Diyetisyen Nur Gizem Tutar Taksim Alpha Tıp Merkezi Sık görülen

Transkript

Diyetisyen Nur Gizem Tutar Taksim Alpha Tıp Merkezi Sık görülen
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Sık görülen beslenme sorunları
06.11.2009
AŞIRI BESLENME: Bebek ve çocukların aşırı beslenmesine neden olabilecek birkaç faktör
vardır. Genelde bu yaş gruplarında aşırı beslenmenin hormonal bir düzensizlikten
kaynaklanmadığı görülür. Çocukların aşırı beslenmesinin en sık görülen nedeni ise;
Zamanında kazandırılmamış sağlıklı beslenme alışkanlıklarıdır. Şişman çocukların
aileleri incelendiği zaman genellikle, aile bireylerinden birinin veya bir kaçının da kilolu
olduğu gözlenir. Bunun dışında, çocuğa çok fazla vakit ayrılamaması durumunda, çocuğun ev
yemekleri yerine dışarıda satılan besinlere yönelmesi de aynı sorunu gündeme getirebilir.
Çocukların beslenme alışkanlıklarını evde kazandıkları düşünülürse, evde yapılan bazı
uygulama hataları, yemek yemeye zorlanma, aşırı enerji yüklü bazı sağlıksız besinlerin kilo
alması amacıyla verilmesi gibi faktörler aşırı beslenmeye, aşırı beslenme de bir süre sonra
şişmanlığa ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
BESLENME YETERSİZLİĞİ: Çocukların yeterli ve dengeli beslenmeleri büyüme ve
gelişmeleri açısından muhakkak gereklidir. Bazı yanlış beslenme uygulamaları, çocukların
yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olabilir. Bunun sonucunda, beslenme yetersizliği
hastalıkları veya büyüme geriliği görülebilir. Çocukların büyüme ve gelişmelerinin ve
beslenme durumlarının değerlendirilebilmesi için düzenli olarak kontrol edilmeleri gerekir.
Bu kontrollere “büyümenin izlenmesi” adı verilir.
Büyümenin izlenmesinde, çocukların ağırlıkları ve boylarının içinde bulundukları aylara veya
yaşlara uygun olup olmadığı değerlendirilmektedir. Boy kısalığı genelde uzun dönem
beslenme yetersizliği hakkında bilgi verirken, ağırlık kaybı kısa dönem beslenme
yetersizliğinin göstergesidir. Fakat hem ağırlık hem de boy açısından geri kalmış ve beslenme
yetersizliği nedeni ile hastalık belirtileri göstermeye başlamış bir çocuk, uzun bir dönem
yetersiz beslenmiştir ve bu durumda tedavi alması gerekir.
Bebek ve çocukların büyümelerinin düzenli olarak izlenmesi ve herhangi bir beslenme
yetersizliği durumunda, beslenmelerinin bu duruma göre düzenlenmesi gerekir. Beslenme ve
diyet uzmanları, yeterli enerji ve protein içeren bir beslenme programı hazırlayarak,
çocukların ayına veya yaşına uygun ağırlık ve boya ulaşması için yardımcı olurlar.
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Çocuklar İçin Sağlıklı Öğle Yemekleri
17.08.2009
Çocuklar genellikle öğlen yemeklerini okula götürmeyi sevmezler. Bu durumun en temel
nedeni çocukların ağız tadına uygun besinlerin beslenme çantasına konmamasıdır. Eğer
çocuğunuzun öğlen yemeğinde de sağlıklı beslendiğinden emin olmak istiyorsanız aşağıdaki
sihirli formülleri kullanabilirsiniz.
1. Tavuk döner yerine Tavuklu sandviç: Tavuğun göğüs etini ince dilimlere bölün.
Izgarada pişirin. Çocuğunuz 7 yaşından küçükse beyaz hamburger ekmeğine, 7
yaşından büyükse kepekli hamburger ekmeğine tavukları dizin. Üzerine 2 tatlı kaşığı
şekersiz ketçap ekleyin. Bir dilim iyi yıkanmış marul yaprağı ile tavuk burgerini
süslemeyi unutmayın.
1 porsiyonu 289 kalori, 26 gram protein içerir.
2. Paket tatlılar yerine çilekli sandviç: Bir kabın içerisinde 1 çorba kaşığı dolusu az yağlı
krem peyniri, 1 çay kaşığı balı karıştırın. Tost ekmeklerinin arasına karışımı yayın. İki
adet orta boy çileği yıkadıktan sonra ince dilimleyin. Ekmeğin arasına dilimlenmiş
çilekleri dizin.
1 porsiyonu 168 kalori, 4 gram protein içerir.
3. Kızarmış et mamulleri yerine ton balıklı dürüm: Dürüm yufkalarına veya tortilla
ekmeklerinin arasına sağlıklı bir dürüm hazırlayabilirsiniz. Ufak bir kutu ton balığının
yağını süzdükten sonra dürümün içerisine yayın. Posadan zenginleştirmek amacıyla 2
yemek kaşığı haşlanmış nohutu içerisine ekleyin. Domates dilimleri ve marul
yapraklarını dürümün içerisine yerleştirin ve sıkıca sarın.
1 porsiyonu 243 kalori, 31 gram protein içerir.
Eğer çocuğunuz öğlen yemeğini evde tüketiyorsa ve sizden atıştırmalık bir şeyler talep
ediyorsa panik yapmaya gerek yok. Sağlıklı atıştırmalar hazırlamak için doğru mutfağa…
1. Peynirli patlamış mısır: Çocuğunuz patlamış mısırı çok seviyorsa bir kaseyi
dolduracak kadar patlamış mısır hazırlayın. 50 gram kadar Parmesan peynirini
rendeleyin ve üzerine serpiştirin.
1 porsiyonu 75 kalori ve 5 gram protein içerir.
2. Peynirli havuç: İki adet orta boy havucu diri kalacak şekilde haşlayın. Sonra üzerine
rendelenmiş kaşar peyniri ekleyerek orta hararetli fırında peynir kızarana kadar pişirin.
1 porsiyonu 103 kalori, 12 gram protein içerir.
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Genç Beslenmesi
10.07.2009
Hızlı Büyüme Döneminde Beslenme
Çocuğunuz artık yetişkin olma yolunda ve hızla büyüyor. Bu dönemde erkeklerde ses
kalınlaşmaya başlar, kızlarda ise vücuttaki yağ deposu artar. Boy uzaması her iki grup içinde
geçerlidir. Çocuğunuzun kimlik kazanmaya başladığı bu dönemde, evde ufak çatışmalar
görülebilir. Çatışma konularından biri de beslenme olabilir. Birkaç püf noktasını aşağıda
sıraladık.
Besin gereksinmeleri artıyor…
Çocukların hızla büyüdükleri bu dönemde, enerji ve besin öğesi gereksinimleri artmaktadır.
Okul çağı dönemine göre daha fazla besin tüketmeleri gerekir. Hızlı büyüme dolayısıyla
özellikle protein, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir.
Kızlarda kilo alıyorum korkusu oluşabilir…
Çocuklarda bu dönemde sadece boy uzamaz aynı zamanda kilo da alırlar. Son zamanlarda
obezitenin ne kadar yaygın olduğu düşünülürse, özellikle kız çocuklarında kilo alma korkusu
oluşmasına sıkça rastlanır. Bu ilk adaptasyon döneminde yaşanan bir şey ise, normal kabul
edilebilir ve zamanla geçecektir. Fakat çocuğunuz kilosunu normal olduğu halde onu dert
haline getiriyorsa bir beslenme bozukluğu ortaya çıkabilir.
Dengesiz beslenme yaygın bir sorun…
Özellikle bu dönemde çocuklar sağlıksız besinlere daha fazla yönelebilirler. Kahvaltı öğününü
atlamaya başlayabilirler. Bu dönemde çocuğu çok sıkmadan onunla iletişim kurmanın önemli
olduğunu ve onunla tartışarak bu yeni davranışlarını değiştiremeyeceğinizi aklınızdan
çıkarmamalısınız.
Bu dönemdeki çocuklar için okul çağı dönemi çocuklar için yaptığımız önerilerinde geçerli
olduğunu belirtmek isteriz. Lütfen "Okul Çağı Döneminde Beslenme Önerileri" konumuza da
göz atın.
REFERANSLAR
1) Nutrition Society (2005) Clinical Nutrition, Blackwell Science, Oxford
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Enfeksiyonlarda Doğru Beslenmenin Önemi
03.07.2009
Enfeksiyonları doğru beslenme ile daha çabuk atlatsın
Bütün annelerin ortak kâbusudur çocuklarının hasta olması. Özellikle kış aylarında artan
enfeksiyon hastalıkları çocuklarda da sıkça görülür. Halsiz çocuğunuz için üzülmek ve
uğraşmak bir yana onun yaşadığı enfeksiyon nedeni ile sosyal yaşamdan veya okulundan uzak
kalması da bir anneyi ayrıca endişelendirir. Enfeksiyon geçiren çocuğun beslenmesinde dikkat
edilecek önemli noktalar vardır. Bu dönemde çocuk beslenmesinde dikkat edilecek bu kritik
noktalar, hem enfeksiyonun ağır geçmesini engeller hem de çocuğunuzun daha çabuk
iyileşmesini sağlar.
Enfeksiyonlar uzun ve şiddetli olduğunda çocuğun kilo kaybetmesine ve eğer yeterli dikkat
gösterilmez ise beslenme yetersizliklerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle
enfeksiyon geçiren bir çocuğun beslenme düzenine özen gösterilmeli ve besin tüketimi takip
edilmelidir. Ayrıca enfeksiyona yakalanan çocuğun yeterince sıvı tükettiğinden de emin
olunmalıdır.
Beslenmenin özellikle akciğer enfeksiyonları, ishal, kızamık gibi hastalıklarda çok önemli
olduğu Dünya Sağlık Örgütü’nce de (WHO) bildirilmiştir.
Enfeksiyona yakalanmış bir çocuğun enerji ve protein gereksinimi artar. Ateşe bağlı olarak ise
iştahı azalır. Bu durumda çocuğun enerji ve protein ihtiyacını karşılamak için hacmi küçük
fakat besin öğesi değeri yüksek besinler hazırlanmalıdır. Etli, tavuklu veya balıklı çorbalar,
kastrıd adı verilen yumurtalı sütlü tatlı gibi çocuğun kolayca tüketebileceği besinlere çocuğun
beslenmesinde yer verilmelidir. Çocuk iştahsız olduğu için birden çok fazla miktarda besini
tüketmesi beklenmemelidir. Bu durumda en basit çözüm çocuğun az ve sık beslenmesini
sağlamak olacaktır.
A, E, C vitaminleri, çinko, demir mineralleri, omega-3 yağ asitleri hastalıklardan korunma da
ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynarlar.
Özellikle turuncu-sarı sebze ve meyvelerde, sütte ve yumurtada bulunan A vitamini
mikroplara karşı ilk bariyeri oluşturur. Deri bütünlüğünü sağlayan A vitamini kızamıkta ise
ayrı bir önem taşır. Hücrelerin yapısını koruyan E vitaminiyse en çok sıvı yağlarda yer alır.
İshal durumunda ise günlük yağ tüketiminin sınırlandırılması gerektiği bilinmelidir. C
vitamini bağışıklık sistemi hücrelerinin içinde yer alan bir vitamindir. Vücutta
depolanamadığından ötürü her gün besinlerle düzenli olarak alınması gerekir. Yanlış bilinenin
aksine C vitamini desteği kullanmak enfeksiyona yakalandıktan sonra işe yaramaz. Ayrıca
çocuklarda ek vitamin ve mineral kullanımı son derece hassas bir konudur. Doktor tavsiyesi
dışında enfeksiyonu geçirmek amacı ile hiçbir ek vitamin ve mineral çocuğa verilmemelidir.
Hasta olduğu süre boyunca C vitamininin zengin kaynakları olan sebze ve meyveler çocuğun
beslenmesinde yer almalıdır. Eğer çocuk sebze ve meyve tüketemiyorsa, taze sıkılmış meyve
ve sebze suları, sebzeli çorbalar mutlaka öğünlerinde yer almalıdır. Çinko yetersizliğinde
çocukların daha sık enfeksiyona yakalandıkları bilinir. Bu nedenle çocuk hasta olmadan da
çinkodan zengin besinler olan et ürünleri, süt ürünleri, kurubaklagiller ve deniz ürünleri
beslenmesinde yeterince yer almalıdır. Demir anemisi ise enfeksiyonlara yakalanma riskini
arttırır. Demirden zengin besinler olan kırmızı et, diğer et çeşitleri, kuru meyveler,
kuruyemişler, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve pekmeze çocuk beslenmesinde yer verilmelidir.
Vücutta demirin kullanılabilirliğini azaltan kepekli ekmek tüketimi, yemekle birlikte veya
hemen sonrasında çay ve kahve tüketimi gibi olumsuz uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Omega-3 yağ asitlerinin ise en iyi kaynağı balıklardır. Haftada 2-3 kez balık tüketmesi
sağlanmalı ve balıklar ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlanmalıdır.
“Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece SİZE özeldir.”
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Fast-Food
09.06.2009
Çocuk Beslenmesinde Fast-Food Besinlerin Yeri
Fast-food beslenmenin Türkçe karşılığı hızlı hazır yemek sistemidir. Fast-food besinler
bilinenin aksine çok daha geniş bir yelpazeye yayılır. Sadece hamburgerler, cipsler ve kolalar
fast-food besin değildir. Tostlar, ekmek arası türk yemekleri, simitler ve poğaçalarda aslında
aynı grupta yer alan besinlerdir.
Yaptığım bir bilimsel çalışmada daha önceden yapılmış bilimsel araştırmaları incelediğimde
rastladığım ilginç bir sonucu sizlerle paylaşmak istiyorum. Marka bilinci ve fast-food besinler
çocukların yaşantısına 2 yaşında girmektedir. Özellikle fast-food ürünler konusunda marka
kıskacına yakalanan çocuklar ise markalı bardaklarda verildiğinde sütü bile kolaylıkla
içmektedirler. Bu durum, ailelerin çocuklarının beslenmesinde ne kadar duyarlı davranması
gerektiğinin bir göstergesidir.
Fast-food besinler, son dönemde ucuzlaşmaları, zaman kazancı sağlamaları ve çok kolay
ulaşılmaları nedeni ile (pazarlama stratejilerini hesaba katmıyorum) çocuklar tarafından da
sıklıkla tercih edilmektedir. Uygun zaman dilimlerinde, uygun miktarlar ve sağlıklı seçimler
yapıldığında fast-food besinler de çocuk beslenmesinde yer alabilir. Ama günlük beslenme
kültürünün içerisine fast-food yerleşiyorsa ve çocuk her gün günde 1–2 öğününü fast-food
besinler ile geçiştiriyorsa bu bir beslenme sorunu olarak kabul edilmelidir.
Bu tür besinler çok fazla miktarlarda ve çok sık tüketildiklerinde ortaya çıkabilecek beslenme
tablosu şu şekilde olacaktır.
• Bu besinler yüksek enerji yoğunlukludur. Bu nedenle sık ve fazla miktarda tüketildiklerinde
obezite sorununun gündeme gelmesine neden olabilirler.
• Bu tür besinlerin birçoğu fazla miktarda protein içermektedir. Proteinin azı ne kadar zararlı
ise fazlası da çocuklar için bir o kadar zararlıdır, çünkü böbrekleri yorar.
• Bu tür besinler doymuş yağ, kolesterol ve yanmış yağlardan zengindir. Aşırı miktarda ve
sıkça tüketiliyorlarsa ileride kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırabilirler.
