AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

Transkript

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İçindekiler
TÜRKİYE GÜNDEMİ ..................................................................................................................... 3
Milli denizaltı müjdesi ............................................................................................................. 3
"Paralel yapı" operasyonunda 11 polis serbest ...................................................................... 3
Ermenek'te mahkemeye sevk edilen 5 kişi tutuklandı ........................................................... 3
Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın ............................................................. 4
28 Şubat'ın medya aktörleri için yeni dava geliyor! – Cem Küçük, Yeni Şafak ....................... 4
Dersimiz 'Dersim'dir canlar! – Mehmet Metiner, Yeni Şafak ................................................. 6
AFRİKA GÜNDEMİ ....................................................................................................................... 9
Yemen'de ölü sayısı 34'e yükseldi .......................................................................................... 9
Kenya'da Müslüman alim öldürüldü, sokaklar karıştı ............................................................ 9
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ............................................................................................. 10
Kürtler Irak’tan Ayrılmayı Göze Alamaz ................................................................................ 10
Bush, Irak işgaline yönelik pişmanlığını açıkladı ................................................................... 10
Obama ve Putin görüştü ....................................................................................................... 10
İngiltere'de İşçi Partisi'ne destek azaldı ................................................................................ 10
Cameron'ın AB açıklaması .................................................................................................... 11
İran'ın Irak'taki etkisi............................................................................................................. 11
Suriye Ulusal Koalisyonu lideri: Koalisyon Esad'a gözlerini kapıyor- Ian Black, Guardian .... 12
IŞİD komutanlarından Cemal'in portresi -Ruth Shelock, Daily Telegraph ............................ 12
Suriye'de tahrip edilen Ermeni kilisesinin özel önemi - Robert Fisk, Independent .............. 13
AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................... 13
Doğu Almanya topraklarında “yönetici” yetişmiyor ............................................................. 13
İtalya Cumhurbaşkanı yılsonunda görevi bırakıyor .............................................................. 14
L’Aquila depremi hükümlüleri için tahliye kararı.................................................................. 14
Fransa’da Devlet Krizi ........................................................................................................... 14
Portekiz’de lejyoner salgını ................................................................................................... 15
Malmström: AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasında 'küçük değişiklikler' yapılabilir ....... 15
1
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Arnavut liderin 'tarihi' Sırbistan ziyaretine Kosova tartışması damga vurdu ....................... 15
ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ ........................................................................................................ 16
APEC Yençi Gölü'nde başladı ................................................................................................ 16
Obama: "Çin'i zapt etmiyoruz" ............................................................................................. 17
Sewol feribot faciasında mürettebata ceza yağdı ................................................................ 17
Tayland, 259 Arakanlıyı ölüme gönderiyor ........................................................................... 17
CNN Rusya'yı terk ediyor ...................................................................................................... 18
Rusya'dan ruble devrimi ....................................................................................................... 18
Çin Asya'ya gözünü dikti… .................................................................................................... 18
ORTADOĞU GÜNDEMİ ............................................................................................................. 19
Petrol kuyuları bombalandı .................................................................................................. 19
IŞİD’İ “RPAS sistemi” ile vurdu .............................................................................................. 20
Kanada doğumlu İsrailli YPG'ye katıldı ................................................................................. 20
Netanyahu'dan saldırganların evlerini yıkın emri ................................................................. 20
Üçlü nükleer görüşmelerde anlaşma sağlanamadı............................................................... 21
Esed, Halep Ateşkes Planı'nı inceleyecek ............................................................................. 21
İran'ın Ortadoğu'daki kılıcı: Kâsım Süleymâni- R.Serdar Ataş, Al Jazeera ............................ 21
2
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE GÜNDEMİ
Milli denizaltı müjdesi
Trt Haber
Güney Ege'deki uluslararası sularda devam eden Mavi Balina- 14 Fiili Deniz Davet Tatbikatı'na
katılan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, Türk mühendis ve
işçisinin eseri olan firkateynlerimizden sonra şimdi de milli denizaltı yapılması için proje
çalışmalarının 2018 yılına kadar yetiştirilmeye çalışıldığı belirtti.
"Paralel yapı" operasyonunda 11 polis serbest
Anadolu Ajans
Kocaeli merkezli 8 ilde, ''paralel yapı'' iddialarına yönelik operasyonun ardından tutuklama
talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen 11 polis, serbest bırakıldı. Alınan bilgiye göre,
aralarında 1. Sınıf Emniyet Müdürü Ali Öztürk ve Edirne Emniyet Müdürlüğü eski İstihbarat
Şube Müdürü Özgür Nikbay'ın da bulunduğu 11 kişi, tutuklama talebiyle sevk edildikleri
nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakıldı. İşlemlerin ardından Kocaeli Adliyesi'nden
ayrılan 11 polisi, aileleri ve yakınları karşıladı. Mahkemenin ardından gazetecilere açıklama
yapan avukat Hüseyin Bacacı, gözaltı işlemleriyle başlayan sürecin son bulma şeklinin, 11
polis hakkında yeterli somut delil olmaması nedeniyle serbest bırakılması şeklinde olduğunu
söyledi.
Ermenek'te mahkemeye sevk edilen 5 kişi tutuklandı
Anadolu Ajans
Ermenek ilçesindeki kömür ocağında işçilerin mahsur kalmasıyla ilgili adliyeye sevk edilen 8
kişiden aralarında maden ocağı işletmecisi Saffet Uyar'ın da bulunduğu 5 kişi tutuklandı.
Diğer 3 kişi ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Ermenek Adliyesine sevk
edilen, maden ocağı işletmecisi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey,
madenin İşletme Müdürü Yavuz Özsoy, maden mühendisleri Cemile Karaca ve Nuray
Yetiş,maden sahasının
ruhsat
sahibi
şirketin
işletme
müdürü
Mehmet
Zeybek, maden mühendisi Ali Kurt ve İş Güvenlik Uzmanı Engin Yeti'nin savcılıkça ifadeleri
alındıktan sonra tutuklanmaları talebiyle "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme
suçundan" mahkemeye sevk edildi. Zanlılardan, Saffet Uyar, Abdullah Özbey, Yavuz Özsoy,
Mehmet Zeybek ve Ali Kurt tutuklandı. Karaca, Yetiş ile Yeti ise adli kontrol kararıyla serbest
bırakıldı.
3
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın
Anadolu Ajans
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "HDP'li dostlarıma söyleyeceğim tek
şey şudur; Siz Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın. Siz, bir siyasi partisiniz
özgür olun. Kararınızı kendiniz verin. Burada üstleneceğiniz rolü, cesaretle üstlenin" dedi.
Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nun ardından
açıklamalarda bulunup, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "HDP'nin Adalet Bakanlığı'na
İmralı'ya gitmek için başvurusu vardı. 1 Hafta oldu, hala yanıt gelmedi. Bu hafta içerisinde bir
yanıt verilecek mi?" sorusuna, Arınç, "Arkadaşlar, 7 gün olmuş, 15 gün olmuş siz demek
bunların hesabını yapıyorsunuz. Doğrusu ben yapmıyorum, bunlar sorulacaksa Adalet
Bakanımıza sorulmalıdır çünkü kimlerin gideceğini veya ne zaman gideceğini, izin konusunu
Adalet Bakanımız çok daha iyi bilir" yanıtını verdi.
28 Şubat'ın medya aktörleri için yeni dava geliyor! – Cem Küçük, Yeni Şafak
Ben bu köşede 2012 yılının Haziran ayından itibaren yazmaya başladım ve Türkiye
Cumhuriyeti için en acil, açık ve yakın tehlikenin paralel suç örgütü olduğunu ısrarla belirttim.
Bu bağlamda bu paralel çete üzerinde çalışan çok değerli bir devlet kurumuna işaret ettim. O
kurumun adı Başbakanlık Teftiş Kurulu'dur.
Türk devletinin birkaç istisna hariç nerdeyse bütün kurumları bu cemaat çetesi tarafından
zaptedilmek üzereyken Başbakanlık Teftiş Kurulu bu bağlamda direnen kaleydi. Nitekim
söylediklerim çıktı ve BTK raporları bu çetenin deşifre edilmesi ve göçertilmesi için temel
zemin oluşturdu. Şu an BTK'nın yanında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu da bu
çetenin detaylı deşifre edilmesi üzerine çalışmalar yapıyor ve raporlar hazırlıyor. Hem BTK
hem de DDK'nın raporları paralel örgütle mücadele bağlamında yürütme ve yargı için temel
kaynak teşkil ediyor. Bu raporların tüm içeriği 2015 Temmuz ayından itibaren milletle de
sansürsüz paylaşılacak ve herkes şok olacak. Şu an paralel örgütün ekmeğine yağ sürmemesi
için belli bilgiler sadece yürütme ve yargının kozmik noktalarında paylaşılıyor.
Bir gazeteci olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu bağlamında verdiğim tüm bilgiler doğru çıktı. Bu
konuda gazeteci olarak öğrendiklerimi aktardığımda medyanın çoğu gülüyordu. Şimdiyse
yakında neler olacak diye beni arıyorlar. Burada ifade edeyim, yakında patlayacak konu 28
Şubatçı darbecilerle paralel darbeciler arası korkunç ilişkilerdir. 28 Şubat cuntası ile
Pensilvanya cuntası ittifak içindedir. Hem de sadece 1997'de değil, 2012-14 döneminde de
böyleydi bu. Hem BTK hem de DDK bu konuda rapor hazırlıyor şu an. Konu 2012 Nisan ayında
başlayan 28 Şubat soruşturması ile ilgili...
