mikotoksinler ve korunma stratejileri

Transkript

mikotoksinler ve korunma stratejileri
Sayı : 2003 / Br – 02
Sayfa : 8 – 15
MİKOTOKSİNLER VE KORUNMA STRATEJİLERİ
KONU
:
:
a İLGİ
³ KELİMELER :
MİKOTOKSİNLER
KANATLI BESLEME
• Detoksifikasyon
• Organik Tarım ve Mikotoksinler
• Genetik Seleksiyon
• HACCP
• Toksin Bağlayıcılar
KAYNAKÇA :
Tercüme: Seyfi Ay - Halit Çınar, İnterkim. Flair – Flow 4 Synthesis Report’dan
Jean – François Quillien : INRA , Fransa
YAYININ KAPSAMI :
Ürün tanıtımıdır
Kişisel veya kurumsal değerlendirmedir
…
;
Tercümedir
Derlemedir
…
…
ÖZET :
) Mikotoksinler spesifik sıcaklık ve nem şartlarında üremektedir.
) Üreme açısından her mikotoksine ait spesifik şartlar vardır.
) Hasat döneminden başlayarak nihai tüketici aşamasına kadar HACCP uygulamaları
toksisiteyi önemli ölçüde inhibe eder.
) Yem sektöründe toksin bağlayıcıların kullanılması toksisiteyi minimize eder.
SONUÇ :
Mikotoksinlerle mücadeleye yönelik biyolojik, kimyasal ve fiziksel yöntemler
uygulanmakla birlikte tamamen eliminasyon mümkün görülmemektedir.
Özellikle toksisiteyi minimum seviyeye indirebilmek ve korunma amaçlı olarak
karma yemlerde toksin bağlayıcı kullanımı yararlıdır.
8
Mikotoksinler Nasıl Oluşur?
Aynı türün çeşitleri olmasına gerek olmaksızın , aynı toksin, çeşitli tür mantarlardan
üretilebilmektedir. Benzer olarak aynı tür mantarlar birkaç formda mikotoksin üretebilirler.
Küf ve toksinler belirli rutubet,sıcaklık ve havadaki gazların belirli seviyeleri koşulları altında
gelişir. Bu koşullar, küf ve mantarın türüne göre değişiklik arz edebilmektedir. Avrupa’da
halen sürdürülmekte olan araştırmada tarlada yada depolama sırasında tahıllar üzerinde küf
gelişimini kontrol edecek ve engelleyecek stratejilerin dizaynı için gerekli koşullar
oluşturulmaya çalışılmaktadır. Araştırma da görev alanların, bu yüzden hasat sırasında
sağlıklı materyal elde edebilmeleri için sanayicileri ve çiftçileri aydınlatması gereği vardır.
(örneğin ürünleri için optimal depolama koşullarını sağlayarak ).
Örneğin Avrupa’daki araştırma çalışanları yeni tamamladıkları bir çalışmada, OTA’nın
bilinen tek üreticisi olan Penicillium verrucosum mantarının yüksek rutubetli ve havadaki
CO2 seviyesinin %50 nin altında olduğu şartlarda daha kolay oluşabildiğini tespit etmiştir.
Mikotoksinlerin, küfler tarafından üretilme, insan ve hayvan sağlığı için toksik etkileri gibi
ortak karakteristikleri bulunmakla birlikte, kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Bu,
kimyasal olarak çok farklı olabilecekleri anlamına gelir. Bir molekülün kimyasal yapısı o
maddenin fonksiyon ve özelliklerini oluşturur (oluşumunu,direncini,toksisitesini ve
stabilitesini yönlendiren koşullar ). Bu yüzden Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen
projelerin birkaçı mikotoksinlerin kimyasal ve toksik olarak sınıflandırılması çalışmalarına
ayrılmıştır. Bu türden sınıflandırma çalışmaları mikotoksinler ile mücadele ve mikotoksinlerin
eliminasyonu açısından temel ve anahtar çalışmalar olarak nitelendirilmektedir.