• Yarattıkları beslenme alışkanlıkları çocukların gelecekte de tek yönlü beslenmesine neden
olabilir.
• Vitaminlerden oldukça sınırlı olan bu beslenme şekli, sıkça tekrar ediyor ise C vitamini
başta olmak üzere birçok vitaminin yetersiz alımına neden olabilir.
• Yanlış içecek tercihleri çocukların kalsiyum ihtiyacını karşılamasına engel olabilir aynı
zamanda çocuklarda sınırlı alınması gereken kafeinin alımını arttırabilir.
• Bu tür besinler yüksek miktarda tuz içerdiklerinden ötürü sadece böbrekleri yormak ile
kalmaz aynı zamanda gelecekte yüksek tansiyon hastalığına yakalanma riskini arttırabilir.
O zaman ne yapmak gerek?
• Çocuğunuzun sağlıklı beslenme konusunda bilinçlenmesini sağlamalısınız. En doğru bilgiye
bir diyetisyen vasıtası ile ulaşır. Bir diyetisyenden beslenme eğitimi almasını sağlayın.
• Çocuğunuza fast-food besinler bir ödülmüş gibi göstermeyin.
• Çocuğunuzun sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması için önce siz sağlıklı beslenin.
• Çocuğunuzun gün boyunca tükettiği besinler konusunda bilgi sahibi olun. Böylece evde
eksik kalan besin gruplarını tamamlayabilirsiniz.
• Okul kantininin ve yemekhanesinin işlerliğinden emin olun. Gerekirse bu konu için okul aile
birliği ile temasa geçin.
• Çantasında süt ve meyve taşıması konusunda ona destek olun. Böylece acıktığında herhangi
bir besine değil, ilk çantasındakilere yönelecektir.
• Fast-food restoranlarda bile sağlıklı seçimler yapmasını sağlayın. Asitli içecekler yerine
ayran, büyük boy menüler yerine küçük seçenekleri tercih etmesi konusunda onu
bilinçlendirin.
• Beslenmenin bir bütün olduğunu ve her gün sağlıklı beslenilmesi gerektiğini unutmayın.
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Aileler İçin Bir Test
17.04.2009
Çocuğunuza Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı Kazandırabiliyor Musunuz?
Bütün anne ve babaların ortak endişesi çocuklarının sağlıklı beslenmesidir. Her aile
çocuğunun yeterli ve dengeli beslenmesini ve yaşına uygun büyümesini arzu eder. Fakat
çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasında başlıca görev yine ailenindir. Test
sorularında yanlış ve doğrularınızı bulun, çocuğunuzun sağlıklı beslenme alışkanlıkları
kazanmasına yardımcı olun.
Soru 1: Çocuğuma aile fertlerinden farklı yiyecekler hazırlamam gerekir.
Cevap: Yanlış
Çocuklar ilk yaşlarını doldurduktan sonra sizinle birlikte sofraya oturabilir ve sizin
yediklerinizi tüketebilir. Ona sürekli aile fertlerinden ayrı yemek hazırlamak yeni besinlere
alışmasını zorlaştırır. Sizle aynı besinleri tüketmesini sağlamak, beslenmesinde besin
çeşitliliği sağlar.
Soru 2: Çocuklarınıza belirli besinleri tüketmeleri konusunda baskı yapmamalısınız.
Cevap: Doğru
Çocuklara çeşitli besinleri yemeleri konusunda baskı yapmak veya yemeye zorlamak onların
besinlere direnç geliştirmesine neden olabilir. Çocuğunuzun beslenmesi konusunda
sorumluluğu paylaşmayı öğrenmelisiniz. Menüyü hazırlamaktan siz sorumlusunuz, fakat neyi
ne kadar tüketeceğine o karar vermeli. Baskı yapmak yerine meraklandırmayı denemelisiniz.
Soru 3: Çocuğunuz sizin çocukluk döneminize göre daha sağlıksız besleniyor.
Cevap: Doğru
Yapılan araştırmalar bu günkü besinlerin geçmişe göre daha fazla doymuş yağ, daha fazla tuz
ve daha fazla kalori içerdiğini gösteriyor. Çocuğunuz dışarıdaki besinleri sıkça tüketmek
zorunda kalıyorsa durum daha vahim bir tablo kazanıyor. Bu durumu engellemek için haftalık
aile menüsü planlamanız gerekiyor.
Soru 4: Çocuğunuz beslenme konusunda sizi model alır.
Cevap: Doğru
Çocuklar okul dönemine geçene kadar beslenme konusunda sizi ve diğer aile bireylerini örnek
alır. Bu nedenle çocuğunuzun sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanabilmesi için önce sizin
sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanız gerekir.
Soru 5: Çocuklarınızın bazı besinleri sevmesi zaman alabilir.
Cevap: Doğru
Çocukların bazı besinleri sevmesi onlarla ne sıklıkla karşılaştıklarına bağlıdır. Çocuğun bir
besine alışabilmesi için onu 10–15 kez denemesi gerekebilir. Bu durumda size düşen sabırlı
davranmak olacaktır.
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Çocukların Seveceği Sağlıklı Alternatifler
26.03.2009
Çocuklara yemek yedirmek kimi zaman ne kadar zor bir durum haline geliyor öyle değil mi?
Sebze yemeklerinden nefret eden, süt içmem diye direten, abur cubur besinlere yoğun istek ve
hayranlık duyan çocuklardan biri de sizin evde mi? Endişelenmenize gerek yok, hem sağlıklı
hem de çocukların seveceği birçok sağlıklı alternatif aslında mutfaklarımızda çocuklarımızı
bekliyor.
Oyun çocuğu (1–3 yaş) ve okul öncesi dönem (3–6 yaş) çocuklar tatlı tatlara ve çıtırdayan
besinlere karşı yoğun ilgi duyarlar. Haşlanmış sebzeler ve tatsız yemekler ise kesinlikle onlara
göre değildir. Ayrıca bu yaş grubu çocuklar alışkanlıklarına bağlıdır, bu nedenle bir kez
alıştıkları bir tadı bırakmak istemezler. Çocuklar bu dönemde yavaş yavaş şekillenmeye
başlayan kişilikleri nedeni ile oldukça inatçıdırlar ve en sık inat ettikleri konu kesinlikle
yemeklerdir. İnatlaşmalar, tartışmalar, sevdiği tattan onu mahrum etmek çözüm olmaz, aksine
onların olumsuz beslenme davranışlarını pekiştirir. Bu nedenle çocuklarla tartışmak yerine,
onlara uyum sağlamak ve onlara hissettirmeden sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmalarını
sağlamaktır.
Anneye bu konuda büyük görev düşer. Çünkü hem sağlıklı olan hem de çocukların
sevebileceği yiyecekleri bulmak bazen bir samanlıkta iğne aramaktan daha zor bir hal alır.
Fakat çözüm sanılandan daha kolay, biraz daha yaratıcı olmak sorunun çözümü olacaktır.
İşte çocukların seveceği değişik tatlar:
Sabahları süt içmem diye diretenler için: Her sabah aynı kahvaltıyı yapmaktan çocuklar da
sıkılabilir. Kimi zaman çocukların kahvaltısında değişiklik yapmak, onları hem mutlu eder
hem de yeni besinler ile tanıştırır. Sabah kahvaltılarında süt içmeyen bir çocuğa
hazırlanabilecek kahvaltı alternatiflerinden biri kahvaltı gevrekleridir. 1 su bardağı süte 1,5
yemek kaşığı vitaminlerden zenginleştirilmiş kahvaltı gevreği, ½ çorba kaşığı ise yulaf ezmesi
katın. Kahvaltı gevreğini yerken, sütü nasıl içtiğinin ve yulaf ezmesi sayesinde posa
tüketimini desteklediğinin farkına bile varmayacak.
Hamburger istiyorum! Diye haykıranlar için: Çocuk menülerinin çoğunun sizlerin günlük
enerji ihtiyacının yarısından çoğunu karşıladığını unutmayın. Bu nedenle bu hafta bir
değişiklik yapacağız ve kendi hamburgerimizi beraberce hazırlayacağız diye seslenin
çocuğunuza. Küçük sandviç ekmeklerinin içerisine ızgarada pişirdiğiniz köfteleri (siz evde
hazırlayın) yerleştirin. Izgarada pişireceğiniz birkaç dilim domates hamburgere ketçap tadı
verecektir. Turşu yerine 1–2 dilim taze tatlı yeşilbiber veya kırmızıbiber ekleyin ve C vitamini
zengini sağlıklı burgeriniz hazır olsun.
Süt içmem diyenlere taze sütten yapılmış dondurma: Süt içmem diye direten çocukların
süte karşı direnemediği ve kendisini lezzetin büyüsüne kaptırdığı besindir dondurma. Gıda
sanayinde hazırlanan dondurmalar, soğuk algınlığa ve öksürmelere de neden olmaz. Bu
nedenle süt içemeyen çocuğunuza haftada 1–2 kez dondurma yedirebilirsiniz. Fakat doğru
dondurmayı seçmek önemli. Dondurmaları satın alırken besin etiketlerinden taze sütten
üretilip üretilmediğini kontrol etmelisiniz. Süt kreması ile yapılanların yağ içeriği daha
yüksek olduğundan ötürü taze sütten yapılmış dondurmalar tercih edilmelidir.
Akşamları patates cipsinden vazgeçemeyen çocuklar için: Patates cipsi, çıtırdayan lezzeti
ile sadece çocukları değil çoğu zaman bizleri de içine çeken bir lezzettir. Fakat çocukların
sağlıklı beslenebilmesi için her gün patates cipsi tüketmemeleri daha uygundur. Kızarmış,
yağdan ve kaloriden zengin, yüksek oranda tuz içeren patates cipsleri yerine havuçları ve
salatalıkları yıkayın, soyun ve parmak kalınlığında uzunlamasına doğrayın. Bir kese kâğıdına
veya bir bardağın içine yerleştirebilirsiniz. “Senin için keşfettim” dediğinizde 2–3 kereden
fazla direnemeyecektir.
Sağlıklı günler, çocuklarınız ile birlikte mutlu yarınlar dilerim…
“Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece size özeldir.”
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
İlk Yaşlarda Beslenme
27.02.2009
İlk bir yılda akla takılan beslenme soruları ve yaşanan beslenme sorunları bu dönemde
çözülebileceği gibi artarak devam da edebilir. Çocuğun beslenme alışkanlıklarının
temellerinin atıldığı bu dönemde ailenin özellikle de annelerin bilinçli olması gerekir.
İlk bir yıl hızlı büyüyen bebeğinizin, büyümesinin biraz yavaşlamış olması sizi korkutmasın.
Bu doğal bir dönemdir. Eğer büyüme kontrollerini düzenli olarak yaptırır ve beslenmesi
konusunda bilinçli davranırsanız hiçbir sorunla karşılaşmadan bu dönemi mutlu bir şekilde
tamamlayabilirsiniz.
Çocuklar sürekli bir büyüme ve gelişme eğrisi içinde olduklarından ötürü enerji ihtiyaçlarının
günlük olarak karşılanması önemlidir. Fakat çocuklar bu yaş döneminde oyuna dalıp yemek
yemeyi unutabilir, yemek konusunda direniyor olabilir veya düzenli beslenmesi ile ilgili
sorunlar yaşıyor olabilir. 1–5 yaş çocuğu genelde günde 2 öğün yemek yer ve başka bir şey
yemek istemez. Bu nedenle çocuğun günlük besin tüketiminin takibi önemlidir. Bu şekilde bir
öğünde tüketmediği bir besini başka bir öğünde tüketmesi sağlanabilir.
1–5 yaş dönemi çocukları sütü çok seviyor veya tamamen nefret ediyor olabilir. Her iki
durumda uzun dönemde sorunlara neden olacaktır. Bu yaş döneminde günlük süt, yoğurt
tüketimi 500 ml yani yarım litre kadar olmalıdır. Bu miktardan fazla süt tüketiminin alışkanlık
haline gelmesi çocuğun diğer besinsel ihtiyaçlarının karşılanmasına engel olacaktır ki
önerilenden fazla miktarda süt tüketimini alışkanlık haline getirmiş çocuklarda demir
yetersizliği anemisi daha sık görülmektedir. Yetersiz süt tüketen çocuklar ise büyüme ve
gelişme için elzem olan protein ve kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekerler.
Çocukların beslenmesi ve besin ihtiyaçları yetişkinlerden farklıdır. Doymuş yağlar aşırı
tüketildiklerinde yetişkinlerde kalp-damar sağlığını riske atan bir faktöre dönüşebilirler. Fakat
çocuklarda beyin gelişimi için doymuş yağlara da gereksinim vardır. Çocuğun doymuş yağ
asidi ihtiyacının karşılanması için kahvaltısına 1 çay kaşığı kadar tuzsuz tereyağı eklenebilir.
Diğer önemli nokta ise çocukların tam yağlı süt ürünleri ve tam yağlı peynir tüketmesi
gerekliliğidir. Birçok anne kilo alır korkusu ile çocuklarına yarım yağlı veya yağsız süt
ürünleri vermek ile hata yapmaktadırlar.
Şeker tüketimi konusunda dikkatli olunmalıdır. Şekerli besinlerin gereğinden fazla tüketilmesi
iştahsızlığa, diş çürümelerine ve gereksiz kilo alımına neden olabilir. Özellikle bu tür besinler
ara öğünlerde ve öğünlerden hemen önce verilmemelidir. Öğünlerden sonra çocuğun obezite
sorunu yok ise tüketilebilir.
Annelerin sık yanlış yaptıkları konulardan biri de çocukların posa tüketimi ile alakalıdır.
Yetişkinlerin posa tüketiminin günde 25-30 gram olması gerekir. Fakat çocuklarda bu ihtiyaç
yaşa göre değişir ve yetişkinlerin ihtiyaç duyduğu posa miktarı çocuklara göre yüksektir.
Gereğinden fazla posa alımı vücutta kalsiyum gibi önemli olan bazı minerallerin
kullanılmasını engeller. Çocukların başlıca posa kaynakları sebze, meyve ve kurubaklagiller
olmalıdır. Çocuklara 5 yaşına kadar kepekli ekmek verilmemelidir.
Çocuğunuzla geçireceğiniz mutlu günler dilerim.
“Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece SİZE özeldir.”
Dyt. Serkan Tutar Yeditepe Üniversitesi Hastanesi www.e‐diyetisyen.com
Beslenme Alışkanlığı 02.02.2009 Çocuklarınıza Beslenme Alışkanlığı Kazandırın
Çocuklarınız yemek yemeyi sevmiyorsa, yemek saatleri size işkence oluyorsa bu sorunun
çözümü sizin elinizde. Özellikle çocuklarınızın yanlış beslenme alışkanlıkları kazanmalarının
yanı sıra sizinde fark etmeden onlara öğrettiğiniz yanlış alışkanlıklar olabilir.
