Marakeş
Transkript
Marakeş
Marakeş Asıl doğuyla batının birleştiği yer Marakeş’miş de haberimiz yokmuş. Atlas Dağları’nın eteğindeki bu kıpkırmızı şehir, Arapların, ‘en uzak batı’ ismini verdiği Fas’ın başkenti. Fransızların etkisi hâlâ çok yoğun bir şekilde hissediliyor şehirde. Yeni kuşak Fransızlar buraya yerleşmeye devam ediyor. Hal böyle olunca halk hem Arapça, hem Fransızca konuşuyor. Ayrıca gidip gidebileceğiniz her yerde bir Fransız, bir de Faslı yöneticiyle karşılaşıyorsunuz. Fas kralının ve ailesinin de bu şehre çokça gidip gelmesi, şehri daha da zenginleştiriyor. Böyle şatafat her Arap / Berberi şehrine nasip olmaz gerçekten de. Oteller ve restoranlar lüks anlayışının sınırlarını zorlarken, sokaklar çok mütevazı kalsa da, çok daha hareketli ve eğlenceli olduklarını kabul etmek gerek. Hele bir Jemaa el-Fnaa’ya gidin de bakın. Şehrin meydanında iksir satanlar, maymunlara çeşitli numaralar yaptıranlar, müzik yapanlar, ne ararsanız var. Öyle ki, şehrin sokak kültürünü, yemeklerini keşfetmeden, Marakeş’e gitmiş sayılmazsınız. Otelden, hamamdan dışarı çıkmak, sokaklarda kaybolmak şart. Bu kadar güzel ve ilginç bir şehri, oryantalist “rüya şehir” betimlemelerinden arınmış bir şekilde anlatmak, uzaktan zor. Bize sorarsanız, bütün Fas ve Marakeş rehberlerini, kitaplarını atın, filmleri kapatın, bu rehberi de fazla ciddiye almayın. İyisi mi gidip kendi gözlerinizle görün. 1 Marakeş >>NEREDE KALMALI? En İyiler Aslında Marakeş’te nerede kalırsanız kalın. Hatta her gün başka bir otelde kalın mesela. Tamam kabul ediyoruz, işkence gibi olurdu öylesi. Ama bu şehirde otel seçmekte zorlanabilirsiniz. Otellerin her biri küçük birer saray. Her birinin odasında başka bir tarz, başka bir atmosfer var. Royal Mansour: Marakeş’in en ünlü ve en lüks oteli denebilir. Ne olduklarının da farkında olmalılar zira, kendileri hakkında “kelimeler güzelliğini anlatmaya yetmez” diye bir iddiaları var. 5 tip odası olan Royal Mansour’un en küçük tip odası 140 m2. Oda dediklerimizin hepsi birer müstakil ev aslında. Özel alana ve mahremiyet önem veren otel yönetimi, odaların her biri için birbirinden ayrı girişler sağlıyor. İslam sanatının klasik geometrik desenleri, bembeyaz spa’yı yerden tavana kadar süslüyor. Otelin restoranı, şehrin en iyi restoranlarından biri. Restoran yönetimi, herhangi bir kıyafet kuralı belirtmeyeceklerini, zaten hem otelin hem de restoranın kitlesinin tarzının uygun olacağından emin olduklarını söyleyecek kadar da hedef kitlesinden emin. La Mamounia: Royal Mansour kadar lüks ancak biraz daha samimi bir ortam arayanlar için, görkemli bir bahçe içine yerleşmiş olan La Mamounia ideal. Tamamı mermerden oyulmuş gibi görünen bu görkemli yapısı, Emevi ve İran mimarisinin özelliklerini bir arada kullanıyor. Toplamda 13 tipte oda ve süit, 3 tip ‘riad’ seçeneği sunuluyor. Otelin büyük hayranlarından Churchill’in adına İngiliz 2 Marakeş stilinde döşenmiş bir süit var. Yemek için Fas, Fransız ve İtalyan mutfaklarından birini tercih edebiliyorsunuz. Yine Churcill’in adını taşıyan