12-Obama döneminde Amerika

Transkript

12-Obama döneminde Amerika
Obama döneminde Amerika,
Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!)
ve Yeni Osmanlýcýlýk
Ceyhun Bozkurt (*)
Þam ile Telaviv arasýnda arabuluculuk yapan bir Türkiye'nin aniden Ýsrail'e düþman olmasý beklenemez. Kaldý ki AKP iktidarýnýn Ýsrail ve ABD'deki Yahudi lobisi ile Türkiye'deki geçmiþ tüm iktidarlardan daha özel bir
iliþkisi vardýr. Bu çerçeveden baktýðýmýzda Türk-Ýsrail iliþkilerinin Davos'taki tartýþma eksenli olarak ele alýnmasý çok doðru deðildir. Çünkü dýþ politikalar uçak gemilerine benzer. Uçak gemileri sürat motorlarý gibi keskin virajlar
almazlar, alamazlar.
AKP-Ýsrail/Yahudi Ýliþkilerinin Geçmiþi
Baþbakan Erdoðan, geçmiþinde Ýsrail ile sürekli iyi iliþkiler içindeydi.
Hatta bu iliþkiler o kadar sýcaktý ki, Ýsrail'in Ankara eski Büyükelçisi Pinhas
Avivi’nin Türkiye'deki görev süresinin bitiþine yakýn yaptýðý açýklamada
AKP için “Birçok konuda ayný anda, ayný çýkarlarý savunuyoruz” demesi
AKP-Ýsrail iliþkisinin sýcaklýðýný göstermesi bakýmýndan çarpýcýdýr.1
Avivi boþuna konuþmuyordu. AKP ve Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan gerek Ýsrail ile gerekse dünyadaki Yahudi lobileriyle sürekli yakýn olmuþtu. Bazý örneklerini þu þekilde sýralayabiliriz:
q
AKP'nin kuruluþ aþamasýnda Yahudilerin ABD'deki önemli lobi örgütlerinden Anti-Defamation League(ADL) Baþkaný Abraham Foxman,
gizlice Ýstanbul'a gelerek Recep Tayyip Erdoðan ile görüþtü. Görüþme, gündeme bomba gibi düþtü.2
(*)
Gazeteci, yazar
Milliyet, Ýsrail Büyükelçisi Avivi ile AKP, Ýran ve Suriye deðerlendirmesi: Zaman içinde
AKP ile sevgiyi yakaladýk, 21 Temmuz 2007
1(
2
Sabahattin Önkibar, Star Gazetesi. 18 Temmuz 2001
[173]
Ceyhun Bozkurt
q
Bu görüþmenin ardýndan Recep Tayyip Erdoðan'ýn, Ýsrail'in o dö-
nemki Ankara Büyükelçisi David Sultan ile uzun süren bir görüþme yaptýðý,
bu görüþmede kendilerinin kesinlikle Ýsrail karþýtý olmadýklarýný söylediði iddia edildi. Ancak kýsa bir süre sonra Erdoðan bu iddiayý tekzip etti.3 Görüþmenin yapýldýðý iddia edilen tarih ise 18 Temmuz 2001'di. Yani Foxman'ýn
ziyaretinin hemen ertesi.
q
Bu görüþmeler ve temaslardan sonra Türkiye'deki Yahudi cemaati li-
deri Bensiyon Pinto, Nuriye Akman ile yaptýðý röportajda, Akman'ýn “Amerika'daki Yahudi lobisinin Tayyip Erdoðan'a gösterdiði samimiyeti ve ýlýmlý
Ýslam'a karþý esnekliklerini nasýl deðerlendiriyorsunuz?” sorusuna þu yanýtý
vermiþti:
“Türkiye Cumhuriyeti'ne faydalý olabilecek her iþin yanýndayýz. Sayýn
Tayyip Erdoðan, jewish lobiye partisinin programýný anlatmýþtýr. Onlar da
onu dinlemiþtir. Ýslam'ýn dünyada çok mühim bir rol oynadýðýna inanýyorum. Buna bütün dünya inanýyor. Eðer bu misyonu Sayýn Tayyip Erdoðan
yükleniyorsa ve bunu yapacaksa böyle söylemleri hakikaten dünyanýn desteklemesinde fayda var. Ama bu sözlerim, cemaatim o görüþü destekliyor
diye anlaþýlmasýn.”4
Bunlar AKP'nin kuruluþ aþamasý ve hemen sonrasýndaki geliþmelerdir.
AKP 3 Kasým 2002 tarihinde yapýlan seçimlerden çýkan sonuçla hükümet
kurduktan sonra da bu iliþkiler hýz kesmedi. Amerikan Yahudi Komitesi
(AJC) 2004 yýlýnda, ilk defa bir Müslüman'a yani Recep Tayyip Erdoðan'a
“Cesaret Ödülü” vermiþti. Ayný AJC, Davos'taki olay sonrasý zehir zemberek bir açýklama yaptý.
Davos'taki toplantýda çok sert ifadelerle birbirini suçlayan iki taraftan
Ýsrail Cumhurbaþkaný Þimon Peres ise, çok deðil birkaç ay öncesinde, Türkiye ile Ýsrail'in “stratejik ortak” olduðunu bile söylemiþti.5
Baþbakan Olmert'in Ankara ziyaretinden bu yana Türk-Ýsrail iliþkilerinde somut olarak ne deðiþmiþtir? Türkiye'nin Ýsrail ile iliþkilerinde “MilliStratejik menfaatler” olarak tanýmlanan hususlarda ne deðiþmiþtir? Eðer,
Olmert ziyaretinde Telaviv ile Þam arasýnda arabuluculuk yapan Ankara'ya,
Ýsrail'in Suriye'ye yapacaðý bir saldýrý konusunda bilgi vermeseydi; Türkiye'yi
kandýrmýþ ve istismar etmiþ olurdu.
3
Turan Yavuz, Çuvallayan Ýttifak, Destek Yayýnlarý, 9. Basým, Mart 2006, s. 121
4
Nuriye Akman, 'Yahudiliðe girmek adamý piþman ettirir', Zaman Gazetesi, 17 Þubat 2002
5
Arslan Bulut, AKP, Ýsrail ile gizli anlaþma mý imzaladý?, Yeniçað, 31 Ekim 2008
[174]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
Amerikan Yahudi Komitesi (AJC) 2004 yýlýnda, ilk defa bir Müslüman'a yani Recep
Tayyip Erdoðan'a “Cesaret Ödülü” vermiþti.
Baþlangýçta, beþ saat süren Ankara görüþmesinde Olmert ile Erdoðan
arasýnda sadece Ýsrail-Suriye iliþkilerinin ele alýnýp, Hamas meselesinin görüþülmediði ýsrarla ileri sürülmüþse de Erdoðan, Davos Krizi'nden sonra,
Olmert ile Hamas konusunda görüþtüklerini Hamas'ýn elinde tutsak Ýsrail
askerlerini kurtarma karþýlýðýnda Ýsrail'in elindeki Hamas milletvekili ve bakanlarýn serbest kalmasýný, bu olmaz ise diðer esirleri kurtarmak için pazarlýk yaptýðýný anlatmýþtýr.6
Hatta Olmert ile görüþmeler devam ederken, Erdoðan Hamas lideri Ýsmail Haniye'yi Gazze'den arayarak görüþmüþtür.7 Prof. Dr. Ahmet Davut6
Açýk istihbarat, “Büyük Davos Senaryosu ve de Altýn Vuruþ”, 30 Ocak 2009
7
M.K.. Bhadrakumar, “Turkish snub changes Middle East game”, www.atimes.com,
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[175]
Ceyhun Bozkurt
oðlu da bazý gazetecilere Erdoðan'ýn Olmert'e Hamas ile de arabuluculuk
yapma teklifinde bulunduðunu ancak Olmert'in bunu reddettiðini söylemiþtir.8 Baþbakan Erdoðan, görüþmelerde bir yan konu olarak Hamas meselesinin ele alýnmasýna raðmen, Olmert'in kendisine Gazze'ye yönelik dört
gün sonra baþlayacak Ýsrail saldýrýsý konusunda bilgi vermemesine kýzgýn ise
de kýzgýnlýðýn meþruluðu yoktur. Türkiye'nin Hamas konusunda arabuluculuk teklifini reddeden Tel Aviv'in bu saldýrý ile ilgili bilgi vermek gibi bir yükümlülüðü olduðu söylenemez.
