TC ĠSTANBUL CUMHURĠYET BAġSAVCILIĞI

Transkript

TC ĠSTANBUL CUMHURĠYET BAġSAVCILIĞI
T.C
ĠSTANBUL
CUMHURĠYET BAġSAVCILIĞI
(TMK „nın 10. Maddesi ile Yetkili Bölümü)
01/07/2013
TUTUKLU Ġġ
SoruĢturma No
Esas No
Ġddianame No
: 2012/2259
: 2013/277
: 2013/231
Ġ D D Ġ A N A M E
ĠSTANBUL (
) AĞIR CEZA MAHKEMESĠNE
DAVACI
: K.H.
MÜġTEKĠ-MAĞDUR
:CELAL KAYA, ĠSMAĠL ve ĠSMĠHAN Oğlu, 20/10/1959
doğumlu, Tuna Mah. 714 Sk. No:11 Ġç Kapı No:5 Esenler/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
ġÜPHELĠLER
:1-SELÇUK KOZAĞAÇLI, AYHAN ve ERGÜL Oğlu,
16/07/1972 doğumlu, ANKARA ili, YENĠMAHALLE ilçesi,
IġINLAR köy/mahallesi, 22 cilt, 698 aile sıra no, 3 sıra no'da
nüfusa kayıtlı MithatpaĢa Cad. 50/11 Kızılay 06420 Çankaya/
ANKARA adresinde ikamet eder. Halen atılı suçtan Kocaeli 1
Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur.
:Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
Av. AYCAN ÇĠÇEK, ĠSTANBUL BAROSU Gürsel Mah.
Kumlu Sok. No:4/10 Kağıthane / ĠSTANBUL
:Silahlı Terör Örgütünün Yöneticisi Olmak, Terör Örgütü
Propagandası Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, ĠSTANBUL-ANKARA
: 19/01/2013-21/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
21/01/2013 tarihli ve 2013/13 sayılı kararı
MÜDAFĠĠLER
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
2- TAYLAN TANAY, DEDEALĠ
ve HATUN Oğlu,
25/02/1981 doğumlu, ELAZIĞ ili, MERKEZ ilçesi,
ĠZZETPAġA köy/mahallesi, 8 cilt, 476 aile sıra no, 4 sıra no'da
nüfusa kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sk. No:4 Ġç Kapı No:10
Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı
suçtan Kocaeli 1 Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda
TUTUKLU‟dur.
1
MÜDAFĠĠ
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
MÜDAFĠĠ
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
MÜDAFĠĠ
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütünün
Yöneticisi Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 16/09/2012, 01/10/2012, 21/09/2012,
2012, 25/02/2012, 14/09/2012, 23/07/2012 ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
:Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
3- BARKIN TĠMTĠK, HÜSNÜ ve FATMA Kızı, 03/06/1982
doğumlu, ELAZIĞ ili, MERKEZ ilçesi, RIZAĠYE
köy/mahallesi, 16 cilt, 257 aile sıra no, 26 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sk. No:4 Ġç Kapı No:10 Kağıthane/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy
Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL AltayçeĢme Mah
Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
:Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütüne Üye
Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 16/03/2012, 21/06/2012,
13/01/2012, 2012, 25/02/2012, ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
4- EBRU TĠMTĠK, HÜSNÜ ve FATMA Kızı, 14/06/1978
doğumlu, ELAZIĞ ili, MERKEZ ilçesi, RIZAĠYE
köy/mahallesi, 16 cilt, 257 aile sıra no, 24 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sk. No:4 Ġç Kapı No:10 Kağıthane/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz
Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Tasarlayarak Adam Öldürmeye TeĢebbüs, Anayasal Düzeni
Ortadan Kaldırmaya TeĢebbüs, Görevi Yaptırmamak Ġçin
Direnme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü
Propagandası Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 16/03/2012, 21/06/2012,
2012, 25/02/2012, 29/01/2006, ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
2
5- OYA ASLAN, MEHMET ve MELAHET Kızı, 20/08/1983
doğumlu, HATAY ili, SAMANDAĞ ilçesi, YAYLICA
köy/mahallesi, 42 cilt, 57 aile sıra no, 47 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sok. No:4/10 Kağıthane/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
SUÇLAR
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
:2013 ve öncesi,14-16/09/2012, 21/06/2012, 21/09/2012,
13/01/2012, 25/02/2012, 23/07/2012 ĠSTANBUL
YAKALAMA KARAR TARĠHĠ: 07/02/2013
MÜDAFĠĠ
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
MÜDAFĠĠLER
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
6- GÜNAY DAĞ, ÜRFET ve GÜLLÜ Oğlu, 18/10/1983
doğumlu, AMASYA ili, MERKEZ ilçesi, BÖKE köy/mahallesi,
95 cilt, 19 aile sıra no, 133 sıra no'da nüfusa kayıtlı Mustafa
Kemal PaĢa Mah. Cami Sk. No:174 Ġç Kapı No:7 Avcılar/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Kocaeli 1
Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütüne
Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 16/03/2012, 13/09/2012,
21/06/2012, 25/02/2012, 23/07/2012 ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
7- NACĠYE DEMĠR, HASAN ve ġERMĠN Kızı, 17/04/1965
doğumlu, KONYA ili, BOZKIR ilçesi, ÜÇPINAR / BABUġCU
köy/mahallesi, 73 cilt, 110 aile sıra no, 73 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Sütlüce Mah. Damar Sk. No:21/4 Beyoğlu/ ĠSTANBUL
adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın
Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. KEMAL AYTAÇ, ĠSTANBUL BAROSU Ġstiklal Cad.
Mis Sok.No:14/2 Beyoğlu / ĠSTANBUL
Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 21/06/2012, 13/01/2012,
25/02/2012, 23/07/2012, ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
3
TUTUKLAMA TARĠHĠ
MÜDAFĠĠ
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
MÜDAFĠĠLER
SUÇLAR
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
8- ġÜKRĠYE ERDEN, MEHMET ve GÜLHANIM Kızı,
01/04/1972 doğumlu, TOKAT ili, ARTOVA ilçesi, AKTAġ
köy/mahallesi, 3 cilt, 46 aile sıra no, 31 sıra no'da nüfusa kayıtlı
Gürsel Mah. Kumlu Sok. No:13/10 Kağıthane/ ĠSTANBUL
adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın
Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 16/09/2012, 21/06/2012, 01/10/2012,
ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
9-NAZAN
BETÜL
VANGÖLÜ
KOZAĞAÇLI,
ġERAFETTĠN ve ÜMĠT Kızı, 29/12/1969 doğumlu, ANKARA
ili, YENĠMAHALLE ilçesi, IġINLAR köy/mahallesi, 22 cilt,
698 aile sıra no, 4 sıra no'da nüfusa kayıtlı MithatpaĢa
Cad.No:50/11 Kızılay Merkez/ ANKARA adresinde ikamet
eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz
Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. EVRĠM DENĠZ KARATANA, ANKARA BAROSU
MithatpaĢa Caddesi 50/11 Kızılay Merkez / ANKARA
Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 01/10/2012, 29/05/2012, ĠSTANBULANKARA
: 18/01/2013-20/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
10-ÖZGÜR YILMAZ, ADEM ve NURĠYE Kızı, 11/12/1974
doğumlu, KIRġEHĠR ili, ÇĠÇEKDAĞI ilçesi, KIRDÖK
köy/mahallesi, 48 cilt, 17 aile sıra no, 61 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Fidanlık Mah. Halk Sk. No:34 Ġç Kapı No:3 Çankaya/
ANKARA adresinde ikamet eder.
4
SUÇ
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
: 2013 ve öncesi, 20/07/2012, ANKARA-ĠSTANBUL
YAKALAMA KARAR TARĠHĠ: 07/02/2013
MÜDAFĠĠ
SUÇLARI
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
TUTUKLAMA TARĠHĠ
MÜDAFĠĠ
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
MÜDAFĠĠ
11-AVNĠ GÜÇLÜ SEVĠMLĠ, TEKĠN ve AYġE GÜLĠN Oğlu,
11/01/1977 doğumlu, SAMSUN ili, BAFRA ilçesi,
TABAKHANE köy/mahallesi, 12 cilt, 157 aile sıra no, 26 sıra
no'da nüfusa kayıtlı Ortabayır Mah. TalatpaĢa Cd. Bacadıbı Sk.
N:3 K:2 Gültepe/Istanbul Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde
ikamet eder. Halen Atılı suçtan Kocaeli 1 Nolu F Tipi Ceza
Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
: 18/01/2013 ve öncesi, 23/07/2012 ĠSTANBUL
: 18/01/2013-20/01/2013
: Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin
20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı
12-GÜRAY DAĞ, ÜRFET ve GÜLLÜ Oğlu, 10/10/1978
doğumlu, AMASYA ili, MERKEZ ilçesi, BÖKE köy/mahallesi,
95 cilt, 19 aile sıra no, 116 sıra no'da nüfusa kayıtlı Osmaniye
Mah. Sığırtmaç Sk. 8/3 Bakırköy/ ĠSTANBUL adresinde ikamet
eder.
: Av. ġERĠFE CEREN UYSAL, ĠSTANBUL BAROSU Yukarı
Mah. Doğan Sk. Tarım Kredi ĠĢ Hanı No:9/3 Kartal Kartal /
ĠSTANBUL
Av. CĠHAN AYDIN, DĠYARBAKIR BAROSU Lise Cad
2 Sokak Adalet Apt 2/9 Merkez / DĠYARBAKIR
Av. AYġENUR DEMĠRKALE, ĠSTANBUL BAROSU
Ebuziya Cad. 57/4 Bakırköy Bakırköy / ĠSTANBUL
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 18/01/2013 ve öncesi ĠSTANBUL
: 18/01/2013-21/01/2013
13-GÜLVĠN AYDIN, MEHMET
ve MELĠKE Kızı,
22/03/1978 doğumlu, BĠTLĠS ili, AHLAT ilçesi, KIRIKKAYA
köy/mahallesi, 24 cilt, 23 aile sıra no, 25 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Karadolap Mah. Nilgün Sok. No:18/7 Eyüp/ ĠSTANBUL
adresinde ikamet eder.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
5
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası
Yapmak
:18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, ĠSTANBUL
: 18/01/2013-21/01/2013
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
GÖZETĠM TARĠHĠ
14-EFKAN BOLAÇ, MEHMET ALĠ ve RABĠA YAġAR
Oğlu, 25/05/1970 doğumlu, MERSĠN ili, GÜLNAR ilçesi,
BÜYÜKECELĠ köy/mahallesi, 11 cilt, 35 aile sıra no, 17 sıra
no'da nüfusa kayıtlı Tercüman Sitesi A8 K:11 D:48
Zeytinburnu/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
: Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU
AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 18/01/2013 ve öncesi ĠSTANBUL
: 18/01/2013-21/01/2013
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
15-SERHAN ARIKANOĞLU, GAFFAR ve GÜLġEN Oğlu,
27/11/1955 doğumlu, ÇANKIRI ili, ġABANÖZÜ ilçesi,
GÜMERDĠĞĠN köy/mahallesi, 6 cilt, 19 aile sıra no, 106 sıra
no'da nüfusa kayıtlı Ġstanbul Cad. No: 30/13 Bakırköy/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
16-ZEKĠ RÜZGAR, MEHMET
ve PEYRUZE Oğlu,
10/09/1966 doğumlu, BATMAN ili, GERCÜġ ilçesi, SAPANLI
köy/mahallesi, 64 cilt, 29 aile sıra no, 79 sıra no'da nüfusa
kayıtlı KıĢla Mah.Güllük Cad.Berberoğlu Apt.K:2 No:20/7
MuratpaĢa/ ANTALYA adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
17- MÜMĠN ÖZGÜR GĠDER, SELAMĠ ve GÜLĠZAR Oğlu,
19/12/1975 doğumlu, ANKARA ili, NALLIHAN ilçesi,
ÇAYIRHAN-GAZĠ köy/mahallesi, 35 cilt, 169 aile sıra no, 62
sıra no'da nüfusa kayıtlı Tuna Caddesi 27/3 - Kızılay Çankaya/
ANKARA adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
MÜDAFĠĠ
18-METĠN NARĠN, ABDULLAH
ve CEMĠLE Oğlu,
02/12/1970 doğumlu, MALATYA ili, PÜTÜRGE ilçesi,
BÖLÜKKAYA köy/mahallesi, 17 cilt, 63 aile sıra no, 70 sıra
6
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
no'da nüfusa kayıtlı Cemıyet Sk.No:4/3 Osmaniye Bakırköy/
ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
19-SEVGĠ SÖNMEZ(ÖZER), ĠSMAĠL ve SEVDĠYE Kızı,
01/12/1975 doğumlu, SĠVAS ili, YILDIZELĠ ilçesi, ÜREĞĠL
köy/mahallesi, 117 cilt, 14 aile sıra no, 89 sıra no'da nüfusa
kayıtlı Burhaniye Mah. KağıtçıbaĢı Sk. DanıĢoğlu Apt. No:58/1
D:2 Üsküdar/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
20-ALPER TUNGA SARAL, MAHMUT ve DURDANE
Oğlu, 07/12/1969 doğumlu, HATAY ili, ERZĠN ilçesi,
MAHMUTLU köy/mahallesi, 7 cilt, 30 aile sıra no, 48 sıra no'da
nüfusa kayıtlı ReĢatbey Mah. Adalet Cad. N:11 KocabaĢ Plaza
K:2 N:6 Seyhan/ ADANA adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
:2013 ve öncesi, ĠSTANBUL-ADANA
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
21-RAHĠM YILMAZ, MAZAN
ve EZEMET Oğlu,
10/09/1973 doğumlu, KARS ili, AKYAKA ilçesi, ĠBĠġ
köy/mahallesi, 30 cilt, 1 aile sıra no, 25 sıra no'da nüfusa kayıtlı
Cumhuriyet Mah. Yazlık Çıkmazı Sk. No:16 Ġç Kapı
No:Müstakil Sarıyer/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
SUÇ
SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ
22-SELDA YILMAZ(KAYA), ALĠ
ve SELVĠ Kızı,
22/06/1974 doğumlu, KARS ili, AKYAKA ilçesi, ĠBĠġ
köy/mahallesi, 30 cilt, 1 aile sıra no, 35 sıra no'da nüfusa kayıtlı
Cumhuriyet Arabayolu Cad. Yazlık Çıkmazı Sok. No:16
Tarabya Sarıyer/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder.
: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
: 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL
DELĠLLER
: Ġddia, Hollanda ve Belçika Adli Makamları tarafından adli
istinabe yolu ile teslim edilen örgüt arĢivinin yer aldığı
dokümanlar, arama ve el koyma tutanakları, inceleme
tutanakları, fotoğraftan teĢhis tutanakları, daha önce örgüt
üyeliğinden soruĢturma geçiren Ģüpheli anlatımları, tanık
anlatımları, gizli tanık anlatımları, müĢteki beyanı, olay
evrakları, adli tıp raporu, kroki, emanet eĢyaları, sorgu zaptı ve
7
tutuklama müzekkereleri, adli sicil ve nüfus kayıtları ile tüm
dosya kapsamı.
SORUġTURMA EVRAKI ĠNCELENDĠ
DHKP/C Terör Örgütünün eylem ve faaliyetleri ile ilgili olarak bu güne kadar
Cumhuriyet BaĢsavcılığımız nezdinde birçok soruĢturma yapılmıĢ olup, bu soruĢturmalar
neticesinde örgütün birçok yapılanması deĢifre edilmiĢtir. Bu çerçevede DHKP/C Terör
Örgütünün faaliyet ve yapılanmalarına iliĢkin verilmiĢ birçok karar bulunmakta, yine bunun
yanı sıra yargılaması devam eden dosyaların da olduğu bilinmektedir.
DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜNÜN OLUġUMU VE YAPISI
1965 yılında kurulan “Fikir Kulüpleri Federasyonu” (FKF) 1969 yılında isim
değiĢtirerek “Devrimci Gençlik Dernekler Federasyonu” (Dev Genç) adını almasından sonra
yapı içerisinde fikir ayrılıkları meydana gelmiĢ ve çeĢitli bölünmeler olmuĢtur. 1971 yılında
kurulan “Türkiye Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi” (THKP/C) terör örgütünün 1972 yılında
fiilen sona ermesinden sonra 1976 yılında 2.kez kurulan Dev-Genç‟i oluĢturan Ġstanbul ve
Ankara grupları 1977 yılında Devrimci Yol (Dev-Yol) terör örgütünü kurmuĢ, bu örgütten
1978 yılında ayrılan Dursun KarataĢ‟ın baĢını çektiği Ġstanbul grubu 1978 yılında Devrimci
Sol (Dev-Sol) terör örgütünü kurmuĢtur. 1978-1994 yılları arasında bir çok silahlı eylem ve
faaliyetlerde bulunan Dev-Sol terör örgütü 1994 yılında gerçekleĢtirdiği kongre ile adını
“Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C)” olarak değiĢtirmiĢ, 29 Eylül 1994
tarihinde eski Adalet Bakanı Mehmet Topaç‟a bürosunda suikast eylemi gerçekleĢtirilerek
örgütün kuruluĢu duyurulmuĢ, 1996 yılı içerisinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi
Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve Sekreter Nilgün Hasefe‟nin
öldürüldüğü Sabancı Center Eylemi kamuoyunda geniĢ yankı uyandırmıĢtır.
Terör örgütünün kongre kararlarında, örgütün silahlı gücünü oluĢturan “Silahlı
Devrimci Birlikler” (SDB)‟in, “Silahlı Propaganda Birlikleri” (SPB)‟ye dönüĢtürülmesine
karar verilerek “Parti ve Cephe” kavramları iki Ģekilde açıklanmıĢtır:
Parti: Halk ihtilalini gerçekleĢtirmek amacı ile öncü savaĢını yürüten unsurların
yürütme organıdır. Milli Demokratik Devrim‟in ardından demokratik devrimi
gerçekleĢtirecek siyasi organdır. Partinin bayrağı eski Devrimci Sol bayrağıdır. Bu bayrak
kırmızı zemin üzerinde sarı güneĢ içerisinde beĢ köĢeli yıldız ve bu yıldızın içerisinde sarı
renkli orak/çekiçten ibarettir. Amblem ise beĢ köĢeli yıldız içerisindeki orak çekiçten ibarettir.
Parti unsurları Cephe örgütlenmesinin kurulması, geliĢtirilmesi, sevk ve idare edilmesinden
sorumludur.
Cephe: Örgütün askeri faaliyetlerini içine alan unsurdur. Milli Demokratik Devrim‟in
gerçekleĢmesi için öncü savaĢı yürüten gerillanın yürüttüğü mücadelenin genel adıdır. Parti
önderliğinde savaĢan örgüttür. Parti esas olarak siyasi bir organdır ve onun mücadeleye
yansıması cephe olarak ortaya çıkar. Silahlı ve silahsız, açık alan ya da illegal mücadeleyi
8
yapan kitlesel örgütlenmelerdir. Cephe, partinin yönetimi ve denetimi altında silahlı, kitlesel,
demokratik, tüm mücadele biçimlerini hayata geçirerek mevcut rejimi yıkmaya çalıĢır. Parti
organları cephenin üst organlarıdır. Cephe bayrağı kırmızı zemin üzerine sarı ve kırmızı iç içe
geçmiĢ beĢ köĢeli iki yıldızdan oluĢur. Bu bayrak Devrimci Sol SDB‟nin bayrağıdır. Amblem,
dıĢtaki sarı içteki ise kırmızı renkten müteĢekkil iki adet beĢ köĢeli yıldızdan ibarettir.
Örgütün Amacı:Mevcut anayasal düzeni silahlı halk ayaklanması ile yıkarak, yerine
Marksist-Leninist ilkelere dayalı komünist bir düzen kurmaktır. Örgüt, ülkemizin
emperyalizmin ekonomik, politik hegemonyası altında faĢist olarak yönetildiğini, halk
kitlelerinin hak, adalet, eĢitlik mücadelelerinin her zaman kanla bastırıldığını, emperyalizme
bağımlı faĢizmle yönetildiği, iktidarın niteliğinin seçimle değiĢtirilmesinin mümkün
olmadığını, bu sebep ile iktidarın oluĢturulacak kitlelerin baĢlatacağı silahlı savaĢ ile
yıkılacağını ifade etmektedir.
Stratejisi:Örgütün ülkemizdeki devrim stratejisi; uzun süreli bir halk savası ile
iktidarın ele geçirilmesinde silahlı propagandayı temel alan politik, ekonomik ve demokratik
mücadele biçimlerini, bu temel biçime bağlı olarak kabul eden, PolitikleĢmiĢ Askeri SavaĢ
Stratejisi (PASS)'dir. PASS, iki aĢamadan geçerek tamamlanacaktır. Birinci aĢama, kitleleri
politize ederek savaĢa dahil etmek için örgütün silahlı propagandayı temel alarak yürüttüğü ve
düzenli ordular aĢamasına kadar sürecek olan Öncü SavaĢıdır. Ġkinci aĢama, gerilla ordusunun
halk ordusuna dönüĢtürülmesi, devrimci halk iktidarının kurulması, bunların
yaygınlaĢtırılması ve sürekli saldırılarla iktidar güçlerinin moral açısından çökertilip son
saldırıya hazırlanması sürecidir. Silahlı mücadeleye dayanan halk savaĢının hedefi, kesintisiz
biçimde sosyalizme varacak olan Milli Demokratik Devrim‟dir. Örgüt halk ihtilalinde ilk
safhanın halkı kendi yanlarına çekmek olduğu düĢüncesi ile geniĢ bir propaganda faaliyeti
içerisindedir. Propaganda türü olarak silahlı propagandayı seçmiĢtir. Ayrıca örgütün tüm alan
yapılanmaları temelde silahlı kanada hizmet etmek için oluĢturulmuĢ ve buna göre faaliyet
göstermektedir.
Örgütsel Yapılanma:Örgütlenme yapısı Genel Komite, Genel Sekreter, Merkez
Komite, Bölge Komiteleri Ģeklinde sıralanmasına rağmen esas yapılanma örgütlenmenin
gerektirdiği Ģartlara göre Ģekillenmektedir. Örgütün tüm yetkileri Genel Sekreterde
toplanmıĢtır. Genel Sekreterin altında sadece parti kuruluĢunda toplanan ve daha sonra tekrar
toplandığı görülmeyen Genel Komite bulunmaktadır. Genel Komitenin altında örgütün icra
birimlerinin bağlı olduğu Merkez Komite yer almaktadır. Merkez Komiteye, basın yayın
faaliyetleri, hukuk iĢleri, yurtdıĢı birimleri, silahlı propaganda birlikleri, bölgeler genel
sorumluluğu ve devrimci halk güçleri bağlıdır. Örgütün bölge ve birimler yapılanması
komiteler ve hücreler esasına göre yapılanmıĢtır.
Komiteler: Komite üç kiĢiden oluĢmakla birlikte üye sayısı Ģartlara göre
değiĢebilmektedir. Üyeler siyasi sorumlu, askeri sorumlu ve açık alan sorumluluğu
görevlerini yerine getirirler. Komite üyeleri örgüt üyesi olup ideolojik durumundan Ģüphe
edilmeyen, güvenilir, kitlelerle bağ kurma yetenekleri geliĢmiĢ kiĢilerdir. Komite toplu olarak
karar alır, siyasi sorumlunun belirleyicilik fonksiyonu vardır. Siyasi sorumlu merkezin emir
9
ve görüĢlerini komiteye ileterek alt birimlerin öneri ve düĢüncelerini merkeze iletir. Siyasi
sorumlu aynı zamanda komitenin güvenlik sorumlusudur ve muhbir sızması, polis takibi, ev
ve araç kullanma konularında üyeleri eğitime ve denetime tabi tutar. Açık alan sorumlusu
polis takibi konusunda bilgili kiĢilerden seçilir ve bu nedenle komite toplantılarına sık sık
katılmaz. Kurye veya uygun haberleĢme araçları ile irtibata geçilir. Örgütte merkezi bir
denetim vardır. Üye alımı, ihraç, ceza verme yetkisi merkezin denetimindedir. Komite üyeleri
Ģüphe ettikleri kiĢileri göz hapsinde tutarak merkeze haber vermek zorundadırlar. Komite
üyelerinden birisi mali sorumluluğu üstlenir, harcamalar onun denetiminde yapılır.
Hücreler: Hücreler genel olarak üç kiĢiden oluĢur. Komitelerde bahsedilen yapılanma
hücrelerde de mevcuttur. Hücre elemanları deĢifre olmamıĢ veya az deĢifre olmuĢ kiĢilerden
seçilir. Hücrelerin bulundukları alanlarda (demokratik kitle örgütleri, mahalle, sokak, iĢyeri
vb.) nasıl çalıĢacakları ve hangi isleri yapacakları komite tarafından belirlenir. Hücreler
bulundukları birimlerde propaganda yapma, yeni eleman kazanma, yayın dağıtma, iç
eğitimlerini yapma vb. görevleri yerine getirirler. Hücrelerin komite ile bağlarını siyasi
sorumlu sağlar. Hücre elemanları açık alanda olabilir, fakat iliĢkilerini gizli yürütürler.
Silahlı Ekipler: Hücre sistemine göre faaliyet gösterirler. Bağlı oldukları komitenin
siyasi sorumlusuna veya askeri sorumluya bağlıdırlar. Bağımsız eylem yapmazlar, eylemlerini
örgütlülük içerisinde gerçekleĢtirirler. Eylem planları birlikte kararlaĢtırılır ve anlaĢmazlık
olması halinde üst komiteye baĢvurulur. Eylem anlarında ve belirsizlik durumlarında siyasi
sorumlunun kararları uygulanır.
Faaliyet Alanları: Örgütün faaliyet alanları yurtiçi ve yurtdıĢı faaliyet alanları
Ģeklinde ikiye ayrılmaktadır. Yurtiçi faaliyet alanlarının merkezini Ġstanbul ili
oluĢturmaktadır. Merkez komiteye bağlı coğrafi bölgeler altında genel bir örgütlenme yapısı
oluĢturulmuĢtur. Örgüt bu bölgelerde eleman durumuna göre yapılanma göstermekte, sıkıntı
çekilen bölgelerde yapılanma tam olarak oturtulamamakta ve Ġstanbul‟dan takviyeler
yapılmaktadır.
Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB): Örgütün kentte ve kırda silahlı propaganda
eylemlerini gerçekleĢtiren birimidir. Silahlı propaganda birliklerinin faaliyetleri; doğrudan
merkez komite, onun yetkili kıldığı cezaevi sorumlusu, bölgeler sorumlusu gibi kiĢi veya
merkez komite tarafından atanan askeri komite ve bu komiteye bağlı bölge komutanlıkları
tarafından yönlendirilmektedir. Askeri alan yapılanması olan Silahlı Propaganda Birliklerinin
Ģehir ve kırsal alanlarda güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluĢlarına, araçlarına yönelik
olarak gerçekleĢtirdiği birçok silahlı bombalı saldırı eylemleri bulunmaktadır. Son dönemde
SPB mensuplarının eğitiminin yurtdıĢında özellikle Yunanistan‟da verildiği bilinmektedir.
SPB Tarafından Son Dönemde GerçekleĢtirilen Bazı Eylemler:
Erdal Dalgıç ve Servet Göçmen isimli SPB mensupları 12.06.2012 tarihinde Ġstinye
ġehit Muhsin Bodur Polis Merkez Amirliğine silahlı ve bombalı eylem gerçekleĢtirmiĢ ve
10
çıkan çatıĢmada Erdal Dalgıç ölü olarak ele geçirilmiĢ, Servet Göçmen ise kaçarak olay
yerinden uzaklaĢmıĢtır.
Servet Göçmen isimli SPB mensubu 15.06.2012 tarihinde Avcılar ilçesinde
bankamatikten para çekmekte olan polis memurunu silahla yaralamıĢ ve olay yerinden
kaçmıĢtır.
Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli SPB mensupları 16.06.2012 tarihinde
GaziosmanpaĢa ilçesinde Polis Memuru Zekeriya Yurdakul‟u Ģehit etmiĢlerdir.
Ġbrahim Çuhadar isimli SPB mensubu 11.09.2012 tarihinde Gazi karakoluna
gerçekleĢtirdiği canlı bomba eylemiyle 1 polisin Ģehit olmasına ve 8 vatandaĢın (5‟i polis)
yaralanmasına sebep olmuĢtur.
Selçuk Aymaz isimli SPB mensubu tarafından 24.10.2012 günü saat:11.45 sıralarında
örgütün eski Ġstanbul sorumlusu olan Asuman Akça ve kardeĢi Ayla Tan silahla vurularak
yaralanmıĢtır.
Nebiha Aracı ve Nurgül Acar isimli SPB mensupları 08.12.2012 tarihinde
Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirmiĢler,
Nebiha Aracı olay yerinde yakalanmıĢ, Nurgül Acar ise kaçarak olay yerinden uzaklaĢmıĢtır.
Nurgül Acar isimli SPB mensubu tarafından 11.12.2012 tarihinde GaziosmanpaĢa
Ġlçesinde Mücahit DaĢtan isimli polis memuru silahla vurularak Ģehit edilmiĢtir.
Ecevit ġanlı isimli SPB mensubunun 01.02.2013 ABD Büyükelçiliğine
gerçekleĢtirdiği canlı bomba saldırısı sonucu 1 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiĢ, 1
gazeteci ise ağır Ģekilde yaralanmıĢtır.
Milis Örgütlenmesi: Devrimci Sol terör örgütü döneminde 1979 yıllarında
oluĢturulan FTKMK‟nin (FaĢist Teröre Karsı Mücadele Komiteleri) yapılanmıĢ halidir.
Mahalli alan içerisinde yer alırlar. Örgütün genel faaliyetleri ile bağlantıları bu alan üzerinden
gerçekleĢir. Silahlı ve silahsız olarak faaliyet gösterirler. Silahlı milislerin, silahlı propaganda
birliklerini tamamlayıcılık görevi vardır fakat onun alt birimi değildir. Mahalli, yerel
örgütlenmelerin geliĢmesine hizmet edecek eylemler gerçekleĢtirirler. Bu eylemlerde
yaygınlık sağlanarak silahlı propaganda birliklerinin genel eylemleri ile tamamlayıcı olmaları
amaçlanmaktadır. Bölgelerdeki kitlenin örgütlenmesine yönelik ihtiyaç duyulan Ģiddet
unsurunu sağlama amaçlı faaliyet gösterirler. Milisler silahlı propaganda birlikleri üyeleri gibi
profesyonel değildirler.
Devrimci Halk Güçleri (DHG): ĠĢçi, memur, mahalli alan, gençlik, kültür-sanat,
basın-yayın gibi alanlarda faaliyet gösteren unsurları içine alan örgütlenmedir. Müstakil bir
örgüt değil bir oluĢumdur. Örgütün güncel konular ile ilgili afis asma, bildiri dağıtma, korsan
gösteri vb. pratik eylemlerini yürüten, örgütü destekleyen, örgüt güdümündeki çeĢitli
dernekler, kültür merkezleri, yayın büroları, isçi-memur-gençlik örgütlenmeleri ve benzer
11
paravan kuruluĢlar bu ad altında mütalaa edilmekte ve eylemlerinde devrimci halk güçleri
ismini kullanmaktadırlar. Örgütlenme bölgenin siyasi ve coğrafi yapısına göre Ģekillenmekle
birlikte genel olarak DHG adı altında, sözde Demokratik Alan Örgütlenmesi (HALK
CEPHESĠ) ve Mahalli Alan örgütlenmesi bulunmaktadır.
DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SÖZDE DEMOKRATĠK ALAN
YAPILANMALARI
Diğer terör örgütleri gibi DHKP/C terör örgütü de eleman, lojistik ve ekonomik
ihtiyaçlarını karĢılayabilmek amacıyla, seçtiği hedef kitleye hitap eden legal görünümlü
yapılanmalara ihtiyaç duymaktadır. Bu yapılanmalar arasında;










HALK CEPHESĠ
Haklar ve Özgürlükler Dernekleri,
Tutuklu Aileleri YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği‟nin (TAYAD),
Halkın Hukuk Bürosu
Gençlik Dernekleri Federasyonu
Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm için YürüyüĢ dergisi,
Halkınsesi.tv isimli internet sitesi,
Ġdil Kültür Merkezi / Grup Yorum
Devrimci ĠĢçi Hareketi,
Devrimci memur Hareketi bulunmaktadır.
1.HALK CEPHESĠ
DHKP/C terör örgütü sahip olduğu Marksist Leninist ideoloji çerçevesinde kitleleri bir
araya getirmek için çeĢitli faaliyetler yürütmektedir. Örgütün kitleleri bir araya getirmesindeki
gerçek hedefi kitleleri örgüte kazandırmak, örgütün ideoloji ve amaçları doğrultusunda
eylemlere sevk etmektir. DHKP/C terör örgütünün bu amaçla bazı dernek, federasyon, kültür
merkezleri, müzik grupları ve radyoları kurduğu bilinmektedir. Bu bağlamda DHKP/C örgütü
adına faaliyet yürüten tüm legal görünümlü yapılanmalar Halk Cephesi adı altında
toplanmaktadır. Dolayısıyla Halk Cephesi DHKP/C terör örgütünün legal alandaki çatı
yapılanmasıdır. Terör örgütü adına faaliyet yürüten tüm dernek, kültür merkezleri, yayın
organları ve diğer organizasyonlar Halk Cephesine doğrudan ya da dolaylı olarak bağlıdır. Bu
bakımdan Halk Cephesi tarafından baĢlatılan bir kampanyaya örgütün diğer alt birimleri de
iĢtirak etmektedir. DHKP/C Terör örgütü Halk Cephesi adı altında gündeme iliĢkin farklı
protesto gösterileri ve eylemler düzenleyerek örgüt mensuplarını ve tabanını aktif halde
tutmak, daha yoğun olarak örgütlendiği varoĢ ve mahallelerde halk üzerinde oluĢturduğu
baskı ve korku ortamını sürdürerek varlığını devam ettirebilmek amacıyla farklı zaman ve
konularda bir takım kampanyalar düzenlemektedir. Örnek olarak;
“UyuĢturucuya, Kumara, FuhĢa, YozlaĢmaya Hayır” isimli kampanya kapsamında
örgütün aktif olduğu mahallelerde “YozlaĢmaya KarĢı Halk Komiteleri” adıyla komiteler
oluĢturulmuĢ, bu komite mensupları bulundukları mahalli alanlarda DHKP/C terör örgütü
12
güdümünde faaliyet yürüten Haklar Dernekleri (Okmeydanı, Gülsuyu Haklar Dernekleri vb.)
etrafında odaklanarak mahallede hırsızlık yaptığını, uyuĢturucu kullandığını, fuhuĢ yaptığını
iddia ettikleri vatandaĢları cezalandırma adı altında darp ederek, silahla
yaralayarak,öldürünceye kadar döverek,ya da toplum içerisinde teĢhir ederek itibarsızlaĢtırma
gibi eylemler yaparak bir taraftan halk nezdinde örgüte prestij sağlarken, diğer taraftan da
halk üzerinde korku ve baskı ortamı oluĢturmaktadırlar.
“Barınma Hakkı Engellenemez” isimli kampanya kapsamında, kentsel dönüĢüm
uygulanacak bölgelerde ikamet eden vatandaĢları örgütleyip iktidara karĢı ayaklandırmak
amacıyla mahallelerde DHKP/C terör örgütünün çatı yapılanması olan HALK CEPHESĠ
organizesinde yürüyüĢ ve basın açıklamaları düzenlenmektedir.
2012 yılını örgütsel faaliyetleri açısından atılım yılı olarak nitelendiren DHKP/C terör
örgütü bu kapsamda baĢlattığı” ĠĢçi Memur Gençlik Tüm Halk BirleĢeceğiz Milyonları
Örgütleyeceğiz” isimli kampanya kapsamında özellikle Ġstanbul baĢta olmak üzere ülke
genelinde birçok basın açıklaması, yürüyüĢ ve konser tarzı etkinlikler düzenleyerek örgütsel
aktiviteleri arttırma amacı gütmektedir.
2.HAKLAR ve ÖZGÜRLÜKLER DERNEKLERĠ
Ġstanbul ilinde, DHKP/C terör örgütünün Halk Cephesi yapılanmasına bağlı hareket
eden Haklar ve Özgürlükler Derneği olarak adlandırılan birçok dernek mevcuttur. Bu
dernekler faaliyet gösterdikleri yerlerde örgüte eleman temini, dergi dağıtımı, basın
açıklaması, yürüyüĢ ve korsan gösteri gibi faaliyetleri yerine getirirler. Örgüt güdümünde
faaliyet gösteren bu derneklere yönelik olarak operasyonlarda örgütle irtibatı bulunan birçok
Ģüpheli yakalanmıĢ,haklarında soruĢturmalar yürütülmüĢ ve kamu davaları açılmıĢtır.
3.GENÇLĠK FEDERASYONU
Gençlik Federasyonu DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanmasıdır. 08.02.2005
tarihinden bu yana PiyalepaĢa Mahallesi, PiyalepaĢa Caddesi No:118 Beyoğlu/ Ġstanbul
adresinde bulunan Gençlik Dernekleri Federasyonu isimli dernek adı altında faaliyet
göstermektedir. Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüten Ģahıslar mahalli alanlarda ve
öğrenci yapılanmalarında faaliyet yürüten 15-25 yaĢ arası kiĢiler arasından seçilerek bir takım
eğitimlere tabi tutulduktan sonra örgüt tarafından farklı gençlik alanlarına sorumlu yada
örgütün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birliklerine (SPB) kanalize edilmektedirler.
Örnek olarak;
Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli Ģahıslar bir dönem Gençlik Federasyonunda
faaliyet yürüttükten sonra, örgütün silahlı kanadı olan SPB‟ye geçerek 16.06.2012 tarihinde
GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polis memurunu Ģehit etmiĢlerdir.
Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüten Selçuk Aymaz isimli Ģahıs 24.10.2012
tarihinde Ġstanbul - Küçükçekmece ilçesinde Asuman Akça isimli Ģahsı silahla vurarak
yaralamıĢtır. Ayrıca Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüttükten sonra çok sayıda Ģahıs
13
örgütün silahlı kanadı olan SPB‟ye geçmiĢ ve eylem gerçekleĢtiremeden silahlarıyla birlikte
yakalanmıĢlardır.
4.TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA DERNEĞĠ)
Tutuklu Aileleri YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği (TAYAD) 28.08.1986 tarihinde
tutuklu bulunan DEV-SOL terör örgütüne mensup sanıkların yakınları tarafından Ġstanbul
ilinde kurulmuĢtur. Yasalara aykırı faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle farklı zamanlarda
kapatılan TAYAD farklı ön isimlerle yeniden kurularak faaliyetlerine devam etmiĢtir.
TAYAD‟ın amacı; gözaltına alınan, tutuklanan ya da düzenledikleri eylemler sırasında
hayatlarını kaybeden DHKP/C terör örgütü mensupları ve yakınlarına destek olmak, örgütsel
bilinci artırmak amacıyla basın açıklaması, yürüyüĢ, panel tarzı eylem etkinlikler
düzenlemektir.
Vahim Ģiddet olaylarını övmek, meĢru göstermeye çalıĢmak ve yüceltmek suretiyle
toplumu Ģiddete yönlendirme amacıyla TAYAD tarafından düzenlenen eylemlere örnek
olarak;
11.09.2012 tarihinde Gazi polis Merkezine canlı bomba eylemi düzenleyerek 1 polis
memurunu Ģehit eden DHKP/C terör örgütü mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın Gazi Mahallesinde
TAYAD organizesinde cenaze töreni düzenlenmiĢtir. Düzenlenen cenaze töreni sonrasında
TAYAD‟ın internet sitesi olan; http://www.tayad.org isimli internet sitesinin 17/09/2012
tarihli sayfasında; “ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR SLOGANLARIYLA
TOPRAĞA VERĠLDĠ” baĢlıklı haber yayınlanmıĢtır.
TAYAD tarafından güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen DHKP/C terör örgütü
silahlı kanadı SPB mensupları Ġbrahim Çuhadar, Erdal Dalgıç ve Hasan Selim Gönen isimli
örgüt mensuplarını anmak amacıyla 04.11.2012 tarihinde Armutlu Cem Evi‟nde yemek
verilmiĢtir.
Yine 01.02.2013 tarihinde ABD Büyükelçiliğine canlı bomba saldırısında bulunan
DHKP/C SPB mensubu Ecevit ġanlı için TAYAD tarafından 10.02.2013 tarihinde Armutlu
Cem Evi‟nde yemek düzenlenmiĢtir.
5.YÜRÜYÜġ DERGĠSĠ
Benzer terör örgütlerinde olduğu gibi DHKP/C terör örgütü de propagandasını yapmak
ve hedef kitlesini canlı tutabilmek amacıyla yazılı ve görsel basın araçlarından
faydalanmaktadır. Bu basın araçları arasında en çok bilinen ve örgütün tüm bileĢenleri
tarafından takip edilenleri YürüyüĢ dergisi ve www.halkınsesi.tv isimli internet sitesidir.
DHKP/C terör örgütünün kurulduğu günden itibaren örgütün amaçları doğrultusunda
yayın yapan dergileri de bulunmaktadır. Bu dergiler Halk Ġçin KurtuluĢ, YaĢadığımız Vatan,
Ekmek ve Adalet Dergisi, sonrasında ise YürüyüĢ dergisidir.
14
Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm için YürüyüĢ isimli dergi, DHKP/C terör örgütünün
propagandası yaptığı ve sık sık yayın yasağı aldığı için yayın yapamadığı dönemlerde
Emperyalizme ve OligarĢiye KarĢı YürüyüĢ adı altında yayınlarına devam etmektedir. Söz
konusu derginin bazı sayıları aĢağıya sunulmuĢtur.
YürüyüĢ Dergisi‟nin 29 Mart 2009 tarihli 177. sayısının kapağında; 30 Mart 1972
tarihinde Tokat‟ ın Niksar Ġlçesi Ata (Kızıldere) köyünde güvenlik güçleriyle girmiĢ olduğu
çatıĢma neticesinde ölü olarak ele geçirilen THKP-C terör örgütü lideri Mahir Çayan ve
DHKP-C terör örgütü kurucusu Dursun KarataĢ‟ın fotoğrafları ile DHKP-C terör örgütünün
ambleminin yer aldığı, büyük puntolarla da „Mahirle yola çıktık, Dayı‟yla (Dursun KarataĢ‟ın
Kod ismi) devam ettik. Zafere kadar sürdüreceğiz!” yazılarak her iki örgüt liderinin de
ideolojik önder olarak benimsenip kabullenildiğinin açıkça vurgulandığı görülmektedir.
YürüyüĢ Dergisinin 19 Aralık 2012 tarihli 343. sayısının kapağında; DHKP/C SPB
mensupları Nebiha Aracı ve Nurgül Acar tarafından gerçekleĢtirilen 08.12.2012 tarihinde
Bahçelievler 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı ile ilgili olarak “Sebebi
Durdukça Bu Adaletsizliğin Hesabı Sorulacak Hep Bu Sebebin! Ferhatın Kanlı Gömleği
Nerede? Yaralı SavaĢçılarımıza ĠĢkence Yapmaktan Vazgeçin! Çünkü Halkına Vatanına
YoldaĢına Ölesiye Bağlı BaĢka SavaĢçılarımız da Vardır” Ģeklinde haber yapıldığı
görülmüĢtür.
YürüyüĢ Dergisinin birçok sayısına EL KONULMASI kararı bulunmaktadır. YürüyüĢ
dergisine verilen toplatma ve yayın yasaklarının dayanağını 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 6 ve 7. Maddeleri oluĢturmaktadır.
6.www.halkinsesi.tv ĠSĠMLĠ ĠNTERNET SĠTESĠ
DHKP/C terör örgütünün tüm yapılanmalarınca düzenlenen etkinlik duyurularının
yanı sıra DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan SPB mensupları tarafından
gerçekleĢtirilen silahlı eylemlerin üstlenilmesi www. Halkınsesi.tv adresinden yapılmaktadır.
15 Haziran 2012 tarihinde saat 21.30 sıralarında Avcılar Ġlçesinde polis memuru
Muammer Sabri YĠĞĠT Servet Göçmen isimli SPB mensubu tarafından silahla yaralanmıĢtır.
Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi
http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “16 Haziran 2012” tarihli sayfasında
yayımlanmıĢtır.
08.12.2012 tarihinde SPB mensupları tarafından Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirilmiĢ. Çıkan silahlı çatıĢmada Nebiha Aracı
isimli terör örgütü mensubu yakalanmıĢ, Nurgül Acar isimli terörist ise kaçarak olay yerinden
uzaklaĢmıĢtır. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirildiğine dair
DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “10 Aralık 2012” tarihli sayfasında
yayımlanmıĢtır.
15
11.12.2012 tarihinde GaziosmanpaĢa Ġlçesinde silahlı saldırı sonucu Mücahit DaĢtan
isimli polis memuru SPB mensubu Nurgül Acar isimli terör örgütü üyesi tarafından silahla
vurularak Ģehit edilmiĢ ve 3 vatandaĢımız yaralanmıĢtır.Bu olayı da DHKP/C terör örgütünün
üstlendiği tespit edilmiĢtir. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından
gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “12 Aralık
2012” tarihli sayfasında yayımlanmıĢtır.
DHKP/C SPB mensubu Ecevit ġanlı 01.02.2013 ABD Büyükelçiliğine
gerçekleĢtirdiği canlı bomba saldırısı sonucu 1 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiĢ, 1
gazeteci ise gözünü kaybetmiĢtir. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından
gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “02 ġubat
2013” tarihli sayfasında yayımlanmıĢtır.
7.ĠDĠL KÜLTÜR MERKEZĠ- GRUP YORUM
DHKP/C terör örgütünün Kültür Sanat Alanındaki faaliyetleri halen Ġstanbul Ġli
Okmeydanı semtinde bulunan Ġdil Kültür Merkezi tarafından yürütülmektedir. Ġdil Kültür
Merkezi düzenlediği saz ve enstrüman kursları ile örgüte sempatizan kazandırmayı amaçlayan
bir yapıdır. Ġdil Kültür Merkezi ayrıca Grup Yorum isimli müzik grubunu da içinde
barındırmaktadır. Grup Yorum da düzenlediği konserlerle bir taraftan örgüte sempatizan
kazandırırken bir taraftan da örgüte gelir elde etmektedir.
8.DEVRĠMCĠ ĠġÇĠ HAREKETĠ
Devrimci ĠĢçi Hareketi, DHKP/C terör örgününün legal alandaki çatı yapılanması olan
Halk Cephesi‟ne bağlı olarak faaliyet yürüten ve iĢçi kesimi içerisinde örgütlenmeyi
amaçlayan demokratik görünümlü yapılanmasıdır.
Devrimci ĠĢçi Hareketi, iĢçiler ve iĢçilerin üye oldukları sendikalarda örgütlenerek
amaçlanan sosyalist devrimin en önemli ayağını oluĢturan iĢçi kesimini devrim Ģartlarının
olgunlaĢması doğrultusunda kullanmayı amaçlamaktadır.
9.DEVRĠMCĠ MEMUR HAREKETĠ
Devrimci Memur Hareketi, DHKP/C terör örgütünün demokratik alan yapılanması
içerisinde yer alan memur yapılanmasıdır. DMH mensuplarının DHKP/C terör örgütü
tarafından gerçekleĢtirilen eylemlerde istihbarat ve lojistik destek sağladıkları, yasal olarak
kurulmuĢ sendikalar aracılığıyla, kamu kurum ve kuruluĢlarında görev yapan memurlar
arasında örgütlendikleri, mensupları arasında aidat toplayarak örgüte aktardıkları, katıldıkları
basın açıklaması ve eylemlere Devrimci Memur Hareketi ve Kamu Emekçileri Cephesi adı
altında katıldıkları bilinmektedir.
Söz konusu yapılanmaya yönelik BaĢsavcılığımız tarafından 2011/2360 sayılı
soruĢturma kapsamında 19.02.2013 günü birçok kiĢi yakalanmıĢ ve ilgili mahkeme kararları
doğrultusunda tutuklanmıĢtır.
16
10.HALKIN HUKUK BÜROSU (HHB)
Halkın Hukuk Bürosu DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten avukatların bir
araya geldiği bir yapılanmadır. Gözaltına alınan ya da yargılanmakta olan DHKP/C terör
örgütü mensuplarına hukuki yardımda bulunmak, bu Ģahıslar ile yakınlarının örgüte olan
bağlılık ve aidiyet duygularını pekiĢtirmek, gözaltına alınan Ģüphelilerin gözaltında
bulundukları süre zarfında ifade vermelerini, örgütsel sırları ifĢa etmelerini engellemek ve
örgüte iletilmesi gereken önemli bilgileri ilgili yapılanmalara iletmek Halkın Hukuk
Bürosunun kuruluĢ amaçlarındandır.
Ġstanbul 2 Nolu Hâkimliği‟nin (TMK 10 SMY) 17/01/2013 tarihli 2013/495 Teknik
Takip Numaralı, 2011/2468 SoruĢturma Numaralı Arama, El Koyma ve Ġnceleme Kararı
kapsamında DHKP/C Terör örgütünün faaliyetlerinin deĢifre edilmesine yönelik olarak
18.01.2012 tarihinde Ġdil Kültür Merkezinde yapılan aramada elde edilen 1 adet Samsung
marka_S1UYJ1RZ606442 seri numaralı 200 GB kapasiteli hard diskin yapılan incelemesinde;
“halk cephesi alt yazılı” isimli MPG dosyası bulunduğu görülmüĢtür. Videonun incelenmesi
neticesinde DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan sözde Demokratik Alan yapılanmalarının
anlatıldığı anlaĢılmıĢtır. Söz konusu videonun çözümü aĢağıya çıkarılmıĢtır.
“HALK CEPHESĠ
EMPERYALĠZME KARġI BAĞIMSIZLIK, FAġĠZME
KAPĠTALĠZME KARġI SOSYALĠZM MÜCADELESĠ VERĠYORUZ
KARġI
DEMOKRASĠ,
HALK CEPHESĠ Türkiye‟de demokratik mücadelenin öncüsüdür. Demokratik
mücadeleyi meĢruluk temelinde yürüten devrimci bir cephe olma özelliğine sahiptir. Bu
yanıyla Halk Cephesi bir geleneğin temsilcisi olarak 70‟lerden bu yana yürütülen Antiemperyalist, Anti-OligarĢik mücadelenin Türkiye‟deki tek sürdürücüsü olma onurunu
taĢımaktadır.
Nasıl bir gelenekten geliyoruz? Nasıl Bir Tarihe Sahibiz?
Türkiye‟de Devrimci örgütlenmeler Avrupa‟da geliĢen ve tüm dünyayı etkileyen 68
kitle hareketlerinden bağımsız, 50 yıllık bir revizyonist geleneği reddeden, devrimci bir
ayrıĢmanın sonucu olarak ortaya çıktı. Ġlk temsilcileri o günün koĢullarında gençlik hareketi
içinde yer alan ve anti- emperyalist eylemlere öncülük ve önderlik eden Mahir Çayan‟lardır.
Bu gelenek kendini yasalarla sınırlamayan, emperyalizme ve iĢbirlikçilerine karĢı her
koĢulda, her türlü meĢru yöntemle mücadele içinde geliĢti. Ve 30 Mart 1971‟de Kızıldere‟de
net Ģeklini aldı. O gün bu geleneğin yaratıcıları olan Mahir Çayan ve yoldaĢları katledilse de
geriye bir mücadele manifestosu bıraktılar. Mahir‟lerden devralınan mücadele geleneği
bugünlere taĢındı.
1970‟li yılların ilk evresinde “Dev-Genç” olarak ortaya çıksa da kendini gençliğin
mücadelesiyle sınırlamamıĢtır. Köylülerle birlikte Ege Bölgesi‟nde Manisa ilinde Tütün
Mitingleri örgütlerken, Türkiye‟de iĢçiler açısından bir dönüm noktası olan 15-16 Haziran
17
ĠĢçi DireniĢi‟nde ĠĢçi eylemlerini örgütledi. 1 Mayıs‟larda alanlarda “devrimci 1 Mayısın
temsilcisi oldu. Özellikle 2007- 2008 1 Mayıslarında Devletin uyguladığı faĢist teröre karĢı
sokak sokak örülen direniĢin mimarıydı. Akademik-Demokratik Mücadelede Gençliğe ĠYÖKD
(Ġstanbul Yüksek Öğrenim Derneği) olarak öncülük ederken, ĠĢçilere Devrimci ĠĢçi Hareketi,
kamu emekçilerine Devrimci Memur Hareketi, kadınlara Devrimci Kadın Hareketi‟yle
öncülük etti. Gecekondularda halkla birlikte yıkımlara karĢı direndi, halkın konut sorununa
çözüm bulmak için halkla birlikte konutlar yaptı, mahalleler kurdu. 12 Eylül 1980 öncesi
faĢist terör saldırılarına karĢı halkın can güvenliğini sağlamak için, FTKSME‟leri (FaĢist
Teröre KarĢı Silahlı Mücadele Ekipleri) kurarak faĢizme karĢı mücadelenin öncüsü oldu.
Halkı mücadelenin içine katarak halkın kendi öz örgütlenmelerini nasıl yaratması gerektiğini
pratikte gösterdi, örgütledi. Okullarda, fabrikalarda, mahallelerdeki faĢist iĢgaller bir bir
kırıldı.
Bu gelenek, 12 Eylül 1980 FaĢist Cuntası‟nın hapishanelerde devrimci tutsakları
teslim alma saldırısına karĢı ölüm orucu direniĢi içinde yer alıp devrimci kimliğini savunarak
ölen ama teslim olmayan Abdullah Meral, Haydar BaĢbağ, Hasan Telcilerden alıyor gücünü.
12 Eylül 1980 Cuntası sonrası hapishanedeki tutsakların sesi soluğu olan TAYAD‟ın (Tutuklu
ve Hükümlü Aileleri DayanıĢma Derneği) cuntaya karĢı yapılan ilk demokratik eyleminden,
Taksim Meydanı‟na çelenk bırakma eyleminden geliyor bu gücü. Dev-Gençlilerin üniversiteli
gençliğin akademik demokratik hakları için baĢlattığı 1987 Nisan direniĢlerinden; 12 Eylül
sonrasında ilk kitlesel iĢçi direniĢi olan “88 Bahar Eylemlerinden; 36 ayrı gecekondu
mahallesinde halkın konut, yol, su, elektrik, ekonomik ve demokratik hakları için kurulan
derneklerinden, 1980 sonrasının ilk grevi olan 1987 yılında bu geleneğin önderliğinde
gerçekleĢen Migros ĠĢçileri‟nin grevinden alıyor gücünü. Migros grevi cunta sonrası iĢçi
hareketinin en güçlü çıkıĢıdır 2 yıl süren grev sonucunda iĢverenle yapılan sözleĢmeye 1
Mayıs “iĢçilerin ve emekçilerin bayramı olarak geçmiĢtir. ĠĢportacılık, iĢsizliğe çare olarak
halkın geliĢtirdiği bir meslektir ve bu alanda da ilk örgütlenme olan ĠġPOR-DER
(ĠĢportacılar DayanıĢma Derneği) kurulmasına öncülük eden yine bu gelenektir. ĠġPOR-DER,
96 Ölüm Orucu direniĢinde yaĢamını yitiren Yemliha Kaya‟ların öncülüğünde kuruldu. 12
Eylül 1980‟den sonra örgütlenmeleri yasaklanan, sendikaları kapatılan memurların ilk
örgütlenmeleri olan Sağlık-Sen (Sağlık Emekçileri Sendikası), Bem-Sen (Belediye Emekçileri
Sendikası) bu gelenek tarafından kurulmuĢtur.
HALK CEPHESĠ hali hazırda Ģu kurum ve örgütlenmelerden oluĢmaktadır:
80 öncesi kurulan ilk gençlik derneği ĠYÖKD‟den bugün 36 ilde öğrenci gençliğin
akademik-demokratik haklarının mücadelesini veren Gençlik Derneklerine, Kültür ve Sanat
Alanında Türkiye‟de ve dünya çapında halkların sesi soluğu olan Grup Yorum-Ġdil Kültür
Merkezi, Hukuk alanındaki mücadelesini mahkemelerde olduğu gibi, hukukçuların
demokratik örgütlülüklerinde de sürdüren, Avukat Behiç AĢçı (Avukatlar Günü olan 5
Nisan 2006’da “F Tipi Hapishanelerdeki Tecritin Kaldırılması talebiyle ölüm orucuna
baĢlayarak hukuk alanındaki mücadeleyi mahkemelerle sınırlandırmadan müvekkillerinin
hakları için gerektiğinde müvekkilleriyle aynı eylemde yer alan avukat)’nın da bağlı
bulunduğu Halkın Hukuk Bürosu, Türkiye’de tutsak yakınlarının kurduğu ve bu uğurda
18
onlarca Ģehit ve tutsak veren TAYAD (Tutuklu ve hükümlü aileleri yardımlaĢma derneği),
iĢçi alanındaki örgütlülüğü Devrimci ĠĢçi Hareketi, Kamu emekçileri cephesindeki örgütlü
gücü Devrimci Memur hareketi ve basın alanında devrimci bir alternatif olan ve burjuva
ideolojisine karĢıdevrimci-sosyalist ideolojiyle yayın yapan YürüyüĢ Dergisi... Halk
Cephesi, Türkiye’de, her biri kendi alanında düzene karĢı alternatif olan kurum ve
yayınların örgütlenmesidir.” ġeklinde giriĢ yapıldıktan sonra Halk Cephesi çatı yapılanması
altında faaliyet gösteren TAYAD, Gençlik Federasyonu, Halkın Hukuk Bürosu Devrimci iĢçi
Hareketi, Devrimci Memur Hareketi, YürüyüĢ Dergisi isimli yapılanmalar tek tek
anlatılmıĢtır. Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
“HALKIN HUKUK BÜROSU
Halkın Hukuk Bürosu 1989 yılında Devrimci Sol Ana Davası‟nın savunması
aĢamasında kurulmuĢtur. Davada savunmanlığı üstlenen avukatlar düzen ve iktidar sınırları
içinde kalıyorlardı. Avukatlar ayrıcalıklarını ve statülerini korumaya özel bir önem
veriyorlardı O güne kadar da etkili ve örgütlü bir Avukat geleneği (devrimci avukatlık)
yaratılamamıĢtı. Asıl olarak bu ihtiyaçtan dolayı Halkın Hukuk Bürosu kuruldu.
Ġstanbul‟da 1989 yılında açılan büro Ankara‟da 1991 yılında açılmıĢtır. Büro sadece
siyasi davalara girme, davaları militanca ele alıp inceleme amacıyla değil; asıl olarak haklar
ve özgürlükler mücadelesinin içinde olma iddiasıyla kuruldu. Halkın Hukuk Bürosu düzenin
yerleĢik Avukat statülerini ve ayrıcalıklarını kabul etmeyen bir adalet anlayıĢına sahiptir.
Büro devrimci bir hukuk kurumudur. Bu nedenle büro çalıĢanları örgütlüdür. Büro,
ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nin kuruluĢu için aktif çaba harcamıĢtır. Halkın, evlerinin
yıkılmasına karĢı verdiği mücadelede, köylünün, ürünü için verdiği mücadelede, iĢçilerin,
insanca yaĢam koĢulları için verdiği mücadelede, hapishanelerde siyasi tutsakların verdiği
mücadelede onların yanında olmak büronun temel varlık nedenidir.
1996 yılında ölüm orucu eyleminde eylemin sonlarında büro çalıĢanı avukatlar ortak
bir karar almadan kendiliklerinden açlık grevi eylemine baĢlamıĢlardır. Ölüm Orucu eylemi
bakanlık tarafından sorunlarının çözüleceğinin kabul edilmesine kadar sürmesiyle açlık grevi
de devam etmiĢtir. 2000 yılında baĢlayan ölüm orucu eyleminde 19 Aralık operasyonunun
hemen öncesinde yine büro çalıĢanları tarafından açlık grevi eylemi organize edilmiĢtir. Bu
eylem de 1 hafta sürmüĢtür. 2007 yılına kadar devam eden ölüm orucu eylemine büro
avukatlarından birisi de katılmıĢtır. HHB üyesi Av. Behiç AĢcı eyleminin 293. gününde Adalet
Bakanlığı‟nın F tiplerindeki tecridi çözecekleri yönünde söz vermesi ve somut adımlar atması
sonucunda hapishanelerde bulunan tutsaklarla beraber ölüm orucu eylemine ara vermiĢtir.
Büro, Türkiye çapında binlerce siyasi dava dosyasına bakmıĢ, onlarca infaz davasında
evlatları polis tarafından katledilen ailelerin savunmanlığını yapmıĢtır. Bu nedenle büro
çalıĢanları siyasi iktidarların her türlü baskısına maruz kalmıĢlardır. Hemen tümü gözaltına
alınıp iĢkence görmüĢler ya da tutuklanmıĢlardır. HHB avukatlarından Av. Fuat Erdoğan
1994 yılında kendisini iyi tanıyan polisler tarafından infaz edilmiĢtir.” ġeklinde açıklamada
bulunulduğu, videonun sonunda ise;
19
“Halk Cephesi devletin kendisine yönelik tüm baskı, yasak ve katliam politikasına
rağmen çatısı altında bulunan tüm kurumlarıyla Türkiye’de her alanda hak ve özgürlük
mücadelesi vermeye devam etmektedir. Bağımsızlık, Demokrasi ve Sosyalizm
mücadelesinde, bedel ödemekten kaçınmadan zafere kadar mücadeleyi sürdürmeye
kararlıdır. Bu devrim Ģehitlerine verilmiĢ sözümüzdür.” ġeklinde videonun seslendirildiği
görülmüĢtür.
Yine Ġdil Kültür Merkezinde 18.01.2013 tarihinde yapılan aramada elde edilen
Samsung marka 33971G74AA43BJ seri numaralı 500 GB kapasiteli hard diskin yapılan
incelemesinde; “tanitim” isimli Word dosyası bulunduğu görülmüĢ, söz konusu belgenin
yapılan incelemesinde, yukarıda çözümü yapılan “halk cephesi alt yazılı” isimli videonun
çözüm metni olduğu, belgenin özellikleri incelendiğinde son kaydetme tarihinin 14.01.2013
olduğu görülmüĢtür.
“tanıtım.doc” isimli belgenin yazılıĢ tarihinden ve yine videoda anlatılan hususların
güncel oluĢundan ötürü söz konusu videonun 2012 yılı sonu veya 2013 yılı baĢında
hazırlandığı, HALK CEPHESĠ isimli yapılanmanın DHKP/C terör örgütünün sözde
Demokratik Alan çatı yapılanması olduğu, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Ġdil Kültür Merkezi
/ Grup Yorum Halkın Hukuk Bürosu, Devrimci ĠĢçi Hareketi, Devrimci Memur Hareketi,
YürüyüĢ Dergisi isimli yapılanmaların HALK CEPHESĠNE bağlı olarak DHKP/C terör
örgütünün uzantıları olduğu bizzat DHKP/C terör örgütü tarafından deklare edilmiĢtir.
Cumhuriyet BaĢsavcılığımızca DHKP/C terör örgütünün memur yapılanması olan
Devrimci Memur hareketine yönelik olarak yürütülen 2011/2360 sayılı soruĢturma
kapsamında; (DMH) mensuplarının 29.07.2012 ve 05.08.2012 tarihleri arasında Balıkesir Ġli
Edremit Ġlçesi Akçay Resort Otel isimli iĢyerinde düzenledikleri kamp esnasındaki
faaliyetleri, Ġstanbul 1 Nolu Hâkimliğinin (TMK. 10. MD. ile yetkili) 2012/290 teknik Takip
Nolu fiziki takip kararı uyarınca kayda alınmıĢtır. Söz konusu kampta yapılan toplantıda
Devrimci memur Hareketi‟ne yönelik 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında DMH
yöneticisi olduğu suç Ģüphesiyle tutuklu olarak bulunan Özlem Kütük‟ün diğer DMH
mensuplarına hitaben yaptığı konuĢmada “ġimdi söyle söyleyelim arkadaĢlar örgütün temel
kıstası Ģöyle bir Ģey değil aile sahibi olup olmamak,hani bu iĢte bir iĢ yapmadan hayatının 24
saatini bu mücadeleye ayırmak Ģeklinde değil, hani bizim …anlaĢılmadı Ģeylerimiz var demi
hani nasıl savaĢçılarımız,önderlerimiz TAYAD var mesela ne bilim gençlik var,
avukatlarımız var, iĢçilerimiz var, memurlarımız var,mahalle örgütlenmelerimiz var hani
bunların hepsi Ģöylemi yaĢıyor 24 saatini ayırarak yada kendisine ait hiç özel hayatı olmadan
yaĢayan tarzda değiller hani TAYAD lı ailelerimize baktık yani her halinden bahsettik ama
bunlar örgütçülerdir devrimcilerdir ama bizim burada demek istediğimiz Ģu kiĢi ne
yapacağına kendisi karar verir, nasıl yapacağına biz karar veririz, bu çok temel bir Ģey
yani…anlaĢılmadı kiĢi istemezse eyleme çağıramayız,zorla aidatını ver diyemeyiz, zorla bir
ile tayinini isteyemeyiz, gönüllülük esas,ama nasıl yapacağına biz
karar
veririz…anlaĢılmadı kendisi karar verecektir eğer bizim adımıza girmiĢse bizim doğrularımız
doğrultusunda hareket edecektir” Ģeklinde konuĢma yaptığı,
20
Dolayısıyla örgütün tüm yapılanmalarının birbirinden haberdar olduğu, Silahlı
Propaganda Birlikleri, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Halkın Hukuk Bürosu, Devrimci ĠĢçi
Hareketi, Devrimci Memur Hareketi ve mahalli alan yapılanmalarının örgütün
yapılanmalarından olduğu,
Yine Ģüpheli Naciye Demir‟in ikametinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG
marka
S1VSJ9BB116991
seri
numaralı
hard
disk
içerisinde
bulunan
“kiriklar_f_tipi01agustos” isimli 10 sayfalık el yazısı ile yazılmıĢ pdf belgesi incelendiğinde;
söz konusu belgenin cezaevinde kalmakta olan bir örgüt mensubundan gönderilmiĢ mektup
olduğu ve mektup içerisinde bir CEPHELĠ‟nin uyması gerekli kurallar bütünün yazılmıĢ
olduğu, Legal-Ġllegalite baĢlığı altında aynen “Legalite ve Ġllegaliteyi devrimci meĢruluk
zemininin iki alt baĢlığı olarak düĢünmeliyiz. Yasal mücadele alanlarını, yöntem ve araçlarını
yadsımak da yasallık sınırlarında kalmak da bir devrimci hareketin ve onun kadrolarının
düĢmemesi gereken bir hatadır. Unutulmamalıdır ki düĢman devrimci mücadeleyi engellemek
için yalnızca illegal mücadele alanında karĢı-mücadele örgütlemiyor. Legalite-illegalite
bütünlüğünün ziyadesiyle farkındadır düĢman. Yasal-demokratik mücadele alanlarımız
doğrudan düĢmanın gözü önünde olunulan yerlerdir. Bu nedenle, değil ilke ve kuralların
buralarda önemsizleĢmesi, aksine çok daha fazla önem arzetmektedir. Gözönünde olabiliriz.
Ġnsanlar açıkta da olabilir. Önemli olan örgütlülüğü oluĢturan iliĢkilerin gizliliğidir…”
Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Söz konusu ibarelerden DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan
yapılanmalarının örgütün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri aynı hedefler
doğrultusunda hareket ettiği ve iç içe bulundukları, yapılan incelemelerden de DHKP/C - SPB
mensuplarının silahlı kanada geçmeden önce örgütün sözde Demokratik Alan
yapılanmalarından herhangi birinde faaliyet gösterdikleri, birçok yasal görünümlü eyleme
katıldıkları, sonrasında örgüt yönetimi tarafından silahlı kanada geçmeleri için verilen gerekli
fikri altyapı ve talimat sonrasında silahlı saldırı/canlı bomba eylemleri yaptıkları anlaĢılmıĢtır.
Yukarıda giriĢ kısmında özet olarak açıklandığı üzere DHKP/C Terör Örgütünün
amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttüğü anlaĢılan Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanma
hakkında Cumhuriyet BaĢsavcılığımızca 2012/2259 sayılı soruĢturma baĢlatılmıĢtır.
Yürütülen soruĢturma sonrasında alınan mahkeme kararları doğrultusunda Ģüphelilerin
ikamet ettikleri ve avukatlık mesleğini yürüttükleri adreslerde arama iĢlemleri
gerçekleĢtirilmiĢ, 18.01.2013 tarihli aramalar neticesinde Ģüphelilerden Taylan Tanay, Ebru
Timtik, Barkın Timtik, Günay Dağ, Güray Dağ, Gülvin Aydın, Naciye Demir, Nazan Betül
Vangölü Kozağaçlı, Efkan Bolaç,Avni Güçlü Sevimli ve ġükriye Erden yakalanarak gözaltına
alınmıĢlar, Ģüphelilerden Selçuk Kozağaçlı 19.01.2013 tarihinde Atatürk Havalimanında
yakalanarak gözaltına alınmıĢtır.
ġüphelilerden Oya Aslan ve Özgür Yılmaz ise tüm aramalara rağmen bulunamamıĢ ve
haklarında yakalama emri çıkartılmıĢtır.
21
Daha sonradan Zeki Rüzgar ve Serhan Arıkanoğlu isimli Ģüpheliler kendiliklerinden
müracaat ederek Cumhuriyet BaĢsavcılığımızda ifadelerini vermiĢlerdir.
SoruĢturma kapsamında yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan Hollanda ve Belçika
belgelerinde isimleri geçen Rahim Yılmaz, Alper Tunga Saral, Metin Narin, Sevgi Sönmez
(Özer), Selda Yılmaz (Kaya) ve Mümin Özgür Gider isimli Ģüpheliler de soruĢturmaya dâhil
edilmiĢlerdir.
ġüphelilere yönelik Ġddianame üç ana baĢlık altında düzenlenmiĢtir;
Birinci bölümde toplanan delillerden Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanmanın
DHKP/C terör örgütü ile iliĢkisi kapsamlı olarak açıklanmıĢ,
Ġkinci bölümde Ģüphelilerin konumları ele alınmıĢ,
Son bölümde ise genel bir değerlendirmeye bağlı olarak, Ģüpheliler hakkında
uygulanması istenilen kanun maddelerine yer verilmiĢtir.
A. HALKIN HUKUK BÜROSU‟NUN DHKP/C
TERÖR ÖRGÜTÜ ĠÇERĠSĠNDEKĠ KONUMU
Halkın Hukuk Bürosu aĢağıdaki deliller ile birlikte açıklandığı üzere 1989 yılında
DHKP/C terör örgütünün talimatı ile kurulmuĢ olan, örgütün temel hedef ve stratejisi
çerçevesinde faaliyet yürüten, kurulduğu tarihten bu yana örgütün ve örgüt mensuplarının
gözaltı/tutuklama vb. hukuksal iĢlerini takip ederek tekrar DHKP/C terör örgütüne rapor eden,
DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi‟ne bağlı
olarak faaliyet yürüten ve örgütün yurtdıĢında bulunan merkez komitesi tarafından hukukçu
olmayan sivil bir örgüt mensubunun sorumlu olarak atandığı bir yapılanmadır.
Ġddianameye konu olan Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanmanın 1136 numaralı
Avukatlık Kanunu‟nun 43. Maddesinde belirtilen usullere göre, Ġstanbul ili Kağıthane Ġlçesi
Gürsel mah. Kumlu sokak No:13‟de faaliyet gösteren Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk
bürosu ile Ankara Ġli Kocatepe Mahallesi MithatpaĢa Caddesi Fazilet Apt. No:50/11 sayılı
adreste faaliyet gösteren Ankara Halkın Hukuk Bürosu ve bu iki büroda çalıĢan avukatlardan
ibaret olmadığını öncelikle vurgulamak gerekir. Zira yukarıda ismi geçen iki hukuk
bürosunda resmi olarak çalıĢmamakla birlikte yurtdıĢında bulunan merkez komiteye bağlı
olarak faaliyet gösteren kiĢiler de örgütün kurumları arasında yer alan Halkın Hukuk
Bürosu‟nda çalıĢan örgüt üyeleridir. Resmi olarak Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢmayan
Ģüpheliler ifadelerinde her ne kadar kendilerinin söz konusu hukuk bürosunda
çalıĢmadıklarını beyan etmiĢ iseler de elde edilen delillerin incelenmesi neticesinde
kendilerinin örgütün bu yapılanması içerisinde faaliyet gösterdikleri anlaĢılmıĢtır.
22
1.ADLĠ ĠSTĠNABE YOLUYLA BELÇĠKA VE HOLLANDA ADLĠ
MAKAMLARINDAN TEMĠN EDĠLEN BĠLGĠSAYAR KAYITLARI VE
DÖKÜMANLAR
DHKP/C Terör Örgütünün eylem ve stratejilerinin deĢifresi, terör eylemlerinde yer
alan kiĢilerin ortaya çıkarılması, örgüt üye ve yöneticilerinin tespiti amacıyla bu güne kadar
anılan örgüte yönelik olarak çeĢitli soruĢturmalar yapılmıĢ, birçok örgüt mensubu
yakalanmıĢtır. Yapılan bu çalıĢmalar neticesinde örgütün ülkemiz baĢta olmak üzere
Hollanda, Belçika, Ġtalya, Almanya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde dernek, internet
sitesi, server sağlayıcı gibi kurumlar ve araçlar vasıtasıyla faaliyet yürüttüğü görülmüĢtür.
DHKP/C Terör Örgütü tarafından ülkemizde gerçekleĢtirilen baĢta intihar saldırıları
olmak üzere sansasyonel eylemlerde örgütün yurt dıĢı birimleri tarafından telefon ile
Türkiye‟deki irtibat bürosu aranmak suretiyle yada servis sağlayıcıları yurt dıĢında bulunan
internet siteleri aracılığıyla üstlenmelerin yapıldığı tespit edilmiĢtir. DeğiĢik zamanlarda
Ġtalya ve Hollanda adli makamlarından istinabe yoluyla bu çerçevede anılan örgütle ilgili
ülkelerinde yürütülmekte olan adli davalarda değerlendirmek üzere bilgi belgeler talep
edilmiĢtir. Bu çerçevede bilgi paylaĢımında bulunulmuĢ, bunun yanı sıra karĢılıklı ülkelere
gidilmek suretiyle ortak mücadele zemini oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Bütün bu bilgilerden
hareketle 01.04.2004 tarihinde Türkiye, Almanya, Hollanda, Ġtalya ve Belçika‟da örgütün
faaliyetlerinin merkezleri olduğu değerlendirilen kurumlaĢmalara yönelik olarak
gerçekleĢtirilen eĢ zamanlı operasyonlar sonucunda dönem itibarıyla Ġstanbul ili ġiĢli
Ġlçesi‟nde bulunan Ekmek ve Adalet isimli dergi bürosunda yapılan aramada, örgütün
yurtdıĢında bulunan sorumlularının ülkemizde faaliyet yürüten örgüt mensuplarına
gönderdikleri talimatlardan ve ülke içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının
yurtdıĢında bulunan sorumlulara gönderdikleri raporlardan oluĢan gizli ve kodlanmıĢ
vaziyette, dijital ortamda saklanan çok sayıda örgütsel yazıĢma ve döküman ele geçirilmiĢtir.
Ülkemiz ve yurt dıĢında (Özgürlük Haber Ajansına, DHKC Amsterdam Enformasyon Bürosu
gibi) yapılan çalıĢmalar neticesinde birçok örgüt mensubu yakalanarak haklarında iĢlem
yapılmıĢtır.
Bu kapsamda yapılan aramalar neticesinde elde edilen dijital ve fiziki verilerin
değerlendirilmesi ve örgütsel yapının ortaya çıkarılması amacıyla BaĢsavcılığımız tarafından
ilgili ülkelerden adli istinabe yoluyla bilgi ve belgeler talep edilmiĢtir. Anılan malzemelerin
asılları BaĢsavcılığımız Adli Emanetinde bulunmaktadır.
Hollanda Ulusal Savcılığı‟nın 06.02.2007 tarihli yazısıyla teslim edilen tüm araĢtırma
bilgilerinin ve biliĢim materyallerinin Türkiye’de DHKP/C terör örgütü aleyhine açılan tüm
davalarda delil olarak kullanılabileceği bildirilmiĢtir.
Söz konusu dijital ve fiziki verilerin değerlendirilmesi neticesinde bu güne kadar
yargılaması devam eden sanıkların yargılandıkları mahkemelere, hakkında soruĢturma
bulunan Ģüpheliler ile ilgili soruĢturma dosyalarına birçok bilgi ve belge gönderilmiĢtir.
23
Ayrıca hakkında herhangi bir soruĢturma iĢlemi bulunmayan kiĢiler ile ilgili de yeni
soruĢturmalar açılmıĢtır.
Ġddianame devamında Hollanda/Belçika dökümanları olarak ifade edilen hususlar,
yukarıda izah olunan çerçevede adli istinabe yoluyla talep edilen ve ilgili karar ve talimatlar
ile BaĢsavcılığımıza gönderilen dijital ve fiziki verileri ifade etmektedir.
Bu belgeler içerisinde yer alan ifadelerin orijinali iddianameye konulmuĢ olup,
belge içerisinde geçen yazım hataları rapor yazan kiĢilerin kendi ifade tarzlarından
kaynaklanmaktadır.
Bahse konu veriler incelendiğinde, örgütsel raporların çok az bir kısmının 1997 ve
1998 yıllarında, büyük kısmı ise 1999 yılının sonu ile 2003 yılının sonu arasındaki tarihlerde
yazıldığı,
Gerek örgütün ülkemizde faaliyet gösteren örgüt mensupları ve yöneticilerinin,
gerekse yurtdıĢında faaliyet yürüten örgüt mensupları ve yöneticilerinin talimatlardan,
raporlardan, eylem gerçekleĢtirmeye yönelik istihbari faaliyetlerden, örgüt mensuplarının
özgeçmiĢlerinden, silah ve mühimmat temin ve sevk çalıĢmalarından, eylem
değerlendirmelerinden müteĢekkil çok sayıda örgütsel yazıĢmanın kayıtlarının bulunduğu
anlaĢılmıĢ, yazıĢmaların birçoğunun kod isimler kullanılmak suretiyle yapıldığı tespit edilmiĢ,
01.04.2004 günü ilimizde bulunan Ekmek ve Adalet Merkez Bürosunda yapılan aramada ele
geçirilen örgütsel yazıĢmalarla aynı mantık ve kodlama sistemi ile yazıldığı,birbiriyle
uygunluk gösterdiği görülmüĢtür.
Örgüt içi yazıĢmaların herhangi bir Ģekilde adli makamların eline geçmesi durumunda
örgüt yöneticisi ve üyelerinin deĢifre olmaması adına yazıĢmalarda ġifreli Kelimeler ve KOD
Ġsimlerin kullanıldığı bilinmektedir. Dökümanların yapılan detaylı incelemelerinde hangi kod
isimlerin kimler tarafından kullanıldığı, Ġddianame ek klasörlerinde mevcut Kod Ġsim Tespit
Tutanakları ile Ģüpheye yer bırakmayacak Ģekilde sağlamaları yapılarak tespit edilmiĢtir.
Yine yapılan incelemelerde terör örgütünün yazıĢma güvenliğine azami ölçüde dikkat
ettiği, raporlar içinde geçen bazı önemli kelimelerin kodlanarak yazıldığı anlaĢılmıĢtır.
Bütün terör örgütlerinin kendi üyelerine yazdırdığı ve bu Ģekilde kendi üyeleri
hakkında bilgi sahibi olduğu, örgüt adına neler yapabileceği ve görüĢlerini almayı amaçladığı
ve “ÖzgeçmiĢ Raporu” olarak adlandırılan raporlar bulunmaktadır. Hollanda ve Belçika
Dökümanları tetkik edildiğinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının bazılarının örgütün
Merkez Komitesine ÖzgeçmiĢ Raporu göndermiĢ olduğu anlaĢılmıĢtır.
Hollanda/Belçika dökümanlarının elde ediliĢ Ģekli ve incelenmesi ile ilgili herhangi bir
Ģüphe bulunmamakla birlikte mevcut bir takım dosya ve davalarda Ģüpheli ve sanık
avukatlarının elde edildikleri tarih itibarıyla dava zamanaĢımı ve delilin sıhhati noktasında
itirazları olduğu görülmüĢ, Ġstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250.Madde Ġle
Yetkili) 2009/89 dosya no, 2011/176 Karar nolu kararında konu tartıĢılmıĢ olup, kararda;
24
ÖzgeçmiĢ Raporları ile ilgili olarak “Öz geçmiĢ raporunun yasa dıĢı bir örgüte
katılmak için verilen sıradan bir öz geçmiĢ raporu olmaktan öte, zaten örgütsel faaliyetlerde
bulunan bir kiĢinin, örgüte yardım sağlama, eleman kazandırma, örgütün daha verimli
çalıĢması vb. konularda görüĢ ve önerileri içerdiği, sanığın duygu ve düĢünceleri ile iliĢkide
bulunduğu kiĢiler, yer ve zaman bilgisi konusunda ayrıntılı bilgiler ihtiva ettiği görülmüĢtür.
Sanığa ait özgeçmiĢ raporunun bir örgüte üye olma isteği ve iradesinden öte, yapılan örgütsel
faaliyetleri ve önerileri içeren ve örgüte üye olma isteğinden öte örgüt içerisinde yükselme
iradesini yansıtan nitelikte bulunduğu,” Ģeklinde,
Dijital deliller ve bunların sıhhati ile ilgili olarak “Dijital deliller sadece biliĢim
suçlarında kapsamında değil örgütsel suçlar, adam öldürme, cinsel saldırı, kayıp Ģahıslar,
çocuk tacizi ve uyuĢturucu gibi bir çok olayın aydınlatılmasında da kullanılabilmektedir.
GeliĢen teknoloji karĢısında dijital verilerin değerlendirme kapsamına alınmaksızın yapılacak
bir yargılamada, toplumun huzur ve güveninin sağlanması ve adaletin tesisi konusunda ciddi
aksamalar olacağı muhakkaktır. Sanık Türkiye‟ de yaĢayan milyonlarca kiĢiden biri, eğitim
gören yüz binlerce kiĢiden biri ve akademik çalıĢma yapan binlerce kiĢiden biri olup, kendi
baĢına gündemi yada siyasal ve sosyal geliĢmeleri belirleyebilecek konuma sahip olmadığı
gibi, ülkemiz adli makamlarının Belçika ve Hollanda ülkeleri adli makamlarının sanık
aleyhine komplo kurduğu iddiasının geçerli bir mantıksal düĢünceye dayanmadığı” Ģeklinde,
Sözde Demokratik/Legal alan vasıtasıyla örgütsel faaliyetlere katılım ile ilgili olarak
“Sanığın yasa dıĢı silahlı Terör Örgütü olan DHKP/C isimli örgüt ve bu örgütün değiĢik
seksiyonlarında aktif görev yapıp, örgüte eleman kazandırma ve örgüte maddi destek sağlama
faaliyetlerinde bulunduğu, bu faaliyetleri sırasında akademik çalıĢma görüntüsü altında
demokratik sistemin sunduğu olanaklardan yararlanarak, Ģiddet yolu ile demokratik sistemi
ortadan kaldırmaya yönelen, ülkemizde ve tüm demokratik ülkelerde Terör Örgütü olarak
kabul edilen, amaçlarına ulaĢmak için her türlü Ģiddet unsuru içeren politikaları benimseyen
ve bu tarz politikalarına devam eden yasa dıĢı silahlı terör örgütü olan DHKP/C isimli örgüte
üye olmak suçunu iĢlediği” Ģeklinde,
Dava zamanaĢımı ile ilgili olarak “Örgüt üyeliği suçu niteliği itibarı ile temadi eden
suçlar olup, bu suçtan gözaltına alınma, tutuklanma ve iddianame düzenlenmesi ile temadi
kesilmekte ve suç tarihi de temadinin kesildiği tarih olmaktadır. Bu durumda suç için
öngörülen dava zamanaĢımının dolduğu iddiasının yersiz olduğu Mahkememiz tarafından
kabul edilmiĢtir.” ġeklinde gerekçelerin yer aldığı,
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2012/3282 Esas No, 2012/8981 Karar Nolu
ilamıyla“sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuĢturma sonuçlarına uygun
Ģekilde vasfı tayin edilmiĢ, cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmıĢ, savunması
inandırıcı gerekçelerle reddedilmiĢ, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik
görülmemiĢ olduğundan, Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen
temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA oy birliğiyle karar verildi” Ģeklinde
mahkemece verilen kararın onandığı görülmüĢtür.
25
Yine benzer Ģekilde Hollanda/Belçika dökümanlarında ayrıntılı olarak örgütsel
faaliyetleri anlatılan ve bu faaliyetleri sebebiyle DHKP/C Terör Örgütü davasında yargılanan
ġahin Akdağ isimli sanıkla ilgili olarak Ġstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK
250.Madde Ġle Yetkili)2008/120 Dosya No, 2010/8 Karar no‟lu kararında;
Sanık hakkında DHKP/C Terör Örgütüne üye olmak suçu sabit olduğundan 5237
sayılı TCK‟ nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, karar içeriğinde
sanığın;
“örgütün ilke ve prensiplerine uyduğu, kod isim kullandığı, kiĢisel faaliyetlerinde dahi
örgüt tarafından sahiplenildiği anlaĢıldığından DHKP/C Terör Örgütüne üye olmak suçunu
iĢlediği kanaatine varılmıĢtır.” denmiĢtir. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11.04.2011 tarihli
2011/2798 Esas No, 2011/2197 Karar No‟lu ilamı ile de mahkemenin kararının onanarak
kesinleĢmiĢ olduğu görülmüĢtür.
Yurt dıĢından temin edilen dökümanların incelenmesi neticesinde, Halkın Hukuk
Bürosu isimli yapılanmanın DHKP/C Terör Örgütünün bir kurumu olduğu ve bu büronun
kuruluĢu ve faaliyetleri değerlendirildiğinde tamamen örgütsel amaçlar doğrultusunda hareket
ettiği anlaĢılmıĢtır.
Bütün bu hususlar;
a. YasadıĢı DHKP/C Terör Örgütünün Bir Birimidir.
b. DHKP/C Terör Örgütünün Talimatları Doğrultusunda Hareket Etmektedir.
c. HHB Yöneticiliğini Avukat Olmayan Birinin Yapması, Bu KiĢinin Avukatlara
Verdiği Talimatlar
d. HHB ve Avukatlar Örgüt Ġçerisinde KOD Ġsimle Anılmaktadır.
e. Halkın Hukuk Bürosu‟nda ÇalıĢacak Avukatlar Örgüt Tarafından Belirlenmektedir.
f. HHB Avukatlarının Birçoğu Avukat Olmadan Önce de DHKP/C Terör Örgütünün
Farklı Birimlerinde Faaliyet Gösteren KiĢilerdir.
g. Büro ve Avukatların Ġhtiyaçları Örgüt Tarafından KarĢılanmaktadır.
h.HHB ve Avukatları Tarafından Alınacak Davalar Örgüt Tarafından
Belirlenmektedir.
i. Örgüt Mensuplarına Büro Avukatları Tarafından Ücretsiz Avukatlık Yapılmaktadır.
j. YurtdıĢında Bulunan Örgüt Yöneticisi Ġle HHB Avukatları Birbirlerine Direk Olarak
Rapor Göndermektedirler
k. HHB Avukatlarının Cezaevindeki Örgüt Mensupları Ġle Örgüt Sorumluları
Arasındaki Bilgi Aktarımı ve ĠletiĢimi Sağlaması
l. Cezaevinde Bulunan Örgüt Mensuplarının Ziyaretine Hangi Avukatın Gideceği
Örgüt Yönetimi Tarafından Belirlenmektedir.
m. 2000-2007 Yılları Arasında Cezaevlerinde Yapılan Ölüm Oruçlarında Avukatların
Rolü
n. Gözaltı/Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler
o. ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının Faaliyetleri ve Etkinlik
Kurma ÇalıĢmaları
26
ġeklinde baĢlıklar halinde ayrıntılı olarak aĢağıda incelenmiĢtir.
a.YasadıĢı DHKP/C Terör Örgütünün Bir Birimidir
“1999.05.31 - 1999-ayhan-haziran-b01haz01” isimli word belgesi incelendiğinde
sorumlu kiĢi tarafından Ayhan KOD Necdet Berk‟e gönderilen bu notta;
“BĠZĠM ABLANIN AYHAN' A YAZMAK ĠSTEDĠKLERĠ VARDI VE YAZDI...”
“Sizi özledim. Uzun süredir konuĢamıyoruz da. Avukatlarla ilgili tartıĢma yaklaĢık
dört aydır sürüyor. Ve ben dört aydır biraz ĢaĢkınlıkla esas olarak da üzülerek izliyorum
süreci. Ve ister istemez benim- bizim yaĢadıklarımız geliyor aklıma. Tabii ki süreç çok
farklıydı... Halkın hukuk bürosu ilk kurulduğunda 32 (otuz iki) avukat stajyer ve öğrenci ile
baĢladı çalıĢmalarına. Seksensekiz sonundan 90 ortasına kadar elene elene toplam onbir kiĢi
kaldı. Her yıl bu elenme devam etti. Elenen insan sayısı yanında tabii ki yeni gelenlerde vardı.
Ama kalıcılaĢan azdı. 90 ile 93 arasında kalıcılaĢan ulutan, eĢi, metin narin ve ahmet düzgün
yükseldi. Ġlk baĢlayanlardan ise ben, fethiye ve murat demir kalmıĢtık. Fuat zaten örgütlü iken
deĢifre olunca gelmiĢti” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Bu anlatımlardan; “Bizim Abla” olarak kodlanan Zerrin Sarı‟nın Halkın Hukuk
Bürosu‟nun kurucularından olduğu, “Bizim Abla”nın not yazmaktaki amacının ise, kendi
hatalarından örnekler de vererek, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının kaybedilmemesi
gerektiğini HHB sorumlusuna anlatmak istemesi olduğu, Halkın Hukuk Bürosu‟nun ilk
kurulduğu tarihten itibaren DHKP/C terör örgütünün bir kurumu olduğu anlaĢılmıĢtır.
YasadıĢı DEV-SOL örgütüne üye olmak suçundan hakkında iĢlem yapılan Fethiye
PekĢen isimli Ģahsın 28.09.1993 tarihinde alınan ifadesinde; “Ben 1989 yılı sonlarında dev-sol
örgütünün davalarına girmeye baĢladım, cezaevlerindeki müvekkillerimle görüĢmeye
baĢladıktan sonra devrimci solun görüĢlerini tarihini, eylemlerini öğrenmeye baĢladım ve bu
örgüte sempatim baĢladı. Siyasi davalara olan ilgim artı, cezaevinde diğer siyasetlerden olan
tutuklularla dev-sol örgütünden olanlar arasından belirgin bir fark vardı, o dönem dev-sol
davasındaki avukatları azledilmiĢ olduğundan avukatlara ihtiyaçları vardı bende bu davalara
girmeye baĢladım, bir süre sonra o dönem legalde olan Savi Ürkmezer aracılığı ile Metin
Nezihi Altınay ile tanıĢtım, gerçek ismini sonradan öğrendiğim dana önce tanıĢmamda metin
olarak tanıĢmıĢtım, Metin Nezihi Altınay bana bir hukuk bürosu bakmayı düĢündüklerini
benimle birlikte çalıĢmaya düĢünüp düĢünmediğimi sordu bende kabul ettim, ben o sıralar
Bakırköy‟de bir avukatın yanında ücretli olarak çalıĢtığımdan siyasi davalara yeterince
zaman ayıramıyordum, çalıĢtığım yerden ayrılıp, halkın hukuk bürosunda çalıĢmaya
baĢladım, büroda baĢka avukatlarda vardı hepsinin durumu aĢağı yukarı benim gibiydi. …
daha sonra bazıları ayrıldı bir kısmımız görüĢmeye devam etti, büronun amacı DEV-SOL‟dan
yargılanan insanların davaları ile ilgilenmek, … ve benzeriydi. Yani demokratik mücadele
veren bir dernek gibi çalıĢıyorduk, hepimiz DEV-SOL‟a sempati duyan insanlar
olduğumuzdan aynı zamanda dev-sol propagandasını da yapıyorduk, daha sonra cezaevi ile
örgüt arasında not taĢımaya baĢladım, notları Metin Nezihi Altınay‟dan alıp cezaevine
cezaevinden alıp Mete‟ye veriyordum, Metin Nezihi Altınay o zaman büroya gelip gidiyordu,
27
daha sonraları dıĢarda pastahane gibi yerlerde buluĢmaya baĢladık, 1991 yılı 12 Temmuz‟da
kısa bir süre önce Metin Nezihi Altınay beni Lütfiye Kaçar ile tanıĢtırdı artık not alıĢveriĢini
bu Ģahısla yürütmeye baĢladık, Anadolu cezaevlerinde aynı Ģekilde merkezi olarak
sürdürüyorduk, haberleĢmeyi ben sağlıyordum, 12 Temmuz sonrası bizim doğrudan not
taĢımamız sakıncalı görünmeye baĢladı, bu arada bürodaki diğer avukatlarda benim gibi not
taĢıyordu, bir komite kurulmuĢtu,
AVUKATLIK KOMĠTESĠNDE YER ALANALAR
1-Ben Fethiye PekĢen komitenin sorumlusuydum,
2-Ulutan Gün komite üyesi,
3-Zerrin Sarı komite üyesi,
4-Fuat Erdoğan komite üyesi,
5-Ümran Gün komite üyesi,
isimli Ģahıslar komite içerisinde yer almıĢtı. 1991 yılının 12 temmuz sonrası, kurye
sistemi geliĢtirildi notları ümran gün alıyordu oda bir kuryeye varıyordu bu Ģekilde
örgütlenme haberleĢmesi sürüyordu, ben demokratik platformuda diğer alanlarla da
ilgileniyordum ancak bunun bir resmiyeti yoktu, her birimin kendi sorumlusu vardı ve ben çok
fazla insanlardan muhatap olmuyordum o sıralar örgütte üyelik Ģekle bağlandı, her alanda
üyeler özgeçmiĢlerini ve fotoğraflarını verdiler, ….. bu Ģekilde üyeliğimiz kesinleĢti o sıralar
Ģu anki eĢim olan AliĢan Yalçın cezaevinden tahliye oldu örgütten iliĢki için izin istedi, izin
verilmedi bu bir zaaf olarak görüldü, AliĢan Yalçın legal alanda kalmak istiyordu buna izin
verilmedi, oda kendisine verilen görevi kabul etmeyince sorun çıktı o sıralar yani 1992 yılı 17
Nisan operasyonu oldu örgütle iliĢkiler yeniden düzenlendi, biz o zamana kadar Dursun
KarataĢ‟ı ülkede zannediyorduk oysa 12 Temmuz sonrası yurt dıĢına çıkmıĢ, haberleĢme faks
ve telefonla sürüyordu, yurtdıĢında istasyon tabir ettiğimiz telefon numaralarını her gün
sabah ve akĢam olmak üzere arıyor bir not varsa faksla gönderiyor yada alıyordu, benim
henüz AliĢan Yalçın‟ın yaĢadığı sorunlardan haberim yoktu bana bir gün temiz bir telefon
verip beklememi söylediler bir tanıdığın telefonunu verip beklemeye baĢladım, Dursun
KarataĢ aradı ve AliĢan Yalçın‟ın devrimciliği bıraktığını söyledi. Benimle uzun uzun
konuĢtu, AliĢan Yalçın ile görüĢmek istediğini söyledi o sıra bayram oğlu operasyonu oldu,
AliĢan Yalçın‟a halen hiçbir görev verilmemiĢ bekletiliyordu, kendisiyle görüĢtüm verilen
göreve gitmesi için ikna etmeye çalıĢtım kabul etmedi, daha sonra ben bu konuda örgüte
herhangi bir dayatmada bulunmadım, kısa bir süre sonra demokratik Platformda legalde bir
komite kuruldu. Çok ciddi sorunlar yaĢanıyordu böyle bir genel komite ile sorunların
görüleceği ve kitleselleĢmeyi sağlanacağı düĢünülüyordu, bu komitede yer alanlar,
LEGAL KOMĠTEDE YER ALANLAR
1-Ben Fethiye PekĢan (Yalçın) komitede ikinci sorumluydum,
2-Nuri Eryüksel komitede birinci sorumluydu,
3-Tuncer Bağdatlıoğlu komite üyesi,
4-Zerrin Sarı komite üyesi isimli Ģahıslar yer alıyordu.
28
Bu komiteden Nuri Eryüksel sorumluydu, onun gözleri görmediği için ister istemez
ağırlıklı yük bana düĢecekti, Demokratik Platformdaki birimlerin sorunlarını görüĢtük,
sorunlar her yerde aynıydı daha pratikçilik para sorunu Devrimciliği bırakanlar, kitle
çalıĢmasının olmayıĢı ve benzeri, bunlarla ilgili değerlendirmeler yapıp, harekete
önerilerimizi ilettik o sıralar darbe sorunu gündeme geldi, Dursun KarataĢ tarafına geçmiĢ
oldu kısa sürede ülkedeki tüm kurumların Dursun KarataĢ‟tan yana tavır almalarını sağladık
iç …. önlemek için aramızda iĢ bölümü yaptık bir süre sonra Nuri Eryüksel yurtdıĢına
gönderdik iliĢkileri Tuncer Bağdatlıoğlu yürütüyordu, kısa bir süre sonra yani 1993 yılı 6
Mart Operasyonu oldu, bu operasyondan ben çok etkilendim, bu insanlar Polis öldürmeseydi,
Dursun KarataĢ öldürecekti, bu nedenle Dursun KarataĢ grubundan ayrılmaya karar verdim,
o sıralar AliĢan YALÇIN ailesinin yanındaydı gidip onunla görüĢtüm daha sonra Dursun
KarataĢ‟a telefon edip ayrıldığımı kendisini artık desteklemeyeceğimi belirtim, bunun üzerine
benim hakkımda gözaltı kararı çıkarttı, daha sonra örgüt içi Ģiddet eylemlerine baĢladı, be
Ģiddetin yanlıĢlığı üzerine açıklamalar, basın toplantıları yapıyordum kamuoyunda ve sol
çevreler içerisinde tanınan bir insan olmamdan dolayı bunlar etkili oluyordu bu nedenle beni
hedef haline getirdi…” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüĢtür.
“1997.09.05 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki örgüt sorumlusu tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu notta;
“radyo için de müsait toplanti salonlari çok çeĢitli odaliri olan merkezi bir yerde bir
kaç katlmi bir apartman bulalim kiralayalim radyo kültür merkezi hatta hukuk bürosu vb bir
çok kurumumuzu ayni yere taĢiyabiliriz” Ģeklinde tavsiyede bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosu hakkında yurtdıĢındaki örgüt sorumlusu tarafından “BĠZĠM
HUKUK BÜROMUZ” olarak bahsedildiği anlaĢılmıĢtır.
“1997.10.07 - 1997-hamhav-0910hav” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat
notunda;
“Avkutların gelir gider vb sorunlarına vakıf olmalısın örneğin daha önce efkan
tunadan aldığı borçları nasıl ve nereden ödüyordu. Daha doğrusu büro giderleri ve gelirler
nelerdir. Duruma vakıf olursak bir formül bulunur. Ayrıca efkan gelir gider iĢlerine bakıyorsa
bunların ayrıntılı bir hesabını çıkartmalı. kimden ne almıĢ kime ne zaman ne vermiĢ her Ģey
açığa çıkmalı. gerektiğinde bürodan baĢka biri para iĢleri ilgilenir ama önce hesaplar
düzelsin. Ģunu da kesin söyleyin o büro kurulduğundan beri bir arabaya sahip olmadı bundan
sonra da olmayacaktır. arabalık bir iĢleri de yoktur. ayrıca avukatlar tunanın evinde
kalmayacaklar. baĢka bir ev bulmalıyız. veya uygun birilerinin yanlarna yerleĢtirmeliyiz. Ģu
andaz kim nerede kalıyor. efkan chr içerisinde ne yapıyor bir çalıĢma yapmalı. bize yakın
veya etkili olabileceğimiz insanlar üzerinde bir çalıĢma yapmalı. yine para yardımı yapacak
çeĢitli gelir getirecek davalar verebilecek insanlar bulmalı. yani hukuk bürosu yeni avukatlar
bulamazsa bir süre sonra avukatsız kalacaktır. metin narinin ilgilendiği genç avukatlar vardı
bunlar için iyi diyorlardır ne yapıyorlar. bunların bir kaçı üzerinde özenle çalıĢılabilir.
29
gerekirse efkanın metinin dıĢında ilgilenecek yollar bulmalıyız. etkilemeliyiz yayınlarımızı
verme tartıĢma zaman zaman gidip gelme gibi yöntemlerle etkileyebiliriz. ayrıca mlutlaka
genç avukatlara baĢkalarına dava dağıtmalıyız. dava dağıttığımız insanlar doğal olarak
cezaevine gideceklerdir cezaevi bunlarla özel olarak ilgilenir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1998.02.15 - 1998-havham-subat-b14sub39” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu Hacı isimli kiĢiye gönderdiği bu talimat notunun 8. maddesinde;
“efkan esas olarak manyak bir tiptir gençlik içinde yapamadığı için hukuk bürosuna
verilmiĢtir orada da esas sorun popülizmi para düĢkünlüğüdür biz iki kez onu gözaltına aldık
bir sürü sorun çıkarttı ve bizce esas sorun korkularıdır” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan Avukat Efkan Bolaç‟ın örgütün gençlik
örgütlenmesindeki görevlerini yapamadığı için hukuk bürosuna verilmiĢ olduğu, hukuk
bürosunda görev yapacakları örgütün belirlediği, örgüt mensuplarının örgütlenme alanları
arasında transfer edilebildiği, örgütün hukuk örgütlenmesinin Halkın Hukuk Bürosu olduğu
anlaĢılmıĢtır.
“1999.04.10 - 1999-ayhan-nisan-o10nis11” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan
KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu raporda cezaevine
getirildiği belirtilen 26 kiĢinin özgeçmiĢ raporunun bulunduğu,
“ANKARAYA YENĠ GELEN ARKADAġLARIN KĠMLĠK BĠLDĠRĠMLERĠ VE
ÖZGEÇMĠġLERĠ:
l) TAYLAN TANAY, 25.02.l98l, Tunceli Ovacık.
2) Kürt, Alevi, TUNCELĠ.
…
7) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim.
…
l4) Askerlik yapmadım. Ama halk patlayıcılarını yapabiliyorum. Boru bomba ve
molotof kullandım. l4'lü silah kullanabiliyorum. Ayrıca kleĢin tüm teknik özelliklerini
biliyorum ama kullanmadım. Pompalı tüfek kullanabiliyorum.
…
l7) …l996 yılında Elazığ demokratik alana yapılan operasyonda gözaltına alındım.
Daha önce 5 kez alınmıĢ, 2 kez TEM'e götürülmüĢ ama savcılığa çıkarılmadan bırakılmıĢtım.
Bu kez tutuklandım. Elaziğ Hapishanesine konuldum. YaklaĢık bir ay burada kaldıktan sonra
Elbistan Hapishanesine sürgün edildim. Orda açlık grevinebaĢlamam üzerine Malatya
30
Hapishanesine sevk edildim. Burada '96 Ölüm Orucu direniĢinin 45 günlük süresiz açlık grevi
direniĢinde bulundum. Bu süreçte yapılan barikat direniĢlerine katıldım. Yapılan eğitim
çalıĢmalarında teorik ve askeri birikim kazandım. Çıkarken 2 Ģık sunulmuĢtu. Ya SPB aday
üyeliği veya demokratik alan. Ben demokratik alanı Ģeçtim. YaklaĢık Temmuz '96'da tahliye
oldum. Elazığ'da demokratik alanı örgütlemeye çalıĢtım. '97yılında girdiğim sınavda Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Ve gelir gelmez TÖDEF çaliĢmalarını -bu okulda
aksamıĢtı- baĢlattım. '99'da alınana kadar TÖDEF'liydim.
…
l) ÖZGÜR YILMAZ, ll.l2.l974, KIRġEHĠR
2) Türk, Sünni.Aslen KırĢehir.
…
5) Aile ve akraba çevresinde sevilen bir insanım. Herkes tarafından saygı da
görmekteyim. Aktif olarak Ģu anda mücadeleye katılmıyorlar. Çünkü feodal yapıyı
kıramadılar. özellikle gençlerin çoğunluğu devrimcileri tanıyorlar. Hepsinin ilgisi var.
Büyükler ise düĢüncelerimi destekliyorlar fakat koruma mantığıyla hareket ettiklerinden
benim Halkın Hukuk Börosunda çalıĢmamı istiyorlar. Ablam Songül bizi destekleyebilir.
Annem de eylemlere katılır…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
DHKP/C terör örgütü mensuplarınca örgütün Silahı Propaganda Birlikleri (SPB) ve
Demokratik Alan olarak ikiye bölündüğü, Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün
“Demokratik Alan” olarak nitelendirdiği alan içerisinde yer aldığı anlaĢılmıĢtır.
“2000.02.24
nfi
cd-rom-phase
2-04822_25.2.2000aykut5”
belgeincelendiğinde Cezaevinden gönderildiği anlaĢılan bu raporun 3. maddesinde;
isimli
“Halkın hukuk bürosunun tarihi olarak hazırlanmıĢ çalıĢmayı bize gönderseniz
buradaki arkadaĢlar kendi bilgilerini de katarak üzerinde çalıĢıp istenene uygun bir hal
verebilirler diye düĢünüyoruz” ġeklinde bilgilerin olduğu
DHKP/C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu Tarihi adında örgütsel bir döküman
çalıĢması hazırlattığı anlaĢılmıĢtır.
“2000.06.19 - nfi cd-rom-phase 2-01918_20.6.2000aysel3” isimli belge
incelendiğinde yurtdıĢında bulunan Aysel KOD Gülaferit Ünsal‟ın bu raporunun 10.
maddesinde;
“…BU hafta sonu Alman iliĢkilerle toplantı yapıldı: …Heyet olarak Temmuz sonu
veya Ağustos baĢı gitmek istiyorlar, çünkü Türkiye'yi tanımak istiyorlar. Bizi oradan görmek
istiyorlar ve ayrıca durumu yerinde değerlendirmiĢ olup dönünce burada daha sağlıklı bir
çalıĢma yürütmek istiyorlar mesela doktor ve avukatlardan vs. OluĢan bir heyetin çalıĢmasını
31
yapmak istiyorlar. … Heyetin programını ve tarihini alabilirsek, yani Ģu tarihten Ģu tarihe
kadar Ģuraları ziyaret edecekler mesela pazartesi saat 10'da hukuk bürosunu, salı saat 12'de
tayad'ı vs. . Heyet öncesi, heyete gideceklerin toplantısının yerini ve tarihini biz
belirleyeceğiz. Bunun için de acil cevap vermemiz gerekiyor. Bize mümkün olduğu kadar hızlı
bir cevap verirseniz iyi olur.
(Aysel benim notum: Ġki aydan beri bu insanlarla ülkeye gidecek heyete katılırmısınız
diye görüĢmeler yapıldı.Sizin uygun göreceğiniz tarihte bir heyet gönderebiliriz..Eğer Tayad
ve HHB yada sizin uygun göreceğiniz bizi bir kurumumuz resmi bir çagrı yaparsa daha etkili
olabilir.BĠr program çıkartıp onlara sunarsak ,döndüklerinde bunun propagandasinı
yapabilirler..)…”ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan
yapılanması içerisinde yer alan bir kurumu olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2002.10.08 - Unallocated Clusters-540” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu örgütsel raporda
“…Semih Genç bugün savcılığa çıkarıldı.Sorgusuna katılmak için manav 1 gitti.Aynı
zamanda Baro CMUK servisinden görevli olarak bir av.arkadaĢ atanmıĢtı.Bizim dostumuz
yakın bir arkadaĢtır.O da sorgusuna katılacaktı.Semih oradaymıĢ ve manav 1 görünce
kendisini tanıtmıĢ ve büronun av. olduğunu söyleyerek beni talep edersen bende sorguna
katılmak istiyorum demiĢ.Semih istemiyorum demiĢ ve HHB nun av..larını istemiyorum onlar
örgütün av..ları demiĢ polislere.Polisler manav1 i göstererek bu genci tanıyormusun demiĢler
oda hayır baĢmanavı tanırım demiĢ..
Belgenin devamında Manav 1‟in ise o tarihlerde HHB avukatı olan Manav 1 KOD
Avukat Mümin Özgür Gider olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2003.03.22 - export 1-unallocated clusters-203” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“Manav 3 konusunda… Manav 3 ile konuĢtum. Geçen hafta konuĢtum. Burada
notlarımı saatle yetiĢtirmeye çalıĢtığım için yazmaya fırsat olmadı. sonuçta manav 3 ile sizin
anlattıklarınz çerçevesinde kendisinin bu kararını nasıl değerlendirdiğimizi söyledim
kendisine. Bozuldu. Önrce çok uç değerlendiriyorsunuz ben öyle düĢünmüyorum dedi. antığını
açıtm. Tercihinin ne anlama geldiğini, bizimle yaĢadığı süreci, tanık olduklarını, böyle bir
süreçte yine çekip gitmenin ne anlama geldiğini anlattım. Kendisini hiç incitmediğimizi, hatta
toleranslı yaklaĢtığımızı, kendisini hep tutmaya çalıĢtığımızı anlattım. Sonuçta kendisini
baskılanma altında tutarak düĢünmesini bu konuda ayak diremesinin kendisini bu tercihe
getirdiğini anlattım. Bizim iliĢkilerimizdede olmayacağını söyledim. Ben hapishaneden
çıktıktan sonra tercihimi yapmıĢtım. Ailemi sevdiğimi ve onlarla olmak istediğimi baĢka bir
hedef önüme koymadığımı söyledim. Bu biliniyordu dedi. Bende evet bu biliniyordu ama parti
seni hep bir noktada tuttu, kiĢiliğini değerlerini kaybetmemen için sana kapısını açtı emek
verdi bunlarıda düĢün diye tartıĢtım. Sert yapmadım sakin olarak mantığı üzerinde durdum.
32
Giderken kötüydü ağlamaklı olarak ayrıldı. Büronun anahtarını verdi. Manavlarada manav 3
ün durumunu anlattım. Bekledikleri bir durumdu ĢaĢırmadılar. Değerlendirmemizi ve manav
3 ün sürecini manavlara değerlendirerek anlattım. Özkan'a bilgi verdim. Özkan tartıĢmaya
kalktı. Bir noktada tutulamazmıydı manav 5 le kıyaslıyorumda manav 3 onunla aynı
özelliklere sahip değil manav 3 daha temiz birisidir, dedi. Kendisine anlattım. Manav 3 e
büroda nasıl-yaklaĢtık. Özlemlede konuĢacağım. ÇalıĢtığı için görüĢemedik. Ancak biliyorlar.
Manav 3 konusunda kurumlara hapishanelere nasıl açıklama yapalım. Hapishanelerde
arkadaĢlar soruyorlar.” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
O tarihlerde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından olan ve “Manav 3” olarak
kodlandırılan Avukat Sevgi Özer‟ in bürodan ayrılmak istediğini söylemesi üzerine YaĢar
KOD Münevver KÖZ‟ ün ayrılmaması için ikna etmeye çalıĢtığı, “ama parti seni hep bir
noktada tuttu, kiĢiliğini değerlerini kaybetmemen için sana kapısını açtı emek verdi bunları da
düĢün” dediği,
Ayrıca diğer kurumlar ve hapishanelerdeki örgüt mensuplarına, “Manav 3” KOD
Sevgi Özer isimli avukatın artık örgüt ile ilgisinin kalmadığının bildirilmesinin gerekli
olduğunun söylenmesi, diğer avukatların örgütsel konumunun örgüt mensupları tarafından
bilindiği görülmüĢtür.
“2003.06.07 - export 3-3-131-07062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“DGM savcı ve hakimlerinin servis otosuna yönelik son eylemimiz konusunda,
Manavların gözlemi DGM deki hakim ve savcılar oldukça tedirgin olmuĢlar.. Eylemden bir
gün sonra DGM savcılarından bir tanesi kendisine yaklaĢan tutuksuz yargılananlanan bir
kiĢinin kendisine yürürken yaklaĢmasından rahatsız olmuĢ ve irkilerek ne bu teröristler
burnumuzun dibine kadar geldiler diye bir tepki göstermiĢ.. Cuma günüde DGM de
manavların çantalarını kapıdan geçerken aramaya baĢlamıĢlar ve güvenlik tedbirlerini
artırmıĢlar.. Ġnsanlarımız arasında ise eylemlere baĢlanmasının getirdiği bir coĢku ve güven
gözlemledim. Bekliyorduk ve biliyorduk vuracağımızı diyorlar.. DGM eyleminin baĢarılı
olması ise daha bir coĢku yarattı” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
HHB avukatlarının 03.06.2003 tarihinde DGM Hakim ve Savcılarını taĢıyan servise
yönelik olarak yapılan bombalı saldırı eylemi sonrasında DGM hakim ve savcıları ile ilgili
gözlemlerini örgüte aktardıkları, dolayısıyla Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C örgütüne
bağlı bir yapılanma olduğu anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
33
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosunun (HHB) 1989 yılında 32 avukat, stajyer ve öğrenci ile
kurulduğu, Halkın Hukuk Bürosu‟nun ilk kurulduğu tarihten itibaren DHKP/C terör
örgütünün bir kurumu olduğu,
DHKP/C Terör örgütünün Silahı Propaganda Birlikleri (SPB) ve Demokratik Alan
olarak iki tür yapılanmasının olduğu, Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün
“Demokratik Alan” olarak nitelendirdiği yapılanma içerisinde yer aldığı,
Halkın Hukuk Bürosu hakkında DHKP/C örgüt yöneticileri ve üyeleri tarafından
“Bizim Hukuk Büromuz” olarak bahsedildiği anlaĢılmıĢtır.
SoruĢturma kapsamında baĢta Halkın Hukuk Bürosu ve diğer adreslerde yapılan
aramalarda Halkın Hukuk Bürosunun kuruluĢundan bugüne örgütün eylem ve stratejileri
çerçevesinde sözde demokratik alan yapılanmalarından biri olarak faaliyetine devam ettiğine
dair çok sayıda delil elde edilmiĢtir.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen;
Samsung Marka S189J9DQ211308 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde bulunan bizim kurumlar e-mail adresleri isimli word belgesinde; Türkiye‟de
bulunan Temel Haklar Dernekleri ve Gençlik Derneklerinin tamamına yakının mail
adreslerinin olduğu, belgenin devamında “[email protected], [email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected],
[email protected]” Ģeklinde DHKP/C terör örgütü yapılanmaları olan kurum ve
kuruluĢların e-mail adreslerinin olduğu, belgenin son kaydetme tarihinin 14.02.2007 olduğu,
Aynı harddisk içerisindeki bizim kurumlar telefon numaraları ve adresler isimli word
belgesi incelendiğinde; 15 ayrı ilde bulunan Temel Haklar Derneklerinin telefon
numaralarının yazıldığı, devamında “Anadolu temel haklar 0216 4700069, Bahçelievler th
5395632, esenler 4822697, gazi th 5365331, gülsuyu temel haklar 0216 5890275, Okmeydanı
2350118” Ģeklinde Ġstanbul‟da bulunan Temel Haklar Derneklerinin telefon numaralarının
kaydedildiği, devamında “HHB: 296 31 59, Halkın Sesi:00322 734 45 20, YürüyüĢ: 251 94
21, Fedarasyon: 212 44 21, Tayad Bülten: 231 57 73, Ġdil: 253 78 88, Gençlik: 297 97 33,
Anadolunun Sesi: 238 80 10” Ģeklinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan
yapılanmalarından olan Temel Haklar Dernekleri, YürüyüĢ Dergisi, Halkın Sesi isimli
internet sitesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Ġdil Kültür Merkezi gibi kurumlarla birlikte
Halkın Hukuk Bürosunun da sayılmıĢ olduğu,
Seagate Marka 6RYJHM86 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki
“TELEFON NO” isimli word belgesi incelendiğinde Kurum – Telefon No – Faks üst
baĢlıklarının atıldığı, devamında “YürüyüĢ Dergisi, Halkın Sesi isimli internet sitesi, HHB,
Anadolunun Sesi Radyosu, Ġdil Kültür Merkezi, Gençlik Federasyonu, TAYAD, Anadolu
Temel Haklar Derneği, Armutlu-Der, Bahçelievler Temel Haklar Derneği, Çağlayan Temel
34
Haklar Derneği, Esenler Temel Haklar Derneği, Eyüp Temel Haklar Derneği, Gazi Temel
Haklar Derneği, Gebze Temel Haklar Derneği, Gülsuyu Temel Haklar Derneği, ikitelli Temel
Haklar Derneği, Karanfiller Kültür Merkezi, Nurtepe Temel Haklar Derneği, Okmeydanı
Temel Haklar Derneği, DireniĢ Evi, Av Behiç AġÇI, Ozan Yayıncılık” Ģeklinde DHKP/C terör
örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmaları olan kurumların telefon numaralarının ve
faks numaralarının yazılı olduğu,
Naciye Demir‟in ikametinden elde edilen SAMSUNG marka S1VSJ9BB116991 seri
numaralı hard disk içerisinde bulunan “mart_hesap” isimli word belgesi içerisinde DHKP/C
terör örgütünün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisine ait 2011-mart ayı gelir gider hesabının
tutulmuĢ olduğunun anlaĢıldığı, belgede “Topkapı 1810, ġiĢli 10575, Gülsuyu 404, 1 Mayıs
645, Sarıgazi 1050, Armutlu 1480, Gazi 7380” Ģeklinde DHKP/C terör örgütünün Ġstanbul‟da
bulunan mahalli alan yapılanmalarının kaç para değerinde dergi aldıklarının yazıldığı, yine
“Ġdil 692, Gençlik 2256, iĢçiler 139, Memurlar 191, TAYAD 80, Avukatlar 105…” Ģeklinde
Ġdil Kültür Merkezi, Gençlik Federasyonu, Devrimci iĢçi Hareketi, Devrimci Memur
Hareketi, TAYAD ve Halkın Hukuk Bürosundan ne kadar dergi gelirinin elde edildiğinin
yazıldığı, söz konusu kurumların DHKP/C terör örgütünün kurumlarından olduğu
anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde Halkın Hukuk Bürosu ve
avukatlarının DHKP/C terör örgütünün diğer kurumları olan Gençlik Federasyonu, TAYAD,
YürüyüĢ Dergisi, Halkın Sesi, Ġdil Kültür Merkezi, Karanfiller Kültür Merkezi vb. ile irtibatlı
oldukları, bu irtibatın avukat – müvekkil iliĢkisinden kaynaklanmadığı, aksine bu durumun
örgütsel bir birliktelik olduğu görülmüĢtür.
b. DHKP/C Terör Örgütünün Talimatları Doğrultusunda Hareket
Etmektedir
“1997.10.13 - 1997-hamhav-1310hav” isimli word belgesi incelendiğinde
YurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat
notunda;
“Efkanın gelir gider meselesi ile ilgili söylemiĢtik kendisinin özel olarak bulduğu bir
gelir yoktur ayrıca bütün hesaplar çıkmak zorundadır evet cezaevine bir takım hesaplar
vermiĢ bunları biliyoruz cezaevinden de bulnları isteyeceğiz ama kendisi de bu hesapları
çıkartacak ve kiminle ne tür bir gelir iliĢkisi sürdürmüĢ nasıl sürdürmüĢ ne zaman ne kadar
ne parası almıĢ kime vermiĢ ayrıntılı bir rapor halinde yazsın sana versin sen kodlayıp bize
ver. Ayrıca metin narim ile ilgilenmelisiniz çeĢitli olumsuzlukları sekterlikleri olabilir ama bu
alanda öyle çok da tutarlı insan bulamayız bunun için dünyalarına vakıf olma ve çalıĢtırma
yöntemlerini bulmalıyız sadece behiçe dayanamayız behiç ise liberaldir kimseyle çatıĢmaz
bunlara çok fazla önem vermeyin
Avukatlar tunanın evinde kalmayacaklar mutlaka baĢka yer bulmalısınız
bulamıyorsaniz egfkan da behiçlerin yanına geçsin örneğin büroyu daha iyi bir yere taĢıyıp
bir kısmını da ev olarak kullanabilrimiyiz örneğin beĢiktaĢta merkezi bir yerde bir büro
35
bulamazmıyız ama kesinlikle geceleri de kalmaya müsait olmalı hatta bir apartamanı tutup
bir iki kurumumuzuz daha oraya taĢımak gibi de düĢünebiliriz Ģimdi hemen para demeyin
uygun bir yer bulnusun para iĢini hallederiz. Avukat muharrem dediğiniz kim ne zaman
büroya geldi kim getirdi?” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2000.04.23 - 00360_24.4.2000tar2k31” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan
KOD Gülay YÜCEL isimli kiĢi tarafından gönderilmiĢ olan bu raporda,
YENGE‟NĠN YAZDIKLARI: “hala ve benim askerlik sorunumuz var. sonuçta
adreslerimiz belli ve aranıyoruz. esas olarak askerlik yapmayı düĢünmüyoruz ama bu da
çözüm değil gibi gözüküyor. bedelli askerlik düĢünelim mi? ya da bizim böyle bir kaygımız
yok diyebiliriz. bedelli askerlik baĢvuru süresinin bitiminden sonra ya da hücreler açılmaya
yakın karĢımıza çıkacağını tahmin ediyoruz. zaten askerlik sorunu nedeniyle pasaport bile
alamıyoruz. dediğim gibi biz askerlik hiç düĢünmüyoruz. bu temelde de bedelliyi de
düĢünmeyebiliriz” Ģeklinde ibarelerin olduğu
Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın askere gidip
gitmeme hususunda dahi örgüt sorumlusuna danıĢtığı ve bu konuda örgütten talimat beklediği
anlaĢılmıĢtır.
“2000.10.05 - 02541_6.10.200ĠliĢkiler” isimli word belgesi incelendiğinde Murat
KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda,
Yapılacak iĢler listesinin (f) maddesinde; “5 Ekimde bir tutsağımızın duruĢmasına
Behiç'in girmesi gerekiyor. Bu not bana yeni geldi. Bu nedenle Yenge bilmiyor bu duruĢmayı.
Parti bu duruĢmaya mutlaka girsin dedi. Çünkü arkadaĢın tahliye olma durumu var. Ġsmi ve
dosyası hakkında bilgiler bana gelen dosyada var. (Bizim not: Dosyadan bilgileri alıp yarın
sabah Yengeye vereceğiz ve girilecek.)” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
YurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusunun tutuklu olan bir mensubunun duruĢmasına
mutlaka Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın girmesi talimatını HHB sorumlusuna ilettiği,
Yapılacak iĢler listesinin (t) maddesinde; “Parti zaman zaman Yenge'den Ģehir dıĢına
hapishanelere gitmesini istiyor. Ayrıca Yenge Anadoludaki gittiği davalarda ve takip ettiği
infaz davaları için yol paralarını bizden alıyor. Partinin onayı var bu konuda.” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
Örgütün zaman zaman Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın Ģehir dıĢındaki davalara
gitmesini istediği, bu yerlere gitmesi için gerekli paranın örgüt tarafından verildiği,
Yapılacak iĢler listesinin (u) maddesinde; “Her hafta Pazar akĢamı Yenge buraya
gelip bilgisayarda haftalık programını yazıyor partiye gönderiyorduk…”Ģeklinde ibarelerin
olduğu,
36
Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın verilen talimata uyarak her hafta Pazar akĢamları
haftalık programını bildirdiği ve bu programın örgüt sorumlularına aktarıldığı anlaĢılmıĢtır.
“2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
“Ölüm orucu'nu bırakanların davalarına girip avukatlığını yapıyoruz. bu konuda ne
yapalım? onların avukatlığından istifa edelim mi? sizin kararınız gelene kadar davalarına
girmeye devam edeceğiz” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“TARĠHSĠZ - 02869_7.6.2001murat6” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
“6 haziran tarihli notunuzu aldım ve anladım. metin ile konuĢacağız. ercan ve ümit'e
notlarınızı ileteceğim. fikret ve deniz ile görüĢeceğim. bu hafta deniz ile görüĢebilirim.
haftaya da fikret ile görüĢeceğim. edirne tabip odası açıklaması ile ilgili olarak ercan'dan
ayrıntılı bilgi alacağım. kimlere nasıl müdahale edildi? sonuç ne oldu sorularının cevaplarını
alacağım” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların DHKP/C terör örgütünün eylem ve
stratejileri çerçevesinde verilen talimatlar doğrultusunda faaliyet yürüttüğü,
Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların sadece HHB ile ilgili konularda değil
kendi özel yaĢantısı ile ilgili konularda dahil (askerlik, yolculuk, tatil vb.) örgütün
talimatlarına göre hareket ettikleri yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır.
c. HHB Yöneticiliğini “Avukat Olmayan Bir Örgüt Mensubunun”
Yapması, Bu KiĢinin Avukatlara Verdiği Talimatlar
“1997.10.26 - 1997-hamhav-26ekhav” isimli word belgesi incelendiğinde Havva
isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazıldığı anlaĢılan bu raporun 13.
maddesinde;
“sonra buro çalıĢanları ile bir toplantı yaptık metin son anda behiçi arayıp isim çıktı
demiĢ o katılmadı efgan yine pana sonunlarını vb anlattı yıprandığını söyledi ama ğerek
büroda stajer olan alper ğerekse öğrençi olan selda efgana hak verir yaklasımları oldu
sekreter arkadaĢ hiç konuĢmadı aslanda sekreter bayanın bürodakilere bayağı tepkileri var
açmadı bürodakilerin tepkisi daha çok metine karsı metin azarlıyor dinlemiyor vb
ğerçektende metinin böyle yaklasımları var alayçı azarlayan tepeden bakan yaklasımları var
37
ama konu o olmadığı için tartıĢmayı efgan üzerine yoğunlaĢtardık efğanın para sorunları ile
düzen mantığını büroya tasimaya çalıĢtığıını vb ifade ettik bürada kollektivizimin isletilmediği
herseyin odağına kendisine koyduğunu ben yapıyorum ben uğdaĢayorum baĢkaları birĢey
yapmıyor derken kollektivizmi yasama ğeçirmek içinde hiçbir Ģey yapmadığnı süreki kendini
para isleri ile ilgileniyorum diyerek büro dıĢına attığını vb anlattık bürodaykende bizden
bağımsız olmak için çaba harçadığını bunda direttiğini söyledik efgan pek kabullenmedi
sadece doğru büronun bağımsız olmasını istedim halada bu doğru ğeliyor dedi neden olarak
büroyu koruma amaçı olduğunu söyledi büronun ğüvenliğini kendi dısındada düĢünüldüğünü
söyleyip zaten duruĢma çezaevleri dıĢındada birĢey yapılmadığını vb söledik son olarak
insanların yanında mersinde avukatlık yapma ve yardinçı alma konusunda iliskimizin
çercevesini açıkladık efgan bu cerceye hem tamam dıyor hemde aramızda bağlayıçı bir iliĢki
olur kayğısını tasıyor” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Havva (A/K) isimli örgüt mensubunun Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu olduğu
anlaĢılmıĢtır.
“1997.10.28 - 1997-serdar-28ek02” isimli word belgesi incelendiğinde cezaevinde
bulunan Serdar (A/K) tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen raporun, o tarihte
cezaevinde tutuklu bulunan Münevver KÖZ isimli kiĢinin özgeçmiĢ raporu olduğu
görülmüĢtür. Ġçeriğinde,
Münevver Köz özgeçmiĢ raporunda, örgüt içinde yaptığı görevler ve iliĢkili olduğu
örgüt mensupları ile ilgili detaylı bilgiler vermiĢtir. 1988 yılında Çevre Mühendisliği
bölümünden mezun olduktan sonra örgüt içinde askeri kanatta yer aldığını, ekip olarak
Devlet Malzeme Ofisi‟ne bomba koymak istedikleri sırada (27.12.1990) bombanın erken
patlaması sonucu ekipteki Ferit Eliuygun ve Hamdi AYGÜL isimli arkadaĢlarının öldüğünü,
kendisinin yaralı olarak kurtulduğunu ve tutuklandığını, “Tecil Affı”ndan yararlanarak
31.03.1994‟de tahliye olduğunu, tahliyesinden sonra memur ve sendika alanında
görevlendirildiğini, o dönemde örgüt ile iliĢkilerini Ümran ve Ulutan GÜN aracılığı ile
sürdürmekte olduğunu, Metin TURAN tarafından memur alanı ve tiyad sorumluluğuna
atandığının bildirildiğini, HÖP‟e (HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU) memur
alanını temsilen katıldığını, HÖP sorumlusunun Ümran GÜN olduğunu, HÖP‟e katılan diğer
kiĢilerin; Mehmet AKDEMĠR (ĠĢçi Alanı Sorumlusu), Havva SUĠÇMEZ (Gençlik Sorumlusu),
Yemliha KAYA (Mahalli Alan Sorumlusu), Latif TĠFTĠKÇĠ (Kültür Sorumlusu), Ayla ÖZCAN
(Aileler Sorumlusu), Bülent BAĞCI (Yayın Sorumlusu), Ümran GÜN‟ün aynı zamanda
Avukatlar Sorumlusu olduğunu, örgüt lideri Dursun KARATAġ‟ın Fransa‟da tutuklanması
üzerine Ümran GÜN‟ün yurtdıĢına çıkması sonrasında, Ümran‟ın baktığı alanlara da
bakmak zorunda kaldığını, örgütün partileĢme kararı sonrasında kongre belgelerini
Ulutan‟dan alarak okuduğunu, bir süre sonra Ulutan‟ın Ģaibeli bir Ģekilde örgütten
ayrıldığını, Ulutan GÜN‟ün iliĢkilerinin devralınması ve teĢhir edilmesi gerektiğini bildiren
bir talimat geldiğini, Ulutan‟ın örgütün her Ģeyini bildiğini, para komisyonunun baĢında
olduğunu, eylem için bekletilen örgüt mensupları ile ilgilendiğini, silah lojistik vb. iĢlere de
girmiĢ olduğunu, Ulutan‟ın, eylem için bekleyen örgüt mensuplarının adreslerini bırakarak
kaçması sonrasında, bekletilen örgüt mensuplarının yerlerini değiĢtirdiklerini ve Ulutan‟ın
38
bildiği silahların yerlerini değiĢtirdiklerini, Ulutan‟ın silah ve para iliĢkilerini devralmaya
çalıĢtığını, Ulutan‟ın çok yüksek miktarda silah ve para iliĢkileri bulunduğunu, Ulutan‟dan
sonra Ahmet Düzgün (YÜKSEL) ile devam ettiklerini, Metin TURAN‟ın da deĢifre olması
sonrasında bütün görevlerin üstüne kaldığını ancak kendisinin de deĢifre olduğunu, bu
dönemde operasyonların yoğunlaĢtığını, OKM ve HALKIN HUKUK BÜROSU haricinde
kalan bütün örgüt kurumlarının basıldığını, kendisinin deĢifre olması sebebiyle Zerrin ile
görüĢerek bütün iliĢkilerini Avukat Zeynep‟e devretme kararı aldıklarını, örgüt lideri Dursun
KARATAġ‟ın iadesinin gündeme gelmesi üzerine Ģiddet eylemleri de dahil olmak üzere süreci
tırmandıracak çalıĢmalara hazır olunmasının istenildiğini, Zerrin‟in kendisine demokratik
alandan çekilmesi talimatını vermesi ve elindeki tüm raporları faksla iletmesini istediğini, tüm
raporları Avukat Zeynep ile birlikte Zerrin‟e faksladıklarını ve hepsini bürodan çıkmadan
yaktıklarını, bürodan çıktıktan sonra yakalandığını, Avukat Zeynep‟in de kendisinden sonra
gözaltına alındığını, Avukat Zeynep ile birlikte tutuklandıklarını, Avukat Zeynep‟in itiraz
dilekçesi ile tahliye olduğunu, kendisinin ikinci tutukluluk sürecinin baĢladığını yazmıĢtır.
ÖzgeçmiĢ içeriğinden sırasıyla Ümran Gün, Münevver Köz ve Avukat Zeynep
Börtçine Fırat‟ın HHB sorumluluğu yaptığı, Rapor içinde bahsedilen Ulutan Gün, Ümran
Gün, Ahmet Düzgün Yüksel, Zeynep Börtüçene Fırat (Münevver KÖZ‟ün 22.12.1994
tarihinde birlikte tutuklandığı, itiraz dilekçesi ile serbest kalan avukat) isimli kiĢilerin tümü
Halkın Hukuk Bürosu avukatları olduğu anlaĢılmıĢtır. (NOT: Münevver Köz‟ün, bu
tutuklama sonrasında 21.01.2002 tarihinde tahliye olmuĢtur. 2002 yılı Nisan ayından itibaren
Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu olarak örgütsel faaliyetlerine devam ettiği aĢağıda örnekleri
verilen diğer örgütsel raporlardan anlaĢılmıĢtır.)
“1997.11.09 - 1997-hamhav-09kas10” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Avukat Metin Narin‟ e yazılmıĢ olan raporda;
“MERHABA METĠN, YaĢanan sorunlar karĢısında ancak Ģunu söyleyebiliyoruz sana
çok ayip etmiĢsin metin. sana yakıĢmıyor. sizin gerçekliğinizi en sizin kadar biliriz
insanlarımız bazı dönemlerde avukat olmadan neredeyse tuvalete bile gitmezler buna dönem
dönem sinirleniriz öfkeleniriz ama çözeriz biliriz halkımızın insanlarımızın avukata nasıl
baktığını…
…insan iliĢkilerinde hukukçu olmayan birisinin büronunun yöneticiliğini yapmasını
doğru bulmadığınızı söylemiĢtiniz seher Ģen zamanında o zaman neden kendiniz
yapmıyorsunuz sadece avukatlık yapın sizden istenen baĢka bir Ģey yoktur evet Ģimdi tekrar
yaz ve bu sorunları çözelim artıkr bu yazıĢmalar bitinciye kadar oradan ayrılma orada yat
yarın da devam edecek bu yazıĢma bitinceye kadar sen de zeki de duruĢmalara girmeyin
cezaevlerine gitmeyin önce bunu çözmeliyiz biz hiç avukatsız da kalabiliriz yıllarca on iki
eylülün en karanlık dönemlerinde avukatsız kalmıĢtır yoldaĢlarımız ama biz hiç bir
insanımıza hiç bir kadromuza hiç bir yoldaĢımıza fırsatçı davranmadık davranmayız da size
de aman Ģu notu götürsün aman Ģu davaya baksın diye düĢünmedik birlikte çalıĢacaksak
bunun kurallırını saptamalıyız bu her Ģeyden önce sizin kendinize saygınızdır hemen cevap
bekliyoruz notun sonu selamlar sevgiler” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
39
Seher ġen isimli hukukçu olmayan bir Ģahsın bir dönem HHB sorumlusu olduğu
anlaĢılmıĢtır.
“1999.05.06 - 1999-ayhan-haziran-b09haz06” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu tarafından Hakkı isimli kiĢiye gönderilen bu talimat notunda;
“…Bu sizden kaynaklandığı kadar elbette bizden de kaynaklandı. Öncelikle sizin
baĢınıza sorumlu diye verilen arkadaĢlarla iliĢkilerinizde BĠR DÜZENLĠLĠK olmadı. Önce
Seher geldi. Sonra Havva, sonra bir ara Ufuk daha sonra da ÖZGÜR... iki yıl için biraz fazla
gibi... ama bunun nedeni de SĠZSĠNĠZ. Kendi iç dinamiğinizle düzenli bir örgütsel iĢleyiĢi
kurmadığınız için bunlar yaĢandı. Bu arkadaĢlarımızın hiç birisi tabii ki hukukçu değil. BaĢka
iĢleri de yoğunlaĢınca ve süreklide demokratikte olmadıkları için SĠZĠN DENETLENMENĠZ
BĠLE SORUN OLDU…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Sırasıyla Seher ġen, Havva (A/K), Ufuk Doğbay, Özgür (A/K) isimli Ģahısların bir
müddet HHB sorumluluğu yaptıkları, bu Ģahısların hiçbirisinin hukukçu olmadıkları
anlaĢılmıĢtır.
“1997.11.21 - 1997-serdar-21KA01 ve 1997.11.21 - 1997-serdar-21KA02” isimli
word belgeleri incelendiğinde raporun o tarihlerde cezaevinde bulunan Serdar isimli kiĢi
tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu iki rapor, raporun yazıldığı tarihte
cezaevinde tutuklu bulunan Metin Turan isimli kiĢinin özgeçmiĢ raporu olduğu görülmüĢtür.
Metin Turan kiĢisel bilgilerini verip örgütsel faaliyetleri ile ilgili anlatımlar yaptıktan
sonra Ankara‟da tutuklandığını, 1991 yılı Mayıs ayında tahliye olduğunu, bu dönemde
mahalli derneklerin, DEMKAD‟ın ve TAYAD‟ın kapatılmıĢ olduğunu, sadece TAVIR ve dergi
bürosunun bir de HALKIN HUKUK BÜROSU‟nun açık olduğunu, Cavidan Kocaacar ve
Latife‟nin kendisi ile görüĢerek hazır olup olmadığını sorduklarını, Halkın Hukuk
Bürosu‟nun, derginin ve sanat alanının kendisine bağlandığını, ayrıca ANKARA ÖZGÜRDER‟in kurulacağının söylendiğini, derneği kurduklarını ve kendisinin gecici yönetim kurulu
baĢkanı olduğunu, HALKIN HUKUK BÜROSU‟nda SavaĢ isimli stajerin bulunduğunu, bu
kiĢinin daha sonra örgütsel faaliyeti bıraktığını, bu dönemde Avukat Murat Demir‟in tutuklu
olduğunu, büronun durumunun hiç iyi olmadığını, ev gibi kullanımakta olduğunu, büroya çeki
düzen verdiklerini, Avukat Murat Demir‟in tahliyesinden sonra kendisiyle konuĢtuğunu,
Avukat Murat Demir‟in HALKIN HUKUK BÜROSU‟nda ve ÖZGÜR-DER‟de çalıĢmaya
baĢladığını, Avukat Murat Demir‟in, birlikte çalıĢtığı insanlara emek sarfetmeyen, zorlama
ile iĢ yapan, gerekçeci bir kiĢi olduğunu, yeniden gözaltına alınmak ve cezaevine girmek
endiĢesini açık açık söylemesine rağmen faaliyetlerine devam ettiğini, örgütte yaĢanan darbe
olayından sonra yurtdıĢında darbecilerin etkinliğinin kırılması için yapılan çalıĢmalara
katıldığını, yurda döndüğünde gözaltına alınıdğını, ifade vermesine rağmen serbest kaldığını
daha sonra demokratik alanı devraldıklarını, Zerrin‟in; Halkın Hukuk Bürosu, ÖZGÜR-DER,
aileler ve memurlardan sorumlu olduğunu, kendisinin gençlikten sorumlu olarak faaliyetlerini
sürdürdüğünü, daha sonra Suriye‟de Dursun KarataĢ liderliğinde yapılan partileĢme
toplantısına katıldığını, dönüĢünde Ġstanbul‟a gelip Ümran vasıtasıyla tüm alan
40
yöneticileriyle ve komiteleriyle görüĢtüğünü, iĢçi alanında; bilinen üç Mehmet, Aynur ve
Nejdet ile, mahalli alanda; Hakkı, Mine ve Kenan ile, gençlik örgütlenmesinde; Havva ile,
sanatçılar örgütlenmesinde; Ethem ve Latif ile, memurlarda; Münevver ve Ġbrahim ile,
ailelerde; Solmaz ve Ayla ile, dergide; Ahmet, Ufuk, Erdogan ve Cafer ile, avukatlarda;
Ulutan, Ümran ve Murat ile görüĢtüğünü, PC‟nin (PARTĠ/CEPHE yani DHKP/C) kuruluĢunu
haber verdiğini anlatmıĢtır.
Zerrin Sarı‟nın bir müddet HHB sorumlusu olarak örgütte faaliyet gösterdiği, Metin
TURAN isimli Ģahsın ise DHKP/C örgütünün kurucu lideri Dursun KarataĢ liderliğinde
düzenlenen partileĢme kongresine katıldığı, Türkiye Sorumlusu olarak faaliyet gösterdiği ve
1994 yılında yurtdıĢına çıkmak isterken yakalanıp tutuklandığı yapılan arĢiv tetkiki
neticesinde anlaĢılmıĢtır.
“2000.07.26 - 01889_27.7.2000tar2k0030” isimli Nazan KOD Gülay Yücel
tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda;
“NetleĢtirilmesini istediğiniz bir polis adresi vardı. Selçukların katliamıyla ilgili... Bu
adrese gidildi, bu adreste Bahadır diye birisi oturuyormuĢ, yani sizin verdiğiniz isim
Bahattin'di bu değil Bahadır'mıĢ... Adres de doğru. Mahallede sucuya gidilip adres
doğrulatılmıĢ, ama bu sucu çok net Ģeyler söylememiĢ, evet bu apartmanda polis değil, bir
sürü de asker oturur demiĢ. Tekrar netleĢtirmek için gidecek baĢka bir Ģekilde öğrenecek”
Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2000.09.23 - 01920_23.9.2000tar2k040.txt” isimli Nazan KOD Gülay Yücel
tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda;
“Kemal'e bırakılacak kitap paketlerine eklenmesi gereken iki tane elektrikli fünye
konulması anlaĢıldı. Mutlaka koyacağız. Ancak dediğiniz gibi c.tesi günü yetiĢmeyecektir.
Pazar gününe sarkabilir. Sekreter arkadaĢlara henüz bir not iletmedim. Bırakılacak iki paket
ve artı iki tane elektrikli fünyeyi bıraktırdığımda sekreter arkadaĢlara not bırakacağım”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.07.12 - 00174_12.7.2000tar2k2.txt” isimli Nazan KOD Gülay Yücel
tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda;
“Bugün Zeki'yi aradım, gelmesini söyledim. Burdur hapishanesini ve ÇHD ile ilgili
yazması gereken yazılar için gelmesini söyledim. Ayrıca kendisinde olan (Çankırının verdiği)
parayı da harcamamasını uygun bir Ģekilde kendisine söyledim. Para Ģu anda kendisindeymiĢ.
Bugün hastaneden yarınki duruĢması için rapor almaya çalıĢıyordu, alırsa bir iki gün içinde
burada olacak. Geldiğinde size bildireceğiz” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Belge içeriklerinden HHB sorumlusunun sadece legal iĢler yapmadığı, bir polise
yapılması planlanan suikast için keĢif yapma ve elektrikli fünye vb.iĢlerle de ilgilenerek
DHKP/C terör örgütünün illegal alanlarında da faaliyet gösterdiği anlaĢılmıĢtır.
41
Yapılan tetkiklerde; rapordaki anlatıma uygun Ģekilde, Avukat Zeki RÜZGAR‟ın
“Burdur Hapishanesi ile ilgili” yazısı, o tarihlerde DHKP/C terör örgütü yayınlarından olan
YaĢadığımız Vatan isimli derginin 17 Temmuz 2000 tarihli 48. sayısında yayınlanmıĢtır.
“2003.02.10 - export-2-Unallocated Clusters-82” isimli word belgesi incelendiğinde
YAġAR KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“Manav 1 bugün bayram dolayısıyla ailesinin yanına gitti. Benden izin istedi.
Kalmamı söylerseniz kalırım ama kardeĢlerimle konuĢmak istiyorum dedi. Ġzin vermesem her
ne kadar kalırım dese de bunu sorun edecektir ve söylenecektir. Son süreçte büroda en çok
koĢturan, emek harcayan ve bu konuda çabalı olan arkadaĢtır. Bu isteğini geri çevirmedim ve
izin verdim.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“MANAV 1” KOD Mümin Özgür Gider‟in memleketine gitmek için bile sorumlusu
olan kiĢiden izin istediği, aralarında hiyerarĢik yapılanmanın bulunduğu, avukatlık bürosunda
çalıĢan bir avukatın kendisinden sorumlu ve örgüt merkezine rapor yazan avukat olmayan bir
kiĢiden talimat aldığı anlaĢılmıĢtır.
“2003.05.21 - export 2-unallocated clusters-28” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…Ģengül Akkurt"un Ģehit düĢmesi ile birlikte ağbisi Ali Akkurt buraya geldi.Gece
1.00 de manav 4 ile birlikte Tarladan bir arkadaĢla Ankaraya gittiler. manav 4 Ankarada Adli
Tıp iĢlemleri ile ilgilendi ve öğleden sonra Ģengülü teslim almıĢlar. Ankaradan hiç bir av.
Cenaze ile birlikte malatyaya gitmek istememiĢ. manav 4 cenaze ile yola çıktılar.
BaĢmanav dün öğleden sonra Adana"ya Hasan balıkçının duruĢmasına katılmak için
yola çıktı.Bugün Urfadaki duruĢmaya katıldı.DuruĢmadan sonra tekrar Adanaya
geçti.Ceyhan daki arkadaĢlarla görüĢüp o da Malatyaya cenazeye katılmak için geçecekti….”
ġeklinde ibarelerin olduğu,
Açık kaynaklarda yapılan incelemelerde konu ile ilgi olarak; 21.03.2003 tarihli
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/216591.asp isimli intenet sitesi incelendiğinde “Cesedi
TeĢhis Edildi”baĢlıklı haber olduğu, haberde “…ailenin avukatı olarak Adli Tıp Kurumu’na
gelen Selçuk KOZAĞAÇLI ve Süleyman ġENSOY cesedi almak istediler” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu, dolayısıyla örgütsel raporu teyit ettiği tespit edilmiĢtir.
20.05.2003 günü Ankara‟da canlı bomba saldırısı yapma hazırlığı içindeyken
bombanın patlaması üzerine hayatını kaybeden ġengül Akkurt‟un Halkın Hukuk Bürosu
sorumlusu tarafından “ġehit” olarak nitelendirildiği, HHB sorumlusunun HHB avukatlarını
cenaze iĢlemleri için görevlendirdiği ve bu durumu örgüt yönetimine aktardığı görülmüĢtür.
“2003.09.05 - export 7-7-184-05092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
42
“1 Eylül tarihli bana gönderdiğiniz dosyaya verdiğim cevaplar ve benim ilettiklerimdi
sanırım. neden içi boĢ geldi size anlayamadım. çok dosya göndermiĢtim size sanırım bir yerde
yanlıĢlık yaptım ama ne oldu hatırlamıyorum. Farkında olmadığım bir durum oldu herhalde.
bana mümkünse 1 Eylül tarihli dosyanızı tekrar gönderirmisiniz. tek maddeyi hatırlıyorum o
da manavlardaki görevimden alınmamla ilgili notunuzdu. Bununla ilgili cevabım gelmediyse
size bahsettiğim dosyanın içi boĢtur” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.09.08 - export 8-8-2-08092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD
Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
"evet seni manavların sorumluluğundan.." cümlesi ile baĢlayan notunu aldığını
bildirdikten sonra 1. maddede; “Evet seni manavların..cümlesi ile baĢlayan 1.madde
konusunda.. Bu konuda bu notunuzu aldığımda yazdığım cevap kapsamlı değildi. DüĢünmek
sürecimi ve bu kararınızı gözden geçirmek istedim. Yani soğukkanlı ve duygusallığa
düĢmeden düĢünmek istedim. Çünkü bu görevden alınmamı düĢünmenize çok üzüldüm.