barda piyano, kontrbas ve bateriden oluşan caz trioları canlı müzik yapıyor. Tüm bu seçenekleri dengeli bir biçimde sindirmiş olan otel yönetimi, otantik olma çabasıyla abartılmış yapay yerellikten uzak dururken masalsı bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Riad Siwan: Meydana çok yakın, çok da şık bir butik otel. Burası, aynı kategorideki diğer otellerden farklı olarak sakinliği ve sadeliğiyle ön plana çıkıyor. İsimleri ve dekorasyonları farklı yedi farklı odası var. Her biri 45m2 olan odalar yüksek tavan, şömine ve mermer banyo gibi özelliklere sahip. Otelin servislerinin arasında, restoran rezervasyonları düzenlemek, gezilere rehber sağlamak, balon gezisi ayarlamak, golf sahası kiralamak ve hatta yemek kursu bulmak bile var. İlk bakışta görünmeyen kubbemsi çıkıntının altından tane tane cam parçalarının sarkıtılmasıyla yaratılan ‘restorandan içeri ışıklı yağmur damlaları düşüyor’ hissi unutulmayacak bir görüntü. Bunlara Da Bakmaya Değer Marakeş’in otellerinin hepsi birer vaha gibi. Dar ve kıvrımlı sokaklardan, sıcaktan bunalmış bir şekilde geçmeye çalışırken, otelin adresini yanlış yazıp yazmadığınızdan şüphe etmeye başlayabilirsiniz. Otelinizin kapısı olması gereken kapıya geldiğinizde de “Burası mıymış o anlattıkları yer?!” diyebilirsiniz. Ancak kapılar açıldıktan sonra, gölge avlulardan ve uçuşan 3 Marakeş ipeklerin arasından geçip, şehir kalabalığının ortasında sakin ve size ait bir yer bulacaksınız. Dar Seven: Bu tanıma uyanların arasında Dar Seven kadar güzeli az bulunur. Sade kesimli koyu renk ahşap mobilyaların sedef kakma detayları, otelin politikasını da özetliyor. Beyaz ve tonları, tüm kumaşlara, döşemelere ve halılara yayılmış. Büyük geniş pencereler sayesinde güneş ışığı odalara doluyor. Servis, kristal bardaklarda ve gümüş takımlarla yapılıyor. Otel yönetimi, kendi klasik şıklık anlayışını doğal ve evimsi bir ortama adapte etmiş. Otelin 4 tip odası var. Bunlardan White Room ve Loggia favorilerden. Loggia’daki demir ferforjeler ve yeşil bitkiler, otelin vahamsı havasını daha da pekiştiriyor. Riad Azzar: Mimaride ister istemez Emevi etkisinden nasibini almış yapılardan biri. Ancak dekorunda Afrika ve çöl motifleri vurgulanmış. Riad Azzar, şehir merkezine yakın butik otellerden biri. Altı odasının girişleri avludaki havuzun etrafına yayılmış. Odaya girip çıkmak için anahtar kullanılmıyor. 7/24 kapıda sizi tanıyan bir görevli bulunuyor ve otele vardığınızda, bu görevli size kapıyı açıyor. Terasta yapılan kahvaltı ise gerçekten çok keyifli. Havuz başında servis edilen nane çayı, rahatlamak ve mimariyi incelemek için keyifli bir yöntem. Ve Diğerleri… Tek tek anlatırken hepsi birbirine benziyor gibi gelebilir. Marakeş’teki butik otellerin genel özellikleri birbirine benziyor gerçekten de. Havuzlu bir avlu 4 Marakeş etrafındaki palmiyeler, terasta şehrin kızıllığına nazır yemek keyfi, farklı isimlerde ve isimlerine uygun konseptlerde tasarlanmış cins cins odalar, Fas’ın el işçiliği ve modern konforun bir araya gelişi… Güzel olanı, her