Gazze'ye saldýracak bir Ýsrail Baþbakaný
böyle bir saldýrý öncesinde Türkiye'ye gelmemeli
miydi? Oysa, Olmert'in Ankara ziyaretinden
sonra Ýsrail-Türkiye iliþkilerinde, Erdoðan'ýn retorik düzeyinde yaptýðý sert eleþtiriler sonucunda Ýsrail-Suriye arasýndaki arabuluculuðun þartlarýný ihlâl etmesine raðmen, köklü bir deðiþiklik
olduðu görülmemiþtir. Hatta, AKP Hükümeti
Ýsrail'in Gazze'ye yönelik saldýrýlarýný sert bir dille eleþtirirken, CHP'nin TBMM'ne getirdiði “Ýsrail'i kýnama” önerisi AKP oylarý ile reddedilmiþtir.
AKP Hükümeti Ýsrail'in
Gazze'ye yönelik saldýrýlarýný sert bir dille eleþtirirken, CHP'nin TBMM'ne getirdiði “Ýsrail'i kýnama” önerisi AKP oylarý
ile reddedilmiþtir.
Erdoðan'ýn Gazze politikasý, ABD-AB-Ýsrail desteðine Türkiye'nin iç
politik dinamiklerinden ötürü ciddî anlamda ihtiyaç duyan AKP'nin Ýsrail
ve ABD'deki Yahudi lobisini sadece insanî nedenlerden dolayý karþýsýna almasý, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Saadet Partisi'nin önünü kesmek gibi,
iç politik bir nedenle de tamamen izah edilemeyebilir.
Türk-Ýsrail iliþkilerindeki sancýlý sürecin iki ülke insanlarý ve Türkiye
Yahudileri tarafýndan da kaygý içinde izlendiði görülüyor. Türkiye'de yayýn
yapan Türkiye Yahudilerinin Gazetesi Þalom'un Dýþ Haberler Editörü
Haymi Behar'ýn “Balayý bitti” baþlýklý yazýsý, aslýnda bu kaygýyý gösterir
nitelikte. Behar, Ýsrail'den Türkiye'ye gelen turistlerin kaygýlarýnýn arttýðýný,
Türkiye'ye yönelik rezervasyonlarýn yüzde 70'inin iptal edildiðine dikkat çekerek, bu iptallerin gerekçelerinin “Türkiye'deki anti-Ýsrail” duygularý olduðunu dile getirmiþ. Yapýlan bir araþtýrmayý da hatýrlatan Behar, hoþgörü
kültürüne sahip Anadolu insanýnýn yüzde 76'sýnýn Ýsrail'e karþý olumsuz
duygular beslediðinin ortaya çýktýðýna dikkat çekiyor.9
8
Açýk istihbarat, “Büyük Davos Senaryosu ve da Altýn Vuruþ”, 30 Ocak 2009
9
Haymi Behar, Honeymoon is over, www.ynetnews.com
[176]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
Bu noktada cevaplandýrýlmasý gereken husus Türk-Ýsrail iliþkilerinde
“tamamen duygusal bir kriz” mi yaþandýðý yoksa görünenden daha farklý
bir gerçeðin mi söz konusu olduðudur. Eðer Türk-Ýsrail iliþkileri daha çok
Türkiye'den kaynaklanan bir duygusal kriz yaþýyor ise bu kriz kýsa sürede iliþkilere zarar vermekle birlikte Türkiye'nin retoriðinde geri adým atmasý sonucunda aþýlacaktýr. Ancak, baþka bir senaryo söz konusu olabilir mi?
Ortadoðu'da Ýran'ýn Yalnýzlaþtýrýlmasý mý?
Baþka bir senaryo konusunda ciddî iddialar vardýr. Ocak 2007'de Ýran
Cumhurbaþkaný Ahmedinejat'ýn, Yahudi soykýrýmýný efsane olarak nitelendirmesinden sonra Türkiye dahil 36 Avrupa ülkesindeki Yahudi cemaatlerinin üyesi bulunduðu Paris merkezli “Avrupa Musevî Kongresi” Baþkaný
Pierre Besnainou, Avrupalý liderlere Ýran'a ambargo uygulanmasý çaðrýsýnda
bulunmuþtur. Pierre Besnainou, daha sonra Türkiye'ye gelerek, Baþbakanlýkta Erdoðan ile görüþmüþtür. Görüþmeden sonra Besnainou, görüþmeyi
“çok ilginç bir görüþme” olarak nitelendirmiþ ancak daha fazla açýklama
yapmamýþtýr.
Eðer Türk-Ýsrail iliþkileri
Besnainou, 15 Þubat 2007'de Ýsrail'de yayýnlanan sol liberal Haarettz gazetesinde yazdýðý daha çok Türkiye'den
“Türk seçeneði” baþlýklý makalede “Baþbakan kaynaklanan bir duygusal
Erdoðan'ýn Ortadoðu'da lider rolü oynayabile- kriz yaþýyor ise bu kriz
ceðini ve Ýslam dünyasýnýn Ahmedinejat'tan dakýsa sürede iliþkilere zaha iyi bir sözcüyü hak ettiðini” ileri sürmüþtür.
Besnainou'ya göre, Erdoðan’ýn Ýslam dünyasý- rar vermekle birlikte
nýn sözcüsü olmasý gerekmektedir ve Erdoðan Türkiye'nin retoriðinde
da böyle düþünmektedir. Besnainou, Erdoðan'a geri adým atmasý sonuÝslam dünyasýnýn liderliðinin verilmesi gereklili- cunda aþýlacaktýr.
