Yemek Yemek İstemeyen Çocuklar İçin Neler Yapılabilir?
Transkript
Yemek Yemek İstemeyen Çocuklar İçin Neler Yapılabilir?
AYLIK BÜLTENLER SERİSİ Nisan, 2013 SAYI : 8 KONU : Yemek Yemek İstemeyen Çocuklar İçin Neler Yapılabilir? İlk temel alışkanlıklardan biri olan beslenme çocuk için bir yaşam kaynağıdır. Çocuk, doğumdan birkaç saat sonra acıkır ve ağlamaya başlar. Güzel yiyen ve sindiren çocuk, sağlıklı, dengeli, organizması ve çevresiyle uyum içinde olan çocuktur. Fakat zaman içinde bazı nedenlerle bu durum bozulabilir, beslenme sorun halini alabilir ve anne-baba sebebini anlayamadığı bu durum karşısında endişelenir. Özellikle anne ile baba sabırsız ve deneyimsiz ise, sorunun düzelmesini beklemeden sürekli müdahale etmeyi denerler. Aile endişeli, korkulu ve otoriter ise durum daha karmaşık bir hale gelebilir. Aslında yemek yeme, çocuğun kendi kendini yönetebilmesi yolunda attığı önemli adımlardan biridir. Çocuğun yemeğini tek başına yiyebilmesi, onun özerk olabilmesi ve kendi kendini yönetebilir duruma gelmesi için zorunludur ancak, anneler çoğu kez çocuğun tek başına yemek yemesini, etrafı kirletmemesi, hızlı ve kontrollü olabilmesi gibi gerekçelerle engellerler. Çocuğun kendi kendisini yönetebilmesi, bir bakıma ailesinin kendisine tanıdığı fırsatlara bağlıdır. Yemek yeme konusu çocuğun yaşamında büyük bir önem taşır. Başlangıçta önemsiz gibi görünen bu konu, önlem alınmadığı takdirde ciddi bir sorun haline dönüşebilir. 1 Çocukların çoğu zor yemek yedikleri bir evreden geçerler, bu evreyi kolaylıkla atlatabilmeleri için, öncelikle bu zorluğun nedenleri araştırılmalıdır. Bu nedenlerin en sık rastlanılanı, zorla yemek yedirmektir. Sevmediği yemeği yemesi için zorlanan çocuk, yemeğe karşı olumsuz bir tutum takınır. Bu olumsuz tutumun oluşması, çocuğun iştahsızlığından çok, istemediği bir şeyi yaptırmanın hoşnutsuzluğundan kaynaklanmaktadır. Diğer bir neden de çocuğun tabağına gereğinden fazla yemek konulmasıdır. Anneler tarafından iştahsızlık olarak adlandırılan ‘yemek yememe’, belki de tüm davranış sorunları arasında en sık rastlanılanıdır. Çocuk dikkatleri kendi üzerine çekmek üzere ve başkalarının kendi önemini anlayabilmeleri için bu yolu keşfetmiş olabilir. Sıklıkla bir lokma yemek yedirmek için tüm ev halkını çevresinde dolaştırmayı başarmıştır. Tabi bunu da sevmiştir. O, annesinin yemek problemini evde akrabaları ve arkadaşlarıyla tartışmasını dinler. Kendisinin aşırı iştahsızlığı, onun her zaman duyduğu konuşmaların merkezini oluşturur. Çocuk artık her yemek saatinin olaylı geçmesinden zevk almaya başlamıştır. Bunun dışında, yaygara yaptığı zaman annesinden yemek için istediği her türlü yiyeceği alabileceğinin, bu yolla her türlü isteğini yaptırabileceğinin bilincindedir. Bu sorunla karşı karşıya kalan annelerin çoğu, çocuğa rüşvet uygulamayı denerler. Yediği takdirde çocuğa oyuncak, şeker almayı teklif ederler veya istediği yere götüreceğini söylerler. Peki, yemek yeme sorununun sebebi nedir? Bu konuda tek faktör söz konusu değildir. Problem, sıklıkla sütten kesilme döneminde başlar. Sebepler arasında, çocuğun olay yaratma, dikkatleri üzerine çekme ve kendi kendini önemli 2 hissetme isteğiyle, 9 aylıkla 3 yaş arasında anormal olan olumsuz tutum ve direncinin olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bunlar, iradesinin dışında ona zorla bir şeyler kabul ettirmeyi güçleştirir. En yaygın başarısız yöntemlerden biri; zorla yemek yedirme girişimidir. Sevmediği yemeği yemesi için ya da yeterli derecede yediği halde tabağını sıyırması için zorlanan çocukta yemeğe karşı olumsuz bir tutum meydana gelir. Bu olumsuzluğun temelinde ‘istenmeyen bir şeyin zorla yaptırılması’ yatmaktadır. Çocuğu yemek yemesi için zorlamak, ister istemez onda tam tersi bir tepkiye yol açar. Çocuk yemek yemeyi reddeder. Zorlamak ne kadar büyük bir olay haline gelirse çocuk da yemeği o kadar şiddetle reddedecektir. Bu sorunun diğer önemli bir sebebi, iştahsızlığın kişiden kişiye değişmesidir. Bazı çocukların yetişkinlerde olduğu gibi iştahları az olur fakat bu durum onların ortalama ağırlığın altında olacakları anlamına gelmez. Çocuğun iştahının az olması sonucu, anne ve babalar, onu