birinde bambaşka bir atmosferin yakalanmış olması. Cam ve güneş ışığıyla yapılan oyunlar hem çok rahatlatıcı hem de ilham verici. Bu bakımdan Dar Darma, Riad 72 ve Riad dar Saad da karar vermeden önce göz atılması gerekenlerden. >>NEREDE YEMELİ? Gün İçinde Soluklanmaya Café Arabe: Şehirde gün boyu gezerken ve de çok büyük ihtimalle Medina’dayken soluklanmak, dinlenmek ve bir şeyler yemek için Café Arabe güzel bir seçenek. Fas, Fransız ve İtalyan yemeklerini bir arada bulabileceğiniz Café Arabe’ın terası pek bir keyifli. Marakeş gezginleri için, burada gün batımında şarap içmek, neredeyse gelenekselleşmiş. KosyBar: O gün Place des Ferblentiers civarındaysanız, KosyBar’ı tercih edebilirsiniz. Burası Marakeş’in Fransız yüzünü çok belirgin bir şekilde yansıtıyor. Barı ve tasarımı Avrupa’daki caz barlara çok benziyor. Bazı akşamlar canlı caz dinlemek de mümkün. Öğlen ve akşam için iki farklı menü sunan mekânın terası da doğrudan meydana bakıyor. 5 Marakeş Le Grand Café de la Poste: Günü Gueliz civarında geçirenler için burası, mutlaka görülmesi gereken bir yer. Genellikle Marakeşli iş adamlarının ve Avrupalı turistlerin geldiği mekânın menüsü tamamen Fransız mutfağından. Biri Fransız biri Faslı, iki şefi olan restoranda, öğlen ve akşam için iki ayrı menü var. Gün ortasında bir şeyler içerek yorgunluğunu atmak isteyenlerin tercihi genelde citron pressé veya kahve oluyor. Akşam Yemeği Bo-zin: Marakeş’in en gözde ve en popüler restoranlarından biri. Burada İtalyan ve Fas yemeklerinin arkasına Fransız tatlılarından tadabilirsiniz. Büyük yeşil bitkiler, loş aydınlatmalar ve geniş barıyla, iç kısmı klasik kokteyl barları çağrıştırıyor. Zaman zaman canlı performansların da sergilendiği Bo-zin, DJ’leri ve hazırladıkları müzik CD’leriyle de oldukça iddialı. Belli bir saatten sonra gece kulübüne dönüşen restoranın yemeklerinin Marakeş’te dillere destan olduğu da bir gerçek. La Foundouk: Buraya girerken pelerinli ve fenerli rehberler sizi dar koridorlardan geçiriyorlar. Bu geçitlerin ardından deri koltuklar ve mor kumaşlarla dekore edilmiş bir restorana varıyorsunuz. Yemek sırasında oryantal dansçıları izlemek mümkün. Menü de haliyle geleneksel Fas mutfağından örneklerle dolu. Bir tajine ve şarap seçimi, güvenli bir seçim olacaktır. 6 Marakeş İtalyan Seçenekler Fas yemeklerine ara vermek isteyenler, Akdeniz mutfağına ağırlık veren restoranları tercih edebilirler. Guéliz’deki bulunan Le Trattoria de Giancarlo, adından da anlaşılacağı gibi bir İtalyan restoranı. Ancak her ne kadar İtalyan restoranı olarak geçse de, klasik İtalyan yemeklerinden ziyade, burada Fransız ve Fas etkili İtalyan tatları servis ediliyor. Tajine’den* bunalmış olanlara diğer bir İtalyan alternatifi ise Le Cantanzaro. Burası şehrin yerlileri tarafından da oldukça tercih edilen bir restoran. Minestronesi, pizzaları, deniz ürünleri ve taş fırın pizzalarıyla tam bir İtalyan restoranı diyebiliriz. Meydandaki Yemek Standları Bir de belki bu saydıklarımız kadar şık olmayacak ama bu gerçekten Marakeş’in olmazsa olmazı. Akşam