Mikotoksinlerle Savaşın Çeşitli Aşamaları
Mikotoksinlerin Oluşmasının Engellenmesi
Bu, kontamine stokların yeteri kadar erken tespiti ve bu mahsullerin gıda malzemesi dışında
bir kullanıma yönlendirilmesi ile ilgili olabilir. Ancak kontamine üründeki kayıp çaresiz
olarak çiftçinin gelirinde kayıpla sonuçlanır.Böylelikle oluşabilecek enfeksiyonların
engellenmesine yönelik stratejiler, toplum sağlığı ve tarım ekonomisi ve buna bağlı olarak
üretici ülkeler için yararlı olacaktır.
Toksinlerin enfeksiyonuna,çoğalmasına ve gelişmesine katkısı olan ekolojik faktörlerin iyi
bilinmesi ve anlaşılması, tarımsal üretimde mikotoksin seviyelerinin düşürülmesine yönelik
etkili stratejiler oluşturulması için hayati bir koşuldur.
Engelleme stratejisi, hasat öncesi veya hasat sonrası depolama sırasında tahıllarda mikotoksin
oluşumunu engellemeye katkısı bulunan tüm unsurların oluşturulmasını sağlamak anlamına
gelir. Bu amaca yönelik bazı uygulama teknikleri aşağıdadır:
Hasat öncesi:
y Tarladaki mahsul için uygun ekolojik koşulların sağlanması ( uygun ve yeterli sulama ,
yeterli mineral kaynağı vb ) ve mantar oluşumunu tetikleyici tipte ekolojik koşulların
engellenmesi
9
y Enfekte bitkilerin kalıntılar bırakarak sonraki mahsulü kontamine etmesinin
engellenmesi.
y Küf oluşumunu önlemek için kimyasal yöntemlerin kullanılması.
Hasat sonrası:
y Mahsul ambarlarının veya depolarının ve dağıtılan hayvan yemlerinin tozlarının sık sık
temizlenmesi.
y Mahsulün uygun rutubet ve sıcaklık koşullarında depolanması
y Anti-fungal kimyasal yöntemlerin kullanılması ( propiyonik ve asetik asitler )
Avrupa’da ki Araştırma
Hasat öncesi kontaminasyonun engellenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar içerisinde,
ürünün kendisinde mikotoksinin oluşumunu tetikleyen faktörlerden arındırmaya yönelik
güncel çalışmalar yoğunlukla devam etmektedir.
y Genetik Seleksiyon, bitkilerin fungal kontaminasyona ve toksin üretimine direncinin
güçlendirilmesi amacı ile;
y Fungal enfeksiyona karşı istikrarlı direnç gösteren, sınırlandıran yada toksin üretimini
sınırlandıran transjenik bitkilerin tasarlanması ve üretilmesi ;
y Toksinogenetik fungilerin üretimini engelleyecek , endofit bakteri içeren tohumların
üretilmesi ;
y Toksijenik olmayan olmayan küf çeşitleriyle bitkilerin ön inokulasyonu; Bu çeşitlerin
varlığında tahıllar üzerindeki küf oluşabilecek kısımlar kaplanarak, toksijenik çeşitler için
rekabet oluşturur; bu nedenle bu strateji bazen biyolojik savaş olarak tanımlanır.
AB tarafından finanse edilen fungi üremesini kontrol etmek amaçlı projenin bir parçası
olarak icra edilen bu araştırma, uygulamayı teşvik edici bazı sonuçlar üretmiştir. Ancak
sonuçların seralar yada deney tarlalarında değil ticari üretim alanlarında yapılacak
çalışmalarla doğrulanması gerekmektedir. Mikotoksin üretiminin kontrolü konseptinden yola
çıkarak bu konuda araştırmalar yapılmaktadır.
