Sıvılar Çözeltiler

Transkript

Sıvılar Çözeltiler
Dr. Mehmet AKÇİMEN
AÜTF Acil Tıp A.D.
1. ADH ve Aldosteron böbrekte nerelerde
etkilidir?
2. Mol, ozmol, ozmolarite ve osmolalite
nedir?
3. Kan glukoz düzeyi 600 mg/dL olan bir
hastanın ölçülen Na değeri 140
mEq/L’dir. Hastanın düzeltilmiş Na değeri
nedir?
4. 60 kg ağırlığındaki bir hastanın ölçülen
Na değeri 121 mEq/L’dir. Hastanın
Sıvılar
Kompartmanlar
Vücuttaki elektrolit konsantrasyonları
%40
%5
%15
%20
%60
%40
Çözeltiler
• Bir çözücünün içindeki maddelerin
konsantrasyonlarını tanımlamak için mol,
ekivalan ya da osmol/litre terimleri kullanılır
• Bir mol, bir bileşik içindeki 6,02x1023
molekülü temsil eder.
• Moleküler ağırlık, bir mol maddenin gram
cinsinden kütlesidir.
• Ekivalan, bir maddenin moleküler
ağırlığının, o maddenin yüküne oranıdır.
• Osmol, çözücü içindeki bir mol aktive
parçacık miktarını gösterir.
– 1 mol NaCl: 1 mol Na+ ve 1 mol Cl- → 2 mol
osmotik aktif parçacık
– 1 osmol NaCl = 0.5 mol NaCl
• Osmolarite, bir litre solüsyon içindeki
osmol sayısıdır.
• Osmolalite, bir kilo çözücüdeki osmol
sayısıdır.
• Osmolar gap varsa muhtemel sebepleri:
• Serum osmolaritesi=2
[Na+]+[Glukoz]+[BUN ]
.
18
2.8
• Normal serum osmolaritesi 275 – 295
mosmol/L
• Normalde ölçülen serum osmolaritesi ile
hesaplanan osmolarite arasındaki farkın 10
mosmol/L’den fazla olmaması gerekir
(osmolar gap)
– Laboratuar hatası
– Serum su seviyesinde azalma
• Hiperlipidemi
• Hiperproteinemi
– Serumda düşük molekül ağırlıklı maddelerin
varlığı
– Etonol
– Metanol
– İsopropil alkol
– Etilen glikol
– Aseton
– Etil eter
– Paraldehit
– Laktat
– Mannitol
Homeostazis
• Alınan madde etanolse osmolar gaptan
kan alkol seviyesi hesaplanabilir.
• Her 100 mg/dL etanol için osmolarite 22
• Sıvı dengesini korumak için yetişkin bir
insanın günde 2000 – 3000 mL sıvı
almalıdır.
• Bu miktar çıkarılan idrar ve hissedilmeyen
kayıpların toplamıdır.
– Hissedilmeyen kayıplar:
• Solunum yolu (500 – 700 mL)
• Deri (250 – 350 mL)
• Feçes (100 mL)
mg/dL artar.
– Bu kayıplar ateş (500mL/gün/1C0, ter (1500ml), GİS
kayıplarıyla dramatik şekilde artar
Elektrolitler
• Tüm elektrolit bozuklukları için hemen
hemen aynı yaklaşım geçerlidir.
• “hiper-”durumlar genellikle
1. Miktardaki artış
2. Kompartmanlar arasındaki geçiş
3. Sıvı miktarındaki azalma
sonucunda görülür.
• Aynı şekilde “hipo-” durumlar da
1. Miktarda azalma
2. Kompartmanlar arası geçiş
3. Sıvı miktarında artma
ile kendini gösterir
Sodyum (Na+)
• 70 kg’lık normal bir erkekteki Na yükü 40 –
50 mEq/kg ‘dır(toplamda ~ 2800 mEq)
• %98 oranında ekstrasellüler sıvıda (ECF),
ortalama 140 mEq/L konsantrasyonda
bulunur.
• İntrasellüler sıvıda (ICF) konsantrasyonu
10 – 12 mEq/L kadardır
