Tiyatroya Rağmen Yaratıcı Drama

Transkript

Tiyatroya Rağmen Yaratıcı Drama
Yaratıcı Drama Dergisi
2006, Ciit 1 Sayı 1
Tiyatroya Rağmen Yaratıcı Drama
İnci SAN*
Ankara Üniversitesi
Özet
Tiyatro, oyuncusu, yönetmem, dramaturgu, sahnede ve sahne arkasındaki
çalışanları ve çocuk, genç, yetişkin izleyicisi ile bir bütündür Çalışanları
arasına son iki on yılda tiyatro pedagogları da girmiştir. Tiyatronun insanları
eğitmesinin mi daha önemli olduğu yoksa sanatsallık ve estetiğin mi ön plana
çıkarılması gerektiği tartışıla dursun, tiyatro pedagojisi (eğitbilimi) alanı iki
görüşün birleştiği bir alan olarak görülebilmektedir. Yaratıcılığı ve grup
çalışmasını Ön plana alan yaratıcı drama çalışmaları ile tiyatronun karşı
karşıya gelmesi de aslında söz konusu değildir. Önemli olan, dramacıların ti­
yatroyu daha fazla öğrenecekleri arasına almaları, tiyatrocuların ise pedago­
jik bir eğitim sürecinden geçmeye razı olarak, kendileri için yeni ufuklar aça­
cak tiyatro eğitimbilimi alanına yönelmelerinin gereğini ve önemini benim­
semeleridir. Dramamn bilimsel olarak nerelerde ve hangi yeni bilgilerle
katıştırılarak nasıl kullanılacağının araştırılması, uygulanması, yerleştirilme­
si için, araştırma merkez ve/ya da merkezlerinin kurulmasına hızla geçilme­
lidir.
Anahtar sözcükler: Drama, yaratıcı drama, tiyatro eğitbilimi
Abstract
Can we really mean that Creative drama is a form versus theatre? Or should
we emphasize Creative drama as an essential way o f learning, learning the­
atre, learning life and understanding what drama/theater is standingfor? For
this approach the fıe ld “pedagojy o f theatre/drama” should be studied. For
doing this we need both the knowledge o f theatre and ali aboııt Creative
drama. Pedagojy o f theatre/drama is a \vide fıeld which after having studied
and deepened in it can be easily a ne\v profession in Turkey.
Keywords: Creative drama, theatre, pedagojy o f theatre/drama
*
P rof. D r., S a n a t B ilim c isi, in c isa n @ h o tm a il.c o m
İnci SAN
6
Giriş
Bu yazı, üzerinde uzunca süredir durduğum
tiyatro ile yaratıcı drama ilişkisi konusunda dü­
şünce üretme aşamasında iken, Çağdaş Drama
Dem eği’nin İstanbul Şubesinden, düzenleyecek­
leri “Rağmen Toplantıları”mn ilk konuşmasının
benden istenmesi üzerine oluşturduğum bir
dizinin ilk ürünü gibidir. Kuşkusuz değer­
lendirilmesi, eleştirilmesi ve yeni düşünüler ve
öneriler ile beslenmesi de dileğimdir.
Rağmen sözcüğü kimi Osmanlıca sözcükler
gibi, güzel bir Türkçe karşılığı bulunmuş olsa da,
yukardaki isim tamlamasına daha rahat oturmak­
tadır. Rağmen toplantılarının da ülkemizin içinde
bulunduğu toplumsal - kültürel - moral ve etik
durumlarla ilişkili olduğu kuşku götürmez. Sa­
natsal ve bilimsel kalkınma adına, şimdilik uzak­
mış gibi görünse de, yaratıcı dramanm geleceğine
yönelik düşler görmek alışkanlığımı sürdüreceğe
benziyorum.
L Tiyatro ile Yaratıcı Drama
Tiyatro en genel anlamda, soyut, bileşik,
örgütlenmiş, oyuncusu, yönetmeni, diğer tüm
çalışanlarıyla ve çocuk, genç, yetişkin izleyi­
cisiyle bir bütünü oluşturmaktadır. Bu kavram,
Avrupa’nın pek çok ülkesinde ve her halde
ABD’de de, tiyatro pedagoglarım da içerirken,
ülkemizde şimdilik bu alanın sözü geçmemekte­
dir. Kısaca, tiyatrodan söz edilirken tiyatro
pedagojisi, tıpkı daha bir zaman öncesine dek dramaturginin de tanınmadığı gibi bilinmemektedir.
Bir eylem sanatları ve diğer pek çok sanat
dalının birleşimi olan Tiyatro’da, kurum olarak, iç
yönetim, fmans, mimari ve izleyiciyle buluşa­
bilirle vb. sayısız yan alan ve bunların taşıdığı
sorunlar söz konusudur. İzleyici ile buluşma
konusunda bile değişik yaş gruplarına ulaşma gibi
önemli bir sorun yanında, bu alanda eğitimi mi
(halk eğitimi, çocuğun eğitimi gibi), sanatsallığın
ve estetiğin mi öne çıkarılması gerektiği gibi,
kültür politikaları ile ilgili çok önemli bir sorun­
salla da yüz yüzedir. Gerçi bu sorunsal hemen
tüm sanat dallan için de geçerlidir ama kamiaşık,
YAZ 2006, CİLT 1, SAYI 1
çok katmanlı yapısı nedeniyle tiyatro olgusunda
bu sorunsal daha bir çetindir.
Sanatsallık ve estetik, tiyatrocuların bilgi ve
görgüleriyle, tiyatro bilimi, sanatlar bilimi, estetik
gibi konuları yakından ve sürekli izlemeleriyle
orantılı olarak çözülebilir.
Peki eğitme işlevi bir yana bırakılabilir mi?
Yani sanat için sanat gibi günümüzde oldukça
boyutsuz kalmış bir slogan ile izleyicinin yaşantı,
deneyim ve bilgilerinin artması, kısaca izleyici,
yani toplum, yani toplum kültürü, kültür poli­
tikası gibi daha başka çabalar isteyen, bu anlam­
da kısaca yarara dönük bir yaklaşım günümüzde
reddedilebilir mi?
