tc adalet bakanlığı eğitim dairesi başkanlığı yargı mevzuatı bülteni

Transkript

tc adalet bakanlığı eğitim dairesi başkanlığı yargı mevzuatı bülteni
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI
YARGI MEVZUATI BÜLTENİ
Bültenin Kapsadığı Tarihler
05-27 Kasım 2011
Yayımlandığı Tarih
28 Kasım 2011
Sayı
499
İÇİNDEKİLER
-
-
-
-
-
Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Beyan ile
Onaylanması Hakkında Karar
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik
Yapılmasına Dair Karar
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Esasların Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin
Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler ve
Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770
Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin
Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler ve
Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770
Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin
Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler ve
Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770
Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
2011/2465 Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Taşra
Teşkilatında, Ekli Listede Belirtilen İl Müdürlüklerinin Kurulması Hakkında
Karar
(R.G. 26 Kasım 2011 –
28124)
Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine
İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin
Nitelik, Kurulduğu Şehir Ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler
-
-
-
-
-
Ve Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli Ve 99/12770
Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Ekli
Kararın Yürürlüğe Konulmasına Dair 2011/2357 Sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı
(R.G. 05 Kasım 2011 – 28106)
Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik
(R.G. 05 Kasım 2011 – 28106)
2011/2368 Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik
Yapılması Hakkında Karar
(R.G. 10 Kasım 2011 – 28108 Mükerrer)
2011/2033 Ham Petrol Ve Jet Yakıtının Türkiye Üzerinden Karayolu Veya
Demiryolu ile Taşınmasına İlişkin Kararın Yürürlüğe Konulmasına Dair
2011/2033 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
(R.G. 11 Kasım 2011 – 28109)
Adalet Bakanlığından Bir Adet Atama Kararı
(R.G. 07 Kasım 2011 – 28107)
Adalet Bakanlığından Bir Adet Atama Kararı
(R.G. 26 Kasım 2011 – 28124)
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan Adli ve İdari Yargı Hakimlerinin
2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu Gereğince Anayasa Mahkemesi
Raportörlüğüne Atanmalarına İlişkin Kararname
(R.G. 24 Kasım 2011 – 28122)
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik
(R.G. 26 Kasım 2011 – 28124)
Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında
Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmelikte
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Ev ve Süs Hayvanlarının Üretim, Satış, Barınma ve Eğitim Yerleri Hakkında
Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 16 Kasım 2011 – 28114)
Ev ve Süs Hayvanları Satış, Barınma ve Eğitim Yerlerinin Kuruluş, Açılış,
Ruhsat, Çalışma ve Denetlenme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin
Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 16 Kasım 2011 – 28114)
Tütün Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Birimleri Hakkında Yönetmelik
(R.G. 23 Kasım 2011 – 28121)
İki Veya Üç Tekerlekli Motorlu Araçların Frenleri ile İlgili Tip Onayı
Yönetmeliğinde (93/14/At) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 19 Kasım 2011 – 28117)
Tarım Veya Orman Traktörlerini Tahrik Etmek Üzere Tasarlanan
Motorlardan Çıkan Gaz Emisyonları Ve Parçacık Kirleticilere Karşı Alınacak
Tedbirlerle İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinde (2000/25/At) Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 19 Kasım 2011 – 28117)
Bitkisel Gıda ve Yemin İhracatında Sağlık Sertifikası Düzenlenmesi ve
İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği
(R.G. 25 Kasım 2011 – 28123)
-
-
Bitkisel Üretimde Kullanılan Bitki Koruma Ürünlerinin Kayıtlarının
Tutulması ve İzlenmesi Hakkında Yönetmelik
(R.G. 25 Kasım 2011 – 28123)
Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve
Standartlarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği
(R.G. 12 Kasım 2011 – 28110)
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan Birinci Dereceye Yükselmiş Olup
31/08/2011 Tarihi İtibariyle Birinci Sınıfa Ayrılma İncelemesine Tabi
Tutulacak Olan Adli Yargı Hakim, Cumhuriyet Başsavcı Ve Savcıları ile
İdari Yargı Hakiminin Adlarini Belirtir Liste
(R.G. 05 Kasım 2011 – 28106)
Anayasa Mahkemesinin E: 2010/75, K: 2011/42 (Yürürlüğün Durdurma)
Sayılı Kararı (R.G. 15 Kasım 2011 – 28113)
Danıştay Üçüncü Dairesinden 3 Adet Karar
(R.G. 26 Kasım 2011 – 28124)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı ( Arıcı ve Diğerleri Türkiye Davası)
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı ( Ataş ve Seven/ Türkiye Davası)
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Bozcaada Kimisis Teodoku Rum
Ortodoks Kilisesi Vakfı/Türkiye Davası)
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Veli Özdemir/Türkiye Davası)
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Maliye Bakanlığından Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 410)
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı
(R.G. 24 Kasım 2011 – 28122)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı
(R.G. 20 Kasım 2011 – 28118)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı
(R.G. 20 Kasım 2011 – 28118)
Kültür ve Turizm Bakanlığından İlke Kararı
(R.G. 22 Kasım 2011 – 28120)
İçişleri Bakanlığından 2 Adet İdari Bağlılığın Değiştirilmesi Kararı
(R.G. 27 Kasım 2011 – 28125)
Kuruluşların Bağlı ve İlgili Oldukları Bakanlıkların Değiştirilmesi ile İlgili
İşlem
(R.G. 26 Kasım 2011 – 28124)
Türkiye Barolar Birliğinden Duyuru
(R.G. 05 Kasım 2011 – 28106)
Adalet Bakanlığından 2 Adet İlân
(R.G. 12 Kasım 2011 – 28110)
Adalet Bakanlığından Münhal Noterlik İlânı
(R.G. 17 Kasım 2011 – 28115)
Adalet Bakanlığından 2 Adet İlân
(R.G. 23 Kasım 2011 – 28121)
Adalet Bakanlığından Münhal Noterlikler İlânları
(R.G. 26 Kasım 2011 – 28124)
-
-
-
-
-
-
Adalet Bakanlığından 7 Adet İlân
(R.G. 26 Kasım 2011 – 28124)
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Tebliğ (R.G. 05 Kasım 2011 – 28106)
Bilim ve Sanayi Teknoloji Bakanlığından Türk Standartları Enstitüsünün
Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (2009/23/At-Eski 90/384/At)
Kapsamında Onaylanmış Kuruluş Olarak Görevlendirilmesine Dair Tebliğ
(Tebliğ No: Msg-2011/18)
(R.G. 13 Kasım 2011 –
28111)
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan İletim Sistemi Gelirinin
Düzenlenmesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
(R.G. 19 Kasım 2011 – 28117)
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan İletim Sistemi İşletim Gelirinin
Düzenlenmesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
(R.G. 19 Kasım 2011 – 28117)
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan Piyasa İşletim Gelirinin
Düzenlenmesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
(R.G. 19 Kasım 2011 – 28117)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 25/10/2011 Tarih ve 6242 Sayılı
Kanun
(R.G. 12 Kasım 2011 – 28110)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme
ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 25/10/2011 Tarih ve 6244
Sayılı Kanun
(R.G. 12 Kasım 2011 – 28110)
Çok Taraflı Yatırım Garanti Kuruluşu Sözleşmesinin Maddelerinde Yapılan
Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 3/11/2011 Tarih
ve 6248 Sayılı Kanun
(R.G. 12
Kasım 2011 – 28110)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı
(R.G. 15 Kasım 2011 – 28113)
Anayasa Mahkemesinin E: 2009/11, K: 2011/93 Sayılı Kararı
(R.G. 16 Kasım 2011 – 28114)
Devlet Muhasebesi Standardı Kurulundan 22 (Dms 22) Genel Yönetime
İlişkin Mali Bilgilerin Açıklanması Hakkında Kurul Kararı
(R.G. 24 Kasım 2011 – 28122)
Danıştay Onikinci Dairesinden E:2011/6015, K:2011/4347 Sayılı Kararı, yer
darlığı nedeniyle Bülten’e alınmamış olup, www.edbs.adalet.gov.tr internet
adresindeki e-bülten nüshasında yayımlanmıştır.
(R.G. 25 Kasım 2011 – 28123)
İçişleri Bakanlığından 2011/849 Sayılı Sınır Tespiti Kararı
(R.G. 07 Kasım 2011 – 28107)
Yayın İşleri Dairesi Başkanlığından “Adalet Dergisi” Konulu Duyuru
MİLLETLERARASI SÖZLEŞME
Karar Sayısı : 2011/2365
Türkiye Cumhuriyeti tarafından 15 Temmuz 2003 tarihinde Strazburg’da imzalanan ve
9/11/2010 tarihli ve 6066 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Çocuklarla Kişisel
İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi”nin ilişik beyan ile onaylanması; Dışişleri
Bakanlığının 6/9/2011 tarihli ve HUMŞ/6855756 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve
244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/10/2011 tarihinde
kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
B. ATALAY
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V. Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
C. YILMAZ
Kalkınma Bakanı
E. GÜNAY
Kültür ve Turizm Bakanı
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
M. ŞİMŞEK
Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. N. ŞAHİN
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
Sağlık Bakanı
B. YILDIRIM
Ulaştırma Bakan
ve
[R.G.17 Kasım 2011 – 28115]
—— • ——
BAKANLAR KURULU KARARLARI
Karar Sayısı : 2011/2382
Ekli “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik
Yapılmasına Dair Karar”ın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 25/10/2011
tarihli ve 43085 sayılı yazısı üzerine, 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Kanunun 1 inci
maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
C. YILMAZ
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
ve
[R.G.17 Kasım 2011 – 28115]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2400
6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Kararnameye ektir.
Ekli “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Esaslar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 17/10/2011 tarihli ve 13431 sayılı
yazısı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre,
Bakanlar Kurulu'nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
ve
C. YILMAZ
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
SÖZLEŞMELİ PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA İLİŞKİN ESASLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR ESASLAR
MADDE 1 – 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların eki (4) sayılı cetvelin, “ASÖZLEŞMELİ PERSONEL POZİSYON UNVANLARI İLE ASGARİ NİTELİKLERİ
GÖSTERİR CETVEL”inde yer alan “İMAM/HATİP” ve “MÜEZZİN KAYYIM” satırları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"
İMAM/HATİP
MÜEZZİN KAYYIM
İlahiyat fakültesi, ilahiyat meslek yüksekokulu, ilahiyat
önlisans veya imam hatip lisesi mezunu olmak.
İlahiyat fakültesi, ilahiyat meslek yüksekokulu, ilahiyat
önlisans veya imam hatip lisesi veya lise mezunu olup hafızlık
belgesine sahip olmak.
"
Yürürlük
MADDE 2 – Bu Esaslar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 3 – Bu Esasları Bakanlar Kurulu yürütür.
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2402
Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik,
kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar
hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik
yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 11/10/2011
tarihli ve 8870 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6
ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
C. YILMAZ
F. ÇELİK
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
M. ŞİMŞEK
ve
İçişleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2403
Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik,
kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar
hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik
yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 19/10/2011
tarihli ve 6025 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6
ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU
M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
M. M. EKER
H. YAZICI
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
C. YILMAZ
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2430
Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik,
kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar
hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik
yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Dışişleri Bakanlığının 18/10/2011
tarihli ve 3420 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6
ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 31/10/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
C. YILMAZ
B. ATALAY
N. ERGÜN
Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
C. YILMAZ
E. GÜNAY
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
M. ŞİMŞEK
Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
H. YAZICI
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
Sağlık Bakanı
B. YILDIRIM
Ulaştırma Bakanı
ve
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2465
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında, ekli listede belirtilen
il müdürlüklerinin kurulması; Başbakan Yardımcılığının 11/10/2011 tarihli ve 8871 sayılı
yazısı üzerine, 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının
(d) bendine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU
M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
C. YILMAZ
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
ve
[R.G.26 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2466
Ekli “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine
İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar”ın yürürlüğe konulması; Maliye
Bakanlığının 24/10/2011 tarihli ve 99674 sayılı yazısı üzerine, 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 28 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 14/11/2011 tarihinde
kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU
M. Z. ÇAĞLAYAN
ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
M. M. EKER
H. YAZICI
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
C. YILMAZ
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
MAL VE HİZMETLERE UYGULANACAK KATMA DEĞER VERGİSİ
ORANLARININ TESPİTİNE İLİŞKİN KARARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI HAKKINDA KARAR
MADDE 1 – 24/12/2007 tarihli ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe konulan Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının
Tespitine İlişkin Kararın eki (I) Sayılı Listenin 3 üncü sırasına;
a) “Buğday,” ibaresinden sonra gelmek üzere “bulgur,” ibaresi,
b) “küçük ve büyükbaş hayvanlar (arılar dahil),” ibaresinden sonra gelmek üzere
“20/12/2010 tarihli ve 2010/1180 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan
İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 01.05 pozisyonunda yer
alan hayvanlar ile 2 no.lu faslında yer alan mallar,” ibaresi,
eklenmiştir.
MADDE 2 – Aynı Kararın eki (II) Sayılı Listenin "A) GIDA MADDELERİ"
bölümünün 1 inci sırasının (a) bendinde yer alan ", 01.05" ibaresi ile aynı sıranın (b) bendi
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 3 – Bu Karar, yayımını izleyen gün yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
30/12/2007
26742
Bakanlar Kurulu Kararının Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı
Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
8/2/2008
26781
6/4/2008
26839
19/7/2008
26941
20/9/2008
27003
29/3/2009
27184
28/4/2011
27918
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2357
Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik,
kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar
hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik
yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Dışişleri Bakanlığının 3/11/2011 tarihli
ve 3556 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6 ncı
maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 3/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Bülent ARINÇ
Başbakan V.
B. ARINÇ
C. YILMAZ
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı
Ö. DİNÇER
F. ŞAHİN
M. M. EKER
N. ERGÜN
Adalet Bakanı V.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V. Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik BakanıDışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı Gıda,
Tarım
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
C. YILMAZ
E. BAYRAKTAR
F. ÇELİK
İçişleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı V.
Ö. DİNÇER
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
ve
3/11/2011 TARİHLİ VE 2011/2357 SAYILI
KARARNAMENİN EKİ
KARAR
MADDE 1 – 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Kararnamenin eki Dışişleri
Bakanlığına ait (3) ve (4) sayılı cetvellerde, ekli cetvelde yer alan ek, iptal ve değişiklikler
yapılmıştır.
MADDE 2 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
[R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ]
—— • ——
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:
Birinci dereceye yükselmiş olup 31/8/2011 tarihi itibariyle birinci sınıfa ayrılma
incelemesine tâbi tutulacak olan adlî yargı hâkim, Cumhuriyet başsavcı ve savcıları ile idari
yargı hâkiminin adlarını belirtir liste aşağıda gösterilmiştir.
Ağustos 2011 döneminde birinci dereceye yükselme incelemesine girecek olanlar
listeye dahil edilmemiştir.
Birinci dereceye yükseldikleri ve sürelerini bitirdikleri hâlde bu listede adlarını
göremeyenler yayım tarihinden itibaren 1 ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
yazılı başvurmak sureti ile durumlarının incelenmesini isteyebilirler.
[R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ]
—— • ——
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:
ASANSÖR BAKIM VE İŞLETME YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 ‒ 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asansör
Bakım ve İşletme Yönetmeliğinin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, insanların ve/veya yüklerin taşınmasında
kullanılan asansörlerin hizmete alındıktan sonra çevrenin, insanların ve canlıların sağlık ve
güvenliğini tehdit etmeyecek şekilde kullanımlarını sağlamak üzere; işletilmesi, bakımı, yıllık
kontrolü, bakım ve servis hizmetinin denetimi ile garanti ve satış sonrası hizmetleri için
uyulması gereken kuralları belirlemektir.”
MADDE 2 ‒ Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2
nci ve 7 nci maddelerine, 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunun 19 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.”
MADDE 3 ‒ Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 4 ‒ (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Asansör: Belirli seviyelerde hizmet veren, esnek olmayan ve yatay düzlemle 15°’den
fazla bir açı oluşturan kılavuzlar boyunca hareket eden bir taşıyıcıya sahip olan ve
1) İnsanların,
2) İnsanların ve yüklerin,
3) Bir kişi zorlanmadan taşıyıcıya girebiliyorsa ve taşıyıcı içine ya da taşıyıcı içindeki
bir kişinin kolayca ulaşabileceği şekilde yerleştirilmiş kontrollerle teçhiz edilmiş ise sadece
yüklerin,
taşınmasına yönelik bir tertibatı,
b) Asansör monte eden: Asansörlerin tasarım, imalat, montaj ve piyasaya arzından
sorumlu olan, asansöre CE uygunluk işaretini iliştiren ve AT uygunluk beyanı düzenleyen
gerçek veya tüzel kişiyi,
c) Asansörün piyasaya arzı: Asansör monte edenin, asansörü kullanıcıya ilk olarak hazır
hale getirmesini,
ç) A tipi muayene kuruluşu: Asansörlerde periyodik kontrol ve muayene konularını
içerecek şekilde, TS EN ISO/IEC 17020 standardı kapsamında akredite olan muayene
kuruluşunu,
d) AT uygunluk beyanı: Asansör monte edenin piyasaya arz ettiği asansörün Asansör
Yönetmeliği (95/16/AT) hükümlerine uygunluğunu beyan ettiği belgeyi,
e) Bakanlık: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını,
f) Bakım: Asansörün hizmete alınmasından sonra tasarlandığı biçimde, kullanım ömrü
boyunca kendisinin ve bileşenlerinin, fonksiyonlarını ve güvenlik gereklerinin devamlılığını
sağlamaya yönelik asansör monte eden veya onun yetkili servisi tarafından yürütülen bütün
işlemleri,
g) Bina sorumlusu: Asansörün, güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla
düzenli olarak bakımını, onarımını ve yıllık kontrolünü yaptırmaktan sorumlu olan, binanın
maliki veya kat maliki/malikleri veya bunların yetki verdiği gerçek veya tüzel kişiyi,
ğ) Hizmet denetimi: Asansörlerde aylık bakım ve servis hizmeti veren asansör monte
eden veya onun yetkili servisinin, bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygunluğunun Bakanlık
tarafından denetimini,
h) İlgili idare: Belediyeleri veya belediye sınırları dışında kalan alanlardaki yapılar için
valilikleri veya ilgili kanunlar çerçevesinde yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verme
yetkisine sahip diğer kurum ve kuruluşları,
ı) Kurtarma çalışması: Asansör içerisinde insanın veya insanların mahsur kaldığına dair
bilginin alınmasıyla başlayan, asansörün teknik dosyasında yer alan kurtarma talimatına
uygun olarak yapılan ve insanın veya insanların serbest kalmasıyla sonuçlanan çalışmayı,
i) Yetkili mühendis: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı Elektrik
Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odasınca asansörlere yönelik olarak proje,
montaj, bakım, tadilat, standartlar ve mevzuat üzerine mesleki yeterliliği belgelendirilen
Elektrik/Elektronik ve Makine Mühendislerini,
j) Yetkili servis: Asansör monte edenin, TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olacak
şekilde kendi adına kurduğu servis istasyonunu veya asansörlerde aylık bakım ve servis
hizmetinin yürütülebilmesi için sorumluluğu kendinde olmak üzere noter huzurunda yapılan
ve iki yılda bir yenilenen sözleşme ile yetki verdiği TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip
gerçek veya tüzel kişiyi,
k) Yıllık kontrol: Asansörün, güvenli ve işletme yönünden uygun şekilde çalıştığının
tespiti için, piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda, devamında ise yılda en az
bir kere bina sorumlusu tarafından yaptırılacak periyodik kontrolü,
ifade eder.”
MADDE 4 ‒ Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 5 ‒ (1) Asansörün monte edildiği yapıya uygunluğu ile ilgili işlemler, ilgili
idare tarafından 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili diğer kanunlar ve bu
kanunlar kapsamında yürürlükte bulunan mevzuata göre yürütülür.
(2) Asansör Yönetmeliğine (95/16/AT) uygun olarak piyasaya arz edilen ve kullanıcının
hizmetine sunulmak üzere işletmeye alınacak olan her asansör, asansör monte eden tarafından
ilgili idareye tescil ettirilir. Asansör monte eden, asansörün AT uygunluk beyanı ile birlikte
ilgili idareye başvurur ve EK I’de yer alan içeriğe uygun olacak şekilde düzenlenmiş olan
onaylı tescil belgesini alır.
(3) İlgili idarece yapılan tescillerin bildirimi, altı aylık dönemler itibariyle, asansörün
bulunduğu ildeki bilim, sanayi ve teknoloji il müdürlüğüne EK II’de yer alan bildirim
cetveline uygun olacak şekilde yapılır.”
MADDE 5 ‒ Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 9 ‒ (1) Bina sorumlusu; asansörün bu Yönetmelik kurallarına uygun olarak
güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla ayda en az bir defa düzenli olarak bakımını
yaptırmaktan ve kullanıcıların can ve mal güvenliğinin tam olarak sağlanması amacı ile gerek
kullanım hatalarından, gerekse harici müdahalelerden meydana gelebilecek tehlikelerin
önlenmesi için ilk yıllık kontrolünü, asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın
sonunda, devamında ise yılda en az bir kere yaptırmaktan sorumludur.”
MADDE 6 ‒ Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 10 ‒ (1) Asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda,
devamında ise yılda en az bir kere olmak üzere, her asansörün yıllık kontrolü yapının bağlı
bulunduğu ilgili idare tarafından, A tipi muayene kuruluşuna yaptırılır.
(2) Yıllık kontrol faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik A tipi muayene kuruluşunun
belirlenmesi aşamasında, yapının bağlı bulunduğu ilgili idarece gerekli duyurular yapılır ve
başvurular alınır.
(3) İlgili idarece alınacak başvurular neticesinde A tipi muayene kuruluşunun yeterliliği;
sahip olduğu akreditasyonun kapsamı, periyodik kontrol ve muayene konularını kapsayacak
şekilde düzenlenmiş olan mesleki sorumluluk sigortasının uygunluğu, bünyesinde tam
zamanlı olarak çalıştırdığı muayene şefi ve muayene personeli sayısı, periyodik kontrol ücreti
ve periyodik kontrolde kullanılmak üzere hazır halde tutulan teçhizatın genel durumu gibi
kriterler dikkate alınarak incelenir.
(4) Yapılan incelemeler neticesinde belirlenen A tipi muayene kuruluşu ve ilgili idare
arasında imzalanacak görevlendirme sözleşmesi ile A tipi muayene kuruluşuna asansörlerde
yıllık kontrol işi için yetki verilir ve kamuoyuna gerekli duyurular yapılır.
(5) A tipi muayene kuruluşu ile ilgili idare arasında imzalanacak olan protokolde
öngörülen sözleşme süresi boyunca, A tipi muayene kuruluşunun akreditasyonunun ve
mesleki sorumluluk sigortasının sürekliliği sağlanır.
(6) Mesleki sorumluluk sigortasının sürdürülmemesi, akreditasyonun askıya alınması
veya iptal edilmesi durumlarında, ilgili idare tarafından A tipi muayene kuruluşunun yetkisine
son verilir ve gerekli duyurular yapılır.
(7) Yıllık kontrol raporunun tanzim ettirilmesinin takibine ve yıllık kontrol ücretinin
karşılanmasına dair sorumluluk, asansörün bulunduğu yapıdaki bina sorumlusuna aittir.
(8) Yıllık kontrol faaliyetleri kapsamında bina sorumlusundan talep edilecek yıllık
kontrol ücreti, ilgili idare tarafından tespit ve ilan edilir.
(9) Yıllık kontrol, asansörün bakımını üstlenen asansör monte eden veya onun yetkili
servisi nezaretinde gerçekleştirilir.
(10) Yıllık kontrol aşamasında asansörde oluşabilecek hasarların tazmini, A tipi
muayene kuruluşunun mesleki sorumluluk sigortasından karşılanır.
(11) A tipi muayene kuruluşunca verilecek olan muayene raporu üç nüsha olarak tanzim
edilir ve ilgili idarede, bakım yapan firmada ve bina sorumlusunda birer nüshası muhafaza
edilir.
(12) Bina sorumlusunca yıllık kontrolüne izin verilmeyen asansör, A tipi muayene
kuruluşu tarafından yapının bağlı bulunduğu ilgili idareye bildirilir ve yıllık kontrolü
yaptırılıncaya kadar hizmet dışı bırakılması sağlanır.
(13) Yıllık kontrol neticesinde, asansörün çalışmasında can ve mal güvenliği açısından
bir tehlike söz konusu ise, asansörün çalışmasına can ve mal güvenliği sağlanıncaya kadar
izin verilmez. Buna rağmen, asansörün çalıştırılmasından bina sorumlusu sorumludur.
(14) Yıllık kontrolün yaptırılıp yaptırılmadığının denetiminden ilgili idare sorumludur.
(15) Asansörde meydana gelebilecek bir kaza sonrasında, yıllık kontrol tekrarlanır.
(16) Yıllık kontrol faaliyetine ilişkin istatistiki bilgiler ilgili idarece kayıt altına alınır ve
Bakanlığa açık tutulur.”
MADDE 7 ‒ Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Ek 1 inci madde eklenmiştir.
“Hizmet denetimi
EK MADDE 1 ‒ (1) Asansörlerde aylık bakım ve servis hizmeti veren asansör monte
eden veya onun yetkili servisinin, bu Yönetmelikte belirtilen asgari şartlara uygun hizmet
sunup sunmadığına dair denetim, Bakanlık tarafından yapılır.”
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Ek 2 nci madde eklenmiştir.
“Satış sonrası hizmetler
EK MADDE 2 ‒ (1) 14/6/2003 tarihli ve 25138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Sanayi Mallarının Satış Sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmelik gereği, onaylı Satış Sonrası
Hizmetleri Yeterlilik Belgesi için asansör monte eden tarafından Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına başvuru yapılır.
(2) Piyasaya arz edilen asansörlere yönelik satış sonrası hizmetlerin yerine
getirilebilmesi amacıyla, bu Yönetmelikte Bakanlık tarafından belirlenmiş olan asgari
kriterler çerçevesinde ve Türk Standardları Enstitüsü tarafından tespit edilen standardlarda
belirtilen özellikleri taşıyacak nitelikte en az bir servis istasyonu, asansör monte eden
tarafından kurulur.
(3) Asansör monte eden, monte ettiği her asansör için 10 yıllık kullanım ömrü süresince,
yeterli teknik personel ve yedek parça stoku bulundurmak suretiyle, bakım ve servis hizmetini
sunmak zorundadır.”
MADDE 9 ‒ Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Ek 3 üncü madde eklenmiştir.
“Garanti belgesi
EK MADDE 3 ‒ (1) Asansör monte eden tarafından Asansör Yönetmeliğine
(95/16/AT) uygun olarak piyasaya arz edilen ve kullanıcının hizmetine açılan her asansör,
piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla iki yıl süre ile garanti edilir.
(2) 14/6/2003 tarihli ve 25138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Garanti Belgesi
Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik gereği, onaylı garanti belgesi için asansör monte eden
tarafından Gümrük ve Ticaret Bakanlığına başvuru yapılır.
(3) Aylık bakım neticesinde, asansör monte eden veya onun yetkili servisi tarafından
asansörde değiştirilecek olan herhangi bir aksam veya parça bir yıldan az olmamak üzere
garanti edilir.”
MADDE 10 ‒ Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 11 ‒ (1) Bu Yönetmeliğin hizmete ilişkin hususlarına aykırı hareket edenler
hakkında; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, tarafların bu Kanun kapsamı dışında
kaldığı durumlarda ise genel hükümler geçerlidir.
(2) Yıllık kontrol faaliyetleri kapsamında, bina sorumlusunca kontrolüne izin
verilmeyen veya asansör monte eden veya onun yetkili servisinin nezaret etmekten imtina
etmesi nedeniyle kontrolü yapılamayan veya kontrol neticesinde can ve mal güvenliği
açısından tespit edilen uygunsuzluklara yönelik gerekli düzeltme faaliyetleri
gerçekleştirilmeyen asansör, yıllık kontrolü yapılıncaya kadar veya gerekli düzeltme
faaliyetleri tamamlanıncaya kadar, yapının bağlı bulunduğu ilgili idare tarafından hizmet dışı
bırakılır.”
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 1 ‒ (1) 1/1/2012 tarihine kadar asansörün piyasaya arz edildiği tarih
itibarıyla ilk yılın sonunda, devamında ise yılda en az bir kere olmak üzere, her asansörün
yıllık kontrolü yapının bağlı bulunduğu ilgili idarece yapılır. Ancak kadrosunda yeterli sayıda
Elektrik/Elektronik ve Makine Mühendisi bulunmayan ilgili idare, yıllık kontrol işini, o
asansörün yapımında görev almamış yetkili mühendislere yaptırabilirler. Bu mühendisler
tarafından can ve mal güvenliği yönünden tesisin işletilmesine engel bulunup bulunmadığına
dair en az üç nüsha halinde bir rapor düzenlenir. Hazırlanan raporun birer nüshası ilgili
idarede, bakım yapan firmada ve bina sorumlusunda muhafaza edilir.”
MADDE 12 ‒ Aynı Yönetmeliğe ekte yer alan EK I ve EK II eklenmiştir.
MADDE 13 ‒ Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 14 ‒ Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.
TESCİL NUMARASI
TESCİL TARİHİ
ASANSÖR MONTE EDENE DAİR BİLGİLER
ASANSÖR MONTE
EDENİN ADI
ASANSÖR MONTE
EDENİN ADRESİ
ASANSÖR MONTE
EDENİN TELEFON
NUMARASI
ASANSÖRE DAİR BİLGİLER
ASANSÖRÜN MONTAJ
ADRESİ
ASANSÖRÜN MARKASI
ASANSÖRÜN SERİ
NUMARASI
ASANSÖRÜN İMAL
YILI
ASANSÖRÜN TAHRİK
TÜRÜ
ASANSÖRÜN HIZI
ASANSÖRÜN
KAPASİTESİ (BEYAN
YÜKÜ)
ASANSÖRÜN DURAK
SAYISI
ASANSÖRÜN UYDUĞU HÜKÜMLERE DAİR BİLGİLER
YÖNETMELİK ADI
MODÜL VE EK
STANDARD VEYA
STANDARDLAR
AT UYGUNLUK BEYANINA DAİR BİLGİLER
BEYAN TARİHİ
İMZA SAHİBİNİN ADI
VE SOYADI
ONAYLANMIŞ KURULUŞA DAİR BİLGİLER
ONAYLANMIŞ
KURULUŞUN ADI
ONAYLANMIŞ
KURULUŞUN KİMLİK
NUMARASI
………………………………….. adresinde monte edilerek……………….. tarihinde kullanıma açılmış olan
asansörün tescili, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asansör Bakım ve İşletme
Yönetmeliğinin 5 inci maddesine göre yapılmıştır.
İLGİLİ İDARE ONAYI
TESCİL BİLDİRİM CETVELİ
SIRA
ASANSÖRÜ MONTE
TESCİL İŞLEMİ
ASANSÖR
UYDUĞU
NO
EDEN
KAYIT TARİH ADI ADRESİ TELEFON MONTAJ TAHRİK MARKA SERİ İMAL YÖNETMELİK MO
NO
ADRESİ
TÜRÜ
NO
YILI
[R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2368
Ekli “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında
Karar”ın yürürlüğe konulması; Sağlık Bakanlığının 11/10/2011 tarihli ve 80621 sayılı yazısı
üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 13/10/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
B. ATALAY
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU
F. ŞAHİN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı V.
E. BAĞIŞ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı V.
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
M. ŞİMŞEK
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
İçişleri Bakanı
Kalkınma Bakanı V.Kültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
İ. N. ŞAHİN
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık Bakanı
Ulaştırma Bakanı
BEŞERİ İLAÇLARIN FİYATLANDIRILMASINA
DAİR KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KARAR
MADDE 1 – 12/6/2007 tarihli ve 2007/12325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe konulan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararın 2 nci maddesinin ikinci
ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Halen piyasada satışta olan, Sağlık Bakanlığınca onaylanmış fiyatı bulunan veya ilk
defa fiyat müracaatı yapılan ürünlerden; orijinal ürünlerin “depocuya satış fiyatı” jenerikleri
ADI
VE
piyasaya çıkıncaya kadar referans fiyatı geçemez; jeneriği piyasaya verilen orijinal ürünün
“depocuya satış fiyatı” Sağlık Bakanlığı veri tabanında kayıtlı referans fiyatın en fazla %
60’ıdır; orijinali ülkemizde bulunmayan ürünlerin depocuya satış fiyatı Sağlık Bakanlığı veri
tabanında kayıtlı referans fiyatının % 60’ıdır; ilk jenerikten itibaren tüm jenerik ürünlere de
orijinal ürüne ait referans fiyatın en fazla % 60’ı kadar “depocuya satış fiyatı” verilebilir. İlk
jenerik ile birlikte Sağlık Bakanlığınca belirlenen fiyat sonrası oluşacak referans fiyat
düşmeleri % 60’lık sınırın altına ininceye kadar “depocuya satış fiyatı”na yansıtılmaz.
Referans fiyat % 60 sınırının altına indiğinde ise yeni referans fiyatın % 100’üne kadar
“depocuya satış fiyatı” alınabilir; bu usul jenerik ürünler için de aynı şekilde uygulanır.
Jenerik ürünlerin depocuya satış fiyatı orijinal ürünlerin referans olarak tespit edilen depocuya
satış fiyatından yüksek olamaz. Depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan 20 yıllık
orijinal ürünlerin fiyatları referans fiyatın en fazla % 80’i kadar olabilir; bu ürünlerin
jeneriklerinin fiyatı orijinal ürünün referans olarak tespit edilen depocuya satış fiyatını
geçemez. Ürünlerin depocuya satış fiyatlarının belirlenmesinde İlaç ve Eczacılık Genel
Müdürlüğü fiyat listesinde kayıtlı güncel referans fiyatlar kullanılır. Söz konusu fiyat
listesinde depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan 20 yıllık ürünlerin referans fiyatları
bulunmadığı takdirde mevcut depocuya satış fiyatları referans fiyat olarak kullanılır. “Hastane
ambalajlı ürünler” için, ürünün perakende satışta olan diğer ambalajlarından, birim fiyatı en
ucuz olanın en az % 10 altında birim fiyatı olacak şekilde perakende satış fiyatı belirlenir.”
“(4) Birinci fıkraya istinaden yeni referans ülkelerin belirlenmesi durumunda, piyasada
mevcut olan ya da onaylanmış fiyatı bulunan bütün ürünler için yeniden beyanname verilir.
Referans fiyatları bu ülkelerden etkilenen ürünlerin depocuya satış fiyatlarının referans fiyatın
en fazla % 60’ı dikkate alınarak yeniden belirlenmesinde Fiyat Değerlendirme Komisyonu
yetkilidir. Fiyatı orijinal ürünlerin referans fiyatına göre veya orijinal ürün ülkemizde
bulunmadığı için referans sistemine göre belirlenen jenerik ürünler için de aynı uygulama
geçerlidir.”
MADDE 2 – Aynı Kararın 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(3) İlaçların fiyatlarında ancak Fiyat Değerlendirme Komisyonunca belirlenecek
oranlarda artış yapılabilir. Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler, yayımlandığı tarihten 5 iş
günü sonra uygulanmaya başlanır. Ancak, fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre
beklenilmez. Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü
nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından ecza
depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde,
eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. Fiyat Değerlendirme
Komisyonu kararı sonucu yapılan fiyat artışları söz konusu olduğunda, firmaların talebi
halinde firmanın kendi ilaçlarına ait eczane stok bilgileri İlaç Takip Sistemi aracılığı ile ilgili
firmayla paylaşılır. Firmaların kendi istekleriyle yapılan fiyat düşüşlerinde ise, eczane
stoklarında oluşacak kayıpların telafi edileceğinin ilgili firma tarafından taahhüt edilmesi
kaydıyla bu süre beklenilmeyebilir. Komisyonun sekretarya hizmetleri Sağlık Bakanlığı
tarafından yürütülür.”
MADDE 3 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
30/6/2007
26568
Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı
Resmî Gazetelerin
Tarihi
Sayısı
1
2
3
17/1/2009
18/9/2009
3/12/2009
27113
27353
27421 (Mükerrer)
[R.G.10 Kasım 2011 – 28108 Mükerrer]
—— • ——
ATAMA KARARLARI
Adalet Bakanlığından:
Karar Sayısı : 2011/860
1 ‒ Açık bulunan birinci derece kadrolu ve + 8000 ek göstergeli Bakan Yardımcılığına
Veysi KAYNAK'ın atanması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 ve 60 ıncı
maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince uygun görülmüştür.
2 ‒ Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür.
5/11/2011
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Sadullah ERGİN
Başbakan
Adalet Bakanı
—— • ——
[R.G.07 Kasım 2011 – 28107]
—— • ——
Adalet Bakanlığından:
Karar Sayısı : 2011/881
1 – Açık bulunan Müsteşarlığa, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyesi (32677) Birol
ERDEM’in atanması, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 5435 sayılı Kanunla
değişik 37 nci maddesi gereğince uygun görülmüştür.
2 – Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür.
25/11/2011
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Sadullah ERGİN
Başbakan
Adalet Bakanı
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
ATAMA KARARLARI
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:
Adlî ve İdarî yargı hâkimlerinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince
Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne atanmalarına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir.
BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2252
Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne, Akyurt Hâkimi olup Adalet Bakanlığı Tetkik
Hâkimliğinde Yetkili 42697 Yunus HEPER,
Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne, Danıştay Tetkik Hâkimi 94900 Ayhan KILIÇ,
Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne, Türkoğlu Hâkimi 101454 Şebnem NEBİOĞLU
ÖNER,
Naklen atanmışlardır.
—— • ——
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:
Mesleğe kabüllerine karar verilen adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcısının 2802 sayılı
Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince atanmalarına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir.
BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2253
1- 1 inci derecenin 4 üncü kademesi olan 1500+6400 gösterge karşılığı aylıkla,
Alaşehir Hâkimliğine, Seydişehir eski Hâkimi 37945 Arzu ÖZPINAR,
2- 7 nci derecenin 1 inci kademesi olan 705+1500 gösterge karşılığı aylıkla,
Çiftlik Cumhuriyet Savcılığına, Eruh Cumhuriyet eski Savcısı 36874 Mehmet ÖNCÜ,
Mesleğe kabul edilmeleri nedeniyle açıktan,
Atanmışlardır.
—— • ——
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:
Adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcılarının 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu
gereğince Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atanmalarına ilişkin kararname aşağıda
gösterilmiştir.
BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2254
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Antalya Cumhuriyet Savcısı 33833 Rahmi
ALTUNTOP,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Tetkik Hâkimi
33891 Asiye KARABABA,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Sincan Cumhuriyet Savcısı 34331 Murat KÜÇÜK,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı 34480 Muammer
ÇALIK,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Hâkimi 34485 Ömer ERDOĞMUŞ,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Hâkimi 34913 Aykut Hüseyin KOCA,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimi 36044 Oya
KOÇER,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Bolu Cumhuriyet Savcısı 37685 Kenan ZEYBEK,
Yargıtay Cumhuriyet
Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 37940 Cüneyt
BÖLÜKBAŞI,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı
38689 Rasim İsa BİLGEN,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Müfettişi
39581 Namık Kemal VAROL,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yozgat Cumhuriyet Savcısı 40310 Muhammet
Tayıp ÖZDEMİR,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimi 40312 Mehmet
EROL,
Yargıtay Cumhuriyet
Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 40832 Ramazan
AKYILDIZ,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, İnegöl Hâkimi 40974 Ali Rıza MUTLU,
Yargıtay Cumhuriyet
Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 41071 Zülfikar
ALTINYÜZÜK,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Sivas Cumhuriyet Savcısı 41112 Mehmet Tufan
YAĞCI,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 41132 Mahmut ÇEKİÇ,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Rize Hâkimi 41871 Aydın AKSU,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ünye Cumhuriyet Savcısı 41927 Ali SANDIKÇI,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Kazan Cumhuriyet Savcısı 42006 Uğur Selma
UZUN BAYRAK,
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Kazan Cumhuriyet Savcısı 98012 Fahrettin ÇİÇEK,
Naklen atanmışlardır.
—— • ——
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:
İdarî yargı hâkiminin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince atanmasına
ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir.
BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2257
Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanlığına, Ordu İdare Mahkemesi Üyesi 94892 Orhan
ÇILDIROĞLU,
Naklen atanmıştır.
[R.G.24 Kasım 2011 – 28122]
—— • ——
YÖNETMELİKLER
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:
PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 2/11/1985 tarihli ve 18916 sayılı mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 2 nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların
Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun ve 3/7/2005 tarihli ve
5393 sayılı Belediye Kanununun 73 üncü maddesi kapsamında Bakanlar Kurulunca
yetkilendirilen ve belirlenen alanlarda yapılacak dönüşüm ve iyileştirme uygulamaları ile,
2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı
Gecekondu Kanunu, 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında yapılacak iyileştirme,
yenileme ve dönüşüm proje ve uygulamaları, finans merkezleri ve benzeri özel proje alanları,
merkezî idarenin yetkisi içindeki kamu yatırımları ve özel yapım gerektiren yapılaşmalara
ilişkin uygulamalarda bunlara ilişkin imar planı hükümleri, bu planlarda hüküm bulunmayan
hususlarda bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri uygulanır.”
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
Sağlık Bakanlığından:
ECZA DEPOLARI VE ECZA DEPOLARINDA BULUNDURULAN
ÜRÜNLER HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 20/10/1999 tarihli ve 23852 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ecza
Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu
maddesinin ikinci fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya (m)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (n) bendi eklenmiştir.
“j) Yurtdışındaki alıcılara,”
“n) Eczacı bir mesul müdür istihdam etmek şartıyla ilaç ihraç etme yetkisi olanlara,”
MADDE 2 – Bu Yönetmelik 1/1/2012 tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür.
[R.G.17 Kasım 2011 – 28115]
—— • ——
Karar Sayısı : 2011/2373
Ekli “Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmelikte
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in yürürlüğe konulması; 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu ve 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre, Bakanlar Kurulu’nca
14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN
F. ŞAHİN
E. BAĞIŞ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi
Teknoloji Bakanı
ve
F. ÇELİK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor Bakanı
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
İ. N. ŞAHİN
İçişleri Bakanı
H. YAZICI
Gıda,
Tarım
ve
C. YILMAZ
F. ÇELİK
M. ŞİMŞEK
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı
Ö. DİNÇER
Milli Eğitim Bakanı
İ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı
R. AKDAĞ
B. YILDIRIM
Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
YURTDIŞINDA SÜREKLİ GÖREVLENDİRİLECEK PERSONEL HAKKINDA
YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 28/7/2006 tarihli ve 2006/11534 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe konulan Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmeliğin 2
nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve Emniyet Genel Müdürlüğü” ibaresi “, Emniyet
Genel Müdürlüğü ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi, 7 nci
maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi ile aynı Yönetmeliğe ekli (1) sayılı cetvelin BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne ait (11) numaralı bölümü ve (2) sayılı cetvelin
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne ait (11) numaralı bölümü yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
[R.G.17 Kasım 2011 – 28115]
—— • ——
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:
EV VE SÜS HAYVANLARININ ÜRETİM, SATIŞ, BARINMA VE EĞİTİM
YERLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 8/10/2011 tarihli ve 28078 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ev ve Süs
Hayvanlarının Üretim, Satış, Barınma ve Eğitim Yerleri Hakkında Yönetmeliğin 15 inci
maddesinin dokuzuncu fıkrasında yer alan “hayvan sağlık şube” ibaresi “hayvan sağlığı,
yetiştiriciliği ve su ürünleri şubesi” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde yer alan “veya ruhsatsız”
ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.
Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
8/10/2011
28078
[R.G.16 Kasım 2011 – 28114]
—— • ——
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:
EV VE SÜS HAYVANLARI SATIŞ, BARINMA VE EĞİTİM YERLERİNİN
KURULUŞ, AÇILIŞ, RUHSAT, ÇALIŞMA VE DENETLENME USUL VE
ESASLARINA DAİR YÖNETMELİĞİN YÜRÜRLÜKTEN
KALDIRILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 28/4/2000 tarihli ve 24033 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ev ve Süs
Hayvanları Satış, Barınma ve Eğitim Yerlerinin Kuruluş, Açılış, Ruhsat, Çalışma ve
Denetlenme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2 – Bu Yönetmelik 8/10/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.
[R.G.16 Kasım 2011 – 28114]
—— • ——
Sağlık Bakanlığından:
TÜTÜN BAĞIMLILIĞI TEDAVİ VE EĞİTİM BİRİMLERİ
HAKKINDA YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; sağlık, sosyal ve ekonomik açıdan zararlı
olan tütün ve tütün ürünleri hakkında halkın bilinçlendirildiği, tütün bağımlılarının modern
tıbbın bir gereği olarak tedavi ve eğitimlerinin yapıldığı tütün bağımlılığı tedavi ve eğitim
birimlerinin tesis, hizmet, personel kıstas ve standartlarının tespit edilmesine, bunların
açılmalarına, faaliyetlerine ve denetlenmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; tütün bağımlılarına yönelik tedavi ve eğitim usullerini
uygulamak üzere birim açan kamu ve özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarını ve buralarda
görev alacak personeli kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi ile 7/5/1987 tarihli
ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesi ve 9 uncu maddesinin (c)
bendine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Sağlık Bakanlığını,
b) Birim: Tütün bağımlılarına yönelik ilaçla, ilaçsız veya her iki usulle de yapılan,
bilimsel kanıta dayalı ve Bakanlık tarafından kabul edilen tedavi ve eğitim usullerinin
uygulandığı kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyet gösteren birimleri,
c) Genel Müdürlük: Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünü,
ç) Katılımcı belgesi: Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programı sonunda Bakanlıkça
verilen katılımcı belgesini veya meslek örgütleri, kamu veya özel kurum ve kuruluşlarınca bu
Yönetmeliğin yayım tarihinden önce verilmiş ve Bakanlıkça onaylanmış katılımcı belgesini,
d) Komisyon: Tütün Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonunu,
e) Müdürlük: İl Sağlık Müdürlüğünü,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Tütün Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu
Komisyonun teşkili
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki tütün bağımlılığı tedavisi ve
eğitimindeki uygulamalara yönelik bilimsel nitelikli tavsiye kararları almak üzere Bakanlıkça
Tütün Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu teşkil edilir.
(2) Komisyon, Bakanlık Müsteşarı veya görevlendireceği bir müsteşar yardımcısının
başkanlığında;
a) Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü, İlaç ve
Eczacılık Genel Müdürü ve Kanserle Savaş Dairesi Başkanı veya görevlendirecekleri bir
yardımcıları,
b) Tıp Fakültelerinin Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlardan iki halk sağlığı uzmanı,
c) Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerinden
veya Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı,
ç) Tıp Fakültelerinin Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlardan iki farmakoloji uzmanı,
d) Tıp Fakültelerinin Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki göğüs hastalıkları uzmanı,
e) Tıp Fakültelerinin Aile Hekimliği Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlardan iki aile hekimliği uzmanı,
olmak üzere toplam on beş kişiden oluşur.
(3) Komisyonun, ikinci fıkranın (a) bendi dışındaki bentlerinde yer alan üyeleri, Genel
Müdürün teklif ettiği aynı nitelikteki kişiler arasından Bakan tarafından seçilir. Komisyonun
seçilmiş üyeleri iki yıl süre ile görev yaparlar. Seçilmiş üyelerden kabul edilebilir bir mazereti
olmaksızın iki defa üst üste toplantılara katılmayan üyenin üyeliği düşer. Yerine bir ay
içerisinde Bakanlıkça aynı nitelikleri taşıyan yeni bir üye seçilir. Üyeliğe tekrar seçilmek
mümkündür.
Komisyonun çalışma usul ve esasları
MADDE 6 – (1) Komisyon; Bakanlığın daveti üzerine, komisyon başkanı tarafından
önceden belirlenmiş toplantı gündemine göre yılda en az iki defa toplanır. Toplantı daveti;
toplantı tarihi, yeri ve gündemi ile birlikte en az on beş gün önce üyelere yazılı olarak
bildirilir.
(2) Komisyon, en az on üyenin katılımı ile toplanır ve toplantı katılımcı sayısının salt
çoğunluğu ile karar alır. Oylarda eşitlik olması hâlinde, komisyon başkanının taraf olduğu
görüş kararlaştırılmış sayılır.
(3) Komisyon kararları, karar defterine yazılır ve toplantıya katılan üyelerce imzalanır.
Karara muhalif olanlar, şerh koymak suretiyle kararları imza ederler.
(4) Komisyon, gerektiğinde ulusal veya uluslararası alanda tütün bağımlılığı tedavisinde
uzman olan kişileri veya uzmanlık kuruluşlarının temsilcilerini, bilimsel görüşlerini almak
üzere komisyona davet edebilir veya bunlardan yazılı görüş isteyebilir. Komisyon,
gerektiğinde yerinde inceleme ve değerlendirme yapmak üzere alt komisyonlar oluşturabilir.
(5) Komisyonun sekretarya hizmetlerini Genel Müdürlük yürütür.
Komisyonun görevleri
MADDE 7 – (1) Komisyon, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirir.
a) Ülke genelinde tütün bağımlılığı tedavisinin gelişimini izleyerek, alınacak tedbirler
ve belirlenecek ulusal stratejiler konusunda Bakanlığa görüş bildirmek.
b) Bakanlığın talebi üzerine birimleri yerinde incelemek ve değerlendirmek.
c) Tütün bağımlılığı tedavi usulleri ile ilgili tanı ve tedavi protokollerinin
hazırlanmasına ve gerektiğinde güncellenmesine katkıda bulunmak.
ç) Bu Yönetmelik kapsamında Bakanlıkça belirlenecek konularda görüş bildirmek.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tütün Bağımlılığı Tedavisi Usulleri ve Birimlerin Açılması
Tütün bağımlılığı tedavisi usulleri
MADDE 8 – (1) Tütün bağımlılarına yönelik uygulanan ilaçla, ilaçsız veya her iki usul
ile yapılan tedavi uygulama sınıfları şunlardır.
a) Psikososyal tedaviler:
1) Uygulamalı danışmanlık hizmetleri (problem çözme, beceri geliştirme eğitimleri).
2) Tedavinin bir parçası olarak sosyal destek.
3) Tedavi dışında sosyal destek.
4) Motivasyonel görüşme.
5) Bilişsel-davranışçı terapi.
6) Diğer davranışsal tedaviler.
b) Farmakolojik tedaviler:
1) Nikotin replasman tedavileri; nikotin sakızı, nikotin bandı, nikotin inhaler, nikotin
nasal sprey, nikotin pastili.
2) Vareniklin.
3) Bupropion hidroklorür.
(2) Yeni tedavi usulleri uygulamak ve bu usullerde kullanılabilecek yeni ürünler ile
ilgili görüş bildirmek isteyenler; her türlü bilimsel doküman, bilgi ve belgeleriyle ilgili
mevzuat çerçevesinde müracaatlarını Bakanlığa yaparlar. Bakanlık, ihtiyaç duyulması hâlinde
müracaatları Komisyona yönlendirebilir. Müracaatlar Komisyonda değerlendirilir. Komisyon
gerektiğinde üniversitelerden, ilgili kamu kurum ve kuruluş, dernek, vakıf ve meslek
kuruluşlarından yazılı görüş talep edebilir. Komisyon, değerlendirme neticesinde yeni tedavi
usulünün uygulanıp uygulanamayacağı hususunda Bakanlığa görüş sunar. Belirtilen tedavi
uygulamalarıyla ilgili protokoller, Komisyonun kararı üzerine belirlenir ve Bakanlıkça
yayımlanır.
Birimlerin kurulması
MADDE 9 – (1) Birimler, ilgili mevzuata göre ruhsatlandırılmış özel veya kamuya ait
sağlık kurum veya kuruluşları bünyesinde, gerekli asgari standart donanım ve personel ile
kurulur.
Başvuru ve ön izin
MADDE 10 – (1) Birim açmak için dilekçe ile birimin açılacağı yerdeki Müdürlüğe
başvurulur. Dilekçeye ekli başvuru dosyasında bulunması gereken bilgi ve belgeler şunlardır.
a) Birimde kullanılacak olan tıbbi araç ve gereçlerin, resmî sağlık kurum ve
kuruluşlarında kurum amirince, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ise mesul müdür
tarafından onaylanmış envanteri.
b) Birimde görev yapacak personelin bu Yönetmelik uyarınca istenilen katılımcı
belgeleri ile diplomalarının ve varsa uzmanlık belgelerinin müdürlük tasdikli örnekleri, resmî
sağlık kurum ve kuruluşlarından yapılan başvurularda ise kurum amirince onaylı örnekleri.
c) Özel sağlık kurum ve kuruluşları bünyesindeki birimlerde görev yapacak personelin
sözleşmelerinin Müdürlük tasdikli örnekleri, ruhsata esas proje veya beraberinde tadilat
gerekmesi hâlinde tadilat projesi.
(2) Bakanlıkça tadilat projeleri uygun bulunan ve planlamaya uygun olarak personel
istihdamına izin verilen özel sağlık kurum ve kuruluşlarına birim açma ön izni verilir.