• Hücre içine pasif difüzyonla geçer, hücre
dışına ATPaz bağımlı sistemlerle atılır.
ALDOSTERON
ADH
Hiponatremi
• Serum Na seviyesinin 135 mEq/L altına
düşmesi.
• Vücuttaki suyun artışına, sudan daha fazla
Na’nın azalmasına, vücuttaki su
dağılımındaki değişikliklere ya da
laboratuar hatalarına bağlı olabilir.
• Semptomların ortaya çıkışı toplam
miktardan çok, serum seviyelerindeki
değişikliklere bağlıdır.
• Genellikle 120 mEq/L’nin altındaki değerlerde
(kronik düşmeler de dahil) semptomlar ortaya
çıkmaya başlar.
• Pek çok semptom görülebilir:
– Konfüzyon
– Letarji
– Bulantı
– Kusma
– İştahsızlık
– Kas krampları
– Hipotermi
– Nöbet (Na seviyesi 113 mEq/L altına inerse sıklık
artar)
Koma
Patofizyoloji
Santral Sinir Sistemi: Na seviyesinin
düşmesiyle birlikte kan-beyin bariyerinden
su beyne göç eder.
• hastalarda apati, ajitasyon, baş ağrısı,
bilinç değişikliği, nöbet ve hatta koma
görülebilir.
• Semptomların şiddeti ödeme olduğu kadar
Na miktarına da bağlıdır.
• Akut hiponatremi; 24 saatte Na seviyesinin
120 mEq/L’nin altına düşmesi veya saatte
• Bu tür hızlı düşüşlerde yetişkinlerde
mortalite oranı %50’leri bulur.
• Daha yavaş olan düşmelerde de
hastalarda klinik bulgular (güçsüzlük,
hemiparezi, ataksi, Babinsky
pozitifliği…)gözlenebilir.
• Beynin hiponatremideki sıvı geçişlerine
karşı 2 tane mekanizması vardır:
1. Hidrostatik basınç artınca interstisyel sıvı
BOS’a geçer ve araknoid villuslardan emilir.
2. Hücre içi Na, K ve organik osmolitleri
azaltarak osmotik gradientin azalmasını
sağlar.
• Beyin kendini bu mekanizmalarla korur.
• Bu yüzden hiponatremideki asıl tehlike;
olayın kendisi değil, tedavisindeki
hatalardır
Kardiyovaskuler Sistem: Hiponatremi
sonucunda su ekstrasellüler alana ve
hücre içine kaçar.
• Hipertonik yada izotonik ortamda gelişen
hipovolemide şok gelişmesi daha zorken
hiponatremik ortamda gelişen aynı
değerdeki hipovolemide daha kolaydır.
Kas – İskelet Sistemi: Pek çok
hiponatremik kişide normal kas tonusu
gözlenir.
• Ancak egzersiz sırasında kas güçsüzlükleri
ve kramplar gelişmeye başlar.
• Kayıp elektrolitler yerine konduğu zaman
semptomlar kaybolur.
• Hiponatremi tedavisinde Na, kaybedilme
hızından daha yavaş bir hızda yerine
konmalıdır.
• Aksi halde oluşan yüksek plazma
ozmolaritesi hücre içi suyu hücre dışına
çekerek beyin hasarına neden olur
(osmotik demiyelinizan sendrom, santral
• Antidiüretik hormon (ADH) tüm
hiponatremik koşullarda salınır.
• Ancak durum paradoksaldır.
• Çünkü ADH, renal tübüllerden su
tutulumunu sağlar. Bu da hiponatreminin
derinleşmesine neden olur.
• Ayrıca ADH’nın küçük miktarları bile
periferik dokularda vazokonstrüktör etki
yaparak hayati organlara kan akımının
artmasını sağlar.
