engelli vatandaşlarımıza tanınan vergisel haklar istisnalar

Transkript

engelli vatandaşlarımıza tanınan vergisel haklar istisnalar
ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZA TANINAN VERGİSEL HAKLAR/İSTİSNALAR
KEMAL AKMAZ
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR
BAĞIMSIZ DENETÇİ
I- GİRİŞ
Bilindiği üzere, Anayasa’mıza göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal
devlet anlayışı, devletin sosyal barışı ve adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif
müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayıştır. Bu anlayış gereği Anayasa’nın 61. maddesinin 2.
fıkrası devlete; sakatların korunması ve toplum hayatına intibaklarının sağlanmasına ilişkin gerekli
tedbirleri alma görevini yüklemektedir.
Bu maksat üzerine özürlülere yönelik hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini
temin etmek için; ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu
sağlamak, özürlüler ile ilgili ulusal politikanın oluşmasına yardımcı olmak, özürlülerin problemlerini
tespit etmek ve bunların çözüm yollarını araştırmak üzere 1997 yılında Başbakanlığa bağlı Özürlüler
İdaresi Başkanlığı kurulmuştur.
Ayrıca, 01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik yapılması
Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Kısaca “Özürlüler Kanunu” olarak adlandırılan bu Kanun ile;
özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal
güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri
kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin
koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmak amaçlanmıştır.
Ülkemizde yaklaşık 8.500.000 özürlü vatandaşımız bulunmaktadır ve bu sayı nüfusumuzun
%12,29’una tekabül etmektedir. Engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılık yapılmaksızın bütün
engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin tam olarak hayata geçirilmesini sağlama, hak ve
özgürlüklerini güçlendirme devletimizin sorumluluğu altındadır.
Geçmişte engelliler, kaderin cilvesine ömürleri boyunca razı olmaları gereken bir kesim olarak
görülmekteydi. Onların acılarına ortak olunurken, toplum hayatındaki yerlerine saygı
gösterilmemekte ve sosyal hayatta tamamen bir yadırgama hâkimdi. Neyse ki, başta vergi ve
belediyeler kanunu olmak üzere birçok kanun düzenlemesiyle, engellilerin sosyal hayatta almaları
gereken değer, hızlı bir şekilde yerini bulma yolunda ilerlemektedir.
Günümüzde Devletimiz sosyal devletin gereği olarak engelli vatandaşlarımızı ya da engelli bireye
sahip aileleri korumak ve kollamak veya engellilerimizin bağımsız bir birey olarak yaşamlarını
sürdürebilmeleri, topluma intibaklarının sağlanması için birçok sosyal politikaları devreye sokmuştur.
Bunlardan bazıları mali yardımlar, aylık bağlanması, vergisel teşvikler, işverenlerin engelli çalıştırma
mecburiyeti, bazı hizmetlerden ücretsiz ya da düşük ücretli yararlanma (ulaşım, tiyatro gibi), erken
emeklilik vb. politikalardır. Aslında bunlar devlet tarafından engellilere verilmiş bir lütuf olmayıp,
devletin yapması gereken görevlerdir. Zira sosyal devlet, özürlüsüne sahip çıkabilen devlettir.
Bu yazımızda devletimizin vergi kanunları ile engellilerimize tanıdığı kolaylıkları sizlerle paylaşmak
istiyorum.
II- GELİR VERGİSİ İSTİSNASI
Özürlü vatandaşlarımızın, içinde bulunduğu zor koşulların giderilmesine katkıda bulunmak ve
özürlüler ile özürlü olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini gidermek amacıyla öteden beri vergi
hukukunda çeşitli düzenlemeler yer almıştır. Bunlardan birisi de özürlü bazı mükelleflerin gelir vergisi
matrahlarının hesaplanmasında dikkate alınan sakatlık indirimi uygulamasıdır. Bu uygulamayla
çalışma gücü kaybından dolayı sakatlık indiriminden yararlanan mükellefler, diğerlerine nazaran daha
az gelir vergisi ödemek suretiyle maddi yönden dolaylı olarak desteklenmektedir. Gelir vergisi
bakımından sakatlık indiriminden yararlanabilmek için özürlü mükellefin ya da bakılmakla yükümlü
olunan kişinin çalışma gücünü en az %40 veya daha fazla oranda kaybetmiş olması gerekmektedir.
Sakatlık indirimi;
- Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabına,
- Özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek
erbabına,
- Basit usulde vergilendirilen özürlülere, uygulanmaktadır.
