engel teşkil etmemiştir. İfade özgrülüğünün çiğnenemesi ve kullanılan dil ile ilgili kamuda açık olarak yayınlanan vakalar özel ilgi ile takip edilmişlerdir. Madem ki medyanın ifade özgürlüğü gerçekleştirmesinde işlevi vardır. Şimdi interaktif iletişimin gerçekleştiği tıpkı 138Aynı yerde, Haberler, “Jevtić: Uzun yıllar sonra Sırbistan’daki elli Ferizaylının Ferizay’daki tapınakta tekfrar ayindeler”, 30.8.2014, http://www.mkk-ks.org/?page=3,12,757 (15.12.2014). 139Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 40. maddenin 2. fıkrası. 140AİHM, 10. maddenin 2. fıkrası. 59 elektronik medya platformlarına ve sosyal paylaşım sitelerine bakıldığı gibi onlara da bilgilendirmenin önemli bir kaynağı olarak bakılmıştır. İnternetin sunduğu olanaklar ifade özgürlüğüne hizmet etmektedir, fakat aynı zamanda kötü amaçlı kullanıma da olanak sunmaktadır. Elektronik portalların işleyişi ve yapısı, bilgilerin güvenilirliği konusunda ve dağıtılmış bilginin sorumluluğunu tanımlama konularında yükselişte olan bir sorun oluşturmaya devam etmektedir. Bu iletişim alanları çoğu zaman ifade özgürlüğünün istismar alanları için hizmet etmiştir, bu da bilginin amacını, aynı zamanda gerçekliği şüphesini yaratmıştır. Eğer kullanılan dil kabul edilişii veya edilmeyişi bazı göstergeler bazında değerlendirilir: belirtildiği bağlam, kimin tarafından ve hangi şekilde söylenmektedir, nasıl yaygınlaşmaktadır ve nefreti teşvik etmek için kullanılan dilin olanakları hangileridir.141 Bu nedenle birçok durumda kamu söylem iletişimi hoşgörüsüz, tehdit edici ve aşağılayı olmuştur HAK belli gruplara veya kişilere karşı kullanılan dilin örgütlü bir şekilde yapılabildiğine dair bir bilgi sahibi değildir; fakat bu nefret, aşağılanma ve mahremiyet söyleminin, aynı zamanda kişisel verilerin kötü amaçla kullanımı konularının uygun bir şekilde ele alınması gerektiğinin azaltmaz 2.10. Medya özgürlüğü Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesinde medya özgürlüğünü ve çoğulculuğunu garanti eder.142 Aynı bu maddede medya aracılığı ile sunulan bilginin veya fikirlerinin yayılması ile ilgili sansürlenmeyi ve etki edilmesini yasaklamaktadır. Aynı şekilde AİHS’nin 10. maddesinin 2. fıkrasında ırksal, ulusal, etnik veya dini temelinde şiddeti tahrikini önlemek için devletin müdahalesi meşrulaştırılmıştır.143 Medya özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile kaçınılmaz olarak bağlantılıdır. Onlar birlikte demokratik süreçte vatandaşın kamu hayatındaki etkin rolünü temin etmektedir. Onların önemli rolüne rağmen 2014 yılı boyyunca bir ksıım gazeteci saldırı ve tehditlerin hedefi olmuşlardır. Milot Hasimja adlı gazeteci Ekim ayında çalıştığı medya kuruluşu içinde görevini yerine getirirken saldırıya uğramış ve hayati tehlikesi söz konusu olmuştur. Ekim ayında “Indeksonline” portalı gazetecisi Artan Haraqia’ya, aynı zamanda “Gazeta Express” gazetecisi Visar Duriqi’ye ve “Zëri” gazetecisi Liridon Llapashtica’ya karşı tehditlerde bulunulmuştur ve bunlar ciddi ve kabul edilemez olarak nitelendirilmişlerdir. EULEX yetkililerinin yolsuzluğa karıştığı iddiasının raporlanmasının önlenmesi amacıyla Kosova'daki EULEX misyonu tarafından “Koha Ditore” gazetecisi Vehbi Kajtazi’ye karşı yapılan baskı da Kosova'daki iletişim araçlarının özgürlüklerinin çiğnenmesi olarak nitelendirilmektedir. Aynı şekilde Zekirja Shabani’nin çalıştığı gazetenin sahibi tarafından tehdit edilmesi de kabul edilemezdir. Şunun belirtilmesi gerekir ki HAK, medya özgürlüğünün ihlali ile ilgili doğrudan herhangi bir şikâyet kabul etmemiştir. Öyle ki bu Raporda yer alan bilgiler kamuya yansıtılan bilgilere 141Daha fazla bilgi için bk. Rabat Plan of Action on the prohibition of advocacy of national, racial or religious hatred that constitutes incitement to discrimination, hostility or violence, Conclusions and recommendations emanating from the four regional expert workshops organized by OHCHR, in 2011, and adopted by experts in Rabat, Morocco on 5 October 2012, http://www.ohchr.org/documents/ issues/opinion/seminarrabat/rabat_ draft_ outcome.pdf (10. 12.2014). 142Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 42. maddenin 1. fıkrası. 143Aynı yerde, 2. fıkra 60 dayanılarak yer almıştır. Daha net olmamız için HAK Kosova Polisi’nden 2014 yılında gazetecilere karşı yapılan saldırılarla ilgili bilgi vermesi talebinde bulunmuştur. Elmek aracılığıyla kabul edilmiş olan onların cevabından medya özgürlüğü ile ilgili olan 20 vakanın rapor edildiği, bunlardan 15’inin tehdit, 2 vakanın bedensel yaralanma, 1 vakanın resmi görevini yaparken resmi biir kişiye karşı yapılan saldırı ve 1 vakanın da kamu huzurunu vee düzenin bozma ile ilgili olduğu görülmüştür.144 Halkın Avukatı için İş Yasası’nın göz ardı edilmesi endişe vericidir, özellikle KRT gibi medyadaki gazetecilerin iş sözleşmelerinin göz ardı edilmeleri. Bu konu gazetecinin işine doğrudan baskı olarak nitelendirilir ve kaliteli gazetecilik için ve tam ve doğru bilgilerin işlev görmeleri için daha elverişli bir ortamın yaratılmasına yönelik yetkili kurumların dikkate almalarını gerektiren önemli bir durumdur. KRT’nunda yönetim ve bu kamu medyasının Bağımsız Sendikası arasında oluşan durum aynı şekilde endişe vericidir. Çalışma Müffettişliğinin kararlarına saygı gösterilmemesi özel endişe edilecek bir durumu teşkil eder Bu endişe verici durumun özellikle öenmli olmasınıın sebebi KRT’nun bir kamu kuruluşu olması ve bu şekilde yasaların uygulanması konusunda özel öneme sahip olmasındandır.. Medya özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü koruyan yerli ve uluslarası enstrümanlar, aynı şekilde kişinin haklarını koruma medya gücünün kötüye kötü amaçla kullanılmaması konusunda devleti ayrıca mecburi duruma sokar. Halkın Abukatı, yetkilerine dayanarak etkinlik durumlarında kişilerin onurunu ve mahremiyetini ihlal edici araçlara başvurmamaları konusunda medyaları olduğu gibi avukatları, polis ve savcılıkları da uyarmaktadır. Mahremiyet hakkınını böyle bir ihlalinin özür edecek herhangi bir genel çıkarı olmayan ve medya tarafından veya medya aracılığıyla başlatılan ve kişilerin özel konularının ele alındığı kamu tartışmalarının yapılması az endişi verici değildir. Medyaların mali istikrarsızlığı ve mali kaynaklarının medyada yansıtılmamaları, onlar tarafından dağıtılan bilgilerin güvenilirliğini ciddi sorgulanmasına neden olur, bunnunla birlikte bilginin amacını da. Aynı şekilde medyanın örgütlenmesini ve işlevini kapsayan bir yasanın eksikliği özel bir sorun olarak görülmektedir. 2.11. Örgütlenme özgürlüğü Bir örgütün üyesi olmak ya da olmamak için veya bir örgütün faaliyetlerine katılmak için herhangi bir izin almaksızın bir kurum/kuruluş kurmak için her vatandaşın hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile145 ve AİHS146 ile garanti altına alınmıştır. Kosova Cumhuriyeti’nde örgütlenme özgürlüğü 04/L-57 sayılı Sivil Toplum Örgütü (STÖ)’nde Örgütlenme Özgürlüğü Yasa’sı ile düzenlenmiştir. HAK bu yılki raporlama yılı süresince bu hakkın kullanımı kıstlanmış birkaç şikâyet kabul etmiştir. HAK’nun soruşturma başlattığı vakalardan biri Kosova Mimarlar Derneği’nin temsilcisinin Kamu Yönetimi Bakanlığı (KYB) çerçevesindeki STÖ Kayıt ve İrtibat Bölümü’ne karşı şikâyetidir.147 Temsilci şikâyetinde söz konusu bölümün yasal HAK tarafından 09.01.2015’te saat 14:05’te gönderilen talebe istinaden, Kosova Polisi Bilgi ve Halkla İlişkiler Bürosu’ndan 09.01.2015’te saat 15:10’da gönderilen yanıt. 145Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 44. madde 146AİHS, 11. madde 147HAK, vaka A. nr. 237/2014, Şikâyet, KYB’nın yasaya saygı göstermemesi sebebiyle sunulmuştur. 144 61 zorunluluklarına rağmen STÖ Şikâyetleri İnceleme Komisyonu’nun derneğin veri güncellemesi ile ilişkili kesinleşmiş katrara uymadığından şikâyet etmektedir.148 22.09.2014’te HAK, KYB bakanına yazı gönderdi ki bu yazısında bakandan yukarıda bahsedilen kararın neden uygulanmadığı konusunda gerekçesini bildirmesini istemişitir. Ancak bu raporun yayınlandığı tarihe kadar HAK KYB bakanından herhangi bir yanıt almamıştır. Vatandaşlar tarafından Kosova Cumhuriyeti Anayasası tarafından garanti altına alınmış örgütlenme özgürlüğünün kullanılmasının bir şekli de sendikalleşme özgrülüğüdür.149 HAK 2014 yılı süresince işçi sendika örgütleri temsilcilerinden sendikal örgütlenme hakkının ihlali ile ilgili olan birkaç şikâyet kabul etmiştir. Sendika örgütlerinin temsilcileri, kendilerinin çalıştıkları yerlerde işçilere (sendika üyelerine) karşı yapılan haksızlıklara karşı seslerini yükselttikleri için yasadışı faaliyetler ile ve iş yerlerinden çıkarılma tehditleri ile karşı karşıya kaldıklarını iddia etmektedirler. Bu sebepten 23.09.2014’te HAK medyaya bir bildiri yayınladı ve bu bildiride belli kurumlar tarafından bu tür faaliyetlerin durudurulması çağrısında bulunulmuştur.150 Bunna rağmen Kosova’da örgütlenme özgürlüğü hakkının kullanılmasına ilişkin genel ortama bakıldığında HAK, kamu politikasında ve yasal çerçevelerde karar alma parçası olmak için sivil toplumun kurumsal bağlılık açısından bazı olumlu gelişmeler olduğunu tespit etmiştir. 03.04.2014’te Kosova Meclisi, Meclis ve sivil toplum arasındaki ortaklık bildirisini onayladı. Bu bildirinin amacı mevzuatın hazırlanmasında sivil toplum örgütlerinin katılımını kolaylaştırmayı, sivil toplum örgütlerinin yasaların uygulanması etkinliklerinde yer almayı sağlamak ve Kosova’da sivil örgütleri sektörünün gelişmesinin Kosova Meclisi tarafından temin edilmesini rol almayı amaçlamaktadır.151 Aynı şekilde vurgulanması gereken olumlu bir gelişme Kosova Hükümeti tarafından 2014 yılının Eylül ayında STÖ’nin işlev ve örgütlenmeyi düzenleyen idari yönetmeliğin onaylanmasıdır.152 Bu yönetmelik kayıt kurallarını ve süreçlerini, kamu kayıtlarında verilerin güncellenmesini, STÖ’ndeki kayıtlardan sivil toplum örgütlerinin sonlandırılması ve kaydının silinmesini düzenler. Öneriler: KYB, STÖ Şikâyetler İnceleme Komisyonu kurulması ve işleyişini düzenleyen 02/2012 sayılı yönetmeliğe ve 04/L-57 sayılı Sivil Toplum Örgütlerinde Örgütlenme Özgürlüğü Yasası’na uygun olarak STÖ’ndeki Şikâyetleri İnceleme Komisyonu’nun kararlarını uygulaması; KYB, kamu kuruluşlarının Halkın Avukatı’nın yazı ve taleplerine zamanında yanıtlaması gerektiğini ve onunla gündeme gelen konularda işbirliği yapması gerektiğini söyleyen 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası’na ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na uyması; Kamu kurumlarının, sendikal örgütlenme de dâhil her vatandaşın özrgütlenme özgürlüğü hakkına saygı göstermesi. 14802/2012 sayılı STÖ’nün şikâyetlerini İnceleme Komisyonunun kurulması ve işleyişi ilr ilgili Düzenleme, 5. maddenin 4. fıkrası: “STÖ’nün şikâyetlerini İnceleme Komisyonunun kararı idari usullerde nihaidir. ” 149Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 44. maddenin 2. fıkrası, “Sendikaların kurulması ve çıkarların korunması için örgütlenmesi garanti altındadır”. 150HAK, Medya bildirisi, http://ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATE-E-AVOKATIT-TEPOPULLIT-LIDHUR-ME-LIRINE-E-MEDIAVE-NE-KOSOVE-1295 (15.12.2014). 151Kosova Cumhuriyeti Meclisi, http://www.kuvendikosoves.org/?cid=1,128,6318 (15.12.2014). 152Kosova Cumhuriyeti Hükümeti, http://www.kryeministri-ks.net/?page=1,9,4437 (15.12.2014). 62 2.12. Toplanma özgürlüğü 2014 yılı süresince HAK toplanma özgürlüğü konsunda herhangi bir şikâyet kabul etmemiştir. Bu yıl süresince geçen yıllarda olduğu gibi vatandaşlar, öğrenciler, sivil toplum örgütleri ve çeşitli çıkar grupları tarafından halka açık toplanmalar ve çeşitli bir dizi protesto düzenlemiştir. Bu toplanmalar ve protestolar Kosova’nın farklı şehirlerinde, Çoğu durumda halka açık yerlerde ve belli kurumlar önünde düzenlenmişlerdir. Şunun gerçeğin belirtilmesi gerekir ki bu toplanmaların ve porotestoların birçoğu yerli medyalar tarafındn herhangi bir engel olmadan takp edilmişlerdir. Kendi yetkileri çerçevesinde HAK bu yıl süresince örgütlenmiş birkaç halk toplanmasını ve protestosunu yakından takip etmiştir. 2.12.1. Rektörlük önünde üniversite öğrencilerinin protestoları (gösterileri) 5 ila 7 Şubat 2014’te HAK Priştine Üniversitesi (PÜ) tarafından Priştine’deki PÜ Rektörlüğü önünde düzenlenen protestoları izlemiştir.153 Bu protestolarda üniversite öğrencilerinin talepleri PÜ Rektörünün derhal istifa etmesi ve PÜ’nde yapılan ihlallerinin hemen soruşturulmasının başlatılması idi. Öğrencilerin bu talepleri protestolarda da yer alan birkaç sivil toplum temsilciliği tarafından da destekleniyordu. Bu protestoların yapılan yakından takibinden Kosova Polisi mensuplarının, protestoları takip eden medya ve KFOR mensuplarının daha çok oldukları gözlenmiştir. Öğrencilerin Rektörlük bahçesine girme teşebbüsünde bulunmaları sebebeiyle 07.02.2014’te protestocular ve polis mensupları arasında durum gergindi ve bu nedenle protestocuları dağıtmak için polisi göz yaşartıcı gaz ve sprey kullanma mecburiyetinde bırakmıştır.154 Bu gösteriler boyunca polis birkaç gösterciti göz altına aldı ve bunlar HAK temsilcileri tarafından ziyaret edilmişlerdir.155 Bu gösterilerin ve göstericiler ile Kosova Polisi arasında meydana gelen olayları büyük dikkatle izledikten sonra 07.02.2014’te Halkın Avukatı medya aracılığıyla konuyla ilgili şu sözleriyle açıklamada bulundu: “Oluşturulan durum ve Rektörlük önünde şiddetli çatışma akademik dünyasında yapılması mecburi olan tartışmanın eksikliğinin bir ürünüdür.” Bununla ilgili Halkın Avukatı şu talepte bulundu: “Sokaklarda yapılan bu tartışmanın kabul edilebilecek çözüm bulunması için ve akademik evrensel standartlara uygun olması için üniversite dünyasına geri dönmesi gerekir.” Durumun daha çok tırmanma eğiliminde olduğunu gören Halkın Avukatı, anayasal ve yasal yetkilerine dayanarak şu sözleri sarfetti: “eğer her iki taraf da bunu kabul ederlerse HAK öğrenciler ve üniversite yönetimi arasındaki bu çıkmazı aşmak aracılık etmeye hazırdır. “156 153HAK, Protesto İzleme Raporu, 05.02.2014. Protesto İzleme Raporu, 07.02.2014. 155HAK, Protesto İzleme Raporu, 07.02.2014. “Bu protestoda 31 gözaltına alınan protestocu vardı. Gözaltına alınanalardan bazılarıyla yapılan görüşmelerden anlaşılmıştır ki polisin davranışları olağandı, sağlık yardımı sunulmuştur ve haklarıyla ilgili bilgilendirilmişlerdi. Yaralanmalar hafif derecedeydi. Bu yaralanmalar genellikle göz yaşartıcı sprey ve gazdandı.” 156 HAK, Medya bildirisi 07.02.2014: http://ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATE-EAVOKATIT-TE-POPULLIT-LIDHUR-ME-PROTESTAT-PARA-REKTORATIT-TEUNIVERSITETIT-TE-PRISHTINES-383 (12.12.2014). 154HAK, 63 2.12.2. Kamu kuruluşları eski çalışanlarının protestoları 06.02.2014’te Bağımsız Sendikalar Birliği’nin ve bazı eski kamu kuruluşları çalışanlarının talebi doğrultusunda, HAK Gilan şehrinin tiyatrosu önünde yapılan gösterileri kaydetti.157 Çalışanların temel talepleri şunlardı: ödenmemiş ücretlerin tazminatı, %20 ödemenin hızlandırılması, Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından tasfiye fonundan sosyal fonunun kurulması ve diğer talepler. Eski kamu kuruluşları işçilerinin benzer taleplerdeki benzer gösterileri 2013 yılında olduğu gibi diğer önceki yıllarda da sürekli örgütlenmiştirler. Aynı şekilde yukarıda bahsi geçen kuruluşların işçileri taleplerinin gerçekleşmesi amacıyla geçmiş yıllarda birkaç durumda açlık grevine girmiş oldukları ve Halkın Avukatı tarafından ziyaret edildikleri vurgulanması gerekir.158 Bu kuruluşların işçileri 2014 yılı süresince de Priştine’deki Kosova Hükümeti binası önünde açlık grevine girdiler. 2.12.3. Sivil toplum özrgütlerinin protestoları HAK, 22.06.2014’te Mitroviçada birkaç STÖ tarafından protestolar düzenlendiği keydedilmiştir. 159 Protestonun gözlenmesi sırasında Kosova Polisi mensupları dışında birçok KFOR ve EULEX gücü mensuplarının da varlığı keydedilmiştir. Başta protestolar ssakin geçiyordu fakat zamanla gerginlik yükseldi ve vatandaşlar polis barikadını aştılar ve şiddetli davranmaya başladılar. Böylece prostocular taş atmaya, işyeri camlarını kırmaya başladılar ve Priştine Belediyesine ait otoparkta birkaç aracı ateşe verdiler. Buna karşılık polis mensupları protestocular doğrultusunda onların dağılmasını sağlama amaçlı göz yaşartıcı gaz püskürtmeye başladı.160 HAK polis tarafından göz altına alınmalar esnasında aşırı gücün kullanılmadığını kaydetti. 2.12.4. Savaş Gazileri Örgütü Protestoları HAK, 04.12.2014’te PÜ Rektörlüğğü önünde yapılan ve Savaş Gazileri Örgütü (SGÖ) ile Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO) tarafından örgütlenen protestoyu izledi.161 Savaş örgütleri tarafından yapılan ve eylemlerin yoğunlaşması eğiliminde bulunan gelişmeleri derin kaygıyla izlerken, özellikle de EBTB Bakanı Sayın Ramë Buja’nın Kararından sonra Halkın Avukatı, PÜ ile ilgili meydana gelen olayla ilgili re’sen soruşturma başlattığını 03.12.2014 tarihli 157HAK, Protesto İzleme Raporu, 06.02.2014. Medya bildirisi, 18.06.2014: http://www.ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/KOMUNIKATELIDHUR-ME-GJENDJEN-SHENDETESORE-TE-GREVISTEVE-NE-GREVEN-E-URISE-NEPRISHTINE-1235 (13.01.2015). 159 HAK, Protesto İzleme Raporu, 22.06.2014. 160HAK, Protesto İzleme Raporu.: Mitroviça Polis Karakolu sözcüsü tarafından sunulan bilgilere göre bu protestoların sonuçları şu şekildeydi: 13 tutuklu, 6 yakılan araç, 2 gazeteci, 13 polis ve 10 vatandaş yaralı ve bunlar sağlık yardımı istemişlerdir. 161HAK, Protesto İzleme Raporu, 04.12.2014. “Onların talepleri, savaş gazileri çocuklarının listelerde yer alan öğrencilerin kayıtlarının yapılmasına yönelik kabul etmemesi sebeviyle PÜ Rektörünün istifa etmesiydi” 158HAK, 64 medyaya verdiği bildirisinde kamuya açıklamada bulunur.162 Aynı zamanda PÜ’nde düzeni bozacak tüm eylemlerin durudurulması talebi dışında Halkın Avukatı, kendi yasal yetkilerine dayanarak Eski Başbakan’dan ve Eski EBTB Bakanı’ndan Halkın Avukatı tarafından re’sen başlatılan ve yapılan soruşturmanın tamamlanmasına kadar EBTB Bakanının kararın uygulanmasını askıya alması talebinde bulundu.163 Aynı talep yeni Başbakan Sayın Isa Mustafa’ya ve EBTB Bakanı’na Sayın Arsim Bajrami’ye de yöneltildi. Ne yazıktır ki hiçbir zaman yasal sürenin sona ermesinden sonra da bu resmi kişiler Halkın Avukatı’nın acil talebine yaanıt vermemişlerdir. Bazı özel durumlarda olağanüstü olarak nitelendirilen bu protestolar gergin geçmiştir ve PÜ Rektörüne karşı protestocular tarafından ağır tehditler barındırmıştır. Bu protestoda tehditler mevcuttu, ancak ne protestocular ne de polis tarafından şiddet eylemler kullanılmadı. Sonuç olarak 2012 ve 2013 Yıllık Raporlarında oldupu gibi Halkın Avukatı bu raporunda da halk toplanmalarını düzenleyen Yasanın bir kısmının, daha doğrusu yetkinin bir kısmını gösteriyi düzenleyen örgütleyicinin belirleyeci “görevli”ye bazı yetkileri eline veren adı geçen yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasında yer alanların değiştirilmesi önerisini yinelemektedir, öyle ki: “(...) halkın gösterisinde yer alan ve düzeni ve sükûneti bozan, silah, tehlikeli veya yasak işaretleri taşıyan bu katılımcıyı hemen yakalamalı ve polislere teslim etmelidir.” Bu öneri hiçbir zaman uygulanmamıştır. Geçmişteki raporlarda olduğu gibi Halkın Avukatı bu raporunda da Halk Gösterileri Yasası’nın 12. maddesinin 3. fıkrasının AİHS’nin 11 maddesinde yer alan ilkelerle ve AİHM’nin uygulamalarıyla da örtüşmemediğini dikkat çekmeye devam etmektedir. Bununla ilgili Halkın Avukatı, Avrupa standartlarıyla uygun hale getirlmesi için bu yasanın tamamlanması ve değiştirlmesi ile ilgili talebini ve önerisini yinelemektedir. Öneriler Kamu düzeni ve güvenliğinin korunması için anayasal bir kurum olan Kosova Polisi, mutlaka kamu toplantıları örgütleyicileri ile kamu güveni amacıyla bilgi ve ön planlama için temas ve iletişim kurması gerekir. Gösterilerin tüm örgütleyicileri, yasalara uygun olarak toplanmaların korunması ile ilgili kamu düzenini sağlayan kurumları haberdar etmesi gerekir Halk Gösterileri Yasası’nın 12. maddesinin 3. fıkrasının AİHS’nin 11 maddesinde yer alan ilkelerle ve AİHM’nin uygulamalarıyla örtüşmesine yönelik değiştirlmesi. 2.13. Oy kullanma hakkı Oyy kullanma hakkı, seçme ve seçilme hakkını içerir ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile164 ve insan hakkıyla ilgili en önemli uluslararası enstrümanlarla165 güvence altına alınan temel 162HAK, Medya Bildirisi, 03.12.2014: http://www.ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATE-EAVOKATIT-TE-POPULLIT-LIDHUR-ME-REGJISTRIMIN-E-FEMIJEVE-TE-KATEGORIVETE-DALA-NGA-LUFTA-E-UCK-se-NE-UNIVERSITETIN-E-PRISHTINES-1304 (13.01.2015). 163HAK, KKO savaşında savaş gazileri çocuklarının PÜ’ndeki kayıtlarıyla ilgili Halkın Avukatı’nın Bildirisi, 03.12.2014: http://ombudspersonkosovo.org/repository/docs/K%C3%ABrkesa_drejtuar_ministrit _Buja_ 651117.pdf, 02.12.2014: http://ombudspersonkosovo.org/ repository/ docs/K%C3%A Brkesa_ drejtuar _Kryeministrit_Tha%C3%A7i_289071.pdf, (02.12.2014). 164Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 45. madde. 65 insan haklarından birini oluşturur. Kosova seçim reformu açısından sınıfta kalmayı devam etmektedir. 2013 yılı yerel seçimler gibi 08.06.2014’ye yapılan meclis seçimleri de hemen hemen dört yıl önce süreci biten seçim reformları olmadan yapılmıştır. 2.13.1. Kosova Cumhuriyeti’ndeki meclis seçimlerinin gözlemlenmesi 03/L-073 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimler Yasası’na166 ilgili mevzuata göre Kosova Cumhuriyeti meclis seçimlerinin yapılması ve yönetilmesi bilinen kaynaklar ve meclis demokrasileri tarafından kabul edilen taraflarca yapılır.167 Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ndeki milletvekiller 07.05.2014’teki oturumda ülkede erken meclis seçimlerinin yapılmasını sağlama amacıyla meclisi feshetme kararı almışlardır.168 2.13.2. Sakin geçen bildirilmemiş seçim kampanyası Siyasi partilerin seçim kampanyaları 28.05.2014 ila 06.06.2014 tarihleri arasında yapıldı. Genellikle seçim kampanyaları sakin bir ortamda, herhangi bir olay olmadan ve nefret söymeleri kullanılmadan geçti. Ancak siyasi partiler ne yazıktır ki saçim kampanyası başlamadan önce bildirilmeyen seçim kampanyaları düzenlediler. 2.13.3. Seçimlerin düzenlenmesi Erken meclis seçimleri 08.06.2014’te yapıldı. HAK Seçim Günü sürecini 14 hareketli gözetmen ekip ile Leposaviç ve Zubin Potok (Çabır Köyü hariç) hariç tüm Kosova yerlerinde takip etti (buraya Kuzey Mitroviça ve Zveçan beleediyeleri ve Zubin Potok’a bağlı Çabır Köyü de dâhildir), HAK gözetmen ekipleri 38 Kosova belediyesindeki toplam 798 Oylama Merkezi (OM)’nden ve 2366 Oylama Yeri (OY)’nden 146 OM’ni ve 393 OY’ni ziyaret etti. 08.06.2014’te yapılan erken meclis seçimleri, seçim sürecinin çalışmasını pek etkilemeten genellikle birkaç teknik kusur hariç genel olarak iyi örgütlenmiştir. Genelde Seçim Günü sakin ve olaysız geçmiştir. Bu seçimlerin Kosova Cumhuriyeti’nde şimdiye kadar yapılan seçimlerden en iyisi olduğu söylenebilir. 2.13.4. İhlallerle ilgili kaydedilen somut vakalar Ştime’deki Ruh Sağlığı Enstitüsü (RSE)’ne yerleştirilen kişiler yaptıkları eylemlerinin farkında değillerdi, bu yüzden seçim sürecini anlamıyorlardı ve oy pusulalarını doldurma olanağına 165İHEB, 21.3 madde; Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, 25 (b). madde; AİHS’nin 1 numaralı protokolü, 3. maddesi 166Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimlerle ilgili 03/L-073 sayılı yasanın 2. maddesi 167Kosova Meclisi seçimlerin özgür, genel, eşit, doğrudan ve gizli oylama temelinde bu yasadaki düzenlemelere ve MSK’nun Düzenlemelerine göre düzenlenir. 168Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimlerle ilgili 03/L-073 sayılı yasaya dayanarak Kosova Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın. Atifete Jahjaga 08.05.2014’te erken meclis seçimlerinin yapılacağını duyurdu. 66 sahip değillerdi. Bununla birlikte onlarsan birçoğu elinde kalemi tutamıyorlardı ve oy pusulasını onları takip edenin, daha doğrusu bakıcının söylediğine göre dolduruyorlardı. Oy kullanma hakkına sahip toplam 60 hasta vardı. 2013 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerde olduğu gibi bu yılda düzenleyen meclis seçimlerinde de her na kadar onların diğer seçim yerlerinde de oy kullandıkları gözlemlenmiş olsa da “Aşkaliler” için belirlenen Lipyan’daki 1315E/01D sayılı SM’nde bariz ayrımcılık vakası tekrarlandı. Ancak, etnik gerekçelerle Lipljan Belediyesi vatandaşlarının böyle bir ayrımcılık bölünmesi kabul edilemez. HAK’nun hareketli ekiplerinin bu seçimleri takip etmeleri sırasında şunları gözlemlemişlerdir: ● Hemen hemen her OM (yardımcı masalarda) Görme Engelliler Alfabesi (görme engelliler için) vardı. Ancak HAK’nun hareketli ekipleri bu oy pusulalarının 1512E sayılı OM’nde (Obiliç Belediyesine bağlı Plementin Köyü’ndeki “Sveti Sava” İlkokulu), 2201X sayılı OM’nde (Ştime’deki “Emin Duraku” İlkokulu), 1311E sayılı OM’nde (Lipyan’daki “Braça Aksiç” İlkokulu) ve 3016A sayılı OM’nde (Malişeva’daki “Hamdi Berisha” Lisesi) eksik olduklarını tespit etmiştir. ● Geçen yılki yerel seçimlerden farklı olarak bu yılki meclis seçimlerinde ultraviyole doğrulama lambaları çalışıyorlardı. ● Bu sefer Oy Pusulaları Sağlayıcıları (Oylama Yerleri Konsey Üyeleri – OYK) –ki bu kişiler aynı zamanda görünmez mürekkebi parmağa püskürtenlerdir- olası oylama sorunlarını ortadan kaldırmak için (ki bu geçen seçimlerde eldüvenlerin eksikliği yüzünden parmakları bu mürekkeple olduüu için daha sonra oy kullanmada sorun yaşamışlardır ve bu şekilde sorun yaşanmıştır) ilk oy kullananlar onlar olmuşlardır. ● Nihai Seçmen Listesi (NSL) geçen seçimlere oranla daha az olmasına rağmen hala bazı ölen kişilerin isimleri mevcuttur. Bu tür durumlar tüm şehiirlerde mevcuttur. ● Özürlü kişilerin (tekerlekli sandalyedekiler) bazı durumlarda OM olarak belirlenen yerlerde ve Omr’nde diğer katlarda oy kullanılacak yerlerde rampaların eksikliği yüzünden oylama yerlerine erişmeleri esnasında sorun yaşamışlardır. ● OM’nde, özellikle köylerdeki OM’nde nöbetçi olan polisler, başka polislerle değiştirilmedikleri için (koşullu hariç) oy kullanamamışlardır. Onlar OM’ne erken sabah saatlerinde gitmişlerdir ve orada oy pusulalarının tamamının sayılmasına kadar kalmışlardır. Aynı şekilde Lipyan’daki Islah Merkezi çalışanları da tıpkı Gilan’daki Tutuklama Merkezi’ndeki ıslah yetkilileri ve Yakova’daki “Isa Grezda” Bölge Hastanesi sağlık personeli gibi sadece koşullu olarak oy kullanabilmişlerdir. Merkez Seçim Komisyonu (MSK)’nun Seçim Kurallarında bu tür durumlar için herhangi bir çözüm öngörülmemiştir. ● İstok’taki Dubrava Islah Merkezi’nde NSL’nde 393 kişi yer alıyordu. Seçimler 09:00’da başladı ve sadece bir kabin bulunuyordu, bu da yetersizdi ve bu nedenle oylama gecikmeli gerçekleşiyordu. Öyle ki HAK hareketli gözetleme ekibi bir oylama kabininin temin edilmesi için İstok’taki Belediye Seçim Komisyonu (BSK)’ndan talepte bulunulması önerisinde bulunmuştur ve bu da saat 13:50’de yerine getirilmiştir. ● Lipyan’daki Islah Evinde 131 tutukludan 45’inin nüfus cüzdanlarının olmaması sebebiyle NSL’nde isimleri yer almamıştır ve bu şekilde oy hakkını da kullanamamışlardır. 67 ● Yakova’daki Bölge Hastanesi’nde oylama süreci gerçekleşmemiştir. BSK’nun hareketli ekibi eksikliği nedeniyle hastalar ve nöbetçi çalışanlar oy kullanma hakkını kullanamamışlardır. HAK’nun hareketli ekiplerinin meclis seçimlerinin izlenmesi sırasında saptadıkları eksikliklere dayanarak Halkın Avukatı şu önerilerde bulunmaktadır: Öneriler: MS, kendilerinin oy kullandıkları OY veya OM’lerinde veya en yakın OY’ne OYK üyelerinin görevlendirilmesi dair olanakları gözden geçirsin. Oy Pusulaları Sağlayıcılığı ve seçmenlerin parmaklarının saydam mürekkeple spreylenmesi yapan OYK üyelerine eldüvenler temin edilsin öyle ki bunun sonucunda kendi parmaklarının boyanması önlenmiş olacaktırve bu şekilde onlar da sorunsuzca oy kullanabilecekleridir. Yasa uygullayıcı kurumlar, oylama sürecini engelleyen ve olaylar çıkaran tüm kişilere karşı ceza takibatı başlatsınlaar ve onları adalete teslim etsinler. MSK, Nihai Seçmen Listelerinden ölen kişilerin isimlerini çıkararak ve 18 yaşını doldurmuş ve oy kullanma hakkına sahip yeni kişileri ekleyip bu listelerin düzeltmelerini yapsın. Tüm engelli kişilerin (özellikli tekerlekli sandalyedekilerin) oy kullandıkları OM’lerinde oy kullanmaları için uygun koşullar temin edilsin. Bunun yapılması mümkün olmadığı durumlarda veya gerçekleşmesi için daha çok zamana ihttiyaç olduğu durumlarda, MSK ve BSK’ne bağlı hareketli ekipler tarafından MSK ile İlgili Seçim Yönergesi’ne uygun olarak bu kişilerin kendi evlerinde ve dairelerinde oy kullanma olanağı sunulsun.169 Seçim gününde, daha doğrusu seçim sürecinin devam ettiği zamanda görevde bulunanların, daha doğrusu nöbetçi olanların oy kullanma hakkını gerçekleştirmeleri için ilgili yasal hükümler ile düzenlenmeler yapılsın. Kosova dışında olan seçmenlerle iletişim iyileştirilsin, öyle ki MSK ile İlgili Seçim Yönergesi’ne uygun olarak bu kişilerin oy kullanma hakkını gerçekleştirebilmeleri için onlara zamanında oy pusulaları temin edilsin, onlara oy pusulalarını yerlerine koymaları için yeterli zaman temin edilsin.170 2.14. Mülkiyet hakkı Kosova’da mülkiyet hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasaı,171 İHEB, 172 ve AİHS ve onun protokolleri ile173 güvence altındadır. Aynı şekilde Kosova Cumhuriyeti’nde mülkiyet hakları Kosova Meclisi tarafından kabul edilen birkaç yasayla da düzenlenir. 16904/2013 sayılı Seçim Kuralları Özel ihtiyaçları ve koşullara sahip kişilerin Oylaması, 3. madde. sayılı Seçim Kuralları Kosova dışında oylama, 3-5. maddeler 171Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 46. madde. 17003/2013 68 31.12.2014 tarihine kadar HAK nülkiyetin korunması ile ilgili 369 şikâyet kabul etmiştir, bunlardan 69’unu soruşturulması yapılmıştır. Bu şikâyetler tüm düzeydeki mahkemelere (KYÖD dâhil), belediyelere, KÖK’na, KMK’na, kamu şirketleri, savcılığa ve Kosova Polisi’ne karşı yapılmıştır. Raporlama yılı süresince mülkiyet vakalarının mahkeme süreçleriyle ilgili olan ve düzenli mahkemelere yapılan 21 şikâyetin soruşturulması yapılmıştır. Şikâyetler genellikle yargılama gecikmeleriyle ilgilidir. Yargılama gecikmeleri ile ilgili daha ayrıntılı olarak hakların yargısal korunması kısmında bahsedilmektedir. Her nasılsa mülkiyet ile ilgili olan yargısal davaların çözülmeleri ve mahkemelerce kesinleşmiş kararların yürütülmesi doğrudan vatandaşların mülkiyet haklarını etkiler. Mahkemeler tarafından vatandaşların mülkiyet vakalarının çözülmesinde oluşan gecikmeler bir tarafta doğrudan mülkihyet haklarını etkiler, diğer tarafta ise onların Kosova vatandaşları için güvenilmez bir duruma sokar. Bununla da sadece adalet tehdit edilmez, aynı zamanda vatandaşların güvenliği de tehdit altına girer, çünkü böylelikle vatandaşların mülkiyetle ilgili anlaşmamazlıklarını kendi kendine karar vermeye, yargı sistemi dışında çözmelerine iter. Ne yazıktır ki bu tür durumlar Kosova’da gerçekleşmektedir. 2.14.1. Belediyelere karşı şikâyetler Belediyelere karşı yapılan şikâyetlerin konusu yasadışı yapılar, mülkiyet hakkı tescilinin yapılmaması veya sicil esnasında teknik sorunlar yüzünden belediye kadastrolarına karşı yapılan şikâyetler, mülkiyetlerde hasarların oluşması, kamulaştırma, tazminat, kamusal alanların işgalidir. Soruşturması yapılan ve kapanan çoğu vakalarda şikâyetçilerin tüm yasal yollarını kullanmadıkları veya onların soruşturması esnasında belediyeler tarafından oluşan gecikmeler söz konusudur. HAK, gecikmelerin veya şikâyetlerle ilgili yanıtın olmadığı tüm vakalarda belediyelere başvurmuştur, oysa şikâyetçiler yasal yolları kullanmaları için mümkün olan ve müsaade edilen yerlere yönelmeleri konusunda bilgilendirilmişlerdir. 2.14.2. Kosova Özelleştirme Kurumuna karşı şikâyetler Kosova Özelleştirme Kurumu (KÖK), 2002/12 sayılı UNMIK yönetmeliği ile düzenlenen ve daha sonra 2005/18, 2008/16 ve 2008/27 UNMIK yönetmelikleriyle değiştirilen ve bu yönetmeliklere dayanarak kurulan Kosova Güven Kurumu (KGK)’nun devamıdır. Bu yönetmeliklerden başka UNMIK aynı zamanda ek yardımcı belgeler de çıkarmıştır, ki bunlara dayanarak KGK kamu işletmelerini, toplum işletelerini ve Kosova toplum mülkiyetlerini özelleştirmiştir. Kosova Meclisi 21.05.2008’de 2008/03-L-067 sayılı Kosova Özelleştirme Kurumu Yasası’nı kabul etmiştir. Bu yasa UNMIK’in 2002/12 sayılı Yönetmeliğini ve onun değikliğini yapan eklerini iptal etmişti. Kosova Meclisi 31.08.2011 tarihinde Kosova Özelleştirme Kurumu ile 172İHEB, 173AİHS, 17. madde 1. protokol, 1. madde. 69 ilgili 2011/04-L-034 sayılı bir başka yasa da kabul etmiştir, ki bu yasa 2008/03-L-067 sayılı yasayı yürürlükten kaldırmaktaydı. HAK’na KÖK’na karşı bildirilen şikâyetlerin konusu şunlardan ibarettir: toplumm işletmelerinin özelleştirmelerinden elde edilen gelirlerin %20 işçi listesi; geçmişte bireylerin mülkiyeti olan kamu mallarının özelleştirilmesi; özelleştirilen işletmelerin çalışanlarının %20 ücret ve özelleştirmeden %20 ücret tazminatlarının gecikmeleri; ikamet hakkı olan dairelerin satın alınmalarına ilişkin taleplerin onaylanması ile ilgili oluşan gecikmeler, ki bu süreç kurum tarafından yönetilmektedir.174 İlk iki konu yeterince endişe verici durumlardır ve bu yüzden bunların özelleştirme sürecinin ileri bir aşamada olduğu gerçeği ile bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Bu değerlendirmenin yapılmasının sebebi bu şikâyetlerle ilgili olan konular ya bitmiştir ya da onlarla ilgili süreçler KYÖD tarafından hala devam etmektedir. 1. Toplum işletmelerinin özelleştirmelerinden elde edilen gelirlerden %20’lik dilimin dağıtılması süreci KÖK tarafından 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin 10.4 maddesine “gayrimenkul hakkının sosyal mülkiyette kullanılması hakkına” dayanarak uygulanmaktadır. Bu yönetmelik UNMIK’in 2004/45 sayılı Yönetmeliğiyle değişmiştir, öyle ki burada şu denmektedir: “bu maddeye göre toplumsal mülkiyete sahip olunan veya tasviye sürecinde olan işletmenin bir çalışanı olarak kayıtlı ise veya üç yıldan az olmamak şartıyla kendisinin işletmeye ait çalışanlar listesinde olması durumunda işçi meşru kabul edilir. Bu talep işçinin 10.6 maddesine istinaden kendilerine karşı ayrımcılık yapılmasaaydı kendilerinin de o listelerde kayıtlı olabilecekleri veya çalışabilir durumda olabileceklerini iddia etmeleri durumunda onların da Özel Daire’ye şikâyet dilekçelerini sunmalarına engel teşkil etmez.”175 Belirtildiği gibi HAK, özelleştirmeden %20 gelir sağlama hakkına sahip kişilere ait şikâyetler kabul etmiştir. Bu şikâyetlerden biri NSH “Ramiz Sadiku”’ya karşı ayrımcılık yapıldığı iddialarını barındıran grup şikâyetidir ve 292 şikâyetçiden ibarettir. Ancak burada KYÖD tarafından tespi edilen ayrımcılıktan bahsedilmemektedir, burada şikâyetçilerin iddia ettikleri ayrımcılıktan bahsedilmektedir. Daha doğrusu bu şikâyetçiler 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmeliği’nin 10.4 maddesine yer alan ve işletmenin özelleştirildiği veya tasfiye edildiği zamanda çalışanların bu toplumsal işletmede üç yıldan daha az olmamak şartıyla maaş listelerinde olmaları gerektiği konusuyla ilgilidir. HAK’na yöneltilen şikâyetlerde emekli olan ya da toplumsal işletmenin özelleştirilmesi veya tasviye edilişinden önce iş sözleşmeleri biten çalışanların bu listelere dâhil edilmemeleriyle ilgilidir ve bunları şikâyetçiler ayrımcılık olarak nitelendirmekteler. Halkın Avukatı şikâyette bulunanların çok olması ve 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmweliğinde belirtilen ölçütleri göz önünde bulundurarak bu ölçütlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Durumun daha ağır olmasının sebebi hala yürürlükte olan ve bu şekliyle anayasaya uygunluk değerlendirmesine tabi olamaz olan bu 2003/13 sayılı UNMIK Yönetmeliği’nin Anayasa Mahkemesi Yasası’na dayanarak Halkın Avukatı için 6 aylık sürenin geçmesinden ötürüdür. Barınma hakkı olan dairelerin satışı ile ilgili 04/L-061 sayılı yasaya göre KÖK toplumsal mülkiyet sayılan dairelerin satın alınmasıyla ilgili başvuruları kabul etmektedir. 175KYÖD birkaç şikâyeti incelemesi esnasında çalışanlar listesinin düzenlenmesi esnasında belli çalışan sınıfının dışlandığını tespit etmiştir. 174 70 2. Özelleştirme zamanında toplumsal mülkiyet olarak değerlendirilen, ancak geçmişte bireylerin mülkiyetleri olma olasılığı olan mülkiyetlerin özelleştirilmesi ile ilgili de şikâyetler gelmektedir.176 Bu mülkiyetler 1950-1960 yıllarında kamulaştırma, müsadere, istimlak ve diğer farklı süreçler vasıtasıyla sahiplerine hehangi bir tazminat ödemeden sahiplerinden alınmıştır. Ancak özelleştirme durumunda toplumsal mülkiyet olarak kayıtlıydı ve bu şekilde özelleştirme sürecine dâhil oldular. Vatandaşların birçoğu özelleştirme sürecinde olan bu mülkiyetlerinin 1950-1960 yıllarında herhangi bir tazminat yapılmadan ellerinden alıdığını iddia etmektedirler, bu yüzden de bu kişiler mülkiyet hakkını kanıtlamak için KYÖD’ne başvurularda bulunmuşlardır. Eğer özelleştirilen mülkiyetin aslında bireylere ait olduğu kanıtlanırsa, bu durumda mülkiyet sahibine iade edilemez, aynı zamanda özelleştirme kararı da iptal edilmez,177 ancak sahipler, mülkün satışından idari vergiler ve taplumsal işletmenin çalışanlarına ait olan %20 değer çekildikten sonra, satıştan elde edilen gelirin bir kısmı alırlar UNMIK’un mevzuatı KGK’ya verilmişti, oysa Kosova Meclis tarafından kabul edilen Kosova Mülkiyet Kurumu Yasası bu kurumu ait mercilere özel mülkiyetin toplumsal mnülkiyete dönüştürülmesi esnasında yapılan daha önceki transfer değerine bakmaksızın ve bu transferin ayrımcılık içinde yapılıp yapılmadığına bakmaksızın toplumsal işletmeleri özelleştirme ve tasfiye etme hakkını vermektedir.178 Daha önce sahiplerinin kim olduğu belirlenmeden KYÖD kararı ile ihtilaflı mülkiyetlerin özelleştirlmeleri, mülkiyetin özelleştirilmsi yasadışı yapılarak mülkiyet hakkının ihlali olarak da sonuçlanabilir. Halkın Avukatı, toplumsal işletmeler mülkiyetinin özelleştirilmeleri esnasında oluşan mülkiyet hakkı ihlallerinin meydana gelmesinin sebebi mülkiyetlerin iade edilmesini düzenleyecek olan ve toplumsal işletmelerin özelleştirme sürecinin başlamasından önce kabul edilecek olan bir yasanın eksikliğinden olduğunu düşünmektedir. 3. Özelleştirilen işletmenin çalışanlarının maaşlarının tazminatlarının ve özelleştirme değerinin %20’sinin tazminatlarının gecikmeleriyle ilgili şikâyetlere gelince HAK, bu geciknelerin sebeplerini öğrenme amacıyla KMK ile görüşmede bulunmuştur.179 Kurumun yetkilerine göre özelleştirilen işletmelerinin çalışanlarının maaşlarının ödemeleriyle ilgili oluşan gecikmelerin sebebi Kosova Meclisi tarafından Kosova Özelleştirme Kurum yönetim kurulunun atanmamasından ileri geldiğini ve ödemelerin bu yönetim kurulunun oluşmasından sonra yapılacağı söylenmiştir.180 Oysa kurumun yetkilileri, özelleştirme değerinden %20’nin ödenmesindeki gecikmelerinin oluşmasının sebebini toplumsal işletmelerinin özelleştirme gelirinden %20 almaya hak kazanmış çalışanlar listesine karşı KYÖD’ne herhangi bir itirazda bulunulduysa, o zaman KYÖD bu itirazla ilgili belli bir karar alıncaya kadar bu %20 miktarının belli bir kısmı beklemeye alınır, diğer taraftan ihtilaflı olmayan diğer kısım proposyenel bir şekilde diğer çalışanlara dağıtıldığını açıklamıştır. Halkın Avukatı’na göre bu %20 miktarının dağıtılmamasının sebebinin Kosova Özelleştirme Kurumu yönetim 176HAK, vakalarA. nr. 7/2014, A. nr. 16/2014, A. nr. 46/2014, A. nr. 156/2014. Bölümü, Hukukun Uygulanması Dairesi, Hukuk Sistemi İzleme Bölümü AGİT Raporu, Kosova’da özelleştirme: KGK’nun Yargıtay Özel Dairesi tarafından konuların hukuki, Mayıs 2008. 178Property Rights in Kosovo: A Haunting Legacy of a Society in Transition, February 2009, Written by Edward Tawil for the International Center for Transitional Justice. 179KÖK Hukuk Bölümleri Bölüm Başkanı Sayın Visar Hoxha ile 17.11.2014’teki görüşme. 180HAK, vaka A. nr. 23/2014. 177İzleme 71 kurulunun atanmamasından ileri gelen bu gecikmenin yersiz olduğu ve yasaya göre çalışanın hakkının ihlalini oluşturduğu düşüncesindedir. 4. Kurum yetkilileriyle yapılan görüşmede ikamet hakkı olan dairelerin satın alınmalarına ilişkin taleplerin onaylanması ile ilgili oluşan gecikmeler konusu da ele alınmıştır. Kurum yetkilileri bu gecikmenin de sebebinin Kosova Özelleştirme Kurumu (KÖK) yönetim kurulunun atanmamasından ileri geldiğini iddia etmişlerdir. KÖK yetkilileri durumdan istifade ederek HAK yetkililerine demişler ki bu dairelerinin satışları kurumun en başarılı projelerinden biri olduğunu, öyle ki 1000 başvurudan şimdiye dek 600 tanesinin kabul edildiğini öne sürmüşlerdir. 2.14.3. Kosova Mülkiyet Kurumu Kosova Mülkiyet Kurumu (KMK), 2006/50 sayılı UNMIK Yönetmeliği Değiştirlmesine dair ve zirai ve ticari mülkiyet dâhil özel gayrimenkul varlıklarla ilgili taleplerin çözülmesine dair 03/L-079 sayılı yasa ile kurulmuştur ve bu yasa kosova Cumhuriyeti Meclis tarafından kabul edilmiştir. KMK, hala yerine getirlmemiş olan Konut ve Mülkiyet Konuları Müdürlüğü (KMKM)’nden bazı yasal yükümlülükleri devralmıştır. HAK’na KMK’ya karşı devamlı şikâyetler gelmiştir, ancak önceki yıllara göre oldukça düşük sayıdadır. Bununla beraber KMK’nın KMKM kalan yükümlülüklerle ilgili olan ve geçen yıllara ait olan şikâyetleri bazıları hala çozülmemiştir. KMK’ya karşı yapılan şikâyetlerin konuları şunlardır: 1. Mitroviça’nın Kuzey kısmındaki mülkiyetlerle ilgili Mülkiyet ve Konut Talepleri Komisyonu’nun kesinleşmiş kararların uygulanmaması.181 2. 2000/60 sayılı UNMIK Yönetmeliği 4.5. maddesinde öngörülen ve ayrımcılık sonucu kaybedilen sosyal konutlardaki daireleri iadesi Komisyonu’nun kesinleşmiş kararların uygulanmaması.182 Burada 1990 yıllarında işyerinin kaybedilmesiyle geçerli ikamet hakkı kaybedilmiş olanların bu konutları yeniden geri alma hakkını tanımayı mümkün olmayan ancak tazminat hakkı tanınmış olan durumlar sözkonusudur. HAK, yukarıda bahsedilen her iki konu ile ilgili vakaların sayısı konusunda ve bu vakaların çözüme kavuşturulması için kurumun çabaları konusunda bilgi edinme amacıyla yetkilileriyle görüşmüştür. KMK, şu şekilde HAK’nu bilgilendirmiştir:183 1. Kurumun, Komisyonun kararlarını yerine getirmekle yükümlüdür. Kurum, şikâyetlerin başarılı şikâyet talepleriyle birlikte Komisyonun kararlarının yerine getirilmesi esnasında mülkiyetleri yönetim sürecine sokabilir veya mülkiyetlerin tahliyelerini yapabilir. Mitroviça’nın Kuzey kısmında mülkiyetleri yönetim sürecine sokulması veya mülkiyetlerin tahliyelerini yapılması diğer kısımlara göre daha uzun sürmektedir, çünkü bu kısımda Kurum uzun süre kararların uygulanmasında kolluk 181HAK, vakalar A. nr. 48/2012, A. nr. 176/2012 ve A. nr. 125/2013. ve konut talepleri, süreç ve müdürlüğün mülk ve konut konuları ile ilgili delillerin koşulları, aynı zamnda mülk ve konut talepleri Komisyonu ile ilgili olan, 2000/60 sayılı UNMIK’in Yönetmeliği’nin 4.5 maddesi der ki: “yukarıda belirtilen 4.4. maddesine göre düzenlenen sertifikası olan her kişi sertifikada belirtilen miktarla eşit gerekçeli tazminat hakkı vardır ve bu ödemeler Kosova Konsolide Bütçesi‘nde biriken fonlardan veya bu yönetmelikte belirlenen ve bu amaçla kurulmış olan herhangi bir fondan yapılır.” 183KMK Yürütme Müdürü Vekili Sayın Florije Kika aracılığıyla Sayın Elhame Gorani ile 24, 25 ve 26 Kasım 2014’te elmek aracılığıyla yapılan iletişim. 182Mülkiyet 72 kuvvetleri desteğini alasmamıştır. Ancak bu yılın Mart ayında kolluk kuvvetleri yetkilileri Kurumu desteklemeye başlamışlardır. HAK’na, Mitroviça’nın Kuzey kısmında Kurumun yönetimi altında 390 mülkiyet mevcut olduğu ve 27 tahliyenin gerçekleştiği bilgisi verilmiştir. 2. Ayrımcılık sonucu kaybedilen sosyal konutlardaki daireleri iadesi ile ilgili taleplerle ilgili Komisyonun toplam 143 kararı vardır ve bunların uygulanması gerekmektedir. Kararların uygulanması, ayrımcılık sonucu kaybedilen sosyal konutlardaki dairelerin bireylerine tazminatların yapılması gerektiğidir, ancak bu kararların uygulanması hala başlamamıştır. Kurum, UNMIK-ut 2000/60 saylı Yöentmeliğinin 4. maddesine istinaden tazminatların hesaplanması ile ilgili ölçütleri ve gerekli süreçleri hazırlamıştır, ancak bu kararların uygulanabilmesi için 3,2 milyon Avro tutarında mali fona ihtiyaç vardır. Kurumun bayan yetkilisinin dediğine göre kurum bu paraların temin edilmesi için çaba asarfetmektedir. Mitroviça’nın Kuzey kısmındaki mülkiyetlerle ilgili konuya gelince Halkın Avukatı, Mülkiyet hakkı sahiplerinin 1989 ve 1999 savaşı nedeniyle kaybettikleri mülkiyetleri gerçek sahipliğini kazanma olanaksızlığı nedeniyle tüm Kosova Cumhuriyeti topraklarında Kurum tarafından yönetilen mülkiyetler için geçici bir tedbirin ve gönüllü mülkiyet yönetiminin uygulandığını düşünmektedir. Bu dolaylı sahip olmanın kurulması ve bireysel çıkarlar (bu durumda bireylerin mülkiyet hakları) ve genel çıkar (yerinden edilmiş kilşilerin güvenlik sebebiyle mülkiyetlerine dönemedikleri için onların güvenliği için) arasında bir denge şekli olarak da yorumlanabilir. Ancak AİHM’nin uygulamalarına bakıldığında Halkın Avukatına göre bu bilanço Mitroviça kuzey kesiminde, Komisyonun kesinleşmiş kararların ertelenmeleri sahipleri için ek bir yük teşkil etmekte olduğu için veya bu mülkler üzerinde mülkiyet hakkı taşıyanların 1999 yılında mülklerinden tahliye edilmiş olmaları ve bu mülklerinin iadesi ile ilgili emin olunmayan bir durumda bulunmakta oldukları için başarının başvuru sahipleri için ulaşılmış olmadığını düşüncesindedir.184 Halkın Avukatı, mülkiyetin ister gerçek sahibine doğrudan iade, ister de kira uygulaması ile dolaylı olarak sahibine iadenin sessizce sahipliğin engellenmesi anlamına geldiğini ve bu iadelerin bu kadar uzun sürmesinin mülkiyet hakkının ihlali anlamına ggeldiğini düşünmektedir. Tazminatla ilgili Komisyonun kesinleşmiş kararlarının gecikmesi ile ilgili ise Halkın Avukatı raporlama yılı süresince bulgular ve önerilerle olan bir rapor yayınlamıştır.185 Mitroviça’nın kuzey kısımındaki mülkiyetlerloe olduğu gibi tazminatla ilgili de söz konusu olan Komisyonun kesinleşmiş kararlarının gecikmeleri veya uygulamalarıdır. Somnuç olarak Halkın Avukatı şunu hatırlatmak ister ki kararların uygulanması “yargılama” sürecinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiği ve kesinleşmiş kararların uygulanması hukukun üstünlüğünü temin eder.186 Buna rağmen Halkın Avukatı, Mitroviça’nın kuzey kısmındaki mülklerin iadeleriyle ilgili Komsiyon kararlarının uygulanmaları ile ilgili olarak ilk ihlal Kurum tarafından yapılmadığı, bunun sebebinin yeterince güvenlik koşullarını oluşturmayan kolluk kuvvetlerinin ve Hükümetin desteğinin olmaması olduğunu düşünmektedir. Oysa Komisyonun değerlendirmesine göre yapılan tazminatlara gelince Halkın Avukatına göre ihlalin olmasının 184Immobiliare Saffi İtalya’ya karşı vakası, Application no. 22774/93, 49-59. par.. A. nr. 171/2013 sayılı Tazminatla ilgili Kosova Mülkiyet Kurumu’nun usul gecikmeleriyle ilgili vaka için Önerili Rapor, 21.02.2014 tarihlikesinleşmiş karara dayanarak. 