yemeye zorlar, o da reddeder. Bunun üzerine, anne ve baba daha da ileri giderek, yemeye zorlama, yalvarma, kandırma, ceza ile tehdit etme ya da cezalandırma yoluna başvurarak yemek zamanı hoş olmayan birçok şeye sebep olabilirler. Bütün bu davranışlar, çocuğu yemeğe karşı olumsuz bir şekilde şartlandırır böylelikle yiyecek ve yemek zamanı ile hoşnutsuzluk arasında kurulan çağrışım zamanla gerçekten iştahın azalmasına sebep olabilir. PEKİ, NE YAPILMALI? Çocuğunuzun yemek seçmesini istemiyorsanız, önce sizin yemek seçmeyerek örnek olmanız gerekir. Bir iki öğün atlamakla çocuğunuz hasta olmaz. Ebeveyn olarak bu duruma soğukkanlı yaklaşmakta zorlanabilirsiniz, ama unutmayın, çocuğunuzun hayat boyu sahip olacağı 3 beslenme alışkanlığı ve dolayısıyla sağlığı sizin bugün yapacağınız seçimlerde saklı. Unutmayın ki yemek yeme çocuğun sıra dışı yapması gereken bir olay değil, onun fizyolojik bir ihtiyacıdır. Zevkle yapması gereken bir ihtiyacını işkence haline getirmemek gerekir. Yemediği için telaşa kapılmanın bir anlamı yoktur. Baskı yapmayın, sabredin, göreceksiniz ki yemek yiyecektir. Yemek saatinde çocuğu sofraya çağırın yiyebileceği kadar yemeği önüne koyduktan sonra kesinlikle iki üç kereden fazla yemek yeme konusunda ısrar etmeyin. Çocuğunuzun her zaman iştahlı olamayacağını da kabul edin. Böyle zamanlarda yemiyor diye telaşa kapılıp ona baskı uygulamayın. Yoksa yemeğe karşı daha da iştahsız ve isteksiz hale gelecektir. Çok fazla ısrarcı olarak, tabak elinizde, çocuğun peşinde dolaşmayın. Çocuk yemek yemeden sofradan kalkarsa kesinlikle o öğün içinde ona ek abur cubur gıdalar vermeyin. Her gece, ailedeki herkesin bir arada yemek yediği bir düzen oluşturmanız, çocukların yemek alışkanlığı kazanmalarını sağlar. Böylece hem düzenli yemek yemeye hem de diğerleri ile aynı yemekleri yemeye kolay alışırlar. Onu büyüklerin yediği her yemeği yemesi konusunda zorlamayın. Çünkü çocukların damak zevkinin ve beklentilerinin büyüklerinkinden farklı olduğu bir gerçektir. Ama her çeşit yemekten tatması gerektiğini ona anlatın. Yemek yememek çocuğun seçtiği bir davranıştır. Aç kalmak da onun tercihi. Yemek yemek istemiyorsa yemesi için baskı yapılmamalıdır. Sabaha kadar aç kalmasına izin verilmelidir. Çünkü aç kalmak 4 bizim değil, çocuğun sorunudur. Böylece çocuk kendi davranışının sonuçlarına katlanmayı öğrenir. Çocuğun yemekten iki saat öncesinden, bir şey yememeye alıştırılması gerekir. Bu alışkanlık yasaklarla değil, uzun süreli ve sabır içinde ona yapacağımız açıklamalarla sağlanmalıdır. "Yemezsen hasta olursun, büyüyemezsin." gibi abartılı sözler de söylenmemeli. Bu durum çocukta korku oluşturabilir. Çocuğun yanında kesinlikle "şunu yemez, bunu yemez" diye konuşmayın. Çocuğun bunu kabullenip o yiyeceği denemesini zorlaştırmış oluruz. Her canı sıkıldığında bakkala ya da markete girmemeli. Kesinlikle yedikleri abur cubura sınır getirmelisiniz. Bunlar onun iştahını kesecektir. Yemek zamanından beş on dakika önce çocuk uyarılmalıdır. Çocuk oyunda iken sert bir tutumla sofraya gelmesi için zorlanmamalıdır. Oyun çocuk için her şeydir. Çocuğu oyundan koparıp almak onu yemek yememeye yöneltebilir. Yese bile sinirlilik içinde yenen yemek olumsuz etkiler yapar (hazımsızlık, bulantı, kusma gibi). Yemek sırasında televizyon izlemeyin. Çoğu ebeveyn, çocuklarına, fark etmeden yemek yerken televizyon izleme alışkanlığı edindiriyor. Çocuğunuzun yemek yemesini kolaylaştırdığı için işinize gelse de, yapılan araştırmalar; obezite sorunu yaşayan kişilerin büyük çoğunluğunun yemeklerini televizyon karşısında yediklerini gösteriyor. Yemek konusunda büyük hata çocuğa baskı yapmaktır. Bu onu daha da inatçı, itaatsiz yapacak ve sizin ona karşı öfkelenmenize neden olacaktır. Akşam yemek yapmaya karar verdiğinizde o gün yapabileceğiniz yemek çeşitlerinden hangisini istediğini çocuğunuza sorarak fikrini almanız, çocuğun 5 alınan kararda sorumluluk duymasını ve bu konuda hassas davranarak yemek yemesini sağlayacaktır. Özel Üsküdar SEV İlköğretim Okulu Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi Kaynak: Yavuzer, Haluk (2012). Ana-Baba ve Çocuk, Remzi Kitabevi: İstanbul. www.aktuelpsikoloji.com 6