Mikotoksinlere yönelik Avrupa’da yapılmakta olan araştırmaların ana eksenlerinden birisi
de toksinojenik fungilerin ve toksinlerinin hasat sonrası gelişimini engelleme yöntemlerinin
belirlenmesidir.Çeşitli antioksidanların, esansiyel yağların, mikrobiyel özütlerin ve bazı laktik
asit bakterilerin kullanımı bu anlamda olumlu sonuçlar sağlamış çalışmalardır.
Organik Tarım ve Mikotoksinler
Organik ürünlerin herhangi bir kimyasal muameleye tabi tutulmaması gerekir. Organik
ürünlerin kontaminasyonunu engellemek için tek yol mikotoksin varlığını önlemektir. Bu
ürünlerde küf üreme problemi ve mikotoksin varlığı daha hassastır.
10
Avrupa’da yapılan araştırmalar,besin zinciri boyunca mikotoksinlerin oluşumunu zemin
hazırlayan koşulların daha fazla anlaşılmasına ve gerekirse, tespit edilip engellenmelerini
sağlamaya ve ürünlerdeki mikotoksin varlığının seçilir kılınmasına
yönelik olarak
yapılmaktadır.Bu çalışmalardan çıkan sonuçlara göre de mikotoksin mücadelesi için bir
sistem geliştirilmeye çalışılmaktadır. Organik tarımda mikotoksin mücadelesi için herhangi
bir kimyasal metod uygulaması yapılamayacağından, ele alınacak sistemlerde bu husus ta göz
önünde bulundurulmalı ve sistem organik tarımı da içine alacak şekilde dizayn edilmelidir.
Ürünlerde Mikotoksinlerin Tespiti
Mikotoksinler epeyce dirençli moleküller olduğundan, ciddi anlamda enfekte olmuş
mahsulü günümüzde dekontamine etmek çok zordur. Şu anda besin ürünlerinin güvenliğini
garanti etmek için en güvenilir yol kontamine ürün stoklarını tespit edip besin zincirinden
çekmektir. Bu nedenledir ki sanayiciler için üretim zinciri boyunca uygun ve etkili kontrol
yöntemlerinin olması ve uygulanması şarttır.
Depolanan tahıllarda mikotoksin bulaşıklığının tespitinde ilk aşamada bazı zorluklarla
karşılaşılmaktadır. Kontaminasyon yığında homojen dağılmamıştır ,bu nedenle yığından
mikotoksin tespitine yönelik alınacak olan numunenin yığının tamamını temsil etmesi
gerekmektedir. Bu tip yığınlardan alınacak numunenin yığının tamamını mümkün mertebe
temsil edebilmesi için araştırmalar yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir.
Mikotoksinlerin tespitindeki zorluk hakkında bir fikir vermek için, “sadece mikotoksin
üreten bir küfün varlığının mikotoksinin varolduğu anlamına gelmediğini” söylemek
mümkündür. Küflerin mikotoksinleri ürettiği koşullar çok spesifiktir. Öte yandan küfün
üründe fiziksel olarak görünmemesi mikotoksinin de olmadığı anlamına gelmez. Küf
ortamdan kaybolmasına rağmen ürettiği mikotoksin uzunca bir süre ürün muhtevasında
kalabilmektedir.
Günümüzde kullanılan iki saptama tekniğinin( kimyasal ve immunolojik ) mikotoksinlere
uygulanması üzerine çalışılmaktadır.Bu teknikler kolayca tanımlanabilen işaretleyici
moleküller, (örneğin bir boya ekleyerek), üzerine kurulmuştur. Bu işaretleyiciler mikotoksin
molekülleriyle bağ kuracak şekilde seçilmektedir. Her tipin spesifik bir yapısı ve buna bağlı
farklı dizilişi olduğundan her mikotoksin tipi için farklı spesifik işaretleyici bulunması
gerekmektedir. Kullanılan işaretleyiciler antibody’ler ise teknik immunolojik olarak
tanımlanmaktadır.Bu tekniklerin sanayiciler ve ticari üretim alanlarında kullanılabilmesi için,
ucuz, hızlı ve etkin olması gerekir. Bu amaca yönelik olarak kitler geliştirip piyasaya
sunulmuştur ve bu kitler üzerine araştırmalar da halen devam etmektedir.