Yeniden başa dönecek olursak, geniş kitlelerin
hâlâ ne yazık ki incelikten, ince beğeniden,
eleştirel ve yaratıcı düşünüden yoksun bırakıldığı
ülkemizde akılcı bir kültür sanat politikasının
gerekliliği söz konusu iken, bu olgunun eğitim ve
eğitimbilime eğilmeden gerçekleşebileceği düşü­
nülebilir mi?
Onun için tiyatro ile eğitim ve eğitimbilimini
bağdaştıran, iç içe geçiren, tiyatro ile eğitim
arasında bir aracı olan tiyatro eğitim bilim i,
ülkem izde tüm gelişmiş ülkelerden daha da
önemle gündeme gelmelidir. Oysa tiyatro oyun­
cusu, yönetmeni, hatta tiyatro bilimcileri bu alana
hâlâ yabancıdırlar. Tiyatro pedagojisinin en
önemli bileşeni olan yaratıcı drama ise neredeyse
küçümsenen, çok basit bir olgu olarak anlaşıl­
maktadır bu kesimce. Öte yandan yaratıcı drama
bir ders, bir disiplin, bir estetik eğitimi alanı
olarak eğitim dizgemize yerleşmeye başlamıştır
epeydir.
Onun için “T iyatro’ya Rağmen Yaratıcı
Drama” başlığım doğru okumak gerekir. Ülke­
mizde de “TİYATRO ve YARATICI DRAMA ve
TİYATRO PEDAGOJİSİ”nin bir konuşma başlığı
ve bir kültür alanı olacağı gün kesinlikle gelecek­
tir.
Dilerseniz şöyle bir şema yapalım:
Tiyatro’nun da Yaratıcı Dramanm da kaynağı
OYUN’dur.
TİYATROYA RAĞMEN YARATICI DRAMA
Tablo 1
OYUN
Oyun yarara yöneliktir (Metin And)
Oynayan (ya da katılımcı) Açısından
Tiyatro*
Yaratıcı Drama
1) Sözcük o la ra k köken: theatron (yun.)
A nlam ı: Seyirlik, seyirlik alan.
Özelliği: Yarar ve eğlenme.
Eylemlilik ve edilgenlik gösterenler
(oyuncular) ve gösterilenler (izleyenler) var.
2) Önde gelen amaç
Sanatsallık-iyi oyun çıkarma (Edebilik)
(Alm.: Spiel und Interaktion)
1) Sözcük o la ra k köken: dran-dramenon (yun.)
A nlam ı: eylem ~ eylemek, etmek, yapmak.
Ö zelliği: Etkin(lik), eylemlilik
2) Önde gelen amaç
Paylaşım .birlikte iş çıkarma
3) Ulaşılmak istenen
Üstün sanat - üstün sanat yapmak.
Bütünsel, tümleşik sanat- Gesamtkunstwerk
3) Ulaşılm ak istenen
Duyular, imgeler, duygular, yaşantılar
4) Aranan şey
Mükemmellik
4) Aranan şey
Yaratıcılık-kişisei ve ortaklaşmacı (kolektif)
5) Elde edilmek istenen
Gösterinin parlaklığı
5) Elde edilmek istenen
Farkındalık-kendisi ve grupla ilişkili olarak
6) Dayanılan Öncelikli olgu
Teknik ve bilgi
6) Dayanılan öncelikli olgu
Deney im(ler)
7) Beklenen şey
Kendini kanıtlam a-star olma
7) Beklenen şey
Kendini yönetm e-star olmama
Ortak Paydalar
8) Estetik haz, estetik yaşantı
8) Estetik haz, estetik yaşantı
9) Öğrenme-başlıca kendi oyunculuk becerisi ve
tiyatroya ilişkin
9) Öğrenme-kendİne ilişkin ama daha çok sosyal
öğrenme-topl umsali aşma
10) Katharsis
10) Katharsis
11) Estetik ve niteliklilik
11) Estetik ve niteliklilik
* Burada deneysel, araştırmacı, takım çalışmasına dayanan tiyatro oyunları dışındaki klasik-gelenekselleşm iş tiyatro anlayışı­
na göre oyuncu yetiştiren kurumlara (başta konservatuarlarımız olm ak üzere) gönderme sözkonusudur.
Katılımcı (oyuncu) açısından iki alan arasın­
daki ayrımları ve ortak yanlan böylece vurgu­
ladıktan sonra üzerinde kısaca durmak istediğim
bir konu şudur:
“Her okul bir tiyatro” sloganı ile 1996’larda
başlayan okullararası tiyatro şenlikleri ki, aslında
yarışmalar biçiminde gelişmiştir, tiyatro ile tanış­
ma açısından her ne kadar olumlu görülebilirse
de, tüm öğrenci kitlesini kapsayan bir eylem
olmaması, küçük bir grubun tiyatro yapması,
büyük çoğunluğun izleyici, yani edilgen ve belki
de bir bakıma yoksun bırakılması, küçük grupta
da starlasanların olması açısından, tam tümel bir
etkinlik ve eylem olma niteliğinde değildir.
Buna karşılık, ilköğretim program larında
zorunlu seçmeli dersler arasına 1998-1999 öğre­
tim yılında giren yaratıcı dram anın, sürekli
olması ve ders niteliğinde olması dolayısıyla cid­
diye alınma, getirdiği kazanımlarm gerek öğret­
men gerekse veli açısından gözlenebilir olması
dolayısıyla, kuşkusuz sosyal, fiziksel, psikolojik
ve pedagojik yönlerden yararlar sağladığını söy­
lemek yerinde olacaktır.
II. Tiyatro Eğitimbilimi (Pedagojisi)
Tiyatro Eğitimbilimine gelince, Batı dün­
yasında 1960’lardan bu yana sanatsal-estetik
eğitimin, edebiyat ve tiyatro biliminin bir yan
alanı olarak sosyal bilimler dünyasına giren bu
YARATICI DRAMA DERGİSİ
8
İnci SAN
araştırma ve uygulama alanı, hemen her ülkede,
daha çok çeşitli aşam aların öğretm enlerinin
gereksinmesiyle yaygınlaşmaya başlamıştır dene­
bilir. Tiyatronun halk eğitiminde kullanılışı çok
daha eskilere dayanıyorsa da, eğitim dizgeleri
içinde tiyatro/dramanııı yer alması, 19. yüzyılda­
ki kimi denemelerden sonra 20. yüzyılda asıl
gelişimini gerçekleştirmiştir.