Çocuklarınızın beslenmesinde özen göstermeniz gerekenler;









Çalışma düzeninizin yoğun olması çocuğunuza fazla zaman ayırmanızı engellemesinin yanı sıra onun beslenme saatlerinin de dengesiz olmasına neden olmaktadır. Yemek saatlerinin düzenli olması çocuğunuzun vücudunun daha sistematik çalışmasını sağlayacaktır. Evde birlikte tükettiğiniz öğünlerin saatlerini mümkün olduğunca sabit kılmaya çalışın. Önemli olan sofranızdaki yemek çeşidinin çok olması değildir. Farklı besin gruplarından oluşan bir sofra çocuğunuzun daha sağlıklı beslenmesini sağlayacaktır. Özellikle öğününüzde süt ve grubu, et ve grubu, tahıllar ve sebze‐meyve gruplarından bir besin olması en sağlıklı sofraları kurmanızı sağlayacaktır. Çocuklarınız yemek yemeye karşı direnç geliştirmişse bunu kırmanın en güzel yolu onu da yaptığınız mutfak işlerine dahil etmektir. Mutfak alışverişine beraber gitmeniz, yemeği veya sofrayı beraber hazırlamanız bu direncin kendiliğinden kırılmasını sağlayacaktır. Sofraya ailece oturmak çocuk için inanılmaz önem arz etmektedir. Ayrıca onun rahat oturması sadece yemekle ilgilenmesi açısından da size yardımcı olabilecek önemli bir unsurdur. Yemek porsiyonları çocuğun ilk direnç gösterebileceği noktadır. Önünde fazla miktarda yemek konulan çocuk yememek için daha ilk lokmadan mücadeleye başlar. Bu sebeple mümkün olduğunda küçük kaplarda ve az miktarda porsiyonlar ile önüne yemek koymalısınız. Bu sayede çocuğunuzun yemeği bittikten sonra tekrar istemesini sağlayabilirsiniz. Buna anne ve baba da katılarak örnek olabilir. Güne iyi bir kahvaltı ile başlamak güçlü bir gelecek için şarttır. Bu konuda sürekli çocuğunuz ile konuşmalısınız. Çünkü bu davranış değişikliğinin çocuğunuzda gelişmesi onun büyüme ve gelişimini sağlamasının yanında okul başarılarının da altın anahtarı olacaktır. Çocuklar yeni besinleri yeme ve onlara alışma konusunda oldukça karamsar olmaları nedeni ile yeni besinleri onlara sunarken zorlayıcı ve kırıcı olmamak gerekmektedir. Özellikle bu besinlerin ne tür faydalarının olduğunu onlara anlatmak kısacası öğretici olmak en kesin çözümdür. Çocuklar yetişkinler gibi açlığa karşı dirençli değillerdir. Bu sebeple az ve sık beslenmeleri onlar için en mantıklı seçim olacaktır. Bunun sağlanmasında anne ve babaya büyük pay düşmektedir. Çocuklarınızın abur cubur sevgisini engellemeye çalışmak sonuçsuz kalacak bir uğraştır. Bunun için sağlıklı olan besinleri atıştırmasını öğretme görevi ilk olarak aileye düşmektedir. “Beslenme Programınız Parmak İziniz Gibidir, Sadece Size Özeldir”
Dyt. Serkan TUTAR
www.e-diyetisyen.com
[email protected]
Diyetisyen Nur Gizem Tutar Taksim Alpha Tıp Merkezi www.e‐diyetisyen.com
Uzak Durulması Gereken Besinler 09.01.2009 Çocukların Daha İyi Gelişmesi İçin Hangi Besinlerden Uzak Durulmalı?
Diyetisyen Gizem TUTAR
http://www.e-diyetisyen.com/
Her anne, çocuğunun yaşına uygun bir şekilde büyümesini ve gelişmesini ister… Kimi zaman
annelerin bu istekleri bir tutku halini alır ve kimi yanlışlara doğru sürüklenebilirler.
Çocukların sağlıklı büyüyüp gelişmesi için dikkat edilmesi gereken en temel nokta; çocuk
beslenmesinin yetişkin beslenmesi ile aynı olmadığını bilmek ve yetişkin beslenmesinde
sağlıklı kabul edilen bazı yiyeceklerin çocuk beslenmesi için uygun olmadığı gerçeğini
kabullenmektir.
Bir çocuğun büyüme ve gelişmesini olumsuz etkileyebilecek en temel durum, çocuğun
yetersiz beslenmesidir. Eğer çocuk yaşına göre ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve besin öğelerini
tam anlamı ile karşılayamıyorsa beslenme yetersizliği oluşacak buna paralel olarak çocuğun
zihinsel ve bedensel gelişimi olumsuz etkilenecektir. Dengesiz beslenme diğer önemli bir
sorun olarak karşımıza çıkar. Çocukların bazı besinlere aşırı düşkün olması, bazı besinleri ise
hiç tüketmemesi dengesiz beslenmeye yol açacaktır. Bu durumda, büyüme ve gelişme için
gerekli olan besin öğelerinin bir kısmı aşırı alınırken, bir kısmı hiç alınamaz ve bedenselzihinsel gelişim sekteye uğrar.
Çocuğunuzun zihinsel ve bedensel gelişiminin yaşına uygun olmasını istiyorsanız bazı
besinlere ve bazı kurallara özel dikkat göstermeniz gerekir.
Kepekli ekmek, pirinç, makarna: Birçok anne kepekli ekmeğin çocuklar için uygun
olduğunu düşünmektedir. Fakat yetişkin beslenmesinden farklı olarak kepekli ürünler
çocukların gelişimini olumsuz etkiler. Fazla alınan kepek; demir ve kalsiyum gibi çocuk
gelişiminde önemli olan minerallerin atımını arttırabilir. Bu nedenle de çocuk beslenmesinde
5 yaşına kadar kepekli ürünlerin kullanımı önerilmez.
Light süt ürünleri: Annelerin genel olarak yaptığı bir yanlışta çocuklarına light süt ürünleri
vermeleridir. Yetişkin beslenmesi için oldukça sağlıklı olan light süt ürünleri çocukların
gelişimi için uygun değildir. Çünkü çocuklar, beyin gelişimi için doymuş yağ asitlerine
ihtiyaç duyarlar ve bu yağ asitleri light süt ürünlerinde bulunmamaktadır.
Kızartma ve kavurma yöntemi ile pişirilen besinler: Kızartma ve kavurma yöntemi ile
pişirilen besinler yanmış yağ ve yüksek enerji içerirler. Bu nedenle çocuk beslenmesinde
önerilmeyen besinler arasında yer alırlar. Kızartma türü besinlerde, vitamin ve mineral
kayıpları yoğun olduğundan ötürü çocuğun beslenme gereksinimi karşılamakta yetersiz
kalırlar.
Bol suda pişirilmiş sebzeler: Sebzeler, tüm insanlar için son derece değerli olan besin
kaynaklarıdır. Fakat sebzelerin bol suda pişirilmesi ve bu suyun dökülmesi, sebzeleri değersiz
kılar ve yüksek vitamin kayıplarına neden olur. Bu nedenle anneler bilmelidir ki, sebzeleri bol
suda pişiriyorlarsa çocuklarının büyüme ve gelişmesi risk altına girmektedir.
Soyulduktan sonra açıkta bekleyen meyveler, açıkta beklemiş salatalar: Birçok anne
çocuğunun bol bol sebze ve meyve tüketmesini ister. Fakat bu sebze ve meyveler eğer
doğrandıktan sonra açık ortamda beklemişler ise, herhangi bir besin değeri kalmaz. Annelerde
çocuklarının vitamin aldığını düşünerek yanılırlar.
Gereğinden fazla süt ürünü: 1 yaş üstü çocukların beslenmesinde yapılan bir hata da,
gereğinden fazla süt ürünü tüketimidir. 1 yaş üstü çocuklarda günde 500 ml süt ve yoğurt
tüketimi yeterli olmaktadır. Çocukların gereğinden fazla süt tüketmesi, diğer besinlerin
yetersiz alımına neden olabileceği gibi, demir anemisi riskini de arttırmaktadır.
Kızarmış balık: Omega–3 yağ asitlerinin en zengin kaynağı olan balık, çocukların beyin
gelişimi için önemli bir besin kaynağıdır. Fakat kızarmış balıkta omega-3 içeriği
azalmaktadır, bu nedenle çocuklar için yararlı olmaktan çıkar.
Şekerli besinler: Yüksek şeker içeren besinler ve beyaz şeker, boş enerji kaynaklarıdır ve
büyüme-gelişme açısından bir fayda sağlamaz. Özellikle bu tür besinlerin öğün öncesinde
verilmesi iştahı kapatarak tabloyu daha olumsuz hale getirebilir.
Annelerin unutmaması gereken konu, her çocuğun beslenmesinin kendine özgü olması
gerektiği fakat çocuk beslenmesi konusundaki bazı temel doğrulardan da vazgeçmemeleri
gerektiğidir.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak Uzman Diyetisyen www.dilarakocak.com.tr
Okul Çocukları 19.12.2008 Bu yazı Uzm. Dyt. Dilara Koçak’ı http://www.dilarakocak.com.trwebsitesinden/ alınmıştır.
Hiç bir şey ebeveynleri ve aileleri çocuklarının sağlığından daha fazla ilgilendirmez. Birçok
çocuk sağlıklı doğar, normal şekilde büyür ve sağlıklı yetişkinler haline gelir. Ama bunu
gerçekleştirebilmek için sağlık muayenelerinin, büyüme ve gelişme ölçümlerinin düzenli
yapılması gerekmektedir. Çocuğun her yaş için besin gereksinimi ve yiyeceklere olan ilgisi
farklıdır.
Beslenme ve öğrenme
Yeterli ve dengeli beslenmiş bir çocuk öğrenmek için hazır demektir. Sağlıklı ve zinde olan
çocuklar, öğrenme yeteneği, dayanıklılık ve kendilerine güven konusunda da yeterlidirler.
Düzenli yapılan fiziksel aktivite ile beraber yeterli ve dengeli beslenme çocukların sağlıklı
kalmasına yardımcı olur.
Sabah kahvaltısı
Çocukların kahvaltıya önemli derecede gereksinimi vardır. Sürekli olarak öğün atlama,
çocuğun okul performansı ve başarısı üzerinde negatif etkiler gösterir. Sabah yapılan kahvaltı
çocuğun öğrenmesinde daha başarılı olmasını sağlar. Öğrenmek için çocukların enerjiye
gereksinimleri olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Yapılan çalışmalar kahvaltı yapan
çocukların daha başarılı oldukları, daha geç yorgunluk hissettiklerini belirtmiştir. En önemlisi
kahvaltı yapan çocuklarda ileri dönemde şişmanlık görülme oranı daha azdır.
Hareket
İyi beslenme, sağlıklı yaşamın bir parçasıdır. Çocuklar fiziksel yönden aktif olmalıdırlar.
Günümüzde çocuklar, boş zamanlarda oyun oynamak yerine TV seyretmeyi daha çok tercih
etmektedirler. Gerçekte, birçok çocuk 5000 saatini TV izleme ile geçirmektedir. Sağlık
uzmanlarına göre, çok TV izleyen çocuklarda fiziksel aktivite düşük ve yaratıcılık olayı da
yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, uzmanlar TV için harcanan zamanın kısıtlanması ve
bunun günde 1 veya 2 saatten fazla olmaması gerektiğini önermektedirler. Fiziksel aktiviteyi
ailenizin alışılagelmiş bir davranış ve eğlence haline getirin.
Okul çağındaki çocuklar hayatlarının bundan sonraki dönemlerinde devam ettirecekleri birçok
alışkanlığı bu dönemde kazanırlar. Sağlıkları, yeterli ve dengeli beslenmeleri ve fiziksel
aktivite yapma durumları bu dönemde daha önemli hale gelir.
Bu yaşlarda çocuklar çevrelerindeki olayları anlamaya ve yorumlamaya başlarlar. Daha fazla
büyüdüklerini hissetmek ve hissettirmek için de kendi tercihlerini yapma konusunda
mücadele verirler. Artık okul başlamıştır. Evden uzakta oldukları içinde başka kişiler onların
besin seçimlerini etkilerler. Yapılan bir çalışmaya göre okul çocuklar için öğretmenleri ve
okul arkadaşları anne ve babalarından daha önde gelen birer bilgi kaynağıdır. Tabi günümüz
teknolojisinde televizyonun yeri de unutulmamalıdır.
6- 12 yaş arası çocuklar yılda ortalama 5 cm kadar büyürler. Bu da yılda yaklaşık 2,5 kg kadar
bir vücut ağırlığında artışa eşittir. Bu nedenle vücut ağırlığındaki artış dengede tutulmalı ve
aşırı kilo alımı engellenmelidir.





Süt, peynir ve yoğurt çocukların güçlü kemiklere, dişlere ve kaslara sahip olmak için gerekli olan protein, kalsiyum ve D vitaminini sağlar. Et, tavuk, balık, yumurta, fasulye, fındık ve tahıl ürünleri güçlü kaslar için gerekli olan protein, demir, B vitaminleri ve bazı mineralleri sağlar. Ekmek ve tahıl grubu B vitamini, demir, mineral ve posa içerir. Bunlar ayrıca iyi birer kompleks karbonhidrat kaynağı olup çocukların aktiviteleri için gerekli enerjiyi sağlar. Sebzeler A vitamini (beta karoten), C vitamini, kompleks karbonhidratlar ve posa içerir. Ayrıca belirli miktarlarda B vitaminleri, potasyum, kalsiyum ve demir mineralleri içerir. Meyveler, çocukların cildi, göz ve diş eti sağlığı için gereken A (beta karoten) ve C vitaminini, potasyum ve diğer mineralleri içerir. Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Beslenme Çantası
17.10.2008
Beslenme çantası dolu geliyorsa …
Gününün büyük bir kısmını okulda geçiren çocuklar için beslenme çantaları ve atıştırmalıklar
beslenmeleri konusunda önemli rol oynar. Sağlıklı ve doğru atıştırmalığı seçmek ve beslenme
çantalarında besin güvenliğini sağlamak ise ebeveynlerin görevidir.
Günümüzde çevremizi saran sağlıksız atıştırmalıklar, kızartma ve fast-food kültürü çocukları
beslenme çantalarından ve evdeki sağlıklı atıştırmalardan uzaklaştırabilmektedir. Yapılan bir
bilimsel araştırmada sağlıksız besinler kadar bu besinlerin sunuluş şeklinin ve markalarının da
çocukları etkilediği ve çocukların bu besinlere daha fazla yöneldiği gözlenmiştir. Çocukluk
çağı obezitesinin giderek yaygınlaştığı ülkemizde, çocukları dışarıdan beslenmeye yöneltmek
yerine, hem lezzetli hem de sağlıklı atıştırmalıklar ve besinler tüketmelerinde etkin rol
oynayabiliriz. Unutmamak gerekir ki, en sağlıklı besinler evde doğru koşullarda hazırlanmış
olanlardır.
Çocuğunuzun dışarıdan kalori yüklü ve besin kalitesi yok denecek kadar az olan bazı
besinlerle beslenmesini seyretmek yerine, evde bir sandviç hareketi başlatabilirsiniz. Değişik
tat ve dokularda hazırlayacağınız sandviçler çocuğunuzun lezzetten ve sağlıktan aynı anda
keyif almasını sağlar.
Çocukların sağlıklı büyüyüp gelişebilmesi için, her öğün dört ana besin grubundan besinlerin
menülerinde yer alması gerekir. Yani çocuklar her öğünde uygun miktarlarda et ve et ürünleri,
süt ve süt ürünleri, ekmek, pilav ve makarna gibi tahıl ürünleri, sebze-meyve tüketmelidir.
Hazırlayacağınız değişik alternatifli sandviçler ile hem sağlıklı beslenmesini hem de tat
duyusunun gelişmesini sağlayabilirsiniz. Karışık sandviçlerin ayran veya taze sıkılmış meyve
suları ile tüketilmesi daha sağlıklı bir menü ortaya çıkarmanızı sağlar.
