Untitled - Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlükleri

Transkript

Untitled - Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlükleri
..
6
AVKAE Derg. 2012, 2 (2):6-9
Araştırma Makalesi/Research Article
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adana, Mersin ve Osmaniye İllerinden Gelen Oğlaklarda
Coccidiosisin Prevalansının Araştırılması
Ramazan ÖZDEMİR1, Hayrunnisa ÇAYA1
1
Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, Parazitoloji Laboratuvarı
Geliş tarihi/Received:17.9.2011, Kabul Tarihi/Acepted: 21.10.2012
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Özet
Coccidiosis, Eimeridae ailesindeki protozoon parazitlerin neden olduğu, tüm evcil ve yabani hayvanları
etkileyen, bulaşıcı ve yüksek düzeyde subklinik enteritis meydana getiren bir hastalıktır. Bu hastalık genç hayvanlarda
sindirim kanalında yaptığı tahribatla ölümlere; hastalığı atlatanlarda ise gelişme geriliğine ve hayvansal ürünlerde
azalmaya yol açmaktadır. Bu çalışma, 2007 - 2011 yılları arasında Adana, Mersin ve Osmaniye illerinden, Adana
Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’ne hastalık teşhisi ve ölüm sebebinin araştırılması amacıyla getirilen, 0-6 aylık
oğlaklarda coccidiosis’in prevalansının mikroskobik olarak belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu yıllar arasında
Adana’dan gelen 69 adet numunenin 38’i (%55,07), Mersin’den gelen 37 adet numunenin 11’i (%29,73) ve
Osmaniye’den gelen 17 adet numunenin 4’ü (%23,53) coccidiosis olarak tespit edilmiştir. Bu araştırma ile hem bu
hastalığın önemi hem de Enstitümüzün bölge hayvancılığı için önemi bir kez daha anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Oğlak, Eimeria spp., Coccidiosis,
Investigation of Prevalence of the Coccidiosis in Kids from Adana, Mersin and Osmaniye
Abstract
Coccidiosis is illness which is caused by protozoan parasites from family of Eimeridea, affecting all domestic
and wild animals, occuring infectious and high level subclinical enteritis. This disease, which is a serious problem
particularly for the cultivation of farm animals, seem more often in less sunny with plenty of rainfall countries and
causing huge losses at the livestock economy of world every year. This research did with the aim of detecting the
microscobic prevalence of the coccidiosis in 0-6 month-old capricorns has been searched thoroughly with a view to
investigating the reasons of the deaths and the diagnosis of the diseases for the Adana Veterinary Control Institute from
the cities called Adana, Mersin and Osmaniye between the years 2007-2011. During these years, 38 samples out of 69
(that is %55,07) coming from Adana, 11 samples out of 37 (that is %29,73) from Mersin and 4 samples out of 17 (that i
%23,53) from Osmaniye are detected as Coccidiosis. Both importance of disease and importance of Institute for the
areal livestock were understood once more again with this study.
Key Words: Capricorn, Eimeria, Coccidiosis,
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------ekonomik kayıplara neden olmasına rağmen, özellikle
Giriş
hastalığı atlatan yaşlı hayvanlar, preimmun hale
Coccidiosis, Eimeridae ailesine bağlı protozoonlar
gelmelerinden dolayı portör rolü oynamaktadır (5, 13,16,
tarafından meydana getirilen özellikle genç hayvanlarda
24). Coccidiosis’ de hastalığın şiddeti hayvana, etkene, çevre
hemorajik diyare, depresyon, zayıflama ve canlı ağırlık
koşullarına, bakım ve beslenme şartlarına, diğer hastalıklara
kaybının yanıs sıra bazen de ölümle sonuçlanabilen
ve stres gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir (11).
protozoer bir hastalıktır (6, 16, 19). Dünyanın pek çok
Özellikle nekropside lezyonlu bağırsak bölgelerinden
bölgesinde oldukça yaygın görülen Coccidiosis, başta
alınan kazıntılardan hazırlanan preparatların incelenmesinde
kanatlı hayvanlar olmak üzere sığır, koyun, keçi, köpek,
etkenlerin yoğun miktarda görülmesi hastalığın kesin
kedi, domuz ve tavşan gibi memeli hayvanlarda
tanısını sağlar (14).
görülmektedir. Genç hayvanlarda ölümle sonuçlanıp
Yazışma adresi/Correspondance: Ramazan ÖZDEMİR, Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, TR-01170 Adana – TÜRKİYE, E-posta:
[email protected]
ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H.
AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gerek sağaltım, gerekse korunma amacıyla kullanılan
koksidiostatik ilaçların maliyeti de bu kayıplara
eklendiğinde Coccidiosis’in hayvan sağlığındaki önemi daha
iyi anlaşılmaktadır. Türkiye’de de Coccidiosis’e karşı
uygulanmakta olan koruyucu önlemlere rağmen, özellikle
tavuklarda, daha sonra kuzu, oğlak ve buzağılarda önemli bir
enfeksiyon olma özelliğini korumaktadır.
Ülkemizde, Adana, Mersin ve Osmaniye İlleri Güney
Anadolu Bölgesi’ndeki coğrafik konumunun nemli ve farklı
iklim şartlarına sahip olması, yaz ve kış aylarında mera
besiciliğinin yapılması ve doğal maki bitki örtüsü nedeniyle
keçi beslemeye uygun olması hastalığın bu bölgedeki
yaygınlığını artıran en önemli faktörlerdendir. Son yıllarda
Enstitümüz parazitoloji laboratuvarına getirilen oğlakların
büyük bölümünde Eimeria spp. türlerine rastlanması ve
kayıpların büyük olması nedeniyle bu çalışmada, teşhis
amacıyla gelen keçi ve oğlaklarda Eimeria türlerinin sebep
olduğu
Coccidiosis’in
prevalansının
belirlenmesi
amaçlanmıştır.
Şekil. 1: Jejenum’ da difterik mebran görüntüsü (orijinal)
Şekil. 2 : Eimeria spp. oocytleri (orjinal)
mezenterial lenf düğümlerinde büyüme teşhis edildi
(Şekil:1). Coccidiosis olduğu düşünülen hayvanlardan alınan
barsak kazıntısı ve dışkı örneklerinin rutin mikroskobik
muayenelerinde farklı şekil ve büyüklerde Eimeria spp.
oocyst’leri görüldü (Şekil:2).
Tablo 1’de de belirtildiği gibi Adana ilinde 2007 2011 tarihleri arasında Enstitümüze getirilen oğlaklardaki
Coccidiosis vakalarının oranı Adana’ da %55.07
bulunmuştur. Bu oran önemli derecede yüksek bulunmuştur.
Bu oran Mersin’de aynı dönemde %29.73 olarak tespit
Materyal ve Metot
Bu çalışmanın materyalini; 2007 - 2011 yılları arasında
Enstitümüze hastalık ya da ölüm sebebinin araştırılması
amacıyla Adana, Mersin ve Osmaniye merkez, ilçe ve
köylerinden getirilen 0-6 aylık 123
Tablo 1: 2007 - 2011 yılları arasında Enstitümüze hastalık ya
adet oğlak oluşturmuştur. Nekropsi
getirilen hayvan sayıları ve coccidiosis oranları
sonucu hayvanlardan alınan iç
Adana
Mersin
organların, dışkı örneklerinin ve
barsak kazıntısının Adana Veteriner
Yıllar
+
- Oran (%) + - Oran (%) +
Kontrol
Enstitüsü
Parazitoloji
Laboratuvarında rutin parazitolojik
2007
9
5
64,28
3 3
50
-muayenesi yapılmıştır.
Her hayvana ait dışkı örneği
2008
3 -100
1 -100
veya barsak kazıntısı doymuş tuzlu su
2009
6
1
85
1 2
33
solüsyonu (NaCl, ZnSO4) kullanılarak
flotasyon metoduyla incelenmiştir (2).
2010
15 7
68,18
4 9
30,76
Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit
edilen dışkı örnekleri Modifiye
2011
5 18
21,73
2 12
14,28
McMaster Tekniği’ne göre yumurta
sayımı yapılarak OpG (Oocyt per
Ortalama 38/69
55,07
11/37
29,73
gram) ile oocyst sayıları hesaplandı.
Her mikroskop sahasında 5 ve 5’den
fazla oosit bulunan dışkılar, klinik ve
edilirken, Osmaniye’de ise %23.53
otopsi bulguları göz önüne alınarak coccidiosis olarak
Bu oranlara bakıldığında bölgede
değerlendirildi.
olduğu kanısına varılmıştır.
Bulgular
Enstitümüze teşhis için getirilen ölü hayvanlar için
alınan anamnezde, klinik olarak iştahsızlık, kilo kaybı, ishal,
dehidrasyon ve yüksek ateş gibi belirtiler; hasta hayvanlarda
yapılan klinik muayeneler de ise durgunluk, koyu yeşil
renkte ve bazen de kanlı ishal, 40-41°C ateş, mukozalarda
anemik tablo görüldü. Bu semptomlara ek olarak nekropside
barsaklarda hiperemik görünüm, duvarında kalınlaşma, iç
duvarında beyaz polip benzeri oluşum (difterik membran) ve
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
..
7
da ölüm sebebi ile
Osmaniye
-
Oran (%)
3
--
--
--
--
--
--
--
3
4
42,85
1
6
--
4/17
23,53
oranında bulunmuştur.
Coccidiosis’in yaygın
Adana, Mersin ve Osmaniye’den 2007 - 2011 yılları
arasında getirilen toplam 123 adet numunenin 53 tanesinde
coccidiosis teşhis edilmiştir.
Tartışma ve Sonuç
Dünyanın pek çok bölgesinde oldukça yaygın görülen
ve hayvanlarda ölümle sonuçlanabilen, aynı zamanda
hastalığı atlatan hayvanların preimmun hale gelmelerinden
dolayı portör rolü oynadığı coccidiosis, Dünya hayvancılık
ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H.
AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ekonomisinde her yıl büyük kayıplara neden olan protozoer
bir enfeksiyondur.
nodüller ve mezenterik lenf düğümlerinde büyüme tespit
edilmiştir.
Hastalık, aynı zamanda tüm evcil ve yabani hayvanları
etkilemekte, bulaşıcı ve yüksek düzeyde subklinik enteritis
oluşturarak, sütten kesilen oğlaklarda ishal, dehidrasyon ve
ağırlık kaybı meydana getirmektedir (12). Polonya’da keçi
sürüsünde yapılan bir çalışmada oğlakların %100’ünün
Eimeria türü ile enfekte olduğu ve yaklaşık %50’sinde klinik
semptomların görüldüğü ifade edilmiştir (3). Sharma ve
Singh (1997) paraziter hastalıklar içinde en yüksek mortalite
oranının coccidiosis’den kaynaklandığını rapor etmişlerdir
(22). Yaptığımız çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş
olup
Enstitümüze
getirilen
hayvan
ve
hayvan
materyallerinde hastalık oranları yüksek bulunmuştur.