1970’1erde özellikle çocuk, ergen ve gençlerin
monotonlaşan, bilişsel yanı ağır basan öğretim
programlarında yaratıcılığa, öğrenmekten haz
almaya, kendi buluşlarına ve araştırmalarına yer
vermek adına zekânın duyusal, duygulu, estetik
ve sosyal bölümlerini eyleme geçirmek için, ti­
yatro ve dramadan medet umuldu. Sanatların
dans ve belki heykel çalışm aları dışında,
kinestetik alana pek açılamayan niteliğine karşılık
(resim, miizik vb.), drama tam bir “estetik eylem­
ler sanatı” sunmaktaydı. Sözel yanıyla mantık, dil
yetilerini; bedensel-fıziksel yanıyla kinestetik
yetileri; çizgi renk, tonlar, kokuların kullanımıyla
eyleme geçen imgelem gücü ve imgelerin yaratıl­
masıyla, zihinlerin daha üretici ve eleştirel düşün­
meye başladığı ileri sürüldü. Bu, beyin araştır­
malarıyla da desteklendi, özellikle devinim içinde
öğrenmenin küçük çocuk açısından önemi ortaya
çıktı.
Önceleri okul-tiyatro ilişkisi ile başlayan eği­
lim, giderek yaratıcı drama çalışm alarıyla
başkalaşmış, bu alanın özellikle çocuk ve ergenin,
tiyatro tem elinde ya da tiyatro teknikleri
aracılığıyla kendini gerçekleştirm esi, sosyal­
leşmesi ve yaratıcı kılınması için önemsenmesine
neden olmuştur. Giderek bu alanın bilimsellik
kazandığını görmekteyiz. Öğretmenlerin bir ders
işleme yöntemi olarak da benimsemesiyle yaratıcı
drama ve uygulamalarının boyutlanmasına yol
açılmıştır.
İki kurum, yani okul ile tiyatro arasındaki
ilişkiyi ki, bu bir tür zorunluluktu, örgütlemek ve
anlamlandırmak ise tiyatro pedagoklarının çok
sayıdaki işlerinden biri olmuştur. 1970’lerde
birçok Avrupa ülkesinde tiyatroların okullara
gitmesi, okullarda gösteriler düzenlemesi, ya da
okul ile işbirliği içinde projeler geliştirmesi
yanında İngiltere, Almanya gibi ülkelerde yaratıcı
dramamn ders olarak programlara alınması aynı
YAZ 2006, CİLT 1, SAYI 1
zamanlara rastlamıştır. Almanya’da halen yaratıcı
drama ancak bazı eyaletlerde programdadır, ama
kulüp çalışmaları biçiminde hemen her kesimde
bir etkinlik olarak talep edilmekte ve yer almak­
tadır. Özellikle yetişkin ve yaşlı gruplarda kültür
pedagokları ile tiyatro pedagokları birlikte çalış­
makta ya da çalışmaları yürüten kişi bu iki alanın
talep ettiği nitelikleri kendinde toplamış olmak­
tadır.
Ayrıca, tiyatro pedagojisi, tiyatro sanatı ile iç
içeliği dolayısıyla, profesyonel tiyatro insanının,
yönetmenin, sahne ve kostüm tasarımcısının ve
özellikle oyuncu-sanatçmın yetişmesini de sağ­
layabilmektedir (Simhaııdl, 1986, s. 949).
Tiyatro pedagojisi, anlaşılacağı üzere yalnızca
sanatsal bir çalışma alanı olmayıp pedagojik
(eğitimbilimsel) bir çalışma alanıdır da. Genel
anlamda, “profesyonel olmayanlara da sanatsal
anlatım biçimleri kazandırm ak” (Hendricks,
2004, s.37) için aracı olan bir alan diyebiliriz.
Tiyatro pedagojisinin uygulama çalışmaları
yaratıcı drama çalışmalarıdır. Bedene dönük,
imgesel ve simgeselliği, yaşantı zenginliğini,
anlatımı (ifadeyi) yüreklendirecek yaratıcı
süreçlerden oluşur. Sözel olmayan iletişim çalış­
maları ile sözel olanları içeren çalışmalar, “belir­
siz ya da yinelenmiş iletiler gibi iletişim yanlışlık­
larını düzeltmeye yöneliktir, bunun için belli bir
duyarlılık edinilir. Bu çalışmalar ile her meslekte­
ki kişi, daha adlandırılmamış ama belki de daha
önemli olabilecek iletişimsel etkenleri fark et­
meye ve anlamaya; vereceği tepkileri denileştirip
ilişkileri daha kapsamlı olarak meslek yaşamında­
ki yaşantı ve eylemlerinde anlamlandırıp kullana­
bilecek yetenekler kazanır (Hendricks, 2004,
s.37-38).
///. Tiyatro Pedagogu Kimdir?
Tiyatro eğitimbi 1imcisi sosval çalışmacı
değildir; tiyatro pedagogu psikolog, okuldaki
psikolojik danışman ya da rehber değildir; te­
rapist. sanat eğitimcisi, yardımcı Öğretmen de
değildir.
Tiyatro pedagogu, Miriam W alter’e göre,
“pedagoji okumuş ya da pedagoji ile ilişki kur­
muş tiyatro sanatçısıdır... Tiyatro alanında eğitim
TİYATROYA RAĞMEN YARATICI DRAMA
almamışlara oyunculuk öğretmek için reçeteler
sunan kişi olmayıp sanat sunan kişidir.” (Walter,
2004, s.6).
Eğitimbilimciler ve tiyatro / drama ile ilişki
kurmuş öğretmenler ise, anlaşılacağı gibi, dramayı çeşitli öğrenme alanları için (sanatsal öğren­
me, bilgisel öğrenme, dilsel Öğrenme, sosyal
Öğrenme [toplumsallaşma] vb. gibi) aracı olarak
görürler. Her şeyden önce pedagogdurlar, bu şap­
kadan vazgeçemezler, tıpkı tiyatro kökenli tiyatro
pedagoglarının tiyatro’dan vazgeçemeyecekleri
gibi.
Tiyatro Pedagogu Hangi İşleri Yapar?