Tüketim miktarları da en az besin çeşitliliği kadar önemli bir konudur. Çocuğunuzun besin
ihtiyacını karşılayacak miktarlarda beslenmesi için sandviçleri uygun boyutlarda hazırlamaya
çalışmalısınız. Diğer dikkat etmeniz gereken konu ise, besin güvenliğidir. Et, süt ve peynir
gibi protein zengini ürünler sıcağa karşı duyarlıdır ve oda sıcaklığında çabuk bozulurlar.
Ayrıca, pişirilmeden tüketilen bazı ürünlerden sebzelere mikroorganizma geçişi
olabileceğinden ötürü, güvenilir kurumlardan alışveriş yapmaya, hazırlama aşamasında et
ürünleri ve sebzeler için ayrı doğrama tahtası ve bıçak kullanmaya ve besinleri uygun
koşullarda saklamaya dikkat etmelisiniz. Besin güvenliğini sağladıktan sonra, çocuğunuzla
birlikte sandviçlerin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca evden çıktığı gibi geri getirilen beslenme
çantasının sinir bozucu görüntüsünden de kurtulabilirsiniz.
“Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece SİZE özeldir.”
Diyetisyen Nur Gizem Tutar Taksim Alpha Tıp Merkezi www.e‐diyetisyen.com
Obez Çocukla Doğru İletişim 26.09.2008 Obez Çocuğunuzla Doğru İletişim Kurun
Diyetisyen Gizem ŞEBER
Alman Hastanesi
http://www.e-diyetisyen.com/
Kilonuz konusunda siz nasıl hassassanız çocuğunuzda bu konuda sizden daha farklı değildir.
Çevremizde çocukluk çağı obezitesinin bu kadar yaygınlaştığı bir dönemde, aileler
çocuklarını kırmamak adına önlem almakta bu nedenle geç kalabiliyor. Tedavinin gecikmesi
duruma daha da zor bir şekil verirken, aileler bir süre sonra sadece çocuklarını suçlamaya
başlayıp, çocuğun direnç geliştirmesine neden olabiliyorlar. Sizin de çocuğunuz şişman ise
başta onunla bu konuyu nasıl konuşacağınızı değerlendirmelisiniz. Hem de en ince ayrıntısına
kadar…
Ebeveynlerin en sık sordukları soru çocukları ile şişmanlıkları hakkında nasıl konuşmaları
gerektiğidir. Aile fertleri bu durumdan mümkün olduğu kadar kaçmayı tercih etse de, aslında
problemleri görmezden gelmek çocuğa verilecek mesajlar arasında en kötüsüdür. Bu nedenle
eğer çocukla kilosu hakkında konuşulması gerekiyorsa bu sorumluluğu almak aile fertlerinin
görevidir.
İlk yapılması gereken, çocuğun gerçekten kilolu olup olmadığının değerlendirilmesidir. Kilolu
olmayan bir çocuğa verilecek yanlış mesajlar, çocuğun gelecek hayatında kilo almadan
korkarak çeşitli yeme bozukluklarına yakalanma riskini artırabilir. Çocukların kilo
değerlendirmeleri sadece sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Çocuğun büyüme
eğrilerine göre değerlendirilmesi, bel çevresi ölçümleri ve yapılacak diğer ölçümler ile kesin
sonuçlara ulaşılır.
Çocuğun yaşı da üzerinde durulması gereken bir konudur. Oyun dönemi çocukları (7 yaşına
kadar) yemek yeme kontrolünü tam olarak gerçekleştiremez. Bu nedenle kontrol edilmelidir.
Kontrol mekanizmasının ezici bir disipline dönüşmesi çocuğun psikolojisini bozabileceğinden
ötürü kaçınılması gereken bir tutumdur. Bu yaştaki çocuklar kilo almak ve vermek konularını
tam olarak algılamaz. Şekerli ve yüksek yağlı besinlerine olan erişimini engellemek ve
sağlıklı beslenme ile ilgili onunla sohbet etmek bu dönem için en ideal uygulamalardır.
Okul çağı çocuklarında durum daha farklı olacaktır. Çünkü bu yaş çocuklar sadece ailelerinin
kontrolü altında değildir. Daha fazla miktarda ve çeşitte besine ulaşma şansı olan okul çağı
çocuklarına anlayışla yaklaşmak, durumu çocuğun psikolojisini zedelemeden açıklamak
gerekir. Çocuk direnç geliştirirse kontrolü daha da zorlaşır.
Çocuğun yaşı büyüdükçe durum kolaylaşabilir. Gençlik döneminde bedeni ile daha ilgili olan
bir kişi haline gelen çocuğunuz kilo kontrolü konusunda daha bilinçli olma şansı yakalar.
Fakat bu dönemde yanlış iletişim nedeni ile oluşacak kilo korkusu yeme bozuklularına
yakalanma riskini artırır.
Çocuğunuzla kilosu ile ilgili konuşurken başta obezitenin zararlarından genel olarak
bahsetmekle başlayabilirsiniz. Fakat dikkatli olmalısınız. Yanlış mesajlar, alaycı tavırlar,
diğer çocuklarla kıyaslama ters etki yaratarak çocuğunuzun sizden uzaklaşmasına neden
olabilir.
Konuşmaya kendini nasıl hissettiğini sorarak devam edebilirsiniz. Arkadaşlarının ve
yakınlarının tepkisini, kıyafet alırken kendini nasıl hissettiğini ve günlük koşuşturmada
hareket ederken çektiği zorlukları sorabilirsiniz. Onun nasıl hissettiğini empati kurarak
dinlemek aranızda olumlu bir etki yaratır.
Çocuğunuz obezite ile mücadele ediyorsa, sorumluluğunuz sadece onunla konuşmak değil
aynı zamanda konu üzerine geniş çaplı düşünmektir. Sağlıklı beslenmenin doğuştan gelen bir
yetenek olmadığını ve çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını sizden aldığını unutmamanız
gerekir. Sağlıklı beslenme, bireye öğretilmesi gereken bir yetenektir.
Yapılan araştırmalar, birçok çocuğun kilosundan mutlu olmadığını ve bu konuyu aileleri ile
paylaşamadıklarını göstermektedir. Ailesi ile açık bir şekilde bu konuyu konuşabilen çocuklar
problemlerini çözmekte daha istekli ve yaratıcı olurlar. Gelecekte kilo korkusu nedeni ile
yeme bozukluklarına yakalanma riskleri de azalır.
Çocuğunuzun Kilosunu Herkesle Konuşmak Zorunda Değilsiniz!
Arkadaşları ve diğer sosyal çevresi karşısında onu kilosu yüzünden utandırmak durumu
kötüleştirmekten öteye gitmez. Sizden uzaklaşmaması ve kendine olan güveninin
sarsılmaması için sağlık profesyonelleri dışında çocuğunuzun kilosunu birileri ile
paylaşmamaya özen gösterin.
Profesyonel Yardım Alın
Çocuğunuzun obezite probleminden fiziksel ve psikolojik bir zarar almadan kurtulmasını
istiyorsanız sağlık profesyonellerinden yardım alın. Çocuğunuzun kilo problemini bir
psikolog ile paylaşmasını, doktorların sağlık açısından çocuğunuzu değerlendirmesini
sağlamak yararlı olur. Çocuğunuzun büyümesini olumsuz etkilemeden kilo vermesini
sağlamak için bir diyetisyenden profesyonel yardım alın. Diyetisyen, hem çocuğunuzun kilo
vermesini sağlayacak bir beslenme programının hazırlanmasında hem de onun sağlıklı
beslenmeyi öğrenmesini sağlamakta rol alır.
Sağlık Profesyonellerinin Yanında Bunları Yapmayın!




Çocuğunuzun tembel olduğunu ve kendisi ile ilgilenmediğini onun yanında sağlık personeline dile getirmeyin. Onun yerine konuşmayın ve onun kendini ifade etmesine izin verin. Her konsültasyona onunla birlikte katılmayın, size söylemekten çekindiği fakat rehberi olan kişiye paylaşmak istediği bir şeyler olabilir. Özeline saygı duyun. Çevresindeki herkesin onunla dalga geçtiğini –geçiyor olsalar da‐ paylaşmayın. Diğer kardeşinin ideal kilosunda olduğundan ve ne kadar sağlıklı beslendiğinden bahsetmeyin. 
Şişman olsa da, ona karşı hislerinizin değişmediğini ve onu ne kadar çok sevdiğinizi onunla paylaşın. Evde Bunları Yapmayın!






Sürekli lokmalarını sayarmış gibi hareket etmemeye özen gösterin. Evde normal yaşantınız devam etsin, tek konu diyet olmasın. Zorlandığı noktalarda onu yalnız bırakmayın destek olun. Bak senin yüzünden bizde aynı şeyleri yemek zorunda kalıyoruz gibi olumsuz mesajlar vermeyin. Zayıflamaya çalıştığı sürece evde abur cubur bulundurmamaya çalışın. Şişmanken kötü göründüğünü söylemeyin. Kilo korkusu yeme bozukluklarına yakalanma riskini arttırır. Dyt. Serkan Tutar Yeditepe Üniversitesi Hastanesi www.e‐diyetisyen.com
Çocuklarınız İçin Sağlıklı Bir Gelecek… 05.09.2008 Dyt. Serkan TUTAR Yeditepe Üniversitesi Hastanesi http://www.e‐diyetisyen.com/ Hepimizin ortak bir özelliği var. O da çocuklarımızı kendimizden daha fazla düşünüyor
olmamız. Çocuklarımızın hastalanması, fazla kilolu olması veya zayıf olmaları bizler için hep
içinden çıkılmaz birer problem halini alıyor. Peki, anne ve baba olarak üzerinize düşen
görevinizi tam olarak yapıyor musunuz? Yoksa sizinde bebeğinizin dengesiz beslenmesinde
katkınız var mı?
Hamilelik döneminde dengeli beslenme bebeğinizin geleceğini etkiliyor…
Son yapılan çalışmalarda, obezitenin anne karnında başlayabileceğini gösterilmiştir.
Hamilelik döneminde annenin fazla kilo alması nedeni ile çocuğun bu duruma adapte olduğu
ve ileride obez bir birey olması riskinin arttığı düşünülmektedir. Ayrıca bu dönemde
ihtiyaçtan çok daha fazla besin alınmasının bebek için çok fazla yararının olmadığı, aksine bu
durum hamile annede yağ kitlesinin artmasına sebep olduğu saptanmıştır. Hamilelik
döneminden önce normal kiloya sahip olan anne adaylarının, hamilelik döneminde ortalama
12,5 kg alması önerilmektedir. Hamilelik döneminden önce şişman olan anne adaylarının ise
hamilelik döneminde almaları gereken kilo ortalama 6 kg olmalıdır ve bu kilonun çok üzerine
çıkılmaması tavsiye edilir.
Peki, bebeğiniz doğduktan sonra onu nasıl doğru besleyebilirsiniz?
Bu dönemde annelerin akılları bebeğinin beslenmesi konusunda oldukça karışıktır ve bebeğini
emzirmekte zorluk çekmektedir. Anne bu durumdan rahatsız olması nedeni ile de, ilk olarak
mamalara sarılmaktadır. Bebeğinizin beslenme alışkanlıkları, bilişsel zekâsı ve o dönemdeki
ruhsal durumu, hatta ileride sigara tiryakisi olup olmayacağı bile bu dönemde, bebeğinizi
anne sütü ile besleyip beslemediğinizden etkilenmektedir. İlk altı ay boyunca bebeğinizin
anne sütü dışında; su da dâhil olmak üzere hiçbir içecek, yiyecek veya mamaya ihtiyacı
yoktur.
Niçin anne sütü?
Hepimiz anne sütünün desteklenmesi gerektiğini biliyoruz, peki ya nedenlerini biliyor
muyuz? Anne sütü, bebeğinizin; Tip 1 diyabet, obezite, koroner kalp hastalığı ve çölyak gibi
bazı kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Anne sütü, bebeğin ağzından
anüsüne kadar olan kısımda mukozal bir tabaka oluşturarak sindirim sisteminin korunmasını
sağlamaktadır. Bebeğinizin ruhsal, bedensel ve bilişsel zekâsının gelişmesine katkısı ise
yadsınamaz. Anne sütü almış bireylerin IQ puanları 8-9 puan daha fazla olduğu bilinmektedir.
Ayrıca içerisinde bulunan büyüme faktörleri ve immünoglobülinler sayesinde bebeğinizi
enfeksiyonlara karşı korur.
6. aydan sonra ne yapmalıyım diyorsanız?
Annelerin en sık sordukları sorulardan biridir, bebeğime hangi besini önerirsiniz? veya hangi
besinler iştahını açar? 6. aydan sonra başlanan ek besinler bebeğiniz için ilk zamanlar
problem yaratabilir ve bu dönemde kilo kazanımı da daha az olabilir. Bebeğinizin bu duruma
adapte olabilmesi için yumuşak kıvamda olan besinleri vermeye devam etmelisiniz.
Telaşlanarak sadece yemek sularını bebeklerinize vermenin, onlar için yararı olmadığını
aklınızdan çıkarmayın. 6. ayda bebeğinize anne sütüne ek olarak devam mamaları, pekmez,
yoğurt, meyve suyu ve yumurta sarısı gibi besinler verilebilirsiniz.
7. ayda ise bu besinlere ek olarak yumuşak tavuk ve balık etleri, sebze çorba veya sebze püre,
bisküvi, pirinç, pirinç unu verilebilir. 8. ayda ise kıymalı veya sebzeli eklenmiş yemekler, süt
ve sizin hazırlamış olduğunuz yumuşak kurubaklagil yemekleri de verilmeye başlanmalıdır. 1
yaşına gelmiş olan bebek ise evde hazırlanmış her yemeği yiyebilir.
Bebeklerinizin besine karşı direnç geliştirmesine neden olmayın…
Ek besinlere başlayan çocukların adapte olma süreçleri uzadıkça ve kilo kazanımları
yavaşladıkça anne ve babalar telaşlanıp ek vitamin, mineral, balık yağı gibi besin desteklerine
sarılmaktadırlar. Bu tür ek tabletleri bebeğinize vermeden önce kesinlikle bir doktor kontrolü
gerekir. Ayrıca az miktarda besin tüketen bebek ve çocuklara baskı yaparak besinleri
tükettirmeye çalışmanızın bir faydası olmaz. Bu noktada uygulamanız gereken birkaç önemli
püf noktası vardır ve bunlar hem çocuğunuzun kendine olan özgüvenini arttıracak hem de
besine karşı direnç oluşturmasını engelleyecektir. Masaya beraber oturduğunuz çocuğunuza
ne kadar yemek yemek istediğini sormalısınız. Bu durum çocuğun dikkatini yemeğe
vermesini sağlayacaktır. Yemeği sizin yedirmeniz yerine kaşık ve çatalı ona bırakın.
Çocuğunuzun tabağına yemek koyarken miktar olarak az yemek koyun ve bir daha yemek
istemesini sağlayın. Kurabiye, poğaça, börek gibi besinler hazırlarken bunlara şekiller
vermeye özen gösterin, bu bir çizgi film kahramanı, bir bebek veya araba olabilir.
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Diş Çürükleri ve Beslenme
22.08.2008
Diş çürükleri annelerin korkulu rüyasıdır. Her anne çocuğunun dişlerinin güzel ve bakımlı
olmasını ister. Bunu gerçekleştirmek içinde ellerinden geleni yaparlar. Fakat annelerin
atladığı tek bir nokta vardır ki o da diş sağlığının sadece şeker tüketimi ile ilişkili olmadığı
gerçeğidir. Şeker tüketimi diş sağlığını etkileyen en önemli nedenlerden biri olsa da, tek
neden değildir.