Sonuç
Ülkemiz genelinde keçilerde coccidiosis yönünden
farklı illerde ve farklı yıllarda yapılan çalışmalarda
mikroskobik prevalansın sırasıyla Orta Anadolu’da %84;
Ankara ve Eskişehir’de %86,3; Ankara’da %100; Ege
bölgesinde (İzmir, Manisa, Aydın) %53,3; Elazığ’da %94,6;
Van’da %69,8 olduğu rapor edilmiştir (7, 8, 9, 15, 20, 21).
Yapmış olduğumuz çalışmada elde edilen, Adana’ da %
55.07, Mersin’de % 29,73 ve Osmaniye’de % 23,53 hastalık
oranlarının Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarla benzer
oranlarda olduğu görülmüştür.
Oğlakların büyüme döneminde ölümcül seyir gösteren
hastalıkların başında %37 ile ishaller ve %30 ile solunum
yolları hastalıklarının olduğu belirtilmektedir (1).
Mohammed ve ark. (2000), Nubian oğlaklarında deneysel
olarak oluşturdukları coccidiosis’de en önemli bulgunun,
hastalığın oluşturulmasından 19-25 gün sonra da yüksek
düzeyde öldürücü nitelikte olabilen ishaller olduğunu
bildirmektedirler (17). Bizim çalışmamızda da 0-6 ay arası
yaşlarda hastalığın görülme oranlarının oldukça yüksek
olduğu görülmüştür. İshal ile seyreden hastalıklarda
coccidiosisin önemli bir yer tuttuğu bilinen bir gerçektir.
Adana, Mersin ve Osmaniye bölgesinde ishal semptomları
ile getirilen hayvanlarda coccidiosis’den kaynaklanan
ölümlerin yüksek olduğu ve bu hastalığın bölge ve ülke için
önemli bir yer tuttuğu görülmüştür.
Hastalıkta hedef organın jejenum olduğu (10) bu
organda oluşan lezyonların post mortem tanıda önemli yer
tuttuğu ve nekropside jejenum mukozası yüzeyinde
makroskobik ve mikroskobik lezyonların şiddetli, diffuz
beyaz nodüllerin bulunduğu belirtilmektedir (18). Yine
yapılan bir çalışmada nekropside lezyonların jejunum,
ileum, sekumda ve bazen proksimal kolonda görüldüğü, bu
lezyonların hiperplastik enterositler içinde Eimeria gelişim
aşamaları varlığı ile proliferatif enterit ve fena halde
olmayan beyaz nodüller olduğu bildirilmektedir (23).
Urquhart (1987)’nın ifade ettiği gibi beyaz polip benzeri
oluşum ve mezenteryal lenf düğümlerinde büyüme teşhis
edildiği bildirilmektedir (24). Bizim yaptığımız çalışmada da
şiddetli ishalle seyreden vakalarda ince barsaklarda beyaz
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
..
8
Dünya hayvancılık ekonomisinde her yıl büyük
kayıplara neden olan ve Eimeria türlerinin meydana
getirdiği coccidiosis’in mikroskobik prevalansı, Adana,
Mersin ve Osmaniye illerinden Adana Veteriner Kontrol
Enstitüsü’ne getirilen hayvanlarda oldukça yüksek
bulunmuştur. Ayrıca bu bölgeler coğrafi konumları ve
yaptıkları hayvancılık çeşidi nedeni ile de risk altındadır.
Bölge içerisinde mevcut olan Adana Veteriner Kontrol
Enstitüsü bölge için oldukça stratejik bir öneme sahip olup
hastalıkların teşhis ve yaygınlığının araştırılması için de
oldukça faydalı olmaktadır. Sonuç olarak hastalığın bölge ve
ülke için önemli bir yer tuttuğu görülmüştür.
Teşekkür
Yaptığımız bu çalışmaya yazım sırasında katkılarından
dolayı Yrd. Doç.Dr. Aliye SAĞKAN ÖZTÜRK ve Dr.
Atilla YOLDAŞ’ a teşekkür ederim.
Kaynaklar
1) Ameh JA, Egwu GO, Tijjani AN, (2000). Mortality
in Sahelian goats in Nigeria. Preventive Veterinary
Medicine 44: 107-111
2) Anonim 1. Epidemiology, Diagnosis and Control of
Poultry Parasites. FAO Animal Health Manual 4.
Rome.
3) Balicka-Ramisz A, (1999). Studies on coccidiosis in
goats in Poland. Veterinary Parasitology 81: 347-349
4) Çakmak A ve Vatansever Z, (2001). Coccidiosis’in
Epidemiyolojisi. Dinçer Ş. Edt. Coccidiosis. Türkiye
Parazitoloji Derneği Yayın No:17. İzmir
5) Georgi JR, Theodories VJ, (1980). Parasitology for
Veterinarians. Third edition. W.B. Saunders
Company, Philadelphia, London, Toronto. p.186-187.
6) Gjerde B, Hele O, (1987). Effects of leucocyte
extract, levamisole and sulphadimidine on natural
coccidial infections (Eimeria spp.) in young lambs.
Acta Vet Scand, 28(1): 33-45
7) Göz Y, Aydın A, Yüksek N, Değer S, (2006). Van
Yöresi Keçilerinde Coccidia Türlerinin Yaygınlığı.
Kafkas Üniv. Vet. Fak. Derg. 12(2): 163-165
8) Güler S, Dumanlı N, Özer E, Erdoğmuş Z, Köroğlu
E, (1990). Elazığ yöresinde kuzu ve oğlaklarda
bulunan Eimeria türleri ve bunların yayılışı üzerine
araştırmalar. Doğa-Tr J Vet Animal Sci, 14: 295-300
9) Güralp N ve Oğuz T, (1967). Yurdumuz Tiftik
Keçilerinde Görülen Parazit Türleri ve Bunların
Yayılış Oranı. AÜ Vet. Fak. Derg. 14(1): 55-64
10) Hashemnia M, Khodakaram-Tafti A, Razavi SM,
Nazifi S, (2012). Experimental caprine coccidiosis
caused by Eimeria arloingi: morphopathologic and
electron microscopic studies. Veterinary Research
Communications. 36 (1): 47-55
11) Karaer Z ve Nalbantoğlu S, (2001). Coccidiosis’in
Epidemiyolojisi. Dinçer Ş. Edt. Coccidiosis. Türkiye
Parazitoloji Derneği Yayın No:17. İzmir
ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H.
AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
12) Koudela B, Bokova A, (1998). Coccidiosis in goats
in the Czech Republic.Veterinary Parasitology
76:261-267
13) Kreier JP, Baker JR, (1987). Parasitic Protozoa.
Allen and Unwin. Baston. p.132-145.
14) Levine ND, (1985). Veterinary Protozoology. Ames.
Iowa State Universty. p.150-163.
15) Merdivenci A, (1959). Evcil Koyun (Ovis aries) ve
Keçi (Capra hircus)’lerimizde Coccidia (G.eimeria)
nev’ileri ve Bazı Deneyler. Türk Vet. Hek. Dern.
Derg. 29: 152-153, 260-281.
16) Mimioğlu M, Göksu K, Sayın F, (1969). Veteriner
ve Tıbbi Protozooloji II. Ankara Üniversitesi
Basımevi. p.607-684.
17) Mohammed RA, Idris OA, El Sanousi SM,
Abdelsalam EB, (2000). The effect of coccidian
infection on the gut microflora of Nubian goat kids.
Deutsche Tierarztliche Wochenschrift 107: 414-416
18) Nourani H, Karimi I, Azizi H, (2006). Severe and
diffuse nodular hyperplasia of jejunum due to Eimeria
species in an Iranian native kid. Pakistan Journal of
Biological Sciences. 9(8): 1584-1586
19) Rue J, Brinton L, (1982). Diseases of sheep.
Wyoming State Veterinary Laboratory Universty of
Wyoming. Laramine. Second Edition. Lea & Febiger,
Philadelphia.
20) Sayın F, Kahyaoğlu T, Çakmak A, (1986). Ege
bölgesinde ( İzmir, Manisa, Aydın) koyun ve
keçilerde Eimeria türlerinin tesbiti. A.Ü. Vet. Fak.
Derg. 33 (1): 90-96
21) Sayın F, (1996). Tiftik Keçilerinde Bulunan Eimeria
Türleri: E.parva Kotlan, Mocsy ve Vajda, 1929’nın
Biyolojisi Üzerinde Deneysel Araştırmalar. AÜ Vet.
Fak. Yay. 199/101.
22) Sharma DK, Singh N, (1997). Mortality among goats
due to parasitic infections: A post-mortem analysis.
Indian J. Anim. Sci. 67: 463-465
23) Tafti AK, Mansourian M, (2008). Pathologic lesions
of naturally occurring coccidiosis in sheep and goats.
Journal. Comparative Clinical Pathology. 17(2): 87-91
24) Urquhart GM, Armour J, Duncan JL, Dunn AM,
Jennings FW, (1987). Veterinary Parasitology.
Printed in Great Britain at the Bath Pres, Avon. p.
217-226.
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
..
9
. .
22
AVKAE Derg. 2012,2 (2):22-25
Olgu sunumu/ A case report
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Listeria monocytogenes isolation from a chinchilla (Chinchilla laniger) *
Bir çinçiladan (Chinchilla laniger) L. monocytogenes izolasyonu
Lale ATASEVEN1, Hakan YARDIMCI2, Tuba İÇA2
1
Provincial Control Laboratory, Ankara, TURKEY;
Department of Microbiology, Faculty of Veterinary Medicine, Ankara University, Turkey
2
Geliş tarihi/Received:13.9.2012, Kabul Tarihi/Acepted: 25.10.2012
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Özet
İshal, çırpınma ve ölüm hikayeli bir çinçiladan Listeria monocytogenes izole edildi. İzole edilen suş, morfolojik,
biyokimyasal özellikleri ve L.monocytogenes O-spesifik antiserumları (RSHM) ile meydana getirdiği aglütinasyon
yönünden değerlendirilerek identifiye edildi. Doğrulama testi APIListeria (bioMérieux) ile yapıldı. İzole edilen suş, in
vitro olarak penisilin, tetrasiklin, florfenikol ve gentamisine duyarlı bulundu.
Anahtar Kelimeler: Antimikrobiyal duyarlılık, L.monocytogenes, çinçila, Türkiye.
Abstract
Listeria monocytogenes was isolated from a chinchilla with the anamnesis of diarrhoea, convulsions and death.
The bacteria was identified by the morphological, biochemical characteristics and determination of agglutination with
the O specific antisera of L. monocytogenes (RSHM). Confirmation was done with APIListeria (bioMérieux). The strain
isolated was found sensitive to penicillin, tetracycline, florfenicol and gentamycine.
Keywords: Antimicrobial susceptibility, chinchilla, L.monocytogenes, Turkey.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ------------------Introduction
Listeria monocytogenes is a Gram-positive pathogen
that can cause listeriosis in a wide range of domestic (sheep,
goats, cattle, poultry, birds etc.), wild animals and man
(6,12,20,19). L.monocytogenes produces septicaemic and
neural listeriosis in animals (19). Several authors have also
reported listeriosis in chinchillas (6,8,9,24). In chinchillas,
the clinical signs are generally sudden death, anorexia,
listlessness, diarrhoea, weight loss and ataxia (14).