Açıkçasıda beklemiyordum ve kendi üstüme düĢen hatalarımı ve yanlıĢlarımı düzeltmem
gereken yanlarıyla düĢünüyor ve çözüm bulmaya doğru sonuçlar çıkarmaya çalıĢmak
istiyordum” Ģeklinde giriĢ yapmıĢ, “Ġlk günler duygusallığın ağır bastığı durumdaydım.
kapandım odaya kendi kendime düĢündüm ağladım” dedikten sonra; “manavlarda görev
yapıp yapmamak benim açımdan belirleyici değil. mücadelenin neresinde olursa olsun hangi
sorumluluk içinde olursam olayım savaĢmak ve mücadele etmektir benim için önemli olan. Bu
konuda kendi açımdan hiç bir farklı yada olumsuz bir düĢüncem yok ve kendime güvendiğim
ve tanıdığım ve emin olduğum temel noktadır. mücadelenin gerekliliği ve ihtiyaçları
doğrultusunda her göreve her zaman hazırım. neden üzüldüm.. verilen emanet edilen göreve
layık olup olamama, yerine getirip getirememe noktasında düĢündüm. niyet olarak bu
niyetteyim …sonuç olarak burada görev anlamıyla ben görevime devam ediyorum. Ġlk baĢta
moralim bozuldu üzüldüm ama sakin düĢündükçe daha netleĢiyorum. Ġstediğiniz kadar
burada bulunurum” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Örgüt sorumlusunun YaĢar KOD Münevver Köz‟ü manavlardaki (Halkın Hukuk
Bürosu) görevinden almayı düĢündüğü,ancak bir süre daha devam etmesini istediği
anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C örgütünün bir yapılanması olduğu ve örgüt
talimatları doğrultusunda hareket ettiği,
DHKP/C terör örgütü tarafından HHB‟nin sorumlusu olarak bir örgüt mensubunun
atandığı,
43
HHB sorumlusu olarak atanan kiĢilerin ilk kurulduğu tarihte HHB avukatları arasından
seçildiği, ancak belli bir dönem sonra HHB sorumluluğuna hukukçu olmayan örgüt
mensuplarının örgüt tarafından atanmaya baĢladıkları,
Bu tespitlerden hareketle; 1997 yılından önce HHB avukatı Ümran Gün, avukat
olmayan Münevver Köz ve HHB avukatı Zeynep Börtiçene Fırat‟ın Halkın Hukuk Bürosu
sorumluluğu yaptığı, 1997 – 1999 yılları arasında; Seher Gün, Havva (A/K) ve Özgür isimli
örgüt mensuplarının HHB sorumluluğu yaptığı, 1999 yılından 2000 yılına kadar Tarık KOD
Ufuk Doğbay, 2000 yılı Ocak ayından 2000 yılı Eylül ayı sonuna kadar Nazan KOD Gülay
Yücel, 2000 yılı Ekim ayından 2001 yılı Ağustos ayına kadar Murat – Sabri KOD Metin
Yavuz, 2001 yılı Ekim ayından 2002 yılı Nisan ayına kadar Faruk KOD Mehmet Akdemir,
2002 yılı Nisan ayından 2003 yılı Kasım ayı sonuna kadar Sevda – YaĢar kod Münevver Köz
isimli örgüt mensuplarının Halkın Hukuk Bürosu sorumluluğu görevini yürüttükleri, ismi
sayılan bu kiĢilerin tamamının DHKP/C örgütü ile iliĢkileri sebebiyle uzun süreler cezaevinde
yatmıĢ oldukları,
HHB avukatlarının HHB sorumlusunun talimatı ile hareket ettikleri anlaĢılmıĢtır.
d. HHB ve Avukatlar Örgüt Ġçerisinde KOD Ġsimle Anılmaktadır
Yurt dıĢı dökümanlarının yapılan detaylı incelemelerinde örgütsel iĢleyiĢe dair birçok
hususun yer aldığı görülmüĢtür. YazıĢmaların birçoğunun kod isimler kullanılmak suretiyle
yapıldığı tespit edilmiĢ, 01.04.2004 günü ilimizde bulunan Ekmek ve Adalet Merkez
Bürosunda yapılan aramada ele geçirilen örgütsel yazıĢmalarla aynı mantık ve sistem ile
yazıldığı, uygunluk gösterdiği görülmüĢtür.
“1999.04.19 - 1999-cemil-nisan-o2nis01” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢında bulunan Cemil isimli kiĢinin, yine yurtdıĢında bulunan sorumluya hitaben yazılan
raporda;
“…Bu durumda HHB' yer bulup Rüstemlere iletirlerse biz hemen onlara gerekli
yardımı yapabiliriz .Rüstem Kölndeki HB'de bulunacak çoğunlukla. Zeki Rüzgar davası ile
ilgili heyetler için Kölndeki bürodan Ġstanbuldaki Hukuk Bürosu ile sürekli
görüĢülüyor.YazıĢma için Rüstem Kölndeki Hukuk bürosu adresini verse olurmu yoksa baĢka
bir adres verelimmi.? Rüstemin bu konuyla ilgili dosyasını aynen gönderiyorum…”ġeklinde
ibarelerin bulunduğu,
Cemil isimli Ģahsın kendi raporunu yazdıktan sonra, kendisine bağlı faaliyet gösterdiği
anlaĢılan Rüstem KOD Avukat Ahmet Düzgün Yüksel‟in raporunu da kendi raporuna
eklediği, ekte belirtilen rapordan Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ahmet Düzgün Yüksel‟in
“RÜSTEM” kod adını kullandığı anlaĢılmıĢtır.
“1999.05.19 - 1999-ayhan-haziran-b09haz03” isimli word belgesi incelendiğinde;
44
“HAKKI MUTLAKA CEVAP YAZMALI...en fazla iki gün içinde yazmalı...bunu
denetle...ve konuĢ...MERHABA …HALA ĠÇĠN ( M...ĠÇĠN ) …Seni tanıyoruz, tanıdığımızı
düĢünüyoruz. Yazdığın alanınıza iliĢkin perspektif yazılarının değerlendirmesini okuduk. Bir
dokun bin ah iĢit gibi olmuĢ. Bir takım konularda ELEġTĠREL olduğun anlaĢılıyor...Bunların
hepsini tek tek bize yazmanı istiyoruz. Kim hakkında hangi olay hakkında ne düĢünüyorsan,
kafana ne takıldıysa HER ġEYĠ AMA HER ġEYĠ YAZMALISIN. 92 yılandan bu yana
geldiğinden bu yana ne olduysa neyi nasıl yaĢadıysan, kiminle ne sorun yaĢadıĢsan tek tek
hepsini yazmanı istiyoruz...ilk geliĢin, efkan ile ulutan ile ahmet düzgün ile vs yaĢadığın tüm
her Ģeyi, tutsaklarla yaĢadıklarını YANLIġ VE DOĞRU bulduklarını her Ģeyi yazmalısın…”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
HALKIN HUKUK BÜROSU avukatı Metin Narin‟in “HALA” KOD adını kullandığı
anlaĢılmıĢtır.
“1999.11.06 - 02319_o6kas9901tar2k” isimli word belgesi incelendiğinde Tarık KOD
Ufuk Doğbay tarafından yazılan bu raporda;
“Fırıncıların fotokopi makinesi var. Fırıncı Hala ve Yenge'nin bu dosya ile ilgili
söylediği Ģuydu; cebimizde on milyon lira parayla olmuyor; iki tonere 55 milyon lira verdik;
dosya toplam yedi klasör tutacak; kağıt ve toner masrafı için para sıkıntısı yaĢıyoruz, yine bu
Türkiye Tablosu ile ilgili kaynak kitap vs için para gerekebilir vs. Bunları anlatmıĢlardı.
Sonuç olarak söyledikleri Ģey 100 milyon lira kadar bir paraya ihtiyaçları olduğuydu. Bunu
benden istediler. Bazı kira ödemeleri; hancı ödemeleri vs için sıkıĢtıklarında para istedikleri
oluyordu; bizde oldukça bu tür zorunlu ve acil ihtiyaçları için para verdim. Fakat bu dosyaya
iliĢkin yapacakları harcamalar için bizde de olmadığı için paramız yok dedim; bu aralar
birçok ödeme vs yapmamız gerekiyordu ve biz sıkıĢık durumdaydık. Yenge ile bugün
konuĢtuğumuzda bunun için borç vs bulup sonuçta karĢılayacağız diyor. Bu meseleyle ilgili
kültürel olarak; para isteme, para bekleme gibi bir durum vardır; bunun üzerine gitmemiz
gerekir fakat bir yandan da bir yerden bir yere gitmekte bile sorun yaĢadıkları para sıkıntıları
da var. Bu sorunu da çözmemiz gerekiyor. Ġsteyerek değil; adli dava vb iĢler ile bunu
çözebilirler. Bunu tekrar fırıncılarla konuĢacağım. Günlük ihtiyaçları; aylık giderlerinin
karĢılanması için makul ve gerçekçi bir program çıkartmaları konusunda konuĢacağız. Bu
çıkarttıkları programa uymalarını takip edeceğim” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1999.11.21 - 02339_022KAS9902TARIK.txt” isimli word belgesi incelendiğinde
Tarık KOD Ufuk Doğbay isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Fırıncılar; Fehriye dosyası ile ilgili söylediğiniz yöntemin çok zaman alıcı olacağını
söylüyorlar ve Ģöyle yapılsa daha kısa sürede olur diyorlar. Fehriye Erdal'ın avukatı; Hala'ya
bir mektup yazıp ben Belçika'da Fehriye Erdal'ın davasını takip ediyorum. Müvekkilim için
Türkiye'ye iade durumu sözkonusudur. Sizden müvekkilim Türkiye'ye iade edilirse nelerle
karĢılaĢılacağına iliĢkin bana yardımcı olmanızı talep ediyorum... Bu Ģekilde bir mektup
yazarak; bunun hukuk bürosuna faks ile gönderilmesi sağlanırsa çok hızlı ve basit olur
diyorlar. Belçikalıların kullandığı dilde bu mektubu yazıp hukuk bürosuna fakslarsa Hala ve
45
Yenge bunun yeterli olacağını ve Belçika konsolosluğuna da bir örneğinini verileceğini
söylüyorlar” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Hollanda ve Belçika Dökümanları arasında bulunan diğer örgütsel yazıĢmalar
incelendiğinde FIRINCILAR denilen yerin Halkın Hukuk Bürosu olduğu, Yenge KOD isimli
kiĢinin ise Halkın Hukuk Bürosu avukatı Behiç AĢçı olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2002.05.04 - 09114_5.5.2002demet3” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Manavların elliĢer Milyonların dağıttım. Sev., Öz, ve Manava verdim”, 11. maddede;
“Sev.. ve Öz..un vergi kayıtlarını pazartesi günü yapacağız. Evraklarını pazartesi çıkarıp,
muhasebeciye verecekler”, 12. maddede; “CMUK Kursuna yazılmalarını konuĢtum. Pazartesi
Baroya kurs için yazılacaklar ve Baro sıraya koyup zamanlama yapıyormuĢ.Kendilerini öne
almaları içinde konuĢacaklar” ve 13. maddede; “Manavlar haftada 30 dergi (Ekmek ve
Adalet) dağıtmaya geçen hafta baĢladılar.Her biri üç_dört av..aldı.Her hafta bu av.lara dergi
götürecekler.Baro ve ÇHD yede birer tane protokol vereceğiz” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2002.06.17 - 04204_18.6.2002demet2” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Cumartesi manavlarla haftalık toplantımızı yaptık. Bu toplantıda gönderdiğiniz köĢe
yazarlarının yazılarını da okuduk. Pazar günü öğleden sonrada meĢruluk yasallık konusunu
tartıĢtık. ÇalıĢmayı ben verdim ve katılımlı oldu. Kendi birimleri boyutuyla da meĢruluğu ve
yasallığı somutladık. ÇalıĢmaya herkez katıldı. Haftaya pazartesi akĢam kadın erkek
iliĢkilerini tartıĢacağız” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Halkın Hukuk Bürosu avukatları için “MANAVLAR” kodunun kullanıldığı
anlaĢılmıĢtır.
“2003.03.14 - export 1-unallocated clusters-302” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda;
“BaĢmanav dün Bakırköy Hapishanesi çıkıĢında Terörle müc. tarafından gözaltına
alındı. Gbt yapmıĢ asker ve polis çağırmıĢ (kendileri böyle söylüyor) Alınma nedeni Semih
Genç dosyasında aranması olduğu nedeni ile. Polis biz seni almayacaktık ama jandarma
baskı yapıp isteyince almak zorunda kaldık gözaltı iĢlemi yapıp bırakacağız demiĢler”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Yapılan incelemelerde 13.03.2003 günü Ġstanbul Terörle Mücadele ġube
Müdürlüğünce gözaltına alınan tek kiĢinin Avukat Behiç AġÇI olduğu görülmüĢ,
“BAġMANAV” olarak kodlanan avukatın Behiç AĢçı olduğu anlaĢılmıĢtır.
46
“2002.08.15 - 09069_16.8.2002hayri7” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda;
“Halil'in ifadesi için bugün manav l ile birlikte gideceklerdi.Manav l sabah Hamideye
gitti.Ġzin alması uzun sürmüĢ §ve Hamide BayrampaĢaya kaldırılınca sabah arada Bakırköy'e
gitmiĢ(Bakırköye manav 2 Hüdai ile gitti.Gerek yoktu kendisinin gitmesine ama programda
yoksa bile bir fırsatını bulup buraya mutlaka gidiyor) oradanda BayrampaĢa Devlete gitmiĢ
ve saat l5.30 da DGM ye gitmiĢ.Savcı ile görüĢmüĢ.Savcı önce Haliliçin DKPC nin Trabzon
temsilcisi iĢte ,örgüt yayını vbb..laflar etmiĢ yani bana anlatma gibi bir tavrı olmuĢ.Manav l
ısrar edip durumu izah edince bu Anadoludakileri anlamıyorum zaten alıp alıp tutukluyorlar
tarzı konuĢmuĢ bu kez ve tamam yarın gelsin ifadesini alayım birde ifadesinin alındığına dair
yazı veririm demiĢ.ayrıca bu nedenle tutuklamalırın tamemen hukukuksuz olduğunu söylemiĢ.
Yarın sabah Halille birlikte gidecekler.Yazdığı dilekçe örneğini ekte gönderiyorum size..”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Dilekçeyi veren avukatın “Abide-i Hürriyet Caddesi 210/8 ġiĢli/Ġstanbul ” adresini
veren Özgür Gider isimli avukat olduğu görülmüĢtür. Buradan, YAġAR KOD Münevver Köz
isimli kiĢinin daha önceki raporlarında “Öz…” olarak ismi kısaltılmıĢ olan ve sonraki
raporlarda ise “MANAV 1” olarak kodlanmıĢ olan avukatın Halkın Hukuk Bürosu avukatı
olan Mümin Özgür Gider olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2003.05.20 - export 3-3-381-20032003” ve “2003.05.20 - export 3-3-39420032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan
bu raporda;
“Manav 2 : kendisi dergi için yazı yazacağını söylemiĢti. yazdı. Size gönderiyorum.
konusu: HUKUK ÜZERĠNE SAPTAMALAR VE YER GÖSTERME , TUTUKLAMA
KURUMU…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
MANAV 2‟nin bu yazısı aynı tarihli baĢka bir rapor (2003.05.20 - export 3-3-39420032003) ile örgüt sorumlusuna gönderilmiĢ olup, anılan bu raporda yer alan yazıda Avukat
Güçlü SEVĠMLĠ tarafından yazılmıĢtır. Bu iki raporun birlikte değerlendirilmesinden,
“MANAV 2” olarak kodlanan avukatın Halkın Hukuk Bürosu avukatı Avni Güçlü Sevimli
olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2003.06.06 - export 3-3-88-06062003” ve “2003.06.07 - export 3-3-132-07062003”
isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda;
“selma Kubat‟ın savunmasını dosyalarından araĢtırdım ve buldum.. savunma var
dosyada. Manav 3 hazırlamıĢ. Ve karar duruĢmasından önce görülmüĢ. çünkü karar
duruĢması benim bulunduğum dönemdi ve buna girildi. savunmada yapılmıĢ, savunmasını
gönderiyorum” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“Ġstanbul 6 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi BaĢkanlığına” hitaben yazılmıĢ bu
savunma dilekçesi Özlem Kütük ve Selma Kubat isimli sanıklar ile ilgili olup, konusunun
47
“Esasa iliĢkin savunma” olduğu belirtilmiĢtir. 25.10.2002 tarihli bu dilekçenin baĢında;
“Vekilleri : Av.Behiç AĢcı, Av.Sevgi Özer, Av.Özgür Gider” yazılı olup, Avukat Behiç AĢçı
imzasını taĢımaktadır.
YaĢar KOD Münevver Köz bu savunmanın “MANAV 3” tarafından hazırlanmıĢ
olduğunu belirttiğinden ve dilekçede Behiç AĢçı, Sevgi Özer ve Özgür Gider isimli
avukatların isimleri bulunduğundan ve de Behiç AĢçı ile Özgür Gider‟in kodları belli
olduğundan (BAġMANAV ve MANAV 1), “MANAV 3” olarak kodlanan avukatın Halkın
Hukuk Bürosu avukatı Sevgi Özer olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2003.03.27 - export 4-4-578-27032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda;
“Manav 4 hücre konusunda röportaj yaptı. Bu konuda dikkat ediyorum. O Hafta
Anadolu ziyaretindeydi Ġstanbulda olmadığı için röportaj yapamadı. Geçen hafta gelince
dergiye gönderdim ve ropörtaj yaptılar” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
27.03.2003 tarihli olan bu rapordan üç gün sonra yayınlanan DHKP/C terör örgütünün
o tarihte yayın organlarından olan EKMEK VE ADALET isimli derginin 30.03.2003 tarihli
54. sayısının 35. sayfasında; “VOLKAN‟IN ÖLÜMÜ TECRĠTĠN SONUCUDUR” baĢlığı ile
Kandıra F Tipi Cezaevi‟nde Volkan Ağırman‟ın hücresinde yapılan keĢif hakkında bir
röportaj yayınlanmıĢtır. Röportajın baĢında; “Kandıra F Tipi Hapishanesi‟ndeki hücresinde
hayatını kaybeden Volkan Ağırman‟ın ölümü ile ilgili olarak yapılan araĢtırma çerçevesinde,
Kandıra F Tipi‟ndeki hücresinde keĢif ve inceleme yapıldı. KeĢfe katılan Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Süleyman ġensoy ile görüĢtük” cümleleri mevcuttur. Bahse konu
raporların ve derginin birlikte değerlendirilmesinden; “MANAV 4” olarak kodlanan kiĢinin
Halkın Hukuk Bürosu avukatın Süleyman ġensoy olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2002.09.07 - 02755_8.9.2002hayri8” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından
yazılan rapor incelendiğinde;
Manav 5 ile görüĢtüm. Kendiside konuĢmak istemiĢ. Manav 6 gelmemiĢti. Manav 5
sohbbet etmek istemiĢ zaten. Ve aslında evlilikleri huzursuz. manav 6 disiplinsiz, yaĢamı
düzensiz ve para iĢlerinden kadına bıkkınlık gelmiĢ belli…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2002.07.11 - 04198_12.7.2002hayri8” isimli. YaĢar KOD Münevver Köz tarafından
yazılan rapor incelendiğinde;
“Selda ve Rahim'i yarın çağırıp konuĢmayı düĢünüyorum. Ayrıca naime Teyze ile ilgili
büfenin borcu meselesini Rahim ile konuĢtum. Ġlgilenip borcu ödeyecekler. Tabi bizimde bu
konuyu denetlememiz gerekiyor” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“MANAV 5” olarak kodlanan avukatın Halkın Hukuk Bürosu Avukatı olan Selda
Kaya (Yılmaz) olduğu, “MANAV 6” olarak kodlanan kiĢinin ise Halkın Hukuk Bürosu
Avukatı olan Rahim Yılmaz olduğu anlaĢılmıĢtır.
48
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
DHKP/C terör örgütünün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosu için “FIRINCILAR”
, “MANAVLAR” , “AMCALAR” kodlarının kullanıldığı,
RÜSTEM kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Ahmet Düzgün
Yüksel, HALA kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Metin Narin,
BAġMANAV ve YENGE kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Behiç AĢçı,
MANAV 1 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Mümin Özgür Gider,
MANAV 2 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Güçlü Sevimli, MANAV 3
kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Sevgi Özer, MANAV 4 kodunun Halkın
Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Süleyman ġensoy, MANAV 5 kodunun Halkın Hukuk
Bürosu avukatı olan Avukat Selda Kaya, MANAV 6 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı
olan Avukat Rahim Yılmaz olduğu anlaĢılmıĢ, bu Ģekilde KOD isim kullanarak örgüt
hiyerarĢisi içerisine dâhil oldukları tespit edilmiĢtir.
e. Halkın Hukuk Bürosu‟nda ÇalıĢacak Avukatlar Örgüt Tarafından
Belirlenmektedir
“1997.10.26 - 1997-hamhav-2610HAVA” isimli word belgesi incelendiğinde
YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Havva isimli kiĢiye hitaben yazıldığı anlaĢılan bu raporda
“eğer yanlıĢ anlamadıysak efkan sadece kendisinin bağımsız olmasını değil büronun
bağımsız olmasını savunuyor. eğer böyle bir düĢünce diğerlerinde de varsa bu tehlikeli bir
düĢüncedir. bu düĢüncede olanlar hukuk bürosunun tarihini oluĢumunu yok sayıp
reformistleĢtirip sıradan ticari bir hukuk bürosu haline getirmek istiyorlardır. bunların
bizimle uzaktan yakından bir iliĢkileri olamaz. ayrıca nasıl tartıĢtınız ne anlattınız bilmiyoruz
ama kimden nereden bağımsız olmak istiyorlar. bağımlı ne yapıyorlar bizim bilgimiz yok.
bizim bildiğimiz arada sırada cezaevinin verdiği Ģunu Ģuraya götür gibi bir kısım iĢleri
oluyor. baĢka da hiç bir Ģey yaptıkları yoktur. ayrıca kim hangi iĢlerliği savunuyorsa ne
istiyorsa bize ayrıntılarıyla anlatsın. örneğin hukuk bürosu neyi yapmalı neyi yapmamalıdır
bu tabloyu ortaya çıkartırlarsa çok çarpıcı bir biçimde görülecektir ki devrimcilikle iliĢkisi
olmayan bir avukatlık tablosu çizeceklerdir. yani biz sadece duruĢmalara girelim baĢka da
hiç bir iĢe karıĢmayalım olacaktır. bu tabloyu açığa çıkartmalısın bu kafada olanlar defolup
gidebilir. bunlardan hayır gelmez. ayrıca efkanın hala para meselelerinden söz etmesini de
anlayamadık efkan para meseleleriyle falan ilgilenmiyor daha önce ahmet ilgileniyordu
sadece ahmet gittikten sonra onunun bir kısım para iliĢkilerini devraldı hepsi bu. eğer
gerçekten efkan herhangi bir para iliĢkisi yaratmıĢsa bize de herkese de anlatsın da bilelim.
böyle bir iliĢkisi yoktur. ayrıca efkan artık açık konuĢmalıdır. ucuz kahramanlıktan vazgeçsin
efkan hukuk bürosu elemanı olmanın bedellerinden korkmaktadır. gerçek budur. boĢuna
hoplayıp zıplamasın. korkuyorsa korktuğunu söylemek de bir cesarettir boĢuna teori
49
uydurmasın. ayrıca kendisinin hiç bir konuda istikrarlı olmadığını daha öğrenciyken gençlik
içinde problemliydi bu problemleri aĢmamakta ısrar etti ve ne istediğini bilmeyen bunalımlı
bencil kendi ifadesi ile bireysel çalıĢmayı seven kimsenin kendisine karıĢmasını istemeyen bir
kiĢilik çizdi. ve son iki yıldır da istisnasız neredeyse her iki ayda bir ben bırakacağım diye
karĢımıza geldi. bırak o zaman dediğimizde ise hiç bir Ģey olmamıĢ gibi tekrar görevi devam
etti. kendisine defalarca iĢlerlik devrimcilik anlatıldı. ama o bencillikten serseri yaĢamdan
vazgeçmedi. para meselesi de hukuk bürosu için değil esas olarak kendisi için istiyor. hukuk
bürosunun sekiz yıllık tarihinde hiç bir avukat arkadaĢımız araba istememiĢtir. bu Ģeref
sadece efkana aittir. öyle ki adeta araba için yırtınmıĢtır. hukuk bürosu elamanları çok ciddi
geliĢmelerde dahi ceplerinde beĢ kuruĢ yokken sağdan soldan yol parası bularak binlerce
kilometre gitmiĢlerdir. ama efkan rahat konformist yaĢamı özlüyor. ayrıca muharremi
getirirken cezaevine bilgi verdik diyor doğru mutlaka vermiĢtir ama ne bilgisi verdi
muharremin hadepli olduğu söyledi mi hadepli birisini neden büromuza getirdiğinin hesabını
vermelidir. olay Ģudur efkan bizimle olan hukunu netleĢtirmek durumundadır. bizimle Ģöyle
veya böyle bir iliĢkisi olacak mı yoksa hiç bir ilgisi olmayacak mı eğer hala az da olsa bir
bağlılığı varsa hala bir Ģeyler yapmak istiyorsa gitsin mersinde çalıĢsın daha önce kendisi
mersin diyordu Ģimdi ne oldu da istanbul diyor o zaman mersin yalandı. neyin manevrasını
yapıyor derdi nedir ne istiyorsa biraz da erkekçe söylesin. Ģunu bilmeli hukuk bürosundan
ayrılıp ta istanbulda hiç bir Ģey olmamıĢ gibi avukatlık yapamaz. siyasi davalara giremez.
eğer mafya davalarına girecekse bu bize zarar vermek demektir o zaman tavrımız farklı olur
ama hala devrimci demokratım diyorsa cepheli kimliğinden korktuğu anlaĢılmıĢtır. ama bir
devrimci demokrat olarak mersin adana çevresinde davalarımıza girebilir. bizim bir
elemanımız da olmaz. orada bağımsız çalıĢır girdiği davalardan da para alır. oradaki bizim
insanlarımız da kendisine istediği parayı verirler. çünkü artık parayla çalıĢan bir avukattır.
özetle para meseleleri tümden yalandır efkanın gerçek niyetini söyletmelisiniz. para mı tamam
efkan senin para ile hiç bir iliĢkin olmayacak biz halledeceğiz deriz ve mesele biter. bu
durumda da yine hayır çalıĢmayacağım diyecektir o zaman gerçek derdinin ne olduğunu
söyleyecektir. durumu netleĢtirin bunlara ne diyor buna göre dhg karĢısına çıkarıp
çakırmayacağımıza karar verirz. ayrıca fazi davasına da giremez. gazi davası reklam yeri
değildir. hala bizi tanıyamamıĢ. gerektiğinde yüzlerce tutsağımız bütün avukatlarını azledip
avukatsız mahkemeye çıkarlar. bu konuda ciddiyetimizi anlasınlar blöf yapmıyoruz kimseyi de
zorla tutmuyoruz. hukuk bürsu elemanı olmak bir onurdur. bu onuru reddedenlere diyecek bir
Ģeyimiz yoktur.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1997.11.01 - 1997-hamhav-02kahav” isimli word belgesi incelendiğinde;
YurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat
notunda;
“hukuk bürosundan herkesle açık konuĢun gitmek isteyen varsa gitsin kimse bizi
oyalamasın alperin yaptığı da namussuzluktur alperden hesap sormalısınız Ģimdiye kadar
büroda ne yaptığının hesabını vermelidir bu Ģahıslardan anahtarları alın ve anahtarları
hemen değiĢtir it kopuk takımına yalvaracak durumumuz yoktur. ama bu bırakanların aĢağılık
tipler olduğunu da söyleyin. ayrıca bu alper denilen Ģahıs kimin yanında staj yapıyor
gözüküyor büroya neden gelmiĢ bunların hesabını sorun somut cevaplar isteyin demagoji
50
yapmasına fırsat vermeyin bir de stajyer bir kız vardı onun durumu nedir onu da netleĢtirin
kim gidecekce Ģu anda gitsin sürekli bununla uğraĢmayalım ayrıca efkan bir çok kmiĢiye
bıraktığını anlatmıĢsa dhg önüne çıkartın madem anlatmak istiyor dhg sorgulasın hem de
aileri herkesi toplayın kalabalık bir grup olsun ben bıraktım değil ben korktum diyecek.”
Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
YurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından DHKP/C
örgütü talimatlarına itaatte sorun çıkaran (stajer avukat olan Alper Tunga Saral dahil olmak
üzere) tüm avukatların HHB‟den kovulması talimatını verdiği görülmüĢtür.
“1997.11.27 - 1997-ayhan-2711ayh” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki
sorumlu kiĢi tarafından Ayhan isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunun 4.
maddesinde;
“metin filorinalı parantez aç soyadı yanlıĢ değil böyle parantez kapa diye bir avukat
vardı eskiden bizim çevremizde olan birisiydi nasıl bulunur biz bilmiyoruz ama halkın hukuk
bürosu biliyordur çağırıp konuĢun davlarımıza girmesi konusunda sonucu bize de bildirin”
Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
DHKP/C terör örgütü yönetiminin Halkın Hukuk Bürosuna ve DHKP/C davalarına
Avukat Metin Filorinalı‟nın girmesi talimatını verdiği görülmüĢtür.
“2000.08.16 - 01880_048” isimli Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılan bu
belge incelendiğinde;
“Ankara'da memurlarda Özgür Güden isimli birisi varmıĢ. Hukuk Fakültesi
öğrencisiymiĢ mezun olmuĢ. Staj yapmak istiyormuĢ. Halkın Hukuk Bürosunda
yapabileceğini, orada çalıĢabileceğini söylemiĢ. Cuma günü Halkın Hukuk Bürosuna
gelecekmiĢ. Bu arkadaĢı Seher'e sordum, tanıyor. Ankara Adliyesi 8. Ġcrada çalıĢıyormuĢ.
Seher de bu arkadaĢın avukatlık yapmak istediğini biliyormuĢ, iyi olur, zaten memur
operasyonlarından etkilenmiĢ ve uzaklaĢmıĢtı, avukatlık yapmak istediğini de biliyoruz dedi.
Bu arkadaĢ cuma günü gelecek, fırıncıların yanında kalsın mı? Özgür'ü fırıncıların
bürosundaki Rahim de tanıyor. Ankara'ya gitmiĢti o da konuĢmuĢ, Ġstanbul'a gelmek istediğini
ona da söylemiĢ” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.06.22 - export 11-11-119-22062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Manav 2 ile ilk konuĢmamı size yazmıĢtım. bunun üzerine cumartesi günü konuĢmak
istedi. bende düĢün tekrar konuĢuruz demiĢtim. KonuĢmamız üzerine düĢündüm. Aslında bir
süredir düĢünüyorum dedi.. Ve ben önce size ÇHD dede yapamayacağımı söyleyecektim ama
sonra düĢündüm mesele tek baĢına ÇHD değil benim kendimde ve ben artık mücadele etmek
istemiyorum yapamayacağım. kendi gerçeğim ile yüz yüze kaldım.. ben sıkıntıya gelemiyorum,
zorlukları kaldıramıyorum.. Büroda elki üstümde çok yük yok ama bugün ÇHD yarın aĢka
birĢey mutlaka olur bana zor geliyor dedi.. BaĢka bir alternatif düĢünmediğini, av.lık yapmayı
51
düĢünmediğini söyledi” demiĢ, devamında; “MANAV 2”yi ikna etmek için uzunca
konuĢtuğunu, 4-5 yıldır burada olduğunu, kendisine öğretilen Ģeyin vefasızlık olmadığını,
yüzünü çevirmemesi gerektiğini, avukat olur olmaz ilk zora gelince böyle yapmasının hiç hoĢ
olmadığını, böyle yaparsa örgütü kullanmıĢ olacağını, burada öğreneceklerini öğrendikten
sonra “sıkıldım” deyip gitmesinin doğru olmadığını söylediğini, sakin ve soğukkanlı bir
Ģekilde uzun uzun konuĢtuğunu, “MANAV 2”nin çok mahcup olduğunu ama aksi bir Ģey
söylemediğini, gitmek istediğini tekrarladığını, bunun üzerine; “Parti sana git demeden
iliĢkini kesemeyiz. Sabahları gelip akĢam gidersin” anlamına gelen sözler söylediğini,
“MANAV 2”nin önce itiraz ettiğini, “burada boĢ boĢ ne yapacağım” dediğini, kendisinin ise;
“Biz git demedik. Büro iĢlerini yaparsın. Seninle tartıĢıyoruz ve biz nokta koymadık” dediğini
ve “MANAV 2” kod Avukat Güçlü Sevimli‟nin “Tamam” deyip kabul ettiğini belirtmiĢtir.
“2003.06.23 - export 11-11-146-23062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“manav 2 ugün geldi. büroya gelmesini ve tartıĢmamızın devam ettiğini ve henüz
kendisine bir cevap vermediğimizi söylemiĢtim.. Saah geldi. Ve akĢam gitti. bugün
tartıĢmadım.. tartıĢmalarımızı düĢünsün diye. yarın tekrar konuĢup durumuna bakacağım.
sizden gelecek cevaba göre onunla tartıĢacağım” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının HHB‟den çıkmak istese dahi örgüt onayı olmadan
çıkamayacakları anlaĢılmıĢtır.
“2003.07.15 - export 5-5-560-15072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Stajyer Mahir gelip gitmeye baĢladı. bizde yakından tanımaya çalıĢacağız bu süre
içerisinde. Sohbet ediyorum. Ne kadar kararlı olacak zaman gösterecek. Büroda çalıĢma
konusunda staj yapma konusunda uzun süre düĢünmüĢtü karar vermek için. Bu arkadaĢ
MaraĢ AvĢinli, Kürt Alevi.13 yaĢında Ġstanbul"a taĢınmıĢlar.7 kardeĢler.26 yaĢında. 1999
yılında mahallesinde oturan bir kızla 2 yıl arkadaĢlığı olmuĢ. Evlenmeyi düĢünüyormuĢ. Kızı
sevdiğini ama nalaĢamadıkları için ayrıldıklarını iyi biri olduğunu söylüyor. Anlattığına göre
hala kıza aĢık. Bize okul yıllarından beri sempati duyduğunu söylüyor. Bizim çevremizde
olmuĢ. Okumayı seviyor. Klasikleri ağırlıklı okumuĢ. Bizim yayınlarımızdan Haklıyız
kazanacağızı, DireniĢ Ölüm YaĢam 2 yi okuduğunu söylüyor. Kendisine hafif dosyaları
vereceğiz. Manavlarla belirleyeceğiz neler yapabileceğini” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
HHB sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟ün Halkın Hukuk Bürosuna baĢlayan
avukatlar hakkında DHKP/C terör örgütü yönetimine bilgi verdiği ve danıĢtığı görülmüĢtür.
“2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan bu belgede;
“Ġstanbul Avcılarda taylan tanay isimli 99 da Ankara TÖDEF te sorumluluk yapan
sonra mücadeleyi bırakan yeni avukat olan birisi büro açmıĢ. Manav 1 bu kiĢi ile karĢılaĢmıĢ.
52
Ankaradayken mücadeleyi bıraktığında tavır alınmıĢtı ama mücadeleyi bırakan herkese
yaklaĢım buydu. Böyle bir karar varmı bu kiĢi için yoksa görüĢelimmi.. yani bir tavrımız
varmı. bu kiĢiyi ben tanımıyorum…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.09.26 - export 7-7-582-26092003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan belge incelendiğinde,
“Taylan Tanay isimli ankara mezunu.. cümlesi ile bayĢlayan 1.madde konusunda,
Taylan Tanay ile ilgilenebileceğimiz ve görüĢe.bileceğimiz konusu anlaĢıldı” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
“2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan belge incelendiğinde;
“Cuma günü buraya marmara Üniversitesi Hukuk Fak. De okuyan ve 5. yılında olan
Barkın Timtik isimli bir bayan arkadaĢ geldi. Manav 4 ü sorarak geldi. Ablası Elazığda hukuk
Fak. De son sınıfta okuyor.. M.Doğanlar tanıyor... manav 4 ve Manav 1 panel için bölgeye
gittiklerinde tanıĢmıĢlar. Kızkardeyine buradan bahsetmiĢ.. Barkın geldi ve iĢ aradığını
söyledi ama aynı zamanda HHB de yetiĢmek istediğini söyledi. Kendisi ile görüĢtüm bizim
gönüllü çalıĢtığımızı para konusunda bir yardımımız olmayacağını ama iĢ konusunda ek bir iĢ
bulmasına yardımcı olacağımı ve HHBye gidip gelmesini burada kendisini ceza konusunda
yetiĢtireceğimizi kendisini tanırken onunda bizi tanıyacağını anlattım.. Bu önerime memnun
oldu. Temel isteğim burada yetiĢmek. Ben dıĢarda yapamıyorum.. HerĢey çok çirkin ve
kirlenmiĢ durumda.. Avukatlık bile yapmamayı düĢündüm okulu bırakmayı düĢündüm bir ara
dedi. Ve mücadeleye artık bir yerden baĢlamak gerektiğine karar verdim ve bu yüzden size
geldim ablam Elazığda Temel Haklara gidiyor. …Barkın ve Mahire avukatlık konusunda ceza
usulü ve pratik konusunda ders vermesi için Manav 2 ile konuĢtum. Bunun nedeni Manav 2
ninde bizim çalıĢmamız içinde olması ve böyle bir çalıĢmanın onu motive edeceğini
düĢündüğüm içindiki manav 2 son dönem pratiğimize daha çok koĢturuyor. Ve moralli.. Bu
teklifime çok memnun oldu. ben arkadaĢlarla severek ilgilenirim. Dedi. Pazartesi günü
gelecek ve program çıkaracağız.. Barkın ilede tanıĢtıracağım.. Barkına size danıĢmadan
bağlayıcı bir Ģey söylemedim büroya gelip gideceğini acele etmeden bizi tanımasını bizimde
kendisini tanıyacağımızı söyledim…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
HHB sorumlusunun Halkın Hukuk Bürosuna avukat almak için DHKP/C terör örgütü
yönetiminden izin ve onay aldığı anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
DHKP/C terör örgütünün demokratik yapılanması içerisinde yer alan Halkın Hukuk
Bürosunda çalıĢacak avukatların HHB‟de baĢlamadan önce örgüte sorulduğu ve onay alındığı,
53
Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların DHKP/C terör örgütünün talimatlarını
yerine getirmediği durumlarda örgüt yönetimi tarafından avukatın kovulduğu,
Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların HHB‟den kendi istekleri ile ayrılmayı
düĢünmeleri durumunda dahi DHKP/C terör örgütü yönetimi izin vermeden HHB‟den
ayrılamadıkları ve çalıĢmaya devam etmek zorunda kaldıkları anlaĢılmıĢtır.
f. HHB Avukatlarının Birçoğu Avukat Olmadan Önce de DHKP/C
Terör Örgütünün Farklı Birimlerinde Faaliyet Gösteren KiĢilerdir
“1998.02.15 - 1998-havham-subat-b14sub39” isimli word belgesi incelendiğinde;
YurtdıĢındaki sorumlu Hacı isimli kiĢiye gönderdiği bu talimat notunda;
“efkan esas olarak m…….bir tiptir gençlik içinde yapamadığı için hukuk bürosuna
verilmiĢtir orada da esas sorun popülizmi para düĢkünlüğüdür biz iki kez onu gözaltına aldık
bir sürü sorun çıkarttı ve bizce esas sorun korkularıdır” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Efkan Bolaç‟ın DHKP/C terör örgütü gençlik
yapılanmasında bir süre görev aldığı, Efkan Bolaç‟dan gençlik yapılanmasında yeterince
verim alınamadığı, daha sonra DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan yapılanması
içerisindeki Halkın Hukuk Bürosunda görevlendirildiği anlaĢılmıĢtır.
“1999.01.15 - 1999-fatma-naim-ocak-o15oca01” isimli word belgesi incelendiğinde
Naim isimli kiĢi tarafından yazılan raporda;
“Büyük bir sorunumuz var. Bu arkadaĢlar da bu sebeple burada” dediğini ve 3 Kasım
tarihinde Susurluk protestosu sebebiyle gözaltına alınmıĢ olan Ġsmail EYĠ isimli kiĢinin
gözaltında iken polisin iĢbirliği teklifini kabul ettiğini ve 5 Ocak tarihine kadar da bu
iĢbirliğini sürdürdüğünü, bu tarihte iĢbirlikçi olduğunu Döndü‟ye itiraf ettiğini söylediğini,
biraz uyuduktan sonra ertesi gün öğle saatlerine kadar bu konuyu konuĢtuklarını, öğleden
sonra baĢka bir yerde buluĢmak üzere tekrar randevulaĢtıklarını, öğleden sonraki buluĢmaya
da evde bulunan herkesin geldiğini söylemiĢ, sonrasında Ġsmail EYĠ‟nin durumu ve konu ile
ilgili örgüt mensuplarının neler yaptıklarına dair anlatımlarını özetlemiĢ, konu ile ilgili bilgisi
olan kiĢilerden (Döndü ġahingöz, Övünç Bilgen, Devrim Turan, Ahmet Demir Ve Taylan
Tanay) yazılı olarak aldığı raporları ve iĢbirlikçi olduğu belirtilen Ġsmail EYĠ isimli kiĢinin
yazılarını da raporuna eklediğini,
Bu Ģahısların Ġsmail Eyi‟yi bir evde gözaltına alıp sorgulama kararı verdikleri, Ġsmail
Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi sırasında polis takibi olup olmadığının
belirlenebilmesi için Devrim TURAN tarafından Taylan Tanay ve Ahmet Demir‟in
görevlendirildiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi iĢleminin Taylan Tanay ve
Ahmet Demir‟in gözcülüğü ve kontr takibi ile Döndü ġahingöz tarafından gerçekleĢtirildiği,
sorgulama yapılacak eve Övünç Bilgen‟in de geldiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanmaya
baĢlanmasında bir süre sonra Taylan Tanay‟ın eve gelerek dıĢarıda polis yoğunluğu
54
olduğunu söylemesi üzerine sorgulamayı bırakıp evden ayrıldıklarını öğrendiğini…” Taylan
TANAY iki sayfalık yazılı raporunda, yaptığı kontr-takip çalıĢmasını, nelerden Ģüphelendiğini,
neden eve gidip evi boĢaltmaları gerektiğini detayları ile anlattığı „‟görülmüĢtür.
“1999.02.17 - 1999-ayhan-subat-o1sub01” isimli word belgesi incelendiğinde o
tarihlerde Ümraniye Cezaevi‟nde yatan Ayhan KOD Necdet Berk‟ in yurtdıĢındaki sorumluya
gönderdiği bu raporun baĢında “ANKARANIN NOTUDUR” ibaresi mevcuttur.
3. maddede; “OPERASYONA ĠLĠġKĠN: 03.02. 1999 GÜNÜ SAAT 22.00- 22.30 ARASI
GÖZALTINA ALINANLAR;” baĢlığı atılmıĢ ve yakalanan kiĢilerin isimleri tek tek yazılarak,
örgütsel konumu, nasıl yakalandığı, yakalandığı yerde nelerin ele geçirildiği, gözaltındaki
tavırlarının nasıl olduğu konularında bilgiler verilmiĢtir. Yakalanan kiĢiler ile ilgili bilgiler
verilirken;
“ÖZGÜR YILMAZ: Ġlk tavırları oldukça radikal. Polislere vuruyor, saldırıyor vb.
Sonra savruluyor ve ifade veriyor, AG'yi bırakıyor, iĢkencecilerle çay sigara içiyor. Taylan
TANAY'la birlikte alınıyorlar. Çözülmeden önce Taylan'ın sorgu verirkenki görüntülerini
izletiyorlar. Cuma öğlen çözülüyor. ġu anda bunalımda. AĢmak istiyorum diyor. TAYLAN
TANAY: TÖDEF'LĠ. ÇözülmüĢ. Çözüldükten sonra AG'yi bırakmıĢ, sonra tekrar baĢlamıĢ.
Pek çok arkadaĢa Taylan'ın görüntülerini izletmiĢler” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
görülmüĢtür.
03.02.1999 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünden alınan yazıda DHKP/C adlı terör
örgütüne yönelik operasyonlarda Özgür Yılmaz ve Taylan Tanay‟ın (22) ark ile birlikte
yakalandıkları ve 04.02.1999 gün ve (468) sayıları ile sevk edildiği Ankara 2 nolu DGM‟ce
1999/40 D.ĠĢ sayısı ile tutuklandıkları anlaĢılmıĢtır.
“2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Ģu anda gençlikte geliĢmeye baĢlayan ve son eylemde tutuklanan Günay adında bir
arkadaĢ var. ĠÜ. Hukuk 2. snıfta. dolaba gelip gitmeye baĢlamıĢtı. temiz bir arkadaĢtı.
Ankaralı. Büroyada gelip gidiyor. Ağbiiside yeni avukat. Ankarada çalıĢıyordu. Ġstanbula
geldi. Manavladrntanıytılar. Büroyada geldi ama kendi iĢ olanaklarını kurmak istiyor. ĠĢ
arıyordu. sohpbet ettik. bende bıraktığı izlenim temiz ve saf Anadolu insanının özelliklerini
taĢıyan birisi. Ġstanbula yeni taĢındı. sık sık Ankaraya gidip geliyor. tam bir iliĢki kuramadık.
Ama bu arkadaĢlada ilgilenmeyi düĢünüyoruz. ÇHD ye baĢta yönlendirdik. Büroyu ve
çalıĢmalarımızı anlattık.. Ġlgiliydi ama bir Ģey söylemek için erken” ġeklinde ibarelerin
olduğu
HHB avukatı Ģüpheli Günay Dağ‟ın HHB‟den önce örgütün gençlik yapılanması olan
Dev-Genç yapılanması içerisinde yer aldığı görülmüĢtür.
55
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
DHKP/C terör örgütünün demokratik yapılanması içerisinde yer alan Halkın Hukuk
Bürosunda çalıĢacak avukatların birçoğunun örgütün legal ve illegal yapılanmalarında görev
aldığı,
DHKP/C terör örgütü yönetiminin zaman zaman örgüt üyelerini yapılanmalar arası
değiĢtirerek görevlendirdiği, örneğin örgütün gençlik yapılanmasında görevli avukat olmaya
haiz birisini, daha sonra HHB‟de avukat olarak görevlendirdiği anlaĢılmıĢtır.
g.Büro
ve
Avukatların
KarĢılanmaktadır
Ġhtiyaçları
Örgüt
Tarafından
“1997.10.03 - 1997-hamhav-03EKHAV3” isimli word belgesi incelendiğinde Havva
isimli kiĢi tarafından yazılan bu raporda;
“avukatlarda sürekli maddi sorunları ğündeme geliyor özellikle efgan sürekli para
için arıyor ve söyle bir havası var elimizdeki olanaklar alınıyor ailelerdende para gelmiyor ne
yahpaçağız efğanın bu tür hos olmayan bir yaklasımı var ama ailelerdende para ğelmeyince
onlarında maddı sorunları sık sık gündeme geliyor” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1999.05.06 - 1999-ayhan-haziran-b09haz06” isimli word belgesi incelendiğinde;
YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Hakkı isimli kiĢiye gönderilen bu notta;
“HAKKI, BU NOTU B.... YAZDIK...BĠRLĠKTE OKU VE SONUÇLARINI TAKĠP ET...
…“VE YAPILMASI GEREKENLER” baĢlığı altındaki 1. maddede; “Gerekirse yeni
bir büro yeri bulun... daha geniĢ daha temiz... yeniden döĢeyelim... yeniden düzenleyelim
herĢeyi... eksi alıĢkanlıklarınızı da eski büroya gömerek yeni bir yere taĢının... tüm
masraflarını biz karĢılayacağız bu büronun...her Ģeyini yenileyin büronun... belli uygun
taksitlerle her Ģeyi alalım...” denilmiĢ, 2. maddesinde; “Avusturyalı bayanın verdiği paranın
türk parası olarak karĢılığı yaklaĢık olarak 75 milyon... bize hemen bir hesap numarası
bildirin...öncelikle sizin ve zekinin borçlarını göndereceğiz...bunu hemen bildirin...ankaradaki
büro asla kapanmamalı...evin eĢyalarını uygun bir yere hiç olmazsa büroya taĢıyın evi
boĢaltın...büronun borçlarını ise hemen ödeyin ve icra vs yi durdurun...bunun için NE
KADAR PARA GEREKTĠĞĠNĠ HEMEN ACĠL OLARAK HESAP NUMARASI ĠLE BĠRLĠKTE
BĠLDĠRĠN. DÖVĠZ HESABI AÇTIRIRSANIZ DAHA AZ ZARAR EDERSĠNĠZ...” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
B…. Olarak Ģifrelenen kiĢinin Avukat Behiç AĢçı olduğu, Halkın Hukuk Bürosunun
tüm masraflarının DHKP/C terör örgütü yönetimini tarafından karĢılanacağı görülmüĢtür.
56
“1997.10.07 - 1997-hamhav-0910hav” isimli word belgesi incelendiğinde
YurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat
notunda;
“Avkutların gelir gider vb sorunlarına vakıf olmalısın örneğin daha önce efkan
tunadan aldığı borçları nasıl ve nereden ödüyordu. Daha doğrusu büro giderleri ve gelirler
nelerdir. Duruma vakıf olursak bir formül bulunur. Ayrıca efkan gelir gider iĢlerine bakıyorsa
bunların ayrıntılı bir hesabını çıkartmalı. kimden ne almıĢ kime ne zaman ne vermiĢ her Ģey
açığa çıkmalı. gerektiğinde bürodan baĢka biri para iĢleri ilgilenir ama önce hesaplar
düzelsin. Ģunu da kesin söyleyin o büro kurulduğundan beri bir arabaya sahip olmadı bundan
sonra da olmayacaktır. arabalık bir iĢleri de yoktur. ayrıca avukatlar tunanın evinde
kalmayacaklar. baĢka bir ev bulmalıyız. veya uygun birilerinin yanlarna yerleĢtirmeliyiz. Ģu
andaz kim nerede kalıyor. efkan chr içerisinde ne yapıyor bir çalıĢma yapmalı. bize yakın
veya etkili olabileceğimiz insanlar üzerinde bir çalıĢma yapmalı. yine para yardımı yapacak
çeĢitli gelir getirecek davalar verebilecek insanlar bulmalı. yani hukuk bürosu yeni avukatlar
bulamazsa bir süre sonra avukatsız kalacaktır. metin narinin ilgilendiği genç avukatlar vardı
bunlar için iyi diyorlardır ne yapıyorlar. bunların bir kaçı üzerinde özenle çalıĢılabilir.
gerekirse efkanın metinin dıĢında ilgilenecek yollar bulmalıyız. etkilemeliyiz yayınlarımızı
verme tartıĢma zaman zaman gidip gelme gibi yöntemlerle etkileyebiliriz. ayrıca mlutlaka
genç avukatlara baĢkalarına dava dağıtmalıyız. dava dağıttığımız insanlar doğal olarak
cezaevine gideceklerdir cezaevi bunlarla özel olarak ilgilenir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1997.10.08 - 1997-hamhav-0810ham” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Hamdi isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat
notunda;
“sağmalcılar efkana Ģununla ilgileneceksin bununla ilgilenmeyeceksin demiĢ olamaz
ama yine soror öğreniriz. demiĢ veya dememiĢ bundan sonra ilgilenmeyecek. saçmalamasın
herĢeylerini ellerinden almıĢız gitmelerini mi istiyormuĢuz ne demek halkın hukuk bürosu
efkanın babasının malı değil ki sonuçta oranın karı da zararı da bizimdir. efkan babasından
mı para getirip borçları ödeyecek Ģimdi büronun bir milyar borcunu ödüyoruz herhalde bunu
efkan kazanmadı . tuna iliĢkisinden hiç bir para almayacak büronun gelir giderini çıkarıp
yeniden düzenleyeceğiz. efkan Ģunu anlamalı sorun kendisi veya bir baĢkası değil bir takım
iliĢkileri düzenlemek iistiyoruz hepsi bu kadar” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1999.11.22 - 04176_o23kas9902aykut” isimli word belgesi incelendiğinde Aykut
KOD Ümit Ġlter isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Yenge büroların kira borçlarından sözetti. Buna göre kendi bürolarının 600 -altı yüzmilyon borcu var, projenin ise 500 -beĢ yüz- milyon borcu var. BaĢka borçlarıda varmıĢ ama
acil olan bunlarmıĢ, nasıl çözeceksiniz dedik, somut hiç bir Ģey yok, Partiye ilettinizmi dedik,
iletmiĢler buna göre bir ara mark gönderileceği söylenmiĢ vb... Bukonuyu geçen haftada
anlatmıĢtı ama bu hafta deyim yerindeyse hani veresiye verenin hali diye iĢyerlerine asılan
bir resim vardır ya biraz durum buydu. Sonuç olarak biz para vermedik. Belki daha sonra
57
Florinalıdan alacağımız büfe kirası eğer uygun olursa doğrudan fırıncılara aktarılabilir”
Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.07.26 - 01889_27.7.2000tar2k0030” isimli Nazan kod Gülay Yücel tarafından
yazılan word belgesi incelendiğinde,
“Dün gece 01.00 gibi Bergama Hapishanesinde gerginlik olduğun öğrendik. …Ben de
hemen hukuk bürosuna gittim. Yenge ile birlikte hemen avukatları aramaya baĢladık. Av.
Murat Çelik, Av. Hüdai Berber, Av. Nurhayat ĠĢyapan, Özgür Hukuk Bürosundan Kenan
Alkan, Av. Metin Florinalı ve Yenge 12.30'da Bergama için yola çıktılar. …Yengeye
Bergamaya gitmeleri için 90 milyon lira verdim.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
HHB avukatlarının tutuklu olan DHKP/C terör örgütü üyesi kiĢileri cezaevinde
ziyarete gittiklerinde örgüt yönetiminden yol parası aldıkları anlaĢılmıĢtır.
“2000.08.03 - 01897_4.8.2000835” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD
Gülay Yücel tarafından yazılan bu raporda;
“Zeki'nin hesap numarası: ZEKĠ RÜZGAR Ankara ĠĢ Bankası Necatibey ġubesi 4222
0466644” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
YurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun para göndermek üzere Avukat Zeki Rüzgar‟ın
hesap numarasını talep ettiği anlaĢılmıĢtır.
“2000.10.27 - 03768_27.10.20002233” isimli word belgesi incelendiğinde Murat
KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda;
“Yenge geldi kendisine yolculuk için para verdim. Yenge M.Narin'in birisiyle
kendilerine para yolladığını söyledi. Daha önce yediği para olmalı bi diyor. Para 1600 (bin
altı yüz) Mark ve üç yüz Dolar. Bana verdi. Bende duruyor” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
DHKP/C terör örgütü yönetiminin HHB avukatlarına yol parası verdiği anlaĢılmıĢtır.
“2001.07.13 - 10158_13.7.2001murat-1xx” isimli word belgesi incelendiğinde Murat
KOD Metin Yavuz tarafında yazılan bu raporda;
“Yengelere baktığımız yerler için kiranın üst sınırı ne kadar olsun. ġimdiye kadar en
fazla 400 milyon dedik, ama istediğimiz büyüklükte bir yeri 400'e bulmak pek mümkün
görünmüyor. Bu nedenle üst sınır olarak en fazla ne kadara kadar bakılım?” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
“2001.11.21 - 10891_22.11.2001feride3-3” isimli word belgesi incelendiğinde Sabri
KOD Metin Yavuz tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
58
“Yenge'ye ĠKĠ BĠN DM büro için, BĠN DM'de bürodakilerin giysi ihtiyacı için
verileceği anlaĢıldı. Büroya ayda dört bin DM verileceği anlaĢıldı” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
Bu rapordan DHKP/C terör örgütü yönetiminin HHB avukatlarına giyim masrafları
için dahi para gönderdiği tespit edilmiĢtir.
“2002.09.16 - 11902_17.9.2002hayri13” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
YAġAR"IN
NOTU:Merhaba,1)5000(beĢbin)
Euronun
hesabını
yazıyorum,
HAPĠSHANELER Ġçin Harcamalarım:Bakırköy Hapishanesi:250 (Ġkiyüz elli) Milyon TL. 550
(BeĢyüzelli)Milyon TL.(Her ikiside Filiz ve Gamze"lere)EDĠRNE:200 (Ġkiyüz )Milyon TL.140
(yüzkırk)Milyon
TL.KANDIRA:140
(Yüzkırk)Milyon
TL..120(Yüzyirmi
)Milyon
TL..BAYRAMPAġA HASTANESĠ:100 (yüz)Milyon TL.KARTAL ÖZEL
TĠP:400
(Dörtyüz)Milyon TL.50 (Elli)Milyon TL(Gözde)BAYRAMPAġADAKĠ DĠRENĠġÇĠLERE
KIYAFET:120 (yüzyirmi)Milyon TL..135 (yüz otuzbeĢ)Milyon TL.(ġengül Aslan"ın
gözlüğü)TOPLAM:2.205.000.000 TL. (Ġki milyar ikiyüzbeĢ Milyon TL)DENĠZ"e verdiğim:500
Euro (beĢyüz)50 (Elli )Milyon TL.(TOPLAM 1 milyara tamamlayarak Deniz"in harcamaları
için verdim)200 Euro (Ġki yüz) (Ġdari Davalar için verdim.Sizden sonradan gelen bilgi üstüne
iki üç kiyi için ödeme yapacak oradan artanı kendi harcamalarına aktaracak.Kira vb..gibi
için..)250 Euro (Ġkiyüz elli Euro) (Tutsaklar için _350 Euro önceden verdiğimden kalan
var.Özellikle
Ankara
Numuneye
göndermesini
ve
Ulucanlara
vermesini
istedim..)TOPLAM:950
Euro
(Dokuzyüz
elli
Euro)
50
Milyon
TL.(Elli
milyon)HAPĠSHANELERE GĠDERKEN YOL PARASI:Edirne:140 Milyon TL. (Yüzkırk
Milyon
TL)(Ġki
haftalık)Kandıra;80
Milyon
TL.(Seksen
Milyon
TL..)(Ġki
haftalık)TEKĠRDAĞ:40 Milyon TL..(Kırk Milyon TL..)(Bir gudiĢ_geliĢ)TOPLAM:260 Milyon
TL..(ĠkiyüzaltmıĢ Milyon)TL.. CENAZELER için:Hamide"nin cenaze masrafları için:65
Milyon TL..(AltmıĢbeĢ Milyon)TL.Manav 4 gitti cenazeye:Yol Parası:50 Milyon TL.(Yüz
milyon) TL..Gülnihal için iki kez Bursaya gidildi:150 Euro (Yüz elli)TOPLAM:l15 Milyon
TL..(yüz onbeĢ Milyon TL..)
l50 Euro..ARKADAġLARA VERĠLEN;Cihan"a:300 Euro
(Üçyüz)(200 Euro sizin yanlarında bulundurmak için almalarını söylediğiniz paraya
karĢılık.Gözaltındayken polisler 200 Dolarını sahte dolarla değiĢtirmiĢler.Onun yerine
istemiĢti verdim..100 Euro ise harcamaları için )100 Milyon TL..(Yüz Milyon
TL..Harçlık)Murat"a:100 Euro (yüz)
80 Milyon TL..(seksen milyon TL.)Ehliyet
için..Seher"e:200 Euro (Ġki yüz)
200 Milyon TL..(Ġkiyüz milyon TL..)TOPLAM:900
Euro(Dokuzyüz)
280 Milyon TL..(Ġkiyüzseksen)BÜro"nun Büyük
Harcamaları:Faturalar:345
Milyon
TL..(üçyüzkırkbeĢ
Milyon)(Telefon,cep
telefonu,elektrik,doğalgaz)Fındıkzadedeki Tel.Borcunun taksiti:300 Milyon TL..(üçyüz
milyon)Dosya alımı için Toplam:80 Milyon TL..(Seksen Milyon)
Manav 1,3.4 için aylık
Harçlık : 50x3:150 Milyon TL..(yüzelli)Manav 4 için pasaport baĢvurusu için:80 Milyon
TL.(seksen milyon)(Bu harcamaların tümü büro günlük harcamalarının dıĢıhda benim
tarafımdan verildi)..TOPLAM:955 MilyonTL(DokuzyüzellibeĢ milyon)GENEL TOPLAM:
1.660.000.000 TL..(Bir milyar altıyüzaltmıĢ milyon)TL...KarĢılığı 1050 Euro (binelli )(1,58
59
döviz kurundan genelde bozdurdum) 2000 Euro (Ġkibin Euro)Toplam:3050 Euro..Ayrıca
büronun günlük harcamaları var.Bunları haftalık büro hesabında size gönderdim.Bu
haftanınkinide göndereceğim.ġeklinde ibarelerin olduğu,
Bu nottan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgütün gönderdikleri para ile
geçindikleri, bu kiĢilerin diğer harcamalarının da örgüt tarafından karĢılandığı anlaĢılmıĢtır.
“2003.06.27 - export 11-11-154-27062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Av.Ahmet Akoluk)manav 1 in arkadaĢı)kemal"in kızı ile anlaĢmıĢ onun iĢini
yapıyor.Ģirketi kız yönetiyor.Ģirketin 4 avukatı var.diğeri Ali hadi Emre (bizim davalarada
giren bir avukat)u Ģirketin ceza davalarınada bakıyormuĢ.bir tane bayan av. Var.Nursel
isminde.nursel Ģirketten aylık 500 Milyon alıyormuĢ.Ayrıca iĢ üstünede para alıyormuĢ.bu
içra iĢlerine akıyormuĢ.Nursel Ahmet Akoluk ile anlaĢamıyormuĢ.Ahmet Ģirket ortaklarına
ben Av.nurselle anlaĢamıyorumbenim arkadaĢım manav 1 benimle davalara baksın diye teklif
edebilirim demiĢ.böyle olursa manav 1 Ģirketten aylık 500 Milyon TL. Alacak..Ahmet
Akolukun iĢ üstünden sürdürdüğü davaları birlikte yürütecek ve Ahmet"in iĢten aldığı ücretten
Ahmetle muhatab olup ondan emeği karĢılığı para alacak..HHB olarak değil kiĢi olarak
tanıyacaklar muhatab olacaklar.karĢı tarafın av. Pislik bir adammıĢ.Çekmece Avcılar
Adliyesinde rüĢvetle her iĢi çeviriyormuĢ.Adı Özkan Aydar.Adliyeyi parayla satın almıĢ.Diğer
av. Ahmet yum.Ayvaz kokmaz tarafında olanlar.daha doğrusu dolaylı bir iliĢki var sanırız.
Manav 1 lerin takip edecekleri dava niteliği:sahte senetler ve imzalar sahte.borçlu vekili
olarak seneti imza
ettirme söz konusu.Ġlk çerçeve u.Giderek Ģirketle iĢ geniĢleyebilir
…Sizin onayınızı bekliyoruz.Ona göre bakalım yada akmayayım davalara diyeceğiz...
ġeklinde ibarelerin olduğu
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, ticari dava almak için örgüt sorumlusundan izin
istediği görülmüĢtür.
“2003.10.31 - export 9-9-283-31102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılmıĢ bu raporda;
„„Büronun mali durumu konusunda”
“Büronun mali durumu 2 aydır oldukça sıkıntılı durumda... 2 aydır kira ve faturaları
ödemekte zorlandık. Kira borcumuz yok ama zamanında ödeme sorunu yaĢıyoruz. 10 gün
kadar geç ödeyebildik 2 aydır. Faturalar üst üste gelince düzenli bir gelir olmadığı için
bunlarda iki aylık bir yığılma olmuĢtu. Para buldukça eritmeye çalıĢtık. Ancak birini öderken
yeni bir fatura geldi. su ve doğalgazda borcumuz vardı. Doğalgazı ödedik. Suyu taksite
bağlatarak ilk taksiti ödedik. Elektrik borcu 2001 yılından kalan borçlar vardı. Bunları taksit
yaptırmıĢtık. Bu son iki ay sıkıĢınca ve yeni faturalar gelince taksitli borçları ödeyemedik son
gelen faturaları kesilmesini önlemek için ödedik.” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
60
Halkın Hukuk Bürosu sorumlusunun DHKP/C terör örgütü yönetimine HHB‟nin mali
durumunu rapor ettiği anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
DHKP/C terör örgütünün demokratik yapılanması içerisinde yer alan Halkın Hukuk
Bürosunun tüm masraflarının DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından karĢılandığı,
Sadece HHB‟nin giderlerinin değil aynı zamanda HHB avukatlarının maaĢ, yol parası
gibi harcamalarının da örgüt tarafından karĢılandığı,
HHB avukatlarının giyim vb. Ģahsi masraflarının dahi örgüt tarafından karĢılandığı,
HHB‟nin mali durumunun DHKP/C terör örgütü yönetimine düzenli olarak iletildiği
yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır.
SoruĢturma kapsamında baĢta Halkın Hukuk Bürosu ve diğer adreslerde yapılan
aramalarda elde edilen deliller kapsamında Halkın Hukuk Bürosu ve avukatların giderlerinin
örgüt tarafından karĢılandığına dair çok sayıda delil elde edilmiĢtir.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE
yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında;
Gebze-Ebru
Kandıra- Ebru
Tekirdağ-Oya
KarataĢ Adana- Oya
Bolu- Oya
Edirne-Barkın
B k köy- Barkın
Antalya-Erdem
Sincan-Taylan
Kırıkkale- Taylan
61
Bursa-Taylan
Gebze –Ebru
Edirne-Barkın
Tekirdağ Günay-Oya
Bakırköy- Günay
Kandıra-Taylan
UĢak- Günay
Kırklar-Günay
Elbistan-…)Günay
Malatya-Barkın
Rize-Erdem”
ġeklinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, DHKP/C terör örgütü mensubu olmak
suçundan cezaevinde bulunan kiĢilerle görüĢme amaçlı olarak hangi cezaevine kimin
gideceğinin belirlendiği,
Hollanda ve Belçika dökümanlarının yapılan incelemesinde hangi HHB avukatının
hangi cezaevine gideceğinin örgüt tarafından belirlendiği ve cezaevine giden HHB
avukatlarının yol ve yemek gibi masraflarının örgüt tarafından temin edildiğinin anlaĢıldığı,
Dolayısıyla yukarıdaki el yazması not incelendiğinde, HHB avukatları Taylan Tanay,
Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın cezaevinde bulunan DHKP/C terör
örgütü mensubu tutuklu ve hükümlü Ģahıslarla örgütsel amaçlı görüĢme yapmaları için iĢ
bölümü ve görevlendirme yapıldığı,
Erdem olarak belirtilen Ģahsın DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanmasına
yönelik BaĢsavcılığımızca yürütülen 2012/2094 sayılı soruĢturma kapsamında 18.01.2013
günü Halkın Hukuk Bürosunda yakalanan ve sonrasında tutuklanan Erdem Hanoğlu
olabileceğinin değerlendirildiği,
Ajandanın 10 ile numaralandırılan sayfasında HHB‟unda yapılan tüm
harcamaların,cezaevlerine gidiĢ geliĢ masraflarının,tatil ve kamp için ayrılan para
miktarlarının yukarıda açıklanan örgütsel dökümanlarda da geçtiği Ģekilde ve bu
dökümanlarla örtüĢür biçimde ayrıntılı olarak not edildiği,
Ajandanın 11 ile numaralandırılan sayfasında;
62
“+200 Dolar vardı nedir?
Barkın 1450?
Barkın 2000 + [600 Dolar] Duruyor
Taylan 2300 MaaĢ” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Diğer delillerle birlikte yapılan değerlendirme sonucu HHB avukatları Taylan
TANAY, Barkın TĠMTĠK, Oya ASLAN, Ebru TĠMTĠK ve Günay DAĞ‟ın bu büroda maaĢ
almak suretiyle çalıĢtıkları, ayrıca büroda ikamet ettikleri, maaĢ olarak aldıkları paranın
örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin
değerlendirildiği,
Üzerinde bereket yazılı kırmızı renkli sayfaları 1-79 ile numaralandırılan ajandanın 29
ile numaralandırılmıĢ sayfasında; “4 Aralık 2012 44 – Songül, 5 bin kamp 17 bin – banka 63
TL borcumuz var” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
51 ile numaralandırılmıĢ dökümanda; “15.000 ÇHD 2000 Birol 1500 Naciye 500
Koltuk 1000 Ünz Elde: 20000 Nakit 600 Dolar 700 TL Bankadaki paradan elimizde 1500 var
Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
Yukarıdaki nottan ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nden Halkın Hukuk Bürosuna 15.000
TL aktarıldığı,ÇHD‟den alınan para ile diğer paraların toplamının notta geçtiği Ģekilde
toplam 20000TL ettiği, bu nottan ÇHD‟nin bütçesinin zaman zaman örgüt adına
kullanıldığının görüldüğü,
Yine “Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı”
Ģeklindeki ibare ve bir önceki notta bulunan “4 Aralık 2012 5 Bin Kamp” ibarelerinden ileri bir
tarihte kampa gideceklerinin anlaĢıldığı,
Ġlgili mahkeme kararlarına istinaden yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde
yukarıda belirtilen kampa 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında; Ģüpheliler Taylan
TANAY, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Günay DAĞ, ġükriye ERDEN,
Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül KOZAĞAÇLI ve Özgür YILMAZ ile ÇağdaĢ Hukukçular
Derneği üyesi bir kısım avukatların katıldığı ve NevĢehir – Ürgüp‟te bulunan Hotel Surban‟da
yapılan 3 günlük kamp olduğu, Hotel Surban isimli iĢyerinden yukarıda ismi geçen Ģahısların
konaklama ücretini gösterir fatura temin edildiğinde toplam tutarın 3.641 TL olduğu, faturanın
tamamının Ģüpheli Selçuk KOZAĞAÇLI adına kesildiği,
Hollanda ve Belçika Dökümanları arasında bulunan 19.10.2003 tarihli YaĢar KOD
Münevver KÖZ tarafından yazılan raporda; “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma
konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak
insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu
63
konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim.selçuk
çevrelerinde böyle insanlar olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını.bunlardan
3-4 kiĢinin içlerinde daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya
getireceğini ve Deniz ile birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av.
Kazanabileceğimizi bunun alt yapısının müsait olduğunu söyledi..”Ģeklinde hususların yazılı
olduğu,
06.10.2003 tarihli YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan raporda ise “ÇHD
VE MANAVLAR KONUSUNDA: ÇHD KONUSUNDA” baĢlığı altında; “…ÇHD hukuk
alanında bizim için önem verdiğimiz bir mevzidir ve iĢlevli ve doğru tarzda müdahale
edildiğinde kendi alanı içinde ve genelde demokrasi mücadelesinde ciddiyeti olan ve sözü
dikkate alınan bir kurumdur.bu yanıyla ÇHD yi iĢlevli kılmalıyız...”
“…ÇHD bizim aynı zamanda HHB ye av..kazanma noktasında bir
mevzimizdir.bunları yaptığımızda HHB farklılığını hissettireceğiz ve kuracağımız sağlıklı
iliĢkileri politikleĢtirerek HHByede kazanacağız…”
“…ÇHD gibi içinde bizimde olduğumuz ama herkezin olabileceği kurumlarda
kapsayıcı olurken buraları ideolojik mücadele mevzisi olarakta değerlendirmek
zorundayız…” Ģeklinde hususların yazılı olduğu görülmüĢtür.
Yukarıda isimleri sayılan avukatlar ile ilgili yapılan çalıĢmalarda aralarında 2012/2259
sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C Terör Örgütü içerisinde eylem ve faaliyette bulunmak
suç Ģüphesiyle iĢlem yapılan ve tutuklanan, Ġstanbul ve Ankara Halkın Hukuk Bürosunda
görevli Taylan TANAY, Ebru TĠMTĠK, Barkın TĠMTĠK, Özgür YILMAZ, ġükriye ERDEN,
Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI gibi avukatların bulunduğu
ve büyük çoğunluğunun ÇHD içerisinde görevli avukatların oluĢturduğu grup olduğu
görülmüĢtür. Belirtilen Ģahısların YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından 19.10.2003 tarihinde
yazılan örgütsel döküman içerisinde geçen “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma
konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak
insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu
konuda ilgilendiği insanlara bu gözle de bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim”
Ģeklinde belirtilen hususlar çerçevesinde bir araya gelmiĢ oldukları ve kamp için harcanan
3.641 TL‟nin kamp için ayrılan 5000 TL içerisinden HHB aracılığıyla ÖRGÜT
TARAFINDAN KARġILANDIĞI anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ve Oya
Aslan‟ın Suriye ve Lübnan‟da katıldıkları toplantı ile ilgili olarak yapılan harcamaların da
TAYAD BaĢkanı ve HHB avukatı Behiç AġÇI aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığının
anlaĢıldığı, Selçuk Kozağaçlı‟nın söz konusu yol masraflarını istediği tarihte yukarıda
bahsedilen NevĢehir kampında olduğu da göz önüne alındığında söz konusu masrafları da
örgütün fonundan karĢıladıkları anlaĢılmıĢtır.
64
86 ile numaralandırılmıĢ dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270,
Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270, Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
Yukarıdaki not içeriğinde ismi geçen Ģahısların sırasıyla; Günay Dağ, Ebru Timtik,
Oya Aslan, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ve Özgür Yılmaz isimli
Ģüpheliler olduğu ve bu Ģüphelilerin örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde
verilen yemeğin ücretini karĢıladıkları belirlenmiĢtir.
Yine BaĢsavcılığımız tarafından yürütülmekte olan 2011/2360 sayılı soruĢturma
kapsamında DHKP/C terör örgütü sözde Demokratik alan yapılanmaları arasında yer alan
Devrimci Memur Hareketi (DMH) mensuplarının 22.09.2012 Cumartesi günü Ġstanbul
Avcılar Ġlçesi Marmara Caddesi Çiğdem Sokak Yapı Kredi Bankası Üstü Kat:5 No:197 sayılı
adreste faaliyet gösteren Eğitim-Sen 7 Nolu ġubesinde düzenledikleri toplantı ile ilgili
mahkeme kararı uyarınca kayda alınmıĢtır. Söz konusu toplantıda o soruĢturmadan tutuklu
bulunan Dursun DOĞAN‟ın memur hareketi mensuplarınca toplanan aidatlarla ilgili olarak
aynen “Ya bu kadar somut bir Ģey var ortada on milyar ayda topluyor Türkiye genelinde, on
milyar ayda toplayamıyoruz. Yarısını Ġstanbul Ankara veriyor... diğer illerden üçer beĢer bir
Ģey gelmiyor. Bu da tüm ihtiyaçlarımızı karĢılaĢamıyor.... Ġhtiyaçları var, mahallelerin de
ihtiyaçları var, iĢte çocuk okutup üniversiteye gönderen ailelerimiz var (anlaĢılmadı) bütün
mesele veriyor mu vermiyor mu? (anlaĢılmadı) olmayan yerde (anlaĢılmadı) gerek yok. Biz
gideriz(anlaĢılmadı) ĠkiĢer tane yapsak yüz tane adam yapar (anlaĢılmadı)
ArkadaĢlar Ģöyle olmaz, böyle değil mi mesela (anlaĢılmadı) mesela... zimmeti var
(anlaĢılmadı) tapu üzerinden... Ekrana basıyor ekran sana getirip (anlaĢılmadı) koyuyor.
Artımı eksimi duruyor Ģu kadar paramı almıĢ bu kadar paramı harcamıĢ. Yani bizim
harcamamız (anlaĢılmadı) Dernek yaptırsanız, özellikle siyasal Ģube (anlaĢılmadı)gördüğü
zaman belki hayli hayli. ġimdi bunun tedbirini alacağız yani düĢünmeden yaptırabilir miyiz
yani bunlar bize buradan saldırır. iĢte diyecekler ki örgütten para geliyor, yok bilmem ne
alıyor bilmem ne oluyor (anlaĢılmadı) Bu tedbiri almak zorundayız (anlaĢılmadı) ayda biz
on beĢ lira para toplanacaksa orada otuz lira para koyarsa arkadaĢın birine (anlaĢılmadı)
avukat arkadaĢlarımız var bilmem ne var avukatlara (anlaĢılmadı) Halkın Hukuk
Bürosuna veririz”diyerek DMH mensupları tarafından toplanan aidatların bir kısmının da
örgüt tarafından kontrollü olarak Halkın Hukuk Bürosuna aktarılacağını açıkça beyan ettiği
görülmüĢtür.
Sonuç olarak Halkın Hukuk Bürosu ve avukatlarının masraflarının örgüt ve
yapılanmaları tarafından karĢılandığı, cezaevine gidiĢ geliĢ masrafları, yemek masrafları,
fatura vb. kaydedilerek örgüt fonundan temin edildiği, ÇHD yönetiminin parasının da HHB
masrafları için zaman zaman kullanıldığı, aynı Ģekilde HHB‟nin mali durumunun DHKP/C
terör örgüt yönetimine düzenli olarak iletildiği yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır.
65
h. HHB ve Avukatları Tarafından Alınacak Davalar Örgüt
Tarafından Belirlenmektedir
“1997.10.26 - 1997-hamhav-26ekhav” isimli word belgesi incelendiğinde
“Avukat Efkan Bolaç hakkında; …gazı davasına avukat olarak katılmak isterim dedi
ne diyelim” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1997.10.26 - 1997-hamhav-2610HAVA” isimli word belgesi incelendiğinde;
“eğer yanlıĢ anlamadıysak efkan sadece kendisinin bağımsız olmasını değil büronun
bağımsız olmasını savunuyor. eğer böyle bir düĢünce diğerlerinde de varsa bu tehlikeli bir
düĢüncedir. bu düĢüncede olanlar hukuk bürosunun tarihini oluĢumunu yok sayıp
reformistleĢtirip sıradan ticari bir hukuk bürosu haline getirmek istiyorlardır. …ayrıca fazi
davasına da giremez. gazi davası reklam yeri değildir. hala bizi tanıyamamıĢ. gerektiğinde
yüzlerce tutsağımız bütün avukatlarını azledip avukatsız mahkemeye çıkarlar...” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
“1997.12.02 - 1997-ayhan-02araay5” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan
KOD Necdet Berk isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazılan bu raporda;
“ayrıca bergama köylülerinin avukat problemi varmıĢ daha doğrusu problem değilde
bizim oradaki taraftarlarımız buiĢle hukuki olarak halkın hukuk bürosu ilgilenemezmi
diyorlarmıĢ bucaya sormuĢlar budurumda eğer bunu onaylarsanız ya bizim taraftartarımızın
örgütlediği köylüler noterden vekalet verecek yada bizim avukatlarda bergamaya gidip
köylülerlede görüĢüp vekalet alacak gerçi bizim büronun durumu yoğunluğuda ortada ama
eğer sağlayabilirsek iyi olur gibi gözüküyor neyapalım diye buca bizi sordu sizden gelecek
cevaba göre onlarada bilgi vereceğiz bukonuda ayrıca daha önce köylülerin davalarına
avukat ibrahim toktamıĢ diye biri bakıyormuĢ ama Ģimdi davalara girmiyormuĢ nedenini
henüz öğrenemedik ayrıca berama iĢinde öne çıkmaya çalıĢan chpli oktay konyar denilen
adamında kardeĢi avukatmıĢ oda davalara bakıyormuĢ ama bu adamlar yeri gelir hukuki
olarakta buiĢi satarlar kısaca nederseniz öyle bir Ģey diyelim.” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“1998.01.15 - 1998-cemil-ocak-b15ocak” isimli word belgesi incelendiğinde;
“Velinin ailesi hukuk bürısu dıĢında bir avukat ayarlamaya çalıĢıyormuĢ ve bunu da
hukuku bürosunu arayarak açıkça söylemiĢler en son da kölyüoğlu denen bir adamı
bulmuĢlar belki hatırlarsın eski bizden tipler onun ailesine karısına ve babasına söyleyin
kesinlikle baĢka avukat ayarlamayacaklar halkın hukuk bürosu girecek davasına” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
“1998.01.16 - 1998-ayhan-ocak-o16oca04” isimli word belgesi incelendiğinde;
66
“veli türkyılmaz bir sorgu görüĢmemiz sonunda avukat konusunu biz açmadan kendisi
açtı babasının baĢka bir avukat tutmak istediğini ama kendisinin buna karĢı olduğunu çünkü
babasıyla arasının iyi olmadığını Ģimdi babasının cephenin kendisini sahiplendiğini
görmesini istediğini yani senin tutacağın avukata ihtiyacımız yok mesajını vermek istediğini
söyledi bunları biz kendisine sormadan söyledi eğer uygun görürseniz halkın hukuk bürosu
girsin dedi tamam dedik cephenin insanlarına her koĢulda değer verdiğini sahiplendiğini bu
konuda emin olmasını anlattık yani bu konuda olumlu bir yaklaĢım sundu” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
“1998.02.12 - 1998-havham-subat-b12sub24” isimli word belgeleri incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu tarafından Orhan ve Özge isimli kiĢilere gönderildiği anlaĢılan bu
notta;
“okmeydanındaki yıkımlar için halkın hukuk bürosu büyük bir ilan versin hukuki
yardım parasız danıĢma vb ve telefonunun baĢına birisini oturtup müracaatları adresleri alır
ve siz de ilglienirsiniz halk meclilerine çağrı yapılır halkın hukuk bürosu halk meclislerine
yardım dayanıĢma tarzında bir ilan olur dörtte bir sayfa büyük bir ilan olmalı aynı ilan
kurtuluĢya da verilir bunu hemen ayarlayın” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1999.01.01 - 1999-ayhan-ocak-b01oca02” isimli word belgeleri incelendiğinde
YurtdıĢındaki sorumlunun, Ümraniye Cezaevinde bulunan Ayhan KOD Necdet Berk‟e
yazdığı bu notta;
“Rıza Poyraz'ın atılıp sakat bırakılmasıyla ilgili kamuoyuna açıklama yapın. Polisler
atmıĢtır, özü budur. Kendisinin atlaması bir Ģey ifade etmez. Vakıf gurebada Rıza için.. "bu
terörist tedavi etmeye gerek yok" diyen doktorun adını biliyormu? Doktor için tabibler
odasına suç duyurusunda bulunun. Ayrıca ĠHD'de devreden çıkarılsın. Gereken suç
duyuruları Hukuk bürosu yapsın. Rıza Poyraz'ın atılmasını kamuoyuna mal edelim” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
Rıza Poyraz ile ilgili yapılan tetkiklerde DHKP/C örgütü üyeliği iddiasıyla Ġstanbul
Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü‟nde gözaltında bulunduğu sırada 22.12.1998 tarihinde 5.
kattan kendisini atarak yaralanmıĢ olduğu, 28.12.1998 tarihinde ise tutuklanarak Ümraniye
Cezaevi‟ne konulduğu anlaĢılmıĢtır.
DHKP/C örgütünün o dönemde çıkardığı “Bağımsızlık Yolunda KURTULUġ” isimli
derginin 09.01.1999 tarihli 12. sayısında; “Polisten Yeni Bir Ġnfaz GiriĢimi Daha: Rıza
Poyraz Pencereden Atılarak Katledilmek Ġstendi” baĢlıklı haber yayınlanmıĢ, haber içeriğinde
Polisin iĢkence yaparak istediklerini söyletemediği Rıza Poyraz‟ı 5. kattan attığı iddia edilmiĢ
ve Vakıf Gureba Hastanesi doktoru M. A. için; “Bu aĢağılık doktor müsvettesi bu tavırlarıyla
iĢkencecilerden hiçte geri kalmadığı göstermiĢtir” denilmiĢtir.
“2000.06.18 - nfi cd-rom-phase 2-04590_18.6.2000aykut6”
incelendiğinde;
isimli word belgeleri
67
“1.maddede; Ünzile Aras ve Yasemin Aras'ın aileleri Zeynel Polat diye birini avukat
olarak tutmak istiyorlar. Biz aileyi hhb'na gönderdik, tanıdığımız bir avukat arkadaĢımızdır,
olur demiĢ arkadaĢlar. Ayrıca aile aynı dava için Merve Koç diye birini tutmak istiyorlar.
Kısaca fırıncılar bi iki avukatı tanıyormu, tutulabilir mi?
3.maddede; Erkan Yaldız, Efendi Yaldız, Ömür Kızıl için aileleri Caner Yetkini tutmak
istemiĢlerdi. ArkadaĢların uyarısı ile bu avukatı kovmuĢtuk. Ailede avukatı kovmamıza tanık
olmuĢ onaylamıĢtı. Ayrıca aileden aldığı dört yüz milyonu hemen geri vermesini söylemiĢtik.
Ziyaret sonrası Caner denilen bu avukat vekaletnameyi yırtmıĢ, dosyayı ailelere geri vermiĢ
ayrıca aldığı paradan iki yüz milyonuda geri vermiĢ. Ayrıca ailelere "sizin çocuklarınız orada
baskı altındadır, belkide iĢkence görüyordur, çocuklarınıza sahip çıkın" türüden ileri geri
konuĢmuĢ. Sonuç dava bu adamdan alınmıĢ oldu, ancak aile bizim arkadaĢları tutmak
istemiyor, daha doğrusu ortalığı karıĢıran bu ailenen dedesi. Bu aile ile bu konuda epey
tartıĢtıktan sonra avukatı bizim önereceğimiz konusunda ikna ettik ve SEVERAL DEMĠR'e
gönderdik. Ayrıca bu üç arkadaĢ için HHB adına da vekalet çıkarttık” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2000.10.05 - 02541_6.10.200ĠliĢkiler” isimli word belgesi incelendiğinde;
“5 Ekimde bir tutsağımızın duruĢmasına Behiç'in girmesi gerekiyor. Bu not bana yeni
geldi. Bu nedenle Yenge bilmiyor bu duruĢmayı. Parti bu duruĢmaya mutlaka girsin dedi.
Çünkü arkadaĢın tahliye olma durumu var. Ġsmi ve dosyası hakkında bilgiler bana gelen
dosyada var. (Bizim not: Dosyadan bilgileri alıp yarın sabah Yengeye vereceğiz ve
girilecek.)” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2000.10.15 - 01912_16.10.2000734” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporun 14. Maddesinde;
“turan ada metris'e gitmiĢ. eĢi ziyarete geldi. boĢanmak istediğini ve boĢanma
davasını bizim takip etmemizi istedi. kendisinden vekaletname alıp adına boĢanma davası
açalım mı?” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.03.22 - export 1-unallocated clusters-203” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“Ankara'da Tezkere için eylemde tutuklanan ve hakkında tutuklama kararı çıkan
arkadaĢların hukuki durumları ile ilgilenme konusu anlaĢıldı” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.04.04 - export 4-4-490-04042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz isimli kiĢinin Avukat Ercan Kanar‟ın ÇHD‟ye verdiği dilekçeyi olduğu
gibi gönderdiği görülmüĢtür.
“Ercan Kanar'ın ÇHD yönetimine verdiği dilekçedir.
Ç.H.D. Yönetim Kuruluna
68
ĠSTANBUL
Değerli ArkadaĢlar,
Öncelikle belirtmek isterim ki bu bir Ģikayet değil. OluĢturduğumuz kurulların
çürümemesi, kuruluĢ amaç ve felsefelerini korumaları bu acıdan da kendi bünyesinde etik
açıdan bir ortak payda yaratması, bununla ilgili bilinci üyelere algılatması için gerekli bir
uyarı.…
1) DHKP-C operasyonunda Mersin"de tutuklanan BarıĢ ATEġ isimli bir tutuklu ile
ilgili ailesi Kartal"daki avukat arkadaĢlar vasıtasıyla bana davayı üstlenmem için geldiler.
(Kasım ayı) Sohpet esnasında tutuklunun ailesi Gaziantep"den çok eski yıllarda Dev-Genç ve
ilk TĠP döneminde tanıdığım mücadele arkadaĢlarımın tanıdığı çıktı. Profosyonel olmayan bir
yaklaĢımla Ġst. Barosunun DGM"ler için belirlediği asgari ücret tarifesinin de çok altında bir
ücretle (1,5 milyon lira) davayı üstlendiler. Bir hatır iĢi gibi. Aile bana tutuklunun da benim
davayı üstlenmemden yana olduğunu söyledilir.
2) BarıĢ ATEġ"in 6 No"lu DGM"deki 2001/391 E. No'lu davasına, kendisinin
getirilmediği 25.12.2002 günlü duruĢmasına girdim. Girmeden önce dosyada vekaletsiz
olarak Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Behiç AġÇI'nın dilekçesini gördüğüm için,
meslek kuralları gereği haber verdim. Bana "girmenin bizim için bir sakıncası yok, ben
sadece sevki için dilekçe verdim, girebilirsin" dedi.
3) BarıĢ ATEġ Mersin cezaevinden Tekirdağ F Tipine sevk olduktan sonra 31.1.2003
tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevinde görüĢ yaptım. Dava dosyası üzerine konuĢtuktan sonra,
görüĢmemizin sonlarına doğru BarıĢ AteĢ sıkıntılı bir Ģekilde "Abi, arkadaĢlar senin
girmeni istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez,
baĢka bir avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi." diye belirtti. Ben de BarıĢ AteĢ' e
benim için sürpriz değil sıkıntıya girme baĢka bir avukat da devam edebilir diyerek
ayrıldım.…
SONUÇ : Bu tür tavırlar bir avukata veya avukatlara yakıĢmaz. Hele hele ÇHD üyesi
olan avukatlara hiç yakıĢmaz. AĠHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan "sanığın
müdafiini seçme hakkını" bir ÇHD üyesi ihlal edebilir mi aynı kurum üyelerinin birbirlerine
karĢı mesleki ve etik sorumlulukları yok mudur …” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.06.25 - export 11-11-171-25062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…Ercan kanar konulu toplantı saat 19.00'da baĢladı. Ercan kanar kendisinin
yıllardır mücadele içinde olduğunu, kendisini herkesin tanıdığını söyledi ve sözü dilekçesinin
imha edilmesine getirdi. ÇHD'ye yaptığı yazılı baĢvurunun imha edilmesini doğru
bulmadığını amacının sadece dilekçesinin imha edilmesinin tartıĢılması ya da barıĢ ateĢ'in
avukatlığını yapıp yapmamak olmadığını, ÇHD'de bir etik değer yaratmak gerektiğini,
insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini söyledi.
69
baĢladı. BarıĢ'ı ve ailesini Gaziantep'ten tanıdığını, barıĢ tutuklanınca ailesinin kendisine
geldiğini ve barıĢ'ın avukatlığını yapmasını istediğini söyledi. Kendisinin de "DHKP-C
davalarına girmesinin istenmediğini" aileye söylediğini ama ailenin ısrar etmesi karĢısında
vekaletnameyi ve parayı alıp dosyayı aldığını söyledi. DuruĢma günü, duruĢmaya girerken
behiç aĢcı ile konuĢup davaya girip giremeyeceğini sorduğunu, behiç'inde bizim için mahsuru
yok girebilirsin dediğini, bunun üzerine de girdiğini, duruĢmadan sonra tekirdağ'a gittiğinde
barıĢ ile dosyası üzerine uzunca bir süre konuĢtuktan sonra tam ayrılacakken barıĢ'ın
kendisine "abi özgür buraya geldi, senin davalara giremeyeceğini söyledi, bu nedenle seni
azlediyorum" dediğini söyledi. Bunun üzerine de ÇHD'ye yazılı olarak baĢvuru yaptığını,
yazılı baĢvuru yapmaktaki amacının yanlıĢ anlaĢılmamak olduğunu, bir ÇHD'li avukatın
baĢka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu, kendisinin
herhangi bir talebi olmadığını söyledi. Daha sonra sözü cemal aldı ve ercan'ı dinlediklerini
Ģimdi de halkın hukuk bürosu'nun konuĢması gerektiğini söyledi. Daha sonra sözü filiz kalaycı
aldı. Özgür'ün yaptığını kınadığını, ÇHD içindeki etik açısından doğru bulmadığını söyledi.
ÇHD'ye yapılan yazılı bir baĢvuru metninin asla imha edilemeyeceğini söyledi. Daha sonra
behiç aĢcı söz aldı. Öncelikle avukat seçme özgürlüğü gibi bir Ģeyin olamayacağını, bu
konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların iĢlerine de karıĢılamayacağını
söyledi. Ercan kanar'ın doğru söylemediğini, yalan söylediğini, kendisinin davalara
girmesinin yasaklanmasının nedeninin insan haklarına bakıĢı değil, 19 aralık
operasyonundan sonra edirne f tipine gidip temsilcilerle görüĢtükten sonra ölüm orucunun
taleplerinin değiĢtiğini ve 14 maddelik taleplerin geçerli olduğunu, bu talep listesini
bakanlığa da ileterek karıĢıklık yarattığını söyledi. Bu nedenle de kendisinin davalara
giremeyeceğine dair karar alındığını ve kendisine iletildiğini belirtti. Bu noktada ercan kanar
itiraz edince behiç aĢcı ilgililerin burada olduklarını, gerekirse yüzleĢebileceklerini söyledi.
Ercan kanar'ın yazdığı dilekçenin muhbirlik ve ihbarcılık olduğunu, özgür'e ceza verdirmenin
zemininin yaratılmaya çalıĢıldığını, asla ercan kanar'ın söz hakkının kısıtlanmadığını belirten
behiç nitekim genel üye toplantısının yapılmasına engel olunmadığı gibi, çağrının da bizzat
kendilerince yapıldığını belirtti. Ercan kanar'a gidilerek dilekçeninin muhbirlik niteliği
taĢıdığının açıklandığını ve dilekçesini geri çekmesinin istendiğini belirten behiç ercan
kanar'ın bu açıklamaya rağmen dilekçesini geri almayı kabul etmediğini belirtti. Bu nedenle
de ÇHD yönetimine dilekçenin imha edilmesini önerdiklerini belirtti. Daha sonra söz almak
için sıra listesi çıkartıldı. Filiz kalaycı, gülüzar , cemal yücel, murat çelik, several demir,keleĢ
öztürk, göksel arslan, özgür gider, özkan köylüoğlu, erdal doğan, kemal aytaç konuĢmak için
söz aldılar.Gülüzar tuncer: halkın hukuk bürosunun hep böyle yaptığını, DHKP-C
tutuklularının devrimcilere saldırdığını, bedri yağan grubundan olanların savunmalarını
yırttıklarını, savunmalarını kestiklerini, efkan'ın bir darbecinin savunma dilekçesini
yırttığını, metin narin'in bedricilerden birini tehdit ederek küfür ettiğini, hhb avukatlarının
kendi davalarını da nasıl takip ettiklerinin, avukat olarak ne kadar ilgilendiklerinin
bilindiğini, behiç'in metin filorinalı'nın haksız dövülmesinde görev aldığını, ÇHD
bileĢenlerinin bu büroya karĢı tavır alamadıklarını, yıllardır böyle Ģeyler yaĢandığı halde
artık bir tavır alınması gerektiğini ercan abisine haksızlık yapıldığını,ercan'ı herkesin
tanıdığını artık bu sorunun da kökten çözülmesi gerektiğini, toplantının sürekli ertelenerek bu
konunun üstünün örtülmeye çalıĢıldığını, söylediCemal yücel, behiç'in avukat veya sanık
olarak duruĢmalarda yumuĢak bir üslupla sert Ģeyler söylediğini, ancak bugün çok sert
70
konuĢtuğunu, üslubunun böyle olmaması gerektiğini, örgütlü birinin avukatını seçmede
örgütün karar verebileceğini, bunun tartıĢılmasının olmayacağını, ancak ÇHD'nin kendisine
verilen bir dilekçeyi yırtmasının doğru olmadığını, dilekçenin iadesi yoluna gidilmesi
gerektiğini, Kemal aytaç, ortada ÇHD'yi ilgilendiren bir sorun olmadığını, ercan kanar ile bir
siyaset arasında sorun yaĢandığını bunu da ÇHD'ye taĢımanın doğru olmadığını söyledi.
Elbetteki siyasetlerin avukat tutma, tutuklularının savunmalarını nasıl yapacakları konusunda
kendi iradelerinin geçerli olacağını söyledi, bedel ödeme vs. Ģeylerin burada
tartıĢalamayacağını, Erdal doğan; bir an nerede olduğunu anlayamadığını, ÇHD'de mi
yoksa bir örgütün kampında mı olduğunu anlayamadığını söyledi. Ercan'ın dilekçesinin
imha edilemeyeceğini söyledi ve ÇHD yönetiminin özeleĢtiri vermesi gerektiğini
söyledi…”Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
YasadıĢı bir örgüt üyeliği suçlaması ile yakalanan bir kiĢinin avukatını kendisinin mi,
yoksa örgütünün mü seçeceği konusunda, Cemal Yücel, Kemal Aytaç ve Behiç AĢçı isimli
avukatların yasadıĢı örgütün iradelerini tanıması ve avukat seçimi konusunda yasadıĢı örgütün
belirleyici olacağını söylemesi, bu sözler karĢısında Avukat Erdal Doğan‟ın; “ÇHD‟de miyim,
yoksa örgüt kampında mı?” Ģeklinde ĢaĢkınlığını ifade etmiĢ olması, bahse konu avukatların,
yasadıĢı terör örgütleri talimatları doğrultusunda hareket ettiklerini ortaya koymuĢtur.
“2003.09.11 - export 7-7-29-11092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
Kamber Soypak ile pazartesi günü baĢmanav ve manav 1 ile birlikte gittik.Bürosu
Sultanahmette. Kendisine dava ile konuĢmaya geldiğimizi söyleyerek konuĢmaya baĢladık.
Metin"in durumunu sorduk. Ve kendisi ile metin için piĢmanlık yasasından yararlanması
konusundaki talebi üzerine konuĢmak istediğimizi söyledik.
Evet metinin durumu ile ilgileniyorum ailesi tanıdğım olur benim bu iĢten para b.bir
talebim yok tanıdğım için ilgileniyorum dedi. Metinin pozisyonu ile düĢünüldüğünde bu
yasadan yararlanıp çıkabilir dedi. destekliyormusunuz dedik. Evet neden olmasın zaten
örgütlü bir insan değil bu yasadan yararlanan her insan itirafçı değildir böyle
değerlendirmemek gerekir dedi.
Bizde kendisine demokratm diyen bir avukatın bu yasayı onaylamaması gerekir hatta
yasaya karĢı tavır almalıdır.dedk.sizin yapmanız gereken metini teĢvik etmek değil ona
piĢmanlık yasasından yararlanmak ne demektir bunun itirafçılıktan farkının olmadığını
onuruna haysiyetine sahip çıkması gerektiğini anlatmıktır dedik. …Kendisine piĢmanlık
yasasının devletin devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu bunun MGKnın kendisinin
bizzat söylediğini bu yasadan yararlanacak olanların ya devrimciliği bırakmıĢ olanların ya
halk ve kitle iliĢkilerinin ağırlıklı baĢvuracağını MGKnın devrimcileri halktan koparmanın
bir çabası olduğunu Metin gibi unsurların baĢvurup kapısını devrimcilere kappatacağınıı
bunun teĢvik edildiğini e ayrıca piĢmanlık yasasının itirafçılık yasası olduğunu itirafçıların
vereceği bilgilerin kesin doğru kabul edileceğinin yargı sürecini belirleyen noktadada
olacağını buboytlarıylada ele almak gerektiğini ahlaki anlamda ise kiĢiliksizleĢeceklerini
71
toplum içinde Ģerefsiz ve onursuz olarak bilineceklerinive böylede olduğunu anlattık. Ayrıca
bunun siyasi bir dava olduğunu bu dosya ve kiĢiler hakkında söz ve karar hakkının bize ait
olduğunu metinin bizim iliĢkimiz olduğunu bu yanlıĢ kararını bizim onnunla tartıĢarak
halledebileceğimizi kendisinin bunda etken olmamasının kkendisinin söylediklerininde metetin
etinetietin üzerinde etkili etet verici olduğunu kendisinden çok daha fazla mmetinin bizi
ilgilendirididiğini piĢmanlıktan yararlanmamasını isterken metin çıkarını düĢündüğümüzü
onun kiĢiliksiz birisi olmasını istemediğimizi sonrasında bizimle iliĢkisini kesebilir bu bir
yerde anlaĢılabilir ama itirafçılığını kabul edemeyiz dedik.
Aynı Ģeyleri kamber soypak söylemeye devam etti.bunun üzerine size bakıĢımızda
değiĢir o zaman.Bu haliyle kimin yanında olduğunuz ve kime hizmet ettiğiniz bellidir.bizde
buna göre değerlendiririz dedik.Nasıl değerlendiriyorsanız değerlendirin dedi.O sizin
kararınızdır dedi.bizde bu tavrınız ve düĢünccenizle siz devletin yanında ve devrimcilerin
karĢısındasınız diye düĢünürüz dedik.” ġeklinde ibarelerin olduğu,
HHB avukatlarının daha önceki yıllarda çıkartılan piĢmanlık yasalarının devletin
devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu düĢündükleri, örgüt mensubu hiç kimsenin bu
madde hükümlerinden yararlanmaması gerektiğini düĢündükleri ve avukatı olduğu
müvekkillerine bu yönde telkinlerde bulundukları ,baskı yaptıkları anlaĢılmıĢtır.
“2003.10.29 - export 9-9-277-29102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“talat Özel büroya bir tanıdığını göndermiĢ. baĢmanav varmıĢ ve görüĢmüĢler. Gelen
kiĢi eski TĠKKOlu birisiymiĢ Mütahitlik yapıyormuĢ..” dedikten sonra, gelen kiĢinin,
kendisinin mafya babası olarak bilinen Dündar KILIÇ‟ın adamları ile çalıĢtığını, Dündar
KILIÇ’ın torunu için avukat tutmak istediklerini, kendi avukatlarının polis ile
baĢedemediğini düĢündükleri için, Dündar KILIÇ’ın torununun gözaltına alınması halinde
HALKIN HUKUK BÜROSU avukatlarının avukatlık yapmasını istediklerini, bu nedenle
Talat‟ın tavsiyesi üzerine büroya geldiğini söylediğini, BAġMANAV kod Avukat Behiç
AġÇI‟nın, olur ya da olmaz gibi kesin bir cevap vermeyip, “UyuĢturucu, tecavüz gibi
davalara bakmıyoruz” dediğini, gelen kiĢinin; “o tarz Ģeyler değil, kabadayılık, silah, adam
yaralama gibi olaylardan gözaltına alınıyorlar” dediğini, 1,5 milyar para verebileceklerini
söylediğini bildirmiĢ ve; “Bu teklife ne cevap verelim. ben bir cevap vermedim” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
“2003.10.31 - export 9-9-283-31102003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan bu belge incelendiğinde;
“Talat Özel‟in büroya” cümlesi ile baĢlayan talimatı sebebiyle; “Talat Özel‟in
büroya getirdiği kiĢi ile ilgili, bu davalarla ilgilenmediğimizi söylememiz anlaĢıldı” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu görülmüĢtür.
72
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının hangi davalara bakacağına DHKP/C terör örgütü
yönetiminin karar verdiği,
Halkın Hukuk Bürosunun ilgilendiği davalarda hangi HHB avukatının davaya
katılacağının dahi örgüt yönetimi tarafından karar verildiği,
HHB tarafından alınacak Ģahsi davalar veya ticari davaların örgüt yönetimine
danıĢıldığı ve örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda hareket ettikleri,
DHKP/C terör örgüt üyeliğinden gözaltında olan veya tutuklu bulunan Ģahısların ve
ailesinin görüĢü alınmadan, HHB avukatlarının örgütün talimatı ile bu Ģahısların avukatlığını
üstlendikleri, Ģahsın kendisinin ve ailesinin HHB avukatlarını istememesi halinde Ģahsa ve
aileye örgütsel baskı uyguladıkları,
Örgüt üyesi tutuklu veya gözaltında bulunan Ģahısların Avrupa Ġnsan Hakları
SözleĢmesi‟ nin 6. Maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafini seçme hakkına
muhalif olarak bu kiĢilerin avukatları seçme hakkının olamayacağını katıldıkları toplantılarda
dile getirdikleri,
HHB avukatlarının daha önceki yıllarda çıkartılan piĢmanlık yasalarının devletin
devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu düĢündükleri, örgüt mensubu hiç kimsenin bu
madde hükümlerinden yararlanmaması gerektiği hususunda müvekkillerine telkin ve
zorlamalarda bulundukları yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır.
i.Örgüt Mensuplarına Büro Avukatları Tarafından Ücretsiz
Avukatlık Yapılmaktadır
“1998.02.12 - 1998-havham-subat-b12sub24” isimli word belgeleri incelendiğinde
YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Orhan ve Özge isimli kiĢilere gönderildiği anlaĢılan bu
talimat notunda;
“okmeydanındaki yıkımlar için halkın hukuk bürosu büyük bir ilan versin hukuki
yardım parasız danıĢma vb ve telefonunun baĢına birisini oturtup müracaatları adresleri alır
ve siz de ilglienirsiniz halk meclilerine çağrı yapılır halkın hukuk bürosu halk meclislerine
yardım dayanıĢma tarzında bir ilan olur dörtte bir sayfa büyük bir ilan olmalı aynı ilan
kurtuluĢya da verilir bunu hemen ayarlayın” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.01.22 - 00132_o.23.1.2000tar2k2031” isimli word belgeleri incelendiğinde
Nazan KOD Gülay Yücel isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporun 2. maddesinde;
73
“YENGE ile Ulucanlar için tutsaklardan para alınması konusunda konuĢtum. Bu
durumu düzeltecekler. YENGE biraz mecbur kaldık, sıkıĢtık. Ankara'daki avukat arkadaĢlar
bu dava için çok para harcamıĢlardı. Buraya gelmiĢlerdi. Geldiklerinde 2 gün sonrası için
acilen paraya ihtiyaçları vardı. Bu nedenle oldu. Evet yanlıĢ yaptık, düzelteceğiz. Ancak CMK
da bize size tutsaklar olarak destek oluruz Ģeklinde bir Ģey söylemiĢti bu nedenle de böyle
yaptık diyor. Gereken parayı avukatları dolaĢarak vs. toplayacağız” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2000.07.12 Nazan (00174_12.7.2000tar2k2.txt)” isimli word belgesi incelendiğinde
Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Bugün Metin Narin ile görüĢtüm. 1 haftalık süre verdim, Haftaya salı gününe (18
Temmuz) kadar ödemesi gereken tutsakların parasını ödemezse baroya vs. her yere
açıklama yapılacağını, hırsızdır, tutsakların parasını yemiĢtir tarzında açıklama
yapılacağını söyledim. 2 ayı geçti sen hala hiçbir Ģey bulamamaktan bahsediyorsun, sana
ciddiyetini anlatamadık daha doğrusu sen anlamak istemedin, bulmak için ne yaptın da
bulamadın, hiç değilse bir miktarını da mı bulamadın, çaba göstermedin, önemini anlamadın,
sana anlattık ama sen çok fazla ciddiye almadın çünkü ortada bir Ģey yok, git borç bul,
ailenden al, iĢe gir dedik ama sen hiçbir adım atmadın Ģimdi gelip bulamıyorum diyorsun,
inandırıcı değil dedim. ĠĢ aradım ancak bulamıyorum, borç aradım bulamıyorum gibi Ģeyler
söyledi. 1 hafta içinde bulup getirmezsen iyi olmayacak, açıklama yapılacak Ģimdi anlarsın
belki ciddiyetimizi dedim tamam bir hafta sonra getireceğim dedi. Bacağına sıkarız kısmını
bugün söylemedim, 1 haftanın dolmasına iki gün kala tekrar görüĢeceğim, durumunu
anlamaya çalıĢacağım eğer yine olmuyor tarzında Ģeyler söylerse o zaman bacağına sıkarız
Ģeklinde konuĢmayı düĢündüm. florinalıya da bir iki gün içinde ulaĢıp konuĢacağım” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu görülmüĢtür.
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt
üyelerine ücretsiz avukatlık yaptıkları
HHB avukatlarının müvekkili oldukları örgüt üyelerinden avukatlık ücreti aldıkları
durumda örgüt yönetimi tarafından kati surette uyarıldıkları ve paranın tekrar örgüt
mensubuna geri verilmesi talimatı verildiği yapılan incelemeler neticesinde görülmüĢtür.
j.YurtdıĢında Bulunan Örgüt Yöneticisi Ġle HHB Avukatları
Birbirlerine Direk Olarak Rapor Göndermektedirler
“1997.11.09 - 1997-hamhav-09kas10” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Avukat Metin Narin‟e yazılmıĢ olan bu raporda;
“MERHABA METĠN
74
YaĢanan sorunlar karĢısında ancak Ģunu söyleyebiliyoruz sana çok ayip etmiĢsin
metin. sana yakıĢmıyor. sizin gerçekliğinizi en sizin kadar biliriz insanlarımız bazı
dönemlerde avukat olmadan neredeyse tuvalete bile gitmezler buna dönem dönem sinirleniriz
öfkeleniriz ama çözeriz biliriz halkımızın insanlarımızın avukata nasıl baktığını…
efkan ile yaĢananlardan sonra çok daha dikkatli çok daha emekçi olmak zorundasın
burade size dayatılan örgütsel bir görev de değildir çok gizli örgütsel görevlrede verilmiyor
bunlar oldukça istisnadır size verildiği bunları yapmak istemediğinizde riskli gördüğünüzde
söyleyebilirsiniz ama böyle bir iĢte hukuki bir yardımndır ortada olan tabii bunu yaparken
sıradan bir piyasa avukatı olarak da bakılmamaktadır bu durumu bu nedenle daha ayrıntılı
izah etmelisin ve ondan sonra neden dönmedin ısrarla çağrıldığınıkz halde malatya da ne iĢin
vardı bunları bize anlatmalısın ve tekrar ediyoruz her hangi bir kayın bir düĢüncen varsa
söylemelisin biz kiminle nereye kadar ne yapacağımızı bilmeliyiz bu bizim kendimize ve
birbirimize saygımız gereğidir evet burada yeri gelmiĢken Ģunu da sormak istiyoruz efkan ile
ilgili yapılan toplantıya neden katılmadın bunu da açıklamanı istiyoruz neden neden sorunları
çözücü olmuyorsun neden büronunun yöneticilğine aday olmuyursun neden insan iliĢkilerinde
sekter ve kırıcı oluyorsun neden alaycı yaklaĢıyorsun…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
sonrasında “1997.11.10 - 1997-hamhav-10KAS02” isimli raporda Metin NARĠN tarafından
yukarıda sorulan soruların cevaplandırıldığı ve bunun da yazıĢma yapan baĢka biri tarafından
yurt dıĢına aktarıldığı görülmüĢ olup, Metin Narin tarafından;
“metinin cevabı
öncelikle malatya ya gitme fikri tesadüfe bağlı bir olanağı değerlendirmekten baĢka
bir Ģey değil bana istanbula dön denmeden bir gün önceki bu dünün nedenini de anlamamıĢ
olduğumdan bir veya iki gün sarkabilir diye düĢündüm açıklayacağım ilgili arkadaĢı
arayarak bürodaki arkadaĢla görüĢtüğümü ve hafta sonuna kadar önemli bir programın
olmadığını öğrendiğimi hem dinlenmek hemde yüzümdeki yaralar ve vücudumdaki diğer
arızalar açısından pazar gününe kadar istanbula dönmeyeceğimi söyledim ilgili arkadaĢ da
sen bilirsin dedi bunun üzerine malatyaya gidecek bir avukat arkadaĢımla görüĢtüm
bedavada uçak bileti ayarlamıĢtı bana bir gün sonra saat ikide de uçak kalkıyordu ben
istanbula gelmem gerektiğini uçağın kalkacağı gün saat onbir de öğrendim ilgili arkadaĢı
aradım bana gazi davası ile ilgili avukatlarla toplantı var dedi o zaman içimden düĢündüm
çünkü öyle algılamıĢtım aklıma farklı bir neden gelmedi böyle bir toplantı doğru olmazdı
hukuk komisyonundan habersiz ve farklı olarak avukatlarla bağımsız bir toplantı düzenlemek
hoĢ karĢılanmazdı ben de gelemeyeceğimi toplantı yapılacaksa diğer avukat arkadaĢımın
katılabileceğini söyledim yine de bakarız Ģeklinde bir eklemede yaptım aramızdaki dialog
bundan ibaret malatya için böyle bir olanak bulmasaydım ankarada kalacaktım bu nedenle
malatyaya gitmemin özel bir nedeni yok zaten burada iki gün kaldım …”Ģeklinde hususların
aktarıldığı görülmüĢtür.
HHB Avukatı olan Metin Narin‟nin yurtdıĢında bulunan örgüt yöneticileri ile direk
olarak yazıĢma yaptığı, dolayısıyla HHB avukatları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yönetimi
arasında birebir irtibatın bulunduğu anlaĢılmıĢtır.
75
“1999.03.14 - 1999-ayhan-haziran-b09haz14” isimli word belgesi incelendiğinde
Avukat Behiç AġÇI tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda;
14 Mart 1999.
Behiç.
14 Mart - 20 Mart arası programımız.
14 Mart Pazar.
-Büro çalıĢanları olarak Abant'a pikniğe gidiyoruz. Bu piknik Ankara büro baskını
davasına hazırlıkta emeklerinden dolayı arkadaĢlarımıza teĢekkür ve birlikte olma bilincini
geliĢtirecek bir piknik olarak düĢünüyoruz.
15 Mart Pazartesi
-Ġstanbul 7. Ağır ceza mahkemesi 94/215 esas PERPA katliamı davasının son duruĢma
tutanağı alınacak.
-Bakırköy 1. Ağır ceza mhk. 96/483 esas Metin narin dosyasının son duruĢma tutanağı
alınacak.
-Beyoğlu 9. Asl. Ceza 97/285 nur Birgen dosyasının son duruĢma tutanağı alınacak.
-Ümraniye hapishanesini ziyaret (Metin)
-Ġcra dosyalarımızı takip etme (Süleyman)
-DGM'de eksik duruĢma tutanaklarını alma (Metin)
-Fatih, bakırköy, ĢiĢli adliyelerine afiĢ asma (Behiç)
16 Mart 1999 Salı
-10.10 1 DGM 98/297 Doğan Çelik (behiç)
-Ali Arslan'ın katledilmesi dosyasına dilekçe (Metin)
-18.00'de büroda proje toplantısı
-Sağmalcılar hapishanesini ziyaret (metin)
17 mart 1999 ÇarĢamba
-6 DGM Sema Türkdoğan dosyasının duruĢması (Metin)
76
-Yargıtay'da Afet süreyya Eren ve Hasan Gökhan dosyalarının duruĢmaları (Behiç)
-Ümraniye hapishanesini ziyaret (Metin)
-Ankara merkez kapalı hapishanesini ziyaret (behiç)
18 mart 1999 PerĢembe
-2 DGM 98/463 Mehmet Güvel dosyasının duruĢması (metin)
-Sağmalcılar hapishanesini ziyaret (behiç)
-ÇHD yönetim kurulu toplantısı (metin)….”ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2000.01.20 - 00131_o.22.1.2000tar2k46.txt” isimli word belgesi incelendiğinde
Yenge kod Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“…pazartesi akĢamı antakya'ya hareket ettim. …orada da yaklaĢık 40 avukatın
katılımıyla süren bir genç avukatlar giriĢimi varmıĢ. fevzi randa korktuğunu söylemiĢti.
mevlüt yeĢildağ'da birkaç konuda çekiniyor ve kendisini geride tutuyor diye düĢündüm. genç
avukatlar giriĢiminde önde gözükmek istemiyor. ÇHD Ģubesini kurmaya çalıĢıyorlar. ancak
bunu kendisi yapmak istemiyor. oradaki avukat arkadaĢlara yaptırmak istiyor. ayrıca eĢi de
sürekli olarak mevlüt'ün yaĢamından endiĢe ettiğini söyledi.dosyadan bir örnek almıĢlar. bu
dosyadan bir örnek de ben istedim. önce basına verilmemesi koĢulu ile verebileceğini, gizli
olarak dosyayı aldıklarını söyledi. zaten ben de basın için istememiĢtim. bu sefer de
bürosunun önünde sürekli polisin beklediğini, onların önünde fotokopi çekmenin mümkün
olmadığını , kendisinin daha sonra fotokopi çektirip kargo ile bize göndereceğini söyledi.ben
dosyayı biraz inceledim. Antakya'da demokratik alanda olan hemen herkes adana'dan avukat
alper'in ismi karıĢtırılmıĢ. gülcan görüloğlu'nun ifadesinde alper "adana,osmaniye gibi
yerlerdeki polis araçlarının plakalarını alıp örgüte veren adana barosuna kayıtlı avukat
alper..." Ģeklinde geçiyor. aynı ifade tutanağında da benim ismim "örgütün hukuk bürosu olan
halkın hukuk bürosunda çalıĢan avukat behiç aĢcı" Ģeklinde geçiyor. benimle ilgili baĢka bir
Ģey yok…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
HHB avukatı Behiç AĢçı‟nın yurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusu ile birebir rapor
yazdıkları ve HHB ve kendisi hakkında bilgileri rapor ettiği görülmüĢtür.
Sonuç olarak;
HHB avukatları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yöneticisinin birbirleriyle doğrudan
örgütsel yazıĢma yaptıkları,
Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yönetimi arasında
birebir irtibatın bulunduğu yapılan incelemeler neticesinde görülmüĢtür.
77
k. HHB Avukatlarının Cezaevindeki Örgüt Mensupları Ġle Örgüt
Sorumluları Arasındaki Bilgi Aktarımını Sağlaması
“1997.09.06 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli
yurtdıĢındaki sorumlu tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
word
belgesi
incelendiğinde
“avukat efganın üzerinde bayrampasa cezaevine verilmek üzere para vardı bu
paradan yedibin dolar aldık mark degil bizim bayrampaĢa çezaevinden alacağımız paranın
miktarıda zaten yedibin dolardı o nedenle bayrampasadaki arkadaĢlara durumu ilettik ve
efgandaki yedibin doları aldık”, 3. maddesinde; “para isleri ile ilgili efganın bayrampaĢa ile
bir diyaloğu var sekiz yüz elli doların onda ne aradığını sorarız” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“1997.09.06 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli word belgesi incelendiğinde;
“neslihan uslunun durumunu öğrenmek için erzurum çezaevine bir avukat gitmeli
diye avukat efgan ile konuĢtuk gittigimizde yapabileceğimiz bir Ģey yok zaten yapılan yazılı
ve sözlü baĢvurulara burda yok çevabı veriliyor dedi biz yinede gidelim bizim bir insanımızın
yasamı sözkonusu bu kadar basıt değil vb diye tartıĢtık burada isler var toplantılar var vb
dedi öncelik meselesi hengisinde diye tartıĢtık artık en sonunda gideçekmisiniz
gitmeyeçekmisiniz dedik gitmeyecekseniz biz baĢka bir avukat buluruz deyip tartıĢmayı kestik
bunun üzerine efğan tokatta olan behici aramıĢ trabzona geç demis bunu yazmamın nedeni
efganin bizim islerimiz için anadoluya gidilmesi gerektiğinde sık sık sorun çıkarması ançak
Ģöyle bir tavrıda var adeta önçe söyleniyor nazlanıyor…”Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“1997.09.23 - 1997-hamhav-23eyham” isimli word belgesi incelendiğinde;
“efkan ile konuĢtum ve odada yanlarında sürekli gardiyan olduğu için hiçbirĢey
öğrenmemiĢ anlattıkları Ģunlar oktay tarhan osmaniyede köylere giderken yakalanmıĢ kıra
gitmek için bekleyen bir kaç arkadaĢ varmııĢ onlar yakalanmıĢ ancak bunlar kaç kiĢidir
adları nedir sormamıĢ yanımızda gardiyan vardı dedi ben neden sormuyorsun deyince bu
insanlarla birlikte elbise gibi kıra gitmek için bekleyen eĢyalar yakalanmıĢ oktayın yorumu
ihbar yada takip neye dayandırdıklarını sordum efkan sormamıĢ oktay operasyona iliĢkin
anlatımları harekete gönderdik demiĢ kimle nasıl gönderildiği sorulmamıĢ bu hafta sonu
tekrar gitme durumum var dedi tüm anlattıkları bu kadar” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1998.02.12 - 1998-serdar-subat-b12sub01” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu tarafından BayrampaĢa Cezaevi‟nde yatmakta olan Serdar isimli kiĢiye
gönderilen bu bilgi notunda;
“bartın cezaevi ramazan tanrıkulundan parayı behiçin aldığını ve ali osman ile
hüseyin özarslanın bulunduğu bir ortamda evet parayı aldık bize ilaç gibi geldi çok
ihtiyacımız vardı demiĢ bu konuyu artık bir netleĢtirin” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“1999.11.11 - 04099_o12kas9902aykut” isimli word belgesi incelendiğinde o
tarihlerde BayrampaĢa Cezaevi‟nde olduğu anlaĢılan Zafer KOD isimli kiĢinin bu raporunun
2. maddesinde;
78
“Yenge ve hala bugün geldiler. BeĢ bin frank getirdiler. Programı getirememiĢler.
Bir süre getiremeyeceklermiĢ. Nedeni Vatana polisler gelmiĢler içeriye girmeye çalıĢmıĢlar
bundan dolayı yani baskılardan dolayı getirmemiĢler. Yine bizim Fehriye için gönderdiğimiz
küpürler partiye gönderilememiĢ. Hala fırıncılarda duruyormuĢ. Vatanın durumu uygun
olmadığı için gönderilememiĢ. Bu küpürler orjinaldir biz yengeden bunların fotokopilerini
geri istedik” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“1997.12.09 - 1997-ayhan-09aralk” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan isimli
kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazıldığı anlaĢılan bu raporda;
“serdarlara bugün avukat metinle ankara denilen kartı gönderdik ancak önce metin
konuyu bildiğini sizin uyardığınızı bukonuda onlara yardım edemeyeceğini dolayısıyla kartı
alamayacağını söyledi tamam deyip bunu götürmesinin okapsamda olmayacağını anlatmaya
çalıĢtık verdik yarın serdarlara götürmüĢ olacak ayrıca serdarlar kartlarının faturasının
metin tarafından ödettirileceğini ama kendilerinin sorduğunu telsiminde ödenmedi dediğini
aktarmıĢlardı metin ise ben hallettim faturaları dahi alındı dedi ancak cuma günü yapılan
iĢlemler hemen devreye girmediği yani hafta sonu olduğu için paranın ödendiği yer açılacak
yere bildirmeyebiliyor kısaca yarın serdarlarla ankara aracılığıyla iletiĢim kurulabilir”
Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Bu anlatımlardan; Serdar isimli kiĢinin cezaevinde bulunduğu ve “Serdarlar” sözü ile
Serdar isimli kiĢinin tutuklu bulunduğu cezaevinin kastedildiği yukarıda anlatılmıĢ olan
raporlardan tespit edildiğinden, Avukat Metin Narin‟den, bu cezaevine telefon kartı
götürmesinin istenildiği, Avukat Metin Narin‟in; “YurtdıĢındaki sorumlu bu konuda bana
uyarıda bulundu. O sebeple götüremem” anlamına gelen sözler söylediği ancak daha sonra
götürmeyi kabul ettiği ve götürdüğü görülmüĢtür.
“1998.01.01 - 1998-serdar-ocak-o01oc01” isimli word belgesi incelendiğinde;
“Belki biraz fantastik ama Ģöyle birĢey teknik olarak mümkünmü diye size
soracağız, bilgisayar teknolojisi yardımıyla mask yapmak mümkün diye duymuĢtuk. Yani
fotoğrafı bilgisayara veriyorsunuz ve bilgisayar bu fotoğraftan mask imal ediyor. Biz bunu
geçmiĢ dönemde araĢtırdık. Ülkede bir tek yerde vardı ve gidip konuĢan kiĢiye birçok soru
soruyordu. O dönem Av. Efkan'la araĢtırmıĢtık. Belki yurtdıĢında daha avantajlı olabilir.
Dediğimiz gibi biraz hayalci ancak eğer böyle bir olay mümkünse biz buradaki personelin
müdürlerin vs. uygun olanlarının fotoğraflarını temin ederiz ve onlar yerine rahatlıkla
çıkabiliriz. Ayrıca böyle bir yöntem mevcutsa dıĢarıda da değiĢik amaçlarla kullanılabilir”
diye teklif getirilmiĢ, sonrasında; “Eksikliklerimizi tespit edip tamamlamaya çalıĢacağız.
Örneğin makyaj malzemeleri bile sorun oldu. ġimdilik en azından avukatlar ellerinde
bulunan hazır makyaj malzemelerini getirirlerse iyi olur” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1998.01.17-1998-havham-ocak-o17oca02” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun aynı gün Avukat Metin Narin‟e yazdığı talimat notuna
Avukat Metin Narin‟in verdiği cevapların, Hamdi vasıtasıyla sorumluya iletildiği
anlaĢılmaktadır Avukat Metin Narin‟in ;
79
“bayrampaĢadaki arkadaĢlarla kisa bir tartiĢmamiz oldu bildiğiniz gibi oraya bir
takim malzemeler götürmüĢtük bir kisminda aksilik çikmiĢti biz aksilik çikan kismi ile ilgili
olarak onlardan yeniden bir liste istedik bir hafta sonra listeyi verdiler ve bu listenin içeriği
ile veriliĢ biçimi konusunda bir tartiĢma yaĢadik verilen listede bir ekleme olacağini
öngörüyorduk ancak önümüze dört sayfalik çok ayrintili ve daha önce bizden istenenin sekiz
dokuz kati malzeme isteyen bir liste çikti listeyi ilk incelediğimizde biraz garibimize gitti
listenin baĢinda tip değiĢtirilmesi için gerekli malzemeler yaziyor sonra alt baĢliklar var alt
baĢliklarda ise örneğin yüzdeki izleri gizlemek için gerekenler vs baĢliklar var bunu bu
Ģekliyle bize veriyorlar yani az çok bir illegalite olur yok istenen malzemelere baktiğimizda
çok abartili gözüktü bizim için örneğin daha önce üç boya istenmiĢken Ģimdi on sekiz tane
isteniyor olabilir ihtiyaçlaridir ancak istenen renklere baktiğimizda örneğin portakal rengi
deniyor altinda ayri bir kalem var kiremit rengi deniyor yani birbirine benzer on sekiz ayri
renk tonu birden isteniyor diğer malzemelerde de ayni abarti var ilk baktiğimizda bu Ģekliyle
olmaz dedik oturup konuĢalim istedik ordaki arkadaĢimizin yaklaĢimi o kadar ziyaretçi
arasinda sizle pazarlikmi yapacağiz Ģeklinde oldu sonra da derdinizi arkadaĢlara
anlatirsiniz diyor kendi kendine biraz söylendikten sonra öğleden sonra behiç gelecek mi diye
sordu evet deyince o zaman onunla hallederiz olur biter dedi o siraya kadar ağzimizi açmadik
tüm tartiĢma boyunca ancak sorun ben veya behiç sorunu değil diyebildik zaten tartiĢmaya da
niyeti yoktu çekip gitti
sonra gelen arkadaĢa da ifade ettiğimiz gibi bizim düĢüncemiz Ģu birĢeylere ihtiyaç
vardir karĢilanmalidir olayin niteliği de bellidir ancak birĢey yapiyorsaniz bunun
sorumluluğunu da almalisiniz bu iĢi nasil yapacağiz daha da önemlisi nasil baĢariya
ulaĢtiracağiz oturup konuĢuruz planlariz ve baĢlariz önümüze liste atip tamam yapinla iĢ
olmuyor en az altiyüz milyonluk eĢyayi kapsayan bir liste kaldiki geçen hafta sorunda çikmiĢ
biliyorsunuz bütün bunlara rağmen sekiz dokuz kati malzemeyi getirin deyip kestirip
atiyorsunuz götürülecek malzemelerin metal aksamlari var bir kismini çıkarabiliyoruz”
Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan örgüt mensuplarının firar etmeleri için
yapılan planları uygulamak için HHB avukatlarının seferber oldukları, gerekli lojistik
malzemeleri -cezaevine sokmak yasak olmasına rağmen- cezaevine sokmaya çalıĢtıkları
görülmüĢtür.
“1999.12.06 - 04227_o7ar9901aykut” isimli word belgesi incelendiğinde cezaevinde
bulunduğu önceki raporlardan anlaĢılan Aykut KOD Ümit Ġlter isimli kiĢinin bu raporda;
“Yenge Kartal veKeysafe programının olduğu bir CD getirdi” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2000.01.24 - 02396_o.25.1.22000tar2k1.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Tarık
KOD Ufuk Doğbay tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Hala bugün Ayuktlara gitmiĢ fakat içeriye girememiĢ. Üst aramasını dayatmıĢlar
ve bu uygulamayı baĢlatmıĢlar. Yani görevliler elle avukatların üzerini arayarak içeriye
sokuyorlarmıĢ. Hala ve bazı avukatlar orada itiraz etmiĢler, ağız kavgası yapmıĢlar; fakat
80
olmamıĢ; yeni genelge uygulamaya girmiĢ; yasaya aykırı olsa da genelgeye itiraz edilip
kaldırılana kadar uygulanacak deniyor. Bu durumda fırıncılarla içeriye bir Ģey sokmak Ģu
aĢamada pek mümkün görünmüyor. Fırıncıların götürmesi gereken keysafe ve örtü
programları vardı; bunları daha önce teslim etmiĢtik fırıncılara; ayrıca Zaferlerin
gönderdiği kitap disketleri vardı; bunlar da bizde kaldı; Ģu aĢamada bunları gönderemiyoruz.
Avukatların çeĢitli tepki ve eylemlerle bunu kırmaya çalıĢması konusundaki düĢünceleri Hala
ile konuĢtuk; Nazan'la da konuĢtular. Fakat son durum böyledir” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2000.09.09 - 01936_9.9.20001000” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD
Gülay Yücel isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Mesleği gereği meĢruluğuna inanıyor ve rahat iĢ yapıyor. Bir dönem hapishanelerle
disket alıĢveriĢinde vs. bizimle o zaman hala tartıĢırdı ama yenge tartıĢmazdı” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
Bu anlatımlardan HHB avukatlarının cezaevinde bulunan örgüt mensuplarına gereken
(yazıları Ģifrelemek ya da gizlemek için kullanılan bilgisayar programı), internet sağlayıcı
MODEM, telefon kartı, cep telefonu vb. cezaevine yasak olmasına rağmen sokmaya
çalıĢtıkları,
“2003.08.01 - export 6-6-223-01082003” isimli word belgesi incelendiğinde;
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Uzun, Naim ve sabriye ve tüm hapishanelere.. cümlesi ile baĢlayan notunuz
konusunda, Bütün tutsaklarımızın araĢtırma, Ģiir gibi roman gibi faaliyetler içinde
olacakları konusundaki notunuzu hapishanelere iletmeye baĢladık. dün Sabrye baĢmanav
gitti. bu konuda konuĢmuĢlar. Bugün tekirdağ F tipine baĢmanav gitti. Bu notu iletecek”
ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt yönetimi ile DHKP/C terör örgütünün
cezaevinde bulunan örgüt yöneticileri ve üyeleri arasındaki para ve bilgi irtibatını sağladığı,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının cezaevi ziyaretlerinin hukuki yardım gerekçesi ile
değil örgütsel talimatların iletilmesi amacıyla olduğu,
Cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan DHKP/C terör örgütü mensuplarının firar
etmeleri için yapılan planları örgüte ilettikleri ve firar etmeleri için gerekli desteği yapmaya
(lojistik vb.) çalıĢtıkları,
81
Cezaevinde bulunan örgüt mensuplarına gereken (yazıları Ģifrelemek ya da gizlemek
için kullanılan bilgisayar programı), internet sağlayıcı MODEM, telefon kartı, cep telefonu
vb. yasak olmasına rağmen cezaevine sokmaya çalıĢtıkları, HHB avukatlarının avukat
kimliklerini kullanarak cezaevlerine giriĢi yasak olan malzemeleri soktukları yapılan
incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır.
l. Cezaevinde Bulunan Örgüt Mensuplarının Ziyaretine Hangi
Avukatın Gideceği Örgüt Yönetimi Tarafından Belirlenmektedir.
“2000.09.05 - nfi cd-rom-phase 2-05133_6.9.2000aykut6” isimli word belgesi
incelendiğinde Ümraniye Cezaevi‟nden gönderildiği anlaĢılan bu notta;
“Bartındaki Metin Yavuz bu Pazartesi günü (11 -on bir- Eylül) tahliye olacak.
KarĢılamak için yengeyi veya bir-iki arkadaĢı gönderebilir miyiz? Olmazsa biz ailelerle
hallederiz” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.09.10 - 01906_10.9.2000804” isimli Nazan KOD Gülay YÜCEL tarafından
yazılan word belgesi incelendiğinde;
“Dün DGM'ye Yengeyi Günay Arslanın dosyasına bakmak için göndermiĢtim.
Emniyet Ġfadesinde neler yazıyor bunu öğrenecekti. Hangi tarihte gözaltına alındığı yazıyor
bu da dahil bilgileri alırsın demiĢtim ancak yenge hangi tarihte gözaltına alındığına bakmayı
unutmuĢ. Dosyadaki emniyet ifadesinde Ģunlar yazıyor…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın DHKP/C örgütü üyeliği ve patlayıcı madde
bulundurmak iddiası ile yakalanıp tutuklanan Günay Arslan isimli kiĢinin dosyasını HHB
sorumlusunun talimatıyla incelediği ve bu konuda örgüte rapor verildiği tesbit edilmiĢtir.
“2002.05.04 - 09114_5.5.2002demet3” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
Dün Öz..le tartıĢtım” dedikten sonra, “Öz…” isimli kiĢi ile yaptığı tartıĢmanın
içeriğine dair detaylar vermiĢtir. “Öz…” isimli kiĢiden ġiĢli Etfal Hastanesi‟ne ve
BayrampaĢa‟ya (cezaevi) görüĢe gitmesini istediğini, bunun üzerine “Öz…” isimli kiĢinin;
“Niye ben hep hastaneye gidiyorum, birazda diğerleri ölüm oruçcusu görsün, niye bu güne
bıraktınız. Ben Anadolu‟yu dolaĢtım geldim. Vatan davaları çok mu acil? Daha önce
gönderseydin” gibi sözler söylediğini, kendisinin açıklama yapmak istediği sırada, “Öz…”ün
“yavv” deyip kafa tutar tarzda odadan çıktığını, bunun üzerine tekrar odaya çağırdığını,
“konuĢacağız saygılı ol ve dinle!” dediğini, hesap sorar tarzda konuĢup el kol hareketleri ile
sözünü keserek odadan çıkamayacağını söylediğini, yapılan iĢlerin önemini anlattığını,
kendisinin kimin nereye gideceğine neyle ilgileneceğine karar verebileceğini söylediğini,
Parti‟ye, kararlara ve iĢlerliği yaklaĢım tarzının nasıl olması gerektiğini anlattığını, bu
azarlamadan sonra “Öz…”ün sustuğunu, “Benim saygım var mesele o değil, hastaneye
neden hep ben gidiyorum Sev..gitsin, Man..gitsin” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
82
“2003.07.11 - export 5-5-545-11072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda,
“SABRĠ manavları eleĢtirmiĢ. Daha uzun zaman ayırmanız gerekiyor cuma günleri
erken gelin zaman yetmiyor diye. Üslubu sertmiĢ. Bu konuda Ģöyle bir sıkıĢıklık yaĢıyoruz.
Cuma günleri tüm F tiplerinde görüĢ tam gün. Diğer günler ise saat 15.30 dan 16.30 a kadar
bazı yerdede 17.00 ye kadar. Gebzenin görüĢ günleri cuma günü. Ben program yaparken
tekirdağ görüĢünü genelde cuma günlerine getiriyorum orada daha çok tutsak olması hem
Hakkıkala hemde dosyalar üzerine manavlar arkadaĢlarla görüĢüyor. Dolayısıyla daha çok
zamana ihtiyaç doğuyor. Bu nedenle cuma günü 1 manav tekirdağ gitmiĢ oluyor. Son dönem
genellikle baĢmanav cuma günleri Ankarada oluyor. hem hapishanelerle görüĢ için hemde
cuma akĢamları ÇHD genel merkez görüĢmesi için hemde denizi görmüĢ oluyor. yani aynı
gün içinde diğer iĢleride yapmıĢ oluyoruz. Ġstanbuldada 1 manav kalıyor Gebze ve
duruĢmalar olduğundada duruĢmalara giriyor. bazen Gebzeyi zorunlu olarak 15 günde bir
görmüĢ oluyoruz.. yani böyle olunca Edirne hafta içi birgüne sığıyor. kandırada böyle oluyor.
bu Uzun açısından yeterli oluyor.. Ancak Sabrinini son dönem daha uzun görüĢme talepleri
oluyor. sanırım tecritten kaynaklı olarakta sohbet ihtiyacı ve bir çok konuda konuĢma ihtiyacı
duyuyor. Dün manav 1 ile durumu izah etmesi için Sabriye ben durumu anlattım.. Ama cuma
günleri program açısından uygun olduğumuzda buna özen göstereceğimizide ilettim”
Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ne zaman hangi cezaevlerine gideceklerinin
tamamen HHB Sorumlusu tarafından planlandığı anlaĢılmıĢtır.
Sonuç olarak;
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ne zaman hangi cezaevine gideceklerinin HHB
Sorumlusu tarafından planlandığı,
HHB avukatlarının istemese dahi HHB sorumlusunun gitmekle görevlendirdiği
cezaevine giderek cezaevinde bulunan örgüt mensupları ile görüĢtükleri anlaĢılmıĢtır.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE
yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında;
“Gebze-Ebru
Kandıra- Ebru
Tekirdağ-Oya
KarataĢ Adana- Oya
Bolu- Oya
83
Edirne-Barkın
B k köy- Barkın
Antalya-Erdem
Sincan-Taylan
Kırıkkale- Taylan
Bursa-Taylan
Gebze –Ebru
Edirne-Barkın
TekirdağGünay-Oya
Bakırköy- Günay
Kandıra-Taylan
UĢak- Günay
Kırklar-Günay
Elbistan(Okunamadı)Günay
Malatya-Barkın
Rize-Erdem”
Ģeklinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, DHKP/C terör örgütü mensubu olmak
suçundan cezaevinde bulunan kiĢilerle görüĢme amaçlı olarak hangi cezaevine kimin
gideceğinin belirlendiği, dolayısıyla halen bu durumun devam ettiği anlaĢılmıĢtır.
m. 2000-2007 Yılları Arasında Cezaevlerinde Yapılan Ölüm
Oruçlarında Avukatların Rolü
F Tipi cezaevi uygulamasına karĢı çıkmak adına 20 Ekim 2000 tarihinde cezaevlerinde
baĢlatılan ölüm orucu eylemlerine 2002 yılına kadar farklı sol örgütler de katılmıĢ olmasına
rağmen, bu tarihten sonra ölüm orucu eylemini sürdüren tek örgüt; DHKP/C örgütüdür. Örgüt
tarafından çıkartılan Vatan, Ekmek Ve Adalet, YürüyüĢ isimli dergiler vb. yayın organları
ölüm orucu eylemleri boyunca, eylemi destekler nitelikte yayınlar yapmıĢ, ölüm orucu
ekipleri hakkında bilgiler vermiĢ, hangi eylemcinin hangi ekipte olduğuna dair örgüt
açıklamalarını yayınlamıĢ, eylemcilerin açıklamalarını ve fırsat buldukça onlarla yapılan
84
röportajları yayınlamıĢ, ölüm orucu eylemcileri öldükçe onları Ģehit olarak niteleyip
haklarında övgü dolu yayınlar yapmıĢlardır.
“2000.10.14 - 05424_15.10.20.Buca” isimli word belgesi incelendiğinde;
“YENGE'NĠN BUCA HAPĠSHANESĠNE ĠLETECEĞĠ BĠLGĠDĠR:
-/BUCA ĠÇĠN:
-/1-SAG eylemimiz 20 ekimde baĢlayacak ama siz 26 -yirmi altı- Ekim'de
baĢlayacaksınız. Bunu karıĢtırmayın.
2-Eylemi miz 26(yirmialtı) Ekim tarihinden itibaren 30(otuz) gün SAG olarak
sürdürecek ve 30(otuz).günden itibaren ise ÖLÜM ORUCU EYLEMĠNE dönüĢtüreceksiniz.
3-Ölüm orucunun baĢlamasının ardından otuz beĢinci gün bütün kitlemiz eyleme ara
verecek.
4-Ġkinci ve üçüncü ekipler eyleme otuzuncu gün ara verecekler.
5-Mesut Avcı, Abdullah Bozdağ, MAHMUT GÖKHAN ÖZOCAK arkadaĢlarımız
birinci ölüm orucu ekibindedir.
6-SÜRESĠZ AÇLIK GREVĠ DĠRENĠġĠMĠZ ĠÇERĠSĠNDE GÜNDE ORTALAMA DÖRT
KEZ -mekanik uygulamamak koĢuluyla, yani ihtiyaca göre artırılabilir- ġEKERLĠ SU, ÇAY,
IHLAMUR, LĠMON alınabilecektir. Bunun yanında belli miktarda TUZ almak gerekir.
7-BĠRĠNCĠ EKĠP ÖLÜM ORUCU EYLEMCĠSĠ YOLDAġLARIMIZ direniĢimizin 45.
Gününe kadar günde DÖRT KEZ SAG'de alınan ġEKERLĠ SU YANINDA ÇAY, IHLAMUR,
LĠMON alabileceklerdir. 45. Günden itibaren ise direniĢe SADECE ġEKERLĠ SU ile devam
edeceklerdir.
8-96'daki birinci ölüm orucu ekibindeki arkadaĢlar baĢından sonuna kadar süresiz
açlık grevine katılmayacaklardır. Bu bir talimattır.
9-Sizin daha önceki telefonunuzu Erdal Arıkan'lar Bursaya gitmeden Gardiyan
Ramazan'a vermiĢler.
10-Bizim gönderdiğimiz ziyaretçiler içeri giremiyorlar. Siz bize sık sık aile
göndermelisiniz.
11-Ümit Kanlı ve BarıĢ Yıldırım mutlaka ikinci ekipte yer almalılar.
85
12-Ölüm orucu direniĢçisi arkadaĢlar alın bandı olarak kızıl band üzerine sadece
CEPHE yıldızı iĢlemeliler.
13-Ölüm orucu arkadaĢların resimlerini bize gönderin.” ġeklinde ibarelerin olduğu,
not içerisinde SAG olarak kodlanan kelime (Süresiz Açlık Grevi) ve Ö.O olarak kodlanan
kelime (Ölüm Orucu) anlamına geldiği,
“2000.10.16 - 03734_17.10.20000115” isimli word belgesi incelendiğinde Murat
KOD Metin Yavuz tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Yenge'yi çağırıp konuĢtum. Gitmesi gereken üç yeri söyledim. Notları zulada
götürmesini istedim. Gideceğim hapishanelerin durumu hiç uygun değil o Ģekilde götürmem
zor, protokol vb. dedi. O zaman kendi anlayacağın Ģekilde not et dedi. Notlarını aldı. Üçü
karıĢmamalı, tüm bilgiler net olarak iletilmeli diye üç dört defa tekrar tekrar sordum. Tamam
dedi. Hemen yola çıkmasını söyledim. Buca ve Aydın için bu gece yola çıkı. Kendisine 50
(elli) milyon verdim. Gitmeye ikna olursa bu akĢam Nurhayat ilede konuĢup onu Ankara için
ikna edecek. Olmasa bile Ege'den döndükten sonra hemen Ulucanlar'a göndereceğiz”
Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2000.10.18 - 03733_19.10.20000102.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Murat
KOD Metin Yavuz tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Yenge bugün Aydın ve Buca'yı ziyaret edip döndü. Gereken tüm bilgileri verdim dedi.
ġunu Ģunu söyledin mi sordum söyledim dedi. Yalnız isimler konusunda arkadaĢların bazı
söyledikleri olmuĢ: Aydın; Bahadır Özerdem'in ahlaksız suçu iĢlediğini ve sorguda olduğunu
söylemi, o nedenle olmaz demiĢler. Buca ise Gökhan Özocak için yeni ameliyat oldu bu
haliyle olur mu diye soruyormuĢ. Yenge bugün Aykutlara da gitmiĢ (Murat Çelik'i ikna
edememiĢ kendisi gitmiĢ, ikna edemezsen bile gitmek gerekir diye ben söylemiĢtim), onlara da
bu durumları anlatmıĢ” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.10.20 - 04900_21.10.20005” isimli word belgesi incelendiğinde;
“Yenge ile ayrıntıları konuĢtuk. Bilgileri doğru iletmiĢ. Aydın'dan fotoğraf getirmiĢ.
Ancak Aydın'daki üçüncü adayımız olan Bahadır Özerdem'in bir baĢka birine taciz yaptığı
iddiası varmıĢ, arkadaĢlar bu net değil ama olmasa iyi olur demiĢler. Ayrıca aynı haberi
bugün bize ziyaretçilerlede ilettiler. Bizde BURHAN GARDAġ'ın olacağını ilettik. Yine Yenge
Buca'ya gitmiĢ, orada arkadaĢlar üçüncü adayımız olan Mahmut Gökhan Özocak'ın
gözlerinden ameliyat olduğunu , bunun tedavisi gerekeceğini iletmiĢler. Buca'da durum bu
olunca biz Yenge'ye Buca'ya tekrar gitmek durumunda kalacağını, oradada üçüncü adayımızı
ileteceğimizi söyledik. Yengeler hafta sonu ġarköye gideceklermiĢ, oranın dönüĢü
gidebileceğini söyledi. Uygun derseniz Yengeyi tekrar Buca'ya göndermemiz gerekiyor.
Aydın'ı biz hallettik ama Buca için yenge gerekir.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.10.25 - 03725_27.10.20007.txt” isimli word belgesi incelendiğinde;
86
25 Ekim tarihi için; “bugün özgür hukuk bürosundakı iki arkadaĢ ile ümraniye
hapishanesine gittik. oradaki arkadaĢlarla aydın ve buca hapishanesine ziyareti planladık.
aydın'a birinci ölüm orucundaki üçüncü ismin burhan gardaĢ olacağını, eğer burhan gardaĢ
olmaz ise kendilerinin üçüncü bir isim belirlemesini, ikinci ölüm orucu ekibinin murat çakan,
barıĢ kaya, ilhan demirel olacağını söyleyeceğim. buca'ya telefon sokmak için önerdikleri
buzdolabı yönteminin aydın'da patlayan yöntem olduğunu, 1. ölüm orucu ekibi için serhat
karadumanlı eğer serhat olmazsa kendilerinin belirleyeceği bir ismin olacağını, 2. ölüm
orucu ekibinin ümit kanlı, barıĢ yıldırım, ulaĢ göktaĢ olacağını söyleyeceğim” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
Bu raporlardan HHB avukatı YENGE kod Behiç AĢçı‟nın 20 Ekim 2000 tarihinde
cezaevlerinde baĢlatılan Ölüm Orucu eylemlerinden çok kısa bir süre önce cezaevlerine
giderek ölüm orucu eylemi ile ilgili talimatları Buca ve Aydın cezaevlerindeki örgüt
mensuplarına ilettiği, Aydın Cezaevi‟ndeki örgüt mensuplarının, bu cezaevinden eyleme
katılması için talimat verilmiĢ olan Gökhan Özocak isimli kiĢinin yeni ameliyat olduğu, Buca
Cezaevi‟ndeki örgüt mensuplarının ise eyleme katılması için talimat verilmiĢ olan Bahadır
Özerdem‟in ahlaksızlık suçu iĢlediği için uygun olmadığını söyledikleri,
Burhan GardaĢ isimli Ģahsın 20 Ekim 2000 tarihinde cezaevlerinde baĢlatılan ölüm
orucu eylemine, DHKP/C örgütü adına Aydın Cezaevinden katılan kiĢilerden biri olduğu,
HHB avukatı Yenge KOD Behiç AĢçı‟ nın DHKP/C örgütünün; “kimlerin ölüm orucu
eylemi yapacağına dair talimatını” cezaevlerine ilettiği görülmüĢtür.
“2000.10.19 - 04883_19.10.2000aykut4” isimli word belgesi incelendiğinde Murat
KOD Metin Yavuz tarafından 18.10.2000 tarihli (bir önceki rapor) raporda;
“Yenge bugün Aykutlara da gitmiĢ (Murat Çelik'i ikna edememiĢ kendisi gitmiĢ, ikna
edemezsen bile gitmek gerekir diye ben söylemiĢtim), onlara da bu durumları anlatmıĢ”
cümleleri mevcuttur.
