SAMSUN EĞLENCE KÜLTÜRÜ BAKİ SARISAKAL

Transkript

SAMSUN EĞLENCE KÜLTÜRÜ BAKİ SARISAKAL
SAMSUN EĞLENCE KÜLTÜRÜ
BAKİ SARISAKAL
Samsun’da Eğlence Kültürü:
Eski Samsun halkının eğlenceleri arasında meddahında önemli bir yeri vardır. Bir
diğer eğlence aracıda hokkabaz ve cambazlardı.
Karagöz-Hacivat
Samsun’da bazı kahvehanelerde meşhur gölge oyunu Karagöz oynatılırdı. Ramazan
ayı boyunca önemli bir sosyal etkenlik olan bu oyunların oynanması için belediyeden
ruhsat alınırdı.
İstiklal Kıraathanesi
Bu gölge oyunlarını oynatma konusunda Samsun’da İstiklal Kıraathanesi ve
Boğazkesen Kahvesi ünlüdür.
Dilsiz Oyunu da eskiden Samsun’da kahvehanelerde oynanan bir eğlence aracıydı.
Oyun belirli bir konuyu işlemek yerine izleyicileri korkutarak, şaka yaparak, tedirgin etmek
ya da şeytanlıkla güldürmeye dayanırdı. Dilsiz Oyunlarında en önemli kural konuşma ve
gülme yasağının olmasıydı.
Samsun halkının bir diğer eğlence aracıda Orta Oyunu izlemekti. Samsun halkı Tuluat
Kumpanyaları’na da ilgi gösterir ve bol bol gülmek için oralara giderdi.
Bir elinde saplı bir meydan süpürgesi, ötekinde boş bir gaz tenekesi, ayağında geniş
beyaz bir pantolon, sırtında, beli enli bir kuşakla boğulmuş alaca basmadan bir mintan,
başında acaip bir fes kudretten kalın kaşları isli mantarla bir kat daha kalınlaştırılmış,
komiğin, teneke devirerek elinde uzun saplı süpürgesiyle sahneye çıkmasına bayılır ve onun
söylediği tekerlemelere, cinaslara katıla katıla gülerlerdi.
Pehlivan güreşlerini ve at yarışlarını izlemekte o dönem Samsun halkının çok ilgisini
çekerdi. Pehlivan güreşleri genelde Tophane Meydanı’nda (Eski Vilayet Konağı’nın önündeki
havuzun bulunduğu bölüm), Koşu Mahalli’nde (Günümüzde 19 Mayıs Stadyumu’nun yan
tarafında bulunan Sanayi Sitesi), Hapishanenin karşısındaki (Günümüzde Adliye binası’nın
karşısındaki yerler) çayırlık, ya da kapalı alan olarak Reji Fabrikası civarında Aristofones
Tiyatrosu’nda, Cumhuriyetin ilk yıllarında Kazım Paşa Sinemasında (Günümüzde 23 Nisan
İlköğretim Okulunun bulunduğu alan), Fener Stadında (Günümüzde İlkadım Koşu Parkuru)
yapılırdı.
Samsun’da sayısı çok olan at meraklıları aralarında yaptıkları düz mesafeli yarışlarda
halkın ilgisini çekerdi. Her yıl Eylül ayında at yarışları ve panayırlar düzenlenmeye başlandı.
O zamanlar her yerde devreli, sınıflı yarışlar yapılmadığı için Anadolu’nun her tarafından at
meraklıları Samsun’a gelirdi. Halep’ den Şam’dan, Sivas’tan hatta Bağdat’tan at getirilerdi.
Samsun Hükümet Konağı-Park Yeni Oluşturuluyor-
At yarışına bir hafta kala Samsun’un nüfusu çok artardı. Bazen otellerde yer, fırınlarda
ekmek bulunmazdı. Koşuyeri’nin etrafı; simitçi, ekmekçi, şerbetçi, kahveci ve içki satıcıları
ile dolardı.
Samsun’da At Yarışları
Panayırlarda Samsun halkının eğlence yaşamında önemli bir yer tutardı. Samsun’da
İlkbahar’da (Mayıs) ve Sonbahar’da (Eylül) panayır kurulurdu. Simitçi, ekmekçi, şerbetçi,
kahveci, müskiratçı (içki satıcısı) ve diğer bazı esnafta alışveriş için panayır da yerlerini alırdı.
Samsun Maranyan Un Fabrikası
Samsun halkının eğlencelerinden biride kır gezileriydi. 1800’lü yılların sonlarıyla
1900’lü yılların başında Samsun’daki mesire yerleri olarak, Samsun’un doğusunda Mert,
batısında Kürdün Irmağı denilen dere boyunda büyük kavlağan ve kavak ağaçları vardı. Halk
yazın buralara denizden küçük kayıklarla ve takalarla, karadan ise üstlerine tente ve kilimler
serilmiş kağnı arabaları ile giderek, yüksek ve yeşil ağaçların serin gölgeleri altında eğlenirdi.
Bu dere boylarında meraklılar ve hayırsever insanlar tarafından muntazam bir şekilde açılmış
suları buz gibi soğuk olan çeşmeler bulunurdu. Mevsimine göre kirazlar, üzümler, kavun,
karpuz gibi meyve ve yemişler bu sularda soğutulurdu.
Balık avına meraklı olanlar olta ve ağlarla dere balıkları tutar, kuş avı meraklıları ise