A- ÜCRETLİLERDE SAKATLIK İNDİRİMİ UYGULAMASI
Gelir Vergisi Kanunu’nun 31. maddesi hizmet erbabı açısından sakatlık indirimini düzenlemiş olup,
çalışma gücünün; asgarî % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60'ını
kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet
erbabı ise üçüncü derece sakat sayılmaktadır.
Buna göre ;
- Çalışma gücünün asgari % 80 ve daha fazlasını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece
sakat,
- Çalışma gücünü % 60 ila 79 arası kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat,
- Çalışma gücünü % 40 ila 59 arası kaybetmiş bulunan hizmet erbabı üçüncü derece sakat, olarak
kabul edilmiştir.
2011 yılı için stopaj yoluyla vergilendirilen ücretlerden aylık, birinci derece sakatlar için 700,00 TL,
ikinci derece sakatlar için 350,00 TL, üçüncü derece sakatlar için 170,00 TL tutarında sakatlık indirimi
yapılmaktadır.
Bunun sonucunda sakatlık indirimi tutarının üstünde vergi matrahının olması ve vergi oranın %15
olarak kabul edilmesi durumunda;
- Çalışma gücünün asgari % 80 ve daha fazlasını kaybetmiş bulunan bir hizmet erbabı; 700,00 X %15 =
105,00 TL,
- Çalışma gücünü % 60 ila 79 arası kaybetmiş bulunan bir hizmet erbabı; 350,00 X %15 = 52,50 TL,
- Çalışma gücünü % 40 ila 59 arası kaybetmiş bulunan bir hizmet erbabı; 170,00 X %15 = 25,50 TL
tutarında daha az vergi ödemek suretiyle desteklenmektedir.
Sakatlık indiriminden özürlü hizmet erbabı kendisi için yararlanabildiği gibi, özürlü ya da özürlü
olmayan hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi var ise hizmet erbabı, bu kişiler için
de sakatlık indiriminden yararlanabilir. Böyle durumlarda hesaplama her biri için ayrı ayrı yapılacak ve
indirim uygulanmasında toplu olarak dikkate alınacaktır. Bu şekilde hesaplanan sakatlık indiriminin
aylık tutarının hizmet erbabının aylık ücretinin tevkifat matrahından indirilmesi gerekmektedir.
Muhtelif yerlerden ücret alanlarda, sakatlık indirimi asgari geçim indiriminin uygulandığı ücret
gelirine uygulanacaktır.
B- ÖZÜRLÜ SERBEST MESLEK ERBABI İLE BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU ÖZÜRLÜ KİŞİ BULUNAN
SERBEST MESLEK ERBABINDA VE BASİT USULDE VERGİLENDİRİLENLERDE SAKATLIK İNDİRİMİ
UYGULAMASI
Özürlü serbest meslek erbabı ile serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi
bulunması halinde, çalışma gücü kaybına göre bir önceki bölümde belirtilen sakatlık indiriminin yıllık
tutarı, serbest meslek erbabının beyan edeceği serbest meslek kazancından düşülecektir.
Aynı şekilde, indirimden yararlanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlülere uygulanacak
sakatlık indiriminin yıllık tutarı da, vergi tarhına esas kazançlarından indirilecektir. Dikkat edileceği
üzere basit usulde vergilendirilenler ancak kendilerinin özürlü olmaları durumunda sakatlık
indiriminden yararlanabilecek, bakmakla yükümlü olduğu kişilerden özürlü olanların bulunması
halinde bunlar için sakatlık indiriminden yararlanamayacaktır. Ayrıca, bilânço usulünde veya işletme
hesabı esasına göre vergilendirilen tüccarlar gerek kendileri için, gerek bakmakla yükümlü olduğu
özürlü kişiler için sakatlık indiriminden yararlanamazlar.
İndirim miktarı, beyan edilecek serbest meslek kazancı ve basit usulde vergilenen kazanç tutarı ile
sınırlı olup, kazancın yetersiz olması halinde sonraki yıla devredilmeyecektir.
Buna göre serbest meslek erbapları ile basit usulde vergilendirilen mükellefler 2011 yılında;
- Birinci derece sakatlar için
: 700 TL x 12 = 8.400,00 TL,
- İkinci derece sakatlar için
: 350 TL x 12 = 4.200,00 TL,
- Üçüncü derece sakatlar için
: 170 TL x 12 = 2.040,00 TL,
tutarındaki sakatlık indirimini vergi matrahlarından düşebileceklerdir.