The isolates of L.monocytogenes obtained from
different sources including food and clinical cases, are
susceptible to a wide range of antimicrobials, although there
are resistant isolates to some antimicrobials (3,7). The
unrestrained use of antimicrobials in animals and human can
cause undesired consequences such as the dissemination of
resistance among bacterial populations, thus the
antimicrobial susceptibility testing is needful for treatment
and control of the bacterial infections (7,21).
In Turkey, there were some studies about
L.monocytogenes in domestic animals (1,2,10,11,15), food
(13,18,22), but as we conducted the study in 2001 we had
not seen a report on isolation of L.monocytogenes in
chinchillas in Turkey. The current study aimed to determine
the infectious agent from three chinchillas with the
anamnesis of neural signs and sudden death and its
antimicrobial susceptibility.
Materials and Method
Material
Bacterial Isolations: In this study, liver, heart, lung
and brain of three chinchillas with the anamnesis of
diarrhoea, convulsions and death brought to the Department
of Microbiology, Faculty of Veterinary Medicine, Ankara
University in 2001 were examined.
*The case was reported as a poster (Poster 25) in FEMS Symposium “The Verstality of Listeria Species”, 10-11 October
2002, Izmir, TURKEY.
Yazışma adresi/Correspondance: Lale ATASEVER, 1Provincial Control Laboratory, Hatay, TURKEY E-mail: [email protected]
ATASEVEN L. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Susceptibility Tests: For the susceptibility test, isolates
were suspended in TSB and the suspension was adjusted to a
turbidity equivalent to a 0.5 McFarland standard. The
antibiotic susceptibility test was performed with the agar
disk diffusion method (4)Isolates were categorized as
susceptible, moderately susceptible, and resistant, based
upon interpretive criteria developed by the Clinical and
Laboratory Standards Institute (16). Penicillin (10 IU),
tetracycline (30 IU), gentamicin (10 IU), streptomycine (10
IU), neomycine (10mcg), florfenicol, trimethoprimsulphamethoxazole
(25mcg),
amoxicillin
(25mcg),
amoxicillin-clavulanic acid (30mcg) discs were used to
determine the antimicrobial susceptibility of the strain
isolated from a chinchilla.
Method
The samples were cultured on blood and McConkey
agar and incubated at 37°C for 24 hours. Small pieces of
brain with spinal cord and medulla, and the organ samples
were homogenized in 10 per cent of nutrient broth
suspension. The broth suspension was placed in the
refrigrator at 4°C (cold enrichment) and subcultured onto
agar plates twice weekly for 3 weeks. The differentiation of
L. monocytogenes was carried out according to Bisping and
Amtsberg (5) and Quinn et al (19).
Figure 1. CAMP (R.equi)
Şekil 1. CAMP (R.equi)
Antibiotic Susceptibility Test
The strain isolated was found sensitive to penicillin,
tetracycline, florfenicol and gentamycine and resistant to
streptomycine,
neomycine,
trimethoprimsulphamethoxazole, amoxicillin and amoxicillin-clavulanic
acid.
Anton test in two rabbits and intraperitoneal
inoculation of two mice with the isolated L.monocytogenes
were carried out for pathogenity testing. For agglutination
with the O spesific antisera of L. monocytogenes, the
standard O spesific antisera were obtained from Refik
Saydam Central Institute of Hygiene (RSHM) and
confirmation of biochemical characters was done with
APIListeria (bioMerieux).
Penicillin (10 IU), tetracycline (30 IU), gentamicin
(10 IU), streptomycine (10 IU), neomycine (10mcg),
florfenicol,
trimethoprim-sulphamethoxazole
(25mcg),
amoxicillin (25mcg), amoxicillin-clavulanic acid (30mcg)
discs were used to determine the antimicrobial susceptibility
of the strain isolated from a chinchilla.
Results
Bacterial isolation
Discussion
L. monocytogenes was isolated from brain and
visceral organ samples of only one chinchilla with
convulsions and a sudden death, but as other chinchillas were
not suitable for microbiological isolation. The bacteria with
narrow zones of beta haemolysis on blood agar were Gramstained and, Gram positive rods and coccobacilli were seen.
The identification was then carried out by the characteristics
given below (Table 1). The strain isolated was CAMP
positive with Staphylococcus aureus but not with
Rhodococcus equi (Figure 1).
. .
23
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
Figure 2. CAMP (S.aureus)
Şekil 2. CAMP (S.aureus)
L.monocytogenes is an ubiquitous facultative
pathogen bacterium (12,17). The bacteria can live in soil,
forage and water, once enters to the host, it can cause the
clinical case expressed as visceral (septicaemic) listeriosis
and neural listeriosis (12,17,19). There has been a strong
agreement among the researchers, in that some of them
reported that chinchillas are one of the highly susceptible
animals to visceral listeriosis (6,14,23,24). L. monocytogenes
was also isolated from chinchillas’ various tissues including
brain (24) and, acute diarrhoea and central nervous
symptoms following a rapid change of feed were observed in
72 of 78 chinchillas with 50% mortality rate (8). In current
ATASEVEN L. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Table 1. Biochemical properties of the strain
isolated from a chincilla.
Characteristic
Listeri monocytogenes isolated from ground Turkey. Journal
od Food Protection, 73 (5): 967-972.
Characteristic
Motility at 22oC
+
Aesculin
+
Growth at 37oC
+
Arabinose
-
CAMP test (S.aureus)*
+
d-xylose
+
CAMP test (R. equi)**
-
Lactose
-
β-haemolysis
+
l-Rhamnose
+
Catalase
+
Maltose
+
Oxidase
-
Mannitol
-
Reduction of nitrate
-
O/F (glucose)
+
Urease
-
Patogenicity for mice
+
H2S
-
Anton test
+
4. Bauer, A.W., Kirby, W.M., Sherris, J.C., Turck,
M. (2001). Antibiotic susceptibility testing by a standardized
single disk method. Am. J. Clin. Pathol., 1966; 45: 493-496.)
5. Bisping W, Amtsberg G (1988). Colour Atlas for
the Diagnosis of Bacterial pathogens in Animals. Paul Parey
Scientific Pub., Hamburg-Germany.
6. Cavill JP (1967). Listeriosis in
(Chinchilla laniger). Vet. Rec., 80: 592-594.
study, L. monocytogenes was isolated from brain and visceral
organ samples of only one chinchilla with convulsions and a
sudden death, but as other chinchillas were not suitable
microbiological isolation. The bacteria with narrow zones of
beta haemolysis on blood agar were Gram-stained and, Gram
positive rods and coccobacilli were seen. The identification
was then carried out by the characteristics given below
(Table 1). Furthermore, clinical signs of chinchillas in this
study are in agreement with previous studies (14,24).
In the present study, the isolated strain was found
sensitive to penicillin, tetracycline, florfenicol and
gentamycine. It was resistant to streptomycine, neomycine,
trimethoprim-sulphamethoxazole,
amoxicillin
and
amoxicillin-clavulanic acid. Gheene et all (1969) reported
that treatment of chinchillas with tetracycline in drinking
water prevented further deaths. Pandurov and Kokosharov
(1982) examined the antimicrobial activitiy on 14 strains of
L.monocytogenes (20). These strains showed good sensitivity
to action of erythromycine, penicillin and kanamycin and,
weaker sensivity
to chloramphenicol, gentamicine,
tetracycline and furazolidon, but resistant to streptomycine
and polymyxin. Ampicillin, rifampicin, or penicillin plus
gentamicin have currently prefered for treatment of
listeriosis (7). L.monocytogenes is an important infectious
agent for animal and human health. Moreover, a few reports
are available on listeriosis in chinchillas worldwide
(6,8,9,24). This study provides a new isolation data of
L.monocytogenes from chinchillas in Turkey.
References
1. Akça D, Şahin M (2011).
Kars yöresi
sığırlarından alınan süt ve vajinal sıvap örneklerinden
Listeria türlerinin araştırılması. Kafkas Üniv.Vet.Fak.Derg.,
17 (6): 987-993.
2. Aras Z, Uçan US (2012). Konya ilinde köpeklerde
listeriozis seroprevalansı. Türk Hij.Den.Biyol.Derg., 69
(1):31-36.
3. Ayaz ND, Erol I (2010). Relation between
serotype distribution and antibiotic resistance profiles of
. .
24
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
chinchillas
7. Conter M, Paludi D, Zanardi E, Ghidini S,
Vergara A, Ianieri A (2009). Characterization of
antimicrobial
resistance
of
foodborne
Listeria
monocytogenes. Int.J.Food Microbiol., 128: 497-500.
8. Furowicz AJ, Broda D, Loczewski P,
Czernomysy-Furowicz D (1989). Therapeutic value of
immunostimulation with Propionibacterium acnes in the
treatment of Listeriosis in chinchilla. Med. Wet., 45: 289291.
9. Ghenne P, Fievez L, Granville A (1969).
Listeriosis of the chinchilla. Ann..Med. Vet., 113: 294-301.
10. Hasökzüz M, Ilgaz A (2000). Marmara
bölgesindeki sağlam koyunların kan serumlarında ELISA
yöntemi ile Listeria monocytogenes’e karşı oluşan
antikorların saptanması ve Listeriozis üzerinde etiyolojikepizootiolojik çalışmalar. İstanbul Üniv.Vet.Fak.Derg., 26
(1): 157-174.
11. Gür M, Esendal ÖM, Akay Ö, Gülcü B (1990).
Koyunların atık fötus’larından Listeria monocytogenes
izolasyonu. KÜKEM Derg., 13(2): 31-35.
12. Korsak D, Borek A, Daniluk S, Grabowska A,
Pappelbaum K (2012). Antimicrobial susceptibilities of
Listeria monocytogenes strains isolated from food and food
processing enviroment in Poland. International J. Food
Microbiol., 158: 203-208.
13. Kök F, Özbey G, Muz A (2007). Aydın İlinde
Satışa Sunulan Fermente Sucukların Mikrobiyolojik
Kalitelerinin İncelenmesi. F.Ü. Sağ. Bil.Vet. Derg.,
21(6):249-252.
14. MacDonald DW, Wilton GS, Howell J, Klavano
GG (1972). Listeria monocytogenes isolations in Alberta
1951-1970. Can. Vet. J., 13 (3): 69-71.
15. Muz A, Ertaş HB, Öngör H, Gülcü HB, Özer H,
Eröksüz H, Dabak M, Başbuğ O, Kalender H (1999).
Elazığ ve çevresinde koyun ve keçilerde abortus olgularının
bakteriyolojik, serolojik ve patolojik olarak incelenmesi. Tr.
J. Vet. Anim. Sci., 23 (1):177-188.
ATASEVEN L. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
16. National Committee for Clinical Laboratory
Standards
(1999)
Performance
standards
for
antimicrobial susceptibility testing; Ninth Informational
Supplement. Document M100-S9. Natl. Committee Clin.
Lab. Stand., Wayne, PA.).
17. Orsi RH, den Bakker HC, Wiedmann M (2011).
Listeria monocytogenes lineages: Genomics, evolution,
ecology, and phenotypic characteristics. Int. J. Med.
Microbiol., 301: 79-96.
18. Öksüztepe G, Güran HŞ, İncili GK, Gül SB
(2011). Elazığ’da Tüketime Sunulan Fermente Sucukların
Mikrobiyolojik Ve Kimyasal Kalitesi. F.Ü.Sağ.Bil.Vet.Derg,
25 (3):107–114.