Renal Sistem: Böbreklerin hiponatremiye
normal cevabı idrarın dilue edilmesidir.
• Ancak tersine ADH’nın devreye girmesiyle
su tutulur.
• İdrar [Na+] 10 mEq/L’nin altındaysa renal
Na metabolizması düzenlidir.
• [Na+] 20 mEq/L’nin üzerinde ise ya renal
hasarlanma vardır, yada natriüretik
mekanizmalar devreye girmiştir.
• Tanı: İdrar [Na+] sıvı durumu hakkında bilgi
vermez.
• Ancak yine de düşük Na değeri ölçülen
kişilerde serum osmolalitesi ve
ekstrasellüler sıvı volümünün
hesaplanması yararlıdır.
• Bu, hiponatremik patolojilerin ayrımında işe
Hipertonik Hiponatremi (P
>295)
OSM
• Bu durum, osmotik aktif partiküllerin
intrasellüler alandan ekstrasellüler alana
geçmesiyle görülür.
• Böylelikle su ekstrasellüler mesafeye geçer
ve buradaki Na dilüe hale gelir.
• En sık nedeni hiperglisemidir.
• Her 100 mg/dL’lik artışta serum [Na+] 1,6 –
1,8 mEq/L azalır.
• Tedavisi ekstrasellüler hipertonisiteyi, neden
olan patolojiyi düzelterek geriletmektir.
Sıvı açığı da çok sık eşlik ettiği için Na içeren
İzotonik Hiponatremi (POSM 275 – 295)
Hipotonik Hiponatremi (POSM <275)
• Bu durum genelde yalancı hiponatremi
olarak karşımıza çıkar.
• Plazma protein ve lipitlerinin yüksek
olması, plazma akışkanlığını ve Na içeren
plazma miktarını azaltır.
• Laboratuarda Na ölçümü “volüme kitle”
olarak hesaplandığı için Na miktarı düşük
çıkar.
• Bu yüzden bu çeşit hiponatremilerin
tedavisine gerek yoktur.
• Bu hiponatremi, hücresel fonksiyonlardaki
düzensizlikler sonucu ortaya çıkar.
• Fonksiyonel ekstrasellüler sıvı volümüne
ve idrar [Na+] miktarın bağlı olarak alt
gruplara ayrılır.
• Ekstrasellüler sıvı komponentlerinin ve
plazma osmolalitesi ve elektrolitlerinin,
idrar elektrolit ve osmolalitesinin
belirlenmesi alt grupların ayrıştırılmasında
yardımcıdır.
• Hipovolemik hiponatremi , su ve Na
• Elektrolit ve su dengesindeki bozukluk
böbreklerden su tutulmasına neden olur.
• 4 mekanizma ile gerçekleşir:
kaybının birlikte olduğu ve replasmanı
sırasında hipotonik solusyonların
kullanıldığı durumlarda ortaya çıkan bir
hiponatremi çeşididir.
• Na kayıpları renal ya da ekstrarenal
olabilir.
1. Glomerüler filtrasyonda azalma
2. Proksimal tübülden su ve solut emiliminde
artma
3. Nefronun seyreltici bölümlerinde su
ekskresyonunda azalma
4. Non-osmotik uyarılarla ADH salgısında artma
• Na ve su kaybı renal olan hastalarda idrar
[Na+] 20 mEq/L’nin üzerindedir.
• Bu hastalarda klinikte hipovolemi,
hiponatremiden deha ön plandadır.
• İzotonik solusyonların verilmesi ve altta
yatan hastalığın tedavisi gereklidir.
• Övolemik hiponatreminin en sık sebebi
uygunsuz ADH sendromudur.
• 6 kriteri vardır:
1.
2.
3.
4.
5.
Hipotonik hiponatremi
İdrar osmolaritesindeki uygunsuz artış