ðine vurgu yaptýðý makalesini, sözü Nobel ödülüne getirerek “Umarýz ki Nobel Barýþ Ödülü
Ýslam dünyasý içinde nefret ve dargýnlýklarý durdurmayý baþarýp, uzun zamandýr þiddet karanlýðýna gömülmüþ bir bölgeye ýþýk ve barýþ getirecek kiþiye verilir” sözleriyle bitirmiþtir.10
Öte yandan, 23 Aralýk'ta Ankara'da gerçekleþen Erdoðan-Olmert görüþmesinden bir gün sonra, 24 Aralýk 2008'de Ýsrail'de muhafazakâr çizginin önemli gazetesi Jerusalem Post'ta yazan Herb Keinon, “Üst düzey yetkililer, Erdoðan'ýn ülkede yükselen laik muhalefet karþýsýnda meþruiyetini sað10
Pierre Besnainou, “The Turkish alternative”, Harettz, 15 Þubat 2007
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[177]
Ceyhun Bozkurt
lamlaþtýrmak için yüksek profilli bir uluslar arasý diplomatik baþarýya ihtiyaç
duyduðunu söyledi” demektedir. 11
Ocak 2009 baþýnda ünlü Amerikalý stratejist George Friedman, olaðanüstü popülizm kokan, hiçbir ciddi teorik çerçevesi olmadýðý gibi, güçlü
hiçbir delil göstermeyen bir iddiayý ileri sürmüþtür. Friedman, “Türkiye'nin
dünyadaki siyasî etkisi, 2050 yýlýnda muhtemelen Osmanlý haritasýný andýran
bir görüntü oluþturacaktýr, Türkçe öðrenin” görüþünü savunmuþtur. Yine
Friedman, Ocak ayýnýn sonunda çýkardýðý “Gelecek 100 Yýl- 21. Yüzyýl için
Öngörüler (The Next 100- A Forecast for the
21st
Century)” çalýþmasýnda, Türkiye'nin merFriedman, “Türkiye'nin
kezinde olduðu çarpýcý senaryolara yer vermiþdünyadaki siyasi etkisi,
tir. Bu senaryolara göre, Rusya ve Çin gerileyip
2050 yýlýnda muhtemelen çöküyor, Üçüncü Dünya Savaþý çýkýyor ama uOsmanlý haritasýný andý- zayda gerçekleþiyor. Üstelik Türkiye de olaylarýn
ran bir görüntü oluþtura- merkezinde. Çünkü Türkiye, Ortadoðu, Balcaktýr, Türkçe öðrenin” kanlar, Arap Yarýmadasý ve Kuzey Afrika'ya hakim bir imparatorluða dönüþüyor, hilâfeti de
görüþünü savunmuþtur. canlandýrýyor.12 Friedman'ýn bu çalýþmasý da ciddî her türlü temelden yoksundur.
Yine Davos kavgasý öncesinde TRT-2'de konuþan bazý Amerikalý gazeteciler, “Ýran'ýn Müslüman ülkeler üzerinde önemli itibarý var. Bu itibarýn
kaldýrýlmasý gerekir. Bize Türkiye gibi her tarafla eþit iliþkisi olan ýlýmlý Müslüman bir ülke lâzým” görüþünü savunmuþlardýr. Haaretz Gazetesi'nde baþlayýp, Jerusalem Post'da devam eden, George Friedman tarafýndan zenginleþtirilen ve nihayet Amerikalý gazetecilerin TRT-2'de Türk kamuoyuna taþýdýklarý görüþün özeti þudur: Irak savaþý sonrasýnda Ýran'ýn Ortadoðu'da gücü sadece Þii Hilâli'nde artmakla kalmamýþ, Ahmedinejat'ýn þahsýnda Sünni
Arap dünyasýnda da saygýnlýðý yükselmiþtir. Arap kitleleri, Arap liderlerin
ABD ve Ýsrail karþýsýnda ezildikleri sýrada, Ýran'ýn ve Ahmedinejat'ýn ABD'ye direniþini imrenerek izlemiþlerdir.
Batý ve Ýsrail, Arap sokaklarýndaki bu geliþmeyi fark ettiði gibi, Erdoðan'ýn Türkiye'de iç politik anlamda sýkýntý içinde olduðunu da tespit etmiþ
görünmektedir. Batý dünyasý ve Ýsrail için, Erdoðan'ýn iç politik sýkýntýlarýný
aþacak, ancak daha önemlisi Ahmedinejat ve Ýran'ýn Arap sokaklarý ve Gaz11
Herb Keinon, 'Turks want 'framework' for direct Israeli-Syrian talks', Jerusalem Post, 24
Aralýk 2009,
12
Hürriyet, Yýl 2020 Dünyada 2 büyük güç var, 23 Þubat 2009
[178]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
Ýnsanlarda sanki önceden hazýrlanmýþ bir senaryo izlenimi veren Davos Krizi
ze'deki etkisini kýracak bir lidere, ülkeye ve sürece ihtiyaç vardýr. Bu lider Erdoðan, bu ülke Türkiye ve bu süreç “Yeni Osmanlý” vizyonudur. Davos
kavgasý öncesinde böyle bir panorama mevcuttur. Ancak Ýran'ýn yerini alacak Türkiye, panoramanýn sadece bir kýsmý idi. Diðer kýsmýný ise Yeni Osmanlýcýlýk oluþturuyordu.
Davos Kavgasý
Þimdi Davos'a geçebiliriz: Davos'ta Erdoðan ve Peres'in katýlacaðý bir
panel talebi Türkiye'den gelmiþtir. Böyle önemli bir paneli yönetmesi gereken Davos Baþkaný Klaus Shwab, panelden birkaç gün önce panel yöneticiliðinden, sanki olacaklarý hissetmiþ gibi çekilmiþtir. Yerine Ermeni-Yahudi
kökenli Amerikalý yazar Ignesius geçmiþtir. Türk tarafý buna itiraz eder gibi
görünse de çok üzerinde durmamýþtýr. Süleyman Demirel konuyu þu sözlerle deðerlendirmektedir: “Ben bu hadiseyi beðenmiyorum. Davos'ta bir
Gazze toplantýsý yapmak ve buna Türkiye ve Ýsrail'i oturtmak yanlýþtýr. Çünkü taraflarýn tavýrlarý bellidir. Bu toplantý âdeta hadise çýkarmak için yapýlmýþtýr.”13
Toplantýdan önce Türk tarafý Erdoðan ve Peres'in bir araya gelerek kýsa
bir ön görüþme yapmasý teklifini reddetmiþtir. Oysa bu ön görüþmelerin iþ13
Arslan Bulut, Davos'taki sörfün perde arkasý!, Yeniçað, 1 Þubat 2009
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[179]
Ceyhun Bozkurt
levi gerilimi azaltmaktýr. Baþbakan Erdoðan, Davos öncesinde bir sert çýkýþa
sanki hazýrlanmaktadýr. Doðrusu Peres'in içerik açýsýndan sýnýrda kalan ancak sesinin yüksekliði ve vücut dili açýsýndan tahrik edici yaklaþýmýna, panel
yöneticisinin zaman konusundaki hassasiyetsizliði ile el-kol hareketi de eklenince, Erdoðan düþündüðünden de daha gergin bir ortama girmiþtir.
Davos'ta panelde Erdoðan'ýn verdiði tepkinin en önemli bölümü, “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocuklarý nasýl
öldürdüðünüzü nasýl vurduðunuzu çok iyi biliyorum” cümlesinde bulunmaktadýr. Ancak bu cümle “Sahillerde ölen çoToplantýdan önce Türk cuklarý hatýrlýyorum” diye tercüme edilmiþtir.
Konuþmasý izleyicilere ve Peres'e tam anlamý ile
tarafý Erdoðan ve
tercüme edilmeyen Erdoðan daha sonra paneli
Peres'in bir araya gelerek terk etmiþtir. Erdoðan'ýn bu ana kadar sergiledikýsa bir ön görüþme yap- ði tavrýn Arap sokaklarýný fethettiði Arap Birliði
masý teklifini reddetmiþ- Genel Sekreteri ve Mýsýr'ýn eski Dýþiþleri Bakaný
Amr Musa'nýn ayaða kalkarak, Erdoðan'ýn eline
tir. Oysa bu ön görüþyapýþmasýndan ve Erdoðan ile birlikte paneli
melerin iþlevi gerilimi
terk etmek isterken son anda BM Genel Sekreazaltmaktýr.
teri Baan Ki Moon'un uyarýsý ile yerine oturmasýndan anlaþýlmýþtýr.