saat 6’dan itibaren, Jemaa el-Fnaa’da hareketlilik başlıyor. Yanınızdan vızır vızır ama sessizce büyük el arabaları geçiyor. Bunlar birkaç dakika içinde meydana yayılıyor ve her birinden ocaklar, banklar, tabaklar, yiyecekler fırlıyor. Meydan bir anda bir açık hava yemek festivaline dönüyor adeta. Şöyle bir dolaşıp gözünüzün tuttuğu standa yanaşıp tajine’lerden tatmak şart. Tajine: Kuzey Afrika mutfağında “güveç”e verilen isim. Tajine dendiğinde yemekler güveç kaplarında pişiriliyor. Çoğu zaman üstü de kabın takımı olan kapağı üstüne kapatılarak servis ediliyor. GECE KUŞLARINA 7 Marakeş Pacha: Elektronik, house ve tekno müzik eşliğinde dans etmek isteyenlerin, tam aradığı gece kulübü. Mekânda güçlü lazer ışık gösterilerine kabare kostümlü dansçıların şovu eşlik ediyor. Gösterişli dekoru ve şovları, fetişist öğeler barındırıyor. Elektronik müziğin önemli isimlerini misafir eden mekân, Marakeş’te ‘clubber’ları altı yıldır ağırlıyor. Theatro: Marakeş’in en ünlü gece kulüplerinden biri. Elektronik ve tekno müziğe, ateş efektleri ve kostümlü dansçılar eşlik ediyor. Genelde çok kalabalık olan mekânda sık sık konfeti yağmuru gerçekleşiyor. Comtoir Darna: Daha otantik bir eğlence akşamı hayal edenleri, burası memnun edecektir. Yüksek tavanlı restorana ve bara açılan kapılar, oymalı koyu renk masif ahşaptan yapılmış. Sandalyelerin yanı sıra, duvar diplerine kerevet tarzında uzayan koltuklar yerleştirilmiş. Oturma kısımlarında ve duvarlarda kızıl kahve tonları tercih edilmiş. İngiliz klasik kokteyl barlarının stili, İslam sanatı motifleriyle birleştirilmiş gibi. Buranın kokteylleri ve nargilesiyle iddialı olduğunu da eklemekte fayda var. Palais Jad Mahal: Burası çok daha geleneksel tarzda bir eğlence vaat ediyor. Arap tarzı Afrika motifleriyle birleştirilerek, Marakeş’in daha farklı bir yönü vurgulanmış. Hem bara hem masaların etrafına tabureler yerleştirilmiş. Barda ise büyük fil figürleri var. Restoran kısmında göbek dansçılarının ve ateş cambazlarının gösterilerini izlemek mümkün. 8 Marakeş Lotus: Bunların arasında belki de en şık ve zevkli olanı Lotus. Riad Lotus isimli otelin bünyesinde bulunan restoranda, Akdeniz mutfağından örneklerin en lezzetlilerini bulabilirsiniz. 40 yıldır Marakeş’in en gözde restoranlarından biri olan Lotus, belli bir saatten sonra ‘lounge’ havasında bir gece kulübüne dönüyor. Bu hoş ve zarif atmosfer, kokteylleri nedeniyle de çokça tercih ediliyor. YA BAŞKA? Alışveriş Buraya gelirken bavulunuzun yarısını boş bırakmanızda fayda var. Bavula sığmaz diye alamayacağınız şeylerde aklınız kalmasın. Beldi: Marakeş’li tasarımcıları yakından tanımak için ilk adres Beldi. 