Başvurunun değerlendirilmesi
MADDE 11 – (1) Birim açma ön izni alan ve 10 uncu maddeye göre yapılan başvuruyu
değerlendirmek üzere Müdürlük nezdinde bir il değerlendirme komisyonu oluşturulur. İl
değerlendirme komisyonu, il sağlık müdürü veya görevlendireceği bir müdür yardımcısının
başkanlığında, Tıp Meslekleri Şube Müdürlüğü ve Tütün ve Madde Bağımlılığı İşleri Şube
Müdürlüğü/Biriminden birer teknik personel olmak üzere en az üç üyeden oluşur. İhtiyaç
duyulması hâlinde il değerlendirme komisyonuna ayrıca inşaat mühendisi gibi teknik personel
ilave edilebilir.
(2) Başvuru, il değerlendirme komisyonu tarafından öncelikle dosya bazında incelenir
ve noksanlıklar varsa, Müdürlükçe birim talebinde bulunanlara bildirilir. Başvuru dosyasında
noksanlık yoksa, il değerlendirme komisyonu tarafından personel, bina, tıbbi donanım ve
araç-gereçler ile bu Yönetmeliğin öngördüğü diğer hususlara uygunluk yönünden yerinde
inceleme yapılarak, sonuçları bir rapor hâlinde düzenlenir.
(3) Başvuru belgeleri noksan olan veya durumu ilgili mevzuata uygun bulunmayan
başvuru dosyası ret gerekçeleriyle birlikte başvuru sahibine iade edilir. Müdürlüğe yapılan
başvuru işlemleri, başvuru tarihinden itibaren en geç on beş işgünü içerisinde sonuçlandırılır.
Açılma izni
MADDE 12 – (1) Başvuru dosyasının uygun bulunması hâlinde valilikçe açılma izni
belgesi düzenlenir.
(2) Başvuru sahibi, düzenlenen izin belgesi ile faaliyete başlar ve faaliyet/uygunluk
belgesine eklenmesi için en geç on işgünü içinde müdürlüğe müracaat eder.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Birimlerin Asgari Personel ve Fiziki Standartları
Personel standardı
MADDE 13 – (1) Birimlerde bulunması gereken asgari personel şunlardır:
a) Birim yönetimi ile tütün bağımlılığı tedavisi ve eğitiminden sorumlu olacak, bu
Yönetmelikte öngörülen eğitimleri ve katılımcı belgesi almış bir tabip bulunması mecburidir.
Birimde birden fazla tabip bulunması durumunda sorumlu bir tabip belirlenir.
b) Asgari bir adet hemşire bulundurulur. İhtiyaca göre çalışan hekim sayısı kadar
hemşire bulundurulabilir. Hemşirenin bu Yönetmelikte öngörülmüş eğitim ve katılımcı
belgesi almış olması tercih sebebidir.
c) Hastaların ilk kayıtlarından ve dosyalarından sorumlu olacak asgari bir tıbbi sekreter
bulunur.
ç) Katılımcı belgesine sahip bir psikolog bulunur. Ancak ruh sağlığı ve hastalıkları
uzmanı bulunan sağlık kurum ve kuruluşlarında ayrıca psikolog istihdamı şartı aranmaz.
(2) Birimlerde çalıştırılmaya başlanılan birinci fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerindeki
personelin kimlik bilgileri, eğitim programına dâhil edilmeleri amacıyla en geç iki ay içinde
Müdürlük tarafından Genel Müdürlüğe bildirilir.
Bulunması gereken bölümler, araç ve gereçler
MADDE 14 – (1) Birimde bulunması gereken bölüm, araç ve gereçler şunlardır:
a) Hasta kayıt bölümü, birime müracaat eden tütün bağımlılarının randevularının
verildiği, dosyalarının açıldığı, bilgisayara kayıtlarının yapıldığı ilk müracaat noktasıdır.
b) Bekleme salonu, yeterli güç ve büyüklükte havalandırma, ısıtma ve aydınlatma
sistemlerine sahip, duvarlarında tütün ve ürünlerinin zararlarını gösterir afiş ve panoların asılı
olduğu, broşür-video gibi görsel yayınlarla tütün ve ürünlerinin zararlarının anlatıldığı,
hastaların randevu saatlerini bekleyebileceği ve yeterli büyüklükte alana sahip kapısı ile ana
giriş ve koridordan ayrılmış olan kısımdır.
c) Poliklinik muayene odaları iki bölümden oluşur. Bu bölümlerden birinde EK-1’in (A)
bölümünde poliklinikler için belirlenen araç ve gereçler bulunur. Diğer bölüm ise, hasta ile
görüşme odası olarak düzenlenir ve EK-1’in (B) bölümündeki malzemeleri ihtiva eder.
ç) Hemşire istasyonu; koridor, bekleme salonu ve muayene odalarına hâkim bir
konumda ve koridorun genişliğini etkilemeyecek şekilde, banko veya masa ve sandalyeden
oluşmuş hemşirelerin boş zamanlarında oturabileceği kısmı ifade eder.
d) Numune alma odası, tabip tarafından istenilen tetkik ve tahliller için hastadan kan
veya idrar alınmasına uygun, poliklinik ve laboratuvarlara yakın, hijyen şartlarına sahip
lavabosu olan kısmı ifade eder. Bu bölüm sağlık kurum ve kuruluşlarında mevcut bulunması
hâlinde ayrıca istenmez. Kurulu laboratuvarı bulunmayan birimler hizmet alımı ile başka bir
laboratuvardan karşılayabilirler.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Birimlerin Çalışma Usul ve Esasları,
Birim Personelinin Görevleri ile Tütün Bağımlılığı Tedavisi Eğitimi
Birimlerin çalışma usul ve esasları
MADDE 15 – (1) Birimler, EK-2’de yer alan iş akış şemasına uygun olarak hasta kabul,
muayene ve takiplerini; EK-3’teki iş akış şemasına göre de tedavilerini düzenlerler.
Birim personelinin görevleri
MADDE 16 – (1) Sorumlu tabip, birimle ilgili yönetim işlerinden sorumludur.
(2) Tabip, bilimsel geçerliliği olan tedavi protokollerine göre hastalara tedavi
uygulamak, hastaları tıbbi yönden izlemek, tedavi seansları ile ilgili hastanın dosyasına
gözlem notunu kaydetmek, bu Yönetmeliğe uygun idari ve tıbbi tedbir ve şartları gözetmek,
akut komplikasyonlarda ilk müdahaleyi yapmak ile sorumlu tabip tarafından verilen diğer
görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Sorumlu tabip de aynı zamanda bu hizmetlere katılır.
(3) Hemşire, hastanın her türlü tıbbi bakımını sorumlu tabibin direktiflerine göre
yapmak, tabibin talimatları doğrultusunda hastalara eğitim vermek, rutin hasta takiplerini
yapmak, tedavilere ilişkin kayıtları tutmak ve ilgili mevzuat ile kendilerine verilen diğer
görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.
(4) Tıbbi sekreter, hastaların birim ilk kayıtlarını yaparak dosyalarını açmak, kontrol
randevularını verip takiplerini yaparak randevu verilmiş hasta dosyalarını, muayene veya
kontrol tarihinden en az bir gün önce hastadan sorumlu olan tabip veya hemşireye teslim
etmek ve muayene sonrasında dosyanın muhafazasını sağlamak ile sorumlu tabip tarafından
verilen diğer görevleri yerine getirmek ile yükümlüdür.
(5) Psikolog, tabibin gözetim ve denetimi altında mesleki yöntem ve teknikleri
uygulayarak hastaların psikolojik sorunlarının çözümlenmesine yardım eder, birimlerde
hastaların tabiple iletişim ve işbirliği kurmasında yardımcı olur, hastadan alınan bilgiler ve
hastanın birim bünyesinde iken gözlemlenen yaşayış ve davranışlarını izler, bulguları ilgili
tabibe bildirir.
Eğitime başvuru
MADDE 17 – (1) Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan tabip,
hemşire ve psikolog unvanını haiz sağlık personeli, görev yaptıkları özel veya resmî kurumlar
aracılığı ile tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programına müracaat edebilir. Herhangi bir
kurumda görev yapmayanlar şahsen müracaat edebilirler. Başvuru dilekçeleri ve ilgili
kurumun uygunluk yazıları Müdürlükçe Bakanlığa gönderilir. Bakanlıkça değerlendirme
yapılır ve talebin uygun bulunması hâlinde aday, Bakanlıkça belirlenen eğitim grup ve
tarihlerinde tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programına başlatılır.
Eğitim ve katılımcı belgesi
MADDE 18 – (1) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programı başlangıç ve bitiş tarihleri
Bakanlıkça belirlenir ve Müdürlük tarafından ilan edilir. Eğitim programı uzaktan ve yerinde
eğitim olacak şekilde iki aşamadan oluşur. Yerinde eğitim Bakanlıkça belirlenmiş eğiticiler
tarafından, hasta başı eğitimi ve teorik ders şeklinde, uzaktan eğitim ise, ilan edilen internet
adresine uzaktan eğitim merkezince katılımcılara gönderilen kullanıcı isim ve parolası
kullanılarak giriş yapılması suretiyle verilir.
(2) Eğitim programına katılan kursiyerin başarılı sayılması için, uzaktan eğitim
merkezince yapılacak teorik sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir.
(3) Yerinde eğitim programı toplam süresinin, saat olarak %5’inden fazla devamsızlık
yapmış olanlar başarısız kabul edilirler.
(4) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programında başarılı olanlara Bakanlıkça
düzenlenmiş katılımcı belgesi verilir.
(5) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimleri 21/8/2010 tarihli ve 27679 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliği çerçevesinde verilir.
ALTINCI BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Denetim
MADDE 19 – (1) Birim, Müdürlük ekipleri tarafından, şikâyet ve soruşturma ile
Bakanlığın Komisyona yaptırdığı veya Bakanlıkça yapılan olağandışı denetimler hariç olmak
üzere, en az yılda bir defa yerinde denetlenir.
(2) Denetleme ekibi; Tıp Meslekleri Şube Müdürlüğü ve Tütün ve Madde Bağımlılığı
İşleri Şube Müdürlüğü/Biriminde görevli en az iki personelden oluşur. Denetleme ekibince
denetim sonucunda düzenlenen denetim raporu Bakanlığa gönderilir.
(3) Birimlerin teknik, idari ve tıbbi verileri ile periyodik denetleme formlarındaki
hususlar, gerektiğinde Komisyonun görüşü de alınarak, Bakanlıkça değerlendirilir.
Kısıtlamalar
MADDE 20 – (1) Birimler ile birim personeli aşağıdaki hususlara uymak zorundadır:
a) Birimler uygunluk belgesi almadan faaliyette bulunamaz.
b) Müdürlükçe adlarına personel çalışma belgesi düzenlenmemiş personel, her ne
surette olursa olsun, birimlerde çalıştırılamaz.
c) Hasta ile ilgili sonuçlar, hastanın yakınları, rızayı verenler; teftiş ve mahkeme
istekleri hariç olmak üzere hiçbir şekilde üçüncü kişilere bildirilemez.
İdari yaptırımlar
MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespiti
hâlinde bu yerler valilikçe kapatılır.
(2) Bu Yönetmelik kapsamındaki birimlerin denetimi sonucunda ortaya çıkan ve
denetim formuna kaydedilen eksiklik ve usulsüzlüklerle alakalı olarak öncelikle sağlık kurum
veya kuruluşunun tabi olduğu mevzuattaki idari yaptırım tatbik edilir.
(3) Tespit edilen eksiklikle alakalı olarak ilgili mevzuatta açıkça bir yaptırım
öngörülmemiş olması hâlinde eksikliğin giderilmesi için bir haftadan az olmamak üzere süre
verilir. Sürenin sonunda yerinde denetim yapılır. Denetimde, eksikliğin devam ettiğine karar
verilen birimin faaliyeti durdurulur. En fazla üç ay ilave süre verilmesine rağmen süre
sonunda eksikliğin giderilmemesi hâlinde açılma izni valilikçe iptal edilir.
Mevcut birimlerin uyumu
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce;
a) Tütün bağımlılığı tedavisi ve eğitimi yapmakta olan sağlık kurum ve kuruluşları, bu
Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içerisinde bu Yönetmelikle
belirlenen şartlara uygunluklarını sağlarlar. Üç ayın sonunda durumlarını bu Yönetmeliğe
uygun hâle getirmeyen sağlık kurum ve kuruluşlarının tütün bağımlılığı ve eğitimine ilişkin
faaliyetleri uygunluk sağlanıncaya kadar valilikçe durdurulur.
b) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimleri sonunda verilmiş katılımcı belgelerinin geçerli
olabilmesi için bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde Genel
Müdürlükçe onaylanması gerekir. Üç ay içinde onaylanmayan sertifika veya katılımcı
belgeleri Genel Müdürlükten onay alınmadan kullanılamaz.
Bakanlık birimlerinin uyumu
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının teşkilat ve kadrolarının
11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye uygun hâle getirilmesinden sonra bu
Yönetmelikte geçen;
a) Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri, Türkiye Halk Sağlığı
Kurumunca,
b) Tedavi Hizmetleri Genel Müdürünün görevleri, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürünce,
c) İlaç ve Eczacılık Genel Müdürünün görevleri, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu
Başkanınca,
ç) Kanserle Savaş Dairesi Başkanının görevleri, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun ilgili
daire başkanınca,
d) Tıp Meslekleri Şube Müdürlüğünün görevleri, Sağlık Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün ilgili birimince,
e) Tütün ve Madde Bağımlılığı İşleri Şube Müdürlüğü/Biriminin görevleri, Türkiye
Halk Sağlığı Kurumunun ilgili birimince,
yerine getirilir.
Yürürlük
MADDE 22 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 23 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür.
EK–1
Polikliniklerde ve Görüşme Odalarında Bulundurulması Gereken Araç ve Gereçlerin Tür ve
Miktarları
A) POLİKLİNİK
TÜRÜ
1. Muayene masası
2. Paravan
3. Büro masası
MİKTARI
1 adet
1 adet
1 adet
4. Sandalye
5. Eskabo (Basamak)
6. Malzeme dolabı
7. Elbise dolabı
8. Tansiyon aleti
9. Steteskop
10. Tartı-boy ölçer
11. CO ölçüm cihazı
Yeteri kadar
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
B) GÖRÜŞME ODASI
TÜRÜ
1. Büro masası
2. Büro tipi makam koltuğu
3. Büro tipi sandalye
4. Bilgisayar monitör ve yazıcı
5. Uygun büyüklükte split klima
6. Malzeme dolabı
7. Elbise Askılığı
8 Otomatik tuşlu telefon
MİKTARI
1 adet
1 adet
2 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
1 adet
[R.G.23 Kasım 2011 – 28121]
—— • ——
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:
İKİ VEYA ÜÇ TEKERLEKLİ MOTORLU ARAÇLARIN FRENLERİ İLE İLGİLİ
TİP
ONAYI YÖNETMELİĞİNDE (93/14/AT) DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 22/11/2002 tarihli ve 24944 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İki veya
Üç Tekerlekli Motorlu Araçların Frenleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinin (93/14/AT) “EK
I İLAVE 1” başlıklı bölümün 1.4.3.2, 1.4.3.2.1 ve 1.4.3.2.2 numaralı paragrafları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“1.4.3.2- Bu artık performans:
1.4.3.2.1- Bir yavaşlama olarak belirtilmişse, Tip - O deneyi esnasında elde edilen
yavaşlama değerinin % 60’ından daha az olmamalı veya,
1.4.3.2.2- Bir duruş mesafesi olarak belirtilmişse, aşağıdaki formüle uygun olarak
hesaplanan duruş mesafesi değerinden daha fazla olmamalıdır.
S2 ≤ 1,67 S1 - 0,67 aV
Bu formülde:
S1 : Tip - O deneyinde elde edilen duruş mesafesini,
S2 : Artık performans deneyinde kaydedildiği gibi duruş mesafesini,
a : 0,1’i
V : Bu İlavenin madde 2.1.1 veya madde 2.2.2’de belirtildiği üzere frenleme
başlangıcındaki ilk hızı,
gösterir.”
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.
[R.G.19 Kasım 2011 – 28117]
—— • ——
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:
TARIM VEYA ORMAN TRAKTÖRLERİNİ TAHRİK ETMEK ÜZERE
TASARLANAN MOTORLARDAN ÇIKAN GAZ EMİSYONLARI VE
PARÇACIK KİRLETİCİLERE KARŞI ALINACAK TEDBİRLERLE
İLGİLİ TİP ONAYI YÖNETMELİĞİNDE (2000/25/AT)
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 20/7/2007 tarihli ve 26588 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarım veya
Orman Traktörlerini Tahrik Etmek Üzere Tasarlanan Motorlardan Çıkan Gaz Emisyonları ve
Parçacık Kirleticilere Karşı Alınacak Tedbirlerle İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinin
(2000/25/AT) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin (2) numaralı alt bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“2) P kategorisindeki motorlar için 1/10/2013 tarihine kadar isteğe bağlı olarak tip onayı
verilir.”
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.
Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
20/7/2007
26588
Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
131/12/2009
27449 (5. Mükerrer)
24/2/2011
27836
[R.G.19 Kasım 2011 – 28117]
—— • ——
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:
BİTKİSEL GIDA VE YEMİN İHRACATINDA SAĞLIK SERTİFİKASI
DÜZENLENMESİ VE İHRACATTAN GERİ DÖNEN ÜRÜNLER
İÇİN UYGULAMA YÖNETMELİĞİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve
malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddelerin ihracat ve çıkış aşamalarında gıda ve yem
güvenilirliğine yönelik, sağlık sertifikası düzenlenmesi, onaylanması ve ihracattan geri dönen
ürünlerin yurtiçine girişinde uyulacak ve uygulanacak usul ve esasları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve
malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddelerin ihracat ve çıkış aşamalarında gıda ve yem
güvenilirliğine yönelik, gerekli kontrollerin yapılarak sağlık sertifikası düzenlenmesi,
onaylanması ve ihracattan geri dönen ürünlerin yurt içine girişinde uygulanacak usul ve
esasları kapsar.
(2) Alıcı ülke taleplerine göre özel mevzuatı yayımlanarak sertifika formatı ve içeriği
ayrıca belirlenen bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve
yemlik maddelerin ihracatında ve çıkışında; kendi özel mevzuatında yer alan hükümler saklı
kalmak kaydıyla bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 3/6/2011 tarihli ve 639 sayılı Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile
11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun
31, 32 ve 34 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen,
a) Analiz için numune alma: Üründen, varsa alıcı ülke kriterlerine veya Türk gıda veya
yem mevzuatına uygunluğunu kontrol etmek amacıyla örnek alınmasını,
b) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını,
c) Beyanname: Üretici/İhracatçı veya temsilcisi tarafından düzenlenen, ürün ve/veya
ürünler ile firma bilgilerinin ve taleplerinin yer aldığı ve ek-1’de yer alan Sağlık Sertifikası
İhracatçı Beyannamesini,
ç) Ekli Liste: Üretici/İhracatçı veya temsilcisi tarafından düzenlenen, ürün ve ihracat
bilgilerini içeren ek-2’de yer alan belgeyi,
d) Genel Müdürlük: Bakanlık Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünü,
e) GGBS: Gıda Güvenliği Bilgi Sistemini,
f) İl/İlçe müdürlüğü: Yetkili il/ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünü,
g) Kanun: 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununu,
ğ) Muayene ve analiz raporu: Resmi prosedür ile gönderilen numunelerin laboratuvarca
yapılan analizleri sonucunda düzenlenen, analiz sonuçlarını gösteren raporu,
h) Resmi kontrol: Kanun kapsamındaki faaliyetlerin Kanun hükümlerine uygunluğunun
doğrulanması için kontrol görevlilerinin, verilen yetki çerçevesinde gerçekleştirdikleri izleme,
gözetim, denetim, muayene, karantina, numune alma, analiz ve benzeri kontrolleri,
ı) Sertifika: Gıda güvenilirliğine yönelik düzenlenen ve ek-3’te yer alan Sağlık
Sertifikasını,
i) Uygunsuzluk: İhraç edilmek istenen ve/veya ihracattan geri dönen ürünün alıcı ülke
ve/veya Türk gıda veya yem mevzuatına uyumsuz olma durumunu,
j) Ürün: Bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve
yemlik maddeleri,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler ve İhracat Başvurusu
Genel hükümler
MADDE 5 – (1) Bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel
yem ve yemlik maddelerin ihracatı aşamasındaki kontrol işlemleri ve sertifika
düzenlenmesine ilişkin uyulması gereken genel hükümler aşağıdaki gibidir:
a) Serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalar hariç olmak üzere, ihraç edilmek istenen
ürünleri üreten firmanın Kanun gereği kayıt veya onay belgesine sahip olması zorunludur.
b) İhracatta öncelikli olarak alıcı ülke talepleri dikkate alınır. Sağlık için tehlike
oluşturanlar hariç, ihracata konu edilecek ürünlerin Türk gıda veya yem mevzuatına uygun
olmadığının ve bahse konu ürünlerin alıcı ülke tarafından kabul edileceğinin üretici/ihracatçı
firma veya temsilcisi tarafından beyan edilmesi durumunda ürünler ihraç edilebilir.
c) Ürünün alıcı ülke kriterlerine uygunluğunun tespiti amacıyla il/ilçe müdürlüğü
tarafından numune alınarak muayene ve analiz sonucuna göre ihracat işlemleri gerçekleştirilir.
ç) Alıcı ülkenin herhangi bir talebinin olmadığının üretici/ihracatçı veya temsilcisi
tarafından beyan edilmesi durumunda; insan, hayvan ve bitki sağlığı açısından tehlike
oluşturacağı düşünülen veya şüpheli haller dışında, üründen numune alınmadan sertifika
düzenlenebilir.
İhracat başvurusu
MADDE 6 – (1) İhracat işlemleri, ihracatçı firma ve ihraç edilecek ürünlere ait
bilgilerin üretici/ihracatçı veya temsilcisi tarafından GGBS’ye kaydının yapılmasıyla başlar.
(2) GGBS’ye kaydı yapılan ihracat işlemlerine ilişkin başvuru, kaydın yapıldığı tarihten
itibaren en geç yedi gün içerisinde üretici/ihracatçı veya temsilcisi tarafından aşağıdaki
belgelerle birlikte sertifika talep edilecek il/ilçe müdürlüğüne yapılır.
a) Ek-1’de yer alan Beyanname,
b) Ek-2’de yer alan Ekli Liste,
c) İthal edilmiş ürünün hiçbir değişikliğe uğramadan ihraç edilmek istenmesi
durumunda fiili ithalat aşamasında düzenlenen ithalat uygunluk yazısı ve ithalata ilişkin
gümrük beyannamesi.
(3) İl/İlçe müdürlüğü tarafından ihracat başvurusuna ait belgeler ve GGBS kaydı
incelenerek, 5 inci maddenin (c) ve (ç) bentlerine göre işlemler gerçekleştirilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Numune Alma, Analiz Sonucunun Değerlendirilmesi ve Sertifika Düzenlenmesi
Numune alma ve analiz sonucunun değerlendirilmesi
MADDE 7 – (1) Numune alma ve itiraz hakkı konusunda ilgili mevzuat hükümleri
geçerlidir.
(2) Analiz sonucunun alıcı ülke kriterleri ve/veya Türk gıda veya yem mevzuatına
uygun olmaması durumunda ürünler yediemine alınır. Yediemine alınan ürünlerin raf ömrü
süresi içerisinde, analiz sonucu tespit edilen kriterlerin uygun olduğu üçüncü bir ülkeye
ihracatı söz konusu olduğunda; ihracata ilişkin gümrük beyannamesi ile fatura bilgilerinin
kontrol edilmesinin ardından yediemin kaldırılır ve ürünün ihracatına izin verilir. Ayrıca;
a) Ürünün ilk analiz sonucu göz önünde bulundurularak, tespit edilen değerler için
kabul kriterleri uygun olan ülkelere ihraç edilmesi kaydıyla; ambalaj değişikliği yapılmasına
ya da özel işleme tabi tutulmasına izin verilebilir.
b) Ürünlerin gönderileceği alıcı ülke kriterlerinin karşılanmaması ancak başka bir firma
tarafından aynı ürünlerin gönderilebileceği başka bir alıcı ülkenin kriterlerinin karşılanması
kaydıyla; diğer ihracatçı firmaya “ihraç kaydı” ile ürünler devredilebilir ve bu ürünlerin
ihracatına izin verilebilir.
(3) Laboratuvar analiz ve kargo ücretleri üretici/ihracatçı tarafından karşılanır.
Sağlık sertifikası düzenlenmesi ve onaylanması
MADDE 8 – (1) Aynı üretici tarafından üretilen, birden fazla ürünün aynı firma
tarafından ihraç edilmek istenmesi durumunda; firma tarafından Ekli Liste düzenlenir. Ekli
Liste, ihtiyaca göre aynı formatta kalmak şartıyla birden fazla sayfadan oluşabilir. İl/İlçe
müdürlüğü tarafından verilen referans numarası ve tarihi, Sertifika ve Ekli Listenin ilgili
bölümüne yazılır. Ekli Liste, “Kontrol Edilmiştir” kaşesi basılarak il/ilçe müdürlüğü mührü ile
onaylanır.
(2) İhraç edilmek istenen ürünlerin, birden fazla üretici tarafından üretilmiş olması ya da
aynı üreticiye ait farklı illerde veya aynı ilde farklı adreslerde üretilmesi durumunda ihraç
edilecek ürünler için ayrı Sertifika düzenlenir.
(3) Ek-3’te yer alan Sağlık Sertifikası iki nüsha halinde düzenlenir.
(4) Sertifikanın geçerlilik süresi dört aydır. Raf ömrü dört aydan kısa olan ürünler için
geçerlilik süresi, ürünün raf ömrü ile sınırlıdır.
(5) Firma tarafından alıcı ülkenin Ekli Listede yer alan ifadelere ek bir bilgi talebinde
bulunması durumunda; mevzuat hükümlerine aykırı olmamak şartıyla Ekli Listeye bilgi ilave
edilebilir.
(6) Sertifika, Türkçe/İngilizce dillerinde düzenlenir. Sertifikanın ihracatçı ya da alıcı
ülke tarafından farklı bir dilde düzenlenmesinin talep edilmesi durumunda; düzenlenen
mevcut Sertifikanın istenen dilde noter onaylı yeminli tercümesi üretici/ihracatçı firma veya
temsilcisi tarafından yaptırılır.
(7) Alıcı ülke tarafından talep edilmesi durumunda; laboratuvar tarafından düzenlenen
muayene ve analiz raporunun aslı veya onaylı kopyası Sertifikaya eklenebilir.
(8) Sertifikanın zayi olması durumunda, ülke genelinde yayım yapan gazetelerden birine
zayi ilanı verilmek suretiyle Sertifikanın geçersizliği ilan edildikten sonra gazete ilanı bir
dilekçeye eklenerek, il/ilçe müdürlüğüne başvurulur. İl/İlçe müdürlüğü tarafından söz konusu
sertifikadaki bilgiler esas alınarak Sertifika yeniden düzenlenir.
(9) Sertifikanın okunamayacak şekilde tahrip olması durumunda, tahrip olmuş belgenin
aslı bir dilekçeye eklenerek, il/ilçe müdürlüğüne başvurulur. Söz konusu Sertifikadaki bilgiler
esas alınarak Sertifika yeniden düzenlenir. Daha önce düzenlenen Sertifika nüshaları iptal
edilerek il/ilçe müdürlüğünde muhafaza edilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İhracattan Geri Dönen Ürünler
İhracattan geri dönen ürünler
MADDE 9 – (1) İhraç edilen ürünlerin çeşitli nedenlerle geri dönmesi durumunda:
a) İlgili gümrük müdürlüğünden il müdürlüğüne hitaben yazılmış uygunluk talep yazısı,
b) İhracata ilişkin gümrük beyannamesi,
c) Varsa, ihracat aşamasında Bakanlığımızdan alınmış sertifika veya sertifikalar,
ç) Ürüne ait çıkış faturası,
d) İthal edilen ürünün ihraç edildikten sonra geri dönmesi halinde gümrüğe yazılan
ithalat uygunluk yazısı,
talep edilir.
(2) Belgelerin tamamlanmasının ardından ihracattan geri dönen ürünün, geri dönme
nedeni de dikkate alınarak ihraç edilen ürünle aynı olduğuna dair tespit yapıldıktan sonra ürün
resmi kontrole tabi tutulur. İnsan, hayvan ve bitki sağlığı açısından tehlike oluşturacağı
düşünülen veya şüpheli hallerde üründen numune alınır.
(3) Resmi kontrol sonucunda Türk gıda veya yem mevzuatına uygun olan ürünlerin
piyasaya arz edilmek üzere yurda girişine izin verilir. Sadece etiket bilgilerinden kaynaklanan
bir uygunsuzluk tespit edilmesi durumunda ise ek-4’te yer alan Etiket Taahhütnamesi alınarak
ürünlerin yurda girişine izin verilir. Bu ürünler etiket bilgileri Türk gıda veya yem mevzuatına
uygun hale getirildikten sonra piyasaya arz edilebilir.
(4) Resmi kontrol sonucunda Türk gıda veya yem mevzuatına uygun olmadığı tespit
edilen ürünler hakkında firma bilgilendirilir. Firmanın yazılı talebi doğrultusunda aşağıdaki
tedbirlerden bir veya birkaçı uygulanır:
a) Sağlık için tehlike oluşturanlar hariç, kanun hükümlerine uygun olmayan ürünler;
alıcı ülke mevzuatına uygun olması ya da alıcı ülkeye ürünle ilgili açıklamalar yapılması ve
alıcı ülkenin kabul etmesi durumunda yeniden ihraç edilebilir.
b) İhracattan geri dönen ürün özel işleme tabi tutulacaksa yurda girişine izin verilebilir.
Yurda girişine izin verilen ürün özel mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Türk gıda
veya yem mevzuatı veya gönderileceği ülkenin şartları ile uyumlu hale getirilmesi için
seyreltme hariç, uygun olması durumunda dekontaminasyon dahil, bir kereye mahsus işlenir
veya işleme tabi tutulabilir. Bakanlık, üreticiye/ihracatçıya veya ürünü işleyecek fiziki, asgari
teknik ve hijyenik şartları uygun başka bir firmaya ait işletmede gerçekleştirilen özel işleme
tabi tutma işleminin kendi kontrolü altında ve ulusal kurallara uygun olarak
gerçekleştirilmesini sağlar. İş ve işlemler tamamlandıktan sonra ürünün Türk gıda veya yem
mevzuatına uygunluğu kontrol edilir. Uygun olan ürünlerin piyasaya arzına izin verilir.
Uygun olmayan ürünlerin ilk kullanım amacı dahilinde piyasaya arzına izin verilmez.
c) İlgili mevzuatında belirtilen şartları karşılaması halinde, ürün özelliği ve kullanım
amacı dikkate alınarak ürünün ilk kullanım amacı dışında başka bir kullanım amaçlı yurda
girişine izin verilebilir. Bu durumda ihraç edilen gıdanın tekrar gıda, yemin ise tekrar yem
veya yemin gıda olarak kullanım amaçlı yurda girişine izin verilmez.
ç) Bu maddenin (a), (b) ve (c) bentlerine göre değerlendirilmesi mümkün olmayan
ürünler, Bakanlık gözetiminde işletmeci tarafından imha edilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Diğer hükümler
MADDE 10 – (1) Alıcı ülke talebi doğrultusunda ürüne ait son tüketim tarihi ürünün
olması gereken raf ömründen daha kısa bir süre olarak belirlenmişse veya son tüketim tarihi
belirtilmemişse; bu durum üretici/ihracatçı firma veya temsilcisi tarafından il/ilçe
müdürlüklerine ihracat aşamasında beyan edilir. Ürünün ihracattan geri dönmesi durumunda;
ürünün olması gereken son tüketim tarihi ile ilgili ihracatçı/üretici firma veya temsilcisinin bu
beyanı esas alınır.
(2) Bakanlık, ihraç edilen ve ihracattan geri dönen ürünlerin giriş-çıkış gümrük
kapılarını Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile birlikte belirler.
(3) Bilimsel çalışma amacıyla ve/veya analiz numunesi olarak ülke dışına gönderilecek
ürünlerin insan tüketiminde kullanılmayacağı Ekli Listede belirtilmek kaydıyla; ihracatçı
firmanın beyanı esas alınarak Sertifika düzenlenir. Kayıt veya onay ile ilgili bilgilerin
Beyanname ve Sertifikada yer almasına gerek yoktur. Bu kapsamdaki ürünler 25 kg ya da 25
lt’den fazla olamaz.
(4) Spor ve diğer faaliyetlerle, yurtdışında ülkemizi temsil edecek kişi ve grupların
kendi tüketimleri amacıyla götürecekleri, birden fazla üretici firma tarafından üretilen gıda
maddeleri için tek bir Sertifika düzenlenir.
(5) Temsil ve fuar gibi yurt dışı organizasyonlarda ülkemizi temsilen teşhir
edilmek/sergilenmek üzere gönderilecek, birden fazla üretici firma tarafından üretilen en fazla
500 kg ya da 500 litre ürün için tek bir Sertifika düzenlenir.
Saklı haklar
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Çalışma izni ve gıda sicili belgesine sahip işyerlerinin,
Kanun ile kendilerine tanınan yasal süre içerisinde kayıt veya onay işlemleri tamamlanana
kadar hakları saklıdır.
Yürürlük
MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik 13/12/ 2011 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
yürütür.
Ek–1
SAĞLIK SERTİFİKASI İHRACATÇI BEYANNAMESİ
…….........................…….. İL/İLÇE GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK
MÜDÜRLÜĞÜNE
.
Aşağıda beyan edilen ürüne ait Sağlık Sertifikası düzenlenmesi
hususunu emir ve müsaadelerinize arz ederim.
………………………………………..................
Üretici /İhracatçı Firma Temsilcisinin
Adı, Soyadı, İmzası, Kaşe ve Tarih
EKLER: [Başvuru esnasında talep edilen belgeler yazılır]
Üreticinin Adı
:
Üreticinin Adresi
:
İhracatçının Adı
:
İhracatçının Adresi
İthalatçının Adı(*)
:
:
İthalatçının Adresi(*)
Ürünün Adı ve Markası
:
:
Kayıt/Onay Tarih ve No’su (**) :
Son Tüketim Tarihi (***)
:
Menşe Ülke
:
Gönderileceği Ülke
:
Parti No
:
Net Toplam Ağırlığı
:
Brüt Toplam Ağırlığı
:
Ürün Dış Ambalaj Adedi
:
Ambalaj Tipi
:
Çıkış Gümrüğü
:
(*) İthal edilen ürün ihraç edilmek istendiği durumlarda bu bilgiler gereklidir.
(**) Gıda İşyeri Çalışma İzni ve Gıda Sicili’ne sahip işletmeler için bu belgenin tarih ve numarası yazılır.
(***) Alıcı ülke talebi doğrultusunda ürüne ait son tüketim tarihi ürünün olması gereken raf ömründen daha kısa bir süre
olarak belirlenmişse veya son tüketim tarihi belirtilmemişse; bu durum ihracat aşamasında beyan edilir.
Ek–2
EKLİ LİSTE (ATTACHED LIST)
Başvuruyu yapan Üretici veya İhracatçı Firma Antedi (Adı, adresi, telefon ve faks numaraları, eposta)
Referans Numarası : (Genel Evrak Giriş Numarası)
Sağlık Sertifika No:
Reference No
Healt Certificate No
Tarih
: (Genel Evrak Giriş Tarihi)
Date
Ürün adı
Name of the Product
Birim Net Ağırlığı
(kg-lt/adet)
Unit Net Weight
(kg-lt/number)
Net Miktar
Dış Ambalaj Adedi
Outer Packaging
Quantity:
(kg-lt/adet)
Net Weight
(kg-lt/number)
Toplam Adet
Toplam Ağırlık
Parti
Numarası
Lot No
Son Tüketim
Tarihi
Expiration Date
(Bu bölümde beyan edilen bilgilerden sonra alt bölüm kapatılır.)
Kayıt/Onay tarih ve no
Approval/Registration Date and No
Depolama ve Nakil Sıcaklığı (ºC)
Storage and Transport Temperature
Nakil Aracı
The Means of Transport
Çıkış Gümrüğü
Customs Office for Departure
Gideceği Ülke ve Yer
:
:
:
:
:
Place and Country of Destination
Alıcının Adı ve Adresi
Name and Address of Consignee
:
Yukarıda belirtilen ürünlerin hâlihazırda geçerli olan İyi Üretim Uygulamaları ve yasal mevzuata ve/veya alıcı
ülke kriterlerine uygun şekilde üretildiğini ve insan tüketimine uygun olduğunu bu belge ile deklare ederiz.
We hereby declare that the above mentioned products were produced in accordance with the current Good
Manufacturing Practices, current legislation and/or the buyer country criteria and that they are fit for human
consumption.
………………………………………..................
Üretici /İhracatçı Firma Temsilcisinin
Adı, Soyadı, İmzası, Kaşe ve Tarih
Manufacturer’s/Exporter’s
Name, Surname, Signature, Stamp and Date
İl/İlçe
Müdürlüğü
Mührü
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SAĞLIK SERTİFİKASI
REPUBLIC OF TURKEY
MINISTRY OF FOOD, AGRICULTURE AND LIVESTOCK
GENERAL DIRECTORATE OF FOOD AND CONTROL
HEALTH CERTIFICATE
1.Üretici Firma Adı ve Adresi:
Name and Address of the Producer:
2.Sağlık Sertifika No :
Healt Certificate No :
3.İhracatçı Firma Adı ve Adresi:
Name and Address of the Exporter:
4.Kayıt/Onay Tarih ve No:
Approval/Registration Date and No:
5.Gideceği Ülke ve Yer :
Place and Country of Destination :
6.Alıcının Adı ve Adresi :
Name and Address of Consignee:
7.Ürün Adı:
Name of the Product:
8.Parti no:
Lot No:
10.Birim Net Ağırlığı:
(kg-lt/adet)
Unit Net Weight:
(kg-lt/number)
13.Nakil Aracı :
The Means of Transport:
11.Dış Ambalaj
12.Net Miktar :
Adedi:
(kg-lt)
Outer Packaging
Net Weight :
Quantity:
(kg-lt)
14.Depolama ve Nakil Sıcaklığı (°C) :
Storage and Transport Temperature:
9.Son Tüketim Tarihi :
Expiration Date:
15.Çıkış Gümrüğü :
Customs Office for Departure :
16.Ürünün İthal Edildiği Ülke (İthal Ürünler İçin):
Country of the Imported Product (for imported
products):
İhracatçı firma tarafından ihraç edilmek istenen ürünü üreten/ithal eden firma, asgari
teknik ve hijyenik gerekliliklere ve mevzuata uygunluk açısından Bakanlığımız kontrol
görevlileri tarafından düzenli olarak denetlenmekte, üretilen ürünlerden gerektiğinde
numune alınarak Bakanlığımız veya Bakanlığımızca yetkilendirilen laboratuvarlarda analiz
edilmektedir.
The producer/importer company of the product, which is intended to be exported by the
exporter company, has been undergoing regular inspections of the Food Inspectors of
Ministry of Food, Agriculture and Livestock in terms of minimum technical and hygienic
requirements and related legislation and when necessary samples are taken from the
products and analyzed by Authorized State Laboratories or Authorized Private Food
Control Laboratories.
Bu sertifika ........................ tarihinde….................. İl/İlçe Müdürlüğünce düzenlenmiş ve ...........................
tarihine kadar geçerlidir.
This certificate is issued by ...................................... Provincial/District Directorate, on .............................. this
certificate is valid until ..…………...............
....……................. tarih ve ……..……...................... referans no'lu firma beyanı tarafımızca onaylanmaktadır.
We hereby confirm the company statement dating..........................., with reference no: ………………..…………
...……….………. İl/İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
Kontrol Görevlisi İmza
Mühür
……………………….. Provincial/District Directorate of Food, Agriculture and Livestock
Signature of Food Inspector
Stamp
İmza Sahibinin Adı Soyadı ve Unvanı
Name and Title of the Signatory
Ek-4
ETİKET TAAHHÜTNAMESİ
İhracattan geri dönen ve aşağıda bilgileri yazılı olan ürünümüzü;
yem
mevzuatı
hükümlerine
uygun
olarak
etiketledikten
sonra
iç
Türk gıda veya
piyasaya
arz
edeceğimizi / ürünün yeniden ihraç edileceği ülke veya alıcı firma taleplerine uygun hale
getirerek ihraç edeceğimizi, aksi takdirde doğacak her türlü hukuki sorumluluğun
tarafımıza ait olacağını bu belge ile kabul, beyan ve taahhüt ederiz.
……/…../20…
………………………………………..................
İhracatçı Firma Temsilcisinin
Adı, Soyadı, İmzası, Kaşe ve Tarih
Ürüne ait bilgiler:
Adı
:
Markası
:
Miktarı (Net/Brüt)
:
Ambalaj Tipi (Adet / koli)
:
Üretim Tarihi
:
Son Tüketim Tarihi
:
Parti No
:
Üretici Firma Adı ve Adresi
:
İhracatçı Firma Adı ve Adresi
:
İade Eden Firma Adı ve Adresi
:
[R.G.25 Kasım 2011 – 28123]
—— • ——
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:
BİTKİSEL ÜRETİMDE KULLANILAN BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN
KAYITLARININ TUTULMASI VE İZLENMESİ
HAKKINDA YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; bitkisel ürünlerin üretiminden pazarlama
aşamasına kadar geçen süreçte kullanılan bitki koruma ürünlerinin zirai mücadele teknik
talimatlarına ve teknik tavsiyelerine uygun olarak kullanılması ile tüketici sağlığı ve çevrenin
korunmasına yönelik olarak üründe kullanılan bitki koruma ürünlerinin izlenebilirliğinin
sağlanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin
kullanımına yönelik sorunların önlenmesi amacıyla üreticiler, ürünü toptan alan alıcı,
ihracatçı kişi, kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri,
Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını,
b) Bitki: Canlı bitkiler ile bunların derin dondurulmamış meyve ve sebzeleri, yumrular,
soğansılar, soğanlar ve rizomlar, kesme çiçekler, yapraklı dallar, budama artığı yapraklar,
yapraklar, bitki doku kültürleri, canlı polen, göz, kalem ve çelik gibi canlılığını koruyan belirli
parçaları ile dikim amaçlı olan botanik tohumlarını,
c) Bitki koruma ürünü (BKÜ): Kullanıcıya farklı formlarda sunulan, bitki ve bitkisel
ürünleri zararlı organizmalara karşı koruyan veya bu organizmaların etkilerini önleyen, bitki
besleme amaçlı olanlar dışında bitki gelişimini etkileyen, koruyuculara ilişkin özel bir
düzenleme kapsamında bulunmayan ancak bitkisel ürünleri koruyucu olarak kullanılan, bitki
ve bitki kısımlarının istenmeyen gelişmelerini kontrol eden veya önleyen, istenmeyen bitkileri
yok eden, bir veya daha fazla aktif maddeyi veya aktif madde, sinerji yaratan veya
güvenilirliği artıran maddeler gibi bileşenleri içeren preparatları,
ç) Bitkisel ürün: Bitkisel orijinli, işlem görmemiş veya basit bir işlemden geçmiş, bitki
tanımına girmeyen ürünleri,
d) BKÜ kalıntısı: Bitki veya bitkisel kökenli ürünlerde BKÜ’nün kullanımı sonucu
ortaya çıkan, metabolitler ile degradasyon veya reaksiyon sonucunda oluşan dönüşüm ürünleri
de dâhil olmak üzere bir veya birden fazla maddeyi,
e) Entegre mücadele (EM): Kültür bitkilerinde zararlı türlerin popülasyon dinamikleri
ve çevre ile ilişkilerini dikkate alarak, uygun olan bütün mücadele metotlarını ve tekniklerini
uyumlu bir şekilde kullanarak, bunların popülasyonlarını ekonomik zarar seviyesinin altında
tutan bir zararlı yönetimi sistemini,
f) İşleme, depolama yeri: Bitkisel ürünlerin temizleme, ayıklama, fenni temizleme,
tasnif, paketleme, ambalajlama işlemlerinin yapıldığı ve muhafaza edildiği yerleri,
g) Müdürlük: Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerini,
ğ) Serbest danışman: Bakanlıkça veya Bakanlık tarafından danışmanlık eğitimi vermek
üzere yetkilendirilmiş olan; üniversite, meslek kuruluşları ve dernekler tarafından verilen
yetkilendirme eğitimine katılmış, bitki koruma, tarla ve bahçe bitkileri bölümü mezunu ziraat
mühendisleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında veya özel kuruluşlarda zirai mücadele
hizmetlerinde en az üç yıl çalışmış diğer bölüm mezunu ziraat mühendisleri, teknisyen ve
teknikerlerden eğitim sonunda yapılan sınavda başarılı olanlara verilen unvanı,
h) Üretici: Bitkisel üretim faaliyetlerinde bulunan gerçek ve tüzel kişileri,
ı) Üretici kayıt defteri: Üreticisinin kimlik, üretim yeri ve üretim aşamasında
kullandıkları BKÜ’lerinin kayıtlarının bulunduğu belgeyi (Ek-1),
i) Üretici örgütü: Üretici ve yetiştiricilerin gönüllülük esasına dayalı olarak tarımsal
alanda üretimden pazara kadar ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait
ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla
çeşitli kanunlara dayanarak kurdukları organizasyonları,
j) Üretim yeri: Bitkisel ürün üretiminin yapıldığı alanları,
k) Yetkilendirilmiş laboratuvar: BKÜ kalıntı analizlerini yapmak üzere yetkilendirilen
laboratuvarları,
l) Zararlı organizma: Bitki veya bitkisel ürünlere zarar veren bitki, hayvan veya
patojenik ajanların tür, streyn veya biyotiplerini,
m) Zirai mücadele: Bitki ve bitkisel ürünlerde ürün kayıplarına neden olan zararlı
organizmaların zararını önlemek amacıyla yapılan her türlü faaliyeti,
n) Zirai mücadele alet ve makineleri: Bitki koruma ürünlerinin uygulanmasında
kullanılan her türlü alet, makine, donanım ve bunların parçalarını,
o) Zirai mücadele teknik talimatı: Zararlı organizmalarla mücadelede kullanılan
Bakanlıkça yayımlanmış talimatları,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Görev ve Sorumluluklar
Bakanlığın görev ve sorumlulukları
MADDE 5 – (1) Bakanlık;
a) Bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun
kullanımının denetimini yapar ve kalıntıyı izler.
b) Sağlıklı üretim için eğitim ve yayım gibi her türlü tedbiri alır.
c) Kayıt sistemine katılan üreticileri destekleme esaslarını belirler.
Müdürlüğün görev ve sorumlulukları
MADDE 6 – (1) Müdürlük;
a) Bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun
kullanımının denetimini yapar.
b) BKÜ kayıtlarını tutarak müdürlüğe ibraz eden üreticilerin; kimlik, üretim yeri,
üretim parseli, üretim deseni ve işletmeye ilişkin diğer bilgilerin kayıtlarını tutar.
c) Üreticinin zirai mücadele uygulamalarını teknik tavsiyelere uygun yürütmesi,
kalıntısız ve sağlıklı üretim yapılması amacıyla eğitim ve yayım gibi her türlü tedbiri alır.
ç) BKÜ uygulamalarının denetimi amacıyla bitkisel ürün numunesi alır ve Bakanlıkça
yetkilendirilmiş laboratuvara gönderir.
d) BKÜ’lerin kayıt işlemlerine ilişkin eğitim, yayım ve kontrol hizmetlerini yürütür.
e) İl bazında etkin tanıtım ve katılım kampanyaları ve bilinçlendirme çalışmaları yapar.
f) Toptancı, ihracatçı ve üretici örgütleri ile eğitim çalışmaları yapar.
Üreticilerin görev ve sorumlulukları
MADDE 7 – (1) Üreticiler;
a) Bitki koruma ürünlerini, Bakanlıkça belirlenen tavsiyelere göre; uygun zamanda,
uygun dozda ve uygun zirai mücadele aletleri ile uygular, uygulamaların kayıtlarını tutar veya
serbest danışman veya bünyesinde serbest danışman çalıştıran kurum ve kuruluşlara tutturur.
b) Üretim aşamasında kullandığı bitki koruma ürünü faturalarını ve uygulama
kayıtlarını bir sonraki üretim sezonuna kadar muhafaza eder.
c) Talep edildiğinde üretim ile ilgili bilgiler ve bitki koruma ürünü uygulama bilgilerini
Bakanlık görevlilerine, ürün almak isteyen kişi, kurum ve kuruluşlara verir.
ç) Entegre mücadele, iyi tarım ve sözleşmeli tarım uygulamalarından herhangi birini
yapıyorsa bu konularda belirlenmiş ilke ve kurallara uyar.
d) Bakanlıkça denetim amacıyla istenen ürün numunelerinin alınmasına yardımcı olur
ve analiz sonucu uygun çıkmayan ürünlerin imhasını temin eder.
(2) Üretici kayıt defterinde yer alan bilgilerin tümünün doğruluğu hususunda üreticinin
beyanı esas kabul edilir.
Serbest danışmanlık hizmeti veren kişi, kurum ve kuruluşların görev ve
sorumlulukları
MADDE 8 – (1) Üreticinin danışmanlık hizmeti alması durumunda, serbest danışman
veya bünyesinde serbest danışman çalıştıran kurum ve kuruluşlar;
a) Sözleşme yaptıkları üreticinin görev ve sorumluluklarını üstlenerek, üreticilere ait
kayıtları tutar.
b) Bitki koruma ürünü kullanılmış olan bitkisel ürüne ait; üretim yeri, üretim parseli,
üretim deseni ve üretici kimlik bilgileri ile işletmeye ilişkin diğer bilgileri talep edildiğinde
müdürlüğe bildirir.
c) Bitki koruma ürünü kullanılmış olan bitkisel ürüne ait bitki koruma ürünü faturalarını
ve uygulama kayıtlarını bir sonraki üretim sezonuna kadar muhafaza eder.
ç) Entegre mücadele, iyi tarım, sözleşmeli tarım uygulamalarından herhangi birini
yapıyorsa bu konularda belirlenmiş ilke ve kurallara uyar.
d) Talep edildiğinde bitki koruma ürünü uygulama bilgilerini Bakanlık görevlilerine,
ürün almak isteyen kişi, kurum ve kuruluşlara verir.
e) Denetim amacı ile istenen ürün numunelerini verir.
f) Analiz sonucu uygun çıkmayan ürünün imhasını temin eder.
Bitkisel ürün alıcılarının görev ve sorumlulukları
MADDE 9 – (1) Bitkisel ürünü, toptancı, hal tedarikçisi, ihracatçı, kabzımal gibi toptan
alanlar;
a) Üretim aşamasında kullanılmış olan bitki koruma ürünü uygulama kayıtları tutulmuş
olan, ürün kimliği bulunan bitkisel ürünleri alır.
b) Farklı üreticilerden almış olduğu bitkisel ürünlerin üreticisine ulaşılabilecek bilgileri
içeren, üretici bazında ürün kayıt sistemini oluşturur.
c) İşleme, tasnif veya paketleme yerlerinde barkot veya kimlik sistemini oluşturup bu
sistemi ürün ambalajına işler.
ç) Bakanlık ve müdürlük görevlilerinin denetim amaçlı numune almasını sağlar, işleme,
tasnif, paketleme ve depolama aşamasında bitkisel ürünlerde kullanılan bitki koruma ürünü
uygulamalarının kayıtlarını tutar ve bunları kimlik sistemine işler.
Bitki koruma ürünü satıcılarının sorumlulukları
MADDE 10 – (1) Bitki koruma ürünü satanlar;
a) Ürün çeşidi, zararlı organizma ve hasat zamanını da dikkate alarak, zirai mücadele
teknik talimatları doğrultusunda bitki koruma ürünü satışında bulunur.
b) Satışlarına ait kayıtları güncel olarak tutar ve Bakanlık veya müdürlüğün talebi
hâlinde bu kayıtları ibraz eder.
c) 21/4/2011 tarihli ve 27912 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bitki Koruma
Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükümlerine uygun
olarak faaliyette bulunur.
Laboratuvarların sorumlulukları
MADDE 11 – (1) Yetkilendirilmiş laboratuvarlar, Bakanlıkça gönderilen numunenin en
kısa sürede analizini yaparak sonucunu bildirirler.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
İdari yaptırımlar
MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara aykırı davrananlar
hakkında 5996 sayılı Kanunun 38 inci ve 39 uncu maddesinin ilgili hükümlerine göre işlem
yapılır.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 13 – (1) 4/11/2008 tarihli ve 27044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenmesi Hakkında
Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
yürütür.
EK-1
ÜRETİCİ KAYIT DEFTERİ
Cilt No
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ………………
İl-İlçe Müdürlüğü
Üreticinin
T.C. Kimlik No.