Olaydan hemen sonra düzenlenen basýn toplantýsýnda ise Erdoðan tepkisinin Ýsrail halkýna, Peres'e ve Musevilere olmadýðýný söyleyerek, “Benim
tavrým moderatöre” demiþtir. Böylece Erdoðan, bir yandan Arap sokaklarýný fethederken öte yandan da Washington ve Tel Aviv'i karþýsýna almayacak
bir retorik benimsemiþtir. Hatta gecenin geri kalan kýsmýnda Erdoðan “moderatörü” ve -televizyonlara telefonla baðlanarak- Türk-Ýsrail iliþkilerinin
geleceði ile ilgili endiþelerini dile getiren emekli büyükelçileri “monþer” diyerek hedef tahtasýna koymuþtur.
Bütün bunlar olurken genellikle yýrtýcý olmasý ile tanýnan Ýsrail diplomasisinin güvercin rolü oynamasý da ilgi çekicidir. Panelde Erdoðan'ý tahrik etmek ister gibi, baðýran ve el kol hareketi yapan Peres gitmiþ, onun yerini “sesimin duyulmadýðýný zannediyordum” diyen bir Peres almýþtýr.
Ýlginç olan bir husus da, bu diplomatik felaket sonrasýnda bile BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon'un Erdoðan'a “Ortadoðu'da liderliðinize ihtiyaç
var” demesidir.14 Olmert, kabinesini, “Türkiye aleyhine konuþmayýn” diye14
Star, Barýþ için liderliðinize ve misyonunuza ihtiyaç var, 2 Þubat 2009
[180]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
rek uyarmýþtýr.
Herþey göründüðü gibi olsaydý bilime ihtiyaç olmazdý. Ne oldu da bir
anda külâhlar deðiþildi? Aslýnda Erdoðan 2004 yýlýnda, Ýsrail ordusunun Refah kampýna yönelik saldýrýlarý ve Þeyh Ahmet Yasin'in öldürülmesinin ardýndan Ýsrail'e yönelik “devlet terörü yapýlýyor” suçlamasý yöneltmiþ, ancak
açýklama sonrasý gerginleþen iliþkileri yeniden yumuþatmýþtý. Bu defa ki gerginlik, çok daha sert, daha geniþ boyutluydu.
Baþbakan'ýn açýklamalarýný, bu geliþmeleri görmeden deðerlendirmek
doðru olmaz. Ayrýca ABD'nin yeni Baþkaný Obama ile deðiþen bölge dengelerini hesap ettiðimizde, Davos'un perde arkasýnda, derinden yürütülen bir
proje olduðunu söylemek ihtiyatsýzlýk olmaz. Aslýnda satranç tahtasýnda önemli bir hamle yapýlmýþ gibidir. 2000'li yýllarýn baþýna dönecek olursak;
ABD'nin bir önceki Baþkaný George W. ABD'nin yeni Baþkaný
Bush'un göreve gelmesinin hemen ardýndan “11
Eylül” yaþanmýþ ve ABD, baþta Ýngiltere ve Ýs- Obama ile deðiþen bölge
rail olmak üzere bazý ülkelerin desteðiyle Afga- dengelerini hesap ettiðinistan ve Irak üzerine Bush'un ifadesi ile bir mizde, Davos'un perde
“Haçlý Seferi” düzenlemiþti. Bu seferin arka- arkasýnda, derinden yüsýnda, ABD'nin yýllardýr plânladýðý ve 11 Eylül
rütülen bir proje olduðuile birlikte hayata geçirdiði Büyük Ortadoðu
Projesi’nin olduðu çok sonralarý ortaya çýkmýþ- nu söylemek ihtiyatsýzlýk
tý. 3 Kasým 2002 tarihinde yapýlan seçimlerde ik- olmaz.
tidara gelen AKP'nin bu proje içinde yer aldýðý
Baþbakan Erdoðan tarafýndan, 16 Þubat 2004 tarihinde “Teke Tek” programýnda açýklanmýþtý. Baþbakan o programda, “Þu anda Amerika'nýn da Büyük Ortadoðu Projesi var ya Geniþletilmiþ Ortadoðu, yani bu proje içerisinde Diyarbakýr bir yýldýz olabilir. Bunu baþarmamýz lâzým” demiþti.
ABD'den de 2003 yýlýndan itibaren BOP'un hedefine iliþkin açýklamalar
gelmiþ, o dönemin ABD Baþkaný'nýn Ulusal Güvenlik Danýþmaný olan
Condoleezza Rice'ýn 7 Temmuz 2003 tarihinde Washington Post gazetesinde yayýmlanan “Transforming The Middle East – Ortadoðu'yu Dönüþtürmek” baþlýklý yazýsýnda, Fas'tan Basra Körfezi'ne kadar Ortadoðu'da bulunan 22 devletin rejiminin, sýnýr ve haritalarýnýn deðiþtirileceði, Türkiye'nin
de bunlarýn içinde olduðu vurgulanmýþtý. Ancak iþler Amerikan strateji
plânlayýcýlarýnýn istediði gibi gitmedi.
Neo-con olarak adlandýrýlan ekibin planlarý, ABD'nin Ortadoðu'daki
etkisini olumlu yönde artýrmak þöyle dursun, baþta Türkiye olmak üzere
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[181]
Ceyhun Bozkurt
bölgede ciddi bir Amerikan karþýtlýðý yaratmýþ, Amerikan karþýtý Ýran'ý, Ortadoðu'da büyük bir güç haline getirmiþ, bu ülke, Irak iþgalinin hemen sonraki 3-4 yýl içinde Irak Þiilerini kullanarak kendisine bir savunma hattý oluþturma politikasý izlemiþ ve Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin'de nüfuzunu artýrmýþtý. Bush'u tartýþmalý bir seçimle iktidara getiren derin yapý, bunun üzerine bir strateji deðiþikliðine gitti. Askeri seçeneði tamamen kenara itmeyen
bu yapý, daha farklý bir strateji izleyeceðinin iþaretlerini dönemin Amerikan
Genelkurmay Baþkanlýðý Plânlama Daire Baþkan Yardýmcýsý Tuðgeneral
Mark Kimmit aðzýndan açýklamýþtý. Kimmit, ABD'nin Ortadoðu'ya yönelik
“terörle mücadele” adlý stratejik baþlýðýnýn “uzun savaþ” olarak deðiþtirildiðini açýkladýðý toplantýda ayrýca bölge için þu sözleri söylemiþti:
“O bölgede þu andaki boyutlarda bir gücü sonsuza kadar tutamayýz.
Çünkü o zaman bizim bölgeye iþgal amacýyla gittiðimizi savunanlarýn eline
koz vermiþ oluruz. Orta Doðu'yu iþgal edemeyiz ve etmeyeceðiz. O halde
buradaki gücümüzü küçültmemiz gerekiyor. Uzun savaþýn prensiplerinden
biri bu. Daha küçük, daha hareketli, daha etkili, kültürel olarak daha hassas
bir güç tutmak zorundayýz bölgede.”15
Yani Irak'taki ABD askerinin azaltýlmasý kararý Obama ve ekibine deðil,
“uzun savaþ” stratejisini uygulamaya koyan ABD devletine aitti. Bu derin
yapýnýn hayata geçirdiði çok önemli bir politika daha vardý. Destekledikleri
AKP sayesinde Ortadoðu'da hâkimiyetlerini pekiþtirecek, daha demokratik yollardan sýnýr deðiþikliklerini saðlayacak bir adým. Sözünü
ettiðimiz plâný hayata geçirmek için neo-conlara deðil, daha demokrat(!) görünen bir iktidara ihtiyaç duyuldu. Arslan Bulut'un, Obama'nýn ABD Baþkaný seçildiði günlerde yazdýðý þu yazý da yap-bozun parçalarýný tamamlar
nitelikte:
“Bundan iki yýl kadar önce, Ýngiltere'de yapýlan uluslararasý bir toplantýda, bir Ýngiliz iþadamý, bir Türk iþadamýna þöyle dedi:
'Obama diye çok zeki bir kiþi bulduk. Siyah! ABD Baþkaný yapacaðýz.'