19. Quinn PJ, Carter ME, Markey BK, Carter GR
(1994). Clinical Veterinary Microbiology.Wolfe Pub., Spain.
20. Pandurov S, Kokosharov T (1982). Sensitivity of
Listeria monocytogenes strains to drugs and disinfectants.
Veterinarnomeditsinski Nauki, 19: 90-95.
21. Phillips I, Casewell M, Cox T, De Groot B, Friis
C, Jones R, Nightingale C, Preston R, Waddell J (2004).
Does the use of antibiotics in food animals pose a risk to
human health? A critical review of published data.
J.Antimicrobial Chem., 23:28-52.
22. Sağun E, Sancak YC, İşleyici Ö, Ekici K (2001).
Van ve çevresi süt ve otlu peynirlerinde Listeria türlerinin
varlığı
ve
yaygınlığı
üzerine
bir
araştırma.
Turk.J.Vet.Anim.Sci., 25:15-19
23. Shalkop WT (1950). Listeria monocytogenes
isolated from chinchillas. J.Am.Vet.Med.Assoc., 116: 447448.
24. Wilkerson MJ, Melendy A, Stauber E (1997). An
outbreak of Listeriosis in a breeding colony of chinchillas. J.
Vet. Diagn. Invest., 9: 320-323.
. .
25
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
..
1
AVKAE Derg. 2012, 2 (2):1-5
Araştırma Makalesi/Research Article
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hatay Bölgesinde Klinik ve Subklinik Mastitisli İneklerden Streptococcus spp.
Etkenlerinin İzolasyonu ve Antibiyotik Duyarlılıklarının Belirlenmesi *
Gülizar Acar1, Ekrem Yılmaz1, Hasan Solmaz2, Zafer Cantekin2
1
2
Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Hatay, Türkiye
Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD, Hatay, Türkiye
Geliş tarihi/Received:13.9.2011, Kabul Tarihi/Acepted: 25.10.2012
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Özet
Bu çalışmada Hatay yöresinde subklinik mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinde Streptococcus spp.
etkenlerinin varlığı ve tür düzeyinde dağılımı ile bu izolatların çeşitli antibiyotiklere duyarlılıklarının belirlenmesi
amaçlandı. Toplam 200 inekten alınan 800 adet süt örneği CMT (California Mastitis Test) ile incelendi. CMT pozitif
bulunan 59 (%7.38) adet meme lobundan aseptik şartlarda alınan süt örnekleri soğuk zincirde laboratuvara getirildi ve
Streptococcus spp. yönünden kültür yöntemiyle incelendi. Örneklerin 17’sinden (%28.81) izole edilen streptokok
kültürlerinin çeşitli antibiyotiklere duyarlılıkları disk difüzyon testi ile belirlendi. İzole edilen etkenlerin 1’i (%5.88)
Streptococcus agalactiae, 8’i (%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (%11.76) Streptococcus uberis ve 6’sı
(%35.29) Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi. Bu etkenlerin %94.1’i
amoksisilin+klavulonik asit’e, %76.4’ü doksisiklin’e, %58.8’i enrofloksasin’e, %52.9’u gentamisin’e, %47’si
penisilin-G’ye, %41.2’si amoksisilin’e, %35.3’ü oksitetrasiklin’e, %23.5’i trimetoprim+sulfametaksazole ve %23.5’i
de eritromisin’e karşı duyarlı bulundu. Proje kapsamında lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin
gelişmesine katkı sağlandı.
Anahtar Kelimeler: Subklinik Mastitis, Sığır, Streptokok
Isolation of Streptococcal Agents from Cattle with Subclinical Mastitis in
Hatay Region and Detection of their Susceptibilities against some Antibiotics
Abstract
This study was aimed detection of Streptococcal agents in cattle with subclinical mastitis in Hatay region and
detection of their susceptibilities against some antibiotics. 800 milk samples collected from total of 200 dairy cows
were examined with CMT (California Mastitis Test). In the CMT examination, 59 (7.38%) milk sample were positive
for subclinical mastitis. Milk samples were taken from lobes of udder found positive with CMT. These samples
analyzed for Streptococcal agents with culture method. Then, antibiotic susceptibility test applied for isolated and
identified Streptococci. In the study, Streptococcus spp. were isolated from 17 (28,81 %) of milk samples. The
isolated agents were identified as Streptococcus agalactiae (5.88%), Streptococcus dysgalactiae (47.05%),
Streptococcus uberis (11.76%) and Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) (35.29%). The susceptibilities to
antibiotics for Streptococci were as follows: 94.1% to amoxicillin+clavulonic acid, 76.4% to doxycycline, 58.8% to
enrofloxacin, 52.9% to gentamycin, 47% to penicillin-G, 41.2% to amoxycillin, 35.3% to oxytetracyclin, 23.5% to
trimethoprim+sulphamethoxazole and 23.5 % to erythromicin.
Key Words: Mastitis, Cattle, Streptococci
------------------------------------------------------------------------------------------- ----------------------------------------------------Giriş
belirlenmesine rağmen, bunlar arasında en önemli
grubun bakteriler olduğu bildirilmiştir. Bakteriyel
etkenler arasında ise mastitisli süt örneklerinden
sıklıkla Staphylococcus spp., Streptococcus spp. ve
Enterobactericeae familyasında bulunan bakterilerin
izole edildikleri vurgulanmıştır (29, 17). Daha seyrek
Mastitis, süt sığırcılık işletmelerinde ekonomik
kayıpların
en
önemli
nedenleri
arasında
gösterilmektedir. Yapılan çalışmalarla 130'dan fazla
mikroorganizmanın
mastitis
etkeni
olarak
*Bu çalışma 2011 yılında TÜBİTAK 2209 kodlu Üniversite öğrencileri yurt içi / yurt dışı araştırma projeleri destekleme programı
kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir.
Yazışma adresi/Correspondance:
[email protected]
Gülizar
Acar,
Mustafa
Kemal
University,
Veterinary
Faculty,
Hatay,
Türkiye
E-mail:
ACAR G. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
olarak da, Mycoplasma spp., Corynebacterium bovis,
Bacillus subtilis, Bacillus cereus, Micrococcus spp.,
Candida albicans, Cryptococcus spp, Nocardia spp.
gibi çeşitli etkenlerin mastitise neden olduğu
bildirilmiştir (4, 5, 13, 25, 26).
Materyal ve Metot
Çalışmada materyal olarak, Hatay ili merkez ve
yakın ilçelerde bulunan süt sığırcılık işletmelerinde
laktasyon periyodunda bulunan 200 adet inekten
alınan 800 adet süt örneği CMT (California Mastitis
Test) ile incelendi. Yapılan analizler ile CMT ile
pozitif bulunan toplam 59 adet meme lobundan aseptik
şartlarda mikrobiyolojik analiz için süt örnekleri alındı
ve soğuk zincirde Mustafa Kemal Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
laboratuvarına getirildi.
Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de farklı
bölgelerde
mastitisli
ineklerden
alınan
süt
örneklerinden yapılan araştırmalarda (3, 8, 13, 25, 26,
28) sıklıkla Staphylococcus aureus, Staphylococcus
spp., Streptococcus spp. ve Enterobactericeae
familyasına ait bakteriler izole ve identifiye edilmiştir.
Streptococcus agalactiae ve Staphylococcus
aureus'un bulaşıcı mastitis etkenleri olduğu, mastitis
olgularında yaygın olarak görüldükleri özellikle de
eller ve süt sağım üniteleri ile yayıldıkları
bilinmektedir. Daha az yaygın olmasına rağmen
çevresel patojenlerin neden olduğu mastitis olgularının
çok önemli olduğu, S. agalactiae'nin dışındaki tüm
streptokokların (özellikle S. uberis), Gram negatif
bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların çevresel
patojen olduğu belirtilmiştir (7, 12, 19, 21, 24).
Yapılan çeşitli çalışmalarda (22, 23, 24) araştırıcılar,
Streptokok türleri içinde S. agalactiae dışındaki diğer
Streptokok türlerinin primer çevresel patojenler
arasında olduğunu belirtmişlerdir.
Laboratuvarda, CMT pozitif süt örneklerinden
(59 adet) Streptococcus spp. izolasyonu amacıyla %7
oranında koyun kanı içeren Kanlı Agar’a ve yine %7
oranında koyun kanı katılarak zenginleştirilmiş
Edward’s Medium’a ekimler yapıldı. Ekim yapılan
besiyerleri 37oC’de 24-72 saat süresince aerobik
koşullarda inkübasyona bırakıldı. Besiyerleri her gün
kontrol edilerek üreyen koloniler Streptococcus spp.
yönünden değerlendirildi. İnkübasyon sonrası Gram
pozitif ve katalaz negatif kok olarak belirlenen
koloniler hemoliz tipi, CAMP Reaksiyonu, Mac
Conkey Agarda üreme ve Eskülin Hidrolizi gibi
özellikleri incelenerek tür düzeyinde identifikasyonları
yapıldı (18). Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemine (6)
göre yapılan antibiyogram testinde; bir gece 37 C’de
Nutrient Buyyonda üretilen suşlardan alınan 0.1 ml
bakteri kültürü Mueller-Hinton Agara yayma tarzında
ekilerek
üzerlerine
gentamisin
(CN-10mcg),
eritromisin (E-15 mcg), trimetoprim/sulfametoksazol
(STX-25 mcg), enrofloksasin (ENR-5 mcg),
amoksisilin (AML-10 mcg), oksitetrasiklin (T-30),
amoksisilin/klavulanik asit (AMC-30 mcg), penisilinG (P-10 mcg) ve doksisiklin (DO-30 mcg) antibiyotik
diskleri yerleştirildi. Antibiyogram test sonuçları
NCCLS (15) kriterlerine göre değerlendirildi.
Çevresel mastitislere neden olan Streptococcus
spp. üyeleri içinde de en önemli türün S. uberis olduğu
ikinci sırada da S. dysgalactiae’nin geldiği bildirilmiş,
bu mikroorganizmaların hayvanın bulunduğu her
yerde özellikle de dışkı, barınaklar, rumen ve memede
bulunabildiği ve mastitis problemlerinde de önemli yer
tuttuğu vurgulanmış, enfeksiyonu önlemede kuru
dönemde tedavinin önemli olduğu vurgulanmıştır (1,
20, 24).
Hatay ve çevresinde mastitis etkenlerinin
belirlenmesine yönelik çalışmalar sıklıkla yapılmış
olmasına rağmen Streptococcus spp. kaynaklı
mastitislere yönelik çalışma ve bilgiler sınırlıdır (10).
Bulaşıcı mastitis etkenlerinin çiftlikten tamamen
elimine edilmesinin zorluğu, çevresel etkenlerin ise
sıklıkla karşılaşılma ihtimallerinden dolayı ve
yaptıkları enfeksiyon ile memede ağır tahribatlar
oluşturmaları, ayrıca yüksek düzeyde ekonomik
kayıplara neden olmaları nedeniyle Streptococcus spp.
kaynaklı mastitisler önem arz etmektedir.
