Devam - Arkabahçe Psikolojik Gelişim, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi

Transkript

Devam - Arkabahçe Psikolojik Gelişim, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi
Artık Okullu Olduk!
Bazı çocuklar okula çabucak alışırlar, bazıları ise alışmakta çok güçlük çekerler. Birtakım
faktörler çocukların okula adaptasyon işini güçleştirirler. Özellikle kapalı aile ortamında
büyümüş, anaokuluna gitmemiş çocuklar okulu çok yadırgayabilir. “Burası benim hiç
bilmediğim bir yer, annem beni tanımadığım çocuklar ve tanımadığım ‘öğretmen’ dedikleri bu
kişi ile neden bırakmak istiyor? Yoksa beni terk mi edecek?” diye düşünebilir. Yeni kardeşi
olanlar ise okulda kaldıkları süre içerisinde anne ve kardeşin neler yaptıklarını düşünmekten
kendilerini alıkoyamazlar. Herhangi bir uyum süreci içinde olan çocuklar (taşınma; bir yakının
kaybı; alışmadığı bir anne baba seyahati vb.) okula alışmakta güçlük çekebilir.
Aslında tüm çocukların istediği tek şey okulda kendini güvende hissetmektir. Bunu
hissettiklerinde, okula keyifle gidip gelmeye başlarlar. Bu güven hissini sağlayan sadece okul
değildir, aynı zamanda anne baba tutumlar ve o güne dek çocuğa verilen eğitim de bunda çok
etkilidir.
Yapılacak şeylerin ilki özellikle risk taşıyan çocuklarla okul açılmadan okul ziyaretleri yapmak,
okulda öğretmenle teke tek bir tanışma ortamı sağlamak ve okul başlayınca oluşabilecek keyifli
ve keyifsiz anlar konusunda onunla sohbetler etmektir. Anne ve babaların pek çoğu bu konuda
farkına varmadan önemli bir yanlış yaparlar. Okula başlamadan önce çocuğa okulun sadece hoş
yanlarını anlatırlar. “Arkadaşlarınla oynayacaksın”, “Çok cici bir öğretmenin olacak”,
“Teneffüslerde arkadaşlarınla oyunlar oynayacaksın” gibi pembe tablolar çocukları ilkokul
günlerinden itibaren hayal kırıklığına uğratır. Çünkü okulda bu tür eğlenceli işlerden daha fazla
dinlemeleri, yazmaları, okumaları gerekmektedir. Okulun hem eğlence hem de eğitim yeri
olduğu, öğretmen modelinin ve okul programının yuvadan çok farklı olduğu okul başlamadan
önce mutlaka vurgulanmalıdır. Tabi ki onları ürkütmeden…
Okul başladığında kendini güvende hissettiğini anladığınız noktadan itibaren anne babanın
okuldan ayrılmasında sakınca yoktur. Bu pek çocukta hemen gerçekleşir. Bu noktaya gelmiş bir
çocuğu artık okula servis ile gönderebilirsiniz. Özellikle ilk günlerde çocuğu okula gönderirken
annenin yakından ilgilenmesi gerekir. Çocuğun evden mutlu ve huzurlu ayrılması önemlidir.
Aksi durumlarda çocuğun aklı evde kalacaktır. Evden çıkarken çocuğa tekrar, tekrar uzun
tembihlerde bulunmak da çocuğa ağır bir yük gibi gelebilir.
Bazen çocuklar güven hissettikleri halde ağlayarak annenin okulda beklemesini isterler. Bu
durum da annenin çok kararlı olup, çocuğa uygun açıklamada bulunarak okulu terk etmesi işleri
kolaylaştıracaktır.
Okullar, karşılaşılabilecek bu güçlükleri önceden düşünerek pek çok önlem almaktadır. Rehber
öğretmenler, sınıf öğretmenleri çocukların adaptasyon sorunlarını nasıl çözeceklerini genellikle
iyi bilirler. Pek çok okul, okul açılmadan adaptasyon, oryantasyon günleri düzenlemektedir. Bu
günler çocuğa, okula ve öğretmene dersler başlamadan ısınma olanağı sağlar.
Son yıllarda görülme sıklığı azalmış olmakla beraber, nadiren okul fobisi ile karşılaşabiliriz.