Kontamine Ürünlerin Detoksikasyonu
Önlemeye yönelik çabalara rağmen mahsulün kontamine olması bazen engellenemez.
Ancak kontamine ürünleri dekontamine ederek zararı telafi etmek mümkündür.Bu
“dekontaminasyon” olarak bilinir.Detoksifikasyonun terim olarak anlamı, mikotoksinlerin
toksik etkilerini ortadan kaldırmak,yok etmek yada azaltmaktır. Bunu yapmak için
günümüzde en sık kullanılan teknik hasat sonrası tahılların işleme tabi tutulmasıdır.Fakat
mikotoksinler dayanıklı moleküller olduğundan bu anlamda detoksikasyon
kısmen
zordur.Geleneksel olarak detoksifikasyon stratejileri kimyasal,fiziksel yada mikrobiyolojik
yöntemlere dayanmaktadır.
11
Kimyasal yöntemler arasında mikotoksinleri deaktive etme yada yok etme amaçlı bütün
uygulamalar bulunabilir. Amonyak kullanımı gibi mikotoksinlere karşı etkili olan kimyasal
yöntemler uygulanabilmektedir ancak sağlık yönünden riskli bir uygulamalıdır.
Fiziksel yöntemler mikotoksin içeren substratların, sıcaklık, gün ışığı ve mikrodalga ile
indirgenmesi yoluyla arındırılmasını içerir. Bu yöntemlerde temel amaç, toksisite düzeyini
belirleyen toksin molekülünün yapısını modifiye etmektir.
Avrupa projeleri çerçevesinde detoksikasyona yönelik yapılan çalışmalar umut verici
görünmektedir. Örneğin araştırma çalışanları belirli mikotoksin moleküllerine kimyasal
afinitesi olan moleküller belirlediler. Belirlenen bu moleküller insan ve havyan tüketimi için
üretilen ürünlerdeki mikotoksinlere bağlanmak suretiyle toksik etkilerini azaltırlar. Temel
olarak bu uygulama ile mikotoksinlerin kandaki konsantrasyonları ve muhtelif organlarda
birikimi azaltılmaktadır.Yöntemin zorluklarından biri, bazı silikat gruplarında bulunabilen
toksin molekülünün toksisitesini artıran moleküllerin seçimidir.
Mikrobiyolojik yöntemler; Avrupa da ki araştırma çalışanları mikotoksinlerin birkaç
bakteri ve maya çeşitleri ile mikrosporik canlı organizma kullanılarak parçalanması
potansiyelini araştırdılar. Sonuçlar bu yöntemlerin uygulanması anlamında çok teşvik edici
değildi. Ancak devam eden araştırmalar neticesinde bu yöntemle de toksinlerin belirli bir
düzeye kadar bağlanabileceği ispat edilmiştir.
Mikotoksinlerin yemle birlikte barsak sistemine alındıktan sonra, toksisitelerini azaltmayı
amaçlayan stratejiler de detoksifikasyon stratejilerinin bir parçasıdır. Avrupa’da güncel
araştırmalar, mikotoksinlerle kontamine olmuş veya olması muhtemel gıda maddelerine/yeme
katıldıklarında
toksisiteyi
azaltma
etkisi
olabilecek
maddelerin
(vitaminler,proteinler,enzimler,iyi kalite yağlar,antioksidanlar,vb.) tespit edilmesi üzerine
yoğunlaşmıştır. Bu türden maddeler, mikotoksinlerin moleküllerine bağlanarak toksik
etkilerini azaltacaktır.