Bulgular
Bu çalışma kapsamında CMT ile subklinik
mastitis yönünden pozitif bulunan toplam 59 adet süt
numunesinden kültür metodu kullanılarak 17 adet
Streptococcus spp. İzole edildi. İzole edilen bu
etkenlerin 1’i (%5.88) Streptococcus agalactiae, 8’i
(%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (%11.76)
Streptococcus uberis ve 6’sı (%35.29) Streptococcus
fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi.
İzole edilen etkenlerin 9’u (%52.9) gentamisin (10
µg), 4’ü (%23.5) eritromisin (15 µg), 10’u (%58.8)
enrofloksasin (5 µg), 6’sı (%35.3) oksiterasiklin (30
µg), 7’si (%41.2) amoksisilin (10 µg), 16’sı (%94.1)
amoksasilin/klavulanik asit (30 µg), 8’i (%47.0)
penisilin
(10
µg),
4’ü
(%23.5)
trimetoprim/sulfametaksazol (25 µg) ve 13’ü (%76.5)
Bu çalışmada, Hatay bölgesinde subklinik
mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinde
Streptococcus spp. etkenlerin varlığı ve tür düzeyinde
dağılımları ile bu izolatların çeşitli antibiyotiklere
duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlandı.
..
2
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
ACAR G. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tablo 1. İzole edilen etkenlerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılık durumları
8’inin (%24.24) S. dysgalactiae ve
15’inin de (%45.45) diğer
streptokok türleri olarak identifiye
9
4
10
6
7
16
8
4
13
Duyarlı (S)
edildiğini bildirmiştir. Ergün ve
1
5
6
5
2
4
Orta Derecede Duyarlı (I)
ark (10), Hatay ve ilçelerinde
CMT ile tarama yaptıkları 160 süt
7
8
1
6
10
1
9
11
Dirençli (R)
ineğinden aldıkları toplam 640
adet sütten CMT pozitif buldukları
Toplam
17 17 17
17
17
17
17 17
17
115 (%71.9) inekten aldıkları 262
CN
(Gentamisin-10
mcg),
E
(Eritromisin-15
mcg),
STX
(%40)
süt
örneğinde
(Trimetoprim/Sulfametoksazol-25 mcg), ENR (Enrofloksasin-5 mcg), AML
mikrobiyolojik
inceleme
(Amoksisilin-10
mcg),
OT
(Oksitetrasiklin-30
mcg),
AMC
yapmışlardır.
Araştırmacılar
(Amoksisilin/Klavulanik asit-30 mcg), P (Penisilin-G -10 mcg), DO (Doksisiklin 30 mcg)
örneklerin 200’ünden (%76.3)
toplam 230 adet etken izole ve
identifiye ettiklerini ve bu
izolatların da 55’inin (%23.91)
Streptococcus spp.
olduğunu
bildirmişlerdir.
Araştırıcılar
çalışmalarında bu Streptococcus
spp. izolatlarının 26’sını (%47.27)
S. uberis, 15’ini (%27.27) S.
agalactiae, 8’ini (%14.54) S.
dysgalactiae ve 6’sını (%10.90) S.
Grafik 1. İzole Edilen Etkenlerin Çeşitli Antibiyotiklere Karşı Duyarlılıkları.
fecalis olarak identifiye ettiklerini
de doksisiklin (30 µg)’e duyarlı bulundu (Tablo 1 ve
bildirmişlerdir. Tel ve ark (27), 250 sağmal inekte
Grafik 1).
1000 meme lobunu CMT ile muayene ettiklerini, CMT
pozitif buldukları 181 (%72.4) inekten alınan 332
Tartışma ve Sonuç
(%33.2) adet süt örneğinin mikrobiyolojik olarak
Mastitis, süt sığırı yetiştiriciliğinde ekonomik
incelenmesi sonucunda 258’inden (%77.7) aerobik
kayıpların en önemli nedenlerindendir. Bakteriyel
mikroorganizma izole ederken bunların 23’ünün
etkenler bulaşıcı ve çevresel kaynaklı mastitis
(%8.9) Streptococcus spp. olduğunu bildirmişlerdir.
etkenleri olarak değerlendirilmektedir (16). S.
Benzer şekilde Macun ve ark. (14), Kırıkkale ilinde
dysgalactiae ve S. uberis başta olmak üzere S.
yaptıkları bir çalışmada 629 sağmal inekten alınan
parauberis ve S. fecalis gibi Streptococcus spp.’nin
2516 adet süt örneğinde CMT ile pozitif bulunan 342
üyesi olan Streptokoklar çevresel mastitis etkenleri
(%54.37) inekten alınan 836 (%33.23) adet süt
olarak değerlendirilmektedir. Özellikle S. agalactiae,
örneğinin
mikrobiyolojik
olarak
incelenmesi
Staphylococcus aureus’tan sonra en önemli bulaşıcı
sonucunda 213’ünde (%25.47) etken izole ettiklerini,
mastitis etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
izole edilen etkenlerin 22 adedinin (%10.32)
Streptococcus spp. olduğunu ve bunlarında 4’ünün
Ekin ve Gürtürk (8), yaptıkları araştırmada 1.100
(%18.18) S. agalactiae ve 18’inin (%81.81)
adet sağmal inekten aldıkları süt örneklerini CMT ile
Streptococcus uberis olduğunu bildirmişlerdir.
subklinik mastitis yönünden değerlendirmişler ve 200
CN
E
ENR OT AML AMC
(%4.54) adet süt örneğinin pozitif olduğunu
belirlemişlerdir. Araştırmacılar bu süt numunelerinden
yaptıkları kültür işlemi sonucunda 92 (%38.5) adet
Streptococcus spp. izole ettiklerini bildirmişlerdir.
Gürtürk ve ark (11), Van ili ve çevresinde ineklerde
subklinik mastitisli inek sütlerinden yaptıkları bir
çalışmada 200 adet süt örneğinden izole edilen 162
etken arasında 59’unun (%23.1) Streptecoccus spp.
olduğunu bildirmişlerdir. Trakya bölgesinde yapılan
bir çalışmada ise Ak (2), 77 adet CMT pozitif sığır süt
örneğinden 105 etken izole ettiğini bildirmiştir.
Araştırıcı, izole ettiği etkenlerin 42 (%40) tanesinin
Streptococcus spp. olduğunu ve bunların 9’unun
(%27.27) S. agalactiae, 10’unun (%30.30) S. uberis,
SXT DO
Bu çalışmada 200 adet inekten alınan 800 süt
örneği CMT ile incelendi. CMT pozitif olarak
belirlenen toplam 59 (%7.38) süt örneğinin 17’sinden
(%28.81) Streptococcus spp. izolasyonu yapıldı. Bu
izolatların 1’i (%5.88) Streptococcus agalactiae, 8’i
(%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (% 11,76)
Streptococcus uberis ve 6’sı (%35.29) Streptococcus
fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi.
Bu çalışmada bulunan Streptococcus spp.
izolasyon oranı (%28.81) Ak (2), ve Ekin ve Gürtürk
(8) tarafından bildirilen izolasyon oranından düşük
bulunurken, Gürtürk ve ark (11), Ergün ve ark (10),
Macun ve ark (14) ve Tel ve ark (27), tarafından
..
3
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
P
ACAR G. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
streptokok türlerinin daha fazla izole edilmesi özellikle
ahır ve sağım hijyeni konusunda eksikliklerin olduğunu
düşündürmektedir. Yapılan bu çalışma ile bölgemizde
Streptococcus spp. kaynaklı mastitisler hakkında
önemli veriler elde edildiği ve bu verilerin ileride
yapılacak çalışmalara önemli düzeyde katkı
sağlayacağı düşünüldü. Ayrıca elde edilen veriler
ışığında bölgemizde yetiştiricilere sağım hijyeni ve
mastitisten korunma yöntemleri konusunda eğitimlerin
verilmesinin yararlı olacağı kanısında varıldı. Proje
kapsamında ayrıca lisans öğrencilerinin akademik bilgi
ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.
yapılan çalışmalara göre yüksek bulundu. Ayrıca bu
çalışmada diğer çalışmalara (2, 10, 11, 14, 27) benzer
şekilde bulaşıcı mastitis etkeni olan S. agalactiae’nin
izolasyon oranı (%5.88), çevresel mastitis etkeni
olarak gösterilen diğer Streptococcus spp. üyelerinin
izolasyon oranına göre oldukça düşük bulundu.
Ekin ve ark (9). sığır ve insan orijinli Grup B
Streptokok (GBS)’ların çeşitli antibiyotiklere karşı
duyarlılıklarını karşılaştırdıkları bir çalışmalarında
sığır sütlerinden izole ettikleri 55 GBS suşunun
%9.09’unun penisilin G’ye dirençli ve %20’sinin orta
derecede dirençli, %40’ının makrolid ve/veya
linkozamid’e
dirençli
ve
%18.18’inin
de
oksitetrasiklin’e
karşı
dirençli
olduğunu
bildirmişlerdir. Tel ve ark (27), çalışmalarında izole
ettikleri 23 adet Streptococcus spp. izolatının
%4.3’ünü novobiyosin’e, %26.1’ini ampisilin’e,
%56.6’sını amoksisilin’e, %69.6’sını eritromisin’e,
%47.9’unu trimetoprim/sulfametaksazol’e, %39.1’ini
tetrasiklin’e, %13’ünü gentamisine ve %4.3’ünü de
streptomisine karşı duyarlı bulduklarını bildirmişlerdir.
Macun ve ark (14), ise 22 adet Streptococcus spp.
izolatının
%90.90’ını
sefoksitin’e,
%90.90’ı
penisilin’e, %95.45’ini sefaleksin’e, %63.63’ünü
kloksasilin’e, %95.45’ini amoksisiline, %90.90’ını
sefaperazon’a, %95.45’ini gentamisin’e, %95.45’ini
neomisin’e, %77.27’sini eritromisin’e, %90.90’ını
spiramisin’e, %86.36’sını enrofloksasin’e, %90.90’ını
danofloksasin’e ve %81.81’ini de tetrasiklin’e karşı
duyarlı bulmuşlardır.
Kaynaklar
1. Abdella M, (1996). Bacterial causes of bovine
mastitis in Wondogenet, Ethiopia. Zbl.Vet.Med (B),
43 (6): 379- 384.
2. Ak S, (2000). Trakya Yöresinde Sığır Mastitislerinden
Sorumlu Bulaşıcı ve Çevresel Bakteriyel Etkenler ve
Antibiyotiklere Duyarlılıkları. İstanbul Üniv Vet Fak
Derg 26(2), 353-365.
3. Alaçam E, Tekeli T, Sezen Y, Erganiş, O (1986). Sütçü
ineklerin subklinik mastitislerinde cefoperazonun
etkisi üzerinde çalışmalar. Selçuk Üniv Vet Fak Derg
2: 65-74.
4. Arda M, İstanbulluoğlu E, (1979). Mastitislere neden
olan aerob, anaerob ve mantarların izolasyonu,
identifikasyonu, bunlara karşı etkili olan antibiyotik ve
fungisitlerin saptanması. Ankara Üniv Vet Fak Derg.
26: 14-29.
5. Ateş M, Erganiş 0, Çorlu M, Serpek B, (1991). Konya
yöresindeki mastitisli ineklerden elde edilen süt
örneklerinin mikrobiyel florası ve LDH aktivitesi. Tr J
Vet Anim Sci. 16: 19-29.
