Gıda Bülteni Sayı 19 - Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı

Transkript

Gıda Bülteni Sayı 19 - Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı
22. Avrupa Obezite Kongresi Prag’da Yapıldı
Avrupa Obezite Çalışma Derneği (European Association for the
Study of Obesity-EASO) ev sahipliğinde gerçekleştirilen 22. Avrupa
Obezite Kongresi (22nd European Congress on Obesity) 73 ülkeden
1200 bilim insanının katılımıyla Prag’da yapıldı.
Son yıllarda obezite, Avrupa’da hızla artmaya devam ediyor ve halk
sağlığı açısından başlıca önceliği alıyor. Avrupa Obezite Kongresi de
bu artışa ve soruna dikkat çekmek, disiplinler arası platform
oluşturmak ve en son bilimsel gelişmelerin ışığında önlemler almak
için her yıl Avrupa Obezite Kongresi düzenliyor.
Bu yıl düzenlenen kongrede obezitenin bir halk sağlığı problemi
olduğuna, ‘sağlıklı ağırlık düzeyi’ne sahip toplumların nasıl
yaratılabileceğine ve obezitede klinik yaklaşımlar ile son dönemde
yapılan çalışmalara dikkat çekildi.
Kongrede Dünya Sağlık Örgütü’nden (World Health Organization-WHO) bilim insanlarının katıldığı bir oturumda 2030
yılına kadar yetişkinlerdeki obezite projeksiyonuna dikkat çekildi. 2030 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü üyesi 53
Avrupa ülkesindeki kilo fazlalığının %41 oranında artacağı tahmin ediliyor. Obezite rakamları açısından
değerlendirecek olursak, 34 ülkedeki oranın da erkek ve kadınlarda %47 oranında artacağı düşünülüyor. Bu nedenle
tüm ülkelerdeki yasal düzenleyicilerin, endüstri, özel ve kamu kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin proaktif
davranması gerektiğine dikkat çekildi.
Türkiye’den de pek çok üniversite ve bilim insanının katıldığı kongrede ilgi çeken bir diğer başlık da Gazi
Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Emine Yassıbaş, Araştırma Görevlisi Sabriye Bolluk ve arkadaşları tarafından
sunulan derlemeydi. Pişmiş kurubaklagiller ve bezelyede bulunan ‘dirençli nişasta’nın tokluk ve kilo kontrolündeki
etkisi anlatıldı. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, dirençli nişasta tüketiminin artmasıyla daha çabuk doygunluk
sağlandığı ve böylece alınan enerjinin azalmasıyla kilo kontrolünde önemli etkisi olabileceğine değinildi.
Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Saniye Bilici, Nilgün Karaalioğlu ve arkadaşları tarafından yapılan bir başka
çalışma da kongrede anlatıldı. Türkiye’deki popüler zayıflama diyetlerinin bireylerin davranışları üzerine etkisinin
araştırıldığı çalışma sonuçları ilgi çekiciydi. Toplam 400 yetişkin bireyin katıldığı çalışmanın sonuçlarında bireylerin
popüler diyetleri internet (%34,1), gazete ve dergiler (%25,5) ile arkadaş, akraba ve sosyal çevreleri (%22,2), kitaplar
(%11,4) ve diyetisyenlerden (%2,5) öğrendiği belirtildi. Popüler zayıflama diyetlerinin etkili ve yararlı olduğunu
belirtenlerin oranı ise %28,3. Bu diyetler içerisinde en fazla uygulanan diyetin ise yüksek proteinli diyetler (%80)
olduğu gözler önüne serildi. Çalışma sonucunda toplumun bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi, alanında uzman
olan kişilerin daha fazla söz sahibi olması gerektiği ve bir beslenme programına başlamadan önce mutlaka bir uzmanla
görüşmesi gerektiği üzerinde duruldu.
KAYNAK: http://easo.org/meetings/eco/
Ezber Bozan Öneriler: Amerika Beslenme Rehberi 2016’da Yayınlanıyor.
Amerika Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanı (U.S. Department of
Health and Human Services-HHS) ve Amerika Tarım Departmanı (U.S.
Department of Agriculture-USDA) işbirliği ile bağımsız bilim
insanlarından kurulan ‘Amerika Beslenme Rehberi Danışma Komitesi
(Dietary Guidelines Advisory Commitee)’, ‘2015 Amerika Beslenme
Rehberi’ni oluşturmak için bir araya geldi. Komite şimdiye kadar bir
rapor hazırlayarak Amerikan halkının görüşlerine sundu. Özellikle
kalp sağlığı, diyabet riski ve obezitenin azaltılması konularına
odaklanan raporun 2016 başlarında yayınlanması bekleniyor.