186Hornsby, Greqisë karşı Application no. 18357/91, 45. par. 185HAK, 73 sebebi Komisyon kararlarının uygulanması için gereken mali desteğin Hükümet tarafından sağlanmamasından kaynaklandığını düşünmektedir HAK beş şikâyetin soruşturmasını yapmıştır. Bunlardan biri onbeş kişiden oluşan bir grubun şikâyetleridir ve bu şikâyet mülkiyetlerinin korunması konusunda Kosova Polisinin hiçbir önlem veya yeterli önlem almamasını içerir. Vakaların soruşturmaları yapıldıktan sonra şikâyetçilerin yetkili kurumlara başvurmaları konusunda bilgilendirilmişlerdir.187 HAK iki savcılık aleyhine yapılan iki şikâyetin soruşturmasını yapmıştır. Bunlardan biri taşınır malın imhasıyla ilgili süreçle ilgilidir ve Asliye Savcılığı Prizren şubesi aleyhinedirir,188 diğeri ise taşınır malların imhası ve çalınması ile ilgilidir ve Yakova Asliye Savcılığı aleyhinedir.189 2.14.4. Kamu Kurumlarına ve KEDTŞ’e karşı şikâyetler HAK bu raporlama yılı süresince kamu kurumlarına karşı yapılan üç şikâyeti soruşturmuştur. Bunlardan ikisi HAK tarafından açılan soruşturmadan ve takibinden sonra taraflar çıkarına olumlu sonuçlanmışlardır ve kapanmışlardır.190 KEDTŞ (Kosova Elektrik Dağıtımı ve Temini Şirketi) aleyhine 8 şikâyet bildirilmiştir, bunlardan 7’sinin soruşturulması yapılmış ve kapanmıştır. KEDTŞ aleyhine yapılan şikâyetlerin konusun sahibin onayı olmadan özel mülklerde direklerin yerleştirilmesi, ön bildirilme olmadan KEDTŞ çalışanları tarafından mülklerin kontrolü, elektrik cihazlarının zarara uğraması, mülkiyetin kullanılmasını engel teşkil eden elektrik iletkenlerinin yerleştirilmesi, elektrik sayaçlarının montajı ve kaydı esnasında yapılan hatalar ve kişilerin şikâyetlerine yanıt verilmemesi ile ilgilidir. HAK, KEDTŞ’nin kişilerin şikâyetlerine yanıt vermediği vakalarda yasalarda belirlenen yetkilerine dayanarak hareket edip KEDTŞ’nden kişilerin şikâyetlerine yanıt vermelerini istemiştir, oysa mümkün olan durumlarda kişileri mevcut hukuki yolları kullanmaları tavsiyesinde bulunmuştur. Öneriler: Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne: UNMIK’in 2004/45 Yönetmeliği ile değiştirilen UNMIK’in 2003/13 sayılı Gayrimenkul hakkının sosyal mülkiyette kullanılması hakkı” Yönetmeliğini yürürlükten kaldırsın ve bunun yerine sosyal mülklerin transferini düzenleyen bir yasa çıkarsın, aynı zamanda sosyal işletmelerin özelleştirlmesinde olan çalışanların çalışanlar listelerinin doğru ve eşit ölçütlerin yapılması 187HAK, A. nr. 343/2014 ve A. nr. 341/2014 vakaları187Immobiliare Saffi İtalya’ya karşı vakası, Application no. 22774/93, 49-59. par.. 187HAK, A. nr. 171/2013 sayılı Tazminatla ilgili Kosova Mülkiyet Kurumu’nun usul gecikmeleriyle ilgili vaka için Önerili Rapor, 21.02.2014 tarihlikesinleşmiş karara dayanarak. 187Hornsby, Greqisë karşı Application no. 18357/91, 45. par.. 188HAK, A. nr. 267/2014 vakası 189HAK, A. nr. 269/2014 vakası 190HAK, A. nr. 76/2014 Ferizay Su Şirketi aleyhine ve A. nr. 115/2004 Prizren’deki “Hidro-Regjioni Jugor” şirketi aleyhine olan vakalar. 74 Çıkar ilişkilerini eşitlenmesini ve bölge ile Avrupa ülkelerinde en iyi uygulamaları göz önünde bulunduırarak 1950 yıllarında kamulaştırılmış mülklerin iadesi ile ilgili yasayı çıkarsın ve kabul etsin Kosova Hükümeti’ne: 1998-1999 savaşının sonucu olarak kaybedilen mülklerin iadeleriyle ilgili şartları oluştursun ve mülklerin iadeleri ile ilgili kararların uygulanması için Kosova Mülkiyet Kurumu’na gerekli desteği sunsun. UNMIK’in 2000/60 sayılı Yönetmeliği’nin 4.5. maddesine dayanarak belirlenen şartlara göre yapılan tazminatla ilgili kararların uygulanması için Kosova Mülkiyet Kurumu’na veya onun halefi kurumlarına mali destek sağlasın. 2.15. Eğitim Hakkı Anayasa, kamu kurumlerının her kişinin yetenekleri ve ihtiyaçlarına göre her kişiye eşit eğitim olanağı sağlaması doğrultusunda yükümlülüğü belirler.191 Bunu AİHS de protokünde garantiler.192 2014 yılı süresince HAK eğitim hakkı ile ilgili toplamda 56 şikâyet kabul etmiştir.193 Bunlardan 26’sının soruşturması yapılmıştır, oysa 30 kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir. 2013 yılı ile karşılaştırıldığında eğitim alanında yapılan şikâyetlerde bir artış vardır. Soruşturması yapılan şikâyetler PÜ “Hasan Prishtina”’ya, 2.15.1. Üniversite öncesi eğitim Kaliteli eğitime çocukları dâhil etme, engelli çocukların eğitime katılımını sağlama, okul altyapısının iyileştirilmesi, okullarda şiddetin önlenmesi, mücadele ve yönlendirme gibi konular eğitim alanında en önemli amaçlarından sadece bazılarıdır ve bunların gerçekleşmesi için Kosova kurumlarının sürekli meşguliyetini gerektirir. Kurumlar eğitimin kalitesini, çocuk ve gençlerin eğitimini şiddettin, hakaretin veya diğer ayrımcılık şekillerinin olmadığı güvenli bir ortamda yapmasını sağlamalıdır. Eğitim kurumlarında daha güvenli ve daha uygun bir ortam sağlamak için ve olumsuz olayları önlemek için Kosova Cumhuriyeti Hükümeti okullarda şiddet olayların çözülmesi süreçlerini ve sorumlu olan diğer kurumlara başvuruyu belirleyen bir Yönetmelik çıkarmıştır.194 Halkın Avukatı geçen yılki raporunda bu yönetmeliğin uygulanmasını önermiş olmasına rağmen, okullarda yapılen birçok ziyaretten ve eğitim alanlarında, onun çevresinde veya yakınında 2014 yılı süresince meydana gelen şiddet olaylarına bakıldığında bu yönetmeliğin hala yeterli ölçüde uygulanmadığı görülür.195 191Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 47. maddenin 2. fıkrası. yerde, 22. maddenin, 2. fıkrası. 1931 Ocak ila 15 Aralık 2014 arası istatistikler. 19421/2013 sayılı Üniversite Öncesi Kurumlarda Şiddetti ve Yöönlendirmeyi Önlen’mesine dair Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Yönetmeliği. 195Mitroviça’daki öğrenci cinayeti ile ilgili 28.1.2014 tarihli Halkın Avukatı bildirisi. 192Aynı 75 Üniversite öncesi kurumlarda eğitim sürecinin 1 Eylül’de196 başlamasına rağmen geciken tadilatlar yüzünden bazı okullarda eğitim süreci gecikmeli olarak başladığına tanıklık etmekteyir. Aynı şekilde yakıt eksikliği veya ısınma malzemesi eksikliği sebebiyle ısınma dönemi de okul kurumları için sorun olmaya devam etmektedir. Bazı okulda öğrenciler eğitim süreçlerini düşük sıcaklıklarda yapma mecburiyetinde kalmışlardır, sonuç olarak bazı okullarda öğrenci ve velilerin protestoları sebebiyle eğitim sürecinin durudurulmasını da olmuştur. Üniversite öncesi eğitimde reformlar sebebiyle bazı okulların öğretmenlerin işe alımları ile de sorunlar yaşadılar. Verilen iş ilanları, aynı zamanda işe alım ölçütleri bazı şehirlerde yasalara aykırıydılar, bazı vakalarda da ölçütler ayrımcıydı.197 2.15.2. Üniversite eğitimi Bu akademik yılda PÜ’ni büyük zorluklar takip etmiştir. Bu yılın başlangısınca farklı öğrenci grupları tarafından örgütlenen protestolar akabinde durum rektörün ve bazı yönetim kurulu üyelerinin istifalarıyla sonuçlandı. Bu gergin durum hemen hemen tüm yıl süresince devam etti. Üniversite ilgi odağındaydı. Mevcut rektörün seçilmesinden sonra durumun iyileşeceğine ve PÜ sorunlarının nihayet çözülmeleri için ele alınması başlayacağına dair bir izlenim oluştu Ancak PÜ’ne adayların kaydının yapılmasının Savaştan Çıkan Dernekleri tarafından gönderilen listelere göre yapılmasına dair talepten ve bu fderneklerin protestolarından sonra, aynı zamanda EBTB kararından sonra PÜ tekrar bir dönüm noktasına gelmişti. Eğitim ve bilimde en yüksek bir kamu kurumu olarak PÜ bağımsızlığının korunması için gereken tüm önlemlerin alınması herkesin, kamu kurum ve kuruluşların görevidir. Bu durumda Halkın Avukatı dışarıdan müdahalelerin kesilmesi gerektiğini ve PÜ’nin bağımsızlığına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu özellikle PÜ bağımsız yönetim ve gelişmesini etkilemete çalışan Kosova Hükümeti, EBTB, bütün kamu şahısları ve kurumları, özel ve tüzel kişiler, savaştan çıkan dernekler, öğrenci dernekleri için geçerlidir. Her ne kadar onların açılmasından uzun bir zaman geçmesine rağmen diğer kamu üniversitelerinin 198 yönetiminin rektör ve prorektör vekilleri tarafından yapıldığı görülmektedir ki bu da kamu üniversitelerini olumsuz yönde etkiler. Öğrenci hizmetlerinin bazı kısımlarının ücretlerinin düşürülmesiyl ilgili olan Kosova Cumhuriyeti Hükümeti’nin kararı, öğrenci ve onların aileleri için kolaylıklar sağlamıştır, aynı zamanda herkes için çalışma konusunda daha iyi fırsatlar yaratmıştır; ancak bunun üniversite kurumlarında bütçe sorunlarını yaratmaması gerekir. Çünkü ayrı bir alan olan eğitim Kosova’da yetersiz desteklenmektedir ve şimdi olduğundan çok daha fazla maddi ve mali desteğe ihtiyacı vardır. 196042/L-032 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Yüksek Öğrenim Öncesi Yasa, 2. maddenin 1.37. bendi “Eğitim yılı – başlangıç dönemi bir yılın 1 Eylülümnde başlar ve bir sonraki yılın 31 Ağustos’unda biter”. 197BEM Priştine, 24.9.2014 tarihli iş ilanı, “Aday en fazla üç (3) işyeri için adaylığını koyabilir, Sadece bir iş yeri için adaylığını koymanız önerilir.”, BEM Gilan, Mülakatı yapılanlara ait Tutanak-II. Kısım, “yerli aday, okul olduğu yerde ikamet eden aday, 1 puan (bu ölçüt sadace köyler için geçerlidir), ve diğer ölçüt: “Gilan belediyesi adayı, 5 puan”; MEB, Yıl, Aday Değerlendirme Formu, “yerli aday (okulun bulunduğu yerde ikamet eden aday 1 puan). 198 http://www.upgj.org/ alınan bilgiler, Gilan’daki “Kadri Zeka” Üniversitesi, http://www.uni-gjk.org/ “Fehmi Agani” Yakova Üniversitesi ve http://www.umib.net/, “Isa Boletini” Mitroviça Üniversitesi (12.12.2014). 76 PÜ’ndeki durumu en iyi özetleyen EBTB eski Bakanı’nın beyanıdır, ki kendisi görevi teslim etmeden önce şu sözleri sarfetti: “(...) her ne kadar görev süresi boyunca üç rektör değiştirmesine rağmen “Hasan Prishtina” PÜ’ndeki durum henüz istikrarlı değildir. (...) bu sıcak patatesin eline bırakıldığı için görevi devralan bakan için bu konuda üzgünüm. (...)”199 PÜ’ndeki ve onun çevresindeki gelişmeler bu kurumun kamuoyunda ve bazı çevrelerde var olan ve zaten sarsılmış olan güvenin ve PÜ’nin bölgedeki ve daha geniş alandaki itibarının daha da sarsılmasına neden olduğuna hiç şüphe yoktur (son uluslarrası sıralamada tüm dünyadan değerlendirmeye alınan toplam 20.000 üniversiteden PÜ 4937 sıradadır.). Bu sebepten PÜ’ne kamuoyunun güvenininin dönmesi için idari mercilerin çok güçlü bir şekilde etkin olmaları gerekir.200 2.15.3. Engelli çocukların eğitim hakkı Halkın Avukatı daha önceki yıllık raporlarında da aynı şekilde engelli öğrencilerin Kosova eğitim sürecine dâhil olmaları için mümkün olduğunca daha iyi koşulların sağlanması önerisinde bulunmuştur. Bu öğrenci sınıfınıın bu haklarını büyük zorluklar altında gerçekleştirdiklerini hepimiz şahidiz. Okulların uzaklığı sebebiyle her ne kadar belediyeler ulaşımı sağlamakla yükümlü olsalar bile diğer öğrencilerde olduğu gibi özellikle engelli öğrencilerin ulaşımlarının teminiyle ilgili sorunlar yaşanmaktadır.201 Bu öğrenciler için koşulların desteklenmesi ve iyileştirmesi, aynı zamanda bu öğrencilerin düzenli eğitim sistemine dâhil edilmeleri EBTB’nın ve belediyelerin önceliklerinden olmalıdır. Ne yazıktır ki Kosova eğitimine engelli öğrencilerin dâhil edilmeleri hala küçük çaptadır. 2013/2014 eğitim-öğretim yılında özel okullarda, birleştirilmiş sınıflara ve yardım edilen öğrencilerin sayısı toplamda 1.239’dur.202 Kosova’da toplam 6.100 engelli çocuk olduğu tespit edilmiştir, ancak kayıt edilmedikleri için bu rakamın daha büyük olduğu düşünülmektedir.203 2.15.4. Engelli çocukların eğitimi ile ilgili şikâyetler Engelli bir öğrencinin ortaokuluna ulaşım eksikliği yüzünden yaptığı şikâyetinden sonra Halkın Avukatı bu konun çözülmesi için girişimde bulunmuştur. Belediye ve EBTB sorumlulularıyla yapılan birçok görüşmeden sonra, sorumlu kurumlar ulaşımı temin etmişlerdir ve öğrenci eğitim sürecine devam etmiştir.204 Böyle bir durumda yürürlükteki yasalara saygı konusunda belediye düzeyindeki sorumlur kurumlar tarafından ihmaller yapılmaktadır ve bu da eğitim hakkının ihlal edilmesi olarak değerlendirilir, çünkü yürürlükteki yasaya göre bu engelli çocukların ulaşımını belediye mercileri tarafından bedava sağlamaları gerekir.205 19910.12.2014 tarihli Basın Toplantısı. Rektörlük Çalışma Programı, 17.09.2014, s. 1. 201HAK, A. nr. 525/2013 ve A. nr. 528/2014 vakaları; öğrencilerin ulaşımlarının temin edilmemesine yönelik şikâyet. 202EBTB, Kosova Eğitim İstatistikleri, 2013/2014,: http://www.mashtgov.net/ advCms/documents/ Statistikat_e_arsimit_ne_Kosove_2013_14.pdf s. 43, grafik 25 (09.12.2014). 203EBTB, engelli çocukların eğitimi için bilinçlendirme kampanyaları başlatıldıları: http://www.mashtgov.net/advCms/channels/news/newsPrint.php?id=1,3009 (09.10.2014). 204HAK, A. nr. 515/2013 vakası 205Kosova Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Öncesi Yasası, 40. maddenin, 4. fıkrası. 200PÜ 77 HAK Boşnak mensubu olan bir aile adına yapılan bir şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyette Mitroviça’daki “Nëna Terezë” adındaki Kaynak Merkezi’nde engelli olan iki çocuk için Boşnak dilinde bir sınıfın açılması talep edilmiştir. Uzmanlardan oluşan komisyon çocukların öğrenme becerileriyle ilgili değerlendirme yapmış ve bu çocukların Mitroviça’daki “Bedri Gjinaj” Ortaokulu’nda Boşnak dilinde eğitim görebilecekleri sonucuna varmıştır.206 Şikâyet Halkın Avukatının girişimiyle aile için olumlu olarak sonuçlanmıştır.207 Annenin VII sınıf öğrencisi olan engelli çocuğunun sınıfının ikinci katta olması sebebiyle ve bu yüzden çocuğunun eğitimi göremediğine dair 208 yapmış olduğu şikâyetten sonra HAK girişimde bulunmuş. HAK’nun girişiminden sonra BEM ve okul müdürlüğü tarafından hemen gereken tedbirler alınmış ve öğrencinin sınıfı ikinci kattan zemin katla değiştirilmiş ve öğrenci okuluna devam etmiştir. Kamu kurumları öğrencilerin ihtiyaçlarına göre uygun desteği vermekle yükümlüdürler, oysa karar aldıkları zaman o her zaman çocuğun yararı ön planda olmalı ve onların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalı.209 2.15.5. EBTB’na karşı re’sen vakası Halkın Avukatı, 178/01B sayılı 13.12.2014 tarihli EBTB Bakanının kararının Anayasa ile öngörülen insan hakklarına etkileriyle ve üniversite eğitimi alanındaki yasalarla ilgili kendi öncülüğüyle soruşturma başlatmıştır. Bu karar KKO savaşı çocuklarının “Hasan Prishtina” PÜ’ne kayıtlarıyla ilgilidir.210 “Hasan Prishtina” PÜ rektörlüğünden sunulan bilgilendirmede PÜ’nin akademik kadro, laboratuvar ve eğitim ve bilim çalışmaları için gerekli diğer alanların eksikliği yüzünden öğrenci sayısının artıırılmasına yönelik koşullara sahip olmadığı belirtilmiştir.211 Konuyla ilişkin askıya alınmayla ilgili esas ölçütlerin yerine getirilmesi sebebiyle, çünkü “herhangi bir idari kararın uygulanması özel veya tüzel kişiler için onarılmaz sonuçlar doğurabilir”212 olmabileceği için Halkın Avukatı, eski Başbakana ve EBTB eski Bakanına, sırasıyla şimdiki Başbakan ve EBTB Bakanına, 178/01B sayılı EBTB Bakanının kararının re’sen başlatılan ve yapılan soruşturma tamamlanıncaya kadar katrarn uygulanmasının askıya alınması talebinde bulundu. İşbirliği başarısız olduktan sonra ve konunun ciddiyetini gördükten sonra Halkın Avukatı medya aracılığıyla yaptığı bir bildiri aracılığıyla PÜ ile ilgili son zamanlarda gerginliğin artması sebebiyle duyduğu endişeyi dile getirmiştir. Halkın Avukatı şunu vurgulamaktadır ki Aynı yerde, 41. maddenin 3. fıkrası A. nr. 483/2013 vaka; Mitroviça’daki “Nëna Terezë” adındaki Kaynak Merkezi’nde engelli olan iki çocuk için Boşnak dilinde bir sınıfın açılması talebi. 208 HAK, A. nr. 2/2014 vakası 209Kosova Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Öncesi Yasası, 40. maddenin, 2.1 ve 2.2. bendi. 210IAP, 518/2014 re’sen vakası. Halkın Avukatı 2015 yılının Şubat ayında taraflar ve sorumlu kurumlara yönelik önerileri içeren bir rapor düzenlemiştir. Bu rapo sonuçlanıncaya kadar “Hasan Prishtina” PÜ Rektörlüğü hariç sorumlu kurumların hiçbiri Halkın Avukatı’nın önerilerine yanıt vermemişlerdir. Kosova Hükümeti ve ilgili bakanlık (EBTB) bu konuyla ilgili Halkın Avukatı ile işbirliği konusunda tamamıyla başarısız olmuşilardır. 211Hasan Prishtina” PÜ Rektörünün Halkın Avukatı’na gönderilen yazısı. Bu yazıda O, “PÜ’nin akademik kadro, laboratuvar ve eğitim ve bilim çalışmaları için gerekli diğer alanların eksikliği yüzünden öğrenci sayısının artıırılmasına eğitim sürecine yük getirecektir.”. 212Halkın Avukatı Yasası, 16 maddenin5. fıkrası. 206 207HAK, 78 eğitim sürecinin işleyişine yapılan herhangi bir yasadışı girişim kesinlikle kabul edilemezdir.213 2.15.6. Aşkali topluluğu temsilcilerinin şikâyeti Halkın Avukatı “Hasan Prishtina” PÜ Rektöründen şikâyet eden Aşkali topluluğu tarafından sunulan şikâyeti kabul etmiştir214 Onların iddialarına göre PÜ’nde öğrenci olmak isteyen Aşkali topluluğuna ait kişiler için 44 yerin ayrılmıştır. Onlara göre bu eğitim-öğretim yılı için toplamda 12 kişi başvurmuştur, bunlardan ancak 5’i kabul edilmiştir. Onlar, EBTB Bakan Yardımcısıyla ve PÜ rektörüyle görüştürklerini ancak destek görmediklerini iddia etmektedirler. Halkın Avukatı’nın 14.12.2014’te Rektörle görüşmesi esnasında Aşkali topluluğuna ait adayların PÜ’ne kayıtları konusu da gündeme getirilmiştir. Rektörün dediğine göre azınlık mensuplarının PÜ’nde kayıtları yapabilmeleri için belli kotadan yararlanabilirler. Ancak asgari ölçütleri yerine getirmeyen, daha doğrusu kabul sınavında %30 sınırı geçemeyen hiçkimse kaydını yapamaz. Halkın Avukatı’na göre kabul sınavında başarı sonuçlarına veya becerilerine bakılmaksızın bu kişilerin kaydının yapılması kabul edilemezdir, çünkü Kosova’da yürürlükte olan anayasa ve yasalara göre herkes yasalar önünde eşittir. Anayasa, kamu kurumlerının her kişinin yetenekleri ve ihtiyaçlarına göre her kişiye eşit eğitim olanağını sağlaması doğrultusunda yükümlülüğü belirler.215 Belli kategoriler için kotaların belirlenmesi, yararlanacak grupların doğrudan kabul edilecekleri anlamına gelmez, bu birinci derece geçmişte ve şimdi olduğu gibi yaşanan belli koşullar nedeniyle en savunmasız gruplara mensup olurmaları durumunda bazı sosyal grupların lehine iyi niyet eylemini oluşturmaktadır Öneriler: Sorumlu belediye kurumları, okullarda eğitim-öğretim başlamadan önce okulların altyapılarının iyileştirilmesi, bakımı ve düzeltilmesi için gerekli olan tüm tedbirleri almaları. Belediyeler özürlü öğrencilerin ulaşımları için özel bir bütçe oluşturmaları. Tüm sorumlu kurumlar Üniversite Öncesi Kurumlarında Şiddeti Önleme ve Yönlendirme Protokolünü uygulasınlar. BEM, iş ilanlarını ve ölçütlerini düzenlemesi esnasında yasalar ile çelişmeyen ölçütleri geliştirsin, öyle ki tüm adaylar yasalar önünde eşit muamele görsün. EBTB sorumlu diğer kurumlarla işbirliği yaparak Kosova’daki engelli çocuklar için bir kaydın oluştursun. Kosova’da yüksek öğrenim yapanlar Rektör ve Prorektör vekili yerine en kısa zamanda kamu üniversitelerinde rektör ve prorektörü seçsinler. Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve EBTB yüksek öğrenim yapan kamu kurumlarının bağımsızlıklarına saygı göstersinler. 213Halkın Avukatı’nın bildirisi, 03.12.2014: http://www.ombudspersonkosovo.org/sq/lajme/DEKLARATEE-AVOKATIT-TE-POPULLIT-LIDHUR-ME-REGJISTRIMIN-E-FEMIJEVE-TE-KATEGORIVETE-DALA-NGA-LUFTA-E-UCK-se-NE-UNIVERSITETIN-E-PRISHTINES-1304. 214HAK, A. nr. 522/2014 vakası 215Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 47. maddenin 2. fıkrası; Yükseköğretim Yasası, 2,. maddenin 1.3. bendi. 79 2.16. Çalışma ve mesleği icra etme hakkı Çalışma ve mesleğini icra etme hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası216 ve Kosova Cumhuriyetinde uygulanan en önemli uluslararası enstrümanları217 ile güvence altına alınan insanın temel haklarından biridir. 2.16.1. HAK tarafından kayıt altına alınmış şikâyetler HAK tarafından kabul edilen ve istihdam hakkının ihlali yapıldığına dair iddiası taşıyan vatandaşların şikâyetleri 397’dir. Bunlardan 297’si kabul edilemez olarak nitelendirilmiştir, oysa 82’si için soruşturma açılmıştır. Halkın Avukatı, ister özel sektör olsun ister kamu sektörü aleyhine olsun yapılan şikâyetlerin konusu, çalışma süreçlerinin çiğnenmesi, hukuk aykırı olarak iş ilişkisinin sona erdirilmesi, çalışma saatlerinin süresi, çalışma saati dışı tazminat, yıllık iznin veya doğum izninin kullanılmaması, maaş hakkının gerçekleştirilmemesi ile ilgilidir. HAK tarafından kabul edilen şikâyetlerden biri BEM tarafından Bişatjim’deki "Hajdar Dushi" Lisesi’ne Biyoloji öğretmenliği için açılan işe alım ilanıyla ilgili Yakova’daki BEM’lüğü aleyhinedir.218 Şikâyetçi, EBTB’nın 09/2014 sayılı İdari Yönergesinde yer alan şartların sadece kendisi tarafından yerine getirildiğini ve BEM tarafından mülakat için asılan listede kasıtlı olarak isminin yer almadığını ve bu listeye aslında mevcut olmayan adayın isminin koyulduğunu ve bu şekilde kendisinin mülakatta yer almamasının sağlandığını iddia etmektedir. BEM’nün bu tür bir yaklaşımı alım sürecinde şüphe uyandırmaktadır.219 HAK tarafından İstok Belediyesi’ne bağlı Gurakoç’taki "Mithat Frashëri" Teknik Ortaokulu tarafından herhangi bir ön bilgilendirme olmadan iş ilişkisinin sona erdirilmesi sebebeiyle bu okul aleyhine yapılan bir şikâyet de kaydedilmiştir. Şikâyetçinin dediğine göre kendisi Gurakoç’taki "Mithat Frashëri" Teknik Ortaokulu’nda ve Dubrava’nın Rudina Köyü’nde olmak üzere ayrı sınıflarda 2002 yılından ön bilgilendirme olmadan iş ilişkisinin sona erdirildiği 04.09.2014’üne kadar çalıştığı ve iş ilişkisisin bu şekilde sona erdirilmesinin iş ilişkisi yasal süreçlerle çelişmektedir.220 2.16.2. İşte korunma ve emniyet Her ne kadar işte, korunma ve güvenlik yürürlükteki İş Yasası221 ve İş Güvenliği ve sağlık Yasası222 gibi iki yasa ile güvence altına alınmış ise de bu dönem süresince işyerlerinde işçilerin ölüm ve yaralanma vakaları kaydedilmiştir. Vakaların Çalışma Müffettişliği ve soruşturma kurumları tarafından soruşturulmanın yapılmaması ve işverenlerin işçi ve işyerlerinin güvenini 216Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 49. madde. yerde, 22. madde. 218HAK, A.nr. 486/2014 vakası 219EBTB’nın 09/2014 sayılı İdari Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrası: “İş ilanı yasada ve yürürlükteki diğer belgelerde öngörüldüğü gibi hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm adaylar için eşit olmalı.” 220HAK A. nr. 542/2014 vakası. 22103/L-212 sayılı İş Yasası’nın 42. maddesinin, 1 ve 2. fıkraları. 22204/L-161 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası. 217Aynı 80 sağlamaması sebebiyle cezasız kalmaları Halkın Avukatı için ciddi bir endişe oluşturmaktadır. Raporlama dönemi süresince Kosova’daki resmi kayıtlara göre işyerinde 8 kişi hayatını kaybetmiştir, oysa 52 kişi yaralanmıştır.223 Öneriler: − Çalışma Müffettişleri İş Yasası ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası hükümlerinin uygulanmasını takip etmesi ve işçilerin sağlık durumlarının korunması için gerekli tedbirleri alması. − ÇSGB, Çalışma Müffettişleri ile birlikte çocuk işçiliğinin oluşumunu önleme yönünde tedbirler alması ve onların düzenli eğitim sürecine dâhil etmek için somut adımlar atması. 2.17. Kamu belgelerine erişim hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası, yasalarla kurulan kısıtlamalar hariç kamu bilgilerine erişim hakkını güvence altına almıştır;224 oysa Kamu Belgelere Erişim Yasası (KBEY) açıkça kamu belgelere erişmek için vatandaşların haklarını tanımlar.225 Kamu belgelerine erişim hakkı, kamu mercileri tarafından düzenlenen ve tutulan belgelerine her kişinin onların içeriğini öğrenme hakkını, aynı zamanda kamu yönetiminin kamuya yönelik faaliyetlerinin işleyiş ve şefafflık kurallarını belirler ve kararlaştırır. Serbest bilgi akışı faaliyetlerin şefafflığını oluşturmak için, kamu yönetiminin verimlilik ve etkinliğini oluşturmak için, kurumlar ve vatandaşlar arası güvenin inşa edilmesi için, yönetim ve idare tarafından beklenen hizmete karşılık vatandaşların karşılıklı farkındalığını oluşturmak için, vatandaş hizmetleri sağlamak için onun yükümlülüklerini oluşturmak için iyi bir araçtır 2.17.1. Kamu Belgelere Erişim Yasası’nda eksiklikler KBEY’nın onun uygulanmasını zorlaştıran eksiklikler içerdiğinin geçen yılki raporda da vurgulanmıştı. Yasa, kamu belgelerine erişim hakkının inkar eden vakalarını ele almak için hangi mahkemenin ya da diğer kamu kurumlarının yetkili olduğunu açık bir şekilde tanımlamamıştır. Kamu kurumllarının yanıt vermemelerinden bahseden Yasanın 10. maddesinde şu belirtilir: “Başvuru sahibinin reddi ve kamu kurumlarının belli süre içinde yanıt vermemeleri olumsuz yanıt olarak nitelendirilir ve başvurana HAK’nda, diğer kamu kurumlarında, yetkili mahkemelerde yürürlükteki yasaya uygun olarak süreci başlatma hakkı tanır.” Başvuranın “(...)HAK’nda, diğer kamu kurumlarında, yetkili mahkemelerde yürürlükteki yasaya uygun olarak süreci başlatma” hakkı tanıması dışında,, bu Yasa yürütme gücü olan ve kamu belegelerine erişim hakkını uygulama ve saygı göstermesi gereken bu kurumların içinde olan zorunlu sorumluları yapması gereken “diğer kamu kurumları” nın kimler olduğunu açıkça tanımlamamaktadır. KBEY’nın 12. maddesinde yer alan belgelere erişim hakkı istisnalar listesi Ayrıca son derece esnek bir kısıtlama teşkil eder ve bu da ilgili kurumda sorumlu kişinin keyfi yorumlanması için 22312.12.2014’te Kosova Cumhuriyeti ÇSGB Başmüffettişi Sayın Basri Ibrahimi ile görüşme. Cumhuriyeti Anayasası, 41. madde. 22503/L-215 sayılı Kamu Belgelerine Erişim Yasasının 4. maddesi. 224Kosova 81 nispeten geniş bir alan bırakır.226 Bu durumda nispeten yorumlama olanağı o kadar geniştir ki kamu belgeler için herhangi bir talebe bir kısıtlama atfedilebilir. Bu hakkın gerçekleştirilmesine yönelik sınırlama olumsuz anlamda son derece esnek sınırlamalarla çok somutlaştırılmıştır. Bu yıllardaki uygulamaya dayanarak yargı süreçlerinin uzaması sebebiyle kamu belgelerine erişim haklarını gerçekleştirmek için mahkemelere başvuran vatandaşlar için oldukça cesaret kırıcı olmaya devam ettiği görülüyor. Halkın Avukatı’nın elindeki verilere ve bilgilere bakıldığında 2014 yılında da kamu belgelerine erişim ile ilgili olan vakalarla ilgili Kosova Cumhuriyeti’nde herhangi bir mahkeme kararı yoktur. 2.17.2. Sorumlu kurumların yanıtlama süreleri ve gecikmeler Kamu belgelere erişim reddi ile ilgili 2014 yılında HAK’na sunulan şikâyetlerin sayısı 40’tır. Şikâyetlerin bu toplam sayısından 28’i için soruşturmalar yapılmıştır, oysa diğerleri daha soruşturma aşamasında Halkın Avukatı Yasası’na dayanarak kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir. 2014 yılında HAK’na sunulan şikâyetlerin genel toplamına bakıldığında, bir önceki yıla kıyasen sayıda artış olduğu görülür. Halkın Avukatı bu raporlama yılı süresince farketmiştir ki çoğu durumlarda kurumlar yasa ile belirlenen süre içinde yanıt vermekte gecikmektedirler.227 Çeşitli mesleki tartışmalarında erişimi istenen belgelere erişimin sağlanması için yedi günlük sürenin çok kısa olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak halkın makul bir süre içinde bilgi edinme hakkı ile ilgili Halkın Avukatı, AİHM’nin bilginin verilmesinde oluşan gecikmeler bilginin tüm değerini kaçınılmaz olarak ortadan kaldırılabilir yönündeki görüşü, kaçınılmaz ve belirleyici görüş olduğu değerlendirmesinde bulunmaktadır;228 “çünkü bir haber hızlı uzaklaşan bir hizmet içerir ve o haberin yayınlanmasındaki gecikme bir kısa süre için de bu haberlerin tüm değerlerini ve çıkarlarını inkar edebilir.”229 226Aynı yerde, “1. Talep eden herkes kamu belgelerine erişme hakkı vardır. Bu hakkın sınırlaması orantılı olarak yapılabilir ve sadece şu savunma amaçlı icra edilebilir: 1.1. ulusal güvenlik, savunma ve uluslararası ilişkiler; 1.2. kamu güvenliği; 1.3. suç faaliyetlerini önleme, soruşturması ve kovuşturmasında; 1.4. disiplin soruşturmalarında; 1.5. Kamu kurumları tarafından inceleme, kontrol ve denetimlerde; 1.6. özel ve yasal olan mahremiyet ve diğer çıkarlarda; 1.7. ticari ve ekonomik çıkarlarda; 1.8. devletin ekonomik, para ve döviz politikalarında; 1.9. yargısal süreçlerde tarafların eşiitliğinde ve adaletin etkili idaresinde; 1.10. çevrenin veya, 1.11. herhangi bir konunun ilgili kamu kurumlar içinde veya arasındaki tartışmnalarda. 2. “Bir belgedeki bilgiye erişim reddedilebilir eğer ki onların ifşa edilmesi, sadece bu bilgilerin ifşa edilmesi için kamunun daha üstün bir çıkarı hariç bu maddenin 1. maddesinde yer alan çıkarlardan herhangi birine zarar verir veya zarar verme olasılı varsa..” 227KBEY’nın 7. maddesinin 8. fıkrası: “Kamu kurumları, talebin kaydının yapıldığı günden itibaren yedi (7) gün içinde erişimi talep edilen belgeye erişimin izin vermesi ya da tam veya kısmen reddetme ile ilgili yazılı olarak reddetme gerekçesini sunması ve talep edenin konunun yeniden gözden geçirilmesi sahip olduğu hakla ilgili bilgiler sunması gerekir”. 228The Sunday Times V. The United Kingdom vakası (Application no. 13166/87), 26 Kasım 1991. 229İfade özgürlüğü, AİHM’nin 10. uygulanmasına dair kılavuz, s. 21, paragraf34, The Sunday Times V. The United Kingdom, (Application no. 13166/87) vakası, 26 Kasım 1991 ve Observer And Guardian V. The United Kingdom, (Application no. 13585/88) vakası, 26 Kasım1991. 82 2.17.3. Mahremiyet ve kişisel bilgilerin korunması İstenen belgelerin farklı niteliktedirler. Ülkenin güvenlik unsurları söz konusu olduğunda şikâyetçilerin / bilgi isteyicilerinin erişimlerini reddetmeleri için yasanın yetkililere reddetme yetkinlik özellikleri vermesi, diğer taraftan bunun mahremiyet unsurları ve kişisel veriler söz konusu olduğunda bu kısım son derece tartışmalı olmaya devam etmektedir. Bu iki hakkı ayıran çok ince bir çizgi vardır ve resmi belgelere erişim hakkını zarar vermeden ve mahremiyeti koruyup kamu belgelerine erişim taleplerinin muamelesi esnasında vakaların çözülmesinde onların eşitlenmesi taleplerin muamelesi esnasında sürekli zorluk yaratan bir şeydir. Bir STÖ Kosova’daki 7 belediye (Prizren, Lipyan, Ştırpça, Mamuşai, Klokot, Parteş ve Klina) tarafından verilmeyen yanıt ile ilgili 2014 yılının Mart ayında HAK’na bir şikâyet sundu. Istek, 2012 yılı için emlakla ilgili yıllık faaliyet raporu ve vergi yükünün tahsilat bilgileriyle ilgiliydi ve kişisel olmayan verilere erişimden ibaretti. Her ne kadar bu STÖ, bazı belediyelerden aldığı yanıtlarla ilgili HAK’na bilgi vermeyip iyi bir işbirliği içinde olmamış ise de bu talepler belediye idaresi tarafından vatandaşların kişisel verilerinin korunması ve yasal süre içinde yanıtlamamaya aykırı olduğunu ortaya koydu. Onların yanıtlarında bu belediyelerden bazıları herhangi bir kısıtlama yapmadan ad, soyad, adres, görev ve diğer verileri içeren tam listeyi sundular ki bu açıkça mahremiyet hakkının korunması ve kişisel verilen korunmasına aykırıydı. 2.17.4. Kamu belgelerine erişim ile ilgili gerekçesiz redler Halkın Avukatı 2014 yılının Aralık ayında yasanın çiğnenmesi olarak nitelendirdiği kamu belgelerine erişimi iddialarıyla ilgili öneriler içeren bir rapor düzenledi ve bunu Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı (TOKKB)’na sundu. Kamu belgelerine erişim Yasası’na dayanarak STÖ’lerinden biri “STÖ’lerine bağışlamalar listesini”ne erişim talebiyle bakanlığa başvuruda bulunmuştur ve talebe istinaden bu listede “bağışlar ne için yapılmıştır, projenin başlığı, proje kimin tarafından gerçekleşmiştir ve her STÖ için ve her proje için ne kadar para ayrılmıştır” gibi bilgilerrin yer alması gerekiyordu. Bakanlık bir yazısında talepte bulunan tarafa “daha önceki STÖ raporlamalarına dayanarak... resmi malzemeleri propaganda ve ticari amaçlarla kullanmaktadır ...” gerekçe ile talebinin reddedildiği bildirmiştir. Halkın Avukatı, STÖ’nün talep ettiği bilgilere erişim hakkını görmezden gelmesi, hak kısıtlamasının özü, kısıtlamanın amacındaki önemi, kısıtlamanın niteliği ve kapsamı, ulaşılması amaçlanan kısıtlama ile amaç arasındaki bağlılık ve bu amacın daha küçük bir sınırlama ile gerçekleşmesi için olanağın soruşturma gibi sebeplerden dolayı bakanlığın bu tür bir gerekçesinin yeterli olmadığı sonucuna varmıştır. Öneriler içeren bu rapor şimdiye dek bakanlık tarafından göz ardı edilmiştir, bu da Yürütme yetkisi olan bir kurumun oluşması ve bu kurumun kamu belgelerine erişim hakkını ihlal edenlerin anayasayı ve yasalara saygı göstermelerini zorlayacak bir kurum olması için yasanın değiştirilmesi gerektiği çok açık bir şekilde kanıtlamaktadır. 83 2.17.5. Anayasa tasarısı hazırlık çalışmaları Şüphesiz ki halkın kamu belgelerine erişimi ile ilgili olan ve vurgulanması gerekn en önemli konulardan biri Halkın Avukatı’nın talebidir ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası için hazırlık çalışması (travaux preparatoires)230 belgelerinin bulunmasıdır. Kosova Anayasa Mahkemesi (KAM) kapsamındaki KI47/10, KO98/11 KO103/14 dhe KO119/14 sayılı davalarda ilgili danışma için bu mahkeme tarafından dört yıldan fazla bir dönem süresince yapılan sürekli aramalar başarıyla sonuçlanmadı ve bu da bu belgelerin Hükümete ait bir binada “sahipsiz” olduklarına dair medyadaki habere kadar sürdü.231 Huzursuz eden bu bilginin medya tarafından aydınlanması Halkın Avukatı’nı bu belgelerle ilgili aşağıdaki beş temel amaçla re’sen soruşturma açmasını itmiştir. (1) bu belgelerin Hükümete ait bir binada bulundukları ve var olduklarını, daha doğrusu arşivlendiğini belirlemek için; (2) Devlet iktidarı olan herhangi bir kurum veya kuruluşun Anayasa’nın 41. maddesinin 2. fıkrasında yer alan hükme (“belgeleri tutan kamu kurumları ve iktidar kuruluşları onlar kamusaldır.)” ve kamu kurumları ve tarafından korunan belgeler aykırı davranıp davranmadığını soruşturmak için; (3) bu belgelerin bir an önce KAM’ne gönderilmelerini temin etmek için ve bunun da bu Mahkemenin devamlı taleplerine uyumlu olması için; (4) kendi çalışmaları süresince HAK tarafından hazırlık çalışmasına erişim sağlanabilme olanağı yaratmak için ve (5) bu kurumsal ve Kosova Cumhuriyeti kuruluşuna ait ister bugünkü vatandaşlar ister de gelecek nesiller için tarihi kanıtı yayınlamak ve korumak için. Kalıcı araştırmadan ve Meclisteki, Cumhurbaşkanlığındaki, Hükümetteki ve Kosova Cumhuriyeti Kamu Arşivi’ndeki sorumlu dairelerle başarılı iletişimden sonra Halkın Avukatı 05.12.2014’te resmi yazı aldı. Bu resmi yazıda bütün belgelere sahip olan Başbakanlık Bürosu (BB)’nun bu belgeleri Kosova Kamu Arşivleri Kurumu (KKAK)’na 24.11.2014’te gönderdiği yer almaktadır, bu da Halkın Avukatı’nın ilk talebinden on gün sonrasına tekabül eder. Halkın Avukatı, bu belgelerin varoluşlarını ve korunmalarını ilk elden teyit etme amacıyla 08.12.2014’te Arşivi ziyaret etti. KDAK, Halkın Avukatı Yasası’na ve Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na dayanarak bu belgelerin arşivlenmelerinin yapılmasından sonra birer kopyalarını HAK’na göndereceklerini ilettiler. Halkın Avukatı bir basın bildirisi ile bu soruşturmaların başarılı geçtiğini ve Anayasa Komisyonu olan bu hazırlık çalışma belgelerinin bulunduğunu ve gerekli olan ve güvenli bir yerde olduğunu halka duyurdu. Aynı şekilde bu bildiri ile Halkın Avukatı “kayıp” nedenlerini araştırmalarını ve bu belgelerinin bu son altı yılda bulunmamalarını ve bunları halka açıklamaları konusunda sorumlu tüm kurumlara çağrıda bulundu. Demokratik bir ülkede bilgilendirmenin önemi AİHM görüşünde vurgulanmaktadır, ki buna göre “Kamu kurumlarının işleyişi hakkındaki bilgilerden kamuoyunu mahrum bırakmak, demokrasinin temel hakkını çiğnemek anlamına gelir.”232 230İster Kosova Cumhuriyeti Anayasası Oluşturma Komisyonu tarafından yapılan Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın oluşturulması süreci esnasında herhangi bir şekilde kabul edilen, biriktirilen ve korunan tüm belgeler Travaux preparatoires (Hazılık çalışmaları) sayılır. 231“’sahipsiz’ olan Kosova Hükümeti binasında Anayasa Taslağının Arşivlenmesi, Kosova Press, 1 Ekim 2014,: http://www.kosovapress.com/sq/nacionale/arkiva-e-draftimit-te-kushtetutes-ne-objekt-te-qeverise-dhepa-pronar-26024/ (15.12.2014). 232Observer And Guardian V. The United Kingdom, (Application no. 13585/88) vakası, Partly Dissenting Opinion Of Judge Pettiti, Joined By Judge Pinheiro Farinha. “In this respect there was a violation of the 84 Kosova toplumunun hesap verebilir ve saydam yönetime çok büyük ihtiyacından yola çıkarak Halkın Avukatı birinci sırada Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve Meclisi gibi yetkili kurumlar aşağıdaki önerilerde bulunmayı gerekli gördü: Öneriler: − Medya kampanyaları ile kamu belgelerine erişim hakkı ile ilgili farkındalık faaliyetlerini artırmayı hedeflemek ki amaç (niyet) için ilk sırada kurumlara ait sorumlular olacaktı, ancak bu hakla ilgili vatandaşlar da − Kamu belgelerinin kayıtlarını oluşturabilmeleri ve ele alabilmeleri için, vatandaşların taleplerine uygun yanıt verebilmeleri için ve hukuk normlarına saygı gösterebilmeleri için görevlilerin eğitimilerinin sürekli artırılması ve yoğunlaştırılması. − Kamu Belgelerine Erişim Yasaının daha net, basit ve uygulanabilir yapmak için bu yasada Değişiklik Yapılmasına Dair her türlü eylemde bulunmaları. − Kamu belgelerine erişim ile ilgili olan şikâyetlerin ele alınması için yürütme gücüne sahip bir mekanizmanın kurulmasını hedeflemek. 2.18. Yaşam ortamı ile ilgili sorumluluk Her Kosova vatandaşı için sağlıklı, kaliteli ve güvenli bir ortam oluşturulmasıyla ilgili anayasa sorumluluğu ve Avrupa çevre standartlarına kademeli olarak yaklaşma sorun olmaya devam etmektedir. Her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Anayasası, yaşam ortamını korunması ile ilgili herkesi sorumlu tutumuş ve onu insan hakları grubuna dâhil etmiş olmasına rağmen, ortam ve onun korunması hükümet programları öncelikleri dışında kalmaya devam etmiştir. Çevreyi koruma hükümetin önceliklerinden biri olmaması sebebiyle halk sağlığını ve yaşam kalitesini etkiler.233 Aynı şekilde araçların kayıtları esnasında alınan ekoloji harçlardan biriken meblağlar çevre alanında kullanılmasına başlanmamıştır ve toplanma amacına aykırı olarak gelir olarak kalmaya devam etmektedir. Bununla beraber çevre korulumları arasında kurumlar arası işbirliği yavaş adımlarla ilerlemektedir.234 Bu hakkın önemini ve onun yaşam hakkına, mahremiyet hakkına, aile huzuruna, aile hakkına, mülkiyet hakkına, halkın sağlığına vb. olan yansıması göz önünde bulundurularak, çevre mevzuatının ister vatandaşlar ister kurumlar tarafından olsun onun soluk uygulanması endişe vericidir. Raporlama yılı boyunca HAK Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 52. maddesinde yer alan “yaşam ortamı sorumluluğu”235 ihlali ile ilgili 22 şikâyet kabul etmiştir, oysa onlardan 10 tanesi için soruşturma yapılabileceği değerlendirmesi sonucuna varılmıştır. right to receive information, which is the second component of Article 10 (art. 10). To deprive the public of information on the functioning of State organs is to violate a fundamental democratic right”. 233Kosovo Progress Report 2014, pg. 4, “The lack of interest in the environment has become a serious issue for public health and the quality of life in Kosovo”. 23403/L-025 sayılı Çevre Korunması Yasası, 2.4. maddesi çevre nin korunması ile ilgili ölçütleri yerine getirmek için ulusal faaliyetlerinin koordinasyonu 235Kosova Cumöhuriyeti Anayasası, 52 maddesi [Yaşam Ortamı Sorumluluğu], 1. Yaşam ortamının doğa ve biyoçeşitliliği ve ulusal miras herkes için sorumluluktur. 85 Kontrolsüz kentsel genişleme, kötü niyetli girişimler, ölçütsüz inşaatlar, düzenleyici planların ve inşaat normlarının göz ardı edilmesi, tarım arazilerinin yokolması, hava kirliliği, su kirliliği, ormanların tahrip edilmeleri, atıkların eksik yönetimi, biyoçeşitliliğine zarar verilmesi ve yokedilmesi, yeterli izleme sistemlerinin olmaması, gürültü, temel çevre ilkelerine, bilgilendirme ilkelerine, karar almada halkın katılımı, adalete erişimine eksiklikler 2014 yılında izlenen çok sayıda çevresel sorunlardandır. 2.18.1. Hava kirliliği Vatandaşların sağlıklı bir ortam hakkı hava kirliliği, endüstriyel üretkenlik, eski nakliye araçları, düşük kaliteli yakıtların kullanımı, inşaat alanlarında yol ve bina inşaaları esnasınca kontrolsüzce kirletme, taş ocakları ve taş ocakçılığı faaliyetleri, anız alanlarının yakılması, depoların, kentsel ve endüstriyel atıkların doğru yönetilmemesiyle ihlal edilmeye devam etmiştir Yetkili mercilerin raporlarına dayanarak Kosova büyük çapta hava kirliliği ile yüzyüzedir. PM10 ve PM2.5 aşma vardır,236 özellikle ısınma için kışta farklı ısınma maddeleri kullanılması neticesinde kış mevsiminde durum kötüleşmektedir. Ana kirleticiler, KEŞ, Trepca endüstriyel kompleki, Feronikel, Sharcem, Yakova ve Mitroviça ısınma emisyonlarıdır. Priştine Isınma Merkezi, santralden gelen buhar ısıtma sistemi kullanılmasını başladıktan sonra çevre kirliliği konusunda iyileşme sağlamıştır. Hava kalitesinin izlenmesi teknik sebeplerden ötürü devamlı yapılamamıştır. Oysa operatörlerin zararlarını ortaya koyan raporların incelenmesinden memnun edici değildir. Hava kalitesi konusunda bilgilendirme hala yetersizdir. 2.18.2. Su kirliliği Vatandaşların kaliteli içme suyu ve su tedarik sistemlerine erişim hakkı, su sıkıntısı iyileştirilmesi,237 önemli bir gelişme göstermiştir. Kosova’da işlem görmemiş, kanalizasyon, kimyasal maddeler ve evsel atık ve atıl çöplerin kontrolsüz boşaltılması ile nehirlerin kirletilmesi devam etmekte ve artmaktadır. Aynı şekilde sorunun kendisini çakıl sömürücülerin nehir yataklarını imhası oluşturur. Su kaynaklarının idaresi, yönetimi ve geliştirilmesi araç-gereçlerin eksikliği yüzünden kısmen memnun değildir. Çevre ve Alan Planlama Bakanlığı (ÇAPB), su kaynaklarının idaresi, yönetimi ve geliştirilmesi için tasarlanmış, su kullanımı ve onların boşaltılması nedeniyle gerçek ve tüzel kişilerden tahsil etmesi gereken ödemeleri/birikimleri toplamakta sorun yaşamaya devam etmiştir. 236ÇAPB, Çevre Koruma Dairesi (ÇKD), Çevre Durumu Raporu 2011-2012, s. 43. Bölgesel Çevre Merkezi, Sondaj Somnuçları Raporu Çevre Yerel Eylem Planı ile ilgili Sondaj Sonuçları Raporu, Çevre sorunlarıyla ilgili vatandaşlar için yapılan anket, “44.15, içme suyuna erişimi ve içme suyunun tedariğini ana çevre sorunu olarak tanımlamışlardır”. 237REC 86 2.18.3. Tarıımsal arazilerin ve ormanların hasarı ve yokoluşları İnsan faaliyetleerinden ötürü aynı hızda arazi bozunumları devam etmiştir. Tarımsal arazilerin parsellenmesi, toprakların kontrolsüzce tarımsal arazilerinden inşaat arazilerine dönüşümleri, planlamasız inşaatlar, depolama alanlarının yönetilmemesi, ev ve endüstriyel çöplerden oluşan kaçak depolar, çakıl istismarı, kontrolsüz boşaltmalar bı yılın da başlıcalarıdır. TOKKB verilerine göre Kosova’da bir yıl içinde 400 hektar tarımsal arazi inşaat arazisine dönüştürülmektedir.238 04/L-174 saylı Alan Planlaması Yasası parsellerin imarını öngörmüş ise de, yasanın ek yönetmeliklerle tamamlanmaması ve ruhsatsız inşaatlara yaptırım uygulanmaması ve engellenmemesi tarımsal arazilerin yükolmasına neden olmuştur. HAK 15.10.2014’te Obiliç şehri odaklı “Yaşam Ortamı Sorumluluğu” başlıklı bir yuvarlak masa örgütledi.. Bu örgütlenmenin amacı diğerleri arasında kirlenmeden etkilenen vatandaşların ve bazı sorumlu kurumlara ait yöneticilerin ortak çerçevede tartışmalarıydı. Bu ortak masada KEŞ tarafından kirlenen sular, Miraş depolama alanının ve endüstriyel depoların yönetilmemesi ve toprakların hasarları gibi konular da tartışıldı. 2.18.4. Alan planlaması Kosova vatandaşları alan planlamasıyla ilgili de hemen hemen aynı sorunlarla yüzleşmeye devam etmişlerdir. Her ne kadar 04/L-174 sayılı Alan Planlama Yasası 31.07.2013’te kabul edilmiş ise de, ÇAPB bu yasayı yasa taslaklarıyla tamamlamayı başaramamıştır.239 Kentsel ortam oluşturmak için kurallara uyma ihmali, çevreye olan etkiyi durdurma, kontol etme ve azaltma gibi konularda yetkili mercilerin başarısızlığı, Kosova’da kaotik, güvensiz ve doğrudan vatandaşların haklarına etkisi olan bir ortamın oluşmasına neden olmuştur. 04/L-110 sayılı İnşaat Yasası İnşaat için Benzersiz Kodu’n alınmasını zorunlu kılar, ancak iki yıl beklenmesine rağmen o hala kabul edilmemeiştir. İnsan hakları ihlalleri sağlığın korunması ve güven ilkelerine aykırı inşaatlar, özellikle yüksek inşaatlar, binalar arasında yeterince boş alanların olmamaması, düzenleyici çizgilerin ve inşaat hatlarının aşılması, binaların yatay ve dikey aşılmaları, yetersiz aydınlatma, havalandırma, acil merdivenler, engelliler için alanların, yangına karşı yaşam ve alan tedbirleri, destek alanların, otoparkların, garajların, özellikle yeşşil alanların eksikliği ve inşaat ortamına atfedilen diğer eksiklikler yüzünden olmuştur. Ölçüt olmadan gelişme güvensiz, sağlıksız ve vatandaşların hareket özgürlüğü kısıtlayıcı bir ortamın oluşmasına neden olmuştur. Bu yıl da vatandaşların engelsiz hareket edebilmeleri için alanların ve yolların iyileştirilmesinde herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Yayalar için kaldırımların / yolların, özellikle de altyapının eksikliği, engelli kişilerin aşılması zor olan bir engel sayılan farklı biçimlerde kaldırımların işgal edilmeleri, sakinlerin sayısına istinaden orantısız kaldırım genişliği, ana trafik yollarına erişim eksikliği, engellerin keyfi yerleştirilmeleri, inşaa aşamasında olan biinaların güven tedbirleri alınmaması, dükanların önünde inşaat malzemelerinin yerleştirilmesi, kuyular, logarlarda kapakların eksikliği, kamu 238ÇAPB, ÇKD Çevre Durumu Raporu 2011-2012, s. 73. sayılı Çevre Planlama Yasası, 2. madde: “Hükümet ve Bakanlık bu yasa ile talep edilen tüzükleri çıkarırlar ve mevcut tüzükleri bu yasanın yürürlüğe girmesinden bir (1) yıl içinde uyumlu hale getirir”. 