Burada tiyatro pedagoglarını sınıflara ayırmak
gerekebilir: (Doğal olarak bu sınıflama tiyatro
pedagojisinin bir meslek ve bilimsel bir alan
olarak kabul edildiği ülkeler için geçerlidir)
1.
a.
Tiyatrolarda görev yapan
tiyatro pedagogları
Yetişkin Tiyatrosunda
İzleyici dram aturgisi, izleyici yönetim i,
(Bugün seyircinin de oyuncu kadar etkin olduğu
kabul ediliyor)
Pazarlama işlerini görme,
Öğretmen temsilcisi,
Çocuk eğlendiricisi
Sanatçı
gibi alt kimliklere bürünen bu meslek insanları
şöyle tanımlanabilirler: Uygun eşlik-programları
ve projeler aracılığıyla tiyatro kurumunu geniş bir
kitleye tanışık kılmak; bir sanat biçimi (dalı)
olarak tiyatro’ya yakınlaşmayı sağlamak; özellik­
le genç insanları, çocukları “bugünün seyircisi”
olarak ciddiye alma ve böylece gelecekteki izleyi­
ciyi de uzun süremde tiyatro evine bağlamak;
estetik deneyimlerin kazanılmasını sağlamak;
yuva çocuğundan en yaşlı insanlara dek geniş
kitleye tiyatro bilimi-bilgileri ve sahne deneyimi,
estetik yaşantı edindirmek; eleştirel seyirci
yetiştirmek; kültürel birikimi artırmak; böylece
tiy a tro ’nun geleceğini de sağlam a bağlam ak
(Walter, 2004, s.6).
9
b. Çocuk Tiyatrosunda
Özetleyecek olursak, beş çalışma alanı sapta­
nabilir:
1. Sahnelemelerin öncesi ve sonrasının hazır­
lık çalışmaları
2.
Tiyatro ve okul arasındaki aracılık çalış­
maları
3.
Seyirci hizmeti olarak yapılan çalışmalar
4. Çocuk ve ergenlerle yapılan tiyatro / drama
çalışmaları
5.
Alımlama araştırması çalışmaları - seyirci
ve prodüksiyon hakkında çalışm alar
(“seyir yerinin dramaturgluğu (dramatur­
gisi)” (Schneider, s. 86-87).
2,
Eğitim alanında görev yapan
tiyatro pedagogları
Burada bir anımsatma olarak şu alıntıya yer
vermek isterim:
“Eğitim, çocuk ve gençlerin kendilerini
gerçekleştirmesine, özgürleşmesine, anlatım ve
iletişim yeterliliği kazanmasına, diğer insanları
anlamasına ve iyi ilişkiler kurmasına, sağlıklı ve
üretken olmasına, araştırma, öğrenme ve sorun
çözme yeterliliği kazanmasına yardımcı olma­
lıdır. Eğitim insanı, kendine, insanlığa ve edindiği
bilgiye yabancılaştırm am alı; onun toplum sal
ilişkiler içinde yerini ve konumunu almasına
olanak tanımalıdır. Öğrenenlere, hiçbir ayrım
yapılmadan yeteneklerini yeterliliklere dönüş­
türecek eğitimsel yaşantılar sunmalıdır.” (Başa­
ran, 1996, s. 104).
Tanımlanan eğitim kuşkusuz ideal bir
eğitimdir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde gerçek­
leştirilmesi ilkelere bağlanmış ulusal bir eğitimi­
miz vardı, öğretm enleriyle, velileri, okul yöneti­
cileri ve eğitim denetçileri ile bu ilkelere uyulduğunu biliyoruz. Okullar ve halkevleri gibi ku­
rumlar örgün ve yaygın eğitimde sanatları, kül­
türü, tiyatroyu da hiç ihmal etmeden insan­
larımızın yaşamına sokmaya uğraşıyorlardı. Bu
ilkeli durum eğer sürebilseydi bugün daha sağlam
kültür ve eğitim politikalarına sahip olunurdu.
YARATICI DRAMA DERGİSİ
inci SAN
10
a. Okııl-Tiyatro İlişkisi
Yukarıdaki bağlamda bir eğitim için sanatlar
eğitiminin ve yaratıcı dramanın önemini vurgula­
maya gerek yoktur. Gene bu bağlamda olmak
üzere tiyatro pedagogunun aşağıdaki görevleri
vardır:
Okul ve tiyatro arasındaki bağı kurar. Bir ti­
yatro oyununu seyredecek öğrencilerle, söz
konusu oyuna hazırlayıcı çalışm alar yapar.
Oyundan sonrasını da düzenler. Oyun hakkında
söyleşiler, dü- şünce alışverişleri ve eleştirilerin
akışını yönetir. Çeşitli tiyatrolara gidişleri
ayarlarken, provaların da izlenmesini, kulisin ve
yapının diğer yerlerinin ziyaret edilm esini,
mümkünse yönetmen ve oyuncular ve diğer sahne
ve arkasında çalışanlarla, öğrencilerin tanışıp
söyleşmesini sağlar. Bu gibi ziyaretlere öğretmen,
okul yöneticisi ve velilerin de zaman zaman
katılabilmelerini gözetir.
Öğrencilerin tiyatro / drama temelli projeler,
programlar, yapmalarına; tiyatro / dramanm tüm
sanatları içeren ve bazen de okunan derslerin bir
çoğu ile ilişkili olan ya da müze ziyaretleri için,
“ eğitim-öğretim ve drama projeleri” hazırla­
malarına yardım eder. Okulda tiyatro ya da drama
gösterimleri düzenlenmesinde rol oynar. Öğret­
menlerin tiyatro / drama alanında hizmet içi
eğitim almalarında öğretici olarak veya yetkili
kurumlarla ilişkiye girerek görev alır. Bu kurumların üniversite ve fakültelerindeki ilgili birimler
ve tiyatro pedagojisi merkezleri olması gerekir.
Burada önemli olan yaratıcı drama eğitimi
almamış, tiyatro bilgisinden yoksun ve yeteneksiz
kimi öğretmenlerin devreye girmesinin önlenme­
sidir. (Jerofke, 2004, s. 16) Bu, öğrencilerin tiyat­
ro zevkini de öldürür.
Bizdeki uygulamada Türkçe öğretmenlerinin
ya da beden eğitimi veya resim-müzik öğretmen­
lerinin devreye sokulması söz konusu olmuş,
yalan yanlış oyun seçimleri yapılagelm iştir.