Hizmet erbaplarında olduğu gibi sakatlık indiriminden özürlü serbest meslek erbabı kendisi için
yararlanabildiği gibi, özürlü ya da özürlü olmayan serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu
özürlü kişi var ise serbest meslek erbabı, bu kişiler için de sakatlık indiriminden yararlanabilir. Böyle
durumlarda hesaplama her biri için ayrı ayrı yapılacak ve indirim uygulanmasında toplu olarak dikkate
alınacaktır. Bu şekilde hesaplanan sakatlık indiriminin yıllık tutarı, serbest meslek erbabının beyan
edeceği serbest meslek kazancından düşülecektir.
C- SAKATLIK İNDİRİMİ UYGULAMASINDA BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLMA TABİRİ VE BU DURUMUN
BELGELENDİRİLMESİ
Sakatlık indirimi uygulamasında bakmakla yükümlü olunan kişi tabirinden; özürlü kişinin tabi olduğu
çalışma mevzuatı veya bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumunun mevzuatına göre bakmakla
yükümlü sayılan anne, baba, eş ve çocukları anlaşılacaktır. Çocuklarda yaş sınırlamasına gidilmeksizin
işlem yapılacaktır.
Bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan;
- Hizmet erbabı, çalıştığı işyerinden veya duruma göre kayıtlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşundan
aldığı özürlü kişiye ait sağlık karnesinin kimlik bilgilerini içeren sahifelerinin bir örneğini,
- Serbest meslek erbabı, kayıtlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşundan aldığı özürlü kişiye ait sağlık
karnesinin kimlik bilgilerini içeren sahifelerinin bir örneğini, veya bu kişiler tarafından Sosyal Güvenlik
Kurumu’ndan alınacak “müstahaklık belgesini”, bakmakla yükümlü olduğuna dair belge olarak ilgili
müdürlüklere verecektir.
Öte yandan, söz konusu sakatlık indiriminden Türkiye’de dar mükellefiyet kapsamında
vergilendirilenlerin faydalanması mümkün bulunmamaktadır.
D- SAKATLIK İNDİRİMİNDEN YARARLANACAKLARIN YAPACAKLARI İŞLEMLER
Sakatlık indiriminden yararlanmak isteyenlerin bir dilekçe ve aşağıda belirtilen belgelerle birlikte;
Vergi Dairesi Başkanlığının kurulduğu illerde Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir ve Kurumlar Vergileri
Müdürlüklerine, diğer illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine, bağımsız Vergi Dairesi bulunan
ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüklerine, diğer ilçelerde Mal Müdürlüklerine başvurması
gerekmektedir.
Sakatlık indiriminden yararlanmak isteyenlerin dilekçe ekinde bulunduracağı belgeler şunlardır:
Özürlü hizmet erbabı için;
Hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için;
Özürlü serbest meslek erbabı için;
Serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için;
Sakatlık indiriminden yararlanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlüler için;
Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge,
Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge,
Vergi kimlik numarasını gösteren belge,
Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge,
Vergi kimlik numarasını gösteren belge,
Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf,
Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı,
Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı,
Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olunduğunu gösteren belge.
Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olunduğunu gösteren belge.
E- GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’NCA YAPILAN İŞLEMLER
Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde; Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir ve Kurumlar Vergileri
Müdürlükleri, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde ise; Defterdarlık Gelir Müdürlükleri,
ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlükleri, vergi dairesi bulunmayan ilçelerde ise; Malmüdürlükleri
kendilerine başvuran özürlüleri, yetkili sağlık kuruluşundan en yakınına sevk etmektedirler. Yetkili
sağlık kuruluşu tarafından verilecek raporlar ilgili Müdürlüklerce, Gelir İdaresi Başkanlığı’nda
oluşturulan Merkez Sağlık Kurulu’na gönderilir. Merkez Sağlık Kurulu, sağlık kuruluşları tarafından
düzenlenen raporları inceleyerek, başvuru sahibinin çalışma gücünün ne kadarını kaybettiğine karar
vererek, sakatlık dereceleri %40 ve üzeri olanlara ilişkin raporlar, ücretlilerde işverenine, serbest
meslek erbabı ile kazancı basit usulde vergilendirilenlerin kendilerine verilmek üzere raporları
kendisine gönderen ilgili Vergi Dairesi Başkanlıklarına/Defterdarlıklara göndermektedir.
Ayrıca kalıcı hastalık veya özürler için raporun bir defa verilmesi ve sakatlık derecesinin belirlenmesi
için yeterlidir. Ancak, özür durumunun değişmesi halinde, sakatlık indiriminden yararlanabilmek için
rapor ve buna bağlı çalışma gücü kaybı oranı yeniden belirlenmesi gerekmektedir.
Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde Vergi dairesi Başkanlıklarınca, Vergi dairesi Başkanlığı
bulunmayan illerde ise Defterdarlık Gelir Müdürlüklerince, söz konusu raporlarda belirlenen
derecelere göre hizmet erbabının, serbest meslek erbabının veya bunların bakmakla yükümlü
oldukları kişilerin veya basit usulde vergilendirilen mükelleflerin sakatlık indiriminden
yararlandırılması gerektiği, çalıştıkları kurumlara ve kurumlarının bağlı olduğu vergi dairelerine yazıyla
bildirilmektedir.
Sakatlık derecesi %40’ın altında tespit edilen başvuru sahiplerine ve çalıştıkları işyerlerine bu durum
aynı şekilde yazı ile bildirilmektedir.
Dış kuruluşlarımızda görevli hizmet erbabına ilişkin hükümlere “Sakatlık İndiriminden Yararlanacak
Hizmet Erbabının Sakatlık Derecelerinin Tespit Şekli ile Uygulanması Hakkında Yönetmelik”te([1]) yer
verilmiş olup, buna göre; yabancı ülkelerdeki dış kuruluşlarımızda (resmi ve özel sektörde) görevli
sakat hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve bağlı olduğu kurumdan alacağı o ülkede görevli hizmet
erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte bulunduğu ülkedeki T.C. Elçilik veya Konsolosluğuna bir
dilekçe ile başvurur. Elçilik ve konsolosluklar, kendilerine başvuran hizmet erbabının bir yazısıyla o
ülkedeki hizmet erbabının çalıştığı yere en yakın resmi bir hastaneye sevk eder. Hastanece
düzenlenen raporlar Türkçe’ye çevrilmiş birer örnekleri ile birlikte ilgili Elçilik ve Konsolosluklar
tarafından Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderilir.
Söz konusu raporlar, Yönetmeliğin 10. maddesindeki esaslara göre Merkez Sağlık Kurulu’nca
incelenerek karara bağlanır ve ilgili müdürlükler kanalıyla işbu Yönetmeliğin 11. maddesi gereğince
işlem yapılmak üzere hizmet erbabının ücretini ödeyen kuruluşlara yazıyla bildirir.
III- KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) İSTİSNASI
5378 sayılı Kanun’un 32. maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri
Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı 17. maddesinin, “Diğer İstisnalar” alt başlıklı 4/s bendine
eklenen ve 07.07.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren hükme göre; “özürlülerin
eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel
bilgisayar programlarının teslimleri” katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Görme özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinesi, kabartma klavye; ortopedik özürlülerin
kullandığı tekerlekli sandalye, ortez-protez gibi cihaz ve araçlar söz konusu “araç-gereç” arasında
sayılmakla birlikte, binek otomobil ve diğer nakil vasıtaları ise sözü edilen “araç-gereç” kapsamına
girmemektedir. Zira istisna hükmüne ilişkin yasa tasarısının görüşmeleri sırasında; “Bizzat özürlüler
tarafından kullanılan özel tertibatlı olarak imal edilmiş, sonradan özel tertibat takılmış ve ilave özel
tertibat takılmış motorlu kara taşıtları ya da özürlünün taşınması amacıyla birinci dereceden yakını bir
sürücü veya özürlü kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından
kullanılan özürlü adına trafik siciline kayıtlı motorlu kara taşıtları; özürlülerin eğitimleri, meslekleri,
günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç, özel bilgisayar programları ile
fonksiyon kazandırıcı ortez-protez ve benzeri yardımcı ve destekleyici cihazlar” ibaresi ile “özürlülere
hizmet amaçlı kurulmuş dernek, vakıf ve bunların üst kuruluşlarının çalışmalarında kullanılmak üzere
iktisap edecekleri motorlu kara taşıtlarıyla, sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve
özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar” ibaresinin eklenmesi ayrı ayrı teklif edilmiş ancak; gerek Hükümet
tarafından verilen teklifte, gerekse Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu’nun kabul ettiği metinlerde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin
(4) numaralı fıkrasına “Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş
her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları” bendinin eklenmesi yeterli görülmüş ve nakil
vasıtaları istisna kapsamı dışında bırakılarak yasalaşmıştır.
Bu nedenle; Danıştay bir kararında([2]) “otomobillerin, her ne kadar, özürlünün kullanımına uygun
şekilde sonradan tadil edilmiş olsa da; üretim özellikleri itibarıyla toplumdaki tüm bireylerin
kullanımına sunulan motorlu bir nakil vasıtası olup ‘özel üretime tabi tutulmuş araç-gereç’
kapsamında değerlendirilemeyeceğinden özürlüler tarafından satın alınan özel tertibatlı taşıt
araçlarının, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (s) bendinde yer alan, özürlülerin
eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve bilgisayar
programlarına tanınan KDV istisnasından yararlanamayacağına” hükmetmiştir.