23904/L-174 87 otoparkları eksikliği doğrudan vatandaşların hhakkına etki eden bu yılki sadece birkaç konudur. 2.18.5. Atık yönetimi sorunları Sorumsuz vatandaşlar ve farklı şirketler tarafından atılan çöplerle Kosova’da tüm kamu alanlarını çöplerle kaplanması çok ağır sorunlardan biridir ve devletin acil el koyması gerekir. Çöplerin yönetilmesi sorununda herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Depo alanlarının sularının boşaltılması ve bu suların yeraltı ve yerüstü sularla karışması ağır sorunlardan biridir. Resmi kayıtlara göre 301.118 hekter alan kapsayan 400 cıvarında kaçak atık alanı tespit edilmiştir.240 Özellikle pasif olarak nehirlere çöplerin atılması başlı başına bir sorundur. Diğer tarafta ayırma, sınıflama, geri dönüşüm ve yeniden kullanma faaliyetleri için herhangi bir irade gözlenmemiştir. 2.18.6. İnsan sağlığı üzerindeki çevre kirliliğinin etkisi Çevreyle ilgili yapılan bir incelemeye göre havanın kirlenmesi 835 erken ölüme, yeni 310 kronik bronşit vakası, 600 hastanede tedavi ve 11.600 acil doktor muayenesi sebebiyet vermektedir.241 Hava kirliliğinin etkisi ve sigara kullanımı kalp damar, malignan ve solunum örgütlerine kötü yönde etki etmekte. Yapılan bir araştırmaya göre Obiliç belediyesinde solunum organları sorunları yaşayan 5 yaşındaki çocukların sayısı İpek’te yaşayan çocuklara nazaran iki kat fazladır. Oysa yapılan 5 yıllık bir araştırmaya göre Priştine’de sigara kullanan kişiler Prizren’dekilerine nazaran malignan hastalığına iki kat daha fazla yakalanmışlardır.242 Çevre ve teknik altyapı planlanmasına verilen önemin eksikliği ve bunların fiziksel ve eğlence faaliyetleri için yer sıkıntısı ve yayaların hareket / yürüyüş alanlarının kısıtlanması vatandaşların saplığına olan etkisi kaygı vericidir. Halkın Avukatı’nı endişe eden durum yeşil alanların, yürüyüş yollarının, rekreasyon alanlarının eksikliği ve bunların ailelerin vücuduna ve psikolojisine olan etkileri, özellikle de engelli kişilerin hareket olanaksızlıklarıdır. Her ne kadar Kosova Aarhus Sözleşmesi tarafı omamayı devam etse de bilgilendirme ilkesi çevre mevzuatına entegre edilmiştir. İnşaat halinde olan birçok binada çevre bilgilendirmenin özel bir biçimi olan bilgilendirme tabelaları eksiktir, özellikle de büyük operatörlerin boşaltmaları ile ilgili veriler eksiktir. Çevre bilgilerine erişimi zorlayan bir diğer unsur KBEK tarafından sınırlanan bilgilendirme grubundaki çevresel bilgilerin sınıflandırılmasıdır.243 240ÇAPB, ÇKD, Rapor “Çöpler ve Kimyasallar”, s. 37. Country Environmental Analysis Cost Assessment of Environmental Degradation, Institutional Review, and Public Environmental Expenditure Review, World Bank, January , s 10. 242Dr. Gazmend Zhuri HAK masasında: Obiliç belediyesine özel bir odaklanma ile“Yaşam alanı sorumluluğu”, 15 Ekim 2014. 24303/L-215 sayılı Kamu Belgelerine Erişim Yasası, 12. madde: “Belgelere erişim hakkında istisnalar 1. Talep eden herkesin kamu belgelerine erişim hakkı vardır. Bu hakkın sınırlandırılması orantılı olarak uygulanır ve sadece (...) 1.10. çevrenin korunması içindir.” 241241Kosovo 88 Halkın Avukatı, rapor verilerine dayanarak, sürdürülebilir kalkınma kavramına göre, doğal kaynakların rasyonel kullanımı ve emisyonları sınırlama, çevre kirlilik emisyonları, zararları engelleme, zarar gören çevrenin rehabilitasyonu ve iyileştirilmesi, ulusal faaliyetlerinin koordinasyonu, çevrenin korunması ile ilgili halkın bilincini yükseltme ve onların yer almalarını sağlama, çevresel bilginin önemini teşvik etme gibi Kosova halkı için daha sağlıklı bir ortam yaratma amacıyla şu önerilerde bulunmaktadır: Öneriler: Çevrenin korunması ile ilgili farkındalığı yaratmak amacıyla halkın bilgilendirilmesi için devamlı kampanyalar düzenlensin; Sorumsuz kişiler tarafından yasalara aykırı olarak yapılan nehirleri istismarın önlenmesi için polis, mahkeme ve çevre müüffettişliğinin faaliyetleri kordine edilsin; Tarımsal toprakların inşaat topraklarına dönüştürülmesinin önlenmesi için surumlu kurumlarca gereken tedbirler alınsın. Ölçütsüz ve ruhsatsız yapılan inşaatlar sebebiyle oluşan sonuçların düzeltilmesi için gereken tedbirler alınsın. 04/L-188 sayılı Yasadışı Yapıların Ele Alınması Yasası’nın 12. maddesinin 2. fıkrasını Yetkili merciler özenle uygulasınlar, öyle ki ruhsatsız inşaatların başlangıç aşamasında yasalarda öngörülen durumlarda Rusat başvurularını reddetsin. İkinci kısım - Ayrımcılık 2.19. Yasalar önünde eşitlik 2.19.1. Yasaların uyguşanabilirliği Kosova Cumhuriyeti Anayasası yasalar önünde eşitliği, insan haklarına saygıyı ve ayrım gözetmeksizin eşit yasal korunma hakkını güvence altına alır.244 2014 yılının Ocak ayının 1’inden Aralık ayının 31’ine kadar HAK’nun Ayrımcılık Karşıtı Dairesi (AKD) tarafından ister bireysel olsun ister fre’sen olsun vatandaşların 65 şikâyeti kabul edilmiştir. Bu şikâyetlerde yasalar önünde eşitlik ile ilgili olan ve Kosova Cumhuriyeti’nde yürürlükte olan yasalarda yer alan hakların çiğnendiği iddia edilmektedir. Şikâyetlerin büyük bir bölümü toplumsal, sağlık, mülkiyet, iş ilişkisinde yapılan ayrımcılıklardan oluşur. Ayrımcılık Karşıtı Yasası, her ne kadar değişme ve tamamlama aşamalarından geçmiş olsa da hala Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilmemiştir. Halkın Avukatı, daha önceki yıllık raporlarda da bu yasanın değişmesinin önermiştir.245 Şimdiye kadar elde edilen deneyimlere dayanarak,özellikle vurgulananların eksikliği yüzünden Ayrımcılığa Karşı Yasa’nın uygulanmaması devam etmektedir. Şimdiye kadar HAK mahkemeler tarafından ele alınan sadece bir sadece bir ayrımcılık durumu bildirilmiştir.246 244Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 24. madde. 2011, 2012, 2013 Halkın Avukatı raporlarına bk. – Yasalar Önünde Eşitlik. 246HAK , re’sen A. nr. 170/2010. 2452010, 89 2.19.2. Çalışma hakkı ve yaş ayrımcılığı Daha önceeki raporda da yer aldığı gibi ÇSGB KEŞ ile sosyal şemada yer alan 100 kişinin işe alınmalarıyla ilgili bir sözleşme yapmıştır ve bununla ilgili HAK tarafından vakalar kaydedilmiştir.247 Test aşamasından ve KEŞ tarafından kişilerin işe alındıklarına dair bilgi verildikten sonra, onlara kendileri ve ÇSGB tarafından yapılan sözleşmeye göre yaş ölçütünü yerine getirmedikleri için işe alınmadıkları bildirilmiştir. Halkın Avukatı bir önceki yıldaki yıllık raporunda, ÇSGB’nın bu komnuyla ilgili Halkın Avukatı’nın yazılarına yanıt vermediği rapor edilmiş, öyle ki 27.02.2014 ‘te Halkın Avukatı ÇSGB’nın yaşla ilgili ayrımcılığıyla ilgili Rapor yayınlamıştır,248 ancak şimdiye kadar bub önerilerin uygulanmasıyla ilgili HAK’na herhangi bir yazı ulaşmamıştır.249 Halkın Avukatı re’sen raporu aracılığıyla Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ESK)’nin işleyişini gündeme getirmiştir ve Sosyal Ekonomik Konseyi Yasası’na istinaden ESK tarafından yetkilerin uygulanmamasının özel ve kamu alanında çalışanların haklarının gerçekleşmesi için olumsuz etkileri var olduğunu vurgulamıştır.250 Halkın Avukatı tarafından ilgili bakanlığa gyönlendirilmiş önerilerden sonra ESK istihdam alanında önemli olan bir belgeyle, Toplu Sözleşme ile ilgili duruşunu konumlandırmayı başarmıştır.251 “Hakların Konusunda Bilgilen” kampanya çerçevesinde HAK hemen hemen tüm Kosova belediyelerindeki ilk ve orta öğretim okullarını ziyaret etmiştir. Ziyaretler esnasında ayrımcılık vakalarına denk gelinmiştir. Bu tür bir ayrımcılık durumu Şipitul Köyü’ndeki ayrı paralel okulda “Migjeni”de kaydedilmiştir. Her ne kadar İş Yasası’nın 20.2. maddesi tam zaman çalışma saatinin haftada kırk (40) olduğunu öngörmüş ise de, bu okuldaki teknik çalışan herhangi bir tazminat olmadan haftada 72 saat çalışmaktadır. 2.19.3. Engelli kişiler (EK) Her ne kadar engelli kişilerin yaşam için özel ihtiyaçlara gerek duydukları gerçeği varsa da, onlar hala 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası’na istinaden uygun olmayan bir maddi tazminatı olan sınıfa dâhil edilmektedirler. Halkın Avukatı daha önceki yıllık raporlarında engellilik için objektif derecede sınıflandırmayı belirleyecek bir yasanın çıkmasını önermiştir, ancak bugüne kadar Kosova Hükümeti bu doğrultuda herhangi bir faaliyette bulunmamıştır.252 2.19.4. Yasal altyapı ve onun pratikte uygulanması Kosova’nın engelli kişiler (EK) ile ilgili memnun edici bir yasal altyapısı vardır; fakat buna rağmen bu yasalar uygulanıyor mu ve toplumun bu sınıfının ihtiyaçlarını karşılıyor mu sorgulanmaktadır. 247HAK, A. nr. 454/2013, A. nr. 449/2013 ve A. nr. 566/2013 vakaları. 2013 Yıllık Rapor, http://www.ombudspersonkosovo.org 249HAK, A. nr. 454/2013, A. nr. 449/2013 ve A. nr. 566/2013 bvakaları için ÇSGB için Öneriler içeren Rapor. 250HAK, A. nr. 402/2013 re’sen vakası. 251HAK, Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nin yanıtı. 252HAK, 2013 Yılı Yıllık Raporu, s. 112; HAK, 2011 Yılı Yıllık Raporu, s. 22. 248HAK, 90 04/L-092 sayılı Görme Özürlüler Yasası’nın engelli konularını düzenleyen diğer yasalarla kıyaslandığında bu yasanın daha gelişmiş olduğunu ve EK’in konumlarını düzenleyen diğer yasalar için örnek olması gerekir. Ancak 2013 yılına ait görme özürlüleriyle ilgili olan geriye dönük kalan ödemelerin yapılmaması endişe verici bir durumdur. Bu endişe Kosova Görme Özürlüler ve Görme Bozukluğu Derneği tarafından dile getirilmiştir. HAK, engelli kişilerin çıkarlarını temsil eden STÖ ile iyi işbirlikler yapmıştır. HAK, engelli kişilerin çıkarlarını temsil eden bu örgütlerle devamlı bilgi alış verişinde bulunmaktadır. Bu yıl raporlamas süresince bu örgütler tarafından EK’in kendi sorınlarıyla yüzleştikleri her alanda endişeler dile getirilmiştir. Bu endişelerden biri de EK maddi desteklenmesini düzenbleyecek olan mevzuatla ilgili endişedir. HAK’nun elindeki verilere dayanarak, özellikle bu sınıftaki kişileri ele alan ve onların uygulanabilirliğini sorgulayan özel yasalar şunlardır: Engellilerin çalışma kabiliyetleri doğrultusunda onların iş yerlerinin belirlenmesini ve istihdam edilmelerini düzenleyen 09/2010 sayılı İdari Yönerge; 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası, 04/L-110 sayılı İnşaat Yasası ve Engellilerin erişimi için yapıların teknik şartlarını düzenleyen 2007/33 sayılı İdari Yönerge. Kurumlarda 50 kişiden fazla çalışanın olması durumunda engelliler sınıfına giren bir kişiyi istihdam etme mecburiyetini getiren Engelli Kişilerin İstihdamı Yasası aslında pratikte uygulanmamaktadır. Engelli çocukları olan Ailelerin maddi desteklenmesini düzenleyen 03/L-022 sayılı Yasası, 18 yaş altında olan çocukların 100 Avro değerinde maddi desteklenmesini öngörmektedir. 18 yaştan sonra olan engelli kişiler ise 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası ile muamele görürler ve bu yasaya göre onlar 75Avro değerinde maddi yardım öngörülür. Bu durumda her ne kadar EK için maddi ihtiyaç armakta olmasına rağmen maddi destek miktarı 25Avro için azalmaktadır. Aynı şekilde Kosova Hükümeti, Halkın Avukatı’nın daha önceki yıllık raporlarında yer alan önerilerine rağmen, 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasası’nıın engellilik için objektif derecede sınıflandırmayı belirleyenmesi doğrultusunda tamamlanması konusunda herhangi bir faaliyette bulunmamıştır HAK için engelli kişilerin emeklilik hakkı ile ilgili yeniden değerlendirme durumları da endişe vericidir. Her ne kadar EK’in aynı tanıları olmalarına rağmen ve uzun zaman bu emekliliklerini kullanack olmalarına rağmen, doktor heyeti tarafından yapılan yeniden değerlendirmeden sonra onlar engelli kişilerin emeklilik listesine dâhil olmuyorlar, çünkü doktor heyetinin değerlendirmesine göre onlar talep edilen ölçütleri yerine getirmemektedirler, bunu da kendi kararlarını iyi gerekçelendirmeden ve hemen hemen herkes için kullandıkları standart bir form kullanarak yapmaktadırlar. “Hendikos” STÖ tarafından temin edilen bilgilere göre şimdiye kadar engelli emeklilikleri kullanan engelli kişilerin sayısı 27.000’dir, halbuki şimdi bu sayı 17.000’dir. Bu durum engelli kişilerin bu doktor heyetinin çalışma hassasiyetine şüphe duymasına neden olmaktadır. Aynı zamanda tetraplejik (her iki ayağı ve kolu felçli olan kimse) ve paraplejik (belden aşağısı felçli olan kimse) için yasa hala Hükümette bitmemiş vaziyette olması “Hendikos”‘un endişelerinden bir diğer konudur. Bu endişeleri Halkın Avukatı da önceki yıllık raporlarında dile getirildi. 91 2.19.5. Kamu okullarında EK eğitim koşulları Eğitim konusuna gelince bugün de tüm alanlarda dâhil edilme sorunu vardır. EK fiziksel erişim birçok kamu okullarında mümkün değildir. Priştine’de engelli çocukların engel olmadan erişimlerini gerçekleştirmelerini sağlayan şartları yerine getiren sadece üç okul kısmen bu şartları yerine getirmektedir. Halkın Avukatı Priştine’deki “Model” “Asim Vokshi” İlköğretim Okullarını ziyaret etmiştir. Bu okullar EK için gerekli olan şartları yerine getirmektedirler. Halkın Avukatı sesli, görüntülü ve yazılı olarak medya aracılığıyla bu konudaki endişesini dile getirmiş ve engelli çocukların tüm okullarda eğitim görmeleri için şartların oluşturulmasını talep etmiştir. Halkın Avukatı, engelli çocukların eğitim gördükleri kaynak merkezlerini de ziyaret etmektedir. Belli durumlarda eğer ihlaller var ise onların düzeltilmesi konusunda sorumlu kurumlara önerilerde bulunur. Bu yılki raporlama yılında HAK Bilgilendirmesi Görme Engelliler Alfabesi ile yayınlanmıştır 2.19.6. EK dolaşımlarının sınırlandırılması ve engellenmesi Engelli çocukların yğzleştikleri bir diğer sorun da kurumlar tarafıından örgütlenmeyen ulaşım eksikliğidir ve bu da birçok ailenin çocuklarını maddi olanaksızlar nedeniyle çocuklarını okullara gönderememelerine neden olmaktadır. Dolayısıyla ilköğrenimin mecburi olması gerçeğine rağmen, bu sınıf kişiler bu haklarını yerine getirememektedirler. EK serbest dolaşım konusu KÜKM da dâhil diğer kamu kurumlarında da sorun olmaya devam etmektedir. HAK’nun “Hendikos” tarafından temin ettiği bilgilere göre hastanın hasta arabası kullanması sebebiyle ve bunun neticesinde hastanın hastaneye ulaşım sorunu yaşaması nedeniyle bazı durumlarda hastanın muayenesini yapmak için doktorun dışarıya çıkma mecburiyetinde kaldığı durumlar da vardır. Bu vaka KÜKM Dermatoloji Kliniği’nde kaydedilmiştir. Priştine Belediyesi, serbest erişimin sağlanması için altyapının düzenlenmesi amacıyla “Hendikos”’tan toplu konutlarda yaşayan engelli kişilerin listesini istemiştir. Fakat bu önceki gibi kalmıştır, çünkü bu konuda herhangi bir şey yapılmamıştır. Bu tür girişimler siyasetçiler tarafından çoğu zaman sadece propaganda amaçlı yapılmaktadır, özellikle de seçim kampanyalarına başlamadan veya seçim kampanyaları esnasında yapılmaktadır: EK sağlıkta sadece doktor muayenelerinde ödemelerden muaftırlar. İlaçları kendileri temin etmek mecburiyetindeler. Esas listede bu sınıfa ait kişiler için yeterince ilaç yer almaz. 2.19.7. Eğitim hakkı PÜ rektörlüğü aleyhine ayrımcılık yapıldığına dair Kosova vatandaşları tarafından şikâyetler bildirilmiştir. Şikâyette bulunanlar, PÜ’nin üniversiteye aday olan kişilerin daha önceki jenerasyonlarla eşit derecede muamale görmediklerini iddia etmektedirler. Kosova eğitiminde yapılan reformlara göre 2014 yılında 13. Sınıf kaldırılmıştır ve bunun sonucu olarak da 2014 yılında üniversite öncesi öğrenimini bitirenlerin sayısı ikiye katlanmıştır, çünkü iki jenerasyon aynı zamanda mezun olmaktadırlar, oysa PÜ’nde yeni öğrencilerin kaydı 92 için belirlenen sayı aynı kalmıştır. Bunun sonucu olarak kamu üniversitelerinde kayıt yaptırmak için aslında iki jenerasyon vardı 12. Ve 13. Sınıflar ve bu da rekabeti daha da fazlalaştırmıştır. Bir gruppğ öğrencinin şikâyetinden sonra Halkın Avukatı bu konuyu PÜ rektörlüğü ve EBTB nezdinde gündeme getirmiştir.253 Halkın Avukatı’nın yazısına istinaden PÜ rektörlüğü Tıp Fakültesi’ne kayıt için öğrenci sayısının artırılması konusunda ortaöğretim mezunlarının taleplerini soruşturmuş. PÜ rektörlüğü yanıtında PÜ’nde, alanların ve altyapının kapasite dışında olması, aynı zamanda akademik çalışanlarının azlığı nedeniyle özellikle de Tıp Fakültesi’nde öğrenci sayısının artırılmasının olanaksız olduğunu belirtmiştir.254 Bu durumla ilgili HAK. EBTB Hukuk Dairesiyle iletişime geçmiştir ve onlardan bu bakanlığın üniversite öncesi eğitimde yapılan bu reformdan önce almış olduğu önlemler konusunda bilgi istemiştir. EBTB tarafından HAK’na verilen bilgide, üniversite öncesi eğitimde yapılan reformlarla ilgili hemen hemen her Kosova belediyesinde kamu üniversitelerinin açıldığı söylenmiştir. Bu PÜ’nin kayıt yaptırmayı düşünen adayların aşırı aday yükünden kurtulmasını sağlamaktadır. EBTB Hukuk Dairesi temsilcilerinin HAK vermiş olduğu yanıtta, PÜ’nde öğrenci sayısının artması PÜ rektörlüğü tarafından yapılması gerekir, ancak böyle bir şey bu eğitim-öğretim yılında yapılmadığı bildirilmiştir. HAK bu raporlama yılında re’sen KKO savaşında yer alan kişilerin çocuklarınıın 2014/2015 eğitim-öğretim yılında “Hasan Prishtina” PÜ’ne kayıtlarıyla ilgili 13.11.2014 tarihli 178/01B sayılı EBTB Bakanının kararının yasal değerlendirmesinin yapılmasını talep etmiştir. HAK, bu kurum tarafından yapılan soruşturma tamamlanıncaya dek 13.11.2014 tarihli 178/01B sayılı kararın yürütülmesine karşı geçici tedbir konulmasını talep etmiştir.255 Halkın Avukatı’nın yapmış olduğu talep ve önerilerine rağmen bu karar yasal olarak yürürlükte olmaya devam etmektedir. 2.19.8. Kosova Yargıtay Özel Dairesi (KYÖD) Kamu işletmelerinde birçok eski çalışanın işsiz kaldığını göz önünde bulundurarak, bu kişilerin hala yasal veya kurumsal desteklerinin olmaması durumu devam etmektedir. Özelleştirme konusunun ve KYÖD süreçleri iddia ettiklerine göre kendi haklarının gerçekleşmesi doğrultusunda kendilerini ayrımcılık durumuna sokmuşştur. KYÖD tarafından yapılacak olan değerlendirme ile ilgili taleplerini sunmaları durumunda onlardan mahkeme harçları adına kesilen ücretlerin yüksek olması sebebiyle bu yılki raporlama yılı süresince HAK’na vatandaşlardan şikâyetler gelmiştir. Şikâyetçilerin iddialarına göre mahkeme harçları kendileri için altından kalkınmayacak kadar yüksek olduğunu ve eski çalışanların bu paraları yatıramadıkları için çoğu zaman anayasa ve yasalarla güvence altına alınan haklarını mahkemeler tarafından elde etmelerini olumsuz etkilemiştir. Her ne kadar KYK^nun 2008/02 sayılı İdari Yönergesine göre Kosova Cumhuriyeti mahkemelerinde yargısal süreçler için mahkeme harçları adına belli miktar belirlenmiş olmasına rağmen KYK, kendisi tarafından çıkarılan 05.03.2014 tarihli 25 numaralı karara göre özelleştirmeden ortaya 253HAK, A. nr. 383/2014 vakası. HAK tarafından, PÜ Tıp Fakültesine başvuran bir grup üniversite öğrencisinin şikâyeti kabul edilmiştir. Onlar, bu yıl ortaokullardan mezun olanların iki jenerasyon olması, kayıt aday sayısının iki misli olması ve Tıp Fakültesine kabul edilecek öğrenci sayısının artırılmamasına ilişkin yanıt verilmemesi ile ilgili şikâyetlerini PÜ Rektörlüğü aleyhine yapmışlardır. 254HAK, UP Rektörlüğü yanıtı. 255HAK, 518/2014 Re’sen Öneriler içeren Rapor. 93 çıkan işçi hakları konusunda KÖK aleyhine yapılacak herhangi bir dava için çalışandan mahkeme harcı adına tamı tamına 100 Avro talep etmiştir.256 Bu durumu sorşturma adına HAK, KYK’na iki yazı yazmıştır ve bu yazılarında mahkeme harçlarının İdari Yönergede olduğu gibi kalmasını talep etmiştir. KYK’nun vermiş olduğu yanıtta KYÖD mahkeme harçları ile ilgili 05.03.2014 tarihli 25 numaralı kararın gözden geçirildiğini ve 97/2014 sayılı kararın çıkarıldığını ve bununla mahkeme harçlarında birleştirmenin yapıldığı belirtilmiştir.257 2.19.9. Barınma sorunu HAK’nun önceki yıllık raporlarında olduğu gibi barınma yerleri olmayan ailelerinin soruunların devam etmesi endişe vericidir. Bu kişilerin barınma konusunda çözüm yapmada olanakları olmadığı için, onlar hala belediyelerden barınma konusunda yardım talebinde bulunmaktadırlar. Bu yılki raporlama yılı süresince HAK’na barınma ile ilgili gelen şikâyetler sayısı geçen yıllara oranla daha azdı. Priştine Belediyesi 2012 yılında kullanmaya verdiği iki toplu binanın inşaası dışında, hakla inşaası devam etmekte olan iki binası daha var ki bunlar sosyal vakalar için amaçlanmaktadır. Uzlaşma alanlarında konteynerlerde hala onurlu yaşamla örtüşmeyen şartlarda yaşamaya devam eden kişilerle doludur. Bu vakaları Halkın Avukatı aynı şekilde daha önceki raporlarında ve medya aracılığıyal ortaya atmıştır. Priiştimne Belediyesi bu yılda da vatandaşlara, vergi mükelleflerine kendi özel ve kamu mülklerinin serbest kullanmalarını güvencesini sağlayamamıştır. HAK, Priştine’nin merkezinde bulunan “Tregu i Gjelbert” Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlara şikâyetlerini sunmaları için kapıları açıktır, çünkü bu vaka HAK tarafından özel bir vaka olarak nitelendirilmektedir, sebebi ise Priştine Belediyesi aleyhine birçok şikâyet ve dilekçe sunulmasına rağmen belediyeden bu vatandaşlara hiçbir yanıt alınamasındandır.258 Öneriler: Kosova Hükümeti engellilik için objektif derecede sınıflandırmayı belirlemekle ilgili 2003/23 sayılı Kosova’da Engellilerin Emeklilikleri Yasasında değişiklikler yapmasını, öyle ki emekliliği kullananların maddi tazminatları engelli kişilerin ihtiyaçları ve talepleriyle uygun olsun. ÇSGB Kosova Cumhuriyeti Anayasasına ve Halkın Avukatı Yasası’na istinaden Halkın Avukatı’nın önerilerineyanıt versin. EBTB engelli çocukların eğitimlerine devam etmeleri için olanakları sağlasın. 256HAK, A. nr. 266/2014, A. nr. 265/2014 ve A. nr. 294/2014 vakalar yerde. 258HAK, A.nr. 494/2013 vakası. Şikâyette bulunanların iddialarına göre bu mahallede olağan yaşamın sürdürülebilmesi olanaksız olduğunu, sebebinin ise onların dolaşım özgürlükleri ve mülkiyetlerini serbestçe kullanmaları zorlaştırılmıştır, bunun sebebi ise özellikle yollarda, mahalleye giriş ve çıkışlarda gibi kamu alanlarında seyyar satıcıların oluşturdukları kentsel kaosun olmasındandır. Halkın Avukatı, Priştine Belediye’sine gönderilen yazılar aracılığıyla bu mahhale sakinlerinin şikâyetlerini bu yılki yıllık raporunda da ele almıştır, aynı zamanda Belediye Müffettiş Müdürlüğü ile görüşmeler yapmıştır. Birinci yazıya Priştine Belediyesi bu konu hakkında yetkili olmadığı yanıtını vermiştir. Priştine Belediyesi’ne göre şehir pazarı KÖK’ün yetkileri sınırları içindedir. 257Aynı 94 Kosova Hükümeti ve Çalışma Müffettişliği engelli kişilerin 50*1 kotası ile ilgili olan İş Yasası’nın uygulanmasını takip etsinler. Kosova Hükümeti ve belediye mercileri 04/L-110 sayılı yasanın ve Engellilerin erişimi için yapıların teknik şartlarını düzenleyen 2007/33 sayılı İdari Yönergenin işleyişini ve uygulanmasını yapsınlar 2.20. Cinsiyet eşitliği Kosova Cumhuriyeti eşitlik yolunda ilerleme kaydetmiştir olmasına rağmen, savunmasız sınıf olarak kadınlar birçok zorluklarla ve eşit olmayan ve birçok açıdan ayrımcıluk muameleriyle karşılaşmaya devam etmektedirler Cinsiyet temelinde ayrımcılık, muamelede farklılık ve cinsiyet temelinde sınırlama veya dışlamayı kapsar. Demokratik bir toplumda temel unsur, cinsiyet temelinde eşit olmayan muameleyi dışlayan yasanın var olmasıdır. Cisiyet Eşitliği Yasası farklı cinsiyetteki bireylerin eşit olmayab muamele olgusunu ortadan kaldırmaktır. Kosova Cumhuriyeti 2004 yılında buna benzer bir yasa kabul etmiştir, ancak uygulama esnasında o farklı sorunlarla karşılaşmıştır. HAK, bu eksiklik ve sorunları daha önceki yıllara ait yıllık raporlarında devamlı olarak göz önüne koymuştur. Bu yasa belirlenmiş yasa eksikliklerini gidermek için şu sıralarda tamamlama ve değiştirilme sürecindedir. HAK’nun çok yıllık deneyimi göstermektedir ki kadınlar çoğu zamanlarda iş hakları, ekonomik statü, sağlığın korunması, miras hakkı ve aile içi şiddetten şikâyet etmektedirler. 2014 yılı süresince HAK’nda kadınlar tarafından 507 şikâyet bildirilmiştir ve bu sayı HAK’na bildirilen tüm şikâyetlerin %23’ünü oluşturmaktadır. HAK’na bildirilen tüm şikâyetlerin gerçekte dörtte birini oluşturmayan bu rakkam bir yenilik değildir. Kadınların HAK’na bildirilen şikâyetlerdeki bu düşüş trend birkaç yıldır devam etmektedir. hafif bir düşüş katılım yüzdesi gösteren bu oran her ne kadar bilimsel bir araştırmadan alınmış olmasa da, gerçekte bu oran doğrudan Kosova'da genel olarak kadınların kamusal yaşama katılımı ile ilişkilidir. 2.20.1. Çalışma ve karar verme hakkı İş piyasasında kadının rolü cinsiyet eşitliği açısından büyük öneme sahiptir. Onların katılımı son derece önemlidir ve bir toplumda varılan demokrasi derecesinin bir göstergesidir. Kadınların genel kamu yaşamına ve özellikle siyasi düzeydeki kamu kurumlarında karar vermelerde yer almaları yeterli düzeyde değildir. Her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Meclisi'nde cinsiyet kotasına göre %30 kadar kadın milletvekili temsilcisi var ise de, kadınlar için olumsuz bir durum Kosova Hükümeti’nde mevcuttur, öyle ki onun yapısında sadece iki kadın bakan mevcuttur. Bu gerçek göstermektedir ki kağıtta bir yasal norm olarak cinsiyet temsilciliği iyi olabilmektedir, ancak siyaset ve karar verme süreçlerinde erkeklerin büyük çapta egemenliği mevcuttur. Bu nüfusa bakıldığında büyük bir orantısızlıktır. Bu sebepten yasal zorululuk olarak kadın kotası Kosova mevzuatı bir parçası olarak belirli bir süre için mevcut olmalıdır, bu da akadınların yönetici pozisyonlarında kadınların yer almaları kültürü oluşuncaya dek devam etmelidir. Cinsiyet kotası çıkartılabilir ve gerçek rekabet ile değiştirilebilir ve bu da sadece kadının kamu hayatındaki katılımı, özellikle de kurumlardaki katılımı nüfusun gerçek bileşimi ile orantılı 95 oluncaya kadar devam etmeli. Bu kota, Kosova Cumhuriyeti Hükümeti dâhil tüm kamu kurumlarında uygulanması gerekir. 2.20.2. Mülkiyet ve miras hakkı Cinsiyet eşitliği, bir toplum içinde kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu ve yaşamın her aşamasında aynı sorumlulukları olması anlamına gelir. Ancak kadınların hakları Kosova toplumunun gelişmesi için en önemli zorluklardan biri olmaya devam etmektedir, özellikle de onların mülkiyet miras hakları ile ilgili. Her ne kadar mülkiyet ve miras alanında her iki cinsiyet için eşit hak güvencesini veren iyi bir yasal altyapı var ise de, pratikte kadınların çok küçük bir yüzdesi taşınır ve taşınmaz mülk sahibidir. Aynı zamanda kadınlar aile mirası hakkını kullanmak istediklerinde dışlandıklarını ve damgalandıkları birçok vaka mevcuttur. 2.20.3. Mülkiyet ve miras hakkına ilişkin şikâyetler HAK’nda kaydedilen vakalardan biri kadın şikâyetçinin mahkemede tarafından babası sağ olduğu zaman amcası ile aynı arazide inşa ettiği evin amcası tarafından kendisinin sahibi olmasını engellemesi vakasının ele alınmasını talep etmiştir. Şikâyetçinin iddiasına göre yasal hakka göre kadınlar miras hakkına sahip olamadıklarını beyan ederek bu şekilde amcası kendisinin mülkün mirasçısı olamıyacağını beyan ettiğini söylemektedir. Bu nedenle kadın şikâyetçi mahkemede aile mülküne sahip olma olanaksızlığı nedeniyle amcası aleyhine dava açmış. Vaka yargı sürecindedir ve HAK vakayıı takip etmektedir.259 Resmi elmek aracılığıyla bildirilen bir diğer vakada kadın şikâyetçinin sadece iki erkek kardeşi tarafından mirasın paylaşımı yapıldığı kendisinin ise bu paylaşıma dâhil edilmediği için miras ile ilgili bilgi edinmek istemiştir. Halkın Avukatı vermiş olduğu yanıtta demiştir ki Kosova’daki 2004/26 sayılı Miras Yasasının 3 maddesinde 260 der ki merhumun bütün çocukları aynı koşullarda mirasçıdırlar. Şikâyetçiye aile mülküyle ilgili mahkeme aracılığıyla miras haklarını talep etmesi yönünde tavsiye edilmiştir. 2.20.4. Sağlık hakkı Halkın Avukatı, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllık raporlarında Kosova Meclisi’nden Sağlık Korunması Yasası’nın kabul edilmesini talep etmiştir ve bu yasa 2014 yılında kabul edilmiştir, ancak sigorta fonunun işleve sokulmasından sonra bu yasanın uygulanması öngörülmektedir. Kosova bu yasasının uygulanması olmayan Avrupa’da yegane ülkedir. Sağlığın korunması Kosova Anayasası ve Kosova’da doğrudan uygulanmakta olan uluslararası enstrümanlar tarafından da güvence altındadır. Kosova Hükümeti 31.10.2014 tarihindeki toplantısında 2015 yılı için Kosova Cumhuriyeti taslak bütçesinin ele alınması sırasında 2015 yılında sağlık sigortası ile ilgili yasanın 259HAK, 260 A. nr. 316/2014 vakası 2004/26 sayılı Miras Yasası, 3.1. madde: ”Her gerçek kişi konusunda eşit koşullar altındadırlar.” 96 uygulanmaına başlanağı vurgulanmıştır. Bu yasanın uygulanması öenmli ölçüde sağlığın finansmanını, onunla birlikte hizmet kalitesinin düzeltilmesini de temin edecektir.261 Kosova Cumhuriyeti kadınlarının sağlığı ile ilgili önemli bir gelişme Kosova Meclisinin dördüncü yasama milletvekilleri tarafından finanse edilmiş hareketli mamografi makinesinin temin edilmesidir. Bu makine SB 31.10.2014’te teslim edilmiştir. Mamografi Kosova köy ve şehirlerine yönelik ayrım gözetmeksizin tüm kadınlara hizmet verecektir ve göğüs kanserinin tanısının konulması ve bu hastalığa karşı mücadelenin yapılmasında yardımcı olacaktır. 2.20.5. Aile içi şiddet Aile içi şiddet toplumumuzda belirgin bi,r sorun olmaya devam etmektedir. Aile içi şiddet vakalarının sadece küçük bir kısmı ele alınması için yetkili makamlara bildirilmektedir, ancak bu sayının çok daha büyük olduğu tahmin edilmektedir. Çoğu zaman aile içi şiddete aile içi bir sorun olarakbakılır. Mağdurlar ve şiddet eylemi yapanlar arasında önemli duygusal bağlılık nedeniyle, bunları bildiren kadınlar çoğu kez yetkili mahkemelerin koruyu tedbirlerini istemezler. Özellikle kırsal kesimlerde kadınların toplumsal konumu erkeklere açıkça bağlılık gösterir ve cinsiyet eşitliği kavramı hakkında çok az bilgi sahibidirler. Aynı şekilde çoğu vakalarda aile içi şiddette mağdurlar çoğu kez çocuklar, kadınlar ve yaşlılardır. Aile içi şiddetin kaynağı olmaya devam eden en önemli sebeplerden biri ülkemizde sosyoekonomik durumun kötü olmasıdır. İşsizlik ve yoksulluk aile içi şiddet vakaların artmasına en çok etki eden etkenlerdir. Her ne kadar aile içi şiddetten korunma ile ilgili sağlam bir yasal dayanak olmasına rağmen, Kosova Cumhuriyeti Anayasası’na aile içi şiddete ve kadınlara yönelik şiddete karşı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nde, İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alanların dâhil edilmesi gerekmektedir,262 ki bu 2014 yılının Ağustos ayında yürürlüğe girdi. Buna benzer bir çağrı Avrupa Komisyonu Genişleme Stratejisi’nde de yapılmaktadır.263 2.20.6. Kadınlar ve kızlar, savaş esnasında cinsel şiddet mağdurları HAK’nun 2012 ve 2013 yılı Yıllık Raporlarında Halkın Avukatı, savaş boyunca cinsel şiddet mağdurlarının yasal düzenlemesini talep etmiştir. O aynı zamanda Kosova mağdurları olan kadınlara ve kızlara kurumsal ve yasal desteğin sağlanması, özellikle de onlara karşı önyargıların kaldırılması üzerine özel bir odaklanma gerektiğini belirtmiştir, amaç ise toplumumuzun buı bölüm insanlarının onurunu geri almadır. Kosova Meclisi 20.03.2014’te 04/l-054 sayılı Yasanın Değiştirilmesi ve Tamamlanması ile ilgili 04/L-172 sayılı Şehitlerin, Engellilerin, Gazilerin, KKO Üyelerinin, Savaşta Cinsel Şiddet Mağdurlarnın, Sivil Mağdurlar ve Ailelerin Statüsü ve Hakları Yasası’nı kabul etmiştir. Bu yasa http://www.kryeministri-ks.net/?page=1,9,4499 bk. (31.12.2014). Kadınlara ve aile içi şiddete karşı mücadele Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi): http://www.conventions.coe.int/Treaty/Commun/QueVoulezVous.asp?NT=210&CM=8&DF=&CL= ENG (15.01.2015). 263 Avrupa Komisyonu, Genişleme stratejisi ve ana sorunlar, 08.10.2014, http://ec.europa.eu/enlargement/ pdf/key_documents/2014/20141008-strategy-paper_en.pdf (15.01.2015). 261 262 97 Kosova savaşı esnasında cinsel şiddet mağdrularının rehabilitasyonlarını ve tazminatlarını düzenlemektedir. Aynı şekilde 2014 yılının Temmuz ayında “Son Kosova Savaşında Şiddet gören kadınlar için Uluslararası Hak” adlı dilekçe imzaya açılmıştır ve bunun sonucu olarak Kosova vatandaşları tarafından 115.759 imza toplanmıştır. Bununla son Kosova savaşında cinsel şiddete tabi olan tüm kadınlar için uluslararası adeletin temin edilmesi amaçlanmakatdır. Öneri: Kosova savaşı esnasında insan onuru geri alma ve onların toplumsal, manevi ve maddi rehabilitasyonlarının yapılması amacıyla cinsel şiddet mağduru olan kadınlara ve kızlara kurumsal ve yasal destek sağlansın. 2.21. Çocuk hakları Kosova Cuumhuriyeti’nde özellikle normatif düzenleme alanında çocuk hakları ile ilgili durumun iyileştirilmesine dair tüm kamu makamlarrının çabalarına rağmen, bu alanda genel durum çok arzulanmayı bırakır ve toplumsal ve kurumsal adanmışlıkta kararlılık talep eder. HAK bu raporlama yılı süresince genellikle çocukların ebeveynleri tarafından sunulan 55 şikâyet kabul etmiştir. Bu rakamdan 26’sı soruşturma için kabul edilmiştir, oysa kalanları Konuları açısından HAK’nun yargı yetkisi dışında olduğu için, insan hakları ihlali olmadığı için ya da şikâyetçiler hukuk yollarının kullanma olanakları vardı veya bu olanakları kullanmakta oldukları için kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir. 2.21.1. Ebeveyn görevlerini yerine getirmeyen ebeveyn ile çocuğun iletişimi HAK bu dönem süresince de çocuğun velayeti,264 nafaka,265 ve kalıcı engelli çocukları olan ailelerin maddi destek hakkının tanınması ile bağlantılı266 olan kovuşturmanın gecikmesine ilişkin mahkemeler aleyhine yapılan belli sayıda şikâyet kabul etmiştir. Aynı şekilde çocuğun ebeveyniyle iletişimlerinin gerçekleşmemesi ile ilgili olan kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmaması ile ilgili de şikâyetler olmuştur.267 Çocuklarla düzenli iletişimlerin gerçekleşmemesi veya iletişimlerin gerçekleşmesi için olanağın olmaması sebebiyle HAK sosyal çalışma merkezleri aleyhine olan şikâyetler de kabul etmiştir.268 Bu durumlarda HAK, çocukların Anayasa, yasa ve Çocuk Haklar Sözleşmesi ile güvence altına alınmış kendi haklerını gerçekleştirmeleri için gerekli işlemlerin yapılması talebiyle önerilerle birlikte ilgili kurumlara yönelmiştir.269 264HAK, A. nr. 385/2014 vakası. A. nr. 339/2014 vakası. 266HAK, A. nr. 192/214 vakası. 267HAK, A. A.nr. 243/2013 vakası. 268HAK, A. nr. 128/2014, A. nr. 116/2014, A. nr. 535/2014 ve A. nr. 450/2014 vakaları. 269Çocuk Hakları Sözleşmesi, uluslarrası çağta çocuk hakları alanında en önemli enstrümandır ve bu doğruda Kosova enstrümanları tarafından Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 22. maddesine dayanarak doğrudan uygulanmaktadır. 265HAK, 98 2.21.2. Çocukların eğitim hakkı Herkes için kaliteli eğitimin sunulması, engelli çocukların eğitime dâhil edilmeleri, uygun okul altyapının temin edilmesi ve okullarda şiddetin durdurulması ve ona karşı savaşılması konuları Kosova Cumhuriyeti kurumlarının devamlı çaba sarfetmeleri gereken amaçlardır. Kabul edilen şikâyetlerin bazıları çocuk haklarıyla ilgilidir. Bunlardan sekiz tanesi eğitim hakkı ile ilgilidir. Bunlardan üçünün soruşturmaları bittikten sonra insan hakları ihlalinin olmadığı sonucuna varılmıştır, oysa diğer şikâyetleri şikâyetçilerin talepleri doğrultusunda çözülmüşlerdir. Kaabul edilen şikâyetlerden bazıları eğitimin sürdürülebilmesi için Kaçanik ile Ştime belediyelerine bağlı köylerde ulaşımın temin edilmesiyle ilgilidir.270 Bu belediyelerin yetkili mercileri bu köylerdeki okulları kapatmışlardı ve çocukların komşu köylerde eğitimlerini sürdürmelerini karar vermişlerdi. Uygun olmayan ve güvensiz olan yol nedeniyle bu köylerin çocukları en yakın köylerdeki okullarda eğitimlerine devam etmemişlerdi ve bu şekilde okulu bırakmışlardı. Kaçanik şehrindeki vakada HAK’nun yardımıyla çocuklara belediye mercileri tarafından ulaşım temin edilmişti. Yolun geçiş için tehlikeli ve güvensiz olan kısmı asfaltlanmıştır. Bir yıllık kesintiden sonra şimdi çocuklar eğitimlerine devam etmektedirler. Oysa Shtime şehri ile ilgili ise HAK, yetkili belediye mercilerinin bu çocukların herhangi bir engelleri olmadan eğitimlerine devam etmeleri için olanak tanımaları yçönünde çalışmalarına devam etmektedir. Eğitimin devamı için ulaşımın temin edilmesi konusuyla ilgili HAK diğerlerinden başka ortaöğretim okuluna ulaşmasının olanaksızlığı yüzünden ortaöğrenimini bırakma mecburiyetinde kalan engelli bir çocuğun eğitimine devam etmesi için yardımda bulunmuştur..271 HAK’nun arabuluculuğuyla ve belediye mercilerinin çabalarıyla bu öğrenciye ulaşım temin edilmiştir ve böylece çocuk eğitimine devam etmektedir. Ulaşım eksikliği çocukların, özellikle de engelli çocukların karşılaştıkları yegane engel değildir. Engelli çocuklar okullarda uygun olmayan altyapı, bireysel asistanların eksikliği, destek öğretmenlerin eksikliği, çoğu zaman da bireysel eğitim planları eksikliği272 gibi sorunlarla karşılaşırlar ve bunlar da onların yasalarda öngörülen tam, kaliteli ve kapsamlı eğitim hakkını sınırlar. 2.21.3. Okullarda şiddet ve güvenlik Şiddet Kosova’daki kamu okullarında rahatsız edici bir olgu olarak durmaktadır. EBTB’nın bu alandaki tüm çabalarına rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir..273 Bu yılın başında 270HAK, A. nr. 528/2014 ve A. nr. 565/2014 vakaları. A. nr. 513/2013 vakası. 272Okul kurumları temsilcileri ve engelliler alanında çalışan STÖ temsilcileri ile 2014 yılının Kasım ayında yapılan görüşmeler esnasında temin edilmiş bilgilerdir. 273Çocukların her tür şiddetten korunmaları ile ilgili görevler çerçevesinde EBTB 21/2013 sayılı Üniversite Öncesi Kurumlarda Şiddettin Durdurulması ve Önlenmesi Anlaşmasının tanıtımını ve koşulların oluşumunu sağlama amacıyla etkinliklerine devam etmiştir. Bu doğrultuda EBTB belediye eğitim müdürlükleriyle ve eğitim müffettişliğiyle görüşmeler gerçekleştirmiştir, yuvarlak masa düzenlemiştir, sorunmlu kurumların temsilcileri için eğitimler düzenlemiştir, aynı zamanda bu sözleşmenin uygulanması için yönergeler düzenlemiştir. Üniversite Öncesi Kurumlarda Şiddettin Durdurulması ve Önlenmesi Sözleşmesi Kosova Cumhuriyeti Hükümeti tarafından 06.09.2013’te kabul edilmiştir. Bu sözleşme ile çocuklara karşı üniversite öncesi kurumlarda yapılan şiddet 271HAK, 99 okul içi ve okul yakınındaki alanlarda farklı olaylar gerçekleşmiştir. Bu olaylardan ikisi trajik olarak sonuçlanmıştır, iki öğrenci hayatını kaybetmiştir.274 HAK tarafından bu dönem içinde illköğretim ve ortaöğretim okulları öğrencileriyle yapılan görüşmelerden öğrencilerin bu okullarındaki güvenlik durumu konusunda memnun olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Birkaç öğrencinin okullarda soğuk silah, hatta ateşli silah taşıdıkları için ve şiddetin hem okulun içinde hem de çevresinde mevcut olması sebebiyle çoğu çocuk okulların artık o kadar güvenli olmadıüğını düşünmektedir. Onların dediklerine başkentteki bazı okullarda alkol ve uyuşturucu maddenin kullanımında artış olmuştur. Üstelik onlar bir o kadar okula gidişleri ve dönüşleri esnasında yolarda sokak köpeklerinden ve şimdi park yerine dönüşen kaldırımlarda yürümelerinin olanaksız olması sebebeiyle hareket eden araçlardan tehlikenin var olmasından endişe duymaktadırlar. Okullardaki birçok eksiklikten başka onlar temel hijyen koşullarının eksikliği, birçok vardiyalı öğretim, alıştırma ve oyun için uygun alanların eksikliği, seslerini yeterice duyuramama, bunun yanı sıra şiddet ve güven ile ilgili olan onların haklarını doğrudan etkileyen konuların ciddi alınmaması gibi konulardan muzdariptirler. 2.21.4. İnsan ticareti – mağdur .çocuklar Yapılan ilerlemelere rağmen çocuk ticaretinin durudurulması ve ilgili çocuk haklarının korunması – insan ticareti- Kosova kurumları için sorun olmaya devam etmektedir. Bu yıl süresince de Kosova’da insan ticareti mağdurlarının bir kısmı reşit olmayan kişilerdi ve bunlar cinsel istismar için insan ticaretine maruz kaldılar. HAK bu yıl süresince, kızını farklı suç eylemlerine teşvik eden gruptan uzaklaştırılması için gerekli eylemlerde bulunmamaaları sebebiyle Kosova Polisi aleyhine olan bir anne ve reşit olmayan kızı tarafından bir şikâyet kabul etmiştir.275 Temin edilen bilgilerden ve vakadan yola çıkarak HAK, insan ticareti mağdurları ve çocukların tanımlanması ve korunması alanında çalışan kurumlardan çocuğa uygun güvenin ve yardımın sağlanması için gerekli tedbirlerin almalarını talep etmiştir. Yardım etme yükümlülüğü, daha doğrusu bu vakada gerekli eylemlerin alınması Priştine ve Ferizay’daki “Çalışma Grubu” görüşmesinde yeniden gündeme getirilmiştir.276 Kosova kurumları çocukların mağdur oldukları tüm vakalarda çocuklara uygun koruma ve yardım sunmaları için daha büyük ciddiyet ve sorumluluk ile gerekli bütün eylemleri yapmaları vakalarının durudurulması ve muamelesi ile ilgili eğitim-öğretim kurumlarının ve diğer kurumların rolleri ve sorumlulukları belirlenmiştir. 274İlk olay Priştine’deki “Emin Duraku” İlköğretim Okulu bahçesinde olmuştur. Bu olayda ateşli silahla bir öğrenci öldürülmüştür bir diğer öğrenci de yaralanmıştır. Her ikisi de 14 yaşlardındaymış. İkinci olay Mitroviça’daki “Arkitekt Sinani” Ortaöğretim Okulu’nun iç alanında olmuştur. Bıçakla yaralanmadan sonra ve iki öğrenci arasında yapılan mücadeleden sonra, öğrencilerden biri şehir hastanesinde vefat etmiştir. Bilgiler Kosova Polisi’ne ait ağ sayfalarından temin edilmiştir: http://www.kosovopolice.com/?page=1,26,3727&offseti=492 ve http://www.kosovopolice.com/?page=1,26,3812&offseti=448 (19 Ocak 2015). 275HAK, A. nr. 340/2014 vakası. 276Görev Gücü veya Vakaları Yönetme Masaları, istismar, ihmal, insan ticareti, ekonomik ve cinsel istismar tehlikesi olan çocukların ve yasalarla sorunu olan çocukların korunması alanında çalışan kurum ve kuruluşların temsilcileri tarafından oluşmaktadır. Vakaları Yönetme Masalarına çocukların iyi yardım sunulması ve tehlike altındaki çocukların korunmaları için iyi bir olanakmış gibi bakılabilir. 100 gerekir.277 Bu doğrultuda bu olguyu durdurulması için Halkın Avukatı kurumların daha çok çaba gösterilmelerini ve eylemde bulunmalarını talep etmektedir. Çocuk hakları ile ilgili açıklanan durumu göz önünde bulundurarak, bu alanda genel durumun, özellikle de çocukların korunması ve insan ticaretinin durudurulmasının iyileştirilmesi amacıyla Halkın Avukatı bu yıl da ilgili kurumlara şu önerilerde bulunumaktadır: Öneriler: Çocuklarla ilgili olan veya onların haklarıyla ilgili olan durumlarda onların sağlıklarının zarar görmemesi veya tehlike altına girmemesi ya da onların refahlarının ve hayatlarının bozulmaması çin gecikme olmaksızın, belirtilen yasal süreler içinde gerekli tüm önlemler alınsın. Çocukların velayeti veya onların ebeveymnleriyle iletişimlerinin olmaması dâhil yapılan çalışmalar esnasında çocukların en iyi çıkarı öncü olması için gerekli tüm önlemler alınsın. Fiziki altyapının iyileştirilmesi ve yapılması içini aynı zamaanda eğitim alanını düzenleyen mevzuatı uyarınca çocukların ulaşımı ile ilgili özel bir bütçenin sağlanması için gerekli tüm önlemler alınsın. Engelli çocuklar için ek öğretmen ve bireysel asistanların sayılarının ertırılması için gerekli eylemlerde bulunulsun. Psikologlar ve opedagoglar tüm okullarda okul çalışanlarının parçası olsun. Okul programlarında nöbetçi saati kesinlikle dâhil edilsin. Öğrencilerin huzursuzluklarının ve sorunlarının daha iyi adreslenmesi amacıyla öğretmenler ve ebeveynler arasında iletişim artırılsın. Okullarda, okullara gidiş ve dönüşlerde güvenin artırırlması için gerekli eylemlerde bulunulsun. Öğrenciler alkolün bilgilendirilsin. Her vakanın gereksinimleri ve olgularından yola çıkarak reşit olmayan kişilerin etkili bir biçimde tespit edilmeleri, onlara uygun muamele ve yardım sağlanılması için ilgili kurumlarda çalışanların sayısı artırılsın Insan ticareti vakkalarında çalışan çalışanların sorumluluk ve hesap verme için gerekli eylemlerde bulunulsun. insan ticareti, olası tehlikeler ve onu anlama şekli, aynı şekilde çocukların hakları, onların korunması ve yardımcı olunması ile ilgili olan konularla özellikle çocukları bilgilendirme kampanyalarına devam etsinler. Insan ticareti mağdurlarının acil gereksininmlerini karşılamak ve onların topluma yeniden kazandırılmaları konusunda kullanılacak olan özel bütçeleri oluştursunlar. 277HAK, ve uyuşturucu madelerin zararları konusunda A. nr. 340/2014, A. nr. 450/2014, A. nr. 385/2014, A. nr. 589/2014 ve A. nr. 128/2014 vakaları. 101 2.22. Sağlık ve sosyal haklar Raporlama yılında sağlık ve sosyal alanında durum geçen yıllarla kıyaslandığında herhangi bir büyük değişiklik göstermemektedir. Kosova’da genel sosyo-ekonomik büyük çapta işsizlik ve ekonominin yavaş gelişmesinden dolayı durum ağır olmaya devam etmektedir. 2014 yılı süresince HAK’na sağlık ve sosyal alanla bağlantılı olan bildirilen şikâyetler, sayı, adli konusu ve sorumlu taraflar açısından geçen yıllara kıyasen hemen hemen aynıdır. HAK, 2014 yılı süresince sağlık kurumları tarafından yapılan hakkın ihlali ile ilgili olan dört (4) şikâyetin soruşturmasını açmıştır, oysa şikâyetlerin diğerleri (59) sosyal refah alanında hizmetler sunan kurumlara yöneliktir. Bu şikâyetler genellikle sosyal yardım, emeklilik ve barındırma ile ilgilidir. 