Tam Metin - Tasavvuf Akademi

Transkript

Tam Metin - Tasavvuf Akademi
379
Kitap Tanıtım ve Değerlendirme
bulunan diğer beş İslâm sufi yolunun *Kadiriyye, Rufa`iyye, Şazeliyye, Çiştiyye ve
Halvetiyye+ daha irşad yetkisini aldı. Bütün bu altı tasavvuf yolunda yetkin olduğuna
işaret eden icazetini aldığında henüz 27 yaşındaydı.”
“Bu yıllarda Osmanlı devleti de dört bir yandan saldırılara uğramakta
ve kan kaybetmekte idi. Çanakkale savaşına diğer bütün Türk köylerinden
olduğu gibi Güneyköy’den de bütün gençler silah altına alınarak cepheye
gönderilmişlerdir. Bu gençler arasında Şeyh Şerafeddin’in halefi olarak altı
yaşından itibaren eğitimine aldığı yeğeni Abdullah da vardı. Abdullah
Dâğıstânî Çanakkale savaşı esnasında ağır şekilde yaralanıp cephede kaldığı
sırada yaşadığı bir vakıayı anılarında dile getirmektedir. Çanakkale savaşından Güney köye dönen Abdullah’a yaşadığı manevi seyahati soran Şeyh
Şerafeddin böylece cephede savaşan müridlerinin halinden haberdar olduğunu da göstermişti.”
Kaşgar'dan Balkanlara kadar bütün Türk yurtlarını süsleyen bu işaret
taşlarından bir kısmı bu eserde hayatlarından kesitler yansıtılarak belirtilmeye çalışılmıştır. Yazar Dr. Hayati Bice yılların birikimi olan bilgi dağarcığını Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da yerinde yaptığı gözlemler ve
yakın tarihte yaşamış “işaret taşlarını” gören canlı tarih kaynakları ile birleştirerek okuru, tarih içerisinde bir yolculuğa götürmektedir. Bu kitabı, böyle
bir gönül yolculuğu yapmak isteyenlerin okumasını tavsiye ederiz.
Doç. Dr. Hülya KÜÇÜK
Prof. Dr. Robert Frager, Heart, Self & Soul, [Kalp, Nefs ve Rûh, Sûfi Psikolojisinde Gelişim, Denge ve Uyum, çev.: İbrahim Kapaklıkaya, Gelenek Yayınları, İstanbul 2006, 230 s.
Prof Dr. Frager, otuz yılı aşkın bir süredir psikoloji üzerine çalışmaktadır.
Kaliforniya’da
bulunan
Institute
of
Transpersonel
Psychology
(Transpersonel Psikoloji Enstitüsü)’nün kurucusu ve başkanıdır. 1980 senesinde Karagümrük Cerrâhi âsitânesi şeyhlerinden Şeyh Muzaffer Ozak’ın
Amerika ziyâreti esnasında Müslüman olmuş sonra da ona bağlanmıştır.
Şeyh Ozak’ın vefatından sonra vekili Şeyh Sefer Dal Efendi’ye intisab etmiş,
hilâfet alarak Râgıb Baba olmuştur. Râgıb Baba şeyhi Sefer Dal’ın isteğiyle
bu eseri kaleme almış ve bundan sonra çalışmalarını teorik ve pratik tasavvuf üzerine yoğunlaştırmıştır. Tasavvuf üzerine olan çalışmalarında MuzafTASAVVUF: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 18
380
Kitap Tanıtım ve Değerlendirme
fer Ozak’ın Amerika’daki bir başka halîfesi Tosun Bayrak’ın sohbetlerinden
önemli ölçüde yararlanmıştır.
