Ana fikir ana düşünce nedir nasıl bulunur Ana fikir bir parçada esas

Transkript

Ana fikir ana düşünce nedir nasıl bulunur Ana fikir bir parçada esas
 Ana fikir ana düşünce nedir nasıl bulunur
Ana fikir bir parçada esas vurgulanmak istenen düşüncedir. Yazarın
okuyucusuna vermek istediği mesaj ana fikri oluşturur. Konu için araçtır,
demiştir. Ana fikir de amaçtır.
Ana fikir soruları çözülürken şunlara dikkat edilmelidir:
1. Ana fikir paragrafın tamamını kapsar.
2. Bazı paragraflarda ana fikir cümle halinde metnin başında veya sonunda
verilebilir. Bazı paragraflarda ise direkt verilmez. Okuyucu “anlam
bütünlemesi” yaparak ana fikri bulur.
3. Ana fikir bulunurken kendi düşüncelerimiz değil, paragrafta yazılanlar
dikkate alınmalıdır.
4. Ana fikir bulunurken; yazar bu yazıyı niye yazmış? Veya yazarın vermek
istediği mesaj nedir? Soruları sorulabilir.
5. Şiirlerin konusu ve ana fikri olmaz. Şiirlerin teması vardır.
Konu nedir?
Her yazım ve anlatımın temeli konudur. Konu, üzerinde konuşulan, yazı
yazılandır. Konu günlük olaylardan alınabileceği gibi insanlar arası
ilişkilerden, toplumsal gerçeklerden, sorunlardan, bilim ve teknolojiden,
sanattan, kısaca yaşamın her kesitinden seçilebilir. Söz gelimi "aşk"
duygusal, "eğitim" toplumsal, "optik" bilimsel bir konudur. Bu konular çok
geneldir, bu ana konuların alt başlıklarla sınırlandırılması gerekir. Bilimsel
bir konu aynı zamanda toplumsaldır; bu nedenle anlatım konularını kesin
sınırlarla ayırmak güçtür. Yine konular; nesnel ise somut konular, nicel ise
soyut konular diye de ayrılır. Konu alanı olarak toplumun her kesimi
alınabilir. Örneğin, okul öncesi eğitimi konu alan bir yazı için köy, varoş,
gecekondu, aydın kesim, Amerika, Japonya... gibi alanlardan biri
seçilebilir.
Konu seçiminde göz önünde bulundurulacak özellikler şunlardır:
. Kişi, konu seçerken bildiği ya da ilgi duyduğu, araştırma yapabileceği
konuyu seçmelidir.
. Konu, geliştirmeye uygun olmalıdır.
. Konu, bilimsel gerçeklerle çelişmemelidir.
. Konu, türlü yorumlara yol açmayacak kadar inandırıcı ve açık olmalıdır.
Tema -Tem nedir?
Bir sanat eserinin merkezinde yer alan temel duygu ve düşünce demektir.
Konu ve ana düşünce ile yakınlığı nedeniyle onlarla karıştırılmaması
gereken bir terimdir. Konunun somut nitelikli olmasına karşılık, tema soyut
özellikler gösterir.
Bir eserin teması, onun konusu değildir. Konunun çok özel bir biçimde
işlenmiş ayrıntısıdır.
Ölümün konu edildiği bir eserde "ölüm karşısında duyulan hüzün", bu eserin
teması olarak ifade edilebilir. Bir şeyin edebiyat eserine konu edilmesi için,
bir yazar veya şairin o konuyu seçmiş olması yeterlidir. Oysa tema, edebî
şahsiyetin sanatçı yönünün, yorumlama gücünün bir göstergesidir.
Tema bütün sanat dallarının ortak terimlerinden biridir.
İnançlar ve kültürel değerler, herhangi bir temanın farklı toplumlarda, hatta
aynı toplumda bile değişik biçimlerde ele alınmasına neden olur. Söz gelişi
aşk teması, edebiyatın bir döneminde ince duyarlıkları ifade ederken,
başka bir dönemde maddî hazların ifade aracı olarak işlenebilir.
Tema bir eserde, insandaki beyin gibidir. Eserde anlatılan her şeyde ve
anlatma biçiminde temanın etkisi vardır. Edebî şahsiyetin eserini yazma
amacı, doğrudan doğruya tema ile ilgilidir. Eğer bir eserin teması doğru
belirlenirse, eserin doğru anlaşılma şansı da artar.
Bir eserin değerini konusu değil teması belirler. Bunun gerçekleşmesi ise,
temanın düşünce dokusu ve yorumlanışı ile ilgilidir. Bir eserin konusunun
nasıl yorumlandığı sorusuna bulunan cevap, temanın belirlenmesinde
ipucudur.
Eserin bütününe hakim olan bir tema, iyi işlenmek kaydıyla, eserin sağlam
bir kompozisyon kazanmasında etkili olabilir.
Tema soyuttur ve soyutluğun derecesi edebî şahsiyetin özellikleriyle
yakından ilgilidir. Tema, somut verilerle desteklendiği zaman eserin
başarısı artar.
Bir edebî eser veya metin, birden fazla temadan meydana gelebilir. Fakat
bunlardan biri veya birkaçı edebî eser veya metinde daha bir önem
kazanmış olarak karşımıza çıkar. İkinci, üçüncü derecedeki temalar, asıl