Aslında iki gün önce Gülen cemaatinin 30 sene boyunca mensubu olmuş Hüseyin Gülerce
Beyaz TV'deki programında açık açık itiraf etti. Gülerce paralel yargı organlarının 28 Şubat
4
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
medyasının darbeci aktörleriyle Gezi ve 17 Aralık'ta ittifak ettiğini ve bu şekilde 28 Şubat'ta
sivil darbecilerin yargılanamadığını söyledi. Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Devlet Denetleme
Kurulu'nun elindeki kanıtlara göre de paralel yapı 28 Şubat medyası ile tutuklanmamaları
üzerine anlaşmış ve böylece Gezi ve 17-25 Aralık ittifakı kurulmuştu. Yani 28 Şubatçı
cuntacılarla 17-25 Aralıkçı cuntacılar seçilmiş AK Parti hükümetini yasadışı yollardan alaşağı
etmek üzere anlaşmıştı. BTK ve DDK müfettişleri çeşitli devlet kurumlarıyla ortak çalışarak bu
konudaki anlaşmaların bir kısmını tespit etti. 28 Şubat'ın siyaset, medya ve sermaye
ayağındaki başlıca isimlerle Pensilvanya'nın işbirliği zemini böyle hazırlandı. BTK ve DDK
kanıtları çok net.
28 Şubat'la hiç ilgisi olmamış tonla askerin de haksız yere yargılandığı bir dava şu an 28
Şubat. Paralel örgüt 28 Şubat davası gibi çok önemli bir davayı da paralel subayların terfi
yollarını açmak için ahlaksızca kullandı. 28 Şubat davası paralel yapının TSK'yı tasfiyesi
amacına hizmet etti. İşte şimdi yeni bir soruşturma ile 28 Şubat davası olması gereken
biçimine sokulacak. Şu anki iddianamede haksız yere yargılananlara itibarları iade edilecek.
Ve en önemlisi... Artık kaçış yok. 28 Şubat darbesinin medya ve sermaye ayakları muhakkak
yargılanacak ve suç işleyenler gereken cezayı alacak. BTK ve DDK raporlarındaki kirli ilişkiler
de bu süreçte ortaya çıkacak ve onlar da soruşturma konusu olacak. Merak etmeyin bağımsız
ve tarafsız Türk yargısı paralel örgüt gibi değildir. Önüne geleni tutuklama yöntemi ile
olmayacak 28 Şubat›ın sivil ayağının yargılanma süreci. O yöntem paralel yapının yöntemidir.
Sulh Ceza Hakimliği müessesesi bu konudaki hassasiyetini ispatlamıştır. Zaten 28 Şubat
darbesinin kukla Başbakanı Mesut Yılmaz ve diğer darbe işbirlikçisi bakanlar siyaset adamları
Yüce Divan'da yargılanacaktır...
Elbette dönemin en önemli medya aktörü Aydın Doğan 28 Şubat'ı araştıran gerçek savcılara
ifade verecek ve yargılanacaktır. 28 Şubat'ın gerçek üssü Aydın Doğan medyasıydı. Doğan o
soruşturma sürecinde paralel örgütle anlaştığı için rahat ve huzurluydu.17-25 Aralık'ta da
Pensilvanya darbecileriyle kol kolaydı. Şimdi biraz huzuru kaçacaktır. Aynı şekilde Doğan
medya bünyesinde 28 Şubat darbecileriyle ortak çalışmış Ertuğrul Özkök ve Fatih Altaylı
başta olmak üzere dönemin darbeci medya aktörleri de yargılanacaktır. Tuhaf biçimde 28
Şubat'ta darbeci generallerle kanka olan Altaylı'nın şimdi de Ali Fuat Yılmazer gibi isimlerle
kanka olduğu BTK raporlarında gözüküyor.
Şimdi biten Dinç Bilgin ve tüm darbeci medya ekibi de yargılanacaktır. Aynı şey
sorumlulukları oranında Erol Aksoy ve Cem Uzan medyasının sahibi ve aktörleri için de
geçerlidir. Hatta darbecilerin talimatıyla muhafazakar bir TV kanalının tepesine çöken Ali
Baransel gibi isimlerin de savcılar kapısını çalacaktır. Öte yandan 28 Şubat'ın TV ayağını
oluşturan başta Uğur Dündar olmak üzere Ali Kırca ve Reha Muhtar gibi aktörler de
yargılanacaktır. Darbeci generaller kadar bu sivil darbecilerin de yargılanması evrensel hukuk
standartlarına da uygundur. Paralel yargının İlker Başbuğ ya da Nedim Şener gibi isimlere
yaptığı zulümler bu dönem olmayacaktır. Bir yandan paralel darbeciler, bir yandan 28 Şubat
darbecilerinin yargılanacağı adil bir döneme giriyoruz...
5
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Dersimiz 'Dersim'dir canlar! – Mehmet Metiner, Yeni Şafak
Evet, dersimiz Dersim'dir, Dersim'deki o utanç verici katliamdır canlar!
Dersim'den ders almayanların, Dersim'in üstünü örtmeye çalışanların insanlığından kuşku
duyulur elbet! Hem Alevi olacaksınız, hem Kerbela'yı anma toplantısı düzenleyeceksiniz, hem
de dersimiz Dersim olunca yüz geri edeceksiniz, Dersim'in adını duymak istemeyeceksiniz, bir
yanda Kerbela edebiyatı yaparken öte yandan, 'Dersim'i boş verin!' diyeceksiniz, el insaf yani!
Dersim, yüzyılımızın Kerbelasıdır dostlar!
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun dediği gibi, 'modern kerbela'dır Dersim... Nahak yere
darağacına çıkartılırken yiğitçe, 'Evlad-ı Kerbelayız!' diye bağıran Seyyit Rıza'yı unutmadık biz!
Ve dahi unutturmayacağız!
Seyyit Rıza'nın yaşının nasıl küçültülerek, oğlu Rezik'in yaşının da nasıl büyültülerek idam
edildiğini zinhar unutmayacağız! Dersim halkının üzerine yağdırılan o ölüm kusan bombaları
unutmayacağız! Mağaralara sığınmış masum halkın bir fare gibi görülerek nasıl alçakça
öldürüldüğünü asla unutmayacağız! Munzur'un günlerce nasıl kıpkırmızı aktığını, gencecik
kızların kendilerini sarp dağlardan uçurumlara nasıl attıklarını, Dersim'in çocuk yaştaki
kızlarının besleme olarak nasıl ülkenin dört bir yanına dağıtıldıklarını unutmayacağız!
Hangi zulmü sayalım ki... O kadar çok ki...
Dersim coğrafyasında yaşanan zulümler Kerbela'da Hz. Hüseyin efendimizin ve ehl-i beytin
yaşadıklarının bin misli kadardır. Yezidlerin adları değişmiştir sadece. Kim ki Kerbelaları
unutursa ve unutturursa insanlığından utanmalıdır. Kim ki Yezidlerin karşısında Hüseynî bir
duruş sergilemezse insan değildir dostlar! Zulüm yapanın ne dinine bakılır, ne mezhebine...
Mazlumun da ne dini sorulur, ne de mezhebi... Hz. Hüseyin bizimdir, ama Yezid bizden
değildir... Biz Hüseyinlerin safındayız, Yezidleri kahretsin Rabbimiz... Kim ki safını Yezidlerden
yana yaparsa insanlığından kendini soyutlamış olur...
Kerbela bir metafordur... Hüseyin efendimiz bir semboldür... Zulme ve zalime başkaldırının
sembolü... Yezid ise zulmün sembolüdür... Bizim yolumuz Hz. Hüseyin'in ve ehl-i beytin
yoludur çok şükür, Yezidlerin değil... Hüseyinler her çağda bulunur. Yezidler de....
Hz. Hüseyin efendimizi katleden Yezid'e bin lanet okurken, günümüz Yezidlerinin safında
duranların Alevilik iddiası da, ehl-i beyt sevgisi de tartışılır dostlar... AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu yüreğinden gelen samimiyetle Hacı Bektaş efendimizin
huzurunda konuşurken yüzyılımızın Kerbelası olan Dersim'e değiniyor. Çelişkiye bakınız ki
Hacı Bektaş ilçesinin Alevi kökenli CHP'li Belediye Başkanı rahatsızlık duyuyor.
6
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Başbakanın sözlerinden duyduğu rahatsızlığı açığa vurmaktan da kaçınmıyor. 'Dersim'i bir
kenara bırakalım' diyor. ' Yıllar geçmiş üzerinden Sayın Başbakan, boşverin.' CHP'nin eski
general olan Belediye Başkanı aynen böyle diyor...
Sormak lazım: Muharrem orucunu niye tutuyorsun peki? Üzerinden bin yıllar geçmiş
olmasına rağmen Kerbela'yı niye anıyorsun peki? Demek ki her şey siyasi istismar için.
Yazıklar olsun!
'Alisiz Alevilik' isteyenler, Dersim'in nasıl bir Kerbela olduğunu unutturmak istiyorlar. Oysa
Dersim günümüzün Yezidlerinin utanç verici zulümlerinden biridir sadece. O Yezidlerin
safındaysanız Hüseynîlik iddianız da, matem adına döktüğünüz gözyaşı da nafile! Başbakan
Davutoğlu'nun verdiği derse tüm Dersimliler ve Aleviler kulak vermeli diyorum. 'Dersim'i
unutamayız' diyen Davutoğlu'nun gür sesine Dersimliler kendi seslerini katmalıdırlar
diyorum!