Heart, Self & Soul, batılı ve tasavvuf alanı dışında çalışan, ancak anlamaya ve açıklamaya yönelik gayret gösteren bir bilim adamının, tasavvuf geleneğinin şahsiyet ve maneviyat gelişimi üzerine yaptığı ilk çalışmadır. 2 Müellifin uslûbundaki en önemli unsur, olayları yorumlarken herhalde kendi
gözlem ve rûhî tecrübelerinden örnekler katması, okuyucuyu tatmin ve ikna
edecek yorumlamalarda bulunmuş olmasıdır. O, psikoloji ve tasavvuf arasındaki farkı şöyle açıklamaktadır: “Batı psikoterapisi, bizim daha çok çocukluk
dönemimizde oluşan nevrotik sapkınlıklarımızı gidermek ve toplumla adaptasyonumuzu sağlamakla ilgilenir. Bunun zıttı olan tasavvufun ise temelde hedefi
mâneviyatçı olmasıdır.” Psikolojinin hedefinin olumsuz ve menfi hareket tarzlarının düzeltip dünyada etkin ve müreffeh bir hayat şekli olduğunu söyleyen Râgıb Baba, bundan daha önemlisinin ise ilâhî olanla kulun birlikteliğini
sağlamaya çalışması olduğunu ifade eder. Diğer bir deyişle o, psikolojinin
sadece dünyayı; tasavvufun ise ebedî âlemi hedef aldığını söylemek istemektedir. Bunun için manevî tekemmül şarttır.
Robert Frager, eserin önsözünde tasavvuf, sûfi, derviş gibi kavramlara
değinmiş, buradan din-tasavvuf ilişkisine geçmiştir. Bütün dinlerin kaynağının tek bir hakîkattan çıktığını, özde aynı olduklarını söyleyen Râgıb Baba,
peygamberler ve mânevî önderleri bir odayı aydınlatan ampul allegorisine
benzetmektedir. Ampuller değişse bile elektrik aynı kaynaktan yani Allah(cc.)’den gelmektedir. Bazıları diğerlerinden fazla ışık verebilir ancak
2
Robert Frager’in Love is the wine adlı diğer çalışması Aşktır asıl şarap adıyla Ömer
Çolakoğlu tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir. (İstanbul: Gelenek Yayıncılık, 2004.)
111 s. J. Fadiman ile birlikte Essential Sufism adlı çalışmayı kaleme almıştır. (San Frensisco,
Hampersan Fransisco, 1997.)
Yine bir psikiyatrist olan ve aynı minval üzere çalışan Michaela Mihriban Özelsel’in 40
tage erfahrungsbericht einer traditionallen derwischklausur forty days: the diary of a
tarditional solitary sufi retreat (Halvette Kırk Gün: Psikolog Bir Dervişe’nin Halvet Günlüğü ve Bilimsel Çözümlemesi/ çev. Petek Budanur Ateş, İstanbul Kaknüs Yayınları,
2002.) ile Die reise nach innen, (Kalbe yolculuk: Alman Psikoloğun Hac Günlüğü Bir Manevi Uyanış Hikayesi, İstanbul Kaknüs Yayınları, 2003.) adlı çalışmalarını bu gruba dahil
edebiliriz.
Psikoloji tasavvuf ilişkisi üzerine yayınlanan diğer eserlerin bazıları da şöyledir.
Llewellyn Vaughan Lee, Çağrı ve Yankı: Sufilerin Rüya Çalışmaları & Ait Olma Psikolojisi, (
çev.: Enise Ergün) İstanbul, İnsan Yayınları, 2002. 216 s.
Lynn Wilcox, Sufism and
psychology (Sufizm ve psikoloji, çev.: Orhan Düz, İstanbul, İnsan Yayınları, 2001. 262 s.), Sufi
psikolojisi: Bilgeliğin Ruhu, Ruhun Bilgeliği / yay. haz. Kemal Sayar, İstanbul, İnsan Yayınları, 2000. 214 s.; Sufism Islam and Jungian psychology, / ed. J. Marvın Spıegelman, Pir Vilayet
İnayet Han, Tasnim Fernandez, Jung psikolojisi ve tasavvuf, çev.: Kemal Yazıcı, Ramazan
Kutlu, İstanbul, İnsan Yayınları, 1994. 186 s.