Adı/Soyadı
Ürün Adı
İkametgâh Adresi
Üretim Alanı
(Dekar)
Tahmini Üretim
Üretim Yeri (Tarla,
Miktarı
Parsel, Mevkii)
….. Hasat ve Ürün
Miktarı(ton)
Kullanılan Bitki Koruma
Ürünleri
Ticari
İsmi
Etkili Maddesi
Hangi Zararlıya
Karşı Kullanıldığı
Kullanılan
Doz
Uygulama
Tarihi
Sayfa No
Hasat
Tarihi
Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu ve başka kimyasal kullanmadığımı, meydana gelebilecek her türlü yasal
sorumluluğu kabul ve taahhüt ederim. …./…./….
Üretici
İmza
Danışman (varsa)
İmza
[R.G.25 Kasım 2011 – 28123]
—— • ——
İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Devlet Personel
Başkanlığı)’ndan:
BELEDİYE VE BAĞLI KURULUŞLARI İLE MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ
NORM KADRO İLKE VE STANDARTLARINA DAİR YÖNETMELİKTE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
MADDE 1 – 22/2/2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe konulan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke
ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “2009” ibaresi
“2010” olarak değiştirilmiş ve aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1’deki Belediye ve
Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Tasnif Cetvelleri ekteki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesine aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar
eklenmiştir.
“(2) Bu Yönetmelik kapsamında teftiş kurulu başkanlığı ve/veya müdürlüğü bulunan
mahalli idareler mevzuata uygun olarak hazırladıkları teftiş kurulu yönetmeliklerini İçişleri
Bakanlığından alınacak uygun görüşten sonra yürürlüğe koyarlar. Söz konusu yönetmelik için
uygun görüş alınmadan müfettiş ve müfettiş yardımcılığı kadrolarına atama yapılamaz.
(3) Mali hizmetler uzmanı ve mali hizmetler uzman yardımcısı kadrolarına atanma ile
ilgili hususlar 25/8/2007 tarihli ve 26624 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Malî Hizmetler
Uzmanlığı Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre yapılır.”
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin birinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(1) Kapsama dahil kurum ve kuruluşlar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53
üncü maddesi ve 22/8/2011 tarihli ve 2011/2192 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
konulan Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Yapılacak Merkezi Sınav ve
Kura Usulü Hakkında Yönetmelik ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu
maddesi ile 25/4/2009 tarihli ve 27210 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yurtiçinde İşe
Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ile 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal
Hizmetler Kanunu ile 10/2/1995 tarihli ve 95/6542 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe konulan Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük
hükümlerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla kendileri için tespit edilen
norm içerisinde yeterli sayıda boş kadroyu tahsis ederler.”
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin geçici 5 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2’deki (A) Grubu: Büyükşehir
Belediyeleri Norm Kadro Standartları Cetveli aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Not : Yer Darlığı Nedeniyle Yayınlamamıştır.
Ulaşabilinmektedir.
www.resmigazete.gov.tr
Adresinden
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:
ELEKTRONİK ÜRÜN SENEDİ YÖNETMELİĞİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; basılı ürün senedi hükmünde olmak üzere
depolamak amacıyla teslim ve kabul edilen ürünler için lisanslı depo işletmelerince bu
Yönetmelik hükümlerine uygun olarak elektronik ortamda oluşturulan elektronik ürün
senetlerinin kayden izlenmesi, devredilmesi, değiştirilmesi, iptali ve güvenliğine, bu
hizmetleri yürütecek kuruluşun lisans alması, faaliyeti ile denetimine ve elektronik ürün
senedine yönelik diğer işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, depolanan ürünlerin mülkiyetini temsil ve rehnini
temin eden, teminat olarak verilebilen kıymetli evrak hükmündeki elektronik ürün senetlerine
ilişkin usul ve esasları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri
Lisanslı Depoculuk Kanununun 15 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Aracılar: Bakanlıkça uygun görülen hususlar ile elektronik ürün senedinin borsada
alım satımının yapılmasına aracılık eden ve bu faaliyetlerde bulunmak üzere Bakanlıktan
aracılık yetki belgesi almış kişileri,
b) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
c) Borsa: Basılı veya elektronik ürün senetlerinin kote ettirildiği, alım satımının
yapıldığı ve hareketlerinin kontrol ve takip edildiği ürün ihtisas borsasını veya Bakanlıktan
ürün senedi alım satımı konusunda izin alan ticaret borsasını,
ç) Elektronik Kayıt Kuralları: Elektronik ürün senetlerinin oluşturulmasına, bu senetlere
bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemlerin ilgili taraflar itibariyle kayden izlenmesine
ilişkin EKK'nın önerisi üzerine Bakanlıkça belirlenen usul ve esasları,
d) Elektronik kayıt kuruluşu-EKK: Bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde elektronik
ürün senetlerinin Sistem üzerinden oluşturulmasını sağlamak, bu senetlere bağlı tüm hak ve
yükümlülükler ile işlemleri ilgili taraflar itibariyle kayden izlemek amacıyla Bakanlıktan
lisans almış anonim şirketi,
e) Elektronik ürün senedi: Lisanslı depo işletmesince, Elektronik Kayıt Kurallarına
uygun olarak Sistem üzerinde oluşturulan elektronik kaydı,
f) İlgili birim: Bakanlık İç Ticaret Genel Müdürlüğünü,
g) İlgili taraflar: Mudi, borsa, Tazmin Fonu, lisanslı depo işletmesi, yetkili sınıflandırıcı,
aracılar ve elektronik ürün senedi karşılığında kredi veren bankalar ile Bakanlıkça belirlenen
kişi veya kuruluşları,
ğ) Kanun: 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk
Kanununu,
h) KPDS: Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavını,
ı) Lisanslı depo işletmesi veya lisanslı depo işleticisi: Tarım ürünlerinin depolanmasıyla
iştigal eden ve Kanun kapsamında geçerli bir lisans belgesine sahip anonim şirketi,
i) Mudi: Depolama hizmetleri için ürününü lisanslı depo işletmesine teslim eden veya
lisanslı depo işletmesince düzenlenen basılı veya elektronik ürün senedini mevzuata uygun
olarak elinde bulunduran gerçek veya tüzel kişiyi,
j) Sistem: Elektronik ürün senetlerine ilişkin işlemlerin elektronik ortamda yapılmasını
sağlamak üzere elektronik kayıt kuruluşu tarafından kurulan ve işletilen veri tabanını,
k) Tazmin Fonu: Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonunu,
l) Ürün senedi: Lisanslı depolara teslim edilen tarım ürünleri karşılığında nama veya
emre düzenlenen, ürünlerin mülkiyetini temsil ve rehnini temin eden, teminat olarak
verilebilen, ciro edilebilen veya edilemeyen ve Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda
Türk Ticaret Kanununda düzenlenen makbuz senedi hükümlerine tabi olan matbu kıymetli
evrakı,
m) Yetkili sınıflandırıcı: Kanun kapsamında lisans almış olan ve tarım ürünlerini analiz
eden, ürünün nitelik ve özelliklerini belirleyen, standartlara uygun olarak sınıflandıran ve bu
durumu belgelendiren laboratuvarları işleten gerçek ve tüzel kişileri,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Elektronik Ürün Senedinin Düzenlenmesi ve İptali
Elektronik ürün senedinin düzenlenmesi ve iptali
MADDE 5 – (1) Elektronik ürün senetleri, sistem üzerinden, depolamak amacıyla
teslim ve kabul edilen ürünler için lisanslı depo işletmesince oluşturulur. Depolamak amacıyla
yapılan bu işlem, satış değil vediadır.
(2) Elektronik ürün senetleri, basılı ürün senedi hükmünde olup, bu ürün senediyle aynı
hak ve yükümlülükleri doğurur. Elektronik ürün senedi veya dokuzuncu fıkrada belirtilen
belge, aksi mevzuatta belirtilmedikçe, ürünün aynı miktar, cins, sınıf ve kalitede mudiye geri
verilmesini garanti eder.
(3) Lisanslı depo işletmeleri, elektronik ürün senetlerine ilişkin işlemleri yürütmek
üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca yetkilendirilmiş bir elektronik sertifika
hizmet sağlayıcısından ilgili personeli için nitelikli elektronik sertifika alır.
(4) Aynı ürünü temsilen hem basılı hem de elektronik ürün senedi düzenlenemez. Bu
maddeye göre düzenlenmiş ve iptal edilmemiş elektronik ürün senedinin temsil ettiği
ürününün tümü veya bir bölümü için başka bir elektronik ürün senedi düzenlenemez.
(5) Elektronik ürün senedi kayıt ve işlemlerinde gizlilik esastır. Elektronik kayıt
kuruluşu ve ilgili taraflar, Elektronik Kayıt Kuralları çerçevesinde elektronik ürün senedine
ilişkin kayıt ve bilgilere erişebilir, işlem yapabilir ve kamuya açabilir. Ancak Bakanlık veya
diğer yetkili mercilerin talebi halinde, gizlide olsa bu kayıt ve bilgilerin yetkililere verilmesi
zorunludur.
(6) Lisanslı depo işletmesi, aksi mevzuatta belirtilmedikçe, düzenlenen elektronik ürün
senedini değiştiremez, devir veya iptal edemez. Devir yetkisi, elektronik ürün senedi mudisine
ya da yetki verdiği aracılara aittir. Ancak, borsada yapılan işlemlerle ilgili emirler aracılar
tarafından yerine getirilir. Bakanlık, elektronik ürün senetlerinin alım satımının yalnızca
borsada yapılmasını zorunlu kılabilir. Bu takdirde, devir yetkisi mudinin yetki verdiği
aracılara aittir.
(7) Elektronik ürün senedi, 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu
uyarınca düzenlenen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi değerlendirilmez.
(8) Ürünlerin haczi, yetkili mercilerin talebi üzerine bu ürünleri temsil eden elektronik
ürün senetlerinin haczi suretiyle olur. Bu işlemin, nasıl yapılacağı Elektronik Kayıt
Kurallarında belirtilir.
(9) Talep üzerine, düzenlenen elektronik ürün senedinin temsil ettiği ürüne ilişkin
bilgileri içeren matbu bir belge, sistem üzerinden lisanslı depo işletmesi tarafından mudiye
verilir. Bu belge, delil niteliğini haiz olup, ürün senedi özelliğini taşımaz ve bu senet gibi
işlem görmez.
(10) Lisanslı depo işletmesi, Bakanlıkça onaylı ücret tarifesi çerçevesinde verdiği
hizmetlerden doğan alacakları karşılığında depoda bulunan ürünler üzerinde hapis hakkına
sahiptir. Bu hakkın ne şekilde kullanılacağı Elektronik Kayıt Kurallarında belirtilir.
(11) Ürünün son depolama tarihine kadar geri alınması gerektiği, aksi takdirde bu ürünü
temsil eden elektronik ürün senetlerinin lisanslı depo işletmesince satılabileceği hususu,
mudiye veya yetkili temsilcisine lisanslı depo işletmesi tarafından yazılı olarak azami
depolama süresinden kırk beş gün önce bildirilir. Mudinin önceden onayının alınması
durumunda, bu bildirim işlemi, sistem üzerinden mudinin kayıtlı elektronik adresine yapılır.
(12) Azami depolama süresinin sonunda geri alınmayan ürünleri temsil eden elektronik
ürün senetleri, lisanslı depo işletmesince satılabilir. Bu durumda, ücret ve masraflar satış
bedelinden düşülerek geri kalan tutar yedi iş günü içinde ilgiliye ödenir. Satış işleminin ne
şekilde yapılacağı Elektronik Kayıt Kurallarında belirtilir.
(13) Depodan teslim edilen ürünü temsil eden elektronik ürün senedi, sistem üzerinden
lisanslı depo işletmesince iptal edilir.
(14) Elektronik ürün senetleri ile bu senetlerle ilgili her türlü işlemlere yönelik kayıtlar
elektronik kayıt kuruluşu tarafından on yıl müddetle saklanır.
(15) Lisanslı depoya teslim edilmeyen ürün için veya teslim edilen ürün miktarının
üzerinde veya altında elektronik ürün senedi düzenleyen, elektronik ürün senedini iptal
etmeden bu senedin temsil ettiği ürünün depodan çıkışına izin veren veya mudinin izni
olmaksızın söz konusu ürünü depodan çıkarma, satma, rehnetme gibi tasarruflarda bulunanlar
hakkında Kanunda öngörülen idari, hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Elektronik Kayıt Kuruluşunun Lisans Alması,
Görev ve Yetkileri ile Mali Sorumluluk Sigortası
Elektronik kayıt kuruluşu lisansı
MADDE 6 – (1) Elektronik kayıt kuruluşu lisansı almak için şirketin aşağıda belirtilen
şartları haiz olması gerekir:
a) Anonim şirket şeklinde kurulması,
b) Hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olması,
c) Ödenmiş sermayesinin bir milyon Türk Lirasından az olmamak üzere Bakanlıkça
belirlenen miktarda ya da üzerinde olması,
ç) Esas sözleşmesinin Kanun ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olması,
d) Kurucuların, ortakların, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin Kanunun 7 nci
maddesinde aranılan şartlara sahip olması ve bu kişiler ile şirketin mali ve ticari itibar
bakımından engel bir durumunun bulunmaması,
e) Ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartlarının uygun olması,
f) Yeterli teknik donanım ve altyapıya sahip olması.
(2) Lisans almak için bir dilekçe ile Bakanlığa başvurulur. Dilekçeye aşağıdaki belgeler
eklenir:
a) Şirketin ve sorumlu yöneticilerinin isim ve iletişim bilgileri ile Bakanlıkça gerekli
görülecek diğer bilgilerin yer aldığı başvuru formu,
b) 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ve bu Kanun uyarınca
6/1/2005 tarihli ve 25692 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektronik İmza Kanununun
Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yetkili
bir elektronik sertifika sağlayıcısından ilgili personeli için nitelikli elektronik sertifika aldığını
gösterir belge,
c) Ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartlarının uygun olduğuna ilişkin gerekçeli rapor,
ç) Esas sözleşmesi ve kayıtlı vergi dairesi adı ve vergi kimlik numarası beyanı,
d) Bina ve tesislerin mülk sahibi veya kiracısı olunduğuna ilişkin yazılı beyan,
e) Kurucuların, ortakların, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin Kanunun 7 nci
maddesinde aranılan şartlara sahip olduğuna ve bu kişiler ile şirketin mali ve ticari itibar
bakımından engel bir durumunun bulunmadığına ilişkin noter tasdikli beyanname,
f) Şirketin son bir yıla ait yeminli mali müşavirce onaylı bilanço, gelir tablosu ve varsa
ek mali tabloları,
g) 8 inci maddede öngörülen sigorta veya teminat yükümlülüğünün yerine getirildiğine
ilişkin sigorta poliçesi ya da Tazmin Fonunca düzenlenmiş belge,
ğ) Bakanlıkça belirlenen uluslararası geçerliliği haiz bilgi güvenliği sertifikası sureti,
h) Birinci fıkrada belirtilen sermayenin ödendiğine dair yeminli mali müşavir raporu,
ı) Bakanlıkça belirlenen lisans bedelinin ödendiğini gösterir belge,
i) Bakanlıkça gerekli görülen diğer belgeler.
(3) Yapılan inceleme sonucunda birinci fıkrada öngörülen şartları taşıdığı anlaşılan
şirketlere lisans verilir. Lisans iki yılda bir yenilenir.
(4) Bakanlık, lisans başvurusunda bulunanın, bu Yönetmelikte belirtilen görevleri
yerine getirebilecek yeterli teknik donanım ve altyapıya sahip olup olmadığını oluşturacağı
teknik bir heyete inceletebilir. Bu inceleme, uygun görülecek başka bir kuruluşa da
yaptırılabilir.
(5) Bakanlık, bu maddede öngörülen şartların ve/veya belgelerin bir kısmını veya
tamamını aramadan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 10/A maddesi uyarınca
kurulmuş olan kuruluşa lisans verebilir.
Elektronik kayıt kuruluşunun görev ve yetkileri
MADDE 7 – (1) Elektronik kayıt kuruluşunun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde elektronik ürün senetlerinin sistem
üzerinden oluşturulmasını sağlamak, bu senetlere bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile
işlemleri ilgili taraflar itibariyle kayden izlemek,
b) Kayıtların üyeler itibarıyla tutarlılığını izlemek, tutarsızlık veya Elektronik Kayıt
Kurallarına aykırılık tespiti halinde üyeler nezdinde gerekli düzeltmelerin yapılmasını istemek
ve durumu derhal Bakanlığa bildirmek,
c) Elektronik ürün senetlerini güvenli bir şekilde oluşturacak sistemi kurmak ve
işletmek, sistemin güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayacak önlemleri almak ve uygulamak,
ç) Hizmetleri karşılığında, Bakanlıkça onaylı ücret tarifesi çerçevesinde üyelerden ücret
talep etmek,
d) Kayıtların ilgili mevzuatta öngörülen çerçevede gizliliğini sağlamak,
e) Elektronik ürün senetlerine bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemlere ilişkin
kayıtları on yıl süre ile saklamak, talep edildiğinde bunları Bakanlığa ve diğer yetkili
mercilere sunmak,
f) Sistem tarafından tutulan kayıt ve işlemlerin olağanüstü haller ve afetler için güvenli
bir şekilde yedeklemesini yapmak,
g) Elektronik Kayıt Kurallarında öngörülen yetki çerçevesinde, ilgili tarafların sisteme
güvenli bir şekilde erişmelerini ve işlem yapmalarını sağlamak,
ğ) Elektronik ürün senetlerine yönelik kayıt ve işlemleri, ilgili birimin erişimine ve
incelemesine açık tutmak, talep edilecek bilgileri vermek ve raporları üretmek,
h) Kanun kapsamında faaliyet gösteren ilgili taraflarca verilen hizmetlere ilişkin
ücretlerin, Elektronik Kayıt Kuralları ve Bakanlıkça onaylı ücret tarifeleri çerçevesinde,
düzenli olarak tahsil edilerek bunların hesabına aktarılmasını sağlamak,
ı) Mevzuatla verilen diğer görevler ile Bakanlık tarafından Kanun ve ilgili mevzuat
çerçevesinde verilen görevleri yapmak.
Elektronik kayıt kuruluşunun yükümlülüğü ve bakanlık temsilcisi
MADDE 8 – (1) EKK; Kanun, bu Yönetmelik ve Elektronik Kayıt Kurallarından
kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya eksik olarak yerine getirmesi sonucu
doğacak zararların karşılanması amacıyla, mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdür.
Bakanlıkça belirlenen şekil ve tutardaki teminat, Tazmin Fonu nam ve hesabına yatırılmışsa
sigorta yükümlülüğü aranmaz.
(2) Elektronik kayıt kuruluşunun faaliyetine başlayabilmesi için, yönetim kurulunun bir
üyeliği için ilgili birim personeli arasından Bakanlıkça atama yapılması ve bu hususa ilişkin
düzenlemenin esas sözleşmede yer alması zorunludur. Bakanlıkça atanan yönetim kurulu
üyesinin görev süresi iki yıl olup, süre bitiminde yeniden atanabilir.
(3) Bakanlık tarafından atanan yönetim kurulu üyesinin en az dört yıllık örgün öğretim
veren üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler, siyasal bilgiler ve hukuk fakülteleri mezunu
olması, ürün piyasaları hakkında bilgi sahibi ve bu alanda kamuda veya özel sektörde en az
beş yıllık mesleki tecrübeye sahip bulunması, son beş yıl içinde KPDS'den en az (C)
düzeyinde veya bu sınavlara denkliği kabul edilmiş bir sınavdan eşdeğer puan almış olması
gerekir. Ayrıca, atanacaklardan en az iki yıllık yöneticilik deneyimine sahip olanlara öncelik
verilir.
Mali sorumluluk sigortasının kapsamı
MADDE 9 – (1) Mali sorumluluk sigortası, EKK’nın güvenli ürün ve sistemleri
kullanma, hizmeti güvenilir bir biçimde yürütme ve ürün senetlerinin her türlü sahteciliği ile
taklit ve tahrif edilmesini önlemekle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemesi dolayısıyla
zarar görecek olanlara karşı doğacak hukuki sorumlulukların teminat altına alınmasını kapsar.
(2) Sigorta poliçesinde, poliçenin, ancak Bakanlığa yazılı olarak bildirildiği tarihten 30
gün sonra iptal edilebileceğine dair bir hüküm bulunur.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Sır saklama yükümlülüğü
MADDE 10 – (1) Bakanlık personeli, EKK’nın yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile
personeli, görevlerinden ayrılmış olsalar bile, sıfat ve görevleri dolayısıyla ilgili taraflara ve
üçüncü kişilere ait öğrendikleri bilgileri mevzuatla izin verilen haller dışında herhangi bir
surette açıklayamazlar, doğrudan veya dolaylı olarak kendilerine veya üçüncü kişilere
menfaat sağlama veya zarar verme amacıyla kullanamazlar. Bu yükümlülük görevden
ayrılmalarından sonra da devam eder.
Borsaların ve lisanslı depo işletmelerinin ortaklığı
MADDE 11 – (1) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, borsalar, lisanslı depo işletmeleri,
yetkili sınıflandırıcılar, bankalar ve diğer kamu tüzelkişileri ile gerçek ve tüzel kişiler ilgili
mevzuatta öngörülen koşulları taşımak kaydıyla kurulmuş veya kurulacak EKK anonim
şirketine ortak olabilir veya aralarındaki sözleşme uyarınca bunlarla birlikte çalışabilir.
Elektronik kayıt kuralları ve hüküm bulunmayan haller
MADDE 12 – (1) Bakanlık, EKK'nın önerisi üzerine, elektronik ürün senetlerinin
şekline, içeriğine, oluşturulmasına, alım satımına, devrine, iptaline, haczine, hapis hakkının
kullanımına, ilgi tarafların kayıt ve bilgilere erişimine ve işlem yapmasına, kayıt ve işlemlerin
saklanmasına, EKK üyeliğine ve ücret tarifesine, Kanun ve bu Yönetmelik kapsamında
faaliyet gösteren tarafların onaylı ücret tarifeleri çerçevesinde ücretlerin tahsil edilmesine ve
bu Yönetmelikte öngörülen diğer hususlara ilişkin olarak Elektronik Kayıt Kurallarını
çıkarmaya yetkilidir.
(2) Elektronik ürün senetlerine ilişkin bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde,
basılı ürün senetlerine ilişkin Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri uygulanır.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 13 – (1) 8/10/2005 tarihli ve 25960 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Elektronik ürün senedi oluşturmak üzere gerekli olan sistem,
Elektronik Kayıt Kuruluşu tarafından kurulana kadar, depolanmak amacıyla teslim ve kabul
edilen ürünler için lisanslı depo işletmelerince basılı ürün senedi düzenlenebilir. Düzenlenen
bu ürün senetlerinin elektronik ortama aktarılması ile matbu olarak basılıp kullanılmayan ürün
senetlerinin imhasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
Yürürlük
MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.
[R.G.12 Kasım 2011 – 28110]
—— • ——
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:
Birinci dereceye yükselmiş olup 31/8/2011 tarihi itibariyle birinci sınıfa ayrılma
incelemesine tâbi tutulacak olan adlî yargı hâkim, Cumhuriyet başsavcı ve savcıları ile idari
yargı hâkiminin adlarını belirtir liste aşağıda gösterilmiştir.
Ağustos 2011 döneminde birinci dereceye yükselme incelemesine girecek olanlar
listeye dahil edilmemiştir.
Birinci dereceye yükseldikleri ve sürelerini bitirdikleri hâlde bu listede adlarını
göremeyenler yayım tarihinden itibaren 1 ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
yazılı başvurmak sureti ile durumlarının incelenmesini isteyebilirler.
[R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı: 2010/75
Karar Sayısı : 2011/42 (Yürürlüğü Durdurma)
Karar Günü : 3/11/2011
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNDE BULUNAN: Danıştay Altıncı
Dairesi
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN KONUSU: 29/6/2001 günlü,
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrasına, 30/6/2004
günlü, 5205 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen “… ile tek parselde, bodrum katı dışında
en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar…” ibaresinin,
Anayasa’nın 2., 5., 10. ve 56. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN İNCELENMESİ
Yürürlüğün durdurulması istemini de içeren başvuru kararı ve ekleri, bu konudaki
yürürlüğü durdurma ve esas inceleme raporu ile ekleri, iptali istenilen kural, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile öteki yasama belgeleri okunup incelendikten
sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
29/6/2001 günlü, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin ikinci
fıkrasına, 30/6/2004 günlü, 5205 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen “… ile tek parselde,
bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar
…” ibaresi, 3/11/2011 günlü, E. 2010/75, K. 2011/150 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu
ibarenin, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve
zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete’de
yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA, 3/11/2011 gününde
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
Başkanvekili
Serruh KALELİ
Başkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Fettah OTO
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECİPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
[R.G.15 Kasım 2011 – 28113]
—— • ——
Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:
Esas No : 2011/1575
Karar No : 2011/5104
Kanun Yararına Temyiz Eden : DANIŞTAY BAŞSAVCISI
Davacı
: Ali KOVA
Vekili
: Av. Akın Gencer ŞENTÜRK-Cumhuriyet Bulvarı No:127 K:8
Çiftçi Apt. Alsancak-İZMİR
Karşı Taraf : Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR
İstemin Özeti : Ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited
Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar
veren ve itiraz edilmeyerek kesinleşen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve
E:2009/1231, K:2009/1941 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
‘Kararlarda Bulunacak Hususlar’ başlığını taşıyan 24’üncü maddesinin (f) fıkrasında;
kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, aynı Kanunun
31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
423’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı,
416 ve 417’nci maddelerinde ise; yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraftan alınarak
haklı çıkana verilmesine karar verileceğine ilişkin hükümlere yer verildiği, dava konusu
olayda ise, avukat tarafından temsil edilmiş olmasına karşın davanın kabulü yolundaki
Mahkeme kararında, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği görüldüğünden, Avukatlık
Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden
Mahkemece bu hususta hüküm verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek
Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun
yararına temyiz edilen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1231,
K:2009/1941 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Ebru Göç’ün açıklamaları
dinlenildikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesinde, Bölge İdare
Mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi
olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği
bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin ilgili bakanlıkların
göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz
olunabileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, aynı Kanunun 31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinin 6’ncı bendinde, vekalet ücreti yargılama
giderleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 417’nci maddesinde de yargılama giderlerinin
davada haksız çıkan tarafa yükletileceği hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinde yargılama giderleri arasında sayılan
avukatlık ücretinin takdirinde dayanılacak kuralları içeren 1136 sayılı Avukatlık Kanununun
168’inci maddesi ve aynı Yasa uyarınca yürürlüğe konularak, bu davada uygulanması gereken
24.12.2009 günlü ve 27442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesinin 1’inci maddesinde; avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi
gereken durumlarda, Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümlerinin uygulanması
öngörülmüştür.
Bu durumda, ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited
Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi
mahkemesince, davacıyı temsil eden avukat için vekalet ücretine hükmedilmediği
anlaşıldığından, sözkonusu vergi mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile yürürlükteki
hukuka aykırı bir sonuç ifade eden İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve
E:2009/1231, K:2009/1941 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun
51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere
bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına
gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 23.9.2011 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
—— • ——
Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:
Esas No : 2011/1576
Karar No : 2011/5105
Kanun Yararına Temyiz Eden : DANIŞTAY BAŞSAVCISI
Davacı
: Ali KOVA
Vekili
: Av.Akın Gencer ŞENTÜRK-Cumhuriyet Bulvarı No:127 K:8
Çiftçi Apt. Alsancak-İZMİR
Karşı Taraf : Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR
İstemin Özeti : Ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited
Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar
veren ve itiraz edilmeyerek kesinleşen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve
E:2009/1232, K:2009/1942 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
‘Kararlarda Bulunacak Hususlar’ başlığını taşıyan 24’üncü maddesinin (f) fıkrasında;
kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, aynı Kanunun
31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
423’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı,
416 ve 417’nci maddelerinde ise; yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraftan alınarak
haklı çıkana verilmesine karar verileceğine ilişkin hükümlere yer verildiği, dava konusu
olayda ise, avukat tarafından temsil edilmiş olmasına karşın davanın kabulü yolundaki
Mahkeme kararında, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği görüldüğünden, Avukatlık
Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden
Mahkemece bu hususta hüküm verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek
Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun
yararına temyiz edilen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1232,
K:2009/1942 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Ebru Göç’ün açıklamaları
dinlenildikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesinde, Bölge İdare
Mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi
olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği
bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin ilgili bakanlıkların
göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz
olunabileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, aynı Kanunun 31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinin 6’ncı bendinde, vekalet ücreti yargılama
giderleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 417’nci maddesinde de yargılama giderlerinin
davada haksız çıkan tarafa yükletileceği hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinde yargılama giderleri arasında sayılan
avukatlık ücretinin takdirinde dayanılacak kuralları içeren 1136 sayılı Avukatlık Kanununun
168’inci maddesi ve aynı Yasa uyarınca yürürlüğe konularak, bu davada uygulanması gereken
24.12.2009 günlü ve 27442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesinin 1’inci maddesinde; avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi
gereken durumlarda, Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümlerinin uygulanması
öngörülmüştür.
Bu durumda, ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited
Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi
mahkemesince, davacıyı temsil eden avukat için vekalet ücretine hükmedilmediği
anlaşıldığından, sözkonusu vergi mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile yürürlükteki
hukuka aykırı bir sonuç ifade eden İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve
E:2009/1232, K:2009/1942 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun
51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere
bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına
gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 23.9.2011 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
—— • ——
Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:
Esas No : 2011/1610
Karar No : 2011/5355
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcısı
Davacı
: Barış Petrol Madeni Yağlar Otomotiv Tekstil Turizm İnşaat Nakliye
İmalat Taahhüt Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret
Limited Şirketi
Vekili
: Av. Hülya CEYLAN-Reşatbey Mah. 9.Sokak Sevilir Apt.
(Müze Karşısı) K:4 D:15-Seyhan-ADANA
Karşı Taraf : Vergi Dairesi Başkanlığı-ADANA
İstemin Özeti : Davacı şirketin 2008 yılına ait envanter defteri ve defteri kebiri
incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355’inci
maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasını; yasal defterlerin incelemeye ibraz
edilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi, usulüne uygun olarak tasdik
ettirilip tutulan defterlerin varlığı halinde mümkün olup, 2008 yılında envanter defteri ve
defteri kebir tuttuğuna dair hakkında bir tespit bulunmayan davacı şirket adına defter tutmama
eylemi için birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekirken, özel usulsüzlük cezası
kesilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran Adana 2. Vergi
Mahkemesinin 19.1.2010 gün ve E:2009/1190, K:2010/56 sayılı kararına karşı davalı idare
tarafından yapılan itirazı kısmen kabul ederek, muhafaza süresi içinde olmak üzere inceleme
elemanınca yapılan tebligata rağmen yasal defter ve belgelerin mazeretsiz olarak ibraz
edilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilebileceği, vergi mahkemesinin ibraz
edilmeyen defterlerin hiç tutulmamış olması halinde usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği
yolundaki yargısı, defterlerini tutan mükelleflerin aynı eylem nedeniyle daha ağır ceza ile
karşı karşıya kalmasına yol açacağından, hakkaniyete uygun düşmediği, bu durumda ibraz
yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceğinin
duyurulduğu yazılı bildirime karşın verilen sürede ilgili defterlerini incelemeye ibraz etmeyen
davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı ancak, cezanın
5904 sayılı Yasa ile belirlenen 1.000 TL ceza miktarını aşan kısmın kaldırılmasının hukuka
uygun düşeceği gerekçesiyle cezanın 1.000 TL’ ya isabet eden kısmını kaldıran, bu miktarı
aşan kısmı yönünden itirazı reddeden Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.4.2010 gün ve
E:2010/1667, K:2010/1941 sayılı kararının; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter Tutma”
başlıklı İkinci Kısmında yer alan 171’inci maddesinde mükelleflerin, bu Kanuna göre
tutacakları defterleri, vergi uygulaması bakımından, maddede sayılan maksatları sağlayacak
şekilde tutacaklarının hükme bağlandığı, aynı Kanunun 253’üncü maddesi ile de tutulan
defterlerin muhafaza edilmesi mecburiyeti getirildiği, 213 sayılı Kanunun 86, 148, 149, 150,
256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca
getirilen zorunluluklara uymayan 1’inci sınıf tüccarlar hakkında maddede belirtilen tutarda
özel usulsüzlük cezası kesileceğinin belirtildiği, atıf yapılan 256’ncı maddede de,
mükelleflerin, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve sayılan diğer
kayıtların muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz etme
zorunluluğunun getirildiği, dava konusu olayda, davacı şirketin 2008 yılı defter ve
belgelerinin incelenmek üzere istenmesine rağmen envanter ve defter-i kebirin ibraz
edilmemesi üzerine özel usulsüzlük cezası kesildiği, ancak defter ve belge ibraz etmeme
nedeniyle özel usulsüzlük cezasına dayanak oluşturan ibraz zorunluluğunun yerine getirilmesi
için defter tutma ve muhafaza etme koşullarının gerçekleşmiş olması yani, “defter ve belge
ibraz etmeme” fiilinin gerçekleşmesi için öncelikle, defter tutma ve bu defterleri muhafaza
etme halinin gerçekleşmesi gerektiği, nitekim Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesinin
(a) fıkrasının son paragrafında; “varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu
halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz
edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir” denilmek
suretiyle usulüne uygun olarak tutulan ve defter ve belgelerin ibraz edilmeme halinin
kaçakçılık suçunu oluşturduğu kabul edilmiş olmakla, defter ve belgelerin hiç tutulmaması
halinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352’nci maddesi uyarınca I’inci derece usulsüzlük
cezasını gerektirmesi karşısında; hiç tutulmayan defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle özel
usulsüzlük cezası kesilmesinde mevzuata uygunluk görülmediği ileri sürülerek Danıştay
Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun
yararına temyiz edilen Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.4.2010 gün ve E:2010/1667,
K:2010/1941 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Pelin Akça’nın açıklamaları
dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde, bu Kanun esaslarına göre defter
tutmaya mecbur olan gerçek ve tüzel kişiler; 182’nci maddesinde de bilanço esasında
tutulması gereken defterler sayılmış, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden
herhangi birinin tutulmamış olmasının, usulsüzlük fiili olduğu ve birinci derece usulsüzlük
cezası kesilmesini gerektirdiği Yasanın 351’inci maddesinde hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Yasanın 253’üncü maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak
mecburiyetinde olanların, tuttukları defterleri ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılı
başından itibaren beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecbur oldukları, aynı Kanunun 256’ncı
maddesinde de, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve
sayılan diğer kayıtların muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine
ibraz ve incelemeye sunmak zorunda bulundukları kurala bağlanmış, Yasanın Mükerrer
355’inci maddesinde, 256’ncı maddede yer alan zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük
cezası kesilmesi öngörülmüştür.
Defterlerin ibraz yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi, defter tutma ve muhafaza etme
koşullarının varlığına bağlı olup, bu koşullar bulunmadıkça özel usulsüzlük cezası kesilmesini
gerektiren ibraz etmeme eyleminin işlenip tamamlanmasından söz edilemez. Nitekim yasa
koyucu defterlerin hiç tutulmaması eyleminin yaptırımını 213 sayılı Yasanın 351’inci
maddesinde ayrıca düzenlemiştir.
Davalı idarenin 25.3.2009 günlü yazısıyla 2008 yılına ilişkin defter ve belgelerinin
ibrazının istenmesi üzerine, noter tarafından tasdikli yevmiye defteri ile alış ve satış
faturalarını incelemeye sunan davacının envanter defteri ve defteri kebiri ibraz etmemesi
nedeniyle 213 sayılı Yasanın Mükerrer 355’inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası
kesilmiştir. Bilanço esasında tutulması zorunlu olan ve tasdikine ilişkin tarh dosyasında bilgi
bulunmayan bu defterlerin tutulmadığı taraflar arasında tartışmasız olup, tutulmayan envanter
defterinin ve defteri kebirin ibraz yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği açık olan davacının
işlediği fiilin 213 sayılı Yasanın 352’nci maddesi uyarınca birinci derece usulsüzlük cezası
kesilmesini gerektirmesi karşısında, söz konusu defterlerin ibraz edilmediğinden bahisle
kesilen özel usulsüzlük cezasında yasaya uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile Adana Bölge
İdare Mahkemesinin 28.4.2010 gün ve E:2010/1667, K:2010/1941 sayılı kararının, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün
hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı
ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 30.9.2011
gününde oybirliğiyle karar verildi.
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI
ARICI VE DİĞERLERİ/Türkiye Davası*
Başvuru No: 35528/03
Strazburg
28 Nisan 2009
İKİNCİ DAİRE
USUL
T.C. vatandaşları Kemal Arıcı, Bilal Karaköse, Ahmet Konur, Ahmet Gök, Hacı
Kütük, İbrahim Özel, Şevket Cingöz, Niyazi Karaağaç, Adem Okuducu, Yaşar Kul, Amir
Kansu, İsmet Şimşek, Yücel Ağca, Kazım Gülbahar, Battal Sarı ve Atilla Altıkardeş
(başvuranlar) tarafından Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, 28 Ağustos 2003 tarihinde, İnsan
Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin (Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi - AİHS) 34. maddesi uyarınca yapılan 35528/03 numaralı başvuru sonucu bu dava
görülmektedir.
Başvuranlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Adana barosu avukatlarından
F. Adamhasan ve Ş. Adamhasan tarafından temsil edilmektedir.
OLAYLAR
I. DAVANIN KOŞULLARI
Başvuranlar sırasıyla 1959, 1957, 1961, 1978, 1955, 1970, 1968, 1966, 1974, 1963, 1975,
1953, 1966, 1971, 1972 ve 1966 doğumlu olup Adana’da ikamet etmektedir.
Adana Sofulu Belediyesi’nde ücretli olarak çalışan başvuranlar 28 Eylül 2001 tarihinde işten
çıkarılmıştır.
Başvuranlar yasa ile öngörüldüğü şekliyle belediyeyi iş sonu tazminatı ödemeye mahkum
etmek amacıyla Adana İş Mahkemesi’nde dava açmıştır.
Bilirkişi raporlarının değerlendiren mahkeme başvuranları kısmi olarak haklı bulmuştur.
Her başvuranın dahil olduğu yargı sürecine ilişkin ayrıtılar aşağıda tabloda yer almaktadır:
* Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.
Başvuranların adları
Adana İş Mahkemesine
başvuru tarihi
Karar tarihleri
Kemal Arıcı
30.10.2001
23.10.2002
Bilal Karaköse
30.10.2001
21.10.2002
Ahmet Konur
03.10.2001
23.10.2002
Ahmet Gök
30.10.2001
21.10.2002
Hacı Kütük
30.10.2001
21.10.2002
İbrahim Özel
30.10.2001
23.10.2002
Şevket Cingöz
30.10.2001
23.10.2002
Niyazi Karaağaç
30.10.2001
23.10.2002
Adem Okuducu
06.02.2002
Yaşar Kul
30.10.2001
06.06.2003
20.09.2004
(Yargıtay)
21.10.2002
Amir Kansu
30.10.2001
23.10.2002
Toplam tazminat
miktarı (değişen yasal
faiz oranları ile birlikte
(TL) olarak)
20.482.063.653 TL
(12.657 Euro)
25.884.936.131 TL
(16.048 Euro)
20.355.946.750 TL
(12.579 Euro)
6.224.888.915 TL
(3.859 Euro)
15.900.068.816 TL
(9.858 Euro)
20.219.192.903 TL
(12.495 Euro)
19.452.877.943 TL
(12.021 Euro)
19.395.734.953 TL
(11.986 Euro)
13.825.993.285 TL
(8.211 Euro)
8.008.485.666 TL
(4.965 Euro)
8.649.184.456 TL
(5.345 Euro)
İsmet Şimşek
30.10.2001
04.02.2003
21.10.2002
01.05.2003
Yücel Ağca
30.10.2001
23.10.2002
Kazım Gülbahar
30.10.2001
24.05.2002
Battal Sarı
30.10.2001
21.02.2003
24.10.2003
30.06.2003
Atilla Altıkardeş
30.10.2001
21.10.2002
488.370.000 TL (302
Euro)
16.385.601.449 TL
(9.469 Euro)
19.346.834.953 TL
(11.955 Euro)
25.720.586.051 TL
(16.481 Euro)
504.380.000 TL (283
Euro)
17.739.874.743 TL
(11.022 Euro)
18.046.029.788 TL
(11.188 Euro)
A. Okuducu hariç, diğerleri açısından ilk derece mahkemesinin kararları nihai hale gelmiştir.
Yalnızca A. Okuducu temyize başvurmuş ve Yargıtay’ın kararı iç hukuktaki nihai kararı
oluşturmuştur (tarihler konusunda yukarıdaki tabloya bakınız).
Kararlar nihai ve icra edilebilir olmasına rağmen belediye tarafından başvuranlara herhangi
bir ödeme yapılmamıştır.
Başvuranlar tarafından başlatılan icra süreci sonuçsuz kalmıştır.
Başvuranlar 9 Nisan 2003 tarihinde Yüreğir Kaymakamlığı’na giderek Sofulu Belediyesi
görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır.
Sofulu Belediyesi ile varılan mutabakat uyarınca 27 Temmuz, 15 Ağustos, 21 Ekim ve 16
Aralık 2004, 1 Şubat, 31 Mart, 5 Nisan, 4 Mayıs ve 12 Mayıs 2005, 1 ve 16 Şubat 2006 ve 28
Haziran 2007 tarihlerinde başvuranlar Gök, Karaağaç, Arıcı, Özel, Karaköse, Kütük,
Altıkardeş, Konur, Okuducu, Şimşek, Sarı ve Kul, Sofulu Belediyesi’nin her biri için
belirlenmiş olan tazminat miktarlarını tespit edilen süre içinde ödemeleri karşılığında
alacaklarının bir kısmından ve olabilecek diğer taleplerden vazgeçmişlerdir.
On iki başvuranın Ağustos 2007’de imzaladıkları belgelere göre başvuranlara bu meblağlar
ödenmiş ve ihtilaf sona ermiştir.
Sulhname imzalamayan dört başvuran Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca için Adana İş
Mahkemesi tarafından alınan kararlar ulusal yetkililer tarafından şu ana kadar ifa
edilmemiştir.
HUKUK
I. AİHS’NİN 6/1 MADDESİ’NİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI
HAKKINDA
Başvuranlar Adana İş Mahkemesi’nin kendi lehlerinde vermiş olduğu kararların ifa
edilmediğinden şikayetçi olmakta, AİHS’nin 5., 6., ve 14. maddesine atıfta bulunmaktadırlar.
Başvuranlar tarafından yapıldığı şekliyle AİHM bu şikayeti AİHS’nin 6. maddesi
çerçevesinde irdeleyecektir.
A. Başvuranlar Gök, Karaağaç, Arıcı, Özel, Karaköse, Kütük, Altıkardeş, Konur,
Okuducu, Şimşek, Sarı ve Kul hakkında
Kabuledilebilirliğe dair
Hükümet bu iddiaya karşı çıkmakta, yukarıda adları yer alan başvuranların idare ile dostane
çözüm anlaşmasına vardıklarını ve protokol imzaladıklarını ifade etmektedir. Hükümet
AİHM’yi taraflar arasında yapılan bu anlaşmaları dikkate almaya ve mağdur sıfatının
bulunmaması nedeniyle başvuruları kabuledilemez ilan etmeye davet etmektedir.
Başvuranlar şikayetlerini yinelemekte ve sözkonusu kararların ifa edilmemesinden dolayı
maddi olduğu kadar manevi açıdan da zarara uğradıklarını öne sürmektedir.
AİHM, Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi uyarınca yapılan maddi tazminat taleplerini
incelediği benzer başvurularda başvuranların imzaladığı gibi protokollerin olması durumunda
mağdur statülerinin bulunmadığını tespit ettiğini hatırlatır.
AİHM’ye göre, bu başvuruda olduğu gibi imzalanan protokoller başvuranların ihtilafa son
verme arzularının bir göstergesidir. Başvuranların alacaklı oldukları meblağı ve ödeme şeklini
kabul etmeleri Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi çerçevesinde öne sürmüş oldukları
taleplerini büyük ölçüde karşılamıştır (Bkz. Guerrera ve Fusco- İtalya no: 40601/98, 3 Nisan
2003; Folcheri-İtalya no: 61839/00, 3 Haziran 2004; Ortiz Ortiz vd.-İspanya no: 50146/99, 15
Mart 2001; Calvelli ve Ciglio-İtalya no: 32967/96, Yıldırım ve Durman-Türkiye no:
49507/99, 3 Mayıs 2005; Hüseyin Sarı-Türkiye no: 14798/03, 29 Eylül 2005; Kırten ve
Üveyik-Türkiye no: 9016/03, 13 Mart 2007; Mustafa Tokatlı vd-Türkiye no: 9588/03, 28
Haziran 2007).
AİHM mevcut başvuruda başvurunun yalnızca yargı kararlarının ifa edilmemesine ilişkin
olduğunu ve sadece AİHS’nin 6/1 maddesini ilgilendirdiğini not eder. Bununla birlikte
AİHM’nin benzer durumlarda daha önce dile getirdiği üzere, belediye ve başvuranlar arasında
varılan uzlaşma sadece maddi tazminata değin şikayetleri sonlandırmamakta, aynı zamanda
manevi tazminatla ilgili her türlü talepten vazgeçildiği anlamına da gelmektedir.
Yapılan anlaşma dikkate alındığında, başvuranlar lehlerine alınan yargı kararlarının ifasının
gecikmesi sonucu manevi zarara uğradıklarını ve mağdur olduklarını ileri süremezler (Bkz.
Gürleşen vd.-Türkiye kararı, no: 15573/03, 29 Nisan 2008). Bu durumda sözleşmeye imza
atan on iki başvuran tarafından yapılan şikayetin dayanaktan yoksun bulunması nedeniyle
AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. paragraflarına uygun olarak reddedilmesi gerekir.
B. Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca hakkında
1. Kabuledilebilirliğe dair
AİHS’nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde başvurunun dayanaktan yoksun
olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru
bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle başvurular kabuledilebilir niteliktedir.
2. Esas hakkında
Hükümet bahse konu başvuranlarla ilgili olarak Sofulu Belediyesi’nin dostane çözüm yoluyla
uzlaşma sağlanması çabalarının halen devam ettiği bilgisini vermektedir. 27 Ağustos 2007
tarihli müfettiş raporuna göre dört başvuran belediyenin mali gücünün çok üzerinde miktarlar
talep etmişlerdir.
AİHM daha önce benzer bu başvuruya benzer başvurular incelediğini ve bunların sözü edilen
hükümlerin ihlali ile sonuçlandığı hususunu yineler (Bkz. örneğin Burdov-Rusya kararı, no:
59498/00 ve Ramachov-Ukrayna no: 67534/01, 27 Temmuz 2004).
AİHM, özellikle devletin bir kurumunun yargı kararıyla kesinleşmiş borcunu ödememek için
kaynak yetersizliği bahanesini öne süremeyeceğini ve bu yargı kararının ifasındaki hatırı
sayılır gecikmenin AİHS ile Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi hükümleri ile güvence altına
alınan hakların ihlali anlamına geldiğini hatırlatmaktadır (Bkz. sözü edilen Burdov kararı).
AİHM başvuranlar lehine alınan yargı kararlarının altı yıldan fazla bir süreden bu yana ifa
edilemediğini hatırlatmaktadır. Böylelikle bu başvuruya konu davada kesinleşmiş yargı
kararına uygun olarak uzun yıllar boyunca gerekli önlemleri almaktan kaçınan yetkililer,
AİHS’nin 6/1 maddesinin faydasını kısmen ortadan kaldırmışlardır. AİHM ayrıca daha önce
incelediği benzer davalarda vardığından farklı bir neticeye ulaşılmasını sağlayacak herhangi
bir delilin veya argümanın yer almadığını hatırlatır.
AİHM, AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiği sonucuna varır (Bkz. diğerleri arasında Çoban
vd. kararı, 24 Ocak 2008)
II. AİHS’NİN 41. MADDESİ’NİN UYGULANMASI
A. Tazminat
Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın her biri 50.000 Euro maddi tazminat ve
50.000 Euro manevi tazminat talep etmektedir. Başvuranlar özellikle işten çıkarıldıklarından
bu yana gelir kaybına uğradıklarını ve psikolojilerinin bozulduğunu ileri sürmektedir.
Başvuranlar bu taleplerini kanıtlayıcı herhangi bir belge sunmamıştır.
Hükümet bu talepleri aşırı ve ispat edilmemiş olarak nitelendirmektedir.
AİHM tespit edilen ihlal kararı ile öne sürülen maddi tazminat talebi arasında herhangi bir
illiyet bağı kuramamakta ve bu talebi reddetmektedir.
AİHM bu başvuruda başvuranlar lehine kesinleşmiş nihai yargı kararlarının ifa edilmemesi
nedeniyle AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğini hatırlatır. AİHM sonuç olarak Savunmacı
Devletin idarenin yargı kararlarının ifasını sağlaması adına gerekli önlemleri alması gerektiği
kanısındadır.
AİHM manevi tazminat ile ilgili olarak hakkaniyete uygun olarak başvuranlar Kansu, Cingöz,
Gülbahar ve Ağca’nın her birine 3.000 Euro manevi tazminat ödenmesini uygun görmektedir.
B. Yargılama masraf ve giderleri
Başvuranlar herhangi bir rakam belirtmeksizin ve bu taleplerini ispat edici belge sunmaksızın
yargılama masraf ve giderlerinin karşılanmasını talep etmektedir. AİHM başvuranlara bu
başlık altında bir ödeme yapılmasını gerekli görmemektedir.
C. Gecikme faizi
Gecikme faizi Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı orana üç
puanlık bir artış eklenerek belirlenecektir.
BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE,
1. Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın şikayetlerinin kabuledilebilir, diğer
başvuranların şikayetlerinin kabuledilemez olduğuna;
2. Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca açısından AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal
edildiğine;
3. a) AİHS’nin 44 / 2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde,
Savunmacı Hükümet tarafından Adana İş Mahkemesi’nin almış olduğu ve bu dava konusunu
teşkil eden nihai yargı kararlarının ifasını sağlayacak gerekli önlemlerin alınmasının
sağlanmasına;
b) Savunmacı Hükümet tarafından aynı üç aylık dönemde ödeme tarihindeki döviz kuru
üzerinden TL.’ ye çevrilmek ve her türlü vergiden muaf tutulmak üzere başvuranlar Kansu,
Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın her birine manevi tazminat olarak 3.000 (üç bin) Euro
ödenmesine;
c) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ve ödemenin yapılmasına kadar, bu meblağlara
Avrupa Merkez Bankasının o dönem için geçerli faizinin üç puan fazlasına eşit oranda basit
faizin uygulanmasına;
4. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine;
KARAR VERMİŞTİR.
İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3.
paragraflarına uygun olarak 28 Nisan 2009 tarihinde yazıyla bildirilmiştir
—— • ——
ATAŞ VE SEVEN/Türkiye Davası
Başvuru No: 26893/02
Strazburg
16 Aralık 2008
İKİNCİ DAİRE
USUL
Davanın nedeni, T.C. vatandaşları Mukadder Ataş ile Süheyla Seven’in
(“başvuranlar”) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, 14 Mart 2002 tarihinde, İnsan Hakları
ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme’nin (“AİHS”) 34. maddesi uyarınca,
Türkiye aleyhine yaptıkları 26893/02 sayılı başvurudur.
Başvuranlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul Barosu
avukatlarından F. Karakaş Doğan ve Eren Keskin tarafından temsil edilmektedir.
OLAYLAR
I. DAVANIN KOŞULLARI
A. Başvuranların yakalanması ve gözaltına alınması
Başvuranlar, sırasıyla 1977 ve 1978 doğumlu olup Batman’da ikamet etmektedirler.
Başvuranlar, 15 Eylül 1998’de, Diyarbakır kırsal alanında bulunan bir kontrol
noktasında, PKK terör örgütüne üye oldukları şüphesiyle jandarma tarafından
yakalanmışlardır. Yakalanmalarının ardından her iki başvuran da Çınar Merkez Sağlık
Ocağı’na götürülmüş ve tıbbi muayeneden geçmiştir. Doktor raporuna göre, başvuranların
vücudunda herhangi bir kötü muamele izine rastlanmamıştır. Doktor, başvuranların cinsel
ilişkiye girdiklerine dair herhangi bir belirti bulunmadığını kaydetmiştir. Başvuranlar, daha
sonra Diyarbakır’daki Çınar Jandarma Karakolu’na götürülerek gözaltına alınmışlardır.
Başvuranlar, jandarma karakolundaki gözaltı sırasında gözlerinin bağlandığını, tehdit
edildiklerini, hakarete uğradıklarını, çırılçıplak soyulduklarını, kendilerine elektrik şoku
verildiğini, dövüldüklerini ve kollarından asıldıklarını iddia etmişlerdir. Jandarmalar, anal ve
vajinal bölgelerine cop sokarak başvuranlara tecavüz etmişlerdir.
18 Eylül 1998’de, başvuranlar jandarma tarafından sorgulanmıştır. Başvuranlar,
PKK’ya katılmak üzere olduklarını belirtmiş ve örgütle olan bağlantılarına ilişkin ayrıntılı
bilgi vermişlerdir.
* Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.
19 Eylül 1998’de, başvuranlar, bir adli tıp uzmanı tarafından yeniden muayene edilmiş
ve vücutlarında herhangi bir kötü muamele izine rastlanmamıştır. Doktor raporunda,
başvuranların cinsel ilişkiye girmedikleri kaydedilmiştir.
21 Eylül 1998’de, başvuranlar yeniden Çınar Merkez Sağlık Ocağı’na götürülmüş ve
bir adli tıp uzmanı tarafından muayene edilmiştir. Doktor, birinci başvuran Mukadder Ataş’ın
vücudunda kötü muameleye maruz kaldığı veya cinsel ilişkiye girdiğine dair herhangi bir
belirtiye rastlamamıştır. Doktor raporunda, ikinci başvuran Süheyla Seven ile ilgili olarak,
yapılan vajinal ve anal muayene sonrasında, başvuranın vücudunda herhangi bir kötü
muamele izine rastlanmadığı ve söz konusu kişinin cinsel ilişkiye girmediği kaydedilmiştir.
21 Eylül 1998’de, başvuranlar sırasıyla Çınar Cumhuriyet Savcısı ile Çınar Sulh
Hukuk Mahkemesi hakimi huzuruna çıkartılmışlardır. Başvuranlar, Cumhuriyet Savcısı
önünde, PKK ile olan bağlantılarıyla ilgili olarak daha önce jandarmaya detaylı bilgi
verdiklerini ifade etmişlerdir. Başvuranlar, jandarmaya vermiş oldukları ifadelerin doğru
olduğunu ve herhangi bir kötü muamele veya baskıya maruz kalmadıklarını kaydetmişlerdir.
Ancak, aynı gün hakim tarafından yapılan sorgulama sırasında, başvuranlar,
aleyhlerindeki suçlamaları reddetmiş, jandarmaların kendilerine işkence yaptıklarını ve
okumadıkları bazı ifadeleri imzalamaya zorlandıklarını iddia etmişlerdir. Başvuranlar,
Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş oldukları ifadeler kendilerine okunduğunda, söz
konusu ifadelerin doğruluğunu kabul etmişlerdir. Bunun üzerine, hakim başvuranların
tutuklanmasına karar vermiştir.
B. Sanık jandarmalar aleyhinde yapılan kovuşturma
12 Şubat 1999’da, başvuranların avukatı Eren Keskin, başvuranların Çınar Jandarma
Karakolu’ndaki gözaltı sırasında çeşitli işkencelere maruz bırakıldıklarını iddia ederek,
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na
suç duyurusunda bulunmuştur. Eren Keskin, başvuranların dövüldüğünü, elektrik şokuna
maruz bırakıldıklarını, çırılçıplak soyulduklarını, vajinal ve anal bölgelerine cop sokularak
tecavüze uğradıklarını iddia etmiştir. Avukat, adli makamlardan başvuranlar ile başvuranları
sorgulayan memur ve amirlerin ifadelerinin alınmasını talep etmiştir. Avukat, ayrıca,
başvuranların ilk olarak fiziksel muayene için Batman Devlet Hastanesi’ne, daha sonra ise
tecavüz iddiasının kanıtlanmasına yardımcı olması için işkencenin psikolojik etkilerinin
belirlenmesi amacıyla İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ndeki psikolojik travma merkezine
götürülmelerini talep etmiştir. Avukat, son olarak, başvuranlara işkence yapan kişiler
aleyhinde savcılık tarafından cezai kovuşturma başlatılmasını talep etmiştir.
25 Mart 1999’da, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, kamu görevlilerinin ve/veya
memurların Memurların Yargılanması Hakkındaki Kanun uyarınca kovuşturulduklarını
hatırlatarak yetkisinin bulunmadığını belirtmiş ve başvuranlara işkence yaptığı iddia edilen
jandarmaları kovuşturmak için izin talep etmek üzere dava dosyasını Diyarbakır Valiliği İl
İdare Kurulu’na göndermiştir.
19 Ağustos 1999’da, vali yardımcısı ile diğer altı memurdan oluşan Diyarbakır
Valiliği İl İdare Kurulu, jandarmalar aleyhinde cezai kovuşturma başlatmak için yeterli delil
bulunmadığına karar vermiş ve sonuç olarak sanıkların “men-i muhakemelerine” karar
vermiştir. Karar, incelenmek üzere Danıştay’a gönderilmiştir.
21 Aralık 2000’de, şartlı salıverilmeye ilişkin 4616 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir.
Bu kanun, 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen ve verilen cezanın azami on yılı aşmadığı
suçlardan dolayı şartla salıverilmeye, dava ve cezaların ertelenmesine hükmetmektedir. 4616
sayılı Kanun’un 5 (a) maddesinde, diğer hususlar meyanında, eski Ceza Kanunu’nun 243.
maddesinde yer alan suçlara verilen cezaların ertelenemeyeceği belirtilmiştir.
18 Ekim 2001’de, Danıştay, jandarmalar tarafından işlendiği iddia edilen suçların
Ceza Kanunu’nun 245. maddesi kapsamına girdiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, Danıştay,
4616 sayılı kanunun 1/4 maddesi uyarınca, jandarmalar aleyhindeki cezai kovuşturmanın
ertelenmesine ve beş yıllık süre içerisinde sanıklar tarafından aynı veya daha ciddi nitelikte
bir suçun işlenmemesi halinde kovuşturmanın sonlandırılmasına karar vermiştir.
C. Başvuranlar aleyhindeki cezai kovuşturma
6 Ekim 1998’de, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, Ceza
Kanunu’nun 168/2 maddesi uyarınca PKK’ya üye oldukları gerekçesiyle başvuranlar
aleyhinde dava açmıştır.
20 Mayıs 1999 tarihli duruşmada, her iki başvuran da aleyhlerindeki suçlamaları
reddetmiş ve jandarma gözetiminde bulundukları sırada işkenceye maruz bırakıldıklarını iddia
etmişlerdir. İkinci başvuran, ayrıca, jandarmalar tarafından tecavüze uğradığını iddia etmiştir.
Jandarma karakolunda ve Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş oldukları ifadeler kendilerine
sorulduğunda, başvuranlar, jandarmaların işkencesinden kaçmak için aleyhlerindeki bütün
suçlamaları kabul ettiklerini, jandarma karakolunda vermiş oldukları ifadeleri reddederlerse
işkence göreceklerine dair jandarmaların kendilerini tehdit ettiklerini, bu yüzden de
Cumhuriyet Savcısı’nın huzurunda özgürce konuşamadıklarını ifade etmişlerdir. Mahkeme,
başvuranların serbest bırakılmasına karar vermiştir.
9 Eylül 1999’da, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi, başvuranların PKK’ya
katılmadan önce yakalandıklarını ve örgütün eylemlerine karıştıklarına dair herhangi bir kanıt
bulunmadığını tespit etmiş ve beraatlarına karar vermiştir. Herhangi bir itirazda
bulunulmadığı için, bu karar 22 Aralık 1999’da kesinleşmiştir.
HUKUK
I. AİHS’NİN 3. VE 13. MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI
Başvuranlar, jandarma gözetiminde bulundukları sırada tecavüz dahil çeşitli
işkencelere maruz bırakıldıkları ve suçluların cezalarını çekmeleri için yerel makamlar
tarafından etkili bir soruşturma yapılmadığı konusunda şikayetçi olmuşlar ve bu şikayetlerini
AİHS’nin 3. ve 13. maddelerine dayandırmışlardır.
AİHM, bu şikayetlerin yalnızca AİHS’nin 3. maddesi bakımından incelenmesi
gerektiği kanaatindedir.
A. Kabuledilebilirlik
Hükümet, AİHS’nin 35/1 maddesi uyarınca, başvuranların mevcut iç hukuk yollarını
tüketmediklerini iddia etmiştir. Hükümet, bu bağlamda, başvuranların iddia ettikleri zararı
telafi edebilecek medeni ve idari hukuk yollarından yararlanmadıklarını ileri sürmüştür.
AİHM, daha önceki benzer davalarda Hükümet’in ön itirazlarını inceleyip reddettiğini
hatırlatır (Karayiğit / Türkiye, no. 63181/00). AİHM, söz konusu davada, yukarıda bahsedilen
davadaki tespitlerinden ayrılmasını gerektirecek herhangi bir özel koşul bulunmadığı
kanaatindedir. Bu nedenle, AİHM, Hükümet’in ön itirazını reddeder.
AİHS’nin 35/3 maddesi uyarınca bu şikayetin dayanaktan yoksun olmadığını
kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru
bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle şikayet kabuledilebilir niteliktedir.
A. Esas
1. Tarafların ifadeleri
Başvuranlar, PKK ile olan bağlantılarını itiraf etmeleri için Çınar Jandarma Karakolu’nda
görevli jandarmalar tarafından tecavüz dahil çeşitli işkencelere maruz bırakıldıklarını iddia
etmişlerdir. Başvuranlar, jandarmalar tarafından okumalarına izin verilmeyen itiraf
cümlelerini imzalamaya zorlanmışlardır. Ayrıca, üç kere tıbbi muayeneden geçmelerine
rağmen, bütün raporlarda, cinsel ilişkiye girmedikleri ve vücutlarında herhangi bir kötü
muamele izine rastlanmadığı belirtilmiştir. Bu raporlar, jandarma açısından cezai mesuliyeti
engellemek amacıyla uygun bir biçimde yazılmış ve tuhaf olarak raporların hiçbiri muayeneyi
yapan doktorun adını belirtmemiştir. Son olarak, ulusal makamlar, etkili bir soruşturma
yürütmeyerek işkence iddialarını görmezden gelmişler ve jandarmanın adaletten kaçmasına
göz yummuşlardır.
Hükümet, başvuranların iddialarının asılsız olduğunu belirtmiştir. Başvuranların üç
sağlık muayenesinden geçtiğini ve raporlarda kötü muamele veya cinsel birleşme belirtisi
olmadığının kaydedildiğini ifade etmiştir. Buna göre, başvuranların iddialarını destekler
nitelikte delillerin olmaması nedeniyle soruşturma makamlarının jandarma hakkındaki
takibata son vermesi anlaşılabilirdir. Hükümet, ayrıca, başvuranların, güvenlik güçleri
tarafından işkenceye maruz kaldıklarını kanıtlar nitelikte somut deliller gösteremediklerini
ileri sürmüştür.
2. Genel İlkeler
AİHM, 3. maddenin, AİHS’nin istisnaya izin verilmeyen en temel hükümlerinden biri
olduğunu yinelemiştir. Ayrıca, bu madde, Avrupa Konseyi’ni oluşturan demokratik
toplumların temel değerlerinden birini muhafaza etmektedir. Bireylerin korunması için bir
araç olarak AİHS’nin amaç ve hedefi, 2. maddenin, sağladığı güvenceleri, uygulanabilir ve
etkili kılmak amacıyla yorumlanmasını ve uygulanmasını da gerektirir (bkz., Avşar – Türkiye,
no. 25657/94).
Mahkeme, sağlık durumu iyi bir şekilde gözaltına alınan bir bireyin serbest
bırakıldığında çeşitli darp ve cebir izleri taşıması durumunda, Devletin bu izlerin nedenine
ilişkin makul bir açıklama getirmek ve mağdurların iddialarını -hele bir de bu iddialar tıbbi
raporlarla desteklenmişse- çürüten kanıtlar ileri sürmek yükümlülüğü taşıdığını tekrarlar
(bkz., Çolak ve Filizer – Türkiye, no. 32578/96 ve no. 32579/96, 8 Ocak 2004; SelmouniFransa [BD], no.25803/94; 18 Aralık 1996 tarihli Aksoy-Türkiye kararı; 4 Aralık 1995 tarihli
Ribitsch-Avusturya kararı).
Mahkeme, görevinin ikincil niteliklerine karşı duyarlıdır ve belli bir davanın
koşullarında kaçınılmaz olmadığı durumlarda olayın birinci derece mercii rolünü üstlenmede
dikkatli olması gerektiğini kabul eder (bkz., diğer kararların yanı sıra, McKerr – İngiltere, no.
28883/95, 4 Nisan 2000). AİHS’nin 3. Maddesi kapsamında öne sürülen iddialar için,
AİHM’nin özellikle etraflı bir inceleme yapması gereklidir (bkz. Ülkü Ekinci – Türkiye, no.
27602/95) ve AİHM bunu tarafların sunduğu tüm bilgi ve belgeleri temel alarak
gerçekleştirecektir.
AİHM, delilleri değerlendirmek maksadıyla ‘her türlü makul şüpheden uzak’ delil
ölçütüne başvurmaktadır (bkz., Orhan – Türkiye, no. 25656/94, 18 Haziran 2002; yukarıda
anılan Avşar). Bununla birlikte, böyle bir delil, yeterli derecede kuvvetli, belirli ve tutarlı bir
göstergeler demetinden yahut çürütülemeyen karineler demetinden de doğabilmektedir (bkz.,
yukarıda anılan Ülkü Ekinci).
Ayrıca, gözaltında bulunan kişilerin durumunda olduğu gibi, söz konusu olayların,
tamamen veya büyük ölçüde yetkililerin bilgisi dahilinde olması halinde, tutukluluk sırasında
oluşan yaralanmalara ilişkin olarak kuvvetli fiili karineler ortaya çıkacaktır. Tatmin ve ikna
edici bir açıklama getirme yönündeki ispat yükümlülüğü Hükümete aittir (bkz., Salman –
Türkiye [BD], no. 21986/93).
Bu bağlamda, AİHM, bir kişinin 3. maddeye aykırı olarak polis veya benzer devlet
görevlileri tarafından ciddi bir kötü muameleye tâbi tutulduğu yönünde savunulabilir bir iddia
ortaya attığı durumlarda, söz konusu hükmün, AİHS’nin 1. maddesinde yer alan devletin
“kendi yetki alanı içinde bulunan herkese AİHS’de yer alan hak ve özgürlükleri tanıması”
genel yükümlülüğüyle birlikte okunduğunda, etkili bir resmi soruşturma yapılması
gerekliliğini içerdiğini hatırlatır. Soruşturma, sorumluların belirlenmesi ve cezalandırılmasını
sağlar nitelikte olmalıdır. Aksi durumda, temel önemine rağmen, işkence ve insanlık dışı ve
onur kırıcı muamele ve cezaya ilişkin genel kanuni yasak, uygulamada etkisiz olur ve bazı
durumlarda Devlet görevlilerinin fiili masuniyet yoluyla kontrolü altındaki kişilerin haklarını
istismar etmeleri mümkün olurdu (bkz., Assenov ve Diğerleri – Bulgaristan, 28 Ekim 1998
tarihli karar).
3. Yukarıda belirtilen ilkelerin somut dava olaylarına uygulanması
a) Başvuranların maruz kaldığı iddia edilen kötü muamele
Somut davada, AİHM, başvuranların, ikisi gözaltından sonra olmak üzere, 15 Eylül
1998, 19 Eylül 1998 ve 21 Eylül 1998 tarihlerinde üç sağlık muayenesinden geçtiklerini
kaydetmiştir. Sağlık raporlarında, başvuranların bedenlerinde kötü muamele belirtisi olmadığı
ve cinsel ilişki yaşadıklarına dair bir gösterge olmadığı ifade edilmiştir.
Başvuranlar, bu raporların güvenlik güçleri tarafından düzenlendiğini ve dolayısıyla
gerçeği yansıtmadığını iddia etmelerine rağmen raporda yer alan bulgulara itiraz etmek için
herhangi bir girişimde bulunmamışlardır. Başvuranların yasal temsilcisi Eren Keskin’in, iddia
konusu işkencenin ve bilhassa cinsel tecavüzün fiziksel ve psikolojik etkilerinin belirlenmesi
amacıyla yetkililerden başvuranları ek sağlık muayenesi için hastaneye göndermeleri
talebinde bulunmuş olduğu doğrudur. Ancak, yetkililer tarafından sergilenen atalet karşısında,
başvuranların avukatı, başvuranların serbest kalmasını müteakip onların bir sağlık kliniği veya
bir hastaneden başka bir sağlık raporu temin etmelerine yardımcı olabilirdi (bkz., örnek
olarak, yukarıda anılan Aksoy). Cinsel tecavüzün mağdur üzerinde diğer fiziksel ve ruhsal
şiddet türlerinde olduğu kadar çabuk sürede iyileşmeyen derin psikolojik yaralar bırakması
göz önüne alındığında, bahse konu rapor AİHM önünde görülen yargılama zarfında dahi
temin edilip mahkemeye sunulabilirdi (bkz., Aydın – Türkiye, 25 Eylül 1997). Ek olarak,
başvuranlar veya temsilcileri, iddialarını desteklemek amacıyla bağımsız tanık ifadesi
sunmamışlardır.
Tarafların söz konusu olaylara ilişkin çelişkili ifadeleri ışığında ve bilhassa
başvuranların gördüğü iddia edilen kötü muameleye ilişkin olarak herhangi bir belirti
olmaması dikkate alınarak, AİHM, başvuranların, kötü muamele iddialarını kanıtlamak için
yeterli delil göstermediklerini değerlendirmiştir. AİHM, dolayısıyla, başvuranların gördükleri
iddia edilen muamele sonucu AİHS’nin 3. maddesinin esas yönünden ihlal edildiği kararını
gerekli ispat ölçütü uyarınca vermesi için dava dosyasındaki delillerin yeterli olmadığı
kararını vermiştir.
b) Etkili bir soruşturma yürütülmediği iddiası
AİHM, başvuranların güvenlik güçleri tarafından işkence ve cinsel tecavüze maruz
kaldıkları yönündeki şikayetlerini müteakip, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın
yetkisizlik kararı verdiğini ve başvuranlara işkence yaptığı iddia edilen jandarmaları
yargılama izni almak için dava dosyasını Diyarbakır İl İdare Kurulu’na gönderdiğini
kaydetmiştir. Diyarbakır İl İdare Kurulu, jandarmalar hakkında cezai kovuşturma başlatmak
için yeterli delilin olmadığını tespit etmiş ve sonuç olarak “takipsizlik” kararı vermiştir.
Bu bağlamda, AİHM, güvenlik güçlerine yöneltilen benzer iddialara ilişkin
soruşturmalardan sorumlu İl İdare Kurulu gibi kuruluşların, hiyerarşik olarak, soruşturma
altında olan güvenlik güçleriyle ilişkili idareci konumundaki valiye bağlı devlet
memurlarından oluşması nedeniyle bağımsız olarak kabul edilemeyeceği şeklindeki Türkiye
aleyhindeki geçmiş davardaki görüşünü yinelemiştir (bkz., diğer kararların yanı sıra, İpek –
Türkiye, no. 25764/94, 17 Şubat 2004). AİHM, somut dava koşullarında, söz konusu
kurumun, Çınar Jandarma Karakolu’nda başvuranları sorguya çekmiş olan jandarmaları
sorgulamayarak güvenlik güçlerine ilişkin kabul edilemez derecede bir ihmal sergilemesinin
ve jandarmalar tarafından işlenen korkunç bir suç iddiasına rağmen anlamlı bir soruşturma
yürütmeden bir sonuca varmasının, geçmiş kararlarını doğruladığını değerlendirmiştir.
Ayrıca, görüş için davanın doğrudan Danıştay’a iletilmesini müteakip, söz konusu
kurum 4616 sayılı Kanun’a dayanarak jandarmalar hakkındaki cezai kovuşturmayı
durdurmuştur. Söz konusu kanuna uygun olarak, kovuşturmaya, beş yıllık süre içerisinde
sanıklar tarafından aynı veya daha ciddi nitelikte bir suçun işlenmemesi halinde son
verilecektir.
AİHM, AİHS’de ortaya konan hakların teorik ve aldatıcı değil; uygulanabilir ve etkili
olduğunu yineler. Dolayısıyla, bu davadakine benzer soruşturmalar, bir cinayetin işlendiği
durumlarda, olayların tespitini ve sorumluların teşhisi ve cezalandırılmalarını sağlamalıdır.
Ancak, somut davada, söz konusu yargılama, jandarmalar tarafından işlendiği iddia edilen
suçun Ceza Kanunu’nun 245. maddesi kapsamı dahilinde kötü muamele olarak
sınıflandırılması ve 4616 sayılı Kanun uyarınca haklarındaki cezai kovuşturmanın ertelenmesi
nedeniyle somut bir sonuç vermemiştir. Dolayısıyla, söz konusu kanunun somut davaya
uygulanması, şiddet eylemlerinin sözde failleri açısından, aleyhlerindeki delillere
bakılmaksızın, fiili masuniyet yaratmıştır (üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra,
Batı ve Diğerleri – Türkiye, no. 33097/96 ve 57834/00; yukarıda anılan Abdülsamet Yaman).
Sonuç olarak, AİHM, başvuranların davasında uygulandığı gibi, ceza hukuk
sisteminin, katı olmaktan çok uzak olduğunun ve başvuranların şikayet konusuna benzer
yasadışı eylemlerin etkili biçimde önlenmesini güvence altına alabilecek caydırıcı etkisi
olmadığının ortaya konduğunu değerlendirmiştir (bkz., üzerinde gerekli değişiklikler
yapıldıktan sonra, Okkalı – Türkiye, no. 52067/99).
Yukarıda belirtilen hususların ışığında ve yetkililerin jandarmalar hakkında onların
sorumluluğunun tespitini ve mahkumiyet halinde muhtemelen cezalandırılmalarını sağlayacak
cezai kovuşturmayı takip etmemeleri karşısında, AİHM, yukarıda sözü geçen yargılamanın,
AİHS’nin 3. maddesinin usule ilişkin gereklerini karşılayacak ölçüde kapsamlı ve etkili olarak
tanımlanamayacağı görüşündedir.
II. İDDİA EDİLEN DİĞER AİHS İHLALLERİ
Son olarak, başvuranlar, AİHS’nin 6. ve 14. maddelerinin ihlal edildiği konusunda
şikayetçi olmuşlardır. Bu bağlamda, şikayetlerine yönelik soruşturma yürüten yetkililerin
bağımsız ve tarafsız olmadıklarını ve etnik kökenlerine dayalı olarak ayrımcılık yaptıklarını
iddia etmişlerdir.
Hükümet bu iddialara karşı çıkmıştır.
AİHM tarafından kendisine sunulan delillere ilişkin yürütülen inceleme söz konusu
hükümlerin ihlalini ortaya koymamaktadır. AİHM, AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4.
paragrafları uyarınca başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olduğu ve
kabuledilemez ilan edilmesi gerektiği kararını vermiştir.
III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI
AİHS’nin 41. maddesi şöyledir:
“Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek
Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği
takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder.”
A. Tazminat
Başvuranlar 5.000 Euro maddi tazminat ve 20.000 Euro manevi tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
Hükümet, talep edilen miktarların aşırı olduğunu ve bu başlık altında hükmedilecek
tazminatın haksız iktisaba yol açacağını ileri sürmüştür.
AİHM, talep edilen maddi tazminat ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı
görmemiş ve bu nedenle bu talebi reddetmiştir. Ancak, ihlal tespitini göz önünde
bulundurarak ve hakkaniyet temelinde karar vererek başvuranların her birine 5.000 Euro
manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
B. Yargılama masraf ve giderleri
Başvuranlar, ayrıca, AİHM’de yapılan yargılama masraf ve giderlerine karşılık
(avukatlık ücreti karşılığı 3.800 Euro ve çeviri, posta ve kırtasiye masrafları karşılığı 2.000
Euro olmak üzere) 5.800 Euro talep etmişlerdir. Bu bağlamda, yasal temsilcileriyle
imzalanmış ve başvurularının AİHM önünde sunulması karşılığı 6.100 Yeni Türk Lirası
(yaklaşık 3.800 Euro) öngören bir sözleşme ve posta makbuzlarının fotokopilerini
sunmuşlardır.
AİHM, talep edilen miktarın gerekçeli olmadığını veya zorunlu olarak ve gerçekten
yapılmadığını ileri sürmüştür.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına göre, başvuran, ancak mahkeme
masraflarının zorunlu olarak ve gerçekten yapıldığı ve miktarının makul olduğu kanıtlandığı
durumda mahkeme masraflarının ödenmesi hakkına sahiptir. Bu davada, sahip olduğu
bilgileri ve yukarıda belirtilen kriterleri göz önünde tutan Mahkeme, AİHM’de yapılan
yargılama masraf ve giderlerine karşılık 3.000 Euro tazminat ödenmesine karar vermiştir.
C. Gecikme faizi
Gecikme faizi Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı
orana üç puanlık bir artış eklenerek belirlenecektir.
BU GEREKÇELERE DAYANARAK, AİHM OYBİRLİĞİ İLE
1. AİHS’nin 3. maddesi uyarınca olan şikayetin kabuledilebilir; başvurunun kalanının
kabuledilemez olduğuna;
2. AİHS’nin 3. maddesinin esas yönünden ihlal edilmediğine;
3. AİHS’nin 3. maddesinin usul yönünden ihlal edildiğine;
4. a) AİHS’nin 44. maddesinin 2. paragrafı gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç
ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilmek üzere
Savunmacı Hükümet tarafından başvuranlara aşağıdaki tazminat miktarlarının
ödenmesine;
(i) manevi tazminat olarak başvuranların her birine 5.000 Euro (beş bin Euro) ile
birlikte bu miktara tabi olabilecek her türlü vergi;
(ii) yargılama masraf ve giderlerine karşılık başvuranlara 3.000 Euro (üç bin Euro)
ile birlikte bu miktara tabi olabilecek her türlü vergi;
b) Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa
Merkez Bankası’nın o dönem marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranının üç
puan fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına;
5. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine
KARAR VERMİŞTİR.
—— • ——
BOZCAADA KİMİSİS TEODOKU RUM ORTODOKS KİLİSESİ VAKFI/Türkiye
Davası*
Başvuru No: 37639/03, 37655/03, 26736/04 et 42670/04
Strazburg
3 Mart 2009
İKİNCİ DAİRE
USUL
Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan (37639/03, 37655/03, 26736/04 ve 42670/04) numaralı
başvurunun nedeni Bozcaada Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı’nın (Başvuran)
20 Kasım 2003 tarihinde (37639/03 ve 37655/03), 19 Temmuz 2004 tarihinde (26736/04) ve
3 Kasım 2004 tarihinde (42670/04) Temel İnsan Hakları ve Özgürlüklerini güvence altına
alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu
başvurulardır.
Başvuran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul barosu avukatlarından
A. Sakmar tarafından temsil edilmektedir.
OLAYLAR
I. DAVANIN KOŞULLARI
Başvuran, Türk yasalarına uygun olarak kurulmuş, Çanakkale’de yerleşik bir vakıftır.
Vakfın iç tüzüğü Lozan Antlaşması’nın dini azınlık vakıflarıyla ilgili hükümlerine uygundur.
Vakıf, yüzölçümleri 3 792,54 m2 (dava dilekçesi no 37639/03, parsel no 177-5), 2 251,72
m2 (no 37655/03, parsel no 136-5), ve 2 219,69 m2 (no 26736/04, parsel no 135-13) olan üç
arazi ile şapel olarak kullanılan ve yüzölçümü 37,82 m2 olan bir gayrimenkulü (no 42670/04,
parsel no 541-55) bağış ve miras yoluyla edindiklerini ileri sürmektedir. Bununla birlikte, çok
uzun zamandır sahibi olmalarına rağmen söz konusu taşınmazlar tapu sicilinde adına
kaydedilmemiştir.
Mayıs 1991’de, bölgede gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sonrasında ihtilaflı araziler
parsellere bölünmüş ve bu parsellerin her birine yeni bir numara verilmiştir. Bununla birlikte,
başvuran 2762 sayılı Vakıflar Yasası’nda öngörüldüğü şekilde süresi içinde vakfın mal
varlığını beyan etmediği için tapu kayıt defterlerinde mülk sahiplerinin adlarının yazıldığı
bölüm boş bırakılmıştır. Söz konusu mülklere ait kadastro tutanaklarında, her ne kadar
bilirkişi ve tanıklar ilgili vakfın gerçekten bu taşınmazların sahibi olduğunu doğrulasa da,
ihtilaflı gayrimenkullerle ilgili başvuran adına kayıtlı hiçbir tapu senedinin bulunmadığı
belirtilmiştir.
* Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.
Başvuran, otuz günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediği için, kadastro planları
yayınlanmış ve kesinleşmiştir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 27 Kasım 2000 tarihli yazısında başvurana, söz konusu
gayrimenkullerin tapu siciline kaydedilmesi için yetkili mahkemelerde dava açmasını tavsiye
etmiştir.
2001 ve 2002 yıllarında başvuran, her bir gayrimenkulün ayrı ayrı tapu siciline
kaydedilmesi talebiyle Bozcaada Kadastro Mahkemesi’nde (« Mahkeme ») dava açmıştır.
Mahkeme, kendisine verilen yargılama görevi çerçevesinde zirai bilirkişi raporu isteyerek,
yerel ve teknik bilirkişiler ile diğer tanıkları dinlemiştir. Mahkeme, kadastro planlarını ve söz
konusu mülklere ait kadastro ve vergi kayıtlarını toplamıştır.
Mahkeme, 8 Ekim 2001 (dava dilekçesi no 37639/03) ve 14 Ocak 2002 (diğer üç dava
dilekçesi) tarihlerinde verdiği kararlarla, başvuranın talebini haklı bulmuş ve 3402 sayı ve 3
Temmuz 1987 tarihli Kadastro Yasası’nın 14. maddesi uyarınca söz konusu mülklerin
başvuran adına tapu siciline kaydedilmesine hükmetmiştir. Mahkeme ilk önce, tüzel kişiliği
olan vakfın gayrimenkul edinme yeteneğini haiz olduğunu tespit etmiştir. Daha sonra
mahkeme, yerel bilirkişilerin de doğruladığı gibi, iddia edilen mülkiyet hakkının somut
belgelere dayandığını ve ayrıca ilgili vakfın elinde söz konusu mülklere ait vergi ödeme
makbuzları bulunduğunu gözlemlemiştir. Mahkeme, arazilerle ilgili olarak sunulan belgelere
dayanarak, vakfın mülkiyet hakkını kullanarak arazileri üçüncü şahıslara kiraya verdiğini
tespit etmiştir. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen belgelere göre, vakıf,
1964 yılından itibaren söz konusu mülkleri kendi mal varlığı içerisinde beyan etmiştir. Aynı
şekilde, 1971 yılında Arazi Dağıtım Komisyonu tarafından düzenlenen tutanak yine söz
konusu iyeliği kanıtlamaktadır. Mahkeme, vakıfların aynı gerçek kişiler gibi kazandırıcı
zamanaşımı yoluyla gayrimenkul edinebileceğini bildirmiştir.
Hazine’nin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay, 29 Nisan 2002 (no 37639/03, 37655/03
ve 26736/03) ve 18 Nisan 2002 (no 42670/04) tarihli kararlarıyla ilk derece mahkemesinin
kararlarını bozmuştur. Yargıtay, başvuranın, mal varlığı beyanını 2762 sayılı yasada
öngörüldüğü gibi yapmadığını ve gerçek kişilerin aksine vakıfların kazandırıcı zamanaşımı
yoluyla gayrimenkul edinemeyeceğini bildirmiştir.
Başvuran tarafından yapılan karar düzeltme talepleri Yargıtay tarafından reddedilmiştir.
9 Ağustos 2002 tarihinde 2762 sayılı yasaya değişiklik getiren 4771 sayılı yasa yürürlüğe
girmiştir. Bu yeni yasa vakıflara, hangi şekilde olursa olsun, mülkiyetleri kendilerine ait
olduğu kanıtlanmış gayrimenkullerin tapu siciline kaydedilmesini talep etme imkânı
vermiştir.
Yeniden görülen davada kadastro mahkemesi 16 Eylül 2003 (n o 37639/03 ve 37655/03) ve
9 Haziran 2003 (no 26736/03 ve 42670/04) tarihinde Yargıtay’ın kararına uyarak başvuranın
taleplerini reddetmiş ve ihtilaflı mülklerin Devlet Hazinesi adına tapu siciline kaydedilmesine
karar vermiştir. Mahkeme, karar gerekçesi olarak ilk önce Yargıtay Genel Kurulu’nun
kazandırıcı zamanaşımı ile edinme için temel koşulun malik sıfatıyla zilyetlik olduğu yönünde
verdiği 8 Mayıs 2002 tarihli kararı göstermiştir. Oysa, daha önceki 8 Mayıs 1974 tarihli
kararında Yargıtay, azınlık vakıfları tarafından 1936 yılında yapılan mal beyanlarının vakıf
tüzüğüne eşdeğer vakıfname olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir.
Beyannamede açıkça belirtilmemişse bu vakıflar söz konusu belgede belirtilen
gayrimenkullerden başka taşınmaz mülk edinemezler. Dolayısıyla, bu tür vakıflar malik
sıfatıyla zilyetliği ileri süremezler. Başvuranın beyannamesini, bu konuyu düzenleyen yasada
öngörülen şekil ve süreye uygun olarak sunduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığından,
mahkeme, vakfın söz konusu mülklerin sahibi olamayacağına hükmetmiştir.
Ayrıca mahkeme, 135-13 ve 541-55 nolu parsellerle (n o 26736/03 ve 42670/04) ilgili
olarak, yapılan yasa değişikliğinin devam eden yargılamada uygulanamayacağına karar
vermiş ve ihtilaflı mülklerin Devlet Hazinesi adına tapu siciline kaydedilmesine hükmetmiştir.
2003 yılının 6 Şubat (no 37639/03 ve 37655/03) 29 Eylül (no 26736/04) ve 21 Aralık (no
42670/04) tarihlerinde aldığı kararlarla Yargıtay, başvuran tarafından yapılan itirazları
reddetmiş ve böylece ilk derece mahkemesinin kararlarını onamıştır.
Yargıtay, 12 Mayıs 2003 tarihli (başvurana 30 Mayıs 2003 tarihinde tebliğ edilen 37639/03
ve 37665/03 nolu), 9 Şubat 2004 tarihli (aynı gün tebliğ edilen 26736/04 nolu) ve 5 Nisan
2004 tarihli (13 Mayıs 2004 tarihinde tebliğ edilen 42670/04 nolu) kararlarıyla, başvuranın
kararı düzeltme itirazını reddetmiştir.
Buna paralel olarak başvuran, 13 Ocak 2003 tarihinde, 4771 sayılı yasanın 4. maddesine
dayanarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne söz konusu gayrimenkullerin kendi adına tapu
siciline kaydedilmesini talep etmiştir. Başvuranın bu talebi, taşınmazların tapu sicilinde
Hazine veya üçüncü şahıslar adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle 26 Mart 2003 tarihinde
reddedilmiştir.
Ankara İdare Mahkemesi, başvuran tarafından 26 Mart 2003 tarihinde yapılan kararın
iptali başvurusunu 6 Mayıs 2004 tarihli kararıyla reddetmiştir. Mahkeme özellikle ihtilaflı
mülklerin tapu sicilinde üçüncü şahıslar veya Hazine adına kayıtlı olmaları durumunda veya
bir tapu senedi hakkında ortaya çıkan anlaşmazlığın ulusal mahkemelerde hâlâ görüşülüyor
olması halinde, idari makamların söz konusu gayrimenkulleri sözde sahipleri adına
kaydedemeyeceğine hükmetmiştir.
30 Mayıs 2007 tarihinde Danıştay, ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır.
Başvuran, 8 Kasım 2007 tarihinde 30 Mayıs 2007 tarihli kararın düzeltilmesi için itiraz
başvurusu yapmıştır. Bu yargılama halen Danıştay’da görülmektedir.
HUKUK
I. DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
Başvuruların olaylar ve esas itibariyle benzer olmaları dolayısıyla AİHM, davaların
birleştirilmesine ve tek bir karara bağlanmasına karar vermiştir.
II. KABULEDİLEBİLİRLİĞE İLİŞKİN
Hükümet, başvuranın 4771 ve 4778 sayılı yasaların kabulünden sonra Danıştay’a yaptığı
iptal başvurusunun hala derdest olması muvacehesinde AİHS’nin 35. maddesinin 1. fıkrasında
öngörülen iç hukuk yollarının tamamen tüketilmesi şartının yerine gelmediğini ileri
sürmektedir.
Başvuran, hükümetin bu savına itiraz etmekte ve 4771 ve 4778 sayılı yasalar ile açılan
başvuru yolunun, AİHS’nin 35. maddesinin 1. fıkrası anlamında bir hukuk yolu olmadığını
çünkü söz konusu gayrimenkullerin tapusunu edinmeye değil, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün
verdiği kararın iptal edilmesine yönelik olduğunu ileri sürmektedir. Diğer taraftan başvuran,
özellikle 135-13 ve 541-55 nolu parsellerle (dava dilekçesi n o 26736/03 ve 42670/04) ilgili
olarak ulusal mahkemelerin, 2762 sayılı yasada yapılan değişikliğin devam eden davaya
uygulanamayacağına hükmettiğini, ki bu başvurunun konusunun da o kapsama girdiğini
hatırlatmaktadır.
AİHM, yerleşik içtihadına göre, eğer bir kimse ihtilaflı durumun – dolaylı yollardan değil–
doğrudan çözülmesine yönelik bir hukuk yoluna başvurmuş ise, kendisine sunulan, ancak
etkililiği muğlak olan diğer hukuk yollarına başvurmak zorunda olmadığını hatırlatmaktadır
(bakınız, diğerleri arasından, Yunanistan aleyhine Manoussakis ve diğerleri davası, 26 Eylül
1996, prg. 33, Karar ve hükümlerin derlemesi 1996-IV).
Mevcut davada AİHM, Hükümet tarafından ileri sürülen başvuru yolunun ihtilaflı
durumun doğrudan çözülmesine yönelik olmadığı kanaatindedir. Bu bakımdan, AİHM, 4771
ve 4778 sayılı yasaların yürürlüğe girmesinden sonra başvuranın, söz konusu taşınmazların
kendi adına tapu siciline kaydedilmesi talebini reddeden Vakıflar Genel Müdürlüğü kararının
iptal edilmesi için idare mahkemelerinde dava açtığını gözlemlemektedir. Oysa, idare
mahkemesi 6 Mayıs 2004 tarihli kararla taşınmazların tapu sicilinde üçüncü şahıslar veya
Hazine adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir. Diğer taraftan Danıştay,
yukarıda belirtilen kararı onamıştır. AİHM’nin kanaatine göre, ulusal mahkemelerin daha
önce 4771 ve 4778 sayılı yasaların bahsi geçen 26736/03 ve 42670/04 sayılı davalarda
uygulanamayacağına hükmettiği de göz önüne alınırsa, karar düzeltme başvurusunun halen
Danıştay’da derdest olması başvuranın durumunu değiştirmemektedir.
Buraya kadar elde edilen bulgular ışığında AİHM, başvuranın Türk hukukunun kendisine
tanıdığı normal hukuk yollarını kullandığı kanaatindedir. Bu itibarla, Hükümet’in iddiasını
reddetmek uygun olacaktır.
Diğer taraftan AİHM, dava dilekçelerinin AİHS’nin 35. maddesinin 3. fıkrası anlamında
açıkça dayanaktan yoksun olmadığını ve aynı zamanda bu şikâyetlerin başka bir
kabuledilemezlik gerekçesi bulunmadığını tespit etmektedir. Bu itibarla, kabuledilebilir ilan
edilmeleri uygun olacaktır.
III. 1 NOLU EK PROTOKOLÜN 1. MADDESİNİN İHLÂL EDİLDİĞİ İDDİASI
HAKKINDA
Başvuran, ulusal mahkemelerin taşınmazların kendi adına tapu siciline
kaydedilmesini reddetmek suretiyle, 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesi anlamında
mülkiyetin korunması hakkını ihlâl ettiklerini ileri sürmektedir.
A. Tarafların savları
Başvuran, söz konusu mülklerin kendi adına tapu siciline kaydedilmesi için gerekli tüm
yasal şartları yerine getirdiğini ileri sürmektedir. Başvurana göre, ulusal mahkemeler bu
mülklerin yirmi yıldan fazla süredir aralıksız olarak vakfın zilyetliğinde bulunduğunu kabul
ettiklerine göre, kadastro yasasının 14. maddesi gereğince mülkiyet hakkını kendilerine
vermeleri gerekirdi. Mahkemeler, Yargıtay’ın 2762 sayılı yasayla ilgili 1974 yılında yaptığı
yoruma dayanarak başvuranın bu talebini reddetmişlerdir, oysa ki, o tarihten bu güne
vakıfların mülk edinme haklarına ilişkin yasalarda köklü değişiklikler yapılmıştır.
Hükümet, başvuranın 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesi anlamında «mülk» sahibi
olmadığını ileri sürmektedir. Hükümet, davacı olma sıfatıyla başvuranın, kanıt getirme
yükümlülüğünü yerine getiremediğini ve mülkiyet hakkını ispatlayamadığını iddia etmektedir.
Hükümetin kanaatine göre, başvuran tarafından sunulan kanıt belgeleri bir zilyetlik veya
mülkiyet hakkı oluşturmak için yeterli değildir. Hükümet, AİHM’nin içtihadına atıfta
bulunarak, ilgili vakfın herhangi «mevcut malı» olduğu ileri sürülemeyeceğinden başvuranın
şikâyetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olduğunu savunmaktadır. Hükümet ayrıca, davaların
kendi lehine sonuçlanacağı yönünde başvuranın « meşru bir beklentisi » olamayacağını ileri
sürmektedir.
Hükümetin kanaatine göre, başvuranın iddiaları yasaların öngördüğü koşulları yerine
getirmediği ve 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesi de bir mülk edinme teminatı olmadığı için,
ilgili vakfın 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesi anlamında bir « mülk »ü bulunmamakta,
dolayısıyla mülkiyet hakkına müdahale bulunmamaktadır.. Hükümetin kanaatine göre
kadastro mahkemesinin başvuranın lehine karar vermiş olması, sözkonusu karar bilahare
Yargıtay tarafından bozulduğu ve hiçbir zaman kesin bir yargı kararı haline gelmediği cihetle
konuyla alakalı değildir.
B. AİHM’nin değerlendirmesi
AİHM, başvuranın 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesi tarafından koruma altına alınan bir
‘mülk’ün sahibi olup olmadığı hakkında tarafların farklı görüşleri olduğunu tespit etmektedir.
Dolayısıyla, AİHM’in başvuranın içerisinde bulunduğu hukuki durumun 1 Nolu Ek
Protokolün 1. maddesinin uygulama alanına girip girmediğini belirlemesi gerekmektedir.
AİHM, « mülk» kavramının özerk yapısına ilişkin konuyla ilgili yerleşik içtihadına atıfta
bulunmaktadır (Yunanistan aleyhine Iatridis davası [GC], nº 31107/96, prg. 54, CEDH 1999II, ve İtalya aleyhine Beyeler davası [GC], nº 33202/96, prg. 100, CEDH-2000-I). Bu
bakımdan AİHM’in görevi, kendisine incelenmek üzere sunulan her davada, ele alınan
şartların, bütün olarak değerlendirildiklerinde başvurana 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesi
tarafından koruma altına alınan bir maddi menfaat sağlayıp sağlamadığını belirlemektir. Bu
bağlamda AİHM, aşağıdaki hukuki unsur ve olguları dikkate alacaktır.
Türk hukukunda, ilke olarak mülkiyet hakkını kuran yegâne yasal belge tapu sicili
kayıtlarıdır. Öte yandan, kadastro yasasının 14. maddesine göre, « tapu siciline kayıtlı
olmayan bir gayrimenkulün mülkiyeti (...) bu gayrimenkulü yirmi yılı aşkın bir süredir
aralıksız olarak elinde bulundurduğunu belgelerle, bilirkişi raporlarıyla veya tanıkların
beyanlarıyla kanıtlayan kimsenin adına kaydedilir (...) ».
Mevcut davada, hiç kimse başvuranın ihtilaflı mülklerin tapu senetlerine haiz olmadığına
itiraz etmemektedir. Kadastro mahkemesi, birinci derece mahkemesi olarak 8 Ekim 2001 ve
14 Ocak 2002 tarihli kararlarında, zilyetlik yoluyla mülk edinme koşullarının yerine
getirildiğine hükmetmiştir. Bu konuda kadastro mahkemesi, kesintisiz zilyetliğin olup
olmadığını belirlerken, zirai bilirkişi raporları ile tanıkların ve yerel ve teknik bilirkişilerin
beyanları, tarafların sunduğu veya resen elde edilen belgeler ve aralarında söz konusu
mülklere ait kadastro planları, vergi ve kadastro kayıtlarının da yer aldığı diğer belgeler gibi
birçok unsuru dikkate almıştır. Diğer taraftan, Hükümet bu unsurlara itiraz etmemiştir.
Yargıtay ise, 18 ve 29 Nisan 2002 tarihlerinde verdiği kararlarda, başvuranın zilyetliğine
ilişkin olguları tartışmadan hukuki olgulara ilişkin farklı bir yorum geliştirerek ilk derece
mahkemesinin kararlarını bozmuştur. Yargıtay, başvuranın tüzel kişi olarak,2762 sayılı
yasanın öngördüğü şekilde beyanname sunmaması nedeniyle iktisabi zamanaşımı yoluyla bir
gayrimenkulün mülkiyet hakkını elde edemeyeceğine hükmetmiştir. Daha sonra, kadastro
mahkemesi 16 Eylül ve 9 Haziran 2003 tarihlerinde verdiği kararlarda, Yargıtay’ın kararına
uymuş ve 8 Mayıs 2002 tarihli Yargıtay içtihadında yer alan, adı geçen vakfın 2762 sayılı
yasaya uygun olarak beyannamesini sunması şartının yerine gelmemiş olması nedeniyle malik
sıfatıyla sözkonusu taşınmazları zilyetliğinde bulunduramayacağına karar vermiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf başvuranın malik sıfatıyla zilyetlikten yararlanıp
yararlanamayacağı konusundadır. Başvuranın malik sıfatıyla zilyetlikten yararlanabilmesi
halinde hak kazandırıcı zamanaşımı yoluyla bu taşınmazların tapu siciline kendi adına
kaydedilmesi mümkün olacaktır.
Bu konuda AİHM, ulusal mahkemelerin, bir başkasını değil de bu hukuki çözümü
benimsemelerine neden olan malik sıfatıyla zilyetlik kavramının doktrinal analizini yapmayı
yararlı ve hatta gerekli görmemektedir. Diğer taraftan, müteaddit kereler belirttiği gibi AİHM,
iç hukuku yorumlama ve uygulama yetkisinin birinci derecede ait olduğu ulusal
mahkemelerin yaptığı iddia edilen hukuki ve olgusal hataları ancak sınırlı şekilde tespit
edebilir (İspanya aleyhine García Ruiz davası [GC], no 30544/96, prg. 28, CEDH 1999-I ;
yine Birleşik Krallık aleyhine J.A. Pye (Oxford) Ltd ve J.A. Pye (Oxford) Land Ltd davası
[GC], no 44302/02, prg. 74, CEDH 2007-... ile karşılaştırınız). Bununla birlikte AİHM’nin
görevi, incelemek üzere kendisine sunulan davada ulusal mahkemelerin yaptığı yorum ve
uygulamanın AİHS’ne uygun olup olmadığını denetlemektir (bakınız, mutatis mutandis,
Türkiye aleyhine Nacaryan ve Deryan davası, no 19558/02 ve 27904/02, prg. 48, 8 Ocak
2008).
AİHM, dini azınlık vakıflarının mülk edinme haklarını daha önce Fener Rum Erkek Lisesi
Vakfı kararı çerçevesinde incelediğini gözlemlemektedir. Özellikle, mal beyanının 2762 sayılı
yasada öngörüldüğü şekilde yapılmamış olması hakkında AİHM, dini azınlık vakıflarının
1936 yılında sundukları beyannamelerin bu kurumların « vakıfnamesi » yerine geçtiğini kabul
eden 1974 tarihli içtihadın uygulanmasının, «öngörülebilirlik» gereğini karşılamadığına
hükmetmişti (yukarıda belirtilen karar, prg. 57). Nitekim, Yargıtay’ın 8 Mayıs 2002 tarihli
ilke kararında altını çizdiği gibi, dini azınlık vakıflarının 1936 yılında yaptıkları beyannamede
gösterdiklerinden başka mülk edinmelerini engelleyen bu içtihattır.
Bu nedenle, Yargıtay’ın yürürlükteki mevzuatı, 1936 yılında verilen beyannamelerin
vakıfname yerine geçtiği şeklinde yorumlamasaydı, söz konusu mülkleri aralıksız ve gerçek
bir şekilde zilyetliğinde bulunduran başvuranın iktisabi zamanaşımı yoluyla bu ihtilaflı
taşınmazların mülkiyet hakkını elde edebileceği sonucuna varmak mümkündür.
Ayrıca AİHM’in gözlemlerine göre, 9 Ağustos 2002 tarihinde yürürlüğe giren ve « dini
azınlık vakıfları, iç tüzüğü olsun ya da olmasın, taşınmaz varlık edinebilir veya sahip
olabilirler (...) » şeklinde bir hüküm getiren 4771 sayılı yasanın 4. maddesi ile Yargıtay’ın bu
içtihadı tartışmalı hale gelmiştir. Özellikle bu düzenleme, vakıflara, hangi yolla olursa olsun
sahip oldukları kanıtlanmış taşınmazların tapu siciline kendi adlarına kaydedilmesini talep
etme imkânı sunmaktadır. Bununla birlikte, dava dosyasına bakıldığında, başvuranın bu
imkandan yararlanamadığı görülmektedir.
Bu nedenle AİHM, başvuranın meşru olarak, çok uzun süredir zilyetliğinde bulunan
gayrimenkullerin sahibi olabilmek için gerekli şartları yerine getirdiğini düşünebileceği
kanaatindedir. Ayrıca AİHM, başvuranın taşınmazlara ilişkin çıkarının, 1 Nolu Ek Protokolün
1. maddesinin ilk cümlesinde belirtilen anlamda bir « mülk » sayılacak derecede, önemli bir
menfaat oluşturduğu ve dolayısıyla şikâyetin bu bölümünün incelenmesi gerektiği
kanaatindedir.
Bu itibarla taşınmazların tapu siciline başvuran adına kaydedilmesi reddedilerek Devlet
Hazinesi adına kaydedilmesiyle başvuranın mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin, 1 Nolu Ek
Protokolün 1. maddesinin gereklerine uygun olup olmadığı araştırmalıdır.
Bu konuda, 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesine göre, herşeyden önce ve özellikle yetkili
merciler tarafından mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin yasal olması gerekmektedir
(Iatridis, ilgili bölüm, prg. 58).
AİHM’nin gözünde, yürürlükteki mevcut yasalar bu konuda yeteri kadar açıktır. Kadastro
yasasının 14. maddesinde iktisabi zamanaşımı yoluyla mülk edinme şartları sıralanmıştır.
Diğer taraftan, 2762 sayılı Vakıflar Yasası, 2002 yılında yapılan değişikliklerden sonra, dini
azınlık vakıflarının zilyetlikle mülk edinme hakkına sahip olabileceklerini kabul etmektedir.
Bu nedenle ve yukarıda belirtilen değerlendirmelerin ışığında AİHM’in edindiği kanaate
göre, söz konusu gayrimenkulleri kadastro yasasının 14. maddesi anlamında yirmi yıldan
fazla bir süredir aralıksız olarak zilyetliğinde bulundurmasına rağmen, ulusal mahkemelerin
bu taşınmazların tapu siciline kendi adına kaydedilmesini reddedeceği, başvuran tarafından
önceden tahmin edilemezdi. Dolayısıyla AİHM, ihtilaflı müdahalenin yasallık ilkesiyle
bağdaşmadığı ve 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesinin getirdiği zorunlukları karşılamadığı
sonucuna varmaktadır.
Bu itibarla, söz konusu hüküm ihlâl edilmiştir.
IV. İDDİA EDİLEN DİĞER MADDE İHLÂLLERİ HAKKINDA
Başvuran, AİHS’nin 9. maddesine atıfta bulunarak, ibadet hakkının çiğnendiğini ve
davasının ulusal mahkemeler tarafından adil olarak görülmediğini iddia etmektedir. Başvuran
ayrıca, iç hukukta 13. madde anlamında etkili bir itiraz yolundan yararlanamadığını ileri
sürmektedir. Son olarak başvuran, 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesiyle bağlantılı olarak
AİHS’nin 14. maddesini ileri sürmekte ve taleplerinin reddedilmesi suretiyle diğer vakıflara
kıyasla bir ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını iddia etmektedir.
AİHM, 1 Nolu Ek Protokol’ün 1.maddesiyle ilgili tespitlerini dikkate alarak, bu
şikâyetlerin kabuledilebilir olduğu, buna karşın ileri sürülen hükümlerin ihlâl edilip
edilmediğinin incelenmesine gerek olmadığı kanaatindedir (bakınız, mutatis mutandis, Fener
Rum Erkek Lisesi Vakfı, ilgili bölüm, prg. 62).
V. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI
A. Tazminat
Başvuran esas olarak mağduriyetinin telafi edilmesi için en uygun yöntemin ihtilaf konusu
taşınmazların tamamının Hükümet tarafından kendisine geri verilmesi olacağını
savunmaktadır. Hükümetin bunu gerçekleştirmemesi halinde başvuran hakkaniyete uygun
120.634,625 Euro tazminat talep etmektedir. Bu meblağın 100.372,15 Eurosu adli
bilirkişilerce sözkonusu taşınmazların satış değerleri için belirlenen rakam olup 20.262,475
Euro kullanım kaybından kaynaklanan zarara karşılık gelmektedir. Başvuran ayrıca 1 Euro
manevi tazminat talep etmektedir.
Hükümet bu taleplere karşı çıkmaktadır.
AİHM, ihlali tespit eden bir karar uyarınca savunmacı devletin ihlali sona erdirmesi ve
ortaya çıkan sonuçları mümkün olduğunca ihlalden önceki duruma geri döndürecek biçimde
telafi etmesi gerektiğini anımsatmaktadır (Bkz. Iatridis-Yunanistan kararı (adil tatmin) no:
31107/96).
Yapılan bu tespitler ışığında, AİHM taşınmazların tapu sicilinde başvuran adına mümkün
olan en kısa zamanda tescil edilmesinin başvuranı Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal
edilmediği önceki duruma eşdeğer bir konuma getireceğine itibar etmektedir.
Mevcut kararın verildiği tarihten itibaren üç ay içinde tescilin yapılmaması durumunda
AİHM, Hükümetin başvurana, başvuranın malına el konmasından itibaren geçerli tazminat ve
kullanım kaybına karşılık olarak taşınmazın güncel değerini ödemesine karar vermiştir.
AİHM tazminat miktarını saptarken başvuran tarafından sunulan adli bilirkişi incelemeleri
sonuçlarının dayanak olarak alınmasını gerekli görmektedir. AİHM, İlgili dönemdeki ve
halihazırdaki döviz kurlarını dikkate almak suretiyle, sözkonusu tescilin yapılmaması halinde
Hükümetin başvurana uğradığı tüm zararın karşılığında 100.000 Euro ödemesini uygun
görmektedir.
B. Yargılama masraf ve giderleri
Başvuran ulusal mahkemeler ve AİHM nezdinde yapmış olduğu yargılama masraf ve
giderleri için 49.435,79 Euro talep etmektedir. Başvuran bu bağlamda yirmi dörtten fazla
taşınmazın birçok yargılama konusunu teşkil etmesine ilişkin çok sayıda kanıtlayıcı belgeyi
sunmaktadır.
Hükümet bu meblağlara karşı çıkmaktadır.
AİHM bu başvurunun başvuranın açmış olduğu davaların tamamını kapsamadığını
gözlemlemektedir. AİHM sonuç olarak başvurana yargılama masraf ve giderleri için 5.000
Euro ödenmesine itibar etmektedir.
C. Gecikme Faizi
AİHM, Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz
oranına üç puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir.
BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK AİHM, OYBİRLİĞİYLE,
1. Başvuruların birleştirilmesine;
2. Başvuruların kabuledilebilir olduğuna ;
3. Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine;
4. AİHS’nin 6. ve 9., maddesi ile 14. maddesiyle bağlantılı Ek 1 no’lu Protokol’ün 1.
maddesi hakkındaki şikayetlerin ayrıca incelenmesine gerek olmadığına;
5. a) AİHS’nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde
Savunmacı Hükümet tarafından ihtilaf konusu taşınmazların tapu sicilde başvuran adına tescil
edilmesine;
b) bu yönde bir tescilin yapılmaması durumunda, aynı üç aylık sürede, miktara
yansıtılabilecek her türlü vergi ve masraflarla birlikte ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden
TL’ye çevrilmek üzere, Savunmacı Hükümet tarafından başvurana 100.000 (yüz bin) Euro
maddi tazminat ödenmesine;
c) aynı üç aylık sürede, miktara yansıtılabilecek her türlü vergi ve masraflarla birlikte ödeme
tarihindeki döviz kuru üzerinden TL’ye çevrilmek üzere, Savunmacı Hükümet tarafından
yargılama masraf ve giderleri için başvurana 5.000 (beş bin) Euro ödenmesine;
d) sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapıldığı tarihe kadar Hükümet
tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan
fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına;
4. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine;
KARAR VERMİŞTİR.
İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3.
paragraflarına uygun olarak 3 Mart 2009 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir.
—— • ——
VELİ ÖZDEMİR/Türkiye Davası*
Başvuru No: 43824/07
Strazburg
23 Haziran 2009
İKİNCİ DAİRE
USUL
T.C. vatandaşı Veli Özdemir (başvuran) tarafından Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, 22 Ağustos
2007 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin
(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - AİHS) 34. maddesi uyarınca yapılan 43824/07 numaralı
başvuru sonucu bu dava görülmektedir
Başvuran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul Barosu avukatlarından
E. Kanar tarafından temsil edilmektedir.
OLAYLAR
Başvuran 1978 doğumlu olup halen Tekirdağ cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Yasadışı bir
örgütün mensubu olmakla suçlanan başvuran yakalanarak 17 Ocak 2003 tarihinde gözaltına
alınmıştır. Başvuran dört gün sonra tutuklanmıştır. Türk Anayasal düzenini zor kullanarak
yıkma girişiminde bulunmak suçundan başvuran hakkında 10 Nisan 2007 tarihinde kamu
davası açılmıştır. O tarihten bu yana birçok duruşma yapılmıştır. Hakimler neredeyse bir
birinin aynısı gerekçelerle düzenli olarak başvuranın tutukluluk halinin devamına karar
vermiştir. Tutukluluk haline karşı yapılan itirazların hepsi reddedilmiştir. Dosyada yer alan
unsurlara göre dava İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde derdesttir ve başvuran mevcut bu
kararın alındığı tarihte halen tutukludur.
HUKUK
I. AİHS’NİN 5. MADDESİNİN 3. VE 4. PARAGRAFLARININ İHLAL EDİLDİĞİ
İDDİASI HAKKINDA
AİHS’nin 5/3 maddesine atıfta bulunan başvuran tutukluluk süresinin uzunluğundan şikayetçi
olmaktadır. Başvuran tutukluluk süresinin uzunluğuna karşı başvurabileceği etkili bir başvuru
yolunun bulunmadığını ileri sürerek AİHS’nin 6. ve 13. maddelerini ileri sürmektedir.
Başvuran bu bağlamda ulusal yargının bilhassa duruşma yapmaksızın, kendisinin veya
avukatının yokluğunda sadece dosyada yer alan kanıt unsurlarına dayalı olarak tutukluluk
halinin devamına karar verdiğini iddia etmektedir.
AİHM bu şikayetin AİHS’nin 5/4 maddesi çerçevesinde inceleneceğini ifade etmektedir.
* Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.
AİHS’nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde şikayetlerin dayanaktan yoksun
olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru
bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle şikayetler kabuledilebilir niteliktedir.
Esas ile ilgili olarak, Hükümet bilhassa başvuranın işlediğinden şüphelenilen suçun niteliğine
oranla ve işlemesi muhtemel ciddi suçlar dikkate alındığında tutukluluk süresinin
uzunluğunun makul olduğunu savunmaktadır. Başvuran Hükümetin bu iddiasına karşı
çıkmaktadır.
AİHM başvuranın 17 Ocak 2003 tarihinden bu yana yani altı yıl dört aydan fazla bir süredir
tutuklu olduğunu saptamaktadır. AİHM şikayet konusu buna benzer başvuruları daha önce de
incelediğini ve AİHS’nin 5/3 maddesinin ihlal edildiği sonucuna vardığını hatırlatır (Bkz.
diğer birçokları arasında Dereci-Türkiye no: 77845/01, 24 Mayıs 2005 ve Taciroğlu-Türkiye
kararı no: 25324/02, 2 Şubat 2006).
AİHM Hükümetin bu davada farklı bir sonuca ulaşmasını sağlayacak ikna edici hiçbir tespit
ve delil sunmadığına itibar ederek AİHS’nin 5/3 maddesinin bu bakımdan ihlal edildiği
sonucuna varmaktadır.
AİHS’nin 5/4 maddesine ilişkin şikayet ile ilgili Hükümet görüş bildirmemiştir, AİHM buna
benzer bir şikayetin daha önce de incelendiğini ve sözü edilen bu hükmün ihlal edildiğini
anımsatır (Bkz. Bağrıyanık-Türkiye kararı, no: 43256/04, 5 Haziran 2007). AİHM bu
başvuruda da farklı bir sonucun alınmasını gerektirecek herhangi bir durumun olmadığı ve
aynı gerekçelerle AİHS’nin 5/4 maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmaktadır.
II. AİHS’NİN 6/1 MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA
AİHS’nin 6/1 maddesine atıfta bulunan başvuran davasının makul bir sürede görülmesi
hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir.
Hükümet davanın iç hukuktaki mahkemeler nezdinde halen sürüyor olması dolayısıyla iç
hukuk yollarının tüketilmediği itirazında bulunmaktadır.
AİHM bu bağlamda Gülbahar ve Tut-Türkiye kararında (no: 24468/03, 24 Şubat 2009) buna
benzer bir itirazı reddettiğini hatırlatmaktadır. Daha önce varmış olduğu bu sonuçtan
ayrılmasını gerektirecek herhangi bir özel durumun bulunmayışında AİHM, Hükümetin
itirazını reddetmektedir. AİHS’nin 35. maddesi bakımından herhangi bir kabuledilemezlik
unsuru bulunmamaktadır. AİHM bu nedenle şikayeti kabuledilebilir nitelendirmektedir.
Esasa gelince, AİHM davanın halen devam ettiğini, yalnızca tek dereceli mahkeme önünde
geçen bu sürenin altı yıl dört aydan fazla olduğunu, dosyada yer alan unsurlardan şu ana dek
herhangi bir karara varılmadığının anlaşıldığını hatırlatır.
AİHM daha önce de birçok davada bu başvurudakine benzer sorunların dile getirildiğini,
mahkemenin bu konudaki yerleşik içtihadından ileri gelen kıstaslar ışığında «makul süre»
ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varıldığını hatırlatır (Bkz. birçokları arasında FrydlenderFransa kararı no: 30979/96). Mevcut bu başvuruda dava dosyasında farklı bir sonucun
çıkmasına elverişli herhangi bir delil unsurunun yokluğunda, örgütlü işlenen suçların
karmaşıklığı dikkate alınmakla birlikte, AİHM, AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiği
sonucuna varmaktadır.
III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA
Başvuran 55.000 TL. (yaklaşık 25.300 Euro) maddi tazminat ve 50.000 TL. (yaklaşık 23.000
Euro) manevi tazminat talep etmektedir. Başvuran ayrıca avukatlık temsil gideri için 18.650
TL. (yaklaşık 8.580 Euro), iç hukuktaki ve AİHM önünde yapmış olduğu yargılama
giderlerinin karşılığı olarak ise 4.540 TL. (yaklaşık 2.100 Euro) talep etmektedir. Başvuranın
avukatı ispat edici belge mahiyetinde İstanbul Barosu’nun avukatlık ücret tarifesini ve yapılan
çeşitli giderlere ilişkin bilgilerin (posta, telefon, kırtasiye giderleri, tercüme masrafı,
başvuranın hükümlü bulunduğu sıradaki ulaşım giderleri vs.) ayrıntılı bir örneğini ve bu
başvurunun hazırlanması için gereken çalışma süresini sunmaktadır. Hükümet AİHM’yi bu
talepleri reddetmeye davet etmektedir.
AİHM tespit edilen ihlal ile öne sürülen maddi tazminat arasında hiçbir illiyet bağı
kuramamakta ve bu talebi reddetmektedir. Buna karşın, başvurana manevi tazminat olarak
8.000 Euro ödenmesini uygun görmektedir. Avukatlık giderleri ve yargılama masrafları ile
ilgili olarak AİHM sunulan tüm delilleri dikkate alarak ve hakkaniyete uygun başvurana
bütün yargılama masraf ve giderleri için 750 Euro ödenmesini kararlaştırmaktadır.
AİHM Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç
puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir.
Dava iç hukuktaki mahkemeler önünde altı yıldan fazla bir süredir halen sürmektedir ve
başvuranın halen hükümlü bulunmaktadır. AİHM, tespit edilen ihlale son vermek için uygun
yolun adaletin tecellisinin gereklerini yerine getirmek için davanın bir an önce
sonuçlandırılması veya AİHS’nin 5/3 maddesinde öngörüldüğü gibi başvuranın bu süreçte
tahliye edilmesi olduğunun altını çizer (Bkz. Yakışan-Türkiye kararı no: 11339/03, 6 Mart
2007).
BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE,
1. Başvurunun kalan kısmının kabuledilebilir olduğuna;
2. AİHS’nin 5. maddesinin 3. ve 4. paragraflarının ihlal edildiğine;
3. AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine;
4. a) AİHS’nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde,
miktara yansıtılabilecek her türlü vergiden muaf tutularak ödeme tarihindeki döviz kuru
üzerinden TL’ ye çevrilmek üzere, Savunmacı Devlet tarafından başvurana manevi tazminat
olarak 8.000 (sekiz bin) Euro ve yargılama masraf ve giderleri için 750 (yedi yüz elli) Euro
ödenmesine;
b) sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar Hükümet
tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan
fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına;
5. Adil tatmine ilişkin diğer tüm taleplerin reddine;
KARAR VERMİŞTİR.
İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3.
paragraflarına uygun olarak 23 Haziran 2009 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir.
—— • ——
Maliye Bakanlığından:
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
(SIRA NO: 410)
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B)
fıkrasında “Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim
ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun Üretici Fiyatları
Genel Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca
Resmî Gazete ile ilan edilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca yeniden değerleme oranı 2011 yılı için % 10,26 (on virgül yirmi
altı) olarak tespit edilmiştir.
Bu oran, aynı zamanda 2011 yılına ait son geçici vergi dönemi için de uygulanacaktır.
Öte yandan, bu konuda daha önce yayımlanmış olan tebliğler de yürürlükte
bulunmaktadır.
Tebliğ olunur.
[R.G.17 Kasım 2011 – 28115]
—— • ——
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
İŞKOLU TESPİT KARARI
Karar No
: 2011/124
İşyeri
: Mispak Temizlik Turizm ve Gıda San. Paz. Tic.
Ltd. Şti.
Atatürk Mh. Gülay Sk. Mavi Plaza No: 7/2
Ataşehir/İSTANBUL (merkez)
Tespiti İsteyen :
Genel-İş Sendikası
İnceleme
: Mispak Temizlik Turizm ve Gıda San. Paz. Tic. Ltd. Şti.’nde
Bakanlığımızca yapılan incelemede; şirketin merkez adresinde hizmet alım sözleşmesi ile iş
görülen yerlerdeki personelin idaresi ve özlük işlemlerinin yürütüldüğü, ayrıca şirket
tarafından hizmet alım sözleşmesi ile Nortel Networks Netaş Telekomünikasyon A.Ş.’nin
temizlik, taşıma, bahçe bakımı ve düzeltilmesi, Sarıyer Belediyesi Veteriner İşleri
Müdürlüğünde başıboş sokak hayvanlarının rehabilite edilmesi ve kapalı alanların
ilaçlanması, Beşiktaş Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğünde yükleme, boşaltma ve
tahliye, Sarıyer Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde Zabıta Müdürlüğü ekip araçlarının
kullanımı, seyyar ekibi ve yıkım ekibi oluşturulması, Ulaştırma Bakanlığı DLH İnşaatı Genel
Müdürlüğünde malzemeli temizlik hizmeti, Esenler Belediyesi Destek Hizmetlerinde genel
temizlik hizmeti, İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesislerinde personel hizmeti alımı, Ataşehir
Belediyesi Destek Hizmetlerinde Fen İşleri Atölye ve Yol Bakım Onarım Bürosu bünyesinde
personel çalıştırılması işlerinin yapılması nedeniyle işyerlerinde yapılan işin İşkolları
Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Karar: Mispak Temizlik Turizm ve Gıda San. Paz. Tic. Ltd. Şti. işyerlerinde yürütülen
işlerin niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkoluna
girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar
Kanununun 4’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G.24 Kasım 2011 – 28122]
—— • ——
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
İŞKOLU TESPİT KARARI
Karar No
: 2011/122
İşyeri
: Envitec Çevre Teknolojileri İşl. İnş. İth.
İhr. Nak. Mak. İmalat. ve Tic. San. Ltd. Şti.
Atatürk Bulvarı No: 154/13 Çankaya/ANKARA
(merkez)
Tespiti İsteyen :
Genel-İş Sendikası
İnceleme
: Envitec Çevre Teknolojileri İşl. İnş. İth. İhr. Nak. Mak. İmalat. ve Tic.
San. Ltd. Şti. işyerlerinde Bakanlığımızca yapılan incelemede;
Şirket merkezinde yapılan işlerin büro işi olması nedeniyle İşkolları Tüzüğü’nün 17 sıra
numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda,
İskenderun Belediyesi sınırları içerisinde İskenderun çevresi ve beldelerinin
sokaklarının süpürülmesi, katı atıkların toplanması ve bu katı atıkların ayrıştırılması işinin
Numune Mah. Dr. Ahmet Sadık Cd. No:8 Belediye Garajı Yanı İskenderun/HATAY
adresinde yapıldığı, ayrıca Hatay iline bağlı Belen, Dörtyol ve Payas Belediyesi işyerlerinde;
çöpün toplanması, cadde ve sokakların süpürülmesi, katı atıkların toplanması ve ayrıştırma
merkezine çöp toplama araçları ile nakledilmesi işlerinin yapıldığı ve İşkolları Tüzüğü’nün 28
sıra numaralı “Genel işler” işkolunda,
yer aldıkları tespit edilmiştir.
Karar: Yapılan bu tespitlerin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar
Kanununun 4’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G.20 Kasım 2011 – 28118]
—— • ——
İLKE KARARI
Kültür ve Turizm Bakanlığından:
Toplantı No. ve Tarihi : 1
1/11/2011 Toplantı Yeri
Karar No. ve Tarihi :
2
1/11/2011 ANKARA
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU
İLKE KARARI
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun “1/5000 veya 1/1000 Ölçekli
Koruma Amaçlı İmar Planlarının veya Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma
Şartlarının İdari Yargı Kararlarıyla İptal Edilmesi Halinde Sit Alanlarında Yapılacak
Uygulamaların Koruma Bölge Kurullarında Değerlendirilmesi” başlıklı 19/1/2010 tarih ve
761 sayılı İlke Kararının Danıştay 14 üncü Dairesinin 20/7/2011 tarihli kararı ile yürütmesinin
durdurulması nedeniyle konunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci
maddesi uyarınca değerlendirilmesi sonucunda:
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19/1/2010 tarih ve 761 sayılı
İlke Kararının iptaline,
Sit alanlarına ilişkin tüm ölçeklerde yapılmış; koruma bölge kurullarının uygun görüşü
alınarak yürürlüğe giren planların yargı kararları ile uygulamasının durdurulması veya iptal
edilmesi halinde uygulamaların “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin 42
nci maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesine,
karar verildi.
[R.G.22 Kasım 2011 – 28120]
—— • ——
İçişleri Bakanlığından:
Karar Sayısı : 2011/875
1 – Sakarya İli Adapazarı İlçe Belediyesi bağlı Alancuma Mahallesinin, aynı İlin
Erenler İlçe Belediyesine bağlanması; 5393 sayılı Belediye Kanununun 8 inci maddesi ve
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinin (B) ve (D) bentlerine göre uygun
görülmüştür.
2 – Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür.
26/11/2011
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
İdris Naim ŞAHİN
Başbakan
İçişleri Bakanı
[R.G.27 Kasım 2011 – 28125]
—— • ——
KURULUŞLARIN BAĞLI VE İLGİLİ OLDUKLARI BAKANLIKLARIN
DEĞİŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ İŞLEM
T.C.
BAŞBAKANLIK
22 Kasım 2011
B.02.0.PPG.0.12-300-02/11349
CUMHURBAŞKANLIĞI YÜCE KATINA
660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş bulunan Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun Maliye Bakanlığı ile ilgilendirilmesini,
27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanuna 3/6/2011 tarihli ve 643 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ile eklenen 19/A maddesi uyarınca takdir ve tensiplerinize arz ederim.
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
—————
T.C.
CUMHURBAŞKANLIĞI
B.01.0.KKB.01-08/D-2-781
25 Kasım 2011
BAŞBAKANLIĞA
İLGİ : 22/11/2011 tarihli ve B.02.0.PPG.0.12-300-02/11349 sayılı yazınız.
660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş bulunan Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun Maliye Bakanlığı ile ilgilendirilmesi,
27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 19/A maddesi uyarınca uygun görülmüştür.
Bilgilerini rica ederim.
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından
İstanbul Barosu Başkanlığı'ndan alınan 20.09.2011 gün ve 34434 sayılı yazıda; Tahir ve
Hadiçe Oğlu, 1960 doğumlu, Gaziantep İli, Merkez İlçesi; Karşıyaka Köyü; Cilt No:068/05,
Aile Kütük No:20; Sıra No:368/7'de kayıtlı Salih TAHİROĞLU'nun, Baro Yönetim
Kurulu'nun 23.06.2011 gün ve 24/32 sayılı kararıyla; Avukatlık Yasası'nın 74.maddesi
gereğince, adının bir daha yazılmamak üzere Baro Levhasından silinerek
RUHSATNAMESİNİN İPTALİNE karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği bildirilmiştir.
Adı geçenin avukatlık yapma hakkının söz konusu kararla kaldırıldığı ve bundan sonra
avukatlara ait hak ve yetkileri kullanamayacağı hususu, Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin
27. maddesinin son fıkrası uyarınca duyurulur.
8713/1-1
[R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ]
—— • ——
İLANLAR
Adalet Bakanlığından
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/587 Esas (İstanbul 33. Asliye Ticaret
Mahkemesinin 2011/27 Esas dosyasına devredilen) dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından,
4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye
Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun
hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince
işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
8794/1-1
—————
Isparta 2. İcra Müdürlüğünün 1998/3568 sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından,
4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye
Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun
hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince
işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
8795/1-1
[R.G.12 Kasım 2011 – 28110]
—— • ——
Adalet Bakanlığından:
MÜNHAL NOTERLİKLER
Aşağıda 2010 yılı gayri safı gelirleri ve isimleri yazılı olan birinci sınıf Yenimahalle
Dördüncü Noterliği 23 Aralık 2011, Üsküdar Onaltıncı Noterliği 25 Aralık 2011, Gebze
Beşinci Noterliği 27 Aralık 2011, Beyoğlu Yirmiyedinci Noterliği ve Gaziosmanpaşa Beşinci
Noterliği 1 Ocak 2012, Beşiktaş Sekizinci Noterliği, Gaziosmanpaşa Sekizinci Noterliği ve
Denizli Beşinci Noterliği 10 Ocak 2012 tarihlerinde yaş tahdidi nedeniyle boşalacaktır.
1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF
NOTERLERDEN bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay
içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları
gerekmektedir.
Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvurma süresi
içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz.
Noterlik Kanununun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ilan olunur.
SIRA NO: NOTERLİĞİN ADI :2010 YILI GAYRİ SAFİ GELİRLERİ
1 - BEŞİKTAŞ SEKİZİNCİ NOTERLİĞİ 1.294.842,77.-TL.
2 - BEYOĞLU YİRMİYEDİNCİ NOTERLİĞİ2.066.345,64.-TL.
3 - DENİZLİ BEŞİNCİ NOTERLİĞİ
680.805,30.-TL.
4 - GAZİOSMANPAŞA BEŞİNCİ NOTERLİĞİ859.023,92.-TL.
5 - GAZİOSMANPAŞA SEKİZİNCİ NOTERLİĞİ833.787,12.-TL.
6 - GEBZE BEŞİNCİ NOTERLİĞİ
1.181.871,38.-TL.
7 – ÜSKÜDAR ONALTINCI NOTERLİĞİ1.458.788,99.-TL.
8 – YENİMAHALLE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ805.405,13.-TL.
8880/1-1
[R.G.15 Kasım 2011 – 28113]
—— • ——
Adalet Bakanlığından
MÜNHAL NOTERLİK
2010 yılı gayri safi geliri 121.009,49.TL. olan üçüncü sınıf Sürmene Noterliği 4 Ocak
2012 tarihinde yaş tahdidi nedeniyle boşalacaktır.
1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF,
İKİNCİ SINIF, ÜÇÜNCÜ SINIF NOTERLERDEN VE NOTERLİK BELGESİ
SAHİPLERİNDEN bu noterliğe atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay
içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları
gerekmektedir.
Başvuruda bulunan ve belge numarası 8000’in altında olan belge sahiplerinin başvuru
dilekçelerine 1512 sayılı Noterlik Kanununun 23 üncü maddesi gereğince sabıka kaydı, sağlık
raporu, mal bildirimi, kayıtlı olunan barodan hakkında soruşturma ya da disiplin cezası olup,
olmadığına ilişkin belge, vukuatlı nüfus kayıt örneği ve Cumhuriyet Başsavcılıklarından
temin edilebilecek beyannameyi eklemeleri gerekmektedir. Eksik belgelerin ilan tarihinden
itibaren bir ay içinde tamamlamayan kişilerin istemi dikkate alınmaz.
Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler ve ekleri başvurma
süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde dikkate alınmaz.
Aynı kanunun değişik 30 uncu maddesi uyarınca atanma emrinin tebellüğünden sonra
vazgeçme halinde noterlik belgesi sahipleri de noterler gibi istifa etmiş sayılacaktır.
İlan olunur.
8909/1-1
[R.G.17 Kasım 2011 – 28115]
—— • ——
Adalet Bakanlığından:
Ilgın Sulh Hukuk Mahkemesinin 1984/152 Esas, 1984/281 Karar Sayılı dosyasının zayi
olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle
Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere
Dair Kanun Hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri
gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur.
9098/1-1
[R.G.23 Kasım 2011 – 28121]
—— • ——
Adalet Bakanlığından:
Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/604 esas, 1969/15 karar sayılı dosyasının
zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân
Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak
Muamelelere Dair Kanun Hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan
Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur.
[R.G.23 Kasım 2011 – 28121]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
MÜNHAL NOTERLİKLER
Aşağıda 2010 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı olan İKİNCİ SINIF noterlikler
münhaldir.
1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF
VE İKİNCİ SINIF noterlerden bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden
itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına
başvurmaları gerekmektedir.
Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvuru süresi içinde
Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz.
İlan olunur.
SIRA NO
NOTERLİĞİN ADI
GAYRİSAFİ GELİRİ
1AFYONKARAHİSAR BİRİNCİ NOTERLİĞİ622.602,40.-TL.
2AMASYA BİRİNCİ NOTERLİĞİ
505.105,09.-TL.
3BANDIRMA DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ 213.059,38.-TL.
4ÇANAKKALE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ132.143,37.-TL.
5ÇANKIRI İKİNCİ NOTERLİĞİ
285.461,79.-TL.
6ÇİVRİL NOTERLİĞİ
275.977,06.-TL.
7DİNAR NOTERLİĞİ
321.676,60.-TL.
8DÜZCE BİRİNCİ NOTERLİĞİ
352.590,19.-TL.
9EDİRNE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ
216.601,89.-TL.
2010
YILI
10111213141516171819202122232425-
EREĞLİ (KONYA) İKİNCİ NOTERLİĞİ477.420,08.-TL.
GİRESUN İKİNCİ NOTERLİĞİ
264.216,49.-TL.
GÖLCÜK ÜÇÜNCÜ NOTERLİĞİ
297.084,58.-TL.
KAHRAMANMARAŞ ALTINCI NOTERLİĞİ250.245,40.-TL.
KAHRAMANMARAŞ YEDİNCİ NOTERLİĞİ280.321,54.-TL.
KIZILTEPE BİRİNCİ NOTERLİĞİ
475.953,69.-TL.
MUĞLA DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ
311.379,77.-TL.
NURDAĞI NOTERLİĞİ
341.321,62.-TL.
OF NOTERLİĞİ
289.523,29.-TL.
ORDU BİRİNCİ NOTERLİĞİ
287.140,51.-TL.
SULUOVA NOTERLİĞİ
187.856,26.-TL.
TARSUS DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ
293.521,21.-TL.
TİRE BİRİNCİ NOTERLİĞİ
219.577,85.-TL.
TURHAL BİRİNCİ NOTERLİĞİ
207.207,07.-TL.
YOZGAT İKİNCİ NOTERLİĞİ
304.428,31.-TL.
YÜKSEKOVA NOTERLİĞİ
367.655,17.-TL.
9172/1-1
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
MÜNHAL NOTERLİKLER
Aşağıda 2010 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı olan BİRİNCİ SINIF
NOTERLİKLER münhaldir.
1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF
NOTERLERDEN BU NOTERLİKLERE atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren
bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları
gerekmektedir.
Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvuru süresi içinde
Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz.
İlan olunur.
SIRA NO
NOTERLİĞİN ADI
GAYRİSAFİ GELİRİ
1BAKIRKÖY OTUZBİRİNCİ NOTERLİĞİ998.971,81.-TL.
2BÜYÜKÇEKMECE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ1.517.517,17.-TL.
3EYÜP BİRİNCİ NOTERLİĞİ
981.800,99.-TL.
4İZMİR DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ
446.624,45.-TL.
5MERSİN BEŞİNCİ NOTERLİĞİ
761.830,21.-TL.
6ÜSKÜDAR ONDÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ704.321,44.-TL
2010
YILI
9173/1-1
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
İLANLAR
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/679 Esas sayılı dosyasının zayi olduğu
anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme
ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair
Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri
gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur.
9165/1-1
—————
Beykoz İcra Müdürlüğünün 2007/447 sayılı takip dosyasının zayi olduğu
anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme
ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair
Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri
gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
9166/1-1
—————
İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/1993 sayılı
takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya
Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında
Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve
anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına; karar verildiği ilân olunur.
9167/1-1
—————
İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/1260 sayılı
dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya
Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan dosyalar Hakkında
Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve
anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
9168/1-1
—————
İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/25188 sayılı
dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya
Heyelân Sebebiyle Mahkeme vc Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında
Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve
anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
—————
İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/29942 sayılı
takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya
Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında
Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve
anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
9170/1-1
—————
İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/28714 sayılı
takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya
Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında
Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve
anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur.
9171/1-1
[R.G.26 Kasım 2011 – 28124]
—— • ——
TEBLİĞLER
Sosyal Güvenlik Kurumundan:
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1- 25/3/2010 tarihli ve 27532 sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği” nin
"Ayakta Tedavide Hekim ve Diş Hekimi Muayenesi Katılım Payı” başlıklı 3.2.1 numaralı
maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.
a) Altıncı fıkrasında yer alan “ve 3.1.3.C numaralı maddelerinde” ibaresi “numaralı
maddesinde” olarak değiştirilmiştir.
b) Sekizinci fıkra olarak aşağıdaki düzenleme eklenmiştir.
“(8) Bu maddede yer alan genel hükümler saklı kalmak kaydıyla; birinci basamak sağlık
kuruluşları muayeneleri, Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve acil haller hariç olmak
üzere 10 gün içerisinde aynı branşta farklı sağlık hizmet sunucusuna yapılan başvurularda bu
maddede belirtilen ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı tutarları 5
(Beş) TL artırılarak tahsil edilir. Artırılan 5 TL’ lik tutar; Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile
bakmakla yükümlü oldukları kişiler için gelir ve aylıklarından, diğer kişiler için ise,
eczanelere müracaat aşamasında eczanelerce kişilerden tahsil edilir.”
MADDE 2- “Yurtdışı tedavi sağlık kurulu raporu” başlıklı 4.4.3.A-1 numaralı
maddesinin üçüncü fıkrasına son cümle olarak aşağıdaki düzenleme ilave edilmiştir.
“Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı tıp fakültesi hastaneleri tarafından kendi mevzuatına
uygun düzenlenen yurt dışı tedaviye ilişkin sağlık kurulu raporlarının Sağlık Bakanlığınca
onaylanmış olması yeterli sayılacaktır.”
MADDE 3- SUT’un “Yardımcı üreme yöntemi tedavileri” başlıklı 4.5.4.K numaralı
maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“4.5.4.K- Yardımcı üreme yöntemi tedavileri
(1) İnvitro fertilizasyon işlemleri (IVF), 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde
tanımlanan “yardımcı üreme yöntemi” olarak kabul edilir. Ovulasyon indüksiyonu (OI) ve
intrauterin inseminasyonu (IUI) işlemi bu kapsamda değerlendirilmez.
4.5.4.K.1- İnvitro Fertilizasyon (IVF)
(1) Evli olmakla birlikte eşlerden herhangi birinin evlat edinilmiş çocukları hariç soy
bağı kurulmuş sağ çocuğunun olmaması koşuluyla; genel sağlık sigortalısı kadın ise
kendisine, erkek ise bakmakla yükümlü olduğu karısına, en fazla iki deneme (siklus) ile sınırlı
olmak üzere uygulanan IVF tedavilerine ilişkin giderler, aşağıda belirtilen şartların birlikte
gerçekleşmesi halinde Kurumca karşılanır.
a) Yapılan tıbbî tedavileri sonrasında normal tıbbî yöntemlerle çocuk sahibi
olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğine dair sağlık
kurulu raporu düzenlenmiş olması,
b) 23 yaşını doldurmuş, 40 yaşından gün almamış olması,
c) Uygulamanın yapıldığı merkezin Kurum ile sözleşmeli olması,
ç)En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900
gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması veya halen genel sağlık sigortalısı olan
kadının bu bentteki koşulları taşımaması halinde eşinin gerekli koşulları sağlaması,
d) Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumla
sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulları tarafından belgelenmesi.
(2) IVF tedavisine başlanan kadının IVF uygulama tarihinde (Embriyo transferinin
yapıldığı tarih) 40 yaşından gün almış olması durumunda, IVF tedavisine ait bedeller,
tedaviye daha önce başlanmış olsa dahi Kurumca karşılanmaz.
Örnek; 08 Mart 1985 doğumlu kadının, IVF tedavisi giderlerinin karşılanabilmesi için;
08 Mart 2008 tarihinden sonra, 08 Mart 2024 tarihinden önce IVF uygulamasının yapılmış
olması gerekir.
(3) Kuruma devredilen sosyal güvenlik kurumlarınca daha önce ödenen tüp bebek
tedavileri, işlem adetlerinin hesaplanmalarında dikkate alınır.
(4) IVF bedellerinin ödenebilmesi için IVF uygulanacak kadında gebeliğin
sürdürülmesine engel olabilecek sistemik hastalığın bulunmadığının IVF tedavisi için gerekli
sağlık kurulu raporunda belirtilmesi yeterlidir.
4.5.4.K.1.1- IVF endikasyonları
a)Erkek faktörü: Üro-androlojik tedaviye rağmen, en az 15 gün aralarla yapılan üç
ayrı spermiyogramın hepsinde total progresif motil sperm sayısının 5 milyondan az olduğu
oligoastenospermi olguları ile azoospermi olguları.
b) Kadın faktörü:
1-Tubal faktör: Primer silier diskinezi - Kartegener Sendromu varlığı, laparoskopi ile
onaylanmış bilateral tam tubal tıkanıklık saptanan (ağır distal tubal hastalık, bilateral organik
proksimal tubal tıkanıklık, bilateral tubal tıkanıklık veya tüp yokluğu olan) olgular, ağır
pelvik yapışıklık belirlenen veya tubal cerrahi (laparoskopi veya açık cerrahi ile ) sonrasında
gebe kalamayan olgular.
2-Endometriozis: Hafif ve orta derece endometriozis, ileri evre (evre 3-4)
endometriozis.
3-Hormonal - ovulatuar bozukluklar: DSÖ Grup I-II hastalarda anovulasyonda
standart tedaviye yanıtsız olgular.
c) Açıklanamayan infertilite: Hem erkek, hem de kadının tetkiklerinin normal
olmasına ve gonadotropinlerle en az iki deneme OI + IUI uygulanmasına rağmen evlilik
tarihinden itibaren 3 yıl veya daha uzun süreli gebe kalamama hali.
ç) Diğer endikasyonlar: Kötü ovaryan yanıtlı veya düşük ovaryan rezervli olgular.
4.5.4.K.1.2- Sağlık Kurulu Raporu
(1) IVF tedavisi için gerekli sağlık kurulu raporu; bünyesinde kadın hastalıkları ve
doğum kliniği ile üroloji kliniği (bünyesinde üroloji kliniği bulunmayan ancak üroloji uzman
hekiminin konsültan olarak görev yaptığı, eğitim verilen kadın-doğum hastaneleri dâhil)
bulunan üçüncü basamak sağlık kurumlarında iki kadın hastalıkları ve doğum uzman hekimi
ve bir üroloji uzman hekiminin katılımı ile oluşturulan sağlık kurulları tarafından
düzenlenecektir.
(2) Sağlık kurulu raporlarında; hasta yaşı, kimlik bilgileri, tanı, endikasyon,
uygulanacak tedavi belirtilecek, ayrıca kullanılacak ilaçların günlük ve maksimum dozları da
SUT’un 6.2.42.B maddesinde yer alan hükümler göz önünde bulundurularak sağlık kurulu
raporlarında yer alacaktır.
(3) Sağlık kurulu raporunda ;
a) Erkek faktörü için; Oligoastenozoospermide total progresif motil sperm sayısı 5
milyondan yüksek olan olgularda iki deneme gonadotropin verilerek uygulanmış “OI + IUI”
tedavisinin yapılmış olmasına rağmen gebe kalınamadığının (5 milyondan az olan
oligoastenozoospermi olguları ile azoospermi olgularında bu şart aranmaz),
b) İleri evre (evre 3-4) endometriozis olgularında; Endometriozis cerrahisi
tedavisinden sonra bir yıl gebeliğin sağlanamadığının veya cerrahi tedavi sonrası iki deneme
gonadotropin verilerek uygulanmış “OI + IUI” tedavisi sonrası gebelik elde edilemediğinin,
c) Hafif ve orta derece endometriozis olgularında; En az iki deneme
gonadotropinlerle “OI + IUI” tedavisi sonrası gebelik elde edilemediğinin,
ç) Açıklanamayan infertilite olgularında; En az iki deneme gonadotropinlerle “OI +
IUI” tedavisi sonrası gebelik elde edilemediğinin,
belirtilmiş olması gereklidir.
Ancak;
a) Primer silier diskinezi-Kartegener Sendromu varlığında,
b) Laparoskopi ile onaylanmış bilateral tam tubal tıkanıklık saptanan (ağır distal tubal
hastalık, bilateral organik proksimal tubal tıkanıklık, bilateral tubal tıkanıklık veya tüp
yokluğu olan) olgularda,
c) Ağır pelvik yapışıklık belirlenen veya tubal cerrahi (laparoskopi veya açık cerrahi ile)
sonrasında bir yıl içinde gebe kalamayan olgularda,
ç) DSÖ Grup I-II hastalarda anovulasyonda standart tedaviye yanıtsız olgularda,
tanıya dayanak teşkil eden klinik ve laboratuar bulgularının sağlık kurulu raporunda
belirtilmesi koşuluyla, IVF öncesinde “OI ve/veya OI+IUI” tedavisi yapılma şartı aranmaz.
(4) Sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarihten itibaren 6 (altı) ay içinde IVF
uygulamasının yapılmaması halinde yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir.
Ancak bu süre içerisinde ilaçlar temin edilmiş ise temin edilen ilaçlar maksimum doz
hesabında dikkate alınır.
(5) İkinci IVF tedavisi için de yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir.
4.5.4.K.1.3. IVF Tedavi Bedellerinin Ödenmesi
(1) IVF tedavisi, SUT eki EK-9 Listesinde belirtilen bedel esas alınarak faturalandırılır.
Bu bedele; IVF tedavisi kapsamında yapılan ovulasyon takibi, oosit aspirasyonu, sperm-oosit
hazırlanması ve inkübasyonu, ICSI (mikro enjeksiyon), invaziv sperm elde etme yöntemleri,
işlem öncesi kadın ve erkeğe yapılan tetkik ve tahlil bedelleri, kullanılan her türlü sarf
malzemesi ile embriyo transferi dahildir.
(2) Embriyo freezing bedeli, sadece birinci denemeden sonra SUT eki EK-8 Listesinde
yer alan bedel üzerinden faturalandırılabilir.
(3) Hastaya IVF uygulamasının yapılamaması durumunda; bu süreye kadar yapılan
işlemler SUT eki EK-8 Listesi üzerinden %10 indirim yapılarak faturalandırılır. Bu durumda
söz konusu işlemler deneme sayısına dahil edilmeyecektir. Ancak kullanılan ilaçlar
maksimum doz hesabında dikkate alınır.
(4) IVF tedavisinin, freezing işlemi uygulanan embriyonun transferi ile yapılması
durumunda işlemler, SUT eki EK-9 Listesinde yer alan “Freezing işlemi uygulanan
embriyonun transferi” işlemi üzerinden faturalandırılacaktır. Bu durumda söz konusu işlem,
deneme sayısına dahil edilecektir.
(5) Yaş faktörü, embriyo kalitesi ve benzeri tıbbî zorunluluk hallerinin uygulamayı
yapan hekim tarafından gerekçesinin belgelendirildiği durumlar hariç olmak üzere birden
fazla embriyo transfer edilmesi nedeniyle birden fazla gerçekleşen doğumlarda, bebeklere ait
taburcu edilinceye kadar ortaya çıkacak sağlık hizmeti bedelleri Kurumca ödenmez.
Sözkonusu bebeklerin tedavilerinin embriyo transfer işlemini gerçekleştiren sağlık hizmeti
sunucusu dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda yapılması halinde söz konusu
giderler Kurumca karşılanır ancak ödenen bedeller embriyo transfer işlemini yapan
merkezden mahsup edilir.
4.5.4.K.1.4. Kayıtların Tutulması
(1) Kurumla sözleşmeli üremeye yardımcı tedavi merkezlerinde, IVF kapsamında
yapılan her türlü tıbbi işlemin kaydının tutulması ve tutulan kayıtların denetim esnasında
ibrazı zorunludur. Bu kayıtların doğru ve sağlıklı bir şekilde tutulması ve muhafazasında,
merkez sorumlusu ve ruhsat (uygunluk belgesi) sahibi kişiler, müşterek ve müteselsilen
yükümlüdür.
(2) Evli çiftlerin çocuklarının olup olmadığı ile eşler için vukuatlı nüfus kayıt örneği,
merkezde tutulan hasta dosyasında saklanacaktır.
4.5.4.K.2 Kök Hücre Vericisi Kardeş Doğmasına Yönelik IVF Tedavisi
(1) Hasta çocuk sahibi olup, tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması ve
tıbben zorunlu görülmesi halinde bu çocuğun tedavisi amaçlı preimplantasyon genetik tarama
yapılarak uygun kök hücre vericisi kardeş doğmasına yönelik olarak, bünyesinde kemik iliği
transplantasyon merkezi bulunan üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları sağlık kurulları
tarafından hasta çocuk adına düzenlenen bu durumların belirtildiği genetik uzmanının yer
aldığı sağlık kurulu raporuna dayanılarak yapılan IVF tedavilerine ilişkin giderler, SUT’un
4.5.4.K.1 numaralı maddesinde yer alan hükümler uygulanmaksızın Kurumca karşılanır. Bu
durum dışında preimplantasyon genetik tarama ve bu işlem ile birlikte yapılan IVF bedelleri
Kurumca karşılanmaz.
(2) Aileler, söz konusu sağlık kurulu raporuna istinaden Kurumla sözleşmeli üremeye
yardımcı tedavi merkezlerinden (tüp bebek merkezi) birine başvurabilirler.
(3) Sağlık kurulu raporu ile belirlenen ilaç dozları için SUT’un 6.2.42.C maddesinde yer
alan hükümler geçerlidir.”
MADDE 4- SUT’un “Yol, Gündelik, Refakatçi, Ambulans Giderleri” başlıklı 5
numaralı maddesinin madde başlığı “Yol ve Gündelik Giderleri” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 5- SUT’un “Refakatçi Yemek ve Yatak Gideri” başlıklı 5.1 numaralı
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…SUT eki EK-8 listesinde yer alan “Refakat” puanı
esas alınarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “sağlık hizmeti sunucusunca fatura edilmesi
halinde” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 6- SUT’un “Yol Gideri ve Gündelik” başlıklı 5.2 numaralı maddesinde
aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.
a) Birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Sevkin, SUT eki “Hasta sevk formu” (EK-4/A) ile veya bu formda istenilen bilgilerin
yer aldığı belge tanzim edilerek yapılmış olması gerekmekte olup sevk belgesinde hekim imza
ve kaşesinin dışında ayrıca başhekim onayı aranmayacaktır. EK-4/A formunun elektronik
ortamda alınmaya başlanılması durumunda ayrıca basılı olarak istenilip istenilmeyeceği, onay
süreci ve diğer gönderilme usulleri Kurumca belirlenecektir.”
b) İkinci fıkrasının (a) bendine son cümle olarak aşağıdaki cümle ilave edilmiştir.
“Organ naklinin gerçekleştirilememiş olması ilgili giderlerinin ödenmesine engel teşkil
etmez.”
c) İkinci fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki düzenleme ilave
edilmiştir.
“e) İkinci veya üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucusu bulunmayan ilçelerde, birinci
basamak resmi sağlık kuruluşu tarafından yapılan sevklere ilişkin yol gideri, en yakın ikinci
basamak sağlık hizmeti sunucusunun bulunduğu yerleşim yeri esas alınarak karşılanır.”
MADDE 7- SUT’un “Yol gideri” başlıklı 5.2.1 numaralı maddesinin üçüncü fıkrasına
(d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki düzenleme ilave edilmiştir.
“e) Meslek hastalığı tedavisi ve/veya kontrolü nedeniyle meslek hastalığı hastanesine
yapılan sevkler.”
MADDE 8- SUT’un “Mutat taşıt dışı araç ile nakile ilişkin yol giderlerinin ödenmesi”
başlıklı 5.2.1.A numaralı maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.
a) Birinci fıkrasına son cümle olarak aşağıdaki ibare ilave edilmiştir.
“Sağlık kurulu raporlarının elektronik ortamda alınmaya başlanılması durumunda ayrıca
basılı olarak istenilip istenilmeyeceği, onay süreci ve diğer gönderilme usulleri Kurumca
belirlenecektir.”
b) İkinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “Ancak” ifadesi “Bu tedaviler için
düzenlenen ” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 9- SUT’un “Gündelik ücreti” başlıklı 5.2.2 numaralı maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Yatarak tedavilerde hasta ve refakatçisine yalnızca gidiş ve dönüş tarihi için gündelik
ödenecek olup, yatarak tedavi gördüğü diğer günlerde ayrıca gündelik ödenmez. Hasta ve
refakatçisinin yemek ve yatak giderleri SUT’un 5.1.(1) maddesi doğrultusunda Kurumca
ayrıca karşılanacaktır.”
MADDE 10- SUT’un “Reçete ve Sağlık Raporlarının Düzenlenmesi” başlıklı 6.1.1
numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Sağlık raporlarının düzenlenmesi” başlıklı 6.1.1.C numaralı alt maddesinin (1), (6)
ve (10) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Sağlık rapor formatları ile bu raporların tasdik, mühür ve diğer uygulamalarında
Sağlık Bakanlığı mevzuatı ve Medula sistemindeki düzenlemelere uyulacaktır.
(6) Hasta kimlik bilgileri veya ilaç adına ilişkin yazım hataları ile SUT hükümlerine
göre eksikliği bulunan (ilacın kullanım dozu, etken madde, kullanım süresi, ilgili hekim onayı
veya tedavi şeması, ICD-10 kodu) sağlık raporları, bu düzeltmelerin aslına sadık kalmak
kaydıyla; uzman hekim raporlarında, raporun çıktığı hastanede raporu düzenleyen hekim
tarafından (bu hekimin bulunmaması halinde aynı branştan hekim), sağlık kurulu raporlarında
ise raporda yer alan hekimlerden biri tarafından yapılması, raporlar elektronik ortamda
düzenlenmiş ise; bu düzeltmelerin başhekimlik tarafından elektronik ortamda onaylanması
koşuluyla, düzeltmeye esas reçete tarihinden itibaren süresinin sonuna kadar geçerlidir.
(10) Elektronik rapor uygulamasında; SUT’ta geçen uzman hekim ve sağlık kurulu
raporu ifadeleri “E-Rapor”, ıslak imza ve başhekimlik mührü ifadeleri de “elektronik imza”
veya elektronik imza çalışmaları tamamlanıncaya kadar “Başhekimlik tarafından elektronik
ortamda onaylama” olarak değerlendirilecektir.”
b) “Reçetelere yazılabilecek ilaç miktarı” başlıklı 6.1.1.Ç numaralı alt maddesine
aşağıdaki düzenleme (7) numaralı fıkra olarak ilave edilmiştir.
“(7) Tebliğdeki “1 aylık doz”; 28, 29 ve 30 günlük kullanım sürelerini ifade eder.”
MADDE 11- SUT’un “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar (EK-2)” başlıklı 6.1.2
numaralı maddesine aşağıda yer alan düzenleme (6) numaralı fıkra olarak ilave edilmiştir.
“(6) Kurumca katılım payından muaf tutulan hastalıklar, hastalıkları tanımlayan ICD10 kodları ve bu hastalıklarda kullanılacak ilaçlar, Kurumun resmi internet sitesinde
(www.sgk.gov.tr) yayımlanan “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar Listesi” nde
belirtilmiştir.”
MADDE 12- SUT’un “Subkutan/İntramuskular Metotreksat, Leflunomid, Altın
Preparatları, Anti-TNF İlaçlar ve Rituksimab (Romatoid Artritte) Kullanım İlkeleri” başlıklı
6.2.1 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a)“Subkutan/İntramuskular Metotreksat, Leflunomid, Altın Preparatları, Anti-TNF
İlaçlar ve Rituksimab (Romatoid Artritte) Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.1 numaralı maddenin
başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“6.2.1. Leflunomid, Altın Preparatları, Anti-TNF İlaçlar ve Rituksimab (Romatoid
Artritte) Kullanım İlkeleri”
b) “Subkutan/intramuskular metotreksat” başlıklı 6.2.1.A alt maddesi çıkarılmıştır.
c) “Leflunomid” başlıklı 6.2.1.B alt madde numarası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“6.2.1.A- Leflunomid”
ç) “Altın preparatları” başlıklı 6.2.1.C alt madde numarası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“6.2.1.B- Altın preparatları”
d) “Biyolojik ajanlardan Anti TNF ilaçlar, rituksimab ve abatasept kullanım ilkeleri”
başlıklı 6.2.1.Ç numaralı alt maddenin ve 6.2.1.Ç-1, 6.2.1.Ç-2, 6.2.1.Ç-3 numaralı alt
maddelerin madde numaraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“6.2.1.C-Biyolojik ajanlardan Anti TNF ilaçlar, rituksimab ve abatasept kullanım
ilkeleri
6.2.1.C-1- Anti TNF (Tümor Nekrözis Faktör) ilaçlar
6.2.1.C-2- Rituksimab
6.2.1.C-3-Abatasept”
MADDE 13- SUT’un “Enteral beslenme ürünleri” başlıklı 6.2.8.A numaralı maddesinin
(1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) Yatan hastalar dışında, normal çocuk beslenmesinde kullanılanlar hariç olmak
üzere malnütrisyonu olanlar ve/veya malabsorpsiyonlu olanlar veya oral beslenemeyen ancak
enteral beslenmesi gereken hastalar ile doğuştan metabolik hastalığı olanlar ve/veya kistik
fibrozisi olanlara sağlık kurulu raporuna dayanılarak uzman hekimlerce reçete edilmesi
halinde bedeli ödenir. Bu Tebliğ’in yürürlük tarihinden önce düzenlenen uzman hekim
raporları süresi sonuna kadar geçerlidir.”
MADDE 14- SUT’un “Cinacalcet kullanım ilkeleri” başlıklı 6.2.9.D numaralı
maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(3) Yukarıdaki hasta gruplarında PTH düzeyi 400 pg/ml nin altına düşen hastalarda
cinacalcet tedavisi kesilir.
(4) Hemodiyaliz veya periton diyaliz tedavisi altındaki hastalarda, başlangıç değerleri
nefroloji uzmanınca düzenlenen raporda belirtilmek kaydıyla, nefroloji uzmanları veya diyaliz
sertifikalı uzman hekimler tarafından en fazla 3 ay öncesine ait Ca ve PTH değerleri reçete
üzerinde belirtilir. Reçete tekrarında yeni tetkik sonuçlarının reçete üzerinde belirtilmesi
gerekmektedir.”
MADDE 15- SUT’un “Lizozomal Hastalıklar İçin Tedavi İlkeleri” başlıklı 6.2.10
numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.B.2 alt maddesinin (1) numaralı
fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya endokrinoloji ve
metabolizma hastalıkları uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu
düzenlenir. Raporda; teşhis, başlangıç ve devam kriter/ kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır.