Nerdesiniz ey Dersimliler, niçin susuyorsunuz? 'Dersim katliamı' diyen bir Başbakan bugün
Cumhurbaşkanı. O cumhurbaşkanının davasını bugün yiğitçe savunan Davutoğlu AK Parti'nin
başında ve Başbakan sıfatıyla sizin acılarınıza sahip çıkıyor.
Ses vermeyecekmisiniz ey Dersim'in yiğit evlatları? AK Parti 'Sünni', CHP 'Alevi' öyle mi? AK
Parti'nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Dersim katliamından ötürü özür diliyor, Alevilerin
sadece acılarına değil haklarına da sahip çıkıyor, CHP'nin Alevi Belediye Başkanı bundan
rahatsızlık duyuyor?
Soruyorum: Alevilik ne yana düşer, Sünnilik ne yana düşer? O birilerinin şöyle diyeceğini
biliyorum: Bunları niye şimdi söylüyorsunuz? Bunları biz hiç kimsenin konuşmaya cesaret
edemediği dönemlerde de söyledik. Merak edenler, büyük üstadımız Necip Fazıl Kısakürek'in
'Son Devrin Din Mazlumları' kitabına baksınlar da öyle konuşsunlar.
Diyelim ki bugün konuşuyor olmuş olalım.
Peki Alevilerin hak ve hukukuna güya sahip çıktığını söyleyen CHP, hem de CHP'nin Dersim
katliamının mağduru olan bir aileden gelen Alevi Genel Başkanından niye benzer bir açıklama
gelmez? Niçin CHP'li Alevi Belediye Başkanı Dersim eleştirisinden rahatsızlık duyar?
Başbakan Davutoğlu'nun sadece Dersim için söyledikleri değil, Alevi meselesinde söyledikleri
de devrimsel nitelikte yeni bir açılımın habercisidir. 'Alevi meselesi' de tıpkı 'Kürt meselesi'
gibi AK Parti iktidarı döneminde tarihe uğurlanacaktır. 'Alevi meselesi'ni var eden o CHP
mamulü devlet paradigması da bir kenara koyulacaktır.
Başbakan Davutoğlu'nun hem Osmanlıda, hem ulus-devletin inşa sürecinde, yani
Cumhuriyetin o tek partili yıllarında Alevilere yönelik inkara, dışlamaya ve baskıya yönelik
devlet siyasetini eleştirinin merkezine oturtan yaklaşımı AK Parti'nin yeni dönemde atacağı
adımların da sinyalini veriyor.
7
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Sahiden Hüseynî olan ve ehl-i beytin o pak yolunda yürüyen tüm Sünni ve Alevilerin kendileri
üzerinde oynanan kirli oyunu bozarak kardeşçe birbirlerine sarılacakları o günler pek uzakta
değil.
'KÜRT HALKI PKK'YA AİT DEĞİLDİR'
Bu sözler, Pazar günü Adıyaman'da katıldığım AK Parti Kahta ilçe kongresinde söylendi. Bu
gerçekliği artık ülkenin batısına da duyuracak yürekli bir kampanyaya ihtiyaç var diye
düşünüyorum.
8
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
AFRİKA GÜNDEMİ
Yemen'de ölü sayısı 34'e yükseldi
Dünya Bülteni
Yemen'de Husi Ensarullah Hareketi militanlarıyla, silahlı aşiret mensupları arasında çıkan
çatışmada ölü sayısının 34'e yükseldiği bildirildi. Yerel kaynaklar, Husilerin Beyda vilayetinde,
Kıyfe aşiretinin yaşadığı Hubze köyüne düzenlediği saldırı sonucu çıkan çatışmada, daha önce
açıklanan aşiret mensubu 4 kişinin yanı sıra Husilerden de 30 kişinin öldüğünü açıkladı. Görgü
tanıkları da Husilerin köye attığı top mermilerinden birinin cemaatle namaz kılındığı esnada
bir camiye düştüğünü, bu olayda ölen ve yaralananların olduğunu, ancak sayısına ilişkin bilgi
alınamadığını iddia etti.
Kenya'da Müslüman alim öldürüldü, sokaklar karıştı
Dünya Bülteni
Kenya'nın Mombasa kentinde, Müslümanların protestoları sırasında meydana gelen
olaylarda bir kişi öldü. Geçtiğimiz cumartesi günü Hasan Guti isimli bir Müslüman alime, eşi
ve yeğeniyle birlikte arabasında seyahat ettiği sırada silahlu saldırı düzenlenmiş ve Guti olay
yerinde hayatını kaybetmişti.
Bu suikastin üzerine Kenya'daki Müslüman gençler sokaklara çıktı ve cinayeti protesto
eden gösterilere başladı. Hasan Guti'nin dün cenazesinin kaldırılmasının ardından başlayan
olaylarda, güvenlik güçleri ile gösterici gençler arasında çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar
sırasında bir kişi hayatını kaybetti.
9
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ
Kürtler Irak’tan Ayrılmayı Göze Alamaz
The New York Times
Irak’ın Kürt bölgesini yöneten iki aile için -Barzaniler ve Talabaniler- geçen yaz İslam
Devletinin Irak’taki saldırıları eşi benzeri görülmemiş bir fırsat sundu. Irak ordusunun
bütünüyle dağılmasından istifade eden Kürtler, Kerkük civarındaki petrol zengini bölgeyi 11
Haziran’da ele geçirdi. Kerkük’ü ele geçirdikten kısa bir süre sonra Kürt Bölgesel Yönetimi
(KBY) Başkanı Mesut Barzani, bağımsızlık referandumu çağrısı yaptı ve Bağdat’ı devre dışı
bırakarak Kürt petrolünü Türkiye’nin yardımıyla doğrudan uluslararası pazarlara satmayı
savundu. . Bütün bu fırsatçılıklar Irak’ın geri kalanında da etki etti. Kürtler, ocak ayında eski
Başbakan Nuri el Maliki'nin bütçelerini kesmesiyle anayasal olarak ülkenin petrol gelirinden
alacakları yüzde 17’lik paydan mahrum bırakıldılar. Bu doğrultuda bağımsız olarak Kürt
petrolünün ihracını artırmak elzem oldu.
Bush, Irak işgaline yönelik pişmanlığını açıkladı
USA Sabah
ABD'nin eski Başkanı George W. Bush, Irak işgaliyle ilgili tek pişmanlığını açıkladı."2003'teki
askeri operasyon kararı kesinlikle doğruydu, ancak tek pişmanlığım var. İşgalden sonra IŞİD
türü aşırı gruplar yükselişe geçti" diyen Bush, IŞİD'in mağlup edilmesi gerektiğini söyledi.
Bush ayrıca Irak'ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in işgal tehditlerini ciddiye almadığını
da belirtti.
Obama ve Putin görüştü
TRT Haber
Liderler Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesine katıldı. Kremlin Basın Sözcüsü
Dmitriy Peskov, basına yaptığı açıklamada, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC)
zirvesi için Çin'de bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack
Obama'nın program arasında birkaç kez "kısaca" görüşme fırsatı yakaladığı söyledi. Peskov,
görüşmelerde Ukrayna, Suriye ve İran konularının yanı sıra ikili ilişkilerin değerlendirildiğini
ifade etti. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı Ben Rhodes da Obama'nın,
Vladimir Putin ile geniş çaplı bir görüşmesinin henüz gerçekleşmediğini, ikilinin "ayak üstü
kısa temasları" olduğunu kaydetti.
İngiltere'de İşçi Partisi'ne destek azaldı
Guardian
10
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Guardiave ICM adlı araştırma şirketinin ortaklaşa yaptığı kamuoyu anketine göre partiye olan
destek geçen ay yüzde 3 gerileyerek yüzde 32 seviyesine inmiş durumda. Buna göre sosyal
demokratlar, Muhafazakâr Parti'nin sadece yüzde 1 puan önünde. Liberal Demokratlar yüzde
11, yükselişteki Yeşiller ise yüzde 6 oy oranına sahip görünüyor. Sonuçlar Ed Miliband'ın İşçi
Partisi liderliğine desteğin azalışını da ortaya koyuyor. Buna göre ankete katılanların yüzde
63'ü Miliband'ın performansı hakkında olumsuz görüş bildirirken sadece yüzde 21'i bunu
olumlu bulduğunu belirtmiş. Ed Miliband'ın parti liderliği İngiltere kamuoyunda büyük bir
tartışma konusu. İşçi Partisi içinde Miliband'ın liderliğine karşı olan kesimler, eski İçişleri
Bakanı Alan Johnson'ı alternatif olarak görüyordu. Ancak bugünkü Guardian için bir yazı
kaleme alan Johnson İşçi Partisi liderliği hedefinin olmadığını net olarak belirtiyor.
Cameron'ın AB açıklaması
Times
Gazete, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın Pazartesi günü Avrupa Birliği ile ilgili yaptığı
açıklamalara geniş yer ayırıyor. Cameron açıklamasında şunları söyledi: "Basitçe burada
durmak ve sadece şunu söylemek; 'Avrupa'da kalacağım, neye sahip olursak olalım, ne olursa
olsun bırakmayacağım'. Bu bir strateji değil ve işlemeyecek." Cameron bu açıklamayı İngiliz
Sanayiciler Konfederasyonu'nun (CBI) yıllık konferansında yaptı. Times bu kritik açıklamanın,
Cameron'a Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ve diğer Muhafazakâr yöneticiler
tarafından AB'yle ilgili tavrını sıkılaştırması yönünde yaptığı baskılardan birkaç ay sonra
yapmasına dikkat çekiyor. Konferansta CBI liderleri ise Cameron'ın bu tavrına karşı çıkmış.