Detoksifikasyona yönelik bütün mevcut tekniklerin gerçek etkinliklerini ölçme amaçlı
tekrar gözden geçirme projeleri devam etmektedir. Laboratuar çalışmalarında ve deneme
tarlalarında yapılan ve olumlu sonuç alınan çalışmalar, gerçek ticari üretim alanlarında
kullanıldığında bazen sonuç alınamamaktadır.
Mikotoksinlere Karşı Savaşa Yönelik Stratejik ve Global Bir Yaklaşım: HACCP
Yönteminin Uygulanması
HACCP yöntemi tarım-gıda işinde risksiz gıda üretimini sağlamak amacıyla,iyi bilinen ve
iyi saptanmış bir yöntemdir. Ancak tarım üretiminin ilk aşamalarında az kullanılmaktadır.
HACCP etkinliğini kanıtladığından, Avrupa Komisyonu bu kontrol yöntemini mikotoksin
sorununa uygulamayı amaçlayan projeleri de teşvik etmektedir.
HACCP(Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizi) aslında gıda güvenliği problemlerini
önceden kestirebilmek için bütün kontrollere uygulanabilecek mantıklı bir uygulamadır. Bu
plan bizim engellemeye çabaladığımız tehlike için spesifik olacaktır. HACCP, üretimin
başından sonuna ve tüketim noktasına kadar bütün alanları kapsayan bir önlemler zinciridir.
Bu uygulamada bir kontrol hatalı gibi göründüğünde yada bir kontrol sırasında bir tehlike
tanımlandığında “düzeltici faaliyetler” devreye sokulur. Bu nedenle işletmeler kontrol
12
sırasında belirlenen bir tehlikeye karşı, düzeltici faaliyetlerin ne olabileceğini iyi
planlamalıdırlar. HACCP uygulaması, tehlikelerin önceden belirlenebilmesine ve bu tehlikeye
bertaraf etmeye yönelik düzeltici faaliyetlerin aksiyonuna dayandırılmıştır.
Tehlikenin HACCP yöntemi içinde uygun şekilde bertaraf edilebilmesi için, işletmelerin ürün
karakteristiklerinin kontrol edileceği bilgileri çok iyi düzeyde oluşturması gerekir.
HACCP üç tip riski önceden kestirmeyi (belirlemeyi) amaçlar; biyolojik risk (örneğin
patojen mikro-organizmaların varlığı), kimyasal risk (pestisit kalıntılarının üründe
bulunması), ve fiziksel risk (metal veya cam vb. kırıkları gibi ürünün içinde bulunmaması
gereken maddelerin varlığı).
HACCP yedi prensip üstüne kurulmuştur:
1. Bir riskin analizinin belirlenmesi: Üretim sürecinde önemli risklerin çıkabileceği
çeşitli aşamaları ve uygun önleyici tedbirlerin bir listesini hazırlamak.
2. Kritik kontrol noktalarının belirlenmesi (CCPs): Kritik kontrol noktaları üretim
sürecinde denetimi olmayan ve sağlık riski oluşturabilecek aşamalarıdır.
3. Kritik sınırların saptanması: Kritik sınırlar her CCP için kantitatif dolayısıyla
ölçülebilen parametrelerdir. Örneğin mikotoksinlerde
tahılların güvenle
depolanabileceği koşulların sınırlarını, (sıcaklık ve rutubet sınırları v.b. gibi) ,
belirlemek mümkündür. Seçilen parametreler herzaman bir emniyet payı içerir.
4. CCP için kontrol prosedürlerinin ayarlanması: Kontroller, tahıl temini aşamasında
hatasız ve hızlı olmalıdır. Aksi durumda ilerleyen aşamalarda mikotoksin kontrolü
mümkün olmayabilir. Aslında kullanılabilecek basit ve hızlı tanımlama kitleri
mevcutken, laboratuarda uygulanan bu analizler gıda endüstrisininin taşıdığı zaman
baskısına göre çok uzun sürmektedir.