Dökümanların incelenmesi neticesinde cezaevinde olduğu anlaĢılan Aykut KOD Ümit
Ġlter tarafından yazılmıĢ olan bu raporun devamında;
“19ekim 20erhaba 01:00 19-10-2000 1-ÇarĢamba günü Yenge geldi, Buca-Aydın'a
gitmiĢti. Bunlar üzerine vegenel olarak görüĢtük. Fiziki olarak biraz daha yaĢlanmıĢ, saçı
daha çok kırlaĢmıĢ, dökülmüĢ vb... morali yerinde gibiydi. Aradan geçen zamanda
yaptıklarını vb. konuĢtuk, biraz hoĢsohbet bir görüĢme oldu. Bu arada Ġstanbul ÇHD için
aĢağıdaki yazıyı hazırlayıp yengeye verdik, bunu elden verecek vebizim çağırdığmızıda
söyleyecek. Yazıyı hızlı yazdığımız için eksiklikleri oldu ama derdimizi anlatır. Bir resmiyeti
olsun diye yazı gönderdik. 2-BĠLGĠ ĠÇĠN: ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi
Yönetimi Adına Murat ÇELĠK'e Merhaba, Bizler, ülke genelindeki DHKP-C ve TKP(ML)
davası tutukluları olarak 20 Ekim 2000 tarihinden itibaren ekteki taleplerle Süresiz Açlık
Grevine baĢlıyoruz. Taleplerimizin karĢılanmaması durumundada eylemimizi Ölüm Orucu
Ģeklinde sürdüreceğiz. Bildiğiniz gibi gerek F Tipi Hücre hapishaneler gerekse bununla
87
bütünleĢen tarzda Üçlü Protokol ve diğer baskı ve saldırılarla karĢı karĢıyayız. Bu
saldırıların anlamı ve bunlara karĢı direniĢin önemi açıktır. Sizlerde uzun bir süredir Üçlü
Protokol'a karĢı hapishanelerdeki aramaları protesto etme temelinde bir eylemlilik
yürütmektesiniz. Bu durum ister istemez avukutlarımızla görüĢmemizi engellemektedir. Oysa
özellikle bu süreçte açlık grevi eylemindeki bizler avukatlarımızla görüĢmeyi önemli
buluyoruz. Bu ve benzeri sorunlarımızı iletmek ve birlikte değerlendirmek için sizleri
ziyaretimize çağrıyoruz. Bu çağrımıza bir cevap vereceğiniz düĢüncesi ile görüĢmek üzere
diyoruz. Sevgi ve Selamlarımızla 18.Ekim.2000 DHKP-C Davası Tutukluları Adına Ümit
Günger” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2001.04.13 - 09724_14.4.2001Deniz” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Avukat Behiç AĢçı tarafıdan yazılan bu raporda;
“izmit devlet hastanesine kaldırılan ölüm oruççularından hakan yıldırım, serkan
aydoğan, uğur karademir, ulaĢ bütün, deniz yıldız, celal gezer, dursun ali pekin tekrar
kandıra hapishanesine getirilmiĢler. getirilen bu arkadaĢlar beraber tutuluyorlarmıĢ.
hapishanedeki diğer arkadaĢlarla bir araya getirilmiyormuĢ. idare bunun gerekçesi olarak da
"tekrar ölüm orucuna baĢlamasınlar" diyormuĢ. bu arkadaĢlara izmit devlet hastanesinde
zorla müdahale edilmiĢ. arkadaĢların tümü iyi bir tavır göstermiĢler ve direnmiĢler. elleri ve
ayakları bağlanarak ağızdan ve sonda ile ensure verilmesi ya da serum takılması ile
müdahale edilmiĢ. kendilerine geldiklerinde serumları söküp atmıĢlar. ama hastane idaresi
ellerini ve ayaklarını bağlayarak ya da bilinçlerini yitirdiklerinde müdahale etmiĢ. sonuçta
bu arkadaĢlar Ģu an ölüm orucunda değiller. ancak "... biz hain değiliz, bir Ģeyler yapmak
istiyoruz, en azından açlık grevi yapmak istiyoruz..." demiĢler ve açlık grevine baĢlamak
istemiĢler. ancak arkadaĢlar müdahale ederek beklemelerini istemiĢler. bu konuda sizin
kararınızı bekliyorlar” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
“cuma günü buca hapishanesine giderek esad üçkan ve ercan yıldız ile görüĢtüm.
verdikleri bilgiler Ģöyle; barıĢ yıldırım, ümit kanlı ve mesut avcı kendi iradeleri ile ölüm
orucunu bırakmıĢlar. mesut avcı tekrar baĢlamıĢ. buca hapishanesi s.a.g. yapıyormuĢ. ben
ara vermelerini ve daha önce belirlenen programa uygun olarak 3 haziran tarihinde tekrar
baĢlamalarını söyledim. beĢinci ölüm orucu ekiplerinin 3 haziran 2001 tarihinde
baĢlayacağını, bu tarihte kitlenin de s.a.g. yapmaya baĢlayacağını, bu s.a.g.'ın bitiĢ
tarihinin belli olmadığını, ancak bizden haber gelmeden mevcut durumlarını
değiĢtirmemeleri gerektiğini söyledim. ÖLÜM ORUCUNU BIRAKANLARIN HAĠN
OLDUKLARI VE YÜZLERĠNE TÜKÜRÜLMESĠ GEREKTĠĞĠNE DAĠR KARARI
SÖYLEDĠM. bunu bilmiyorlardı” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2001.10.09 - 11746_10.10.2001feride3” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
88
“öğleden sonra tekirdağ kapalı hapishanesinde afet ile görüĢtüm. beni ilk gördüğünde
durakladı, yüzünü gizlemeye çalıĢtı va ağladı. psikolojik olarak yıprandığını, sor iki haftadır
halisünasyonlar gördüğünü, herkesin ona kuĢku ile baktığını düĢündüğünü söyledi. birlikte
kaldığı arkadaĢların kendisine yardımcı olmadıklarını, dayanamayıp kaçtığını söyledi. Ģimdi
ilaç tedavisi görüyormuĢ. ilaç tedavisi görmediğinde tekirdağ'da da aynı halisünasyonları
görüyormuĢ. bu yüzden de insanlarla konuĢmuyormuĢ. hanım harman ve özlem taĢ kırĢehir'e
götürülmüĢler. bir kaç gün onlarla kalmıĢ. hem hastanede hem de hapishanede tekrar
baĢlamam için kendinde güç bulamadığını, baĢlayamadığını her Ģeyi anlık düĢündüğünü
söyledi. ben biraz moral vermeye, güçlendirmeye çalıĢtım. böyle yaĢayamayacağını, her
geçen günün onu ezeceğini, tek yapabileceği Ģeyin ölüm orucuna tekrar baĢlamak
olduğunu, bunu yapabilecek gücü olduğunu, kendisine güvenmesi gerektiğini söyledim.
ben orada iken bir karar vermedi. bir kaç kez gerçekten ben tekrar baĢlayabilir miyim diye
sordu.” ġeklinde notun yazıldığı,
“2003.03.04 - export 1-unallocated clusters-491” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan bu belge incelendiğinde;
“Dün manav 4 Ġzmit Devlet Hastanesine gitti ve Nihat'la görüĢtü. Geçen hafta
Yavuz'a tekrar direniĢe baĢlaması söylenmiĢti. Yavuz baĢlamamıĢ ve tedavi
görüyor……Yavuzla manav 4 geçen hafta görüĢmüĢ ve talimatlarınızı iletmiĢti. tekrar
görüĢmedi.” ġeklinde beyanların olduğu,
HHB avukatı Yenge KOD Behiç AĢçı ve Süleyman ġensoy‟un örgüt yönetiminin
talimatları doğrultusunda ölüm orucunu bırakan örgüt mensuplarının ölüm orucuna tekrar
baĢlamalarına ikna etmeye çalıĢtığı anlaĢılmıĢtır.
“2002.06.22 - 03117_23.6.2002demet1-2” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ isimli kiĢinin bu raporunun 1. maddesi “Hapishaneler konusunda”
baĢlığını taĢımakta olup; “Se…” isimli avukatın Edirne ve Tekirdağ cezaevlerine gittiğini, Ali
Osman, Ercan ve Fevzi Saygılı isimli kiĢilerle görüĢtüğünü, Edirne Cezaevi‟nde kalan örgüt
mensuplarının durumları ile ilgili bilgiler verdikten sonra,
“9. Ekip için Edirnede Ekibe alınacak pek seçenekleri kalmadığını söylemiĢler.9.
Ekip için olabilecek Okan BarıĢ Ekinciyi önermiĢler.Ancak Ali Osman Okan'da l9 Aralıkta
yaralı olduğu için bir böbreğinin,dalağının ve bağırsaklarının bir kısmının olmadığını
söylemiĢ.Okanda bu durumda demiĢ. BaĢka Hapishaneden kim olabilir Konusunda
yeterince hakim olmadıkları için bir Ģey söylememiĢler.”Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.09.22 - export 7-7-219-22092003” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından
yazılan bu belge incelendiğinde;
Örgüt sorumlusunun; “10. Ekibi artık netleĢtirin” Ģeklindeki talimatı sebebiyle,
“10.Ekibin netleĢtirilmesi konusu anlaĢıldı. bu konuda manavların Ģöyle bir önerileri var. ÖO
Ekipleri için baĢlamadan 20 gün önce gibi bir zaman dilimi içinde haber verelim tarihlerini.
1hafta 10 gün önce Ekip adaylarına haber verdiğimizde ve Anadoluda bizim görüĢlerimizden
89
kısa bir süre sonra ÖO na baĢladıklarında bize soruĢturma açıyorlar. 9.Ekipler için
kütahyada böyle oldu diyorlar” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Sırasıyla Ölüm Orucuna baĢlayan tüm ekiplerin örgütün talimatıyla HHB avukatları
aracılığıyla cezaevindeki örgüt mensubuna iletildiği görülmüĢtür.
“2003.09.22 - export 7-7-219-22092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Manavlarla ilgili Eylem"in avukatlığından istifa etmeleri konusunda dün
Cumhuriyette bugünde Hürriyet ve Vatan gazetelerinde haberler çıktı. Sanırım bunları
görmüĢsünüzdür. Haberde ĠHD Ģu be baĢkanının ve Baro BaĢkanı Kolcuoğlunun
açıklamalarıda vardı ve gerek haber gereksede her ikisinin açıklaması manavları bunlar
örgüt avukatıdır Ģeklinde ihbar eden bir açıklama ve haberdi. Bunun üzerine dün hemen bir
yazılı açıklama ve Cumhuriyete tekzip metni yazdık. Ve ne yapacağımızı konuĢtuk. Bugün
Cumhuriyet gazetesi yazı iĢleri müdüründen, Kolcuoğlundan randevu aldı manavlar
görüĢmek için.. Ve bugün bizim üç manav ve Hüdai berber Cumhuriyet gazetesine, Baro
BaĢkanı Kolcuoğluna ve ĠHD BaĢkanı Kiraz Biçici ile görüĢmeye gittiler. Cumhuriyete tekzip
metninide götürdüler. GörüĢmelerinin içeriğini yazdık. Bunları ayrı dosya halinde
vereceğim”
Maddenin devamında, bu konu ile ilgili olarak dava açma konusunu manavlarla (HHB
avukatları) konuĢtuğunu ancak manavların; “Dava açtığımızda Eylem‟i tanık olarak
dinleyebilirler ve aleyhimize konuĢursa dava aleyhimize döner.. Buna dikkat etmemiz
gerekir” Ģeklinde görüĢ bildirdikleri görülmüĢtür.
23.09.2003 tarihinde http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/09/23/347495.aspisimli
internet sitesinde “Ölüm Orucunu Bozunca avukatları terketti”baĢlığı altında çıkan
haberde; rapor içeriğinde belirtildiği Ģekliyle bu konunun gazetelerde haber olarak yer aldığı,
haber içeriğinde;
“YasadıĢı terör örgütü DHKP/C‟ ye yardım ve yataklıktan tutuklu olan Eylem GöktaĢ,
ölüm orucuna son verdiği için avukatları tarafından savunmasız bırakıldı. Avukatlar Behiç
AĢçı, Hüdai Berber, Mümin Özgür Gider ve Süleyman ġensoy‟un GöktaĢ‟ı savunmasız
bırakmasına, Ġnsan Hakları Derneği Ġstanbul ġube BaĢkanı Kiraz Biçici tepki gösterdi. Biçici,
‟‟Ölüm orucunu bıraktığı veya örgütten ayrıldığı için avukatsız kalan çok sayıda kiĢi var‟‟
dedi. Avukatların ahlaki gerekçeler hariç müvekkilini bırakamayacağını savunan Biçici
„‟Eylemi bırakan avukatı baĢka sebep gösterse de emareler, asıl nedenin ölüm orucunu
bırakmasıyla ilgili olduğunu gösteriyor‟‟ dedi.
GöktaĢ‟ın vekaletini bırakan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Behiç AĢçı
Cumhuriyet Gazetesin‟deki açıklamasında, „‟Ölüm orucu eylemini bıraktığı için GöktaĢ‟ı
savunmaktan vazgeçtik‟‟ dedi. AĢçı dün Hürriyet‟in soruları üzerine ise savunmadan
çekilmelerinin ölüm orucuyla değil savunmanın Ģekillendirilmesindeki görüĢ ayrılığından
kaynaklandığını iddia etti.” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
90
“2003.09.22 - export 7-7-274-22092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“MANAVLARIN GÖRÜġMELERĠ KONUSUNDAYAZDIKLARIDIR:
23 Eylül Salı 15.00'te Cumhuriyet Gazetesiyle görüĢme :14.30-15.00 için Ġstihbarat
Müdürü Cengiz Yıldırım'la randevulaĢılmasına rağmen, toplantı nedeniyle 15.45'te Genel
Yayın Yönetmeni Ġbrahim Yıldız ile ancak görüĢülebildi. Ġbrahim Yıldız ve haber müdiresi
Hatice hanım; BAġmanavın' ö.o. bıraktığından istifa ettiğini söylediğine dair kaydın olduğu
muhabir Ecevit'in söylediğini, Fikret ilkiz'le görüĢüldüğünde hukuken sakınca olmadığını
belirtmesi üzerine haberin yapıldığını, Hürriyetin bugün çarpıttığını söylediler. Bizlerce
haberin gerçekdıĢı ve yalan olduğu, istifa nedenimizin Ölüm orucunu bırakması olarak
değerlendirilemeyeceği, Martta bırakmasına rağmen 30.05.2003'te duruĢmasına girildiği ve
2.6.2003'te istifa dilekçesi verildiği, 3 ay içinde avukat tutup savunma yapabilecek iken
bizlerin savunmasını engellediğimiz biçiminde yazılamayacağı, BaĢmanavla röportaj
yapılmadığını, dostane bir sohbet sırasında ö.o. bıraktığından istifanın açıklandığını ancak
röportaj için söylenmediği ve söylenemeyeceği de, kayıt varsa bize gizli kayıt olduğu ve
ahlaken kabul edilemez olduğu; haberler neticesinde bizlerin örgüt avukatı olarak teĢhir
edildiğimiz ve linç kampanyası baĢlatıldığı…” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.09.26 - export 7-7-582-26092003” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından
yazılan bu belge incelendiğinde;
“baĢmanav konusunda, bu haberi yapan gazeteci ile önceden bir sohbeti sırasında
Eylemin ÖOnu bıraktığı için avukatlığını bıraktıklarını söylemiĢ. Ancak bu sohbet
niteliğindeydi ve kamera ve kasete çekim olmadı diyor.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” Yenge kod Avukat Behiç AĢçı tarafından
yazılan bu belge incelendiğinde;
“Ölüm orucu'nu bırakanların davalarına girip avukatlığını yapıyoruz. bu konuda ne
yapalım? onların avukatlığından istifa edelim mi? sizin kararınız gelene kadar davalarına
girmeye devam edeceğiz” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu görülmüĢ,
Bu anlatımlardan; HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü üyeliği suçundan
tutuklu bulunan Eylem GöktaĢ‟ın Ölüm orucu eylemine son vermesi sebebiyle HHB
avukatlarının bu Ģahsın avukatlığını yapmaya devam edip etmeme konusunda DHKP/C
örgüt yönetimine danıĢtıkları, örgüt yönetiminin talimatı üzere Eylem GöktaĢ‟ın
avukatlığından çekildikleri görülmüĢtür.
Ayrıca bu konulara iliĢkin diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde
yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup, ismi geçen belgeler
iddianame ek klasörlerinde mevcuttur.
91
Sonuç olarak;
20 Ekim 2000‟de cezaevlerinde baĢlatılan Ölüm Orucu (ÖO) ve Süresiz Açlık
Grevlerinin (SAG) DHKP/C terör örgütü yönetiminin organizesi ile baĢladığı,
DHKP/C terör örgütü yönetiminin Ölüm Orucu ve Süresiz Açlık Grevi eylemlerinin
baĢlatılması ile ilgili talimatların DHKP/C terör örgütü üyeliği Ģüphesi ile tutuklu ve hükümlü
bulunan kiĢilere HHB avukatları tarafından iletildiği,
DHKP/C örgütü tarafından 2000 yılından 2007 yılına kadar cezaevlerinde sürdürülen
ölüm orucu eylemlerine kimlerin katılacağının cezaevinde bulunan örgüt sorumluları ile
yurtdıĢında bulunan örgüt yöneticilerinin kararları ile tespit edildiği, HHB avukatlarının örgüt
yönetimi ve cezaevindeki örgüt yönetimi arasında arabuluculuk yaparak Ölüm Orucu
ekiplerinin kimlerden oluĢacağının belirlenmesinde kuryelik yaptıkları ve fikir beyanında
bulundukları,
HHB avukatlarının Ölüm orucuna baĢladıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle veya
dayanamamaktan dolayı bırakan eylemcileri tekrar ölüm orucuna baĢlamaları için ikna
etmeye çalıĢtıkları, ölüm orucunu bırakmanın “HAĠNLĠK” olduğunu eylemcilere bildirdikleri,
HHB avukatlarının Ölüm Orucunu bırakan eylemcilerin avukatlığını yapıp yapmama
konusunda DHKP/C terör örgütü yönetimine danıĢtıkları ve Ölüm Orucu eylemine son veren
ve yargılaması devam eden kiĢilerin avukatlığını bıraktıkları anlaĢılmıĢtır.
n. Gözaltı ve Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte
Aktarılan Bilgiler
“2001.11.13 - nfi cd-rom-phase 1-09446_13.11.2001feride-2xx” isimli word belgesi
incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda;
“…2)Hapishaneden oldukça geç bir saatte bırakıldık. Gece 12 gibi çıktık. Aileler bizi
aldı. Ve doğru Armutlu'ya gittik. Gece 02.00 gibi orada olduk. Oradaki arkadaĢlarla sabaha
kadar sohbet ettik. Sabah çıkma hazırlıkları yaptığımız bir sırada 06.30 gibi Operasyon
baĢladığı haberi geldi ve zaten elektriklerde kesildi. Bizde hızla çıkıp barikatlara doğru gittik.
1996 gazilerimizle karĢılaĢtık ve birlikte ön taraftaki barikatlara yöneldik. Bu sırada bir
arkadaĢ gelip gazileri ve bizi buradan çıkaracaklarını söyledi. Dokuz kiĢi bir arabaya binip
dereye doğru bir süre gittikten sonra üç gruba ayrıldık ve değiĢik yönlerden bölgeden çıktık.
DüĢman bizden sonra hızla barikatları aĢıp direniĢçilerin bulunduğu eve ulaĢıyor ve
direniĢçilerimizi alıyor. Barikatlardan çekilen grup ise düĢmanın yoğun ateĢi karĢısında
tutunamayıp çekiliyor. Bu çekilmenin nasıl olduğunu Ģu an tam olarak bilmiyorum. Ama
ordan çıkmasaydık daha farklı bir sonuç yaratabilir miydik bilemiyorum. Ġlk anda çıkılacak
Ģeklinde bir talimatın olması nedeniyle çıkmanın uygun olduğunu düĢündüm. Ama sonucu
görünce acaba daha farklı bir sonuç yaratabilir miydik, en azından düĢmana daha büyük
zorluklar çıkartıp oradan çok rahat çıkmamasını sağlayabilir, kayıplar pahasına daha güçlü
92
bir direniĢ koyabilir miydik diye düĢünüyorum. Sonuçta Ģu an düĢman Armutlu'yu tümüyle
iĢgal etmiĢ durumda ve evlere baskın yaptığı Ģeklinde haberlerde almaktayız.
4)Gözaltına alınıĢımız genel olarak biliyorsunuz sanırım. Yani sabah erken bir saatte
05.30 gibi geldiler. Bizim dıĢtaki çelik kapının anahtarını büyük olasılıkla fabrikasından
temin etmiĢler. Çünkü çok kısa bir süre içinde Bilge bana kapının açıldığını söyledi.
Arkasındaki barikat ve aralama mandalı takılı olduğu için tam girememiĢler ama anahtar
bölümü anladığım kadarıyla açılmıĢtı, bunun üzerine ikinci kapıya çekilmelerini söyledim.
Bende bu arada imha edilecekleri imha ediyordum. Ġkinci kapıya çekilirken özel olarak
uyarmadığım için arkadaĢlar legal cep telefonlarımızı vs. santral tarafında bırakmıĢlardı.
Ġkinci kapıyıda açamayınca duvarları delerek geldiler ve bizi aldılar. O arada herĢey imha
edilmiĢti. Yazı iĢinde kullandığımız harddisk ve disketlerin tümünü, CD'leri (açıkta
olanlar), telefon kartlarını imha ettik. RAM'i ve datiloları da aynı Ģekilde yaktık. Harddisk
ve diskketlerin kalan yanmıĢ ve parçalanmıĢ kısımlarını toplayıp o an hızla davranmam
gerekitiği için çöp kutusuna çöplerin arasına serpiĢtirdim. Hiç kullanmadığımız bir harddisk
ile yeni aldığımız ve kısa bir süre sadece modem alıĢveriĢinde kullandığımız iki harddisk ise
bir Ģey yapmadık. Biri bilgisayara takılıydı.
8)ġubede adamların ellerinde iki tane klasör var. Hemen herkese bunlar üzerinden
sorgu yapıyorlar. Bunlarda ne var: Banu gdenoğlu'nun kardeĢine yazdığı ölüm orucu
konusnda bir mektup, derginin bir pikniğinde çekilmiĢ mayolu vs fotoğraflar, F tiplerinden
geldiğnii söyledikleri bazı imzasız mektuplar, bazı kiĢilerin ifadeleri vb. bulunmaktadır. Bir
iki tane video kaset vardı. Bunlardan biri Yunus Bolukoç'a aitti…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2001.11.15 - nfi cd-rom-phase 1-09557_15.11.2001feride4d” isimli word belgesi
incelendiğinde Sabri KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda;
“ġube ve hapishane konusunda eksik kalan raporumu yazıyorum. ġube konusunda
daha önceki raporumda yazdıklarıma ek olarak: ġubede akĢam beni üst kata aldılar. O
zamana kadar Muzaffer'in alındığından bilgim yoktu. Yukarıda Muzaffer'in de alındığını
söylediler. Beni sorgulamaya çalıĢtılar, herhangi bir sorularına cevap vermeyeceğimi
söyledim. Uzun süre biri karĢıma geçip anlat bakalım yurtdıĢıyla kurduğunuz bağlantıları
anlat vs. diyerek sorular soruyor ben ise hiçbir ses çıkarmıyordum. Bazen değiĢik tipler girip
laf attıklarında, hakaret etmeye etmeye çalıĢtıklarında ona cevaplarını veriyordum. Bu arada
Muzaffer'i merak ediyordum, çünkü bürodan çıkarken yanına aldığı notu ne yapmıĢtı, mutlaka
hemen burada ağzına koyup öyle götürmesini tembih etmiĢtim ama sonucu ne olmuĢtu vb.
Sonra beni arka tarafta bir odaya götürdüler. O odanın hemen yanındaki odanın kapısı açıktı
ve Muzaffer bir koltukta oturuyordu, onu gördüm. Odaya kapısını önünde durdum ve içeriye
kafamı uzattım, müdahale etmediler. Muzaffer'e selam verdim, halini hatırını sordum. Esas
olarak notu vs. ne yaptığını halinden anlamaya çalıĢıyordum. Oldukça rahat olduğunu ve
gözlerinin içinin güldüğünü görünce bende rahatladım. Ondan sonra diğer odaya geçtim.
Burada özellikle genç komiserler ve eskilerden uzun boylu kafasının önü epeyce açık bir tip
benimle konuĢmaya, "sohbet" etmeye çalıĢtılar..” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
93
Bu anlatımlardan DHKP/C terör örgüt üyesi Ģüphesiyle gözaltına alınan veya
tutuklanan kiĢilerin örgüt yönetimine nasıl yakalandıklarını, gözaltındaki tavır ve
davranıĢlarını ve polisin neleri bildiğini aktardıkları, DHKP/C terör örgütü yönetiminin,
gözaltına alınan veya tutuklanan her örgüt üyesinden gözaltı ve tutukluluk durumuna dair
rapor yazmalarını istediği ve örgüt içinde bu raporun rutin olarak yazıldığı ,raporların
avukatlar aracılığıyla örgüte iletildiği anlaĢılmıĢtır.
“1998.02.22 - 1998-serdar-subat-o22sub01” isimli word belgesi incelendiğinde
BayrampaĢa Cezaevi‟nde bulunan Serdar‟ın yurtdıĢındaki sorumluya gönderdiği bu notta;
“Avukat Metin'in KurtuluĢ baskınına iliĢkin bize verdiği bilgiler belki iĢinize yarar
diye yazıyoruz Arama sırasında Metin'de varmıĢ. Büroda Gülay'a ait bir milyar para ve
KurtuluĢ paralarına polis el koymuĢ. Arama öncesi Behiç bürodaymıĢ, çok rahat Behiç
alabilirdi diyor. §ergi yazılarının oldugu disketleri polis almıĢ, ayrıca bir hartdisk almıĢlar.
Bilgisayardaki hartdiski çıkaramadıkları için almıyorlar. Bir süre ugraĢıyorlar vazgeçiyorlar.
Yine Ģifreyi açmaya çalıĢıyorlar. Ancak açamıyorlar. Polis büroda TV'nin altında bulunan
büro belgelerinin arasında altı sayfalık küçük yazı karakterli bir not buluyor. Bu not
bulunduğunda polis seviniyor, bulduk vb. diyorlar. Anadolu örgütlenmesi vb. Diye polisler
söylüyor. Not arkalı önlü altı sayfalık bir notmuĢ. Büroda bulunan ikisi Hamdi'ye ait biri ise
Aynur'a ait üç telefonu bürodan Behiç yanına almıĢ. Yine Metin küçük notlar vardı, polis
görmeden bunları aldım diyor. Ne notu oldugunu bize söylemedi…”ġeklinde ibarelerin
olduğu,
Avukat Metin Narin ve Avukat Behiç AĢçı‟nın, büroda yapılan arama sırasında bir
avukat olarak hazır bulunmalarına rağmen polisin el koyma ihtimali bulunan telefon ve notları
adli kolluk görevlilerinden gizledikleri anlaĢılmıĢtır.
“2000.01.20 - 00131_o.22.1.2000tar2k46.txt” isimli word belgesi incelendiğinde
Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
“4-pazartesi akĢamı antakya'ya hareket ettim. …Antakya'da demokratik alanda olan
hemen herkes adana'dan avukat alper'in ismi karıĢtırılmıĢ. gülcan görüloğlu'nun ifadesinde
alper "adana,osmaniye gibi yerlerdeki polis araçlarının plakalarını alıp örgüte veren adana
barosuna kayıtlı avukat alper..." Ģeklinde geçiyor. aynı ifade tutanağında da benim ismim
"örgütün hukuk bürosu olan halkın hukuk bürosunda çalıĢan avukat behiç aĢcı" Ģeklinde
geçiyor. benimle ilgili baĢka bir Ģey yok. buna rağmen benim ismim tam yazılmıĢken, alper'in
isminin tam yazılmaması esas olarak alper'e yönelik tehdittir. kendileri için en uygun
zamanda alper'in karĢısına çıkaracaklar. o zamana kadar da alper'i pasif hale getirmek için
tehdit olacak. dosyada bütün talimatları veren, örgütleyen olarak hacı demir geçiyor.
insanları örgütleyen, onlara görevler veren, eylem talimatları veren kiĢi olarak hacı demir
geçiyor. akĢam da dosyanın avukat politikası üzerine konuĢtuk…Notun sonu. selamlar,
saygılar.yenge.” ġeklinde ibarelerin olduğu,
94
“2000.09.08 - 01935_8.9.2000803tar2k.txt” isimli Nazan KOD Gülay Yücel
tarafından yazılan word belgesi incelendiğinde;
“7.9.2000 tarihli ...yenge antep cezaevine gidip... diye baĢlayan ve 7.9.2000 tarihli
Bilgi için Nazan diye baĢlayan Ümraniyenin notunun olduğu dosyaları aldım. Okudum.
AnlaĢıldı.
1- Antep Cezaevine Yengenin gidip Yusuf Aracı ile görüĢmesi gerektiği anlaĢıldı. Nasıl
yakalandı, ifadesi ve diğerlerinin durumlarıyla ilgili bilgi alacağız…” ġeklinde ibarelerin
olduğu,
YurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusunun cezaevlerine giderek DHKP/C terör örgütü
üyeliği Ģüphesi ile yakalanan ve tutuklanan kiĢilerle HHB avukatlarının görüĢmeleri talimatını
verdiği, bu görüĢmelerde HHB avukatlarının “Ģahsın yakalanması, ifadesi ve birlikte
yakalandığı kiĢilerin durumlarını” öğrenerek bu bilgileri örgüt yönetimine ilettikleri
anlaĢılmıĢtır.
“2001.11.29 - 09624_30.11.2001feride4” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Behiç AĢçı tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“Merhaba. yenge. 29.11.2001. saat 22.05
b- gözaltılara iliĢkin sadece eylem ile görüĢtüm. görüĢmem 1,5 saat sürdü. eylem'in
söyledikleri Ģöyle;
c- emniyette ifadesi yok emniyete ilk getirildiğinde üst araması yapılmamıĢ. hastanede
üst araması yapıldığı için yapılmamıĢ. bir odaya alıp yarım saat bekletmiĢler.eylem ve sinan'ı
asansörde beraber yukarı çıkarmıĢlar. eylem yanlarındaki polisin elinde sinan'ın elle yazdığı
ifadesini görmüĢ. daha sonra da ifadesi olduğunu sinan kendisi de söylemiĢ. yukarıda
koridorda sema, çayan, eylem, ahmet alihaydar beraber bekletilmiĢler. sorgu odasına zeki
alınmıĢ, çok uzun süre içeride kalmıĢ. zeki'den sonra eylemi sorguya almıĢlar. "seni ailene
teslim etmemiz bir kağıt imzalamalısın, senin avukatın kim? seni avukatına teslim edeceğiz"
demiĢler. eylem bir Ģey imzalamamıĢ. tüm gözaltı boyunca 5-6 kez sorguya alınmıĢ. her sorgu
seansı ortalama 6-7 saat sürmüĢ. sorguya 2 polis giriyormuĢ. değiĢerek sorguyu devam
ediyorlarmıĢ. hakaretler edilmiĢ. gençlik dosyasını göstermiĢler. "seni arıyorduk, arandığını
örgüt sana söymedi mi? avukatın arandığını söylemedi mi?" demiĢler. ilk sorguya giren
polislerden biri "betül ifade veriyor, ben tutuklanmak istemiyorum, eĢim de zaten tutuklu"
dedi demiĢ. polis dayı ifade verdi, kardeĢi zengin, dayının kardeĢinin mal varlığını araĢtır
görürsün demiĢ. reĢit sarı'yı örgütün kaçırdığını, reĢit'in basınla iyi görüĢtüğünü söylemiĢler.
sizin içinizde adamlarımız var, sizin almanya'dan gelen sarıĢın arkadaĢınızın adı neydi? o
bizim adamımız onu severiz demiĢler. bir daha gelirsen böyle karĢılamayız demiĢler.son gün
mücadeleyi bırakacakmısın? tamam mı? devam mı diye sormuĢlar...‟‟Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu, yapılan arĢiv tetkikinde rapor içeriğinde geçen Eylem isimli Ģahsın 05.11.2001
tarihinde, Küçükarmutlu‟da ölüm orucu eyleminin yapıldığı eve yapılan uygulama sırasında
95
Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan Eylem GöktaĢ olduğu
anlaĢılmıĢtır.
“2003.02.08 - export 1-unallocated clusters-153” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“..Dün sekreter arkadaĢı TEm e götürdük.Manav 4,Muhhittin Köy..,Ercüment ve bir
av. arkadaĢı ile birlikte savcı ile görüĢtüler.savcı en geç saat 4 te buraya getirecekler
demiĢ.Söz alınca manavlar tamam demiĢler.Sonra savcı polis çağırmaya gerek yok siz
götürün
demiĢ.Manavlarda
kendileri
polise
götürdüler.Tem
de
manavları
almamıĢlar.Sekreter arkadaĢı alıp gözaltı prosedürü yapmıĢlar..Sekreter arkadaĢla
konuĢmuĢtuk nasıl davranması için.Sadece arama çıkardıkları dosyaya iliĢkin sorularına
makul cevap vermesini bizim ifade vermeye gittiğimizi bizim denetimimizde bunu
yapabileceğimizi bunun dıĢındaki soru ve uygulamalara tavır almasını ve ifade vermemesini
anlattım.Kendinden emin ve sakin olmasını söyledim.Nelerle karĢılaĢabileceğini anlattım
rahattı.sonuçta polisler baĢına doluĢmuĢlar ve önce psikolojik üstünlük kurmaya çalıĢmıĢlar
ve kimi bağırarak konuĢuyormuĢ kimi papazlık yapıyormuĢ.sekreter oraya araması için
gittiğini ve bu konuda borç para almanın ne zamandan beri suç olduğunu sormuĢ ve bu
konuda ifade vereceğim demiĢ.Önce yanıltmaya çalıĢmıĢlar.Zeynel ġiĢeyi nerden
tanıyorsun,neden iĢ yerine gittin,sen örgütün istihbaratçısısın,biliyoruz,örgütçü o bürodaki
herkes, o büroda herkes bıraktı sen hala ne duruyorsun diye.Sekreter ben üstünlük kurmaya
çalıĢtım ve bu konunun dıĢında sizinle muhatab olmayacağım beni suçlu konumuna sokmaya
çalıĢıyorsunuz av.mı istiyorum demiĢ.Sonuç olarak bu konuda sorularına cevap vermiĢ.sürekli
av. talebi olmuĢ.Fotoğraf çekmek istemiĢler ısrarcı olmuĢlar çektirmemiĢ,parmak izi almak
istemiĢler vermemiĢ,tutanaklara imza atmamıĢ.Sadece kendi yazdırdığı tutanağa imza atmıĢ
…Sonuçta savcıya götürmüĢlür.TEM de kapıda manavlarda bekledi.Bizim götürmemize
bozulmuĢlar.Sen padiĢah kızımısın demiĢler.BaĢmanavın lafı geçmiĢ.BaĢmanav ne yapıyor
diye.BaĢka kimseyi sormamıĢlar.Konu dıĢında soru sormamıĢlar.Savcılıkta ifadesi alınıp
bırakılmıĢ. ġeklinde ibarelerin olduğu,
Yapılan tetkiklerde Halkın Hukuk Bürosu Sekreteri Nurhayat Kaytan‟ın, raporda
belirtilen tarihe uygun olarak 07.02.2003 tarihinde Avukat Behiç AĢçı tarafından DGM
Cumhuriyet Savcısı‟na götürüldüğü, Cumhuriyet Savcısı tarafından Ġstanbul Terörle
Mücadele ġube Müdürlüğüne talimat yazıldığı anlaĢılmıĢtır.
“2003.04.15 - export 4-4-255-15042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz bu raporda;
“…5)BaĢmanav bugün BayrampaĢa Özel Tipe gitti ve Önder ErbektaĢın deposunda
yakalanan üç kiĢi ile görüĢtü.ġunları anlatmıĢlar..
Gazi denilen kiĢi, Deponun yaklaĢık l-l,5 aydan beri polis tarafından izlendiğini
deponun yakınında bir minibüs durduğunu ve minibüsün üstünden kamereya çekim
yapıldığını kendisinin bunu anladığını baskının yapıldığı gün sabah Kadirden tel. geldiğini ve
96
depoya gelmesinin istendiğini gittiğinde içerde polis olduğunu ve deponun her tarafının
arandığını ama malzemelerin bulunmadığını Kadir ve kendisinin Ģubeye götürüldüğünü 2
saat sonra polisin tekrar depoya geldiğini ve malzemeleri çıkardığını bunu veren kiĢinin
Kadir olduğunu söylemiĢ. Müslüm'üde evine giderek aldıklarını söylemiĢ ve Ģyubede Kadir
Koç'un ne biliyorsa anlatığını ve kendisinden Ģüphelendiklerini söylemiĢ.
Kadir Koç ise ,sabah depoya geldiğini ve bir süre sonra polisin bastığını bu aĢamada
polise bir Ģey söylemediğini polisin depoyu aradığını ve birĢey bulamadığını polisin Gaziyi
tel.ile arayarak çağırmasını istediğini zorladıkları için tel. etmek zorunda kaldığını Ģubede 2
saat kadar bir Ģey söylemediğini ama sonra zorlayınca malzemelerin yerini söylediğini ve
bildiği Ģeyleri yani Önder ile malzemelri gömdüklerini anlattığını söylemiĢ.BaĢka bir ifadesi
olmadığını söylemiĢ.
-Müslümde iddianamedeki bilgileri söylemiĢ.
Gazi ve Müslüm polisin Cihan geliyormuydu diye sorduğunu her ikisininde
hapishaneden çıktıktan sonra ailesi ile gelip çay içip gittiklerini ve bir daha görmediğini
söylemiĢler.Adnan geliyormuydu demi polis.Gazi Adnan'ın 7-8 ay önce geldiğini Önder ile
çay içtiklerini ve baĢka bir Ģey yapmadıklarını bir dahada görmediğini ve gelmediğini
söylemiĢ.
Polis Ģubede bu baskın için Ģöyle demiĢ.. Aslında bir süredir biz izliyorduk ve hemen
basmayacaktık,malzemeleri kim gelip alacak diye bekliyorduk ve baĢka iliĢkileri ele geçirmek
istiyorduk ama 30 Mart olduğu için silahlı eyleme geçersiniz diye bu baskını yaptık
demiĢ.Yine konuĢmaların içinde polis önce Antalyada bir bayan bir erkek iki kiĢinin
yakalandığını bayanın kumral l,60-l65 boylarında olduğunu ve bunların üstünden bir yazı
çıktığını ve bu adreste malzemelerin alınmasının yazılmıĢ olduğunu söylemiĢ.BaĢka bir
konuĢmasındada Ġzmirde bir bayan bir erkek yakalandı diye aynı Ģekilde bahsetmiĢler.-Gazi
Kadir Koç'un onlarla iliĢkisi olduğunu düĢünüyorum demiĢ. Polis baĢka isimden
bahsetmemiĢ…”Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Yapılan incelemelerde söz konusu kiĢilerin; 09.04.2003 tarihinde tutuklanmıĢ olan
Kadir Koç, Müslüm Akdemir ve Gazi Bolat isimli kiĢiler olduğu anlaĢılmıĢtır.
“2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“kenan günyellerle bugün manav 1 Ģubede görüĢtü. bu konuda size acil iletilmesi için
senemlenn oradan bilgileri verdik. Yarında manav 1 Nebiha Aracı ile görüĢecek. Kendi
kimliği ile poliste biliniyor…” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.08.14 - export 6-6-457-14082003” YAġAR kod Münevver KÖZ tarafından
yazılan bu belge incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
97
1)Bugün manav 1 tekrar Ģubeye gitti ve Nebiha Aracı ve Ģadiye Özdemir ,Hüseyin
Özen,lütfi Tunç ile görüĢtü.metin Özçelik ilede görüĢmek istedi ama kendisi kabul
etmemiĢ.benim avukatım var ben onunla görüĢeceğim demiĢ.
-Nebiha Aracı ifade vermediğini ve imzalamadığını söylemiĢ.
Gözaltına nasıl alındığı konusunda,bir süredir takip altında olduklarını ve bunu
bildiğinizi söylemiĢ.Özellikle gözaltına alındığı gün gündüz çok kalabalık bir Ģekilde takip
edildiğini ve nerdeyse 40 kiĢi vardı demiĢ.Yakalahdığı eve ikinci geliĢi olduğunu takipten
dolayı evi boĢaltmak istediğini ama eve girdikten sonra çıkmadığını ve gece evin basıldığını
anlatmıĢ.polis hangi dairede kaldığını bilmiyormuĢ.Önce üst kattaki evi basmıĢlar sonra
Nebihanın olduğu eve gelmiĢler.Alınırken çok tartaklayıp saldırmadıklarını söylemiĢ.Birde
eve geldiğinde evin gelini ve oğlunun annelerini tel.ile arayarak Elif geldi gel diye haber
vermiĢler.
Tel.dinlenmiĢ olabilir demiĢ ama takipteymiĢte.
Kenan gibi Nebihada aileleri nasıl kurtarırız diye düĢünüyormuĢ.ve üstlenmeyi
düĢünüyorum onlar için demiĢ.Manav 1 de ifade vermemelerini hiçbir Ģeyi kabul
etmemelerini,savcıdada kabul etmemelirini söylemiĢ.
Nebihaya polis bilgisayar kursunu kendisine Demetin verdiğini bildiklerini
söylemiĢ.Yine çekmeköy-GOP ta Gençler marketten çıkarken fotoğraflını çekmiĢler onuda
göstermiĢler.
Esenyurtaki kuaföründe kirlendiğini söylemiĢ.
Sağlık olarak kötü görünmüyormuĢ.
-Ģadiye Özdemir:bugün ifadesini almıĢlar.Ġfadesinde Ġlyasın eve paket getirdiğini
kendisini bir kez gördüğünü baĢka bir Ģey bilmediğini söylemiĢ.bir kezde Nebihanın geldiğini
çantadan bir paket alıp gittiğini söylemiĢ.
Evinden 25 adet fünye ,75 adet kleĢ mermisi çıkmıĢ.
Ġlyas aranıyormuĢ.
ġadiyeyi evini basıp almıĢlar.- hüseyin Özen 1 mayıs mahallesindeki evinden
alınmıĢ.Evi basılmıĢ.evinden 50 Adet fün..208 adetmermi çıkmıĢ.Ayrıca evin çatısında
tahtaların arasında disketler olduğunu fırındada disket ve 2 sayfa kağıt olduğunu söylemiĢ.lütfi tunç ifadesinde adını sedat olarak bildiğim kenan Günyel bir kez evime geldi ve banyo
yapıp gitti.BaĢkada bilmiyorum demiĢ. Bu kiĢi Güngörende oturuyormuĢ.” ġeklinde ibarelerin
olduğu,
98
Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü kayıtları tetkik edildiğinde 12.08.2003 tarihi
itibarıyla Nebiha Aracı isimli Ģahsın DHKP/C Terör Örgütü içerisindeki eylem ve
faaliyetlerinden dolayı suç Ģüphesiyle gözaltına alındığı, gözaltı esnasında Mine Esen
Kayserilioğlu sahte kimliğini kullandığı anlaĢılmıĢtır.
Belge içeriğinde ismi geçen Nebiha Aracı 08.12.2012 günü saat:21.30 sıralarında
Bahçelievler Ġlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkezi Amirliğine silahlı ve bombalı
saldırı gerçekleĢtirdikten sonra yakalanarak hakkında gerekli adli iĢlem yapıldıktan sonra
tutuklanarak cezaevine konmuĢtur.
“2003.08.15 - export 6-6-448-15082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“1)BUGÜN
ÇIKARILDILAR.
GÖZALTINDAKĠ
ARKADAġLAR
SAVCILIĞA
VEHAKĠMLĠĞE
14 KĠġĠ ÇIKARILDI.
5 KĠġĠ TUTUKLANDI.TUTKLANANLAR: KENAN GÜNYEL NEBĠHA ARACI DUDU
ÖZEN METĠN ÖZÇELĠK FIRAT ÖZÇELĠK.. DĠĞELERĠ BIRAKILDILAR.
…C)KENAN BAġMANAVA "SERDARA DĠKKAT ETSĠNLER.HAPĠSHANEDE
DAHA
AYRINTILI
GÖRÜġÜRÜZ
AMA
SERDARA
DĠKKAT
ETSĠNLER"DEMĠġ.BUNU HANGĠ ANLAMDA SÖYLEMĠġ.AÇMAMIġ.
D)NEBĠHA ARACININ GÖZALTINA ALINDIĞI ALĠ ARSLAN"IN ĠKĠTELLĠDEKĠ
EVĠHDE 250 EURO VARMIġ.
E)NEBĠHA ESENYURTTAKĠ EVDEKĠLER TEMĠZ O EVDEKĠLER ALINABĠLĠR
DEMĠġ.
G)kenan ve Nebiha savcılıkta ve hakim sorgularında herhangi bir Ģeyi
üstlenmemiĢler.Polis iddialarını reddetmiĢler.bu konuda baĢmanava söylemiĢtim.Onlarla
konuĢup üstlenmesinler ve iddiaları reddetsinler diye.BaĢmanav savcı sorgusundan önce
konuĢmuĢ her ikisi ile.
Kenan ve Nebihanın polis ifadeleri yok .-Fırat Özçelik"in polis ifadesi var.
-Evlerinde mermi ve fünye çıkan Ģadiye Özdemir ve Hüseyin Özende bırakılmıĢlar.
H)baĢmanav mahkeme sorgu tutanağı ile Nebihanın savcılık sorgu zaptını alm.Ģ.Ayrı
dosya olarak gönderiyorum
Nebihaya poliste Demet ve ziya Adayı sormuĢlar.sorguda reddetmiĢ.
99
I)pazartesi günü diğer arkadaĢlarında savcılık sorgu zabıtlarını alacağız.
2)15.8.2003 tarihli notlarınız konusunda,
A)bilgi için..Gönderilen dosyaların..cümlesi ile baĢlayan 1.madde konusunda,
-dosyaları aldığınız ve bulbulgultekin adresi ile gönderdiğimiz dosyayı alamadığınız
anlaĢıldı.tekrar diğer adreslere koyarak göndeririz.
2)manavlar Ģubede denetimsiz...cümlesi ile baĢlayan 2.madde konusunda,
-manavların Ģubede görüĢmeleri konusu anlaĢıldı.kendi meĢrulukları içinde yasal
sınırlar içinde yönlendirici olmaları konusu anlaĢıldı.
Böyle ele alıyoruz.yani Ģubede direnme tavrı noktasında yönlendirici oluyorlar
görüĢmelerinde bir olumsuzluk gördüklerinde yada sezdiklerinde…”Ģeklinde ibarelerin
olduğu,
“2003.09.13 - export 7-7-20-13042003” isimli word belgesi incelendiğinde Ferda
KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan bu raporda;
“MANAV 1” kod Avukat M. Özgür GĠDER‟in, Ankara‟da son yapılan operasyon ile
yakalanıp tutuklanan Cemaat OCAK, Doğan KARATAġTAN ve Volkan isimli kiĢiler ile
cezaevinde yaptığı görüĢme sırasında FERDA kod Funda Davran GÖK ile ilgili olumsuz
bilgiler vermeleri sebebiyle, örgüt sorumlusunun bu iddiaları FERDA kod Funda Davran
GÖK‟e sorduğu anlaĢılmakta olup, bu rapor FERDA kod Funda Davran GÖK‟ün konu ile
ilgili savunması niteliğindedir.
“Amcalar konusuna gelince bizi alındığımız ilk gün özellikle avukatla
görüĢtürmediler, eğer ev aramasına gitmeden önce görüĢtürselerdi evde buldukları disketleri
de bulamayacaklardı zaten. ikinci gün ev aramasına götürdükten sonra gece amcaya
çıkardılar, iĢ iĢten geçmiĢti, bulamadıkları zulalar vardı bunları amcaya söyledim,
ellerindekini çözerlerse yeniden arama sözkonusu olabilir diye, bir de bilgisayarın kasasını
aldıklarını, 5-6 disket, program disketi bulduklarını, üzerimde bir disket bulduklarını
söyledim. Mesut'ün son yazıları vardı bu diskette o nedenle hemen Mesut için önlem almak
gerekir vb. o da son sincan görüĢmesi vb. bizimle ilgili bir Ģey var mıydı diye sordu onlardan
emin değilim oladabilir dedim. ne var ne yok emin değilim emin olduğum tek Ģey son bir ya
da iki haftaya ait 5-6 dosya olduğu. Yine amcalarla ilgili diğer bir konu gözaltından çıktıktan
sonra ertesi gün hem hasta amcayı ziyaret edelim hem savcı yeniden tutuklama istermi
dosyaya bakabildiler mi vs. soralım diye amcanın evine gittik, bizi fırçaladı neden amcaya
zula yeri söylediniz, derhal değiĢtirin bu yaptığınız doğru değil vb. Ben de ne yapsaydık yani
dedim, o Ģartlar altında düĢmanın elinden bir Ģey kurtarma Ģansımız varsa bunu kullanırız
tabi ayrıca o zula yerleri de artık temiz, yeniden Ģubeye götürürler ayrıca götürmeseler bile
tutuklanacağımızı düĢünüyorduk dedim. KeĢke ev aramasından önce gelseydi de diğerlerini
de kurtarma Ģansımız olsaydı dedim. Yani amcanın tavrı bana garip geldi, bırakıldıktan sonra
100
bile zor durumdayız her an yeni tutuklama olabilir o da bir an önce baĢından savma tavrında
bir de niye gizli Ģeyleri söylüyorsunuz o örgütlü biri değil diyor” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“Amcalar” kodu ile avukatların kastedildiği, Ankara Emniyet Müdürlüğü kayıtları
tetkik edildiğinde; Ferda KOD Funda Davran Gök‟ün gözaltına alındığında iki avukatla
görüĢmüĢ olduğu, bu avukatların Murat Karaman ve Selçuk Kozağaçlı olduğu tespit
edilmiĢtir.
Ferda kod Funda Davran Gök‟ün anlatımlarından, evindeki zulayı söylediği
avukatın Murat Karaman olduğu, Selçuk Kozağaçlı‟nın ise örgütle bağlantısı olmayan
bir avukata (Barodan gönderilmiĢ olan Murat Karaman) zula yerini söylediği için,
Ferda KOD Funda Davran Gök‟ü azarladığı anlaĢılmıĢtır.
“2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Dün gece saat 3-5 arası gençlik derneği basılmıĢ. telefon gelmediği için haberimiz
olmadı. Sabah Okmeydanından birisi tel.ile aradığında bilgimiz oldu ancak. Ve gözaltıları ve
baskının gerekçesini öğrenmeye çalıĢtık. Bina mühürlenmiĢ. bugün manav 4 Ģubeye gitti ve
pınar ve Faruk ile görüĢtü. Gözaltında olan arkadaĢlar: Pınar, Faruk, Eylül ĠĢcan, Aygün
Kumru, Meryem Özçelik, Asım Kaya, Ali Öksüz.. 7 kiĢi.. Pınar ve Faruk ile görüĢmede Ģunları
anlatmıĢlar:” A)Pınar ve Faruk ile görüĢmede Ģunları anlatmıĢlar: Gece saat 3.00 gibi polis
yukardan ve aĢağıdan olmak üzere iki taraftan aniden girmiĢ.yukardan nereden olduğunu
manav 4 sormamıĢ ama tahminimiz 2 kat penceresinden yada çatıdan.. … O binadan cep tel.
Çekmiyor.sabit tel.kesilmeden polisi gördüklerinde dergiyi aramıĢlar ama konuĢamamıĢlar.
B)Ele geçenler ve tutanağa geçen malzemeler Ģunlar:
Tuza benzeyen beyaz bir toz madde..
CD ler.Programların olduğu ve program harici olan CD ler.bunlar kırılmıĢ.
2 sayfa el kodlaması..benzin dökülmüĢ ama yakılamamıĢ.
-Bol miktarda banka kartı.
-Cep telları.
-bilgisayar vb..gibi yok..dergidekileri almıĢlar temizmiĢ.
DS.Dergileri..
Kongre Kararları
Tutanağa geçen malzemeler bunlar.
101
Pınarın söylediği baĢka bir Ģey olmamıĢ malzemeler konusunda..
C)moral olarak hepsi iyilermiĢ.
Ġfade vermiyorlar ve AG yapıyorlar..
D)Ek süre almamıĢ savcılıktan polis.Yarın savcılığa çıkarabilirler..
E)Av.Hüdai DGM savcılığından baskın nedenini ve arama kararını öğrenmeye
çalıĢtı.Ģu cevapları yazılı olarak verimiĢler:" Elde sunulan arama kararına istinaden TEM
Ģubesi Ekiplerince arama yapılmıĢ olup bu arama sonucunda DHKP/C adlı örgüt adına
faaliyet yürütüldüğü iddiası ile Fevzi Saygılı ve arkadaĢları yakalanmıĢlardır…” Ģeklinde
ibarelerin bulunduğu,
“2002.08.29 - 08825_30.8.2002hayri4” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Yeniden merhaba.. Bugün size baskından bu yana neler yaptık bunları yazacağım.
Baskının olduğu saatlerde ben manavların oradaydım ve manav 5 ve manav 6 ile
görüĢecektim. Onları bekliyordumki baskın haberi geldi.. Büroda baĢmanav vardı. Manav 1,
manav 2, manav 3 dıĢardalardı. BaĢmanava hemen baskın yerine gitmesini ve manavları
çağırmasını söyledim. BaĢmanav yola çıktığında diğer manavlarada haber verdik. Ve
manavlar arama yapılırken yetiĢmiĢler. Bu arada gençligin ve TAYAD"ında basıldığı haberi
geldi. Arama kararı "buralarda örgüt üyeleri tarafından canlı bomba eğitimi verildiği ve
yetiĢtirilen canlı bombaların Alibeyköy DireniĢ evine gönderildiği" Ģeklindeydi…” Ģeklinde
ibarelerin olduğu,
Rapor içeriğinde geçen arama iĢleminin 20.08.2002 tarihinde Ekmek Ve Adalet
Dergisi‟nde, Gençlik Gelecektir Dergisi‟nde ve TAYAD‟da yapılan arama olduğu yapılan
incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
DHKP/C terör örgütü kurumları ve örgüt üyesi olduğu Ģüphesi ile hakkında yakalama
kararı çıkarılan Ģahısların ikameti, iĢyerlerinde yapılan arama iĢlemine HHB sorumlusu
tarafından HHB Avukatlarının gönderildikleri,
HHB Avukatlarının yapılan aramalarda avukatlık mesleğinin ayrıcalıklarını kullanarak
delil olabilecek materyalleri sakladıkları,
102
SoruĢturma dosyasında mevcut bulunan bilgi belgeleri HHB sorumlusu vasıtasıyla
DHKP/C örgüt yönetimine ulaĢtırdıkları,
Ġrtibatlı diğer örgüt mensuplarının yakalanmaması ya da bu örgüt mensuplarına ait suç
unsurlarının kaçırılması için tedbir alınmasını sağladığı,
HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilere ifade
vermemesi, gözaltı süresi boyunca açlık grevi yapması gibi telkinlerde bulundukları,
YurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusunun HHB avukatlarının cezaevlerine giderek
DHKP/C terör örgütü üyeliği Ģüphesi ile yakalanan ve tutuklanan kiĢilerle görüĢmeleri
talimatını verdiği, bu görüĢmelerde HHB avukatlarının “Ģahsın yakalanması, ifadesi ve
birlikte yakalandığı kiĢilerin durumlarını” öğrenerek bu bilgileri örgüt yönetimine ilettikleri
anlaĢılmıĢtır.
o.ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının
Faaliyetleri/Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları
“1997 - 1997-dergi-HHB01” isimli word belgesi incelendiğinde;
“Büromuzun Gayreti Ġle ÇHD Örgütleniyor: …ÇHD‟nin bütün çalıĢmaları
tamamlanmıĢ, kuruluĢ iĢlemleri yürütülüyordu. Bizler yönetimden çekildik (?) ancak üye
olarak çalıĢmalarımıza devam ettik. Ġlkesiz ve zaaflı tutum ilk kuruluĢundan itibaren etkili
oldu, olmaya da devam ediyor. Fiilen olmayan Aydınlıkçılar Ģu anda sorun olmaktan çıkmıĢ
durumda ancak, ilkesel düzeyde daha sorun olmaya devam edecek. ÇHD çalıĢmaları istenen,
amaçlanan boyuta ulaĢamadı. Bunda bizlerin de kusuru var. Zira kurulduğundan bir süre
sonra baĢlamak üzere baĢkanlık olmasa da yönetim düzeyinde temsil edilme Ģansı bulduk. Bu
konuya ileriki bölümlerde daha geniĢ yer vereceğiz…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
1997.09.06 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki
sorumluya yazılan bu raporda;
“neslihan uslunun durumunu öğrenmek için erzurum çezaevine bir avukat gitmeli
diye avukat efgan ile konuĢtuk gittigimizde yapabileceğimiz bir Ģey yok zaten yapılan yazılı ve
sözlü baĢvurulara burda yok çevabı veriliyor dedi biz yinede gidelim bizim bir insanımızın
yasamı sözkonusu bu kadar basıt değil vb diye tartıĢtık burada isler var toplantılar var vb
dedi öncelik meselesi hengisinde diye tartıĢtık artık en sonunda gideçekmisiniz
gitmeyeçekmisiniz dedik gitmeyecekseniz biz baĢka bir avukat buluruz deyip tartıĢmayı kestik
bunun üzerine efğan tokatta olan behici aramıĢ trabzona geç demis bunu yazmamın nedeni
efganin bizim islerimiz için anadoluya gidilmesi gerektiğinde sık sık sorun çıkarması ançak
Ģöyle bir tavrıda var adeta önçe söyleniyor nazlanıyor sonrada yapıyor çhd baĢkanlığı ile
oldukça ilgileniyor” Ģeklinde ibarelerin olduğu…” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“1997.10.26 - 1997-hamhav-2610HAVA” isimli word belgesi incelendiğinde
YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Havva isimli kiĢiye hitaben yazılan bu raporda;
103
“eğer yanlıĢ anlamadıysak efkan sadece kendisinin bağımsız olmasını değil
büronun bağımsız olmasını savunuyor. eğer böyle bir düĢünce diğerlerinde de varsa bu
tehlikeli bir düĢüncedir. …Efkan çhd baĢkanı olmanın da hesabını vermelidir madem bizi
bırakacaktı neden çhd baĢkanı olup bizi rezil etti biz orada bir daha baĢkan olmak
istediğimizde bize siz bırakıp kaçarsınız diyeceklerdir efkan tam da bu durumdadır esas
olarak kendisini değil bizi rezil etmiĢtir efkan güvenilmez bir insandır kendisi güvenilirliğini
ispat etmeden hiç bir konuda eleĢtiri hakkı olamaz. dediğimiz gibi hiç unutmasın her iki ayda
bir ben bırakacağım memlekete gideceğim evleneceğim gibi saçma sapan Ģeylerle çocukca
karĢımıza çıkmıĢtır bunları herkes bilsin” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“1997.10.17 - 1997-hamhav-17EKĠMHA” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderilen bu raporda;
“avukat efkan dhg yi de avukatlari da toplayin ve sorgulayin istisnasiz ayda bir
birakacağim diyor derdi neymiĢ anlatsin madem birakacakstin neden çhd'ye girdin bütün dhg
nin karĢisinda sorgulayin bizden haber almadan da göndermeyin kendisine de dhg nin karĢisa
çikartacağinizi söyleyin ama efkan Ģu havayi almali bizden gittiğinde istanbulda duramaz ona
istanbulda avukatlik yaptirmayiz buna göre ayarlayin” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1997.10.21 - 1997-hamhav-211097” isimli word belgesi incelendiğinde
yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderilen bu notta;
“efkan chd den istifa edecek iki kiĢi daha istifa edecek yeni baĢkan adayı vb bunları
anlamadık neden istifa ediyorlar olağanüstü kongre mi olacak nedir anlamıyoruz. baĢkanlık
meselesinde sipli olmaz. eğer uygun görüyorlarsa murat olabilir ama sipli bize baroda yakın
duruyor vb böyle Ģey olmaz adam sipli . ayrıca efkanla konuĢun çhd açısından da yaptığı
çocukluklar hiç olmadı yarın bize Ģunu çok rahat derler size güven olmaz siz bırakıp
gidersiniz ve bunu efkan söyletmiĢtir.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1997.10.21 - 1997-hamhav-2110hv” isimli word belgesi incelendiğinde Havva isimli
kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazılan bu raporda;
“avukat metin ve behiç ile çhd de efganın istifasından sonra ne yapabiliriz dıye
konustuk onlarda durumu su sekilda açıkladı çhd yönetim kurulundan bir kisi iistifa etmiĢ
simde efgan müçadeleyi bıraktığı için ona chd baĢkanlığından istifa et diyeçeğiz bu duruma
ğöre yönetimden iki kiĢi istifa etmiĢ oluyor bu durumda metin yedikte olduğu için otomatık
olarak yönetim kuruluna ğirmiĢ oluyor ama su anda halkın hukuk bürosunda ikikisi kaldığı
için metin baĢkanlığa aday olmasa iyi olur dıye konustuk onun dısında su anda kimler aday
olabilir bilmiyoruz murat olursa onu destekleriz murat aday olmazsa ne yapalmı diye
konustuk metin ve behiç emeplileri desteklemeyelim zaten onları efganın baĢkan seçildiği
seçımde desteklemedik karsı lıstemer oluĢturmuĢtuk ayrıça emep seçilirse kendi politikalarını
chd ye empoze edıyorlar dedi onunu icin murat olmazasa sipli avukat olabilir dıyorlar çünkü
bu chd de birebir sip li gibi davranmıyor dediler” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
104
Yukarıdaki notlardan ÇağdaĢ Hukukçular Derneği baĢkanlık seçimlerinde ÇHD üyesi
HHB avukatlarının kimi desteklemeleri gerektiğine DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından
karar verildiği anlaĢılmıĢtır.
“1999.05.22 - 1999-ayhan-haziran-b09haz21” isimli word belgesi incelendiğinde
Hakkı isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu raporda;
“Mesleki örgütlenmeleri ile iliĢkileri
Yenge Ġstanbul ÇHD üyesi değil. Ġlk olarak Ġst. ÇHD ye üye olacak. HALA, genel
merkez yönetim seçimlerinde yönetime aday olacak. ÇHD Ġstanbul Ģubesinin resmi iki adayı
var. Biri HALA diğeri A. Rıza Dizdar... Tabi, üye olmak, hatta yönetimde olmak tek baĢına bir
anlam ifade etmiyor. Önemli olan politikalarımızı, düĢüncelerimizi taĢıyabilmek, bu
doğrultuda siyasal bir etki yaratabilmektir. Bugün ÇHD nin olmadığı doğrudur. ÇHD, kurum
olarak değil, tek tek ÇHDli avukatlarla görüĢülüp infaz davaları gibi davalarda katılım
gösteriyorlar ki buda sınırlıdır. Zekinin davası buna örnektir. ÇHD yi ektin hale getirmek
neredeyse sadece bizim baĢarabileceğimiz birĢeydir. Bunu da ancak bu birime
yoğunlaĢmayla baĢarabiliriz. Bizce PROJE dediğimiz konuya ağırlık verip, gerçeğimizi de
gözönünde bulundurarak mevcut enerjimizi daha verimli değerlendirebiliriz. Buradan ÇHD
yi boĢvereceğimiz anlamı çıkmasın. ÇHD yi hiç boĢlamadan, geliĢmelere göre zorlayarak, en
önemlisi de iliĢkilerimizi geniĢletmenin bir olanağı olarak değerlendirerek bir çalıĢma
sürdürebiliriz” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.06.05 - 00097_6.6.2000TARIK2306.txt” isimli word belgesi incelendiğinde
Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
“…Geçen hafta perĢembe günü ÇHD'de Ankara ÇHD'deki ihraçla ilgili toplantı vardı.
biz toplantıya baĢlarken istanbul ÇHD'nin de sorumluluğu olduğunu, aylar önce bunun MGK
politikaları doğrultusunda yapılan bir tasfiye olduğunu, devrimci ve demokratların tasfiye
edilmeye çalıĢıldığını söylediğimizi ve geliĢmelere müdahale etmemizi önerdiğimiz, ama
önerimizin gereğinin yapılmadığını, seyirci kalındığını ve bu noktaya gelindiğini söyledim. bu
nedenle de istanbul ÇHD'nin de sorumluluğunu tartıĢması gerektiğini söyledim. bu tartıĢmaya
girmediler. teĢhir, delegelere gitme kararları alındı. ihraç kararının kabul edilemez olduğu,
geri alınması gerektiğinin anlatacağız. bu karar çıktı. ancak Ģunu da netleĢtirmeliyiz. eğer
ankara ÇHD'deki ihraç kararı geri alınmaz ise biz ne yapacağız? çünkü ankara'daki
arkadaĢlar selçuk'un ihracından sonra ÇHD içinde çalıĢmaya devam edemezler. istifa
edeceklerdir. kaldı ki Ģu an zeki ile biz de ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilmiĢ
durumdayız. eğer ihraç kararı geri alınmaz ise istifadanbaĢka seçenek yok (Ankara'dai
arkadaĢlar açısından). eğer onlar toplu olarak istifa ederlerse onlara alternatif örgütlenme
modelleri götürmemiz gerekiyor. kendi hallerine kalırlarsa dağılırlar. bir de bizim tavrımız ne
olacak? biz istifa dahil ne yapacağız. üstelik bir de içinde bulunduğumuz süreç var. Ģu
dönemde hem var olan birlikleri geliĢtirmek gerekirken, böyle bir durumun ortaya çıkması iyi
olmadı. her halükarda bu yapıda çalıĢmaya devam etmek Ankara'daki arkadaĢlar üzerinde
moral bozucu etki yapabilir. öte yandan istanbul ÇHD'nin yapısı biraz daha farklı. ancak
105
perĢembe günü yapılan toplantıda biz de ÇHD ile sert tartıĢmalar yaptık” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu
“2003.03.10 - export 1-unallocated clusters-386” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
…ÇHDnin Ġstanbul seçimleri 29 Martta.Bu konuda yönetim kuruluna ve baĢkanlığa
henüz kimse adaylığını açıklamadı.Manavlar av.ları dolaĢarak nabız almaya çalıĢtılar.Ali
Rıza Dizdar baĢkanlık konusunda düĢünebileceğini söylemiĢ.Mümtaz Yurtseverde
düĢündüğünü söylemiĢ.Oktay Önal çalıĢmak gerekir demiĢ.
Manavlarla değerlendirdik.Bizim adaylarımız manav 2 ve manav 4 olabilir.Her
ikisinide yönetim kuruluna aday olarak gösterebiliriz.Manav 2 bu konuda oldukça istekli.40
staj.av.tı ÇHDye üye yaptı.Bu kiĢiler manav 2 ye oy verecek kiĢiler.Manav 2yi diğer av.larda
seviyor.Tabi asıl önemlisi F Tipi süreci ve direniĢ sürecinde büro konusunda tutsakların
sahiplenilmesi konusunda büroya bir Ģey söyleyecek durumda değil.Çünkü ÇHD olsun av.lar
olsun bu konuda çok pasif ve geri bir pratik sergilediler.F iplerine giden av. çok
sınırlı.Manavlar özellikle direniĢ süreci ve ÇHD av.ların tavrı konusu üzerinde duracaklar ve
yine av.ların özlük,demokratik hakları üzerindede duracaklar.Temel olarak Nasıl bir ÇHDyi
tartıĢacaklar üye toplantılarında.Yarın geniĢletilmiĢ üye toplantısı var.” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.03.12 - export 1-unallocated clusters-362” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Dün ÇHD dede seçimler için ilk üye toplantısı yapıldı. Manavlarda katıldı. Ali Rıza
Diz. . aday olduğunu açıklamıĢ. BaĢka adaylığını açıklayan yok. Manav 2, baĢmanav bir
konuĢma yapmıĢlar. Manavlarla konuĢmuĢtum. Ġddalı ve kendilerine güvenli olmaları
konusunda. ÇHD dede bizim olmamız gerektiğini bugün demokrasi macadeleside bizim
öncülüğümüzde sürüyor bu konuda demokratik mevzilerde olmayı hem hak ediyoruz hemde
buraları ilerletecek olan politikalarımızdır çerçevesinde, kapsayıcı ve iddialı konuĢmaları
yanıyla tartıĢtım onlarla” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.03.29 - export 4-4-560-29032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…4)ÇHD Genel Kurulu bugün yapıldı.Biz yönetime girdik.Yönetimde olan isimler
bizim yönlendirdiğimiz ve bizimle yakın olan arkadaĢlar ve Açılım (Özgür Gelecekten)Hukuk
bürosundan bir manav yer aldı.
Yönetimde yer alan manavlar Ģunlar.
-Manav 2,manav ,Ercüment Ġömez(bizim yönlendirdiğimiz bir arkadaĢ),Mümtaz
Yurtsever (Dolabın kurucu üyesi),Hüdai Berber,Hakan Karadağ(bizimle iliĢkileri
iyidir),Hüsniye KarakuĢ.
106
Yönetim bileĢimi bizimle hareket eden ve iliĢkileri iyi olan arkadaĢlar.ĠĢ
yapabilecek,etkimizde olacak insanlar.
-Ali Rıza Dizdar yönetime aday olmaktan çekildi.Genel Merkeze aday olacağını
düĢündüğünü söyledi.
-ÇHD Genel Kurula hazırlık olarak HHB olarak bir değerlendirme yazısı ile manav 2
ve manav 4 birer yazı hazırlamıĢlardı.Ayrıca av.ları ziyaret ederek görüĢme yaptılar ve
adaylıklarını açıkladılar.Selçukta bugün Genel Kurul için geldi.
Yönetim konusunda iĢ bölümünü konuĢacağız.Mümtaz Yurtseverde baĢkan olmak
isteyecektir.bugün bu konuyu ayrıca değerlendirip konuĢuruz.BaĢkanlık konusunda manav 2
daha kendine güvenli hareket eder.Manav 4 bu konularda biraz daha çekingen kalıyor…”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.04.01 - export 4-4-521-01042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz isimli HHB sorumlusu tarafından yazılan raporda;
…Seçimlerden sonra bizimkilerle (manavlarla hem seçimleri değerlendirdik hemde
ÇHD de ne yaparız,yönetim kurulunda görev dağılımı nasıl olacak bunun üzerine konuĢtuk.
ġöyle bir tablo çıktı. Biz baĢkan olmayalım. Mümtaz Bey deneyimli bir av. . Yönetim
kurulunda herkez tarafından kabul görür diğer av. larda benimser ve onaylar bize önyargı ile
bakıyorlar ve tecrit ederler bugünkü koĢullarda av. ların genel durumunuda düĢünürsek böyle
bir sonuç çıkacaktır. Bu yönetimde genel sekreterliği alarak aktif çalıĢalım ve bir dahaki
seçimde baĢkanlığı hedefliyelim. Bu düĢünce manav 4 hariç hepsinde var.
Manav 2 ise ÇHD ye direk müdahale etmemizden rahatsız ve Mümtazın baĢkan
olmasını ve olmak istemese bile zorlamamız gerektiğini savunuyorum. Siyasetten çok uzak
düĢünüyor. Ve ÇHD ye böyle her Ģeyi dikte etmeyeceksiniz değilmi. Böyle her yönetim kurulu
öncesi oturup tartıĢacaksak her Ģeye karıĢılacaksa böyle olmazki deyip duruyor. HHB baĢka
ÇHD baĢka tarzı laflar etti. Ki bu konularda kendileriyle öncesindede tartıĢtım yönlendiri
oldum.
Manav 2 ye ve diğerlerine bir kez daha ÇHD de nasıl çalıĢacağız ve çalıĢmalıyız
ordaki mücadele perspektifine nasıl bakıyoruz,HHB de ne yapıyoruz ÇHD dede ne yapacağız
bunları geniĢ tartıĢtım. Ve neden baĢkan olmamız gerekir bize getirecekleri nedir ve bu
mevziyi nasıl değerlendirmeliyiz bunlar üzerine konuĢtum…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.04.05 - export 4-4-454-05042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
2)ÇHD Yönetim Kurulundaki görev dağılımı bugün netleĢti.
107
Manav 4 BaĢkan oldu.Manav 2 :Sayman oldu.Hakan Karadağ:Genel Sekreter
oldu.Tahmin ettiğim gibi Hüsniye KarakuĢ baĢkanlığa aday oldu.Hakan onu desteklemiĢ.Bu
konuda Hakan ikiyüzlü oynadı.Bizimkilere sizin baĢkanlığınızda olabilir diyordu.Bu iki
kiĢinin arkasında Ercan kanar var.
Mümtaz Bey bizi destekledi. Kendisi ile konuĢmuĢtuk. Ercüment bizi destekledi. Hüdai
gelmedi. Hastayım dedi ama yalan söylüyor.GörüĢmek istemiĢtik. Gerekçe getirdi.
Gelmeyerek yüzleĢmedi bizimle. Sonrasında konuĢacak ki bugünkü notunuzu okuduM?Bende
öyle düĢünüyordum iyi bir cevap verip ukalalığını durdurmak gerekiyor.ġuda bir kez
manavlar tarfından görüldü.Hüdainin nankör,riyakar kiĢiliği böylece açığa çıktı.
-Manavlara sürekli anlattım,bir çok boyutuyla bu kısa sürede olamaz dediklerinide
pratik içinde olabildiğini gördüler.Bu yanıylada hem sizin anlattığınız perspektifle hemde bu
sürecin değerlendirmesini yapacağım.
-ÇHD için somut adım adım program çıkarmamız gerekiyor.Buna
yoğunlaĢalım.burada öncelikli bir tarz oturtmamız ve bizimkileride iyi hazırlamam
gerekiyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.04.10 - export 4-4-330-10042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…Manav 4 ve manav 2 ye sizin adınıza hediye alacağım. Manav 2nin evrak çantası
var, manav 4 ün var ama iyi değil. Hem çantaya ihtiyacı var, hemde düzgün bir takım elbiseye
yada buna benzer bir kıyafete ihtiyacı var. BaĢkan olması yanıyla giyim kuĢamına dikkat
etmesini söyledik. ġu anda biraz sıkıĢık durumdayız hediye olarak kıyafet alabiliriz diye
düĢünüyorum…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Bu notlardan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt talimatı ile ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği yönetimine girmeye çalıĢtıkları, 2003 yılı Nisan ayında yapılan ÇHD
Ġstanbul ġubesi baĢkanlık seçiminde HHB avukatı olan Süleyman ġensoy‟un ÇHD Ġstanbul
ġubesi BaĢkanı, HHB Avukatı olan Avni Güçlü Sevimli‟nin ise sayman olduğu, dolayısıyla
yönetime girdikleri anlaĢılmıĢtır.
Açık
kaynaklarda
yapılan
incelemelerde;
19.12.2003
tarihinde
http://bianet.org/bianet/insan-haklari/27718-operasyonun-3-yilinda-cezaevi-davasiisimli
internet sitesinde “Savunma Hakkı Engelleniyor” baĢlıklı haber yayınlandığı, içeriğinde
“ÇHD Ġstanbul ġube BaĢkanı Süleyman ġensoy olayın sorumlusu olarak gördükleri
yetkililerin yargılanması için yaptıkları tüm baĢvuruların sonuçsuz kaldığını belirtti” Ģeklinde
ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
“2003.06.01 - export 3-3-193-01062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
108
“ÇHD Genel merkez Genel kurulu önümüzdeki hafta cumartesi ve pazar günü
Ankarada yapılacak. Bu 1 hafta içinde burada delege çalıĢması yürütülerek Ankaraya delege
götürülecek. Cuma günü Selçuk kozağaçlı gelmiĢti. Cuma akĢamı ÇHD dede delege toplantısı
yapıldı. Genel merkez yönetimine mevcut yönetimin karĢısında alternatif bir liste yok.O
nedenle seçimleri mutlaka kazanacağız diyorlar.Ankarada çalıĢmasına baĢlamıĢ.selçuk
bölgeleri dolaĢmıĢ. Mevcut yönetim deniz dahil olmak üzere ÇHD Genel merkeze aday
yeniden.Ġstanbuldan bir yada iki kiĢi ÇHD Genel merkeze seçilebilir..Bürodan baĢmanavı
düĢünüyoruz..bir sakıncaı yok değilmi..Ġstanbul delegesi olarak aday olacak..Bu yanıyla
kendiside istekli ve delege toplantısında aday çıkmamıĢ” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.06.06 - export 3-3-88-06062003” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından
yazılan bu belge incelendiğinde;
“…Asıl sorun ise bizim ÇHD dedeki manavlarımızda..Onlarla sürekli tartıĢıyorum ve
anlatıyorum.Ancak bu konuda manav 2 ikna olmamakta direniyor.konuĢup tartıĢınca çok
karĢı çıkmamakla birlikte ÇHD pratiğinde bizim tartıĢmalarımız ve getirdiğimiz önerileri
götürmüyor yada yeterince savunmuyor..Bu konuda hala bizim müdahalemizden rahatsız ve
bana karıĢılmasın siyaset sokulmasın siyaset sokulunca ortalık karıĢıyor biz kendimiz orayı
yönlendirelim mantığı ile hareket ediyor..ÇHD üzerine yaptığımız her toplantı sonrasında
suratı asılıyor ya tartıĢmıyor yada bu yanıyla tartıĢıyor bazende üstü kapalı göndermelerde
bulunuyor..ġöyle düĢünüyor..karıĢıyorlar ve herkes üstümüze geliyor.
DKÖlerin foksiyonunu ,mücadele anlayıĢının ne olması gerektiğini,çHD özelinde nasıl
ele
alınması
gerektiğini,ÇHD
ve
bizim
tarihimizde
yaĢananlar(HHB,ÇHD)oportünizmin,reformistlerin ve bireyciliği savunanların nasıl hareket
etttiği nasıl düĢündüğü ve oyunları hesapları vb.. DeğiĢik açılardan 2 aydır
tartıĢıyorum.Gerek toplu,gerekse manav 2 ve manav 4 ile ayrı ayrı tartıĢtım..
Somut ÇHD için çıkardığımız program için ise ÇHD içinde pratikte adım atmıĢ
değiller..Faaliyetsizliğin ÇHD de sorunlar yaratacağını bu çıkan sorunların kaynağının
aslında bu durum olduğunu,para sorunundan,örgütlenmesine yeni insanların kazanılmasına
kadar faaliyet içinde olmakla mümkün olacağını örnekler üzerinden anlattım.Manavlarla
sonuç alıncaya kadar tartıĢacağım.Bu konudaki ısrarcılığımızın farkındalar…” ġeklinde
ibarelerin bulunduğu,
“2003.06.10 - export 2-unallocated clusters-636” YaĢar KOD Münevver KÖZ
tarafından yazılan bu belge incelendiğinde;
“…ÇHD Genel merkez Genel kurulu haftasonu iki gün yapıldı.yeni yönetim
seçildi..Yönetime baĢmanavda seçildi..Yeni yönetimde Denizlerin bulunduğu eski yönetimin
yaınında Ġstanbuldun baĢmanav,Sevim Akad(TĠKB nin eski avukatı)Filiz kalaycı )Ö.Geleceğin
eski avukatı)ve Diyarbakır ÇHDdeden bir kiĢi seçildiler..denizde yeniden seçildi.. Daha
sonra iĢ bölümü yaptılar..Yine Hüseyin biçen"i baĢkan seçmiĢler..BaĢmanav Ġzmir ÇHD
deden sorumlu..
109
ÇHD bizim aynı zamanda HHB ye av..kazanma noktasında bir mevzimizdir.bunları
yaptığımızda HHB farklılığını hissettireceğiz ve kuracağımız sağlıklı iliĢkileri
politikleĢtirerek HHByede kazanacağız..Bunlar olduğunda baĢarıyoruz ve doğru ilerliyoruz
diyebiliriz.Aksi taktirde dedikodu kesmekle,milletin peĢinde koĢturmakla uğraĢır dururuz ve
bu durumda hem yıpranırsınız hemde ÇHD dede etkin olamayız.Orayı demokrasi
mücadelesinin bir DKÖ sü yapmaktanda uzaklaĢırız..
baĢmanavın Genel merkeze girmesi ve Ġzmir ÇHDdeden sorumlu olması aslında bizi
üç ilde Ġstanbul Ankara ve Ġzmirde ÇHD içinde etkin ve yönlendirici olmamızı
sağlayacak.Ankarada Deniz ve baĢmanav,Selçuklar Ġstanbulda ve Ġzmirdede buradan
iradiliğimizi artırmamız bu süreci ve fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor…” ġeklinde
ibarelerin bulunduğu,
Yukarıdaki notlardan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt talimatı ile ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği yönetimine girmeye çalıĢtıkları, 2003 yılı ortalarında yapılan ÇHD Genel
Merkezi seçiminde Avukat Behiç AĢçı‟nın yönetime girdiği, ayrıca DHKP/C terör örgütünün
ÇHD‟yi HHB‟ye avukat kazanma mevziisi olarak gördüğü anlaĢılmıĢtır.
2003.04.04 - export 4-4-490-04042003” isimli word belgesi incelendiğinde;
YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi, Avukat Ercan Kanar‟ın, ÇHD‟ye verdiği
dilekçeyi olduğu gibi göndermiĢtir.
“Ercan Kanar'ın ÇHD yönetimine verdiği dilekçedir.
Ç.H.D. Yönetim Kuruluna
ĠSTANBUL
Değerli ArkadaĢlar,
Öncelikle belirtmek isterim ki bu bir Ģikayet değil. OluĢturduğumuz kurulların
çürümemesi, kuruluĢ amaç ve felsefelerini korumaları bu acıdan da kendi bünyesinde etik
açıdan bir ortak payda yaratması, bununla ilgili bilinci üyelere algılatması için gerekli bir
uyarı.…
1) DHKP-C operasyonunda Mersin"de tutuklanan BarıĢ ATEġ isimli bir tutuklu ile
ilgili ailesi Kartal"daki avukat arkadaĢlar vasıtasıyla bana davayı üstlenmem için geldiler.
(Kasım ayı) Sohpet esnasında tutuklunun ailesi Gaziantep"den çok eski yıllarda Dev-Genç ve
ilk TĠP döneminde tanıdığım mücadele arkadaĢlarımın tanıdığı çıktı. Profosyonel olmayan bir
yaklaĢımla Ġst. Barosunun DGM"ler için belirlediği asgari ücret tarifesinin de çok altında bir
ücretle (1,5 milyon lira) davayı üstlendiler. Bir hatır iĢi gibi. Aile bana tutuklunun da benim
davayı üstlenmemden yana olduğunu söyledilir.
110
2) BarıĢ ATEġ"in 6 No"lu DGM"deki 2001/391 E. No'lu davasına, kendisinin
getirilmediği 25.12.2002 günlü duruĢmasına girdim. Girmeden önce dosyada vekaletsiz
olarak Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Behiç AġÇI'nın dilekçesini gördüğüm için,
meslek kuralları gereği haber verdim. Bana "girmenin bizim için bir sakıncası yok, ben
sadece sevki için dilekçe verdim, girebilirsin" dedi.
3) BarıĢ ATEġ Mersin cezaevinden Tekirdağ F Tipine sevk olduktan sonra 31.1.2003
tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevinde görüĢ yaptım. Dava dosyası üzerine konuĢtuktan sonra,
görüĢmemizin sonlarına doğru BarıĢ AteĢ sıkıntılı bir Ģekilde "Abi, arkadaĢlar senin girmeni
istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez, baĢka bir
avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi." diye belirtti. Ben de BarıĢ AteĢ' e benim için
sürpriz değil sıkıntıya girme baĢka bir avukat da devam edebilir diyerek ayrıldım. …SONUÇ:
Bu tür tavırlar bir avukata veya avukatlara yakıĢmaz. Hele hele ÇHD üyesi olan avukatlara
hiç yakıĢmaz. AĠHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafiini seçme
hakkını" bir ÇHD üyesi ihlal edebilir mi aynı kurum üyelerinin birbirlerine karĢı mesleki ve
etik sorumlulukları yok mudur …” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.06.25 - export 11-11-171-25062003” isimli word belgesi incelendiğinde
YAġAR KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…Ercan kanar konulu toplantı saat 19.00'da baĢladı. Ercan kanar kendisinin
yıllardır mücadele içinde olduğunu, kendisini herkesin tanıdığını söyledi ve sözü dilekçesinin
imha edilmesine getirdi. ÇHD'ye yaptığı yazılı baĢvurunun imha edilmesini doğru
bulmadığını amacının sadece dilekçesinin imha edilmesinin tartıĢılması ya da barıĢ ateĢ'in
avukatlığını yapıp yapmamak olmadığını, ÇHD'de bir etik değer yaratmak gerektiğini,
insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini söyledi.
baĢladı. BarıĢ'ı ve ailesini Gaziantep'ten tanıdığını, barıĢ tutuklanınca ailesinin kendisine
geldiğini ve barıĢ'ın avukatlığını yapmasını istediğini söyledi. Kendisinin de "DHKP-C
davalarına girmesinin istenmediğini" aileye söylediğini ama ailenin ısrar etmesi karĢısında
vekaletnameyi ve parayı alıp dosyayı aldığını söyledi. DuruĢma günü, duruĢmaya girerken
behiç aĢcı ile konuĢup davaya girip giremeyeceğini sorduğunu, behiç'inde bizim için mahsuru
yok girebilirsin dediğini, bunun üzerine de girdiğini, duruĢmadan sonra tekirdağ'a gittiğinde
barıĢ ile dosyası üzerine uzunca bir süre konuĢtuktan sonra tam ayrılacakken barıĢ'ın
kendisine "abi özgür buraya geldi, senin davalara giremeyeceğini söyledi, bu nedenle seni
azlediyorum" dediğini söyledi. Bunun üzerine de ÇHD'ye yazılı olarak baĢvuru yaptığını,
yazılı baĢvuru yapmaktaki amacının yanlıĢ anlaĢılmamak olduğunu, bir ÇHD'li avukatın
baĢka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu, kendisinin
herhangi bir talebi olmadığını söyledi. Daha sonra sözü cemal aldı ve ercan'ı dinlediklerini
Ģimdi de halkın hukuk bürosu'nun konuĢması gerektiğini söyledi. Daha sonra sözü filiz kalaycı
aldı. Özgür'ün yaptığını kınadığını, ÇHD içindeki etik açısından doğru bulmadığını söyledi.
ÇHD'ye yapılan yazılı bir baĢvuru metninin asla imha edilemeyeceğini söyledi. Daha sonra
behiç aĢcı söz aldı. Öncelikle avukat seçme özgürlüğü gibi bir Ģeyin olamayacağını, bu
konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların iĢlerine de karıĢılamayacağını söyledi.
Ercan kanar'ın doğru söylemediğini, yalan söylediğini, kendisinin davalara girmesinin
111
yasaklanmasının nedeninin insan haklarına bakıĢı değil, 19 aralık operasyonundan sonra
edirne f tipine gidip temsilcilerle görüĢtükten sonra ölüm orucunun taleplerinin değiĢtiğini ve
14 maddelik taleplerin geçerli olduğunu, bu talep listesini bakanlığa da ileterek karıĢıklık
yarattığını söyledi. Bu nedenle de kendisinin davalara giremeyeceğine dair karar alındığını
ve kendisine iletildiğini belirtti. Bu noktada ercan kanar itiraz edince behiç aĢcı ilgililerin
burada olduklarını, gerekirse yüzleĢebileceklerini söyledi. Ercan kanar'ın yazdığı dilekçenin
muhbirlik ve ihbarcılık olduğunu, özgür'e ceza verdirmenin zemininin yaratılmaya
çalıĢıldığını, asla ercan kanar'ın söz hakkının kısıtlanmadığını belirten behiç nitekim genel
üye toplantısının yapılmasına engel olunmadığı gibi, çağrının da bizzat kendilerince
yapıldığını belirtti. Ercan kanar'a gidilerek dilekçeninin muhbirlik niteliği taĢıdığının
açıklandığını ve dilekçesini geri çekmesinin istendiğini belirten behiç ercan kanar'ın bu
açıklamaya rağmen dilekçesini geri almayı kabul etmediğini belirtti. Bu nedenle de ÇHD
yönetimine dilekçenin imha edilmesini önerdiklerini belirtti. Daha sonra söz almak için sıra
listesi çıkartıldı. Filiz kalaycı, gülüzar , cemal yücel, murat çelik, several demir,keleĢ öztürk,
göksel arslan, özgür gider, özkan köylüoğlu, erdal doğan, kemal aytaç konuĢmak için söz
aldılar.Gülüzar tuncer: halkın hukuk bürosunun hep böyle yaptığını, DHKP-C tutuklularının
devrimcilere saldırdığını, bedri yağan grubundan olanların savunmalarını yırttıklarını,
savunmalarını kestiklerini, efkan'ın bir darbecinin savunma dilekçesini yırttığını, metin
narin'in bedricilerden birini tehdit ederek küfür ettiğini, hhb avukatlarının kendi davalarını
da nasıl takip ettiklerinin, avukat olarak ne kadar ilgilendiklerinin bilindiğini, behiç'in metin
filorinalı'nın haksız dövülmesinde görev aldığını, ÇHD bileĢenlerinin bu büroya karĢı tavır
alamadıklarını, yıllardır böyle Ģeyler yaĢandığı halde artık bir tavır alınması gerektiğini
ercan abisine haksızlık yapıldığını, ercan'ı herkesin tanıdığını artık bu sorunun da kökten
çözülmesi gerektiğini, toplantının sürekli ertelenerek bu konunun üstünün örtülmeye
çalıĢıldığını, söylediCemal yücel, behiç'in avukat veya sanık olarak duruĢmalarda yumuĢak
bir üslupla sert Ģeyler söylediğini, ancak bugün çok sert konuĢtuğunu, üslubunun böyle
olmaması gerektiğini, örgütlü birinin avukatını seçmede örgütün karar verebileceğini, bunun
tartıĢılmasının olmayacağını, ancak ÇHD'nin kendisine verilen bir dilekçeyi yırtmasının
doğru olmadığını, dilekçenin iadesi yoluna gidilmesi gerektiğini, Kemal aytaç, ortada ÇHD'yi
ilgilendiren bir sorun olmadığını, ercan kanar ile bir siyaset arasında sorun yaĢandığını bunu
da ÇHD'ye taĢımanın doğru olmadığını söyledi. Elbetteki siyasetlerin avukat tutma,
tutuklularının savunmalarını nasıl yapacakları konusunda kendi iradelerinin geçerli
olacağını söyledi, bedel ödeme vs. Ģeylerin burada tartıĢalamayacağını, Erdal doğan; bir an
nerede olduğunu anlayamadığını, ÇHD'de mi yoksa bir örgütün kampında mı olduğunu
anlayamadığını söyledi. Ercan'ın dilekçesinin imha edilemeyeceğini söyledi ve ÇHD
yönetiminin özeleĢtiri vermesi gerektiğini söyledi…” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz bu raporununda;
“selçukla Ankaradan HHBye yeni av.. çıkarma konusunda konuĢtum. Ankara ÇHD
çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla
ilgileniyorlar.. selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu
gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim. selçuk çevrelerinde böyle insanlar
112
olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını. bunlardan 3-4 kiĢinin içlerinde daha
siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya getireceğini ve Deniz ile
birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av. Kazanabileceğimizi bunun alt
yapısının müsait olduğunu söyledi…” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan
hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek
klasörlerinde mevcuttur.
Sonuç olarak;
DHKP/C terör örgütünün HHB avukatları aracılığıyla ÇHD içerisinde örgütlenmeye
çalıĢtığı ve kendi amaçları doğrultusunda bu derneğin faaliyet göstermesine gayret ettiği,
ÇağdaĢ Hukukçular Derneği baĢkanlık seçimlerinde ÇHD üyesi HHB avukatlarının
kimi desteklemeleri gerektiğine DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından karar verildiği,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt talimatı ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneği
yönetimine girmeye çalıĢtıkları ve büyük oranda HHB avukatlarının ÇHD yönetimine girdiği,
DHKP/C terör örgütü yönetiminin HHB avukatları vasıtasıyla ÇağdaĢ Hukukçular
Derneğinin örgütün propagandasını yapan bir yapılanma haline getirmeye çalıĢtıkları,
DHKP/C terör örgütü yönetimin ÇHD‟de bulunan avukatları Halkın Hukuk Bürosuna
dahil etme çalıĢmalarının olduğu anlaĢılmıĢtır.
Günümüzde örgütün HHB avukatları aracılığı ile ÇHD içerisinde etkinlik kurma ve
ÇHD‟den Halkın Hukuk Bürosuna avukat kazanma çalıĢmalarının devam ettiği elde edilen
delillerin yapılan incelemesinden anlaĢılmıĢtır.
ġüphelilerden Selçuk Kozağaçlı‟nın ÇağdaĢ Hukukçular Derneği BaĢkanı, Oya
Aslan‟ın ÇHD Genel Merkezi yönetim kurulu üyesi, Taylan Tanay‟ın ÇHD Ġstanbul ġubesi
BaĢkanı, Avni Güçlü Sevimli‟nin ÇHD Ġstanbul ġubesi Sekreteri, Güray Dağ ve Gülvin
Aydın‟ın ÇHD Ġstanbul ġubesi Yönetim kurulu üyesi, Serhan Arıkanoğlu‟nun ÇHD Ġstanbul
ġubesi Önceki baĢkanı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı‟nın ÇHD Ankara ġubesi yönetim
kurulu üyesi olduğu, dolayısıyla yukarıda belirtildiği Ģekilde örgütün HHB avukatları
aracılığıyla ÇHD yönetimi üzerinde etkinlik kurduğu görülmüĢtür.
ÇHD’ye Üye Avukatları HHB’ye Kazandırma ÇalıĢmaları
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramalarda elde edilen delillerden Ģüphelilerin
organizesinde diğer ÇHD avukatları ile birlikte Ağustos 2010 – Ağustos 2011 – Ocak 2013
tarihlerinde kamp yaptıkları anlaĢılmıĢtır.
113
ı )Yapılan aramalarda elde edilen delillerden Ģüphelilerin tamamına yakınının, birçok
ÇHD avukatının ve diğer kiĢilerin bulunduğu grubun kamp yaptıkları anlaĢılmıĢ, yapılan
yazıĢmalar neticesinde söz konusu grubun Balıkesir Burhaniye ilçesinde bulunan Artemis
Ören Tatil Köyü‟nde 15-22.08.2010 tarihinde konakladıkları görülmüĢtür.
Söz konusu kampa Ģüphelilerden ġükriye Erden, Günay Dağ, Güray Dağ, Oya Aslan,
Barkın Timtik, Ebru Timtik, Taylan Tanay, Gülvin Aydın Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül
Kozağaçlı ,Serhan Arıkanoğlu‟nun ve ÇHD‟ye üye avukatlardan bir kısım avukatların
katıldığı tespit edilmiĢtir.
Ġstanbul‟daki Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada ele geçirilen Samsung Marka
S2R7J9AC303148 seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki “M2U01175” ve
“M2U01176” isimli videolar incelendiğinde; aralarında DHKP/C terör örgütü Türkiye
Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı
soruĢturma kapsamında 14.03.2013 tarihinde yakalanarak tutuklanan Kaan Ünsal,
Ģüphelilerden Oya Aslan, Ebru Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Gülvin Aydın, Günay Dağ ile ÇHD
üyesi olan bazı avukatlar ve BaĢsavcılığımızın 2011/586 sayılı soruĢturması kapsamında
DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması içerisinde
faaliyette bulunduğu suç Ģüphesi ile hakkında iĢlem yapılan Gizem Özkara‟nın bulunduğu,
grubun söz konusu kampta iken servis aracında bulundukları esnada Ģüpheli Oya Aslan
tarafından çekilmiĢ görüntünün olduğu, grubun DHKP/C terör örgütünün gençlik
yapılanması olan DEVGENÇ marĢını hep birlikte söyledikleri, marĢta geçen “CEPHE
VAR SAVAġMAYA ZAFER YAKINDA” derken sol ellerini havaya kaldırdıkları, marĢ
içerisinde CEPHE olarak geçen ibarenin örgütün ismi içerisinde de yer alan Devrimci Halk
KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C), yani örgütün silahlı unsurlarını ifade ettiği anlaĢılmıĢtır.
Bu görüntülerin yukarıda belirtilen kamp öncesi veya sonrası binilen servis içerisinde
çekilmiĢ olduğu belirlenmiĢtir.
Grubun kampa iliĢkin konaklama bedelinin 4.225 TL olduğu, masrafın tamamının
DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan yapılanması olan Ġdil Kültür Merkezi
tarafından ödendiği görülmüĢtür.
ıı )Aynı Ģekilde 06-13.08.2011 tarihinde Artemis Ören Tatil Köyünde Ģüphelilerin
tamamına yakını ile bir kısım ÇHD avukatları ve diğer Ģahısların bulunduğu grubun kamp
yaptığı,
Söz konusu kampa Ģüphelilerden Taylan Tanay, Oya Aslan, Günay Dağ, ġükriye
Erden, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı,
Özgür Yılmaz‟ın katıldığı, ayrıca çağdaĢ Hukukçular Derneği üyelerinden bir kısım
avukatların katıldığı tesbit edilmiĢtir.
ııı )Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada üzerinde bereket yazılı kırmızı renkli
ajandada “4 Aralık 2012 44 – Songül, 5 bin kamp 17 bin – banka 63 TL borcumuz var”, 51 ile
numaralandırılmıĢ dökümanda ise “15.000 ÇHD 2000 Birol 1500 Naciye 500 Koltuk 1000
114
Ünz Elde: 20000 Nakit 600 Dolar 700 TL Bankadaki paradan elimizde 1500 var Elimizdeki
parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para
kalmadı”Ģeklindeki ibare ve bir önceki notta bulunan “4 Aralık 2012 5 Bin Kamp”
ibarelerinden HHB avukatlarının ileri bir tarihte kampa gideceklerinin anlaĢıldığı,
Ġlgili mahkeme kararlarına istinaden yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde
11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen kampa Ģüphelilerden Taylan
TANAY,Barkın TĠMTĠK,Ebru TĠMTĠK,Oya ASLAN,Günay DAĞ,ġükriye ERDEN,Selçuk
KOZAĞAÇLI,Nazan Betül KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ ile ÇağdaĢ Hukukçular
Derneğine kayıtlı oldukları değerlendirilen bir kısım avukatların katıldığı ve NevĢehir –
Ürgüp‟te bulunan Hotel Surban‟da yapılan 3 günlük kamp olduğu, Hotel Surban isimli
iĢyerinden yukarıda ismi geçen Ģahısların konaklama ücretini gösterir fatura temin edildiğinde
toplam tutarın 3.641 TL olduğu, paranın tamamının Ģüpheli Selçuk KOZAĞAÇLI tarafından
ödendiği tespit edilmiĢtir.
ġüpheli Ģahısların YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından 19.10.2003 tarihinde yazılan
örgütsel döküman içerisinde geçen “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda
konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var
ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği
insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim” Ģeklinde belirtilen
hususlar çerçevesinde kamp faaliyeti yürüttükleri ve kamp için harcanan 3.641 TL‟nin kamp
için ayrılan 5000 TL içerisinden HHB aracılığıyla ÖRGÜT TARAFINDAN
KARġILANDIĞI ve yukarıda bahsedilen üç ayrı kamp faaliyetinin Halkın Hukuk Bürosuna
avukat kazanma amacı ile yapıldığı anlaĢılmıĢtır.
Yine ÇağdaĢ Hukukçular Derneğinin 2011 yılından bu tarihe kadar yapmıĢ olduğu
basın açıklamalarının dernek yönetiminde görev alan Ģüpheliler tarafından organize edildiği,
bu dönemde yapılan 113 adet basın açıklamasının DHKP/C terör örgütü tarafından yapılan
silahlı saldırı,canlı bomba vb. eylemleri üstlenen ve Ģiddet eylemlerinin açıktan
propagandasını yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yayınlandığı, bu Ģekilde
dernek yönetiminde yer alan Ģüphelilerin özellikle örgüt güdümünde faaliyet yürüten internet
sitesini tercih ettikleri tespit edilmiĢtir.
30 Mayıs 2012 tarihinde Fatih‟te bulunan Mc Donalds isimli iĢyerine el yapımı bomba
bırakan, 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis
memurunu Ģehit eden ve akabinde 20.07.2012 tarihinde Gazi Mahallesi giriĢinde ise kolluk
görevlileri ile girdiği çatıĢma sonucu hastanede hayatını kaybeden Hasan Selim Gönen ile
yaralı olarak yakalanan Sultan IĢıklı hakkında ÇHD tarafından 24.07.2012 tarihinde yapılan
basın açıklamasında bu Ģahısların resimlerinin kamuoyu ile paylaĢılmasının YARGISIZ ĠNFAZ
amacı ile yapıldığı, Hasan Selim GÖNEN‟in herhangi bir çatıĢmaya girmeden öldürüldüğü
iddiasında bulunulduğu, yine Sultan IĢıklı‟nın da hastanede hayatının tehlikede olduğu, zira
115
polis tarafından öldürülebileceği imasında bulunulduğu, ÇHD tarafından yapılan açıklamada
açık olarak güvenlik güçlerinin hedef gösterildiği,
Yine DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi Hareketi
organizesinde düzenlenen eylemlerle ilgili olarak kolluk görevlilerini hedef gösterici
açıklamalarda bulunulduğu,
Cumhuriyet BaĢsavcılığımızca yürütülen soruĢturmalar kapsamında elde edilen
delillere göre cezaevinde gerçekleĢtirilen Ölüm Oruçlarının DHKP/C terör örgütü tarafından
organize edildiğinin anlaĢıldığı, yine Ölüm Orucu Eylemcilerinin örgüt yönetimi tarafından
seçildikleri, Ölüm Orucu eylemini bırakan örgüt mensubunun HAĠN ilan edildiği, örgüt
yönetimi tarafından bırakmamaları için baskı ve zorlama yoluna gidildiğinin bilindiği,
ÇHD tarafından 5 Kasım 2012 tarihinde yapılan açıklamada bir görevlinin ölüm
Orucu eylemcileri hakkında “Örgütün talimatıyla ölüme gidiliyor ya da yaĢama tutunuluyor.”
Ģeklindeki açıklamalarına karĢı hemen karĢı açıklamada bulunma lüzumunu hissettiği, yapılan
açıklamada “…Erol G…. isimli akıl fukarası hesap vereceğine akıl veriyor. "Erol G…, açlıkölüm orucundaki mahkûmların iradelerinin ipotek altında olduğunu anlatıyor. Örgütün
talimatıyla ölüme gidiliyor ya da yaĢama tutunuluyor.” Erol G….‟ya soruyoruz; o iĢkenceye
çevirdiğiniz hastane hücrelerinde tüm baskılarınıza rağmen Ölüm Orucunu bırakmayan
tutsaklar mı Ölüm Orucunu zorla yaptılar? Devletin, MGK‟nın emirlerini eksiksiz yerine
getiren senin mi yoksa tüm baskılara ve iĢkencelere karĢı direnen tutsakların mı iradesi yoktu.
Erol G…. kendisini rezil eden ve tüm baskılarına boyun eğmeyip direniĢe devam eden
tutsaklara hakaret ediyor. Tutsakların iradesi karĢısında hiçbir iĢkencemiz sonuç vermiyor
diyeceğine hala o bildik devlet masalına sarılıyor.
Bay profesör zeka fukaralığına devam ediyor. “2000 yılında benzeri eylemin tam
ortasında olan, çekilen acıları ve sonuçta ortaya çıkarılanı bilen bir insan olarak eyleme
tamamen karĢıyım. O zaman ölen ve korsakoff hastalığına yakalanan onlarca genç insan
oldu. Ölüm kararını veren örgüt Ģeflerine bir Ģey olmadı. Vicdan sahiplerine düĢen ise insan
hayatının önemini anlatmaktır.” Erol G…‟nın Ölüm Orucu ile ilgili konuĢacağı zaman
yapacağı tek Ģey hesap vermektir. Kimden talimatları aldıklarını, hangi ahlakla ve alçaklıkla
iĢkence yaptıklarını açıklamaktır. Çünkü o gazetecinin takdim ettiği gibi bir bilen değil,
bahsettiği o acıların çekilmesinin birinci dereceden sorumlularındandır. Tam 122 insanımızı
öldürüp 600‟den fazla insanımızı sakat bırakanlardan biridir. Bu nedenle o direniĢten Erol
G…‟nın payına düĢen tek Ģey sağa-sola çağrı yapmak değil hesap vermektir.
Ġnsanlarımızın ölümünden ve sakat kalmasından birinci dereceden sorumlu Erol
G…‟nın bir bilen olarak kamuoyuna pazarlanması gazeteci ahlakına sığmadığı gibi
insanlığımıza ve vicdanımıza karĢı iĢlenmiĢ bir cinayettir.Saygılarımızla.5.11.2012,ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği,Ġstanbul ġubesi” Ģeklinde örgüt açıklamaları ile örtüĢen ve Ölüm Orucu
eylemlerini destekleyen bir açıklama yapıldığı,
116
08.12.2012 tarihinde SPB mensupları tarafından Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtiren ve akabinde yakalanan Nebiha Aracı
hakkında “ÇHD: Nebiha Aracı Ġsimli Devrimci Ġstanbul Emniyetince Katledilmek Ġsteniyor!”
baĢlıklı ve içerikli açıklama yaptığı, polis karakoluna silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirip
sonrasında kaçmaya çalıĢırken güvenlik güçlerince canlı olarak yakalanan Nebiha Aracı isimli
örgüt mensubuyla ilgili olarak bu örgüt mensubunun saldırı sonrası yapılan takiple silahları ile
beraber canlı olarak ele geçirilmesine rağmen hastanede güvenlik güçlerince öldürülmeye
çalıĢıldığına dair gerçekdıĢı açıklamalarda bulunarak güvenlik görevlilerini örgüte müzahir
kiĢilere hedef olarak gösterdiği tesbit edilmiĢtir.
Yukarıdaki örnekleri uzatmak mümkündür. Ayrıca 18.01.2013 tarihinde
BaĢsavcılığımız tarafından Halkın Hukuk Bürosuna yönelik olarak yapılan soruĢturmanın
kasıtlı olarak ÇağdaĢ Hukukçular Derneği tüzel kiĢiliğine yapılmıĢ bir operasyon olarak
gösterildiği, bu Ģekilde yürütülmekte olan soruĢturmayı etkileme ve kamuoyu baskısı kurmayı
amaçladıkları anlaĢılmıĢtır.
Söz konusu 113 açıklamadan da anlaĢılacağı üzere dernek yönetiminde görev alan
Ģüphelilerin ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nde örgüt adına aktif faaliyetlerde bulundukları
anlaĢılmıĢtır.
2. HALKIN HUKUK BÜROSU ĠLE ÖRGÜT YÖNETĠMĠ
ARASINDA YAPILAN YAZIġMA
DHKP/C terör örgütünün Merkez Komitesi yurtdıĢında bulunmaktadır, bu sebeple
örgüt içi yazıĢmaların internet ve GPRS üzerinden bilgisayar vasıtasıyla yapıldığı ,bu güne
kadar yapılan operasyonel çalıĢmalarda anlaĢılmıĢtır. Türkiye içinde örgütün merkez komitesi
ile yazıĢma yapılabilecek çok az sayıda bilgisayarın olduğu, bu bilgisayarların ise örgütün
legal veya illegal yapılanmalarının binaları içerisinde (Gençlik Federasyonu, Dergi binası vb.)
yer aldığı alınan ifade ve elde edilen bilgi ve belgelerden anlaĢılmaktadır. Anılan yerlerde
arama yapılmak üzere gidildiğinde 11„e varan sayıda çelik kapının olduğu ve bu kapıların
açılmasının çok zaman aldığı görülmüĢtür. Arama yapmak üzere gelen personel kapıyı
açmaya çalıĢırken içeride yer alan Ģahısların da bir takım dökümanları yaktığı ve dijital
malzemelere zarar verdiği defalarca görülmüĢtür.
Yukarıda açıklanan önlemlerin yanı sıra örgütün bilgisayarlarda sanal harddisk
kullanmak suretiyle örgüt içi haberleĢmeyi sağladığı, bu suretle bilgisayar kütüklerinde
herhangi bir bilginin kalmamasına özen gösterdiği anlaĢılmıĢtır.
Ġlgili mahkeme kararına istinaden Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada 1 adet
lenova marka WB01033817 seri numaralı, harddiski bulunmayan laptop içerisinde takılı
vaziyette 1 adet DMS BLACK ibareli CD elde edilmiĢ arama mahallinde imajı alınmıĢtır.
Yine bu bilgisayarın yanında exper style marka siyah renkli 46C-00505-D ibareli içerisinde
harddisk olmayan laptopun olduğu görülmüĢtür.
117
Lenova marka WB01033817 seri numaralı, harddiski bulunmayan Laptop içerisinde
takılı vaziyette 1 adet DMS BLACK ibareli CD‟nin adli biliĢim görevlilerince incelemesi
yapılmıĢ, düzenlenen raporda;
“CD üzerinde yapılan Adli BiliĢim Ġncelemesinde, “Ubuntu 10.04.1 LTS Ġ386” isimli
sanal iĢletim sistemi dosyaları bulunduğu,
Bir bilgisayarın çalıĢabilmesi için iĢletim sistemine ihtiyaç olduğu, sanal iĢletim
sisteminin bilgisayarın çalıĢmasını sağlayan bir yazılım olduğu,
ĠĢletim sisteminin bilgisayara bağlı bir sabit diskten çalıĢabildiği gibi harici diskten,
flash bellekten yada bir CD‟den çalıĢabildiği, ancak sabit diske kurulu iĢletim sisteminden
farklı olarak kullanıcının yaptığı iĢlemler kaydedilmeksizin geçici olarak “uçucu (geçici)
bellek” olan RAM‟de tutulduğu, geçici bellek RAM üzerinden geçen elektrik akımı
kapandıktan sonra içersindeki veriler geri getirilmeyecek seviyede silindiği,
Sanal CD ile çalıĢtırılan bir bilgisayarda yapılan iĢlemlere (ofis uygulamalarının
kullanımı, web sitelerine giriĢler, çeĢitli uygulamaların kullanılması) dair herhangi bir bilgi
bulunamadığı,
Söz konusu CD içerisindeki sanal iĢletim sistemi kullanılarak bilgisayarda yapılan
iĢlemler ve oluĢturulan dosyalar, flash bellek ve benzeri harici bir belleğe kullanıcı tarafından
kaydedilebilmekte veya baĢka bir dijital medyaya transfer edilebileceği,
Yine söz konusu CD‟nin sabit diski olmayan bir bilgisayarda yukarıda izah edildiği
Ģekilde kullanılmaya uygun olarak Ubuntu 10.04.1 LTS Ġ386 sanal iĢletim sistemi içerdiğinin
tespit edildiği” görülmüĢtür.
08.01.2013 tarihinde DHKP/C terör örgütü üyesi olmak ve 19-22 Aralık 2000 Hayata
DönüĢ operasyonunda görev alan Emekli BinbaĢı Z. B.‟ye suikast hazırlığında olmak suç
Ģüphesiyle Ömür ALTUN isimli kiĢinin evinde yapılan aramada silah ve mermiler ile 1 adet
Lenova marka CB15900249 seri numaralı siyah renkli harddiski olmayan laptop bulunmuĢtur.
BaĢsavcılığımızın 2013/35 sayılı soruĢturması kapsamında tutuklu bulunan Ömür
ALTUN isimli Ģahsın 10.01.2013 tarihinde alınan ifadesinde harddiski olmayan laptop ile
ilgili olarak “laptop‟un hard diskinin olmadığını, harici bir ram‟ı olduğunu, bu laptopta
herhangi bir örgütsel bilgi kalmaması için CD ile çalıĢtığını” beyan etmiĢtir.
Yine BaĢsavcılığımızın 2012/2094 sayılı soruĢturması kapsamında ilgili karara
isinaden örgütün sözde Demokratik Alan yapılanmalarından Okmeydanı Haklar ve
Özgürlükler Derneği‟nde yapılan aramada 1 adet Samsung marka GT-P7510 model
RJIBCI8143F seri numaralı harddiski olmayan tablet bilgisayar ve örgütün gençlik
yapılanması olan Gençlik Dernekleri Federasyonunda yapılan aramada1 Adet 00194-916806-764 seri nolu HP marka harddiski olmayan laptop bulunmuĢtur.
118
Söz konusu soruĢturmalar sonucunda örgütün, örgüt içi yazıĢma yaparken harddiski
olmayan bilgisayarlar kullandığı, bu suretle bilgisayar kütüklerinde herhangi bir örgütsel
bilgi-belgenin kalmamasına özen gösterildiği, aynı tip (harddiski olmayan) bilgisayar
kullanmanın DHKP/C terör örgütünün bir stratejisi olduğu ve örgütün talimatı doğrultusunda
bu tip bilgisayarların bulundurulduğu görülmüĢtür.
Hollanda ve Belçika Belgelerinin yapılan incelemesi neticesinde 2003 yılına kadar
HHB sorumlusunun örgütün yurtdıĢında bulunan Merkez Komitesi ile bilgisayar aracılığıyla
rapor gönderdiği ve yine HHB avukatlarının doğrudan yurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusu
ile örgütsel yazıĢma yaptıkları bilindiğinden Halkın Hukuk Bürosunda bulunan harddiski
olmayan bilgisayarlar ile örgütsel yazıĢma yapıldığı anlaĢılmıĢtır.
3. ġÜPHELĠLERĠN DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ġĠDDET
EYLEMLERĠNĠN ÖZENDĠRĠLDĠĞĠ VE PROPAGANDASININ
YAPILDIĞI EYLEMLERDE YER ALMASI
Belçika ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları ve
Dökümanlar incelendiğinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının legal veya illegal toplumsal
gösteri, yürüyüĢ, basın açıklamalarına katılımları ile ilgili olarak;
“1997.11.10-1997-hamhav-10KAS02” isimli word belgesi incelendiğinde Hamdi
isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben gönerilen bu raporda;
“10.11.1997
HAMDĠ:
metinin cevabı
polatlı daki olayın bu kadar ciddi olduğunu daha yeni kavramaktayım o sırada orada
bulunmayıĢımın özel bir nedeni yok az önce açıklamıĢtım yolculuğun baĢından beri bunun
gereklerini yerine getirmeye çalıĢtım hatta eskiĢehirde otobüsten inmemiz gerektiği
konusunda en ısrarcı olanda kapılar açıldığında ilk dıĢarıya çıkan da benim yürütülen
dialoglarda da yine en aktif olan bendim sizlerinde tesbit ettiği gibi bu gibi iĢleri avukatlara
bırakıyorlar bu aktifliğim nedeniyledir ki en çok deyim yerindeyse dayağı ben yedim
gözaltında iken de arkadaĢlara sürekli moral de verdim benim ki kızgınlık ve tepkisellik
tepkisellik Ģuradan kaynaklanıyor bir önceki bir Ģehirlerarası eylemlilikte benim varolan
inisyatifi kırdığım ve kendi baĢıma inisyatif koyduğum noktasında eleĢtiri aldım eleĢtirinin
haklı yönleri olmakla birlikte ben de Ģunu ileri sürmüĢtüm inisyatifiniz kırılmıĢ ise bu sizin
eksikliğiniz ve inisyatifsizliğinizden kaynaklanıyor gerçekten de öyleydi bu nedenle Ģunu
söyledim madem inisyatife katkılarımız noktasında böyle düĢünülüyor ve kurumlarımız
giderek daha meĢrulaĢıp kamuoyuna mal oluyor öyle ise meĢru kurumlar meĢru
temsilcilerinide yaratmalıdır rneğin polis ile yapılan bir pazarlıkta pazarlık gücümüz avukat
olmamızdan kaynaklanmıyor o anki tüm unsurların birleĢmesinden kaynaklı bir güç dengesi
119
üzerine herĢey Ģekilleniyor bunu da pekala bir baĢkası yapabilir bu eylemlilikte de meĢru
temsilciler vardı bizim durumumuz bu inisyatife katkıda bulunmaktı ama hiçbir zaman öyle
olmadı örneğin kadıköyde ben kitle içinde adeta kaybolmuĢken beni tanıyan polislerden üçü
biraz gizlice yanıma gelip pardon programınız nedir Ģeklinde çok kibarca soru sordu tabiki
ben temsilcileri biraraya toplayıp polise gönderdim bende yanlarında bulundum bu Ģekilde
baĢlayan yolculuk son ana kadar böyle devam etti örneğin bursada yoğun kalabalık polis
grubunu gören temsilcilerden ancak benimle birlikte bir tanesi aĢağıya inebildi o da pek
konuĢamadı polis yine beni muhatap kabul etti ve ona göre Ģekillenme oldu halktan insanların
avukat bulunmasından dolayı kendilerini güvende hissetmelerini çok iyi anlıyorum ancak
oradaki birebir insanlarımızında aynı mantıkla hareket etmeleri sanki herĢeyi ben
yapacakmıĢım havalarında olmaları beni tepkiselliğe itti sadece bu olayda değil yaĢadığımız
bir çok pratikte aynı durum var iĢte tepkiselliğim buradan kaynaklanıyor polatlıda da daha
önce yazdığım koĢullar ısrarla sen olman lazım Ģeklindeki davranıĢlar ve polisin özellikle bu
kiĢi olmadan görüĢmem tavrı karĢısında bunu kabullenme Ģeklinde sergilenen tutumlar beni
kızdırmıĢtır buna rağmen gelen telefonlar üzerine yaptığımın eksiklik olduğunu kavradım
arkadaĢlarıma açıkladım ama benim o yöndeki otoritem benzin yok ileriden alalım seni
bırakalım biz gidelim dur acele etme milletvekillerini arayalım Ģeklindeki söylemlerle dağıldı
gitti o sırada kızmıĢ olduğumdan sanki kurtarıcı benmiĢim gibi otobüstekilerin davranmaları
yüzünden içimden tabiki bunu birebir arkadaĢlar için söylüyorum banamı güvendiniz de yola
çıktınız Ģeklinde düĢündüm…” Ģeklinde beyanların bulunduğu,
Bu anlatımlardan; Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, örgütün talimatıyla DHKP/C
terör örgütüne müzahir kitle hareketlerine katıldıkları, zira katılmayan Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarının örgüt tarafından ikaz edildiği, DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle
hareketlerinin neredeyse hepsinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının grup adına sözcülük
yaptığı, HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle hareketlerine katılmalarının
bir amacının da grup içerisinde bulunan kiĢilere güven vermek ve cesur hareket etmelerini
sağlamak olduğu anlaĢılmıĢtır.
Yine “2003.05.22 - export 3-3-339-22052003” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda;
“baĢmanav ve manav 4 Ģengülün cenazesine katıldılar. tel. Ile görüĢtük. Cenazeye 150
kiĢi katılmıĢ. Olaysız geçmiĢ” ġeklinde ibarelerin olduğu,
ġengül isimli Ģahsın 20.03.2003 yılında “canlı bomba” eylemi yapmak isterken
hayatını kaybeden DHKP/C örgütü eylemcisi ġengül Akkurt olduğu görülmüĢ,
DHKP/C terör örgütü yöneticilerinin toplumsal olaylar ile ilgili olarak örgüt
yöneticilerinin ilk olarak Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından bilgi aldıkları, HHB
avukatların örgüt yöneticilerinin bilgisi dahilinde DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle
olaylarına katıldıkları anlaĢılmıĢtır.
120
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 günün alınan tanık anlatımlarında Halkın Hukuk
Bürosu ile ilgili olarak;
“…Bu hukuk bürosu tamamen DHKP/C terör örgütü tarafından kurulmuĢ, örgüt
tarafından yönlendirilen bir Hukuk Bürosudur. Temel amacı örgüt adına faaliyet gösterip
yakalanan ve gözaltına alınan Ģahıslar için bünyesindeki avukatları sevk etmektir. Böylece
yakalanan Ģahsın konuĢarak örgüt yapılanmasını ve bölgede örgüt adına faaliyet yürüten
diğer Ģahısları deĢifre etmesi engellenir. Zaten bu avukatlar, örgüt lehine yapılan eylemlere
de katıldıkları için; herkes tarafından özellikle de eylemden dolayı gözaltına alınan Ģahıslar
tarafından tanınıyor bu nedenle bu avukatlar geldiklerinde zaten gözaltındaki Ģahıs
konuĢacaksa da susuyor.” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüĢtür.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının katıldığı tespit edilen legal veya illegal toplumsal
gösteri,yürüyüĢ ve basın açıklamaları incelendiğinde;
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının katıldığı toplumsal gösteri/yürüyüĢ/basın
açıklaması vb.lerde büyük ölçüde grup içerisine girmedikleri, eylemlerde çoğu zaman grubu
izledikleri, örgütsel dökümanda geçtiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve
cesaret verme amacı” ile hareket ettikleri,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının bulunduğu eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD,
Dev-Genç, Grup Yorum, Devrimci ĠĢçi Hareketi, Devrimci Alevi Komitesi” Ģeklinde sadece
DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının 30 Mart 1994 tarihinde Devrimci Halk KurtuluĢ
Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17
Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü mensuplarınca düzenlenen "Devrim ġehitlerini
Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri” adı altında kutlanan eylemlere katıldıkları,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün
silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının da bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu olan
ve son dönemde canlı bomba, silahlı saldırı vb. eylemler gerçekleĢtiren militanların cenaze
törenlerine katıldıkları,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yasadıĢı DHKP/C terör örgütü lideri olan Dursun
KARATAġ‟ın cenazesine katıldıkları, cenaze iĢlemlerini takip ettikleri yapılan incelemeler
neticesinde anlaĢılmıĢtır.
ġüpheliler vermiĢ oldukları ifadelerde her ne kadar kendilerinin anayasal ve
demokratik haklarını kullanarak tamamen yasal olan toplantı ve basın açıklamalarına
katıldıklarını beyan etmiĢ iseler de katıldıkları eylemler incelendiğinde eylemlerin birçoğunda
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ ve DHKP/C terör örgütünü övücü nitelikte
sloganların atıldığı, yine DHKP/C terör örgütünü övücü pankart ve dövizlerin açıldığı,
121
eylemlerde açık Ģekilde örgüt propagandasının yapıldığı, güvenlik güçlerine yönelik taĢlı
sopalı saldırıların olduğu görülmüĢtür.
ġüphelilerin bir kısmının Cumhuriyet BaĢsavcılığımızda vermiĢ oldukları ifadelerinde
katılmıĢ oldukları Dursun KarataĢ‟ın cenaze töreni ile ilgili olarak “kendilerinin Dursun
KarataĢ‟ın ailesinin avukatı olduğunu, bu sebeple cenaze iĢlerinin takibi için cenaze töreninde
bulunduklarını‟‟ beyan ettikleri görülmüĢ ise de yapılan incelemede HHB avukatlarından
Ģüpheli Oya Aslan‟ın cenaze töreni boyunca kamera ile çekim yaptığı, cenaze töreni boyunca
DHKP/C terör örgütünün propagandasının yapıldığı, yine HHB avukatlarından Ģüpheli Taylan
Tanay‟ın tabutu taĢıdığı, HHB avukatlarından Ģüpheli Özgür Yılmaz, Selçuk Kozağaçlı ve
Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün sözde askeri kanadı olan Devrimci Halk KurtuluĢ
Cephesi (DHKC)‟ye ait bayrağın hemen altında bulundukları görülmüĢ olup, cenazede
bulunan avukatların mesleklerinin gereği olarak değil örgütsel irtibatları nedeniyle törende
bulundukları anlaĢılmıĢtır.
ġüphelilerin birçoğunun SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) mensubu olan ve canlı
bomba, silahlı çatıĢma vb. neticesinde ölen kiĢilerin cenazelerine katılmaları ile ilgili olarak
C.BaĢsavcılığımızda vermiĢ oldukları ifadelerde kendilerinin bu kiĢilerin müvekkili olmaları
sebebiyle cenaze törenlerinde bulunduklarını beyan etmiĢ iseler de; söz konusu cenaze
törenleri incelendiğinde DHKP/C terör örgütü ve militanlarının açıktan propagandasının
yapıldığı, katılan Ģüpheli avukatların bu grupla birlikte hareket etttikleri, ayrıca ölen SPB
mensubunun sözde DHKC bayrağı ve uzun namlulu silah ile örgüt tarafından çekilen
fotoğrafını yakalarına astıkları ,diğer örgüt mensuplarına cesaret vermek maksadıyla hareket
ettikleri görülmüĢtür.
“2003.05.21 - export 2-unallocated clusters-28” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan raporda;
“…Ģengül Akkurt"un Ģehit düĢmesi ile birlikte ağbisi Ali Akkurt buraya geldi.Gece
1.00 de manav 4 ile birlikte Tarladan bir arkadaĢla Ankaraya gittiler. manav 4 Ankarada Adli
Tıp iĢlemleri ile ilgilendi ve öğleden sonra Ģengülü teslim almıĢlar. Ankaradan hiç bir av.
Cenaze ile birlikte malatyaya gitmek istememiĢ. manav 4 cenaze ile yola çıktılar.
BaĢmanav dün öğleden sonra Adana"ya Hasan balıkçının duruĢmasına katılmak için
yola çıktı.Bugün Urfadaki duruĢmaya katıldı.DuruĢmadan sonra tekrar Adanaya
geçti.Ceyhan daki arkadaĢlarla görüĢüp o da Malatyaya cenazeye katılmak için geçecekti….”
ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.05.22 - export 3-3-339-22052003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan raporda;
“baĢmanav ve manav 4 Ģengülün cenazesine katıldılar. tel. Ile görüĢtük. Cenazeye 150
kiĢi katılmıĢ. Olaysız geçmiĢ” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
122
Bu rapor içeriklerinden DHKP/C SPB mensubu ġengül Akkurt‟un cenazesine yine
HHB avukatlarının katılmıĢ olduğu, HHB avukatlarının SPB mensubu Ģahısların cenazesine
örgütün bilgisi ve talimatı dahilinde katıldıkları anlaĢılmıĢtır.
Son dönemde ölen DHKPC SPB militanlarının cenazelerin Adli Tıp Kurumu‟nda
yapılan otopsi incelemesi esnasında Adli Tıp Kurumu önünde gerçekleĢen olaylarda bir çok
kiĢi hakkında DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunmak suç Ģüphesi ile adli iĢlem
yapılmıĢ ve bir kısmı tutuklanmıĢtır. Adli Tıp Kurumu önünde örgüt adına yapılan bu
eylemlere Ģüphelilerden bir kısmının katıldığı dosya kapsamında anlaĢılmıĢtır. Dolayısıyla
son dönemde ölen DHKP/C SPB militanlarının cenazesinin Adli Tıp Kurumu‟ndan alınması
sırasında da Ģüphelilerin ġengül AKKURT‟un cenazesinde olduğu gibi örgütün talimatı
dahilinde orada bulundukları ve cenaze alma iĢini örgütün propaganda aracına dönüĢtürmeye
çalıĢtıkları görülmüĢtür.
Ayrıca DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmaları olan Halk
Cephesi, Gençlik Federasyonu, TAYAD, YürüyüĢ Dergisi vb. tarafından organize edilen bazı
legal görünümlü eylemler Ģiddetten uzak görünümde olsa da söz konusu eylemlerin örgütün
illegal kanadına dahil olacak kiĢileri örgütsel doygunluğa ulaĢtıracak ideolojik eğitim
statüsünde olduğu, zira DHKP/C SPB mensupları canlı bomba Ġbrahim Çuhadar, ġemsettin
Kalkan ile silahlı saldırganlar Hasan Selim Gönen, Servet Göçmen, Sultan IĢıklı gibi kiĢilerin
örgütün illegal kanadına geçmeden önce Gençlik Federasyonu, TAYAD gibi legal görünümlü
kurumlarda faaliyet gösterdikleri, bu kapsamda yapılan legal görünümlü birçok eyleme
katıldıkları, bu eylemlerin söz konusu Ģahısların örgüt bağlılığını pekiĢtirdiği ve güçlendirdiği
tesbit edilmiĢtir.
Yine yapılan basın açıklamaları incelendiğinde “Ferhat Gerçek‟in hesabı sorulacak,
Engin Çeber‟in hesabı sorulacak, Hasan Selim Gönen‟in Hesabını Soracağız” konulu
eylemler organize edildiği, bu eylemlerde yapılan gerçekdıĢı propaganda ile devletin
düĢmanlaĢtırıldığı, anılan eylemlerin öç alma, hesap sorma Ģeklinde yansıtıldığı, bu
söylemlerle illegal silahlı ve bombalı eylemler için eleman temin edilmeye çalıĢıldığı
görülmüĢtür.
Bu nedenle örgütün sözde Demokratik Alan yapılanmaları tarafından yapılan her
eylemin örgüt tarafından daha sonra yapılacak olan silahlı saldırı ve canlı bomba eylemlerinin
zeminini hazırladığı ve örgütün silahlı kanadı ile sözde Demokratik Alan yapılanmalarının net
olarak birlikte hareket ettikleri anlaĢılmıĢtır. Dolayısıyla dosya kapsamında mevcut bulunan
legal ve illegal basın açıklamaları yürüyüĢ,miting vb. toplumsal olaylar da bu çerçevede
değerlendirilmelidir.
123
4. HALKIN HUKUK BÜROSU‟NDA ÇALIġAN AVUKATLARIN
SADECE
DHKP/C
TERÖR
ÖRGÜTÜ
MENSUPLARININ
AVUKATLIĞINI ÜSTLENMELERĠ
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının hangi davalara bakacağına DHKP/C terör örgütü
yönetimi tarafından karar verildiği, alınacak Ģahsi davalar veya ticari davaların örgüt
yönetimine danıĢıldığı ve örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda hareket edildiği,
DHKP/C terör örgüt üyeliğinden gözaltında olan veya tutuklu bulunan Ģahısların ve ailesinin
görüĢü alınmadan, HHB avukatlarının örgütün talimatı ile bu Ģahısların avukatlığını
üstlendikleri, Ģüpheli kiĢinin kendisinin ve ailesinin HHB avukatlarını istememesi halinde
Ģüpheliye ve ailesine örgütsel baskı uyguladıkları, DHKP/C terör örgüt mensuplarının etkin
piĢmanlık hükümlerinden yararlanmaması gerektiği hususunda müvekkillerine telkin ve
zorlamalarda bulundukları ve DHKP/C terör örgütünün ve örgüt mensuplarının
gözaltı/tutuklama vb. hukuksal iĢlerini takip ederek tekrar örgüt yönetimine ilettikleri
yukarıda delilleri ile birlikte ayrıntılı olarak açıklanmıĢtır.
Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü
mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle
bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin
emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
2010-2012 yılları arasında 470 kiĢinin DHKP/C terör örgütü mensubu olmak suçu
Ģüphesiyle gözaltına alındığı, bu Ģahısların gözaltında oldukları süre boyunca müdafisi olan
avukatlar incelendiğinde Ģüpheli Ebru Timtik‟in 64, Ģüpheli Oya Aslan‟ın 49, Ģüpheli Taylan
Tanay‟ın 46, Ģüpheli Barkın Timtik‟in 45, Ģüpheli Naciye Demir‟in 30, Ģüpheli ġükriye
Erden‟in 29, Ģüpheli Günay Dağ‟ın 20, Ģüpheli Gülvin Aydın‟ın 5 DHKP/C terör örgütü üyesi
olmak iddiasıyla gözaltına alınan Ģüphelilerin müdafiliğini üstlendikleri, Ģüphelilerin 182‟sine
ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları görülmüĢtür.
DHKP/C terör örgütünün son dönemde gerçekleĢtirdiği silahlı ve bombalı eylemler ile
bu eylemi yapan SPB militanlarının müdafileri incelendiğinde;
17.09.2011 tarihinde Esenler Polis Merkezi Amirliğine silahlı ve bombalı saldırı
eylemini gerçekleĢtirdikten sonra suçüstü yakalanan DHKP/C SPB mensubu Ayten AnlaĢ‟ın
avukatının Ģüpheli Barkın Timtik olduğu,
12.06.2012 günü saat 22.40 sıralarında Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra Avcılarda bir polis memurunu silahla
vurarak yaralayan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in avukatının Ģüpheli Oya Aslan
olduğu,
16.06.2012 günü GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012
tarihinde polisle girdiği silahlı çatıĢma sonucunda yakalanan DHKP/C SPB mensubu Sultan
IĢıklı‟nın avukatının Ģüpheli Barkın Timtik olduğu,
124
Yunanistan‟da silahlı eğitim alan ve 29.06.2012 tarihinde üzerinde çok sayıda silah ve
patlayıcıyla birlikte yasa dıĢı yollarla ülkeye girdikten sonra Silivri Otogarında yakalanan
DHKP/C SPB mensubu Fikret Kara‟nın avukatının Ģüpheli Oya Aslan olduğu,
30.07.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB
mensupları Sevgi Daylan ve Çiğdem ġenyiğit‟in avukatlarının Ģüpheli Taylan Tanay olduğu,
03.08.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB
mensupları Sakine Ögeyik ve Murat Fırat‟ın avukatlarının Ģüpheli Oya Aslan olduğu,
08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı saldırıda bulunan DHKP/C SPB mensubu Nebiha Aracı‟nın avukatının
Ģüpheli Ebru Timtik olduğu,
08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı saldırıda bulunan ve 11.12.2012 günü GaziosmanpaĢa Ġlçesinde bir polis
memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C SPB mensubu Nurgül Acar‟ın avukatının
Ģüpheli Barkın Timtik olduğu,
Yukarıdaki verilerden de anlaĢılacağı üzere gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün
silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu oldukları iddiasıyla haklarında
soruĢturma yürütülen Ģüphelilerin müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarının yaptığı görülmüĢtür.
2011 – 2012 yıllarında toplamda gözaltına alınan 232 Ģüphelinin ifade tutanakları
incelendiğinde; 176 Ģahsın susma hakkını kullandığı, 56 Ģahsın ifade verdiği anlaĢılmıĢtır.
Emniyette susma hakkını kullanan Ģüphelilerin avukatlarının tamamının Halkın Hukuk
Bürosu avukatları olduğu, emniyette ifade veren 53 Ģüphelinin avukatının kendi özel avukatı
veya baro tarafından görevlendirilen avukatlar olduğu, ifade veren 3 Ģüphelinin avukatlarının
ise Ģüpheliler Ebru Timtik, Barkın Timtik ve ġükriye Erden olduğu tesbit edilmiĢtir.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce, DHKP/C terör
örgütüne yönelik 2006 ile 2012 yılları arasında DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette
bulunma suç Ģüphesi ile gözaltına alınan 170 Ģüphelinin emniyete alınan ifadeleri esnasında
savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
ġüpheli Özgür Yılmaz‟ın 73, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın 14, Ģüpheli Nazan Betül
Vangölü Kozağaçlı‟nın 12, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın 1 Ģüphelinin ifadesinde hazır bulunduğu,
diğer Ģüphelilerin savunmalarında ise baĢka avukatların hazır bulundukları,
DeğiĢik tarihlerde gözaltına alınan DHKP/C terör örgütü üyesi Ģüpheliler arasında
terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensuplarının
müdafiliğini yapan avukatlar incelendiğinde;
125
10 Aralık 2007 tarihinde Ġlimizde hücre evinde girdiği silahlı çatıĢma neticesi ölü
olarak ele geçirilen DHKP/C (SPB) terör örgütü üyesi Kevser Mırzak ile iliĢki ve irtibatı
tespit edilen DHKP/C (SPB) terör örgütü üyesi Sezgin Çelik‟in avukatının Ģüpheli Taylan
Tanay olduğu,
27 Nisan 2009 tarihinde Ġlimiz Bilkent Üniversitesinde, Adalet eski Bakanı Hikmet
Sami Türk‟e yönelik canlı bomba ve silahlı suikast eylemi gerçekleĢtiren DHKP/C (SPB)
mensubu Serkan Onur Yılmaz‟ın avukatının Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı olduğu,
Yukarıdaki verilerden de anlaĢılacağı üzere gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün
silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri mensuplarının tamamına yakınının müdafiliğini
Halkın Hukuk Bürosu (HBB) avukatlarının yaptığı anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunma Ģüphesi ile gözaltına alınan
Ģahıslardan Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarının müdafiliğini yaptığı Ģüphelilerin tamamına
yakınının susma hakkını kullandıkları anlaĢılmıĢtır.
ġüphelilerin C.BaĢsavcılığımızda alınan ifadedelerinde genel olarak, emniyette
katıldıkları ifade alma iĢlemi sırasında müvekkillerinin tamamının susma hakkı kullandıkları
hususuna karĢılık kendilerinin gizlilik kararı bulunan dosyalarda müvekkillerine susma hakkı
kullanmalarını tavsiye ettiklerini, susma hakkının yasal bir hak olduğunu ve kesinlikle
müvekkillerini bu konuda zorlamadıklarını beyan etmiĢ iseler de dosyada mevcut delillerin
değerlendirilmesinden Ģüphelilerin örgütün deĢifre olmaması ve müvekkillerinin gözaltı süresi
boyunca örgütsel tavır sergilemeleri için müvekkillerini emniyette susma hakkını kullanmaya
zorladıkları, hatta bazı Ģüphelilerin ifade vermek isteyen müvekkillerini tehdit ettikleri,
Ayrıca DHKP/C terör örgütü üyelerince yapılan ve yapılmaya çalıĢan silahlı/bombalı
saldırıların faili olan SPB mensuplarının örgütün talimatıyla tamamının avukatlığını Halkın
Hukuk Bürosu avukatlarının yaptıkları, bu Ģekilde saldırganların olası ifade vermelerini
önlemeye çalıĢtıkları anlaĢılmıĢtır.
5. DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ ġÜPHELĠLERĠNĠN RIZASI
OLMADAN ÖZEL AVUKATI OLDUĞUNU ĠDDĠA ETMELERĠ
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 günü Müdürlüğünde alınan ifadesinde Halkın Hukuk
Bürosu ile ilgili olarak;
…Halkın Hukuk Bürosu, örgüt lehine yapılan eylemler nedeni ile gözaltına alınan
Ģahıs ya da Ģahıslar olduğunda Ģu Ģekilde devreye girmektedir. Gözaltının olduğu mahallede;
örgütün mahalle sorumluları veya mensupları direk olarak olayı ve yakalanan örgüt
mensuplarının isimlerini hızla Halkın Hukuk Bürosuna telefonla aktarmaktadır. Halkın
Hukuk Bürosu ise aslında özel avukat olmamalarına rağmen, Emniyet Birimlerine gelerek
Özel Avukat olarak kendilerini gösteriyorlar. Bu konuda gerekirse aileler de ikna edilerek
emniyete birlikte gelinmektedir. Zaten; mahallede yapılan örgütsel toplantılarda bu konuda
126
örgüt mensuplarına; gözaltı durumunda Halkın Hukuk Bürosu‟ndan, özel avukat isteneceği
Ģeklinde talimat verilmektedir…” Ģeklinde beyanda bulunduğu,
Hollanda ve Belçika Dökümanlarından “2003.04.04 - export 4-4-490-04042003”
isimli word belgesi incelendiğinde o tarihlerde HHB Sorumlusu olan YaĢar KOD Münevver
Köz‟ün Avukat Ercan Kanar‟ın ÇHD‟ye verdiği dilekçeyi olduğu gibi örgüt yönetimine
gönderdiği, not içeriğinde;
YAġAR'IN NOTU
MERHABA
Ercan Kanar'ın ÇHD yönetimine verdiği dilekçedir.
Ç.H.D. Yönetim Kuruluna
ĠSTANBUL
Değerli ArkadaĢlar,
Öncelikle belirtmek isterim ki bu bir Ģikayet değil. OluĢturduğumuz kurulların
çürümemesi, kuruluĢ amaç ve felsefelerini korumaları bu acıdan da kendi bünyesinde etik
açıdan bir ortak payda yaratması, bununla ilgili bilinci üyelere algılatması için gerekli bir
uyarı.
ÇHD"nin ikinci kez kurulup çalıĢmalarında etkin olarak yer aldığı ilk Merkez onur
kurulu üyeliğinde de bulundum. Karınca kaderince çalıĢmalarına destek vermeye çalıĢıyorum.
ÇHD"nin kuruluĢ çalıĢmalarını 1990"lı yıllarda Bakırköy Baro Yönetim kurulunda
yürütürken, hepimiz alternatif hukuk üretiminden, demokrat, özgürlükçü, sosyalist hukuk
ilkelerinin geliĢtirmekten, Barolara da ivme taĢımaktan söz ediyorduk. Ne varki kuruluĢtan
epey zaman geçmesine rağmen, diğer bir çok kuruluĢlarımızda olduğu gibi, ÇHD" de de
kuruluĢ amaçlarına pek ulaĢılamadı. Bunun çeĢitli nedenleri var. Soruyorum: Bir ÇHD üyesi
avukat veya avukatlar, yargılanan bir insanın " Müdafi seçme hakkını" ihlal edebilir mi
Soruyorum: Bir ÇHD üyesi avukat veya avukatlar, bir baĢka ÇHD üyesi avukata ambargo
konmasına araç olabilirler mi Eğer bunlar yapılıyorsa bu ne kadar ÇHD üyeliğine yakıĢır
ÇHD ve benzeri kuruluĢlara üye olan avukatların iki türlü sorumluluğu vardır. Hem
savunmanlığın mesleki etik değerlerini korumak hem de bundan da ötesi insan hakları
ilkelerine, özgürlükçü muhalif niteliklere ters düĢmemek.
Konuya geliyorum:
1) DHKP-C operasyonunda Mersin"de tutuklanan BarıĢ ATEġ isimli bir tutuklu ile
ilgili ailesi Kartal"daki avukat arkadaĢlar vasıtasıyla bana davayı üstlenmem için geldiler.
127
(Kasım ayı) Sohpet esnasında tutuklunun ailesi Gaziantep"den çok eski yıllarda Dev-Genç ve
ilk TĠP döneminde tanıdığım mücadele arkadaĢlarımın tanıdığı çıktı. Profosyonel olmayan bir
yaklaĢımla Ġst. Barosunun DGM"ler için belirlediği asgari ücret tarifesinin de çok altında bir
ücretle (1,5 milyon lira) davayı üstlendiler. Bir hatır iĢi gibi. Aile bana tutuklunun da benim
davayı üstlenmemden yana olduğunu söyledilir. Nitekim Mersin cezaevinde tutuklu olan BarıĢ
ATEġ, ki kendisi beni tanıyan biridir, bana vekalet gönderdi. Vekalet örneği ektedir.
2) BarıĢ ATEġ"in 6 No"lu DGM"deki 2001/391 E. No'lu davasına, kendisinin
getirilmediği 25.12.2002 günlü duruĢmasına girdim. Girmeden önce dosyada vekaletsiz
olarak Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Behiç AġÇI'nın dilekçesini gördüğüm için,
meslek kuralları gereği haber verdim. Bana "girmenin bizim için bir sakıncası yok, ben
sadece sevki için dilekçe verdim, girebilirsin" dedi.
3) BarıĢ ATEġ Mersin cezaevinden Tekirdağ F Tipine sevk olduktan sonra 31.1.2003
tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevinde görüĢ yaptım. Dava dosyası üzerine konuĢtuktan sonra,
görüĢmemizin sonlarına doğru BarıĢ AteĢ sıkıntılı bir Ģekilde "Abi, arkadaĢlar senin girmeni
istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez, baĢka bir
avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi." diye belirtti. Ben de BarıĢ AteĢ' e benim için
sürpriz değil sıkıntıya girme baĢka bir avukat da devam edebilir diyerek ayrıldım.
4) Daha sonra ailesi aradığında durumu anlattım. Ailesi girmemi ısrarla istemiĢlerse
de ben tutuklunun güç durum7da kalmaması için aileyi ikna etmeye çalıĢtım.
5) Olay aynen harfiyen böyledir. ġu anda davaya giren avukat Mehmet Ovayolu' da
tüm bu izahata vakıftır. Kaldı ki tutuklunun kardeĢi ve babası da bu izahata vakıftır.
6) Ġnsan Hakları mücadelesindeki ilkesel, etik düĢüncelerimden ve mücadelelerimden
dolayı bu tür ambargolar bir çok kez olmuĢtur. Ama burada ilginç olan davaya girmeden
önce söylememe ve banada "bizim için sakıncası yoktur" demelerine rağmen bu yakıĢıksız
tavrın yapılmasıdır.
SONUÇ : Bu tür tavırlar bir avukata veya avukatlara yakıĢmaz. Hele hele ÇHD üyesi
olan avukatlara hiç yakıĢmaz. AĠHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan "sanığın
müdafiini seçme hakkını" bir ÇHD üyesi ihlal edebilir mi
aynı kurum üyelerinin
birbirlerine karĢı mesleki ve etik sorumlulukları yok mudur
Tüm mücadele yaĢamım boyunca inandığım ilkeleri her koĢul ve ortamda savunmaya
çalıĢtım. Buna devam edeceğim ancak gönül istiyor ki oluĢturduğumuz, emek verdiğimiz
kurumlar iddialarına ve adlarına layık olsunlar. Bununda yolu hataların üzerine gitmekten
geçer. Birbirimizin sırtını sıvazlarsak geriye ne kalır Cazibe merkezi olmaktan uzaklaĢmıĢ,
tabela kurumları kalır. Duyarlılık göstereceğiniz umuduyla baĢarılar dilerim. 27.03.2003
ERCAN KANAR” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
Herhangi bir örgüt mensubunun avukatı olarak HHB dıĢından bir avukatın girdiği
durumlarda HHB avukatlarının örgüt mensubuna ve avukatına baskı yaparak müvekkil –
128
müdafi iliĢkisini engelledikleri, dolayısıyla Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‟ nin 6.
Maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafiini seçme hakkını" HHB avukatlarının
örgütün talimatıyla yok saydıkları,
“2003.06.25 - export 11-11-171-25062003” isimli word belgesi incelendiğinde;
“…Ercan kanar konulu toplantı saat 19.00'da baĢladı. Ercan kanar kendisinin
yıllardır mücadele içinde olduğunu, kendisini herkesin tanıdığını söyledi ve sözü dilekçesinin
imha edilmesine getirdi. ÇHD'ye yaptığı yazılı baĢvurunun imha edilmesini doğru
bulmadığını amacının sadece dilekçesinin imha edilmesinin tartıĢılması ya da barıĢ ateĢ'in
avukatlığını yapıp yapmamak olmadığını, ÇHD'de bir etik değer yaratmak gerektiğini,
insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini söyledi.
baĢladı. BarıĢ'ı ve ailesini Gaziantep'ten tanıdığını, barıĢ tutuklanınca ailesinin kendisine
geldiğini ve barıĢ'ın avukatlığını yapmasını istediğini söyledi. Kendisinin de "DHKP-C
davalarına girmesinin istenmediğini" aileye söylediğini ama ailenin ısrar etmesi karĢısında
vekaletnameyi ve parayı alıp dosyayı aldığını söyledi. DuruĢma günü, duruĢmaya girerken
behiç aĢcı ile konuĢup davaya girip giremeyeceğini sorduğunu, behiç'inde bizim için mahsuru
yok girebilirsin dediğini, bunun üzerine de girdiğini, duruĢmadan sonra tekirdağ'a gittiğinde
barıĢ ile dosyası üzerine uzunca bir süre konuĢtuktan sonra tam ayrılacakken barıĢ'ın
kendisine "abi özgür buraya geldi, senin davalara giremeyeceğini söyledi, bu nedenle seni
azlediyorum" dediğini söyledi. Bunun üzerine de ÇHD'ye yazılı olarak baĢvuru yaptığını,
yazılı baĢvuru yapmaktaki amacının yanlıĢ anlaĢılmamak olduğunu, bir ÇHD'li avukatın
baĢka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu, kendisinin
herhangi bir talebi olmadığını söyledi. Daha sonra sözü cemal aldı ve ercan'ı dinlediklerini
Ģimdi de halkın hukuk bürosu'nun konuĢması gerektiğini söyledi. Daha sonra sözü filiz kalaycı
aldı. Özgür'ün yaptığını kınadığını, ÇHD içindeki etik açısından doğru bulmadığını söyledi.
ÇHD'ye yapılan yazılı bir baĢvuru metninin asla imha edilemeyeceğini söyledi. Daha sonra
behiç aĢcı söz aldı. Öncelikle avukat seçme özgürlüğü gibi bir Ģeyin olamayacağını, bu
konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların iĢlerine de karıĢılamayacağını söyledi.