Habere göre CBI Başkanı Michael Rake, CBI üyelerinin yüzde 80'inin İngiltere'nin AB'de
kalması yönünde oy kullanacağını çünkü bu üyeliğin İngilitere'nin ulusal çıkarlarına uygun
olduğunu belirtmiş.
İran'ın Irak'taki etkisi
Financial Times
İran'ın siyasi kriz içindeki Irak'la ilgili politikalarını ele alan tam sayfalık bir analiz dikkat
çekiyor. Analizde, IŞİD'in yazın Musul'u ele geçirmesiyle başlayan saldırı sürecinde İran'ın çok
hızlı davranarak Irak'taki sürece müdahil olmasına vurgu yapılıyor. FT'ye göre İran bununla
Irak üzerindeki etkinliğini artırmış durumda. Ayrıca bu durumun, İran ve Batı arasındaki
nükleer görüşmelerine de etkisi olabilir. Gazeteye konuşan siyaset bilim profesörü ve Irak'ın
önde gelen Sünni politikacılarının danışmanı Nabil Yunus Muhammed şunları söylemiş: "IŞİD
Musul'u işgal ederken ABD, Irak'a yardım etmek için yeteri kadar hızlı davranmadı ve diğer
ülkelerin kendi etkilerini oluşturmalarına geçit verdi."
11
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Analizde İran'ın Irak'taki etkinliğini koordine eden en önemli isim olarak General Kasım
Süleymani gösteriliyor. FT, Süleymani'nin hem Irak'ın birçok operasyonunu yönetmede aktif
rol aldığını hem de Şii milislerin eğitimini de organize ettiğini belirtiyor. Analizde İran'ın bu
süreçte Iraklı Kürtlerle kurduğu iletişime de dikkat çekiliyor. Gazetenin sözlerine yer verdiği,
Irak parlamentosundaki Kürt milletvekillerinden Muthana Amin şöyle konuşmuş: "Barzani
her zaman Batı'ya ve ABD'ye yakındı. Ancak Batı onu, krizin başlangıcında terk etti. Tabii ki o
İran'a doğru yaklaştı."
Suriye Ulusal Koalisyonu lideri: Koalisyon Esad'a gözlerini kapıyor- Ian Black, Guardian
Gazetenin Orta Doğu editörü Black, Suriye Ulusal Koalisyonu lideri Hadi el-Bahra'yla
Londra'da bir röportaj yapmış. Bahra, IŞİD karşıtı koalisyonu, "Suriye Cumhurbaşkanı Beşar
Esad tarafından işlenen suçlara gözlerini kapamakla" suçluyor. Bahra IŞİD'in Suriye'deki asıl
sorun değil, sorunun bir sonucu olduğunu belirtiyor: "Hava saldırıları aşırıcılığa karşı savaşı
kazanamaya yetmeyecek. IŞİD'i yerde yenmeniz gerekiyor. Ve aşırıcılık sorununun gerçek
nedeni ve kaynağının üstesinden gelmeniz gerekiyor ki bu da rejimin kendisidir."
Suriye lideri Esad Pazartesi günü, Birleşmiş Milletler tarafından sunulan Halep ateşkes planını
inceleyeceğini söylemişti. BM'nin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura tarafından sunulan
planda insani yardım amacıyla, çatışmaların bölge bölge dondurulması çağrısı var. Bahra ise
"yerel ateşkeslerden, 2000,000 Suriyelinin hayatına mal olan çatışmaları sonlandıracak,
kapsamlı ve müzakere edilmiş bir politik çözümün parçası olmamaları durumunda rejimin
faydalanacağını" belirtiyor.
IŞİD komutanlarından Cemal'in portresi -Ruth Shelock, Daily Telegraph
Gazetde IŞİD'in Suriye'deki komutanlarından birinin korumalığını yaptıktan sonra bu
görevinden kaçarak ayrılan Abu Abdullah adlı kişiyle yapılmış bir röportaj dikkat çekiyor.
Shelock, bu haberini Gaziantep'ten yazmış. Abdullah röportajda, bir dönem yanında
bulunduğu, IŞİD'in Suriye'deki komutanlarından Saddam Cemal'le ilgili bilgiler veriyor.
Abdullah'a göre "Cemal eskiden bir uyuşturucu satıcısıydı. Daha sonra Özgür Suriye
Ordusu'na katıldı. Son olarak da IŞİD içinde yer alarak birçok sivili katletti". Haberde,
Abdullah'ın anlattıklarına dayandırılarak Cemal'le ilgili özetle şu bilgiler veriliyor: "Şu an
IŞİD'in Suriye'nin doğusundaki askeri işlerinden sorumlu komutan muavini olan Cemal geçen
yıla kadar, CIA desteğiyle Batılı müttefiklerden para ve silah alan isyancı grupları koordine
eden Yüksek Askeri Konsey'in lideriydi. Ancak liderliğini yaptığı Liwa Allah Akbar grubu, geçen
yıl IŞİD'den ayrılan, Batı destekli Ahfad el-Resul örgütünün bir koluydu. IŞİD bu örgütün Irak
sınırındaki Deir el-Zor'da bulunan karargâhını bastı ve grubu dağıttı. IŞİD Cemal'in evini
havaya uçurdu, kardeşlerinden birini öldürdü. Başka bir kardeşini de önce esir alıp sonra
12
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
öldürdü. Bundan sonra Cemal ortadan kayboldu. Geçen Kasım ayında ise Cemal bir videoda
yeniden ortaya çıktı. Videoda Cemal IŞİD'e biat ettiğini bildirdi. El - Bukamal'a yönelik IŞİD
saldırısına liderlik etti. Bunu takip eden dönemde bu alanda gücünü artırdı. Şaitat adlı bir
yerel aşiret IŞİD'e karşı ayaklanınca buna karşılık bu aşiretten 700 adam ve çocuğu öldürdü."
Abdullah, Cemal'in bir anne ile babanın gözü önünde çocuklarının başını kestiğini ve başları
sonra da bir kapıya astığını söylüyor. Abdullah gördüklerinin İslam'ı yaymak adına doru bir yol
olmadığını düşünerek örgütten kaçtığını belirtiyor. Ayrıca Abdullah, Cemal'in İslam'ın
yayılmasını umursamadığını sadece kendi iktidarını düşündüğünü ve IŞİD'de onun gibi birçok
insan olduğunu söylemiş.
Suriye'de tahrip edilen Ermeni kilisesinin özel önemi - Robert Fisk, Independent
Gazetenin deneyimli Orta Doğu muhabiri, Suriye'nin Irak sınırında bulunan Deir el-Zor
bölgesinde yer alan ve İslamcı militanlar tarafından tahrip edilen bir kilisenin hikâyesini
yazmış. Fisk, bu kilisenin Osmanlı imparatorluğu sınırılarında gerçekleşen 1915 olaylarında
ölen Ermeniler'e ithaf edilerek yapıldığını hatırlatıyor ve bu yüzden bu olayın Suriyeli
Hıristiyanlar arasında büyük bir öfkeye neden olacağını söylüyor. Fisk özetle şunları belirtiyor:
"Ermeni holokostu üzerine binlerce dökümanı da içeren ve tarihleri 1841'e kadar uzanan tüm
kilise arşivleri yakılarak kül edildi. 99 yıl önceki katliamlarda ölenlerin anısına kilisenin
mahzen mezarında bulunan yüzlerce kişiye ait kemikler sokağa, yıkıntıların yanına atıldı. Bu
kutsal şeylere yapılan saygısızlık eylemi, dünyanın bir ucundan bir ucuna yayılmış Ermeniler
arasında çok büyük acıya neden olacak. Bu sefer suçlu, Nusra Cephesi isyancıları gibi
görünüyor. Ancak birçok Suriyeli, grubun Türkiye'den silah aldığına inanıyor." Fisk, bu yüzden
birçok Ermeni'nin olayı 99 yıl önce yaşananlarla bağlantılandırarak ele alacağını ve o dönem
yaşananların başka bir aşaması olarak göreceğini yazıyor.
AVRUPA GÜNDEMİ
Doğu Almanya topraklarında “yönetici” yetişmiyor
WSJ
13
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Doğu Almanya’nın yankı uyandıran yenilgisinden bir kuşak sonra, Almanya Başbakanı Angela
Merkel ve Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauckbir gibi bir zamanlar “Doğu Alman” olan
vatandaşlar, politika alanında en iyi yerlere gelmeyi başardı. Ancak Almanya’nın büyük
işletmelerine bakıldığında, eski Doğu Almanya’nın övünecek hiçbir başarısının olmadığı
görülüyor.
Almanya’nın en büyük otuz şirketindeki yönetim ve denetleme kurullarının 600’den fazla
üyesine bakıldığında, bu üyelerden çok azının Berlin Duvarı’nın yıkıldığı 9 Kasım 1989 günü
Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nde yaşadığı tespit edildi. O dönemde Doğu Almanya’da
yaşayanların çoğunun ise şu anda yönetici olarak değil, politikacı veya işçi sendikası yetkilisi
olarak çalıştığı belirtildi.
İtalya Cumhurbaşkanı yılsonunda görevi bırakıyor
Hürriyet
Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 8 yıldır bu görevde olan ülkenin ilk komünist kökenli
cumhurbaşkanının muhtemel istifasını yalanlamazken, makamın yeni sahibi için isimler
ortaya atılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, kısa süre önce verdiği bir
röportajda, İtalya’nın Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığının biteceği Aralık ayı sonunda
görevini bırakabileceği sinyalini vermişti.