civardaki incirliklerde (Yel), (Sarı Asma), (Sarı Sandal) kuşları vurarak bunları demlerine
meze yaparlardı.
Kış mevsiminin gelmesinden biraz evvel birde kilim yıkama âlemi vardı. Bu kilim
yıkamanın kendisine has özelliği bulunuyordu. Kilim yıkamaya gidecek olanlar birkaç gün
evvel sözleşir ve kilimlerini alarak sandallarla buralara giderler ve kilimlerini yıkarlardı.
Gençler dere içinde meşgul olurken yaşlı kadınlar semaverleri yakarlar, yemekleri pişirirler,
çocuklara ağaçlara salıncaklar kurarak, erkekler bir köşeye çekilip saz çalarak demlenir, zevk
ederlerdi.
Bu mesire yerlerinden başka Samsun halkının en çok rağbet ettiği Tekkealtı
Bahçeleri, Fener Bahçeleri, Toramantepe altındaki Kızılcıkdibi, Millet Hastanesi (Günümüzde
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi) civarında bulunan zeytinlikler bir de İsa Baba Tekkesi ve
civarı idi. İsa Baba Tekkesi denize nazır olduğu için çok güzel bir manzarası vardı.
Kızılcıkdibi
İsa Babaya çıkılınca hemen semaverler ateşlenir, incir ve zeytin dallarına salıncaklar
kurulur, şarkılar, türküler söylenir, güzel bir gün geçirilirdi.
1960’lı yıllarda Matozyan Çiftliği (Matosyon) Samsun’un en yakın ve en çok
ziyaretçisi olan bir mesire yeriydi. Gününü her saatinde otobüs ve dolmuşla gidilebilirdi.
Genellikle aileler Matosyon’da ki çamların ve akasyaların altına yerleşirler. Semaverler
yakılır, sofralar kurulur ve istedikleri zaman denize girerlerdi.
Bu ağaçların hemen içinde çok sayıda gazino vardı. Matosyon’un hemen yanından
geçen Kürdün Irmağı boyunca söğüt ağaçlarının altında da oturabilirdi.
Sahil boyunca uzanan yol kenarında serinletici ağaçlıklar vardır. Alanos Çeşmesi ve
Kurupelit bunların en güzelleriydi.
Bafra yolu üzerinde yol boyunca güzel koruluklar, köy kahveleri vardı. En güzel bir
mesire yeride o yıllarda Dereköy Ormanlarıydı. Daha sonra Engiz ve Muşta gelirdi.
Günümüzde Samsun’da bulunan mesire yerleri ise, Toptepe’de Canik Belediyesi
tarafından işletilen Hasköy Ormanlığı (Meşe Tesisleri), Samsun-Bafra yolu üzerinde ve
denize çok yakın bir dinlenme yeri olan Çakırlar Korosu, Alaçam Çam Gölü, Vezirköprü
Orman Bölgesi de güzel mesire yerleridir.
Samsun’da eskiden kadınlar geceleri misafirliğe, akraba ve dostlarını ziyarete
gidecekleri zaman genellikle mahalleden grup halinde giderlerdi. Çarşı içinden geçmemeye
gayret ederler, mahalle aralarından ellerinde fener olduğu halde sessiz sedasız yürüyüp
geçerlerdi. Misafir bulundukları hanede gençler odanın bir tarafında, ihtiyarlar bir köşesinde
oturup sohbet ederlerdi. O zamanlar her evde gaz lambası mevcut değildi. Fakat buna mukabil
büyük şamdanlar bulunurdu.
Şamdanlarda yanan mumların hafif ışığı altında gergef, dantele, çevre işlenir, şarkılar,
türküler söylenirdi. Bu hafif mum ışıkları altında işlenen bu çevrelerin, uçkurların,
dantelelerin nefasetine, güzelliklerine hayran kalınırdı.
Samsun’da Kış –Irmak Caddesi Mevsim kış ise evdeki büyük sarı mangalın yahut ocakta yanan ateşin karşısında
minderler atılarak oturulur, zevkli saatler geçirilirdi. Misafire mevsimine göre; yemiş, meyve,
pestil, tarhana, köme, üzüm, fındık, bilhassa suda haşlanmış mısır veyahut tatlı kestane kabağı
ve ateşte patlatılmış kar gibi mısır, buğday ikram edilirdi. Ut, keman vesair saz çalmasını
bilen yoktu. Ancak kadınlar kendi aralarında yaptıkları eğlencelerde def, darbuka, zilli maşa
çalar, türkü, koşma, maniler söyler ve oyun oynarlardı.

Benzer belgeler

S. No Sicil Adı Soyadı Unvan Görev Yeri 1 19760029 YAHYA

S. No Sicil Adı Soyadı Unvan Görev Yeri 1 19760029 YAHYA İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip İmam-Hatip...

Detaylı

ulaşmak için lütfen tıklayınız

ulaşmak için lütfen tıklayınız Çiftlik Mah. Gürbüz Sk. B.No:10 B.Adi: Sayın Apt. D.No: 1 Ġlkadım/Samsun Çiftlik Mah. Yıldız Sk. B.No:5 B.Adi: Ay Apt. D.No: 1 Ġlkadım/Samsun Zafer Mah. Dr.Kamil Cad. B.No:41 B.Adi: BarıĢ Apt. D.No...

Detaylı