5. Düzeltici Faaliyet Aksiyonu: Her CCP için, kontrollerin risk ortaya çıkardığı
durumlarda düzeltici faaliyet düşünülmelidir. Örneğin kontrol ekipmanının tahıl
yığınlarındaki sıcaklık ve rutubet için hatalı olduğu durumlarda hatalı ölçümü yapan
enstrumanlar
için kalibrasyon düşünülmeli ve şüpheli ürünler mikotoksik
kontaminasyonu tespit edebilecek analizler uygulanana kadar ayrılmalıdır. Bu
aşamada sanayicilerin edinebileceği hızlı kitlerin analizlerde kullanılması yararlı
olacaktır.
6. Kontrol prosedürünün yerleştirilmesi: HACCP planına ek olarak kontrollerin
uygun yerlerde olduğundan emin olmak için ayrıca kontroller yapılmalıdır. Bu safha
aynı zamanda mikotoksinlerin analizi için ilave bir denetimi de içerir. Eğer belirlenen
limitleri aşan mikotoksin seviyeleri bulunursa, kontrolün nerede kusurlu olduğunu
tanımlamak için acil eylemler düşünülmelidir. Bu varolan CCP de belirlenen kritik
sınırların modifikasyonuna yada başka CCP lerin tespit edilmesine zemin
hazırlayabilir.
7. Dökümantasyon ve kayıt tutmanın yerleştirilmesi: Mikotoksinlerin kontrolü amaçlı
HACCP planının başarısı için konu üzerine detaylı döküman zaruridir ve bu döküman
mikotoksinler, riskleri ve oluştukları koşullar hakkında tam bilgi içermelidir. Kontrol
prosedürleri ve düzeltici faaliyetler hakkındaki bilgiler detaylı ve bu kontrolle
görevlendirilmiş personel tarafından anlaşılabilecek kadar açık ve kolay anlaşılır bir
dilde yazılmış olmalıdır.
13
Mikotoksinler üzerine araştırma yapmak sağlıklı, sürekli ve rekabetçi Avrupa tarımının
genel amaçlarının bir parçasıdır. Bu meselelerle ilgilenen sadece araştırma çalışanları değildir.
Bu husus Avrupa Komisyon çalışmalarını ekonomik oyunculara, teknoloji ve bilimsel bilgi
transferini vurgulaması açısından yönlendirmiştir. Üstelik tüketiciler ve sorumlular için yeterli
olan bilgi, bu liderler Avrupa ekonomisindeki asıl oyuncuları temsil ettiğinden takviye
edilmek zorundadır.
Tüketicilere verilen bilgi
Tüketicilere verilen bilgiyi geliştirmek Avrupa Komisyonunun değişmez ilgi alanlarından
biridir. Muhtemel olarak mikotoksinlere atfedilebilecek riskler, bunları engelleyecek varolan
yöntemler gibi genişçe yayılmalıdır. Bu sadece tüketici derneklerinin katkısı, tarım gıda
üretiminde ve dağıtım zincirinde rol alanların etkili olmasıyla uygulanabilir.
Ekonomik oyuncuların rolü
Olayla bağlantılı yeni bilgilerin iletilmesi, mikotoksinlerin kontrolü ve analizi, tarım-gıda
endüstrisinde üretimin gelişmiş kontrolü ve ürün güvenliğinde artışın sağlanması için temel
öğelerdir.