Artmış idrar [Na+]
Övolemi tablosu
Normal adrenal, renal, kardiyak, hepatik ve tiroid
fonksiyonları
6. Su kısıtlamasıyla düzeltilebilir
• Bu hastaların tedavisi su kısıtlamasıdır.
• Övolemik hiponatremi, normal volüm ve
hiponatremiyi tanımlar.
• Hastalarda minimal su kaybı vardır.
• Na miktarı neredeyse normaldir, ancak
hastalarda hiponatremi semptomları ortaya
çıkar.
• Bunlar genelde SSS hipotonisitesine bağlı
semptomlardır.
• İdrar [Na+] genelde 20 mEq/L’nin
üstündedir ve serum ADH düzeyi artmıştır.
• Hipervolemik hiponatremi sıvı
tutulumuna bağlı kilo alımı şeklinde ifade
edilebilir.
• Hastalar genelde sıvı yüklenmesiyle
(periferik, pulmoner ödem) karşımıza
çıkarlar.
• Bu hastalarda su tutulumu yanında Na
Ciddi Hiponatremi Tedavisi
• İki gruba ayrılırlar.
1. Renal yetmezlik olmaksızın gelişen ödem
•
•
İdrar [Na+] 20 mEq/L’nin altındadır.
Siroz ve/veya asitli hastalar, KKY olanlar, nefrotik
sendrom bu gruptadır.
2. ABY – KBY’li hastalar
•
Bu hastaların idrar [Na+] 20 mEq/L’nin üstündedir.
• Bu hastaların tedavisinde altta yatan
hastalığa yönelik yaklaşımlar ve ılımlı Na
ve su takviyesi vardır.
• Tedaviye diüretikler eklenebilir.
• Na seviyesinin 120 mEq/L’nin altında
olması acil tedavisini gerektirir.
• İdrar elektrolitlerinin tayini tanı ve tedavinin
yönlendirilmesi için önemlidir.
• Hipovolemik hastalarda Na defisiti tespit
edilmeli ve normal salinle düzeltilmelidir.
Toplam Na defisiti (mEq/L)= (istenilen
plazma [Na+] – ölçülen plazma [Na+]) x
toplam vücut sıvısı
Tedavi komplikasyonları
• [Na+] 120 mEq/L’nin altındaysa veya
hastada koma, nöbet gibi klinik durumlar
varsa hipertonik solusyon (%3 NaCl)
kullanılmalıdır.
• Ancak plazma [Na+] saatte 0,5 – 1
mEq/L’den daha hızlı artmamalı .
– Nöbet durumlarında bu hız saatte 1 – 2
mEq/L’ye çıkarılabilir.
• Bu tedaviye diüretik eklenmesi sıvı
yüklenmesini önlerken [Na+] seviyesinin
d h h l dü l
i i ğl
bili
Hipernatremi
• SSS, hepatik ya da renal bozukluklar
olmaksızın komplikasyon gelişme riski
%2’nin altındadır.
• Özellikle kronik hiponatremisi olanlarda
hipertonik ortama bağlı olarak beyin
hasarları oluşabilir.
• Tipik olarak hastalarda dizartri, disfaji,
bilinçte dalgalanma, davranış değişiklikleri
yada konvulsiyonlar görülebilir.
• Bu semptomlar günler – haftalar içinde
Diabetes İnsipitus (Dİ)
Patofizyoloji:
• Serum [Na+] değerinin 150 mEq/L
olmasıdır.
• En sık sebebi toplam vücut suyunun
azalması, daha seyrek olarak da aşırı Na
alımı veya atılımındaki azalmadır.
• En önemli savunma mekanizması
susamadır.
• Plazma osmolalitesindeki %2’lik artış
susamayı tetikler.
• Problem, ADH’ye santral veya periferik
cevaptaki bozulmadır.
• İdrar osmolalitesi düşüktür
• Santral ve nefrojenik Dİ’nin tanısını