2.22.1. Eksik sağlık hizmetleri ve suistimal şüpheleri Kosova Cumhuriyeti sağlık kurumları tarafından sunulan sağlık hizmetleri bu yıl da her düzeyde (birincil, ikincil ve üçüncül) eksik olmaya devam etmeiştir. Temel listededen ilaçların temini yeterli olmamaya devam etmiştir ve bunun neticesi olarak hastaları onları özel eczanelerden satın alma zorunda kalmışlardır.278 Hastalığın özellikleri sebebeiyle, sağlık hizmetlerinin ssunulmaması veya diğer sebeplerden dolayı bu yılda da hastaların büyük bir kısmı ülke dışında tedavi aramaya mecbur kalmışlardır. Sağlık çalışanları özellikle nöbetçi olduklarında durmaksızın 24 saat çalışarak, onlardan bazıları özellikle cerrahlar daha da fazla çalışarak aslında İş Yasası’na aykırı çalışmaya devam etmektedirler. Kosova’da tüm sağlık sistemini rahatsız eden bir başka yara bu bölümde yapılan istismarlar iddiaları ile birlikte kötü yönetimdir. Sağlık alanında sağlık uzmanları tarafından yapılan istismar ile ilgili özel Savcılığın soruşturmaları,279 Kosova Cumhuriyeti sağlık kurumlarına olan güvenin zayıflamasına neden olmuştur. Bilindiği gibi bu soruşturmalar birkaç sağlık yöneticisinin, hatta SB’nın üst düzey yöneticilerinin de kapsayan tutuklamalarla sonuçlanmıştır. 2.22.2. Sağlık alanının genel değerlendirilmesi Son istatistiklere göre Kosova’da kanser hastalığı hasta sayısı her gün artmaya devam etmektedir.280 KÜKM Onkoloji Bölümü’nün düzenli olarak sitostatikler bulundurmaması veya onların düzenli bakımı yapılmadığı için makinelerin işlev görmemesi sebebiyle radyoterapi hizmetlerini sunmadığı için sebebeyile bu hastalar tedavinin satın alınması veya ışınlama yöntemlerinin kullanılması için Kosova’nıın içinde ve dışında tedavi ararken büyük maddi harcamalarla yüz yüzeler. 04/L-125 sayılı Sağlık Yasası’nın 12. maddesi sorumlu kurumların tüm tedbirleri ve eylemeleri almaları gerektiğini belirler ve onların “maliny, özellikle de göğüs, rahim ağzı ve kolorektal kanseri hasttalıklarının durudurulması, erken ortaya çıkarılması ve tedavi edilmesi” konusunda sorumlu olduğunu söyler (bu maddenin 1.4. fıkrası). 04/L-249 sayılı Sağlık Sigortası Yasası’nın Kumhuriyeti Meclisi tarafından 10.04.2014 tarhinde kabul edilmesi, bu ağır durumun yumuşatılacağına bir ümit olarak bakılabilir ve Kosova’da 278Kosova Bütçesi tarafından karşılanan ve her düzey sağlık hizmetleri için satın alınan sağlık ürürnleri listesi ve sıhhi sarf malzemeleri. 279Savcı tarafından bilgilendirme: http://www.psh-ks.net/?page=1,8,631 (4.11.2014). 280KİK, Seri 5, sağlık İstatistikleri 2013, s. 15, Kasım 2014. 102 çağdaş bir sağlığın var olacağına dair vatandaşların umudunun artırmaktadır. Ama büyük olasılıkla yasanın uygulanmasında gecikmeler olacaktır. 2.22.3. Sağlık sistemi ile ilgili insanların şikâyetleri HAK, sağlık kurumları tarafından hastaların sağlığının ihlaline ilişkin şikâyetler almıştır. Bu kurumların yürürlükteki mevzuata göre herhangi bir ayrımcılık yapmadan tüm vatandaşlara sağlık yardımı sunma mecburiyetleri vardır. 04/L-125 Sağlık Yasası’nın 4. maddesinde “Bu yasanın uygulanması insanın onuru, hakkı ve özgürlüğüne saygı göstererek yapılır (...)” normu belirler. Ne yazıktır ki bu hala sadece güzel fakat objektif olarak değeri olmayan bir dil umudu olmaya devam etmektedir, çünkü bu yasa hala yürürlüğe girmemeiştir ve onun pratikte kabul edilmesi uzamaktadır. HAK’na bildirilen şikâyetlere bakıldığında şikâyetlerin çoğu daha çok sağlık çalışanlarına, özellikle de doktorlara yönelik olduğu görülmektedir. Şikâyetçilerden biri sağlık çalışanlarının ihmali yüzünden yeni doğan çocuklarının vefat ettiğini iddia etmektedir..281 Diğer bir şikâyetçi, hastanın hala iyileşmemesine rağmen anestezistlerin hastayı eve almalarını mecbur bıraktıklarını ve bu şekilde zaten hayatı tehlikede olan hastanın daha ciddi durumda hayatını tehlike altına soktukları için ikincil sağlık kurumu çalışanlarından şikâyet etmektedir.282 Sağlık haklarıyla bağlantılı olan diğer vakalara baktığında HAK, hastanın iyileşmesi için umut olmayan tanısı yapılan hastaların ya uygun olmayan sağlık kurumlarında yatırıldıkları (uzman ve makine hazırlığı olmayan kurumlar), ya da Kosova’da “Palyatif Tıp” diye bilinen sağlık disiplini kurulmadığı için evlerine gönderildiklerini tespit etmiştir.283 AB Bakanlar Kurulu üye devletleri “Yaşlanmaya doğru giden Avrupa toplumlarında ister kanser hastaları için ister kanser hastaları olmayanlar iiçin 10-15 yıl sonra palyatif bakıma ihtiyaca gerek duyacak %20’lik bir artışın olması beklenmektedir. Palyatif bakım için yatak ihtiyacının 1 milyon kişi için yaklaşık 50-100 olacağı değerlendirilmektedir”284 sözlerini sarfederk Palyatif Bakım’a yönlendirmektedir. Bu gerçekten yola çıkarak SB sorumlu diğer kurumlarla işbirliği yaparak, her ne kadar Kosova^ya hitap etmiyor ise de belki de bu önerinin ciddiyetini daha çok irdelemesi gerekir ve Kosova vatandaşları için de çok gerekli olan bu tıbbi disiplinin kurulması konusunu başlatması gerekir. 281HAK, A. nr. 320/2014 vakası, şikâyetçi KÜKM kadın doğum bölümünde sağlık çalaışanlarının ihmali yüzünden yeni doğan çocuklarının vefat ettiği iddia edilmektedir. 282HAK, A. nr. 87/2014 vakası, şikâyetçi çocuğunun yüksek tansiyondan vurulduğunu ve yoğun bakımda 5 aydır olduğunu, anestezistlerin ondan hastayı (çocuğunu) alıp evine götürmesini istediklerini iddia etmektedir, ancak o hastanın komada olduğunu ve hala hastane muayenesine ihtiyacı olduğunu, her gün hastaya endobronşiyal kateter aspire edildiğini, paranteral tedavi yapıldığını ve fizik terapi bölümü tarafından pasif antremanlar yapıldığını, oysa evde bunlardan hiçbir hizmetin verilemeyeceğini vurgulamaktadır. 283Palitatif Tıp nispeten yeni bir sağlık disiplindir. Burada tıbbi tedavi genellikle kanserli, AİDS’li veya diğer hastalıklardan ötürü tedavisi olmayan hastalardırlar ve hayatlarının son günlerini yaşayan hastalardır, hatta onlara ilaçlar bile artık etkiis yoktur ve bu gibi hastaların, tedavi şekli eğitimini almış ekiplerce özel odalarda yapılmaktadır. 284Öneri Rec (2003) AB Bakanlar Kurulu , Poliatif Bakımı örgütlenmesi ile ilgili üye ülkelersunulmuştur: http://www.eapcnet.eu/LinkClick.aspx?fileticket=YR9odrODl-s%3D&tabid=1709 (9.12.2014). 103 2.22.4. Sosyal Güvenlik Düşük ekomik gelişmenin, yüksek işsizliğin, barınma konularınn çözülmemesi sonucu olarak kötü sosyo-ekonomik durum daha iyi bir yaşam bulacakları umuduyla birçok Kosovalı vatandaşın batıya göç etmesine neden olmaktadır. Nu ağır durum aynı şekilde HAK’nun raporlama yılı süresince sosyal refah birçok şikâyet kabul etmesine neden olmuştur ki bunlar genellikle Kosova Cumhuriyeti’nde sosyal yardım listesinde yer alan ailelerin birçoğunun, barınma ve sosyal yardım ile her zaman olmasa da çoğu kez bağlantılıdır. ÇSGB yürürlükteki yasalara istinaden birçok aileyi sosyal yardım listesine almaya çaba göstermiştir, ancak ülkenin ekonomik durumuna dayanarak sosyal yardıma ihtiyacı olan aile sayısı çoktur ve bu nedenle aşırı yoksulluk içinde yaşayan bir kısım halkın bu sınıfı için daha çok bütçeye gerek vardır. Birçok şikâyetçi HAK’na şikâyetlerini sunmuşlardır, çünkü ÇSM çocuklarının beş yaşını geçtiği için sosyal yardımlarını kesmiştir. HAK daha önceki raporlarında da bu yaş ölçütünün kaldırılmasını talep etmiştir, çünkü çocuklar bu yaşa geldikten sonra da ailelerine yardım edeemezler, tam tersi yardımların miktarlarının artırılmasına ihtiyaç olmaktadır. Bu ölçüt tamamıyla rastgeledir ve kantitatiftir, aynı zamanda yoksul ailelerin gerçek ihtiyaçlarına karşılık vermez. Ne yazıktır ki şimdiye kadar bu öneriler sorumlu kurumlar tarafından göz önünde bulundurulmamıştır. 2.22.5. Sosyal yardımlarla ilgili somut vakalar HAK bu nitelikteki birkaç şikâyetten sonra birkaç vakanın soruşturmasını açmıştır ve önerili raporlar sunmuştur.285 HAK yaşa göre emeklilik maaşının kesilmesi ile ilgili şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyette şikâyetçi emeklilik maaşının kesilmesini herhangi bir yasal dayanak olmadığını iddia etmektedir. Özellikle yardımların alınması veya onların devam ettirilmesi zamanlarda yasanın istediği talepleri karşılamada yardımı özürlülük (fiziksel veya ruhsal) sebebiyle kullanılamaması vakaları çok ağır olabiliyor.286 Ancak vakaların soruşturlması esnasında bu sınıfta yardımları alanlar nüfus cüzdanlarında doğum yılında yapılan hataları kullanarak ve 65 yaşa varmadan yaşa dayalı şemadan yararlanma amacıyla emeklilik için başvurmuşlardır gibi bazı durumlarda istismar yaptıklarını öğrendik. Ancak yeniden başvurular esnasında, özellikle de UNMIK’e ait nüfus cüzdanlarının Kosova Cumhuriyeti nüfus cüzdanlarıyla değiştirilmesi esnasında emeklilik idaresi yetkilileri bunları ortaya çıkarmayı başarmışlar ve haksız aldıkları bu maddi araçların yeniden tam iadesini yapıncaya dek bu kişilere karşı emeklilik maaşlarının durdurulması tedbiri alınmıştır.287 285HAK, A. nr. 1/2014, A. nr. 4/2014, A. nr. 17/2014, A. nr. 70/2014 ve A. nr. 85/2014 vakaları. A. nr. 70/2014 vakası. HAK, bir Kosova ailesinin olağanüstü kötü şartlarda yaşadığını ve sosyal yardım almadığını medya araccılığıyla öğrendiği zaman re’sen soruşturma açmıştır. Bu vakanın soruşturulması esnasında HAK bu aiilenin ilk başta sosyal yardımı programına dâhil olduğunu, ancak bu ailenin yardımı yardımın devam edilmesi için gereken başvurunun yapılmaması sebebiyle kesildiğini öğrenmiştir. Yardımın devam edilmesine dair yapılması gereken başvurunun yapılmaamsının sebebi yardımdan faydalana kişinin nüfus cüzdanının olmamasıydı ki bu kişinin zihinsel gelişiminde gecikmmeler vardı. HAK’nun müdahalesinden ve nüfus cüzdanının düzenlenmesinden sonra bu aile yeniden sosyalyardım alma hakkını kazanmıştır. 287HAK, A. nr. 121/2014 vakası 286HAK, 104 04/L-131 sayılı Devlet Tarafından Finanse Edilen Emeklilik Şeması Yasası’nın 7. maddesi yaşa dayalı emeklilik hakkının tanınması ile ilgili koşulları ve ölçütleri düzenler ve der ki: “Yaşa dayalı emeklilik maaşı kimlik belgelerine sahip ve altmış beş (65) yaşını doldurmuş tüm Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarına ödenecektir”; oysa bu yasaya göre yaşa dayalı emekliliğin tanınması için gerekli geçerli belgeler ise “Kosova Cumhuriyeti sorumlu meciler tarafından verilen nüfus cüzdanı ve Sivil Daire tarafından verilen ve belli adreste daimi ikamet ettiğine gösteren dair belge”. Çok açık görülmektedir ki yasa yapıcı kimlik tespiti belgesinin hatalarla olabileceğini göz önünde bulundurmamış, bu nedenle bu eksikliği önlemek için tüm Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının yeni nüfus cüzdanlarıyla tedarik oluncaya kadar ve bu tür taviz vermeler olmadan ÇSGB bir İdari Yönerge vasıtasıyla nüfus cüzdanı dışında doğum kayıt örneğinin veya başka bir belgenin istenmesi mümkün kılınabilinir 2.22.6. Sosyal barınma ile ilgili talepler HAK, sorumlu belediye kurumları tarafından barınmanın temin edilmesini isteyen ve genellikle sosyal yardım şemasında yer alan aileler tarafından yapılan önemli sayıda olan şikâyetler kabul etmiştir. 2014 yılının başlarında kendi evlerini yenileyemedikleri için daha önce eski kamu işletmeleri binalarında barınan Sırp toplıumuna ait 9 aile HAK’na barınma için başvurmuştur. KÖK eski kamu işletmesini satıncaya dek onların barınma sorunları yoktu. Bu mülkler özel mülk olduktan sonra, özel sahip üç ay içinde binanın bu kişiler ve eşyalar tarafından boşaltılmasını istemiştir. Bu ailele çözüm bulamamışlar ve bu nedenle yardım için HAK’na yönelmişler. BU vakanınsoruşturulmasından sonra HAK önerili rapor düzenlemiştir ve bu rapor aracılığıyla Gilan Belediyesi’nden “özelleştirilmiş binada geçici olarak barınan bu 9 ailenin barınma sorununun çözülmesi için gereken tedbirlerin hemen alınmasını (...)”288talebinde bulunmuştur. Bu sorun bu öneriye ve bu ailelerin ilk başta dairelere yerleştirilmeleri ve dairelerin kiraları belediye tarafından karşılansın, oysa TGDB dairelerin inşa edileceği yerin belediye tarafından temin edildikten sonra bu yerinden edilmiş aileler için daireler inşa edecektir içerikli bir sözleşme imzalayan Gilan Belediyesi ile TGDB’nın işbirliğine teşekkür ederek çözülmüştür. HAK bu nitelikte başka şikâyetler de kabul etmiştir. Şikâyetçilerden biri Yakova Belediye’si aleyhine şikâyette bulunmaktadır, çünkü o almış olduğu kararla (Roman, Aşkali ve Mısırrlı Topluma ait olan) bazı aileleri gaspçı olarak ilan etmiş ve onları konut ihtiyacı olan aile olarak onları adlandırarak onlardan belediye mülklerinden çıkmalarını istemiş. Bu aileler o yerleşim yerlerinde kendi konutlarını 40 yıldan önce inşaa ettiklerini beyan etmektedirler. Onlar bu toprakların belediyeye ait olduklarını kabul ediyorlar, ancak yaşam için maddi olanaklarının olmayışı, sosyal yardım aldıklarını ve evlerini kendi leri inşaa etmeleri için maddi olanaklarının olmayışı vurgulamaktadırlar. HAK bu vakaların soruşturmalarını yaptığı esnada belediye sorumlu mercileri, Sağlık ve Refah Müdürlüğü ve Şehir ve Çevre Koruma Müdürlüğü gibi sorumlu mercilerin bu ailelerin barınmaları konusunda herhangi bir stratejilerinin olmadığını ve birbirleriyle işbirliği yapmadıklarını gördü.289 288HAK, 289HAK, A. nr. 1/2014 vakası. A. nr. 318/2014 vakası 105 2.22.7. ÇSGB bakanının yasalara aykırı kararları HAK, ÇSGB Bakanı Sayın Nenad Raşiç’in 09.06.2011 tarihli 171 sayılı kararı ile ilgili olan birkaç şikâyet kabul etmiştir. O bu kararıyla 04/L-054 sayılı Şehitler, Savaş Malülleri, Gaziler, KKO Üyelerinin ve Sivil Mağdurların Statüsü ve Hakları Yasası’nda.290 yer alan hakların gerçekleştirlmesi ile ilgili aldığı bazı başvuruları askıya almıştır. Bu vakaların soruşturulması esnasında ÇSGB Bakanının bu kararı Uluslararası Para Fonu ile yaptığı görüşmeden sonra aldığı görülmüştür ve bu kararında Savaş Malülleri ve Gazileri Çocukları ve Sivil Mağdurlar Dairesi (SMGÇSMD)’nden ”Savaş Değerleri Yasasına göre statüsü yapılması talep edilen başvuruların sayısı ÇSGB bakanı tarafından yeni bir siyasi karar alınıncaya kadar 31.05.2011 tarihiyle kapansın, öyle ki Savaş Değerleri Yasası’nda belirlenen herhangi bir hakkın tanınması ve gerçekleşmesi için hiçbir başvurunun kabul edilmemesi” talebinde bulunmaktadır. 06.02.2014 tarihinde HAK temsilcileri kararla ilgili ek bilgi almaları için ÇSGB SMGÇSMD müdürü ile görüşmüşlerdir. SMGÇSMD müdürü kararın hala yürürlükte olduğunu ve yeni başvuruların kabul edilmesinin müsaade edilmediğini teyit etmiştir. O devamda, Savaş Değerleri Yasası önceki şemaya göre toplamda 13.500 kazanan olduğunu ve yapılan bazı değerlendirmelere göre muhtemelen daha 1000 başvuru sahibi olduğunu, ancak kararın yürürlükte olması sebebeiyle kabul edilemediklerini söyledi. Kararın çıktığı tarihte 02/L-02 sayılı 23.02.2006 tarihli Şehitler, Savaş Malülleri, Gaziler, KKO Üyelerinin ve Sivil Mağdurların Statüsü ve Hakları Yasası yürürlükte idi; oysa 08.12.2011 tarihinde Mneclis 04/L-054 sayılı Şehitler, Savaş Malülleri, Gaziler, KKO Üyelerinin ve Sivil Mağdurların Statüsü ve Hakları Yasası’nı kanbul etti ki bu yasa hala yürülüktedir ve 02/L-02 sayılı UNMIK yönetmeliklerini ve 02/L-02 sayılı yasayı ılga etmektedir. Buna rağmen karar yürülükte olmaya devam etmiştir ve bu şekilde yasalarla tanınan hakların gerçekleşmesi için başvuruların kabul edilmemesini devvre dışı bırakmıştır. HAK, ÇSGB Bakanının 21.01.2013 tarihli 10 sayılı başka bir “kısmi iptal” kararonı çıkardığı bilincindedir. Kararın iptali sadece 15.01.2013 tarihinde itibaren başvurularını sunmaya başlayan kaybolanların, şehitlerin çocukları, KKO Savaşı Malülleri, savaş gazileri için geçerlidir ve bunlar onların statülerinin onaylanması yapıldıktan sonra haklarının gerçekleşmesi için başvurularda bulunabilirler. Ancak karar sivil mağdurları için geçerlii olmaya devam etmektedir. Kararın kısmi iptali başvuru sahiplerine karşı yapılan ayrımcılığı sadece kanıtlamamaktadır, aynı zamanda derinleştirmektedir de. Bu da öncellikle eşit olmayan muamele belli bir tarihe dayandırılmıştır ve başvuru sahiplerini kararın yürürlüğe girmeden önce ve yürürlüğe girdikten sonra diye ikiye ayırmıştır ve bunu da kaybolan kişiler, sivil mağdurlar, savaş gazileri vb. bakılmaksızın ve göz önünde bulundurmadan yapmıştır. Oysa kararın kısmi iptali kararı sınıflara dayandırılarak seçici olarak yapılmaktadır ve savaş sivil mağdurları sınıfı için yürürlükte olmaya devam etmektedir. HAK yasal soruşturmayı yaptıktan sonra ÇSGB bakanının daha önce hiçbir Kosova Cumhuriyeti bakanının yapmadığı gibi yasanın uygulanmasını iptal edecek veya etki edecek herhangi bir kararın çıkması için herhangi bir yetkiye başvurmadığı tespitinde bulunmuştur. Hükümetin hiçbir üyesi bu durumda ÇSGB bakanına da Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının hak ve özgürlüklerinin sınırlamasını yapma hakkı ne Anayasa ne de yasayla öngörülmemiştir. Buna benzer her sınırlama Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 55. maddesine dayanarak çıkarılalıcak olan yasayla yapılabilir. Kosova Hükümetinin bir üyesinin veya Kosova 290HAK, A. nr. 85/2014, A. nr. 4/2014 ve A. nr. 542/2013 vakaları. 106 Cumhuriyetinde herhangi bir kamu makamının kararı veya herhangi bir başka normatif belgesi eğer yasaya dayandırılmadıysa veya eğer yasa değilse geçerli değildir. HAK bahsi geçen vaka için ÇSGB önerili Rapor sunmuştur. Kosova Cumhuriyeti kurumlarının HAK’nun önerilerine saygı gösterilmesi ve uygulanması zorunluluğuna rağmen yasal zorunluluklarına rağmen bu öneri ÇSGB tarafından göz ardı edilmiştir. Bu öneriler Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve ÇSGB ilgili bakanı tarafından bu rapor sonuçlanıncaya dek uygulanmadan kalmıştır..291 Öneriler: Kosova Hükümeti kamu sağlığı kurumları sorumlu mekanizmalar aracılığıyla temel listede yer alan ilaçlarla ve diğer sıhhi malzemelerle tüm zaman boyunca tedarik yapsın Sağlık görevlilerinin sağlıkta kalite hizmetler sunmaları için ve onların hastanın zararına kendi iş yerlerini istismar etmelerini önlemek için her düzey sağlık kurumlarında kontroller artırılsın. Kosova Hükümeti Sosyal Yardım Programı Yasasında yapılan değişiklikler ile 5 yaşını doldurmuş çocukların ailelerine yapılan sınırlamanın kaldırsın, çünkü bu sı ırlama kvalitatif değildir, hiçbir meşru amacı yoktur, proporsyonel değildir ve Anayasaya aykırıdır. Belediyeler bütçelerini planladıklarında ihtiyaçlı ailelerin baroınmaları için bina inşaatlarını yapabilmeleri için bütçe hatlarını öngörüde bulunsunlar. Kosova Hükümeti, hükümet içinde makamları da dâhil olmak üzere sorumlu kurumlardan HAK’nun önerilerinin saygı duyulmasını ve uyguçlanmasını istesin. 2.23. LGBT toplumunun hakları LGBT kişilerinin bireysel haklarının ihlallerin bildirilme sorunları ile yüz yüze gelmesinin hala devam ettiği bir toplum olan LGBT ile ilgili HAK diğer yıllarda olduğu gibi Kosova’daki LGBT toplumunun yaşam konuları ve zorlukları konularına önem vermiştir. HAK’nun önceki yıllara ait raporlarında da brlitildiği gibi LGBT toplumunun haklarının çiğnenmesinin bildirilmesi, bu tür ihlallerin durudurulması konusunda devlet makamlarınıın çalışmalarının izlenmesi için en önemli etkenlerden biridir.292 Bu topluma karşı yapılan ihlal vakalarının yetkili makamlara bildirilmesi ve bu şekilde bu hakları ihlal eden kişilere karşı soruşturmaların başlayabilmesi için ve ceza alabilmeleri için LGBT toplumunun haklarının ihlallerinin ortaya çıkması gereklidir. Kosova’da LGBT toplumunun hakları Anayasa ve yasa ile gayet iyi korunmuştur,293 ancak pratikte LGBT toplumuna ait kişilerin her gün karşılaştıkları sorunlar vardır. Buna rağmen 2014 yılı süresince Kosova’da LGNT toplumunun tanıtılması ile ilgili gözle görülebilir geliimelerin var olduğu söylenebilir. 291HAK, Önerili Rapor, A. nr. 542/2013, A. nr. 4/2014 ve A. nr. 85/2014 vakaları. 2013 Yolı Yıllık Raporu, s. 34. 293Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 24. madde 292HAK, 107 Özellikle gözle görülebilir bir gelişme homofobi ve trasfobiye karşı bir günün düzenlenmesidir.294 Birleşik Devletler Ululararası Kalkınma Dairesi (metnin devamında USAID)’nin desteği ile Toplumun Özgürleşmesi Merkezi (TÖM) kampanyayı birçok etkinlikler yaparak başarıyla tamamladığını söyleyebiliriz. Daha doğrusu bu, Kosova’da LGBT toplumuna destek kapasitesi inşaasına yardım ve LGBT toplumunun dâhil edilmesi için toplumun biliçlendirilmesi amaçlarını taşıyan TÖM’nin USAID ile işbirliği içerisinde uyguladığı daha büyük projenin bir kısmıdır. Bu olayı takip eden etkinlikler herhangi bir olay olmadan sonuçlanmıştır. Başbakanlık Bürosu İyi Yönetişim Dairesi (İYD) tarafından örgütlenen bir koordinasyon görüşmesi sırasında LGBT toplumu üyeleri Kosova Polisi’ne iyi örgütleme yaptığı için ve desteklediği için teşekkürllerini sundu. Özellikle ilerleme Kosova’daki Finlanda Büyükelçiliği tarafından maddi desteği ile yapılan LGBT toplumunun haklarının korunması ile ilgili polis eğitimlerinnin yapılmasıdır. Bu yıl da LGBT toplumuna bu yıl da büyük destek Uluslararası temsilcileri ve Hükümet / Başbakanlık Bürosu tarafından sağlanmıştır. Bu büro tarafından yapılan örgütlenme ile LGBT toplumunun haklarının korunması ile ilgilenen örgüt üyelerinin, bakanlıkların, polisin, büyükelçiliklerin ve LGBT toplumunun haklarının korunması ve tanıtılması için önemli olan diğer örgütlerin temsilcileri arasında bu yıl düzenli koordinasyon görüşmelerinin yapılması başlamıştır. Aynı şekilde Kosova’da LGBT toplumunun haklarının korunmasına katkı sağlayacak yasa uyumlaştırılması ve diğer etkinlikler için önerilerin sunulması için yardımın sunulması amacını taşıyan halk sağlığı ve sosyal bakım için Avusturya ile Finlaanda enstitüleri tarafından desteklenen295 “homofobi ve transfobiye karşı savaş” eşleştirme projesinin başlatılması da önemlidir Kosova’da LGBT toplumunun en sık karşılaştıkları sorunlar, oldukça farklılıkları kabul etmeye yeterli hazır olmayan toplum algılarının değiştirilmesi ve bu farklılıkların aşılması amacı ile bu yıl mevcut farklılıkları azaltmak için yöntemleri bulmaya ve vatandaşların bilincini etkilemeye adanılmıştır. Özel bir vurgu LGBT toplumunun eğitim sistemine dâhil edilmesi, daha doğrusu LGBT toplumuna karşı eğitimdeki sayrımcılığın durdurulmasıdır. Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık özellikle gençler arasında mevcuttur. LGBT toplumu üyeleri, öğretmenlerinin kendilerinin okullarda cinsel yönelim temelinde taciz ve ayrımcılık yaptıkları örnekler vermektedir. Bu sorunun aşılması amacıyla bu tür ayrımcılığın durudurulmasına. Özellikle de LGBT toplumuna yaklaşımı nasıl etki edebileceklerine dair okul müdürleri için kılavuzlar hazırlanmaktadır. Akranlar tarafından yapılan şiddet ve ayrımcılık özel bir sorunu teşkil etmektedir ve bu doğrultuda iletişimin düzeltilmesi, aynı zamanda çocukları bu konu üzerinde bilgilendirmek için eğitim kadrosunun hazırlanması doğrultusunda çalışılması gerekir. LGBT sorununa yaklaşım, genel olarak mevcut önyargılarla yüzleşme, bu sorunları olan çocukları tanımak ve 294USAID, haberler ‚‚Kosovo is Ready Project’’: http://www.usaid.gov/news-information/factsheets/kosovo-ready-project (15.10.2014). 295Kosova’da Finlanda Büyükelçiliği, Haberler, ‘“Finland supports sexual minorities in Kosovo’’, 20 Mayıs 2014, http://www.finlandkosovo.org/public/ default.aspx?contentid=306474&nodeid =42593& contentlan= 2&culture=en-US (20.11.2014). 108 okul içeriği ile tüm bunlara nasıl bir farklı yaklaşım sunabiliriz diye bu alanda açık destek öğretim tolerans programı aracılığıyla USAID tarafından yapılmıştır. 296 Öneri: Kosova Hükümeti eğitim programına LGBT toplumunun hakları ile ilgili bilgileri dâhil etsin. 2.24. Dillerin Kullanımı Kosova’nın yasal çerçevesi dil haklarını korur ve Kosova’da azınlık topluluklarının dillerinin ve remi yazılarının eşit kullanımına saygı gösterilmesi amacıyla koruyucu mekanizmaları belirler Kosova dil haklarının anayasal ve yasal korumaları vardır,297 amacı ise çoğunluk olmayan topluluklarının kimliğinin korunması ve muhafa edilmesidir ki bu da bir dizi yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir ve bunlara dayanarak onlara mensup olanlar kanbul edilen haklarını gerçekleştirmesi durdurulamaz. Kosova’nın yasal düzenlemesinde dillerin resmi kullanımı uluslararası standartlara uygun olarak düzenlenmiştir.298 Kosova Cumhuriyeti Anayasası, Dillerin Kullanımı Yasası,299 topluluklar ve onlara mensup olanların Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Yasası300, aynı zamanda Yerel Yönetimler Özerklik Yasası,301 tüm kamu kurumlarını ve hizmetlerini sunanları Arnavutça ve Sırpça olan iki resmi dilin ve belediyeler düzeyinde kullanımda olan diğer dillerin eşit kullanımı yükümlü kılar. Türkçe, Boşnakça ve Romca gibi olan diğer toplulukların dilleri belirlenen hukuk normları temelinde belediyeler düzeyinde kullanımdadır. Yerel ve merkezi düzeyde şimdiye kadar olan pratikler incelendiğinde her ne kadar Dillerin Kullanımı Yasası’nın kabul edilmesinden yedi yıl geçmiş olmasına rağmen onların uygulanmasının karmaşık olduğu görülür ki o kurumsal ve yasal dayanakların yanında onun gerçekleşmesi için dil haklarınınn toplumsal bilinci, fırsat eşitliği politikasının uygulanması ve axaletin dağıtımında adil olması gereken çok kültürlü politikanın uygulanması gibi koşulların da iyileştirilmesini istemiş ve istemektedir. 2.23.1. Dilin kullanımı ile ilgili sunulan şikâyetler Halkın Avukatı 2014 yılı boyunca dillerin resmi kullanımı ile ilgili olan azınlık topluluklarına ait kişilerden üç şikâyet kabul etmiştir. Bunlar Kosova yargı sisteminde bu hakların gerçekleşmesi aşamasında meydana gelen sorunları gösterir. Şikâyetler, yargı kararlarının kişinin kendi dilinde 296Kosova’da Finlanda Büyükelçiliği, Haberler, ‘“Finland supports sexual minorities in Kosovo’’, 20 Mayıs 2014,http://www.finlandkosovo.org/public/default.aspx?contentid=306474&nodeid=42593&contentla n=2&culture=en-US (20.11.2014). 297Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 5, 57, 58 ve 59. maddeler 298Ulusal Azınlıkların Korunması için Avrupa Konseyi Çerçeve Sözleşmesi, Bölgesel veya Azınlık Dilleri Avrupa Şartı, AİHS ve onun Protokolleri, Kendi Dillerini Kullanma, Ulusal Azınlıkların Hakkı için Öneri (Oslo, 1996) ve eğitime ulusal azınlıkların hakları konusunda Lahey Önerileri. 29902/L37 sayılı Dillerin Kullanımı Yasası. 30003/L-047 sayıılı Taplulukların ve Mensuplarının Haklarının Korunması ve Teşvik Edilmesi Yasası. 30103/L-040 sayılı Yerel Yönetim Yasası. 109 şikâyetçilere teslim edilmesi konusunda Priştine ile Prizren Asliye Mahkemelerinin başarısızlıklarını gösterir.. Sunulan şikâyetlerle ilişkin Halkın Avukatı gerçek durumun tam belirlenmesi için soruşturmalar başlatmıştır ve sorumlu taraf olarak Priştine ile Prizren Asliye Mahkemelerinden şikâyette yer alan iddilar hakkında beyanda bulunmalarını istemiştir. Halkın Avukatı soruşturma sürecinde şikâyetçilerin kendi davalarıyla ilgili olan kararlarının tercümesi için 6 ila 22 ay beklediklerini teyit etmiştir. Şikâyetçiler Halkın Avukatına gönderdikleri beyanlarında, kendi davalarıyla ilgili olan kararlarının tercümesinin gecikmesini sorumlu taraflar, mahkeemelerde yetersiz sayıda tercümanın olması ve tercümeleri yapılan belgelerin çok olması olarak gerekçelendirdiklerini söylemişler. Soruşturmanın başlamasından sonra ve Halkın Avukatı’nın faaliyetlerinden sonra yukarıda bahsi geçen şikâyetler ile ilgili sorumlu taraflar bu vakalarda en kısa zamanda süreçte olan bireylerin kendi dillerinde kararları tercüme ettirmişler ve onları bireylere düzenli bir şekilde teslim etmişler. Halkın Avukatı, bu vakalarda teyit edilen gerçekleri ve bu durumlarda yasal hükümleri değerlendirirken mahkemelrin her yargı sürecinde resmi dillerde eşitliği temin etmeleri gerektiği ve süreçlerle ilgili olan tüm süreçlerin, belgelerin, bildirilerin ve belgelerin AİHS’nin 6. maddesi bağlamında makul bir sürede, o süreç için302 seçilmiş olan resmi dilde (dillerde) temin etmek için ve yargı süreçlerinde gereksiz gecikmeleri engellemek için gerekli sayıda tercümanları istihdam etmeleri gerektiğini düşünmektedir.303 Devletin, kanıtlanmış son teslim tarihinin ihlalini içeren sistematik sorunları çözme doğrultıusunda genel yükümlülüğü vardır.304 Son teslim tarihi süresi sebeplendirilebilir mi değerlendirmesinde şu göstergeler göz önünde bulundurulur: dosyanın karmaşıklığı, şiayetçinin davranışları, yargı ve idari makamlarının davranışları ve dosyanınn kendisinde şikâyetçinin hangi hakkının tehlike altına girdiği gerçeği.305 Öyle ki süreçte rolü olan herkesin gereksiz gecikmelerden kaçınmak için elinden gelen her şeyi yapmalarını temin etmek için yerli yargıya özel sorumluluk düşer.306 Vurgulanmış ölçüde yargı kararlarının tercümelerinde aşırı gecikmeler sebebiyle şikâyette bulunanların hem kendi dillerinde kararın içeriği hakkında bilgilenmeleri olanaksız hale gelmiştir hem de osova Anayasası’nın 32. maddesiyle ve AİHS 13. maddesinde güvence altına alınan hukuki yolların kullanımı hakkı da ihlal edilmiştir.307 2.23.2. Merkezi ve yerel düzeyde dilin kullanımı HAK şikâyetleri ele almadan mada raporlama dönemi süresince toplulukların merkezi ve yerel düzeyde dil haklarınınn durumu, uygulanması ve saygı gösterilmesini takip etmiştir. Bunun 30202/L37 sayılı Yargı Süreçlerinde Dillerin Kullanımı Yasası, 12-14. maddeler. Stögmüller v. Austria vakası, 10.11.1969, s. 5. makul süre güvencesinin amacınınn “yargı süreçlerinde tüm yer alanların ... sürecin aşırı gecikmelerinden korunması” olduğunu vurgulamıştır. 304Aynı yerde. 305AİHM, Buchholz v. the Federal Republic of Germany vakası, 06.05.1981, s. 49. 306AİHM, Guincho v. Portugal vakası, 10.07.1984. 307AİHS’nin 13. maddesi korunan herhangi bir hakkın ihlali durumunda ulusal makamlar önünde etkili bir hukuk yolu sağlar. 13. maddede korunan haklar süreçle ilgilidir. İnsan haklarının ihlalleri ile ilgili etkili yerli hukuk yardımlarının kullanılabilirliğini ister ve ulusal mercilere seslenir, çünkü onlar insan haklarının ihlal edildiğini iddia aden vakalarının soruşturmasını yapma yükümlülükleri vardır ve bu nedenle yerli adalet sisteminde özel önemi vardır. 303AİHM, 110 neticesinde HAK’nun temsilcileri dil haklarının uygulanması ve gerçekleşmesi ile ilgili genel durumu görme amacıyla devlet ve yerl düzeyde sorumlu mercilerin, mahkemelerin, azınlık toplulukların temsilcileriyle vb. görüşmüşlerdir. Resmi dillerin merkezi ve yerel düzeyde kullanımı ile ilgili pratikleri ve toplanan verileri incelerken geçen raporlama dönemlerle karşılaştırıldığında önemli bir ilerlemenin olmadığı ve Kosova^da azınlık topluluklarının resmi dillerinin eşit kullanımı tamamıyla temin edilmediği kesindir ki bu da hala dil haklarının gerçekleşmesi için yasal ve toplumsal eşitsizliğe neden olmaktadır. Tüm Kosova Cumhuriyeti topraklarında Arnavutça ve Sırpça Anayasa ve yasaların, meclisin, yargıların, yürütme gücünün, devlet idaresinin, diğer kamu kurum ve kuruluşların, eğitim ve öğretim sisteminin, kamu işletmelerinin, kurumların, yerel özyönetimlerin, devlet idaresinin vatandaşlarla iletişiminin ve kitle iletişim araçlarının dilleridir. Onlar hükümet makamlarının ve kamu idaresinin, diğer kamu makamlarının, kamu işletmelerinin, kurumların ve yerel öz yönetim makamlarının isimlendirilmesinde, Anayasa’nın, yasaların ve diğer normatif hukuki belgelerin hazırlanması ve yayınlanmasında, her düzeyde bütün seçim süreçlerinde, devlet iktidarı makamlarının karşılklı ilişkileerinde, diğer devlet makamlarıyla ve yerel öz yönetim makamlarıyla, ve vatandaşlarla olan ilişkilerde, coğrafi adlandırmaların, trafik işaretlerinin, yazıtların ve duyuruların yazılışlarında, Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarına tüm resmi belgelerin verilişlerinde, devlet akreditesi olan kamu mkurumlarında verilen belgelerin veilişlerinde, tüm eğitim ve öğretim kamu kurumlarında vb. gereklidir. Kosova’daki tüm belediyeler dillerin kullanımıyla ilgili düzenlemeleri kabul etmişler. Türk Dili şu anda Prizren ve Mamuşa’da resmi dildir. 2007 ve 2008 yılında Gilan, Mitroviça, Priştine ve Vıçkıtırın belediyeleri Tüürk Dilini resmi kullanımda olan bir dil olarak kabul etmişlerdir. Boşnak Dili Prizren, Dragaş ve İpek’te resmi dildir, oysa İstok’ta resmi kullanımda olan bir dildi. Graçaniça Belediyesi 10.10.2014 tarihli kararında Rom Dilinin Dillerin Kullanımı Yasası’nın 2.4. maddesinde yer alan ve kullanımda olan dil ölçütlerini yerine getirdiği için bu dili kullanımda olan bir dil olarak kabul etmiştir. 2.23.3. Resmi dillerde tercüme sorunları Kosova kurumlarını merkezi ve yerel düzeye çıkaran yasaların ve taslakların Sırp Dilinde tercümesinin amacı ile ilgili sorunlar ve belgelerin Türk ile Boşnak Dillerinde tercümesinin amacı ile ilgili sorunlar hala aşılmamıştır ki bu diller Kosova’nın birçok belediyesinde resmi kullanımdadır. Saynı şekilde Türk ve Boşnak Dillerinde terücüman eksikliği, bu topluluklara ait kişilerin devlet makamlarının süreçlerinde kendi dillerini kullanmalarını olanaksız hale getirmektedir, öyle ki onlar devlet kurumlarındaki iletişimlerinde hem merkezi hem de yerel düzeyde Arnavut ve Sırp Dillerini kullanmaktadırlar ve uzzun süreçlerden kaçmak için belgelerini bu iki dilden birinden almaktadırlar.308 Aynı şekilde her düzey belediye ve mahkemelerde insan ve mali kaynaklar, ofisler için uygun alanlar ve sözlükler, otomatik olarak yazım denetimini yapan bilgisayar programları veya kayıt araçları gibi sözlü ve yazılı tercüme yapan tercümanlar için temel teknik araçlar yetersizdir. Çoğu kez tercümanalrın gerekli niteliklere ve tecrübeye sahip değiller; öyle ki onların mecburen profesyonel eğitimlere ihtiyaçları vardır. Bütün bunlar azınlık toplulukların kaamu hizmetlerine ulaşmalarını ve kamu yaşamında yer almalarını zorlaştırmaktadır. 308AİHS, 13. madde. 111 Çoğu belediyelerin belediye içinde ve dışında yazıtları yerleştirme ve ilan tablolarındaki bilgilendirmeleri tüm remi dillerde yerleştirme yükümlülüklerini hala yerine getirmedikleri teyit edilmiştir. Bu yükümlülük birincil basamak olan sağlık merkezlerinde de uygulanmamaktadır. Bireylere yazılı belgeler genellikle çoğunluk dilinde verilir, oysa onların tercümeleri için uzun zaman beklenir ve onlar genellikle bireyin isteği üzerine tercüme edilir. Bunların sebebi geçmiş yıllardakilerle aynıdır, tercüman azlığı, tercüme ve finans araçlar için niteliklerin eksikliği vb. 2.23.4. Kamu yönetimlerinde resmi dillere saygı gösterilmemenin sorunları ve sebepleri Aynı şekilde hizmetlerde azınlık topluluklarına ait kişilerle her gün iletişim kurmakta olan ve kamu idaresindeki yeni memurlar çoğu kez Sırp Dilini konuşmadıkları (kadastro, vergi, sivil sicil vb dairelerinde) için belediyelerde topluluk ofislerinde bazı yetkililer ve bazı Sırp kişiler devamlı olarak belediye makamlarıyla yaşadıkları iletişim sorunlarını vurgulamaktadırlar. Arnavutlar çoğunluğu Sırpların oluşturduğu Kosova’nın kuzeyinde yer alan belediylerde birkaç yıldır buna benzer sorunlar yaşamaktadırlar. Oysa Kosova’nın merkez bölgesinde Sırp topluluğunun çoğunlukta oldduğu bazı belediyelerde bazı Arnavut belediye memurların istihdamına bakılmaksızın onların Sırp çalışanlarına Arnavut dilini genellikle kötü bildikleri için Sırpça konuşma mecburiyetinde kaldıkları durumlar mevcuttur. Bütün bunların sebebi resmi dilleri iyi bilen kamu yönetimi çalışanlarının eksikliği ve çalışanlar için dil yönünden uygun eğitim eksikliği, özellikle de belediyelerde tercüman eksikliği, onların dili öğrenme ve geliştirme yönünde ilgisizlikleri ve kamu iaderlerinde bazı toplulukları temsiliğinin düşük düzeyde olmasıdır. Halkın Avukatı, Kosova Hükümeti’nin bu raporlama dönemi içinde de Halkın Avukatı’nın daha önceki iki yıllık raporda Dillerin Kullanımı Yasası’nın uygulanması ile ilgili olan önerileri konusunda gereken çabayı sarfetmediğini gözlemledi. 2.23.5. Belediyelerde farklı dillerdeki elektronik bilgilendirme sorunları Aynı şekilde Halkınn Avukatı, bazı belediyelerde kamu belgelerin resmi dillerde yayınlanmaması sebebiyle belediyelerin kendi resmi internet sayfalarında resmi dillerin kullanımı ile ilgili Halkın Avukatı’nın önerilerini yerine getirmedikleri görülmektedir309 İnternet sayfalarının takibi ve incelemesi neticesinde her ne kadar tercüme bazen gecikiyor olsa da bunlardan sadece yedisinin diller ile ilgili yönetmelikle uyumlu halde olduğu gözlemlenmiştir.310 Mamuşa Belediyesi kendi resmi internet sayfasın Türk Dilinde örneği vardır, ancak bilgiler resmi dille tamamıyla eşit değil. Prizren Belediyesi’nin sayfasında Boşnakça şekli yoktur ve Sırp Dilinde olan sayfasını düzenli güncellememektedir, oysa Türk Dilindeki şekliyle bağlantı kurulmıyor. Dragaş Belediyesi’nin tıpkı İpek Belediyesi’nin olduğu gibi Boşnak Dilinde sayfası yoktur. İpek Belediyesi resmi sitesinde Sırp Dilinde de yoktur. Diğer belediyelerde internet sayfaları her ne kadar teknik bakımından resmi dilde olsa da tek 309HAK, 275/2012 re’sen vakası. hukuk danışmanı tarafından yürütülen 01.10.2014 tarihli yoruma göre Graçaniça, Kameniça, Klokot, Novobırda, Ranilug, İştip ve Vıçıtırın belediyelerinin ağ adresleri. 310HAK 112 dilde olmaları, seyrek güncellemeler, tercüme kalitesinin düşüklüğü veya tamamlanmayan kategorilerden oluşmaları sebebiyle genellikle yasal müfredatla uyumlu değildirler.311 Yürülükteki mevzuata uygun olarak Belediyenin kendi resmi internet sitesinde belediyenin her iki resmi dilinde eşit şekilde aynı bilgileri temin etmesi ve yayınlama yükümlülüğü vardır. 2.23.6. İyi örnek – şahsi adın kayıt hakkının uygulanmasının iyileştirilmesi Halkın Avukatı, raporlama dönemi süresince onların konuşma ve yazı dillerine göre azınlık topluluklarına ait kişilerin adlarının kaydı esnasında iyileşmeler olduğunu gözlemlemiştir. Aynı şekilde ana kütüklerde azınlık topluluklarının adlarının kaydıyla ilgili uygulama değişmiştir. Bu doğrultuda 2013 yılının Aralık ayında İB nüfus kaydı belgesiyle ilgili 25/2013 sayılı yeni İdari Yönergeyi kabul etmiştir ve bunnun uygulanması 2014 yılında başlamıştır. Bu İdari Yönerge türleri, şekilleri, içerik bileşenlerini, bakım şeklini, sivil hizmetleri kurallarına göre korunan ve verilen belgelerin geçerlik sürelerini312 aynı zamanda Dillerin Kullanımı Yasası’na dayanarak kişiye ait belgelerin kişinin mensup olduğu topluluğun dilinde verilmesine dair başvurusu doğrultusunda verilir gibi konuları düzenler.313 2.23.7. Diller Komiserliği Bürosu Halkın Avukatı dil haklarının gerçekleşmesini incelemesi esnasında Diller Komiserliği Bürosu (DKB)’nun raporlama dönemi süresince DKB’nun, resmi dillerinin ve yazılarının tam kullanımı ile Yasaya uygun olacaklarına dair verilen görev süresini gerçekleştirme ve iyi pratiğin yerleştirme etkinliğini ve kararlığını gösteren sistematik düzeyde birçok başarılı etkinliklerde bulunduğunu gözlemlemiştir. DKB kendi resmi sitesini beş dilde (Arnavutça,, Sırpça, Türkçe, Boşnakça ve İngilizce) yapmıştır, ayrıca şikâyetler için elmek şeklini hazırlamış ve uzlaşma yoluyla şikâyetleri çözmüştür. Büronun güçlendirilmesi ve tanıtımının yapılmasıyla DKB’na sunulan şikâyetlerde günden güne artışın olduğu gözlemlenmektedir.314 Cesaret verici olan şey de her ne kadar şimdiye dek onların sistematik değil sadece bireysel çözümler olmasına rağmen, çözülme sürecinde olan bazı şikâyetler dışında vaatandaşların tüm şikâyetleri her zmaan şikâyetçinin lehine çözülmüşlerdir.315 Öneriler: Kosova Yargı Konseyi tüm mahkemelerde resmi dillerin eşitliğini temin etsin, öyle ki süreçle şlgili olan tüm süreçler, belgeler, bilgilendirmeler ve belgeler kişilerin dillerinde makul sürede verilsin. 311Kosova belediyelerinde diller haklarına saygı konusunda AGİT Raporu, Haziran 2014. s.19-20. sayılı Sivil Durumun Belgeleri ile ilgili İdari Yönerge, 1. madde. 313Aynı yerde, 8. maddenin 1-2 fıkraları. 3142014 yılında bu ofise dillerin kullanımı hakkının ihlali ile ilgili 50’nin üzerinde şikâyet sunulmuştur. 315HAK temsilcileriyle Kosova Hükümeti binasında 10.11.2014’te yapılan görüşme esnasında Diller Komiseri tarafından verilen bilgiler. 31225/2013 113 Kosova Hükümeti merkezi ve yerel düzeyde olan tüm kurumlara bu dillerde tercüme kalitesinin iyileşmesi için Kosova’daki resmi diller için uzamn tercümanları istihdam etsin. Kamu İdaresi Bakanlığı, belediyelerle işbirliği neticesinde belediyelerin resmi internet sitelerinin Dillerin Kullanımı Yasası’na istinaden tüm dillerde bilgileri içermesini temin takip etsin. Yerel Yönetimler İdaresi Bakanlığı belediyelere aynı sstatüüyü desteklemesi için ve çalışmalarında resmi dilleri eşit kullanmaları doğrultusunda kendi görevleri ile ilgili öneri ve yönergeler sunsun Dil Komisyonu Bürosu Kosova kurumlarının Dillerin Kullanımı Yasası’nda öngörülen dil yükümlülüklerini takip etsin ve Kosova vatandaşların kendi dil hakları konusunda bilinçlenmelerinin artırılması için tedbirleri almaya devam etsin 2.24. Toplulukların ve ona ait olanların hakları HAK’nınn kendi görevine istinaden bu rapor yılında da Kosova’daki azınlık topluluklarının haklarına, insan ve azınlık haklarının etkin gerçekleşmesine ve raporlama dönemi süresince azınlık topluluklarının karşılaştıkları sorun ve güçlüklere ilişkin özel ilgi göstermektedir. Özel haklar için mevzuat ve toplulukların sayısı sebebiyle bir rapor sadece HAK tarafından ele alınan bireysel şikâyetlerin soruşturulması yoluyla yapılamaz, fakat bu herşeyden mada biriken veriler aracılığıyla, alınan bilgilere ve özellikle de azınlık topluluklarıyla iletişimi olan farklı kurumların çalışmalarının incelenmesi ile ve azınlık topluluklarının haklarına saygı gösterilmesi veya çiğnenmesinin incelenmesiyle yapılır. Aynı şekilde bu konunun işlenmesi için HAK yetkililerinin, sahada farklı durumlarla ve çoğunluk olmayan kişilerin kendi haklarını gerçekleştirme esnasında karşılaştıkları engellerle ilgili bilgi toplanması amacıyla doğrudan ve hemen görüştükleri vatandaşların da büyük önemi vardır. Genel bir değerlendirme yapılırsa söylenebilir ki daha önceki yıllık raporlarda olduğu gibi toplulukların haklarını ve merkezi ve yerel düzeyde olumlu eylemlerini koruyan olağanüstü mevzuata rağmen onlara hükümetin her kademesinde bazı yasal yükümlülükleri ve anayasal hukuka saygı geldiğinde Kosova’daki azınlık topluluklar marjinalize edillmişlerdri. Gerçekte bütün olumlu örnekler sadece tümüyle azınlık topluluklarda olmamakla birlikte birkaç bireysel örnekle sınırlanmaktadır ki bunun gelecekte mutlaka değişmesi gerekir. Kosova’da bazı toplulukların yaşadıkları sorunlara ilgili ileride bulguların, gözlemlerin ve sorunların sunulduğu özel kısımlarda tartışılacaktır. Bu aşamada azınlık toplulukların haklarını koruyan genel yasal çerçevenin hatırlatılması değerlidir ki bunlar: Koosova Cumhuriyeti Anayasası,316 Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi,317 ve Toplulukların ve Üyelerinin Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Hakkında Yasa.318 316Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 59, 60, 61 ve 62. maddeler. Cumhuriyeti Anayasası, 22 (4). maddesi ki bu madde toplulukların ekonomi, toplumsal, politik ve kültür gibi yaşamın her alanında genel ve etkili eşitliği geliştirmeyi amaçlamaktadır. 31803/L-47 sayılı Toplulukların ve Mensuplarının Haklarını Teşvik Etme ve Koruma Yasası, 13.03.2008. 317Kosova 114 Halkın Avukatı’na göre bu raporlama döneminde azınlık toplulukların bulunduğu durumla ilgili gelişme ve durumlarının iyileşmesi konusunda gözle görülebilir bir durum olmadığını düşünmektedir. 2.24.1. Mültecilerin ve yerinden edilmişlerin Kosova’ya geri dönüşleri Mültecilerin ve yerinden edilmişlerin Kosova’ya geri dönüşleri ile ilgili olan Rapor HAK tarafından 2014 yılı süresince topladığı verilere dayanmaktadır ki bunlar da yerinden edilmiş kişilerle ilgili UNHCR’e ait istatistik verilerle ve merkezi ile yerel kurumlarının temsilcilerinden temin edilmiş verilerle desteklenmişlerdir.319 UNHCR ait istatistiki veriler incelendiğinde320 yerinden edilen kişilerin ve azınlık toplulukları na ait kişilerin dönüişlerinin günden güne azaldığını görürüz. 2014 yılı süresince azınlık topluluğa ait toplam 407 kişi dönmüş. Bu da ne yazıktır ki 2013 yılında dönen kişiler sayısına bakıldığında hemen hemen yarısını oluşturmaktadır. Şimdiye kadar olan sürece bakılırsa onun verimliliği ve sürdürülebilirliği eksik olmuştur, sebebi ise temelde geriye dönenlere gıdada periyodik yardımdan sonra onların herhangi bir yardım kuruluşu olmadan kendi başlarına yaşamlarını idame edecek somut programların ve projelerin eksikliğidir. Sorun şu gerçekte yatmaktadır o da yaşta eski nüfusun geri dönüşe ilişkin kararı vermeleridir, oysa yeni jenerasyonlar güvenlik açısından bireysel algı nedeniyle, aynı zamanda istihdam edilmelerinin yetersiz olması ve genel ekonomik durumu nedeniyle istekleri olmasa da bu karara uymaktadırlar. Sırp topluluğuna ait yeni nüfusun geri dönüşü okul, istihdam ve sağlık hizmetleri diğer yerlere göre büyük ölçüde daha iyi olan yerlerde, yani Sırp nüfusunun çoğunlukta olduğu yerlerde olduğu görünmektedir. Bununla ilgili kentsel yerlere sadece bireylerin yani yaşlıların dönmeleri şaşırtıcı değildir. Örneğin Prizren’de Sırp topluluğuna ait sadece birkaç kişi dönmüştür, bunlardan tüm Prizren Belediye’sinde dönenlerin sadece 5’i çocuktur,321 İpek’e ise sadece 9 Sırp dönmüştür ki bunlar orada yaşamaktadırlar. İpek belediyesine bağlı Belopoye Köyü’nde döneneler için inşa edilen 100 ev için sadece 10 aile dönmüştür (diğerleri yazın periyodik olarak veya mülklerini ziyaret etmek için gelmekteler).322 Kosova’da Boşnak topluluğuna ait iş yapan topluluklar büroları, bu toplumun genç nüfusun göç sorununu vurgulamaktadır, bunun nedenini ise durumun çok zor olması ve istihdam sorunun olması, aynı zamanda Bosna Hersekte’ki eğitim merkezlerinde yüksek öğrenimlerini sürdürebilme açısından daha çok olanaklara sahip olduklarını vurgulamaktadır.323 319HAK temsilcileri ve İpek, Graçaniça, Prizren, Rahoveç ve Klina Topluluklar ve Geri Dönüş ofisleri başkanları ile 2014 yılının Ekim ve Kasım aylarında yapılan toplantılar, aynı zamanda TGDB’nın resmi internet sitesinden alınan ve kamuya açık olan bildirileri. 320Priştine’deki UNHCR misyonu şefinin ofisi, 2014 Ekim sonunda güncellenmiş istatistiki verilera bakış. UNHCR’den alınan verilere dayanarak 2014 yılının Ocak-Ekim dönemiinde 238 Sırp, 22 Roman, 121 Aşkali ve Mısırlı, 9 Boşnak, 16 Goran ve 1. Karadağlı Kosova’ya dönmüştür. 321Prizren’de 20.11.2014’te Topluluklar ve Geri Dönüş Bürosu (TGDB)’ndan alınan bilgiler; Prizren’deki Bogoslav binasında bir çocuk tek öğrenci olarak eğitimini yapmakta ve orada kalmaktadır, oysa diğer 4 çocuk aileleriyle birlikte Novak Köyü’nde yaşamaktadırlar. 322İpek’te TGDB şefi ile 21.11.2014’te yapılan toplantıda alınan bilgiler. 