Ýlk bakýþta 'ABD'nin baþkanlarýný Ýngiliz iþadamlarý mý belirliyor?' sorusu aklýnýza gelmiþtir. Fakat ABD-Ýngiltere sermayesinin iç içe geçmiþ olduðunu düþünürsek, ABD Baþkaný'ný belirleme konusunda etkin olabilecekleri fikri pek yabana atýlamaz.”16
15
Nasuhi Güngör, Savaþa Beþ Kala, Kim Yayýnlarý, Birinci Baský, Mart 2006, s.22-23
16
Arslan Bulut, Obama deðil Biden seçildi, Yeniçað Gazetesi, 6 Kasým 2008
[182]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
George Friedman’a göre 2050'de Türkiye sýnýrlarý böyle olacak
ABD'de baþkan deðiþimi ile birlikte Bush yönetimine yönelik eleþtiriler
sertleþmeye baþladý. Çünkü Bush dönemi politikalarýna yönelik eleþtiriler,
dünyaya “sempatik görünen bir ABD” için gerekliydi. Sanki Afganistan,
Irak ve dünyanýn daha birçok yöresinde yaþanan savaþ, iç savaþ ve etnik sorunlarýn kaynaðý Bush ve ekibiymiþ gibi bombardýman baþladý. ABD savaþ
makinesini yaratan ve katký saðlayan güçler artýk Bush'u yerden yere vuruyordu.
Yahudi lobisinin de etkili olduðu ABD'nin, strateji deðiþikliðine gittiðinin en önemli iþaretlerinden biri de, Ýsrail Cumhurbaþkaný Þimon Peres'in
yaptýðý bir açýklama ile gün yüzüne çýktý. ABD'nin Irak iþgalinin en önemli
destekleyicisi Ýsrail'in en üst düzeydeki yetkilisi “Bush döneminde Ortado21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[183]
Ceyhun Bozkurt
ðu'da barýþ adýna pratikte hiçbir þey olmaz” diyordu.17 Türkiye'de de bir dönem ABD'nin Ortadoðu politikalarýný destekleyenlerin, ABD'deki bu deðiþimin ardýndan Bush aleyhtarý kesilmesi de çarpýcý bir örnek. Peki Obama
ile hesap edilen plân ne? Özellikle Irak'ýn kuzeyi ile geliþen(!) iliþkiler, Türkiye'nin PKK'yý Barzani desteðiyle bitireceði yönündeki iddialar bu plânýn
neresine oturuyor?
Yeni Osmanlýcýlýk
“Ortadoðu'ya bizim adýmýza siz yön verin” plâný
daha geniþ kapsamlý bir
coðrafyayý içeren bir þekilde “Yeni Osmanlýcýlýk” olarak 2000'li yýllardan itibaren tartýþýlýr
oldu.
Ýlk olarak Birinci Körfez Savaþý döneminde
Türkiye'ye “Irak'ýn kuzeyine girin” teklifiyle
gündeme gelen ve daha sonra Irak'ýn kuzeyiyle
yetinilmeyip, “Ortadoðu'ya bizim adýmýza siz
yön verin” plâný daha geniþ kapsamlý bir coðrafyayý içeren bir þekilde “Yeni Osmanlýcýlýk”
olarak 2000'li yýllardan itibaren tartýþýlýr oldu.
2007 yýlýnda Fatih Çekirge'ye konuþan Baþbakan'ýn Baþmüþvari Prof. Dr. Ahmet Davudoðlu'nun Türkiye'nin Ortadoðu'ya yönelik yeni
bakýþýný anlatýrken kullandýðý ifadeler dikkat çe-
kici:
“Fizikî sýnýrlarýn korunduðu, ancak diyalog ve ticaretin esnediði bir politika öngörüyoruz.
“Herkesin birbirine küstüðü Ortadoðu'da herkesle konuþabilen bir Türkiye. Sorunlarýn çözüm merkezi haline gelen bir Türkiye.”
Aslýnda Amerikalýlar tarafýndan açýkça söylenen “Yeni Osmanlýcýlýk”
ifadesini Hükümet çevrelerinin ýsrarla kullanmamasý çarpýcý.18
Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'la da konuþan Fatih Çekirge, konu ile
ilgili olarak þu yorumu yapýyordu:
“Baþbakan Erdoðan ve Baþmüþaviri Davudoðlu'ndan anladýðým kadarýyla Türkiye yalnýzca Batý ile Doðu arasýnda bir çözüm merkezi deðil, ayný
zamanda Ortadoðu'daki taraflar ve kamplaþmalar için de bir çözüm merkezi
olmaya soyunuyor. Yakýn ve orta vadedeki hedef bu…”19
17
Yeniçað, 22 Kasým 2007
18
Fatih Çekirge, Türkiye'nin yeni Ortadoðu projesi, Hürriyet, 2 Nisan 2007
19
Çekirge, agy.
[184]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
CIA'nýn eski Türkiye uzmanlarýndan Graham Fuller, 2008 yýlý içinde
Türkiye ile ilgili çok önemli iki çýkýþ yaptý. Birinci çýkýþý, bir kitap ile oldu.
Ýkinci çýkýþý ise BBC Türkçe servisine yaptýðý “BOP bir felâkete dönüþmüþtür” açýklamasý idi. Biz bu yazýmýzda Fuller'in birinci çýkýþýna dikkat
çekmek istiyoruz. Kitabýn adý “Yeni Türkiye Cumhuriyeti”. Kitaptan size
bazý satýrbaþlarý aktarmak istiyorum:
1) Kemalistler, açýkça Türk etnik milliyetçiliðin ve Osmanlý Ýmparatorluðu'nun çok etnik unsurlu, çok dinli ve Ýslami yönelimli deðerlerinin yerini
alacak yeni bir milliyetçi deðerler kümesi üzerine bina edilmiþ yeni bir Türk
ulus-devleti inþa etmek istiyorlardý. Atatürk, attýðý ilk adýmlardan biriyle geleneksel din adamlarý sýnýfýný hýzla tasfiye etti.20
2) Arapça alfabe kaldýrýlarak yerine Latin alfabesi konuldu. Bu deðiþiklikler sonraki nesillerin Osmanlý geçmiþine dair bütün bir yazýlý külliyata rutin eriþiminin önünü bir kalemde týkadý. Siyasî alanda saltanat kaldýrýlarak
Cumhuriyet kuruldu. 21
3) Atatürk'ün 1924 yýlýnda bizzat bütün Sünni dünyanýn en üst dini
mercii olan halifeliði kaldýrmasý ile birlikte Türkiye Ýslam dünyasý ile iliþkilerine en önemli darbeyi vurmuþ oldu. Bu son derece önemli bir olaydý.
Atatürk istediði reformlarý Türkiye içinde elbette serbestçe uygulayabilirdi.