Ercan kanar'ın doğru söylemediğini, yalan söylediğini, kendisinin davalara girmesinin
yasaklanmasının nedeninin insan haklarına bakıĢı değil, 19 aralık operasyonundan sonra
edirne f tipine gidip temsilcilerle görüĢtükten sonra ölüm orucunun taleplerinin değiĢtiğini ve
14 maddelik taleplerin geçerli olduğunu, bu talep listesini bakanlığa da ileterek karıĢıklık
yarattığını söyledi. Bu nedenle de kendisinin davalara giremeyeceğine dair karar alındığını
ve kendisine iletildiğini belirtti. Bu noktada ercan kanar itiraz edince behiç aĢcı ilgililerin
burada olduklarını, gerekirse yüzleĢebileceklerini söyledi. Ercan kanar'ın yazdığı dilekçenin
muhbirlik ve ihbarcılık olduğunu, özgür'e ceza verdirmenin zemininin yaratılmaya
çalıĢıldığını, asla ercan kanar'ın söz hakkının kısıtlanmadığını belirten behiç nitekim genel
üye toplantısının yapılmasına engel olunmadığı gibi, çağrının da bizzat kendilerince
yapıldığını belirtti. Ercan kanar'a gidilerek dilekçeninin muhbirlik niteliği taĢıdığının
açıklandığını ve dilekçesini geri çekmesinin istendiğini belirten behiç ercan kanar'ın bu
açıklamaya rağmen dilekçesini geri almayı kabul etmediğini belirtti. Bu nedenle de ÇHD
yönetimine dilekçenin imha edilmesini önerdiklerini belirtti. …” Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
129
YasadıĢı DHKP/C terör örgütü üyeliği suçlaması ile yakalanan bir kiĢinin avukatını
kendisinin mi, yoksa örgütün mü seçeceği konusunda, HHB avukatlarının DHKP/C terör
örgütü yönetiminin karar vermeye yetkili olduğunu, gözaltına alınan örgüt üyesinin buna
yetkili olmadığını beyan ettikleri ve örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettikleri
anlaĢılmıĢtır.
DHKP/C terör örgütü yönetimi, örgüt üyelerinin gözaltına alındığında HHB avukatı
veya örgütün izin verdiği avukat haricinde baĢka avukat seçmelerine izin vermemektedir.
Bunun nedeninin ise; örgüt üyesi Ģüphelilerin TCK 221. Maddede belirtilen etkin piĢmanlık
hükümlerinden ve çıkan piĢmanlık yasalarından yararlanarak DHKP/C terör örgütü
mensuplarını deĢifre etmesini engellemeye yönelik olduğu anlaĢılmaktadır.
Yine “2003.09.11 - export 7-7-29-11092003” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“Kamber Soypak ile pazartesi günü baĢmanav ve manav 1 ile birlikte gittik.Bürosu
Sultanahmette. Kendisine dava ile konuĢmaya geldiğimizi söyleyerek konuĢmaya baĢladık.
Metin"in durumunu sorduk. Ve kendisi ile metin için piĢmanlık yasasından yararlanması
konusundaki talebi üzerine konuĢmak istediğimizi söyledik.
Evet metinin durumu ile ilgileniyorum ailesi tanıdğım olur benim bu iĢten para b.bir
talebim yok tanıdğım için ilgileniyorum dedi. Metinin pozisyonu ile düĢünüldüğünde bu
yasadan yararlanıp çıkabilir dedi. destekliyormusunuz dedik. Evet neden olmasın zaten
örgütlü bir insan değil bu yasadan yararlanan her insan itirafçı değildir böyle
değerlendirmemek gerekir dedi.
Bizde kendisine demokratm diyen bir avukatın bu yasayı onaylamaması gerekir
hatta yasaya karĢı tavır almalıdır.dedk.sizin yapmanız gereken metini teĢvik etmek değil
ona piĢmanlık yasasından yararlanmak ne demektir bunun itirafçılıktan farkının
olmadığını onuruna haysiyetine sahip çıkması gerektiğini anlatmıktır dedik. …Kendisine
piĢmanlık yasasının devletin devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu bunun MGKnın
kendisinin bizzat söylediğini bu yasadan yararlanacak olanların ya devrimciliği bırakmıĢ
olanların ya halk ve kitle iliĢkilerinin ağırlıklı baĢvuracağını MGKnın devrimcileri halktan
koparmanın bir çabası olduğunu Metin gibi unsurların baĢvurup kapısını devrimcilere
kappatacağınıı bunun teĢvik edildiğini e ayrıca piĢmanlık yasasının itirafçılık yasası olduğunu
itirafçıların vereceği bilgilerin kesin doğru kabul edileceğinin yargı sürecini belirleyen
noktadada olacağını buboytlarıylada ele almak gerektiğini ahlaki anlamda ise
kiĢiliksizleĢeceklerini toplum içinde Ģerefsiz ve onursuz olarak bilineceklerini ve böylede
olduğunu anlattık. Ayrıca bunun siyasi bir dava olduğunu bu dosya ve kiĢiler hakkında söz ve
karar hakkının bize ait olduğunu metinin bizim iliĢkimiz olduğunu bu yanlıĢ kararını bizim
onnunla tartıĢarak halledebileceğimizi kendisinin bunda etken olmamasının kkendisinin
söylediklerininde metetin etinetietin üzerinde etkili etet verici olduğunu kendisinden çok daha
fazla mmetinin bizi ilgilendirididiğini piĢmanlıktan yararlanmamasını isterken metin çıkarını
130
düĢündüğümüzü onun kiĢiliksiz birisi olmasını istemediğimizi sonrasında bizimle iliĢkisini
kesebilir bu bir yerde anlaĢılabilir ama itirafçılığını kabul edemeyiz dedik.
Aynı Ģeyleri kamber soypak söylemeye devam etti.bunun üzerine size bakıĢımızda
değiĢir o zaman.Bu haliyle kimin yanında olduğunuz ve kime hizmet ettiğiniz bellidir.bizde
buna göre değerlendiririz dedik.Nasıl değerlendiriyorsanız değerlendirin dedi.O sizin
kararınızdır dedi.bizde bu tavrınız ve düĢünccenizle siz devletin yanında ve devrimcilerin
karĢısındasınız diye düĢünürüz dedik.” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının DHKP/C terör örgütü üyesi olma Ģüphesi ile bir
Ģahsın gözaltına alınması durumunda Gizli Tanık AteĢ‟in ifadesinde belirttiği üzere örgüt
tarafından haberdar edilerek Ģüpheli kiĢiden habersiz bir Ģekilde kendisini müdafi tayin ettiği
ve bu Ģekilde tanıttıkları görülmüĢtür.
I. HHB Avukatı Ģüpheli Barkın Timtik‟in ġüpheli Bedirhan Pamuk‟un
Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
07.12.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızın 2012/2472 sayılı soruĢturma kapsamında ġiĢli
ilçesinde DHKP/C terör örgütü lehine faaliyet gösterdiği Ģüphesi ile yakalanarak gözaltına
alınan Bedirhan Pamuk‟un ve Dilek Aslan‟ın özel avukatı olduğunu iddia eden Ġstanbul
Barosu Avukatı Barkın Timtik‟in 08.12.2012 günü 17:50 sıralarında Ġstanbul Terörle
Mücadele ġube Müdürlüğüne gittiği, görevliler tarafından Ģüpheli Dilek aslan‟a özel avukatı
Barkın TĠMTĠK‟in geldiği söylenerek Barkın Timtik ile görüĢtürüldüğü,
Konu ile ilgili olarak Ģüpheli Bedirhan Pamuk‟a özel avukatı Barkın Timtik‟in geldiği
söylendiğinde; kendisinin böyle bir avukatı bulunmadığını söylediği, Barkın Timtik isimli
avukatın Bedirhan Pamuk‟un ailesi tarafından gönderilmiĢ olabileceği düĢünülerek emniyet
yetkililerince Ģüpheli Ģahsın babası Muğdat Pamuk arandığında kendisinin arandığı saat
itibariyle çocuğu için özel avukat temin etmediğini, Barkın Timtik isimli avukatın kendilerinin
özel avukatı olmadığını beyan ettiği,
Emniyet yetkililerince konu ile ilgili olarak tekrar Bedirhan Pamuk ile görüĢülerek
bahse konu avukatın ailesi tarafından gönderilen bir avukat olmadığının kendi babasından
öğrenildiği bildirildiğinde, Ģüpheli Bedirhan Pamuk‟un “benim özel avukatım yoktur, ben
Ġstanbul Barosundan avukat istiyorum” dediği, konu özel avukat olduğunu iddia eden
Barkın Timtik‟e izah edilmiĢse de Ģüpheli Barkın Timtik‟in ısrarla Bedirhan Pamuk‟un
özel avukatı olduğu iddiasını yinelediği, Ġstanbul Barosundan internet ortamında Ģüpheli
Bedirhan PAMUK için Ġstanbul Barosundan avukat talep edildiği, sonrasında baronun
arandığı, telefondaki baro görevlisinin emniyet yetkililerine “Bedirhan Pamuk’un, özel
avukatı Barkın Timtik’le görüĢtürülmesi gerektiği, Barkın Timtik’in kendilerini arayarak
Bedirhan Pamuk’un özel avukatı olduğunu söylediğini ve Bedirhan Pamuk’un özel
avukata sahip olduğu için baronun avukat gönderemeyeceğini” söylediği, bahse konu
görevliye Barkın Timtik isimli avukatın Ģüpheli tarafından kabul edilmediği, Ģüphelinin böyle
bir özel avukatının bulunmadığı baro görevlisine izah edilmiĢse de telefondaki baro
görevlisinin Ģüphelinin ancak özel avukat olduğunu iddia eden Barkın Timtik‟le
131
görüĢeceğinde ısrar etmesi üzerine telefon görüĢmesine son verildiği, daha sonra Ġstanbul
Barosu ile tekrar irtibat kurulduğunda Ģüpheli Bedirhan Pamuk için barodan bir avukat
gönderdiklerini söyledikleri anlaĢılmıĢtır.
II. HHB Avukatı Ģüpheli Barkın Timtik‟in ġüpheli Deniz Kutlu‟nun Özel
Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
C.BaĢsavcılığımızın 2006/1451 sayılı soruĢturma kapsamında yürütülmekte olan
dosya kapsamındaki Ģahısların yakalanmasına yönelik olarak 07.12.2006 tarihinde DHKP/C
örgütünü yönelik olarak baĢlatılan adli çalıĢmada Gülsuyu Temel Haklar ve Özgürlükler
Derneğinde yapılan arama sırasında Deniz Kutlu isimli Ģahsın yakalanarak gözaltına alındığı,
Adı geçen Ģahıs Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü‟nde
gözaltında bulunduğu sırada DHKP/C terör örgütünün faaliyetleri hakkında ifade vermek
istediğini, ancak ifadesinin örgütün eline geçmesini istemediğinden dolayı Barkın Timtik‟i
müdafiliğinden reddederek, Ġstanbul Barosundan baĢka bir avukat görevlendirilmesini talep
ettiğini beyan etmesi üzerine 10.12.2006 tarihinde talep üzerine Ġstanbul Barosundan
AgibiK‟nin avukat olarak atandığı,
Barkın Timtik‟e Deniz Kutlu‟nun kendisini hür iradesiyle reddederek Ġstanbul
Barosundan baĢka bir avukat talep ettiği ve bu hususun bir tutanak ile tespit edildiği emniyet
yetkilileri tarafından bildirildiğinde Barkın TĠMTĠK‟in “Hayır böyle bir Ģey olamaz, siz
psikolojik iĢkence yapmıĢınızdır, benim yüzüme karĢı istemediğini söylesin” demesi üzerine;
Deniz Kutlu Av. B.K‟nin yüzüne karĢı Av.Barkın Timtik‟i kendi öz iradesiyle reddettiğini ve
kendisini kabul ettiğini beyan ettiği, daha sonra kendisini reddettiğini yüzüne karĢı söylemesi
için Av.Barkın Timtik ile Deniz Kutlu Avukat görüĢme odasına alındıkları ve yapmıĢ
oldukları görüĢme neticesi tekrar Av. B.K‟yi reddettiğini ve Barkın Timtik‟i avukatı olarak
kabul ettiğini beyan etmesi üzerine, neden fikrini değiĢtirdiği kendisine sorulduğunda Deniz
Kutlu Barkın Timtik ile kendisini reddetmesi konusunda yapmıĢ oldukları görüĢme sırasında,
Barkın Timtik‟in kendisine “Senin psikolojik baskı altında olduğunu düĢünüyor ve
görüyorum. Sen benim müvekkilimsin, benim olmadığım yerde senin attığın imza geçersizdir.
Gelen Av. senin avukatlığını yapamaz. DıĢarı çıktığımızda barodan gelen Avukatı
reddettiğini, kabul etmediğini ve tekrar beni istediğini söyleyeceksin. Ġfade vermeye benim ile
gireceksin. Ġfaden de susma hakkını kullanacaksın” dediği için AgibiK‟yi reddettiğini ve
Barkın Timtik‟i istediğini söylediğini, aslında Barkın Timtik‟in ifadesine girmesini
istemediğini ancak kendisi ile yapmıĢ oldukları baĢ baĢa görüĢme sırasında Barkın Timtik‟in
hiddetli bir Ģekilde kendisini omuzlarından tutarak silkelediğini, uzun bir süre bu silkelemeyi
devam ettirdiğini, daha sonra yüzünü okĢayarak sevgi gösterisinde bulunduğunu, psikolojik
baskı yaparak özgür iradesini etkilediğini,daha önce yapmıĢ olduğu görüĢmelerde de
kendisine “Kesinlikle ifade vermeyeceksin, hiçbir Ģeye imza atmayacaksın.” Ģeklinde telkinde
bulunduğunu, Halkın Hukuk Bürosu Av. Barkın TĠMTĠK‟i reddettiğini söyleyerek Av.
B.K‟yi tercih ettiği anlaĢıldığından Av.Barkın TĠMTĠK‟in Deniz KUTLU‟nun avukatlığından
çekildiği anlaĢılmıĢtır.
132
III. HHB Avukatı Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ın ġüpheli Celal
Akgün‟ün Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
08.12.2012 tarihinde, saat 21.30 sıralarında, DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı olan
SPB mensupları Nebiha Aracı ve Nurgül Acar isimli kiĢiler tarafından Yenibosna 75. Yıl
Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenlenmiĢtir. Eylem neticesinde 4 polis
memuru değiĢik yerlerinden yaralanmıĢ, çok sayıda araçta da maddi hasar meydana gelmiĢtir.
Saldırıyı gerçekleĢtiren Ģahıslardan Nebiha Aracı olay yerinde yakalanmıĢ, Nurgül Acar ise
karanlıktan faydalanıp olay yerinden kaçarak uzaklaĢmıĢtır.
Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine saldırı düzenledikten sonra olay yerinden kaçan
Nurgül Acar isimli SPB mensubu, 11.12.2012 tarihinde saat 14.45 sıralarında GaziosmanpaĢa
Ġlçesi Cumhuriyet Meydanında Sultangazi Ġlçe Emniyet Müdürlüğü Gazi Polis Merkezi
Amirliğinde görevli polis memuru Mücahit DaĢtan‟ ı silahla vurarak Ģehit etmiĢtir. Eylemi
düzenleyen Nurgül Acar olay yerinde yakalanmıĢtır.
C.BaĢsavcılığımızn 2012/2440 sayılı soruĢturması kapsamında; DHKP/C SPB
mensupları Nurgül Acar ve Nebiha Aracı‟nın bahse konu eylemleri gerçekleĢtirmeden önce
Celal Akgün‟ün Ġstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan evinde barındıkları tespit edilmiĢtir.
Bunun üzerine 19.12.2012 tarihinde Celal Akgün‟ ün ikametinde yapılan arama neticesinde;
Nurgül Acar ve Nebiha Aracı‟ya ait giyim eĢyalarının yanı sıra; 41 adet AK 47 KaleĢnikof
Marka silaha ait Mermi, 74 adet Ruger Marka Tabanca Mermisi, 2 adet El Yapımı Fitil
ateĢlemeli bomba, 4 adet ġifre Anahtarı ve döküman ele geçirilmiĢtir.
Celal Akgün ise memleketi olan Giresun ili Espiye ilçesinde 20.12.2012 tarihinde
yakalanarak gözaltına alınmıĢtır.
Celal Akgün gözaltında iken 22.12.2012 tarihinde Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik‟in Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünü
telefonla arayarak Celal Akgün‟ün müdafiliğini yapmak istediğini beyan ettiği, emniyet
yetkilileri tarafından bu husus Celal Akgün‟e aktarıldığında kendisinin Ebru Timtik adında
özel avukatı bulunmadığını, kendisiyle görüĢmek istemediğini, Ġstanbul Barosundan Avukat
talep ettiğini beyan ettiği,
Bunun üzerine yine aynı gün saat 14:00 sıralarında Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarından Ģüpheli Taylan Tanay‟ın Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne
giderek gözaltında bulunan Celal Akgün ile görüĢme talebinde bulunduğu, emniyet yetkilileri
tarafından konu Celal Akgün‟e aktarıldığında kendisi Taylan Tanay adında özel avukatı
bulunmadığını, kendisini tanımadığını, bu nedenle Ġstanbul Barosundan Avukat talep ettiğini
beyan ettiği,
Celal Akgün‟ün, Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ı özel avukat olarak istememesi ve
barodan avukat talep etmesi üzerine Emniyet yetkilileri tarafından Ġstanbul Barosundan
müdafi talebinde bulunulduğu, ancak baro tarafından her hangi bir müdafi görevlendirmesi
yapılmadığı, bunun üzerine Ġstanbul Barosu telefonla arandığında Baro görevlisinin “Celal
133
Akgün‟ün özel avukatı Taylan Tanay‟dır. Ancak onunla görüĢebilir” Ģeklinde beyanda
bulunduğu,
Daha sonra Avukat Ġ.A‟nın Ģüpheli Celal Akgün‟e müdafilik yapmak üzere Ġstanbul
Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne geldiği, emniyet yetkilileri tarafından bu husus Celal
Akgün‟e iletildiğinde kendisinin Ġ.A. isimli avukatı tanımadığını ancak baronun da avukat
göndermemesi nedeniyle kendisini avukat olarak kabul ettiğini beyan ettiği,
Emniyette Ģüpheli Celal Akgün‟ün avukat Ġ.A. huzurunda alınan ifadesinde özetle
“Nurgül Acar ve Nebiha Aracı isimli DHKP/C örgüt mensuplarını Hatice AĢık isimli Ģahsın
talebi doğrultusunda ilki 2012 yılı Kasım ayında olmak üzere farklı tarihlerde ikametinde
barındırdığını”beyan ettiği,
Ġddianameye konu soruĢturma kapsamında iletiĢimleri tespit altına alınan
Ģüphelilerden Taylan Tanay‟ın Celal Akgün hakkında yapmıĢ olduğu görüĢmelere iliĢkin tape
kayıtlarında yapılan incelemede;
22.12.2012 günü saat 15:30‟da Ģüpheli Taylan Tanay ile Ahmet isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “ġimdi ben görüĢmeye geldim de barodan avukat istiyor diye birĢey
söylediler öyle‟‟ dediği, Ahmet‟in „‟Hı‟‟ dediği, Tanay‟ın „‟Ayrıca bizi orda iki saat
beklettiler muhtemelen o arada konuĢtular monuĢtular tehdit ettiler öyle bir Ģey siz
bağcılarda mısınız?‟‟ dediği, Ahmet‟in „‟Siz ilgileniyorsunuz değil mi Taylan bey‟‟ dediği,
Tanay‟ın „‟Anladım yani barodan bir avukat atamıĢlar onu iptal edin dedim ailenin avukatı
var o yüzden baĢka bir avukatla siz gelebilirsiniz yani bir bakalım ebru hanım ile
görüĢürsünüz‟‟ dediği, ahmet‟in „‟Ben görüĢebilir miyim bilemiyorum ben Ģimdi o kadar öyle
anne baba gibi yakın değilim ama annesi babası da yok burada‟‟ dediği,
GörüĢme içeriğinden Taylan Tanay‟ın Celal Akgün‟ ün yakını Ahmet isimli Ģahsı
Ģüpheli Celal Akgün‟ün kendisini avukat olarak kabul etmemesi için polis tarafından tehdit
edildiğini söyleyerek Ģahsı yönlendirdiği, ayrıca Ġstanbul Barosuyla iletiĢime geçerek baro
tarafından Celal Akgün‟e avukat atanmasını engellemeye çalıĢtığı,
22.12.2012 günü saat 16:09‟ da Ģüpheli Taylan TANAY ile Av. Ġ.A. isimli Ģahıs
arasında yapılan görüĢmede özetle;
TANAY‟ın “Ya ne diyecem sana Ģimdi gözaltında bir tane bir kiĢi varda bize birisi
baĢvuru yaptı ben gittim 2 saat beklettim sonra çocuğa dediler. Dediler ki bana çocuk senle
görüĢmek istemiyo dediler. Barodan avukat istiyomuĢ diye. Bende sonra aradım. Yani ben
orda bekledikten sonra herhalde ikna eden kiĢi periĢan oldu. Çünkü benden bana o iki saat
beklettikten sonra aramıĢlar baroyu avukat istemiĢler baro onu iptal etti Ģimdi ayrı bir avukat
arıyo ama sen uygun olurmusun nasıl“ dediği, Ġ.A.‟nın “Nerdeki çocuk” dediği, Tanay‟ın
“Çocuk TEM de Ģu anda” dediği, Ġ.A.‟nın “TEM de ya ben gitmesene ya cezadan çok
anlamıyorum ya” dediği, Tanay‟ın “Yo sadece görüĢmekle ilgili ya baĢka birĢey yok ki ceza
134
ile ilgili haklarını hatırlatmakla ilgili zaten ifade almazlar.” dediği, Ġ.A.‟nın “Eğer Ģeyse kim
bu çocuk” dediği, Tanay‟ın “Celal Akgün. Ahmet diye bir akrabası var yani eğer Ģey olursan
sana onun telefonunu o adama senin telefonunu veririm seni arar” dediği, Ġ.A.‟nın “Tamam
tamam” dediği, Tanay‟ın “Tamam Ģeyi iptal etti baro hani o polisin atadığı için onu iptal etti.
ġimdi ailede ... ama ben tabi gidecek değilim adam istemiyo beni. Bende dedim hani size iyi
bir avukat önerebilirim” dediği, Ġ.A.‟nın “Ama ben cezadan anlamıyorum biliyosun Ģimdi
gider görüĢürüm ama sonrasında devam edersem yararım olmaz çocuğa” dediği, Tanay‟ın
“Onu sen bilirsin” dediği, Ġ.A.‟nın “Tamam gider görüĢürüm” dediği,
GörüĢme içeriğinden, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın ceza davalarından anlamadığını beyan
ettiği halde avukat Ġ.A.‟yı Ģüpheli Celal Akgün‟e müdafi olması hususunda yönlendirdiği,
22.12.2012 günü saat 21:01‟ de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Ebru Timtik arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Ġlknur ile görüĢebildin mi” dediği, Timtik‟in (Barkın Timtik‟ın
telefonundan ablası Ebru Timtik konuĢur) “Yo görüĢmedim” dediği, Tanay‟ın “Ġlknur gitti
müvekkili ifade vermeyi tercih etmiĢ Ġlknur Ģuanda orda Ġlknur’u ben bıraktım Ģeye
emniyete” dediği, TĠMTĠK‟in “Hı hemen ifade mi alıyorlarmıĢ” dediği, Tanay‟ın “Ya zaten
daha önce çocuktan sözlü ifade almıĢlar yazmıĢlar sadece avukat bekliyorlar zaten” dediği,
Timtik‟in “Ġmzalasınlar diye” dediği, Tanay‟ın “Evet evet” dediği, Timtik‟in “Önceden
ifade almıĢlar ya Ģuraya bak ya tam dediğimiz gibi yani” dediği, Tanay‟ın “Ġlknur hanımda
herhalde Ģerh merh yazacak ama hani bilgisi olsun diye orda olacak öyle ...emniyetteydi ben
aramadım onu tamam bilgin olsun bende Ģimdi dönüyorum” dediği, Timtik‟in“Yakını
yanında değil mi Ahmet bey yakında yakınında dimi o” dediği, Tanay‟ın “Oda biz birlikte
gittik zaten onlarla” dediği, Timtik‟in “Tamam” dediği,
GörüĢme içeriğinden ġüpheli Taylan Tanay‟ın avukat Ġ.A.‟yı Ģüpheli Celal Akgün‟e
müdafi olması için Emniyet Müdürlüğüne götürdüğü, ayrıntılı bilgi elde etmek amacıyla
Ģüpheli Ebru Timtik‟in avukat Ġ.A. ile görüĢmesini istediği,
22.12.2012 günü saat 23:32‟ de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ahmet ve Avukat Ġ.A.
arasında yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Hıı ne oldu abi Ahmet abi “ dediği, Ahmet‟in “ġimdi biz çıkıyorduk Ģeyle
birlikte de Ġlknur hanım ile birlikte” dediği, Tanay‟ın “Hıı ya biz Ġlknur hanım ile yarın
görüĢürüz abi olur mu” dediği, Ahmet‟in “Bir telefona vereyim de abi kendisini” dediği,
Tanay‟ın “Ġfadeden çıktınız mı” dediği, A.‟nın (Ahmet isimli Ģahsın telefonundan avukat Ġ.A.
konuĢur) “ġimdi çıktık” dediği, Tanay‟ın “Al sen yanına hıı” dediği, A.‟ın “Alıyorum
yanıma” dediği, Tanay‟ın “Tamam ne oldu” dediği, A‟nın“Anlatırım” dediği, TANAY‟ın
“Tamam yarın sabah görüĢürüz” dediği,
GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Taylan Tanay‟ın avukat Ġ.A.‟ya Celal Akgün‟ün ifade
tutanağından bir örneğini yanına almasını istediği ve sabah konuyla ilgili görüĢmek üzere
sözleĢtikleri,
135
Celal Akgün‟ün beyanları doğrultusunda Hatice AĢık‟ın yakalanması amacıyla
çalıĢma baĢlatıldığı, yazı ile istihbarat birimlerince 04.01.2013 tarihinde Hatice AĢık‟ın
illegal yollardan Yunanistan‟a kaçacağının Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne bildirildiği,
Yapılan çalıĢmalar neticesinde Ģüpheli Hatice AĢık‟ın GaziosmanpaĢa Ġlçesi, Kazım
Karabekir Mahallesinde barındığının anlaĢıldığı, bunun üzerine ilgili mahkeme kararı
doğrultusunda söz konusu adreste yapılan aramada Ģüpheli Hatice AĢık‟ın yakalandığı,
ġahsın yakalandığı evde yapılan aramada yurt dıĢına kaçma hazırlığı yaptığını
doğrular nitelikte 1200 euro, 514 Türk lirası, uluslararası telefon kartı ve giyim tarzına
uymayan çok sayıda kıyafet elde edildiği, BaĢsavcılığımız tarafından tutuklanma talebiyle
mahkemeye sevk edildiği ve mahkemenin kararıyla Ģüpheli Hatice AĢık‟ın tutuklandığı,
Hatice AĢık‟ın gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendisiyle ilk görüĢen avukatın
da Ģüpheli Taylan Tanay olduğu, Ģahsın ifadesi alınırken ise Ģüpheli Ebru Timtik‟in hazır
bulunduğu,
05.01.2013 günü saat 04:55‟ de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ali Güner arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Güner‟in “Ben Ali amcan GaziosmanpaĢa Belediyesinden eve baskın yaptılar” dediği,
Tanay‟ın “Anladım kim var sen mi sade ne ne imiĢ gerekçe” dediği, Güner‟in “Gerekçe iĢte
bilmiyorum yani bizi aldılar tekrar bıraktılar Arama yaptılar evet arama yaptılar bi arkadaĢı
aldılar” dediği, Tanay‟ın “Evden gözaltı yaptılar öyle mi ?” dediği, Güner‟in “Hı hı” dediği,
TANAY‟ın “Tamam kim gözaltında” dediği, Güner‟in “Ya Ģimdi eee Ģey Hatice” dediği,
Tanay‟ın “Hatice hangi Hatice AġIK mı” dediği, Güner‟in “Bilmiyorum ya Soy ismini”
dediği, Tanay‟ın “Tamam siz Ģu anda baĢka gözaltı yok öyle mi ?” dediği, Güner‟in “Yok
yok” dediği,
GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Hatice AĢık‟ın yakalandığı evin sahibi Ali Güner‟in
sabahın çok erken saati olmasına rağmen avukat Taylan Tanay‟ı arayarak Hatice AĢık‟ın
gözaltına alındığını söylediği, Ali Güner‟in evinde kaldığı halde Hatice AĢık‟ın soy ismini
dahi bilmediği, ancak Ģüpheli Taylan Tanay‟ın Ali Güner‟den Hatice ismini duyar duymaz
Ģahsın Hatice AĢık olduğunu anladığının görüldüğü,
Yukarıdaki tüm görüĢmeler birlikte değerlendirildiğinde; 08.12.2012 tarihinde 75. Yıl
Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenleyen Nebiha Aracı ile bu eylemi
yapıp olay yerinden kaçtıktan sonra 11.12.2012 tarihinde de GaziosmanpaĢa‟ da bir polis
memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu
Nurgül Acar‟ı evinde barındıran Celal Akgün isimli Ģüphelinin gözaltında bulunduğu zaman
zarfında kendilerini tanımadığını beyan ettiği, HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik ve
Taylan Tanay‟ ın ısrarla Celal AKGÜN‟ ün müdafiliğini yapmak istedikleri, yine Ģüphelinin
müdafii olarak kendilerini kabul etmemesi ve baĢka bir avukat talep etmesi üzerine kendi
tanıdıkları baĢka bir avukatı ifadeye girmeye ikna ettikleri, Ģüphelinin ifadesi sonrası bu
ifadeyi avukat Ġ.A.‟dan alarak bu bilgiyi doğrudan ya da dolaylı Ģekilde Hatice AġIK‟a
136
ilettikleri, iddianamemizin ilk bölümünde “Gözaltı/Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının
Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler” baĢlıklı bölümde ayrıntılı olarak izah edilen örneklerde
görüldüğü gibi Ģüphelilerin benzer Ģekilde hareket ederek mevcut soruĢturmalarda
soruĢturmanın geniĢletilmesi, olası Ģüphelilerin yakalanması, suç ve suç unsurlarının ele
geçirilmesini engelleyecek Ģekilde hareket ettikleri, hakkında verilen ifadeyi öğrenen Ģüpheli
Hatice AĢık‟ın Yunanistan‟a kaçmaya hazırlanırken yakalandığı, Hatice AġIK‟ın gözaltında
kaldığı süreçte, Hatice AġIK ile görüĢen avukatların yine HHB avukatları Taylan Tanay ve
Ebru Timtik olduğu görülmüĢtür.
IV. Ebru Timtik ve Naciye Demir‟in ġüpheli Erkan Yağantekin‟in Özel
Avukatı Olduğunu Ġddia Etmeleri
19-22 Aralık 2000 tarihlerinde cezaevlerine yönelik olarak gerçekleĢtirilen “Hayata
DönüĢ” operasyonları esnasında çıkan olaylar neticesinde aralarında DHKP/C terör örgütü
mensuplarının da bulunduğu çok sayıda hükümlü hayatını kaybetmiĢtir. Bu nedenle DHKP/C
terör örgütü her yıl 19-22 Aralık tarihlerinde çeĢitli eylemler düzenlemekte, o dönem Hayata
DönüĢ operasyonlarında görev alan kamu görevlilerini açıkça hedef göstermekte ve bu
görevlilere yönelik eylem olanakları araĢtırmaktadır.
Bu kapsamda DHKP/C terör örgütünce hayata dönüĢ operasyonları sürecinde
BayrampaĢa Cezaevinde görevli olan Emekli BinbaĢı Z. B.‟ye yönelik istihbarat ve eylem
çalıĢmalarına hız verildiğine yönelik çok sayıda istihbari bilgi elde edilmiĢ, planlanan
eylemde DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunmak suçundan tutuklu bulunan Elif
Sultan KALSEN ya da kendisinin önereceği bir örgüt mensubunun kullanılacağı
öğrenilmiĢtir.
Yapılan çalıĢmalar neticesinde DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı Silahlı Propaganda
Birlikleri (SPB) mensuplarının, Ömür Altun ve Merve Altun isimli Ģahıslara ait ġiĢli,
Gülbahar mahallesi, Papatya sokak, Özçelik Apt. No:2 sayılı adreste barınıyor olduklarının
tespit edilmesi üzerine ilgili mahkeme kararına istinaden bu adreste yapılan aramada 1 adet
GHL676 seri numaralı Glock marka Tabanca, 1 adet 7.65 mm. çaplı MKEK tabanca ve 165
adet fiĢek ele geçirilmiĢtir.
Konuyla ilgili olarak ikamet sahibi Ömür ve Merve Altun ile soruĢturmanın ilerleyen
safhalarında da Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslar gözaltına
alınmıĢlardır.
Gözaltına alınan Ģüphelilerden Ömür Altun ifadesinde özetle; DHKP/C terör örgütü
mensubu Elif Sultan Kalsen‟in talimatı doğrultusunda emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmek
amacıyla istihbarat çalıĢmaları yaptığını ve yine Elif Sultan Kalsen‟in kendisine verdiği
adreslere giderek Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslardan düzenleyeceği
eylemde kullanmak üzere silah temin ettiğini beyan ettiği,
09.01.2013 tarihinde Erkan Yağantekin‟in yakalanarak gözaltına alındığı, 10.01.2013
tarihinde saat 17:45 sıralarında avukat N.T. Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne
137
giderek gözaltında bulunan Erkan Yağantekin‟in özel avukatı olduğunu ve kendisiyle
görüĢmek istediğini beyan ettiği,
ġüpheli Erkan Yağantekin‟e N.T. isimli avukatın kendisine özel avukatı olarak geldiği
kolluk görevlileri tarafından bildirildiğinde Erkan Yağantekin kendisinin N.T‟yi tanıdığını,
ancak özel avukatı olmadığını, kendisiyle görüĢmek istemediğini, kendisine Ġstanbul
Barosundan Avukat talep edilmesini beyan ederek Ġstanbul Barosundan Müdafi talep ettiğine
dair kendi el yazısı ile Müdafi talep Formunu doldurarak barodan avukat talep ettiği,
Erkan Yağantekin‟in kendisini müdafi olarak kabul etmediği avukat N.T.‟ye
bildirildiğinde saat 18:00 sıralarında emniyete giden avukat arkadaĢı Ebru Timtik„in Erkan
Yağantekin ile görüĢmesini istediği, konu Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e iletildiğinde, Ebru
Timtik isimli avukat ile görüĢmek istemediğini kendisinin Ġstanbul Barosundan Avukat talep
ettiğini beyan ettiği, baro tarafından avukat Necati D.‟nin Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e müdafi
olarak atandığı,
Erkan Yağantekin‟in kendisini müdafi olarak kabul etmeyerek barodan avukat talep
ettiğinin Ģüpheli avukat Ebru Timtik‟e bildirildiği, ancak Ģüpheli Ebru Timtik‟in emniyetten
ayrılmayarak “CMK‟DAN GELECEK OLAN BARO ARKADAġIMI BEKLĠYORUM” diyerek
saat 18:55‟e kadar Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü önünde beklediği,
10.01.2013 günü saat 17:46‟da Ģüpheli Ebru Timtik ile Avukat N.T. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Alo‟‟ dediği, N.T.‟nin „‟Alo meslektaĢım meraba‟‟ dediği, Timtik‟in “He
merhabalar hocam‟‟ dediği, N.T.‟nin “KonuĢmuĢtuk sizinle telefonda” dediği,Timtik‟in
“Evet evet he he‟‟ dediği, N.T.‟nin “Ben emniyetteyim ...(AnlaĢılmadı)... bi avukatın
görüĢmesine izin veriyorlar” dediği,
Timtik‟in “Evet doğru” dediği, N.T.‟nin “
...(AnlaĢılmadı)... ben sizi bekliyorum siz görüĢmeyi yaparsınız heralde” dediği, Timtik‟in
“Tamam olur ben Ģimdi 5 dakkaya kadar ordayım hemen gelirim görüĢürüz” dediği, N.T.‟nin
“Tamam Ģeyde ee C Bloktayım ben” dediği, Timtik‟in “C Blok tamam” dediği, N.T.‟nin “C
Blok he he tamam görüĢürüz o zaman isim neydi bu arada sizin” dediği, Timtik‟in “Ebru”
dediği, N.T.‟nin “Ebru tamam benim adım Nurgül çok memnun oldum” dediği,
GörüĢme içeriğinden, gözaltında bulunan Ģüpheli Erkan Yağantekin‟in herhangi bir
talebi olmamasına rağmen Avukat N.T. ve Ģüpheli Ebru Timtik‟in Erkan Yağantekin‟in
müdafiliğini yapmak üzere Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne geldikleri,
10.01.2013 günü saat 20:47‟ de Av. Ebru Timtik ile Av. N.D. isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Alo” dediği, N.D.‟nin “Gül hanım ayrıldınız mı siz burdan” dediği,
Timtik‟in “A yok dıĢ kapının önünde bekliyoruz aileyle” dediği, N.D.‟nin “Kafede mi
dıĢarda mı binanın içinde mi” dediği, Timtik‟in “Yok dıĢarı dıĢardayız dıĢardayız” dediği,
N.D.‟nin “Tamam tamam geliyorum” dediği,
138
GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Ebru Timtik‟in kendisini “Gül” KOD ismiyle tanıttığı,
Erkan Yağantekin ile görüĢme yapan avukat N.D.‟den görüĢme içeriği hakkında bilgi almak
amacıyla Emniyet Müdürlüğü önünde kendisini beklediği, N.D.‟yi beklemesinin nedeninin
örgütsel amaçlar doğrultusunda Yağantekin‟in gözaltı sürecindeki hareket tarzı ve ifadesi ile
ilgili bilgi almak maksatlı olduğu görülmüĢtür.
Gözaltında bulunan Ömür Altun, Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin
12.01.2012 tarihinde tutuklama talebiyle sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine
konulmuĢlardır. Erkan Yağantekin‟in savcılık ve mahkeme aĢamasında müdafiliğini avukat
N.D. yapmıĢtır.
2012/2259 sayılı soruĢturma kapsamında iletiĢimleri tespit altına alınan Ģüphelilerden
Naciye Demir‟in Erkan Yağantekin hakkında yapmıĢ olduğu görüĢmelere iliĢkin tape
kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde;
12.01.2013 günü saat 20:17‟ de Ģüpheli Naciye Demir ile Av. Z.B.ġ. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Demir‟in “ya senin bi arakadaĢın vardı Avukat arkadaĢ Ģeye girmiĢti ya bugün bi
gözaltı takibi için sonuç ne oldu bi öğrenebilir miyiz” dediği, ġ.‟nin “Kim abla” dediği,
Demir‟in “Bu Rahimin arkadaĢıymıĢ ya” dediği, ġ.‟nin “Necati mi” dediği, Demir‟in “Hı hı”
dediği, ġ.‟nin “He Ģey neydi çocuğun adı bi dakka o gözaltında mıydı” dediği, Demir‟in “He
yok o değil ya bizim müvekkile CMK dan atanmıĢ ya o” dediği, ġ.‟nin “Tamam tamam onu
biliyorum Ģey o he Ebru beni aramıĢtı o dava değil miydi CMK mıydı” dediği, Demir‟in “He
o o evet evet o” dediği, ġ.‟nin “He adı neydi hatırlıyor musunuz abla” dediği, Demir‟in
“Valla Ģimdi hatırlamıyorum Ebru da yok” dediği, ġ‟nin “Tamam ben öğrenirim Ģimdi
Necoyu bi ariyim sorim sana döniyim” dediği, Demir‟in “He bi sorsana ne olmuĢ diye”
dediği, ġ.‟nin “Tamam” dediği,
GörüĢme içeriğinden, Ģüpheli Naciye Demir‟in avukat Z.B.ġ. aracılığıyla, savcılığa
sevk edilen Ģüphelilerden Erkan Yağantekin‟in avukatı N.D‟ye ulaĢarak soruĢturma hakkında
bilgi almayı amaçladığı,
12.01.2013 günü saat 20:23‟ te Ģüpheli Naciye Demir ile Av. Z.B.ġ. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Demir‟in “Alo ErkanmıĢ adı ya ben hatırlayamadım” dediği, ġ.‟nin “hepsi
tutuklanmıĢ” dediği, Demir‟in “TutuklanmıĢlar mı hı” dediği, ġ.‟nin “Hı hı 3 de tutuklanmıĢ
birisi yalnız Ömür mü Ömer mi öyle bi çocuk varmıĢ” dediği, Demir‟in “He” dediği, ġ.‟nin
“Necati dedi ki yani söylemediği hiç bir Ģey kalmamıĢ yok iĢte Ģurası için Silah sağladık iĢte
Ģurda bir eylem yapıcaktılar filan filan bir sürü” dediği, Demir‟in “He Ömer he” dediği,
ġ‟nin “Resmen döküldü diyo rezil rezil etti diyo yani” dediği, Demir‟in “Of” dediği, ġ.‟nin
“Öyle sıkıntılıymıĢ hepsini tutuklamıĢlar” dediği, Demir‟in “Anladım” dediği, ġ.‟nin“Silah
temininden tutuklanmıĢlar” dediği, Demir‟in “Tamam Ģey görürüm demi Necatiyi pazartesi
falan” dediği, ġ.‟nin“Görürsün Necati ile konuĢuruz Necati ile görüĢürsün hiç bir sıkıntı
139
olmaz Neco çok iyi çocuktur“ dediği, Demir‟in “Tamam tamam canım ya” dediği,
ġ.‟nin“Zaten Neco Okmeydanın da oturuyor” dediği, Demir‟in “Biliyorum biliyorum ha
yarın ya da pazartesi görebilirsem ne güzel olur” dediği, ġ.‟nin “Görürsün görürsün çok Ģey
bi sıkıntı olmaz Ģey yaparız konuĢuruz” dediği,
GörüĢme içeriğinden, Erkan Yağantekin‟in müdafii N.D.‟den adliyeye sevk edilen
Ģüpheliler ile özellikle Ömür Altun‟un savcılık ve mahkeme aĢamalarında vermiĢ olduğu ifade
içeriklerini öğrenen avukat Z.B.ġ.‟nin bu bilgileri Naciye Demir‟e aktardığı ancak Naciye
DEMĠR‟in daha ayrıntılı bilgi almak için biran önce avukat Necati D. ile yüz yüze görüĢmek
istediği,
14.01.2013 günü saat 20:23‟ te Ģüpheli Naciye DEMĠR ile Av. N.D. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Demir‟in “Alo günaydın Necati bey avukat Naciye ben numaranızı Zeycan dan aldım
da ee” dediği, D‟nin “Efendim” dediği, Demir‟in “Ya bugün he bugün bi görüĢebilir miyiz
mümkünse” dediği, D‟nin” Efendim Naciye” dediği, Demir‟in “Ya Ģimdi ben ee Bakırköy de
9:30 duruĢmam var hani ondan sonra Çağlayan a geçebilirim sizin için nere uygun olursa
oraya geçebilirim” dediği, D‟nin “He bende çağlayana geçicem” dediği, Demir‟in “Tamam”
dediği, D‟nin “Öğleye doğru falan heralde” dediği, Demir‟in “Tamam tamam o zaman Ģey
yapıyım ben bitince telefon ediyim hani Çağlayan da mısınız diye bi oturalım ee konuĢalım
olur mu?” dediği, D‟nin “Tamam tamam Naciye hanım” dediği, Demir‟in “Tamam” dediği,
D‟nin “Neyle ilgili görüĢcez” dediği, Demir‟in “Ya bi duruĢma e davayla ilgili görüĢcem de”
dediği, D‟nin “Tamam tamam” dediği,
14.01.2013 günü saat 11:42‟ de Ģüpheli Ebru Timtik ile Av. N.D. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Demir‟in “Alo he merhabalar Necati bey ee avukat Naciye ben e Ģimdi ben servise
biniyorum baroda siz Çağlayan da mısınız” dediği, D‟nin “Yok geçicem 1 1 saate geçicem”
dediği, Demir‟in “Tamam kaç gibi geçersin” dediği, D‟nin “Öğle sonrası 1:30 gibi orda
olurum” dediği, Demir‟in “He ya bide sizden biĢey rica etsem Zeycan hanımda geçen
sormuĢtu zaten bi evraklar vardı ya sizde geçen girdiğiniz soruĢturmayla ilgili” dediği, D‟nin
“Siz hangi Ģüpheliye giriceniz” dediği, Demir‟in “Ee Erkan” dediği, D‟nin “Erkan
Yağantekin e” dediği, Demir‟in “He he evet evet” dediği, D‟nin “Hıı tamam” dediği,
Demir‟in “E bide diğerlerini de getirebilirseniz çok sevinirim girdiğiniz diğer” dediği, D‟nin
“Diğerleri yok bende” dediği, Demir‟in “Neyse bi Ģey yaparsak en azından bi onla ilgili
konuĢuruz olur mu” dediği, D‟nin “Hasan beyin haberi var mı sizin ya da Erkan beyin”
dediği, Demir‟in “Var var ailesiyle zaten görüĢüyoruz Ebru hanımla da siz görüĢmüĢünüz”
dediği, D‟nin “Tamam” dediği,
14.01.2013 günü saat 15:01‟ de Ģüpheli Naciye Demir ile Av. N.D. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
140
Demir‟in “He geldiniz mi” dediği, D‟nin “Naciye hanım bu -3 te Ģikayet varya
savcılığın” dediği, Demir‟in “-3 te misiniz he ben -1 deyim ama isterseniz geleyim ben oraya
ya da siz -1 de kafeteryadayım” dediği, D‟nin “Ya bi müvekkil müvekkil var yanımda da eksi 3 te bi Ģikayette bulunucaz ...(AnlaĢılmadı)... beraber orda konuĢuruz -3 soruĢturma Ģikayet
bürosu var ya” dediği, Demir‟in “Tamam tamam tamam oldu” dediği, D.‟nin “Sağda
giriĢte” dediği, Ģüpheli Naciye Demir‟in soruĢturma içeriği hakkında bilgi almak amacıyla
14.01.2013 tarihinde saat: 15:05 sıralarında Çağlayan adliyesinde N.D. ile buluĢtuğu ve Erkan
isimli Ģüphelinin örgüte dair beyanlarda bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla bu
ifadeleri Erkan‟ın avukatından teslim aldığı anlaĢılmıĢtır.
HHB VE ELĠF SULTAN KALSEN ARASINDAKĠ BAĞLANTI
DHKP/C terör örgütü adına Emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmek amacıyla istihbarat
toplayarak eylem hazırlığı yapan ġüpheli Ömür Altun‟un bahse konu eylemi gerçekleĢtirmesi
amacıyla Elif Sultan Kalsen‟in kendisine talimat vererek eylemde kullanacağı silah ve
mühimmatları temin ettiğini beyan etmiĢtir.
Elif Sultan Kalsen BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturması kapsamında
DHKP/C terör örgütü mensubu olmak suçundan tutuklu bulunmaktadır.
DHKP/C terör örgütü adına canlı bomba eylemcisi oldukları gerekçesiyle, Ġstanbul
Emniyet Müdürlüğünce basına fotoğraflarının dağıtıldığı iddiasıyla Elif Sultan Kalsen ve
Harran Aydın isimli Ģahıslar 13.09.2012 tarihinde, ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nde
(ÇHD)Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ģüpheli Barkın Timtik himayesinde bir basın
açıklaması düzenlemiĢlerdir. Düzenlenen basın açıklamasında Harran Aydın ve Elif Sultan
Kalsen isimli Ģahıslar kendilerinin canlı bomba eylemcisi olmadığını, devrimci ve sosyalist
oldukları ve bu doğrultuda mücadele ettikleri için emniyet tarafından hedef gösterildiklerini
ve bu nedenle emniyet müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını beyan
etmiĢlerdir.
Elif Sultan Kalsen ve Harran Aydın isimli Ģahıslar, DHKP/C terör örgütü gençlik
yapılanması içerisinde faaliyet yürüten Ģahısların katılımı ile ve HHB avukatlarından Barkın
Timtik ve Günay Dağ‟ın da iĢtirak ettiği, 14.09.2012 tarihinde Çağlayan‟da bulunan Ġstanbul
Adliyesinde bir basın açıklaması düzenlemiĢlerdir.
Yapılan tespitler ıĢığında Elif Sultan Kalsen‟in Ömür Altun isimli Ģahsı, 19-22 Aralık
2000 tarihlerinde düzenlenen “Hayata DönüĢ” operasyonları esnasında BayrampaĢa
Cezaevinde görevli bulunan Emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmesi amacıyla görevlendirdiği, bu
eylemde kullanacağı silah ve mühimmatları ise Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin
isimli Ģahıslardan temin ettirdiği,
Gözaltına alınan Ģüphelilerden Hüseyin Cankut Öner ve Ömür Altun kendi özel
avukatlarını talep ettikleri için, geriye kalan tek Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e müdafi olmak ve
soruĢturmaya müdahil olmak amacıyla, Ģüphelinin herhangi bir talebi bulunmamasına rağmen
HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik‟in 10.01.2013 tarihinde Terörle Mücadele ġube
141
Müdürlüğüne geldiği, Erkan Yağantekin kendisini müdafi olarak kabul etmemesi üzerine ise
emniyetten ayrılmayarak baro tarafından atanan avukat N.D. ile hem Ģüpheliyle görüĢmeden
önce hem de Ģüpheliyle görüĢtükten sonra bir araya geldiği,
Ancak soruĢturmada gizlilik kararı bulunması nedeniyle N.D.‟nin Erkan Yağantekin
ile ilk görüĢmesinde soruĢturma içeriği hakkında ayrıntılı bilgi edinemediğinden, HHB
avukatlarından Naciye Demir‟in Ģüphelilerin adliyeye sevk edildikleri 12.01.2013 tarihinden
itibaren avukat Z.B.ġ. aracılığıyla avukat N.D.‟a ulaĢarak soruĢturma kapsamında verdikleri
ifade içeriklerini öğrendiği,
HHB avukatlarından Ebru Timtik ve Naciye Demir‟in, Ģüphelilerin herhangi bir talebi
olmaksızın soruĢturmaya müdahil olarak soruĢturma içeriğinden haberdar olma çabasının
Ģüpheli ve müdafi arasındaki hukuki bağdan kaynaklanmadığı, doğrudan verilen ifadelerde
deĢifre olan hususlar hakkında örgüt yönetimine bilgi sağlama amacına matuf olduğu
anlaĢılmıĢtır.
6. DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARINA ÖRGÜTSEL
EĞĠTĠM VERMELERĠ
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının DHKP/C terör örgütüne yeni katılan ya da halen
örgütte bulunan Ģahıslara örgütsel eğitim verdiği ile ilgili olarak soruĢturma kapsamında
birtakım bilgi ve belgelere ulaĢılmıĢtır.
a) ġüpheli Günay Dağ‟ın Dev-GENÇ mensuplarına örgütsel eğitim vermesi
29-30.12.2012 günü, Ġstanbul Beyoğlu ilçesi, Mahmut ġevket PaĢa Mahallesi, Gürsel
Sokak, No:15 sayılı adresteki Serhat Düğün Salonunda DHKP/C terör örgütünün sözde
Demokratik alan yapılanmasında faaliyet gösteren Gençlik Federasyonu mensuplarınca
“PARASIZ EĞĠTĠM KURULTAYI” gerçekleĢtirilmiĢ,
Ġstanbul 2 Nolu Hakimliğinin 28.12.2012 tarih ve 2012/2094 Sor. No, 2012/3860
Teknik Takip Nolu kararına istinaden yapılan teknik araçlarla izleme iĢlemi sonucu elde
edilen seslerin yapılan çözümünde, ortamda kiĢilere Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ģüpheli
Günay Dağ‟ın konuĢma yaptığı tespit edilmiĢtir.
Günay Dağ yaptığı konuĢmada “19 Aralıkta da aynı Ģey yapılmak istendi devrimciler
üzerinden tutsak devrimciler üzerinden yapılmak istendi, hayata geçirildi. Bunun bir parçası
da gençlikti bu saldırının ilk önceliği bu saldırıyı göğüslemekte olan gençlik belki de en önde
yer aldı DEV- GENÇ‟liler iĢte Cananlar, Zehralar özlemlerle bu saldırıya karĢılık verdi”
dediği,
“Cananlar, Zehralar” dediği kiĢilerin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet
yürütmek suçundan tutuklu/hükümlü olan ve 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında
142
hayatını kaybeden Canan Kulaksız ile 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında hayatını
kaybeden Zehra Kulaksız olduğu,
Günay Dağ konuĢmasının devamında “Evet öyledir 19 Aralıkta da bu süreci
tamamlamaya çalıĢtılar biz bu süreçte böyle bir süreçte gençliğin örgütlenmesine yeni bir
süreçte yeni bir Ģekilde örgütlenmesine tanıklık ettik. Benim, ben Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğrencisiydim bu arada 2003 yılında baĢlamıĢtım bu süreçte TÖDEF‟te Gençlik
Derneklerine ve sonrasında Gençlik Federasyonuna çevrilen bir süreç vardı sanırım. 2002
baĢlarında Gençlik Dernekleri kurulmaya baĢlanmıĢtı. 2003 yılında da gençlik birlik
koordinasyonu adıyla bu dernekler merkezileĢtirilmeye çalıĢıldı. 2010 yılında GENÇLĠK
FEDERASYONU oldu. Bu süreçte bizim en önemli gündemimiz hedefimiz gençliğin
örgütlenmesiydi. Çok geniĢ bir gençlik kesimi örgütsüzdü. 19 Aralık saldırısından sonrada
gençliklere çok önemli bir örgütlenme açısından gerileme yaĢanmıĢtı bunun aĢılması
gerekirdi bu süreçte belki burada bir arkadaĢımız ordaydı (….) (anlaĢılmadı) öğrenci meclisi
zemini vardı öncesinde bunun yarattığı bir potansiyel vardı genç potansiyel bu potansiyeli
örgütlemeye çalıĢtı (….) (anlaĢılmadı) buradan dernekleĢmeye geldik yapmaya çalıĢtık.
Amaç amacımız buydu bizi o dönemde dernekçilikle yasalcılıklarla eleĢtirmiĢlerdi bende çok
iyi hatırlıyorum üniversiteye ilk baĢladığımda okuduğum dergiler (….) (anlaĢılmadı)
dergilerdi. Dernekçi dernekçiler olarak bahsedilen birileri vardı. Ben merak ederdim. Kim
bu dernekçiler? Hani bir aĢağılama bir küçümseme olarak ifade eden bir tanımlamaydı.
Aslında bu daha öncelerde de yaĢanan bir tartıĢmaydı. Sanıyorum seksenlerin sonuna bu ilk
dernekleĢme çalıĢmalarında Veysel abi daha iyi bilir bir kesim hep yasalcılıkla eleĢtirildi
kendileri, tırnak içinde hani illegal mücadele yürütmek için. Bizleri, hani DEV- GENÇ’lileri
yasalcılıkla suçlarlardı,
2004 yıllarında faĢist saldırılar Ġstanbul‟da yeniden yükseliĢe geçmiĢti Ġstanbul‟da. Bu
dönemde biz arkadaĢlarımız hep o DEV-GENÇ ruhuyla DEV-GENÇ coĢkusuyla ve DEVGENÇ’lilerin her zaman sahip olduğu o uzlaĢmazlıkla o kararlı MĠLĠTAN duruĢla biz sivil
faĢist saldırılara karĢı durmaya çalıĢtık. Bizi yasallıkla suçlayan küçümseyenler bu
mücadelede yoklardı;
Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi‟nde 200 öğrenci 200 kiĢi devrimci bir kısmı
örgütlü bir kısmı örgütsüz faĢistlerle sivil faĢistlerle mücadele için mücadeleye hazır ama bu
bahsettiğim kesimler onlar hazır değiller ve Ģunu söylüyor söylüyorlardı biz hazır değiliz
koĢullarımız uygun değil veya bizi eleĢtirerek bizim yaptığımız eylemleri eleĢtirerek biz
politika yapıyoruz diyorlardı evet bizim yaptığımız politika değildi hani o cüret o uzlaĢmazlık
karalılık, militanlık bunu politika olarak görmüyorlardı kendi yaptıklarını politika olarak
görüyorlardı evet oda bir politikaydı ama bu önem burjuva politikasıydı bu devrimci politika
olamazdı sosyalist devrimci devrimcilerin politikası olamazdı onlar da bu politikayı seçtiler
bugün geldiğimiz nokta itibariyle o devrim ruhuyla devrim coĢkusuyla o inancıyla militan
kararlı duruĢu sergileyenler bugün bir Hasan Selim Gönen mesela bir Nurgül Acar. Evet o
sürecin yarattığı devrimcilerdi, DEV-GENÇ’lilerdi. Bugün karĢımızda bu örnekler var diğer
tarafta da iĢte o teslimiyetin ya da onların ifadesi ile yasalcılığın en dibine o çukurun en
dibine doğru gidenlerde var.
143
2004 ün haziranında olması lazım GENÇLĠK FEDERASYONU adıyla merkezi
düzeyde bir örgütlenmeye gidildi. 2003‟ün Mayıs ayında buna benzer bir kurultay
gerçekleĢtirildi, gerçekleĢtirmiĢtik. Benim katıldığım ilk etkinlik kurultaydı. DEV-GENÇ
ruhuyla DEV-GENÇ duruĢumuzu sergileyerek değiĢik eylemler düzenledik kampanyalar
organize ettik. Yine aynısüreçte devam eden F Tipi saldırısına karĢı tecrit politikasına karĢı
devam eden Ölüm Orucu DireniĢi ile ilgili pek eylem ve etkinlik yaptık bunları organize ettik
ve sonrasında aslında bir çoğunuz biliyorsunuz yakın geçmiĢe ait örnekler PARASIZ EĞĠTĠM
TALEBĠ KAMPANYALARI örgütlendi. Son olarak FÜZE KALKANI DEĞĠL PARASIZ
EĞĠTĠM ĠSTĠYORUZ vb. kampanyaları örgütlendi, bunların hepsinde çeĢitli bedeller ödendi.
Tutsaklıklar yaĢandı. Bugün hala parasız eğitim istiyoruz dediği için anti emperyalist duruĢ
sergiledikleri için antiemperyalist duruĢ sergilediği için hapishanelerde tutsak edilen DEVGENÇ‟li dostlarımız var bunları sizde tanıyorsunuz biliyorsunuz. Evet bu mücadele hala
devam ediyor. Dev-Genç Geleneği Dev-Genç Ruhu Devam Ediyor Mahir’in Tanımladığı
Atılgan, Dinamik Ruh Devam Ediyor Onlar Genç Gençlik Kesimleri Örgütlenmeye
Bekliyor Mücadelemiz sizin mücadeleniz bundan sonra o (….) (anlaĢılmadı) yeniden
ortaya çıkarmak yeniden örgütlemek DEV-GENÇ ruhuyla diyorum. TeĢekkür ediyorum
(alkıĢlamalar) (slogan atılıyor) YAġASIN DEV GENÇ YAġASIN DEV GENÇLĠLER”
dediği,
X Erkek Ģahsın “…derneğe gelip giden insanları arayıp iĢyerlerinde rahatsız eden ya
da aileleri rahatsız eden insanları teĢhir ediyorlardı fos insanlardır falan polisler” dediği,
Günay Dağ‟ın “…Sizde söylediniz yani çok değiĢik yöntemleri var hepsini
yapabilirsiniz teĢhir etmekte onun bir parçasıdır…” dediği görülmüĢtür.
ġüpheli Günay Dağ‟ın yaptığı konuĢmada özetle kendisinin de öğrencilik yıllarında
Dev-Genç eylemlerine katıldığını, o dönemde gençliğin örgütlenmesinde faal rol oynadığını,
militan bir duruĢ ve hareketle Dev-Genç içinde faaliyet gösterdiğini, DHKP/C terör örgütü
mensubu ve 2012 yılında 1 polisi Ģehit eden Hasan Selim Gönen‟in, GaziosmanpaĢa ilçesinde
1 polisi Ģehit eden Nurgül Acar‟ın ve THKP/C terör örgütü kurucusu Mahir Çayan‟ın
kendilerine örnek olduğunu, Dev-Genç mücadelesinin yeniden organize edilmesi gerektiğini
söylediği, ayrıca önleyici görevleri bakımından yavaĢ yavaĢ terör örgütlerinin içine çekilmeye
çalıĢılan gençlerin ailelerini uyaran polislerin teĢhir edilmeleri konusunda örgütün gençlik
yapılanmasına tavsiyeler verdiği anlaĢılmıĢtır.
b)Güler ZERE Belgeseli
DHKP/C Terör örgütü Halk Cephesi adı altında gündeme iliĢkin farklı protesto
gösterileri ve eylemler düzenleyerek örgüt mensuplarını ve tabanını aktif halde tutmak, daha
yoğun olarak örgütlendiği mahallelerde halk üzerinde oluĢturduğu baskı ve korku ortamını
sürdürerek varlığını devam ettirebilmek amacıyla farklı zaman ve konularda bir takım
kampanyalar düzenlemektedir.
Yapılan bu kampanyalardan biri de “HASTA TUTSAKLAR SERBEST
BIRAKILSIN” (Güler ZERE‟ye Özgürlük) kampanyasıdır. Güler Zere, DHKP/C terör örgütü
144
üyeliğinden ve karıĢmıĢ olduğu birçok silahlı eylemden dolayı yargılanarak ceza aldıktan
sonra cezaevinde kanser hastalığına yakalandığından ötürü CumhurbaĢkanının af yetkisini
kullanması ile tedavisinin yapılabilmesi için tahliye edilmiĢtir. Güler Zere tahliye edilene
kadar DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde birçok eylem ve izinsiz gösteri düzenlenmiĢtir. Ayrıca DHKP/C terör örgütü
basın organlarınca da Güler Zere ile ilgili birçok haber yapılmıĢtır. HHB Avukatı Oya Aslan
tarafından Güler Zere cezaevinden tahliyesi sonrası öldükten sonra bir belgesel hazırlanmıĢtır.
Yönetmenliğini ve kurgusunu Ģüpheli Oya Aslan‟ın yaptığı “Damında ġahan Güler
ZERE” isimli DHKP/C Terör örgütü üyesi Güler Zere‟nin kanser olduktan sonraki süreci
konu alan bu belgeselin;
DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen ve örgütün demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” kampanyası kapsamında
yapıldığı,
Terör örgütü üyesi olup hüküm giyen kiĢilerin halkın nazarında mağdur ve suçsuz
gösterildiği,
Devletin insanlara iĢkence yapan, tecrit uygulayan ve hapishanelerde imha eden bir
yapı gibi gösterilerek insanların devlet erkine karĢı alenen tahrik edildiği,
Belgeselin hazırlık çekimlerinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın 12.06.2012 günü saat 22.40
sıralarında Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen,
daha sonra Avcılar bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan ve Sarıyer‟de bir polis
memurunun silahla yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟i
yardımcı olarak kullandığı,
Belgesel baĢlangıcında Kandıra Ceza Ġnfaz Kurumunda hükümlü bulunan DHKP/C
Terör örgütü yöneticilerinden ve halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiir‟e yer verildiği ve
belgeselde söz alan kiĢilerin örgütün amaç ve stratejileri çerçevesinde konuĢma yaptıkları,
Belgeselde konuĢmacı olarak yer alan Ģahıslardan birinin Yunanistan‟da eğitim
aldıktan sonra 23 Aralık 2012 tarihinde Adana ilinde bulunan bir Polis Merkezine canlı
bomba olarak saldırmaya hazırlanırken güvenlik güçlerimizce yakalanan DHKP/C SPB
mensubu ġemsettin Kalkan olduğu,
DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in Güler Zere‟nin cezaevinden tahliye
edilmesi ile ilgili yapılan gösterilerde yer alması ve hastanede tedavisi devam ettiği esnada
hastanede örgüt adına nöbet bekleyen kiĢilerden olması nedeniyle belgeselde söz aldığı,
Belgeselin yurt içi ve yurt dıĢında birçok gösteriminin yapıldığı, yapılan gösterimlerle
alakalı olarak DHKP/C terör örgütü yayın organlarından www.halkinsesi.tv,
www.yuruyus.com ve YürüyüĢ Dergisi isimli yayın organlarında birçok habere yer verildiği,
145
Gösterimlerin Halk Cephesi, TAYAD ve Temel Haklar Derneği vb. gibi DHKP/C
terör örgütü kurumlarının organizesinde gerçekleĢtiği,
Gösterimi yapılan belgeselin sonunda insanların devlet erkine karĢı alenen tahrik
edildiklerine dair DHKP/C terör örgütünün yayın organlarında “…1 saat süren Güler Zere
belgeselinin ardından izleyiciler salondan umutlarını tazeleyerek öfkelerini bileyerek
çıktılar…”Ģeklinde haberlere yer verildiği,
Dolayısıyla söz konusu belgeselin örgütsel amaçla hazırlandığı, örgüt yapılanmaları
tarafından çeĢitli yerlerde bu belgeselin gösterimlerinin yapıldığı, belgesel içeriğinde örgüt
mensuplarının propagandalarının yapıldığı tespit edilmiĢtir.
7. ĠFADE BEYANLARI
a) Gizli Tanık Beyanları
2012/2 kod adlı gizli tanığın 22.10.2012 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu
ile ilgili olarak;
“…Örgütün Türkiye‟de faaliyet yürüten yapılanmaları: Örgütün legal görümlü
yapılanmaları Halk Cephesi, Tayad, Halkın Hukuk Bürosu, YürüyüĢ Dergisi…. Bunlar
DHKP/C‟ nin amacı doğrultusunda faaliyet yapmaktadırlar.
Halkın Hukuk Bürosu tamamen DHKP/C tarafından kurulmuĢtur. Amacı üyelere
bünyesindeki avukatlarını sevk etmektedir. Bu Ģekilde yakalanan kiĢinin konuĢması ve
eylemlerin deĢifre edilmesi engellenir. Bu avukatlar örgüt üyeleri tarafından da bilindiği için
bunlar gelince yakalanan kiĢi susar. Bir örgüt mensubu gözaltına alınırsa Mahalle Sorumlusu
Olayı Halkın Hukuk Bürosuna aktarır. Olayı öğrenen avukat yakalanan kiĢinin haberi
olmadan emniyete gider bazen ailelerde ikna edilir ve birlikte gidilir. Ayrıca örgütsel
toplantılarda örgüt üyelerine gözaltı durumunda Halkın Hukuk Bürosundan avukat isteneceği
talimatı verilir. Bu avukatlar cezası kesinleĢen kiĢilere bilgi vermekte bunların illegal alana
geçmesi için yönlendirmektedirler. Benim bildiğim kadarıyla örgütün cezaevindeki üyelerle
iletiĢimi, avukatlar aracılığı ile yapılıyor.
Yine avukatlar piĢman olarak örgüt hakkında ifade veren kiĢilerin isimlerini adliyeden
öğrenip örgüte bildirirler.
…DHKP/C örgütü cezaevlerinde de aktif olarak faaliyet yürütür özelikle tutuklu ve
hükümlülerin örgütten kopmasını engellemek için Tayad ve avukatlar vasıtasıyla faaliyetler
yönetilir. Örgüt avukatları sürekli olarak cezaevinde örgüt üyeleri ile görüĢür. Cezaevinde
bulunan kiĢilere yapılacak görüĢmeleri örgütün üst düzey sorumluları belirler. GörüĢme
yapacak kiĢiye örgüt içerisinde görüĢçü denir. Hükümlünün ailesi dıĢında kalan görüĢçüleri
örgüt belirler...”Ģeklinde beyanda bulunduğu,
146
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili
olarak;
“…Bu hukuk bürosu tamamen DHKP/C terör örgütü tarafından kurulmuĢ, örgüt
tarafından yönlendirilen bir Hukuk Bürosudur. Temel amacı örgüt adına faaliyet gösterip
yakalanan ve gözaltına alınan Ģahıslar için bünyesindeki avukatları sevk etmektir. Böylece
yakalanan Ģahsın konuĢarak örgüt yapılanmasını ve bölgede örgüt adına faaliyet yürüten
diğer Ģahısları deĢifre etmesi engellenir. Zaten bu avukatlar, örgüt lehine yapılan eylemlere
de katıldıkları için; herkes tarafından özellikle de eylemden dolayı gözaltına alınan Ģahıslar
tarafından tanınıyor bu nedenle bu avukatlar geldiklerinde zaten gözaltındaki Ģahıs
konuĢacaksa da susuyor. Halkın Hukuk Bürosu, örgüt lehine yapılan eylemler nedeni ile
gözaltına alınan Ģahıs ya da Ģahıslar olduğunda Ģu Ģekilde devreye girmektedir. Gözaltının
olduğu mahallede; örgütün mahalle sorumluları veya mensupları direk olarak olayı ve
yakalanan örgüt mensuplarının isimlerini hızla Halkın Hukuk Bürosuna telefonla
aktarmaktadır. Halkın Hukuk Bürosu ise aslında özel avukat olmamalarına rağmen, Emniyet
Birimlerine gelerek Özel Avukat olarak kendilerini gösteriyorlar. Bu konuda gerekirse aileler
de ikna edilerek emniyete birlikte gelinmektedir. Zaten; mahallede yapılan örgütsel
toplantılarda bu konuda örgüt mensuplarına; gözaltı durumunda Halkın Hukuk Bürosu‟ndan,
özel avukat isteneceği Ģeklinde talimat verilmektedir. Bu büro örgütün kurmuĢ olduğu bir
büro olup; bünyesinde örgüt adına faaliyet gösteren Ģahısları sıralayacak olursam:
-Taylan Tanay: Büro içindeki en aktif ve etkin avukattır.
-Ebru Timtik: Büro avukatı.
-Barkın Timtik: Büro avukatı.
-Güray Dağ: Büro avukatı.
-Oya Aslan: Büro avukatı.
-Naciye Demir: Büro avukatı.
-ġükriye Erdem: Büro avukatı. ġu an isimlerini hatırlayabildiğim Ģahıslardır. Ayrıca
aranması veya kesilmiĢ cezası olan Ģahıslara bilgi vermekte ve bu Ģahısların illegal alana
geçiĢ yapmalarına yardımcı olmaktadırlar. Bir hukuk adamı nasıl olur da kan döken, can
yakan, ülkede kargaĢa çıkaran bir terör örgütünün avukatlığını üstlenebilir? Terör örgütünün
avukatlığını açıktan yapar da piĢkin piĢkin sokakta gezebilir? …Terör örgütlerinde
devamlılığı sağlayan en büyük kaynak avukatlar çetesidir…” ġeklinde beyanlarda bulunduğu,
Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili
olarak;
“…Türkiye'de DHKP/C örgütünün talimatları ve etkisi ile faaliyet yürüten
yapılanmalar Ģunlardır: Halkın Hukuk Bürosu (HHB)… HHB (HALKIN HUKUK BUROSU);
147
DHKP/C terör örgütü içerisinde bulunduğu faaliyetlerden dolayı gözaltına alman Ģahısların
müdafiliğine bu hukuk bürosu bakar. Bu büro direk terör örgütünün talimatıyla kurulmuĢtur.
Orada bulunan avukatlar örgütün onayı dıĢında hareket edemezler. Burada çalıĢan
avukatların örgütün yurtdıĢı kadrosuyla ile irtibatlı olduklarını ve iletiĢimi sağladıklarını
biliyorum. Hakkında örgüt suçundan araması olanları ya da hakkında yakalama kararı
olanları yurtdıĢına bildirerek illegal alana geçmelerine yardımcı olduklarını da biliyorum.
DHKP/C örgütü mensubu Ģahısların gözaltına alınmaları halinde savcılık ve mahkeme
aĢamalarında müdafi olarak bulunmaya çalıĢırlar. Amaçları Ģüphelinin örgütün sırlarını
deĢifre etmesini engellemektir. Cezaevlerinde bulunan örgütün üst düzey yöneticileri ve örgüt
mensuplarıyla avukatlık adı altında görüĢtüklerinden dolayı özellikle örgütün cezaevlerine
yönelik verdiği talimatlar avukatlar ile cezaevlerine ulaĢtırılır. Ġçeriden iletilecek hususlarda
yine avukatlar aracılıyla örgüt yönetimine iletilir. Böylelikle örgüt cezaevlerini avukatlar
aracılıyla yönetir. Bu avukatlar gözaltına alınan örgüt mensupları ifade vermemeleri için
örgütsel tavır sergilemelerini, bu doğrultuda polise karĢı, gözaltının her aĢamasında
direnmeleri talimatlarını verir. Hiçbir evraka imza atmamalarını, kimlik göstermemelerini
söylerler. Böylece ifade verecek Ģahıslar psikolojik baskı altında kalarak bundan vazgeçerler.
Bunun yanında kamplarda derneklerde vb. yerlerde yapılan eğitim çalıĢmalarında bununla
ilgili avukatlardan gelen bilgi ve talimatlar ders olarak iĢlenir.
Ayrıca gözaltında bulunan Ģahısların dosyalarını avukatlar incelediğinde ilk olarak
gözaltına alınan Ģahsın direnip direnmediğine tutanaklardan bakar. Direnen örgüt
mensuplarına övgüler yağdırır, direnmeyenlere ise bu aĢamalardan sonra yapılacak tüm
iĢlemlere yukarıda saymıĢ olduğum tavırları takınmaları talimatlarını verir. Karakollarca
gözaltına alınıp ifade veren örgüt mensuplarının anında gözaltında ifadesini geri çektirirler.
PiĢman olarak örgüt hakkında ifade veren örgüt mensuplarını isimlerini adliyelerden
öğrenerek örgüte bildirirler. Böylece örgüt yöneticileri ifade vereni bularak önce cezalandırıp
daha sonrada Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile adliyelere göndererek ifadesini geri
almalarını sağlarlar.
Avukat olmaları sebebiyle tüm ortamlara (karakollara, devlet kurumlarına (vb.) rahat
girip çıktıklarından dolayı eylem yapılacak yerlerin istihbaratları daha çok avukatlar
aracılığı ile gelir. Avukatlar çıkardıkları istihbaratları örgütün üst düzey yöneticilerine iletir.
Onlarda bu bilgileri eylem yapacak örgüt mensuplarına kuryeler aracılığı ile ileterek kolay
eylem yapılmasın sağlarlar.” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu,
Gizli Tanık “Dilovası”nın 17.05.2008 günü kamuoyunda Ergenekon Terör Örgütü
davası olarak bilinen dava kapsamında Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2012
tarihli 220. Celsesinde yapılan sorgusunda Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
„‟…Behiç AĢçı‟nın örgütün avukatlarından biri olduğunu, Örgütün çeĢitli alanlarda
faaliyetleri olduğunu, tutuklu aileleri, öğrenci dernekleri, mali dernekler ya da tutuklularla
ilgili olan bölümlerin olduğunu, Behiç AĢçı‟nın da tutuklularla ilgili bölümün avukatlarından
bir tanesi olduğunu, Halkın Hukuk Bürosu‟nun örgütün elemanlarının davalarına bakan
148
örgüt bağlantılı avukatlardan oluĢan bir avukatlık bürosu olduğunu…”
görülmüĢtür.
beyan ettiği
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde BaĢsavcılığımız tarafından alınan
ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
“…Dursun KARATAġ‟ın firarını örgütleyen kiĢi derin devletle iliĢkisi net olarak
ortaya çıkan Niyazi AYDIN ve onun altındaki Mete Nezihi ALTINAY‟dır. Zerrin SARI, Fethiye
PEKġEN, Ulutan GÜN isimli avukatlar üzerinden bu firar örgütlendi. Avukat görüĢmesi
sırasında askerlerin bilgisi ve onayı ile Dursun KarataĢ ve Bedri Yağan‟a avukat cübbesi
giydirilerek kapıdan çıkarıldılar. Bu firar derin devletin organizesidir, Astsubay Muzaffer
Mehmetçikler‟in kardeĢinin desteği vardır. Firar sonrası Bedri Yağan ayrı bir yere Dursun
KarataĢ ise Niyazi Aydın tarafından güvenlikli olarak kabul edilen BeĢiktaĢ‟ta bir eve
yerleĢtirildi. Firarı örgütleyen avukatların baĢındaki Ulutan GÜN Halkın Hukuk Bürosu
sorumlusuydu. Sonrasında ortaya çıkan bir gerçek, Devrimci Sol, Dursun KarataĢ ve 90‟lı
yılları daha iyi anlamamız için turnusol kâğıdıdır. Dursun KarataĢ‟ın firarını örgütleyen
Ulutan Gün‟ün örgüte yönelik yapılan bir operasyonda iĢbirlikçi olduğuna dair izler ortaya
çıkınca görüĢülmek üzere çağrıldı, sorgulanacağını anlayarak yurtdıĢına kaçtı.
…DHKP/C, legal örgütlenmeyi, illegaliteyi temel almak koĢuluyla birbirini
tamamlayan bir bütün olarak ele alır. Legal alanda çalıĢmayı, sübjektif bir tercih değil
sınıflar mücadelesinin objektif bir zorunluluğu olarak kabul eder. Bu anlayıĢ çerçevesinde
legal platformu değerlendirir, kitle bağlarının oluĢumu ve geliĢmesinde doğrudan iletiĢim
biçimi olması sebebiyle devrimci ajitasyon ve propagandanın yaygınlaĢması ve
etkinleĢmesinde önemli bir bağ olarak görür.
Örgütün silahlı-bombalı eylemleri için
ihtiyacı olan istihbaratlar genelde SPB elemanları tarafından yürütülse de asıl kaynak legal
uzantılardadır. Legal unsurlardan alınan bilgiler eylemlerin büyük çoğunluğunu oluĢturur.
Bu noktada Devrimci Memur Hareketi, Devrimci ĠĢçi Hareketi ve Halkın Hukuk Bürosu
Avukatları büyük öneme sahiptir. Kritik hedeflere ancak özel iliĢkilerle ulaĢılır.
…Halkın Hukuk Bürosu; HHB, DHKP/C terör örgütünün hukuk birimidir, kendi
içinde bir komitesi vardır. Örgütün talimatıyla kurulmuĢ ve örgütün talimatıyla hareket
etmektedir. Burada görev yapan avukatlar CEPHE üyesidir. Yani örgüt isterse bu avukatlara
dergi de dağıttırabilir, silahlı eylem de yaptırabilir. Parti ile farklı bir iletiĢimi ve iliĢkisi
vardır. Sürekli üst düzeylerle konuĢurlar. Halkın Hukuk Bürosu avukatları DHKP/C
davasından gözaltına alınan kiĢilere hukuki yardımda bulunuyorlarmıĢ gibi gözükseler de
aslında tek amaçları yapılan operasyonların örgüte daha fazla zarar vermesinin önüne
geçmektir. Bireyler değil örgüt esastır. Hukuki olarak yapılacak savunma yerine hak ihlalleri
üzerinden davayı sulandırmaya çalıĢırlar.
Cezaevlerinin yurtdıĢıyla yada örgüt yöneticileriyle irtibatını avukatlar sağlar,
koordine ederler. Cezaevleri avukatların kuryeliği ile yönetilir. Avukatlar aynı zamanda kritik
hedefler için iyi bir istihbarat elemanıdırlar. Dava dosyalarından hedef olan kiĢilerin adres
bilgilerine ulaĢır ve örgüte iletirler. Halkın Hukuk Bürosu‟na bir avukat örgütün onayıyla
149
girer yine ancak örgütün onayıyla çıkabilir. HHB avukatlarına DHKP/C örgütünün çıkarları
dıĢında hiçbir Ģeyi düĢünmemeleri söylenir.
Bütün sol örgütlerde olduğu gibi Devrimci Sol ve devamında DHKP/C örgütünde de
avukatlar ayrı bir öneme sahip olmuĢlardır. HHB avukatları kendiliğindenci yada sıradan
devrimci kiĢiler değillerdir. Bizzat örgütsel faaliyetler içinde avukatlık yapmıĢlardır. Silahlı
eylem yapan kiĢinin eylemselliği nasıl ki kendi bireysel öc alma Ģeklinde değilse HHB
avukatlarının iĢleri de Ģahsi değil, örgütseldir. Kendi içlerinde komite ile yönetilen,
sorumluları olan, cezalandırma yada ödüllendirmeleri olan, harcadıkları para kullandıkları
yerlerin kiraları yada büro harcamaları bizzat örgütsel iliĢki içerisinde finansa edilmekte ve
örgüte raporlanmaktadır. Bu örgütlenmenin dıĢındaki avukatlarda olduğu gibi bir yaĢamları
yoktur, kiĢisel ve aile yaĢantısı içerisine giremezler. Duygusal bağlar kuran birçok avukat
cezalandırılmıĢlardır, bu da örgüt hiyerarĢisi içinde bulunma zorunluluklarını gösterir.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlığını yapan birisi örgütün iradesine tabi olmak zorundadır.
1979‟dan beri Hukuk komitesi altında bir örgütlenme vardır. 12 Eylül
yargılamalarında örgütsel düzlemde devam eden, 1980 döneminde örgütün avukatlığını
yapan kiĢi Nebi BARLAS‟tır. Devrimci Sol ana davasının avukatı olan Nebi Barlas darbeci
subaylardandır ve 27 Mayıs‟ın içindedir. Nebi Barlas hukuk komitesinin baĢındaydı ve kendi
bürosu örgütün üssü haline gelmiĢti. Bugünden bakıldığında Ergenekon avukatlığı yapan Ali
Rıza DĠZDAR‟da Devrimci Sol‟un avukatlarındandı, Zerrin Sarı onun yanında staj yaptı.
Nebi Barlas örgütle yolları ayrılınca onda bulunan Dursun KarataĢ‟ın bütün örgütsel yapıyı
sorumlularıyla birlikte deĢifre ettiği ifadesinin de içinde bulunduğu mahkeme dosyaları
istendi, vermeyince ofisi kundaklandı. Örgüte vereceği zararı engellemek için korkutmak
maksadıyla Nebi Barlas‟ın ofisi kundaklanmıĢtır.
Avukatlar içerisinde üst düzey sorumluluklar yapanlar olduğu gibi silahlı çatıĢmaya
girenler de oldu. Fuat Erdoğan BeĢiktaĢ‟ta vuruldu. O örgüt yöneticisi idi. Fuat Erdoğan
Ankara‟da Devrimci Sol illegal faaliyetler içinde bulundu, Ġstanbul‟da Devrimci Sol merkez
komitesinin geldiği yerlerin kurumlaĢmasını yaptı, deĢifre olup açığa çıkınca HHB içine
gönderilerek avukatlık faaliyetleri içine sokuldu. Ana dava yargılanmasını takip ederken
savunma yapmak için değil Dursun KarataĢ‟la özel görüĢmeler yapmak için geliyordu,
merkezi kuryeydi. Silahlı eylem faaliyetinde görevlendirilerek bir iliĢki içine sokuldu,
BeĢiktaĢ‟ta Arzum kafede çatıĢmada öldü. O yıllarda Merkez Komite düzeyinde olan örgüt
yöneticileri avukatlık ofisinde toplanarak her türlü eylemler için kararlar alınıyordu.
HHB avukatları örgütün onayı olmadan duygusal iliĢkiye bile giremezler. HHB
avukatlarından Av.Esin Fatma KULAÇ mahkemelerde örgütün sözcülüğünü yapan Sabri
TEMEL‟le örgütten habersiz duygusal iliĢkiye girdiği için cezalandırılmıĢlar ve örgütten
uzaklaĢtırılmıĢlardır. Cezalandırmada her ikisi de paylarını almıĢlardır çünkü ikisi de örgüt
üyesidirler. HHB avukatı Esin Fatma Kulaç örgüt mensubu olmasa örgüt tarafından
cezalandırılamazdı.
Avukatların dıĢarısıyla cezaevleri arasında kuryelik faaliyetinde bulunduklarına dair
kesinleĢen ilk ceza hatırladığım kadarıyla Av.Fethiye PekĢen‟indir, Buca cezaevine ilettiği not
150
ele geçmiĢti. Fethiye PekĢen yakalandığında verdiği ifadeyle HHB‟nin nasıl kurulduğunu
deĢifre etmiĢti. Mete Nezihi Altınay‟ın talimatıyla HHB içinde görev aldığı ve Hukuk komitesi
oluĢturdukları açığa çıktı. Fethiye PekĢen, örgütün merkezi haberleĢme ve koordinasyonunu
sağladıklarını, cezaevleriyle dıĢarı arasında kuryelik yaptıklarını açıkça belirttiği ve HHB‟nin
örgütün birimi olduğunu deĢifre ettiği için örgütsel sorgulamadan geçti.
Avukatların yönetici olabileceğine dair en güzel örnek Zerrin SARI‟dır. Bugün DHKP/C
örgütünün en üst yöneticilerinden biridir, HHB içinden yükseldi. Ahmet Düzgün Yüksel bir
avukattı. Bedii Yarayıcı örgütü bıraktı bir yönetici ve avukattı. Taylan TANAY‟da örgüt
yöneticilerindendir, Behiç AġÇI‟da örgüt yöneticilerindendir. Taylan, Behiç‟i sevmez
yeteneksiz bulur, fakat Behiç ölüm orucuna girince saygı göstermek zorunda kalmıĢtır. Örgüt
yoz iliĢkilere taviz vermez gibi gözükse de ihtiyaç duyduğu ve sürece uygun kullandığı
kiĢilerin tutarsızlıklarını açığa çıkmadıkça kapatır. Mesela eğer ahlaksızlıktan biri atılacaksa
bu Taylan Tanay‟dır ancak onun ahlaksızlıklarına takıldıklarını pek sanmıyorum. Halkın
Hukuk Bürosu‟ndaki kızlardan 1-2 si bunu dile getirdi, barodan birileriyle iliĢkisi varmıĢ. O
iliĢki kurduğu bayanlardan biri Oya ASLAN‟a durumu anlatıyor, açılıyor Oya‟ya, ancak
bunun üstü kapatılıyor. Bu dönemde örgüt Oya ASLAN‟ı öne çıkardı, Taylan TANAY geriye
çekildi. ġimdi tekrar Taylan TANAY öne çıkarıldı. Bu süreçte Taylan Tanay uç… dü… olarak
kodlanmıĢtı. Sonrasında gazetede otel odasında yakalandığı yazıldı, ben bu duruma hiç
ĢaĢırmadım. Gözaltına alınırken hoplayıp/zıplamasının, tekme sallamasının tek sebebi
uçkurundan yakalanmıĢ olmanın önüne geçmek için kahraman görüntüsü vermeye
çalıĢmasındandır.
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın
TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ,
Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S…. isimli kiĢilerin
DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir
özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu
tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır.
Avukatların cezaevlerindeki örgütsel fonksiyonlarını görmek adına verilecek en somut
örnek Asuman AKÇA‟nın cezaevinde örgüt tarafından sorgulanma sürecidir. Cezaevlerinde
örgütsel sorgulamalar geçmiĢten beri yapılır, yatak hapsine alınan, arkadaĢlarıyla sosyal
yaĢamı sınırlandırılan, tecrit edilen, iĢbirlikçiliği netleĢtirilenlerin öldürülerek infaz edildiği,
netleĢtirilemeyenlerin ağır sorgu ve iĢkencelerden geçirilerek sıradan insan konumuna
getirilip her kesin gözü önünde aĢağılandığı süreçler yaĢanmıĢtır. Asuman tutuklandıktan bir
hafta 10 gün sonra örgüt ona Taylan TANAY‟ı avukat yaptı. Taylan Tanay cezaevine gelir
gelmez “seninle bir tartıĢma sürecine gireceğiz” diyor. Taylan TANAY “örgütün parasıyla ev
aldığını” söylüyor Asuman‟a. Bunun avukatlıkla bir ilgisi var mı? Örgüt adına sorgulamayı
Taylan Tanay yapıyor, “sen kendini yakalatmıĢsın” “neden yanında silah yoktu” “neden
çatıĢmaya girmedin” Ģeklinde sorgulamaya devam ediyor. Bu soruları Taylan TANAY
151
soruyor ama aslında yurtdıĢından geliyor. Asuman yakalandığında üzerinde BaĢbakanın
evinin krokisi ele geçmiĢti, cezaevinde Taylan Tanay “böyle bir kroki nereden çıktı” “sana
böyle bir Ģey gelmiĢ ama sen bizden saklamıĢsın” diye örgütün suçlamasını yöneltiyor.
Örgütün böyle bir istihbarat çalıĢmasından bilgisi yok iĢin ilginci Asuman‟ın da bilgisi yok.
Kroki örgüte ait değil. Taylan TANAY cezaevine her geliĢinde sorması için örgütün eline
verdiği bilgisayar çıktısı dökümanla geliyor. Soruları okuyor ancak bir seferinde Asuman
okuduğundan anlamıyorum diyerek kağıdı almıĢ elinden ve ben kendim okurum ve cevap
veririm sana ihtiyacım yok demiĢ. TartıĢma uzayınca ve hakarete dönüĢünce de mesela
kaynanasına sözlü tacizde bulunulmuĢ, Asuman “sizinle tüm iliĢkilerimi kesiyorum” diyerek
yolunu ayırıyor. Bir süre cezaevinde tecritte tutuluyor, tekrar geri döndürülebilir mi diye
Ümit ĠLTER cezaevinden mektup yazıyor, geri dönmeyince “sen gitmedin biz seni attık”
diyorlar. Asuman AKÇA‟nın cezaevinde örgüt adına sorgulamasını yapan kiĢi Halkın Hukuk
Bürosu avukatı Taylan TANAY olmuĢtur.
Avukatlar dosyalara hakimiyeti dolayısıyla kadrolaĢmayı takip eder, cezaevlerinde
kimlerin geliĢme gösterdiğine, kimlerin örgütsel çizgiden uzaklaĢtığına bakarlar. Cezaevlerini
yönlendirir, değerlendirmesini alırlar. Her cezaevinde bulunan komitelerle haberleĢir, haber
taĢırlar. Avukatlar gözaltına alınan kiĢiler hakkında hemen haber alırlar, mutlaka
gözaltındaki kiĢinin avukatlığını almak isterler çünkü amaçları ifade vermesinin önüne
geçmektir. Yakalanan kiĢinin tutuklanması ya da serbest kalması ikincil öneme sahiptir asıl
amaç örgüte yapılan operasyonun önünü kesmektir. Ġfade vermiĢ kiĢilerin ifadesini geri
alması için derhal baskı kurarlar.
Kitlesel eylemlere avukatların katılımı ya da ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin
teslim alımı ve sonrasındaki törenlere katılım gösterilmesi, örgütün güçlü olduğunu
göstermek içindir. Yapılan operasyonlardan hızlı bir Ģekilde bilgi sahibi olurlar, nasıl bu
Ģekilde hızlı haber alırlar dolayısıyla hızlı bir Ģekilde de yukarıya bildirirler.
Avukatlar genel olarak örgütün diğer birimlerinin yaptığı gösteri ve basın
açıklamasına gelirler. Fakat buraya basın açıklamasına katılım için gelmezler. Genelde
grubun içerisinde bulunmamaya çalıĢırlar. Herkesle konuĢmazlar, bazen sorumlu kiĢiler ile
görüĢüp, grubu yönlendirirler. Amaçları diğer örgüt mensupları üzerinde güven oluĢturmak
ve “avukatlarımız da burada bize kimse bir Ģey yapamaz” mesajını vermektir.
Avukatlar örgütün kampları baĢta olmak üzere diğer yerlerde eğitim çalıĢmaları da
verirler. Burada özellikle gençlere gözaltına alınmaları durumunda neler yapacakları gibi
hususlarda talimat verirler. Bunun yanı sıra diğer örgütsel konularda da anlatımlarda
bulunurlar. Avukatlar ile daha önce görüĢen gençler tabi ki gözaltına alınınca yanında bu
avukatı görür, bazen korkar bazen de gerçekten güven hisseder ve avukat ne derse onu yapar.
Örgütün bir kurumunda polis tarafından arama yapılacaksa ya da gözaltına biri
alınmıĢsa hemen örgütün mahalli alan sorumlusu ya da kurum sorumlusu tarafından
avukatlar aranarak bilgi sahibi olması sağlanır. Bu haberi alan avukatta doğrudan arama
yerine ya da emniyete gözaltı görüĢmesine gider.
152
Avukatlar silahlı bombalı eylemler içerisinde yer alan kiĢilerin cenazeleri, hastane
iĢlemleri baĢta olmak üzere ilgilenirler. Avukatlık mesleğinin kendilerine sağladığı
ayrıcalıklardan yararlanarak gözaltı, cezaevi görüĢmeleri gibi örgüte yardımcı olurlar.
Avukatların örgütteki gençler ve diğer kiĢiler üzerinde tahmin edemeyeceğiniz derecede
ağırlığı vardır. Bunu da örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanmaktadırlar.
Avukatlık zırhı ve doğal bağ nedeniyle çabuk deĢifre edilmeyecek bir yapı oldukları
için örgütlenme açısından önemli bir yer alırlar. Örgütün ismiyle yapıldığında tepki
çekecekken ÇağdaĢ Hukukçular Derneği (ÇHD) ismiyle yapınca yasal zemin elde ediliyor.
Aynı zamanda ÇHD‟li olan Selçuk KOZAĞAÇLI DHKP/C örgütünün son süreçteki Suriye‟ye
destek politikası gereği Oya ASLAN ile birlikte Suriye‟ye gittiler. Örgüt YürüyüĢ dergisinin
hemen bütün sayılarında Esad‟a destek verdiğini açıklıyor…
Ölüm orucu eylemine baĢlama kararını cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler aldı
Ģeklinde bilinse de bu tamamen yurtdıĢının verdiği bir karardı. Cezaevlerindekiler bu karara
talip oldular. Sonuçta örgüt yönetimi bir çıkmaza düĢmüĢken beklenmedik bir Ģekilde, birden
ölüm orucu eylemi sonlandırıldı.
Kimlerin ölüm orucuna yatacağına karar vermede Avukatların bir etkileri olmasa da
örgütün belirlediği takvimi iĢletmede avukatlar köprü olmuĢlardır. Cezaevlerine gelen
talimatlar avukatlar kanalıyla gelir. Mesela, Selma KUBAT‟ın kendisini cezaevinde yakacağı
haberi avukatların aracılığıyla geldi. Selma KUBAT kendisini cezaevinde yaktı ve öldü. Selma
KUBAT‟ın ölüm haberini getirenler Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıydı. Bırakın kiĢiye
hukuki yardımda bulunmayı, en temel insan hakkı olan yaĢam hakkının sonlandırılması
avukatlar aracılığıyla yapılmıĢtır. Selma KUBAT, avukatların kendisine getirdiği talimat
üzerine bir müddet sonra kendisini yaktı.
…Kamile KAYIR(Son süreçte DHKP/C Türkiye komitesi içerisinde bulunmaktaydı,
Avukat örgütlenmesinde her dönem mutlaka bir sivil yani avukat olmayan kiĢi sorumluluk
yapmıĢtır, Kamile HHB sorumlusu olarak avukatlık bürosunda yakalandı. Kamile Kayır‟ın
Halkın Hukuk Bürosunda yakalanmıĢ olması bile baĢlı baĢına bu büronun örgüte ait
olduğunu göstermek için yeterlidir)…”Ģeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
b) ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
Fikret Karaçay isimli Ģahsın 17.01.2007 tarihinde Ģüpheli olarak alınan ifadesinde;
“YasadıĢı DHKP/C terör örgütü 1994 yılı Mart ayında Suriye Devleti ġam Ģehrinde
toplanan parti kongresinde alınan karar doğrultusunda daha önceki adı olan DEV SOL
(Devrimci SOL) örgütü DHKP/C (Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi) olarak
oluĢturularak, örgütün genel sekreteri Dayı (K) Dursun KARATAġ‟dır. Genel sekreterlikten
sonra Genel komite sonra Merkez komite gelir, bu komitelerde bildiğim kadarı ile Musa-AbiMustafa-Komutan (K) Arslan Tayfun ÖZKÖK, Malik (K) Faruk ERENER, Belçika devletinde
1999 yılında Fehriye ERDAL ile birlikte yakalanan Avukat Zerrin SARI isimli örgüt
mensuplarını biliyorum, bunların dıĢında baĢka kimlerin olduğunu biliyorum. Anlattığım bu
153
komitelere bağlı bölge komiteleri vardır, bu bölgeler bildiğim kadarı ile (6) bölge ayrılmıĢtır,
bunlar Akdeniz, Marmara, Ege, Karadeniz, Ġç Anadolu Kürdistan Bölgeleridir. Bu bölgelere
bağlı Ġl komiteleri, Ġlçe komiteleri, Mahalle komiteleri ve hücreleri her bölge il ve ilçelerin
birer sorumlusu vardır, mahallelerde ise komiteler Ģeklinde örgütlenirler.Komitelere bağlı
olarak faaliyet gösteren hücreler 3‟lü sisteme göre çalıĢırlar. Legal alanda ise TEMEL
HAKLAR DERNEĞĠ, HÖC (HALKLAR ÖZGÜRLÜKLER CEPHESĠ), YÜRÜYÜġ DERGĠSĠ,
HALKIN HUKUK BÜROSU, DMH (DEVRĠMCĠ MEMUR HAREKETĠ), DĠH (DEVRĠMCĠ
ĠġÇĠ HAREKETĠ), TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA DERNEĞĠ), bu
yapılanmalar vardır. Bu yapılanmalar aracılığı ile örgüte eleman kazandırma faaliyetleri
devam etmektedir, örgüte eleman ilk baĢta bu legal alanda faaliyet kurum veya kuruluĢlar
aracılığı ile gelen Ģahıslara örgütsel bilgiler verilerek örgütün amaç ve stratejisi anlatılır,
daha sonra basın açıklamaları, yazılama, korsan gösteri gibi eylemlere giriĢi sağlanarak
örgüte kazandırılır, örgüte kazandırıldıktan sonra kazanılan örgüt mensubu illegaliteye
alınarak faaliyetlerine devam ettirilir.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
Anıl Osman Çelik‟in 30.10.2009 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın
Hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
“…Türkiye‟de DHKP/C Örgütünün Güdümünde Kurulan Yapılanmalar Arasında;
…HHB (Halkın Hukuk Bürosu) bulunmaktadır. Bu kurumlar her ne kadar legal gibi görünse
de tamamen DHKP/C örgütünün amacı doğrultusunda faaliyet yürütmektedirler. Bu kurumlar
sayesinde eleman kazanma faaliyetleri yürütülür, gelir elde edilir ve örgütün propagandası
yapılır.”
“Halkın Hukuk Bürosunun genel amacı örgüt adına eylem ve faaliyetlerinden dolayı
yakalanan veya tutuklanan kiĢileri savunmak ve gözaltına alınan insanların kesinlikle
konuĢmamalarını (susma haklarını kullanmalarını), açlık grevi yapmalarını, herhangi bir
baro‟dan avukat kabul etmemelerini sağlamaktır. Biz grup olarak Erzurum‟da 70 kiĢi
gözaltına alındığımızda Av. Oya Aslan bizim bulunduğumuz yere geldi ve bize örgütün
avukatı olduğunu söyledi ve susma hakkımızı kullanmamız ve dıĢarıdan her hangi bir yiyecek
almamamız konusunda talimat verdi. Sarıgazi Özgürlükler Derneği yöneticilerinden Elif
Kaya bize gözaltı süresince HHB‟den baĢka avukat kabul etmememizi ve HHB‟nin örgüt
tarafından kurulduğunu ve örgütün bir kurumu olduğunu söyledi. HHB‟den Oya Aslan,
Güray Dağ, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Süleyman ġensoy, Serhan
Arıkanoğlu Ve Taylan Tanay isimli avukatları tanıyorum. Adli Tıp‟ın karĢısına Güler Zere ile
ilgili pankart asmıĢtık, pankartı indirmeye gelen polislerle tartıĢan Ali Koyupinar Avukat
Taylan Tanay‟ı telefonla arayarak durumu bildirdi. Taylan Tanay‟ın kendisine direnin ama
gözaltına alınmayın Ģeklinde talimat verdiğini söyledi...” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu,
Aziz ErmiĢ‟in 22.03.2010 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk
Bürosu ile ilgili olarak;
“…Türkiye‟de DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten kurum ve yapılar
Ģunlardır: Halkın Hukuk Bürosu… Bu hukuk bürosunda bulunan avukatlar insanları içeriden
154
almak için değil içeriye göndermek için vardır. Zamanında bana da mahkemeye çıkınca
örgütü savun demiĢlerdi ama ben kabul etmeyince aramız bozulmuĢtu. Bugün de aynı Ģeyi
yapmaktalar. Ġfade verecek insan bile bunların korkusundan susmaktadır. Halkın hukuk
bürosunun baĢındaki Ģahıs Taylan Tanay, örgütün hem avukatı hem sözcüsüdür...”
Ģeklinde beyanlarda buluduğu,
Baran Furkan Gül‟in 26.11.2010 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın
Hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
“…Ben yine yukarıda belirttiğim gibi Türkiye‟de bulunan kurumların HALK
CEPHESĠ‟nin yapılanmaları olduğunu biliyordum. Ancak sonradan bu yapılanmaların
DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten kurum ve yapılar olduklarını öğrendim. Bu
kurumlar Ģunlardır: Halkın Hukuk Bürosu… Ben Halkın Hukuk Bürosunun DHKP-C
mensuplarının avukatlıklarını yaptıklarını biliyorum. Gözaltına alındığımızda dernek
yöneticileri bize sadece Halkın Hukuk Bürosundan Avukat talep etmemizi istemiĢti.” ġeklinde
beyanlarda bulunduğu,
Metin Sel isimli Ģahsın 10.04.2011 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın
Hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
“…Benim DHKP/C örgütünün kurumları arasında yer aldığını bildiğim kurumlar;
Halkın Hukuk Bürosu… Bu kurum örgütün yukarıda saydığım kurumlarına ve yakalanan
örgüt üyelerine avukatlık yaparlar.” ġeklinde beyanlarda bulunduğu
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı yargılanmakta olan ve eylemden 5 ay kadar önce tahliye edilen
Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra gözaltına alınan DHKP/C – SPB mensubu
Selçuk Aymaz‟ın 30.10.2012 tarihinde Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk
Bürosu ile ilgili olarak;
Ebru Timtik hakkında; “…Ebru abla olarak tanırım. Kendisi örgütün avukatıdır.
Örgüt adına eylemde ve basın açıklamalarında gözaltına alınan Ģahıslar gözaltına
alındıklarında Halkın Hukuk Bürosunu aramamızı söylüyorlardı. Ebru TĠMTĠK bu
avukatlardan biridir. 2012 yılında Kandıra‟da DHKP/C Gençlik Kampına geldi. Komün
yaĢam ve gözaltına alındığında ne yapılacağı üzerine kamp katılımcılarına konuĢma yaptı.
Gözaltına alınıldığında, parmak izi vermeme, aramaya izin vermeme konusunda bize
telkinlerde bulundu. Ayrıca gözaltına alındığınızda bize haber verin dediğini hatırlıyorum.
Burada “biz” demesiyle kastı aslında Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarıydı…” Ģeklinde
beyanda bulunduğu,
26.02.2008 tarihinde Silahlı yağma suçundan Kartal H tipi Cezevinde tutuklu iken
BaĢsavcılığımıza göndermiĢ olduğu dilekçede; “bir dönem DHKP/C terör örgütü içerisinde
faaliyet yürüttüğünü ve bu örgüt hakkında bilgi vermek istediğini beyan eden Ġsmet Özdemir
isimli Ģahsın 10.05.2008 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu Ġle ilgili olarak;
155
“…Örgütün amacı doğrultusunda kurulan ve faaliyetlerde bulunan yerler: Halkın
Hukuk Bürosu…” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu,
Hüseyin Yücel‟in Ankara Emniyet Müdürlüğünde 29.01.2013 günü alınan ifadesinde
özetle;
Kızı Duygu Yücel‟in Ġstanbul Emniyet Müdürlüğünce 18.01.2013 tarihinde DHKP/C
terör örgütüne yönelik yapılan operasyonda yakalandığını ve akabinde mahkeme tarafından
tutuklandığını, kızını bu örgüt belasından kurtarmak için elinden gelen tüm imkanları
gücünün ve sesinin yettiğince yapmaya çalıĢtığını, bu amaçla da ulusal medyada diğer anne
babalara örnek teĢkil etmesi amacı ile demeçlerde bulunarak örgütün gençleri nasıl
tuzaklarına düĢürdüğünü anlattığını,
Kendi kızının da terör örgütü tarafından kandırılarak tuzağına düĢürülen tüm
gençlerde olduğu gibi, Ġstanbul' da okurken dernek, çay kahve içme, ücretsiz müzik
enstrümanlarını icra etme, tatil yapma etkinlikleri maskesi ile kandırılarak DHKP/C Terör
Örgütünün eline düĢtüğünü, tatil bahanesi ile kamplarda örgütsel eğitim verildiği ve
çocukların kandırıldığını, anne ve babalara düĢman yapıldıklarını, kızının gözaltında olduğu
süreçte öğrendiğini, kızının içinde bulunduğu durumdan dolayı çok piĢman olduğunu, yalnız
diğer örgüt mensuplarından çekindiğinden korku içerisinde olduğunu, adliye sürecinde
kızına örgüt tarafından kadrolu kullanılan avukatlardan değil dıĢardan baĢka bir avukat
tuttuğunu, kızının da bu avukatı kabul ettiğini, Terör örgütünün kendisinin tuttuğu avukatı
da tehdit ederek bir Ģekilde soruĢturma sürecine sokmadıklarını, kızının hukuki yardımdan
yararlanmasını engellendiğini, hangi avukatın kimin ifadesine gireceğine yine örgütün karar
verdiğini, tuttuğu avukatın kendisine dahi herhangi bir açıklama yapmadan adliyeden
kaçarcasına ayrılıp gittiğini, bir avukat ifade aĢamasında sorumsuzca müvekkilini bırakarak
kaçamayacağını, gözü dönmüĢ hainlerin neler yapabileceklerinin bilincinde olduğu için baĢı
belaya girmesin diyerek korkup kaçtığını, normal sıradan bir avukat yani siyasi olmayan
tarafsız birinin ifadeye girmesine, baro avukatının ifadede bulunmasına tahammül
edemediklerini,
Kızını gözaltında talimatla açlık grevine gittiğini, çocuğu gibi henüz örgütün gerçek
yüzünü göremeyen, aynı zamanda git- geller yaĢayarak örgüte tam anlamıyla biat etmeyen
gençlerin dıĢarıda tutuksuz yargılanmaları halinde; örgütün gerçek yüzünü görerek örgütten
kopabileceklerini düĢündükleri için tutuklanmalarının sağlanarak, cezaevinde de sürekli
çocuklarımıza devletin kendi hayatlarını söndürdüğü, fiĢlendiği, devlette iĢ bulamayacağı,
hayatının kaydığı yönünde propagandalar yapılarak cezaevinde tam bir örgüt mensubu
yapılmak istendiğini,
Avukatların çoğunun Halkın Hukuk Bürosu ismini aldıklarını ama halka faydalı
hiçbir Ģeyin içinde olmadıklarını, canlı bombaların Adli Tıptan alınıĢında boy gösteren,
polisle silahlı çatıĢmaya girmiĢ örgüt mensuplarının cenazelerini sahiplenen Ģahıslardan
halka hukuk gelemeyeceğini, Halkın Hukuk Bürosu DHKP-C terör örgütünün
avukatlarının bürosu olduğunu, kendisinin demokrat ve alevi bir vatandaĢ olmasına karĢın
156
Ģiddetle bu kiĢilerin karĢısında olduğunu, kızını da bu kiĢilerin elinden kurtarmak için
çabalayan ve mücadele eden bir baba olduğunu,
Kendisinin bu çabasının ve örgütün iç yüzünü ortaya sergilemesinin örgütü oldukça
rahatsız ettiğini, Ġstanbul Adliyesi önünde örgüt tarafından görevlendirilen avukatların fiili
ve sözlü saldırılarına maruz kaldığını, hatta ismini bilmediği yalnız basına yansıyan
görüntülerden teĢhis edebileceği bir terör yanlısı Ģahıs kameraların önünde kızın esrarcı olsa
daha mı iyiydi Ģeklinde bağırdığını, kızının tutuklandıktan sonra Ankara iline eĢinle birlikte
gittiğini, Ankara'ya geldiği gün yani 24.01.2013 tarihinde de aracının kundaklandığını
kızının olayından ötürü terör örgütüne tek baĢına açtığı savaĢtan dolayı rahatsız olan
DHKP/C terör örgütüne üye Ģahıslar tarafından uyarı, gözdağı vermek amaçlı olarak
aracının kundaklandığını,” beyan ettiği görülmüĢtür.
8. AÇIK KAYNAK ÇALIġMALARI
Her terör örgütünde olduğu gibi DHKP/C terör örgütü de propagandasını yapmak ve
hedef kitlesini canlı tutabilmek amacıyla yazılı ve görsel basın araçlarından faydalanmaktadır.
Bu basın araçları arasında en çok bilinen ve örgütün tüm bileĢenleri tarafından takip edilen
yayın organlarının YürüyüĢ Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi olduğu ve bu
yayın organlarının legal görünüm altında DHKP/C terör örgütünün amaçları doğrultusunda
yayın yaptığı bilinmektedir.
a) YürüyüĢ Dergisi
YürüyüĢ dergisinin açıkça DHKP-C terör örgütünün propagandasını yaptığı, hedef
kitlesini eylemlere yönlendirdiği ya da yapılan eylemleri abartılı ifadelerle haberleĢtirerek
örgüt tabanını motive etmeye çalıĢtığı, yine eylemlerde yaralanan ya da hayatını kaybeden
örgüt mensuplarına dair gerçeği yansıtmayan haberler yaparak hedef kitlesini güvenlik
güçlerine karĢı kıĢkırttığı, kamu görevlilerini açık ya da kapalı olarak hedef gösterdiği
bilinmektedir.
DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde faaliyet
yürüten Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün görüĢ ve ideolojisi
doğrultusunda yayın yapan YürüyüĢ Dergisi sayılarında ve www.yuruyus.com isimli internet
sitesinde yapılan incelemelerde;
http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=4698 isimli, 17.08.2008
tarihli “Komutanımız Önderimiz Dayımızı Yitirdik” baĢlıklı haberde “HHB: “Müvekkilimiz
Halkı Ġçin YaĢadı” “Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi önderi Dursun KarataĢ‟ın avukatları da
12 Ağustos günü TMMOB toplantı salonunda yaptıkları açıklamayla KarataĢ‟ın yaĢamını
yitirdiğini halka ve basına duyurdular. Açıklamaya Halkın Hukuk Bürosu avukatları Taylan
Tanay, Ebru Timtik ve Barkın Timtik‟in yanısıra Dursun KarataĢ‟ın ağabeyi ReĢat KarataĢ
da katıldı. Avukat Tanay konuĢmasına “Bizler açısından da, ailesi açısından da zor bir
açıklama. Üzüntülüyüz. 38 yıldır kesintisiz bir siyaset yaĢamı olan müvekkilimizi, aynı
157
zamanda DHKP-C Genel Sekreteri, müvekkilimiz Dursun KarataĢ‟ı kaybetmiĢ bulunuyoruz”
sözleriyle baĢladı. Ardından Ģöyle dedi: “Müvekkilimiz kadar yaĢamı ve ölümü hakkında
spekülasyon yapılan bir kiĢi daha yoktur. Çok uzun bir süre istihbarat teĢkilatı, hükümetler,
siyasi iktidarlar müvekkilimizin ölümü üzerine birçok spekülasyon yapmıĢlardır. Bu nedenle
ilk elden ailesi ve avukatları olarak bizden duymanızı istedik.” Tanay, KarataĢ hakkında
Türkiye‟de yerel, ulusal hiçbir mahkemede bir yargı kararı olmadığını söyleyerek, cenazenin
Ġstanbul‟a getirilmesi için hiçbir hukuki engel olmadığını vurguladı. KarataĢ‟ın Anadolu
insanının geleneklerine göre defnedileceğine değinen Tanay son olarak da haftalardır
devrimci hareketin önderine karĢı karalama kampanyası yürüten basın yayın organlarına
seslenerek konuĢmasını Ģöyle tamamladı: “Müvekkilimiz hakkında bir süredir basında yalan
haber kampanyası baĢlatılmıĢtı. Bazı insanlar ağızlarından ishal olmuĢ gibi müvekkilimize
saldırıyorlar. Bu haberlerin kesinlikle bir gerçekliği yoktur. Bu konuda da hukuki giriĢimlerde
bulunacağız. Bu noktada da basını uyarmak istiyoruz. Bu tür oyunlara gelmeyin... Tüm
karalamalara rağmen müvekkilimiz halkı için yaĢadı. Bu nedenle tüm halkımıza baĢsağlığı
diliyoruz...” ġeklinde ibarelerin olduğu,
Haber içeriğinden HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ı
övücü nitelikte beyanlarda bulundukları, DHKP/C terör örgütünün amaçları doğrultusunda
söylemlerde bulundukları,
YürüyüĢ Dergisinin 31 Ekim 2010 tarihli 240.sayısının 7. Sayfasında bulunan
“Katiller Öldürüyor Yargı Aklıyor” baĢlıklı Halkın Hukuk Bürosunun açıklama metninde
“Halkın hukuk Bürosu tarafından katilleri aklayan mahkeme kararının ardından yapılan
açıklama böyle baĢlıyordu. 1000 operasyonun, yüzlerce kayıbın faillerini bulma isteyenler,
unutmamalıdırlardır ki failler meçhul değildir. Katilleri bulmak isteyenler Ġsmail Karaman‟ın
katillerine ve bu katilleri aklayan yargıya bakmalıdırlar. Siyasal iktidar demokrasi adına bizi
katlediyor. Yargı tarafsızlık ve bağımsızlık adına katillerimizi aklıyor. Halkımızı, halktan
yana hukukçuları bu adaletsizlik üreten düzene karĢı mücadele etmeye, Ġsmail KARAMAN
için adalet istemeye çağırıyoruz Ġsmail KARAMAN’ı da, katillerini de unutmayacağız.”
ġeklinde açıklama bulunulduğu, söz konusu açıklama ile 06.07.2001 tarihinde polisle girdiği
çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen DHKP/C - SPB üyesi Ġsmail KARAMAN ile çatıĢmaya
giren kolluk görevlilerinin yargılandığı Bakırköy 5. Ağır Ceza mahkemesinin 25.10.2010
tarihli kararı ile sanık iki polisin beraatine karar vermesi üzerine karar tarihinden 1 hafta sonra
yaptıkları açıklamada yargı mensuplarını ve kolluk görevlilerini hedef gösterdikleri,
YürüyüĢ Dergisinin 26 Aralık 2010 tarihli 248.sayısının 44. Sayfasında bulunan
“Halkın Hukuk Bürosu Nurtepe Çayan mahallesinde gözaltına alınıp yalanlarla tutuklanan
devrimciler için Ģu açıklamayı yaptı” alt baĢlıklı haberde BaĢsavcılığımız tarafından DHKP/C
terör örgütüne yönelik yürütülen soruĢturma kapsamında tutuklanan Ģüphelilerin komplo ile
tutuklandığını belirtir açıklamada bulunulduğu,
YürüyüĢ Dergisinin 31 Temmuz 2011 tarihli 279.sayısının 9. Sayfasında bulunan
“Terörle Mücadele adı altında HALKA SAVAġ” baĢlıklı “15 bin Özel Harekat polisi daha
fazla katliam daha fazla kaybetme demektir. AKP iktidarı “terörle mücadele” adı altında
158
halka karĢı sürdürdüğü savaĢın yeni planlarını hazırlıyor.” Ġçerikli açıklama ile Özel Harekât
polisinin etkin olarak kullanılması amacıyla 15 bin Özel Harekat Polisinin görevlendirilmesi
için baĢlatılan çalıĢmaların, “Halka SavaĢ” olarak deklare edildiği, güvenlik güçlerinin
halkın düĢmanı olduklarını belirtir ve DHKP/C terör örgütü mensuplarına güvenlik güçlerini
hedef gösterir açıklamada bulundukları,
YürüyüĢ Dergisinin 24 Nisan 2011 tarihli 265.sayısının 20. Sayfasında bulunan
haberde Halkın hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün basın organlarından biri olan
YürüyüĢ Dergisi ile ilgili olarak “YürüyüĢ Okuru Olması Tutuklanması Ġçin Yeterlidir”
Ģeklinde açıklama yaptığı,
08.12.2012 günü Bahçelievler Ġlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkezi
Amirliğine DHKP/C SPB mensubu Nebiha Aracı Ve Nurgül Acar isimli Ģahıslar tarafından
silahlı ve bombalı saldırı eylemi gerçekleĢtirildiği,
10.12.2012 tarihli http://www.halkinsesitv.com/index.php/acklamalar/8179-dhkcacklama-396-tarih-10-aralk-2012-.html isimli internet sitesinde yayınlanan haberde
Bahçelievler 75. Yıl Polis merkezine yapılan saldırının “Ferhat Gerçek‟in intikamı” için
yapıldığının belirtildiği,
HHB avukatları olan Ģüphelilerin de Ferhat Gerçek ile ilgili örgüt çağrıları
doğrultusunda gerçekleĢtirilen yasadıĢı gösterilere ve basın açıklamalarına katıldıklarının
tespit edildiği,
http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=6085
isimli internet
sayfasında bulunan ÇHD: "Güler Zere'yi Öldürtmeyeceğiz!" baĢlıklı “…Halkın Hukuk Bürosu
müvekkilleri Güler Zere ile ilgili yazılı açıklama yayınladı. 8 Temmuz 2009 tarihli 292 No'lu
açıklamasında sorumluları görevlerini yapmaya; kamuoyunu duyarlılığa çağıran HHB
Avukatları sürecin takipçisi olacaklarının altını çizdiler. Açık yasa hükümleri ve Adli Tıp
raporlarına rağmen Güler Zere'nin serbest bırakılmayarak ölüme gönderildiğine değinilen
açıklamada "Yapılan adli ve idari tüm baĢvurulara, ilgili bilim ve hukuk çevrelerinin tüm
itiraz ve uyarılarına rağmen Güler ZERE serbest bırakılmıyor. Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkındaki Kanun uyarınca hasta hükümlülerin infazının ertelenmesinin
gerekmesine, Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesi ve diğer sözleĢmeler uyarınca yaĢam hakkı
koruma altında olduğu halde serbest bırakılmıyor. Tüm dünyanın gözleri önünde sadece
vicdanlar değil aynı zamanda hukuk kurallarını çiğneniyor. Bu nedenledir ki siyasal iktidara
yöneltilmesi gereken talep, 07. 07.2009 tarihli Taraf Gazetesi'nin manĢetinde olduğu gibi
merhamet değil adalet talebidir. Çünkü Güler ZERE suçlu değil "hasta", merhamet değil
"adalet" istiyor. BaĢta yaĢam hakkı olmak üzere tüm hakları çiğnen ve ölüme terkedilen
Güler ZERE değil; suç iĢleyen ve suç iĢlemeye devam edenler merhamet dilemelidirler. BaĢta
Elbistan Kapalı Hapishanesinde tutulmaktayken rahatsızlığını hapishane idaresine
bildirmesine rağmen tedavisi konusunda hiçbir giriĢimde bulunmayan hapishane idaresi
merhamet dilemelidir. Çukurova Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi doktorlarından M.S. ve
diğer yetkililer merhamet dilemelidir. Siyasal iktidarı uyarıyoruz; suç iĢlemeye son verin!
159
"içerikli haber ile HHB avukatlarının DHKP/C üyesi olmak suçundan hakkında müebbet
hapis cezası verilen ve cezası Yargıtay tarafından onanan Güler ZERE‟nin suçlu olmadığını
,fakat hasta olduğunu beyan ettikleri, ayrıca birtakım kamu görevlilerini açık Ģekilde hedef
gösterdikleri,
16.06.2012 günü saat 12.50 sıralarında BeĢiktaĢ Ġlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli
iki polis memurunun GaziosmanpaĢa Ġlçesi 500 Evler mevkiinde DHKP-C terör örgütü adına
Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli örgüt mensupları tarafından silahlı saldırıya
uğramaları sonucu Zekeriya Yurdakul isimli polis memuru Ģehit edilmiĢtir.
Yine olayı gerçekleĢtiren aynı Ģahısların, 20.07.2012 günü GaziosmanpaĢa Ġlçesi Gazi
Varyant altında güvenlik güçleriyle girdikleri silahlı çatıĢmaya girdikleri, silahlı çatıĢma
neticesinde; Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı‟nın ise yaralı olarak yakalandığı
anlaĢılmıĢtır. ġahısların
tedavilerinin yapılabilmesi amacıyla Okmeydanı Eğitim ve
AraĢtırma Hastanesine intikali sağlanmıĢtır.
DHKP/C Terör Örgütünün fikir ve ideolojileri doğrultusunda yayın yapan
http://halkınsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün 390 ve 392 nolu
açıklamalar ile söz konusu eylemleri üstlendiği görülmüĢtür.
Ġstanbul Cumhuriyet BaĢsavcılığına 23.07.2012 tarihinde sevk edilen Sultan IġIKLI
isimli Ģahıs ile ilgili olarak, Ġstanbul Adli Tıp Kurumunun vermiĢ olduğu 23.07.2012 tarihli
2012/17923 sayılı raporun sonuç kısmında; Sultan IĢıklı‟nın “yaĢamını tehlikeye sokan bir
durumun OLMADIĞI” belirtilmiĢtir.
Buna rağmen Sultan IĢıklı‟nın 23.07.2012 tarihinde Okmeydanı Eğitim Ve AraĢtırma
Hastanesinden cezaevine konulmasına kadar geçen süre zarfında basına yansıyan görüntüler
incelendiğinde;
ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın Sultan IĢıklı ile ilgili olarak “ ġu andaki sağlığı sorgu
tutukluluk incelemesini kaldıracak durumda değil. Hastanede kalması gerektiğine inanıyoruz.
Hekimliğe, savcılığa bu konuda baĢvurduk. Ama her halükarda adliyeye çıkartılacak. Bir
tutuklama kararı ile sonuçlansa bile tedavisinin hastanede sürdürülmesinin gerektiğine
inanıyoruz. Bu gibi saldırgan ve hukuk tanımayan yöntemler ölümle ve ağır yaralanmayla
sonuçlanır, doğru değildir. Kolluğun görevi her neyle suçlanıyorsa suçlansın, insanlar
hakkında adli iĢlem yapmaktır. Sağ yakalamaktır. Bunun hiçbir istisnası olamaz, bunların
altını çizmek istiyoruz. Yaralı bir insana iĢkence yapılması, neyle suçlanırsa suçlansın kabul
edilemez. Bunları titizlikle takip ediyoruz” Ģeklinde açıklamada bulunarak DHKP/C terör
örgütü militanı Sultan IĢıklı‟nın polis tarafından ĠġKENCE gördüğünü ima ederek DHKP/C
Terör Örgütü amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği,
22.07.2012
tarihli
http://www.etha.com.tr/Haber/
2012/07/22/guncel/sultansagligindan-endiseliyiz/ isimli, “Sultan'ın sağlığından endiĢeliyiz” baĢlıklı internet sayfasında;
“…Aynı hastaneye yaralı olarak getirilen Hasan Selim Gönen'in dün sabah yaĢamını
yitirdiğini hatırlatan Timtik, "Sultan için de endiĢeliyiz. Genç bir devrimci, tedavisi tam
160
anlamıyla yapılmadan buradan götürülmek isteniyor. Müvekkilimizin sağlık durumu
düzelene kadar doktor gözetimi altında tutulması gerekir. Yasal süresi salı günü dolan
gözaltının ardından müvekkilimizin tedavisine burada devam edilmelidir" Ģeklinde konuĢtu.
Timtik, müvekkilinin hastaneye geliĢinde, hastane içerisinde iĢkenceye tabi tutulduğunu,
sedyesinin sürekli indirilip kaldırıldığını, duvarlara vurulduğunu, yaralı olan bölgelerine
vurularak, bedeninde kalıcı hasarlar meydana gelmesi için uğraĢıldığını söyledi….” ġeklinde
haberde; HBB Avukatı Barkın Timtik‟in yapmıĢ olduğu açıklamalarda; DHKP/C terör örgütü
mensubu Sultan IĢıklı‟nın polis tarafından iĢkence gördüğünü ima ederek güvenlik güçlerini
açıkça hedef gösterdiği,
ġüpheli Taylan Tanay‟ın Sultan IĢıklı ile ilgili olarak; “GaziosmanpaĢa Ġlçesinde bir
katliam yaĢandı, bu katliamda, Hasan Selim GÖNEN katledildi, Sultan IġIKLI‟da sakat kalma
tehlikesiyle karĢı karĢıya. Bundan tam kırk gün önce basın aracığıyla iki müvekkilimiz Hasan
Selim GÖNEN ve Sultan IġIKLI elde hiçbir delil olmamasına karĢın, sadece devrimci
oldukları için afiĢe edildiler ve daha sonda tam otuz dört gün sonrada katledildiler. Bu bir
infazdır, silahlı çatıĢma olarak kamuoyu yanıltılmak istenmektedir. Daha önce kolluğun
tanıdığı iki devrimci kolluk tarafından polis tarafından katledilmek istenmiĢtir. Gerek
kurĢunlarn isabet ettikleri yerler gerek atıĢ mesafeleri bunun açık bir katliam olduğunu
göstermektedir. ġuanda dosyada gizlilik kararı olduğu için ayrıntıları kamuoyunda
paylaĢamamaktayız ama kollarından kurĢun aldıktan sonra iç organlarına doğru dalağına
böbreğine karaciğerine doğru ölümcül noktalarına isabet eden baĢka hiçbir noktalarına
isabet etmeyen kurĢunlardan ötürü Hasan Selim GÖNEN’in açıkça polis tarafından
katledildiği çok açıktır.Bu nedenle ölü muayene tutanakları bu nedenle otopsi tutanakları
avukatlardan ailesinden gizlenmiĢtir. Sultan IġIKLI sağ ve sol kurĢunlardan aldıklarından
dolayı bugün yaralıdır. ġuan da bu Adliye‟de savcılık ve hakimlik sorgusu devam ediyor
Sultanın. Sultan‟ın bir an önce hastanede tedavi edilmesi gerekiyor. Hasan Selimi
katledenler Sultanı da bugün katletmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Sultanı
öldürtmeyeceğiz. Tekrar etmek gerekirse Mehmet AĞAR‟ların sürdüğü bin operasyon bugün
AKP tarafından devam ediliyor. AKP‟nin faili tırnak içerisinde faili meçhuller kayıplar
iĢkencelere iliĢkin sıfır tolerans söyleminin sahte olduğu bir kez dana açığa çıkmıĢtır. AKP
polisi katliamcıdır, AKP polisi Hasan Selim GÖNEN’i katletmiĢtir. Bu katliamcılardan
hesap soracağız. Hesap sorma irademizi buradan size bir kez daha deklere ediyoruz.”
ġeklinde açıklamada bulunarak güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma giren DHKP/C – SPB
militanları ile ilgili olarak KATLEDĠLDĠKLERĠNĠ savunduktan sonra “Bunun hesabını
soracağız” vb. Ģeklinde açıklamalarla güvenlik güçlerini adres göstermek suretiyle alenen
hedef gösterdiği anlaĢılmıĢtır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında ismi geçen Ģüphelilerin
DHKP/C terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği anlaĢılmıĢtır.
http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=9026&dergi_sayi_no=37
2& isimli internet sayfasında bulunan “HASAN SELĠM GÖNEN (RIZA) ARTIK GÖRMEK
ĠÇĠN GÖZÜMÜZ, DEVRĠM ĠÇĠN SÖZÜMÜZ, SAVAġMAK ĠÇĠN ANDIMIZDIR!”
baĢlıklı “…Halkın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Hasan Selim Gönen ile Sultan IĢıklı'nın 16
Haziran 2012'de Ġstanbul GaziosmanpaĢa'da bir polisin cezalandırılmasının ardından afiĢe
edilip hedef gösterilmesi ve ölüm fermanlarının verilerek akabinde silahla taranmalarıyla
161
ilgili olarak bir açıklama yaptı. 21 Temmuz tarihli açıklamada, "20.07.2012 tarihinde
müvekkillerimiz binmiĢ oldukları taksi sivil bir polis aracıyla doğrudan taranarak, önceden
uyarmıĢ olduğumuz gibi bir adli iĢleme değil bir katliama maruz bırakıldılar. Tarama iĢlemi
bittikten sonra resmi polis ekiplerine haber verildi. Olay basına çatıĢma çıktığı Ģeklinde servis
edildi. Hasan Selim sessiz sedasız hastaneye kaldırılırken, olayla hiç ilgisi olmayan bir Ģahsın
da Sultan'ın yanındaki ikinci kiĢi olarak gözaltına alındığını izledik televizyonlardan. Basına
servis edilen bu haberler bilgi kirliliği yaratmaya, bilinç çarpıtmaya dönük haberlerdir.
Müvekkillerimizin bindikleri taksinin taranması sonucu, Hasan Selim Gönen, karnına aldığı
ölümcül yaralarla bugün sabaha karĢı yaĢamını yitirmiĢtir. Sultan IĢıklı ise omzundan ve
kolundan yaralanmıĢ halen tedavisi sürdürülmektedir." denildi. Önce katliam zemini
yaratıldığını, sonra da Gönen ve IĢıklı'nın katledilmek üzere tarandığını belirten HHB,
açıklamasını Ģu sözlerle bitirdi; "UYARIYORUZ! HALKIN ÇOCUKLARININ KANI
ZANNETTĠĞĠNĠZ KADAR UCUZ DEĞĠL. Tüm haksızlıkların hesabının bir gün mutlaka
sorulacağı tarihsel gerçeğini asla aklınızdan çıkarmayın!" içerikli açıklama yapıldığı,
açıklamada HHB avukatlarının 1 polis memurunu Ģehit ettikten sonra güvenlik güçleri ile
girdiği çatıĢma neticesinde ölen DHKP/C – SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN isimli örgüt
mensubunun polis tarafından KATLEDĠLDĠĞĠNĠ belirten açıklama yaptıkları, dolayısıyla bu
açıklama ile hem DHKP/C militanlarını övdükleri, hem de çatıĢmaya giren güvenlik güçlerini
açık bir Ģekilde hedef gösterdikleri,
12.09.2012 tarihli www.halkinsesi.tv/index.php/acklamalar7151--dhkc-acklama-393tarih-12-eyluel-2012.html isimli internet sitesinde bulunan DHKC Açıklama:393 / Tarih 12
Eylül 2012 baĢlıklı haberde “20 Temmuz 2012‟de yoldaĢımız Hasan Selim Gönen‟i katleden
polislerin bulunduğu 75. Yıl Sultangazi Polis Karakolu‟na savaĢçımız Ġbrahim ÇUHADAR
tarafından 11 Eylül tarihinde bir FEDA EYLEMĠ gerçekleĢtirilmiĢtir. …Halkımız! Feda
savaĢçımız Ġbrahim Çuhadar‟ın eylemini gerçekleĢtirdiği karakol ne sıradan bir karakol dur,
ne de karakoldaki polisler sıradan polislerdir.GAZĠ POLĠS KARAKOLU
ĠġKENCECĠ,KATLĠAMCI KONTRGERĠLLANIN KARARGAHLARINDANDIR! Gazi Polis
Karakolu ĠġKENCE MERKEZĠDĠR. AKP‟nin iĢkenceci katil polislerinin bulunduğu
karakoldur. Geçtiğimiz ay içinde savaĢçımız Hasan Selim Gönen‟i sokak ortasında katleden
polisler Gazi Karakolu‟nun polisleridir…”ġeklinde ibarelerin olduğu,
Dolayısıyla Halkın Hukuk Bürosunun söylemleri ile örgüt söylemlerinin örtüĢtüğü
görülmüĢtür.
http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=4879&dergi_sayi_no=17
1& isimli internet sayfasında bulunan “Devrimci Avukatlık Geleneği Sürüyor” baĢlıklı
haberde “Halkın Hukuk Bürosu 22 Eylül günü yaptığı yazılı açıklamayla Ölüm mangaları
tarafından katledilen Fuat Erdoğan'ı ve onun nezdinde devrimci avukatlık geleneğini
selamladı. HHB'nin tarihinin kısaca anlatıldığı açıklamada Ģu sözlere yer verildi ; "...Fuat
ERDOĞAN, HHB'nin emektarlarındandı. Burjuva, küçük-burjuva bir avukat statüsünü
yaĢamının hiçbir anında ve alanında benimsemeyen proletaryanın proleter bir avukatıydı o.
OligarĢi komplolarla avukatlığını sürdürmesine engel olduğunda, o yine de halkın davasını
savunmaya devam etti. HHB tek tek bireylerden ibaret olmayan bir misyon, bir gelenektir.
162
Böyle olduğu içindir ki, 19 yıldır, halkın mücadelesinde demokratik bir mevzi, hukuk alanında
bir direniĢ odağı olarak var. Hem siyasal, hem kültürel, hem mesleki bir direniĢ odağıdır
HHB. Hayatın her alanında bireyciliğe, bencilliğe karĢı kolektivizmin, örgütsüzlüğe karĢı
örgütlülüğün savunulmasının hukuk alanındaki mevzisidir HHB. DEVRĠMCĠ AVUKATLIK;
ÖRGÜTLÜLÜKTÜR‟‟ ġeklinde ibarelerin olduğu,
HHB‟nin 28.09.1994 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği silahlı çatıĢmada 2 silahla
birlikte ölü olarak ele geçirilen üç Ģahıstan biri olan DHKP/C mensubu ve HHB avukatı Fuat
ERDOĞAN‟ı övücü nitelikte açıklamalarda bulunduğu, ayrıca HHB‟nin sadece avukatlardan
oluĢan bir büro olmadığı, HHB‟nin DEVRĠMCĠ AVUKATLIK VE ÖRGÜTLÜLÜK olduğunu
ifade ederek DHKP/C terör örgütüne bağlı bir yapılanma olduğunu açıktan ifade eder
beyanatta bulunulduğu anlaĢılmıĢtır
b) www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi
DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde faaliyet
yürüten Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün görüĢ ve ideolojisi
doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde çıkan haberlerin
yapılan incelemesinde;
12.09.2012 tarihli
http://www.halkinsesi.tv/index.php/haberler/7153-9-gelenekselhalk-sofras-piknii-yapld.html isimli internet sayfasında bulunan “9. Geleneksel Halk Sofrası
Pikniği Yapıldı” baĢlıklı haberde “YürüyüĢ dergisi, Devrimci Alevi Komitesi, Ġdil Kültür
Merkezi ve TAYAD‟ın stantlarıyla katıldığı piknikte program Ģiirlerle baĢladı.Ġdil Kültür
Merkezi‟nin açtığı “Geleneksel Halk Sofrası Pikniğimize HoĢ Geldiniz” pankartının gelenleri
karĢıladığı alanda, Halk Cephesi imzalı “Yıkımlara KarĢı BirleĢelim Direnelim Kazanalım,
Ġktidara Halkın Yenilmez Gücünü Gösterelim” ve Devrimci Mücadelede Emekliler imzalı
“Emeklileri Sömürüp Bir Kenara Atamazsınız” pankartları, sahnede ise yine Halk Cephesi
imzalı “AKP Zulmüne KarĢı ĠĢçi Memur Gençlik Tüm Halkı BirleĢtireceğiz, Milyonları
Örgütleyeceğiz” ve Gençlik Federasyonu imzasıyla “AKP‟nin Gerici FaĢist Eğitim Sistemine
Teslim Olmayacağız Halk Ġçin Parasız Bilimsel Eğitim Ġçin Ankara‟ya Gidiyoruz”
pankartları açılmıĢtı. ġiirlerle baĢlayan program Eyüp Haklar Derneği Müzik Grubu‟nun
sahne almasıyla devam etti. Ardından Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik
sahneye çıktı. Polisin iĢçilere saldırısı sırasında avukat ġükriye Erden‟in de parmaklarını
çatlattığından bahseden Timtik programa iki Ģiir okuyarak dahil oldu.” ġeklinde ibarelerin
olduğu,
Haber içeriğinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmaları olan
Halk Cephesi, TAYAD, Ġdil Kültür merkezi, Devrimci Alevi Komitesi, YürüyüĢ Dergisinin
bulunduğu pikniğe HHB avukatının da katıldığı,
30.11.2011 tarihli http://www.halkinsesi.tv/index.php/haberler/4662-gueler-zerebelgeseli-gala-goesterimi-yapld.htmlisimli internet sitesinde bulunan haberde “Halk Cephesi
öncülüğünde bir araya gelen devrimci-demokrat-yurtsever güçlerin 121 gün boyunca yaz kıĢ
sıcak soğuk demeden diĢediĢ mücadelesinin sonunda 6 Kasım 2010‟da tahliye edilen Güler
163
Zere 6 ay sonra da 7 Mayıs 2010‟da Ģehit düĢmüĢtü. Yönetmenliğini aynı zamanda Güler
Zere‟nin avukatı olan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Oya Aslan‟ın yaptığı belgesel
Türkiye‟deki faĢizmin adalet anlayıĢını belgelerken, zulmün karĢısında direnenlerin her ne
olursa olsun mutlaka kazanacağına olan umutları da tazeliyordu….1 saat süren Güler Zere
belgeselinin ardından izleyiciler salondan umutlarını tazeleyerek öfkelerini bileyerek
çıktılar.”ġeklinde ibarelerin olduğu,
Haber içeriğinde; DHKP/C terör örgüt üyesi Güler Zere‟nin avukatı olan HHB avukatı
Oya ASLAN‟ın yönetmeni olduğu Güler Zere belgeselinin izlendiği ve “izleyicilerin belgeseli
izleyerek öfkelerini biledikleri” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu yapılan incelemeler neticesinde
görülmüĢtür.
DHKP/C‟nin basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli
internet sitesinde yapılan incelemeler sonucunda; Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör
örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da DHKP/C terör örgütü adına faaliyet
yürütmekten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık anıldığı,
DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, Tayad,
Grup Yorum, Gençlik Federasyonu, Dev-Genç, Ġdil Kültür Merkezi gibi yapılanmaların
yapmıĢ olduğu organizasyonlarda HHB avukatlarının yer aldığı ya da HHB olarak destek
verdikleri,
DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “FuhaĢa, Kumara, UyuĢturucuya, YozlaĢmaya Hayır
Kampanyası”, “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim kampanyası”
(Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” (Güler Zere‟ye özgürlük) isimli
kampanyalarda Halkın Hukuk Bürosunun yer aldığı ve savunuculuğunu yaptığı, söz konusu
kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme HHB avukatlarının katıldığı ya da
HHB adına açıklama yapıldığı,
DHKP/C terör örgütünün yapılanmalarının, güvenlik güçleriyle girdiği silahlı
çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen örgüt mensupları ile ilgili birçok eylem/panel/gösteri vb.
düzenlediği, yapılan bu eylem ve açıklamalarda güvenlik güçlerinin açıkça hedef gösterildiği,
DHKP/C terör örgütünün yapılanmaları tarafından hedef gösterilen karakol vb. yerlere canlı
bomba ve silahlı saldırı eylemlerinin düzenlendiği, örgütün eylemlerini üstlendiği
www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yapılan bu canlı bomba ve silahlı saldırı eylemleri
ile ilgili olarak “bu eylemlerin rastgele seçilmiĢ bir karakol vb. yere yapılmadığı, bu karakol
vb. yerde DHKP/C – SPB militanlarının KATLEDĠLDĠĞĠNDEN ötürü söz konusu karakol vb.
yere saldırı düzenlendiği” Ģeklinde açıklama yapılarak saldırının DHKC tarafından
üstlenildiğinin açıklandığı,
Halkın Hukuk Bürosunun da terör örgütünün diğer yapılanmaları gibi güvenlik
güçleri ile girdiği çatıĢma neticesi hayatını kaybeden DHKP/C – SPB mensupları ile ilgili
164
olarak KATLEDĠLDĠKLERĠNĠ savunduktan sonra güvenlik güçlerini uyarıcı nitelikte
açıklamalar yaptığı ,
Eylem gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının avukatlığını da bizzat HBB avukatlarının
yaptığı görülmüĢtür.
Yine Halkın Hukuk Bürosunun 2011 yılından bu tarihe kadar yapmıĢ olduğu basın
açıklamaları incelendiğinde; toplamda 50 adet basın açıklamasının DHKP/C terör örgütü
tarafından yapılan silahlı saldırı/canlı bomba vb. eylemleri üstlenen, örgütün amacının ve
Ģiddetin açıktan propagandasını yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde
yayınlandığı, Halkın Hukuk Bürosunun kendi internet sayfasının olduğu, ancak açıklamaların
tamamına yakınını www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yayımlamayı tercih ettiği, bu
durumun bilinçli olarak tercih edildiği, Halkın Hukuk Bürosunun www.halkinsesi.tv isimli
internet sitesi ile basın faaliyetleri dolayısıyla değil örgütsel iliĢkiden ötürü irtibat halinde
bulunduğu,
DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli Ģahıslar 30 Mayıs
2012 tarihinde Fatih‟te bulunan Mc Donalds isimli iĢyerine el yapımı bomba bırakan,
16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis
memurunu Ģehit eden ve Akabinde ise 20.07.2012 tarihinde Gazi Mahallesi giriĢinde ise
kolluk görevlileri ile girdiği çatıĢma sonucu hastanede hayatını kaybeden Hasan Selim Gönen
ile yaralı olarak yakalanan Sultan IĢıklı hakkında HHB tarafından 21.07.2012 ve 29.11 2012
tarihlerinde yapılan basın açıklamalarında 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa‟da
bir polis memurunun öldürülmesinin ardından güvenlik güçlerince Hasan Selim Gönen ve
Sultan IĢıklı‟nın bu olayın failleri oldukları sabitmiĢ gibi afiĢe edilerek hedef gösterildikleri,
Hasan Selim Gönen‟in herhangi bir çatıĢmaya girmeden öldürüldüğü Ģeklinde güvenlik
güçlerini doğrudan hedef gösterecek Ģekilde iddialarda bulunulduğu, yine Sultan IĢıklı‟nın da
yukarıda belirtilen raporun aksine sakat bırakılmak istenilerek hastanede hayatının tehlikede
olduğu, zira polis tarafından öldürülebileceği imasında bulunulduğu,
08.12.2012 tarihinde SPB mensupları tarafından Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtiren ve akabinde yakalanan Nebiha Aracı
hakkında “MÜVEKKĠLLĠMĠZ NEBĠHA ARACI ÖLDÜRÜLMEK ĠSTENĠYOR” baĢlıklı ve
içerikli açıklama yaptığı, polis karakoluna silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirip sonrasında
kaçmaya çalıĢırken güvenlik güçlerince canlı olarak yakalanan Nebiha Aracı isimli örgüt
mensubuyla ilgili olarak bu örgüt mensubunun saldırı sonrası yapılan takiple silahları ile
beraber canlı olarak ele geçirilmesine rağmen hastanede güvenlik güçlerince öldürülmeye
çalıĢıldığına dair gerçekdıĢı açıklamalarda bulunarak güvenlik görevlilerini örgüte müzahir
kiĢilere hedef olarak gösterdiği tesbit edilmiĢtir.
9. HALKIN HUKUK BÜROSUNDA YAPILAN ARAMA
Ġlgili mahkeme kararına istinaden 18.01.2013 günü soruĢturma kapsamında Ġstanbul ili
Kağıthane Ġlçesi Gürsel mah. Kumlu sokak No:13‟de faaliyet gösteren Halkın Hukuk Bürosu
165
isimli hukuk bürosu ile diğer adreslerde delillerin toplanması ve Ģüphelilerin yakalanması
amacıyla DHKP/C terör örgütüne yönelik BaĢsavcılığımızca yürütülen 2011/2468 ve
2012/2094 sayılı soruĢturmalarla eĢ zamanlı olarak arama iĢlemleri gerçekleĢtirilmiĢtir.
Arama öncesinde Ģüpheliler Barkın Timtik, Ebru Timtik, Taylan Tanay, Oya Aslan ve
Günay Dağ‟ın Halkın Hukuk Bürosunda kaldıkları bilgisi elde edilmiĢtir. Yapılan aramada
söz konusu adresin bir bölümünün Hukuk Bürosu olarak kullanıldığı, diğer bölümünün ise
ikamet olarak kullanıldığı görülmüĢtür. ġüpheli Oya Aslan haricinde diğer ismi geçen
Ģüphelilerin adreste oldukları, Ģüpheli Oya Aslan‟ın ise yurtdıĢında olduğu anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturması örgütün Türkiye Komitesi
yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile tutuklu bulunan Kamile Kayır ile DHKP/C terör
örgütü içerisinde faaliyette göstermek Ģüphesiyle BaĢsavcılığımızın 2012/2094 sayılı
soruĢturması kapsamında tutuklu bulunan Erdem Hanoğlu‟nun ikamette bulunduğu arama
öncesinde tespit edilmiĢ, arama sırasında ikisinin de adreste olduğu görülmüĢtür. Ayrıca
yapılan teknik takip çalıĢmalarından Erdem Hanoğlu‟nun Halkın Hukuk Bürosunda sekreter
gibi telefonlara cevap verdiği ve kendisinden istenen iĢlemleri yerine getirdiği, örgüt
yöneticilerinden Kamile Kayır‟ın ise sık sık Halkın Hukuk Bürosunu kullandığı anlaĢılmıĢtır.
ġüpheliler tarafından arama iĢleminin her aĢamasında görevlilere direnildiği, “Ġnsanlık
onuru iĢkenceyi yenecek, iĢkence yapmak Ģerefsizliktir” Ģeklinde örgütsel sloganların atıldığı,
görevlilere yönelik olarak hakaretler edildiği, hakkında yakalama talimatı olan Kamile Kayır
ve Erdem Hanoğlu‟nun yakalanma iĢleminin uygulanacağı esnada Ģüpheliler Taylan Tanay,
Güray Dağ, Ebru Timtik ve Barkın Timtik‟in görevlilere direndikleri ve bu duruma izin
vermeyeceklerini beyan ettikleri, direnme sırasında arbede yaĢandığı görülmüĢtür.
Yapılan aramada büro içerinde yapılan konuĢmaların takip edilip edilmediğini
belirlemek için kullanılan üzerinde RF DETECTOR yazılı 1 adet sinyal arayıcı ile yine
konuĢmaların takip edilmemesi için prize takılı vaziyette 1 adet jammer (Sinyal Kesici) elde
edilmiĢtir. ġüpheli Taylan Tanay konu ile ilgili olarak BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde söz
konusu cihazların sinyal arayıcı ve jammer olduklarını teyit etmiĢtir.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen belgelerde; Üzerinde son
mektuplar yazılı mavi klasör” içerisindeki belgelerin yapılan incelemesinde; “Merhaba
30.09.2009” ibaresi ile baĢlayan ve Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi Özgür Tutsaklar
tarafından Halkın Hukuk Bürosuna gönderilen kartpostalda “Mahirlerden Dayıya Kırk Yıllık
Gelenek Onur ve Gurur kaynağımız Bağımsızlık ve Demokrasi bilincimiz Bıkmadan
usanmadan Her daim kavganın sıcaklığıyla Haykıran Dev-Genç‟imize Selam Olsun” Ģeklinde
ibarelerin olduğu, Dayı kodunun DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ı ifade ettiği,
“40 yıldır engebeli dolambaçlı” ibaresi ile baĢlayan ve Bakırköy Hapishanesi Özgür
Tutsakları tarafından Halkın Hukuk Bürosuna gönderilen kartpostalda “”Dayı‟mızın
öncülüğünde yeni gelenekler yaratarak büyüdük ve büyümeye devam ediyoruz Selam Olsun
166
40.yılında Dev-GENÇ‟e ve DEV-GENÇ‟i yaratıp bugünlere ulaĢtıranlara YAġASIN DEV
GENÇ” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Merhaba A Blok Ahalisi” ibaresi ile baĢlayan kartpostalda “Dayımızın olanca coĢkusu
ve sıcaklığıyla kucaklıyoruz… Dayımıza atfen bir sözle bitiriyor sıkıca kucaklıyorum Bir yıldız
olup kaydın gökyüzünde yüreğimiz sende kaldı, Binlerce yıldız olup doğdun bilincimizde
ıĢığın bizde kaldı” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan ve üzeri açılmıĢ zarf içerisinde üzerinde
“YÜRÜYORUZ DALGALAR GĠBĠ MAHĠRCE” yazılı arkalı önlü kartpostal bulunduğu,
kartpostalın arka yüzünde “Mahirlerden DAYI‟ya ve DAYI‟dan günümüze yürüyoruz DALGA
DALGA.. Bolu F Tipi Özgür Tutsaklar, “YÜRÜYORUZ DALGALAR GĠBĠ MAHĠRCE”, “Bir
zincir gibi sarıyorlar Ģehitlerimiz etrafımızı D.KarataĢ”, “Ve Dayımıza verdiğimiz sözdür Her
birimiz bu zincirde en sağlam halka olacağız… Sincan Kadın Hap. Özgür Tutsakları”
“ÇAYANLARIN YOLUNDA DAYIYLA YÜRÜYORUZ 30 MART 16-17 NĠSAN BAYRAĞIMIZ
ÜLKENĠN HER TARAFINDA DALGANACACAK” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
„‟Merhaba Bundan 16 yıl önce…” diye baĢlayan ve notun arkasına fotoğraf
yapıĢtırılmıĢ olan kartpostalda “O günden bugünlere önderimizin ıĢığında savaĢma
kararlılığımızı dağlarda, Ģehirlerde, zindanlarda, sokaklarda, okullarda onurla sürdürüyoruz…
16. Yılında Selam Olsun Parti Cephemize! DHKP-C Dava Tutsakları Gebze Hapishanesi”
Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Parti–Cephenin, Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi
(DHKP/C) manasına geldiği,
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi‟nde yatan hükümlü veya tutuklu kiĢilerce dergi
formatında periyodik olarak hazırlanan Aile Postası isimli derginin Eylül 2008 tarihli 9.