Rapor süresi 6 aydır. Bu rapora dayanılarak yine bu hekimler ve nefroloji uzman hekimince,
bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları
uzman hekimlerince reçete düzenlenir.
b) “Enzim Tedavisine Başlama ve Sonlandırma Kriterleri” başlıklı 6.2.10.C.1 numaralı
alt maddesinin (f) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“f) Tip I Mukopolisakkaridozda; Kemik iliği replasman tedavisinin başarısız olduğu
hastalarda, enzim tedavisine devam kararı hastayı takip eden hekim tarafından yukarıda
belirlenen kriterlere göre verilecektir.”
c) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.C.2 numaralı alt maddesinin (1)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya endokrinoloji ve
metabolizma hastalıkları uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu
düzenlenir. Raporda; teşhis, başlangıç ve devam kriter/kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır.
Rapor süresi 6 aydır. Bu rapora dayanılarak yine bu hekimlerce, bu hekimlerin bulunmadığı
yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete
düzenlenir.
ç) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.Ç.2 numaralı alt maddesinin (1)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya nöroloji uzman
hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir. Raporda; teşhis,
başlangıç ve devam kriter/ kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır. Rapor süresi 1 yıldır. Bu
rapora dayanılarak yine bu hekimlerce, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı
ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir.”
d) “Enzim Tedavi Kriterleri” başlıklı 6.2.10.D.1 numaralı alt maddesinin başlığı
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“6.2.10.D.1- Tedavi Kriterleri”
e) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.D.2 numaralı alt maddesinin (1)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya nöroloji uzman
hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir. Raporda; teşhis,
başlangıç ve devam kriter/ kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır. Rapor süresi 6 aydır. Bu
rapora dayanılarak yine bu hekimlerce, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı
ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir.”
MADDE 16- SUT’un “Spesifik olmayan/gamma/polivalan immünglobulin (IVIg) ler”
başlıklı 6.2.12.B numaralı maddesinin (2) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Sağlık Bakanlığınca onaylı diğer endikasyonlar için; hematoloji, tıbbi onkoloji,
enfeksiyon hastalıkları, immünoloji veya romatoloji, üniversite ile eğitim ve araştırma
hastanelerinde ise bu hekimlere ilave olarak iç hastalıkları veya çocuk sağlığı ve hastalıkları
uzman hekimlerinden biri tarafından düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak uzman
hekimler tarafından reçete edilir. (Birdshot retinokoroidopati endikasyonu ödenmez)”
MADDE 17- SUT’un “Hepatit Tedavisi” başlıklı 6.2.13 numaralı maddesinde aşağıda
yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“a) Erişkin Hastalarda; Karaciğer biyopsisinde HAI≥6 veya fibrozis≥2,”
b) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (3) numaralı
fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(3) Erişkin hastalarda İnterferonlar ve pegile interferonlar ALT değeri normalin üst
sınırının 2 katını geçen, HBeAg negatif olan ve HBV DNA ≤ 10 7 kopya/ml olan hastalar ile
HBeAg pozitif olan ve HBV DNA ≤ 109 olan hastalarda kullanılabilir. İnterferonlar ve pegile
interferonlar kronik hepatit B hastalarında en fazla 48 hafta süreyle kullanılabilir.”
c) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (5) numaralı
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“a) HBV DNA ≤ 107 kopya/ml (2.000.000 IU/ml) ise günde 100 mg lamivudin veya
600 mg telbivudin ile başlanır. Tedavinin 24 üncü haftasında HBV DNA 50 IU/ml (300
kopya/ml) ve üzerinde olan hastalarda diğer oral antiviraller kullanılabilir.”
ç) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (6) numaralı
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“a) Oral antiviral tedavisi alan hastalarda negatif olan HBV DNA’nın
pozitifleşmesi veya HBV DNA’nın 10 kat yükselmesi ile başka bir oral antiviral ajana
geçilebilir veya almakta oldukları tedaviye ikinci bir oral antiviral eklenebilir. Başka bir
antiviralden lamivudine geçişte ve entekavir veya adefovir tedavisinden tenofovir tedavisine
geçişte bu koşullar aranmaz. Lamivudin veya telbivudin tedavisinin 24 üncü haftasında HBV
DNA 50 IU/ml (300 kopya/ml) ve üzerinde olan hastalarda diğer oral antiviraller
kullanılabilir. Ancak bu tedavilerin 24 üncü haftasında HBV DNA 50 IU/ml (300 kopya/ml)
altında ise başka bir oral antiviral ajana geçilemez veya eklenemez.”
d) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (7) numaralı
fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(7) Oral antiviral tedavinin sonlandırılması
a)Her yenilenen raporda tek başına HBsAg pozitifliği veya HBsAg negatifliği ile
birlikte Anti-HBs negatifliği raporda belirtilmelidir.
b) Oral antiviral tedavi, HBsAg negatif hastalarda Anti- HBs pozitifleştikten sonra en
fazla 12 ay daha sürdürülür.”
e) “Kronik Hepatit C tedavisi” başlıklı 6.2.13.E-2 numaralı alt maddesinin (1) numaralı
fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) HCV RNA’sı pozitif hastalarda genotip tayini ile tedaviye başlanabilir.”
MADDE 18- SUT’un “Kanser Tedavisinde İlaç Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.14
numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (1)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Bevacizumab, fotemustin, gefinitib, İnterleukin-2, octreotid, lanreotid, setuksimab,
streptozosin; Tıbbi onkoloji uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile bu
hekimlerce veya bu sağlık kurulu raporuna dayanılarak 2 nci ve 3 üncü basamak sağlık
tesislerinde tüm uzman hekimlerce reçete edilir.”
b) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3)
numaralı fıkrasının (a) bendinin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“a) Trastuzumab; HER- 2 immünhistokimya ile +3 veya FISH/CISH/SISH (+) olan
hastalarda;”
c) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3)
numaralı fıkrasının (a) bendinin 2 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“2- Erken evre meme kanseri endikasyonunda, tedavi süresi 9 haftadır. Tedavinin 52
haftaya tamamlanması düşünülen durumlarda; 9 haftalık tedaviden sonra “Trastuzumab
Kullanımı İçin Bilgilendirilmiş Hasta Olur Formu”nun tedaviyi yürüten hekim tarafından
düzenlenerek bir örneğinin Sağlık Bakanlığı’na gönderilmesi ve reçete üzerinde formun
düzenlendiğinin belirtilmesi gerekmektedir. En az bir tıbbi onkoloji uzman hekiminin
bulunduğu 3 ay süreli sağlık kurulu raporu ile bu hekimlerce reçete edilir. Toplam tedavi
süresi 52 haftayı geçemez.”
ç) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3)
numaralı fıkrasının (n) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“n) Lenalidomid; en az 2 kür standart multiple myelom tedavisi (VAD, MP veya diğer
standart antimiyelom rejimler) kullanım sonrası hastalık progresyonu gelişmiş hastalardan
aşağıda belirtilen durumlardan birinin olması halinde; hematoloji ve/veya onkoloji uzmanının
yer aldığı 3 ay süreli sağlık kurulu raporuna dayanılarak yine bu hekimler tarafından reçete
edilir. 3. ay sonunda en az minör yanıt yoksa tedavi sonlandırılır. 3. ay sonunda en az minör
yanıt, 6. ay sonunda en az kısmi yanıt var ise tedavi bir yıla tamamlanabilir.
1-Yeterli doz ve sürede talidomid veya bortezomib kürlerine dirençli veya EMG ile
kanıtlanmış nöropati nedeni ile bu ajanların kullanılamadığı durumlarda,
2-Transplantasyon sonrasında dirençli hastalığı olan multiple myelom (MM)
hastalarının tedavisinde”
d) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3)
numaralı fıkrasına aşağıdaki düzenleme (ö) bendi olarak ilave edilmiştir.
“ö) Raltitreksed;
1-Kolorektal kanser hastalarına tıbbi onkoloji uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu
raporu ile bu hekimlerce veya bu sağlık kurulu raporuna dayanılarak 2 nci ve 3 üncü basamak
sağlık tesislerinde tüm uzman hekimlerce reçete edilir.
2-Malign plevral mezotelyomada; üç uzman hekim tarafından düzenlenen ve tedavi
protokolünü gösterir sağlık kurulu raporuna dayanılarak uzman hekimlerce reçete edilir.”
e) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3)
numaralı fıkrasına aşağıdaki düzenleme (p) bendi olarak ilave edilmiştir.
“p) Everolimus; Daha önce sunitinib veya sorafenib kullanmış ve direnç göstermiş olan
metastatik renal hücreli hastalarda en az bir tıbbi onkoloji uzmanının bulunduğu tedavi
protokolünü de gösterir 6 ay süreli sağlık kurulu raporuna dayanılarak tıbbi onkologlar
tarafından reçetelenir.”
MADDE 19-SUT’un “Klopidogrel” başlıklı 6.2.15.A numaralı alt maddesinin (1), (2)
ve (4) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Koroner artere stent uygulanacak hastalarda; kardiyoloji veya kalp damar cerrahisi
uzman hekimleri tarafından rapor aranmaksızın 24 saat öncesinden başlanabilir. Stent takılan
hastalarda hastanın taburcu olmasından itibaren rapor aranmaksızın 4 haftalık doz bu hekimler
tarafından reçete edilebilir.
(2) Akut koroner sendrom tanısıyla hastaneye yatırılan veya müşahedeye alınan
hastalarda EKG değişikliği veya troponin pozitif olan ST yükselmesiz miyokard enfarktüsü
veya anstabil anginalı hastalar ile ST yükselmeli miyokard enfarktüsü hastalarında;
kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, iç hastalıkları veya acil tıp uzman hekimleri tarafından rapor
aranmaksızın reçete edilebilir. Bu durumlarda hasta taburcu olduktan sonra 4 haftayı
geçmemek üzere bu hekimlerden biri tarafından raporsuz veya bu uzman hekimlerce
düzenlenen ve 12 ayı geçmemek üzere kullanım süresinin belirtildiği uzman hekim raporu ile
diğer hekimler tarafından da reçete edilebilir.
(4) Girişimsel periferik veya serebral işlemler sonucu, intrakraniyal de dahil olmak
üzere tüm intravasküler (intraarteriyel veya intravenöz) stent, stentgraft, kaplı stent veya tüm
intravasküler cihaz (koil, trispan, onyx veya benzeri) yerleştirilen hastalarda; kardiyoloji, iç
hastalıkları, nöroloji, kalp damar cerrahisi uzman hekimleri veya girişimsel radyoloji işlemini
yapan radyoloji uzman hekimi tarafından rapor aranmaksızın 24 saat öncesinden başlanabilir.
Bu işlemler ile stent takılan hastanın taburcu olmasından itibaren rapor aranmaksızın 4
haftalık doz bu hekimler tarafından reçete edilebilir.”
MADDE 20- SUT’un “Osteoporoz” başlıklı 6.2.17.A numaralı alt maddesinin (5)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(5) Bifosfanat grubu ilaçlar; iç hastalıkları, FTR, ortopedi ve travmatoloji, romatoloji,
tıbbi ekoloji ve hidroklimatoloji, kadın hastalıkları ve doğum, endokrinoloji uzmanları
tarafından düzenlenen uzman hekim raporu ile tüm uzman hekimlerce reçete edilebilir.”
MADDE 21- SUT’un “Amfoterisin-B, Kaspofungin, Anidilofungin, Vorikonazol,
Posakonazol, Itrakonazol (İnfüzyon ve Solüsyon) Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.23
maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) alt bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“b) Hematolojik malignitesi olan veya kemik iliği transplantasyonu yapılan ve nötropeni
geliştirmesi beklenen (<500 hücre/ml) hastalardaki derin fungal (mantar) enfeksiyonlarının
profilaksisinde kullanılır.”
MADDE 22- SUT’un “Solunum Sistemi Hastalıkları İlaçları Kullanım İlkeleri” başlıklı
6.2.24 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Mevsimsel alerjik rinit tedavisinde” başlıklı 6.2.24.C numaralı alt maddesinin
başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“6.2.24.C- Alerjik rinit (mevsimsel, yıl boyu devam eden (pereniyal), birlikte seyreden
astım dahil) tedavisinde;”
b) “Mevsimsel alerjik rinit tedavisinde” başlıklı 6.2.24.C numaralı alt maddesinin (1)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Montelukast ve antihistaminik kombinasyonları, kulak burun boğaz uzman
hekimleri, iç hastalıkları, çocuk sağlığı ve hastalıkları, göğüs hastalıkları, alerji uzman
hekimlerince veya bu uzman hekimlerden biri tarafından düzenlenen uzman hekim raporuna
dayanılarak diğer hekimlerce de reçete edilebilir.”
c) “Alerjik rinit ile birlikte seyreden astım tedavisinde” başlıklı 6.2.24.D numaralı alt
maddesi çıkarılmıştır.
MADDE 23- SUT’un “Faktör ve Diğer Kan Ürünlerinin Reçete Edilme İlkeleri”
başlıklı 6.2.27 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Hemofili hastalarının bildirim zorunluluğu” başlıklı 6.2.27.D numaralı alt
maddesinin madde numarası “6.2.27.E” olarak değiştirilmiştir.
“6.2.27.E -Hemofili hastalarının bildirim zorunluluğu”
b) Aşağıda yer alan düzenleme “Eltrombopag Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.27.D
numaralı alt madde olarak ilave edilmiştir.
“6.2.27.D- Eltrombopag Kullanım İlkeleri
(1)Tedaviye başlama kriterleri: Splenektomi kontrendikasyonu olan veya splenoktemi
sonrası nüks eden olgularda; kortikosteroid ve en az bir immunsupresif tedavi almış olup,
yanıtsız olan ve trombosit sayısı 30.000 in altında olan kanamalı hastalarda tedaviye başlanır.
Hematoloji uzman hekimi tarafından düzenlenen 6 ay süreli uzman hekim raporuna
dayanılarak bu uzman hekimlerce reçete edilir. Raporda kullanılacak ilaç/ilaçların kullanım
dozu, uygulama planı ve süresi yer alır. Yenilenen her raporda hastanın bir önceki raporunda
yer alan trombosit değerleri de belirtilir.
(2)Günlük tedavi dozu 50 mg dır. 2 haftalık tedaviye rağmen trombosit sayısının 50.000
in altında olması durumunda doz 75 mg a çıkarılabilir. Trombosit sayısının 200.000 i aşması
durumunda günlük tedavi dozu 25 mg a düşürülür. Her doz değişikliğinde trombosit sayısı
raporun açıklama bölümünde belirtilir.
(3) Sonlandırma Kriterleri:Trombosit sayısının 400.000 in üzerine çıkması veya günlük
75 mg lık tedavi dozuna rağmen 4 haftalık tedavi sonrası trombosit sayısının 30.000 in altında
kalması durumunda; tedavi sonlandırılır.
(4) Tedaviye yeniden başlama kriteri: Trombosit sayısı 400.000 i aştığı için tedavisi
kesilen vakalarda trombosit sayısı 150.000 in altına düştüğünde 25 mg lık günlük doz ile
tedaviye başlanır. Bu grup hastaların sağlık raporlarında ayrıca tedaviye başlangıç kriterleri ve
başlangıç tarihi belirtilir.
(5) Sağlık raporlarında hastanın TÜFAM' a kaydının yapıldığının belirtilmesi
gerekmektedir.”
MADDE 24- SUT’un “Statinler ve statin dışındaki lipit düşürücü ilaçlar” başlıklı
6.2.28.A numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“b) Bu ilaçlar uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilir. Rapor
süresi boyunca tetkik sonuçları değerlendirmeye alınmaz. Tedaviye başlamaya esas olan ilk
uzman hekim raporunda, bu rapor öncesi son 6 ay içinde yapılmış kan lipid düzeylerinin
yüksek olduğunu gösteren tetkik sonuçları belirtilir.”
MADDE 25- SUT’un “Makula Dejenerasyonunda Kullanılan İlaçların Kullanım
İlkeleri” başlıklı 6.2.33 numaralı maddesinin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“6.2.33. Yaş Tip Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonunda Kullanılan İlaçların Kullanım
İlkeleri”
MADDE 26- SUT’un “Nöropatik Ağrıda İlaç Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.35
numaralı maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“(1) Gabapentin; nöroloji, beyin cerrahisi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, anestezi ve
reanimasyon, immünoloji, cilt hastalıkları, romatoloji veya endokrinoloji ve metabolizma
hastalıkları uzman hekimi tarafından veya bu uzman hekimlerden birinin düzenlediği uzman
hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilebilir.
(2) Pregabalin; üçüncü basamak sağlık kurumlarında romatoloji, anestezi ve
reanimasyon, immünoloji, cilt hastalıkları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları,
nöroloji, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimleri tarafından veya bu uzman
hekimlerden birinin düzenlediği uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete
edilebilir.”
MADDE 27- SUT’un “Bazı Özel Hastalıklara ve İlaç Kullanımına İlişkin
Düzenlemeler” başlıklı 6.2 numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler 6.2.41 ve 6.2.42
numaralı maddeler olarak ilave edilmiştir.
“6.2.41. Parenteral Demir Preparatları Kullanım İlkeleri:
(1) Parenteral demir preparatları aşağıda yer alan durumlarda bu durumların belirtildiği
uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilir.
1- İntestinal malabsorbsiyon sendromları
2- Kronik inflamatuvar bağırsak hastalıkları
3- Aktif GIS kanaması olan hastalar
4- Hemodiyaliz hastaları
5- Total ve subtotal gastrektomili hastalar
6- Atrofik gastritli hastalar
7- Oral demir alımını tolere edemeyen hamileler
6.2.42. İnvitro Fertilizasyon (IVF), Ovulasyon İndüksiyonu (OI) ve İntrauterin
İnseminasyonu (IUI) İşlemlerinde İlaç Kullanım İlkeleri:
6.2.42.A.OI ve/veya IUI işlemi
(1)Evli olmakla birlikte eşlerden herhangi birinin evlat edinilmiş çocukları hariç soybağı
kurulmuş sağ çocuğunun olmaması koşuluyla; genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisine,
erkek ise bakmakla yükümlü olduğu karısına uygulanan “OI ve/veya IUI” tedavilerine ilişkin
giderlerin Kurumca ödenebilmesi için;
a) Kadın hastalıkları ve doğum uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu
düzenlenmiş olması,
b) Uygulamanın yapıldığı merkezin Kurum ile sözleşmeli olması,
şartlarının birlikte sağlanmış olması gerekmektedir.
(2) Sağlık kurulu raporlarında, hasta yaşı, kimlik bilgileri, tanı, endikasyon,
uygulanacak tedavi, kaçıncı deneme olduğu, kullanılacak ilaçların günlük ve maksimum
dozları da belirtilecektir.
(3) Sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarihten itibaren 6 (altı) ay içinde tedaviye
başlanmaması halinde yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir.
(4) Birinci uygulamadan sonraki “OI ve/veya IUI” tedavisi için de yeniden sağlık
kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir.
(5) İlaçlar, düzenlenen rapora istinaden tedavinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucusu
kadın hastalıkları uzman hekimlerince reçete edilecektir.
(6) İlaçların kullanım dozları aşağıda belirtilmiştir.
a) Standart hasta grubunda (Açıklanamayan infertilite veya erkek infertilitesi veya
endometriyozis olgularında) uygulama (siklus) başına toplam 1000 IU, toplam 3 siklus (3000
IU) gonadotropin ödenir.
b) Kadın infertilitesinde anovulasyonla birlikte seyreden aşağıdaki durumlar, OI ve/veya
IUI işleminde istisnai haller olarak kabul edilir.
1) Polikistik Over Sendromu (PCOS): En az 3, en fazla 6 siklus klomifen sitrat
tedavisine yanıt alınamayan (ovulasyon sağlanamayan veya gebelik elde edilemeyen)
hastalarda toplam 6 uygulama, toplam 10000 IU gonadotropin ödenir.
2) Hipogonadotropik hipogonadizm : Hastalarda toplam 6 uygulama, toplam 10000 IU
gonadotropin ödenir.
6.2.42.B. IVF işlemi
(1) IVF işleminde; SUT’un 4.5.4.K.1 maddesine uygun olan hastalarda ilaç kullanım
esasları aşağıda belirtilmiştir.
a) SUT’un 4.5.4.K.1.2 maddesinde belirtilen IVF tedavisi kurallarına göre düzenlenmiş
raporlarda ayrıca hastanın kullanacağı ilaç ile ilgili aşağıda belirtilen durumlar hakkındaki
bilgiler de yer alacaktır.
1) Normal ovaryan yanıtlı hasta grubunda en fazla 2 uygulama, toplam 6000 IU
gonadotropin ödenir. Bu grup hastalarda; IVF tedavisi öncesi IUI işlemi yapılmış olması şartı
aranır.
2) Kötü ovaryan yanıtlı veya düşük ovaryan rezervli hasta grubunda; en fazla 2
uygulama, siklus başı 4500 IU ye kadar toplam 9000 IU gonadotropin ödenir. Ayrıca bu grup
hastalarda; IVF tedavisi öncesi IUI işlemi yapılmış olması şartı aranmaz.
b) SUT eki ilaç listelerinde yer almak kaydıyla IVF tedavisi için düzenlenen sağlık
kurulu raporunda belirtilen ilaçlar, tedavinin yapıldığı üremeye yardımcı tedavi merkezi kadın
hastalıkları ve doğum uzman hekimlerince reçete edilecektir.
6.2.42.C.Kök hücre vericisi kardeş doğmasına yönelik IVF tedavisinde kullanılacak
ilaçlar
(1)Kök hücre vericisi kardeş doğmasına yönelik IVF tedavisinde kullanılacak ilaçlar;
SUT’un 4.5.4.K.2 maddesi koşullarına uyan ve söz konusu maddede belirtilen sağlık kurulu
raporuna istinaden IVF tedavisinin yapıldığı üremeye yardımcı tedavi merkezinde kadın
hastalıkları ve doğum uzman hekimlerince reçeteye yazılabilecektir. Her bir IVF denemesine
ilişkin olarak kullanılacak gonadotropin dozu en fazla 3000 IU olacak ve raporda
belirtilecektir.
6.2.42.D. IVF, OI ve IUI işlemleri
(1) IVF, OI ve IUI işlemlerinde; Ovülasyon tetiklemesi için kullanılan hCG (human
korionik gonadotropin) maksimum dozun dışında olup 10000 üniteyi geçemez. IVF, OI ve
IUI işlemlerinde kullanılan ilaçlar katılım payından muaf değildir.”
MADDE 28 - SUT’un “ Uygulanacak İndirim Oranları” başlıklı 6.4.1. numaralı
maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“6.4.1. Uygulanacak İndirim Oranları
(1) İlaçlara kamu kurum iskontosu olarak % 4 ve % 11 baz iskonto uygulanır.
(2) Depocuya satış fiyatı 3,56 TL’nin altında olan ilaçlar için baz iskonto % 4 oranında
uygulanır.
(3) Aşağıdaki fıkralarda konu edilen ilave iskonto uygulamalarında ilaçların, orijinal,
jenerik, yirmi yıllık gibi durumlarının belirlenmesinde Sağlık Bakanlığı tarafından 3/12/2010
tarihine kadar yapılmış olan düzenlemeler esas alınacaktır. Bu tarihten sonra oluşabilecek
grup değişikliklerine ilişkin iskonto uygulamaları Kurum tarafından değerlendirilir.
(4) 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde
olan ilaçlara referans fiyat alana kadar % 40 (baz iskonto %11+ %29 ilave iskonto ),
referans fiyat aldıktan sonra %28 (baz iskonto %11+ %17 ilave iskonto ) iskonto
uygulanacaktır.
(5 ) Jeneriği olmayan orijinal ilaçlar için iskonto %41 (baz iskonto %11+ %30 ilave
iskonto), jeneriği olan orijinal ilaçlar için iskonto %28 (baz iskonto %11+ %17 ilave
iskonto) olarak uygulanacaktır.
(6 ) Jenerik ilaçlar için %28
(baz iskonto %11+%17 ilave iskonto ) iskonto
uygulanacaktır.
(7) Referansın altında fiyat almış jeneriği olmayan orijinal ilaçlar ile orijinali olmayan
jenerik ilaçlar için yapılacak mahsuplaşma işleminde yukarıdaki fıkralarda tanımlanan ilave
iskontolar da dikkate alınacaktır.
(8) Mevcut iskontosu baz iskonto+ilave iskontonun üzerinde olan ilaçlardan jeneriği
olmayan orijinal ilaçlara mevcut iskontosuna ek olarak
%8,5, diğer ilaçlara ise %7,5
oranında iskonto uygulanır. (İlave iskonto uygulaması kapsamında olmayan ilaçlar hariç.)
(9) 20 yıldan eski ilaç statüsü kazanmış ve depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin altında
olan ilaçlar, depocuya satış fiyatı 3,56 TL’nin altında olan bütün ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, kan
ürünleri, tıbbi mamalar, radyofarmasötik ürünler, enteral beslenme ürünleri ile Sağlık
Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun belirlediği ve Kurumun resmi internet sitesinde
(www.sgk.gov.tr) yayımlanan SUT eki EK-2/D Listesinde ayrıca belirtilen ilaçlar için bu
maddenin (4), (5), (6) ve (7) numaralı fıkraları uygulanmaz.
(10) Piyasaya verilecek mevcut “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde bulunmayan yeni
moleküller ile tedaviye yenilik getirecek ürünün “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” ne kabulü
halinde, giriş iskontosu, listeye girdiği tarihten itibaren 1 yıl süre ile bütçe disiplini açısından
uygulanacak orta vadeli mali programın kapsamındaki ilave iskontolardan muaf tutulur.
Molekülün ilave ıskontodan muafiyeti açısından 1 yıllık süresi, tüm farmasötik formları için
listeye ilk giren forma uygulanan süre bitiminde sona erer.
(11) Hastaneler, yatarak tedavilerde kullandıkları ve kendi eczanelerinden temin
ettikleri ilaçlara da yukarıda belirtilen esaslara göre imalatçı/ithalatçı indirimi ile % 3,5
oranında eczacı indirimi uygulayarak fatura edeceklerdir. Serbest eczane satışı olmayan ve
Sağlık Bakanlığı tarafından “depocu fiyatlı ilaçlar” şeklinde tanımlanan ürünlere, depocu satış
fiyatı üzerinden “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde gösterilen imalatçı/ ithalatçı indirimi
uygulanır, ayrıca eczacı indirimi uygulanmaz.
(12) Ayrıca tüm ilaçlara indirimli bedel üzerinden eczacı indirimi yapılır.”
MADDE 29 - SUT’ un “Eşdeğer İlaç Uygulaması” başlıklı 6.4.2 numaralı maddesinde
aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.
a) İkinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesinde, aynı endikasyon için kullanılabilecek aynı
etken maddeyi içeren en ucuz ilaç bedelinin % 10 fazlasına kadarı dikkate alınacaktır.
Fiyatları en ucuz olarak referans alınacak ürünlerin eczacılar tarafından ulaşılabilir olması
gerekir. Bu amaçla, tavana esas en ucuz ilaç olarak belirlenen ilacın en az 5 ay piyasada
bulunma ve ilgili eşdeğer ilaç grubuna dâhil olan ilaçlar arasından en az %1 pazar payına
sahip olması gözetilir. Söz konusu süre ve pazar payının her bir eşdeğer ilaç grubundaki ilaç
sayısı dikkate alınarak yeniden belirlenmesine ve bunlara ilişkin tereddütlerin giderilmesinde
“Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu” yetkilidir.”
b) Üçüncü fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“ç) Bulunan en ucuz fiyata % 10 ilave edilerek o gruptaki ilaçlar için ödenebilecek
azami birim bedel bulunur.”
MADDE 30- SUT’ un “Reçetelerin Geçerli Olduğu Süre” başlıklı 6.5.2 numaralı
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Sağlık raporuna dayanılarak yazılan reçetelerde, SUT eki EK-2 Listesinde bulunan
veya bulunmayan (kür ve tedavi planı olan ilaçlar hariç) ilaçlar, ilaç bitim tarihinden 15 gün
öncesinde verilebilir.”
MADDE 31- SUT’un “Tıbbi Malzeme Temin Esasları” başlıklı 7.1 numaralı
maddesinin on sekizinci fıkrasında yer alan “Chondrotissue Bioabsorbabale” ifadesi
çıkartılmıştır.
MADDE 32- SUT’un “Yara bakım ürünleri” başlıklı 7.3.4. numaralı maddesinde
aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.
a) İkinci fıkrasının (b) bendine ikinci cümle olarak aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak “epidermolysis bullosa” hastalığında kullanılması gerekli görülen yara bakım
ürünleri için, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde (eğitim verme yetkisi olan klinik)
dermatoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi veya genel cerrahi uzman hekimlerince sağlık
kurulu raporu düzenlenecektir.”
b) Altıncı fıkrasına ikinci cümle olarak aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak “epidermolysis bullosa” hastalığında kullanılması gerekli görülen yara bakım
ürünleri için, resmi sağlık tesislerinde görev yapmakta olan dermatoloji veya plastik ve
rekonstrüktif cerrahi veya genel cerrahi uzman hekimlerince reçete düzenlenmesi
gerekmektedir.”
c) Dokuzuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(9) Ayaktan tedavide sadece, tedavi edici etkisini hydrocolloid, köpük ve fiber
içermesinden dolayı gösteren yara bakım ürünleri ile “epidermolysis bullosa” hastalığında
kullanılması şartıyla gazlı bez ve çeşitleri, sargı bezi ve çeşitleri, petrolatum/ parafin
emdirilmiş leno bez dokuma, yapışmayan köpük örtüler, yapışmayan film örtüler, yapışmayan
prokolloidler grubu yara bakım ürünleri Kurumca karşılanır.”
MADDE 33- SUT’un 7.3.8 numaralı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“7.3.8. Görmeye yardımcı tıbbi malzemeler
7.3.8.A- Gözlük cam ve çerçevesi
(1) Göz hastalıkları uzman hekimleri tarafından düzenlenen reçeteye dayanılarak
alınacak gözlük camları ile çerçevenin temininde aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda işlem
yapılacaktır.
(2) Gözlük cam ve çerçeveleri, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun hükümlerine
uygun olarak faaliyetlerini sürdüren ve Kurumla optik sözleşmesi imzalayan sözleşmeli
optisyenlik müesseselerinden temin edilecektir.
(3) Gözlük camlarının temininde, SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler
Listesi” (EK–6) esas alınacak ve ödemeler buna göre yapılacaktır. Cam bedelleri, çerçeve
bedeli ile birlikte sözleşmeli optisyenlik müesseseleri tarafından Kuruma fatura edilecektir.
(4) Teleskopik gözlük, Kontakt lens ve yakın okuma kepleri nitelikli görmeye yardımcı
tıbbi malzeme olarak değerlendirilir. Prizmatik gözlük camları nitelikli görmeye yardımcı
tıbbi malzeme olarak değerlendirilmez.
(5) Göz hastalıkları uzman hekimi tarafından düzenlenen sağlık raporuyla zorunlu
görülmesi şartıyla bu fıkrada belirtilen nitelikli görmeye yardımcı tıbbi malzeme bedelleri,
SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” nde (EK–6) yer alan fiyatları
aşmamak üzere ödenir.
(6) Hasta tarafından SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” ndeki
(EK–6) camlar dışında ayrı çap, cins, marka ve fiyatta cam istenmesi halinde alınan reçeteye
göre bu listedeki normal camların tutarı kadarı karşılanır.
(7) Gözlük camı ve çerçeve 3(üç) yılı geçmeden yenilenmez. Ancak görmede 0.5
diyoptrilik değişiklik olması halinde süresinden önce gözlük camı yenilenebilir.
(8) Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklara kullanılması gerekli görülen gözlük cam ve
çerçevelerinin çocuğun büyüme ve gelişmesi nedeni ile kullanılamadığı ve yenilenmesi
gerektiğinin sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi koşuluyla süresinden önce yenilenir.
7.3.8.B-Teleskopik gözlük
(1) Doğuştan var olan bozukluklar, kalıtsal hastalıklar, yaralanmalar, şeker hastalığı,
glokom, katarakt ve yaşlanmaya bağlı az gören (iyi gören gözde düzeltilmiş uzak görme
keskinliği 3/10 ve altında) hastalarda kullanılan materyallerden biri olup üçüncü basamak
sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen en az bir göz hastalıkları uzmanının yer aldığı sağlık
kurulu raporu ile göz hastalıkları uzmanı tarafından tanzim edilen reçetelere istinaden
teleskopik gözlük bedelleri Kurumca karşılanır.
(2) Sağlık kurulu raporunda zeminde yatan göz hastalığı ve bu hastalığa bağlı olarak
görme işlevlerindeki bozulma, reçetede uzak, yakın, uzak-yakın ifadesi olması, büyütme gücü
(x olarak), fiks foküs veya fokusable (foküslenebilme) olma durumu belirtilmelidir.
(3) Teleskopik gözlükler sağlık raporuyla gerekli görülmesi halinde 3 (üç) yılda bir
yenilenebilir. Çocuklarda bu süre sağlık raporuyla gerekli görülmesi halinde 1 yıldır.
(4) Gerekli hallerde yakın için kapak (cap) tek veya iki göz için yazılabilir, bu gibi
durumlarda ayrıca yakın teleskopik gözlük ödenmez.
7.3.8.C- Kontakt Lensler
(1) Kontakt lens bedelleri sadece;
a) Konjenital katarakt nedeniyle opere olmuş afak olgularda,
b) Keratakonusu olan göze gözlük uygulanmış ve gözlükle görme keskinlikleri 10/10 a
kadar (tama) artmayan olgularda,
bu durumlarının üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen en az bir
göz hastalıkları uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi, göz
hastalıkları uzman hekimince reçetelendirilmesi ve Kurumla sözleşmeli optisyenlik
müesseselerinden temin edilmesi şartıyla SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler
Listesi” nde (EK-6) yer alan bedeller üzerinden Kurumca karşılanır.
(2) Lenslerin yenilenme süresi 2 (iki) yıldır. Ancak, konjenital katarakt nedeniyle opere
olmuş 6 yaşına kadar olan çocuk olgularda 6 (altı) ayda bir yenilenmesi halinde de bedelleri
Kurumca karşılanır. Ayrıca 6 yaşından sonra afakı devam etmesi halinde bu durumun sağlık
kurulu raporu ile belgelenmesi şartıyla aylık sık replasmanlı kontakt lenslerin bedeli Kurumca
karşılanır. İlk verilen afakı raporu 2 yıl geçerlidir.
(3) Konjenital katarakt nedeniyle opere olmuş afak olgular hariç kontakt lens kullanan
hastalara ayrıca gözlük cam ve çerçeve bedeli ödenmez.
(4) Kontakt lens solüsyonlarının bedelleri Kurumca karşılanmaz.”
MADDE 34- Aşağıdaki düzenleme SUT’un “Bazı Tıbbi Malzemelerin Temin Edilme
Esasları” başlıklı 7.3 numaralı maddesine 7.3.29 numaralı madde olarak ilave edilmiştir.
“7.3.29. Göz Protezleri
(1) Göz protezleri hareketli bir malzeme olmayıp, göz protezinin hareketi, hastanın daha
önce geçirdiği cerrahi müdahale ile ilgilidir.
(2) Üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen, en az bir göz hastalıkları
uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi, göz hastalıkları uzman
hekimince reçetelendirilmesi halinde göz protez bedelleri Kurumca karşılanır.
(3) 5 (beş) yaşına kadar olan hak sahiplerine (çocuklarda 5 (beş) yaşına kadar orbita
gelişimi tamamlandığından) sağlık kurulu raporu ile öngörülmesi halinde yılda bir, 5 (beş)
yaşından büyük hak sahiplerine ise sağlık kurulu raporu ile öngörülmesi halinde üç yılda bir
göz protezinin bedeli Kurumca karşılanır. Ancak her iki halde de sağlık kurulu raporunda
protezin değiştirilme gerekçesi belirtilmelidir.”
MADDE 35 – SUT eki “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar Listesi” nde (EK-2)
aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Kanser” başlıklı (2) numaralı maddesinin 2.6 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
“2.6.
Enteral beslenme ürünleri”
b)“Kronik böbrek hastalıkları, organ ve doku nakli” başlıklı (3) numaralı maddesinin
3.17 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“3.17.
Enteral ve parenteral beslenme solüsyonları”
c) 3 numaralı maddesine 3.19. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir.
“3.19. Chlorthalidone*”
ç) “Doğuştan kalp hastalıkları” başlıklı (4.6) numaralı maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
“4.6.1. Antiagreganlar
4.6.2. Antikoagülanlar
4.6.3. Beta blokerler
4.6.4. Diüretikler
4.6.5. Digoxin
4.6.6. Angiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve reseptör blokerleri”
d) “Pulmoner hipertansiyon” başlıklı (4.10) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme
4.10.7 maddesi olarak ilave edilmiştir.
“4.10.7. Kalsiyum kanal blokerleri”
e)
“Raynaud hastalığı” başlıklı (4.11) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme
4.11.3 maddesi olarak ilave edilmiştir.
“4.11.3. Pentoksifilin”
f) “Uzun süreli kalp ve damar hastalıkları” başlıklı (4) numaralı maddesine aşağıdaki
düzenleme 4.13 maddesi olarak ilave edilmiştir.
“4.13.
Kronik romatizmal kalp hastalığı
4.13.1. Antiagreganlar
4.13.2. Asetil salisilik asit (pediatrik yaş grubunda efervesan formları dahil)
4.13.3. Kortikosteroidler
4.13.4. Antikoagülanlar
4.13.5. Antiaritmikler
4.13.6. Digoxin
4.13.7. Beta blokerler
4.13.8. Angiotensin reseptör blokerleri ve kombinasyonları
4.13.9. ACE inhibitörleri ve kombinasyonları
4.13.10. Benzatin penisilin
4.13.11. Diüretikler”
g) “İnflamatuar barsak hastalıkları” başlıklı (6.3) numaralı maddesine aşağıdaki
düzenleme 6.3.10 maddesi olarak ilave edilmiştir.
“6.3.10.
Enteral beslenme ürünleri (sadece malnütrisyon gelişmiş hastalarda
muafiyet kapsamındadır)”
ğ) “Kronik karaciğer hastalıkları” başlıklı (6.4) numaralı maddesine aşağıdaki
düzenleme 6.4.5 maddesi olarak ilave edilmiştir.
“6.4.5.
Enteral beslenme ürünleri (sadece K74 ve alt kodlarında malnütrisyon
gelişmiş hastalarda muafiyet kapsamındadır)”
h) “Koroziv gastrointestinal yanıklar” başlıklı (6.5) numaralı maddesinin 6.5.1 numaralı
alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“6.5.1. Beslenme ürünleri”
ı) “Ekzokrin pankreas bozuklukları” başlıklı (6.7) numaralı maddesine aşağıdaki
düzenleme (6.7.3) maddesi olarak ilave edilmiştir.
“6.7.3. Enteral beslenme ürünleri (sadece K86.1 kodunda malnütrisyon gelişmiş
hastalarda muafiyet kapsamındadır)”
i) “Hiperparatiroidi” başlıklı (7.3.2) numaralı maddesinin (7.3.2.2) ve (7.3.2.3) numaralı
alt maddeleri aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“7.3.2.2. Cinacalcet *
“7.3.2.3. Parikalsitol * ”
j) “Kemik hastalıkları” başlıklı (7.5) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (7.5.3)
alt maddesi olarak ilave edilmiştir.
“7.5.3. İdiyopatik masif osteoliz (Gorham Hastalığı)
7.5.3.1 Bevacızumab *”
k) “Yalnızca bu hastalıkların tedavisine yönelik kullanılan ilaçlar” başlıklı (8.2)
numaralı maddesinin (8.2.13) numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“8.2.13. Enteral beslenme ürünleri”
l) “Yalnızca bu hastalıkların tedavisine yönelik kullanılan ilaçlar” başlıklı (8.2)
numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (8.2.16) alt maddesi olarak ilave edilmiştir.
“8.2.16. Eltrombopag *”
m) “Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar” başlıklı (9.2) numaralı maddesine
aşağıdaki düzenlemeler (9.2.21), (9.2.22) ve (9.2.23) alt maddesi olarak ilave edilmiştir.
“9.2.21. Non-steroid yapılı antiinflamatuvarlar
9.2.22. Tocilizumab (sadece romatoid artrit hastalığında muafiyet kapsamındadır.)
9.2.23. Abatasept (sadece romatoid artrit hastalığında muafiyet kapsamındadır.)”
n) 10.4. numaralı maddesine 10.4.23. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir.
“10.4.23. Sodiumoxybate*”
o) “Demans” başlıklı (10.7) numaralı maddesinin (10.7.3) numaralı alt maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“10.7.3. Antipsikotikler (G30 ve alt kodlarında endikasyon uyumu aranacaktır.)”
ö) “Psikiyatrik hastalıklar” başlıklı (11) numaralı maddenin (11.1.1), (11.1.3), (11.2.3),
(11.3.1), (11.3.3), (11.4.1) ve (11.4.3) numaralı alt maddeleri aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“11.1.1. Antidepresanlar
11.1.3. Antipsikotikler
11.2.3. Antipsikotikler
11.3.1. Antidepresanlar
11.3.3. Antipsikotikler
11.4.1. Antidepresanlar
11.4.3. Antipsikotikler ”
p) “Kuru göz sendromu (Schimer testi 5 mm. ve altında olacak)” başlıklı (12.3)
maddesinin alt madde numaraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“12. 3.1. Suni Gözyaşları
12. 3.2. Siklosporin topikal preparatları”
r) 13.1. numaralı maddesine 13.1.8. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir.
“13.1.8. Tazarotene*
s) 13.1. numaralı maddesine 13.1.8. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir.
13.1.9. Kolşisin”
ş) “Pyoderma gangronosum” başlıklı (13.8) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme
(13.8.2) alt maddesi olarak ilave edilmiştir.
“13.8.2. Kortikosteroidler”
t) 15.1. numaralı maddesine 15.1.4. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir.
“15.1.4. Tafamidis Meglumine*”
u) “Behçet hastalığı” başlıklı (15.2) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (15.2.6)
alt maddesi olarak ilave edilmiştir.
“15.2.6. Anti-TNF *”
ü) “Sarkoidosis” başlıklı (15.3) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (15.3.2),
(15.3.3) ve (15.3.4) alt maddeleri olarak ilave edilmiştir.
“15.3.2. Anti-TNF *
15.3.3. Immunsupresifler *
15.3.4. Bronkodilatörler * ”
v) 15.4.1. numaralı maddesine 15.4.1.4. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir.
“15.4.1.4. İyonik Magnezyum*”
y) “Barsak operasyonundan dolayı oluşan malabsorbsiyonlar ve malnütrisyonlar. İlk iki
yaşta inek sütü alerjisi. Doğuştan metabolik ve kalıtsal hastalıklar. MNGIE (Mitokondriyal
Nörogastrointestinal Ensefalomiyelopati)” başlıklı (15.4) numaralı maddesine aşağıdaki
düzenlemeler (15.4.3) alt madde olarak ilave edilmiştir.
“15.4.3. Herediter anjioödem Tip 3
15.4.3.1. Danazol *
15.4.3.2. Traneksamik asit *
15.4.3.3. İcatibant * ”
z) “Kistik fibrozis (Mukovizidozis)” başlıklı (15.5) numaralı maddesine aşağıdaki
düzenlemeler (15.5.4) ve (15.5.5) alt maddeler olarak ilave edilmiştir.
“15.5.4. Enteral beslenme ürünleri (sadece malnütrisyon gelişmiş hastalarda muafiyet
kapsamındadır)
15.5.5. Makrolid grubu antibiyotikler”
aa) “Alerjik hastalıklar” başlıklı (15.6) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme
(15.6.2) alt madde olarak ilave edilmiştir.
“15.6.2. Adrenalin otoenjektör”
bb) “Nörojenik mesane” başlıklı (15.11) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme
(15.11.6) alt madde olarak ilave edilmiştir.
“15.11.6. Solifenasin”
cc) “Ailesel (herediter) oto inflamatuar hastalıklar (FMF ve muckle wells sendromu)”
başlıklı (15.13) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (15.13.2) alt madde olarak ilave
edilmiştir.
“15.13.2. Tocilizumab *”
dd) “Pierre Robin sendromu” başlıklı (15.14) numaralı maddesinin (15.14.1) numaralı
alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“15.14.1.
Enteral beslenme ürünleri”
ee) “Diğer hastalılar” başlıklı (15) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (15.15)
ve (15.16) alt maddeler olarak ilave edilmiştir.
“15.15 Gastrostomi durumu
15.15.1 Enteral beslenme ürünleri
15.16 Periyodik Ateş
15.16.1 Canakimumab *”
MADDE 36- SUT eki “Sistemik Antimikrobik Ve Diğer İlaçların Reçeteleme Kuralları
Listesi”nde (Ek-2/A) aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır.
a) “Sefalosporinler” başlıklı (3. Kuşak Sefalosporinler ) işaretli maddenin (10) numaralı
alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
UH-P (600 mg lık formu günlük
10 Sefdinir
maksimum kullanım dozu 1 x 1)
b) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (10) numaralı alt maddesi aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Cilt hastalıkları uzmanı (Sadece
10 Sadece üre içeren preparatlar
ihtiyozis veya kseroderma
endikasyonlarında ödenir)
c) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (8) numaralı alt maddesi uygulamadan
kaldırılarak aşağıda yer alan düzenleme aynı madde numarası olarak yeniden düzenlenmiştir.
8
Allantoin+ heparin+extractum cepae içeren Plastik cerrahi uzman hekimlerince
kombine preparatlar
reçetelenir.
ç) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (16) numaralı alt maddesi uygulamadan
kaldırılmıştır.
16 Mülga
Mülga
d) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (20) numaralı alt maddesi uygulamadan
kaldırılarak aşağıda yer alan düzenleme aynı madde numarası olarak yeniden düzenlenmiştir.
Göz hastalıkları uzman hekimlerince
Siklopentolat HCL, Tropikamid, Fenilefrinreçetelenir. (Sağlık Bakanlığınca
20 HCL içeren göz damlaları
belirlenen diğer kurallara
uyulacaktır.)
MADDE 37- SUT eki “Sadece Yatan Hastalarda Kullanımı Halinde Bedelleri
Ödenecek İlaçlar Listesi”nde (Ek-2/B) aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.
a)50 numaralı maddeye aşağıdaki düzenleme (50.3) numaralı alt madde olarak ilave
edilmiştir.
“50.3. Adenozin 250 mg/50 ml: Yalnızca diğer farmakolojik stres ajanlarının
uygulanamadığı olgularda, miyokardiyal radyoizotop taraması (talyum yada teknesyum) yada
ekokardiyografi ile birlikte kalp iskemisinin farmakolojik olarak provokasyonunda bu
durumun tabelada belirtilmesi koşuluyla; test başına en fazla 1 flakon kullanılabilecektir.”
b)Aşağıda yer alan düzenleme (53) numaralı madde olarak ilave edilmiştir.
“53. Alprostadil 500 mcg/ml (Uzman hekimlerce)”
MADDE 38- SUT eki “Ayakta Tedavide Sağlık Raporu (Uzman Hekim Raporu/Sağlık
Kurulu Raporu) İle Verilebilecek İlaçlar Listesi”nde (Ek-2/C) aşağıdaki düzenlenmeler
yapılmıştır.
a)10 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“10.Gonadotropinler (FSH, LH, HCG kombinasyonları) ve Gonadotropinleri etkileyen
ilaçlar (Ganireliks, Setroreliks) (IVF, IUI, OI tedavilerinde 6.2.42 maddesi esasları
geçerlidir.) (Çocuk cerrahisi uzmanı hekimlerince de reçete edilebilir)”
b)22 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“22- Mesalazin”
c)37 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“37.İloprost trometamol (İntravenöz formları), Alprostadil 20 mcg/ml; (Üniversite,
eğitim ve araştırma hastanelerinde tanıyı doğrulayan resmi kurumca onaylanmış görüntüleme
tetkik raporları eklenmiş; kardiyoloji, kardiyovasküler cerrahi, göğüs hastalıkları, pediyatrik
kardiyoloji uzman hekimlerinden birinin düzenlediği uzman hekim raporu ile yalnızca bu
uzman hekimlerce)”
ç) 51 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“51.Anjiotensin
reseptör
blokerleri
(İrbesartan,
Kandesartan,
Losartan,
Telmisartan,Valsartan, Rilmeniden, Moksonidin, Olmesartan, Eprosartan Mesilat,
kombinasyonları dahil): uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilebilir.
(Raporda, ayrıca ilaç/ilaçların kullanım dozu, uygulama planı ve süresinin belirtilmesi
zorunluluğu bulunmamaktadır.)”
MADDE 39 - SUT eki “Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi” nde (EK-2/G) aşağıda belirtilen
düzenlemeler yapılmıştır.
a)
“1111111100719” barkod numaralı “Prezista 600 Mg 120 Tb.” isimli ilaç
listeden çıkartılmıştır.
b) Fiyatları güncellenen ve listeye eklenen ilaçlar ile fiyatları, bu Tebliğ eki (1) numaralı
listede belirtilmiştir.
MADDE 40- SUT eki “Hasta Sevk Formu (EK-4/A)” bu Tebliğ eki (2) numaralı listede
yer aldığı şekilde yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 41- SUT eki “Kurumca Bedeli Karşılanacak Ortopedi Ve Travmatoloji
Branşında Yer Alan Artroplasti Alanı Tıbbi Malzeme Listesi” (EK-5/F) ‘ nde yapılan
düzenlemeler aşağıda belirtilmiştir.
a) Listede “100.112” kodu ile yer alan ASETABULAR CUP (vida yeri tıkacı dahil)
isimli malzemenin “Materyal” bölümünde yer alan ibare “COCR/TITANYUM” şeklinde
değiştirilmiştir.
b) Listede “Materyal” bölümünde sadece “COCR” veya sadece “TITANYUM” olarak
yer alan ibareler “COCR/TITANYUM” şeklinde değiştirilmiştir.
c) Listede “100.854”, “100.855” ve “100.856” kodları ile yer alan tıbbi malzemelerin
“Ürün Tanımları” bölümleri “Radius başı komponenti (radius başı ve stem)” şeklinde
değiştirilmiştir.
ç) Listede “100.106, 100.107, 100.151, 100.152, 100.405, 100.406, 100.552, 100.553,
100.613, 100.615, 100.665, 100.707, 100.708, 100.807” kodları ile yer alan tıbbi
malzemelerin “Materyal” bölümlerinde yer alan mevcut ibarelerden sonra gelmek üzere, “,
SEQUENTİAL HİGHLY CROSS LİNKED POLİETİLEN vb.” ibareleri eklenmiştir.
d) Listede “100.800, 100.801, 100.802, 100.803, 100.806, 100.807, 100.808, 100.809”
kodları ile yer alan tıbbi malzemelerin “Tasarım Özellik” bölümlerindeki “/ TERS PROTEZ
DAHİL” dahil ibareleri çıkarılmıştır.
e) Listede “100.350” kodu ile yer alan tıbbi malzemenin “Tasarım Özellik”
bölümündeki “150-200 MM” ibaresi “150 MM ve üzeri” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 42- SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” nde (EK-6)
yapılan düzenlemeler aşağıda belirtilmiştir.
a) Listede “GZ.11070” SUT kodu ile yer alan malzemenin ismi “Prizmatik tek”
şeklinde, “GZ.11080” SUT kodu ile yer alan malzemenin ismi ise “Prizmatik çift” şeklinde
değiştirilmiştir.
b) Listeye eklenen görmeye yardımcı tıbbi malzemeler bu Tebliğ eki (3) numaralı
listede belirtilmiştir.
MADDE 43- Bu Tebliğin;
a) 1 inci maddesinin (a) bendi 02/5/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,
b) 5 inci maddesi 01/3/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) 11 inci maddesi bu Tebliğin yayım tarihinden 30 gün sonra,
ç) 10, 12 ila 30, 35 inci maddesinin (c), (n), (r), (t) ve (v) bentleri hariç diğer bentleri, 36
ila 38 numaralı maddeleri bu Tebliğin yayım tarihinden 5 iş günü sonra,
d) 35 inci maddesinin (c), (n), (r), (t) ve (v) bentleri, 39 uncu maddesinin (b) bendinde
belirtilen bu Tebliğ eki (1) numaralı listede 1, 2, 24 ve 28 sıra numarası ile yapılan
düzenlemeler hariç olmak üzere 39 uncu maddesi ile 42 nci maddesinin (b) bendi, 04/10/2011
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
e) 39 uncu maddesinin (b) bendinde belirtilen bu Tebliğ eki (1) numaralı listede 1 sıra
numarası ile yapılan düzenleme 04/04/2011 tarihinden, 2 sıra numarası ile yapılan düzenleme
30/03/2011 tarihinden, 24 sıra numarası ile yapılan düzenleme 31/05/2011 tarihinden, 28 sıra
numarası ile yapılan düzenleme 06/06/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,
f) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 44- Bu Tebliğ hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.