6. Bauer AU, Kirby WM, Sherris JC, Tack M, (1966).
Antibiotic susceptibility testing by a standardized
single disc method. J. Clin. Pathol. 45: 493-494.
7. Costa EO, Ribeiro AR, Watanabe ET, Melville PA,
(1998).
Infectious bovine mastitis caused by
environmental organism. Zbl. Vet. Med (B), 45(2): 6571.
8. Ekin İH, Gürtürk K (1998) .İneklerde subklinik
mastitis olgularından izole edilen streptokokların
serogruplandırılması ve çeşitli biyokimyasal özellikleri
üzerine araştırmalar, YYÜ Sağ Bil Ens Derg, 4 (1-2),
21-27.
9. Ekin IH, Gürtürk K,
, Cölcimen N, Babacan
F, (2011). The investigation of in vitro antimicrobial
susceptibility of bovine and human group B
streptococci. YYÜ. Vet Fak Derg, 22 (1), 5-9.
10. Ergün Y, Aslantas, O, Dogruer G, Cantekin Z,
(2004). Hatay ilindeki aile tipi süt sığırcılığı
isletmelerinde subklinik mastitislerin epidemiyolojisi.
Veteriner Bilimleri Dergisi 20 (4): 25-28.
Bu çalışmada izole edilen etkenlerin %52.9’u
gentamisin,
%23.5’i
eritromisin,
%58.8’i
enrofloksasin, %35.3’ü oksiterasiklin, %41.2’si
amoksasilin, %94.1’i amoksisilin/klavulanik asit,
%47’si
penisilin-G,
%23.5’i
trimetoprim/sulfametaksazol
ve
%76.5’i
de
doksisiklin’e duyarlı bulundu. Antibiyotik duyarlılık
oranları diğer çalışmalar ile benzerlik göstermektedir.
Araştırmada eritromisin, trimetoprim/sulfametaksazol
ve penisilin grubu antibiyotiklere karşı önemli oranda
direnç belirlenmesinin bu antibiyotiklerin sahada
yaygın olarak kullanılmasından kaynaklandığı
düşünülmektedir. İzole edilen etkenler arasında en çok
duyarlılığın ise amoksisilin/klavulanik asit ve
doksisiklin’e
karşı
bulunmasının
özellikle
amoksisilin/klavulanik asit kombinasyonunun beta
laktamaz inhibitörü içermesinden ve doksisiklin’in ise
yaygın olarak kullanılmamasından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Çalışma sonucunda subklinik mastitis olgularının
%28.81’inden Streptococcus spp. izole edilmesi ile
streptokokların mastitis etkenleri arasında önemli bir
paya sahip olduğu görüldü. Ayrıca çevresel mastitis
etkenleri olarak bilinen S. agalactiae dışındaki diğer
..
4
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
ACAR G. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
21. Sicho W M, Heider LE, Miller GY, Moore, DA,
(1993). Prevalence of contagious pathogens of bovine
mastitis and use of mastitis control practices. J.
Am.Vet. Med. Assoc. 202(4): 595- 600.
22. Smith KL and Hogan JS, (1992). Control of
environmental mastitis. In: Proc. Atti International
Symposium on Bovine Mastitis. Universita Degli Studi
di Milano, Milan. 37- 52.
23. Smith KL and Hogan JS, (1993). Environmental
mastitis. Vet. Clin. North. Am. Food Anim. Pract.
9(3): 489- 498.
24. Smith KL, Todhunter DA, Schoenberger PS,
(1985). Environmental mastitis: cause, prevalence,
prevention. J. Dairy. Sci. 68(6): 1531- 1553.
25. Şahin M, Çolak A, Otlu S, Aydın F, Genç O, Güler
MA, Oral H, (1997). Kars yöresi ithal simental
ineklerde subklinik ve klinik mastitislerin görülme
oranı ve etkili antibiyotiklerin belirlenmesi. Kafkas
Üniv Vet Fak Derg. 3: 49-55.
26. Tekeli T, Baysal T, Gökçay Y, (1985). İneklerde
subklinik mastitislerin kuru dönemde penisilinstreptomisin kombinasyonuyla sağıtımı üzerine
araştırmalar. Selçuk Üniv Vet Fak Derg. 1: 71-79.
27. Tel OY, Keskin O, Zonturlu AK, Arserim Kaya
NB, (2009). Şanlıurfa yöresinde subklinik mastitislerin
gorulme oranı, aerobik bakteri izolasyonu ve duyarlı
antibiyotiklerin belirlenmesi. FÜ Sağ Bil Vet Derg,
23(2): 101-106.
28. Türütoğlu H, Ateşoğlu A, Salihoğlu H, Öztürk M,
(1995). Marmara bölgesi süt ineklerinde mastitise
neden olan aerobik etkenler. Pendik Vet Mikrobiyol
Derg. 26: 125-137.
29. Watts JL, Salmon SA, Yancey RJ, Nickerson SC,
Weaver LJ, Holmberg C, Pankey JW, Fox
LK,(1995).
Antimicrobial susceptibility of
microorgansms isolated from the mammary glands of
dairy heifers. J Dairy Sci. 78: 1637-1648.
11. Gürtürk K, Boynukara B, Ekin İH ve Gülhan T,
(1998). Van ve Yöresindeki İneklerde Subklinik
Mastitisin Etiyolojisi Üzerine Bir Çalışma. Y.Y.Ü. Vet
Fak. Derg. 9(1-2).1-4.
12. Keefe GP, (1997). Streptococcus agalactiae mastitis:
a review. Can.Vet. J., 38(7): 429- 437.
13. Kuyucuoğlu Y, Uçar M (2001). Afyon bölgesi süt
ineklerinde subklinik ve klinik mastitislerin görülme
oranları ve etkili antibiyotiklerin tespiti. Vet Hek
Mikrobiyol Derg. 1: 19-24.
14. Macun HC, Pir Yağcı İ, Ünal N, Kalender H,
Sakarya F, Yıldırım M, (2011). Kırıkkale'de
Belirlenen Subklinik Mastitisli İneklerde Etken
İzolasyonu ve Antibiyotik Direnç Durumu., Erciyes
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 2011, 8(2):
83-89.
15. NCCLS (2003). National Committee for Clinical
Laboratory Standards: Performance standards for
antimicrobial susceptibility testing. Eighth Edition,
NCCLS document M2-A8Volume 23 No 1.
16. NMC, (1996). Current Concept of Bovine Mastitis.
The National Mastitis Council. West Medison.
17. Pitkala A, Haveri M, Pyorala S, Myllys V,
Honkanen-Buzalski T, (2004). Bovine mastitis in
Finland 2001-prevalence, distrubution of bacteria,
and antimicrobial resistance. J Dairy Sci; 87: 24332441.
18. Quinn PJ, Carter ME, Markey BK, Carter G R,
(1994). Clinical Veterinary Microbiology. MosbyYear Book Europe Limited, Lynton House, London
WC1H9LB, England. s.: 209-236.
19. Sargeant, JM, Scott HM, Leslie, KE, Ireland M.J,
Bashiri A, (1998). Clinical mastitis in dairy cattle in
Ontario: frequency of occurence and bacteriological
isolates. Can. Vet. J. 39 (4): 240.
20. Shpigel NY, Winkler M, Ziv G, Saran A, (1998).
Clinical, bacteriological and epidemiological aspects
of clinical mastitis in Israeli dairy herds. Prev. Vet.
Med. 35(1): 1- 9.
..
5
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
. .
10
AVKAE Derg. 2012, 2 (2): 10-14
Araştırma Makalesi/Research Article
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hatay Yöresinde Kesimhanede Kesilen Sığır Akciğerlerinden Pasteurella
multocida ve Mannheimia haemolytica İzolasyonu ve Antibiyotiklere
Duyarlılığı *
Hakan ÜLKER1, Dilan KÜÇÜK1, Zafer CANTEKİN2, Hasan SOLMAZ2
1
2
Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Hatay, Türkiye
Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD, Hatay, Türkiye
Geliş tarihi/Received:11.9.2012, Kabul Tarihi/Acepted: 24.10.2012
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Özet
Bu çalışmada, sığır akciğer örneklerinden Pasteurella multocida ve Mannheimia haemolytica izolasyonu ve bu
izolatların antibiyotiklere karşı duyarlılıkları belirlendi. Bu amaçla, Antakya’da (Hatay) kesimhanede kesilen sığırlardan
alınan akciğerlerde bakteriyolojik incelemeler yapıldı. İzole edilen etkenlerin identifikasyonu PZR ile teyit edildi ve
identifiye edilen kültürlerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıkları araştırıldı. Çalışmada, 122 akciğer örneğinden 3
(%2.45) adet P. multocida izole edildi, ancak M. haemolytica ise izole edilmedi. İzole edilen P. multocida suşları
amoksisilin, amoksisilin + klavulanik asit, trimethoprim + sulfametoksazol, enrofloksasin ve penisilin-G’ye %100,
eritromisin, oksitetrasiklin ve gentamisine de %66 oranında duyarlı bulundu. Çalışma kapsamında lisans öğrencilerinin
akademik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.
Anahtar Kelimeler: Akciğer, Antibiyotik Duyarlılığı, Mannheimia haemolytica, Pasteurella multocida
Isolation of Pasteurella multocida and Mannheimia haemolytica from Slaughtered Bovine
Lung in Hatay Region and Detection of Their Antibiotic Susceptibilities
Abstract
In this study Pasteurella multocida and Mannheimia haemolytica were isolated from cattle lung samples and
their susceptibilities were detected to some antibiotics. These bacteria were isolated and identified from slaughtered
cow’s lung in Hatay Region. The identification of microorganisms was confirmed by PCR. Antibiotic susceptibilities of
identified organisms were determined against different antibiotic groups. In the study, P. multocida were isolated from
3 (2.45%) of 122 Lung samples, but M. haemolytica was not isolated. The susceptibilities to antibiotics for P. multocida
were as follow: 100% to amoxycillin, amoxicillin+clavulonic acid, trimethoprim+sulphamethoxazole, enrofloxacin and
penicillin-G; 66% to erythromicin, oxytetracyclin and gentamycin. Isolation rate and detection of antibiotic
susceptibility of these organisms will provide useful knowledge for treatment of disease. And also, this Project attribute
to academic knowledge and skills of students in this project.
Key Words: Lung, Antibiotic Susceptibilities, Mannheimia haemolytica, Pasteurella multocida
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ------------------Giriş
Solunum sistemi hastalıkları sığır, koyun ve keçi
gibi hayvanlarda sıklıkla görülmekte, ülkemizde ve dünya
önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır.
Pasteurellaceae familyasının çoğu üyesi memeli
hayvanlar ve kanatlı hayvanlarda üst solunum yolu ve alt
genital kanal mukozasının normal florasında bulunurlar
ve fırsatçı patojenler olarak bilinirler. P. multocida
hayvanlarda major patojenler arasında gösterilirken, M.
haemolytica potansiyel hayvan patojeni olarak
gösterilmiştir (2, 5). P. multocida’nın sığırlarda hemorajik
septisemi, pnömoni, meningoensefalitis ve mastitis (20),
domuzlarda atrofik rinit ve pnömoni, koyunlarda pnömoni
ve laboratuvar hayvanlarında da benzer enfeksiyonlara
neden olduğu bildirilmiştir (1, 2, 3). M. haemolytica’nın
ise koyun ve kuzularda pnömoni ve septisemilere,
sığırlarda ise pnömonilere neden olduğu belirlenmiştir (1,
7). P. multocida ve M. haemolytica’ya bağlı oluşan
enfeksiyonlar sporadik olarak seyredebileceği gibi,
koyunlarda salgınlar rapor edilmiştir (1, 15).