temayı besler, eseri zenginleştirir. Eserin daha iyi anlaşılmasını
kolaylaştırır.
Şiirde Tema
Her eserin bir yazılış amacı, iletmek istediği bir mesaj vardır. Eserde
iletilmek istenen mesaja "tema" denir. Şiirde daha çok duygu ve hayaller
işlenir; bir şiirde yoğun olarak işlenen duygular ve hayaller şiirin temasını
oluşturur. Şiiri oluşturan her birimin bir teması vardır. Bu temalar
birleşerek şiirin ana temasını oluşturur. Şiirde işlenen temalar soyut bir
kavram veya düşüncedir, bu soyut kavramlar şiir dışında da vardır. Şiirle
somutlaştırılan temaya da "konu" denir. Aynı temayı işleyen birden çok şiir
vardır. Ancak bazıları diğerlerinden daha başarılıdır; bunun nedeni, temanın
işleniş biçimidir.
AÇIKLIK:
Anlatımın hiçbir tartışmaya yol açmadan, tek bir yargıyı açıkça ifade
etmesidir. Açık anlatımdan birden çok yorum çıkmaz, herkes aynı şeyi
anlar. Açıklığın olmadığı anlatımda "kapalılık" söz konusu olur.
Edebi sanatlar, yaygın olarak kullanılmayan sözcükler veya söz grupları,
gereğinden uzun cümleler ve anlatım bozuklukları metinlerdeki açıklığı
bozan unsurlardır.
. Açık bir anlatımda edebi sanatlara yer verilmez.
. Açık bir anlatımda dilde yaygın olarak kullanılmayan söz ve söz gruplarına
.Buna karşın aşağıdaki paragrafın anlatımında kullanılan söz ve söz
. Açık bir anlatımda söz, gereksiz yere uzatılmaz; karmaşık ve anlaşılması
güç cümleler kullanılmaz.
. Sözcüğün yanlış yerde kullanılması açıklığı bozar.
. Karşılaştırmalarda yapılan yanlışlıklar açıklığı bozar.
. Kimi zaman zamirlerin belirtilmemiş olması açıklığı bozar.
. Virgül eksikliği ya da virgülün yanlış kullanılması açıklığı bozar.
. Yanlış anlamda kullanılan sözcükler açıklığı bozar.
DURULUK
Anlatımda, gereksiz sözcüğün bulunmamasıdır. Güzel ve etkili bir
anlatımda gereksiz ek veya söz tekrarlarına yer verilmez.
. Aynı anlamı veren sözcüklerin bir arada kullanılması duruluğu bozar.
. Eklerin gereksiz kullanımı duruluğu bozar.
Not: Bir paragrafta gereksiz sözcük veya eklere yer verilmişse o paragraf
duru değildir.
YALINLIK (SADELİK)
Anlatımın süsten (söz sanatları, ağır sözcükler ve özenli uzun cümlelerden)
uzak olmasıdır. Karşıtı süslülüktür. Çok süslü/ağır anlatımlar için "ağdalı"
ifadesi kullanılır. Yalın bir cümlede düşünce ve duygular kısa ve kesin
ifadelerle dile getirilir. Yalın bir metnin dil ve ifadesi sade yani süssüzdür.
. Ağır (anlaşılması zor) sözcüklerin kullanılması ve süslü/sanatlı bir anlatım
yalınlığı bozar.
ÖZGÜNLÜK
Anlatımın veya düşüncelerin başka bir anlatıma veya düşünceye
benzememesi, hiçbir yapıtı veya düşünceyi taklit etmemesidir. Özgünlük
anlatımın içeriğinde ya da biçiminde olabileceği gibi her ikisinde de
olabilir.
Adlaşmış Sıfat Nedir? Adlaşmış Sıfat Örnekleri
Niteleme sıfatları, çekim eki alarak veya almadan, niteledikleri ismin
yerine geçecek şekilde kullanılabilir. Bu sözcüklere “adlaşmış sıfat” denir.
ƒ
Yaralı çocuk, annesini görünce sevindi.
ƒ
Yaralı, annesini görünce sevindi.
Birinci cümlede “yaralı” sözcüğü, “çocuk” adını niteleyen bir niteleme
sıfatıdır, ikinci cümlede ise, “yaralı çocuk” tamlamasındaki “çocuk”
sözcüğü düşmüş, “yaralı” sözcüğü hem adın yerine geçmiş hem nitelik
bildirmiştir, yani adlaşmış sıfat olmuştur.
ƒ
Makineleri kontrol ediyor, bozukları bir kenara ayırıyordu.
Bu cümlede “bozukları” sözcüğü, “makine” adını nitelerken, çekim eki
alarak hem “makine” adının yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek
adlaşmış sıfat olmuştur.
ƒ
Çocuğun kirlileri az olunca onları elde yıkarım.
Bu cümlede “kirliler” sözcüğü, “giyecek” adını nitelerken, çekim eki alarak
hem “giyecek” adının yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek adlaşmış
sıfat olmuştur.
ƒ
Senin küçük yine bir yaramazlık peşinde.
Bu cümlede “küçük” sözcüğü, bir kişiyi nitelerken, çekim eki almadan hem
nitelediği kişinin yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat
olmuştur.
Dikkat!
Türkçede meslek adları ve bazı adlar, sıfat olarak kullanılabilir. Bu
sözcükleri, adlaşmış sıfatlarla karıştırmamak gerekir.
ƒ
Simitçi çocuk hemen bize birer simit verdi.
ƒ
Simitçi, hemen bize birer simit verdi.

Benzer belgeler