Sayısında; “Unutmayacağız, DHKP/C Genel Sekreteri, halklarımızın önderi Dursun
KARATAġ‟ı 11 Ağustos 2008 tarihinde saat:05.00 de ölümsüzlüğe yolladık. Son anlarına
kadar halkının mücadelesini yürüttü… Tutsaklık koĢullarında özgür tutsak kimliğimizin
geleneğimizin yaratıcısı, 84 Ö.O direniĢçisi, tutsak analarımızın evlatlarını unutmayacağız…
Çoban yıldızımızın ıĢığında yürüyerek bizlere miras bıraktığı Özgür Tutsak geleneğini
büyütmeye devam edeceğiz.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu Ö.O Ģeklinde kısaltılan terimin
Ölüm Orucu olduğu,
Aramada üzerinde Halk Cephesi yazılı kırmızı renkli önlüğün bulunduğu, söz konusu
önlüğün DHKP/C terör örgütü uzantısı olan Halk Cephesi mensuplarının katılmıĢ olduğu
eylemlerde giyildiği,
Üzerinde Köroğlu ibaresi yazılı Takvim üzerinde “DAYI BĠZĠZ” Ģeklinde ibarenin
bulunduğu, Dayı kodunun Dursun KarataĢ‟ı ifade ettiği,
DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisinin ilgili mahkemelerce
EL KOYMA, TOPLATMA kararı verilmiĢ nüshalarından çok sayıda bulunduğu,
167
DHKP/C terör örgütü tarafından organize edilen Ölüm Oruçlarına ait 1995 yılından
itibaren birçok listenin tutulmuĢ olduğu, bu listelerde ölüm orucunda ölen örgüt mensupları
için ġEHĠT tanımlamasının yapıldığı,
Üzerinde Ö.O. DireniĢçilerinin Özel Dosyası ibaresi bulunan kırmızı föy dosya
içerisinde bulunan ve 1 ile numaralandırılan dökümanda Ölüm Orucu Eylemi neticesinde ölen
Altan Berdan KERĠMGĠLLER isimli kiĢinin Ölüm Orucuna baĢladığı gün yaptığı
konuĢmasının son bölümünün bulunduğu, metnin sonunda YAġASIN ÖNDERĠMĠZ
DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ PARTĠSĠ-CEPHESĠ
Ģeklinde ibarelerin olduğu,
17 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucu Eylemcisi Ali Ekber AKKAYA
tarafından yazılan mektup olduğu, içeriğinde kendisinin Ölüm Orucu eyleminin 68. Gününde
olduğunu, Ģehit olmasına az kaldığını, kendisi ölse bile düĢüncelerinin yaĢayacağını ifade
ettikten sonunda mektubun sununda “Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi Cephesi SavaĢçısı ve
Ölüm Oruççusu Ali Ekber AKKAYA” ibarelerinin bulunduğu,
21 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucu eylemi neticesi ölen DHKP/C terör
örgütü mensubu AyĢe Ġdil ERKMEN‟in Ölüm Orucuna baĢladığı gün yaptığı konuĢma
olduğu, metnin sonunda YAġASIN ÖLÜM ORUCU DĠRENĠġĠMĠZ, YAġASIN ÖNDERĠMĠZ
DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KUTLUġ PARTĠSĠ-CEPHESĠ”
ibarelerinin bulunduğu,
22 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucuna baĢladıktan sonra bıraktığı
anlaĢılan Gökhan Gündüz isimli Ģahsın 22.7.1996 tarihinde Örgüt yönetimine hitaben yazdığı
mektup olduğu, mektup içerisinde “Kendi isteğiyle baĢladığı ölüm orucunu 60.günde
bıraktığını, bu yaptığının NAMUSSUZLUK VE ġEREFSĠZLĠK olduğunu, kendisinin namusu
ile Ölüm Orucu neticesinde ölme yerine alçak bir Ģekilde bu eylemi bıraktığını, yaptığının suç
olduğunu bildiğini, bu mektubu ile kamuoyunu bilgilendirdiğini” beyan ettiği,
23 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucuna baĢladıktan sonra bıraktığı
anlaĢılan Cahit Bedir isimli Ģahsın 22.7.1996 tarihinde Örgüt yönetimine hitaben yazdığı
anlaĢılan mektup olduğu, mektup içerisinde “Kendi isteğiyle baĢladığı ölüm orucunu 20
Temmuzda bıraktığını, bu yaptığının namussuzluk ve Ģerefsizlik olduğunu, kendisinin namusu
ile Ölüm Orucu neticesinde ölme yerine alçak bir Ģekilde bu eylemi bıraktığını, yaptığının suç
olduğunu bildiğini, bu mektubu ile partiyi ve kamuoyunu bilgilendirdiğini” beyan ettiği,
25 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucu eylemi neticesi ölen Ġlginç Keskin‟in
ölüm Orucuna baĢladığı gün yaptığı konuĢma olduğu, metnin sonunda “YAġASIN
ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ PARTĠSĠCEPHESĠ” ibaresinin bulunduğu,
28-29 ile numaralandırılan dökümanın ölüm Orucu eylemi neticesi ölen Ġlginç Keskin
tarafından DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟a hitaben yazılan mektup olduğu,
mektup içerisinde; “kendisine DHKP/C tarafından Ölüm Orucu eylemi yapma görevi
168
verilmesinin mutluluğunu yaĢadığını, bu görevi hakkıyla yerine getireceğini, Dursun
KarataĢ‟ın kendisinin ve DHKP/C‟nin önderi olduğunu ve onun fikirleri doğrultusunda ölüm
orucu eylemi yaptığını” beyan ettiği,
46 ile numaralandırılan dökümanda; Ölüm Orucu eylemcisi Yemliha Kaya‟nın Ölüm
Orucu törenindeki konuĢma metninin son bölümü olduğu metin içeriğinde “Halkıma layık
olacağım, Partime layık olacağım, yoldaĢlarıma layık olacağım. Partim ve Cephem benim
için en büyük güç en büyük destektir. YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, YAġASIN
DEVRĠMCĠ HALK KUTLUġ PARTĠSĠ-CEPHESĠ” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
54 ile numaralandırılan dökümanda; Altan Berdan Kerimgiller isimli DKHP/C terör
örgütü mensubunun kendi ağzından yazılan özgeçmiĢin olduğu, özgeçmiĢin sonunda “…91
Nisan‟nda Ġstanbul SDB‟lerde savaĢçı olarak görev aldım. Bu görevim süresince 12 Temmuz,
16-17 Nisan katliamlarını bir SDB savaĢçısı olarak yaĢadım. 92 yazında benden kaynaklanan
sorunlardan dolayı Ģehir SDB‟lerinde görevimden alınarak Ege Kır Gerilla Birliği‟ne
istihdam edildim. 1992 Eylülünde tutsak düĢtüm...” Ģeklinde ibarelerin olduğu, belge üzerinde
el yazısı ile “sabah saat:8.32‟de 23.7.1996‟da Ģehit düĢtü.” yazıldığı,
Üzerinde „‟feda kuĢağının kahramanlarına selam olsun‟‟ yazılı içerisinde mektup tarzı
notların olduğu kâğıdın yapılan incelemesinde; Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishane Özgür
Tutsaklar tarafından 12 Temmuz 2012 tarihinde Halkın Hukuk Bürosuna gönderilen arkalı
önlü kâğıtta, “Gerçek Ayrılık, özlemlerin bittiği yerde baĢlar. Biz hiç ayrılmayacağız diyen
müjdatlarca, berdanlarca, ilginçlerce, yemenlerce, idillerce, yolumuza adalet savaĢçısı
ERDALLARLA devam ediyoruz. Selam olsun kurtuluĢa kadar savaĢanlara? Biz hiç
ayrılmayacağız” Ģeklinde ibarelerin yer aldığı, “MÜJDATLARCA, BERDANLARCA,
ĠLGĠNÇLERCE, YEMENLERCE, ĠDĠLLERCE” Ģeklinde belirtilen Ģahısların farklı tarihlerde
Ölüm Orucu ve çatıĢma gibi olaylar sonucu ölen DHKP/C terör örgütü mensupları olduğu,
yine “Erdal” olarak belirtilen Ģahsın 12.06.2012 tarihinde Ġstinye Polis Merkezine bulunduğu
silahlı saldırı neticesinde çıkan çatıĢmada ölen DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan
Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olduğu,
53-54 ile numaralandırılan dökümanın üzerinde Halkın Hukuk Bürosu anteti
bulunduğu, içeriği incelendiğinde 29.09.2012 tarihinde Barkın Timtik imzalı Sayın Ġlgili‟ye
hitaben Ahmet Günüvar isimli müvekkili ile ilgili yazılan yazı olduğu, yazıda Barkın
Timtik‟in “20 Temmuz günü infaz edilen Hasan Selim Gönen‟in durumu da böyleydi. Polis
defalarca ele geçirdiğinde infaz edeceğine dair haber göndermiĢ ve gerçekten de öyle
yapmıĢtır” Ģeklinde ibarelerde bulunduğu,
56 ile numaralandırılan el yazması dökümanda;
“+ Değerler Sistemi
+Temel Hak ve Özgürlükler konusunda Temel Metinler
1-YaĢama Hakkı Bunu geliĢtirdi
169
Ġhtiyaçlar hiyerarĢisi en üstünde yaĢamak için korunma-yeme içme barınma
Ġlkel insan kendi yaĢamı için ve bugüne insan bir değerler sistemi kurdu AHĠS-BM
ĠHS ĠHD” Ģeklinde ibarelerin yer aldığı,
57 ile numaralandırılan el yazması dökümanda;
“feda … (okunmuyor) çeĢitli biçimlerde kendini gösterir
ölüm oruçları
-sonucun eylemle gerçekleĢmeyeceğini ön görebildiği halde kendinden sonrakilere
inanmadır.
-Kızıldere
-Deniz Yusuf Hüseyin
-AteĢ Geçitleri
-2. Emp. PaylaĢım savaĢı
-Che
-Bilimsel Sosyalizme” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
58 ile numaralandırılan el yazması dökümanda;
“+ Yüksek bir istek yoğunlaĢmıĢ bir istek,
+ Yüksek irade,
+ Yapılacağına olan inanç kendisinden sonra o hedefi gerçekleĢtirecek olan
insanların varlığına inanma,
+ Bu bir eylem biçimi değil bir KÜLTÜRDÜR o isteğin o hedefin gerçekleĢtirmesi için
bir Ģeylerden vazgeçer zararı göze alır böylelikle o isteği o amacı yüceltir.” Ģeklinde
ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Yukarıda belirtilen 56-57-58 ile numaralandırılan döküman içeriğinde belirtilen
hususların eylem gerçekleĢtirecek teröristi zihinsel olarak hazırlayacak örgüt notları olduğu
anlaĢılmıĢtır.
Üst kat çıkıĢ karĢı odada yapılan aramada elde edilen ve 1‟den 19‟e kadar
numaralandırılmıĢ dökümanlarda; DHKP/C terör örgütü mensuplarının YaĢam ve
DavranıĢ Kurallarının yazıldığı, konu baĢlıklarının;
170
"DEVRĠMCĠ YAġAM VE DAVRANIġ KURALLARI
1.BÖLÜM KALINAN EVLERDE; HALK ĠLĠġKĠLERĠNDE UYULACAK KURALLAR:
2.BÖLÜM KADIN – DEVRĠMCĠLER ARASIDAKĠ AHLAKĠ KURALLAR
3.BÖLÜM GĠYĠM KUġAM KONUSUNDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
4.BÖLÜM SOKAKTA UYULACAK DAVRANIġ KURALLARI
5.BÖLÜM DĠL VE ÜSLUP KURALLARI
6.BÖLÜM DERNEK VE DĠĞER KURUMLARDA UYULACAK KURALLAR
7.BÖLÜM GENEL KURALLAR” olduğu
Son paragrafta; “BU KURALLAR HER CEPHELĠ ĠÇĠN BĠRER
TALĠMATTIR… BUNLARIN UYGULANMASI KĠġĠYE GÖRE ESNEK
DEĞĠLDĠR… HERKES UYACAK, DENETLEYECEK VE BUNLARI
YAġAM TARZI HALĠNE DÖNÜġTÜRECEKTĠR…” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
19 sayfalık belge içeriğinde yukarıda konu baĢlıkları verildiği üzere bir PARTĠ-CEPHELĠ için
uyulması ve uygulanması gereken birçok davranıĢ kurallarının belirtilmiĢ olduğu,
2 adet Hukukun ve adaletin yok edildiği bir ülkede yaĢam hakkı için ölüm
orucundayım Av.Behiç AĢçı yazılı kırmızı kaplı tel defterin yapılan incelemesinde HHB
avukatı Behiç AĢçı tarafından 2006 Yılında baĢlatılan Ölüm Orucu eylemi ile ilgili farklı
Ģahısların söz konusu eylem ilgili duygu ve düĢüncelerin yer aldığı,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada, büronun örgütün talimatı ile 1989 yılında
kurulduğundan itibaren tüm dosya ve klasörlerin tutulduğu BÜRO ARġĠVĠNĠN mevcut
olduğu, dolayısıyla kurulduğu andan itibaren Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatlar değiĢse dahi
hukuk bürosunun iĢlevinin hiç değiĢmediği, aralıksız olarak örgütün amaçları doğrultusunda
çalıĢma yürütüldüğü anlaĢılmıĢtır.
Yine yukarıda belirtilmiĢ olan Halkın Hukuk Bürosunda elde edilen bilgi ve
belgelerden ayrı olarak elde edilen dijital materyallerde;
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟a ait dijital ortamda yüzlerce fotoğrafın
bulunduğu, yine Dursun KarataĢ ve DHKP/C terör örgütünün faaliyetlerini içeren bir çok
video dosyasının bulunduğu,
DHKP/C terör örgütü olma Ģüphesi ile tutuklu ve hükümlü bulunan kiĢilerin tarihsel
olarak hangi ceza infaz kurumunda kaldıkları ve kaç kiĢi olduklarını gösterir düzenli olarak
tutulan 20‟ye yakın listenin bulunduğu,
171
DHKP/C terör örgütü tarafından yapılan silahlı saldırı, canlı bomba vb. eylemlerin
üstlenildiği ve diğer hususların deklare edildiği örgütün silahlı kanadı olan Devrimci Halk
KurtuluĢ Cephesi (DHKC)‟nin birçok açıklama metninin dijital halde saklandığı,
Samsung Marka S189J9DQ211308 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde bulunan resimler incelendiğinde DHKP/C terör örgütünü gençlik yapılanması olan
DEV-GENÇ yapılanması tarafından yapılan eylemlere iliĢkin birçok görüntünün olduğu,
DHKP/C terör örgütünün Gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması içerisindeki
Okmeydanı Gençlik yapılanmasına ait görüntülerin olduğu,
Aynı harddisk içerisindeki “30 Mart Sibel Yalcin Son Kurgu” isimli video
incelendiğinde video boyunca çatıĢma/ölüm orucu/kendini yakma vb. durumlarda ölen birçok
DHKP/C terör örgütü mensubu ile ilgili görüntülerin yer aldığı, yine 1995 yılında girdiği
çatıĢma neticesinde bir polis memurunu Ģehit ettikten sonra öldürülen DHKP/C terör örgütü
mensubu Sibel Yalçın‟ın devrim Ģehidi olarak lanse edildiği ve diğer örgüt mensuplarına
model olarak yansıtıldığı, DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın Dev-Sol ana
davasındaki savunmasına dair görüntülerin bulunduğu, videonun tamamı değerlendirildiğinde
DHKP/C terör örgütünün amaçları doğrultusunda hazırlanan bir video olduğunun anlaĢıldığı,
Yine aynı harddisk içerisindeki “30 mart” isimli video dosyası incelendiğinde video
boyunca çatıĢma/ölüm orucu/kendini yakma vb. durumlarda ölen birçok DHKP/C terör örgütü
hakkında devrim Ģehidi tanımlamasının yapıldığı ve diğer örgüt mensuplarına model olarak
yansıtıldığı, Dev-Sol ana davasında savunmasını yapan DHKP/C terör örgütü lideri Dursun
KarataĢ‟ın savunmasının olduğu, videonun tamamı değerlendirildiğinde DHKP/C terör
örgütünün amacı doğrultusunda hazırlandığının anlaĢıldığı,
SAMSUNG marka S13QJ9AQB04284 seri numaralı 250 GB kapasiteli hard diskin
içerisindeki “gözaltılar” isimli belgede farklı tarihlerde DHKP/C terör örgütü içerisinde
faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan Ģahısların isimlerinin liste halinde
tutulduğu, tutuklanan kiĢilerin isimlerinin karĢısına TUTUKLANDI yazıldığı, yine serbest
kalanların isminin yanına SERBEST yazıldığı,
Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin
içerisinde “gözaltında bululanların listesi” isimli word belgesi incelendiğinde DHKP/C terör
örgütüne yönelik olarak 10.05.2011 tarihinde yapılan BaĢsavcılığımız talimatıyla gözaltına
alınan kiĢilerin isimlerinin not edilmiĢ olduğunun anlaĢıldığı,
Diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde yukarıda belirtilen gözaltı listelerinin
HHB avukatları aracılığıyla örgüt amaçları doğrultusunda arĢivlendiği,
Aynı harddisk içerisinde; DHKP/C terör örgütünün temel metini olan KuruluĢ
Kongre Belgelerinin kitap formatındaki dijital hallerinin bulunduğu,
172
Seagate Marka 6RYJHM86 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki
resimler içerisinde DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olan Eyüp BaĢ‟ın “Eyüp BaĢ
Ölümsüzdür” yazılı resimlerin bulunduğu,
Yine aynı harddisk içerisinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan üst
yapılanması olan Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) tarafından yapılan eylemlere ait
resimlerin olduğu,
Seagate marka 6VEMM82J seri numaralı 500 GB kapasiteli Sabit disk içerisindeki
CEPHELIGENCLER isimli video incelendiğinde; (CEPHE; Devrimci Halk KurtuluĢ
Partisi/Cephesi (DHKP/C) anlamına gelmektedir. ) 50‟ye yakın gencin ceza infaz kurumu
olduğu tahmin edilen kurum önünde beklediği, arkadaĢları geldiğinde ise hep birlikte zafer
iĢareti yaparak ve DHKP/C‟nin gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ marĢını söyleyerek
ayrıldıkları,
Yine aynı harddisk içerisindeki M2U00857 ile baĢlayan sıralı videolar incelendiğinde
DHKP/C terör örgütü tarafından Güler Zere‟nin cenazesine iliĢkin görüntülerin bulunduğu,
Güler Zere‟nin tabuta yerleĢtirildiği, Ģüpheli Oya Aslan‟ın kamera ile çekim yaptığı, törende
“Devrim ġehitleri Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz” Ģeklinde sloganların atıldığı,
yine törende DHKP/C‟nin sözde bayrağı olan kırmızı flamaların bulunduğu, sonrasında ise
kırmızı flamalarla birlikte sloganlar eĢliğinde yürüyüĢ yapıldığı,
Yine aynı harddisk içerisindeki M2U00879 ve M2U00879 isimli videolar
incelendiğinde Armutlu Cem Evi‟nde Güler Zere‟nin cenazesi ile ilgili düzenlenen törene ait
görüntülerin olduğu, DHKP/C‟nin sözde bayrağı olan kırmızı flama ile CEPHE
yapılanmasının simgesi olan yıldız resimlerinin cenazenin Armutlu cemevinin her tarafında
bulunduğu, ayrıca DHKP/C sözde bayrağı ile iki erkek ve iki kadının nöbet tuttukları, yine
DHKP/C SPB mensubu olan ve Gazi karakoluna düzenlenen canlı bomba saldırısının faili
Ġbrahim Çuhadar‟ın da bu etkinliğe katıldığı,
Seagate Marka 5VMAXCMZ seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde
DHKP/C terör örgütü sözde Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından
düzenlenen eylemlere ait fotoğrafların bulunduğu, fotoğraflarda Halk Cephesi korteji
içerisinde siyah pantolon,beyaz gömlek ve kırmızı fular giyinmiĢ , ellerinde DHKP/C terör
örgütünün sözde flaması olan kırmızı flama bulunan askeri düzen içerisine uygun adımda
yürüyen gruba ait resimlerin bulunduğu,
Aynı harddisk içerisinde DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde
demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “Hasta tutsaklar Serbest Bırakılsın
(Güler Zere‟ye özgürlük) adı altında düzenlenen eylemlere ait resimlerin bulunduğu,
Aynı hardisk içerisinde 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu
Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB
mensubu Hasan Selim Gönen‟in TAYAD tarafından düzenlenen mezar anmasına ait
173
resimlerin bulunduğu, Ģüpheli Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın da grubun içerisinde hareket
ettiğinin fotoğraflardan anlaĢıldığı,
Western Digital marka WXL1E91CNUYZ seri numaralı 500 GB sabit disk içerisinde
11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB
mensubu Ġbrahim Çuhadar‟a ait “Ġbrahim Çuhadar Ölümsüzdür” yazılı resimlerin bulunduğu,
yine Ġbrahim Çuhadar‟ın elinde silah ve arkasında DHKC bayrağı ile çekilmiĢ resmin
bulunduğu,
Western Digital marka WXJ0EB9FSA45 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde DHKP/C terör örgütünün yayın organlarından olan YürüyüĢ Dergisinin tüm
sayılarına yakınının kapak fotoğraflarının bulunduğu,
Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde “tarihin_delikanli_hali[1]” isimli word belgesi incelendiğinde; DHKP/C terör
örgütü tarafından organize edilen Ölüm Orucu eylemcisi olan ve 1 Mayıs 2004 tarihinde
Gebze Hapishanesinde kendini yakarak ölen DHKP/C terör örgütü mensubu Selma
KUBAT‟ın yazdığı anlaĢılan Ģiir olduğu, belgenin devamında DHKP/C terör örgütünün yayın
organlarından olan YürüyüĢ dergisinde yayınlanan Selma KUBAT‟ı övücü nitelikte yazılan
Ģiirin bulunduğu,
379 ile numaralandırılan CD‟nin yapılan incelemesinde DHKP/C terör örgütü lideri
Dursun KarataĢ‟ın hayatının anlatıldığı 2 parçadan oluĢan belgeselin bulunduğu görülmüĢtür.
BAZI DEVLET GÖREVLĠLERĠNE ĠLĠġKĠN ELDE EDĠLEN
ĠSTĠHBARĠ NOTLAR
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada üst kat merdiven çıkıĢında sol dipte
bulunan yatak odasında yapılan aramada elde edilen ve 177 – 178 ile numaralandırılan
dökümanın yapılan incelemesinde 16.06.2004 tarihinde H.Ġ.ġ. (Mersin) tarafından Halkın
Hukuk Bürosu avukatı Behiç AġÇI‟ya gönderilen mektup olduğu görülmüĢtür.
Mektup içeriğinde “Avukat Behiç AĢçı'ya 1 Nisan 2004 günü size ve
arkadaĢlarınıza düzenlenen komplonun düzenlenmesine sebep olan kiĢi eski bir MĠT
görevlisi olan( MĠT Operasyon Dairesi BaĢkanı) M. isimli sahıĢtır. ġahsın eĢi
Prof.Dr.(Eczacı)T. XXX Adli Tıp Enstitüsünde Müdür Yardımcısı olarak calıĢmaktadır.
Kızı XXX Tıp Fakültesinde 4.sınıf öğrencisi olarak okumaktadır. Oglu Tunç ise
Yrd.Doc.Dr.Z. isimli bir göz doktoruyla evlidir. Z. Dokuz Eylül Üniversitesinde Göz
Bölümünde çalıĢmaktadır. Z.’nin babası ve annesi Antalya da doktor olarak
çalıĢmaktadırlar. Abisi A. Oyak'ın Ordu/Ünye'de bulunan Çimento fabrikasına ortaktır.
M. : XXX adresinde oturur.
Z.:XXX adresinde oturur.Telefon nosu ev: 0 232 xxx – ĠĢ: 0232 xxx
174
T.:XXX adresinde oturur. 0242 xxx
Z.’nin babası: Antalyada xxx doktorudur. 0 242 xxx
A.:XXX adresinde oturur.” ġeklinde eski bir MĠT görevlisi olan M. Ġsimli Ģahsın
eĢinin, oğlunun, kızının, gelininin, gelininin ailesinin tüm iletiĢim bilgilerinin HHB avukatı
Behiç AġÇI‟ya gönderilmiĢ olduğu görülmüĢtür.
DHKP/C terör örgütünün yaptığı eylemler analiz edildiğinde söz konusu bilgilerin
suikast vb. eylem amaçlı gönderildiği değerlendirilmiĢtir.
HÖC DOSYASI TANIK ANLATIMLARI ĠSĠMLĠ BELGE
Taylan Tanay,Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ isimli Ģüphelilerin
ikamet ettiği anlaĢılan Kâğıthane Ġlçesi Gürsel Mahallesi Kumlu Sokak No:13 sayılı yerde
bulunan Halkın Hukuk Bürosu‟nda yapılan aramada elde edilen Casper marka kasa içerisinde
yer alan SAMSUNG marka S13QJ9AQB04284 seri numaralı 250 GB kapasiteli hard diskin
alınan imajı üzerinde yapılan incelemede doc klasörü içerisinde HÖC DOSYASI TANIK
ANLATIMLARI isimli word belgesi bulunmuĢtur.
Söz konusu belgenin özellikleri incelendiğinde belgenin 13.03.2008 tarihinde
oluĢturulduğu, son kaydetme tarihinin 15.03.2008 olduğu ve yazarının “pc” olduğu
görülmüĢtür.
Belge isminde geçen “HÖC”ün DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan çatı
yapılanması olan Haklar ve Özgürlükler Cephesi olduğu bilinmektedir. Yapılan operasyonlar
ve açılan davalar sonucunda HÖC isimli yapılanmanın deĢifre olduğu gerekçesiyle 2008 yılı
yaz aylarından itibaren HÖC isminin yerine “HALK CEPHESĠ” ismi kullanılmaya
baĢlanılmıĢtır.
Kamuoyunda HÖC Davası olarak bilinen 2007/300 esas sayılı davanın mağdur ve
tanıklarının isimleri ile emniyet ifadelerinin yazıldığı, hemen altına ise “MAHKEME
HUZURUNDA” diye baĢlayan bir bölümün yazıldığı, bu bölümde de “mağdur ve tanıkların
nasıl ifade vermesi gerektiği, ifadesinde teĢhis edemediğinden ulaĢılmasına gerek olmadığı,
Ģahısların tepkilerinin bilindiğinden o kiĢilerle ilgili yapılacak bir Ģey olmadığı” hususunda
birtakım notlar alındığı anlaĢılmıĢtır.
Bunun üzerine Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılarak dava kapsamında
Ģu ana kadar yapılmıĢ olan tüm celselere ait duruĢma tutanakları istenilmiĢ, Ġstanbul 13.Ağır
Ceza Mahkemesinin cevabi yazısı ile de ilgili DuruĢma Tutanakları temin edilmiĢtir.
Belge içeriğinde MAHKEME HUZURUNDA diye baĢlayan bölümde yazılı notlar
incelendiğinde;
„„Bu aileye iliĢkin yapabilecek çok Ģey yok…………….
175
Bu Ģahıs polis memuru olduğu için taraflı. Bunun için de yapabileceğimz bir Ģey yok.
……….götüreceklerini söylemeleri üzerine hazırlanan tutanaklara imza attığını beyan
etmeli. ……………. tanıdığını herhangi bir örgüt ile bir ilgisini bulunup bulunmadığını
bilmediğini beyan etmeli.
…………………………..
………… sahibi. Maskeli oldukları için kimseyi teĢhis edemeyeceğini söylemiĢ.
Huzurda bulunan sanıklardan hiç kimsenin kendisini daha önce tehdit etmediğini beyan
edebilir.
……….. mesul müdürü. KiĢileri zaten teĢhis edememiĢ. Yalnız huzurda bulunan
kimsenin kendisini daha önce tehdit etmediğini beyan etmeli.
Hiç ifadesi alınmamıĢ. Bu kiĢi kendisinin mahallede uyuĢturucu satan MuĢlu
olduğunu bildiği kimseler tarafından dövüldüğünü ara sıra Temel Haklar derneğine gidip/
geldiğini,Huzurda bulunan kiĢileri mahalleden tanıdığını, arkadaĢları olduğunu beyan
etmeli.
………..Oğlunun dövüldüğünü ama serseri arkadaĢları tarafından dövüldüğünü
bildiğini söylemeli.Derneğe gittiğini oradaki çocukların oğlunun serserilerle gezdiği için
her zaman baĢına böyle Ģeyler gelebileceğini söylediklerini tüm bildiklerinin bundan ibaret
olduğunu söylemeli.Mahkeme huzurunda ikitellide oturanları teĢhis etmeli hepsini
mahalleden tanıdığını söylemelidir.
………..Polisin ise kendisinin uyuĢturucu sattığı iddiasıyla hakkında iĢlem yapma ve
temel haklar ve özgürler derneğini zaman zaman gidip geldiği için kendisin tutuklaycaklarını
söylediklerini.,tehdit ettiklerini bu amaçla da hazırlanan kağıtlara imza attığını ,Ali
AYDOĞDU ve Cihan BAYRAM’ı kimin tarafından dövüldüklerini bilmediğini,hatta
dövüldüklerini dahi bilmediğini, ara sıra temel haklar derneğini gidip geldiğini burada
örgüt adına bir faaliyete rastlamadığınıNurettin,Gültekin,Erkan,Hakan,Ali,Kemal, Serkanı
mahalleden Tandığını diğer Ģahısları tanımadığını söylemeli.
Ġkitellide bulunan ve molotoflanan Cenk otelin sahibi. Eylemi yapanları görmediği
için konuĢmaya gerek yok..
Gazi baraj mevkinde arkadaĢı …. ile birlikte bir grupun kendilerini silahla tehdit edip
kaçırdıkları daha sonra ise dövdüklerini beyan etmiĢ Her ikisi de emniyette kendilerini döven
Ģahısların ifade de geçen Ģahıslar olduğun söylediklerini,bu kiĢilerin emniyetçe bilindiği
telkini üzerine Türk polisi yalan söylemez diyerek inandıklarını ve o Ģekilde ifade
verdiklerini beyan ettiklerini söyleyebilirler.Huzurda bulunan sanıklardan hiçbirini
tanımadıklarını ve kendilerine eylemde bulunan Ģahısların Ģu an burada olmadığın beyan
edebilirler.
176
FuhuĢ yapıldığı için evlerini boĢaltmakla tehdit edildikleri, evlerinin silahla basılması
ve darp edilmeleri. Kadın emniyet ifadesinde ……… kendisini tehdit ettiklerini
söylüyor.Evlerinin Basılmasına iliĢkin ise her ikisini bir görgüleri yok. Mahkemede evlerinin
basıldığını,yalnız slogan ve örgüt isim duymadıklarını.Ģahısların yüzlerinin kapalı olması
nedeniyle teĢhis yapamayacakların.Kendisini tehdit ettiği söylediği kiĢileri ise polisin
bunlardır demesi üzerine teĢhis ettiğini. Gerçekte görmediğini evlerinin basılması dolayısıyla
psikolojisinin kötü olmasından ötürü böyle yaptığı söyleyebilir.
dinlenebilinir.ġahısları teĢhis edemediğini söyler.Zaten emniyette de söylemiĢ:yalnız
hiçbir örgüt adı duymadığın ve sloganları hatırlamadığın.Sadece gariz küfür edildiğin
duyduğunu ifadesinde geçen biz dhkpcliyiz gibi polisin eklediğini söyleyebilir.
……..
Kadının evinini fuhuĢ yapıldığı için basılmıĢ ve birlikte fuhuĢ yaptığı …… isimli kiĢi
olaya katılanlardan birinin …… olduğunu kadına söylemiĢ yoksa kadın kimseyi tanımadığını
söylemiĢ. Kadın mahkemede …… kendisine gösterildiği zaman evini basan ve elinde silah
olan Ģahıs bu değildi demesi lazım.
Deniz …‟ın sahibinin oğlu Y…….. ve arkadaĢlarının AyĢe ÖVEÇ ve yanındaki Ģahsı
döve döve restoranlarına getirdiğini daha sonra restoranın camlarını kırdığını vs beyan
etmiĢ.Y……E..‟ü teĢhis etmiĢ. Mahkemede polisin yönlendirmesiyle böyle bir ifade verdiğini
huzurda bulunan kimseyi tanımadığını anlatabilir.
……..
Gazi mahallesinde molotoflanan Y…. kafenin sahibi. Polis de verdiği ifadede kepenk
kapatmaya zorlandığı ve üzerinde örgüt mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu tiĢörtleri
kendisine zorla satmaya çalıĢtıklarını ama tüm bunları yapmadığını beyan etmiĢ. Huzurda
bulunan sanıkların hiçbirinin kendisini ne kepenk kapamaya ne de tiĢört satmaya zorlayan
Ģahıslar olduklarını söyleyebilir. Hatta Z…. Ertürk ve O…. Kelebek‟i mahalleden tanıdığını
kesinlikle kendisine yönelik herhangi bir eylem yapmadıklarnı söyleyebilir.
Oldukça fazla sayıda insanı teĢhis edip üzerlerine ifade vermiĢ. Bu Ģahıs bu ifadelerin
tamamını red edip, Gazi mahallesindeki kiĢileri tanıdığını ve örgütsel herhangi bir
iliĢkilerinin bulunup bulunmadığın bilmediğini beyan edebilir.Bu adam bulunabilinir.
Onun polis ifadesi oldukça düzgün, hatta o eyleme sadece üç kiĢinin katıldığın beyan
ediyor(Adem bozyel 15-20 diyor )slogan atmadıklarını söylüyor(Adem BOZYEL birçok
örgütsel slogandan bahsediyor).Böylece çeliĢkiler ve ilk Ģahsın yalan söylediği açığa
çıkarılabilinir.O nedenle bu Ģahsın dinlenmesi önemlidir.
Ali ….‟a ait berber dükkanın basılıp kalfa E.A…‟ın dövülmesi . Sadece Ali adlı berber
tarafından Nurullah teĢhis edilmiĢ ve bir bayının eylemi organize ettiği söylenmiĢ. Dövülen
E…A… 7-8 kiĢilerdi, maskeli teĢhis edemiyorum diyecekler. E…A…nın polis ifadesini tekrar.
177
Maskeli o nedenle
tanıyamıyorum diyecektir Ali Akbulut, maskeli oldukları için
tanıyamayacağını,Nurullah ve temel haklar meselesinin polisin hazırladığını kendisinin
imzaladığını esasında kimseyi görmediğin söylemeli.” ġeklinde notların alınmıĢ olduğu
görülmüĢtür.
Belge ile ilgili yapılan incelemelerde DHKP/C terör örgütünün 2006 yılında mahalli
alan yapılanmaları olan Küçük Armutlu, Gazi mahallesi, Ġkitelli gibi mahallelerde
“UyuĢturucuya, Kumara, FuhuĢa, Hırsızlığa vb. HAYIR” kampanyası adı altında örgüt adına
cezalandırma adı altında yukarıda belirtilen mahallerde bulunan kiĢileri tehdit ettikleri, ölümle
sonuçlanabilecek Ģekilde darp ettikleri, darp edilen Ģahısların uzun süre hastanede kaldıkları,
bu eylemler dolayısıyla örgütün bu eylemlerini konu alan soruĢturmaların yapıldığı ve
nihayetinde BaĢsavcılığımız tarafından 2007/460 sayılı iddianamenin hazırlandığı,
Söz konusu iddianamenin kabul edilerek Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde
davanın yargılamasına baĢlandığı, davanın 2007‟den itibaren devam ettiği,
Mağdur ve tanıkların 08.04.2008 tarihinde mahkemede sorgularının yapılmasına
baĢlandığı, bu tarihten bir ay önce 15.03.2008 tarihinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından
biri tarafından bir Word belgesi hazırlandığı, belge içeriğinde kamuoyunda HÖC Davası
olarak bilinen 2007/300 esas sayılı davanın mağdur ve tanıklarının isimleri ile emniyet
ifadelerinin yazıldığı, hemen altına ise “MAHKEME HUZURUNDA” diye baĢlayan bir
bölümün yazıldığı, bu bölümde de “mağdur ve tanıkların nasıl ifade vermesi gerektiği,
ifadesinde teĢhis edemediğinden ulaĢılmasına gerek olmadığı, Ģahısların tepkilerinin
bilindiğinden o kiĢilerle ilgili yapılacak bir Ģey olmadığı” hususunda birtakım notlar alındığı,
Bu Ģekilde HHB avukatlarının bizzat ya da diğer örgüt mensupları aracılığıyla söz
konusu mağdur ve tanıklar üzerinde etki yaptıkları ve ifadelerini değiĢtirmeye yönelik faaliyet
yürüttükleri tespit edilmiĢtir.
10. ÇAĞDAġ HUKUKÇULAR DERNEĞĠ ĠSTANBUL ġUBESĠNDE
YAPILAN ARAMA
Ġlgili mahkeme kararına istinaden 18.01.2013 günü soruĢturma kapsamında Ġstanbul ili
Beyoğlu ilçesi Orhan Adli Apaydın sok. No:11/3 sayılı adreste faaliyet gösteren ÇağdaĢ
hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi‟nde yapılan aramada;
DHKP/C terör örgütü tarafından organize edilen Ölüm Oruçları kapsamında Ölüm
orucu eyleminde bulunan kiĢiler hakkında “ġEHĠT, ÖLÜM ORUCU SAVAġÇISI, GAZĠ
vb.” Ģeklinde tanımlamaların bulunduğu birçok döküman bulunduğu,
Yine DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisine ait birçok
nüshanın bulunduğu, söz konusu dergilerin bir kısmına mahkeme kararıyla EL
KONULMASINA karar verildiğinin anlaĢıldığı,
178
440 ve 441 ile numaralandırılan bilgisayar çıktısı dökümanlarda “Açlık, yoksulluk,
iĢsizlik, sendikasızlaĢtırma, “doğal afet” adı altında yüzlerce cinayet, her gün çeĢitli
nedenlerle katledilen insanlarımız, hak gaspları, yoksulluğun neden olduğu yozlaĢma;
çürüme, çaresizlik duygusu… Günlük devrimci faaliyetimiz içinde belki de yüzlerce defa
anlattığımız halkımızın tablosudur bu… Sürecin, devrimcilere yüklediği görevler ortadadır.
Kitlelere alternatif olduğumuzu göstermek, somut alternatifler sunmak zorundayız… Mazeret
üretmek, iĢ yapmaktan kaçınmak, görevleri ve sorumlulukları üstlenmemek devrimcilerin iĢi
olamaz. Cepheli;”DĠNLE, ANLA, YAP” Ģiarıyla hareket edendir. Devrimcilik, nesnelliğe
teslim olmadan her türlü zorluk ve engeli aĢmaya çalıĢmaktır. Sabırlı, emekçi ve ebetteki
yaratıcı olmaktır. BaĢarmak için inanç gereklidir. Ancak devrime ve sosyalizme inanan
insanlar baĢarabilirler. Ġnanmayan devrimcilik yapamaz. Ġnanç; bilgi ve gerçeğin birleĢtiği
duygu yoğunluğudur. Demek ki bilgimizi sürekli artırmalıyız. Eğitimi süreklileĢtirmeliyiz.
Dayı ”öğrenmenin temeli sorumluluk duymak, sormak, cevap bulmaktır. DüĢmana karĢı
daha güçlü olmayı isteyen her kadro, bulduğu cevaplardan coĢku duyacak, bunu kendi
altındaki insana taĢıyacaktır. Bir eğitici, eğitimin heyecanını yaĢamadan, önemini
kavramadan eğitemez” demiĢtir. Öğrenmek, öğretmek, kadrolara ve kitlelere bilgilerimizi
taĢımak, bir heyecan iĢidir. Daha fazlasını yapacağım, daha fazlasını yapmalıyım iddiasını ve
heyecanını taĢımaktır. Kendi ufkunu yakalamaktır. Kendi ufkunu yakalamak için vargücüyle
çabalamaktır. Cepheli; kendi sınırlarını zorladığı her noktadan sonra kendi ufkunu
yakalamaya bir adım daha yaklaĢmıĢ demektir. BaĢarmak için, insanlarımızı sevmek,
halkımızı sevmek gerekir. En önemlisi de baĢarmak için; bu düzenin değiĢmesi için ne
pahasına olursa olsun yılmadan ve sürekli olarak sistemli bir çalıĢma içinde olmak
gereklidir…”Ģeklinde 2 sayfadan ibaret belge incelendiğinde; belge içeriğinde geçen
“CEPHELĠ” ifadesinin Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C) mensupları
anlamına geldiği, yine belge içeriğinde geçen “DAYI” ifadesinin ise DHKP/C terör örgütünün
lideri Dursun KARATAġ olduğu, yazının örgütsel eğitim amaçlı yazıldığı ve
bulundurulduğunun anlaĢıldığı,
Yine DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk
Cephesine ait çeĢitli bildirilerin bulunduğu,
DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması tarafından organize edilen eylemlerde
kullanılmak üzere hazırlanan pankartların bulunduğu görülmüĢtür.
11. HALKIN HUKUK BÜROSU VE ÖRGÜTSEL ĠLĠġKĠLERĠNE
DAĠR 13. AĞIR CEZA MAHKEMESĠNE SUNULMAK ÜZERE
EMNĠYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE HAZIRLANAN BĠLGĠ
NOTU
Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi BaĢkanlığının 26.01.2012 tarih ve Dosya
No:2011/132 sayılı talimat yazısında, 2011/132 Esas sayılı Dava dosyasının 19.01.2012
tarihli oturumunun 1 nolu ara kararı gereğince;
179
BaĢsavcılığımızın SoruĢturma no:2011/586 ve Ġddianame no: 2011/390 sayılı
iddianamesinde yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün legal kurumları arasında sayılan Halkın
Hukuk Bürosu ile diğer dernek ve kuruluĢların yasadıĢı DKHP/C terör örgütü ile bağlantılı
olup olmadığı ve terör örgütü adına faaliyette bulunup bulunmadığının tespiti ile buna iliĢkin
bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiĢtir.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 16.03.2012 tarih ve (2481 - 62388) sayılı yazısında;
ilgili mahkemeye iletilmek üzere Halkın Hukuk Bürosu ve mahkemenin yazı içeriğinde geçen
diğer kurumlara iliĢkin bilgi notunda Halkın hukuk Bürosu ile ilgili olarak;
Sol terör örgütleri, özelde ise DHKP/C toplumun tüm kesimleri içerisinde etkin
konumda olmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda çeĢitli yapılanmalar oluĢturan terör örgütleri
bu yapıları aracılığıyla taban kazanmak, mevcut tabanlarını muhafaza etmek ya da örgüt adına
istenmeyen durumların önüne geçme amacı gütmektedirler.
Bu bağlamda Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili yapılan incelemede;
www.halkinhukuk.org isimli bir internet adresinin mevcut olduğu görülmektedir. Site
içerisinde yapılan incelemede; "hakkımızda" baĢlıklı bir link olduğu ve içeriğinde " Halkın
Hukuk Bürosunun 1989 yılında (3) avukat tarafından kurulduğu, Özel Yetkili Mahkemelerin
görev alanlarına giren davaların takip edildiği, dava konularının 19 Aralık 2000 tarihinde
gerçekleĢtirilen Hayata DönüĢ Operasyonu, iĢten çıkarılan iĢçiler, okullardan uzaklaĢtırılan
öğrenciler ve sözde iĢkence mağdurları gibi konulardan oluĢtuğu belirtilmektedir.
Aynı link içerisinde "Halkın Hukuk Bürosu iĢte bu davaların en büyüklerinden
birisinin de bugün hala devam eden ve ülke tarihinin en uzun sürmüĢ ceza davası ünvanına
sahip olan, 1243 sanıklı Devrimci Sol ana davasında mücadelesine baĢladı." Denilmekle
DHKP/C (Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi) terör örgütünün önceli olan ve birçok
Ģiddet eylemi bulunan Dev-Sol terör Örgütünün davasına müdahil olunduğu ve ilk davalarının
olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili DHKP/C terör örgütüne müzahir olduğu
değerlendirilen www.halkinsesi.tv isimli internet adresi ve yine DHKP/C terör örgütüne
müzahir olarak yayın yaptığı değerlendirilen ve hakkında yayın durdurma, toplatma gibi
mahkeme kararlan bulunan Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm için YürüyüĢ isimli dergide
haberlere yer verildiği,
DHKP/C
terör
örgütü
paralelinde
yayın
yaptığı
değerlendirilen
http://www.ozuurluk.org/www.ozgurluk.orgisimli internet adresinde yer alan "Emperyalizme
ve OligarĢiye KarĢı Mücadele" ismi ile verilen ve kapağında DHKP/C terör örgülü kurucusu
ve lideri Dursun KARATAġ ile terör örgütünün amblemlerinin olduğu derginin 8 Ekim 1994
tarihli 113. Sayısının 11. Sayfasında "... Ankara Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının
müvekkilleri olan Dursun KarataĢ ve Zerrin Sarı ile ilgili... " Ģeklinde ibarelerin yer aldığı
görülmüĢtür. Genel olarak Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüte yönelik olarak
gerçekleĢtirilen operasyonlarda yakalanan Ģahısların hukuki süreçlerinin takibini yürüttükleri
180
ve savunmalarını yaptıkları,bu kapsamda örgüt aleyhine ifade sürecinin uzamasının
engellenmesi, örgütten kopma gibi konulara engel olmaya çalıĢıldığı değerlendirilmektedir.”
ġeklinde değerlendirmenin yapıldığı anlaĢılmıĢtır.
12. GÖREVĠ YAPTIRMAMAK ĠÇĠN DĠRENME VE ÖRGÜTSEL
BĠRLĠKTELĠK
Hollanda ve Belçika Dökümanları ile DHKP/C terör örgütüne yönelik yürütülen
önceki soruĢturmalarda elde edilen dökümanlar ve gizli tanıkların verdikleri ifadeler bir bütün
olarak değerlendirildiğinde; ifade verilmemesi, parmak izi verilmemesi, üst araması
yaptırılmaması, fotoğraf çektirilmemesi, slogan atılması, tutanakların imzalanmaması, açlık
grevi yapılması Ģeklindeki hareketlerin örgütsel bir tutum olduğu ve örgüt üyelerinin bu
konuda eğitildikleri, örgütün talimatları neticesinde bu Ģekilde hareket ettikleri
anlaĢılmaktadır.
ġüpheli Güray Dağ ile ilgili mahkeme kararına istinaden aracında yapılan aramada
elde edilen 13 ile numaralandırılan CD‟de “kitap_GozaltinaAlindinizneyapacaksiniz.pdf”
isimli belge bulunmuĢtur. Haklar ve Özgürlükler Platformu (HÖP – HÖC‟ün bir önceki adı,
HÖC – Halk Cephesinin bir önceki adı) tarafından Nisan Yayıncılık aracılığı ile basılan
“Gözaltına Alındınız Ne Yapmalısınız?” isimli kitapçığın 44 sayfadan oluĢan dijital
formatının olduğu, içeriğinde Gözaltına almanın Ģartları kısmında; “Yine her Ģeye karĢın
gözaltına alınmanız durumunda bundan ailenizi, yakınlarınız, haberdar edebilmenin
koĢullarını yaratabilmelisiniz. Bunu sağlamanın temel yolu, polisin sizi kaçırdığını, adınız ve
haber verilmesi gereken yeri çevrenizin duyacağı Ģekilde haykırmak ve slogan atmaktır.
ĠNSANLIK ONURU ĠġKENCEYĠ YENECEK!... Bu slogan hemen her Ģeyi açıklar aslında…
Gözaltına alınan kiĢinin devrimci – demokrat olduğunu, gözaltına alanların polis olduğunu ve
söz konusu kiĢi iĢkenceyi teĢhir etiği gibi iĢkence karĢısındaki tutumunda mesajıdır aynı
zamanda. Bu zorunlu ve gereklidir.” Ģeklinde ibarenin yer aldığı,
Gözaltında ifade almak kısmında; polis ve jandarmanın iĢkencehanelerinde ifade
almaları karĢısında yapılacak tek Ģey vardır; ifade vermemek, ifade tutanağını imzalamamak
ve sizi suçlayacak hiçbir belgeye imza atmamaktır.” Ģeklinde ibarenin yer aldığı,
Üst arama tutanağı kısmında; “Polis üst araması adı altında onursuz aramaya çeĢitli
kılıflar bulsa da her zaman, polisin bu kılıflarının kabul edilmeyeceği açıktır.” Ģeklinde
ibarenin yer aldığı,
Gözaltında iĢkence ve tavır kısmında; “ĠNSANLIK ONURU ĠġKENCEYĠ YENECEK!”
sloganı iĢkencede insan onurunu ayakta tutmayı ifade eden bu irade çatıĢmasını gösteren en
güzel slogandır” Ģeklinde ibarenin yer aldığı,
Gözaltında Halka Ġhanet Ettirme, AjanlaĢtırma Faaliyetleri kısmında; “Karakola ve
Ģubeye götürülenler polisin ajanlaĢtırma saldırısına maruz kalırlar. Zira polis gözaltına
aldığı herkese, hatta sokakta alıp kaçırdığı insanlara ajanlık, muhbirlik teklif eder. Bunun
181
içinde önce çeĢitli vaatlerde bulunur. Kabul ettiremediğinde ise, tehditlere baĢlar. Bir yandan
insanların zayıf yanlarını bulup oralara hitap etmeye çalıĢır. Vaadleri arasına Ģubeden
serbest bırakma olabileceği gibi kadın, para, iĢ olanağı sağlama, ev, araba gibi olanaklar da
sunmaktadır. AjanlaĢtırma polisin sıkça baĢvurduğu yöntemlerdendir.” Ģeklinde ibarenin yer
aldığı, özetle DHKP/C terör örgütü tarafından örgüt üyelerine gözaltında bulundukları süre
içerisinde Açlık Grevine Gitme, Parmak Ġzi Vermeme, Üst Aramasının Yapılmasına Ġzin
Vermeme gibi konularda uymaları gereken örgütsel tavırın anlatıldığı görülmüĢtür.
ġüphelilerin de yukarıda bahsedilen hususlara paralel olarak gözaltında bulunan
kiĢilere gözaltında bulunduğu süre zarfında örgütsel tavır içinde bulunmaya teĢvik ve telkin
ettikleri, ifade vermemesi için telkin ve hatta bazı durumlarda zorlamalarda bulundukları
dosya kapsamında detaylı olarak açıklanmıĢtır.
ġüphelilerin iddianame kapsamında gözaltına alındıklarında da yukarıda anlatıldığı
Ģekilde ilk yakalanmalarından itibaren sorgu iĢleminin bitimine kadar örgütsel tavır
sergiledikleri, yakalama esnasında Ģüpheli Taylan Tanay‟ın görevlilere tekme atarak aktif
direndiği, yine Barkın Timtik, Ebru Timtik, Günay Dağ‟ın görevlilere etkin olarak direndiği,
gözaltı süresinin her aĢamasında örgütsel slogan attıkları, üst arama esnasında direndikleri ve
üstlerini aratmak istemedikleri, parmak izi vermek istemeyerek direndikleri, yine tükürük
örneği vermek istemedikleri ve direndikleri görülmüĢtür.
ġüpheliler Naciye Demir, Gülvin Aydın, Efkan Bolaç, Taylan Tanay, Ebru Timtik,
Barkın Timtik, Avni Güçlü Sevimli, Günay Dağ, Güray Dağ, ġükriye Erden ve Nazan Betül
Vangölü Kozağaçlı'nın gözaltı iĢlemlerinin bitmesini müteakip adliyemizde 20/01/2013 günü
saat 11:00'de hazır edilmiĢ, Ģüphelilerin savunmaları alınması için de her bir Ģüpheli için
TMK 10. Madde Ġle Görevli Cumhuriyet Savcıları görevlendirilerek saat 10:30 itibariyle
adliyemize gelmiĢlerdir. ġüphelilerin soruĢturma dosyaları incelenip, baro baĢkanları ve
avukatları temsil eden avukatlar ile hangi avukatın hangi Ģüpheli için ifadeye katılacağı
konusunda görüĢme yapılmıĢ, görüĢme sonrasında avukatlar tarafından Ģüphelilerden her
birisi için görevlendirilen üç avukatın ismi tarafımıza bildirilmiĢtir. Ġfade için avukatlar davet
edildiğinde bu kez de aynı gün itibariyle saat 12.00'de Atatürk havaalanında yakalanıp,
gözaltına alınan ve hakkında iĢlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle gözaltı kararı verilen
Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı adliyeye getirilmediği takdirde ifadelere katılmayacaklarını ve
kimlik bildiriminde bulunmayacaklarını belirtmiĢlerdir.
Aynı gün saat:17.30‟a kadar Ģüphelilere ifadelerinin alınacağı bildirilmesine rağmen
ifade alma iĢlemi gerçekleĢtirilememiĢtir. ġüpheliler çeĢitli nedenler ileri sürerek ifade
vermemeye ve C.BaĢsavcılığımızın görevini yerine getirememesi için yoğun çaba
göstermiĢlerdir. Ġfadelerine ancak saat:18.00 sıralarında baĢlanabilmiĢtir.
C.BaĢsavcılığımız tarafından ifadeleri alınan yukarıda ismi geçen Ģüphelilerden
Gülvin Aydın ve Güray Dağ hariç olmak üzere sorgu hakimliğine sevkedilmiĢlerdir. Sorgu
iĢlemlerinin tamamlanmasının ardından Ġstanbul (2) Nolu Hâkimliğinin 17.01.2013 tarih
2012/2259 SoruĢturma, 2013/404 sayılı kararına istinaden çıkarıldıkları mahkemece
182
tutuklanan aĢağıda isimleri yazılı Ģüphelilerin tutuklama kararından sonra olağan durumdan
aykırı olarak hazırda bulunan 100‟e yakın avukata hitaben konuĢma yapmıĢlardır.
Söz konusu konuĢmada Selçuk Kozağaçlı‟nın “Her kese çok teĢekkür ediyoruz. Bu
kavga hepimizin, bu kavga derneğin, bu kavga devrimci avukatların, bu kavga mücadeleye
inanmıĢ olan herkesin, daha önce tutsak ettikleri arkadaĢlarımız için nasıl mücadele ettiysek
Ģimdi bizim için de ediyorsunuz. Bundan çok büyük gurur duyuyorum. Burada bize sahip
çıkan bizim için son üç gününü son dört gününü bu mücadeleye ayırmıĢ olan her kese çok
teĢekkür ediyorum. ġükranlarımı iletiyorum. Bu kavganın hepimizin kavgası olduğunu
biliyoruz. Bu iĢler bizi yıldıramaz. Böyle böyle ahlaksızlıklar böyle komployla böyle
tutuklamalarla hiçbir Ģeyden vazgeçmeyiz. Hıncımız artar. Sinirimiz artar. Öfkemiz artar.
Mücadele isteğimiz irademiz artar. Bürolarımız açık, açık kalacak. Derneğimiz açık, açık
kalacak. Örgütlerimiz büyüyecek. Bürolarımız büyüyecek. Nasıl avukatlık yapıldığını
göstereceğiz. Nasıl savcılık yapmaları gerektiğini öğreteceğiz. Nasıl yargıçlık yapmaları
gerektiğini öğreteceğiz. Hiç kimse hiç bir Ģekilde geri atmamızı sağlayamayacaktır. Tekrar
çok teĢekkür ediyorum. Biz haklıyız. Biz kazanacağız. Baskılar bizi yıldıramaz.” Ģeklinde
konuĢma yaptığı,
ġüpheli ġükriye Erden‟in “Hepinize destek verdiğiniz için çok teĢekkür ederiz. Biz bir
Ģey bırakmadık. Devam ediyoruz. Siz kaldığımız yoldan gidin. Bıraktığımız yerden biliyoruz
ki devam edeceksiniz. Onun için hepinizi çok çok seviyoruz. TeĢekkür ediyoruz hepinize.”
dediği,
ġüpheli Günay Dağ‟ın “Emniyette adliyede bizim için buradasınız biliyoruz. Biz
biliyoruz ki bu saldırı bence bize yönelik bir saldırı değil. Yalnızca Halkın Hukuk Bürosuna
yönelik bir saldırı değil. ÇağdaĢ Hukukçular Derneğine yönelik bir saldırı değil. Bu saldırı
tüm ezilenlerin yoksulların sömürülenlerin ...yapanlara aittir bu saldırı. Biz sizinle
vedalaĢmıyoruz. Biliyoruz yanımızdasınız. Hep yanımızda olacaksınız. O yüzden kendinize iyi
bakın diyoruz. Biz hep birlikteyiz. Ġçerde de dıĢarıda da birlikte olacağız. Mücadelemize
devam edeceğiz. Selçuk abinin dediği gibi mücadeleyi kaldığı yerden sizler devam
ettireceksiniz. TeĢekkür ediyorum.” dediği,
ġüpheli Barkın Timtik‟in “Buradaki kalabalık buradaki avukatlık kalabalığı zaten
bunu gösteriyor. Hepinizi çok seviyoruz. Bu mücadeleye gerek içerde gerek dıĢarıda nerde
olursak olalım devam edeceğiz biz. Sizlerinde aynı dirençle bu mücadeleyi (AnlaĢılmıyor)
inanıyorum. Bütün mesele budur. Mücadele devam edecek. Bütün nehirler denize akar. Bunu
biliyoruz. Hepinize selamlar saygılar.” dediği,
ġüpheli Ebru Timtik‟in “Bir tek Ģey söylüyorum. Eninde sonunda zafer bizim olacak.”
diyerek zafer iĢareti yaptığı,
ġüpheli Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı‟nın “Hepinize çok teĢekkür ediyoruz. Bir
süre bizi mücadeleden alı koyuyorlar belki ama bu kalabalığı sizleri görmek bizim için yeterli
çok teĢekkür ediyoruz tekrar.” dediği,
183
ġüpheli Naciye Demir‟in “Çok teĢekkür ederiz. Sizleri çok seviyoruz. Her zaman
böyle hep birlikte olalım istiyoruz. Kaldığımız yerden zaten devam edecek. Onu biliyoruz.
Destekleriniz için yanımızda olduğunuz için çok teĢekkür ederiz.” dediği,
ġüpheli Avni Güçlü Sevimli‟nin “Bizleri ÇHD‟yi savunduğunuz için arkamızda
durduğunuz için sizlere çok teĢekkür ediyoruz. Her yerden geldiniz. …(AnlaĢılmıyor.)
inanılmaz bir pratik ortaya koydunuz. Sağolun. Biz kısa bir süre içerde olacağız ama
mücadeleye devam. Çok sağolun.” dediği,
ġüpheli Taylan Tanay‟ın “ArkadaĢlar Ģimdilik gidiyoruz. Kısa bir ara veriyoruz.
Fiziki olarak. Mücadelemiz içerde de sürecek. 1969 yılında ODTÜ‟de …(AnlaĢılmıyor.)
yakılmasından sonra bir araya gelmiĢ avukatın yirmi ilerici avukatın bugün geldiği nokta iĢte
burasıdır. Geldiği nokta devrimci avukatlık pratiği burasıdır. Halit Çelenk‟lerin, Niyazi
Ağırnaslı‟ların, Ġbrahim Açan‟ların yolunda yürümeye devam ediyoruz. Bu ülkeye kırk yılı
aĢkın bir devrimci avukatlık pratiğini hediye etmiĢ durumdayız. Biz hepimiz hepimiz bugün Ģu
an itibariyle bu mücadelenin bir parçasıyız. Çok bedel ödedik. Ġlk kez tutuklanmıyoruz. BaĢka
meslektaĢlarımız arkadaĢlarımız yoldaĢlarımız da tutuklu. 1994‟de Fuat ERDOĞAN‟ı
katlettiler. Faik CANDAR‟ı katlettiler. …(AnlaĢılmıyor.) katlettiler. Onlarca meslektaĢımızı
iĢkenceye adeta iĢkence yaptılar kendilerine ama bu mücadele kesintisiz olarak devam ediyor.
Bugün bugün bizi tutuklayarak bu mücadeleye ara vereceğini sekteye uğratacağını sananlar
yanılıyorlar. Biz iĢçilerin, öğrencilerin, devrimcilerin, gecekonduluların, ezilenlerin,
yoksulların, kürt halkının, bu ülkede kim eziliyorsa, bu ülkede kim horlanıyorsa, bu ülkede
kimin adalet talebi var ise hiçbir bedeli göze her bedeli göze alarak bu mücadeleyi
sürdürmeye devam edeceğiz. Bunun farkındaydık. Tutsak düĢeceğimizin öleceğimizin
farkındaydık. Bu farkındalıkla bunun farkında olarak da mücadeleyi sürdürdük. Bu mücadele
bugün devam ediyor. Buradasınız gözümüz arkada değil. Bu mücadele sürüyor. Hiç kesintisiz
sürecek. Buna inanıyoruz. Milim sapmayacak. Tek adım geri atmayacak. Buradaki
yoldaĢlarımız arkadaĢlarımız meslektaĢlarımız bunun teminatıdır. Hepinizi çok seviyoruz.
Halkımızı çok seviyoruz. ĠĢçileri çok seviyoruz. Hepinizi çok seviyoruz ve inanıyoruz ki
kazanacağız. Haklıyız. Kazanacağız.” dediği görülmüĢtür.
ġüphelilerin konuĢmasının hemen akabinde avukat Behiç AĢçı‟nın “Siz mücadeleye
ara vermediniz sadece alan değiĢti o kadar.” diyerek Ģüphelilerin DHKP/C terör örgütünün
sözde Demokratik Alan yapılanması olan HHB‟den DHKP/C terör örgütünün cezaevi
yapılanmasına dahil olduklarını, örgütsel faaliyetlerine oradan kaldığı yerden devam
edeceklerini beyan ettiği tesbit edilmiĢtir.
13. ġÜPHELĠLERĠN CEZAEVĠNDE ĠKEN ÖRGÜTÜN MERKEZ
KOMĠTESĠ ĠLE HABERLEġMEYE DEVAM ETMESĠ
Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturmasının firari Ģüphelisi olan
Bulut Yayla‟nın legal yollardan 28 ġubat 2011‟de Yunanistan‟a gittiği ve 28 Mart 2011‟de
ülkemize geri döndüğü, DHKP/C terör örgütüne yönelik 8-9 Mayıs 2012‟ de ülkemiz
genelinde 11 ilde eĢ zamanlı olarak gerçekleĢtirilen operasyonun firarisi olduğu, ayrıca
184
Emniyet Genel Müdürlüğü‟nün 23.01.2013 tarihli yazısında Yunanistan‟da (Atina) bulunduğu
bildirilmiĢtir.
AteĢ mahlaslı gizli tanık 07.09.2012 tarihinde vermiĢ olduğu ifadesinde; “Bulut
Yayla‟nın DHKP/C terör örgütünün yurtdıĢında bulunan üst düzey sorumluları ile Ģifreli
yazıĢarak talimatlar alıp ülkedeki faaliyetleri yönlendiren Ģahıslar arasında olduğunu” beyan
ettiği,
Ümit AteĢ ifadesinde; “Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması
sorumlusu olduğunu” beyan ettiği,
SPB mensubu olan ve gerçekleĢtirdiği eylem sonrası yakalanan Selçuk Aymaz isimli
Ģahıs 30.10.2012 vermiĢ olduğu tarihinde ifadesinde; “Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör
örgütünün gençlik yapılanması sorumlusu olduğunu, 2012 yılı içerisinde kendisinden
özgeçmiĢ raporu istediğini, özgeçmiĢ bilgilerini laptop tarzı bir bilgisayara kaydettiğini”
beyan ettiği görülmüĢtür.
DHKP/C terör örgütü mensubu Bulut Yayla ile ilgili olarak 31.05.2013 tarihinde
Haber Merkezine yapılan “Edirne ilimiz Dilaverbey caddesi üzerinde bir Ģahsın sınıra çok
yakın bir yerde üstü baĢı çamur içinde Ģüpheli halde bulunduğu, muhtemel sınırdan kaçak
olarak geçen bir Ģahıs olduğu” Ģeklindeki ihbar neticesinde Yunanistan sınırına çok yakın bir
mevkide Edirne Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan uygulama sonucu
yakalanmıĢtır.ġahsın yapılan üst aramasında 1 adet Sandisk marka Flash bellek bulunmuĢtur.
Üzerinden çıkan flash bellek içerisinde bulunan belgelerin incelenmesi sonucu Bulut
Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü içerisinde “CEZAEVLERĠNDEKĠ ÖRGÜT
MENSUPLARINDAN SORUMLU” olduğu ve “HÜSEYĠN VE HÜSEYĠN KĠLĠS” Kod
adını kullandığı,
Cezaevinden gelen mektupların içeriğini (cezaevindeki örgüt mensuplarının istek,
ihtiyaç ve dilekleri not aldığı, örgütün yayın organlarında yayınlanması amacıyla gönderilen
yazı ve karikatürleri topladığı, cezaevi yönetiminin uygulamalarını, mektubun yanında
gönderilen Ģeyleri) özetleyerek, örgüt mensupları hakkındaki bilgileri not ettiği ve bunları
örgütün üst düzey yönetimine aktardığı,
Ayrıca örgütün üst düzey yöneticilerinden aldığı belgeleri, sorumluluk alanında yer
alan cezaevlerinde bulunan örgüt mensubu Ģahıslara gönderdiği,
DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan www.halkinsesi.tv den gelen e-posta
cevap niteliğinde yazı yazdığı, Türkiye‟deki örgüt mensuplarını bilgilendirdiği, yönlendirdiği,
Örgüt içi örgütlenmelerden ve Ģahıslardan raporlar aldığı, örgüt içerisinde veya
Türkiye‟deki örgütlenmelerde çıkan sorunlara karĢı cevap yazdığı,
Örgüt yöneticilerinde bulunması gereken örgütsel nitelikteki belge ve örgüt
yöneticilerinin uyması gereken kuralları içeren belgelerin de kendisinde yer aldığı,
185
DHKP/C terör örgütünün Avrupa‟da bulunan üst düzey yöneticilerinden Faruk Ereren,
hala Almanya‟da tutuklu bulunan terör örgütü üst düzey yönetici ġadi Özpolat, terör örgütü
gençlik yapılanması sorumlularından Mahir BektaĢ ve cezaevinde tutuklu bulunan veya
hükümlü olan birçok DHKP/C terör örgüt mensubuyla iletiĢim halinde olduğu, onlardan
gelen veya gönderilen mektupları-örgütsel yazıĢmaları-talimatları arĢivlediği ve notlar
çıkararak örgütün üst düzey yöneticilerine ilettiği,
DHKP/C terör örgütü SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde faaliyet
gösterirken 19.03.2013 tarihinde Ankara Ġli AKP Genel Merkezine “Lav Silahlı” eylemi
gerçekleĢtirilmesi eyleminin faili olan Muharrem KarataĢ adlı Ģahısla aynı adres bilgisini
“TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” kullandıkları, dolayısıyla Bulut Yayla‟nın
örgütün silahlı kanadıyla beraber hareket ettiği belirlenmiĢtir.
Bulut Yayla Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2013/969 sayılı soruĢturması kapsamında
tutuklanarak cezaevine gönderilmiĢtir.
Bulut Yayla‟dan elde edilen flash bellek içerisindeki mektuplar ve yazıĢmalar
incelendiğinde; arĢivi tutulan (gelen ve giden) mektupların tamamının örgütün cezaevinde
bulunan örgüt mensuplarına ait olduğu, örgütün üst düzey sorumlularının arĢivinin tutulduğu
klasör içerisinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı, Ģüpheli Taylan Tanay ve Ģüpheli Ebru Timtik
ile yapılan mektuplaĢmalar ve yazıĢmaların da bulunduğu görülmüĢtür.
Flash bellek içerisindeki ZARFLAR isimli klasör incelendiğinde; DHKP/C terör
örgütü içerisinde yönetici düzeyinde faaliyette bulunmak suçundan hükümlü ve tutuklu
bulunan 34 kiĢinin isimlerinin yazılı olduğu Word belgelerinin bulunduğu, bu Word belgeleri
incelendiğinde ise “cezaevlerindeki örgüt mensuplarından sorumlu” olduğu belirlenen
Hüseyin Kilis KOD Bulut Yayla, Ali TEMĠZ ve Muharrem KARATAġ isimli Ģahıslar
tarafından hazırlanmıĢ mektup zarfları olduğu anlaĢılmıĢtır. Örgütün üst düzey sorumlularının
isimleri bulunan klasör içerisinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı, Ģüpheli Taylan Tanay ve
Ģüpheli Ebru Timtik‟in de isimlerinin bulunduğu,
“taylantanay.docx” isimli Word belgesi açıldığında belgenin mektup zarfı formatında
hazırlandığı,belgenin sol üst köĢesindeki gönderen kısmında “HÜSEYĠN KĠLĠS
TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” ibaresinin bulunduğu, alıcı kısmında ise
“AVUKAT
TAYLAN
TANAY
1
NO‟LU
F
TĠPĠ
HAPĠSHANESĠKANDIRA/KOCAELĠ/TURKEY” ibaresinin bulunduğu,
“selcukkozagacli.docx” isimli Word belgesi açıldığında belgenin mektup zarfı
formatında hazırlandığı,belgenin sol üst köĢesindeki gönderen kısmında “HÜSEYĠN KĠLĠS
TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” ibaresinin bulunduğu, alıcı kısmında ise
“AVUKAT
SELÇUK
KOZAĞAÇLI
1
NO‟LU
F
TĠPĠ
HAPĠSHANESĠKANDIRA/KOCAELĠ/TURKEY” ibaresinin bulunduğu,
“ebrutimtik.docx” isimli Word belgesi açıldığında belgenin mektup zarfı formatında
hazırlandığı,belgenin sol üst köĢesindeki gönderen kısmında “HÜSEYĠN KĠLĠS
186
TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” ibaresinin bulunduğu, alıcı kısmında ise
“AVUKAT EBRU TĠMTĠK L TĠPĠ HAPĠSHANESĠ BAKIRKÖY/ĠSTANBUL/TURKEY ”
ibaresinin bulunduğu görülmüĢtür.
Bu üç Ģüpheli adına arĢivlenmiĢ “ebrutimtik”, “selçukkozagacli” ve “taylantanay”
isimli klasörlerin içeriği incelendiğinde, “30.1.2013avukatlara” adlı klasör ve “ebru-taylanselcuk-gidecekMektup-2.3.2013” isimli metin belgesinin bu üç klasörde de bulunduğu ve
ortak belgeler olduğu anlaĢılmıĢtır.
“ebru-taylan-selcuk-gidecekMektup-2.3.2013”isimli “.txt” uzantılı Metin belgesi
içerisinde;
“ebru, taylan ve selçuk'a gönderelim...
baĢına da kendilerinin de bu avukatlarla yazıĢabileceklerini uygun bir Ģekilde
yazalım... bir-iki cümleyle..
Müvekkilini savunmaktan idam cezası?
ÖZGÜRLÜK YOLU
Mumia Abu Jamal
Mumia Abu Jamal
Lynne Stewart, zeki ve hevesli bir avukat. Kendisi bir çok avukatın uğruna cinayet
iĢleyebileceği bir özgeçmiĢe sahip. MüĢterileri için gerçekten savaĢan bir savunma avukatı.
Ve dahası, onları eve döndürüyor. New York tarihindeki en büyük davalardan birini aldı.
Ġddia makamını ve hükümeti yendi.
AçılıĢ konuĢmasından sonra, Mısırlı Rahip Omar Abdel-Rahman davasında savunma
yaparken kamuya karĢı açıkça fikirlerini ifade ettiği ve onun görüĢlerini topluma ilettiği için
komplo kurmak, teröristlere destek vermekle suçlandı ve hüküm giydi. Temyizden sonra 10
yılını federal hapishanede geçirdi ve barodan atıldı.
73 yaĢındaki Lynne, göğüs kanserini yenmiĢti ve yakın zamanda, kanser geri geldi.
Federal gözetimde yapılan tedavi ve bakım ortalamanın altında. O 10 yıl, 2. Temyiz
Mahkemesinin kararıyla 28 ay uzatıldı. Bu süre, cesur, prensipli, zeki bir savunma avukatı
için ölüm kararı demek olabilir. Ki, o da mahkeme salonuna girdiği ilk günden itibaren eyalet
için bu anlama geliyordu.
Muhafazakar Fox TV Yayıncısı Eski Hakim Andrew Napolitano, Stewart kararı
hakkında, “Adalet bakanlığı için sapkın bir zafer ve adalet için kötü bir örnek, müvekkillerini
gayretle savunan tüm avukatlara göz dağı verme giriĢimi” dedi.
Lynne Stewart‟a nasıl yardımcı olabileceğinizi öğrenmek için, lynnestewart.org
adresini ziyaret edebilirsiniz.
187
“evrensel.net - Bu sayfa 173 kere görüntülendi.Güncelleme tarihi: 2013-02-28
16:23:”Ģeklinde örgütsel içerikli bilgi notu olduğu, txt belgesinin üst bilgileri incelendiğinde
belgenin 02.03.2013 saat:21.25‟te oluĢturulduğu,
Örgütsel döküman içeriğinde örgüt merkez komitesinin, cezaevinde bulunan
örgüt mensuplarından sorumlu olduğu belirlenen Bulut Yayla aracılığı ile Ģüpheliler
Ebru Timtik, Taylan Tanay ve Selçuk Kozağaçlı‟ya iletilmek üzere cezaevinden
yazıĢabilecekleri avukatların isimlerini gönderdiği,
Flash bellek içerisindeki “taylan tanay mektup.docx” isimli belge incelendiğinde;
“05.03.2013
Merhaba Taylan,
Nasılsınız? Emperyalizmin hüküm sürdüğü bir dünyada, emperyalizmin ve faĢizmin
kirli politikalarını teĢhir eden, boĢa çıkartan, emperyalizme ve faĢizme karĢı hukuk
cephesinden mücadele yürüten avukatlar; müvekkilleriyle aynı “kaderi” paylaĢıyorlar ne
yazık ki çoğunlukla…
Sizin yaĢadıklarınızı, belki biraz farklı olarak dünyanın çeĢitli yerlerinde yaĢayanlar
da vardır muhakkak. Bunlardan biri de Amerika‟dan Lynne Stewart.
Lynne Stewart hakkında geçenlerde kısa bir yazı okudum internette. Evrensel
gazetesinin internet sayfasında yayınlanan yazıyı paylaĢmak istiyorum sizinle…
“Lynne Stewart, zeki ve hevesli bir avukat. Kendisi bir çok avukatın uğruna cinayet
iĢleyebileceği bir özgeçmiĢe sahip. MüĢterileri için gerçekten savaĢan bir savunma avukatı.
Ve dahası, onları eve döndürüyor. New York tarihindeki en büyük davalardan birini aldı.
Ġddia makamını ve hükümeti yendi.
AçılıĢ konuĢmasından sonra, Mısırlı Rahip Omar Abdel-Rahman davasında savunma
yaparken kamuya karĢı açıkça fikirlerini ifade ettiği ve onun görüĢlerini topluma ilettiği için
komplo kurmak, teröristlere destek vermekle suçlandı ve hüküm giydi. Temyizden sonra 10
yılını federal hapishanede geçirdi ve barodan atıldı.
73 yaĢındaki Lynne, göğüs kanserini yenmiĢti ve yakın zamanda, kanser geri geldi.
Federal gözetimde yapılan tedavi ve bakım ortalamanın altında. O 10 yıl, 2. Temyiz
Mahkemesinin kararıyla 28 ay uzatıldı. Bu süre, cesur, prensipli, zeki bir savunma avukatı
için ölüm kararı demek olabilir. Ki, o da mahkeme salonuna girdiği ilk günden itibaren eyalet
için bu anlama geliyordu.
Muhafazakar Fox TV Yayıncısı Eski Hakim Andrew Napolitano, Stewart kararı
hakkında, “Adalet bakanlığı için sapkın bir zafer ve adalet için kötü bir örnek, müvekkillerini
gayretle savunan tüm avukatlara göz dağı verme giriĢimi” dedi.”
Ayrıca Milliyet‟te de davasıyla ilgili kısa bir bilgi var, onu da paylaĢayım:
188
“…duruĢmalardaki ateĢli savunmalarıyla ünlenen Stewart, Kör Ġmam ile lideri
olduğu terör örgütü "Ġslami Grup" arasında kuryelik yaptığı ve demir parmaklıkların
arkasındaki köktendinci liderin direktiflerini örgüte taĢıdığı gerekçesiyle geçen salı günü
Manhattanda mahkemeye çıkarıldı. 500 bin dolar kefaletle serbest bırakılan Stewart, 40 yıla
kadar hapis istemiyle yargılanacak. Stewart ile birlikte Kör Ġmamın iki tercümanı ve hukuki
danıĢmanı da yargılanacak.Stewart, medyaya, "savaĢa hazırlandığı" mesajını göndererek,
suçlamaları reddetti. 11 Eylüldeki terör saldırılarıyla yerle bir olan Dünya Ticaret Merkezini
(DTM) Usame bin Ladinden daha önce, 1993te bombaladıktan sonra yakalanarak tutuklanan
"Kör Ġmam" lakaplı Mısırlı ġeyh Ömer Abdül Rahmanın Amerikalı ünlü avukatı Lynne
Stewart, terör kuryeliği yapmakla suçlanıyor.”
Müvekkilini savunmaktan idam cezası… siz de bir avukat olarak onunla
yazıĢabilirsiniz, eminim paylaĢabileceğiniz çok Ģey vardır.
ġimdilik kalkayım… tüm arkadaĢlara selamlar… görüĢmek dileğiyle, selamlar.
Hüseyin”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu, belge içeriğinden bir önceki örgütsel yazıĢmada
belirtildiği üzere Bulut Yayla‟nın örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda Ģüpheli
Taylan Tanay‟a mektup yazdığı ve cezaevinden yazıĢabileceği avukatların isimlerini
gönderdiği anlaĢılmıĢtır.
“30.1.2013avukatlara” isimli ortak klasör incelendiğinde, içerisinde 14 adet txt
belgesi ile 5 adet Word belgesinin bulunduğu, belgelerin isimlerininin sırasıyla “Aclik
Grevleri ve Hukukcu Sorumlulugu-Cozum-Sayi27-1989Eylul.txt, Adalet - Kopya.txt, adalet
secme.txt, Adalet.txt, avukat mektubu ebru.docx, avukat mektubu ebru-2.docx, avukat mektubu
taylan.docx,
avukat
mektubu
taylan-2.docx,
avukatmektupbilgi.txt,
AydinveHukukcuHalkinSafindaOlmali-Yuruyus-005.txt, BAGIMSIZLIK, DEMOKRASI VE
ADALET.txt, Burjuva yasalcilik ve burjuva hukuku-1994.11.12-DGOzelSayi-s036.txt,
Egemenlik Kimin-Yuruyus-150.txt, Havana Kurallari.txt, HayatinicindekiTeori-1.txt,
HayatinicindekiTeori-2.txt, Hukuk.txt, Hukukun, adaletin olmadigi yerde-1994.10.29DGOzelSayi-s033.txt, SECME-adaletle ilgili paragraflar.doc” olduğu, belgeler
incelendiğinde “avukatmektupbilgi.txt” haricindeki txt belgelerinin adalet sistemi hakkında
yazılan ve örgütün çeĢitli yayın organlarında (YürüyüĢ Dergisi, Devrimci Gençlik vb.)
yayınlanan yazılar olduğu, belgelerin oluĢturma tarihinin 04.02.2013 saat:19.29 olduğu,
dolayısıyla bu belgelerin klasöre aynı anda atıldığının anlaĢıldığı,
“avukatmektupbilgi.txt”isimli belge incelendiğinde;
“03.03.2013
avukat mektupları bilgi
1-Taylan ve Ebru'ya 11 Ģubat tarihinde gönderildi mektuplar
2-mektup içeriğindeki alıntılar:
189
-Aclik Grevleri ve Hukukcu Sorumlulugu-Cozum-Sayi27-1989Eylul
-Adalet
-adalet secme
-AydinveHukukcuHalkinSafindaOlmali-Yuruyus-005
-BAGIMSIZLIK, DEMOKRASI VE ADALET
-Burjuva yasalcilik ve burjuva hukuku-1994.11.12-DGOzelSayi-s036
-Egemenlik Kimin-Yuruyus-150
-Havana Kurallari
-HayatinicindekiTeori-1
-HayatinicindekiTeori-2
-Hukuk
-Hukukun, adaletin olmadigi yerde-1994.10.29-DGOzelSayi-s033
-SECME-adaletle ilgili paragraflar
...bitti...” Ģeklinde ibarelerin olduğu, bu örgütsel dökümanın Bulut Yayla
tarafından örgüt yönetimine hitaben yazıldığının anlaĢıldığı, Bulut Yayla‟nın 11.02.2013
tarihinde örgüt yönetiminin talimatı doğrultusunda Ģüpheli Ebru Timtik ve Ģüpheli Taylan
Tanay‟a mektup gönderdiğini bildirdiği, yine bu kiĢilere göndermiĢ olduğu mektup içeriği
hakkında bilgi verdiği, dolayısıyla Bulut Yayla‟nın klasör içeriğinde bulunan diğer txt
belgelerindeki yazılar ile SECME-adaletle ilgili paragraflar.doc isimli belgenin Ģüpheli Ebru
Timtik ve Ģüpheli Taylan Tanay‟a 11 ġubat tarihinde gönderilen mektup içeriğinde
bulunduğunun tespit edildiği,
Söz konusu “avukatmektupbilgi.txt”isimli belgenin üst bilgileri incelendiğinde
belgenin 04.03.2013 saat:04.40 tarihinde oluĢturulduğunun belirlendiği, dosya kapsamında
iddianame ekinde bulunan çok sayıda örgüt içi yazıĢma incelendiğinde bu belgenin yazım
Ģeklinin de diğer örgüt içi yazıĢmalarla aynı olduğu,
Bu Ģekilde bu belgenin de aynı Hollanda ve Belçika dökümanları ile aynı
mahiyette örgüt içi yazıĢmalardan biri olduğu, örgütün halen bilgisayar üzerinden örgüt
içi yazıĢmaya devam ettiği anlaĢılmıĢtır.
Klasör içerisindeki “avukat mektubu ebru.docx”isimli belge içeriğinde;
“Merhaba Ebru,
Nasılsınız? Öncelikle geçmiĢ olsun diyoruz. Devrimci avukatlık yaptığınız için Ģimdi
savunduğunuz devrimcilerle birlikte tecrit hücrelerine konuldunuz. Halkın avukatlığını
190
yapmak, devrimci avukatlık yapmak; komplolarla, iĢkencelerle, tutsaklıklarla, katliamlarla
karĢılaĢmak demek bu ülkede.
Evet, sizi izledik. “Mücadelemiz içeride de devam edecek!” diyor, avukatlığın nasıl
yapılması gerektiğini öğretiyordunuz.
Bir kitap çalıĢması yaptığınızı duyunca, yardımcı olabileceğini düĢünerek size birkaç
yazı gönderelim istedik. Umarız iĢinize yarar.
…(NOT:Yukarıdaki örgütsel dökümanda geçtiği Ģekilde “30.1.2013avukatlara” isimli
klasörde bulunan diğer yazı içeriklerinin olduğu görülmüĢtür.)
Sevgili Ebru,
ġimdilik burada bitireyim, bir sonraki mektubumuzda devam ederiz yazılarımıza
yine…
Tüm arkadaĢlara selamlarımızı iletiyoruz, iyi bakın kendinize…
Hüseyin”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu, söz konusu belgenin Bulut Yayla tarafından bir önceki
örgütsel dökümanda belirtildiği üzere 11 ġubat tarihinde Ģüpheli Ebru Timtik‟e gönderdiği
mektup olduğu, mektubun sonunda bulunan Hüseyin‟in Bulut Yayla‟nın örgüt içerisinde
kullandığı KOD isim olduğunun belirlendiği,
Klasör içerisindeki “avukat mektubu ebru-2.docx” isimli belge incelendiğinde;
“11.02.2013
Merhaba Ebru,
Nasılsınız?
Yeniden, üzerinde çalıĢtığınız kitabınızda size yardımcı olabileceğini düĢündüğümüz
bazı yazıları yolluyoruz size…
…(NOT: Yukarıdaki örgütsel dökümanda geçtiği Ģekilde “30.1.2013avukatlara”
isimli klasörde bulunan diğer yazı içeriklerinin olduğu görülmüĢtür.)
Umarız iĢinize yarar…
ġimdilik bunları gönderiyoruz. Umarız beğenirsiniz.
Yeniden görüĢmek umuduyla… selamlar
Hüseyin”Ģeklinde ibarelerin olduğu, bu belgenin de Bulut Yayla tarafından yukarıdaki
örgütsel dökümanda belirtildiği üzere 11 ġubat tarihinde Ģüpheli Ebru Timtik‟e gönderdiği
mektubun devamı olduğu, mektubun sonunda bulunan Hüseyin‟in Bulut Yayla‟nın örgüt
içerisinde kullandığı KOD isim olduğunun belirlendiği,
Klasör içerisindeki “avukat mektubu taylan.docx”, “avukat mektubu taylan-2.docx”
isimli belgeler incelendiğinde ise yukarıda içeriği açıklanan, cezaevinde bulunan örgüt
mensuplarından sorumlu örgüt mensubu olan Bulut Yayla tarafından Ģüpheli Ebru Timtik‟e
gönderilen mektuplarla aynı içeriğe sahip olduğunun anlaĢıldığı, her iki mektupta da tek
191
farkın mektup baĢındaki “Sevgili Ebru” yerine “Sevgili Taylan” olarak değiĢtirilmesi olduğu
anlaĢılmıĢtır.
“ebrutimtik” Ġsimli Klasör
“ebrutimtik”isimli klasör içeriği incelendiğinde ortak dosyalardan ayrı olarak “ebru
timtik mektup.docx, bakirköy.docx,30.03.2013.ebrutimtik.pdf” isimli belgelerin bulunduğu,
“ebru timtik mektup.docx” isimli belge içeriği incelendiğinde; 05.03.2013 tarihinde
Bulut Yayla‟nın örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda Ģüpheli Taylan Tanay‟a yazdığı
ve “taylan tanay mektup.docx” isimli belge olan mektubun aynısı olduğu, sadece “Sevgili
Taylan” yerine “Sevgili Ebru” olarak mektubun değiĢtirildiği, Bulut Yayla‟nın mektup ile
Ģüpheli Ebru Timtik‟e cezaevinden yazıĢabileceği avukatların isimlerini gönderdiği,
“bakirköy.docx” isimli belge içeriğinde;
“19.3.2013
Merhaba Sevgili Ebru, Barkın, Naciye, Betül ve ġükriye
Nasılsınız? Bilebildiğim kadarıyla Bakırköy tutsaklarımız iki ayrı hücrede
kalıyorlar.Hanginizin hangi hücrelerde olduğunuzu bilmiyorum , o yüzden bu mektubumda
hepinize toplu selam gönderiyorum.
GörüĢmeyeli nasılsınız? Soğuk tekrar geri döndü yurda, ta buralara kadar da geldi.
Buralarda grip salgını var, sizinde dikkatli olmanızı tavsiye edebilirim. Bizler de gayet iyiyiz.
Dün Hristiyanların "Temiz Pazartesi" Bayramıydı...Bizim Alevi halkımızın tuttuğu oruca
benzer bir özelliği var. 40 gün et yemeyecekler. Yunan halkına özel olarak , Yunanlar bugün
uçurtmalar yapıyorlar. Bizde bu tatil gününü değerlendirdik ve el yapımı uçurtmalarımızla
Yunan halkına katıldık. Bir iki uçurtma dıĢında pek baĢarılı olduğumuz söylenemez ama en
azından denedik.Soğuk etkisi dıĢında keyifli bir gündü...
Bu arada Av. Ebru adına 5 mart tarihli bir mektup göndermiĢtik. umarım elinize
ulaĢmıĢtır.
Seninle Ümit Ġlter'in güzel bir Ģiirini paylaĢmak istiyorum. Muhtemelen siz de
biliyorsunuzdur...
Umudun ġahanlarına Dair...
Vurgun yemiĢ Ģahanlar
Kalsalar da dağ baĢında
Kurda kuĢa yem olmazlar
Eğilmeyen baĢlarından
Eğilip öper hayat
Ve Ģahan olup
Dağlara çıkan zaman
Takınca tarih kanadını
Hasretine sarılıp dalgalanınca
Tutulmaz bir kuvvetle
ġehirleri dağlara çıkartıp
Dağları meydanlara indirerek
Devrimi yarasından öper...
192
Güzel değil mi? Özellikle Dev-Gençlilere yapılan son saldırının ardından daha bir
anlamlı geldi bana. Ne dersiniz? Bu arada Sevinç Bozdağ isimli arkadaĢımız da tutuklandı.
Mektup elinize geçtiğinde yanınızda olacaktır. Ġlk elden geçmiĢ olsun diyelim sizin
aracılığınızla ona da...
Biz YürüyüĢ Avrupa Bürosu olarak çalıĢmalarımıza devam ediyoruz burada. Gelen
yazıları değerlendirmeye çalıĢıyoruz. Fakat sizden haber alamadık henüz. Biz de merak ettik,
" niye bize göndermiyorlar yazılarını acaba, yoksa bizi basından görmüyorlar mı" diye? Evet
bu merağımızı gidermenizi beklemekle birlikte, sizden bir ricam daha olacak; hukuk
açısından güncel değerlendirmeleri içeren dergi yazılarınızı da bekliyoruz, tutuklanmanızın
hukuksuzluğunu inceleyen yazılar ...Dünya ve ülkemiz açısımndan hukuki incelemer yazı
dizileri gibi... Bu kısa mektubumu bitiriyorum.Kendinize iyi bakın. Sevgi ve selamlarımla.
Hüseyin…”
ġeklinde ibarelerin olduğu,belge içeriğinden Hüseyin KOD Bulut Yayla‟nın
Ģüpheliler Ebru Timtik, Barkın Timtik, Nazan Betül Kozağaçlı, ġükriye Erden ve Naciye
Demir‟e hitaben mektup gönderdiği, mektup içeriğinde Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü
yöneticisi olmak suçundan halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiiri gönderdiği, yine
DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev-Genç oluĢumuna yönelik yapılan
operasyonları saldırı olarak gördüğünü söylediği, ayrıca YürüyüĢ dergisinde yayınlanması
için dergiye yazı göndermelerini istediğinin anlaĢıldığı,
“30.03.2013.ebrutimtik.pdf” isimli belge incelendiğinde ise Hüseyin Kilis KOD Bulut
Yayla‟ya hitaben 19.03.2013 tarihli mektuba cevaben Ebru Timtik‟in yazdığı 30.03.2013
tarihli mektup olduğu, bir önceki mektupta istenildiği üzere Ģüpheli Ebru Timtik‟in “HHB
HUKUK ÖZGÜRLÜK GETĠRMEZ; YASALAR HALKI KORUMAZ”isimli bir yazıyı
Bulut Yayla‟ya gönderdiği anlaĢılmıĢtır.
“selcukkozagacli” Ġsimli Klasör
“selcukkozagacli” isimli klasör içeriği incelendiğinde ortak dosyalardan ayrı olarak
“Selcuk'a.docx” isminde belge bulunduğu, belge içeriğinde;
“19.3.2013
Merhaba Selçuk;
GörüĢmeyeli nasılsın-ız? Soğuk tekrar geri döndü yurda, ta buralara kadar da geldi.
Buralarda grip salgını var, sizinde dikkatli olmanızı tavsiye edebilirim.
Bizler de gayet iyiyiz. Dün Hristiyanların "Temiz Pazartesi" Bayramıydı...Bizim Alevi
halkımızın tuttuğu oruca benzer bir özelliği var. 40 gün et yemeyecekler. Yunan halkına özel
olarak , Yunanlar bugün uçurtmalar yapıyorlar. Bizde bu tatil gününü değerlendirdik ve el
yapımı uçurtmalarımızla Yunan halkına katıldık. Bir iki uçurtma dıĢında pek baĢarılı
olduğumuz söylenemez ama en azından denedik.Soğuk etkisi dıĢında keyifli bir gündü...
Bu arada sana 5 mart tarihli bir mektup göndermiĢtik. umarım elinize ulaĢmıĢtır.
Seninle Ümit Ġlter'in güzel bir Ģiirini paylaĢmak istiyorum. Muhtemelen sende
biliyorsundur...
193
Umudun ġahanlarına Dair...
Vurgun yemiĢ Ģahanlar
Kalsalar da dağ baĢında
Kurda kuĢa yem olmazlar
Eğilmeyen baĢlarından
Eğilip öper hayat
Ve Ģahan olup
Dağlara çıkan zaman
Takınca tarih kanadını
Hasretine sarılıp dalgalanınca
Tutulmaz bir kuvvetle
ġehirleri dağlara çıkartıp
Dağları meydanlara indirerek
Devrimi yarasından öper...
Güzel değil mi? Özellikle Dev-Gençlilere yapılan son saldırının ardından daha bir
anlamlı geldi bana. Ne dersin?
Sevgili Selçuk senin haberlerini Birgün Gazetesi'nden okuyoruz. 14 Mart tarihli
Birgün'de içtima vermeyi reddettiğin yazıyor. Bu açıklammaladrını bizede gönderirsen
seviniriz...Ayrıca resimlerinizi Atılım Gazetesi'nde görüyoruz..2-8 mart tarihli 54. sayıda
var...
Senden bir ricam daha olacak; hukuk açısından güncel değerlendirmeleri içeren
dergi yazılarınızı da bekliyoruz, tutuklanmanızın hukuksuzluğunu inceleyen yazılar ...Dünya
ve ülkemiz açısından hukuki incelemer yazı dizileri gibi...
Bu kısa mektubumu bitiriyorum. Kendine iyi bak. Sevgi ve selamlarımla.
Hüseyin” Ģeklinde ibarelerin olduğu, belge içeriğinden Hüseyin KOD Bulut
Yayla‟nın Selçuk Kozağaçlı‟ya hitaben 19.03.2013 tarihli mektup gönderdiği, mektup
içeriğinde Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü yöneticisi olmak suçundan halen hükümlü
bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiiri gönderdiği, yine DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması
olan Dev-Genç oluĢumuna yönelik yapılan operasyonları saldırı olarak gördüğünü söylediği,
ayrıca YürüyüĢ dergisinde yayınlanması için dergiye yazı göndermesini istediği anlaĢılmıĢtır.
“taylantanay” Ġsimli Klasör
“taylantanay” isimli klasör içeriği incelendiğinde ortak dosyalardan ayrı olarak
sırasıyla“taylantanay2013.04.03.pdf, Taylan'a.docx, 4.4.2013.TaylanTanay.pdf ve 06-05-13
taylantanay.pdf”isimli belgeler bulunduğu,
“taylantanay2013.04.03.pdf” isimli belge incelendiğinde; belgenin Ģüpheli Taylan
Tanay tarafından 04.03.2013 tarihinde Hüseyin KOD Bulut Yayla‟ya gönderilen mektup
olduğunun anlaĢıldığı, mektup içeriğinde Taylan Tanay‟ın “Bizler Mahirden beri hücreyi
kartpostaldaki yere dönüĢtüren geleneğin bir parçası olarak her daim iyiyiz (NOT: Mektubun
yanında bir sahil resminin bulunduğu kartpostal gönderilmiĢtir.)” Ģeklinde ibarelerde
bulunarak terör örgütü kurucusu Mahir Çayan‟a atıfta bulunduğu,
194
“Taylan'a.docx” isimli belgenin yapılan incelemesinde Hüseyin KOD Bulut Yayla‟nın
Taylan Tanay‟a hitaben 19.03.2013 tarihinde Bulut Yayla‟nın Ģüpheliler Ebru Timtik ve
Selçuk Kozağaçlı‟ya gönderdiği mektubun aynısını gönderdiği, mektup içeriğinde Bulut
Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü yöneticisi olmak suçundan halen hükümlü bulunan Ümit
Ġlter‟e ait Ģiiri gönderdiği, yine DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev-Genç
oluĢumuna yönelik yapılan operasyonları saldırı olarak gördüğünü söylediği, ayrıca YürüyüĢ
dergisinde yayınlanması için dergiye yazı göndermesini istediğinin belirlendiği,
4.4.2013.TaylanTanay.pdf isimli belge incelendiğinde; belgenin Ģüpheli Taylan Tanay
tarafından 04.04.2013 tarihinde Hüseyin KOD Bulut Yayla‟ya gönderilen mektup olduğunun
anlaĢıldığı, mektup içeriğinde Taylan Tanay‟ın“… Adliye‟ye giderken ring 2 olu F Tipi
Hapishanesine de uğradı. Bir PKK tutsağını aldık. TanıĢtık. Bizim bir arkadaĢımızı kapı
altında gördüğünü onunda diĢ randevusu için hastaneye gittiğini söyledi. Tarif etti. Ümit Abi.
Aramızda 100mt. Ama görüĢemiyoruz iĢte. Artık bir baĢka tesadüfe bırakacağız. Bu Ģiiri de
diğerleri gibi bizi anlatıyor…”Ģeklinde ibarelerde bulunarak terör örgütü yöneticisi Ümit
Ġlter‟den bahsettiği,
“06-05-13 taylantanay.pdf” isimli belge incelendiğinde ise belgenin Ģüpheli Taylan
Tanay tarafından YürüyüĢ Dergisinde yayınlanmak üzere Cezaevlerindeki Örgüt
Mensuplarından Sorumlu olan Hüseyin KOD Bulut Yayla‟ya gönderilen bir kısım yazılar
olduğu anlaĢılmıĢtır.
Sonuç olarak;
Yukarıda giriĢ kısmında izah edildiği üzere DHKP/C terör örgütünün üst yönetiminin
cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar
aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Ģüphelilere savunmalarında kullanılmak
üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine
savunmalarında kullanabilecekleri birçok argümanın Ģüphelilere iletildiği, Ģüpheliler
tarafından örgüt yönetimine cevaplar yazıldığı, bu yazıĢmaların iletiĢiminin örgütün
cezaevlerinden sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu tarafından sağlandığı,
Edirne ilinde yakalanan Bulut Yayla‟nın üzerinden ele geçirilen dijital malzemelerde bu
doküman ve yazıĢmaların elde edilmesinin yukarıda yapılan tespitleri doğruladığı
anlaĢılmıĢtır.
B. ġÜPHELĠLERĠN BĠREYSEL DURUMU
Hollanda ve Belçika Dökümanlarında ismi geçen Yenge – BaĢmanav KOD Behiç
AĢçı ve Manav 4 KOD Süleyman ġensoy ile ilgili dökümanların halen yargılandıkları
Ġstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2004/207 Esas sayılı davasına gönderildiğinden bu
kiĢiler iddianameye konu edilmemiĢlerdir.
195
1. ġÜPHELĠ SELÇUK KOZAĞAÇLI
a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından
Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar
1999.04.07 - 1999-ayhan-nisan-o07nis14” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan
KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu notta;
“AVUKAT BETÜL VANGÖLÜ ve EġĠ SELÇUK KOZAĞAÇLI HAKKINDA: Her ikisi
de geçmiĢte Devrimci Yol içinde örgütlü bir süreç yaĢamıĢlar. Bize sempatiyle bakıyorlar.
Her geliĢmeye iliĢkin bizim değerlendirme ve tavırlarımız kendileri açısından ölçü oluyor. Bu
noktada Betül açısından bizim bakıĢ açımız daha belirleyici. Bir anlamda Selçuk'a göre daha
ileri noktada düĢünebiliyor, bizim önerilerimizi bağlayıcı kabul edebiliyor. Pek çok konuda
Zeki'nin yaptığı iĢlerini yapmalarına yapabilmelerine rağmen, "Zeki gibi" olmak istemelerine
rağmen, Zeki'nin- Halkın Hukuk Bürosunun misyonunu çok abartılı, yani kendilerine uzak
gören bir bakıĢ açıları var. Tabii bu konuda kendilerini Halkın Hukuk Bürosu misyonunun
temsilcisi olma vb. gibi direkt telkinlerimiz vb. olmadı ancak kendilerinin doğal sohbetlerde;
aslında böyle olmamız gerek tarzında yaklaĢımları oluyor. Bizlerle iliĢkilerinde,
müvekkilleriyle iliĢkilerinde, iĢleyiĢe uygun davranıyorlar. Bu Ģekilde bir iliĢki düzeyimiz var.
Kısaca, gitmelerini istediğimiz yere gidebilecek, gerektiğinde belli ölçülerde risk alabilecek
düzeyde iliĢki yürütebileceğimiz insanlar. Yine bu çevrede, birlikte hareket eden EVREN
PAYDAK isimli yeni bir avukat için de, politik olarak daha geri olmakla birlikte benzer
değerlendirme yapabiliriz. Zeki gözaltındayken düĢman da, Zeki'nin yerine geçebilecek kiĢi
için, Betül'ün Zeki'nin yerine geçebileceği imasında bulunmuĢ. Son olarak Betül ile bize
ilettiğiniz anten ve yine telefon için kulaklık getirmesi yönünde ilk kez böyle bir paylaĢımımız
oldu. Getirebilme koĢulları var ve herhangi bir tereddütü olmadı Betül'ün. Bir de;
gerektiğinde hükümevlerine de gidebilmeleri için belli arkadaĢlar için vekalet çıkartmamızın
iyi olacağını düĢündük. Zeki'den aldıkları dosyaların ve Tuzluçayır eyleminden gelenlerin
tahliye olmaları aileler nezdinde de avukatlara, avukat olarak da belli bir prestij kazandırdı.
Gençlikten yeni gelenlerin büyük çoğunluğunun vekaleti Betül ve Selçuk'ta. Ailelerle de
oldukça iyi diyalog kurdular. Bu gibi nedenlerle ve farklı nedenlerle oportünistlerden de
vekalet alıyorlar...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Bu dökümanlarda açık Ģekilde Ģüpheli ve eĢine ait değerlendirmeler yapıldığının
belirlendiği,
“2000.06.05-00097_6.6.2000TARIK2306.txt” isimli word belgesi incelendiğinde
Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda;
“Geçen hafta perĢembe günü ÇHD'de Ankara ÇHD'deki ihraçla ilgili toplantı vardı.
biz toplantıya baĢlarken istanbul ÇHD'nin de sorumluluğu olduğunu, aylar önce bunun MGK
politikaları doğrultusunda yapılan bir tasfiye olduğunu, devrimci ve demokratların tasfiye
edilmeye çalıĢıldığını söylediğimizi ve geliĢmelere müdahale etmemizi önerdiğimiz, ama
196
önerimizin gereğinin yapılmadığını, seyirci kalındığını ve bu noktaya gelindiğini söyledim. bu
nedenle de istanbul ÇHD'nin de sorumluluğunu tartıĢması gerektiğini söyledim. bu tartıĢmaya
girmediler. teĢhir, delegelere gitme kararları alındı. ihraç kararının kabul edilemez olduğu,
geri alınması gerektiğinin anlatacağız. bu karar çıktı. ancak Ģunu da netleĢtirmeliyiz. eğer
ankara ÇHD'deki ihraç kararı geri alınmaz ise biz ne yapacağız? çünkü ankara'daki
arkadaĢlar selçuk'un ihracından sonra ÇHD içinde çalıĢmaya devam edemezler. istifa
edeceklerdir. kaldı ki Ģu an zeki ile biz de ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilmiĢ
durumdayız. eğer ihraç kararı geri alınmaz ise istifadan baĢka seçenek yok (Ankara'dai
arkadaĢlar açısından). eğer onlar toplu olarak istifa ederlerse onlara alternatif örgütlenme
modelleri götürmemiz gerekiyor. kendi hallerine kalırlarsa dağılırlar. bir de bizim tavrımız ne
olacak? biz istifa dahil ne yapacağız. üstelik bir de içinde bulunduğumuz süreç var. Ģu
dönemde hem var olan birlikleri geliĢtirmek gerekirken, böyle bir durumun ortaya çıkması iyi
olmadı. her halükarda bu yapıda çalıĢmaya devam etmek Ankara'daki arkadaĢlar üzerinde
moral bozucu etki yapabilir…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,bu dökümanda açık Ģekilde
Ģüphelinin ÇHD‟den ihracının değerlendirmesinin yapıldığı,örgüt olarak neler
yapılabileceğinden bahsedildiği,
“2000.06.07 - 00119_034” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay
Yücel tarafından yazılan bu raporda;
“Ġbrahim Ergün Kızılbayrakçı yani TKĠP'liymiĢ. Bilgitay Durna ise SĠP'liymiĢ.
Sendikacıların hazırladığı bildiri hakkında;
Selçuk Kozağaçlı'nın ihracı ve Zeki'nin de içinde olduğu 10 avukatın ihraç talebiyle
disiplin kuruluna verilmesi üzerine Ankara EMEK Platformu bir açıklama yapıyor. Bu
açıklamada ÇHD Genel Merkezi'nin bu tutumunun devrimcileri tasfiyeye yönelik bir tutum
olduğunu, bunu kınadıklarını ve devrimci avukatların yanında olduklarını belirten bir bildiri
yayınlıyorlar. Bilgitay Durna'nın sizin arkadaĢlar hazırladı dediği bildiri bu. Bunun
gerekçesini de Ģöyle açıklıyor: Güya disiplin kuruluna verilen arkadaĢların yaptığı basın
açıklamasıyla Ankara EMEK Platformu'nun yaptığı basın açıklaması metin olarak
birbirlerine çok benziyormuĢ, bu benzerlikten yola çıkarak bu açıklamayı sizin arkadaĢlar
hazırlamıĢlar gibi bir laf ediyor.
Yenge'nin biz de ihraç için disiplin kuruluna verildik demesinin kendisiyle bir ilgisi
yok. Burada kastetmek istediği Zeki ve örgüt avukatı olarak bilinen avukatların tamamı
neredeyse disiplin kuruluna verilmiĢ, Yenge bir yanıyla Zeki olduğu için biz diyor diğer
yanıyla bu avukatların tamamının devrimci kimliği olması nedeniyle böyle söylüyor. - 15
kadar avukatın ortak olarak bastığı bir Ulucanlar BroĢürü vardı, size de göndermiĢtik.
Disiplin kuruluna verilen avukatların çoğu bu ortak broĢürde olanlar yani devrimci diye
bilinen avukatlar, bilinçli bir tasfiye...
Zeki geldiğinde daha ayrıntılı tasfiyeyle ilgili olarak yaĢananları size aktaracağız.”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,yukarıda belirtildiği Ģekilde ÇHD‟den ihraca yönelik benzer
değerlendirmeler yapıldığı,
197
“2000.06.09 - nfi cd-rom-phase 1-00908_9.6.2000tar2k0202” isimli word belgesi
incelendiğinde;
“ZEKĠ'NĠN YAZDIKLARI Tam bu günlerde (8 Ocak) göz altına alınarak
tutuklandım. Daha sonra duyduğuma göre birçok arkadaĢla birlikte bu yöneticilerin gözaltı
sürecinde çok çaba sarf ettiklerini öğrendim. Ancak tutuklanmamı protesto etme ve
duruĢmaya katılmayı arttırma çabalarında; derneğin DGM'yi Boykot kararı olduğunu ileri
sürerek dernek adının kullanılmasına karĢı çıktılar. Bu konuda çalıĢma yürüten arkadaĢlarla
bu nedenle ayrılık yaĢadılar ve çalıĢmalardan uzak durdular. Bazı çalıĢmaların fazla
tanınmayan bu arkadaĢların kiĢisel çalıĢmasına dönüĢmesine neden oldular. Bu süreçte de
yönetim krizini aĢabilmek ve davam ile ilgili çalıĢmaları dernek çatısı altına çekebilmek için
arkadaĢlar "Savunman Hakları Komisyonunu" oluĢturdular. Ancak bu komisyonun benim ile
ilgili çalıĢmalarında dernek adını kullanmaması için uyardılar. Ardından tepkilerin
yoğunlaĢması üzerine bir Ģeyler yapıyor görünmeye çalıĢtılar. Fakat yaptıkları açıklamalarda
duruĢmaya dernek olarak katılmayacaklarını özellikle belirtmeleri üzerine benim ile ilgili bir
çalıĢma veya açıklama yapmamalarını istedim. Buna rağmen aynı doğrultuda yani
tutuklanmamı kınadıkları ancak duruĢmaya katılmayacaklarına dair açıklamalar yapmak
istemeleri üzerine özellikle Av. Selçuk Kozağaçlı ile bazı toplantılarda küfürleĢmeye varan
tartıĢmalar yaptıklarını sonradan duydum. Bunun üzerine Nedim ERKUġ, Boran çiçEKLi ve
Serol KARADUMAN baĢta olmak üzere Ģu an ki mevcüt yöneticiler ile aramız açılmaya
baĢladı. Bir süre sonra anlayıĢta buluĢan Sevil CEYLAN ile de aramıĢda sorunlar çıkmaya
baĢladı. Taban insiyatifinde yer alan Sevil CEYLAN grubun kararlarını tanımadığını
söylemeye baĢladı. Ve üç yönetici ile aramızda gittikçe yükselen tartıĢmalarda taraf
olmayacağını belirtti. Bir süre sonra yönetim kurulu toplantılarında ki ortada oynama
tavırları nedeniyle objektif olarak bu yöneticiler ile aynı yerde buluĢmaya baĢladı. Bu nedenle
de bizim aramızdan hızla çıktı….
…Bu arada dernekten ayrıldığı duyulunca eski genel BaĢkanlardan ġenal SARIHAN
ve Aydın ERDOĞAN, halıhazırdaki Genel Sekreter Nurten ÇAĞLAR, Genel Merkez Yöneticisi
Engül ÇITAK (BüYüKDAĞ), yüksek miktarlardaki ücretler ile ġengül'e iĢ tekliflerinde
bulundular. Bu arada Selçuk KOZAĞAÇLI ve ortaklarıda ġengül'e iĢteklifinde bulundu.
ġengül tanıdığı tüm bu insanlar içinde en az ücreti ödemelerine rağmen Selçuk KOZAĞAÇLI
ve ortaklarının teklifini kabul etti. Bunun kabul etmesinin nedeninin Selçuk'ların çalıĢmaları
olduğunu biliyoruz. Zaten kendisi de Selçuk'ların teklifini kabul ederken "çok para alıp
düĢüncelerini beğenmediğim kiĢilerin para kazanması için çalıĢacağıma, daha az ücret alıp
hak ihlallerini takip eden insanların yanında olmayı tercih ederim" demiĢ. Sonuçta ġengül
Eylül 1999 sonlarında Selçuk KOZAĞAçLI'nın bürosunda çalıĢmaya baĢladı…
…Bu arada ġengül eski yöneticiler ile yeni yöneticiler ile görüĢmeler yapmıĢ. Hemen
hepsi alacaklarını istemesi konusunda haklı olduğunu, yönetimin ödeme yapmaması halinde
dava açması gerektiğini söylemiĢ. Hatta genel Sekreter Nurten çağlar dahil bir çoğu böyle bir
dava açtığı taktirde avukatlığını yapacaklarını söylemiĢler. Ekim ayının sonlarına doğru bir
ara Selçuk'lara uğradığımda ġengül dava açmaya karar verdiğini söyledi. Ancak ben tekrar
konuĢarak dava açmadan beklemesini söyledim. Tekrar istanbul'daki Genel Merkez
198
Yöneticileri dahil birçok yönetici ile görüĢtüm. Genel BaĢkan ile görüĢerek ġengül'ün
alacaklarını ödemelerini istedim. Bütün görüĢtüğümüz yöneticiler olumlu cevap vermesi
üzerine durumu ġengül'e aktardım. ġengül tekrar bekleyeceğini söyledi. Bu arada hem
kendisi, hemde Selçuk yöneticiler ile görüĢmelere devam ettiler. Ve uzun bir aradan sonra
toplam 300 milyon kadar bir para toplayıp ġengül'e vermeye karar verdiklerini söylediler.
Bunun üzerine tekrar beklemeye baĢladık. Para toplama görevini bizimle birlikte hareket
eden Genel Merkez yönetiminde olan Vedat AYTAÇ'a vermiĢler. Bir süre sonra Vedat para
toplanmasına karar veren yöneticiler dahil kimsenin para vermek istemediğini bu nedenle
parayı toplayamadığını, samimi olmadıkları için para toplamasının mümkün olamayacağını
söyledi. Epey bir sonra da Vedat sadece 60 milyon toplayabildiğini ve görevi devredeceğini
söyledi. Sonuçta topladığı parayı yöneticilere vermiĢ ve para toplamaktan vazgeçmiĢ.
Bunun üzerine derneğe uğradığımda gördüğüm Ankara ġube yöneticilerine biraz daha
duyarlı olmaları konusunda konuĢtum. Fakat onların söylediği beni hayrete düĢürdü. çünkü
ġengül'ün ajan olduğunu düĢündüklerini, derneğe zarar vermek için çaba içinde olduğunu,
kendilerine bir Ģirkette çalıĢacağını söylemesine rağmen Selçuk'un bürosunda çalıĢtığını,
dolayısı ile yalancı olduğunu, buna rağmen para toplanmasını ve ġengül'e verilmesini
desteklediklerini, ancak Vedat'ın bu görevi üstüne alıp onları zor duruma düĢürmek için
yerine getirmediğini, bu nedenle Vedat'ın kendilerine zarar vermek ve onlara karĢı kullanmak
üzere bunu yaptığını, aslında Vedat'ın da ajan olduğundan kuĢkulandıklarını, falan
anlattılar….
…ġengül'ün dava açmak için bir avukatla görüĢmesi ve dilekçelerini hazırladıktan
sonra beni bilgilendirmek için tekrar haber vermesi üzerine Selçuk'la görüĢüp Ankara ġube
baĢkanını arayıp bilgi verdik. BaĢkan Nedim ErkuĢ bizi arayacağını söylemesi üzerine bir iki
gün daha ġengül'ü beklettik. Ancak bir ses çıkmayınca ġengül avukatı ile görüĢüp dava
açmaya karar vermiĢ.
Fakat dava açtığı gün aynı zamanda bir metin yazıp basına ve bazı kitle örgütlerine
göndermiĢ. ġengül gerek bizimle görüĢürken, gerekse yöneticiler ile görüĢürken dava açtığı
taktirde, söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmaya bu yöneticileri teĢhir edeceğini, basına
falan yazacağını söylüyordu, ancak doğrusu hazırladığı metni görünce bunu ciddiye almamıĢ
olduğumu fark ettim. Ve bundan dolayı üzüldüm. çünkü metnin bir kısmı kötü olmuĢ. çünkü
buralarda sigortasına iliĢkin usulsuzluklar ve benzeri bazı konularda açıklamalarda
bulunmuĢ. Bunların dikkate alınması halinde derneğe mali soruĢturma yapılabilir. Bu yönü
ile metin kötü bir metin, ancak yapabileceğimiz bir Ģey kalmamıĢtı. çünkü toplantı için akĢam
üzeri gittiğim ÇHD'de metni gördüğümde metin çoktan her yere fakslanmıĢtı.
Faks Selçuk'un bürosundan fakslandığı için faksın üzerinde Selçuk'un telefonu ve faks
numarası çıkmıĢtı. Daha sonra Ankara ġube yöneticileri bahane bulduklarını düĢünerek
Selçuk'u yönetim kuruluna çağırarak savunma istediler. Selçuk, toplantıda davanın açılması
ve açıklamanın basına ve kitle örgütlerine gönderilmesine üzüldüğünü, bunun olmaması için
çok çaba sarf ettiğini ancak yöneticilerin aylardan beri ġengül'ü adeta kıĢkırtarak bu sonucun
doğmasında rol oynadıklarını söylemiĢ. Selçuk'a bu metni yazıp yazmadığını sormuĢlar. Oda
199
metnin ġengül tarafından yazıldığını söylemiĢ. Bunun üzerine Selçuk'u gönderip toplantıya
devam etmiĢler. Ardından bürodaki tüm avukatları bir sonraki toplantıya çağırdılar. Aynı
büroda çalıĢan Elvan OLKUN, Evren PAYDAK, Betül VANGÖLÜ ve Selçuk bir sonraki
yönetim kurulu toplantısına gittiklerinde hepsine yukarıdaki soruları sormuĢlar. Hemen
hemen aynı cevapları alınca ġengül kovmayı düĢünüp düĢünmediklerini sormuĢlar. Hayır
cevabını alıncada ġengül'ün metnini tekzip eden bir metni yazıp, ġengül'ün gönderdiği her
yere bu metni göndermelerini istemiĢler.ArkadaĢlar metni yazanın belli olduğunu, bu metinde
yazalanların sorumluluğunu alabilecek yaĢta ve çapta olduğunu söyleyince onları toplantıdan
çıkarmıĢlar. Ve aynı gün oy çokluğu ile hepsi hakkında disiplin soruĢturması açılmasına
karar vermiĢler. Karara Serol Karaduman, Boran çicekli, Nezihe Demiralp katılmıĢ, Hüseyin
Y. Biçen ve Rıza Karaman aleyhe oy kullanmıĢ, Sevil Ceylan ise çekimser kalmıĢ. Aynı
toplantıda konuĢmalar sırasında Nedim ErkuĢ'un not tutması üzerine arkadaĢlar tutanak
tutup tutmadığını sormuĢlar. Nedim Tutanak tutmadığını söylemiĢ. Bunun üzerine kendileri ile
sözlü bir görüĢme yapıldığını, bu nedenle tutanak tutulması gerektiğini söylemiĢler. Nedim
gerek yok demiĢ. Ancak daha sonra nedim bir tutanak hazırlayıp bunları söylediler, diye diğer
üyelere imzalatmıĢ. ArkadaĢların aleyhine kullandıkları malzemelerden biride bu tutanaktır.
Bir sonraki toplantıya kadar arkadaĢlardan savunma istenince arkadaĢlar ortak bir
savunma yazıp olayla ilgileri olmadığını, tam tersine bu sonucun doğmaması için çaba sarf
ettiklerini söylediler. Ancak oy çokluğu ile üç kiĢi için (Elvan, Betül, Evren) soruĢturma
açmaya yer olmadığına karar verilirken, Selçuk'un disipline gönderilmesine karar verilmiĢ.
…
Selçuk'un ihraç kararının duyulmasından sonra Ģimdiye kadar kendi aramızda
konuĢtuğumuz Ģeyleri yüksek sesle söylemeye ve bu tutumu teĢhir etmeye karar verdik. Bu
amaçla çevremizdeki sendikacılara, ailelere, kitle örgütlerine bilgi verdik. Bir iki gün içinde
bir çok yerden imza toplanmaya, yöneticilere tepkiler bildirilmeye baĢlandı. Bunun üzerine
yönetimin epeyce moralinin bozulduğunu, disiplin kurulu üyesi Hasan Tatar'ın kaza geçirip
hastaneye kaldırılması üzerine disiplin kurulunun toplanması da mümkün olmamıĢtır”
ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2000.06.15 - nfi cd-rom-phase 12-00177_16.6.200026tar2k” isimli word belgesi
incelendiğinde Zeki RÜZGAR tarafından yazılan bu raporda;
“11 Haziran 2000 tarihindeki ÇHD Genel Kurulunda epeyce farklı bir yenilgi aldık.
Bizler, TKĠB davalarını takip eden Av. Kazım Bayraktar, Doktorcuların davalarını takip eden
Av. Sait Kıran, SĠP'li olduklarını bildiğimiz Özlem ġen ve arkadaĢları, Av. Vedat Aytaç,
Selçuk Kozağaçlı'nın büro arkadaĢları ve daha önceki yıllarda bahsettiğimiz Taban
Ġnsiyatifi'nde beraber çalıĢtığımız bazı arkadaĢlar ile bir liste oluĢturduk.
KarĢımızda ise EMEP'liler, Yurtseverlerden bir kesim ve Tasfiyeci Nedim ErkuĢ,
Boran Çiçekli ve arkadaĢlarından oluĢan bir liste çıktı…
…. Genel kurul, genelde bazı ufak tefek atıĢmalara rağmen sakin geçti.
200
…Ancak 10 Haziranda Ankara da yapılan Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantısında
BaĢkan Ali Ersin Gür'ün "bize saldırıp bizi dövecekler eğer bize bir saldırı olursa
sorumluları Zeki Rüzgar, Selçuk Kozağaçlı, Metin Bayyar ve Kazım Bayraktar olacaktır",
dediğini öğrenmiĢtim…
…Salı günü Serol Karaduman, Nedim ErkuĢ ve Boran Çiçekli Sait Kıran ve Metin
Bayyar'ın ortak oldukları büroya gelmiĢler. Burada Kazım Bayraktarı da çağırarak disipline
gönderilen arkadaĢların dernekten istifa etmesini önermiĢler. Böylece disiplin kurulunun
hakkımızdaki dosyaları ortadan kaldıracağını ve bir iki ay sonra derneğe yeniden üyelik
baĢvurusu yapabileceğimizi söylemiĢler. Selçuk Kozağaçlı için ise yapılabilecek bir Ģey
olmadığını söylemiĢler. Bunu derneği düĢündükleri ve derneğin gördüğü zararın önüne
geçmek için önerdiklerini söylemiĢler….
… Geçen geliĢimde ihraç nedenimizi sorduğunuzu öğrendim. Selçuk Kozağaçlı'nın
ihraç nedeni yönetim kurulu kararını tanımamak. Bu suçlamanın nedeni; ġengül Kalkan'ın
açıklaması nedeniyle Selçuk disiplin kuruluna gönderilirken yönetim kurulu ek olarak "
Selçuk Kozağaçlı'nın dernek komisyonlarında ve komisyonlar dıĢındaki tüm görevlerinden ve
temsilcilik yetkilerinden alınmasına ve disiplin kurulunda soruĢturma tamamlanıncaya kadar
yeni görev ve temsilcilik verilmemesine karar verilmiĢtir" Ģeklinde bir tedbir kararı
almıĢlardı. Dernek tüzüğü ve dernekler kanununa göre böyle bir karar almaları mümkün
olmadığı gibi kimsenin çalıĢmadığı bir dernekte en çok çalıĢan insanlardan biri olan Selçuk
hakkında böyle bir karar veremeyeceklerini söyledik. Önce Selçuk bunu yönetime verdiği
savunmasında söyledi. Bu nedenle ikinci defa disipline gönderme kararı aldılar. Bunun
üzerine Savunman Hakları Komisyonu, ĠĢkence Ġzleme Komisyonu ile Cezaevleri ve Ġnfaz
Ġzleme Komisyonlarında karar alarak, yönetimin aldığı bu kararın dernekler kanunu, dernek
tüzüğü ve dernek ahlakına aykırı olduğundan yok sayacağımızı söyledik. Ve Selçuk'u
Cezaevleri ve Ġnfaz Ġzleme Komisyonu temsilcisi olarak seçtik. Yönetim bizim kazan
kaldırdığımızı söyleyerek, Cezaevleri ve Ġnfaz Ġzleme Komisyonu üyelerine disiplin
soruĢturması açtı. Ancak burada da bir ahlaksızlık yaparak üç komisyon üyeleri de aynı Ģeyi
söyledikleri halde aramızdan seçim yaparak kendilerine muhalif olduğumuzu bildikleri için
sadece ben, Vedat Aytaç, Selçuk Kozağaçlı, Betül Vangölü, Devrim Karakülah, Rıza Karaman
ve Kazım Bayraktar'a soruĢturma açtı. Ender Büyükçülha hakkında ise soruĢturma açmaya
gerek olmadığını söylediler. Bunun nedeni yönetimde Ender'in büro (ABRA) arkadaĢı Sevil
Ceylan'ın olmasıdır. Oysa Ender yönetim kurulu kararını yok sayma kısmına katıldığını ancak
Selçuk'un temsilci olmasına karĢı olduğu yönünde mühalefet Ģerhi koydu. Rıza Karaman'da
aynı Ģerhi koymasına rağmen, Ender bizimle birlikte haraket etmediği için disiplin kuruluna
gönderilmedi. Rıza ise bizimle çalıĢtığı için disipline gönderildi. Yönetim, bazı
tartıĢmalarımızda böyle bir karar almalarının mümkün olmadığını söylediğimizde 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu uyguladıklarını söylüyorlar.
Sonuçta Selçuk ile ilgili iki dosya birleĢtirildi ve "Yönetim Kurulu kararlarını
tanımamak"tan dolayı hakkında ihraç kararı verildi. Bizim disiplin kuruluna
gönderilmemezin nedeni de 657 sayılı Devlet Memurları Kanununundan yorumla alınan
201
Selçuk hakkındaki tedbir kararını, dolayısı ile "yönetim kurulu kararını tanımamak"
suçlamasıdır.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2000.06.29 - nfi cd-rom-phase 1-02580_29.6.2000.S.Kozak..” isimli word belgesi
incelendiğinde;
Dosya adı: Ankara ÇHD röportaj
ÇHD'ye yıllarca emek harcadıktan sonra ÇHD tarafından atılan ġengül Kalkan ve
Avukat Selçuk Kozağaçlı ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz:
VATAN: ÇHD ile aranızdaki sorun neden kaynaklandı?
ġENGÜL KALKAN:
ÇHD'de 4,5 yıl çalıĢtıktan sonra, yeni yönetimin davranıĢlarından kaynaklı ayrılma kararı
verdim. Kıdem tazminatı vermeleri gerektiğini söyledim. Yine de ben iyi niyet göstererek
yerime baĢka sekreter bulana kadar görevime devam edebileceğimi söyledim. ĠĢten
ayrıldığıma dair yazı istediler. Ben de kıdem tazminatı almadan yazıyı vermeyeceğimi
söyledim. Bundan sonra aramızda anlaĢmazlızlıklar büyüdü ve Genel baĢkan'ın küfür ve
hakaretlerine maruz kaldım. Bunun üzerine ben de hemen iĢten ayrıldım.
VATAN: Gerçekten haksız bir duruma maruz kalmıĢsınız. Peki bundan sonra sizin
tavrınız ne oldu?
ġENGÜL KALKAN: Yürütme kuruluna görüĢmek için gittim. Genel BaĢkan Ali Ersin
Gür, yazıyı vermeden görüĢmeyeceklerini söyledi. Bütün yönetimi arayıp, emekten yana
olduklarını ancak emek karĢıtı tavır aldıklarını söyledim. Ve onların da bu tutumunu tüm
kamuoyuna duyuracağımı söyledim. Tazminatımı alamadım. 2 ay bekledim. En sonunda dava
açmaya karar verdim. Tüm DKÖ'lere ve devrimci-demokrat basına basın açıklamaları
faksladım. Bu açıklamayı Selçuk Bey'in bürosundan yaptığım için ÇHD bu sefer Selçuk Bey'i
suçlamaya baĢladı.
VATAN: Açtığımız davanın geliĢimi nasıl?
ġENGÜL KALKAN: ġu an dava devam ediyor. Tanıklar dinlendi. 4. duruĢma oldu.
ÇHD benim hakkımda "iĢ saatlerine uymuyordu, canı istediği zaman gelip, canı istediği
zaman gidiyor" dedi. Tanıklar da bu yalanları tekrarladılar. Dava seyri konusunda ne
olacağını Ģu an bilemiyorum.
VATAN: Selçuk Bey bu konu da siz neler söyleyeceksiniz?
SELÇUK KOZAĞAÇLI: 1998 Ģube seçimlerinde ortak listeyle yönetimi kazandık. Ben
yönetime listede olduğum halde girmedim. Zeki Rüzgar ve ben liste dıĢında kaldık. ÇHD'de 3
faal komisyon vardır. ĠĢkenceyi Ġzleme Komisyonu, Savunma Komisyonu, Cezaevlerini Ġzleme
Komisyonu. Yönetim Kurulunda Sevil Ceylan dıĢında komisyon çalıĢmalarına katılan yoktu.
DGM boykotu sırasında derneğin iĢlerini yürütenlerle yönetim arasında sorunlar çıktı.
Tutuklular boykot kararı verdikten sonra biz avukatlarda boykotu örgütlemeye çalıĢtık. Ancak
202
buna yönetim karĢı çıktı. Ancak tepki sonucu katıldılar. Bırakılması döneminde ise
bırakmadılar. Biz de bu boykotu yürütenler gerçek anlamda tutuklulardır, bırakıp bırakmama
konusuna biz karıĢamıyız dedik. Ġsmini vermeyen bir avukat bizim için "bunlar örgütlerin
talimatlarıyla karar veriyorlar" diyerek Savcılığa dilekçe verdi. Avukat arkadaĢlarımızdan
Elvan Olkun DGM tarafından saldırıya uğradı. Polisin bu saldırısına karĢı BaĢsavcıya gidip
görüĢecektik ancak Ali Ersin Gür "boykottayız DGM'ye giremeyiz" diyerek olayı geçiĢtirdi.
Zeki Rüzgar'ın yargılanmasına karĢı baĢlatılan kampanya yine ÇHD tarafından engellendi.
Bizim davaya çağrı metinlerini ÇHD adına yaptırmadılar. Tüm bu olanlardan kaynaklı ÇHD
ile çalıĢma anlayıĢımız farklı olduğundan aramız açıldı.
VATAN: ġengül Kalkan'ın böyle bir duruma maruz kalması konusunda neler
söyleyeceksiniz?
SELÇUK KOZAĞAÇLI: ġengül 4 yıldır ÇHD'nin sekreterliğini yapıyordu. ÇalıĢma
Ģartlarıyla ilgili Genel BaĢkan'la aralarında sorunlar vardı. ĠĢten ayrılınca bizim yanımızda
çalıĢmaya baĢladı. ġengül'ün kıdem hakkını ve tazminatlarını ÇHD ödemedi. Ödemeyince de
ġengül doğal olarak dava açtı. DKÖ'lere ve basın kuruluĢlarına bizim büromuzdan fakslandı.
ÇHD 4 avukatımızı çağırarak ilginiz var mı diye sordular. Ġlgimiz yok ancak ġengül hakkını
arıyor ve saygımız var dedik. ġengül'ü iĢten çıkaracaksınız dediler. Çıkarmassanız sizi
ÇHD'den ihraç ederiz mahiyetinde sözler söylediler. Faks kağıdı üzerinde Selçuk Kozağaçlı
yazdığından bana disiplin soruĢturması açtılar. Ardından disipline sevk edildiğim için dernek
komisyon ve çalıĢmaları dıĢında tutulacağım söylendi. Bu karar dernekler tüzüğüne aykırı
olduğu için 2 yönetim kurulu üyesi arkadaĢım Av. Hüseyin Yüksel Biçen ve Av. Rıza Karaman
istifa ettiler. Cezaevleri Ġnceleme Komisyonu beni temsilci olarak seçti. Seçen tüm üyeler
ihraç istemiyle disipline verildi. Gerekçeleri yönetim kurulu kararlarına uymamakmıĢ.
Disipline sevk edilen avukatlar, Kazım Bayraktar, Zeki Rüzgar, Filiz Kalaycı, Rıza Karaman,
Betül Vangölü, Vedat Aytaç. 1 Mayıs 2000'de de ihraç edildim. Diğerlerinin dosyası hala
disiplin kurulunda.
VATAN: GeliĢmeler konusunda ne düĢünüyorsunuz?
SELÇUK KOZAĞAÇLI: Esasen tasfiyecilik olduğunu düĢünüyorum. Devlet DKÖ'leri
bu MGK kararlarında bunlara uygun içinizdeki devrimci unsurları temizleyin diyor.
DKÖ'lerin mücadele geleneğini kaybedip sıradan dernekler haline getirmeye çalıĢıyorlar.
Aynı durum SES Ġnsan Hakları Komisyonu içinde de yaĢandı. Cezaevleriyle ilgili çaba
sarfediyorlar diye üyeleri disipline sevk edildi. Ancak daha sonra sevk bozuldu. ÇHD MGK
tarafından yapılan herĢeyi yapıyor. Yeni yönetim Cezaevlerini Ġzleme Komitesi'ni kaldırdı.
Yerine de moda olan Ġnsan Hakları Komisyonu'nu kurdu. Bu yeni yönetimde eski tasfiyeci
yönetimin devamı olduğunu çalıĢmalarında gösteriyor.
VATAN: Bundan sonra ne yapmayı düĢünüyorsuuz?
SELÇUK KOZAĞAÇLI: Bundan önce olduğu gibi olacak. ÇalıĢmalarım devam
edecek. Önemli olan insanın neler yapmak istemesidir. Yapacak çok Ģeyimiz olduğunu
203
düĢünüyorum. Bunları yapmak için de illaki ÇHD'li olmak gerekmiyor…” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2000.09.28 - 01925_28.92000nazan” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan
KOD Gülay Yücel tarafından yazılan bu raporda;
“Yenge Adana'dan geldi. Hukuk iĢleriyle ilgilenen arkadaĢların sordukları sorunun
cevabını yenge yazdı, gönderiyorum. Ayrıca Selçukun sekreteri neden iĢten atılmıĢ bunu da
yazdı…
Yengenin yazdıkları...
Selçuk kozağaçlı'nın yanında çalıĢan ġengül'ün ÇHD'den çıkarılma nedeni ali ersin
gür'ün yönetime geldikten sonraki tavır değiĢikliğidir. ondan önce Ģengül nerede ise hiç para
almadan ve gece 12'ye kadar çalıĢıyordu. yani gönüllü çalıĢıyordu. ama ali ersin gün gelip
tavır değiĢince, özellikle Ģengül'e insani yaklaĢılmayınca Ģengül fazla mesai ücretlerini istedi
ve maaĢına zam istedi. yönetim her ikisini de ret edince ayrıldı….” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge
KOD Behiç AĢcı tarafından yazılan bu raporda;
Merhaba. Yenge. 27 Mayıs 2001
1/ 26 mayıs 2001 tarihli notunuzu aldım. okudum ve anladım. ümit ve ercan'a
iletilmesi gereken notları ileteceğim…
4/ Cumartesi günü ÇHD genel merkez seçimleri yapıldı. seçimi eski genel baĢkan ali
ersin gür'ün listesi kazandı. bu listede ali ersin gür, ankara Ģube yöneticisi boran çiçekli,
EMEP'liler vardı. bizim listemiz ankara'dan selçuk ve zeki'nin de olduğu karma bir liste idi.
istanbul'dan ali rıza dizdar, ayhan erkal, muhittin köylüoğlu vardı. bizim aldığımız oyun bir
katı oyla seçimi kazandılar. buna karĢın selçuk kozağaçlı hakkındaki ihraç kararını genel
kurul kararıyla ortadan kaldırdık. ayrıca selçuk ve zeki'leri tasfiye etmeye çalıĢan yöneticiler
çok saldırgan idi. onları teĢhir ettik. örneğin ÇHD seçimlerinde hiç olmayan bir Ģeyi yapıp
delegeler dıĢındaki üyelerin genel kurulda konuĢmalarını engellediler. ya da selçuk'un
ihracının tartıĢıldığı gündem maddesinde selçuk'un söz alıp konuĢmasını engellemek istediler.
beĢ-altı kez kavganın eĢiğinden dönüldü. bu kavga zeminini hazırlayan provokatörler boran
çiçekli ve nedim erkuĢ idi. EMEP'liler genel merkez ile ittifak yapıp onlarla ortak liste
çıkardılar. selçuk'un ihracı oylanırken de salondan çıktılar. istanbul'dan gelenlerden
SĠP'liler, MLKP'liler, TĠKB'liler ve avukat ibrahim ergün (TKĠP'lidir) bizim listemizden
selçuk ve zeki'yi çizdiler. ÇHD'de bu seçimin değerlendirileceği bir toplantı yapılacak. o
toplantıda bunu tartıĢtıracağız. toplantı günü belli değil…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Bu anlatımlardan; 2000 yılında Selçuk Kozağaçlı‟nın, Ankara ÇHD‟den ihracı
gündeme geldiğinde Avukat Behiç AĢçı‟nın buna karĢı çok mücadele ettiği ve konuyla ilgili
204
bütün çalıĢmalarını detaylı olarak örgüt sorumlusuna rapor ettiği, o dönemde Halkın Hukuk
Bürosu sorumlusu olan Nazan KOD Gülay Yücel ve Zeki Rüzgar tarafından da Selçuk
Kozağaçlı‟nın ihraç edilmesi ile ilgili bütün geliĢmelerin örgüt sorumlusuna rapor edilmiĢ
olduğu, DHKP/C örgütünün o dönemde çıkartmakta olduğu “YAġADIĞIMIZ VATAN” isimli
dergide Selçuk Kozağaçlı ile ihraç konusunda yapılan röportajın örgüt sorumlusunun bilgisi
dahilinde yayınlandığı görülmüĢtür.
“2002.06.22 - 03117_23.6.2002demet1-2” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
l8)Enver Yanık'ın durumuna Ankaradaki selçuklar ve Deniz hakim.Fıratta gittiğinde
görüĢmüĢ.Enverin içtiması yanlıĢ hesaplanmıĢ ve DGM kapsamındaki cezasının adli
davasındaki hükmü baz alınarak infazın uygulandığını ve tahliyesini bu nedenle
gerçekleĢtiğini Denizler anlatmıĢlar ve biz kendisine bu konuda bilgi verip konuĢmuĢtuk
kendisi biliyordu demiĢler.Denize Fırat bize neden iletmediğini söylemiĢ.Deniz bugün akĢam
gelecek ve daha etraflı konuĢacağım.Ne yapılabılir konusundada.CMUK 399 a 96 ÖO dan
dolayı hemen baĢvuru yaptıralım demiĢ Selçuklar. “ ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2002.07.23 - 04219_25.7.2002hayri3” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“E)TEKĠRDAĞ F TĠPĠ: Hakkı ġimĢek,Fikret Akar,Serdar karaçelik ile Sev..görüĢtü.
-Muhittin Eser le ilgili bilgiyi Ġsmail kulaksız ile iletmiĢler.Muhittin Eserin eĢiyle resmi nikah
yapma ve ailesi ile görüĢülmesi talebi vardı.Size daha önce bilgi olarak iletmiĢtim. –
Hakkılarada direniĢçilere mesaj,Ankara Eylemi konusunda bilgi iletildi. -9 Ekip konusunda
Ümit Güngör olabilir demiĢler .Ümitin sağlık durumu iyiymiĢ. Ayrıca mustafa barıĢ akayıda
gençlikten önermiĢler. 2)Deniz pazar günü geldi.Denizle görüĢmemiz, -Geçen hafta ÇHD
nin kuruluĢ yemeğini vermiĢler.80 kiĢi katılmıĢ. -ÇağdaĢ hukuk Dergisini çıkarmıĢlar.l000
Adet. -Ankara ÇHD Ģube yönetimine yeni yönetimi atamıĢlar ve Eylülde Genel kurul kararı
almıĢlar.
-Fırat'ın babası ile Anadolu Hapishanelerini gezmesi için konuĢmuĢtu
Deniz.Giderim demiĢti Fıratın babası.Büroda çalıĢması konusundada tekrar konuĢmuĢki
zaten büroya ara ara gidip çalıĢıyor.Ancak Ģimdi atlatıyormuĢ ve gelmiyormuĢ.Tekrar
konuĢacak.CMUK konusundada kursa gitmesi için para göndermiĢtim.Deniz
vermiĢ.Gideceğim demiĢ. -Uğur bülbül'ün tazminat davası Ekim ayına ertelenmiĢ.Betül
Kozağaçlı yakından ilgileniyormuĢ.Hüseyin Özarslan,Rabbena Hanedar,UlaĢ Göçmen'in
annesi Gülten Göçer ve Uğur'un annesinin bir tanıdığı nı Uğur'un borçluları olarak
gösterecekler.
-Enver Yanık Sincan F ipine getirilmiĢ.Betül ve Selçuk yakından
ilgileniyorlarmıĢ.Tutuklanmasına itirazına red cevabı gelmiĢ.Deniz Bakanlığa tutukluluğunun
kaldırılması için yazılı emir baĢvurusunda bulunduk dedi.Moral olarak iyi değilmiĢ.Ayrıca399 için baĢvuruda bulunacaklar” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,bu dökümanlarda açık
Ģekilde Ģüphelinin cezaevlerindeki örgüt mensuplarının durumlarını ve dosyalarını takip edip
örgüte rapor sunduğunun anlaĢıldığı,
205
“2003.02.10 - export-2-Unallocated Clusters-82” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu notta;
…19)Deniz geldi ve görüĢtük..
KonuĢmamıza baĢlamadan önce
sordum.
16-17 Nisan duruĢmasına neden gitmediklerini
Ankarada ÇHD deki av.larla konuĢtuğunu hepsinin mazeret getirdiğini en son Sel,Bet
ve kendisinin gitmeye karar verdiklerini Sel.. iĢi çıktığını Bet..rahatsızlandığını ve gitmekten
son gün vazgeçtiklerini kendisininde artık bir dahaki duruĢmaya katılırım diye düĢündüğünü
anlattı.Bunu anlatırken çok rahat değildi.Bende kendisine bu duruĢmaya katılmaları
gerektiğini Aralık ayındanbu yana bunu pro grama aldığımızı kendisine hatırlattığımızı ve
geçen hafta Ankaraya gittiğimde tekrar konuĢtuğumuzu ve duruĢmadan bir gün öncede
baĢmanavın Ankaraya gittiğini oradan Kayseriye geçtiğini söyledim.Ve bu durumu sıradan
bir iĢ gibi nedenlerle açıklamamasını söyleyerek kendisi ile bu ve buna benzer pratikleri artık
sıklıkla yaĢamaya baĢladığımızı ve bu çalıĢma anlayıĢının,yaĢam tarzının bir bütün olarak
temelinde yatan nedenleri bilmek istediğimizi ve çözümlemesi gerektiğini ve tartıĢmamız
gerektiğini anlattım..Ve kendisi düĢünce tarzını,duygularını ve bir bütün olarak bu pratiğin
nedenlerini tartıĢmak istediğimi söyledim.
Bunun üzerine Deniz konuĢtu ve kendisi açısından öncelikle sağlık konusunda son
dönem artık ciddi sıkıntılar yaĢadığını,yaĢamını,enerjisini,canlılığını etkilediğini yattığında
uyanamadığını,zor kalktığını ,Selçuklarında bu konuda zorlandıklarını tel.. saat çalsada hiç
duymadığını,kendisini yorgun ve halsiz hissettiğini söyledi.Son tetkiklerinde triod
hormonunun çok yüksek çıktığını ve bunun neden olabileceğini doktorların söylediğini
anlattı…
…Giderleri konusunda tasarruflu olmasını konuĢtuk ve büro ve ev kullanımı
konusunda bilgisayarı selçuklarda tutmasının nedenini olası bir baskında büroda
bilgisayara el konulmaması için olduğunu bunun 1 milyar tl olduğunu baĢka bir nedeni
olmadığını söylüyor.Tek odalı bir büroya her halukarda ihtiyacım olacaktır.O nedenle tek
odalı bir büro bakıyorum dedi.Bu konuda ısrarlı olduğu için yok demedim.Ancak 70-80
milyon tl civarında bakmasını söyledim.Bu ücrette Kızılay çevresinde büroların olmadığını
söyledi.Bende uygun bir semtteiĢ yeri olabileceğini söyledim ve bu yanıyla maddi gelirini
oluĢturması ve düzenlemesini anlattım…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Örgütsel yazıĢmada Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın isminin Sel.. olarak KODLANDIĞI,
yine HHB Ankara Bürosunun bilgisayarının olası bir operasyonda yakalanmaması için Av.
Selçuk Kozağaçlı‟nın evinde bulunduğu,
“2003.02.26 - export-2-Unallocated Clusters-10” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu notta;
206
…Biz hastanedeyken akĢamüstü bu kez Denizin haberi geldi.Deniz babası kalp krizi
geçirdiği için Antalyaya gitmiĢti.Babası ve erkek kardeĢi ile Ankaraya geliyorlarmıĢ.Babası
kalp ameliyatı olacakmıĢ Ankarada.Antalyadan Ankara'ya gelirken yolda bir otomobil
arkadan Denizlerin bulunduğu arabaya çarpmıĢ.Bu nedenle Deniz ve diğer arabanın Ģöforü
inip çarpılan yere bakmıĢlar.Bu esnada Deniz ve diğer kiĢiye bir otobüs arkadan
çarpmıĢ.Yaya durumdayken.Deniz ve diğer kiĢi ağır yaralı olarak Afyon Devlet Hastanesine
kaldırılmıĢlar.Bunu duyunca baĢmanav ve manav l Afyona gitmek için yola
çıktılar.Selçuklarda Ankara'dan hastaneye gitmek için yola çıkmıĢlar.Dün gece 4 de
baĢmanav ve manav l Deniz'in yanına ulaĢtılar...
…Ankara Barosu Deniz'in tüm hastane ve ameliyatlarını karĢılayacaklarını
söylemiĢ.ĠHD
çevresinden
ve
ATO
çevresinden
nakit
parayı
ayarlamaya
çalıĢıyorlarmıĢ.BaĢmanav ve Selçuk Afyonda hukuki iĢlemleri tamamlıyorlar.Onlarda
Ankara'ya geçecekler.Manav l,Betül ve diğer av..lar…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Deniz
olarak KODLANAN kiĢinin Ģüpheli Zeki Rüzgar olduğu,
“2003.03.07 - export-2-Unallocated Clusters-182” isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
8)BaĢmanav Ankaradan geldi.Denizin hastane masrafları 40 Milyarı buluyormuĢ ve
uzun süre hastanede kalacakmıĢ.Bu konuda manavlarla çok uzunbir tartıĢmamız
oldu.BaĢmanav akĢam geldi ve hemen Ankaraya geri dönmem gerekiyor dedi. KonuĢmak için
oturduk. Manavl ve Manav 4 de vardı.Deniz ertesi gün ameliyat olacaktı.Selçukla Betül'ün
orda herĢey sırtında ve benimde onların yanında olmam gerekiyor çok sahiplendiler yalnız
bırakmamak gerekli dedi.bende Deniz'in orda yalnız olmadığını oradaki arkadaĢlarımızın
yanında ve ilgisinde olacağını Selçuk ve Betül'üde yalnız bırakmayacaklarını anlattım.Yine
ısrar etti baĢmanav ve manav l.ekrar ettim.Deniz için Ģimdi yapılması gerekenin 40 Milyarlık
hastane masrafları için buradada bir sahiplenme ve yardım baĢlatmamız gerekir buna
yoğunlaĢmamız gerekir ayrıca hastanelere ve hapishanele yetiĢemediğimizi özellikle
direniĢçilere daha sık gidilmesi gerektiğini direniĢçilerin morale ihtiyacı olduğunu
anlattım.DireniĢin bir sorumluluğunda kendi üslerinde olduğunu tüm bunlarla birlikte
düĢünmeleri gerektiğini anlattım.Sonuç olarak baĢmanav ve manav l ikna olmadı.BaĢmanav
sesini çıkarmadı.manavl tartıĢtı.Bir ara manav 4 le tartıĢtılar.40 Milyarlık borcu sanki hafife
alıyorlar ve hoĢ bir tartıĢma değildi.Manav l direniĢçi karar verdiyse benmi onu
değiĢtireceğim diye manav 4 e bağırdı.Sonuç olarak oturdum tartıĢtım ...” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.03.27 - export 4-4-578-27032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu notta;
…2)Manav l Ankarada Deniz'ide ziyaret etti.Bacağında enfeksiyon ve kapanmayan bir
yara var. Bu nedenle dün tekrar ameliyat olmuĢ.Bir süre daha hastanede yatması
gerekiyormuĢ.Hastanede
Betül ve Selçuk yakından ilgileniyorlarmıĢ.Hatta Betül
207
duruĢmalarına vb. gitmeyip Denizle ilgileniyormuĢ.Selçuk yeni yeni duruĢmalara ve ÇHD ye
gitmeye baĢlamıĢ.