Dolayısıyla sadece özürlülerin iş ve toplumsal hayata katılımını artıracak, özürlünün günlük yaşamının
daha kolay ve verimli geçmesini sağlayacak araç ve gereçler, KDV ödenmeden satın alınabilecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu araç ve gereçlere sonradan herhangi bir aksam
ilavesi veya çıkarılması değil o amaçla ve özel olarak üretilmiş olması gerekmektedir. Diğer taraftan
istisnanın özürlüler tarafından edinilen tüm mallar için uygulanması söz konusu değildir.
IV- ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (ÖTV) İSTİSNASI
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun “Diğer İstisnalar” başlıklı 7. maddesinin (2) numaralı
fıkrası ile; (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;
a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü
aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla
olan malûl ve engelliler tarafından,
b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü
aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına
uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,
c) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü
aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bu bendin (a) ve (b) alt bentlerinde
belirtilen malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza
sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P. numaralarında yer
alan malları hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından,
beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı özel tüketim vergisinden istisna edilmiştir.
Sözü edilen istisna motorlu araçlara ilişkin olup, yasada ifade edilen 87.03. G.T.İ.P numarası; binek
otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtları ifade etmekte
olup, bu gruba steyşın vagonlar ile yarış arabaları dahildir. 87.04. G.T.İ.P numarasında ise eşya
taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yer almaktadır. İstisnadan yararlanacak olanları ve şartlarını üç
başlık halinde inceleyebiliriz.
A- SAKATLIK DERECESİ %90 VEYA DAHA FAZLA OLANLAR
Yukarıda sözü edilen araçların sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malul ve engelliler
tarafından ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanması için, bu kişilerin araçları kullanması şartı
aranılmamakta ve özel tertibat yaptırılmasına da gerek bulunmamaktadır. İstisna uygulamasında,
aracın iktisabını yapacak olan kişinin sakatlık derecesinin % 90 veya daha fazla olduğuna dair yetkili
sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu raporu aslı veya noter onaylı örneğini, araçların ilk
iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar tarafından vergi dairesine verilecek 2A numaralı
ÖTV beyannamesine eklenmesi yeterli bulunmaktadır.
B- SAKATLIK DERECESİ %90’DAN AZ OLANLAR
Sakatlık derecesi %90’dan az olanlar tarafından sözü edilen araçların ilk iktisabında ÖTV istisnası
uygulanabilmesi için; araçta bizzat kullanmak üzere sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibatın
bulunması gerekmektedir. Hareket ettirici aksam olarak debriyaj, fren ve gaz pedalları ile vites
kolunda sabitlenmiş bir şekilde özel tertibat yapılması gerekmekte olup, yapılan özel tertibatın kişinin
sakatlığıyla uyumlu olması da yasal bir zorunluluktur. Sakatlık derecesi % 90'ın altında olanların gaz,
fren, debriyaj pedalları ile vites kolunda sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptırmaksızın
kullanabilecek olduğu araçlar ile aracı hareket ettirici özel tertibat sayılmayan (direksiyona topuz
takılması, engelin bulunduğu taraftaki silecek kolu, sinyal, cam silecek kumandası, dörtlü flaşör, önarka cam su fıskiyesi, korna ve kontak gibi düzeneklerin diğer tarafa alınması veya direksiyon simidine
monte edilmesi vb.) tadilat yapılmak suretiyle kullanılabilecek olan araçların ilk iktisabında söz konusu
istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, otomatik vitesli araçlar, başka bir tadilat olmaksızın özel tertibatlı araç olarak
değerlendirilmemektedir. Buna göre otomatik vitesli araçların gaz veya fren pedalı ya da vites
kolunda sakatlığa uygun olarak yaptırılan tadilatlar, hareket ettirici özel tertibat sayılacak ve sağ
ayağındaki veya sağ bacağındaki sakatlık nedeniyle bu şekilde otomatik vitesli araç kullanabilecek
olanlar, bu araçları ilk iktisabında istisnadan yararlanabilecektir.
Anılan Yasa hükmünün engellilerin sakatlıklarına göre ayrım yapılmasını öngören bir amaç gütmesi
söz konusu olmayacağından, sol alt ekstremitede (ayak veya bacakta) sakatlığı olanlar için otomatik
vitesin hareket ettirici özel tertibat olarak sayılması gerekmektedir. Buna göre, sağlık raporuna göre
sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engellilerin "H" sınıfı sürücü belgesi olması
halinde, başkaca özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın otomatik vitesli araçları ilk iktisabında bu
istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu durumda sakatlık derecesi % 90'ın altında olup,
sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engelliler için verilecek (2A) numaralı ÖTV
beyannamesine, aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belge yerine aracın otomatik
vitesli olduğuna dair “uygunluk belgesi”nin aslı veya noter onaylı örneği eklenecektir.
Bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna uygulanan ilk iktisaplarına ilişkin (2A) numaralı ÖTV
beyannamesi ekine,
- Alıcının maluliyetine veya sakatlığına dair tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınan sağlık
kurulu raporunun aslı veya noter onaylı örneği,
- Aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belgenin aslı veya noter onaylı örneği,
- Alıcının “H” sınıfı sürücü belgesinin fotokopisi,
eklenecektir. Vergi dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek tahakkuk fişi ve istisna
uygulandığını gösteren “ÖTV Ödeme Belgesi” düzenlenecek ve mükellefe verilecektir.
Malul ve sakatların kullanmak üzere yurt dışından ithal edeceği taşıt araçları için de bu belgelerin
gümrük idaresine ibrazı üzerine istisna uygulanacaktır.
C- ARACIN DEPREM, HEYELAN, SEL, YANGIN VEYA KAZA SONUCU KULLANILAMAZ HALE GELMESİ
DURUMUNDA ÖTV İSTİSNASI
ÖTV istisnasından yararlanarak ilk iktisabını yapanlar, ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden
ikinci bir aracı iktisaplarında istisnadan yararlanamamaktadır. Ancak, istisnadan yararlanarak
iktisabını yaptığı aracı deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi
nedeniyle hurdaya çıkaran malul ve engelliler, hurdaya ayrılan aracın ilk iktisabından itibaren 5 yıl
geçmemiş olsa dahi ikinci bir aracı iktisaplarında ÖTV istisnasından yararlanabileceklerdir. Bunun için
sözü edilen araçların malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın
veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle maddede sayılan G.T.İ.P. numaralarında yer
alan araçlarını hurdaya çıkarmaları ve sonucunda yeni bir aracın ilk iktisabında bu istisnadan
yararlanması için, malûl ve engellilerin istisnadan yararlanarak ilk iktisabını yaptığı araçla ilgili olarak
bu aracın deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale geldiğini tevsik eden
ekspertiz raporu ile "hurdaya çıkarılmıştır" damgası vurularak kayıt konulan tescil belgesinin aslı veya
noter onaylı örneğinin araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar tarafından
vergi dairesine verilecek 2A numaralı ÖTV beyannamesine eklenmesi yeterlidir.
Öte yandan, ikinci aracın ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe, bir başka aracın iktisabında
ÖTV istisnası uygulanamayacağı tabiidir.
V- MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ (MTV) İSTİSNASI
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendine istinaden; özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı yani “sakatlık derecesi % 90
ve daha fazla” olan malûl ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve özürlülerin, bu
“durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar” motorlu taşıtlar vergisinden istisna
edilmiştir.
5035 sayılı Kanun’la yapılan düzenleme ile 2004 yılından itibaren malûl ifadesine engelliler ifadesi
eklenmiş, malûl ve engellilerin bu istisnadan yararlanma şartı olan “bizzat kullanmak” zorunluluğu
uygulamadan kaldırılarak; sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına
kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı olan ve malûl ve engellilerin bu
durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergisinden istisna edilmiştir.
Söz konusu istisnanın uygulama şekli aşağıda açıklanmıştır.
A- SAKATLIK DERECELERİ % 90 VE DAHA FAZLA OLAN MALÛL VE ENGELLİLERE AİT TAŞITLARDA
İSTİSNA UYGULAMASI
Sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin bu durumlarını tam teşekküllü Devlet
hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili vergi dairelerine belgelendirmeleri halinde,
söz konusu malûl ve engellilerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, motorlu taşıtlar
vergisine tabi tutulmayacaktır. Bu istisnadan yararlanmak için, söz konusu malûl ve engellilere ait
taşıtın özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmayacaktır.
B- DİĞER MALÛL VE ENGELLİLERE AİT TAŞITLARDA İSTİSNA UYGULAMASI
Özür durumuna göre, tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90'dan az olan malul ve
özürlülerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile
belgelendirmeleri ve kendi adlarına kayıt ve tescilli olan taşıtların özürlülük haline uygun “özel
tertibatlı taşıt” veya “özel tertibatlı hale getirilmiş taşıt” olduğunu belirten “Motorlu Araç Tescil
Belgesi”nin ilgili tescil kuruluşlarınca onaylanmış örneği ile “Araçlar İçin Teknik Belge” ve “Proje
Raporu”nun aslı veya noter onaylı örneğinin ilgili vergi dairelerine verilmesi halinde bu istisna
hükmünden yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla, sakatlık derecesi %90’dan az olan malul ve engellilerin
adlarına kayıt ve tescilli taşıtlarda sakatlık derecelerine uygun bir tertibat bulunmaması halinde bu
taşıtlar için istisna uygulanmamaktadır.