323Prizeen, Dragaş ve İpek’teki TGDB şefleri ile 14 Ekim ve 20 ile 21 Kasım 2014’te yapılan görüşmeler 115 2.24.2. Güvenlik durumu ve münferit olaylar Yerinden edilenlerin ve dönenlerin mülk ve barınma hakkının korunması ve iyileştirilmesi ile ilgili olan güvenlik konusu geri dönüş sürecine olumsuz yönde etkilemeyi devam etmektedir. Güven söz konusu olduğunda geri dönüşün yapıldığı bölgelerdeki azınlık topluluğu mensuplarına, özellikle de Sırplara karşı yapılan münferit olayların kaydedilmeleri devam etmektedir. Küçük olaylar dışında önemli sayıda yangın endüksiyon, hasar oluşturma, genellikle Sırplara ait evlerin duvarlarında ve mülkerinde tehdit mesajları yazma gibi ağır olaylar da kaydedilmektedir. Aynı zamanda tarım ve orman makinelerinin çalınmaları ve silahlı saldırı da kaydedilmiştir. Birkaç belediyede saldırıda bulunanlar Polis tarafından bulunamamışlardır, bazen de bu tür olaylar tekrarlanmıştır. Bu bağlamda belirtilmesi gerekir ki olayların büyük bir bölümü Klina belediyesi sınırları içinde (Dırsnik, Grapça, Klinaç ve Drenoça köylerdinde ve aynı şekilde Klina’da), Kosova Ovası’nda, Orahovaç’ta, İpek’e bağlı Levoş Köyü’nde, İstok’a bağlı Jaç, Gurrakoça ve Şal köylerinde, Viti’de ve Gilan’da gerçekleşmiştir.324 Bugüne kadar Kosova Polisi tarafından hırsızlık olaylarından sadece iki tanesi çözülmüştür o da Klina belediyesinde hayvan hırsızlığıdır, oysa fiziki veya silahlı saldırılar gibi diğer olaylar çözülmemiştir veya hala soruşturmaları sürmektedir.325 Bütün bu ve buna benzer olaylar büyük ölçüde sürdürülebilir geri dönüşü engellemektedir ve aynı zamanda da dönmeyi düşünenleri de vazgeçtirmektedir, özellikle de Kosova Polisi’nin olaylarla yeterince ilgilenmemesi ve bu olayları gerçekleştiren kişileri bulamadıkları için bu durum böyledir. Kosova dışına yerinden edilenlerden başka Kosova’da hala yerinden edişlen kişilere dair toplu merkezleri hala işlevdedir ve bunlar hakkında HAK daha önceki raporlarında da uyarılarda bulunmuştur. Ne yazık ki ülke içinde yerinde edilmiş kişiler genellikle Kosova’nın kuzeyinde ve Graçaniça ile Ştırpçe belediyelerinde 36 toplu merkezde ağırlanmaktadırlar,326 ki bu kişiler çok ağır şartlarda yaşamaktadırlar. TGDB kendi raporlarında ve bültenlerinde bu kalan toplu merkezlerini bir an önce kapatmayı planladığını anlaşılmaktadır, ancak bunlarla ilgili etkinlikler hala sadece planlama aşamasında olduğu görülmektedir. Burada topluluklar ve geri dönüş için yeni Stratejiyi (2014-2018) ve TGDB’nın düzenlediği ve Kosova'ya yerinden edilmiş kişilerin sürdürülebilir geri dönüş için stratejik hedefleri ve sürdürülebilirliğini yansıtan Eylem Planını anmak gerekir.327 Yerinden edilmiş kişilerin zenginlik ve mülkiyet haklarının korunması konusu hala büyük sorunlar oluşturur ve bu da sürdürülebilir bir geri dönüşün anahtar etkenini oluşturur. Her ne kadar KMK teslim edilen vakaların %96’sını çözmüş olsa da,328 buna rağmen bazı durumlarda yerinden edilen kişilerin taşlınmaz malların yasadışı sakinlerinin ve işgalcilerin sürülmesi yapılmış ise de bazen onların tekrar işgal edildiği durumlar da vardır. Mülk sahiplerinin bildirdikleri vakaların KMK tarafından çözülmelerine ilişkin birkaç yıllık bekleme, aynı zamanda KMK tarafından yasal olmayan barınanlara karşı alınan kararların uygulşmasındaki gecikmeler göç eden nüfusun mülklerini kendi adına çevirmelerini ve onları 324http://www.mkk-ks.org/?page=3,12 bk. (8.12.2014). yerde, Klina’daki TGDB şefi ile 11.12.2014’te telefon aracılığıyla yapılan görüşme ki bu görüşmede kendisi Klina’ya dönenlere karşı yapılan saldırılar bilgisini onaylamıştır. 326http://www.mkk-ks.org/?page=3,12 bk. (8.12.2014). 327TGDB, Eylem Planında Topluluklar ve Geri Dönüş Stratejisi ve Eylem Planı (2014-2018), Ocak 2014. 328KMK, http://www.kpaonline.org/sr/default.asp ‘nda (1.12.2014). 325Aynı 116 serbestçe ve pürüzsüz kullanmalarını engellemektedir, bu da Mülkiyet Hakkının ihlalini oluşturmaktadır.329 Bundan başka tüm belgelerin ve HAK’nun kararının teslim edilmesinden sonra kadastroda mülklerini kaydetme ve mülkiyet belgelerini (tapuları) yasal sahipler adına düzenleme ile ilgili bazı yerel yönetimlerin gecikme veya reddetmeleri sıkça görülen durumnlardır. Bu sebepten vatandaşkar Priştine Asliye Mahkemesi’ne başvurmaları zorunlu hale gelmektedir ve bu da onların şimdi yerel makamlarca bu vakaların çözülmesi için tekrardan yıllarca beklemeleri zorunlu hale geliyor.330 Vurgulana bilgiler HAK’nun yasal yetkilileri tarafından belgelenmektedir ki onlar mülkiyet hakkı konularla ilgili olan şikâyetleri kabul ederler, kaydederler ve onlar üzerinde çalışırlar.331 Özellikle dikkat edilmelidir ki Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklara ait olanların 1999 savaşından önce genellikle resmileleşmeyen mahallelerde yaşamışlardır ve bu sebeptendir ki onlar şimdi mülk ve barınmalarını belgelemekle ilgili sorunlar yaşamaktadırlar. Kosova’nın içinde yerinden edilenlerle ilgili sorunun ciddiyetini Birleşmiş Milletler Özel Raportörü de Kosova’daki ziyareti sonucunda 05.06.2014 tarihli Raporunda raporlamıştır.332 Öneriler: Kosova Mülkiyet Kurumu, Kosova Polisi ve yargı ile daha iyi bir irtibat gerektiren mülkiyetin yasal olmayan ve yeniden yapılan işgal ile ilgili daha etkili yanıt verilebilmesi için yasal yetkililik çerçevesinde yürütme gücüyle işbirliğine ilavelerde bulunsun ve onu iyileştirsin Kosova Polisi güvenliği garanti etsin ve azınlık topluluklara karşı yapılan saldırıları gerçekleştirenlerin ifşa edilmeleri ve yakalanmaları için etkili bir biçimde çalışmalarda bulunsun ve topluluklara ait olanların mülklerini korusun. TGDB dönüş stratejisi kapsamına sürdürülebilir geri dönüşü içeren projeleri de dâhil etsin, bunu da küçük ekonomilerin kalkınmasını ve dönenlerin kırsal alanlarda tarımın stimüle edilmesi, öyle ki dönen kişiler iş imkânları olsun ve bunun sonucu olarak onların dönüşleri de daha sürdürebilir olsun. Yerel yönetişim, TGDB ile koordinasyon ve işbirliği neticesinde kendi planlarına 1999 dsavaşı öncesi resmileleşmetewn mahallelerde yaşamış olan geri dönenlerin ve ülkelerine geri dönenlerin daire ihtiyaçlarını dâhil etsin, öyleki Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına ait kişilerin tekrar yerinden gitmemeleri sağlansın. 329AİHS, 1. madde, 1. Protokol Kosova’da doğrudan uygulanabilir olan yasal bir enstrümandır. A. nr. 552/2014, A. nr. 262/2014, A. nr. 414/2014, A. nr. 546/2014 ve A. nr. 339/2013 vakaları. 331HAK A. nr. 56/2014, A. nr. 234/2014, A. nr. 226/2012, A. nr. 181/2013 si ve A. nr. 435/13 vakaları. Bu vakada bayan şikâyetçi Kosova’da mevcut tüm yasal süreçlerden geçmiştir, hatta KAM 2014 yılının ortalarında şikâyetçiye mülkiyetinin iadesi yapılsın diye onun yararına karar çıkarmış, ancak o bu raporun sonuçlanmasına kadar herhangi bir engel olmadan mülkiyetini korumayı gerçekleştirememiştir. 332BMÖ Genel Kurulu: "ülkeleri içinde yerinden edilen kişilerin insani hakları ile ilişkin raporcunun Raporu”, 05.06.2014: “Her ne kadar Romanların, Aşkalilerin ve Mısırlıların birçoğunun daha önce evlerinin olmasına rağmen, onların barınma ve arazi hakları kayıt edilmemiştir ve onların kendi evleri konusunda ellerinde belgeleri yoktur. Geri dönenlerin büyük çoğunluğu Rom, Aşkali ve Mısırlı’dır ve onlar evlerin yeniden inşaa projesine dâhil olamayacaklarını düşünmektedirler ve bunun neticesi olarak onlar yeniden yerinden edilmektedirler.” 330HAK, 117 2.24.3. Azınlık topluluklarına ait olanların eğitimleri Eğitim alanında HAK’nun daha önceki raporlama dönemlerine kıyasen önemli bir ilerleme yoktur. Eğitimde hala iki paralel sistem mevcuttur, bunlardan biri Kosova Cumhuriyeti EBTB’nın eğitim plan ve programına göre yapılanı, diğeri ise Kosova Cumhuriyeti topraklarında Sırbistan Cummhuriyeti tarafından mali desteklenen Sırbistan Cumhuriyeti programına uygun yapılandır ve bunlar birbirinden bağımsızdır. Raporlama dönemi süresince övgüye değer olan şey 2014 yılından itibaren ilk defa Sırbistan plan ve programına göre çalışan (bu söyleneneler Kosova’nın kuzeyindeki eğitim krumları için geçerli değildir) eğitim kurumları, Kosova belediye eğitim müdürlükleri ile yerel yönetim eğitim kurumları arasında açık bir işbirliği sağlandı, bu da Kosova’nın yasal kurumlarıyla tam bütünleşme için bir adım öneyi simgelemektedir. Şimdiye kadar olan işbirlik kış için ısınma, okulun idare edilmesi için gereken ofis malzemelerinin tedarikleri ve benzer öğrenciler için ulaşımın örgütlenmesi gibi yerli yönetim eğitim kurumlarının yardımı ile olmuştur. Bir diğer sorun fakültelerde, yüksekokullarda ve Sırbistan eğitim sistemine göre çalışan Mitroviça’nın kuzeyindeki üniversitenin gibi yüksek eğitim diplomalarının tanınmasıdır. Brüksel’de karşılıklı olarak diplomaların tanınması ile ilgili Sırbistan ile Kosova arasında varılan anlaşmalara rağmen anlaşmaların uygulanmaması sebebiyle bu konu hala çözülmemiş olarak kalmıştır. Daha önce olduğu gibi Türk, Boşnak ve Aşkali ile Mısırlı toplulukların büyük çoğunluğu, Roman topluluğunun ise az bir kısmı derslerini EBTB’nın eğitim plan ve programına göre yapmaktadırlar. Sırp, Hırvat,333 Karadağlı, Goran (Dragaş belediyesi) ve Roman topluluüunun daha büyük bir kısmı topluluğu mensupları eğitimlerini Sırp dilinde Sırbistan plan ve programına göre yapmaktadırlar Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluğu mensuplarının çocuklarının küçük bir kısmının okullarda derlerini görmeleri sorunu hala devam etmektedir. Daha sık durumlarda bu topluluğa aitlerin çocukları ilköğretimini bitirdikten sonra eğitimlerine devam etmemektedirler. Bu gerçek Norveç Krallığı büyükelçiliğinin bu topluluklara yardım etme ve Rom, Aşkali ve Mısırlı çocukların zor durumlara bakılmaksızın ortaeğitimlerine devam etmeleri konusunda teşvik etmek için onlara 2014 yılının Ekim ayında 500 burs vermeye teşvik etti. HAK, Norveç Krallığı Büyükelçiliği’nin bu tür yardımlarını selamlar ve Kosova Cumhuriyeti’nde diğer diplomatik temsilciliklerini, aynı zamanda diğer uluslararası örgütlerinin de tüm Kosova topraklarında bu tür projeleri desteklemelerini teşvik eder. Sırbistan plan ve programına göre yapılan eğitim daha önceden yapıldığı gibi Goran topluluğuyla olan Dragaş belediyesinde de deavm etmektedir, oysa bu belediyede Boşnak topluluğu mensupları EBTB’nın eğitim plan ve programına göre eğitimlerini sürdürmektedirler.334 Çocuklarının eğitimlerinin Sırbistan eğitim plan ve programına göre sürdürmeleri kararı sebebiyle ebeveynlerinin kararı sebebiyle Goran topluluğuna ait öğrencileri Kruşeva ve Dragaş belediyelerinde bulunan iki ilköğretim okulu ve Dragaş belediyesinde bulunan bir ortaöğretim okulu alanlarını kullanma hakkından mahrum edilmeye devam edilmektedirler. Öyle ki bu öğrenciler eğitimlerinin Kruşeva ve Dragaş’ın dışında bulunan köylerdeki okullarda 333Lipyan’a bağlı Yanyeva Köyü’ndeki “Shtjefën Gjeçovi” İlköğretim Okulu. belediyesinde hem Kosova Cumhuriyeti eğitim sitemine hem de Sırbistan Cumhuriyeti eğitim sistemine göre eğitim yapan 6 ilköğretim ve 2 ortaöğretim okulu bulunmaktadır. . 334Dragaş 118 sürdürmeleri için yolculuk etmeleri zorundadırlar.335 HAK’nun raporuna göre, Goran topluluğu mensuplarının Kosova eğitim sistemine entegre edilmeleri ve onların yerel okullarına dönmeleri konusunda olan sorunun çözülmesi için son üç yılda AGİT’in katkıları mevcuttur, ancak raporlama döneminin sonuna kadar bu konu çözülmemiştir. İpek, Prizren ve Dragaş bölgesinde yaşayan Boşnak topluluğu mensupları derslerini EBTB’nın programına göre kendi ana dillerinde yapmaktadırlar. Bu topluluğa ait olanlar, okullar ve fakültelerde Boşnak dilinde okul metinlerinin eksikliği sorununun çözülmediğini söylemektedirler ve zaten var olan ilköğretim okulu metinlerinin tercümelerinin çok kötü olduğunu, aynı zamanda 10. Ve 11. sınıflara ait Ana Dili, Tarih, Coğrafya ve Müzik Bilgisi dersleri metinlerinin eksik olduğunu iddia etmektedirler.336 Bu sorunu HAK daha önceki raporlarında da dile getirmiştir, ancak sorun çözülmüş değildir. Topluluklar bürolarının söylediklerine göre Boşnakların yaşadıkları belediylerde ortaöğretim okulları için metinlerin eksikliği Bosna Hersek’ten ve Sırbistan’dan alınan kitapların tedariki ile kapatılmaktadır. Aynı şekilde topluluklar ve geri dönüş belediye bürosunun ve MEB‘nin girişimi ile 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren Dragaş’ta tıp ortaöğretim okulunun açılmasının olumlu bir gelişme olarak vurgulanması gerekir.337 Boşnak topluluğuna mensup öğrenciler ortaöğretimlerini bitirdikten sonra “Ukshin Hoti” Prizren Üniversitesi(Eğitim Fakültesi ve Bilgisayar ve Telekomünikasyon Teknolojisi Fakültesi)’nde ve bu yıldan itibaren yüksek lisans öğrencilerinin kaydını yapmaya başlayan “Haxhi Zeka” İpek Üniversitesi’nde (İş Uygulamalı Bilimler Fakültesi)’nde eğitimlerini devam etme olanakları vardır. Prizren belediyesine ait Muşnikova, Lubijde ve Gırnçar köylerindeki Boşnaklar daha kolay bütünleşmenin ve ileri eğitimleri konusunda daha iyi olanakların olması, aynı zamanda şartların da daha iyi olması sebebiyle günden güne daha çok Arnavut dilinde eğitim yapılan sınıflara çocuklarını yazdırmaktadırlar.338 Türk topluluğuna gelince biriktirilen bilgilere göre ister ağitim alanında, ister de diğer alanlarda ve günlük yaşamda Kosova toplumuna en iyi entegre olduğu söylenebilir. Türk toplumu mensupları Türk dilinde olan okul metinlerinin kaliteleri ve az olduğu zaman Türkiye’den tedarik etmeleri sebebiyle onların sayısı konussunda memnun değiller. Öneriler: Kosova Hükümeti diplomaların karşılıklı tanınması için azami çabalar sarfetsin ve bu şekilde toplulukların haklarının iyileşmesi için bu şekilde yardım etsin. EBTB 2015-2016 eğitim-öğretim yılı için Türk ve Boşnak dillerindeki metinlerin kalitesinin artması konusunda özel önem sağlasın, aynı zamanda bu dillerde eksik olan meinleri temin etsin, öyle ki Türk ve Boşnak toplulukları mensuplarının Türkiye ve Bosna Hersek’ten bunları isteme mecburiyetinde kalmasınlar. Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve yerel yönetimler Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarına ait olanların eğitimlerini devam etmeleri için özel ilgi göstersin. Dragaş belediyesindeki eğitimle ilgili European Centre for Minority Issues Kosovo (ECMI)’nin “Dragaş bölgesindeki okullara dönüş” başlıklı 08.11.2014 tarihli Raporu. 336Prizren’deki TGDB şefi ile 20.11.2014’te yapılan görüşmeden temin edilen bilgiler. 337Dragaş’taki TGDB şefi ile 14.10.2014’te yapılan görüşmeden temin edilen bilgiler. 338Prizren’deki TGDB şefi ile 20.11.2014’te yapılan görüşmeden temin edilen bilgiler. 335 119 Kosova Hükümeti yerel yönetimlerle işbirliği yaparak yukarıda bahsi geçen topluluklarına mensup olanların okullarını bırakmamaları konusunda ebeveynlerin ve çocukların bilinçlerinin artması konusunda kesin planlar geliştirsin. 2.24.4. Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumu Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensupları sosyo-ekonomi, eğitim, yaşadıkları barınma koşulları ve topluma daha iyi bütünleşme konuları açısından çok zor bir durumla karşı karşıyalar. 2008 yılında kabul edilen Kosova’da Roman, Aşkali ve Mısırlı Topluluklarının Bütünleşme Stratejisi’nden ve onun Uygulama Eylem Planı’ndan (2009’dan itibaren) bahsedilirken, Roman, Aşkali ve Mısırlı mensuplarının ekonomi, siyasi ve eğitim alanlarında çok şeyler yapılmamıştır. Eylem planında öngörülen birçok faaliyetler çok az ugulandığı veya hiç uygulanmadığı düşünülmektedir, öyle ki Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumlarında gözle görülür bir ilerlemeden bahsedilemez. 339 Stratejinin uygulanmasının olumlu örnekleri sadece kültür ve eğitim (okul kitapları ve öğrenci malzemeleri) alanında yapılan belli belediylerde görülebilir ki bunlar da yabancı bağışlarla olmuştur, oysa yerel yönetim tarafından doğrudan destekleme hemen hemen hiç olmamıştır. Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının sosyo-ekonomik durumlarının kötü olması, bunların son birkaç ayda Kosova’dan büyük ölçüde göç etmelerine neden olmuştur, bu da azınlık topluluklarıyla ilgilenen sivil toplum örgütlernin raporlarından da gözlenebilir. 340 HAK tarafından biriktirilen bilgilere göre 2014 yılının Aralık ayının başlarına kadar Kosova’yı bırakan (ister bireysel, ister aileyle birlikte) Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensupları sayısı 1700-200 cıvarındadır ve en çok da Ferizay’dan, Prizren’den, Kosova Ovası’ndan ve Obiliç’ten göç etmişlerdir.341 Arasında bu topluluklara ait 3000-4000 kişinin de olduğu Kosovadan uzaklaşan kişiler –ki onbinlerce Kosova vatandaşının olduğu bahsedilmektedir- geneikle Batı Avrupa ülkelerine yasal olmayan yollarla göç etmektedirler, oysa Kosova’dan ayrılma sebepleri olarak onların sosyo-ekonomik durunmları olduğunu söylemektedirler. Mantıksal ve kaçınılmaz sonuç olarak Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının kitlesel göçlerinin olması endişe verisidir ve hükümetin ilgili topluluk mensuplarının sorunlarının çözümüne özel önem vermesinin tam zamanıdır, bu da Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının durumlarının iyileştirilmesi ve tüm azınlıkların haklarının korunması ile ilgilenen önemli sivil toplum örgütleri tarafından 06.11.2014 tarihli açık mektupta diğerleri arasında Kosova Hükümeti’nden talep edilmiştir.342 339Sivil toplum örgütleri temsilcilerinden, özellikle de Graçaniça’daki Voice of Roma, Ashkali and Egyptians“ (Roman, Aşkali ve Mısırlıların Sesi) adlı STÖ’nden temin edilen bilgiler. 340“Kosova’nın bütünleşmesi yolu çabalarındaki zorluklar: Roman, Aşkali ve Mısırlıların büyük göçleri” başlıklı 03.12.2014 tarihli ECMI Raporu. 341Sivil toplum örgütleri temsilcilerinden, özellikle de Graçaniça’daki Voice of Roma, Ashkali and Egyptians“ (Roman, Aşkali ve Mısırlıların Sesi) adlı STÖ’nden temin edilen bilgiler. 342Roman, Aşkali ve Mısırlı topluljuklarla çalışan STÖ Platformu yöneticisinin açık metubu (8.12.2014): http://www.ecmikosovo.org/?p=5808. 120 Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının ülkesine geri dönüş konusuna gelince, HAK’nun 2013 raporuna kıyasla onların durumları olumlu yönde ilerlememiştir. Onların durumları iyileşmememiştir, aynı zamanda ülkeye dönen kişiler eğitimleri için uzmansal program yoktur, istihdam olasılıkları düşüktür, bununla beraber geri dönenlerin çocuklarının düzenli eğitimlerine devam etmeden önce onlar için geçici ve uygun olan bir eğitim programı da yoktur. Yukarıda belirtilenleri ülkeye geri dönenlerin kamu hizmetlerine ve dairelerine erişimlerini de zorlaştırmaktadır. Öneri: Merkezi ve yerel kurumlar Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklarının sosyoekonomik durumlarının iyileştirilmesi ve özellikle de bu topluluklara mensup çocuklarının eğitimlerini teşvik etmek için Bütünleşme Stratejisi’nin uygulanması konusunda daha fazla çaba sarfetmeleri gerekir. 2.24.5. İktidarın merkezi ve yerel kurumlarında istihdam temsilciliği Daha önceki raporlama dönemlerinde HAK bu konuya özellikel dikkat etmiştir ve bu sebeptendir ki 2014 yılı boyunca azınlık topluluklarına mensup kişilerin iktidarın merkezi ve yerel kurumlarında istihdamlarına ilişkin durumu takip etmiştir. Azınlık mensupları kamu idarelerinde hala az yüzdelikle temsil edilmektedirler. Kurumlarda azınlık toplulukların katılımı incelendiğinde onların sadece topluluklarla ilgilenen belli bakanlıklarda ve başlarında azınlık topluluklarına ait temsilcilerin bulunduğu TGDB, YYİB ve ÇSGB gibi bakanlıklarda temsil edildiği açıktır (2014 yılının Aralık ayının başlarına kadar). Halkın Avukatı, bu alandaki yasal hükümlerinin öngörüldüğü gibi yorumlanmasını istemektedir; bu da demektir ki temsilin ayrı ayrı her bakanlıkta uygun olmalı, öyle ki merkezi düzeyde toplulukların nispi temsilinden bahsedilebilsin. Bunun yanı sıra Halkın Avukatı, Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının iktidarın merkezi ve yerel kurumlarının tümünde daha az sayıda temsil edilen ve bu şekilde kurumsal temsilciliğinde yetersiz olduğu gerçeğini vurgulamaktadır. Aynı şekilde vurgulanması gerekir ki azınlık topluluğu mesuplarının kamu işletmelerinde hala az sayıda (%2,5 cıvarında) oldumasıdır, bu da HAK’nun bir önceki raporuyla karşılaşştırıldığında herhangi bir ilerlemenin olmadığını göstermektedir. Öneri: Yasanın talebine istinaden istihdamda tüm toplulukların eşit temsilini sağlansın; oysa kamu işletmelerinde azınlık toplulukları, özellikle Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukları mensuplarının istihdamları mutlaka istenilsim. 121 Üçüncü kısım 2.25. Hakların yasal korunması 2.25.1. Genel anlayışlar Adalet alanında insan hak ve özgürlükleri yasasının uygulanması ve saygı eksikliği, Halkın Avukatı için olağanüstü endişe vericidir ve Kosova Cumhuriyeti için açık yaralar oluşturmaktadır Bu yıla ait raporlama dönemi süresince de mahkemeleri ve savcılıkları farklı konuda zorluklar izlemiştir. Ülkenin genelinde yargının işlev bozukluğu, hukuk veya ceza dosyalarının dağıtımındaki gecikmeler, geçmiş yıllara ait çözülmemiş dosyalar, mahkeme kararlarının düşük uygulanma oranı, yargı dosyalarının öngörüleri, yolsuzluk yapan yargıçlara karşı kararlar ve işlemler, AİHM’nin normlarının pratikte uygulanmaması, Kosova yargı kararlarının AİHM’sine göre yorumlanmaması gibi şeyler vatandaşların hukukun üstünlüğü olan adalet sistemine güvenini kaybetmesi oluşmuştur. Mahkemelerin çalışmaları ile ilgili şikâyetlerin ele alınmasına ilişkin ve şikâyet dilekçe sayısının yüksek olmasına rağmen Halkın Avukatı’nın yetkileri sınırlıdır. Halkın Avukatı’nın Yasası’na göre Halkın Avukatı sadece “yargısal süreçlerin gerekçesiz gecikmeleri veya yönetim gücünün açık istismarı” gibi konularını içeren şikâyetlerin soruşturmasını yapabilir.”343 Her ne kadar Anayasa yargı yetkisini ülkenn her bölümünde güvence altına almış olsa da bu yıl da Kosova Cumhuriyeti kurumları ve EULEX tarafından ülkenin kuzey kesiminde yargı yetkisinin genişletilmesi yapılamamıştır.344 Kosova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ilan edildikten beri, 2008 yılından itibaren mahkemeler Mitroviça’nın kuzeyinde, Zubin Potok’ta ve Leposaviç’te işlev görmektedir. Yargı sistemi ve Kosova savcılığı hukun üsütünlüğü alanında Kosova ile AB arasındaki Uluslararası Anlaşmanın Onaylanması Hakkında Yasanın temelinde EULEX tarafından desteklenmeye devam edilmektedir.345 EULEX yargıç ve savcıları Bağımsız yargı sisteminin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi yönünde yerli yargı mercilerine yardım etmeye devam edecektir. Davaş suçları, soykırım, terorizm, örgütlü suç, yolsuzluk, etnik suçlar, ağır cinayetler, ekonomi ve diğer ağır suçlar, aynı zamanda Yetki Yasası’na istinaden her türde sivil davaların yargılanması gibi soruşturma ve yargılama alanlarında yargıçlar yerli yargıçlarla karışık panellerde birlikte hareket etmektedirler.346 Oysa KYK’nun EULEX yargıçları ve savcıları üzerinde hiçbir yetkiye sahip değildir, çünkü onlar sadece EULEX Adalet Bileşenine karşı sorumludurlar. 34303/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 15. maddenin, 6. fııkrası. Cumhuriyeti Anayasası, 102. maddenin 2. fıkrası: “Yargı yetkisi tek, bağımsız, doğru, siyasetten ayrı ve tarafsız olup, mahkemelere eşit erişimi sağlar.” 34504/L-274 sayılı AB misyonunun Kosova Hukukun Üstünlüğünü Sağlaması ile ilgili Kosova Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasında Uluslararası Sözleşme'nin Onayı Yasası. 34603L 053 sayılı Kosova'daki EULEX Yargıçlarının ve Savcılarının Yetkileri, Dosyaların Seçimi ve Dosyaların Belirlenmesi ile ilgili Yasa, 5. maddenin 1. fıkrası. 344Kosova 122 2.25.2. Mahkemelerle ilgili vatandaşların şikâyetleri Aslında 2014 yılında HAK’na sunulan şikâyetlerin büyük çoğunluğunu yargıya aittir. Vatandaşlar sorumlu merci olarak mahkemeler aleyhine 665 şikâyette bulunmuşlar, oysa bir önceki yıl 2013’nde bu rakam 557 idi. Gerçekte 2013 yılına kıyasan yargıya karşı yapılan 88 şikâyet veya %15 gibi bir artış var. Kabul edilen şikâyetlerin toplam sayısından 470’i Halkın Avukatı Yasası’nın 19.1.3 maddesine dayanarak kabul edilemez olarak ilan edilmişlerdir,347 oysa 195 şikâyetin sorulşturması açılmıştır. Şikâyetlerin büyük bir kısmı Priştine Asliye Mahkemesi aleyhinedir, toplam 172 şikâyet, Temyiz Mahkemesi aleyhine 125 şikâyet ve KYÖD aleyhine 66 şikâyet. Şikâyetlerin çok küçük bir kısmı Kosova’daki diğer mahkemeler ve KYM aleyhinedir. Tabi ki Priştine Asliye Mahkemesi Kosova’nın genelinde vakaların büyük sayısı ile karşı karşıyadır. Vatanbdaşların dilek ve şikâyetleri Halkın Avukatı yetkileri ile uyumlu olmadığı tüm durumlarda, hukuki hizmet alamaları amacıyla taraflar Hukuki Yardım Dairesi ve STÖ gibi vatandaşalara hukuki alanda bedava hizmet veren uzman ve yetkili kurumlara yönledirilmişlerdir. Soruşturması yapılan şikâyetlerin içeriği incelendiğinde şikâyetlerin birçoğunun konusunun yargısal süreçlerin bazen birkaç yıl bile olabilen gecikmeler, yargı davalarının süre aşımı, kesinleşmiş mahkeme kararlarının infazı, davalların yerleştirilmesinde yargıcın tarafsızlık üzerinde şüpheler, savunma avukatının iyi olmayan temsilciliği ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Bu, vatandaşların yargısal korunması ile ilgili taleplere yanıt verme ve vatandaşların hakları konusunda yasal görevlerini hala yerine getiremeyen yargı sisteminin ağır durumunu yansıtmaktadır. 2.25.3. Dosyaların yerleştirilmesi esnasında yargı süreçlerinde gecikmeler Yargı eleyhine sunulan bütün şikâyetlerden büyük çoğunluğu dosyaların mahkemelerde dosyaların yerleştirilmeleri esnasında yargı süreçlerinin gecikmesiyle ilgilidir ki bunlar herşeyden önce farklı alanlarda sivil, aynın zamanda suç niteliklidirler. Yargısal süreçlerin gecikmelerinin sebebi herşeyden önce geçmiş yıllardan kalan büyük sayıdaki dosyalardır, aybı zamanda farklı alanlarda yeni dosyaların birikmesidir. Her ne kadar yargıç sayısı artırılmış ise de -ki şu anda onların sayısı 335^tir- ve 1437 olan çalışan sivil destek perrsoneli var ise de,348 yargı dosyalarının gecikmesiyle ilgiili önemli herhangi bir ilerleme görülmemektedir. KYK’nin 2014 yıl ına ait ilk altı aylık raporuna göre çözülmeyen yargı dosya sayısı 463.301’dir. 349 34703/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 19. maddenin 1.3. fıkrası: “bu Yasa’ya öre Halkın Avukatı’nın yetkisi dışında olması; şikâyetin, bu Yasa ile öngörülen son başvuru tarihinden sonra sunulmuş olması; şikâyetin anonim (sahibinin bilinmemiş) olması; şikâyetin, şikâyet hakkının kötüye kullanılmış olması; şikâyette bulunan kişi, Halkın Avukatı tarafından talep edilen verileri sağlayamamış olması.” 348KYK 2014 yılının ik altı aylık raporu, Düzenli Mahkemelerin İstatistikler: www.kgjk-ks.org (11.12.2014), s. 3. 349Aynı yerde, s. 3. 123 Raporun istatiksel kayıtlarına göre ilk altı aylık dönemde mahkemelerin 230.674 dosyayı çözdükleri görülemeketdir, oysa vatandaşların mahkemelere sundukları dosya sayısı 238.276’dır. Buna bakılarak yargıcın çözebilecek sayıdan daha çok dosya kabul ettişi sonucuna varılabilir. BU gerçekten yola çıkarak Halkın Avukatı KYK’ndan ve diğer sorumlu kurumlardan yasal bir çözüm bulmalarını talep etmektedir. Mahkemeler tarafından yapılan, yargısal süreçlerin gecikmesiyle ilgili olan ve HAK yetki sınırları içinde olan tüm şikâyetlerl ilgili Halkın Avukatı soruşturmaları yürütmüş ve ister yazılı olarak ister asliye mahkemesi yargıçlarıyla doğrudan yaptığı görüşmelerle bu sonuca varmıştır. Çoğu vakalarda Kosova Cumhuriyeti üst yönetici yetkilileri aksine Halkın Avukatı şikâyetçilerin şikâyetlerinin çözümü için mahkemelerdeki sorumlu kişilerle işbirliği yapmış ve çoğu zaman da mahkeme duruşmalarını belirlemiştir. Sorumlu kişilerle yapılan iyi işbirliği çerçevesinde Halkın Avukatı, vatandaşların yılllardır kararları bekleme zorunda kaldıkları durumlarda mülkiyet anlaşmazlıkları ile ilgili yargılamanın gecikme için hiçbir gerekçe bulunmamaktadır. 2.25.4. Mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının süreaşımları KYK’nun 2014 yılının ilk altı aylık raporunda mahkeme süreaşımları ile ilgili veriler sunmaması gerçeklerine rağmen, bu yılki raporlama dönemi süresince HAK’na mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının üsreaşımlarıyla ilgili şikâyetler gelmiştir. Mahkemelerce yapılan mahkeme dosyalarının süreaşımları mahkeme dosyalarından olan yoğunluktan ve süre içinde karar verme olanaksızlığından kaynaklanabilir. Aynı şekilde yargıda yapılan sürekli reformlardan da olabilir. Ancak yargıçların ihmalleri veya görevi kötüye kullanma sebebiyle de oluşan süreaşım durumlar da var. Halkın Avukatı için süreaşımları Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan vatandaşların hak ve özgürlüklerin ağır ihlali olarak nitelendirilir.350 KYK Disiplin Savcısı Bürosu (DSB) bütün mahkeme dosyalarının süreaşımı vakalarında, dosyaların süreaşımı sebeplerini ayrıntılı bir şekilde incelemesi gerekir ve her durumda istisnasız olarak adaletin paylaşımını yapan ve sorumsuzca davranan sorumlu olanlar hakkında yasal işlem başlatması ve onları adaletin önüne çıkarması gerekir Halkın Avukatı mahkeme dosyalarının süreaşımlarıyla ilgili vatandaşalardan gelen şikâyetlere dayanarak mahkeme davaların süreaşımları olmadan onları geciktirmemeleri yönünde KYK’na Kosova Cumhuriyeti’nde yürürlükteki mevzuatın sıkı uygulanması için tüm önlemleri almasını önermektedir. 2.25.5. Kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmamaları Halkın Avukatı bu yıl süresince asliye mahkemeleri tarafından verilen kesinleşmiş kararların uygulanmaması sebebeiyle vatandaşlar tarafından aynı şekilde birçok şikâyet kabul etmiştir. Tüm bu vakalarda hayal kırıklığına uğrayan vatandaşlar tarafından mahkeme kararlarının uygulanması konusunda Halkın Avukatı’ndan yardım ve konuyu ele alması istenilmiş. 350Kosova Cumhuriyeti Aanayasası, 54. madde: “Herkesin, bu anayasa ve yasayla güvenceye bağlanmış hakların ihlali veya yok sayılması durumunda yargı yoluyla koruma ve böyle bir hakkın ihlali tespit edildiği durumda etkin yasal araçlara başvurma hakkı vardır.” 124 Ülke çağpında mahkeme kararlarının uygulanmaları yeterince düşüktür. KYK’nun 2014 yılına ait ilk altı aylık raporuna göre,351 icra belgesine göre kararın infazı %63’tür, oysa ekonomik anlaşmamazlıkların uygulanması %50,20’dir. Kesinleşmiş kararların düşük çaptaki uygulanmasına etki eden nedenler KYK’na göre uygulanma için çalışanların azlığı ve Kosova’da tam adreslerin eksikliğidir. HAK yetkileri dâhilinde olan tüm şikâyet vakaları için Halkın Avukatı soruşturmalar yapmıştır ve mektuplarla ve sorumlu mahkeme yetkilileriyle yaptığı doğrudan görüşemelerle mahkeme kararlarının uygulanması talebinde bulunmuş ve bu gecikmeleri gerekçelendirmelerini talep etmiştir. Halkın Avukatı tüm talepleriyle ilgili resmi açıklamalar almıştır ve mahkemeler mahkeme kararlarının uygulanması yönünde faaliyetlerde bulunmuşlardır. 2.25.6. Vatandaşların şikâyetleri ile ilgili başka durumlar HAK’na sunulan ve azınlık topluluğuna mensup vatandaşların şikâyetlerinin bir bölümü yargısal süreçler esnasında onların ana dilinde tercümenin temin edilmemesiyle veya tercümenin kötü olması sebebiyle onların vaakaları ile ilgili yargısal süreçleri takip edemedikleri ve net olarak anlayamadıkları konusuyla ilgilidir. Aynı şekilde şikâyetlerin bir kısmı mahkemelerin zamanında tercümelerini temin etmemeleri ve kişilerin yasalarla öngörülen süre içinde kararlara karşı etkili bir hukuk yolu izleyememeleri ile ilgilidir. Halkın Avukatı tüm şikâyet vakalarında dillerin kullanımıyla ilgili yasa uyarınca kişilerin kendi dillerinde bilgilendirme hakkına saygı gösterilmesini talep etmiştir. Aynı şekilde şikâyetlerin bir kısmı birinci derece mahkeme kararlarına olduğu gibi tüm temyiz araçlarının tükendiği mahkemelerin kesinleşmiş kararlarına da başvururlar. Halkın Avukatı bu durumlarda şikâyetçileri yargısal süreç ve karar aşamasında onların hala haklarının ihlal edildiği sürdüğünü düşünüyorlarsa, o zaman yasal süre içinde en yüksek yargı mercilerine düzenli ve yasal olağandışı araçları kullanarak temyiz etme haklarının olduğu konusunda bilgilendirilmişlerdir. HAK’na sunulan şikâyetler, yasal süre içinde mahkeme kararlarının gönderilmemeleri yüzünden ve kişilerin kendi dosyalarıyla ilgili mahkemelerde ulaşma olanaksızlığı yüzünden mahkeme idaresi tarafından yapılan gecikmeler sebebiyle de şikâyetler gelmiştir. Halkın Avukatı tüm bu türdeki tüm şikâyet vakalarında mahkeme yetkilileriyle iletişime geçmiş ve mahkemelerle yapılan işbirliği neticesinde kişilerin şikâyetlerini çözmüştür. Kişilere mahkeme kararları teslim edilmiş veya onlara mahkemelerdeki dosyaları hakkında bilgi verilmiştir. Şikâyetlerin bir kısmı şikâyetçilerin savunmasını yapan ve barodan temin edilen avukatlarının kendilerini iyi temsil etmemeleri sebebini taşımaktadır. Tüm bu durumlarda kişilere avukatlarının değiştirlmesine dair talepte bulunabilecek hakları ve durumları hakkında KAO’na şikâyetleri sunmaları konusunda bilgi verilmiş Çoğu zaman vatandaşaların Halkın Avukatına sundukları şikâyetlerinde mahkemelerde vakalarının takip edilmesini talep etmektedirler, ancak bazı durumlarda da çeşitli başvuruların düzenlenmesi ve onların farklı mahkeme düzeylerinde temsil edilmelerini talep etmektedirler. Ancak HAK’ndan her ne kadar HAK’nun bir vakayı KAM’ne sevk etme diye bir yetkisinin olmamasına rağmen ondan insan hak ve özgürlüklerinin ihlali sebebiyle kendi konularının KAM’ne sevk edilmesi talepler de mevcutttur. Bazı durunlarda Anayasa gibi tüm temyiz 351KYK 2014 yılının ik altı aylık raporu, Düzenli Mahkemelerin İstatistikler: www.kgjk-ks.org (11.12.2014). 125 süreçlerinin türkendiği mahkemenin kesinleşmiş kararlarına karşı da şikâyetler gelmiştir. HAK’ndan konularının Strasburg’daki AİHM’ne gönderilmesi istenilmektedir. İlk başta bu Halkın Avukatı aracılığıyla KAM’ne başvurabilecekleri vakalarla ilgili vatandaşın HAK’nun misyonu ve yetkileri konusunda, aynı zamanda konuların Strasburg’daki AİHM’ne sevkedilme ile ilgili şu anki durumda mümkün olmaması ile ilgili bilgilendirilmemenin sonucudur. Aynı şekilde bu genel adalet yargısına olan güvenin kaybolamasına da tannıklık eder. Bu durumların birçoğunda onlar sadece HAK’na inandıklarının söylemektedirler ve bu nedenle HAK’ndan yardım talep etmektedirler, ancak Halkın Avukatı hiçbir mahkeme önünde savunma avukatını değiştiremez. 2.25.7. Kosova Yargı Kurulu’na karşı şikâyetler Halkın Avukatı bu yılki raporlama dönemi süresince KYK’na karşı olan şikâyetler de kabul etmiştir. Vatandaşlara ait olan şikâyetlerin incelenmesinden sonra bazı vakalarda insan haklarının ihlali olduğu sonucuna varmıştır ve KYK’ndan bu ihlallerin ortadan kaldırılması bve insan hakları alanında mevzuatın iyileştirilmesi talebimnde bulunmuştur. Tüm bu durumlarda Halkın Avukatının talepleri dikkate alınmıştır ve makul süreler içinde uygulanmışlardır. 2.25.8. Mahkeme harçları ile ilgili İşçi Sendikası’nın şikâyetleri Halkın Avukatı 05.06.2014 tarihinde, KYÖD mahkeme harçlarını planın kabul edilmesiyle ilgili olan KYK’nun 05.03.2014 tarihli 25 sayılı kararına karşı yapılan eski bir kamu işletmesi olan “Ingeniering” Sendika başkanının 24 çalışan adına yapeılan şikâyetini ve tasfiye sürecinde olan ve Malişeva’da bulunan ve eski bir kamu işletmesi olan “Mirusha” Sendika başkanının 120 çalışan adına yapılan şikâyeti kabul etmiştir. KYK bu kararına göre özelleştirme sürecinden doğan çalışanların hakları ile ilgili KÖK aleyhine açılacak olan herhangi bir daba için çalışanlardan mahkeme harçları adına 100’er Avro yatırmaları talep edilmiştir.352 Halkın Avukatı 18.06.2014te KYK’bne yazısını sundu ki bu yazısında Kosova Cumhuriyeti’ndeki yargı süreçleri için 2008/02 sayılı İdari Yönerge ile mahkeme harçlarının belirlendiğini hatırlatmıştır ve yeni harçların özelleştirme sürecine dâhil olan çalaışanalrın haklarını yerine getirmelerini engellediğini söylemiştir. KYK 13.08.2014 tarihli yazısında ihtilaflı olan mahkeme harçları kararının değiştiğini ve çalışanların özelleştirme süreci esnasında mahkeme ile ilgili ek harçları ödemekten serbest kaldıklarına dair Halkın Avukatı’nı bilgilendirmiştir. 2.25.9. Graçaniça Şubesi Asliye Mahkemesi’nde yargıç eksikliği Halkın Avukatı 25.06.2014’te Halkın Avukatı Yasası’nın 15.1 maddesine istinaden re’sen soruşturma yapmıştır ve bunun sonucu olarak Priştine Asliye Mahkemesi Graçaniça Şubesi,353 01.02.2014 tarihinden itibaren bu mahkemede hiçbir yargıcın yer almadığını ve bu şekilde yasal 352HAK, 353HAK, A. nr. 265/2014 ve 266/2014 vakaları A. nr. 284/2014 re’sen vakası. 126 olmayan gecikmelere sebebiyet vermiştir ve vatandaşların doğru ve makul süre içinde yargılanma hakları ihlal edilmiştir Re2sen yapılan soruşturmaların tamamalanmasından sonra Halkın Avukatı 11.07.2014’te gerekli ve mecburi tedbirler alınmasını ve mahkemenin Graçaniça Şubesi’nde var olan 1000 cıvarındaki dosyaların süreci işlenmesi için derhal Priştine Asliye Mahkemesi Graçaniça Şubesi’ne bir yargıcın gönderilmesini yer alan KYK’ne öneri mektubunu gönderdi 17.07.2014’te KYK yanıtını gönderdi ve bu yazısında Halkın Avukatının yukarıdaki önerisine katıldığını ve KYK 01.08.2014 tarihinden itibaren Priştine Aslliye Mahkemesi Graçaniça Şube’sine bir sivil yargı hakiminin atanmasına dair karar alındığını ve bu kişinin aynı gün işine başladığına dair bilgilendirdi. 2.25.10. Hakların yargısal korunması ile ilgili Halkın Avukatı’nın tespitleri Vatandaşların adalet önünde yargısal haklarını gerçekleştirmedeki zorluklar, vatandaşlarda mevcut çok yargı dosyaların tamamlanması konusunda yargının işleyişi hakkında şüphe algısı oluşturuldu. Kararaların kesinleşmiş hal almalarına kadar geçen yıllar boyunca süreçlerin gecikmeleri vatandaşların adaleet kurumların, özellikle de mahkemeler karşı güveninin kaybıolmasına neden olmaktadır. Ülkenin kuzey kesiminde yargı sisteminin işleyiş görmemesi sebebiyle vatandaşların Anyasa ilee güvence altına alınan hak ve özgürlükleri, özellikle de yargısal korunma hakkı çiğnenmiştir. Bu sebeptendir ki orada bulunan yargı dosyalarının büyük bir bölümü ele alınamamıştır ve süreaşımına uğrayabilirler. Ülke vatandaşların endişelenmelerine yol açan diğer bir sorun yerli yargı tarafından ihlal edildiği zaman makul sürede yargı hakkını koruyan bir yasal mekanizmanın var olmamasıdır. Bu yasal mekanizma demokratik ülkelerde olduğu gibi maddi zararın oluşması ve yargı süreçlerinin gecikmesi durumlarında tazminatları ö ngörmektedir. Yargı kararlarının alınması ile ilgili sivil ve diğer süreçlerin mahkemelerde yıllarca uzamaları mahkemelerce insan haklarınının yargısal korunması hala zorlaştırılmış erişimlerle sonuçlanmaktadır. Bu yıl yargı dosyalarında mahkemerin kesinleşmiş kararlarında süreaşımları ve gecikmeler vardı. Halkın Avukatı için Anayasa ile güvence altına alınan vatandaşalrın hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelir. Bu yıl adaletin paylaşılmasında objektifliğe karşı şüphenin var olması sebebiyle mahkeme kararları konusunda memnuniyetsizlikleri bildiren başvurularda artış gözlenmektedir ve Halkın Avukatı’ndan bu konuda tedbirler alması istenilmektedir. Diğer taraftan suç ve sivil süreçlerinde mahkeme duruşmaların takip edilmesi talepleri önemli ölçüde sayısı artmıştır. Bu Halkın Avukatı için, mahkemelerce yapılan adalete olan güvensizliği ve yargı kontrol sistemine tamamen güvensizliğin var olduğunu ayırt edici net işaretlerdir. Sonuç olarak bu KYK veya uluslararası yargı örneklerinde vakaların takip edilmesi ile ilgili de artan sayıyla takşip edilmektedir. Mahkemelerde az sayıdaki insan kaynakları, yargıç, uzman iştirakçiler ve diğer yardımcı çalışanlar konusunda kısıtlı insan kaynaklarıyla faaaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu özellikle Priştine ve Mitroviça Asliye Mahkemelerinde ve KYÖD söz konusudur. Bu eksiklik ve engeller bu mahkemenin etkinliğine ve onun çalışmasına etki etmektedir, bu da vatandaşın güveninin kaybolmasına yol açmaktadır. Tabi ki bunlar genel olarak Kosova yargısının bulunduğu durumun bir tek etkenleri değillerdir, aynı zamanda ana etkenler de değildirler 127 Öneriler: Kosova Cumhuriyeti Meclisi, Hükümet ve Kosova Yargı Kurulu Mitroviça’nın kuzey kısmı, Leposaviç, Zubin Potok ve Zveçan da dâhil ülkenin tüm topraklarına Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nda da öngörüldüğü yargısal güç genişletilsin. Kosova Yargı Kurulu ve Adalet Bakanlığı Mahkeme dosyalarının süreaşımlarıyla ve mahkeme süreçlerinin gerekçesiz gecikmelerle ilişkin şikâyetlerle ilgili tazminat aracılığıyla durdurulma şeklinde hafifliği temin eden AİHS’nin 13. maddesine istinaden etkili bir aracı oluşturacak yasal bir enstrümanın oluşumunu başlatsınlar. Vatandaşların farklı anlaşmamazlıkları çözmek için yargıya yönelmeleri hakkının reddinin bir sonucu olarak Kosova Cumhuriyeti’nde mahkeme dosyalarının süreaşımların durudurlmasına ilişkin geçici bir kararın çıkması için girişimlerde bulunulsun Kosova Yargı Kurulu Priştine ve Mitroviça Asliye Mahkemelerinde ve KYÖD’nde yargıç ve uzman iştirakçilerin sayısını artırsın, öyle ki bütün dosyalar makul süreler içinde ele alınsınlar ve gerekçesiz gecikmeler olmasın. Disiplin savcısı Dairesi vatandaşların süreaşımla ilgili olan tüm şikâyetlerini soruştursun ve görevi kötüye kullanma durumlarında yasayı ihlal etmiş olan yargıç ve savcılara karşı yasal işlem yapılmasını önersin. Mahkemeler ve KYK Her suç, sivil ve idari mahkeme anlaşmamazlıklarında azınlık topluluklara mensup olanlara keni dillerinde uzman tercümanları temin etsin Mahkeme kararı yasal süre içinde çıksın ve zamanında, idare tarafından tercümenin ulaştırılmasında herhangi bir gecikme olmadan tercümeler kendi dillerinde kişilere ulaştırılssın Kesinleşmiş mahkeme kararlarının yasal süre içinde tamamlansın ve uygulansın. Yasaya göre yapılan mahkemelerin reformundan ve dosyaların yasal yetkiye transferlerinden sonra şeffaflık artırılsın ve istemeleri durumunda tüm kişilerin kendi dosyaları konusunda bilgilendirilsinler. 2.26. Adil ve tarafsız yargılanma hakkı İnsan hakları alanında adil ve tarafsız yargılama hakkı, diğer haklara saygı ve onların korunması için gerekli olan bir ön koşuldur, ancak mahkemelerde çözülmeyi bekleyen ve davamlı artmakta olan dosyaların çokluğu nedeniyle bu hak Kosova toplumunda çok tartışmalıdır. Adli ve tarafsız yargılanma hakkı, yargı ve devlet mercileri önünde eşit muamele görme hakkı, sadece yasalarda öngörülen durumlarda ınırlanabilen kamuya açık bir duruşmanın olması hakkı, makul bir süre içinde yargılanma hakkı, masumiyet karinesi hakkı, bedava temin 128 edilecek olan yasal temsilci ve hukuki yardım hakkı vb. gibi konuları içeren güçlü bir normatif tabana sahiptir. Daha önceki raporlarda olduğu gibi Halkın Avukatı, bu dönem raporlama süresince de durum hiç de memnun edici olmadığını yeniden hatırlatır. Halkın Avukatı raporlama dönemi süresince vatandaşlardan 547 şikâyet kabul etmiştir ve bunlardan düzenli yargı süreci hakkının, özellikle de makul bir süre içinde yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren 180’inin soruşturmasını açmıştır. Açılan tüm vakalarda HAK soruşturmayı başlatmış ve farklı düzeylerdeki mahkemelerden insan hakları konusunda almış oldukları eylemler hakkında açıklamalar talep etmiştir. Kosova’nın farklı mahkemelerinden kabul edilen yanıtlara bakıldığında Halkın Avukatı, Kosova’nın yargısı çok büyük sayıdaki çözülmeyen vakalarla karşı karşıya olduğunu görmüştür. 2014 yılı mahkemelerin çalışmalarını içeren KYK’nin yıllık raporıuna göre çözülmeyen vakaların sayısı yüksektir ve hala artmaya devam etme olasılığı vardır. Adil bir yargılanma hakkı ilgili olan ve kabul edilen şikâyetlere bakıldığında onların bir kısmının yargı kararlarının süresi ve onların uygulanmaması ile ilgili olduğu görülür, özellikle de yıllarca biriken mülkiyet anlaşmamazlıklarla ilgili olanlar ve onların büyük bir kısmı uzun bir süre hala beklemededir ve çözülmemiştir. Adil ve tarafsız yargılanma hakkının ihlali ile ilgili ele alınanlar, acil ele alınma anlamında ve bu vakalar hakkında karar verilme esnasında yasal sürelere itat edilmediği gibi yasanın uygulanması sorununu vurguladılar. Bu bağlamda yukarıda belirtilen eylemlerin yapılmasını isteyen iş uyuşmazlıklarıyla bağlantılı olan soruna dikkat etmek önemlidir. İş ve mesleğini icra etme hakkı Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile, uluslararası insan hakları ve istihdamdan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri belirleyen temel yasalarla güvence altına alınmıştır. HAK’nda iş ilişkileri alanında mahkemelerde ssüreçle ilgili gecikme vakaları kaydedilmiştir ki bunlar birkaç yıl geçmesine rağmen hala incelenmemişlerdir. HAK’nda kaydedilen şikâyetlerden biri iş anlaşmamazlığı ile ilgiliydi. Bu vakada şikâyetçi işveren tarafından iş ilişkisinin yasalara aykırı olarak sona erdirilmesi sebebiyle İpek Asliye Mahkemesi’ne 2011 yılında başvurmuştur. Vaka asliye mahkemelerinin hiçbirine verilmemiş ve Kosova yargısının yeniden örgütlenmesinden sonra vaka Temyiz Mahkemesi’ne nakledilmiştir, ancak şimdiy kadar bu vaka ele alınmamıştır. Halkın Avukatı şikâyetçinin durumuyla ilgili soruşturmayı başlattı ve sorunun çözümü amacıyla mahkemeden yapılan faaliyetlerle ilgili bilgi istenilmiştir. Kabul edilen yanıttan Halkın Avukatı’nın yorumuna göre sorun yukarıda adı geçen mahkemelerde dosyaların çokluğu nedeniyle gecikmenin olduğu sonucuna vardı. Bu vaka şunu göstermektedir ki yargılama sürecinin gecikmesi ağır insan hakları ihlali ile sonuçlanmaktadır. Aynı şekilde vatandaşlardan kabul edilen şikâyetlerin bir kısmı adil yargılama süreci hakkı ile bağlantılıdır ki bunlar Mitroviça’nın kuzeyinde mahkemelerin çalışmamaları sebebiyle yargılama sürecinin uzunluğuyla ilşkilidir. Bu gerçek hukukun üstünlüğünü sağlamada önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Mahkemelerle ilgili olan yeni yasaya göre Yargıtayın yargı yetkisi azaltılmıştır ve bu sebepten bu mahkeme daha az dosyalarla yüklüdür, özellikle de bu mahkeme 2013 yılına nazaran 2014 yılında %83,3 daha az vaka kabul etmiştir ve istatisikler de bu mahkemenin iş etkinliğinin %100 olduğunu göstermektedir. Mahkemelerin iş istatistiksel raporların analizine dayanarak Halkın Avukatı, KÖK aleyhine yapılan şikâyetler hakkında ve kamu işletmelere karşı yapılan talepler konusunda yasalar temelinde karar veren ve KYÖD aleyhinde olan ve 2014 yılı süresince çözülmeyen vakaların artışının olması sebebeiyle endişesini dile getirmektedir. KYK’nun resmi bilgilerine göre 129 mahkemelerin çalışmalarını gösteren istatistikler KYÖD’nde 17.077 çözülmeyen vaka olduğunu göstermektedir, oysa 2013 yılının sonunda bu rakam 16.424 idi. Bu mahkemenin etkinliği %29,9 olarak değerlendirilmiş. Bu bağlamda raporlama döneminde HAK, KYÖD sürecinin gecikmesi ile bağlantılı olan şikâyetlerin önemli bir kısmını gözden geçirmiştir. 