Diş sağlığı çocuklar açısından çok önemlidir. “Nasıl olsa süt dişi, üzülmeye gerek yok”
mantığı sakıncalı ve yanlıştır. Çünkü süt dişleri problemli olan ve diş çürüğü sıkça görülen
çocukların yetişkinlik çağında da diş sağlığı ile ilgili problem yaşama riskinin fazla olduğu
bilinmektedir.
Diş çürükleri çocukların genel sağlığını da olumsuz etkiler. Erken yaşta oluşan çürükler
çocuğun iştahsız olmasına, yemek yiyememesine, kilo kaybına, beslenme yetersizlikleri ile
karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Ayrıca çürük sayısı fazla ise çocuklarda psikolojik
sorunların da ortaya çıktığı görülmektedir.
Çocuğun diş sağlığı anne karnında olduğu dönemde başlar. Annenin gebelik döneminde
yetersiz beslenmesi, çocuğun düşük doğum ağırlığı ile doğmuş olması gibi durumlar çocuğun
diş sağlığını da olumsuz etkiler. Bu duruma bir de ailelerin yanlış davranışları eklenirse çürük
riski artar. Emziğin bal, şeker gibi besinlere batırılarak verilmesi, tamamlayıcı besinlere geç
başlanması, geceleyin uzun süren emzirme periyotları ve bebeğin annesini emzik gibi
görmeye başlaması diş sağlığını olumsuz etkileyen etmenlerdendir.
Çocuklarda diş çürüklerinin oluşmasının sebeplerinden en belirgin olanı şeker tüketimidir.
Sofra şekeri olarak da adlandırdığımız beyaz şeker tüketim miktarı ve sıklığı ile diş
çürüklerinin görülme riski birbiri ile yakından ilişkilidir. Özellikle öğün aralarında yenen
şekerlemeler ve benzeri şekerli besinler çürük riskini arttırır.
Şekerli içeceklerin, katı şekerlere göre diş sağlığı açısından daha riskli olduğu bilinir. Şeker
içeren içeceklerin tüketimi azaltılmalı, taze meyve suyu, ayran ve süt gibi içeceklere çocuklar
yönlendirilmelidir.
Çiğneme işlemi esnasında tükürük salgılanması diş sağlığını koruyucu bir etmendir. Bu
nedenle çocuklara öğünlerde çiğnemeyi uyarıcı katı besinlerde mutlaka verilmelidir. Fosfor ve
florür diş sağlığını koruyucu etki gösteren minerallerdir. Fosforun en iyi besinsel kaynakları
süt ürünleridir. Süt ürünleri aynı zamanda diş yapımında önemli rolü olan kalsiyum
mineralinden de zengindir. Çocuklara ara öğünlerde diğer sağlıklı yiyeceklerin yanında süt ve
süt ürünleri verilebilir. Florürün en bilinir kaynağı ise içme suyudur.
Diş sağlığının korunması aynı zamanda diş bakımıyla da ilişkilidir. Çocukların diş bakımının
düzenli olarak yapılması gerekir. Çocuklara diş bakımının nasıl yapılması gerektiğini
öğretmek diş hekimlerinin ve ailelerin görevidir.
Çocuğunuzla geçireceğiniz mutlu günler dilerim.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Beslenme Stratejileri
08.08.2008
Çocuklar İçin Beslenme Stratejileri

















Çocuklar için en iyisi düzenli bir beslenme programı içinde beslenmeleridir. Yemekler
düzenli olmadığında çocuklar gün boyunca daha fazla abur cubur tüketirler ve bu
nedenle de yemek zamanında aç olmazlar. Bu nedenle yemekleri düzeni bir şekilde
yeme alışkanlığı kazandırmak iyi olacaktır.
Çocuklarınızı yemekle ödüllendirmek yerine sevgi ve ilgiyle ödüllendirin ve yemeği
ceza olarak da kullanmayın
Yemek zamanı iyi bir aile zamanı olabilir. Çünkü çocuklara besleyici besinleri
yemelerini söylemekle bunu göstermek çok daha farklı etki yaratmaktadır. Hem de bu
onlara sosyal davranış için olumlu bir model oluşturur.
Çocuklara neyi, ne kadar yiyeceklerine karar verme konusunda şans tanıyın.
Çocukların öğünleri planlaması ve yemekleri hazırlaması için fırsat verin.
Çocukların favori yemeklerine sebzeler ekleyebilirsiniz.
Çorbalara sebze veya fasulye ekleyerek zenginleştirebilirsiniz.
Çiğ sebzeleri de yemeleri için alıştırabilirsiniz.
Çocuklar sebzelerin parlak renkli ve kıtır kıtır oluşunu severler.
Sebzeler ve meyvelerle ilgili boyama kitapları bulabilirsiniz
Çocuklarınıza neyi, ne kadar yiyeceklerine karar verme konusunda şans tanıyın.
Genelde oyun çağı ve okul çağı çocuklar sizin yediklerinizin 1/4 'ü 1/3'ü kadar yemek
yiyebilirler. Ayrıca tabağına yemeği servis ederken az miktarda yemek koyup yeniden
istemelerini sağlayın.
Çocuklar eğer yemekle oynamaya başlamışsa bu onların doydukları anlamına gelir. Bu
nedenle çocuğunuzun masadan uzaklaşmasını sağlayabilir veya tabağını alabilirsiniz.
Tabağındaki her şeyi bitirmesi için baskıcı davranmayın, çünkü böle davranmanız ileri
yaşlarında o besinden hoşlanmamasına veya kilolu olmasına neden olabilir.
Aktivite çocuğun iştahını arttırır. Yemeklerden önce biraz aktivite yapmasını
sağlamanız veya onunla oynamanız çocuğunuzun acıkmasına ve daha mutlu bir
şekilde yemek yemesini sağlayacaktır.
Çocukların öğünleri planlaması ve yemekleri hazırlaması için fırsat verin. Onun
yemek yemesini zevkli hale getirmek ve besinleri sevdirmek için besinleri onları
neşelendirecek şekilde servis etmeye çalışın.
Onları zorlamadan yeni besinler denemeye teşvik edin.
Bu dönemde çocuklar ve gençler psikolojik olarak dalgalanmalar yaşadıkları için eğer
çocuğunuzun vücut ağırlığı ile ilgili bir sıkıntısı varsa ona yaklaşımınızda dikkatli
olmalı ve onu kırıcı şekilde bunu dile getirmemelisiniz uzmandan yardım almayı
deneyin
Eğer içinde bulunduğu şartlardan dolayı dışarıda yemek tüketimleri genelde yağlı ve
kalorili oluyorsa evde hazırladığınız besinler besin değeri yüksek ve az yağlı olacak
şekilde hazırlanabilir.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Çocuk İçin Ara Öğün Daha Önemli
28.07.2008
Yetişkinler genelde kilo kaybetmek istedikleri zaman daha düzenli beslenmeleri gerektiğini
hatırlıyor. Az ve sık beslenmek metabolik hızı arttırıyor. Bu şekilde kilo vermek kolaylaştığı
gibi, bir sonraki öğüne daha az acıkıldığından iştah kontrolü de kolay oluyor ayrıca sinsirim
porblemi olanlar içinde az ve sık yemek önemli bir tedbir. Ara öğün Ancak ara öğün tüketimi
çocuklar için çok daha önemli tabi ki çocuklarda hedef kilo kaybı değil. Ama çocukların mide
kapasitelerinin yetişkinlere göre daha ufak olması daha sık yemeleri için önemli bir sebep.
Çocuklar da ara öğün 3 ana öğüne ek olarak 2 -3 kere besin değeri yüksek çeşitlerle olmalıdır.
Çocuklar hep aynı besinleri tüketmekten hoşlanmaz ve çok çabuk sıkılırlar, dikkatleri dağılır
hemen oyuna dönmek isterler, doyma duygusunu çok takip etmeyebilirler. Özellikle oyun
çağındaki çocuklar çok hareketli olduğundan aldıkları enerjiyi de hemen yakarlar bu sebeple
küçük öğünlerle beslenmeye devam etmek önemlidir. Ara öğünler değişik renk, tat ve
çeşitlilikte sunulmalıdır. Çocuklar günlük enerjilerinin %20’sini ara öğünlerden
karşılamaktadırlar. Bu nedenle öğünlerde enerji değeri dengeli ve lif açısından yüksek
besinler vermeye özen gösterin. En çok tüketilen ürünler olan şeker, çikolata, bisküvi ve
şekerli içecekler verilmemelidir çünkü bu yiyecekler gereksiz yere şişmanlığa, boş kalori
alımına ve diş çürüklerine neden olurlar. Bunun yerine büyüme ve gelişmede önemli protein
kaynağı, süt ve ürünleri ile meyveler çocuklar için daha doğru seçimlerdir. Ancak çocuğun
sıkılmaması için biraz yaratıcı davranmanız gerekebilir. Aşağıda size yardımcı olabilecek 15
farklı önerimiz var
Çocuklar için sağlıklı atıştırmalık 15 öneri…
1. Muzu soyup, az yağlı sade yoğurt ile karıştırıp, ezilmiş kahvaltılık gevrekler ile bir
kapta dondurabilirsiz böylece hem lezzetli hem de sağlıklı bir ev yapımı dondurma
yapmış olursunuz
2. Kurutulmuş meyveler ile fındık, fıstık ve bademi küçük bir kavanoz içinde karıştırın
meyveli fındık ezmesini sizde ara öğün olarak tercih edebilirsiniz yanına 1 bardak süt
ilaveettiğinize çok daha dengeli bir seçim yapmış olursunuz
3. Az yağlı sade yoğurdu yaban mersini ve kuru vişne ile karıştırıp meyveli yoğurt haline
getirin, isterseniz yine dondurabilir veya içine mısır gevreği ekleyebilirsiniz
4. Küçük boy patateslerin üzerine az yağlı kaşar koyarak mikrodalga fırında pişirin
üstüne kuru nane ilave edin eğer çocuğunuz baharat sevmiyorsa bu konuda ısrarcı
olmayın
5. Tam tahıl unundan krep yapıp, içine krem çikolata sürüp, çilek, muz, kivi ve şeftali
dilimleri ekleyin böylece çocuğunuzun hem çikolata arzusunuz karşılarsınız hem de
meyve yedirmiş olursunuz
6. Taze mevsim meyvelerini minik küpler halinde kesip meyve salatası yapın. Üstüne
taze sıkılmış portakal suyu ilave edin veya yoğurt da eklenebilir
7. İnce ince kestiğiniz elma dilimlerinin üstüne fıstık ezmesi sürüp servis edin kulağa
farklı gelse de çocuğunuz sevebilir yanına bir bardak süt ilave edebilirsiniz
8. Az yağlı süt, çilek ve muzu 3 dakika boyunca blenderdan geçirip ve ona süper bir
içecek hazırlayabilirisniz
9. Minik sandviçlerin yanına ton balıklı omega-3 içeriği yüksek bir salata yapın veya
sandwich içinde ton balığını kullanın beyin gelişimi için omega 3 ün önemli olduğunu
unutmayın
10. Fıstık ezmesi, ezilmiş kahvaltılık gevrekler ve dövülmüş cevizi karıştırıp küçük toplar
haline getirin. Yanında az süt vermeyi unutmayın.
11. Tam tahıllı ekmek, az yağlı kaşar, hindi füme ve domates-biber dilimlerinden oluşan
tost hazırlayın. Yanında taze sıkılmış bir meyve suyunu da unutmayın.
12. Minik yuvarlak bol peynirli ve sebzeli pizzalar hazırlayın. Yanına da büyük bardak
ayran ekleyin.
13. Taze marul yaprakları, az yağlı peynir, haşlanmış ve ince dilimlenmiş tavuk veya
hindiden oluşan tahıllı soğuk bir sandviç hazırlayın
14. Beyaz peynir ve domatesten oluşan kanepeler hazırlayın. Yanına da ince ince
dilimlediğiniz limonlu havuçları ekleyin.
15. Taze sebzeler ile bulguru karıştırıp içine bir dilim peynir ekleyip mikrodalga fırında
pişirin.
Diyetisyen
Nur Gizem Tutar
Taksim Alpha Tıp Merkezi
www.e-diyetisyen.com
Çocuklarda İştahsızlık
11.07.2008
Sağlıklı Beslenmenin Önündeki Engel: İştahsızlık
Diyetisyen Gizem ŞEBER
Alman Hastanesi
Beslenme, çocukların büyüme ve gelişimi için gerekli olan en önemli olgulardan biridir.
Çocuğun yeterli ve dengeli bir beslenme tarzı ile, ihtiyaç duyduğu besin öğelerinin tamamını
karşılaması; optimal büyüme ve gelişmenin sağlanması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi,
beslenme yetersizliğine bağlı hastalıkların önlenmesi açısından önem taşımaktadır. Fakat
çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak her zaman bu kadar kolay olmamaktadır.
Çocuklarda sağlıklı beslenmeyi aksatan ve en sık şikâyet edilen durumlardan biri de
çocuklarda görülen iştahsızlıktır. İştahsızlığın nedenlerini bilmek ve nedene yönelik çözüm
geliştirmek bu sorunu çözmenin en etkin yoludur.
Çocuklarda gözlenen iştahsızlık durumunun birçok nedeni olabilir. Bu nedenler genellikle
biyolojik ya da psikolojik temellidir. Biyolojik temelli nedenler, bebeklik döneminde emme
ve yutma refleksinin gelişmemiş olması, ek besinlere çok geç başlanması, infeksiyon, ateş,
sarılık, tüberküloz, emilim bozuklukları gibi hastalıklardır. Bunun yanı sıra, barsak
parazitlerinin varlığı, anemi (kansızlık) ve diş çıkarma dönemlerinde de çocuklarda iştahsızlık
görülebilmektedir. Biyolojik temelli iştahsızlık durumlarında, sorun ortadan kaldırılmadan
çocuğun iştahını düzeltmek mümkün değildir. Psikolojik temelli iştahsızlıklar genelde
çocuğun çevresinden ve aile bireylerinin davranışlarından kaynaklanır. Bilinçaltına yerleşmiş
sıkıntılar ve endişeler, sınav kaygısı, erken yaşta yaşanan sınav başarısızlığı, aileden birinin
vefatı çocukta iştah azalmasına neden olabilir. Ailenin sofra düzeninin ve sağlıklı beslenme
bilincinin olmayışı, çocuğa yemek yeme konusunda yapılan baskılar, başka çocuklarla
kıyaslama, yemek sırasında yapılan tartışmalarda çocuğun yemek yeme isteğini azaltabilir.
Yemek öncesinde yorucu fiziksel aktiviteler yapmakta bazı çocuklarda öğün sırasında
iştahsızlık oluşturabilir.
İştahsızlığa en sık neden olan durum ise, çocuğun beslenme düzeninin olmaması ve
beslenmesi ile ilgili yapılan bazı yanlışlıklardır. Yemek öncesinde sıvı veya bisküvi, kek,
çikolata gibi şekerli besinler tüketen çocuklar öğünlerde yemek yemek istemeyebilir. Çocuğa
sevmediği besinleri zorla yedirmeye çalışmak, çocuğun o besinden uzaklaşmasına sebep
olabilir.