L’Aquila depremi hükümlüleri için tahliye kararı
Euronews
İtalya’da bir mahkeme, L’Aquila kentinde 2009 depremindeki ölümlerde sorumluluğu
bulunduğu gerekçesiyle hapsedilen yedi jeologdan altısı hakkında beraat kararı verdi. Bir
diğerinin ise cezasında dört yıl indirime gitti. L’Aquila’daki yerel mahkemenin 2012’de
bilimadamları hakkında verdiği altı yıl mahkumiyet kararını bozan üst mahkeme eleştiri
oklarının hedefi oldu. Hükümlülerin iki yıl önceki karara itirazlarının görüşüldüğü dünkü nihai
duruşmayı izleyen afetzedeler ve kurban yakınları mahkeme önünde protesto eylemi yaptı.
Öfkeli vatandaşlar, karara imza atan üç yargıç aleyhinde sloganlar attı.
Fransa’da Devlet Krizi
Amerika’nın Sesi
14
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ekonomik ve siyasi krizle sarsılan Fransa’da şimdi de ciddi bir devlet krizi patlak verdi.
Fransa’nın 2 ünlü araştırmacı gazetecisi Le Monde muhabirleri Gerard Davet ve Fabrice
Lhomme’un “Sarko s’est Tuer/ Sarko kendini öldürdü” adlı kitabı Fransız politikasında şiddetli
bir deprem yarattı. Elysee Sarayı Genel Sekreteri Jean Pierre Jouyet’nin, eski Cumhurbaşkanı
Nicolas Sarkozy hakkındaki yolsuzluk dosyaları ile ilgili Sarkozy’nin 5 yıl boyunca
Başbakanlığını yürüten François Fillon ile görüştüğünü yazdı. Haberi önce yalanlayan Elysee
Sarayı Genel Sekreteri Jouyet, gazetecilerin “elimizde görüşme kayıtları var” açıklaması
üzerine iddiaları kabul etti.
Portekiz’de lejyoner salgını
Euronews
Portekiz’de geçtiğimiz hafta ortaya çıkan lejyoner salgını hızla yayılıyor. Başkent Lizbon’da
hastalığa yenik düşüp hayatını kaybedenleri sayısı beşe yükseldi. Portekiz Sağlık Bakanlığı,
kaynağı henüz tespit edilemeyen salgında 233 kişiye lejyoner teşhisi konduğunu duyurdu.
Bunlardan 38’inin yoğun bakımda tedavisinin sürdüğünü bildirdi.
Malmström: AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasında 'küçük değişiklikler' yapılabilir
Euractive
Almanya Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan
Malmström, AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasında 'bazı küçük düzeltmelerde'
bulunulabileceğini söyledi. Gabriel de AB-Kanada Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret
Anlaşması'ndaki
(CETA)
yatırımcıların
korunması
maddesinin
'tamamen
değiştirilemeyeceğini' belirtti. Gabriel daha önce, bu maddenin anlaşmadan çıkarılmaması
halinde anlaşmayı imzalamayacaklarını açıklamıştı.
Arnavut liderin 'tarihi' Sırbistan ziyaretine Kosova tartışması damga vurdu
Euractive
68 yıldır bir Arnavutluk başbakanının Sırbistan'a gerçekleştireceği ilk resmi ziyaret olma
niteliği taşıyan buluşma uzun süredir merakla bekleniyordu. Ancak ziyarete, AB'ye aday iki
15
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Balkan ülkesinin liderleri arasındaki 'Kosova' tartışması damga vurdu. Sırbistan, 2008 yılında
bağımsızlığını ilan eden Kosova'nın, yasal olarak halen kendilerinin bir parçası olduğunu öne
sürüyor. Arnavutluk ve Sırbistan arasındaki ilişkiler, nüfusun büyük bölümünü Arnavutların
oluşturduğu Kosova sebebiyle gergin. Rama, Sırp mevkidaşı Aleksandar Vuçiç ile düzenlediği
ortak basın toplantısında yaptığı açıklamalarda 'Kosova konusunda tamamen farklı iki
yaklaşımımız var. Ancak gerçek tektir ve değiştirilemez. Bağımsız Kosova reddedilemez bir
bölgesel ve Avrupa gerçeğidir ve buna saygı duyulması gerekir' dedi.
ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ
APEC Yençi Gölü'nde başladı
Trt Haber
Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC) Ekonomi Liderleri Zirvesi, Çin'in başkenti
Pekin'de başladı. Liderlerin birçoğu, Yençi Gölü'ne, Çin'in tahsis ettiği yerli üretim "Hong Çi
16
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
(Kızıl Bayrak) araçlarıyla geldi. Zirvenin yapıldığı alanda liderleri, kırmızı halı üzerinde Çin
Devlet Başkanı Şi Cinping karşıladı.
21 ülkenin liderlerine, ev sahipliklerinde düzenlenen Ekonomi Liderleri Zirvesi'ne
katılımlarından ötürü teşekkür eden Şi, APEC'in, kurulduğu 25 yıldan bu yana Asya-Pasifik'te
kalkınma ve refahın teminatı olduğunu ifade etti. Şi, ekonominin küresel bazda birçok zorluk
ve çalkantı ile yüzleştiğine işaret ederek, Asya-Pasifik bölgesinin, bu zorlukların barındırdığı
fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğine dikkati çekti.
Obama: "Çin'i zapt etmiyoruz"
Sabah
Asya - Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC) Liderler Zirvesi'ne katılmak için Pekin'de
bulunan Obama, Çin'in resmi haber ajansı Şinhua'ya verdiği mülakatta, ikili ilişkiler, bazı
bölgesel ve uluslararası meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çin Devlet Başkanı Şi
Cinping ile görüşmesinin iki ülkenin farklı alanlardaki yeni işbirliği fırsatlarının önünü
açacağını kaydeden Obama, "İstikrarlı ve müreffeh bir Çin'in, tüm dünyanın güvenliği ve
refahı için önemli olduğunu" vurguladı.
Sewol feribot faciasında mürettebata ceza yağdı
Euronews
Güney Kore’de 300’den fazla kişinin yaşamanı yitirmesine neden feribot faciasında ihmali
tespit edilen 15 mürettebata ceza yağdı. Seul’de görülen davada ülke tarihine geçen feribot
faciası hakkında karar verildi. Mahkeme, idamı istenen gemi kaptanının ihmal nedeniyle 36
yıl hapsine karar verdi. Yaralı iki mürettebata yardım etmediği belirlenen başmühendis ise 30
yıl hapis cezasına çarptırıldı. Feribotta görev alan diğer 13 çalışana da 5 ile 20 yıl arasında
değişen hapis cezaları verildi.
Tayland, 259 Arakanlıyı ölüme gönderiyor
Dünya Bülteni
Tayland'ın güney sahili açıklarında 200'den fazla Arakan Müslümanı Tayland askerleri
tarafından yakalandı. Tayland polisi bu kişilerin tekrardan denize gönderileceğini açıkladı.
İnsan hakları kuruluşları ise, Arakanlı göçmenleri ölüme göndermek anlamına gelen bu
kararın uygulanmaması için çalışıyor. Tayland, güney sahilinin 3 kilometre (1,86 mil)
açıklarında, 259 Arakan Müslümanı'nın ülkeye yasadışı yollarlar giriş yapmaya çalışırken
17
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
tutuklandığını açıkladı. Bu kişilerin Myanmar'da son aylarda giderek artmaya başlayan
baskılardan ve çaresizlikten dolayı Bangladeş'e geçebilmek için Tayland'a doğru yolar
çıktıkları belirtiliyor.
CNN Rusya'yı terk ediyor
Dünya Bülteni
ABD’den yayın yapan uluslararası televizyon kanalı CNN, Rusya’dan çekilme kararı aldı.
CNN’in bağlı olduğu Turner Broadcasting System(TBS)'den yapılan açıklamada, yabancıların
medyadaki ortaklığını düzenleyen yeni yasa gerekçe gösterildi. Ticari ve siyasi sebeplerin bu
kararda ortak rol oynadığı belirtiliyor. Karar öncesi kablolu yayın vasıtasıyla birçok noktadan
izlenebilen kanalın Moskova bürosu çalışmaya devam edecek, fakat sızan haberler büronun
da her ihtimale karşı hazırlık yaptığı yönünde.
Rusya'dan ruble devrimi
Dünya Bülteni
Rusya Merkez Bankası, rublenin işlem gördüğü dalgalı koridor uygulamasını iptal ederek,
rublenin serbest kur rejimi çerçevesinde işlem görmesine izin verdi.
Yapılan açıklamada finansal istikrara tehdit oluşturması halinde döviz piyasasına müdahale
edileceği belirtildi. Açıklama öncesinde dolar karşısında yüzde 2'ye yakın değer kazanmış olan
rublede açıklama sonrasında belirgin bir değişiklik olmadı.
Çin Asya'ya gözünü dikti…
Dünya Bülteni
Çin'den doğu ve batıyı birbirine bağlayan tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırmak için dev
yatırım bütçesi. Çin, İpek Yolu güzergahı üzerine yapılacak kara ve demiryolları için 40 milyar
dolarlık bir yatırım bütçesini gözden çıkardığını açıkladı. Çin'in bu proje için ayırmayı
planladığı bütçenin 16 milyar dolar civarında olması tahmin ediliyordu.