2011 yılı vakalarının gerekir, öyle ki şikâyetçiler bu mahkemeye sorunlarını dile getirmelerine rağmen şikâyetçikerin konuları hakkında bu mahkeme bugüne kadar şikâyetçilerin konuları hakkında karar vermemiştir, hiçbir mahkeme duruşması belirlenmemiştir ve yukarıda belirtilen vakalar konusunda herhangi bir bilgi sahibi olmamaıştırlar. Halkın Avukatı tarafından görevini yerini getirdikten sonra, mahkemeden vakaların süreci devam etmekte olduğu, bu vakaların birçoğunda yargıçların değiştiği gibi sabit yanıt almıştır ve yanıtının sonunda söz konusu olan vakaları haangi yargıcın baktığına dair bir liste sunulmuştur. Aynı zamanda mahkemenin yanıtında mahkeme tarafından kabul edilen dosyaların çokluğu yüzünden bahsi geçen vakaların çok kısa bir sürede ele alınacağı belirtilmiştir. Halkın Avukatı bu vakalarda süreçlere devam etmektedir, çünkü HAK tarafından sonuçlanan soruşturmalara dayanarak Kosova yargısının, özellikle de KYÖD’nin vatandaşlara adil ve tarafsız bir yargılanmayı temin etme konusunda hazır olmadığı açıkça görülmektedir. Halmkın Avukatı 2014 yılında da mahkeme kararının her ne kadara Kosova Cumhuriyeti Anayasası bunu güvence altına almış ise de vatandaşların kendi dillerinde alınması yönünde oluşan gecikmeler ile ilgili onlardan gelen şikâyetleri kabul etmiştir. Her ne kadar onlar daha bütük bir sayıda mahkeme mütercümi ve tercümanı temin etme gereksinimi olsa da bu bağlamda yargı kurumları önemli bir gelişme sağlamışlardır. Başarısız oldukları teyit edilen önceki girişimlere rağmen, bu konu gerektiği şekilde hala çözülmüş değildir. KYÖD’nin Halkıın Avukatı ile Halkın Avukatının girişiminden sonra şikâyetçilerin sunulan şikâyetlerinin kısa bir zaman dilminde ele alınmaları ile ilgili usul faaliyetleri üstlenme konusunda yapmış olduğu doğru işbirliğinin vurgulanması gerekir.354 Halkın Avukat, yargılama sürecinin makul olup olmadığı mahkemelere sunulan dosyalarla bağlı olan özel durumlarda açısından değerlendirilmesinin yapılması gerektiği düşüncesindedir. Buna rağmen yargıçların az sayıda olmaları ve Kosova mahkemelerince kabul edilen davaların çoklupu sebebiyle mahkeme tarafından kabul edilen dosyalarla karşılaştırıldığında üzerinde çalışılmış vakaların küçük bir kısmı işlenilmiş olması bu sorunun çözülmesine katkı sağlamayacaktır. Bu sorun sadece yasal çerçevesinde ele alınmakla çözüme kavuşmaz, onların uygulanması için daha iyi politikaların da geliştirilmesi gerekir. Eğer en kısa zamanda yargıç ve işbirlikçi sayısının ve mahkemelerin etkinliğinin artırılması gibi gereken tedbirler alınmaz ise bu şekilde devam ederse çözüme kavuşmamış vakaalrın da sayısı artacağı düşünülmektedir. Bu durumu ve dava dilekçesinin sunulmasından sonra sürecin uzadığını göz önünde bulundurarak Halkın Avukatı, her ne kadar birçok proje, plan, strateji ve Halkın Avukatı tarafından geçen döneme ait yıllık raporunda birçok öneriler sunmuş olmasına rağmen yetkili kurumlarının insan haklarının korunması için Anayasa ve uluslararası belgelerde öngörüldüğü 354HAK, A.nr. 570/2013 vakası. Şikâyet, şikâyetçinin 2008 yılında mahkemeye sunduğu arazinin geri iadesiyle ilgilidir. 2011 yılında gerçekleşen ön duruşma dışında mahkeme şikâyetçinin davasıyla ilgili herhangi başka bir faaliyette bulunmamıştır. Halkın Avukatı yapmış olduğu soruşturmalardan sonra yukarıda bahsi geçen konuyla ilgili bilgi istedikten sonra kısa bir süre sonra dosyanın sürece tabi olunacağı yanıtını aldı ve bunu şikâyetçiye gerekli sürede bildirdi. Şikâyetçinin durumuyla ilgili yargıç bir emir almıştır ki bu emirde, mahkeme tarafından sebepsiz yere davanın gecikmesinden dolayı her iki davacının ölmeleri sebebinden dolayı şikâyetçiden yapılacak olan ilk duruşmada davanın düzeltilmesi istenilmiştir. Şikâyetçi mahkemenin emrine uymuş ve bir sonraki duruşmada konuyla ilgili karar alınmıştır. 130 gibi makul bir süre içinde bir yargı srecini temin etme ve gerekli tedbirleri almadıkları sonucuna varmaktadır. Öneriler: Kosova Yargı Kurulu: Adil ve tarafsız yargılanma hakkının sadece formal karakterde olması değil onun pratikte de uygulanabilir olması için mahkemenin etkinliğinin artırırlması amacıyla uygun ve etkili olan yasal eylemeler/girişimler yapılsın Yürülükteki düzenlemelerin uygulanması için gerekli tedbirler alınsı, öyle ki daha sonra süreaşımlarıyla sonuçlanan dosyaların mahkeme süreçlerinde gecikmelerinden uzaklaşsın. Yargı kararlarının kişilere gerekli ve yasal süre içinde ve Resmi Dillerin Kullanımı Yasasına ve Kosova Cıumhuriyeti Anayasası’na istinaden kendi dillerinde teslim edilsin. 2.27. Sanığın hakları Cezai suçla suçlanan herkes Anayasa’da,355 Kosova Cumhuriyeti Ceza Muhakemeleri Yasası’nda356 ve Kosova Cumhuriyeti’nde doğrudan uygulanan uluslarası enstrümanlardaki357 belirlenen haklara sahiptir. Bu raporlama döneminde HAK, sanığın hakkının çiğnendiği iddiasını içeren 151 şikâyet kabul etmiştir. Bu şikâyetler arasında birbirleriyle sık sık ilişkili olna adil ve tarafsız yargılama dâhil değildir. Bunlardan 34’ü için soruşturma açılmıştır, oysa kalan 117 şikâyet kabul edilemez olarak nitelendirilmişlerdir. Halkın Avukatı diğer raporlarında da sanığın hakkının çiğnenmesi ile ilgili endişelerini dile getirmiştir. Daha önceki yıllık ve özel raporlarda Halkın Avukatı, bu hakkın ihlali ile ilgili devamlı endişelerini dile getirmiştir. Hatta tekrarlan an bu hakkın çiğnenmesi sadece Halkın Avukatı için endişe verici değildir, bu aynı zamanda insan hakkının ağır ihlali de anlama gelir. Uzun süreli haksız tutuklama cezai suç adalet sistemine zorluklar yaratmaya devam etmektedir. Yerli yargının tutuklamanın yasal süre içinde tamamlayamadığı için EULEX üç vakayı üzerine aldı.358 HAK’na raporlama dönemi süresince bildirilen vakalardan biri kişinin, Anayasa’nın 30. maddesinde ve AİHS’nin 5. maddesinde yer alan hakkın ihlal edildiği iddiasıdır. O tutuklama süresinin devam etmesinden şikâyetçidir. O, onun aleyhinde yapılan yargı sürecinde sanık olarak onun haklarını ihlal edildiği söylemektedir. O, 25.08.2010 tarihinden itibaren tutukludur ve 4 yıl geçmiştir.359 Tutuklama süresi ile ilgili şikâyetçinin hakları KCCMY’nın 190. 355Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 30. madde Nu. 04/L-123. 357Aynı yerde, 22. madde. 358Kosovo Progress Report 2014, pg.2, “Unjustified prolonged detention continues to be a challenge for the criminal justice system. EULEX took over three cases as the local judiciary did not finalise proceeding within the legal time frame for detention”. 359HAK, A. nr. 442/2014 vakası. 356KCCMY, 131 maddesinin 4. maddesinde belirlenmiştir ve bu süre sorunun çözümüne kadar 18 aydır ve bu onun bu hakkına mahkeme tarafından saygı gösterilmemiştir, çünkü şikâyetçinin tutukluluk halinin herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan 4 yıldır devam etmektedir. Halkın Avukatı’na göre bu vakada Anayasa e uluslararası enstrümanlarla garanti altına alınan bu hakkın ihlalinin söz konusu olduğunu düşümnmektedir. KCCMY’nın 5. maddesinin 1. fıkrasında., “Cezai suç nedeniyle şüpheli veya sanık olan her kişi makul bir süre içinde tarafsız bir yargı sürecini isteme hakkına sahiptir.” şeklinde belirlemede bulunur; oysa aynı meddenin 2. fıkrasında, “... yargı sürecinin herhangi bir gecikme olmadan ve süreçte yer alanların haklarının kötüye kullanılmasını engellesin” sbir tek amaç için “Özgürlükten mahrum bırakılan, özellikle de cezai yargılamada tutukluluk halinin süresi en makul süreye azaltılması gerekir.” (aynı maddenin 3. fıkrası) cümleleriyle mahkemenin görevini belirler. HAK, birçok durumda tutuklama kararının birçoğunda yeterince gerekçeler verilmediği tespitinde bulunmuştur. Çoğu durumda mahkemeler somut konularda iddia ve tutuklama arasında nedensel ilişkiyi yapmakta başarısızlardı. Bu AİHM’nin hukuk ilmi açısından değerlendirmenin önemli bir unsurunu teşkil eder. Bu tür durumlar AİHS’nin 5. maddesinin 1. fıkrasında yer alan talepelre aykırıdır. Aynı şekilde aynı maddeye göre hukuki temeli olmayan tutuklama kararları durumlarında da keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamak için başarısızdır. HAK, yargılamanın gecikmesinin var olup olmadığını konusunu değerlendirmek için mahkemeler bunu soyut bir konu olarak ele alamazlar, onlar her özel vakada durumun sebeplerinin ve istisnasız her durumda uygulanabilecek sabit bir dönemin var olmadığını bilmesi gerektiği düşüncesindedir. Buna benzer bir değerlendirme her gerçek için referanslar barındırması gerekir ve kişinin tutukluluk halini gerekçelendirmek için onun özel durumlarını göz önünde bulundurması gerekir. Bizim suç sistemimizde önemli olan bir diğer konu alternatif tedbirlerin uygulanmasıdır ki bunların şimdiye kadar geniş uygulanması yapılmamıştır. AİHM’nin hukuk ilmi vurgulamaktadır ki mahkemeler kişinin serbest bırakılması veya tutuklanması konusunda karar verdiklerinde kişinin yargılamaya katılmalarını temin etmek için yetkililer alternatif önlemleri dikkate almakla yükümlüdürler.360 Tutukklu olan kişi serbest bırakıldığında ve suçsuz olduğu ilan edildiği yasal olmayan tutuklamalarda, özgürlükten yoksun bırakılma nedeniyle yasaya göre tazminat isteme hakkı vardır. KYK Sektreteriğinin “sebepsiz cezalandırılan veya tutuklanan kişiler için tazminat ölçütleri” konulu 25.08.2008 tarihli kararına istinaden tazminat derecesi aylık sabit miktarı içerir. Halkın Avukatı, AİHS’nin 5. maddesinin 5. fıkrasında tazminat için sabit bir bedel öngörülmediği tespitinde bulunmuştur. AİHM’nin hukuk ilmi, ihmal edilebilir olan ve eşit olmayan tazminatın ihlalin ciddiyeti AİHS’nin 5. maddesinin 5. fıkrasında yer alan taleplerle uyumlu olmadığı tespitinde bulunmuştur.361 Halkın Avukatı, tazminatla ilgili bu yasal esas 25.08.2008 tarihinden itibaren yürürlükte olduğunu, o zmaandan itibaren bugüne kadar herhangi bir değişikliğin olmadığı ve yukarıdaki esaslara göre hiçbir zaman yeniden değerlendirilmediğini bu nedenle yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve AİHS’nin 5. maddesinin 5. fıkrasında yer alan standartlara uyarlanması gerektiği konusunda mercilerin dikkatini çekmetedir. Geçmiş raporlarda da gündeme gelen konular ve hala endişe vermeye devam eden şey ise özellikle re’sen görevlendirilen avukatların, fakat kendilerinin seçtikleri avukatların da 360Khudoyorov v. Russia, § 183; Lelièvre v. Belgium, § 97; Shabani v. Switzerland, § 62. [lirimi mahkeme önüne çıkması garantisi ile koşullandırılabilir. 361Cumber v. the United Kingdom, Commission decision; Attard v. Malta. 132 sundukları savunmaları ile ilgili hoşnutsuzlukları içeren şikâyetlerdir.362 Halkın Avukatı, sorumsuz olan yasal temsilcilerin (avukatların) ciddi soruşturmalarının yapılması, adaletin önüne çıkarılmalar ve yasaları çiğnemeleri sebebiyle sonuçlarla karşı karşıya gelmeleri için HAO’nda etkili mekanizmaların oluşturulması gerektiği düşüncesindedir. Bu mekanizmanın etkin işleyişi avukatıların disiplinine ve onların mesleki sorumluluğunu yükseltmeye katkıda bulunacaktır. İnsanın haklarını korunması sistemi AİHM’nin yargı pratiğinin uygulanması için acil ihtiyacı vurgulamış, ki Kosova Cumhuriyeti Anayasası da bu şekilde belirlemiştir (52. madde). Kosova’da suç mahkemeleri kendi kararlarında bunu ve bu anayasal yükümlülüğü göz ardı etmiş oldukları gerçeği tüm yargı sistemi için endişe vericidir. Bu durum mahkemelerin uluslararası standartlara ve anayasal yükümlülüklere yaklaşımları konusunda radikal reform çağrısı yapmaktadır. Halkın Avukatı, KYK ve KYE de dâhil yetkili mercilerin İnsan haklarının korunması sistemini güçlendirmeye yönelik hemen avukatların uygun eğitimlerinin ve uygun reformların yapılması gerektiği düşüncesindedir. Öneriler: Mahkemeler alternatiff önlemler alsın, oysa sanığın edilmeai için bir araç olarak sadece mecburi durumlarda ve yasaya dayanarak tutuklama kararı verilsin. Öahkemeler tutuklama kararlarıyla ilgili gerekli gerekçeleri yapsın. KYK yasal olmayan tutuklamalar durumunda tazminatlarla ilgili ücretlerin yeniden değerlendirmesini yapsın. Kosova Avukatlar Odası, yasal yardımın daha kaliteli olmasını temin etsin ve Avukatlık Yasası ve Mesleki Etik Kuralları Yasası’nı ihlal eden avukatlara karşı disiplin cezası versin. 2.28. Hukuki yardım konusunda haklar Vatandaşaların haklarını ve çıkarlarını ihhlala eden mahkeme ve idari kararları hakkında hukuki yardım hakkı, Anayasa ile363 ve Kosova Cumhuriyeti’nde uygulanmakta olan uluslararası enstrümanlarla güvence altına alınan haklardan biridir. Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 2. maddesinin 3 fıkrasında “kişinin bu Sözleşmede yer alan hak ve özgürlükleri ihlal edildiği zaman ve kendi resmi görevlerini yerine getirirken kişiler tarafından işlenen ihlal edildiği zaman da dâhil her kişiye etkili bir hukuki yardım temin edilsin” cümlesiyle taraf devleti yükümlü kılar. Cezai yargı sürecinde hukuki yardımlar ve tutuklamanın belirlenmesi veya devam edilmesi, mahkeme katrarlarına itiraz ve olağanüstü hukuki yardımların kullanılması durumlarda şikâyetlerin kullanılması ile lgili olan süreler Yasa’yla düzenlenmiş ve belirlenmişlerdir.364 362HAK, 2014 yılı süresince KAO tarafından bilgilendirilmiştir. Soruşturma Disiplin Komisyonu 72 şikâyet kabul ettiğini; bunlardan üçü süreaşımından dolayı reddedilmiştir, 2’si kişiler çekildikleriiçin reddeilmiştir, 10’u karar aşamasındadır, 15’i soruşturma aşamasındadır, 42’si ise reddedilmiştir. 363Kosova Cumhuriyeti Anayasası, 32. madde ” Her kişi, yasayla belirlenen hak ve çıkarlarına tecavüz eden mahkeme ve yönetim kararlarına karşı hukuki araçlara başvurma hakkına sahiptir.” 36404/L-123 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası, 13.12.2012’de Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilmniştir.. 133 Tutuklamanın itirazı ile ilgili olan hukuki yardımlar uluslararası enstrümanlarla da belirlenmişlerdir.365 Aynı şekilde makul bir süre içinde yargılanma hakkı ilgili ulusal mevzuat tarafından366 ve AİHS367 ile güvence altına alınmıştır. Sürecin uygulanması ve idari durumlarda kararların çıkması için süre İdari Usul Yasası’yla belirlenmiştir.368 2.28.1. HAK’na sunulan bireysel vakalar 2014 yılı süresince HAK hukuki yardım hakkının ihlal edildiği iddiasının taşıyan 263 şikâyeti kabul etmiştir. Bunlardan 52 vaka için soruşturma açılmıştır, oysa diğerleri kabul edilemez olarak nitelendirilmişlerdir. HAK’na bildirilen şikâyetlerin en yaygın nedeni şahsi haklarının ihlal edildiğidir ve mahkemelere, bakanlıklara, belediyelere, Kosova Polisine ve kamu işletmeleri aleyhinedirler. Şikâyetlerin sunulma nedenleri yasal süre içinde şikâyetlerin ele alınmaması ve mahkeme ile idari kararların uygulanmamasıyla ilgilidirler. HAK’na raprolama dönemi süresince bildirilen vakaların birinde kişi, Bağımsız Medya Komisyonu (BMK) üyesi pozisyonu için rekabet yarışından diskalifiye edilmesi ve ona rekabetten neden uzaklaştırıldığına dair herhangi bir net yasal açıklama yapılmadan onun etkili hukuki yardım hakkının ele alınmasından dolayı Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nden şikâyet etmektedir.369 Halkın Avukatı 22.04.2014 tarihinde resmi bir yazı vasıtasıyla Meslis sekreterinden ve ad hoc Komisyonu başkanından, şikâyetçilere yasal süre içinde yanıtın verilemsi ile ilgili yapılan veya 365AİHS, 5. maddenin 4. fıkrası: “Yakalama veya tutulma nedeniyle özgürlüðünden yoksun kýlýnan herkes, özgürlük kýsýtlamasýnýn yasaya uygunluðu hakkýnda kýsa bir süre içinde karar vermesi ve yasaya aykýrý görülmesi halinde, kendisini serbest býrakmasý için bir mahkemeye baþvurma hakkýna sahiptir.”. 36603/L006 sayılı İhtilaf Dava Usulü Yasası, 10.1 madde:” Mahkemenin görevi, sürecin ertelenmeden ve az masrafla gelişmesine çaba sarfetmek ve aynı zamanda işbu Yasayla davacılara düşen işlemsel hakların kötüye kullanılmasını olanaksız kılmasıdır.” 367AİHS, 6. maddenin 1. fıkrası: ” Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.” 36802/L-28 sayılı İdari Usuller Yasası, 130. maddenin 1. fıkrası der ki ”itiraz bildirinin alımndığı günden itibaren 30 gün içinde yapılır.”. 130. maddenin 2. fıkrası xder ki: ” Idarenin çalısma içerisinde bulunmaması halinde (düzenlemeyi çıkartmaması veya tam sessizlik içerisinde olması halinde), idari itiraz idari usulün baslatılması ile ilgili talebin teslim edildigi günden sonraki 60 gün içerisinde yapılır.”. 369HAK, A. nr. 155/2014 vakası. Şikâyetçi iddia eder ki 28.02.2014’te resmi elmek ile 04.03.2014’te Kosova Cumhuriyeti Meclis Bürolarında BMK üyesi için mülakat düzenleneceği ad hoc Meclis Komisyonu tarafından bilgilendirilmiştir. Kendisi de bu pozisyon için başvurmuştur. 04.03.2014 mülakatın başlamasına az saat kala “eğer başvuran seçilmeyi başarırsa ve bu iki pozisyonu yapmaya devam ederse 04/L-051 sayılı Kamu Görevlerini Yapmakla İlgili Çatışmayı Önleme Yasnın” 16. maddesinin 1. fıkrasına istinaden uyumsuz ve tutarsız olarak kabul edilir.” şeklindeki YMD’nin yasal bir düşüncesi sebebiyle mülakata katılamayacağına dair telefonla bilgilendirilmiştir. 05.03.2014’te Kosova Cumhuriyeti Meclis Başkanı’na ve ad hoc Komisyon Başkanına BMK üyesi yarışmalarından kendisinin diskalifiye edilmesi nedenlerinin bilgilendirilmesiyle ilgili yazılı bir açıklamanın verilmesine dair yazılı bir dilekçe sundu, ancak hiçbir zaman herhangi bir yanıt almamıştır. 134 yapılacak olan faaliyetler konusunda kendisini bilgilendirmesini istemiştir. Bu yazıda Halkın Avukatı diğerleri arasında şunu söyledi: “Yolsuzlukla Mücadele Dairesi (YMD)’nin yasal düşüncesi ile ilgili içerikten yola çıkarak başvuranın hangi pozisyona tayin edileceği konusunda beyan bildirmesine fırsat vermeden rekabetten diskalifiye edilmesi YMD’nin yasal isteğine aykırıdır.” 21.05.2014’te Meclis sekreteri resmi yazısı aracılığıyla ad hoc Komisyonunun adayların BMK üyesinin seçilmesine ilişkin sürecinin yürütülmesi hakkında Halkın Avukatı’na bilgi verdi, ancak Halkın Avukatı’nın ana talebi olan yaroştan çıkarılması sebebei konusunda ek açıklamalar verilmedi. Halkın Avukatı yasal ilcelemelere dayanarak şikâyetçinin aleyhine insan haklarının çiğnendiği sonucuna vardığında önerili Raporu düzenlendi ve bu rapordu şu önerilerde bulundu: (a) Meclis, Yetkili kuruluşlar tarafından verilen düşüncelere -bu durumda YMD yasal düşüncelere saygı göstersin ve bunları göz önünde bulundursun, özellikle de bu tür düşünceleri kendisi istediğinde; (b) Bu makama itirazlarını bildiren vatandaşlara yasal süre içinde bir yanıt verilsin,370 öyle ki bu yüzden onun kararlarına karşı etkili başvuru yollarını kullanma hakkından mahrum edilmesin, çünkü bu tür şeyler vatandaşlara Anayasa ile güvence altına alınmıştır; (c) Meclis Sekreterliği Insan haklarını göz önünde bulunduracak ve vatandaşların taleplerine / şikâyetlerine zamanında ve yürürlükteki mevzuata uygun olarak yanıt verecek olan ilgili komnisyonları oluştursun. Hakların yargısal korunması hakkına ilişkin şikâyetler KYK’na, tüm düzeydeki mahkemelere ve KYÖD aleyhinedir. Bakanlıklara, idarelere ve belediyeler aleyhinde olan vatandaşların şikâyetleri genellikle onların taleplerine yanıt verilmemelerle ilgilidir – idari susma – ki bunlar iş ilişkisi, mülkiyet konusu, barınma, kamu belgelerine erişim gibi farklı alandaki konuları içermektedir Halkın Avukatı anayasal ve yasal yetkilerine dayanarak hukuki yardım hakkının ihlali ile ilgili iddialar hakkında soruşturma başlatmıştır ve yetkili mercilerle doğrudan yapılan yazışmalar ve görüşmeler neticesinde, aynı zamanda hukuki yardım konusunda ihlalin var olduğu düşüncesine vardığında, anayasa ve yasyla güvence altına alınan insan haklarının ihlallerinin ortadan kaldırılması amacıyla verilen önerilerin uygulanmasını talep etmiştir. Öneri: Her düzey Kosova Cumhuriyeti kurumları, idari makamlar ve mahkemeler hukuki yardım hakkına saygı göstersinler, öyle ki vatandaşlar bu haklarını yasalara göre kullansınlar. 37002/L-28 sayılı İdari Usul Yasası, 109. madde: Asagıdaki durumları ortaya çıkaran idari düzenlemelerin hepsi hakkında ilgili taraflar bilgilendirilmeleri gereklidir: a). onların iddiaları ile ilgili kararlar alan; b). zorunluluk ve ceza belirleyen veya zarar ortaya çıkaran; c). ilgili taraf yasal çıkarlarını veya haklarını ortaya çıkaran, sona erdiren, genisleten veya sınırlandıran veya herhangi bir sekilde bunlardan yararlanma sartlarını engelleyen.” Aynı yasanın 112. maddesi: “Idari düzenlemeler, yasa ile diger zaman süreleri öngörülmüs durumlar hariç, çıkartılmıs günden sonraki sekiz gün içerisinde teblig edilir.” 135 2.29. Halkın Avukatı’nın Anayasa Mahkemesi ile ilişkileri Anayasa Mahkemesi Kosova Cumhuriyeti’nde Anayasa’nın yorumlanması ve yasaların Anayasayla uyumluluğu konusunda nihai mercidir ve onun kararları yargı ve tüm Kosova Cumhuriyeti kurumları için bağlayıcıdır. Halkın Avukatı, daimi özelliği sahip bir yasal norm çıkarılması esnasında insan hak cve özgürlüklerinin ihlal edildiği veya azldığını düşündüğü zaman KAM’ne başvurabilecek bir taraf olarak Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile yetkilidir. Halkın Avukatı devamlı olarak Anayasa mahkemesinin çalışmalarını ve AİHM’nin uygulamalarını takip eder ve birçok durumda bu iki mahkemenin önerilerini ve görüşlerini göz önünde bulundurur. Şunun tekrar vurgulanması önemlidir ki Halkın Avukatı Yasaların, Cumhurbaşkanı veya Başbakan kararnamelerinin ve Hükümet düzenlemelerinin uyumsuzluğunu, aynı zamanda Belediye Statüsünün Anayasa ile uyumsuzluğu konularını Anayasa’nın 1113. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak KAM’nde konuları gündeme getirmeye yetkili taraftır. 2.29.1. Anayasa Mahkemesi Yasası’nın değişimi – sınırlamanın kaldırılması Halkın Avukatı, geçen yılki raporunda da Halkın Avukatı’nın Kosova Anayasa Mahkemesi’nde yasal bir belgeye karşı itirazda bulunabilirliğini içeren ve Anayasa Mahkemesi Yasası ile tanımlanan 6 aylık dönemi hakkında tartışma açılması gerektiğini vurgulamıştır. Halkın Avuukatı’na göre bu sınırlama “(...) itirazın (6) ay yürürlüğe girmesinden sonra” orantısıszdır. Bu süre sınırlaması bugüne kadar Kosova Cumhuriyeti’nde ve siyasi-hukuki açısından benzer olan ülkelerinde, aynı zamanda siyasi ve ekonomik istikrara sahip diğer Avrupa ülkelerinde şimdiye kadar olan deneyimlerle desteklenemez. Dolayısıyla Halkın Avukatı, Kosova Cumhuriyeti Meclisi’nden bu yasal normun, daha doğrusu Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 30. maddesinin değiştirilmesini, öyle ki Halkın Avukatı için olan sınırlamanın tamamen kaldırılmasını önermekte ve talep etmektedir. Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı ilgili yasaların anayasayla uyumluluğunu denetebilen bir tek siyasi kurum olmayan ve bağımsız olan bir kişidir. Yasaların ve diğer normatif belgelerin Anayasayla olan uyumluluğunu göz önüne atma durumu olduğunda Kosova Cumhuriyeti Anayasası maddi anlamda Halkın Avukatı’nı sınırlamaz. Ancak Anayasa Mahkemesi Yasası, vakaların anayasayla uyumluluk durumunu açılması ile ilgili süre sınırlaması yapmakla, aslında gereksiz ve sert bir usul sınırlaması yapmaktadır. Bununla ilgiş, Halkın Avukatı önerili bir rapor aracılığıyla Kosova Meclisi’nden bahsi geçen yasanın değiştirilmesi için faaliyetlerde bulunmasını istemiştir.371 Yasaların ve diğer normatif belgelerin anayasayla uyumluluğu konusunda durumların ortaya atılması, özellikle de bunların temel hak ve özgürlüklere etkisi olması durumlarda süre ile kısıtlanazam olduğunu düşünmekteyiz. 371HAK, re’sen önerili Rapor A. nr. 171/2014. 136 2.29.2. Anayasa Mahkemesi’nde Cumhurbaşkanı Kararname referansı 10.10.2014’te Halkın Avukatı, Cumhurbaşkanı’nın DKGJK-001–2014 sayılı 31.08.2014 tarihli Kararnamesiyle Kosova Meclisi’nden öneri almayarak uluslararası yargıçlarının KAM’de görev sürelerini uzatmakla Anayasayı ihlal ettiğini düşünmektedir ve Mahkemeden bu kararnameyi Anayasaya aykırı olduğunu ilan ederek iptal etmesini istemiştir. Geniş ve derin bir soruşturma sonrasında Halkın Avukatı ayrıntılı olarak kendi duruşunu sergiledi, öyle ki ona göre KAM yargıçlarının atama yetkinlik heyeti, onların öneri yetkinlik heyetinin anlamına gelmesi olarak yorumlanamaz.372 Bunlar iki ayrı yetkidir ve önerinin açık yetkinin eksikliği durumunda Kosova ile AB arasında yapılan Anlaşma ile açık yetki eksikliği var olmasından ötürü bu yetki Meclise kalır. Üç uluslararası yargıcın Meclis tarafından önerilmemesi ve onların Cumhurbaşkanı Jahjaga tarafından görev sürelerinin uzatılmasını Anayasaya aykırı olduğu için iptal edilmesi gerekir. Halkın Avukatı’naa göre Cumhurbaşkanını’nın bu kadar basit bir eylemiyle Anayasa çiğnenemez. Her nasılsa Halkın Avukatı, 13.11.2014’te KAM tarafından gönderilen ve uluslararası yargıçlarının KAM’de görev sürelerini uzatılmasını içeren Cumhurbaşkanı’nın DKGJK-001– 2014 sayılı 31.08.2014 tarihli Kararnamesi ile ilgili olan ve Halkın Avukatı’nın başvurusunun kabul edilmediğini içeren kararı kabul etti. KAM’nin bu kararı yasal hiyerarşi açısından son söz olarak kabul edilecektir. Bu durumla ilgili KAM’sinin Kararının küçük bir incelemesi yapıldığında hukuki-profesyonel boşluklar ve bu Kararda akıl yürütme neredeyse mümkün değildir. maddi anlamda gerekçenin eksikliğinin görüldüğü en iyi örnek Cumhurbeşkan’ın Kararnamesinin uluslararası sözleşmede istenilen şeyle bir çizgide olmasıyla ilgili Mahkemenin iddiasında yer alır. Mahkemenin bu ididiası herhangi bir gerekçeyle, iddiasını temel aldığı sözleşemenin herhangi bir hükmünün alıntısı verilmeden, aynı zamanda bu nokta hakkında Halkın Avukatı tarafından sunulan nokatalardan hiçbiri ile ilgili argüman verilmemektedir. Halkın Avukatı tarafından KAM’sine gönderilen başvuruda, eğer ilgili anayasal hükümlerinden Cumhurbaşkanı Kararnamesinde sapma var, ancak bu Kararaname uluslararası anlaşmasının içeriğinde istenenler ile gerçektem de aynı çizgide mi özellikle de bu soruyu oluşturuyordu. Halkın Avukatı talebinde bu noktayı uzun ve ayrıntılı bir hukuki gerekçe ile itiraz etti. Mahkemenin bir duruma ait esas soruyu sadece kısa bir paragrafını ele alıp karar vermesi gerçeği, ayrıca soru hakkında gerekçe sunmaması, kaynak gösterilmemesi ve bununla ilgili başvurann argümanına herhangi bir yanıt vermemesi aslında yasal ayrıntının endişe verici yoksulluğunu ve adil ve tarafsız yargılama standartlarının ihmal ediliğinin göstermektedir. Halkın Avukatı’nın KAM’sine başvurusunu sunduktan kısa süre sonra “Jeta në Kosovë” (Kosova’da Hayat) adlı programda bir EULEX hukuk danışmanı tarafından yazılmış ve Misyon Başkanına hitap eden EULEX’in bir iç muhtırası yayınlandı. Bu muhtıraya göre KAM başkanı bu durumla ilgili yönleltileen soru ile ilgiili EULEX ‘le danışmıştı ve düşüncelerini ifade ederken demiş ki üç uluslararası yargıcın atanması süreci esnasında Meclisin baypas edilmesi anayasal bir ihlali teşkil etmez. Oysa 10.11.2014’te “Prishtina Insight” dergisinde muhtıranın tam bir nüshası yayımlandı ve burada açıkça belirtilmektedir ki: “Anayasa Mahkemesi Başkanı gayri resmi olarak bu süreçle ilgili mutabık kaldı (üç uluslararası yargıcın atanması) ve Meclis’in etkin hale gelmesine gerek yoktur dedi(.)”373 372Halkın Avukatının KAM’ne yapmış olduğu başvuruyu www.ombudspersonkosovo.org bulabilirsiniz. Insight. Issue No. 143, October 10 - 23. 373Prishtina 137 Şunun vurgulanması gerekir her ne kadar EULEX’in muhtırası KAM Başkanı Sayın Enver Hasani Meclisin baypas edilmesi konusunda sadece “gayri resmi”göstermiş olsa da, bu muhtıra aynı şekilde göstermektedir ki Sayın Enver Hasani sadece kendi profesyonel görüşü olarak değil de Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatıyla tam istişarede bulunduğunu göstermektedir. Onun muhtırada ne şekilde tepit edildiği onun resmi işleyişine “Anayasa Mahkemesi Başkanı” dayanmasıdır. Demek ki o EULEX tarafından sadece o amaçla danışmıştır ve kendi düşüncelerini KAM başkanı olarak vermiştir. Somnuçolarak Sayın Enver Hasani bu yargıçların atanması ile ilgili sürecin onaylanmasında etkin rol oynadığı ortaya çıkmaktadır ve şu açıktır ki Halkın Avukatı tarafından itiraz edilen sürecin anayasanın değerlendirilmesinde onun taraf turtması soru işaretleri oluşturmaktadır. Fakat KO155/14 vakası sürecinde katılımında tarafsız olması gerekmesine rağmen o kendisini bu vakayla ilgili değerlendirme heyetinin bir parçası olarak belirlemişti.374 Kararların gerekçelendirilmesinde yasal, fikri ve kurumsal zorunluluk kapsamında KAM de doğrulanabilir standartlarla ilişkilidir. Mahkemenin bu yükümlülüğü başvuru sahibinin konuyla ilgili düşüncelerini dile getirmesi hakkına tekabül eder. Halkın Avukatı bu süreçte başvuran taraf olarak Mahkemeden sadece gerekçeli karar alması değil aynı şekilde kararın gerkçelendirmesinde demokratik şekilde yasal normativ metne uymasını istemesi konusunda subjektif hakka sahiptir. Bu tür bir Karar karşısında Halkın Avukatı, kamuoyunun dikkatini çekmek ve ülkenin en yüksek mahkemesinin Cumhurbaşkanının Kararnamesi ile ilgili yasal ve mesleki açıdan kötü performansının kamuoyu tarafından tartışılmasını açmak sadece hakkı değil aynı zamanda görevidir. 2.29.3. Kosova Cumhuriyeti Anayasası ile ilgili Hazırlık çalışmalarının bulunması Halkın Avukatı için endişe verici olan bir diğer durum Kosova Anayasası’nın hazırlık çalışmalarının (travaux preparatoires) bulunmamasıydı ki yeri doldurulamayan olaraj da nitelendirilebilen bu belgeler Anayasa metni üzerinde iki görüşün çözülmesinde ve onu yapanların amaçlarını öğrenebilmekte yardımcı olabilecek. KAM’sinin dört yıldan fazla bir dönem içinde onları bulma ve kullanıma sokma çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu belgeleri süreçlerinde kullanan sorumlu kurumlar, bilinmeyen sebeplerden dolayı bu belgeleri kamuoyundan ve ilgili kurumlardan gizlemişlerdir. Yanıt bvermeme, hatta onların gizlenmesi diyelim, Kosova Cumhuriyeti Kamu belgelerine en açık bir şekilde erişim reddini oluşturur. Medya tarafından bu belgelerin Kosova Cumhuriyeti Hükümetine ait bir binada arşivlenmiş ve “sahipsiz” olarak bulunduklarına dair haberi yayınlamanmış. Onlar onlar istişare için bile sunulmamış idiler, hatta “sahipleri” olan Kosova Cumhuriyeti KAM tarafından da.375 Endişe verici olan bu haberin medyada aydınlanması ve soruştuma vakaları için bu belgelere başvurmalarında KAM’nin başarısız aramaları da Halkın Avukatı’nı bu belgelerle ilgili aşağıdaki beş temel amaçla re’sen soruşturma açmasını itmiştir. (1) bu belgelerin Hükümete ait bir binada bulundukları ve var olduklarını, daha doğrusu arşivlendiğini belirlemek için; (2) Devlet iktidarı olan herhangi bir kurum veya kuruluşun Anayasa’nın 41. maddesinin 2. fıkrasında yer alan hükme (“belgeleri tutan kamu kurumları ve iktidar kuruluşları onlar kamusaldır.)” ve kamu kurumları ve tarafından korunan belgeler aykırı davranıp 374http://www.gjk-ks.org/repository/docs/KO155-14_SHQ.pdf bk. (29.12.2014). Hükümet binasında Anayasanın Hazırlanma Arşivi” Kosova Press, 01.10.2014 (http://www.kosovapress.com/sq/nacionale/arkiva-e-draftimit-te-kushtetutes-ne-objekt-te-qeverisedhe-pa-pronar-26024/). 375“‘sahipsiz,’ 138 davranmadığını soruşturmak için; (3) bu belgelerin bir an önce KAM’ne gönderilmelerini temin etmek için ve bunun da bu Mahkemenin devamlı taleplerine uyumlu olması için; (4) kendi çalışmaları süresince HAK tarafından hazırlık çalışmasına erişim sağlanabilme olanağı yaratmak için ve (5) bu kurumsal ve Kosova Cumhuriyeti kuruluşuna ait ister bugünkü vatandaşlar ister de gelecek nesiller için tarihi kanıtı yayınlamak ve korumak için. Kalıcı araştırmadan ve Meclisteki, Cumhurbaşkanlığındaki, Hükümetteki ve Kosova Cumhuriyeti Kamu Arşivi’ndeki sorumlu dairelerle başarılı iletişimden sonra Halkın Avukatı 05.12.2014’te resmi yazı aldı. Bu resmi yazıda bütün belgelere sahip olan Başbakanlık Bürosu (BB)’nun bu belgeleri Kosova Kamu Arşivleri Kurumu (KKAK)’na 24.11.2014’te gönderdiği yer almaktadır, bu da Halkın Avukatı’nın ilk talebinden on gün sonrasına tekabül eder. Tabi ki hiç kimse şimdiye kadar “kayıp”, “mülkiyet” konusunda veya bu belgelerin kurumlara verilmemesi konusunda yasal sorumluluğu almamıştır, bunlardan ilkini de KAM oluşturur; her ne kadar onlar farklı durumlarda istenilmiş olmasına rağmen. Bu da Kosova Cumhuriyeti devlet hiyerarşisiniin yüksek zümresinin sorumsuzluğunu bir daha göstermektedir. 2.29.4. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması Halkın Avukatı’nın, KAM’nin “IMK Ferizay” Çelik Fabrikası eski çalışanlarının tazminatlarıyla ilgili olan 07.10.2010 tarihli REF.: AGJ 75/10 sayılı kararının uygulanmasına ilişkin Kosova Cumhuriyeti Hükümetine ve KÖK’ne 2013’te sunduğu önerisi ile birlikte KAM’nin kararı da uygulanmamaktadır. İster Kosova Cumhuriyeti Hükümetine ister de KÖK bu konu ile ilgili susumaya devam etmektedirler. Halkın Avukatı, her ne kadar Kosova Cumhuriyeti Anayasası kurumları Halkın Avukatının taleplerine yanıt vermelerini ve onun önerilerini uygulamalarını yüükümlü kılsa da bu durumla ilgli ne hükümetten de de adı geçen kurumdan herhangi bir yanıt almadı. Kurumlar tarafından mahkeme kararlarını uygulamamaları ve Kosova Cumhuriyeti yetkili makamların mahkeme kararlarının gereksiz gecikme olmadan etkili bir şekilde uygulanmaları için etkili mekanizmaları temin etmemesi insan hakları ihlalini oluşturur ve adaletin uygulanması ve hukukun üstünlü konusunda vatandaşların güvenini sarsar. Öneriler: 03/L-121 sayılı Anayasa Mahkemesi Yasası, özellikle de bu yasanın 30. maddesi değiştirilsin ve tamamlansın, öyle ki Halkın Avukatı’nın Anayasa Mahkemesine sunduğu başvurularla ilgili süre kısıtlaması tamamıyla kaldırılsın. Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ve Kosova Özelleştirme Kurumu, KI 08/09 vakasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin Ref. nr. AGJ 75/10 sayılı kararının uygulanması için herhangi bir gecikme yapılmadan hemen gereken tedbirleri alsın. 139 2.30. Savcılık tarafından HAK’na karşı yapılan yasalara aykırı soruşturmalar Priştine Asliye Savcılığı, HAK ile ilgili bir isimsiz ihbara dayanarak yaklaşık 30 aydır soruşturmalar açmıştır. HAK’na savcılık tarafından soruşturmaların açıldığına ilişkin herhangi bir resmi yazı almadığı için bu soruşturmaların açılmasının kesin tarihi bilinmemektedir. Bununla ilgili, Belediye Savcılığı (şimdi Priştine Aliye Savcılığı) tarafından 04.07.2012 tarihli 2302/2-2012 sayılı yazısına göre Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi’ne vermiş olduğu soruşturmalar faaliyetleri yapabilme yetki yazısını soruşturma polisinin HAK’nun merkez binasına gelip resmi belgeleri istediğinde HAK ilk kez bilgi sahibi oldu. HAK, tüm kamu makamları tarafından yasayı uygulama Anayasal görevlendirmeye dayanarak asoruşturma polisi tarafından istenen bütün belgeleri onlara vererek, onların yetkilerine saygı göstererek, her zaman şüpheli mali istismarın soruşturmalarının yapılması ve bu soruşturmanın bir an bitmesi amacıyla soruşturma polisiyle işbirliği yapmıştır. HAK’nun, mali istismar iddiasını taşıyan isimsiz ihbarın soruşturulmasında soruşturma makamlarına yardımcı olma ve işbirliği çabası ve isteğine rağmen, açılan soruşturma hala resmi olarak kapanmamıştır. Savcılık tarafından soruşturmaların 30 aydır uzaması, mali soruşturmadan istihdam soruşturmasına geçilmesi, soruşturmaların başladığına dair HAK’nun bilgilendirilmemesi, şüpheli eylemler ve kişiler, soruşturmanın başlatılmasına dair Savcılık kararının eksikliği bu soruşturmaların amacı, soruşturmayı başlatan / soruşturmanın yasallığı ile ilgili şüphe uyandırmaktadır, ki bu soruşturma da HAK zararına açık olarak KCCMY’sını ihlal etmektedir. Bu soruşturmalar anayasal açısından bağımsız olan HAK’nun insan hak ve özgürlüklerinin korunması görevlerini yerine getirmesinde açık ve doğrudan baskı yapmaktadır. 2.30.1. Soruşturmaların başlatılması ile ilgili açıklamalar – kanıtlar ve vakanın gerçekleri HAK, 04.07.2012 tarihli PN.nr.2302/2012 sayılı yetkiye dayanarak Priştine Belediye Savcılığı (şimdi Asliye Savcılığı) tarafından HAK aleyhine soruşturmaların açıldığını öğrennmiştir. İsimsiz ihbar üzerine yapılan soruşturmalar HAK’nda olası ihlaller ve mali istismar ile ilgilidir ve bunlar kimlerin şüpheli olduğu belirtilmeden yappılmıştır.376 Soruşturma yetkililerinin bu talebine istinaden HAK, denetim raporları, maaş listeleri, istihdam kararları, farklı giderlere ait faturalar vb. gibi istenilen tüm belgeleri teslim etmiştir. İlk talepten sonra 11.02.2013 tarihli ikinci bir yazısında Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi HAK’ndan 2011 yılına ait Bağımsız Denetleme Kurulu Raporları, 2010 yakıt temini için ihale, 2010 yılına ait cep telefonu temini için sözleşmeler, 2010 yılına ait bilgi teknolojisi hizmetleri için sözleşmeler, 2010 yılına ait için otel hizmetleri için sözleşmeler, HAK 10. Yıldönümü Uluslararası Konferansı’na ilişkin içecekler temini için 376Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi, 30.10.2012 tarihli DHKEK/P/122/12, Referans NDH-06/1-02/1-2/391-2012. 140 ihalenin bir kopyası ve bu konferansla ilgili tüm harcama sözleşmeleri gibi ek belgeleri de istemektedir.377 Tüm bu belgeler zamanında teslim edilmişlerdir. Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi bu soruşturmalarla ilgili 2013 yılında telefon aracılığıyla 3 görevliyi mülakat için çağrılmıştır, oysa 2014 yılında bazen 23 defa olmak üzere HAK’nun 8 görevlisini Priştine’deki Polis İstasyonu’nda mülakata çağırmıştır. HAK bu görevlerinin ifade vermek için hangi amaçla çağrıldıklarına dair bilgi edinmemiştir, çünkü hiçbir resmi yazılı davetiye bunlar için yoktu. Aynı şekilde HAK’nun, davet edilen bu kişilerin mali istismar açısından şüpheli sıfatıyla mı, tanık sıfatıyla mı, yoksa sadece belgele açıklıyıcıları olarak mı davet edildikleri konusunda bir bilgisi yoktur. 15.11.2013’te Devlet Savcısı Sayın Merrushe Llugiqi’nin soruşturmanın kapsamının genişletildiği bildiren bir emirname düzenler ve bu vakayla ilgilenen polis görevlilerine HAK tarafından HAK kurumunda çalışan 12 görevlinin dosyasının kopyasını verilmesini ister, amaç ise onların istihdam şüphesinin ve HAK’nda onların ilerlerlemelerinin incelenmesidir.378 Savcılık 17 ay soruşturmasını yaptığı mali istismar soruşturmasından, istihdam ve ilerleme soruşturmasına geçer ve soruşturmaların bir alandan diğer alana geçmesi ile ilgili HAK şimdiye kadar herhangi bir bilgilendirme ve karar yazısı almamıştır.379 İstenilen belgelerin içinde HAK’nda 2000 yılından itibaren, daha doğrusu HAK’nun AGİT tarafından kurulmasından ve bu kurumun AGİT tarafından idare edildiğinden itibaren bu kurumda çalışan görevliler de var. Bu görevlilerin HAK’nda 13 yıllık iş tecrübeleri var, oysa şimdi 2013 yılında savcılık onların işe alınmalarını soruşturmaktadır. Bunun neticesinde sorumlu kimdir ve AGİT tarafından yapılan istihdam şekli için sorumluluk talep edilebilir mi? gibi kafada ikilemleri oluşur. Aynı şekilde dosyaları istenen çalışanlar arasında Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından atanan kişiler de var. Onların dokunulmazlık konuları açıklanmadan bu kişileri Kosova Meclisi’ne haber verilmeden soruşturmaları yapılabilir mi?380 HAK, Priştine Asliye Savcılığı tarafından soruşturmanın genişletildiğine dair kararı almadığına göre, dosyaları istenen görevlilerin ağır suçlar konusunda şüpheli olu olmadıkları konusunda emin değildir. 09.12.2013 yapılan toplantıda Halkın Avukatı başlatılan soruşturmalar konusunda Devlet Başsavcısı’nı bilgilendirdi, HAK’na karşı yapılan soruşturmalar konusunda bilgilendirilmesini istedi ve Savcılık tarafından HAK aleyhine yapılan hukuki hatalar konusunda bilgilendirdi ve onşşarın ortadan kaldırılmasını istedi.381 377Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi 11.2.2013 tarihli DHKEK/P/122/12, Referens NDH-06/1-02/1-2/42-2012. 37801.11.2013 tarihli PPN.I.nr .2302/2012 sayılı Emirname, Priştine Asliye Mahkemesi Aır Suçlar Dairesi , AGİT istihdamları soruşturmaları. 379Aynı yerde. 380Aynı yerde. 381Halkın Avukatı’nın Devlet Başsavcısı Sayın İsmet Kabashi ve Priştine Asliye Savcılığı Başsavcısı Sayın İmer Beka ile 09.12.2013’teki görüşmesi. Başsavcı Kabashi, konun ne olduğuna ilişkin pek bilgisi olmadığını söylemiştir, ancak dosyanın rakamına bakıldığında vakanın açık olmadığı, burada yapılan ihbar üzerine olası istismar ile ilgili bilgilerin toplandığı bir ön soruşturma olduğu görülmektedir. Bu (anonim) vakaları savcılığın kendisinin de çekincelerle yaklaştığını, fakat buna rağmen yasa gereğince eylemler yapma mecburiitetindeyiz. Halkın Avukatı Başsavcıya soruşturmanın sonuçları konusunda ilgilendiğini ve onların yasanın öngördüğüne göre sonuçlanmasını istediğini belirtti, aksi takdirde yasal süreler dışında 141 04.07.2014’te Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi tarafıından telefon aracılığıyla HAK Genel Müdürü görüşme-mülakata davet edildi. Yukarıda bahsi geçen görüşmede herhangi bir resmi belge sunulmadan sadece sözlü olarak HAK’na karşı yürütülen soruşturmalarda resmi görevi veya yetkiyi kötüye kullanma cezai suçundan dolayı HAK Genel Müdürü’nün şüpheli kişi olduğu kendisine bildirilmiştir. Bu görüşmede HAK görevlileriden hehangi bir başka kişinin ismi geçmemiştir. Kosova Polisi Mali Soruşturma Birimi - Mali Suçlar Araştırma Dairesi’nin bu sözlü bilgilendirmesinden sonra, HAK, kurum hukuk müşavirlerinin etkin hale gelmesinin çıkarların çatışmasına yol açabileceğini düşünerek süreçleri takip etme ve cezai konularda HAK’nun çıkarlarını korumak için savunma avukatını görevlendirmeye karar verdi. 25.07.2014’te HAK tarafından görevlendirilen savunma avukatı bir yazı aracılığıyla Priştine Asliye Mahkemesi – Ağır Suçlar Dairesi’nden, daha doğrusu bu savcılığın Başsavcısı olan Sayın İmer Beka’dan ve dosyaya bakan savcı Sayın Merrushe Llugiqi’den “soruşturma hangi aşamadadır ve eğer bu yasanın 157. maddesinde belirtilen süre geçmiş ise soruşturmanın durdurulması kararının alınmasını talep ediyoruz.” istemiştir. 26.12.2014’te Halkın Avukatı yıl sonunda düzenlenen basın toplantısında Priştine Asliye Savcılığı Başsavcısı İmer Beka’dan 30 ay önce HAK’na karşı başlatılan soruşturmayı açıklığa kavuşturmasını kamuoyuna açık bir şekilde istemiştir.382 Aynı gün Başsavcı Sayın İmer Beka, KALLXO.COM portalı tarafından Priştine Asliye tarafından HAK’na karşı yürütülen gizli soruşturmalar hakkında sorulan soruya şu yanıtı verdi: “Dosya soruşturma aşamasındadır ve o Kurumun içindeki Halkın Avukatı da dâhil kişilerle ilgilidir.”383 O günden itibaren HAK konuyla ilgili Savcılık tarafından herhangi bir bilgi, belge veya resmi bilgilendirme almadı. Soruşturmanın başlamasından 30 ay geçmiş olmasına rağmen HAK soruşturmasında HAK görevlileri tarafından yapılan cezai suç veya diğer hyasalara aykırı başka bir eylemle ilgili bulgular konusunda savcılıktan herhangi bir resmi bilgi gelmemiştir. 2.30.2. Yasal dayanak HAK’na karşı Devlet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar 04/L-123 sayılı Kosova Cumhuriyeti Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 103 ve 104. maddelerine uygun olarak yapılmamışlardır. 103. maddenin 4. fıkrası şunları belirler: 3. Devlet savcısının suç eyleminde bulunduğu yönünde makul şüphesinin olduğu her kişi, soruşturmanın başlamasına ilişkin mahkeme kararında sanık olarak belirtilmelidir. Kararda belirtilen he sanık, işbu Kanun ile sanığa tanınan tüm haklara sahiptir. 4. Devlet savcısı, soruşturma boyunca işlenen bir diğer suç işlemi ya da bir diğer şüpheli hakkında bilgi sahibi olması durumunda, devlet savcısı suç işlemi ya da şüpheli hakkında yeni bir soruşturma açılan soruşturmalar HAK görevlilerine veHAK’nun çalışmalarına sürekli yapılan bir baskıdır, amaç ise siyasi amaçla korkutma ve santajdır. Aynı şekilde Başsavcıdan soruşturmanın sonuna kadar aydınlığa kavuşması istenilmiştir. 382http://www.telegrafi.com/lajme/sami-kurteshi-thote-se-kosova-ka-deshtuar-me-2014-qeni-i-keq-ta-bjenujkun-ne-torishte-2-56010.html bk. ve http://kosovaonline.info/?page=1,3,56355 bk. (30.12.2014). 383http://live.kallxo.com/sq/MTL/Avokati-i-Popullit-Kerkon-Ta-Dije-Pse-Po-Hetohet-3877 bk. (30.12.2014). 142 başlatabilir veya mevcut soruşturmayı genişletebilir. Devlet savcısı, yeni ya da değiştirilen mahkeme kararları hakkında ön duruşma hakimini bilgilendirir. 104. maddenin 1 ve 5. fıkraları şunları belirler: 1. Soruşturma devlet savcısı kararıyla başlar. Karar, soruşturmanın aleyhine gerçekleşeceği kişiyi, soruşturmanın başlama zamanını, suç işlemi unsurlarını gösteren suçun tanımlamasını, suç işleminin hukuki adlandırmasını, suç işlemine dair makul şüpheleri haklı çıkaran durum ve olguları, takip ve soruşturma gizli ve teknik önlemlerinin yetkilendirilip yetkilendirilmediğini ve o ana kadar toplanmış kanıt ve bilgileri belirtir. Soruşturma iddianamesinin bir kopyası gecikmede bulunmadan ön duruşma hakimine gönderilir. 5. Soruşturma, sadece suç işlemi ve soruşturmanın başlamasına ilişkin kararda veya değiştirilen kararda belirlenen sanıkla ilgili olarak gerçekleştirilir. 