Otomatik vitesli taşıtlar özel tüketim vergisi istisnasında olduğu gibi, sağ ayağında veya sağ bacağında
sakatlığı bulunanların engellilik hallerine uygun özel tertibatlı olması halinde motorlu taşıtlar
vergisinden istisna olacaktır. Ancak, anılan Kanun hükmünün malul ve engellilerin sakatlıklarına göre
ayrım yapılmasını öngören bir amaç gütmesi söz konusu olmayacağından; sağlık raporunda sadece sol
alt ekstremitede (ayak veya bacakta) sakatlığı olduğu belirtilen malul ve engellilerin otomatik vitesli
taşıtlarının başkaca özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın, malul ve engelli adına kayıt ve tescil
edildiği tarihten itibaren motorlu taşıtlar vergisinden istisna olması gerekmektedir.
C- MALÛL VE ENGELLİLER İSTİSNASI İLE İLGİLİ BİLDİRİM
İstisnadan yararlanacak olan malul ve özürlüler tarafından; “Malûl ve Özürlüler Adına Kayıt ve Tescilli
Taşıtlarda Motorlu Taşıtlar Vergisi İstisnası Bildirim Formu” düzenlenerek (Bildirim Formunun
www.gib.gov.tr/ internet adresinde bulunan örneğinin düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.)
istisnadan yararlanmak için gerekli olan diğer belgeler ile birlikte ilgili vergi dairesine verilecektir.
VI- EMLAK VERGİSİ İSTİSNASI
Malul ve özürlülere vergi açısından sağlanan imkânlara 2006 yılı başından itibaren emlak vergisinde
uygulanmaya başlanan indirimli vergi oranı eklenmiştir. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5378
sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun”un 22. maddesi ile değiştirilen 8. maddesine göre; özürlülerin Türkiye sınırları içinde brüt 200
m²’yi geçmeyen tek meskeni olması (kullanım hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, şartları
taşıyan özürlülere emlak vergisi ödememeleri için fırsat tanınmıştır.
İndirimli (sıfır) vergi oranının uygulanması için meskende bizzat oturma şartı aranmamaktadır. Bu
nedenle, sahip olduğu tek meskeni kiraya verip, kirada oturan özürlü de diğer şartlan taşımak
kaydıyla emlak vergisi ödemeyecektir. Brüt alanı 200 m²'yi geçmeyen tek meskene hisse ile sahip
olunması halinde indirimli vergi oranı, meskenin toplam emlak vergisinin hisseye düşenine
uygulanacaktır. Ancak,
- Birden fazla meskeni olanlar,
- Birden fazla meskende hisseye sahip olanlar,
- Birden fazla meskende intifa (kullanım) hakkına sahip olanlar,
- Brüt alanı 200 m²’yi geçen tek konuta sahip olanlar, indirimli (sıfır) emlak vergisi uygulamasından
yararlanmayacaklardır. Ayrıca belirli zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler için vergi
oranında bir indirim uygulanmayacaktır.
İndirimli vergi oranından yararlanan mükelleflerin, gerekli şartlardan herhangi birini kaybetmeleri
halinde, bu durumu mükellefiyetlerinin bulunduğu belediyeye bildirmeleri gerekmektedir. Gerçek dışı
taahhütte bulunmak suretiyle emlak vergisi ödemeyen özürlüler ile durumlarında meydana gelen
değişikliği bildirmeyen özürlülerden alınması gereken emlak vergisi, cezalı olarak gecikme faizi ile
birlikte alınır.
Özürlülerin indirimli (sıfır) emlak vergisi oranından yararlanabilmeleri için; bu durumlarını tam
teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ve 47 Seri No.lu Emlak Vergisi
Genel Tebliğ ekinde yer alan dilekçe (Ek:1) ile birlikte, yine Genel Tebliğ ekinde yer alan “Tek Meskeni
Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu” (Ek:2)
düzenlenerek (Dilekçe ve Bildirim Formu'nun internetteki www.gelirler.gov.tr adresinde bulunan
örneğinin düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.) ilgili belediye başkanlığına müracaat etmeleri
gerekmektedir.