Çocuklarda iştahsızlığın nedeninin belirlenmesi uygun çözüm yolları geliştirmek için
önemlidir. Çocukta fiziksel bir rahatsızlık olup olmadığının saptanması için gerekli tetkiklerin
yapılması ve iştahsızlık biyolojik temelli ise gerekli tedavinin uygulanması gerekir. Çevresel
nedenlerle oluşan iştahsızlık, soruna yönelik çözüm uygulanarak düzeltilebilir. Çocuğun
iştahsız olmasını veya besin seçmesini engellemenin en temel yolu, aile bireyleri olarak
sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olmaktır. Çünkü okul öncesi dönem çocukları anne ve
babalarını model alırlar. Sağlıklı beslenmeye önem vermeyen, yemek yemeyi gereksiz gören,
sürekli tek çeşit beslenen anne ve babaların çocukları da aynı davranışları sergilerler. Bu
sebeple, çocuğun iştahsızlığı ile başa çıkmanın en temel yolu, kendi beslenme
alışkanlıklarımızı düzenlemek ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olmaktır. Yemek
yeme konusunda çocuğa baskı yapılmamalı, çocuk ile bu konuda tartışılmamalıdır. İştahı iyi
başka çocuklarla, çocuğu kıyaslamak da besin tüketiminin azalmasına neden olabileceği için
bu tutumdan da kaçınılması gerekir. Anne veya babanın sofrada çok titiz olması ya da kendi
beslenebilecek yaşta olan çocuğa izin vermemesi de çocuğun beslenme konusunda olumlu
davranış geliştirmesine engel olabilir. Diğer bir yanlış tutum ise çocuğun yemeğini bitirmesi
için aceleci davranmak veya süre vermektir. Yemeklerin porsiyon büyüklüğü de çocukların
iştahını etkileyebilir. Tıka basa dolu bir tabak, çocuğun besine olan ilgisini azaltabilir. Yemeği
tabağa küçük miktarlarda koymak ve isterse tekrar alabileceğini söylemek bu konuda
uygulanabilecek en doğru metottur. Piknikler, arkadaş toplantıları ve mutlu bir sofra çocuğun
besin tüketimini arttırır. Besinlerin sunuluş tarzı da çocuklar için önem taşır. Bu nedenle şekli,
rengi ve kokusu uygun olmayan besinler çocuğa sunulmamalıdır. Yemeklerin değişik
şekillerde sunulması (bebek şeklinde bir salata tabağı gibi), çocuklar için özel üretilmiş tabak
ve bardakların kullanılması da çocuğun sofraya olan ilgisini arttırabilir.
Bebekler ilk yaşlarında ek besinler ile tanıştırılırken, küçük miktarlarda başlanmalı ve aynı
gün birden fazla besin verilmemelidir. Çocuk tadını beğenmezse ya da besini kusarsa bir süre
(1 hafta gibi) beklenerek besin tekrar denenmelidir. Burnunu kapatarak besini zorla yedirmek
ya da o an için tüketmek istemediği bir besini yemek için zorlamak iştahsızlığı tetikleyebilir.
Çocuklara ara öğünlerde çikolata, bisküvi, gofret gibi şekerli besinler veya kolalı içecekler,
meyve suları gibi içecekler verilmemelidir. Öğünden bir saat önce sıvı alımı mide kapasitesi
küçük olan çocuğun öğünde besin tüketememesine ve kendini tok hissetmesine neden olabilir.
Bu sebeple çocuklar öğün öncesinde değil öğün sonrasında sıvı alımına teşvik edilmelidir.
Çocuğun sadece sevdiği besinlerin sofrada bulunması çocuğun tek tip beslenme alışkanlıkları
kazanmasına neden olabilir. Sevmediği besinlerde sofrada bulunmalı fakat yemesi konusunda
baskı yapılmamalıdır. Sofrada tekrar tekrar aynı yemeği gören çocuk bir süre sonra tüketmek
isteyecektir.
Çocuğun sağlıklı beslenme konusunda eğitilmesi çok önemlidir. Mutfakta aile bireylerine
sofra hazırlama ve toplamada yardım etmesi onun mutfağa ısınmasını sağlayabilir. Çocuğun
yaşına uygun güvenilir kaynaklar yardımıyla ve ailenin sağlıklı besinleri özendirici şekilde
tanıtımıyla çocuk sağlıklı beslenmeye yönelir ve iştahsızlık sorunundan kurtulur.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Çocuğunuz Çok Şişman Olmasın
27.06.2008
Çocuğunuz Çok Şişman Olmasın
Çocuğun şişmanlamasını engellemek ve ona sağlıklı bir gelecek hazırlamak için ne
yapabilir?
Çocukluk döneminde ki şişmanlık yetişkinlik için risk teşkil eder
Çocukluk döneminde şişmanlık, bir an önce nedenlerinin bulunup, önüne geçilmesi gereken
bir sağlık sorunudur. Aileler bu durumu başlangıçta ciddiye almasalar da, artık çağımızın
sorunu obezite çocuklarımızı da bulmuştur. Erken dönemlerde ortaya çıkan şişmanlık sorunu,
ileri yaşlardaki aşırı şişmanlık (obezite) riskini artırıyor. Ayrıca çocukluk dönemindeki aşırı
kilo ile ileri yıllardaki şeker hastalığı (diyabet) ve kalp hastalıkları gibi sağlık risklerinin
arttığı, artık bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmıştır.
















Genellikle büyük ve yoğun olan porsiyonları, tabak boyutu ve doluluk bakımından
azaltarak, ideal sınırlara çekin.
Çocuğunuzun tek tip besinlerle beslenmesini engelleyin.
Sevdiği tek bir besinden çok fazla vermek yerine, farklı besinler tüketmesini sağlayın.
Çocuğunuzu tatlı ve yağlı besinler (çikolata, gofret, şekerleme, cips vb) yerine, meyve
ile ödüllendirin.
Çocuğunuza yavaş yemek yeme alışkanlığını kazandırın.
Yemek yaparken veya beslenme çantası hazırlarken birlikte yapabilirler. Bu şekilde
çocuk kendi hazırladığı besinleri tüketmekten daha keyif alır ve tüketimini arttırır.
Çocuğunuzun televizyon ve bilgisayar karşısında oturma süresini azaltın.
Sadece söyleyerek değil, kendiniz de uygulayarak, egzersiz yapma alışkanlığının
çocuğunuza kazandırılmasında yol gösterici olun.
Beslenme uzmanı bulundurmaları yönünde, okullardan ve yuvalardan talepte bulunun.
Çocuğunuzu okula yazdırırken oyun bahçesi olanları tercih edin.
Her mahallede çocukların oyun oynayıp, spor yapabileceği alanların ayrılması için
talepte bulunun.
Çocuğunuzun arkadaşları ile bilgisayar başında değil, dışarıda spor salonları veya açık
alanlarda oyun oynamasını sağlayın.
Çocuğunuza günü ve zamanı planlamayı öğretin. Bu planın içinde her zaman
beslenme, oyun, uyku ve egzersize yeterli vakit ayırmasını sağlayın.
Sürekli dışarıdan beslenme alışkanlığını çocuğunuza kazandırmayın.
Mümkünse beslenme çantası hazırlayın veya yanına sağlıklı besinler verin.
Çocuğunuzun günlük besin öğesi gereksinimlerinin belirlenmesi, eğitimlerle besin
tercihlerinin düzeltilmesi, sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanması için
mutlaka bir diyetisyene danışın.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Annelerin Sık Sorduğu Sorular
13.06.2008
Çocuk beslenmesi hakkında en çok sorulanlar ve yanıtları
Çocuğumun bizim yeme alışkanlıklarımızı taklit etmesi kötü bir şey mi?
Okul öncesi yıllar çocuğun besine karşı davranışlar geliştirmesi ve olumlu yeme alışkanlıkları
edinmesi için önemli bir zaman dilimidir. Oyun çağı çocuklar hareketlerine karşılık, gereken
yakıtı sağlamak için yeterli enerjiyi almalıdırlar. Siz de çocuğunuza iyi örnek olmak için
şekerli ve yağlı besinleri azaltıp, özellikle kalsiyum ve protein açısından dengeli ve yeterli
beslenmeye dikkat ederseniz, çocuğunuz sizi taklit ederek doğru beslenme alışkanlığına
kavuşacaktır.
Çocuğumu özellikle hangi besin maddeleriyle beslemeliyim?
Anne ve babalara göre asıl sorun, çocuğun nasıl ve ne miktarlarda besin tüketmekle yeterli ve
dengeli beslenmiş olacağını bilmektir. Küçük çocuklar özel besinlerden daha çok kalsiyum,
yeterli miktarda protein, A vitamini ve demir gibi besin öğelerini içeren yiyeceklere ihtiyaç
duyarlar. Her besin için çocukların birçok seçeneği vardır. Örneğin; eğer çocuğunuz havuç
yemek istemiyorsa, kavunu deneyin. Her ikisi de iyi bir A vitamini kaynağıdır. Süt içmiyor
mu, o zaman da peynir ve yoğurdu yemesini sağlamaya çalışın. Örneğin o gün hiç kalsiyum
kaynağı besinlerden tüketmediyse, makarna üzerine peynirlerden güzel bir sos yapabilirsiniz.
Et tüketimini çeşitlendirin her gün hayvansal protein kaynağı (et,tavuk,balık) yedirmeye özen
gösterin
Çocuğum yemek yemek istemiyor çok zorlanıyorum, ne yapmalıyım?
Çocuğunuza masada yemek yerken yardım edebilir, ona örnek olabilirsiniz. Ancak zorla
yemek yedirmeye çalışmayın. Artık bebek olmamasına rağmen, henüz sizin yediklerinizi
yiyecek kadar büyümemiştir. Size oranla daha küçük porsiyonlarla doyar. Bu nedenle, daha
sık acıkır. Ona bir gün içinde nelerden ve ne kadar yemesi gerektiğini, en önemlisi neden
yemesi gerektiğini öğretin. Ardından bırakın kendi eksiklerini kendi görüp tamamlamaya
çalışsın. Yemek yemeyi onun için daha eğlenceli hale getirin. Yemeği bir ceza veya ödül
olarak kesinlikle kullanmayın.
Masada yemek yemekten hoşlanmıyor genelde ayakta atıştırmayı tercih ediyor. Bu
konuda ne yapabilirim?
Çocuklar günde 5 veya 6 öğüne ihtiyaç duyarlar. Çünkü midelerinin kapasitesi sınırlıdır.
Çocukların rutin bir şekilde beslenmesi, yani yiyecek ve içecekleri her gün aynı saatte alması
daha yararlıdır. Bir alışveriş sırasında beklerken tüketilen bir atıştırma veya yemekten hemen
önce tüketilen bir besin, normal yeme düzenine zarar verir. Besleyici içecekleri günlük yeme
programının bir parçası olarak planlayın ve onları yemeklerin arasına yerleştirin. Düzenli
beslenme planı sayesinde, atıştırmaların yerini dengeli ve sağlıklı besinler alacaktır. Aynı
zamanda nadiren olabilecek atıştırmaları, sağlıklı besinlerle sağlıklı öğünlere çevirebilirsiniz.
Eğer çocuğunuz tatlı bir besin istiyorsa, bunu sizin yaptığınız az yağlı bir dilim kek ve bir
bardak sütle, onun ihtiyaçlarına uygun, dengeli bir öğün haline getirebilmelisiniz.
Çocuğum iyi beslenmiyor ve çok sık hastalanıyor ne yapmalıyım?
Çocuğunuzun 5 besin grubundan yeterli miktarlarda tüketiyor olmasına dikkat ediniz. Tüm
besin grubunda yer alan yiyecekleri ona sevdirmeye çalışın. Besinlerin ne gibi faydaları
olduğunu örnekler vererek anlatmaya çalışın. Yeterli ve dengeli beslenmeyen çocukların
bağışıklık sistemleri daha zayıf olur ve daha kolay ve sık hastalanırlar. Proteinin bağışıklık
sistemi üzerinde ki görevi büyüktür. Bu nedenle tavuk, et, balık, yumurta, gibi besinlerin
tüketimi önemlidir. Bu gruptaki besinler proteinin yanında, demir, çinko, fosfor,
magnezyum,B6, B12, B1, A vitamini içerirler.
Çocuğumun gelişimi için vitamin-mineral tableti kullanmaya gerek var mı?
Eğer çocuk düzenli ve dengeli besleniyorsa, dışarıdan alınan vitamin ve minerallere gerek
yoktur. Ancak çocuğunuzun özellikle tüketmediği bir besin grubu varsa, o gruptan alacağı
vitamin ve mineral grubundan eksik besleniyor olabilir. Bu durumda, vitamin-mineral tableti
kullanımına doktorunuz veya diyetisyeninizle birlikte karar vermeniz gerekir. Bu tabletlerin
kontrolsüz ve gereksiz kullanımı, vücutta birikebilme özelliği gösterip, bazı organlara zarar
verebilir. Aklınızda bulunsun!!!
Çocuğuma tavuk eti yedirmekte zorlanıyorum ne yapabilirim?
Çocuklarınızın tavuk tüketmesini sağlayabilmek için sunum şeklinizde değişiklikler
yapabilirsiniz. Çorbalara, sebze yemekleri ve salatalara, kuru baklagillere, börek, mantı,
makarna ve tatlılara tavuk eti ekleyerek değişik lezzetler elde etmiş olursunuz. Hem de
yemekleri, besin öğeleri açısından zenginleştirirsiniz. Böylelikle çocuğunuza birçok alternatif
yaratıp, tavuk etini ona sevdirebilirsiniz.
Çocuğum et ve tavuğu çok sevmiyor, yemiyor. Bu durumu nasıl dengeleyebilirim?
Çocukların bu dönemdeki beslenme alışkanlıkları çok çabuk değişiyor. Bir besin öğesini
yemeyi reddettiğinde, çocuğa önce bunun tüketilmesinin gerekliliği anlatılmalı. Ardından hala
reddetmeye devam ediyorsa, üzerine çok fazla düşülmemeli ama yanı sıra çocuğa ne yapması
gerektiği anlatılmalı. Örneğin, çocuğunuz et grubu besinler yemediğinde, her öğün peynir
tüketmeli. Haftada 4-5 kez yumurta yemeli. Bazı çorbaların ve yemeklerin içine kıyma ve
küçük parçalarda tavuk ekleyerek de çocuğunuzun et tüketmesini sağlamaya çalışabilirsiniz.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Süt ve Çocuk
30.05.2008
Süt ve Çocuk
SÜT en temel besin grubudur. Çünkü süt organizmanın büyüme ve gelişimi için gerekli olan
besin öğelerinin tamamına yakınını içerir.
Besin değeri yüksek olan SÜT bebeklik ve çocukluk dönemi başta olmak üzere her dönemde
tüketilmesi gereken bir besindir. Özellikle bu dönemlerde kemik sağlığı açısından oldukça
önemli olduğu şüphesizdir
Çocuklar için her gün 2 bardak süt tüketilmesi, büyüme ve gelişme, yeterli protein, demir,
çinko ve kalsiyum açısından son derece önemlidir. Çocuğunuzda; görme, duyguların
kontrolü, tepki kalıplarının oluşması, yaşıtlarla sosyal ilişki yeteneği, dil gelişimi ve zihinsel
yetenekler doğumdan 7 yaşına kadar sürmektedir. Öğrenme yeteneği ise 3–10 yaşları arasında
en üst seviyelere ulaşır ve ömür boyu devam etmektedir.
Beyin gelişimi büyük oranda yaşamın ilk yıllarında, özellikle de anne karnında ve doğumdan
sonraki ilk 5 yılda oluşur. Yaşam boyu kullanacağı becerileri, öğrenme kapasitesi, çevreyle
ilişki yetenekleri ve kişiliği de beyin gelişimi ile birlikte büyük ölçüde bu yıllarda gelişir.