Bugüne kadar Deniz için toplanan 8 Milyar 700 Milyonluk bağıĢ
olmuĢ.Ankara,Ankara Barosu,Ġstanbul ve Ġzmirdeki av.lardan toplanan para bu
kadarmıĢ.Cuma günü 2 Milyar 300 Milyonluk ödeme yapılacakmıĢ.ATO dan doktorların
oldukça yardımları olmuĢ.hastane masraflarını oldukça indirmiĢler.Selçuk biz burada
Denizin davalarına bakarız.Kendi aramızda ir iĢ bölümü yapacağız.ben geçen hafta
ilgilenmeye baĢladım demiĢ.
Cumartesi günü Ġstanbul ÇHD seçimleri için Selçuk Ġstanbula gelecek .O zamanda
kendisi ile konuĢuruz.Ayrıca Denizin yanına TAYAD danda refakatçi arkadaĢlar geliyor.
3)Ankarada kuğulu park ve AKP önündeki eylemlere katılıp tutuklanan ve giyabi
tutuklaması olan arkadaĢlar konusunda manav l Ferda ile konuĢmuĢ. Bu konuda Selçuk ilede
konuĢmuĢ. Tutuklu arkadaĢlar mahkemeye itirazda bulunmuĢlar ve itirazları
reddedilmiĢ.selçuk bu arkadaĢların aileleri ile görüĢmüĢ.Durumu iyi olan ailelerden para
talebide olmuĢ.Bunun üzerine aileler bir daha gelmemiĢ.l4 Nisanda ilk duruĢmaları
var.selçuk bu arkadaĢlarla ilgilenecek ve davalarını takip edecek.Giyabi tutuklaması olan
arkadaĢların vekaletleri gerekiyor.bu arkadaĢları Ferdalar tanıyorsa arkadaĢlardan vekalet
çıkartmaları ve Selçuk'a iletmeleri gerekiyor.öyle olunca elçuk bu konudada itiraz
dilekçelerini koyacak ve ilgilenecek.Cumartesi bende Selçukdan ayrıca bilgi alırım.
4)Deniz'in Antalyada evli ve çocuk sahibi bir ablası varmıĢ.Bu kadının bir erkekle
iliĢkisi varmıĢ.Bu adam kadına satırla saldırmıĢ ve l50 yerinden kesmiĢ hastanelik
etmiĢ.Gazetelere ve Shov TV de geniĢ yer vermiĢler.mesele namus meselesi.Selçuk bu nedenle
ANtalyaya gitmiĢ ve bu durumla ilgilenmiĢ.Aile ile görüĢmüĢ.AĢiret toplanmıĢ.u durumu kan
temizler diyorlarmıĢ.Selçuk müdahale etmiĢ.4 gün Antalyada kalmıĢ.Bilginiz olması için
yazdım.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Ferda (A/K) isimli kiĢinin o tarihlerde DHKP/C terör örgütünün Ankara sorumlusu
olan Ferda KOD Funda Davran Gök olduğu,
“2003.03.29 - export 4-4-560-29032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
-ÇHD Genel Kurula hazırlık olarak HHB olarak bir değerlendirme yazısı ile manav 2
ve manav 4 birer yazı hazırlamıĢlardı. Ayrıca av.ları ziyaret ederek görüĢme yaptılar ve
adaylıklarını açıkladılar.Selçukta bugün Genel Kurul için geldi.
Yönetim konusunda iĢ bölümünü konuĢacağız. Mümtaz Yurtseverde baĢkan olmak
isteyecektir.bugün bu konuyu ayrıca değerlendirip konuĢuruz.BaĢkanlık konusunda manav 2
daha kendine güvenli hareket eder.Manav 4 bu konularda biraz daha çekingen kalıyor…
208
…9)Zeynep Erduğrul'un davasının bozulduğunu Yargıtaydan tel. ile sorduk. Lehtemi
aleytemi bu konuda görüĢtüğümüz kiĢi bilgi vermedi. Selçuktan öğrenmesini
isteyeceğim.Sonucu öğrendikten sonra manav 4 Zeynep'in yanına gidecek…
… -Mustafa Selçuk ve Muhammed Gücüm'ü atmıĢlar.Muhammed için sizin
söylediğiniz Ģekildede düĢünebilirdik demiĢ ve tekrar yazıĢıp bir noktada tutabiliriz ne
yapalım diye sormuĢ…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.04.22 - export 4-4-167-22042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Ankara Numunede direniĢçiler olduğunu biliyoruz ve baĢmanav geçen Cuma günü
görüĢtü onlarla.
AyĢe Sultan,Mürsel Kaya ile görüĢtü ve Tanju Meteyide gördü.
A)Numunede savcılık izni ile hafta içi hergün ziyarete girilebiliyor.
Deniz"i görmeye gidildiğinde arkadaĢlar hastaneyi,Sincan ve Uluçanlarıda ziyaret
edebildiler.Böyle denk getirdik.
Hafta bir gün (bir hafta hariç)gidildi. AyĢen geçen hafta Numuneye getirildi. Mürselde
ondan önceki hafta Numuneye getirldi.
Betül ve Selçuk ile manavlar konuĢur. Bu daha iyi olur. ziyarete gitmeleri için.
B)direniĢçilerin içeceği sıvılar konusu anlaĢıldı. AyĢen"e hastaneye kaldırılmadan
önceki hafta manav 1 sıvıları hatırlatmıĢ ve ısırgan otu,nescafe alınmayacağını
söylemiĢti.AyĢen biliyor tekrar konuĢurlar.AyĢen anladığımız kadarı ile kurallara
uymuyor.BaĢmanav gittiğinde Annesi gelmiĢ ziyaretine Mürsel ziyarete çıkmadığımızı
söylemiĢ baĢmanavın yanında buna rağmen görüĢe çıkmıĢ.
Yine bu tip sıvılar alıyormuĢ.
Mürsel daha moralli geldi bana diyor baĢmanav.
Asker
alıĢveriĢ
yaptırmıyormuĢ
direniĢçilere.Su
vb.gibi.Musluktan
için
diyormuĢ.BaĢmanav Selçuğa söylemiĢ.Selçuk savcı ile konuĢacakmıĢ.Ayrıca av.görüĢünde
sorun çıkarmamaları konusundada görüĢecekmiĢ.BaĢmanav biraz zor girmiĢ ve görüĢte
baĢlarında asker beklemiĢ,…
…14)direniĢi bırakanlanlarla manavların görüĢmes konusunda zaten böyle yapıyoruz.
Manav 1 Ankaraya giderken ben Tanjuyu görmesini ve tekrar baĢlamasını söylemesini
istedim.
209
Ancak Ferda ile konuĢunca Ferda Tanjuya yiğenenin gittiğini ve sizinde bildiğinizi
söyleyince görmekten vaz geçiyor. Bunu Ferda ile konuĢtum.Manav 1de bu Ģekilde
anlattı.Ayrıca Selçukta savcı ile konuĢacaklarını ve soruĢturma açtıklarını söylüyor
tel.da.Ancak manav 1 in çekindiği için gitmediğini sanmıyorum.burada bu risk olsada birçok
kez gitti ve bu tarz konularda reddetmez yada ikircilikli davranmaz…” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.05.17 - export 3-3-439-17052003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
4)Deniz selçukların evinde tedavisi devam ediyor.koltuk değnekleri istemiĢti.manav 2
ile gönderdim.NOT BĠTTĠ..Sevgi ve Saygılarımla...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.05.30 - export 5-5-403-30052003” isimli word belgesi incelendiğinde
BaĢmanav KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda
“CEYHAN HAPĠSHANESĠ:
BaĢmanav Adanaya gittiğinde ġengülün cenaze haberi ile birlikte görüĢe giremeden
Urfaya oradan malatyaya yola çıktığı için görüĢ yapamamıĢ.
Ceyhan
idaresinin
tutsaklar
üstünde
ağır
hücredeymiĢ.kürkçülerdede müdür faĢistmiĢ ve baskı varmıĢ.
baskısı
varmıĢ.Vatan
Ayrıca kürkçülerin müdürü tutuklu bulunan dergi temsilcisi arkadaĢamıza "ben seni
öldürüm kimsede birĢey yapamaz demiĢ.
Ceyhana Alper gidecekti..
Bu haftaki programa göre Anadolu gezisini yeniden programlayacağız..
23)Av. Alpere 150 (yüz elli )milyon TL gönderdim..
Cem kılıçın dosyası alındı.Selçuk kozağaçlı aldı.Onada 50 Milyon TL gönderdik.yol
parası ve dosya parası.selçuk talep etmez ama zor durumda kaldığını söyleyerek istemiĢ”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın normal Ģartlarda örgütten baktığı davalara iliĢkin para
talebinin olmadığı, ancak zor durumda olduğundan YOL ve DOSYA masrafları için örgütten
para aldığı,cezaevlerinde bulunan ölüm orucu tutan örgüt mensuplarını takip edip
durumlarıyla ilgili örgüte büro sorumlusu aracılığıyla ayrıntılı raporlar verdiği,
“2003.06.01 - export 3-3-193-01062003” isimli word belgesi YaĢar KOD Münevver
Köz tarafından yazılan bu raporda;
210
5)Hasan balıkçı duruĢması..cümlesi ile baĢlayan 7.madde konusunda,
Hasan balıkçının duruĢmasına katılan ve DGMye davanın getirilmesini isteyen av..ın
niteliği yanıyla Selçuk Kozağaçlı tanıyor.Bu adam bu davayı götürecek çapta ve nitelikte
değil diyorlar…
15)Ankarada Ulucanları av. ..cümlesi ile baĢlayan 19.madde konusunda,
Bu konuda manavlar Deniz ile konuĢurlar.Ayrıca selçuk Kozağaçlı cuma günü
buradaydı.kendisi ile sohbet ettik.Artık her hafta hapishaneleri ziyaret edeceklerini ve
düzenleyeceklerini bu konuda hapishaneleri bir süredir ihmal ettiklerini söyledi.bunu ÇHD
içinde ayarlayacaklarını ve kendisininde düzenli gideceğini söyledi..
16)deniz daha ne kadar.. Cümlesi ile baĢlayan 20. Madde konusunda,
Deniz Nisan ayında hastaneden
vermiĢtim.selçukların evinde kalıyor..
taburcu
oldu.bu
konuda
size
bilgi
Hastane masraflarını bağıĢlarla ve barodan alınan yardım fonu ile
karĢıladılar.manavlar her hafta görüyorlar.bir ihtiyacı olmadığını söylemiĢ.Ġki hafta önce
koltuk değneği istemiĢti.buradan alarak gönderdim..
Manavların ve Selçuğun ortak görüĢü Denizin biraz fazla hasta nazı yaptığı.Selçuğun
eĢi Betül Denizin bakımını üslenmiĢ durumda.selçuk Betülün artak çalıĢmaya
baĢlayabileceğini söylüyor...
24)ÇHD Genel merkez Genel kurulu önümüzdeki hafta cumartesi ve pazar günü
Ankarada yapılacak.Bu 1 hafta içinde burada delege çalıĢması yürütülerek Ankaraya delege
götürülecek.Cuma günü Selçuk kozağaçlı gelmiĢti.Cuma akĢamı ÇHD dede delege toplantısı
yapıldı.22 kiĢi bizimkilerin ve yönetimin dıĢında katıldı.GeçmiĢ toplantılarıda bilenler
toplantıya katılımın olumlu olduğunu söylüyorlar..
Tüzük değiĢikliği ayrıntılı tartıĢılmıĢ.
Genel merkez yönetimine mevcut yönetimin karĢısında alternatif bir liste yok.O
nedenle seçimleri mutlaka kazanacağız diyorlar.Ankarada çalıĢmasına baĢlamıĢ.selçuk
bölgeleri dolaĢmıĢ…
…2.Gün:
1)konferans sonuç bildirgesinin okunması
2)tüzük değiĢikliği
3)Yönetim kurulu çalıĢma,denetleme kurulu ve mali raporların okunması
211
4)Yönetim,disiplin ve denetim kurullarının seçilmesi..
Bu ilk güne iliĢkin gündem maddelerini "Genel merkez Yönetim kurulu Tebliğ
Taslağı"olarak yazılı getirdi selçuk..Bunu dizip sizede göndereceğim..
C)bu hafta bizim manavlarda burada delege çalıĢması yürütecekler.O nedenle
programlarını o Ģekilde ele almaya çalıĢtım.Programı ayrı dosyada size gönderiyorum..
24)Ayrıca selçuk ile sohbet ettim.Ġyide oldu.Genel politikalarımız,süreç ve F tipi
kampanya konusunda kendisine bilgi verdim..Birlik,ABD ve DireniĢ üzerine sohbet ettik..”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.06.10 - export 2-unallocated clusters-636”isimli word belgesi incelendiğinde
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Denizin enfeksiyonu iyileĢmediği için Yarın tekrar ameliyata aacaklar ve enfeksiyonu
kurutmaya çalıĢacaklar..
Deniz selçuklarda kalıyordu.Ekonomik olarak durumları iyi değil..manavlar hafta bir
gidiyorlar..Ekonomik durumlarının iyi olmadığını biliyoruz ama yiyecek alamayacak kadar
olduğunu gözlemlemiĢler..Selçuklar Denizin masraflarını geneldie toplanılan bağıĢlarla ve
yardımlarla karĢıladılar.
Bu durum onları ekonomik olarakta etkilemiĢ.. selçuğun eĢi Betül Denizin bakımını
üslendi ve çalıĢmadı.Bunu kendisi istemiĢ.selçuk ise fazla iĢleri ile ilgilenememiĢ.
Yarın denizin ameliyatı var.bunun için yaklaĢık 2 Milyara ihtiyaç varmıĢ.buradan
avukt..lardanda bağıĢ toplamaya tekrar baĢladık.Ama türlü gerekçelerle vermiyorlar..Yücel
sayman 80 milyon TL..vermiĢ..diğerleri atlatmıĢ..
Manav 1 in boĢanma davasından aldığı 250 milyon vardı.bunu selçuklara
gönderdim…
…C) baĢmanavın Genel merkeze girmesi ve Ġzmir ÇHDdeden sorumlu olması
aslında bizi üç ilde Ġstanbul Ankara ve Ġzmirde ÇHD içinde etkin ve yönlendirici olmamızı
sağlayacak.Ankarada Deniz ve baĢmanav,Selçuklar Ġstanbulda ve Ġzmirdede buradan
iradiliğimizi artırmamız bu süreci ve fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor..Bu yanları ile
onlarla tartıĢmaya devam edeceğim.birde dediğiniz gibi her pratiklerini ayrıntılarına kadar
benim düĢünmem ve örgütlemem gerekiyor..
KiĢisel popülizmleri hepsinin güçlü olduğu içinde motivasyonlarınıda sağlamam
gerekli.Aksi takdinde eleĢtiri ve tartıĢmalarımızı anlamamakta ve dayatmakta ısrarcı
oluyorlar ve koyveriyorlar.Bu ayarı iyi tutturrarak değiĢimlerini ve pratiklerini
yönlendirmekte bana düĢüyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
212
“2003.06.15 - export 3-3-484-15062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Ġstanbulla selçuklar yakından ilgileneceklier.Ġstanbul ÇHD ye Ankaradan Elvan
isimli av. bAkıyor..Elvan Selçukların bürosunda ortak.birlikte çalıĢıyorlar.Bizim
düĢüncelerimize yakın hareket eden birisi.Selçuklarla Ġstanbulda yaĢanan sıkıntıları
aktarmıĢtık...Ġstanbul Ģubeyi güçlendirmek gerekiyor.Ġstanul"un durumunu Genel kuruldada
gördüler..Elvan haftaya Ġstanbula gelecek..ÇHD merkezden Ġstanbul Ģube ile
ilgilenecek..manav 2 ,manav 4,aĢmanav ve Elvanla konuĢacağız..Gernek üyeleri seferer etme
gerekse yönetimi iĢlevli kılma yanıyla ibr yoğunlaĢma olacak.Genel merkezle koordineli
çalıĢmamız manav2 ve manav 4 üde motive edecektir..bir yandan onları Ģekillendirirken diğer
yandan bu Ģekilde ir çalıĢma tarzı güçlendirecektir diye düĢünüyorum.Elvan aynı zamanda
diğer yönetim kurulu üyeleri ile görüĢecek ...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.06.17 - export 10-10-621-17062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“B)1 mayıs davasının 2.duruĢması 8 Temmuz 2003 saat 10 da Malatya 1 nolu DGM
de görülecek..
C)BaĢmanav Ankaraya gitti.Ankarada 1 mayıs davasını ÇHD Genel merkeze
getirecek.Önce selçuk ve Deniz ile konuĢacak..Bu davadaki mantığımızı onlarla tartıĢmasını
ve nasıl bir hazırlık düĢündüğümüzü anlatmasını istedim..sonra Genel merkez yönetim
kurulunda önermesini ve davaya katılım kararını çıkararak ÇHD merkezin Ģubelere bu
konuda Ģimdiden bilgi vererek çağrı gönderebileceğini ve Ģubelerin gündemine
sokabileceklerini ve yine Ģube yönetimleri ile tel.görüĢmesi yaparak katılmaları konusunda
yönlendirici olmalarını söyledim..
Ankara Genel merkez ve Ģubenin davaya toplu katılmalarını istemesini ve aynı
zamanda örgütleyicilerinden olmasını sağlamalarını söyledim” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.07.18 - export 8-8-181-18072003” isimli word belgesi incelendiğinde Ferda
KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan bu raporda;
1.Bilgi için...Amca'nın durumu hergeçen gün kötüye gidiyor, kaldığı hastanenin tedavi
amacıyla pek de bir Ģey yapamadığını söylüyorlar, hergün numuneden, hacettepe'ye
götürüyorlarmıĢ enfeksiyon olan yarası için doktorlar hem betüllere hem de amcanın kendi
yüzüne karĢı öleceğini söylemiĢler, moralleri bozulmuĢ, amca kendini bırakmıĢ durumda.
Diğer amcalar ve kendisi, daha iyi bir hastanede tedavi olamamanın nedeni olarak
olanağımız olmadığı için yapılmadığını düĢünüyorlar. Paramız olmadığı için ölümünü
bekliyoruz havası oluĢmuĢ. Amca'nın yurtdıĢı yasağı varmıĢ, Selçuk bunu kaldırtmak için
uğraĢtı ama olmadı, yurtdıĢı hastanelerin olanaklarına sahip istanbul'da hastaneler var daha
iyi bir hastanede tedavi olabilmesi için olanığımız var mıdır? Aksi durumda numunede ciddi
213
ciddi ölümünü bekliyorlar.dedim…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “Amcalar” kodunun
HHB avukatları olduğu,
“2003.07.21 - export 6-6-17-21072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“5)manav 1 az önce geldi ve deniz konusunda bilgi aldım. Manav 1 hem Ferda,hem
deniz hemde selçuklarla görüĢüp bilgi almıĢ.
-denizin sağlık durumu Ģöyle:…
…Selçuklar kendilerinin Deniz ölecek yeterince olanak yok iyi tedavi ettiremiyoruz
diye bir Ģey düĢünmediklerini aksine Ģu anda Denizin tedavisini üstlenen doktorların kendi
uzmanlıklarında en iyi hekimler olduğunu ve Denizi tanıdıkları için özenle ilgilendiklerini bu
açıdan bir sorun olmadığını ve baĢka bir yerde tedavi olsun diye bir Ģey düĢünülmediğini
söylemiĢler.Doktor Denizin kemik ameliyatı için ücretin 10-15 Milyarı bulacağını bunu
yaptırabilecek durumları olup olmadığını yani bunu düĢünelimmi diye sormuĢ.selçuklarda bu
boyutunu düĢünmemelerini ne gerekiyorsa yapılmasını istediklerini söylemiĢler.
Yani doktorların asıl üzerinde durdukları kırıklar ve kemikte enfeksiyon olup olmadığı
konusu.
Hastane enfeksiyonu aldığı içinse "ölüm riskinin her zaman geçerli olduğunu"bu
nedenle tedavisinin iyi yapılması gerektiğinide söylüyorlarmıĢ.Ancak Ģu anda vucuda yayılan
bir enfeksiyon söz konusu değilmiĢ ve kalçada geliĢen enfeksiyon kurutulmuĢ.Doktor taburcu
olacağını söylemiĢ.Ama selçuklar 1 hafta kadar daha kalmasını tetkiklerin tam
sonuçlanmasını istemiĢler.
Numune Hastanesinin intaniye servisinde kalıyor.Hacetteede kemik ölçümleri için
tetkike götürülüyormuĢ.Asıl doktoru Numune hastanesinde.Ve baĢak Dokuzoğlu adında bir
hekim..Bu kiĢi Türk Enfeksiyon Derneği Genel sekreteriymiĢ ve dalında uzman bir doktormuĢ.
-selçuk maddi olarak bugüne kadar kendi çevrelerindeki bağıĢ ve olanak ve
yardımlarla Denizin masraflarını karĢıladıklarını kendilerinin bunu isteyerek yaptığını
Tayada
vb..gitmeyi
düĢünmediklerini
söylemiĢ.Ancak
bundan
sonrası
için
zorlanabiliriz.çünkü artık harcamalar için günübilirlik para bulmaya baĢladık demiĢ.denizin
günlük 30-35 milyon kimi zamanda 100 milyona çıkan masrafları oluyormuĢ.
Ameliyatı için para gerekebilir demiĢ.buna doktorlar dün cevap vermiĢler.Yani 10-15
Milyar TL..gerekebilir ameliyat için diye.selçuk elimizde nakit bir miktar para olursa iyi
olacak bundan sonrası için zorlanacağız demiĢ.
Kendileri açısındanda artık maddi olarak sıkıntı yaĢadıklarını büro borçlarını
arttığını,tel.borçlarını ödeyemediklerini ,ihtiyaçları için zorlandıklarını söylemiĢ.Betül
Denizin bakımı için ağırlıklı ilgileniyormuĢ bu nedenle büroda yeterli çalıĢmıyormuĢ.
214
-5-6 milyarlık bir senet ödemelirinin olduğunu)deniz için)söylemiĢ.
-Tayaddan refakatçilerin akĢamları geldiğini onlarında düzensiz olduğunu ,bazen
akĢam 21. De bazen 23..de geliyorlar bazende gelemeyeceğiz diyorlar.buda bizi
zorluyor.çünkü o saatten sonra refakatçi ayarlamaya çalıĢıyoruz.Gelemeyeceklerse gündüz
saat 17.00 gibi söylerlerse bizde ona göre refakatçi buluruz demiĢler.
-Denizi manav 1 daha iyi bulduğunu söyledi.konuĢmuĢlar.Çok zayıfladığını ve
sarsıldığını ama öncekine göre daha iyi olduğunu söylüyor.
-Selçuk Denizin yurtdıĢı yasağı için herhangi bir giriĢimde bulunmadığını bunu
yapmadan önce sorarak yapacağını bu nedenle böyle bir Ģey olmadığını söylemiĢ.Ayrıca
Denizle birlikte aynı dosyada davutunda olduğunu ve Davut"un polis aramalarının olduğunu
gösterdiği adrese tebligatlar yapıldığını ama adres doğru değil diyerek tebligatın geri
döndüğünü ve tebliğ edilemediğini vakit geçirmeden tebligatlar için doğru bir adres bildirip
tebligatlarını almasını ve giyabilerin kaldırılmasını söylemiĢ.Bu konuda Davut ile
konuĢacağız.
-Yine deniz için "basınçlı Oksijen Odasında Enfeksiyon"tedavisinin araĢtırılmasını
istemiĢler.(bu konuda tanıdğım hekimler vardı.Bunlar aracılığı ile araĢtıracağım.)
-denizin hassaslaĢtığını biraz hasta mızmızlığı yaptığını bu konudada selçukların
bilinçli yaklaĢtığını söylüyor manav 1.
-denizin raporlarını tetkiklerini selçuklar bizede gönderecekler.Hastaneye lazım
olduğu için hemen alamamıĢlar.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.07.23 - export 6-6-53-23072003” isimli word belgesi incelendiğinde o
tarihlerde Örgütün Ankara sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan
bu raporda;
“Selçuk'un yurtdıĢı çıkarma için giriĢimde bulunmadığı konusunda; Biz bizzat ne
Selçuk'la ne Betül'le bu konuda konuĢmuĢ değiliz, konuĢmuĢ olsak bile Ģöyle düĢünürüz
doğrudan istanbul'daki amcalarla bağlantı içinde oldukları için yurtdıĢına çıkma meselesenin
sizin bilginiz çerçevesinde olduğunu düĢünürüz, sorgulayıcı yaklaĢmayız yani. Bundan bir
önceki notumda ayrıntılı anlatmıĢtım, Tuna yolda Betül'ü görmüĢ sohbet etmiĢler gelip bunu
anlattı, doğan'da yanımızdaydı o da ne söylerse destekledi. Bu sohbet sırasında geçmiĢ
amcanın yurtdıĢı yasağı olduğu, Selçuğun uğraĢtığı, kaldıramadığı Tuna'nın anlatımı böyle,
normalde de ne biz biliriz ne Tuna bilir amcanın yurtdıĢı yasağı olduğu meselesini. Tuna
kendince bu konuda hassasiyet gösteriyor bize de söylemiĢti yurtdıĢına çıkarılsa, özel bir
hastaneye yatırılsa vb. diye biz de cevabını vermiĢtik, Betül'le konuĢurkende bu tarz Ģeyler
söyledi ise Betül'de yurtdıĢı yasağı var, kaldırmaya uğraĢıldı ama olmuyor vb. dedi ise o da
öyle bir sonuç çıkarmıĢ olabilir…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
215
“2003.07.27 - export 8-8-337-27072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
3)Ankara yürüĢüyüĢüne dünkü otobüslerle manav 4 gitti.Bugün manav 1 ,Özkan ve
mahir gittiler.
BaĢmanav Ġstanbulda kaldı.
Manav 1 Ankarada eylem programından sonra orada kalıp mürsel kaya ve Ulucanlar
ile görüĢ yapacak.denizi görecek,selçuklarla Denizin sağlık konusunu ve Deniz için yapılan
bağıĢ ve yardımları,harcamaları konuĢup öyle gelecek…
6)bugün senemden 1000(bin)Euro selçuklara denizin tedavisinde kullanmaları
konusunda göndermek için aldım ve manav 1 ile gönderdim…” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.07.28 - export 6-6-150-28072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“28.7.2003 YAġAR"IN NOTU:
SELÇUKTAN DENĠZĠN HARCAMALARI ĠÇĠN VE YAPILAN BAĞIġLARI GÖRMEK
ĠÇĠN ALDIĞIMIZ LĠSTE.BU ĠKĠ AY ÖNCEKĠ LĠSTEDĠR..
Özgür-Akın.............................................170.000.000
Betül-Selçuk.......................................... 320.000.000
Rıza' nın annesinin emekli sandığı..........125.000.000
ABAYS.................................................1.750.000.000
GRUP(200Biçen,60Rıza,50Devrim
100Yavuz,50Metin,20RahĢan,
60Aytül,40Oğuz,25Ayten,40CMUK)........645.000.000
Sakine Arzu........................................... 60.000.000
Av.Erkan yıldırım................................... 50.000.000
Dr.Hüseyin (Ġstanbul)............................100.000.000
Sabahattin.............................................50.000.000
216
Gülcan...................................................50.000.000…..” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“KENAN GÜNYELLERle BUGÜN MANAV 1 ġUBEDE GÖRÜġTÜ.BU KONUDA
SĠZE ACĠL ĠLETĠLMESĠ ĠÇĠN Senemlerin oradan bilgileri verdik.
Yarında manav 1 Nebiha Aracı ile görüĢecek.Kendi kimliği ile poliste biliniyor.
2)Ekmek ve Adaletin Ġnternet sitesinde yayın durdurma konusundaki Ankara Sulh
Ceza mahkemesindeki karara bugün selçuk baktı.buna göre Selçuk Ģunları söylüyor..Dava
"Türk silahlı Kuvvetlerini tahkir ve tezyif"ten "TCK 159/1 den dava açılmıĢ.Dava Ankara
Asliye Cezaya yeni gönderilmiĢ..burada açılacak diyor selçuk.
Sulh cezaya ise yayın durdurma konusunda baĢvuru yapılmıĢ.TT.net tarafından.sulh
cezada önlem anlamında (bunu selçuk dergilerin toplatma kararı alınmasına
benzetebiliriz.Ġnternet için karĢılığı bu olur tedbir için yayını durdurma kararı alınmıĢ" ve
dava açılması istemiyle Asliye Cezaya gönderilmiĢ diyor.yayın durdurma kararını CMUK
155. Maddeden almıĢlar.karar Ģu anda sitenin kapatılması değil internette yayın yasağı ve
yurtdıĢından yapılacak yayınlara filtre konulmasına Ģeklinde geçiyormuĢ.
Selçuklara Ekmek Ve Adalet"in internet sitesine yasal olarak baĢvuran arkadaĢtan
vekalet göndereceğiz.davayı takip edecekler.Aynı zamanda sulh cezanın aldığı bu yayın
durdurma kararına itiraz edecekler.ve dava kazanıldıgı takdirde tazminat davası
açacaklar.yine AHĠM e götürülebilir diyor.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.08.15 - export 6-6-448-15082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
17)Babaevinin internet sitesinin kapatılması konusunda Ankarada Vatan ve Milliyet
Gazeteleri haber yapmak istemiĢler.betül aradı yapabilirlermi diye.bende yapabileceklerini
söyledim.senemlerede bilgi verdim ve betülle tel.da görüĢmelerini ayrıca kendilerinin vekalet
ve Betüllerin isteyebilecekleri evraklar konusunda görüĢmeleri gerektiğini söyledim.bende
selçuk ve Betül le konuĢarak ilgileniyorum .GeliĢme konusunda senemde bilgi veriyorum…‟‟
ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Babaevi olarak Ģifrelenen yerin o tarihlerde DHKP/C
terör örgütünün yayın organlarından olan Ekmek ve Adalet Dergisinin olduğunun anlaĢıldığı,
“2003.08.26 - export 7-7-30-26082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
18)Cumartesi günü Deniz geldi.koltuk değnekleri ile yürüyor.çok zayıflamıĢ.bu
toparlamıĢ haliymiĢ.Sürekli ilaç kullanmak durumunda.Enfeksiyon riski ortadan kalkabilmiĢ
değil.Hala yeniden aktifleĢme potansiyeli varmıĢ.sağ bacağında diz üstündeki kemikte kırık
217
var ve kaynamamıĢ.Kaynamamasındaki etken enfeksiyon.Kontrol olacakmıĢ eğer kaynama
yoksa Ekim ayı baĢında bir ameliyat daha olacakmıĢ ve kalça kemiğinden kemik olarak kırığa
koyacaklarmıĢ...
-morali i açısından daha toparlamıĢ görünüyor.kendisi ile sohbet ettim.Kazası sonrası
yaklaĢımımızı anlattım.süreci anlattım .GeliĢmeleri ve hapishaneleri konuĢtuk.
-denizin süren davası sonuçlanmak üzere.Davutun mahkeme ifadesini bekliyormuĢ.En
fazla bir duruĢma sonra karar verecektir diyor.Bu durumda Deniz ceza alırsa yasal durumu
ortadan kalkacak.mahkeme yurtdıĢına çıkıĢ yasağı koymuĢ Deniz için.bunu size iletmemi
istedi.
-tedavi masrafları konusunda baro ve barolar Birliğinin yaklaĢımını konuĢtuk.Barolar
birliği sağlık raporu götürüldüğü sürece her ay için asgari ücretten üç aylık yardımda
bulunuyormuĢ.Yani üç aylık 700 milyon TL.tutuyor.
Ankara Barosunun yardım fonu içinse Deniz buraya daha önce üye olmuĢ ve ilk aylar
fon ücreti ödemiĢ Sürekli ödememiĢ.Buradanda anlaĢmalı yerlerden fatura tutarı olarak 5,5
milyar TL bir kez ödeme yapılmıĢ.
Ama ben sizin bu konudaki düĢüncenizi kendisine ve selçuklara anlattım.tekrar baro
tüzüğü ve yönetmeliğine bakacaklar.Ayrıca Ģimdilik bize getirilen yardım bu diyorlar.Artık
Ankaralı avukatların yüksek miktarlarda maddi olarak yardımlarının denizin durumunun
biraz toparlanmasıyla birlikte olmayacağını söylediler.Selçuk ayrıntılı bir hesap dökümünü
toparlayıp manavlarla gönderecek.bir döküm hazırladım ona yenileride ekleyip son halini
göndereceğim dedi.
-Ankarada yargılanan 169 lar için ve hüküm alanlar için uyum yasası için baĢvuru
yapmıĢlar.bunlar içinde Tuğba Ġyigün vardı.Durumunu anlattım.takip etmeyecekler.Ġstifa
edecekler.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Tülay KOD Tuğba Ġyigün, FERĠT kod Ayhan MimtaĢ isimli örgüt mensubu ile iliĢki
yaĢadığı iddiasıyla örgütten uzaklaĢtırılmıĢ bir kiĢidir. Bu anlatımlardan; Halkın Hukuk
Bürosu sorumlusu YAġAR kod Münevver KÖZ‟ün; Tülay KOD Tuğba Ġyigün‟ün bu
durumunu Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟ya aktarıp, avukatlığından istifa etmesini istediği, Selçuk
Kozağaçlı‟nın da bu talimatı yerine getirdiği değerlendirilmiĢtir.
“2003.08.27 - export 7-7-106-27082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
“Gözaltıların listesi Ģöyle:
Mustafa,-Ferda-volkan Ayaz-Emrah yayla-Cemaat Ocak-derya Güler-Ġbrahim Çağlar
budak-Hakkı Gökhan Menet-Doğan karataĢtan-yurdum Ali tekgöz-servet Tuna Aydın-Erdinç
218
Eroğlu-kadriye Akgül-Ergin Öztürk-Pınar Kaderoğlu-Hacı Anıl"ın AilesindeFatma AnılHacı
Osman Anıl
ı-Gözaltılara Selçuk ve Betül koĢturdular.Onlardan bilgi aldık.Selçuk arkadaĢlarla
Ģubede görüĢtü.Bugün avukat görüĢüne izin vermemiĢler.AkĢam aradım Ģubedeydi ve görüĢe
girdi.Ģu nedenle gözaltına alınmıĢlar.
2911den ve polise mukavemet,HÖC üyesi olmak ve DHKP/C üyesi olmak..
Muhsin ve ailesini ise bomba hazırlamak tan almıĢlar
Yarın savcılığa çıkarılacaklar.Ben Betüllere HÖC ün.baĢvurusunu ve bülten olduğuna
dair belgelerini faksladım.Yasallığını kanıtlasınlar diye.
Mustafadan dün haber alamamıĢlar.Bugün öğleden sonra gözaltında olduğunu kabul
ettiler.
Ferdayıda bugün Onur çarĢısının önünden saat 15:30 da almıĢlar.
BaĢmanavda Ankarada.Selçuk betül ve baĢmanav gözaltılarla ilgileniyorlar.
-baĢmanav Ankarada mürselin ziyaret etti.yarın Sincanla görüĢ yapacak ve gece
gelecek…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.08.29 - export 8-8-32-29082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
…10)baĢmanav Ankaradan geldi.Ferdalar bilgisayarın ele geçtiğini ve bilgisayarda
kamuflajlı dosya olduğunu (sizden gelen)ancak polisin bunu anlamadığını ayrıca kodlama
anahtarınında olduğunu söylemiĢler.selçuk PC bilgisayar görmüĢ.baĢka varmıydı biz
görmedik demiĢler.bilgisayar DGM deymiĢ .Ancak anlaĢılmadığını söylemiĢler.(Ferdalar)
DGM den teslim edeceklermiĢ…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.08.31 - export 7-7-148-31082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“1)Ankara"daki gözaltılar anlaĢıldı..cümlesi ile baĢlayan 1.madde konusunda,
-Ankaraya manavlardan bir arkadaĢı göndereceğiz.
Ankaradaki arkadaĢlar örgüt üyeliğinden tutuklanmıĢlar.
ġöyleki,
Doğanı kadriyenin ifadelerini temel alarak tutuklamıĢlar.Kadriyenin sorgusuna
Selçukları almamıĢlar.kadriye ne söyledi onlar bilmiyorlar.
219
Genel iddia KESK eylemine katılmak,HÖC üyesi olmak dolayısıyla DHKP-C üyesi
olmaktır,tabut eylemine katılmak ((Volkan için tabut eyleminin düzenleyecisi olmak.Evinde
tabut malzemeleri bulunmasını delil olarak gösteriyorlar)..
Tamamen Ankaradaki bizim demokratik faliyetllerimize saldırıyorlar.
-Pazartesi günü (1 Eylülde)selçuk arkadaĢların itiraz baĢurularını yapacak.kendileri
ile görüĢtüm” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.09.09 - export 7-7-306-09092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
B)ANKARA ULUCANLAR HAPĠSHANESĠ:
Sevinç ġahingöz ve cemaat Ocak ile görüĢüldü.
Seinç ġahingöz ile görüĢme:
-sevinç ġahingözün babası memlekette tarlasını kiraya vermiĢ.Kiracıları tarlaya hint
keneviri ekmiĢler.bundan dolayı jandarma hepsini ve Sevinç in babasınıda gözaltına almıĢ ve
"uyuĢturucu"dan tutuklanmıĢ.yozgat cezaevinde yatıyormuĢ.selçuklar davayı takip
edecekmiyiz diye soruyorlar.
-sevinçe 399 baĢvurusunu geri çekmesi için üç manavla ayrı ayrı haber gönderdim”
ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.08.30 - export 7-7-133-30082003” isimli word belgesi incelendiğinde o
tarihlerde örgütün Ankara sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan
bu raporda;
l.Son yaĢanan operasyonla ilgili.
ġu an Ank. için
sizinle yürüttüğümüz iletiĢim kopmuĢ durumda.O nedenle
bilgilendirme için hemen buraya geldik,Mahmut'da burada…
….Daha sonra da saat 18.00 de beni aldılar, onur çarĢının önünden, bürodan
çıkmıĢtım, platform toplantısına gidiyordum, saat l8.00 sıralarında pasajın kapısından çıkar
çıkmaz etrafımı çevirdiler, üzerime atladılar, kimsiniz, neoluyor diye bağırmaya baĢladım,
ben bağırırken kimliğini çıkardı, minübüse bindirmeye çalıĢtılar epey bir arbede yaĢandı,
insanlık onuru iĢkenceyi yenecek diye sloğan attım, o sırada biri arabının plakasını almıĢ,
ihd'yi aramıĢ, tip tarifi vermiĢ, adımı söylemek o sırada aklıma gelmedi….
…Daha sonra yeniden TEM e götürdüler, bir süre sonra avukatla görüĢtürdürledir,
Barodan avukat çağırmıĢlar, bu avukat kimliğini sordum, sizinle görüĢmem avukat hakkımı
engelliyorsa görüĢmek istemiyorum, kendi avukatımı istiyorum dedim, o da kendi avukatımla
220
istediğim zaman görüĢebileceğimi söyledi, kısaca olayı alınıĢımı vb. anlattım, avukatımın
ismini verdim, ondan bir süre sonrada avukat Selçuk'la görüĢtük.Avukat bizimle
görüĢmelerinin engellendiğini anlattı, ona olayı anlattık, üzerimde bir haber disketi, bir de en
son yolladığım içinde Mesut'un hapishanedekilere iliĢkin değerlendirme ve tahliye yazıları,
Canan'ın duygusal iliĢki üzerine yaptığımız konuĢmalara iliĢkin yazdığı yazısı, sizden gelen
dosyaya cevap olan kamuflajlı, kodlu dosya olan bir disket vardı, avukata üzerimden tek
dosyalık bir disket çıktığını, evden de program cdlerini, kamuflajlı dosyaların çıktığını
söyledim. Yeniden ev araması ihtimalini sordum, olabilir dedi, evde flash diskin zulalı yerini
söyledim, ev araması sırasında kardeĢim Yelda'ya da bu zulayı fısıldamıĢ, imha etmesini
söylemiĢtim, perĢembe günü adli tıpa çıkardılar, ardından adliyeye getirdiler, savcılıkta,
sorgu hakimliğinde avukatla birlikte ifade verdik, üzerinde, ev araması sırasında KESK
eylemine, HÖC'e iliĢkin yazılar çıktı, evinizde bilgisayar varmıĢ vb sorular sordu, eĢim
burada ekmek adelet dergisinin temsilcisi ve muhabiridir, rahatsızlıkları var, ellerinden
kaynaklı yazı yazamıyor ben ona yardım ediyorum , bu haber yazısıdır, her yerden haber
alırız, bunları harmanlarız haber yazarız, bu da onlardan biri dedim, fotoğrafları araĢtırdı,
eyleme katıldın mı, çatıĢmaya katıldın mı, seni niye aldılar, yasadıĢı örgütle ilgin var mı gibi
sorular sordu, çatıĢmalar sırasında orada olmadığımı, basın açıklamasına katıldığımı, yasa
dıĢı herhangi bir örgütle ilgim olmadığını,l0 yıl hapishade yattığımı, polisin de nasıl olsa
yatmıĢ-çıkmıĢ mutlaka suçludur diye beni gözaltına aldığını, Ankara'da her gün eylem
olduğunu hepsininde polisin bilgisi dahilinde olduğunu, çoğuna benim de katıldığımı vb.
anlattım. Savcı sorgusu herkesin çok iyi geçmiĢti adam çok iyi tavırlar gösteriyordu ama topu
hakime attı, l9 kiĢi hakkında da l68 den tutuklama istedi, hakimde bunu bizzat ifade etti, ben
ne yapayım Ģimdi, ayıkla pirincin taĢını kimler tutuklanacak, kimler tutuklanmayacak oturup
düĢüneceğiz dedi, Selçuk benim sorgu hakimliği ifademin ardından genel bir savunma
yapacağını söyledi, onun konuĢmalarıda olayı toparladı, yine de ben ve Mahmut'un ele geçen
disketlerden kaynaklı tutuklanacağımızı düĢünüyorduk ama süpriz oldu ardından emrah,
canan, volkan, doğan'ın tutuklandığı diğerlerinin serbest bırakıldığı açıklandı, polis çılgına
döndü…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.09.13 - export 7-7-20-13042003” isimli word belgesi incelendiğinde Ferda
KOD Funda Davran Gök‟ün bu raporunda;
“MANAV 1” kod Avukat M. Özgür GĠDER‟in, Ankara‟da son yapılan operasyon ile
yakalanıp tutuklanan Cemaat OCAK, Doğan KARATAġTAN ve Volkan isimli kiĢiler ile
cezaevinde yaptığı görüĢme sırasında FERDA kod Funda Davran GÖK ile ilgili olumsuz
bilgiler vermeleri sebebiyle, örgüt sorumlusunun bu iddiaları FERDA kod Funda Davran
GÖK‟e sorduğu anlaĢılmakta olup, bu rapor FERDA kod Funda Davran GÖK‟ün konu ile
ilgili savunması niteliğindedir.
“Amcalar konusuna gelince bizi alındığımız ilk gün özellikle avukatla
görüĢtürmediler, eğer ev aramasına gitmeden önce görüĢtürselerdi evde buldukları disketleri
de bulamayacaklardı zaten. ikinci gün ev aramasına götürdükten sonra gece amcaya
çıkardılar, iĢ iĢten geçmiĢti, bulamadıkları zulalar vardı bunları amcaya söyledim,
ellerindekini çözerlerse yeniden arama sözkonusu olabilir diye, bir de bilgisayarın kasasını
221
aldıklarını, 5-6 disket, program disketi bulduklarını, üzerimde bir disket bulduklarını
söyledim. Mesut'ün son yazıları vardı bu diskette o nedenle hemen Mesut için önlem almak
gerekir vb. o da son sincan görüĢmesi vb. bizimle ilgili bir Ģey var mıydı diye sordu onlardan
emin değilim oladabilir dedim. ne var ne yok emin değilim emin olduğum tek Ģey son bir ya
da iki haftaya ait 5-6 dosya olduğu. Yine amcalarla ilgili diğer bir konu gözaltından çıktıktan
sonra ertesi gün hem hasta amcayı ziyaret edelim hem savcı yeniden tutuklama istermi
dosyaya bakabildiler mi vs. soralım diye amcanın evine gittik, bizi fırçaladı neden amcaya
zula yeri söylediniz, derhal değiĢtirin bu yaptığınız doğru değil vb. Ben de ne yapsaydık yani
dedim, o Ģartlar altında düĢmanın elinden bir Ģey kurtarma Ģansımız varsa bunu kullanırız
tabi ayrıca o zula yerleri de artık temiz, yeniden Ģubeye götürürler ayrıca götürmeseler bile
tutuklanacağımızı düĢünüyorduk dedim. KeĢke ev aramasından önce gelseydi de diğerlerini
de kurtarma Ģansımız olsaydı dedim. Yani amcanın tavrı bana garip geldi, bırakıldıktan
sonra bile zor durumdayız her an yeni tutuklama olabilir o da bir an önce baĢından savma
tavrında bir de niye gizli Ģeyleri söylüyorsunuz o örgütlü biri değil diyor” ġeklinde
ibarelerin olduğu,
“Amcalar” kodu ile avukatların kastedildiği, Ankara Emniyet Müdürlüğü kayıtları
tetkik edildiğinde; FERDA kod Funda Davran Gök‟ün gözaltına alındığında iki avukatla
görüĢmüĢ olduğu, bu avukatların Murat Karaman ve Selçuk Kozağaçlı olduğu tespit
edilmiĢtir. Ayrıca Selçuk ve Betül Kozağaçlı isimli avukat çiftin o tarihlerde evlerinde Deniz
KOD Avukat Zeki Rüzgar‟a baktıkları Hollanda adli makamlarından elde edilen diğer
belgelerin incelenmesinden anlaĢılmıĢtır.
FERDA kod Funda Davran GÖK‟ün anlatımlarından, evindeki zulayı söylediği
avukatın Murat KARAMAN olduğu, Selçuk Kozağaçlı‟nın ise örgütle irtibatı olmayan bir
avukata (Barodan gönderilmiĢ olan Murat Karaman) zula yerini söylediği için, FERDA kod
Funda Davran Gök‟ü azarladığı anlaĢılmıĢtır.
“2003.09.17 - export 7-7-424-17092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“15)Ekmek ve
notunuz konusunda,
Adalet'in
site
yasağı
ne
oldu..cümlesi
ile
baĢlayan
Ekmek ve Adalet için Selçuklar davayı takip edecekler.Ancak Senemlerden
vekalet
istediler.Senemler
internete
baĢvuran arkadaĢın
kim
olduğunu
bilmediklerini ve bu konuda size soracaklarını söylediler.Ben tekrar betüllerle
görüĢtüm.Betüller Ģöyle söylüyorlar..Bu davalar mahkemelerin yabancısı olduğu
davalar.Yani hakimde ilk kez böyle bir dava ile karĢılaĢıyor dolayısıyla
derginin sahibininde vekaleti ile baĢvurabiliriz ve bir denenebilir.Çünkü bize
internete baĢvuran kiĢinin vekaleti lazım demediler.Muhatab olarak internet
firması
bu
davayı
açmıĢ ama
sahibi
vekili
olarak
biz
takip
edelim
dediler.Senemle konuĢtuk.Davut henüz gelmemiĢ ama Selçukla Betüle bulunduğu
yerden
vekalet
çıkartıp
fakslayacak.Asıl
dava
Asliye
Ceza Mahkemesinde
222
görülecek.TSKni küçük düĢürücü yayın yapmaktan 159.maddeden.görülecek dava.ġu
anda mahkemenin aldığı karar tedbir kararı.Buda Sulh Hukuk Mahkemesinde
alınmıĢ ve dava Asliye Cazaya gönderilmiĢ...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.09.20 - export 7-7-71-20092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“8)Gizli duruĢmada avukata bilgi vermeme ..cümlesi ile baĢlayan 12.madde
konusunda.
-Bu konudaki itiraz ve baĢvuru yapmamız konusu anlaĢıldı.Selçuklar
burada.Onlarlada konuĢtuk.Ankarada böyle Ģeyler olmamıĢ.Bir duruĢma saptayalım ve bizde
gelelim ve ÇHD olarakta toplu bir Ģekilde DGM de bastıralım ve tutanak tutturalım ve
basınıda bu konuda etkin değerlendirelim diyorlar.Biz itiraz baĢvurularını yaparız ve
Selçukların söylediği gibide bir itirafçı duruĢmasında kalabalık bir avukat katılımını
sağlayıp DGM üzerinde baskı oluĢturmaya çalıĢılabilir...
…11)Dün ÇHD Genel merkezin kuruluĢ yemeği Makina Mah.Odası lokalinde
Ġstanbulda yapıldı.Yemeği Ġst.Ģube organize etti.Yemeğe 90 kiĢi katılmıĢ.Ankaradan
Deniz,Selçuk,Betül,Hüseyin Biçen.Rıza,Kenan.ve iki bayan avukat geldiler.selçukların
,Denizin değerlendirmesi Ġstanbul Ģubenin içinde bulunduğu duruma göre yemeği baĢarılı
değerlendiriyorlar.Bu bir motivasyon yaratacaktır diyorlar.
Bu gecede Eren keskin ve Kemal Yılmaza Emek ödülü verdiler.Her ikiside ceza almıĢ
avukatlar.Kemal Yılmazın hüküm aldığı için avukatlığı iptal edildi.Eren Keskininde 1 yıl
cezası vardı.Bu yüzden ve mücadeleleri konusundaki tutarlılıklarını temel alarak bu ödülü
düĢündüler.
-Selçuklarla ÇHD üzerine konuĢtuk.
Ankara Genel merkez ÇHD Eğitim merkezi açtı ve burada avukatlara ve stajyerlere
yönelik ders veriyorlar.Okul gibi yapmıĢlar ve seminerler tarzında hazırlanıyorlarmıĢ ve
haftada 5 gün 2 saat bu seminerleri veriyorlar.ġu anda 20 avukat üye olmuĢ Eğijtim
merkezindeki derslere.Düzenli katılıyorlarmıĢ.Sayıyı artıracağız diyorlar” ġeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.10.06 - export 9-9-39-06102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“21)Pazar günkü Panele katılmak için Av. Selçuk gelmiĢti.selçuk Mustafa Göklerle
ilgili dosyanın henüz verilmediğini ama kendisinin binr Ģekilde savcıyı ikna ederek aldıgğını
söyledi bize gönderecek.Henüz duruĢma gününün belli olmadığını ve Ele geçen kamuflajlı
dosyaların çözülemediği için (kamuflajı)Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderildiğini buradan
gelecek cevaba göre savcının ceza isteminde bulunacağını söyledi.bu nedenle bu notların
çözülmüĢ kabul edilmesi gerekir diyor doğal olarak.Dosyada baĢkada bir Ģey yok.Kadriyenin
223
ifadesinin polis yönlendirmesiyle olduğu çok açık bu nedenle disket çözümleri temiz gelir
yada açılamazsa çok hafif bir dava olur diyor..NOT BĠTTĠ..BĠTĠġ SAATĠ:5ABAH 5.00SEVGĠ
VE SAYGILARIMLA...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.10.11 - export 5-5-558-11102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
'7)deniz anlaĢıldı..Para nereden buluyor Deniz..cümlesi ile baĢlayan 8.madde
konusunda,
-Deniz Selçukların yanında kalıyordu.Para konusunda bugüne kadar bağıĢlarla ve
yardımlarla idare ettilerselçukların bürodan gelen gelirle takviye ettiler..Bizim son dönem bir
katkımız olamadı. ġu anda ciddi bir maddi sıkıntı içindeyiz.manavların yol giderleri ve ancak
günlük ihtiyaçlar için
gelen parayı yetiĢtiriyoruz.denizler Ġstanbul"a geldiklerinde
Selçuklarda dahil yol giderlerini biz karĢıyabildik..Deniz Antalyaya giderken bir av. ArkadaĢı
Denizi uçakla göndermiĢ…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Yine piĢmanlık yasası ile ilgili TĠKBnin avukatına verdikleri açıklama ortada
yıok.sabri tutsaklar örgütlenmesi imzalı bir açıklama arkadaĢlar yazabilirmi demiĢ.PiĢmanlık
yasası konusunda..
-mustafa selçuk CumhurbaĢkanlığı af baĢvurusundan vazgeçmiĢ.
-Muhammed Gücüm piĢmanlık baĢvurusunda bulunmuĢ…
…6)mustafa Gök"lerin dosyaları çıkmıĢ.selçuk haftasonu getirdi..
Dava tarihi belli değil..DuruĢma tarihi.Emniyet müdürlüğünden gelecek yazıyı
bekliyorlar..Emniyet Müdürlüğünden yazı gelmemiĢ henüz..
…7)selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara
ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla
ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu
gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim.selçuk çevrelerinde böyle insanlar
olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını.bunlardan 3-4 kiĢinin içlerinde
daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya getireceğini ve Deniz ile
birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av. Kazanabileceğimizi bunun alt
yapısının müsait olduğunu söyledi…”ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
HHB Sorumlusunun Selçuk Kozağaçlı‟dan, Halkın Hukuk Bürosu‟nda çalıĢabilecek
avukatlar bulmasını istediği, Selçuk Kozağaçlı‟nın ise HHB avukatı olabilecek kiĢileri Halkın
Hukuk Bürosuna getireceğini beyan ettiği,
224
“2003.10.20 - export 9-9-133-21102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
2)bugün Çorumda iki gerillamızın Ģehit düĢtüğünü TV den öğrendik.Manav 4 ve
ailelerin Kayseride 16-17 Nisan davasısının karar duruĢmasından dönüyorlardı.Onları
aradık ANkaradan Çoruma geçmelerini öğrendik..cenazeler Çorum Devlet Hastanesi
morgunda bekletiliyormuĢ Ģeklinde önce duymuĢtuk..ġehitlerin isimleri Gazi Arıcı ve Selhan
Top"muĢ.
Gazinin ailesinde Av.Selçuğun müvekkileri var.Onlarla teldan bilgi almıĢ..Selçuğun
aldığı bilgiye göre:
ÇatıĢma Ģehitlerin kendi köylerinde pazar günü akĢam üstü olmuĢ.Çorumda..Gazinin
silahı uzak bir yerde bulunmuĢ bu nedenle çatıĢma bile olamamıĢ olabilir demiĢler.Gazinin
göğsünde 2 Adet kurĢun varmıĢ.Dere kenarında katledilmiĢler.
Cenazeyi bugün kaldırmıĢlar..
Aileden alınan bilgi böyle..
B)Yarın manav 4 ve üç aile Çoruma geçip durumu öğrenecekler..
3)Selçuk kendisine bir tanıdığın bugün tV haberlerinde Erdal Gökoğlunun Ġstanbulda
yakalandığını verdiğini söylemiĢ..Biz böyle bir Ģey duymadık ama bilgi için yazıyorum…
…B)Selçuk haftasonu gelmiĢti.Tarlanın paneli için.selçuk ile büroya manav
kazanmamız gerektiğini ve acil ihtiyacımız olduğunu Ankarada ÇHD çevdresindeki av.ları
bu temeldede yetiĢtirip yönlendirebilecekleri üzerine konuĢtuk..10 kadar son sınıf ve staj
yapan kiĢiler olduğunu bunlardan 2/3 kiĢinin HHBye ilgi duyduğunu Ġstanbul"un biraz
gözlerini korkuttuğunu bununda bilmemekten kaynaklı olduğunu bir hafta sonu bu
arkadaĢları buraya getireceğini ayyrıca Denizin artık toparlamaya baĢlaması ve yılbaĢından
itibaren bu insanlarla Denizinde yakından ilgilenebileceğini birlikte düĢüneceklerini
söyledi…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Açık kaynaklarda yapılan çalıĢmalarda; http://www.yuruyus.com/www/turkish/
news.php?h_newsid=2100&dergi_sayi_no=74& isimli internet sitesinde yayınlanan
“Kahraman ġehitlerimiz Gazi Arıcı, Selhan Top” baĢlıklı haberde “20 Ekim 2003‟te
Çorum‟un Ġskilip ilçesine bağlı Ferhatlı Köyü yakınlarında jandarma birlikleriyle çıkan
çatıĢmada Ģehit düĢtüler. Gazi 1980 Çorum Ferhatlı Köyü doğumluydu. Ankarada liselilerin,
Mamak gecekondu halkının mücadelesi içinde yer almıĢ,.. Selhan da 1977 Çorum
doğumluydu. Mesleği oto elektrikçilikti…” ġeklinde haberin olduğu,
“2003.10.24 - export 9-9-223-24102003” isimli word belgesi incelendiğinde; YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
225
15)Mustafa Gök"lerin..cümlesi ile baĢlayan 22.madde konusunda, Ferdaların ve
Mustafa G.lerin 19 kiĢiyle alındıkları gözaltı sonrasında açıtıkları davanın dosyasını
aldık.selçuk 1 dosyayı asıl ifadelerin olduğu dosyayı getirdi.5 dosya varmıĢ.
Emniyet genel müdürlüğüne bilgisayarları almıĢlar.Kamuflajlı dosyayı çözmek için.bu
dosyaları çözmeye çalıĢıyorlarmıĢ.Bu konuda bilgi vermiĢtim size.Selçuk Ankarada Emniyet
Genel müd.Ġlk kez aldılar ve savcı bunun sonuçlarını bekliyor demiĢti.
16)deniz hala gelmedimi..cümlesi ile baĢlayan 23.madde konusunda,
-Denizle tel.da konuĢuyorum.Antalyadan Kasımda döneceğim burada hava güzel
diyor.Henüz tam toparlayamadığı için Ankaraya dön vb..demedim.Ġki günde bir
arıyorum..selçukta Ankarada havanın soğumaya baĢladığını bu nedenle bir süre daha
kalmasının iyi olacağını söylüyordu.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.11.14 - export 10-10-49-14112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Bugün sabah TGRT de bir haber geçti ve Çorumda çatıĢma çıktığı ve Bülent Bağcı
"nın yaralı yakalandığı haberi geçti.Bunun üzerine Çorum Emniyetini aradık.Bilgi
vermediler.Çorum Devlet Hastanesini aradık.Çorum Devlet hastanesi Bülent Bağcının
hastanede olduğunu ve yaralı olduğunu beyin çerrahi bölümünde tedavi altında olduğunu
doktoru söyledi.Durumunun ağır olmadığını söylediler.Bunun üzerine Ankarayı Denizleri
aradık.Betüller Ankaradan Çoruma geçip Bülentle ilgilenecekler.
Bundan sonra Çorumdan aradığını söyleyen ve isim vermeyen bir kiĢi tel.ile büroyu
aradı ve Çorumda çatıĢma olduğunu ve Erdal Dalkılıç ve Melek Sevim isimli iki kiĢinin
gözaltına alındığını söyledi.” Ģeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.11.21 - export 9-9-413-21112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda;
1)MANAV 4 Çorumdan geldi.Çorumda Bülent Bağcı ve diğerleri ile görüĢtü.Selçukta
Çoruma manav 4 ile birlikte gitti.GörüĢü birlikte yapmıĢlar.
-Nazan Mete denilen kiĢi itirafçı.
Çorum cezaevinde kalıyor.
Melek Serin denilen kiĢide tutuklu ve aynı cezaevinde kalıyor.Ġtirafçı ile aynı koğuĢta
adlilerin içinde kalıyor.Ġtirafçı dilekçe vermiĢ baĢka cezaevine götürülmesi için…” ġeklinde
ibarelerin bulunduğu,
226
ġüpheli Selçuk KOZAĞAÇLI‟nın HHB sorumlusu YaĢar KOD Münevver KÖZ‟ün
talimatı ile Çorum‟da silahlı çatıĢma neticesinde yaralı olarak yakalanan DHKP/C terör
örgütü mensubu Bülent BAĞCI‟nın avukatlığını yapmak için Çorum‟a gittiği,
Açık
kaynaklarda
yapılan
incelemede
16.11.2003
tarihli
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/244120.asp isimli internet sitesinde yayınlanan “ÇORUMDA
4 KĠġĠ TUTUKLANDI” baĢlıklı haberde “Terör örgütü DHKP/C‟nin sözde Çorum bölge
sorumlusu olduğu bildirilen Berdan Kod adlı Bülent Bağcı (39) 13 kasım PerĢembe günü
güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢmada yaralı olarak ele geçirilmiĢ, Nazan Mete ise
Jandarmaya teslim olmuĢtu.
Güvenlik güçleri Bülent Bağcı ve Nazan Mete‟nin ifadeleri doğrultusunda örgüte
yardım ve yataklık eden Erdal Dalgıç, Melek Serin, Hüseyin Teke ve Muharrem karataĢ‟ı da
gözaltında aldı” ġeklinde haberin olduğu anlaĢılmıĢtır.
Yukarıda ismi geçen Erdal Dalgıç 12.06.2012 tarihinde Ġstinye Polis Merkezine silahlı
saldırıda bulunan DHKP/C terör örgütünün SPB mensubu olduğu, yine Muharrem KarataĢ‟ın
19.03.2013 tarihinde Ak Parti Genel Merkez binasına LAV silahı ile saldırı düzenleyen SPB
mensubu olduğu tesbit edilmiĢtir.
Örgütsel yazıĢmalardan ġüpheli Selçuk Kozağaçlı ile ilgili; 1999 yılında yurtdıĢında
bulunan örgüt sorumlusuna hitaben yazılmıĢ olan bir raporda; “AVUKAT BETÜL
VANGÖLÜ ve EġĠ SELÇUK KOZAĞAÇLI HAKKINDA:” baĢlığı ile bu kiĢiler hakkında
bilgi verildiği, her ikisinin de daha önceden yasadıĢı Devrimci Yol örgütü içinde yer
aldıklarının, DHKP/C örgütüne sempati ile baktıklarının, DHKP/C örgütü mensuplarının
tavırlarını kendilerine ölçü olarak aldıklarının, önerilerini bağlayıcı kabul ettiklerinin
belirtildiği, bu dönemde örgüte sempatizan konumda oldukları,
2000 yılında Selçuk Kozağaçlı‟nın, Ankara ÇHD‟den ihracı gündeme geldiğinde
Avukat Behiç AĢçı‟nın buna karĢı çok mücadele ettiği ve konuyla ilgili bütün çalıĢmalarını
detaylı olarak örgüt sorumlusuna rapor ettiği, o dönemde Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu
olan Nazan KOD Gülay YÜCEL ve Avukat Zeki RÜZGAR tarafından da Selçuk
Kozağaçlı‟nın ihraç edilmesi ile ilgili bütün geliĢmelerin örgüt sorumlusuna rapor edilmiĢ
olduğu, DHKP/C örgütünün o dönemde çıkartmakta olduğu “YAġADIĞIMIZ VATAN” isimli
dergide Selçuk Kozağaçlı ile ihraç konusunda yapılan röportajın örgüt sorumlusunun bilgisi
dahilinde yayınlandığı,
Davalarına baktığı DHKP/C örgütü mensuplarının hukuki durumları ile ilgili bilgileri
ve ölüm orucuna katılan örgüt mensuplarının durumlarını dönemin Halkın Hukuk Bürosu
sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟e –Halkın Hukuk Bürosu‟nun ve Münevver Köz‟ün
örgütsel konumunu bilerek- aktardığı,
Halkın Hukuk Bürosu Ankara Temsilcisi olan Deniz KOD Avukat Zeki Rüzgar‟ın
Afyon‟da trafik kazası geçirmesinden sonra, bakımının yapılması ve tedavi giderlerinin
karĢılanması konusunda Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıyla ortak hareket ettiği, DENĠZ kod
227
Avukat Zeki Rüzgar‟ın taburcu olması sonrasındaki tedavisinin Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın
evinde devam ettiği,
Halkın Hukuk Bürosu Sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz tarafından, Ankara‟da
hakkında dava açılan örgüt mensuplarının vekâlet vermesi için yönlendirilen avukat olduğu,
Ankara‟daki cezaevlerinde bulunan DHKP/C örgütü mensuplarını düzenli olarak
ziyaret edeceği konusunda Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟e
taahhütte bulunduğu,
2003 yılından sonra örgütün Ankara sorumlusu FERDA kod Funda Davran Gök ile
görüĢmelerinin baĢladığı,
ÇHD üyeliğini, dernek içinde etkinlik kazanmak amacını güden örgüt mensuplarının
talimatları doğrultusunda sürdürdüğü, derneğin faaliyetleri ve yönetimi hakkında Halkın
Hukuk Bürosu Sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟e bilgi aktardığı, nasıl hareket edilmesi
gerektiği konusunda talimatlar aldığı,
Trafik kazası geçirmesinden sonra tedavisine Selçuk-Betül Kozağaçlı çiftinin evinde
devam edilen DENĠZ kod Avukat Zeki Rüzgar‟ın tedavi ve bakım masrafları için, YaĢar
KOD Münevver KÖZ tarafından Avukat Selçuk Kozağaçlı‟ya para gönderildiği ve bu
harcamadan dolayı yurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun haberdar edildiği, Avukat Selçuk
Kozağaçlı tarafından Deniz KOD Avukat Zeki Rüzgar‟ın tedavisi için yapılan masraflarla
ilgili dökümlerin de YaĢar KOD Münevver Köz‟e gönderildiği ve bu harcamaların da örgüt
sorumlusuna bildirildiği,
YaĢar KOD Münevver Köz‟e, mülga TCK 169 maddeden yargılanan örgüt
mensuplarının uyum yasasından faydalanmaları için baĢvuru yaptıklarını söylemesi üzerine,
YaĢar KOD Münevver Köz‟ün; tahliyesi için baĢvuru yapılacak kiĢiler arasında bulunan
Tülay KOD Tuğba Ġyigün‟ün ahlaksız iliĢki yaĢadığı gerekçesi ile örgütten atılmıĢ bir kiĢi
olduğunu söyleyip, bu kiĢi için baĢvuru yapmamasını istediği ve Avukat Selçuk
Kozağaçlı‟nın, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün bu talimatına uyduğunun değerlendirildiği,
Ankara Ulucanlar Cezaevi‟nde yatmakta olan Sevinç Sahingöz‟ü ziyaret ettiğinde,
Sevinç ġahingöz‟ün babasının uyuĢturucu suçundan Yozgat Cezaevi‟nde tutuklu olduğunu
öğrendiği, Sevinç ġahingöz‟ün, babasının durumu ile ilgilenilmesini istemesi üzerine Selçuk
Kozağaçlı‟nın, Sevinç ġahingöz‟ün babasının davasının takip edilip edilmeyeceğini YaĢar
KOD Münever Köz‟e sorduğu, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün de bu soruyu örgüt
sorumlusuna ilettiği, dolayısıyla Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın, örgüt mensuplarının hangi
davaları ile ilgileneceği konusunda örgütün talimatına göre hareket ettiği,
Örgütün Ankara Sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök‟ün, Ankara Emniyet
Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığında önce örgütle alakası olmayan bir avukatla (Baro
tarafından gönderilen Avukat Murat Karaman) görüĢtüğü ve evinde yeniden arama
yapılabileceği endiĢesi ile bu avukata evinde bulunan örgütsel dökümanların gizlendiği yeri
228
söylediği, daha sonra “kendi avukatım” dediği Selçuk Kozağaçlı ile görüĢtüğü, Adliye‟ye
sevk edilip serbest kalmasından sonra Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın evine gittiği, Avukat
Selçuk Kozağaçlı‟nın, örgütsel dökümanların gizlendiği yeri örgütle alakası olmayan bir
avukata söylediği için Ankara Sorumlusu olan Funda Davran Gök‟ü azarladığı,
20 Ekim 2003'de Çorum'un Ġskilip Ġlçesi'ne bağlı Ferhatlı Köyü yakınlarında güvenlik
kuvvetleri ile girdikleri silahlı çatıĢma neticesinde Gazi Arıcı ve Selhan Top isimli DHKP/C
örgütü mensupları ölü olarak ele geçirildiğinde Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın konu ile ilgili
olarak elde ettiği bilgileri anında YaĢar KOD Münevver Köz‟e aktardığı, bilahare de 13
Kasım 2003 te gerçekleĢen çatıĢmada yaralı olarak yakalanan Bülent Bağcı ile görüĢmeye
gittiği,
YurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun, DEVRĠMCĠ SOL Ana Davası sebebiyle tazminat
davası açılması ve görevi ihmalden devlet aleyhine dava açılması konusunda talimat vermesi
üzerine, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün, konu ile ilgili olarak Avukat Selçuk Kozağaçlı‟yı
Ġstanbul‟a çağırdığı ve Selçuk Kozağaçlı‟nın talimata uyarak Ġstanbul‟a geldiği,
Ankara‟daki cezaevlerinde kalmakta olan DHKP/C örgütü mensuplarının durumlarını
ve taleplerini YaĢar KOD Münevver Köz‟e ilettiği anlaĢılmıĢtır.
b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde
Yer Alması
Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt
mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle
birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ
YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın
ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup
Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Selçuk
Kozağaçlı‟nın da katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda
Birlikleri) içerisinde faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı
bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda
bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma
sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski
Ġstanbul sorumlusu olan Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile
gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün
silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak
ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği
ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
229
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 2: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü
lideri Dursun KarataĢ‟ın cenazesinin 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve
16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze
törenine Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun
üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı
DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden
bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar
kortej eĢliğinde yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün,
amacının ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç
iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik
eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, tören boyunca Ģüpheli
Selçuk Kozağaçlı‟nın örgütün silahlı kanadı olan DHKC‟nin sözde bayrağının hemen yanında
bulunduğu ve ülkemizde birçok silahlı saldırı düzenleyip güvenlik güçlerimizi ve
vatandaĢlarımızı Ģehit eden DHKP/C terör örgütünün liderinin fotoğrafını göğsüne taktığı,
hemen önünde canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın da bulunduğu,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3: 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi
Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi
Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup
içerinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da yer aldığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir
bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN
HESABINI SORDUK SORACAĞIZ- KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZHALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
230
Eylem 4: 07.05.2010 günü ölen Güler Zere‟nin (450-500) kiĢilik bir grup tarafından
ailesinin ikameti olan Elazığ‟a getirildiği, grubun GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR HALK
CEPHESĠ” pankartı astıkları, grubun ellerinde kırmızı flama taĢıdıkları, grup içerisinde
toplanan bazı Ģahısların kırmızı zemin üzerine sarı renkli harflerle yazılmıĢ “Halk Cephesi”
ibaresi bulunan önlük giydikleri, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da düzenlenen eyleme
katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 5: 22.02.2010 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst
yapılanması olan Halk Cephesi üyesi yaklaĢık 100 kiĢilik bir topluluk tarafıdan Adliye binası
dıĢ
kapısı
önünde
“FERHAT‟I
VURANLAR
ENGĠN‟Ġ
KATLEDENLER
CEZALANDIRILMALIDIR ADELET ĠSTĠYORUZ HALK CEPHESĠ” yazılı pankartlar
eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da katıldığı,
Yine aynı Ģekilde Ferhat Gerçek ile alakalı olarak 31.05.2010 günü Ġstanbul Bakırköy
Adalet Sarayında DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk
Cephesi organizesinde “ÖZÜR DEĞĠL ADALET ĠSTĠYORUZ” yazılı “HALK CEPHESĠ ”
imzalı dövizler eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde
bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen
Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli
Selçuk Kozağaçlı‟nın da yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı
caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK
BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR231
DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde
ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede
bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale
sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde
bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp
konteynırlarını devirdikleri,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün internet siteleri aracılığıyla yaptığı çağrılar
doğrultusunda, karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini
sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da
açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla
cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği,
akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve
eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde
bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezrlığına
yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte
hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların
olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların
bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN
ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE
EMRAH
BARLAKI
GAZĠDE
HASAN
SELĠMĠ
KATLEDEN
POLĠSLER
CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI
BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin
taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL
DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL
POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN
SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR
SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ”
Ģeklinde sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve
güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt
mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar
yer almak ve örgüt propagadasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle üzerine
atılı zincirleme Ģekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
Yukarıda açık Ģekilde anlatılan eylemler bir bütün halinde değerlendirildiğinde Selçuk
Kozağaçlı‟nın katıldığı toplumsal eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği
üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği,
232
Bulunduğu eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör
Örgütü mensupları ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı,
DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB)
mensuplarının cenaze törenlerine katıldığı,
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenaze törenine katıldığı ve tören
boyunca örgütün silahlı kanadı olan DHKC‟nin sözde bayrağının hemen yanında bulunduğu
görülmüĢtür.
c) Yoğunluklu Olarak DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının
Avukatlığını Üstlenmesi
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce, DHKP/C terör
örgütüne yönelik 2006 ile 2012 yılları arasında DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette
bulunma suç Ģüphesi ile gözaltına alınan 170 Ģüphelinin emniyete alınan ifadeleri esnasında
savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
ġüpheli Özgür Yılmaz‟ın 73, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın 14, Ģüpheli Nazan Betül
Vangölü Kozağaçlı‟nın 12, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın 1 Ģüphelinin ifadesinde hazır bulunduğu,
diğer Ģüphelilerin savunmalarında ise baĢka avukatların hazır bulundukları,
Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri
(SPB) mensubu militanlarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının
yaptığı,
ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına
alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade
verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına
alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya
kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır.
d) Ġfade Beyanları
I. Gizli Tanık Beyanları
BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012
tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Selçuk Kozağaçlı ile ilgili olarak;
“Ġsmini Selçuk KOZAGAÇLI" olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosunun
Ankara‟daki avukatlarından biridir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların
dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. Ankara Gençlik, ĠVME ve ÇağdaĢ Hukukçular
Derneği içerisinde faaliyetleri vardır. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların
dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis
233
gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları
talimatını verdiğini biliyorum” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Selçuk Kozağaçlı ile
ilgili olarak;
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK,
Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü
SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü
avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu
veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi
kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır.
… Avukatlık zırhı ve doğal bağ nedeniyle çabuk deĢifre edilmeyecek bir yapı
oldukları için örgütlenme açısından önemli bir yer alırlar. Örgütün ismiyle yapıldığında tepki
çekecekken ÇağdaĢ Hukukçular Derneği (ÇHD) ismiyle yapınca yasal zemin elde ediliyor.
Aynı zamanda ÇHD‟li olan Selçuk KOZAĞAÇLI DHKP/C örgütünün son süreçteki Suriye‟ye
destek politikası gereği Oya ASLAN ile birlikte Suriye‟ye gittiler. Örgüt YürüyüĢ dergisinin
hemen bütün sayılarında Esad‟a destek verdiğini açıklıyor…” ġeklinde beyanda bulunduğu
görülmüĢtür.
II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde
Selçuk Kozağaçlı ile ilgili ile ilgili olarak;
“…Ġsmini ve açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün avukatlarından
olduğunu biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı
dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan
sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde
yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Selçuk Kozağaçlı ile ilgili olarak;
„‟Selçuk Abi olarak tanırım. Ankara‟da avukatlık yaptığı için; örgüte yakın hareket
ettiğini bilsem de tam olarak ne tür faaliyet gösterdiğini bilmiyorum. Fakat ÇağdaĢ
Hukukçular Derneğinde faaliyet gösterdiğini biliyorum.‟‟ ġeklinde beyanda bulunduğu
görülmüĢtür.
234
e) Açık Kaynak ÇalıĢmaları
DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ
Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli
Selçuk Kozağaçlı hakkında çıkan haberler incelendiğinde;
DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu,
DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD
gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlara Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da
katıldığı,
Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB
mensubu Ģahıslara dair gerçeği yansıtmayan açıklamalarda bulunarak bu Ģahıslar hakkında
övücü açıklamalarda bulunduğu,
DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” isimli kampanyalar adı
altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme katılarak açıklama yaptığı veya savunuculuğunu yaptığı
anlaĢılmıĢtır.
f) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları
11.01.2013 günü saat 19:52‟de Selçuk Kozağaçlı ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Kozağaçlı‟nın “Ee hafta baĢı seyahatimiz konusun da bilgilendirildin mi”
dediği,AĢçı‟nın “Yo daha bilgim yok” dediği,Kozağaçlı‟nın “Aa bi bilgin ne güzel olur bir
görüĢ istersen arkadaĢlarla bu Hukuk örgütlerinin daveti var biliyorsun bir görüĢelim diye
ġamdan, Ee Salı günü bir Beyrut üzerinden geçelim Beyrutta veya ġamda toplantılar
yapalım diye düĢündük Hukuk örgütleri özellikle talepleri var Türkiye Hukuk
örgütlerinden”dediği,AĢçı‟nın “Hı hı” dediği,Kozağaçlı‟nın “Onu onu bir sen de
programına bak, Bi görüĢ bana teyid et yarın olur mu, Yarın en geç biletleri almam lazım
bir”dediği,AĢçı‟nın “Tamam” dediği,Kozağaçlı‟nın “Ġki yine yine sende ekonomik yönünden
bi değerlendirme yap” dediği,AĢçı‟nın “Tamam” dediği,Kozağaçlı‟nın “Nasıl nasıl yapıcaz
onu yarın konuĢalım” dediği,AĢçı‟nın “Tamam” dediği,Kozağaçlı‟nın“Yarın öğleye doğru da
biletleri çözmüĢ olalım”dediği,AĢçı‟nın “Tamam Selçuk tamam” dediği,
11.01.2013 günü saat 20:03‟te Ebru Timtik ile Selçuk Kozağaçlı isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
235
Kozağaçlı‟nın “Ebrucum ee yola çıkacaktınız galiba gece ama senden bir Ģey rica
edicem” dediği, Timtik‟in “Tabi abi buyurun” dediği, Kozağaçlı‟nın “Behiç ile de görüĢtüm
aslında oda yarın bakacak programını bu Suriyeli Hukuk örgütlerinin çağrısıyla bir toplantı
yapalım diye düĢünmüĢtük Beyrut‟ta ve ġam‟da biliyorsun” dediği, Kozağaçlı‟nın “Onun
onun programlanması için ee özellikle ekonomik açıdan programlanmasına iliĢkin Behiç bey
de bana yarın dönecek sende gelmeden bi bakarsan o duruma çok sevinirim” dediği,
Timtik‟in “Tamam abi tamam Behiç abiyle de konuĢuruz o zaman ” dediği, Kozağaçlı‟nın
“Abi çok güzel olur çünkü yarın zannediyorum öğleden sonra biletleri almamız lazım
buradayız tabi bi de öyle bi sıkıntıda var ekonomik olarak nasıl programlayalım diye bir
karar vermemiz lazım yarın öğleye kadar ” dediği, TĠMTĠK‟in “Tamamdır tamam abi yani
ben Behiç abiyi görmeye çalıĢıcam ama ya çok az zamanım var arabanın kalkmasına yani”
dediği, Kozağaçlı‟nın “Yok aslında Behiç ile de değil Behiç kendisi hani onu değerlendirip
döner yarın öğlen bize ” dediği, Timtik‟in “Kaynak bulmaya çalıĢacakdır biliyorum biliyorum
abi” dediği,
13.01.2013 günü saat 15:03‟te Selçuk Kozağaçlı ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
AĢçı‟nın “Selçuk Ģey diycem Suriyeye gidiĢ konusunda” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet”
dediği, AĢçı‟nın “ġöyle bir Ģey yapabiliriz hani senin yanında ben değilde Arapça bilen bi
Avukat olsa daha yararlı olur diye düĢündük” dediği, Kozağaçlı‟nın “Ne güzel olur ama ben
artık biletleri aldım çok geç kaldık salı sabahı uçuyoruz hem ben yalnız aldım eğer yanıma bir
arkadaĢ düĢünüyor isek onun için ayrıca bir giriĢimde bulunucaz” dediği, AĢçı‟nın “He sen
sadece kendine mi aldın” dediği, Kozağaçlı‟nın“He evet tabi bana ve mihmandarımıza aldım
o kadar”dediği, AĢçı‟nın “Hı” dediği, Kozağaçlı‟nın “GidiĢ dönüĢ 15-19 onu çözdüm çünkü
yarın bugün öğlenden sonra artık mümkün değildi Ģey bilet almak kalmıyordu, Ee dolayısıyla
yani çok Ģart değilse ikinci bi kiĢiye ihtiyaç yok” dediği, AĢçı‟nın “Öyle mi tamam” dediği,
Kozağaçlı‟nın “Evet öyle düĢünüyorsa da bana bilgi verebilir arkadaĢlar sadece konuĢuruz
yani” dediği, AĢçı‟nın “Tamam peki Selçuk sen Ģeyden Ġstanbuldan gideceksin dimi uçuĢun
Ġstanbuldan” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet” dediği, AĢçı‟nın “Hı hı peki gitmeden görüĢür
herhalde” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet yani çok yakın saat 10 uçağıyla Ankaradan Ġstanbula
geçiyorum, 12:30 uçağıyla Ģey havaalanından çıkamam yani ama tabii ki görüĢürüz” dediği,
AĢçı‟nın “Hıı peki daha erken gelseydin de Ģey neyse havaalanında görüĢürüz olur olur”
dediği, Kozağaçlı‟nın “Tamam tamam ben yine akĢam ararım seni” dediği, AĢçı‟nın
“Tamam tamam ne kadar tuttu biletler onu da bana söylersen” dediği, Kozağaçlı‟nın
“2.000” dediği,
GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın ÇHD adına ġam ve Beyrut‟ta
toplantıya katılacağının tesbit edildiği,
Yapılan incelemeler neticesinde Ģüphelinin ,Ģüpheli Oya Aslan ile birlikte Suriye‟de
bir dizi toplantıya katıldığının belirlendiği, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın masraflar için
DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD BaĢkanı ve
HHB Avukatı Behiç AĢçı ile irtibata geçtiği, gerekli finansal kaynağın Behiç AĢçı aracılığı ile
236
örgütün fonundan karĢılandığı,gizli tanık YüzleĢme‟nin beyanlarından da anlaĢılacağı üzere
çatıĢmaların devam ettiği bir dönemde Ģüphelilerin bu geziyi gerçekleĢtirmelerinin DHKP/C
terör örgütünün son süreçteki Suriye‟ye destek politikası gereği olduğu belirlenmiĢtir.
g) Elde Edilen Diğer Deliller
ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda yukarıda
detayları ile açıklanan “ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının
Faaliyetleri/ Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları” baĢlıklı bölümde anlatıldığı üzere ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği BaĢkanı olduğu, dolayısıyla örgütün amaçları doğrultusunda ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği tarafından yapılan açıklamalar ile diğer sair eylemlerden doğrudan
sorumlu olduğu,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada üzerinde bereket yazılı kırmızı renkli
sayfaları 1-79 ile numaralandırılan ajandanın 29 ile numaralandırılmıĢ sayfasında; “4 Aralık
2012 44 – Songül, 5 bin kamp 17 bin – banka 63 TL borcumuz var” Ģeklinde ibarelerin
olduğu,
Yine Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 51 ile numaralandırılmıĢ
dökümanda; “15.000 ÇHD 2000 Birol 1500 Naciye 500 Koltuk 1000 Ünz Elde: 20000 Nakit
600 Dolar 700 TL Bankadaki paradan elimizde 1500 var Elimizdeki parayı döviz yaptık
ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, bu ibarelerden ileri
bir tarihte kampa gidileceğinin anlaĢıldığı,
Ġlgili mahkeme kararlarına istinaden yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde
11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen kampa ĢüphelilerdenTaylan
TANAY, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Günay DAĞ, ġükriye ERDEN,
Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ ile ÇağdaĢ Hukukçular
Derneğine kayıtlı oldukları değerlendirilen bir kısım avukatların katıldığı ve NevĢehir –
Ürgüp‟te bulunan Hotel Surban‟da yapılan 3 günlük kamp olduğu, Hotel Surban isimli
iĢyerinden yukarıda ismi geçen Ģahısların konaklama ücretini gösterir fatura temin edildiğinde
toplam tutarın 3.641 TL olduğu, paranın tamamının Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı tarafından
ödendiği,
Hollanda ve Belçika Dökümanları arasında bulunan 19.10.2003 tarihli YaĢar KOD
Münevver Köz tarafından yazılan raporda; “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma
konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak
insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu
konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim.selçuk
çevrelerinde böyle insanlar olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını.bunlardan
3-4 kiĢinin içlerinde daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya
getireceğini ve Deniz ile birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av.
Kazanabileceğimizi bunun alt yapısının müsait olduğunu söyledi..” Ģeklinde hususların yazılı
olduğu,
237
06.10.2003 tarihli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda ise “ÇHD VE
MANAVLAR KONUSUNDA: ÇHD KONUSUNDA” baĢlığı altında; “…ÇHD hukuk alanında
bizim için önem verdiğimiz bir mevzidir ve iĢlevli ve doğru tarzda müdahale edildiğinde kendi
alanı içinde ve genelde demokrasi mücadelesinde ciddiyeti olan ve sözü dikkate alınan bir
kurumdur.bu yanıyla ÇHD yi iĢlevcli kılmalıyız...”
“…ÇHD bizim aynı zamanda HHB ye av..kazanma noktasında bir
mevzimizdir.bunları yaptığımızda HHB farklılığını hissettireceğiz ve kuracağımız sağlıklı
iliĢkileri politikleĢtirerek HHByede kazanacağız…”
“…ÇHD gibi içinde bizimde olduğumuz ama herkezin olabileceği kurumlarda
kapsayıcı olurken buralarıideolojik mücadele mevzisi olarakta değerlendirmek zorundayız…”
Ģeklinde hususların yazılı olduğu görülmüĢtür.
Yukarıda isimleri sayılan avukatlar ile ilgili yapılan çalıĢmalarda aralarında 2012/2259
sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C Terör Örgütü içerisinde eylem ve faaliyette bulunmak
suçundan iĢlem yapılan ve tutuklanan, Ġstanbul/Ankara Halkın Hukuk Bürosunda görevli
Taylan Tanay, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz, ġükriye Erden, Selçuk Kozağaçlı,
Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı gibi avukatların bulunduğu ve büyük çoğunluğunun ÇHD
içerisinde görevli avukatların oluĢturduğu grup olduğu görülmüĢtür. Belirtilen Ģahısların
YaĢar KOD Münevver Köz tarafından 19.10.2003 tarihinde yazılan örgütsel döküman
içerisinde geçen “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara
ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla
ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu
gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim” Ģeklinde belirtilen hususlar
çerçevesinde bir araya gelmiĢ oldukları ve kamp için harcanan 3.641 TL‟nin kamp için
ayrılan 5000 TL içerisinden HHB aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığı anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ve Oya
Aslan‟ın Suriye ve Lübnan‟da katıldıkları toplantı vs. ile ilgili olarak yapılan harcamaların da
TAYAD BaĢkanı ve HHB avukatı Behiç AĢçı aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığının
anlaĢıldığı, Selçuk Kozağaçlı‟nın söz konusu yol masraflarını istediği tarihte yukarıda
bahsedilen NevĢehir kampında olduğu da göz önüne alındığında söz konusu masrafları da
örgütün fonundan karĢıladıkları tespit edilmiĢtir.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ
dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270,
Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen
Ģahısların sırasıyla; Günay DAĞ, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan
Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ, isimli Ģüpheliler olduğu ve bu Ģüphelilerin
örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemeğin ücretini karĢıladıkları
anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca iddianamenin “ġüphelilerin Cezaevinde Ġken Örgütün Merkez Komitesi Ġle
HaberleĢmeye Devam Etmesi” bölümünde açıklandığı üzere DHKP/C terör örgütünün
238
cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar
aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Bulut Yayla isimli örgüt mensubu
aracılığıyla Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟ya savunmalarında kullanılmak üzere yazıĢma
yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine savunmasında
kullanabileceği birçok argümanın iletildiği, Ģüpheli tarafından da aynı Ģekilde örgüt
yönetimine mektup ile cevap verildiği,bu yazıĢmaların örgütün cezaevlerinden sorumlu
elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu üzerinden ele geçirilen dijital malzemelerde elde
edilmesinin yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır.
SONUÇ OLARAK;
ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan
operasyonlarda ele geçirilip adli istinabe yoluyla Belçika ve Hollanda adli makamları
tarafından ülkemize teslim edilen örgütün arĢivinin bulunduğu dökümanlarda çok sayıda
isminin geçtiği, döküman içeriklerinden açık Ģekilde DHKP/C terör örgütü adına faaliyetler
yürüttüğünün anlaĢıldığı, örgüte rapor sunan yöneticiler tarafından Ģüpheli ve eĢine örgütsel
faaliyetlerinde kullanılmak üzere para verildiğinin örgüt raporlarında açık Ģekilde yazıldığı,
Ģüphelinin Zeki Rüzgar isimli Ģüpheliyi evinde barındırarak tedavisini üstlendiği, bu tedaviye
iliĢkin örgütle bağlantılı ve "manav" kod ismini kullanan avukatlardan yardım aldığı, YaĢar
Kod ismini kullanan Münevver Köz ile irtibatlı olduğu, onun talimatları doğrultusunda
avukatlığını yaptığı Tülay Kod Tuğba Ġyigün isimli örgütten uzaklaĢtırılan bir kiĢinin
avukatlığını bıraktığı, örgüt dökümanlarına göre gözaltına alınan örgüt mensuplarının
iĢlemlerini ne Ģekilde takip ettiğinin YaĢar Kod tarafından yazılan bilgi notlarında açıkça
belirtildiği, özellikle 29/08/2003 tarihli örgüt arĢivinden çıkan ve YaĢar Kod Münevver Köz
tarafından yazılan bir raporda kamuflajlı olarak bahsedilen ve kolluk tarafından zapt edilen
bilgisayara iliĢkin Ģüphelinin bizzat takip yaptığı, bilgisayarda bulunan örgütsel bilgilerin ele
geçirilmemesini sağlamaya çalıĢtığı, yine örgütün Ankara Sorumlusu olan Ferda Kod Funda
Davran Gök tarafından düzenlenen 30/08/2003 tarihli rapor içeriğinde Ferda Kod Funda
Davran Gök'ün kendisine daha önce gelen örgütle bağlantılı olmayan Murat Karaman isimli
avukata evindeki zulayı söylemesi nedeniyle uyarıda bulunduğu, yine YaĢar Kod Münevver
Köz tarafından yazılan 20/09/2003 tarihli raporda itirafçılara ait duruĢmada kalabalık bir
avukat katılımını sağlayıp, mahkeme üzerinde baskı oluĢturmaya çalıĢılacağına iliĢkin
raporun bulunduğu, yine 06/10/2003 tarihli YaĢar Kod Münevver Köz tarafından yazılan
raporda ele geçen kamuflajlı dosyaların çözülememesi nedeniyle emniyete gönderilen disket
çözümlerine iliĢkin konulardan bahsettiği, Ģüphelinin bu Ģekilde çok sayıda Belçika ve
Hollanda makamları tarafından ülkemize teslim edilen dökümanlarda isminin geçtiği,
Hollanda Ulusal Savcılığının 06/02/2007 tarihli yazıları ile teslim edilen tüm araĢtırma
bilgilerinin ve biliĢim materyallerinin örgüt arĢivinden ele geçirilmesi nedeniyle DHKP-C
terör örgütü hakkında açılan tüm davalarda delil olarak kullanılabileceğinin belirtildiği,
ġüphelinin terör örgütü güdümünde yapılan polis karakoluna intihar saldırısı yapan
örgüt mensuplarının cenaze törenlerinin örgüt propagandasına dönüĢtürülmesi için faaliyette
bulunduğu ve aynı Ģekilde terör örgütü yöneticisi Dursun KarataĢ'ın cenaze töreninde Halkın
Hukuk Bürosu avukatları ile birlikte yer aldığı,
239
ġüphelinin dosyada bulunan Anıl Osman Çelik, Selçuk Aymaz ,yüzleĢme ve Çelik
mahlaslı gizli tanıklar ile Ģüpheli anlatımlarına göre Halkın Hukuk Bürosunun Ankara'daki
avukatlarından biri olduğu, Ģüphelinin örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların
herhangi bir talep olmadan dosyalarını takip ettiği, gözaltına alınan Ģahıslara göz dağı vererek
polis gözetimindeyken direnmelerini, hiçbir Ģeye imza atmamalarını söylediğinin belirlendiği,
Her ne kadar Ģüpheli hakkında daha önceden Ekmek ve Adalet dergisinin bürosunda
yapılan aramada mevcut olan disket kayıtlarının içeriğindeki ibareler nedeniyle 2004 yılında
yargılanıp beraat etmiĢ ise de; mahkemece verilen kararın gerekçesinde disket kayıtlarında
bulunan isimlerin örgütle bağlantılı gerçek kiĢiler olup olmadığının tesbitinin
yapılamadığından dolayı beraat kararı verildiğinden bahsedildiği,dosyamız kapsamında delil
olarak kullanılan dökümanların ise yapılan ortak operasyon çerçevesinde örgüt arĢivinden
elde edilen belgeler olduğu,bu belgelerin adli istinabe yoluyla ülkemize teslim
edildiği,dökümanlarda ismi geçen Ģahısların büyük ölçüde kimliklerinin belirlendiği,Hollanda
ve Belçika Adli Makamlarınca gönderilen dökümanlarda Ģüphelinin örgütle bağlantılı çok
sayıda faaliyetinin yazılı olduğu, bu dökümanların resmi adli makamlar tarafından teslim
edilmesi nedeniyle tüm DHKP-C dosyalarında delil olarak kullanıldığı tesbit edilmiĢ olup,
Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile
organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, Halkın Hukuk Bürosuna
eleman kazandırma faaliyetlerini organize ettiği, doküman içeriklerinden de anlaĢılacağı üzere
örgütün Ankara sorumlusuna uyarılarda bulunabildiği, Ankara‟daki Halkın Hukuk Bürosunun
iĢlemlerinden sorumlu olduğu, halen yurt dıĢındaki örgüt yöneticileri ile yazıĢmalar yapmak
suretiyle irtibatını devam ettirdiği, böylece üzerine atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olmak
suçunu iĢlediği,
Ayrıca Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 14-16/09/2012 tarihinde zincirleme
Ģekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
2. ġÜPHELĠ TAYLAN TANAY
a)Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından
Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar
“1999.01.03 - 1999-fatma-naim-ocak-o03oca01” isimli word belgesi incelendiğinde
Naim isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda;
“…Okullardaki eğitim çalıĢmalarında ise sadece gazinin eğitim çalıĢması düzenli
gidiyor ve ondada özellikle ahmetin büyük etkisi var. Diğer okullar tek tük eğitim çalıĢması
yapıyorlar ama gazi ünv ve fen. fak kendi eğitim çalıĢmalarını oturtmuĢ durumda. Okul
temilcisi arkadaĢlar ise Ģu kitapları okuyorlar: Dursun atakul: Gazi ünv. tıp; raporlar, Ahmet
demir; gazi ünv; Che cıa'ya karĢı, Naciye ...,; ank ünv ziraat fak ;felsefenin baĢlangıç ilkeleri,
240
can ...; ankara ünv veterinerlik fak.; raporlar, taylan tanay ve özgür yılmaz, Ank ünv.
Hukukve eğitim; mücadele seçme yazılar…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“1999.01.15 - 1999-fatma-naim-ocak-o15oca01” isimli word belgesi incelendiğinde;
15 Ocak 1999 Naim MERHABA.
Buradan çıktıktan sonra aklım' da ilk önce ANKARA' ya gitmek orada AYÖ-DER'in
kurulması ve arkadaĢların eğitim çalıĢmaları ile tatil programını çıkartmak ve daha sonra
diğer illere gitmek vardı. Ankaraya gittiğim zaman annem, teyzemlere gelmiĢti ( Diğer teyzem
almanyadan geldiği için onu ziyarete gelmiĢti, ilk önce onları görmeye gittim) orada bir gün
kaldıktan sorra bizim arkadaĢlarla iliĢkiye geçtim ve Övünç ile Döndü için ertesi güne
randevu ayarladık. Randevu akĢamı buluĢacağımız eve gittiğimde; evde Devrim Turan,
Döndü ġahingöz, Övünç Bilgen, Ahmet Demir, Taylan tanay vardı. BenĠm kafamda döndü,
övünç ve devrimle konuĢmak vardı. Biraz normal sohbet ettikten sonra devrim bana özel
olarak, büyük bir sorunları olduğunu ve bunun için bu arkadaĢların burada olduklarını
söyledi. Daha sonra özel olarak devrimle konuĢmaya baĢladık. Devrim bana Ankara
Tuzluçayırda 3 Kasım tarihinde yapılan susurluk protestosu eyleminde gözaltına alınan
ĠSMAĠL EYĠ'nin gözaltında iĢbirliğini kabul ettiğini ve bu iĢbirliğini bile bile 5 Ocak tarihine
kadar sürdürdüğünü, bu süre zarfında ĠĢkencecilerle en az 9 kez görüĢtüğünü ve en son 5
Ocak tarihinde Döndüyü görerek konuĢmak istediğini söylediğini ve ertesi gün 6 ocakta
döndüyle görüĢerek yaptıklarını itiraf ettiğini kısaca anlattı. … Ben ilk önce ĠSMAĠL‟in
geçmiĢ yaĢantısının nasıl olduğunu ve nasıl bir kiĢiliğe sahip olduğunu sordum. Buna göre:
ĠSMAĠL EYĠ: A.Ü. Çok samimi bir tipmiĢ, güzel bir gülüĢü var, sakin, sessiz, sempatik,
sıcakkanlı, ne denilirse yapan, çocuksu hareketleri olan biri. Kendini tam olarak ifade
edememesinden kaynaklı olarak, anlatımlarını hareketlerle ve mimiklerle destekliyor. Nazik,
ĠĢindende kaynaklı olarak giyimine dikka ediyor ve sürekli takım elbise giyiyor. Burjuva
görgü kurallarını iyi bir Ģekilde uygulamaya çalıĢıyor. Ankarada ilk olarak bizim
insanlarımızla ağustos sonu veya eylül baĢında tanıĢıyor BU tanıĢma kurtuluĢa gelip
gitmelerle oluyor. ġu an tutsak olan kurtuluĢ muhabirleri alev ve selda ile iliĢkileri iyi.
Gözaltına alındığı zamanlarda Tödeflilerle henüz yoğun bir iliĢkisiyoktu Bu kiĢiyi en iyi
tanıyanlar Alev ve Seldadır. 31 Ekim tarihinde gözaltına alınıyorve 5 Kasım tarihinde
bırakılıyor. Ġsmailin sorgusunu döndü yapıyor. Buna göre; döndü 8 Aralık günü gözaltıyı
konuĢmak için ismaille konuĢmuĢ ve 11 Aralık günü Kızılayda bir Pastanede görüĢmüĢler.
Ġsmail'in ilk sorgusunda ( AĢağıda anlatılanlar ilk sözlü sorgusudur)genel olarak ruh halinin
kötü olduğu, BaĢından beri alınmıĢ olmanın verdiği korku ve psikolojinin hakım olduğu,
Direngen tavır sergilemedoiği, polisin her dediğinin yapıldığıortaya çıkmıĢ. Bu sorgulamada;
Gözaltında dediğine göre o sırada tödefli olan arkadaĢların isimlerini sormuĢlar, Tödefin
düzenlediği futbol turnuvasını kimin düzenlediğini, kimlerin ayarladığını sormuĢlar.
… Döndü ilk sözlü sorgudan sonra gözaltında yaĢadıklarını en ince ayrıntısına kadar
yazacağı, yazılı bir kağıt istiyor. Ġsmail bunu polislere aktarıyor ve polislerin yazdırdığı ,
yazılı bir sorguyu döndüye veriyor. Devrim TURAN bu sorguda bazı çeliĢkiler yakaladığı için
241
bu kağıdı yok etmemiĢ. Ġsmail polislerle ilk görüĢmesini 6 Kasım günü yapıyor ve bununla
birlikte anlattıklarından çıkarttığımız 9 görüĢme yapıyor. Bunların 7 tanesinin tarihlerini
belirledik. Buna göre; Ġlk görüĢmesi gözaltında iĢbirliğini kabul ettiği görüĢme ve bu 4
Kasımda oluyor, Çıktıktan sonra ki ilk görüĢmesi 6 Kasımda oluyor ve daha sonra sırasıyla 3.
GörüĢme(9 KASIM), 4. GörüĢme (12 Kasım), 6. GörüĢme (10 Aralık), 7. GörüĢme(13 Aralık),
ve 9. GörüĢme 23 Aralık. 5 ve 8. GörüĢmelerin tarihini çıkartamadık. Ayrıca bu tarihler
arasında Ġsmail, Döndü ilede ilk sorgusu hakkında görüĢmüĢtü. Bunların tadrihi ise 8,11 ve
15 Aralıktır. Polisler , ismaile dıĢarıdaki görüĢmelerinde döndüyü, beni, devrimi, KurtuluĢta
neler konuĢulduğunu sormuĢlar ve ismaili bizi tehlikeli göstererek korkutmuĢlar ve ona
bizden kurtuluĢun ancak kendi dediklerini yaparsa olacağını söylemiĢler…
Ben ; döndü ,devrim, övünç,taylan dan ( Bazı konuĢmalarda onu dıĢarı çıkartıyorduk,
özellikle ismailin sorgularını konuĢurken onu dıĢarı çıkardık) bu olaya dahil oldukları andan
itibaren yaĢadıklarını mümkün olan en ayrıntılı Ģekilde kağıda dökmelerini istemiĢtim,
Devrimdende Özellikle Cumartesi günkü randevunun organize ediliĢini ve Ahmet Demirle
Taylan Tanayın bu olaya niye dahil edildiklerini anlatan bir yazı yazmasını istedim. AĢağıda
bütün bu yazılar ve Ġsmailin hem iĢbirliğini itiraf yazısı hemde iilk yazılı sorgusu ayrıntılı bir
Ģekilde var. Ben aldığım bu yazılarla birlikte buraya gelmenin tehlikeli olacağını düĢünerek,
bu yazıları bilgisayara geçirmeye baĢladım ve bunun için AHMET DEMĠR lerin evinde 2 gün
ve dah asonra dün akĢamda bir baĢka arkadaĢın evinde kalarak bu yazıları yazdım ve bu
sabah erkenden ankaraya gelmek için yola çıktım, ayrıca Ahmet Demirlede olaya dahil
olduktan sonraki gözlemlerini konuĢtuk. Bu yazıyı yazarken DEVRĠM TURAN'da benden bir
kopyasını istemiĢti, onun için benim bu gün yazdığım raporum dıĢında kalan bölümün
aynısından Ģu anda bir tanede devrim'de var.
DEVRĠM TURAN'IN ĠSMAĠL EYĠ'NĠN SORGUYA GÖTÜRÜLMESĠ ĠLE ĠLGĠLĠ
NOTU:
7 Ocak 99 PerĢembe günü ben Ġsmail'in iĢbirlikçiliği kabul etmesini ve halen
iĢbirlikçilik yaptığını öğrendim Bunun üzerine bu vatandaĢa güvenmediğimi ve bir kez ihanet
eden bir insanın bir daha ihanet etmesinin çok mümkün olduğunu ve bu yüzden bu arkadaĢın
samimiyetine güvenmediğimi söyledim. Ve Döndü ile beraber oturup ismaili denemeye ve
denediğimiz zamanda da biraz daha netleĢmesinin sağlanacağına karar verdik. Ve Ġsmail için
bir randevu ayarlayıp bu randevu yerinin denetim altına alınmasına ve sokaklarda dolaĢılıp
takip olup olmadığına, polis olup olmadığının netleĢtirilmesine ve tam bunlardan sonrada
ayrıntılı bir Ģekilde sorgusunun alınmasına karar verdik. Ve bunda sadece döndü nün yeterli
olmadığını, ilk baĢta ortamı kontrol edecek, evin etrafını kontrol edecek ve sorgulamaya da
Döndü dıĢında girecek kiĢilere ihtiyaç duyulduğunu gördüm. Övünç döndü ile birlikte
sorguya girecekti. Taylanın iĢi döndü ile Ġsmail gitmeden önce buluĢma yerine gidip etrafı
kontrol edecek, ve arkadaĢları belirli noktalarda takip edip denetim altına alacaktı. Ahmet in
iĢlevi buluĢma evinin etrafını kontrol altına almak ve çevreyi farklı yerlerden kontrol etmekti.
Övünç ayrıca ismailin üst aramasını yapacak ve sorguları netleĢtirecekti. Bu iĢe övünç tödef
sorumlusu olduğu için , Taylan takip noktasında deneyimli olduğu için, Ahmet ise dikkatli
olduğu için seçilip görevlendirildiler. Taylanın döndüyü takip etmesinin nedeni onların
242
çevresindeki yoğunluğu gözlemleyip bilgi almaktı. Ahmet ise evin çevresinin önceki halini ve
sonraki halini gözlemleyecekti. Bu yüzden bu iĢe fazladan taylan ve Ahmet te eklendiler. …
TAYLAN TANAY"A SON YAPILAN DENEMEDE YAPTIĞI GÖZLEMLERĠNĠN
RAPORU:
Çocuğu ilk olarak PerĢembe günü (7-01-99) büroda gördüm. Büroya gittiğimde
gelmiĢti. Ġlk defa görüyordum. KarĢımda oldukça iyi giyinen, temiz tıraĢlı, parlak yüzlü biri
vardı. Olay bana daha önceden anlatıldığı için çocuğa daha farklı bir gözle bakmaya
baĢladım. Kafasını sık sık aĢağı indiriyordu. Garip bir tiki vardı; omuzlarını konuĢurken,
söylediklerini doğrulatmak istercesine içeri doğru çekiyordu. SıkılmıĢ biran önce gitmek
isteyen, yüzünü insanlardan kaçırmaya çalıĢan bir hali vardı (Daha önce çocuğu görmediğim
için, bu hali son zamanda içinde bilindiği psikolojik durumun yansıması olabilir. Eğer daha
öncede bu tip davranıĢları varsa çekingenlik olarak değerlendirilebilir ama ben psikolojisinin
yansıması olarak görüyorum.) Sık sık elbisesini düzeltiyordu, biraz tedirginlik, birazda
utangaçlık vardı. Küçük harflerle konuĢuyordu. Yüzü normal üstü sarıydı(korkudan
sanıyorum)
Çocuğun durumundan bana Döndü bahsetti, çocukla görüĢüleceğini ve benim polis
yoğunluğunu takip etmem istendi, bu amaçla 7-01-99 PerĢembe günü büroda Ģahısta bana
gösterildi.
NOT: Benden çocuğun takip getirip getirmediğini anlamam istendi. Bunun için
çocukla ilk buluĢma yeri olan-- Nato yolu Açıkalın ilköğretim okulu--na buluĢma saatinden 45
dak. önce gidip orayı kolaçan etmem ve varsa polis yoğunluğunu saptamam, daha sonra saat
9"da Döndü ve Ġsmail gelince orada polis yoğunluğunda herhangi bir değiĢiklik olup
olmadığını gözlemem ve döndüleri gidecekleri yere kadar izlemem istendi, eğer tehlike varsa
onların evden çıkmalarını sağlayacaktım. Çocukla görüĢülecek gün evden çıktığımda saat 8
di. Sokakta olağandıĢı hiçbir Ģey yoktu. Hafta sonu olmasından ötürü sokak zaten tenhaydı.
Her günkü gibi ne iĢe gidenler vardı nede okula gidenler, o yüzden sokağın hareketliliği çok
rahat değerlendirilebilirdi. Temiz Ģekilde gideceğim yerin minibüsüne bindim. Zaten binen
son yolcuydum, bu yüzden minibüste polis olma olasılığı çok zayıftı Saat8:15 olduğunda
randevu yerine geldim. Burası bir duraktı(NATO yolu Açıkalın ilköğretim okulunun önü)
Durakta otobüs bekleyenler, iki taksici ve büfe vardı. Durakta biraz bekledikten sonra büfeye
yöneldim. Gazetelere göz attım. Bu sırada da çevreyi tarıyordum. 2 gazete aldım. Bunları
okuduktan sonra sonra okulun alt tarafına(Durağın altında okul vardı) indim. BoĢ bir
araziydi. Burada bir olağandıĢılık yoktu. Oradan alt sokağa girdim. Bu sırada bir benden
ĢüphelenmiĢ olacak ki okuldan 50m uzaklaĢtıktan sonra aĢağı inmeye baĢladı. Ġlk önce
sıradan bir insan olabilir diye düĢündüm sonrasındaysa çevreyi olağandıĢı süzmesi, benim
geldiğim yerdin gelmesi polis olma olasılığını artırdı. Hemen yukarı durağa çıktım. Sakin bir
Ģekilde, o ise benim paralelimden aĢağı inmeyi sürdürdü. Durağa ulaĢtığımda yaklaĢık 5 dak.
gelirmi diye bekledim, gelmedi. Durakta yüzümün eskimesi ve dikkat çekmemek için minibüse
binip yaklaĢık 200m gittikten sonra indim. Durağın karĢısında yüksekçe bir tepe vardı biraz
yürüdükten sonra tepenin arka tarafından, yola görünmeden, durağı tam görülebilecek bir
243
yere ulaĢtım. ĠnĢaatlardan birine girdim. YaklaĢık yarım saat durak ve çevresinde ki
hareketliliği analiz etmeye baĢladım. Önceleri anormal bir Ģey Ģoktu , saat 8:35 gibi beni
görüpte aĢağı gelen adamı gördüm. Okul bahçesindeydi. Adamın boyu duvarın boyundan 10
cm filan uzundu(1,70), bir sağdan, bir soldan durakta bir Ģeyler arar gibiydi. Üzerinde siyah
mont, boyunda atkı, fırça bıyıklı, kahverengi kazak giymiĢ, yaklaĢık 35,40çyaĢlarında bir
adamdı. Bu sırada durakta park edilmiĢ eski model koyu yeĢil bir kartal vardı. Saat 9"a 5
kala yine tepenin sapa tarafından aĢağı indim. Bu sırada arkamdan inĢaat iĢçisi kılıklı 30-35
yaĢlarında dolgun, 1.75 boylarında , beyaz yüzlü saçları 2 yandan birazcık açılmıĢ , kot
giymiĢ, siyah kazaklı biri geliyordu. Adam garip Ģekilde (Acaba safmı diye düĢünmedim değil,
karda iz sürer gibi adım adım peĢimden geliyordu. )Ana yola inen yol bir patikaydı. Ġlk önce
baĢka yol yok ki diye düĢündüm, sonrasında patikanın dıĢına çıktım, yolu uzatıyordum yinede
peĢimden geliyordu, yaklaĢık30 m böyle sürdü, yola indiğimde arkamda yoktu. Yürürken
arkaya iyice baktım ama adamı göremedim. ĠnĢaatlardan birine girdi diye düĢündüm çünkü
geldiğim yolun çevresinde inĢaatlar vardı. Durağa yaklaĢtığımda bizim arkadaĢla o çocuk
beraber duraktan aĢağı doğru inmeye baĢladılar. Çocuğun ilk gördüğüm yüzünde üst boyutta
bir tedirginlik vardı. Ne yapacağını yada ne olacağını bilmeyen insanları hatırlatıyordu.
AĢağı indikten sonra aramızda 100 m kaldığında ben takip edilip edilmediklerini anlamak için
biraz bekledim, takip edilmiyorlardı. Sonrasında bir taksiye bindim ve yanlarından geçtim.
Paralel sokakta yolun sonunda indim bir Ģey yoktu. Oradan caddenin baĢına çıktım aĢağısı
bir vadiyi andırıyordu. Park yapımında görevli içiler, çalıĢan iĢ makinaları, vardı. Sokakta ne
olup bittiğini anlamak kolaydı. Bu sırada duraktaki adam görünmeye baĢladı. ArkadaĢları
belli bir yere kadar o takip ediyordu (Eminim). Yanılmıyorsam(Sağ) taraftan yolun solundan,
daha geriden siyah giyinmiĢ, esmer, 20-25 yaĢlarında bir sivil polis daha vardı. ArkadaĢlar
çok hızlı yürüdükleri için ve bendi onları kaybetmeyeyim diye hızlı hareket ettim, bu sırada
duraktaki Ģahıs beni gördü. Beni görünce arkadaĢları bırakıp beni takip etmeye (
Hareketlerimi) baĢladı Bu arada çevrede geçen taksiler dıĢında en çok dikkat çeken ASKĠ"nin
siyah renkli içinde 4 adam bulunan bir kartalıydı. Çevrede (Tuzlu çayırın üst taraflarında)
polis karakoluna yaklaĢmamızdan dolayı 2 resmi polis otosu gördüm. Bu arada çok belirgin
takip atan2-3 Ģahıs vardı ( Üsttekilerin aynısı) Ondan sonra cebeciye gelip pastaneye
(Ulubay)oturdular Ben PTT"ye girdim bir kart alıp ailemle görüĢtüm, telefon kulübesinden
pastaneye bakıyordum. Pastanenin çevresi sivil açısından kalabalıktı. Dörtyol ağzında resmi
polis arabası dıĢında pastanenin çevresinde yaklaĢık 6 sivil araba vardı. Markaları, reno
toros beyaz(29, beyaz Ģahin(3), tane vardı. YaklaĢık 4 defa 10 dak. arayla sokağı kolaçan
ediyordum. PTT"ye girdiğimde biri dikkatimi çekti. Beyaz parlak yüzlü23-25 yaĢlarında
üzerinde siyah renkli elyaflı montlardan vardı. Ondan sonra arkadaĢın zatla birlikte
ayrıldığını gördüm. Takip edemedim. Ondan sonra görüĢülecek evin çok iyi görülebileceği
yerler gittim. Ankara kalp merkezindeki kantin tam eve bakıyordu. Telefon açma bahanesiyle
evi gözetliyordum. OlağandıĢı Ģeyler yoktu ama çevrede dikimevi postanesinin etrafı çok iyi
tutulmuĢtu. Hemen giriĢte iki sivil ekip vardı. Döndü yaklaĢık12:00 gibi eve girdi, Evin diğer
yollarla kesiĢmesi Ankara kalp merkezi giriĢinden 15-20 m, soldan ise 50 m civarındaydı. Ben
soldan giriĢte bekliyordum. YaklaĢık 15 dak. beklediğimde sokağa giren olmadı. Benim
tarafımda o sırada 06 plakalı bir Ģahin geçti , beyaz renkliydi. Ġçinde üç Ģahıs vardı. Ben
dikkat çekmemek için evin bilindiği sokağa girdim. Alt tarafta 5 dak. dolaĢtığım zaman pos
bıyıklı, iyi giyimli 35-40 yaĢlarında üzerinde kadifemsi kahverengi mont ve renkli gözlü olan
244
bir adam dolaĢıyordu. Banada dikkatlice baktı. Alt tarafta dolaĢtıktan sonra tekrar evi
görebileceğim bir yere geldim. Sokakta üstte tarif ettiğim adamla beraber baĢka bir adamı
daha gördüm ama sakin davranmak zorunda olduğum için yüzüne çok dikkatlice bakamadım.
Hem de ters tarafta duruyordu. 30-35 yaĢlarında kot giymiĢti. GörüĢülen ev merkezi Ģekilde
gözlenebilecek bir evdi, yaklaĢık 4 sabit noktadan görülebiliyordu. Ahmet'le beraber bu sabit
noktaları dolaĢmaya baĢladık. Dikimevi postanesinin alt sokağında Ģahin, torobs markalı
polis otosu olduğu belli olan ( Lastikleri aĢırmıĢ, kirli ve kontak bazılarında açıktı) arabalar
vardı. Düğün salonlarının olduğu sokakta caminin hemen önünde bir polis otosu vardı.
Dikkatli baktığımızda evin bulunduğu evin bulunduğu paralel sokağı dikine kesen 4 sokak
baĢı da tutulmuĢtu. Ayrıca Kalp merkezi önün dede polis otosu vardı. Orada
da^durakta^görüĢülen eve, kalp merkezi yanındaki giriĢi görebilecek tarafta 30-35
yaĢlarında, sarı dağınık saçlı, bıyıksız 3-4 günlük sakallı koyu gömlek ve koyu mavi pantolon
giymiĢ bir polis vardı. Evin 50 m çevresine kadar ki tüm çıkıĢlarda polisiye unsurlar vardı.
Döndü eve gelmeden çevreyi kontrol ettiğimde bu yoğunluk yoktu. Daha önce eğer
olağandıĢılık rahatsız edecek boyutta ise telefonla haber verecektir. Özel bir Ģifre (Önce 2
defa çaldırıp kapatacağım sonra 1 defa çaldırıp kapatacağım) vardı ama telefon sürekli
meĢgul çalıyordu. Yoğunluk alınabileceklerini gösteriyordu. Hemen gidip haber verdim.
Girerken bayağı dolaĢtım. Ama sokak giriĢinde yine görüldüm Hemen eve girdim çıkmaları
gerektiğini söyleyip çıktım. Çıktıktan sonra uzaklaĢtım. Bu sırada döndüler evi boĢaltmıĢlar.
Pos bıyıklı polisi yeniden gördüm. Ahmetleberabier evi cepheden gören bir evin bahçesinde
kontrole baĢladık. Artı bir yoğunluk yoktu. Döndü evi boĢalttıktan sonra bir süre bekledim.
DeğiĢen8 bir Ģey yoktu. Ondan sonra ahmetle olay yerinden ayrıldık. YaklaĢık 30 dak. sonra
evin çevresindeki o yoğunluk asgari boyuta inmiĢti. Kalp merkezi önündeki polis duruyordu,
dikimevi pastanesinin önündeki sivil ekip duruyordu. Olay yerinden ayrıldıktan sonra
temizlendik. Sonrasında büroya gittim…” ġeklinde ibareleri olduğu,
Örgütsel rapor içeriğinden Ġsmail Eyi isimli DHKP/C terör örgütü üyesinin 3 Kasım
tarihinde gözaltına alındığında polislerin iĢbirliği teklifini kabul ettiği ve polislerle iliĢkisini 5
Ocak‟a kadar sürdürdüğü, bu tarihte vicdan azabı duyup, Döndü ġahingöz‟e durumunu
anlattığı, Döndü‟nün durumu Devrim Turan‟a aktardığı, Ġsmail Eyi‟yi bir evde örgüt adına
gözaltına alıp sorgulama kararı verdikleri, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi
sırasında polis takibi olup olmadığının belirlenebilmesi için Devrim Turan tarafından Ģüpheli
Taylan TANAY ve Ahmet DEMĠR‟in görevlendirildiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve
götürülmesi iĢleminin Taylan TANAY ve Ahmet DEMĠR‟in gözcülüğü ve kontrollü takibi ile
Döndü ġahingöz tarafından gerçekleĢtirildiği, sorgulama yapılacak eve Övünç Bilgen‟in de
geldiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanmaya baĢlanmasından bir süre sonra Taylan Tanay‟ın eve
gelerek dıĢarıda polis yoğunluğu olduğunu söylemesi üzerine sorgulamayı bırakıp evden
ayrıldıkları anlaĢılmaktadır.
ġüpheli Taylan Tanay‟ın iki sayfalık yazılı raporunda, yaptığı takip çalıĢmasını,
nelerden Ģüphelendiğini, neden eve gidip evi boĢaltmaları gerektiğini detayları ile anlattığı
görülmüĢtür.
245
“1999.02.17 - 1999-ayhan-subat-o1sub01” isimli word belgesi incelendiğinde
Ümraniye Cezaevi‟nde yatan Ayhan KOD Necdet BERK‟ in yurtdıĢındaki sorumluya
gönderdiği bu raporun baĢında “ANKARANIN NOTUDUR” ibaresi mevcut olduğu.
“OPERASYONA ĠLĠġKĠN: 03.02. 1999 GÜNÜ SAAT 22.00- 22.30 ARASI
GÖZALTINA ALINANLAR;” baĢlığı atıldığı ve yakalanan kiĢilerin isimleri tek tek yazılarak,
örgütsel konumu, nasıl yakalandığı, yakalandığı yerde nelerin ele geçirildiği, gözaltındaki
tavırlarının nasıl olduğu konularında bilgilerin verildiği, yakalanan kiĢiler ile ilgili bilgiler
verilirken;
“ÖZGÜR YILMAZ: Ġlk tavırları oldukça radikal. Polislere vuruyor, saldırıyor vb.
Sonra savruluyor ve ifade veriyor, AG'yi bırakıyor, iĢkencecilerle çay sigara içiyor. Taylan
TANAY'la birlikte alınıyorlar. Çözülmeden önce Taylan'ın sorgu verirkenki görüntülerini
izletiyorlar. Cuma öğlen çözülüyor. ġu anda bunalımda. AĢmak istiyorum diyor. TAYLAN
TANAY: TÖDEF'LĠ. ÇözülmüĢ. Çözüldükten sonra AG'yi bırakmıĢ, sonra tekrar baĢlamıĢ.
Pek çok arkadaĢa Taylan'ın görüntülerini izletmiĢler” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,
Halkın Hukuk Bürosu avukatları olan Ģüpheli Özgür YILMAZ ve Taylan TANAY‟ın
DHKP/C terör örgütü üyesi olma Ģüphesiyle gözaltına alındıklarının anlaĢıldığı, yapılan
araĢtırmada;
03.02.1999 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünden alınan yazıda DHKP/C adlı terör
örgütüne yönelik operasyonlarda Özgür Yılmaz ve Taylan Tanay‟ın (22) arkadaĢı ile birlikte
yakalandıkları ve 04.02.1999 gün ve (468) sayıları ile sevk edildiği Ankara 2 nolu DGM ce
1999/40 D.ĠĢ sayısı ile tutuklandıkları,
“1999.02.22 - 1999-ayhan-subat-o22sub05” isimli word belgesi incelendiğinde
Ayhan KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen raporda
“SORUġTURMAYA ĠLĠġKĠN SONUÇ: Operasyon, 09 ġubat 1999 ÇarĢamba günü
saat 22.30 (yaklaĢık aynı dakikalarda) …Boyutlu çözülen ve polisin bilgilere ulaĢmasını
sağlayan Özgür Yılmaz. Zeki'nin "raporunda" da geçtiği için operasyonun tamamlanma
aĢaması için Özgür Yılmaz açısından kesin sonuç alma üzerine kurmuĢlar sorguyu diye
düĢünüyoruz. GÜVENT EKER, DURSUN ATAKUL, TAYLAN TANAY, ÖZGÜR YILMAZ,
ÖNDER KARAGÖZ, REHA ERTAġ, EBRU ÖZLEM ÇINAR, HACER TÜRK, ÖZGÜ GÜNER
SORGU VE ĠFADE VERMĠġLER. Önder Karagöz, ifade verip AG'ye devam ediyor. Ġbrahim
Murat ise sorgu vermiĢ ifadeye zorlamadıkları için vermemiĢ ifadesini. Ebru, Hacer, Özgü
ise, ifadte sonrası AG'yi bırakmalarına karĢın getirilen yiyecekleri yememiĢ. Sorguda çay
sigara içen, Dursun, Taylan Tan ve Özgür var” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“1999.04.10 - 1999-ayhan-nisan-o10nis11” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan
KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu raporda cezaevine
getirildiği belirtilen 26 kiĢinin özgeçmiĢ raporunun bulunduğu,
“l) TAYLAN TANAY, 25.02.l98l, Tunceli Ovacık.
246
2) Kürt, Alevi, TUNCELĠ.
3) Ailem emekçidir. Babam Ģöfor olarak çalıĢmakta ortalama aylık gelir yüz milyon.
4) Ailem sosyal demokrattır. Ailemde benden baĢka devrimcilik yapmıĢ olan yok.
Sadece babamın amcasının oğlu üniversite döneminde ilgilenmiĢ. Ablam TÖDEF ĠYÖDER
çevresindedir. Aktif olarak çalıĢmamakta. Babamın amcasının oğlu BarıĢ Partisi Ġstanbul
Kartal Ġlçe baĢkanıdr. (Cemal Tanay)DiĢ doktorudur. Ayrıca amcam '80 döneminde
PKK'liymiĢ. (MehmetTanay) Ablam Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Öğrencisi.
5) Aile ve akrabalarla olan iliĢkilerim ailemin tek erkek çocuğu olmam nedeni ve
üniversitede okumam dolayısı ile feodal olarak iyi. Ancak siyasal kiĢiliğimi olumlu
bulmuyorlar. ġu anda destekleyenler yok ama kendimi dayattığım zaman destekleyecekler
maddi ve manevi yardım sunacaklar var. (Teyzelerim ve dayım)
6) Bu tür insanlar yok.
7) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim.
8) Öğrenciyim. Ekonomik ihtiyaçlarımı ailem karĢılıyor. Yazın pazarcılık yapıyorum.
9) Yok.
l0) Bekar.
ll)Araba kullanabiliyorum. Yalnız ehliyetim yok. Biraz daktilo yazabiliyorum.
l2) YurtdıĢına gitmedim, yok.
l3) Ġyi derece Zazaca ve orta düzeyde ingilizce.
l4) Askerlik yapmadım. Ama halk patlayıcılarını yapabiliyorum. Boru bomba ve
molotof kullandım. l4'lü silah kullanabiliyorum. Ayrıca kleĢin tüm teknik özelliklerini
biliyorum ama kullanmadım. Pompalı tüfek kullanabiliyorum.
l5) Kronik bronĢit var. Ayrıca soluk almada zorluk. Burun ameliyatı geçirdim.
l6) Dersim'de doğdum. YaĢadığım süreç l2 Eylül sonrasıydı. Ġnsanlar yılgın, ekonomik
olarak çok kötü durumdaydı. Ailemin ekonomik durumu hiç bir zaman vasatın üzerine
çıkmadı. Ġlkokula Elaziğ'da baĢladım. Babam Ankara'da bir Ģantiyede çalıĢıyordu. Ekonomik
durumumuz çok kötüydü. Bu nedenle 5 yaĢında su satmaya baĢladım. Daha sonra simit, tatlı
sattım. Bir dönem odun ambarında (l2 yaĢında) hem odun kesme hem de taĢıma iĢi yaptım.
Küçüklükten beri çalıĢıyordum.
l7) Dersim'de doğduğum köy l2 Eylül sonrası Bolu ve Kayseri hava indirme tugayları
tarafindan iĢgal edilmiĢti. (l982). Köy meydanında insanlar toplanır, çırılçıplak soyarak
247
iĢkence yaparlarmıĢ. Bu nedenle resmi devlet güçlerine karĢı anti-patim geliĢti. Köyde baĢka
bir siyasetin ağırlığı vardı. YaklaĢık l0 gerilla (PKK'ye) çıkarmıĢ bir köydü. Gerillanin
insiyatifi vardı. Köylüyle diyaloglari çok iyiydi. KıĢın kar temizlemeye, yazın hasatta köylüye
yardımcı olurlardı. O zaman ARGK Dersim silah sorumlusu - Ovacık Bölge Sorumlusu Polat
Tosun benim köylümdü. Halk tarafindan çok sevilirdi. Onlarca kez çatıĢmaya girmiĢ ama hep
baĢarıyla çıkmıĢtı. Onun kahramanlıkları anlatılırdı. Ona ve gerillaya sempati duymaya
baĢladım. Ben PKK'nin ne olduğunu, stratejisi, ideolojisi, teorisi nedir bilmiyordum. Sadece
gerillaya sempati duymaya baĢladım. Daha sonra '9l yılı olması lazım teyzemin oğlu Siirt
Eğitim Fakültesinde TÖDEF'liydi. Devrimci Sol'u ilk o zaman yakından tanıdım. Zaten l2
Temmuz'dan ötürü bir sempati oluĢmuĢtu.Tavsiye ettiği kitapları okumaya baĢladım. Ġlk
okuduğum kitap Ana ve Sosyalizmin Alfabesi. Henüz ortaokuldaydım. Ama sempati duymaya
baĢladım. Daha sonra EHADKAD (Elaziğ Halkıyla Yardım ve Kültür Derneği) gitmeye
baĢladım. Orada Nihat Kaya, Erkan Akçalı, Ahmet Güder'le tanıĢtım. l993 yılında Mücadele
bürosuna daha sık gidip gelmeye baĢladım. Bu arada Mahir Çayan Suni denge olgusunu
okuyordum. Savunmay okudum. l994 yılında kısmi olarak Elazğ Mücadele bürosunda
çalıĢtım. Liseye baĢladığımda teorik olarak oturmuĢtum. O dönem Elaziğ Atatürk Lisesinden
gerillaya katılımlar oldu. DLMK kalmamıĢtı. Bunun çalıĢmasını sürdürmeye baĢladım.
Mahallede toplu halde gazete satıĢına çıkıyorduk. Daha sonraki süreçte Cem Güler gerillaya
gitmiĢti. Bu beni biraz daha fazla etkiledi. Onunla beraber eğitim çalıĢması, gerilla taktikleri
üzerinde çalıĢmalar yapıyorduk. O dönem Ġstanbul'da Ali Riza Kurt'un cenaze törenine
katıldım. Sibel Yalçın için Yenibosna'da yapılan kitle eylemlerinde bulundum. Elazığ'a
döndüğümde artık Liseli DEV-GENÇ türü bir yapılanma içerisinde bulundum. Düzgün
Tekin kampanyasının yürütülmesi, yazılama ve pankart (DHKC/ DEV-GENÇ adına)
faaliyetleri ve okulda örgütlenme çalıĢmaların da bulundum. l996 yılında Elazığ demokratik
alana yapılan operasyonda gözaltına alındım. Daha önce 5 kez alınmıĢ, 2 kez TEM'e
götürülmüĢ ama savcılığa çıkarılmadan bırakılmıĢtım. Bu kez tutuklandım. Elaziğ
Hapishanesine konuldum. YaklaĢık bir ay burada kaldıktan sonra Elbistan Hapishanesine
sürgün edildim. Orda açlık grevine baĢlamam üzerine Malatya Hapishanesine sevk edildim.
Burada '96 Ölüm Orucu direniĢinin 45 günlük süresiz açlık grevi direniĢinde bulundum.
Bu süreçte yapılan barikat direniĢlerine katıldım. Yapılan eğitim çalıĢmalarında teorik ve
askeri birikim kazandım. Çıkarken 2 Ģık sunulmuĢtu. Ya SPB aday üyeliği veya demokratik
alan. Ben demokratik alanı Ģeçtim. YaklaĢık Temmuz '96'da tahliye oldum. Elazığ'da
demokratik alanı örgütlemeye çalıĢtım. '97yılında girdiğim sınavda Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesini kazandım. Ve gelir gelmez TÖDEF çaliĢmalarını -bu okulda aksamıĢtıbaĢlattım. '99'da alınana kadar TÖDEF'liydim.
l8) Teorik olarak iyi durumdayım. Bugünkü savaĢı ve bunun Türkiye özgünlüğünde
yürütülüĢünü iyi biliyorum. Marksist klasiklerin çoğunu okudum. Ve Parti'nin tüm kitaplarını
okudum. Hemen hemen bütün siyasi ve teorik yayınları takip ediyorum.
l9) Partinin ideolojisini, yarattığı gelenekleri ve savaĢın yürütülüĢ biçimini
bilmekteyim. Zaten yapılıyor.
248
20) Parti her durumda tüm sorunlarımı çözecek ve yaratacağımız yeni insanın kendi
üzerimde hayat bulmasını sağlayacak organdır. Yapacağıma inandığım ve daha doğru bir
tanımla partinin benim yapabileceğime inandığı Ģeyleri yapmaya büyük oranda hazırım (okul
olgusu yavaĢ yavaĢ kayboluyor). Her koĢulda en iyisini düĢünecek ve en iyisine karar verecek
organdır. Parti ve bu nedenle Parti'nin iradesi daha üstündür. Onun aldığı her karara uymak
onun iradesine tabi olmaktır. YaĢadığım son süreç kendime olan güvenimi sarsmıĢ durumda.
Bu nedenle tam hazır değilim. Ama Parti'nin beni yeniden hazırlayacağına inanıyorum.
2l) Devrimcilik, açlığın zulmün, ölümlerin, kayıpların olmadığı özgür bir dünya için
savaĢmaktır. Tüm bunların olmaması, özgür bir dünya istediğim için devrimciyim. Ġnsanın
insan tarafindan sömürülmesine son vermek için devrimciyim. Halkların özgür olduğu, ana
dilimi rahatça her yerde konuĢacağım, alınterimin hakkını aldığım, özgür bir geliĢim düzeyini
yakaladığım, Demokratik Halk Üniversitesi istediğim için devrimciyim.
24) Ev var. Ankara Pursaklar'da Dersim'li bir aile iliĢki olarak lojistik anlamda
değerlendirilebilir. Ayrıca mali destek alınabilir. Aile evi. NĠLÜFER EKMEKÇĠ; Dikmen Apt.
No:50(elli). -Ali Haydar Sert: Keçiören'de l9 Mayis Parkının karĢısında (ĠNCĠRLĠK) Dersimli
bir aile. Evi kullanılabilir. Para yardımı yapabilir. Ayrıca Hamamönü'nde Hacettepeni
Üversitesi arkasinda çay ocağı var.
27) Elaziğ, Elbistan hapishanelerinde müĢadiyede kaldım. Elbistan'da açlik grevi
sonrası Malatya Hapishanesine getirildim. Malatya Hapishanesinde içtima sorumluluğu
yaptım. (kisa bir süre) Süresiz Açlik Grevi direniĢinde ve barikat direniĢlerinde bulundum.
Yeni tecrit bitti.
28) 7 kez gözaltına alındım. 4 kez TEM'e götürüldüm. Ġki defasında savcılığa
çıkarılmadan bırakıldım. Ġki kez ifade verdim. KĠMLĠK BĠLDĠRĠMĠ: Hatun / Dedeali /
Gençlik / l0.02. l999 Nolu DGM / Elazığ, Elbistan, Malatya, Ankara Merkez Kapalı
Hapishanesi. (Elaziğ,Elbistan ve Malatya Hapishanelerinde l996 yılında tutuklandığında
kalmıĢ) ADRES: GümüĢpala Mah. Karayolları,Nilgün Sok. ġiĢik Apt. No: 36 (Otuzaltı)
AVCiLAR /Ġstanbul TEL: 02l2 676 66 03 (Sıfır ikiyüzoniki altıyüz yetmiĢaltı altmıĢ
altısıfirüç)” ġeklinde ibarelerin olduğu,
ġüpheli Taylan Tanay‟ın DHKP/C Terör Örgütüne ayrıntılı ÖzgeçmiĢ Raporu verdiği,
Taylan TANAY’ın kendisine ya silahlı alanda ya da sözde demokratik alanda mücadele
etme seçeneği sunulduğunu, kendisinin sözde demokratik alan’ı seçtiğini belirttiği,
Ġstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (TMK 10 SMY) 2009/89 dosya no, 2011/176
Karar nolu kararında özgeçmiĢ konusu tartıĢılmıĢ olup, kararda;
ÖzgeçmiĢ Raporları ile ilgili olarak “Öz geçmiĢ raporunun yasa dıĢı bir örgüte
katılmak için verilen sıradan bir öz geçmiĢ raporu olmaktan öte, zaten örgütsel faaliyetlerde
bulunan bir kiĢinin, örgüte yardım sağlama, eleman kazandırma, örgütün daha verimli
çalıĢması vb. konularda görüĢ ve önerileri içerdiği, sanığın duygu ve düĢünceleri ile iliĢkide
bulunduğu kiĢiler, yer ve zaman bilgisi konusunda ayrıntılı bilgiler ihtiva ettiği görülmüĢtür.
249
Sanığa ait özgeçmiĢ raporunun bir örgüte üye olma isteği ve iradesinden öte, yapılan örgütsel
faaliyetleri ve önerileri içeren ve örgüte üye olma isteğinden öte örgüt içerisinde yükselme
iradesini yansıtan nitelikte bulunduğu,” Ģeklinde açıklamaların bulunduğu,
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2012/3282 Esas No, 2012/8981 Karar Nolu ilamında
mahkemenin bu kararını ONADIĞI görülmüĢtür.
“1999.07.29 - 1999-ayhan-temmuz-o29tem29” isimli word belgesi incelendiğinde;
Ayhan KOD Necdet BERK tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen notta;
“ANKARA'NIN DOSYASI:
Üniversite Öğrencilerinin Listesi ve Hangi Okulda Okudukları:
l- Döndü ġAHĠNGÖZ : Ankara üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi,
Prehistorya ve Önasya Arkeolojisi Bölümü 3. sınıf öğrencisi.
2- Övünç BĠLGEN : Ankara Üniv. Dil Tarih ve Coğrafya fakültesi, ÇağdaĢ Yunan Dili
ve edebiyatı 2. sınıf öğrencisi.
3- Özgür YILMAZ : Ankara Üniv. Hukuk Fak. 2. Sınıf öğrencisi.
4- Ahmet DEMĠR: Gazi Üniv. Teknik Eğitim Fak. 2. sınıföğrencisi.
5- Naciye BARBAROS: Ankara Üniv. Ziraat Fak. 4 sınıf öğrencisi Dursun ATAKUL :
Gazi Üniv. Tıp Fak. 4 sınıf öğrencisi.
7- Berivan UPÇĠN : Ankara Üniv. Fen Fak. Matematik Bölümü l. sınıf öğrencisi
8- Taylan TANAY:Ankara Üniv. Hukuk Fak. 2. sınıf öğrencisi.” ġeklinde ibarelerin
olduğu ve devamında tutuklanan Ģahıslarla ilgili iddianamenin “ġAHISLARA ĠLĠġKĠN”
bölümünün gönderildiği,
“2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Ġstanbul Avcılarda taylan tanay isimli 99 da Ankara TÖDEF te sorumluluk yapan
sonra mücadeleyi bırakan yeni avukat olan birisi büro açmıĢ. Manav 1 bu kiĢi ile karĢılaĢmıĢ.
Ankaradayken mücadeleyi bıraktığında tavır alınmıĢtı ama mücadeleyi bırakan herkese
yaklaĢım buydu. Böyle bir karar varmı bu kiĢi için yoksa görüĢelimmi.. yani bir tavrımız
varmı. bu kiĢiyi ben tanımıyorum…”ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.09.26 - export 7-7-582-26092003” isimli word belgesi incelendiğinde; YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
250
“Taylan Tanay isimli ankara mezunu.. cümlesi ile bayĢlayan 1.madde konusunda,
Taylan Tanay ile ilgilenebileceğimiz ve görüĢe.bileceğimiz konusu anlaĢıldı” ġeklinde
ibarelerin olduğu anlaĢılmıĢtır.
Örgütsel raporların içeriğinden ġüpheli Taylan Tanay‟ın 03.02.1999 tarihinde Ankara
Emniyet Müdürlüğü tarafından DHKP/C örgütünün üniversite yapılanmasına yönelik olarak
gerçekleĢtirilen operasyonda yakalandığı ve tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi‟ne
konulduğu, cezaevinde iken özgeçmiĢ raporu yazdığı, bu özgeçmiĢ raporunda; Boru bomba ve
Molotof kullandığını, 14‟lü silah kullanabildiğini, Devrimci Sol ile 1991 yılında TÖDEF‟li
olan teyzesinin oğlu vasıtasıyla tanıĢtığını, 1993 ve 1994 yıllarında Mücadele Dergisi
Bürosu‟na gidip gelmeye baĢladığını, Ġstanbul‟da Ali Rıza KURT‟un cenaze törenine ve Sibel
YALÇIN için Yenibosna‟da yapılan kitle eylemlerine katıldığını, Elazığ‟a döndüğünde
DHKP/C ve DEV-GENÇ adına yazılamalar yaptığını, 1996 yılında Elazığ‟da örgüte yönelik
olarak yapılan operasyonda yakalanıp tutuklandığını, Elazığ Cezaevi‟nde 1 ay kaldıktan sonra
Elbistan Cezaevi‟ne sürgün edildiğini, bu cezaevinde açlık grevine baĢlaması üzerine Malatya
Cezaevi‟ne sevk edildiğini, 96 ölüm orucu eylemleri sırasında 45 gün süresiz açlık grevinde
bulunduğunu, cezaevinde yapılan eğitim çalıĢmalarında teorik ve askeri birikim kazandığını,
cezaevinden tahliye olurken örgüt mensupları tarafından kendisine iki seçenek sunulduğunu,
bu seçeneklerden birinin SPB (SĠLAHLI PROPAGANDA BĠRLĠĞĠ) aday üyeliği ya da
“demokratik alan” olduğunu, demokratik alanı seçip Elazığ‟da örgütlenme çalıĢması
yaptığını, Ankara Hukuk Fakültesi‟ni kazanmasından sonra, bu okulda TÖDEF çalıĢmalarını
baĢlattığını, teorik olarak iyi durumda olduğunu, Marksist klasikleri ve Parti‟nin tüm
kitaplarını okuduğunu, yaĢadığı son sürecin kendisine olan güveni sarsmıĢ olduğunu, ancak
doğru olanın Parti‟nin (DHKP/C) iradesine tabi olmak olduğunu yazdığı,
Ankara‟da yakalanmasından hemen önceki dönemde örgütün okul temsilcisi olduğu,
Ankara‟da “polis iĢbirlikçisi” olduğu gerekçesiyle sorgulanmak istenilen Ġsmail Eyi
isimli kiĢinin sorgulanacağı eve götürülmesi sırasında çevrede gözcülük yaptığı ve Ġsmail
Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesinden sonra bu eve gidip, evde bulunanlara dıĢarıda
polis takibi olduğunu söyleyerek uyarıda bulunduğu ve evin boĢaltılmasını sağladığı,
03.02.1999 tarihinde yakalanıp tutuklanmasından sonra 6 ay tutuklu kaldığı ve
bilahare 4616 sayılı kanun gereğince hakkındaki yargılamanın kesin hükme bağlanmasının
ertelendiği,
Ankara Hukuk Fakültesini bitirip avukat olmasından sonra 2003 yılında Ġstanbul
Avcılar‟da büro açtığı, “MANAV 1” kod Avukat Mümin Özgür Gider tarafından dönemin
Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu Sevda – YaĢar KOD Münevver Köz‟e Taylan Tanay
hakkında bilgi verildiği, Münevver Köz‟ün ise yurtdıĢındaki örgüt sorumlusuna hitaben
13.08.2003 tarihinde yazdığı raporda; “Ġstanbul Avcılarda taylan tanay isimli 99 da Ankara
TÖDEF te sorumluluk yapan sonra mücadeleyi bırakan yeni avukat olan birisi büro açmıĢ.
Manav 1 bu kiĢi ile karĢılaĢmıĢ. Ankaradayken mücadeleyi bıraktığında tavır alınmıĢtı ama
mücadeleyi bırakan herkese yaklaĢım buydu. Böyle bir karar varmı bu kiĢi için yoksa
251
görüĢelimmi.. yani bir tavrımız varmı. bu kiĢiyi ben tanımıyorum…” diyerek, Taylan Tanay
ile görüĢülüp görüĢülmeyeceğine dair talimat talep ettiği,
Münevver Köz‟ün bu raporu üzerine yurtdıĢından, Avukat Taylan Tanay ile
ilgilenilmesi ve görüĢülmesi için talimat gönderildiği ve bilahare Ģüphelinin Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından olduğu yapılan incelemeden anlaĢılmıĢtır.
Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki
tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Taylan Tanay, 2003 tarihinden
sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak
adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheliyle
ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma
bulunmaktadır.
b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde
Yer Alması
Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt
mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle
birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ
YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın
ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup
Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da
katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde
faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen
örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis
memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C
SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan
Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile
gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün
silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak
ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği
ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 2: 21.10.2006 tarihinde Ġstanbul Sultangazi Cebeci mezarlığında çeĢitli
tarihlerde ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarını anmak için gelen ellerinde kırmazı
bayraklar ve ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarının fotoğrafları bulunan grup tarafından
“UMUDUN ADI DHKP/C, BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ” gibi yasadıĢı
252
DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine
yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları övücü mahiyette
sloganların atıldığı grubun içinde ġüpheli Taylan Tanay‟ın da bulunduğu, aynı eyleme
11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB
mensubu Ġbrahim Çuhadar ile 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu
Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB
mensubu Hasan Selim Gönen‟in de katıldıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen daha
önceden ölen terör örgütü mensuplarını anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek
suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3: ġüpheli Taylan Tanay‟ın 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç
kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları sözde anmak amacıyla
DHKP/C terör örgütü mensuplarınca 12 Mart 2008 günü Gazi Mahallesinde yapılan eyleme
katıldığı, eylemde GAZĠ KATLĠAMINI UNUTMA UNUTTURMA, GAZĠ HALKINI
KATLEDENLER AMERĠKAN ĠġBĠRLĠKÇĠLERĠDĠR ibarelerin yazılı olduğu pankartlar ve
bazı kiĢilerin üzerinde HÖC ( HALKIN ÖZGÜRLÜK CEPHESĠ ) imzalı önlüklerinin olduğu,
ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında
ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZHALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR
HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-KURTULUġ KAVGADA ZAFER
CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ
ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 4: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟ da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör
örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ ın cenazesi 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve
16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Sutangazi ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine
ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı
bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör
örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve
cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde
253
yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin
propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör
örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve
suçluları öven nitelikte slogan attıkları, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da terör örgütü lideri Dursun
KarataĢ‟ın cenaze törenine aktif olarak katılıp örgüt yöneticisinin tabutunu taĢıdığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 5: 16 Mart 1978 tarihinde Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde
patlayan bomba ile (7) öğrencinin hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak; 16.03.2009 günü saat
12.00 sıralarında Ġstanbul Üniversitesi Hergele Meydanında toplanıp, kantin ve koridorları
dolaĢtıktan sonra Fen Fakültesi vezneciler tarafı araç giriĢ kapısı önünde dıĢarıdan gelen
öğrencilerle buluĢarak sayıları yaklaĢık 100 kiĢiye ulaĢan DHKP/C terör örgütünün gençlik
yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde düzenlenen ve terör örgütü
propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, bu
Ģekilde üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6: 27.06.2009 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde o tarihte KahramanmaraĢ‟ta cezaevinde
bulunan Güler Zere‟nin kanser hastası olduğu gerekçesiyle serbest bırakılması için toplanan
60 kiĢilik grubun arasında ġüpheli Taylan Tanay‟ın da yer aldığı, ”GÜLER ZERE SERBEST
BIRAKILSIN – TECRĠTĠ KALDIRIN ÖLÜMLERĠ DURDURUN – DEVRĠMCĠ
TUTSAKLAR ONURUMUZDUR – GÜLER ZERE‟YE ÖZGÜRLÜK” Ģeklinde sloganlar
atılmıĢ, “TECRĠT ÖLDÜRÜYOR GÜLER ZERE SERBEST BIRAKILSIN / TAYADLI
AĠLELER” yazılı pankartların açıldığı, , aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine
canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, bu
Ģekilde Ģüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 7: 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği)
organizesinde Güler ZERE isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile
254
birlikte “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı
pankartların açıldığı, ġüpheli Taylan Tanay‟ın da oturma eylemine katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 8: 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi
Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi
Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup
içerinde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın yer aldığı, Ģüphelinin ölen terör örgütü mensubunun
fotoğrafını göğsüne taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP
BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK
SORACAĞIZ- KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ
KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü
yöneticilerinden olduğu bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 9: 22.02.2010 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst
yapılanması olan Halk Cephesi üyesi yaklaĢık 100 kiĢilik bir topluluk tarafından Adliye binası
dıĢ
kapısı
önünde
“FERHAT‟I
VURANLAR
ENGĠN‟Ġ
KATLEDENLER
CEZALANDIRILMALIDIR ADELET ĠSTĠYORUZ HALK CEPHESĠ” yazılı pankartlar
eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı,
Yine Ferhat Gerçek ile ilgili olarak 31.05.2010 günü Ġstanbul Bakırköy Adalet
Sarayında DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde “ÖZÜR DEĞĠL ADALET ĠSTĠYORUZ” yazılı “HALK CEPHESĠ ” imzalı
dövizler eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
255
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 10: 09.05.2010 tarihinde Sarıyer Armutlu mahallesinde Pir Sultan Abdal
parkında DHKP/C Terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi
organizasyonunda, Güler ZERE‟yi anma etkinliğine katılan Ģahıslar arasında ġüpheli Taylan
Tanay‟ın da yer aldığı, “KANSER HASTASI DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ.