2.30.3. İş yerinde ilerlemeler hakkında soruşturma Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası (KCCY) 221, 222 ve 223. maddelerinde iş istihdamı haklarına karşı cezai suçlar, hiçbir yasal hükümde işyerlerinde ilerlemelerin cezai suç olduğunu öngörmez. Aynı şekilde HAK’nda işe alınmalar Sivil Hizmetler Yasası’na uygun olarak yapılır ve yönetici pozisyonları için her işe alınma durumlarında Kosova Bağımsız Denetleme Kurulu (KBDK) yetkilileri yer almışlardır. İşe alınmaların herbirinde Sivil Hizmetler Yasası’na ve düzenlemelerine dayanarak KBDK’nun gözlemci görevi vardır ve 03/L-192 sayılı Yasanın 10. maddesi ise Kurulun işlevini belirler ve der ki: 1.2. şef ve amir düzeyindeki yönetici personelin Kosova Cumhuriyeti’nde Kamu Görevlileri Hizmeti ile ilgili Kanun sayesiyle belirlenen hüküm ve düzenlemeler ile belirlenen tüm kural ve ilkeler göz önünde bulundurularak atanıp atanmadığı konusunda karar alır; 1.3. kamu hizmetler – devlet memuriyeti ile ilgili hüküm ve kuralların işlemesi ve uygulanması ile ilgili denetimleri yerine getirir. Ekonomik ve mali kontrolün en yüksek anayasal kurumu olan Kosova Cumhuriyeti Genel Denetçisi, her yıl HAK denetler ve mali sonuçları kendi raporunda yayınlar.384 Genel denetçi hiçbir zaman cezai soruşturmada kullanılabilecek olan HAK’nun mali açıdan istismarını tespit etmemiştir. Mali denetim dışında Genel denetçi her yıl denetim yılı için yeni işe alınmaları da denetler. Onun raporuna göre O, HAK’nda hiçbir zaman istihdamla ilgli yasal süreçleri ihlal etme saptamamıştır. 384http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit__IAP__2010_Shqip_636893.pdfbk http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit_IAP_2011_Shqip_872837.pdf http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit_IAP_2012_Shqip_306104.pdf http://www.oag-rks.org/repository/docs/RaportiAuditimit_IAP_2013_Shqip_512034.pdf bk.(25.12.2014). 143 bk.; bk.; bk.; 2.30.4. HAK’nun tespitleri Yukarıdaki açıklamadan da görüldüğü gibi HAK, soruşturmanın her aşamasında onlara istedikleri belgeleri vererek ve mülakat için telefon aracılığıyla çağrılan tüm görevlilerinin iştirak etmesiyle soruşturma görevlileriyle ve savcılıkla işbirliği yapmıştır. Halkın Avukatı’na göre, HAK’nın kurumdaki istismar şüphelerinin açıya kavuşturulmalarına yönelik ilgilenmiş ise de 30 gün önce başlayan soruşturmalar sebepsiz olarak geceiktirmişlerdir ve hiç tamamlanmamışlardır. Soruşturmalarla ilgili şeffaflığın, sonuçların ve bilgilerin eksikliği Priştine Asliye Savcılığı, daha doğrusu Başsavcı Sayın İmer Beka tarafından yapılan klasik yasal istismardır. HAK’na göre soruşturmaların yapılabilmesine ilişkin savcılık kararının eksikliği ve polisin ilk yazısına göre anonim olarak ifade edilip kimin tarafından cezai suçlama yapıldığına dair eksiklik ile polis görevlileri ve Priştine Asliye Savcılığı tarafından soruşturmanın gelişme amacı gizlenmektedir. Aynı şekilde soruşturmaların hangi HAK görevlilerine karşşı yürürtüldüğü, eğer onlar kamu tarafından seçilmiş ise veya memur ise bu sanıklar kimlerdir, hangi cezai suç için, daha doğrusu istismar için soruşturmaların yapıldığına dair bilgi eksikliği, cezai suçun yasal adlandırma eksikliği, sorulturmanın başlatıldığı tarihi gösteren bir belgenin eksikliği gibi bilgilerin eksikliğinin tümü Devlet Savcılığı Başsavcısı Sayın İsmat Kabashi’nin nilgisi dâhilinde Priştine Asliye Savcılığı Başsavcısının resmi görevini kötüye kullandığı şüphesini artıran unsurlardır. Mali usulsüzlük iddiaları nedeniyle soruşturmanın 17 ay sonrasında istihdam / ilerleme gibi yeni bir cezai suçla ilgili soruşturmaların genişletilmesine yönelik bir kararın eksikliği şu sonuca vardırır ki mali usulsüzlük soruşturmasından ihlal olduğuna dair gerçekler ve deliller bulunmadıktan sonrasında HAK^nda mutlaka yapılan bir ihlal aranmaktadır, buna istihdam ve ilerleme de dâhildir ki Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası’na göre bunun soruşturlması herhangi bir şekilde savcılığın görevi değildir. İstihdam ve ilerlemeler bağımsız kurumlar olan Kosova Bağımsız Gözetim Kurulu ve Genel Denetçi tarafından yapılır. İlerlemenin cezai suç olmadığı bilinmesine rağmen Halkın Avukatı’na gelince bu genel soruşturmada objektif ve hukuki amaçlarda makul şüphe için yer vardır. Halkın Avukatı Priştine Asliye Mahkemesi tarafından açoılan soruşturmalar için HAK resmi olarak bilgilendirilmemiştir, soruşturmaların açıldığına dair karar almamıştır ve soruşturmaların kapsamının genişletilmesi için karar yoktur. Bu eylemler Nr. 04/L-123 sayılı KCCMY’nın 10. maddesine aykırıdır. Halkın Avukatına göre anonim şekilde başlatılan ve daha sonra polis soruşturmacıları ve savcılık tarafından birçok, çeşitli ve farklı dönemlere ait belge talebi ile devam eden ve içinde çok sayıda mülakata alınanları dâhil eden (polis görevlileri tarafından sadece 12 mülakat için HAK çalışanlar tarafından bilgilendirilmiştir, resmi değil), aralarında yasal danışmanları da olduğu çok sayıda çalışanın dosyasının istenmesi (on üç) gibiler burada asıl amacın Halkın Avukatı’nın çalışmalarını engellemek ve her konuda soruşturma açarak onu korkutmak ve şantaj yapma, herhangi bir zaman kısıtlaması olmadan sadece şantaj yapmak ve onu bu şekilde suçlu şühesine koyarak baskıda tutması amaçlanan ve bu şekilde sipariş edilen soruşturmalardan söz edildiği şüphesini azaltmaz. Daha da fazlası Priştine Asliye Savcılığı Başsavıcısı Sayın İmer Beka’nın kendisinin veermiş olduğu beyanda “Dosya soruşturma aşamasındadır ve o Kurumun içindeki Halkın Avukatı da dâhil 144 kişilerle ilgilidir”,385 söylemesi ve bu şekilde Halkın Avukatı’nın kendisine karşı da ‘soruşturmaları genişletilmesi”, Kosova devleti Priştine Asliye Savcılığı Başsavıcısı Halkın Avukatı’na karşı cezai suçlar inşa ederek siyasi amacın var olduğuna tanıklık etmektedir. Bu KCCY’sına göre cezai suça tabidir. Öneriler: Priştine Asliye Savcılığına Yanlış suçlamalarda bulunması sebebiyle bu başlatısı, özel veya tüzel kişinin kimliğini HAK’na bildirsin cezai kovuşturmasının yapılması. Soruşturuma sona erdirilsin ve Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 159. maddesinin 1. fıkrasına göre süre aşımı olduğu için PPN.nr.2302/2012 şifreli cezai suç için açılan dosyanın kapandığını gösteren karar gönderilsin Devlet Savcısına 385 Kosova Cumhuriyeti Ceza Muhakemeler Yasası’nın 103, 104. maddenin 9. fıkrasının 1, 2, 3 bentleri ihlal edilip Halkın Avukatı Kurumu aleyhine yapılan soruşturmalardan ötürü bu konuda yer alan soruşturma memurlarını / savcılarını incelesin ve kişisel ve resmi sorumluluk düzeylerine bakılmaksızın onlara karşı yasal tedbirler alsın ve bu görevden alınıncaya kadar sürdürülsün. http://live.kallxo.com/sq/MTL/Avokati-i-Popullit-Kerkon-Ta-Dije-Pse-Po-Hetohet-3877 (30.12.2014). 145 bk. 146 Üçüncü Bölüm HAK’nun İşbirlikleri ve faaliyetleri 3.1. Yerel kurumlarla işbirlik Kosova’da insan temel hak ve özgürlüklerini korumak ve iyileştirmek için yapılan sürekli etkinlik çerçevesinde Halkın Avukatı, insan temel hak ve özgürlüklerinin teşviki ve saygı duyması konusunda faaliyetlerde bulunan yerli kurumlarla, sivil örgütlerle ve uluslararası kurumlarla işbirliği yapar. HAK 2014 yılı süresince de Kosova Cumhuriyeti Meclisi, Kosova Cumhuriyeti Hükümeti, farklı bakanlıklar, belediyeler, bağımısı kurum ve kuruluşlar ve mahkemeler gibi yerli kurumlarla işbirliği yapmıştır. Yılın ilk kısımında, daha doğrusu erken meclis seçimlerinin yapıldığı Haziran 2014’e kadar, yerli kurumlar işbirlik sürükli devam etmiştir. Ancak, KAM’nin kararlarıından sonra oluşan siyasi çıkmazdan sonra ve Meclisin oluşumu engelleri ve aşltı aylık bir süreden fazla hükümetin oluşmaması sebebiyle yerli kurumlar ile HAK arasında işbirliği konusunda farklı engeller oluşmuştur. HAK engellerle birlikte Kosova Cumhuriyeti Hükümeti ile de işbirliğine devam etmiştir, ancak 2014 yılı süresince kurumların işleyişinin engellenmiş olması vatandaşların davranışlarına da yansımıştır, çünkü vatandaşların HAK’na bildirdikleri ve kamu kurumlarına karşı şikâyetlerinde bir düşüş yaşanmıştır. Kurumların olumlu işleyişi döneminde Kosova Cumhuriyeti Meclisi’yle birçok görüşme gerçekleşmiştir; aynı şekilde önerili raporlar gönderilmiştir. HAK’nun İnsan Hakları, Cinsel Eşitlik, Kayıp Kişiler ve Dilekçeler Meclis Komisyonu ile olan işbirliği özellikle vurgulanması gereken şeydir. İnsan Hakları, Cinsel Eşitlik, Kayıp Kişiler ve Dilekçeler Meclis Komisyonu, HAK’nun 2013 yıllık raporunu, HAK’nun işleyişini ve yıllık raporun sistematik çalışması ve yasayla öngörülen sürede meclise gönderilmesini incelerken onları çok iyi dereceyle değerlendirmiştir. Kosova Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yetkisi altında hareket eden ve bütün topluluklarının temsil edildiği, diğerleri arasında toplum dernekleri temsilcilerinden oluşan Topluluklar Danışma Kurulu’na, konuların ele alınmaları ve toplulukların toplumumuz içinde durumu ile ilgili bilgilerin bir araya gelmesinde HAK da katkıda bulunmuştur. HAK, Roman, Aşkali ve Mısırlı Bütünleşmesi için 2009-2015 orta vadeli stratejinin gerçekleşmesine ilişkin gözlemci olarak Roman, Aşkali ve Mısırlı Bütünleşmesi için Kurumlararası Yönlendirme Komitesi’nin bir parçasıdır. HAK Çocuk Hakları Grubu (ÇHG), çocukların haklarının teşviki ve korunması, aynı zamanda uzman kapasitelerinin artırılması yönünde Çocukların Haklarını Koruma Kurulu (ÇHKK)’yla da işbirliği yapmıştır,386 ki o diğerleri arasında çocuklar için adalet ve koruma ile ilgili durumun 386Bahsi geçen Konsey 25.08.2011’de Kosova Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kurulmuştur. Konseyin görevi diğerleri dışında çocukların korunması ve hakları ile ilgili durumun iyileştirilmesi amacıyla önceliklerin ve gerekli tedbirlerin belirlenmesini yapmasıdır. HAK gözlemci olarak Konseyin üyedsidir. 147 iyileştirilmesi amacıyla alınması gereken önceliklerin ve tedbirlerin belirlenmesiyle ilgilenmektedir. ÇHG, 05.05.2014 tarihinde Kosova’daki UNICEF ve AB işbirliği ile İyi Yönetişim Bürosu (İYB) ve Başbakanlık Bürosu (BB) tarafından örgütlenen “Çocuklar için Adalet Reformları” adındaki yuvarlak masada yer aldı. Bu yuvarlak masada “”Çocuklar için Adaleti Gösterenler” tanıtıldı, ki bunun düzenlenme amacı çocuklara ait adalet sistemi için kararların alınması, siyaset-alım sürecin merkezinde kanıt sunma ve ilgili standartların yerine getirilmesi ve saygı gösterilmesi ile ilgili bilgilerin sunulmasıydı. HAK ayrıca Dillerin Kullanımı Yasası’na saygıyı kontrol yetkisi olan BB Dil Komiserliği ile de işbirliği yapmaktadır. LGBT hakları için HAK grubu temsilcileri aynı şekilde LGBT hakları için ulusal düzeydeki Kosova Cumhuriyeti Koordinasyon ve Danışma Grubu’nun bir parçasıdır. Yapılan grup toplantılaroına etkin katılımı ile toplum içinde ayrımcılıktan LGNT toplumu mensuplarının korunması için en iyi şekillerin bulunmasına katkı sağlamaktadırlar. HAK, tüm seviyelerle işbirliğine devam etmiştir ve yasal girişimlere, taslaklara ve tavsiye karar taslaklarına kendi katkısını sağlamıştır. Halkın Avukatı 2013 yılınıda Ferizay ve Yakova’da iki bölgesel ofisini açarak, vatandaşların haklarının korunması için onlara daha da yakınlaşmıştır. HAK’nun istatistiklerine göre 2014 yılı boyunca da vatandaşlardan gelen şikâyetlerin büyük bir kısmı yargıya yöneliktir, ancak vatandaşların şikâyetlerinin ele alınması ile ilgili işbirlik geçen yıllara oranla işbirlik bu yıl önemli ölçüde daha iyiydi. HAK temsilcileri görevi doğrultusunda şikâyetçilerin ihityaçları ve taleplerine göre taraflarca bildirilen mahkeme duruşmalarını takip etmişlerdir. HAK, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin şikâyetlerinin soruşturma ile ilgili.Kosova Polis Müfettişliği (KPM), Kosova Polisi, KIH ve onun Müffettişliğiyle de iyi işbirliği vardı. HAK, yönetişimin iyileştirilmesi, insan haklarının ihlallerini durudurma ve yasanın uygulanması amacıyla ileride de kurumlarla işbirliğini güçlendirmeyi düşünmektedir. 3.1.1. Yasa taslakları ve yönetmeliklere ilişkin yorumlar ve öneriler 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı yasasında belirlenen Halkın Avukatı’nın sorumlukları çerçevesinde “Mecliste yeni yasaların çıkarılmasını, Kosova Cumhuriyeti kurumlarından yürürlükte olan yasaların değiştirilmesini ya da yönetmeliklerin veya dari işlemlerin çıkarılmasını veya değiştirilmesini önermek.”387 de vardır. 2014 yılı süresince HAK, Hükümetten ve bakanlıklardan bir dizi yasa taslağı ve idari karar taslağı kabul etmiştir ve HAK kabul edilen bütün belgeler için yasal yorumlarda bulunmuştur. 09/2011 sayılı Kosova Cumhuriyeti Hükümeti İçtüzüğüne göre ilgili bakanlıklar hariç yasa taslağı ve tüzükleri öneren makamın onların “... insan hak ve özgürlükleri için kabul edilen uluslararası standartlar...”388 ile uyumu konusunda HAK’yla da danışması gerekmektedir. Yorumların iletilmesi süresi 15 gündür.389 38703/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 16 maddenin 1. fıkrasının, 1.6. bendi. Cumhuriyeti Hükümeti İçtüzüğü, 7 maddenin 2. fıkrası. 389Aynı yerde, 7 maddenin 3. fıkrası. 388Kosova 148 Aynı şekilde HAK insan haklarının temel yasaları paketi için de yasal değerlendirmelerde bulunmuştur (. 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası’nı tamamlayan Yasa Tasarısı, Ayrımcılıktan Koruma Yasa Tasarısı ve Toplumda Cinsel Eşitlik Yasa Tasarısı). Halkın Avukatı başka yasa taslakları ve tüzük taslakları hakkında da yorumlarda bulunmuştur ki onları alt tabloda vermekteyiz: Nu. Yasa tasarısı veya iç tüzük tasarısı Yasa tasarısının / iç tüzük tasarısının destekleyicisi 1 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Kurumu Yasası’nda değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair Yasa Tasarısı Adalet Bakanlığı 2 Ayrımcılığa karşı koruma konusunda Yasa Tasarısı Kosova Hükümeti 3 Toplumda cinsiyet eşitliği konusunda Yasa Tasarısı Kosova Hükümeti 4 5 6 7 8 03/L-073 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Genel Seçimler Yasası’nda değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair YasaTasarısı 03/L-172 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Yasası’nda değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair Yasa Tasarısı Mahkûmların çalışma esnasında sakatlanmaları durumunda çalışma koşullarını ve tazminatlarını düzenleyen Yönetmelik Tasarısı Şartlı tahliye süreci ile ilgili İdari Yönerge Tasarısı Cezaevi sağlık hizmetlerinin işleyişi ile ilgili İdari Yönerge Tasarısı Kosova Cumhuriyeti Meclisi Kosova Hükümeti Adalet Bakanlığı Adalet Bakanlığı Kosova Hükümeti 9 Islak Merkezinde düzen ile ilgili Yönetmelik Tasarısı Adalet Bakanlığı 10 02/L-31 sayılı Kosova Cumhuriyeti’nde Din Özgürlüğü Yasası’nda değişiklik ve tamamlama yapılmasına dair Yasa Tasarısı Kosova Hükümeti 11 Genel İdari Usul Yasa Tasarısı Kamu Yönetimi Bakanlığı Tablo 1: HAK’nun yorumlarda ve tavsiyelerde bulunduğu belgelerin listesi Aynı şekilde Halkın Avukatı Meclis Başkanlığı’na ve Mevzuat, Görev Süresi, Dokunulmazlık ve İçtüzük Meclis ve Yolsuzlukla Mücadele Dairesi’nin Denetimi Komisyonu’na . 03/L-121 sayılı Kosova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Yasası’nın 30. maddesinin değiştirilmesi ve tamamlanmasına ilişkin öneri göndermiştir. Halkın Avukatı, HAK ile danışmak için yasa taslaklarının, idari karar taslaklarının ve diğer taslakların Kosova Cumhuriyeti devlet kurumlarından gönderilmesi pratiğini selamlamaktadır HAK için bunun mesleki ve zaman açısından önemli bir yük oluşturmasına rağmen, Halkın Avukatı HAK tarafından profesyonel desteğin ve yardımın verilmesi yönünde hazır olduğunu beyan eder ve ülkenin diğer kurumlarına HAK’na insan hakları konusunda olan normatif belgeleri danışma ve yorumlama için göndermelerini önermektedir. 149 3.1.2. Sivil toplum ile işbirliği Sivil örgütlerle işbirlik, insan haklarında ilerleme, tanıtma ve korunması amacıyla HAK görevlerinin bir kısmıdır. Bundan yola çıkarak 2014 yıloı süresince de HAK STÖ’lerle iyi işbirlik içindeydi. Raporlama döneminde HAK, İÖUM kurulması için Çalışma Grubu olarak İHÖKK ve KİMRM işbirliği ile Dubrava IE ve Lipyan’daki IE ve TM kontrol etmiştir. Bu kontrol ile ilgili 2014 yılının Eylül ayında “Işkenceyi önlemek için ulusal mekanizma - zorluklar, fırsatlar ve ileri yapım aşamaları” konulu yuvarlak masa gerçekleşmiştir, bunun odak noktasında ise bu merkezlerin kontrolünden elde edilen İÖUM için yayınlanan raporlardı ve Ocak-Aralık 2014’te uygulanan faaliyetlerdi. HAK temsilcileri kendi katılımlarıyla yerli ve uluslararası STÖ ile birlikte projelerin gerçekleşmelerine katkıda bulunmuşlardır. HAK temsilcileri UNICEF ile işbirliği içerisinde “Know Your Rights” (Kendi Haklarınızı Tanıyın) platformunun gerçekleşmesi için farklı belediylerdeki okullarda düzenlenen buluşmalara katılmışlardır. Bu platformun amacı 16-29 yaş grubunun kendi hakları konusunda daha çok bilgi sahibi olmaları, şikâyetler sistemi hakkında bilgilere erişmelerini, yasal yardım istemelerini ve kendi haklarının ihlallerini HAK’na internet üzerinden göndermelerini sağlamaktı. Ekim ayı süresince Gilan, Yakova, Mitroviça ve Prizren bölgesi HAK temsilcileri STÖ’nün “Innovations Lab Kosovo” proje çerçevesinde UNICEF ile işbirliği çerçevesinde “Know Your Right” adlı platformun gerçekleşmesinde okullardaki örgütlemelere katıldılar. Bu toplantılarda çocuk hakları ile ilgili olan HAK’na ait broşürlet dağıtıldı. HAK temsilcileri, “Syri i Vizionit” (Göz Vizyonu) adlı İpek STÖ uygulanan ve “Save the Children” STÖ tarafından desteklenen, amacının ise okullarda öğrencilerin güvenin artırmak olan Ferizay’daki “Tefik Çanga” ve “Jeronim de Rada”, Mitroviça’daki “Andon Zako Çajupi” ve “Bedri Gjinaj” “Together 4 children rights - Child Protection” (Çocukların hakları için beraber olalım – çocukların korunması) çerçevesinde okul öğrencileri tarafından düzenlenen toplantılara aktif katıldılar. HAK’nun diğer STÖ ile de işbirliği olmuştur: “Smile” ile birlikte insan hakları ile ilgili farklı alanlarda belgeseller hazırlanmıştır. HAK Graçaniça bölge ofisi, Graçaniça’daki “Roman, Aşkali ve Mısırlıların Sesi” adlı STÖ ile ve “Toplumsal Gelişme ve Sivillerin Hakları için İletişim” adlı STÖ ile işbirliği gerçekleşmiştir. Anamorava Surpları STÖ’leri ağının kurulmasından sonra (ECMI desteğiyle) Ağın Sekreterliği ile işbirliği kurulması amacıyla 19.05.2014’te Anamorava Sırpları STÖ’leri ağpının genel başkanı Sayın Aleksandar Stojkoviç ile Gilan bölgesine ait Parteş’te bir görüşme örgütlenmiştir ve bu görüşmede HAK’nun Anamorava Sırpları yerel STÖ’yle işbirliği konusunda görüşülmüştür, amaç ise insan hak ve özgürlükleri konusunda vatandaşalrın bilinçlenmesiydi. 26.05.2014’te Dragaş’ta aynı şekilde Goran Topluluğu STÖ Ağı Genel sekreteri Sayın Veis Sherifi ile ve Sekreterlik Üyesi ve Cumhurbaşkanı bünyesinde Topluluklar Danışma Konseyi üyesi Sayın Fergap Zaimi ile görüşülmüştür. Goran topluluğuna ait STÖ temsilcileri HAK’nun işbirliğinin artırılması isteğini olumlu değerlendirdiler ve vatandaşların insan hakaları ve HAK misyonu konusunda bilgilenmeleri hakkında iti bir olanak olduğu değerlendirmesinde bulundurlar 150 HAK, LGBT toplumuyla da iyi bir işbirliği inşaa etmiştir. Bununla ilgili HAK, LGBT topluluğunun hakalarını koruyan “Gül” STÖ, “ISDY” (Institute for Sustainability and Development of Youth- Sürdürülebilirlik ve Gençlik Geliştirme Enstitüsü) STÖ gibi STÖ’leri ile işbirliği yapmaktadır. LGBT hakları için Danışma ve Koordinasyon Grubu 26.06.2014’te yerli kurumların, Kosova’da LGBT çıkarlarını koruyan STÖ, Kosova’daki uluslararası temsilcilerinin yer aldığı olağan toplantısını gerçekleştirmiştir. 3.2. Uluslararası işbirliği HAK’nun genel etkinlik içinde özel bir önem alanlardan biri uluslararası işbirliğidir. Öyle ki HAK bu yıl boyunca ister dünya çağında, aynı şekilde Avrupa ve bölge çapında da bu işbirliğe özel önem atamıştır. Bu doğrultuda Kosova’da faaliyet gösteren diğer ülkelerin ulusal ve uluslararası kuruluşlarla olan işbirliğinin vurgulanması gerekir. 3.2.1. Uluslararası görüşmelere katılım Dünyada insan hakları alanında bilgi ve uygulamaların en iyi şeklinin değişiminin yapılması amacıyla HAK birçok tek taraflı ve çok taraflı uluslararası toplantılara katılmıştır ki bunlar işbirliğinin pekiştirlmesine de hizmet etmiştir. HAK, 12-14 Mart 2014’te Cenevre’de yapılan Ulusal İnsan Hakları Kurumları Uluslararası Koordinasyon Komitesi (ICC- eng. International Coordinating Committee for National Human Rights Institutions),390 toplantısına katılmıştır. Toplantıda ele alına konular şunlardı: yıl süresince yapılan etkinlikler, mali koonular ve üye kurumların üyelik ödemeleri, akreditasyon istekleri konusu, Akreditasyon Alt Komitesi toplantısı raporu ve ICC Statüsünün 38. maddesine istinaden BM üye olmayan ülkelerin kurumlarının akreditasyon taleplerinin ele alınması,391 burada aynı zamanda Kosova Cumhuriyeti Halkın Avukatı’nın talebi de dâhildir.392 ICC Bürosu Akreditasyon Alt Komitesi’nin raporunu inceledikten sonra HAK’nun A Statüsü’nü ve ICC’de eşit üye başvurusunu Kosova’nın BMÖ’nün üyesi olmaması ve BMÖ tarafından tanınmadığı için profesyonel, kalitatif veya yasal sebeplerden değil de formal ve siyasi sebeplerden ötürü reddetmiştir. 390Ulusal Kurumların Uluslararası Koordinasyon Komitesi (ICC), kurumların insan haklarıyle ilgilenen uluslararası bir örgüttür. O Paris İlkelerine uyum sağlamaları amacıyla bu kurumları güçlendirir ve tanıtır., aynı zamanda tanıtımın ve insan haklarının korunmasında lideri olarak faaliyette bulunur. http://nhri.ohchr.org/EN/Pages/default.aspx (17.12.2014). 391 Ulusal Kurumların Uluslararası Koordinasyon Komitesi (ICC) Statüsü, daha doğrusu onun 38. maddesi der ki: “ICC başkanı diğer üyelerle yaptığı danışmalardan sonra, ICC çalışmalarını gözlemci olarak takip etmesi için herhangi bir kurumu bu çalışmalarda yer alması için davet edebilir. http://nhri.ohchr.org/EN/AboutUs/Governance/Statute/ICC%20Statute%20as%20amended%20at%20I CC%2025.pdf (17.12.2014). 392Gana’da Kasım 2013’te düzenlenen ICC Akreditasyon Alt Komitesi raporunun 2. Belgesi: http://nhri.ohchr.org/EN/ICC/BureauMeeting/112013/_layouts/WordViewer.aspx?id=/EN/ICC/Bu reauMeeting/112013/Adoption%20of%20the%20draft%20agenda%20for%20the%20ICC%20Bureau% 20me/SCA%20Chairperson%20report%20to%20ICC%20Bureau%20%20Ghana%20Nov%202013.doc x&Source=http%3A%2F%2Fnhri.ohchr.org%2FEN%2FICC%2FBureauMeeting%2F112013%2FPages %2Fdefault.aspx&DefaultItemOpen=1&DefaultItemOpen=1 (17.12.2014). 151 Bu Alt Komitenin bulguları ve önerilerinin sunumun ardından tartışma oturumunda Kosova Cumhuriyeti halkın Avukatı Sayın Kurteshi Akreditasyon Alt Komitesi’nin önerilerini karşı savundu ve HAK’nun ICC’ye akreditasyon talebini yineledi ve daha sonra bu süreçte sorumlu tüm kişilere posta yoluyla bu konuşma gönderildi. Orada ICC siyasi duvarlasr önünde insan haklarına karşı öncülüğü olması yönünde açıkça talep edildi, çünkü zaten bu, bu örgütlenmemnin de zaten öncü misyonudur. Aynı şekilde Halkın Avukatı, HAK’nun üyeliğiyle ilgili durumun nasıl aşılabileceğine dair ICC’e somut önerilerde bulundu. Bundan başka toplantının ikinci gününde HAK’nun ICC akreditasyonu ile ilgili tartışmanın yapılması amacıyla Halkın Avukatı’nın Kanada İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sayın David Langtry ve Akreditasyon Alt Komitesinin Savrupa Grubu temsilcisi olan Fransa İnsan Hakları Komisyonu’ndan Michel Frost gibi Akreditasyon Alt Komitesi’nin önemli kişileriyle görüşmeler yaptı. Her ikisiyle de HAK’nun ICC’ya üyeliği ile ilgili Akreditasyon Alt Komitesinin kararı hakkında ve bu karar hakkında HAK’nun aynı fikire sahip olmadığı Bu toplantının diğer günlerinde aşağıdaki konular üzerinde durulan önemli bazı paneller de vardı: Evrensel Periyodik İnceleme, İnsan Haklarını Koruma Ulusal Kuruluş (İHKUK) Meclisi üyeleriyle işbirliği, Kadın Hakları ve İnsan Hakları için Ulusal Planlar. Bu panellerde önemli tartışmalar ve insan haklarına birçok kurum tarafından takip edilebilir iyi uygulamalar ortaya çıktı. Estonya’nın Talin şehrinde 17-19 Eylül 2014’te düzenlenen Uluslararası Ombdusmanlar Enstitüsü Yıllık Genel Kurulu (IOI)'nda temsil edildi,393 Konferansın ikinci bölümünde aşağıdaki özel konular üzerinde, çalışmalar dört çalışma grubu üzerinde duruldu: Halkın Avukatı yasal reformları teşvik etmeli mi? Uluslararası ve Avrupa normlarının, önerilerinin ve standartlarının Halkın Avukatı’nın çalışmalarına etkisi. Halkın Avukatı devlet hükümeti yargı bölümüne rakip midir? Devlet İstihbarat Örgütlerinin kontrolünde Halkın Avukatı’nın rolü İlk çalışma grubunda meclisin ve devlet yöneyiminin demokratik kontrolünün gözü ve kulağı olması gerektiği vurgulandı. Yıllık rapor meclisteki insan hakları ile ilgili bulguların sunulmasının en iyi yoludur. Ancak bu sürecin iyi işlev görmesi için Halkın Avukatı ve Meclis arasında yapılacak işbirlik temel önemi teşkil eder. İkinci çalışma grubunda insan hakları normları ve standartları konusunda bazı kurumların deneyimleri sunuldu. Klasik HAK’larının İHKUK istikametinde kavram değişikliğinin yapılmasına yönelik eğilimler ve gereksinimler vurgulandı ve hemen hemen tüm katılımcıuların da düşünceleri bu yöndeydi. Üçüncü çalışma grubunda mahkemeleri,n ve Halkın Avukatlarının farklı yasal yetki ve görevlere sahip oldukları vurgulandı. Halkın Avukatı kendi uygulamaları için yasal dayanağı olmadığı sürece yargısal savunmayı temin edemez, bu güce ancak yargı sahiptir. Buna rağmen bir tarafta mahkeme diğer tarafta da Halkın Avukatı insan haklarınınn korunması alanındaki birçok konuda işbirliği yapabilir. Üçüncü çalışma grubunda birkaç ülkenin özel tecrübeleri ve Devlet İstihbarat Örgütlerinin kontrolünde Halkın Avukatı’nın rolü ortaya konuldu. Bu yolda iyi bir uygulamayı Finlandiya Halkın Avukatı ortaya koydu ve bu konunun yasal yollarla düzenlendiğini söyledi. 393HAK Ulıuslararası Omdusman Enstitüsü (IOI) kurumsal üyesidir Daha fazla bilgi için bk. www.theioi.org 152 HAK’nun bir delegasyonu 27-30 Kasım 2014’te Marokonun Marakeş şehrinde düzenlenen Dünya İnsan Hakları Forumu’na katıldı. Foruma 100 ülkeden 6.000 kişiden fazla kişi katıldı. Forumun amacı hükümetler, insan hakları için ulusal kurumlar ve sivil toplum örgütleri arasında saygı, onur, eşitlik ve adalet konularında standart bir platformu oluşturmaktı. Forum süresince büyük ölçüde çalışmalar, konferanslar, eğitimler ve çinsiyet eşitliği, engellikişilerin hakları, adalete yaklaşım, BM mekanizmalarıyla ulusal kurumların insan hakları konusunda etkileşimi, yasama süreci ve insan hakları gibi insan hakları konularını içeren farklı temalarda özel başka olaylar da yapıldı. Daha fazla uluslararası işbirliğini ilerletmek için ve kurumun diğer meslektaşlar ile bağını oluşturmak için HAK çok önemli olan diğer iki derneğe de üyelik için başvuruda bulunmuştur. Bunlardan birincisi Akdeniz Ombudsmanları Birliği (AOB) ve ikincisi de Frankofon Ombudsmanlar Birliği’dir. HAK 26-27 Haziran 2014’te Tiran’da düzenlenen ve konusun “Demograsinin güçlenmesi – Halkın Savukatının ortakları kimlerdir” konulu sekizinci AOB toplantısına da katıldı 3.2.2. Avrupa işbirliği Uluslararası işbirliği çerçevesinde HAK’nun merkezi Brüksel’de olan İnsan Hakları Ulusal Kurumları Avrupa Ağı (ENNHRI) ile çok iyidir ve bu kurumun 2013 yılının Aralık ayından itibaren üyesidir. ENNHRI misyonu Paris İlkeleri’ne uygun olarak kurumlara insan hakları konusunda destek vermesi ve onları güçlendirmesidir.394 Bu ağın etkinlikleri çerçevesinde 2014 yılının Haziran ayında ilk kez Ulusal İnsan Hakları Kurumları Akademisi395 düzenlendi ve buraya tüm Avrupa’dan 34 insan hakları kurumu katıldı. Bu Akademi, insan hakları kurumlarının karşılaştığı belirli zorlukları nasıl acdreslenmesi gerektiği ve etkin bir şekilde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için uygulama çalışması konularında uygulamalı eğitime odaklanmıştır. Bu aynı şekilde katılımcılar arasında iyi uygulamaların değiş tokuşu için ve bu kurumların kendi çalışmalarında ortak çıkar doğrultusunda birbirlerine nasıl yardımcı olabilirler tartışma platformunu oluşturmuştur. Bu akademinin esas amacı 4 alanda üyelerin kapasitelerini güçlendirmektir: 1) Kuurmların çalışma bağımsızlığı ile ilgili Paris İlkelerine uyum için bu kurumları bir adım daha yaklaştırmak; 2) Cinsiyet perspektifinin bütünleşmesi; 3) Ekonomi ve sosyal haklar da dâhil insan haklarını izleme; 4) İnsan hakları ile ilgili uluslararası standartlarını ulusal düyde uygulanmasını sağlama amacıyla Birleşmiş Milletler mekanizmalarıyla daha etkin etkileşim yapma. HAK Avrupa Ombudsman Enstitüsü (EOI)’de kurumsal üyesidir396 ki bunlardan Avrupa’nın farklı mekanizmalarında gelişen etkinlikler hakkında faklı türdeki bilgileri kabul eder, fakat aynı zamanda tüm üyelerin yer aldığı etkinliklere, görüşmelere ve konferanslara katılır. Çocuklar için Ombudsman Avrupa Ağı (ENOC)’na gözlemci statüsüne göre üyelik için şartın ülkenin Avrupa Konseyine üyeliği ise de HAK’nun bu ağ ile çok iyi işbirlikleri vardır ve bu ağ 394Ulusal İnsan Hakları Kurumları Paris İlkeleri hakkında bk. http://www2.ohchr.org /english/law/parisprinciples.htm (17.12.2014). 395Ulusal İnsan Hakları Kurumları Akademisi hakkında bk.: http://www.spp.ceu.hu/ sites/spp .ceu.hu/files/attachment/article/718/nhriacademy-program-june2014-onlineversion.pdf (17.12.2014). 396Avrupa Opmdusmanlar Enmstitüsü (EOI): www.eoi.at 153 tarafından çörgütlenen tüm etkinliklerde yer alır. Bu yılın Ekim ayının 22-24’ünde İskoçya’nın Edinburgh şehrinde bu ağın on sekizinci konferansı düzenlendi, konusu ise “Çocukların ve gençlerin haklarının gerçekleştirilmesinde yoksulluk ve devlet kısıtlamalarının etkisi” idi. Konferans şu konuları ele almıştır: savunmasız çocuklar, çocuk haklarının tanıtılması, refah, sağlık, aile ve alternatif bakım ve şiddet. 3.2.3. Bölgesel işbirlik Bölgesel düzeyde işbirlik, özellikle karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi yoluyla iyi uygulamaların alışverişi ile ilgili tüm halkın avukatı kurumları için gerekli ve çok yararlı olarak kabul edilmiştir Bu nedenle 18.05.2010’da ortak bir toplantıda bölge ülkeleri işbirliği resmileştirilmesinde ve halkın avukatları kurumlarının faaliyetleri konusunda bir adım daha gerçekleştirilir ve Makedonya, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan ve Voyvodina gibi bölge yerleri tarafından Saraybosna İşbirliği Bildirisi imzalanır. Bu girişim ışığında 10 ve 11 Şubat 2014’te bir diğer toplanto Slovenya’da örgütlendi ve burada HAK temsilcileri de yer aldı. Bu toplantının amacı öncelikler ve işbirliği modelleri tanımıyla ilgili açık bir tartışma açmak, olası zorluklar ve diğer önemli sayılabilecek diğer konuların açılmasıydı. Bu toplantıdan sonra 04.04.2014’te Kosova HAK da Saraybosna İşbirliği Beyanını imzaladı. Gelecekte bu doğrultuda bölgesel ülkelerin sık ortak aktivitelerde bulunmaları beklenmektedir. HAK, Güneydoğu Avrupa Çocuklar Omdusmanlar Ağı (CRONSEE)’nın tüm etkinliklerine katılmaktadır ki 2009 yılından itibaren buranın üyesidir. Bu ağ, çocuk haklarının korunması için ortak çalışmalar yürütmektedir. Bu ağ tarafından “çevrimiçi saygı - Internet üzerinde çocukların bütünlüğünü korumak” konulu toplantı 05.12.2014’te Belgrad’da düzenlenmiştir. Bu toplantıdan katılımcıların ortak bir bildirisi çıktı, ki bu bildiride internet üzerinde çocukların artan şiddet ve istismar konusunda derin endişeler vurgulanmaktadır. Öte yandan insan hakları konusunda bölgesel kurumlar arasında işbirliğinin artması yönünde önemli bir rolü raporlama döneminde birkaç konferans düzenleyen TEIEX yapmıştır. Bunlardan biri 25-26 Eylül’de Arnavutluk’ta gerçekleşti, konusu ise “Avrupa bütünleşme sürecinde halkın avukatları kurumlarının rolü” idi, oysa bir diğeri 20-21 Ekim’^de Makedonya’da gerçekleşti, konusu ise “İşkence ve kötü muameleden korunma amacıyla psikiyatri enstitülerinin denetimi”. 3.2.4. Kosova’da faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlarla işbirlik Kosova’da faaliyet gösteren birçok uluslararası örgütler mevcuttur ve bunlarla HAK mükemmele işbirliği vardır. Onlardan bazıları kapasitelerin artırılması, tanıtım ve diğer şekillerde farklı projelerde HAK’nu desteklemişlerdir. Bu yıl AGİT, tüm personel için ayrımcılığa karşı davaların soruşturma ile ilgili eğitim örgütlenmesinde HAK’nu destekledi, aynı zamanda bir TV reklam aracılığıyla HAK’nun ayrımcılığa karşı görevinin tanıtımında da destekledi ki bu reklam farklı zamanlarda devlet televizyonunda iki haftada iki defa yayınlandı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) da HAK’nu devlet televizyonunda başka bir kampanyada destekledi. Bu kampanya ile halka Kosova’da insan haklarının korunması ve tanıtımında HAK’nun rolü ve görevi ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. 154 Avrupa Konseyi, HAK için olağanüstü önemli bir ortak olmaya devam etmektedir. Bu yıl süresince Konsey ile işbirliği içerisinde HAK ortak bazı faaliyetlerde bulundu. Bu yıl HAK temsilcisi AB Ortak Program Yönetim Konseyi’nin ve “Eğitim ve kültürlerarası anlayış desteğine erişim” konulu Avrupa Konseyi’nin bir parçasıydı. Gelecek yıl çok yararlı olan ve yargısal ve yarı-yargısal destek olarak uygulanacak olan başka bir projede işbirliği yapılması beklenmektedir. Bu yıl ortak girişim ortaklarının HAK, UNICEF, İnovasyon Laboratuvarı ve Akran Eğitimciler Ağı olduğu “Kendi haklarını tanı” konulu çok başarılı bir başka bir kampanya gerçekleşti. Kampanya çocukların kendi haklarının bilincinin artırılmasına odaklıydı, öyle ki etkinlikler içinde doğrudan ziyaret, yuvarlak masa ve diğer tanıtım etkinlikleri vardı.397 HAK’nun bir başka verimli işbirliğini bu yıl boyuncxa Kosova’daki Fransa Büyükelçiliğiyle gerçekleştirdi. Onlar HAK Fransız Dilindeki bir kursun örgütlenmesinde ve ayrımcılığa karşı vakaların tanıtılmasıyla ilgili destek verdiler HAK, Türkiye, Norveç ve Belçika Büyükelçiliklerine de sonsuz teşekkürlerini sunar. Onların yapmış oldukları bağışlarla kurumumuz geçmiş yıllarda birkaç etkinliğini gerçekleştirdi. 3.2.5. Çeşitli uluslararası mekanizmalarla olan ilişkiler HAK her yıl uluslararası kuruluşlardan çeşitli konulu anketler alır ve bunlar aracılığıyla Kosova’da insan haklarının durumu raporlanır. Bu yıl da birkaç anket gönderilmiştir ve bunlar alt tabloda listelenmişlerdir. Raporun konusu Raporun gönderildiği kurumlar / kuruluşlar 30 Haziran 2014 İnsan hakları ve çevresi ile ilişkili iyi uygulamalarla ilgili anket İnsan Hakları ve Çevre konusunda Bağımsız Uzman, Sürdürülebilir İnsani Kalkınma Sektörü, Birleşmiş Milletler'in Özel Usuller Bölümü 28 Ağustos 2014 Çalışma Grubunun Kosova’da İşkenceyi Önleme ile ilgili çalışmaları ve elde ettikleri bulgular ABD Dışişleri Bakanlığı / Dünyada insan hakları konusunda Amerikan Elçiliği raporu 8 Eylül 2014 Bilgi Komiserliği ile ilgili Uluslararası anket Bilgilenme Özgürlüğü Merkezi 9 Aralık 2014 Re’sen şikâyetlerin soruşturulması Ulıuslararası Halkın Avukatı Enstitüsü 9 Aralık2014 İnsan hakları konusunda Ulusal Kurumların işleyişini sürdürebilmesi için yeterince kaynak ayrılması İnsan Hakları Ulusal Kurumlar ile ilgili Avrupa grubu Tarih Tablo 2: Çeşitli uluslararası örgütler tarafından gönderilen raporların listesi 397Daha fazla bilgi için bu raporda yer alan Çocuk Hakları Birimi Faaliyetleri bk. 155 3.3. Medya ile iletişim Ülkede işlev bozukluğu ve kurumsal istikrarın iyi olmaması 2014 yılı süresince kamuoyu tartışmasını ve Kosova'da genel olarak toplumsal ilgiyi dikte etmişlerdir. Bu yıl HAK’nun medyaya aracılığıyla konuların gündeme getirlmesi genellikle yayınlanan bildirilerle ve raporlarla olmuştur ve bunlara eşlik eden dağıtılan malzemel olmuştur. Dağıtılan Dağıtılan malzemelerin sorumluluklar, yetkiler ve farklı kurumların işlevi gibi çok boyutlu konuları ele alması gerçeği, oonların farklı açılardan medya tarafından ele alınmalarını sağlamıştır ve bu sadece sunulduğu anda olmamıştır. Aynı şekilde halk, kurumlarla ve medya aracılığıyla yapılan iletişim HAK ilk plana: HAK’nun misyonunun çekirdeği olarak insan haklarının korunması ve tanıtımı, insan hakları koruyucusu ve savunucusu olarak HAK’nun rolünün ve görüntüsünün kamuda güçlendirilmesi, HAK’nun yetkileri, sorunmlulukları ve çalışması konularında, aynı zamanda kamunun tartışması için önemli olduğu düşünülen konuların medyaya açılması gibi gerekli bilgilerin sunulması olmuştur. 2014 yılı süresince HAK’nun ağ sayfasında ve medyaya 30 basın bülteni, duyuru, rapor vb. sunulmuştur (aşağıdaki tabloya bk.). Aynı şekilde bu yıl süresince HAK Yıllık Raporu, 2 bülten yayınlamıştır. Bu bültenlerden biri kurumun 2013 Yıllık Raporunda yer alan çalışmaların, istatistiklerin ve işleyiş yapısının yönetici özetidir, diğer ise HAK’nun 2013 yılı süresince genel önerilerini içermektedir. Aynı şekilde HAK, HAK’nun işi ve misyonunu ele alan genel bilgi özetinin Braile (Görme özürlüler) Alfabesiyle yayınlamıştır. Ayrıca, AGİT ile işbirliği içinde ayrımcılığa karşı bir kampanya yapılmıştır ve bunun içinde bir dizi etkinlikler gerçekleşmiştir. Oysa BMKP ile işbirliği çerçevesinde insan hakları ve HAK’nun iş ve misyonu konusunda farkındalık kampanyasının bir parçası olarak bir belgesel hazırlanmıştır 2014 yılında medya ve yazılı basın (röportajlar, açıklama, vatandaşların sorularına açık olan programlar, tartışma vb.) aracılığıyla 90 kamu sunumu yapılmıştır. Bu medya sunumu sayısı elektronik portallar veya diğer yazılı veya elektronik medya aracılığıyla yapılan dağıtımlar veya tekrar izlemeler dâhil değildir. Aynı şekilde HAK’nun görüşü veya tutumu için gerekli olmayan ancak HAK’na ait bildiri, tepki veya bilgilendirmelere dayanarak medya tarafından başlatılan konular buraya dâhil değildir. Tüketicinin hakaları, düzenli bir seçim sürecinin gerekliliği ve çevre korunması konulu Medyaya üç yuvarlak masa tartışması da açıktı. ALSAT 1 BIRN / Jeta në Kosovë 7 Epoka e Re 1 Bota sot 1 Drejtësia në Kosovë 1 Radio Evropa e Lirë 5 Gazeta Lajm 1 Infodirekt 1 156 inLajm 1 KLAN Kosova 6 Koha Ditore 3 Kosova Sot 4 Kosova Press 4 KTV 8 Lajm.info 1 Lajmi.net 1 Ora News (Balkan Magazine) 1 Radio Dukagjini 3 Radio Kosova (Arnavutça program) 8 Radio Kosova (Sırpça program) 1 Radio Romano Avazo Prizren 1 RTK 1 12 RTK 2 6 RTV 21 3 Media Nacionale Suedeze 1 TV BESA (Prizren) 1 TV Rrokum 3 ZËRI 3 Tablo 3: İletişim araçlarına göre 2014 yılı esnasında HAK’nun i letişim araçlarına katılımları 3.4. Çocuk hakları biriminin faaliyetleri HAK bünyesindeki Çocuk Hakları Grubu (ÇHG) Kosova'da kamu makamları tarafından çocuk hakları ihlallerini dikkatle ayırmak denetlemek, korumak ve araştırmak amacıyla kurulmuştur. ÇHG 2014 yılı süresince HAK’na bildirilen şikâyetleri soruşturması yanında çocuk haklarınınn tanıtımı ve korunması, aynı zamanda profesyonel kapasitelerin artırılması yönünde başka etkinlikler de düzenlemiştir. 11 Mart 2014’te ÇHG, Çocukların Haklarını Koruma Kurulu (ÇHKK) toplantısında yer aldı,398 ki burada çocuklar için Adalet sisteminin izlenmesi ve raporlanması ile ilgili gereksininmlerin ortaya çıkarılması ve gerekli desteğin susunulması amacıyla üniversite öncesi 398ÇHKK Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından 25.08.2011’de kurulmuştur. ÇHKK görevi diğerleri dışında çocukların korunması ve hakları ile ilgili durumun iyileştirilmesi amacıyla önceliklerin ve gerekli tedbirlerin belirlenmesini yapmasıdır. O çocuk hakları alanında çalışan hükümet ve sisvil toplum üyelerinden oluşmaktadır. HAK gözlemci olarak Konseyin üyedsidir. 157 eğitimde şiddetin önlenmesi ve sevkinin durudurulması Protokolünün uygulanması için konular tartışıldı. Burada çocuklar için adalet göstergeleri ile ilgili düzenlenen belge ile ilgili de tartışıldı. 05 Mayıs 2014’te ÇHG, UNICEF ve Kosova’daki AB tarafından desteklenmiş BB / İYB tarafından örgütlenen yuvarlak masada “Çocuk adalet reformları) proje çerçevesinde yer aldı. Bu yuvarlak masada siyasi-oluşturma sürecinin merkezinde en iyi delilleri sunarak ve ilgili standartların yerine getirilmesi ve saygı gösterilmesi ile ilgili bilgilerin sunulması yapılarak iyi bilgiler esasında çocuklar için adalet sisteminde hükümet kurumlarınına kararları almaları aşamalarında yardımcı olma amacıyla geliştirilmiş ve tasarlanmış olan “Çocuklar için adalet göstergeleri” tanıtıldı. 21 Mayıs .2014’te Priştine’de Save the Children tarafından örgütlenmesi yapılmış “Genç Roman Liderler Eylemde – LYRA” projesinin bir parçası olarak “Etkin katılımcı araştırma” raporunun tanıtılması için konferans düzenlendi399 ki bunlar Prizren ile Yakova belediylerinin araştırılmasının bir parçasıymı ve okulun bırakılması, erken evlilikler, öğretmenler tarafından Roman, Aşkali ve Mısırlı ailelerinine karşı ayrımcılığın yapılması ve bu belediyelerde engelli çocukların eğitim sistemine dâhil edilmeleri ile ilgili araştırmanın sonuçları da sunuldu. Yukarıda sözü edilen her konu için özel önerilere ek olarak, genç liderler, hükemet kurumlarına konuları gündeme sokulması gerekli olduğunu vurguladırla. 1 Haziran 2014 Çocuk Bayramı vesilesiyle Priştine, Graçaniça, Mitroviça, Prizren, Gilan ve Yakova HAK temsilcileri bu yerlerdeki kordonlara yerleştirilen çadırlar altında çocuklarla çocuk hakları ve insan haklarının, özellikle çocukların korunması ve tanıtılmasında HAK rolü konusunda konuşmuşlardır Aynı günde “Priştine okuyor” projesi çerçevesinde Save the Children ile ortak etkinlikler çerçevesinde Priştine’nin ana kordonunda HAK temsilcisi Çocuk hakları Sözleşmesi’nin maddeleri okudu ve tartışıldı, oysa Halkın Avukatı, gün boyunca şikâyet kurusunda biriken ve birkaç çocuğa ait olan yazıları kabul etti. Şikâyet kutusu çocukların yazılı olarak düşünme, istek veya endişelerini bildirme olanağını yaratmak için Save the Children tarafından yerleştirilmişti. 02 Haziran 2014’te HAK temsilcisi TV21 sabah programına katıldı ve burada Kosova’da çocuk haklarının korunması ve tanıtılması ile ilgili ÇHG çalışmaları hakkında konuşuldu. “Araştırma, Dokümantasyon ve Yayın Merkezi” STÖ tarafından örgütlenen 02.06.2014 tarihli toplantıda, bu örgüt tarafından gerçekleştirilen okul ortamlarında şiddet ve öğrencilerin korunması ile ilgili incelemenin bulguları sunuldu. Bu toplantıda katılanlar, eğitim kurumları temsilcileri, HAK dâhil sivil toplum örgütleri tarafından belli adrese yönelik görüş ve öneriler sunulmuştur, aynı zamanda Kosova'daki okullarda şiddetin önlenmesi olgusununun durudurlması tartışılmıştır. 20 Haziran 2014’te HAK ile UNICEF Çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek olan “Haklarını bil” projesi işbirliği sözleşmesini imzaladılar400 ki bu gençlere (16-29 yaş) kendi hakları ile ilgili, Kosova'da hukuk sisteminin işleyişi ile ilgili ve insan haklarının ihlal edilmesi ile ilgili şikâyetlerin adreslenmesi konusunda daha fazla bilgi edinmelerini olanak sağlayacaktır. 399LYRA Projesi (Leaders - young Roma in Action), ABD dairesi tarafından finanse edilen ve Arnavut, Bosna Hersek ve Kosova gibi üç ülkede uygulanan bölgesel bir projedir. Bu proje Roman olan ve olmayan 60 genci içine alır. Amacı Roman ve Roman olmayan, aynı zamanda Batı Balkanlar'da eylemci genç liderlerin (18- 26 vjeç) kapasitelerini ve yetkilerini güçlendirmek ve geliştirmektir ki onlar bu şekilde Romanların sosyalleşmesini sağlama ve koruma ve onlara karşuı yapılan ayrımcılıkları önlemelerini geliştirmek için yerel, ulusal ve bölgesel düzeyde adımlar atabilsinler. 400Bk.: http://www.knowyourrightsks.org 158 26 Haziran 2014’te Poduyeva’da etkin hukuk üstünlüğü programı çerçevesinde KYK işbirliği ile USAID tarafından örgütlenen ve ÇHG’nın da yer aldığı “Çocuk haklarının korunmasında mahkemelerin rolü” konulu yuvarlak masa düzenlendi. Bu yuvarlak masada katılanlar arasında mahkemeler tarafından çocuk haklarınnın daha iyi korunması ile ilgili ihtiyaç tartışıldı. HAK temsilcisi, 01.07.2014 Priştine’de Çocukların Korunması STÖ Koalisyonunun örgütlediği “Kosova’da 0-3 yaşlarında bırakılan çocukların araştırması” konusunda yorum yapmak için yuvarlak masaya katıldı. 21 Temmuz 2014’te HAK ÇHG, 2013 yılı için Kosova Cumhuriyeti BB tarafından yayınlanan Kosova'da çocuk hakları Stratejisi ve Ulusal Eylem planının değerlendirilmesi ile ilgili Dördüncü Raporu Açılış Konferansına katıldı. Konferans panelinin tarafı olarak HAK temsilcisi “Çocuğun yüksek yararını teşvik ve sağlamada Halkın Avukatı Kurumu’nun çabaları” konusunun sunumunu yaptı. 27 Ağustos 2014’te Priştine’de bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi ki buraya UNICEF tarafından hazırlanmış “Kosova'da Çocuk Adalet Kodu uygulanmasındaki zorluklarına yargı uygulamasından bakış ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile karşılaştırıldığında çocuk hakları ile ilgili değerlendirme bulguları mevzuat raporu sonuçları” konusuyla ÇHG yer aldı. Yuvarlak masa katılımcıları Çocuk Adalet Yasası’nın uygulamasınmda karşılaşılan zorluklar ve faaliyetler hakkında katılımcıları bilgilendirdi, tartışıldı HAK temsilcisi İpek’teki “Vizyonun Gözü” STÖ ile işbirliği içerisinde “Child Protection and Child Rights Governance” proje kapsamında 2014 yılının Eylül ayında Priştine’deki “Naim Frashëri” ve “Ismail Qemali” ilköğretim okulu öğrencileriyle bir araya gelmişlerdir. Bu toplantıda çocukları hakları, çocuk haklarının ihlali durumunda şikâyet süreci ve HAK’nun insan hak ve özgürlüklerinin korunmasında ve tanıtılmasındaki rolü hakkında da tartışılmıştır. “Genç Roman Liderler Eylemde – LYRA” projesi kapsamında genç liderler Save the Children tarafından 18.11.2014’te örgütlenmiş toplantıda HAK temsilcisi tarafından insan haklarının korunması ve tanıtılmasında HAK misyonu, şikâyetler süreci ve ÇHG çalışmaları hakkında bilgiler sunulmuştur. Vizyonun Gözü STÖ ve Save the Children tarafından 19.10.2014 tarihimnde örgütlenen “Çocuklara karşı şiddet haftası” çerçevesinde Kosovanın farklı şehirlerinden gelen bir grup çocuk Halkın Avukatı0 ile bir araya gelmişler. Tartışmalarda çocuklar okullarında ve okul yollarındaki güven / güvensizlik durumu hakkında endişelerini dile getirdiler. 18-19 Eylül 2014’te Belgrad (Sırbistan)’da düzenlenen dokuzuncu yıllık konferansta “Ekonomik kriz, çocuklara yönelik hizmetler hayatta değiller. Ne yapmamız gerekir?” CRONSEE’nin tartışma konusuydu401 Halkın avukatı temsilcileri ve CRONSEE üyeleri konferansta, ekonomik krizler dönemlerinde bile özellikle eğitim, sağlık korunma, sosyal korunma ve şiddetten korunma alanlarında çocuk haklarının korunmasında uygun önlemlerin alınmasının öneminin vurguladılar. 30 Eylül – 01 Ekim 2014’te HAK temsilcileri Polonya Dışişleri Bakanlığı tarafından ve bu ülkenin halkın avukatı tarafından örgütlenen seminerde yer aldılar ve Varşava (Polonya)’da bir çalışma ziyareti gerçekleştirdiler. Vişegrad Grubu devletlerinin (Polonya, Çek, Slovenya ve Macaristan), Balkan ülkelerinin ve Türkiye’nin deneyim alışverişi çerçevesinde yapılan 401CRONSEE Güneydoğu Avrupa ülkelerindeki çocuk haklarının korunmasında, tanıtımında ve en iyi uygulamalaarın paylaşılması işşbirliği amacı ile 2006 yılında kurulmuştur. HAK 2009 yılınsdan itibaren bu ağın üyesidir. 