koymak için su kısıtlama testi (osmolaliteyi
>295 mosmol/L’ye ulaştırmaya çalışmak)
ve 5 U aköz vazopresin SC testi yapılır.
• Su kaybına cevaptaki eksiklik Dİ tanısı
koydurur.
• Santral Dİ’li hastalar vazopressine çok iyi
yanıt verirlerken (idrar osm >800 mosm/L)
nefrojenik Dİ’li hastalarda cevap hiç yok ya
da çok azdır.
Semptomlar:
• Semptomlar [Na+] 158 mEq/L’nin üzerine
çıkınca görülmeye başlar.
• Nörolojik semptomlar ön plandadır.
– İdrar Na 60 – 100 mEq/kg ve
– İdrar osmolalitesi 200 – 300 mosmol/kg
• Hipotonik idrar oluşur
• Patogenezinde:
1.Santral (ADH salımında bozukluk)
2.Nefrojenik (böbreğin ADH’ye duyarsızlığı)
– İrritasyon
– Ateş (hipovolemiye bağlı)
– Nöbet
– Koma
• Serum osmolalitesi 350 mosmol/kg’nin
üzerine çıkarsa mortalite ve morbidite riski
• Hipernatremiye sıklıkla hipokalsemi eşlik
eder vve nörolojik semptomları ağırlaştırır.
• Ancak mekanizma açık değildir.
• Hücresel sıvı kaybına bağlı olarak beyin
dokusunda büzüşme sonucunda masif
yada noktasal kanamalar gözlenebilir.
• Eğer hipernatremi günlerce sürerse beynin
su miktarı normale dönmeye başlar.
• Bunun nedeni beyin hücrelerinde idiyojenik
osmol adı verilen bir çeşit aminoasit olan
torinin birikmesidir. Eğer hipertonisite
k d
k d
t
k l
b
• İdrar çıkımı 0,5 ml/kg/sa olana kadar
hastalara sıvı replasmanına devam
edilmeli.
• Günlük [Na+] düzeltme hızı 10 – 15
mEq/L’yi geçmemeli.
• Su defisiti (L)=TVS x ölçülen [Na+] – 140
.
140
• Genel bir kural olarak her bir L’lik su
defisitinde serum [Na+] 3 – 5 mEq/L artar.
Tedavi: Köşe taşı sıvı replasmanıdır.
• Hastalara normal salin (NS) ya da ringer
laktat (RL) başlanmalı.
– Her ne kadar NS [Na+] 154 mEq/L olsa da,
replasmanı aksine [Na+]’nun düşmesine
yardımcı olur.
• Doku perfüzyonu sağlanana kadar
hastalara bu sıvılar verilmeli.
• Perfüzyon sağlandıktan sonra hastalara
%0,45’lik NaCl veya hipotonik sıvılar
b l
l
• Hipernatremi yeni gelişmiş olsa bile
idiyojenik osmoller beyin hücrelerinde
birikebilir.
• Hızlı rehidratasyon, bu hastalarda hücre içi
osmotik basınçta artmaya ve buna bağlı
beyin ödemine neden olabilir.
– Sonuçta beyin ödeminden nöbete ve ölüme
kadar giden hasarlar oluşabilir.
• Bu yüzden rehidratasyon yavaş
yapılmalıdır.

Benzer belgeler

sıvı elektrolit tedavisi

sıvı elektrolit tedavisi • Iv sıvının her litresine 40 mEq’dan fazla K eklenmemeli.İv infüzyon hızı 40 mEq/saat’i

Detaylı

Hiponatremi yönetimi - Prof Dr Hayriye Sayarlıoğlu

Hiponatremi yönetimi - Prof Dr Hayriye Sayarlıoğlu • Na ve su kaybı renal olan hastalarda idrar [Na+] 20 mEq/L’nin üzerindedir. • Bu hastalarda klinikte hipovolemi, hiponatremiden deha ön plandadır. • İzotonik solusyonların verilmesi ve altta yata...

Detaylı