Pastörella enfeksiyonlarının tanısı, klinik bulgular
ve mikroorganizmanın izolasyonuna dayanır. Hastalığın
etkeni olan mikroorganizmanın izolasyonu antibiyotik
duyarlılıklarının belirlenmesi için de gereklidir
* Bu çalışma 2011 yılında TÜBİTAK 2209 kodlu Üniversite öğrencileri yurt içi / yurt dışı araştırma projeleri destekleme programı
kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir.
Yazışma adresi/Correspondance: Sorumlu yazar: Zafer CANTEKİN, Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD,
Hatay, Türkiye, E-mail: E-mail: [email protected]
ÜLKER H. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(19). Ancak klasik kültür metodunun zaman alması ve
etkenin kesin identifikasyonu amacıyla hayvan
deneylerine ihtiyaç duyulması nedeniyle hızlı ve güvenilir
bir teknik olarak identifikasyona yardımcı olması
amacıyla moleküler yöntemlerin de kullanımı önerilmiştir
(23). Çeşitli çalışmalarda bu teknikliklerin hem izole
edilen etkenlerin teyidinde hem de direkt klinik
materyallerde başarıyla kullanıldığı bildirilmiştir (6, 12,
17).
Çiftlik hayvanlarında sıklıkla hastalık yapmalarına
ve önemli düzeyde ekonomik kayıplara yol açmalarına
rağmen Hatay Yöresinde konuyla ilgili olarak yapılmış
bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışma ile kesimhane
de kesilen sığırların pnömoni belirtili akciğer
örneklerinden P. multocida ve M. haemolytica
izolasyonları yapılması ve izole edilen bu etkenlerin
çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıklarının belirlenmesi
amaçlanmıştır.
Materyal ve Metot
Bu çalışmada Antakya ilinde bulunan özel bir
işletmeye ait kesimhane haftalık olarak ziyaret edilerek
toplam 122 adet pnömoni belirtili sığır akciğer örneği
toplandı. Akciğerler soğuk zincirde Mustafa Kemal
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim
Dalı laboratuvarına getirildi. Akciğer örneklerinden
bakteriyolojik kültür amacıyla %7 koyun kanı katılarak
zenginleştirilmiş Kanlı Agar’a ekimler yapıldı.
Besiyerleri 37oC’de aerobik ortamda 24-48 saat süre ile
inkübe edildi. Kanlı Agarda üreyen bakterilerin koloni
morfolojileri, hemoliz özellikleri, Gram boyama, oksidaz,
katalaz, indol ve Mac Conkey Agarda üreme gibi
özellikleri
incelenerek standart
metotlara
göre
identifikasyonları yapıldı (19, 11).
Konvansiyonel biyokimyasal testler kullanılarak
identifiye edilen bu etkenlerin teyidi amacıyla kaynatma
yöntemi kullanılarak etkenlerden DNA ektraksiyonu
yapıldı. Bu amaçla, Triptic Soy Agar’da inkübe edilen 24
saatlik kültürlerden 1-2 koloni öze yardımıyla alınıp 100
µl steril distile suda süspanse edildi. Bakteri süspansiyonu
içeren 200 µl’lik plastik tüpler Thermal cycler (Techne
Genius TC 312) içine yerleştirildi. Bu şekilde 99ºC’de 10
dakika tutularak 1 siklus tamamlatıldı. Daha sonra ise
1000 devirde 2 dakika santrifüj edilip analizde
kullanılacak DNA kalıbı elde edildi. Bu solüsyondan 5µl
alınarak PZR karışımında kalıp DNA olarak kullanıldı
(13).
İzolasyonu ve identifikasyonu yapılan etkenlerin
teyidi amacıyla PZR işlemi yapıldı. Pasteurella multocida
için Townsend ve ark. (22) tarafından uygulanan
protokolle KMT-1SP6 5′- ATC CCG CTA TTT ACC
CAG TGC -3′ ve KMT1T1 5′- GCT GTA AAC GAA
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
. .
11
CTC GCC AC -3′ primerleri kullanılarak, Mannheimia
haemolytica için ise Ryan ve Lo (21) tarafından önerilen
protokole göre Rpt2 5′- GTT TGT AAG ATA TCC CAT
TT-3′ ve Rpt2 rev 5′- CGT TTT CCA CTT GCG TGA-3′
primerleri kullanılarak PZR karışımları hazırlandı (Tablo
1).
Tablo 1. Polimeraz Zincir Reaksiyonunda Kullanılan
Karışımlar
Karışım bileşenleri
Pasteurella
Mannheimia
multocida
haemolytica
10XPZR Buffer
2.5 µl
2.5 µl
dNTP karışımı
0.5 µl
0.5 µl
Primer F
0.2 µl
0.2 µl
Primer R
0.2 µl
0.2 µl
MgCl2
2 µl
2 µl
Taq polimeraz
0.2 µl
0.2 µl
Distile Su
14.4 µl
14.4 µl
Template DNA
5 µl
5 µl
TOPLAM
25 µl
25 µl
Amplifikasyon
460 bp
1022 bp
Ürünü(bp)
Amplifikasyon işlemi araştırıcılar (21, 22)
tarafından önerilen prosedüre göre gerçekleştirildi(Tablo
2).
Tablo2. PZR Amplifikasyon Koşulları
Amplifikasyon
Pasteurella
koşulları
multocida
Ön Denatürasyon
95 C’de 5
dakika
Denatürasyon
94 C’de 30
saniye
Bağlanma
55 C’de 30
saniye
Uzama
72 C’de 30
saniye
Siklus Sayısı
30 siklus
Son uzama
72 C’de 5
dakika
Mannheimia
haemolytica
95 C’de 5 dakika
94 C’de 1 dakika
48 C’de 1 dakika
72 C’de 30 saniye
30 siklus
72 C’de 5
dakika
Yapılan amplifikasyon işleminden sonra PZR
ürünlerinin değerlendirilmesi amacıyla %1.5’lik Agaroz
jel kullanıldı. Yüklenen PZR ürünleri agaroz jel
elektroforezinde 180 V’da 60 dakika boyunca koşturuldu.
Çıkan sonuçlar ultraviyole ışık altında incelenerek
fotoğrafları çekildi. Değerlendirmede, marker (Vivantis,
100 bp plus) kullanıldı. P. multocida için 460 bp’lik, M.
haemolytica için ise 1022 bp’lik bandlar araştırıldı.
İzole edilen etkenlerin antibiyotik duyarlılıkları
Kirby-Bauer Disk Difüzyon yöntemi kullanılarak yapıldı (4).
Buna göre, bir gece 37 C’de Nutrient Buyyonda üretilen
suşlardan 0.1 ml Mueller-Hinton Agara yayma tarzında
ekilerek, üzerlerine gentamisin (CN-10mcg), eritromisin (E15 mcg), trimetoprim/sulfametoksazol (STX-25 mcg),
enrofloksasin (ENR-5 mcg), amoksisilin (AML-10 mcg),
oksitetrasiklin (T-30), amoksisilin/klavulanik asit (AMC-30
mcg), penisilin-G (P-10 mcg) ve doksisiklin (DO-30 mcg)
antibiyotik diskleri yerleştirildi. Besi yerleri 37 C’de 24 saat
inkübe edildikten sonra etkenlerin bu antibiyotiklere
ÜLKER H. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
duyarlılık/dirençlilikleri antibiyotik diskleri etrafında oluşan
inhibisyon zonların çapları ölçülerek değerlendirildi (14).
Bulgular
Çalışmada, 122 akciğer örneğinden 3 (% 2,45) P.
multocida izole ve identifiye edildi, ancak örneklerin hiç
birinden M. haemolytica izole edilmedi. İzole edilen P.
multocida suşlarının identifikasyonları spesifik primerler
kullanılarak PZR analizi ile teyit edildi (Resim 1).
Resim 1: M: VC 100bp Plus DNA Ladder , PK: P.
multocida Pozitif Kontrol, 1, 2, 3: P. multocida olarak
identifiye edilen örneklere ait bandlar, NK: Negatif
Kontrol
P. multocida izolatlarının antibiyotik duyarlılıkları
amoksisilin,
amoksisilin+klavulonik
asit,
trimetoprim+sulfametoksazol, doksisiklin, enrofloksasin ve
penisilin-G’ye %100, eritromisin, oksitetrasiklin ve
gentamisin’e %66 olarak belirlendi (Tablo 3).
Tablo 3. P. multocida İzolatlarının
Duyarlılıkları
R (%) İ (%) S (%)
Antibiyotik
33
66
CN
33
66
E
SXT
ENR
-
-
100
100
AML
-
-
100
OT
33
-
66
AMC
-
-
100
P
-
-
100
DO
-
Antibiyotik
100
(R; Dirençli, S; Duyarlı, İ; Orta derecede duyarlı, CN
(Gentamisin-10 mcg), E (Eritromisin-15 mcg), STX
(Trimetoprim/Sulfametoksazol-25
mcg),
ENR
(Enrofloksasin-5 mcg), AML (Amoksisilin-10 mcg), OT
(Oksitetrasiklin-30 mcg), AMC (Amoksisilin/Klavulanik
asit-30 mcg), P (Penisilin-G -10 mcg), DO (Doksisiklin -30
mcg)
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
. .
12
Tartışma ve Sonuç
Pasteurellaceae familyasında yer alan P. multocida ve
M. haemolytica, hayvanların üst solunum kanalı mukozasının
mikrobiyal flora üyeleridirler. Ancak çevresel stres faktörleri
ve çeşitli mikroorganizmalar tarafından oluşturulan
infeksiyon durumlarında fırsatçı patojenler olarak hastalık
yaparlar ve şartlara bağlı olarak şiddetli hastalık tablolarına
ve salgınlara neden olabilirler. Oluşturdukları bireysel veya
sürü bazında hastalık tabloları ile önemli ekonomik kayıplara
neden olurlar. Hastalıkların tedavisinde bilinçsiz antibiyotik
kullanımının fazla olmasına bağlı olarak son yıllarda artan
oranda antibiyotik direnç sorunu ile karşılaşılmaktadır (9, 12,
16, 22). Antibiyotiklere karşı direnç gelişimi nedeniyle
tedavi güçleşmekte, tedavi süresi uzamakta ve oluşan
ekonomik kaybın boyutu artmaktadır. Bu çalışmada
kesimhaneden alınan pnömoni belirtili sığır akciğer
örneklerinden yapılan bakteriyolojik incelemeler ile 122 adet
örneğin 3’ünden (% 2.45) P. multocida izole edildi, ancak
örneklerin hiç birinden M. haemolytica izole edilmedi. İzole
edilen P. multocida suşlarının identifikasyonları spesifik
primerler kullanılarak PZR analizi ile teyit edildi.