18
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Çin'in yatırım yapacağı bölgelerin büyük bölümü Orta Asya ülkelerinin toprakları içerisinde
bulunuyor. Çin'in bu hamlesiyle birlikte, Asya ve Orta Asya üzerindeki etkinliğini giderek
artırmaya başladığı belirtiliyor. Özellikle de Rusya'nın Asya'da giderek etkinliğini kaybettiği bir
dönemde Çin'in Asya ve Orta Asya ülkelerinde kalıcı olmaya yönelik attığı bu adım dikkat
çekti. Çin'in yeni bir İpek Yolu inşa etmek istediği bölge Orta Asya ülkeleri üzerinden geçerek
İran'a, oradan da Türkiye'ye uzanıyor ve nihayetinde Avrupa'ya bağlanıyor.
ORTADOĞU GÜNDEMİ
Petrol kuyuları bombalandı
Trt Haber
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Haseke kentine bağlı Kebbiye
köyü ve çevresindeki IŞİD'in kontrolünde yer alan petrol kuyularını bombaladığı bildirildi.
Suriye Genel Devrim Konseyinden (SRGC) yapılan açıklamada, koalisyon güçlerine ait savaş
19
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
uçaklarının Haseke kentinin Şedade bölgesindeki terör örgütü IŞİD'in kontrolündeki Kebbiye
köyünü ve çevresindeki petrol kuyularını bombaladığı kaydedildi.
IŞİD’İ “RPAS sistemi” ile vurdu
Trt Haber
Savunma Bakanlığı'ndan İngiltere'nin Irak'ta IŞİD'e karşı yürüttüğü hava operasyonuna ilişkin
yapılan açıklamada, Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin (RAF), insansız hava aracı "Reaper" ile geçen
hafta sonu ilk kez Uzaktan Pilotlu Hava Sistemi (RPAS) kullanarak, Irak ordusuna IŞİD ile
mücadelesinde destek verdiği bildirildi. Açıklamada, başkent Bağdat'ın kuzeyinde IŞİD'in
patlayıcı el yapımı patlayıcı cihazları yerleştirdiği bir alanın, insansız hava aracıyla "Hellfire"
füzesi kullanılarak başarılı şekilde vurulduğu kaydedildi.
Kanada doğumlu İsrailli YPG'ye katıldı
Dünya Bülteni
Kanada doğumlu 31 yaşındaki bir kadın, bir dönem ordusunda askerlik de yaptığı İsrail'den
Suriye'ye geçerek YPG saflarında savaşmaya başladı. CNNTürk'ün haberine göre İsrail 'in Tel
Aviv şehrinde yaşayan ve adı açıklanmayan kadın , internetten Kürt savaşçılara ulaştığını
söylerken, "Onlar bizim kardeşlerimiz ve iyi insanlar. Hayatı seviyorlar ve bize benziyorlar"
ifadelerini kullandı. Suriye 'nin kuzeyinde çatışacağını anlatan ismi açıklanmayan kadın, İsrail
ordusunda görev yapmasının Kürt savaşçılara avantaj kazandıracağını ümit ettiğini söylüyor.
Netanyahu'dan saldırganların evlerini yıkın emri
Dünya Bülteni
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "vatandaşlarına saldırı düzenleyen" Filistinlilerin
evlerinin yıkılması talimatını verdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'teki ofisinde
Savunma Bakanı Moşe Yalon, Kamu Güvenliği Bakanı İzak Aharonoviç ve diğer yetkililerle
"güvenlik toplantısı" yaptı. Netanyahu, burada yaptığı konuşmada, sahadaki asker ve polis
sayısını arttırılmasının yanı sıra, "İsraillilere saldırı düzenleyen" kişilerin evlerinin yıkılması
talimatını verdi.
20
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Üçlü nükleer görüşmelerde anlaşma sağlanamadı
Dünya Bülteni
Nükleer müzakereler için belirlenen son tarih 24 Kasım'a günler kala İran Dışişleri Bakanı
Muhammed Cevad Zarif, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik
Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un, Umman'ın başkenti Maskat'ta, 2 gün
boyunca kapalı kapılar ardında gerçekleştirdiği üçlü nükleer görüşmeler sona erdi.
Görüşmeler sonrası resmi bir açıklama yapılmazken, İran'ın Tesnim Haber Ajansına göre,
İran'ın nükleer müzakere ekibinden üst düzey bir diplomat, görüşmelerin zorlu geçtiğini
belirterek, "biraz" ilerleme sağlanabildiğini ancak taraflar arasında görüş ayrılığının devam
ettiğini söyledi.
Esed, Halep Ateşkes Planı'nı inceleyecek
Anadolu Ajans
Suriye resmi ajansı SANA'nın haberine göre, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de
Mistura'nın, Esed'le bir araya gelerek ülkedeki olayları ele alarak baş başa görüştü. De
Mistura'nın Uluslararası Güvenlik Konseyi'nde Suriye’deki durumlara ilişkin Beşşar Esed'e bir
sunum takdim ettiği haberde, BM temsilcisi Halep kentindeki çatışmaların
dondurulması hakkında Esed’e bilgi aktardığı da kaydedildi. Haberde, Esed'in Halep'te
güvenliğin sağlanmasına ilişkin planın "dikkate alınıp incelemeye değer" olduğu ifade edildi.
İran'ın Ortadoğu'daki kılıcı: Kâsım Süleymâni- R.Serdar Ataş, Al Jazeera
“Benim adım Kasım Süleymani. Şunu bilmelisin ki İran’ın Irak, Lübnan, Gazze ve Afganistan
politikalarını ben kontrol ederim.”Irak’taki ABD işgal güçlerinin komutanı General David
Petraeus, 2008 baharında, bir toplantı esnasında Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin
uzattığı cep telefonundaki bu tuhaf mesajı okuduğunda fazla şaşırmadı. Çünkü mesajın
sahibini gayet iyi tanıyordu: İlkokul mezunu eski bir inşaat işçisi olan ve Irak’ta kendilerine
yıllardır kök söktüren Kudüs Gücü’nün başındaki Kasım Süleymani.
Mesajın sahibi, gerçekte var olmayan bir yetkiyi kendisine atfediyor değildi. Kudüs
Gücü, 1979’daki İran devriminden sonra devrimi İran dışına ihraç etmek amacıyla kurulan
Devrim Muhafızları’nın bünyesindeki en seçkin birimdi.
21
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nin belgelerine göre ise Süleymani, İran’ın Irak’taki her türlü
politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da
birim olmadan, doğrudan doğruya İran devlet örgütlenmesinin en tepesinde bulunan dini
lider Hamaney’e bağlıydı.
İnşaat işçiliğinden zirveye
Süleymani 11 Mart 1957’de İran’ın güneydoğu eyaleti Kirman’ın Afganistan sınırına yakın
dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hâkim olduğu Rabord köyünde doğdu.
Daha çocuk yaşta, çiftçi olan babasının devlete olan 9 bin Riyal borcunu ödeyebilmek için
Kirman’da inşaatlarda çalışmaya başladı. İlkokulu bitirdiğinde 13 yaşındaydı; aynı yıl köyünü
terk etti. Devrim Muhafızları’na katıldıktan sonra aldığı 45 günlük askeri eğitim sayılmazsa,
bütün eğitimi bu 5 yıllık ilkokul tecrübesiyle sınırlı kaldı.
On sekiz yaşındayken, işçi olarak Kirman Su İşleri’ne girdi. Bir yıl sonra, şimdiki dini lider
Hamaney’in öğrencilerinden biri tarafından verilen sohbetlere katılmaya başladı; Süleymani
için “devrimci çalışmalar” dönemi açılmıştı, İran İslam Devrimi’ne daha üç yıl vardı.
Bu yıllarda Kirman eyaletinin Ciroft bölgesine sürgüne gönderilmiş bulunan Hamaney ile
bağlantı kurdu. O andan itibaren de Hamaney’i içerde ve dışarıda giriştiği her türlü iktidar
mücadelesinde destekledi.
1979’daki İran devriminin ardından Devrim Muhafızları adına yürütülen çalışmalara katıldı.
Kendisi o günleri “Hepimiz gençtik ve devrime bir şekilde hizmet etmek istiyorduk" diye
anlatıyor.
Sadakat testi: Kürt ayaklanması
Devrimin gerçekleştiği 1979’da merkezi yönetimin zayıflamasından istifade etmek isteyen
Mahabad Kürtleri ayaklandılar. Süleymani ve birçok yakın arkadaşı ayaklanmayı bastırmak
için bölgeye gönderildi. Ayaklanma bastırıldığında henüz 22 yaşındaydı ama, gösterdiği
performansla Tahran’ın gözüne girmiş, “devrime sadakat”ini ispatlamıştı.
Mahabad’dan döndükten sonra Kirman’daki Devrim Muhafızları Kudüs Garnizonu'nun başına
getirildi. Ardından çok geçmeden patlak veren İran-Irak savaşında birçok büyük askeri
operasyona katıldı, cephe hattında savaştı.
Süleymani’nin Irak savaşında kurduğu ilişkiler, bütün kariyeri boyunca onun en önemli
dayanağı oldu. Çünkü savaşın ardından İran’daki güçlü siyasetçiler, istihbarat içindeki etkili
kişiler, yargı ve devleti yöneten bütün hassas kurumların üst düzey yöneticileri İran-Irak
savaşında sadakatlerini ispatlamış kişilerden oluşturulmaya başladı. Gelenek bugün de
sürüyor: Hâlihazırda Devrim Muhafızları’ın bütün komutanları ve ordunun 12 generali İran22
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Irak savaşında cephe komutanlığı yapmış kişiler… Bu eski savaş arkadaşları birbirilerini sürekli
kolladılar ve birlikte İran’ın iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin oldular.