Oysa halifeliðin ilgasý bütün Müslümanlarý etkileyen bir giriþimdi.22
4)Böylece halifeliðin kaldýrýlmasý bizzat Ýslam'ýn kendisine indirilmiþ bir
darbe olmuþ, Müslüman ümmeti ayný anda hem merkezi kurumundan hem
de – 13 yy.'dan fazla bir zamandýr Ýslami kimliðin, iktidarýn ve meþruiyetin
esaslý bir sembolü olmuþ- yüksek dini otoritesinden mahrum býrakmýþtý.
Bugün bile Müslüman dünya orta yerinde bir þampiyon görmemektedir.
Halifeliðin devam eden eksikliði 21. yy.'ýn Ýslamî hareketlerinin çoðunda yeni yanký bulmuþtur. 23
5)Kemalist Türkiye; Ýslam'ýn bir din olarak aþaðýlanmasýný, Türkiye'nin
hýzlýca saflarýna katýldýðý emperyalist güçlere Araplarý stratejik olarak terk etmesini ve büyümekte olan Batýlý tehditlere karþý Türk gücüne en çok ihtiyaç
duyulan bir zamanda Müslüman gücünün zayýf düþürülmesini temsil et20
Graham E. Fuller, Yeni Türkiye Cumhuriyeti, Timaþ Yayýnlarý, 2. Baský, Nisan 2008, s. 63
21
Fuller, age., s. 63-64
22
Fuller, age., s. 64
23
Fuller, age., s. 64-65
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[185]
Ceyhun Bozkurt
mektedir.24
6)Dolayýsýyla Kemalist tarihsel lobotomi Türk kamuoyu üzerinde etkili
olmuþ – Türkiye'nin Osmanlý geçmiþinin silinmesi- kalýcý bir iz býrakmýþtýr.
Oysa þimdi gerek Araplar gerekse Türkler ön yargýlarýndan, uydurulmuþ
milliyetçi mitlerden ve olgun bir karþýlýklý tanýmayý ve yakýn iþbirliðini önleyen çarpýk tarih anlayýþlarýndan kurtulmaya uðraþmaktadýrlar.25
7)Elbette ki bölgede Türk egemenliðine geri dönülmesini hiçbir Arap
istemez. Ancak çoðu Araplar hâlâ içinde bulunduðu zayýflýk ve izolasyon
durumunun kýrýlmasýna yardým edecek güçlü bir yeni müttefik görmeyi
gayet olumlu karþýlayacaktýr.26
8)Görünür derecede baðýmsýz olan bir Türkiye, Arap dünyasýna belirli
politika reçetelerinin savunusunu yapacak olursa, eski sýký Batý yanlýsý Türkiye'ye kýyasla daha büyük bir dikkatle dinlenecektir. Bu, Araplarýn Türkiye'yi
tarafsýzlaþtýrmaya çalýþmasý deðil; aksine onlarýn, Washington ve Kudüs ile
iletiþim kurmalarýný kolaylaþtýrabilen ve Müslüman dünyanýn dýþlanmýþlýk
ve kuþatýlmýþlýk duygusunun hafifletilmesine yardým edebilecek bir dost
kazanmasý olayýdýr.27
9)(…) þayet “Türk Ýslâmý” bölgesel bir itibara sahip olursa, bölgedeki
tartýþmalarý etkileyebilir ve kamusal hayatta Ýslam'ýn rolü hakkýndaki münakaþalarý deðiþtirebilir. Söz konusu model, devletin Ýslâm'ý bastýrdýðý o
eski, laikçi Kemalist model deðildir. Söz konusu model, daha ziyade
canlý, gururlu ve gayri-Müslim devletlerle rahatça bir arada yaþayabilecek ýlýmlý bir Türk Ýslamý'dýr.28
Burada anlatýlmak istenen açýkça; Türkiye'ye ABD'nin kontrolünde,
özelinde Arap dünyasýnda, genelinde ise Müslüman dünyada saygýn bir rol
verilmesi gerektiðidir. Bunlarý söyleyenin yýllarca Türkiye ile ilgili politikalarýn belirlenmesinde etkili olan bir CIA uzmaný olmasý da, bu plânýn ABD
tarafýndan kabul edildiðini gösteriyor. ABD'nin kabul ettiði bu plân, AKP
Hükümeti yanlýsý yazarlar tarafýndan da özellikle Davos toplantýsý sonrasý
dillendirilir oldu. Örneðin, Mümtazer Türköne, bildik “Ergenekon Desta24
Fuller, age., s.65
25
Fuller, age., s. 66-67
26
Fuller, age., s.67-68
27
Fuller, age., s. 320
28
Fuller, age., s. 320-321
[186]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
Cengiz Özakýncý’nýn “Yeni-Osmanlý Tuzaðý” adlý kitabýnýn kapaðýndan bir kesit
ný” düþmanlýðýný sýraladýðý bir yazýsýný þu ifadelerle bitiriyor:
“Moðol efsanesindeki kurdun izini aramak yerine Osmanlý'dan kalma
haritalarýn ayrýntýlarýna bakmalýyýz. Bir kurdun peþinden gidecekler ile Osmanlý'nýn bize miras býraktýðý ahlâkî otoriteye rýza gösterecek Ortadoðu
halklarýný karþýlaþtýrmayý deneyin. Bizim, yeniyetme halklar gibi, büyük görünmek için sahte bir tarihe ihtiyacýmýz yok. Osmanlý'dan devraldýðýmýz miras zaten yeteri kadar büyük.”29
Cengiz Çandar da 22 Temmuz 2007 seçimlerinin hemen ardýndan
www.haberx.com sitesinden Hülya Okur'a Aðustos 2007'de verdiði röportajda, El-Cezire'nin AKP için kullandýðý “Yeni Osmanlýcýlar” tanýmý için
þu yorumu yapýyordu: “Bir þey yapmanýz lâzým. Yok, olmuyor yani. Osmanlýlýðýn devamý olduðumuz idrakindeyim. Reddi mirastan yana deðilim. AKP
bunun devam ettiricisi mi? Osmanlýlýðýn devamý mý? Yeni Osmanlýlar mý?
29
Mümtaz'er Türköne, Ergenekon Efsanesi kime ait, Zaman, 22 Þubat 2009
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[187]
Ceyhun Bozkurt
Umarým öyle olurlar. Bekleyelim, görürüz.”
AKP'ye yakýnlýðýyla bilinen Yeni Þafak Gazetesi yazarlarýndan Mustafa
Özel de, 3 Kasým 2002 seçimlerinin hemen sonrasýnda Türkiye Cumhuriyeti'nin, 20'nci yüzyýl baþlarýndaki dört tarzý siyasetten ikisinin bileþiminden
bir milli siyaset türettiðini, bunlarýn Türkçülük ve Batýcýlýk siyasetleri olduðunu savunarak, “Þimdi diðer ikisinin sunabileceði hayat iksiriyle yaþamaya mahkûmdur: Osmanlýcýlýk ve Ýslamcýlýk” diyordu.30
Aslýnda “Yeni Osmanlýcýlýk” son bir iki
yýlda ortaya çýkan bir plân deðil. ABD'nin Ortadoðu'ya yönelik saldýrgan politikasýnýn dýþýnda
adeta bir “B Plâný” olarak kenarda tuttuðu plân,
bizzat ABD'li yetkililerce 2003 yýlýnda sessiz sedasýz oyuna dahil edilmiþti. 2003 yýlýnda ABD'nin Ýstinye'deki baþkonsolosluðunda, isimleri
belli gazetecilere; “Yeni Osmanlýcýlýk” baþlýðý
altýnda, “Türkiye ile ABD'nin ortak çýkarlarýnýn
nerede olduðuna” dair özel bir seminer verilmiþti. Hatta, bazý gazetecilerin, birkaç gün ortadan kaybolmasý da buna baðlanmýþ ve “Bu isimlerin önümüzdeki dönemde; Türkiye'nin 'milli'
çýkarlarý ile ABD'nin 'milli' çýkarlarýný 'Osmanlýcýlýk' maskesi altýnda birleþtirecekleri” ifade
31
edilmiþti. Bu seminere katýlan gazeteciler, Ertuðrul Özkök, Nazlý Ilýcak,
Taha Akyol, Murat Birsel, Güneri Civaoðlu, Hasan Cemal, Güngör Mengi,
Cengiz Çandar ve Hadi Uluengin'di.