Okul fobisi, psikolog ve psikiyatr tarafından müdahale edilmesi gereken bir bozukluktur. Aileler
basit okul adaptasyonu problemlerin okul fobisine dönüşmemesi için psikologlara danışabilirler
Okul araç ve gereçleri için çocukla birlikte alışverişe çıkmak doğru olacaktır. Böylece kullandığı
defter, kalem, silgi, önlük, gibi gereçleri birlikte seçerek hem okula ısındırmış olursunuz, hem de
bu eşyaları nasıl koruması gerektiği konusunda sohbet ederek sorumluluk duygusunu
geliştirirsiniz.
İlkokullarda okul başladıktan sonra ortaya çıkabilecek bir başka problem de okuma-yazma
problemleridir. Bu problem motivasyon eksikliği, el-göz becerilerinin yeterince gelişmemiş
olması, duygusal problemler, özel öğrenme bozukluğu, dikkat bozukluğu, aşırı hareketlilik gibi
sebeplerle ortaya çıkabilir. Bu problemi anne, baba ve öğretmen kişisel çabalarla gideremiyor ise
fazla zaman kaybetmeden kaynağının araştırılması için bir psikoloğa danışmak gerekir.
Anne ve babalara bu dönemde düşen önemli bir görev de ders çalışma alışkanlığının çocuğa
kazandırılmasıdır. İlk günler çok önemlidir. Çocuk okuldan gelir gelmez kısa bir mola ve
sohbetten sonra o gün için çocuğa verilen ödevlere birlikte göz atılmalıdır. Daha sonra birlikte
hangi ödevin hangi sırada yapılacağına karar verilebilir. Ödev yapmadan önce ne gibi ön
hazırlıklar yapılacağı da gösterilerek, bu işler ilk haftalarda birlikte yapılmalıdır. Daha sonra bu
sorumluluklar yavaş, yavaş çocuğa devredilebilir. Her bir ödev için belirli bir süre verilerek
çocuk o süre içerisinde ödevi bitirirse minik bir ödül verilebilir. Çocuk ödevini yaparken hafif bir
göz kontrolü gerekecektir. Yanında veya yan odada bir başka işle meşgul olurken, çocuğa arada
bir uzaktan göz atmalı ve gerekiyorsa yönlendirmelidir. Bazı çocuklar ödev yapma konusunda
hemen disipline girerken, bazılarının bu disiplini ve sorumluluğu alması uzun sürebilir.
Özellikle özel öğrenme problemi, aşırı hareketlilik ve dikkat sorunu olan çocuklar için ödev
yapmak oldukça zor bir iştir. Bu problem uzun sürdü ise bir psikoloğa danışmak yararlı
olacaktır.Anne ve babalar çocuk eğitimi konusunda esnek olmalıdır. Doğru buldukları bazı
metotlar öğretmen ve okul psikoloğu tarafından onaylanmayabilir. Çocuğun yanında okulu ve
öğretmeni eleştirmek, çocuğun okul saygısını azaltacaktır. Öğretmene çocuğunuz ile ilgili
önerilerde bulunabilir hatta onaylamadığınız davranışları hakkında onunla konuşabilirsiniz.
Ancak bu konuşmalara çocuk tanık olmamalıdır. Çocuk ailesini ve öğretmenini benzer fikirleri
olan ve birbirlerini seven yetişkinler olarak görmelidir.
Çocuğun aldığı notlar ve sınav sonuçlarına gösterdiğiniz tepkiler de çocukların sınav ve notlara
bakış açısını yapılandırmaya başlayacaktır. Kötü sınav sonuçları karşısında “hatalarını görüp
düzeltmek için verilmiş fırsatlar” düşüncesi ile hareket etmeniz sınav ve not korkusunu
engelleyecektir.
Okuldaki ilk yıl en önemli yıldır. İlk alışkanlıklar, ilk algılar ne kadar doğru oturursa çoğunuzun
tüm akademik yaşantısına o kadar doğru ışık tutacaktır. Anne baba olarak size de gurur duymak
kalacaktır!
Olcay Güner
Klinik Psikolog
Arkabahçe Psikolojik Gelişim, Eğitim ve Danışmanlık