TASAVVUF: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 18
Kitap Tanıtım ve Değerlendirme
381
aynı kaynaktan beslendikleri için ışık kalitesi aynıdır.
O’na göre bir şeyhe derviş olmak üç şekilde olabilir: Rüya (istihâre
yapmak), şeyhe sevdalanmak (manevî himmet ve tasarrufunun etkisinde
kalmak), tarîkat yolunu arzulamak (hizmet)tır. Eserin birinci bölümünde
kalp, nefs ve ruh incelenir. Ayrıca bölüm içerisinde batı psikolojisi ve sûfî
psikolojisi arasında karşılaştırmalar yapılır, aradaki fark dokuz maddede
özetlenir, rûhun psikolojisi tanıtılmaya çalışılır. Bu esnada Yunus Emre’nin
ilâhîlerinden Gazâlî’nin tanımlamalarından, Hâfız Şîrâzî’den ve Erzurumlu
İbrahim Hakkı’dan nakillerde bulunulur. Aynı bölüm içerisinde kökenimiz,
rûhun yaratılış öyküsü, modern dünyada mistisizm, tasavvuf çok kültürlü
bir gelenektir; tasavvufun yolları, kalp yolu, akıl yolu, cemaat yolu, hizmet
yolu, zikir yolu gibi alt başlıklar halinde konu anlatılır. İkinci bölümde, kalbinizi açma, kendinizi dönüştürme başlığı altında nefsin yedi mertebesi,
mertebelerin özellikleri işlenmektedir. Yedi rûhunuz başlığı altında ise
mâdenî ruh, nebâtî ruh, hayvânî ruh, kişisel ruh, insânî ruh, sır, sırru’s-sır
mevzuları işlenmektedir. Konular işlenirken J. Nurbahsh’ın The Psychology of
sufism *Newyork: Khaniqahi nimetullahi Puplication 1992+ adlı eserine atıflar yapıldığı görülmektedir. Beşinci bölümde yedi rûhunuzu uyumlu hâle
getirme, altıncı bölümde tasavvuf pratikleri, psiko- ruhsal terapi konusu
işlenmektedir. Egzersiz olarak nafile oruç, halvet (inziva), tarîkat âdâbına
riâyet, kardeşlik, tesbih (zikir), râbıta-i mevt meseleleri tarihten ve canlı uygulamalardan örnekler verilerek açıklanmaktadır. Yedinci bölümde şeyh ve
derviş, tasavvufta mânevî rehberlik konuları işlenmekte, M. Shaafii’nin
Freedom fort he self (New York: Human Sciences, 1968), A. A-Shabrawi’nin
The Degrees of the Soul (Londra: The Quilliam Pres, 1997), Şeyh Muzaffer
Ozak’ın sohbet metinleri, Gazâlî ve Mevlânâ’ya atıflar yapıldığı görülmektedir. Sekizinci bölümde perdeleri kaldırma konusu işlenmektedir.
Eserde pratiğe yönelik uygulama örneklerinin ustalıkla seçildiği, tasavvufî uygulamaların temelinin Hz. Peygamber dönemine kadar uzandığına
dair izahlar görülmektedir. Meselâ bunlardan birisi şu şekilde geçmektedir:
“Şeyh Muzaffer Efendi New York’u ziyaret ederken, genç bir kadın ona: “Sen ve Türk
dervişler ziyarete geldiğinde çok etkileniyorum ve bu zamanlarda Allah(c.c)’ın gerçek
olduğunu, dualarımız ve manevi çabalarımızın yaşamımızdaki en önemli şey olduğunu biliyorum. Ancak siz ayrıldığınızda, dünya yavaş yavaş geri geliyor ve bütün
öğrettikleriniz gerçek dışı görünmeye başlıyor. Allah(c.c)’a sevgimi nasıl koruyabilirim ve siz gittiğiniz zaman dünyanın beni meşgul etmesini nasıl engelleyebilirim?’’
Şeyh Muzaffer Efendi güldü ve dedi ki: “Benden güç bir şey istemediğine sevindim!