Kasım Süleymani İran-Irak Savaşı sırasında, cephede kaybettiği arkadaşlarının ardından
konuşurken ağlamıştı.
Disiplin testi
Savaşın bitmesinden sonra Kirman’a dönen Süleymani, emrindeki 41. Sarallah Bölüğü ile
İran’ın doğu sınırında büyük bir kargaşaya neden olan “eşkıyalar” ile mücadeleye başladı.
Süleymani yüzlerce adamını Şii bir devlette Sünni bir bölge olan Sistan-Belucistan bölgesini
uyuşturucu kartellerinden arındırmaya çalışırken kaybetti.
Tahran’dan yayın yapan ve İran istihbaratı ile de sıkı ilişkileri olan Mashregh adlı haber
sitesine göre, Kirman, Sistan ve Belucistan’da yaşayanlar, Kasım Süleymani’nin bölgede
olduğu dönemi bugün dahi doğu ve güneydoğunun en disiplinli zamanları olarak görüyorlar.
Kudüs Gücü komutanlığına atanması
Kudüs Gücü’nün başına getirildiği 1997’de İran kritik zamanlardan geçiyordu. Afganistan’da
büyük oranda Sünni Peştunlardan oluşan Taliban hareketi, zaten güvenliği pamuk ipliğine
bağlı doğu sınırlarında İran için ciddi bir tehdit olmaya başlamıştı. Tahran yönetimi Taliban’ın
yükselişini doğu sınırlarında Suudi Arabistan ve Pakistan’ın pençelerinin İran’a doğru açılması
olarak görüyordu.
İçte ise değişim isteyen reformcu hareket Muhammed Hatemi liderliğinde iktidara gelmişti.
Hatemi, İran’da Devrim Muhafızları’nın etkisini kırmaya çalışırken, dini lider Hamaney, tam
tersine onları güçlendirmeye gayret ediyordu.
Irak savaşının en önemli cephe komutanlarından Kasım Süleymani, İran için böyle kritik bir
zamanda ülkenin en kritik gücünün başına bizzat Hamaney tarafından atandı. Bunda,
Afganistan’ı çok iyi tanımasının da rolü vardı.
O tarihten itibaren Süleymani’ye desteğini hiç esirgemeyen Hamaney, kamuya açık alanlarda
birçok kez onu “Cephede defalarca şehit olduğu halde hâlâ yaşayan bir devrim şehidi” diye
övdü.
Hamaney’in, İran-Irak savaşı sürerken cepheyi ziyaretinde çekilen ender fotoğraflarının
birinde sağ tarafında Süleymani, sol tarafında Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhsin
Rızai oturuyordu.
‘Ortadoğu’yu parmağında çeviren adam’
23
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Farsça yayın yapan Aparat adlı sitede Süleymani’nin konuşmalarının toplandığı koleksiyonun
en tepesinde “Khavermiyane roye engoşte in merd miçerkhed” ibaresi bulunuyor. Yani,
“Ortadoğu bu adamın parmağında dönüyor!”
Ortadoğu’nun bu önemli adamı rakiplerinin de tanımak, profilini çıkartmak için yoğun çaba
harcadığı biri. Cevabı aranan sorulardan biri, dinle ilişkisine dair… 2007’den 2009’a kadar
ABD’nin Bağdat Büyükelçisi olarak görev yapan Ryan Crocker, Süleymani ile görüşen Iraklı
bazı yöneticilere onun “münhasıran dindar” olup olmadığını sorduğunda şu cevabı almıştı:
“Düzenli olarak camiye gider ama onu harekete geçiren asıl şey dindarlığı değil, İran
milliyetçiliğidir.”
Süleymani sonrasında Kudüs Gücü
Süleymani, 1997’de başına geçtikten sonra Kudüs Gücü’nü adım adım istihbarat, sabotaj,
suikast ve özel operasyon gücüne dönüştürdü.
Kudüs Gücü 1979’da İranlı öğrencilerce işgal edilip çalışanları tam 444 gün boyunca rehin
tutulan ABD’nin Tahran Büyükelçiliği binasını merkez olarak kullanıyor.
Kudüs Gücü’nün tam olarak kaç kişiden oluştuğu bilinmiyor, ancak üyelerin bir kısmı
doğrudan saha savaşlarına katılmak, bir kısmı özel suikastlar yapmak, bir kısmı ise istihbarat
sağlamak üzere Tahran ve Şiraz’da eğitiliyor. Buradaki eğitim tamamlandıktan sonra üyelerin
büyük bir kısmı dini merkez olan Kum şehrinde ayrıca dini eğitimden geçiriliyor.
Süleymani ve Kudüs Gücü’nün Lübnan’daki gücü
Süleymani, Kudüs Gücü’nün başına geçtikten sonra Hizbullah üzerinden Lübnan siyasetinde
de belirleyici bir rol oynamaya başladı. Lübnan’daki Dürzilerin lideri Velid Cumbulat’a göre
Lübnan’da asıl karar verici merkez Hizbullah değil, doğrudan doğruya Ali Hamaney ve Kasım
Süleymani.
Bazı olgular, Süleymani’nin Lübnan’daki etkisine dair Cumbulat’ın yaptığı tespiti doğrular
nitelikte…
Mesela, Hizbullah’ın kurucularından, adı Lübnan’da 2005 yılında öldürülen Refik Hariri
suikastına karışan Muğniye ile ilgili sözleri… Muğniye 2008’de bugün bile arkasında kimin
bulunduğu
bilinmeyen
bir
suikast
sonucu
Şam’da öldürüldü.
Süleymani,
Muğniye’nin taziyesinde ev sahipliği yaptı ve onu “şehit dostum” diye andı.
Süleymani Kudüs Gücü’nün başına geçtikten üç yıl sonra İsrail, 16 yıldan beri işgal altında
tuttuğu güney Lübnan’dan çekildi.
24
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
2006’daki Hizbullah-İsrail savaşında da Hizbullah’ın operasyonlarının belirlendiği karargâhın
kilit ismi Süleymani'ydi. 44 gün süren savaş boyunca, Irak’ta Şii milislerinin Amerikan
hedeflerine yönelik saldırılarını büyük oranda azaltmış olması Amerikalıları şaşırtmıştı.
Newyorker Dergisi’nden Dexter Filkins, Iraklı bir yetkilinin kendisine, savaş bittiğinde Kasım
Süleymani’nin Bağdat’taki Amerikalı komutanlara bir mesaj gönderdiğini aktarmıştı. Mesajda
şöyle deniyordu: “Umarım Bağdat’taki huzurun ve sakinliğin keyfini çıkarmışsınızdır. Ben
Beyrut’ta biraz meşguldüm de!”
ABD’nin Afganistan ve Irak’a saldırılarında Süleymani…
ABD, 2001’in 11 Eylül’ünde Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıların sorumlusunun El
Kaide olduğunu açıklayıp Afganistan’a saldıracağını ilan edince Afganistan’da güç kaybetmiş
olan İran’a gün doğdu. Çünkü İranlılar’a göre Taliban, bölgedeki en büyük rakipleri Suudi
Arabistan’ın uzantısıydı. Böylece ABD ile İran arasında üstü örtülü bir ittifak oluştu.
Cenevre’de, İranlı ve Amerikalı yetkililer arasında Afganistan konulu bir dizi görüşme yapıldı.
İran heyeti Amerikalıların önüne bir harita koydu. Harita’da Afganistan’da Taliban’a ve diğer
Sünni silahlı gruplara ait bütün üs ve kampların ayrıntılı lokasyonları ve bilgileri mevcuttu.
İran heyeti, Amerikan heyetine “İşte bizim öncelikli olarak vurulması gerektiğini
düşündüğümüz hedefler" dediğinde ABD’li diplomat Ryan Crocker, İranlılara not alıp
alamayacağını sordu. İranlılar “harita sizin olsun” dedi.
Crocker, bütün bu görüşmeler sürerken İran heyetinin doğrudan Kasım Süleymani’den
direktif aldığını söylemişti.
ABD Afganistan’ı işgal ettikten sonra da iki ülke arasındaki işbirliği devam etti. Ta ki 2002’de
ABD Başkanı George Bush’un İran’ı “şer ekseni”ndeki ülkelerden biri olarak tanımladığı
konuşmasına kadar. Bu tarihten sonra İran, bir sonraki işgalin Irak’a yönelik olacağını tahmin
ettiğinden Irak’ta Amerikan işgalini karşılamak için hazırlıklara başladı. Koordinatör, tabii ki
yine Kasım Süleymani’ydi.
Tahminler gerçeğe dönüp de ABD Irak’ı 2003’te işgal ettiğinde İran, Irak’ta kendisi adına
“vekâlet savaşı” yürütecek hatırı sayılır bir gücü örgütlemişti bile: Mehdi Ordusu,
Hizbullah Tugayı, Bedir Tugayları ve Asaib Ehlel Hak adlı Şii silahlı gruplar, işgalin başında
İran’ın bölgedeki en büyük düşmanlarından Saddam Hüseyin’i devirmek için Amerikalılarla
işbirliği yaptı. Saddam Hüseyin’in devrilmesi sonrasında ise İran’ın denetimindeki bu örgütler
silahlarını Amerikan güçlerine doğrulttular. ABD, 2004-2006 boyunca Vietnam savaşından
sonraki en büyük kaybını Irak’ta verdi.
Bu faaliyetlerin en tepesindeki isim yine Kasım Süleymani idi.