Liste – 1
YURT DIŞI İLAÇ FİYAT LİSTESİ (EK-2/G)
BARKODU
İLAÇ ADI
ETKEN MADDE EŞDEĞER FİYATI
GRUBU
1
2
3
4
YONDELIS 1 MG.1
1111111100716 FLK.
MULTAQ 400 MG. 60
1111111100799 TB.
KRYSTEXXA 8
1111111100867 MG/ML 1x1 AMP.
WICK HUSTEN
SIRUP 20 MG. 180
1111111100868 ML.
5
1111111100869
6
1111111100870
7
1111111100871
8
1111111100872
9
1111111100873
10 1111111100027
11 1111111100874
12 1111111100875
13 1111111100876
14 1111111100877
15 1111111100878
16 1111111100879
17 1111111100880
18 1111111100881
19 1111111100882
20 1111111100883
HUMULIN R U-500
IU 2,5 MG/ML 20 ML
FLK.
ARGININE VEYRON
5 ML 1X20 AMP.
(ORAL)
CUVPOSA 1 MG/5
ML ORAL
SOLUSYON 1X473
ML.
TAFAMIDIS
MEGLUMINE 20 MG.
30 CAPS.
Trabectedin 1 mg.
Flk.
Dronedarone 400
mg. Tb.
Pegloticase 8
mg/ml amp.
Dextromethorphan
20 mg. Şurup
Concentrated
human regular
insuline 2,5 mg/ml
flk
L-Arginine
chlorhydrate 5 ml.
Amp.(Oral)
Glycopyrrolate 1
mg/5 ml sol.
Tafamidis
Meglumine 20
mg. Caps.
Protein-C
CEPROTIN 500 IU 1
concentrate 500
AMP.
IU amp.
PENTAGASTRIN 500 Pentagastrin 500
MCG/2 ML 5 AMP.
mcg/2 ml amp
NEULASTIM 6
Pegfilgrastim 6
MG/0,6 ML. 1 VIAL
mg/0,6 ml amp.
SAMSCA 30 MG 10
Tolvaptan 30 mg
TB.
tb.
GILENYA 0,5 MG 28 Fingolimod 0,5
CAPS.
mg. Caps.
ARZERRA 100 MG.
Ofatumumab 100
3X5 ML. FLK.
mg. Flk.
ARZERRA 100 MG.
Ofatumumab 100
10X5 ML. FLK.
mg. Flk.
ANANDRON 150 MG Nilutamide 150
30 TB.
mg. Tb.
MEPACT 4 MG
POWDER FOR
Mifamurtide 4 mg
INFUSION 1 VIAL
infüzyon için toz
ZORAC GEL %0,1 60 Tazarotene %0,1
G.
60 g. jel
FOLOTYN 20 MG/ML Pralatrexate 20
VIAL
mg/ml amp.
PHENYLADE
Large Neutral
I298A
I342A
2.370,00
€
I386A
106,55 €
2.277,00
€
I055B
11,40 €
I374A
345,00 €
I014D
3,60 €
I079B
388,00 €
I379A
11.250,00
€
I381A
1.031,10
€
I129A
431,80 €
I389A
445,00 €
I341B
910,00 €
1.995,00
€
I390A
I391A
I391A
874,70 €
2.835,40
€
I392A
120,00 €
I393A
2.917,00
€
I394A
I395A
I235A
36,90 €
2.319,04
€
280,00 €
PHEBLOC 750 MG
1X550 TB.
PROLIA 60 MG INJ.
SOLUTION 1X1
21 1111111100884 SYRINGE
HYGROTON 25 MG.
22 1111111100885 100 TB.
INVIRASE 500 MG
23 1111111100886 120 TB.
INVIRASE 200 MG
24 1111111100142 270 TB.
XYREM 500 MG/ML
ORAL SOLUTION
25 1111111100887 1X180 ML
ELMIRON 100 MG
26 1111111100265 100 TB.
IRESSA 250 MG 30
27 1111111100150 CAPSUL
PROGLICEM 25 MG
28 1111111100097 100 TB.
FUZEON 90 MG/ML
29 1111111100691 60 AMP
LIQUID
MAGNESIUM 1X16
30 1111111100888 OZ.
SODIUM
DICHLOROACETATE
31 1111111100889 50 G. POWDER
L-ISOLEUCINE 25 G.
32 1111111100890 POWDER
VALIN 25 G.
33 1111111100891 POWDER
ANCOTIL 2,5 G.
5X250 ML SOLUTION
FOR INFUSION
34 1111111100892 BOTTLE
35 1111111100893
36 1111111100894
37 1111111100220
38 1111111100234
Aminoacids 750
mg tb.
Denosumab 60
mg. Sol.
Chlorthalidone 25
mg. Tb.
Saquinavir
Mesylate 500 mg
tb.
Saquinavir
Mesylate 200 mg
tb.
Sodium oxybate
500 mg/ml oral
sol.
Pentosan
Polysulfate
Sodyum 100 mg
tb
Gefitinib 250 mg
cap
Diazoxide 25 mg
tb
Enfuvirtide 90
mg/ ml ampul
Iyonik
magnezyum sol.
Sodıum
dichloroacetat 50
g. Toz
L-isoleucin 25 g.
Toz
Valin 25 g. Toz
Flucytosine 2,5 g
sol.
Potassium
REKAWAN 1000 MG chloride 1000 mg.
50 FİLM TB.
Tb.
MAGNESIO
Magnesium
CLORURO 110 MG.
chloride 110 mg.
230 CAPS.
Caps.
DANTRIUM 20 MG.
Dantrolen Sodium
12 AMP.
20 mg amp
DANTROLEN 20 MG. Dantrolen Sodium
12 FLK.
20 mg flk.
I396A
285,00 €
I397A
5,90 €
I148B
418,80 €
I148A
322,00 €
I398A
894,59 €
I131C
159,50 €
2.401,80
€
I075A
I056A
I285A
22,10 €
2.090,00
€
I399A
39,50 €
I318B
253,00 €
I387B
10,50 €
I337B
19,50 €
I070B
273,30 €
I400A
5,30 €
I401A
15,70 €
I051A
857,00 €
I051A
850,00 €
VOTRIENT 400 MG.
39 1111111100895 60 TB.
TREOSULFAN 5 G. 5
40 1111111100896 VIAL
COLCHICUM COMP.
DROPS 1X100 ML(0,5
41 1111111100897 MG/ML)
42 1111111100898
43 1111111100899
44 1111111100824
45 1111111100823
CLIPPER 5 MG. 30
TB.
ROACTEMRA 200
MG. 10 ML. 1 AMP.
ACTEMRA 400 MG
20 ML 1 AMP.
ACTEMRA 80 MG 4
ML 1 AMP.
AMYTAL SODIUM
46 1111111100777 500 MG.1 ENJ.
Pazopanib 400
mg. Tb.
Treosulfan 5 g.
Amp.
Colchicine 0,5
mg/ml sol.
Beclametasone
dipropionate 5
mg. Tb.
Tocilizumab 200
mg amp.
Tocilizumab 400
mg.amp.
Tocilizumab 80
mg.amp.
Amobarbital
sodyum 500 mg
enj.
I306A
3.630,80
€
1.586,69
€
I045D
13,65 €
I403A
103,95 €
I359 C
I359B
565,00 €
1.110,00
€
I359A
230,00 €
I331A
704,14 $
I402A
Liste -2
HASTA SEVK FORMU
EK-4/A
FORMU DÜZENLEYEN SAĞLIK HİZMETİ SUNUCUSU:
…………………………………………………
Sevk Tarihi:......../......./20….
Sevki yapan birim: .......................................................................................................
Genel sağlık sigortalısının Adı Soyadı : ............................................. T.C.Kimlik
No.....................................
Hastanın Adı Soyadı : ...............................................
T.C.Kimlik
No.....................................
Hastanın Doğum Yeri / Tarihi :..........................................................................................
Dosya No
: .................................................
Protokol No
:............................
Tanı :.....................................................................................................................................
...
Sevk gerekçesi (*) :
…………………………………………………………………………
Sevk Edildiği Branş :
………………………………………………………………………
Gideceği Şehir
:
………………………………………………………………………
Sevk Vasıtası
: ………………………………………………………………………
Refakatçi gerekçesi (**):
…………………………………………………………………..
Sevk Eden Hekim
Kaşe (****)
İmza
MÜRACAAT
EDİLEN
…………………………………….
SAĞLIK
HİZMETİ
:
SUNUCUSU:
Sevk nedeniyle müracaat edilen sağlık kurum/kuruluşuna başvuru tarihi :......../......./20…
Müracaat edilen sağlık kurum/kuruluşundan ayrılış tarihi
:......../......./20…
……/……/20….- ……/……/20…. tarihleri arasında ayaktan tedavi görmüştür.
……/……/20….- ……/……/20…. tarihleri arasında yatarak tedavi görmüştür.
Refakatçi durumu (***): ………………………………………………………….
Düzenleyen hekim :
Kaşe (****)
İmza
(*) Gerekli teşhis ve tedavi cihazlarının veya ilgili branş uzman hekiminin bulunmaması vb.
tıbbi nedenlerin belirtilmesi gerekmektedir.
(**) Refakatin tıbben gerekli olduğunun gerekçesi ile birlikte belirtilmesi gerekmektedir.
(***) Refakatli olarak gelindiğinin/kalındığının hekim tarafından belirtilmesi gerekmektedir.
(****) Kaşede yer alması gereken diğer bilgiler yanında hekimin çalıştığı sağlık hizmeti
sunucusunun adının da yer alması (yoksa hekim tarafından elle yazılmış olması) gerekir.
SEVK FORMUNUN ASLI MÜRACAAT EDİLEN SAĞLIK KURUM/KURULUŞUNDAN
AYRILIŞ AŞAMASINDA HASTAYA VERİLECEKTİR.
Liste-3
GÖRMEYE YARDIMCI TIBBİ MALZEMELER LİSTESİ
SUT
Sıra No
ÇİFT OLARAK (KDV HARİÇ)
KODU
114
GZ.10215 SPH 8-10 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm
115
GZ.10216 SPH 8-10 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm
116
GZ.10245 SPH 10-13 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm
117
GZ.10246 SPH 10-13 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm
118
GZ.10265 SPH 13-16 Kolormatik 65 mm
FİYAT
(TL)
71,18
76,27
71,18
76,27
52,88
119
120
121
122
GZ.10285
GZ.10305
GZ.10495
GZ.10525
123
124
125
126
127
128
129
GZ.10526
GZ.10545
GZ.10565
GZ.10585
GZ.10605
GZ.10825
GZ.10826
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
GZ.10827
GZ.10845
GZ.10865
GZ.10885
GZ.10905
GZ.10996
GZ.10925
GZ.10926
GZ.10955
GZ.10956
GZ.10971
GZ.10981
GZ.10982
GZ.10991
GZ.10992
145
GZ.11091
146
GZ.11101
SPH 16-20 Kolormatik 65 mm
SPH 21 ve daha fazla Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 8-2 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 10-2 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm
SPH/CYL 10-2 Bifokal-Progresif Kolormatik 65
mm
SPH/CYL 13-2 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 16-2 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 20-2 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 21 ve daha fazla Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 10-4 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 10-4 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm
SPH/CYL 10-4 Bifokal-Progresif Kolormatik 65
mm
SPH/CYL 13-4 Kolormatik 65
SPH/CYL 16-4 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 20-4 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 21 ve daha fazla Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 21 ve daha fazla Organik 65 mm
SPH/CYL 2-6 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm
SPH/CYL 2-6 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 4-6 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm
SPH/CYL 4-6 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 6-6 Kolormatik 65 mm
SPH/CYL 8-6 Beyaz 60 mm
SPH/CYL 8-6 Kolormatik 65
SPH/CYL 10-6 Beyaz 60 mm
SPH/CYL 10-6 Kolormatik 65 mm
Kontakt Lens Aylık Sık Replasmanlı* (1 Kutu 6
adet)
Kontakt Lens Aylık Sık Replasmanlı* (2 Kutu 12
adet)
52,88
52,88
76,27
71,18
76,27
61,02
61,02
61,02
61,02
52,88
71,18
76,27
52,88
52,88
52,88
52,88
76,27
71,18
76,27
71,18
76,27
52,88
61,02
52,88
61,02
52,88
50,00
100,00
9173/1-1
[R.G.05 Kasım 2011 – 28106]
—— • ——
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:
TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜNÜN OTOMATİK OLMAYAN TARTI
ALETLERİ YÖNETMELİĞİ (2009/23/AT-eski 90/384/AT) KAPSAMINDA
ONAYLANMIŞ KURULUŞ OLARAK GÖREVLENDİRİLMESİNE
DAİR TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: MSG-2011/18)
MADDE 1 – Avrupa Komisyonu tarafından 1783 kimlik kayıt numarası tahsis edilmiş
olan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Necatibey Cad. No:112 Bakanlıklar/ANKARA,
“Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (2009/23/AT-eski 90/384/AT)” kapsamında;
AT tip incelemesi (B) ve AT tipe uygunluk beyanı (üretim kalite güvencesi) (D) modüllerinde
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Onaylanmış Kuruluş olarak
görevlendirilmiştir.
MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.
[R.G.13 Kasım 2011 – 28111]
—— • ——
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:
İLETİM SİSTEMİ GELİRİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1 – 11/8/2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İletim
Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe aşağıdaki geçici 1 inci madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1 – 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar
ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin ek 5 inci maddesindeki düzenleme
yürürlüğe girinceye kadar Elektrik Piyasası Endeksi olarak, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi kullanılır.”
MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı
yürütür.
[R.G.19 Kasım 2011 – 28117]
—— • ——
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:
İLETİM SİSTEMİ İŞLETİM GELİRİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA
TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1 – 11/8/2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İletim
Sistemi İşletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe aşağıdaki geçici 1 inci madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1 – 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar
ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin ek 5 inci maddesindeki düzenleme
yürürlüğe girinceye kadar Elektrik Piyasası Endeksi olarak, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi kullanılır.”
MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı
yürütür.
[R.G.19 Kasım 2011 – 28117]
—— • ——
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:
PİYASA İŞLETİM GELİRİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1 – 7/9/2005 tarihli ve 25929 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Piyasa
İşletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe aşağıdaki geçici 2 nci madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 2 – 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar
ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin ek 5 inci maddesindeki düzenleme
yürürlüğe girinceye kadar Elektrik Piyasası Endeksi olarak, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi kullanılır.”
MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı
yürütür.
[R.G.19 Kasım 2011 – 28117]
—— • ——
KANUNLAR
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BREZİLYA FEDERATİF
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜMRÜK KONULARINDA
KARŞILIKLI İDARİ YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kanun No. 6242
Kabul Tarihi: 25/10/2011
MADDE 1 – (1) 27 Mayıs 2010 tarihinde Brasilia’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında
Karşılıklı İdari Yardım Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
11/11/2011
[R.G.12 Kasım 2011 – 28110]
—— • ——
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BREZİLYA FEDERATİF
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN
ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL
OLMA ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
Kanun No. 6244
Kabul Tarihi: 25/10/2011
MADDE 1 – (1) 16 Aralık 2010 tarihinde Foz do Iguaçu’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
11/11/2011
[R.G.12 Kasım 2011 – 28110]
—— • ——
ÇOK TARAFLI YATIRIM GARANTİ KURULUŞU SÖZLEŞMESİNİN
MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
Kanun No. 6248
Kabul Tarihi: 3/11/2011
MADDE 1 – (1) “Çok Taraflı Yatırım Garanti Kuruluşu (MIGA) Sözleşmesinin
Maddelerinde Yapılan Değişiklikler”in onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
11/11/2011
[R.G.12 Kasım 2011 – 28110]
—— • ——
KARARLAR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
İŞKOLU TESPİT KARARI
Karar No
: 2011/121
İşyeri
: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve
Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğü
Bahariye Cd. Haliç Tekke Parkı İçi Eyüp Devlet
Hastanesi Karşısı Eyüp/İSTANBUL
Tespiti İsteyen :
T. Denizciler Sendikası
İnceleme
: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire
Başkanlığı Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğünde Bakanlığımızca yapılan incelemede;
Bahariye Cd. Haliç Tekke Parkı İçi Eyüp Devlet Hastanesi Karşısı Eyüp/İSTANBUL
adresinde yönetim binasının ve Azapkapı Atatürk Köprüsü Altı Fatih/İSTANBUL adresinde
kara ve deniz ekipleri bulunan işyerlerinde, genel olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetki
sınırları içerisinde deniz ve kıyıların korunması ve temizlenmesine yönelik faaliyetlerde
bulunulması nedeni ile yapılan işlerin İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler”
işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Karar: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı
Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğünde yürütülen işlerin niteliği itibariyle İşkolları
Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî
Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 4’üncü maddesi gereğince
karar verilmiştir.
[R.G.15 Kasım 2011 – 28113]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı
: 2009/11
Karar Sayısı : 2011/93
Karar Günü : 9.6.2011
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 14. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22.
maddesinin (14) numaralı fıkrasının “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti
altındaki çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son cümlesinin, Anayasa’nın 2., 13. ve 48.
maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Bir süre (A) sınıfı sigorta eksperi olarak görev yaptıktan sonra ara verdiği mesleğini
yeniden aktif olarak icra etme yönündeki talebi eşinin bir sigorta şirketinde yönetici olduğu
gerekçesiyle Hazine Müsteşarlığı tarafından reddedilen davacının, bu işlemin iptali istemiyle
açtığı davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırılığı savını ciddi bulan Mahkeme, iptali
için başvurmuştur
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“Davacı (…) vekili (…) tarafından (01/11/2004 gün ve 04/142 sayılı belge ile (A) sınıfı
Sigorta Eksperi olarak görev yapmakta iken mesleğine bir süre ara veren davacının, yeniden
aktif Sigorta Eksperliği görevine dönmek amacıyla yaptığı başvurunun reddine dair davalı
idarenin 21/10/2008 gün ve 45949 sayılı işleminin iptali ve yürütmenin durdurulma istemiyle)
Hazine Müsteşarlığına karşı açılan davada; davacı tarafından ileri sürülen Anayasa’ya aykırılık
itirazı ciddî bulunarak işin gereği görüşüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında kanunların
Anayasa’ya aykırı olamayacağı belirtilmiş; 152’nci maddesinde de “Bir davaya bakmakla olan
mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya
aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına
varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır. Mahkeme,
Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte
karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde
kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun
hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar
kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi’nin işin
esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından sonra on yıl
geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda
bulunulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa’nın 152’nci madde hükmüne göre, bir davaya bakmakta olan mahkemenin itiraz
yoluyla bir kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için, iptali
istenen kuralın davada uygulanacak nitelikte bir kural olması gerekir. Davacının faal Sigorta
Eksperi olarak çalışmasını engelleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22’nci maddesinin
(14) no.lu fıkrasının son tümcesinin ise bakılan davada uygulanacak bir kural niteliğinde olduğu
açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 01/11/2004 gün ve 04/142 sayılı belge ile
(A) sınıfı Sigorta Eksperi olarak görev yapmakta iken mesleğine bir süre ara verdiği sırada
14/06/2007 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5684 sayılı yeni Sigortacılık Kanunu’nun
yürürlüğe girdiği, anılan Kanun’un geçici 6’ncı maddesi uyarınca süresi içerisinde ruhsatını
değiştirme şartını yerine getirdiği, ancak aynı Kanun’un 22/(14) maddesinde yer verilen Sigorta
şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan
kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile mesleki faaliyette bulunan şirket
çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim
kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan
ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve
velayeti altındaki çocukları için de Sgeçerlidir.” hükmü gerekçe gösterilerek, (hâlen eşi …
Sigorta A.Ş. Ege Bölge Müdürlüğü’nde Bölge Müdür Yardımcısı olarak görev yapan)
davacının yeniden aktif Sigorta Eksperliği görevine döndürülmesi ve bu doğrultuda Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde tutulan (aktif olarak görev yapan Sigorta
Eksperlerini gösteren) Levha’ya kaydolunması isteğiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine
bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı; 5684 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce sigorta eksperliği yapmaya
hak kazandığını eski yasal düzenlemede eşinin sigorta şirketinde imza yetkilisi olarak
çalışmasının kendisinin sigorta eksperliği yapmasına engel teşkil ettiğine dair bir hüküm
bulunmadığı, çıkarılan yeni Yasa’nın kendisinin müktesep hak niteliğindeki mesleğini yapmaya
engel teşkil etmesinin kanunların geriye yürümezlik ilkesine ve çalışma hürriyetine aykırı
olduğunu ileri sürerek, 5684 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (14) no.lu fıkrasının
Anayasa’ya aykırı olduğu itirazında bulunmuştur.
Sigorta eksperlerinin çalışma usûl ve esaslarını düzenleyen mülga 7397 sayılı Sigorta
Murakebe Kanunu’nun 38’inci maddesinin birinci fıkrasında “Sigorta hasar eksperi”, “Sigorta
edilen rizikoların gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını,
nedenlerini ve niteliklerini tespit ile mutabakatlı kıymet, ön ekspertiz ve gözetim gibi işlemleri
mutad meslek hâlinde yapan kişiler” olarak tanımlanmış, ikinci fıkrasında sigorta hasar
eksperliği yapabilecek kişilerin nitelikleri, çalışma usûl ve esasları ile sigorta hasar eksperliği
mesleğinin düzenlenmesine ilişkin diğer hususların yönetmelikle tespit edileceği belirtilmiş,
dördüncü fıkrasında ise sigorta hasar eksperlerinin, taraflardan birisi ile arasında tarafsızlığını
şüpheye düşürecek önemli nedenler veya taraflardan biri ile Hukuk Usûlü Muhakemeleri
Kanunu’nun 245’inci maddesinin 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalığı
veya bir iş ortaklığı varsa, eksperlik görevini kabul edemeyecekleri hükme bağlanmıştır.
Mülga 7397 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve Resmî Gazete’nin 11/05/1992 gün ve
21225 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe konulan mülga Sigorta Eksperleri Yönetmeliği
ile sigorta eksperlerinin nitelikleri, çalışma şekilleri ve şartları ile tâbi olacakları denetim
esasları belirlenmiştir (md. 1). Anılan Yönetmeliğin 2/g maddesinde Hazine Müsteşarlığı
nezdinde bir Sigorta Eksperleri Sicili tutulması öngörülmüş; 3’üncü maddesinin birinci fıkrası
ile 20’nci maddesinde de ancak bu sicile kaydolunan gerçek ve tüzel kişilerin sigorta eksperliği
yapabilecekleri, Sigorta Eksperleri Siciline kayıtlı olmayan kişilerin sigorta eksperliği
yapamayacakları ifade edilmiştir.
Eşleri sigorta şirketlerinin yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza
atmaya yetkili olanların sigorta eksperliği yapamayacağına ilişkin herhangi bir düzenleme
içermeyen 7397 sayılı Sigorta Murakebe Kanunu, 03/06/2007 tarihinde kabul edilen ve
14/06/2007 gün ve 26552 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu
ile yürürlükten kaldırılmış ve bu Kanun’a dayanılarak da yeni bir Sigorta Eksperleri
Yönetmeliği (RG., 22/06/2008-26914) yürürlüğe konulmuştur.
5684 sayılı Kanun’un 2/(l)-ğ maddesinde Kanun’da geçen “Levha” deyiminin “Sigorta
eksperleri ve sigorta acenteleri için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından ayrı ayrı
düzenlenecek faal olarak çalışanlara ilişkin kayıtları gösterir levha”yı ifade ettiği belirtilmiş,
aynı maddenin (m) bendinde “Sigorta Eksperi”, “Sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi
sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve
mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan
tarafsız ve bağımsız kişi” olarak tanımlanmış; 22/(2) maddesinde sigorta eksperliği yapmak
isteyen kişilerin Müsteşarlıktan sigorta eksperlik ruhsatı alması ve Levha’ya yazılı olması
gerektiği hükme bağlanmış, aynı maddenin (4) no.lu fıkrasında “Sigorta eksperi unvanı, sigorta
eksperliği ruhsatnamesinin alınmasından sonra kazanılır. Sigorta eksperliği yapacaklar,
ruhsatnamelerini aldıktan sonra Levha’ya kayıt olmak için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine
başvurur.” hükmüne yer verilmiş, (5) no.lu fıkrasının (ç) bendinde sigorta eksperlerinin
kaydının, Sigorta Eksperliğinden ayrılmışsa Levha’dan silineceği kurala bağlanmış, (7) no.lu
fıkrasında Levha’dan silinmeyi gerektiren hâllerinin sona erdiğini ispat eden sigorta eksperinin,
Levha’ya yeniden yazılma hakkını kazanacağı, ancak hakkında meslekten çıkarma kararı
verilmiş olan kişinin bir daha Levha’ya yazılmasının mümkün olmadığı, Levha’ya yeniden
yazılan sigorta eksperinden kayıt ücreti alınmayacağı belirtilmiş, (8) no.lu fıkrasında Levha’ya
yeniden yazılma talebinde bulunanların, Levha’ya yazılma şartlarının varlığının devam ettiğini
ispatla zorunlu tutulabileceği kuralı yer almış, (13) no.lu fıkrasında “Sigorta eksperi tarafsız
olmak zorundadır. Sigorta eksperleri taraflardan birisi ile arasında tarafsızlığını şüpheye
düşürecek önemli nedenler veya taraflardan birisi ile 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk
Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 245 inci maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde
yazılı derecelerde akrabalığı veya bir iş ortaklığı varsa, sigorta eksperliği görevini kabul
edemez. Bu hüküm, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta eksperleri için
de geçerlidir. Bu hükme aykırı olarak düzenlenen raporlar geçersizdir.” hükmüne; Anayasa’ya
aykırılık itirazının konusu olan (14) no.lu fıkrasında ise “Sigorta şirketlerinin, sigorta
acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına
imza atmaya yetkili olanlar ile mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği
yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya
yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul
edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de
geçerlidir.” hükmüne yer verildikten sonra geçici 6’ncı maddesinde bu Kanun’un yayımı
tarihinden önce düzenlenmiş olan eksperlik ve brokerlik ruhsatlarının, Müsteşarlık tarafından
değiştirilinceye kadar geçerli olduğu, söz konusu değiştirme işlemini, bu Kanun’un yürürlüğe
girmesinden itibaren bir yıl içinde yaptırmayanların meslekî faaliyette bulunamayacağı ve
sigorta eksperlerinin eksperlik faaliyetine devam edebilmesi için bu Kanun’un yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren dört ay içinde Levha’ya kaydını yaptırması gerektiği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere; sigorta eksperlerinin tarafsız ve bağımsızlığını sağlamak amacıyla,
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22/(14) maddesi ile eşi veya velayeti altındaki çocuğu
sigorta şirketlerinin yönetim ve denetiminde bulunan ve bunlar adına imza atmaya yetkili olan
kimselerin Sigorta Eksperliği yapamayacağı yönünde bir düzenleme getirmiştir.
Anılan Kanun hükmünün Anayasa’ya aykırı olup olmadığının saptanması bakımından iki
yönlü bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu değerlendirmenin bir yönü, eski yasal
düzenlemede bulunmayan bu sınırlandırmanın, yeni Yasa’da herhangi bir geçici düzenlemeye
yer verilmeyerek ve hatta “Levhaya yeniden yazılma talebinde bulunanlar, Levhaya yazılma
şartlarının varlığının devam ettiğini ispatla zorunlu tutulabilir.” denilerek (md. 22/(8) eski Yasa
döneminde faal sigorta eksperi olma hakkını kazanan ve Hazine Müsteşarlığı nezdinde tutulan
sicile kaydolarak faal sigorta eksperliği yapmakta iken mesleğe bir süre ara veren kişiler
hakkında da uygulanmasına yol açılması ve bu suretle davacının eski Yasa döneminde elde
ettiği “faal sigorta eksperliği yapma hakkı” şeklindeki kazanılmış hakkının ortadan kaldırılması
iken; Anayasa’ya aykırılık değerlendirmesinin bir diğer yönü ise, eşi veya velâyeti altındaki
çocuğu sigorta şirketlerinin yönetim ve denetiminde bulunan ve bunlar adına imza atmaya
yetkili olan kimselerin sigorta eksperliği yapamayacağı yönündeki düzenlemenin, Anayasa’nın
48’inci maddesi ile teminat altına alınan çalışma hürriyetini ölçülülük ilkesine aykırı surette
sınırladığıdır. Aşağıda sıralanan Anayasa’ya aykırılık gerekçeleri, bu iki yönlü değerlendirme
esas alınarak yapılacaktır.
Anayasa’mızın 2’nci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti
ilkesi, en kısa tanımıyla vatandaşların hukukî güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve
işlemlerinde hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır. Şüphesiz ki, vatandaşların
kendilerini hukukî güvenlik içinde hissetmelerinin birinci koşulu, yürürlükteki mevzuata uygun
olarak ve bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş hak ve hürriyetlerin, sonradan çıkarılan yasal ve
idarî düzenlemeler ile ortadan kaldırılamaması anlamına gelen kazanılmış haklara saygı ilkesine
riayet edilmesidir. Kazanılmış haklara saygı ilkesi, Anayasa’mızda açıkça belirtilmemiş ve
düzenlenmemiş olmakla birlikte, uygar milletlerce kabul edilmiş genel hukuk kaidelerinden biri
olan bu ilke, Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadında (Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan
hukuk devleti ilkesi kapsamında) Anayasa’ya uygunluk denetiminde esas aldığı ölçü normlar
(anayasallık bloku) arasında bulunmaktadır. Buna göre; genel hukuk ilkelerinden biri olan
kazanılmış haklara saygı ilkesine riayet etmeyen bir devletin hukuk devleti olduğu ileri
sürülemeyecek, böyle bir devlet düzeninde vatandaşların hukukî güvenlik içinde bulundukları
ya da böyle bir düzenden devletin eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına bağlı olduğu bir
sistem olarak bahsedilemeyecektir.
Dava konusu olayda; davacı, 7397 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde aldığı
belge ile sigorta eksperi olarak çalışmaya başlamış, mesleğine bir süre ara vermiş olmakla
birlikte sigorta eksperi unvanını koruduğundan 5684 sayılı yeni Kanun’un yürürlüğe
girmesinden sonra tekrar sigorta eksperi olarak fiilen çalışmak istediğinde yeni Yasa ile
getirilen kural gerekçe gösterilerek, sigorta eksperi olarak çalışması için gerekli olan Levha’ya
kaydedilme isteği reddedilmiştir. Yeni Yasa davacının, eski Yasa döneminde aldığı sigorta
eksperlik ruhsatının geçersizliği ve bundan böyle hiçbir şekilde bu görevi yapamaması
sonucunu doğurmamakla birlikte; eski Yasa döneminde fiilen yapmasına engel bulunmayan
faal eksperlik görevinde bulunması, yeni Yasa’da getirilen hükümle önlenmiştir. Davacı, eski
Yasa tarafından düzenlenen Sigorta Eksperliği statüsüne bireysel bir işlemle girerek çalışmaya
başlamış; ancak yeni Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra faal Sigorta Eksperliği görevine
yeniden başlaması engellenmiştir. Her ne kadar davacı, eski Yasa döneminde elde ettiği sigorta
eksperi olarak çalışma hakkını kullanmaya yine eski Yasa döneminde ara vermiş ise de, ara
verirken de her zaman mevcut koşulları ile faal eksperlik görevine geri dönebileceği inancı ve
güveniyle hareket etmiş olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Bu durumda; davacının, eski Yasa döneminde elde ettiği faal sigorta eksperi olarak
çalışma hakkını, eşinin imza atmaya yetkili sigorta şirketi yöneticiliğinden ayrılıncaya kadar
askıya alan ve bu süreyle sınırlı olarak da olsa bu hakkını sona erdiren, en azından Kanun’un
yürürlüğe girdiği tarihte sigorta eksperi unvanını haiz kişiler bakımından bu sonuçların ortaya
çıkmasını engelleyici bir geçiş hükmüne de yer vermeyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun
22’nci maddesinin (14) nolu fıkrasında yer alan “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş
ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” tümcesi Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer
alan hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Diğer yandan; Anayasa’mızın 48’inci maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, dilediği
alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” hükmüne yer verilerek, çalışma ve
sözleşme hürriyeti temel hak ve özgürlükler arasında sayılmış; anılan maddede söz konusu
hürriyetin özel bir sınırlandırılma sebebine yer verilmemiş; yine Anayasa’nın (03/10/2001 gün
ve 4709 sayılı Kanun’un 2’nci maddesi ile değişik) 13’üncü maddesinde yer verilen “Temel hak
ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve
ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine
aykırı olamaz.” hükmü ile de temel hak ve hürriyetlerin yalnızca Anayasa’nın ilgili
maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak sınırlanabileceği ve bu sınırlamanın ölçülülük
ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Anayasa’nın çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48’inci maddesinde özel bir
sınırlandırma sebebi sayılmadığı gibi, 5684 sayılı Kanun’un 22/(14) maddesinde yer verilen
hüküm, davacının faal sigorta eksperi olarak çalışma hakkını ölçülülük ilkesine aykırı surette
sınırlandırmaktadır. Şöyle ki; bağımsız ve tarafsızlığını korumak amacıyla sigorta eksperlerinin
çalışma koşullarına ilişkin bazı yasal sınırlandırmaların yapılması makûl ve ölçülülük ilkesine
uygun olsa da, yapılan sınırlandırmanın ilgilinin çalışma hayatını (bir süre) tamamen askıya
almasının ölçülülük ilkesi yönünden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bilindiği üzere;
“sınırlamanın sınırları” olarak anılan Anayasal ilkelerden biri olan ölçülülük ilkesi, sınırlamada
başvurulan aracın, sınırlama amacını gerçekleştirmeye elverişli olmasını bu aracın sınırlama
amacı açısından gerekli olmasını ve araçla amacın ölçüsüz bir oran içinde bulunmamasını ifade
etmektedir. Buna göre; bir temel hak ve hürriyetin (örneğin çalışma ve sözleşme hürriyetinin)
Sınırlandırılması ile ulaşılmak istenen amaca (örneğin sigorta eksperlerinin bağımsız ve
tarafsızlığını sağlama amacına), daha makûl ve kabul edilebilir bir sınırlandırma aracı ile
ulaşılabiliyor ise, bu makûl ve kabul edilebilir düzeyi aşan sınırlandırmaların ölçülülük ilkesine
ve dolayısıyla Anayasa’ya aykırı olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun muhtelif maddelerinde, sigorta eksperi olarak çalışan
kimselerin taraflar (sigortacı ile sigorta ettiren) arasında bağımsız ve yansızlığını sağlama
amacına yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri, “Gerçek kişi sigorta
eksperleri, sigorta eksperliğini mutat meslek hâlinde yapmak zorundadır. Gerçek kişi sigorta
eksperleri, bu faaliyetlerine devam ettikleri sürede esnaf veya tacir sıfatıyla mesleğin niteliği ile
bağdaşması mümkün olmayan başka bir işle uğraşamaz, sigorta acenteliği ve brokerlik
faaliyetinde bulunamaz.” hükmünü amir olan 22’nci maddenin (10)’uncu fıkrası; “Sigorta
eksperi tarafsız olmak zorundadır. Sigorta eksperleri, taraflardan birisi ile arasında tarafsızlığını
şüpheye düşürecek önemli nedenler veya taraflardan birisi ile 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı
Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 245 inci maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı
bentlerinde yazılı derecelerde akrabalığı veya bir iş ortaklığı varsa, sigorta eksperliği görevini
kabul edemez. Bu hüküm, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta
eksperleri için de geçerlidir. Bu hükme aykırı olarak düzenlenen raporlar geçersizdir.” hükmünü
amir olan aynı maddenin (13)’üncü fıkrası ile “Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve
brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya
yetkili olanlar ile meselâ faaliyette bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel
kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak
çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez.”
hükmünü amir olan (14) no.lu fıkranın ilk tümcesidir.
Bu durumda; sigorta eksperi olarak çalışan kişilerin bağımsız ve tarafsızlığını sağlamaya
yönelik olarak; 5684 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (10) ve (13) fıkraları ile (14) no.lu
fıkrasının ilk tümcesinde bazı sınırlandırmalar getirilmiş iken, bir de (14)’üncü fıkranın son
tümcesinde yer verilen hüküm ile aynı fıkranın birinci tümcesinde yer alan sınırlandırmanın
bunların eş ve velâyetleri altındaki çocuklarına da teşmil edilmesinin ölçülülük ilkesine aykırı
olduğu kanaatine varılmaktadır. Zira; dava konusu somut olay bakımından düşünülecek olursa,
… Sigorta A.Ş. Ege Bölge Müdürlüğünde imza yetkisine sahip yönetici olarak çalışan kişinin
sigorta eksperi olarak çalışmasının önlenmesi ile bu şahsın eşinin, … Sigorta A.Ş.’nin taraf
olduğu bir uyuşmazlıkta eksperlik görevi ifa etmesinin engellenmesinin makûl ve kabul
edilebilir bir sınırlama olduğu söylenebilir ise de; … Sigorta A.Ş.’nin taraf olmadığı
uyuşmazlıklarda bile davacının sigorta eksperliği yapmasına getirilen itiraz konusu
sınırlandırmanın ölçülülük ilkesine aykırı olduğu açıktır. Başka bir ifadeyle; … Sigorta A.Ş.’de
yöneticilik görevinde bulunan şahsın bizatihi kendisinin sigorta eksperliği yapmasına engel olan
(14) no.lu fıkranın birinci tümcesi ve davacının, eşinin yöneticilik yaptığı şirketin taraf olduğu
uyuşmazlıklarda sigorta eksperliği görevi ifa etmesini engelleyen (13) no.lu fıkra bulunmakta
iken, (14) no.lu fıkranın ikinci tümcesi ile bir de davacının tüm sigorta uyuşmazlıklarında
eksperlik yapmasına sınırlama getirilmesinde “sınırlamada başvurulan aracın, sınırlama ile elde
edilmek istenen amacın gerçekleşmesi için gerekli olması ve araç ile amaç arasında makûl ve
kabul edilebilir bir oran bulunması” anlamında ölçülülük ilkesine uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Anayasa’nın 152’nci maddesi uyarınca bakılmakta olan davada
uygulanacak olan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22’nci maddesinin (14) nolu fıkrasında
yer alan “... Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velâyeti altındaki çocukları için de
geçerlidir.” tümcesinin Anayasa’nın 2, 13 ve 48’inci maddelerine aykırı olduğu kanaatiyle,
anılan tümcenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, Anayasa
Mahkemesinin konu hakkında vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına, beş ay içinde
bir karar verilmezse davanın yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasına, kararın
birer örneğinin taraflara tebliğine, işbu kararla birlikte dava dosyası ve içeriği evrakın
çıkarılacak birer onaylı örneğinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2009 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta eksperleri” başlıklı 22.
maddesinin itiraz konusu cümleyi de içeren (14) numaralı fıkrası şöyledir:
“(14) Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve
denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile meslekî faaliyette
bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve
denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve
bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu
kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir. ”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince Haşim KILIÇ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve
Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine, 26.2.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
V- SINIRLAMA SORUNU
Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla
yapılacak başvurular itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada
uygulayacağı yasa kuralı ile sınırlıdır.
İtiraz yoluna başvuran Mahkemece, 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık
Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının “Bu sınırlandırmalar söz konusu
kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son cümlesinin
Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek iptali istenilmiştir. Somut olayda davanın konusunu
davacının aktif olarak sigorta eksperliği mesleğini icra etmek amacıyla TOBB nezdinde
tutulan levhaya kayıt talebinin eşinin bir sigorta şirketinde yönetici olması nedeniyle
reddedilmesi oluşturmaktadır. İptali istenen cümlede velayet altındaki çocuklar bakımından
da aynı sınırlama yer almaktadır. Evlilik ve velayet ilişkilerinin kişilere yüklediği hak ve
mükellefiyetler birbirlerinden farklı olduğundan esasa ilişkin incelemenin “… eş ve…”
sözcükleri ile sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.
Bu nedenlerle, 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14)
numaralı fıkrasının “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki
çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son cümlesine ilişkin esas incelemenin, cümlede yer
alan “… eş ve…” sözcükleri ile sınırlı olarak yapılmasına, 9.6.2011 gününde OYBİRLİĞİ ile
karar verildi.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten
sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, eşleri sigorta şirketlerinin yönetim ya da denetiminde bulunan ve
bunlar adına imza atmaya yetkili kimselerin sigorta eksperliği yapamayacağı yönündeki
kuralın Anayasa’nın 48. maddesinde düzenlenen çalışma ve sözleşme hürriyetini ölçülülük
ilkesine aykırı olarak sınırlandırdığı; ayrıca eşleri bu durumda olup 5684 sayılı Kanun’dan
önceki dönemde sigorta eksperi olma hakkını kazanan ve dilediği takdirde faal eksperlik
görevine dönebileceği inanç ve güveni ile mesleğine ara vermiş kişilerin bu haklarının
Kanun’da korunmamasının Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmektedir.
İptali istenilen kuralda, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerinin
ortaklarının, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ve bunlar adına imza atmaya yetkili
olanlar ile bu kuruluşlarda mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanlarının eşlerinin sigorta
eksperliği yapmaları ya da tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında
görev almaları, imzaya yetkili olarak çalışmaları, bunlara ortak olmaları ya da bunlardan ücret
karşılığında herhangi bir iş kabul etmeleri yasaklanmıştır. Kuralın gerekçesinde ise sigorta
eksperliğinin temel ilkesi olan bağımsızlık ve tarafsızlığın sağlanabilmesini teminen sigorta
şirketlerinin, acentelerinin ve brokerlerinin ortakları yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile bu
şirketlerde doğrudan sigortacılıkla ilgili faaliyette bulunan çalışanların eksperlik
yapamayacaklarına ve tüzel kişi eksperlere ortak ya da yönetici olamayacağına ilişkin
düzenleme yapıldığı vurgulanmıştır.
Anayasa’nın 2. maddesinde Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılan hukuk
devleti, insan haklarına saygı gösteren ve bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kurup
sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa’ya uyan,
işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlettir. Böyle bir düzenin kurulması,
yasama, yürütme ve yargı alanına giren tüm işlem ve eylemlerin hukuk kuralları içinde
kalması, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceye bağlanmasıyla olanaklıdır.
Anayasa’nın 13. maddesinde, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın
yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla
sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin
ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denilmektedir.
Anayasa’nın “Çalışma ve sözleşme hürriyeti” kenar başlıklı 48. maddesinde “Herkes
dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun
yürütülmesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” kuralı yer
almaktadır. Maddenin gerekçesinde ise, “Hürriyet temeline dayalı bir toplumda irade
serbestliği çerçevesinde ferdin sözleşme yapma, meslek seçme ve çalışma hürriyetlerinin
garanti altına alınması tabiîdir.
Ancak, bu hürriyetler, kamu yararı amacı ile ve kanunla sınırlanabilir. (…) Devlet,
kamu yararı olan hallerde ve mili ekonominin gerekleri ve sosyal amaçlarla özel teşebbüs
özgürlüğüne sınırlamalar getirebilir. (…)” denilmektedir.
Sosyal ve ekonomik yaşamda ortaya çıkan çeşitli risklerin teminat altına alınmasını
sağlaması ve ekonomik gelişmeye uzun vadeli fon yaratması nedeniyle yaygın bir kitleyi
ilgilendiren sigortacılık faaliyetlerine yönelik düzenlemelerin, bu hukuksal kurumun
gerektirdiği güveni sağlayacak nitelikte olması zorunludur. Bu nedenle sigortalanan değer ve
ortaya çıkan hasarın tespitine yönelik sigorta eksperlerince hazırlanan raporların objektif ve
yansız olması gerekir. Eksperlerin uzmanlıklarının gerektirdiği mesleki bilgi ve niteliğe sahip
olmalarının yanında bağımsızlıklarının ve tarafsızlıklarının sağlanması, sigorta ettiren ve
sigortacı açısından olduğu kadar sigortacılık kurumunun istikrar ve güvenliği bakımından da
büyük önem taşımaktadır.
Sigorta eksperliği mesleğinin gerekleri ile tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri
göz önünde tutularak, mesleğin icrasında dürüstlüğü ve güveni egemen kılmak için diğer
sigorta unsurlarıyla aralarındaki ilişkileri ve faaliyet alanını da değerlendirmek suretiyle,
ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarını ya da etik değerleri zedeleyebilecek durumları
engellemek amacıyla, yasakoyucunun gerekli önlemleri almasının kamu yararının bir gereği
olduğu kuşkusuzdur.
Sigorta eksperlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığını sağlamaya yönelik olarak 5684 sayılı
Kanun’un 22. maddesinin (10) numaralı fıkrasında sigorta eksperliğinin mutad meslek olarak
yapılmasının gerektiği, bu faaliyetlerin devamı süresince esnaf veya tacir sıfatıyla mesleğin
niteliği ile bağdaşması mümkün olmayan başka bir işle uğraşılamayacağı, sigorta acenteliği
ve brokerlik faaliyetinde bulunulamayacağı belirtilmektedir. (13) numaralı fıkraya göre ise
sigorta eksperi tarafsız olmak zorundadır. Sigorta eksperlerinin, taraflardan birisi ile
aralarında tarafsızlığı şüpheye düşürecek önemli nedenler ya da 18.6.1927 günlü, 1086 sayılı
Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 245. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3)
numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalık veya bir iş ortaklığı varsa, bu görevi kabul
edemeyecekleri, bu yasağın, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta
eksperleri için de geçerli olduğu, buna aykırı olarak düzenlenen raporların hüküm ifade
etmeyeceği belirtilmektedir.
Yasakoyucu, çalışma hürriyeti ile ilgili bir konuyu düzenlerken hukuk devleti ilkesinin
bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve
“orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin
ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak
istenen amaç bakımından gerekli olmasını ve “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak
istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir.
Ölçülülük ilkesi nedeniyle devlet, sınırlamadan beklenen kamu yararı ile bireyin hak ve
özgürlükleri arasında adil bir dengeyi sağlamakla yükümlüdür. 5684 sayılı Kanun’un 22.
maddesinin (10) ve (13) numaralı fıkralarındaki düzenlemeler karşısında sigorta eksperlerinin
eş ve yakın akrabalarının ortağı ya da yöneticisi bulunduğu sigorta şirketinin taraf olduğu
uyuşmazlıklarda eksperlik görevi icra etmelerine zaten imkân bulunmamakta olup bu kişilerin
sigorta eksperliği mesleğini icra etmelerinin tümüyle yasaklanması, ulaşılmak istenen amaç
bakımından gerekli ve orantılı bir tedbir olarak görülemez. İtiraz konusu kural, kamu yararı
ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir denge oluşturmadığından ölçülülük ilkesine
aykırılık içermektedir.
Açıklanan nedenle kural, Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Alparslan ALTAN bu görüşe katılmamıştır.
VII- SONUÇ
3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı
fıkrasının son cümlesinde yer alan “ … eş ve …” sözcüklerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE, Alparslan ALTAN’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 9.6.2011 gününde
karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Ahmet AKYALÇIN
Başkanvekili
Serruh KALELİ
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Alparslan ALTAN
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECİPOĞLU
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Erdal TERCAN
KARŞIOY GEREKÇESİ
3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı
fıkrasının, “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için
de geçerlidir.” biçimindeki son tümcesinde yer alan “eş ve” sözcükleri Anayasa’nın 2., 13. ve
48. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının ilk tümcesinde, sigorta
şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan
kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile mesleki faaliyette bulunan şirket
çalışanlarının sigorta eksperliği yapamayacakları, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve
denetim kurullarında görev alamayacakları, imzaya yetkili olarak çalışamayacakları, bunlara
ortak olamayacakları ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemeyecekleri
kuralına yer verilmiştir. İptali istenen son tümcede ise söz konusu sınırlamaların bu kişilerin
eş ve velayetleri altındaki çocukları bakımından da geçerli olduğu ifade edilmektedir.
Sigortacılık faaliyetlerinde bulunan kişi ve kuruluşların bağımsızlığının ve
tarafsızlığının sağlanması ve korunması, başta sigortalılar ve sigorta şirketleri olmak üzere
sigortacılık alanında faaliyette bulunan malî kuruluşlar ve ülke ekonomisi açısından büyük
önem taşımaktadır. Bu durum sözkonusu meslek grubunun çalışma ilkelerinin bağımsızlık ve
tarafsızlık güvencesini sağlayacak biçimde oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bağımsızlık
ve tarafsızlığın amacı, her türlü etki baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak kalınarak görevin
yapılacağı konusundaki güven ve inancı yerleştirmektir.
Sigorta eksperinin eşi ya da velayeti altındaki çocuğunun sigorta şirketleri ya da sigorta
acentelerinin ortağı veya idarecisi olması yahut brokerlik yapması sigorta ilişkisinin
taraflarında bu görevin ifasında yakınlarının menfaatlerinin gözetilip kollanıldığı konusunda
bir kanının oluşmasına neden olabilecektir. Bu durum, yalnızca sigorta sözleşmesinin
taraflarına değil, aynı zamanda azami hüsnüniyet ve güven ilkelerine dayalı olan sigortacılık
kurumunun tümüne yönelik kuşkular oluşmasına, sektörün zarara uğramasına yol
açabilecektir.
Yasa koyucu, hâkimlik, tanıklık, bilirkişilik ve bunlara benzer özellikler taşıyan mesleki
faaliyetler açısından bu hususu göz önünde tutarak eşler arasındaki ilişkinin neden olabileceği
sakıncaların önüne geçmek ve kişiler üzerindeki olumsuz algıya neden olmamak amacıyla
özel düzenlemeler getirmiştir.
Sigortacılık Kanunu ile itiraz konusu kuralda olduğu gibi sigorta faaliyetleri yürüten kişi
ve kurumların bu faaliyetlerinin devamı süresince mesleğin temel ilkesi olan bağımsızlık ve
tarafsızlıkla bağdaşması mümkün olmayan başka işlerle iştigalini yasaklayan çeşitli
düzenlemeler getirilmiştir:
Sigortacılık Kanunu’nun 21. maddesine göre, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin
ve sigorta eksperlerinin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına
imza atmaya yetkili olanlar ile meslekî faaliyette bulunan şirket çalışanları; brokerlik
yapamaz, tüzel kişi brokerin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili
olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul
edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de
geçerlidir.
Sigortacılık Kanunu’nun 23. maddesine göre, sigorta şirketlerinin, sigorta sözleşmeleri
için brokerlik yapanların ve sigorta eksperlerinin yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ile
bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar sigorta acentelerinin yönetim ve denetim
kurullarında görev alamaz; imzaya yetkili olarak çalışamaz; bu şirketlere ortak olamaz ve
bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu
kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir. Ancak, sigorta şirketlerinin
yönetiminde, denetiminde bulunan kişiler ile bunlar adına imza atmaya yetkili olanların eş ve
velayeti altındaki çocukları için sınırlandırma bu kişilerin faaliyette bulunduğu şirketin sigorta
acenteliği içindir.
Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine göre, sigorta hakemleri ve raportörler tarafsız
olmak zorundadır. Sigorta şirketlerinin, reasürans şirketlerinin, sigortacılık yapan diğer
kuruluşların, sigorta eksperlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve
denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile tüm bu
kuruluşlarda meslekî faaliyette bulunanlar ve sigorta eksperleri, sigorta acenteleri ve brokerler
sigorta hakemliği yapamaz. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve çocukları için de
geçerlidir. Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 28. maddesi sigorta hakemleri hakkında
da uygulanır.
Benzer düzenlemeler başka kanunlarda da yeralmaktadır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 11. maddesinde, ihaleyi yapan idarenin ihale
yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler ile ihaleyi yapan idarenin ihale
konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve
onaylamakla görevli olanların eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar
kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenlerinin doğrudan veya dolaylı veya alt
yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacakları
belirtilmiştir.
Yine 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun;
- 50. maddesinde bankaların, yönetim kurulu üyelerine, genel müdüre, genel müdür
yardımcılarına ve kredi açmaya yetkili mensuplarına; bunların eş ve velâyet altındaki
çocuklarına; tek başlarına ya da birlikte sermayesinin yüzde yirmibeş veya fazlasına sahip
oldukları ortaklıklara ve bunlar dışında kalan mensupları ile bunların eş ve velâyeti altındaki
çocuklarına her ne şekil ve surette olursa olsun nakdî ve gayrinakdî kredi veremeyecekleri,
tahvil ya da benzeri menkul kıymetlerini satın alamayacakları,
- 51. maddesinde, kredi açma yetkisini haiz olanların, kendileri ile eş ve velâyeti
altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf
olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer
alamayacakları ve bu hususu yazılı olarak yetkililere bildirecekleri,
- 86. maddesinde, Kurul Başkan ve üyelerinin; 115. maddesinde ise Fon Kurulu Başkan
ve üyelerinin göreve başlamadan önce kendilerinin veya eş ve velâyeti altındaki çocuklarının
sahibi bulunduğu menkul kıymetlerden Hazine tarafından çıkarılan borçlanmaya ilişkin
olanlar hariç Kurumun düzenlemek ve denetlemekle sorumlu olduğu kuruluşların her türlü
sermaye piyasası araçlarını eş, evlatlık, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar
kayın hısımları dışındakilere otuz gün içinde satmak suretiyle elden çıkarmak zorunda
oldukları, Kurul üyeliklerine atanmalarından itibaren otuz gün içinde bu fıkraya uygun
hareket etmeyen üyelerin, üyelikten çekilmiş sayılacakları,
hükme bağlanmıştır.