KATĠLĠ AKP ĠKTĠDARIDIR!” HALK CEPHESĠ” Ģeklinde pankartın açıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 11: 12.05.2011 günü Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde DHKP/C terör
örgütünün Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından DHKP/C terör
örgütüne yönelik yürütülen adli çalıĢmaları protesto eden grubun arasında ġüpheli Taylan
Tanay‟ın da yer aldığı, grup tarafından “GÖZALTINDAKĠLER SERBEST BIRAKILSIN,
BAĞIMSIZ TÜRKĠYE‟YĠ KURACAĞIZ” Ģeklinde pankartın açıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
protesto eylemine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 12: 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata
DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına ġüpheli Taylan
Tanay‟ın da katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ
UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı
pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı
pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
protesto eylemine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
256
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 13:ġüpheli Taylan Tanay‟ın 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi
Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör
örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup
ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine yakasında ölen örgüt
mensubunun fotoğrafını takarak katıldığı, grupla birlikte hareket ettiği, basın açıklamasında
Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ
KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünün özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği
sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 14: ġüpheli Taylan Tanay‟ın 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa
ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik
güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in
cenaze törenine katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel
Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız,
Kahrolsun FaĢizm YaĢasın
Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan
IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer
Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci Köpekler Halka Hesap Verecek,
YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde terör örgütünün özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği
slogan attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 15: 20.07.2012 tarihinde yakalanan DHKP/C SPB mensubu Sultan IĢıklı ve
Hasan Selim Gönen ile ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde 23.07.2012 günü Çağlayan Adliyesi C Kapısı
önünde toplanan 50 kiĢinin katıldığı basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı,
basın açıklaması esnasında; “Sultan IġIKLI‟yı Öldürtmeyeceğiz” Ģeklinde pankartın açıldığı
“Hasan Selim GÖNEN Ölümsüzdür - Sultan IġIKLI Onurumuzdur – ĠĢkence Yapmak
ġerefsizliktir” Ģeklinde terör örgütü mensuplarının eylemini öven ve Ģiddeti teĢvik eden
sloganların atıldığı, Ģüphelinin elinde megafon ile açıklamalarda bulunduğu,
257
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde
düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına
katılıp bizzat megafonla konuĢma yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 16: 14.09.2012 günü Adli Tıp Kurumu önünde müdahalede bulunan kolluk
görevlileri ile ilgili olarak Halk Cephesi organizesinde 21.09.2012 günü saat 13:10‟te Ġstanbul
Adalet Sarayı önünde düzenlenen basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı,
basın açıklaması esnasında; “Devrimcilerin Cenazelerini Sahiplenmek Onurdur Tutuklananlar
Serbest Bırakılsın (Halk Cephesi)” yazılı pankartın açıldığı “ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktir
(Halk Cephesi)” ibareli dövizin açıldığı “Halkız Haklıyız Kazanacağız- Ġbrahim Çuhadar
Ölümsüzdür – Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz” Ģeklinde sloganların
atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü çatı yapılanması olan Halk cephesi organizesinde
düzenlenen ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensuplarının
da sahiplenildiği, eylemlerinin övüldüğü, bu haliyle terör örgütü propagandasına dönüĢen
gösteriye katılmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
suçunu iĢlediği,
Eylem 17:ġüpheli Taylan Tanay‟ın 14 Eylül 2012 Cuma günü Adli Tıp Kurumundan
Örgüt mensubu Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde yer
aldığı, ġüpheli Taylan Tanay‟ın cenazeyi teslim alan aracın ön koltuğunda bulunduğu,
toplanan Halk Cepheli grup tarafından cenazenin götürülmesi esnasında açıktan DHKP/C
SPB mensubu canlı bomba Ġbrahim ÇUHADAR ile DHKP/C terör örgütünün
propagandasının yapılacağı anlaĢıldığından cenazeyi teslim alan araç Ģoförüne sağ tarafın
kapalı olduğu, giderken sol tarafı kullanılması söylendiğinde, cenaze arabasının ön
koltuğunda oturan Ģüpheli Taylan TANAY‟ın bu durumu kabul etmeyerek “KAPAT
KONTAĞI KAPAT” dediği, uzunca bir süre aracı beklettiği, “Kontak Bende Gelen Alır”
diyerek cenaze aracının örgüt propagandasını yapan Halk Cepheli grubun yanına götürmek
istedikleri ve bu Ģekilde YOL BOYUNCA örgütün propagandasının yapılmasını sağlamaya
çalıĢtığı, izin verilmemesi üzerine Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı
caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK
BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR Ģeklinde terör örgütü mensuplarının eylemini öven
ve Ģiddeti teĢvik eden sloganlar attıkları, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza
rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede
bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale
sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde
258
bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp
konteynırlarını devirdikleri,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün internet siteleri aracılığıyla yaptığı çağrılar
doğrultusunda karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini
sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da
açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla
cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği,
akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve
eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması
olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden
baĢlayarak Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan
Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına yürüyen
grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket
ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu,
bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu,
ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR
resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI
GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk
Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM,
KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL
ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C,
ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEKMAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOLARMUTLU
BĠZĠMDĠR,BĠZĠM
KALACAK-HASAN
SELĠM
KOMUTAN
ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL
ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde terör örgütünün
özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve
güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt
mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip ,cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna
kadar yer almak ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle
üzerine atılı zincirleme Ģekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 18: 01.10.2012 günü Bakırköy Adliyesi önünde DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan üst yapılanması olan HALK CEPHESĠ tarafından DHKP/C terör
örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suçundan tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını
kaybeden DHKP/C terör örgütü mensubu Engin ÇEBER isimli Ģahısla alakalı basın
açıklamasına Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, Ģüpheli‟nin bizzat basına yönelik
açıklamayı okuduğu, hemen önünde basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “AKP
259
ENGĠN ÇEBER‟ĠN KATĠLĠNĠ KORUYOR KATĠLLERDEN HESAP SORACAĞIZ HALK
CEPHESĠ” Ģeklinde pankartın açıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde
düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına
katılıp bizzat konuĢma yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını
yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
ġüpheli Taylan Tanay‟ın katıldığı tespit edilen eylemler incelendiğinde;
Katıldığı toplumsal eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere
“toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği,
Katıldığı eylemlerde “HALK CEPHESĠ, TAYAD, GRUP YORUM, GENÇLĠK
FEDARASYONU” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin
yer aldığı,
Yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda
Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının da bulunduğu,
DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB)
mensubu militanlarının cenaze törenlerine katıldığı,
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenaze törenine katıldığı tesbit
edilmiĢtir.
c) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını
Üstlenmesi
Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü
mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle
bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin
emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine
ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına
alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul
Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları,
ġüpheli Taylan Tanay‟ın 46 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği,
Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri
(SPB) mensubu militanlarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının
yaptığı,
260
30.07.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB
mensupları Sevgi Daylan ve Çiğdem ġenyiğit‟in avukatlarının Ģüpheli Taylan Tanay olduğu,
ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına
alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade
verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullanmalarını sağlamak, gözaltına
alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya
kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır.
d) DHKP/C Terör Örgütü ġüphelilerinin Rızası Olmadan Özel
Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
08.12.2012 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenleyen
Nebiha Aracı ile bu eylemi yapıp olay yerinden kaçtıktan sonra 11.12.2012 tarihinde de
Ġstanbul GaziosmanpaĢa‟ da bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C terör
örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nurgül Acar‟ı evinde barındıran Celal Akgün isimli
Ģüphelinin gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendilerini tanımadığını beyan ettiği HHB
avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ ın ısrarla Celal AKGÜN‟ ün
müdafiliğini yapmak istedikleri, yine Ģüphelinin müdafii olarak kendilerini kabul etmemesi ve
baĢka bir avukat talep etmesi üzerine kendi tanıdıkları baĢka bir avukatı ifadeye girmeye ikna
ettikleri, Ģüphelinin ifadesi sonrası bu ifadeyi avukat Ġ.A.‟dan alarak bu bilgiyi doğrudan ya da
dolaylı Ģekilde Hatice AġIK‟a ilettikleri, iddianamemizin ilk bölümünde “Gözaltı/Yakalanma
Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler” baĢlıklı bölümde ayrıntılı
olarak izah edilen örneklerde görüldüğü gibi Ģüphelilerin benzer Ģekilde hareket ederek
mevcut soruĢturmalarda soruĢturmanın geniĢletilmesi, olası Ģüphelilerin yakalanması, suç ve
suç unsurlarının ele geçirilmesini engelleyecek Ģekilde hareket ettikleri, hakkında verilen
ifadeyi öğrenen Ģüpheli Hatice AĢık‟ın Yunanistan‟a kaçmaya hazırlanırken yakalandığı,
Hatice AġIK‟ın gözaltında kaldığı süreçte, Hatice AġIK ile görüĢen avukatların yine HHB
avukatları Taylan Tanay ve Ebru Timtik olduğu görülmüĢtür.
e) DHKP/C terör örgütü adına Cezaevindeki Örgüt Mensuplarını
Sorgulaması
DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı
Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken
tahliye edilen Asuman Akça 24.10.2012 tarihinde evine kargocu kılığıyla gelen DHKP/C SPB
Selçuk Aymaz tarafından silahla vurularak baĢından yaralanmıĢtır. Asuman Akça isimli
Ģahsın 12.03.2013 tarihinde alınan ifadesinde;
“YaĢadıklarını bütün açıklığıyla açıklayacağını, bu kendisinin aynı zamanda
savunması olduğunu, tutuklandıktan sonra cezaevinde hak etmediği bir muamele ile
karĢılaĢtığını, hakaret içeren sorgulanma süreci yaĢadığını, Bakırköy Cezaevinde yaĢadığı
261
aĢağılanmayı hayatının hiçbir kesitinde hiçbir yerde yaĢamadığını, 21 yaĢındayken kimsenin
kendisine bu tür lafları edemediğini ancak 50‟ye bu tür lafların kendisini kiĢiliksizleĢtirdiğini,
yaĢadığı tartıĢmalar boyunca arkadaĢlarına ailesine küfrettiklerini, sırf kimsenin zarar
görmemesi için sesini çıkarmadığını, dolayısıyla örgütten koptuğunu, örgüttekilere bundan
sonra bir adım daha atmayacağını söylediğini, bu sürecin 2008 de baĢladığını,
yakalanmadan önce “herhangi bir durumda ölmeyi bil” diyen örgütün, yani sağ yakalanma
öl diyen örgütün, “ölseydin Ģehidimiz olacaktın” diyen örgütün, devrim Ģehidi yapamayınca
hain ilan ettiğini, o tarihte ölseydi kahraman olarak anılacağı, örgütün kendisine “Sen
kendini yakalattın, sen neden çatıĢmadın” dediklerini, ortada silahın olmadığını zaten
çatıĢacak ortamın da olmadığını, silah olmadığını söylediğini neden almadığını
söylediklerini, yanında malzeme olmadığını söylediğinde neden tedarik etmediğini
söylediklerini,
Kendi içerisinde ne kadar çeliĢen bir suçlamadır ki kendisi yakalanmadan önce
örgütün üst düzey sorumluluk teklifinde bulunulduğunu, madem kendisi örgütün gözünde
hataları olan ve atılması gereken birisi ise neden sorumluluklarını yükseltmek istedikleri
anlamadığını, örgütün kendisine Ģunu önerdiğini, gözaltına alınmadan birkaç hafta önce
“sorumluluklarını artıralım” diye teklifte bulunduklarını, örgütün kendisine yetenekli ve
örgütçü olduğunu, bu teklifi aldığında normalde onlara göre hemen kabul etmesi gerektiğini
ama kendisinin sadece biraz düĢünmesi gerektiğini söylediğini, 2008 yılında tahminince
örgütün yönetimi yeniden Ģekillendiğini,kendisini cezaevinde örgüt adına sorgulayan kiĢiye,
“madem ben bu kadar ahlaksız biriyim neden sorumluluğumu artırmak istediniz” diye
doğal olarak sorduğunu, “Bu nasıl bir iĢleyiĢtir, hem bana bu ithamlarda bulunuyorsunuz
hem de yakalanmasam beni merkezi bir konuma yükseltecektiniz” dediğini, yakalanmasa ve
tekliflerini kabul etse örgütün merkezi düzeyinde bir yöneticisi olarak faaliyetlere devam
edeceğini ancak yakalandığını, yakalandığında poliste susma hakkını kullandığını,
…Yakalandığında üzerinden çıkan BaĢbakan‟ın evinini krokisinden haberi olmadığını,
bu krokiden örgütün de haberi olmadığını, cezaevinde kendisine “BU kroki nereden çıktı,
neden haberimiz olmaz” Ģeklinde örgüt suçlaması yönelttiklerini, kendisine cezaevinde
sorulan konuların örgütün merkezi düzeydeki sorgulaması olduğunu…” beyan ettiği
görülmüĢtür.
www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde konu ile ilgili olarak 29.10.2012 tarihinde
DHKC‟nin 395 numaralı açıklaması yayınlanmıĢtır. Söz konusu açıklamada “25 Ekim 2012
tarihinde Asuman Akça savaĢçılarımız tarafından baĢından vurularak cezalandırılmıĢ ve
ihanetinin hesabını devrimci adalete vermiĢtir. …Asuman Akça 12.05.2010 tarihinde
örgütümüz saflarından atılmıĢ bir mafya artığıdır. Atılma nedenleri; 1) hareketimizin
olanaklarını ve parasını kendi çıkarları için kullanmak, 2) çetecilik gibi mafyaya ait
yöntemleri içimize sokmak, 3) Sayısız kural ihlali yaparak örgütümüzü operasyonlara açık
hale getirmek, 4) Pek çok yazılı bilgiyi düĢmana yakalatarak insanlarımızın güvenliğini riske
atmak 5) Her türlü yozluğu ve çürümeyi hareketimiz içinde meĢrulaĢtırmaya ve yaymaya
çalıĢmaktır…” denilmiĢtir.
262
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde konu ile ilgili olarak “
…Avukatların cezaevlerindeki örgütsel fonksiyonlarını görmek adına verilecek en somut
örnek Asuman AKÇA‟nın cezaevinde örgüt tarafından sorgulanma sürecidir. Cezaevlerinde
örgütsel sorgulamalar geçmiĢten beri yapılır, yatak hapsine alınan, arkadaĢlarıyla sosyal
yaĢamı sınırlandırılan, tecrit edilen, iĢbirlikçiliği netleĢtirilenlerin öldürülerek infaz edildiği,
netleĢtirilemeyenlerin ağır sorgu ve iĢkencelerden geçirilerek sıradan insan konumuna
getirilip her kesin gözü önünde aĢağılandığı süreçler yaĢanmıĢtır. Asuman tutuklandıktan
bir hafta 10 gün sonra örgüt ona Taylan TANAY’ı avukat yaptı. Taylan Tanay cezaevine
gelir gelmez “seninle bir tartıĢma sürecine gireceğiz” diyor. Taylan TANAY “örgütün
parasıyla ev aldığını” söylüyor Asuman’a. Bunun avukatlıkla bir ilgisi var mı? Örgüt adına
sorgulamayı Taylan Tanay yapıyor, “sen kendini yakalatmıĢsın” “neden yanında silah
yoktu” “neden çatıĢmaya girmedin” Ģeklinde sorgulamaya devam ediyor. Bu soruları
Taylan TANAY soruyor ama aslında yurtdıĢından geliyor. Asuman yakalandığında
üzerinde BaĢbakanın evinin krokisi ele geçmiĢti, cezaevinde Taylan Tanay “böyle bir kroki
nereden çıktı” “sana böyle bir Ģey gelmiĢ ama sen bizden saklamıĢsın” diye örgütün
suçlamasını yöneltiyor.Örgütün böyle bir istihbarat çalıĢmasından bilgisi yok iĢin ilginci
Asuman’ın da bilgisi yok. Kroki örgüte ait değil. Taylan TANAY cezaevine her geliĢinde
sorması için örgütün eline verdiği bilgisayar çıktısı dökümanla geliyor. Soruları okuyor
ancak bir seferinde Asuman okuduğundan anlamıyorum diyerek kağıdı almıĢ elinden ve ben
kendim okurum ve cevap veririm sana ihtiyacım yok demiĢ. TartıĢma uzayınca ve hakarete
dönüĢünce de mesela kaynanasına sözlü tacizde bulunulmuĢ, Asuman “sizinle tüm iliĢkilerimi
kesiyorum” diyerek yolunu ayırıyor. Bir süre cezaevinde tecritte tutuluyor, tekrar geri
döndürülebilir mi diye Ümit ĠLTER cezaevinden mektup yazıyor, geri dönmeyince “sen
gitmedin biz seni attık” diyorlar. Asuman AKÇA’nın cezaevinde örgüt adına sorgulamasını
yapan kiĢi Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan TANAY olmuĢtur” Ģeklinde beyanda
bulunmuĢtur.
Devam eden çalıĢmalarda Asuman Akça‟nın yukarıda bahsedildiği üzere
yakalandıktan sonra hakkında Ġstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi‟nde (CMK‟nın 250.
Maddesi Ġle Görevli bölümü) 2008/240 dosya numarası ile dava açılmıĢ olduğunun
anlaĢıldığı, duruĢma tutanakları incelendiğinde, sanık Asuman Akça‟nın avukatlığını Ģüpheli
Taylan Tanay,Oya Aslan,Barkın Timtik ve Ebru Timtik‟in yaptığı, ancak örgütün
www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamadan da anlaĢılacağı üzere
örgütten atıldığı belirtilen 12.05.2010 tarihinden sonraki duruĢma tutanakları kontrol
edildiğinde, sanık Asuman Akça‟nın müdafiisinin değiĢmiĢ olduğunun belirlendiği, zira
31.03.2010 tarihinde yapılan 6 nolu celsede sanık Asuman Akça‟nın müdafiliğini Ģüpheli
Taylan Tanay‟ın yaptığı görülürken, 21/07/2010 tarihinde yapılan 7 nolu celsede sanık
Asuman Akça‟nın müdafiliğini Avukat Özkan Köylüoğlu‟nun yaptığı ve bu tarihten sonraki
diğer duruĢmalarda sanığın birçok kez müdafi değiĢtirmiĢ olduğunun anlaĢıldığı, Ģüpheli
Taylan Tanay‟ın ve diğer Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının dava kapsamında müdafilik
yapmaya devam ettikleri, ancak Asuman Akça‟nın müdafiliğini bırakmıĢ oldukları tespit
edilmiĢtir.
263
Yine Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumu ile yapılan yazıĢmalar sonucu
Asuman Akça‟nın ziyaretine gelen kiĢilerin tespit edildiği, buna göre 2008 yılında Ģüpheli
Taylan Tanay‟ın 29 kez Asuman Akça‟nın ziyaretine gittiği,
Yine 2008 yılında Ģüpheli ġükriye Erden‟in ve Ģüpheli Ebru Timtik‟in 3‟er kez
ziyarete gittikleri, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın ise en son 05.04.2010 tarihinde ziyarete gittiği,
bir daha da Asuman Akça‟nın yanına gitmediği, diğer HHB avukatlarının da bir daha Asuman
Akça‟yı ziyarete gitmedikleri ve yargılandığı davalarda müdafiliğini bıraktıkları
Dolayısıyla ifadede geçtiği Ģekilde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın terör örgütü üst düzey
yöneticisi olmak suçundan cezaevinde bulunan Asuman Akça‟yı örgüt adına sorguladığı
ve Asuman Akça‟nın bu sorgulamadan bir müddet sonra örgütten atıldığı anlaĢılmıĢtır.,
Ayrıca Ģüpheli Taylan Tanay ve diğer HHB avukatlarınının açık Ģekilde Asuman
Akça‟nın örgüt yönetimi tarafından örgütten atılmasından hemen sonra Asuman Akça
ile görüĢmeyi kestikleri ve örgütün talimatı doğrultusunda Asuman Akça‟nın
müdafiliğini bıraktıkları anlaĢılmıĢtır.
f) Ġfade Beyanları
I. Gizli Tanık Beyanları
Gizli Tanık Kanarya‟nın 06.03.2012 tarihinde alınan ifadesinde Ģüpheli Taylan Tanay
ile ilgili olarak;
“Açık kimliğini burada sizden öğrendiğim bu Ģahsı ben Taylan olarak tanıyorum ve
DHKP/C terör örgütünün avukatlarından biri olduğunu biliyorum. Legal bütün derneklerde
bu avukatların telefon numaraları vardır. Gözaltına alınan bütün örgüt üyelerinin davalarına
katılır. Zaten bu Ģahsın Gazi ve Armutluda örgüt avukatı olmadığını bilmeyen de yoktur.
Ayrıca bu Ģahsı Armutluda yıkımlarla ilgili yapılan toplantıda görmüĢtüm.” ġeklinde beyanda
bulunduğu
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli
Taylan Tanay ile ilgili olarak;
“Ben bu Ģahsı Taylan Tanay olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarındandır. Büronun sorumluluğunu bu Ģahıs yapar. DHKP/C örgütü adına eylem
ve faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide
Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile KAYIR ile birebir görüĢtüğünü biliyorum. Ayrıca
gözaltına alındığım zaman avukat görüĢme odasında bana hiçbir Ģeye imza atmayacaksın ve
ifade vermeyeceksin diye kesin dille ikazda bulundu. Zaten bu örgütsel bir tutumdur.”
Ģeklinde beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012
tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Taylan Tanay ile ilgili olarak;
264
“Ġsmini "Taylan Tanay" olarak biliyorum. Üniversite dönemlerinde DEV-GENÇ te
faaliyet gösterdiğini biliyorum. ġu an Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. Bir
dönem DHKP/C örgütünün ölen lideri Dursun KarataĢ'ın avukatlığını da yaptı. Örgütsel
faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar.
Aranması ya da kesilmiĢ cezası olan örgüt mensuplarını yurtdıĢına bildirir. YurtdıĢından
gelen talimatlar doğrultusunda da örgüt yöneticileri bu örgüt mensuplarını örgütün illegal
alanına geçirir. YurtdıĢı ile irtibatlıdır. Ayrıca kamuoyunda tanınması sebebiyle yapılan
operasyonlarda örgüt lehine kamuoyu oluĢturur. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek
polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza
atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili
olarak;
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK,
Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü
SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S….. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü
avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu
veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi
kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır….
…. Asuman AKÇA’nın cezaevinde örgüt adına sorgulamasını yapan kiĢi Halkın
Hukuk Bürosu avukatı Taylan TANAY olmuĢtur ” ġeklinde beyanda bulunduğu
görülmüĢtür.
II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde
Taylan Tanay ile ilgili olarak;
“…Ġsmini Taylan Tanay olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C
örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından
olduğunu biliyorum. Aynı zamanda ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) Ġstanbul ġubesi
BaĢkanı olduğunu biliyorum. Örgütün üst düzey yöneticilerinden Ali Koyupinar hakkında
anlattıklarımda geçtiği gibi örgütsel faaliyetler ile ilgili birebir kendisinden talimatlar aldım.
DHKP/C örgütünün davalarında hangi bölgeye hangi avukatın bakacağına kendisi karar
verir
(Ali Koyupınar hakkında) Gülsuyu bölgesinde yönetici olarak görev alan Cem
Koyupinar‟ın amcasıdır. Yenibosna mahalli alan sorumlusu olduğunu biliyorum. 27 Ağustos
2009 tarihinde tutuklu bulunan Güler Zere”ye destek vermek amacıyla örgütün Adli Tıp
Kurumu önünde organize etmiĢ olduğu eyleme ve basın açıklamasına katıldı. Adli tıp kurumu
265
önünde nöbet tutan kiĢilerin tüm ihtiyaçlarını bu Ģahıs karĢılıyor. Adli Tıp‟ın karĢısına Güler
Zere ile ilgili pankart asmıĢtık, pankartı indirmeye gelen polislerle tartıĢtı ve Avukat Taylan
Tanay‟ı telefonla arayarak durumu bildirdi, Taylan Tanay‟ın kendisine direnin, ama
gözaltına alınmayın Ģeklinde talimat verdiğini bize söyledi....” ġeklinde beyanda bulunduğu
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı
dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan
sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde
yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Taylan Tanay ile ilgili olarak;
„‟Taylan Tanay olarak tanırım. DHKP/C örgütünün avukatlarındandır ve Halkın
Hukuk Bürosu çatısı altında; örgütsel faaliyetlerde gözaltına alınan Ģahısların avukatlığını
yapar. Bir dönem Halkın Hukuk Bürosu sorumlusuydu‟‟Ģeklinde beyanda bulunduğu,
BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla 10.04.2011
tarihinde alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak;
“Ġsmini Taylan Tanay olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan
Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde
tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar
tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır” ġeklinde
beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2010/884 sayılı soruĢturması Ģüpheli sıfatıyla gözaltına alının
Yasin Gürsoy‟un 14.12.2011 tarihinde alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak;
“Ġsmini Taylan Tanay olarak biliyorum, kendisi DHKP/C terör örgütünün 1 numaralı
avukatıdır. Nurtepe Haklar Derneğinde Cengiz KarakaĢ, Remzi Uçucu‟nun tutuklandığı
zaman kendisi derneğe geldiğinde görmüĢtüm. Dernek çalıĢanları gözaltına alındığında
gözaltı iĢlemlerini takip ettiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
22.03.2010 tarihinde Aziz ErmiĢ isimli Ģahsın alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili
olarak;
“Ben bu Ģahsı Taylan Tanay olarak biliyorum. DHKP/C terör örgütü üyelerinin
avukatlığını yapan, örgüt üyelerinin cenazelerini morglardan alarak defni ile ilgili yasal
iĢlemleri yapan ve her ne kadar avukatlık yapsa da DHKP/C örgütünün mensubu olduğunu ve
bu örgütün avukatlığını yaptığını biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2011/2593 sayılı soruĢturması kapsamında 26.01.2012 günü UlaĢ
Aslan isimli Ģahsın alınan ifadesinde;
266
“Ġsmini Taylan olarak biliyorum, Kendisi DHKP/C terör örgütünün 1 numaralı
avukatı olduğunu duymuĢtum. Kendisini Pirsultan Abdal Derneğine geldiğinde görmüĢtüm.
Derneğe aynı zamanda sık sık geldiğini de biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
GülĢah Özgül isimli Ģahsın 26.12.2012 günü alınan ifadesinde özetle;
“Ġstanbul Bakırköyde bulunan Marmara Forum AlıĢveriĢ Merkezi içerisinde bulunan
Mango AlıveriĢ mağazasında çalıĢtığını, 23.12.2012 cumartesi günü saat:15.50 sıralarında
alıĢ veriĢ yapmak için gelen müĢterilerden yaklaĢık 18-20 kiĢilik bir grup yanlarında getirmiĢ
oldukları ve montlarının altına giymiĢ oldukları kırmızı yelekleri aniden giyerek yine
yanlarında getirmiĢ oldukları ve üzerinde “HEY TEKSTĠL PATRONU HAKLARIMIZI GASP
ETTĠ MANGO VE TĠMBERLAND SUÇ ORTAĞIDIR- HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ”
“HAKKIMIZI AYNUR BEKTAġ‟A MANGO VE TĠMBERLANDA YEDĠRMEYECEĞĠZ- HEY
TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ” Ģeklinde pankart açtıklarını, bu esnada bir yandan da “ĠġÇĠYĠZ
HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” “ZAFER DĠRENEN ĠġÇĠLERĠN OLACAK” “DĠRENE DĠRENE
KAZANACAĞIZ” Ģeklinde slogan attıklarını, mağaza içerisinde bulunan müĢterileri rahatsız
etmeye baĢladıklarını, hatta mağazada bulunan müĢterilerin yanlarına giderek “HIRSIZ
BUNLAR BURADAN ALIġ VERĠġ YAPMAYIN” Ģeklinde konuĢmalar yaptıkları, bir ara
slogan atmayı bıraktıklarını ve eylemciler arasında bulunan kısa boylu, esmer, kafasında
Ģapka bulunan erkek bir Ģahsın konuĢma yaptığını, o esnada kasada iĢlem yaptığı için
duyduğu kadarı ile konuĢma yapan Ģahsın kendilerinin HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ olduklarını,
Mangonun da HEY TEKSTĠL‟in suç ortağı olduğunu, Mangodan alıĢ veriĢ yapmamalarını
söylediğini, bu esnada AVM‟nin güvenliğini çağırdığını ve olaya müdahil olmalarını
istediğini, güvenlik görevlilerinin ve güvenlik amirinin mağazaya geldiğini, eylem yapan
gruba yönelerek sözcülerinin kim olduğunu, bir sözcülerinin olup olmadığını sorduğunu,
ancak cevap vermediklerini, kahverengi montlu, kahve renkli kaĢkollu 1,75 boylarındaki erkek
Ģahsın “kiralarını vermiyorlar” tarzı bir Ģeyler söylediğini, Ģahsın daha sonra güvenlik
amirinin bulunduğunu yöne doğru gittiğini, güvenlik amirinin olaya müdahale etmeye
çalıĢtığı esnada daha sonradan mağazaya gelen ve kendisinin avukat olduğunu söyleyen 3035 yaĢlarında, esmer, bıyıklı, 1,75 boylarında erkek bir Ģahsın güvenlik görevlilerine ve
güvenlik amirine müdahale etmeye çalıĢtığını, erkek Ģahsın yanında bulunan ve yine
kendisinin avukat olduğunu söyleyen 40-45 yaĢlarında, gözlüklü, hafif kilolu bayan Ģahıs da
olaya müdahale etmeye çalıĢtığını, kendilerinin avukat olduğunu söyleyen Ģahısların eylem
yapan grubu ne yapmaları konusunda yönlendirdiğini, ayrıca kahve renkli kaĢkollu Ģahsın da
eylem yapan grubu müdahale etmek isteyen güvenlik görevlilerini durdurmaya çalıĢtığını,
güvenlik amirinin kendisine mağazada olabilecek yağma olayına karĢın mağaza kepenklerini
kapatmasını yüksek sesle söylediğini, kepenklerin kapatılmasını personeline söylediğini,
kepenklerin kapanacağını duyan eylemcilerin kapıya yöneldiğini, bu esnada bir kısmının
dıĢarı çıkabildiğini bir kısmının ise içeride kaldığını, kepenkler kapanırken zaten kepenkleri
tuttukları için kepenkler kırıldığını, zarar gören mağaza kepenginin bir tarafından erkek
avukatın tutarak kaldırdığını ve içeride kalan diğer eylemcilerin hepsi mağazadan çıktıktan
sonra kendisi de AVM den ayrıldığını, bu esnada mağaza dıĢarısına çıktığını ve kepengin ne
kadar zararının tespitine çalıĢırken kısa boylu, ĢiĢman, kırmızı suratlı, erkek bir Ģahsın yerde
buruĢmuĢ halde bulunan, üzerinde “ĠġTE HIRSIZLAR MANGO VE TĠMBERLAND HESAP
267
SORACAĞIZ- HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ” yazılı pankartı alıp mağaza kepengine eliyle
tuttuğunu ve “HIRSIZ MANGO” diye bağırmaya baĢladığını, kendisinden bu pankartı
istediğinde “HAYIR ALAMAZSIN, SĠZ ĠġÇĠNĠN HALĠNDEN NE ANLARSINIZ” diyerek
kendisine çıkıĢtığını ve biraz daha ısrar ettiğinde üzerine yürüdüğünü, bu esnada yanında
bulunan mağaza görevlilerimden birisi ile kısa süreli bir tartıĢma yaĢandığını ve Ģahsın daha
sonra gittiğini” beyan ettiği,
GülĢah ÖZGÜL‟ün olay esnasında orada bulunan Ģahısların resimleri gösterildiğinde
Taylan TANAY‟ı göstererek, Ģahsı ilk kez 23.12.2012 günü Marmara AVM içerisinde bulunan
Mango isimli iĢyerinde gerçekleĢtirilen eylem esnasında gördüğünü, HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ
olduğunu söyleyen 18-20 kiĢilik grubu yönlendirdiğini, güvenlik görevlileri gruba müdahale
etmek istediği esnada kendisinin avukat olduğunu söyleyen, güvenlik görevlileri ile tartıĢan ve
eylem yapan gruba güvenlik görevlilerince müdahale edilmesini engellemeye çalıĢan Ģahıs
olduğunu beyan ettiği, açık kaynaklardan elde edilen görüntülerde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın
söz konusu olayda yer aldığının tesbit edildiği ve bu görüntülerin dosyaya eklendiği,bu olayın
Ģüphelinin örgüt güdümünde faaliyet yürüten Devrimci ĠĢçi Hareketi ile irtibatını gösterdiği,
Nurali AkkaĢ isimli Ģahsın 03.09.2012 günü müĢteki sıfatı ile alınan ifadesinde;
“BeĢiktaĢ Ġlçesi Levent Mah. ……. sayılı yerde faaliyet gösteren Tempo Gıda Tur.
Hizm. Ltd. ġirketinin ortaklarından olduğunu, Rozateks A.ġ. iĢçileri olduğunu iddia eden 3540 kiĢilik bir grubun 21-22-28-29 Temmuz, 04-05-11-12-18-19-25-26 Ağustos, 01-02 Eylül
2012 tarihlerinde olmak üzere haftanın çeĢitli günleri, özellikle müĢterilerin yoğun olduğu
Cumartesi ve Pazar günleri saat:20:00 ile bazı günler saat:00:00‟a kadar bazı günlerde
23:00‟a a kadar avukat Taylan Tanay liderliğinde KöĢebaĢı Restaurant isimli iĢyerleri
önünde yolu ve giriĢi kapatmak sureti ile eylem yaparak aĢırı derecede yüksek sesle, slogan,
marĢ ve pankartlarla lokantalarının içinde hiçbir müĢterinin duramayacağı Ģekilde,
girenlerin çıkamayacağı, gelenlerinde giremeyeceği Ģekilde iĢyerini çalıĢtırmayarak çalıĢma
özgürlüklerini kısıtladıklarını, bu kiĢilerin avukat Taylan Tanay tarafından organize dildiğini
ve bizzat Taylan‟ın megafondan “paramızı alıncaya kadar KöĢebaĢı Restaurantlarını
çalıĢtırmayacağız “ Ģantaj ve tehdidine uyarak iĢletmelerini çalıĢtırtmadıklarını, bu kiĢilerden
21‟i ve avukat Taylan Tanay‟ın kendisi ile görüĢmek istemesi üzerine görüĢme yapıldığını ve
ilk görüĢmede avukat Taylan Tanay “ 300.000 TL verilmediği takdirde hiçbir KöĢebaĢı
Restaurantı çalıĢtırmayacağız, bu parayı bize ödeyin, aksi takdirde sizin için kötü olur”
Ģantaj ve tehdidinde bulunduğunu, kendilerinin bu parayı ödeyemeyeceklerini, kendilerine
hiçbir borçlarının olmadığını, alacaklarını kimden alacak iseler o kiĢilerden talep etmeleri
gerektiğini iĢletmelerinin bu Ģekilde bir Ģantaj ve tehdit‟e adeta mafyavari çökmeye boyun
eğmeyeceği kendilerine bildirilmesi üzerine, eylemlerini artırarak devam ettiklerini, yeniden
görüĢme talebi üzerine kendileri ile görüĢüldüğünde bu defa rakamı 1.000.000 TL‟ye
çıkardıklarını ancak kendilerine 800.000 TL verilmesi halinde bu eylemlere son vererek
KöĢebaĢı Restaurantlarını çalıĢtıracaklarını, aksi takdirde tüm Ġstanbul Ġlinde faaliyet
gösteren KöĢebaĢı Restaurantlarını çalıĢtırmamak üzere gidecekleri tehdidinde bulunduğunu,
bunun üzerine böyle bir paranın ödenemeyeceği kendilerine bildirildiği, onun üzerine de
lokantalarını çalıĢtırmamak üzere eylemlerine devam ettiklerini, iĢletmelerinde çalıĢan
268
garson ve diğer çalıĢanların kendisi ile temasa geçerek bu yaptığının kendi ekmekleri ile de
oynamak olduğunu, iĢyerinin çalıĢmadığı, her süre boyunca maaĢ ve bahĢiĢlerini
alamadıklarını, kira ve giderlerini ödeyemediklerini, kendisinin de bir çalıĢan olduğunu ve bu
nedenle sırf bu iĢlemler bitsin isteği ile kendi maaĢlarından 150.000 TL toplayarak belli bir
zaman dilimi içerisinde ödeyebileceklerini bildirdiklerini, Avukat Taylan Tanay‟ın ise “siz
bize sadaka mı veriyorsunuz, bir trilyon lira vereceksiniz” Ģantaj ve tehdidi üzerine kendisi ile
tüm görüĢmelerin kesildiğini ve hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu…” beyan ettiği
görülmüĢtür.
Ayrıca Ģirket ortağı olan Murat Ayaz isimli Ģahsın 06.09.2012 günü müĢteki sıfatı ile
alınan ifadesinde de benzer Ģekilde beyanlarda bulunduğu tespit edilmiĢtir.
Bu olayla ilgili yargılama Ġstanbul 19.Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/154 esas sayılı
dosyasında halen devam etmektedir.
g) Açık Kaynak ÇalıĢmaları
DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ
Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli
Taylan Tanay hakkında çıkan haberler incelendiğinde;
Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da
DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürütmekten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık
anıldığı,
DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD,
Grup Yorum, Gençlik Federasyonu, Dev-Genç, Ġdil Kültür Merkezi gibi yapılanmaların
yapmıĢ olduğu organizasyonlarda Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı,
DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” kampanyasında Ģüpheli
Taylan Tanay‟ın da yer aldığı , söz konusu kampanya adı altında gerçekleĢtirilen eylemlere
Taylan Tanay‟ın da katıldığı ve açıklama yaptığı,
DHKP/C terör örgütünün, güvenlik güçleriyle girdikleri silahlı çatıĢmalarda ölen
mensupları ile ilgili birçok eylem/panel/gösteri vb. düzenlediği, yapılan bu eylem ve
açıklamalarda güvenlik güçlerinin hedef gösterildiği, Taylan Tanay‟ın da güvenlik güçleri ile
girdiği çatıĢma neticesi hayatını kaybeden DHKP/C – SPB militanları ile ilgili olarak
güvenlik güçlerince katledildiklerini savunduktan sonra “Bunun hesabını soracağız” Ģeklinde
açıklama yaptığı ve güvenlik güçlerini adres göstermek suretiyle açıkça hedef gösterdiği, bu
haliyle terör örgütünün silahlı kanadının söylemleriyle Ģüphelinin söylemlerinin örtüĢtüğü,
269
28.12.2012 günü bir Ulusal Televizyon kanalında yayınlanan programa katılan Ģüpheli
Taylan Tanay‟ın yapmıĢ olduğu konuĢmasında güvenlik güçlerini açık Ģekilde terör
uygulayan bir birim olarak anlattığı,polis teĢkilatını terör uygulayan üçyüzbini aĢkın mevcudu
olan silahlı bir güç olarak nitelediği,bu Ģekilde güvenlik güçlerini açık Ģekilde terör
örgütlerine hedef gösterdiği anlaĢılmıĢtır.
h) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları
29.11.2012 günü saat 15:11‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Pınar isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Sen biĢey imzaladın mı ordan maliyeciler gelmiĢler” dediği, P.‟nun “Evet
maliyeciler geldi, Taylan abi kağıtın içinde Ģunlar yazıyodu buranın vergi levhası yokmuĢ
o,Aynı zamanda Ģey yazıyodu buranın kira bedeli yazıyodu bide Ģey yazıyodu benim burda
çalıĢtığımı öğrendi ve benim burda sigortamın olmadığı yazıyodu” dediği, Tanay‟ın “Sen
bunu imzaladın öyle mi” dediği, P.‟nun “Evet” dediği, Tanay‟ın “BiĢey söylemiyorum ya
Pınar yani hiçbiĢey söylemiyorum ya yapacak hiçbiĢey yok yani onun cezası 20 bin lira biliyo
musun 20 bin lira tamam sen orda çalıĢmıyosun kim sana çalıĢıyosun söyledi sen ÇağdaĢ
Hukukçular Derneğinde mi çalıĢıyosun, ya niye imzaladın Pınar niye arayıp sormuyosun bize
ya diyosunki bunlar ...(anlaĢılmadı) sen orda çalıĢtığınımı söyledin onlara” dediği, P.‟nun
“Bana önce nerden geldiklerini söylemediler sen kimsin Avukat mısın dedi ben de hayır
Avukat değilim burdayımburda çalıĢıyorum deyince sonra maliye olduklarını söylediler
söyledi ya ben bilmiyodum buraya gelen herhangibi Avukat sürekli buraya Avukatlar geliyo
iĢte yardım yapmak istediklerini söylüyolar bende öyle biri zannettim nerden bileyim onu
...(anlaĢılmadı) olduğunu bilmiyodum bilsem böyle bi” dediği, Tanay‟ın “BiĢey söylemiyorum
ya yani Pınar hiçbirĢey söylemiyorum tamam mı 20 bin lira cezası var tamam hiçbiĢey
söylemiyom kapat kapıyı çık ordan tamam kalma orda tamam” dediği,
29.11.2012 günü saat 16:16‟da Taylan Tanay ile Dursun Doğan isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Merhaba Dursun abi ne yapıyorsun” dediği, Doğan‟ın “Ġyiyim sağol sen
nasılsın” dediği, Tanay‟ın “Kötüyüm abi ya sağolsun Behiç AġÇĠ ile adamı ağızımıza
sıçacaklar yani, Adam kadının oraya bi tane birisini bırakmıĢ, o da ben burada çalıĢıyorum
bi de çalıĢmıyor falan öyle bi Ģey de yok yani adamalar tutanak tutuyor onu imzalıyor falan
orda 100 tane” dediği, Doğan‟ın “O dilekçe verecek ya taylan ...(anlaĢılmadı) hemen
dilekçeyi verin ...(anlaĢılmadı) bi Ģey verecen çalıĢan var ya, Ben buraya dava açmak için
geldim böyle ...(anlaĢılmadı) yanlıĢlıkla beyanda bulunuyorum desin anca öyle olur baĢka
türlü olmaz” dediği, Tanay‟ın “Yarın da onla diyorum ki suç duyurusu yapalım abi” dediği,
Doğan‟ın “talep etsinler bi daha aynı yeri yoklamaya gideriz tekrardan” dediği, Tanay‟ın “Bi
daha yoklamaya gelecekler ha” dediği, Doğan‟ın “Hıhı evet öyle olur o tutanağa yoklama
çekerler tehdit ederler,Beyoğlu Grup müdürlüğünden gelmiĢlerdir onlar” dediği, Tanay‟ın
“Hı sen tanıyor musun abi orda kimseyi”dediği, Doğan‟ın “Yok onlara tanımayız da orada
bizim Mustafa AktaĢ diye arkadaĢ var bizim Naciye tanır onu muhtemelen” dediği,
270
Dursun Doğan isimli Ģahsın BaĢsavcılığımızın Devrimci Memur Hareketine yönelik
olarak yürütülen 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında 19.02.2013 günü yakalanarak
tutuklanan kiĢi olduğu, Ģahsın Ġstanbul DavutpaĢa Vergi Dairesinde memur olarak çalıĢtığının
anlaĢıldığı, dolayısıyla örgüt farklı alan yapılanmalarına mensup kiĢilerin herhangi bir sorun
ile karĢılaĢtıklarında birbirleri ile haberleĢerek kanun dıĢı ya da ilgili kanunların
uygulamadaki boĢluklarından faydalanma yolu ile sorunu örgüt adına çözmeye çalıĢtıklarının
tesbit edildiği,
29.11.2012 günü saat 16:23‟te Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Naciye Demir isimli
Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Mustafa AKTAġ ı tanıyormusun Beyoğlu vergi dairesinde çalıĢıyormuĢ”
dediği, Demir‟in “Ben Birsen diye birini tanıyorum baĢka tanımıyorum da” dediği, Tanay‟ın
“Telefonu var mı sende” dediği, Demir‟in “Yok telefonu ulaĢamadım ki Pınara ulaĢsam”
dediği, Tanay‟ın “Güçlü Ģimdi orda dilekçe veriyorda” dediği, Demir‟in “Ha veriyormu iyi
ama Pınara ulaĢıp Pınar la birlikte halletmek lazım ya yarın filan” dediği, Tanay‟ın “Ben
diyorum ondan ziyade suç duyurusunda bulunalım Pınarı ...(anlaĢılmadı)buraya” dediği,
Demir‟in “Tamam hem öyle yapalım hem ben hani iĢsizim demek istedim böyle yazmıĢlar
bana da imzalattılar ben bir Ģey zannettim filan desin” dediği, Tanay‟ın “Yarım akıllıyım ben
geri zekalıyım” dediği, Demir‟in “Öyle aynen öyle yani aynen öyle” dediği, Tanay‟ın “Bu
kadar mal bir insan olabilir mi ya mal ya o derneğe var ya o kadar malı koyuyoruz
biliyormusun” dediği, Demir‟in “Tam bir mallık hem de zaten öyle diyecek yani ben diyecek
yanlıĢ anladım ben iĢsiz güçsüz Ģey yapıyor anket yapıyor gibi zannettim öyle yaptım diyecek
yani baĢka yapacak bir Ģey yok ancak öyle ha doğru iĢsizim çalıĢmıyorum sigortasızım dedim
ama yanlıĢ anladılar diyecek öyle bizde suç duyurusunda bulunacağız tutanlar hakkında”
dediği,
29.11.2012 günü saat 17:17‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Avni Güçlü Sevimli
isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Sevimli‟nin “KardeĢ Ģimdi ben verdim kardeĢ dilekçeyi Ģeyi buldum ya denetime girip
tutanağı tutan adamıda buldum Hakan(AnlaĢılmadı)ben konuĢtum ama adam tabi Ģey diyo
yani avukat bey diyo biz diyo kapıyı çaldık içeri girdik kendisi çalıĢan olduğunu söyledi diyo”
dediği, Tanay‟ın “Geri zekalı” dediği, Sevimli‟nin “Bende dedim ...(AnlaĢılmadı)bede diyo
ona göre tutanağı tuttum diyo ...(AnlaĢılmadı) bu dilekçeyi veriniz ama diyo hiç Ģey değil diyo
yani okudular dilekçeyi yani hiç Ģey yapmadılar. Yani hani yüzüne söylemediler ama yani hiç
inandırıcı bulmadılar elbette Ģimdi prosüdür ĢuymuĢ senin söylediğin gibi bunlar bu tutanağı
doğruca SGK ya ...(AnlaĢılmadı)söylüyolarmıĢ ya SGK da askeri ücretin 3 katı oranında Ģey
kesiyomuĢ” dediği, Tanay‟ın “Behiç gelip yapsın yani burdamıdır Ģu anda behiç gelip
yapsın ya Güçlücüm Ģöyle bir Ģey yapalım bende geleyim abi ...(AnlaĢılmadı)bu vergi
elemanları hakkında suç duyurusunda bulunalım abi .Savcıya söyleyelim bu hemen Ģeyin
kızın beyanını alsın kızın beyanını alsın burada kızın beyanını aldırttırır tamam mı öyle bir
Ģey yapabilirsin yani baĢka yapıcak bir Ģey yok.Ama uğraĢmazsak mafolucaz evet” dediği,
Sevimli‟nin “Evet hakikatten.Yinede sen Ģeyide sor ya ...(AnlaĢılmadı)hani baĢka da ne
271
yapabiliriz ya de o zaman Ģöyle yapalım sabahtan seni arayım bir araya gelelim buluĢalım”
dediği,
30.11.2012 günü saat 12:56‟da Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Avni Güçlü Sevimli
isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Sevimli‟nin “Taylan ya Ģey için seni aradım Ģimdi bu iki muhasebeciyle görüĢtüm ben
Ġlknur da kendi muhasebecisiyle görüĢmüĢ,ya Ģöyle bir yöntem de söylüyorlar da,bu daha
önceden yanında sigortalı çalıĢtırmamıĢ birinin yanına geriye dönük 1 aylık Ģey
yapılabiliyormuĢ,baĢlangıç sigorta yaptırılabiliyormuĢ,yani evet yani öyle yaparsak bu bir
kurtuluĢ olabilir,yani böylece geldikleri anda sigortalı olmuĢ olacak gibi birĢey yani,böyle bir
yöntem varmıĢ,Ģmid 1-2 Ģeye daha Ģey yapacağım,soracağım böyle bir yol yaptılar çünkü yani
Ģöyle hem benim sorduğum bir muhasebeci bunu söyledi hem de ...(anlaĢılmadı) de söylemiĢ
yani ikisi de aynı Ģey Ģey yaptılar söylediler,böyle birĢey senin de aklında olsun hani sen de
sorarken hani Ģey yapabiliriz sorabiliriz,senin de aklında olsun yani,tamam mı” dediği,
Tanay‟ın “Tamam oldu sağol” dediği,
Yukarıdaki görüĢme içeriklerinden DHKP/C terör örgütünün yapılanmalarından
Halkın Hukuk Bürosu (HHB) içerisinde faaliyet gösteren Taylan Tanay‟ın 29.11.2012
tarihinde Vergi Dairesi Denetmenlerince ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi‟nde
sigortasız iĢçi çalıĢtırıldığından dolayı tutanak tanzim edilen olaydan bahsettiği, sigortasız
olarak ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi‟nde çalıĢan Ģahsa yalan beyanda
bulundurmak suretiyle kesilecek olan cezayı bertaraf etmeye çalıĢtığı,
ÇHD yönetimi ile organik hiçbir bağı bulunmamasına rağmen HHB avukatı ve
TAYAD BaĢkanı Behiç AĢçı ile ilgili olarak ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nde çalıĢan Pınar
Hanoğlu isimli kiĢinin Behiç AĢçı tarafından ÇHD Ġstanbul ġubesinde çalıĢmaya
baĢlatıldığının anlaĢıldığı,ayrıca Pınar Hanoğlu isimli Ģahıs hakkında Cumhuriyet
BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sor.sayılı evrakı üzerinden DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı
faaliyetleri nedeniyle soruĢturma yürütülmekte olduğu,
08.12.2012 günü saat 02:58‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Gülvin Aydın isimli
Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Gülvin Çawani(nasılsın)” dediği, Aydın‟ın “Taylan ne yapıyorsun ya”
dediği, Tanay‟ın “gülo ne ne yapayım ya fabrikada fabrikadayız duydun mu fabrikayıya biraz
Rusyayı hatırladım da o yüzden seni arayayım dedim hemenbu BayrampaĢada bi tekstil Akçay
Tekstil diye bi yer varhaber verdiler bugün geldik 120 iĢçi var tamam mı fabrika batmıĢ
geldik hemen bi komite toplantısı yaptık komite seçtik 10 kiĢilikOndan sonra fabrikayı terk
etmeme veya mallara sahip çıkma meselesine girdik tamam mı Ģuanda ben fabrikadayım
burada geçici bi komite kurduk 10 kiĢilik120 iĢçi var içeride öyle” dediği, Aydın‟ın “Evet”
dediği, Tanay‟ın “Dedim sana haber vereyimöğleden sonra mafya geldi buraya” dediği,
TANAY‟ın “Ben geldikten sonra saat 5 tedurum nedir dedim buraya el koydum benEl
koydum dedim iĢçiler adına tamam mı buranın sahibi artık iĢçiler 120 iĢçi ondan sonra
272
bana dedi ki sonucuna katlanırsın dedi tamam katlanırım dedim fabrikayı ben aldım
dedim fabrika bizim” dediği, AYDIN‟ın “he Ģaka mı yapıyorsun ya dalga mı geçiyorsun”
dediği, Tanay‟ın “Yemin ederim gerçekten ya valla adamlar silahla falan geldiler yani”
dediği, Tanay‟ın “Bende Ģimdi fabrikadayım fabrikanın kapılarınıKaynak makinası ile
yaptık. Ya ġükriye ile Ģey geldi biz Hey Teksilin eyleminden sonra bakıyorduk yaġükriye,
ben, Naciye iki tanede Hey Teksil iĢçisi geldi buraya Ģimdi burayı iĢte Ģey yaptık yani
kamulaĢtırdık” dediği, Aydın‟ın “Kim var yanında iĢçi arkadaĢlar var” dediği, Tanay‟ın “He
evet aynen öyle” dediği,
GörüĢme içeriğinde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın BayrampaĢa‟da bulunan Akçay tekstil
isimli iĢyerinden bahsettiği, buradaki iĢyerinin iflas ettiği, iĢçiler adına Ģüpheli Taylan Tanay
„ın bahse konu fabrikadaki iĢçileri organize ederek fabrikaya el koyduklarından bahsettiği
anlaĢılmıĢtır. Akçay Tekstil, Darkmen Tekstil, Hey Tekstil, vb. isimli iĢyerleri ile alakalı
olarak yapılan eylemlerin DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından Devrimci ĠĢçi Hareketi
(DĠH) organizesinde yapıldığı bilinmektedir.
24.12.2012 günü saat 11:42‟de Taylan Tanay ile Yunanistan Halkın Sesi arasında
yapılan görüĢmede özetle;
X Bayan‟ın “ben Yunanistan Halkın Sesinden arıyorum” dediği, Tanay‟ın “Ha
merhabalar” dediği, X Bayan‟ın “Bizim sizden bir iki bilgi ricamız olacaktı” dediği, X
Bayan‟ın “siz avukatlığını üstlendiğiniz davalarına baktığınız iĢçi direniĢleri hakkında biraz
bilgi istiyoduk bir de biz Hey tekstil iĢçilerine hergün yaptıkları o eylemler sebebiyle ulaĢıp
görüĢme yapmak istiyoruz ancak bir telefon numarasına ulaĢamadık” dediği, Tanay‟ın
“Tamam oldu ee Ģimdi Ģöyle bi Ģey ee süren direniĢler yani bi çok bi çoğu kazandı zaten ee Ģu
an devam edenler için söylüyorum ġeker Tekstil iĢçileri var ee her pazar günü saat 2de
Kırkla birliği meydanda basın açıklaması yapıyorlar ee böyle kimisi Ģu anda hani bi yavaĢ
yavaĢ ...(AnlaĢılmadı)... baĢladık, Kuzu deri iĢçisi var Mehmet DAĞ Ģu anda Zeytinburnunda
Deri-iĢ Sendikası ilgileniyo bizde ilgileniyoruz kendisiyle ama hani tam netleĢtiremedik o da
her günl oturma eylemi yapıyor Zeytinburnu stadının karĢısında böyle iki üçüncüsü Akçay
iĢçileri var” dediği, X Bayan‟ın “Akçay Tekstil iĢçileri henüz ıı bir eylem yapmıyorlar
fabrikayı bir hafta iĢgal ettiler ıı tasfiye ettiler sonra fabrikayı ee muhtemelen cumartesi günü
orkak eyleme gelmiĢ olacak onlar saat 7de Taksim de iĢçilerin ortak bi yürüyüĢü var onlar
ona katılacaklar ıı üç oldu dört Hey teksitil iĢçileri, Hey teksitil iĢçileri düzenli olarak her gün
hafta içi saat 12:30da ıı Kanyon AlıĢ veriĢ merkezi önünde toplanıp TOBB önüne yürüyorlar
basın açıklaması yapıyorlar ve aynı zaman da lokal baĢkaca eylemler de hayata geçiriyorlar
iĢte dün de ” dediği, Tanay‟ın “He dün Bakırköy de bulunan Marmara forum AlıĢ VeriĢ
Merkezinde ki Mango isimli markanın dükkanını iĢgal ettiler eylem yaptılar öyle lokal baĢka
eylemlerde yapıyorlar ama düzenli olarakta hergün saat 12:30da Kanyon AlıĢ veriĢ merkezi
önünde toplanıp Ģeye kadar TOBB önüne kadar yürüyorlar aynı zamanda fabrikanın önünde
güneĢ ĢiĢeleri bulunan fabrikanın önünde çadır var o çadır da da kalıyorlar içinde eylemleri
de sürüyor iĢçi arkadaĢlarımızın ıı genel olarak iĢçi direniĢleri böyle Ģimdilik” dediği,
273
ġüpheli Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün basın organlarından
www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi yetkilileri ile irtibat halinde olduğu,
olan
28.12.2012 günü saat 16:07‟de Av. Taylan Tanay ile Ġdil Kültür Merkezi‟nden X
Erkek ġahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
X Erkek‟in “Ben Ġdil Kültür Merkezinden arıyorum da” dediği, Tanay‟ın “Evet
buyrun ” dediği, X Erkek‟in “Bugün bir telefon geldi Ģey Abdi Ġbrahim Ġlaç A.ġ den iĢden
çıkarılma olmuĢ orda bir iĢçi direniĢi baĢlayacak sanırım Bunla ilgili bilgi vermek için
aramıĢtım da ” dediği,Tanay‟ın “TeĢekkür ederim telefon var mı” dediği,X Erkek‟in “Hıhı
evet 0536” dediği, TANAY‟ın “sizi idil i mi aradılar” dediği,X Erkek‟in “Hıhı idil i
aradılar” dediği,Tanay‟ın “Tamam oldu teĢekkür ederiz” dediği,
ġüpheli Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
yapılanmalarından olan Ġdil Kültür merkezi ile irtibat halinde olduğu, DHKP/C terör örgütü
kurumlarının birlikte hareket ettiği,
24.12.2012 günü saat 15:42‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile S. A. isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Ya bak bu iĢçi arkadaĢlar diyor Marmara Forumu iĢgal e.. forumda
Mangoyu iĢgal ettiler kapılar falan kırıldı abi görsen tam... (AnlaĢılmadı) iĢçileriydi” dediği,
S.A‟nın “Vaa süper ya” dediği, Tanay‟ın “Ġçerden halk üzerine kapıyı kilit.. Ģey yaptılar Ģeyi
indirdiler” dediği, Tanay‟ın “Kepenkleri indirdiler içerden halk Ģeye saldırdı iĢçileri
öldürüyorlar diye” dediği, S.A‟nın “Hadi ya” dediği, Tanay‟ın “Vallaha süperdi ya çok güzel
güzel videosu var dıĢarının içerinin” dediği, S.A‟nın “Tamam yarın Ģey yaparım ben”
dediği,
GörüĢme içeriğinde 23.12.2012 tarihinde BayrampaĢa da bulunan Marmara Forumda
MANGO isimli iĢyeri içerisinde Taylan Tanay‟ın önderliğini yaptığı DHKP/C terör
örgütünün uzantısı olan Devrimci ĠĢçi Hareketine mensup kiĢiler tarafından “ĠĢçiyiz Haklıyız
Kazanacağız” “Zafer Direnen ĠĢçilerin Olacak” “Direne Direne Kazanacağız” Ģeklinde
sloganların atıldığı ve kepenklerin kırıldığı eylemden bahsettiği ve bunu övünerek anlattığı,
Halkın Hukuk Bürosunda elde edilen dijital belgeler arasında bulunan “akcay tekstil”
isimli word belgesinde;
“ĠġÇĠYĠZ
HAKLIYIZ
KAZANACAĞIZ!
AKÇAY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ
274
ĠLK ÜÇ SATIR BĠRLĠKTE, DĠĞER SATIR
DURACAK.
ĠMZA OLDUĞU ĠÇĠN BĠRAZ AYRI
ĠLK ÜÇ SATIR SOLA YASLANACAK
DÖRDÜNCÜ ĠMZA SATIRI SAĞA YASLANACAK
PARKARTIN ENĠ 1,5 M
BOYU ĠSE 5 METRE OLACAK.
ÜST TARAFINDA ĠP BAĞLANACAK YER YAPILMASI GEREK” Ģeklinde ibarelerin
yer aldığı,
Belge özellikleri incelendiğinde belge yazarının “avukat” olduğu, son kaydetme
tarihinin ise 08.12.2012 olduğu, dolayısıyla DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
yapılanmalarından olan Devrimci ĠĢçi Hareketi (DĠH) organizesinde düzenlenen Hey Tekstil,
Roseteks Tekstil, Akçay Tekstil iĢçileri eylemleri için hazırlanan pankartların düzenlemesinin
HHB avukatları tarafından yapıldığı,
30.12.2012 günü saat 19:18‟te Taylan Tanay ile A. K. isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
A.K‟nın “Nerdeydin” dediği, Tanay‟ın “Hani o Ģeydeydim Akmerkez önündeydim
geldim Ģimdi zenginleri rahatsız ediyoruz Akmerkez de eylem yaptık, Akmerkez in yan
tarafında patronun evi var orda” dediği, A.K‟nın “Kimin ya Aynur BektaĢ ın mı ” dediği,
Tanay‟ın “Evet”dediği, A.K‟nın “Kadının evini mi buldunuz” dediği, TANAY‟ın “Evet”
dediği, A.K‟nın “Nerden biliyosunuz evini kadının” dediği, TANAY‟ın “Mernisten” dediği,
GörüĢme tarihinde DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi
Hareketi organizesinde Hey-Tekstil isimli iĢyeri ortaklarından olan Aynur BektaĢ‟ın evinin
önünde eylem yapıldığı, söz konusu ikamet adresinin Ģüpheli Tanay tarafından mernis
sisteminden öğrenilerek iĢçilere iletildiği,
13.01.2013 günü saat 16:53‟te Taylan Tanay ile A. K. isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
A.K‟nın “Nerdesin” dediği, Tanay‟ın “Ben Çerkezköydeyim, ĠĢçi okulu bitti Ģimdi
çıktım öyle sen napıyorsun” dediği,
Yukarıdaki görüĢme içeriklerinden Taylan Tanay‟ın söz konusu iĢçilerin avukatı
olmasının yanında asıl olarak DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci iĢçi
Hareketinin sorumlularından olduğu ve grubu örgüt adına yönlendirdiği anlaĢılmıĢtır.
275
Yine BaĢsavcılığımız tarafından yürütülmekte olan 2011/2360 sayılı soruĢturma
kapsamında DHKP/C terör örgütü legal alan yapılanmaları arasında yer alan Devrimci Memur
Hareketi (DMH) mensuplarının 22.09.2012 Cumartesi günü Ġstanbul Avcılar Ġlçesi Marmara
Caddesi Çiğdem Sokak Yapı Kredi Bankası Üstü Kat:5 No:197 sayılı adreste faaliyet
gösteren Eğitim-Sen 7 Nolu ġubesinde düzenledikleri toplantı ilgili mahkeme kararı uyarınca
kayda alınmıĢtır. Söz konusu topantıda bu soruĢturmadan tutuklu olarak bulunan Dursun
DOĞAN‟ın Hey Tekstil eylemlerine toplu olarak katılma hususu ile ilgili olarak aynen
“biliyorlar ki o direniĢi bizim avukatlar bizim arkadaĢlar yürütüyor içerde alanı
yürütüyor” dediği, toplantının devamında “gerekirse avukatları çağıralım bizim yönetim
toplantılarda Taylanı çağıralım,ġükriye yi çağıralım gelsin orda açıklama yapsınlar destek
çadırında bulunsunlar görelim toplantılara mesela çağıralım gelsin orda açıklama yapsın bu
avukat arkadaĢlar” diyerek Ģüpheli Taylan Tanay ve ġükriye Erden‟in DHKP/C terör
örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi Hareketinin sorumlularından olduklarını,
Halkın Hukuk Bürosu ile Devrimci iĢçi Hareketi arasında örgütsel bir bağlantı olduğunu
açıkça beyan ettiği,
15.01.2013 günü saat 23:52‟de Taylan Tanay ile Halkın Hukuk Bürosu‟ndan Erdem
Hanoğlu arasında yapılan görüĢmede özetle;
Erdem‟in “Halkın hukuk bürosu” dediği, Tanay‟ın “Alo merhaba Erdem ne
yapıyorsun” dediği, Erdem‟in “Ġyiyim Taylan abi oturuyorum” dediği, Tanay‟ın “Hı kimler
var arkadaĢlardan kimseye ulaĢamadım” dediği, Erdem‟in “Barkın abla var” dediği,
DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması
içerisinde faaliyette bulunduğu suç Ģüphesi ile BaĢsavcılığımızın 2012/2049 sayılı soruĢturma
kapsamında tutuklu bulunan Erdem Hanoğlu‟nun Halkın Hukuk Bürosu‟nda sekreter olarak
çalıĢtığı ve daimi olarak Halkın Hukuk Bürosu‟nda bulunduğunun anlaĢıldığı,bu Ģüphelinin
zaten yapılan arama iĢlemi sırasında büroda yakalandığı,
15.12.2012 günü saat 16:32‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile V. Ç. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
V.Ç‟nin “biz yarın 11 gibi falan çıkıyoruz ya problem yok de mi yani Ģey dediler bir
ara söylenti falan oldu yasaklandı falan diye” dediği, Tanay‟ın “Ya onu engellemeye
çalıĢıyorlar ama her koĢulda biz konserimizi yapacağız” dediği, V.Ç‟nin “Hı hı tamam abi”
dediği, V.Ç‟nin “Muhtemelen burada da keserler önümüzü diye düĢünüyorum” dediği,
Tanay‟ın “Tamam konuĢuruz” dediği,
15.12.2012 günü saat 21:13‟te Ģüpheli Taylan Tanay ile V. Ç. arasında yapılan
görüĢmede özetle;
V.Ç‟nin “Ģey yasaklandı mı konser yani problem var mı” dediği, Tanay‟ın “Ya Ģimdi
öyle bir giriĢim var ama biz konseri yapacağız yani öyle de olsa” dediği, V.Ç‟nin “Biz
geleceğiz zaten abi.yani aramızda Ģimdi öğretmen arkadaĢlar da var yani,normal Yorum
dinleyen insanlar yani politik değiller zaten ama en azından onlara ben konuyla ilgili bir Ģey
276
söyleyim mi,iptal oldu o oldu” dediği, Tanay‟ın “Yani iptal değil ama sonuçta konser
alanında yaptırmamaya çalıĢıyor konseri,bunu bilsinler tabi insanlar” dediği, V.Ç‟nin
“Tamam biz de herĢeyi yapacağız hocam,geleceğiz” dediği,
GörüĢme içeriklerinde 16.12.2012 tarihinde Grup Yorum organizesinde Bağcılar Spor
Kompleksinde yapılması planlanan ancak valiliğin izin vermediği konserden bahsedildiği,
Ģüpheli Taylan Tanay‟ın izin verilmese dahi kanuna aykırı olarak söz konusu konseri
yapacaklarını beyan ettiği, yine konuĢmasından Taylan Tanay‟ın yasadıĢı konseri organize
eden kiĢilerden olduğunun anlaĢıldığı,
Yapılan incelemelerde söz konu Grup Yorum konserinin izinsiz gerçekleĢtirilmeye
çalıĢıldığı, Grup Yorum taraftarı bir grubun sokaktaki çöp konteynırlarını ters çevirerek
sokağı trafiğe kapattıkları ve görevli polise mukavemette bulundukları, yine polis araçlarının
taĢlandığı, iki kiĢinin olay anında yakalanarak gözaltına alındığı ve haklarında DHKP/C terör
örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile C.BaĢsavcılığımız tarafından iĢlem yapıldığı,
17.12.2012 günü saat 00.02‟de Gülvin Aydın ile Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Ya Ģeydeyin emniyetteyim” dediği, Aydın‟ın “He nerde bağcılarda mı ?”
dediği,Tanay‟ın “Gözaltı yok onları TEM almıĢ ya?” dediği,Aydın‟ın “Öyle mi? hadi ya”
dediği,Tanay‟ın “sen ne yapıyorsun?” dediği,Aydın‟ın “Valla ben evdeyim ya”
dediği,Tanay‟ın “Niye erken eve gittin” dediği,Aydın‟ın “Ee ne yapsaydın çok yoruldum çok
üĢüdüm Taylan ya” dediği,Tanay‟ın “Öyle mi soğuk tu hava ya harbiden” dediği,Aydın‟ın
“Hee hava çok soğuktu çok böyle Ģey oldum bi de zaten zaten konser monser çok kiĢi Taylan
beni artık çok yoruyor ya yani yoruyordan ziyade çok sıkılıyorum yani hani ötür yerlerde yani
anladın mı ? çok böyle” dediği,Tanay‟ın “Nerde konser de mi ?” dediği, Aydın‟ın “Yani o
topluluklar içerisinde ha Ģey oluyorum böyle ıı çok fazla Ģey yapamıyorum ee benim Ģeyim
kalmamıĢ içerde Ģeylerle konuĢmak daha güzel içerde bi tane abi vardı otoruyordum ben
böyle çok üĢüdüm içeri geçtim” dediği,Tanay‟ın “Evet fark ettim içerde konseri seyretmeyi
orda bi kulis oluĢturdun?” dediği,Aydın‟ın “Orda bi tane Ģey vardı neydi ismi unuttum yaa”
dediği,Tanay‟ın “ĠĢçi mi?” dediği,Aydın‟ın “ĠĢçi hareketi içerisinde olan biri vardı”
dediği,Tanay‟ın “ġimdi iĢçi mi boĢver onu Ģimdi iĢçi mi ġu anda iĢçi mi?” dediği,Aydın‟ın
“Ha Ha Haa Ya bi Ģey daha soracam Taylan ya sana Ģimdi bu Özgür MULLAnın ailesi
Hülyayı arayıp arayıp duruyormuĢ Ee soruĢturmasına o girsin bence soruĢ Ģay aĢaması
savcılıkta filan” dediği,Tanay‟ın “Girsin ayıp mı olur farketmez yani benim için Özgür
MULLA adliye nöbeti kaybettim diye üzülecek halim yok yani” dediği,Aydın‟ın “Ha ha haa”
dediği,Tanay‟ın “Zaten iĢçi de değilDaha iyi benim için umurumda olmaz” dediği,
17.12.2012 günü saat 00.02‟de Gülvin Aydın ile Av. Taylan Tanay isimli Ģahıs
arasında yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Ne yaptınız iĢçilerle?” dediği, Aydın‟ın “GörüĢtük bütün evrakları da
aldım” dediği,Tanay‟ın “Gittiler mi?” dediği,Aydın‟ın “Gittiler Ģey dediler onları
277
beklemeyelim açalım dedi bizimkiler” dediği,Tanay‟ın “Güzel insanlar değil mi?”
dediği,Aydın‟ın “Evet bir de çok Ģey yaptılar insan varmıĢ diyorlar ha ha ha”
dediği,Tanay‟ın “ĠĢçi sınıfını örgütleyecez Gülvin baĢka Ģansımız yok burjuvaları bırak
sende” dediği,Aydın‟ın “Ben onları bırakalı çok oldu ama ya Taylan” dediği,Tanay‟ın “Ha
ha ha sen diyorsun yeni keĢfettin ha iĢçi sınıfını” dediği,Aydın‟ın “Ha ha evet”
dediği,Tanay‟ın “Evet ya ben resmen baĢım dön iĢçi sınıfından baĢım dönmüĢ gibi ya, Öyle
bir aĢık oldum ki iĢçi sınıfına” dediği,
16.12.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması Devrimci ĠĢçi
Hareketi (DĠH) organizesinde Bağcılar Olimpik Spor Salonunda “ĠĢçi DireniĢlerini
Büyütelim, BirleĢelim, Direnelim, Kazanalım!” adı altında DHKP/C terör örgütünün Sözde
demokratik alan yapılanması olan Grup Yorum tarafından yapılması planlanan konser
etkinliğine Ġstanbul Valiliğinin güvenlik gerekçesiyle izin vermediği, ancak yine de bahse
konu etkinliği gerçekleĢtirmek için etkinlik alanına izinsiz olarak gelen ve yapılan gösteriler
neticesinde 2 güvenlik görevlisinin yaralanmasına neden olan olaylar sonucunda gözaltına
alınan Özgür Mulla ve Murat KarataĢ isimli Ģahısların yakalanarak gözaltına alınması
hakkında konuĢtukları, söz konusu görüĢmeden Taylan Tanay‟ın örgütün iĢçi yapılanması
olan Devrimci ĠĢçi hareketinde sorumlu olarak faaliyet gösterdiğinin bir kez daha anlaĢıldığı,
22.12.2012 günü saat 15:37‟de Taylan Tanay ile ġükriye Erden isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Hıı,iki saattir bekliyoruz bizi görüĢtürmediler de” dediği, Erden‟in “ġimdi
görüĢtün ama demi” dediği, Tanay‟ın “Yoo Ģimdi de yok Barodan avukat istiyor falan
iĢte,saçmalık” dediği, Erden‟in “Hı,ġerefsizler” dediği,
ġüpheli ġükriye Erden ile 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler 75. Yıl Polis Merkezine
Bombalı ve silahlı saldırı gerçekleĢtirilen ve 11.12.2012 tarihinde GaziosmapaĢa meydanda
Polis Memurunu ġehit ettikten sonra güvenlik kuvvetlerince yakalanan Nurgül Acar ve
Nebiha Aracı isimli DHKP/C SPB mensubu iki Ģahsı evinde barındıran, 19.12.2012 tarihinde
gözaltına alınan Celal Akgün isimli Ģahıstan bahsettikleri ve güvenlik kuvvetlerine
hakaretlerde bulundukları,
Celal Akgün‟ün Emniyet Müdürlüğünde özel avukatı olduklarını beyan eden
Ģüpheliler Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ı istemediğini, barodan avukat talep ettiğini
belirtmesi hususunda görüĢme yaptıkları,
29.12.2012 günü saat 17:50‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Naciye Demir
arasında yapılan görüĢmede özetle;
Demir‟in “efendim” dediği, Tanay‟ın “Naciye abla bu YürüyüĢten gelecekler demi”
dediği, Demir‟in “Gelecekler” dediği, Tanay‟ın “Hı anladım, onların bilgisi var demi” dediği,
Demir‟in “Uğradım da gelenin bilgisi yok ama baĢka yerden gelecek” dediği,
278
07.01.2013 günü saat 15:40‟ta Taylan Tanay ile ġükriye Erden isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Sen bu arada hani hiç olmazsa Hatice ile konuĢursun yani” dediği,
Tanay‟ın “Hatice zatin suçlamaları biliyo yani genel olarak Celal Akgün diye birisinin beyanı
var o beyanı kabul etmiyo” dediği, Erden‟in “He zaten” dediği, Tanay‟ın “Evet evet tanımıyo”
dediği, Erden‟in “Kendisini tanımıyo da” dediği, Tanay‟ın “Evet tanımıyorum onun
hakkımdaki isnatını kabul etmiyorum yasal eylemlere katıldım Nebiha ile Nurgülü tanıdığı
söyleniyo onları tanımıyorum tamam mıbu Saadet GÜNER vardı ya ġahin GÜNERin annesi
onları Tayad‟tan tanıyorum o yüzden gittim evlerine beni gerçek adımla bilirler Saadetin oğlu
daha önce tutukluydu Çayanı ordan tanıyorumhani arkadaĢım dı öyle yani” dediği,
DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB militanları Nebiha Aracı ve Nurgül Acar
isimli Ģahısları evinde barındırdığı Ģüphesiyle 19.12.2012 günü gözaltına alınan Celal Akgün
isimli Ģahsın verdiği ifadeler doğrultusunda; DHKP/C terör örgütü mensubu olmaktan kaydı
bulunan ve 04.01.2013 günü yakalanarak gözaltına alınan, daha sonra çıkarıldığı mahkemece
DHKP/C terör örgütüne üye olmaktan tutuklanan Hatice AĢık isimli Ģahsın hakkında
konuĢtuğu, Avukatı olan ġükriye Erden isimli Ģahsa Hatice AĢık isimli örgüt mensubunun
emniyette verilmiĢ bir ifadesi olmamasına rağmen savcılık ve mahkeme aĢamasında ne
Ģekilde ifade vermesi gerektiği ile ilgili telkinlerde bulunduğu,
07.01.2013 günü BaĢsavcılığımızın 2012/2440 Nolu SoruĢturma kapsamında Ģüpheli
olarak ifadesi alınan Hatice AĢık‟ın ifadesinde geçen hususlar incelendiğinde; görüĢme
içeriğinde beyan ettiği tüm hususlar ile Hatice AĢık‟ın ifade beyanlarının benzer olduğunun
belirlendiği,
Tüm bu hususlar dikkate alındığında Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün
talimatları doğrultusunda örgütün deĢifre olmaması ve örgüt üyesinin mahkemeye sevk
edilmemesi için Hatice AĢık‟ın ifadesine doğrudan müdahil olduğu anlaĢılmıĢtır.
ı) Elde Edilen Diğer Deliller
ġüpheli Taylan Tanay‟ın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda yukarıda detayları
ile açıklanan “ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının Faaliyetleri/
Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları” baĢlıklı bölümde anlatıldığı üzere ÇağdaĢ Hukukçular Derneği
Ġstanbul ġube BaĢkanı olduğu, dolayısıyla örgütün amaçları doğrultusunda ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği tarafından yapılan açıklamalar ile diğer sair eylemlerden doğrudan
sorumlu olduğu,
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
bu büroda Taylan Tanay‟ın maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ
olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından
temin edildiğinin değerlendirildiği,
279
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın
cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu ve hükümlü Ģahıslarla örgütsel
amaçlı görüĢme yapmak için iĢ bölümü ve görevlendirme yaptıklarının anlaĢıldığı,
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında yukarıda açıklandığı üzere tüm masrafları örgüt
fonundan karĢılanan ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması
olan Halkın Hukuk Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen; Samsung Marka
S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin içerisindeki resimde
2011/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı
Propaganda Birlikleri mensubu Ģahıslar ile birebir irtibatı bulunan ve bu dosya kapsamında
tutuklu bulunan Elif Sultan KALSEN ile Ģüpheli Barkın TĠMTĠK ve Taylan TANAY‟ın
birlikte fotoğraf çektirdiğinin anlaĢıldığı,
Seagate Marka 6RYJHM86 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit diskin içerisindeki
“belcika_mahkeme_dilekce” ve “taylan çalıĢma-asıl” isimli word belgeleri incelendiğinde
Ģüpheli Taylan Tanay tarafından Belçika ülkesinde DHKP/C terör örgütü hakkında görülmüĢ/
görülmekte olan davaya gönderilen dilekçe olduğu, dilekçe içeriğinde Tanay tarafından
aslında DHKP/C yapılanmasının bir terör örgütü olmadığı, siyasi bir yapılanma olduğunun
anlatıldığı, DHKP/C terör örgütünün silah kullanmasının PROPAGANDA, SAVUNMA ve
MĠSĠLLEME amaçlı olduğu ve HĠÇ BĠR SĠVĠLE ZARAR VERĠLMEDĠĞĠ,dilekçenin
devamında “AĢağıda bu ihlallere iliĢkin bilânço incelendiğinde silah kullanmanın bir tercih
değil zorunluluk olduğu anlaĢılmaktadır. Keza Türkiye'de bu ihlallere iliĢkin yargı
mekanizması önleyicilikten tamamen yoksun olmanın yanında telafi edici ve caydırıcılıktan da
uzaktır. Buihlallere karıĢanlar ya yargılanmamakta ya da yargılandıklarında beraat
etmektedirler. Yargı o denli etkisizdir ki ihlallerin gerçekleĢmesinden birinci derece sorumlu
olan generallere davaaçma teĢebbüsünde bulunan savcılar mesleklerinden atılmaktadırlar”
Ģeklinde ifadelerde bulunarak Türkiye‟de silah kullanmanın bir zorunluluk olduğunu beyan
ettiği, sonuç bölümünde “Sonuç olarak eldeki veriler objektif olarak değerlendirildiğinde
DHKP/C; Türkiye'de yoğun ve kabul edilemez biçimde baĢta yaĢam hakkı olmak üzere
temel hakların tamamını ihlal hatta yok eden devlete karĢı programı, kadroları ve yüz
binlerle ifade edilen taraftan ile birlikte mücadele eden parlamento dıĢı siyasal bir
örgütlenmedir Av. Taylan TANAY”Ģeklinde DHKP/C‟nin bir terör örgütü olmadığı,
parlamento dıĢı siyasal bir örgütlenme olduğunu beyan ettiği görülmüĢtür.
Ayrıca iddianamenin “ġüphelilerin Cezaevinde Ġken Örgütün Merkez Komitesi Ġle
HaberleĢmeye Devam Etmesi” bölümünde açıklandığı üzere DHKP/C terör örgütünün
cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar
aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Ģüpheli Taylan Tanay‟a savunmalarında
kullanılmak üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine
savunmasında kullanabileceği birçok argümanın iletildiği, Ģüpheli Taylan Tanay tarafından
280
örgüt yönetimine cevabi nitelikte mektuplar yazıldığı, bu yazıĢmaların örgütün cezaevlerinden
sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu üzerinden ele geçirilen dijital
malzemelerde elde edilmesinin yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır.
SONUÇ OLARAK;
ġüpheli Taylan Tanay‟ın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan
operasyonlarda ele geçirilip adli istinabe yoluyla ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika
dökümanları isimli belgelerde, gizli tanıklar Kanarya, YüzleĢme,AteĢ ve Çelik‟in
beyanlarında, Anıl Osman Çelik, Aziz ErmiĢ, Metin Sel, Yasin Gürsoy, UlaĢ Aslan, Selçuk
Aymaz isimli tanıkların ve Ģüphelilerin ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör
örgütünün güdümünde faaliyet gösteren, yöneticisini DHKP/C'nin atadığı DHKP/C terör
örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk yapılanmasında görev aldığı, dökümanların
incelenmesinde Taylan Tanay‟ın avukat olmadan önce DHKP/C terör örgütünün okul
sorumlusu olduğu, 1999 yılında DHKP/C‟ye yönelik yapılan operasyonda tutuklandığı,
tutuklanmasından sonra cezaevinden örgüte özgeçmiĢ raporu gönderdiği, Ģüphelinin örgüte
özgeçmiĢ raporu göndermiĢ olmasının Ģüphelinin örgüt hiyerarĢisine dahil olduğunu
gösterdiğinin Yargıtay kararları ile anlaĢıldığı, 2003 yılında örgüt yönetiminin izni ve bilgisi
dahilinde Halkın Hukuk Bürosunda avukat olarak çalıĢmaya baĢladığı, DHKP/C terör örgütü
üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde
Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı
yakalanıp gözaltına alındığında açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel
tavır ve eylemlerde bulunduğu, daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde
davranmaları hususunda örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan
ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem
çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin
silahlı kanadı olan SPB mensuplarınca organize edilen silahlı ve bombalı eylemleri
gerçekleĢtiren Ģahıslarla birlikte eylemlere katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine katılarak
örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen amaç ve stratejileri
doğrultusunda cesaret verdiği, örgütün yapılanmalarından olan Devrimci ĠĢçi Hareketi
içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü,
Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile
organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece tüm dosya
kapsamına göre Halkın Hukuk Bürosunda ve Devrimci ĠĢçi Hareketi içerisinde sorumlu
düzeyde faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu
iĢlediği,
Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem
Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya
çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle
görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği,
281
Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 25/02/2012, 23/07/2012, 21/09/2012,
14-16/09/2012 ve 01/10/2012 tarihlerinde 5 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da
iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
3. ġÜPHELĠ BARKIN TĠMTĠK
a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından
Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar
“2003.10.20 - export 9-9-133-21102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Büroya Barkın isminde Marmara Hukuk Fakültesnde 5.senesini okuyan bir bayan
arkadaĢ geldi. HHB de olmak istiyor.. bu arkadaĢın ablası Elazığda Hukuk Fakültesi son
sınıfta okuyor. Adı Ebru. Daha önce yazmıĢtım sizede. Ebruyu M.Doğanlar tanıyor. Ebruda
stajını burada yapmak istiyor.. Okulu bitince. manav 4 ve Manav 1 Tunceli ve Elazığ"a
gittiklerinde Ebru ile tanıĢmıĢlar. Ebruda kız kardeĢine buradan bahsedip yönlendirici
olmuĢ.. Barkın yeni yeni dergimizi takip etmeye baĢlamıĢ. Elazığa gittiğinde Temel Haklara
gitmiĢ.. Bizimle tanıĢmaya geldi ve iĢ arıyormuĢ ama asıl olarak büroda ceza avukatı olarak
yetiĢmek ve mücadele etmek istiyor.. DüĢündüm ve kararımı verdim artık bir yerden
baĢlamalıyım diyor.. Avukatlığı düzen içinde sevmediğini iliĢkilerin çok kirli olduğunu
bunlara tepki duyguduğunu bir ara okulu bile bırakmak istediğini söylüyor.. 21 yasında çok
genç bir arkadaĢ. 4 kardeĢler. üç kız 1 erkek. Hepside okuyor.Ebru Hukukta okuyor.. Büyük
ablası Elazığ Sosyal bilgiler öğretmenliğinde okuyor.. Erkek kardeĢide liseyi bitirmiĢ.. Barkın
5 yıldır Ġstanbulda okuyor.. Ġki kız arkadaĢı ile Kadıköyde bir ev tutmuĢlar birlikte kalıyorlar.
Kaldığı arkadaĢlarından birisi akrabasıymıĢ ve Aksarayda milli Eğitim Müdürlüğünde
memurmuĢ. Diğer arkadaĢı ĠÜ.Fizik bölümünde öğrenciymiĢ. Demokrat insanlar diyor..
Kendisinin 5. Yılı olması nedeniyle kredi ve bursu kesilmiĢ harçlığını çıkaracak kadar ücrette
bir iĢte arıyordu. Onu Özkan Köylü.. iĢ için gönderdim. Oradan Anket aldı. Anket bürekli
yapmayacak.. Her gün büroya gidip gelecek. Kendisi ile konuĢtum.. kendisinin gidip
geleceğini bu süre içinde kendisinin bizi bizimde kendisini tanıyacağımızı söyledim.. Hukuk
bilgisi konusunda Manav 2 nin Mahir ve barkına haftalık ders verebileceğini düĢündüm.bunu
manav 2 severek yapacaktır.yani avukatlığın pratiği için ceza konusundaki ilk bilmesi gereken
bilgiler.. Siyasi eğitimlerinide ben sürdüreceğim. Hukuk eğitimleri konusundada yardımcı
olacağım.. Neleri öğrenmeleri gerekir hangi perspektifle vb.. ġu anda öğrenmeye ilgili
görünüyor.. Ġki gündür gidip gelmeye baĢladı. Ona HHB yi anlattım.. Ve yayınlarımızı
gösterip bilgi verdim.. DS Ana davasını anlattım Savunmanın sesleniĢ ve son söz bölümlerini
okudum.. savunma ilgisini çekti ve okumak istediğini söyledi. birlikte tartıĢabileceğimizi
söyledim.. Halk Anayasasını verdim.
Selçuk haftasonu gelmiĢti.Tarlanın paneli için.selçuk ile büroya manav kazanmamız
gerektiğini ve acil ihtiyacımız olduğunu Ankarada ÇHD çevdresindeki av.ları bu temeldede
yetiĢtirip yönlendirebilecekleri üzerine konuĢtuk..10 kadar son sınıf ve staj yapan kiĢiler
282
olduğunu bunlardan 2/3 kiĢinin HHBye ilgi duyduğunu Ġstanbul"un biraz gözlerini
korkuttuğunu bununda bilmemekten kaynaklı olduğunu bir hafta sonu bu arkadaĢları buraya
getireceğini …söyledi.
Aliye burada baĢladı..Cihan yazmıĢtı Buraya alıĢmaya çalıĢıyor..kendisi ile büro
üzerine konuĢtum..Nasıl çalıĢması gerektiği buranın Ġdilden farklı olduğunu bazen gün içinde
tek baĢına kalacağını bazen sıkılabileceğini ama buradaki iĢlerin önemini ve gerekliliğini
kavradığı noktada yaptığı iĢin önemini kavrayacağını ve severek yapacağını bunun için neleri
nasıl öğreneceğini ve nasıl yapacağını anlattım..buradaki iĢ ve yaĢam koĢullarını
anlattım..Sıkılmaması ve kavraması için sık sık sohbet ediyorum neyi nasıl bulacak öğrenecek
bu konularda yardımcı oluyorum..
Manav 1 odasından çıkmadığı için onu merak etti.Bende kendisi ile bir tartıĢma süreci
yaĢadığımızı manav 1 in kendisinin odadan çıkmadığını söyledim..Diğer arkadaĢlarla çabuk
kaynaĢtı ama kalabalık ve bol sohbetli bir ortamdan geldiği için alıĢmak için kendisini
zorluyor..Benim düĢüncem Barkın ,Mahir ve Aliyenin eğitimlerini ortak ele
alabilirim.”ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.10.24 - export 9-9-223-24102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“Barkın büroya hergün geliyor. savunmayı okuyor. Halk Anayasasını okudu ve
onunla tartıĢtım. Savunmayı tartıĢıyorum.. temel bilgileri öğretmeye çalıĢıyorum. ġimdillik
ilgili ve disiplinli…” ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.10.31 - export 9-9-283-31102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…barkın düzenli gidip geliyor. Onunla savunmayı çalıĢıyoruz. devrimçi Sol bir Halk
hareketidir bölümünü tartıĢtık. bu konudan hareketle THKP;C ve 80 öncesi mücadeleyi ve sol
hareketleri anlattım ona. Yeni Sömürgecilik ve ĠĢbirlikçiliği tartıĢacağız…” ġeklinde
ibarelerin olduğu,
“2003.11.03 - export 12-12-498-03112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
Büroda Aliye, barkın ve Mahir için eğitim çalıĢmalarına baĢladık.Temel Eğitim
konularını ele alacağız:
-Emperyalizm ve Sömürgecilik
-Devlet nedir,
Devlet tipleri
-devrim Nedir
-Strateji ve taktik
Halk savaĢı ve PASS
283
-Parti
Bu
konuları
alt
baĢlıklandırm.ġu
anda
Emperyalizm
konusuna
hazırlanıyorlar.Haftada iki gün çalıĢma yapacağız.ÇarĢamba ve Pazar günleri..
-Ayrıca roman programı oluĢturduk..
Haftada 1 kitap okuyacaklar:
ġu anda :
Aliye:Nazi ĠĢgalinde Sovyet kadınları
-Barkın:Azap Ortakları
Mahir:Kapitanıos u okuyor.
-Manavlar:
BaĢmanav :AteĢi ÇALMAK 2.CĠLDĠNDE.
MANAV 4 :NE YAPMALI (LENĠN) ATEġĠ ÇALMAK 4 CĠLDĠ OKUDU..
Cumartesi günü manavlarla Emperyalizmi ve iĢbirlikçiliği güncel olarak ele alıp
tartıĢacağız..”ġeklinde ibarelerin olduğu,
“2003.11.05 - export 9-9-357-05112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“barkın, Aliye ve Mahir ile eğitim çalıĢmasını bugün yaptık. bugün Emperyalizm ve
Yeni Sömürgeciliği tartıĢtık. Ben anlattım arada soruları oldu. Emperyalizmi anlattım.
DoğuĢu, ne zaman ve nasıl ortaya çıktı. Kapitalist sistemde değiĢim emperyalist dönemde
bunalım dönemleri. Sömürgecilik ve değiĢimleri. 1. Bunalım, 2. bunalım ve 3. Bunalım
dönemleri. Yeni sömürgeciliğin doğuĢu ve yeni sömürgecilik iliĢkileri bunları anlattım. 2.
konu olarak Yarı Sömürgeden Yeni sömürgeye Osmanlıdan günümüze baĢlığında ülkemizdeki
değiĢimleri ve sömürü biçimi tartıĢacağız. Pazar gününe kadar hazırlanacaklar. barkın
Ģimdilik öğrenmeye çok istekli görünüyor ve ilgili. Mahir ve barkın HHB arĢivini
düzenliyor” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Söz konusu örgütsel raporların yapılan incelenmesinde; 2003 yılında HHB‟nin
DHKP/C terör örgütünün avukatlıkla ilgili iĢlerine mevcut haliyle yetersiz kaldığından Halkın
Hukuk Bürosunun örgütsel amaçlar doğrultusunda yeni avukat aradıkları,
Barkın Timtik‟in avukat olmadan önce DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından olan
“Temel Haklar Derneğine” gidip geldiği,
Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Barkın TĠMTĠK‟in Halkın Hukuk Bürosunun
DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde yer aldığını bilerek
ve isteyerek 2003 yılında HHB‟ye girdiği,
ġüpheli Barkın TĠMTĠK‟in HHB sorumlusundan DHKP/C terör örgütünün örgütsel
eğitimini aldığı tespit edilmiĢtir.
Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki
tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Barkın Timtik, 2003 tarihinden
284
sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak
adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheliyle ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır.
b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde
Yer Alması
Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt
mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle
birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ
YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın
ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup
Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Barkın Timtik‟in
de katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde
faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen
örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis
memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C
SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan
Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile
gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün
silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak
ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği
ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 2: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü
lideri Dursun KarataĢ‟ın cenazesinin 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve
16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze
törenine Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun
üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı
DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden
bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar
kortej eĢliğinde yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün ve
Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik
eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan
suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, tören boyunca Ģüphelinin de grupla birlikte
yürüyüp gruba destek verdiği,
285
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3: Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün
kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü
mensuplarınca sözde "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri”
olarak ilan edildiği, bu kapsamda 12.04.2009 tarihinde Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi
Mahallesinde düzenlenen eyleme ġüpheli Barkın Timtik‟in katıldığı, eylem sırasında grubun
üzerinde “MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” yazılı “HALK
CEPHESĠ” imzalı pankart arkasında kortej eĢliğinde yürüyüĢe geçtiği, korteje katılan
Ģahısların bazılarının üzerinde “HALK CEPHESĠ” yazılı önlükler olduğu ve bu Ģahısların
grubu yönlendirdiği, kortej içerisindeki Ģahısların ise ellerinde DHKP-C terör örgütünün lideri
Dursun KARATAġ‟ın resminin bulunduğu bayraklar ile üzerinde “CÜRRET DĠRENĠġ
SAVAġ YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ
KAVGAMIZIN ADI DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI
DURSUN KARATAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları ayrıca “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ YAġASIN
ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI DURSUN
KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ, MAHĠR,
HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” Ģeklinde sloganlar atarak DHKP-C terör
örgütünün ve liderinin propagandasının yapıldığı, silahlı çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen
terör örgütü mensuplarının eylemlerinin özendirildiği, Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar
attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 4: 10.09.2009 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör
örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde yaklaĢık 50
kiĢilik grubun Güler ZERE ile ilgili olarak “GÜLER ZERE‟YE ÖZGÜRLÜK ĠÇĠN 32. GÜN
NÖBETTEYĠZ” ibareli pankart açtıkları, Ģüpheli Barkın Timtik‟in elinde bulunan notlarla
basın açıklaması yaptığı ve grupla birlikte hareket ettiği,
286
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 5: 09.10.2009 günü Ankara Ġli Adliye önünde eski adalet bakanlarından
Hikmet Sami Türk‟e yönelik saldırı eylemi gerçekleĢtiren Serkan onur ve Didem Akman için
Halk Cephesi tarafından düzenlenen ve “SERKAN ONUR VE DĠDEM AKMAN‟I DEĞĠL 19
ARALIK KATLĠAMININ EMRĠNĠ VEREN HĠKMET SAMĠ TÜRK‟Ü YARGILAYIN!” yazılı
pankartın açıldığı basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6: ġüpheli Barkın Timtik‟in 15.10.2009 günü o tarihte cezaevinde bulunan ve
kanser hastası olan Güler Zere‟nin serbest kalması için DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan üst yapılanması olan “Halk Cephesi” organizesinde Ġstanbul Adli Tıp
Kurumu önünde toplanan yaklaĢık 60 kiĢilik grup ile birlikte hareket ettiği ve basın
açıklamasına katıldığı, basın açıklaması esnasında “Güler Zere Serbest Bırakılsın- YaĢasın
Devrimci DayanıĢma- Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz- ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktirMerhamet Değil Adalet Ġstiyoruz.” Ģeklinde sloganların atıldığı, aynı eyleme 11.09.2012 günü
Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim
Çuhadar‟ın da katıldığı, grupla beraber Ģüphelinin de slogan attığının tespit edildiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 7: ġüpheli Barkın Timtik‟in 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih
Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte
DHKP/C terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde
Ģehitliğine götüren grup içerinde yer aldığı, ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını göğsüne
taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ
287
ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZKAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ”
Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olduğunun
bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 8: 30.03.2010 günü DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst
yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde; 30 Mart 1972 tarihinde Tokat Ġli Almus Ġlçesi
Kızıldere (Ataköy) beldesinde yasadıĢı THKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan
operasyon neticesinde terör örgütü kurucusu olan Mahir Çayan ve 9 arkadaĢının çıkan
çatıĢmada ölü olarak ele geçirilmesi olayının 38. Yıldönümü sebebiyle Kızıldere olaylarında
ölen örgüt üyelerinin anması gerçekleĢtirebilmek amacıyla yapılan yürüyüĢe Ģüpheli Barkın
Timtik‟in katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, yürüyüĢ sırasında “BURAYA DÖNMEYE
DEĞĠL ÖLMEYE GELDĠK, MAHĠR ÇAYAN – KIZILDERE SÖNMEYEN MEġALEMĠZ,
MAHĠR VE DAYI ÖLÜMSÜZ ÖNDERĠMĠZ, DEVRĠM DEĞĠġMEYEN HEDEFĠMĠZ” yazılı
“HALK CEPHESĠ” imzalı pankart açtıkları, “MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA
KADAR SAVAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis
Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da
katıldığı, Ģüpheli Barkın Timtik‟in Ġbrahim Çuhadar‟ın hemen arkasında bulunduğu,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütü yöneticilerinin övüldüğü, Ģiddetin
teĢvik edildiği sloganların atılıp pankart ve dövizlerin taĢınması suretiyle terör örgütünün
propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket ederek üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 9: 08.05.2010 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu mahallesinde DHKP/C
terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen
Güler Zere‟nin cenaze törenine ġüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, tören esnasında
KANSER HASTASĠ DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ KATĠLĠ AKP ĠKTĠDANDIR GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR” yazılı HALK CEPHESĠ ibareli pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
288
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 10: 01 Mayıs 2010 günü Taksim Meydanında HALK CEPHESĠ ibareli kırmızı
yelek giyen yaklaĢık 160 kiĢilik grubun yanında Ģüpheli Barkın Timtik‟in de yer aldığı ve
grup ile birlikte hareket ettiği, grubun Mahir ÇAYAN ve Dursun KARATAġ‟ın fotoğraflarını
taĢıdıkları, 1 Mayıs Alanı Bizimdir, AKP Vermedi, ġehitlerimizle Kazandık-Mehmet Akif
Dalcı 1 Mayıs ġehidi- Haklıyız Kazanacağız- ĠĢçiyiz Haklıyız, Kazanacağız” yazılı “Halk
Cephesi ve Devrimci ĠĢçi Hareketi” imzalı pankartlar taĢıdıkları, Halk Cephesi yazılı yelek
giydikleri, ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flama taĢıdıkları, yaklaĢık
160 kiĢinin siyah bere, beyaz gömlek, siyah pantolon ve boyunlarında kırmızı fular Ģeklinde
tek tip elbise giydikleri, tek tip elbise giyen grubun dörderli sıra halinde asker düzeninde
yürüdüğü, “Mahir, Hüseyin, UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ” Ģeklinde Ģiddeti teĢvik eden
sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 11:13.10.2011 günü Elazığ Ġli Fevzi Çakmak Mahallesinde DHKP/C terör
örgütünün sözde demokratik alan çatı yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize
edilen DHKP/C terör örgütü içerisindeki eylem ve faaliyetlerinden dolayı Trabzon
Cumhuriyet BaĢsavcılığınca aranmakta iken 04.10.2011 günü saat 23.00 sıralarında
Yunanistan‟ın Selanik kentinde evinde hazırlamakta olduğu patlayıcının patlaması sonucunda
ölen DHKP/C terör örgütü üyesi Mehmet BAġBAĞ‟ın cenaze törenine Ģüpheli Barkın
Timtik‟in de katıldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, cenaze töreninde “BEDEL ÖDEDĠK
BEDEL ÖDETECEĞĠZ. HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ. MEHMET BAġBAĞ
ÖLÜMSÜZDÜR. DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan atıldığı, “DEVRĠM
ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart, “MEHMET
BAġBAĞ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli dövizin açıldığı, grubun ellerinde DHKP/C terör örgütünü
simgeleyen kırmızı renkli flamaların olduğu,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
Yunanistan‟da evinde patlayıcı madde hazırlarken hazırladığı patlayıcının patlaması sonucu
ölen örgüt mensubunun cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
289
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 12:18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör
örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile
ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, basın açıklamasına
katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE?
CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart
açtıkları ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN
EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ”
yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 13:19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata
DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Barkın
Timtik‟in de katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ
UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı
pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı
pankart açtıkları, bu Ģekilde basın açıklamasının terör örgütü propagandasına dönüĢtürüldüğü,
ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 14:13.01.2012 günü Bakırköy Kadın Cezaevi önünde örgüt yapılanmalarından
olan TAYAD organizesinde YASEMĠN KARADAĞ ile ilgili yapılan basın açıklamasına
Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, basın açıklamasında “YASEMĠN KARADAĞ‟IN
KATLEDĠLMESĠNE ĠZĠN VERMEYECEĞĠZ” yazılı “TAYAD‟LI AĠLELER” imzalı pankartın
açıldığı,
ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt
yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen sınırlı sayıda kiĢinin katıldığı basın
290
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 15: 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa
Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik
alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD tarafından organize edilen yaklaĢık 200250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine Ģüpheli
Barkın Timtik‟in de katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM
ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK
KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK” Ģeklinde terör
örgütünü-örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin
teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 16: 16.03.2012 tarihinde Ġstanbul Beyazıt Meydanı‟nda DHKP/C terör
örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde; 16 Mart 1978 günü
Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de
yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırının yıldönümü münasebetiyle yapılan
yürüyüĢ ve basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı ve grup ile birlikte
hareket ettiği, basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “16 MART KATLĠAMININ
HESABINI SORDUK SORACAĞIZ!” ibaresi bulunan GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı
pankart, “16 MART KATLĠAMININ SORUMLUSU DEVLETTĠR!”, “KAHROLSUN FAġĠZM
YAġASIN MÜCADELEMĠZ – FAġĠZMĠ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ” ibareli
GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı dövizlerin açıldığı,örgütü simgeleyen kırmızı
bayrakların taĢındığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve
örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen yasadıĢı
gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 17:12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesinde bulunan Ġstinye ġehit
Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve
güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda ölen DHKP/C SPB mensubu Erdal
DALGIÇ‟ın cenazesini almak için 21.06.2012 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumunda TAYAD
tarafından organize edilen basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı ve grupla
birlikte hareket ettiği, basın açıklamasında “CENAZEMĠZĠ GELENEKLERĠMĠZE GÖRE
DEFNETMEK ĠSTĠYORUZ HALKIN BU HAKKINI KĠMSE ENGELLEYEMEZ” ibareli
“TAYADLI AĠLELER” imzalı döviz ve “ERDAL DALGIÇI TANIYORUZ BU HALKIN
EVLADIDIR CENAZEMĠZĠ ĠSTĠYORUZ ALACAĞIZ” ibareli “TAYADLI AĠLELER”
291
imzalı pankartların açıldığı, basın açıklamasının bu haliyle terör örgütü propagandasına
dönüĢtürüldüğü,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve
örgütün yapılanmalarından olan TAYAD tarafından organize edilen basın açıklamasına
katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 18: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık
vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı
hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli
Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi
ilçesinde bulunan gazi cem evine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150
kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi
Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Barkın Timtik‟in de
bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler,
ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR”
ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK
SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli
“HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK
KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ
SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ
DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü-örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün
eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 19: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde
bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen
Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli
Barkın Timtik‟in de yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı
caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK
BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
292
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde
ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede
bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale
sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde
bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp
konteynırlarını devirdikleri,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı
saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği,
daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli
avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu
yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı
Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde
bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına
yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte
hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların
olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların
bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN
ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE
EMRAH
BARLAKI
GAZĠDE
HASAN
SELĠMĠ
KATLEDEN
POLĠSLER
CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI
BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin
taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL
DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL
POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN
SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR
SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ”
Ģeklinde terör örgütünün ve mensuplarının eylemlerini özendirici,Ģiddeti teĢvik eden
sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüpheli Barkın Timtik‟in terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve
güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt
mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar
yer almak ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle
zincirleme Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği
anlaĢılmıĢtır.
293
Eylem 20: Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 soruĢturma dosyası kapsamında
YürüyüĢ Dergisinde yapılan aramada DHKP/C terör örgütünün çatı yapılanması olan HALK
CEPHESĠ tarafından organize edilen yaklaĢık 50 kiĢilik grubun Ġstanbul ġiĢli‟de bulunan
Fatma Girik parkında yaptıkları eyleme dair görüntülerin olduğu, görüntülerin incelenmesinde
2012 yılı içerisinde PKK/KCK tutuklu ve hükümlülerinin baĢlattıkları açlık grevlerini destek
amaçlı olarak bu eylemin gerçekleĢtirildiğinin tespit edildiği, bu yasadıĢı eylemde grubun
“YaĢasın Türk Ve Kürt Halklarınızın Özgürlük Ve Sosyalizm Mücadelesi Zafer
SavaĢan Halklarımızın Olacaktır Halk Cephesi” ibareli Ģiddeti teĢvik eden ve örgüt çatı
yapılanması adına hazırlanmıĢ olan pankartı ve dövizleri açtıkları, gruptaki Ģahsıların terör
örgütü propagandası yapan ve örgütün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisini okudukları, bu
eyleme Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2012/2094 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C
terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile tutuklanan Berna Yılmaz, yine BaĢsavcılığımızın
2012/2440 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile
tutuklanan Sadık Karaaslan ve Ünzile Araz, yine BaĢsavcılığımızın 2011/2360 soruĢturma
dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından Devrimci Memur Hareketi
içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile tutuklanan Metin Erkan Özkan ve Dursun Doğan
ve 24.10.2012 günü Asuman Akça‟yı örgütün talimatı ile baĢından vurarak öldürmeye
teĢebbüs eden Selçuk Aymaz‟ın katıldıklarının belirlendiği, eyleme katılan Ģahısların daha
önceki dönemlerde açlık grevi ve ölüm oruçları yapan DHKP/C örgüt mensupları ile benzer
Ģekilde baĢlarına kırmızı kurdele bağladıkları, Ģüpheli Barkın Timtik‟in de bu Ģekilde terör
örgüt propagandasına dönüĢtürülen eyleme ve etkinliğe baĢına kırmızı kurdele takarak
katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde
düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen eyleme katılıp
üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
ġüpheli Barkın Timtik‟in muhtelif tarihlerde katıldığı bu eylemler incelendiğinde;
ġüpheli Barkın Timtik‟in katıldığı eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda
belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket
ettiği,
ġüpheli Barkın Timtik‟in bulunduğu birçok eylemde “HALK CEPHESĠ, TAYAD,
GENÇLĠK FEDERASYONU, DEVRĠMCĠ ALEVĠ KOMĠTESĠ, GRUP YORUM” Ģeklinde
sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı,
DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB)
mensuplarının cenaze törenine katıldığı,
DHKP/C terör örgütünün Sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk
Cephesinin organizesinde; 30 Mart 1994 tarihinde Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi
(DHKP-C) terör örgütünün kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri
arası DHKP-C terör örgütü mensuplarınca sözde "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti
KuruluĢunu Kutlama Günleri” adı altında kutlanan eyleme katıldığı,
294
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KARATAġ‟ın cenaze törenine katıldığı,
Yer aldığı birçok eylemde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı
Propaganda Birlikleri(SPB) mensuplarının da bulunduğu anlaĢılmıĢtır.
c) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını
Üstlenmesi
Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü
mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle
bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin
emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine
ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına
alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul
Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları,
Barkın Timtik‟in 45 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği,
Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri
(SPB) mensuplarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı,
17.09.2011 tarihinde Esenler Polis Merkezi Amirliğine silahlı ve bombalı saldırı
eylemini gerçekleĢtirdikten sonra suçüstü yakalanan DHKP/C SPB mensubu Ayten AnlaĢ‟ın,
16.06.2012 günü GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012
tarihinde polisle girdiği silahlı çatıĢma sonucunda yakalanan DHKP/C SPB mensubu Sultan
IĢıklı‟nın,
08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı saldırıda bulunan ve 11.12.2012 günü GaziosmanpaĢa Ġlçesinde bir polis
memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C SPB mensubu Nurgül Acar‟ın avukatının
Ģüpheli Barkın Timtik olduğu,
ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına
alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade
verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına
alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya
kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır.
295
d) DHKP/C Terör Örgütü ġüphelilerinin Rızası Olmadan Özel
Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
I. ġüpheli Bedirhan Pamuk‟un Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
07.12.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızın 2012/2472 sayılı soruĢturma kapsamında
Ġstanbul ġiĢli ilçesinde DHKP/C terör örgütü lehine faaliyet gösterdiği Ģüphesi ile yakalanarak
gözaltına alınan Bedirhan Pamuk‟un ve Dilek Aslan‟ın özel avukatı olduğunu iddia eden
Ġstanbul Barosu Avukatı Barkın Timtik‟in 08.12.2012 günü 17:50 sıralarında Ġstanbul Terörle
Mücadele ġube Müdürlüğüne gittiği, görevliler tarafından Ģüpheli Dilek aslan‟a özel avukatı
Barkın TĠMTĠK‟in geldiği söylenerek Barkın Timtik ile görüĢtürüldüğü,
ġüpheli Bedirhan Pamuk‟a özel avukatı Barkın Timtik‟in geldiği söylendiğinde;
kendisinin böyle bir avukatı bulunmadığını söylediği, Barkın Timtik isimli avukatın Bedirhan
Pamuk‟un ailesi tarafından gönderilmiĢ olabileceği düĢünülerek emniyet yetkililerince Ģüpheli
Ģahsın babası Muğdat Pamuk arandığında kendisinin arandığı saat itibariyle çocuğu için özel
avukat temin etmediğini, Barkın Timtik isimli avukatın kendilerinin özel avukatı olmadığını
beyan ettiği,
Emniyet yetkililerince konu ile ilgili olarak tekrar Bedirhan Pamuk ile görüĢülerek
bahse konu avukatın ailesi tarafından gönderilen bir avukat olmadığını kendi babasından
öğrenildiği bildirildiğinde, Ģüpheli Bedirhan Pamuk‟un “benim özel avukatım yoktur, ben
Ġstanbul Barosundan avukat istiyorum” dediği, konu özel avukat olduğunu iddia eden Barkın
Timtik‟e izah edilmiĢse de Ģüpheli Barkın Timtik‟in ısrarla Bedirhan Pamuk‟un özel avukatı
olduğu iddiasını yinelediği, Ġstanbul Barosundan internet ortamında Ģüpheli Bedirhan
PAMUK için Ġstanbul Barosundan avukat talep edildiği, sonrasında baronun arandığı,
telefondaki baro görevlisi emniyet yetkililerine “Bedirhan Pamuk‟un, özel avukatı Barkın
Timtik‟le görüĢtürülmesi gerektiği, Barkın Timtik‟in kendilerini arayarak Bedirhan Pamuk‟un
özel avukatı olduğunu söylediğini ve Bedirhan Pamuk‟un özel avukata sahip olduğu için
baronun avukat gönderemeyeceğini” söylediği, bahse konu görevliye Barkın Timtik isimli
avukatın Ģüpheli tarafından kabul edilmediği, Ģüphelinin böyle bir özel avukatının
bulunmadığı baro görevlisine izah edilmiĢse de telefondaki baro görevlisi Ģüphelinin ancak
özel avukat olduğunu iddia eden Barkın Timtik‟le görüĢeceğinde ısrar etmesi üzerine telefon
görüĢmesine son verildiği, daha sonra Ġstanbul Barosu ile tekrar irtibat kurulduğunda Ģüpheli
Bedirhan Pamuk için barodan yeni bir avukat gönderdiklerini söyledikleri anlaĢılmıĢtır.
II. ġüpheli Deniz Kutlu‟nun Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
C.BaĢsavcılığımızın 2006/1451 sayılı soruĢturma kapsamında yürütülmekte olan
dosya kapsamındaki Ģahısların yakalanmasına yönelik olarak 07.12.2006 tarihinde DHKP/C
örgütünü yönelik olarak baĢlatılan adli çalıĢmada Gülsuyu Temel Haklar ve Özgürlükler
Derneğinde yapılan arama sırasında Deniz Kutlu isimli Ģahsın yakalanarak gözaltına alındığı,
Deniz Kutlu Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü‟nde
gözaltında bulunduğu sırada DHKP/C terör örgütünün faaliyetleri hakkında ifade vermek
296
istediğini,ancak ifadesinin örgütün eline geçmesini istemediğinden dolayı Barkın Timtik‟i
müdafiliğinden reddederek, Ġstanbul Barosundan baĢka bir avukat görevlendirilmesini talep
ettiğini beyan etmesi üzerine 10.12.2006 tarihinde talep üzerine Ġstanbul Barosundan
AgibiK‟nin avukat olarak atandığı,
Barkın Timtik‟e Deniz Kutlu‟nun kendisini hür iradesiyle reddederek Ġstanbul
Barosundan baĢka bir avukat talep ettiği ve bu hususun bir tutanak ile tespit edildiği emniyet
yetkilileri tarafından bildirildiğinde Barkın TĠMTĠK‟in “Hayır böyle bir Ģey olamaz, siz
psikolojik iĢkence yapmıĢınızdır, benim yüzüme karĢı istemediğini söylesin” demesi üzerine;
Deniz Kutlu Av. B.K.‟nin yüzüne karĢı Av.Barkın Timtik‟i kendi öz iradesiyle reddettiğini ve
kendisini kabul ettiğini beyan ettiği, daha sonra kendisini reddettiğini yüzüne karĢı söylemesi
için Av.Barkın Timtik ile Deniz Kutlu Avukat görüĢme odasına alındıkları ve yapmıĢ
oldukları görüĢme neticesi tekrar Av. B.K‟yi reddettiğini ve Barkın Timtik‟i avukatı olarak
kabul ettiğini beyan etmesi üzerine, neden fikrini değiĢtirdiği kendisine sorulduğunda Deniz
Kutlu Barkın Timtik ile kendisini reddetmesi konusunda yapmıĢ oldukları görüĢme sırasında,
Barkın Timtik‟in kendisine “Senin psikolojik baskı altında olduğunu düĢünüyor ve
görüyorum. Sen benim müvekkilimsin, benim olmadığım yerde senin attığın imza geçersizdir.
Gelen Av. senin avukatlığını yapamaz. DıĢarı çıktığımızda barodan gelen Avukatı
reddettiğini, kabul etmediğini ve tekrar beni istediğini söyleyeceksin. Ġfade vermeye benim ile
gireceksin. Ġfadende susma hakkını kullanacaksın” dediği için AgibiK‟yi reddettiğini ve
Barkın Timtik‟i istediğini söylediğini, aslında Barkın Timtik‟in ifadesine girmesini
istemediğini ancak kendisi ile yapmıĢ oldukları baĢ baĢa görüĢme sırasında Barkın Timtik‟in
hiddetli bir Ģekilde kendisini omuzlarından tutarak silkelediğini, uzun bir süre bu silkelemeyi
devam ettirdiğini, daha sonra yüzünü okĢayarak sevgi gösterisinde bulunduğunu, psikolojik
baskı yaparak özgür iradesini etkilediğini, daha önce yapmıĢ olduğu görüĢmelerde de
kendisine “Kesinlikle ifade vermeyeceksin, hiçbir Ģeye imza atmayacaksın.” Ģeklinde telkinde
bulunduğunu, Halkın Hukuk Bürosu Avukatı Barkın TĠMTĠK‟i reddettiğini söyleyerek Av.
B.K‟yi tercih ettiği anlaĢıldığından Av.Barkın TĠMTĠK‟in Deniz KUTLU‟nun avukatlığından
çekildiği anlaĢılmıĢtır.
Dolayısıyla her iki olay irdelendiğinde Ģüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde
faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden
takip ettiği,kiĢilerin örgüt aleyhine ifade vermelerini engellemeye çalıĢtığı,bu amaçla kiĢilerin
üzerinde baskı dahi kurduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi
neticesinde anlaĢılmıĢtır.
e) Ġfade Beyanları
I. Gizli Tanık Beyanları
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli
Barkın Timtik ile ilgili olarak;
297
“Ben bu Ģahsı Barkın Timtik olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların
müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile KAYIR
ile birebir görüĢtüğünü biliyorum. KardeĢi Ebru Timtik de aynı zamanda avukattır.‟‟ Ģeklinde
beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012
tarihinde C.BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak;
“Ġsmini Barkın Timtik olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir.
Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini
yapar. DHKP/C örgütünün üst düzey yöneticilerinden biri olan Kamile Kayır ile birlikte
mahalli alanlardaki derneklerle gelip giderler. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır. Kız
kardeĢi olan Evin Timtik DHKP/C örgütünün illegal alanında faaliyet gösterdiğinden dolayı
Ģu an yurtdıĢındadır. KesilmiĢ cezasını öğrendiğinden dolayı yurtdıĢına kaçmıĢtı. Gözaltına
alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını
kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde
beyanda bulunduğu,
Gizli Tanık Kanarya‟nın 06.03.2012 tarihinde alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili
olarak;
“…Açık kimliğini burada sizden öğrendiğim bu Ģahsı ben Barkın olarak tanıyorum ve
DHKP/C terör örgütünün avukatlarından biri olduğunu, örgüt üyelerinin davalarına
baktığını biliyorum...” Ģeklinde beyanda bulunduğu,
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili
olarak;
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK,
Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü
SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü
avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu
veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi
kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. ” ġeklinde
beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde
Barkın Timtik ile ilgili olarak;
298
“…Ġsmini Barkın Timtik olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C
örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından
olduğunu biliyorum. Erzurum ilinde görülen DHKP/C davasına örgüt adına, mahkeme
heyetine baskı uygulamak ve tutuklulara destek vermek amacıyla gittiğim sırada katıldığımız
2. mahkemede sanıkların vekilliğini üstlendi.” ġeklinde beyanda bulunduğu
22.03.2010 tarihinde Aziz ErmiĢ isimli Ģahsın alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili
olarak;
“Ġsmini Barkın olduğunu biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C
örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından
olduğunu biliyorum. EĢimden boĢandığımda kendisi mahkemede bulunmuĢtu. 2006 yılında
ġemdinli de Umut yayınevinin bombalanmasını protesto etmek için HÖC‟ün organize ettiği
eyleme katılan Ģahıstır.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı
dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan
sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde
yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Barkın Timtik ile ilgili olarak;
„‟Barkın Abla olarak tanıyorum. DHKP/C örgütünün avukatlarından biridir. Halkın
Hukuk Bürosu avukatlarındandır. DHKP/C faaliyetlerinden dolayı yakalanan Ģahısların
avukatlığını yapmaktadır.‟‟ġeklinde beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla alınan
ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak;
“Ġsmini Barkın TĠMTĠK olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan
Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde
tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar
tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır.” ġeklinde
beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
f) Açık Kaynak ÇalıĢmaları
DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ
Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli
Barkın Timtik hakkında çıkan haberler incelendiğinde;
DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde Ģüpheli Barkın Timtik ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu,
299
ġüpheli Barkın Timtik‟in DHKP/C Terör Örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu
bulunan ya da DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten hükümlü olan Ģahıslarla beraber
sık sık anıldığı,
DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD,
Gençlik Federasyonu gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlara Ģüpheli Barkın
Timtik‟in de katıldığı,
Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB
mensubu Ģahıslara dair Barkın Timtik‟in gerçeği yansıtmayan açıklamalarda bulunarak bu
Ģahıslar hakkında övücü açıklamalarda bulunduğu,
DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim
kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” isimli
kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katılarak
açıklama yaptığı anlaĢılmıĢtır.
g) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları
09.12.2012 günü ve saat 13:58 sıralarında Ģüpheli Barkın Timtik ile 02122201437
numaralı telefonu kullanan Halit isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede;
Halit‟in “Ben Halit YÜRÜYÜġTEN, siz Okmeydanı SSK da mısınız Ģu anda” dediği,
Timtik‟in “Evet evet burdayım” dediği, Halit‟in “Ben de kapının önündeyim de telefonumun
Ģarjı bitti, kulübelere çıkmak zorunda kaldım,tam olarak nerdesiniz bi görüĢelim” dediği,
Timtik‟in “Acilin hemen içindeyiz” dediği,Timtik‟in “Acilin,tamam” dediği,
GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Barkın Timtik‟in DHKP/C terör örgütünün yayın
organlarından olan YürüyüĢ Dergisi ile irtibatının bulunduğu, ayrıca 08.12.2012 tarihinde
Bahçelievler 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay
yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha
Aracı‟ya destek olmak amacıyla Ģahsın tedavi gördüğü Okmeydanı E.A. Hastanesinde
bulunduğu,
15.01.2013 günü saat 20:03‟te Ebru Timtik ile Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Tanay‟ın “Ee Ebru Karanfilden aradılar da bu Özkan KARAKUġ diye biri
gözaltındaymıĢ dünden beri” dediği, Timtik‟in “Özkan KARAKUġ” dediği, Timtik‟in “Kim
almıĢ biliyor muyuz Karakol mu” dediği, Tanay‟ın “TEM” dediği, Timtik‟in “Tamam ben
ilgilenirim” dediği,
300
15.01.2013 günü saat 20:19‟da Ģüpheli Ebru Timtik ile Ģüpheli Günay Dağ (Ġ.A.‟nın
telefonundan konuĢur) isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Günay ne yapıyorsun” dediği, Dağ‟ın “Ne yapıyorum Taksimdeyim buyur ”
dediği, Timtik‟in “Kolay gelsin Barkın oralarda mı” dediği, Dağ‟ın “Barkın mı yok burda
değil” dediği, Timtik‟in “He ulaĢamadım ona da Günay Ģimdi Ģeyde Mecidiyeköy Vatan da
gözaltı var da Özkan KARAKUġ Sen iĢin bitince oraya geçebilirmisin” dediği, DAĞ‟ın “Hım
tamam ne zaman alınmıĢ o” dediği, TĠMTĠK‟in “Yani dünden beri yani dün alınmıĢ herhalde
evet Ģeyi Müdürü arayıp Bürodan Ģey yapabilirim sordurabilirim ne zaman bitiyor gizlilik
kararı diye ama Taylanı aramıĢlar yani istersen ya da Barkın ile bi haberleĢin hanginiz
yakınsanız” dediği,
15.01.2013 günü ve saat 20.48 sıralarında Ģüpheli Barkın Timtik ile Ģüpheli Günay
Dağ arasında yapılan görüĢmede;
Dağ‟ın “He ġiĢlidesin bende Taksimdeyim de film gösterimi vardı ya Ģimdi ordayım ya
Ebru aradı da beni gözaltı varmıĢ galiba” dediği, Timtik‟in “Özkan KARAKUġ” dediği,
Dağ‟ın “Hı tamam tamam” dediği, Timtik‟in “Tamam ben geçerim o zaman sen gitme”
dediği, Dağ‟ın “ĠĢin varsa ben geçebilirim” dediği, Timtik‟in “Yok yok uygunum ben Ģimdi
geçebilirim yani” dediği,
GörüĢme içeriklerinden 12.2012 günü Eyüp ilçesi Güzeltepe mahallesindeki Alevi
kökenli vatandaĢların evlerine iĢaret konulması olayı ile ilgili olarak 31.12.2012 tarihinde
gelen ihbarda iĢaret konulması eyleminden dolayı C.BaĢsavcılığımızın 2011/2164 sayılı
soruĢturması kapsamında hakkında iĢlem yapılan Özkan KarakuĢ‟un gözaltına alınması
hakkında konuĢtukları, DHKP/C terör örgütünün kültür-sanat yapılanmalarından olan
Karanfiller Kültür Merkezinin Ģüpheli Taylan Tanay‟ı aradığı ,bu Ģekilde örgüt kurumlarının
ve HHB avukatlarının koordineli olarak hareket ettiği anlaĢılmıĢtır.
h) Elde Edilen Diğer Deliller
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
bu büroda Barkın Timtik‟in maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ
olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından
temin edildiğinin değerlendirildiği,
Yine Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı
üzere 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında tüm masrafları örgüt fonundan karĢılanan ve
ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk
Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen; Samsung Marka
S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin içerisinde bulunan bir
fotoğrafta 2011/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C SPB mensubu Ģahıslar ile
301
irtibatı bulunan ve bu dosya kapsamında tutuklu bulunan Elif Sultan Kalsen ile Barkın Timtik
ve Taylan Tanay‟ın birlikte fotoğraf çektirdiğinin anlaĢıldığı,
Yine aynı harddisk içerisinden 2012/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C
terör örgütü Türkiye Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile FĠRARĠ olarak
aranmakta iken 14.03.2013 tarihinde yakalanarak tutuklanan Kaan Ünsal ile Ģüpheli Barkın
Timtik‟in birlikte çekilmiĢ fotoğrafının bulunduğu,
HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay
Dağ‟ın cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu ve hükümlü Ģahıslarla
örgütsel amaçlı görüĢme yapmak için iĢ bölümü ve görevlendirme yaptıklarının anlaĢıldığı,
Halkın hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 53-54 ile numaralandırılan
dökümanın yapılan incelemesinde, üzerinde Halkın Hukuk Bürosu anteti bulunduğu, içeriği
incelendiğinde 29.09.2012 tarihinde Barkın Timtik imzalı Sayın Ġlgili‟ye hitaben Ahmet
Günüvar isimli müvekkili ile ilgili yazılan yazı olduğu, yazıda Barkın Timtik‟in “20 Temmuz
günü infaz edilen Hasan Selim GÖNEN‟in durumu da böyleydi. Polis defalarca ele
geçirdiğinde infaz edeceğine dair haber göndermiĢ ve gerçekten de öyle yapmıĢtır” Ģeklinde
yazı yazarak örgütsel amaçlar doğrultusunda Hasan Selim Gönen‟in YARGISIZ ĠNFAZ
edildiğini belirtir açıklamada bulunduğu görülmüĢtür.
Ayrıca Ģüpheli Barkın TĠMTĠK „in Ġstanbul 14. Ağır ceza Mahkemesinin
2008/240 esas sayılı dosyasında yargılanmakta olan Asuman AKÇA‟nın vekili olduğu,
yukarıda Ģüpheli Taylan TANAY‟a ait bölümde ayrıntılı olarak izah edildiği Ģekilde,
Ģüpheli Barkın TĠMTĠK‟in Asuman AKÇA‟nın Ģüpheli Taylan TANAY tarafından
örgüt adına sorgulanıp, daha sonra örgütten ihraç edilmesinden sonra aynı dosyada
baĢka sanıkların duruĢmalarına katılmasına rağmen, Asuman AKÇA‟nın vekilliğini
bıraktığı, bu durumun Asuman AKÇA‟nın DHKP-C terör örgütü tarafından örgütten
ihraç edilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiĢtir.
SONUÇ OLARAK;
ġüpheli Barkın Timtik'in terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan
operasyonlarda ele geçirilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli
belgelerde, gizli tanıkların ve Anıl Osman Çelik, Aziz ErmiĢ, Selçuk Aymaz, Metin Sel isimli
Ģüpheli ve tanıkların ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde
faaliyet gösteren yöneticisini DHKP/C'nin atadığı terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu
isimli hukuk yapılanmasında görev aldığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama
ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir
talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında
açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu,
daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel
talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları
tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için
302
giriĢimlerde bulunduğu, hatta barodan avukat talep eden DHKP/C Ģüphelilerini tehdit ederek
ifade vermemesine yönelik faaliyette bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı
olan SPB mensuplarının cenaze törenlerinin tamamına katılarak bu eylemlere katılan diğer
örgüte müzahir kiĢilere örgütsel dökümanlarda da yer aldığı Ģekliyle güven ve cesaret verdiği,
bu haliyle örgüt tarafından verilen talimatları yerine getirdiği,
Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile
organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece üzerine atılı
silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu iĢlediği,
Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem
Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya
çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle
görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği,
Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 13/01/2012, 25/02/2012, 16/03/2012,
21/06/2012, 14-16/09/2012 ve 2012 tarihlerinde 6 kez terör örgütü propagandası yapmak
suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
4. ġÜPHELĠ EBRU TĠMTĠK
a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından
Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar
“2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda;
“…hukuk Fakültesinde okuyan arkadaĢlar var.Ġki son sınıf öğrencisini tanıyor ve
görüĢüyoruz.büroya ve derneğe gidip geliyorlar.Emre ve tarkan.bizim manavlarda tanıyor.bu
yıl okulları bitti sayılır .son sınıftan bir kaç dersleri kalmıĢ.Onlarla ilgileniyoruz..Emre hain
Hasan pınarın akrabası.manav2 nin okul arkadaĢları.Bizim gençliğin çevre iliĢkisi olmuĢlar
okul döneminde.Ancak her ikiside büroda çalıĢmayı düĢünmüyor.tarkan ailesi ile iĢ olanağı
kuracaklarmıĢ.Emreyi burada staj yapması için konuĢuyoruz..tam net değil..Ama
görüĢüyoruz..
-Ģu anda gençlikte geliĢmeye baĢlayan ve son eylemde tutuklanan Günay adında bir
arkadaĢ var.ĠÜ. Hukuk 2 .snıfta. dolaba gelip gitmeye baĢlamıĢtı. temiz bir arkadaĢtı.
Ankaralı.Büroyada gelip gidiyor.Ağbiiside yeni avukat.Ankarada çalıĢıyordu.Ġstanbula
geldi.Manavladrn tanıytılar.Büroyada geldi ama kendi iĢ olanaklarını kurmak istiyor.ĠĢ
arıyordu.sohpbet ettik.bende bıraktığı izlenim temiz ve saf Anadolu insanının özelliklerini
taĢıyan birisi.Ġstanbula yeni taĢındı.sık sık Ankaraya gidip geliyor.tam bir iliĢki
kuramadık.Ama bu arkadaĢlada ilgilenmeyi düĢünüyoruz.ÇHD ye baĢta yönlendirdik.Büroyu
ve çalıĢmalarımızı anlattık..Ġlgiliydi ama bir Ģey söylemek için erken.
303
-berna Elazığda Hukukta okuyan son sınıf öğrencisi Ebru adında bir bayan
arkadaĢtan bahsetti.Okulu bitirince büroya göndereçeklerini ve yetiyĢmesi için ve sonra
bölgeye alacaklarını kendisini hazırlamaya çalıĢtıklarını söylemiĢti.”Ģeklinde ibarelerin
bulunduğu,
“2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan bu raporda;
“…Cuma günü buraya marmara Üniversitesi Hukuk Fak. De okuyan ve 5. yılında
olan Barkın Timtik isimli bir bayan arkadaĢ geldi. Manav 4 ü sorarak geldi. Ablası Elazığda
hukuk Fak. De son sınıfta okuyor.. M.Doğanlar tanıyor... manav 4 ve Manav 1 panel için
bölgeye gittiklerinde tanıĢmıĢlar. KızkardeĢine buradan bahsetmiĢ.. Barkın geldi ve iĢ
aradığını söyledi ama aynı zamanda HHB de yetiĢmek istediğini söyledi. Kendisi ile görüĢtüm
bizim gönüllü çalıĢtığımızı para konusunda bir yardımımız olmayacağını ama iĢ konusunda
ek bir iĢ bulmasına yardımcı olacağımı ve HHBye gidip gelmesini burada kendisini ceza
konusunda yetiĢtireceğimizi kendisini tanırken onunda bizi tanıyacağını anlattım.. Bu önerime
memnun oldu. Temel isteğim burada yetiĢmek. Ben dıĢarda yapamıyorum.. HerĢey çok çirkin
ve kirlenmiĢ durumda.. Avukatlık bile yapmamayı düĢündüm okulu bırakmayı düĢündüm bir
ara dedi…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
“2003.09.27 - export 8-8-389-27092003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz
tarafından yazılan bu raporda;
“ELAZIĞ KAPALI HAPĠSHANESĠ:-MEhmet Doğan ve iki arkadaĢ PKKlilerin
koğuĢundra kalıyormuĢ. Sakine Adli bayanlarla kalıyor. -Ġdare siyasi statüsünde kabul
etmiyormuĢ. -Genel durumları iyiymiĢ. -Dosyaları çıkmamıĢ. Manav Pertek savcılığınada
gitti,dosya önümüzdeki hafta çıkabilirmiĢ.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu,
Bir önceki örgütsel yazıĢmada “M.Doğanlar tanıyor” Ģeklinde isimi geçen kiĢinin
Elazığ Kapalı cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan DHKP/C terör örgütü üyesi Mehmet
Doğan olduğu,
Söz konusu örgütsel raporların yapılan incelemesinde; 2003 yılında HHB‟nin
DHKP/C terör örgütünün avukatlıkla ilgili iĢlerine mevcut haliyle yetersiz kaldığından Halkın
Hukuk Bürosunun örgütsel amaçlar doğrultusunda yeni avukat aradıkları,
ġüpheli Ebru Timtik isimli Ģüphelinin de örgütsel amaçlar doğrultusunda HHB‟nda
çalıĢmaya baĢladığı,
HHB sorumlusunun Ebru Timtik hakkında örgüt yönetimine bilgi verirken Elazığ
Kapalı cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan DHKP/C terör örgütü üyesi Mehmet
Doğan‟ın Ģüpheli Ebru Timtik‟i tanıdığını beyan ederek referans olduğu,
Ebru Timtik isimli Ģüphelinin HHB‟nin DHP/C terör örgütü yapılanması olduğunu
bilerek, kardeĢi Avukat Barkın Timtik‟i Halkın Hukuk Bürosuna yönlendirdiği anlaĢılmıĢtır.
304
Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki
tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Ebru Timtik, 2003 tarihinden
sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak
adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheli ile ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır.
b) ġüphelinin MüĢteki Celal KAYA‟ya yönelik eylemde ve mağdur
Fevzi ġĠT‟e yönelik eylem planlamasında kurye olarak yer alması
Halen Çanakkale E tipi Cezaevinde yatmakta olan Ġsmet Özdemir isimli Ģahsın
BaĢsavcılığımıza ve Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne farklı tarihlerde mektup
gönderdiği,
Mektup içeriklerinde „„2006 yılı içerisinde DHKP/C terör örgütü adına Eyüp Ġlçesi
Güzeltepe mahallesinde DHKP/C terör örgütünün talimatıyla bir Ģahsı vurduğunu, bununla
ilgili olarak ifade vermek istediğini beyan ettiği,
Yazılan mektuplar doğrultusunda Ġsmet ÖZDEMĠR isimli Ģahsın 17.10.2012 günü ve
22.05.2013 günü alınan kolluk beyanları ile Kırklareli Cumhuriyet BaĢsavcılığında savcı
huzurunda vermiĢ olduğu beyanlarında Halkın Hukuk Bürosu ve Büro Avukatlarından Ebru
TĠMTĠK Ġle ilgili olarak;
“...2005 yılı içerisinde DHKP/C örgütü adına Nurtepe Mahalli Alan içerisinde Hakan
KuĢbeygi‟ye bağlı olarak faaliyet yürütüyordum. Bölge sorumlu Hakan KuĢbeygi beni o
dönem DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Nurtepe Temel Haklar ve Özgürlükler
Derneğine beni ve Gökhan … isimli arkadaĢla birlikte çağırdı. Bize ġiĢli‟de bulunan
TAYAD‟a gitmemizi ve orada abla (Asuman Akça)„nın çağırdığını bize söyledi, bizde aynı
günü ġiĢli‟de bulunan TAYAD‟a gittik. TAYAD‟a gittiğimizde abla (Asuman Akça) ve o
dönem DHKP/C örgütünün Topkapı Mahalli Alan Sorumlusu olan Ayten Öztürk vardı,
TAYAD içerisinde bulunan misafir odasına geçtik, bizi ayrı ayrı içeride bulunan odaya her
ikisi de çağırdı. Asuman Akça, silahlı kanada geçmek için istekte bulunduğumu bana söyledi
ve bana neden silahlı kanada geçmemi ve ne kadar zamandan beri DHKP/C örgütü içerisinde
faaliyet yürüttüğümü söyledi, bende kendisine DHKP/C örgütünü babamın sayesinde
tanıdığımı ve 1996 yılından beri aktif olarak faaliyet yürüttüğümü söyledim. Aynı zamanda
kendisine mahalli alanda değil de silahlı alanda mücadele edeceğimi kendisine söyleyince o
da bana Ġstanbul DHKP/C örgütü olarak yeni bir silahlı milis ekipleri kurduklarını ve milis
ekiplerinin 3 kiĢiden oluĢtuğu için Ģu anda hangi ekibe vereceğini kararlaĢtırması için bir
süre DHKP/C örgütü Bağcılar Mahalli Alan içerisinde sorumlu olan Günay Eren‟e yardımcı
sorumlu olarak gitmemi ve kendisinden haber beklememi söyledi, o sırada benim görüĢmem
bittiği için salon kısmına geçtim, içerdeki odaya Gökhan … isimli arkadaĢı aldılar, onunla ne
konuĢtuklarını bilmiyorum. Bir süre salonda bekledikten sonra Ayten Öztürk dıĢarıya çıktı ve
beni Armutlu bölgesinde yapılan ölüm oruçlarına destek vermek için barikatlarda nöbet tutan
ve bu vesile ile tanıĢtığım aynı zamanda Bağcılar Mahalli Alanda faaliyet yürüten Serkan
Çakar‟a beni teslim ederek Nurtepe‟ye geçmemizi ve orada bulunan eĢyalarımı almamı
oradan da Bağcılar‟a geçmemizi söyledi. Bizde Serkan Çakar ile birlikte eĢyaları aldıktan
305
sonra Bağcılar‟a geçtik, orada Günay Eren‟in yanına gittik, biz oraya gittiğimizde kendisinin
bizi beklediğini ve bir süre burada DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüteceğimizi beyan etti,
yaklaĢık olarak 2-3 ay bu Ģahısa bağlı olarak faaliyet yürüttüm, daha sonra Günay Eren
pasifliğinden dolayı Bağcılar Mahalli Alan sorumluluğundan alındı ve yerine ben geçtim.
YaklaĢık 1-2 ay sonra Asuman Akça beni ġiĢli‟de bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler
Federasyonuna beni çağırdı, özel bir odaya aldı, bana milis ekiplerinin kurulduğunu ve
benimde Edip Tarhan ve AliĢan Gül ile birlikte milis ekibi olduğumuzu söyledi ve ilk
görevimizin de AltınĢehir‟e gidip yıkımlarla ilgili bir süre çalıĢacağımızı ve bu süre içerisinde
ekip uyumu olup olmadığını denemek maksadı ile bu görevi vermiĢlerdi. Belli bir süre bu
ekiple Mahalli Alan çalıĢması yaptıktan sonra, 19 Aralık Hayata DönüĢ Operasyonunda ölen
DHKP/C örgütü üyesi AĢur Korkmaz‟ın kardeĢi olan Taner Korkmaz o dönem cezaevinden
çıkmıĢtı ve benim bulunduğum ekibe sorumlu olarak geldi. Zaten bu ekip de sizinde bildiğiniz
gibi daha polis otosunu tarayarak 1 polisin Ģehit olması eylemini gerçekleĢtirdiler. Ben bu
ekipten ayrıldıktan sonra bir süre Bağcılar Mahalli Alan Sorumlusu olarak gönderildim, belli
bir süre burada faaliyet yürüttüm, aynı zamanda DHKP/C örgütü adına yardım yataklık
yapan Bahar Çelebi isimli Ģahsın evinde kalıyordum. Bu sırada yine örgüt içerisinde faaliyet
yürüten Cem Koyupınar‟dan bana telefon geldi. Cem Koyupınar bana, ġiĢli‟de bulunan
Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonuna abla (Asuman Akça)‟nın çağırdığını söyledi,
bizde Cem… ile birlikte federasyona gittik. Beni arkada bulunan bir odaya aldılar, odanın
içerisinde Anadolu Mahalli Alan Sorumlusu Hakkı Akça, ġiĢli Bölge Sorumlusu Süleyman
Matur ve Topkapı Mahalli Alan Sorumlusu Ayten Öztürk ve DHKP/C örgütünün Ġstanbul
Sorumlusu Asuman Akça isimli Ģahıslar bana kalmıĢ olduğum Bahar Çelebi ile duygusal iliĢki
yaĢadığımı ve bundan dolayı sorgulanacağımı ve gözaltında olduğumu söylediler. Bende
kendilerine geçmiĢ tarihte kız kardeĢime laf atan iki Ģahısı vurduğumu, namus adabının ne
olduğunu bildiğimi, evinde kaldığım evli bir bayana böyle bir iliĢki yaĢamayacağımı söyledim
ve bana iftira attıklarını ve iftira atan Ģahıslarla yüzleĢmek istediğimi söyledim, kendileri
bunu kabul etmediler. Bende kendilerine örgütü bırakacağımı söyleyerek dıĢarı çıktım, dıĢarı
çıktığımda Hakkı AKÇA arkamdan geldi, kendisi bana böyle bırakıp gitme olmaz, bir süre bu
federasyonda kalacağımı söyledi, bende federasyonda dört gün kaldım, dört gün boyunca
zaman zaman yukarda isimlerini saymıĢ olduğum Ģahıslar beni sorgulamaya devam ettiler,
dördüncü gün Asuman Akça beni özel oda olarak tabir edilen yere çağırdı, yanında eĢi Hakkı
Akça ve Süleyman Matur‟da vardı, bana bu yapılan iftiranın doğru olmadığını, beni
denediklerini ve örgütte yeni bir silahlı ekip kurulduğunu, beni de Nurtepe‟de DHKP/C
örgütü adına faaliyet yürüten ġafak Korkmaz ile birlikte yeni bir ekip oluĢturduklarını, bu
ekibin sorumluluğunun bende olacağını ve ġafak Korkmaz‟ın silahla fazla iĢli dıĢlı
olmadığından dolayı bu Ģahsa silah kullanmayı öğretmemi, aynı zamanda bizim ekibin diğer
milis ekipleri gibi DHKP/C örgütü adına yapmıĢ olduğu eylemleri üstlenme değil de, direk
Asuman Akça‟ya bağlı olarak ülkede kaos yaratacak türde eylem yapacağımızı bunu da
Ġkitelli‟de bir süre faaliyet yürüteceğimi, oradan kaçacağımı ve herkese benim bir hain
olduğumu, evinde kaldığım bayan ile iliĢki yaĢadığımı, herkese yayıp benim bir hain
olduğumu, benim örgütü bıraktığımı polisin de öğreneceğini ve bundan dolayı polis takibi
yemeyeceğimi ve aynı zamanda diğer milis ekiplerinden yakalanan olursa benim örgütten
atıldığımı sözde bildikleri için benim deĢifre olmayacağım söyledi. Ben yukarda anlattığım
gibi Ġkitelli‟ye gittim, bir süre örgütte faaliyet yürüttükten sonra Asuman Akça‟nın dediği gibi
306
örgütten kaçarak Nurtepe bulunan evime gittim ve Asuman Akça‟dan haber bekledim. 2005
yılı son aylarında Asuman Akça beni cep telefonumdan aradı, Nurtepe‟de bulunan ve
müteahitlik yapan Ali Gültepe isimli Ģahsın pimapenci dükkanına gelmemi söyledi, bende bu
dükkana gittiğimde Asuman Akça ordaydı, içerde bulunan bir odaya geçtik, Asuman Akça
bana bundan böyle kendisi ile görüĢmeyeceğimi, vereceği talimatları kurye vasıtasıyla
gerçekleĢtireceğimi ve kuryenin de DHKP/C örgütüne ait olan Halkın Hukuk Bürosunda
çalıĢan Avukat Ebru Timtik ile bağlantı kuracağımı, yapacağımız eylemlerin bilgisini ondan
alacağımızı, onunla iletiĢim kuracağımızı ve eylemlerde kullanacağım silahı ise DHKP/C
örgütünün Nurtepe Mahalli Alan Sorumlusu Hakan KuĢbeygi‟den alacağımı söyledi, görüĢme
bittikten sonra ben oradan ayrıldım. Birkaç gün bekledikten sonra Avukat Ebru Timtik beni
aradı, ġiĢli Adliyesinin ilerisinde bulunan caminin ıĢıklarında görüĢmemiz gerektiğini söyledi,
bende mahallede DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Selami …. Ġsimli Ģahıstan lacivert
renkli eski kasa ġahin arabasını alarak ġiĢli Camisinin oraya gittim, oraya gittiğimde Avukat
Ebru Timtik beni bekliyordu, arabaya bindi, arabayı sürmemi söyledi ve araçla hareket
ederken cebinden bir not kağıdı çıkardı, bana verdi, kendisi bana pusulada yazılan
talimatları yerine getirmemi ve her yapmıĢ olduğumuz geliĢmeden kendisine Asuman Akça‟ya
iletilmek üzere kendisine bilgi vermemi söyleyerek Pangaltı ıĢıklarında indi. Bende notu
açtığımda: 1-Benim sorumlu olduğum milis ekibinde yer alan ġafak Korkmaz’ı Kağıthane
CHP Gençlik Kollarına yerleĢtirmemi ve CHP Ġlçe BaĢkanı hakkında detaylı bilgi
toplamamı, bu Ģahsın iĢyerinden ve evinden giriĢ çıkıĢlarını rapor etmemi ve ayrıca
kullanmıĢ olduğu aracın plakasını tespit etmem belirtiliyordu. 2-Kağıthane/Nurtepe
Mahallesi Doğu Sokak giriĢinde bulunan Caminin imamının hakkında bilgilerinin
toplayacağımız ve bu Ģahıs hakkında bilgileri temin ettikten sonra Mercan YokuĢuna gidip
polis kıyafeti almamızı ve geceleyin imamı polis kıyafeti ile alıp uygun bir yerde
öldürdükten sonra Güzeltepe son durağa atmamızı talimatı yazılıydı. Ben bu eylem
talimatını aldıktan sonra milis ekip arkadaĢım olanġafak Korkmaz’ın alevi olmasından
dolayı Nurtepe Cemevi vasıtası ile CHP Gençlik Kollarına yerleĢtirdik. Daha sonra Avukat
Ebru Timtik’e cep telefondan arayarak görüĢmemiz gerektiğini söyledim ve yine aynı
usulle görüĢerek ġafak Korkmaz’ı CHP Gençlik Kollarına yerleĢtirdiğimi söyledim. Ertesi
gün Ebru Timtik beni arayarak buluĢmamız gerektiğini söyledi, ben onunla buluĢmaya tekrar
gittiğimde ġafak Korkmaz’ın, CHP Kağıthane Ġlçe BaĢkanını öldürdükten sonra olay
yerine MHP bayrağı koyacağını, DHKP/C örgütünün bu eylemi üstlenmeyeceğini aksine
MHP’yi hedef göstererek örgüt mensubu ve sempatizanları ile MHP binalarına ve MHP’li
Ģahıslara saldıralar düzenleyerek kaos yaratacağımızı söyledi. ġafak Korkmaz, CHP Ġlçe
BaĢkanının hakkında detaylı bilgileri toplamaya devam etti, bende MHP bayrağını aldım ve
bilgilerin netleĢmesini bekledim. Hatta o dönem seçimler vardı. ġafak Korkmaz, CHP
Gençlik Kollarına bağlı olarak seçim aracını kullanıyordu. Bu sırada milis ekip arkadaĢım
ġafak Korkmaz‟ı yine DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Selami …. Ġsimli Ģahsın arabası
ile Kemerburgaz‟a götürerek atıĢ talimatı yaptırdım, ifademin devamında anlatacağım
olaylardan dolayı bu eylemi gerçekleĢtiremedik.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
O tarihlerde CHP Kağıthane Ġlçe BaĢkanı olan Fevzi ġit‟in 11.02.2013 günü
BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde özetle;
307
“2005-2011 yılları arasında CHP Kağıthane Ġlçe BaĢkanlığı yaptığını, bu dönemde
ġafak KORKMAZ‟ı tanıdığını, ġafak KORKMAZ‟ın çok çalıĢkan ve atak bir kiĢiliğinin
olduğunu, Çetin AKSU‟nun istifa etmesinden sonra hatırladığı kadarıyla ġafak KORKMAZ‟ın
gençlik kolları baĢkanı olduğunu, ġafak KORKMAZ gençlik baĢkanı olduktan sonra
kendisiyle ilgili bilgiler topladığını, kendisinin bunu bir bilgi toplama olduğunu anladığını,
çocukları ile tanıĢmak istediğini söylediğini, Ģoförü ile birlikte bazen evine kadar geldiğini ve
döndüğünü, Ģoförünün de ġafak KORKMAZ’ın hal ve tavırlarından hoĢlanmadığını, ġafak
KORKMAZ’ın kendisi ile birlikte gelip gitmesini istemediğini, ġafak KORKMAZ’ın pek
çok kez kendisi ile gelmesini Ģoförü Cengiz ĠLHAN’ın önlediğini, Atak ve çalıĢkan olan
ġafak KORKMAZ‟ın birden bire bütün parti çalıĢmalarını, koĢturmayı bıraktığını…” beyan
ettiği, dolayısıyla bu durumun CHP Eski Kağıthane Ġlçe BaĢkanı tarafından da teyit edildiği,
Ġfadesinin devamında DHKP/C örgütü adına Ġstanbul Sorumlusu olarak faaliyet
yürüten Asuman Akça‟nın talimatı ile Kağıthane/Nurtepe mahallesi doğu sokak giriĢinde
bulunan caminin imamının hakkında bilgilerinin toplanacağı ve bu Ģahıs hakkında bilgileri
temin ettikten sonra Mercan yokuĢuna gidip polis kıyafeti alması ve geceleyin imamı polis
kıyafeti ile alıp uygun bir yerde öldürdükten sonra Güzeltepe son durağa atması talimatı
aldığını beyan ettiği ve bu konuyla ilgili olarak ; “Bu eylem talimatı Asuman Akça tarafından
ve kurye Avukat Ebru Timtik tarafından bana verildi. Bende bu talimat üzerine yukarıda
belirtilen camiye gittim, imamını bir süre takip ettim, imamın caminin yan arkasında bir
dairede oturduğunu tespit ettim ve Ebru Timtik’le görüĢtüm, benden istenen bilgilerin
bittiğini, eylemde kullanılacak polis kıyafetlerini ve bir araç temin etmesini istedim, kendisi
bana beklemede kalmamız talimatını verdi ve Asuman AKÇA tarafından gönderilen bir not
verdi, notta Eyüp/Güzeltepe Mahallesi E-5 karayolu kenarında bulunan top sahasının
yanındaki çay ocağında çalıĢan ismini söylemediği bir Ģahsın çay ocağından çıktıktan
sonra takip edilip vurulması talimatı yazılıydı. Talimatın yanında vuracağımız Ģahsa ait
resim vardı. ġahsın ismini bana söylemedi,sadece Ģahsın resmini verdi, aynı zamanda Ģahsın
çay ocağına giriĢ çıkıĢ saatleri ve geçiĢ güzergâhı yazılıydı, bende Ebru Timtik‟ten almıĢ
olduğum notu ekip arkadaĢım ġafak Korkmaz‟a söyledim, daha sonra DHKP/C örgütü
Nurtepe Mahalli Alan Sorumlusu Hakan KuĢbeygi‟nin yanına gittik ve kendisine abla
(Asuman Akça)‟nın bize gönderdiğini, bir emanet vereceğini ve kendisinin de konudan
bilgisini olduğu söyledik. O da bunu onayladı zaten. Hakan KuĢbeygi bize eylemi
gerçekleĢtirdikten sonra, benim araca doğru kaçacağımı, oradan Sokullu caddesine geçip
mavi internet cafenin yan tarafında bekleyen Hakan KuĢbeygi‟ye silahı teslim edeceğimi
söyledi. Ekip arkadaĢım ġafak Korkmaz‟ın ise Nurtepe Temel Haklar ve Özgürlükler Derneğe
doğru koĢacağını ve eylemi gerçekleĢtirdiğimizi söyleyecekti, bunun üzerine dernekte bulunan
ġadiye Ġpek ve ismini Ģuan hatırlayamadığım bir bayanın olay yerine giderek toplanan
kalabalığa biz burada yürüyüĢ yapıyorduk, beyaz renkli eski kasa Hyundai Accent marka
Vatan Emniyette görevli sivil plakalı polis aracından ateĢ edildiğini ve Ģahsın vurulduğunu
gördüklerini söyleyeceklerdi.