Öğrenciler kendi metinlerini bir uzman yardımıy­
la yazabilselerdi, kim bilir ne ilginç sonuçlara
varılabilirdi.
b. Yaygın eğitimde tiyatro pedagogu
Bu madde altına rahatlıkla “seyircinin eği­
tilmesi” alt başlığı koyulabilir. Velilerin, eğitimle
YAZ 2006, CİLT 1, SAYI 1
.ilgili her kuruluş ve örgütün yararlanabileceği
alan olarak tiyatro / dramayı gene bu kuruluşlara
anlatabilecek olan tiyatro pedagogudur. Kültür
merkezleri, gençlik evleri ya da kulüpleri, spor
kulüpleri, yalnız tiyatroyu anlam a açısından
değil, ilişkilerin biçimlenmesinde bir niteliklilik
sağlaması bakımından da drama eğitimine gerek
görmelidir.
Bu kuruluşlara, fuarları, büyük sergiler ve
müzelerdeki etkinlikleri, çeşitli işletmelerdeki
insan ilişkileri açısından değişik meslek odaları
ve dernekleri de katmak gerekir. Bir işletmenin
verimini artırmak, pazarlamada, telefon konuş­
malarında, değişiklik yönetimlerinde, ekip çalış­
malarında, personel eğitiminden, bir konferansta
veya kongrede konuşma yapmaya dek, tiyatro
pedagojisi olumlu roller üstlenir.
Görüldüğü gibi tiyatro pedagojisi yalnızca
okulla tiyatronun kesiştiği yerde değildir; bağım­
sız bir sanatsal pedagojik disiplindir, ayrı bir
meslektir. Onun için artık Okul ve Tiyatro, ya da
Eğitim ve Tiyatro değil, başlık “Tiyatro-Tiyatro
Eğİtimbilimİ ve Okul” olmalıdır (Jerofke, 2004,
s. 16).
Tam da burada ülkemiz açısından şu iki önem­
li soruyu sormalıyız:
1-
Tiyatro, eğitimi önemseyecek midir?
2- Eğitim, klasik (ezberci-tekdüze...) eğitim
dizgesini terk edip, memurluk zihniyetinden kur­
tularak yeni yollan deneyecek midir?
Gözlem yapma, dünyayı al imlama ve yansıt­
ma, imgelerle düşünme, sözel olmayan anlatımda
yeterlilik, imge dili, simge ve göstergeleri anlama
gibi yeti ve yeteneklerin geliştirilmesi eğitim
dizgemizde yer alıyor mu? Sanatların diline,
sanatsal öğrenmeye yer var mı?
Yeni atılım lar yapılmıyor değil. A lternatif
eğitim, pozitif eğitim, interaktif eğitim kavram­
larını duyuyoruz. Ancak, hiç birinde açık seçik
sanat, sanatla eğitim, sanat eğitimbilimi, müzik
eğitimbilimi, tiyatro/drama eğitimbilimi, dans
eğitimbilimi vb. kavramlarının geçtiğine tanık
olmuyoruz. Bilişsel ve duyuşsal yanlarıyla sa­
natın tümel bir öğrenme sağladığına ilişkin açık
ve net bir açıklama da duymuyoruz. Hatta bizzat
TİYATROYA RAĞMEN YARATICI DRAMA
çeşitli dalların sanatçılarının da bilgi ve bilime ve
günümüzdeki ilerlemiş beyin bilimine dayalı
olarak sanatla öğrenme savı ile karşımıza çık­
madıkları da bir gerçektir.
IV Türkiye'de Tiyatro Pedagojisi Var mı?
Tiyatro pedagogunun yetiştirileceği özel
eğitim - öğretim programlarının alan bilgisi,
genel kültür bilgileri ve uygulama bilgilerini kap­
saması gerektiği açıktır.
Yaratıcı drama da başlı başına bir disiplin olup
hem kavram sal hem uygulam a bilgilerini
içerdiğine göre, tiyatro pedagojisi alanı için
öğrenim programları olarak, yaratıcı drama prog­
ramlarının ileri aşamalarının örnek verilmesi
mümkündür. Bu durumda, Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesindeki “Yaratıcı Drama”
Tezsiz ve Tezli yüksek lisans programları ile; aynı
üniversitenin Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Tiyatro Bölümünün “Çocuk Tiyatrosu, Oyun ve
Drama” başlıklı tezli yüksek lisans programı ve
her ikisine de eklenmesinde yarar sağlayacak olan
doktora düzeyi çalışmaları, şimdi ve ilerisi için
uygun programlardır (Bkz.: 6. Ulusal Drama
Semineri Yayını, özellikle s. 105-142).
11
Drama Stüdyo ve Atelyesinin programı iki yıllık
süre için oldukça zengin içeriklidir. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin yüksek lisans pro­
gramının temel hedefinin “okulda ya da okul
dışında oyun ve tiyatro ilişkileri yürütebilecek,
teknikleri kullanabilecek, oyunun ve tiyatronun
olanaklarını kullanabilecek.... liderler yetiştir­
mek” olduğu belirtilmektedir. Okul tiyatrosunun
belirli bir düzeyin üzerine çıkartılabilmesi ve
çocuk tiyatrosu için çocuk oyunu üretebilecek,
okulla eşgüdümlü olarak oyun yönetilmesi üze­
rinde çalışabilecek elemanlar yetiştirme amacı da
vurgulanmaktadır. Tiyatro pedagojisi ile ilintili bu
doğrultulardaki çalışmalar bu alanın ülkemizde
artık tanınacağına ilişkin bir kanıttır (6. Ulusal
Drama Semineri Yayını, s. 128’de Dr.Kadir
Çevik’in düşünceleri).
Tiyatro pedagogu nasıl yetişmelidir? sorusuna
yanıtlar, sözü geçen "6. Ulusal Drama SemineriDrama Liderliği” başlıklı yayından, en azından
ülkemizdeki düzeyi, ki bu düzey epeyce gelişmiş
bir düzeydir, öğrenmek açısından salık verilir
(İstanbul’daki kimi tiyatro çalışm alarında bu
alanın işin içine girip girmediğini tam olarak saptayamadım.).