Senin dünyaya düşkünlüğünün ilacı ölümü hatırlamaktır. Bir zamanlar, Hz. Peygamber’in, manevi bakımdan en fazla tekamül etmiş sahabelerinden birisi olan Ebu
Derda’ya bir adam geldi ve ona benzer bir soru sordu. Ebu Derda, o adama hastanede
ölüm döşeğinde olanları ve mezarlıkları ziyaret etmesini, cenaze törenlerine katılma-
TASAVVUF: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 18
382
Kitap Tanıtım ve Değerlendirme
sını tavsiye etti. Sen de aynısını yapmalısın.
Hastaneyi ziyaret ettiğinde, kendini o yatakta gör ve kendine günün birinde o yatağa
düşeceğini ve bir daha asla çıkamayacağını hatırlat. Bir cenaze törenine katıldığın zaman, kendini o tabutun içinde gör ve günün birinde kaçınılmaz olarak senin için de
bir cenaze merasimi yapılacağını düşün. Mezarlığı ziyaret ettiğinde, kendi mezar taşını hayal et ve bil ki mezarın bedeninin son istirahat yeri olacak.”
Ken Wiyber’in yorumuna göre Frager, klasik tasavvuf görüşünü, modern psikoloji çalışmalarıyla birlikte değerlendirmiş, günümüz dünyası için
etkileyici ve takdire değer bir çalışma ortaya koymuştur.
Prof. Dr. James Fadiman’a göre bu eser, olağanüstü etkileyici ve ikna
edici bir çalışmadır. Frager’in çalışması, öyküler, pratikler ve sevimli inceliklerle bezenmiş, tasavvuf öğretisinin nazenîn tabiatını gözler önüne sermektedir.
Dr. Hür Mahmut YÜCER
Osman Nuri KÜÇÜK, Fîhi Mâ Fîh Ekseninde Mevlânâ Celâleddin
Rûmî’nin Tasavvufî Görüşleri, Rûmî Yay., Konya 2006, 186 s.
Mevlânâ’nın Fîhi Mâ Fîh isimli eseri, kendisinin sohbetlerinden derlenmiş,
düz yazı tarzında bir eserdir. Bu eser, bir mukaddime ile kısalı uzunlu yetmişin üzerinde fasıldan ibarettir. Bu fasıllar sorulara cevaplar şeklinde olduğu gibi doğrudan ele alınan bir meseleden de ibarettir. Bölümler birbirinden
bağımsızdır. Bazen bir bölüm içerisinde de farklı konular işlenebilmektedir.
Fîhi Mâ Fîh isimli eser Mevlânâ’nın tasavvufî düşüncelerini, dünya görüşünü, şiir telakkisini, devrinin birçok dinî, felsefî, ahlakî kaidelerini ve tesirini
anlatması bakımından önemli bir eserdir.
Bu kitapta Fîhi Mâ Fîh adlı eseri çerçevesinde Mevlânâ’nın tasavvufî
görüşlerini incelenmiştir. Kitabın giriş kısmında, Mevlânâ’nın fikrî arka planına ulaşabilmek için yaşadığı sosyal çevreye genel bir bakış yapılmış; devrinin siyasî, sosyal, kültürel ve ilmî durumunu değerlendirmiştir. O dönemde genel olarak Anadolu’da tasavvufî akım ve düşünce mozaiğini ortaya
koymaya çalışırken özel olarak ta Konya’nın durumunu ele almıştır. Yine
eserin bu bölümünde Mevlânâ’nın eserleri genel hatlarıyla tanıtılırken, kitapta özellikle işlenen Fîhî Mâ Fîh adlı eseri; Eserin Mevlânâ’ya Aidiyeti,
Eserin Adı, Yazıldığı Tarih, Dili ve Üslubu, Eserin Baskıları ve Türkçe Çevirileri, Mevzuu ve Mahiyeti başlıkları altında ele alınırken eserin Mevlânâ’nın
TASAVVUF: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 18