Anayasa yargısında yasa kuralının diğer yasa kurallarıyla karşılaştırılması ile anayasaya
aykırılık değerlendirmesi yapılamamakla birlikte, bu tür düzenlemelerin özellikleri konusunda
fikir vermesi açısından belirtilen bu kurallarda ilgili meslek alanının gerektirdiği güven ve
tarafsızlığın sağlanması ve korunmasının amaçlandığı görülmektedir.
Çoğunluk kararında itiraz konusu düzenlemenin Anayasa’da düzenlenen çalışma ve
sözleşme özgürlüğünü Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı olarak sınırlandırdığı
belirtilmektedir.
Anayasa’nın 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın
yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla
sınırlanabileceği belirtilmiştir. Bu durumda özel maddesinde bir sınırlama nedeni
öngörülmemiş olan temel hak ve özgürlükler yönünden konuya salt pozitivist açıdan
yaklaşıldığında, anayasa koyucunun, özel maddesinde sınırlama nedeni öngörmediği temel
haklar ve özgürlükleri sınırlayamayacağını kabul etmek gerekecektir. Ancak günümüzde
doğal hukuka dayalı sınırsız bir özgürlük anlayışı terkedilmiştir. Çağdaş gelişmelere uygun
olarak, Anayasamızda da sınırsız ve içeriksiz özgürlük anlayışından uzaklaşılarak bir yandan
siyasi iktidarı sınırlandıran bir yandan da toplumsal içeriğe ve konuma sahip olan pozitif bir
özgürlük anlayışı benimsenmiştir. İlgili maddelerinde hak ve özgürlüklere hiçbir sınırlama
getirilmemiş olsa bile, bunların niteliklerinden ve eşyanın tabiatından kaynaklanan doğal
sınırlarının bünyelerinde mündemiç bulunduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle, yasa koyucunun,
hakkında hiçbir sınırlandırma nedenine yer verilmemiş olan temel hak ve özgürlüklerin
koruma alanları dışında kalan kullanım alanlarına belli kayıtlar ve sınırlar getirebileceği kabul
edilmelidir.
Belirli bir mesleğin icra edilebilmesi bakımından, bu meslek ile çıkar çelişkisi göz
önünde tutularak bu meslekleri icra eden kişilerle belirli düzeyde akrabalık ilişkisinin
bulunmasının, bu mesleği icra etmeye engel olarak düzenlenmesi, bu mesleği icra için gerekli
vasıflardan birisi olarak değerlendirilmelidir. Sözkonusu düzenlemelerle, Anayasa’nın
çalışma hak ve özgürlüğü ile ilgili güvence altına aldığı özgürlüğün norm alanı
daraltılmamakta, koruma alanının sınırları belirlenmektedir. Zira, Anayasa’da çalışma
özgürlüğünün güvence altına alınmış olduğu olgusuna dayalı olarak, itiraz konusu kuralla
düzenlenen sigorta eksperliği mesleğinin, her isteyen tarafından icra edilmesine olanak
sağlanması gerektiği şeklinde bir sonuca ulaşmak anayasal denetimle bağdaşmaz. Bu nedenle,
sigorta eksperliği mesleğinin gerektirdiği nitelik ve yeterlilikleri belirleme konusunda
yasakoyucunun takdir yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir. Sigorta eksperliği mesleğinin
faaliyet alanı, diğer sigorta unsurlarıyla aralarındaki ilişkiler, meslekî ilkeleri, hak ve
yükümlülükleri değerlendirmek suretiyle, ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarını ya da etik
değerleri zedeleyebilecek durumları engellemek amacıyla kişilerin kendileri, eşleri ya da
velayetleri altındaki çocuklarının icra ettikleri belirli meslekleri ya da belirli alandaki
faaliyetlerin, bu kişilerin aralarındaki hukuki ve sosyal ilişkinin boyutları göz önünde
tutularak aktif sigorta eksperliği yapmaya engel olarak düzenlenmesi yasa koyucunun
takdirindedir. Bu bağlamda sigorta eksperliği mesleği ya da görevinin gereklerinin göz
önünde tutularak bunları icra edenlerin birbirleriyle ve toplumla ilişkilerinde dürüstlüğü ve
güveni egemen kılmak için gerekli düzenlemelerin yapılması olağandır.
Hukuk devletinde yasa koyucunun kazanılmış hakları ihlal etmemek koşuluyla geleceğe
yönelik olarak statü hukukunda değişiklik yapmasına ya da yeni kurallar koymasına, kamu
hizmetinin yürütülmesine ilişkin koşulları belirlemesine engel bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle kuralın Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı yönünün
bulunmadığı ve iptal isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk
görüşüne katılmadım.
Üye
Alparslan ALTAN
[R.G.16 Kasım 2011 – 28114]
—— • ——
Devlet Muhasebesi Standartları Kurulundan:
DEVLET MUHASEBESİ STANDARDI 22 (DMS 22) GENEL YÖNETİME
İLİŞKİN MALİ BİLGİLERİN AÇIKLANMASI
Amaç
1. Bu Standardın amacı, genel yönetime ilişkin mali bilgilerin açıklanmasını
düzenlemektir. Genel yönetime ilişkin mali bilgilerin açıklanması mali raporların şeffaflığını
güçlendirir. Bu bilgilerin sunulması, idarenin piyasa faaliyetleri ile piyasa dışı faaliyetleri
arasındaki ilişkinin ve mali tablolar ile mali raporlamanın istatistiksel esasları arasındaki
ilişkinin daha iyi anlaşılmasını sağlar.
Kapsam
2. Konsolide mali tablolarını tahakkuk esaslı muhasebe çerçevesinde hazırlayan, sunan
ve genel yönetimle ilgili mali bilgileri açıklayacak idarelerin açıklamayı bu standartta
öngörülen usul ve esaslara göre yapması gerekir.
3. Kamu hizmetleri vergilerden, transferlerden, piyasa ve piyasa dışı faaliyetlerden elde
edilen gelirlerle finanse edilir. Kamu hizmetleri çeşitli kamu idareleri vasıtasıyla vatandaşlara
sunulur. Kamu idarelerinin faaliyetleri esas olarak ödenek veya tahsislere dayanır. Ancak, bu
idareler bazı durumlarda ticari faaliyetler dâhil olmak üzere, ek gelir getirici faaliyetler de icra
edebilir.
4. Devlet Muhasebesi Standartları uyarınca hazırlanan mali tablolar, idare tarafından
kontrol edilen varlıkların ve üstlenilen yükümlülüklerin, sunulan hizmetlerin maliyetinin,
vergilerin ve diğer gelirlerin genel bir değerlendirmesini sağlar. Faaliyetlerini finanse etmek
için devlet bütçesine bağımlı olup olmadığına bakılmaksızın, kontrol edilen kuruluşları
vasıtasıyla hizmetler sunan kamu idarelerinin mali tabloları, konsolide mali tablo niteliği taşır.
5. İdarelerin mali tabloları ve bütçeleri de mali raporlamanın istatistiksel temelleri
uyarınca yayınlanabilir. Bu temeller Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar
tarafından hazırlanmış olan Ulusal Hesaplar Sistemi'nden (SNA 93) alınmıştır. Ulusal
Hesaplar Sistemine dayanan mali raporlamanın istatistiksel temelleri genel yönetime ilişkin
mali bilgilerin sağlanması üzerinde odaklanır. Genel yönetim; piyasa dışı faaliyetler icra eden,
kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan oluşur ve hizmet sunum faaliyetlerini ödenek ve tahsislerle
finanse eder. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri, piyasa faaliyetleri icra eden kamu
şirketlerini de kapsayacak şekilde kamu sektörünün tamamı hakkında bilgi sağlar.
6. Mali tablolar, sadece kontrol edilen kuruluşları konsolide eder. Bu sınırlama mali
raporlamanın istatistiksel temelleri için geçerli değildir. Bu standart konsolide mali tabloları
bölümlere ayırır, bu nedenle konsolide edilmiş durumda olmayan herhangi bir kuruluş, genel
yönetimin bir parçası olarak sunulmaz.
Bölümlere Göre Raporlama
7. Bölümlere göre raporlamayla ilgili standart, idarelerin hizmet sunum faaliyetleri ve
bu faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla tahsis edilmiş olan kaynaklara ilişkin bazı bilgilerin
hesap verebilirlik ve karar verme süreçleri için açıklanmasını gerektirir. İlgili standart, mali
raporlamanın istatistiksel temelleri kapsamında raporlanan sektörlerden farklı olarak, piyasa
faaliyetleri ve piyasa dışı faaliyetler arasındaki ayrımı esas almaz.
8. Genel yönetime ilişkin bilgilerin açıklanması bölümlere göre raporlama standardı
uyarınca bölümlere göre açıklama yapma ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Çünkü genel yönetim
hakkında verilen bilgiler (idarelerin amaçlarına genel yönetim dışındaki idareler sayesinde
ulaşıldığı durumlarda) kullanıcıların kuruluşun temel hizmet sunum amaçlarına ulaşma
yönündeki geçmiş başarısını değerlendirebilmesi için yeterince ayrıntılı bilgi sunmaz.
Örneğin, genel yönetimin bir bölüm olarak tanımlanması durumunda; telekomünikasyon,
sağlık veya eğitim hizmetlerinin kamu şirketleri veya şirket benzeri (quasi-corporations)
niteliğindeki kurumsal birimler tarafından sağlanması, bu alanlardaki hedeflerin
gerçekleşmesinde sergilenen performans hakkında bilgi sağlamaz. Genel yönetim esasen
yönetimin sadece bir alt bölümünü teşkil ettiği için, konsolide mali tablolarda bölümlere göre
raporlama yapılmazsa, önemli bilgiler sunulmamış olur.
Mali Raporlamanın İstatistiksel Temelleri
9. Devlet Muhasebesi Standartları uyarınca hazırlanan mali tabloların amaçları ile mali
raporlamanın istatistiksel temellerine göre hazırlanan mali tabloların amaçları bazı açılardan
birbiriyle farklılık gösterir. Standartlar uyarınca hazırlanan mali tablolar karar verme
süreçlerinde kullanılmak ve kuruluşların kendisine tahsis edilen ve kontrolü altında bulunan
kaynaklar için hesap verebilirliğini kanıtlamak amacıyla faydalı bilgiler sunmayı amaçlar.
Mali raporlamanın istatistiksel temelleri uyarınca hazırlanan mali tabloların amacı ise, genel
yönetimin ve daha genel bağlamda kamu sektörünün performansının analiz edilmesi ve
değerlendirilmesi için uygun olan bilgilerin sağlanmasıdır. Bununla beraber, mali
raporlamanın istatistiksel temelleri muhasebe terimleri ile tanımlanabilse de, bunlar devlet
finansmanının istatistiksel temellerinin kaynağını oluşturan muhasebe sisteminden bazı
açılardan farklı olabilir. Ancak, standartlar ve mali raporlamanın istatistiksel temelleri
işlemlerin ve olayların ele alınışında benzerlik gösterir. Her ikisi de tahakkuk esaslı
muhasebeyi benimser, benzer işlem ve olayları ele alır ve bazı açılardan benzer bir raporlama
yapısının kullanılmasını gerektirir.
10. Mali tablolarda genel yönetime ilişkin bilgilerin açıklanması kullanıcıların karar
verme süreçlerini destekler ve hesap verebilirliği artırır. Mali tabloların bu açıklamalarla
artırılan şeffaflığı, kullanıcıların aşağıdakiler gibi hususları daha iyi anlamalarına olanak verir:
1) Genel yönetim tarafından icra edilen faaliyetler ve bu faaliyetlerin sunulmasında
gösterilen mali performansın desteklenmesi amacıyla tahsis edilmiş olan kaynaklar,
2) Genel yönetim ve kamu şirketleri arasındaki ilişki ve bunların her birinin devletin
genel mali performansı üzerindeki etkisi.
11. Genel yönetime ilişkin bilgilerin mali tablolarda açıklanması, standartlar uyarınca
hazırlanan mali tablolar ile mali raporlamanın istatistiksel temelleri uyarınca hazırlanan
tablolar arasında faydalı bir bağlantı oluşturur. Bu bağlantı kullanıcıların mali tablolarda
sunulan bilgiler ile istatistiksel raporlarda sunulan bilgileri uyumlu hale getirmesine yardım
eder.
Muhasebe Politikaları
12. Genel yönetime ilişkin bilgilerin açıklanması zorunlu değildir. Mali tablolarda genel
yönetim hakkında hangi bilgilerin açıklanacağına yetkili idare karar verir.
13. Genel yönetime ilişkin açıklamaların yapıldığı durumlarda, açıklamaların bu
Standart içinde öngörülen esaslara uygun bir şekilde yapılması gerekir. Böylece genel
yönetimin mali tablolarda uygun bir şekilde sunulması ve genel yönetime ilişkin
açıklamaların anlaşılabilirlik, ilgililik, güvenilirlik ve kıyaslanabilirlik dâhil olmak üzere, mali
bilgilerin nitel özelliklerini karşılaması sağlanır.
14. Devlet Muhasebesi Standartları genel yönetim alanındaki tüm kurum ve kuruluşlar
ile bunların kontrolündeki kuruluşlar için uygulanır ve tahakkuk esaslı muhasebe
çerçevesinde konsolide mali tablo hazırlayan kapsamdaki bu kuruluşlar için uygulanması
gereken usul ve esasları ortaya koyar.
Tanımlar
15. Bu Standartta geçen kavramlar aşağıdaki anlamları ile kullanılır.
Genel Yönetim:
Genel Yönetim, mali raporlamanın istatistiksel temelleri (ESA 95) içinde tanımlandığı
şekliyle, genel yönetim kapsamındaki tüm kurumsal birimleri içerir.
Kamu İktisadi Teşebbüsü:
Kamu iktisadi teşebbüsü aşağıda belirtilen tüm özelliklere sahip bir kuruluş anlamına
gelir:
1) Kendi adına sözleşme imzalama yetkisine sahiptir,
2) Faaliyetlerini icra etmesi için mali ve operasyonel yetki verilmiştir,
3) Normal faaliyetlerinin bir parçası olarak mal ve hizmet satar,
4) Sürekli olarak devlet finansmanına bağlı değildir,
5) Bir kamu idaresi tarafından kontrol edilir.
Kamu iktisadi teşebbüsleri elektrik, su, doğal gaz, vb. temel hizmetler veren şirketler
gibi ticari işletmeler ile finans kuruluşları gibi mali teşebbüsleri içerir. Kamu iktisadi
teşebbüsleri esasında özel sektörde benzer faaliyetleri icra eden işletmelerden farklı değildir,
genellikle kâr sağlamak için faaliyet göstermesine rağmen bazılarının kamu hizmeti
yükümlülüğü bulunmaktadır ve bu kapsamda toplum içerisindeki bazı bireylere veya
kuruluşlara ücretsiz olarak veya düşük ücret karşılığında mal veya hizmet sunabilir.
Kamu Sektörü
16. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde kamu sektörü; genel yönetim
alanındaki idareler, kamu mali şirketleri ve mali olmayan şirketlerinden oluşur.
Genel Yönetim
17. Genel yönetim; tüm merkezi ve yerel idare birimlerini, sosyal güvenlik
kuruluşlarını, piyasa dışı kâr amacı gütmeyen faaliyetler icra eden ve kamu idareleri
tarafından kontrol edilen kuruluşları kapsar. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri
çerçevesinde genel yönetim, kamu mali şirketleri ile kamu mali olmayan şirketleri kapsamaz.
Kamu Mali Şirketleri
18. Kamu mali şirketleri; ülke içinde yerleşik kamu idareleri tarafından kontrol edilen
mali şirketler, şirket benzeri kuruluşlar ve esasen mali aracılık ve piyasa için finans
hizmetlerinin sunulmasına yönelik faaliyetler icra eden ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan
oluşur. Merkez Bankası ve piyasa temelinde çalışan diğer kamu mali kuruluşları dâhil olmak
üzere kamu idareleri tarafından kontrol edilen bankalar da bu kapsamda yer alır.
Kamu Mali Olmayan Şirketler
19. Kamu mali olmayan şirketleri; ülke içinde yerleşik kamu idareleri tarafından kontrol
edilen mali olmayan şirketleri, şirket benzeri kuruluşları, piyasa için mal veya mali olmayan
hizmetler üreten kâr amacı gütmeyen kuruluşları kapsar. Mal ve hizmet ticareti yapan kamuya
ait birimler de bu kapsamdadır.
20. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde,
1) Şirketler; piyasaya mal ve hizmet üretmek amacıyla kurulmuş yasal kuruluşlar,
2) Şirket benzeri kuruluşlar; şirket statüsünde olmayan veya başka bir hukuki statü ile
kurulmuş olan, ama şirket gibi faaliyet gösteren kuruluşlar,
3) Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar; mal ve hizmet üreten veya dağıtan, ama kontrol eden
kuruluşlar için mali kazanç üretmeyen tüzel veya diğer statüdeki kuruluşlar
olarak tanımlanır.
21. Bu standartta tanımlanan kamu iktisadi teşebbüsleri, mali raporlamanın istatistiksel
temelleri çerçevesinde tanımlanan kamu şirketleri veya şirket benzeri kuruluşlar ile benzer
özellikleri taşır. Ancak kamu iktisadi teşebbüsleri, kamu mali ve mali olmayan şirketleriyle
birebir aynı özellikleri göstermeyebilir.
Muhasebe Politikaları
22. Genel yönetime ilişkin mali bilgiler, konsolide mali tabloların hazırlanması ve
sunulmasında uygulanan muhasebe politikaları ile uyum içinde olmalıdır.
23. Genel yönetime ilişkin mali bilgiler sunulurken, kamu mali ve mali olmayan
şirketler kapsamındaki kuruluşlar için konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standart
hükümleri uygulanmaz.
24. Genel yönetim kapsamındaki kurum veya kuruluşlar, kamu mali ve mali olmayan
şirketlerdeki yatırımlarını bir varlık olarak kabul eder ve bu yatırımlardaki net varlıkların
defter değeri ölçüsünde bu varlıklar için açıklama yapar.
25. Bu standart, genel yönetimin kamu sektörüne ilişkin raporlamanın bir parçası olarak
sunulabilmesi için, genel yönetime ilişkin bilgileri açıklayan bir idarenin konsolide finansal
tablolarının bölümlere ayrılması gerektiği görüşünü yansıtır. Bu görüşle tutarlı olmak üzere,
bu Standart, bir istisnayla, konsolide mali tablolar hazırlanırken uygulanan tanımların ve
muhasebeleştirme, ölçüm, sunum esaslarının genel yönetime ilişkin açıklamalar için de
kullanılmasını gerektirir. Bu istisna konsolide ve bireysel mali tablolara ilişkin standart
esaslarının genel yönetimin kamu mali ve mali olmayan şirketlerle arasındaki ilişki için
uygulanmamasıdır.
26. Konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standartta öngörülen esaslar
uyarınca, mali raporlamanın istatistiksel temellerinde kamu mali ve mali olmayan şirketler
olarak tanımlanan ve idarenin kontrol edilen kuruluşu olarak hizmet veren birimler, idarenin
mali tablolarında konsolide edilir.
27. Mali raporlamanın istatistiksel temellerine göre hazırlanan mali tablolar, genel
yönetimin kamu sektörü üzerindeki etkisini ve SNA 93 bağlamında ulusal ekonomi
üzerindeki etkisini gösterir.
28. Konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standardın öngördüğü esasların genel
yönetim mali tablolarının konsolidasyonu için kullanılması, mali raporlamanın istatistiksel
temelleri çerçevesinde genel yönetimin mali tablolarından ziyade, konsolide mali tablolarının
yeniden sunumuyla sonuçlanacaktır.
29. Bu nedenle, konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standart hükümlerine
göre genel yönetim hakkındaki mali bilgiler açıklanırken, kapsama dahil kurum veya
kuruluşlar arasındaki bakiyeler ve işlemler elimine edilir. Ancak genel yönetim içindeki
kuruluşlar ile diğer sektörlerdeki kuruluşlar arasındaki bakiye ve işlemler elimine edilmez.
30. Bu standarda göre genel yönetimin, kamu mali ve mali olmayan şirketler içindeki
yatırımları için bu kuruluşların net varlıklarının defter değeri esas alınır. Genel yönetime ait
mali tabloların kamu sektörüne ait konsolide mali tabloların bir bölümü olması nedeniyle, bu
kuruluşların net varlıklarının defter değerlerindeki değişiklikler konsolide mali tablolarda
gösterilir.
31. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri tüm varlıkların ve yükümlülüklerin (borçlar
hariç olmak üzere) her bir raporlama tarihinde piyasa değerleri esas alınarak yeniden
değerlendirilmesini gerektirir. Devlet muhasebesi standartları ölçüme ilişkin farklı hükümler
içerebilir ve bazı varlık ve yükümlülük sınıfları için maliyetin veya piyasa değerinin esas
alınmasını gerektirebilir. Bu nedenle, mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde
sunulan mali tablolardaki varlıkların ve yükümlülüklerin ölçümünde kullanılan esaslar farklı
olabilir.
İlave Alt Bölümlere Ayırma
32. Bazı durumlarda merkezi yönetim, yerel yönetimleri kontrol edebilir ve bunun
sonucunda merkezi yönetimin mali tabloları farklı yönetim düzeylerini konsolide edebilir. Bu
durumda, her yönetim düzeyinde genel yönetime ilişkin açıklamaların ayrı ayrı yapılmasına
imkan sağlayacak şekilde bu Standarda göre konsolide mali tablolar ilave alt bölümlere
ayrılabilir.
33. Bu Standart mali tablolara ilave alt bölümler eklenmesini gerektirmez. Ancak,
konsolide edilen her bir yönetim düzeyinin genel yönetim faaliyetleri arasındaki ilişkinin ve
raporlamanın istatistiksel çerçevesi ile mali tablolar arasındaki ilişkinin kullanıcılar tarafından
daha iyi anlaşılabilmesi için mali tablolar ilave alt bölümlere ayrılabilir.
Açıklamalar
34. Genel yönetime ilişkin olarak yapılan açıklamalar aşağıdakilerden en az birini içerir:
1) Diğer sektörlerdeki yatırımları ayrı ayrı göstermek suretiyle, ana sınıflara göre
varlıklar,
2) Ana sınıflara göre yükümlülükler,
3) Net varlıklar/özkaynak,
4) Artış ve azalışların yeniden değerlendirilmesi ve net varlıklar/özkaynak içinde
doğrudan muhasebeleştirilen diğer gelir ve gider kalemleri,
5) Ana sınıflara göre gelirler,
6) Ana sınıflara göre giderler,
7) Fazla veya açık,
8) Ana sınıflara göre esas faaliyetlerinden nakit akışları,
9) Yatırım faaliyetlerinden nakit akışı,
10) Finansman faaliyetlerinden nakit akışı.
Genel yönetime ilişkin olarak yapılan açıklamaların sunum tarzı, devlet muhasebesi
standartları uyarınca hazırlanan mali tabloların önüne geçmemelidir.
35. Mali tabloların sunumu konulu standart; bilânço, faaliyet sonuçları tablosu,
varlıklar/yükümlülükler değişim tabloları, nakit akış tablosu, muhasebe politikaları ve mali
tablolardaki açıklamalar olarak eksiksiz bir mali tablo seti tanımlar (tahakkuk esasına göre).
36. Bu Standart genel yönetime ilişkin açıklamaların yapılma şeklini belirlemez ve mali
tablolarda yansıtılan varlık, yükümlülük, gelir, gider ve nakit akışlarının ana sınıflarının
açıklanmasını gerektirir. Genel yönetime ilişkin açıklama yapan yönetimler bu tür
açıklamaları kendi mevzuatlarına uygun olan başka bir usül mevcut olmadığı sürece; not
şeklinde açıklama veya ana mali tablolarda ayrı sütunlar şeklinde açıklama biçiminde
yapabilir. Ancak, genel yönetime ilişkin olarak yapılan açıklamaların sunum tarzı, devlet
muhasebesi standartları uyarınca hazırlanan konsolide mali tabloların önüne geçmemelidir.
37. Kullanıcıların genel yönetime ilişkin sunulan mali bilgiler ile yönetim faaliyetleri
arasındaki ilişkiyi daha iyi anlayabilmesi için, toplam harcamaların bölümlere ayrılması ve
ekonomik veya fonksiyonel (COFOG) niteliğine göre sınıflandırılması gerekir. Bu Standart
genel yönetim bilgilerini açıklayan kuruluşların ekonomik niteliğine göre veya fonksiyonel
sınıflandırma esasına göre bölümlenmiş genel yönetim bilgisi açıklamasını gerektirmez veya
böyle bir açıklamanın yapılmasını engellemez.
38. Sunulan bilgilerin niteliğinin daha iyi anlaşılması için ek açıklamalar da yapılır.
39. Genel yönetime ilişkin açıklama yapan kuruluşlar, kapsama dâhil olan kontrol
edilen önemli kuruluşları, bu kuruluşlarda bir önceki döneme göre gerçekleşen değişiklikleri
ve varsa daha önce kapsam içinde yer alan bir kuruluşun neden kapsama dâhil edilmediğine
yönelik açıklama yapar.
40. Genel yönetime ilişkin açıklama yapan kurum veya kuruluşlar, kapsama dâhil
kontrol edilen önemli kuruluşlar listesini açıklar. Aynı şekilde konsolide ve bireysel mali
tablolar konulu standart uyarınca konsolide mali tablo hazırlayan kuruluşlar da kontrol edilen
önemli kuruluşların listesini açıklar. Konsolide ve bireysel mali tablolar konulu standart
uyarınca konsolide mali tabloda yer alan hangi kuruluşların, mali raporlamanın istatistiksel
temelleri çerçevesinde genel yönetime dahil edileceğinin açıklanması, kullanıcılar tarafından
yönetime ilişkin bilgiler ile genel yönetime ilişkin bilgiler arasındaki ilişki ve genel yönetime
ait bilgilerin daha iyi anlaşılmasını sağlar.
41. Genel yönetime dahil olan kontrol edilen kuruluşlardaki değişikliklerin açıklanması,
kullanıcıların zaman içinde konsolide mali tablolar ile genel yönetime ilişkin bilgiler
arasındaki ilişkiyi izlemesine olanak verir.
Konsolide Mali Tabloların Uyumlaştırılması
42. Genel yönetime ilişkin açıklamalar, konsolide mali tabloların her bir eş değer
kalemiyle uyumlu olmalıdır.
43. Genel yönetime ilişkin mali bilgiler sunulurken, kamu mali ve mali olmayan
şirketler kapsamındaki kuruluşlara ilişkin olarak konsolide ve bireysel mali tablolara ilişkin
standart hükümleri uygulanmaz. Genel yönetim kapsamındaki kurum veya kuruluşlar, kamu
mali ve mali olmayan şirketlerdeki yatırımlarını bir varlık olarak kabul edecek ve
yatırımlarının net varlıklarının defter değeri ölçüsünde bu varlıklar için açıklama yapacaktır.
Bu açıklamalar hesap verme yükümlülüğünün daha iyi yerine getirilmesini sağlar.
Mali Raporlamanın İstatistiksel Temelleri ile Uyumlaştırma
44. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri ve devlet muhasebesi standartları bazı işlem
ve olaylara benzer yaklaşım göstermekle birlikte bazı farklılıklar da mevcuttur. Mali
raporlamanın istatistiksel temelleri hali hazırda konsolide mali tablolarda sunulmayan mali
bilgilerin sunumu için işlemler ve diğer ekonomik akışlar arasında bir ayrım yapar ve net borç
verme/ alma ve nakit fazlası/açığı gibi mali politikaların analizi için gereken özel tedbirler
üzerinde odaklanır.
45. Bu Standart konsolide mali tablolardaki genel yönetime ilişkin açıklamaların mali
raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde hazırlanan genel yönetime ilişkin açıklamalar
ile uyumlu hale getirilmesini gerektirmez. Ancak, bu tür bir uyumlaştırmanın not açıklaması
yoluyla yapılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır.
Yürürlük Tarihi
46. Bu Standart, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) Kamu Sektörü
Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanan ve 2011 yılının Kasım ayı itibarıyla
yürürlükte olan genel yönetim sektörüne ilişkin mali bilgilerin açıklanması konulu standarttan
(IPSAS 22) yararlanılarak hazırlanmıştır.
47. Bu Standart Devlet Muhasebesi Standartları Kurulunun izni ve onayı olmadan
çoğaltılamaz, çevirisi yapılamaz, dağıtılamaz ve yayımlanamaz. Kaynak gösterilmeksizin
alıntı yapılamaz.
48. Bu Standart, Maliye Bakanlığı ve ilgili kamu idarelerince uygulanmasına ilişkin
düzenleme yapılmak üzere yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
[R.G.24 Kasım 2011 – 28122]
—— • ——
DANIŞTAY KARARI
Danıştay Onikinci Daire Başkanlığından:
Esas No : 2011/6015
Karar No : 2011/4347
Kanun Yararına Temyiz İsteminde Bulunan: Danıştay Başsavcılığı
Davacı
: Edip Duman
Vekili
: Av. Cemal Demir, İrfan Baştuğ Cad., Dimet İş Merkezi,
K: 5/15 VAN
Davalı
: Hakkari Valiliği - HAKKARİ
İstemin Özeti : Davacının kardeşi Mehmet Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Hakkari
İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada
yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1'inci maddesi ve
buna dayanılarak yayınlanan "Terör Eylemleri nedeniyle Şehit ve Malul Olanların
Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında
İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri uyarınca işe alınma istemiyle yapılan
başvurunun reddine ilişkin Hakkari Valiliği'nin 22.10.2008 günlü ve 3742 sayılı işlemin iptali
istemiyle açılan davada; davacının başvurusunun Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul
Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmeliğin 2/a maddesi kapsamında kamu görevlisi
olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle işlemin iptali yolunda Van 2. İdare
Mahkemesince verilen 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararın temyiz
edilmeksizin kesinleşmesi üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından Van 2. İdare
Mahkemesince verilen 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararın hukuka
aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi
uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Başsavcısı Turgut Candan'ın Düşüncesi: Davacı Edip Duman tarafından
kardeşi Mehmet Duman’ın 28.6.1994 tarihinde Hakkari İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde
Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesi ve buna dayanılarak çıkarılan “Terör
Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki
Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik” uyarınca işe
alınma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Hakkari Valiliği'nin 22.10.2008 tarih ve
3742 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, Van İkinci İdare Mahkemesinin, işlemin
iptali yolunda verilen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen 9.4.2009 gün ve E: 2008/155,
K:2009/186 sayılı kararının, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade ettiği ileri sürülerek
kanun yararına bozulması istemiyle İçişleri Bakanlığı tarafından, Danıştay Başsavcılığına
yapılan başvuru üzerine, konu incelendi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kanun yararına bozma” başlıklı 51’inci
maddesinin 3622 sayılı Kanunun 20’nci maddesiyle değişik 1’inci fıkrasında, “Bölge idare
mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi
olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği
bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların
göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz
olunabilir.” hükmü; aynı maddenin 2’nci fıkrasında da, “Temyiz isteği yerinde görüldüğü
takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan
mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz.” hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Hakkari Valiliği tarafından, davacının 3713 sayılı Yasanın
Ek-1’inci madde kapsamında işe alınma istemiyle yaptığı başvuru üzerine, durumun açıklığa
kavuşturulması amacıyla konuyla ilgili olarak Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığından alınan
27.9.2008 tarihli cevabi yazıda yer alan, “… şahsın annesi ve babasının 2330 sayılı Yasa
çerçevesinde tazminat aldıkları ve maaş almaya da devam ettikleri; ancak, Mehmet Duman’ın
durumunun, Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve
Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki
Yönetmelik’in 2’nci maddesi kapsamına girmediği ve bu Yönetmelik hükümlerinden
yararlanması mümkün olmadığından durum belgesinin tanzim edilemediği; ayrıca, şahsın
Geçici Köy Korucusu ve Gönüllü Köy Korucusu olmaması nedeniyle de göreve başlama ve
göreve son yazısı da mevcut olmadığından gönderilmediği, …” biçimindeki bilginin
değerlendirilmesi sonucunda, istemin reddedildiği; davacı Edip Duman tarafından ise,
Hakkari Valiliğinin 22.10.2008 gün ve 3742 sayılı işleminin iptali istemiyle Van İkinci İdare
Mahkemesinde, Hakkari Valiliği hasım gösterilerek dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Van İkinci İdare Mahkemesi tarafından, 4.3.2009 gün ve E: 2008/155 sayılı dosyada
verilen ara kararı üzerine Çukurca Kaymakamlığının 23.3.2009 gün ve 262 sayılı üst yazı ile
Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığından konuya ilişkin olarak alınan ekli belgelerin
incelenmesinden; “Edip Duman’ın pusu görevine ek kuvvet olarak İlçe Jandarma
Komutanlığında görevli Jandarma Teğmen İsmail Öz tarafından görevlendirildiği, ancak
hangi sıfatla görevlendirildiği hakkında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığının
anlaşıldığı, olayda, her ne kadar davacının kardeşi geçici ya da gönüllü köy korucusu olarak
görevlendirilmemişse de, davacının kardeşinin İlçe Jandarma Komutanlığınca pusu görevine
ek kuvvet olarak görevlendirildiği ve görevli olduğu sırada çıkan çatışma sonucu şehit
düştüğünün açık olduğu, bu durumda, davacının Yönetmeliğin 2’nci maddesinin (a) bendi
kapsamında kamu görevlisi olarak nitelendirilerek başvurusunun bu çerçevede
değerlendirilmesi gerekirken, bu durum gözetilmeksizin tesis edilen işlemde isabet
görülmediği” gerekçesiyle dava kabul edilerek işlemin iptaline karar verildiği; Hakkari
Valiliğinin ise, kararı yasal süresinde temyiz etmemesi nedeniyle kararın kesinleştiği; İçişleri
Bakanlığı tarafından da, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesi
gereğince işe yerleştirme işlemleri İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce
yapıldığından, davanın yetkili Ankara İdare Mahkemelerinde açılması gerektiği yönündeki
iddia ile Van İkinci İdare Mahkemesinin 9.4.2009 gün ve E:2008/155, K:2009/186 sayılı
kararının 2577 sayılı Yasanın 51’inci maddesi çerçevesinde kanun yararına bozulması
isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesi ve
söz konusu maddeye dayanılarak çıkarılan “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul
Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’in ilgili maddelerinin, mevzuat
kapsamındaki hak sahiplerinin istemlerinde iddia ettikleri durumun tespiti ile istemlerin
sonuçlandırılmasında ilgili Valilik ve İçişleri Bakanlığının yetki ve görevlerinin kapsam ve
sınırının değerlendirilmesine bağlıdır.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesinde, terör eylemleri
nedeniyle şehit ve malul olanların yakınlarının ve çalışabilecek durumdaki malullerin kamu
kurum ve kuruluşlarında istihdamına ilişkin koşullara ve kurumların yükümlülüklerine ilişkin
kurallara yer verildiği; madde hükmünde, İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin görevinin de
belirlendiği; buna göre, İçişleri Bakanlığının, belirtilen düzenleme kapsamına giren kişileri
tespit etmek, bunlardan bir işe girmek için istekli olanların nitelikleri ile iş gereklerini
gözönüne almak suretiyle, işe alınmaları veya atamalarının yapılması için, durumlarına uygun
kadrosu mevcut olan kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmekle görevli olduğunun belirtildiği;
ayrıca, şehit yakınları ile çalışabilir durumda olan malullerin istihdamında takip edilecek usul
ve esasların ise, Maliye, Milli Savunma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Devlet
Personel Başkanlığı ve İş ve İşçi Bulma Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle, İçişleri
Bakanlığınca üç ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği, düzenlemelerine yer
verilmiştir.
Öte yandan; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanuna, Terörle Mücadele Kanunun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması ve bu Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkındaki
13.11.1995 gün ve 4131 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi ile eklenen EK-1’inci maddesinde
belirtilen kişilerin istihdam usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla hazırlanan 29.03.1996
gün ve 22595 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul
Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik”te konuyla ilgili prosedürün ayrıntıları
belirlenmiş olup Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde, Bakanlığın, İçişleri Bakanlığını ifade
ettiği belirtildikten sonra; 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, bu Yönetmelik esaslarına göre
istihdam edileceklerin, İllerde Valinin veya görevlendireceği Vali Yardımcısının
başkanlığında, İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü veya temsilcileri ile varsa ilgili
kamu kurum ve kuruluşunun il’deki en üst amirinden; İlçelerde, Kaymakamın Başkanlığında
İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü veya Emniyet Amiri ile varsa ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarının ilçedeki en üst amirinden oluşan komisyonca EK-1’deki durum
belgesi formu ile tespit edileceği; 7’nci maddesinde, bu Yönetmelik hükümlerinden
yararlanmak isteyen hak sahiplerinin, EK: 2’deki Başvuru formu ile ikamet ettikleri veya
şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin Valilik veya Kaymakamlığına
başvuracakları, ikamet edilen yerin Valilik veya Kaymakamlığına yapılan başvuruların, ilgili
Valilik veya Kaymakamlıklarca şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin
Valilik veya Kaymakamlığına gönderileceği; bu gibi hallerde, olayın meydana geldiği İl veya
İlçede oluşturulan Hak Sahibi Tespit Komisyonu tarafından Durum Belgesi düzenleneceği ve
Bakanlığa gönderileceği; 9’uncu maddesinde, valiliklerin, Kaymakamlıklara yapılan
başvuruları da aldıktan sonra durum belgeleriyle birlikte EK:3’deki toplu talep formunu
doldurarak Bakanlık Personel Genel Müdürlüğüne göndereceği; 10’uncu maddesinin 1’inci
fıkrasında, genel, katma ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlarla, mahalli idareler ve
sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan her nevi teşebbüs veya bağlı ortaklıkların
mevcut kadroları … ile atama yapılabilecek boş memur ve işçi kadroları ile sözleşme
pozisyonlarına ilişkin bilgilerin, Bakanlıkça, Devlet Personel Başkanlığı ile koordineli olarak
kamu kurum ve kuruluşlarından yılda bir isteneceği; 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasında,
başvuru dilekçesinde tercih edilen İller dikkate alınarak boş kadro ve pozisyonlar ile ataması
yapılacakların niteliklerinin Bakanlık Personel Genel Müdürlüğünce karşılaştırılacağı ve
atama yapılacak kadroların tespit edileceği, ataması yapılacakların, Bakanlıkça ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarına bildirileceği; Yönetmelik’in 18’inci maddesinde ise, bu Yönetmelik
hükümlerinin İçişleri Bakanınca yürütüleceği hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen 3713 sayılı Yasanın Ek-1’inci maddesi hükmü ile ilgili Yönetmeliğin
belirtilen madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; valiliklerin görevlerinin Yasa
kapsamına giren hak sahiplerinin talepleri üzerine İl veya İlçede oluşturulan “Hak Sahibi
Tespit Komisyonu” tarafından düzenlenen “Durum Belgeleri”nin konuyla ilgili karar verme
yetki ve görevine sahip İçişleri Bakanlığına iletilmekle sınırlı olduğu; başvuru hakkında
olumlu ve olumsuz bir işlem tesisine yetkili olmadıkları; istem hakkında olumlu ya da
olumsuz karar verme yetkisinin ise, durum belgelerinin iletildiği ve değerlendirileceği idari
mercii olan İçişleri Bakanlığına ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesi tarafından, Hakkari Valiliğinin 22.10.2008 tarih ve 3742
sayılı işleminin iptali istemiyle açılan ve anılan Valilik husumetiyle görüşülen davanın,
davacının başvurusu üzerine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun uygulanmasına ilişkin
Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek
Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’te
öngörüldüğü şekilde vali veya vali yardımcısının başkanlığında oluşturulacak "Hak Sahibi
Tespit Komisyonu" tarafından "Durum Belgesi" düzenlenerek başvurunun değerlendirilmesi
amacıyla, İçişleri Bakanlığına gönderilmesi gerekirken; istihdam hakkında yetkisi olmayan
davalı Valilikçe başvurunun doğrudan reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle kabul edilerek işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, esastan karar
verilmesinde açıklanan hukuksal duruma uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, Van İkinci İdare Mahkemesinin, yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu
ifade eden, anılan kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi
uyarınca, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi
: M.Önder Tekin
Düşüncesi
: Dava; davacının kardeşi Mehmet Duman'ın 28.06.1994 tarihinde
Hakkari İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen
çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1'inci
maddesi ve buna dayanılarak yayınlanan "Terör Eylemleri nedeniyle Şehit ve Malul Olanların
Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında
İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri uyarınca işe alınma istemiyle yapılan
başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Van 2. İdare Mahkemesi'nin 04.03.2009 günlü ve E: 2008/155, K:2009/186 sayılı
kararıyla; davacının başvurusunun Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların
Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında
İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik'in 2. maddesinin (a) bendi kapsamında kamu görevlisi
olarak değerlendirilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden tesis edilen işlemde hukuka
uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Danıştay Başsavcılığı, temyiz edilmeksizin kesinleşen kararın kanun yararına
bozulmasını istemektedir.
İdare Mahkemesi'nce, davacının başvurusu üzerine 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun uygulanmasına ilişkin Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların
Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında
İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’te öngörüldüğü şekilde vali veya vali yardımcısının
başkanlığında oluşturulacak "Hak Sahibi Tespit Komisyonu" tarafından "Durum Belgesi"
düzenlenerek başvurunun değerlendirilmesi amacıyla, İçişleri Bakanlığına gönderilmesi
gerekirken; istihdam hakkında yetkisi olmayan davalı Hakkari Valiliği'nce başvurunun
doğrudan reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar
verilmesi gerekirken, işlemin iptali yolunda esastan verilen kararda hukuka uygunluk
bulunmamaktadır.
Kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Davacının kardeşi Mehmet Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Hakkari İli Çukurca İlçesi
Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada yaşamını
yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1'inci maddesi ve buna
dayanılarak yayınlanan "Terör Eylemleri nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve
Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki
Yönetmelik" hükümleri uyarınca işe alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılan davada; işlemin iptali yolunda Van 2. İdare Mahkemesince
verilen 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararın kanun yararına bozulması
istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına bozma" başlıklı 51.
maddesinde; bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve
Danıştay'ca ilk derece mahkemesi olarak verilip, temyiz incelemesinden geçmeden
kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu
ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı
tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde
kararın kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının daha önce kesinleşmiş olan mahkeme
veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bozma kararının bir
örneğinin ilgili bakanlığa gönderileceği ve Resmî Gazete'de yayımlanacağı kuralı
bulunmaktadır.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesinde, terör eylemleri
nedeniyle şehit ve malul olanların yakınlarının ve çalışabilecek durumdaki malullerin kamu
kurum ve kuruluşlarında istihdamına ilişkin koşullara ve kurumların yükümlülüklerine ilişkin
kurallara yer verildiği; madde hükmünde, İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin görevinin de
belirlendiği; buna göre, İçişleri Bakanlığının, belirtilen düzenleme kapsamına giren kişileri
tespit etmek, bunlardan bir işe girmek için istekli olanların nitelikleri ile iş gereklerini
gözönüne almak suretiyle, işe alınmaları veya atamalarının yapılması için, durumlarına uygun
kadrosu mevcut olan kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmekle görevli olduğunun belirtildiği;
ayrıca, şehit yakınları ile çalışabilir durumda olan malullerin istihdamında takip edilecek usul
ve esasların ise, Maliye, Milli Savunma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Devlet
Personel Başkanlığı ve İş ve İşçi Bulma Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle, İçişleri
Bakanlığınca üç ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği, düzenlemelerine yer
verilmiştir.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun EK-1’inci maddesinde belirtilen kişilerin
istihdam usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla hazırlanan ve 29.03.1996 gün ve 22595
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların
Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında
İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik”te konuyla ilgili prosedürün ayrıntıları belirlenmiş olup,
Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde, Bakanlığın, İçişleri Bakanlığını ifade ettiği belirtildikten
sonra; 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, bu Yönetmelik esaslarına göre istihdam
edileceklerin, İllerde Valinin veya görevlendireceği Vali Yardımcısının başkanlığında, İl
Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü veya temsilcileri ile varsa ilgili kamu kurum ve
kuruluşunun İl’deki en üst amirinden; İlçelerde, Kaymakamın Başkanlığında İlçe Jandarma
Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü veya Emniyet Amiri ile varsa ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarının ilçedeki en üst amirinden oluşan komisyonca EK-1’deki durum belgesi formu
ile tespit edileceği; 7’nci maddesinde, bu Yönetmelik hükümlerinden yararlanmak isteyen hak
sahiplerinin, EK: 2’deki Başvuru formu ile ikamet ettikleri veya şehitlik ya da malullük
olayının meydana geldiği yerin Valilik veya Kaymakamlığına başvuracakları, ikamet edilen
yerin Valilik veya Kaymakamlığına yapılan başvuruların, ilgili Valilik veya
Kaymakamlıklarca şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin Valilik veya
Kaymakamlığına gönderileceği; bu gibi hallerde, olayın meydana geldiği İl veya İlçede
oluşturulan Hak Sahibi Tespit Komisyonu tarafından Durum Belgesi düzenleneceği ve
Bakanlığa gönderileceği; 9’uncu maddesinde, valiliklerin, kaymakamlıklara yapılan
başvuruları da aldıktan sonra durum belgeleriyle birlikte EK:3’deki toplu talep formunu
doldurarak Bakanlık Personel Genel Müdürlüğüne göndereceği; 10’uncu maddesinin 1’inci
fıkrasında, genel, katma ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlarla, mahalli idareler ve
sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan her nevi teşebbüs veya bağlı ortaklıkların
mevcut kadroları … ile atama yapılabilecek boş memur ve işçi kadroları ile sözleşme
pozisyonlarına ilişkin bilgilerin, Bakanlıkça, Devlet Personel Başkanlığı ile koordineli olarak
kamu kurum ve kuruluşlarından yılda bir isteneceği; 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasında,
başvuru dilekçesinde tercih edilen İller dikkate alınarak boş kadro ve pozisyonlar ile ataması
yapılacakların niteliklerinin Bakanlık Personel Genel Müdürlüğünce karşılaştırılacağı ve
atama yapılacak kadroların tespit edileceği, ataması yapılacakların, Bakanlıkça ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarına bildirileceği; Yönetmelik’in 18’inci maddesinde ise, bu Yönetmelik
hükümlerinin İçişleri Bakanınca yürütüleceği hükme bağlanmıştır.
Davacı Edip Duman, kardeşi Edip Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Bölücü Terör Örgütü
mensupları iler girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle Terör Eylemleri Nedeniyle
Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum
ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca işe yerleştirilmesi
istemiyle 25.08.2008 tarihinde Van Valiliği'ne başvuruda bulunmuştur.
Van Valiliği'nce Hak Sahibi Tespit Komisyonu tarafından "Durum Belgesi"nin
düzenlenmesi için davacının dilekçesi Hakkari Valiliği'ne iletilmiştir. Şehitlik olayının
meydana geldiği Çukurca Kaymakamlığı'nın 27.09.2008 günlü ve 1005 sayılı cevabi
yazısında; şahsın annesi ve babasının 2330 sayılı Yasa çerçevesinde tazminat aldıkları ve
maaş almaya da devam ettikleri; ancak, davacının kardeşi Mehmet Duman'ın geçici köy
korucusu olmamasına karşın, 28.06.1994 tarihinde pusu görevine ek kuvvet olarak
görevlendirildiği, ilgili Yönetmeliğin "kapsam" başlıklı 2. maddesi kapsamında olmadığı,
Yönetmelik hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığından "Durum Belgesi"nin
tanzim edilemediği, ayrıca, davacının Geçici Köy Korucusu ve Gönüllü Köy Korucusu
olmaması nedeniyle de göreve başlama ve göreve son yazısı da mevcut olmadığından
gönderilmediği bildirilmiştir.
Çukurca Kaymakamlığı yazısı doğrultusunda davacıya duyuru yapılması istenilen
Hakkari Valiliği'nin 22.10.2008 günlü ve 3742 sayılı işlemin iptali istemiyle ve Hakkari
Valiliği hasım gösterilmek suretiyle Van 2. İdare Mahkemesi'nde dava açılmıştır.
Van 2. İdare Mahkemesi'nin 09.04.2009 günlü, E: 2008/155, K:2009/186 sayılı
kararıyla; davacının kardeşi geçici ya da gönüllü köy korucusu olarak görevlendirilmemiş ise
de; Jandarma Komutanlığı'nca pusu görevine ek kuvvet olarak görevlendirildiği ve görevli
olduğu sırada çıkan çatışma sonucu şehit düştüğünün açık olduğu, davacının başvurusunun
Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek
Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik'in
2. maddesinin (a) bendi kapsamında kamu görevlisi olarak değerlendirilmesi gerekirken, bu
husus gözetilmeden tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin
iptaline karar verilmiştir. Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
3713 sayılı Yasanın Ek-1’inci maddesi hükmü ile ilgili Yönetmeliğin belirtilen madde
hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; valiliklerin görevlerinin Yasa kapsamına giren
hak sahiplerinin talepleri üzerine İl veya İlçede oluşturulan “Hak Sahibi Tespit Komisyonu”
tarafından düzenlenen “Durum Belgeleri”nin konuyla ilgili karar verme yetki ve görevine
sahip İçişleri Bakanlığına iletilmekle sınırlı olduğu; başvuru hakkında olumlu ve olumsuz bir
işlem tesisine yetkili olmadıkları; istem hakkında olumlu ya da olumsuz karar verme
yetkisinin ise, durum belgelerinin iletildiği ve değerlendirileceği idari mercii olan İçişleri
Bakanlığına ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesi'nce, davacının başvurusu üzerine 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun uygulanmasına ilişkin Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul
Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’te öngörüldüğü şekilde vali veya vali
yardımcısının başkanlığında oluşturulacak "Hak Sahibi Tespit Komisyonu" tarafından
"Durum Belgesi" düzenlenerek başvurunun değerlendirilmesi amacıyla, İçişleri Bakanlığına
gönderilmesi gerekirken; istihdam hakkında yetkisi olmayan davalı Hakkari Valiliği'nce
başvurunun doğrudan reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin
iptaline karar verilmesi gerekirken, esastan karar verilmesinde hukuka uygunluk
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi
uyarınca Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz isteminin kabulüne, Van 2. İdare
mahkemesi'nin 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararının kanun yararına ve
hükmün sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin İçişleri
Bakanlığı ve Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine, kararın Resmî Gazete'de
yayınlanmasına, 26.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
[R.G.25 Kasım 2011 – 28123]
—— • ——
İçişleri Bakanlığından:
Karar Sayısı : 2011/849
1 ‒ İstanbul İli Sancaktepe İlçesi ile Maltepe İlçesi arasında kalan iki ilçe arası sınırın
özel krokisinde de gösterildiği üzere;
"Sancaktepe ve Maltepe İlçe sınırı ile 6371 parsel nolu taşınmazın uzantısının kesiştiği
S1 (Y=433472, X=4537152) noktasından başlayıp, parselin diğer köşesi S2 (Y=433432,
X=4537173) nolu noktaya, buradan 6371 parsel nolu taşınmazın sınırını ve Maltepe Cezaevi
duvarını takip ederek S3 (Y=433457, X=4537202), S4 (Y=433479, X=4537246), S5
(Y=433481, X=4537268), S6 (Y=433492, X=4537295), S7 (Y=433503, X=4537317), S8
(433528, X=4537363), S9 (Y=433529, X=4537372), S10 (Y=433531, X=4537383), S11
(Y=433538, X=4537400), S12 (Y=433543, X=4537409), S13 (Y=433553, X=4537431), S14
(Y=433556, X=4537436), S15 (Y=433614, X=4537517) ve S16 (Y=433628, X=4537533)
nolu noktalara, buradan doğu yönünden tel örgü ile 6371 parselin kesişimi olan S17
(Y=433642, X=4537527) nolu noktaya, buradan kuzey yönünde Maltepe Cezaevine ait tel
örgü üzerindeki S18 (Y=433654, X=4537530), S19 (Y=433662, X=4537536), S20
(Y=433691, X=4537567) ve S21 (Y=433712, X=4537617) nolu noktaları takip ederek S22
(Y=433738, X=4537722) nolu noktaya, buradan doğu yönüne gidilerek deredeki mevcut
Sancaktepe ve Maltepe ilçe sınırının kesiştiği S23 (Y=433790, X=4537723) nolu noktada son
bulan hat" olarak belirlenmesi,
5393 sayılı Belediye Kanununun 7 nci maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2
nci maddesinin (B) ve (D) bentlerine göre uygun görülmüştür.
2 ‒ Tarafların karşı taraf sınırı içinde kalan genel ve özel hakları saklıdır.
3 ‒ Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür.
5/11/2011
Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
İdris Naim ŞAHİN
Başbakan
İçişleri Bakanı
[R.G.07 Kasım 2011 – 28107]
—— • ——
Duyuru
—— • ——

Benzer belgeler