Aslýnda “Yeni Osmanlýcýlýk” son bir iki yýlda ortaya çýkan bir plân deðil.
ABD'nin Ortadoðu'ya
yönelik saldýrgan politikasýnýn dýþýnda adeta bir
“B Planý” olarak kenarda
tuttuðu plân, bizzat
ABD'li yetkililerce 2003
yýlýnda sessiz sedasýz
oyuna dahil edilmiþti.
Washington'daki “malûm uzmanlar” da “Yeni Osmanlý modeli Türkiye
için ideal bir model, bu çerçevede, Türkiye, Ýslam dünyasýna 'hilâfet' kurumunun tekrar canlandýrýlmasýyla önderlik edebilir. Ýslam dünyasýnda þu anda yaþanan çok seslilik –her kafadan çýkan farklý görüþü toparlayýcý olacak
tek kurum 'Yüksek Ýslam Konseyi'nin oluþturulmasý' ya da hilâfettir”
açýklamalarýný yapmaya baþladý.32
AKP Hükümetinin dostlarýndan Suudi yetkililerin bu yöndeki
30
Mustafa Özel, Devlet Osmanlýcý Hükümet Batýcý, Yeni Þafak, 10 Kasým 2002
31
Arslan Bulut, Yeni Osmanlýcýlýk Tayyip Erdoðan ve Abdullah Gül, Yeniçað, 4 Aðustos 2007
32
Güler Kömürcü, 5 Aðustos… Ýstanbul'da 'yeni Osmanlý' zirvesi mi?, Akþam, 26 Temmuz
2005
[188]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
açýklamalarý da bulunuyor. Örneðin Suudi Arabistan eski Petrol Bakaný
Þeyh Zeki Yamani'nin “Arap rejimleri halký temsil etmez. Ortadoðu'nun
temsilcisi halktýr. Bütün Müslüman ülke halklarýnýn Türkiye'ye karþý bir
sempati ve sevgisi vardýr. Türkiye bölgenin potansiyel lideridir. Türkiye'nin,
uzun dönemde Ýslam dünyasý içinde örnek oluþturan çok saygýn bir yeri olacaðýna inanýyorum”33 açýklamasý, ABD'li yetkililer ve uzmanlarýn açýklamalarýyla örtüþmektedir.
Ayný Yamani, kýzýný yine bir Arap'la Ýstanbul Çýraðan Sarayý'nda evlendirdi ve kýzýnýn düðün davetiyesinde “Nur ve iman beldesi Mekke tepelerinden geldik, Osmanoðlu tepelerinde sevincimizi sizinle paylaþmaya” ifadelerini kullandý.34
Sevr'i yeniden Türkiye'-
Bu plân kamuoyunda tartýþtýrýlmak üzere
nin baðrýna oturtmayý
gündeme gelince çarpýcý yorumlar da beraberinde geldi. Osmanlý hanedaný torunu olan ve amaç ve hedef haline
Fransýz basýn kuruluþlarýnda 15 yýl boyunca Or- getiren AB ve ABD, bu
tadoðu muhabirliði yapan gazeteci Kenize Mu- kavramý bir dinamik
rad, ABD'nin “Yeni Osmanlýcýlýk” anlayýþýyla olarak kullanmaktadýr.
Ortadoðu'yu yeniden þekillendirme isteðinin felâketle sonuçlanabileceði belirterek “Önemli olan, kurulacak yeni sistemde ülkelerin baþýna kimlerin geçeceði. ABD'liler,
kendi kuklalarýný yönetimlere getirmek isterler. Bu bir felâket olur” demiþti.35
Bir dönem Baþbakanlýk Müsteþarlýðý gibi önemli bir görevde bulunan
Yaþar Yazýcýoðlu, “Yeni Osmanlýcýlýk” tuzaðýný þöyle yorumluyor:
“Evet Osmanlý bir imparatorluktu; Batý devletleri ile kýyaslanamayacak
kadar âdildi. Ama Osmanlý'nýn siyasî, sosyal ve ekonomik sistemi güçlü olsaydý yýkýlmazdý!.. Yeni Osmanlýlar'ýn, bu tarihi gerçekler karþýsýnda, neyin
peþinde olduklarýnýn izahý, cumhuriyet karþýtý olmakla izah edilebilir.
Türkiye 21. yüzyýlda yaþýyor, (…); deðiþen dünyanýn dayattýðý koþullar
altýnda varlýðýný korumak ve sürdürülebilir yapmanýn imkânlarýný aramak ve
saðlamak yerine, neticede çökmüþ Osmanlý düzeni üzerinden devlet ve toplum inþa etmeye kalkýþmak gerçekçi bir yaklaþým olmayacaðý gibi bekledikle33
Kömürcü, agy.
34
Kömürcü, agy.
35
Yeni Þafak, 6 Mart 2004
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[189]
Ceyhun Bozkurt
ri sonuçlarý da asla vermez!.. Neticede, Türk'ün son devleti Türkiye parçalanýr. Sevr'i yeniden Türkiye'nin baðrýna oturtmayý amaç ve hedef haline getiren AB ve ABD, bu kavramý bir dinamik olarak kullanmaktadýr. Türkiye
Cumhuriyeti karþýtlýðýndan nemalananlar da, daha fazla çýkar için bu kervana katýlmýþlardýr.”36 Yazýcýoðlu, Türkiye'nin ABD ve AB destekli bu
politikayý sürdürmesinin, Türkiye'ye dost ve kardeþ ülkelerde çekingenlik
yaratacaðý uyarýsýnda da bulunuyor.37
Türkiye ile Ýsrail'in direk,
Türkiye ile de ABD'nin
dolaylý yollardan kamuoyu önünde ciddî bir
kavga vermesi gerekiyordu. Türkiye-Ýsrail kavgasý
Davos'ta patlak verdi.
Graham Fuller de “Yeni Osmanlýcýlýk”
tartýþmalarýna katýlmýþ ve “AB'nin bir parçasý olan demokratik bir Türkiye bölgedeki Kürtler için büyük bir çekim alaný olur, pek çok insan bunun parçasý olmak isteyecektir; gönüllülük temelinde yeni bir Osmanlý Ýmparatorluðu
bile yaratýlabilir” demiþti.38
Ancak plânýn hayata geçmesi için Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden bir tanesi,
kurulduðu günden bu yana devam eden ve genelde ticarî, stratejik ve askeri
iþbirliðine dayanan Ýsrail-Türkiye iliþkisi ve iþgalci ABD ile sözde de olsa bilinen stratejik ortaklýk. Bu iliþki, Müslüman coðrafyada, hiçbir zaman kabul
görmedi ve Türkiye'ye karþý ihtiyatlý yaklaþýlmasýna neden oldu. Fuller bu
konuda uyarýda bulunmayý ihmal etmiyor: “…Türkiye, ABD iktidar ve politikasýnýn bir aracý olarak algýlanmaya devam ettiði ölçüde, Ankara'nýn itibarý
ve bölgeye açýlabilme düzeyi oldukça sýnýrlý kalacaktýr, nitekim geçmiþ deneyim bunu göstermiþtir.”39
Bunun için Türkiye ile Ýsrail'in direkt, Türkiye ile de ABD'nin dolaylý
yollardan kamuoyu önünde ciddî bir kavga vermesi gerekiyordu. TürkiyeÝsrail kavgasý Davos'ta patlak verdi.