1940’larda terzi olarak hayatına başlayan dükkân, hâlâ aynı aileye ait. Jemaa el-Fnaa yakınındaki bu dükkânda, çantalar, takılar ve pabuçlar bulunabilir. Ancak Beldi, geleneksel kaftanların, yerel tasarımcılar tarafından yeniden yorumlanmış, el yapımı ipek versiyonlarıyla meşhur. Kenza Melehi: Haute Couture tasarım kaftan denince akla gelen diğer isim Kenza Melehi. Guéliz’deki dükkânda, İngiliz kumaşlarından yapılmış, geleneksel motifleri taşıyan kaftanlar, ceketler, tunikler ve elbiseler bulmak mümkün. Lup 31, Kif Kif ve Akkal: Bunlara ek olarak Lup 31 ve Kif Kif’de, hem kıyafet, hem de ev aksesuarı alışverişi yapabilirsiniz. Aynı 9 Marakeş minimal tarzdaki, ev dekorasyon ürünleriyle Akkal’da da karşılaşacaksınız. Hem şehrin kızıllığını andıran renklerde tajineler*, hem de modern yorumlanmış metal tajineler* alabilirsiniz. Bunların yanı sıra yastıklar, bardaklar, tabak ve fincan takımları da bulabilirsiniz. Ministro del Gusto: Mobilya alışverişi içinse doğru adres Ministro del Gusto. Buradaki tasarım mobilyaların kullanımından yola çıkarak, yaşam alanlarını kullanış biçimine de kendi tarzlarında bir yorum getirmişler. Oldukça modern çizgileri olan mağaza görülmeye değer. La Criee Berbere: Marakeş’te geniş çarşı pazarlardan da bolca var. Bunlara Arapçada souk deniyor. Bunlardan en büyüğü, Kapalı Çarşı tarzında bir çarşı. Eğer kilim ve halı gibi şeyler arıyorsanız, özellikle La Criee Berbere’e mutlaka uğrayın. Gezinti Saraylar: Marakeş’te mutlaka görülmesi gereken üç tane de saray var. Bunlardan ilki Dar el-Makhzen olarak da bilinen Royal Palace. 12. yüzyılda yapılan saray, daha sonra çeşitli yenilemelerden geçirilmiş. Hemen yanında Badi Sarayı bulunuyor. Badi Sarayı ise, 16. yüzyılda, Portekiz’e karşı kazanılan bir savaşın ardından inşa edilmiş. Üçüncü saray ise Bahia Sarayı. 19. yüzyılda yapılmış olan bu sarayın mimarisi İslam felsefesinden esinlenilerek tasarlanmış ve hem Fas, hem de İslam sanatının özelliklerini taşıyor. ‘Arabistanlı Lawrence’ adlı filmin çekimleri de burada gerçekleştirilmiş. 10 Marakeş Fas Sanatları Müzesi: El-Makhzen Sarayı’nın bölümlerinden biri olan Dar Si Said, bir süredir bir sanat müzesine ev sahipliği yapıyor. Mutfak eşyalarından, el işçiliği örneklerine kadar, Kuzey Afrika kültürünün tarihi eserleri burada sergileniyor. Ben Yusuf Medresesi ve Camii: 14. Yüzyılda Murabıt sultanının adına yapılmış kompleks bir yapı. 1982’den beri müze olarak kullanılan medrese binasının mimarisi görülmeye değer. Majorelle Botanik Bahçesi: Tüm Fas’ta en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Burası bir zamanlar ressam Jacques Majorelle’in evi ve atölyesiymiş. Bahçeye ve toprağa meraklı olan Majorelle, gezdiği yerlerden topladığı tohumlar ve köklerle, evinin bahçesini zenginleştirmiş. Daha sonra burayı keşfeden Yves Saint Laurent ve Pierre Bergé, 1980 yılında evi arazisiyle beraber satın almışlar. Yves Saint Laurent, buraya gömülmek istediği halde, Fas yasaları, küllerinin buraya dökülmesine izin vermemiş. Bahçe bugün çeşitliliği, ihtişamı ve kırmızı toprak üzerindeki yeşil bitkilerin yarattığı görüntüden ötürü çok sık ziyaret ediliyor. Majorelle’in evi de müze olarak gezilebiliyor. Ayrıca müzenin mağazasında, ‘souk’larda bile bulamayacağınız güzellikte ürünler var. Boyacılar Pazarı: Görsellikten bahsedip de yün ve ipek boyayanlardan bahsetmemek olmaz. Dar bir sokağa sağlı sollu yerleşmiş boyayıcıların, serdikleri