Türkiye’de, çocukların yetersiz beslenme sorunlarının başında sütlerin ve proteinlerin eksik
kullanımı gelmektedir. Beslenme yetersizliği, gelişmekte olan beyin dokusunu etkilemektedir.
Beslenme yetersizliği olan çocukların beyin dokusunun küçüldüğü gösterilmiştir. Erken
dönemde, uygun besin destek programlarıyla bu küçülmeye müdahale edilebilir (UNICEF,
2001).
SÜTÜN YARARLARI NELERDİR?












Süt, tüm yaşlar için gerekli olan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında kullanılacak en
iyi kaynaktır.
Çocuklukta ve gençlikte özellikle kemiklerin güçlü olması için gerekli bir besindir.
Büyüme ve gelişmeyi destekler.
Çocuk beyninin gelişiminde yapısında bulunan yağ asitleri ile görev almaktadır.
İleri yaşlarda osteoporoz'dan korunmada kalsiyum minerallerinin önemi çok iyi
bilinmektedir. Kemik erimesini önler.
Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir.
Mide rahatsızlıkları için iyidir
Vücut ağırlığının korunmasında etkilidir.
Sindirim sistemini düzene sokar.
Beyne enerji verir.
Diş çürüklerini önler. Diş sağlığının devamlılığı için en ideal besin süttür.
Tansiyonu düşürmeye yardımcıdır.
TARİFLER
Karışık Meyveli Milkshake
Malzemeler:
1 adet muz
Yarım su bardağı yıkanmış çilek veya 1 adet kivi
2 su bardağı süt
3 yemek kaşığı yoğurt
(çocuğunuzun isteğine bağlı olarak 1 yemek kaşığı kadar toz şeker de ekleyebilirsiniz)
Yapılışı:
Mutfak robotu veya blenderin içine muzu, çilek veya kiviyi yerleştirin. Üzerine süt ve
yoğurdu ekleyip, 3-4 dakika kadar karışım iyice köpüklenene dek karıştırın. İşte çocuklarınız
için harika milkshake hazır.
Sütlü Tavuk Çorbası (6 kişilik)
Malzemeler:
6-7 bardak tavuk suyu
1 tavuk eti (haşlanarak doğranmış)
1 yemek kaşığı un
1 su bardağı süt
1 yumurta sarısı
½ çay bardağı tel şehriye
1 yemek kaşığı sıvı yağ
½ demet maydanoz
Yapılışı:
Bir tencereye sıvı yağ ve unu koyarak pembeleşene kadar kavurun. Tavuk suyunu yavaş
yavaş karıştırarak ilave edin. Haşlanmış tavuk etleri, tuzu ve karabiberi de ekleyerek kaynatın.
Kaynayan tencereye şehriyeleri atın. Ayrı bir kasede süt ve yumurta sarısını iyice çırpın.
Şehriyeler pişince tencereye ilave edin. 1-2 dakika kaynadıktan sonra ince kıyılmış
maydanozla servis yapın.
Çikolatalı Puding (4 kişilik)
Malzemeler:
1 su bardağı un
1 fiske tuz
½ su bardağı toz şeker
3 tatlı kaşığı kabartma tozu
4 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı Süt
1/3 su bardağı sıvı yağ
2 yumurta, hafifçe çırpılmış
1 tatlı kaşığı vanilya tozu
Sos malzemesi:
1 su bardağı esmer toz şeker
2 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı kaynar su
Yapılışı:
Fırını 180 derecede ısıtın. Unu, tuzu, şekeri, kabartma tozunu ve kakaoyu orta boy bir kaseye
koyun. Üzerine sütü yağı, yumurtayı ve vanilyayı ekleyin. Hepsini iyice karıştırın.
4 adet fırın ısına dayanıklı, 1 kup ölçülerindeki kaselere, hazırladığınız malzemeyi bölüştürün.
Ayrı bir kapta, esmer toz şekeri ve kakaoyu karıştırın. Kaplardaki malzemenin üzerine eşit
olarak bölüştürün.
Kaynamış suyu her kaseye eşit olarak dökün ve kapları bir tepsiye dizerek fırına koyun.
25 dakika sonunda fırından çıkarın ve çocuğunuza servis yapın.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Emzirme Dönemi ve Beslenme
16.05.2008
Emzirme döneminde beslenmeniz bebeğinizin gelecekteki sağlığı ve anne sütü verimliliği için
çok önemli. Hamileliğinizdeki beslenme alışkanlığınıza emzirirken de devam edin. Değişik
besin gruplarından beslenmeye ve öğün aralarında sağlıklı atıştırmalar yapmaya özen
göstermelisiniz. Bebeğini emziren anne, ne iki kişilik yemeli, ne de hızla kilo vermeye çalışıp
diyet yapmalıdır. Emzirme sırasında normal kalori ihtiyacınıza ek olarak 300-500 kalori daha
fazla beslenmeniz yeterlidir. Bu ihtiyacı karşılamak üzere ek olarak, 1 su bardağı süt, bir
yumurta veya 1 köfte kadar et, 1 ince dilim ekmek ve bir adet meyve eklemeniz yeterlidir.
Emzirme sırasında normal olarak kilo vereceksiniz. İlk 4 ayda her ay yaklaşık 500 gram
ile 1 kg arası kilo vereceksiniz, Ancak tartı kaybı açısından emziren anneler arasında büyük
farklar görülür. Ayda 2 kilodan daha fazla tartı kaybetmek asla doğru değildir.
Emzirme sırasında fazla sıvı ihtiyacınız olacaktır. Her emzirme seansında bir bardak, yani
200-250 ml.su için. Sütün sık aralıklarla sağılmasının süt üretimini daha olumlu etkilediği
bilinmektedir. Emzirme döneminde kendinizi susamış hissettiğiniz zamanlar daha fazla
olacaktır. Günde 2.5-3 litreye yakın sıvı almaya dikkat edin. İhtiyaç hissettikçe, yeterince su,
bitki çayları, meyve suyu, ayran, komposto gibi sıvılar tüketin. Kompostoyu şekerli
yapmanıza gerek yok. Meyvenin kendi şekeri yeterli olacaktır.
Hamilelikte aldığınız multivitamin tabletine bir süre devam edin. Ancak bundan
alacağınız vitamine güvenerek günlük taze sebze ve meyve tüketiminizi kısmamalısınız. Süt
verme süresi ve hacmine göre, hekim veya beslenme uzmanı ile görüşüp, daha sonra aldığınız
vitaminleri kesebilirsiniz.
Sigara içmemelisiniz. Araştırma sonuçlarında, nikotinin sütü azalttığı gösterilmiştir.
Tamamen bırakamıyorsanız, içtiğiniz miktarı en aza indirgeyin ve zaman olarak bebeği
emzirdikten hemen sonrayı seçin. Bebeğin sigara dumanına veya annenin üstüne sinmiş
kokuya maruz kalması bir yana, anne sütündeki kalıntılar da huzursuzluk, kusma ve ishale,
bebeğin yeterli kilo alamamasına yol açabilir. Bu nedenle, hamilelik dönemini fırsat bilerek
sigarayı bırakmanız ve emzirme döneminde de içmemeniz hem sizin hem de bebeğinizin
yararınadır.
İlaç almanız gereken bir durum olursa, mutlaka doktorunuza danışın. Tıpkı gebelik
döneminde olduğu gibi, emzirme döneminde de ilaç alımı konusunda dikkatli olmanız büyük
önem taşır. Besinler gibi, ilaçlar da anne sütü aracılığıyla bebeğe ulaşabildiğinden, bu
konunun üzerinde titizlikle durulması gerekir.
Emziren annenin kaçınması gereken gıdalar nelerdir? Eğer, bebeğiniz sizin aldığınız bazı
gıdalara hassasiyet gösteriyor, emzirme sonrasında huzursuz oluyorsa, bir süre o gıdadan uzak
kalmayı deneyebilirsiniz. Bebeğinizin rahatladığını fark ederseniz, emzirme süreci boyunca o
gıdayı beslenmenizden çıkarmanızda yarar vardır. Ailede belli bazı gıda alerjileri varsa, bu
gıdaları tüketirken de dikkatli olmanızda yarar vardır. Kesin kanıtlanmış olmasa da, lahana,
karnabahar, kuru baklagiller, soğan, sarmısak gibi keskin kokulu gıdalar sıkça suçlanmakta,
bebekte gaz sancısını artırdığı ileri sürülmektedir. Böyle bir durum gözlemlerseniz, bir süre
bu gıdalardan uzak kalmayı deneyebilirsiniz.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Kahvaltının Önemi
02.05.2008
Çocuklar büyüme çağında olduklarından, enerji ve besin öğelerine duydukları ihtiyaç
yüksektir. Bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için evde ve okulda tün besin gruplarındaki
besinlerden yeterli miktarda almaları gerekir.
İyi beslenmeyen, büyüme ve gelişme geriliği gösteren çocukların başarı düzeyi, genellikle iyi
beslenenlere göre düşüktür.
Kahvaltı
Kahvaltı çocuklar için önemli bir öğündür. Kahvaltıda çabuk sindirilen, kana çok çabuk
karışan şekerli gıdalar yerine süt, yumurta gibi yavaş emilen, tokluk hissi daha fazla olan ve
büyüme döneminde daha fazla ihtiyacımızın olduğu proteinli gıdaları almak gerekir.
Çocuklar genellikle;
• Gece geç saatlerde yattıklarından
• Kahvaltı etmekten hoşlanmadıkları
• Sabahları okula gitmek için hazırlanırken vakit kaybettiklerinden
• Kahvaltı etmeyerek zayıf kalacaklarını düşünmelerinden
dolayı kahvaltıyı sıklıkla atlamaktadırlar. Halbuki gece boyunca boşalan depoyu doldurmanın
tek yolu kahvaltı yapmaktır.
Kahvaltı Neden Önemlidir?
Çünkü 8-12 saatlik açlık sonrası vücuda ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan ilk öğün kahvaltıdır.
Kan şekeri olarak bilinen glikoz için kahvaltı iyi bir kaynak oluşturması açısından önem taşır.
Glikoz beyin için en önemli enerji kaynağıdır, çünkü beyin herhangi bir enerji deposuna sahip
değildir. Beyin fonksiyonları için (okulda) fazla oranlarda glikoza ihtiyaç duyulur.
ANCAK Sadece glikoz içeren yani şekerli bir besin ile güne başlamak öğlene doğru aşırı
acıkma ve konsantrasyon düşüklüğü, kan şekerinde oynamalar sonucu problem yaratabilir.
Oysa yanında süt veya peynir gibi bir protein kaynağı kan şekerini dengeler ve bu şikayetleri
ortadan kaldırabilir.
Araştırmalara göre kahvaltı yapmayan çocuklar kendilerini genellikle sabahları yorgun ve
halsiz hissedebilmektedirler. Kahvaltı ile okuldaki verimlilik ve psikolojik durum arasında
önemli bir bağlantı vardır. Kahvaltı yapan çocuklar;
• Günün ilerleyen saatlerinde daha güçlü ve dayanıklı olurlar.
• Kahvaltı çocukları öğrenmenin zorluklarına karşı hazırlar.
• Düzenli kahvaltı yapan çocuklar okullarında daha başarılı oluyorlar.
• Sabah açlığı öğrenme, problem çözme ve kas koordinasyonunda azalmaya neden olabilir.
• Kahvaltı yapılmadığı durumlarda derse devam da azalabilir.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
1-2 Yaş Çocuk Beslenmesi
18.04.2008
1-2 Yaşındaki Çocuğunuzu Beslerken Kafanız Karışık Olabilir
Anne sütünden sonra ek gıdaya geçiş bebeğin büyümesinde ilk yıla göre yavaşlama ve yeni
besinlere çocuğun tepkisi anneleri çok endişelendirir ve ne yapacaklarını bilememenin
sıkıntısınız çekerler. Bazen büyükanne yöntemleri işe yarar bazen çocuklar o kadar farklı
davranırlar ki ne yapacağınızı şaşırırsınız.
Yeni yeni yürümeye başlayan çocukların bu yaşlardaki beslenme alışkanlıklarını ebeveynleri
olan sizler belirlediğiniz için titizlik içinde olmak çok normal ve gerekli. Yemek seçimleri
küçük yaşlarda yerleşir o yüzden çocuğunuzun sağlıklı yemeklerden oluşan bir damak tadı
oluşturmasına yardımcı olun, bunu yaparken sabırlı ve tutarlı olmanız önemli. Yapmanız
gereken çocuğunuzun tabağını yeni tatlar ve dokularla tanıştırarak her çeşit besinden yeterli
miktarda almasını sağlamak .
Bu yaşlardaki çocukların mide hacimleri küçüktür bu yüzden onlara sağlıklı ve güçlü
büyümeleri için besin değeri yönünden zengin yemekler tercih edilmelidir. Çocukların midesi
şeker gibi boş kalori ile doldurulmamalıdır.
Çocuğunuzun kendi kendini beslenmesine, İlk önce parmaklarıyla daha sonra da 15-18
aylıkken çatal kaşıkla kullanmaya başlayarak keşfetmesine izin verin. Çocuğunuzun bu
becerilerini geliştirmesi için sakin ve sabırlı olun, kendi başına yemek yemesine izin verin ve
yemekten zevk almasını sağlayın ama bunu oyuna dönüştürmeyin.
Çocuklar özgür davranmak isteyebilir, bu nedenle yemek masasında kontrolünüzü onlara
göstermeniz lazım. Çocuğunuzu aç ve tok olduğunu göstermesi için izin verin ama
sınırlarınızı da koymaya çalışın.
Unutmayın: Yemekte hangi sağlıklı yiyecekleri sunacağınıza siz karar veriyorsunuz
sunduğunuz yiyeceklerden hangisini ne kadar yiyeceğine de çocuğunuz karar veriyor.
Süt Hakkında
Süt, çocukların beslenmesinde çok önemli bir rol oynar çünkü güçlü kasların oluşumu için
gereken kalsiyum ve D vitamini içerir. 2 yaşından küçük çocuklarda tam yağlı süt normal
büyüme ve beyin gelişimi için gerekli yağı içerir. Çocuğunuz 2 yaşına gelince az yağlı ya da
yağsız süte geçilebilir ancak bunu yapmadan önce çocuğunuzun doktoruna veya beslenme
uzmanınıza danışmalısınız.
12 ile 18 ay arası bardak kullanımına geçiş için iyi bir zamandır. Biberonu bir anda kesmek
yerine, bazı öğünlerde bardak kullanmasına teşvik ederek zamanla biberon kullanımını
çocuğunuzun beslenme programından kaldırabilirsiniz. Çocuğunuz yalnız başına yemek
yemeğe başladıktan sonra ona sütünü bardakta verin. Eğer emziriyorsanız, biberon
alışkanlığını önleyin ve doğrudan sütü bardakta verin.
Bazı çocuklar inek sütünü başta sevmez çünkü anne sütünden farklıdır. Eğer böyle bir
durumla karşı karşıya iseniz, tam yağlı inek sütünü anne sütüyle karıştırabilirsiniz ve karışımı
giderek %100 inek sütüne döndürebilirsiniz.
Demir Alımı
Çocuğunuz 1 yaşına ulaşınca demir eksikliğini takip etmek önemlidir. Demir eksikliği
çocuğun fiziksel, zihinsel ve davranışsal gelişimini etkiler ve anemi yani kansızlığa yol açar.