25
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
‘Muhatabımız bir güvenlik aparatı’
Bir süre Irak’taki tüm birliklere komuta eden Amerikalı komutan David Petraeus 2010’daki bir
konuşmasında Süleymani’nin konumu hakkında şunları söylüyordu:
“Herhangi bir ülkeyle ilişkileri diplomasinin geleneksel muhatabı olan Dışişleri Bakanlığı ile
yürütmüyorsanız, işiniz zor demektir. Bizim Irak’ta yaşadığımız sorun, muhatabımızın
geleneksel bir muhatap olmamasıydı. Muhatabımız bir güvenlik aparatıydı”.
Irak hükümeti Şam’da kuruluyor
AFP’de 19 Temmuz 2010’da yayınlanan bir habere göre Şii lider Mukteda Sadr ve seçimden
birinci parti olarak çıkan Irakiye Bloku’nun lideri İyad Allavi Irak’ta kapsayıcı bir hükümetin
kurulması için Şam’da birkaç kez görüştüler. Haberde görüşlerine baş vurulan Iraklı Şii bir
yetkili, Şam’daki bu görüşmeler serisine Kasım Süleymani’nin de bizzat katıldığını ve Türkiye,
İran ve Hizbullah’tan gelen önemli yetkililerin bulunduğu bir toplantıda Süleymani’nin bütün
katılımcıları Maliki’nin başbakan olarak atanması için zorladığını anlattı.
Maliki’nin bütün kilit roldeki danışmanları da ayrıca İran’da Süleymani ile görüşmüş kişilerden
seçilmişti.
Irak'ın bir önceki Cumhurbaşkanı Talabani de Süleymani ile sık görüşen Iraklı liderlerden;
bazen sınırda bazen doğrudan İran’da…
Amerikalılar 2010’da İran’ın da desteklediği Nuri Maliki’yi 9 aylık zorlu müzakereler
sonrasında başbakanlık koltuğuna oturttuklarında, Maliki’nin kendilerine “Irak’ta kalın”
demesini umuyorlardı. Bu belki gerçekleşebilirdi, meğerki Süleymani devrede olmasın…
Dexter Filkins’e göre Süleymani görüşmeler boyunca Iraklı yetkililere iki şart dayattı. İlki, İran
ile uzun süredir iyi ilişkilere sahip Celal Talabani’nin cumhurbaşkanı olması, ikincisi ise Maliki
ve koalisyon ortaklarının Amerika’nın Irak’tan tamamen çekilmesinde ısrarcı olmaları.
Sonuçta Süleymani’nin dediği oldu.
‘Suriye’yi kaybedersek Tahran’ı elde tutamayız’
Mayıs 2011’de Kum’daki en güçlü dini birim olan Hakkani Medresesi’nde öğrencilere verdiği
bir bir seminer, bu ilkokul mezunu istihbaratçının vizyonunun genişliğini ortaya koyacak
özellikler sunuyordu.
Süleymani konuşmasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki toplumsal hareketlerin “devrime en
büyük imkânları sunduğu”nu söylüyor, öğrencilere sorumluluklarının farkında olmalarını
öğütlüyordu. Bununla, aslında İran’ın Suriye’ye müdahalesini ve daha da özelde başında
26
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
bulunduğu Kudüs Gücü’nün Arap Baharı’nı Tahran’ın lehine kullanma niyetini ortaya
koyuyordu:
“Bugün, İran’ın zafer ya da yenilgisi artık Mihran veya Hürremşehr’de belirlenmiyor.
Sınırlarımız genişledi. Mısır, Irak, Lübnan ve Suriye’de zafere şahitlik etmek zorundayız. Bütün
bu gelişmeler İslam Devrimi’nin meyveleridir.”
Süleymani Hizbullah’ı yardıma çağırıyor
Suriye’de ayaklanmanın başladığı 2011 yılından 2013’ün Nisan ayına kadar muhalifler
üstünlüğü ellerinde tuttular. Ancak 2013’ün 21 Nisan günü rejim için bir dönüm noktası oldu.
O gün, rejim güçleri Lübnan sınırındaki stratejik Kusayr kasabasını kuşatma altına aldı. Kusayr
çatışması, Lübnan Hizbullahı’nın Suriye’de alenen katıldığı ilk geniş çaplı operasyondu aynı
zamanda. Hizbullah’ın Suriye’ye müdahalesinin arkasındaki isim ise yine Kasım
Süleymani’ydi.
Kusayr’ın alınması için Süleymani, daha önce de uzun yıllar Lübnan’da İran adına beraber
operasyonlar yürüttüğü Hasan Nasrallah’tan, Suriye’ye 2 binden fazla asker göndermesini
istedi. Hizbullah, Süleymani’nin emri ile Kusayr’ı kuşattı. Kuşatma’nın daraltılması süresince
Hizbullah’tan onlarca üye öldü. Kayıtlara göre ölenlerden en az 8’i Süleymani’ye bağlı olarak
çalışan ve operasyonu koordine eden İranlı yetkililerdi. Kusayr, uzun ve yoğun çatışmalardan
sonra 5 Haziran günü muhaliflerden geri alındı ve o tarihten sonra muhalifler Suriye’de
sahada gerilemeye devam etti.
"Hem her yerdedir hem hiçbir yerde"
En etkili olduğu gerilimlerde bile Süleymani’nin varlığını açıktan gözlemlemek zor.
The Guardian’a konuşan kıdemli bir Amerikalı yetkili, Süleymani’yi tanımlarken“Acımasızlığı
ve etkisi herkesi dehşete düşürür. O hem her yerdedir hem hiçbir yerde değildir” ifadelerini
kullanıyor.
2004’ten 2009’a kadar Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Muvaffak Ruba,“O
koşulsuz bir biçimde Irak’taki en güçlü adam. Ondan habersiz Irak’ta hiçbir şey olmaz” diye
konuşuyor.
Irak’ın önemli Sünni liderlerinden biri olan, fakat İran’a da uzak durmayan Salih
Mutlak Süleymani’yi şöyle tanımlıyor:
“Süleymani’nin gücü doğrudan Hamaney’den gelir. Herkesi, cumhurbaşkanı da dahil herkesi
by-pass eder. İslam’da anne-babaya itaat kuralı vardır. İran ve İran dışındaki bütün Şiiler
Hamaney’e, dolayısıyla doğrudan onun adına hareket eden Süleymani’ye anne-babalarına
itaat ettikleri gibi itaat ederler. Irak’taki bütün önemli insanlar onu görmeye gider. İnsanlar
onun tarafından büyülenmiş gibiler, onu bir melek gibi görürler.”
27
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Yeniden Irak’ta
Süleymani’nin komutanı olduğu Kudüs Gücü’nün sadece İran’da değil, Ortadoğu’nun
tamamında herhangi bir muadili yok. Ortadoğu’da neredeyse bütün Şii grupları kendi
etrafında toplamış olan Kudüs Gücü ve onun başındaki Kasım Süleymani, merkezi hükümetin
Sünni ve Kürt bölgelerinde denetimi tamamen kaybettiği Irak’ta, bugünlerde yine İran
çıkarlarının peşinde koşuyor. Musul’un 10 Haziran’da IŞİD’in denetimine girmesinden iki gün
sonra birçok Arap haber sitesine Süleymani’nin Irak’ta İran için en uygun hükümeti seçtirmek
için Bağdat’ta pazarlıklara oturduğu haberleri düşüyordu.
8 yıl boyunca İran’ın desteğini alarak Irak’ın başbakanı olan Nuri Maliki, yeni pazarlıklarda
kaderi en çok merak edilen kişiydi. Ancak Maliki’nin artık oldukça yıpranmış bir isim
olduğunun farkında olan İran, eski müttefikinin darbe teşebbüsünü bertaraf ederek bir başka
Şii siyasetçi olan Haydar İbadi’yi destekledi ve İbadi Kürtlerin ve Sünnilerin de parlamentoda
verdiği oylarla Ağustos ayında Irak’ın yeni başbakanı oldu.
Bütün bu pazarlıkların merkezinde yer alan Süleymani, bu tarihten sonra medyada daha çok
görünür oldu. Kudüs Gücü’nün başına geçtiği tarihten beri ismi ve yaptıkları özenle
medyadan saklanmaya çalışılan Süleymani, artık İran’ın Irak’taki gövde gösterisinin sembol
ismi haline geldi. İran kaynaklı resmi ve yarı resmi haber kanalları ve siteleri neredeyse her
gün Süleymani’nin Irak’ın farklı noktalarından, kimi zaman Irak ordusuyla, kimi zaman Şii
milislerle, kimi zaman ise peşmerge ile cephede çekilmiş fotoğraflarını yayımlamaya başladı.
İran-Irak savaşında 41’inci Sarallah Bölüğü’nün başında 20’li yaşlarda genç bir komutan
olarak İran adına savaşan Süleymani, 30 yıllık aradan sonra ağarmış saçlarıyla yeniden Irak’ta,
cephede. Associated Press’e konuşan Iraklı bir komutan, Bağdat ile Kerbela arasında stratejik
bir noktada bulunan Curf El Sahr kasabasının 27 Ekim’de IŞİD’den geri alınmasının
arkasındaki “Usta Akıl”ın Süleymani olduğuna ve aylarca planlama yaptığına işaret ediyordu.
Aynı kaynak, bu operasyona Lübnan Hizbullah’ının da Süleymani’nin emrinde hareket etmek
üzere 7 bin civarında savaşçı gönderdiğini söylüyor.
28

Benzer belgeler