rengârenk kumaşlar, sokağı tam bir cümbüşe çeviriyor. Fotoğraf çekmeden önce izin istemekte fayda var. Mellah: Fas tarihinin önemli olaylarından birine tanıklık etmek isteyenler mutlaka Mellah’ı görmeli. Şehirde yaşayan Yahudiler, 1511 Marakeş 19. yüzyıllar arasında giderek gettolara doğru itilmişler. Etrafı duvarlarla çevrili bu mahallerin sokaklarında gezinmek gerçekten çok ilginç bir deneyim. Özel Etkinlikler Kasbah: Marakeş’in etrafında ‘kasbah’ adı verilen kırmızı kale şehirler var. ‘Kasbah’ kelimesi kasaba anlamına da geliyor. Şehrin yakınlarındaki bu kasabalar gerçekten büyüleyici görünüyor. Bunların arasında, Ait Ben Haddou en ünlü olanı. Şehrin 180 km. dışındaki bu kırmızı şehri mutlaka görün. Pek çok filmde doğal set olarak kullanılmış olan Ben Haddou’ya bir taksiyle anlaşıp gidebiliyorsunuz. Teptiğiniz yola değeceğinden emin olabilirsiniz. Atlas Dağları’nda Trekking: Atlas Dağları’nın büyüleyici manzarası, şehrin birçok yerinden kendini gösteriyor. Bu manzarayı yakından görmek için Atlas Dağları’nda düzenlenen trekking turlarına bakmakta fayda var. Ve Diğerleri Marakeş’te ayrıca balon gezisi ve çöl safarisi gibi özel turlar da düzenleniyor. Çöl safarisinin çeşitli uzunluklarda farklı paketleri var. Merak edenler bir günlük turla nefislerini körleyebilirler. 12 Marakeş Gitmeden Göz Atılacaklar George Orwell’in Gözünden Marakeş: Gitmeden veya yolda, George Orwell’in ‘Marrakech’ isimli denemesine bir göz atın. Orwell, Yahudi mahallesindeki ilginç gözlemlerini yazmış. The Man Who Knew Too Much: Alfred Hitchcock’un ‘The Man Who Knew Too Much’ adlı filminin hikâyesi Marakeş’te başlıyor, Londra’da devam ediyor. Bir kez de Marakeş’i görmek için izleyebilirsiniz. Casablanca: Casablanca, Casablanca şehrinde geçiyor, evet ama Marakeş’teki Fransız etkisine tanıklık etmeden önce, Fas’ın Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinin popüler kültürdeki yansımalarına bir göz gezdirmek, gezi sırasında yeni bir perspektif kazandırabilir. Aman Aman! Nane çayı, nane çayı, nereye giderseniz gidin, nane çayı ikramına hazır olun. İtiraz etmeye çalışmayın, nasıl olsa ısrarlara dayanamayacak, ayıp olmasın diye kim bilir kaçıncı nane çayınızı içeceksiniz. Efendim, nane çayı mideye iyi gelir, stresi azaltır, omega 3 ve c vitamini bakımından zengindir. Ancak reflüsü olanlara faydadan çok zararı dokunabilir. Çarşıda, pazarda dolaşırken ısrar eden satıcılardan, daha sonra uğrayacağınız anlamına gelen sözler vererek çok daha hızlı kurtulabilirsiniz. 13 Marakeş Çok beğendiğiniz ve pazarlık yaparak büyük indirimle aldığınız bir şeyi, birkaç dükkân sonra, aldığınızın altında bir fiyata bulabilirsiniz. Piyasayı araştırabildiğiniz kadar iyi araştırın. Sıkıcı Bilgiler Taksiye binmeden / binerken mutlaka pazarlık edin. Şehir içinde fayton da kullanılabilir. Bahşiş, burada ekonominin önemli bir kısmını oluşturuyor. Hemen her hizmet için bahşiş beklenebilir ancak bahşişin de pazarlığa açık olduğunu unutmayın. Telefon kodu 212. Acil telefon numarası ambulans için 15, polis için 19. 14