Komisyon ekonomik oyuncuların mikotoksinler hakkında bilgilerini güncellemelerini ve
tamamlamalarını sağlamak için Avrupa da çeşitli alanlarda çalışan araştırma çalışanlarını bir
araya getiren çok disiplinli bir ağın kuruluşunu teşvik etmiştir. Bu araştırma çalışanları
konuyla
ilgilenen
herkesin
kolaylıkla
ulaşabileceği
bir
internet
sitesine
(www.mycotoxins.org ) katkıda bulunmakla da yükümlüdürler. Oyuncuları bilgilendirmek
aynı zamanda onların yeterli izleme sistemlerinin kurulmasının zorunluluğunun bilincinde
olmasını da amaçlar. Site üzerinden ilgilenen kişinin kendi yerel bağlantısından bilgi talep
etmesi yada kendisini ilgilendiren konuyla ilgili çalışan araştırma görevlileri ile direk temasa
geçmesi de mümkündür. Bu site aynı zamanda ekonomik oyuncuların ihtiyaçları ve
karşılaştıkları sorunlarla ilgili bilgileri alabileceği bir yerde olmalıdır.
Komisyon Avrupa’da araştırma ile koordinasyon elde etmeyi amaçlayan tedbirleri teşvik
etmektedir. Bu yüzden “ Cost Action 835 ” Avrupa’da araştırma üstüne kurumsal bir
koordinasyonun kurulmasını amaçlayan bir programdır. Bu koordinasyon araştırmanın daha
tutarlı olmasını sağlayacak, kopyayı engelleyecek, araştırma çalışanları arasında sonuçların
paylaşılması ile araştırma sürecinin daha hızlı olmasını sağlayacaktır. Projenin kurumsal
boyutu , koordinasyonun kuruluşunun sürdürülebilirliğini garanti etmeyi amaçlar.
Kamudaki oyuncuların rolü
Henüz gıda ürünlerinde bütün mikotoksinleri elimine edemiyoruz. Bu yüzden temsil
ettikleri risklerin kabul edilebilir seviyelere çekilmesini sağlayabiliyor olmamız önemli bir
başarıdır. Teknolojik ve pratik olarak ürünlerde mümkün olan sınırlar içinde minimal risk
seviyesini sağlamak gıda-tarım endüstrisi profesyonellerin rolüdür. Diğer yandan halk
kitleleri gerçekçi ve uygulanabilir düzenleyici sınırların ve ürünlerde kabul edilebilir
mikotoksin seviyelerinin oluşmasını temin edecek önemli bir güçtür. Belirlenecek bu
seviyelerde araştırma sonuçlarına göre olmalıdır. Bu nedenledir ki Avrupa Komisyonu
bilimsel çalışmalardan elden edilen bilgilerin halka ulaşmasını kolaylaştıran her türlü çabayı
teşvik etmektedir.
14
Genel
Mikotoksinlerin inaktive edilmesi, adsorblanarak sindirim kanalından dışarıya atılması v.b.
gibi toksisitenin yok edilmesini veya minimum seviyeye indirilmesini temin amacıyla yem
sanayinde
“toksin bağlayıcı” yem katkıları kullanılmaktadır. Toksin bağlayıcıların
kendisinden beklenen faydayı sağlayabilmesi için aşağıda yazılı bulunan bazı özelliklere haiz
olması gerekir:
•
•
•
•
•
Etken maddeleri itibariyle yalnızca bir toksini (örneğin sadece aflatoksin)
hedeflememelidir.
Mikotoksinlerin; sindirimi, metabolizması, detoksikasyonu ve atılımı aşamalarının her
birisinde etkili olabilen etken maddeleri içermelidir.
Vitamin, mineral gibi diğer besin maddelerini bağlamamalıdır.
İçeriğinde bulunan etken maddelerin konsantrasyonu ve yemin kontaminasyon
durumuna göre katılım oranı doğru belirlenmelidir.
Bilimsel çalışmalarda etkinliği kanıtlanmış olmalıdır.
15

Benzer belgeler

Gıda Güvenliği: Mikotoksinler

Gıda Güvenliği: Mikotoksinler DEĞERLENDİRMESİFAO/WHO Expert Committee on Food Additives (JECFA) – 1997,

Detaylı