Taslak rapora göre öne çıkan başlıklar şöyle sıralanabilir:
-
-
-
-
-
-
Sağlıklı bir diyetin sebze ve meyveler, tam tahıllar, az yağlı veya yağsız süt ürünleri, deniz ürünleri ve
kuru baklagillerden yüksek; kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri, şeker ve şekerli içecekler ile işlenmiş
tahıllardan düşük olması konusunda fikir birliğine varıldı.
Bağımsız komitenin üzerinde durduğu bir diğer konu ise çeşitli besinleri tamamen tüketmemek değil,
sağlıklı seçenekleri tercih ederek veya yaşam tarzının bir parçası haline getirerek besin tüketimini
düzenlemek.
Sebze ve meyveler: Bu besinlerin kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklara karşı
koruyucu olduğu biliniyor. Tüm sebze ve meyveler her gün bol miktarda tüketilebilir.
Tam tahıllar: Tipik bir Amerikan diyetinde kalsiyum, D vitamini, posa-lif ve potasyum çok düşük
miktarlarda tüketiliyor. Bu besin ögelerini içeren tam tahılların mutlaka diyette yer alması gerekiyor.
Süt ürünleri: Kalsiyum içeriği yüksek olan bu grubun da beslenme alışkanlığının bir parçası olması
gerekiyor. Yağsız veya az yağlı olanları tercih edilirse doymuş yağ tüketiminin azalacağı düşünülüyor.
Kahve: Ezber bozan bir yaklaşım ile orta düzeyde kahve tüketiminin (günde 3-5 fincan) Tip 2 Diyabet
ve kalp-damar hastalıkları riskini azaltabileceği belirtiliyor. Hatta Parkinson Hastalığı’ndan koruyucu
etkisinin olduğu üzerinde duruluyor.
Yumurta ve kabuklu deniz ürünleri: Kolesterolden yüksek olmasına rağmen diğer bir açıklama da
yumurta ile ilgili. Son yapılan çalışmalarda diyetle alınan kolesterolün kan kolesterol değerlerini
yükseltmediği belirtiliyor. Yumurtanın doymuş yağ içeriği de çok düşük. Bu nedenle tüketilmesi
tavsiye ediliyor.
Yağsız kırmızı et ve kümes hayvanları: Bu besinlerin protein içerikleri yüksek olmasına rağmen, daha
çok tavuk veya hindi eti gibi besinlerin tercih edilmesi üzerinde duruluyor.
Şeker ve İşlenmiş Tahıllar: Şeker içeriği yüksek olan ve kan şekerini birden yükselten besinlerin
sınırlandırılması öneriliyor. Ayıca tam tahıllı olmayan besinlerin (ekmek, makarna gibi) posa-lif
içerikleri de düşük olduğu için tercih edilmemeleri öneriliyor.
Tuz: Amerikalı’ların fazla tuz tükettiklerini belirten komite, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara neden
olacak sodyum alımının azaltılması için mutlaka diyetle tuz tüketiminin de azaltılması gerektiğini
belirtiyor.
KAYNAK: http://health.gov/dietaryguidelines/2015-scientific-report/
Gıda ve İlaç İdaresi Trans Yağa Karşı Savaç Açtı
Trans yağ inek, dana gibi memeli hayvanların etinde ve çoğu süt ve
ürününde de çok az miktarlarda doğal olarak bulunabilen bir yağ
çeşidi. Bazı hazır gıdaların ürün etiketini okuduğunuzda bu yağların
ürünün içinde olduğu karşınıza çıkabilir. Yapılan bilimsel çalışmalar
trans yağın kalp hastalıkları riskini arttırarak kalp krizine neden
olabileceğini ve damarlarda plak oluşumunu güçlendirerek tıkanıklık
yaratabileceğini gösteriyor. Bu nedenle Amerika Gıda ve İlaç İdaresi
(Food and Drug Administration-FDA) hazır ürünlerin paketlerinin
üzerinde ürün içinde ne kadar trans yağ olduğunun yazılması
gerektiği konusunda bir girişim başlatıyor. Hatta bir adım daha ileri
giderek ürün içeriğinde bulunan ve doğal olmayan trans yağların da
uzaklaştırılması gerektiğini belirtiyor. Gıda ve İlaç İdaresi ileride
oluşabilecek kalp krizi ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini de
azaltmayı hedefliyor.
KAYNAK:
http://www.fda.gov/ForConsumers/ConsumerUpdates/ucm372915.htm#2
Yaz Tatili Boyunca Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı Çocuklarla
Birlikteydi
TFF Ülker Futbol Köylerinde “Sporcu Beslenmesi Seminerleri” Gerçekleştirildi
TFF-ÜLKER Futbol Köyleri kapsamında gerçekleştirilen “Çocuklar için Futbol Projeleri” 9.kez geleceğin
yıldızlarına kapılarını açtı. Sabri Ülker Vakfı olarak Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) işbirliği ile
Türkiye’nin dört bir yanından gelen genç sporculara gönüllü diyetisyenler “Sporcu Beslenmesi
Semineri” verdi. Seminer kapsamında’ Yeterli ve Dengeli Beslenme Nedir?’,’ Beslenme Sporcular için
Neden Önemlidir?’,’ Sporcular için En İyi Beslenme Düzeni Nedir?’,’ Sporcularda Sıvı Tüketiminin
Önemi’ gibi soruların cevapları genç futbolcularla paylaşıldı. Seminerde ayrıca “Her şeyi yiyebilirsin
tek yapman gereken dengeyi nasıl kuracağını bilmek!” mesajı da her ilden gelen 40 sporcuya çizgi film
ve bilmecelerle eğlenceli ve öğretici bir şekilde verildi.