Eğitim Bilim leri Fakültesinin program ına
daha çok tiyatro bilimi, tiyatro türleri, sahne ve
sahne arkası tiyatro süreçleri ve oyunculuk ders­
lerinin koyulması; Dil ve Tarih - Coğrafya
Fakültesindeki programa da daha çok eğitimbilim
ve genel kültür dersleri (sanat tarihi, sanat felsefe­
si, sanat pedagojisi, sanat psikolojisi, sanat sosyo­
lojisi, estetik vb.) koyulması; hatta her iki prog­
ramda seçmeli olarak işletme hukuku, halkla
ilişkiler, toplumbilim, sosyal psikoloji vb. tiyatro
yönetimiyle ve insan ilişkileriyle ilgili derslerin
yer alması öngörülebilmelidin
Bilgisel açıdan ve asıl, çalışma alanı (istih­
dam alanı) olarak tiyatro pedagojisinin geliştiril­
mesi ise her halde önümüzdeki yıllarda gerçek­
leşecektir. Özellikle yaratıcı drama ile tiyatro’nun arasında kurulacak sağlam ve bilgiye dayalı
bağ ile tiyatronun da başka niteliklere kavuşabile­
ceği ve yazımızın başındaki özellikler listesinde
yer alan kimi ayrımların en azından bu denli
keskin olmayacağını, diğer ülkelerdeki çocuk ti­
yatrosu ve tiyatro alanındaki çalışm alara da
bakarak, öngörmek güç değildir.
İki programın da içinde yer aldıkları fakülte
açısından, birinin daha çok eğitime, diğerinin de
daha çok tiyatro alanına eğilimli olmaları ise
doğaları gereğidir.
Türkiye’de yaratıcı drama alanında şu anda
yapılanlara bakarak nelerin gerçekleştiğini sap­
tayalım:
Çağdaş Drama Dem eği’nin Yaratıcı Drama
Liderliği programı, son biçimiyle 420 saatlik bir
sürede ve altı aşamada verilmektedir. Eğitim
Bilimleri Fakültesinin yüksek lisans programı
konseptinde oluşan program kuşkusuz daha uzun
süreli olması açısından dikkat çekicidir. Oluşum
V. Sonuç
Yaratıcı drama yoluyla katılımcıları oyna­
m aya teşvik etm ek ve onların kendi
içlerindeki oyuncuyu keşfetmelerini sağla­
mak;
Katılımcının giderek bu oyunlar içinde
kendine ilişkin yeni, yaratıcı yeti ve
YARATICI DRAMA DERGİSİ
İnci SAN
12
yetenekler bulmasına yardımcı olmak (rol
oynama, resim yapma, metin yazma, renk­
lerle, maskelerle uğraşma ve imgeler yarat­
ma , vb. gibi);
Öğretmen gruplarının, çocuk ve gençlere
ulaşmaları ve iletişim kurmalarında daha
yeterli olma, onların yeni bilgileri edinme,
iyi bir Türkçenin yazılması ve söylenmesi
kazanımlarmı edinmelerinde onlara kıla­
vuzluk yapabilme;
Onlar gibi oynayan, koşan, düşünüp
tartışan bir kişi olarak öğretmenin öğren­
ciye yabancılaşmasını ortadan kaldırma;
İnsanların kendilerini gerçekleştirme, kimi
fantezilerini işe koşma, mutlu ve hoşnut
olmalarına yol açma, kısmen de yaşan­
tılarından estetik bir haz alabilmelerini
sağlama;
Bu arada eğitim-Öğretimde bir yöntem
olarak kullanılmasını sağlama.
Tüm bunlar oyun’un gizil gücü ile ilişkilidir
kuşkusuz. Kuramsal boyutta yapılanları ise,
katılım cılar
açısından
şöyle
özetlem ek
olanaklıdır: Katılman grup yaşantılarının ve
deneyimlerin, edinilen bilgilerin, belli okumalara
da dayan- dırılarak, deneme yazısı, proje ya da tez
olarak, belli sınırlar içinde geliştirilmesi.
Şimdi artık, farkında olunan yaratıcı dramanın
gizil gücünün, daha bilimsel olarak nerelerde ve
hangi yeni bilgilerle katıştırılarak nasıl kullanıla­
cağının araştırılması, denenmesi, yerleştirilmesi
gibi daha ileri düzlemlere taşınması gerekliliği
söz konusudur.
İşe eğitim-öğretim alanı ile birlikte ele alı­
nacak tivatro pedagojisi, müze pedagojisi ve özel­
likle çocuk tiyatrosu bağlamlarında başlamakta,
ülkemiz eğitim sistemi açısından büyük yararlar
vardır. Kuşkusuz yaratıcı drama alanı önümüzde
çok yeni ufuklar açmıştır. Bunlardan yararlan­
mamız gerekmektedir. Bu bağlamda akla ilk
gelen birkaç öneri şunlar olabilir:
YAZ 2006, CİLT 1, SAYI 1
VII. Somut Öneriler
1. Yaratıcı Drama Araştırm a
Merkezi açılmalıdır.
2.
Uygulama
Tezsiz ve Tezli Yaratıcı Drama Yüksek
Lisans Programı “Tiyatro/Yaratıcı Drama
Eğitimbilimi” adını alarak
a. Çocuk tiyatrosu ile ilgili tiyatro peda­
gogu
b. Genelde tiyatro ile ilgili tiyatro peda­
gogu yetiştirmelidir.
Böyle bir program, hatta bir Anabilim Dalı, en
çok Eğitim Bilimleri Enstitüsüne ya da Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne yaraşır.
Böyle bir araştırma ve uygulama alanı, tiyatro bi­
limine ve tiyatro alanına da büyük katkı sağlar.
Dramaturgluk yanında tiyatro pedagogları da is­
tihdam edilmeye başlanır. (Diplomalı işsizler
sorununa da bir ölçüde çözüm getirilmiş olur).
3. Tiyatrolarda tiyatro pedagojisi bölümleri
açılmalıdır.
Kaynaklar
Asian, N. (editör) (2004). Drama Liderliği, Türkiye 6.