Demir eksikliğini önlemek için, çocuğunuzun yeterince demir alamamasından dolayı endişe
duyuyorsanız ya da çocuğunuza vitamin takviyesinde bulunmayı düşünüyorsanız bunu önce
doktoruyla konuşun.
Kaçınılacak Yiyecekler
1 yaşından önce çocuğa vermediğiniz ve kısıtladığınız bazı alerjen yiyecekleri şimdi verirken
alerjik reaksiyonlara da dikkat edin. Eğer yakın bir akrabanızda yediği herhangi bir besine
karşı gelişen bir alerjisi varsa bunu doktorunuza söylediğinizden emin olun. Patlamış mısır,
sert şekerlemeler, sert meyveler, fındık fıstık gibi boğaza takılma tehlikesi olan yiyeceklere
dikkat edin. Çocuğunuz bu tür besinleri tüketirken yanında bulunup onu hep denetleyin.
Çocuğum Ne Sıklıkta Yemeli?
Çocuğunuza günde 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün verin. Unutmayın çocukların öğün atlaması
olağan dışı değildir. Çocuklarının öğün atlamalarına razı olmak, göz yummak, izin vermek,
birçok ebeveyn için kolay değildir ancak çocuklar kendi açlık ve tokluk hislerini anlamaları
için onlara zaman tanınmalıdır. Aç olmayan çocuklara zorla yemek yedirmemek önemlidir.
Böylece çocukluk döneminde ki obeziteden de çocuğunuzu korumuş olursunuz. Ana
öğünlerden ve ara öğünlerden oluşan normal bir beslenme programı oluşturmaya özen
gösterin, böylece çocuğunuz yemeğin günün belli saatlerinde yenileceğini anlayacaktır.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak Uzman Diyetisyen www.dilarakocak.com.tr
Okul Öncesi Dönemde Beslenme 03.04.2008 Erken çocukluk ve oyun döneminde çocuklar çevrelerinden çok etkilenirler. Oyun oynamak onlar için her şeyden önemlidir, aile içinde düzenli öğün tüketim alışkanlığı yok ise, çocuğun yetersiz ve dengesiz beslenmesi söz konusu olabilir. Oysa bu dönem, çocuğun besine karşı pozitif tepki geliştirmesi ve olumlu alışkanlıklar kazanması açısından önemli bir zaman dilimidir. Yetişkin dönemdeki sağlığı açısından büyüme dönemindeki beslenmenin kalitesi önemlidir. Okul öncesi çocukların büyüme hızı bebeklere oranla daha düşük olmasına karşın, oyun aktiviteleri ve büyüme için ihtiyaçları olan enerjiyi tam almalıdırlar. Çocuğa mutlaka kahvaltı alışkanlığı kazandırılmalı...
Kahvaltı günün en uzun açlığı olan gece açlığını takip etmesi nedeniyle, biten enerjinin tekrar alınabilmesi için en önemli öğündür. Kahvaltısını iyi yapmayan çocukların ara öğünde bir şeyler tüketmeleri dengeli beslenme açısından çok daha fazla önem kazanmaktadır. 3 ana öğün dışında tüketilecek ara öğünler, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için kaçınılmazdır. Çocukların kahvaltı ve ara öğün yapması kadar, bu öğünlerde yediği besinlerin içeriği de çok önemlidir. Bu öğünlerde kan şekerini hızlı yükselten ve sonra düşüren, diş çürümesine de sebep olabilecek şekerli gıdalar yerine süt, yumurta gibi yavaş emilen, besleyici değeri daha fazla olan ve büyüme döneminde ihtiyacın arttığı proteinli gıdaları almak gerekir. Bunun için süt ile kek veya bisküvi ile meyve suyu veya kraker ile ayran çocuğa seçenek olarak sunulabilir. Zorlamayın, örnek olun...
Küçük çocukların sağlıklı beslenmesi ileride oluşabilecek şişmanlık, kalp hastalıkları, kanser ve diğer kronik hastalık risklerini azaltmada yardımcı olur. Küçük çocuklar için kalsiyum, protein, A vitamini ve demir en önemli ihtiyaçlardır. Her besin için çocuklara farklı seçenekler bulunabilir. Sütü reddeden çocuğunuza peynir veya yoğurt verebilirsiniz. Çocuğunuza ancak rehberlik yapabilir ve örnek olabilirsiniz. Ancak onun zorla yemesini sağlayamazsınız. Zorlayıcı davranışlar, yeme sorununu büyütür. Oyun çağındaki çocukların ve okula yeni başlayanların porsiyonları yetişkin porsiyonunun 1/3’ü kadar olmalıdır. Bazı yayınlar ise, her yaş için 1 yemek kaşığını ölçü olarak önerir. Yani, 4 yaşındaki çocuk için 4 yemek kaşığı sebze veya 5 yaş için 5 yemek kaşığı sebze 1 öğün için yeterlidir. 4-6 yaş okul öncesi dönem için bir günlük örnek beslenme menüsü
Sabah peynir 1 bardak süt ile yarım muz veya 4 kaşık tahıl gevreği ile süt veya 1 dilim ekmek ile Ara 1 küçük meyveli yoğurt veya taze sıkılmış meyve suyu Öğle 2 köfte kadar et veya tavuk 3 yemek kaşığı patates püresi veya bulgur pilavı 1 dilim ekmek Sebze veya salata Ara Meyve ile süt veya meyve ile yoğurt veya yarım tost veya tahıl gevreği ile süt Akşam 1 dilim ekmek 1 kepçe çorba Etli sebze yemeği 3 kaşık yoğurt Ara Meyve ile süt Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
0-1 Yaş Çocuk Beslenmesi
21.03.2008
Bebeğin ilk 6 ay süresince anne sütü ile beslenmesi çok önemlidir. Anne sütünün yetersiz
olduğu durumlarda devam mamalarına geçiş mutlaka uzman kontrolünde yapılmalıdır.
0-6. aylar arasında sadece anne sütü
Bu dönemde bebeğin aylara göre büyümesi izlenerek anne sütü kullanılmalıdır. Anne bu
dönemde beslenmesine mutlaka çok özen göstermelidir. Eğer çeşitli nedenlerle anne sütü
yetmiyorsa veya annenin çeşitli sağlık sorunları varsa, mutlaka çocuk doktorunun veya
beslenme uzmanının kontrolünde, bebeğin ayına uygun devam mamaları kullanılmalıdır.
Geleneksel beslenme yöntemleri bebeğin gelişimini olumsuz etkileyeceği için bunlardan uzak
durulmalıdır, bebeğe inek sütü verilmemelidir.
4-6. aylar arasında
Anne sütü devam etmelidir. Meyve suyu (tercihen gaz yapmayan ve alerjen olmayan taze
elma suyu iyi bir seçimdir), yoğurt ve sebze çorbası beslenme planına ilave edilebilir. Bu
dönemde yeterli miktarda varsa, anne sütüne mutlaka devam edilmelidir. Ancak anne sütü
yoksa veya yetersizse, devam mamaları kullanılabilir. Bunun yanı sıra, doktorunuzun veya
beslenme uzmanınızın önerdiği ek gıdalar eklenebilir. Beslenme planına her yeni ilave
edilecek ek gıda, birkaç gün ara ile eklenmeli ve bebek bu ek gıdalar azar azar verilerek
beslenmelidir. Bebeğe çok miktarda çorba ve benzeri ek gıda vererek, onu yemeye
zorlamak, bu ürüne karşı tepki duymasına sebep olacak ve bebek diğer ek besinlere de tepki
gösterecektir. Bu nedenle, ek gıdalara geçişte annenin sabırlı olması ve bebeği zorlamaması
gerekir.
7. ayda
Anne sütü devam etmelidir.










Yumurta sarısı (1/8 ölçüsünde başlanıp, gün aşırı verilerek artırılabilir.)
Ekmek içi, pirinç, muhallebi (Muhallebi hazırlarken süt kullanılmamalı, süt yerine su
ile hazırlanan muhallebiye, ocaktan indirip, ılıttıktan sonra devam maması ilave
edilmelidir.)
Meyve suyu
Meyve püresi
Yoğurt (ev yapımı, günlük)
Et, tavuk eti, balık eti
Bitkisel yağlar
Sebze püresi veya sebze çorbası
Pekmez (Meyve suyuna karıştırılabilir. Ancak, pekmez bebeğe kalsiyum içeren gıda
yedirildikten en az bir saat kadar sonra verilmelidir.)
Devam mamaları bebeğin beslenme planına eklenmelidir.
8-11. ayda
Anne sütü devam etmelidir.






İyi ezilmiş ev yemekleri (kıymalı yemekler ve sebze yemekleri)
Tam yumurta veya pastörize peynir
Tahıl-kuru baklagiller ezmeleri
Pekmez (Meyve suyuna karıştırılabilir. Ancak, pekmez bebeğe kalsiyum içeren gıda
yedirildikten en az bir saat kadar sonra verilmelidir.)
Yoğurt
Devam mamaları
12. ayda
Anne sütü devam etmelidir.
Bu aydan itibaren bebek artık aile sofrasına oturtulup, ailenin yediği yemeklerle
tanıştırılmalıdır. Artık, dolma, köfte gibi yemekleri rahatlıkla yiyebilir.
Emzirme döneminde aklınızda bulunsun!













Vücudunuz 1 ml süt salınımı için yaklaşık 7 kalori harcar.
Protein yeterli miktarda alınmalıdır. Özellikle balık haftada en az 2 kez tüketilmelidir.
B12 vitamini süt verimliliği için önemlidir. En iyi kaynağı ise, yağsız kırmızı et ve
yumurtadır.
Kalsiyumun yeterli alınması, annenin kemik sağlığı için önemlidir. Kadınlardaki
osteoporoz riski unutulmamalıdır.
Folik asit gebelik döneminde olduğu kadar, emzirme döneminde de önemlidir. Yeşil
yapraklı sebzeleri bol yemek gerekir.
B vitamini tüketimi de yeterli olmalıdır. Bunun için tam buğday, bulgur ve kuru
baklagiller tercih edilebilir.
Magnezyum ve çinko her kadın için yaşamın her döneminde önemlidir. En iyi
kaynaklarından biri ise fındık‘tır.
D vitamini anne sütünde yeterli değildir. Bebeğe yapılan takviyeye rağmen, güneşli
havalarda her gün 15-20 dakika açık havaya çıkarmak, bu vitaminin sentezi için
faydalı olur.
Kompostolar şekersiz hazırlanabilir. Bunun için meyvelerin doğal şekeri yeterlidir.
Demir eksikliğiniz varsa, meyve sularına pekmez veya kuru üzüm ekleyebilirsiniz.
Basit şeker tüketmeniz gerekli değildir.
Tatlı yemek isterseniz, gaz yapmayacak şekilde sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz.
Süt protein, karbonhidrat ve kalsiyum açısından ideal dengeye sahiptir ve emzirme
döneminde süt tüketmeye özen göstermeniz gerekir. Gaz yaparsa, laktozsuz sütleri
tercih edilebilirsiniz. Probiyotik ve prebiyotikler de kullanılabilir.
Bilimselliği kanıtlanmasa da soğan, ısırgan otu çayı ve malt, süt salınımına genelde
pozitif etki yapmaktadır.
Uzm. Dyt. Dilara Koçak
Uzman Diyetisyen
www.dilarakocak.com.tr
Gebelikte Beslenme
03.03.2008
Bu dönemde beslenmenizi özel planlamalısınız. Yeterli ve dengeli beslenerek, planlı hareket
etmaeniz, fiziksel aktivitenizi uygun düzeyde tutmanız hem bebeğin gelişimine katkıda
bulunur, hem de vücudunuzda oluşacak değişimlere kendinizi hazırlamış olursunuz. Gebelik
döneminde 9-12 kg ağırlık kazanımı normaldir, ancak gebeliğe fazla kilo ile başladıysanız 7-8
kg ile gebeliği tamamlamak da mümkün olabilir. Eğer ikiz bebek bekliyorsanız ortalama 1722 kg ağırlık kazanımı normaldir.
Yeterli ve dengeli beslenen hamile kadınlar, eğer bilinen risklerden de (sigara ve alkol
tüketimi, ilaç kullanımı) kendilerini koruyorlarsa, gebelik süresince ve doğum sırasında çok
daha az problemle karşılaşmakta ve sağlıklı bebekler dünyaya getirmektedirler. Bu nedenle
hamilelikte beslenme çok büyük önem taşır.
İlk 3 ay (I. Trimester)
Gebeliğe fazla kilo ile başladıysanız, ilk 3 ay aldığınız kaloriyi çok fazla artırmaya gerek
yoktur. İlk 3 ay kilo almamak sorun yaratmaz. Ancak ağırlık kaybına neden olabilecek
davranışlarda bulunmak veya ağırlık kazanımını katı bir şekilde sınırlandırmak da gebelik
dönemi için uygun bir davranış değildir. Uygun ağırlık kazanımı bebeğin doğum ağırlığını
etkileyecektir. Eğer vücut ağırlığındaki artışı uygun olmayan şekilde sınırlandırırsanız,
bebeğinizin düşük doğum ağırlığı ile doğmasına sebep olabilirsiniz. Bebeğin 2,8 kg’dan
düşük ağırlıkta doğması, daha fazla ağırlıkta doğan bebeklere göre, hastalıklar açısından zayıf
olmasına yol açmaktadır.
İkinci üç ay (II. Trimester)
İkinci 3 ayda artan ihtiyacı karşılayabilmek için hamile kadınların günlük 300 kalorilik ek
enerji alması gerekir. Özellikle gebeliğin 20. haftasından sonra vücudun gereksinimleri artar.
Bebeğin hızlı büyümeye başladığı ve iştahın arttığı bir dönemdir. Endişe etmeyin, vücudunuz
yağ depolamaya başlamıştır. Annede oluşmaya başlayan yağ birikimleri özellikle emzirme
döneminde artan enerji ihtiyacını karşılamak ve anne sütü salınımı için gerekli enerjiyi
depolama açısından önemlidir ve metabolizmayı oluşan değişikliklere karşı korur.
Üçüncü üç ay (III. Trimester)
Kilonuz artmaya devam eder. Bu dönem, bebeğin en hızlı büyüdüğü dönemdir. Ayaklarda ve
ellerde şişme, sık idrara gitme problemleri normaldir. Kabızlık şikayeti artabilir. Gebelikte
bebeğin büyüme ve gelişmesinin, annenin aldığı besinlerin bebeğe plasenta ile taşınması
sonucu olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bebek tüm enerji ve besin öğesi gereksinimlerini
annenin depolarından karşılar. İyi beslenme, gebeliğin her dönemi için önemlidir.
Mide ekşimeleri
Gebelik sürecinde kadınların en çok şikayetçi olduğu durum “mide ekşimeleri”dir. Bunun
nedeni, bebeğin sindirim organlarına baskıda bulunması olabilir. Mide ekşimesi ile ilgili
rahatsızlıkları hafifletmek için
• Yemeklerinizi azar azar ve sık sık tüketebilirsiniz (5- 6 öğün gibi).
• Rahat elbiseler giyebilirsiniz.
• Kafeinli içeceklerden uzak durabilirsiniz.
• Yemek sonrası yürüyüş yaparak, mide öz suyunu bastırabilirsiniz.
• Uyurken başınızı yüksek olacak şekilde yerleştirebilirsiniz.
• Soslu, yağlı ve baharatlı besin tüketiminizi sınırlandırabilirsiniz.

Benzer belgeler