Kuşadası, Erzurum, Nevşehir, Sinop, Isparta, Sakarya, Nevşehir, İstanbul, Erzurum ve Elazığ olmak
üzere toplam 10 ilde tamamlanan seminerler her ilden 40 genç sporcunun katılımıyla bu yaz
sezonunda da sona erdi.
Kidzania ve Kidzmondo Yaz Okulu’nda Miniklerle Sağlıklı Beslenme Tabağı
Aktiviteleri
Kidzania İstanbul Yaz Okulu 22 Haziran - 5 Eylül tarihleri arasında açık hava aktiviteleri ile çocuklara
eğlenirken öğretmeyi amaçlayan bir yaz okulu eğlencesi sundu. Bu aktiviteler arasında doğa
fotoğrafçılığı, boyama sanatı, çocuk yogası, halı dokuma, sokak oyunları ve çiçek ekimi yer aldı. Sabri
Ülker Vakfı olarak tüm bu aktivitelerle birlikte çocuklara Sağlıklı Beslenme Tabağı oyununu öğleden
sonra ara öğünde oynatarak yeterli ve dengeli beslenme eğitimi vermeyi amaçladık. Yaz okulu boyunca
süren etkinliğimizde çocuklarla hem keyifli ve eğlenceli vakit geçirme fırsatı bulduk, hem de yeterli ve
dengeli beslenme alışkanlığı ile ilgili doğru bilgileri paylaştık.
Yaz kampları çerçevesinde diğer bir etkinliğimiz de Kidzmondo Yaz Kampı’nda yeterli ve dengeli
beslenmeyi anlattığımız çizgi filmimizin gösterimi oldu. Çocuklar ara öğünlerini tüketirken bir yandan
da çizgi filme eşlik ederek eğlenceli vakti geçirdiler.
Tüm bu yaz kamplarında yaklaşık 350 çocukla birlikte eğlenceli ve öğretici anları paylaştık. Onlara
Sağlıklı Beslenme Tabağı’nı hayatlarına nasıl geçirebileceklerini ve yemekte dengeyi nasıl
kurabileceklerini öğretmeye çalıştık.
Kidzania
Kidzmondo
Sabri Ülker Uluslarası Bilim Ödülü Başvuruları Başladı!
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı
tarafından “toplum sağlığı ve beslenmeye ilişkin
araştırma, eğitim programları ve diğer girişimleri
destekleme” misyonu doğrultusunda gerçekleştirilen
Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü yarışması bu yıl
üçüncü kez düzenleniyor. Türkiye ve dünyadaki
akademi, endüstri ve araştırma enstitülerinden
bireysel ya da ekip olarak başvuruların alındığı ödül
için uluslararası alanda oldukça yüksek katılım
bekleniyor.
Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü akademi,
endüstri ve araştırma enstitülerindeki bilimsel
araştırmacıları
teşvik
etmek;
araştırmaların
yaygınlaştırılmasına, toplum faydasına sunulmasına
ve uygulanabilir projelerin hayata geçirilmesine
destek olmak amacıyla üçüncü kez düzenleniyor.
Sabri Ülker Vakfı’nın 2014 yılında ilk kez hayata
geçirdiği Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü toplum
sağlığı ve beslenme alanındaki çalışmaları
destekleyerek topluma bu konularda farkındalık
kazandırmayı hedefliyor.
Tamamlanmış ve uygulanabilir projeler ile başvuru yapılabilen Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü
yarışmasına katılım www.sabriulkerfoundation.org adresi üzerinden sadece İngilizce olarak yapılıyor.
Son başvuru tarihi 1 Mart 2016 olarak belirlenen ödül, Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi
bünyesinde yer alan Sabri Ülker Center ve Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü işbirliği ile
düzenlenecek Sabri Ülker Center Metabolizma ve Yaşam Sempozyumu’ndaki ödül töreni ile sahibini
bulacak.
Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü’nü 2014 yılında gıda güvenliği alanındaki projesiyle Gazi
Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Gülay Bayramoğlu, 2015 yılında bitkisel sterol kullanılarak
geliştirdiği ürünle TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsü’nden Doç. Dr. Cesarettin Alaşalvar ve ekibi almıştı.

Benzer belgeler