D ram a Liderleri B uluşm ası ve Ulusal Drama
Semineri, Oluşum Yayınları No: 8, Ankara
Başaran, 1. E. (1996): Eğitime Giriş. Ankara
Hendricks, M. (2004). Von der Supervision zur Sozialen
Kuiturarbeit - Tİıeaterpadagogik in Theorie und
A usbildung
in:
K orrespondenzen,
Tiyatro
Pedagojisi Dergisi, Heft 45, s. 37-39 Hannover
Jerofke, B. (2004). Tİıeaterpadagogik am Theater als
Schnittstelle zıvischen Theater u n d Şehitle.
Korrespondenzen, Heft 45, s. 15-i 6 Hannover
Sclıneider, W. (2005). Çocuklar İçin Tiyatro, (Çev.: Ayşe
Selen), İstanbul: Mitos-Boyut Yayınları
Simiıandl, P. (1986). Theaterpadagogik Theaterlexikon,
Rowolıltsenzyk!opadie, Reinbek bei Hamburg, s.
948-950
Walter, M. (2004). Der K am pf Kommunikativer Künstler um
künstlerisehe Anerkennung K.orrespondenzen, 45,
6-7
Creative Drama Journal
2006 Volüme 1, Issue 1
Darstellendes Spiel
(Praktischer Teil der Theaterpâdagogik)
versus Theater?
İııci SAN*
Ankara Universitat
T heater als endlos expansive Institution besteht aus Elementen wie Spielem, Regisseuren,
Zuschauern, Bühnenbildem und vielen anderen
vor udg. hinter der Kulisse, M usikern,
Musizierenden und Theater ist eine ganzheıtliche
O rganisation. Die Zuschauer muss man in
mehrere Kategorien einteilen, wie Kleinkinder,
Jııgendliche und Erwachsene. Seit den 70’er
Jahren kommen hierzu noch die Theaterpâdagogen, genau wie die Dramaturgen, die aber
schon früher an den Theatem fungiert haben.
In der Türkei, wie sollte man kreative, kritische und produktive Kinder und Jugendliche heranziehen, da das Land mit so vielen sozialen, kül­
türellen, m oralıschen, ethischen Problem en
besonders konfrontiert ist? Es steht leider fest,
dass die Schule ııicht mehr ausreicht und flir die
Schüler nicht mehr attraktiv genug ist. Dieses
Problem kann nur durch rationale und zeitgenössische Lem- und Lehrplâne und viele künst­
lerische und kültürelle in- und auBerschulische
Nebenaktivitâten gelöst vverden.
Theater, gesehen als ein Gesamtkunstvverk,
hat noch Probleme wie Verwaltung, Finanzen,
geeignete Architektur und Kommunikation mit
den Zuschauern.
Unter diesen Aktivİtaten nehmen theatralische
/ dramatische Arbeiten eine sehr effektive und
wichtige Rolle ein. Gerade an dieser Stelle ist
Theaterpâdagogik ein extrem wichtiges Mittel.
Sie verbindet Pâdagogik mit Theater / Drama und
die Praxis besteht aus kreativem Drama (Drama
in Education-Darstellendes Spiel), was in der
Türkei seit 1998 in den Grundschulen von 4. bis
8. Klassen ein W ahlpflichtfach ist. In den
Kindergârten (Vorschulalter) und in den sogenannten Mutterklassen (für Kinder von 5 bis 6
Jahren) existiert darstellendes Spiel seit vielen
Jahren.
Eine weitere Frage wâre, ob Theater die
Pâdagogik (Kinder und Erwachsenenerziehung)
an der ersten Stelle sehen oder das Künstlerische
und Âsthetik in den Vordergrund stellen will.
Das Künstlerische kann durclı Verfolgen und
Verinnerlichung
der
Theaterwissenschaft,
Kunstvvissenschaft und Âsthetik (meistens theoretisch) besser entwickelt werden. Aber wie soll
Pâdagogik gelernt werden? Kann man ohne
erziehungswissenschafUiche Kenntnisse Theater,
insbesondere Kindertheater machen?
*
P ro f. D r., K ım sîw isse n sc h a ftle rin , in c isan @ h o tm ail.co m
Wenn w ir nach dem Wesen des Theaters und
des Darstellenden Spiels schauen, können wir in
dem folgenden Vergleich unterschiedliche
İnci SAN
14
Tablo 1
SPIEL
(„Spiel isipragmatisch „ -Metin And)
Dieser Vergleich İst von dem Standpunkt des Spielers / des Teilnehmers durchgefûhrt werden.
Theater(*)
Darsteliendes Spiel
Spiel unda Interaktion (YV.Nickel)
Ursprung: theatron (griechisch)
Ursprung: dran, dramenon (gr.)
dt. handeln, tun, üben
Haupteigenschaft: Tâtigkeit, Aktivitât
Hauptziel: zusammen arbeiten, miteinander Teilen
Endziel: Sinne, Vorstellungen, Gefühle, Erlebnisse,
Erfahrungen erkennen
Erstrebensvvertes: Kreativitat, persönlich und kollektiv
Was man erreichen will: Selbstfindung, Selbsterkenntnis, per­
sönlich und als Gruppe
Prâmisse: Erfahrungen, Erinnerungen
Ervvartung: Selbstkontrolle, Nicht zum Star werden, Erzahlen
können
dt. zuschauen; A ufführungsort
Haupteigenschaft: N ützlichkeit
Hauptziel: âsthetisches/und erfolgreiches Spielen
Endziel: Erhabene Kunst darstellen
Erstrebenswertes: Perfektion
Was man erreichen will: prachtvolle Performance
Prâmisse: Spieltechniken und -kenntnisse
Ervvartung: sich selbstbeweisen, zum Star vverden
Gemeinsame Nenner
Âsthetischer Genuss, âsthetische Erlebnisse
LERNEN - besonders über eigene Spielkunst und
-fâhigkeit, über das Theater
KATHARSIS Âsthetisierung und Qualitat
Âsthetischer Genuss, âsthetische Erlebnisse
LERNEN- über sich selbst, aber viel mehr soziales
Lemen
KATHARSIS Âsthetisierung und Qualitat
* Dieser Vergleich gilt natürlich nur fur das klassische, traditionalisierte Theater und für die Institutionen, die nur Spieler
mit dieser M entalitât ausbilden
Merkmale und gemeinsame Nenner finden:
JVas will oder kann Theaterpâdagogik
bervirken?