Plânýn yukarýda deðindiðimiz Ýran'a yönelik boyutunu da tekrar ele almamýz gerekiyor. Ýslam dünyasýnda aðýrlýðýný artýran bir Türkiye, Ýran'ýn nüfuz politikalarýnýn önünde engel teþkil eder. Hamas üzerinden Filistin'de a36
Yaþar Yazýcýoðlu, Bitmeyen Hesap, Kripto Kitaplar, Birinci Baský, Ekim 2008, Ankara, s. 311
37
Yazýcýoðlu, age., s. 313; “Yeni Osmanlýcýlýk” ile ilgili daha geniþ bilgi için Cengiz Özakýncý'nýn
Otopsi Yayýnlarý'ndan çýkan “Türkiye'nin Siyasî Ýntiharý 'Yeni Osmanlý Tuzaðý', Osmanlý'dan Günümüze Ýslam Üzerinde Emperyalist Oyunlar” adlý eser okunabilir.
38
Ruþen Çakýr, "Gönüllülük temelinde yeni bir Osmanlý mümkün", Vatan, 2 Mart 2004
39
Fuller, age., s.319-320
[190]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Obama döneminde Amerika, Türkiye-Ýsrail Ýliþkilerinde Kriz(!) ve Yeni Osmanlýcýlýk
ðýrlýðýný artýran bir AKP Hükümeti, Ýran'ýn gücünü burada kýrabilir. Erol
Manisalý'nýn söylediði gibi “ABD ve Ýsrail karþýtý Ýran'ýn yerine, kendi kontrollerindeki Türkiye'nin yavaþ yavaþ Ortadoðu ve Ýslam dünyasýnda öne çýkarýlmasý, bulunmaz bir fýrsat deðil mi?”40 Ýbrahim Karagül de Türkiye ile Ýran arasýnda önümüzdeki dönemde gerçekleþebilecek ABD kaynaklý bir soðuk savaþa “ABD-Ýran yakýnlaþmasý Ortadoðu'da Türk-Arap iliþkileri üzerinde daha ileri düzeyde bir yakýnlaþmanýn temelini oluþturabilir. Türkiye'nin tarihsel birikimi güncellenebilir. Türkiye-Ýran arasýnda bir Soðuk Savaþ'ýn temellerini atabilir” ifadeleriyle dikkat çekiyordu.41 Mahiye Morgül'ün
ifadesiyle, postmodern Davos darbesiyle, herkesin gözü önünde, bir
tiyatro izler gibi, BOP eþbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, Arap ülkelerinin liderliðine getirildi.42
Ayrýca Türkiye'de üniter devlet modelinden, federatif yapýya geçiþi saðlayacak sistem
deðiþikliðinin de önü açýlmýþ olacak. Yani Ilýmlý
Ýslâm Devleti. Türkiye'ye biçilen Ilýmlý Ýslam
rolüne uygun olarak Baþbakan Erdoðan, “ayný
zamanda 'Ilýmlý Ýslam devletinin baþbakaný nasýl
hareket eder' havasýný estirdi, Ýslam dünyasýnda
prestij saðladý.”43
Gazze'de yapýlan mitingde, Türk bayraklarý ve
Erdoðan posterleri açýlmasýnýn yaný sýra “Abdülhamit” vurgusu yapýlmasý da dikkat çekici.
CIA'ya yakýnlýðýyla bilinen Amerikalý strateji uzmaný George Friedman'ýn “Türkiye'nin dünyadaki siyasî etkisi, 2050 yýlýnda muhtemelen Osmanlý haritasýný andýran bir görüntü oluþturacak” ifadesine dikkat çeken
Arslan Bulut da, Baþbakan'ý karþýlama merasimlerindeki “Üçüncü Abdülhamit Tayyip Erdoðan”, “Osmanlý geliyor” sloganlarýný hatýrlatarak “Demek
ki Türkiye'yi, Türklerin yönetmediði, þiþirilmiþ bir Osmanlý devleti haline
ge-tirme stratejisinin alt yapýsý yýllardan beri hazýrlanýyor” yorumunu
yapýyor.44 Gazze'de yapýlan mitingde, Türk bayraklarý ve Erdoðan posterleri
açýlmasý-nýn yaný sýra “Abdülhamit” vurgusu yapýlmasý da dikkat çekici.
Fuller'in kitabýnýn adý neydi hatýrlayýn: Yeni Türkiye Cumhuriyeti.
40
Erol Manisalý, Davos'taki Erdoðan ve Hükümetin 'Ýsrail Politikasý', Cumhuriyet, 2 Þubat
2009
41
Ýbrahim Karagül, Ýran ABD'yi dize getirdi: Haritalar tekrar çizilecek, Yeni Þafak, 11 Þubat
2009
42
Mahiye Morgül, Davos'ta Ýran'ý yalnýzlaþtýrma operasyonu, www.asahaber.net
43
Manisalý, agy.
44
Arslan Bulut, Davos'ta Tayyip Erdoðan'ý nereye doðru ittiler?, Yeniçað, 31 Ocak 2009
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[191]
Ceyhun Bozkurt
Davos'taki “organizasyonun” perde arkasýnda Cüneyt Zapsu'nun olduðu yönündeki bilgi de45 tezimizi ve diðer yorumlarý kuvvetlendirir nitelikte.
Pentagon'a girebilen tek Türk gazeteci ünvanlý Cengiz Çandar'ýn, olayýn hemen ertesinde Erdoðan'ý, Ortadoðu'nun “yeni Nasýr”ý ilân etmesi46 de bu
oyunun bir parçasý.
Son bir not olarak Milli Eðitim Bakaný Hüseyin Çelik'in bir genelge yayýnlayarak “Sakýn Ýsrail mallarýný boykot ettirmeyin” talimatýný vermesi çarpýcý bir anekdot olarak hatýrlanabilir.47
Bu yorumlar ýþýðýnda Fuller'in son söylediðini bir kez daha hatýrlayalým:
“Bu, Araplarýn Türkiye'yi tarafsýzlaþtýrmaya çalýþmasý deðil; aksine onlarýn,
Washington ve Kudüs ile iletiþim kurmalarýný kolaylaþtýrabilen ve Müslüman dünyanýn dýþlanmýþlýk ve kuþatýlmýþlýk duygusunun hafifletilmesine
yardým edebilecek bir dost kazanmasý olayýdýr.”
Önümüzdeki günlerde, birçoðumuzun hoþuna gidecek, “büyüme”
merkezli söylemlere dikkat etmek gerekiyor. Sakýn, Osmanlý özlemini körükleyecek söylemlerin arkasýnda, Obama döneminde Türkiye'yi
sözde büyütecek, ancak özünde önce federatif yapýya götürüp, sonra
parçalayacak formüller olmasýn.
45
Arslan Bulut, Davos'taki sörfün perde arkasý!, Yeniçað, 1 Þubat 2009
46
Cengiz Çandar, Tayyip Erdoðan, Ortadoðu'nun 'Kimsesizlerinin kimi' artýk, Referans, 31
Ocak 2009
47
Milli Gazete, 26 Þubat 2009
[192]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009

Benzer belgeler