159 seminerin konusu çocuk haklarının geliştirilmesinde Halkın Avukatının etksi üzerine özel bir vurgu ile “Çocuk haklarının korunması” idi. 22-24 Ekim 2014’te İskoçya’nın Edinburg şehrinde Çocuklar için Avrupa Kamu Denetçileri Ağı (ENOC)402 Konferansı düzenlendi ki burada HAK temsilcileri de yer aldılar. Konferansın konusu “Çocukların ve gençlerin haklarının gerçekleştirilmesi yoksulluk ve devlet kısıtlamalarının etkisi” idi ki buna “savunmasız çocuklar, çocuk haklarının tanıtımı, çocuk katılımı, refah, sağlık, şiddet, aile ve alternatif bakım” konulu çalıştay çalışmaları da dâhildir. Çalışmalrın sonunda verilen ENOC üyelerinin bildirisinde çocukların ve gençlerin haklarının gerçekleştirilmesinde kısıtlayıcı önlemlerin etkisi ve yoksulluk durumuna ilişkin derin kaygılarını dile getirdiler. Onlar dediler ki mali ve ekonomik krizler ve devletlerin onlara olan reaksiyonları çocuk yoksul sayısının artmasına ve bazı Avrupa ülkelerinde onların toplumsal dışlanmasına sebep olmuştur. Bildiriler ilgili ülkelerin meclislerine şu önerilerle birlikte ileceklerdir: Tüm Avrupa ülkeleri çocuk yoksulluğunu ve onların toplumndan dışlanmalarını önlemek için kapsamlı stratejik planlar hazırlasınlar ve kabul etsinler, ki bunlar çocuk hakalrı için ulusal eylem planlarının bir parçası olacaklar. Tüm Avrupa ülkeleri çocuklar için bütçe oluşturmaları gerekir, ki ulusal bütçelerin çocuklar için kaynakların belirlenmesi ve analiz gerektirir. Tüm Avrupa ülkeleri onların tüm politikalarının, yasalarının ve uygulamalarının çocukların korunması için ilgili araçların, özellikle de Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle uyumlu olmasını temin etsinler. Tüm ulusal kamu harcamaları ve kaynaklara karar veren harcamalar, çocukların, özellikle de toplumsal dışlanmayı yaşayan veya yaşama tahlikesi taşıyan çocukların ihitiyaçlarına, haklarına ve çıkarlarına en iyi şekilde öncülük tanımalı. 2 Kasım 2014’te HAK daha doğrusu ÇHG “Kosova'da Çocuk Hakları için Yasal Çerçeve, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye uyum” açılış konferansı raporunda yer aldı ki burada çocuk haklarına değinen ve yürürlükte olan mevzuatın Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin ve ilgili bölgesel ve uluslararası normlar açısından incelenmesinde elde edilenler tanıtıldı. 5 Kasım 2014’te Save the Children tarafından örgütlenen ve ÇHG’nun da yer aldığı toplantıda çocuk koruma alanında çalışan kurumların temsilcileri tarafından Kosova’daki çocukların bedensel cezalandırmalarda yasal durum ve ev, okul, alternatif bakım enstitüleri, günlük bakım ve ceza kurumları da dâhil tüm ortamlarda bedensel cezalandırmanın tüm biçimlerinin önlenmesi ve giderilmesi tartışıldı Tanıtım etkinlikleri kapsamında 3-30 Kasım 2014 günlerinde Kosova’da insan haklarının koruynması ve tanıtılması ile ilgili HAK’nun rolü konusunda HAK ilk ve ortaöğretim öğrencilerin bilgilendirme kampanyasını gerçekleştirmiştir. Bu etkinlik ile Dünyada çocuk haklarının korunması için en kapsamlı belgelerden biri olan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 25. Yıldönümü de kutlanmıştır. Kampanyanın yapılmasının esas amacı çocukların, insan haklarınınn korunması ve tanıtılmasında HAK’nun rolü ve yaşadıkları ortam konusunda bilgilendirilmeleridir, öyle ki insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak HAK’na yönelsinler. 402ENOC çocuk haklarıyla ilgilenen 34 ülkeden bağımsız 42 kurum tarafından 1997 yılında kurulmuştur. ENOC’un kurulma amacı Çocuk Hakları Sözleşmesinin tam uygulanmasını, bilgi, yaklaşım ve stratejilerin değiş tokuş edilmesini ve çocuk hakları kurumlarının gelişmesini sağlamaktır. 160 Kampanyanın bir diğer amacı ise çocukların HAK temsilcileri tarafından dinlenmelerinin sağlanmasıydı. Bu şekilde onlar düşüncelerini, duruşlarını, endişelerini, onların sadece okullarda değil yollarda da her gün yüzleştikleri sorunları dile getirebileceklerdi. Bu kampanya esnasında Priştine, İpek, Gilan, Viti, Kameniça, Yunik, Deçan, Klina, Yakova, Malişeva, Orahovaç, Vıçıtırın, Skenderay, Prizren, Suhareka, Drenas, Lipyan, Obiliç ve Graçaniça gibi Kosova’nın birçok şehir ve köylerindeki birçok okul ziyareti gerçekleşmiştir. Kosova İnovasyon Laboratuvarı – UNICEF temsilcileri işbirliği ile “Haklarını Bil” projesi çerçevesinde HAK temsilcileri 2014 yılının Ekim ve Kasım aylarında Priştine, Mitroviça, İpek, Yakova, Gilan, Prizren, Ferizay ve Graniça gençleriyle bir araya gelmişlerdir. Bu görüşmelerde gençler diğerleri dışında grup çalışmalarında çalışma yoluyla insan hakları, insan hakları ihlallerini tespiti ve insan haklarının korunması ve tanıtılmasında HAK’nun rolü konusunda bilgilendirilmişler ve tartışmışlar. 17 Kasım 2014’te HAK temsilcisi TV21 sabah programına katıldı ve burada Kaçanik belediyesine bağlı Semaye Köyü çocuklarının eğitim hakkı ile ilgili tartışiıldı. 20 Kasım 2014’te Evrensel Çocuk Günü vesilesiyle Priştine belediyesi ilköğretim öğrencileri HAK’nun merkez binasını ziyaret ettiler. Halkın Avukatı ile yapılan tartışmada öğrenciler çocukların durumları ve onların aile, okul ve toplum içinde olan hakları konusunda görüşlerini ve endişelerini dile getirmişler. “Öncelikli olarak çocuklar: Çocuklar ve aileler için daha iyi sonuçlar elde etmek için daha iyi bir kamu harcaması” 26-28 Kasım 2014’te Bükreş (Romanya)’te “Eurochild”403 ağı tarafından düzenlenen ve ÇHG’nun da yer aldığı Konferansın konusuydu. Çocuk ve aile, yatırımların sosyal getirisi ve kamu-özel ortaklığı ilişkin esas ve uygulamalı kayıtlarıyla ilgili Avrupa’da neler oluyor keşfinde kullanılan yöntemler Konferans esnasında yapılan sunumların ve tartışmaların odak noktasıydı. “Çevrimiçin itibar (ün) – internette çocuğun bütünlüğünü korumak” 05.12.2014’te Belgrad’da düzenlenen ve HAK temsilcilerinin yer aldığı tematik toplantınınn CRONSEE tartışmasının konusuydu. Bu vesileyle katılımcılar internette çocukların artan istismar ve kötü muamele durumlarıyla ilgili derin kaygılarını dile getirdiler. Çocuklar aynı şekilde internet kullanımı sırasında çeşitli şiddet türleri, istismar, sömürü, insan onurunun ve mahremiyetinin çiğnenmesi, aynı zamanda onların büyğümelerine ve gelişmelerine bazen de yaşam tehlikelerine de maruz kaldıklarını vurguladılar. Onlar bununla ilgili olarak bölgesel, ulusal ve yerel planlar dâhilinde aşağıdaki önlemlerin ve önerilerin kabul edilmesi, uygulanması ve desteklenmesi gerektiği somnucuna vardılar: Kamu mercileri internet servis sağlayıcıları ile işbirliği yaparak çocukların internet üzerinde şiddet, istismar ve sömürüden korunmaları, aynı zamanda onları zararlı içeriklerden korumaları için strateji ve planları tanımlamaları gerekir. Bu belgelere elektronik şiddete karşı “sıfır tölerans” tanımalı ve sanal ortamda çocuğa karşı yapılan her şidddet ve istismar türünü etkin ve zamanında durduracak net olarak faaliyetleri tanımlamalı, bunu yapanı adalet önüne getirmeli, aynı zmanda mağdur için rehabilitasyon tedbirleri almalı. Stratejiler ve planlar, çocukların büyümesine, gelişmesine ve refahına olumsuz etkileyen internetteki içeriklerden çocukların korumak için kapsamlı önlemler de sağlamalı. 403Eurochild, Avrupa’da çocukların ve geçlerin haklarınınn korunması ve tanıtılması üzreinde çalışan kurumların ve bireylerin ağıdır. Onların çalışmaları Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle desteklenir. 161 Kamu mercileri, internet hizmetleri veren internet kafelerde, oyun yerlerinde ve diğer ortamlarda çocukların yaklaşımı ile ilgili özel hükümler kabul etsin, öyle ki çocukları tehlikelerden ve uygun olmayan internet kullanımından korunsun. Bu bağlamda özel filtreler, süre sınırlamaları, gece yarısından sonra gençlerin girmelerini yasaklama gibi uygun denetim olarak tanımlanan ölçütlere uygun, çocuk dostu ortamlar sağlamak için ölçütleri koymak gerekir İnternet üzerinde yapılan ihlalleri rapor ve şikâyet etmek için çocukların ve gençlerin kullanabileceği etkin mekanizmanın kurulması gerekir. Çocukların internette şiddet durumlarında veya onların haklarınınnçiğnenmesi durumunda onların nasıl davranmaları gerektiğini desteklemek ve onlara tavsiyelerde bulunmak için onların danışmanlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır. Çocukların ve gençlerin katılımıyla kamu mercileri, kamu bilincini, özellikle de çocukların, gençlerin, velilerin ve çocuklarla çalışan uzmanların internet üzerindeki şiddet tehlikeleri ve korunma tedbirleri konusunda bilincini artırmak için kamu kampanyaları planlasınlar ve düzenlesinler Kamu mercileri, çocuklarla, gençlerle, uzmanlarle ve internet ve iletişim hizmetlerini sunan kişilerle internet alanının kullanılması, özellikle de sosyal ağlar, çevrimiçi şöhretin önemi ve korunmanın şekli, korunma ve özkorunma mekanizmalar ile ilgili çocuklar için eğitim programları geliştirsinler Kamu mercileri, çocukların mahremiyetinin ele alınması ve korunması için yeni araçların geliştirilmesinde teşvikte bulunsunlar ve yer alsınlar, aynı zamanda zararlı içerik taşıyan bilgileri filtrelesinler ve durudursunlar. Bu etkinlikler, çocuklara bilgi sağlama ilkesini ve serbest bilgi akışı ilkesi göz önünde bulunduruarak çocukların ve gençlerin tam katılımıyla yapılmaları gerekir 21 Kasım 2014’te, 26 Kasım 2014’te ve 09 Aralık 2014’te Save the Children işbirliği ile “Vizyonun Gözü” STÖ örgütlemesi ile “Birlikte çocukların hakları ve korunmaları için” programı çerçevesinde Yakova’da, Mitroviça’da ve Priştine’de ortak yuvarlak masalar yapılmıştır. Bu yuvarlak masada hükümet kurumları, sivil toplum, medya ve HAK temsilcileri yer almıştır. Bu yuvarlak masanın düzenlenme amacı mevzuat açısından çocuk haklarınınn durumunu inceleme ve yasaların düzenlenmesi veya çocuk haklarının korunması ve Kosova’daki çocuk haklarının iyileştirilmesi ile ilgili yeni yasaların hazırlanması için ihtiyacı belirlemek idi. 9 Aralık 2014’te “Haklarını bil” proje kapsamında yürütülen faaliyetler kapsamında HAK temsilcileri yuvarlak masada yer aldılar. Burada diğerlerinin yanı sıra çocuk hakları ile ilgili yapılan yarışmada kazanan 3 eseri tanıtıldı ve tartışıldı. Yarışma “Haklarını bil” çevrimiçi platformu üzerinden düzenlendi. 3.5. Ayrımcılığa karşı faaliyetler Ayrımcılık Karşıtı Dairesi (AKD) bu yıl süresince de engelli kişilerin çıkarlarını temsil eden STÖ’lerine ziyaretlerde bulunmuştur ki bunlardan HAK onların kamu kurumlarına serbest dolaşım koşulları ile ilgili ve engelliler için mezuatla ilgili şikâyetleeri kabul etmiştir. Geçen yıllarda olduiu gibi HAK temsikcileri hastaneleri, STÖ’lerini, toplulukların yaşadıkları yerleşim yerlerini, yaşlılar evlerini ve bakım evlerini ziyaret etmişlerdir. BB Dil Komiseri ile 162 görüşmeler yapılmıştır. HAK temsilcileri kamu tartışmalarında, koonferanslarda ve farklı eğitimlerde de yer almışlardır. Aynı şekilde onlar “Haklarınızı bilin” kampanyası çerçevesinde Kosova şehirlerindeki okullar ziyaret edilmiştir, aynı zamanda HAK ve ayrımcılık konusunda dersler yapılmıştır. Raporlama yılı süresince İYB, yerel ve merkezi düzeyde insan hakları koordinatörlerle ile görüşmeler gerçekleşmiştir, aynı zamanda Ayrımcılığa Karşı Yasa Tasarısının tamamlanmassı veya değiştirilmesi ile ilgili kamu tartışmasında yer alınmıştır. Yaşlı evlererine (huzur evlerine) ve bakım kurumlarına yerleştirilen kişilerin ve insan haklarının gözetilmesi izlenmesi amacıyla bu yıl birkaç kez Priştine’deki yaşlılar evi, Ştime’deki Özel Kurum, KÜKM’nde Psikiatri Kliniği ziyaret edilmiştir. Bu ziyaretler esnasında orada yaşayanların yaşama şartlarının, odalardaki alanlarının ve bu kurumlarda çalışanların çalışma koşullarının izlenme odaklıydı. Raporlama yılı süresince HAK temsilcileri yerli sesli-görüntülü medyada kamu tartışmalarında yer almışlardır ve bu tartışmalarda engellikişilerin hakları ele alınmıştır. 19 Şubat 2014’te HAK temsilcisi Kosova’da emeklilik planına ilişkin NORMA Hukukçular Derneği tarafından örgütlenen yuvarlak masada yer almışlardır. 5 Şubat 2014’te HAK temsilcisi, Kosova Bağımsız Sendikalar Birliği (KBSB) ile işbirliği içerisinde Kadın Milletvekili Grubu tarafından düzenlenen “İş Yasası ve bu Yasanın uygulanması düzeyi” konulu yuvarlak masasında yer almıştır ve katkılarını summuştur. 10-12 Şubat 2014’te Priştine’de Proje temelinde HAK temsilcisi özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin alıkonulma mekanlarının izlenmesine ilişkin AB ile Avrupa Konseyi tarafından birlikte yapılan eğitime katıldı. 17 Mart 2014’te HAK temsilcisi, Roman, Aşkali ve Mısırlı Bütünleşmesi Kosova Eylem Planının ve Stratejisinin uygulanmasına ilişkin Kurumlararası Yönlendirme Komitesi tarafından Kosova Hükümeti için önceliklerin onayı ile ilgili BB İYB tarafından düzenlenen Teknik Çalışma Grubunda yer almıştır ve katkılarını summuştur. 5 Mayıs ve 26 Haziran 2014’te HAK temsilcisi, LGBT toplumunun hakları konusunda Kosova Cumhuriyeti Ulusal Düzeyde Danışma ve Koordinasyon Grubu’nda yer almıştır ve katkılarını summuştur. 14 Mayıs 2014’te HAK temsilcisi, Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen sürdürülemez ekonomik çizgiler sübvansesine ilişkin 13/2013 sayılı Taslak İdari Yönerge ile ilgili kamu tartışmasında yer almıştır ve katkılarını summuştur. 30 Mayıs 2014’te HAK temsilcisi, Graçaniça’da Kalkınma ve Savunma Kosova Ajansı tarafından düzenlenen ve “Dönenlerin izlenmesi - Gönüllü dönüş değerlendirilmesi” konulu olan yuvarlak masaya katkıda bulunmuştur. 25 Temmuz 2014’te HAK temsilcisi, şu anda Graçaniça belediyesine ait olan ancak 1992-1998 döneminde sahiplerine iade edilen tarım arazilerinin kaydına yönelik taleplerin çözülmesi doğrultusunda oluşturulan yuvarlak masada yer almıştır ve katkılarını summuştur. Bu yuvarlak masa AGİT ve Graçaniça Belediyesi Kentsel Planlama, Topografya ve Mekansal Planlama Bölümü tarafından örgütlenmiştir. 18 ve 19 Eylül 2014’te HAK temsilcisi Belgrad (Sırbistan)’da düzenlenen “Ekonomik kriz, çocuklar için hizmetler – hayatta kalabilir veya kalmayabilirler. Ne yapmamız gerekir?” konulu çocuklar için halkın avukatlarının Yıllık Konferasında yer almıştır ve katkılarını summuştur 163 13 Kasım 2014’te HAK temsilcileri engelli kişilerin Kosova’daki durumuyla bilgi edinmeleri için “Hendikosit” müdürüyle görüşmüşlerdir. 17 ve 26 Kasım 2014’te HAK temsilcileri Priştine’deki “Përparimi” kaynak Merkezi’ni ziyaret etmişleridir. Burada okul öğrencileri ve çalışanlarıyla insan hakları, özellikle de çocuk hakları konusunda konuşmuşlardır. 2014 yılının Kasım ve Aralık ayları süresince azınlıklar ile olan şehirler de dâhil Priştine’deki ve diğer şehirlerdeki ilköğretim ve ortaöğretim okullarında önemli bir dizi ziyaretler yapılmıştır ve bu ziyaretler esnasında kamu kuruluşlarında engelli öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmeleri için koşullar hakkında konuşulmuştur. 3.6. HAK çalışanları İnsan kaynakları HAK’nun anayasal görevlerini karşılamak için önemli bir etkeni temsil eder. 2014 raporlama yılında çalışan sayısı 54’tür ve bu sayı, yıllık ödenek temelinde belirlenmiştir. 63 çalışanı tarafından benimsenen pozisyon sayısı görevlilerinin sınıflandırılmasına göre şu şekildedir: Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından seçilmiş altı (6) kamu görevlisi ve elli yedi (57) görevli – sivil çalışan. 2014 yılı süresince dört (4) yeni çalışan istihdam edilmiştir, bunlardan biri azınlık, daha doğrusu Aşkali topluluğuna aittir. Ancak şu gerçeğin vurgulanması gerekir ki tüm çabalara rağmen HAK, şu andaki kiralık binada alan – ofis eksikliği sebebiyle hala engellilerin istihdamı için 50+1 ilkesine göre yasal ihtiyacı karşılayamamıştır. Bahsedilmesi değer olan bir gerçek de 2014 yılında diğer yıllara oranla çalışanlarımızda ayrılma eğilimi hiç yoktu. Ancak 2014 yılı boyunca da çalışanlarda hareketlilik ve gönüllü olarak işi bırakmalar olmuştur, daha doğrusu iki (2) çalışan işini bırakmıştır. HAK’nda uzun vadeli mesleki eğitimden sonra istihdamın gönüllü olarak bırakmanın başlıca nedenleri HAK’na nazaran daha yüksek gelir ve daha iyi olanaklar sebebiyle diğer iş yerlerine gitme veya profesyonel uyarlanmadır. 2014 yılı için HAK bütçesi kabul edilen pozisyonlar için yeterli idi. HAK hala tüm istihdam yerlerini doldurmamıştır, sebebi ise özel şahsa ait olan binada bu görevlilerin yerleşecekleri yeterli alanların olmaması ve uygun olmayan çalışma koşullarının olması. HAK, insan hakları yasaları paketinin içinde Halkın Avukatı Yasası’nda ve diğer yasalarda değişiklik yapılmasını beklemektedir ki bunlardan HAK için ek yasal yetkiler kaynaklanır. Bu nedenle yeni yetkilerin uygulanması amacıyla, yeni alan temin edilmes, daha doğrusu kamuya ait yeni bina dışında, şimdiki pozisyonların doldurulması ve yeni yetkilere göre çalışanlar sayısının artırılması gerekir. 3.7. HAK’nun bütçesi HAK Kosova Cumhuriyeti bütçesinden finanse edilen bağımsız bir kurumdur. Halkın Avukatı Yasası’na göre “Halkın Avukatı Kurumu, kendi yıllık bütçe önergesini hazırlar ve onaylanması 164 için Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne gönderir.”404 Aynı şekilde bu yasal hükme göre, HAK’na gerekli bütçe temin edilir: “Diğer yasaların hükümlerine bakılmaksızın,”.405 3.7.1. Kosova bütçesinden HAK’nun finansmanı Düzenli bütçe talebinin hazırlanması ve sunulması için yasal sürece dayanarak Halkın Avukatı Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne 2014 yılı için kendi bütçe talebini sunmuştur. 2014 yılı için Halkın Avukatı bütçe talebi çalışma planına ve HAK’nun yapmaya planladığı etkinliklere dayalıdır, oysa karar alan makamlar tarafından 2014 yılı için kabul edilen bütçe, bütçe talebine göre tahsişs edilmiştir. D2014 yılı için HAK durumun yansıması ve bütçenin akışı şeması aşağıdaki tabloda sunulmuştur. Oysa HAK bütçesi bünyesinde tüm akışların raporu ve ayrıntılı şekli, birleşik formun içeriğine göre Bütçe ve Finans Meclis Komisyonu Finansal raporlama Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne gönderilir.406 Nu. 1. Ekonomik sınıflar Maaşlar ve gündelik ücretler 2014 yılı için ayrılan bütçe 2014 yılı bütçesi 2013 yılı bütçesi 596.371.00 596.371.00 596.371.00 513.050.00 459.239.00 459.239.00 390.353.15 302.239.00 2. Mallar hizmetler 3. Kamu Giderleri 30.000.00 30.000.00 25.500.00 23.000.00 4. Sermaye Giderleri 10.000.00 10.000.00 10.000.00 52.000.00 1.095.610.00 1.095.610.00 1.022.224.15 890.289.00 Toplam ve 2014 yılı için bütçe talebi Tablo 4: Bütçe talebi ve 2014 yılı için onaylanan bütçe Planlama ve bütçe harcamaları ihtiyaçlara göre ve HAK’nun çalışmaları ve işleyişi için belli hedeflere yönelik gerçekleşmiştir, oysa bütçenin kullanımı ile ilgili iç izleme eksik olmamıştır. 10.03.20114 tarihli 01/176 sayılı kararla Kosova Cumhuriyeti Hükümeti bu kararın amacı olan memurlara % 25 oranında maaş artışı için ve mal ve hizmett sınıfı için 68.885.85 € ve belediye hizmetleri için 4.500.00 € bütçe sınıflarına göre 73,385.85 € oranında HAK’na bütçe sınırlamaları yapılmıştır 40403/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasası, 34. maddenin 2. fıkrası. yerde. 406HAK bütçesi için ayrıntılı mali rapor, finansal raporlar için benzersiz forma göre Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne gönderilecektir. 405Aynı 165 31 Aralık 2014 tarihine kadar harcanması planlanan HAK bütçenin durumunun mali incelemesinden sonra 2014 mali yıl sonu vesilesiyle bütçe tasarrufunu tespit etmiş ve değerlendirmesini yapmıştır. 5 Aralık 2014’te HAK, 128,000.00 Avro değerinde bütçe fonlarının Kosova Bütçesine iadesi için Maliye Bakanlığına yazılı bildirmiştir, ancak bu bakanlık HAK bütçesinden iade için bildirilen bu bütçe paraları çekmemiştir. 3.7.2. HAK’nun bütçesinin son şekli ve 2014 yılı giderlerinin gerçekleştirilmesi Sıradaki tabloda 2014 yılı için bütçe giderleri ile ilgili olarak nihai bütçe durumu sunuyoruz. Bu tablo yüzde olarak ifade edilen harcama bazında ekonomi sınıfı ile ilgili verilerin özet şeklini verir Nu. 1. İktisadi 2014 yılı Kullanılan Serbest Gerçekle Silinmemiş sınıflar bütçesi bütçe araçlar şen (%) Maaşlar ve gündelik 596.371.00 542.558.37 0.00 53.812.63 90.98 % ücretler 2. Mallar ve hizmetler 3. 4. 390.353.15 252.779.03 61.983.60 75.590.52 64.76 % Kamu Giderleri 25.500.00 14.724.05 1.891.03 8.884.92 57.74 % Sermaye Giderleri 10.000.00 9.145.00 855.00 0.00 91.45 % 1.022.224.15 819.206.45 64.729.63 Toplam 138.288.07 80.14 % Tablo 5: 2014 yılı Bütçe harcamalar 3.7.3. bağışçılar tarafından yapılan HAK finansmanı 2014 yılı süresince Avrupa Konseyi, OSBE, UNDP, Fransa Büyükelçiliği vb. gibi Kosova'da faaliyet gösteren bazı uluslararası kuruluşlar HAK’nu personel gelişimi için çeşitli etkinlikler için ve yurt dışında çalışma ziyaretleri için desteklediler. Bağışçıların bu desteği kendileri tarafından finanse edilmiş ve şahsen onlar tarafından yönetilmiştir. 3.7.4. Sonuç Kosova Cumhuriyeti tarafından istenen ve kabul edilen 2014 yılı için HAK bütçesi yeterliydi. Meclis tarafından bu doğrultuda herhangi bir engel veya sınırlama olmamıştır. 166 2015, Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından kabul edilmesi beklenen Kosova'da, insan hakları ile ilgili yasaların yasama paketine bağlı olarak ki bunların arasında Halkın Avukatı Yasası, Ayrımcılığa Karşı Yasa ve Cinsel Eşitlik Yasası gibi HAK üç yeni yetkiyle tahsil edilecektir. Ayrımcılığa Karşı Yasa’ya göre HAK şimdiden itibaren Eşitlik ve Anti-Ayrımcılık Ulusal Kurumu role sahip olacaktır. Cinsel Eşitlik Yasası’na göre HAK Cinsiyet Eşitliği uygulanması için Ulusal Kurumu gücü ile tahsil edilecektir. Oysa HAK için yeni bir yetki ise İşkencenin Önlenmesi Ulusal Mekanizması (İÖUM) rolü olacaktır. Bütün bu yetkileri ek faaliyetler takip edecektir ki bunlar 2015 yılının sonuna kadar eğitilmeleri gereken ek çalışanlara ve bununla beraber ek mali desteğe ihtiyacı getirecektir. Tabi ki HAK yönetimi bu ek yasal talepleri göz önünde bulundurarak 2015 ve 2016 yılları için gereken bütçe planlamasını zamanında hazırlayacaktır ve HAK Anayasal ve yasal görevlerini ve misyonunu yerine getirmek için yeterli araçların ayrılması ile ilgili bütçe talebi için önerisini Kosova Cumhuriyeti Meclisi’ne zamanında teslim edecektir. 167 168 Dördüncü Bölüm HAK’na bildirilen vakalarla ilgili istatiksel özet Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarından 1 Ocak 2014’ten 31 Ocak 2014’e kadar Priştine’deki HAK merkezine ve bölgesel şubelerine tavsiye veya hukuki yardım konusunda 2224 şikâyet ve talep bildirlmiştir. Halkın Avukatı veya onun yardımcılarıyla Priştine’de ayda iki kez “Açık Günlerde” ve en az bir ke diğer belediyelerde şahsen 207 şikâyetçi görüşmüştür. Raporlama dönemi süresince HAK tarafından soruşturması en çok açılan vakaların konuları genellikle doğru ve tarafsız yargılama, mülkiyetin korunması, çalışma ve masleği icra etme hakkı, sağlık ve sosyal koruma, hukuki yardım hakkı vb. Ile ilgiliydi. 4.1. HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarından 2014 yılı süresince HAK’na tavsiye veya hukuki yardım konusunda 2224 şikâyet ve talep bildirlmiştir. Onların inlenmesinden sonra 587 şikâyet ile ilgili soruşturma açılmıştır, oysa 1637 tanesi ise HAK yetkilerine dayanarak kabul edilmeyen şikâyetler olarak nitelendirilmişlerdir.407 2013 yılıyla karşılaştırıldığında kabul edilmeyen şikâyetlerin sayısı 177 kadar veya %9 daha fazladır. Halkın Avukatı Yasa’sına dayanarak HAK tarafından kabul edilmez olarak ilan edilen şikâyetler rakamlarla ve yüzdeliklerle gösterilmişlerdir 20. madde, 1.1. bent 408 – İhlal, kötü yönetim yok – 487 şikâyet veya %30 20. madde, 1.4. bent 409 – Hukuki yolların kullanılmaması – 468 şikâyet veya %28 20. madde, 1.3. bent 410 – Hukuki yolların kullanımında– 338 şikâyet veya %21 19. madde, 1.3.1. bent411 – HAK’nun yargılama yetkisi dışında – 270 şikyet veya %16 20. madde, 1.2. bent 412 – İlgisizlik, tarafın başarısızlığı – 43 şikâyet veya %3 19. madde, 1.3.2. bent 413 – Yasal süreden sonra sunulmuş – 31 şikâyet veya %2 407Sunulan şikâyetler Halkın Avukatı Yasası’nın 19 ve 20. maddelerinde yer alanve HAK’nun yetki sınırlarını belirleyen ve buna dayanarak HAK tarafından açılamayan soruşturmalardır. 408 03/L-195 sayılı Halkın Avukatı Yasas’nın 20. maddesinin 1.1 bendi: “sunulanlardan ve vakanın koşullarından insan hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmediği ortaya çıkarsa veya hernagi bir kötü idare gerçekleşmediyse.” 409Aynı yerde, 20. maddenin 1.4 bendi: “olağan ve olağandışı tüm hukuki yolların tükenmediği, burada sadece onun sürecin başlatılması veya devam edilmesi için şikâyetin faydasız olacağını düşündüğü veya bireylerin ciddi zarar gördükleri veya onarılmaz zarara görebileceklerini düşündüğü zaman dışında.” 410Aynı yerde, 20. maddenin 1.3 bendi: “Bu yasada belirtilen durumlar hariç bir dosyanın yargı veya diğer yetkili kurumlarca yürütülüyorsa.” 411Aynı yerde, 19. maddenin 1.3.1 paragrafı: “Bu yasaya göre yetkili Halkın Avukatı yetkilerine girmez.” 412Aynı yerde, 20. maddenin 1.2 bendi: “talebin eksik olması ve Halkın Avukatı’nın talebine rağmen tamamlanmamışsa.” 413Aynı yerde, 20 maddenin 19. fıkrasının, 1.3.2. paragrafı: “Şikâyet bu yasada öngörülen süreden sonra sunulmuştur.” 169 Şikâyetçilerin iddialarına göre Kosova Anayasası ile garanti altına alınmış ancak ihlal edilmiş olan haklardan sadece HAK tarafından kabul edilemez olarak ilan edilen şikâyetlerin rakamlarla ve yüzdeliklerle gösterilmişlerdir (bir şikâyet garanti edilmiş haklardan birden fazla ihlali içerebilir): Sağlık ve sosyal koruma – 374 şikâyet veya %20 Doğru ve tarafsız yargılanma hakkı – 367 şikâyet veya %19 Çalışma ve mesleği icra etme hakkı – 297 şikâyet veya %15 Mülkiyetin korunması – 274 şikâyet veya %14 Hukuki yardım hakkı – 211 şikâyet veya %11 Sanık hakları – 117 şikâyet veya %6 Yasalar önünde eşitlik – 39 şikâyet veya %2 Evlenme ve aile hakkı – 35 şikâyet veya %2 Eğitim hakkı – 30 şikâyet veya %2 Çocuk hakları – 29 şikâyet veya %2 İşkencenin, zulmün, insanlık dışı davranışın veya aşağılanmanın durdurulması – 20 şikâyet veya %1 Dolaşım özgürlüğü – 17 şikâyet veya %1 Diğer – 96 şikâyet veya %5 Şikâyetçilerin iddialarına göre kendi haklarının kamu sorumlu makamlarınca ihlal edildiğini iddia ettikleri ve sadece HAK tarafından kabul edilemez olarak ilan edilen şikâyetlerin rakamlarla ve yüzdeliklerle gösterilmişlerdir (bir şikâyet garanti edilmiş haklardan birden fazla ihlali içerebilir): Mahkemeler – 470 şikâyet veya %28 Bakanlıklar – 336 şikâyet veya %20 Belediyeler – 254 şikâyet veya %15 Gerçek kişiler – 90 şikâyet veya %6 Polis – 85 şikâyet veya %5 Yabancı makamlar – 84 şikâyet veya %5 Özel şirketler – 64 şikâyet veya %4 KÖK – 64 şikâyet veya %4 Kamu işletmeleri - 43 şikâyet veya % 3 Savcılıklar– 31 şikâyet veya %2 Diğer – 128 şikâyet veya %8 170 en çok şikâyet edilen kamu makamlarına ve şikâyetçiler tarafından bildirilen sorunlara göre sıralaması yapılan HAK tarafından kabul edilmeyen şikâyetlerin soruşturulmasıyla önemli sonuçlar elde edilebilir, öyle ki bunlar yasal yükümlüklere göre HAK tarafından kabul edilemez olarak nitelenen ancak insan hakları konusunda objektif mevcut davaların açısından bizlere tam bilgi vermektedirler. 4.1.1. Mahkemelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler 2014 yılı süresince mahkemelere karşı yapılan ve HAK tarafından kabul edilemez olarak nitelendirilen 470 şikâyet mevcuttur. Kabul edilmeyen şikâyetlere bakıldığında onların büyük çoğunluğunun yargılamanın gecikmesi ile ilgili şikâyetçilerin iddialarını yer aldığı görülmektedir. Şikâyetlerin diğerleri, mahkeme kurumlarının kararlarıyla ilgili memnuniyetsizlikler, avukat tutmak için maddi olanaksızlıklar, şikâyetlerin derlenme şekli, mahkeme kararlarının uygulanmaması, hukuki yardım talepleri vb. gibi konularla ilgilidir. Bu şikâyetlerin büyük bir kısmının kabul edilemez olarak ilan edilmelerinin sebepleri, şikâyetçilerin iddialarına ve sunulan delillere bakıldığında kişilerin hukuki yolları tüketmediklerini veya onları kullanmakta olduklarındandır. Şikâyetlerin diğer kısmının reddedilme sebepleri İlgili şikâyetlerde herhangi bir ihlal ya da kötü idarenin olmaması, HAK’nun yetkisi dışında olmaları veya şikâyetçilerin ilgisizliğindendir. Tüm bu durumlarda şikâyetçiler genellikle süreçlerin uzaması ile ilgili yer alan iddialar konusunda (gecikme var veya yok) bilgilendirilmişlerdir veya onlara tavsiyelerde bulunulmuştur, kullanabilecekleri hukuki yollar konusunda ve şikâyetlerini Ücretsiz Hukuki Yardım aracılığıyla ücretsiz olarak düzenleyebilecekleri konularında bilgilendirilmişlerdir. Aynı şekilde onlar, HAK’nun yasal yetkileri konusunda ve eğer hukuki yolları kullanmalarına rağmen durumun hala değişmemesi veya yetkili kurumların faaliyetsiliği yüzünden sürelerin geçmesi durumunda onların tekrar şikâyetlerini sunabilecekleri konusunda da bilgilendirilmişlerdir 4.1.2. Bakanlıklara karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler Raporlama dönemi süresince bakanlıklara karşı yapılan ve HAK tarafından kabul edilemez olarak nitelendirilen 336 şikâyet mevcuttur. Bu şikâyetlerin büyük bir kısmı ÇSGB’na, daha doğrusu Kosova Emeklilik İdaresi Bölümü (KEİB) ve Sosyal Çalışma Merkezi (SÇM)’ne yöneliktir. Şikâyetlerin büyük çoğunluğunu farklı sınıf emeklilik başvuranları taleplerinin reddilmesi, sosyal yardım veya onların kesilmesi oluşturmaktadır. 2014 yılı süresince KEİB’ne karşı sunulan ancak kabul edilmeyen şikâyetler sayısında ikim misli bir artış var. Şikâyetlerin büyük bir kısımını bakanlıkların kararlarına (özellikle iş uyuşmazlıklarına ilişkin) karşı yapılanlar, vatandaşların şikâyetleri konusunda hükümet yetkililerinin sessizlikleri, yetersiz tıbbi tedavi vb. oluşturur. Yukarıda belirtilen şikâyetlerin hemen hemen yarısının kabuledilemez olarak ilan edilmelerinin nedeni tarafların mevcut yasal yollarını kullanmamalarıdır. Şikâyetlerin diğer kısmının reddedilme sebepleri ise ilgili şikâyetlerde herhangi bir ihlal ya da kötü idarenin olmaması ve HAK’nun yetkisi dışında olmalarındandır. 171 4.1.3. Belediyelere karşı olan ve kabul edilmeyen şikâyetler Raporlama dönemi süresince vatandaşların belediyelere karşı yaptıkları ve HAK tarafından kabul edilemez olarak nitelendirilen 254 şikâyet mevcuttur. Bu şikâyetlerin büyük bir kısmı barınma sorunu, çalışma uyuşmazlıkları, mülkiyet hakkı, yapılan işle ilgili tazminat başarısızlığı, maddi sorunlu vatandaşların belediyelerce maddi olarak desteklenmemeleri vb. oluşturur. Bu şikâyetlerin yaklaşık %40’ı HAK tarafından reddedilmemelerinin sebebi ihlal veya kötü idarenin varolmamasıdır, oysa şikâyetlerin diğer kısım için yetkili belediyelere konuları adreslemeleriyle ilgili hukuki yollar konusunda taraflar bilgilendirilmiş ve tavsiyelerde bulunulmuştur 4.1.4. Yabancı mercilere ve gerçek kişilere karşı şikâyetler Kabull edilmemez olarak ilan edilen şikâyetlerrin önemli bir kısmını (174 şikâyet) özel ve yabancı ptpr,teere karşı yapılan şikâyetler oluşturur. Gerçek kişilere aleyhine yapılan şikâyetlerin geneli mülkiyetin korunması, farklı anlaşmamazlıklar, evlenme hakları vb. oluşturur. Oysa yabancı ototritelere karşı yapılan şikâyetlerin başlıcasını Sırbistan tarafından emekli maaşlarının ödenmemesi ve emekli maaşları ile ilgili talepler esnasında şikâyetçilerin karşılaştıkları güçlükler veya yabancı bir ülke ile ilgili diğer konular oluşturur. Bu durumlarda HAK’unun anayasal ve yasal yetkileri konularındda şikâyetçilerin bilgisizliği görülmektedir. Buna rağmen bu durumların birçoğıunda taraflar HAK’nun yetkileri konusunda bilgilendirilmelerinden başka onlara takip edecekleri adımlar konusunda ve bu sorunlarla ilgili olan sorumlu kurumların kimler olduğu konusunda bilgiler sunulmaktadır. 4.1.5. Sonuç Sunulan verilere bakıldığında 2014 yılı süresince HAK’na sunulan şikâyetlerin büyük bir çoğunluğunun (%74’ünün) incelenmesinin hemen akabinde HAK’nun yetkilerine bakıldığından kabul edilemez ilan edildikleri görülmektedir. Kabul edilemez ilan edilen bu şikâyetlerin hemen hemen yarısını reddedilmelerinin sebepleri şikâyette bulunanaların tüm hukuki yolları kullanmamaları veya hala hukuki yolları kullanmakta olmalarındendır. Hukuki yolların kullanılmaması durumlarda şikâyetçiler ellerinde olan kendi haklarının etkili bir biçimde savunulması ile ilgili bilgi edinmeleri konusunda HAK’nu ziyaret etmişlerdir. Taraflar hukuki yolları kullanmakta olduklarda durumlarda ise onların konularını çözme ile ilgili olan yetkili kurumlara karşı olan güvensizlik çok açık bir şekilde görülmektedir. Bu durumların birçoğunda tarafların HAK’nu ziyaret etmelerinin sebepleri konularının n kısa zamanda ve en doğru bir şekilde çözülmesi talepleriyle veya HAK avukatlık rolünü almakla ilgilidir. Bu her ne kadar Halkın Avukatı’nın bu tür rolleri üstlenme yetkisine sahip olmamasına rağmen ve bunuun hiçbir zaman yapmamasına rağmen, bu durum HAK’na güvenin artmasının açık bir göstergesidir Yukarıda söylenenler ışığında, kamu mercilerine güvenin kaybolmasının, dosyaların ele alınması konusunda yetkili kurumlardan daha çok etkin olması talebinin dışında ve vatandaşların talepleri dışında bir tarafta vatandaşların kendi hakları ile ilgili hukuki yollar 172 konusunda bilgilendirilmelerinde eksiklik görülmekle birlikte diğer tarafta da HAK’nun yasal yetkileri ile ilgili bilgisizlik görülemktedir. Öneri Vatandaşların hakları ve yükümlülükleri konusunda, aynı zamanda HAK’nun misyon u ve yetkileri ile ilgili bir farkındalık ve bilgilendirme kampanyasımnın yapılması mecburidir, ki bu vatandaşların elletinde olan yasal etkili araçlar konusunda bilgi sahipleri olmalarını ve HAK tarafından kabul edilmeyen şikâyetlerde zalamaya sebep olacaktır. 4.2. 2014 yılında vakaların istatiksel sunumu Aşağıdaki tablolarda 2014 yılı süresince HAK’na sunulan toplam şikâyetler ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Bu tablolarda tüm faaliyetlerin ve vakaların her türleri mutlak rakamlarla sunulmuşlardır. Aynı şekilde burada HAK tarafından çözülen vakalar, soruşturma aşamasıyla ilgili raporlar ve raporlardan çıkarılan öneriler, aynı zamanda HAK’nun yazılarına yetkili mercilerin yanıt verme konusunda başarısızlıkları da yer almaktadır. HAK’na bildirilen şikâyetlerin genel toplamı 2224 Şikâyetlerde yer alan kişilerin toplamı414 2956 Şikâyetçilerin etnik kökenleri Arnavut 1938 Sırp 145 Boşnak 34 Roman 33 Aşkali 22 Türk 21 Mısırlı 18 Diğerleri 13 HAK’na bildirilen şikâyetçilerin cinsiyeti Erkek 1717 Kadın 507 Şikâyetlerin yöneltildiği sorumlu merciler (Bir şikâyette birden fazla sorumlu taraf olabilir) 414Bir Mahkemeler 665 Bakanlıklar 474 Belediyeler 400 şikâyette haklarının kamu mercileri tarafından ihlal edildiğini iddia eden birkaç şikâyetçi olabilir. 173 Emniyet 125 Gderçek Kişiler 91 Yabancı yetkililer 87 Kosova Özelleştirme Kurumu 76 Özel şirketler 70 Kamu işletmeleri 53 Savcılıklar 42 Diğerleri 183 Tablo 6: 2014 yılında vatandaşlar tarafından HAK’na sunulan şikâyetler Kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetlerin toplamı 1637 Halkın Avukatı Kurumu Yasası’na dayanarak şikâyetlerin kabul edilemeyişlerinin yasal dayanakları İhlal, kötü yönetim yok – 20. madde, 1.1. bent 487 Hukuki yolların kullanılmaması - 20. madde, 1.4. bent 468 Hukuki yolların kullanımında - 20. madde, 1.3. bent 338 HAK’nun yargılama yetkisi dışında - 19. madde, 1.3.1. bent 270 ilgisizlik, tarafın başarısızlığı - 20. madde, 1.2. bent 43 Yasal süreden sonra sunulmuş - 19. madde, 1.3.2. bent 31 Tablo 7: 2014 yılında HAK tarafından kabul edilmeyen ve ilan edilen şikâyetler Vatandaşların şikâyetleri vakaların toplamı üzerine soruşturması açılan 587 Re’sen soruşturması açılan vakalar (ex officio) 15 Soruşturması yapılan vakalarla ilgili vatandaşların etnik kökenleri Arnavut 470 Sırp 73 Roman 12 Boşnak 10 Türk 8 Diğerleri 14 174 Soruşturması yapılan vakalarla ilgili HAK’na bildirilen şikâyetçilerin cinsiyetleri Erkek 450 Kadın 137 HAK tarafından soruşturulan vakalarda sorumlu yetkililer (Bir vakada birden fazla sorumlu taraf olabilir) Mahkemeler 195 Belediyeler 147 Bakanlıklar 139 Emniyet 40 Savcılıklar 12 Kosova Özelleştirme Kurumu 11 Kamu işletmeleri 10 Özel şirketler 6 Diğerleri 59 Tablo 8: 2014 yılında HAK’nda soruşturması açılan vakalar Adil ve tarafsız yargılanma hakkı 180 Mülkiyetin korunması 95 Çalışma ve mesleği icra etme hakkı 82 Sağlık ve Sosyal haklar 63 Hukuki yollar hakkı 52 İşkencenin, zulmün, insanlık dışı davranışın veya aşağılanmanın 39 durdurulması Sanık hakları 34 Kamu belgelerine erişim hakkı 28 Çocuk hakları 26 Eğitim hakkı 26 Yasalar önünde eşitlik 26 Hakların yargısal korunması 18 Yaşam çevresiyle ilgili sorumluluk 10 175 Mahremiyet hakkı 8 Yaşam hakkı 8 Dolaşım özgürlüğü 7 Evlenme ve aile hakkı 7 İnsanlık onuru 7 Arabuluculuk vakaları 6 Özgürlük ve güvenlik hakkı 4 Seçme ve seçilme hakkı 4 Kişisel bütünlük hakkı 2 Dini mezhepler 1 Örgütlenme özgürlüğü 1 Tablo 9: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak soruşturulan vakalar (güvence altına alınan bir vaka birden fazla haklardan birden fazlasını içerebilir) Kapatılan vakaların genel toplamı 534 Halkın Avukatı Kurumu Yasası’na dayanarak vakaların kapanmalarının yasal dayanakları Şikâyette bulunanın oluruna dayanarak olumlu sonuçlanmış – 19. madde, 1.5. bent 296 Kabul edilemez; hukuki yolların kullanımı Hukuki yolların kullanımı - 20. madde, 1.3. bent 81 Kabul edilemez; ihlal, kötü yönetim yok – 20. madde, 1.1. bent 81 Kabul edilemez; hukuki yolların kullanılmaması - 20. madde, 1.4. bent 40 Tarafın ilgisizliği, başarısızlığı yüzünden kapanmış - 20. madde, 1.2. bent 22 Raporlu kapanma 12 Kabul edilemez; yargılama yetkisi dışında - 19. madde, 1.3.1. bent 1 Kabul edilemez; isimsiz şikâyet - 19. madde, 1.3.3. bent 1 Tablo 10: 2014 yılında HAK tarafından kapatılan vakaların genel toplamı (sadece 2014 yılına ait vakalar değil, daha önce kaydedilen ancak bu yıl içerisinde kapanan vakalar da dâhil) 176 YARGILAMA VE KOVUŞTURMA SİSTEMİ Priştine Asliye Mahkemesi 52 Priştine Temyiz Mahkemesi 32 Gilan Asliye Mahkemesi 18 Kosova Yargıtayı Özel Dairesi 17 Prizren Asliye Mahkemesi 17 İpek Asliye Mahkemesi 14 Yakova Asliye Mahkemesi 13 Kosova Yargı Kurulu 9 Mitroviça Asliye Mahkemesi 9 Ferizay Asliye Mahkemesi 8 Kosova Yargıtayı 4 Priştine Asliye Savcılığı 3 Yakova Asliye Savcılığı 3 Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile) 8 HÜKÜMET OTORİTELER Kosova Islah Hizmeti 51 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 35 İçişleri Bakanlığı 15 Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı 7 Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı 4 Sağlık Bakanlığı 3 Çevre ve Alan Planlama Bakanlığı 3 Kosova Hükümeti 3 Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı 3 Dışişleri Bakanlığı 3 Altyapı Bakanlığı 2 Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile) 10 YEREL YÖNETİMLER 177 Ferizay Belediyesi 22 Prizren Belediyesi 18 Yakova Belediyesi 16 Priştine Belediyesi 14 Lipyan Belediyesi 9 Gilan Belediyesi 8 Mitroviça Belediyesi 7 Parteş Belediyesi 6 İpek Belediyesi 4 Malişeva Belediyesi 4 Vıçıtırın Belediyesi 4 Leposaviç Belediyesi 4 Obiliç Belediyesi 4 Kameniça Belediyesi 2 Klina Belediyesi 2 Graçaniça Belediyesi 2 Drenas Belediyesi 2 Ştırpçe Belediyesi 2 Kosova Ovası Belediyesi 2 Deçan Belediyesi 2 Viti Belediyesi 2 İstok Belediyesi 2 Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile) 9 SORUMLU DİĞER TARAFLAR Kosova Polisi 40 Priştine Üniversitesi 14 KEDS 12 Kosova Özelleştirme Kurumu 11 Kosova Mülkiyet Kurumu 3 178 Yabancı Merciler 3 Kosova Cumhurbaşkanlığı 3 Merkez Seçim Komisyonu 3 Kosova Meclisi 3 Kosova Enerji Şirketi 3 Kosova Üniversite Klinik Merkezi 2 Priştine Su Şirketi 2 Kosova Gümrüğü 2 Kosova Radyo Televizyonu 2 Ulusal Üniversitesi Kütüphanesi 2 Diğer Kurumlar (sadece birer vaka ile) 14 Gderçek kişi 7 Tablo 11: HAK tarafından soruşturulan bireysel sorumlu yetkililer (bir vaka birden fazla sorumlu tarafı içerebilir) Cevapsız kalan yazı sayısı HAK tarafından gönderilen yazı sayısı Sorumlu Merci YARGILAMA VE KOVUŞTURMA SİSTEMİ Priştine Asliye Mahkemesi 52 11 Yargıtay Özel Dairesi 24 4 Kosova Yargı Kurulu 9 2 İpek Asliye Mahkemesi 4 1 Mitroviça Asliye Savcılığı 1 1 Kosova Anayasa Mahkemesi 1 1 EULEX Misyonu 1 1 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 7 5 Dışişleri Bakanlığı 3 3 Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı 3 3 HÜKÜMET OTORİTELER 179 Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı 3 3 Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı 3 2 Adli Tıp Enstitüsü 2 2 Kamu Yönetimi Bakanlığı 1 1 Prizren Belediyesi 7 4 Priştine Belediyesi 9 5 Graçaniça Belediyesi 3 2 İpek Belediyesi 3 2 Mitroviça Belediyesi 3 2 Klokot Belediyesi 2 2 Drenas Belediyesi 2 2 Leposaviç Belediyesi 2 2 Priştine Üniversitesi 8 3 Kosova Cumhurbaşkanlığı 6 2 Kosova Polisi 6 2 YEREL YÖNETİMLER DİĞER KAMU KURUM VE KURULUŞLAR Tablo 12: Sorumlu yetkili mercilerin HAK yazılarına yanıt verme eksiklikleri İncelene vakalarla ilgili raporlar (vatandaşların şikâyetlerinden) 10 Re’sen soruşturulması yapılan raporlar 3 Soruşturulması yapılan raporlara ilişkin öneriler 28 Geçici tedbir talebi 2 Tablo 13: HAK’nun geçici tedbirleri için öneri içerikli raporlar ve talepler Uygulanan öneriler Sorumlu Merciler Kosova Meclisi Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı 180 Uygulanmayan öneriler Uygulanmayı bekleyenler 1 7 3 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1 3 Altyapı Bakanlığı 2 1 İçişleri Bakanlığı 2 Kosova Hükümeti 2 Dışişleri Bakanlığı 1 Kosova Özelleştirme Kurumu 1 Gilan Belediyesi 1 Kosova Mülkiyet Kurumu 1 Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı 1 Kosova Yargı Kurulu 1 Toplam 5 13 10 Tablo 14: HAK tarafından soruşturulan vakalarda raporlardaki tavsiyelerin uygulanmları 4.3. İstatistiklerin grafiksel sunumu Şekil 1: 2014 yılında HAK’na bildirilen şikâyetlerin İncelenmesi 181 Şekil 2: 2014 yılında HAK’na bildirilen vatandaşların etnik kökenleri Şekil 3: 2014 yılında HAK’na bildirilen cinsiyete dayalı vatandaşların şikâyetleri 182 Şekil 4: 2014 yılında HAK’na bildirilen sorumlu kişilerin şikâyetleri Şekil 5: 2014 yılında soruşturma için açılan vakalara göre vatandaşların etnik kökenleri 183 Şekil 6: HAK tarafından soruşturulan vakalarda sorumlu yetkililer Şekil 7: Anayasa ile güvence altına alınan haklara dayanarak soruşturulan vakalar 184 Şekil 8: 2014 yılında HAK tarafından kapanan vakalar (sadece 2014 yılına ait vakalar değil, daha önce kaydedilen ancak bu yıl içerisinde kapanan vakalar da dâhil) Şekil 9: HAK tarafından soruşturulan vakalarda raporlardaki tavsiyelerin uygulanmaları 185 Kısaltmalar KÖK KMK YMK ÇKK AOM KİK KKAK KVKYKK AB KİB YGC KBSB CRONSEE KEİD İŞBKM SMGÇSMD BEM AKD İHEB KYÖD ECMI ENOC EOI EULEX ÇHG AİHM KAM HAK ICC KYE IOI KAPE KPM İHKUK Kosova Özelleştirme Kurumu Kosova Mülkiyet Kurumu Yolsuzlukla Mücadele Kurumu Çevre Koruma Kurumu Akdeniz Ombudsmanları Birliği Kosova İstatistik Kurumu Kosova Kamu Arşivleri Kurumu Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Kamu Kurumu Avrupa Birliği Kosova İslam Birliği Yüksek Güvenlikli Cezaevi Kosova Bağımsız Sendikalar Birliği Güneydoğu Avrupa Çocuklar Omdusmanlar Ağı Kosova Emeklilik İdaresi Dairesi İşletme ve Barınma Konuları Müdürlüğü Savaş Malülleri ve Gazileri Çocukları ve Sivil Mağdurlar Dairesi Belediğe Eğitim Müdürlüğü Ayrımcılık Karşıtı Dairesi İnsan Hakları Evrensel Bildirisi Kosova Yargıtayı Özel Dairesi Azınlık Sorunlarıyla ilgili Avrupa Merkezi Çocuklar için Ombudsman Avrupa Ağı Avrupa Omdusman Enstitüsü Avrupa Birliği Hukukun Üstünlüğü Misyonu Çocuk Hakları Grubu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kosova Anayasa Mahkemesi Halkın Avukatı Kurumu Ulusal Kurumların Uluslararası Koordinasyon Komitesi Kosova Yargı Enstitüsü Ulıuslararası Omdusman Enstitüsü Kosova Adli Psikiyatri Enstitüsü Kosova Polis Müfettişliği İnsan Haklarını Koruma Ulusal Kuruluş 186 RSE AİHS KEŞ KEDTŞ ESK KYK BM TGBM BSK İHÖKK ÇHKK ÇHSTÖK SOK KBGK KSK BMK KCCY KCCMY MSK YK NSL KBEY LGBT KYB YYİB EBTB TOKKB AB TGDB İÖUM ÇAPB İB ÇSGB SB KAO OHCHR Ruh Sağlığı Enstitüsü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kosova Enerji Şirketi Kosova Elektrik Dağıtımı ve Temini Şirketi Ekonomi ve Sosyal Kurulu Kosova Yargı Kurulu Belediye Meclisi Topluluk Güvenliği için Belediye Kurulu Belediye Seçim Komisyonu İnsan Hakları ve Özgürlüklerin Korunması Kurulu Çocukların Haklarını Koruma Kurulu Çocukların Hakları için Sivil Toplum Örgütü Koalisyonu Sırp Ortodoks Kilises Kosova Bağımsız Gözetim Kurulu Kosova Savcılar Kurulu Bağımsız Medya Kurulu Kosova Cumhuriyeti Ceza Yasası Kosova Cumhuriyeti Ceza Usulü Yasası Merkez Seçim Komisyonu Yoklama Kurulu Nihai Seçmen Listesi Kamu Belgelere Erişim Yasası Lesbian, Gey, Bisexual and Transgender (Lezbiyen, Gey, Erdişi ve Cinsiyet Değiştiren) Kamu Yönetimi Bakanlığı Yerel Yönetimler İdaresi Bakanlığ Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Tarım, Ormancılık ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı Adalet Bakanlığı Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanlığı İşkenceyi Önleme Ulusal Mekanizma Çevre ve Alan Planlama Bakanlığı İçişleri Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sağlık Bakanlığı Kosova Avukatlar Odası Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Bürosu 187 STÖ BMÖ AGİT SGÖ EK ŞTM IM KİMRM KÜKM TM SÇM OM KRT KIH KŞTH KKO UNDP UNICEF UNHCR PÜ USAID OY DKB TGDB BB DSB İYB Sivil Toplum Örgütü Birleşmiş Milletler Örgütü Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Savaş Gazileri Örgütü Engelli Kişiler Şartlı Tahliye Masası Islah Merkezi Kosova İşkence Mağdurları Rehabilitasyon Merkezi Kosova Universite Klinik Merkezi Tutuklama Merkezi Sosyal Çalışma Merkezi Oylama Merkezi Kosova Radyo Televizyonu Kosova Islah Hizmeti Kosova Şartlı Tahliye Hizmet Kosova Kurtuluş Ordusu Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Priştine Üniversitesi Birleşik Devletler Ululararası Kalkınma Daires Oylama Yeri Diller Komiserliği Bürosu Topluluklar ve Geri Dönüş Bürosu Başbakanlık Bürosu Disiplin Savcısı Bürosu İyi Yönetişim Bürosu 188