VII- GÜMRÜK VERGİSİ MUAFİYETİ
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167/12. maddesinde; “malul ve sakatların kullanımına mahsus
eşyanın” gümrük vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir. 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun bazı maddelerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği 29.09.2009 tarih,
2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de malul ve sakatlar ile diğer engellilerin kullanımına
mahsus eşya ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Bu karara göre;
1- Görme engellilerin eğitsel, bilimsel veya kültürel gelişimlerine yönelik olmak üzere özel suretle imal
edilmiş ve karara Ek-12’deki listede yer alan eşyaya muafiyet tanınmaktadır.
Söz konusu muafiyet;
a) Görme engellilerin kendi kullanımları için getirdikleri,
b) Genel olarak görme engellilerin eğitimi veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik kamu
yararına faaliyette bulunan dernekler, vakıflar ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum veya
kuruluşlarca ithal edilen ve karara Ek-12’deki listede yer alan, eşya için uygulanmaktadır.
2- Görme engelliler hariç olmak üzere, malul ve sakatların hayatlarını idame ettirmesi için kişisel
kullanımlarına mahsus özel surette imal edilmiş olup,
a) Malul ve sakatların bizzat kendileri tarafından,
b) Malul ve sakatlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan
vakıflar ve dernekler ile resmi kurumlara karşılıksız gönderilen ve ücretsiz dağıtılmak üzere belirtilen
dernek, vakıf ve resmi kurumlar tarafından, serbest dolaşıma sokulan motorlu veya motorsuz koltuk,
bisiklet ve diğer eşyaya,
c) Kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilenler tarafından ithal
edilen, malul ve sakat kişileri toplu olarak taşımaya yönelik, malul ve sakat kişinin araca binip
inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan motorlu kara nakil vasıtalarına, tanınmaktadır.
Ayrıca, Gümrük İdaresine sunulduğu tarih itibariyle, kayıt ve model yılı dâhil, üç yıldan eski olmamak
kaydıyla;
a) Münhasıran malul ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici
tertibatı bulunan ve bu kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulan, motosiklet ve motor silindir hacmi
1600 cc.’ye kadar olan otomobillere (12.04.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
kapsamına giren sol bacak engeli olan gaziler için vasıtaların özel tertibatlı olması gerekmez.),
b) El ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş olmaları nedeniyle bizzat malul ve sakat kişi tarafından
kullanılamayan, kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan, malul ve
sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya kişi ile iş akdine bağlı
olarak istihdam edilen sürücü tarafından kullanılan vasıtalardan motor silindir hacmi 2500 cc.’ye
kadar olan;
- 8702.10.91.13.00 ve 8702.10.99.13.00 GTİP’lerinde yer alan minibüslere,
- Portatif koltuklar hariç olmak üzere, sürücüsü dâhil altı ila dokuz oturma yeri olan, malul ve sakat
kişinin rahatça taşınabilmesine imkân verecek tavan yüksekliğine sahip olan motorlu kara nakil
vasıtalarına da, muafiyet tanınmaktadır.
Ancak bu vasıtaların gümrük vergilerinden muaf olarak ithaline izin verilebilmesi için malul ve sakat
kişinin bu tür bir araca ihtiyacı bulunduğuna ilgili Gümrük İdaresince kanaat getirilmesi gerekir. Ayrıca
hiçbir şekilde muafiyet uygulamasından arazi taşıtları yararlandırılmaz.
VIII- SONUÇ
Yazımızdan da anlaşılacağı üzere, özürlü vatandaşlarımızın, içinde bulundukları zor koşulların
giderilmesine katkıda bulunmak ve özürlüler ile özürlü olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini
gidermek, özürlü vatandaşlarımızın eğitimlerini, mesleklerini, günlük yaşamlarını daha kolay ve
konforlu sürdürmeleri sağlamak için Devletimiz tarafından “sakatlık indirimi”, “emlak vergisi
istisnası”, “gümrük vergisi istisnası”, “motorlu taşıtlar vergisi istisnası”, “ÖTV’siz binek otomobili
iktisabı” gibi vergi politikaları devreye sokulmaktadır. Bu çalışmamızda da vergisel teşviklerin neler
olduğu ve bunlardan nasıl yararlanılacağı izah edilmiştir. Söz konusu vergisel teşviklerden
yararlanmak için vatandaşlarımızın zamanında ve gerekli belgelerle ilgili mercilere müracaat etmeleri
yeterli olacaktır.
([1])
([2])
28.04.1981 tarih ve 17324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Dn. 3. D.’nin, 22.09.2011 tarih ve E: 2011/3445, K: 2011/5067 sayılı kararı.