Ben 2008 yılında emniyette vermiĢ olduğum ifademde Nurtepe‟de DHKP/C örgütünün
tüm mahallerin de örgüt adına faaliyet yürüten Ģahısların bölgede görev yapan polis
araçlarının plakalarını tespit edilmesi ve Hyundai Accent aracında o dönem plakası tespit
308
edilmiĢti ve halka bu plaka söylenecekti. Daha sonra Hakan KuĢbeygi el yapımı, üstten atmalı
tabanca ve bu tabancaya iki adet fiĢek dolu Ģarjör ve yine bir avuç mermileri bana verdi, bir
adette siyah renkli yandan atmalı 9 mm. çapında silah ve Ģarjörü de ġafak Korkmaz‟a verdi.
Hatta bizlere vermiĢ olduğu silahların namlularını değiĢtirdiğini ve Hakan KuĢbeygi
yakalandığında bu silahların ikisinin de kendisinde ele geçirildiğini biliyorum.
Ben ve ġafak, Hakan KuĢbeygi ile konuĢtuktan sonra oradan ayrıldık, son
hazırlıklarımızı yaptık, ben yine DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten ve lacivert renkli eski
kasa ġahin marka aracın sahibi olan Selami… isimli Ģahısla konuĢtum. Kendisine bir araca
ihtiyaçları olduğunu, akĢam 22.00 sıralarında Güzeltepe Sitelerin yanında durmasını
söyledim, o da kabul etti, daha sonra eczaneye gittik, ameliyat eldiveni aldıktan sonra bizim
eve gittik. Silahları söktük, eldivenleri takıp silah ve mermileri temizledik, aynı zamanda
üstümüz içinde 2 adet çift taraflı mont ve 2 adet Ģapka aldık. Saat.22.00 sıralarında top
sahasının oraya çıktık, ben toprak sahanın yanında ben toprak sahanın yanında beklerken,
ġafak ise toprak sahasının yanında bulunan sitenin duvarının dibinde gözcülük yapıyordu.
Ben eylemi gerçekleĢtirirken ġafak olay mahalline gelecek polis araçlarına yönelik saldırı
yapacak ve benim kaçıĢımı sağlayacaktı. Çok beklemeden Ģahısın geldiğini gördüm, bir süre
arkasından takip ettim, tam üst yaya üst geçidine geldiğinde arkasından 1 metre mesafede
yaklaĢtım. O sırada Ģahıs geri döndü ve beni gördü, Ģahısı öldürmek istemediğimden
çaprazdan ağzına doğru ateĢ ettim, ikinci mermiyi sıkacaktım tabanca tutukluk yaptı, bir süre
uğraĢtım bir dolu fiĢek yere düĢtü, o sırada tabanca düzelmeyince panikledim, beni araçla
bekleyen Selami… isimli Ģahsın yanına doğru kaçmaya baĢladım, araca bindim Sokullu
Caddesine çıktım, Mavi Ġnternet kafeye giderek silahı Hakan KuĢbeygi‟ye teslim ettim ve
montun diğer tarafını giydim, Ģapkayı monta koydum ve eldiveni çöpe attım ve araca binip
Sarıyer‟de madende bulunan Hüseyin amcamın evine gittim. ġafak ise derneğe gitmiĢ, eylemi
gerçekleĢtirdiklerini söylemiĢ, ġadiye isimli bayan ve yanındaki bayan olay yerine gitmiĢler,
Ģahısın ölmediğini görünce ve yan tarafta bulunan manav orada bulunan Ģahıslara bizim
eĢkalimizi vermiĢ. Asuman Akça‟nın planladığı polis süsü vererek eylem yapma olayı
eĢkallerimiz teĢhir olduğundan gerçekleĢemedi. Bir süre bekledikten sonra Asuman Akça ile
yine DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Zeki Biter‟in Nurtepe‟de bulunan evinin
karĢısında kasap dükkanının deposunda buluĢtuk, eylemi kendisine anlattım, Ģahısı neden
öldürmedim diye bana fırça attı, bende kendisine silahın tutukluk yaptığını ve bundan dolayı
Ģahısı öldüremediğimi söyledim. Asuman bana Ģahısın beni teĢhis ettiğini ve bundan dolayı
mahallede dolaĢmamamı ve DHKP/C örgütünün bu tür eksik olan eylemlere toleransının
olmadığını, bundan sonraki yapacağın eylemlerde daha dikkatli olmamı söyledi ve bana
yukarıda bahsettiğim iki eylem için talimatını beklememi söyledi. Ben vurmuĢ olduğum bu
Ģahısı tanımıyorum. Bu Ģahısın istihbaratını ben yapmadım. Bu olaydan önce yaralamalı
trafik kazası yapmıĢtım, aranmam çıktı, tutuklandım, dört ay cezaevinde kaldım, daha sonra
tahliye oldum ve adi yaralamadan dolayı tekrar cezaevine girdim, halen cezaevindeyim. 2006
yılı kıĢ aylarında (çünkü olay yerinde kar vardı) gerçekleĢtirmiĢ olduğum bu eylemi DHKP/C
örgütü adına Asuman AKÇA‟nın talimatı ile gerçekleĢtirdim. Bu vurduğum Ģahısı olay
mahallinin yanında bulunan market ve erkek berberi bu olayı bildiklerinden Ģahsın ismini de
biliyorlardır.
309
Eylem tarihi: 2006 yılı kıĢ ayları,
Eylem talimatını veren: Asuman Akça
Kurye: Avukat Ebru Timtik
Eyleme Katılan: Ben, ġafak Korkmaz
Eyleme Yardım Yataklık Yapan: Selami …, ġadiye…
Eylem Silahlarını Temin Eden: Hakan KuĢbeygi isimli Ģahıslardır…” Ģeklinde
beyanlarda bulunduğu,
Konu ile ilgili olarak yapılan çalıĢmalarda; 29.01.2006 günü Celal Kaya isimli
müĢtekinin Ġsmet ÖZDEMĠR‟in beyanlarında geçtiği Ģekilde Ġstanbul ili Eyüp ilçesi
Güzeltepe mah. Kasımpatı sokak üzerinde Güzeltepe Top Sahasının yakınlarında silahla ateĢ
edilmek suretiyle çenesinden yaralandığının belirlendiği, Ġsmet Özdemir‟in bu konuda vermiĢ
olduğu savcı huzurundaki ve kolluktaki ifadeleri, olay yerine dair çizdiği krokiler ve
müĢtekinin olayın oluĢuna dair anlatımları ile olay ile ilgili olarak tahkikat evrakları bir bütün
halinde değerlendirildiğinde Ġsmet ÖZDEMĠR‟in örgüt sorumlulularından Asuman AKÇA
„nın talimatı ile bu eylemi gerçekleĢtirdiği, eyleme dair not kağıdının olayda kuryelik yapan
Ģüpheli Ebru TĠMTĠK aracılığı ile Ġsmet ÖZDEMĠR‟e iletildiği ,müĢtekinin aldırılan kesin
raporuna göre hayati tehlike geçirmeksizin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte
yaralanmıĢ olduğu anlaĢılmıĢ olup,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün Ġstanbul sorumluluğunu yapan Asuman
AKÇA‟nın talimatları doğrultusunda Ġsmet ÖZDEMĠR isimli Ģahsa Celal KAYA isimli
müĢtekinin öldürülmesine dair not kağıdını teslim edip, bu konuda kuryelik yapmak suretiyle
üzerine atılı tasarlayarak adam öldürmeye teĢebbüs suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
Olayla ilgili diğer Ģüpheliler hakkında Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/1111
soruĢturma sayılı evrakı üzerinden soruĢturma yürütülmektedir.
c) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı
Eylemlerde Yer Alması
Eylem 1: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟ da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör
örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ ın cenazesi 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve
16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze
törenine Ģüpheli Ebru Timtik‟in de katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin
kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör
örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve
cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde
yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün, amacının ve Ģiddetin
propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör
örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve
suçluları öven nitelikte slogan attıkları,
310
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 2:Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün
kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü
mensuplarınca sözde "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri” olarak
ilan edildiği, bu kapsamda 12.04.2009 tarihinde Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesinde
düzenlenen Ģüpheli Ebru Timtik‟in de eyleme katıldığı, eylem sırasında grubun üzerinde
“MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” yazılı “HALK CEPHESĠ” imzalı
pankart arkasında kortej eĢliğinde yürüyüĢe geçtiği, korteje katılan Ģahısların bazılarının
üzerinde “HALK CEPHESĠ” yazılı önlükler olduğu ve bu Ģahısların grubu yönlendirdiği,
kortej içerisindeki Ģahısların ise ellerinde DHKP-C terör örgütünün lideri Dursun
KARATAġ‟ın resminin bulunduğu bayraklar ile üzerinde “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ
YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI
DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ” yazılı
dövizler taĢıdıkları ayrıca “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN
KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI DURSUN KARATAġ, CÜRRET
DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ, MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ
KURTULUġA KADAR SAVAġ” Ģeklinde sloganlar atarak DHKP-C terör örgütünün ve
liderinin propagandasının yapıldığı, silahlı çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen terör örgütü
mensuplarının eylemlerinin özendirildiği, Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3: ġüpheli Ebru Timtik‟in 15.10.2009 günü o tarihte cezaevinde bulunan ve
kanser hastası olan Güler Zere‟nin serbest kalması için DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan üst yapılanması olan “Halk Cephesi” organizesinde Ġstanbul Adli Tıp
Kurumu önünde toplanan yaklaĢık 60 kiĢilik grup ile birlikte hareket ettiği ve basın
açıklamasına katıldığı, basın açıklaması esnasında “Güler Zere Serbest Bırakılsın- YaĢasın
Devrimci DayanıĢma- Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz- ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktirMerhamet Değil Adalet Ġstiyoruz.” Ģeklinde sloganların atıldığı, aynı eyleme 11.09.2012 günü
Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim
Çuhadar‟ın da katıldığı,
311
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 4: ġüpheli Ebru Timtik‟in 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C
terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ
Hukukçular Derneği) organizesinde Güler Zere isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık
(50) kiĢilik grup ile birlikte oturma eylemine katıldığı, basın açıklaması esnasında “Kanser
Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı pankartların
açıldığı, “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın”
Ģeklinde yazılı dövizlerin taĢındığı, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur – Güler ZERE Serbest
Bırakılsın – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın – KurtuluĢ Yok Tek BaĢına Ya Hep Beraber
Ya Ġç Birimiz- Katil Devlet Hesap Verecek” ibareli sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 5:ġüpheli Ebru Timtik‟in 08.05.2010 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
mahallesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından TAYAD
organizesinde düzenlenen Güler Zere‟nin cenaze törenine katıldığı, tören esnasında KANSER
HASTASĠ DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ KATĠLĠ AKP ĠKTĠDANDIR - GÜLER
ZERE ÖLÜMSÜZDÜR” yazılı HALK CEPHESĠ ibareli pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6:ġüpheli Ebru Timtik‟in 18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı
önünde DHKP/C terör örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN
Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldığı, basın açıklamasına katılan
grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP
ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları
312
ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN
MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI
AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 7:ġüpheli Ebru Timtik‟in 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi
Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör
örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD tarafından
organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali
YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM
ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK
KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK” Ģeklinde terör
örgütünü-örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin
teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 8: 16.03.2012 tarihinde Ġstanbul Beyazıt Meydanı‟nda DHKP/C terör
örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde; 16 Mart 1978 günü
Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de
yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırının yıldönümü münasebetiyle yapılan
yürüyüĢ ve basın açıklamasına Ģüpheli Ebru Timtik‟in de katıldığı ve grup ile birlikte hareket
ettiği, basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “16 MART KATLĠAMININ HESABINI
SORDUK SORACAĞIZ!” ibaresi bulunan GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı pankart, “16
MART KATLĠAMININ SORUMLUSU DEVLETTĠR!”, “KAHROLSUN FAġĠZM YAġASIN
MÜCADELEMĠZ – FAġĠZMĠ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ” ibareli GENÇLĠK
FEDERASYONU imzalı Ģiddet çağrılarının yapıldığı dövizlerin açıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve
örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen yasadıĢı
gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
313
Eylem 9:12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık
vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı
hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli
Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi
ilçesinde bulunan Gazi cem evine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150
kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi
Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Ebru Timtik‟in de
bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler,
ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR”
ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK
SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı, “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli
“HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK
KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ
SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ
DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün
eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 10: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde
bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen
Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli
Ebru Timtik‟in de yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine
giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL
ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, „‟ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR‟‟ Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü,
terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı
yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine
TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan
taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine
kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara
zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri,
314
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda, karakola yaptığı
saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği,
daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli
avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu
yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı
Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde
bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına
yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte
hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların
olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların
bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN
ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE
EMRAH
BARLAKI
GAZĠDE
HASAN
SELĠMĠ
KATLEDEN
POLĠSLER
CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI
BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin
taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL
DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL
POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN
SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR
SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ”
Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği
ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı ,
Bu Ģekilde Ģüpheli Ebru Timtik‟in terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik
güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu
sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak
ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme
Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
Eylem 11: Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 soruĢturma dosyası kapsamında
YürüyüĢ Dergisinde yapılan aramada DHKP/C terör örgütünün çatı yapılanması olan HALK
CEPHESĠ tarafından organize edilen yaklaĢık 50 kiĢilik grubun Ġstanbul ġiĢli‟de bulunan
Fatma Girik parkında yaptıkları eyleme dair görüntülerin olduğu, görüntülerin incelenmesinde
2012 yılı içerisinde PKK/KCK tutuklu ve hükümlülerinin baĢlattıkları açlık grevlerini destek
amaçlı olarak bu eylemin gerçekleĢtirildiğinin tespit edildiği, bu yasadıĢı eylemde grubun
“YaĢasın Türk Ve Kürt Halklarınızın Özgürlük Ve Sosyalizm Mücadelesi Zafer
SavaĢan Halklarımızın Olacaktır Halk Cephesi” ibareli Ģiddeti teĢvik eden ve örgüt çatı
yapılanması adına hazırlanmıĢ olan pankartı ve dövizleri açtıkları, gruptaki Ģahsıların terör
örgütü propagandası yapan ve örgütün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisini okudukları, bu
315
eyleme Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2012/2094 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C
terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile tutuklanan Berna Yılmaz, yine BaĢsavcılığımızın
2012/2440 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile
tutuklanan Sadık Karaaslan ve Ünzile Araz, yine BaĢsavcılığımızın 2011/2360 soruĢturma
dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından Devrimci Memur Hareketi
içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile tutuklanan Metin Erkan Özkan ve Dursun Doğan
ve 24.10.2012 günü Asuman Akça‟yı örgütün talimatı ile baĢından vurarak öldürmeye
teĢebbüs eden Selçuk Aymaz‟ın katıldıklarının belirlendiği, eyleme katılan Ģahısların daha
önceki dönemlerde açlık grevi ve ölüm oruçları yapan DHKP/C örgüt mensupları ile benzer
Ģekilde baĢlarına kırmızı kurdele bağladıkları, Ģüpheli Ebru Timtik‟in de Halk Cephesi
organizesinde yapılan ve Ģiddet çağrısının yapıldığı pankartın açıldığı bu yasadıĢı eylem ve
etkinliğe katıldığı, grupla birlikte hareket ettiği, Bu Ģekilde üzerine atılı terör örgütü
propagandası yapmak suçunu iĢlediği tespit edilmiĢtir.
d) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını
Üstlenmesi
Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü
mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle
bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin
emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine
ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına
alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul
Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları,
ġüpheli Ebru Timtik‟in 64 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği,
Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri
(SPB) mensubu kiĢilerin müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı,
08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis
Merkezine silahlı saldırıda bulunan DHKP/C SPB mensubu Nebiha Aracı‟nın avukatının
Ģüpheli Ebru Timtik olduğu,
ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına
alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade
verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına
alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya
kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır.
316
e) DHKP/C Terör Örgütü ġüphelilerinin Rızası Olmadan Özel
Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
I. HHB Avukatı Ebru TĠMTĠK ve Taylan TANAY‟ın ġüpheli Celal
Akgün‟ün Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
08.12.2012 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenleyen
Nebiha Aracı ile bu eylemi yapıp olay yerinden kaçtıktan sonra 11.12.2012 tarihinde de
GaziosmanpaĢa‟ da bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C terör örgütü
silahlı kanadı SPB mensubu Nurgül Acar‟ı evinde barındıran Celal Akgün isimli Ģüphelinin
gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendilerini tanımadığını beyan ettiği HHB
avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ ın ısrarla Celal AKGÜN‟ ün
müdafiliğini yapmak istedikleri, yine Ģüphelinin müdafii olarak kendilerini kabul etmemesi ve
baĢka bir avukat talep etmesi üzerine kendi tanıdıkları baĢka bir avukatı ifadeye girmeye ikna
ettikleri, Ģüphelinin ifadesi sonrası bu ifadeyi avukat Ġ.A.‟dan alarak bu bilgiyi doğrudan ya da
dolaylı Ģekilde Hatice AġIK‟a ilettikleri, iddianamemizin ilk bölümünde “Gözaltı/Yakalanma
Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler” baĢlıklı bölümde ayrıntılı
olarak izah edilen örneklerde görüldüğü gibi Ģüphelilerin benzer Ģekilde hareket ederek
mevcut soruĢturmalarda soruĢturmanın geniĢletilmesi, olası Ģüphelilerin yakalanması, suç ve
suç unsurlarının ele geçirilmesini engelleyecek Ģekilde hareket ettikleri, hakkında verilen
ifadeyi öğrenen Ģüpheli Hatice AĢık‟ın Yunanistan‟a kaçmaya hazırlanırken yakalandığı,
Hatice AġIK‟ın gözaltında kaldığı süreçte, Hatice AġIK ile görüĢen avukatların yine HHB
avukatları Taylan Tanay ve Ebru Timtik olduğu, bu durumun basit bir avukatlık mesleği
gereği olmadığı, diğer eylemlerde izah edildiği gibi örgütün eylem ve stratejisi çerçevesinde
gerçekleĢtirildiği görülmüĢtür.
II. Ebru TĠMTĠK‟in ve Naciye DEMĠR‟in ġüpheli Erkan Yağantekin‟in
Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmeleri
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
Elif Sultan Kalsen‟in Ömür Altun isimli Ģahsı, 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde düzenlenen
“Hayata DönüĢ” operasyonları esnasında BayrampaĢa Cezaevinde görevli bulunan Emekli
BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmesi amacıyla görevlendirdiği, bu eylemde kullanacağı silah ve
mühimmatları ise Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslardan temin
ettirdiği,
Gözaltına alınan Ģüphelilerden Hüseyin Cankut Öner ve Ömür Altun kendi özel
avukatlarını talep ettikleri için, geriye kalan tek Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e müdafi olmak ve
soruĢturmaya müdahil olmak amacıyla, Ģüphelinin herhangi bir talebi bulunmamasına rağmen
HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik‟in 10.01.2013 tarihinde Terörle Mücadele ġube
Müdürlüğüne geldiği, Erkan Yağantekin kendisini müdafi olarak kabul etmemesi üzerine ise
emniyetten ayrılmayarak baro tarafından atanan avukat N.D. ile hem Ģüpheliyle görüĢmeden
önce hem de Ģüpheliyle görüĢtükten sonra bir araya geldiği,
317
Ancak soruĢturmada gizlilik kararı bulunması nedeniyle N.D.‟nin Erkan Yağantekin
ile ilk görüĢmesinde soruĢturma içeriği hakkında ayrıntılı bilgi edinemediğinden, HHB
avukatlarından Naciye Demir‟in Ģüphelilerin adliyeye sevk edildikleri 12.01.2013 tarihinden
itibaren avukat Z.B.ġ. aracılığıyla avukat N.D‟ye ulaĢarak soruĢturma kapsamında verdikleri
ifade içeriklerini öğrendiği,
HHB avukatlarından Ebru Timtik ve Naciye Demir‟in, Ģüphelilerin herhangi bir talebi
olmaksızın soruĢturmaya müdahil olarak soruĢturma içeriğinden haberdar olma çabasının
Ģüpheli ve müdafi arasındaki hukuki bağdan kaynaklanmadığı, doğrudan verilen ifadelerde
deĢifre olan hususlar hakkında örgüt yönetimine bilgi sağlama amacına matuf olduğu
anlaĢılmıĢtır.
f) Ġfade Beyanları
I. Gizli Tanık Beyanları
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde C.BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde
Ģüpheli Ebru Timtik ile ilgili olarak;
“Ben bu Ģahsı Ebru Timtik olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların
müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile Kayır ile
birebir görüĢtüğünü biliyorum. KardeĢi Barkın TĠMTĠK de aynı zamanda avukattır.” Ģeklinde
beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012
tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili olarak;
“Ġsmini Ebru Timtik olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir.
Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini
yapar. DHKP/C örgütünün üst düzey yöneticilerinden biri olan Kamile Kayır ve kardeĢi olan
Barkın Timtik ile birlikte mahalli alanlardaki derneklerle gelip giderler. YurtdıĢı ile iletiĢimi
sağlamaktadır. Kız kardeĢleri olan Evin Timtik DHKP/C örgütünün illegal alanında faaliyet
gösterdiğinden dolayı Ģu an yurtdıĢındadır. KesilmiĢ cezasını öğrendiğinden dolayı yurtdıĢına
kaçmıĢtı. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini,
susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.”
ġeklinde beyanda bulunduğu,
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili
olarak;
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK,
318
Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü
SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü
avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu
veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi
kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. ” ġeklinde
beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde Ebru
Timtik ile ilgili olarak;
“…Ġsmini Ebru Timtik olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C
örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından
olduğunu biliyorum. Erzurum ilinde görülen DHKP/C davasına örgüt adına, mahkeme
heyetine baskı uygulamak ve tutuklulara destek vermek amacıyla gittiğim sırada katıldığımız
2. mahkemede de sanıkların vekilliğini üstlendi. 1. mahkemede de sanıkların vekilliğini
üstlenmek üzere bizden önce Erzurum‟da bulunmaktaydı...” ġeklinde beyanda bulunduğu
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı
dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan
sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde
yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Ebru Timtik ile ilgili olarak;
“Ebru abla olarak tanırım. Kendisi örgütün avukatıdır. Örgüt adına eylemde ve basın
açıklamalarında gözaltına alınan Ģahıslar gözaltına alındıklarında Halkın Hukuk Bürosunu
aramamızı söylüyorlardı. Ebru Timtik bu avukatlardan biridir. 2012 yılında Kandıra‟da
DHKP/C Gençlik Kampına geldi. Komün yaĢam ve gözaltına alındığında ne yapılacağı
üzerine kamp katılımcılarına konuĢma yaptı. Gözaltına alınıldığında, parmak izi vermeme,
aramaya izin vermeme konusunda bize telkinlerde bulundu. Ayrıca gözaltına alındığınızda
bize haber verin dediğini hatırlıyorum. Burada “biz” demesiyle kastı aslında Halkın Hukuk
Bürosu Avukatlarıydı.” Ģeklinde beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla 10.04.2011
tarihinde alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili olarak;
“Ġsmini Ebru Timtik olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan
Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde
tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve Halk Cephesi, TAYAD gibi yapılanmalar
tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır.” ġeklinde
beyanda bulunduğu tesbit edilmiĢtir.
319
g) Açık Kaynak ÇalıĢmaları
DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ
Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli
Ebru Timtik hakkında çıkan haberler incelendiğinde;
DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde Ģüpheli Ebru Timtik ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu,
DHKP/C Terör Örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da DHKP/C terör
örgütü adına faaliyet yürüten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık anıldığı,
DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD,
Gençlik Federasyonu, Grup Yorum gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlarda yer
aldığı,
DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim
kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Hasta tutsaklar Serbest Bırakılsın (Güler Zere‟ye
özgürlük) isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme katılarak açıklama
yaptığı veya savunuculuğunu yaptığı anlaĢılmıĢtır.
h) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları
09.12.2012 günü saat 06:31‟de Ebru Timtik ile Naciye Demir isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Naciye abla Ģimdi Ģöyle bizim bi müvekkilimizin yakını bir Bahçelievler de
bir polis merkezine silahlı saldırı ile ilgili Ģuanda gözaltında ancak yaralı tamam mı
okmeydanı hastanesinde Ģimdi biz internetten fotoğrafını gördük baktık iĢte bu Nebiha Aracı
mı emin olamadık fotoğrafını gördük sonra gittik hastaneye baktık Ģimdi biz diyoruz ki en
azından bi bakalım bi görelim göstermiyorlar ama asıl önemli olarakta Ģeyi sağlık durumuyla
ilgili bilgi almak istiyoruz hasta haklarına göre ama yakınına bilgi vermiyorlar hasta
yakınına bilgi vermiyorlar ne olduğu konusunda ölümüdür sağmıdır hiç bilinmiyor bununla
ilgili acaba Ģikayetimizi kim alır Ģuanda Okmeydanı hastanesinde kapının önüne polisleri
dizmiĢler bizi içeride geçirmiyorlar uzun saatlerdir buradayız bitane doktor göremedik yani
doktorları doktoru hastaneyi Ģikayet etmek istiyoruz polisi değil ama hastaneyi Ģikayet etmek
istiyoruz” dediği, Demir‟in “Hastaneyide Ģimdi öncelikle savcı nöbetçi savcının numarasını
alalım ...(anlaĢılmadı) dan onda var ya ” dediği,
GörüĢme içeriğinden 08.12.2012 tarihinde saat:21.30 sıralarında Bahçelievler 75.Yıl
Polis Merkezi Amirliği‟ne silahlı ve bombalı saldırıda bulunduktan sonra kaçarken yakalanan
320
DHKP/C terör örgütü Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Nebiha Aracı‟yı
desteklemek amacı ile hastane önünde bekleyen kiĢilerle birlikte olduğu,
11.12.2012 günü saat 20:34‟te Ģüpheli Ebru Timtik ile YürüyüĢ Dergisinden arayan X
Bayan ġahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
X Bayan‟ın “Hıı Ģeyle ilgili bilgi almak istiyoruz sizden de müvekkiliniz ile ilgili
Nurgül ACAR ile ilgili bir geliĢme var mı” dediği, Timtik‟in “Kim?” dediği, X Bayan‟ın “Az
önce bize bir bilgi geldi de Nurgül Acar” dediği, Timtik‟in “Nurgül Acar valla hani o
konuda benim bir bilgim yok gözaltına mı alınmıĢ” dediği, X Bayan‟ın “Gözaltından
hastanede diye bir bilgi geldi de dedik belki sizin bir bilginiz vardır” dediği, Timtik‟in “Hıı
yok benim bir bilgim yok böyle bir gözaltı da bana bildirmediler bilgim yok Ģimdi siz bana
söylediniz” dediği,
DHKP/C SPB üyesi olan ve 11.12.2012 günü 1 polis memurunu Ģehit eden Nurgül
ACAR‟ın yakalanması konusunda DHKP/C terör örgütü basın organı olan YürüyüĢ isimli
dergide görevli Ģahısların haberdar olduğu konuyu Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ģüpheli Ebru
Timtik‟e aktardığı, DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarının iç içe
geçerek her geliĢen olayı kurumlar arası paylaĢtıkları,
11.01.2013 günü saat 20:03‟te Ebru Timtik ile Selçuk Kozağaçlı isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Kozağaçlı‟nın “Ebrucum ee yola çıkacaktınız galiba gece ama senden bir Ģey rica
edicem” dediği, Timtik‟in “Tabi abi buyurun” dediği, Kozağaçlı‟nın “Behiç ile de görüĢtüm
aslında oda yarın bakacak programını bu Suriyeli Hukuk örgütlerinin çağrısıyla bir toplantı
yapalım diye düĢünmüĢtük Beyrut‟ta ve ġam‟da biliyorsun onun programlanması için ee
özellikle ekonomik açıdan programlanmasına iliĢkin Behiç bey de bana yarın dönecek sende
gelmeden bi bakarsan o duruma çok sevinirim” dediği, Timtik‟in “Tamam abi tamam Behiç
abiyle de konuĢuruz o zaman ” dediği, Kozağaçlı‟nın “Abi çok güzel olur çünkü yarın
zannediyorum öğleden sonra biletleri almamız lazım buradayız tabi bi de öyle bi sıkıntıda var
ekonomik olarak nasıl programlayalım diye bir karar vermemiz lazım yarın öğleye kadar ”
dediği, Timtik‟in “Tamamdır tamam abi yani ben Behiç abiyi görmeye çalıĢıcam ama ya çok
az zamanım var arabanın kalkmasına yani” dediği, Kozağaçlı‟nın “Yok aslında Behiç ile de
değil Behiç kendisi hani onu değerlendirip döner yarın öğlen bize ” dediği, Timtik‟in
“Kaynak bulmaya çalıĢacaktır biliyorum biliyorum abi” dediği,
GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın ÇHD adına ġam ve Beyrut‟ta
toplantıya katılacağının belirlendiği, yapılan araĢtırmadan Ģüphelinin Ģüpheli Oya Aslan ile
birlikte Suriye‟de bir dizi toplantıya katıldığının anlaĢıldığı, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın
masraflar için DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan
TAYAD BaĢkanı ve HHB Avukatı Behiç AĢçı ile irtibata geçilmesini istediği, gerekli finansal
kaynağın Behiç AĢçı aracılığıyla örgütün fonundan karĢılanacağının anlaĢıldığı,
321
15.01.2013 günü saat 20:03‟te Ģüpheli Ebru Timtik ile Ģüpheli Taylan Tanay isimli
Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Taylan Tanay‟ın “Ee Ebru Karanfilden aradılar da ” dediği, Tanay‟ın “Ee bu Özkan
KarakuĢ diye biri gözaltındaymıĢ dünden beri” dediği, Timtik‟in “Özkan KarakuĢ” dediği,
Timtik‟in “Kim almıĢ biliyor muyuz Karakol mu” dediği, Tanay‟ın “TEM” dediği, Timtik‟in
“Tamam ben ilgilenirim” dediği,
15.01.2013 günü saat 20:19‟da Ģüpheli Ebru Timtik ile Ģüpheli Günay DAĞ (Ġ.A.‟nın
telefonundan konuĢur) isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle;
Ebru Timtik‟in “Günay ne yapıyorsun” dediği, Dağ‟ın “Ne yapıyorum Taksimdeyim
buyur” dediği, Timtik‟in “Kolay gelsin Barkın oralarda mı” dediği, Dağ‟ın “Barkın mı yok
burda değil” dediği, Timtik‟in “He ulaĢamadım ona da Günay Ģimdi Ģeyde Mecidiyeköy
Vatan da gözaltı var da Özkan KARAKUġ Sen iĢin bitince oraya geçebilirmisin” dediği,
Dağ‟ın “Hım tamam ne zaman alınmıĢ o” dediği, TĠMTĠK‟in “Yani dünden beri yani dün
alınmıĢ herhalde evet Ģeyi Müdürü arayıp Bürodan Ģey yapabilirim sordurabilirim ne zaman
bitiyor gizlilik kararı diye ama Taylanı aramıĢlar yani istersen ya da Barkın ile bi haberleĢin
hanginiz yakınsanız” dediği,
15.01.2013 günü ve saat 20.48 sıralarında Ģüpheli Barkın Timtik ile Ģüpheli Günay
Dağ arasında yapılan görüĢmede;
Günay Dağ‟ın “He ġiĢlidesin bende Taksimdeyim de film gösterimi vardı ya Ģimdi
ordayım ya Ebru aradı da beni gözaltı varmıĢ galiba” dediği, Timtik‟in “Özkan KARAKUġ”
dediği, Dağ‟ın “Hı tamam tama” dediği, Timtik‟in “Tamam ben geçerim o zaman sen gitme”
dediği, Dağ‟ın “ĠĢin varsa ben geçebilirim” dediği, Timtik‟in “Yok yok uygunum ben Ģimdi
geçebilirim yani” dediği,
GörüĢme içeriklerinden 30.12.2012 günü Eyüp ilçesi Güzeltepe mahallesindeki Alevi
kökenli vatandaĢların evlerine iĢaret konulması olayı ile ilgili olarak 31.12.2012 tarihinde
gelen ihbardan dolayı C.BaĢsavcılığımızın 2011/2164 sayılı soruĢturması kapsamında
hakkında iĢlem yapılan Özkan KarakuĢ‟un gözaltına alınması hakkında konuĢtukları,
DHKP/C terör örgütünün kültür-sanat yapılanmalarından olan Karanfiller Kültür Merkezinin
örgüt sorumlusunun Ģüpheli Taylan Tanay‟ı aradığı ve örgüt kurumlarının ve HHB
avukatlarının koordineli olarak hareket ettiği,
30.12.2012 günü Eyüp ilçesi Güzeltepe mahallesindeki Alevi kökenli vatandaĢların
evlerine iĢaret konulması olayı ile ilgili olarak 31.12.2012 tarihinde gelen ihbarda iĢaret
konulması eylemini Özkan KarakuĢ, Murat Doğan ve Mehmet Ceylan isimli Ģahısların
yaptıklarının beyan edildiği görülmüĢtür. Konu ile ilgili olarak Ġstanbul Cumhuriyet
BaĢsavcılığının (TMK. 10. Madde Ġle Yetkili) 2011-2164 sayılı soruĢturması kapsamında
15.01.2013 tarihinde Özkan KarakuĢ ve diğer Ģahıslar yakalanarak gözaltına alınmıĢlardır.
322
16.01.2013 günü saat 11:03‟te Av. Ebru Timtik ile Cem isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Cem‟in “Ebru hanım merhaba Barodan arıyorum CMK dan Cem,Mehmet Ceylan ile
Murat Doğan Terörle Mücadeleden avukat talebi Ģimdi geldi ” dediği, Timtik‟in “Evet”
dediği, Cem‟in “Siz TEM Ģube de misiniz Ģu an” dediği, Timtik‟in “Biz TEM Ģubeden çıktık
bende Ġstanbul Adliyesine gidiyorum yani Baroya aile ile beraber ee talep de bulunucaz onun
içinde açıkcası Ģöyle Cem bey aile endiĢe ediyor sağlığından o sebep ile hani ne kadar hızlı bi
Ģekilde bi avukat görürse o kadar iyi olur bizim için” dediği, Cem‟in “Eğer siz takip
ediyorsanız benim özel vekilim diyerek den ben atama yapmıyorum siz geçin iĢleminizi yapın
yani o yüzden” dediği, Timtik‟in “Ha Cem bey Ģöyle söylim size biz iki buçuk saat boyunca
bunun için ısrar ettik ee barodan bi atama yapılmadığını kendilerine bunları da söyledik ama
ısrarla red ettiler yani beni görüĢtürmüyorlar Ģuanda ben o sebeple Cumhuriyet Savcılığına
gidiyorum durumumuz bu o sebeple Ģey yapalım isterseniz ben gelim Cumhuriyet Savcısı ile
bir kez daha görüĢeyim eğer çözemessekee o Ģekilde bi atama gerçekleĢtirmenizi rica ediyim
size olur mu” dediği, Cem‟in “ġimdi Ģöyle söylim Ģuan bana talep yeni geldi benim bunu bir
saat içerisinde atama zorunluluğum var ama siz savcılığa geçecekseniz ben atama yapmak
zorundayım” dediği, Timtik‟in “ġuan da adliyedeyim kapının önündeyim ben evet” dediği,
Cem‟in “O zaman siz bi Savcı beyle hemen görüĢün” dediği,
GörüĢme içeriğinde geçen Ģüpheli Murat Doğan ve Mehmet Ceylan‟ın kendi el
yazıları ile aynı gün “Ailemin göndermiĢ olduğu özel avukatla görüĢmek istemiyorum.
Barodan avukat talep ediyorum” Ģeklinde talepte bulunduğu, bunun üzerine kolluk görevlileri
tarafından barodan avukat talebinde bulunulduğu,
16.01.2013 günü saat 11:24‟te Av. Ebru Timtik ile Cem isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Ebru Timtik‟in “Heh biraz önce beni aramıĢtınız Avukat Ebru ııı Cem bey Ģimdi biz ıııı
konu ile ilgilenen bir savcı yok hani soruĢturmada tevzi yapılmamıĢ ııı savcı ile görüĢemedik
ıı Ģöyle talebim olsa sizden ııı Ģeyin atanan avukat arkadaĢımızın telefonunu aileye versek aile
önden bir görüĢebilse ıı sanıyorum en azından endiĢelerini gidermiĢ oluruz” dediği, Cem‟in
“Tamam o zaman ben dosyaya atama yapim Ģimdi” dediği, Cem‟in “Olmadı savcılık
aĢamasında siz savcılıkta beklersiniz” dediği, Timtik‟in “Evet ya Ģuanda ailenin Ģeyi neden
bize göstermiyorlar avukatımıza göstermediler durumdan endiĢe ediyorlar en azından bir
görüp görüĢmüĢ olurlar” dediği, Cem‟in “Tamam ben o zaman bir on dakika sonra arasınlar
bizi siz arayın” dediği,
16.01.2013 günü saat 12:14‟te Ebru Timtik ile X erkek Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Avukat Ebru TĠMTĠK ben. ġöyle yardımcı olabilir misiniz ee yakın bi
zamanda Murat ...(anlaĢılmadı) ve Mehmet Ceylan a ee barodan bi müdafi atanacaktı”
dediği, Timtik‟in “Kimin atandığını ve telefon numarasını alabilir miyim” dediği, X Erkek
323
ġahıs “Avukat F. bey atanmıĢ F.A.” dediği, TĠMTĠK‟in “Tamam peki telefon numarası
alabilir miyim” dediği, X Erkek ġahıs ”535…” dediği,
16.01.2013 günü saat 12:20‟de Ebru Timtik ile Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Hıı kolay gelsin. Taylan bi Ģey soracaktım da ben sana” dediği, Timtik‟in
“F.A. diye bi avukat tanıyor musun” dediği, Tanay‟ın “Hıı çok kötü bi adam ya” dediği,
Timtik‟in “Kötü mü” dediği, Tanay‟ın “Hıı” dediği, Timtik‟in “Hıı barodan Ģimdi onu
atamıĢlarda” dediği, Tanay‟ın “Evet o da Ģey avukatlardan bi tanesi Listenin ilk beĢindeki
avukatlardan bi tanesi” dediği, Tanay‟ın “Ben öyle bi çalıĢma yapıyordum baroya
bildirmiĢtim oradan biliyorum” dediği, Timtik‟in “Anladım tamam” dediği, Tanay‟ın “Ama
Ģey ile konuĢabilirsin bence Erhan abide çok sık CMK yapıyor DGMler ile ilgili” dediği,
16.01.2013 günü saat 12:24‟te Ebru Timtik ile Naciye Demir isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Abla sana bir Ģey söylücem Ģimdi benim müvekkillerim gözaltındaydı aile
ihd avukatlarına ulaĢmaya çalıĢıyoda bizi red etti aile ĠHD nin avukatlarına ulaĢmaya
çalıĢıyo ama ulaĢamıyolar eski ĠHD li bir aile, kim vardı orda Ģimdi” dediği, Timtik‟in “Ģimdi
çok kötü bir avukat atamıĢlar Ġstanbul Barosundan F.A. diye bir tane polis avukatı var ya”
dediği, Demir‟in “Hıhı evet” dediği, Timtik‟in “Ay ablacım onu arayıpda yani aile onlara
ulaĢmaya çalıĢıyo normalde biz gidicez demiĢler ama Ģu anda baro avukatı gidiyo ifade
alınıcak herhangi bir Ģey olmasın diye kendisini arayabilirmiyiz. Hemen gitmesi lazım ama
ulaĢamıyolar Ģu anda telefonlarına” dediği, DEMĠR‟in “Bende ulaĢmaya çalıĢayım da Ģimdi
Ģey cenazeler filen vardı ya belki onlar gitmiĢlerdir.Ondan kaynaklı ulaĢamıyo olabilirler”
dediği, Demir‟in “birini yönlendirmiĢlerdir muhtemelen de ben yinede ulaĢmaya çalıĢayım”
dediği, Timtik‟in “Tamam abla senden haber bekliyorum tamam görüĢürüz.” dediği,
16.01.2013 günü saat 12:30‟da Ebru Timtik ile Naciye Demir isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in “Ablacım ulaĢabildin mi sen” dediği, Demir‟in “Yok ablacım ya bende
numarada yokmuĢ bu arkadaĢlardada yok numara onlarda varsa ben bir arayım olmazsa
bana bir” dediği, Timtik‟in “Abla Ģöyle birĢey söyledimde ben dedim ki Türkiye Ġnsanları
Hakları Vakfının avukatı olarak sen uygunsan eğer sen girermisin” dediği, Demir‟in “ġimdi
ben giderim de kabul ederse giderim niye gitmeyim .” dediği, Timtik‟in “Evet abla Ģu anda
yok barodanda bir tane saçma sapan avukat varya F.A. yoksa o gidicek” dediği, Demir‟in
“Anladım Ģimdi Ģeydemi emniyette mi” dediği, Timtik‟in “ġimdi biz adliyedeyiz seni hemen
arabayla alıp götürebilirler” dediği, DEMĠR‟in “Tamam tamam ablacım gideyim ben”
dediği, Timtik‟in “Senin numaranı vericem o zaman en azından deniyelim yani” dediği,
ġeklinde konuĢmaların olduğu tespit edilmiĢtir.
ġüpheli Ebru Timtik‟in DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürütmek Ģüphesiyle
gözaltına alınan Ģahısların avukatlığını üstlenmesinin örgütsel bir sorumluluk olduğu,
324
Ģüpheli tarafından müdafilik talebi reddedilince Ġstanbul Barosundaki görevli Ģahıslarla irtibat
sağlayarak avukat atamamaları Ģeklinde telkinde bulunduğu, Baro görevlilerini etkilemeye
çalıĢtığı tesbit edilmiĢtir.
12.01.2013 günü saat 19:29‟da Ebru Timtik ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Timtik‟in (Selçuk Kozağaçlı‟nın telefonundan konuĢur) “Behiç abi nasılsınız”
dediği,AĢçı‟nın “Sağolasın Ebru sen nasılsın iyimisin” dediği, TĠMTĠK‟in “TeĢekkür ederim
abi sağolasın evet bizzat Taylanın gelmesi zorunlu mu gelmese olmaz mı” dediği, AġÇI‟nın
“herhalde öyle bir Ģey var böyle bi ihtiyaç var gibi görünüyor” dediği, Timtik‟in “Hımm
baĢka türlü olmaz diyorsunuz” dediği, AĢçı‟nın “Yok yok yok mümkün değil” dediği,
Timtik‟in “Hı tamam abi peki o zaman napalım” dediği, AĢçı‟nın “Ġstanbulda değilmiydin”
dediği, Timtik‟in “Ha yok abi ben bugün geldim artık, valla yani Behiç abi biz öyle
programlamıĢtık ya öyla Taylanla pazartesi salı gününe kadar burda kalacak diye
planlamıĢtık ama, Yani öngörümüzü ...(AnlaĢılmadı)... artık ne diyim çok fazla bilmiyorum
bilmiyorum iĢlerinizi” dediği, AĢçı‟nın “Hı hı” dediği, Timtik‟in “Tamam peki o zaman
görüĢmek dileğiyle” dediği,
Behiç AĢçı‟nın Ģüpheli Taylan Tanay‟a ve Ebru Timtik‟e talimat verdiği, görüĢmeden
söz konusu talimatın Behiç AġÇI‟nın da bağlı bulunduğu örgüt sorumlusu veya sorumluları
tarafından verildiği anlaĢılmıĢtır.
i) Elde Edilen Diğer Deliller
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
bu büroda Ebru Timtik‟in maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği,maaĢ
olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından
temin edildiğinin değerlendirildiği,
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın
cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu/hükümlü Ģahıslarla örgütsel
amaçlı görüĢme yapmak için iĢ bölümü ve görevlendirme yaptıklarının anlaĢıldığı,
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında tüm masrafları örgüt fonundan karĢılanan ve
ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk
Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ
dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270,
Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen
Ģahısların sırasıyla; Günay Dağ, Ebru Timtik, Oya Aslan, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül
325
Vangölü Kozağaçlı, Özgür Yılmaz isimli Ģüpheliler olduğu ve Ģüphelinin bu Ģüphelilerle
birlikte örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemek ücretini
karĢıladıkları belirlenmiĢtir.
Ayrıca iddianamenin “ġüphelilerin Cezaevinde Ġken Örgütün Merkez Komitesi Ġle
HaberleĢmeye Devam Etmesi” bölümünde açıklandığı üzere DHKP/C terör örgütünün
cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar
aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Ģüpheli Ebru Timtik‟e savunmalarında
kullanılmak üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine
savunmasında kullanabileceği birçok argümanın iletildiği, Ģüpheli Ebru Timtik tarafından
örgüt yönetimine cevabi nitelikte mektuplar yazıldığı, bu yazıĢmaların örgütün cezaevlerinden
sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu üzerinden ele geçirilen dijital
malzemelerde elde edilmesinin yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca Ģüpheli Ebru TĠMTĠK „in Ġstanbul 14. Ağır ceza Mahkemesinin 2008/240 esas
sayılı dosyasında yargılanmakta olan Asuman AKÇA‟nın vekili olduğu, yukarıda Ģüpheli
Taylan TANAY‟a ait bölümde ayrıntılı olarak izah edildiği Ģekilde, Ģüpheli Ebru TĠMTĠK‟in
Asuman AKÇA‟nın Ģüpheli Taylan TANAY tarafından örgüt adına sorgulanıp, daha sonra
örgütten ihraç edilmesinden sonra aynı dosyada baĢka sanıkların duruĢmalarına katılmasına
rağmen, Asuman AKÇA‟nın vekilliğini bıraktığı, bu durumun Asuman AKÇA‟nın DHKP-C
terör örgütü tarafından örgütten ihraç edilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiĢtir.
SONUÇ OLARAK;
ġüpheli Ebru TĠMTĠK'in terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlar
sonucu elde edilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanlarında, gizli
tanıkların ve Anıl Osman ÇELĠK, Ġsmet ÖZDEMĠR, Metin SEL isimli tanıkların ifadelerinde
de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren, yöneticisini
DHKP/C'nin atadığı terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk yapılanmasında
görev aldığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip
vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak
görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında açlık grevi, susma hakkı ve
görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu, daha önceden müdafiliğini
yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C
üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin
örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son
dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarınca organize edilen silahlı ve
bombalı eylemleri gerçekleĢtiren Ģahıslarla birlikte eylemlere katıldığı ve bu Ģahısların
cenazelerine katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen
amaç ve stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği,özellikle Ġsmet ÖZDEMĠR isimli kiĢinin
ifadesinden ve dosya kapsamındaki diğer delillerden de anlaĢıldığı üzere Ģüphelinin müĢteki
Celal KAYA‟ya yönelik tasarlayarak adam öldürmeye teĢebbüs ve mağdur Fevzi ġĠT‟e
yönelik eylem planlanmasında kurye olarak bizzat yer aldığı, terör örgütünün gerçekleĢtirdiği
eylemlerden önceden haberdar olduğu,
326
Bu Ģekilde Ģüphelinin müĢteki Celal KAYA‟ya yönelik olarak silahlı terör örgütünün,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının cebir ve Ģiddet kullanarak değiĢtirme amacına yönelik
olarak vehamet arz eden adam öldürmeye teĢebbüs suçunda kuryelik yapmak suretiyle bu
suça iĢtirak etmiĢ olması, Ģüphelinin eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz etmesi, terör
örgütü ile organik bağ kurması bir bütün halinde değerlendirildiğinde TCK 309 maddesinde
düzenlenen anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teĢebbüs ,silahlı terör örgütü üyesi olmak ve
tasarlayarak adam öldürmeye teĢebbüs suçlarını iĢlediği,
Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem
Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya
çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle
görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği,
Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 25/02/2012, 16/03/2012, 21/06/2012,
14-16/09/2012 ve 2012 tarihlerinde 5 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da
iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
5. ġÜPHELĠ OYA ASLAN
a) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde
Yer Alması
Eylem 1: ġüpheli Oya Aslan‟ın 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç
kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları sözde anmak amacıyla
DHKP/C terör örgütü mensuplarınca 12 Mart 2008 günü Gazi Mahallesinde yapılan eyleme
katıldığı, eylemde GAZĠ KATLĠAMINI UNUTMA UNUTTURMA, GAZĠ HALKINI
KATLEDENLER AMERĠKAN ĠġBĠRLĠKÇĠLERĠDĠR ibarelerin yazılı olduğu pankartlar ve
bazı kiĢilerin üzerinde HÖC ( HALKIN ÖZGÜRLÜK CEPHESĠ ) imzalı önlüklerinin olduğu,
ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında
ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZHALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR
HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-KURTULUġ KAVGADA ZAFER
CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ
ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
327
Eylem 2: 30 Mart 1994 tarihinde yasadıĢı silahlı DHKP/C (Devrimci Halk KurtuluĢ
Partisi – Cephesi) terör örgütünün sözde “Devrim Ģehitlerini anma ve DHKP/C terör
örgütünün kuruluĢ yıldönümünü kutlama günleri sayılan 30 mart - 7 Nisan tarihleri arasında
korsan gösteri, anma, Molotof atma gibi kitlesel eylemlerin yapıldığı, 13.04.2008 günü
Sultangazi ilçesi Cebeci mezarlığında bulunan 100 – 150 kiĢilik grubun ellerinde kırmızı
renkli flamalar ile üzerilerinde tek tip elbise olarak tabir edilen (erkeklerde siyah pantolon
beyaz gömlek boyunlarında kırmızı fular, bayanlarda beyaz yemeni üzerine kırmızı bandaj
takılı) ellerinde flama diye tabir ettikleri kırmızı renkli kızıl bayrak taĢıdıkları, asker
düzeninde ilerledikleri ve örgüt mensuplarına ait fotoğrafların bulunduğu pankart ile
mezarlığa gelerek örgüt mensuplarının mezarları baĢında “EMPERYALĠZM VE
OLĠGARġĠYE KARġI MÜCADELEDE ġEHĠT DÜġENLERĠ ANIYOR UMUDU
SELAMLIYORUZ” Ģeklinde pankart açarak ve “MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA
KADAR SAVAġ, KURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE, KAHRAMANLAR
ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan
attıkları gerçekleĢtirilen bu faaliyetin YasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün amacını ve
Ģiddetinin propagandasını yaptığı, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik terör örgütünün
faaliyeti çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven
mahiyette olduğu, söz konusu eyleme Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
etkinliğine katılıp propaganda amaçlı fotoğraflar çekerek ve grupla birlikte hareket etmek
suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟ da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör
örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ ın cenazesi 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve
16.08.2008 tarihinde Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine
Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı bir
bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün
sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve cenazeye
katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde yürüdükleri ve
bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün, amacının ve Ģiddetin propagandasını
yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün
faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları
öven nitelikte slogan attıkları, Ģüphelinin cenaze töreni boyunca kamera ile çekim yaptığı,
örgütsel bildiriyi okuyan örgüt sorumlularından Eyüp BaĢ‟ın hemen arkasında yer aldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
328
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 4: 08.06.2009 günü Ferhat Gerçek ve Engin Çeber ile ilgili olarak, “Halk
Cephesi” organizesinde; Bakırköy Adliyesi önünde toplanan (40) kiĢiye hitaben Nurzet Günal
tarafından “AKP Ġktidarı Öldürmeye Devam Ediyor!” baĢlıklı yapılan basın açıklamasına
Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Engin Çeber ölümsüzdür –
Engin‟in katili AKP iktidarıdır – ĠĢkence yapmak Ģerefsizliktir – Halkız, Haklıyız
kazanacağız” içerikli sloganların atıldığı “Ferhatı vuranlar Engin‟ i katledenler
cezalandırılsın, Adalet Ġstiyoruz” yazılı Halk Cephesi imzalı pankartın açıldığı, “Adalet
Ġstiyoruz – Özür Değil Adalet Ġstiyoruz” yazılı dövizlerin taĢındığı, Ģüphelinin eylem
sırasında polis karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Ġbrahim Çuhadar‟ın hemen
yanında yer aldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 5: 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği)
organizesinde Güler ZERE isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile
birlikte “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı
pankartların açıldığı, ġüpheli Oya Aslan‟ın oturma eylemine katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6: DHKP/C terör örgütü üyesi Güler Zere‟nin tedavisinin yapılabilmesi
amacıyla infazına ara verilmesi talebiyle baĢlatılan “Güler Zere‟ye özgürlük” kampanyası
kapsamında, 03.11.2009 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
yapılanması içerisinde faaliyet gösteren oluĢumlar tarafından Adalet Ve Kalkınma Partisi
Ġstanbul Ġl BaĢkanlığı önünde Güler Zere isimli Ģahsın serbest bırakılması için eylem yapıldığı
ve Ģüpheli Oya Aslan‟ın da bahse konu eyleme katıldığı, Ģüphelinin eylem sırasında polis
karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Ġbrahim Çuhadar‟ın hemen yanında yer aldığı,
329
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 7:ġüpheli Oya Aslan‟ın 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan
Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C
terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine
götüren grup içerinde yer aldığı, ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını göğsüne taktığı,
grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ
ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZKAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ”
Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olduğu
bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 8: 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin
silahla taranması sonucu baĢlayan olayları anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü
mensuplarınca, 12 Mart 2010 günü Gazi Mahallesinde GAZĠ-ÜMRANĠYE ġEHĠTLERĠ
ÖLÜMSÜZDÜR! yazılı, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını
taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ
OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZ-HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER
HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġKURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK
YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüpheli
Oya Aslan‟ın da grup ile birlikte hareket ettiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
330
Eylem 9:ġüpheli Oya Aslan‟ın 1 Mayıs 2010 günü Taksim Meydanında HALK
CEPHESĠ ibareli kırmızı yelek giyen yaklaĢık 160 kiĢilik grubun yanında yer aldığı ve grup
ile birlikte hareket ettiği, grubun Mahir ÇAYAN ve Dursun KARATAġ‟ın fotoğraflarını
taĢıdıkları, 1 Mayıs Alanı Bizimdir, AKP Vermedi, ġehitlerimizle Kazandık-Mehmet Akif
Dalcı 1 Mayıs ġehidi- Haklıyız Kazanacağız- ĠĢçiyiz Haklıyız, Kazanacağız” yazılı “Halk
Cephesi ve Devrimci ĠĢçi Hareketi” imzalı pankartlar taĢıdıkları, Halk Cephesi yazılı yelek
giydikleri, ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flama taĢıdıkları, yaklaĢık
160 kiĢinin siyah bere, beyaz gömlek, siyah pantolon ve boyunlarında kırmızı fular Ģeklinde
tek tip elbise giydikleri, tek tip elbise giyen grubun dörderli sıra halinde asker düzeninde
yürüdüğü, “Mahir, Hüseyin, UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ” Ģeklinde slogan attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
eyleme katılıp Halk Cephesine ait yelekleri giyen grubun hemen yanında yer alıp grupla
birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 10: 09.05.2010 tarihinde Sarıyer Armutlu mahallesinde Pir Sultan Abdal
parkında DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi
organizasyonunda, Güler ZERE‟yi anma etkinliğine katılan Ģahıslar arasında Ģüpheli Oya
Aslan‟ın da yer aldığı,Ģüpheli‟nin grupla birlikte hareket ettiği ve anma törenini propaganda
amaçlı olarak kamera ile kaydettiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 11: 14.10.2011 günü Ġstanbul Adliye Sarayı önünde DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan yapılanmalarından olan Gençlik Federasyonu tarafından düzenlenen ve
„Vatan Emniyet Müdürlüğü ĠĢkence Merkezidir ĠĢkenceciler Halka Hesap Verecek‟ ibareli
pankart Gençlik Federasyonu imzalı pankart, „Ġnsanlık Onuru ĠĢkenceyi Yenecek, Soyarak
Aramak ĠĢkencedir, ġerefsizliktir, Parasız Eğitim Ġstiyoruz Alacağız‟ ibareli Gençlik
Federasyonu imzalı dövizlerle yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve
örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
331
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 12: 18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör
örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından Ayhan Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili
yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklamasına katılan
grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP
ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları
ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN
MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI
AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları,
18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgüt
güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili
yapılan basın açıklamasına katıldığı, basın açıklamasına katılan grubun “AYHAN
EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA
KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları ve “AYHAN
EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN MEZARI
NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER
imzalı dövizler taĢıdıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 13: 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata
DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya
Aslan‟ın da katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ
UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı
pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı
pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp gruba açıklama yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
332
Eylem 14: 13.01.2012 günü Bakırköy Kadın Cezaevi önünde örgüt yapılanmalarından
TAYAD organizesinde YASEMĠN KARADAĞ ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli
Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklamasında “YASEMĠN KARADAĞ‟IN
KATLEDĠLMESĠNE ĠZĠN VERMEYECEĞĠZ” yazılı “TAYAD‟LI AĠLELER” imzalı pankartın
açıldığı,
ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt
yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen basın açıklamasına katılıp grupla
birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
suçunu iĢlediği,
Eylem 15: ġüpheli Oya Aslan‟ın 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi
Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör
örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup
ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali
YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ
KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör
örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 16: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık
vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı
hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli
Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi
ilçesinde bulunan Gazi cemevine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150
kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi
Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın da
bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler,
ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR”
ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK
SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli
“HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK
KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ
SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ
333
DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün
eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 17:ġüpheli Oya Aslan‟ın 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa
ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik
güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in
cenaze törenine katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel
Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız,
Kahrolsun FaĢizm YaĢasın
Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan
IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer
Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci Köpekler Halka Hesap Verecek,
YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün
eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 18: 14.08.2012 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde müdahalede bulunan
kolluk görevlileri ile ilgili olarak Halk Cephesi organizesinde 21.09.2012 günü saat 13:10‟te
Ġstanbul Adalet Sarayı önünde düzenlenen basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da
katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Devrimcilerin Cenazelerini Sahiplenmek Onurdur
Tutuklananlar Serbest Bırakılsın (Halk Cephesi)” yazılı pankartın açıldığı “ĠĢkence
Yapmak ġerefsizliktir (Halk Cephesi)” ibareli dövizin açıldığı “Halkız Haklıyız KazanacağızĠbrahim Çuhadar Ölümsüzdür – Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz” Ģeklinde
terör örgütü mensuplarının eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların
atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen basın açıklamasına
katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 19: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde
bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen
Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli
Oya Aslan‟ın da yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine
334
giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL
ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, „‟ ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR‟‟ terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör
örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,yürüyüĢ
esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA
aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları
güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak
burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar
verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı
saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği,
daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli
avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu
yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı
Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde
bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezrlığına
yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte
hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların
olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların
bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN
ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE
EMRAH
BARLAKI
GAZĠDE
HASAN
SELĠMĠ
KATLEDEN
POLĠSLER
CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI
BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin
taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL
DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL
POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR, BĠZĠM KALACAK-HASAN
SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR
SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ”
Ģeklinde sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüpheli Oya Aslan‟ın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik
güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu
sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak
335
ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme
Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
ġüpheli Oya Aslan‟ın katıldığı tespit edilen eylemler incelendiğinde;
Katıldığı toplumsal gösteri/yürüyüĢ/basın açıklaması vb.lerde 10.11.1997 tarihli
örgütsel raporda belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme
amacı” ile hareket ettiği,
Katıldığı eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu” Ģeklinde sadece
DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı,
Yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda
Birlikleri(SPB) mensuplarının da bulunduğu,
DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB)
mensubu militanlarının cenaze törenlerine katıldığı,
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KARATAġ‟ın cenazesinde katıldığı ve cenaze
töreni boyunca propaganda amaçlı olarak kamera ile çekim yaptığı anlaĢılmıĢtır.
b) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını
Üstlenmesi
Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü
mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle
bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin
emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine
ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına
alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul
Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları,
ġüpheli Oya Aslan‟ın 49 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği,
Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri
(SPB) mensubu militanlarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının
yaptığı,
Yunanistan‟da silahlı eğitim alan ve 29.06.2012 tarihinde üzerinde çok sayıda silah ve
patlayıcıyla birlikte yasa dıĢı yollarla ülkeye girdikten sonra Silivri Otogarında yakalanan
DHKP/C SPB mensubu Fikret Kara‟nın,
336
12.06.2012 günü saat 22.40 sıralarında Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra Avcılarda bir polis memurunu silahla
vurarak yaralayan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in,
03.08.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB
mensupları Sakine ÖGEYĠK ve Murat FIRAT‟ın avukatlarının Ģüpheli Oya Aslan olduğu,
ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına
alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade
verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına
alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya
kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır.
c) DHKP/C Terör Örgütünün Örgütsel Eğitiminde Rol Alması
Güler ZERE Belgeseli
DHKP/C Terör örgütü Halk Cephesi adı altında gündeme iliĢkin farklı protesto
gösterileri ve eylemler düzenleyerek örgüt mensuplarını ve tabanını aktif halde tutmak, daha
yoğun olarak örgütlendiği varoĢ ve mahallelerde halk üzerinde oluĢturduğu baskı ve korku
ortamını sürdürerek varlığını devam ettirebilmek amacıyla farklı zaman ve konularda bir
takım kampanyalar düzenlemektedir.
Yapılan bu kampanyalardan biri de “HASTA TUTSAKLAR SERBEST
BIRAKILSIN” (Güler Zere‟ye Özgürlük) kampanyasıdır. Güler Zere, DHKP/C terör örgütü
üyeliğinden ve karıĢmıĢ olduğu birçok silahlı eylemden yargılanarak mahkum edildikten
sonra cezaevinde kanser hastalığına yakalandığından ötürü CumhurbaĢkanının af yetkisini
kullanması ile tedavisinin yapılabilmesi için tahliye edilmiĢtir. Güler Zere tahliye edilene
kadar DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde birçok eylem ve izinsiz gösteri düzenlenmiĢtir. Ayrıca DHKP/C terör örgütü
basın organlarınca da Güler ZERE ile ilgili birçok haber yapılmıĢtır. HHB Avukatı Oya Aslan
tarafından Güler Zere cezaevinden tahliyesi sonrası öldükten sonra bir belgesel hazırlanmıĢtır.
Yönetmenliğini ve kurgusunu Ģüpheli Oya Aslan‟ın yaptığı “Damında ġahan Güler
ZERE” isimli DHKP/C Terör örgütü üyesi Güler Zere‟nin kanser olduktan sonraki süreci
konu alan bu belgeselin;
DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen ve örgütün sözde demokratik alan
yapılanmaları tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın”
kampanyası kapsamında yapıldığı,
Terör örgütü üyesi olup hüküm giyen kiĢilerin halkın nazarında mağdur ve suçsuz
gösterildiği,
Devletin insanlara iĢkence yapan, tecrit uygulayan ve hapishanelerde imha eden bir
yapı gibi gösterildiği,
337
Belgeselin hazırlık çekimleri esnasında Ģüpheli Oya Aslan‟ın 12.06.2012 günü Ġstinye
ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra
Avcılarda bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan DHKP/C SPB mensubu Servet
Göçmen‟i yardımcı olarak kullandığı,
Belgesel baĢlangıcında Kandıra Ceza Ġnfaz Kurumunda hükümlü bulunan DHKP/C
Terör örgütü yöneticilerinden ve halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiir‟e yer verildiği ve
belgeselde konuĢma yapan kiĢilerce örgüt propagandası yapılıp sözde devrime yönelik olumlu
atıflar yapıldığı,
Belgeselde konuĢmacı olarak yer alan Ģahıslardan birinin Yunanistan‟da eğitim
aldıktan sonra 23 Aralık 2012 tarihinde Adana ilinde bulunan bir Polis Merkezine canlı
bomba olarak saldırmaya hazırlanırken güvenlik güçlerimizce yakalanan DHKP/C SPB
mensubu ġemsettin Kalkan olduğu,
DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in Güler ZERE‟nin hastanede tedavisi devam
ettiği esnada hastanede örgüt adına nöbet bekleyen kiĢilerden olması nedeniyle belgesel için
Servet Göçmen‟i de konuĢturduğu,
Belgesel içerisinde konuĢma yapan Ģahısların Güler Zere‟nin hastalığından ötürü bazı
kiĢi ve kurumları sorumlu tutup teĢhir etmeleri, düzenlenen doktor raporlarının açık bir
Ģekilde gösterilmesi sonucunda kiĢileri ve kurumları açık hedef konumuna düĢürdüğü,
Belgeselin yurt içi ve yurt dıĢında birçok gösteriminin yapıldığı, yapılan gösterimlerle
alakalı olarak DHKP/C terör örgütü yayın organlarından www.halkinsesi.tv,
www.yuruyus.com ve YürüyüĢ Dergisi isimli yayın organlarında birçok habere yer verildiği,
Gösterimi yapılan belgeselin Halk Cephesi, TAYAD ve Temel Haklar Derneği vb.
gibi DHKP/C terör örgütü kurumlarının organizesinde gerçekleĢtiği,
Gösterimi yapılan belgeselin sonunda insanların devlet erkine karĢı hınçlandıklarına
dair DHKP/C terör örgütünün yayın organlarında “…1 saat süren güler zere belgeselinin
ardından izleyiciler salondan umutlarını tazeleyerek öfkelerini bileyerek çıktılar…”
Ģeklinde haberlere yer verildiği,
Dolayısıyla söz konusu belgeselin örgütsel amaçla hazırlandığı, örgüt yapılanmaları
tarafından çeĢitli yerlerde bu belgeselin gösterimlerinin yapıldığı, belgesel içeriğinde örgüt
mensuplarının propagandalarının yapıldığı tespit edilmiĢtir.
d) Ġfade Beyanları
I. Gizli Tanık Beyanları
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli
Oya Aslan ile ilgili olarak;
338
“Ben bu Ģahsı Oya Aslan olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların
müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile Kayır ile
birebir görüĢtüğünü biliyorum. Örgüt içerisinde ağırlığı vardır.” Ģeklinde beyanda
bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in20.09.2012
tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Oya Aslan ile ilgili olarak;
“Ġsmini "Oya Aslan" olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosunun sorumlusudur. 19
Aralık olaylarının mahkemesi ile birebir ilgilenir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına
alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır.
Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma
hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde
beyanda bulunduğu,
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Oya Aslan ile ilgili
olarak;
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK,
Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü
SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü
avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu
veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi
kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır.
… Avukatlık zırhı ve doğal bağ nedeniyle çabuk deĢifre edilmeyecek bir yapı oldukları
için örgütlenme açısından önemli bir yer alırlar. Örgütün ismiyle yapıldığında tepki
çekecekken ÇağdaĢ Hukukçular Derneği (ÇHD) ismiyle yapınca yasal zemin elde ediliyor.
Aynı zamanda ÇHD‟li olan Selçuk KOZAĞAÇLI DHKP/C örgütünün son süreçteki Suriye‟ye
destek politikası gereği Oya ASLAN ile birlikte Suriye‟ye gittiler. Örgüt YürüyüĢ dergisinin
hemen bütün sayılarında Esad‟a destek verdiğini açıklıyor…” ġeklinde beyanda bulunduğu
görülmüĢtür.
II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde
Ģüpheli Oya Aslan ile ilgili olarak;
“Ġsmini Oya Aslan olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C
örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından
olduğunu biliyorum. Erzurum ilinde görülen DHKP/C davasına örgüt adına, mahkeme
339
heyetine baskı uygulamak ve tutuklulara destek vermek amacıyla katılmıĢ olduğumuz 2
mahkemenin birincisinde DHKP/C örgüt üyelerinin savunmasını üstlendi”Ģeklinde beyanda
bulunduğu,
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı
dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan
sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde
yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Oya Aslan ile ilgili olarak;
“Ġsmini Oya Aslan olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan
Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde
tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar
tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır” Ģeklinde
beyanda bulunduğu,
C.BaĢsavcılığımızın 2011/2593 sayılı soruĢturması kapsamında 26.01.2012 günü UlaĢ
Aslan isimli Ģahsın alınan ifadesinde Oya Aslan ile ilgili olarak;
“Ġsmini ve açık kimliğini burada öğrendiğim Ģahsı Halkın Hukuk Bürosu avukatı
olduğunu, DHKP/C‟ den gözaltına alınan sanıklarla ilgilendiğini, biliyorum” Ģeklinde
beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
e) Açık Kaynak ÇalıĢmaları
DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde hakkında birçok haberin yapılmıĢ olduğu,
DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD,
Gençlik Federasyonu gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlara ġüpheli Oya
Aslan‟ında katıldığı,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten Ģahıs ve kurumları savunduğu bu Ģahıs ve
kurumların sözcüsü gibi hareket ettiği
Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB
mensubu Ģahıslara dair gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunarak bu Ģahıslar hakkında
övücü açıklamalarda bulunduğu,
DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim
kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” (Güler ZERE‟ye
340
özgürlük)isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme katılarak açıklama
yaptığı,
DHKP/C terör örgütü mensubu Güler Zere‟nin hastalık sonrası hayatının konu alındığı
Oya ASLAN‟ın yaptığı ve yönettiği “Damında ġahan Güler Zere” isimli belgeselin farklı
tarihlerde yurt içinde ve yurt dıĢında birçok yerde gösteriminin yapıldığı, yapılan
gösterimlerin bir çoğuna Oya Aslan‟ın da katıldığı, belgeselin izlendiği toplantıların Halk
Cephesi ve TAYAD gibi DHKP/C terör örgüt kurumları tarafından organize edildiği ve
toplantılarda DHKP/C terör örgütünün propagandasının yapıldığı görülmüĢtür.
f) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları
09.12.2012 günü saat 15:34‟te Oya Aslan ile Ġ. A. isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Aslan‟ın “gözaltına aldılar Selmayı” dediği,Ġ. A.‟nın “Niye” dediği,Aslan‟ın “Canım
çok sıkıldı ee yani bi bakalım dedik hastane önüne geçtik sonra he kargaĢa çıktı yanımızdaydı,
Sonra geldi bi polis dedi ki bunuda alın nerden çıkarıyor diye böyle tartıĢtık falan kavga ettik,
Ondan sonra aldılar sürükleyip götürdüler” dediği,Ġ. A.‟nın “Aaaa” dediği,Aslan‟ın“ġimdi
kız bide çekiniyo du Ģeyden çok kötü oldu ya bende gel biraz bakar gideriz dedim biraz öyle
kendimi de Ģey hissettim çok canım sıkıldı”dediği,
08.12.2012 tarihinde Bahçelievler ilçesinde bulunan 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne
bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C terör örgütü
silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha Aracı isimli DHKP/C SPB mensubunun yakalandıktan
sonra tedavi için Okmeydanı Hastanesinde bulunduğu esnada hastane önünde otuz kiĢiye
yakın kiĢinin toplandığı, grubun Nebiha Aracı‟yı övücü sloganlar attığı, güvenlik güçlerine
zorluk çıkartarak hastaneye zorla girmeye çalıĢtıkları ve güvenlik güçlerine saldırıda
bulundukları, bunun üzerine gözaltına alınan grubun içerisinde Oya Aslan‟ın da
bulunduğunun anlaĢıldığı,
10.12.2012 günü saat 20:57‟de Oya Aslan ile ġükriye Erden isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Erden‟in “Ya büroyu arıyorum arıyorum cevap veren yok” dediği,Aslan‟ın “Ya
Erdem acaba telefonu açık mı bırakıyo arıyo bizi arada bir ama” dediği,Erden‟in “ġey değil
meĢgul değil normal çalıyor ama açmıyor yani en az beĢ kez aradım haa” dediği,Aslan‟ın
“Alla Alla o sürekli telefonun baĢında ayrılmıyor aslında ama bilmiyorum” dediği,
DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması
içerisinde faaliyette bulunduğu suç Ģüphesi ile C.BaĢsavcılığımızın 2012/2049 sayılı
soruĢturma kapsamında tutuklu bulunan Erdem Hanoğlu‟nun Halkın Hukuk Bürosu‟nda
sekreter olarak çalıĢtığı ve devamlı olarak Halkın Hukuk Bürosu‟nda bulunduğunun
anlaĢıldığı,
341
13.01.2013 günü saat 20:15‟te Ģüpheli Oya Aslan ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
AġÇI‟nın “Oya” dediği,ASLAN‟ın “Behiç abi” dediği,AġÇI‟nın “Nasılsın”
dediği,ASLAN‟ın “Ġyiyim siz nasılsınız” dediği,AġÇI‟nın “Ġyiyim Oya oturuyoruz”
dediği,ASLAN‟ın “Behiç abi yarın ben bindim otobüse geliyorum yarın sizi görecek miyim”
dediği,AġÇI‟nın “Ha yarın görüĢürüz tabii Oya” dediği, bu görüĢmenin Ģüpheli Selçuk
Kozağaçlı ile Oya Aslan‟ın Suriye‟de katılacakları toplantıya dair bir görüĢme olduğu, Elde
edilen deliller neticesinde Suriye‟de katıldıkları toplantılara iliĢkin yapılan tüm masrafların
TAYAD BaĢkanı ve HHB avukatı Behiç AĢçı aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığı
anlaĢılmıĢtır.
g) Elde Edilen Diğer Deliller
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
bu büroda Oya Aslan‟ın maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ
olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından
temin edildiğinin değerlendirildiği,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ
dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270,
Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen
Ģahısların sırasıyla; Günay Dağ, Ebru Timtik, Oya Aslan, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül
Vangölü Kozağaçlı, Özgür Yılmaz isimli Ģüpheliler olduğu ve Ģüphelinin bu Ģüphelilerle
birlikte örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemek ücretini
karĢıladıkları belirlenmiĢtir.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE
yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında bulunan “KarataĢ Adana Oya” ibaresi ile
aynı ajandanın 10 ile numaralandırılan sayfasında bulunan “Oya Adana 200” ibaresi
karĢılaĢtırıldığında Oya ASLAN‟ın örgütsel amaçlar doğrultusunda Adana KarataĢ Kadın
Kapalı Cezaevine gidip geldiği ve bu esnada 200 TL harcama yaparak sonrasında bu parayı
örgüt fonundan temin ettiği,
Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin
içerisindeki resimde 2012/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütü Türkiye
Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile FĠRARĠ olarak aranmakta iken 14.03.2013
tarihinde yakalanarak tutuklanan Kaan Ünsal isimli Ģahısla Oya ASLAN‟ın birlikte çekilmiĢ
fotoğrafın bulunduğu,
Seagate Marka 5VMAXCMZ seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde
16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik
güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in
342
TAYAD tarafından düzenlenen mezar anmasına ait resimlerin bulunduğu, Ģüpheli Oya Aslan
ve Günay Dağ‟ın da grubun içerisinde hareket ettiğinin fotoğraflardan anlaĢıldığı,
Samsung Marka S2R7J9AC303148 seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde bulunan M2U01128 isimli video incelendiğinde; Ģüpheli Aslan‟ın Güler Zere
belgeseli kapsamında çekim çalıĢmalarına dair video olduğu, Oya Aslan‟ın çekim
yapmadan önce “Servet Buraya Gel” diyerek 12.06.2012 günü Ġstinye ġehit Muhsin
Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen daha sonra Avcılarda bir polis
memurunu silahla vurarak yaralayan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan
Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Servet Göçmen‟i yanına çağırdığı ve bir
müddet Servet Göçmen‟e çekim yaptırdığı,
Aynı harddisk içerisindeki M2U01132 ile baĢlayan sıralı videoların Güler Zere
belgeseline dair hazırlık çekimine ait videolar olduğu, belgesel için DHKP/C SPB mensubu
Servet Göçmen ile çekim yaptığı, Servet Göçmen anlatımında “Güler Zere hastanede tedavi
altında iken 1 ay boyunca hastanede nöbet tuttuğunu, Güler Zere hakkında yapılan basın
açıklamaları, afiĢler vb. hazırladıklarını, hastanede yaĢadıkları olayları” anlattığı, anlatırken
Ģüpheli Aslan‟ın sıklıkla araya girerek “burayı Ģu Ģekilde anlat” Ģeklinde olayları dramatize
etme açısından yönlendirici olduğu,
Aynı harddisk içerisindeki M2U01177 isimli video ile baĢlayan sıralı videolar
incelendiğinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın Ġstanbul Sarıyer ilçesinde bulunan Küçük Armutlu
mahallesi ile ilgili belgesel vb. için çekim hazırlığı yaptığı, DHKP/C terör örgütünün Mahalli
alan yapıları içerisinde örgütü en faal olduğu mahalle olan Küçük Armutlu mahallesi ile ilgili
video kayıtları olduğu, mahalle içerisinde DHKP/C CEPHE vb. Ģeklinde birçok yazılamaların
bulunduğu, mahalle sakinlerinin yaptıkları konuĢmalarda “mahalle kurulurken devletin hiçbir
katkısının olmadığı, mahalle sakinlerinin örgütlenerek mahallede yıkım yapmak isteyen
belediye görevlilerine engel oldukları, yıkım yapıldıkça yeniden bina yaptıkları, ilk baĢta
mahalleye kaçak elektrik, su vb. getirdikleri, örgütlenmelerini sağlayan kiĢilerin mahallede
bulunan DEVRĠMCĠLER oldukları, emniyet güçlerinin operasyonlarında birçok DEVRĠMCĠ
ARKADAġLARININI ġEHĠT ettiklerini anlattıkları, dolayısıyla hazırlamakta olduğu belgeseli
bu konuĢmalar doğrultusunda kurguladığının anlaĢıldığı, görüntülerde Gazi Polis Merkezine
bombalı saldırıda bulunan ve 1 polis memurunun Ģehit olmasına neden olan DHKP/C SPB
mensubu Ġbrahim ÇUHADAR‟ın da bulunduğu,
Aynı harddisk içerisinde bulunan M2U01382 isimli video incelendiğinde 1 Mayıs
2011 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde askeri kıyafeti olan siyah pantolon beyaz
gömlek ve kırmızı fular giyinmiĢ kiĢilerin kutlama esnasında “Titre OligarĢi PARTĠ CEPHE
Geliyor”Ģeklinde sloganlar attıkları, Ģüpheli Aslan‟ın da bu esnada grubun içerisinde çekim
yaptığı,
Aynı harddisk içerisinde bulunan M2U01555 isimli video ile baĢlayan 100‟ü aĢkın
sıralı videolar incelendiğinde 30 Mart 2011 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik
alan çatı yapılanması olan HALK CEPHESĠ organizesinde 30 Mart 1972 tarihinde yasadıĢı
343
THKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan operasyon neticesinde terör örgütü üyesi
Mahir ÇAYAN ve 9 arkadaĢının çıkan çatıĢmada ölü olarak ele geçirilmesi olayının 38.
Yıldönümü sebebiyle Kızıldere olaylarında ölen örgüt üyelerinin anması amacıyla Tokat Ġli
Almus Ġlçesi Kızıldere (Ataköy) beldesine giden gruba ait görüntülerin olduğu, görüntülerin
tamamının Ģüpheli Oya Aslan tarafından çekildiği, çekimlerin belgesel formatında olduğu,
Oya Aslan‟ın bu eyleme katılan insanların teker teker duygu ve düĢüncelerini aldığı, yapılan
eylemde “ÖNDER YOLDAġ DURSUN KARATAġ, MAHĠRDEN DAYIYA SÜRÜYOR BU
KAVGA” sloganlarının atıldığı, yine hazırlık yaptığı bu belgeselin amacının da örgütsel
eğitim ve propaganda amacı ile yapıldığının anlaĢıldığı,
Seagate marka 6VEMM82J seri numaralı 500 GB kapasiteli Sabit disk içerisindeki
M2U00857 ile baĢlayan sıralı videolar incelendiğinde DHKP/C terör örgütü tarafından Güler
Zere‟nin cenazesi ile ilgili düzenlenen eyleme ait görüntüler olduğu, Güler Zere‟nin DHKP/C
terör örgütü mensuplarının tabuta yerleĢtirildiği Ģekilde yerleĢtirildiği, Ģüpheli Oya ASLAN‟ın
kamera ile çekim yaptığı, törende “Devrim ġehitleri Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel
Ödeteceğiz” Ģeklinde sloganların atıldığı, yine törende DHKP/C‟nin simgesi olan kırmızı
flamaların bulunduğu, sonrasında ise kırmızı flamalarla birlikte sloganlar eĢliğinde yürüyüĢ
yapıldığı, görüntülerin Oya Aslan tarafından çekildiği,
Yine aynı harddisk içerisindeki M2U00879 ve M2U00879 isimli videolar
incelendiğinde Armutlu Cem Evi‟nde Güler ZERE‟nin cenazesi ile ilgili düzenlenen törene ait
görüntülerin olduğu, DHKP/C‟nin simgesi olan kırmızı flama ile CEPHE yapılanmasının
simgesi olan yıldız resimlerinin cemevinin her tarafında bulunduğu, ayrıca ellerinde kırmızı
flama ile iki erkek ve iki kadının nöbet tuttukları, yine DHKP/C SPB mensubu olan ve Gazi
karakoluna düzenlenen canlı bomba saldırısının faili Ġbrahim Çuhadar‟ın da bu eyleme
katıldığı, görüntülerin Oya Aslan tarafından çekildiği,
Samsung Marka S2R7J9AC303148 seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde bulunan “mov” isimli klasör içerisinde 62 adet kısa video dosyası incelendiğinde,
söz konusu videoların THKP/C terör örgütü, DEV-SOL terör örgütü ve sonrasında DHKP/C
terör örgütü mensuplarının 1980‟den itibaren tutuklu oldukları dönemde cezaevinde
sergilemiĢ oldukları direniĢ Ģekilleri, açlık grevleri, ölüm oruçlarının anlatıldığı, ayrıca
DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın propagandasının yapıldığı belgesel formatında
yapılan çekim çalıĢmaları olduğu,
ġüpheli Oya Aslan‟ın mevcut delillerle birlikte avukatlık faaliyetleri yanı sıra yoğun
Ģekilde DHKP/C terör örgütünün amacının ve Ģiddetin propagandasını yapan belgesel
çalıĢmaları hazırladığı anlaĢılmıĢtır.
Ayrıca Ģüpheli Oya ASLAN „ın Ġstanbul 14. Ağır ceza Mahkemesinin 2008/240 esas
sayılı dosyasında yargılanmakta olan Asuman AKÇA‟nın vekili olduğu, yukarıda Ģüpheli
Taylan TANAY‟a ait bölümde ayrıntılı olarak izah edildiği Ģekilde, Ģüpheli Oya ASLAN „ın
Asuman AKÇA‟nın Ģüpheli Taylan TANAY tarafından örgüt adına sorgulanıp, daha sonra
örgütten ihraç edilmesinden sonra aynı dosyada baĢka sanıkların duruĢmalarına katılmasına
344
rağmen, Asuman AKÇA‟nın vekilliğini bıraktığı, bu durumun Asuman AKÇA‟nın DHKP-C
terör örgütü tarafından örgütten ihraç edilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiĢtir.
ġüpheli Oya Aslan mevcut dosya kapsamında halen hakkında çıkartılan YAKALAMA
EMRĠ doğrultusunda aranmaktadır.
SONUÇ OLARAK;
ġüpheli Oya Aslan‟ın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlarda
ele geçirilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli belgelerde, gizli
tanıklar AteĢ, Çelik ve Anıl Osman Çelik, Selçuk Aymaz, Metin Sel, UlaĢ isimli Ģüpheli ve
tanıkların ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet
gösteren yöneticisini DHKP/C'nin atadığı terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk
yapılanmasında görev aldığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin
Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan
avukat olarak görev aldığı, müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere yakalanıp gözaltına alındıklarında
açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunmalarına
dair örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği
avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını
üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB
mensuplarının cenaze törenlerinin tamamına katılarak bu eylemlere katılan örgüte müzahir
kiĢilere örgütsel dökümanlarda da yer aldığı Ģekliyle güven ve cesaret verdiği, bu haliyle
örgüt tarafından verilen talimatları yerine getirdiği, DHKP/C terör örgütünün talimatları
doğrultusunda propaganda amaçlı olarak Güler Zere isimli belgeseli hazırladığı, örgütsel
propaganda amaçlı görüntüler çektiği,
Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP/C terör örgütü ile
organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece üzerine atılı
silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu iĢlediği,
Ayrıca Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 13/01/2012, 25/02/2012, 21/06/2012,
23/07/2012, 21/09/2012 ve 14-16/09/2012 tarihlerinde 6 kez terör örgütü propagandası
yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
6. ġÜPHELĠ GÜNAY DAĞ
a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından
Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar
“2003.10.14 - 7-66-14102003” isimli word belgesi incelendiğinde;
“14.10.2003 te bitti. MERHABA - Bu gün Ġstanbul Üniversitesi önünde kendini
zincirleme eylemi yaptık. Bu eyleme dört arkadaĢımız katıldı. Hasibe Çoban, Sinan Güzel,
Musa Kurt ve Günay Dag isimli arkadaĢlarımız üzerinde "ĠĢgal Ortaklığına ve Tecrite Son"
345
yazılı önlükler ve Aynı sloganlı pankart ve kuĢlarla birlikte eylemi yaptılar. Eyleme polis
hemen müdehale etmedi. 25 dakika sürdü eylem. Bu arada 25 dakika boyunca arkadaĢlar
iĢgal ve Tecritle ilgiliajitasyon çektiler. Polislerin müdehale etmemesinin nedeni baĢta tam
anlayamadık. Sonradan müdehaleleri zincirleri kesecek makasın gelmesiyle birlikte oldu.
Oradan arkadaĢlar gözaltına alındılar. Okulun yakınındaki karakola götürülene kadar
direndiler. Götürülmeleri de uzun sürdü. Eylem boyunca Beyazıttaki insanlar büyük bir ilgiyle
izlediler. DüĢündüğümüz,planladığımız gibi baĢarılı güzel bir eylem oldu. Bu eylemi de
Galata Kulesi eylemi gibi arkadaĢlarla ayrıntısına kadar konuĢarak örgütledik. Kapının
demirlerinin yapısına, oraya en hızlı nasıl asabiliriz, kendimizi en hızlı nasıl
zincirleyebilirizikonuĢarak, ve tatbikatını yaparak örgütledik. Bu nedenlede hesaplanmadık,
düĢünmediğimiz bir nokta yoktu. Sonuçta düĢünmediğimiz bu kadar uzun süreceğini
düĢünmemiĢtik. Eylem uzun sürdü. Biz bir kaç dakika içinde yapacak gibi düĢünmüĢtük.
Çünkü eylem yapılacak yerin hemen karĢısında sürekli çevik duruyor. Onun dıĢında kapıda
Özel Güvenlik Birimleri var. O nedenledeonların müdehalesi olmadan eylemi yapmaya göre
planlamıĢtık kendimizi. Daha uzun sürünce uzun uzun ajitasyon çekme fırsatı oldu. Pankartı
iple bağlamak uzun sürebilir diye hem ip hemde kanca yapmıĢtık. Basını da Galata Eyleminde
olduğu gibi bir arkadaĢımız dolaĢarak bir yere getirdioradanda eylemin olacağı yere
götürdü. Böylece basında örgütlü gitti ve her ikiside televizyon haberlerinde yer aldı. Bizim
kitlemiz açısındanda bir motivasyon yarattı. Bu eylemdeki arkadaĢlarımız
tutuklandılar.”ġeklinde ibarelerin olduğu,
Günay DAĞ‟ın DHKP/C terör örgütünün talimatı ile Ġstanbul Üniversitesi önünde
kendini zincirleme eylemi yaptığı ve tutuklandığı, Yapılan arĢiv tetkiklerinde; 13.10.2003
Günü Ġstanbul Üniversitesi Beyazıt kampüsü ana giriĢinde bulunan Demir kapı Üzerine
pankart asan ve kendilerini zincirleyen Günay Dağ- Sinan Güzel - Musa Kurt ve Hasibe
Çoban‟ın göz altına alındıkları,
“2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar
KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda
“Ģu anda gençlikte geliĢmeye baĢlayan ve son eylemde tutuklanan Günay adında bir
arkadaĢ var. ĠÜ. Hukuk 2. snıfta. dolaba gelip gitmeye baĢlamıĢtı. temiz bir arkadaĢtı.
Ankaralı. Büroyada gelip gidiyor. Ağbiiside yeni avukat. Ankarada çalıĢıyordu. Ġstanbula
geldi. Manavladrntanıytılar. Büroyada geldi ama kendi iĢ olanaklarını kurmak istiyor. ĠĢ
arıyordu. sohpbet ettik. bende bıraktığı izlenim temiz ve saf Anadolu insanının özelliklerini
taĢıyan birisi. Ġstanbula yeni taĢındı. sık sık Ankaraya gidip geliyor. tam bir iliĢki kuramadık.
Ama bu arkadaĢlada ilgilenmeyi düĢünüyoruz. ÇHD ye baĢta yönlendirdik. Büroyu ve
çalıĢmalarımızı anlattık.. Ġlgiliydi ama bir Ģey söylemek için erken” ġeklinde ibarelerin
olduğu
http://istanbul.indymedia.org/tr/news/2005/02/19488.php
isimli internet sitesinde
yayınlanan “Ne zamandır polis YÖK bünyesinde çalıĢmaya baĢladı?” baĢlıklı haberde
“Ġstanbul Üniversitesi‟nde idare ve polisin “soruĢturma” adı altında öğrencileri sorguya
çekerek, ajanlık teklif etmesi bugün protesto edildi. Ġstanbul Üniversitesi öğrencileri
346
yürütülen gizli soruĢturmaların son bulmasını istedi. 2 ġubat günü, Ġstanbul Üniversitesi
Merkez Kampüs kapısı önünde toplandılar. Öğrenciler burada “Katil polis üniversiteden
defol”, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak” sloganlarını attılar. “Polis idare
iĢbirliğine, gizli sorgu ve soruĢturmalara son” pankartı açan öğrenciler bir basın açıklaması
yaptılar. Öğrenciler adına konuĢan Ġstanbul Üniversitesi öğrencisi Günay DAĞ, haklarında
soruĢturma açılan öğrencilerin, üniversitenin öğretim üyeleri tarafından sorgulandığını ve
sorgu esnasında öğrencilerin “isim vermezseniz sizi okuldan atarız” Ģeklinde tehdit edildiğini
anlattı. Dağ, sorgu ve soruĢturmaların polis ve idare tarafından yürütüldüğünü belirterek
Ģunları anlattı; “üniversite koridorlarında ellerinde telsizlerle gezerek öğrencileri provoke
etmeye çalıĢan sivil polislerin öğrenciler tarafından protesto edilmesi sonucunda, öğrenciler
hakkında, “YÖK görevlisine hakaretten” soruĢturmalar açıldı. Yani polis YÖK çalıĢanı
olarak gösterilmeye çalıĢılıyor. Ne zamandır polis YÖK bünyesinde çalıĢmaya baĢladı?..”
Ģeklinde yayınlanan haberden Günay Dağ‟ın Ġstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesinde
okuduğunun anlaĢıldığı,
“2003.11.14 - 10-18-14112003” isimli word belgesi incelendiğinde;
“2- Tahliye olan arkadaĢlardan Hasibe büroya gelmiĢti. ArkadaĢlar sohbet etmiĢler.
ailesi hiç büroya gelmesine bile izin vermeyecekmiĢHasibe diretince gelmiĢler birlikte.
Sonrada memlekete götürmek istemiĢler. Hasibe de Farukla konuĢmuĢ ben eve gideyim
bunları yatıĢtırıp pazartesi en geç bir hafta içinde gelirim demiĢ. Faruk'ta bir Ģey diyememiĢ.
Sinan, Musa ve Günay bu gün geldiler. Moralleri coĢkuları yerinde gözüküyor. Bu gün
kurumları dolaĢıyorlar. Musa'nın ailesinin durumu iyi değil. (Neslihan Uslu'nun yeğeni) ġu
anda da Ġstanbul da duruyorlar. Musa onlarla bu gün gidecek pazartesi gelecekyada pazar
akĢamı. Günay ve Sinan buradalar. Dediğim gibi daha her biriyle ayrı ayrı ayrıtılı
konuĢmadık ama iyi gözüküyorlar.” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür.
Örgütsel raporların içeriğinden 2003 yılında HHB‟nin DHKP/C terör örgütünün
avukatlıkla ilgili iĢlerine mevcut haliyle yetersiz kaldığından Halkın Hukuk Bürosunun
örgütsel amaçlar doğrultusunda yeni avukat aradıkları,
Avukat Günay Dağ‟ın öğrenci iken bir müddet DHKP/C terör örgütü sözde
demokratik alan yapılanması içerisinde yer alan ve örgüt içi yazıĢmada “DOLAP” Ģeklinde
Ģifrelenen Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği‟nde faaliyet gösterdiği,
13.10.2003 tarihinde DHKP/C terör örgütü yönetiminin talimatı ile Ġstanbul
Üniversitesi önünde kendini zincirleme eylemi yaptığı, akabinde tutuklandığı, tahliye
olduktan sonra örgüt sorumlusunun yanına giderek kendisi hakkında rapor verdiği,
2003 yılından itibaren DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanması
içerisinde bulunan Halkın Hukuk Bürosunda avukat stajyeri olarak baĢladığı görülmüĢtür.
Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki
tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Günay Dağ, 2003 tarihinden
347
sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak
adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheli ile ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır.
b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı
Eylemlerde Yer Alması
Eylem 1: ġüpheli Günay Dağ‟ın 21.10.2006 tarihinde Ġstanbul Sultangazi Cebeci
mezarlığında çeĢitli tarihlerde ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarını anmak için gelen
ellerinde kırmazı bayraklar ve ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarının fotoğrafları bulunan
grup tarafından “UMUDUN ADI DHKP/C, BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ” gibi
yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ
güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları övücü
mahiyette sloganların atıldığı grubun içinde bulunduğu, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi
Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar
ile 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra
güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim
Gönen‟in de katıldıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen daha
önceden ölen terör örgütü mensuplarını anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek
suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 2: ġüpheli Günay Dağ‟ın 27/07/2007 günü saat 13.35‟de Ġstanbul Beyoğlu
Ġlçesi Galatasaray Meydanında DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst
yapılanması olan “Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC)” organizesinde yapılan basın
açıklamasına katıldığı, elinde döviz taĢıdığı ve açılan pankartı ön saflarda tuttuğu,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün çatı yapılanması olan HÖC organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla
birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3:16 Mart 1978 tarihinde Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde
patlayan bomba ile (7) öğrencinin hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak; 16.03.2009 günü saat
12.00 sıralarında Ġstanbul Üniversitesi Hergele Meydanında toplanıp, kantin ve koridorları
dolaĢtıktan sonra Fen Fakültesi vezneciler tarafı araç giriĢ kapısı önünde dıĢarıdan gelen
348
öğrencilerle buluĢarak sayıları yaklaĢık 100 kiĢiye ulaĢan DHKP/C terör örgütünün gençlik
yapılanması olan Gençlik Federasyonuna mensup öğrenci grubu tarafından yapılan basın
açıklamasında Ģüpheli Günay Dağ‟ın da yer aldığı, aynı eyleme karakola canlı bomba
saldırısında bulunan Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen,
örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik federasyonu organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme
katılıp slogan atmak ve örgütü temsil eden bayrak taĢımak suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 4:08.06.2009 günü Ferhat Gerçek ve Engin Çeber ile ilgili olarak, “Halk
Cephesi” organizesinde; Bakırköy Adliyesi önünde toplanan (40) kiĢiye hitaben Nurzet
GÜNAL tarafından “AKP Ġktidarı Öldürmeye Devam Ediyor!” baĢlıklı yapılan basın
açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ında katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Engin Çeber
ölümsüzdür – Engin‟in katili AKP iktidarıdır – ĠĢkence yapmak Ģerefsizliktir – Halkız,
Haklıyız kazanacağız” içerikli sloganların atıldığı “Ferhatı vuranlar Engin‟ i katledenler
cezalandırılsın, Adalet Ġstiyoruz” yazılı Halk Cephesi imzalı pankartın açıldığı, “Adalet
Ġstiyoruz – Özür Değil Adalet Ġstiyoruz” yazılı dövizlerin taĢındığı, Ģüphelinin bu eylemde
canlı bomba saldırısı düzenleyip ölen Ġbrahim Çuhadar isimli SPB mensubunun hemen
yakınında yer aldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp
grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını
yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 5:10.09.2009 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör
örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde yaklaĢık 50
kiĢilik grubun Güler ZERE ile ilgili olarak “GÜLER ZERE‟YE ÖZGÜRLÜK ĠÇĠN 32. GÜN
NÖBETTEYĠZ” ibareli pankart açtıkları, Ģüpheli Günay Dağ‟ın bu eylemde canlı bomba
saldırısı düzenleyip ölen Ġbrahim Çuhadar isimli SPB mensubunun hemen yakınında yer
aldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt
yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
349
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6: ġüpheli Günay Dağ‟ın 10.11.2009 günü Ġstanbul ili Sarıyer ilçesi Fatih
Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte
DHKP/C terör örgütü yönetici Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde
Ģehitliğine götüren grup içerinde yer aldığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle
kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI
SORDUK SORACAĞIZ- KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ
KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 7: 19.12.2009 günü Ġstanbul BayrampaĢa ilçesi eski cezaevi önünde 19-22
Aralık Olayları ile ilgili DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapan TECRĠTE KARġI
MÜCADELE PLATFORMU tarafından yapılan ellerinde “19-22 ARALIK KATLĠAMINI
UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ” ibareli “TECRĠTE KARġI MÜCADELE
PLATFORMU” imzalı dövizle yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 8: 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin
silahla taranması sonucu baĢlayan olayları anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü
mensuplarınca, 12 Mart 2010 günü Gazi Mahallesinde GAZĠ-ÜMRANĠYE ġEHĠTLERĠ
ÖLÜMSÜZDÜR! yazılı, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını
taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ
OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZ-HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER
HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġKURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK
YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüpheli
Günay Dağ‟ın da grup ile birlikte hareket ettiği,
350
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır
Eylem 9: 30.03.2010 günü DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst
yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde; 30 Mart 1972 tarihinde Tokat Ġli Almus Ġlçesi
Kızıldere (Ataköy) beldesinde yasadıĢı THKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan
operasyon neticesinde terör örgütü kurucusu olan Mahir Çayan ve 9 arkadaĢının çıkan
çatıĢmada ölü olarak ele geçirilmesi olayının 38. Yıldönümü sebebiyle Kızıldere olaylarında
ölen örgüt üyelerinin anması gerçekleĢtirebilmek amacıyla yapılan yürüyüĢe Ģüpheli Günay
Dağ‟ın da katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, yürüyüĢ sırasında “BURAYA DÖNMEYE
DEĞĠL ÖLMEYE GELDĠK, MAHĠR ÇAYAN – KIZILDERE SÖNMEYEN MEġALEMĠZ,
MAHĠR VE DAYI ÖLÜMSÜZ ÖNDERĠMĠZ, DEVRĠM DEĞĠġMEYEN HEDEFĠMĠZ” yazılı
“HALK CEPHESĠ” imzalı pankart açtıkları, “MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA
KADAR SAVAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis
Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da
katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütü yöneticilerinin övüldüğü, Ģiddetin
teĢvik edildiği sloganların atılıp pankart ve dövizlerin taĢınması suretiyle terör örgütünün
propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket ederek üzerine
atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 10: ġüpheli Günay Dağ‟ın 19.12.2010 günü DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından BayrampaĢa Eski Cezaevi
önünde 19-22 Aralık Olayları ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldığı, basın açıklaması
esnasında “YAKANLAR 10 YILDIR YARGILANMADI HALK CEPHESĠ” imzalı döviz ve
“KATLĠAM EMRĠNĠ VERENLER CEZALANDIRILSIN ÇHD ĠSTANBUL” imzalı
pankartların taĢındığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
351
Eylem 11: 06.04.2011 tarihinde Ġstanbul Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör
örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından yapılan 19-22
Aralık 2000 senesinde Cezaevlerine yapılan müdahale ile ilgili basın açıklamasına Ģüpheli
Günay Dağ‟ında katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 12: ġüpheli Günay Dağ‟ın 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde
19 Aralık 2000 Hayata DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın
açıklamasına katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ
UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı
pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı
pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 13: ġüpheli Günay Dağ‟ın 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi
Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör
örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup
ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali
YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ
KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör
örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 14: 16.03.2012 tarihinde Ġstanbul Beyazıt Meydanı‟nda DHKP/C terör
örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde; 16 Mart 1978 günü
352
Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de
yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırının yıldönümü münasebetiyle yapılan
yürüyüĢ ve basın açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ın da katıldığı ve grup ile birlikte hareket
ettiği, basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “16 MART KATLĠAMININ HESABINI
SORDUK SORACAĞIZ!” ibaresi bulunan GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı pankart, “16
MART KATLĠAMININ SORUMLUSU DEVLETTĠR!”, “KAHROLSUN FAġĠZM YAġASIN
MÜCADELEMĠZ – FAġĠZMĠ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ” ibareli GENÇLĠK
FEDERASYONU imzalı dövizlerin açıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve
örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen yasadıĢı
gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 15: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık
vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı
hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli
Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi
ilçesinde bulunan gazi cem evine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150
kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi
Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Günay Dağ‟ın da
bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler,
ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR”
ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK
SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli
“HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK
KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ
SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ
DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün
eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 16: ġüpheli Günay Dağ‟ın 13.09.2012 günü Ġstanbul Çağlayan Adliyesi
önünde DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu
organizesinde
“KOMPLOLARI
BOġA
ÇIKARACAĞIZ
ARKADAġLARIMIZI
353
KATLETTĠRMEYECEĞĠZ!” yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasına katıldığı,bizzat basın
açıklamasını okuduğu,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 17: 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı
sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği
çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in 23.07.2012 günü
düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Günay DAĞ‟ın da katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen
Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız,
Kahrolsun FaĢizm YaĢasın Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç
YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar
SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci
Köpekler Halka Hesap Verecek, YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüphelinin
yasadıĢı slogan atan ve Dev-Genç marĢını söyleyen grubun hemen yanında yer aldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 18: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde
bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen
Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli
Günay Dağ‟ında yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine
giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL
ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü,
terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları,
yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine
TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan
taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine
kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara
zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı
saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği,
daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli
354
avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu
yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı
Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde
bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına
yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte
hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların
olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların
bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN
ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE
EMRAH
BARLAKI
GAZĠDE
HASAN
SELĠMĠ
KATLEDEN
POLĠSLER
CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI
BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin
taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL
DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL
POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN
SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR
SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ”
Ģeklinde sloganların atıldığı, Ģüphelinin yasadıĢı slogan atan grupla beraber hareket ettiği,
göğsüne canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın fotoğrafını taktığı, grupla bütünleĢtiği,
Bu Ģekilde Ģüpheli Günay Dağ‟ın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik
güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu
sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak
ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme
Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
ġüpheli Günay Dağ‟ın katıldığı tespit edilen eylemler incelendiğinde;
Katıldığı toplumsal eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere
“toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği,
Katıldığı eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu ,Devrimci Alevi
Komitesi” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer
aldığı,
Yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda
Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının da bulunduğu,
DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB)
mensubu militanlarının cenaze törenlerine katıldığı anlaĢılmıĢtır.
355
c) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını
Üstlenmesi
Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü
mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle
bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin
emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde;
Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine
ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına
alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul
Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları,
ġüpheli Günay Dağ‟ın 20 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği
görülmüĢ,
ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına
alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade
verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına
alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya
kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır.
d) DHKP/C Terör Örgütünün Örgütsel Eğitiminde Rol Alması
29-30.12.2012 günü, Ġstanbul Beyoğlu ilçesi, Mahmut ġevket PaĢa Mahallesi, Gürsel
Sokak, No:15 sayılı adresteki Serhat Düğün Salonunda DHKP/C terör örgütü güdümünde
faaliyet gösteren Gençlik Federasyonu mensuplarınca “PARASIZ EĞĠTĠM KURULTAYI”
adı altında örgüt propagandası yapılan ve örgütsel eğitim amaçlı düzenlendiği belirlenen bir
toplantı gerçekleĢtirilmiĢ,
Ġstanbul 2 Nolu Hakimliğinin 28.12.2012 tarih ve 2012/2094 Sor. No, 2012/3860
Teknik Takip Nolu kararına istinaden yapılan teknik araçlarla izleme iĢlemi sonucu elde
edilen seslerin yapılan çözümünde, ortamda bulunan DEV-GENÇ mensuplarına Halkın
Hukuk Bürosu avukatı Ģüpheli Günay Dağ‟ın konuĢma yaptığı tespit edilmiĢtir.
Toplantının yapıldığı salonda toplantının konusuyla bağdaĢmayacak Ģekilde terör
örgütü kurucu ve liderleri olan Mahir Çayan ve Dursun KarataĢ‟ın resimlerinin bulunduğu,
ayrıca güvenlik güçleri ile girdiği silahlı saldırı sonrası ölen Hasan Selim Gönen‟in
fotoğrafının da bulunduğu, kurultayda bulunan pankartların açık Ģekilde terör örgütü
yapılanmalarının pankartları olduğu, salonda görev alan kiĢilerin tek tip kıyafet giydiklerinin
görüldüğü,
Günay Dağ‟ın örgütsel eğitim amacıyla düzenlendiği belirlenen bu toplantıda yaptığı
konuĢmada “19 Aralıkta da aynı Ģey yapılmak istendi devrimciler üzerinden tutsak
356
devrimciler üzerinden yapılmak istendi, hayata geçirildi. Bunun bir parçası da gençlikti bu
saldırının ilk önceliği bu saldırıyı göğüslemekte olan gençlik belki de en önde yer aldı DEVGENÇ‟liler iĢte Cananlar, Zehralar özlemlerle bu saldırıya karĢılık verdi” dediği,
“Cananlar, Zehralar” dediği kiĢilerin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet
yürütmek suçundan tutuklu/hükümlü olan ve 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında
hayatını kaybeden Canan Kulaksız ile 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında hayatını
kaybeden Zehra Kulaksız olduğu,
Günay Dağ konuĢmasının devamında “Evet öyledir 19 Aralıkta da bu süreci
tamamlamaya çalıĢtılar biz bu süreçte böyle bir süreçte gençliğin örgütlenmesine yeni bir
süreçte yeni bir Ģekilde örgütlenmesine tanıklık ettik. Benim, ben Ġstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğrencisiydim bu arada 2003 yılında baĢlamıĢtım bu süreçte TÖDEF‟te Gençlik
Derneklerine ve sonrasında Gençlik Federasyonuna çevrilen bir süreç vardı sanırım. 2002
baĢlarında Gençlik Dernekleri kurulmaya baĢlanmıĢtı. 2003 yılında da gençlik birlik
koordinasyonu adıyla bu dernekler merkezileĢtirilmeye çalıĢıldı. 2010 yılında GENÇLĠK
FEDERASYONU oldu. Bu süreçte bizim en önemli gündemimiz hedefimiz gençliğin
örgütlenmesiydi. Çok geniĢ bir gençlik kesimi örgütsüzdü. 19 Aralık saldırısından sonrada
gençliklere çok önemli bir örgütlenme açısından gerileme yaĢanmıĢtı bunun aĢılması
gerekirdi bu süreçte belki burada bir arkadaĢımız ordaydı (….) (anlaĢılmadı) öğrenci meclisi
zemini vardı öncesinde bunun yarattığı bir potansiyel vardı genç potansiyel bu potansiyeli
örgütlemeye çalıĢtı (….) (anlaĢılmadı) buradan dernekleĢmeye geldik yapmaya çalıĢtık.
Amaç amacımız buydu bizi o dönemde dernekçilikle yasalcılıklarla eleĢtirmiĢlerdi bende çok
iyi hatırlıyorum üniversiteye ilk baĢladığımda okuduğum dergiler (….) (anlaĢılmadı)
dergilerdi. Dernekçi dernekçiler olarak bahsedilen birileri vardı. Ben merak ederdim. Kim
bu dernekçiler? Hani bir aĢağılama bir küçümseme olarak ifade eden bir tanımlamaydı.
Aslında bu daha öncelerde de yaĢanan bir tartıĢmaydı. Sanıyorum seksenlerin sonuna bu ilk
dernekleĢme çalıĢmalarında Veysel abi daha iyi bilir bir kesim hep yasalcılıkla eleĢtirildi
kendileri, tırnak içinde hani illegal mücadele yürütmek için. Bizleri, hani DEV- GENÇ‟lileri
yasalcılıkla suçlarlardı,
2004 yıllarında faĢist saldırılar Ġstanbul‟da yeniden yükseliĢe geçmiĢti Ġstanbul‟da. Bu
dönemde biz arkadaĢlarımız hep o DEV-GENÇ ruhuyla DEV-GENÇ coĢkusuyla ve DEVGENÇ‟lilerin her zaman sahip olduğu o uzlaĢmazlıkla o kararlı MĠLĠTAN duruĢla biz sivil
faĢist saldırılara karĢı durmaya çalıĢtık. Bizi yasallıkla suçlayan küçümseyenler bu
mücadelede yoklardı;
Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi‟nde 200 öğrenci 200 kiĢi devrimci bir kısmı
örgütlü bir kısmı örgütsüz faĢistlerle sivil faĢistlerle mücadele için mücadeleye hazır ama bu
bahsettiğim kesimler onlar hazır değiller ve Ģunu söylüyor söylüyorlardı biz hazır değiliz
koĢullarımız uygun değil veya bizi eleĢtirerek bizim yaptığımız eylemleri eleĢtirerek biz
politika yapıyoruz diyorlardı evet bizim yaptığımız politika değildi hani o cüret o uzlaĢmazlık
kararlılık, militanlık bunu politika olarak görmüyorlardı kendi yaptıklarını politika olarak
görüyorlardı evet oda bir politikaydı ama bu önem burjuva politikasıydı bu devrimci politika
357
olamazdı sosyalist devrimci devrimcilerin politikası olamazdı onlar da bu politikayı seçtiler
bugün geldiğimiz nokta itibariyle o devrim ruhuyla devrim coĢkusuyla o inancıyla militan
kararlı duruĢu sergileyenler bugün bir Hasan Selim Gönen mesela bir Nurgül Acar. Evet o
sürecin yarattığı devrimcilerdi, DEV-GENÇ’lilerdi. Bugün karĢımızda bu örnekler var
diğer tarafta da iĢte o teslimiyetin ya da onların ifadesi ile yasalcılığın en dibine o çukurun
en dibine doğru gidenlerde var.
2004 ün haziranında olması lazım GENÇLĠK FEDERASYONU adıyla merkezi
düzeyde bir örgütlenmeye gidildi. 2003‟ün Mayıs ayında buna benzer bir kurultay
gerçekleĢtirildi, gerçekleĢtirmiĢtik. Benim katıldığım ilk etkinlik kurultaydı. DEV-GENÇ
ruhuyla DEV-GENÇ duruĢumuzu sergileyerek değiĢik eylemler düzenledik kampanyalar
organize ettik. Yine aynısüreçte devam eden F Tipi saldırısına karĢı tecrit politikasına karĢı
devam eden Ölüm Orucu DireniĢi ile ilgili pek eylem ve etkinlik yaptık bunları organize ettik
ve sonrasında aslında bir çoğunuz biliyorsunuz yakın geçmiĢe ait örnekler PARASIZ EĞĠTĠM
TALEBĠ KAMPANYALARI örgütlendi. Son olarak FÜZE KALKANI DEĞĠL PARASIZ
EĞĠTĠM ĠSTĠYORUZ vb. kampanyaları örgütlendi, bunların hepsinde çeĢitli bedeller ödendi.
Tutsaklıklar yaĢandı. Bugün hala parasız eğitim istiyoruz dediği için anti emperyalist duruĢ
sergiledikleri için antiemperyalist duruĢ sergilediği için hapishanelerde tutsak edilen DEVGENÇ‟li dostlarımız var bunları sizde tanıyorsunuz biliyorsunuz. Evet bu mücadele hala
devam ediyor. Dev-Genç Geleneği Dev-Genç Ruhu Devam Ediyor Mahir‟in Tanımladığı
Atılgan, Dinamik Ruh Devam Ediyor Onlar Genç Gençlik Kesimleri Örgütlenmeye Bekliyor
Mücadelemiz sizin mücadeleniz bundan sonra o (….) (anlaĢılmadı) yeniden ortaya çıkarmak
yeniden örgütlemek DEV-GENÇ ruhuyla diyorum. TeĢekkür ediyorum (alkıĢlamalar)
(slogan atılıyor) YAġASIN DEV GENÇ YAġASIN DEV GENÇLĠLER” dediği,
X Erkek Ģahsın “…derneğe gelip giden insanları arayıp iĢyerlerinde rahatsız eden ya
da aileleri rahatsız eden insanları teĢhir ediyorlardı fos insanlardır falan polisler” dediği,
Günay Dağ‟ın “…Sizde söylediniz yani çok değiĢik yöntemleri var hepsini
yapabilirsiniz teĢhir etmekte onun bir parçasıdır…” dediği görülmüĢtür.
ġüpheli Günay Dağ‟ın Dev-GENÇ Kurultayında yaptığı konuĢmada özetle kendisinin
de öğrencilik yıllarında Dev-Genç eylemlerine katıldığını, o dönemde gençliğin
örgütlenmesinde faal rol oynadığını, militan bir duruĢ ve hareketle Dev-Genç içinde faaliyet
gösterdiğini, DHKP/C terör örgütü mensubu ve 2012 yılında 1 polisi Ģehit eden Hasan Selim
Gönen‟in, GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polisi Ģehit eden Nurgül Acar‟ın ve THKP/C terör
örgütü kurucusu Mahir Çayan‟ın kendilerine örnek olduğunu, Dev-Genç mücadelesinin
yeniden organize edilmesi gerektiğini söylediği, ayrıca önleyici görevleri bakımından yavaĢ
yavaĢ terör örgütlerinin içine çekilmeye çalıĢılan gençlerin ailelerini uyaran polislerin teĢhir
edilmeleri konusunda örgütün gençlik yapılanmasına tavsiyeler verdiği anlaĢılmıĢtır.
358
e) Ġfade Beyanları
I. Gizli Tanık Beyanları
Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli
Günay Dağ ile ilgili olarak;
“Ben bu Ģahsı Günay …olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu
avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların
müdafiliğini yapar.” Ģeklinde beyanda bulunduğu,
BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012
tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Günay Dağ ile ilgili olarak;
“Ġsmini "Günay" olarak biliyorum. Üniversite dönemlerinde DEV-GENÇ‟te faaliyet
gösterdiğini biliyorum. ġu an Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. KardeĢi Güray
Dağ‟da avukattır. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır.Gözaltına alman Ģahıslara gözdağı
vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza
atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu,
Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Günay Dağ ile ilgili
olarak;
2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL
yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK,
Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü
SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü
avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu
veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi
kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi
pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. ” ġeklinde
beyanda bulunduğu görülmüĢtür.
II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları
24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet
yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı
dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan
sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde
yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Günay Dağ ile ilgili olarak;
“Bu Ģahsı Günay olarak tanıyorum. DHKP/C lehine hareket eden Halkın Hukuk
Bürosu avukatlarındandır. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınan DHKP/C
mensuplarının ifadelerine avukat sıfatıyla katılır” Ģeklinde beyanda bulunduğu,
359
C.BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla 10.04.2011
tarihinde alnına ifadesinde Günay Dağ ile ilgili olarak;
“Ġsmini Günay Dağ olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan
Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde
tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar
tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır” ġeklinde
beyanda bulunduğu,
Ġsmet Özdemir isimli Ģahsın 10.05.2008 tarihinde alınan bilgi almasında Günay Dağ
ile ilgili olarak;
“Ben kendisini Günay olarak tanırım. 2003 yılında yaptıkları bir eylemden
tutuklanınca BayrampaĢa Özel Tip Kapalı Cezaevinde a-5 blokta birlikte kaldık.Zincirleme
eyleminden alındığını söyledi. DHKP/C Terör Örgütünün gençlik yapılanması içerisinde
sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünü bildiğim kiĢidir. Bana burada izlettiğiniz görüntüler
içerisinde 21.10.2006 tarihinde Cebeci Mezarlığında yapılan ölen DHKP/C Terör Örgütü
mensuplarının anılması eylemine katıldığını gördüğüm kiĢidir.” ġeklinde beyanda bulunduğu
görülmüĢtür.
f) Açık Kaynak ÇalıĢmaları
DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde Ģüpheli Günay Dağ ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu,
Günay Dağ‟ın öğrenci iken DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
yapılanmalarından olan Gençlik Federasyonunda uzunca bir süre faaliyet gösterdiği, birçok
eylem katıldığı,
DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD,
Gençlik Federasyonu gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlarda Günay Dağ‟ın da
katıldığı,
DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten Ģahıs ve kurumları savunduğu,bu Ģahıs ve
kurumların sözcüsü gibi hareket ettiği,
Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB
mensubu Ģahıslara dair Günay Dağ‟ın gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunarak bu Ģahıslar
hakkında övücü açıklamalarda bulunduğu,
DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları
tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim
kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” (Güler ZERE‟ye
360
özgürlük)isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme Ģüpheli Günay
Dağ‟ında katılarak açıklama yaptığı,
Günay Dağ‟ın daha öncesinde de güvenlik güçlerine yönelik silahlı eylemler
gerçekleĢtiren DHKP/C – SPB mensubu Hasan Selim Gönen ile birlikte farklı bir eyleme
katıldığı ve birlikte gözaltına alındığı anlaĢılmıĢtır.
g) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları
10.12.2012 günü saat 15:20‟de Günay Dağ ile Ö. Ç. isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Ö.Ç‟nin “Bende iyiyim sen alındın mı” dediği, Dağ‟ın“Dün bir ara ufak bir gözaltı
gibi bir Ģey oldu, ya iĢte Ģey yaptılar hastanenin önünde bekleyenlere” dediği, Ö.Ç‟nin “Ha
gördüm” dediği, Dağ‟ın “Bizimde bir stajer vardı öğrenci daha doğrusu büroda çalıĢan,
Yanımızda bekliyordu kız daha yeni gelmiĢtik oraya onu da böyle almaya çalıĢtılar dedik ne
yapıyorsun niye alıyorsunuz bilmem ne falan dediler alacağız vermedik biraz itiĢ kakıĢ oldu
sonra benide aldılar böyle itekleyerek Ģey yaparak böyle” dediği, Ö.Ç‟nin “Ha birisinin
kafası falan gözü iyilermi gözaltındakiler çıktılar mı” dediği, Dağ‟ın “Dünküler duruyor
bugünde gözaltı oldu zaten sabah” dediği, Ö.Ç‟nin “Ha yine mi aynı yere gittiler” dediği,
DAĞ‟ın “Evet otuza yakın gözaltı oldu toplam” dediği, Ö.Ç‟nin “oo hadi bakalım yine
karakollar sizim mekanınız he”dediği,
08.12.2012 tarihinde Bahçelievler ilçesinde bulunan 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne
bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C terör örgütü
silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha ARACI isimli DHKP/C SPB mensubunun yakalandıktan
sonra tedavi için Okmeydanı Hastanesinde bulunduğu esnada hastane önünde toplanan
grubun Nebiha ARACI‟yı övücü sloganlar attığı, güvenlik güçlerine zorluk çıkartarak
hastaneye zorla girmeye çalıĢtıkları ve güvenlik güçlerine saldırıda bulundukları, bunun
üzerine DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapmak suç Ģüphesi ile gözaltına alınan
otuza yakın kiĢinin grubun içerisinde Günay Dağ‟ın da bulunduğunun anlaĢıldığı,
13.12.2012 günü saat 23:29‟da Günay Dağ ile X erkek Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
X Erkek‟in “Ee iyi akĢamlar ben YürüyüĢ Dergisinden arıyorum da” dediği, Dağ‟ın
“Hı hı evet” dediği, X Erkek‟in “Ee dava ile ilgili bi bilgi geliĢme var mı acaba” dediği,
DAĞ‟ın “Ee Ģimdi bitti tutanağı alıyoruz biz ee on iki kiĢi tutuklandı, dört kiĢi ile ilgili ev
hapsi ve yurt dıĢına çıkıĢ yasağı iki kiĢiye de sadece yurtdıĢına çıkıĢ yasağı verdi ” dediği, X
Erkek‟in “O ıı Ģeyden yani on kiĢi değil de diğerlerinin isimlerini verebilir misiniz” dediği,
Dağ‟ın “Bi saniye bi saniye ben veriyim Ģeyi ver veriyorum…” dediği,
09.12.2012 tarihinde ilimiz Bahçelievler ilçesinde bulunan 75.Yıl Polis Merkezi
Amirliği‟ne bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C
361
terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha Aracı‟ya destek olmak amacıyla Ģahsın
tedavi gördüğü Okmeydanı E.A. Hastanesinde bir grup DHKP/C terör örgütü mensubu
toplandıkları, çıkan arbedede 22 kiĢi göz altına alındığı ve 12 kiĢinin tutuklandığı
soruĢturmadan bahsettikleri,
Günay Dağ‟ın DHKP/C terör örgütü adına yayın yapan YürüyüĢ dergisi çalıĢanıyla
görüĢüp adli süreç hakkında bilgi verdiği, DHKP/C terör örgütü kurumları arasında irtibatın
sağlandığı,
17.12.2012 günü saat 14:30‟da Günay Dağ ile Soner isimli Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
Soner‟in “Günay abi merhaba ben Edirne den Soner” dediği, Dağ‟ın “He merhaba
Soner” dediği, Soner‟in “Günay abi Gökhan sizle görüĢtü mü herhangi bir Ģey söyledi mi?,
He Edirne ye kimseye geliyo muydu bugün, Ģimdi geçen burda üç dört gün önce ev baskını
oldu da, biz Ģimdi yanlıĢlıkla karakolda, Ġfade verdik, ĠĢte bi kaç tane de bi Ģey imzaladık
ama, ġimdi diyoruz ki acaba savcılığa gidip yani sanırım yanlıĢ kağıtlara mı imza attık tam
anlamadım ben, Ee savcılığa gidip acaba o Ģeye bakanla savcıyla konuĢup da hani psikolojik
baskı altındaydık diyip,Yeni bir ifade verme Ģansımız var mı bizim” dediği, Dağ‟ın “Ee Soner
onu Gökhan, büroda konuĢur zaten Ģeyle Barkın büroda onla görüĢecekti,Tamam onu daha
sonra Ģey yaparız konuĢuruz” dediği, Soner‟in “Heh Ģimdi biz kendimiz gidip ee görüĢelim
Ģey savcıya çıkalım mı yoksa daha sonra Avukatların” dediği, Dağ‟ın “Yo yo yo yok yok bi
bekleyin siz bi bakalım nedir ne değildir durum” dediği, Soner‟in “Çünkü çünkü Günay abi
bi top eĢya elektronik bilgisayarlara telefonlara, Vesahirlere el kondu da Ģimdi hiç bir Ģey
kalmadı yani evde, Biz de yanlıĢlıkla” dediği, Dağ‟ın “Tamam neyse onları onları
konuĢurlar tamam ona Ģeyle Barkın la konuĢurlar tamam” dediği,
Edirne ilinde DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet göstermek Ģüphesi ile gözaltına
alınan Soner Barut ve diğer Ģahısların ifade verdikleri, daha sonrasında bu kiĢilerin örgütün
yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosu avukatı Günay Dağ‟ı arayarak ifadelerini ne Ģekilde
değiĢtirmeleri hususunda bilgi aldıklarının anlaĢıldığı, Soner Barut isimli Ģahsın “ifadelerini
yanlıĢlıkla verdiklerini” beyan ederek Günay Dağ‟a ifade vermelerinden ötürü mahcup bir
Ģekilde konuĢtuğu, bu durumdan örgüt suçlaması ile gözaltına alınan kiĢilerin tüm
aĢamalardan Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarını bilgilendirdiklerinin tespit edildiği,
05.01.2013 günü saat 21:33‟te Günay Dağ ile X erkek Ģahıs arasında yapılan
görüĢmede özetle;
X Erkek‟in “ġimdi bizim dün bi akrabanın evi Polisler basmıĢlar ıı gözaltına almıĢlar
di mi gittiniz tekrardan daha sonra da evde bi misafir varmıĢ tayadlı, Adı Hatice aklınızda
olsun tanıyor musunuz bilmiyorum da” dediği, Dağ‟ın “Hatice nerden Gaziden mi alınmıĢ”
dediği, X Erkek‟in “küçükköyden gözaltına alınmıĢ” dediği, Dağ‟ın “Anladın tamam tamam
tamam baĢka gözaltına alınan var mı ?” dediği, X Erkek‟in “Yok yok Ģeyi arayalım mı diye
düĢündük de,Taylan beyi” dediği, Dağ‟ın “Tamam tamam ben haber veririm, Dün akĢam mı
362
alınmıĢ ne zaman alınmıĢ” dediği, X Erkek‟in “Dün akĢam Küçükköyde haberiniz var mı yok
mu bilmiyorum da” dediği, Dağ‟ın “He dün akĢam alındıysa haberi olmuĢtur ya” dediği, X
Erkek‟in “Tayatlı ha” dediği, Dağ‟ın “Kaç baksana kaç gibi alınmıĢ” dediği, X Erkek‟in
“AkĢam iĢte bilmiyorum tam saatini de 12ye doğru” dediği,
GörüĢme içeriğinden DHKP/C terör örgütü mensubu bir kiĢinin gözaltına alınması
durumunda örgütün diğer kurumları olan TAYAD, YürüyüĢ vb. kurumlar ve diğer örgüte
müzahir kiĢiler tarafından Halkın Hukuk Bürosuna haber verildiğinin anlaĢıldığı,
15.01.2013 günü saat 21:33‟te Günay Dağ ile Barkın Timtik isimli Ģahıs arasında
yapılan görüĢmede özetle;
Dağ‟ın “gözaltı varmıĢ galiba” dediği, Timtik‟in “Özkan KarakuĢ” dediği, Dağ‟ın
“Ya film gösterimi bitti de Ģey komisyon olarak bi konuĢalım dedik de yani bi” dediği,
Timtik‟in “Tamam ben geçerim o zaman sen gitme” dediği,
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette
bulunmak suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerden örgüte müzahir diğer kiĢi ve kurumlar
aracılığıyla haberdar olarak kendiliğinden avukatı olarak emniyet birimlerine gittikleri
anlaĢılmıĢtır.
Yine 07.01.2013 günü saat:14.37‟de Halkın Hukuk Bürosuna kayıtlı telefon ile
Bulgaristan Halkın Sesi/Nilüfer Çiçek arasında yapılan görüĢmede özetle;
(Halkın Hukuk Bürosu Erdem Hanoğlu telefonu Günay‟a verir.) Çiçek‟in “Halkın
sesinden arıyorum Nilüfer ben nasılsınız” dediği,DAĞ‟ın “Ee iyiyim teĢekkürler siz
nasılsınız” dediği, Çiçek‟in “Ġyiyim iĢte sağolasın bizim ıı bi yardım talebimiz olacaktı da
sizden az önce tekrar gönderdim bi yaklaĢık bi hafta önce bi mail göndermiĢtim size ıı bilgi
için belki görmüĢsünüzdür bi dava varmıĢ aleyhimizde ıı onunla ona bi bakabilirmisiniz diye
rica edecektim birde biz burdan Ģey yaptık da size vekalet vermek istiyoruz yalnız
Bulgaristanda arıyorum ben yalnız burdan oraya vekalet vermek için ıı vekaletnameyi
konsoloslukta doldurmamız gerekiyormuĢ avukat bilgileri lazım dediler” dediği,Dağ‟ın “size
vekalet bilgilerini gönderelim” dediği, Çiçek‟in “Hı hı maille de yazabilirsiniz” dediği,Dağ‟ın
“Tamam mail mail olarak gönderelim biz size” dediği, Çiçek‟in “Hı hı baĢka yapmamız
gereken bir Ģey var mı sizin hani Oraya sadece sitemizin adını yazacaz o kadar değil mi”
dediği,Dağ‟ın “Hı hı evet ha Ģeyi de yayın vekaleti olarak söylerseniz oraya yayı” dediği,
Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan Halkın Sesi
isimli internet sitesi ile irtibat halinde bulunduğu görülmüĢtür.
h) Elde Edilen Diğer Deliller
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
bu büroda Günay Dağ‟ın maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ
363
olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından
temin edildiğinin değerlendirildiği,
Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere
11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında yukarıda açıklandığı üzere tüm masrafları örgüt
fonundan karĢılan ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan
Halkın Hukuk Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı,
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ
dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270,
Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen
Ģahısların sırasıyla; Günay DAĞ, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan
Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ isimli Ģüpheliler olduğu ve Ģüphelinin bu
Ģüphelilerle birlikte örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemek
ücretini karĢıladıkları belirlenmiĢtir.
Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE
yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında bulunan “Tekirdağ – Günay Oya” ibaresi
ile aynı ajandanın 10 ile numaralandırılmıĢ sayfasında yazılı “Günay Tekirdağ Yol yemek”
ibaresi karĢılaĢtırıldığında Günay Dağ‟ın örgütsel amaçlar doğrultusunda Tekirdağ 1 veya 2
nolu F Tipi Cezaevine gidip geldiği ve bu esnada 190 TL harcama yaparak sonrasında bu
parayı örgüt fonundan temin ettiğinin anlaĢıldığı,
Seagate Marka 5VMAXCMZ seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde
16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik
güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in
TAYAD tarafından düzenlenen mezar anmasına ait resimlerin bulunduğu, Ģüpheli Oya Aslan
ve Günay Dağ‟ın da grubun içerisinde hareket ettiğinin resimlerden fotoğraflardan anlaĢıldığı,
TOSHIBA marka 81FZT2KRT seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki
“AVSEQ01” isimli video incelendiğinde; görüntünün 20/21/24.05.2005 tarihinde çekilmiĢ
olduğu, o tarihte DHKP/C terör örgütünün Gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ‟in Ġstanbul
Üniversitesindeki uzantısı olan Ġstanbul Üniversitesi‟nin Öğrenci Kulüpleri arasında bulunan
Halk Bilim Kulübünde çekilmiĢ olduğu, söz konusu videonun tamamına yakınının Ģüpheli
Günay Dağ tarafından çekildiği, videoda Halk Bilim Kulübü öğrencilerinin kendi aralarındaki
konuĢma ve sohbetlerine dair görüntülerin bulunduğu, bu öğrencilerin arasında 16.06.2012
tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde bir polis memurunu silahlı saldırı neticesinde
Ģehit eden ve 20.07.2012 günü polisle girdiği silahlı çatıĢma neticesinde hayatını kaybeden
DHKP/C‟nin silahlı kanandı olan SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in de bulunduğu,
videonun ilerleyen bölümünde Hasan Selim Gönen‟in elinde bulunan eylem fotoğrafları
arasından bir fotoğraf alarak“Haklıyız Kazanacağız da Milis yürüyüĢü zaten, Bunlar
Okmeydanı Gençliği” dediği, Günay Dağ‟ın bunun üzerine “Ne yürüyüĢü Hasan, Milis ne
Hasan”diyerek Hasan Selim Gönen‟in kameraya kendisini ifĢa ettiği imasında bulunduğu,
364
Hasan Selim Gönen‟in ise “Yaptığım tüm eylemlerin sorumlusu Günay Dağ’dır”diyerek
güldükleri,
Milis örgütlenmesinin örgütün mahalli alan olarak nitelendirdiği alan içerisinde yer
aldığı, milislerin silahlı propaganda birliklerini tamamlayıcılık görevi olduğu ancak mahalli
yerel örgütlenmelerin geliĢmesine hizmet edecek eylemler (Molotof, korsan gösteri, taĢlama,
yazılama vb)gerçekleĢtirdiklerinin bilindiği,
Dolayısıyla bu konuĢmalardan Ģüphelinin o tarihlerde Hasan Selim Gönen ile birlikte
DHKP/C‟nin Gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ içerisinde birlikte faaliyet
gösterdiklerinin anlaĢıldığı,
Samsung Marka S189J9DQ211308 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk
içerisinde bulunan sırasıyla “SG105640” isimli resim dosyası ile baĢlayan resimler
incelendiğinde gece saatlerinde gerçekleĢtirilen yasal olmayan bir eyleme ait fotoğrafların
olduğu, grubun ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flama taĢıdıkları ve
askeri düzen içerisinde yürüdükleri, söz konusu yasadıĢı eylemde grup içerisinde Günay
Dağ‟ın da fotoğrafının bulunduğu,
253 ile numaralandırılan DVD içerisindeki “SG105706, SG105709” isimli resim
dosyalarında Ģüpheli Günay Dağ‟ın DHKP/C yazılamasının altında poz vererek yalnız
baĢına çektirmiĢ olduğu fotoğrafların olduğu,
Yine aynı DVD içerisinde Tunceli ilinde Halk Cephesi tarafından düzenlendiği
anlaĢılan etkinliklere ait fotoğrafların olduğu, söz konusu etkinliklere Günay Dağ‟ın da
katılmıĢ olduğunun anlaĢıldığı,
ġükriye Erden‟in ikametinde yapılan aramada elde edilen Seagate marka W2A385J1
seri numaralı 500 GB kapasiteli hard disk içerisinde bulunan birçok video ve resim dosyası
incelendiğinde, DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev Genç organizesinde
yapılan yaz Gençlik kamplarından birine ait görüntülerin olduğu, kampa katılan Ģahıslar
arasında Ģüpheli Günay Dağ, 2012/2094 sayılı soruĢturma kapsamında Dev Genç üyesi
olduğu suç Ģüphesi ile tutuklanan Erdem Hanoğlu ve C.BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı
soruĢturması kapsamında tutuklu bulunan Elif Sultan Kalsen‟in de bulunduğu, düzenlenen
gençlik kamplarının DHKP/C terör örgütünün sempatizan ve eleman kazanmak amacıyla
organize edildiği bilinmektedir.
SONUÇ OLARAK;
ġüpheli Günay DAĞ‟ın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak gerçekleĢtirilen
operasyonlarda ele geçirilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli
belgelerde, tanık,gizli tanık ve Ģüpheli ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör
örgütünün güdümünde faaliyet gösteren, yöneticisini DHKP/C'nin atadığı Halkın Hukuk
Bürosu'nda "manav" olarak Ģifrelenen avukat olarak DHKP/C terör örgütünün hukuk
yapılanmasında görev aldığı, avukat olmadan önce de DHKP/C „nin gençlik yapılanması olan
365
DEV- GENÇ adlı yapılanmada uzun süre görev aldığı, DHKP/C terör örgütü mensuplarına
hukuki yardım sağlamasının yanında örgüt mensuplarına yapılan toplantılarda örgütsel eğitim
verdiği, zira yapılan ortam dinlemesinde yaptığı konuĢmalarda polisleri Ģehit eden DHKP/C
terör örgütü üyelerinden ve eylemlerinden övgüyle söz ettiği, DEV GENÇ tarafından yapılan
eylemlerin organize edilmesinde yer aldığı, yine DHKP/C terör örgütü ile ilgili yürütülen
soruĢturmalar ve kovuĢturmalar kapsamında cezaevinde tutuklu ya da hükümlü olarak
bulunan örgüt mensuplarının ölüm orucu eylemine katılmalarını sağlayarak bu eylemleri
organize ettikleri yönünde konuĢmalar yaptığı, son dönemde silahlı ve bombalı eylemleri
organize eden Ģahıslarla birlikte yasadıĢı gösterilere katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine
katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen amaç ve
stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama
ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir
talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında
açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu,
daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel
talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları
tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için
giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarınca
organize edilen silahlı ve bombalı eylemleri gerçekleĢtiren Ģahıslarla birlikte eylemlere
katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen
dökümanlarında belirtilen amaç ve stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği, DHKP/C terör
örgütünün silahlı kanadı olan SPB mensubu Nebiha ARACI‟nın yakalandıktan sonra
götürüldüğü Okmeydanı hastanesi önünde örgüte müzahir kitle tarafından yapılan eyleme
katıldığı,
Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile
organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece üzerine atılı
silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu iĢlediği ,
Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem
Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya
çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle
görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği,
Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 25/02/2012,16.03.2012, 21/06/2012,
23/07/2012, 13.09.2012 ve 14-16/09/2012 tarihlerinde 6 kez terör örgütü propagandası
yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır.
366
7. ġÜPHELĠ NACĠYE DEMĠR
a) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde
Yer Alması
Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt
mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle
birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ
YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın
ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup
Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Naciye Demir‟in de
katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde
faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen
örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis
memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C
SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan
Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile
gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün
silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak
ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği
ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 2: 25.01.2009 günü saat 13:00‟da Beyoğlu Ġlçesi Taksim Tramvay durağı
önünde Ceza Ġnfaz kurumlarındaki mahkûmların Ģartlarıyla ilgili olarak DHKP/C terör
örgütünün sözde demokratik alan yapılanmasından olan “Tutuklu Aileleri YardımlaĢma
Derneği (TAYAD)” organizesinde yapılan basın açıklamasına ġüpheli Naciye DEMĠR‟in de
katıldığı, basın açıklaması esnasında “Hapishanelerde tecrit ve iĢkenceye son, sohbet hakkı
uygulansın.(Tayadlı Aileler)” yazılı pankartın açıldığı, “Sohbet Hakkı uygulansın- Tecrite son
- Adalet Bakanı yalan söylüyor” Ģeklinde sloganlarının atıldığı, örgüt yapılanmalarından
TAYAD organizesinde düzenlenen bu basın açıklamasına canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın da
katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla
birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
suçunu iĢlediği,
367
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 3: ġüpheli Naciye DEMĠR‟in 13.05.2009 günü Sultanahmet Adliyesi önünde
DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi
tarafından organize edilen basın açıklamasına katıldığı, basın açıklamasında ”Operasyonun
Hesabını Vereceksin Susurluk Devlettir! Mehmet Ağar Tutuklansın!‟ ibareli „Halk Cephesi‟
imzalı pankart ve ellerinde „Mehmet Ağar 12 Temmuz Katliamının Hesabını Vereceksin
Adalet Ġstiyoruz‟ ibareli Halk Cephesi imzalı dövizlerle ve üzerlerinde Halk Cephesi imzalı
kırmızı renkli yelekli göstericilerin bulunduğu, bu basın açıklamasına canlı bomba Ġbrahim
Çuhadar‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp
grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını
yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 4: DHKP/C terör örgütü adına yürüttüğü faaliyetlerden dolayı o tarihte halen
cezaevinde tutuklu bulunan ve kanser hastası olan Güler Zere'ye destek vermek amacıyla
DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan “Halk Cephesi”
organizesinde 15.10.2009 günü saat 12.30‟da Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde toplanan (60)
kiĢilik gruba hitaben TAYAD BaĢkanı Av. Behiç AĢçı tarafından “Güler Zere Derhal Serbest
Bırakılmalıdır” baĢlıklı basın metni okunduğu, söz konusu eyleme ġüpheli Naciye DEMĠR‟in
de katıldığı, basın açıklaması esnasında “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük –Hasta
Tutsaklar Serbest Bırakılsın” baĢlıklı pankartın açıldığı, “Güler Zere Serbest Bırakılsın” yazılı
dövizlerin taĢındığı, “Güler Zere Serbest Bırakılsın- YaĢasın Devrimci DayanıĢma- Bedel
Ödedik Bedel Ödeteceğiz- ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktir-Merhamet Değil Adalet Ġstiyoruz.”
Ģeklinde sloganların atıldığı, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba
saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde açılan pankartların hemen
arkasında katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
368
Eylem 5: ġüpheli Naciye Demir‟in 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde
DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD
(ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) organizesinde Güler Zere isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan
yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile birlikte oturma eylemine katıldığı, basın açıklaması esnasında
“Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı
pankartların açıldığı, “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest
Bırakılsın” Ģeklinde yazılı dövizlerin taĢındığı, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur – Güler
ZERE Serbest Bırakılsan – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın – KurtuluĢ Yok Tek BaĢına Ya
Hep Beraber Ya Ġç Birimiz- Katil Devlet Hesap Verecek” ibareli sloganların atıldığı, bu
eyleme canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 6: 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi
Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi
Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup
içerinde Ģüpheli Naciye Demir‟in de yer aldığı, ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını
göğsüne taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ
YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK
SORACAĞIZ - KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ
KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü
yöneticilerinden olduğunun bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde örgüt sorumlularından Eyüp BaĢ‟ın fotoğrafını takarak katılıp
grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını
yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 7: 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin
silahla taranması sonucu baĢlayan olayları anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü
mensuplarınca, 12 Mart 2010 günü Gazi Mahallesinde GAZĠ-ÜMRANĠYE ġEHĠTLERĠ
ÖLÜMSÜZDÜR! yazılı, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını
taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ
OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZ-HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER
369
HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġKURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK
YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüpheli
Naciye Demir‟in de grup ile birlikte hareket ettiği,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır
Eylem 8: ġüpheli Naciye Demir‟in 08.05.2010 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesi
Armutlu mahallesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından
TAYAD organizesinde düzenlenen Güler Zere‟nin cenaze törenine katıldığı, tören esnasında
KANSER HASTASĠ DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ KATĠLĠ AKP ĠKTĠDANDIR GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR” yazılı HALK CEPHESĠ ibareli pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma
törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 9: ġüpheli Naciye Demir‟in 06.07.2010 DHKP/C terör örgütünün sözde
demokratik alan yapılanması içerisinde yer alan TAYAD'lı Aileler, TAYAD'lıların
tutuklanmasını protesto etmek için Ġstanbul ve Ankara'da AKP Ġl binaları önünde oturma
eylemine katıldığı, Eylemde "Hasta Tutsakları Tecritte Öldürmek Serbest! Cenazelerine
Katılmak Suç! Tutuklu TAYAD'lılar Serbest Bırakılsın! / TAYAD'lı Aileler" yazılı
pankartların açıldığı, "Tutuklanan TAYAD'lılar Serbest Bırakılsın!, Mahir Çayan'ı Anmak
Suç Değildir! Güler Zere'yi Anmak Suç Değildir!" sloganları atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 10: 09.01.2011 günü saat 15.10 sıralarında ġiĢli Ġlçesi ġiĢli Camii yanında
bulunan meydanda toplanan DHKP/C terör örgütü ve örgütün yapılanması olan YürüyüĢ
370
Dergisi‟ne yönelik 2010 Kasım-Aralık aylarında yapılan operasyonları protestosuna Ģüpheli
Naciye Demir‟in de katıldığı ve grubun yanında beklediği, protestoya katılanların üzerlerinde
YÜRÜYÜġ yazılı kırmızı renkli yelek bulunan yaklaĢık 60 kiĢilik grup “YÜRÜYÜġ
SUSTURALAMAZ – SEYHAN DOĞAN 19 ARALIK 2000‟DE BAYRAMPAġA
HAPĠSHANESĠ‟NDE DĠRĠ DĠRĠ YAKILDI – BAYRAMPAġA‟DA DĠRĠ DĠRĠ
YAKTIĞINIZ 6 KADINI YAZMAYA DEVAM EDECEĞĠZ – HAPĠSHANELERDE
KATLEDĠLENLERĠ YAZMAYA DEVAM EDECEĞĠZ” ibareli pankartların açıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
örgütün yayın organlarından YürüyüĢ Dergisi için düzenlenen eyleme katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 11:18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör
örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile
ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, basın açıklamasına
katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE?
CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart
açtıkları ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN
EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ”
yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 12: 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata
DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Naciye
Demir‟in de katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ
UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı
pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı
pankart açtıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın
açıklamasına katılıp gruba açıklama yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
371
05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun
erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem
iddianamede anlatılmıĢtır.
Eylem 13: 13.01.2012 günü Bakırköy Kadın Cezaevi önünde örgüt yapılanmalarından
TAYAD organizesinde YASEMĠN KARADAĞ ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli
Naciye Demir‟in de katıldığı, basın açıklamasında “YASEMĠN KARADAĞ‟IN
KATLEDĠLMESĠNE ĠZĠN VERMEYECEĞĠZ” yazılı “TAYAD‟LI AĠLELER” imzalı pankartın
açıldığı,
ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt
yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen basın açıklamasına katılıp grupla
birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
suçunu iĢlediği,
Eylem 14: ġüpheli Naciye Demir‟in 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi
Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör
örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup
ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali
YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ
KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünün, örgüt mensuplarının övüldüğü, terör
örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 15: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi
Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık
vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı
hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli
Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi
ilçesinde bulunan Gazi cemevine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün
sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150
kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi
Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Naciye Demir‟in de
bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler,
ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR”
ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK
SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli
“HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK
KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
372
GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET
HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ
SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ
DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün
eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi
organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte
hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu
iĢlediği,
Eylem 16: 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı
sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği
çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in 23.07.2012 günü
düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, grubun “Hasan Selim
Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk
Soracağız, Kahrolsun FaĢizm YaĢasın Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın
Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa
Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci
Köpekler Halka Hesap Verecek, YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde slogan attıkları,
Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen
cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör
örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği,
Eylem 17: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde
bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen
Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli
Ģüpheli Naciye Demir‟in de yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı
caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK
BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında
toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR
ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN
HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü,
terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları,
yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine
TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan
taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine
kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara
zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri,
373
Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı
saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği,
daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli
avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu
yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı
Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü,
Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan
üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu
Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde
bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına
yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte
hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların
olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların
bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN
ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠZMĠRDE
EMRAH
BARLAKI
GAZĠDE
HASAN
SELĠMĠ
KATLEDEN
POLĠSLER
CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI
BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin
taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE
GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL
DEVLET HESAP VERECEK

Benzer belgeler