Gürbüz ve Şahin (9) yaptıkları çalışmada 125 adet
sığır akciğer örneğinin 32’sinden (%26) M. haemolytica
izole ettiklerini bildirmişlerdir. Öztürk ve Çorlu (18) 150
adet koyun akciğer örneğinin 15’inden (%10) M. haemolitica
ve 2’sinden (%1.33) P. multocida izole ettiklerini rapor
etmişlerdir. Araştırmacılar izole ettikleri suşlarda
amoksisilin+klavulanik
asit’e,
enrofloksasin’e
ve
florfenikol’e %100 oranında duyarlılık saptadıklarını ve
bunun
ardından
ampisilin’e,
danofloksasin’e
ve
furazolidon’a %94.11 düzeyinde ve oksitetrasiklin’e %88.23
oranında izolatları duyarlı bulduklarını bildirmişlerdir. Önat
ve ark (16), ise 47 adet Holstein ırkı sığırdan aldıkları burun
svab örneklerinden 5 (%10.63) adet M. haemolytica, 27
(%57.44) adet P. multocida izole ettiklerini bildirmişlerdir.
Araştırıcılar bu çalışmada izole ettikleri Pasteurella
multocida izolatlarının florfenikol’e %100, enrofloksasin’e
%85.1, sulfametoksazol/trimetoprim’e %80, eritromisin’e
(%92.6) ve ampisilin’e %80 oranında duyarlı olduklarını
belirlemişlerdir.
Kaoud ve ark (10), Mısırda sığır akciğer örneklerinde
yaptıkları çalışmada M. haemolytica’yı %3.6 oranında izole
ettiklerini bildirmişlerdir. Gabinaitiene ve ark (8),
Mycoplasma bovis infeksiyonu bulunan sığırların %5.7’sinde
P. multocida ve %2.9’unda M. haemolitica izole ettiklerini
rapor etmişlerdir. Kumar ve ark (12) ise 38 adet sığır orjinli,
34 adet manda orjinli ve 28 adet koyun orjinli olmak üzere
toplam 100 adet P. multocida izolatı ve 17 farklı antibiyotik
kullanarak yaptıkları çalışmada %94 duyarlılık oranı ile en
etkin antibiyotiğin enrofloksasin olduğunu ve bunu %93 ile
ofloksasin, %93 ile kloramfenikol, %89 ile doksisiklin, %86
ile tetrasiklin ve %84’lük duyarlılık oranıyla ciprofloksasinin
takip ettiğini bildirmişlerdir.
ÜLKER H. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yapılan bu çalışmada M. haemolytica izolasyonu
olmazken, 122 adet örneğin 3’ünden (%2.45) P. multocida
izole edilmiştir. Elde edilen bu izolasyon oranları diğer
çalışmalar ile karşılaştırıldığında düşüktür. Bu durum
bölgesel farklılıklardan kaynaklanabileceği gibi özellikle
iklim olanaklarına da bağlı olarak Hatay’da yarı açık
besiciliğin yaygın yapılmasından kaynaklanabileceği
düşünülmüştür. Ayrıca Hatay’da sığır kesiminin yaygın
olarak mahalli kasaplarda yapılmasından dolayı kesimhanede
hayvan kesiminin nispeten az olması materyal elde
edilmesinde güçlüklere neden olmuştur.
bovis and bacterial pathogens in the bovine respiratory
tract. Veterinarni Medicina. 56 (1): 28–34.
9)
Gürbüz A ve Şahin M, (2003) Sığır ve Koyunlara
ait Pnömonili Akciğerlerden Pasteurella Haemolytica’nın
İzolasyonu,
İdentifikasyonu,
Biyotiplendirilmesi
ve
Antibiyotiklere Olan Duyarlılıklarının Belirlenmesi. Kafkas
Üniv Vet Fak Derg. 9(2): 169-175.
10)
Kaoud H, El-Dahshan AR, Zaki MM, Nasr SA,
(2010) Occurrence of Mannheimia haemolytica and
Pasteurella trehalosi Among Ruminants in Egypt. New York
Science Journal. 3(5): 135-141.
Bu çalışmada izole edilen P. multocida izolatlarında
çeşitli antibiyotik gruplarını içeren diskler ile yapılan
antibiyotik duyarlılık testleri ile diğer çalışmalarla benzer bir
şekilde enrofloksasin başta olmak üzere kinolon grubu,
amoksisilin+klavulanik asit başta olmak üzere penisilin
grubu antibiyotiklere karşı yüksek oranda duyarlılık
belirlenmiştir.
11)
Koneman EW, Allen SD, Janda WM,
Schreckenberger PC, Winn WC, (1997) Color Atlas and
Textbook of Diagnostic Microbiology, fifth edition,
Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia.
Alınan örneklerden etken izolasyonu amacıyla
kullanılan klasik kültür yöntemi ile PZR sonucu alınan
sonuçlar birbirini teyit etti. Bu sonuçlar direkt etkene yönelik
incelemelerde klasik yöntemlere alternatif olarak PZR’nin de
kullanılabileceğini göstermektedir. Proje kapsamında ayrıca
lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin
gelişmesine katkı sağlandı.
Kaynaklar
1)
Adlam C, Rutter JM, (1989). Pasteurella
and Pasteurellosis, Academic Press Inc, NewYork.
2)
Aydın N, Paracıkoğlu J, (2006).
Veteriner Mikrobiyoloji, İlke-Emek Yayınları, Ankara.
3)
Barnum DA, (1954). A Herd Outbreak of
Mastitis Caused by Pasteurella Multocida, Can J Comp
Med Vet Sci. 18(4): 113–119.
4)
Bauer AU, Kirby WM, Sherris JC,
Tack M, (1966). Antibiotic susceptibility testing by a
standardized single disc method, J Clin Pathol. 45:
493-494.
5)
Bisgard, M, (1993). Ecology and
significance of Pasteurellaceae in animals. Zbl Bakt.
279:7-26.
6)
Deressa, A., Asfaw, Y., Lubke, B.,
Kyule, M. W., Tefera, G., and Zessin, K.-H., (2010).
Molecular detection of Pasteurella multocida and
Mannheimia haemolytica in sheep respiratory
infections in Ethiopia. International journal of applied
research in veterinary medicine. 8 (2): 101-108.
7)
Frank GH (1986). The role of
Pasteurella haemolytica in the bovine respiratory
disease complex, Vet Med. 12: 841-846.
8)
Gabinaitiene A, Siugzdaite J, Zilinskas
H, Siugzda R, Petkevicius S, (2011). Mycoplasma
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
. .
13
12)
Kumar P, Singh VP, Agrawal RK and Singh S,
(2009) Identification of Pasteurella multocida isolates of
ruminant origin using polymerase chain reaction and their
antibiogram study. Trop Anim Health Prod. 41:573-578.
13)
Lench N, Stainer P, Williamson R, (1988) Simple
non-invasive method to obtain DNA for gene analysis.
Lancet 1988;i:1356-8.
14)
NCCLS (2003). National Committee for Clinical
Laboratory Standards: Performance standards for
antimicrobial susceptibility testing. Eighth Edition, NCCLS
document M2-A8Volume 23 No 1.
15)
Odugbo MO, Odama LE, Umoh JU, Lamorde
AG, (2006). Pasteurella multocida pneumonic infection in
sheep: Prevalence, clinical and pathological studies. Small
Rum Res. 66: 273–277.
16)
Önat K, Kahya S ve Çarlı KT, (2010). Frequency
and antibiotic susceptibility of Pasteurella multocida and
Mannheimia haemolytica isolates from nasal cavities of
cattle. Turk. J. Vet. Anim. Sci. 34(1): 91-94.
17)
Özbey G, Muz A, (2004). Pnömonili Koyun ve
Keçilerin Akciğerlerinden Aerobik Bakteri İzolasyonları ve
İzole Pasteurella multocida ve Mannheimia haemolytica’nın
Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile Saptanması. Turk J Vet
Anim Sci. 28: 209-216.
18)
Öztürk D ve Çorlu M, (2006). Pnömonili Kovun
Akcigerlerinden İzole Edilen Bakteriler ve Antibivotik
Duvarlılıkları. Vet. BiL. Derg. 22(1-2): 59·63.
19)
Quinn PJ, Carter ME, Markey B, Carter GR,
(1999).
Clinical
Veterinary Microbiology.
Wolfe
Publication, London, UK.
20)
Radostits OM, Blood DC, Gay CC, (1994).
Veterinary Medicine: A Textbook of the Diseases of Cattle,
Sheep, Pigs, Goats and Horses, 9 th edition, Saunders (W.B.)
Co Ltd, London.
21)
Ryan KA, Lo RYC, (1999). Characterization of a
CACAG pentanucleotide repeat in Pasteurella haemolytica
and its possible role in modulation of a novel type III
ÜLKER H. ve Ark.
AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
restriction-modification system. Nucl. Acids Res. 27(6):
1505-1511.
22)
Townsend KM, Frosta J, Lee CW,
Papadimitriou JM, Dawkins HJS, (1998). Development of
PCR assays for species-and type-specific identification of
Pasteurella multocida isolates. J. Clin. Microbiol. 36(4):
1096-1100.
23)
Townsend KM, Boyce JD, Chung JY, Frost AJ
and Adler B, (2001). Genetic organization of Pasteurella
multocida cap loci and development of a multiplex capsular
PCR typing system. J Clin Microbiol. 39: 924-929.
http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php
. .
14
Değerli Okurlarımız,
Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’nün bilimsel yayın
organı olan AVKAE Dergisi’ni yeni boyut, şekil ve içeriği ile sunmaktan
büyük mutluluk duymaktayız. Dergimizin içeriğini Türkiye’de ve diğer
ülkelerde yapılmış özgün sonuçları bulunan ve veteriner hekimlik, biyoloji
ve tıp alanlarında yeni katkılar oluşturacak bilimsel çalışmalarla sınırlı
tutarak, dergimizin bilimsel niteliğini ve saygınlığını Türkiye içinde ve
dışında arttırmayı; Türkiye’de büyük eksikliğini duyduğumuz bilimsel
iletişime daha etkin biçimde katkı sağlamayı amaçladık. Bu nedenle
dergimizde
önceliğini
özgün
çalışmalara
vererek,
Türk
Veteriner
Hekimliği’ne bilimsel çalışma ve yayınları konusunda destek olacağımıza
inanıyoruz.
AVKAE Hakemli Dergisi’nin bu sayısının yayımında dergimizin
bilimsel düzeyini yükselten bilim adamlarımıza, yazıları titizlikle inceleyen
ve yazı sahiplerine bilimsel katkı sağlayan bilim hakemlerimize, enstitü
dergisinin her aşamasında çalışan değerli enstitümüz personeline teşekkür
ederim.
Süleyman ASLAN
Enstitü Müdürü

Benzer belgeler

Makaleyi İndir

Makaleyi İndir amoksasilin/klavulanik asit (30 µg), 8’i (%47.0) penisilin

Detaylı

Tilmivet

Tilmivet KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU Veteriner hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde, Tilmikosinin sığır ve koyunlarda günlük 10 mg/kg canlı ağırlık farmakolojik dozunda deri altı yola uygul...

Detaylı