Dieses expansive und fast grenzenlose
Berufsfeld, was in der Türkei noch nicht richtig
bekannt und deswegen auch nicht anerkannt İst,
könnte auf jeden Fail als eine Koordinationsstelle
zwischen Theater und Schule ftmgieren.
Obwohl es als Berufsfeld noch nicht defıniert
ist, ist Darsteliendes Spiel als ein Wahlpflichtfach
seit 1998 in den Schulen in die Lehrprogramme
aufgenommen worden. Es gibt leider noch nicht
genügend Lehrkrâfte für diesen Unterricht, da
Darsteliendes Spiel oder Kreatives Drama eben
noch nicht defmiert ist. Der Unterricht wird meistens von Lehrern/innen auBerhalb der Schule
gegeben oder von Fachlehrer/innen, die an
mehreren Kürsen des „ICreativen Drama Vereins“
oder an m anchen Kürsen von gleichvvertig
gestellten anderen Vereinen teilgenommen haben.
SUMMER 2006 VOLÜME 1, ISSUE 1
Der Verein des Kreatİven Dramas ist zwar noch
nicht von dem Erziehungsministerium offıziel
anerkannt, ist aber seit Jahren dem Ministerium
bekannt, was auch eine Anerkennung bedeutet.
Wenn Schauspieler und Theaterleute Interesse
zeigen, nehmen sie manchmal an diesen obengenannten Kürsen teil. Die Kursprogramme von
emsthaften Vereinen enthalten auch pâdagogische
Inhalte. Theaterpâdagoik könnte viel m ehr
Theaterleute mit Dramalehrer/innen zusammenbringen.
Die Lehrenden, die an Theaterabteilungen
oder Konservatorien Schauspieler/innen aus­
bilden und auch die Lehrer/innen für kreatives
Drama könnte man Theaterpâdagogen nennen.
Aber eigentlich muss ein Theaterpâdagoge mit
weiteren Kenntnissen in der Bereichen Kunst und
Kunstgeschichte, insbesondere zeitgenossische
Kunst, Kunsterziehung und - pâdagogik, Musik,
Psychologie, insbesondere Entwicklungspsycho-
DARSTELLENDES SPIEL (PRAKTISCHER TEIL DER THEATERPÂDAGOGİK) VERSUS THEATER?
logie, aber auch Tıefenpsychologie, Soziologie
und im weiteren Verwaltungswesen, Kommunikation, Museumspâdagogik, Âsthetik udg. ausgerüstet sein.
A u f der anderen Seite, wie Miriam Walter
feststellte, sind Theaterpadagogen Jkeine
Sozialarbeiter, keine Psychologen, keine
Schulpâdagogen, Therapeuten, K unsterzieher
oder Aushilfslehrerkrâfte“ ( Korrespondenzen,
Nr. 45, S. 6). Walter m eint weiter, ein
Theaterpâdagoge İst „ein Theaterkünstler mit
pâdagogischerN ote, mit einem Hauch pâdagogischen A nstrich.... Er tischt keine Schauspielschulersatzrezepte auf. Er macht Kunst.
Dagegen würde eine Lehrerin fıir kreatives
D ram a meinen, dass Drama ein vvunderbares
M ittel fıir verschiedene Lernarten wie künstlerisches Lemen, kognitives Lernen, Sprachelernen, soziales Lernen, udg. ıst. Für diese
Lehrkrâfte İst Theaterpâdagogik in erster Linıe
ein erzieherisches Mittel.
15
ichert mit Verwaltungsjura, Kom m unikationskunde udg.
Nach
diesen A bschlüssen
wâre
ein
Theaterpâdagoge voli ausgerüstet, um zu verwirklichen, dass Theater/Spiel eine Bildungs-,
Freizeitsunterhaltungs-und Kunstmultiplikationstâtigkeiten wird. Damit wird eine hinreichende
Vermittlung von Theatenvissen und Bühnenerfahrung für die vom Kindergarten bis hohe Alter
ermögiicht. Der Theaterpâdagoge wird dann besser in der Lage sein, „kulturelle Erfahrungsschatz
zu enveitem, âsthetischen Erlebnisraum zu schaffen und Theater fıir die Zukunft zu sichem”. Er
kann weiterhin “soziale Kom petenzen mit
Theater und Spiel fordern” und somit besseres
Kindertheater fordern. Vor allem kann er den teilnehmenden Zuschauern und das Publikum kritisches, produktives und kreatives Denken vermitteln. (Zitaten von Walter, S. 6-7 und âhnliche
Gedanken bei W. Schneideı;, S. 86-87)
Perspektiven
So oder so, ein Theaterpâdagoge ist emer, der
sich multidisziplinâr ausgebildet hat. Er muss
sich auch immer weiterbilden wie Erziehungsv/issenschaft und aber auch Theatenvissenschaft sowieso verlangt.
Eben deshalb müssen die Lehrprogramme fıir
kreatives Drama weiter entwickelt' werden. Im
M om ent existiert als Masterprogramm an Ankara
U niversitât, Fakultât für Erziehungswissenschaften, ein 2 jâhriges Programm zusâtzlich
M asterabschluss. Von derselben Universitât,
Fakultât fıir Sprache, Geschichte und Geographie
besteht die Möglichkeit, innerhalb des theatervvissenschaftlichen M asterprogram m s Kreatives
D ram a auch als Masterabschluss akzeptiert wird.
Den beıden Programmen müssen die fehlenden
W issensbereiche hinzugefügt werden, wie Kunst,
Philosophie, Soziologie und Psychologie, bere-
Zum Schluss möchte ich drei Vorschlâge
unterbreiten:
1. Ein Zentrum für Forschung und Praxis fur
Kreatives Drama muss gegründet werden. Dieses Zentrum wird.
Publikatİon und / auch Übersetzungen realisieren.
2. Der Titel des M asterprogram ms an der
Universitât Ankara muss „ Programm fıir
Pâdagogik des Theaters/Dramas(Spiels)“
heiflen. Durch dieses Programm ausgebildete Krâfte sollen in den Schulen und
auch an Theatem angestellt werden. Eine
Defınition von diesem Bereich muss vorbereitet werden.
3. An den Theatem sollen Abteilungen für
Theaterpâdagogik eröffnet werden.
CREATIVE DRAMA JOURNAL

Benzer belgeler